Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 186

ARITAN

BİR ŞİFA SANATI KILAVUZU

E S A S L A R I
B İ R Ş İF A S A N A T I K IL A V U Z U

E S A S L A R I

D ia n e S te in

Ç ev iren :
S u at Ertüzün

A R IT A N
BİR ŞİFA SANATI KILAVUZU
R E İK İ
ESASLARI

DIANE STEIN

Özgün Adı
ESSENTJJAI, RElKl
A COMPLETE GUIDE TO AN ANCIENT HEALING ART

© By Diane Stein
The Crossing Press Inc.
Türkçe Haklan Akçalı Ajans Aracılığı İle Arılan Yaymevi'ne Verilmiştir.

Türkçe. Haklan © 2002 Aman Yayınevi


Yayınevinin izni olmadan.
kısmen veya tamamen hiçbir yolla kopya edileme:,
çoğa/tılama:, yayınlaııamaz v< dağıtılamaz.

Yayın Koordinatörü: Aydın Arıtan


Yayın Danışmam ve Editör: USUİ REİKİ ÖĞRETMENİ Recep Çifter
Teknik Editör : Selma Türban

Kapak Tasarımı. Dizgi ve Ofset Hazırlık: Arttan Yayınevi


2. Baskı: Sena Ofset. Haziran 2002, İstanbul
ISBN: 975-7582-75-1

ARITAN YAYINEVİ
Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi
A Blok Kat:6 No: (4NA6) Topkapı - İstanbul
Tel: (0212) 576 87 41 - 576 22 26 Fax: (0212) 576 87 06
Gizem. sır olm aktan çıka ca k ve örtülü olan açığ a kavu şacak: g eri tutulmuş olan
aydın lan acak ve bütün kadın lar g örecek ve ku i/ayacaklar birlikte.
Alice Bailey "

Kendinize şifa yaptığınız ve başkaların a kendine^şifa için yardım ettiğinizde aslında


Yeryüzüne şifa yapm ış oluyorsunuz
Siz. g erçek ten fa rk ettiriyorsunuz.
Laurel Steinhice
Toprak Ana'yla Medyumsa! irtibat (J‘

İnanıyorum ki dünyayı ve kainatı sevk^ii idare eden bir Tek Üstün Varlık - Mutlak
ve Sonsuz olan - ve b ir M uharrik Kuvvet var. O titreşen. görünm ez b ir ruhani
güçtür ve tüm d iğ er güçler onun yanında silinip önem ini yitirir. Bu yüzden o.
Mutlaktır!...
Ben on a "R eiki" diyeceğim ...
Büyük ila h i Ruh tarafından evrensel bir kuvvet olm akla o. şifa sanannı arayan ve
arzu eden h erkese aittir.
Hawayo Takata

(1) Alice Bailey, (The Rays rnd ıhe Initiaıionsi Işınlar ve İnisiyasyonlar. Cilt V. (New York, NY, Lucius Publishing Co., 1972), s.332.
Roosalyn L. Btuyere ve Jean Farrens (Ed.), (W/teels of liglı: A Sıudy of ıhe Chakras) Işığın Çarkıfelekleri: Çakralann İncelenmesi. Cilt.
I (Sierra Madre, CA. Bon Pnducıions. 1989), s. l 7'den alıntı.

(2) Laurel Steinhice, Dlane Stein. (Dreaming ıhe Pası. Drcaıing ıhe Futurc: A Herstory o f the Earth) Geçmişi Düşlemek, Geleceği
Düşlemek: Bir Yeryüzü Tarihçesi (Freedom, CA. The Crossing Press. 1991 ), Giriş sayfasında.

(3) Hawayo Takata. Paul David Mitchell, (Reiki: The Usui Sysıem ofNatııralHealing) Reiki: Usui Doğal Şifa Sistemi (Coeurd’Alent:,
Idaho, The Reiki Alliaııce. 1985). s.5.( 'da.

REİKİ 5
T e ş e k k ü r

Bu kitap birçok insatun yardımıyla meydana geldi. ilk olarak. The Crossing Press'in ortakları olan Elauıe Goldman
GUI ve John GUT e. lanışmalı addedilebilecek bir kitabı yayımlama konusundaki cesaret ve isteklerinden ötürü teşekkür
em ek isterim. Carhbad, Kaliforniya’dakt Mystical Dragon Kıtabevinde Elaine’e Reiki 1 .2 ve 3 öğretmek (Lammas,
1993) hayatımın dönüm noktalarından birim teşkil eımişıir Hukuki önerileri için Richaıd Dorıovan'a. alternatif öğret­
me teknikleri ve sembol bilgileri için Diana Acmıa’ya. nadir kitapları bulmama yaptığı katkılar ve sürekli teşvikleri için
de Sasha Daucus'a teşekkürü borç bilirim. Jan e Brown ve Lindaa Page müsvedde nüshayı okuyııp kritiğini yapfi, Jane
BrowtTla Carol Hutmer da Ki Alıştırmalarıyla ilgili önemli materyal/eri temin etti. Brigil Books. St. Petersburg. Flori-
da’dan Patty Calalıan ve Treasures Bookstore. Tampa. Florida'dan Jo y Weaver da kitap araştırmalarında yardımlarını
esirgemediler.
Laurel Steinhice ve Suzamıe Wagner. yıllardır Reiki üzerine medyumsal irtibatlarda bulunduğumuz kadınlardandır
Hakkında hiçbir bilgim yokken Detong Cho Yin. bana Budizm'i sabırla anlattı ve bu kitap açısmdan hayati önem taşı­
yan başka bilgiler de temin etti. Aynı zamanda. öğrendiğim her şeyi paylaşacağımı ve nihayetinde yazacağımı bilerek ba­
na Reiki eğitimimi veren insanlara da teşekkür ederim. Bedelini ödememin imkansız olduğu günlerde onlar bana gerek
modem. gerekse geleneksel yollardan Reiki'yi öğrettiler. Onlardan kimisi bana telefon ve posta yoluyla bilgi verdi. kimi­
si geleneksel olmayan yöntemlerimi büıünlemek için gelenekse/ öğretiyi aktardı, kimisi de daha ilk görüşmemizde konu
hakkında beni aydınlattı, hatta uyumladı bile. İsimlerini burada anmamakla birlikte hepsine yürekten teşekkürlerimi su­
narım.

Ayrıca öğretmenlik yapan Reiki 3'ierime. makul ücretler karşılığında Reiki'yi. onu öğrenmek isteyen olabildiğince
çok insana taşımaya gayrel eden öğrencilerime de teşekkür em ek istiyorum. Birçok/an arasından özellikle Jill Elizabeth
Tumer'ı. Anasıasia Marie Zepp’i, Jane Browıı’u. Sasha Daucus'u. Diana Acuna'yı. Tom Oakley’i, Camlyn Taylor'u.
Lisa Severn'ı ve Liz Tarr ı burada anmak isterim. Onlara hem dostlukları hem de çalışmaları için minnettarım.

U y a r ı

Şifa ve tıp birbirinden çok farklı iki disiplindir ve yasa gereği şu konuda uyarı yapmak zorundayız: Bu kilapıa yer
alan bilgiler tıp değil. şifadır ve tıbbi herhangi bir öneri içermez. Ciddi rahatsızlık ve hasıalık durumunda kendi ter­
cihiniz doğrulıusunda tedavi görmelisiniz.

RE1Ki 6
İÇ İN D E K İL E R

O nsöz....- ................ — 9

Giriş ................................ 10

R E IK I 1: B İR İN C İ D E R E C E
B ir in c i B ölü m - R e ik i'nin Ö y k ü sü ....................— ...... . 16
İk in c i B ölü m - R e ik i N e d ir ?.•-................- - ................. 25
Ü çü n cü B ö lü m - R e ik i Ş ifa U ygu lam ası ..................... 39
K e n d in e Ş i f a ........................ - .................................. 46
B a ş k a la r ın a Ş ifa — .... — ................................... 54
G ru p Ş i f a s ı ........- ................................................. ..... 61

R E İ K İ 2 : İ K İN C İ D E R E C E
D örd ü n cü B ölü m - R e ik i S e m b o ll e r i .......-.................... ...... .. 68
B e ş in c i B ölü m - U zaktan Ş ifa v e Ö t e s i ........................ 82
A ltıncı B ö lü m - K u n d alin iy i A ç m a k ............ .................. 95

R E İK İ 3: ÜÇÜNCÜ D E R E C E
Y edinci B ö lü m - Ü çü n cü D e r e c e S e m b o ll e r i...... ....... ......... 114
S e k in c i B ölü m - U y u m la m a ...... ....................................... ......... 126
D okz p n cu B ölü m R e ik i Ö ğ r e t m e k ............................... - ....... 140
O nuncu B ölü m - R e ik i v e A yd ın lan m ay a G id en Yol ......... 155

Sonsöz: İçinde Bulunduğum uz G ezegensel Buhranda R eik i'n in G e le c e ğ i............. ....... -......... .. 168
Ekler: R eiki Ö ğretim i İçin D ers N o tla rı....................... ...............- ...................... ........................................ 171
ÖNSÖZ

Reiki 1, 2 veya 3 uygulamacısı olabilmek için kendisi de eğitim ve uyumlama almış bir öğretmen tarafın­
dan bizzat uyumlanmak gerekmektedir. Bu kitap. sözkonusu doğrudan inisiyasyon sürecinin yerini tutanm.
Bu kitap. uyumlantmş Reiki uygulanacısı ve öğretmenine kılavuzluk eder. Modem formatta Batılı şifacılar
için Reiki öğretisini bütünüyle yayılayan ilk eserdir. Belki de kadim zamanlardan soma dünyanın geri kala­
nı için bu özelliği geçerlidir.
Hem insanlar hem de gezegen için sözkonusu olan bu değişim ve buhran çağında şifa. artık gizli tutulama­
yacak kadar acil bir ihtiyaç haline gelmiş durumdadır. Burada verilecek bilgilerin kutsallığına ve Tanrı’nın
Reiki annağamna daima saygı duyun. Yalnızca herkesin iyiliği için kullanın: ondan yararlanmak isteyenler
içinse bundan özgürce faydalanabilirsiniz. Her ne gönderirseniz size kat be kat geri döner. Reiki. Evrensel
Sevgidir.

D olunay B aşa k Burcunda


2 6 Mart 1994

REİKİ 9
t 983 ’te Michigan Kadınlar Müzik Festivali nde
çeşitli tedavi tekniklerini uygulayarak ilk şifa tec-
ıiibemi yaşadım. Bu tarihten itibaren de hayatımı
şifaya adamak istediğimi anladım. Medyum olma­
yı -ve birçok kadının kolaylıkla uyguladığı bazı şey­
leri öğrenmeyi arzuladım. Bu deneyimi takip eden
5 yılda, bu konuda bulabildiğim tüm kitapları oku­
dum (o tarihte sayılan fazla değildi) ve öğrendikle­
rimi özellikle kendi üzerimde denedim. Bu işin an­
cak başında olduğumu biliyor, fakat daha fazla öğ­
renerek daha kuvvetli olmayı arzu ediyordum. Sa­
hip olduğum şifa verici yeteneklerim bana pek kuv­
vetli gelmiyordu; kristallerle, kıymetli taşlar ve el­
le şifa gibi diğer şifa tekniklerini de öğreniyordum.
Ancak şifayı daha kolay ve daha kudretli kılacak
bir bilginin eksikliğini hissediyordum.
1987 yılının Ağustos ayında (Hamıonic Con-
vergence'tan - Maya Takvimi'ndeki döngüselliğin
izinde gerçekleştirilen enerjilerin uywnlu birlikteli­
ğinin kutlanması, ç.n. - hemen önce) bunun anah­
tarını buldum. Metafizik konulu bir toplantının ak­
şam yemeğinde iki adamla tanıştım. Süratli bir şi­
fayı uygularken beni izlediler ve "size Reiki’yi kim
öğretti?’" diye sordular. Ben de Reiki’nin ne oldu­
ğunu bile bilmediğimi ve Reiki uyumlamasından
geçmediğimi söyledim. Adamlar ısrar ettiler ve el­
lerime dokunmak için izin istediler. Ellerimin sıcak
olduğunu ve bunun ancak Reiki şifacılannda görül­
düğünü söylediler. Bense bu konuda daha çok bilgi
sahibi olmak istiyordum.
Data sonra bu kişiler evimde tam bir Reiki se­
ansı uyguladıklarında, aradığım basit şifa sistemi­
nin bu olduğunu anladım. Reiki uyumlamasmm ne­
rede yapıldığını ve fiyatını sordum. Bana Reiki l
için 150$, Reiki 2 için 600$, Reiki 3 içinse (üstad-
öğretmenlik) 10.000$ gerektiğini; ilgilenen kişinin
maddi dunımu uygun olsa bile öğretmenin nadiren
müsait olduğunu söylediler. O günlerde ben garson
olarak çalışıyordum ve kiramı bile güçlükle ödeye­
biliyordum.
Kısa bir süre sonra o arkadaşlanlan biri Reik.i 2
uyumlamasmdan geçti. Saatler boyunca bu şifa
tekniğinden ve öğrenilmesi için gerekli paralardan

REİKİ 10
konuşuyorduk. Onlardan bir tanesi yüksek fiyatla sında daha ileri gidip onlara her şeyi ayrıntılarıyla
nn gerekli olduğunu. çünkü Reiki ’ye bağlılığı ifa­ öğreteceğimden söz ediyordum.
de ettiğini söylerken diğerinin konuya bakış açısı
Kasım 1989’da Oıtabatı eyaletlerine bir gezı
benimkiyle aynıydı, yani başkalarının yararına su­
yaptım. Bu gezimi I988"deki Festival’tle tanıştı­
nulacak bir tekniğin herkesin karşılayabileceği bir
ğım ve aramızda samimi bir dostluk gelişen iki ka­
fiyatla öğretil mesi. Şifacı ve yazar olarak bildiğim
dın destekliyordu. Bu kadınlardan biri. şifa yönte­
bütün tedavi tekniklerini herkese öğretmek ve yay­
minin daha kolay elde edilebilir olması gerektiğini
mak gerektiğinden hiçbir zaman şüphe duymadım.
düşünen bir öğretmenden Reiki 3 derecesini almış­
Aşın yüksek ücretlerin güzel ahlâkla bağdaşmadığı
tı. Reiki 3 uyumlaması için gereken 10.000$’dan
fikrindeyim. Bu adamlar. şifa üzerine vermiş ol-
çok daha az bir paraya bu derecesini alabilmişti.
duklan bütün bilgilerin bir gün kitaplarımda yer
Öğretmeni Geleneksel eğitim almış olmakla birlik­
alacağını biliyorlardı.
te modern egitim teknikleriyle de denemeler yapı­
Reiki 2 uywnlamasmdan geçmiş olan arkada­ yordu. Hiç hesapta yokken bir hafta sonu o kadın
şım. öğretmen eğitimi (yani Reiki 3) almamış ol­ arkadaşım beni hem Reiki 2'y e uyumladı. hem de
masına rağmen başkalarını Reiki’ye uyumlama de­ her iki derece için sertifika verdi. Bir dahaki görüş­
nemelerine başlayınca ben de üzerimde denemesi memizde beni Reiki 3 'e uyuınlayacağını. sembol­
ni istedi m. Fakat uzun süre reddetti. 1988 yılının lerin kopyasını bulamadığı için bunu hemen yapa­
Ocak ayında bir hastanenin AIDS servisinde üçü­ mayacağını söyledi. Ancak sene içinde iki defa kar­
müz birlikte şifa yapmaya karar verdiğimizde ise şılaşmamıza rağmen her seferinde çeşitli bahaneler
fikrini değiştirdi. Şubat ayı içinde Reiki 1 ve Reiki uydurarak sonunu bir türlü getinnedi. Kendimi çok
2'ye uyumlandım. Uyumlayan kişinin Reiki 2 ol­ aşağılanmış hissediyordum. Kendi Reiki I uyumla-
masına rağmen yöntemin bana fayda lı olduğu mu­ mam da henüz yeni Reiki 2 olmuş biri tarafından
hakkaktı. yapılmıştı. bu nedenle yöntemi kendim bulmaya
kara verdim. Reiki 2 sem bollerinin Taç ve Kalp
O zamana kadar hiç tecrübe etmediğim, hatta
çakralan ile ellere yerleştirilmesinden yola çıkarak
hayal bile edemediğim bir enerjiyle dolduğumu
yöntemin temelinin bu olduğuna kanaat getirdim
hissettim. Şifacı yeteneğimin hızla kuvvetlenınesi
(epeyce de yaklaşmışım). Ancak sadece Reiki 2 ’ye
ve Reiki’yi uygulamanın kolaylığı, aradığım şifa
uywnlandığım için bazı anahtar sembollerin eksik
yönteminin bu olduğuna beni ikna etti. Daha önce­
liğini hissediyordum ve maalesef bunlan keşfetme­
ki şifalarda da ellerim sıcaktı ancak artık çok daha
nin hiçbir yolu yoktu.
fazla ısınıyordu. Reiki tekniğini öğretmeye karar­
lıydım ama bunu nasıl yapacağımı bilemiyordum. Hiç tanışmadığım bir kadınla yaptığım bir tele­
fon görüşmesinde bu çabalarımdan bahsettim. Bir
Hastanedeki şifa çalışmalarımız boyunca ace­
süre sonra bir not defterinden yırtılmış kağıtlar üze­
milikten çıkıp şifacı olmaya doğm yol aldığımı his­
rinde Geleneksel Reiki 3 sembollerini postaladı.
settim. Arkadaşım Reiki 3 uyumlamasını aldığında
Bundan sonra deneylerim daha etkili olmaya başla­
onun ilk dersine katıldım. Hala ayda 300$ kazandı­
dı. Atölyelerimde sadece Reiki 2 uyguladığımı söy­
ğımdan ve ders ücreti olan 150$’r ödeyemediğim­
leyerek bildiklerimin hepsini öğretmeye devam et­
den, Geleneksel uyumlamalara katılma izni almak­
tim.
la birlikte, sertifikamı alamadım. Arkadaşım Tüm
Kadınlar Şifacıdır (The Crossing Press. 1990) adlı 1990 yılında. Ortabatılı Reiki 2 öğretmenimle
kitabımın Reiki bölümüne yardı mcı olmuştu ancak yaptığım bir telefon konuşmasında uywnlama yap­
bana daha ötesin! öğretmeyi reddediyordu. Kendi maya başladığımı söyledim. Aniden öfkelenerek
atölyelerimde Reiki 1 'in el pozisyonlarını anlatı­ sert bir dille beni kınadı. Ben de ona “bütün bilgi­
yordum ve öğrencilerime sık sık Reiki uyumlama- leri vereceğini vaat etmene rağmen sözünde dur-

REİKÎ 11
madm” dedim. B ir saat sonra beni tekrar arayarak dir,” diyordu. Bense onunla hemfikir değildim.
“madem uywnlama yapmaya kararlısın, hiç olmaz­
Beni misafir eden bayan araya girerek ondan
sa bunu doğru yap” diyerek uyumlama için gereken
bana “doğrusunu" öğreunesini ve bana bir sertifika
yöntemi bana izah etti.
vermesini teklif etti. Kadın kabul etti ve ertesi gün
Modern olan bu yöntemi uygulamaya başladım bir saatini ayırarak bana geleneksel uyumlamayı ve
ve öğrencilerimin birçoğu Reiki 1 enerjisine açıldı. enerji aktarım yöntemini öğretti. Öğrettiği şekliyle
Fakat bazıJan enerjiye açılmalarını belirleyen içsel geleneksel metodu uyguladığım takdirde sertifika­
duyumları hissetmedikleri gibi elleri de sıcak de­ yı vereceğini söyledi. Bense o zamanlar Reiki öğ­
ğildi. Reiki öğretmenim telefonla bana bazı bilgiler retmenimden öğrendiklerimi ve kendi yöntemimi
vermeye devam etti. Fakat bu bilgiler bölük pör­ başarıyla uyguladığım için bunu değiştirmek iste­
süktü ve bunları kendim birleştirm ek zorundaydım. medim.
Kendimi gitgide güçsüz hissetmeye başlamıştım
1991 Mayısı’nda Beltane'de Reiki 2 öğretme­
ama başka bir bilgi kaynağım da yoktu.
nim bana “yeni” bir Reiki 3 sembolü yolladı. Bu
1990 Haziranı 'nda Denver yakınında bir hafta sembolü hala kullanıyorum çünkü etkisi inkar edi­
sonu atölye çalışması yönetiyordum. İsteyen herke­ lemez. Böylece Geleneksel yöntemlerden giderek
si Reiki l 'e uy^niayabileceğimi söyledim. Altı ka­ uzaklaştım. Aynı Mayıs ayının sonunda Güneyi i
dın kabul etti ve Reiki enerjisine açıldılar. Den- Kadınlar Müzik Festivali’ne katıldım. Orada Reiki
ver’daki hafta sonundan sonra Reiki 2 öğretmeni­ konusunda önemli bir atılım gerçekleştirdim. Ora­
min bir meslektaşı, o bölgedeki seyahati esnasında da Reiki öğretmiyordum çünkü katılanlann sayısı
benimle bir gün geçirmek istedi. Hiç tanımadığım çok fazlaydı. Onun yerine doğal ilaçları konu alan
bir bayan arkadaş onu evi me kadar getirdi ve ak­ bir atölye çalışması düzenledim. Aynı atölyede iki
şam yemeğine kaldı. Yemekte Reiki 3 uyumlaması kadın bana ölmek üzere oldukiarını söylediler. On­
istediğimi, böylece atölyelerimde doğrusunu yapa­ lara Reiki uyumlaması teklif ettim. Dersten sonra
bileceğimi söyledim. “Öğreimek için vaktim yok. onları seyyar iskemleye oturtarak acılarını dindir­
ancak sadece uyumlama istiyorsan bunu hemen mek üzere Reiki uyrnnlaması yaptım. Başımı kal­
şimdi yapabilirim" dedi. Böylece yemek odasında. dırdığımda uyumlamayı bekleyen kadın] arın uzun­
masa başında beni Reiki 3 ’e uyumladı. Ondan bir ca bir sıra oluşturduklarını fark ettim. Orada bulu­
daha li ç haber alamadım ama ona yürekten min- nan bir Reiki 2 uygulayıcısının yardımıyla iki saat
nettanm. Ondan sonraki uyumlamalanm çok daha süreyle uyumlama yaptım. Tam taşekküllü bir atöl­
güçlü hale geldi. Bütün öğrencilerim istisnasız ye olmadan uyumlama yapma fikri böşmna girme­
enerj iye açıldılar. Arnk öğretmeye hazı r bir üstad diyse de ruhsal rehberlerim “durma, de vam et.” di­
olmuştum. yerek beni gayrete getiriyorlardı.
Şubat 1 9 9 l’de başka bir şehirde yine bir hafta Ondan sonraki gün sanatçılara ait bölümde ki-
sonu atölyesini idare ediyordum. Reiki l ve 2 ’yi taplanmı imzalarken yine kuyruk oluştu. ben de
öğretirken toplulukta bulunan bir kadının sürekli Reiki 1 uyumlamasını sürdürdüm. Sonralan ise
kaşlarını çattığını ve ders böyunca yüzünü buruş­ festivalde şöyle bir söylentinin dolaştığı kulağıma
turduğunu fark ettim. Ders bittikten sonra bana ge­ çalındı: “Koşun. Diane Steen kadınlara hayatları­
leneksel Reiki üstadı olduğunu ve benimle konuş­ nın deneyimini yaşatıyor.” Bekleyenlerin çoğu ne­
mak istediğini söyledi. Özellikle kutsal olan uyum- den sıraya girdiklerini bile bilmiyorlardı. Oysa ruh­
laınalan yaparken öğrencilerimin bana b in a s ın a sal rehberlerim “bırakma. devam et” diyerek beni
izin verdiğime (ki bunu hala yapıyorum) çok içer- teşvik etmeyi sürdürüyorlardı. Sonuçta iki gün
lemişti. Yöntemimi reddederek. “geleneksel uygu­ içinde 150 uyumlama yaptım. Benim için fiziksel
lamada bir değişiklik yapılıyorsa. bu Reiki değil­ olarak çok yorucuydu ve üç hafta boyunca hasta

RHKI12
yattım. Normalde günde 25 uyumiamayı aşmamak
gerekiyor. Ancak. ne olursa olsun, bu tecrübe bana
insanlann Reiki 'ye ne kadar muhtaç olduklannı ka­
nıtlamış oldu.
Festivalden sonra Reiki’yi olabildiğince çok sa­
yıda kadın ve eıkeğe öğretme gerekliliğini anla­
dım. Bu kusursuz şifa sistemi. parası olan olmayan
herkese açık olmak.ydı. Bugüne kadar ben bu yolu
izledim. Reiki 2 öğrermenim Reiki 3 sertifikası
vermeyi reddetti. Çünkü Reiki'yi ücretsiz öğret­
mekle değerini düşürdüğüme inanıyordu.
Bugün. dört yıldır Reiki üstadı olmama ve yüz­
lerce öğrenci yetiştirmeme rağmen hala resmi. Ge­
leneksel bir sertifikam yok. Bunun önemli olduğu­
nu da sanmıyorum. Öğrencilerime kendim Gele-
neksel-olmayan Reiki olarak adlandırdığım bir ser­
tifika veriyorum. 1992 yılının sonbalıannda öğren­
cilerimden biri de bana bir tane vererek. "beni eğit­
tiniz. ben de size bu sertifikayı takdim ediyorum"
diyerek şaka yaptı. Hepimiz buna katılarak. güldük.
Bugüne kadar yüzlerce öğrenci yetiştirdim, birçoğu
da şimdi öğreunenlik yapıyor. Onlardan ücretleri
düşük tuimalanru ve burs vermelerini isteyerek ev­
rensel olması gereken bir şifa sisteminin yanıltıcı
izlenimlerden kurtarılması gerektiğini söylüyorum.
Artık bu yolu benimseyen birçok kadın ve erkek
bulunmaktadır.

REİKİ 13
R E İ K İ B İ R

BİRİNCİ DERECE

REUG 15
Reiki ellerin temasıyla gerçekleştirilen son de-
reçe kolay ve güçlü bi r şifa sistemidir. İmkanları ve
işleyiş tarzı bu kitabın konusunu oluştunnaktadır.
Reiki 'yi iyi anlayabilmek için kaynağım ve batıya
ne şeki lde ulaştığını bilmek gereki r. Öyküsü aslın -
da bütün insanlık tarihini kapsar. Bu şifa sistemi­
nin. kendisi hakkındaki yazılı kaynaklardan çok
daha eskilere gittiği muhakkaktır. Her ne kadar Re­
BİRİNCİ. BÖLÜM; iki ’nin kökenini keşfetmek için çok okudum ve çok
araştırdıysam da tarihinde hâlâ birçok boşluk bu­
lunmaktadır. Bilgilerin birçoğu ne Batılı dillere
çevrilmiş, ne de herhangi bir dilde basılı hale geti­
rilmiş tir. Geleneksel Reiki M.S. 1800 yıllarında
başlar ancak, daha o tarihlerde bile eski çağlara da­
ÖYKÜSÜ yandığı bilinir.

. . •• f . v ■ . • •• . • Yazılı kayıtlardan önceki devirlere ait bilgiler


yalnızca medyuınsal bilgi aracılığıyla elde edilebil­
mektedir; bu yolla alınan bilgi spekülatif kabul
edilse de ilginç ve uyarıcı niteliktedir. Doğrulana-
mamasına karşın bu bilgi görmezden gelinemeye­
cek ölçüde göz kanaştıncıdır ve ben bunun çok de­
ğerli olduğuna inanıyorum. 1990’da psişik (med­
T yum) Laurel Steinhice, Geçmişi Düşlemek, Gele­
i .

ceği Düşlemek (The Crossing Press, 1991) adlı ki­


tabım için Yeryüzünün asıl kolonicileri olan oniki
kaynak gezegeni tarif etmiştir. Bunlann çoğu Ple-
adian yıldız sisteminde, birkaçı da Sirius ve Orion
yıldız sistemlerinde bulurunaktadır “’. İnsanlar Yer­
yüzünde evrimleşmemiştir, biz buraya çeşitli geze­
gen kültürleri tarafından getirildik ve medyumlar­
dan birkaçı da bunu yazılarında anlatmaktadır. Ka­
dim belgelerin bazı yetkin yorumculan da bunu
(böyle bir şey hâlâ cesaret istemekle birlikte) doğ­
rulamaktadır.

1991 'de medyum Laurel’a Reiki 'nin kökenleri­


ni sordwn. Bana Reiki ’nin yeryüzüne çok kollu
tanrı ve tanrıçaları (yani Hindistan' m erkek-ege-
men öncesi kök kültürünü) geti ren gezegenden gel­
diğini anlattı. Bugün Şiva ölarak tanıdığımız Hint
Tanrısı, ki o zamanlar Tanrıçaydı, Reiki’ yi buraya
getirmekle görevliydi (ve o bu armağanla hatırlan­
mak istiyor). insan bedeni bu gezegene göre tasar­
landığı zaman Reiki tüm insanların doğuştan hakkı
olarak genetik kedlanaya dahil edilmiştir m.

REiKJ 16
Reiki insanlığın bir parçasıdır. B ir zamanlar ev­ Usui hâlâ aradığı şifa yöntemini bulamamıştır.
rensel bir bilgiydi ve asla kaybolmaması gerekiyor­ Bundan sonra Mikao Usui’nin ne Hıristiyan, ne de
du. Bugün “M u" adını verdiğimiz, Yeryüzünün er­ rahip olarak adı geçmez; Japonya'ya dönüşünde o
ken devir uygarlığının çocukları ilkokul çağlarında artık Budisttir ve bir Zen Manastın’na yerleşmiştir.
Reiki l. orta okul yaşlarında ise Reiki 2 eğitimi
İlginçtir ki Reiki üstadı Williaın Rand yaptığı
alırlardı. Üstad/öğretmenler de Reiki 3 derecesini
araştırmalarda Mikao Usui'nin Doshisha Üniversi­
almak zorundaydılar, üstelik isteyen herkes de bu­
telinde ne rektör olarak, ne öğretim üyesi olarak,
nu bedelsiz alabilirdi. Bu kök kül tütlin insanları T i­
ne de öğrenci olarak hiçbir kaydına rastlayamaz.
bet ve Hindistan’ ı kolonize eünek üzere anavatan-
Dahası, Chicago Üniversitesi’ndenders aldığına ve
lan Mu’dan ayrıldıklarında Reiki’yi de beraberle­
orada doktora yaptığına dair de hiçbir iz yoktur
rinde götürdüler, ancak Mu Kıtası sonradan kay­
Bundan. Reiki ’nin olağanüstü kuvvetli şifa sistemi­
boldu. Önce Mu’yu, ardından da Atlantis'i « yok
nin Batı'da kabul gönnesi için Hıristiyan unsurla­
eden Yeryüzü değişiklikleri derin kültürel kanna-
rın ilave edildiği sonucuna vanlabilir. Öte yandan.
şıklıklara yol açtı. Bu değişimler sonucu da şifa sis­
Budizm ve (din olarak Hıristiyanlık veya kilise
temi birkaç seçilmişin bilgisi dahilinde kaldı.
doktrininden ziyade) tarihsel İsa’nın erken öğreti­
19.yy’da İsa ve Buda'nın şifa yöntemlerinin köke­
leri arasındaki benzerlikler bu konuyu aynca ele al­
nini araştıran bir Japon. bunun izlerine erken Şiva
mamızı gerektirir. Bunun için Reiki ’nin öyküsün­
kültüründe ve Hindistan’ın batıni (ezoterik) belge­
den az da olsa uzaklaşacağım.
lerinde rastladı.
Hindistan'ın eşsiz kutlanası Buda M.Ö. 620 yı­
Geleneksel Reiki'nin öyküsü 0*>1800’lerin orta­
lında Nepal sınırı yakınlannda doğdu. Bir kralın
larında. Japonya'nın Kyoto kentindeki Doshisho
oğluydu ve adı Gamama Siddhartha'ydı. Her türlü
Üniversıtesi’nin rektörü ve aynı zamanda Hıristi­
dünyevi ıstıraptan uzak bir sarayda yaşıyor ve dışa­
yan bir rahip olan Mikao Usui ile başlar. Öğrenci­
rı çıkmasına izin verilmiyordu. Ergenliğe ulaştığın­
leri ondan İsa’nın şifa yöntemini öğretmesini ister­
da gerçek dünyayı gönne isteği o noktaya vardı ki
ler. Usui bu işi öğrenmek için 1O yılını verir. Japon­
babasına itaatsizlik edip altın kafesinden kaçtı. Ha­
ya" daki Hıri stiy an otoriteleri bu şifadan bahsetme­
yatında ilk defa ihtiyarlığı. hastalığı, ölümü, yok­
nin ve onu öğrenmenin söz konusu bi le olamayaca­
sulluğu. ıstırabı gördü ve bu onun içindeki kannik
ğını söylediklerinde Usui Budizm aracılığıyla bil­
mirası, yan i tüm insanların acılarını dindirme arzu­
giye ulaşmaya çalışır. Hindistan’daki Buda (Gauta-
sunu uyaıdırdı.
ına Siddhartha) ile tarihsel İsa 'nın hayatı arasında
çarpıcı benzerlikler vardır. Budist keşişler Usui 'ye Mülkünü ve çok sevdiği genç karısını terk eden
eski ruhsal şifa yönteminin kaybolduğunu ve ona Gautama Siddhartha, aile ocağı olmayan ge zgin bir
ancak Budizm’in Aydınlanma Yolu ile ulaşmanın hayatı tercih etti. Ağaçların altında yaşadı, dilendi
ve ıstırap üzerine kafa yordu. Bir gün. bir incir ağa­
mümkün olabileceğini söylerler.
cının altında meditasyon yaparken tüm insanlara
Bunun üzerine Usui A BD 'ye gider ve orada 7 şifa verecek çareyi gördü. Bu onun ilk Aydınlan-
yıl kalır. Oradaki Hıristiyan yetkililerden de istedi­ m a’sı idi. Sakyamuni Buda'ya göre dünyevi şeyle­
ği cevapları alamayınca Chicago Üniversitesi'nin re ve insanlara bağımlılık, kaçınılmaz olarak hırsı
İiahiyat Fakültesi'ne yazılır ve karşılaştımıalı din­ ve negatifliği kötliklediğinden beşeri ıstırabın da
ler ve felsefe üzerinde çalışarak bu alanda doktora kaynağıdır. Sözkonusu bağımlılıkların uzantısı ola­
derecesini alır. Aynı zamanda Hindistan ve Tibet ’in rak ortaya çıkan eylemle r kannayı üretir ki, pozitif
kadim lisan olan Sanskritçe’yi de öğreni r. Ancak de olsa negatif de olsa. insan ruhunu yeryüzüne

f* ): Mu Pasifik OkyuMUsu’nda. yaklaşık olarak Avustralya ve Pasifik Adaiarı nın bulunduğu yerde olduğu söylenen ve M Ö. 25.000
yıllarında batan kıta lEditör).
Aılamis. Atlas Okyanusu 'nda. yaklaşık M.Ö. 9600 yıllarında batan hir kıta {Editör).

REtKİ 17
bağlar. Karına. sorunları çözmek kaygısıyla insan­ kitaplar) kısmen anlatılmakla birlikte temel olarak
ların dunnadan bedenlenınelerinin sebebidir. Yeni­ şifahen nakledilen bir bilgiydi. Erken devir Budist
den doğuş ve dünya hayatı insan ıstırabının kayna­ metinlerin bazılarında ruhsal şifanın etki lerine (Ay-
ğıdır, ne var ki. karına ancak insan olarak bedenlen- dınl^anmanın elde edildiği saf bir ülkede ıstırap ve
mekle teınlzlenebilir. yeniden bedenlenmekten kurtuluş) değinilmekle
birlikte şifanın yöntemi anlatılmaz. Bazı eski me­
Bu paradoksun cevabı. yani kannayı çözümle­
tinlerde de Şifa Buda’sını çağırmak için dua ve
yip bedenlenme ve yeniden doğuş döngüsünü sona
ayinler tarif edilmiştir.
erdinne. Budist öğretinin özünü teşkil eder. G irdiği
her kültürün bütün tanrı ve tanrıçalarını kabul eden Zihni, duygulan ve bedeni ilgilendiren canlan­
bu felsefe. Hıristiyanlık dahil bütün büyük dinler dırma (visualisation). uyum! a ma ve med il asyon gi­
üzerinde derin izler bırakmıştır. Budizm öğretisi bi ruhsal şifa teknikleri (ki Batılı! ar buna daha aşi­
bütün canlılara merhamet göstenne ilkesine daya­ nadırlar) Tanıra veya Vajrayana adı verilen bir Bu­
nır. İnsanlar ve hayvanlara her tü rlü saldırıyı, onla­ dizm* e aittirler. Tantra, Tibet’te gelişen Mahayana
rı öldünneyi reddedip herkese yardım etmeyi tavsi­ Budizıni ’nin son derece gizli (içsel) bir biçimidir:
ye eder ama öte yandan duygusal bağımlılığı da ka­ tam bir adayış ve ruhsal meditasyonla yıllar süren
bul etmez. Budistler için şifa her şeyden önce (ve bir eğitim gerektirir. Tantra, Batıda (yanlış olarak
bedensel tedavinin ötesinde) zihnin ve duyguların cinsel bir pratik diye bilinir. Halbuki onun asıl
şifasıdır, şifa m isal olmalıdır. Dünya bir yanılsa­ amacı tüm Varoluşla birleşmektir. Bu birleşme ise
madır. Zihnin ‘Boşluk’tan (the Void) türettiği bir cinsel eşin zihinde canlandırılmasıyla (vısualisati-
yaratıdır. Sonraki Hıristiyanlığın kıssa ve öyküleri­ on) gerçekleştirilir, tensel temasla değil. Tantrik
nin birçoğu doğrudan Budizmden alınmadır ki uygulamalar neticesi kışide hem psişik (medyum-
bunlar arasında 'hardal tanesi’ kıssası. 'mucize sal) yetenekler hem de şifa yetenekleri gelişir. An­
oğul’. ‘dağdaki vaaz‘ ve ‘çölde şeytanın ayartması' cak bu yetenekler sadece gerekli durumlarda kulla­
öyküleri sayılabilir. nıl ır. zira onlar Aydınl aruna Yolu'ndan alıkoyan uğ­
raşlardır
Buda’nınAydınlanma Yolu’nu keşfetmesi başka
insanların da aydınlanmasını mümkün kılmıştır. Tibet Budizmi. Tulka öğretisini de kapsar. Bu.
Birkaç Buda’nın Gautama Siddhartha’yı takip et­ önceki hayatının anılarını hatırlayan üs t düzey bir
mesinin yanı sıra birçok Bodhisattva da bu yolu iz­ müridin yeniden bedenlenmesidir. Bugünün bildi­
lemiştir. Bodhisattva (kurtarıcı), aydınl^anmış ve ğimiz Dalai Lam a’sı bir Tulka örneğidir. Bir Dalai
dolayısıyla yeniden bedenlenınek zorunda olmayan Lama’nın ölümünün ardından bir süre sonra rahip­
kişi dem ektir. Bununla birlikte başka kimseleri ıstı­ ler. çeşitli alamet ve testlere istinaden onun yeniden
raptan kurtamıak ve onları aydınlığa kavuşturmak bedenlenmiş halini aramaya başlarlar. Çocuk yaşta
için düny aya tekrar gelirler. Budizm’in bu yolunda olan Lama bulunup manastıra götürülür ve önceki
kadınlara pek rastlamnasa da iki Budist kadın kay­ hayatında bıraktığı rolünü devam ettirmesi için ge­
da geçmeyi başannışur: Biri Çin’de Kuan Yin (Ja­ rekli e ğiti mi alır. Mistik Budizınle İsa arasındaki en
ponya ’da Kannon adı ile bilinir) diğeri de Tibet’te önemli bağlantı da buradadır. Aşağıda bunu aç ıkla­
Tara. Bana göre Meryem ile İsa da Bodnlsaıtva'dır- maya çalışacağım •'-".
lar.
Tantrik Budizm’in yazıh kayıtlan bu yolun aşa­
Buda ve ondan sonra gelen başka birtakım Bu- malarını açıklıkla anlaunaz. Bilgiler esas itibariyle
da'lar Büyük Şifacılar olarak adlandırılmıştır (tıpkı bu yolu seçmiş olan müritlere sözl ü olarak aktarılır.
İsa gibi). Budizınin ilk devirlerinde fiziksel ve ruh­ Yazmalar, kötüye kullanılır ve saygısızlık gösterilir
sal şifa o kadar yaygınlaşmıştı ki A ydınlam a Yo­ endişesiyle sıkıca korunmaktadır. zor bir l isanl a ya­
lu ’ndan alıkoyan bir eğlence diye zamanla terk edi­ zılmış olmalarının nedeni de budur. Üstad olacak
lir oldu. Bugün Reiki olarak adlandınlan s i s t e kişi bu mistik dili çözebilmeli ve y aln ıza gerekli
Gautama Siddhartha zamanından itibaren Hindis­ vasıfları edinmiş. hazır durumdaki öğrencilere ak­
tan’da zaten biliniyordu. Budist Sutra’larda (kutsal tarm alıdır""

REbei 18
K R O N O L O Jİ

Hindistan
M.Ö. 620 Gautaına Siddhartha, Sakyamuni Buda’nııı Him-Nepal sınırında doğumu.
M.Ö. 543 Hindistan, Kusingara’da Gautııa Siddhartha'nın ölümü.
M Ö. 2. ila l.yy Tantra Lotus Sutra yazıldı ('\ diğer şifa metinleri de muhafaza edilmiştir.
M.Ö 7 Tarihset İsa doğdu ”'.
M.Ö. 5 Doğğu'dan (Hindistan) gelen “Üç Bilge" yeniden ^aletılenmiş Aydınlanmamı ararlar. İsa
ve ailesini Mısır ve Hindistan'a götürürler.
M.S. 27 veya 30’dan 30 veya 33'e
İsa 2-3 yıllığına Kudüs’e geri döner '".
M S. 30 veya 33 İsa’nın çarmıha gerilmesi. İsa'ııın bundan kurtulduğunun deliller <s*.
M.S. 46 veya 49 İsa, çarmıha gerilmesinden 16 yıl sonra Hindistan'a geri döner (l.
M.S. 110 İsa'nın Hindistan. Srinagar'da ölümü. Efsaneye göre 120 yıl yaşadı, zamanına göte hiç
11 de istisnai olmayan bir durum (w.

Japonya
1800’lerirı sonları Mikao Usui’nin Reiki'yi arayışı.
1925 Chujiro Hayashi 47 yaşında Reiki'de üsladlık derecesini alır.
1930 Mikao Usui’nin ölümü. 16 veya 18 Reiki üstadı yetiştirmiştir, bu konuda kaynaklar farklı
bilgi vermektedir.
10 Mayıs 1941 Chujiro Hayashi'niıı ölümü. 13 veya 16 Reiki üstadı yetiştirmiştir. Bunların arasında ilk
kadııı üstad olan eşi Chie Hayashi ve Hawayo Takata da vardır.

Hawaii

24 Aralık 1900 Hawayo Kavamuru' nun (Takaıo) doğumu.


10 Mart 1917 Saichi Takata ile evliliği.
Ekim 1930 Saichi Takata’nın ölümü.
1935 Takata tedavi için A.kas^a'daki Maeda Hastanesî’ne. ardından da Tokyo’da Hayazhi’nin
Reiki kliniği, Slıina No Machi'ye gider. 4 ayda tedavi edilir.
1936 baharı Takata. Chujiro Hayııshi'deıı Reiki 1 derecesini alır.
1937 Taka.ta, Chujiro Ifayashi'den Reiki 2 derecesini alır ve Hawaü'ye döner. Kahta'da ilk
şifa kliniğini açar.
1938 kışı Takata. Hawaii'de Hayashi'den Reiki 3 derecesini alır. 22 Şubat 1938'de Chujiro
Hayashi. Hawayo Takati'yi Reiki üstadı ve halefi ilan eder.
İl Aralık 1980 Hawayo Takata’ııın ölümü. 1970-1 980 yıllan arasında 22 Reiki üst.a<lı yetiştirmiştir.
Bazı kaynaklar ölüm tarihini 12 Aralık olarak belirtir '•'.

REİKİ 19
Üstad/öğretmen bilgileri aktaracağı öğrencileri kurtulmuş ve Hindistan’da kutsal biri olarak saygın
kabul etmezse bu bilgiler kaybolabilir; psişik (ruh­ ve uzun bir hayat sürmüştür " 6l. Meryem (Pakistan.
sal) keşiflerle de kayıp bilgiler tekrar gün ışığına Marie’de). Mary Magdalen (İn cil’e göre İsa’nın.
çıkarılır. Reiki tekniği için gerekli semboller ve içinden yedi şeytan çıkardığı kadın. ç.n. - Hindis­
fonmüller. M.Ö. l veya 2 yy’da yazılmış olan Tibet tan. Kaşgar'da) ve Yuz Asaf/İsa’nın (Hindistan.
Tantra Lotus Sutra ’sında bulunm uştur. Srinagar‘da) kabirleri bilinmekte ve bu yerler in­
sanların akınına uğramaktadır. Bu yerler kaynak­
Reiki denilen şifa tekniği nasıl olmuş da Orta-
larda açıkça belirtilmektedir Kersten. İ s a 'm
doğuda İsa'ya ulaşabilmişti? Alman araştırmacı ve
çannıha gerilişinden sonra Keşmir’deki ikametga­
yazar Holger Kersten’e göre (İsa Hindistan 'da Ya­
hını tarif eden 21 belge zikreünektedir.
şadı, 1991) İsa, bedenlenmiş bir Bodhisattva, yani
birTulka’dan başka bir şey değildir. Onun doğuşu­ Bu bilgilerin çoğu K il ise (ki Budist-İsa ’nınki -
nu Budist bir tarikaün mensuplan bekliyor. “Üç lerden fazla Paulus ’un öğretilerini yansıtmaktadır)
B ilg e " Astrolog) de M.Ö. 5.yy’dan kalma alışılmı­ tarafından sansürle^iştir. Tarihi İsa göz kamaşıl­
şın dışında bir astrolojik oiuşumu takip ederek ma bir kişiliktir ve Reiki öyküsündeki yeri de ka­
onun izini buluyordu. O devirlerde Budizm tüm nıksanmıştır. Şifayı öğrettiği doğruysa (ki İncil ’e
doğuya yay ılın ış ve Onadoğudaki birçok ülkede göre havarilerine öğretmiş olmalıdır) Reiki. sanıla­
Budist merkezler kurulmuştu. nın aksine. Hindistan dı şınd a geniş bir alana yayıl­
mış olımahdır. Hıristiyanlık doktrini Paulus'un mü-
Çocuğun iki yaşına geldiği sıralar Kral Herod.
ddıalesiyle bu bilgiyi kaybettimıiştir. 5. asırda ye­
yeni doğmuş bir Esseni (bir Yahudi tarikatı) lideri­
niden doğuş ve kanna gibi kavramlar Kilise kay­
nin Roma iktidarını tehdit edeceği kehanetini haber
naklarından silinmiş ve isa’nın şifa yöntemi geliş­
aldı. Kuınran yakınl annda o sı ralar Budist tipte bir
mekte olan Batı'nm kurbanı olmuştur. Şifa ancak
Esseni Manastırı vardı ki daha sonralan Ölüdeniz
Budist müritleri arasında uygulanmaya devam et­
Yazmaları’ra barındıran mağaralara oldukça yakın
miş fakat onlar da bunu yaymaktan çekinmişlerdir.
bir konumdaydı. Gizemci bir tarikat (hatta belki de
Budist bir tarikat) mensubu olan Esseniler de bu Mikao Usui Japonya'ya döndükten sonra §ifa
kehanetleri biliyorlardı. Esseni öğretisinde yeniden fonnüllerini anlatan metinleri bulduğu bir Zen Bu­
bedenlenme ve karma. ruhun ölmezliği. şefkat hu­ dist Manastm’nda kalır. Artık Sanskritçe'yi öğren­
zur ve sade hayat kavramları bulunmaktaydı " 2 miş olduğundan onları orijinal dillerinde okuyabil­
Belki de Esseniler ’in yardımıyla, çocuk İsa’da ara­ mektedir. Ne var ki bulduğu metinlerde enerjinin
dıkları Tulka'yı bulan “Bilge Adaml ar” (Üç Bilge) nasıl harekete geçirileceği ve kullanılacağının bil­
onu ve ailesini yanlarına aldılar. Önce Mısır. ardın­ gisi verilmez. Yukarıda da beli rttiğimiz gibi. Sut -
dan da Hindistan’a götürülen çocuk orada eğitildi. ra ' larda bilginin gizlenmesi olağan bir durumdur.
Budist Mahayana ve Vajrayana öğretilerine vakıf amacı da bu değerli bilgileri yetkin olmayan eller
olan Isa. yetişki n. Budist ve Reiki şifacısı olarak den uzak tutmaktır. Hawayo Takata bunu şöyle an­
Kudüs'e döndü. O aynı zamanda bir Bodhisatt- latmaktadır:
va'ydı. Sanskritçe'yi öğrenmeye koyuldu ve bunu başarabilmek
Holger Kersten, İsa'nın hayatının geri kalanını için çok çalıştı. derken bİı" formül buldu. Gün gibi upaçı.k. O
bdar basitti ki, saıki iki kere iki. dörde eşitmiş gibi... Ve dedi
da izleyerek ç a ^ h a geril işten nasıl kurtulduğuna
ki. “Pekala, formülü buldum. Ama şimdi bunu açmam gerek.
dair mantıksal argümanlar da sunar. Budist Sut­ çünkü bu son derece eski. 2500 yıl önce yazılmış Bu sınavı
ra 'lannda ondan İssa yada Yuz Asaf. İslami metin­ geçmeliyim."'“
lerde de İbn Yusuf olarak söz edilir. Birçok kaynak
Sınavı. Koriyama Dağı ’nda uç hafta boyunca
onun geçmişinden ve çannıha gerilişi esnasında
meditasyon yapması. oruç tutması ve dua etmesiy­
oluşmuş yara izlerinden bahseder. İsa çannıhtan di. Meditasyon yerini seçer ve günleri saymak için

REİKÎ 20
21 çakıl taşmı önüne koyar. Her günün sonunda bir sanlar hallerinden hiç de memnun değillerdi, çürıkii
tanesini fırlatir. Son günün sabahında. şafaktan ev­ artık dilenmek yerine çalışmak zorunda kalacaklar­
vel. günün en karanlık saatinde Usui bir ışık huz­ dı.
mesinin kendisine yöneldiğini görür. İlk tepkisi
Usui’nin bu yoksul mahalle deneyimi bugünkü
kaçmak olur ama sonra bir daha düşünür. Bu gele­
Reiki eğitiminin yüksek fiyatı için mazeret olarak
nin meditasvonun cevabı ve sonucu olduğunu ka­
kullanılmaktadır. Böyle düşünenler, bedelini öde­
bul eder ve ölümüne sebebiyet verecek olsa bile
medikleri durumda insanların şifayı takdir edeme­
onu karşılamaya karar verir. Işık onu üçüncü gö­
yecekleri zannına dayanmaktadırlar. Oysa Usuî'nin
zünden vurur ve bi r süreliğine bilinç kaybına neden
başansızlığı. dilencilerin zihinlerini ve ruhlarını
olur. Ardından “milyonlarca gökkuşağı renkli hava
değil de yalnızca bedenlerini tedavi etmesiyle de
kabarcığı” "'l) görür ve nihayet. bir ekrana yansıtıl-
açıklanabilir. Budist öğreti ruhsal şifayı özellikle
mışçasına Reiki sembolleri belirir. Bu sembollerin
vurgulayarak bunun ancak Aydınlanma Yolu’na
her birine baktıkça onlarla ilgili şifa enerji sinin na­
ginnekle mümkün olabileceğini savunur. Kişi Ay­
sıl harekete geçirileceğinin bilgisini özümser. Böy-
dınlanmaya ulaştıktan sonra artık bedenlenmeye
iece ilk Reiki uyumlamasını alır. Eski şifa yöntemi
ihtiyacı kalmaz ve böylece ıstırabın sonu da gelmiş
ruhsal yollarla yeniden keşfedilmiştir.
olur. Budistlere göre tek ve gerçek şifa yöntemi Ay­
Koriyama Dağı’ndaı ayrılırken Mikao Usui, dınlanma Yolu'nun kendisidir.
aynen Buda ve İsa'nın bildiği gibi şifayı biliyordu.
Bundan sonra Miako Usui gezginliğe başlar.
Dağdan inerke n gelenekte “dört mucize” olarak bi­
Bütün Japonya'yı fenerle yayan kat ederek Reiki
linen şey gerçekleşir. İlk olarak. yürürken tökezler
üzerine konferanslar verir. Bu esnada Japon Deniz
ve ayak başpannağını incitir. iç güdüsel olarak elle­
Kuvvetlerinden emekli bir subay olan Hayashi'yle
rini ayağına koyar. Elleri ısınır ve incinen pannağı
tanışır. Hayashi 1925’te Usui tarafından uyumlanır
iyileşir. Ardından. dağın eteğinde hacılara hizmet
ve 47 yaşında Reiki üstadı ve Usui’nin halefi olur.
veren bir eve vanr. Mükellef bir yemek ister, 21
Usui. 16 veya 18 üstad yetiştirdikten sonra (kay­
gün sadece suyla oruç tutan aklı başında hiç kimse­
naklara göre sayı değişmektedir) I930’da vefat
nin yapmayacağı bir şey. fakat hiçbir rahatsızlık
eder. Ancak Hayashi dışında hiç kimsenin adı Re­
duymadan hepsini yer. Üçüncü olarak, yemek ser­
iki kaynaklarında anılmamaktadır. Chujiro da. ka-
visini yapan kadın diş ağnsından muzdariptir. Yü­
dın-erkek, 16 üstad yetiştirir. Tokyo'da bir klinik
zünün iki yanma ellerini koyarak ağrısını tedavi
açar. Şifacılar klinikte tedavi gören insanlar üzerin­
eder. Manastıra döndüğünde baş rahibin mafsal il­
de gruplar halinde çalışır, gelmeye gücü yetmeyen­
tihabından yatağa düştüğünü söylerler, onu da iyi­
leri de evlerinde tedavi ederlerdi. Hawayo Taka-
leştirir.
la ’nın 1935 yılında geldiği klinik de Chujiro Ha-
Usui bu şifalı enerjiye, evrensel yaşam gücü yashi'nin Shina No Machi adlı kliniğidir.
enerjisi anlamına gelen Reiki adını verir. Ardından,
Hawayo Kawamuru 24 Aralık 1900'da Hawai i.
Kvoıo'nun fakir mahallelerinde bu yöntemi uygu-
Hanamaulu'da ananas toplayan bir ailenin çocuğu
lamaya koyulur. Kentin dilenciler mahallesinde şi­
olarak doğar a,\ Ekin işinde çalışamayacak kadar
fa yaparak birkaç yılını geçirir. Zamanın kültürün­
zayıf ve narin olduğundan. henüz okuldayken. hem
de sakatlıklan veya belirgin hastalıkları olan nisan­
küçüklere öğretmenlik yapar hem de bir soda dük­
lar toplum tarafından dilenmeye teşvik edilirdi. İyi -
kanında tezgahtar olarak çalışır. Okuldan mezun
leştirdiği hastalardan yeni bir hayal kunnalarını is­
olur olmaz arazi sahibinin şatafatlı malikanesinde
ter Usui. fakat aynı yüzleri gönneye devam eder.
hizmetçilik teklifi alır. 24 yıl boyunca bu malikane­
Şifa yaptığı insanların dürüst bir hayat sünnek ye­
de kalır ve katiplikle kahyalık görevlerini üstlenir.
rine hâlâ dilendiğini görünce hayal kırıklığına uğ­
I 917 yılında malikanenin muhasebecisi olan Saic-
rar ve faki r mahallelerini terk eder. Tedavi ettiği in­

REIKI 21
hi Takata’yfa evlenir. Bu mutlu evlilikten iki kızı korunmak için masaj terapisti belgesi edinir.
olur.
1938 kışında Hayashi, Hawaii’de Takata'yı zi­
Saichi Takata, henüz 32 yaşındayken. Ekim yaret eder ve birlikte gezerek ders verirler. Tak ata
1930’da kalp krizinden ölür. Bunu takip eden 5 yıl ondan bu sırada Reiki 3 uyumlamasmı alır ve 22
içinde Hawayo Takata’da. dul kalmanın ve iki kü Şubat 1938’de Hayashi. Takato Hawaya’yı üs-
çük çocuk yetiştirmenin zorluğu sonucu sinirsel tad/öğretmen ve halefi ilan eder. Ücretsiz eğitim
yorgunluk ve ağır fiziksel sorunlar belinneye baş­ vennemesinde ısrar eder ve kendisini çağırdığında
lar. Cerrahi müdahale gerektiren safrakesesi hasta­ beklemeden Japonya’ya gelmesini ister. Takata,
lığı teşhis edilir ancak, solunum problemlerinden l9 3 9 ’da HiJo'da ikinci şifa merkezini açar. 1941
dolayı anestezi mümkün olmaz. Sağlığı giderek bo yılının bir sabahı uyandığında. rusal gözüyle Ha­
zulur ve bıçak altına yatmadan yaşaınasının müm­ yashi ’yi yatağının başında görür ve sözü edilen
kün olmayacağı. öte yandan, ameliyat olmasının da çağrının bu olduğunu anlar. Tokyo*ya ilk kalkan
hayati tehlike taşıdığı kendisine söylenir. 1935'te gemiye biner.
kız kardeşlerinden bili öldükten sonra Takata duru­
Reiki kliniğine vardığında Chujiro Hayashi. eşi
mu Tokyo’da yaşayan ailesine bildirir ve hemen ar­
Chie Hayashi ve bütün Reiki üstadları hazırdırlar.
dından Akasaka ’daki Maeda Hastanesi 'ne yatar.
Hayashi. büyük bir savaş olduğunu ve R eiki’yle il­
Hastanede birkaç hafta dinlendirildikten sonra gilenen he rkesin ortad an kaybolması. kliniklerin de
ameliyat günü belirlenir. Bu arada kendisine safra kapatılması gerektiğini söyler. Reiki’nin eskiden
kesesinin yam sıra apandisit ve tümör amel iyatı da olduğu gibi yine kaybolmasından korkuyordur ve -
olması gerektiği söylenir. ^meliyauan bir önceki bir yabancı olan - Takata ’yı da bu nedenle halefi
gece bir ses ona bu müdahalenin gereksiz olduğu seçmiştir. Chujiro Hayashi ayrıca, eski bir deniz su­
bildirir. Ameliyat masasında anestezi için hazırla bayı olarak tekrar göreve çağrıldığını fakat bir şifa-
nırken aynı sesi yine duyar ve masadan kalkarak cı olarak can almamakta kararlı olduğunu söyler.
cerraha, tedavi için başka bir yol olup olmadığım Onun yerine kendi ölümünü kabullenecektir, Taka­
sorar. Cerrah da “Evet, bunun için Japonya’da ye­ ta ‘yı da bu yüzden çağırmıştır.
terince kalabileceksen, var” der ve ona Chujiro Ha-
10 Mayıs 1941 ’de, öğrencilerinin de hazır bu
yashi'nin kliniğinden bahseder. Hayashi 'nin şifacı-
lunduğu bir ortamda Chujiro Hayashi ruhsal yolla
lan tarafından tedavi edilen ve kendisi de Reiki
kalbini durdurur ve vefat eder. 2. Dünya Savaşı Ja­
uyumlaması alan cerrahın kız kardeşi onu aynı gün
ponya'ya da yayılınca Reiki ’ye ulaşmanın artık
kliniğe götürür.
gerçekten imkanı kalmaz. Chie Hayashi hayatta ka­
Takata orada kalır ve 4 ay içinde hem fiziksel labilmişse de savaşın ardından işgal kuvvetleri eve
hem de zihinsel ve ruhsal şifa bulur. Reiki uyumla* ve kliniğe el koymuş. bu nedenle şifa merkezi ka­
ması almak istediğini söyler fakat başta reddedilir. palı kalmıştır.
Kadın olduğu için değil, yabancı olduğu için. O ta
Böylece Reiki. Takata aracılığıyla varlığı nı sür­
rihlerde Hayashi, Reiki öğretisinin Japonya dışında
dürdü. Önce Hawaii 'de, ardından da ABD. Kanada
yayılmasını henüz istememektedir. Ancak, Maeda
ve Avrupa’da. Takata sekseninde vefat ettiğinde bi
Hastanesi ’ndeki cenahın ısranyla ywnuşayıp ka
le hâlâ genç gösteriyordu. Reiki ’de yüzlerce kişiyi
bul eder. Hawayo Takata, 1936 baharında Reiki 1
eğitti. Ömrünün son on yılında. yani 1970-80 ara­
derecesini alır. Klinikte çalışan şifac ılara katılır ve
sında. kadınlı erkekli 22 Reiki üstadı yetiştirdi. Ha-
1937’de de Reiki 2 ’ye uyumlarup iki yıl aradan
wayo Takata ı 1 Ara lık 19 8 0 ’de hayatını yitird i.
sonra Hawaii’ ye döner.
Şifa arayanlardan biri ciddi bir hastalığa yaka­
İlk Reiki kliniğini Kaapa’da açar ve işinde de
lanmış ve çokça şifa uygulamasına ihtiyaç duyu­
başarılı olur. Yasal açıdan. yetkililerin hışmından

REİKİ 22
yorsa. tedavisini yiirüt.mesi için aileden birini eği­ iki ustadlığı eğitimine çok az kişi kabul edilir;
tirdi. Eğer hasta yeterince güçlüyse o da bunun eği­ 10.000 $ 'ı olanlar bile ancak davet edildikleri tak­
timini alırdı. Takata örneklerle ve kıssalarla öğret­ dirde bunun eğitimini alabilirler. Kim i Reiki öğret
meyi severdi. Öğrencilerin not almalarına izin ver­ menleri de şimdi Reiki 3 'ü ikiye ayınnaktadır: Re­
mez. farklı sınıflarda konulan farklı ^killerde an­ iki 3 uygulamacı ve Reiki 3 eğitimci derecesi. Ki­
latırdı. Şifa pozisyonlarına bazen baştan. bazen de mileri Reiki 3 uygulamacı derecesini ‘ileri Reiki 2'
gövdeden ve ayaktan başlardı. Reiki üstadı olacak­ olarak adlandmnaktadır. Radyans adlı bir sistemse
lara Reiki 3 uyumlaması yaparken de farklı yön­ Reiki eğitimini 11 dereceye bölmekte ve üst dere­
temlere başvururdu. Eğittiği Reiki üstadlannın hiç­ celerin Takata'nm öğretilerinin bile ötesinde yer al­
biri tıpatıp aym şeyleri öğrenmemişlerdir. dığını söylemektedir. Ancak şu da var ki. daha çok
derece daha çok masraf demekti r.
Bayan Takata öğrencilerinden. hatta akrabala­
rından bile hep ücret almışur. Bunun gerçekten ge­ Derecelerin eğitimi de değişebilmektedir. Öğ­
rekli olduğunu düşünüyor, para ödemeyenlerin şi­ retmenlerin çoğu Reiki 1 'i aynı şekilde. Reiki 2'yi
faya değer venneyeceklerine ya da onu kullaruna- ise kimi farklılıklar ve ilavelerle öğretmektedir.
yacaklanna, işte veya hayatta başarılı olamayacak­ Asil farklılıklar Reiki 3 ’te ortaya çıkmakta, burada­
larına inamyordu ,J“. Yetiştirdiği öğretmenler hâlâ ki uyumlaına yöntemleri epeyce değişiklik göstere­
yüksek ücretler talep etmektedir. Öyle ki. Reiki bilmektedir. Geleneksel uyumlama yöntemi her bir
zenginler haricinde kimsenin erişemediği bir şifa derece için dört uyumlama gerektirir. Kimi modem
yöntemi haline geliyor. yöntemlerse her bir derece için sadece bir kombine
uywnlama kullanır. Bu kitapta ve kerıdi öğretimde
Takata'nın anlayış ve deneyiminin yararları ol­
Reiki’yi yalnızca üç dereceye ayırıyor, Reiki 3 de­
sa da günümüzün sıkıntılı dünyasında herhangi bir
recesi için gerekli tüm bi lgileri aktarıyorum. Her
şifa yöntemi için çok para istemek kanaatimce yan­
iki uyumlama yönteminin eğitimini alınış olmakla
lıŞtır. Kimi öğrenciler, para ödemedikleri şeyin de­
biriikte tak uyumlama yolunu kullanan modem"
ğerini gerçekten düşürınektedir. Amerikan kultürti
usulü tercih ediyorum. Bu bana hem daha kolay.
kıymeti özünde mevcut şeyler yerine para ödenen
hem de daha etkili geliyor. Kitapta anl atı lanlar bu
şeylere değer venneyi marifet saymaktadır. Aklık­
yöntem i temsil etmekte ve her üç dereceyi aynntı-
larının değerini bilmeyen bazı öğ renciler olsa da.
lan yla vennektedir. Benim metödum neyin daha
Reiki'nin onlara yine de çok şey kattığını ben gör­
iyi ve daha kolay çalıştığı esasına göre oluşturul­
düm.
muştur ve bu yönüyle de Geleneksel Reiki'den da­
Hawayo Takata’nın vefatından bu yana Reiki ha çağdaştır.
Batıda epey değişikliğe uğramıştır. Takata’nın ha­
Reiki. Mikao Usui. Chujiro Hayashi ve Hawayo
lefi ve torunu olan Phyllis Furumoto, Geleneksel
Takata’dan bu yana sürekli değişmekte ve evrim-
Usui Reikisi’nin Büyük üstadı ilân edilmiştir. Öğ­
leşmektedir. Geleneksel olmayan öğretmenlerin
retme teknikleri ve yöntemleri değişmiş ve çeşitli
yüksek paralar istememeleri sonucu artık daha çok
Reiki okulları türemiştir. Bu okulların her biri ye­
insana ulaşabilmektedir. Buda'nm öğrettiği. İsa’nın
gane doğru yol olduğunu iddia etse de gerçek şu ki.
öğrenip aktardığı ellerle şifa yöntemi anık bilinme­
yöntemlerin hepsi işe yaramakt a ve hepsinin de kö­
mektedir. Reiki ’nin kökenine saygı duymak ne ka­
keninde Hawayo Takata 'nın öğretisi yatmaktadır.
dar gerekliyse değişen dünyayı ve insanlarla Yer
Geleneksel Usui Reiki'si (Usui Reiki Rhoyo da yüzünün değişen ihtiyaçlarını kabul etmek de o ka­
denmektedir) belki de Hawayo Takata’mn Japon­ dar gereklidir Bu kitaptan ümidim o ki. Reiki öğ­
ya'dan getirdiğine en yakın olandır. Reiki üç aşa­ retisini en etkili yöntemleriyle (bir daha kaybölma-
mada (derece) öğretilir ve üstad/öğretmen eğitimi mak üzere) devam ettirsin ve onu öğrenmek isteyen
için Reiki 3 derecesi almak şarttır. Geleneksel Re- herkese ulaştırabilsin. Reiki sevgidir: gezegen öl-

REİK1 23
çeğinde bir krizin yaşandığı bu zamanda ise herkes (10) Geleneksel Reiki'niıı öyküsü Reiki şifa sistemiyle ilgili
toplayabildiği kadar sevgi toplamalıdır. hemen her kitapta bulunabilir. Bu konuda benim beşiıca kay
nağıın (The Hisıory o f Reiki as Trıfrf hy Af s. Takara ) Bayatı Ta
kata Tarafından Anlatıldığı Şekliyle Reiki Tarihi. Hawayo Ta-
Ja p o n ca ’da Farklı Yazım Stillerinde kata’nın (Sornhfield. MI. Thc Center for Reiki Trainig, 1979)
kaset ve elyazmalan.
“ R eiki”nin Yazımı
(11) William L. Rand, (Reiki: The Healing Touch. F/r.vt aııd
Second Degree Manua/) Reiki: Şifa Veren Dokunuş. Bicınei ve
İkinci Derece Elkitabı (Southfield. ML Vision Publicalions.
1991 ), s.2.
ü 2) .John Blofeld. (The Taııtric Mysticısın of Tibet: A Pmcri-
ca/Guide to (he Tiıeory. Pıırpose and Tcchk/ues of Tanıra: Me
ditmioıı) Tıbet'i» Tantrik Mistisizmi: Tantrik Meditasyonun
Teori. Amaç ve Teknikleri Rehberi (New York. NY, Arkana
Books. 1970), s.36 40.
(13) Holger Kerslcn, (Jesus Lived in fııdia) İsa Hindistan’da
Yaşadı, s.86 91.
{14) John Blofeld. (The Tantric Mysıicisın o f Tibet) Tibet'in
Tantrik Misıisizmi >-198-199. Kendi Budist kavrayışımın ço­
ğunu bu kusursuz kitaba börçluyum.
!İ5) Holger Kersteıı. (Jesus Lived in fııdia) İsa Hindistan'da
Yaşadı, s.106108.

NOTLAR (16) a.g.e . s.150.


(17) a. g.e., s. 186 187, 196-197, 203-206.
(1) Diane Sıein, (Dreaming ıhe Pası. Dreamiııg (he Fıııure: A
Herstory of the Earth} Geçmişi Düşlemek, Gele.:eği Düşle­ ( 18) Hawayo Takata, (The History o f Reiki as Toldby Mis. Ta-
mek: Bir Yeryüzü Tarihçesi, s. 196 199, 3 Haz. 1990. kata) Bayan Takala Tarafından Anlatıldığı Şekliyle Reiki Tari­
hi. elyazmalan. ,;.4.
(2) Laurel Steinhice. (Personal Co^municMion) Kişisel İleti­
şim. .Şub. 1991. ( 19) a.g.e., s.6.
(3) Raoul Bırtıbaum'da tarihlenmiştir, (The Healing Buddlıa) (20) Reiki üzerine her kitapla Hawayo Takala'nııı hayalı anla­
Şifa Veren Buda (Boulder, CO, Shambala Publications. Inc .. tılır Burada yararlandığımız başlıca kaynaklar: Fraıı Brown.
1979). s.26-27. (Living Reiki: Takaıa’s Teadıing) Yayarı Reiki: Takata ııın
Öğreliieri ve Helen J. Haherly, (Reiki: Han-ayo Takaıa’s Storyt
(4) Holger Kerslen, fJcsus Lived in India: His Unknown Life
Reiki: Hawayo Takata'nm Hikayesi. (Olney, MD, Archedigm
Before and After ıhe Crucifixion) İsa Hindistan'da Yaşadı:
Publications, 1990). S. 11 44- Her iki kitabı da içtenlikle tineri-
Çarmıha Gerilişten Önce ve Sonraki Hayatı (Dorset, İngiltere,
rim.
Element Books Ltd 1991 ). s.86. İsa’nın hayatına dair tarihle-
meler bu kaynaktan alınmıştır. Reiki açısından önemleri ileri- (21) Hawayo Takata, (The Hisıory of Reiki as tolıf by Mrs. Ta­
ki bölümlerde açıklığa kavuşacaktır. kam) Bayan Takata Tarafından Anlatıldığı Şekliyle Reiki Tari
(5) a.g.e. s. 124-125. hi. elyazmaları. s.14 15.

(6) a.g.e., s.127.


(7) a.g.e.. s.174, tarih s. 183.
(8) a.g.e., s.204-205.
(9) 1800 ile 1900 arasındaki tarihler farklı Reiki kaynakların
da aynen belirtilmiştir. (Living Reiki: Takaıa's Teachings) Fraıı
Browıı'ın yazdığı Yaşayan Reiki: Takata’nın Öğretileri (Men
docino, CA, LifeRythm, 1992) adlı eseri başlıca referans kay
naklarından biridir.

REİKİ 24
Acıyı dindinnek ve rahatlatmak için insan veya
hayvan bedenine elleri koyma dürtüsü içgüdünün
kend isi kadar eskidir. Acı hisseden insanların buna
ilk tepkisi acıyan yere ellerini koymaktır. Bir çocuk
düşüp dizini sıyırdığında annesinin orayı tutmasını
veya öpmesini, böylece iyileştirmesini ister. Çocu­
ğu ateşlendiğinde ^rne içgüdüsel ol arak ellerini al­
nına koyar. insan dokunuşu sıcaklık, dinginlik ve
İK İN C İ B Ö L Ü M şifa verir. Aynı zamanda ilgi ve sevgi işaretidir. Bir
' ' " ' _____________________ hayvan (kedi veya köpek gibi) acı duyduğunda iç ­
güdüsel olarak ilk yaptığı. acıyan bölgeyi yalamak­
tır - insan da aynı sebepten elleriyle dokunur. Yine
hayvanlan» analık içgüdüleri yavrulan™ yalanala-
nna neden olur. Bu basit fiil. dokw11Tiayla şifa ve­
M M / NEDİR?. ren tüm tekniklerin esasını oluşturur.
İnsan veya hayvan olsun, tüm canlı ^^enler ısı
ve enerji yayar. Bu enerji, yaşam gücünün kendisi­
dir ve neredeyse insan uygarlıklarının sayısı kadar
adı vardır. Şifacı Enerjiyi Ararken (Destiny Books,
1978) adlı eserinde Mary Coddington, çeşitli kül­
türlerde bu enerjinin tarihini ele al ır. Polonezyah
Huna‘lar buna Mana, Amerikan yerlilerinden İm-
ki 'ler ise Orenda adını verirler. Bu enerji Hindis­
tan'da Prana, Yahudilerde Ruaş, Müslüman ülke­
lerde Baraka, Çin’de ise C h 'i' olarak bilinir. Kimi
münferit şifacılar da buna Orgon Enerjisi (Wiihe!m
Reich), Hayvansal Manyetizma (F.A.Mesmer) ve
Archaeus (Paracelsus) demişlerdir. Japonya'da ise
bu enerjiye Ki denmektedir, Reiki adı da buradan
kaynakl anınaktadı r.
Ch'i Kung öğreuneni Mantak Chia, Ch'i"yi (Ja­
ponca'daki Ki'nin eşdeğeri) şöyle tanımlar: “Ener­
ji, hava, nefes, rüzgar, hayat verici nefes. hayat ve­
rici öz...evreni harekete geçiren enerji." 1,1 Ch'i
Kung, Asya kökenl i eski bir şifa disiplinidir. Beden
iç indeki enerji hareket lerini yönlendirerek Ch ' i ' yi
korumaya ve arttırmaya çalışır. Ch'i veya Ki, bede­
ni meydana getiren elektrik türünden bir enerj idir
ve vücu dun s ağlık durumunu belirler. Ki yaşayan
organizmadan ayrıldığında. can da gider. Ch'i veya
Ki aynı zamanda Yeryüzünün, gezegenlerin, yıldız-
lann ve göklerin özündeki yaşam gücüdür ve bu
enerjiye kaynak olmalan açısından da canlı bede­
nin Ki ’sini - kaçınılmaz olarak- etkiler. Canlı olan

REİKİ 2:'
her şey Ki'yi barındırır ve onu yayar - o auranın bi- olursa olsun uyumlama almak büyülü bir annağan
yom anyetik enerjisidir. almak gibidir. Süreç içinde öğretmen önce alıcının
arkasında durarak sembolleri çizer. Ardından önü­
Reiki'nin yaşam gücü enerjisine göre. Reiki şi-
ne geçer ve aynı işlemi tekrar eder, sonra tekrar ar­
facısı olarak uyumlanan kişinin bedenindeki enerji
kasına döner. Her alıcı bu esnada farklı deneyimler
kanalları açılır. Artık yalnız kendi şifası için K i’yi
yaşar. Kimisi renkler göriir. kimisi resimler. bazısı
almamakta, evrensel Ki'nin kaynağına da bağlan­
da geçmiş hayatları tekrar yaşar - özellikle de Re­
mış olmaktadır. Bu kaynağa şifan dilediği adi ve­
iki aldıkları geçmiş hayatları. Kiminin içi ışık veya
rebilir. Kimisi Tann der. kimisi Üst Ben, başkalan
huzurla. kiminin merak veya sevgiyle dolar. Kimi
ilk Kaynak ya da Evren. Reiki din değildir, herhan­
öğrenciler diğerlerinden daha çok şey algılar. Du­
gi hir dinle bağlantılı da değildir. Bu yaşam gücü
yumlar çok kesin olmakla birlikte son derece yu­
enerjisi bayttın bizzat kaynağıdır ve herhangi bir
muşaktır. Enerji aktannak üzere bir başkasına elle­
dini felsefeden - hem kavram. hem de tarihsel ger­
rini koyması istendiğinde ellerinden yayılan ısının
çek olarak - çok daha eskidir.
Reiki 'ye özgü karakteristiğini hisseder.
Yaşayan her şeyde Ki olmakla birlikte Reiki ye
Bu andan itibaren uyumlamayı alan kişi bir Re­
uyumlanan alıcı onun sonsuz kaynaklanna d^ta
iki uygulayıcısıdır: dnlta önce hiç farkında bile ol­
çok açılır. Reiki ı 'e ilk olarak uyumlandık:!an son­
madığı yetenekleri açığa çıkmıştır. Aslında uyum-
ra alıcı. bu evrensel şifa enerjisinin bir aracı haline
laıma kişiye yeni bir şey vermez; zaten kendisinde
gelir. Uyumlamadan itibaren (ömrünün sonuna ka­
var olan şeyleri düzene koyar ve açar. Elektrik tesi­
dar) tedavi edici Ki ile bağlantı kurması için yap­
satı kurulmuş bir evde lambanın düğmesini açmak
ması gereken tek şey ellerini kendinin veya bir baş­
gibidir; şifacı. şifa yapmak niyetiyle ellerini koydu­
kasının üzerine koymaktır. Enerji otomatik olarak
ğunda ışığı yakınış olur. Geleneksel öğretmenler
ellerinden akacaktır. Kişiyi Ki ‘nin kaynağıyla doğ­
der ki. eğer şimdiki hayatınızda Reiki almışsanız
rudan irtibata geçiren uyumlama, bunu alan kişinin
bu, ddıa önceki bedenlenmelerinizde de almış ol-
yaşam gücü enerjisini aıttınr. Sözkonusu kişi önce
duğumızdandır. Onlara göre Reiki bir hatırlamadır.
kendisini. sonra da - kendisini tüketmeden - baş­
Ben bunun daha da ileri gittiğine inanıyorum He­
kalarını tedavi eden enerjiyi duyumsar. O kısacık
pimiz geçmiş hayati anınızda Reiki aklık: o genetik
uyumlama sürecinde Reiki alıcısı öyle bir şeye ka­
mirasımızın ve varlığımızın bir parçasıdır.
vuşur ki, bayatı temelli olarak ve her bakımdan
olumlu yönde değişir. Reiki üç dereceye bölünmüştür. Reiki l 'de
uyumlama, bunu alan kişinin fiziksel düzeydeki
Reiki ’yi diğer elle şifa venne yöntemlerinden
hastalıklarını tedavi eder. Uyumlamayı takip eden
ayıran bu uyumlama veya inisiyasyon sürecidir.
aylarda fiziksel sağlık durumu genellikle daha iyi­
Uyumlama bir şifa terapisi değildir, şifacıyı yaratan
ye gider. Reiki 1 şifa uygulamaları genellikle ken­
sürecin ta kendisidir. Reiki 1 ’de öğrenci ilk kombi­
dini tedavi içindir. Reiki 1 şifacısı. fiziksel olarak
ne uyuımlamasını alır (Geleneksel Reiki'de bu sü­
hazır bulunan bir başkasını da tedavi edebilir. Bu
reç 4 uyumamadan oluşur). Reiki 2 ’de de bir
tip tedaviye doğrudan şifa denir - şifacı ellerini
uyumlama alır ve Reiki 3 ‘te bir daha. Her derece­
doğrudan kendi üzerine veya bir başkasının üzeri­
nin uyumlaması onun Ki 'yi kontrol ve yönlendir­
ne koyar. (Reiki l el pozisyonları bir sonraki bö­
me yeteneğini güçlendirir. Bu uyumlamalar aslında
lümde anlatılmaktadır.)
Reiki'nin özünü oluşturur: üstad/öğretmenden öğ­
renciye aktanlan bu süreç olmadan yapılan şifa Re­ Reiki 1 uyumlamasına alışmak üç veya dört
iki değil. başka bir şeydir. hafta kadar zaman alır Bu süre zarfında Reiki ener­
jisi şifa-dışı durumlarda bile kendiliğinden ^ n a y a
Uyumlamalar birebir verilir; güzel bir tören eş­
başlayabilir. Kişi ayakları yerden kesiliyonnuş ve­
liğinde de. sade bir şekilde de verilebilir. Nasıl

REİKİ 26
ya bedeni karıncalanıyonnuş gibi hissedebilir. geç­ zorlu çalışmanın ardından Reiki 3 neşe ve sevin,
miş hayatları da içeren yoğun rüyalar görebilir, ya­ getiren bir armağan gibidir. Şifa uygulamalarında
hut vücuttaki zehirlerin atılmasında görülen belirti­ Reiki 3 uygulayıcısı, şifa enerjisini yönlendirme
ler gösterebilir (bunlar ishal. nezle ya da sıklıkla id­ yeteneğinin daha da artüğını ve daha üst düzeylere
rara çıkma şeklinde tecelli edebilir). Ancak, kişi ulaştığım görür. Reiki 3 son derece kritik iki ilave
kendisini iyi hissedecektir. Burada olan aslında. sembol, semboller üzerine gizli bilgiler ve uyumla­
kendisini yönlendirme kapasitesini arttırmak üzere ma yapma yöntemini içerir. Bu derece yalnızcacid-
enerjinin şifacıyı yeni duruma uyarlamasından iba­ di şıfaalara özellikle Reiki öğretmeyi hayatlarının
rettir. Kişinin aurası ve bedenine alışık olduğundan bir parçası haline getinnek isteyenlere önerilir.
daha fazla Ki enerjisi girmekte, aura ve çakra'ları- Öğrenme süreci Reiki l ’ le başlar. İlk uyumia-
nı temizlemektedir. Eğer süreç rahatsız edici hale ınayı aldıktan sonra kişinin yapması gereken tek
gelirse kendine veya bir başkasına şifa yapmak, şey. şifa yapmak üzere iki elini koymaktır. Gerisini
enerjiyi dengeler ve aşırı duyumları azaltır. Reıki 1 Ki enerjisi. herhangi bir yönlendirmeye gerek kal­
derecesini aldıktan sonra yapılacak en iyi şey. her madan, halleder. Şifacı neyin şifaya ihtiyaç duydu­
giin bir defa kendine şifa yapmak dahil. mümkün
ğunu bilse de bi lmese de enerji gideceği yeri bilir.
olduğunca çok şifa uygulaması gerçekleştinnektir.
Çünkü onun kaynağı şifacı ya da onun aurası değil.
Reiki 2 uyum laması şifa enerjisini gözle görülür Tann/ıayat kaynağıdır. Şifacı. uygulamayı oluştu­
derecede arttırır. Burada uyumlama kişiyi duygu­ ran pozisyonlara sırasıyla ellerini koyar. gerisi Re­
sal. zihinsel ve kannik yönden tedavi eder. Uyum- iki 'nin işidir. Enerji tüm düzeylerde tedavi edicidir
lamanm ardından eski duygular. tedavi edilmeyen - fiziksel. duygusal. zihinsel ve ruhsal.
geçmiş haller, geçmiş hayatlar ve negatif zihinsel
Reiki enerjisi kişi ye her yönden şifa verir. Örne­
kalıplar, nihayetinde tam olarak şifa bulmak üzere
ğin. bir baş ağnsını tedavi ederken Reiki başka or-
su yüzüne çıkar. Bu sürecin tamamlanması altı ay
ganlan ve düzeyleri de tedavi edebilir. Şifacının el­
alabilir ve. pek rahat bir dönem olmamakla bırlik-
leri acılı bölgede (baş) olmakl a birlikte bazı baş ağ­
te. hem olumlu hem de gereklidir.
rı lan sindirim sistemi kaynaklı olabilir. Eğer baş
Reiki 2 ‘yle şifa. doğrudan uygulamaların etkisi­ ağnsı bağırsaklardan kaynaklanıyorsa enerji hem
ni büyük ölçüde arttmr. Aym zamanda bedensel buraya hem de başa yönlenir. Bunların her ikisi de
olarak hazır bulunmayan birine şifa yapına (uzak­ fiziksel düzeydedir. Eğer baş ağrısının nedeni duy
tan şifa) konusunda önemli yöntem ve araçlar sağ­ gusalsa (örneğin. stres) Reiki bu düzeyde de tetavi
lar. Reiki 2 ’de. Reiki sembollerinin üçü öğrenilir ve eder. Benzer şekilde. eğer ağrının kaynağı zihmsei
ilk defa bilinçli olarak kullanılır. Reiki 1'de bu veya ruhsal düzeylerdeyse Reiki burada da şifa ve­
semboller şifacının aurasındadır ve şifa esnasında rici etkisini gösterir. Şifayı alan kişinin başka bir
ellerinden bilinçsizce ışır. Reiki 2 ile onlann ener­ rahatsızlığı varsa (belki de alerjisi vardır) Reiki.
jileri yönlendirilmeye başlanır. Aynca. Reiki 3 ’te alıcı belirtmemiş olsa bile. oraya yönelecektir.
uyumlama yapmak için gerekli enerji kontrol ve
İnsanlar ve hayvanlar salt fiziksel olmanın öte­
yönlendirmeleri konusunda ön bilgileri sağlar.
sinde Varlıklardır. Gönne ve dokuruna duyulanını­
Reiki 3 üstad/öğretmenlik derecesidir. Üstad de­ zın doğrudan algıladığı yoğun fiziksel bir bedeni­
mek. bir disipl ini iyice öğrenmiş ve ona hakim olan miz var. fakat üç türden başka bedenimiz daha bu­
öğretmen demektir. Bu anlamıyla sözcük ego veya lunmakladır. Bu görünmeyen ve fiziksel olmayan
bedenler Ki ‘nin oluşturduğu enerji düzeyleri olup
sahiplenme ifade etmez. Bu dereceye uyumlanına
fiziksel bedenin durumunu belirlerler. Şifa yalnızca
ruhsal düzeyde enerji gerektirir ve bunu alan kişiyi
fiziksel olamaz. titreşimse! enerji bedenlerini de
ruhsal olarak tedavi eder. Bu enerji saf sevinç, tüm kapsamak zorundadır. Tıp yalnızca fiziksel bedeni
yaşamla birleşmek ve Tanrı-Kaynakla irtibata geç­ tedavi ederken Reiki dört bedene de şifa verir. Bu
mek demektir. Reiki 2 uyumlamasmın gerektirdiği nedenle şifa. tıptan çok daha ileri gider ve sonuçla­

REİKİ 27
n çok daha kapsamlıdır. Baş ağnsı örneğine döne­ gelen herhangi bir şey bu öğrerunenin yolunu açan
cek olursak, aspirin baş ağrınızı geçirebilir fakaı bir gelişme olabilir. Karma, sözlükte etki demektir
sorunun kaynağını iyiieştinnek adına hiçbir şey ve her etkinin bir tepkiye yol açacağı açıktır. Bunu
yapmaz. Reiki yalnızca yüzeydeki acıya değil, acı­ bir Wicca ‘“ ‘vecizesiyle ifade edecek olursak, "her
nın kaynağına da yönelir. Aspirinle baş ağnsın ın üç ne gönderiı-sen sana geri gelir." Hayattaki hatalar
saatliğine dinmesi muhtemeldir ancak. Reiki’yle onları anlayıp ıslah olmayı ya da tavır değişikliğini
temelli gider. gerektirir ki şifa bulunabilsin. Bu sadece duygul arı
tam olarak yaşayıp onları çözümlemeyi gerektire­
Bu özellikle daha ciddi hastalıklar için geçerli-
bilir. Eğer bu, otayın cereyan ettiği hayat içinde
dir. Fiziksel rahatsızlıkların çoğunun fiziksel olma­
gerçekleşmezse bir sonrakinde olabilir. Dolayısıyla
yan nedenleri de vardır: bedensel acının sona erme­
bunu bir ceza olarak görmemek gerek.
si için bunların da iyileştirilmesi gerekir. Metafizik
şifacıların çoğu fiziksel acıların kökeninde duygu­ Hastalık. ihtiyaç duyulan bir şeyin öğrenilmesi­
sal travma, negatif zihinsel kalıplar veya umutsuz­ ni kolaylaştırmak için de ortaya çıkabilir. Örneğin,
luğun yattığına inanır. Rahatsızlığı gidennek için hayatlarının birinde çok sabırsız olan bir kişi. son­
bu kaynakların bulunması ve tedavi edilmesi gere­ raki hayatını tekerlekli sandalyede sürdürmek (ve
kir Bunu iki kadın (Louise Hay, Bedeninizi Tedavi böylece sabrı öğrenmek) zorunda kalabilir. Ancak.
Edin ‘‘'{Hay House. 1982) ve Hayatınızı Tedavi işler pek nadiren bu kadar açık ve basittir. Şimdiki
Edebilirsiniz (Hay House. 1984): Alice Steadman, hayatınızda ayağınız kırıldıysa bu. bir öncekinde
İçimde Kim Var'? (ESPress. lnc.. 1966) ayn ayn di­ başkasının ayağının kırılmasına neden olduğunuz-
le getinniştir. İkisi de bedenin belirli kısımlarının dandır, demek kolaycılığa kaçar. Bu tür seçimlerin
ve onlarla ilgili hastalıkların dökümünü yapıp ra­ hayat-öncesinde bedensel bilinç olmadan yapıldığı
hatsızlığın nereden kaynaklandığını açıklamıştır. durumlarda. kişinin kendi hastalığını tercih ettiğini
düşünmek. karımanın yanlış anlaşılmasından başka
Bu tanımlar bazı insanlar için daha doğru iken
bir şey değildir.
diğerleri için o kadar doğru olmayabilir. İki yazar
da bugünkü tabirle politik bilinçten yoksundur, ta­ Budîstler karımanın, bir hayattan diğerine taşı­
nımları da bunu doğrulamaktadır. Örneğin Louise nan duygusal bağımlılıklar sonucu onaya çıktığına
Hay, adetle ilgili sorunlan kadınların toplumdaki inanırlar. İnsanları Yeryüzüne, çözülmemiş duygu
ikinci sınıf insan statüsünün reddi yerine “kadınlı­ ve durumları çözmek üzere, tekrar tekrar dönmeye
ğın reddi” iM. olarak yorumlar. Bu bilinci ilave edin­ zorlayan neden budur. Onlar Aydınlanma Yolu'nun
ce elde edilen tanım daha geçerli oluyor. Bazı me­ tüm kanmayı iyileştirdiğine ve insanları bu dünya­
tafizik şifacılarsa bu tanımlan ve ‘kanma' kavramı­ ya gelme döngüsünde» kurtardığına inanırlar. Fa­
nı (geçmiş hayat bellerinin şimdiye taşınması) yan kat kanma ancak bedenlenımiş durumdayken çözü­
lış kullanarak insanları acılanndat dolayı suçla­ lebilir. Kimi şifacılar. Reiki yoluyla hasıalıkları iyi-
maktadır. Onlar tutumlarıyla şöyle demek isterler: leştinnenin kişinin karmasına karışmak anlamına
"'Bu sorunun kaynağı şudur. bunun sorumlusu sen- gelip gelmediğini ya da karınik anlamda o kişiden
sin, şimdi git bunu düzelt." Onlann gerekçesi has­ sorumlu olmayı gerektirip gerektirmediğini soru­
talığın karınik oluşu ve ceza mahiyeti taşımasıdır; yorlar. Benim anlayışıma göre eğer bir kimse Reiki
insanlar rahatsızlıklarını ve acılarını kendileri se­ veya başka bir yolla şifa bulduysa bu onun karma­
çer, dolayısıyla hasta olmamak da kendi ellerinde­ sının amacına ulaştığı anlamına gelir. aksi halde
dir. böyle bir şey vuku bulmazdı. Şifacı. enerjinin kay­
nağı değil, onu yönlendirendir. Bu tür şifalar alıcı,
Oysa karıma bu kadar da basit değildir. Kanma­
alıcının ruhsal rehberleri ve Tanrı aras ınd adı r. Re
nın yasaları her hayatta öğrenilecek şeyler olduğu­
iki 2 bahsinde karma ayrıntılı olarak ele alınmakta­
nu ve bunların hayat-öncesinde, üzerinde anlaşıl­
dır.
mış şeyler olduğunu öngöıür. Hastalık veya başa
(* Bıı kitap "Tüm Hastalıkların Zihinsel Nedenleri" adı ile Akaşa Yayınları tarafından Türkiye'de yayınlanmıştır t.Editöı ı.
Batı Avrupa'da Hıristiyanlık iincesi devirlerden kafatı. doğaüstü gii{lerin (biiyu gibi) ve doğayla ilişkili erkek re dişi taıtrılartn
varlığım kabul eden, mevsimsel ve yaşamsal döngülere dayalı ritüelleri esas alan inmu,;lar ve pratikler büuinü Sö::<üşün kökeni
İngilizce'ye dayanmaktadır (Editör).

REİKİ 28
H ASTALIĞIN DU YG U SA L KA YN A K LA RI ®
Sorun Kaynağı Sorun Kavnağt
Kazalar: Kızgınlık. çaresizlik, Parmaklar İşaret parmağı: benlik
isyan duygusu. (ego). kızgınlık vc korku;
Kendinden nefret. başpannak: kaygı; orta
!ştahsızlık/Doymama:
yaşamsal gıdanın reddi, parmak: kızgınlık (sağ el:
“yeterince iyi olmamak''. bir erkek. sol el: bir
kadııı); yüzük parmağı:
Kollar: Kucaklama yeteneği. birleşmeler ve keder:
eklemlerde tutulan eski serçe: aile ve olduğu gibi
duygular, davranmama.
Mafsal İltihabı: Kendini ve başkalarım Üreme Organları: Cinsel orgMlar
eleştirme alışkanlığı, erkeklik
mükemıneliyetç ilik. ve kadınlık meseleleri.
Astını: Duygularını basnnna. cinselliği reddetme,
suçluluk kompleksi. “cinsellik iğrençtir.”
aşağılık kompleksi. 'kadınların bedeni pistir."

Sırt (Üst Kısım): Duygusal olarak Mesane İltihaplan: Kendine kızılmış olma,
desteklenmediğini incitilmiş olma.
hissetmek. destek ıhlıyacı. Dölyolu İltihabı: Romantik bakımdan
Sırt (Orta Kısım): Suç. incitilmiş olma.
Sırt (Alt Kısım): Para konusunda tasalanma Prostat: Kendine değer verme ve
cinsel cesaret.
Göğüsler: Bir kişiyi/şeyi/yeri/
İktidarsızlık: Cinsel eşten korkma veya
benimsemek. ondan nefret etme.
Göğüs Kanseri: Aşm Cinsel Soğukluk: Korku. cinsel suçluluk,
benimsemeyle kendinden iğrenme.
bağlantılı derin öfke Adetle ilgili
Yanık, Çıban, Ateşlenme, Hastalıklar: Adcı döngüsünün veya
İltihap, Tahriş Olma, kadınsal değerin inkar;.
Şişme: Kızgınlık. Zührevi Hastalıklar: Cinsel suçluluk
Kanser: Derin hiddet, gtivcnsizlik, Eller: Paraya v.;ıya ilişkilere çok
kendine acıma, ümitsizlik. sıkı bağlanmak.
Kolon Ellerde
(Katın Bağırsağın Mafsal İltihabı: Kendini eleştirine.
Son Kısmı): Kabızlık bir şeyi eleştiriyi içselleştirnııe,
saiıvcreıneme, ishalse bir başkalarını eleştirme.
şeyı ıııtma korkusudur:
kabızlık: bir şeyin yeterli Baş: Biz.. dünyaya ne
olmayacağı kaygısı, verdiğiniz, kökten yanlış
istifçilik. olan bir şeyler
Kulaklar: Söyleneni kabullenme Baş Ağnsı: Kendini geçersiz kılma
güçlüğü. kulak ağrısı: Ka!p, neşe; kan ise
Kalp:
kızgınlık. sağırlık: sevinçtir. Kalp krizierı
dinlemeyi reddetme. sevgi ve se-viiKin inkarı ve
Ayaklar Kendini anlama, ilerleme. k.ılpteıl dışarı atılmasıdır.

REIKI 29
Sorun Kaynatıl Sorun Kaynağı
Dizler: Esneksizlik, Katılık/Eğllmezllk: Katı beden: katı zihin,
eğilettıeıtıezlik. gurur. esneksizlik. korku,
benlik. inatçılık, değişme “yalnızca tek yo! var/'
korkusu. kendini üstün değişime direnme. Nerede
görme. ortaya çıkacağı
alışkanlığın nerede
Banklar: İlerleme korkusu veya bu
olduğuna hağh.
konuda isteksizlik.
hareket etmeyi istememe. Mide: Fikir ve deneyimleri
hazmedememe. Neye
Varis: Bulunduğumuz. yerden
veya kime kalkınabiliyorsunuz?
nefret etme.
Korku.
Feiç: Negatif düşünme.
Ciğerler: Hayatı içe alamama ve
sevincin katmaması,
verememe. hayatın inkarı.
değişimin yönünü
değiştirmeye /.ori&nak.
Amfizem veya Şişlikler: Durağanl^mış düşünme.
Aşın Sigara İçme: Hayatın iııkan, aşağılık göz yllJiİarı ve duyguların
hissetme. dışa vurulmaması.
Migrenler; Kızgınlık ve Boğaz: Değişme korkusu, açıkça
ınükemmeltyeı.çilik. konuşmama, kızgınlık.
■düş kırıklığı. hedefine ulanmamış
yaratıcılık. Boğaz iltihabı:
Ense: Esneklikle ilgili konular.
Konuşamayacak kadar
Aşırı Kiloluluk: Korunum ihtiyacı, öfkeli; bademcik veya
güvensizlik. tiroid: Esnekliğini yitirmiş
yaratıcılık, lösemi
Acı: Ceza arayan suçluluk
durumunda esnekliğini
(nerede ortaya çıktığına
tamamen yitirmiş
dikkat edin).
yaratıcılık.
Sinüzit: Başkaları tarafındın::
Tümörler: Sahte gelişme. eski bir
tedirgin edilme.
yaraya işkence etme.
Cilt: Tehdit edilmiş birey ..ellik. şifaya izin vermeme.
başkalarının sizin
Ülserler: Korku, yeterince iyi
üzerinizde gücü var. Yufka
olmamak. kendine
yürekli. kendini besleme
değer vermeme.
ihtiyacında.

Peki. Reiki şifasında duygusal kaynaklar ve kar­ haliyle alıcı belki de asıl nedene (seanstan önce bil­
ına nasıl kullanılır? Yumuşaklıkla. sevecenlikle ve memesine rağmen) ulaşabilir. Belki geçmiş hayata
saygıyla. Şifada Louise Hay veya Alice Steadman- dair bir anı canlanır ki bunu gönnek bile sorunu
vari bir 'bu-hayat' (yani halen sürdürülen hayat) ta­ çözmeye yetebilir. Verdiği cevabı onu yargılanıak
nımı kullanacak olursak. meseleyi önce bir soruyla için değil. öz bilincini arttınnak için kullanın. Eğer
onaya koymak gerekir: “Cilt rahatsızlığınızın sebe­ hayat şarilanndan dolayı kendini tehdit altında his­
bi içten bir şeylerin sizi huzursuz etmesi m i?" Eğer sediyorsa, bunu değiştinnek için nelerin yapılması
şifayı alan şahıs “hayır," derse ona, kendi algıladı­ gerektiğini sorun. Dahası, şifacı olarak sizin ona
ğı şekliyle nedenini sorun. Şifanın verdiği gevşeme nasıl yardımcı olabileceğinizi sorun.

REİKİ 30
Bunun anlamı onu dinlemek de olabilir. şifa uy­ önü açılır. Bunu başlatın ak için şöyle sorun: "Sana
gulanasım onun k ızg ınlığını veya gözyaşlarını açı­ şu anda neler olduğunu anlatabilir misin?” Ya da
ğa çıkarabileceği güvenilir bir ortam haline getir­ “Neler gördüğünü bana açıklayabilir misin?" Ko­
mek de. Reiki şifa! arının yaklaşık dörtte birinde nuşmaya hazır değilse alıcıyı zorlanayın. Ancak.
(genellikle de şifacımn ellerini kalp veya boğaz po­ alıcı konuşmaya başladığımla gözyaşları veya öfke
zisyonunda tuttuğu zaman) alıcı duygusal bir gev­ hemen arkasından gelebilir. İçte tutulan duyguların
şeme hisseder. Bunun sonucu olarak da genellikle açıkl^anması. tekrar edelim, kendi içinde bile çok
rahatsızlığı veya içinde bulunduğu durumla ilgili önem li bir şifadır.
duygularını serbest bırakır Saklı tutulan bu duygu­
Yeni bir şifacı bu türden bir duygusal gevşe­
lar çoğunlukta rahatsızl ığın birinci elden sebebidir.
meyle ilk defa karşılaşıyorsa büyük bir ihtimalle
Şifa yapılan şahıs ağlayabilir. hiddetlenebilir. kıkır
korkuya kapılacaktır. Gevşeme halleri genellikle
kıkır gülebi lir. kendisine neler olduğundan bahset­
birkaç dakikayla sınırlı kalır; şifacı bacak pozis­
meye başlayabil ir ya da huzuısuztanabilir. Bunda
yonlarına geldiğinde çözülmüş olurlar. Şifacı için
şifac ının üstüne düşen ona destek olmaktır. Şifacı,
bazen gerilimli ve ürkütücü geçse de Reiki seansı­
gevşemeyi tecrübe eden alıcının yanında kalır ve
nı alan kişi bunlardan çok faydalanır. Öyle görünü­
surecin doğal sonuc u ıa ulaşmasına iık â n tanır. Bu
yor ki Evren de tecrübesiz şifacüan koruyor - şifa-
arada Reiki el pozisyonlarına ve şifaya devaın eder.
cı yalnız başa çıkabileceği durumlarla karşılaşa­
Ş ifac ının tamamen yargısız olması gerekir. Kor­ caktır. Daha ciddi ve yoğun seanslar şifacı onlara
kunç şeyler dinlese de tepkisiz kalmak zorundadır. hazır olmadan gelmez. Kişi Reiki’yi kullanmaya
Onun görevi duygularını ifadeye döken kişinin bir defa başladıktan sonra şifaları gide rek daha çok
kendini güvende hissetmesini sağlamak ve onu yönlendirilir. Bilinçli olsun veya olmasın, ruhsal
dinlemektir. Eğer alıcı ağlıyorsa ona “rahatça ağla­ rehberleriyle irtibata geçen şifacı neyi. ne zaman.
yabilirsin . burada güvendesin. İçindeki her şeyi nasıl söyleyeceğini bilir. Duygusa l gevşeme veya
dök. bu çok güzel” gibi sözler söyleyin. Alıcı bir başka bir durumda şifac ı ne yapacağını bilir. Hatta
bu-hayat travmasını anlatıyorsa ona acısında des­ bazen, olay geçtikten sonra bunu nasıl yaptım diye
tek ohm. Ona şöyle diyebilirsiniz. “bak. ne kadar şaşabili r.
güçlüymüşsün ki bunu da atlatmışsın. Bunlar geçti
Şifanın ardından gevşeyen kimse kendisini çok
ve bir daha asla olmayacak. Şimdi çok iyi durum­
dalıa hafif ve çok daha iyi hissedecektir: şifacı da
dasın." Eğer kızgınsa ona kızmakta haklı olduğu­
biraz daha olgunlaşmıştır. Bu başka giri şiml er için
nu, içinde ne varsa hepsini çıkannasını söyleyin.
de en uygun zamanı oluşturur. Örneğin. benzer
Eğer bir geçmiş-hayat travmasına ufaştıysa, bu ha­
travmalar geçinmiş insanlarla konuşmak ya da bir
yata ait bir alışkanlığın kaynağını açıyor olabilir.
geçmiş-hayat alışkanl ı ğın ı anlamak. Reiki enerjisi
Gevşemeyi destekleyerek hastalığa neden olan
doğası gereği koruyucu olduğundan, diğer şifa
duyguların açığa çıkmasına yardımcı olun. Bu çok
yöntemlerinin çoğunun aksine, şifacının başkaları­
önemlidir: zira kişi daha önce başaram adığı halde
nın acı veya duygusal hallerinden etkilenmesi ola­
anık iyileşebilecektir.
sılığı azdır. Eğer yine de etkilendıyse tüm yapması
Eğer kişi çok huzursuz olduysa ya da konuşmak gereken bunu kabullenmesi ve etkiyi serbest bırak­
istediği halde konuşamıyorsa. ihtiyacı olan şeyi masıdır. Reiki seansının ardından hem şifacı hem
söylemesi konusunda onu cesaretlendirin. Bu kül­ de alıcı dengeleyici enerjiyle dolmuşlardır. Elleri
türde özellikle kadınlar duygularını açıkça söyle­ aracılığıyla alıcıya enerjiyi aktaran şifacı da şifadan
memek konusunda öyle eğitilmişlerdir ki güçlü bir nasibini almıştır.
duyguyu açığa vurmak bazen çok ürkütücü ol abilir.
Sözü edilen duygusal gevşeme ihtimali ve Re­
Şifa uygulamasını içinde her şeyin rahatlıkla anla­
iki. neyin şifaya ihtiyacı varsa omı tedavi ettiğin­
tılabileceği güvenli bir ortam kılmakla duyguların

REİKİ 31
den. hir uygulamada neler olacağını önceden rai­ Başka bir seferindeyse işyerinden bayan bir ar­
min etmek mümkün değildir. Bu. kelimenin tam kadaşım düşmüş ve sırtını incitıniştı. Yapılan mu­
anlamıyla. şifacının elinde olmayan bir şeydir (Re- ayenede dört omur diskinin zorlandığı, birininse fı­
iki’ yi yapan şifacının elleri olmasına rağmen). Şi- tık olduğu anlaşı ldı. Aşırı kilosu. yaşı ve sağlık du­
facının söz verebileceği tek şey, Reiki'nin. onu tec­ rumu elvennediği için ameliyat olamayacağı sonu­
rübe eden herkesin yaranna olacağıdır. Bir Reiki cuna varıldı. Bunun yerine altı aylığına bir huzur
uygulamasının belirli bir hastalığı tedavi edeceğine evine gönderilecek. ardından da tekerlekli sandalye
veya belirli bir sonuca ulaşacağına dair hiçbir söz kullanması öğretilecekti. Onu hastanede ziyaret et­
verilemez. Reiki acıyı dindirir, iyileşme sürecini tim. Dizinde irice bir şişlik gösterdi. Doktorlar ha­
hızlandım, kanamayı durdurur. alıcıyı rahatlatır ve bis bir tümör olabilir şüphesiyle biyopsisini yap­
kişinin çakralanyla aura enerjisini dengeler. Reiki mışlardı. Ellerimi üzerine koydum ve bir kas spaz­
seaısı süresince nefesler ağırlaşır, kan basıncı dü mından ibaret olduğunu hissettim. Şişlik ellerimin
şer; duygusal bakımdan sakinleşme görülür. Başka altında indi ve dizi normale döndü. Bu kısa şifanın
nelerin olabileceği Tann/Kaynak enerjiye bağlıdır. ardından yapılan günlük kan testleri artık ınsüiin
hu ise önceden talunin edilemez. iğnesine ihtiyacı kalm adığını gösteriyordu. Halbu­
ki son 13 senedir her gün iğne oluyordu. Hemşire­
Elbette mucizelerin olmayacağı anlamına gel­
ler günde bi rkaç defa kanına bakmaya devan etti­
mez - aksine mucize sık sık gerçekleşir. Reiki
ler ama bir daha asla insülin iğnesi olm asına gerek
enerjisiyle çalışan herkesin bir hikayesi vardır. Bir
kalmadı.
defasında hastanede ölüm döşeğinde olan bir AIDS
hastasına iki ki şiyle birlikte şifa yapıyordum. Has­ Huzurevine yerleştikten sonra iki öğrencimle
tanın 42.5 dereceye ulaşan ateşi vardı ve o geceyi onu gönneye gittik ve bir tam şifa uygulanası yap­
çıkanması hiç beklenmiyordu. Bilincini kaybetmiş. tık Bir hafta sonra tekrar gittiğimizde onu avluda
hayaller görüyordu. Uygulama esnasında şifacılar- bulduk. oraya kendisi yürüyerek gelmişti. Bir uy­
dan biıi baş pozisyonlannı. diğeri ayak pozisyonla- gulama daha yaptık. Kadın. altı ay son ra tekerlekli
mu, bense gövde pozisyonlarını yapıyordwn. Şifa sandalyeyle çıkması gereken huzurevinden iki bu­
boyunca hastanın ateşinin bir buçuk derece düştü­ çuk haftada yürüyerek çıktı. Doktor ve hemşirele­
ğünü hissettim. halbuki o sırada bunu bilmenin hiç­ rin bunun nasıl gerçekleştiği konusunda hiçbir fi­
bir yolu yoktu. Uygulamanın ardından monitörü kirleri yoktu. Aynı akşam bahçede oturduk. Enerji
açtığımızda (hastaya yatağında ulaşabilmek için için sürekli yanıma gelip duraı küçük bir köpeğe
onu kapatmıştık) gördük ki ateşi gerçekten de bir de şifa yaptım. Bunu köpek bizzat istemişti. Ne
buçuk derece düşmüştü. yaptığım hakkında hiçbir fikri olmayan sahıbi ve
Reiki çalışmalarımı bilen bir arkadaşım gülümse­
Yanm saat bekJeyip ikinci bir uygulama daha
yerek baktılar. Birkaç hafta sonra köpeğin sahibi.
yaptık ve bu sefer ateşi tamamen düşürdük. Biz
köpeğini n hayatı nı tehdit eden karaciğer rahatsızlı-
hala odadayken genç hasta kendine geldi ve gece­
ğ ının testlerde görünmediğini anlattı. O gün bahçe­
nin geri kalan kısmında annesiyle konuştu. Çözüm-
de köpeğe dokunduğumda onun karaciğerinden ra ­
lemneımiş bir sorun vardı ve yaptığımız şifa her iki­
hatsız olduğunu bilmiyordum, tıpkı sahihinin ne
sine de bunu halledecek zamanı vemıişti. Hasta er­
yapt ığımı bitmemesi gibi.
tesi sabah, sakin ve derin bir uykudayken öldü.
Olayın ardından annesi beni aradı ve şifanın onlara Yine bir seterinde göğsünde üç büyük tümör
kazandırdığı zaman ile oğlunun huzurlu ölümü için olan bir kadın gelmişti. Onu. bir doktora gitmesi
teşekkür etti. Bir kişi ölümcül durumdaysa Reiki konusunda ikna e tıe y e çalıştım ama o ısrarla up
bunu önleyemez veya onu geri getiremez ancak, sisteminin göğüslerini almasına müsaade etmeye­
süreci kolaylaştırır. ceğini söylüyordu. Başlangıçta tümörlerin. bütün­
sel bir şifanın başarıya ulaşamayacağı kadar ilerle-

RElKi 32
miş olduğunu düşünmüştüm. Ancak, iki Reiki 3 şi- bilincine varması için. Farkında olan kişi durumu
facısıyla birl ikte haftalık şifa uygulamalanna baş­ daha etraflıca görüp karannı değiştirebilir. Ancak.
ladık. Kadın aym zamanda şifalı bitkiler de kullan­ eğer ölmeyi seçerse. ölür.
dı.
“Bu kişiyi iyileştirdim” demenin asla ahlakî ol­
Bir ay sonra göğsünde iltihap olduğunu düşün­ madığını düşünüyorum. Birisinin şifa verebileceği
düğümüz bir karaltı oluştu. Kadına vazgeçmemesi kimse varsa, o da kendisidir. Şifa ancak kişinin
gerektiğini söyledik. Üç ay sonra, Meksika'dan ge­ kendi bedeninde gerçekleşebilir. Şifacınm rolü sa­
len bir merhemin de yardımıyla göğüste yaklaşık dece enerjiyi yönlendimıektir, böylece alıcı onu en
beş santimetre çapında bir iltihap yarası oluştu. iyi şekilde kullanabilir. Ben şuna tüm kalbimle ina­
Birkaç hafta boyunca içinden iltihap aktı ve bu sü­ nıyorum ki şifa, üç taraflı bir anlaşmadır: Şifacı.
renin sonunda üç tümör de kayboldu. Kadına bir alıcı ve Tann/Kaynak anısında. Şunu da belirtme­
doktordan antibiyotik almasını söyledim, öyle de den geçm eyeyim. Şifacı şifayı alıcı-ya değil. ancak
yaptı. Süreç acılı ve korkutucuydu ama bir iltihap alıcı ile birlikte yapar. Alıcının onayı ve katılımı ol­
ne de olsa kanser kadar tehlikeli deği ldir. madan hiçbir şifa gerçekleşemez. Reiki 1'deki ye­
gane kural. alıcının şifacıya müsaade etmesidir. Bu
Öğrencilerimden biri de şöyle bir olay anlattı.
anlaşma sonucunda şifa nereye vannası gerekiyor­
Kızının ilk çocuğu, yüzde 1O işitme duyusuyla
sa oraya vanr.
doğmuştu. Öğrencim olan anneanne bebeğe sık sık
şifa yapmış ve aralannda büyük bir yakınlık geliş­ Reiki tümüyle pozitiftir ve. şartlar ne olursa ol­
miş. Bebek beş aylık olduğunda daha önce hiç ol­ sun, hiçbir canlıya hiçbir zararı dokunmaz. Çok
madığı kadar bağırıp ağlamaya başlamış. ^unesi, yaşlı. çok genç veya hassas fark etmez, herkese uy­
öğrencimi yardıma çağınnak zorunda kalmış. O da gulanabilir. Yaşlılar, bebekler ve çocuklar kadar ev­
gitmiş ve bebeği Reiki 'yle teskin ettikten sonra kı­ cil hayvanlar ve bitkiler de Reiki'ye cevap verir.
zına demiş Tanrı aşkına, şu çocuğun kulaklarına Reiki hasta olan, acı çeken ve duvgusal sıkıntıda
bir bakürsana”. Bir sonraki ziyaretinde öğrenm iş ki olan herkese iyi gelir. Sağlıklı olanları da rahatlatır
bebeğin kulakları tamamen nonnale dörunüş. ve canlandırır. Reiki pozisyonl arı beynin sağ ve sol
yanlarını, enerji alanını ve tüm çakralan dengeler.
Bu tür deneyimler gerçekten de hayret vericidir.
Canlı bedenin yaşam gücü olan Ki'nin akışını arttı­
Reiki şifacıdan gelmez. onun aracıl ığ lyla Evrenden
rır. Belirlenmiş vadede kişinin ölümüne engel ol­
gelir. Şifa esn asıd a olan bitenden şifacı kendine
ması sözkonusu değildir ancak. bu süreci kolaylaş­
pay çıkaramaz. Aslında şifalarda bazen hiçbir şeyin
tırır. Yakınlarını kaybedenlerin de acılarını dindir­
olmadığı da görülür. Ya da o an için algılanabilir ni­
meye yardımcı olur.
telikte bi r şey olmaz. Benzer şekilde. şifanın ger­
çekleşmemesi durumunda da şifacı sorumlu değil­ Doğuştan gelen hastalık ve sakatlıklan tedavi
dir. Ölümüne yol açsa bile. hastalığı sonuna kadar edemese de en umutsuz görünen durmnlarda bile
götünne yönünde kişinin bir karması olabilir. Ölüm belirgin gelişmeler sağlayabilir. Kalıcı sakatlıklar­
de şifa veıicidir. da. sakatlığın kendisiyle olabildiğince rahat bir ha­
yat sürülmesine yardımcı olur. Reiki enerjisi acıyı
Şifayı alan kişi, bilinçli veya bilinçsiz. enerjiyi
dindirir. gergin kasları gevşetir, duygulan yatıştlnr.
geri çevirip hasta kalmayı ya da ölmeyi tercih ede­
Uzuvların kaybedilmesi durumunda onların yerini
bilir. Kişinin hastalığı tutması için nedenleri olabi­
tutamaz fakat kişinin yeni duruma uyum gösterme
lir; hastalık ona. başka türlü elde edemeyeceği bir
sini ve başka uzuvlara yeni işlevler kazandırılması­
şeyler verebilir. Bir süre için ilgilenilmeyi istiyor
nı kolaylaşürır.
olabilir. Böyle bir şey fark ettiğimde alıcmın da bu­
nu fark etmesini isterim; onu yargılamak için değil Ancak, bu gibi durumlard a bile “imkânsız” gibi
- bu konuda seçim yapma iradesi vardır - sürecin görünen bazı şifalar yaşadım. Bunlardan biri bey­

RI3ÛCİ 33
ninde hasar olan bir bebekle ilgiliydi; günl ük Reiki rekti ğini söylemelidir.
uygulamaları doktorların taluninleri ötesinde hızlı
Böyle bir zehirden arınma işlemi birkaç gün sü­
bir geİtm eye yol açmıştı. B ir başka örnek de kal -
rebilir. Sözkonusu tem izlem e tepkisini hastalıktan
binde delik olan bir bebekte görüldü. ^neliyattan
ayıran en önemli faktör kişinin. belirtilere rağmen.
bir önceki haftada öğrencilerimin yaptıkl an Reiki
kendisini hâlâ iyi hissetmesidir. Bu tür durumlarda
uygulamaları, tedavi ve ameliyat sürecini kolaylaş­
alıcının bol miktarda saf su içmesini, hafif yiyecek­
tırmış ve bebeğin beklenenden daha çabuk iyileş­
ler yemesini ya da birkaç gün sadece sıvılarla bes­
mesini sağlamıştı. Kalpteki delik. seanslardan önce
lenmesini önerin. “Şifa krizi" olarak adlandırılan
çekilen röntgenle karşılaştmldığında daha küçük,
bu durumun ardından kişi kendisini hiç olmadığı
bebek de daha güçlüydü. Önceden Reiki ’nin yapı l-
kadar iyi hisseder. Bir başka deyişle, şifa bulma ve
dığ ı başka ameliyatlarda da benzer durumlara rast­
hastalığından kurtulma yolunda hızla ilerlemekte­
ladım - sorunun önceden tahmin edildiği kadar ağır
dir.
olmadığı anlaşılıyor ve iyileşme süreci tuzlanıyor.
Bazen şifacı farkına vanr ki alıcı aslında yapı­
Atölye çal ışmalan için çıktığım gez ilerden bi­
lanlara inanmamaktadır. Bu şahıs şifaya izin verir­
rinde bir kadın bana 6-7 aylık bir bebek getirmişti.
Se ve eğer buna kendisini açarsa şifa yine de ger­
Kadın bana “bu bebeğin beyni ölü” dedi, “daha
çekleşir. Ancak kişi şifaya açık değilse yahut için­
doğrusu, doktorlar öyle diyor.” Halbuki bebek ta­
den onu reddediyorsa bu, süreci engel leyebilir. S e­
mamen nonnaldi ben de bunu teyit ettim. Kadın
ansa izin verseler de kimi insanlar için tıbbi olma­
bana hikayesini anlattı. “Hanileliğim in altıncı
yan bir şifanın düşüncesi dahi uyum gösteremeye­
ayında doktorlar bir sürü test yapmaya başladılar
cekleri bir durum arz eder. Di lleriyle “evet” diyebi-
ama nedenini bana söylemiyoriardı. En sonunda
liiler ama öte yandan enerjiyi kabul etmeye yanaş­
bebeğimin kafatasının olmadığım ve beynin işlevi­
mazlar. Şifacı genellikle böyle bir engellemeyi his­
ni yerine getirm ediğ ini anlattılar. Bebek doğumdan
seder. Bu dutumda uy gun bir dille alıcıya neler his­
birkaç gün sonra ölecekti. Dehşete düşmüştüm. Bu
settiğini söylemelidir ancak. yine de seçim alıcıya
arada bir ritüel grubuna devam ediyordum, orada­
aittir.
kilerden üçü Reiki 1 'di. Ayda iki defa yapılan top­
lantılarımızda beni ortalarına alıp üçü birden bana Reiki kimsenin özgür iradesine karşı çalışmaz.
şifa yaptı. Bebeğim normal doğdu ve doktorlar bu­ Eğer kişi enerj iyi reddediyorsa şifacı nın elinden bir
nun nedenini hâlâ bilemiyorlar. Ellerinde bebeğin şey gelmez. Yeni veya tecrübesiz bir şifacınm başı­
bir sürü kafatassız ultrason resmi var. Üstelik üç na böyle bir şey gelecek olursa bu onun özgüveni­
çocuğum içinde en kolay doğanı da bu oldu." ni sarsabili r. özellikle alıcı enerjiyi kabul ettiğ i ko­
nusunda ısrarlıysa (ama aslında etmiyordur). Sorun
Bazen bir veya bir dizi şifanın ardından Reiki
atıcıdadır. şifacıda değil. Elinizden geleni yapma­
alan şahıs veya hayvan vücudundaki tok.sinleri at­
nıza rağmen bunun olabileceğini aklınızdan çıkar­
maya başlar. Bu ilk Reiki uyumlarnasrndan sonra
mamalısınız. Yaptığım ilk şifa seanslarından birin­
olanlara benzer. ishal veya nezle olabilir, dışkısı
de benim de başıma gelmişti a n a neler olduğunu
kokulu ve renksiz çıkabilir. fazlaca idrar dökebilir
ancak yıllar sonra anlayabildim.
bedeni kokmaya başlayabilir. geçici cilt tahrişleri
ve üşütme bel irtileri görülebilir veya nefes al ıp ver­ Öte yandan, al ıcı hiçbi r şey hisseımedığım söy­
mesi sıklaşabilir. Bu, bedende hastahk üreten tok­ leyebilir - yahut bazen şifacının kendisi hiçbir şey
sinlerin atılmasının bir sonucudur ve engellemnek olmadığını zamıedebilir. Bazı durumlarda şifacı
yerme desteklenmelidir. Şifacı bunların olabi lece- hiç bir şey tussetınemekle birlikte alıcı bir sürü şey
ğinin farkında olmal ıdır. Alıcıya bunun zararlı ol­ duyumsayabilir. Böyle hallerde Reıkı enerjisine
madığını ve belirtileri il açlarla engel lememesi, güvenin. Kimse algıl anasa da şifa gerçekleşmekte­
zehrin bedeniden uzaklaşmasına izin vennesi ge­ dir. Bazen seanslarda alıcının acısı aniden şıddetie-

REİKİ 34
nir ve bu birkaç dakika sürebilir. Ben buna benzer enerjisi bazen çok hlzh iyileştirdiğinden kemiğin
durumlarda insanlara “acının içine nefes almaları­ uygun olmayan bir yere kaynaması sözkonusu ola­
nı” söylüyorum. Reiki birkaç gün sürebilecek baş bilir. Dolayısıyla kemik yerine oturtulmadan önce
ağrısı veya başka rahatsızlıkları bu şekilde birkaç kırık dışında bedenin başka yerlerine şifa yapın.
dakikaya sıkıştırabilir ve buna gerçekten de değer. Asla ellerinizi bir yaranın ya da kırığın tam üstüne
Ç^ikü o anki kısa ama yoğun acı geçtiğinde, tü­ koymayın. Acılı bölgenin yakınına koymanız ye­
müyle geçmiş oluyor. Böyle hallerde ruhsal rehber­ terli olacaktır; enerji gerekli yerlere ulaşacaktır.
lerimden acının kısa olmasını ve mümkün oldu­ Böylece daha çok acıya veya enfeksiyon riskine se­
ğunca kolay geçmesini istiyorum fakat bazen olma­ bebiyet vermemiş olursunuz. Kemik oturtulduktan
sı gerekiyor. Ancak ne olursa olsun, asla fazla uzun sonra alçının üzerinden yapılan Reiki de çok iyi iş
sürmüyor ve asla zarar vermiyor. görür.
Göğsünde tümörleri olan kadına Reiki yaptı­ Bir arkadaşım bir defasında evinin önündeki
ğımda da kadın birkaç defa tümörlü bölgesinde merdivenlerden düşmüştü. Bileklerindeki kemik­
müthiş bir yaruna hissetmişti. Nöbetleri çok acılıy- lerden birinin kırılmış olduğu aşikardı. Röntgen
dı, o kadar ki hem kadını hem de beni cidden endi­ çektirmesini söyledim fakat karşı gelip benim teda­
şeye sevk etmişti. Ruhsal rehberlerimden ısrarla vi etmemi istedi. Kadın doktora gitmemek konu­
daha yumuşak olmalarım istiyordum. Bana olama­ sunda ısrarlıydı, kemiği kirılmış olsa bile gitmeye­
yacaklarını ama acının uzun sürmeyeceğini söylü­ cekti. Bu beni rahatsız etmişti ama yine de şifa yap­
yorlardı. Nöbetler her uygulamada on dakika kadar mayı kabul ettim. Ellerimi ayak bileğine koydum
süıüyordu. Şifa. tümörlerin yanarak iyileşmesi şek­ ve kemiğin kırılmış olduğu mesajım aldım. Ruhsal
linde gerçekleşiyordu. Sonuçta bepsi de tamamen rehberlerime sessizce dedim ki “kadının kırık aya­
tedavi oldu. ğı için benden alacağı ilk ve son şifa bu olacak. Ha­
di şu işi yapalım". Elimin altında kemiğin yerine
Reiki tek başına da. tıbbi tedaviyle birlikte de
oturduğunu hissettim. Kadın bi rkaç hafta yuksek
kullanılabilir. İlaç tedavisi ya da diğer tıbbi prose­
boğazlı böt giydi, iç kanamaya iyi gelen şifalı bit­
düre herhangi bir engel teşkil etmez. Aksine onla-
kiler ve C vitam ini aldı. Bileği başta epeyce morar­
nn etkilerini arttırır ve hastayı rahat euirir. Reiki
makla birlikte tamamen iyileşti. Şanslıydı ama
enerjisi (bazen tıbbî müdahaleye rağmen) iyileşme­
böyle bir tedaviyi kimseye tavsiye etmem.
yi hızlandırır. Örneğin kemoterapide - ki bütünsel
görüşte olan şifacılara göre yarardan fazla zararı Reiki ’yi kullanmak için beklemek konusunda
olan bir yöntemdir - olumlu etkileri desteklerken bir örnek daha vereceğmi. Bir adam testereyle par­
olumsuzları azaltır. Bedenin tedavisine daha pozitif mağını kesmiş. Kopan kısmı bir bardak suya koyup
yaklaşan bütünsel yöntemlerle ise daha etkili olur. hastaneye koşmuş. Yoldayken pannağma Reiki uy­
Reiki şifalı bitkiler veya homeopatiyle (hastalığı gulamış. Acile vardı ğında niye bu kadar geciktiği­
benzeriyle tedavi etme usulü - ç.n.) birlikte olağa­ ni sormuşlar - yara. kopan kısmın dikilemeyeceği
nüstü çalışır. Tıbbi veya bütünsel ilaçlara Reiki kadar iyileşmiş. Halbuki kaza daha yirmi dakika
yüklenmesi de onlann etkinliğini arttmr. Bu gibi önce olmuştu. Yani Reiki enerjisi iyileşmeyi o ka­
durumlarda şeker veya tansiyon ilaçlarım almadan dar hızlandırabiliyor
önce kan şekeri ve basıncını sıklıkla kontrol etme-
İlaçlara Reiki yüklenmesinden bahsetmiştim.
l isiniz çünkü makul seviyelere gelmiş olabilirler.
Bunu yapmak için şişe veya ambalajı iki elinizle
Reiki kırılmış bir kemiğin iyileşmesini de hız­ tutun ve enerjiyi bıranin aksın. Bunun başka birçok
landım ancak, böyle bir durumda kemiğin yerine yolu daha vardır. Elleri yemeklerin üstünde tutmak.
oturtulmasını beklemek ve ancak ondan sonra doğ­ onları takdis etmenin orijinal hali olabilir. Bir bar­
rudan kinğın üzerinde şifa yapmak en iyisidir. Ki dak suya Reiki yüklemek o suyu şifalı bir ilaca çe-

REIKI 35
virrneye yeter. Bandaj malzemesini de aynı işleme iki ’nin, kişiye aşıladığı güç inanılmaz düzeydedir.
tabi tutabilirsiniz. Kristaller de bu enerjiyle yükle­ Ancak bu güç ego değil. gerçek bir beceri ve yete­
nebilir ancak, Reiki 2 ve 3 sembol leriyle bu çok da­ neğin geçerli kıl^masıdır. Reiki tedavisi alan kişi,
ha etkili olmaktadır. Ben Reiki'yi arabam üzerinde tek bir seansta bi le bunun çok büyük fayd asını gö­
bile kullandım - iklimi soğuk bir yerde yaşadığım rebilir. Reiki insanların kendi sağlı kl arını denetim
sıra! ar sabalt!eyin arabamın çalışacağından emin altına almalarını ve bunu. mevcut tıbbi sistemin
olmak istiyordrnn. yüksek maliyeti, insan dışılığı ve mütecaviz yön­
temlerine katlanmadan yapmalarını sağlar. Reiki
Reiki çok güçlü bir şifa sistemi olduğundan
tıbbın yerini alamaz fakat. birçok durumda tıbbın
bunda, çok küçük de olsa. hata yapabileceğiniz
yapamadığı şeyleri yapar, üstelik çok dalıa olumlu
noktalar olduğunu bilmenizde yarar var. Reiki
bir yumuşaklıkla.
enerjisinin, insan bilgisinin çok ötesinde bir zekası
vardır. Onu harekete geçinnek için tüm yapmamz Grip, soğuk algınlığı, baş ağrısı veya eklem bur­
gereken ellerinizi i lgi li pozisyonlarda tuünak veya kulması gibi hallerde bir Reiki uygulaması iyileş­
acılı bolgeye koymaktır. Gerisini o yapacaktır. üs­ ti rrneye yetebilir. Ancak rahatsızl ık dalıa ciddi veya
telik gerektiği gibi yapacaktır. Şifacının ruhsal bir kronikse daha çok uygulama gerekebilir. Ben Re­
yeteneğe sahip olması gerekmez, hatta sürecin far­ iki 'yi, bir bataryayı şarj etmeye benzetirim: eğer
kında olması bile gerekmez. Ancak, Reiki eğitimi kişinin sağlık durumu nispeıen iyiyse az bir şarj ye­
almanın yararlarından ve sonuçlarından biri de şi- tebilir. Ancak. durum daha ciddiyse uzun süreli şar­
facının ruhsal yeteneklerinin tartmasıdır. Öyle ki. ja ihtiyacı olabilir. Chujiro Hayashi’nin Reiki klini­
daha ilk uyumlamadan itibaren (hem de her yönüy­ ğinde insanlar günde bir veya birkaç defa şifa ekip­
le) bu yetenekler geli şi r. leri tarafından tedavi edilirlerdi, ta ki iyileşene ka­
dar. Kanserli veya A ID S’1i biri için günl ük uygula
Reiki 1 derecemi almamla bende gelişen i lk şey,
malar haftalık olaniarından daha iyi sonuç verebi­
teşhis yeteneğiydi. Ellerimi acılı bolgeye koydu­
l ir. Böyle bir d u n ıd a olumlu değişikliklerin göz-
ğumda sorunun ne olduğunu genellikle anlarım.
lemnesi de biraz zaman alabilir. Eğer bir kimsenin
Fakat şunu unutmayın ki. bu yazarın yaşadığı yer­
kronik bir hastalığı varsa ben. onun R eik iy e
de (A BD ) up eğitimi almamış bir kişinin teşhiste
uyuınlanınasını öneririm. çünkü boylece kendi
bulunması yasadışıdır. Bu nedenle yeteneklerinizi
kendisine de şifa verebilecek duruma gelir. Re­
dikkatle kullanmalısınız. Şifa seansında gördükle­
iki 'ye uyumlandıktan sonra hasta olsanız da olma­
rinizi söylemeden önce düşünün. Eğer durum ciddi
sanız da günlük bazda kendinize şifa yapın. Kişinin
görünüyorsa alıcının doktora gitmesini önerin.
bataryası doldukça şi fal arın sıkl ığı da azaltılabilir
Kanser teşhisinde bulunmak (örnek olarak) pek
akıllıca değildir. Şifada dürüsüük esastır. ama s<h Reiki ile d iğer elle şifa yöntemleri arasında be­
rumluluk hissetmek kaydıyla. Birisine ölmek üzere lirgin farklılıklar vard ır. Reiki 1 ’le ^rnde meydana
olduğunu söy lemek genellikle uygun düşmez. Ruh­ gelen en önemli değişiklik, başka insanlann belirti­
sal bilgi yanıltabilir ve şifa sürecinde hastalığın leri ni (semptom) anık almamaya başlamam oldu.
seyri değişebilir. Sevecenliği ve şefkati asla elden Daha önce yaptığım şifalarda hasta. ömegin, ağrı­
bır^mayın. larından kurtuluyordu ama onun ağ rı ları bana geçi­
yordu. Zamanla enerjiyi topraklayarak ondan kur­
Hepimi z bu çağda şifaya ihtiyaç duyuyoruz.
tulmayı başardım ancak bu da seansın kendisi ka­
Böyle bir buhran döneminde kimsenin ustalık ka-
dar zaman alıyordu. Şifaların ardından bazen hasta­
zatunak için yıll arını vermeye zamanı kalmadı. Re­
landığım oluyordu. İlk Reiki uyumlaınarnı aldıktan
iki ' de tüm yapılması gereken uyumlamadır ve öğ­
sonra bu durum tamamen değişti. Başkalarının acı­
renci derhal şifacı yeteneğine kavuşur. Şu anda ne
lan artık bana geçmiyor. olsa olsa bilgi aktaran be­
kadar çok şifacı yetiştirebilirsek o kadar iyi. Re­
densel duyumlar alıyorum. Bana gelen bu bilgileri

REİKİ 36
teyit eder etmez de sözkonusu duyumlar kaybolu­ Kutsal bildiklerimize saygı duyacağız ve analarımızla b.ı
bal^anmıza öğretmenlerimizle komşularımıza ve yemeğimize
yor.
hürmet edeceğiz.
Yukarıda andığım, belirtilerin bana geçmesi ha­ Hayatım dürüstçe kazan.
li sürseydi ne hastanelerde A ID S’lileri tedaviye Yaşayan her şeye şefkat besle.
yeltenebilirdim, ne de şimdi yaptığım kadar yoğun
Reiki ilkelerinin Larry Amold ve Sandy Nevi-
şifa çalışması yapabilirdim. Reiki’yle şifalanmı bi­
us’un Reiki Elkitabt’nda yer alan versiyonuysa
tirdiğimde kendimi berrak. dengeli, hafiflemiş,
şöyledi r:
enerjik, yani kısacası iyi hissediyorum. Bir başka­
sına uygulama yaptığım esnada kendim de şifa ih­ Özellikle bugün saadetim için şükranlarımı sunacağım.
tiyaç duyuyorsam Reiki enerjisini otomatik olarak Özellikle bugün öfkelenmeyeceğim.
ben de alıyorum. Üstelik bu alıcının alması gerek­ Özellikle bugün tasalanmayacağım.
tiğini asla engellemiyor. (Ancak, çok hasta veya Özellikle bugün işimi dürüstçe yapacağım.
kızgınsanız Reiki veya herhangi bir şifa çalışma­ Özellikle bugün komşuma ve yaşayan her şeye
sından kaçının.) Reiki’yle aynı zamanda, uzun sü­ şefkatli olacağım
tedir aradığım güç ve enerjiye kavuştum. Şifacı
Reiki enerjisini ne kadarçok kullanırsa şifa yetene­ Bir başka yerde de şöyle belirtilmektedir:
ği de o denli güçlü olur. Özellikle bugün öfkelenme.
Özellikle bugün tasalanma.
Reiki’ye özgü ol an bir şey daha var ve bunu bi­
Ebeveynine, öğretmenlerine ve büyüklerine h^rnelet.
lerek en sona bıraktım. Sözünü ettiğim şey Reiki İl­
keleridir. Reiki din olmamakla birlikte tüm dinler­ Ekmeğini dürüstçe kazan.
den daha eskidir ve Doğu felsefesiyle ilintilidir. Her şeye müteşekkir ol ?"
Reiki öyle bir kültürden geliyor ki Batı 'mn tüm Ben en sonuncusunu seçmiş ve buna bir altıncı
metafizik teknikleri ve belki de ahlakının tamamı ilke eklemiştim: “Hayatın Birliğine Saygı." Böyle-
oradan alınmadır. Mahayana Budizıni ve onun bir ce temelde Bayan Takata'nın dediğine gelmişim
kolu olan Vajrayana çok eski zamanlarda meditas- (onunkini yakın zamana kadar görmemiştim.) Bu
yon, canlandmna. ritüel, ruhsal ve bitkisel şifa. ıü- ilkeler üzerinde dikkatle düşünmek gerekir. Onla-
ya çalışması. bilinçli ölüm. kadınlara saygılı cinsel rm hayata geçirilmesiyle Reiki yolu yaşanır ve bu
şifa. geçmiş hayat regresyonu. her türden psişik ge­ kimsenin dini inancına veya ahlakına engel teşkil
lişim ve yetenek vs. tekniklerini geliştirmiştir. Bu etmez.
kitap için Tantrik Budizmi (Vajrayana) araştırırken
Sözkonusu ilkelerin nasıl yorumlandığı kişiye
orada, kendi inancım olan Wicca dahil, her dinin
göre değişebilir. Bir kimse diyebilir ki. “Ben ço­
kökünü -hayretle- buldum Hıristiyanlık, İsa’nın
cukluğumda tacize uğradım, buna rağmen babama
-bu kaynaklardan olan - gerçek öğretisi olsaydı
nasıl saygı duyabilirim?" Ben de o zaman derim ki.
dünya ne kadar da farklı olurdu.
annene ya da gerçek anne-babalık yapmış birisine
Aslında son derece basit olan beş Reiki ilkesi saygı göster. Kimileri de öfkeyi soruyor. Benim on­
farklı kaynaklarda farklı bildirilmektedir. Bu ilke­ lara tavsiyem. kızgınlığı ve gücenmeyi içinizde tu­
lerin ilk olarak Mikao Usui tarafından kaleme alın­ tup patlayana kadar onu beslemeyin. Duyguları dü­
dığı söylenmektedir. Hawayo Takata’nın sesli kay­ rüstçe açık etmek ve öfkenin birikip çözümsüz bir
dı, Bayan Takata Tarafından atıldığı Şekliyle hal almasına engel olmak bence bu ilkenin özünü
Reiki Tarihi (metnin 11. sayfası) belki de aslına en oluşturur.
yakın olandır:
Reiki 1 derecesini almak kişinin hayatımda bir
Özellikle bugün, öfkelenme. dönüm noktasıdır. Gerçekleşen değişimler tümüyle
Özellikle bugün, tasalanma. pozitif olmakla birlikte yeni şifacı. tutunacak bir

REİKİ 37
şeylere ihtiyaç hissedebilir; çünkü hayatı alışık ol­
duğundan çok farklı bir hal almıştır. Reiki tikeleri REİKİ İLKELERİ«
işte bu hızlandırılmış gelişim ve başlangıçlar evre­
Özellikle bugün saadetim için şükranlarımı
sine yardımcı olabilir. Onlar üzerinde düşün-
mek/tefekkür etmek hem güçlendirir ve huzur ve­ sunacağım.
rir. hem de kendine şifa uygulamasına katkıda bu­
lunur. Öğrencilerime daima onlara göz atmalarını Özellikle bugün öfkelenmeyeceğim.
ve üzerinde düşünmelerini salık veririm. “Müte­
Özellikle bugün tasalanmayacağım.
şekkir olma” ile ilgili olan tikeye özellikle dikkat
çekerim. Özellikle bugün işimi dürüstçe yapacağım.
Reiki hakkmdaki bilginin çoğu şifa yapmaktan Özellikle bugün komşuma ve yaşayan her şeye ‘

gelir; enerji şifacıya birçok şeyi öğretir. Reiki 1 de­


recesini yeni alanlara ilk bir ay içinde her gün ken­ karşı şefkatli olacağım
dilerine şifa yapmalarını, başkalarınaysa haftada en
az üç defa tam bir şifa uygulaması gerçekleştinne-
lerini öneriyorum. Kişi Reiki’yi ne kadar çok kul­
lanırsa o kadar çok öğrenir ve şifa yeteneği de o
denli çok gelişir. NOTLAR
Benim bu hayattaki amacım, şifayı öğretebildi­ (1) Mantak ve Maneewan Chia, (Awaken Heating L ig h ıo ft h e
ğim kadar insana öğretmektir. Ulaşabildiğim her şi­ Tao) Tao'nun Şifa Verici Işığının Uyarımı (Hvıntington. NY.
H ealingTao Books, 1993). s.31.
fa yöntemini öğrenmeye çalışıyor, ihtiyacı olanlara
aktarabileceğim etkili teknikleri arıyorum. Reiki (2 ) Louise L . Hay. (You Can Heal Your U f e) Hayatınızı Teda­
vi Edebilirsiniz (Santa M onica. CA , Hay House. 1984), 14.
bana, başka hiçbir sistemin veremediği bir şeyi ve­
Bölüm.
riyor. birkaç saatlik süre içerisinde şifa ve eneıji
hakkında hiçbir fikri olmayan insanları alıyor ve (3) Louise L. Hay. (Your Body:The Menıal Causcs fo r physı-
cal lUness and the Metaphysıcai Way lo Overcorne Them) Be
onlan yetkin birer Reiki uygulayıcısı olarak evleri­
deninizi Tedavi Edin: Fizikse! Hastalıkların Zihinsel Nedenle­
ne gönderebiliyorum. Oysa diğer şifa disiplinleri­ ri ve On km Çözmenin M etafizik Yolu (Santa Monica, C A .
nin hepsinde de yetkinlik kazanmak için yıllarını Hay House, 1982), s. 25.
vennek gerekiyor. Yeni Reiki 1 ’ler sınıfımdan ay­ (4 ) Bu hikâyenin kaynağım bilmiyorum, ama bazı insanlar ba
rıldıkları zaman onlann yetenekleri hakkında en na kimi R e k i öğretmenlerinin bu yönde ikazda bulunduklarım
ufak bir şüphe duymuyorum ve tereddütsüz biliyo­ anlattılar. Yine aynı kişiler yerine oturtulmamış kemiklere şifa
rum ki bütün çalışmaları olumlu sonuçlar doğura­ yapılmaması hususunda da uyarıyorlar.

caktır. R eiki’nin asla bir zararı olamaz, hiç kimse (5) Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için John B\ofc\dJTheTant-
onunla hata yapamaz. Reiki’ye bu kadar değer ver­ ric Mysticism of TibetI T ibet’ in Tantrik Mistisizmi (Arkana
Books, 1970).
memin temel nedeni budur ve bu konuda hiçbir öğ­
rencimin benimle görüş ayrılığına düştüğü vaki ol­ (6 ) Larry Amold ve Sandy Nevius. (The R eiki Handbook ) Re
iki EUritabı (Harrisburg, PA, P SI Press. 1982. s .27.
mamıştır.
(7 ) Bodo Baginsky ve Shalila Sharamon. •Reiki C n h ersaf U
fa Energy) Reiki, Evrensel Yaşam Enerjisi •Meodocino. CA.
LifeRythm Press. 1988), s.29.

(8) Larry Amold ve Sandy Nevius. <77r* R eiki Handbook •R e­


iki Elkitabı (Haırisburg, PA. PSI Press. 1982 * s.2 *

REİKİ 38
Bu bölüm. Reiki uyumlaması alındıktan sonra
enerjinin nası l uygulanacağım anlatır. Kendine. di­
ğer insanlara, gruplara ve evcil hayvanlara şifa
yapmak iç in el pozisyonlan ile diğer bilgileri ihti­
y.'; - ■'?':. Ş * ? " '■■ va eder. Şifa yapmaya başladığınızda Reiki muci­
zesi kendisini olanca açıklığıyla gösterir. Kendi
Reiki tecıübeleriınden bahsetmişti m, başka şi facı-
lann da tecrübelerini dinledim. Bunlardan çıkan
sonuç, Reiki ’nin asıl büyüsünün onun kullanılma­
sında yattığı gerçeğidir.
Şifacınm bilmesi gereken ilk şey, ellerini nasıl
tutacağıdır. İki el de daima ayalar aşağı bakar du­
rumda kullanılır. Tüm p a ra le l ar bitişik olarak ile­

%mSuş:m , riye doğru uzatılıp Reiki noktalanna konulur ve


hiçbir kuvvet uygulanmadan, tümüyle gevşemiş
olarak orada tutulur. Ş ifayı veren yaşam gücü ener­

UYGULAMASI jisi ya da Ki, el ayalarının merkezindeki çakralar-


dan ve her bir parmağın ucundan akar. Herhangi bir
sebepten dolayı iki el de aynı pozisyonda tutulamı-
yorsa, el lerden biri ilgili noktada durmak kaydıyla
diğeri bedenin başka bir yerine konulabilir. Her iki
el de alıcının bedeninde ya da hemen üzerinde ol­
malıdır. Ancak bu şekilde enerji harekete gecebi lir.
Reiki tekniğinde daima kullanılmakla birlikte
eller Reiki enerjisinin çıktığı tek yer değildir. Reiki
l uyumlamasını aldıktan sonra hayretle göreceksi­
niz ki enerji bedeninizin herhangi bir yerinden de
çıkabilir. Eğer ayaklarınızın tabanını köpeğinize
yaslayıp bilinçli olarak Reiki uygulamak isterseni z
enerji ayaklarınızdan çıkacak, köpeğiniz de bundan
faydalanacaktır. Yatakta ayak tabanlarınızı eşinizin
bacaklarına veya başka bir yerine dayarsanız da
enerjiyi iletmiş olursunuz. tabii şifa yapmaya istek-
liyseniz. Şiatsu terapistlerinin masaj yaparken dir­
seklerinden enerji akışı sağladıkları görülmüştür.
Öte yandan, ellerden enerji akışı tedavi dışında­
ki durumlarda da gerçekleşebilir. Reiki derecesi
olan sanatçı dostlarım bana. sanatlarını icra ettikle­
rinde enerjilerinin harekete geçtiğini söylüyorlar.
Reiki 1 ’e uyumlanan yeni öğrenciler sık sık elleri­
nin duıduk yere ısındığından bahsederler. İlk hafta­
larda bunlar olabilir. Enerjiye ihti yaç duyan birine
yakın oturduğunuzda da elleriniz ısınabilir. Sinema

REİKİ 39
gibi yerlerde bu sizi belki biraz utandırabilir ama gelir. Şifacının ellerinden enerji geçerken hissedi­
siz onlara söylemedikçe onlar bunu asla bilmezler. len duyumlar şunlar olabi l ir: ı sınma, soğuma. su­
Böyle bir şey siz dostlarınızla birlikteyken gerçek- yun akma hissi, hafif veya daha şiddetli titreme.
leştiyse şifa isteyip istemediklerini sorun - sizin bir manyetizma, statik elektrik, k a r ın c a lın a , renk ya
medyum olduğunuza yemin edeceklerdir. Elleriniz da ses algılama veya (çok nadiren) acı. Ş ifayı alan
kendi bedeniniz üzerindeyken de Reiki enerjisi ha­ kişi de benzer ya da farklı duyumlar hissedebilir:
rekete geçebilir. Eğer böyle bir şey olursa. bundan hiçbir şey hissetmeyebilir de. Duyumlar pozisyon
istifade etmeye bakın. dan pozisyona, şifadan şifaya farklılaşabilir. Bunla­
rın ne olacağım önceden kestirmek mümkün değil­
Reiki’de Ellerin Tutulma Biçim i dir.
İlk başta sözkonusu duyumların süresi uzun ge­
lir. halbuki bunlar ancak beş dakika kadar devam
eder. Duyumların bitmesinin ardından sükunetli
beden sıcaklığı geri döner. Bu, mevcut pozisyontm
sona erdiğini ve şifacının diğer pozisyona geçmesi
gerektiğini işaret eder. Altı yaşındaki Reiki 1 arka­
daşım Callie'nin söylediği gibi: “Önce ç ıkar, soma
iner, ardından da devam edersin.” Bu olguyu daha
güzel anlatacak bir ifade bulamıyorum. Eğer de­
van etmezseniz (yani diğer pozisyona geçmezse­
niz) döngü baştan başlar: beden sıcaklığı. birkaç
dakika boyunca duyumlar silsilesi ve tekrar beden
sıcaklığı. Bir pozisyon beklenen beş dakikadaı da­
ha kısa sürebilir. Böyle bir şey olursa - ki sık sık
olur - bunu dert etmeyin; ellerinizdeki duyumları
takip edin, yeter. Şifayı alan kişinin sırt problemi
yoksa bu bölgeyle ilgili pozisyonlar muhtemelen
daha az zaman alacaktır.
Bazen duyumlar hiç bitmeyecekmiş gibi gelir
Her iki el de şifa yapmak niyetiyle bedene ko­
Sanki şifacmm elinde zamk vatmış da bir bölgeye
nulduğunda Reiki enerjisi hemen bakmaya başlar.
yapışmış gibi. Böyle bir durumda orada ne kadar
Elleri kaldmr k a ld m a z da kesilir. Reiki enerjisini
kalmanız gerekiyorsa o kadar kalın. Ellerinizi ser­
başlatmak ve kesmek için başka bir bilgi veya yön­
best hissetmekle birlikte duyumlar devam ediyorsa.
teme gerek yoktur. Enerji akışı başladığında alıcı
makul bir süreyle orada kalın ve ardından diğer po­
veya verici genellikle ısı duyumsar. Bu Reiki'nin
zisyona geçin. Söakonusu bölgenin daha şifaya ih­
karakteristik özelliğidir. Reiki 1 derecesini aldıktan
tiyacı var demektir. fakat oradaki hastalık bir anda
sonra ve derste ilk olarak enerjiyi harekete geçirdi­
oluşmadığı için tek seans iyileştinneye yeterli ol­
ğinizde elleriniz çoğunlukla ısının Bazen enerjinin
mayabilir. Genellikle böyle bir bölge veya pozi s-
alıcısı serinlik hissederken şifacı ellerinin ısındığı­
yon epeyce Reiki’ ye gereksinme duyar. Ancak, tanı
nı hisseder. bazen de ^m tersi olur. Bu durum şifa­
seans nonnalde zaten bir buçuk saat kadar sürdüğü
dan şifaya ve pozisyona göre değişebilir.
için tek bir yerde çok fazla vakit harcamanın şifaya
Ellerini Reiki pozisyonuna getiren şifacı bir du­ pek yararı olmaz. Birkaç şifa seansı gerçekleştir­
yumlar si lsilesine kapı 11r. B aşlangıçta beklenen vü­ dikten sonra şifacı. zamanlamayla ilgili becerisini
cut sıcaklığım duyar, ardından da diğer duyumlar geliştirir. Sezginize saygı duyun ve bu işte doğru ya

REİKİ 40
da yanlış olmadığım akl ınızdan çıkannayın. B ir de pozisyon ancak canlının bedeni yeterince büyükse
şunu haurlatmak gerekir: kendinize şifa yaparken uygulanır. Eğer hayvan çok küçükse (kertenkele
aldığmız duyumlar. başkalarına şifa yaparken al- veya kuş gibi) onu iki elinizin arasında tutabilirsi­
dıklannız kadar net olmayabilir. niz. Evcil hayvanınız yeterli enerjiyi aldığında bu­
nu belli edecektir - ya çok huzursuz olur ya da yü­
Reiki kullanırken bilinçli odaklım ı aya çok az
rüyüp gider. Eğer hâlâ ihtiyacı varsa birkaç dakika
ihtiyaç duyulur. Sadece şifa yapmak niyetiyle elle­
içinde geri dönecektir. hatta tekrar tekrar geri döne­
rinizi koyun yeter, enerji atmaya başlayacaktır - o
cektir. Hayvan ne kadar isterse o kadar tekrar edin.
esnada ne yaparsanız yapın veya ne düşünürsen!z
Çocuklardaysa ya elleri niz size pozisyonun veya
düşünün, fark etmez. (Elle yapılan başka bir işle
şifanın bitip biunediğini söyleyecektir. ya da çocuk
uğraşsanız da enerji akar, masaj terapistlerinde ol­
huysuzlaşarak durumu size doğrudan anlatacaktır.
duğu gibi.) Bir atölye çalışmasında bir yandan ko­
Yaşı ilerlemiş bir çocuk bizzat şifayı bitinnenizi de
nuşurken diğer yandan ellerimle Reiki yaptığım
isteyebi lir.
çok olmuştur. Şifayı alan kişi herhangi bir şeyden
mahrum kalmaz. enerjiye belirli bir yön venneye Özellikle kediler Reiki enerjisinin fazlasıyla
de gerek yoktur. Elleriniz size ne zaman pozisyon farkındad ırl ar ve buna yönelik belirli tutumlan var­
değiştirmeniz gerektiğini söyleyecektir. Bununla dır. Bu yöntemi kendileri icat etm iş gibi davranırlar
birlikte. tüm dikkatinizi isteyen durumlar da ola­ ve insanlarla bunu paylaşmak istemezler. Ancak şi­
caktır. Eğer ahcı (şifayı alan kişi) duygusal bir gev­ faya ihtiyaçları varsa bunu kabul edeceklerdir, hat­
şeme veya bir geçmiş hayat anısı yaşıyorsa. bir ta tekniğini zi eleştireceklerdir bile. Reiki 3 derece­
canlandırma sürecinde rehberliğe ihtiyaç duyuyor­ sini yeni almış biri sınıftakilere uyumlama yapar­
sa. yahut kendisine ne olduğuyla ilgili şifacıyla ko­ ken kedisi de oradaymış. Öğrenci ler çıktıktan son­
nuşmak istiyorsa. şifacmm tümüyle ona konsantre ra kedinin konu hakkındaki yorumu “bunu zaten
olması gerekir. Reiki uygu! amalarında kazanı lan bili yordum!" olmuş. Kedilerden de olağanüstü şı-
ruhsal bilgiler son derece önemli olabilir - zira facılar çıkabiliyor ve Reiki seanslannda öğretici bi­
bunlar ancak sessizlikte elde edilir le olabiliyorlar, yeter ki alıcı kedileri sevsin.
R eiki’yi küçük çocuklar, köpekler veya kediler Köpeklerse daha uysaldırlar: Reiki enerjisi on­
üzerinde uygulayacaksanız tedavi uygulaması ye­ ları gıdıklar gibidir. Evimde iki Sibiryah Haski bes­
tişkin ınsanlannkinden farklı olacaktır. Çocukların liyorum; onlardan Copper, Reiki'ye bayılır ve ona
ve hayvanlann çoğunun, tam bir Reiki uygulaması ne kadar verirsem hepsini ahr. K ali’yse benden as­
için gereken süre kadar sakin dunnaya sabırları la kabul etmez fakat arkadaşlarıma itirazı yoktur.
yoktur. Öte yandan. yetişkinlerden çok daha kolay Kediler gibi köpekler de ihtiyaç duyduklarında ge­
ve hızlı bir şekilde enerji yi emme kabili yetleri var­ nellikle tedaviyi kabul ederler. Başkalarıyla Reiki
dır. Bir pozisyon otuz saniye kadar kısa sürebilir. uygulamasındayken Copper patileriyle oyunlar ya­
Eğer evcil hayvan kendisini iyi hissediyorsa enerji­ par ama Kali fazlasıyla gerginleşir. O ruhsal enerj i­
yi tümden reddedebilir - böyle bir durumda yürü­ ye çok duyarlı, o nedenle bundan pek hoşlanmıyor.
yüp gidecektir. Ancak, hayvan gerçekten hastaysa Evcil hayvamıuzm Reiki müptelası olup masaj ma­
genellikle şifayı kabul eder. Bebeklere uygulanan sasına açgözlülükle saldırmamasına dikkat edin;
Reiki ise onlara uyku verir ve genellikle hoşlarına onlar bu konuda gerçekten başınıza bela olabilirler.
gider.
Çocuklarla da durum aynıdır. Ellerinizle aynı
Belirtilen durumlarda Reiki yapmak için elleri­ anda birkaç beden pozisyonunu birden kaplayabi­
nizi çocuğun ya da hayvanın uygwı bir yerine veya lirsiniz. Hayvanlar gibi çocuklar da enerj iyi çabu­
hastalıklı bölgesine koyun. Ellerinizi sabit tutun. cak emerler ve yeterince aldıklarında bunu belli
Reiki enerjisi gereksindiği yerlere gidecektir. Bu ederler. Böyle bir durumda ya ellerinizi yeni bir po-

REÎKİ 41
Evcii Hayvanlara Reiki Şifası
zisyona getirin ya da şifayı sona erdirin. Bebekler
ve küçük çocuklar Reiki enerjisi almaya son dere­
ce yatkındırlar. ^nııesinin şifa yaptığı veya aldığı
odada serbest bırakılan bir çocuk, dikkati dağıtan
bir unsur olabilir. Tıpkı kedi ve köpeklerdeki gibi
onlar da masaj masasının üstüne tırmanmaya çalı­
şarak seansa katılmayı isteyebilirler. Bu nedenle sı­
ra onlara gelene kadar çocukları başka bir odada
bekletmekte fayda var. Reiki 1 derecesi alan çocuk­
lar da şifa pozisyonlarım hızla tamamlama eğili­
mindedirler (bir dakika kadar bir sürede). Bununla
birlikte. olağan enerji döngüsünü onlar da hisseder
ve pozisyon değiştirmenin zamanını algılarlar.
Tam bir Reiki uygulaması en azından bir saat,
genellikle de daha fazla sürdüğü için bunun nerede
ve ne zaman yapılacağı önem kazanmaktadır. Elle­
rinizi yalnızca hastalıklı bölgeye koyacaksanız ya
da y almzca bir pozisyonda tutacaksanız bu pek so­
run olmaz ancak, tam uygulamalar için aynı şey
söylenemez. Gece yatarken son veya sabah kalk­
madan önce ilk iş olarak kendinize şifa yapmak çok
kolaydır. Yatar haldeyken tüm pozisyonları yapa-

da keyifle otururken. hatta televizyon seyrederken


bile kendinize rahatlıkla şifa yapabilirsiniz.
Başkalanna şifa y aparken de hem alıcı, hem şi-
facı için rahat olmak son derece önemlidir. Alıcı
hareket etmeksizin en az bir saat yatmalıdır, önce
sırt üstü. sonra da yüzükoyun. Sut veya böl ağrıta­
n varsa ve böyle bir şey onu rahatlatacaksa dizleri­
nin, belinin veya başının arkasına yastık koyun.
Eğer yerde çalışacaksanız ikinizin de altına bir ör­
tü veya battaniye serin. Şifacı altında bir minderle
de rahat edebi lir. Şifacı bazı pozisyonlarda uzrnt
süre kalmayı tercih edebilir. bazen fiziksel duruşu­
nu değiştirmeye gerek kalmaksızın birkaç pozisyo­
nu art ard a yapabilir. Böyle dumanlarda uzun süre
hareketsiz kalmak gerekebilir. Bu nedenle ayağını­
zın uyuşmaması ve sırtınıza kramp girmemesi için
en güzel çare bir masaj masasıdır. Ben bunun ya­
nında tekerlekli ofis sandalyelerini de kullanıyor ve
oturarak Reiki yapıyorum. Yerde veya yatakta şifa
yaparken şifacı kendisi için en rahat olan yöntemi
bulmalı ve bedenini gevşetebilmelidir.

REikİ 42
Reiki alan kişi hastanede veya evinde hasta ya­ en uygun kıyafet bol olandır, iki taraf da giyimli ol­
tıyorsa yüzükoyun dönemeyebilir. Böyle bir du­ malıdır. Oda sıcaksa ve zeınin uygunsa bazı şifacı
rumda pozisyonian bedenin ön yüzünden gerçek­ lar ayakkabılarını çıkamıayt tercih ediyor. Ahular­
leştirin. Yapllması çok zor pozisyonlar olursa onla­ sa ayakkabılarını ve, varsa. gözlüklerini çıkarırlar.
rı atlayın. Tam bir Reiki uygulaması tabii ki her za­ kontak lenslerini ise çoğunlukla çıkarınazlar. Eğer
man için en iyisidir ancak, bunun mümkün olmadı­ alıcının kaim bir kemeri varsa onu da çıkartın. R e­
ğı yerlerde elinizden geldiği kadarını yapın: elinizi iki yaparken taktları çık arttın ayı gerekli göm ü­
hasta bölgenin üzerinde yahut yakınında tutun. Alı­ yorum ancak. bazı şifactlar hem kendi hem de ah
cı yatar vaziyetteyken seans yapmak daha iyi olsa cmın takılarım çıkarabiliyor. Alıcının üşüme ihti­
da onun oturur olması şifaya engel değildir Kamu­ maline karşı haztrda bir battaniye bulundurun. Ma­
ya açık bir alanda başkasına şifa yaparken çoğun­ saj masasının altına kristal koyacaksanız onların te­
lukla ellerimi yalnızca alıcının omuzlanna koyarım miz olduklarından emin olun.
ve enerjiyi oradan akmaya bırakırım. Hiç olmama­
Taşlarla tedavide kullanılan kıymetli taş ve kris­
sındansa böylesi yeğdir.
tallerle yapıları Reiki ‘de başarılı sonuçlar elde edil­
Çoğu şifa seansı sessizce yürütülür, özellikle miştir. Bunun ilk ve en önemli kuralı, taşların şifa
baş pozisyonlarını yaparken ben sessizliği öneri­ dan önce ve sonra iyice temizlenınesidir. Temiz
rim. Bundan sonra alıcıda, durdurulmaması veya kristal veya kıymetli taşlara elinizle de enerji yük­
bölünmemesi gereken bir duygusal gevşeme başla­ leyebilirsiniz. Ahcı sırt üstü yatarken taşlan çakra
yabilir. O zaman tümüyle alıcıya odaklanın. Bazı tara yerleştirin ve Reiki seansına başlayın. Taşlarla
insanlar şifa uygulamasında uyuyakahrlar veya be­ tedavi konusunda benim Tüm Kadınlar Şifacıdır
denlerinden çıkarlar. Böyle bir durumda onları ra­ (The Crossing Press. 1990) adlı eserim dahil birçok
hatsız etmemek gerekir. Daha hafif geçen uygula­ kitap mevcuttur. Temel fikir. taşların renklerine gö­
malardaysa alıcıyla şifacı sohbet edebilir. Başka in­ re kendilerine uygun düşen çakraiara konulmasıdı r
sanların huzurunda yapılan bir uygulama derin bir (turuncu taşlar ikinci çakraya konulur) ancak, bura­
gevşemeye veya duygusal çahşmaya engeldir. Kar­ da da sezgilerinizi kullanmalısınız. Kıymetli taşlar­
şılıklı sohbetin uygulamaya katkısı olup olmayaca­ la yapılan Reiki şifalarında alıcının duygusal ola­
ğı konusunda sezgilerinizi kullanın. Eğer ruhsal bir rak gevşeme ihtimali çok daha yüksektir ve bu uy
bilgi algılarsanız onu samimi bir şekilde alıcıyla gulamalar çok etkili olabilmektedir.
paylaşın.
Reiki el pozisyonları da esas ol arak çakralar
Kimi şifacılar Reiki yaparken odada yumuşak üzerinde gerçekleştirilir. Üç baş pozisyonundan
bir müzik çalınmasını tercih ederler. Eğer müzik sonra onların hatırlanması çok kolaydır. Çakralar
kullanılacaksa alçak sesli enstrümental klasik veya fiziksel bedenin bir katman ötesinde. fiziksel bede­
New Age türü bir müzik seçin. hard rock ve hip hop nin eterik çift enerji ikizinde konumlandırılmalar­
gibi türlerden kaçının. Odayı fazla aydınlaunaym, dır. Onlar enerjiyi dönüştürür. Yeryüzü ve Gökler­
telefonun fişini çekin ve kapıyı kapatın. Kendinize den Ki ’yi alıp insan veya hayvanların bedenlerine
şifa yaparken de rahatsız edilmeyeceğiniz bir ortam aktarırlar. Çakralar insanlarda, bedenin ortası bo­
yaratın. Siz de en az başkaları kadar şifayı hak edi­ yunca uzanan dikey bir çizgi üzerinde vücudun ön
yorsunuz. öyleyse buna ayıracağınız zamanı ve ve arkasında yer alırlar. Tam bir Reiki uygulaması
mekanı kendinizden esirgemeyin. İlk Reiki pozis­ çakralann ve organların hepsi ni kapsar. Evcil hay­
yonu gözlerde olduğu için ellerinizi yıkamayı ih­ vanlardaysa çakraların üçgene beızer bir düzeni
mal etmeyin. Kendinizi odaklayın. zihninizi yatış­ vardır ve yalnızca bazı çakralar omurganın merkez
tırın ve başlayın. çizgisinde yer ahr. Evcil hayvanl arda çak ralar iç in
Kediler ve Köpekler İçin Doğal Şifa Yöntem leri iie
Bir Reiki seansında hem alıcı hem de şifacı için
Kedi - Köpekler İçin Doğal Tedavi Kitabı (The

REİKİ 43
Crossing Press, 1993 ve 1994) adlı kitaplanma baş­ Başlıca Yedi Ç akra
vurulabilir.
Reiki için ç^ ralann yerini bilmek vazgeçilmez
Taç
şan olmamakla birlikte bölgelerin tanımlarunası
açısından faydalan inkar edilemez. Bugün Batıda
kullanılan çakra sistemi vaktiyle Hindistan’da ge­
liştirilmiş ki. bu aslında sözkonusu sistemin Reiki
bağlantısını da ele vennektedir. Ancak şunu da göz
ardı etmemek gerek: birçok kültürde benzer sistem­
ler geliştirilmiştir. Ellerin neden bedenin belli böl­
gelerinde tutulduğu da enerji açısından böylece an­
lam kazanmaktadır. Her çakra kendi bölgesindeki
organlan düzenler. Çakra sistemi konusunda birçok
parlak kitap mevcut olduğundan sözkonusu mer­
kezleri kısaca açıklayıp geçeceğim. Reikı şi fası baş
bölgesinden başlar ve aşağıya (ayaklara) doğru de­
vam eder. Bu nedenle çakralan baştan ayağa doğru
sıralayarak anlatacağım.
Reikı’nin başla ilgili üç pozisyonu Taç çakra ve
Üçüncü Göz merkezlerini kapsar. Taç çakra. kafa­
nın tepe noktasının hafif gerisinde bulunmaktadır.
Fiziksel olarak beyin epifizi ile alakalıdır. Bu nok­
ta insanların ruhsallıkla bağlantı noktası olup beyaz
veya menekşe rengiyle temsil edilir. Taç çakrası,
ruhsal rehberlerin algılanma nokıasıdır. Ardından
altıncı çakra veya Üçüncü Göz gelir. Yeri iki göz
arasındaki noktanın üstüdür ve hipofız beziyle ilgi­
lidir. Burası ruhsal algının ve evrensel birli ğin çak-
rasıdır. Çakranın rengi de çivit mavisidir. Kadınla­
rın güç merkezi olup kişisel gerçekliklerin yaratıl­
masını temsil eder. Fiziksel şifada Taç çakra ve al­
tıncı çakra (üçüncü göz) beyin, gözler ve merkezi
sinir sistemi ile ilgili sorunları kapsar.
Boğaz çakrası ense kökünde olup tiroid ve para-
tiroid bezleriyle ilgisi bulunmaktadır. Rengi açık
mavi; işlevi ise hem ruhsal hem de fiziksel iletişim­
dir. Konuşmanın riskli kabul edildiği bir dünyada
birçok insan boğaz çakrası tedavisine muhtaç du­
rumdadır. Duygular bu düzeyde ifade edilir ve ya-
raücılık da bu noktada konumlamnıştır. Bu çakray-
la ilgili şifalar boğazla ilgili her türlü sorunu kapsar
- üşütmeler. sahne korkusu. tiroid beziyle ilgili so­
runlar, gırtlak kanseri vs... Onun altında ise Kalp

REİKl 44
bulunmaktadır; göğüs kemi ğinin altında olup fizik­ addedilebilir ve onlardan yüzlercesi vardır. Ancak,
sel ol arak kalp veya timüs beziyle alakalıdır. Kalp eller ve pannaklardaki çakralar şifacılar açısınd an
merkezi için genellikle iki renk kullanılır: Birincisi önemsiz sayılmaz. Ayak tabanmdakiler de -R e -
ve önde geleni yeşil, İkincisi de gül rengidir (pem­ iki ’yi de iletebilen ve bizleri Yeryüzü'ne bağlama­
be). Tüm duygularda olduğu gibi evrensel aşk ve ya yarayan çakralar- küçümsenemez. Her eklem
başkalarına duyulan sevginin kaynağı da kalptir. Is­ yerinin bedenin arka yüzüne denk düşen noktasın­
tırap, keder ve kalple ilgili fiziksel sorunlar modem da bir çakra vardır. Çakralar bedendeki elektrik sis­
toplumda yaygınlık göstennektedir. Dolayısıyla teminin asıl unsuru, Varlığın fiziksel olan ve olma-
çoğumuzun kalp ve duygu şifasına iht iyacı bulun­
Çakralan Geliştirmek: Hara Çizgisi
maktadır.
Güneş siniıağınm (solar plexus) yeri de alt ka­ Kişi-Ötesi Nokta
burga lann arasındaki noktadadır. Rengi sandır. Bu­
rası erkeklerin güç merkezidir ve bedende dolaşan
enerji burada özümsenir. Alınan gıdalar da burada
özüm senir- fizikse! karşılığı pankreas veya karaci­
ğerdir. Ayrıca güçle ilgili konuların ve güç dengesi­
nin merkezi de bu noktadır. Güneş sinirağıyla il gi-
li hastalıklar arasında sindirim sorunlan. alkol ba­
ğımlılığı ve beslenme kaynaklı rahatsızlıklar sayı­
labilir. Kann veya Kuyruksokumu merkezi de er­
keklerde dalak, kadınlarda ise rahimdir ki iki organ
da aslında armdınna işlevine sahiptir. Konumu gö­
beğin birkaç santimetre aş ağısıdır. İlk izlenimler ve
eskiye ait duygusal göriintüler burada saklanır Bu
nokta ayaca cinsel seçimlerin de merkezidir. Ren­
gi turuncudur. Bu çakrayla i lgili tedaviler kapsa­
mında geçmişte maruz kalınan suiistimaller, cinsel­
lik ve doğu^anlık konulan bulunmaktadır.
Genellikle böbrek üstü bezleriyle ilişkilendiri-
len Kök çakrası cinsel organlarda bulunmaktadır.
Canlı kınnızı renk tarafından temsil edilir. Doğu’da
Ölüm ve Hayatın Kapısı olarak bilinen Kök. do­
ğum ve yeniden doğum noktasıdır. Burası canlı
kalmanın ve gezegenin bereketinden pay alma ka­
biliyetinin merkezidir. Kök merkezinin şifası yeter­
li besleıune. barınma, giyinme. yaşamayı ve ölme­
yi isteme. Yeryüzünde yaşama ve ona bağlı kalına
gibi temel ihtiyaçları ilgilendiren konulara yönelir.
Burada sözkonusu edilen. yedi ana çakradır ve be­
denin hem ön hem de arka yüzünde mevcuttur. İn­
sanın eterik çiftinde toplam kırkdokuz çakra oldu­
ğu söylenir fakat. sözü edilen yedi çakra haricinde­
kilerin tali enerji noktalan olduğu kabul edilmekte­
dir. Akupunktur noktalan da küçük çakralar olarak

REtKİ 45
yan yanları arasındaki köprüdür. Tien adı verilir ve Çin ’le Japonya’da insan enerjisi
ve gücünün merkezi, yani Ası 1 Ch ‘ i olarak bilinir.
Yedi ana ,r' ve birçok küçük çakranın yanı sıra
Batıdaki karşılığı ise Güneş Sinirağıdır (solar ple-
bir Taç çakranın başka ene rj i merkezleri ç izgi si da­
xus).
ha vardır. Taç 'ın ötesinde ve fiziksel bedenin yuka­
rısında Kişi-ötesi Nokta bulunmaktadır. Rengi be­ Montak Chia'ya göre Tan Tien. bedende Asıl
yazdır (tüm renkler). insanlarda başka Taç-ötesi Ch’i’nin, yani insanla birlikte doğan yaşam gücü
merkezler de gelişebilir. Fiziksel ayağın altında da enerjisinin bulunduğu yerdir. Asıl Ch’i, Semavi
rengi siyah olan Yeryüzü Çakrası vardır. Bu. insan­ Ch’i (evrenden) ve Yeryüzü Ch’i’siyle (gezegen­
ların gezegenle bağlantısını ve Yeryüzünden bes- den) birleşerek tüm hayatı besleyen ve ayakta tutan
lennesıni lemsi l eder. üç gücü meydana getirir (7‘. Barbara Brennan Tan
Tien yada Hara’yı “fiziksel bedende yaşama irade­
Kişi-ötesi Nokta’dan Yeryüzü Çakrasfna bir
s in in bulund uğu yer olarak tarif eder Hara Çiz-
enerji çizgisi uzanır. Bu çizgi muhtemelen eierik
gisi’ni de yeniden bedenlenme iradesi ve niyetinin
çiftin ötesinde ve duygusal/astral bedenin aura dü­
Çizgisi olarak tanımlar. Reiki 2'd e Hara Çizgisi’yle
zeyinin üzerindedir. Doğmakta Olan Işık (Bantan
ilgili ayrıntılı bilgi bulacaksınız. İnsandaki Ki (ya
Büoks. 1993) adlı kitabında Barbara Brennan bu
da Ch’i) sistemi son derece kannaşıktır ve kişi ge­
çizgiye Hara Çizgisi adını verir "• Mantak ve Ma-
liştikçe bu kannaşıklık daha da anar. Ancak. Reiki
neewan Chia da bunu Tao’nun Şifa Verici Işığının
1 el pozisyonlan için tüm bilinmesi gereken yedi
Uyanını’nda açıklarlar tii. Bu aynı zamanda Duane
ana çakrad ır.
Packer ve Saıiaya Roman’ ın lşık Bedeninizin Uya­
nını adlı teyp kasetlerinin de temelini oluşturur:bl.
Sözkonusu çizgi boyunca eski Ch'i Kung sistemi­
Kendine Şifa
nin bi rer parçası olan başka merkezler de vardır.*3
___ Nihayet Reiki uygulamasına başlayabiliriz. Re-
ilk defa açıldığı görülmektedir. Ben de şifalarda iki’de en büyük fayda kişin in kendisine yaptığı şi­
oniann varlığını giderek daha çok hisseuneye baş­ fada görül ür. Bazı öğrencilerim bi rçok şifa yönte­
lıyorum. Hara Çizgisi esas olarak Reiki 2 ve Re iki mini incelemiş olduklarım ancak, hiçbirinin kişinin
3 'ıe önem arz ermektedir ancak, '‘yeni" merkezleri kendisine yardımcı olacak bilgileri içennediğini
ve onların kullanımlarını derinlemesine bihnemek- vurgulamıştır. Halbuki Reiki'nin başladığı nokta
le beraber burada açıklamayı gerekli görüyorum. tam burasıdır. Kendine şifanın el pozisyonlan tüm
diğer Reiki pozisyonlarının esasım teşkil eder. Bu
Sözkonusu merkezler arasında, kafatasının alt
pozisyonları ben sistematik bir şekilde anlatırken
kısmında bir koyu kırmızı çakra bulunmaktadır ki
şunu aklınızdan çıkarmamalısııuz: bu yöntem da­
buna Nedensel Beden adı verilmekte ve isteklerin
ima sezgisel değişikliklere ve farklılıklara açıktır.
açığa çıkarılmasıyla ilişkili olduğu anl aşılmaktadır.
Şifa es nasında ellerinizi Reiki pozisyonları arasın
Boğaz ile Kalp arasında bir başka yeni merkez var
da bulunmayan bir yere koymaya yöniendirilirse-
dır. Rengi turkuvaz. adı ise Timüs Çakrası’dır. Ba­
niz. öyle yapın. Benzer şekilde, bir pozisyonu atla­
ğışıklık sistemi. zararlı maddeler ve kimyasallar­
maya veya onların sırasını değiştinneye yönlendi­
dan koruıunayla ilgilidir. Diyaframdaki yeni mer­
rilirseniz, yine öyle yapın. Benim öğrencilerimden
kezin rengi de limon yeşili olup görevi eski duygu­
istediğim, önce belirlenmiş pozisyonlan öğrenme­
ların ve toksinlerin her düzeyde uzaklaştırılmasıdır.
leri, onları tümüyle özümseyene kadar kullanınala-
Sonuncu merkez ise Hara’mn kendisidı r; Kök ve
n. ondan sonra da reiki rehberlerinin ve sezgileri­
Karın çakralaıı arasında bulunur ve Kuyruksoku-
nin islediği doğnıltuda onlan gerektiğinde değiştir­
nıu adıyla da bil ini r. Ch’i Kung ’da bu noktaya Tan-
meleridir.

f*;: Vi_di Ana Çakra hakkında daha ayrımdı bilgileri .4raaa Yayınevinirı "Clıakra El Kitabı" ad/ı kiıabmda balabilirsâıiz (Editör}.

RIlKi 46
Reiki yapmanın yanlış bir yoJu yoktur. Öğret­ Başkalarına Reiki uygularken ellerinizi doğrudan
menler pozisyonlarda farklılık gösterebimrler an­ Boğaz'a koymak yerine biraz daha aşağıya kaydı­
cak. kimse haksız ya da hatalı değildir. Ellerinizi rın (zaten çakrarıın asıl yeri de köprücük kemikle­
koyun ve enerji gereken yere gidecektir. Enerji akı­ rinin ortada V biçimi aldıklan noktadadır). Kalp
şı değişene kadar onlan belli bir pozisyonda tutun. üzerindeki beşinci pozisyon '^*‘ yalnızca kendine
ardından bir sonraki noktaya geçmeye yönlendiri­ şifada yapılır. Ellerinizi göğüs kemiğinizin, hatta
leceksiniz zaten. Eğer bir pozisyonu yapamıyorsa­ şifaya ihtiyaç lan varsa doğrudan göğüslerinizin üs­
nız yahut bir ya da birden çok noktaya ulaşmakta tüne koyun.
zorlanıyorsanız. sonraki pozisyona geçin. Arka ta­
Bir sonraki pozisyon “'Güneş sinirağı 'ndadır.
rafınıza kollarınızı bükemiyorsanız yalnızca ön ta­
Ellerinizi karşılıklı gelecek şekilde göğsünüzün al­
raftan yapın. Pozisyonlarda kollarınızı veya bacak-
ana, alt kaburgalarınıza üstüne koyun. Anatomik
lannız çapraz duruma getinneyin. Reiki'nin temel
olarak sağ eliniz karaciğerin ve safra kesesinin, sol
kuralı acının olduğu yere ellerinizi koymanızdır.
eliniz de pankreas, dalak ve midenin üstünde yer
İmkan delilindeyse şifa seansını tüm bedeninize
alır. Bu pozisyonda içerden birtakım gurultular ge­
uygulayuı. bu mümkün değilse yapabildiğiniz ka­
lebilir. Bu da ortalama beş dakika alacağı için yine
darını yapın.
gevşemeye bakın. Ellerinizin duruşunu bozmaya­
Kolaylık için numaralandırılmış olan aşağıdaki rak aşağıya, belinizin olduğu hizaya getirin lîl. son­
şekiller kendine şifa için el pozisyonlarını göster­ ra da biraz daha aşağıya indirerek leğen kemikleri­
mektedir. Şifa her zaman baştan başlar ve ön taraf­ nizi örtün <8>. Bu pozisyonda enerji hem bağırsakla­
tan ayaklara doğm iner, ardından da arka taraftan ra hem de karın çakrasına ulaşır.
aynı şekilde aşağıya iner. İlk üç pozisyon baştadır.
Gövdedeki pozisyonların sonuncusunda elier
ilk pozisyonda ayalannız hafifçe içeride kalacak
göbeğin alt kısmında. biri aşağıda diğeri yukanda
şekilde ellerinizi bastınnaksızm gözlerinizin üzeri­
olacak şekilde bir araya getirilir 90". Kendi uzeri-
ne koyun. Gelişen eneıji duyumları sona erene ka­
nizde isterseniz genital bölgeyi de kaplayabilirsi­
dar duruşunuzu bozmayın. Bu genellikle beş daki­
niz. Bu. Kök çakra pozisyonudur ve kadınlarda ra­
ka kadar sürer. Bu ilk pozisyon beynin sağ ve sol
him ve yumurtalıklarla mesane ve vajinayı. erkek­
yatlarını dengeler ve b<tj ağrısı ile göz tansiyonuna
lerdeyse mesane ve testisleri kapsar.
çok iyi gelir. Aynı zamanda altıncı çakra ya da
Üçüncü Göz çakrasmı da içerir. Ardından, da dizler. topuklar ve ayaklara geçin.
Geleneksel Reiki pozisyonları arasında bunlar yok­
Ardından (pozisyon 2) ellerinizi yüzünüzün iki
tur. Fakat ben bunları. özellikle de ayakları. son de­
yanına getirin. Başpannağınız kulağınızın hemen
rece önemsiyorum. Bunlar üst merkezlerdeki ener­
altında olsun. ayalannız da yanaklarınızı kaplasın.
ji alışverişinden sonra sizi dengeler. sizi tekrar Top­
Aynı şekilde. enerji döngüsünün tamamlanmasını
rak Ana’ya bağlar ve şifa enerjisini tamamlan Diz­
bekleyin. Bu pozisyon son derece doğal bir pozis­
ler ve ayak bilekleri için olarak ellerini­
yondur ve olağanüstü rahatlatıcıdır. Üçüncü baş
zi dizlerinizin üzerine koyun. ardından da aynısını
pozisyonu için ° 3*' ellerinizle kafanızın arkasındaki
bileklerinize yapın. Bunu rahat bir şekilde yapma­
kabartılı kısmı kaplayın. Bu şekilde hem Taç çakra-
nın yolunu bulmak için farklı duruşları denemeniz
smı ve Üçüncü Göz'ü (arkadan) örtersiniz. hem de
gerekebilir. Seçeneklerden biri ellerinizden birini
Nedensel Beden‘e erişmiş olursunuz. Bu pozisyon
sağ (veya sol) dizinize koyarken diğerini de aym
da heş dakikanızı ahr.
taraftaki bileğinize yerleştinnenızdır. ardından da
Daha sonra Boğaz çakrasına geçin ""’“. Ellerini­ diğer bacağınızın diz ve bileğine geçersiniz. Ayak­
zi boğazınıza koymak sizi tedirgin ediyorsa hemen ları en son yapın ve ellerinizi çakralann bulunduğu
aşağıdaki köprücük kemiğine de koyabilirsiniz. ayak tabanlarınıza koyun. Ellerinizi ya her iki uya-

REIKI 47
Reiki 1 El Pozisyoları
Kendine Şifa
Ön Taraftan - Baş Pozisyonları

1. Gözleriıı Üstü 2. Yanaklasın Üstü. 2a. Cephe<len ikinci Pozisyon


Baş Pannak Kulağın Hemen Altuıda

3. Kafanın Arkası 3a. Alternatif Üçüncü Pozisyon

REÎKl 48
Reiki 1 E l Pozisyonları (devam)
Kendine Şifa

4. Boğazın Üsti.i 4a. Alternatif Boğaz Pozisyonu 5. Kalbin Üstü-Göğüs Kemiği (yalnızca kendinize)

5a. Alternatif Beşinci Pozisyon 6. Göğsün Alımda. A lt Kaburgalar


(yalnızca kendinize)

8. Leğen Kemiği
( alt göbek) (genital bölgeye dokunulmuyor) (yalnızca kendinize)
REİKİ 49
Reiki 1 E l Pozisyonları (devam)
Kendine Şifa - Ön Taraftan - Dizler, Topuklar ve Ayaklar

12a. Önce Bir Ayağın, Sonra Da Diğerinin Tabanı

REİKi 50
n.CllUUIC .:ıJ Jd —rtl n.ca 1 41 dHldU

13.Başrn Arka Tarafı İ3a. Baçm Arka Tarafı İçin Alternatif Pozisyon 14. Ense
Ellerden Biri T aç'ta (tepe)

15. Klirek Kemiklerinin Attı, 16. Sırtın Alt Kısmı 17. B el


Kalbin Arka Tarafındaki Kaburgalarda

18. İki Dizin Arka Tarafı (bkz. Şekil 10. Fakat


A)fnı Pozisyonu Arka Kısımdan Yapın).
19. İki Bileğin Arka Kısmı
(bkz. Şekil 11, Fakat Aynı Pozisyonu Arka
Kısımdan Yapın).
19a. Aynı Bacağın Hem Diz Hem de Bileğinin
Arka Kısmından Tutun. Diğer Bacakta
Aynı Pozisyonu Tekrar Edin.

I 7a. Be! İçin Alternatif veya İlâve Pozisyon

REİKl 51
B a ş lıc a O rg a n la rın Y erleri - Ö nd en G ö rü n ü ş

Tîroid

Tımüs
Ciğerler.

Kalp

Dalak
Karaciğer —j
Safra Kesesi P^^^s
Pilor (mide kapısı) — -Mide
Oniki P^mak Bağırsağı İnce bağırsak
Transvers Kolon
(kalın bağırsak)
Rahim
Yumurtalıklar
Çıkan Kolon (kalın bağırsak)
İnen Kolon
Apandisit Sigmoid Kolon
Mesane
Rektum (kalın bağırsağın
makata bağlandığı nokta)

Erkek

Teslisler

REM 52
B a ş lıc a O rg a n la rın Y erleri - A rk a d a n G ö rü n ü ş

Kürek Kemikleri

Ciğerler

Böbrek Üstü Bezleri

Dalak

Böbrekler

Leğen Kemikleri

Kuyruksokumu Kemiği
(koksiks)

Siyatik İçin Basınç Nokt:ılaı:ı

REÜd 53
ğınıza birden e*'1ya da iki elinizi biıden sırayla bir da, başkasına şifa yaparken onun bedensel mahre­
ayağa. sonra da diğerine koyun l'ı.\ Yine. enerji du­ miyetine dikkat edin. Göğüslere ya da cinsel organ­
yumları devam ettiği müddetçe ellerinizi oynatma­ lara dokunmak kişiyi rahatsız edebilir. Bu hususta
yın. yetişkinlere olduğu kadar çocuklara karşı da hassas
olunmalıdır. Günümüzde cinsel tacize uğramış bir­
Sonra arka tarafa geçin. Baş için yalnız bir po­
çok insan bulunmaktadır, Reiki uygulamalarıysa
zisyon bulunmaktadır " J1 fakat, zaten üç tane baş
mutlaka emin eller tarafından yapılmalıdır.
pozisyonunu yaptığınız için bu seçmelidir. Bir eli­
nizi Taç çakraya, diğerini de Nedensel Beden’e Şifaya başlarken baş pozisyonu için alıcının ar­
yerleştirin. Aynı pozisyonu farklı şekilde iki el de kasında durun ya da oturun. Üç baş pozisyonunun
Taç’a gelecek biçimde yapabilirsiniz (l,,). Anlından yanı sıra Boğaz ve muhtemelen Kalp pozisyonu
ellerinizi ensenize koyun (M). Birçok insanın gerili­ için de aynı konumda kalacaksınız. El pozisyon!arı
mi burada depolanır. Burası Boğaz çakrasımn arka­ yine numaralanmış şekillerle sunulmuştur. Ellerini­
daki izdüşümüdür fakat ön taraf kadar hassas değil­ zi yine hafif bombeli biçimde kişinin gözleri üzeri­
dir. ne bastırmadan koyun (". Enerji döngüsünü hisse­
din, bittiğinde de bir sonraki pozisyona geçin. Bu
Şimdi de kollarınızı aşağıya indirip kürek ke­ ilk pozisyon beynin sağ ve sol yanlarını dengeler.
miklerinizin altına getirin <15‘ve Kalbin arka tarafını Şifayı alan şahıs bu pozisyon süresince huzursuz­
kaplayın. Gövdenin ön kısmında yapıldığı gibi bu­ luk hissedebilirancak. siz sonraki pozisyona geçin­
rada da iki elin parmakları birbirine yönelmiştir. ce sakinleşecektir. En azından baş pozisyonlarında
Sonra ellerinizin durumunu değiştinneden onlan konuşmaktan kaçının, alıcı konuşmakta ısrar eder­
sırtınızın alt kısmına ardından da biraz daha aşa­ se de ondan sessiz kalmasını rica edin.
ğıya ”7’kaydınn. Bu sonuncuya alternatif veya ona
İkinci pozisyon da '!>yanaklar üzerindedir. serçe
ilave bir pozisyon da ‘t7“ parmaklann aşağı ya baktı­
parmağı kulağın hemen bitişiğinde tutulur. İlk po­
ğı pozisyondur.
zisyon Üçüncü G öz’ü kapsarken İkincisi hem Taç.
Diz ve ayak bileği pozisyonlarını bu sefer arka hem de Üçüncü Göz çakralanna ulaşmaktadır. Ş i­
taraftan tekrar edin (*rn ‘9>>. Bitirmek için yine fayı alan kişi bu pozisyonda çoğunlukla sakinleşir,
ayak tabanlannıza geç in (2" Bu şekilde tam bir Re- bazen de uyuyakalır. Bir sonraki pozisyon için <J,şi
iki uygulaması yapılmış olur. Pozisyonlar kolaydır facı alıcının başını kaldırır (al ıcı bu duruma genel­
ve çabucak öğrenilir. Bitirdikten sonra büyük bir likle yardımcı olur) ve ellerini altına yerleştirir. İki
bardakla saf su için ve biraz dinlenin. Bir süreliği­ elinizi de başın gerisindeki toparlak. kısma koyun.
ne ayaklanırız yerden kesitmiş gibi hissedebilirsi­ Ellerinizin rahat ettiği noktada yerini buldunuz de­
niz. Şifa süresince canlanan duygu ve düşüncelere mektir. Bu şekilde Taç, Üçüncü Göz ve Nedensel
dikkat edin. Beden çakralan kapsanmış olur. Baş pozisyonları
kafatası. beyin, gözler, kulaklar ve merkezi sinir
sistemine iyi gelir.
Başkalar ına Şifa
Ardından Boğaz çakrasına "' geçin. Gırtlakları­
Başkalarına yapılan Reiki uygulamaları da kişi­ na el uzatıldığında bazı insanlar paniğe kapıldığı
nin kendisine yaptığının aynısıdır ancak, iki farkla. için ben ellerimi hiçbir zaman doğrudan boğaza
İlk olarak, eller dışarıya yönelmektedir, bu da po- koymam. Onun yerine boğazın alt kısmında, köp­
zisyonlann ne şekilde gerçekleştirildiğini fark etti­ rücük kemiklerinin kavuştuğu yere koymayı tercih
rin Şifacı uygulamayı öyle yapmalıdır ki kendisi ederim. Ellerinizi çadır biçimine getirerek dokun­
bedeasel olarak tamanııyla rahat edebilsin. Kol ve­ madan boğazın üstünde de tutabilirsiniz ancak. bu
ya ayaklarınızı çapraz duruma getirmeyin ve alıcı­ şekilde şifacı rahat edemeyebilir.
nın da getirmesine müsaade etmeyin. İkinci olarak Bundan sonra Kalp pozisyonuna geçin 15 Kar-

REİKİ 54
şıhklı rıza olmadan asla ellerinizi bir kadının gö­ maktadır (duygusal gevşeme yaşıunadıysa). Uyku­
ğüslerine koymamaksanız (ancak göğüslerde kist da görünüyor olabilir ya da “ötede bir yerde”, be­
olması durumunda olabilir). Genellikle eller göğüs­ deninden çıkmış vaziyette olabilir. Bacak ve ayak­
lerin üstüne ya da - yer varsa - arasına konulur, ya­ lardaki el pozisyonları onu Yeryüzüne geri getirir.
hut pozisyon atlanır. Yine enerji döngüsünün ta­
Bu pozisyonları yapabi lmek için şifacının tekrar
mamlanmasını bekleyin ve bir sonraki pozisyona
yerini değiştinnesi gerekir. Gövde pozisyonlarında
geçin. Şimdi alıcının arkasında değil de yanında
şifacı, alıcmın yanında durur ya da oturu r. Bir yan­
dunnanız gerekmektedir. Güneş sinirağı <61göğsün
dan diğer yana geçmeye gerek yoktur, diğer yana
hemen altındadır ve üst gövdenin sindirim organla-
erişmek için bedenin üstünden uzanmanız yeter.
nnı (karaciğer. safra kesesi, pankreas) kapsar.
Şimdi bacaklar için aşağı doğru hareket edin. Her
Gövde pozisyonlarında şifacının - ellerin nasıl iki dizin tepesini (l0)ve ayak bileklerinin ön kısımla­
tutulacağı ile ilgili - birden çok seçeneği vardır. E l­ rını yapın. Yahut da aynı bacağın hem dizine
ler tıpkı kendine şifada tutulduğu gibi tutulabilir hem de bileğine aynı anda ellerinizi yerleştirin
(fakat bu durumda eller şifacıya değil. alıcıya ba­ (tercih edilen budur). Yine, enerji döngüsünün bit­
kar). Bunun için eller uç uca geti rilerek beden üs­ mesini bekleyerek bu pozisyonları tamamlayın.
tünde yatay bir çizgi oluşturulur, öyle ki bir elin
Şifayı ayak tabanlarıyla <lI,sona erdirin. T<.ban-
pannakları neredeyse diğer elin bileğine dokunur.
lan ayrı ayrı (12W^>ya da aynı anda yapabilirsiniz -
Yahut (bazen böylesi daha kolay olabilir) eller yan
hangisini tercih ederseniz. Eğer bedenin arka kıs­
yana getiril ir. Bu yöntemle pozisyonları bulmak
mına devam edecekseniz uygulamanın sonunda
için alıcının gövdesini hayal inizde dörde bölüp sağ
yapmak üzere ayak pozisyonlarını atlayabilirsiniz.
üst taraf, sol üst taraf, sağ alt taraf ve sol alt taraf
Alıcıdan arkasını dönmesini isteyin ve tekrar baş­
olarak tasarlayabilirsiniz. Ellerinizi en sonunda gö­
tan başl ayın.
beğin altında kavuşturun. (Reiki açısından hangi
taraftan başladığınız Önemli değil.) İsterseniz göv­ -----Alıcının başı yana dönmüş vaziyetle , arkadan
denin arka tarafını da aynı yöntemle yapabilirsiniz. yapılacak baş pozisyonlarından bi rini yapın il5‘. Du­
Şekiller ve tariflerim ilk yolu açıklasa da bir sonra- yumlar değişti ğinde bir sonraki pozi syona. yani en­
sayfadaki şekiller ikinci yolu resmetmektedir. seye geçin (|J). Boğaz pozisyonunun arkadaki karşı­
Her iki yol da doğrudur - bütün mesele şifacıya lığı olan enseye hassas birine şimdiye kadar rastla­
hıngi sinin daha kolay geldiğidi r. madım. Ancak gerektiğinde alternatif olarak elleri­
nizi omuzlarla enseyi bağlayan kasların birleştiği
Gövdeyle devam edecek olursak, yedinci pozis-
yere koyabilirsiniz.
:-on e b e lin hemen altındadır ve Karın çakrasmı
:.::ıpsar. Eller biraz aşağı kaydırıl arak t*)leğen kemi- Tekrar alıcının yan tarafına geçin ve üç sırt po­
l\ bölgesine konulur. Ellerinizi yan yana koysanız zisyonunu yapın Gövdenin ön kısmında o l­
::ı olu r, uç uca koysanız da. Ardından ellerinizi alt duğu gibi yine ellerinizi yan yana ya da uç uca ko­
göbeğin merkezine, kasık kemiğinin hemen üstüne yabilirsiniz. Bu pozisyonlar Kalp, Güneş sinirağı
Kök merkez) getirin Bu pozisyonlar karın boş­ ve Karın çakralarını kapsar. Aynı zamanda böbrek­
luğundaki tüm organlan, sindirim ve üreme sitem­ lere de ulaşır ve tansiyonla stres ve sırt problemle­
lerinin de tamamını kapsar. Organların çizimlerine rine çok iyi gelir. Eğer alıc ının olağanüstü uzun bir
dikkat edin: tıbbi tenninoloji ihtiyaç olmamakla sını varsa veya sırtının en alt kısımlarında ağrısı
birlikte biraz anatomi bilgisi Reiki şifacılarına hem varsa kalçanın başladığı noktada ilave bir pozisyon
gerekli hem de yararlıdır. daha yapabilirsiniz. Bunrnt bir yolu el lerden birinin
aşağı. diğerinin de yukarı bakmasıdır ,'".
Diz, topuk ve ayak pozisyonları başkalarına şi­
fada daha da önem arz etmektedir. Son yarım saat Ardından bacaklara ve ayaklara geçin. Bu sefer
veya biraz daha uzun bir süredir alıcı sessizce yat­ buradaki pozisyonları eksiksiz yapmanız hayati

REİKİ 55
önem taşır. zira alıcının kendine gelmesine yardım­ üç gün kadarsa bir gevşeklik ve kendinde bir baş­
cı olur - ne de olsa bir süredir “burada” deği İdi. Ba­ kalık hissedebilir. Bu duygular hoşa g iden ve keyif­
caklardan aşağıya geçerek iki dizin tl9) ve iki ayak li nitelikte duygulardı r.
bileğinin arkasına gel in. Tercih edilen seçenek­
Bir şifa uygulamasının ardından kimi insanla rda
lerden biri, aynı bacakta bir eli dizin arkasına yer­
bir fiziksel zehir atımı süreci başlar. Bu tehlikesiz
leştirirken diğer eli de ayak bileğinin arkasına koy
bir süreçti r ancak. Rei ki ’yle yeni tanışan biri nin
maktır Eneıjiyi bekleyin ve ardından diğer ba­
bundan haberdar ed ilmesinde fayda var. Bu her uy­
cağı yapın.
gulamanın arkasından olmaz. belki her altı seanslık
Şifanın son pozisyonu ayak tabanlarıdır <21\ B e­ bir döngünün ardından gelen ilk uygulamadan son­
denin ön tarafından da çalışsanız, arka tarafından ra gerçekleşir. Birkaç gün veya bir hafta müddetle
da. eller çakralann olduğu yere. yani tabanlara ko­ duygusal bir süreçten geçme ihtimali de bulmamak­
nulur. Enerji akımlarının ayakl ardan geçtiğini his­ tadır. Ona imgelere engel olmamasını. onları gör­
sedeceksiniz. bu birkaç dakikalığına sürebilir. Bu mesini ve onlara direnmeden uzaklaşmalarına izin
pozisyon şifayı bütünler ve tamamlar. Uygulama vermesini söyleyin. İnsanların çoğu Reiki uygula­
bittiğinde alıcı henüz tam anlamıyla kendine gel­ masının ardından kendilerini harika hissederler ve
miş değildir ama yine de temel işlevlerini yerine bu his giderek güçlenir. Bir Reiki şifasının yol aç­
getirebilecek durumdadır - ayak pozisyonlan ol­
tığı müspet değişimlerin birçoğu kalıcıdır: öte yan­
masaydı uzunca bir süre ayaklan yere basmıyor-
dan, uzun vadeli sorunlann bir uygulamada çözül­
muş hissi sürecekti.
düğü pek nadiren göıii lür. Reiki uygulamasının ar­
Şifayı tamamlamak için seçmeli yollardan biri dından şifacı da kendisini çok iyi hisseder.
de enerjinin silkelenmesidir. Ellerinizden en azın­
Alıcı sırtüstü yatarken. Reiki ’nin üçüncü baş
dan birini (ayalar aşağıya bakacak şekilde) alıcı be­
pozisyonuyla birlikte uygu lanabi lecek bir kuyruk -
deninin yirmi santimetre kadar üstünde tutun.
sokumu-kafatası masaj hareketi vardır. Buna Ölü-
El(ler)inizi bu yükseklikten hafif anıa hızlıca çııpın
noktası denir ve tepeden tırnağa ıüm omurgayı -
ve bu arada yavaşça okşar gibi hareketlerle alıcını n
Reiki enerjisinin etkisiyle - hizaya koyma gibi bir
başından ayaklanna kadar gezdirin. Önce birkaç
etkisi bulunmaktadır. Burada hiçbir şekilde omur­
defa baştan gövdeye, ardından gövdeden bacakla­
gaya bir müdahale sözkonusu değildir ve bu ba­
ra, ardından da bacaklardan ayakl ara. Elleriniz alı­
kımdan tamamen güvenlidir. Yani, hareket yanlış
cının aurası içinded ir ve akan suya benzer bir du­
yapılsa bile hiçbir zarar verme ihtimali yoktur.
yum olacaktır ki alıcı da bunu hissedebilir. Auranın
okşanması, özellikle hızlıca yapıldığında, kişi nin Doğru yapı11rsa da kişiyi migren nöbetinden, baş
kendine gelmesine ve tamamen uyanmasına yar­ ağrısından, boyun ve bel ağrısından kurtarıp çene­
dımcı olur. Şurası muhakkak ki. o bundan hoşlana­ sini rahatlatabilir; gene 11ikl e de eksiksiz bir şiropra-
caktır. tik (omurga masajı) tedav iyle aynı sonuçl aıa ulaşı r.

Alıcıya uygulananın bitmiş olduğunu bildirin Bir defasında araba kazası geçirmi ş ve başını ön
ve kendisini hareket etmeye hazır hissedene kadar cama vunnuş birisi üzerinde uygulamıştım. Kaza­
sakince yatmasını söyleyin. Onu kaldırmakta acele dan dolayı kelimenin tam anlamıyla gözünde yıl­
etmeyin. Hazır olduğunda ona nasıl bir yanına dön­ dızlar uçuşmaktaydı ve dikkatini neredeyse hiç top-
mesi ve elleriyle kendisini kaldırması gerektiğini layamıyordu. Ancak Ölünoktası tekniği onu bu du­
gösterin (boyundan doğrulmaya çalışmak hem rumdan kurtardı ve bir daha aynı sorunları yaşama­
boyna hem de sırta zarar verebilir). Oturur haJe gel­ dı. Bu yöntemi sıklıkl a m igren ağrıları için kullan­
diğinde fazla hızlı hareket etmemesi ve bir müddet dım ve hepsinde de olağanüstü sonuçlar verdi: duy­
otunnası gereğini ona hatırlatın. Ardından da bir gusal gerilime karşı da çok iyi geliyor. Sırt prob­
bardak saf su içirin. Yarım saat kadar bir hafiflıK. lemleri olan insanlarda bile güvenle uygulayabilir-

REİKİ 56
Reiki 1 El Pozisyoiarı
Başkalarına Şifa
Ön Taraf - Şifacı Alıcının Arkasında Darur ya da Oturur

l. Eller, ayalar hafifçe içeride 2. Yanakların tilerine, serçe 3. Eller başın altında 4. Eller hafifçe köprücük ke
kalacak şekilde, yumuşakça parnıaklar hafifçe alıcı - şifacı başı kaldırır. miğine yaslanır boğazın
gözlerin UstUne konur. nın kulaklarına dayanır. biraz altında.

Ön Taraf - Şifacı Alıcının Yan Tarafına Geçer

5.Göğüslerin arası -seçmeli pozisyon. 5a. Allernaüf 5. pozisyon 6. Göğüslerin altı, alt kaburgalar
Kadınların bedensel mahremiyetine
dokunmamaya dikkat edin

8. Kasık kemiğinin yukarısında


leğen kemiği bölgesi.

ÜVİkTt S7
Ö n T a r a f - Şifacı Alt T a r a fla ra D oğru D evam E d e r

9. İki el de kasık kemiğinin üs­ 1O. İki dizin ön kısmı. 11. İki ayak bileğinin ön Ha. Ayak bileği ve diz aynı anda. İki
tünde karnın alt kısmında. kısmı. ayağa da uygulayın. Tercih edilen
pozisyon - l Ove 11 'i birleştiriyor.

Ön Taraf - Şifacı Alıcının Ayaklarını Karşısına Alır

\
12a- 12b. Alternatif 12. pozisyon. Tabanlar ayrı ayrı yapılır.

Arka Taraf - Şifacı Arıcının Başına Geri Döner


13. Seçmeli baş pozisyonu - bir el ıaç'ta, diğer el de başm arka tarafında. Ahcı başını yaı tarafa çevimıek durumundadır.

14. Ense (şifacı alıcının yan 15. EUer kürek kemikleri


trafıııa geçer). üzerinde.

REİKİ 58
Reiki 1 El Pozisyoları
Başkalarına Şifa
Arka Taraf

18. Ku)'Tuksokumu kemiği üstünde


- seçmeli pozisyon.

20a. Diz ve ayak bileğini bir 21. İki ayağın tabanı.


tikte tutun. İki ayağa da
uygulayın.

Alternatif El Duruşları
Ön ve arka tartaraflar için el tutma seçenekleri. Elleri uç uca tutmak: yerine yan yana da koyabilirsiniz.
Ön tarafta 6,7.8 ve 9; arkada ise 15,16,17 ve 18 için uygulanabilir.

REİKİ 59
siniz. Bedenin farklı noktalarında Ölünoktası’nı ğinde ise (bu bir anda da sağlanabilir. birkaç daki­
uygulamanın çeşitli yolları var. Masaj terapistleri­ ka da sürebilir). belki de derin bir iç geç innenin ar­
nin çoğu aşağıda tarif edeceğim yöntemi öğrenir dından, nefes alıp verme hızı düşer. Normalde gö­
ancak pek azı öneminin farkına varıp uygular. rülen inip kallo:na hareketinin yerine göğüs nere­
deyse durma noktasına gelecektir. O anda pannak-
Başlangıç olarak. iki akupunktur noktası olan
lannızla akupunktur noktalarına biraz daha basınç
Kese-1 O’u (B L -10) bulun. Bu iki nokta ensenin üst
uygulayın ve ardından hafifçe geri çekin (yanın
kısmında, kafatasının kemikli yapısının bittiği yer­
santimden biraz daha az). Boynun hafifçe hareket
de. omurganın iki yanında bulurunaktadır. Sözko-
ettiğini hissedebilirsiniz. Bu (boynun refleks gibi
nusu noktalar ense kaslarının içinde iki minik çö­
hareket i) çok ama çok hafif bir çekmedir. Bu pozis­
küntüden ibarettir. Beyinde bir tür raptiye hissi ola­
yonda sabit kalın.
rak tanımlayabileceğim tuhaf bir duyumla onların
yerini bulduğunuzu bilirsiniz. Boynunuzun doğrul­ Bir veya iki dakikadan sonra şifacı ilgili nokta­
tusu bozulmadı veya kaslarınız çok gergin değil ise lara basınç uygulayan parmak uçlarında hafif bir
bu noktal ar genellikle acı vennez. Çoğunlukla size Reiki 1
sadece garip bir his verirler. hepsi bu. Noktalardan Ölü Noktanın Tespit Edilmesi w
birini bulduğunuzda. hemen karşısındaki diğer
noktayı yoklayarak bulan. Kendinizde bu noktalan
keşfettikten sonra başkal arınınkini bulmaya çalışın.
ta ki onlara aşina olana kadar.
Bu tekniği kullanmanın zamanı, şifa esnasında
elleriniz alıcının başı altında bul unduğu zamandır.
Başı sizin avuçlanruza yaslanmaktadır. İki elinizin
işaret pannaklanru kullanarak önce il gil i noktaları
bul un. Kend isinden yardım istedi ğini z takdirde alı­
cının kendisi de sizin o noktalan bulup bulmadığı­
nızı söyleyebilir. O noktaları n tam üstü nde bulan­
manız çok önemlidir. aksi halde hiçbir şey olmaz.
Kafatasının boyunla buluştuğu çizgi üzerinde bir­
çok nokta çifti bulunmaktadır: bunların çoğu da ça­
lışır. Kese-10 (B L -10) noktalarıysa omurgaya en
yakın olanlardır.
Noktalan bulduğunuzda pannaklannızı üzerle­
rinde tutun ve hafifçe baskı uygulayın. Alıcı. tuhaf
bir hassasiyeti olan bu noktalardaki pannaklarınızı
hissedecektir. Sonra da alıcının nefes alıp verişini
izleyin. Kese-1O akupunktur noktalan. dakikada
onyedi defa atan omurilik sıvı vuruşunu dengeler.
Denge sağlandığında alıcının kalp atışı, vuruş hızı
ve nefes alıp verişi bir süreliğine senkroııize olur.
Bunu alıcının nefes alıp venne hızından da anlaya­
bilirsiniz: başlangıçta göğsünün ritmik bir şekilde
inip kalkışının eşlik ettiği normal bir nefes döngü­
sü vardır. Ölünoktası senkronizasyonuna erişildi-

REİKI 60
atma hisseder. Parmaklardan önce birinin. ardından Bu işlem migreni veya sırt-bel ağrıları oîan in
da diğerinin aunaya başlaması muhtemeldir; biraz sanlara o kadar iyi geliyor ki genellikle Reiki I ders
sonra iki pannak da aynı anda atmaya başlayacak- programıma dahil ediyorum. Bu teknik Reiki"nin
tu. İki taraftaki atmayı hissedince o noktalardan bir parçası ohnasa da şifadaki yeri yadsınamaz.
pannaklannızı yavaşça kaldırın ve ellerinizi alıcı­ Üçüncü baş pozisyonuyla da çok uyumlu olduğu
nın başı altından çekin. Ölünoktası işlemi tamam­ için bu Reiki kitabına koymayı gerekli gördüm.
lanmıştır; Reiki’ye devam edebilirsiniz. Enerjinin Öğrencilerimden biri bana şöyle yazmıştı:
ve omurilik atışının dengelenmesi omurların İmza­
Çene Yamukluğu Sendromu'ına uyguladığınız
lanmasını sağlar. Şifacı burada fiili bir müdahalede
Ölünoktası şifası tek kelimeyle mucizeviydi. Artık
bulumnaz. fakat Ölünoktası tekniği ve Reiki ’nin
ne çene kemiğim çıkıyor. ne de ağzımı açıp kapar­
enerjisi gerekeni yapar.
ken garip sesler geliyor. Size ne kadar teşekkür et­
Uygulamanın sonunda Ölünoktası deneyimin­ sem azdır!
den geçen alıcı. nonmal bir Reiki uygulamasından
İşlem son derece basit olmakla birlikte öğrenil­
g ^ e n alıcıdan daha ’uçar' durumdadır. Bu yanım
mesi biraz deneyime bağlıdır. Ancak her halükarda
sam kadar sürer. Çok keyifli bir duygudur ve alıcı
öğrenmeye değer.
fazlasıyla gevşemiş vaziyettedir. Bu hal tamamen
geçmeden araba kullanması tavsiye edilmez. İnsan­
ların çoğu kendilerine Ölünoktası tekniğini uygula­ Grup Şifası
yamazlar ancak bu yine de mümkündür. Bir çora­
bın içine iki tenis topu koyun ve topların içeride sı a ıu jiro Hayashi ’nin Reiki merkezindeki şifacı-
kıca bir arada duracakları şekilde çorabın ağzım lar ekipler halinde çalışıyorlardı. Bu yöntem bugün
bağlayın ve dikin. Sert ve düzgün bir zemine (örne­ de uygulanmaktadır. Grup şifasıyla birkaç el pozis­
ğin yere) uzanın ve tenis toplarını üst ensenizin al­ yonu birden yapılabilmekte. böylece uygulamalar
tına yerleştirin. Yukarıda sözü edilen o hafif çekme çok daha az zaman almaktadır. Enerjiyi alan kişi bu
için arkanıza yatın. Bu uygulama Ölünoktası ’nı tek enerjinin adeta patladığını hisseder ve tam bir Re
başınıza başaracak basıncı sağlayabilir. iki uygulamasının bütün yararlarını çabucak özüm­
ser. Birlikte çalışmaya alışmış bir şifa ekibi. üyele­
Bu işlemde iki muhtemel hata sözkonusudur. rinin ayrı ayrı çalışarak yapabileceklerinden çok
Eğer pannakiartnız baskı uygulanacak noktaların daha fazla şifa uygulaması gerçekleştirebilir: üste­
tam üstünde değilse alıcı senkronizasyona ginne- lik neredeyse hiç güç harcamazlar. Diğer Reiki uy­
yecek ve hiçbir şey olmayacaktır. Diğer hata ihti­ gulamacılarının arkadaşlığı da ayn bir keyiftir. Za­
mali de senkronizasyondan önce pannaklann hafif manla ekibin her üyesinin uygulamada vazgeçil­
geri çekilmesidir. Bu durumda da omur İmzalanma­ mez ve özgün bir yeri olur.
sı gerçekleşmeyecektir. Eğer senkronizasyonu ka­
çırırsanız (alıcı senkronize olur ama siz pannakla- Bir Reiki ekibinde tüm üyeler en azından Reiki
nmzı geri çekmezseniz) parmaklarınızı aynı nokta­ l olmalıdır: bir ekibin içinde birinci. ikinci ve
larda tutarak birkaç dakika içinde bunun tekrar ol­ üçüncü derece uygulamacıları aynı anda bulunabi­
masını bekleyin. Eğer alıcı senkronize olmayacak lir. Üye sayısı iki ile sekiz. hatta dokuz arasında de­
gibiyse ve aradan uzunca bir süre geçtiyse. ondan ğişebilir. Eğer odanın müsaade ettiğinden daha faz­
çok delin bir nefes almasını isteyin. Bu onu. par­ la şifacı bulunuyorsa fazla gelen şifacılar diğerleri
mak basıncını hafifleteceğiniz duruma getirebilir. nin arkasında durur. Böylece arkadakiler. ellerini
Ölünoktası tekniğinde bir hata yapacak olursanız öndeki şifacıların omuzlarına koyarak enerjilerini
bu hiçbir şeyi etkilemez. Şifa gerçekleşmeyecektir alıcıya aktarırlar. Bu kadar çok şifactnın bir arada
ama zararı da olmayacaktır. çalışması alıcı için harika birolaydır -dünyanın ih­
tiyacı da Reiki enerjisini sunacak birçok insanın

REİKİ 61
bulunmasıdır. birkaç gün önce ameliyat geçirmiş bir adama şifa
yapmıştık. Bize söylendiğine göre doktorlar onda
Grup uygulamasına başlamak için bir kişi alıcı -
tümör anyorlarmış. Fakat adam anesteziden bir tür­
nın başına geçer ve baş pozisyonlannrn üçünü de o
lü uyanmamış. Fiziksel durumu ve kilosu yerindey-
yapar: bu kişi aynı zamanda seansı yöneten kişidir.
di; hastalık henüz onu <;()kertınemişti. Neden ame­
Bunun dışında el pozisyonu kadar şifacı olabilir -
liyat olmuş olabileceğini ve neden bir türlü koma­
yani her pozisyona bir şifacı (baş pozisyonunda tek
dan çıkamadığını merak ediyordum.
şifacı olmasının sebebi alanın birden çok kişi için
yetersiz oluşudur). Eğer şifacı sayısı pozisyon sayı­ Şifayı yaptık. Tüm uygulama boyunca ben elle­
sından daha azsa, pozisyonlar şifacılar ar asında bö- rimi onun ayak tabanlarından ayırmadım. Diğer ar­
lüştürulür. Uygulamada iki şifacı varsa biri baştan kadaşlarım da baştan kalbe \e gövde pozisyonları­
Kalbe ve aşağıya. diğeri de Güneş sinirağmdan nı yapıyorlardı. Aralarındaki en acemi olarak arka­
ayaklara doğru hareket eder. Eğer üç şifacı varsa daşlarımın beni önemsemediklerini sanmıştım. Bir
biri başta çalışır. İkincisi gövdede, üçüncüsü de ba­ anda sorunun ne olduğunu anladım ve ağzımdan
cak ve ayaklarda. Şayet dört şifacı varsa bir tanesi kaçırıverdim. "B u adam AIDS'ten değil, karaciğe­
yine başa baksın, ikisi gövdeye, .sonuncusu da ba­ rinin harap olmasında ölüyor. Anestezide dozu ka-
cak ve ayaklara. Masaj masasının veya yatağın et­ çınnışlar.” diye bağırdım. Bizi şifa yapmamız için
rafına sığdığı kadar şifacı uygulamaya katılabilir. çağıran hemşire küplere binip beni zorla odadan çı­
karttı. “Bunu sana kim söyledi," diye ısrarla öğren­
Üç veya daha fazla şifacmm katıldığı uygula
mek istiyordu. “Bu sadece hastane raporunda yazı­
malarda bazen bir kişi. baştan sona kadar alıcının
yor ve onu kimsenin görmemesi gerekiyordu."
ayaklarında kalır. Ellerini alıcının her iki ayak taba­
Halbuki ben rapor görmemiştim. Adam uygulama
nına koyar ve uygulama süresince pozisyonunu hiç
esnasında uyandı. Hastaneye yatırılacağı zaman ta-
bozmaz. Bu son derece ilginç bir pozisyondur.
nışmı ştık. beni adıml a hatırladı. O gece. uygulama­
Ayakta olan şifacı uygulama süresince alıcmın be
nın birkaç saat ardından öldü.
denindeki tüm enerji değişimlerini hisseder. Böyle-
ce enerj inin nerede hareket eniğini ve nerede bloke Bir evde yaptığımız bir başka grup şifasındaysa
olduğunu öğrenebilir. Bu duyumlar uygulamacıya
bir zarar vennez ancak. eğer çok fazla ham duyum
hissedilirse biraz geri dunnak en iyisidir. Böyle bir Grup Şifası (,<)'
durumda ellerinizi ayaklardan ayınnayın fakat be­
deninizi serbest kalan enerjinin menzili dışında tu­
tun. Bu pozisyonda şifacıya yoğun olarak ruhsal
bilgiler de ulaşabilir. Buna geçmiş hayatl ar, bu-ha-
yat halleri. alıcının yapması veya bi lmesi gereken -
gönderilmiş - talimatlar ve zaman zaman. teşhise
yarayan bilgiler de dahildir.
Ben Reiki şifalarıma iki kişiyle birlikte başladı­
ğım için şanslıyım. Bir hastanenin AIDS katında is­
teyenlere şifa yapıyorduk. Şifalar alabildiğine duy­
gusal bir havada geçiyordu. Çoğunlukla da artık
son demlerini yaşayan insanlarla çalışıyorduk.
Hastane personeli bizden son derece tedirgindi. O
şifaları yaptığımız yıl içinde Reiki ve grup şifalar
hakında engin tecrübeler edindim. Bir seferinde.

REİKİ 62
yedi kişi, düşerek dirseğini zedeleyen bir kadın rinin devam edecek başka pozisyonu olmaması ha­
üzerinde çalışıyorduk. Çok acı çekiyordu ve ertesi linde o, ekip başının pozisyonları bitirmesini bekler
gün için röntgen randevusu vardı. Şifaya başladığı­ ve bu arada yerinde kalır. Baş ve boğaz pozisyon
mızda kadının rahatsızlığını bilmiyordum. Ekstra­ larını tamamlayan lider diğer şifacıları kontrol
dan bir şifacı ve henüz yeni bir Reiki 1 olarak, ba­ eder. Ekip üyeleri tüm pozisyonlarını bitirdikten ve
na kadının kolunu tutman söylenmişti, ben de öy­ başlarıyla olur verdikten sonra lider de aynı karşılı­
le yaptım. Birkaç dakika sonra elimden ve kolum- ğı vererek herkes aynı anda ellerini kaldınr. Biraz
daı inanılmaz bir acı geçti (Reiki yaparken yaşadı­ pratikle seanslar çabucak ve püruz.süz halledilebi­
ğım tek şiddetli acı deneyimi bu olmuştur). Dişleri­ lir.
mi sıktım ve kolu tutmaya devam ettim; acı nihayet
Ardından alıcı arkasını döner ve aynı şekilde ar­
geçmişti.
ka taraf da yapılır. Alıcının sırt veya bel sorunları
Daha sonra kadına, kolunda acı olup olmadığını olması durumunda. özellikle grup şifalarında işe
sordum, o da bana nasıl düştüğünden bahsetti. Dir­ yarayan ilave (ya da alternatif) bir pozisyon daha
seği artık acımıyordu, halbuki o dirseğini kırdığın­ vardır. Bunu benimle paylaştığı için Diana Acu­
dan adı gibi emindi. Reiki’den sonra kolunu rahat­ na 'ya buradan şükranlarımı sunuyorum. O bu süre­
ça hareket ettirebiliyordu. Bir sonraki gün çekilen ce “büyük H” adını vermektedir; buradaki H, İngi­
röntgende ise hiçbir sorun gözükmüyordu. Bana lizce’de şifa anlamına ‘healing' kelimesinin baş
gelince, şifadan önce boynumda ağn vardı ancak, harfini temsil eder. “Büyük H” için lider alıcının
seansın ardından ondan da eser kalmamıştı. Uygu­ başında kalarak ellerini onun omuzlarına koyar.
lamanın tümü belki de topu topu on dakika sürmüş­ Yanlarda duran şifacılar da ellerini dönüşümlü ola
tü ancak, bir grup uygulaması sözkonusuysa birçok rak alıcının omurgası boyunca sıralarlar. Bu pozis­
şey kısacık bir zamana sığabilir. Grup uygulamala­ yonda ne kadar çok el olursa o kadar iyi. Şifaolaı-
rı fiziksel şifa açısından son derece yararlıdır fakat dan biri de alıcının ayaklarında durabilir. Eğer az
a y ı şey duygusal şifa için söylenemez. Bunun ne­ sayıda şifacı varsa başta duran ekip başı kendi po­
deni, duygusal gevşemeye çok az zaman bırakma­ zisyonunu tamamladıktan sonra yana geçebilir. Be­
sıdır. denin ana enerji kaıalında bu kadar çok sayıda elin
bulunması sonucu omurga ve kundalini kanalından
Daha önce de belirttiğim gibi alıcının başında
muazzam bir Reiki akımı gerçekleşir. Şifacılar elle
duran şifacı aynı zamanda uygulamanın da lideri­
rinin altında depreşen enerjiyi hissedebilirler bile.
dir. Grup şifasında herkes. ellerini alıcının bedeni
Bazen enerjinin yukarı aşağı hareket ettiği görülür:
üstünde (başlangıç pozisyonu neyse o bölge üstün­
bunun dakikalarca sürdüğü de olur. Yalnızca başta
de) tutarak başlar. Kimin hangi pozisyon veya po­
ve ayakta birer şifacının bulunduğu pozisyonu da
zisyonları yapacağı önceden kararlaştırılır. Herkes
deneyin. Bu pozisyonda enerji şifacılar (yani baş
yerini aldıktan ve lider başıyla onay verdikten son­
ve ayak) arasında gidip gelir ancak, pozisyonu bi­
ra ellerini a y ı anda alıcının bedeni üstüne koyar.
tirmeden önce son enerji akışının baştan ayağa ol­
Grubun üyeleri. bir yandan kendi pozisyonlarını
masına dikkat edin.
yaparken, diğer yandan da liderin hareketlerini ta­
kip eder. Böyle bir şifanın sonmrda alıcının normale dön­
mesi biraz daha uzun zaman alabilir. Ölünokta-
İlk pozisyonunu bitirdikten sonra ekibin başı di­
sı 'yla “Büyük H”nin birleştirilmesi sırt ve bel ağn
ğerlerinin de pozisyonlarım tamamlayıp tamamla­
sı, disk problemleri, siyatik, omurga iltihabı. boyun
madıklarına bakar. Herkes başıyla sessizce onay
zedelerunesi veya bacak ağrısı olan alıcılar için ola­
verdikten sonra lider, ikinci pozisyona geçecek di­
ğanüstü sonuçlar doğurur.
ğerleriyle aynı anda bir sonraki pozisyona başlar.
Tüm pozisyonlar bu şekilde yapılır. Şifacılardan bi­ Grup şifasının ele almamız gereken bir boyum

REÎKÎ 63
daha bulunmaktadır - sosyal boyutu. Gmp şifası rın da uyumlanması gerektiğine tüm yüreğimle ina­
yapmak son derece eğlendiricidir. Yakında oturan nıyorum - onlar zor bir dünyada büyüyorlar. Göre­
şifacılarla Reiki Paylaşım Toplantılan başlatılarak ceksiniz ki onların birçoğu yetenekleriyle sizi şaşır­
düzenli birer etkinliğe de dönüştürülebilirler. Bu­ tacaktır.
nun için evi yeterince geniş biri. tanıdığı ne kadar
Reikı şifacısı varsa evine davet eder. tabii zaman
Grup Şifası
belirterek. Şifacılar evlerindeki yiyecek-içeceği ve
- varsa- masaj masalarını getirerek gruplara bölü­ ‘Büyük H
nürler. Her grup. üyelerinden her birine grup şifası
yapar, böylece herkes hem şifa almış hem de birkaç
grup şifasına katılmış olur. Herkes şifa aldıktan
sonra sosyal bir etkinliğe dönüştürülen toplanıl ge­
tirilen yemeklerin yemnesiyle sürdüıütür.
Böyle Reiki Paylaşım Toplantılan düzenlemeyi
kolaylaştınnak için şunları yapabilirsiniz: İlk ola­
rak. ilgilenebilecek şifacılann, telefonlarıyla birlik­
te. bir listesini çıkarın. Bir kişinin her defasında
tüm şahısları tekrar tekrar araması can sıkabilir. O
nedenle ilk buluşmada, herkesin uyacağı bir yer ve
zaman düzeni belirleyin - her ayın ikinci Pazar!ı
saat iki. gibi. Eğer evi uygun başka üyeler de varsa
her ay toplantıları rotasyona sokabilirsiniz. Her
toplantının başında veya sonunda. bir sonrakinin
nerede yapılacağına karar verin. Şifaya vakitlice
başlayın ki akşam yemeği geç saate kalmasın. Top­
la n tım geç saatlere sarkması birçok insanı rahatsız
edebilir. dolayısıyla şifaya önceden kararlaştırılan
vakitte başlanmasına dikkat edilmelidir.
Yukarıda da söylediğimiz gibi şifa ekibi üyele­
rinin en azından Reiki 1 derecesini elde etmiş kim­
seler o lm a . gerekir. Bu dereceye sahip olmayanlar
ancak alıcı olabilir - buna izin verilmelidir de. Re­
iki Paylaşım Toplanttlannda eğer öğretmenlik ya­
pan bir Reiki 3 varsa onun. herhangi bir ücret talep
etmeksizin. isteyenleri Reiki 1 'e uyumlamasını sa­
lık veririm. Bu özellikle kronik veya ciddi bir has­
talığı olanlara son derece yardımcı olacaktır. Daha
önce uyumlarunış olan şifacılar da tekrar uyumla-
ma isteyebilirler. Eğer bir misafir, şifacı olarak ka­
tılmak istiyorsa, uyumlanma ona bu imkanı verir;
Reiki 1 derecesiyle ilgili söylenecek fazla bir
untulmamalıdır ki her topluğunun olabildiğince
şey kalmadı a n a şifanın kendisi asıl bundan sonra
çok şifacıya ihtiyacı vardır. Böyle bir şey Gelenek­
başlıyor. Reiki her zaman ve her şartta yararlıdır.
sel öğretiye karşı olabilir ancak, insanlık ve geze­
Onu kullanmaya başladığınızda gündelik hayatını-
gen adına bunun zamanı çoktan gelmiştir. Çocukla­

REiKi 64
zın öyle bir parçası haline gelir ki bir b^akımşsınız, (7) Aynı yer.
sizin için hayatın ta kendisi olmuş bile. Onun sayı­ (8) Barbara Ann Brennan. (Light Emerging: The Journey of
sız kullanım alanı bulunmaktadır (küçük veya bü­ PersonalHealing) Doğmakta Olan Işık: Kişisel Şifanın Yolcu
yük yaralanmalar, stres ya da duygusal gerginlik luğu, s.29.
anlan. kronik hastalıklar. ani buhranlar ve kadmsal (9) Veteriner Robin Cannizzaro’ya noktaların adını tespit etti
rahatsızlıklar) ve bu anlamda sadece kendimizin ği, masaj terapisti Diana Grove’a da süreci açıkladığı için te
değil. ailemiz, arkadaşlanmız ve hatta evcil hay- şekkürlerimi sunarım.
vanlanmızm bile ona ihtiyacı var. Başkalarına şifa (10) Bodo Baginsky ve Shalila Sharamon. (Reiki: Universai
yapacaksanız onların rızalarım mutlaka alın. Ge­ Life Energy) Reiki. Evrensel Yaşam Enerjisi (Mend1X
:ino. CA,
LifeRythm Press, 1988), s.84.
çenlerde bir açık hava konserine gittim. Arkadaşla­
rımla çimenlerde otumrken bir yandan müzik din­
ledim, bir yandan da şifa yapum. İnsanlar Reiki
hakkında bir şeyler öğrendikleri zaman sizden sık
sık onun “düğmesini açmanlZI” istiyorlar.
Reiki Tanrısal bir armağan ve gerçek bir muci­
zedir. Kullanıldıkça şifacının gücü ve kendisiyle
başkalarına yararlan artar. Onu akıllıca. sıklıkla ve
iyi şeylere kullanın ve bunun için müteşekkir olun.
Bana göre Reiki için en iyi teşekkür, onu her gün
kullanmaktır. Umarım daha çok insan Reiki 2 ve 3
yoluna devam eder ve bu kitapla içindeki bilgiler
bunun gerçekleşmesine katkıda bulunur. Bir sonra­
ki kısımda Reiki 2 ’yi ele alacağız.

NOTLAR
(1) Bodo Baginsky ve Shalila Sharamon, (Reiki: Universal Li­
fe Energy) Reiki, Evrensel Yaşam Enerjisi (Mendoçino, CA,
LifeRythm Press, 1988), s.93 ve s.96.
(2) Ajit Mookerjee, (Kundalini: The Arousal of the Inner
Energy) Kundalini: İçsel Enerjinin Uyarımı (Rochester, Vf,
Destiny Books, 1991 ), s.11. Burada Taç çabaası başın Özerinde
tasvir edilmiştir.
(3) Bunlar benim algıladıklartmdır. Başkaları farklı renkler al
gılayabilir veya merkezlere farklı isrntler verebilirler. Hara
Çizgisi teriminin kaynağı Barbara Ann Brennan, (Light Emer-
ging: The Journey o f Personal Healing) Doğmakta Olan Işık:
Kişisel Şifanın Yolculuğu (New York, Bantan Books, 1993),
s.29.
(4) Aynı yer.
(5) Mantak ve Maneewan Chia, (Awaken Healing Lifin o f the
TaojTao'nun Şifa Verici İşığının Uyarımı. s.22.
(6) Duane Packer ve Sanaya Roman, (Awakening Your Light
8od>p [şık Bedeninizin Uyarımı (Oakland, CA. LuminEssen-
ce hoJuctions. 1989), ses kaseti serisi.

REİKİ 65
R E I K I I K I
• • '

REİK1 67
İ k in c i D e r e c e y i a lm ış o l m a k l a b i r l ik t e o n u h a k ­
k ıy la a n la m a m ış o l a n b i r ç o k k iş i b a n a g e lip R e ik i 3
is t iy o r . B u n l a r ö y le in s a n la r ki R e i k i 2 s e m b o ll e r i ­
n i a lm ış la r , o n l a n e z b e r le m iş le r . u y u m la m a a lm ış ­
la r fa k a t b u n u n ö t e s in d e h i ç b i r e ğ itim d e n g e ç m e ­
m iş le r . K im i G e l e n e k s e l ö ğ r e n c i l e r ü ç s e m b o lü ç i ­
z e r e k g ü n le r in i g e ç i r e b il i y o r a n c a k k im s e o n Ja r a bu
s e m b o lle r in n e o ld u ğ u n u v e n e iç in k u lla n ıld ığ ım
a n la tm ıy o r . B ö y l e l e r i R e ik i 3 iç i n b a n a g e ld iğ in d e
ç o ğ u n lu k la s e m b o lle r in n a s ıl ç iz i l d i ğ i n i , h a tta i s im ­
le r in i b i le u n u tm u ş o lu y o r la r . B u d u ru m d a R e ik i
3 ' e g e ç m e d e n ö n c e o n la r a R e i k i 2 ’ y i ö ğ r e t m e k d e
ş a r t o lu y o r .

R EİK İ G e le n e k s e l
k o p y a la n n ı
o la r a k R e ik i
s a k l a m a l a r ın a
2 ’ le r in .
iz in
s e m b o lle r in
v e r ilm e z ; o n la r
s e m b o lle r i d e r s t e ö ğ r e r u n e k z o ru n d a d ırla r. O n la r ­

SEMBOLLERİ d an e v e g ö tü r m e k ü z e r e ç iz i m y a p m a y a c a k la r ın a
d air s ö z a l ın ır v e h a f t a l ık d e r s le r s o n a e r d iğ in d e ,
ü z e r in d e ç a lış t ık l a r ı s a y f a la r t ö r e n le y a k tır ılır . E v e
d ö n d ü k le r in d e de is t is n a s ız s e m b o ll e r u n u tu lu r.
H a f ız a - i b e ş e r n is y a n ile m a lü ld ü r . d o la y ıs ıy la s e m ­
b o lle r i d ü z e n li o l a r a k k u lla n a n la r b i l e z a m a n la o n ­
l a r ı t a h r i f e d e b ilir le r . R e i k i 2 s e m b o lle r in in e n k a r­
m a ş ığ ı o la n H o n - Ş a - Z e - Ş o - N e n ’in e n a z ın d a n d ö rt
v e rsiy o n u n u g ö r m ü ş ü m d ü r. K u la k ta n k u la ğ a s ö z l e ­
rin fıs ıld a n d ığ ı o y u n la n b ilir s in iz ; e n s o n d a ç ık a n
s ö z le r b a ş ta k ile r d e n d a im a fa r k lıd ır . Ç o k d a g ü v e ­
n i l ir o lm a y a n in s a n h a f ız a s ın a d a y a n ıla c a k o lu r s a
zam an iç in d e s e m b o ll e r i n t a m a m e n k a y b o lm a s ı
te h lik e s i d e a n a r .

R e ik i s e m b o lle r in in b a s ılm a s ı v e b u k ita p ta e t­


r a f l ıc a a ç ık la n m a s ı ç o k t a r tış ılm ış tır . A n c a k y u k a n -
d a a n d ığ ım s e b e p le r d e n d o la y ı b e n s e m b o lle r i a ç ı k ­
la n m a y ı s e ç t im . B u y a p ılm a y a c a k o l s a s ö z k o n u s u
s e m b o lle r k ıs a z a m a n d a y a ta m a m e n k a y b o lu r y a
d a ta n ıla m a z h a l e g e lir d i, b u n a n iç ş ü p h e m y o k . B i r
k ita p ta y e r a la n b i lg in in ile l e b e t v a r o l a c a ğ ı t a r t ış ı­
la b ilir e l b e t a n c a k , b o y l e li k le e n a z ın d a n s ta n d a r t­
la ş m ış v e h e r k e s i n e r i ş e b i le c e ğ i b ir h a le g e lm iş
o lu y o r . Ö y l e g ö r ü n ü y o r k i, R e i k i 2 'l e r i n ç o ğ u , bu
s e m b o lle r in n a s ıl k u l la n ı la c a ğ ı ile i lg il i e ğ it im le r i­
ni y a r ım y a m a la k a lm ış la r . B i r b a ş k a d e y iş le , b u
k o n u d a g e r e k li o la n e p e y b i r m a t e r y a lin z a t e n k a y ­
b o lm u ş o lm a ih tim a li y ü k s e k g ö r ü n ü y o r.

REİKİ 68
Suzanne Wagner’ın gerçekleştirdiği bir med- kitle iletişim araçlarından ya da kitaplardan öğreni­
yumsal irtibat seansında öğrenmiştim: bir zaman­ yorlar. Bilginin makul ölçülerde bu kaynaklardan
lar. 22 ’si yaygın olarak kullanılan toplam 300 Re- edinilebilmesi gerekir. Günümüzde gezegen ve üs­
iki sembolü vanmş. Olağanüstü bütünsel bir sistem tünde yaş ayan tüm insanlar ciddi anlamda bir ahlâ­
oluştursalar da bugün bu rakam (Reiki 2 ve 3 dahil) ki ve fiziksel buhran yaşamaktadı r. Bu durumu de­
toplam 5'tir. Kalan semboller Tıbet’in ücra köşele­ ğiştirmek, hatta varlığımızı sürdürebilmek için ruh-
rindeki manastırların kütüphanelerinde saklanıyor­ salhğa ve kutsal olana ihtiyacımız bulunmaktadır.
du. Ne var ki Tibet, Komünist Çin tarafından işgal İnsanlar da bu kntsallık duygusunu kendi kültürle­
edildiğinden beri öğretileri sistematik bir şekilde rinde bulabilmelidirler.
yok edilmiştir. Kalan az bir bilgi de kaçan keşişler­
Bu nedenle bildiğim ve öğrettiğim şekliyle tüm
ce Hindistan’a götürülmüştür ancak, manasür ve
Reiki sistemini yayınlamayı uygun gördüm. Öğre­
kütüphanelerindeki kadim metinlerin birçoğu te­
tim yöntemlerim çağdaştır - bütünsel bir enerji sis­
melli olarak yok olmuştur. Eldekileri yayın yoluyla
temini optimal yollarla çalıştırır. İhtiyacı olanlar ve
basılı hale getirmek. onlan korumanın en iyi yolu­
isteyenler için kutsal olanın gizliliğine son veriyo­
dur. Tibet’in Tantrik Mistisizmi kitabında John
rum. Bu kitap ve bu bölümden itibaren burada yer
Bloteld eski muammalarıyla ilgili olarak bugünkü
alan bilgiler radikal bir eylemin sonucudur. Reiki 2
Tibet düşüncesini şöyle açıkiamaktadı r:
ve 3 sembolleri, bilgileri ve yöntemleri daha önce
asla yayınlam amıştı r - en azından çok eski Sansk­
Bin yıldan uzun bir süredir bu teknikler...Üstadtan öğren­ rit zamanlarına kadar bu böyleydi. Bu yaptıklarıma
ciye nakledilmiş ve yabancılardan özenle korunmuştur. Birkaç karşı çıkanlar ve beni icham edenler olacaktır: on­
yıi önce, sınırlarının ötesine binlerce ahalisini gönderen Tibet lar yöntemlerimin Reiki olmadığım söyleyecekler­
acı bir gerçekle karşı karşıya kaldı. O zamandan beri Lama'lar, dir. Ben yalnızca onlardan beni anlamalarım isteye
varanlarının bir ııeslin yaşam süresi içinde elde edilememesi
bilirim; dürüst bir içtenliğin bu ihtiyacı anlaması
durumunda kutsal bilgilerin azalacağı ve belki de yok olabile
ceğinin farkındadırlar. Dolayısıyla. öğrenmekte samimi olan gerekir. Ruhsal rehberlerim yıllardan beri bu kitabı
herkese bildiklerini öğretmeye istekliler. Bu bakımdan (ama benden istiyorlar ve yazım süreci, daha önceki ki­
sadece hu bakımdan) Tibet’in trajik kaderi dünyanın kazancı taplarımda hiç olmadığı kadar hızlı ilerledi. Keli­
olmuştur. meler klavyede yazabildiğim hızla durmaksızın ak­
Reiki de tehlikede olan muammalardan biridir; tı ve bu, geçeleri ara verdiğim zamanlar da devam
hem Tibet’in Çin işgali altında oluşu hem de Batı etti. Sırlan açığa çıkarmanın ve Reiki 'yi herkese
öğretilerinin bu tekniği sulandırmasından ötürü. ulaştırmanın zamanı geldi, başından beri olması
Sembollerin adlannın bile gizli tutulmasının Gele­ gerektiği gibi.
neksel gerekçesi onların kutsal oluşlarıdır. Onlar Benim eğitimim hem Geleneksel hem de mo­
gerçekten de kutsallar ancak, kutsalla gizlinin (bu dem yöntemlerle oldu. Yeri geldikçe de Geleneksel
iki sözcüğün İngilizce'si sırasıyla ‘sacred * ve ‘sec- yoldan ayrıldığım noktalan belirteceğim. Gelenek­
ret’tır ki gerek yazılış, gerekse okunuş bakımından ten farklılaştığım yerler hep, Geleneksel olmayan
birbirine yakınlık arz- etmektedir -ç.n .) anlamlan pratiklerin etkinlik ve basiti ikte eski prat ikleri aştı­
günümüzde iyice ayrışmıştır. Bir üstat veya öğret­ ğı yerler olmuştur. Bazı farklar da araşurmalanm
menden yıllar sürecek özel bir eğitim almayı sürdü­ ve medyumsal irtibatlarım sonucu daha derinlikli
recek ne lüksümüz ne de zamanımız var. Dünyada yollardan kaynakl^arunıştır - yani bir şeyin neden
öğretmenlere eğitim verecek birkaç yer ve hayatla­ belirli bir şekilde yapıldığının veya başlangıçta na­
rım yalnızca bu kutsal yola adayacak bi rkaç kişi sıl yapılmış olduğunun bilgisi ihmal edilmemiştir.
kalmıştır. Şifahi eğitim geleneğini sürdürmenin Öğretirken ve bu kitabı yazarken birçok defa ruhsal
imkarn artık kalmamıştır. rehberlerim bana: “bunu boyle yap” dediler. Ve bu
Bugünün insanları çoğunlukla yalnıedırlar. Ya yeni yollann hiçbirinin yanlış olduğunu gönnedim.

REİKİ 69
Değişen bir dünyada yaşıyomz. Reiki de bundan olmuşnir. Sonuçta yaptığım çalışmaların kapsamı
nasibini alıyor. her bakımdan gelişmiş oldu.
Reiki sembollerini ve Reiki 2 ile 3 öğretilerini Ruhsal rehberlerle bilinçli yapılan her çalışma
saklam am nedenleri olarak hep, yanlış ellerde bir sevinç ve hayret vesilesi oluyor. Rehberliğin
yanlış kullanılabileceği ihtimali ileri sürüldü. Be­ iyice farkına varana kadar olanlar şifacıya ileri dü­
nim öğreümenliğim ve tecrübemle (ki başkalarının zeyde bir sezgi gibi gelir. Şifacı “onu nasıl akıl et­
tecrübeleri de beniıkinden farklı değildir) sabittir tiğini" bilemez: buradaki “o"ndan kasıt ise şifa es­
ki Reiki 'ye konu olan bilgiler yanlış kullanılamaz. nasında elde edilen çok önemli ‘bilgi’lerdir. “O"
Bu kitabın en başında söylediğim - ve Mikao aynı zamanda gelecekteki şifalar için size yeni bir
Usui ’nin de öğrendiği - gibi sözkonusu bilgi ken­ araç da sunabilir. Şifa esnasında bir noktada ne ya­
diliğinden harekete geçmez. Şifa yöntemini ve bil pacağınızı bilemiyorsanız, yapacağınız tek şey yar­
gisini aktive etmek için uyumlamaya ihtiyaç vardır. dım istemektir; cevap görünecek ya da bir şekilde
Bu uyumlamalan da ancak. kendisi de uyumlanmış 0 şey oluverecektir. Reiki 2’de. doğal olarak. Reiki
olan eğitimli bir üstad/öğretınen yapabilir. 1 ’e kıyasla daha karmaşık durumlar onaya çıkar.
Reiki 'de elinizden ge lenin en iyisini yapmak husu­
Öte yandan şunu da hesaba katmalıyız ki Reiki
sundaki iyi niyetinizden ötürü ihtiyacınız olan tüm
dikkatle tasarlanmıştır; bunu gezegene getiren geç­
araç ve bilgiler size veri lecektir. Eğer teknik bir ha­
mişin rdıber ve liderleri ne yaptıklarını çok iyi bi­
ta varsa (örneğin, sembol yanlış çizilmişse) Reiki
liyorlardı. Reiki hatadan muaf bir şifa sistemi ola­
rehberleri onu düzeltecektir. Genellikle bunu ruhsal
rak tasarlanmıştır. Eğer olumlu olmayan amaçlar
olarak görebil irsiniz.
için kullanılacaksa hiçbir şey olmaz ve hiçbir zarar
oluşmaz. Bu enerjinin gücü nötrdür - ateş yemek Reiki ’nin aşağılanacağı veya kötüye kullanıla­
de pişirir. bir kenti yerle bir de eder ancak. bu ener cağı yolunda bir endişem yok. Reiki rehberleri ruh­
jiııin niyeti onu gönderene geri döner. İyilik için ol­ sal irtihafımada zaten izin vermeyeceklerdir. Rır
sun kötülük için olsun. ne gönderirseniz size geri çok uygulamada rehberlerime bu bilgileri kitabıma
döner. Şifa için icat edilmiş bir sistemle zarar ver­ koyup koymamam gerektiğini sordum. her seferin­
me niyeti. başarıl olsun veya olmasın, gönderici­ de de yaptığımı onayladılar ve gerekli materyaller
nin karma’sının bir parçası haline gelir. Öte yan­ konusunda yardımcı oldular. Aslına bakılacak olur­
dan. iyilik yapma niyeti de bilgi ve pratik eksikli­ sa bazı semboller bu kitaptan önce zaten basıma
ğinden doğabilecek hataları telafi eder. Reiki ’yi girmiştir '2,ve Budist bilgelerce zaten bilinmekte ve
amaçlandığı iyilik için kullanırsanız Reiki rehber­ tanınmaktadırlar (bakınız Reiki 3). Reiki bir za­
leri eksikleri tamamlar. manlar herkese aitti ve Reiki rehberleri hunun yine
öyle olmasını istiyor. Sizin bu kitabı okuyor oldu­
Reiki rehberleri Reiki 1 ’de ortaya çıkan. ancak
ğunuz gerçeği bile onların, bu bilgil eri sizin alma­
birçok insanın İkinci Dereceyle farkına varüığı bir
nızı istediklerini gösterir.
unsurdur. Onlar tüm Reiki şifalannda yer alan be
denleşmemiş şifacılardır. Reiki 1 uygulamacısı on­ Benim öğrettiğim şekliyle Reiki 2 üç sembolün
ların pek farkında olmaz. fakat Reiki 2 ile birlikte bilgisi ve onların nasıl kullanılacağından, şifa veri­
onlar varlıklarım hissettirmeye başlarlar. Reiki ci karma. uzaktaı şifa. sembollerin şifa amaçlı ol
3 ’teyse artık gösterinin bir parçası haline gelirler! mayan kullanımı ve ruhsal rehberlerle iletişime ka­
Şimdiye kadar Reiki 1 öğrencilerimden yalnızca dar bir di zi konuyu kapsar. Ben Reiki 2'ye aynı za­
birkaçı ruhsal rehberlerinin farkına vardı. Halbuki manda Kundalini/Hara âlışurmalarını ve teknikle­
birkaç aylık tecrübesi olan bir Reiki 2 öğrencisi her rini de (ki bunlar yaptığım uyumlaırnalann Gele­
şifada bilinçli olarak onlarla çalışır. Kendim Reiki neksel olmayan yöntemiyle i lgilidir ve aslında Re­
2'yle şi fa yaparke n yaşadığım en büyük değişim bu iki 2'yle Reiki 3 arasında köprü işlevi görür) dahil

REİKİ 70
ediyorum. Bu bilgilerin yanısıra Reiki 2. uyumlan- edin) yeter. Onları zihninizde tutun. böylece hare­
mayı da kapsar. Derste Reiki 2 öğrettiğim zaman kete geçeceklerdir. Uygulamaya veya bir pozisyo­
öğrencilere - evlerine götürmek üzere - sembolle­ na başlamadan önce onları ellerinizle havaya ya da
rin yazdı olduğu kağıtlar veririm. alıcının bedenine, hatta dilinizle damağınızın tava­
nına çizebilirsiniz. Doğrudan şifada onları bu şekil­
Semboller Reiki ’nin özü ve formülleridir. Onlar
de kullanın: uzaktan şifa konusu bir sonraki bölüm­
bu şifa sisteminin nasıl kullanılacağını ve aktarıia-
de işlenecektir.
cağını gösterir. Hayatı olumlayan ve derinliği olan
her şey basittir, Reiki ’nin kendisi gibi. Sözkonusu İlk sembol Cho-Ku-Rei’dir. Gücü artırmak için
semboller Mikao Usui ’nin Sutralar’da bulduğu for­ kullanılır. Reiki ’de “elektrik düğmesi" olarak bili­
müllerdir. Üçü Reiki 2 ’de öğretilir, ikisi de Üçüncü nir. Daha önce Reiki'den elektrik olarak söz etmiş­
Derece'de. Budizm'de onlar zaten bilinmektedir ve tim m Ellerinizi şifa için koyduğunuzda düğmeyi
orada herhangi bir gizliliği de bulunmamaktadır. açmış olursunuz. O ıo-K u-Rei’yi eklediğinizde ise
Semboller ve Aydınlanma Yolu bu kitabın sonunda lambanın ışığı 50 watt'lık bir ampulden 500 wat-
etraflıca ele alınacaktır. Reiki 2 ile bu muazzam t’lık bir ampulün parlaklığı ve gücüne terfi eder.
enerji anahtarlarının kullanımı başlar. Öğretim sü­ Genel anlamda Reiki 2. şifa kabiliyetinizi l 10 volt­
recinin ileriki aşamalarında da ilave bilgilerle - ba­ luk bir cereyandan 220 voltluk cereyana yükselmiş
sitliğini bozmadan - desteklenir. gibi arıtım. Reiki 3 ise cereyanı alternatif akımdan
doğru akıma çevirir. B ir başka deyişle. etkinliği
Öğrencilerimi Reiki 1 ’e uyumladtktan sonra on­
müthiş derecede arttırır.
lardan bazılarının bana gelip ‘tu haf bir yazı gör­
düm" demelerine çok defa şahit oldum. Onlardan Cho-Ku-Rei sembolünü canlaıdırarak Reiki
gördüklerini kağıda dökmelerini istediğimde ge­ enerjisine erişme kabiliyetinizi birkaç kat geliştirir­
nellikle sembollerden bir veya birkaçını çiziyorlar. siniz. Muhtemelen onu her şifada kullanacaksınız.
Bazı sembollerin karmaşıklığına rağmen kimi öğ­ Cho-Ku-Rei, evrenin tüm enerjisini şifaya çağıra­
rencilerim hepsini kusursuz olarak çizmeyi başar­ rak Reiki'yi bir noktada yoğunlaştım. Sembolün
mıştır. Bu semboller Reiki 1 uyumlamasıyla auraya spiral şekli Labirent (Girit adasında bulunan Knos-
yerleştirilirler: bu bakımdan onlar zaten şifacının sos Sarayı ’ndaki kadim Ana Tanrıça mabedinin
bir parçasıdırlar. Sembolleri yazılı olarak hayatla­ uywnlaına alanı) düzenindedir. Bu gezegenin arke­
rında ilk defa gören Reiki 2 öğrencilerinin çoğu on- olojisinde spiral daima Ana Tanrıça’m enerjisini
lan daha önce görmüş olduklarını hatırlarlar. Kimi­ temsil eder.
si de önceden onlan kullanmaya başlamış bile olur.
Sembolün oklarla gösterilen çiziminde şeklin
Reiki 2 'de gözlerinizle görmeden önce onları Reiki
nasıl resmedileceği tarif edilmektedir. Semboller
enerjisiyle ve elleriniz aracılığıyla aslında zaten
ezberlenmeli ve kusursuz bir biçimde çiziiebilımeli-
yönlendiriyorsunuz.
dir. Bana Cho-Ku-Rei'nin saat yönünde. soldan sa­
Sembolleri görsel olarak da edindikten sonra ğa çizilmesi öğretildi, halbuki Geleneksel çizim sa­
onlar (başlangıçta gizli olarak bulundukları halde) atin aksi yönündedir. Her iki şekilde de denedim.
arıık doğmdan uygulamaların ve kendine şifaların öğrencilerimin çoğu da benzer şekilde test etti; he­
birer parçası haline gelir. uzaktan şifanın da temel­ pimiz de saat yönünün enerjiyi - sembolün amacı
lerini oluştururlar. Doğrudan şifada ellerinizi ken­ doğrultusunda - arttırdığını gördük. Saatin aksi yö­
dinize veya Reiki yaptığınız kişiye koyarsınız. nünün böyle bir etkisi olmadı.
Uzaktan şifada ise şifa yapılan şahıs veya canlının
Herhangi bir metafizik çalışmada veya enerji
fiziksel olarak hazır bulurunası gerekmez. Ellerle
çalışmasında (W icca dahil), Kuzey Yarıkürede, sa­
yapılan bir Reiki uygulamasına sembolleri katmak
at yönü uyarımın ve artışın yönüdür. Saatin aksi
için onları canlandırmarnz (orada olduklarını halay
yönü ise azalmanın ve dağılıp zayıflamanın yönu-

RETKİ 71
İ k in c i D e r e c e S e m b o lle r i
dür. G ü n e y Y a n m k ü r e d e i s e b u n u n ta m te rs id ir.
A n c a k b u r a d a a s ıl ö n e m l i o la n n iy e ttir . H e r ik i y ö ­
n ü d e d e n e y in v e s e ç im in iz i y a p ın . E ğ e r k e n d i d e ­
n e y im le r in iz le b e li r l i b ir y ö n ü n d a h a e t k in o ld u ğ u ­
n a k a n a a t g e t ir ir s e n iz , o n a tu tu n u n . z ir a s e m b o lü n
a m a c ı e t k in liğ i a r ttın n a k tır . K ı s a c a s ı , b i r y ö n d e k a ­
ra r k ıl ın v e o n d a s e b a t e d in .

C h o - K u - R e i 'i s a a t in a k s i y ö n ü n d e k u lla n m a y a
s a d e c e b ir d e f a y ö n le n d ir ild im . O s ır a d a k a r n ın d a
tü m ö r o la n b ir k a d ın a ş ifa y a p ıy o r d u m . Ş i f a s ü r e ­
s in c e . h e r z a m a n k i g i b i , C h o - K u - R e i ’ i s a a t y ö n ü n ­
d e k u lla n ır k e n , e l le r i m t ü m ö r b ö l g e s i n e g e ld iğ in d e
te r s y ö n d e k u lla n d m ld ır n . B u y ö n b e n i m i ç i n d a ğ ıt ­
C h o -K u -R ei / ço-ku-rey / güç arttmr
m a v e z a y ıfla t m a a n la m ın a g e ld iğ in d e n , b a n a m a n ­
t ık lı g ö rü n d ü . S a d e c e b u n u n g i b i is ti s n a i d u ru m la r­
d a b u s e m b o lü “ t e r s in d e n " k u lla n d ım . S e m b o lle r i
k u lla n ır k e n n iy e t v e a m a ç s o n d e r e c e ö n e m lid ir ;
e ğ e r n iy e tin iz a r t t ın n a k s a s e m b ö l s i z e b u n u v e r e ­
c e k tir , h a n g i y ö n d e ç iz e r s e n i z ç iz i n . Ç i f t e O ı o - K u -
R e i Mer, y a n i ik i y ö n d e d e ç iz i l e n s e m b o l ü z e r in e
b ir s o n r a k i b ö lü m d e k o n u ş a c a ğ ız .

B u n d a n s o n r a S e i - H e - K i g e lir. B u , G e l e n e k s e l
o la r a k d u y g u s a l ş if a n ın s e m b o lü d ü r. B u n u b a n a ş i­
fa e s n a s ın d a a l ıc ın ın s in ir le n m e s i, h id d e tle n m e s i
v e y a d u y g u s a l o l a r a k te d ir g in o lm a s ı d u ru m la rın d a Sei-H e-K i / sey hey ki / duygusal şifa
(a m a y a lm z c a b u d u ru m la rd a ) k u l h ^ m a y ı ö ğ r e t ­
m iş le r d i. A n la m ı i s e ‘T a n n ’ y la in s a n ın b ir a r a y a
g e lm e s i”d ir. B u s e m b o l t a r u ıs a llığ ı in s a n i e n e r ji
y o lla r ın a g e t ir ir v e ü s t ç a k r a l a n h iz a la r.

İ lg in ç t i r k i S e i - H e - K i s e m b o lü n ü n , d iğ e r s e m ­
b o lle r e k ıy a s la d a h a a z ç e ş id in i g ö r d ü m . B u n u n
y a ln ız c a b i r a l t e r n a t if ç iz i m i v a r. o d a m e v c u t o la n ı
b ir a z u z a tır. A n c a k ç iz im in d e p e k fa r k lıla ş m a o l ­
m a m a k la b i r lik t e k u lla n ım ı iç in a y n ı ş e y s ö y l e n e ­
m e z . G e l e n e k t e b u s e m b o lü n h e m d u y g u s a l h e m d e
z ih in s e l d ü z e y le rd e ş if a iç in k u lla n ıld ığ ı s ö y le n ir .
A n c a k b a n a k a l ır s a b u y a n iış tır . Z ih in s e l b e d e n e
y ö n e le n s e m b o l H o n - S h a - Z e - S h o - N e n ’ dir. B u a y r ı­
m ı d a h a a ç ık k ıla n t a r t ış m a la r k it a b ın i le r le y e n b ö ­
lü m le r in d e e le a lın a c a k tır .

Ş i f a k o n u s u n d a t e c r ü b e k a z a n d ık ç a g ö rd ü m k i
f i z ik s e l d ü z e y d e k i r a h a ts ız lık la r ın h e m e n h e p s in in
d u y g u s a l b ir k a r ş ılığ ı v a r . L o u i s e H a y v e A l i c e S t e - H on-Sha-Ze-Sho-N en / hon şa ze şo nen / uzaktan şifa için

REİKİ 72
Sem bollerin Çizimi
İnce çizgiler sembollerin nasıl çizileceğini gösterir. Eksiksiz çizilmesi ve ezberlenmesi gerekir.

Cho-Ku-Rei
Güç arttırır “Elektrik Düğmesi” (saat yönünde)

Sel-He-Ki H on-Sha-Ze-Sho-N en
Duygusal şifa. arındınna, koruma ve temizleme Uzaktan şifa. Akashik Kayıtlar. geçmiş hal
(şimdif-gelecek

REİKİ 73
a d ın a n 'm d a o r t a y a k o y d u ğ u ü z e r e , h a s t a lığ a d u y ­ Ş ifa n ın iç in d e y a h u t d ış ın d a o ls u n . S e i- H e -
g u s a l b i r h a l v e y a g e ç m iş d u y g u s a l b i r tr a v m a n ın K i ’n in b a ş k a i ş le v le r i d e v a rd ır. K o r u n m a k v e a r ın ­
m ı s e b e b iy e t v e r d iğ i y o k s a h a s t a lığ ın m ı d u y g u - m a k . n e g a t i f e n e r ji y i t e m iz le m e k . ru h s a l iliş ik le r i
s a l/ z ih in s e l s o m n la r a k a y n a k lık e ttiğ i ö n e m li d e ğ i l ­ s e r b e s t b ır a k m a k v e b ir o d a y ı n e g a t i f d u y g u la rd a n ,
dir. Ö n e m li o l a n h a s t a lık la a c ılı d u y g u la n n b ir lik te h a s ta lık la r d a n v e y a v a r lık la r d a n k o r u m a k iç in d e
g itm e s id ir ; bu a n la m d a h a s t a lığ ın te d a v is i, o n a e ş ­ d e v r e y e s o k u la b ilir . B u n la r b a n a ö ğ r e t ilm e m iş ti v e
l ik e d e n d u y g u la r ın d a te d a v i e d ild iğ i a n la m ın a g e ­ ö y l e s a n ıy o r u m k i b u y ö n le r i u n u tu lm a n ın e ş iğ in e
lir. in s a n h a y a tı ç e ş i t li d u y g u s a l a c ıla r v e t r a v m a ­ g e ld i. S e i H e - K i 'n i n b u v e d a h a b a ş k a k u lla n ım la ­
la r la d o lu d u r. B i r ç o k in s a n d u y g u la r ın ı iz h a r e t m e ­ rı b ir s o n r a k i b ö lü m d e e l e a lın a c a k t ır . B u b ö lü m d e
m e k y o lu n d a t e lk in le r e m a r u z k a lır . B ir is in in a c ıy ı s e m b o lle r i e l l e ş ifa d a k u lla m ın la n a ç ıs ın d a n . yan i
h is s e d ip s o n r a d a o n u s e r b e s t b ır a k m a s ı ( g e v ş e m e ) R e ik i 'd e n a ş in a o ld u ğ u m u z ş e k l iy le i n c e le y e c e ğ iz .
t a v s iy e e d i le c e ğ in e d u y g u la r ın ı i ç e n l e h a p s e tm e s i B u b a ğ la m d a S e i - H e - K i ’ y i ç o ğ u u y g u la m a d a h a s ­
ö n e rilir . A c ı . iç e r d e k a ld ığ ı v e b a ş k a b i r ç ık ış y o lu t a lığ ın d u y g u s a l k a y n a k la r ın ı k u r u u n a k ta k u lla n ı­
d a b u la m a d ığ ı d u ru m la rd a f iz ik s e l h a s ta lık o la r a k y oru m .
te z a h ü r ed er.
Ş i f a sürreöind e a l ıc ın ın d u y g u la r ın ı s e r b e s t b ı­
R e ik i e n e r ji s i ş if a n ı n ih tiy a ç d u y u ld u ğ u y e r e g i­ r a k m a y a ç a l ı ş m a s ı , f a k a t b ir tü r lü k o n u ş a m a m a s ı
d e r - f i z ik s e l , d u y g u s a l. z ih in s e l v e r u h s a l b e d e n le ­ v e y a a ğ la y a m a m a s ı d u ru m u n d a b u s e m b o l y a e d ım -
rin h e r d ü z e y in e . S e i - H e - K i ile d u y g u s a l b o y u ta c ı o lu r. S e i - H e - K i ’y i z ih n in iz d e c a n la n d ır ıp y in e
ö z e ll i k l e h ita p e d i l ir v e b u ş ifa n ın a n a h ta rı d a g e ­ z ih n in iz d e a d ın ı s ö y l e y in : s e m b o lü d ilin iz le d a m a ­
n e llik le b u s e m b o ld ü r . İ ç e r d e t u tu la n a c ılı b ir d u y ­ ğ ın ız a v e y a e l in i z l e h a v a y a y a d a a l ıc ın ın b e d e n i
g u y a d a tr a v m a y ü z e y e ç ık a r ılır . A l ı c ı o n u y a ş a y a ­ ü s tü n e ç iz in . D u y g u s a l k o n u la r ın ö n c e li k l i o l a c a ğ ı-
c a k v e s e r b e s t b ır a k a c a k k a d a r u z u n b ir s ü r e o n u n ­ n ı d ü ş ü n ü y o r s a n ız ş if a n ı n b a ş la n g ıc ın d a a lıc ın ın
la b a ğ la n t ıd a k a lır . D u y g u n u n s e r b e s t b ı r a k ılm a s ı y - T a ç ç a k r a s ın a d a ç iz i l e b i l ir .
la (d u y g u s a l g e v ş e m e ) h a s t a lık d a g e n e llik le k a y ­
S e i - H e - K i ’ n in u y a r ım ı R e i k i e n e r jis in i d u y g u ­
b o lu r. İ n s a n h a s ta l ı k l a n b a k te r i. v ir u s v e y a b e d e n ­
s a l b e d e n e o d a k la r v e e t k in liğ in i a rttırır. A lıc ın ın ,
s e l iş le v b o z u k lu k la r ın d a n fa z la ö f k e . h a y a l k ır ık lı
ş i f a i ç i n g e r e k li d u y g u la r ın ı h e d e f a lm a s ın ı k o l a y ­
ğ ı. k o r k u . k e d e r v e y a l n ız l ığ a d a y a n ır . B e n d e b u n a
l a ş t ır ır v e o n l a n m ü m k ü n o ld u ğ u n c a ç a b u k v e k o ­
d ayan arak ş if a la r ım ın çoğu n d a S e i- H e - K i’y i d e
l a y c a s e rb e st, b ır a k m a s ın ı s a ğ la r . S e m b o lü ş ifa n ın
k u lla n ıy o r u m .
b a ş ın d a d a i h t iy a ç d u y u ld u ğ u a n d a d a k u lla n a b ilir ­
İ n s a n la r g ib i h a y v a n la r d a b a ş k a tü rlü a ç ığ a v u - s in iz a n c a k . e ğ e r s e z g in iz s i z e S e i - H e - K i ’ y i h a t ır ­
ra m a d ık l arı d u y g u la r ın ı ç ö z m e k iç in h a s t a lı ğ a tu tu ­ la t m ıy o r s a ş if a d a b u n a ih t iy a ç d u y u lm a d ığ ın ı k a b u l
lu rla r. O n la r d a in s a n la r la a y n ı d u y g u la n h is s e d ip e d e b ilir s in iz .
y a ş a r la r : şu fa r k la k i. in s a n la r la a y n ı d ü z e y d e k a v ­
R e i k i ’ y i Ö ğ r e t m e D ü rtü s ü (N e w D im e n s io n s ,
r a y ış la r ı v e h a y a tla r ı ü z e r in d e k o n t r o lle r i y o k tu r.
1 9 9 2 ) a d lı k ita b ın d a A .J . M a c k e n z i e C la y . S e i H e -
S a h ib in e ç o k b a ğ lı b i r k e d i v e y a k ö p e k , o n u n tu tu l­
K i ’ y i. b e lk i d e i lk d e f a b a s ılı h a ld e y a y ın la m ış tır .
d u ğ u h a s t a lığ a y a k a la n ıp b u s ü r e ç t e k e n d in i k u r b a n
O n u n ç i z i m i y l e b a n a ö ğ r e t i l e n z ih in s e l ş e k il a y n ıy ­
e d e b ilir . E v c il h a y v a n la r . s a h ip le r i v e e v le r in d e k i
d ı. C la y . S e i - H e - K i ’ y i “ i ç t e k i K a y n a ğ ın h a r e k e te
n e g a t if e n e r ji y i t e m iz le m e k g ö r e v in i ü s tle n ir le r . E v
g e ç i r il m e s i " o la r a k t a r i f e d e r. (4t A y n ı z a m a n d a k u n -
h a lk ı e ğ e r b u h r a n d a y s a o h a y v a n b u n u i ç i n e a lır a n ­
d a li n i 'y i u y a n d ır ıp a n n d ır d ığ ın ı. b e y in s e l k a lıp la r ı
c a k , h e r z a m a n b u e n e r ji y i d ö n ü ş tü r e c e k g ü c ü b u ­
y e n id e n k u rd u ğ u n u v e b i li n ç a lt ı y o lu y la b e d e n - z i-
la m a y a b ilir . S e i - H e - K i in s a n la r a o ld u ğ u k a d a r h a y ­
h in i li ş k i s i n i te d a v i e t t iğ in i d e s ö y le r . B i r s o n r a k i
v a n la r a d a y a r a r lıd ır v e d u y g u la r ın ı a ç ığ a ç ık a r t a ­
k ita b ı, R e ik i İ ç i n B i r A d ım İ l e r i ’d e d e C la y . ik ili b ir
r a k o n l a n d a te d a v i e d e r.
s e m b o l ç i z i m i g ö s te r ir . B u r a d a i k i S e i - H e - K i s e m -

REÎKİ 74
b o lii te p e t a k la v e k a r ş ı k a r ş ıy a d ır la r . Y a z a r b u s e m ­ r a k k a n n ik ş ifa i ç i n k u lla n ım ın a ö r n e k b u l a c a k s ı­
b o lü n b e y n in ik i y a n s ım b ü tü n le ş tir d iğ in i d ü ş ü n ­ n ız . R e i k i u y g u la m a s ın d a ş i f a a la n b i r k a d ın ç o c u k ­
m e k te d ir. <0' k e n t a c i z e u ğ r a m ış . ş im d i d e b u n u n o lu m s u z i z le r i ­
n i s ilm e y e ç a l ı ş ı y o r o ls u n . K a d ın b u k o n u ü z e r in d e
A .J . M a c k e n z i e C la y . H o n - S h a - Z e - S h o - N e n 'in
e p e y c e ç a l ı ş m ı ş , ö y le k i b a ş ın a n e l e r g e ld iğ in i ç o k
d e b i r v e r s iy o n u n u y a y ın la m ış t ır ( R e i k i 'y i Ö ğ r e t ­
iyi b i li y o r v e bu . g e ç m i ş i s e r b e s t b ır a k m a k o n u ­
m e D ü rtü s ü , s . 9 ) . E n fa r k lı v e r s iy o n la r ı o la n s e m ­
s u n d a b i r ö n k o ş u l t e ş k il e d e r. H o n - S h a - Z e - S h o -
b o l b u d u r. b e lk i d e k a n m a ş ık lığ ı n e d e n iy le b o y le -
dir. D iğ e r R e i k i s e m b o lle r i g ib i b u d a J a p o n c a y a ­
z ılm ış t ır v e b i r ş e k li ifa d e e t m e y i a m a ç la m a k ta d ır .
H o n - S h a - Z e - S h o - N e n . y ü k s e k b ir p ir a m it b i ç i m i n ­
Çifte Sem boller
d e o lu p in s a n b e d e n in i a n d ım . B a t ı d ille r in d e “ P a ­
g o d a ” ( U z a k D o ğ u ’ d a ç o k k a tlı t a p ın a k b in a la r ı)
o la r a k d a b ilin ir a n c a k d a h a e s k i o la n “ S t u p a ” ( h e y ­
k e l v e y a b in a ş e k lin d e t e m s il e d ile n , ç a k r a la r ın v e ­
y a b e ş u n su ru n T a n t r ik B u d iz m ’ d e k i t e m s ili " ') ta ­
rifi s a n ır ım d a h a d o ğ ru o lu r. ö ğ r e n d i ğ i m e g ö r e b u
s e m b o l - J a p o n c a 'd a d il s e l o la r a k ifa d e e d ild iğ in d e
- “ g e ç m i ş y o k . ş im d i ( a n ) y o k , g e l e c e k y o k ” a n la ­ Cho-Ku-Rei

m ın a g e liy o r. Saat yönünde

Ş i f a c ı î a n n ç o ğ u n a b u s e m b o lü n u z a k ta n ş if a d a
k u lla n ıld ığ ı ö ğ r e t ilm iş t ir . B u d o ğ r u d u r a n c a k , h ik a ­
y e n in h e p s in i a ç ık la m a z . H o n -S h a -Z e -S h o -N e n ,
R e ik i ş if a s ın ı u z a y d a ve z a m a ı d a ile te n e n e r jid ir .
U z a k ta n ş ifa d a h e r z a m a n k u lla n ılır . A y n c a k e n d i­
n e v e b a ş k a s ın a e lle ş if a d a d a k u lla n ılır . S e m b o lü n
e n g ü ç lü k u lla n ım a la n ı d o ğ r u d a n ş ifa s e a n s la r ın d a -
d ır. K a p s a m b a k ım ın d a n R e ik i 2 e n e r ji a n a h ta rla r ı
(v e b e lk i R e i k i 3 s e m b o lle r in in d e ) iç in d e e n g ü ç lü
v e e n k a r m a ş ık o la n ıd ır .

H o n -S h a -Z e -S h o -N e n aynı zam anda A kash i


K a y ı t l a n 'n a . h e r c a n ın h a y a t k a y ıt la r ın a g ir iş i d e
t e m s il e d e r v e b u a n la m d a k a n m a ş if a s ın d a d a ö n e m
a rz e d e r. A k a s h ik K a y ıt l a r h e r c a n ın b ir ç o k b e d e n -
le ş m e s in in ( m e v c u t h a y a tı d a d a h il) k a n n i k a m a ç -
l a n n ı. b o r ç la r ın ı. s ö z le ş m e le r in i v e h a y a ti a m a ç la -
n m t a r i f e d e r. B u s e m b o lü n ş if a d a k u lla n ım ıy la b u -
h a y a t t r a v ın a la n p r o g r a m la n ıp g e l e c e k dahi d e ğ iş ­
t ir ile b ilir . G e ç m i ş h a y a t a lış k a n lık la r ı a ç ı ğ a ç ık a r ı­
lıp s e r b e s t b ır a k ıla b i l ir v e k a r ın ik b o r ç la r ö d e n e b i­
lir. B ü tü n b a n la r d o ğ ru d a n y a p ıla n e lle ş ifa la r d a
( g e n e l l ik le b ir d iz i ş ifa d a n s o n r a ) g e r ç e k le ş ir . B u
y ö n te m k e n d in e ş if a d a d a k u lla n ıla b ilir . Hon Sha-Ze Sho-Nen

A ş a ğ ıd a b u s e m b o lü n , m e v c u t h a y a tta n b a ş la y a ­ Yan yana çiı.iliı-. şekillerden biri diğerinin biraz gerisinde kalır

REİKİ 7"
N e n b i li n ç li z ih in le , y a n i z ih in s e l b e d e n le ç a lış ır . c e s a r e t le n d ir in . B ö y le b ir s ü r e ç . h a y a tı d e r in d e n et -
d a h a ç o k S e ı - H e - K i ’ n in a la n ın a g ir e n b ilin ç a lt ıy la k ile y e n h e r tr a v m a iç in k u lla n ıla b ilir .
d e ğ il - bu a ç ıd a n d a s ü r e c in b i r s o n r a k i a d ım ı nı
A lıc ıy ı ş im d iy e g e t ir d ik te n s o n r a o n d a n b u g ü n e .
o lu ştu ru r. D u y g u la r ı y a ş a d ık ta n s o n r a H o n - S h a - Z e -
h a tta g e le c e ğ e d e ğ iş ik lik le r g e r in m e s in i is te y in .
S h o -N e n in s a n la r a y e n i s e ç e n e k l e r v e e y le m y o l l a ­
O n la n h a y a tın ın b i r e r p a rç a s ı h a lin e g e t ir s in . B u
n su n ar. R e s m i n l a n a m n ı a n la m a y a n . d u y g u la rın ı
n o k t a d a o n a b i r sü rü H o n - S h a - Z e - S h o - N e n g ö n d e ­
b ü tü n iiy le te c r ü b e e t m e m iş b ir in e ş ifa y a p a c a ğ ın ız
rin . D u r a k la y ıp ş ö y l e d iy e b i li r, “ A n a o ld u iş te , n a ­
z a m a n . a lıc ı b u n o k t a y a u la ş a n a d e k s e a n s l a r a S e i-
sıl o lm a m ış g ib i d a v r a n a b ilir im k i r ' B u ra d a s ö z k o -
H e -K i i le d e v a m ed in.
n u su o la n g e r ç e ğ i i ı k a r e t m e k d e ğ i l. b u g ü n e k a la n
U y g u la m a s ır a s ın d a k a d ın b a ş ın a n e l e r g e l d iğ i- z ih in s e l h a s a r ı te d a v i e t m e k v e o n u d e ğ iş tir m e k tir .
n i v e k e n d is in e y a p ıl a n ta c i z in h a y a tın ı n a s ıl e t k i l e ­ A l ı c ı y a d e y in . " E l b e t t e o ld u , a m a s e n k e n d in e b a ş ­
d iğ in i a n la tıy o r . H o n - S h a - Z e - S h o - N e n 'i b u rad a k a b i r g e r ç e k l i k y a r a ttın . K e n d i h a y a tın i ç i n h a n g i
k u lla n m a n ın i lk y o lu . a l ıc ıd a n k e n d isin i ç o c u k o l a ­ g e r ç e k liğ i t e r c ih e d e r s i n ? " A l ı c ı b ü y ü k b i r ih tim a l­
r a k t a r i f e tm e s in i is t e d iğ in iz d e . o n u ç iz m e k v e y a le k u rg u la n m ış / c a n la n d m lırn ış o l a n ı t e r c ih e d e c e k ­
c a n la n d ın n a k tır . S o n r a . e lle ş if a y a d e v a m e d e r k e n . tir. O n a . k u rg u y u b u g ü n e g e r in m e s in i ve k e n d in e
al ıc ıd a n ç o c u k lu ğ u n a g it m e s i ni v e o n a , yan i ç o c u k - ra m e tm e s i n i . a rd ın d a n <la g e l e c e ğ in e b a k ın a s ım
h a lin e ş if a y a p m a s ın ı i s t e y in . A lıc ıd a n R e ık i e n e r ­ s ö y le y in . S e m b o lü y ın e t e k r a r e d in .
ji s i n i c a n ı y a n m ış k ü ç ü k ç o c u ğ a g ö t ü n n e s in ı v e a r ­
Bu ş if a n ın a rd ın d a n a l ıc ın ın n o n n a ld e n d ;d ıa
t ık y a ln tz o lm a d ığ ı s ö y l e m e s i n i is te y in . B u a ra d a
ç o k d in le m n e s in e iz in v e rin . Z ih in s e l b e d e n k e n d i­
H o n - S h a - Z e - S h o - N e n 'i, h a tta b u n u n y a n ın d a b e lk i
s in i y e n id e n d ü z e n le m e k t e d ir y e b u m u h te m e le n
S e ı - H e - K i ' y i c a n la n d m n a y a d e v a m e d in . Ç ocuk
b ir h a ft a k a d a r d a h a s ü r e c e k tir . B u a r a d a a lıc ı o l a ­
bü y ü m ü ş h a lin e d a ir b i r ş e y l e r s o r a b ilir ; a l ıc ıy a (;o
b ild iğ in c e y a lm z v e s e s s iz b i r o r ta m d a k a la b ilm e li-
c u ğ u n is te d iğ i ş e y i s ö y le t in . B u k u la ğ a b a s it g e le ­
d ir. N o n n a ld e n d a h a fa z la u y k u y a ih tiy a c ı o la b ilir :
b i li r a n c a k s o n d e r e c e g ü ç lü b i r ş ifa d ır v e k iş iy i d e ­
d u ru m b u n u g e r e k t ir iy o r s a b u n d a n k a ç m ın a m a l ıd ır.
rin d e n e t k ile y e b ilir . A lıc ı, s e a n s ı g e r e ğ i n c e s in d ir ­
S a k i n z a m a n la r ın d a . tr a v m a y a s e b e p o la n o la y la r
m e k iç in b ir k a ç g ü n e ih tiy a ç d u y a b ı tir.
film ş e r id i g ib i g ö z le r in in ö n ü n d e n g e ç e b ilir . B u n -
S o n r a - b e lk i d e b i r b a ş k a u y g u la m a d a - k a d ın ı i a n n ü s te s in d e g e lm e n in y o lu o n l a n s a d e c e s e y r e t ­
t e k r a r ç o c u k - h a l in e g ö tü rtin . B u s e f e r t a c iz d e n b ir m e k v e g e ç ip g it m e l e r i n e iz in v e n u e k t ir - k a r ş ı k o ­
ö n c e k i g ü n v e y a g e c e . O n d a n g ü n ü n ü a n la tm a s ın ı yu p o n la r la s a v a ş m a k d e ğ il. E ğ e r d u y g u la r g ö r ü n ­
is te y in . Ç o c u k n e y a p ıy o r . n e h is s e d iy o r , n e d ü ş ü ­ tü le r e ş liğ in d e g e l i y o r s a ç a b u k g e ç e c e k d e m e k ti r.
n ü y o r. A rd ın d a n . t a c iz c i o d a s ın a g e lm e m iş o ls a y d ı Y in e , ed i lg e n bi r ta r z d a o n la r ı d u y u m la y ın , ç a b u ­
g ü n ü n ü n v e y a g e c e s i n i n n a s ıl g e ç m i ş o l a b il e c e ğ in i c a k g e ç e c e k le r d ir .
ta h a y y ü l e u n e s in i i s te y in . H o n - S h a - Z e - S h o - N e n 'i
B ö y l e b i r ş i fa n ı n e tk ile r i ö m ü r b o y u d u r. E s k i
ta ın b u n o k ta d a k u l l a r n a y a b a ş l a y ın . E ğ e r o g e c e
d u y g u la r ın s e r b e s t b ır a k ılm a s ı (d u y g u s a l beden.
t a c iz e u ğ n u n a m ış o ls a y d ı. g e c e y i n a s ıl g e ç ir ir d i.
S e i - H e - K i ) v e g ö r ü n tü le r in y e n id e n y a r a t ılm a s ıy la
O n d a n b u n u a n la tm a s ın ı is te y m .
(z ih in s e ! b e d e n , H o n - S h a - Z e - S h o - N e n ) a l ıc ı a rtık
V e k a d ım y e n i b i r h a y a tın iç in d e g ö tü rü n . O k ö ­ h a y a tın a d e v a m e d e b ilir . T a c i z d e n e y im in i A k a s h i
tü o la y b a ş ın a g e lm e m iş o ls a y d ı e r te s i g ü n ü n a s ı l K a y ıt la r ın d a n a z a t e t m i ş . k a r m a y ı ç ö z m ü ş tü r . T a c i ­
o lu r d u ? A lt ı a y s o n r a h a y a tı n e y e b e n z e r d i? Y a b ir. z e u ğ r a m ış o ld u ğ u g e r ç e ğ in i h iç b ir ş e y d e ğ iş t ir e -
b e ş , o n s e n e s o n r a ? P e k i b u g ü n n a s ıl b ir i olu rd u '? m e m e k t e b ir lik t e ş i f a . z ih in s e l a lış k a n lığ ı d e ğ iş t ir ­
T a c i z e h iç u ğ r a m a m ış o ls a y d ı b u n d a n b e ş s e n e s o n ­ m iş v e b ö y l e c e h a s a r ı g id e r m iş tir . Y e n i r e s im le r v e
ra h a y a tı n e k a d a r fa r k lı o lu r d u ? A ğ ır a ğ ır a l ıc ıy ı g ö r ü n tü le r b e y n i y e n id e n p r o g r a m la r . T a c i z d u ru m ­
s a n k i o o l a y h iç b a ş ın a g e lm e m iş g i b i d ü ş ü n m e y e la r ım la u y g u la n a n tip ik ş i f a s ü r e c i u z u n v e z o r lu ­

KEtKi 76
dur, bazen yıllar bile alabilir. Ancak asıl önemli hayatına dönüp bir defa daha anl atmasını istedim.
o la ı şu ki. bir dahaki hayatta tekrar edecek kannik ilkinde anl attığından tamamen farklı bir salıne çı -
bir kalıp haline gelmesinin önüne geçilmiş olur. karttı karşuna - intihar yok. horlanma yok. iflas
yok. depresyon da yok. Bunalım geçirdiği veya in­
Bazen de serbest bırakılmast ve şifa veı ilmesi
tihar ettiği başka hayati ar olup olmadığın ı sordum.
gereken haller geçmiş hayat kaynak!ı olabiliyor.
Beni aynı şifa uygulamasında dört başka hayatına
Bir defasında ağır kronik depresyonu olan bir ba-
daha götürdü ve çabucak onların da senaryolarını
y a ı gelmiş, hiç neden yokken hayatı boyunca dep­
değiştiriverdik. Daha sonraki hayatlarda tekrar edi­
resyondan muzdarip yaşadığını anlatmıştı. İlâçlı
len haller - Eski Yunan \laki ilk durum tedavi edil­
psikiyatrik tedavilerden hiçbi r fayda gönnemiş, ak­
miş olduğu için - çok daha hızlı şifa buldu. Yine,
sine yan etkilerinden mağdur olmustu. Bana geldi-
görüntülerin ve duyguların yüze çıktığı ve serbest
gi sıralar bütünsel tedaviler deniyonnuş. Şi fa uygu­
kaldığı bir haftalık bir siııdimıe sürecinden geçti.
lamasında ondan. ilk defa bu kadar depresif hisset­
Nonnalden fazi a uyudu ve bana, “sanki molekülle­
tiği zamana dönmesini istedim; bir erken dönem
rinin yeniden düzene girdiğini" anlattı.
travması bulacağımı ümit ediyordum. Fakat kadın
onun yerine. M.Ö. 3. yy Yunanistan'ında horlanmış Bir sonraki şifamızda onu. son uygulamanın
ve iflas etmiş bir adamı anlatmaya başladı. İçine tüm hayatlarına geri götürdüm. Oradaki görüntü yi­
girdiği bunalımın etkisiyle adam kendisini yarlar­ ne tamamen farklıydı. Ona depresif olduğu veya
dan denize atmış. intihar ettiği bir geçmiş hayatı olup olmadığını sor­
duğumda buna dair hiçbi r şey söylemedi. Kannik
Ben de Hon-Sha-Ze-Sho-Nen sembollerini kul­
kalıp şifa bulmuştu. Buna benzer haller Akashik
lanmaya başladım. Ondan, intihardan bir önceki
Kayıtlan ’ndan bir şekilde azade edilene kadar tek­
güne gitmesini ve durumunu iyileştirecek başka bir
rar eder. Budistler tüm gerçekliği “Zihnin eylemi"
yol hayal eunesini istedi m. Bana yüklü miktarda
olarak tarif ederler: karmayı tanımlamaları da böv-
paraya ihti yacı ol muş ol duğundan, fakat kimseden
iedir. Duygular bir defa işlendikten sonra (kadın
isteyemediğinden bahsetti. Ben de ona şöyle de­
depresyonunu hissediyordu ve bunun kalıpsal ol­
dim. “O parayı zengin babanın sana seve seve ver­
duğunun farkındaydı) kalıplan bilinçli bir şekilde
diğini düşle” Dediğimi yaptı. Kendisini borçlarını
(zihinsel bedende) değiştirerek sözkonusu hal in
üderken ve sakin bir akşam geçirirken tasvir etti.
kannası çözülmüş ve serbest bırakılmış oldu. Bu
İtibarı geri gelmişti. Sembollere devam ederek bir
kadınm hayatı o süreçten itibaren çok değişiklik
yıl sonra hayatının nasıl olacağını düşlemesini iste­
gösterdi.
dim. Bir oğlan babası olmuştu. Beş yı l sonrasını
sorduğumdaysa şehir senatosu üyeliğine seçilmişti Vermiş olduğum örnek Hon-Sha-Ze-Sho-
N enin elle şifadaki başi ıca kullanımıdır. Davanak-
"O hayatındaki ölümün nasıl olmuştu?" di ye
lanna dair bi lgi Reiki 3'1e ilgili bölümde verilecek­
sordum. “Duygulanna kapılmadan bak, sanki bir
tir. Yukanda sözü edilen uygulamalar çok ağır ve
film seyrediyonnuş gibi."' Yaşı bir hayli ilerlemiş
yoğun çalışmalardır; bu yönleriyle Reiki 2 aşama­
halde kendisini ölüm yatağında tasvir etti. Etrafın­
sında bir şifacının neye hazırlanması gerektiğini ti -
da çocuk! arı ve torunları vardı. O sıralar artık şeh­
pik olarak örnekler. Ancak. hazır hissedene kadar
rin en saygın isimlerinden biri haline gel mi şti. Ka­
kendisi böyle süreçlerden geçmeyecektir. Unutma­
dından, daha biraz önce şifa verdiği önceki haya­
yın ki bu yöntem kişinin kendisine de uygulanabi­
tından şimdikine gelmesini istedim. Reiki uygula-
lir. Gerektiğinde şifayı yalnız başım za da yapabi lir-
masııu tamamladım. kadının şifayı sindi nnesi için
si ni z. fakat rehber ol arak bi r başk asının bulunduğu
birkaç güne ihtiyacı vardı. Ama ondan sonra da bir
bir ortamda yapmanız daha isabetli olur. Siz ancak
daha asla depresif olmadı.
kendinizi hazır hissettikten sonra böyle şifalara sı­
Aynı kadınla bir başka uygulamada, yine aynı ra gelecekti r. Başlamadan ünce konu hakkında nt

REİKİ 77
A lte r n a tif R e ik i S e m b o lle r i v e Ç iz im le r i

G e l e n e k s e l U s u i R e i k i ’si

C h o-K u -R ei Sci He-Ki


“Gücü buraya koy” ya da ‘'Tanrı buradadır”
Evrenin anahtarı” ya da •‘Kişi ve Tanrı’nın bir olması”
(saatin ^ k İ yönünde)

£.

H on-Sha-Ze-Sho-N en

“Aydınlanmayı ve barışı getirmek için içimdeki Tanrı içindeki T anrı ‘ya ULanır"

REİKi 78
Alternatif Hon-Sha-Ze-Sho-Nen

kadar bilgili olursanız o kadar iyidir. Zihinsel dü­ tirilmesine şidirni halde de gelecek de karşılık ve­
zeyde şifanın gerçekleşebilmesi için önce duygula­ rir. Bu. daha büyük yararlar için kullanılabilecek
nıl işlenmesi (süreçten geçirilmesi) ya da en azın­ bir domino etkisi yaratır. Bu hayat veya geçmiş bir
dan tanınması gerekir. Çocuk yaşta başından fena hayatta değişimi canlandırdığınızda bu değişimle­
bir olay geçtiğini daha geçen hafta anlayan biri rin güzel şeyler olmasına dikkat edin. çünkü onlar
böyle bir şeye henüz hazır değildir. bugününüz ve yannınızın birer parçası olacaklar.
Yalnız pozitif yollarda çözüm üretmelisiniz; dola­
Geçmişi değiştirerek ve bu değişimleri bugüne
yısıyla yalnız pozitif seçenekleri canlandınn. Doğ­
taşıyarak geleceği de değiştirebilirsiniz. Şimdiki
rudan veya uzaktan şifa yoluyla zihinsel şifa üzeri­
her an. kendisine ulaşılmcaya kadar gelecek idi. ar­
ne çalışanlar kısa sürede öğrenirler ki. “Tilın za
dından da geçmiş olacak. Geçmiş bir olayın değiş­
m a n la r şu a n d ır ." u y u m la m a m ı a ld ık ta n b ir k a ç s a a t s o n r a b a ş ım d a n
g e ç m iş t i. H a lb u k i s e m b o ll e r i k u s u r s u z b i r ş e k ild e
H o n - S h a - Z e - S h o - N e n a y n ı z a m a n d a u z a k ta n ş i ­
ç iz e b i le c e k k a d a r e z b e r l e m e k h a f t a la n m ı a lın ış t ı.
fa ç a lış m a s ın d a ş if a y ı u z a y d a i le t m e n in m e k a n iz ­
m a s ıd ır ( g e l e c e k b ö lü m d e b u k o n u d a d a h a f a z l a B a n a s e m b o lle r i m e n e k ş e r e n g in d e c a n la n d ır ­
b ilg i b u la b ilir s in iz ). H o n - S h a - Z e - S h o - N e n if a d e s i­ m a m s ö y le n m iş t i a m a ş ifa la r d a n g ö r d ü ğ ü m k a d a ­
n in t e r c ü m e s i ( “ G e ç m iş y o k , ş im d i (a n ) y o k , g e l e ­ r ıy la o n la r ın r e n k le r i d e ğ iş m e e ğ ilim in d e d ir . K e n ­
c e k y o k ” ) k e n d is in in k u lla n ım y o l l a n h a k ı n d a b a ­ d ile r in i h a n g i s a f . p a rla k r e n k le r d e iz h a r e d e r le r s e
z ı ip u ç la n v e rir. B a n a R e i k i 2 ö ğ r e t ild iğ in d e a n la ­ e t s in le r , d o ğ ru d u r. O n la n e lin iz le h a v a d a ç iz m e y i
m ın ın . “ H a y a t ın k ita b ın ı a ç v e şim d i o k u ," o ld u ğ u ­ d e n e y in , f a k a t b u n u y a p a r k e n i ş a r e t p a r m a ğ ın ız ı
n u s ö y le m iş le r d i. B a n a s ö y le n e n b i r b a ş k a a n la n ı d e ğ il d e tü m e lin iz i k u lla n ın . E n e r ji n i n ış ıd ığ ı ç a k -
i s e B u d is t s e la m ı N a m a s t e 'y d i: “ İ ç im d e k i T a n n r a la r e s a s o l a r a k e l l e r i n a y a s ın d a d ır. E ğ e r R e ik i 2
iç in d e k i T a n n 'y ı s e la m la r .” T a n ım ı n e o lu r s a o ls u n , d e r e c e n iz i b e n d e n v e y a ö ğ r e n c ile r im d e n b ir in d e n
s e m b o l b u v e b a ş k a h a y a t la n n g e ç m iş , ş im d ik i h a l ­ a lır s a n ız R e i k i s e m b o lle r i iki e l in i z e (e l a y a s ın a ) d e
le rin i v e g e l e c e k le r i n i te d a v i e d e r. Ç i f t e s e m b o l y e r le ş tir ilir . E ğ e r G e l e n e k s e l y o ld a n a lır s a n ız s e m ­
(y a n y a n a ç iz i l e n ik i ş e k il) d e g e l e c e ğ e e r i ş i p o n u b o l le r e l le r in iz d e n y a ln ız c a b i n n e y e r le ş t ir ilir v e o
te d a v i e d e r. C a n la n d ır m a d a ş e k ille r d e n b ir i d iğ e r i­ e l e “ ş if a c ı e l ” a d ı v e rilir.
n in b ir a z a r k a s ın d a y m ış g ib i d u ru r.
A lış t ır m a y a p m a k i ç i n y a d a ş if a e s n a s ın d a s e m ­
R e ik i 2 ’n in ü ç s e m b o lü b a n la r d ır , Ü ç ü n c ü D e r e ­ b o lle r i c a n la n d ın r k e n d ilin iz i d a m a ğ ın ız ın g e r is in e
ce 'd e ik i ta n e s i d ah a g e l e c e k . C h o -K u - R e i ş ifa d a d a y a m a y a ç a lış ın . B u h a r e k e t b e d e n in ik i a n a K u n -
f iz ik s e l b e d e n e o d a k la n ır . S e i - H e - K i d u y g u s a l b e ­ d a lin i/ H a ra e n e r ji ç iz g is i n i ir t ib a t la n d ın p s e m b o l­
d e n y a d a b i li n ç a lt ın a . H o n - S h a - Z e - S h o - N e n is e le r in a k ta n ım g ü ç le r in i a rttırır . 6 . B ö lü m d e b u k o ­
R e ik i e n e r jis in i z ih in s e l b e d e n e y a h u t b i li n ç li z ih n e n u y la ilg ili d a h a f a z la b ilg i b u lu n a b ilir . R e i k i in ­
y ö n e ltir . D o ğ r u d a n ş if a d a , y a y g ın o lm a m a k la b i r ­ s a n d a k i e le k t r ik s is t e m i y l e ç a l ı ş ı r v e b u d a b u n u n
lik t e , bu ü ç s e m b o lü n b ir a r a d a k u lla n ıld ığ ı d a o lu r. b ir p a rç a s ıd ır .
Ş if a d a g e r e k s in d iğ in iz a n d a b u s e m b o lle r i k u lla n a ­
Bana ş im d iy e k a d a r h a y re t e d ile c e k s a y ıd a
b ilir s in iz - e ğ e r ş i f a e s n a s ın d a o n l a n k u lla n m a k
H o n -S h a -Z e -S h o -N e n sem b o l ç iz im i g ö s t e r ild i.
h u su su n d a y ö n le n d ir ilm e z s e n iz , d e m e k k i b u n a ih­
R e ik i 3 i ç i n b a n a b i r ö ğ r e n c i g e ld iğ in d e o n a . ş im ­
t iy a ç y o k tu r. B ır a k ın s e z g ile r in iz ( k i R e ik i 2 ‘y le
d iy e k a d a r b u n u n h a n g i v e r s iy o n u n u k u lla n d ıy s a
d a h a d a g ü ç l e n m iş v e b e r r a k la ş m ış t ır ) s iz i y ö n le n ­
o n a d e v a m e t m e s in i s ö y lü y o r u m . S e m b o l le r i n h e p ­
d ir s in . S e m b o lle r in ç iz i m l e r i n i ç a lış t ığ ın ız m a s a j
s i d e iş g ö r ü y o r . ( Y a d a b a n a m a k u l g e le n a ç ık la m a ­
m a s a s ın ın ü s tü n e veya a lt ın a d a k o y a b ilir s in iz ,
sı. s e m b o ll e r i n h e r b iri d o ğ ru o lm a s a b ile R e ik i
b u n d a b ir s a k ın c a y o k tu r.
r e h b e r le r i o n la r ı i ş l e r h a l e g e t i r e c e k ş e k ild e d e ğ iş ­
A n c a k s e m b o lle r in m u tla k a e z b e r le n m e s i g e r e ­ t ir iy o r la r .) S e m b o l le r i n k u lla n ım ın d a n iy e t s o n d e ­
k ir. b u z a m a n a ls a b i l e . O n la r ı ç i z e b i l e c e k ş e k ild e r e c e ö n e m lid ir . R e i k i r e h b e r le r i ş u z a m a n d a ş ifa n ın
e z b e r le m e lis in iz . B u k o n u d a k ita p ta k i ( o k y ö n le r i o l a b il e c e k h e r ş e k ild e k e n d is in i g ö s te r m e s in i i s t i ­
g ö s t e r ile n ) ş e k ille r d e n f a y d a la n a b ilir s in iz . H e r ç i z ­ y o r. B u n u d a h e r ş e k i ld e g e r ç e k le ş t ir m e y e ç a l ı ş ı ­
g i s ır a s ıy la ç i z i l m e l i , s e m b o ll e r t a n ı ta m ın a ş e k i l ­ y o r la r . B i r s e m b o lü y a n lış ç iz d i y s e n iz , b a ş ta n b a ş ­
le r d e g ö r ü ld ü ğ ü g ib i r e s m e d ilm e lid ir . O n la r a a ş in a ­ la m a y ın - o n la r y a n lış ı d ü z e lte c e k le r d ir . B u n u n la
lık k a z a n d ığ ın ız d a , t a n o la r a k e z b e r le m iş o l m a s a ­ b ir lik t e , s e m b o lle r i e z b e r le m e m e k v e y a e z b e r le m e ­
n ız d a . ş if a la r d a ‘‘b ü tü n o la r a k ” g ö n d e r e b ilir s in iz . y i g e c ik t ir m e k i ç i n b u b ir m a z e r e t o la m a z . R e ik i
O n la n z ih n in iz d e a d la r ıy la z ik r e d in v e o la b ild iğ in ­ r e h b e r le r i t e m b e lliğ i h o ş g ö n n e z le r , f a k a t s a m im i
c e a ç ık lık la c a n l a n d ı n n , s e m b o ll e r h e r ş e y i y l e y e r ­ ç a b a y ı s e v e r e k d e s t e k le r le r . R e i k i 1 'd e k i e l p o z is ­
li y e r in d e g ö r ü n e c e k le r d ir . B u , R e ik i 2 e ğ itim v e y o n la r ı g ib i s e m b o lle r i ö ğ r e n m e n in d e e n iyi y o lu

REİKİ 80
onlarla pratik yapmaktır. Secret Message ofTantric Buddhism) Tantru: Budizmin Gizli
Mesajı (New York, NY, Ri^»li International Publications,
Reiki sembollerine her zaman saygılı davranın. 1979), S-56-61.
Onlar son derece kadim enerjilerin kutsal temsille­
(8) Uzaktan Şifa Sembolü'nün versiyonunu yayımlayan A.J.
ridir ve kendileri de bu enerjiyi taşırlar. Geleneksel Mackenzie Clay, (The Challenge to Teach Reiki) Reiki'yi Öğ­
olarak, öğrencilerden Reiki 2 ’ye uyumlanmayan retme Dürtüsü’n<le, s.8.
hiç kimseye gösterilmemeleri yolunda söz alınır.
Bana göre onlar zarar vennek için kullanılamazlar
ve uyumlanma olmadıkça da harekete geçmezler.
Yine de dikkatle kullanılmalan icap eder. Uyum­
lanma esnasında onlan bazı Reiki l öğrencilerine
gösterdiğim olmuştur. Yeni bir Reiki l olarak ben
de sembollerin bazı kısımlarını görüyordum. Gör­
düklerimi sorduğumda ise öretmenim beni yanlış
bilgilendiriyordu. Onlar hakkında yalan söylemek
hem şifa ahlâkına ters düşer, hem de gereksizdir.
Benim tavnm onlan uygun zamanlarda erdemli in­
sanlara göstennek yolundadır, fakat yanlış bilgi ve­
recek derecede bir gizliliğe hiç gerek yok.
Gelecek bolüm Reiki 2 sembollerinin kullanımı
üzerine aynntılara giriyor. Orada uzaktan şifa. üç
sembolün şifa amaçlı olmayan kullanımları ve ruh­
sal rehberlerle çalışma konulan işlenmektedir. Re-
iki 1 Öğrencisi artık deneyimli bir uygulamacı ol­
mak yolunda hızla ilerlemektedir.

NOTMR
(1) John Blofeld, (The Tantric Mysnc/sm of Tibet) Til:ıet’in
Tantrik Mistisizmi, s.9.
(2) A.J Mackcnzie Clay, (The Challenge io Teach Reiki) Re-
iki’yi Öğretme Dürtüsü (Byron Bay, NWS. Australia, New Di-
nıensions, 1992). s.9-11 ve (One Step Forwardfor Reiki) Re­
iki İçin Bir Adım İleri (Byron Bay, NWS, Australia, New Di-
meıısions, 1992) s.38-45.
(3) Bu mecazı Sherwood H. K. Finfey H'nin Body Mind and
Spiril Dergisi’nin Mart-Nisan 1992 sayısında yer alan (Secretf
of Reiki: Heating Witfı Eııergy in an Ancienı Tradition) '‘Re­
iki ’nin Gizleri: Köklü Bir Gelenekte Enerji Yoluyla Şifa” ad­
lı yazısına borçluyum, s.41-43.
(4) A.J. Mackenzie Clay. (The Challenge to Teach Reiki) Re­
iki 'yi Öğretme Dürtüsü, s. 11 12.
(5) A.J. Mackenzie Clay. (One Step Forwardfor Reiki) Reiki
İçin Bir Adım ileri, s.45
(6) Aynı yer.
:7; (eşitli stupa fotoğrafları için bkz. Pierre Rambach, (The

REİKİ 81
Elle şifada gelişen güç ve odaklanmayla birlik­
te Reiki 2 sembolleri uzaktan şifayı da mümkün kı­
lar. Bunun anlamı, fiziksel olarak hazır bulunma­
yan, yani el pozisyonlan uygulanamayan birine
Reiki yapmaktır. Bu türden bir şifa, çok basit ola­
rak ifadeye koyacak olursak, psişik yeteneklerin
başlangıcıdır. Psişik gelişim, Reiki 2 şifacısı olma­
nın sonuçlarından biridir. İkinci Derece Reiki önce­
likli olarak duygusal ve zihinsel düz.eylerde çalı şır,
halbuki Birinci Derece sadece fiziksel bedeni teda­
vi eder. Uzaktan şifa zihinsel bedende, yani bilinç­
li zihinde gerçekleşir: geçen bölümde bahsettiği­
miz kannik şifa çalışmasında olduğu gibi. Dion
Fortune'wı meşhur sözünde belirttiği gibi. “Büyü.
iradeyle bilincin değiştirilmesi eylemi" ise hiç şüp­
he yok ki Reiki 2 bir tür büyüdür. O, bu dünyada
gerçek sonuçlan olan bir büyüdür.
Bu düzeyde sıklıkla çal ışan şifacı fiziksel düzle­
min ötesindeki gerçekliklerin de farkına varır. Bu
durum, tüm gerçekliğin Zihin tarafından Boş-
luk’tan türetildiğini söyle yen Budist düşünceyle de
uyum içindedir. Tantrik Budizm’in zihinsel alıştır-

de kapsar. Burada meditasyon yoluyla içinde Tan­


rılar ve şeytanların kol gezdiği engin dünyalar ya­
ratılır. Bu varlıklar, kendi varlığırnn ötesindeki
dünyada öğrencinin rehberi olurlar. Reiki 2 uyum
lamasıyla diğer gerçekliklerle irtibat kurulur ve şi-
facı, bilgi ve yardım için başka dünyalarla iletişime
geçmeyi öğrenir. Bu düzeyde Reiki rehberleri ka­
dar ruhsal rehberleri de kendilerini açıkça belli
ederler. Böyleçe Reiki 2 şifacısı kendi bedensel sı­
nırlarının ötesine geçer.
Bu gelişim şifacı için çok farklı ve beklenmedik
bir şey olabilir. Reiki 2 uyumlamasınm ardından şi-
facı derin bir değişim sürecinden geçer. Reiki 1
onun hayatım değiştirdiyse - ki değiştirmiştir Re­
iki 2 de kendisi ve dünyayla olaıi ilişkisini değişti­
rir. Bu değişimler son derece olumludur ancak ba­
zen kafa karıştırıcı olabilir. Uyuml amadan sonra al­
tı ay boyunca şifacımn bütün kökleşmiş duygusal
ve zihinsel kalıplan değişime uğrar. Pozitif olma­
yan ne varsa şifacımn duygusal ve zihinsel beden­
lerinden arındırılır; o artık eskisinden farklı hisse­

RElKi 82
den ve düşünen biridir. Bu değişimlerin ne anlama Reiki dışında başka yöntemlerle yıllarca enerji
geldiğiyse tamamen kişiseldir. Şu kadarını söyleye­ çalışması yapmış, ruhsal yeteneklerini geliştirmiş
lim ki, kişinin hayatında şifaya ihtiyaç duyan ne ve kendisini orta veya ileri düzeyde bir şifacı ola­
varsa şifa bulur; yeni gerçekliklerin farkına varıl­ rak gören birisi, bir haftasonu içinde iki (hatta üç)
ması da buna katkıda bulunur. Duygusal/zihinsel dereceyi rartatlıkia alabilir. Bu kişi böyle bir şeye
arınma süreci her zaman kolay olmayabilir. Kişi zaten hazırdır. Nerede olduğuna karar verebilecek
başkalarıyla mevcut ilişkilerini sona erdirebilir. olan ancak kişinin kendisidir; ben de bu karan öğ­
Başkalannın hizmetinde çalışmayı bırakarak kendi rencilerime bırakırım. Şimdiye kadar kimse Reiki
işini kurabilir. Önceleri ancak hayal edilebilen şey­ enerjisinin zararını görmedi. olsa olsa bunun şaş-
ler artık günlük hayatın birer parçası haline gelir. kınlığmı yaşamıştır, o kadar.
Riskli addedilen durumlarsa sıradan hale gelir. Re-
Reiki 2'nin en önemli öğretisi uzaktan şifadır.
iki 2 herkesi geliştirir. Aradan bir yıl geçtikten son­
Eğer uzakta yaşayan anneniz kulağından rahatsızsa
ra şifacı eski ve yeni halini karşılaştırıp hayretlere
onu tedavi etmenin yolu uzaktan şifadır. Uzaktan
düşer. Şimdiki durumuna uzanan yol kaotik de olsa
şifa Reiki'nin icadı değildir ve bunun yapmanın.
artık daha güçlü ve daha bütün olduğunu anlar.
neredeyse şifacı sayısı kadar yolu vardır. Reiki ile
Geldiği noktadan son derece memnundur.
uzaktan şifayı farklı kılan Reiki sembölleri ve bazı
Reiki l ile Reiki 2 eğitimi arasında biraz bekle­ özel Reiki teknikleridir. Reiki 2 öğretirken sınıfı
mek önerilir. Üç aylık bir süre uygun kabul edil­ dolaşır ve uzaktan şifa yapmış herkese bunu nasıl
mektedir. Birinci Dereceyi derinlemesine öğrenin. yaptığını sorarım. Eğer onbeş kişilik sınıfta bunu
kendinize ve başkalarına şifa yapın. yolunuza de­ yapmış olan sekiz kişi varsa sekizinin de ayrı yön­
vam etmeden önce bedeninizin yeni enerjiye alış­ temlerle çalıştığı ortaya çıkar. ancak. hepsinin de
masına fırsat verin. Öte yandan, geleneksel olma­ yöntemi etkilidir.
yan yöntemle öğreniyorsanız böyle bir uygulamaya
___ Uzaktan şifa temel olarak meditasyon halindey­
vaktiniz olmayabilir. Eğitim gezilerine çıktığımda
ken gerçekleştirilen bir canlandırma sürecidir. Can­
ben genellikle bir hafta sonu içinde üç dereceyi de
landırma aynı zamanda zihinde canlandırıma anla­
sunuyorum. Öğrencilerimin çoğu. başka türlü zaten
mına da gelir. Canlandırma yapmak için. şifaya ih­
bunun eğitimini alamayacak türden insanlardır. Bu
tiyacı olan birini zihninizde canlandırın. Bir başka
nedenle kısa bir zaman dilimi içerisinde çoğusu iki,
deyişle. onu hayal edin. Batı'da bu genellikle gör­
hatta üç dereceyi birden alıyorlar. Reiki 1 ve 2 bir
sel yollardan yapılır ancak, tek yol bu değildir.
arada gayet iyi gidebilir, yeter ki yeni şifacı anla­
Canlandırma görme, işitme. dokunma ve koku al­
yışlı ve gelecek değişimleri kabullenmeye istekli
ma duyularından herhangi birinin kullanılmasıdır-
olsun.
tat alma duyusu şifada pek kullanılmaz. Şifa için
Yine de. daha önce metafizik çalışmalar veya öğrendiğim canlandırma yöntemlerinden blrinde,
enerji çaJışmalannda bulamnamış olan yeni şifacı- örneğin. gül hayal edilir Duyularınızdan birini
ların eğitimi ağırdan almaları daha doğru olur. Ye­ kullanarak hayalinizde bir gül yaratın ve ona tanı­
ni şifacımn Reiki 1 ’e uyum göstermesi ve onda ye­ dığınız birinin adını verin. Güle Reiki gönderin ve
terliliğe ulaşması kabaca üç ay alır. Her bireyin açmasını izleyin, ardından da gülü solmaya bıra­
kendine özgü ihtiyaçları olması olağandır. Eğer B i­ kın. Ruhsal veya uzaktan şifanın özü budur.
rinci Derece derin bir şifa ve arınma süreci başlat- Başkalarının nasıl uzaktan şifa yaptıklanm işi­
tıysa öğrencinin önce bu süreci tamamına erdinnek ten bazı insanlar sanki bunu biliyorlarmış izlenimi­
istemesi son derece doğaldır. Geleneksel yöntemde
ne kapılırlar. Kişi. “ona enerji gönderiyorum. uzak­
Reiki 1 'in ötesine geçenler zaten hayatlarını bu yo­ tan şifa dedikleri bu mu?" diyebilir. Enerji gönder­
la vakfetmiş olan şifacılardır. mek, sevgi göndermek. ışık veya renk göndermek,

REİKİ 83
dua etmek, birisini düşünmek veya sıhhatte tahay­ fonda sizden şifa istediyse bunun onayını zaten
yül etmek - bunların hepsi uzaktan şifa teknikleri­ venniş demektir. Yok eğer böyle bir talebi olmadıy­
dir. sa ve sizi reddedeceğini düşünüyorsanız. ona ı:an-
landınanızda sorun. Size cevap verecektir. Sesiy­
Ruhsal şifa yollarının birçoğu şifa yapılacak ki­
le size evet veya hayır da diyebilir, yüzünü (evet)
şiyi temsil eden bir şeyle başlar. Eğer onun fotoğ­
ya da arkasını (hayır) da dönebilir. Unutmayın ki
rafı yOksa onu hatırlatacak herhangi bir şey olabi­
iradesine karşı çıkmamak gibi bir a h lili sorumlu­
lir. Ote yandan, onu zihninizde de canlandırabilirsi­
luğunuz var. Fiziksel düzlemde reddedenler genel­
niz - uzaktan şifa da genellikle böyle yapılır. Sakin
likle bu yolla şifayı seve seve kabul eder. Komada
ve rahatsız edilmeyeceğiniz bir yer, ayrıca kısa bir
olan birine de bu yolla sorun. Meditasyon esnasın­
zaman dilimi gerekir. O sükûnetli yer meditasyon-
da olumlu karşılık alırsanız, devam edin. Yok eğer
dur ve uzaktan şifa tekniğinin yansını oluştumr.
alamazsanız, sevgiyle geri çekilin ve uygulamayı
Uzaktan şifa amacıyla yapılan meditasyon derin bir
sona erdirin.
transı değil, hafif bir yoğunlaşma- halini gerektirir.
Canlandınna konusunda deneyim kazandıktan son­ Cevaptan emin değilseniz, ancak serbest iradey
ra bu yöntemi her yerde kullanabilirsiniz ancak, le kabul edileceği hususuna - açıkça - niyet ederek
başlangıçta sessiz-sakin bir yer seçmenizde yarar şifayı gönderin. İlgili kişi enerjiyi reddedecek olur­
var. sa onun (enerjinin) Yeryüzüne veya şifaya ihtiyacı
olan herhangi birisine gidebileceğini de ekleyin. İs
Bunun için kimsenin girip çıkmayacağı, gürül­
tenmeyen Reiki enerjisi bu şekilde, kimsenin irade­
tüsüz bir oda gereklidir. Kapıyı kapatın, telefonun
sine tecavüz etmeden, olumlu kullanım için dönüş­
fişini çekin ve ışığı kapatın veya kısın. Mum yak­
türülebilir. İstenmeyen enerjiyi zorla birisine yön-
mak güzel bir alışkanlıktır. Yumuşak ışığıyla güzel
lendinnek şifacı ahlâkına tamamen aykırıdır. Se­
bir atmosfer yaratır ve çağrışım yoluyla meditas-
çimleri bu yöndeyse insanlar ve hayvanların hasta
yon haline geçmeyi kolaylaştırır. Bacaklar ve kol­
kalmaya haklan vardır.
lar düz durumda bir koltukta, yahut da -eğer rahat
edebilecekseniz - lotus veya yarı lotus pozisyonun­ Kişiden izin aldıktan sonra ben ışık gönderirim.
da sükunetle oturun. Dinginleşmek için birkaç de­ Rengine karar vennem, ışığın hangi renge bürün­
rin nefes alıp verin, mum alevine bakın ve şifa yap­ mesi gerekiyorsa bırakırım. o olur. Parlak ve güzel
mak istediğiniz kişiyi tahayyül edin. oldukça tüm renkler olumludur. Siyah - yıldızlı bir
gecenin kadife siyahı veya Toprak Anarım bereket­
İlgili kişi net olarak görünmeyecektir. Kişiyi si­
li karası - da şifada olumludur. Kişinin siyaha ihti­
luet olarak veya bulanık halde görebilirsiniz. Belki
yaç duymasının birçok nedeni olabilir; sevgi ve şi­
de ışık veya renkler görürsünüz (hepsi işinizi göre­
fa niyetiyle gönderilen siyah asla olumsuz değildir.
cektir) fakat ne olursa olsun, imge netleşmeyecek-
Beyaz rengi kullanmak veya hiç renk kullanmamak
tir. Eğer baskın duyunuz görıne duyusu değilse ki­
pek tavsiye edilmez. Alıcının ihtiyacı olan bir ren­
şi sizde bir keman sesi veya bir leylak kokusu ola­
gi gönderınek her şeye süt beyazı göndennekten
rak tezahür edebilir. Yahut da aşinası olduğunuz bir
çok daha etkilidir.
kucaklama veya elini koltmuza koyması şeklinde
ortaya çıkar. Her ne şekilde gelirse gelsin onu tanır­ Uzaktan/ruhsal şifada görülen renklerin bazıla­
sınız ve bu tanıma da yeterli olacaktır. rı Dünyevi değildir. Onları tarif etmek çok zordur
ve bildiğim kadarıyla hiçbir isimleri yok. Fakat
Önem arz eden bir başka konu var, o da şifa ya­
inanılmaz derecede güzeller. Onlar astral (ruhsal
pılan kişiden izin istenmesidir. Reiki 1 ahlâkında
renklerdir ve Yeryüzü düzleminin temel (çakra)
bahsetmiştik, şifa ancak izin alındıktan sonra yapı­
renklerinin her birini tamamlarlar. Uzaktan şifa için
labilir. Bu. Reiki 2 ile uzaktan şifa için de aynı öl­
Reiki 2 kul lanı rken sıklıkla görünürler; ışık gönde­
çüde geçerlidir. Kulağında ağrı olan emeniz tele­

REIKI 84
r ir k e n h e r h a n g i b i r re n g i b e n im s e m e m e m d e a s ıl b u y o r u m . E n s o n u n d a i s t e d iğ in iz d e y e r d e (o t o b ü s t e
n e d e n le d ir. D ü n y e v i r e n k le r i ç a ğ ır m a k g ö r ü n e b ile ­ s e y a h a t e d e r k e n b i le ) m e d ita s y o n y a p a b ile c e k h a le
c e k r e n k le r i s ın ır la r v e b u y ü z d e n d e a s tr a l (ru h s a l) g e le c e k s i n i z . P r a t ik y a p t ık ç a m e d ita s y o n h a lin iz
t a m a m la y ıc ıla r ın b e lir m e s in e m ani o la b ilir . Ö te d e r in le ş ir - b u n e d e n le a r a b a k u lla n ır k e n m e d ita s ­
y a n d a n . a lıc ın ın k e n d is in in , ü s t b e n liğ in in y a d a y o n y a p m a m a k e n iy is id ir.
ru h sa l r e h b e r le r in in ih t iy a c ı e n iyi k a r ş ıla y a c a k
B u b a s it s ü r e c in (k iş iy i h a y a l e t m e k v e o n a y o ­
re n g i/ re n k le ri s e ç m e s i de t e r c ih le r im a ra s ın d a d ır.
ğ u n la ş m a k , o n a ı ş ığ ı v e s e m b o lle r i g ö n d e r m e k .
B ır a k ın r e n k le r a l c ın ın a u r a s ım d o ld u rs u n , a r ­ o n u ş i f a b u lm u ş o la r a k c a n la n d ır m a k v e b ilin ç li h a ­
d ın d a n d a s e m b o lle r i g ö n d e r in . O n la r ı b ü tü n o la r a k l e g e r i d ö n m e k ) d e r in e t k ile r i v a rd ır. B u ş e k ild e y a
g ö n d e rin - g ö r ü n tü le r in i i s t e m e k le b u n u y a p a b ilir ­ p ıl a n b i r ş i f a s a d e c e b i r k a ç s a n iy e a lır, h a lb u k i e l ­
s in iz . S e m b o l l e r k e n d ile r in i a l ıc ın ın b e d e n in e n a k ­ le r le y a p ıla n d o ğ r u d a n ş i f a k a d a r d a e tk ilid ir . A n ­
ş e tm e k i s t e r c e s in e b o ş lu k t a u ç a r g ib id ir le r . U n u t­ c a k , d ik k a tte n k a ç m a m a lı d ır k i z ih in s e l d ü z e y d e n
m a y ın k i R e i k i ’ y i u z a y v e z a m a n d a ile te n s e m b o l y a p ıla n b u i ş l e m a l ıc ın ın d a h a z iy a d e d u y g u s a l-z i-
H o n - S h a - Z e - S h o - N e n ’d ir, d o la y ıs ıy la o n u h e r ş i f a ­ h in s e l b e d e n le r iy le e t k i l e ş i m e g ire r. S ö z k o n u s u d ü ­
d a k u lla n m a lıs ın ız . C h o - K u - R e i ş if a e n e r jis in in g ü ­ z e y le r d e b u lu n a n e n e r ji f i z ik s e l b e d e n e n ü fu z e ts e
c ü n ü a rttırır , S e i - H e K i i s e h a s t a lığ ın d u y g u s a l b i ­ d e s o n u ç t a o r a y a o d a k la n m ış d e ğ ild ir . B u y o lla y a ­
le ş e n le r in i te d a v i e d e r. U z a k ta n ş if a l a r ın ç o ğ u n d a p ıla n ş if a n ın f i z ik s e l d ü z e y d e k i a c ıy ı d in d ir m e s i b i­
s e m b o lle r in h e p s in i b ir d e n g ö n d e r ir im . S e m b o l le r ra z z a m a n (b ir k a ç d a k ik a i l e b ir k a ç s a a t a r a s ı) a l a ­
d e r e n g e b ü r ü n ü r v e b e n o n la r ı y in e s ın ır la m a m . Ş i - b ilir . Ö te y a n d a n , e n e r ji h a s t a lığ ın k a y n a ğ ın a u la ş ­
f a c ın ın i h t i y a c ı n e y s e o re n g i a lırla r. s a d a d o ğ r u d a n ş if a y a h a lâ ih tiy a ç d u y u la b ilir.

S e m b o l le r i g ö n d e r d ik te n s o n ra b i r s ü re b e k l e ­ U z a k ta n ş if a y ı a la n k i ş i, ö n c e d e n b u n d a n h a b e ­
y in . R e h b e r le r in d e n y a da a lıc ın ın k e n d is in d e n b i r ri o ls u n o lm a s ın , iş le m a n ın d a m u h te m e le n b w ıu
ta lim a t ( m e s a j) a la b ilir s in iz . B u m e s a j, “ A u r a s ın ı h is s e d e c e k tir . E ğ e r e n e r ji y e f a z l a s ıy la a ç ık v e ruh­
a ltın la d o ld u r,” d iy e b ilir . R e h b e r l e y ö n le n d ir ile n s a l b a k ım d a n h a s s a s b i r i y s e ş if a y ı n e z a m a n v e n e
m e s a jl a r d a im a p o z i t if v e h a y a u o lu m la y ıc ıd ır - ş e k ild e y a p t ığ ın ız ı b i l e a y r ın t ıs ıy la b ile b ilir . B i l i n ç ­
b o y le o lm a y a n la r ı g e r i ç e v ir m e lis in iz . B u a ş a m a li o l a r a k o r a y a y ö n e lm iş o l m a s a d a o a n d a g ö n d e r i­
s o n a e r d iğ in d e a l ıc ıy ı iy i h a ld e v e ş i f a b u lm u ş o l a ­ c iy i d ü ş ü n ü y o r o la b ilir . B i r a n d a h u z u rlu v e y a i y i ­
ra k c a n la n d ır ın . K u la ğ ı a ğ r ıy a n a n n e ö r n e ğ in d e , le ş m e y e b a ş la d ığ ın ı h i s s e d e b i l ir y a h u t b i r re n k g ö ­
k u la k a ğ r ıs ın ın g e ç m i ş o ld u ğ u n u s ö y le r k e n t a h a y ­ re b ilir . Ş i f a a n ın d a k u la k a ğ r ıs ı, b ir d a h a g e lm e m e k
y ü l e d in . A y a ğ ı k ır ılm ış b ir is i is e , o n u s e v i n ç le k o ­ ü z e r e , g e ç iy o r o la b ilir . U z a k ta n s e a n s y a p m a y a y e ­
ş a r k e n c a n la n d ır ın . A r d ın d a n m e d ita s y o n u b itir in n i b a ş la d ığ ın ız d a b u n u “ k a f a n ız d a k u r d u ğ u n u z u "
(g ü l s o l s u n ) v e o la ğ a n b i l i n ç l i h a lin iz e d ö n ü n . S ü ­ d ü ş ü n e b ilir s in iz a n c a k , b ir k a ç o lu m lu c e v a p b u k o ­
r e ç s a d e c e b i r k a ç s a n i y e a lır. a ç ık la m a s ın d a n ç o k n u d a k i ş ü p h e le r in iz i g id e r e c e k tir .
d a h a k ıs a ...
R e ik i s e m b o lle r i ru h sa l ş if a n ın e t k i v e g ü c ü n ü
R u h s a l ş if a y a p a n h e r k e s in k e n d i y ö n te m i v a r ­ m u a z z a m d e r e c e d e a rttırır . H a n g i u z a k ta n ş i f a y ö n ­
d ır, b u d a b e n im k is i. C a n la n d ır m a y ap arı h iç k im s e t e m in i k u lla n ır s a n ız k u lla n ın , o lu m lu s o n u ç la r v e ­
b u n u a y n ı ş e k ild e y a p m a z a m a h iç b ir i d e y a n lış d e ­ re c e k tir . R e i k i ö ğ r e n m e d e n ö n c e d e b u iş le m i y a p ı­
ğ ild ir. B a ş l a n g ıç t a c a n la n d ır m a v e m e d ita s y o n u n y o r s a n ız y a l n ız c a s e m b o lle r i i la v e e d in - b ö y l e c e
g e r e k tir d iğ i y o ğ u n la ş m a h a li z o r v e y a v a ş g e l i r f a ­ y a p t ığ ın ız b i r R e i k i ş if a s ı o la c a k tır . R u h s a l ş if a
k a t, p ra tik y a p t ık ç a g ö r e c e k s in iz k i a s lın d a ç o k k o ­ y ö n t e m le r in in (g ü l c a n la n d ır m a n ın y a n ıs tr a ) ç o k
la y . B u b e c e r iy i e d in m e k k a s ç a lış t ır m a k g i b id ir - d a h a k a r m a ş ık y o l l a n d a v a rd ır. Ç a k r a la r ı s o r u n :
n e k a d a r e g z e r s i z y a p a r s a n ız o k a d a r g ü ç le n ir . Y e n i b o y t e c e o n l a r ı t e m iz le m e k v e d e n g e le m e k s u r e tiy ­
R e i k i 2 'I e r e b ö y l e b i r ş e y i g e c e y a p m a la r ın ı ö n e r i­ l e ş if a y a p a b ilir s in iz . E ğ e r b i r ç a k r a y e r in d e n o y n a -

REnCİ 85
dıysa onu yerine döndürün. Eğer “kirli" ise, onu yı­ tekrar etmesini de belirterek programlayabilirsiniz.
kayın - c a n silenleri canlandırın. Eğer kırıldıysa Bununla birlikte uzaktan şifayı günde en az bir de­
etkili bir yapıştırıcıyla yapıştnn. Eğer içini bir şey fa tekrar ederek sembolü yenilemelisiniz. Reiki ’nin
tıkadıysa onu uzaklaştırın. Her çakra merkezine tekrar etmesini istediğinizde ona bir sınır koyun.
Reiki sembollerini ilave edin, özellikle de Sei-He- Kişinin ihtiyacı kadar veya belirli bir hedefe ulaşı­
Ki 'yi - görin, çakralar birer birer nasıl temizleni­ lana kadar şifanın kendisini tekrar etmesine niyet­
yor. lenin, aksi halde gereksiz yere sürüp gidecektir.
Bazı şifacılar anatomik olarak “görür” ve - yu- Uzaktan şifa yöntemleri alın mevcut olduğunda
kandakilere benzer mecazlar kullanarak - yolunda da kullanılabilir. Elle şifanın uygun düşmediği ve­
gitmeyen ne varsa düzeltir. Alıcının büyük bir ya­ ya tam bir uygulama için yeterli vakit olmadığı za
rası varsa elinize bir iğne aldığını ve yarayı diktiği­ inanlarda, edanın içinde alıcıyla uzak köşelere ge­
nizi hayal edin. Eğer kemiği kirıldıysa “Tanrısal lecek şekilde oturun ve şifayı öyle yapın. Bu yön
Alçı’’yı deneyin. Hayal edilen ameliyatlar kadar bu temi dokunmanın acı vereceği (yanık gibi) ya da şi-
tür mecazlar da işe yarar - ne canlandırılıyorsa, o facı veya alıcının enfeksiyon kapına gibi bir ihti­
olur. Mutlaka olumlu şeyler canlandırın; uygula­ mali olduğu durumlarda kullanın. Elle şifaya yar­
manın sonundaki iyi hal/sıhhat imgesinin koruyucu dımcı olmadığı durunlarda uyurken evcil hayvan­
işlevi vardır. Tekrar edelim, Reiki sembollerini ağ­ lara da uygulayabilirsiniz. Hatta aym teknikleri
rılı veya hastalıklı bölgeler üzerinde kullanın - on­ kendinize şifa yapmak için bile kullanabilirsiniz -
lar hastalığı tedavi etn ek üzere enerjiyi yönlendire­ başkasını canlandırdığınız gibi kendinizi canlandır­
ceklerdir. manız yeter.
Uzaktan şifada gördüklerinize açık olun, bazen Farklı uzaktan şifa yöntemlerine Reiki sembol­
tedavi et.meyi umduğunuzdan çok daha farklı şey­ lerini ilave etmenin yam sıra dört özel Reiki yönte­
lerle karşılaşabilirsiniz. Örneğin, baş ağrısını teda­ mi daha vardır. Bunlar da can lan d ın a ve odaklan­
vi ederken Reiki sembolleri doğrudan kama doğru ma teknikleridir. İlkinde alıcıyla beraber olduğunu­
gidebilir. Enerji nerede kendisine ihtiyaç duyuldu­ zu ve ona elle şifa yaptığınızı tahayyül edin. Kula­
ğunu bilir. o yüzden onu hiç kısıtlamayın. Şifayı ğa basit geliyor ama aslında dört yöntem içinde en
hastalık yerine kişinin kendisine yapın ve öyle ni­ zor olanıdır. Reiki pozisyonlarını yapmak uzun za­
yetlenin. Bu enerjiyi serbest bırakır ve azami fay­ man alır, dolayısıyla şifacmm uzun süre canlandır­
dayı sağlar. ma yapması gerekir. Uzaktan şifa yöntemlerinin
çoğu birkaç saniyeliktir. Çok tecrübeli olmadığınız
Şifa bittiğinde günlük hayatınıza dönün ve olan
takdirde bu türden bir canlandırım son derece güç
biteni unutun. Konu üzerinde düşünmeye devam
olacaktır. Şu halde yapılacaklardan biri, Kwan Yin
etmek enerjiyi alıcıya gitmekten alıkoyar. Doğru­
veya Tara heykelinde olduğu gibi ekstradan birkaç
dan uygulamalarda olduğu gibi, yapılacak uygula­
kola daha sahip olmaktır. Bu işlem süreyi bir hayli
maların sıklığını durumun ciddiyeti belirler. Baş
kısaltsa da hâlâ epeyce gayret gerektirir. Fakat bu
ağrısı veya kulak ağnsı gibi basit hallerde bir uygu­
yolu denediğim birkaç şifa uygulaması benim için
lama yetebilir. Daha ciddi rahatsızlıklarda birkaç
son derece çarpıcı deneyimler olmuştur.
dakikada bir şifayı tekrar edin ancak, arada enerji­
yi salmalı, serbest bırakinalısınız. Hayati olmayan Uzaktan şifanın ikinci Re iki yöntemi ise ki -
şartlarda günde bir veya iki defa genellikle yeter. şi/gezegen/ıayvanın iyice küçüldüğünü hayal et­
mektir. imgeyi iki avucunuzda tutun. Uzaktan in­
Hon-Sha Ze-Sho-Nen‘i kullanarak şifayı istedi­
sanlara olduğu kadar hayvanlara da yapılabilir;
ğiniz kadar tekrar etmeye yönlendirebilirsiniz. Ay­
Yeryüzünün ise gönderebileceğimiz tüm şifalara
nı zamanda günün belli saatlerinde (her saat başı
ihtiyacı vardır. Reiki enerjisi için bir fotoğraf da
veya günde iki defa saat onikide. gibi) kendisini

REÎKi 86
kullanılabilir. A kının imgesini avuçlarınızda tuta­ 1. Orada olduğunuzu ve elle şifa yaptığınızı
rak elle şifayı ve Reiki sembollerini gönderebilirsi­ tahayyül edin.
niz. Dört yöntemin en kolayı belki de budur.
2. Alıcının küçüldüğünü ve onu şifa için
Kalan iki Reiki tekniğinde de bir odaklaruna avuçlarınızda tuttuğunuzu tahayyül edin.
nesnesi kullanılır. İlkinde arkası dik bir sandalyede
3. Alıcının bedeninin ön tarafı için sol diz ve
oturun ve dizinizle bacağınızın üst kısmının, alıcı­
uyluğunuzu, arka tarafı içinse sağ diz ve uyluğunu -
nın bedeni olduğunu hayal edin. Dizinizin yuvar­
zu kullanın. Bunların üstünde elle şifa yapın.
laklığı kişinin başı. uyluğunuz gövdesi, kalçanız da
bacak ve ayaklan haline gelir. Ellerinizi sanki alıcı­ 4. Alıcıya vermek üzere bir oyuncak ayı, yas­
nın bedeni üstündeymiş gibi şifayı yapın ve bu ara­ tık, oyuncak bebek ya da fotoğraf kullarım.
da imgesini zihninizde tutun. Sol diziniz alıcının ön
tarafını, sağ diziniz de arka tarafını temsil etsin.
Uzaktan şifa süreci pratik yaparak kolaylaşır ve
Dört yöntemden sonuncusu ise benim en sevdi- sık kullanımla etkinleşir. Onun sağlayabileceği fay­
ğimdir. Burada odaklanmak üzere bir oyancak ayı dalan asla küçümsemeyin ve şifaya Reiki sembol­
ya da bebek, yastık veya kişinin fotoğrafını kulla­ lerini katmayı ihmal etmeyin.
nın. Şifayı, örneğin. önce ayı üstünde yapın, sonra
da onu uzaktan şifa yaptığınız kişiye verdiğinizi Çeşitli medyumsal irtibatlarda bana veri len bil­
hayal edin. Alıcıya deyin ki, “ayıdan alabildiğinin gilere göre Reiki’nin ilk günlerinde herkesin kendi­
hepsini al." Bu yöntem özellikle. istediğiniz izne ne ait sembolleri varmış. Bu kişisel semboller ener­
“emin değilim” veya “bana ne yapmak istiyorsun?” jiyi sıklıkla kullanan Reiki 2 ’lere ara sıra görünür;
gibi bir karşılık aldığınızda yararlıdır. Ayıyı alıcıya ilk olarak görürunesi ise genellikle uyumlama es­
gösterin, ardından da ona verin. nasında gerçekleşir. Şekil ısrarla gönirnneye devam
eder, dikkate alınmak ister. Bu kişisel semboller
Bunu bir defa bir arkadaşıma yapmıştım. Sırtını özellikle kendine şifalarda son derece etkilidirler.
incitmişti ama şifayla henüz tanışık değildi. Kabul Ancak bazen başk a anlamları da olabilir. Bu türden
edip etmemesi gerektiğinden emin değildi, ben de bir enerji size gelecek olursa, üzerinde tefekkür
bu amaçla evde bulundurduğum yumuşak bir edin ve sembolü göndennek konusunda pratik ya­
oyuncak ayı üstünde şifa yaptım. Hayalimde oyun­ pın. Zanıanla (veya çabucak) sembolün ne olduğu
cak ayıyı ona verdim ve meditasyonu bitinneden ve nasıl kullanılması gerektiğini öğreneceksiniz.
önce onun oyuncağı tuttuğunu “gördüm.” Ertesi Bazen bunların kişisel değil de Reiki 3 sembolleri
gün koltuğuma otumıuş bir şeyler okurken ayıcğı olduğu göndür.
kollanndan tutmuş arkadaşımın imgesi canlandı.
Ona sordum. “neler oluyor?" o da, “ayıcığa verdi­ Reiki 2 sembollerinin kullanımı doğrudan ve
ğini alıyorum” dedi. uzaktan şifa ile sınırlı değildir. Beslenme değerini
artırmak için yiyeceğiniz öğünün üstüne Cho-Ku-
Ona yaptığım şifada sık sık aym ayıcığı kullan­ Rei sembolünü çizin ve yemek için şükredin. Ye­
dım. ta ki benden doğrudan enerji almayı kabul meğin niteliği veya tazeliği konusunda herhangi bir
edene kadar. şüpheniz varsa temizleme ve armdmna için tabağın
Özetlemek gerekirse, uzaktan şifa konusunda üstüne bir Sei-He-Ki yapın. Bunlar faydalı teknik­
önceden bildiğiniz bir yol varsa ona Reiki sembol­ ler olmakla birlikte benim önerim. yemeğin sıhha­
lerini ekleyin. Uzaktan ruhsal şifa, meditasyon ha­ tinden şüphe ediyorsanız. onu yememeniz yönün­
linde yapılan bir canlandırmadır ve aniı k bir işlem­ dedir. Her iki sembolü kullandığınız durumlarda
dir. Uzaktan şifa yapmak için dört tane de Reiki enerji arünnadan (Cho-Ku Rei) önce temizlemeyi
yöntemi vardır: (Se-He-Ki) yapın.

REİKİ 87
Reiki 2: Uzaktan Şifa

Alıcı ile birlikte olduğunuzu ve ona bilfiil şifa yap­ Alıcı insanın (ya da hayvanın veya gezegenin) avucu­
tığınızı hayal edin. Süreci hızlandırmak için kendi­ nuzun içinde şifa alacak kadar küçüldüğünü hayal
nizi birkaç kollu olarak hayal edebilirsiniz. edin.

Dizinizin alıcının bedeni olduğunu hayal edin ve elle şifa yapın. Oyuncak bir ayı veya bebek, yastik ya da alıcının bir fo­
Bu arada alıcıya edaklaun. Bedenin ön tarafı için sol, arka tarafı toğrafını kullanın. Şifayı, örneğin, ayıcığa yapın, sonra
için sağ diziıizi kullanın. Diziniz kafası. uyluğunuz gövdesi. kal­ da uzaktan şifayı alan kişiye şifa yapı lan ayıcığı verin.
çanızsa bacakbı ve ayaklandır. Ona, '‘ayıcık.tan alabildiğinin hepsini al’’ deyin.

REİKİ 88
C h o - K u - R e i v e S e i - H e - K i , k r is t a lle n te m iz le ­ ‘ is t e k l e r i a ç ığ a ç ık a r m a * a h lâ k ı, ö z e ll i k l e R e ik i
m e k iç in d e b ir a ra d a k u lla n ılır . T a ş ı t e m iz le m e k g ib i g ü ç lü b ir a r a ç s ö z k o n u s u o ld u ğ u n d a , s o n d e r e ­
i ç i n o n u e lin iz d e tu tu n v e S e i - H e - K i s e m b o lü n ü n c e b a s it v e a ç ık tır . B ir is in i b ir ş e y d e n y o k s u n b ır a ­
ü z e r in e ç iz ild iğ in i c a n la n d ır ın . S e m b o lü b ır a k m k a c a k b ir is te k g ü z e l a h lâ k la b a ğ d a ş m a z . K im s e y i
iç in e g ö m ü ls ü n : d a h a f a z l a s ın a ih tiy a ç o lm a d ığ ın a y o k s u n b ır a k m a d a n d a p a r a v e y a b a ş k a b i r ş e y e d i ­
e m in o l a n a k a d a r b u i ş l e m i sü rd ü rü n . A r d ın d a n d a n e b ilir s in iz . K e n d in iz i ç i n iy i s a y d ığ ın ız b i r ş e y
a y n ı ş e k ild e O ı o - K u - R e i s e m b o lü n ü g ö n d e r in , l a b a ş k a s ın a z a r a r v e r iy o r s a o a h lâ k s ız lık t ır . Ö m e ğ in
k i k r is ta l p a r la y ıp ış ıld a y a n a k a d a r. C h o - K u - R e i 'y i iş is t e r k e n , b ir b a ş k a s ın ın y e r in i k a p m a y ı d ü ş ü n ü ­
k u lla n ır k e n . k e n d is in i p r o g r a m la m a k ü z e r e k ıy m e t ­ y o r s a n ız h a t a lıs ın ız ; o n u n y e r in e s iz in iç in e n iy i
li ta ş m a m a c ın ı b e li r l e y i n (ö r n e ğ in , k o r u m a v e ş i ­ s e ç e n e k o l a n k e n d i iş in iz i k u rm a y ı a r z u la y ın .
fa ). B i r k r is ta l v e y a y a n - k ıy m e t li b i r ta ş d a b e lir li
İ s t e k l e r i n a ç ı ğ a ç ı k a n l m a s ı y l a ilg ili m e s e le le r in
b ir k i ş iy e ş i f a v e n n e k ü z e r e b u ş e k ild e p r o g r a m la ­
ç o ğ u s e v g iy e v e a ş k a d a ir d ir. B i r b a ş k a s ın ın s e v g i ­
n a b ilir. T a ş ı t e m iz le y in v e y ü k le y in , s o n r a d a n i y e t ­
s in e v e y a a ş k ın a g ö z k o y m a k a h la k i d e ğ ild ir . B e l i r ­
le n d iğ in iz k i ş iy e ş i f a v e r m e k i ç i n t a ş a R e i k i v e r in .
li b i r k iş iy i k a s t e t m e d e n k e n d in iz iç i n e n iy i i l i ş k i ­
K r i s t a l l e r d ış ın d a b a ş k a n e s n e le r d e b u a m a ç la k u l­
y i is t e m e k e n o lu m lu o la n ıd ır . B i r is in in o n a y ım a l ­
la n ıla b ilir . Ş i f a n iy e t iy le k u lla n a c a ğ ım z a m a n ilg ili
m a d a n o n u c a n la n d ır m a k d a g ü z e l a h lâ k a s ığ m a z .
t a ş v e y a n e s n e y e H o n - S h a - Z e - S h o - N e n 'i d e e k l e ­
B u n u g ö z a rd ı e t m e k ö z g ü r ir a d e y i y o k s a y m a k d e ­
m e y i t e r c ih e d e r im .
m e k t ir k i. h a le n s ü r d ü r ü lm e k te o la n h a y a tın i li ş k i ­
C h o -K u - R e i v e S e i - H e - K i b e n z e r ş e k ild e il a ç ­ le r in d e o lu m s u z lu k la r b i r y a n a . k a r m ik s o n u ç la r d a
la rd a d a k u l la n ıla b ilir - b ö y l e c e iy ile ş t ir ic i ö z e ll i k ­ d o ğ u r a b ilir.
le r in i a r t t ın r k e n y a n e t k ile r in i d e a z a ltır. Y i n e . t e ­
B i r ili ş k i y i o lu m lu b ir ş e k i ld e is t e m e y o l l a n n -
m iz le n m iş v e o lu m lu ö z e ll i k l e r i n e n e r jile r in i artU r-
d an b ir i ş ö y le o l a b il ir : S e v e c e ğ i n i z k iş id e o lm a s ın ı
m a k iç in ö n c e S e i - H e - K i ’ y i k u lla n ın . H o ın e o p a t ik
is t e d iğ in iz tü m o lu m lu n i t e lik le r in b ir lis te s in i ç ı
te d a v ile r d e ş if a y ı a rttırm a k v e z a r a r lı e t k ile r i y o k
k a n n v e b u n u c a n la n d ır m a n ın o d a ğ ı o l a r a k k u lla ­
e t m e k (v e y a e n a z ın d a n a z a lt m a k ) iç in ik i s e m b o lü
n ın . L is t e y i m e d ita s y o n h a lin d e y k e n h a z ır la y ın -
d e k u lla n ın . Ş ifa lı b i t k i le r v e ç i ç e k ö z le r in in e t k i l e ­
tıp k ı u z a k ta n ş if a d a o ld u ğ u g ib i. S o n r a lis t e y i ik i
r in i a r t t ın n a k iç in , i ç i n d e b u lu n d u k la n ş iş e y i a v u ç -
e l in i z i n a r a s ın a a lın v e o n a R e i k i y a p ın , C h o -K u -
la n m z d a tu tu n v e C h o - K u - R e i g ö n d e r in . B azen
R e i 'y i d e ih m a l e t m e y in . E ğ e r b u k o n u d a y ö n le n d i­
k e n d im d e ç i ç e k ö z le r i v e ik s ir le r h a z ır ia r ım - k a ­
r ilir s e n iz lis t e y e S e i - H e - K i v e H o n - S h a - Z e - S h o -
r ış ım v e ş iş e le m e s a t h a la n n d a o n la r a d a im a R e i k i
N e n i d e k a tın . M e d it a s y o n u n s o n u n d a lis te y i b ir
y a p a rım .
m u m u n a lü n d a y e r le ş t ir in . İ le r i k i m e d ita s y o n la r
B e r e k e t in a ç ığ a ç ık a r ılm a s ın d a ( v e b u n u n is t e n ­ iç in lis t e y i s a k la y ın . Y e n i A y ile D o lu n a y a r a s ı b ir
m e s in d e ) C h o - K u - R e i 'd e n d a h a e t k ili b ir a r a ç y o k ­ z a m a n d a b u n u y a p m a k iş le m e d a h a ç o k e n e r ji k a ­
tur. O n u k u lla n ır k e n is t e ğ in iz d e b ü tü n ü y le iç t e n v e tar.
o lu m lu o lm a lıs ın ız : n e y i is t iy o r s a n ız s a d e c e o n u ta ­
is t e m e n in d iğ e r b ir y o lu d a k e n d in iz i m u tlu v e
le p e t m e lis in iz . E v r e n in h e r y a n ın d a n b o llu k f ı ş k ı ­
ta tm in k a r b ir iliş k id e c a n la n d ır m a k t ır . a n c a k b u r a ­
rır. y e te r k i b i z s a m im iy e t le is t e m e s in i v e a lm a s ın ı
d a s e v g ilin in a d ı v e y a y ü z ü im g e d e y e r a lm a z . i m ­
b ile lim . B u n u a lm a k ç o ğ u in s a n i ç i n k o l a y d e ğ ild ir .
g e y i z ih n in iz d e tu tu n v e C h o - K u - R e i ’ yi v e y a b u
Ç o ğ u m u z i y i ş e y le r i is t e m e y i v e o n la r a sa h ip o lm a ­
s e m b ö lü n y a n y a n a b u lu n d u ğ u ç i f t ş e k li ( ç i f t C lıo -
y ı h a k e t m e d iğ im iz i d ü ş ü n ü rü z . b iz e b ö y le ö ğ r e t i ­
K u - R e i ) g ö n d e r in . S e m b o l ü n im g e ü s tü n d e b o y d a n
lir. T a m a k s in e ! Y o k s u llu k v e y o k s u n lu k la ilg ili
b o y a n a k ş e d ild iğ in i g ö r ü n . A y m y ö n t e m b a ş k a ş e y ­
h a lle r in ç o ğ u k a n n i k k ö k e n li o l m a k l a b ir lik t e ‘i s ­
leri is t e m e d e d e u y g u la n a b ilir . Ö r n e ğ in , e ğ e r y e n i
t e k le r in a ç ığ a ç ık a n l m a s ı * ö ğ r e n il e b i li r b ir b e c e r i ­
b ir e v is tiy o r s a n ız , d ile k le r in iz i lis t e le y in . D ile k
dir.

REİKİ 89
listenizi maddî olarak karşılayabileceklerinizle sı­ linde Hon-Sha-Ze-Sho-Nen"i ialve edin.
nırlamayın; ne varsa hepsini dökün. Kendinizi, eli­
B ir odayı veya evi enerjiden temizlemek isti­
nizde - evin size ait olduğunu belli edecek - anah­
yorsanız köşelerde ve pencere üstlerinde Sei-He-
tar veya tapuyla. yeni evinizin içinde görün. Bu im­
K i’leıi kullanın. İlk olarak evi kuteamak için Sei-
geye Cho-Ku-Rei ve çift Cho-Ku-Rei gönderin.
He-Ki ’yi kullanarak her odadaki enerjiyi giderin.
Bu meditasyon süreci ihtiyacınız olan her şey Ardından da huzurlu bir eve gereken nitelikler için
için kullanılabilir. Kendinizi bu imgelerin içinde her yere Cho-Ku-Rei ‘leri yerleştirin. Sözkonusu
canlandınn. Rızasına aykırı olmayacağından kesin­ nitelikler arasında sevgi, uyum. dostluk, refah ve
likle emin olmadıkça bir başkasını canlandınnaya sağlığı sayabiliriz. Aynı temizliği dışarıda. yani
dahil etmeyin. Wicca deyişi şöyle uyarır: “Ne iste­ evin etrafında ve - varsa - arsanın sınırlarında da
diğine dikkat et, gerçekleşebilir.” Ne istediğiniz yapın.
konusunda açık olun. Mümkün gördüğünüzü değil,
Bazen eski bir ev daka önce orada yaşamış biri­
neyi diliyorsanız tam olarak onu resmedin. Çoğu
nin enerjisini tutabilir. O kişi artık yaşamıyor olsa
insan az alır çünkü az ister. Bir şeyi istemeden, di­
da enerjisi ve imgesi hatâ orada varlığını sürdürebi­
lemeden önce onun resmini dikkatle oluşturun, ar­
lir. Bu. halk arasında “hayalet’ de denen bedeısiz
dından da hayatınızı nasıl etkileyeceğini sorgula­
varlıktır. Onlar yanlış boyutta kalan ve yollarına
yın.
devam etmek için yardıma ihtiyacı olan varlıklar­
istekleri açığa çıkarma çalışmasından söz aç­ dır.
mışken Marion Weinstein'ın Müspet Büyü (Pho-
Temelde olumsuz veya zararlı olmamalarına
enix Publishing. 1981) adlı eserinden - serbestçe
rağmen bazen sorun yaratabilirler. Ölü olduklarını
yorumlanmış - bir ifadeyi aktarmak istiyorum ';>.
bilmiyor olabilirler. Ruhsal bakımdan bilinçli olan
Sözkonusu eser Wicca veya metafizik ahlakı üzeri­
insanlaronları görebilir ya da bir şeylerin yanlış ol­
ne mevcut yegane kitaptır ve herkesin okumasını
duğunu sezebilirler. İnsanlar bir odada yalnız olma­
öneriyorum. Orada yer alan bir cümle, her dumına
dıklarını veya gözetlendiklerini hissedebilir - hal­
uyarlanabilecek şekilde şöyle yeniden ifadeye ko­
buki fiziksel olarak ortada kimse yoktur. Problemin
nabilir: “Özgür iradem doğrultusunda, kimseye za­
varlığını hissettiren evin enerjisidir.
rar getirmeden ve herkesin iyiliği için ben bunlan
ya da bunların dengini veya daha iyisini talep edi­ Böyle bir durumda evde önce bolca adaçayı ve­
yorum.” Bu ifade açığa çıkarılan her dileğe iyi ni­ ya adaçayıyla birlikte sedir tütsüsü yakm. Her oda­
yet katar ve muhtemel bütün ahlaki hataları düzel­ yı bu kokularla doldurun ve bütün köşelere. pence­
tir. Açık bir ahlakın yerini tutmasa da hiç olmama­ re üstleri ve kapı eşiklerine Sei-He-Ki'leri yerleşti­
sından iyidir. rin. Oradaki varlığa şöyle deyin. "yoluna devam et­
mene yardımcı olacağım. Artık buraya ait değil­
Sei-H e-Ki’nin de - Reiki şifacılanna pek öğre­
sin.” Bir noktada onun varlığını hissedeceksinizdir.
tilmeyen - birçok kullanımı vardır. Örnek vennek
Ona Sei-He-Ki gönderin ve ruhsal rehberlerini içe­
gerekirse onu olumsuz davranış kalıplannızı veya
li davet ederek kendisini evine görünmelerim iste­
alışkanlıklarınızı (tırnak yemek. sigara içmek gibi)
yin. Yumuşak ve nazik olun. Varlık kızıp reddetse
değiştirmekte kullanabilirsiniz. Arzuladığınız bir
bile bir zarar veremez. Ayrılmak için annesini. eşi­
şey olduğunda onu canlandırın. Her türden enerji
ni veya inandığı dinsel bir kişiliği gönnesi gereke­
engelini (tembelleşmiş çakra veya organlarda oldu­
bilir. Bu durumda onların birinden varlığı ait oldu­
ğu gibi) doğrudan veya uzaktan şifayla ortadan kal­
ğu yere götürmesini isteyin.
dırtmak harika bir duygudur. Sembol. ruhsa] ilişik­
ler dakik negatif enerjiyi temizler. Sözkonusu ne­ Bazen ruhsal alemin alt bölgelerinde (astral)
gatif enerjinin veya alışkanlığın karmik olması ha­ düzleminde mahsur kalan ruhlar insanların veya

REİK.İ 90
hayvanların bedenine girip hastalık olarak tezahür anestezi. acı veya korkudan meydana gelen zede­
edebilirler. Bunlara ruhsal ilişikler ° denir. Şifacı lenme leri tamir eder. Ruhu ilişiklerden ve diğer ne­
tecrübe kazandıkça onlarla karşılaşmaya başlaya­ gatif enerjilerden temizledikten sonra aurayı mü­
caktır. Onlan uzaklaştırma işlemi evdeki varlığı hürlerken - Sei-He-Ki 'nin yanı sıra - sıklıkla Hon-
serbest bır^ruaya benzer. Ancak şu farkla ki, sözü­ Sha-Ze-Sho-Nen'i de kullanmam istenir. Sözkonu-
nü ettiğimi z ruhlar yanlış yaptıklarının farkındadır­ s.u varlıklar karınik ilişikler olabilir. bu sembol de
lar ve “ev”lerine gitmeye korkuyor olabili rler. İlişi­ onları gereğince arındı rabil ir.
ğe şöyle derim: “Işığa git. Görevin bitti, artık evine
Kannik ilişikler, şimdi şifa bulmak amacıyla di-
dönebilirsin. Cezalandırılmayacaksın, hoş karşıla­
ğerhayatlardan getirilen haller, hastalıklar veya ne­
nacak ve şifa bulac aksın. Işığa git, Tann seni bek­
gatif enerjilerdir. Onların arasında geç mi ş hayata
liyor.” Bol bol Sei-He-Ki kullanın. Enerjinin ser­
dair duygusal kal ıpl ar da bulunabilir ancak daha zi -
best kaldığını hissedeceksiniz. Böyle bir şifa bazen
yade geçmişten getirilen olumsuz belirtiler (semp­
uzun süreli bir sağlık sorununun ya da duygusal bir
tomlar). davranış kalıplan veya hastalıklardan olu­
probl emin çözümüne vesile olabilir.
şurlar. Bazen diğer hayatlardan taşınagelen marazi
Ruhsal ilişikler (obsesyon) teorisine göre onlar bağımlılıklardır. Bir karmik ilişik olumlu değil. ak­
(yani ruhlar) gerçekten de bir görev ifa etmişlerd ir sine. kişinin hayaunı kemale erdirebilmesi için te­
- örneğin. kendisinde barındığı kişinin belirli dene­ mizlenmesi ve uzaklaştırılması gereken bir şeydir.
yimlerden ders almasına vesile olmak ki bu, beden- Görünür bir nedeni olmayan rahatsızlıkları iyileş­
leınneden önce karar kılınan bir görevdir. Şimdi bu tirmek için Hon-Sha-Ze-Sho-Nen’i kullanmak bu
ders alınmıştır ve hastalığa (veya acıya) artık gerek tür ilişikleri serbest bırakabilir: böylece kişiyi açık­
yoktur. Bu tür varlıklar tutsak kaldıklan alt astral laması olmayan birçok acı ve olumsuzlukıan kurta­
bölgelerde bulunurlar ve daha öteye gidemezler rabilir. Böyle durumlar için açık bir öneri geti nnek
Onlar oraya ait değildir, orada kalmaya ihtiyaçları zordur: sadece rehberlere ve sezginize dayanın. Re-
da yoktur. Şifa esnasında serbest kalacakları bir be­ iki bu tür şeyleri genellikle şifacı veya alın farkına
dene girerek ait oldukları yere gidebilirler. Onları varmadan serbest bırakır.
barındıran kişi de, serbest bırakan şifacı da ilişiğe
Reiki 2 ’de bu kadar çok ‘bedenle ilgisi olma­
iyilik yapmış olur. Birçok varlık alt astral bölgeleri
yan’ faaliyet olduğuna göre öte taraftan biraz yardı­
bu şekilde terk eder. Ruhsal ilişkiler ("'korkulacak
mı da olağan karşılamak gerek. Bizım Yeryüzüne
şeyler değildir. Eğer şifa esnasında görünüyorlarsa,
yalnız gönderilmemiz sözkonusu değildir; herke­
bu evlerinin yolunu bulduklarından dolayıdır
sin. kendisine yardım ve şifa için görevlendirilmiş
Bir ev, oda ya da kişinin enerjisi temizlendikten ruhsal rehberleri vardır. İnsanın can enerjisi tek bir
sonra koruma iç in Sei-H e-Ki’yi kullanın. Bunu çi zgiden ibaret değildir. Tam ters i, o DNA molekü­
arabanız veya evcil hayvanınız üzerinde de kul la- lü gibi çok şeritli bir örgüden oluşur. Kişinin be-
nabilirsiniz. Bu sembol bir alanı veya kişinin aura- denlerunesi bu örgünün yalnızca bir şeridini teşkil
sııu olumsuzluğun türlü çeşitlerine karşı mühürler. eder. Bedenlenmemiş (dezenkame) diğer şeritler
Kişi bir ameliyat geçirdiğiyse yahut başından fizik­ başka bir varlıkt ı r ve kişinin hayat rehberi veya ko­
sel veya duygusal bir travma geçtiyse aurasında ruyucu meleği olabilir. Her ruh aynı anda birkaç

Yazarın spirit attachntenıs (ruhsal ilişkileri adını verdiği ola y : ruhçuiukta (Spiritüaiiım) “Obsesyon" denilen durumdur R 11h(-'u-
fak diline Fransızca'dan girmiştir. Fransızca yazılışı "Obsession"dur. Biz d e ise okunduğu gibi kullanılmakladır. Osmanlıca'sı “Ta­
sallut' tur Özeı bir tanımla obsesyon. bir bedenli vttrfığın. bir veya birden fa z la bedensiz varlık veya varlıkların tasallutu. labakkiimii.
y om hiikmü altına girmesidir. Obsesyon, henüz nefsaniyetlerinin k a b a etkilerinden kurtulamamış ç o k g eri varlıkların ihtiyaçlarının do
ğuıduğu bir olaydır. K endi realitesini kişisel fikirlerini. bencilce düşüncelerini ç o k beğenip başkalarına em poze etm eye başkalarım .
yukarıda saydığımız n edenin■uğruna kullanmaya çalışan varlığa “o b se d ö r” : böyle bir varlığın yahut varlıkların hükmü altına gir­
meye uygun olan lara ise "o h sed e" denir (Editör}.
<** ): Yazar burada ruhsal ilişkiler cümlesiyle tasallut edem. yani hükmeden (obsedör) varlığı belirtm ektedir (Editör).

REİKI 91
varlığı bünyesinde barındırabilir; buna rağmen on­ amacını gerçekleştirmede ve başkaları için yaptığı­
lar nadiren karşılaşırı ar. Bedenlenmiş bireyin ruh nız her şeyde yardımcı araçlar konumundadır. Bir
gmbuna ait diğer ruhlar da onun kılavuzlan olarak şifacının, şifada yardımcı olacak rehberleri asla ek­
işlev görebilir. Ancak bu. son derece kannaşık bir sik olmaz.
sürecin kısmi bir açıklamasıdır
İlk Dereceyi aldığı andan itibaren her şifacıya
Her birimizin birkaç ruh rehberi vardır. Herke­ bir Reiki ruhsal rehberi tayin edilir. Şifa esnasında
sin. bedende kalındığı surece kendisine eşlik eden enerji akmaya başladığında Reiki rehberleri de or­
bir hayat rehberi vardır. Bu genellikle kişinin haya­ taya çıkar. Eğer şifa esnasında onlara ihtiyaç varsa.
ta geliş nedenini gerçel<leştinnesine yardımcı olan katılırlar. Şifacı Reiki 2 derecesini alacak duruma
rehberidir. Bir klasik müzisyenin, örneğin, daha geldiğinde, varlıklannın gözden kaçın lması artık
önceleri bir kemancı olan bir rehberi olabilir. Be­ hemen hemen imkânsızdır. Reiki 1’de bir tane olan
nim hayat rehberim da eskiden bir Ojibva (Kuzey rehber Reiki 2 ve 3 derecelerinde birkaç tane olur.
Amerika’nın Kızılderili kabilelerinden biri --.n .) Odanın varlıklarla dolu olduğunu hissettiğim çok
şamanıydı ve şimdi de kitaplarımı yazmama yar­ şifa uygulaması yapmışımdır. Bazen onları görü­
dım ediyor. Kılavuzlanmdan diğeri de Avila' lı The- rüm, bazen de yalnızca varlıklarım hissederim. Ba­
resa 'dır (Mistik ve yazar bir İspanyol rahibesi). zen. ellerimi üstünden çoktan çekmiş olmama rağ­
Söylediğine göre geçmiş hayatlarımdan biri de oy­ men alıcı halâ şifaya devam ettiğimi sanır. Bazen
muş. O bedenim le ilgileniyor ve bana şifa yöntem­ de uygulamada yalnızca ben varken üstünde birkaç
lerini öğretiyor. Ana adını verdiğin ruhsal rehbe­ el birden hisseder.
rimde Tanrıça îsis’dir.
Mantıki yürütmelerle ve akılla hiçbir şekilde bi­
Diğer bazı rehberler ise belirli bir amaçla gelir­ lemeyeceğim şeyler öğretilir bana. Böyle bir bilgi­
ler ve amaç yerine getirildiğinde giderler. Kimileri nin gelmesi uygulamanın önemi dolayısıyladır.
uzun süreliğine irtibatta kalırken kimileri bir hafta­ Böyle bilgilerin hatalı veya yanlış olduğuna hiç
lığına, hatla bir günlüğüne bile gelebiliyor. Bazı rastlamadım. Ve ne zaman mesaj bana “tuhaf' gibi
rehberler gruplar halinde gelir. Birkaç yıldır B hara- görünse, alıcı onun kendisi için geçerliliğini teyit
mus adında bir grupla çalışıyorum; anlattıklarına eder. Ruhsal bilgileri min çoğu bana gaipten sesler
göre amaçlan bana mutlu olmayı öğretmekmiş. Bu (duruişiti) yoluyla gelir. En hassas duyum işitme
grupta kadınlı erkekli. en azından altı ayrı varlık olduğu için bilgiler bana sözcüklerle veriliyor. Bu
var; her birinin de sesi ve imgesi farklı. Kimileri sanki benden çok daha bi l gili birisi nin yanımd a d u -.
tam anlamıyla rehber değiller ama o rolde görünü­ rup etkili bir şifacı olmam için gerekenleri bana
yorlar. Kwan Yin. Meryem Ana ve Brede zaman sanması ve alıcıyla beni coşturması gibi bir şey.
zaman şifalarımda görünürler. Onlar davet edıl- Onların varlığını hissettiğimde anlarım ki yaptığım
mekten hoşnutluk duyarlar, dolayısıyla ihtiyacı şifa çok önemli. Duygusal gevşeme. geçmiş haya­
olanlar çağırdıklarında onlara görünürler. tın çözümlenmesi ve ilişiklerden arındırma süreçle­
rinin çoğu böyle şifalarda gerçekleşir.
Ruhsal rehberler tümüyle pozitif Varlıklardır.
İradenize karşın sizi. yanlış olduğunu bildiğiniz bir Dalıa önce hiç rehberlerle çalışmamış biri için
şey yapmaya yönelten varlıklar rehber değildir. ruh ve Reiki rehberleriyle karşılaşma yeni bir far-
Rehber size ne yapmanız gerektiğini söylemez, kındalığa vesile olur. Reiki 2 şifaciSl için rehberler­
yalnızca sorulduğunda fikrini söyler. Onlar özgür le çalışmak neredeyse kaçınılmazd ır. Şifa esnasın­
iradeye karışmaz ve sizin yerinize bir seçim yap­ da sizi “altın rengini gönder” meye ya da “karın
mazlar. Dersler veya kararlarda araya da ginnezler. çakrasına bak”maya sevk eden bir ses olursa o ke­
Onlar öğrenme süreçlerinin gözetilmesinde. koru­ sinlikle Reiki rehberidir. (Bir zamanlar o sesin suç­
ma sağlamada, armağan getirmede. hayatınızın lu vicdanım olduğunu sanınıştun. sonra öğrendim

REİKİ 92
k i T h e r e s a 'y m ı ş ! ) O n la r ş i f a y ı s e v in ç li v e ş a ş ıla s ı a ç ı k o lu n . D ik k a t le d in le y in ç ü n k ü o v a r lık d ü n y a ­
b i r t e c r ü b e y e d ö n ü ş tü r ü r le r v e v a r lık la r ıy la h e m y a g e ld iğ in iz d e n b e r i s iz in le y d i: o n a o k a d a r a l ış ­
R e i k i u y g u la m a la r ın d a h e m d e g ü n lü k h a y a tta m u ­ k ın s ın ız k i t a m a m ıy la a ç ık o lm a z s a n ız o n u k a ç ır a ­
c i z e l e r y a r a tır la r . K i ş i s e l r u h s a l r e h b e r le r h a y a ta . b ilir s in iz . T e m a s a g e ç t iğ in iz d e (k i b u s e s . g ö r ü n tü .
y a ş a ru n a s ı g e r e k e n b i r b o y u t k a ta rla r. B u d ü n y a y a k o k u v e y a d o k u t m a y l a o l a b il ir ) b i lg i is te y in . E ğ e r
y a r d ım s ız g ö n d e r ilm e d ik ; r e h b e r le r le k u rd u ğ u m u z ru h sa l r e h b e r in iz i d u y u y o r v e o n u g ö r ın e k is t iy o r ­
ile t iş im s a y e s in d e d e y a lm z v e t e c r it e d ilm iş o l ­ s a n ız . b u n u is te y in . A d ın ı s o r u n . k im o ld u ğ u n u . n e
m a k ta n k ır t u lu r u z . a m a ç la h a y a tın ız d a o ld u ğ u n u s o r u n . O ra d a b ir k a ç
r e h b e r b ir d e n d e h a z ır o l a b il ir ; e ğ e r ö y le y s e t e k e r
R u h s a l r e h b e r le r le ç a lış m a k i ç i n ö n c e o n la r ın
t e k e r ö n e ç ık m a la r ın ı is t e y in . H e p s i y l e ta n ış m a k
fa r k ın d a o l m a s ı n ı z . O s e s i d u y d u ğ u n u z z a m a n ö n ­
iç in b ir d e n ç o k m e d ita s y o n u y g u la m a s ı g e r e k e b ilir .
c e o n a d ik k a t k e s ili n . Ş if a d a fa z la e l l e r b u lu n d u ­
ğ u n d a o n la r a te ş e k k ü r e d in . R e i k i u y g u la m a n ın b a ­ L aeh M a g g ie G a r fıe ld v e J a c k G r a n t ’ in R u h
ş ın d a o n la r ı d a v e t e d in - “ y a r d ım e t m e k is te y e n Y o ld a ş la r ı a d lı k ita p la r ın d a n e s i n l e n e r e k b ö y le b ir
tü m o lu m lu ru h s a l ş if a c ı l a r v e r e h b e r le r ” iç in t a le p ­ m e d ita s y o n u i lk d e f a y a p tığ ım d a r e h b e r le r im le t e ­
t e b u lu n u n . O n la r ın fa r k ln a v a r d ığ ın ız ı v e d a h a n e t m a s a g e ç m e n in n e k a d a r k o l a y o ld u ğ u n a h a y r e t e t ­
b i r ş e k ild e ir tib a t k u n n a g a y r e tin iz i a n la d ık la r ı v a ­ m iş tim . İlk g e c e b a n a ü ç t a n e s i g ö r ü n m ü ş tü . h e p s i
k it b u k o n u d a s i z e y a r d ım c ı o la c a k la r d ır . O n la r ın d e b e n im le kon u şm aya ç o k is t e k liy d ile r . O n la r ı
m e v c u d iy e tle r in i o n a y la m a y a v e b u n d a n d o la y ı o n ­ z ih n im d e d u y d u m ; b ir is i b ;ın a ç o k n e t o l a r a k g ö ­
la ra t e ş e k k ü r e t m e y e b a ş la d ığ ın ız d a d a h a fa r k e d i- rü n d ü , d iğ e r le r in i a n c a k p a r la k ş e k i l l e r h a lin d e g ö ­
1ir h a le g e lir le r . O n la r a . k e n d ile r iy le e n iyi n e ş e k i l ­ re b ild im . O g e c e d e n s o n r a h e r y a t ış ö n c e s i ın e d i-
d e ç a lış a b i le c e ğ i n iz i s o r u n . K i ş i s e l m e d ita s y o n la r - ta s y o n u m u o n la r la k o n u ş m a y a v e h a k la r ın d a d a h a
d a s iz in le b ir lik t e o lm a k t a k i a m a ç l a n n ı s o r u n . B a z ı ç o k ş e y ö ğ r e n m e y e a y ır d ım . B a n a a n a ç l a r ı n ı a n la t­
in s a n la r . b e n im g ib i, ru h s a l r e h b e r le r in b ilg ile r in i t ık ç a r e h b e r le r im h a y a t ım ın d a h a d a a y r ılm a z p a r ­
işitir. K im ile r i d e b u n u h is s e d e r k e n b a ş k a in s a n la r ç a la r ı h a lin e g e ld ile r . O n la rd a n ik is i h â lâ b e n im le
g ö r s e l im g e le r le b u b ilg ile r i a lır - o n la r ı g ö r ü r s ü ­ b ir lik t e le r . B i r i s i a ıt ık n a d ir e n g e liy o r . İ k in c is i -
n ü z y a d a r e n k v e y a ış ık b iç im in i a lırla r. K im i r e h ­ B ü y ü k b a b a - h a y a t k ıla v u z u m o la n ş a m a n v e ö n c e ­
b e r le r s e ç i ç e k v e y a tü ts ü k o k u la r ıy la g e lir. lik li o la r a k y a z ıla r ım a a r a c ılık e d iy o r . D iğ e r i is e
y e n id e n b e d e n le n m e k ü z e r e a y r ıld ı.
M e d ita s y o n d a r e h b e r le r in iz le b ilin ç t i t e m a s k u ­
ru n. B u n u y a p m a k s o n d e r e c e k o la y . ö d ü lü y s e o ö l ­ B ir k a ç y ıl s o n r a b e n z e r ş e k i ld e R e i k i r e h b e r le ­
ç ü d e b ü y ü k tü r. B u , ru h s a l ş if a d a o ld u ğ u n d a n d a ı a r im le g ö r ü ş m e k is te d im . O n la r b ir g r u p tu v e b u k i­
d e r in b i r g e v ş e m e v e y o ğ u n la ş m a h a li g e r e k tir ir . t a b ın y a z ılm a s ın a ö n a y a k o ld u la r , h a tta iç e r iğ in in
R a h a ts ız e d i l m e y e c e ğ i n i z b ir z a m a n v e k o r u n a k lı ta m a m ın a r e h b e r lik e ttile r . R e i k i 'n i n g e ç m iş in e
b i r m e k a n s e ç in . İ s t e r s e n iz m u m v e tü tsü d e y a k a ­ d a ir s o r u la r ım ın ç o ğ u n a b u r e h b e r le r c e v a p v e rd i.
b ilir s in iz . O r a y a “ y a ln ız o lu m lu e n e r jin in g i r e c e ğ i ­ R e ik i ö ğ r e t t iğ im d e . b a n a ö y l e g e l i y o r k i ö ğ r e n m e ­
n i " ta s d ik e d in . T e p e d e n tır n a ğ a b e d e n in iz in tü m y i g e r ç e k le ş t ir e n v e u y u m la m a y ı y a p a n la r a s lın d a
k a s la r ın ı k a s ıp b ır a k a r a k a d ım a d ım g e v ş e m e s ü r e ­ o n la r. Ş i f a u y g u la m a la r ın d a h a z ır v e a k tifle r . Ş i f a -
c in d e n g e ç in . B u n u ta m a m la d ığ ın ız d a - z a te n g e v - c ıla r la ç a lış ır k e n b a ş lıc a a m a ç l a n R e i k i ' y i k o r u ­
ş e m iş s in iz d ir a m a - a y n ı i ş le m i t e k r a r y a p ın . D i z i ­ m a k v e o n u h e r k e s in iy iliğ i i ç i n k u lla n m a k tır . O n ­
n iz i k ır a r a k y e r e u z a n ın k i a y a k la n m z Y e r y ü z ü y le la r R e ik i 'n in b ir z a m a n la r o ld u ğ u g ib i y in e e v r e n ­
t e m a s ta o ls u n . s e l o lm a s ın ı is tiy o r.

T a m a m e n g e v ş e d iğ in iz d e z ilm in iz d e ş u n u t e y it R u h s a l V a r lık la r la ç a lış m a k k o n u s u n d a y e n iy s e


e d in : “ B il i n ç l i o l a r a k h a y a t r u h s a l r e h b e r im le k a r ­ n iz ben. ön ce k e n d i r e h b e r in iz le t a n ış ın d e r im .
ş ıla ş m a y a h a z ır ım .” S e s s i z c e y a tın v e g e l e c e k le r e K e n d i h a y a t r e h b e r in iz le b a ş la y ın . a rd ın d a n d a ö n e

REİKİ 93
çıkan diğerleriyle. Diyalog yolunu açmak üzere ve nek sorumlulukla gelir. Reiki 1 'de size kendine şi­
kılavuzlarınızla tanışmak için meditasyon yapın: fa yeteneği verilmişti. ilk sırada gelen de budun
kılavuzlann ne olduğu ve hayatınızda nasıl iş gör­ Reiki 2 ile duygusal ve zihinsel bir arınma ve gev­
dükleri konusunda belli bir noktaya varana kadar şeme süreci yaşanır, aynca başkalarına yardım et­
da bunu sürdürün. Bu bilgiyle kuşarunış olduğu­ me yeteneği de gelişir. Bir sonraki aşamaysa geze­
nuzda yeniden meditasyon yapın ve Reiki rehberle­ gene şifa vennektir - her birimiz onun bedeninin
rinizi isteyin. Şifa konusunda onlarla nasıl çalışabi­ mecazlarıyız. Reiki 2 öğrencilerimin hepsinden,
leceğinizi öğrenin (varsa başka konulan da sorun). kendi Reiki 2 şifa çalışmalarının bir parçası olarak
Şifa yaptığınızda rehberlerinizi davet edin ve bir­ Yeryüzü için ne yapabileceklerini ciddi ciddi dü-
likte nasıl çalışabileceğiniz hususunda esnek olun. şürunelerini isterim.
Bu iletişimle hem hayatınız hem de şifa çalışmala­
Bir sonraki bolüm insan bedeninin elektrik sis­
rınız çok yol alacaktır. Bu kaçınlmaması gereken
teminin açılması konusuna odaklanıyor ve bu ba­
bir servet, Reiki ve şif acı olmanın da ayrılmaz bir
kımdan Reiki 2 ile Reiki 3, arasında bir köpru işle­
parçasıdır.
vi görüyor. Üçüncü Derece’yi almayı düşümneyen-
Reiki 2 üzerine olan bu bölümde tartışılması ge­ ler için buraya kadar verilenler kafi. Reiki 3 ’e de­
reken bir konu daha var: Yeryüzüne şifa vennek vam etmeyi isteyenler içinse anlatılanlar. benim
için Re;ki kullanımı. Toprak Ana hiç olmadığı ka­ yöntemime göre şart. Umudum o ki giderek daha
dar bize ihtiyaç duyuyor. Gezegene sık sık Reiki Çok Reiki 2 yolrnta devam eder ve Reiki üstadı
gönderin ve buna vakit ayırın. Bunu yapmanın bir olur. Reiki öğretmek de insanları ve Yeryüzünü te­
yolu Yeryüzünü temsil eden herhangi bir şeye elle­ davi etmenin yollarından biridir.
rinizi koymaktır. Model yerkürelerden birini. hatta
anahtarlıklara takılan minik küreleri bile elinize
alabilirsiniz. Elinizdeki ne olursa olsun, niyetinizi NOTLAR.?
Cisme değil. Toprak Ana'ya yönlendınn. Elinizi (!) A11y VVallace ve Bili Heııkin. (The Psychic Healirtg B(>ok)
“yere” koyun ve enerjiyle sevgiyi doğrudan Yeryü­ Psişik Şifa Kitabı (Berkeley', CA, The Wingbow Press. 1978)
züne yollayın. s.99 1O1. (Ruhsal Şita Olmak. Anıy Wallace Bili Henkın,
Ruh ve Madde Yayınları, İstanbul, 1995.)
Bir diğer yol da uzaktan şifadır. Uzaydan bakar­
(2) Maıion Wernsteiıı, (Positive Mogic: Occıılt S«//-W«/p)
mış gibi Dünyayı gözünüzde canlandırın ve Reiki Miispel Büyü: Gizli Güçlerle Kendinize Yardım Edin (Custer.
enerjisiyle sembolleri bu şekilde gönderin. Belirli WA, Phoenix Publishing Co., 1981 ). Bkz. Bölüm 8, (Words of
bir ülkeyi. sorunlu bir bölgeyi, bir topluluğu, tehdit Power. The work of Sef'-Tratısformatioıı) ‘"Kuvvet Sözleri.
altındaki bir onnanı ve canlı türünü gözünüzde Kendini Dönüştümıe Çalışması" s.199-254.
canlandırın ve şifayı oraya gönderin. Fay hatlarını. (3) Takıp eden süreç Leah Maggie Garfield ve Jack Graııt’ten
oluşan kasırgaları. sel bölgelerini. çevre kirleten fa­ alınmadır, (Companioııs in Spiril) Ruh Yoldaşları (Berkeley.
CA, Celestial Arls Press, ı984). s.38 43.
ciaları gözünüzde canlandırın ve sükunetle temiz-
lenıne için oralara enerji yollayın. Korunma, temiz­
lenme, enerji, gevşeme ve karmik yardıma ihtiyacı
olan insanlann. hayvanların. bitkilerin ve yerlerin
haddi hesabı yoktur. Toprak Ana’dan bir parça alın
ve ona enerji. sevgi yollayın. Barış ve gezegenin
koruıunası için çalıştığım bildiğiniz insanlara da bu
enerjiyi ve sevgiyi gönderin.
Reiki 2 uygulamacısı olarak siz de insanlara ve
Yeryüzüne şifa verilmesinin bir parçasısınız. Yete­

REİKİ 94
Bu noktadan itibaren Gelenekselden çıkıp ta­
mamen modem (konuların hiçbiri aslında modern
olmamakla birlikte) yönteme geçeceğim. Belirtilen
alıştırma ve bilgilerin hiçbiri Geleneksel öğretide
yoktur ancak, ileride açıklanacak olan - Geleneksel
olmayan - Reiki 3 bilgisini mümkün kılması bakı­
mından hayati önem taşımaktadır Buradaki mater
yali Reiki 2'nin bir parçası olarak sunuyorum. Bu­
A L T IN C I B Ö L Ü M nun iki nedeni var: birincisi ikinci ile Üçüncü De­
rece enerjileri arasında köprü olması, ikincisiyse
öğrencinin samimiyetle Reiki 3 çalışmaya başla­
madan önce bu konuya vakit ayırması gerekliliği.
Açıklanan bilgi ve alıştırmalar Reiki ’nin nasıl ça ­
lıştığının aılaşılması hususunda da hayati öneme
K V N D A LİN İYİ sahiptir.
Bu bölümün malzemesi son derece eskidir ve

AÇMAK Sanskrit ile Tantrik Budizm öğretilerine kadar gi­


der. Bu bilgiler. kendisini erken Hıristiyanlığın bir
parçası haline getiren isa zamanında bile eski kabul
edilirdi. İkibin yıldır Batıda kaybölmuş olan sözko-
nusu bilgiler, gezegenin en kadim bilgelik ve me­
deniyetlerinin yok olmanın eşiğine gelmesiyle ye
niden gün yüzüne çıkarılmaktadır. Onlar Doğuda
çeşitli isimler altında bilinen yöntemlerdir. İleri Re­
iki öğretiminin ne zanan ve nasıl birer parçası ha­
line geldiğini bilmiyorum. Bunlardan faydalanan
(ve benim de kullandığım) uyumlama yöntemini
kimin geliştirdiğini de bilmiyorum. Aslında bu
malzeme Reiki’nin en eski parçalanndan bile ola­
bilir, zira Mikao Usui’nin Budist öğretiye ve kadim
SutraMara vakıf olduğu biliniyor.
Bedenin enerji kanallarını öğrenerek şifacı Re­
iki 'nin nasıl vücuda girdiğini ve orada nasıl hareket
ettiğini anlar. Bu Reiki kanallarım geliştirerek de
şifacdık kabiliyetini arttırır: enerji akımlarını kont­
rol etmeyi öğrenerek bunu başkalarına aktarmayı
başarabilen bir usta haline gelir. Sözkonusu akta­
rım. Reiki uyumlama sürecidir ve bu bölümde ele
alınan enerji alıştırmaları bedeninize onu taşımayı
öğretir. Yüksek miktarda K i’yi tutma ve ilenme ka­
biliyeti ile bu enerjiden yararlanma teknikleri Reiki
uyumlamalarının konusunu teşkil eder (Reiki üsta­
dını yapan da bunlardır). Bu bölümdeki alıştırmalar
işte böyle bir süreci başlatır.

r e ik i 95
Bu enerjinin doğası ve bedende nasıl hareket et­ dir.
tiği konusu aslında hayatın kendisidir. Medyum
Yaşam gücü K i’ye kadim yöntemler dahilinde
Barbara Marciniak,° aydınlatıcı kitabı Şafağı Geti-
yeni yollarla erişilmektedir. insanlığın dönüşümü
renler’de (Japonya'da Ki olarak adlandmlan) ya­
için araçlardan biri de Reiki ’dir. Güneşin altında
şam gücü enerjisine “Işık” der ve onu “bilgi" ola­
hiçbir şeyin yeni olmadığı söyleyen bir deyiş var­
rak tanımlar. Ona göre Işığın ya da Ki veya bilginin
dır. Çağdaş olma rotasında, kadim yollardan eve
taşıyıcısı olan insan DNA’sı bir zamanlar oniki şe­
dönüyoruz. insan DNA’sıyla yeniden bağlantı kur­
ritliydi (halbuki şimdi sarmal şeklinde sadece iki
ma ve Işık Varlıklar (Ki vey?. bilgi anlamında Işık)
şeritten ibaret). Bugünkü insan evriminin doğasın­
olarak geçmişimize salrip çıkma fikri, Reiki için
da şifreli bilgi/Ki ’ye girmeyi ve kaybettiklerimizle
kusursuz bir mecaz gibidir. Gezegen üstünde. onu
tekrar bağlantı kunnayı öğreniyoruz. Son bölümde
isteyen herkese Reiki'yi açnıa ve ulaştınna. kay­
insan ruhunu çok şeritli bir örgü şeklinde ele aldı-
bettiğimiz oniki sannal şeritli DNA' ya ve
ğınnın hatırlayın. Bana göre Reiki, bu yeniden bağ­
Ki/Işık/bilgiye dönüş gibidir.
lantı kunna sürecinin çok önemli bir parçasıdır.
Kimi eski batni (içsel) sistemler - enerji yön­
Barbara Marciniak şöyle diyor:
lendirme sistemleri - Batıda ilk defa gün ışığına çı­
Artık bedeninizde saklı tarihi açmanın wm.ını geldi. Bua- kıyor. Tarihte ilk defa (gezegende ve insanlar ara­
km ışık-şifreli iplikçiler yeniden birleşerek yeni .sarmallar sında şifaya olan ihtiyaç aciliyet gerektirdiğinden)
oluştursun; kendinizi DNA'nın size venx:eği yeni bilgilere
açm... gizlilik ve gizemlileştinne kuralları bir kenara bıra­
kılıyor. Wicca öğretileri. Budiarn ile Hinduizm öğ­
Işık-şifreli iplikçiler ışığın bir aracı. parçası ve ifadesidir.
retileri, erken Hıristiyanlığın Olü Deniz Yazmaları.
Bu ışik-şifreli iplikçiler hücrelerinizde milyonlarca incecik ip-
liksi lifler halinde bulunurlar ve onlara karşılık gelmek Uzere. Kundalini ve Tantrik meditasyon yöntemleri ile As­
bedeninizin dışında da bu ışık şifreli iplikçilerden bulunur. Bu ya kökenli Ch'i Kung artık okuma ve ardama yete-
ısik-şifreli filamentter. kim olduğunuzun hikayesini barındıran rıeği olan herkese açılıyor. Kitap ve televizyonun
İşık Dili'niıı geometrisini taşırlar...
hüküm sürdüğü, köklerini hızla tarihe gömen bir
DNA yeni şeriller halinde biçimlendikçe, bu arada hazır dünyada sözlü gelenekler varlığım sürdürememek-
edilmiş olan siniı- sistemi içinde yol alırlar. Ve arlılar bilincini tedir. Dolayısıyla böyle bir açılına öğretilerin sür­
ze hücum eder. Bu sinir sistemini geliştimıeye çalışmalı ve ışı­
dürülmesi bakımından hayati öneme salıiptir. Bu
ğı bedeninize çekmelisiniz,
aynı zamanda Yeryüzü insanlanmn yeniden ruh ka­
Yeniden bağlantı kurma çalışması şu anda, özel­ zanmaları, hayatlarına değer ve anlan katmaları
likle K i’nin (ya da Işığın) bilincinde olanlarda ve açısından da şarttır. (Yeniden ruh kazanma tabirini
onu kullanmasını bilenlerde gerçekleşmektedir. Yeryüzünü kurtannak. DNA ile yeniden bağlantı
Ki 'yi açma ve onu yönlendirme usulleri çok eskile­ kurmak ve gerçekten kim olduğumuzu öğrenmek
re gider (Vajrayana Budizmi, Hinduizm. Ch 'i anlamında kullanıyorum.)
Kung) fakat, ihtiyacın belirmesiyle bugün yeniden
Reiki bu süreçte hayati bir mİ oynar. Bu şifa sis­
keşfedilmektedir. Sanaya Roman ve Duane Packer,
temi insanlan Yeryüzü Ki ’siyle ve Semavi Ki 'yle
Işık Bedeninizin Uyarılması adlı kaset dizisinde bu
temasa geçirir (bir başka deyişle insanların Yeryü­
süreç üzerinde durulmaktadır. Işık veya Ki kanalla-
zü ve yıldızlarla bağlaıülanm kurar) ve onların
nnın açılması ve yaşam enerjisinin nasıl işlediğinin
yüzyıllardır unutulmuş yeteneklerini su yüzüne ç ı­
öğrenilmesiyle yeni bilgi de açılır. Bu yeni bilgi,
kartır. Bu yeteneklerin doğasını, ne olduklarını. na­
Tantrik Şiva’nın bu gezegene Reiki’yi getirmesin­
sıl ve niçin olduklarını öğrenmek. yaşam gücünün
den bu yana görülen en büyük gelişme potansiyeli­
doğasının öğrenilmesiyle eş anlamlıdır. Eski enerji
( * ) : Ya zarın bahsettiği kitap iki cilt halin de: “Pleiadian Öğreti/eri ( /): Unuttuğunu; Tanrılar; P leiadian Öğretileri- ( 2): Evreni n
Genetik Kitaplığı Dünya’’ adı ile Ötesi Yayınları tarafından yayınlanmıştır (Editör).

REİKİ 96
yöntemlerine sahip çıkılması ve yeni bir zaman ve luk üzerindeki eylem/niyetiyle yaratılmıştır. “Re-
kültür ikliminde gözden geçirilmesi Reiki 'nin iki'’deki “Ki” de bilincin Tanrısı. yaşam gücü ener­
anahtanm teşkil eder. Buna karşılık, onların evren­ jisi ve fizik.enerji ve ruh bedenleri arasındaki bağ­
sel olarak Yeryüzüne aktarımında da Reiki önemli dır. K i’yi harekete geçinne niyeti Reiki şifacısınm
role sahiptir. Ki 'yle ve insan bedeninin Işık/bil- şifa için ellerini koymasıyla ifade edilir - bu hare­
gi/enerji sistemiyle çalışan hiçbir yöntem bu kadar ket enerjiyi “açar". Reiki'ye uyumlamak içinse da­
kolay ve basit değildir. Diğer disiplinler yıllar sü­ ha odaklı ve bilinçli bir niyet gerekir.
ren bir eğitim ve uygulama gerektirir, Reiki 'yse bir
Ki. Göklerden ve Yeryüzünden gelir; varlığa ha­
uyumlamaya bakar.
yat veren güçtür o. Semavi Ki ve Yeryüzü K i’sinin
Yüzyıl önce Reiki uyumlamasının ve enerjisi­ yanı sıra herkes Asıl Ki - rahme düşerken içimize
nin ^^ende tam olarak ne yaptığım bilmek önem­ yerleştirilen yaşam gücü - ile doğar. Semavi Ki ve
li olmayabilirdi ancak, artık bu kaçınılmaz hale Yeryüzü Ki 'si bedene dışarıdan gelirken Asıl Ki iç­
gelmiştir. Ki enerji kanallarım kullanarak ve geliş­ seldir ve göbekle Karın Çakrası arasındaki boşluk­
tirerek hem DNA'nın kayıp şeritleriyle temasa ge­ ta. tam böbreklerin (Hayatın Kapısı) önünde sakla­
çeriz hem de beden. zihin ve mhlarımızla yeniden nır. Hara. bu saklama boşluğunun Japonca adıdır.
bağlantı kunnuş oluruz. Bunun nasıl ve niçimni an­ Çin'de Üçlü Isıtıcı. Hindistan'da da Kuyruksoku-
layarak daha çok öğrenmenin yolunu da açarız. Re- mu Merkezi olarak adlandırılır.
iki’nin büyüleyiciliği ve güzelliği kısmen basitli­
Hem Doğu Asya hem de Hindistan Kı'nin (ve­
ğinde yatsa da onu anlamak isteyen kişinin bilgiye
ya Prana ya da Ch’i) bedene girdiği ve onda deve­
(Ki/Işık) sahip olması gerekir. Bu bölümde, konu­
ran ettiği enerji kanallarım açıklar. Her iki sistem
yu anladığım ölçüde sunmak için elimden geleni
de merkezi bir kanalla başlar ki bu aslidir; merkezi
yapacağım.
kanalın her iki yanında da enerjiyi ters yönlerde ta­
İlk kavram, K i'nin bedendeki deveranı, yani do­ şıyan bir çift kanal bulunur. Bu kanallar dikey ola­
laşımıdır Ki, Hindistan'da Prana. Çin'deyse Ch'i rak omurga çizgisini takip eder. Ardından da bede­
adı verilen yaşam gücü enerjisidir. KundaJini Yo- nin tüm elektrik “kablolama” sistemini meydana
ga'sı (Hindistan kökenli) ile ifade edecek olursak getirınek üzere dallanıp budaklanır. Hindistan çak-
Prana “nefes” anlamına gelir ancak, “bilinci taşı­ raların, eterik merkezi güç hattından (Suşumna)
yan ortam işlevini gören enerji" <nolarak da tanım­ doğduğunu ve bu hattın enerjisinin eterik çift öte­
lanmıştır. Bilinç, Varlığa hayat veren güçtür, onsuz sindeki bedenlerde yınelendiğini vurgular. Beden­
hayat olamaz. Yoga geleneklerinde Prana daima lerin her birinde, eterik çift üstünde, duygusal be­
Şakti-Kandalini (bilince doğumla biçim veren va­ dende, zihinsel ve ruhsal düzeylerde çakra sistem­
roluşun kadınsı niteliği) adı verilen Ana T^rnça ta­ leri bulunmaktadır.
rafından sembolize edilir. Şakti-Kundalini'nin be­
Çin de iki yandaki kanal çiftlerini akupunktur
den hareketlerini inceleyen dala Kundalini Yogası,
boylamlarının ana hatU kabul eder. Bu ana kanal­
Prana' yı düzenlemeye yarayan nefes kullanımına
lardan tilin büyük ve küçük akupunktur çizgileri çı
da Pranayama Yogası denir. Tantra Yogası da Pra-
kar ki bunlara Hindistan'da Nadi 'ler denir. Bunlar
na/Ki enerji kanallarıyla çalışan bir başka yöntem­
eterik bedenin sinir kanalları olup fiziksel bedene
dir.
kadar uzanırlar. Nadi'lerden aynca fiziksel merke­
Asya'da Şakti-Kundalini. Yeryüzü C hT si ile zi sinir sistemi de doğar. Boylamlar ya da sinir sis­
temsil edilen Y in ilkesidir. Japonya ve Çin'de Pra­ temi kanalları Şiatsu (Japonca bir kelime), yani el
na veya Ki hareketi niyete dayanır ve Ki olgusu zi­ ve ayaklardaki refleksolojik noktalarda son bulur.
hin gücüyle beden içinde düzenlenip hareket ettiri­ Bu dallanıp budaklanan kanallar ağı eterik çiftle fi­
lebilir. Budist öğretide tüm gerçeklik Zihnin Boş­ ziksel beden arasında olduğu kadar eterik çiftJe da-

REİKİ 97
Kundalini K analları ve Ç akralar lil h a y ü k s e k t it r e ş im s e ! b e d e n le r a r a s ın d a d a k ö p rü
“Kuyruksokuınu kemiği bölgesinde yükselen İda ve Pan- o lu ş tu ru r. D ü ş ü n ü n ki b u d a llı b u d ^ ± b ir a ğ a ç , y a ­
gala, Suşumna etrafında birbirlerine dolanır ve çakralar arasın­ n i b ir ç o k k ü ltü r d e n t a n ıd ığ ım ız H a y a t A ğ a c ı 'n ın ta
daki düğüm noktalarında karşılklı olarak diğer tarafa geçer
k e n d is i.
ler... Aynı spiral yot DNA molekülünün çift helix'li biçiminde
de görülür...” Ü ç a n a k a n a la H in d is t a n 'd a K u n d a lin i d e n ir v e
g e n e l o la r a k , e t e r i k ç i f t t e y e r a ld ığ ı k a b u l e d ilir .
T a ç ç a k r a d a n K ö k Ç a k r a 'y a o m u r g a b o y u n c a b e d e ­
n i d ik le m e s in e k a t e d e n b ü y ü k m e r k e z i k a n a la S u -
ş u m n a ad ı v e r ilir . O Y e r y ü z ü i l e E v r e n e n e r ji l e r i
a r a s ın d a k i b a ğ la n t ıd ır v e n ö t r b i r e n e r ji y e sa h ip tir.
F iz ik s e l d ü z e y d e b u , o m u r iliğ e v e m e r k e z i s in ir
s is t e m in e te k a b ü l e d e r . E t e r ik ç i f t d ü z e y in d e , ç a k ­
ra la r S u ş u m n a ç iz g is i b o y u n c a u z a n ırla r. T e r s y ö n ­
d e g id e n k a n a l ç i f t l e r i H in d is t a n 'd a i d a v e P a n g a la .
b a z e n d e Ş a k t i v e Ş i v a a d ıy la b ilin ir . B u n la r S u ­
ş u m n a b o y u n c a b i r b ir in e d o la n a r a k i le r le r le r v e
ç a k r a la r a r a s ın d a k i n o k ta la r d a e n e r ji l e r k a r ş ı ta r a fa
g e ç e r . İd a d iş i ld ir v e b e d e n in ö n y ü z ü n d e a ş a ğ ı y ö ­
n e lir : P in g a la ‘y s a e r i ld i r v e o m u r g a b o y u n c a y u k a -
n d o ğ ru ltu lu d u r.

Ç in , J a p o n y a v e d iğ e r A s y a ü lk e le r in d e ü ç k a n a ­
lın a d la n fa rk lı o lm a k la b ir lik te a y n ı k a v r a n ıla n ta ­
n ım la r . F i z i k s e l v e e t e r i k ç i f t d ü z e y le r in in ö t e s in e
o d a k la n m a s ıy la m e r k e z i k a n a l, Ja p o n y a 'd a k i H a r a
Ç iz g is i 'd ir. H e r ik i y a n ın d a k i ç i f t e r e n e r ji h a tla r ın a
i s e B a ş l a n g ıç D a m a r ı (v e y a İşl e v s e l D a m a r ) v e Y ö ­
n e t ic i D a m a r d en ir. B u n l a r H in d is t a n 'd a İd a v e
P in g a la da d en en Büyük M erk ez i K a n a lla r 'd ır .
B a ş la n g ıç D a m a n d iş ild ir ( Y i n ) v e e k s i ( - ) ( e l e k t ­
rik te k i n e g a t i f . y a n i “ - ” y ü k g i b i ) e n e r ji y ü k ü v a r ­
d ır. A p ış a r a s ı v e y a H u i Y i n n o k ta s ın d a b a ş la r (b u
k o n u d a a y r ın tı v e r il e c e k ) v e a lt d u d a k ta s o n a e r ­
m e k ü z e r e b e d e n in ö n t a r a fın d a n y u k a rı ç ık a r . Y ö ­
n e t ic i D a m a r i s e e r ild ir ( Y a n g ) v e a r tı ( + ) y ü k ta ş ır.

O d a a p ış a r a s ın d a n b a ş la r v e o m u r g a b o y u n c a
b e d e n in a r k a s ın d a n y u k a n ç ık a r . ü s t d u d a ğ ın ü s tü n ­
d e so n a erer.

M e r k e z i k a n a l ü z e r in d e k i e n e r ji n o k t a la n H in ­
d is t a n 'd a ç a k r a l a r ( e t e r ik ç i f t ) o l a r a k b ilin ir k e n D o ­
ğ u A s y a ’ d a ö n e m li a k u p u n k tu r n o k t a la n iki m e r k e ­
zi e n e r ji h a ttın a y e r le ş m iş tir . Ç a k r a la r o kadar
Hayatın genetik şifresini taşıyan DNA molekülünün çift ö n e m li k a b u l e d ilm e z v e i k in c il m e r k e z le r o la r a k
sarmal şeklinde biçimlenişi. a d d e d ilir. B e n im k a n a a t v e y o r u m u m o d u r k i . b u -

RHKİ 98
H a r a Ç izgisi 111 nun nedeni kanalların. çakralann bulunduğu eterik
çiftte değil de daha derinde yer alan Hara Çizgi­
sinde olduğu görüşüdür. Önemli akupunktur nok­
talan Başlangıç ve Yönetici Damarların (İda ve
Evrensel Güç
Pangala), Ki dolaşım hareketi esnasında karşılaş­
Kişi Ölesi Nokta tıkları çakralar-arası yerlere denk düşer. Bu nokta­
lar aynı zamanda daha önce de sözü edilen “yeni"
çakralanlır ve merkezi kanalla (Hara düzeyindeki
Suşumna) birlikte Hara Çizgisi 'ni oluştururlar. Her
iki sistemde de sarmal olarak tasvir edilen Ki veya
Prana'rnn hareketi (ya da deveran) hayal molekü­
lü DNA’nınkine çok benzer.
Bu enerji kanallarından Ki veya Prana'yı hare­
ket ettirme disiplinine Hindistan* da “Kundalini ’nin
Açılması" adı verilir; ayrıca Hindistan ve Tibet'te­
ki başka sistemlerde farklı isimlerle de anılır. Doğu
Asya ülkelerinde bu disipline Ch’i Kung {ya da Qi
Gong) denir. Enerjinin nasıl hareket ettirildiği ko­
nusunda sistemler arasında bazı farklar var. Doğu
Asya'da bu disiplinin amacı yaşam gücünün taze­
lenmesi ve canlandırılması iken Hindistan ve T i ­
bet’te birinci hedef ruhsal gelişim ve bedenin aşıl -
masıdır.
Hindistan'da süreç, Prana enerjisinin Taç çak-
rasından hareket ettirilmesine yoğunlaşır. Şakti ve
Şiva Taç'ta buluştular mı enerjinin ya Taç'tan ser­
best kalması ya da aynı yoldan geri dönmesi (aşa­
ğıya inmesi) beklenir. Doğu Asya’ da ise dönüş/iniş
hareketi çıkış kadar önemsenir. Bundan dolayı be­
denin başa çıkabileceğinden fazla enerjinin geri
tepmesinden doğan olumsuz belirtiler hafifletilmiş
olur.
Uyanlmamış Kundalini omurganın dip nokta­
sındadır. Üst üste halkalanmış biçimiyle o Kunda­
lini Şakti’dir - yani güç bilinci. Uyarıldığında çak-
ralar üzerinden Suşumna boyunca yükselir ve Taç
çakrası üzerinde Şiva’yla birleşir - saf bilinç. Bu
birleşme bedenin aşılması, Yeryüzün gökle karış­
masıdır ve saadet hali olarak açıklanır. Tantristler
içinse bu Tanrı ve hayatın birliğiyle bütünleşmedir.
Yer düzleminin ikiliği. birlik ve bütünleşmenin sa­
adetinde çözülmüştür, “ Yukarıda olduğu gibi, aşa­
ğıda da." 01

REİKİ 99
Bedende K i’nin Dolaşımı l!)
Mikrokozmik Yörünge
Küçük Semavi Döngü

Kuçük Semavi Döngünün Önden Görünüşü Küçük Semavi Döngünün Yandan Görüıtüşii

Ch’i Kung'da (ki enerji yolu yalnızca yukarı - her uygulamada enerjinin topraklanmasıyla so­
yönlü olmaktan ziyade daireler şeklinde yönlendi­ nuçlanır. Bu deneyim "beynin aşın 1Smmasını.”
rilmiştir) amaç. sağlık ve uzun bir hayat için yaşam duygusal sorunlan ve sannlan önler; bu bakımdan
gücünün etkin kullananıdır. Ruhsal uyanış daha Suşunına'da eksik olan bir nevi emniyet supabını
sonra gelir. Sözkonusu enerji döngüsünü günlük devreye sokar. Enerjiyi ters yönde iki kanaldan ha­
olarak uygulamanın neredeyse her hastalığı tedavi reket ettirerek her türlü fazla enerjiyi güvenle top-
ettiği söylenir, çünkü bedenin her yerindeki enerji raklaınış veya serbest bırakmış olur. 151
tıkanıklıklannı ve zayıflıkları giderir ve tfun organ­
Peki Reiki açısmdan bunun anlamı nedir? Reiki
lara K i'yi ulaştım. Hindistan’da odak konusu olan
de Ki/Ch'i/Prana’yı bedenden geçirerek çalışır.
Suşumna yerine Ch’i Kung, Başlangıç ve Yönetici
Enerji ana kanallardan - Hara Çizgisi. Başlangıç ve
Dam arlarla (İda ve Pangala) çalışır. Buradaki dön-
Yönetici Damarlar - ve dallanıp budaklanan tali
güsel yol - üst çakralara yoğun Ki hücumu yerine
yollardan geçerek ellere ulaşır. Reiki uyumlaması

RÖKİ 100
Bedende Ki’nin Dolaşımı ""'(devam)
Mikrokozmik Yörünge (Büyük Semavi Döngü)
Dil, Yönetici ve Fonksiyonel kanalların döngüsünü tamamlamak için damağa dokundurulur

Kişi Ötesi Nokta


Semavi Chi
BAŞLANGIÇ
DAMARI VEYA
KANALI Taç Çakrası
Taç noktası (beyin epifizi)
Kaş çakrası Yön Bezi Aydınlanma
Balgam bezi (kaş ortası)
Kristal Saray - Ruhun Oyuğu Nedensel Beden Çakrast
Yeşim Yastık (Yui-Gen-kafatası pompası)
Boğaz Çakrası
Troid Bezi (Hsuan Chi) C-7 noktası (fa-Chui)

Kalp Çakrası, Timüs bezi ve kalnll:-* Timüs Çakrası


(Shan Chung)- gençleşme merkezi Kalbin karşısındaki nokta (Gia Pe)
Güneş Sinirağı Diyafram Çakrası
(Chung-Wan) T-İL noktası
(Chi-Chung) böbreküstü bezi merkezi
Göbek (Chi-Chung)
Böbrek noktası (Ming-Men) Hayatın Kapısı
Hara .
Chi Denizi Kök Çakra
Kuyruksokumu pompası
Katın Çakrası Kuyruksokumu kemiği (Chang-Chiang)
Yumurtalık sarayı AplŞ arası Çakrası
/Sperm sarayı Ölümün ve Hayatın Kapısı (Hui-Yin)

Ekstra 31 (He ding) Wei-chung


Ekstra ruhsal enerji burada saklanır

YÖNETİCİ DAMAR VEYA KANAL

K-1 noktası
Yeryüzü Çakrası (Yung-Chuan}-Kaynayan Pınar

REİK.İ 101
H a r a Ç iz g isin d e k i E n e rji Akışı ü ç a n a k a n a lın y a n ı s ır a çra k ra ta n d a a ç ıp t e m iz le ­
y e r e k a k ım ı y ö n le n d ir ir v e a ıttır ır . H e m e t e r i k ç if t
( S u ş u m n a ) h e m d e H a r a d ü z e y le r in d e e n e r ji y i te ­
m iz le y ip a ç a r. R e ik i l ‘d e n s o n r a k i h e r u y u m la m a
Kişi Ö tesi Nokta
b u k a n a ll a n n K i ’ y i tu tm a v e ile t i n e k a p a s ite le r in i
Semavi Clıi
a r t t ır ır - ilk in ş ifa d a , a r d ın d a n da b a ş k a la n n ı
u y u ın la m a d a . B a ş l a n g ı ç v e Y ö n e t i c i D a m a r la r ’d a

BAŞLAN GIÇ K i n i n k u lla n ılıp y ö n le n d ir ilm e s iy le d ir k i ü s ta d ın


Taç Çakrası
DAM ARI b e d e n in d e R e ik i u y u m la m a s ın ı ile te c e k kadar

t
e le k t r ik e n e r ji s i tu t u la b ils in . B u b a k ım d a n R e i k i b i r
Nedensel K u n d a lin i d is ip lin id ir .
Beden Çakrası
R e i k i 2 ’d e ş i f a c ı b u e n e r ji y l e o y n a m a y a b a ş la r
v e b e d e n in in o n u y ö n le n d in n e v e tu tm a k a b iliy e t i­

Timüs Çakras ni g e liş tir ir . H in d is ta n , T i b e t v e J a p o n y a 'd a k i T a n t-


rik p r a tik le r d e b u d is ip lin , y ıl l a r s ü r e n e ğ itim in y a l­
n ı z c a b ir p a r ç a s ıy d ı. R e i k i 2 ş if a c ıs ı İ k ın c i D e r e c e
e n e r ji s iy le te c r ü b e k a z a n ın a a ş a m a s ın d a b u e n e r ­
Diyafram
ji y l e ç a lış m a y e t e n e ğ in d e d e b e ll i b ir h ü n e r e u la ş ­
Çakrası
m ış o lu r. B u n u n b i li n c in d e o l s u n o lm a s ın , e n e r ji
k a n a lla r ı a ç ık t ır v e ş i f a y a p tığ ı v a k it iç in d e n y ü k lü
m ik ta r d a K i a k a r . A n c a k . R e i k i 3 ' e u la ş tığ ın d a k e n ­
Böbrek Noktası
d i ir a d e s iy le e n e r jiy i ile t m e s in i ö ğ r e n m e s i v e s ü re ­
c i n b ilin c in d e o lm a s ı g e r e k ir . A ç ık la n a c a k . K i A h ş -
t ı n n a l a n n ı n a m a c ı b u d u r - b a l e n i n b u e n e r jiy i tu t­
m a k a b iliy e t in i a rttın n a k . v e s ü r e c in fa r k ın a v a r d ır ­

Apış Arası m a k . R e i k i 3 't e is e Z ih n in e y le m i v e n iy e t k o n u la ­


Çakrası n e k le n e c e k t ir .
(Hui-Yin)
İlk o la r a k , e n e r ji a k ış ta r z ın ın a n la ş ılm a s ı g e r e k .
C h ’i K u n g b u n a M i k r o k o z m ik Y ö r ü n g e d er. T ü m
e n e r ji ç a lış m a l a r ın d a C h ‘i K u n g b u n u t e m e l a lır, b u
n e d e n le b e n d e k ıs a c a e l e a l a c a ğ ım . K u n d a l in i Y o ­
g a y e r in e C h 'i K u n g a l ış t m n a l a r ın ı t e r c ih e t m e m in
n e d e ı i , C h ' i K u n g 'd a k u lla n ıla n d e v r e s i t a m a m la n ­

YÖ N ETICİ m ış e le k t r ik d ö n g ü s ü n ü n a ş ı n y ü k le n m e y i ö n le m e ­
DAM AR s i v e g ö z e t im s iz y a p ılm a s ın ın ç o k d a h a g ü v e n li
o lu ş u n d a n d ır. B u y ö n t e m le k ı s a s ü r e d e , h e rh a n g i
b ir r a h a ts ız lık v e y a t e h l ik e y e m e y d a n v e n n e d e n .
y ü k s e k m ik ıa r d a e n e r ji ü r e tile b ilir . Ş u n u d a b e lir t­
m e liy im k i b u r a d a a k t a n la c a k a lış t ır m a la r ı T a n tr ik
K u n d a lin i t e k n ik le r i d e a y n e n b e n im s e m iş tir .

M ik r o k o z m ik Y ö r ü n g e k o n u s u n d a c id d i o la r a k
ç a lış m a k is t e y e n le r e ik i k it a p ö n e r e b ilir im : M a n ta k
Yeryüzü Çakrası
C h i a ’ run T a o A r a c ı l ı ğ ı y l a Ş i f a E n e r ji s i n i n U y a r ıl-
Yeryüzü K i’si

REİKİ 102
ması (Aurora Press, 1983)'"' ile Mantak ve Mane Yeryüzü enerjisiyle bedenin elektrik bağlantısını
ewan Chia’nın Tao’nun Şifa Verici Işığ mm Uyanl- teşkil eder. Tabanlar ısındığında enerjiyi ayak baş
ması (Healing Tao Books, 1993). Ch’i Kung konu­ parın ak lannıza, sonra ön taraftan diz kapaklarınıza
sundaki bilgilerimin çoğu bu kaynaklara dayan- götürün. Böylece tabanlardan Yeryüzü enerjisi çe­
m ^ ^ ı r . Mikokozmik Yörünge, Başlangıç ve Y ö­ kilmiş olur. Uyluklann içinden enerjiyi kalçanıza
netici Damarlan bağlayarak bedendeki enerji dev­ ve Hui Yin noktasına geri alın.
resini tamamlar. Bunu iki hareketle başanr ve bun­
Omurga üzerinden akımı yukarı devam ettirin
ların ikisi de Reiki 3 için vazgeçilmezdir. İlki Hui
ve bu sefer de kürek kem ikleri arasındaki noktada
Yin pezisyonuyl a bedenin dibindeki (Kök Çakra)
kollar için bölün. Her iki kolun içinden ayalann or­
kanallarm bağlam asıdır, yani apış arasındaki bir­
tasına kadar (şifada Reiki’nin aktığı yer) K i’yi gön­
leşme. İkinci hareketse bedenin tepesindeki kanal
derin. Duyumlara yoğunlaşın ve orta parmaktan
Iarı birleştirir ve bu da dilin damağa değdirilmcsiy-
dönüp kollardan geriye yukan çıkan akımı takip
le gerçekleştirilir. Bölümün ilerleyen kısımlarında
edin. Omuzlara ulaştığında enerji ana devreye geri
bu konu tekrar tartışılacaktır.
döner ve omurgadan çıkarak enseye ve tekrar Taç
Mikrokozmik Yörünge’deki enerji hareketi Re­ çakraya ulaşır. Enerji dolaşımını merkezi kanaldan
iki Ki alıştınnalannm başlangıcını ve temelini teş devam ettirerek onu Hara’ya geri döndüıün.
kil eder. Uzaktan şifada olduğu gibi bu da meditas-
Enerji hareketini bitirdiğinizde topraklama ya­
yon esnasında yapılır; şu farkla ki burada enerji içe
parak Mikrokozmik Yörünge meditasyonunu ta­
yöneltilir. Dikkatinizi göbek ya da Hara'da topla­
mamlayın. Bu son serece önemlidir ve her uygula­
yarak başlayın w. Isı (Ki) Hara’da yoğunlaştıkça
manın sonunda (bir veya birçok enerji döngüsü
zilıninizde buna niyet ederek onu apış arasına (Hui
yapmış olmanız fark ettirmez) mutlaka yapılması
Yin. Kök Çakra) hareket ettirin, ardından da omu­
gerekir. Enerji Hara’ da olduğu halde yumruğunuzu
rilikten yukarı. Böbrek noktasında (Ming-Men) bir
hafifçe göbek bölgesinin üzerine koyun. Genişliği
müddet durun, sonra enerji/Kiyi omuriliğinizden
15 cm.den daha geniş olmayan daireler halinde
yavaşça başımza (beyin epifizi. Taç çakra) yüksel­
ovalayın. Kadınlar bu dairevi hareketi saatin aksi
tin. Enerji akışını zorlamayın, onu takip edin. Bu
yönünde otuzaltı, saat yönündeyse yirmidört defa
enerjiyi on dakikaya kadar Taç çakrada tutun, ar­
yaparlar. Erkeklerse tam tersini - saat yönünde otu-
dından da aşağı, başınızın ön tarafma (Kaş. balgam
zaltı, aksi yönde de yinnidört defa. Bu hareket
bezi. Üçüncü Göz) yönlendirin. Enerjiyi bedenini­
enerjiyi toplayıp topraklar ve fazla elektrik yüklen­
zin ön yüzünden aşağı, tekrar Hara/göbeğe kadar
mesiyle bundan kaynaklanabilecek rahatsızlıkları
akıtın. Isı toplanana kadar onu Hara 'da tutan ve.
önler0 ".
Kök'e yönlendirerek Yörüngeyi tekrar başlatın.
Döngüyü birkaç defa yineleyin. B ir se ansta otuzal- Yukarıda açıklanan Mikrokozmik Yörünge, bu­
tı defa yapacak şekilde alıştırın alarımzı geliştirin. nu takip eden iki Ki alıştırmasının temelini oluştu­
rur. Bu aiıştırmalar bana 1989 yılında, Reiki 2 eği­
Bu konuda yeterliliğe ulaştığınız zaman bacak
timimin bir parçası olarak öğretilmişti. O tarihlerde
ve Yeryüzü bağl antısını da katın ‘ı#\ Göbekten ener­
ne alıştırmaların kökeni, ne de Mikrokozmik Y ö ­
jiyi Hui Yin’e (Kök çakra) yönlendirin, sonra da
rünge hakkında hiçbir bilgim yoktu. O yüzden bu
ikiye bölerek K i’yi uylukların gerisinden dizlerin
kitap için araştırmalarımı sürdürürken onları basıl ı
arka kısmına gönderin. Oradan, baldırlar üzerin­
halde keşfe tmek bana büyük sevinç verdi. Sözko-
den. ayak tabanlarınıza aksın. K -1 akupunktur nok­
nusu Ki alıştırmaları Kundalini Yogası ’nda da Ch’i
tası (Yung-Chuan) ayaklardaki çakmların yeriyle
Kung’da da bilinirler veh er iki disiplinin de önem­
aynıdır. Bu noktaya Kaynayan Pınar adı verilir ve
li pratikleri arasında yer alırlar. Onların Çin ve As-

(* ): Bu kitap ülkemizde "Mikrokozmik Yörünge M editasyonu” adı ile Dharma Yayınları tartfttâan yayınlanmıştır (Editör)

REİKİ 103
ya'ya yayılması ise muhtemelen Hint ve Tibet’ten Birinci Alıştırma
olmuştur.
Meditasyon haline geçin ve Mikrokozmik Yö-
Bu alıştınnalan yapmanın nedeni bedenin Ki rünge’yi başlatın. Ki ’ yi ateş enerjisi (Raku) olarak
enerjisini alma ve yönlendinne yeteneğini arttır­ canlandırın veya hissedin ve onu Hara’dan (göbek)
maktır. Başkalannı Reiki ’ye uyumlamak için çok Hui Yin’e (apış arası), sonra da T aç’a hareket etti­
yüksek düzeyde enerji kapasitesine ihtiyaç vardır rin. Enerjiyi bedenin ön yüzünden tekrar Hara 'ya
ve sözkonusu ahştmnalar kişiyi buna hazırlar. Eğer geri geti rin. Bu noktadan itibaren kadınlar ve er­
Reiki 3 eğitimi almayı düşünmüyorsanız bunları kekler için farklı olan uygulamalar verilecektir. Bu
yapmayabilirsiniz, fakat ümidim o ki öğrencileri­ alıştınnada Reiki sembollerini canlandırmayın
min birçoğu Reiki 3 derecesini alacaktır. Alıştırma-
lann ruhsallık ve sağlığı aıttmcı değeri inkar edile­
mez. Kadınlar için:
Bir sonraki alıştırmada aynntılarıyla açıklaya­
Aıştınnalara geçmeden önce bel iıtmek istedi­
cağımız Hui Yin pozisyonuyla başlayın. Bu alıştır­
ğim son bir nokta daha var: bedenin kutsallığı. Me­
ma kapsamında yere oturarak ve ayak lan nızdan bi­
tafizik disiplinlerin çoğu fiziksel olanı aşmaya çalı­
rinin topuğunu vajina ve klitorisinize bastırarak
şır ama şunu da gözden kaçınnamak lazım: bede­
başlayın. Sabit bir basınç uygul ayın - bacaklar ara­
nin kendisi de büyülü ve kutsaldır. Budistler kar­
sında yastık, tenis topu, hatta iri boyutlu bir kristal
manın yalnızca bedenli haldeyken çözülebileceği­
<,2>koyarak da bunu yapabi lirsiniz. Dilinizi damağı­
ne inanırlar. Şurası da kesin ki Reiki ancak beden
nıza yerleştirin. Bu pozisyon Kundalini Yogası ve
üzerinde yapılabilir. Medeniyetlerin bu çöküş za­
O ı’i Kung çalışmalarının çoğunun esasını teşkil
manında bedeni, zihni ve ruhu kirleten ve ona zarar
eder. Yastık kullanımı bir Zen (Japon Budianıi) tek­
veren çok fazla şey var. Bunlann çoğundan kaçın­
mamıza imk&ı yok - Yeryüzünün havasını solu­
meniz olasıdır.
mak, suyunu içmek ve yemeğini yemekten başka
çaremiz yok, Ardından. ısınana kadar ellerinizi birbirine sür­
tün ve Reiki akımını başlatın. <,?ı
Ancak, bazı şeyler yine de bizim kontrolümüz­
Isınmış ayalanmzla açıkta olan göğüslerinizi
de. Benim gibi birçok şifacı da bir sigara tiryaki si­
kapl ayın ve onl ara bastırın. Onlara içerden dışarıya
nin ya da alkol içen birinin Reiki kanallarının tan
doğru masaj uygulayın. Göğüs uçlarım uyarmadan
olarak açılamayacağına inanır. Alkol veya bir uyuş
bunu onsekiz defa yapın ve vajina, beyin epifizi ve
turucunun etkisindeyken asla ne şifa, ne de uyum-
balgam bezine (Kök çakrası, Taç çakrası ve Üçün­
lama yapmayın. Çünkü bu haller şifada istemneyen
cü Göz çakrası) K i akışını hissedin. içten dışa dö­
olumsuz varlık ve ilişiklere davetiye çıkanr. Bu
nüş hareketine ‘dağıtma’ deni r.
maddeler şifacının kesinlikle kaçımnası gereken
şeylerdir. Kızgın veya ciddi bir şekilde hasta oldu­ Parmaklarınız hafifçe göğüs uçlarına dokunur
ğunuzda da asla şifa ve uyumlama yapmayın. Siga­ vaziyette masajı durdurun ve enerjiyi göğüsler, va­
radan yahut diğer uyuşturucu ya da alkol bağımlı­ jina. Taç çakrası ve Üçüncü Göz’den Kalp Çakrası-
lıklarından kurtulmak istiyorsanız Reiki ve Mikro- na akıtın. Onsekiz dönüşlük masaj setini iki ila dört
kozmik Yörünge'nin bu konularda güçlü araçlar ol­ defa tekrar edin ve her setin sonunda Ki ’yi Kalbe
duklarını hatırlayın. Bir Reiki uygul amacısı olarak akıtın.
unutmayın ki siz Evrenin yaşam gücü enerj isinin
Ardından dönüşleri ters yönde yapın. yani dışar­
kutsal bir kanalısınız.
dan içeri doğru. Enerjiyi göğüs uçlarında toplayın
ve göğüslerin gerisindeki omurgaya, sonra Böbrek

REİKİ 104
K a d ın la r İçin K i A lıştırm ası (14> N o k ta s ın a y o lla y ın . Y i n e . o n s e k iz d ö n ü ş te n ik i ila
d ö rt s e t y a p ın . B u d ö n ü ş h a r e k e tin e d e ‘ te r s d ö n
Birinci Ahşnnna
d ü r m e ' d e n ir.

E lle r in iz i g ö ğ ü s le r d e n b e d e n in a r k a ta r a fın d a
b u lu n a n B ö b r e k N o k ta s ı ’n a g e tir in . B ö l g e y e d o k u z
ila o n s e k iz d e f a h a f i f s a r s a r a k m a s a j y a p ın . a rd ın ­
d a n d u ru n . B u h a r e k e ti d e i k i i la d ö r t d e f a t e k rar
ed in v e h e r s e tin s o n u n d a b ir a z d in le n in . B ö b r e k
b ö lg e s in d e k i ısıy ı h is s e d in .

Bundan so n ra k a s ık ta n y u m u r ta lık la r a kadar


o la n a lt g ö b e k b ö l g e s i n e m a s a j y a p ın . S a ğ ta r a fta
k a b u r g a la r ın a ltın d a k a r a c i ğ e r v e s a f r a k e s e s in in .
s o l ta r a ft a i s e d a la ğ ın o ld u ğ u b ö l g e y e d e m a s a j u y ­
g u la y ın . Ö n c e d ış a d o ğ ru , a rd ın d a n d a i ç e d o ğ n ı
m a s a j h a r e k e t le r i y a p ın - h e r p o z i s y o n iç in o tu z a l-
u d e fa . S o n r a . e n e r ji y i i ç t e t o p la m a k i ç i n v a jin a l
b ö lg e y e m a s a j y a p ın . A r a v e r in v e K i in in y a y ılm a ­
s ın ı h is s e d in .

S a ğ e l in i z i v a jin a n ız a . s o l e lin iz i d e K a l p M e r -
k e z i ’n iz e y e r le ş t ir in ve m e y d a n a g e le n e v re n sel
s e v g i d u y u m u n u k a l b i n i z e n a k ş e d in . Y e r y ü z ü e n e r ­
ji s i n i i ç e ç e k in v e M i k r o k o z m ik Y ö m n g e 'y l e d e ­
v a m e d e r e k e n e r ji y i H a r a 'y a t o p la y ın v e a lış t ın n a -
y ı b it ir in .

B ö y l e e e k a d ın la r i ç i n ilk a l ı ş t ı n n a s o n a e r m iş
o lu y o r .

B u a lış tı r m a n ın K u n d a lin i k a n a lla n n ı a ç m a k d ı ­


ş ın d a b a ş k a y a r a r la n d a v ar. R u h s a l d is ip lin le r in
b i r ç o ğ u c in s e l e n e r jiy i b i r ş e k ild e T a ç ç a k r a y a ç ı-
k a r m a y a ç a lış ır la r . C in s e l e n e r j i A s ıl K i 'd i r v e
o n u n k a y b ı y a ş a m g ü c ü n ü n d ir iliğ in i a z a ltır . h a y a tı
k ıs a l t ır ve o p tim a l s a ğ l ığ ı z a y ıfla t ır . Bu e n e r ji
m e n s tr u a s y o n (k a d ın la r d a a d et g ö n n e h a li). y u ­
m u r tla m a v e c in s e l e y le m le k a y b o lu r . Y u k a r ıd a
a ç ık la n a n a lış tır m a i s e b u e n e r jiy i y e n id e n d ö n ü ş ­
tü r ü r v e b e d e n in , z ih n in v e ru h u n y a r a r ı i ç i n A s ıl
K i 'y i a rttırır. C in s e l e n e r ji n i n k a lp e n e r ji s i y l e b ir
a r a y a g e lm e s i m e r h a m e t d u y g u s u n u g e liş t ir ip k i ş i ­
y e h u z u r, s a ğ lık v e s e v i n ç v e rir.

G ö ğ ü s m a s a jl a r ı k a d ın la r ın h o r m o n a ! s ü r e ç le r i­
n i d e n g e le m e y e d e y a r a r v e b u a n la m d a b a z e n d ra ­
m a t ik s o n u ç la r v e r e b ilir . D a ğ ıt m a h a r e k e ti m e n o -
Göğüs uçlarına dokunun ve enerjiyi kalbe çekin

REIKI 105
K a d ın la r İçin K i A lıştırm ası ',s) p o z b e lir t ile r in in k a y b o lm a s ın a y o l a ç a b ilir ; b u k o ­

Birinci Alıştırma (devam) nu “ k a n ın g e r i g i t m e s i ” i le a ç ık la n ır . G ö ğ ü s le r in d e


k i s t o l a n k a d ın la r d a d a ğ ıt m a h a r e k e t i b u k is t le r in
k ü ç ü lm e s in e v e y a o r ta d a n k a lk m a s ın a n e d e n o lu r.
Y a l n ız c a d a ğ ıt m a h a r e k e t in in y a p ılm a s ı g ö ğ ü s le r i
k ü ç ü lte b ilir . G ö ğ ü s le r i ir ile ş t ir m e k i ç i n t e r s d ö n ­
d ü rm e h a r e k e tin i u y g u la y ın a n c a k , g ö ğ ü s k is t in iz
v e y a m e n o p o z la ilg ili r a h a ts ız lığ ın ız v a r s a b u n d a n
k a ç ın m a lıs ın ız . K a d ın l a n n ç o ğ u i ç i n h e r ik i d ö n ü ş
h a r e k e t in in b ir d e n y a p ılm a s ı (a y ıu s a y ıla r d a y a p ı­
lır s a ) g ö ğ ü s ö l ç ü le r i n i n d e ğ iş m e d e n h o n n o n la r ın
d e n g e le n m e s in i s a ğ la r.

B u a lış t ın n a y ı h e r g ü n y a p m a n ın d iğ e r b ir m u h ­
t e m e l s o n u c u d a “ k a n ın g e r i g itm e s P rd ir. K im i k a ­
d ın la r d a ö s t r o je n d ü z e y i m e n s t ıiia s y o n d ö n g ü sü n ü
d u r d u r a c a k k a d a r d ü ş e b ilir . B a t ı n î ( i ç s e l ) f e l s e f e ­
le r d e b u o lu m lu k a b u l e d ilir . ç ü n k ü c in s e l K ir d in
y e n id e n d ö n ü ş tü rü lü p T a ç ç a k r a y a y ö n le n d ir ild iğ i
a n la m ın a g e lir. A n c a k b u , k a d ın la r d a d o ğ u m k o n t ­
ro lü iç in y e t e r i n c e g ü v e n ilir b ir d u ru m d e ğ ild ir .
E ğ e r m e n s t r i a s y o n d u rd u v e g e b e l ik is t e n iy o r s a ya
a lış t ır m a la r a a r a v e r in y a d a m a s a jd a k i d ö n ü ş s a y ı­
la r ın ı a z a lt ın (g ü n d e y ü z k e r e n in a lt ın a ) . B u a h ş tır -
m a l a n n b ilin e n b ir z a r a r ı y o k tu r. B i y o l o ji k s a a ti
d u rd u ru r v e y a r a t ıc ılık la z ih in s e l f a r k in d a lığ ı a n t ı-
n r la r.

A lış t ın n a . s a b a h v e a k ş a m b i r e r d e f a o lm a k ü z e ­
re , g ü n d e ik i d e f a y a p ıla b ilir . B i r s e a n s t a a s g a r i o tu -
z a l t ı. a z a n ı ü ç y ü z a lr m ış d ö n ü ş y a p ın . B a ş l a n g ıç t a
s a y ıl a n k ü ç ü k tu tu p z a m a n la a r ttır m a n ız t e r c i h e d i­
lir.

E r k e k le r iç in :

B u a lış tır m a n ın ü s tü n ü z d e g iy s i o lm a k s ız ın v e
M ik r o k o z ın ik Y ö r u n g e r d in m e d ita s y o n h a lin d e y a ­
p ılm a s ı e n iy is id ir . R e i k i s e m b o lle r in i v e R a k u 'y u
(a t e ş e n e r y s i ) c a ı a n d ı n n a y ı n . B u a ş ı n u y a r ılm a y a
v e r a h a ts ız lığ a n e d e n o la b ilir . B ö y l e b i r ş e y o l a c a k
o lu r s a f a z l a e n e r jiy i Y e r y ü z ü n e g ö n d e r in ; b u n u n
i ç i n K i 'y i H a r a r d a t o p la y a n M ik r o k o z ın ik Y ö r ü n ­
g e 'n in s o n d ö n ü ş h a r e k e t le r in i y a p ın . H u i Y in p o ­
z is y o n u v e B a ş la n g ıç v e Y ö n e t i c i D a m a r la n r u n n a ­
Hui Yin Pozisyonu - Kadınlar İçin Hayatın ve ÖlUmÜn Kapısı s ıl b a ğ la n a c a ğ ın a ili ş k i n k o n u la r b u b ö lü m ü n s o -

REİKİ 106
E rk e k le r İçin K i A lıştırm ası mı

Birinci A l ı ş ı m a

\
1

S o l elle Hayalar Tutulur. Sağ elle Göbeğe Erkeklerde Hui Yin'in Yeri.
Saat Yönünde M asaj Yapılır

nunda ele alınacaktır. Aynca, başlamadan önce ka­ reklere Ki' yi (içine nefes alır gibi) çekin ve enerji­
dınlar için Birinci A lış tm a ’yı okuyun. yi Böbrek Noktasına (nefes verir gibi) verin. Bunu
iki ila dört defa yapın. Böbreklerle cinsel uzuvlar
Ellerinizde enerji üreterek başlayın: onları hızlı­
arasındaki enerji bağlanusını hissedin.
ca birbirine sürterek Reiki akımını başlatın."6’
Tekrar ellerinizde enerji üretin. Hayaları sağ
Elleriniz ısındığında dokuz ila onsekiz defa
avucunuza alın ve onlara onsekiz ila otuzal tı defa
böbrekleri hafif sarsarak onlara masaj yapın. Durun
hafifçe masaj yapın. Durun ve Ki *nin hayalarda na-
ve ısıyı hissedin. Zihin gücünüzü kullanarak böb­

REİK.İ 107
s ıl t o p la n d ığ ım d u y u m s a y ın . c ü n ü t e ş k il e d e r. O n s u z n e Y ö r ü n g e t a m a m la n a b ilir
n e d e K i a k li v e e d ile b il ir. B u a y n ı z a m a n d a k u lla n ­
Ş im d i d e h a y a la r ı s o l a v u c u n u z la tu tu n v e s a ğ
d ı ğ ım ve ö ğ r e ttiğ im in i s i y a s y o n y ö n t e m in d e .
el in iz i H a r a 'y a y e r le ş t ir in . H a f i f b a s k ı u y g u la y a r a k
s a ğ e l in i z le g ö b e ğ in e tr a fın d a v e s a a t y ö n ü n d e o tu - u y u m la m a y ı i l e tm e k ü z e r e ü s t a d ın b e d e n in d e K i 'y i

z a ltı i la s e k s e n b ir d e fa m a s a j y a p ın . h a r e k e t e g e ç ir e n a r a ç tır . A n c a k K i a lış t ır m a la r ı G e ­


le n e k s e l R e i k i s ü r e c im le k u lla n ıla n b ir y ö n te m d e ­
E lle r in iz i d e ğ iş in ve. ü n ce e lle r i n i z l e te k r a r
ğ ild ir.
e n e r ji to p la y a r a k . a y n ı iş le m le r i y in e le y in . A n c a k
b u s e f e r H a r a ’y a s a a tin a k s i y ö n ü n d e m a s a j u y g u ­ R e ik i u y w n ta m a s ın d a G e l e n e k s e l ile G e l e n e k ­
la y ın . y in e o tu z a ltı ila s e k s e n b ir d e fa . s e l o l m a y a n R e i k i a r a s ın d a k i e n b e l ir g in fa r k la r d a n
b iri d e H u i Y i n p o z is y o n u d u r . G e l e n e k s e l in is iy a s
A r d ın d a n ik i e l in i z l e c i n s e l u z v u k a p la y ın . u y a -
y o n la r d a . İ lk D e r e c e ’d e d ö n . İ k in c i D e r e c e 'd e is e
n l ın a y ı h is s e d in v e e n e r ji y i to p la m a k i ç i n u z v u k a ­
s ın . D u ru n v e e n e r ji n i n y a y ılm a s ın ı h is s e d in . h ir ta n e d a h a u y u m !a m a d a n g e ç i lm e k z o ru n d a d ır.
H ui Y i n k a s ılm a s ı ile v e H a r a Ç iz g is in i a k tiv e e d e n
S a ğ e l in i z h a y a la r d a o ld u ğ u h a ld e s o l e lin iz i
( G e l e n e k s e l o lm a y a n ) y ö n t e m d e y s e h e r d e r e c e iç in
K a lp m e r k e z in e k o y u n v e k a lb in iz e e v r e n s e l s e v g i
s a d e c e b i r k o m b in e u y u m la m a g e r e k lid ir . R e ik i
e n e r jis in i ç e k in .
3 't e h e r ik i y ö n te m d e d e t e k u y u m la m a v ard ır.
M ik r o k o z m ik Y ö r ü n g e i le d e v a m e d e r e k e n e r ji ­
H e r ik i in is iy a s y o n s ü r e c i d e iş le v s e l o lm a k la
y i H a r a ’ y a d ö n d ü rü n v e n ih a i d ö n ü ş h a r e k e t iy le
b i r l ik t e k a n ım c a . H a ra Ç i z g i s in i a k tiv e e tm e k
a lış tır m a y ı b itir in .
u y u m la m a iç in d a h a e tk i li b ir y o l d ur. H e r iki y o l ­
B u a lış tır m a n ın ç e ş i t li a m a ç l a n v ar. İlk i k a lp le
d a n d a u y u m la n m ış o l a n ö ğ r e n c ile r im in ç o ğ u b u n u
c in s e l o r g a n la r a r a s ın d a b a ğ k u ra ra k m erh am et
d o ğ r u la m ış tır . A y r ıc a , d ö r t u y u m la m a y a p m a g e r e ­
d u y g u s u n u a r tır m a k . İ k in c i ö n e m li ta y d a d a d a h a
ği s ı n ı f m e v c u d u n u f a z l a s ı y l a s ın ır la n d ır m a k ta v e
u zu n b ir h a y a t v e iy i b i r s a ğ lık iç in c in s e ! e n e r ji v e ­
d e rs s ü r e s in i h a d d in d e n f a z l a u z a tm a k ta d ır. R e -
y a A sıl K i e n e r ji s in in y e n id e n d ö n ü ş ıü r iilm e s id ir .
i k i ’ yi o la b il d i ğ in c e ç o k in s a n a u la ş t ın n a k iç in d e
Bu a ra d a c in s e l u z u v la r d a g ü ç le n d ir ilm iş o lu r.
n e k a d a r a z u y u m la m a g e r e k ir s e b iz im iç i n o k a d a r
P r o s t a t s o r u n la r ı. e r k e n b o ş a lm a v e d iğ e r c in s e l
iy i.
p r o b le m le r b u ş e k ild e ç ö z ü le b ilir . M ik r o k o z m ik
Y ö r ü n g e y o lu y la e n e r j in in d e v e r a n ı t ü m o rg a n l a n Y e n i y ö n te m in ü ç ü n c ü t e r c ih s e b e b i i s e b a s it li­

te d a v i e d e r v e b e d e n in h e r h a n g i b i r y e r in d e k i e n e r ­ ğ id ir. G e l e n e k s e l R e ik i 1 i ç i n d ö rt a y r ı u y u m la m a

j i t t k a m k h k la n m g id e rir . R u h s a l b i li n ç a rta r v e z i ­ ö ğ r e n m e k g e r e k ir ; R e i k i 2 i ç i n b i r t a n e d a h a v e R e -

h in , b e d e n v e ru h b ü tü n le ş ir . B u a l ış t ın n a a y n ı z a ­ ik i 3 iç in y in e b i r ta n e d a h a . B e n im k u lla n d ığ ım

m a n d a i ç h u z u r, g ü v e n v e s a a d e t h is s in i g ü ç le n d i­ y ö n te m d e y s e h e r b i r d e r e c e i ç i n s a d e c e b i r k o m b i­

rir. Y a r a t ıc ıl ığ a z ih in s e l fa r k m d a lığ ı v e ru h s a l g e l i ­ n e u y u m la m a g e r e k m e k t e d ir v e h e r ü ç d e r e c e d e d e
a y n ı ş e k ild e u y g u l a m a k t a d ı r . R e ik i 3 e ğ itim i a l ­
ş im i te tik le r .
m a k is t e y e n h e r ö ğ r e n c i n i n n e d e n H u i Y in p o z is y o ­
n u nu ö ğ r e r u n e s in e ih t iy a ç o ld u ğ u a ç ık . K u lla n d ı­
İ k in c i A lış t ır m a - H u i Y in P o z is y o n u ğ ım u y u m la m a y ö n te m in i k im in g e liş t ir m iş o ld u ­
ğ u n u v e y a k im in C h ’ i K u n g a l ış t ın n a l a ııy l a bu n u
H u i Y i n p o z is y o n u b e d e n in ü s t v e a ltın d a B a ş ­
u y g u la d ığ ın ı b ile m iy o r u m . U n u tm a m a k g e r e k k i
la n g ıç i le Y ö n e t i c i D a m a r la n b ir le ş tir ir . B u p o z is ­
ş im d i y e k a d a r R e i k i s ö z lü b ir g e l e n e k o la r a k k a l ­
y o n o lm a k s ız ın K i , t e r s y ö n d e k i k a n a lla r d a v e d ü z
m ış .
b i r h a t ü z e r in d e b i r a ş a ğ ı. b i r y u k a n h a r e k e t e d e r.
H u i Y i n ’ in k a s ılm a s ı K i 'n i n k a p a lı d e v r e h a lin d e H u i Y i n p o z is y o n u c in s e l e n e r jin in r u h s a llığ a
tü m b e d e n i d o la ş m a s ın ı m ü m k ü n k ıl a r : a y n c a M i k ­ d ö n ü ş tü r ü lm e s in in , a y r ıc a A s ıl K i 'n i n c a n la n d ın l-
r o k o z m ik Y ö r ü n g e ’d e e n e r ji d e v e r a n ın ın it ic i g ü ­ m a s ı v e a k tiv e e d ilm e s in in b i r b a ş k a ö rn e ğ id ir. O

RElKi 108
Kundalini Yogası’mn, Pranayama Yogası'nın, "N ’ua" der. Ch'i Kung"da ise Hayatın ve Ölümün
Tantra Yoga’smın ve Ch’i Kung’un temel niteliği­ Kapısı olarak bilinir.
dir ve bu yönüyle birkaç kitapta mevzu bahis edil
Pozisyonun ikinci aşaması dili, dişlerin gerisin­
diğini gördüm. Apış arası kasılarak Başlangıç ve
de. damağa yerleştirmektir. Bu da bedenin tepesin­
Yönetici Damarlar bedenin dibinde birleşir (tema
de Başlangıç ve Yönetici Damarlan birleştirir. Ha­
sa geçer). Bu işlem, Kök çakranın (veya Hara Çiz­
fif basınç uygulamanız yeterlidir. yalnızca dilin
gisinde Kök çakranın denginin) geçici olarak ka
ucuyla dokunun ve alıştınma boyunca bunu sürdü­
panmasına neden olur. Ki, bedeni ayaklardan terk
rün. Reiki 'ye uyumlarken de bu hareketin yapılma­
etmek yerine yukarı yönelir ve cinse! enerji Taç
sı gerekir.
çakraya gönderilir.
Oturur vaziyette, bu enerjilerle çalışmaya başla­
Kund.alini Yogası'nda bu pozisyon Kök Kilidi
yın. Kadınlar ve erkekler için yine ayn açıklamalar
olarak bilinir. Birinci Ki alıştırmasında tarif edildi­
yapılacak. Ahştınma esnasında Reiki sembollerini
ği üzere vajinaya basınç uygulanması Sıddhasana
canlandırmayın. Reiki 3 ’teki uyumlama sürecine
adı verilen duruşa yol açar ki bunun anlamı "başar­
kadar bekleyin.
ma duruşni'dur. Üstelik bu duruş, ruhsal gelişim
için en uygun meditasyon duruşu olarak kabul edi
lir mı. Basınç topuğun (ya da yastık veya herhangi Kadınlar için:
bir cismin) vajina veya makata, yakut da apış ara­
şma yerleştirilmesi suretiyle uygulanır. Hui Yin’in Arkası dik bir sandalyede ya da yerde oturun ve
(apış arası) kapanması Yeryüzü Ki'sini yukan. Ha- vajina ile makat kaslarım kasın <î1'. Makat kaslan-
ra'ya taşır: aynı zamanda Semavi K i‘yi de Hara’ya nın kasılması daha kolay olabilir ancak vajinal kas­
çeker. İki enerji karşılaşınca Kundalini enerjisini lar onu izleyecektir. Makatınızı içinize kadar çeke­
serbest bırakarak omurganın dibine (kuynıksoku- cekmiş gibi kasın. Vajinayı da idrar akışını durdur­
mu. Kök çakra) yönelen bir ısı üretirler"’ '. mak ister gibi kasın. İdrar tutamama rakatsızlığma
karşı veya orgazm uyarımı için Kegel egzersizi
İkinci Alıştırma öğrenciye. kasların hareketi so­ yapmış olanlar bu tür alıştırmalara aşinadır. Kasıl­
nucu apış arasının kapanmasıyla - dış baskı olmak­ ma anatomik olarak Pubokoksigeus kasında ger­
sızın - Hui Yin’le temasa geçmeyi öğretir.Bu ge çekleşir. İki noktada da kasılma olduğunda makat­
reklidir ç^ünkü uyumlama esnasında tistad hareket tan içeri hava giriyormuş hissi doğar. Rakatsız ol -
ederken veya dururken kullanılması şarttır. Pozis­ madığınız müddetçe pozisyonunuzu olabildiğince
yon, öğrettiğim Geleneksel olmayan yöntemde uzatın. ardından gevşeyin. Bunu birkaç defa tekrar
uyumlama yapmak için onsuz olmaz koşuldur. An­ edin.
cak şunu da akıldan çıkarmamak lazım kı, bunu
kullanmaya engel durumu olan öğrencilere Reiki Başlangıçta bu alıştınma zor gelebilir ancak.
rehberleri yardımcı olur ve böylece uyumlama yine pratik yaptıkça kaslan kontrol kabiliyetiniz gelişir
de sağlıklı olur. ve kaslar giderek güçlenir. Zamanla kasları daka
uzun müddetle sıkabilir hale gelirsiniz. Nihayetin­
İlk olarak. sözkonusu kasların yerini tespit edin. de de. gündelik işlerinize bakarken kasılma hareke­
Kadınlarda da erkeklerde bu kaslar cinsel uzuvlar­ tini orada kilitleyebilirsiniz, üstelik bu durum aklı­
la makat arasındadır ve C V-1 akupunktur noktası nıza bile gelmez. Ancak unutmayın ki bununla Ha­
olarak bilinirler. Onlar doğumda episotoıminin ve ra Çizgisi’ndeki Kök çakrayı kapatıyorsunuz. dola­
kadınlarda Kegei alıştı nnalannın noktasıdır. (Hui yısıyla sık sık kasları gevşetmeniz gerekir.
Yin’in kasılması bir Kegel alıştırmasıdır.) Işık Be­
deninizin Uyarılması kasetinde Duane Packer ve Aynı şekilde. nefesinizi tutarak dilinizi damağı­
Sanaya Roman, Hara Çizgisindeki bu noktaya nızda da tutabilmelisiniz. Zira Reiki 'ye uyumla-
ınak iki veya üç dakikanızı alabilir. Alıştırmanın

REfKİ Î09
Hui Yin Pozisyonunun İlgili Noktaları '10'

Klitoris
Yuvarlak:
Llgament (bağ) îskiyokaVernosus Kası

ÜroGenital Vulvocavemosus Kası


diyafram
Transvers Apış Arası Kası
uyruksokumu
Makat Pubokokaigeus Kası Kemiği

Makat
Kalça Diyaframı Vajina (kasıldığında
Anal Sfinkter
(büzücü) Kas enerjiyi yukarı
Apış Arası (Hui Yin) hareket ettirir)

Apış Arası Kasları (kadın) Kadınlar İçin Hayatın ve Ölümün Kapısı

a m a c ı b u d u r - g e r e k li k a s k o n t r o lle r in i g e liş t ir m e k . m a k a t k a s la r ın ı s ık ın . d iliıû z in u c u n u d a m a ğ ın ız a


A lış t ır m a y a ö n c e n e f e s in i z i tu ta r a k b a ş la y ın . V a ji ­ y e r le ş t ir in v e d e r in b i r n e f e s a lıp tu tu n . B u p o z is y o ­
n a t a m o la r a k k a s ıl m ış o ld u ğ u n d a r a h im b o y n u n u n n u o la b ild iğ in c e u z a t m a y a ç a lış ın . S o n u n d a b u n u
d a k a s ıld ığ ın ı h is s e d e c e k s in iz , b o y l e c e b i r e n e r ji a y a k t a y a p m a y ı d a b a ş a r m a lıs ın ız . Ö n c e n e fe s in iz i
k a p ıs ı d a h a k a p a n m ış o lu r. K i d e r h a i H a r a Ç iz g is i tu tm a d a n M ik r o k o z m ik Y ö r i l n g e ’ y i d e n e y in , a y a k ­
b o y u n c a y u k a r ı ç ık m a y a b a ş la r : a r tık a y a k la r v e y a ta d u ra r a k d a M ik r o k o z m ik Y ö r ü n g e y a p ıla b ilir .
b a ş k a i ç o r g a n la r a r a c ıl ığ ıy la e n e r ji n i n v ü cu d u te r k Hui Yin’in Kasılm ası 131
e d e b i l e c e ğ i y e r d e k a Jm a z . H a r a 'y a d o ğ m y u k a r ı
ç e k ile n Y e r y ü z ü e n e r ji s iy le te m a s k u ru lu r.

B e d e n in t a b a n ın d a H u i Y i n p o z is y o n u n u m u h a ­
fa z a e d e r k e n d ilin iz i d a m a ğ ın ız a . d iş le r in g e r is in ­
d e k i o lu ğ a y e r le ş t ir in . A r t ık e n e r ji d e v r e s i k a p a n ­
m ış t ır v e ik i u ç t a n d a B a ş l a n g ıç v e Y ö n e t i c i D a ­
m a d a n b itiş m iş tir . M ik r o k o z m ik Y ö r ü n g e 'n in n e ­
r e d e y s e h iç b e k le m e d e n b a ş la d ığ ın ı h i s s e d e c e k s i-
o iz - v e H ui Y i n 'i n y a n ı s ır a b u d il p o z is y o n u d a
Y ö r ü n g e 'y i t a m a m la m a k iç in g e r e k lid ir . Ş im d i K i
4. Enerjinin Ku^yrıokuınuna ve Omurgadan Yukarı Doğıu
h e m T a ç ç a k r a d a n a ş a ğ ı, h e m d e Y e r y ü z ü n d e n y u ­ Hareketim Hissedin
k a r ı h a r e k e t e tm e k te d ir . H a r a a k t iv e e d ilm iş t ir v e
e n e r ji d ö n g ü s ü b e d e n d e s e k i z r a k a m ın ın ş e k lin e
b e n z e r b i r y o l ç iz e r . B u ş e k i l a y ın z a m a n d a e s k i
Erkekler için:
M ı s ı r ’d a s o n s u z lu ğ u n s im g e s id ir .
B u a h ş u r m a y ı e r k e k le r d e a y n ı k a d ın la r g ib i y a ­
H u i Y i n ’ in ü ç a ş a m a s ın ı d a d e n e y in . V a jin a v e
p ar. te k f a r k e r k e k le r in s a d e c e m a k a tı k a s m a s ı-

REKI 110
H ui Y in Dil Pozisyonu ç o ğ u ç ö z ü lü r. A lış t ır m a la r b e y in d e m u tlu lu k v e r ic i
e n d o r fin m a d d e s in in s a lg ıla n m a s ın a y o l a ç a r . İ k i n ­
c i a lış t ır m a R e i k i 'y e u y u m la m a k i ç i n ş a r t k e n ilk i
e n e r ji e n g e lle r in i g id e r ir , ru h s a l fa r k ın d a h ğ ı a r ttır ır
v e b e d e n -z ih in -r u h i li ş k i s i n i g ü ç le n d ir ir . B u ö z e l ­
l i k l e e r k e k le r i ç i n g e ç e r lid ir . B i r i n c i a l ış t ın n a h e m
e r k e k le r h e m d e k a d ın la r i ç i n ü r e m e y le ilg ili p r o b
le m le r in v e h o rırn o n al d e n g e s iz l i k l e r in i y i l e ş t i r i l ­
m e s in d e y a r a r lı o la b ilir .

Y e r y ü z ü n ü n b u d e ğ iş im z a m a n ın d a ru h s a l g e l i -
ş im le r in i b a ş a r a n e r k e k l e r i ö z e ll i k l e ta k d ir e d iy o ­
ru m . K e n d i n e ş i f a y l a b a ş la y a n fa r k ın d a lık , tü m e r ­
k e k le r in ş i f a b u lm a s ın ın ş a r tı v e Y e ry ü z ü n ü tü m
V a r lık la r i ç i n d a h a y a ş a n ılır k ılm a n ın a y r ılm a z b ir
Dilinizin ucunu damağınıza dokundurun.
p a rç a s ıd ır .

B ö y l e c e R e ik i 2 ile ilg ili a k ta r a b ile c e k le r im ta -


mamlarumnış o lu y o r . B u n d a n s o n r a y a ln ız c a ö ğ r e t -
m en / ü stad d e r e c e s i o la n R e i k i 3 k a lıy o r . B e l i r t t i ğ i ­
m i z g ib i K i a lış t ır m a la r ı İ k i n c i v e Ü ç ü n c ü D e r e c e ­
le r a r a s ın d a b ir k ö p rü d ü r. R e i k i 3 e n e r ji s i y l e ç a l ış -
m a y a b a ş la m a d a n ö n c e ö ğ r e n c in in s e m b o lle r i i y i c e
b ilm e s i v e e n i n c e a y r ın tı s ın a k a d a r ç iz e b i lm e s i g e ­
re k ir. U z a k ta n ş if a d a t e c r ü b e k a z a n m ış o lm a lı v e
R e i k i 2 s e m b o l le r i n i g e r e k d o ğ r u d a n u y g u la m a la r ­
d a g e r e k s e ş if a h a r ic i u y g u la m a la r d a k u lla n a b ilm e ­
lid ir. M ik r o k o z m ik Y ö r ü n g e v e K i a lış t ır m a la r ıy la
d a ö ğ r e n c i a r t ık R e i k i 3 ' e h a z ır h a l e g e lm iş tir .

d ır a '\ K a s t a n iç e r i ç e k i p d ış a r ı b ır a k ın . E r k e k le r in N O TLAR
ik i k a p ıs ın d a n b i r i id r a r y o lu ç ık ış ın d a , y a n i p e n is in
(1) Barbara Marciniak ve Tera Thoınas. (Bringers o f ıh tı
u c u n d a , d iğ e r i d e m a k a tta y e r a h r. C in s e l K i 'n i n Dawn: T eachingsfrom ıhe Pleiadians) Şafağı Getirenler: Ple-
k a ç ış n o k t a la n b u n la r d ır . adiaıılılanıı Öğreıilcri (Santa Fe. NM. Bear&Company Pııblis
hin. 1992) s.62-63.
K a d m la rın a lış t ı rm a s ı n ı o k u y u n v e a y n e n u y g u -
(2) Earlyııe Chaney ve William L. Messick. (Kundaiini mu! tlıe
la y ı n. Third Eye) Kundalini ve Üçüncü Göz (Upland. CA.
Inc ..1980) s.23.
K a d ın la r i ç i n d e . e r k e k le r i ç i n d e a lış t ır m a la r ın
ik is i g ü n d e i k i ş e r d e f a y a p ıl m a l ıd ır - s a b a h le y i n
(3) Ajit Mookerjee, (Kundalinı: The Arousal o f ıhe /tmer
Energy) Kundalini: îçsc-1 Enerjinin Uyarılması (Rochester. VT.
ilk . a k ş a m le y in d e y a p t ığ ın ız s o n iş o lın a lıd lr . A lış ­ Destiny Books. 1991 ), s.21 .
t ır m a la r e ş liğ in d e n e k a d a r ç o k M ik r o k o z e n ik Y ö ­
(4) Mamak ve Maıteewan Chia. (Awaken Healing Light o f tlıe
rü n g e k u lla n ılır s a , o k a d a r iy i. O n la r ı d a h a u zu n sü ­ Tao) Tao’nun Şifa Verici Işığının Uyarılması (Humington. NY,
r e le r le u y g u la d ık ç a s a a d e t d u y g u s u g ü n lü k h a y a lı­ Healing Tao Books. 1993), s. l 14.
n ız ın g id e r e k a y r ılm a z b ir p a r ç a s ı h a lin e g e l i r v e (5) Dr. Stepheıı T. Chang. (T he T ao f Soology. T h e Bodk o/
g e r e k f i z ik s e l . g e r e k s e d u y g u la r s o r u n la r ın ız ın b ir ­ /«ıjinite Wisdom) Tao Seksolojisi. Sonsuz, Bilgeliğin Kiıahı

REİKİ 111
iSan Fransi.sco, CA. Tao Pubiishing, 1986) s.I82-183. ka bam kaynaklarda da rastladım.
(5) Mantak ve Maneewan Chia, (Awakcn Heating Light o f the (22) Mantak ve Maneewan Chia, (Awaken Healing Light o f the
Tao) Tao'nun Şifa Verici İşığının Uyarılması (Huntington, NY. Tao) Tao’nun Şifa Verici Işığının Uyarılması, s.195. 289 ve
Healing Tao Books, 1993). s.170. 291.
{7) Ajil Mookarjee, (Kundalini: Thc Arousat o f ıh e ftıner {23) Mantak ve Maneewan Chia, (Awaken Healing Light o f the
Energy) Kundalirıi: fçsel Enerjinin Uyarılması (Rochester. 7ao) Tao'nun Şifa Verici Işığuun Uyarılması, s.147 ve 227.
VT. Destiny Books, 1991), s. 10-12.
(24) Dr. StephenT. Chang, (The Tao o f Sexology) Tao Sekso­
(8) Mantak Chia. (Aıvaketting Healing Energy Through the lojisi, Sonsuz Bilgeliğin Kitabı, s.73-76.
Tao) Tao Aracılığıyla Şifa Enerjisinin Uyarı.iması (Santa Fe,
NMAurora Press, 198 3) s.6-7.
<9) Aşağıdaki işlemler Mantık Chia'dail alınmıştır, (Awaken
Healing Energy Ttırough ıhe Tao) Tao Aracılığıyla Şifa Ener­
jisinin UyarOması, s.73-74. Ayrıca bh. Dr. Stcpheıı T. Clıang,
(The Tao o f Sexoiogy, The B ook o f Infimte Wisdom) Tao Sek­
solojisi. Sonsuz Bilgeliğin Kitabı, s.181-186.
{ 10) Mantak Chia. (Awaketı H calin g Energy Through the Tan)
Tao Atçılığıyla Şifa Enerjisinin Uyarılması. :-..60 61.
(Mikrokozmik Yörünge Meditasyonu, Dharma Yayınları, Ha­
ziran. 1999.)
(H)A.g.e. ;,.59.
(!2) Ru pozisyon Earlyııe Chancy vc William L Messick.
(Kundalini an d the Third Eye) Kundalini ve Üçüncü Göz’de
tarif edilmiştir.
( 13) Bu ahştırrnanın geri kalanı Mantak. ve Maneewan Chia.
(AHöfcaı Healing Ughı o f ıhe Tao ')Tao'nun Şifa Verici Işığının
Uyarılması, s.382-3S9 ile Dr. Stephen T. Chang. (The Tao o f
Sexology) Ta-0 Seksolojisi, Sonsuz Bilgeliğin Kitabı, s.l03-
107’den alınmıştır. Bu alıştmnayı 1989 yılında, Reiki 2 eğiti
mimin bir parçası olarak almıştım.
(14) Mantak Chia, (Awafert Hea/ilıg Energy Through the Tao )
Tao Aracılığıyla Şifa Enerjisinin Uyarılması, s.383-384. Bu
alıştınııa'ar 1989’da Reiki 2 eğitimimin bir parçası olarak ba­
na öğretildi.
(15) A.g.e. s.385.
( 16) Mantık ve Maneewaıı Chia, (Awaken Healing Liglır o f the
Tao) Tao'nun Şifa Verici İşığının Uyarılması, s.385-389 ve Dr.
Stephen T. Chang, Tao Seksolojisi. Sonsuz Bilgeliğin Kitabı,
s.72-76.
(17) Mantak ve Man^wan Chia, (Awaken Heating Energy
Tlımuglı the 7ao) Tao'nun Şifa Verici fşığmm Uyarılması,
s.386-388.
( 18) Aiit Mookerjee, (Ktutdalitü: The A rousal o fln n er Energy)
Kundalini: İçsel Enerjinin Uyarılması. s.20.
( 19) Earlyne Chaııev ve William L. Messick, (Kundalini and
tlıe Thinl Eye} Kundalini ve Üçüncü Göz, s.32-33.
(20) Mantak Chia. (Awakcn H ealing Energy Through the Tao)
Tao Araeılığıyla Şifa Enerjisinin Uyarılması, s. 113 117.
(21) Dr. Stephen T. Chang, (T he TJlıo of Sexology) Tao Sekso­
lojisi, Sonsuz Bilgeliğin Kitabı, s. 105-106. Bu ahştımıaya baş­

REİKİ 112
♦ • ••

R E I K I UÇ

İÜÇÜNCÜ DERECE

REIKI 113
Reiki’nin Üçüncü Derecesi bu hayret verici şifa
sisteminin en heyecan verici aşamasıdır. Bu, öğret­
menlik derecesidir; artık başkalarına Reiki verebi­
lecek bilgiler öğrenilir. Kimi öğretmenler bu dere­
ceyi ikiye ayırır. Reiki 3 Uygulamacılık ve Reiki 3
üstad/öğreunenlik Derecesi. Reiki 3 Uygulamacılık
eğ itimi son bölümde anlatılan Ki alıştırmalanmn
yanı sıra Reiki 3 sembollerini ve onların şifadaki
i.'..Y E D İ N C İ BÖLüıyt'. kullanımlarını kapsar. Bazıları buna İleri Reiki 2 de
der. (Geleneksel öğretmenler Ki Alıştmnalan'nı
hiç kullarunazlar.) üstad/öğretmenlik Derece si yse
uyunılarna ve Reiki sisteminin öğretilmesine dair
bilgileri içerir. Benim öğretim yöntemimde Reiki 3
anılanların hepsini kapsar, yani hem şifa bilgilerini
hem de öğretmenlik derecesini.
Geleneksel ve modem Reiki çevrelerinde kim­
lerin Üçüncü Derece’ yi almaları gerektiği konu­
sunda epey tarüşmalar yapılıyor. Geleneksel dü­
şünceye göre üstadlık derecesi yalnızc a hayatlarını
R eik i'ye adayabilecek kimselere verilmelidir.
Aday, uzunca bir süre dikkatle gözlenir. Reiki 2 ile
Reiki 3 eğitimi arasında en azından birkaç yıllık za­
man aral ığı olmalıdır. Öğrencinin Reiki 3 derecesi­
ni isteme hakkı yoktur; bu derece halihazırda üstad
olan biri tarafından önerilmelidir. Çok az sayıda
öğrenci buna hak kazanır. Modem yöntemi benim­
seyen Reiki Öğretmenleri hem daha düşük fiyatl ar­
la hem de dalıa çok öğrenci ye (daha az sınırlandır­
mayla) Üçüncü Dereceyi vennektedir.
Bu ülkede (ABD) Geleneksel Reiki üstadlığı
eğitiminin bedeli 10.000 dolar. Kanada’yla İngilte­
re'deyse 15.000 dolardır. Ne Reiki 3. ne de diğer
dereceler için burs veya indirim sözkonusu değ il -
dir. Öğrencinin üstadın yanında en az bir yıl çırak­
lık yapması gerekiyor. Öğretmenliğe başladığında
bir süre daha üstadının gözetiminde ders veri yor ve
bu süre zarfında ders ücretlerini üstadı alıyor. Baş­
langıçta yalnızca Reiki 1 öğrenmesine izin verili­
yor. ancak daha sonra Reiki 2 öğretebiliyor. Böyle-
ce kendi başına kalınası yıllar sürebiliyor.
Bayan Takata’nın ölümüne yakin zamanlarda ve
vefatı nın ardından bir süreliğine Reiki 3 ’ü yalnızca
Büyük üstadın inisiye edebileceği düşünüldü. Öğ­

REIKJ 1)4
rencileri, Reiki 3 olmalanna rağmen yalnızca Reiki Bu röportajda Reiki sembollerinden de söz açıl­
l ve 2 öğretebiliyordu. Geleneksel öğretmenlerin mış ve Bayan Furumoto günümüzde değişik öğret­
üstad inisiye edebileceklerini bilmediklerini, yine menlerin Reiki sembollerindeki farklılıklara dikkat
Geleneksel okul mensubu kişiler bana anlattı. Ne­ çekmiştir. Belirttiğine göre her öğretmen veya uy­
den sonra Geleneksel öğretmenler gerçekten de üs- gulamacının çizdikleri semboller tıpatıp aynı ol­
ıad/öğretmen inisiye edebildiklerini keşfettiklerin­ mak zorunda değil: tanınmaları yeter. Reiki sem-
de çok daha fazla Reiki 3 yetişmeye başladı. Hawa- böllerinin kullanımında asıl önem arz eden niyettir.
yo Takata hayatının son on yılında ( 1970-80) y inni Farklı insanların el yazılarını karşılaştırın; kimse­
iki Reiki 3 inisiye etti. Birkaç yıl öncesinde nin el yazısı diğerinkini tutmaz ama yine de herkes
.-\.BD’de 250. dünya genelinde ise toplam 750 ka­ başkasının yazısını okuyabiliyor.
dar Geleneksel Usui Reiki ’si üstadı vardı. Şimdi bu
Kendi derslerimde de öğrenciler farklı göıinen
rakam daha da artmış olmalı.
sembollerle geldikleri zaman onlara kendileriınin-
Geleneksel eğitim alan bazı Reiki 3 ' ler eğitimin kini gösterip sembolleri kolaylanna geldiği şekliy­
maliyet ve ayncalığını sorgulamaya başlamış. bu­ le kullanmalarını söylüyorum. Hon-Sha-Ze-Sho-
nun sonucunda kimi öğretmenler ders ücretlerini Nen'in şimdiye kadar dört farklı versi yonunu gör­
düşürmüşlerdir. Kimileri de öğretim yöntemlerini düm, Reiki üstadlığı sembollerinde de farktı alter­
gözden geçirip modernize etmiştir. Sonuç, Reiki natifler var. Arıcak, sembollerin çoğu versiyonu işe
üstadlannın hızla artışı ve Reiki yöntemlerinin ev­ yarıyor. hem de güçlü ve yeterli derecede. Evrim-
rimleşmesidir. Kendi Reiki 2 ve 3 eğitimimi de leşmekte olan yeni Reiki öğretim yöntemleri için
böyle öğretmenler ve yöntemlerden aldım. Sözko- de aynı durum sözkonusu. Ne olursa olsun. Re­
nu üstadfar görüyorlar ki daha düşük ücretlerle de iki 'yi Batı'ya tanıtması ve saflığını olabildiğince
aynı fayda ve bereket elde edilebiliyor, üstelik da­ koruması açısından geleneksel yöntem takdire şa­
ha çok öğretmen yetiştirilmiş oluyor. Ne var ki G e­ yandır.
leneksel kuranlarla modem Reiki üstad/öğretmen-
Öte yandan, modem öğretim sistemlerinin de
leri arasında şu anda herhangi bir diyal og bulumu a-
önemli birer yeri var. Onlar Reiki'nin. içinde geliş­
maktadır.
tiğinden çok farklı bir kültür ve zamana adapte ol­
William Rand tarafından yapılmış bir röportajda masını sağlıyorlar. Unutulmamalı ki bu şifa si stemi
Phyllis Furumoto, Mikao U sui ’nin Reiki'yi son de­ büyük ihtimalle Tibet ve Hindistanida gelişti. Bu­
rece gevşek bir tarzda öğrettiğini ve derecelere böl­ dizm aracılığıyla Çin’e geldi, oradan da tüm As­
mediğini belirmiştir. Geleneksel eğitim yöntemini ya’ya yayıldı. A BD ’ye de Japonya’dan geldi. Yazı­
geliştiren Chujiro Hayashi olmuş, Hawayo Takata lı formülleri nereden baksanız İsa’ dan bin yıl önce­
da Amerikan ücretlendirme sistemini başlatmıştır. sine dayanıyor. yani en azından üç bin yıllık. (Bu
Bayan Takata’nın ölümünden sonra Reiki Birliği sistemin Yeryüzüne diğer gezegenlerden geti rilmiş
(Reiki Alliance) birçok kural daha getirdi ll. Taka­ olma ihtimalini de göz ardı etmemek lazım.) Bu za-
ta ’nın torunu, Bayan Furumoto 'ya. Reiki Birliği ta­ m aı içinde Reiki uzun bir adaptasyon ve değişim
rafından Büyük üstad unvanı veri id i. Kendisininde sürecinden geçti.
belirttiğine göre "Büyük üstad olarak fazladan Re­
Geleneksel eğitim alınış olan bazı (ama hepsi
iki gücü, fazladan bir sembol, uyumlama. teknik
değil) öğretmen ve uygulamacılar kendilerinki dı­
veya otoriteye sahip değil.” <:ı Dahası;
şında başka bir yöntemi reddediyor. Onlar modem
Bana öyle geliyor ki Reiki üstadları ve uygulamacıların yöntemle Reiki l dereces ini almış olup da daha ile­
çoğu halef selef, diploma ve “doğru” kuruma üyelik gibi ko­ risi için kendilerinden ders almak isteyen öğrenci­
nuları fazla önemsiyor. Önemli olan şudur: Kendi içinizde Re-
iki’yle o la bağınızı biliyor musunuz? Bildikten soma pek bir lerin eğitimine saygı duymuyorlar. Hatta gelenek­
şeyin önemi yok aslında w. sel eğitimden geçmemiş şifacılann kendi Reiki

REİKİ 115
P a y la ş ım T o p la n t ıla r ın a k a t ılm a la r ın ı r e d d e d e b ili­ ş ifa n ın m a d d i o la r a k k a r ş ıla n a b ilir o lm a s ı k a y d ıy la .
y o r la r b i t e . D e r s v e r e n R e i k i 3 ö ğ r e n c ile r im d e n b a ­ K e n d i ö z e l d e r s le r im d e ö ğ r e n c ile r im d e n R e i k i t
z ıla r ı o n la r ın ith a m ın a u ğ ra d ı. G e l e n e k s e l o lm a y a n i ç i n 7 5 d o la r . R e i k i 2 iç in 1 0 0 d o la r, R e ik i 3 iç in s e
e ğ it im a la n ö ğ r e n c i l e r e a s lın d a R e ik i a lm a d ık ta n 3 0 0 d o la r t a le p e d iy o r u m . S ın ı f l a r ı n d o lu g e ç t iğ i
y a d a R e i k i ’ n in k e n d ile r in e y a n lış ö ğ r e t ild iğ i t e lk i n h a f t a son'!.! d e r s le r im d e is e b e ll i b ir to p la m ü c r e t a l ­
e d iliy o r. M o d e m s e m b o lle r in G e l e n e k s e l v e r s iy o n ­ d ığ ım d a n k i ş i b a ş ın a d ü ş e n , ö z e l d e r s le r d e n ç o k d a ­
la u y u ş m a d ığ ı y e r d e o n la r ın R e i k i s e m b o lü o lm a d ı­ h a d ü ş ü k o lu y o r . Ş i f a u y g u la m a la r ın d a n ü c r e t a lın ı
ğ ı v e iş e y a r a m a d ığ ı s ö y le n iy o r . B u n la r ın h iç b ir i y o r u m a m a ö te y a n d a ı ş i f a c ı l a n n b u n d a n d a h a y a t­
d o ğ r u d e ğ ild ir . B u tü r d a v r a n ış la r k e s i n li k le ş i f a c ı - la r ın ı k a z a n m a y a h a k la n o ld u ğ u n u d ü ş ü n ü y o ru m .
h k a h la k ın a a y k ır ıd ır v e R e i k i 'y l e b a ğ d a ş m a z . Ö ğ r e n c ile r im d e n h e p ü c r e t le r in i m a k u l tu tm a la r ın ı
v e b u r s s is te m i g e l i ş t i n n e l e r i n i is tiy o r u m .
G e r ç e k şu k i b a s it b ir R e ik i u y u m la m a s ı y a n m
g ü n d e a c e m i b ir is in i y e t k in b i r ş i f a c ı h a lin e g e t ir e ­ Ö ğ r e t m e y e i lk b a ş la d ığ ım d a b ir k a ç h a ft a lık b ir
b ilir. Ş i f a c ı l a r a a c il b iç im d e ih tiy a ç d u y u lm a k ta d ır s ü r e v l e R e i k i ’ yi y a ln ız k e n d im e s a k la m a k v e o n ­
v e g e z e g e n e n e k a d a r ş if a c ı k a z a n d ır ılır s a . o k a d a r d a n p a r a k a z a n m a k is te d im . K e n d im i b ö y l e d ü ş ü n ­
iy i. Y e ry ü z ü d e ğ iş im le r in in g e r ç e k le ş t iğ i ş u g ü n le r ­ c e l e r e k a p t m h ğ ım iç in d e h ş e t e d iişm ü şttirn a m a in ­
d e h e r k e s . y e r y ü z ü n ü n k e n d is i g ib i a c ı ç e k i y o r . R e - k a r e t m e k b o ş u n a y d ı. R e ik i 3 " ü h e p b a ş k a la r ın a d a
i k i ’ y i b ir z a m a n la r o ld u ğ u ( v e t e k r a r o l m a s ı g e r e k ­ ş if a y ı ö ğ r e t m e k v e b w ıu d ü ş ü k ü c r e ıie v e y a b e d a v a
tiğ i) g ib i e v r e n s e l k ılm a k iç in tü m R e i k i y ö n t e m le ­ y a p m a k is t e m iş t im : o a n k i d ü ş ü n c e s iz liğ im in s ü r­
rin d e ç o k f a z l a ş i f a c ı y a ih t iy a ç v a r. Ş i f a s is t e m l e r i ­ m e s in e iz in v e r e m e z d im . B i r k a ç h a ft a s ü re n b ir n e ­
n i b u z a m a n d a k a p a lı tu tm a k d o ğ m o lm a d ığ ı g ib i f i s m u h a s e b e s in d e n s o n r a z ih n im i y o k la y a n o d ü ­
h i ç b i r y ö n te m d e d iğ e r in d e n d a h a iy i v e y a “ d a h a ş ü n c e le r k a y b o ld u . Ö te y a n d a n , iy i n iy e t li b a z ı m o ­
R e i k i ” d e ğ ild ir . d e m ö ğ r e t m e n le r in b e n z e r ş e k ild e , ö ğ r e t m e n liğ e
b a ş la m a la r ın ın k ıs a b ir s ü r e a rd ın d a n . a m a ç la n m
K a n a a t im c e R e ik i ö ğ r e t m e n le r in in e ğ it ilm e s i
y itir d ik le r in i d e g ö r d ü m . N e fs e y e n ik d ü ş m e s ü r e ­
y a ln ız c a h a y a tla r ım b u n a a d a y a n la r la s ın ır la n d ın l-
c in in k e n d i!e r in d e d e b a ş g ö s t e r e b ile c e ğ i h u s u s u n ­
m a m a lıd ır . D ü n y a a r t ık e s k i s i g ib i d e ğ il. U z u n y ıl­
d a ö ğ r e n c ile r im i u y a r ıy o r u m . B ö y l e b i r h at o lu r s a
la r ın ı ç ır a k l ığ a a y ır a c a k v e y a e ğ it im iç i n 1 0 . 0 0 0
o n a d ir e n in v e n e d e n R e i k i ö ğ r e tm e n i o ld u ğ u n u z u
d o la r h a r c a y a c a k in s a n ç o k a z b u lu n u r. H a y a tın ı
h a tır la y ın .
R e i k i ’d e n kaz^anm ak h e r k e s in d u ru m u n a uygun
d ü ş m e y e b ilir . B e n , i s t e y e n v e ik i d e r e c e y i d e a lm ış R e ik i 2 'd e o ld u ğ u g ib i R e i k i 3 e ğ it im in d e d e
o l a n d ü rü st k i ş il i k l i n e r e d e y s e h e r k e s e R e i k i 3 'ü ö ğ r e n c ile r im e tü m b i l g i l e n ( ç o ğ u n lu ğ u y a z ıy a d ö ­
ö n e r iy o r n m . Ş i f a y a k e n d is in i v a k f e d e c e k v e y a o l a ­ k ü lü p f o t o k o p iy le ç o ğ a l t ı lm ış n o t la r h a lin d e ) a k ta ­
ğ a n ü s tü ş i f a y e te n e ğ i o l a n la r i ç i n ç o ğ u n lu k la (z a te n rıy o ru m . C id d i ö ğ r e n c i l e r im in g e r e k li ç a lış m a la r ı
d ü şü k o la n ) d e r s ü c r e tim d e n f e r a g a t e d iy o r u m . Ö ğ ­ y a p m a la r ım \e - h e r n e k a d a r b e n o n la r a ö ğ r e t e ­
r e n c ile r im in h e m e n h e m e n y a r ıs ın d a n lû ç ü c r e t t a ­ c e k s e m d e - ö ğ r e n m e iş in i k e n d i ü s t le r in e a lm a la ­
le p e tm iy o r u m . V e b u , ü ç d e r e c e iç in d e g e ç e r li. rın ı b e k le r im . H a fta s o n la r ı is t e y e n le r in k a t ıl a b i le ­
c e ğ i R e i k i 3 d e r s le r i v e r iy o r u m v e b ir ö ğ r e n c iy i g e ­
Ö ğ r e t t iğ im ş e k l iy le R e i k i 'n i n ü ç d e r e c e s in in h e r
ri ç e v ir d iğ im n e r e d e y s e h iç o lm u y o r . R e i k i 3 ö ğ ­
b ir in in b i r a h lâ k ı v ar. R e i k i 1 v e 2 a h la k ı b a s it ç e , ş i ­
r e n c ile r im in h e p s i ö ğ r e t m e n lik y a p ın ıy o r a m a ç o ğ u
f a y ı - u z a k ta n v e y a d o ğ r u d a n - y a ln ız c a i s t e y e n le ­
cid d i b ir e r ş i f a c ı h a lin e g e liy o r . T e r c ih e t m e le r i d u ­
r e y a p m a k v e ö z g ü r ir a d e y i y o k s a y m a m a k tır . R e ­
ru m u n d a d a ö ğ r e t m e n lik y a p a c a k b e c e r ile r i z a te n
iki 3 a h la k ıy s a p a ra d ır. R e i k i h e r k e s e r e fa h , u zu n
b u lu n u y o r. R e i k i 3 ö ğ r e n c ile r im d e n c id d i ş e k ild e
b ir h a y a t v e s a ğ lık v e rir . B u n la r a lın ıp s a t ıla b ile n
b u n u n ö ğ r e t m e n liğ in i y a p m a la r ım is tiy o r u m . B ö y ­
d e ğ e r le r d e ğ ild ir . B i r ö ğ r e t m e n v e y a ş ıf a c ın ın h a ­
le b i r n iy e ti o lm a d ığ ın ı s ö y le y e n le r b ite s o n u n d a
y a t ın ı b u n d a n kaz^arunası e n d o ğ a l h a k k ıd ır , a n c a k
ö ğ r e tm e n o lu p ç ık a b iliy o r . S ı n ı f a ç m a s a la r d a a ile -

REIKI l 16
ie rin e v e ih ti y a c ı o l a n k im s e le r e R e i k i v e riy o rla r. a y r ıld ığ ım d a . o r a d a b i r k a ç a y iç in d e d e r s v e r e c e k
B u G e l e n e k s e l R e ik i 3 ö ğ r e n c is i s e ç m e y ö n te m in ­ o lg u n lu ğ a u la ş a c a k e n a z ın d a n b ir k a ç k iş i b u lu n u r.
d e n ç o k fa r k lıd ır . fa k at b u z a m a n d a b u n u n b ir ih ti
R e ik i 3 e ğ it im i ik i s e m b o lü n i la v e e d ilm e s iy le
> a ç o ld u ğ u n u d ü ş ü n ü y o ru m .
b a ş la r . H e r ik is i d e u y u m la m a s ü r e c in d e k u lla n ılır
R e ik i 2 ö ğ r e ti i ğ im d e ö ğ r e n c ile r im e R e ik i 3 'e f a k a t y a l n ız c a b ir t a n e s in in ş if a d a iş le v i v a rd ır. R e ­
d e v a m e tm e le r in i s a m im iy e t le i-sted iğ im i s ö y lü y o ­ ik i 3 ’t e k i h e r ş e y u y m n la m a y a g ö tü rü r, s e m b o l le r
ru m . K e n d il e r i n i . b a ş k a la n n ı (h a y v a n la r d a h il) d e b u n u n b i r e r p a r ç a s ıd ır . R e i k i 3 s e m b o lle r in in b i ­
ve/ v ey a g e z e g e n i i y i l e ş t in n e y e a z m e tm e le r i h a lin ­ rin e D a i - K o - M y o . d iğ e r in e d e R a k u d e " ; r, D a i - K o -
d e. fa k a t a n c a k b u ş a r tla . y o l a d e v a m e t m e le r in i i s - M y o h e m ş ifa d a h e m d e R e i k i u y u m la m a la r ın ın a k ­
tiy o ru m . Ö ğ r e t ir k e n b i r s ın ır k o y m u y o r u m ; s ın ı fla - ta r ım ın d a k u lla n ılır . R a k u i s e y a ln ız c a u y u m la m a
m n a f iz ik s e l o la r a k u y u m la y a b ile c e ğ im k a d a r ö ğ ­ s ü r e c in d e iş le v s e ld ir . b a ş k a c a b i r a m a c ı y o k tu r. B a ­
r e n c i a lıy o m m . A z m in i v e k a r a r lığ ın ı ö ğ r e n c in in y a n T a k a t a b u s e m b o lü k u lla n m a d ı. D a i - K o - M y o
K en d isi b e li r l e r - s ın ıf ım a k a t ıld ıy s a b u n u n m u h a s e m b o lü . b ir i G e l e n e k s e l d iğ e r i d e m o d e m y ö n te m ­
s o b e s in i y a p m ış o ld u ğ u n u v a r s a y a r ım . Ö ğ r e n c ile r d e k u lla n ıla n v e b ir b ir in d e n o l d u k ç a f a r k lı ç iz i l e n
'>ık o lm a m a k la b ir lik t e b a n a k a r a r la r ın d a n s ö z e d e r - ik i v e r s iy o n u o l m a s ı b a k ım ın d a n ö z e ld ir . K e n d i ö ğ ­
ier. D e r e c e le r a r a s ın d a b e l irli b ir z a m a n d ilim i o l ­ r e tim d e m o d e m o la n ı k u lla n ıy o r n m . a n c a k n e re d e n
m a s ın ı t a le p e tm e m . g e ld iğ i h a k k ın d a h i ç b i r b i lg im y o k .

H a fta s o n u d e r s le r in d e ü ç g ü n iç in d e R e i k i 1, 2 R e i k i 3 a r a y ış la r ım a y e n i b a ş la d ığ ın d a ta n ıd ık ­
ve 3 ’ü v e r ir im - h e r k e s iç in (k e n d im d a h il) z o rlu l a r ım d a n b iri b a n a p o s t a y la G e l e n e k s e l D a i - K o -
b ir s ü r e ç . R e i k i 1 d e r s in d e , b i r s o n r a k i g ü n d a h a M y o s e m b o lü n ü g ö n d e n n iş t i. b e n d e d e r s le r im in
fa z la s ın ı k a ld ır a b ilir m is in iz d iy e ö ğ r e n c i l e r im e s o -
ra n m v e k a r a n k e n d ile r in e b ır a k ır ım . E n e r ji y a d a D a i-K o -M y o
ö ğ r e n d ik le r i b ilg i o n l a n fa z la c a e tk i le m iş s e (k i R e ­ Geleneksel Versiyon
ik i l ’d e b u p e k o l m a z ) R e i k i 2 i ç i n b i r m ü d d e t b e k ­
le m e k d a h a iy id ir . E ğ e r k e n d ile r in i h a z ır h i s s e d i ­
y o r la r s a d e v a m e d e r le r. R e ik i 2 ’d e in s a n i a rı ü z e r in ­
d e b a s a b a s a u y a r ır ım . a h ı a y l ık a n m n a s ü r e c in e
d ik k a tle r in i ç e k e r im . S ü r e g e le n d u y g u s a l t r a v m a la r
y a ş a y a n ö ğ r e n c i l e r im b u d u ru m d a ç o ğ w ılu k la b e k ­
le m e y i t e r c ih e d iy o r la r .

Ö n c e k i g ü n e k a d a r R e i k i h a k k ın d a h i ç b ir b i l g i ­
s i v e te c r ü b e s i o lm a y a n la r ı d a b e k le m e y e d a v e t
e d ip R e i k i 3 ’ü d a h a s o n r a a lm a la r ın ı s a lık v e r ir im .
Ö ğ r e n c i e ğ e r ( R e i k i e ğ it im in d e n ö n c e d e ) d e n e y im ­
li b i r ş if a c ı v e y a m e d y u m is e . y a h u t d a o h a ft a so­
n u n d a n ö n c e R e ik i l a ld ıy s a k a r a r ın d a tü m ü y le ö z ­
g ü r b ır a k ır ım . Ç o ğ u in sa n k e n d i s ın ır la r ın ı b ilir.
D e r e c e l e r a r a s ın d a b ir a z z a m a n , e n a z ın d a n b ir k a ç
ilk y ılın d a o n u k u lla n m ış tım . G e l e n e k s e l s e m b o lü n
ay . b ır a k m a k h e r z a m a n iç in d a h a iy id ir a n c a k , ö ğ ­
b ir k a ç f a r k lı ç iz im in i g ö r d ü m , fa k a t h e p s in in te m e l
r e tm e n le r in a z lığ ı buna m ü s a a d e e tm e y e b iliy o r .
f o n n u a y n ı. A J . M a c k e n z ie C la y d e , R e i k i İ ç in B ir
H a z ır o lu p o lm a d ığ ım ö ğ r e n c i n i n k e n d is i b i le c e k t i r
A d ım İ le r i (N e w D im e n s io n s , 1 9 9 2 ) a d il k ita b ın d a
v e b e n o n u n b u b i lg is i n e v e k a r a r ın a s a y g ı d u y a ­
ç iz i m i n b i r v e r s iy o n u n u a k ta r ıy o r . B i r m ü d d e t b o y -
n ın . B i r R e i k i h a f t a s o n u n u n a r d ın d a n b i r k e n tte n
le ö ğ r e t m e n lik y a p tık ta n s o n r a , e ğ it im b ilg i le ri m in

REİKi 117
ç o ğ u n u a ld ığ ım R e i k i 2 ö ğ r e tm e n im bana hangi s ın d a b ir k a ç k e z g i t - g e î y a p tık ta n s o n r a m o d e r n
D a i - K o - M y o ’y u k u lla n d ığ ım ı s o r d u . O n a k u l la n d ı- D a i - K o - M y o 'd a k a r a r k ıld ım .
ğ ı m s e m b o lü n b i r k o p y a s ın ı g ö n d e r d iğ im d e b i r d e
S u z ^ ^ e W a g n e r ’ la y a p ıla n b i r m e d y u m s a l i r t i ­
m o d e m v e r s iy o n u k u lla n m a m ı ö n e r d i. B u k o n u d a
b a tta b ir ö ğ r e n c i y e n i s e m b o lü n b i ç i m i n i s o r m u ş .
p e k is t e k li d e ğ ild im , k u lla n m a k t a o ld u ğ u m i ş e y a ­
rıy o rd u . Y i n e d e o n u n y e n i s e m b o lü n ü d e n e m e y i B e n o u y g u la m a y a h a z ır d e ğ ild im f a k a t k a s e tte n

k a b u l e ttim . B i r d a h a d a G e le n e k s e l s e m b o le d ö n ­ d in le d im . U y g u la m a y a k a t ıla n R e i k i r e h b e r le r i m o ­
m e d im . d e rn D a i - K o - M y o ’n u n g ü n ü m ü z e ğ it im i h t i y a ç la r ı­
n ın tit r e ş im le r in e d a h a u y g u n o ld u ğ u n u a ç ık la d ıla r .
Y e n i s e m b o l e z b e r g e r e k tir m iy o r d u - s a n k i o n u
E s k i s e m b o l e s k i n in ih t iy a ç la r ın a g ö r e y d i. S ö y l e ­
y ılla r d ır b iliy o r d u m . O n u g ö r d ü ğ ü m ank i i lk dü­
d ik le r in e g ö r e u y w n la m a v e y a ş ifa d a G e l e n e k s e l
ş ü n c e m , “ e l b e t t e , b u T a n r ıs a l s a r m a l " o ld u . U y u m -
s e m b o lü n k u l la n ım ın ın d a h a u y g u n d ü ş e c e ğ i in s a n ­
la m a la rd a onu çok d ah a e t k i l i ve a s ıl D a i-K o -
l a r ç ık a b iliy o r m u ş , b u k o n u d a s e z g i le r i m i z e d a y a n ­
M y o 'd a n ç o k d ah a a k ıc ı b u ld u m . Ö ğ r e n c ile r im
m a lıy ız . A n c a k ç o ğ u d u ru m d a y e n i s e m b o lü k u l-
ü z e r in d e i k is in i d e k u lla n d ığ ım d a v e o n la r ı k a r ş ı-
la ru n a m ız ı t a v s i y e e t t il e r v e a s lo l a n ın y e n is i o ld u ­
l a ş t m n a l a n n ı is te d iğ im d e h e p s i d e y e n is in i t e r c ih
ğ u n u v u rg u la d ıla r. B u b o lü m d e h e r ik i D a i - K o -
e d iy o r d u . T ı p k ı b a n a o ld u ğ u g i b i o n l a r a d a d a h a
M y o s e m b o lü g ö s t e r ilm e k t e d ir . B e n i m ö ğ r e n c ile r e
a ç ık , d a h a b a s it v e d a h a e t k ili g e liy o r d u . Y e n i s e m ­
ö n e r im , h e r i k is in i d e d e n e m e le r i v e e n e r ji l e r iy le
b o lle b ir m ü d d e t ç a lış t ık t a n v e e s k i s i y l e y e n is i a r a -
ih t iy a ç la r ın a d a h a ç o k u y a n h a n g is iy s e o n u k u lla n ­
D a i-K o -M y o m a la rıd ır.

Geleneksel versiyon, oklar çizim yönünü gösterir R e ik i 3 D a i - K o - M y o 's u n u ö ğ r e n d iğ in iz d e o n u


h e r tü r lü ş if a d a k u lla n a b ilir s in iz . U z a k ta n ş ifa d a .
ş if a c r n m K a l p ç a k r a s ın d a n a l ı c ı n ı n K a l p ç a k r a s ın a
h ız la y o l a ld ığ ın ı m ü ş a h e d e e ttim . Ç o ğ u ş ifa d a g e ­
r e k li o la n t e k s e m b o l b u o l m a k l a b ir lik t e u z a k ta n
ş if a d a H o n - S h a - Z e - S h o - N e n ’ i d e d a im a k u lla n m a ­
lıs ın ız . T e r s b i ç i m d e k u lla n ıld ığ ın d a b e d e n le r d e n
n e g a t i f e n e r ji a lıp ç ık a r ır ve o n u s e r b e s t b ıra k ır.
D a i - K o - M y o ’n u n o d a ğ ı ru h u n ş ifa s ıd ır . R e i k i s e m ­
b o lle r in in h e r b iri t it r e ş im s e l b e d e n le r d e n b iris in i
h e d e f alır. C h o - K u - R e i e n f a z l a f i z ik s e l b e d e n d ü ­
z e y in e h ita p e d e r ; S e i - H e - K i d u y g u s a l b e d e n , H o n -
S h a - Z e - S h o - N e n d e z ih in s e l ^ k t e n e y ö n e lir . D a i-
K o - M y o is e ru h sa l d ü z e y d e ç a lış ır .

B u s o n d e r e c e g ü ç lü v e e t k i l i b i r ş ifa d ır . H a s ta ­
lığ ı e n ü st d ü z e y d e . i lk k a y n a ğ ın d a te d a v i ed er.
R u h s a l b e d e n , f i z ik s e l o la n ın t a s a r ım ın ı, m o d e lin i
ih tiv a e d e r. B u d ü z e y d e y a p ı la n ş if a d erin d e ğ iş im ­
le r y a r a m , g e n e l l ik le “ m u c i z e " ta b ir e d ile n n i t e li k ­
t e d e ğ iş im le r . R e i k i ş i f a c ı l a r ı b u “ m u c i z e l e r d e n
h e r u y g u la m a d a g ö r ü r , o n la r ı m e y d a n a g e t ir e n d e
ç o ğ u n lu k la D a i - K o - M y o ’d u r. B u aşam ad a h ay at
d e ğ iş im le r i g e r ç e k le ş ir . D i ğ e r s e m b o lle r d e d e o ld u ­
ğ u g i b i , s e z g in iz in s iz e ilh a m e t m e s i d u ru m u n d a
D a i - K o - M y o ’y u d o ğ ru d a n u y g u la m a la r d a d a k u lla ­
n ın . B e n b u s e m b o lü d iğ e r h e p s in d e n d a h a s ık k u l ­
la n ıy o r u m .

REİKİ 118
D a i-K o -M y o G e le n e k s e l O lm a y a n D a i-K o -M y o

Geleneksel Sembolün Çeşitleri

Uzaktan şifada ise dört sembolün hepsini de


kullanırım. İlk kaynak olarak önce Dai-Ko-Myo'yu
gönderin. ardından da Hon-Sha-Ze-Sho-Nen’i.
Sonra sırayla Cho-Ku-Rei ’yi ve Sei-He-Ki ’yi ilâve
edin, nihayetinde Dai-Ko-M yo’yu tekrar edin.
Sembol sıklıkla astral bir gül rengine, bazen de me­
talik altın rengine bürünür. Gönderirken durağan
değil hareketli. eğrilen ve titreşen bir haldedir. Ben
bunu, Tanrı/Kaynak enerjisinin doğrudan ve güçlü
bir şekilde şifacıyla alıcı arasındaki boşlukta taşın­
ması olarak algılıyorum. O alıcının ihtiyaç duydu­
ğu her şeyi taşır. Bu, Yeryüzü gezegeninde elimiz­
deki en güçlü (ve olumlu) şifa verici enerjidir.
Kendine şifada Dai-Ko-Myo’yu, başkalan üze­
rinde kullandığınız gibi kullanın. Kalp çakrası üze­
rinden onu görün (imgeleyin) ve diğer sembollerle
Tibetli Üstat Sembolü (sol) birlikte canlandınn. Kendine şifada ve bedenden
ve Sunyata Reiki Üstat Sembolü (sağ) akan Ki'yi arttırmak için bu sembolü kullanan bir
Ch’i Kung alıştırması da vardır. Hara Çizgisindeki
Timüs çakrasmı uyarır ve fiziksel bağışıklık işlev­
lerini güçlendirir. Aşağıda belirtildiği şekliyle
(ayakta ve sırtınız dik tutarak) bu alıştırmayı günde
iki defa tekrar edin.
İlk olarak, şekilde belirtilen noktayı bulun. (Kü­
rek kemiklerinin her birindeki kemiksi boşluk.) El­
lerinizle Reiki enerjisi yaratın veya ısınana kadar
onlan birbirine sürtün, ardından da bir elinizin par­
mak uçlarıyla diğer omuzdaki ilgili noktaya masaj
yapın. Elinizi saat yönünde hareket ettirin. Bir da­
kika kadar masaj yapın, sonra Dai-Ko-Myo'yu
Dai-Ko Myo Çeşitleri <** canlandırın. Üç yüz dönüşe kadar masaj yapmayı

REtKi 119
sürdürün. Diğer omuzda da aynı noktayı bulup ay­ Eğer taş kendine veya bir başkasına şifa yapmak
nı işlom i tekrar edin. üzere kullanılacaksa Hon-Sha-Ze-Sho-Nen' i tle ek
leyin. En sonunda yine Dai-Ko-Myo'yu canlandı -
nn ve bu sefer taşın kendisini ileriye dönük olarak
Geleneksel Olmayan Dai-Ko-M yo anndınnasını isteyin. Bunun anlamı taşın i leride de
Çizimi kendisini temizleyeceğidir, ancak yine de onu sık
sık temizlemeyi ifana! etmeyin. (Her halükârda da­
ha seyrek temizlenmeye ihtiyaç duyacaktır: bunu
bir sarkaçla konüol edebilirsiniz.)
Çiçek veya kıymetli taş iksirleri hazırlarken de
su ve çiçeklere (veya kıymetli taşlara) Dai-Ko-Myo
ve Clıo-Ku-Rei katanın. İksirlerimin son derece et
kili olduğu söyleniyor. hiç şüphe yok ki bunun se­
bebi Dai-Ko-Myo sembolüdür. Onu aynı zamanda
ilaçlan, şifalı bitki mahluHerini (eriyik), homeopa
tik araçlan vs. yüklemek için de kuJlamyorum. Ge­
neli ikle ihtiyaç duyulan tek sembol Dai-Ko
M yo’dur. Neredeyse Reiki‘ye her başvurduğumda
ondan faydalanıyorum; çoğunlukla da sembol si f i ­
lelerinin veya uygulamaların başında ve sonunda.
Enerjisi derinden etkiliyor. Reiki uyumlamasını öğ­
retmenden öğrenciye ileten Dai-Ko- Myo sembolü­
Bu alıştırmayı her iki omza da üçer defa uygu­ dür. Uyumlama süreciyle ilgili ayrıntılar bir sonra-
layın. Bitirmek için, sağ elinizi gevşek yumruk ya­
pın. Göğüs kemiğinizin üstüne hafifçe yirmibeş de­ Dai-Ko-M yo
fa vurun ve bu arada Dai-Ko-Myo'yu canlandınn.
Bağışıklık Sistemini (Tim üs) Güçlendirir
Bu alıştırmanın kökenini bilmiyorum ama timüse
vurulması onu uyanp güçlendirmektedir. Timüs
bezlerinin güçlendirilmesi üzerine bütün bir kitap
için bakınız (‘5 John Diamond, Bedeniniz Yalan
Söylemiyor (Warner Books, 1979). Diamond yuka-
rıdakine benzer bir alıştırmaya "Timüs Vuruşu"
adını vermektedir ").
Dai-Ko-Myo’nun başka kullanımlan da var.
Kristalleri temizleyip yüklemek, programlamak ve
onlardan kendilerini anndırmalarım istemek için
dört sembolü de canlandınn. Bunun için kristali ve
ya kıymetli taşı avuçlannıza alın ve ona Reiki ener­
jisini gönderin. İlk olarak Dai-Ko-Myo’yu, sonra,
emmiş olduğu bütün negatiflik ve acıdan taşı arın­
dırmak için Sei-H e-Ki’yi canlandırın. Ardından
Cho-Ku-Rei’yi gönderin - taşı belirJi bir amaca,
örneğin şifaya yönelik olarak programlamak için.
( * ) : Yazarın bahsettiği kitap Dharm a Yayınları tarafından "Bedeniniz Yalan Söylemez" adı ile yayınlanmıştır. (Editör)

REİKİ 120
ki bölümde verilecektir. doğuşun rahim ağzına doğru. Saat yönümle
DNA’nızm ç ifte sannalma doğru gidin "'*.
Diğer semboller gibi Dai-Ko-Myo'nun da ez­
berlenmesi gerek ir. Öğrencinin onu kusursuz şekil­ Modem Dai-Ko-Myo çifte sannaldır.
c e çizebilmesi lazım gelir. Dolayısıyla yeni si, eski
Diğer Reiki 3 sembolü de Raku’dur. Bayan Ta-
sembolden çok daha kolaydır. Geleneksel Dai-Ko-
kata bu S anskrit sembolünü kullanmamışsa da bu ­
Myo'nun benim enerjimle çok da uyuşmadığının
gün Amerikalı Reiki üstadlannm çoğu, belki de
bir delili, onu ezberlememin haftalar aldığı gerçe­
hepsi ondan faydalanıyor. Ancak görünüşe bakılır­
ğidir. Oysa modem Daî-Ko-Myo'yu daha ilk gör­
sa üstadlann çoğunluğunun bu sembol h ^ tn d a
düğüm anda benimseyivenniştim. Herhangi bir ez­
pek bir bilgisi yok, dolayısıyla önemini anlayamı­
ber çabası gerekmedi, onu zaten tanıyordum. Elime
yorlar. Sembol yalnızca uyum lamalarda kullanılır
geçen tüm farklı çizimleri yine bu bölüme koydum.
(şifada değil). Şekli yıldınm ıkine benzer. Bana
Hangisi kolayınıza gelirse onu seçin; hepsi de çalı­
öğretilen tamını "ateşi beslem ektir. Uyımlamanın
şıyor.
sonunda Raku, Re iki enerjisinin alıcısını toprakl a-
Öteden beri Tanrısal enerjinin sembolü olan sar­ mak için kulland ır. Çoğu Reiki üstadınım bildiği
malın Ch’i Kung'daki tamım oldukça ilginçtir. bundan ibarettir ama gerçekte çok daha fazlası var­
Merkezden başl ayan saat yönlü sarmal hareket, dır, O Hara Çizgisi ’ni de harekete geçirir, böylece
Ki'yi şeklin özünde toplama gibi bir özelliğe- sahip­ öğrencinin Reiki enerjisini Ki kanallarından geçir­
tir. Modern Dai-Ko-Myo da böyle çizilir, saat yö­ mesini ve Hara merkezinde (Tan Tien veya göbek)
nünde merkezden dışa doğru. Sannal ters yönde topraklamasını sağlar.
çevrildiğinde içsel Ki, bedenin ötesindeki Ki"yle
Öte yandan uyumlama süreci boyunca üstad ve
birleşmek üzere yayılır. Yayılım tamamlandığında
öğrencinin auralan da birleşir ve bu esnada birta­
hareket kendili ğinden tersine döner ve Ki 'yi içe
kım şeyler daha olur. Bu kısa an süresince Reiki
alır. Sarmallar di ğer enerj i leri de çeken girdap özel­
rehberleri enerjiyi alıcının (uyumlamayı ve Reiki
liğine sahiptirler. Doğa, sannallar şeklinde devinir
derecesini alan kişi) olumsuz kanna’smı gidermek
- küçük girdaplardan şiddetli kasırga ve hortumla­
ra. Ch‘i Kung'ta da sağlık ve şifayı pekiştirmek Raku
için Ki 'yi toplamak ve yoğunlaştırmak üzere kulla­ Parlayan şimşek, aceı,;i besler
nılırlar <*'. (yalnızca ııyumlamak için)
W icca’daki sarmal da inisiyasyon labirentidir. Oklar nnsıi çizileceğini gösterir
O Çarkıfelek Yılının deveranı. doğuş ve yeniden
doğuşun mekanıdır. Saat yönlü sannallar yaratılış
enejisini doğururken ters yönlü sannallar da yayı­
lım ve çözülmesi temsil eder. "Sarmal Dans” adlı
eserinde Starhawk (Harper and Row Publishers,
1979) çifte sannalı yaradılışın özüne (Budist Boş­
luğa) götüren bir labirente benzetir:
Sarmal üzerinde hareket ettikçe dünya çözülür.
biçim çözülür, ta ki ölüm ve doğumun bi r olduğu
saklı kalbe varana kadar. Sannalın merkezi ışır: o
Kuzey Yıldızı‘dır, sannalın kollan da Samanyolu,
durgun merkez noktasının etrafında sayısız yıldız
devinir... Artık Tann'nın kucağında serbestçe yüzü­
yorsunuz. İtilip ezildiğini hissedin şimdi, yeniden

REİKi 121
kullanırlar. İşlemi yapan öğretmen, kendi aurası ridir, fakat Reiki'yle alakalan yoktur. Laurel Stein-
aracılığıyla serbest kalanı alır ve topraklar; genel­ hice'ın medyumsal irtibatında bize diğer sembolle­
likle de bundan haberi bile olmaz. Uyuml amanın rin Yeryüzüne gönderileceği bildirilmişti. İlki göz­
sonundaki Raku ise auralan ayınnaya yarar. Aynı lerdeki enerji merkezlerini açmaya yarayan bir
zamanda hem üstad hem de öğrenciyi. öncekinden sembol olacaktı, boylece Reiki bir tür lazer gibi de
çok daha fazla Asıl Ki enerjisiyle bırakır. Uyumla- kullanılabilecek. Ruhsal bakımdan geliştikçe şifa-
ma süresince gerçekleşen karma’ nın serbest kalma­ cıların çoğu, belirgin bir sembol kullanmadan bunu
sı işlemi, kendisini takip eden fiziksel ve duygusal yapmayı öğreniyorlar. Göıilnüşe bakılırsa modem
arınma ve yenilenme sürecini açıklar. Dai-Ko-Myo, Geleneksel olmayıp da gerçekten bir
Reiki sembolü olan yegane şekildir. Bununla bir­
Diğer sembollerde bulunan farklılıklar hesaba
likte diğer yenilerden bazıları aşağıda gösterilmiş­
katıldığında Raku ‘da yalnızca bir değişik şekli ol­
tir.
ması şaşırtıcı gelir. Bu tek farklı şekilde da yıldırım
şeklinde köşeli köşeleri yumuşatarak yıldırım şek­ Bunları Reiki sembolü- olarak addetmesem de
lini dalgalı hale getirir. Bu şekilde kullanılan sem­
bol Ejder Kundalini Gücü'dür. Ancak. yıldınm bi­ Reiki Sembolü Olmayan Şeki ller
çimli sembol aynı zamanda Vajrayana Budizmi 'nin
de Vajra’sı olduğundan (Tibet’te Mahayana Budiz-
mi’nin elmas (elmas gibi sarsılmaz ve bozulmaz)
yolunun simgesi) yıldırım şeklindeki Raku bana
daha doğru göıinüyor. Raku, Dai-Ko-Myo çifte
sarmalının uçlarındaki açıklığın arasındaki küçük
şekildir.
Sa Om To

Ülke çapında ortaya çıkan modem Reiki 3 ’ler

Raku, E jd er Versiyonu

Ga O zra
başka “yeni" Reiki sembolleri de türetiyor. Onlar
kaybedilmiş bazı sembolleri gün ışığına çıkarmak
iddiasındalar. Sözkonusu şekillerin birçoğu kendi bazıları bahse değer. Om bir Sanskrit sembolüdür
içlerinde pozitif olan Budist veya Sanskrit enerjile­ ve evreni yaratan sesi temsil eder. Bunun dışında

^ K I1 2 2
R e ik i S e m b o lü O lm a y a n Ş e k i ll e r (d e v a m )

Halu
Z onar
Sevgi, hakikat, güzellik,
uyum. denge ve daha derin bir
Sonsuzluk:. zamansızlık. ebe­ Şifa Işını. Halu, Zonar'ın güç
diyet. Geçmiş hayat. karma lendirilmiş halidir. Üstteki pi­
Jo h re Lon Say ve boyutlar-arası hallerle ilgi ramit yüksek zihin enerjisini
Beyaz Işık Enfeksiyon Negatifliği li konularda işe yatar. temsil e<ler

Yod
Harth Bu sembolü çizerken sadece eğimli uzun çizgiyi
Sevgi, hakikat, güzellik, uyum ve çekin; bu Tanrının ellerini temsil eder. (İçinde On
denge. Bu, içinden şifa ve sevgi akan Emrin yazılı olduğu belgeleri muhafaza eden
l e n S o My Ahid Sandığı) Bu enerjiyi bilmiyoruz; biz sadece
kalbin simgesidir. Üç boyutlu bir pi­
Saf Sevgi ramittir. kalp enerjisinin hizmetlileriyiz.

ş i f a v e r ic i e n e r ji y e s a h ip b a ş k a S a n s k r i t s e m b o lle r i (T^anrısal) k a y n a ğ ın s e s l e r i. O n la r M u t la k o la n ın d i­
d e v a r. E l A y a s ı ü s ta d s e m b o lü ç a k r a l a r v e S u ş u m - li k a b u l e d i lir. T a n t r ik B u d i z m r itü e lin d e ö n e m li b i r
n a ’ d a n e n e r jin in g e ç i ş i n i te m s il e d e r ; b u b a k ım d a n y e r i o l a n B i j a ’ l a r ın g e r ç e k a n l a m la n y a l n ız c a in is i-
b i r in is iy a s y o n s e m b o lü o la b ilir . T a n t r ik B u d is t ye e d ile c e k o la n la r a ( t o p lu lu ğ a k a b u l e d ile c e k
h e y k e lc iliğ in d e B u d a h e y k e lle r in in a v u ç la r ın a b i r ­ o la n la r a - ç .n . ) b ild ir ilir . S t u p a la r h a lin d e ç iz ile n
ç o k b e n z e r s e m b o l ç iz ilm e k t e d ir . B i r b a ş k a s e m b o l B i j a ’la r b e ş u n su m te m s il e t m e k ü z e r e d e k u lla n ı­
d iz is in e d e R a h im ( D ö ly a t a ğ ı) B ı ç i m i d en ir. B u r a ­ l a b i l i y o r S tu p a la r . P a g o d a t a r z ın ın ö n c ü le r i o lu p
da s e m b o lle r in k e n d ile r in e B i j a ’l a r a d ı v e r il i r - s ö z k o n u s u u n s u r la r ı ö z l e r in e u y g u n o l a ra k t a s v ir

REİKİ123
eden heykel ya da yapılardır <*'. Hon-Sha-Ze-Sho- açık değildir, onlar buna karşı, yapıları gereği, ko-
Nen biçim olarak Stupa ’ya bir hayli benzer. rummuşlardır. Bir medyumsal irtibatta bana aslen
üçyüz Reiki sembolü olduğu ve bunların yınniiki-
Harth, Zonar, Halu ve Yod'u da içeren bir dizi
sinin günlük kullaıumda olduğu bildirilmişti. Onlar
sembol de bana Kaliforniya'da verilmişti. Reiki
Hint ve Tibet' in kütüphanelerinde arşivlenmjş du-
sembolleriyle birlikte kullanılmak üzere bana iletil­
rumdalar. Zamanı geldiğinde Batı dünyası ve Re-
mişlerdi ancak, niyet kötü olmamakla birlikte. on­
iki’ye, kimsenin şüphe duyamayacağı bir yolla ve­
lardan biriyle çok kötü bir deneyim yaşadım. Bir
rilecekler. Nasıl kullanılacakları da öğretilecek. Bi­
kadına bu sembolleri gösterdiğimde o Hartlı'ı seçti
reylere ruhsal olarak verilen kişisel semboller bun­
ve onu olumsuz yönde kullanmaya başladı: kendi­
ların öncüsü kabul edilebilir Onlar güvenle kulla­
sinin korunma diye nitelediği kara psişik piramitler
nılabilir. ya da en azından araştırılabilirler.
kurdu. Sonra onlan benim ve başka insanların au-
rası ve evleri üstüne yerleştirdi. Yatü hiçbir şekilde İlave bir Reiki sembolü olarak kullanılan birdi­
pozitif amaçlan yoktu. Aksine. korumayı hedefle­ le r şekil de Antalkarana 'dır. Bu. Alice Bailey ile
dikleri kişiyi veya yeri kapatıp piramidin içine hap­ başka yazarlar tarafından binlerce yıldır ayinlerde
sediyorlardı. Hiçbir psişik enerji o yapının dışına kullanıldığı söylenen Tibet kökenli bir meditasyon
çıkamıyordu, dolayısıyla da olağan enerjinin gün­ ve şifa sembolüdür. Şifa esnasında masanın altına
lük giriş-çıkışını da bozuyordu. İçlerindeki negatif konulduğunda Reiki veya diğer şifacı enerjilerin
eneıji temizlenmek istendiğinde bir türlü dağılmı­ gücünü arttırır. Aynı zamanda fiz ik ti beyin ite Taç
yordu çünkü sembol onu hapsetmişti. çakrasım birbirine bağladığı ve tüm çakıalar ile au-
ra üzerinde olumlu etkileri olduğu söylenmektedir.
Başından beri sembolden hoşlanmamıştım ve
Sembol üzerinde meditasyon yapmak. Ki'yi mer­
kadına onu kullanmamasını söylemiştim ama o ıs­
kezi enerji kanalları ve bedenin içinden göndererek
rarlıydı. Piramitler evime ve duygulanma yönelmiş
kendiliğinden Mikrokozmik Yörtinge'yi başlatıyor.
topyekun bir psişik saldırıydı. Neler olduğunu ni­
Görünüşe göre meditasyon esnasında sembol şekil­
hayet anladığımda da bir başka şifacıyla çalışarak
den şekle girerek başka imgelere de dönüşüyor.
onlan temizlemeye çalıştım. Çok sayıdaki kara pi­
Antahkarana insanlar ve nesnelerden negatif ener­
ramitler, kendilerini çözme ve uzaklaştınna giri­
jiyi uzaklaşmamak ve kristalleri temizlemek içinde
şimlerine karşı neredeyse tamamen bağışıktılar.
kullanılabilir ■".
Birçok nafile çalışmadan sonra anladık ki Üçüncü
Göz’den gönderilen Raku piramitleri dağıtabiliyor. Antahkarana'mn holografik (tamamı sahibinin
Yine de onlar derhal tekrar bir araya geliyorlardı. elinden yazılmış veya çizilmiş) temsillerinin kare
Sonunda Raku ’yu yoğun biçimde kullanarak onla- ahşap tabaklara işlendiğini gördüm. Bunun daha
n çözüp dağıtabildik; ardından, altlarından ışık ek çok Ortabatı'da (ABD'ııin orta-batısında yer alan
nınlan geçirerek onlan kaldırdık ve gezegenden eyaletler) kullanıldığını sanıyorum çünkü bana bu
uzaklaştırdık. Evimi ve kendimi onların negatif sembolü gösterenlerin çoğunluğu o bolgede yaşa­
enerjisinden tümüyle temizleyene kadar birkaç ay yan insanlardı. Şeklin pozitif ve kutsal bir havası
uğraşmak zorunda kaldık. var. Kayıp Reiki sembollerinden olmamakla birlik­
te kendi iç inde pozitif bir kullanımı var. Olumsuz
Şüphem o ki sözkonusu sembol. kendisinde ol­
işler için kullanılamayacağı söyleniyor; kadim geç­
mayan bir negatiflik edinecek şekilde bozulmuş.
mişinin yanı sıra birçok şifacının yıllar süren dene­
Bu olaydan sonra, tümüyle vakıf olmadıkça “yeni"
yimleri de bunu doğrulamaktadır.
sembollerle deney yapmayı bıraktım. Öğrencileri­
me de bu bilinmeyen enerjilerden uzak dunnak ye­ İlgimizi hak eden başka ruhsal şifa sembolleri
rine onlan dikkatle ele almalarını tavsiye ediyo­ de var. Bu, Frank Homan’ın Kofutu Dokumna Şi­
rum. Gerçek Reiki sembolleri olumsuz kullanıma fası adlı kitabında (Sunlight Publislıing. 1986) ge­

REİKİ 124
liştirdiği onbir sembolden oluşan bir dizidir. Son NOTLAR
derece modem görünümlü semboller kitapta özen­ (l) William L Rami, (A Meelıng wiıh Blîyllir Futumoto)
le sunulmuş. Eserde belirtilen el pozisyonlarının Phyllis Furumoto'yla Karşılaşma (Re/ki AVm-j 1Reiki Haberle­
aynı zamanda Reiki pozisyonları olduğunu da be­ ri, 1992. s.2‘de.
lirtmeliyim. Buradaki şekiller Reiki sembolleri de­ (2) A.g.d. s.1
ğildir ancak, iş gören geçerli semboller oldukları
(3) Aynı yer.
muhakkak. Sayılarının çokluğu ve karmaşıklıktan
ezberlenmelerini zorlaştınnaktadır. Reiki sembol­ (4\ Üçüncü Derece Reiki Sembolünün bir başka versiyonu da
AJ. Mackcnzie Clay, {One Step Fm-ward/o/- Reiki) Reiki kin
leri kadar güdü ve yoğun olmasalar da geçerli ol­ Bir Adım İleri (NSW Australia, New Dimension Press, 1992)
duklarını rakıatlı.kla söyleyebilirim. Onları denemek s.38'de yayınlanmıştır.
isteyen öğrencilere pozitif olduklarım ifade etmeli­
(5) Jolıj) Diamond, MD, ikime Body Does/i’r L/ı>J Belleniniz
yim. Yalan Söylemiyor (New York. NY. Warncr Books. 1979), s.50
53.
A n t a h k a r a n a i’ " (6) Manıak ve Maneewaıı Chia. (Awaken flcaling U ght o f ılıe
fa o ) Tao'ııun Şifa Verici Işığının Uyarılması. $. l 19-121.

(7) Starhawk, U h c Spiral Daııce ■A Rebirth o f tlte Ancioıt Rf


ligimi t'f ıh e Great Gdd«.v) Sarmal Dans: Büyük Tannça’nın
Dininin Yeniden Doğuşu (San Fransisco, CA, Harper and Row
Publishers, 1979) s.82.
(8) Pierre Raınbaclı. (Tin Sur et Messagc o f Tanrric Budd-
/ı/sml Tantrik Budizın"in Gizli Mesajı (NY, Rizzoli Jrnernari
onal Publicatioııs. 1979) s.60-67.
(9ı 199 l de bana William L Rand’m (Reiki: Tlıc //eu/oıg T"
-;<t:h . Birsi a n d SccondDe<?rcc ManuaD Reiki: Sih Veren Do-
kumış, Riiııci v:;: ikinci terece Elkitabı’ nın fotokopi çekilmiş
itk baskısı gönderilmişti. Kitapla, daha sonraki baskılarında
yer almayan (bende ondan da vay) bilgilerin bulunduğu bir Ek
kısmı vardı. Antalıkaraıın üzerine veıilen bilgiler, çizimi de da­
hil, o Ek’iıı 8-13. sayfalarından alınmadır.
Bunlar Reiki 3 sembolleridir. Bu bölümün ama­ 110) .Aynı yer.
cı öğrenciye iki Reiki sembolünü daha vermekti.
Daı-Ko-Myo’nun modern veya Geleneksel versi -
yoniaıı arasında seçim yapmaksa öğrenc iye kal­
mıştır. Dai-Ko-Myo'nun yanı sıra Raku da burada
gösterilmiştir. Kitabın ilerleyen bölümlerinde sem­
bollere tekrar dönülecek. Bunlann yanında Reiki
sembolü olmayan başka şekillere de yer verdim.
Bunda amacım yeni sembollere benim gibi fazlaca
meraklı olan taı.e Reiki üstadlarına bir yol haritası
vermektir. Onlara bu kitapta bir daha dümneyece-
ğim. Reiki 3 sembollerine ve şifadaki kullanımları­
na aşinalık kesbeniğiıuzde artık uyumlamaya haş­
layabilirsiniz demektir. Uyumlama ve irisiyasyon
süreçleri Reiki şifa sisteminin başlıca “mucize’Üe-
rindendir.

REİKİ 125
Reiki eğitiminin başında öğrencilerin çoğu
uyamlananın ne olduğunu merak eder. Ben onlara
yalnızca bunun bir mucize olduğunu söyleyebiliyo­
• '• ' • rum. Kendileri uyumlandıktan sonra daha açık bir
tamın getirebilirlerse onu benimle paylaşmalannı
■V . ■ ... I;" ' ' ' ' ■. da tembihliyorum. Uywnlayan veya uyumlanan
* * ? !*>. yy ' ■' . ■■■ .... ■■ ■
kimseden şimdiye kadar daha iyi bir tanım işitme­
dim. Bu işlemin yaşanması, tecrübe edilmesi gerek,
SEKİZİNCİ BÖLÜM sözle tarif edilmesine yok. Kimse Reiki
- ------___________ ____ • ' uymnlamasının nasıl ve neden çalıştığını; el hare­
ketleri, nefes ve Kundalini kontrolü kombinasyo­
nunun nasıl olup da böyle muazzam bir etkiyi mey­
dana getirdiğini bilemiyor. Ancak, uyumlananlar
biliyor ki hayatı temelden değişti ren bir özelliği
var. O birçok insanın hayatında bir dönüm noktası­
dır. Uyumlayan bizler ise çoğu zanıan sürecin etki­
sinden hayretlere düşüyoruz.
Uyumama. diğer elle şifa sistemleriyle Reiki
arasındaki farktır. Diğer sistemler çaklmtlar üzerinde
el pozisyonları ve Ki enerjisini kullanıyor olabilir
ancak, uyuml ama süreci yalnızca Reiki mahsus bir
imtiyazdır. Geleneksel Reiki eğitiminde Reiki l
için dört, Reiki 2 ile 3 içinse birer tane daha uyınn-
lama vardır. Reiki 1'deki her dört uyumlama da
birbirinden farklıdır. Geleneksel olmayan yöntem­
:-x ■■■ lerde her üç derece için aynı kombine uyumlama
kullanılır - birbirinden farklı süreçlerin yerini ala­
bilecek kadar güçlü, tek bir uyumlama. Her iki yol
da olağanüstü sonuçlar verir. Uyumlama hangi yol­
dan yapılırsa yapılsın. sonuçta bir şi facı doğar.
Reiki uyumlaınalan Hara Çizgisinin Ki-tutma
kapasitesini geliştirir ve enerji kanallarındaki en­
gelleri temizler. Hara Çizgisi ve eterik çiftteki çak-
ralan temizler ve dengelerler Uyumlaına esnasında
beş Reiki sembolünü taşıyan Semavi Ki enerjisi
Taç çakradan girip alıcının Kalp çakrasına ulaşır.
Yeryüzü K i’siyse bacaklardan çekilip Hara'nın alt
merkezleri üzerinden yine Kalp çakrasına ulaşır.
Hara merkezindeki Asıl Ki tazelenip yeniden dol­
durulur ve enerjinin tam kapasite kullanımım en­
gelleyen unsurlar temizlenir. Bütün bunlar birkaç
dakikadan daha kısa bir süre içinde gerçekleşir.
Uyumlama bir tür kannik geri ödemedir. Süreç

REİKİ 126
Uyumlama Nasıl Alınır?

/^Wî
Raku Tüm Hara
Ç izgisi'ni Açar

boyunca akcıdan negatif kanna uzaklaştırılır, sanki iki kabiliyeti insanın genetik şifresinde zaten bulu­
şifacı olmaktan dolayı ödüllendiriliyonnuş gibi. nan bir özellik, o bizim DNA'lanmız.a işlenmiş du-
Bu, üstad/öğretmenin uyumlama esnasında yüksel­ rnmdadır. Uyumlama karanlık bir evde ışıkların ya­
tilmiş enerji düzeyinin, alıcının Ki düzeyini yukarı­ kılması gibidir, bir zamanlar evrensel olan ancak
lara çekmesinden kaynaklarunaktadır. İşlem kendi­ şimdilerde kaybetmiş olduğumuz yeteneklerimize
liğinden gerçekleşir. üstadın karmik sonuçları iste­ yeniden kavuşuruz. Reiki. bu gezegen insanlarının
mesine veya onlara neden olmasına gerek kalma­ evriminin asli gücüdür. Uyumlamalar sekteye uğra­
dan - bu onun aracılığıyla olur. ondan dolayı değil. mış DNA’lanmıza şifa verir, böylece kaybedilmiş
Burada hiçbir benlik (ego) sözkonusu değildir. Üs- bilginin “Işığını” bize tekrar öğretir.
tad basit fiziksel hareketleri yapar, geri kalan her
Reiki uyumlamasını alan her birey farklı şeyler
şey kendiliğinden gelişir.
tecıibe eder. Renkler görebilir, duyumlar hissede­
Uyumlama süreci bugün Yeryüzünde gerçekle­ bilir, geçmiş hayatlarına dair resimler görebilir. ruh
şen belki de en kutsal olaydır. O basit hareketlerin kılavuzlarıyla irtibat kurabilir ya da saadet ve se­
tamamlarunasmdan itibaren şifacı yaratılmış olur - vinçle dolabilir. Bazıları hıçkırık ve gözyaşlarına
aslında uyandınlmış olur demek daha isabetli. Re- boğulur. Kimileri hiçbir şey hissetmediklerini söy-

REIKi 127
!er, halbuki yüzleri kıpkmnızı, ağızlan kulaklarına lama fiziksel olarak zorlu bir süreçtir. Uyumlarken
varır. Enerji açılımı yüzlerinden bellidir. Çoğu in­ düşünmeye zaman yoktur. Fiziksel hareketler dı­
sanda Reiki şifacısma özgü ellerin <;ok ısınması ol­ şında herhangi kaygıya mahal olmaz; enerj i yolunu
gusuna rastlanır (kimilerinde bu uzunca sürebilir). bulur.
Bebekleri uyumlarken bile ellerinin ısınd ığına şahit
Uyumlamak bir Kuntfalini deneyimidir. heın
oldum. üstelik sembollerin doğrudan ellerine ko-
her iki eterik düzeyi. hem de Hara düzeyini etkiler.
nuhnamasma rağmen. Kitap imza günüme gelen ve
Ajit Mookerjee, Kundalinı. İçsel Enerjinin Uyanını
elimi sıkan bir kadın, “senin Reiki'n var” demişti.
adli eserinde Kundaiini 'nin yükselişini “elektrik
Ona bunu nasıl bildiğini sonnuşlum, çünkü o sıra­
akımı gibi Suşunına’dan geçen bir ısı patlaması"
lar henüz öğretmiyordum. “Çünkü ellerin sıcak”
olarak tarif eder l’\ Duyumlardan bazdan ise şöyle
demişti bana, "bunu hissedebiliyorum. Sende en
tasvir edilir:
azından Reiki 2 var.” O sırada Rciki 2 almaktay­
dım. Sdalekıre 11.:nzı:r, ardamı vızıltısını. zil. flüt veya çıngırak
seriiııi andıran iı., ses!er duyulur. dönmesi olabilir ve ağız
Uyumlama Nasıl A ktardır? saîydaumaya başlar ama y<>gi devam eder, ta ki erı iç!cn. en
gizli ...sesi duyana kadar. . Yogi çeşitli biçimler: canlandırır
Örneğin ısık noktalarım, alevleri, geometrik şekilleri.. hepsi de
içten ışıyan parlak ve saf ışığın içinde çözünürler " '.
Reiki 'ye uyutnlamanın nasıl bir şey olduğu hak­
kında bu pasaj bir fikir veriyor.
Hui Yin pozisyonunda dilin danağa temas etti­
rilmesi Ki'nin Hara Çizgisi' nden yukarı çıkmasına
yol aç:ır. Semavi Ki Taç çakradan. Yeryüzü Ki ’si de
ayak çakralanndan üstadın bedenine girer. Hui Yin
pozisyonu Kök merkezi nden kapandığı zaman Yer­
yüzü Ki sı Hara veya Tan 'Hen 'e çekilir. Yukan yö­
nelen kanal (Yönetici Damar. sırttan yukarı) dil ve
damakta kapalıdır. dol ayı sıyla enerji Taç çakra yo­
luyla bedenden çıkamaz. Aşağı yönelen Semavi Ki
de (Başlangıç Daman, önden aşağı) benzer şekilde
Hara 'da durdurulur ve kapalı durumdaki Hui
Yin’den avaklara doğru çıkış bulamaz. Gidecek
başka yer bulamayan yoğunlaştınlmış Ki enerjisi
bedeni ellerden terk etler ve bu arada sembolleri
alıcının aurasma adeta iter.
Sonuç, Ki ‘nin üstadın ikili iç kanallanndan (yu­
karı ve aşağı. Başlangıç ve Yönetici Damadan)
Hara Çizgisi 'nin tekl i kanalına sevk ediİmesidir.
Bu. evlerimizde nonnal olarak bulunan alternatif
Uyumlayan kişi de her seferinde farklı şeyler
akımın doğru akiına dönüştürm esiyle eşdeğer bir
duyumsayabilir ancak, genel likle yoğun bir coşku
etki yaratıl, Reiki üstadı eski M ısır'ın sonsuzluk
hali yaşanır. Süreç bedeni, önce üstad/öğretmenden
simgesi olan sekizin içinde kıpırdandığı hissini do­
geçip ardından öğrenciye naklolan kızgın bir Ki
ğuran bu enerjiyi bedeninde tutar. Enerji canlı ve
enerjisi çubuğuna çevirir. Nefes kontrolü ve uzun
sıcaktır, Raku'nun parıltıl ı şimşeği içerdedir. Reiki
süreli Hui Yin pozisyonu gerektirdiğinden. uyum

REiKi 128
2 de öğretilen Ki alıştırmalan üstadın bedenini bu Hepsi de olanlarla yetinip Reiki’ye uyumlamasını
kadar çok Ki enerjisine alıştırmak üzere tasarlan öğrendi. Bir tanesi bunu hayatının en büyük şifası
iniştir. Ne var ki uyumlama sürecine yine de adap­ olduğunu düşünüyor. Reiki rehberl eri her dudumda
te olması gerekir. Ne kadar çok enerji yönlendire­ onlara uynınlamayı nasıl yapacaklarım öğretiyor.
bilirse uyumiamalan da o nispette etkili olur. hem de fiziksel durumuna uygun şekilde. Kalp ra­
hatsızlığı olan ve fi ziksel pozisyonunu da yeteri ka­
Bana gelince. Reiki rehberleri kendilerini en
dar muhafaza edemeyen bir başkası da etki h bir şe­
çok uyumlama süresince belli ediyorlar. Arkamda
kilde uyumlama yapmasını öğrendi. Reiki öğretme
durup bütün süreci yönetiyorl ar. Bütün Reiki üstad-
niyetinde olan herkes bundan nasibini alıyor. Eli­
ian için bu durumun aynı olduğu varsayıyorum.
nizde olanla en iyisini yapmaya çalışın, yeter.
Uyum larken onların varlığını ara lıksız ve güçl ü bir
şekilde hissediyorum. Bazen onları görebiliyorum Reiki 3 öğrencilerimden bir tanesi boynundan
da. Sembolleri çizerken yanlış bir çizik attığımda aşağı sın ı oynatamayan, tekerlekli sandalyeye mah-
onu düzeltiyor ve devam etmemi söylüyorlar. Hata faırn bir kadındı. Bu öğrencim Reiki 2 şifa yöntem­
yaptığım zaman “düzeltiyoruz" diyorlar ve dedik­ lerini beceriyle kullanabiliyor; kendisi güçlü bır
lerini yapıyorlar. Ruhsal olarak sembollerin enerj i medyum ve uzaktan şifacı. Reiki l ve 2 öğretmeni
formlarının değiştiğini görebiliyorum. Reiki öğret­ ona Reiki 3 vermeyi reddetmemiş. omu hiçbir şekil­
tiğimde ve şu anda bu kitabı yazarken öğretinin de kullanamaz diye. Kadın, sınıflarımdan birine ka­
içimden geçirildiğini hisseJebiliyorum. Reiki’yle tıldı . ben de onu mem nuniyetle kabul etti m. Onun
kurulan her ilişki olağanüstü bir güzel tik ayinine uzaktan şifada olduğu gibi uyumlama yapabilece­
dönüşüyor. Ne kadar tekrar etsem de hep mucizevi ğini tahmin ermiştim. Üçüncü Derece inisiyasyo-
ve yeni kalı yor. nundan sonra kendisine bunu önerd im ve o da bu­
nu denedi. Sınıftaki başka birini derhal uyumladı.
Suzanne Wagner ’ın kaseti Batı ‘daki bütün Hon-
alıcı da kendisine gönderildiği şekliyle sembolleri
Sha-Ze-Sho-Nen versiyonlarının yanlış olduğunu
görebilecek kadar enerjinin gücünü hissedebildi.
söylüyor. Ancak doğrusunun nasıl bulunacağı so­
Bir gece beni ağlayarak aramıştı, o kadar şiddetli
rulduğunda ruhsal irtibat celsesinde Reiki rehberle­
ağlıyordu ki dediğini anlamakta güçlük çekiyor
ri bunun fark etmeyeceğini vurguluyor. Sembolün
dum. Biraz sakinleştiğinde birisini henüz uyumla-
doğrusu Hint veya Tıbet'teki bir kütüphanede. Ne
dığını ve ilk Reiki t ’inı yaptığını söylemişti.
yapılacağı sorulduğunda cevap şöyle: “B irini seçin.
biz düzeltiriz.” Uyumlama esnasında semboller o Reiki 3 derecesini alaı biri uyumlama sürecin­
kadar hızlı hareket ediyor ki tanımlanmaları müm­ de yeterl i lik kazandığı anda Hui Yin pozisyonund a
kün değil. Ancak çizildiklerinde bir şeyler oluyor. bir değişiklik meydana gelir. Uyumlamak için ge­
Semboller başka bir hal alıyor, az ama çok net bir reken enerji fizik "el düzeyde bir güç olmadığı için
biçimde farklı. Kağıt üstünde durdukları gibi d ura­ bu pozisyonu fiziksel olmayan bir düzeyde tutmak
ğan ve iki boyutlu değiller, aksine üç boyutlu ve da imkan dahiline girıyor. Öğretmen yeterli pratik
hareketliler. Sembollerde derinlik. renk ve hareket le Hui Yin pozisyonunu Hara düzey inde ve Kök
meydana geliyor. Reiki rehberleri. işlerlik kazandı­ çakrasında tutmayı öğrenebilir. Kendimden söz
racak şekilde sembolleri alıp düzeltiyorlar. Onlar elecek olursam. bende bu kasıtlı ve isteyerek değil.
bi zim bu işi yürütebileceğimiz kadar Reiki'nin yer­ kendiliğinden oldu. Bir yıldan beri ders veriyor­
yüzüne dönmesini isti yor. dum. Son derece güçlü bir şekilde uyumlama yap­
tı ğımı fark etmiştim, halbuki Hui Yin pozisyonuna
Başkalarım Reiki’ye uyuınlamak isteyen herkes
gerektiği gibi kilitlenmemiştim. Bu şekilde uyum-
ildiyacı olan yardımı görür. Hui Yin pozisyonunu
lamamın gerçekleşmemesi gerekiyordu. Durum bu
>ayamayan kadınlara Reiki öğrettim - onlar kanser
şekilde sürünce ruhsal rehberlerime danıştım, onlar
t-Javisinde rahim ve rahim kaslarım yitirınişlerıli.
da neler olduğunu açıkladılar. Böyle bir şey isteye­

REİKI 129
rek de yapılabili yor ancak. her duam da fiziksel yol gerektirir.
bedende kontrolün öğrenilmesi şart. Öte yandan, fi­
Reiki l, 2 ve 3 şifacısını yapan aynı uyumlama-
zikse l engelli öğrencilerimin olması durumunda
dır. Bunun nedeni kismen niyet, kısmen de alıcının
onlardan direkt uyumlamayı yapmalannı istiyo­
Ki 'yi tutma kapasitesidir. Reiki 1 için uyumlarken
rum, genellikle de işe yarıyor.
gerçekleşen, aura-açıcı enerjidir; çünkü auranın ge­
Bir ruhsal uzaktan şifa uygulamasında Reiki lişimi henüz başlamamıştır. Birinci Derece'yi alan
uyumlamasırn ruhsal (astral) düzeyde göndenneyi öğrenci uyumlama amnda tam olarak açılmaz.
de denemiştim. Bunu üzerinde denediğim kişi bu Enerji bedenleri, gelişip artan K i’ye uyum sağla­
düzeyde güçlü bir şekilde benimle birlikteydi: öyle dıkça daha çok enerjiyle iş yapmaya alışır ve gide­
ki beni hem görebiliyor hem de hissedebiliyordu. rek açılmaya başlar. Bir Reiki 1 için enerjinin tam
Ona bunu isteyip istemediğini sordum, önümde olarak açılması üç veya dört hafta alır. Bana tarif
oturduğunu hissettim. Sonra da sanki fiziksel ola­ edilen, her çakrada üçer-dörder günlük döngüler
rak hazırmış gibi uyuml amamı yaptım, oysa o es­ halinde gerçekleştiğidir.
nada binlerce kilometre uzaktaydı. Sonuç gerçek­
Reiki 2 için uyumlarken de aynı şey olur. Birin­
ten de inanılmazdı. Sembollerin Taç çakrasından
ci Derece şifacısı, İkinci Derece uyamlamasının
girip aurasında hareket ettiğini görüyordum; bütün
başladığı Hara Çizgisi enerji açılımı düzeyine eri­
aurası harika bir menekşe rengine bürünmüştü.
şir. Reiki 2 ’yle enerji düzeyinin matematiksel ola­
Onu çevreleyen metalik altm enerji o kadar güçlüy-
rak katlandığı söylenir. Yine, Ki^yi yönlendirme
dü ki bütün odayı aydınlaünaya yetiyordu. Bunu
kapasitesi arttığından dolayı bir uyum süresi söz­
takip eden birkaç gece daha kendisiyle ruhsal dü­
konusudur. Reiki 3 ile de enerji kaldığı yerden de­
zeyde olarak irtibat kurduğumda renklerini hâlâ
vam ederek gelişir: bu sefer Reiki 2 enerji düzeyi­
muhafaza ediyordu. Fiziksel düzeyde de ona Reiki
ni daha da çok katlayarak. Süreç, Reiki 1 ve 2'de-
vermek nasip olduğu zaman o bu enerjiye hiç de
kinin aynıdır. Gelişim daha da göz kamaştırıcıdır
yabancılık hissetmeyecek.
çünkü alıcı daha yüksek düzeylerde enerjiyle çalış­
Aşağıda açıklanacak olan inisiyasyon yöntemi maya başlar.
her Reiki derecesini bir uyumlamada vermektedir.
Uyum dönemleri bazı şifacılarda Reiki ’ ye
ö te yandan. her Reiki derecesi için de aynı uyum-
uyumlandıktan sonra zehir (toksin) atımı reaksı-
lama sözkonusudur. Bu yöntemi kimin geliştirdiği­
vonlanna sebep olur. Çakınlarda, Hara Çizgisi 'nde
ni bilmiyorum; şimdiye kadar şifahen aktanlımş.
veya Ki yönlendirme kabiliyetinde bi^&ım enerji
Kendim de bunda ufak tefek değişiklikler yaptım.
tıkanmaları mevcutsa bunlar uyumlama enerjisiyle
Şurası kesin ki bu geleneksel bir uyumlam a yönte­
şifa bulur. Bu şifa süreci de anılan reaksiyonlara
mi değildir. Yöntem seçimi yaparken hızla yapıla­
yol açar. Tıkanmalar eterik beden düzeyinden gide­
bilecek bir sisteme ihtiyacım olduğuna inanmıştım,
ri ldiğinde tepkiler de fiziksel olur - ishal. nezle,
çünkü olabildiğince çok insana bunu öğretecektim.
birkaç gün süreyle oruç tutma isteği veya baş ağn-
Geleneksel Reiki sınıflan son derece küçük olur.
sı. Bu en çok Reiki 1 ’de görülür. Giderilen tıkanık­
Aynı anda yalnızea birkaç kişi uyumlanır. Uyumla-
lıklar duygusal yahut zihinsel düzeydeyse zehrin
ma süreci fazlasıyla kannaşıktır. Geleneksel kurs­
atılması da bu düzeylerde gerçekleşir. Hayati deği­
lar da Reiki 1 ve 2 için bir hafta sonu, Reiki 3 için­
şikliklerin yanı sıra duygusal-zihinsel gelişim tam
se bir hafta sonu (belki de biraz daha fazla) daha is­
burada vuku bulur. Aylar sürebilecek Reıki 2 zehir
ter. Ancak benim sınıflanm ve öğretim tarzım her
atımı işte budur.
dereceyi dört-beş saatte verir - öğrencilerimden
işin çoğunu evlerinde halletmelerini isterim ve bu Ruhsal beden değişiklikleriyse Reiki 3 ’ie ger­
konuda onlara gerekli yazılı materyalleri veririm. çekleşir. Bu değişimler genellikle zehir atımı yo­
Böyle bir yöntem uyumlama için hızlı ve basit bir luyla değil de özbilinç gelişimi ve Evrenle bir olma

REİKİ 130
duygusuyla kendini açığa vurur. Öğrencilerin ço­ Uyumlama yapacağınız zaman bütün bir sınıfla
ğunun Reiki 3 uyumlamasına tepkileri salt coşkun­ başlamaktansa tek bir kişiyle başlamak daha uy­
luktan ibarettir. Arınma zaten gerçekleşmiştir. Ba­ gundur. Gerekli kas ve nefes kontrollerini geliştir­
zen yeni Reiki 3 'ün birkaç günlük bir uykuya ihti­ mek zaman ve tecribe ister. Bu bazen aylar bile
yacı olur; gelişime ayak uydurmaları için enerji dü­ alabilir, dolayısıyla acele etmeyin. Uyumlamayı
zeyi ve titreşimsel bedenleri biraz zaman ister. gereğince öğrenmeden ve bir seansta birkaç uyum­
lama yapmayı öğrenmeden sınıfta ders vermeyin.
Geleneksel olarak (çoğu modern Reiki öğretme-
İlk sınıflarınızı küçük tutun - beş kişinin alUnda -
hinin uygulamasında da) Dai-Ko-Myo sembolü el­
ve güçlendikçe smıf mevcudunu arttırın. Birkaç
lere yalnızca Reiki 3 uyumlamasmda konulur. Her
yıllık öğretmenlik deneyimim sonucu kendim için
üç derecede de Taç çakraya çizilir ama Reiki 1 ve
en uygun bulduğum öğrenci sayısı 20 civarındadır.
2 ‘de el ayalarına konulmaz. Bense ellerde Dai-Ko-
Günde 75 uyumlama yaptığım oldu ama bunun be­
Myo’yu daima kullanırım, R eiki 1 ’e uyumladığım- ■
delini de ödedim. Bu kadar yoğun bir çalışma, so­
da bile. Geleneksel yöntemde diğer Reiki sembol­
nuçları özellikle daha sonra hissedilen ağır enerji
leri Taç çakraya yerleştirilir ancak. Reiki 2’de el­
kayıplarına yo! açıyor. Sadece inisiyasyonlarda bi­
lerden yalnızca birine konulur. Öğrenciye, “şifacı
le bu kayıp çok yüksek. Yaptığınız anda aşırıya git­
elin hangisi'?” diye sorulur. Sonuç. bana epey rahat­
tiğinizi hissedemiyorsunuz; dolayısıyla bu duruma
sız edici olduğu bildirilen bir enerji dengesizliğidir.
varmadan son derece dikkatli olmalısınız.
Ben dön sembolü daima her iki ele de yerleştiririm
- her üç derece için. Öğrencilerim bana söyleyene Ölmekte. ciddi hasta ya da bir yaşam krizi ge­
kadar diğer öğretmenlerin tek ele çizdikierinden çirmekte olan insanları uyumlamayı seviyorum.
haberim bile yoktu. Reiki 1 ve 2 derecelerini Gele­ Eğer kişi kendisi için Reiki 1'i kullanabiliyorsa, ne
neksel okulda almış olup da benimle devam etme­ ala. Ancak bunun ötesinde uyumlamanm kendisi de
yi tercih eden birçok öğrencim var. büyük bir şifadır. Bu insani arın şifacı olup olmaya­
cakları, enerjiden başkalarını yararlandırıp yarar-
Bana söylendiğine göre Bayan Takata uyumlar­
landırmayacaklanrun bir önemi yok. (Belki de bir
ken ne nefes kontrolünü, ne Hui Yin pozisyonunu,
gün yapacaklar, kim bilir?) Önemli olan uyumla
ne de Raku sembolünü kullanmıyonnuş. Dört Re­
manın, kendisine fena halde ihtiyaç duyulduğu an­
iki 1 uyumlamasının belli bir sırası yokmuş. yeter
da getirdiği şifa ve hayati faydadır. Bunu bebekler.
ki eğitim sonunda hepsi verilmiş olsun. Tüm dere­
hatta evcil hayvanlarla bile yaptım. Bir bebeğin el­
celerde Cho-Ku-Rei 'yi Taç, Boğaz. Üçüncü Göz ve
lerini ısınırken görmek olağanüstü bir duygu. Bana
Kalp çakrasmda saatin aksi yönünde kullanıyor-
gelmeden ünce kötü muamele görmüş ve bundan
muş. Dört sembolü de daima Taç çakraya yerleşti-
dolayı da hırçın ve asi olan köpeğim Kali 'ye de
riyonnuş. Sembolleri canlandırıyor ve yerlerine
uywnlama yapmıştım. Süreçten son derece mem­
doğru üflüyonnuş. Reiki 1 'de ayalara sembol koy-
nun olmuştu; hem şifa buldu hem de davranışları
muyonnuş bile. Reiki 2*de alıcıya "şifacı elini”
iyileşti.
söylemesini isteyerek Sei-H e-Ki. H on-ShaZ e-
Sho-Nen ve Cho-Ku-Rei'yi o ele üflüyonnuş. Re­ Kurslarıma katılan öğrenciler uyumlanmalannı
iki 3 'te ise Dai-Ko-Myo'yu Taç çakranm üzerine, yenilemek için sık sık bana geli rler. Buna aslında
Hon-Sha-Ze-Sho-Nen ve Cho-Ku-Rei'yi de omur­ hiç gerek yok; uyumlama ömürlüktür. Ancak. bu
ga kemiğinin alt kısmına (1. çakra Kök çakrası) harika bir duygu veriyor ve herhangi bir zararı da
yerleştiriyotmuş. Dört sembolün iki ayaya da yer­ yok. Yeni Reiki 3 'lerin uyumlama konusunda pra
leştirilmesi yalnızca Reiki 3 ’te oluyonnuş. Ayalara tik yapmalarının da hifbir sakıncası yok, hatta bu­
yerleştirilmese de semboller kapalı ellerin üzerinde nu hararetle tavsiye ediyorum. Reiki'de hiçbir şey.
caıılandrnlıyonnuş ve bu her üç derece için de ya- uyumlama süreci dahil, asla zarar veremez. Bir
pılıyonnuş. gruba Reiki 3 öğrettiğim zaman onların buluşup

REİKİ131
b ir b ir le r in e y a h u t d a a i le l e r i n e u y u m la m a y a p m a la - iz le r . B ü y ü k o l a y l a r y e r in e k ü ç ü k . i n c e d u y u m la ra
n m is t e r im . B i r k i ş iy e y a p ıla n f a z la d a n u y u m la m a - b a k m a la n n ı s ö y le y in ; b i r ş e y l e r o ld u ğ u n u a n la d ık ­
l a n n a ş ın e n e r ji y ü k le n m e s i g ib i r is k i b u lu m n a - la r ı z a m a n t a r t ış m a y a o n l a r d a k a t ıl m a k is te rle r.
m a k ta d ır - h e r k iş i a n c a k H a ra Ç i z g i s i 'n in b a ş a ç ı ­ B ir k a ç a ç ık l a m a y la e n e r ji y e a ç ılm ış o ld u k la r ın ı a l ­
k a b ile c e ğ i k a d a r e n e r ji a la b ilir . U y u m la d ığ ın ız b i ­ la r s ın ız . İ n s a n la n n y a ş a d ık la n n d a in a n ılm a z b i r ç e ­
rin in e n e r ji y e a ç ıld ığ ın ı g ö n n e k o la ğ a n ü s tü c o ş k u ­ ş it l il i k o la b iliy o r . ö z e l l i k l e R e i k i l 'd e . S o n r a d a ş u ­
lu b ir d e n e y im d ir , ö z e ll i k l e ilk b ir k a ç s e fe r . U y u m ­ n u sorum : " H i ç b i r ş e y h is s e t m e y e n o ld u m u ? "
la m a h e r k e s e , in s a n v e y a h a y v a n . ş i f a v e r ir v e o n u
Ç o k n a d ir e n . b e lk i 2 5 - 3 0 ö ğ r e n c id e b ir . b i r ş e y
t e k r a r la m a k ta d a h e r h a n g i s a k ın c a y o k tu r.
h is s e t m e d iğ in i S ö y le y e n b iri ç ık a r . Ö n c e e lle r in e
R e i k i 'y e u y u ın la m a y a b a ş la y a c a ğ ın ız z a m a n ilk b a k m a s ın ı is te y in . E ğ e r s ıc a k la r s a k e s in o la r a k
o la r a k R e i k i 1 ’ le ç a l ı ş ı n . B ir k a ç s ın ıf ı b itir d iğ in iz e n e r ji y e a ç ılm ış t ır , fa r k ın d a o ls a d a o l m a s a da.
v e B ir in c i D e r e c e i l e o n u n u y u m l a m a s ü r e c in e a ş i­ U y u m la m a e s n a s ın d a n e l e r g ö r d ü ğ ü n ü v e y a h is s e t ­
n a lık k a z a n d ığ ın ız v a k i t R e i k i 2 'y e g e ç e b ilir s in iz . tiğ im s o r u n . K im i ö ğ r e n c i l e r s a k i n a m a d e r in d u ­

A n c a k b u n d a n ö n c e B i r i n c i D e r e c e ’ y le ilg ili h e r y u m la r y e r in e d r a m a t ik ş e y l e r b e k le r. B u n u a ç ı k l ı ­

türlü m e s e le y i h a l l e d e b ile c e ğ in iz d e n e m in o l m a l ı­ ğ a k a v u ş tu n n a k l a s o r u n la n n ç o ğ u ç ö z ü lü r . K iş in in

s ın ız . R e ik i ö ğ r e t m e n liğ i k o n u s u n d a y a p ıla c a k e n e lle r i s o ğ u k s a v e u y u m la m a d a g e r ç e k t e n d e h iç b ir

iy i h a z ır lık , o l a b il d i ğ in c e ç o k ş i f a ç a lış m a s ı (h e m ş e y h is s e t m e d iy s e o n a e n e r ji v e y a ş i f a h a k k ın d a

d o ğ ru d a n h e m u z a k ta n ) y a p m a k v e u y u m la m a y a p ­ ş ü p h e le r i o lu p o lm a d ığ ın ı s o r u n . K a t ı b ir e ğ it im le

m a k tır. R e ik i 'd e y e t k in liğ e u la ş t ık ç a b a ş k a la r ın a y e t iş e n ö ğ r e n c ile r , g e ç m iş le rin i r e d d e ts e le r b ile

ö ğ r e t e c e k s e v i y e y e d e k a v u ş u r s u n u z . R e i k i 'n in n a ­ ru h s a l ş ifa y ı k a b u l e t m e d e z o r la n a b ilir le r y a h u t o n ­


d a n k o r k a b ilir le r .
s ıl ö ğ r e t i l e c e ğ i k o n u s u b ir s o n r a k i b ö lü m d e a y n n t ı-
1a n y t a e l e a lın a c a k tır . D u ru m b u y s a e n e rjim in a ç ılm a s ın ı is te y ip i s t e ­
m e d iğ in i s o r u n v e b u n u n t a m a m e n k e n d i s e ç im i o l-
Ö ğ r e n c ile r im in çoğ u şu soru y u s o r u y o r !a r :
d u g u g u v e n c e s m ı v e r in . t , g e r i s t iy o r s a , o n a o ir ıs ıy -
“ U y u m la m a y a p tığ ın ız d a b ir in in ( e n e r ji y e ) a ç ıld ı­
l e b irl ik t e ş if a y a p m a s ın ı s ö y le y in . B i z b u n u u y w n -
ğ ın ı n a s ıl b i li y o r s u n u z ? " B a ş l a n g ı ç t a b u s o ru b e n i
la m a la n y a p tık ta n s o m a k i d e r s t e y a p a r ız . B ir d e
d e h ş e te d ü şü n m ü ştü . Ç o k s ın ır lı h ir e ğ it im a l m ış t ım
b u n u n a r d ın d a n , n e g ib i d u y u m la n o ld u ğ u n u so ru n .
v e R e i k i 3 b i l g i m ç o k a z d ı. m e s a f e a ld ık ç a ö ğ r e n i­
A y n ı z a m a n d a . e ğ e r e n e r ji y e a ç ılm a y ı s e ç e r s e h e ­
y o r d u m . B a ş l a n g ıç t a ö ğ r e n c ile r im in a ç ılıp a ç ılm a ­
m e n v e y a b i r m ü d d e t s o n r a m e d ita s y o n y a p ın a s ım
d ığ ı h a k k ın d a h i ç b ir f i k r im y o k tu v e b u k o n u d a k i
is t e y in . E ğ e r R e i k i 'y e a ç ılm a m a y ı t e r c ih e d e r s e
y e t e n e k le r im h a k k ın d a c id d i ş ü p h e le r im v a rd ı. İ lk
s e m b o lle r b ir k a ç h a fta d a h a a u r a s ın d a k a la c a k . bu
d e r s le r im d e ö l e s i y e k o r k u y o r d u m , a c a b a b e c e r e b i ­
sü re z a r fın d a o n l a n k a b u l e t m e m e y i s ü rd ü r iirs e d e
le c e ğ im m i d iy e . S e m b o l le r i n h a tla r ın ı ç iz e r k e n h a ­
e t k ile r in i y it ir e c e k le r d ir . İ l e r d e , b a ş k a b ir z a m a n d a
ta la r y a p tığ ım ı b iliy o r d u m . h e r y a p tığ ım d a d a. " d e ­
e n e r ji y i k a b u l e d e c e k o lu r s a y a p m a s ı g e r e k e n tek
v a m e t , b i z d ü z e lt iy o r u z " d iy e n o s e s i d u y u y o rd u m .
ş e y m e d ita s y o n y o lu y la o n u is t e m e k t ir ; b ö y le c e
K e n d i p e r fo n n a n s ım d a n o k a d a r k a y g ıla n ıy o r d u m
e n e r ji y e a ç ıla c a k t ır .
k i ö ğ r e n c ile r im in h a lle r in e b a k m ıy o r d u m b ile . D i ­
y e c e ğ im o k i . u y u m la m a d a n s o n r a y ü z le r in e b a k in . B a ş l a n g ıç t a te re d d ü tlü d a v r a n a n b ir k a ç k iş i d ı­
a n la r s ın ız . ş ın d a - k i o n la r b i l e e n s o n u n d a d e r s ıın e k a tılm a y ı
k a b u l e t t il e r - ş im d iy e k a d a r e n e r j iy i tü m d e n red
B u n u n k o la y y o lu , ö z e ll i k l e y e n i ü s ta d la r iç in ,
d e d e n h iç b ir ö ğ r e n c im o lm a d ı. B ir i h a r iç , d ire te n
b iz z a t s o n n a k t ır . U y u m la m a d a n so n ra g r u p ta k i
v a k a la r ın h e p s i R e ik i 1 k u rs u n u n s o n u n a g e lin d i­
h e r k e s e n e l e r g ö n n ü ş v e y a h is s e tm iş o ld u k la n n ı
ğ in d e e n e r ji y e a ç ıld ı: o t e k is t is n a d a e n e r ji y i d a h a
s o ru n . E ğ e r k o n u ş m a k is t e m e y e n o lu r s a . ı s r a r e t ­
s o n r a s e ç t i v e o g e c e o n a a ç ıld ı. D e n e y im s iz b i r R e ­
m e y in . B i r - i k i k iş i k o n u ş u n c a d iğ e r le r i g e n e l l ik le
i k i ü s ta d ı iç i n a n la ş ılm a s ı v e ç ö z ü lm e s i e n g ü ç \.lu-

REİKf 132
mm belki de budur. İşleıi hep zor tarafından ve el bir mürşit sorumluluğu ciddiyetle alır - benlik ol­
: ordamıyla öğrendiğim için farklı durumlara çö­ madan. öğretmen-öğrencı gü venini sarsmadan. Bu-
zümler üretmeye ve öğrencileri mi hazırlamaya ça- güıakü Reiki üstadınmn da bir silsilesi vardır ve Ha-
ıRıyorum. Unutulmamalıdır ki özgür irade her şey­ wayo Takata. İsa ve Sakyamuni Buda yoluyla Şi va
den daha önemlidi r - bir kimse Reiki "yi reddedi- ve yıldızlara ulaşır.
' orsa bu onun en doğal hakkıdır. Reddetme duru-
Geleneksel Reiki 'nin öğrenci ve üstadlan da sil­
yalmzca Reiki l için sözkonusudur. İkinci ve
silelerini gözetirler. Öğrenci statüsünü. öğretmeni
l'çüncü Dereceler’de vaki olduğunu hiç gönne-
ve öğretmeninin öğ retmeni yoluyla si!si lesini Taka-
Jim.
ta’ya kadar izlemek su reti yie belirler. Öğrenc i üs­
Uyumlamadan çok korkan bir Birinci Derece tad A'dan ders almıştır. üstad A üstad B 'den, üstad
öğrencim olmuştu; korkusu o denli güçlüydü ki B üstad C ’den - ta Bayan Takata'ya kadar ki. o da
enerjiyi hiç alamayacağından korkuyordum. Ona Mikao Usui 'den ders alan Chujiro Hayashi 'den
bunun kendi seçimi olduğunu söyledim. Önce ders almıştır. Buna öğrencinin silsilesi denir. Gele­
gruptaki di ğer öğrencilere baktı, sonra da uyumlan- neksel olmayan Reiki silsileyi Geleneksel Reiki 'ye
mak için sandalyeye oturdu. “Emin misin?” diye kıyasla daha az önemser. Geleneksel olmayan Re-
sordum. o da gözünden yaşlar akarak “evet” dedi. iki’nin asıl meselesi öğrenci veya üstad ın onu al ıp
Ona uyumlamayı yaptım ve yüzünde güneşin do­ almadığıdır: kimden aldığı o kadar da önemli değil.
ğuşu gibi bir gülümsemenin yayı İdığını gördüm. Hangi silsileden olursa olsun üstadın birinci so­
Ertesi gün Reiki 2 ’yi de aldı ve bana söylediği şu rumluluğu Reiki'ye ve öğrencisine karşıdır. aslol an
oldu: “Reiki beni evime yeni kavuşmuşum gibi his­ da budur.
settirdi.” Hayatının değişeceğini bildiğini söylü-
Tantrik Budizm 'de birçok inisi yasyon düzeyi
yonlu. O şimdi bir Reiki öğretmeni.
vardır. Sanskritçe’de buna “abhiseka” Tibetçe’de
Uyumlama sürecini anlatmadan önce inisiyas- ise “wong” denir. Hindistan'da “Shaktipaf almak
yon konusunu da ele almamız gerek iyor. “Uyumla­ tabiri kullanılır. İnisiyasyon süreci bir tür dini ayin­
ma” kelimesi aym zinanda “inisiyasyon" anlamı­ dir ve kanaatimce Budizm veya Reiki uyumlamal a-
na da gel iyor; Sanskritçe’deki manası "yetki ver­ ıı bugünün Hıristiyan ayinlerinin bile kökeni olabi­
mek”’". Reiki hem onu alana hem de onu veren öğ­ lir. Abhiseka al ınırken (uyuml ama. yetki venne ve­
retmene güç verir. Reiki öğretmenine “üstad” den­ ya inisiyasyon) kutsal güç bedene girer ve orada
se de bu. bir şeyin üzerinde güç sahibi olma veya kalır. Vajrayana Tantrik Budizmi'nde bir inisiyas­
hiyerarşi çağnşımlan yapmamalıdır (İngilizce ‘ us- yon daim a yeni bir öğreti düzeyinin belirtisidir. Bu­
tad” olarak tercüme edilen “Master" kelimesi aynı dist yetkilendinnenin dört düzeyi çarpıcı bir şekil­
zamanda “Efendi” anlamına da gelmektedir - ç.n.). de Reiki 'nin üç derecesiyle benzerlik arz eder.
üstad yalnızca bir öğretmendir. Eğer bu unvana bir
İlk üç Budist inisiyasyon katmik engelleri uzak­
şeref payesi verilecekse o paye yalnızc a Reikı'nin
laştım. dördüncüsüyse bilinci tedavi eder. Dört
kendisine aittir. Bir üstadtan uyum! anm a ve eğiti m
aşama da Ki ’nin aşağıdaki gelişimine karşılık gelir:
almakla öğrenci Üçüncü Derecesi ’ni alabilir ancak.
l) enerji tıkanıklıklarım gidermek, 2) gücü arttır­
sadece kendi bağlılığı ve çalışmasıyla üstad olabi­
mak. 3) yeni eğitim konulanna erişim sağlamak ve
lir. Hiçbir öğretmen onu bir üstad haline getiremez
4) öğrencinin belirli süreç veya ritüelleri yapması­
- öğrenci ancak Reiki inisiyasyonlannı başarıyla
na imkân vermek Anılan dört fayda da Reiki
geçerek ve Reiki l öğreterek üstadlığa ulaşabilir.
uyumlamal arının sonucu olarak kazanılır; her dere­
Hint ve Tibet’te bir Vajrayana mürşidi (Tantrik cede daha da kannaşık bir d üzeye erişi lir. Sözkonu-
Budist iistadı/öğreuneni) ta Gautama Siddharta’ya. su dört ini siyasyon şunlardtr:
yani Buda' ya kadar giden bir üstadlar silsilesinin
1. Vazo Yetkilendirmesi, ruhsal kanaman ve fi­
üyesi olmaktan dolayı şereflendirilir. Hindistan’d a
ziksel bedeni kannik engellerden anndmr. Öğren­

REİKİ 133
cinin belli tannsal varlıklan canlandmııasım müm­ ve tutar. Nefes vennek Ki ’yi iletir, K i’nin ilk tanı­
kün kılar. Diğer faydalan ise saklı tutulur. mının “hayat veren nefes*’ olduğanu hatırlayın. Ay­
2. M istik Yetkilendirme. Ki akışını ve hitabet nı anda birkaç uyumlama yapılırken öğrenciler ara­
gücünü açar - mantralara etkinlik kazandım. Baş­ sında nefes alıp vermeye ve Hui Yın pozisyonanu
ka gizli faydalan da vardır. bozmaya izin vardır. Ancak, başlamadan önce bu
pozisyonu tutmaya başlamak ve tüm uyumlaınalar
3. İlahi Bilgi Yetkilendirmesi, zihinsel bedeni
tamamlanana kadar böyle kalmak belki daha kolay
anndınr ve Hatha Yoga tipi alışnrmaların yanı sıra
olabilir. İşinizi bitirdikten sonra pozisyonu açmayı
başka bazı şeylere de imkan tanır.
ve kendinizi iyice topraklamayı ihmal etmeyin.
4. M utlak Yetkilendirme, gerçek ruhsal özün ta­ Yeryüzüyle tekrar bağlantı kurun; K i’yi yeniden
nınmasına ve dolaysız sembolik kavrayışın doğru­ sirlrüle etmek ve bedenin nonnal e n e ji akışım tesis
dan tecrübe edilmesine götürür. Bu yetkilendirme etmek için Mikrokozmik Yörünge’yi çalıştırın.
Ati Yoga çalışmasının önünü açar ve “derin mistik
sonuçlan vardır.” (5) UyumJanan öğrenci arkası dik bir sandalyede
oturmalıdır, ayaklarının tabanı da bütünüyle yere
Ben birinci Budist yetkilendirmeyi Reiki 1 temas etmelidir. İsterse ayakk abılannı çıkartabilir.
uyumlamasma benzetiyorum - Hara kanallanm Kimi Reiki üstadlarının enerjisi saatleri patlatacak
açar ve fiziksel beden düzeyinde anndırma yapar.
düzeydedir. siz de eğer onlardansanız öğrencinizin
Mistik ve İlahi Bilgi Yetkilendirmesi Reiki 2 ’ye eş­
saatiyle kendinizinkini çıkartın. Hiç hesapta yok­
değerdir - semboller hitabet gücü, bij alar ise sesle­
rin yazılı simgesel biçimleri olarak düşünülebilir. ken kendimce şöyle bir alışkanlık geliştirdim: öğ­
Duygusal ve zihinsel bedenler enerjiyi alır ve arı­ rencilerime inisiyasyon esnasında elleriyle kristal
nırlar. Hath a Yoga tipi alıştı rmal ar Ki alışnrm alan­ tutturuyorum. Bu şekilde yüklenen kristal yüksek
dır. Mutlak Yetkilendirme de Reiki 3 Derecesidir. düzeyde yüklü kalır ve nadiren temizlenmeye ihti­
O doğrudan ruhsal öze iner ve sürecin kavrayışını yaç duyar. Böyle yapan biri olursa kristali düşür­
bahşeder. “Derin mistik sonuçlar'’ Reiki 3 'ün alın­ memeye dikkat edin ve uyumlamayı taşın üzerin­
masından sonra olanlan güzel bir şekilde tarif eder. den yapın. Öğrencilerin ellerini göğüs hizasında tu­
Reiki üstadı haline gelen bir öğrencinin hayatında tup ayalarını birbirine yapıştırmalarını isteyin ve
derin değişiklikler meydana gelir. onlara ellerini yönlendireceğinizi söyleyin. Üstadın
Reiki ’deki diğer şeyler gibi uyumlama süreci de bir de el araınak zorunda kalması, nefes tutarak Hui
basitür. Bir dizi fiziksel beden hareketini icap eni­ Yin pozisyonunu korumasını zorlaştırır.
ri r ki sırasıyla yapıldığında hayatı kökten değişti­ Uyumlamalar tek tek de grup halinde de yapıla­
ren derin etkileri olur. Üstad/öğretmenin süreç için­ bilir. Uyumlamayı teker teker yapmakla başlayın
de neler olduğuyla ilgili kafa yormasına gerek yok. ve tecriibe kazanıp iyice güçlenmedikçe gruplara
Tüm yapması gereken sırasıyla işlemleri yapmak­ geçmeyin. Bu güce eriştikten sonra iki ila beş öğ­
tır. Reiki inisiyasyonunda çok kannaşık birtakım renciyi bir sıraya dizili arkası dik sandalyelere otur­
şeyler gerçekleşir, fakat üstadın (başarı için) bunla­ tan. Beş kişi benim için en uygun olanı. Dört az ge­
rı bilmesine ihtiyaç yoktur. O sadece uyumlamayı liyor ve enerj i akışını kesintiye uğratıyor. Altı kişi
yapar. Reiki rehberleri ve Reiki enerjisinin kendisi nefesimi zorluyor, yedi kişi ise benim için imkan­
olacaklarla ilgilenecektir. sız. Kendiniz için en uygun sayının ne olduğanu
Her derece için üstadın Hui Yin pozisyonunu kendiniz keşfetmeksiniz. Unutmayın ki bu işlemin
yapabilmesi gerekir - işlem süresioce dilini dama­ sonunda yorgun düşeceksiniz - enerjinin inanılmaz
ğına dokundunnak suretiyle. Nefesini bırakmak yoğunluğu ancak bir saatte geçer. İhtiyacınız oldu­
zorunda kaldığı durumlar haricinde öğretmen nefe­ ğu durumlarda kuvvetinizi muhafaza edin. Tecrü­
sini sürekli tutar. Verirken dilini yerinden oynat­ beyle. üretim bandı misali. ara vermeden hızla
maz. Nefes verdikten sonra derin bir nefes daha alır uyumlama yapabilecek duruma gelebilirsiniz.

REKI 134
U y u m la m a Y a p m a k İ ç in

D i l i n i z i s ü r e k li d a m a k ta tu ta r a k H u i Y i n p o z is y o n u n u z u m u h a fa z a e d in . D e r in n e f e s a lıp tu tu n , a n c a k
a s g a ri d ü z e y d e ( n e f e s i n i z i v e r m e k d u ru m u n d a ) s o lu y u n . R e i k i ü sta d ı u y u m la m a y a p m a k ü z e r e a y a k ta d u ­
ru r; ö ğ r e n c i l e r a r k a l a n d ik s a n d a ly e le r d e , e l l e r g ö ğ ü s h iz a s ın d a v e a y a l a r b it iş ik v a z iy e t t e o tu ru rla r.

1. A rk ad an :

T a ç çak ray ı a ç ın . B u , c a n la n d ır m a y la d a o la b ilir , e l h a r e k e t iy le d e .

T a ç ç a k r a ü z e r in d e D a i - K o - M y o 'n u n ç iz in .

O m u z ü s tü n d e n u z a n ıp ö ğ r e n c in in e l le r i n i tu tu n v e T a ç ç a k r a y a ü f le y in . D e r i n b i r n e f e s a l ıp tu tu n .

T a ç ü z e r in d e n d iğ e r s e m b o lle r i d e ç iz in : C h o - K u - R e i , S e i - H e - K i , H o n - S h a - Z e - S h o - N e n .

E ll e r i t u t u n v e T a ç ç a k r a y a ü fle y in .

2. Ö n e G e lin :

Ö ğ r e n c i n i n e l le r i n i k i t a p g i b i a ç ın .

H e r ik i a y a ü z e r in d e C h o - K u - R e i ’y i ç iz i n .

Ü ç d e f a h a f i f ç e v u ru n .

H e r ik i a y a ü z e r in d e S e i- H e - K T y i ç iz i n .

Ü ç d e fa h a fifç e v u ^ .

H e r ik i a y a ü z e r in d e H o n - S h a - Z e - S h o - N e n 'i ç i z i n .

Ü ç d e fa h a f i f ç e v u ru n .

H e r i k i a y a ü z e r in d e D a i - K o - M y o ’ y u ç iz i n .

Ü ç d e f a h a f i f ç e v u ru n .

E l l e r i b i r le ş t ir in v e b i r e lin iz d e tu tu n .

K ö k ç a k r a d a n K a l p çakakrasına ü f l e y i n . D e r i n b i r n e f e s a l ın v e tu tu n . 3

3. A rk a y a G e ç in :

S e m b o l le r i iç e r id e b ır a k a r a k a u r a y ı k a p a tm . ( T a ç ç a k r a s ın ı k a p a t m a y ın .)

O m u r g a d a n a ş a ğ ı R a k u ’y u ç iz in .

H u i Y i n p o z is y o n u n u g e v ş e t in , n e f e s in iz i v e r in .

REİKİ 135
Öğrencilerimin uyumlama işlemini seyretmele­ ceksiniz. Semboller elin tümüyle çizilir. ayalar alı­
rine izin veririm, tabi i sessiz kalmal arı kaydıyla. cının Taç çakrasına yönelmiştir. İşlem renk canlan-
Geleneksel Reiki’de bu asla sözkonusu değildir. dınnaya fırsat venneyecek kadar hızlı ol sa da Taç
Uyumlarken isterseniz hafif müzik çalabilirsiniz, çakrasına giren sembolleri menekşe rengiyle can­
ancak odada başka ses olmamalıdır. Derste kimse­ landırarak uygun düşer. Oai-Ko-Myo ile başlayın.
nin araya giremeyeceği yegane etkinlik budur. Sık
Öğrencinin ellerini - ki göğüs hizasında bir ara­
sık uyumlama yapılan odalar enerjiyle dolarlar ve
da. yani dua pozisyonunda tutulurlar - tutmak için
bundan dolayı kalıcı pozitif havalan olur. Uyumla-
öne eğilin. Ellerin yüksekte tutulmasını isteyin;
malar sürerken odanın ısısı bir hayli yiikselir. Ha-
yoksa onlara ulaşmaya çalışırken Hui Yin pozisyo­
valandınnası olan bir odada yinnialtı uyumlama
nunuzu bozabilirsiniz. Üflerken dilinizi damaktan
yaptığımda sıcaklık yinnbeş dereceden otuzbeş de­
ayınnayın ve dilin etrafından nefesinizi salın. Son­
receye çıkm ıştı. Daha sonra öğrendim ki binanın
ra da bir daha derin nefes alın. Diğer üç sembolü de
ön tarafındaki odada bulunan insanlar sıcaklıktan
çizin. yani Cho-Ku-Rei. Sei-He-Ki ve Hon-Sha-
dolayı uyumlama yaptığım zamanlan biliyorlar­
Ze-Sho-Nen ' i. Sembollerin Taç çakrasına girdikle­
mış. Aynı şekilde üstad da sıcaklayacaktır. Rahat
rini canlandırın. Tekrar üfleyin ve bir nefes daha
giysiler giyin ya da üstünüzden kolayca çıkarabile­
alın.
ceğiniz türden bir ceket tercih edin. Başlamadan
önce mutlaka tuvalete gidin - dolu mesaneyle Hui Oturan öğrencinin bu defa önüne geçin. Kapalı
Yin pozisyonunu tutmak imkansızdır. ellerini önealın ve kuc ağımn hemen üstünde bir ki­
tap gibi açın. Bitişik vaziyette açık duran ellerin
Uyumlamalar sürerken bekleyen Reiki 1 öğren­
üzerinde Cho-Ku Rei 'yi çizin. sonra da öğrencinin
cilerinin bir şeyler yapmaya ihtiyaçları vardır. Her
ayalarına üç defa hafifçe vurun veya şaplatın. Bu­
grup inisiye edildikten sonra o grupta bulunan öğ­
rada yapı lacak canlandırma her sembolün ellerin
rencilerin ellerini bir süre liğine bir başkasını n üze­
içine iti İlmesidir. Sei-H e-Ki’yi çizin ve yine üç de­
rine koymaları son derece önemlidir. Sırt veya
fa vurun. Sonra da Hon-Sha-Ze-Sho-Nen'le aynısı
omuz bunun için idealdir. Bu hareket enerjiyi
yapın. En sonda Dai-Ko-Myo ile aynı işlem tekrar
uyumlanan kişinin Hara Çizgisi 'nden geçirir. Aynı
edilir.
zamanda. daha sonra nüksedebilecek baş ağrısı ve­
ya baş uğuldaması ihtimalini ortadan kaldırır. Elleri almak için eğilin ve onlan kapayın; onla­
Uyumlandıktan sonra başkalanna dokunmayanla­ rı bir yanda tutarak bir elinizin içine alın. Biraz da­
rın hep şikayetlerini işitmişimdir - daima baştan ha eğilin ve üfleyerek nefesinizi Kök çakra merke­
tembihlerim, sözümü dinlemeyenlerin ise şikayet­ zinden Kalp çakrasına yollayın. Erkekler bu hare­
lerine kulak asm an. Sözkonusu dokunma işlemini ketten irkilip yerlerinden zıplayabilirler. Bazı öğ­
yaptıktan sonra öğrencilere şifa uygulaması yaptı­ renciler de ellerine ilk vurulduğunda irkilebilirler
rın. vuruşları hafifçe yapın. Üfledikten sonra tekrar de­
rin nefes al ın ve tutun.
Yukarıda ana hatlarıyla uyumlama sürecini an­
lattık. Öğrencinin oturduğu sandalyenin arkasına Yine sandalyelerin arkasına geçin. Hâlâ nefesin
geçerek işe başlayın. Dikkatinizi toplayın ve Reiki tutulup tutulmaması gereği tartışmalıdır ancak Hui
rehberlerini çağınn. Birkaç derin nefes alın ve dili­ Yin pozisyonu korunmalıdır. Ben genellikle hem
nizi damağınıza değdirerek Hui Yin pozisyonunu nefesimi tutuyor hem de Hui Yin'le dil pozisyonu­
alın. Bir derin nefes daha alın ve nefesinizi tutun. mu korumayı tercih ediyorum. Aurayı kapama ha­
Taç çakrasmın açılması temelde bir canlandınna- reketini yapın ve sembolleri canlandınnayla içerde
dır. Ben. alıcının başının birkaç santimetre üzerin­ bırakın. Bu fiziksel el hareketiyle de yapılabilir (iki
de iki elimle açma ve ikiye aynma hareketi yapa­ elin bir araya getirilmesi). canlandınnayla da. Taç
rım. Amanın yayıldığını hissedecek. belki de göre­ çakras.ını asla kapatmayın. Şu durumda Taç sonuna

REİKİ 136
kadar açık olmalıdır; kapatılmış olan aura onu kap­ cakları bilen Reiki rehberlerim atımını hazırlamış­
lar ve korur. Kişinin omurgası üzerinden. baştan lardı. Eğer derste bu hal rahatsız edici bir noktaya
yere kadar Raku'yu çizin. Bu hareketle hem kendi ulaşırsa - enerji bazen tüketici olabiliyor ve bir tür­
enerjinizde hem de öğrencininkinde bir değişim lü kendinizi hazırtayamıyorsuımz - rehberleriniz
hissedeceksiniz. Nefesinizi verip Hui Yin’i gevşe­ den yardım isteyin. Onlara “ Henüz hazır değilim.
tin. lütfen bekleyin” deyin. Bazen onlar da tedirgin ve
Uyumlama sona ermiştir. Bunu yapmak yakla­ ya sabırsız olabiliyorlar. Ne de olsa dünyaya Re
şık üç dakika sürer. Sembolleri süratle çizmeyi öğ­ iki'yi geri getirebilmek için çok beklediler.
renin ki nefesinizi ve Hui Y in’i daha kısa sü reyle Eğer uyumlama esnasında hata yaparsanız, reh­
tutmaç kabil olsun. Pratik ve tecrübeyle - ve eğer berlerinize daıışın. Benimkiler baştan başlamama­
iyi bir canlandırıcıysanız - sembolleri çizmek yeri­ mı söylüyorlar. “Biz düzeltiriz” diyorlar. Elinizden
ne canlandırabilirsiniz de. Onlan menekşe rengiyte gelenin en iyisini yapın. Süreci iyice öğrenin ve uy­
Uçüncü Göz'den gönderin. gulayın. Ancak hata yaparsanız veya bir şeyi unu
tursanız bu. dünyanın sonu demek değildir. Eğer
Öğrencileri bir sırada oturttuysanız (aynı anda
sembol ve sembolleri tümden unutursanız başa dö­
birden fazla öğrenci uyumluyorsamz) hepsinin sı­
nüp onlan çizmeniz gerekebilir, fakat belki de ge­
rayla arkasından geçin. sonra da önlerinden. So-
rekmez - rehberlerinize sorun. Reiki 'yi öğreünek
nundada yine sırayla arkalannda bitirin. Büyük bir
konusunda samimi bir niyetle ve süreç hakkında bi­
grup sözkonusu olduğunda böyle yapmak. her biri­
raz bilgiyle her türlü yardımı göuirsünüz.
ni tek tek uyumlanaktan çok daha hızlıdır. Öte
yandan. Reiki 3 ’e uyumlarken bu işlemi her fert Öğrenciler ya da (gruplar halinde yapıyorsanız)
için ayn ayn yapmayı tercih ederim - sürecin cid­ öğrenci sıralan arasında derin nefesler alın. Nefes­
diyeti bunu gerektirir. siz kalmak elbette hoş bir durum değildir. Uyuınla-
inalann sonunda rehberlerden topraklama konu­
Odanın bon bir sükût içinde tutulmasına özen
sunda yardım isteyin. Obsidyen yahut hematit taşı
gösterin. Uyuınlmna süreci büyük bir dikkat ister:
kullanın. Mikrokozmik Yörünge'yi bir süre uygu­
üstadın bu bakımdan sükuta ihtiyacı vardır. Reiki
layın veya gidip bir ağaca sanlm. Her iki elinizin
uyumlaması alıcı için de olağanüstü bir durumdur.
de baş paımaklannı serçe pannaklarınıza dokiındu-
O yüzden o da, işlemin sekteye uğramadan tamam­
run. Bu hareket, ani bir şekilde de olsa enerji akışı­
lanmasını istemek hakkına sahiptir. Buna dikkat et­
nı topraklar. Kimi çiçek özleri de işe yarar. Dersten
meyen sınıfım şimdiye kadar neredeyse hiç olma­
sonra bir yemek yahut da yeni Reiki l Merinizden
dı. Bekleyemeyecek kadar sabırsız olan öğrenciler
grup şifası almak da iyi gelir. Kısacası. her şey işe
sınıfı terk etmekte özgürdürler. Yalnızca Reiki l 'de
yarar. Tamamen kendinize gelmeniz birkaç saat
uyumlandıktan sonra bir süreliğine ellerin bir baş­
alabilir: bunun arduıdansa kendinizi yorgun hisset­
kasına konulması temel şantır.
meniz muhtemeldir.
Uyumlamadan bir müddet önce üstad aurasının
Hui Yin pozisyonu olmadan uyumlama yapma­
“aydınlandığını’" hisseder. Bu her seferinde başıma
nın da bir yolu var. Bunun için yukarıda açıklanan
gelir. hatta bir defasında uyumlama yapmak hiç he­
işlemlerin yanı sıra bir de kıistal bir ızgaraya ihti­
sapta yokken bile olmuştur. Bir arkadaşımın evin­
yaç vardır. Bu bilgi Laurel Steinhice ’ın gerçekleş­
deydim ve oradakilerden biri bana Reiki"yi sordu.
tirdiği bir medyumsal irtibatta kendisine ve bana
Beklemediğim halde kendimi sonunda uyumlarken
verilmişti, işe de yanyor. Bunun için onbeşer santi
buldum. Arkadaşımın dediğine göre auram uyum-
metre uzunluğunda en azından sekiz adet büyük je ­
laınadan en az yinni dakika önce aydmlamnış. Hal­
neratör kuvartz kristali bulmalısınız. Başlamadan
buki her şey çok anlık gelişmişti; yinni dakika ön­
önce onları iyice temizlemelisiniz. Bu yöntemle
cesinden daha hiçbir şey belli bile olmamıştı. Ola­

REİKİ 1:7
a y n ı a n d a s a d e c e b i r u y u m la m a y a p ıla b ilir . Ö ğ r e n ­ T a n t r ik B u d iz m ’ d e d e b u n u n t ö r e n i v a rd ı - tü m d u ­
c i y in e a r k a s ı d ik b i r s a n d a ly e d e o tu ru r. İ k i k r is ta l y u la r a h ita p e d e n b i r k u t s i y e t h a v a s ı v e rir. B u n u n
s a n d a ly e n in h e m e n a r k a s ın a y e r le ş t ir ilir ; b i r ta n e s i i ç i n ö n c e r a h a ts ız e d ilm e i h t im a lin in o lm a d ığ ı b i r
ö ğ r e n c in in a y a k la n n a b a k a r. T ü m k r is t a lle r ö ğ r e n ­ m e k a n y a d a o d a y ı l o ş m u m ış ığ ıy la d o n a tın . Z i l v e
c iy e y ö n le n d ir ilir . S a n d a ly e v e ü s ta d ın e tr a fın d a e n t e le f o n u d e v r e d ış ı b ır a k ın . M u m la r ü s ta d v e ö ğ r e n ­
a z b e ş b ü y ü k , t e m iz k u v a r tz k r is t a lin d e n m ü t e ş e k ­ c i l e r i n y o lu ü s tü n d e o l m a m a l ı. T ü t s e d e y a k ın , a n ­
k il b ir d a ir e v e y a ız g a r a - y in e ö ğ r e n c iy e y ö n e lm iş c a k o d ad a b u lu n a n k i m s e n i n b u n a a le r jis in in o lm a ­
v a z iy e t t e - o lu ş tu r u lm a lıd ır . B u ız g a r a b iç im in d e m a s ın a d ik k a t e t m e lis in iz . A m b e r v e g ü l ö z e l l i k l e
d a h a f a z l a s a y ıd a k r is ta l d e k u lla n ıla b ilir , a n c a k h e r a m a c a u y g u n k o k u la r d ır . E n y a , K i t a r o v e y a K a y
h a Jü k a rd a t e k li s a y ı o lm a s ın a d ik k a t e d ilm e lid ir . G a r d n e r g ib i b u n e v i h a l l e r e u y w n lu v e s a k in b ir
f o n m ü z iğ i ç a lın . B en b a z e n G a il B a u d in o ’n u n
Ü s ta d s a n d a ly e n in a r k a s ın d a n b a ş la r , b u rad a
h a r p k a s e t in i ç a lıy o r u m . - V a r s a - d in in iz e u y g u n
ç ıp la k a y a k la r ıy la d a ire / ız g a ra iç i n d e k i ik i k r is t a lin
b ir s u n a k h a z ır la y ın . Y a h u t d a d in i i ç e r iğ i o lm a y a n
ü s tü n d e d u n n a lıd ır . Ö n e g e ç t iğ i n d e i s e i ç t e k i ü ç ü n
b i r m e d ita s y o n s u n a ğ ı d a y a p a b ilir s in iz . U n u u n a -
c ü k r is ta l ik i a y a ğ ın ın a r a s ın d a b u lu ru n a lıd ır. B ö y
y ın k i R e i k i k u t s a l o l m a k l a b i r l ik t e d in d e ğ ild ir .
le c e u y u m la m a y ı y a p ın . E n b a ş t a a ç ık la d ığ ım y ö n ­
t e m e e ş d e ğ e r g ü ç te b i r u y u m la m a i ç i n s o n d e r e c e U y u m la m a s ü r e c in e m e d ita s y o n la b a ş la y ın . Ö n
k u d re tli k r is t a lle r g e r e k ir . S ö z k o n u s u R e ik i ız g a r a c e e k s ik s iz b ir b e d e n s e l g e v ş e m e se a n sı g e r ç e k le ş ­
sın d a k u lla n ıla n k r is t a ll e r y ü k s e k b i r g ü ç k a z a n ır ­ t i r i n , a rd ın d a n d a m e d ita s y o n u . ç a k r a l a n a ç m a k v e ­
lar. B ö y l e b ir ız g a r a , ş i f a u y g u la m a la r ın d a m a s a j y a ö ğ r e n c i l e r i e n e r ji y e a ç m a k ü z e r e sü rd ü rü n . O n -
m a s a s ın ın e t r a f ın a v e y a a lt ın a d a y e r le ş t ir ile b ilir . l a n , b i r z a m a n la r R e i k i k u lla n d ık la r ı b i r g e ç m iş h a ­
y a ta g ö tü r ü n , ru h s a l r e h b e r le r iy le t e m a s a g e ç i r in y a
H u i Y i n p o z is y o n u n u tu tm a n ın b ir b a ş k a y o lu
da sa d e c e - s ır a y la r e n k le r i c a n la n d ır a r a k - tü m
d a - k i b u y ö n te m ö ğ r e n c im A n a s ta s ia M a r i e ta ra
ç a k r a la n n d a n K i e n e r ji s in i g e ç i r in . G r u b u ö y l e b ir
fın d a n g e l i ş t i r i l m i ş t i r - k ü ç ü k b ir k r is t a l to p u n h e m
g e z e g e n e g ö tü rü n k ı o r a d a h e r k e s in R e ı k ı 's ı o ls u n
v a jin a n ın iç e r i s in e h e m d e d il i n a lt ın a y e r le ş t ir il­
v e b u n u g ü n d e lik h a y a tın d a k u lla n s ın ; s o n r a d a o n ­
m e s id ir . B u s a d e c e H u i Y i n p o z is y o n u n u k o la y la ş -
la rı g e l e c e k t e k i Y e r y ü z ü n e g ö tü r ü n . o r a d a d a h e r ­
t ın n a k la k a lm a z , e t k is in i b ü y ü tü r d e . B u y o lla y a ­
k e s b i r e r ş i f a c ı o l s u n v e Y e r y ü z ü n ü n n a s ıl ş i f a b u l
p ıla n u y u m la m a la r s o n d e r e c e g ü ç lü b i r e t k iy e s a
d u ğ u n u iz le y in . B u tü r d e n b ir m e d ita s y o n i ç i n s e ­
h ip tir. A n a t o m ik o l a r a k b u y ö n t e m s a d e c e k a d ın la r
ç e n e k l e r in s o n u y o k tu r. A n c a k h e r h a lü k a rd a e n e r ­
iç in g e ç e r lid ir . e r k e k le r in b u k o n u d a d e n e y y a p m a ­
j i y e a ç ılm a y a , o n u a lm a y a v e b e lk i d e o n u h a k e t
la rı g e r e k ir . R e i k i ız g a r a la r ı iç in k u lla n a c a ğ ın ız k u
m e y e o d a k la n m a k s ın ız .
v a rtz k r is t a lle r i y a ln ız c a e n k a l it e lile r in d e n o lm a lı
v e i y i c e te m iz le n m e lid ir . Ö ğ r e n c i l e r d e r in b i r s ü k u n e t h a lin e g ir d ik le r in
d e u y u m la m a y a b a ş la y ın . ü s t a d d ilin in a lt ın a b a ­
R e i k i u y u m la m a la n g ö z k a m a ş t ır ıc ı b ir tö r e n le
d e m . g ü l, la v a n t a v e n a n e e s a n s ı k o y m a y ı t e r c ih
d e y a p ıla b ilir , b e n im y a p t ığ ım g ib i h ız l ı v e p r a t ik
e d e b ilir . B u d u ru m d a s a f ö z y a ğ la n k u lla n m a lıs ın ız
b i r ş e k ild e d e . Ç e ş it l i y e r le r d e ç o k s a y ıd a ö ğ r e n c i­
- e lb e t t e a ğ z a k o n u lm a s ı s a k ın c a d o ğ u n n a y a c a k
y e d e r s v e r d iğ im v e g e n e l l ik ie z a m a n ım k ıs ıtlı o l
c in s t e n b i r y a ğ . S ö z k o n u s u k o k u b ir a z y a k a r, b ö y
d u ğ u i ç i n i ş i n t ö r e n k i s m ın ı b a ş k a la r ın a b ır a k ıy o ­
l e c e ö ğ r e t m e n e d ilin i d a m a k t a tu tm a s ı g e r e k t iğ in i
ru m . G e l e n e k s e l R e i k i ’d e u y u m la m a la r g r u p la rd a n
h a tır la tır . Ö t e y a n d a n , s e m b o lle r i ö ğ r e n c ile r in au
z iy a d e b i r e r b ir e r y a p ılır . A l ı c ı s ı n ı f d ış ın d a a y n b ir
r a s ın a d o ğ ru ü fle d iğ in d e e s a n s la b i r l ik t e g ö n d e rir.
o d a y a g ö tü r ü lü r ; s ü r e ç b u o d a d a o la ğ a n ü s tü v e e s ­
U y u m la m a y ı b i r b a ş k a m e d it a s y o n la ta m a m la y ın
t e t ik b i r b iç im d e ta m a m la n ır . N a s ıl y a p ılır s a y a p ıl­
v e s o n u n d a d a t o p r a k la m a y a p ın . R e i k i ’y i g e l i ş t i
s ın ş u ra s ı k e s in k i , u y a m la m a k u ts a l b i r s ü re ç tir .
ren V a jr a y a n a B u d is t l e r i u y g u la m a la r ın d a tö re n
S ü r e c i n tö r e n le ş t ir ilm e s i - h iç ş ü p h e y o k k i s e m b o liz m v e m is t is iz m i b ir arad a k u lla n ır la r . B u

R EİK İ 138
p r a tik le r d e h e r d in i s is t e m e u y a r la n a b ilir n i t e li k t e ­
dir.

Bu b ö lü m d e a n la t ıla n la r g e le n e k s e l o lm a y a n
R e i k i u y u m la m a y ö n te m in i o lu ş tu r a r . S ü r e c i o l a ­
b ild iğ in c e b a s it v e s a d e b i r d il l e a n la t m a y a ç a l ı ş ­
ı m . B u n u n y a n ın d a , y e n i b i r R e i k i 3 ’ ü n e n s ı k k a r ­
ş ıla ş a b i le c e ğ i s o r u v e s o r u n la n d a a y d ın la tm a y a
g a y re t e ttim . U y u m la m a y a p m a n ın b e lk i d e t e k y o ­
lu ö n c e li k l e o n u u y g u la m a k t a n g e ç e r . T e c r ü b e a n ­
c a k k u lla n ım la e l d e e d ilir , u z m a n lık d a a n c a k t e c ­
r ü b e y le . Y e n i R e i k i 3 ö ğ r e n c is i u y u m la m a y ı ö ğ r e n ­
d ik t e n s o n r a a r t ık ö ğ r e t m e y e d e b a ş la y a b ilir . R e i k i
ö ğ r e t m e s ü r e c in d e k e n d is i d e ü s t a d h ğ a e r iş ir . T a k ip
e d e n b ö lü m d e h e r b ir R e i k i d e r e c e s in in n a s ıl ö ğ r e ­
tile c e ğ in i e l e a la c a ğ ız .

N O TLAR

(1) A jit Mookerjee. (Kunda/ini: The Arousal o f the Inner


Energy) Kundalini: Iç.sel Enerjinin Uyanlm asj, s.71.

(2) Aynı yer.

(3) John Blofetd, (The Tantric Mysticism o f Tibet) Tibet'in


Tantrik Mistisizmi, s. 139.

(4) A .g.e., s.144.

(5) A .g.e., s. 143 144.

REİK1 139
B u n o k ta d a R e i k i 1, 2 v e 3 d e r e c e le r in i ç a b u c a k
a la n (ö r n e ğ in y o ğ u n l a ş t ın l m ış h a f t a s o n u k u r s la r ı­
m a k a t ılm ış o la n ) ö ğ r e n c in in b a ş r d ö n e b ilir . Ö ğ r e t­
m e y e (y o k s a p a n ik le m e y e m i d e m e li ? ) b a ş la m a d a n
ö n c e s ü r e c i v e e n e r ji y i k a fa m ız d a ş ö y l e b ir s ın ıf-
la n d ın n a k g e r e k ir . Ö ğ r e n c i C u m a 'd a n R e ik i l ’e
b a ş la d ı v e P a z a r g ü n ü d e R e i k i 3 'ü a ld ıy s a ö ğ r e t ­
m e y e h e n ü z h a z ır d e ğ ild ir . İlk o la r a k . b a ş k a la ıın a
DOKUZUN CU BÖ LÜ M a k ta r m a d a n ö n c e R e ik i 'y i k e n d is i i ç i n ö ğ r e n m e li­
d ir. Ş a h s e n , R e i k i 3 a la n b i r ö ğ r e n c in in u y u m h u n a
y a p a b ile c e k d u ru m a g e lm e s in in b ir k a ç h a fta a l a c a ­
ğ ın ı d ü ş ü n ü y o ru m , s ö z k o n u su u y u m la m a s a d e c e
d e n e m e d ü z e y in d e o ls a b ile . A n c a k b u k iş iy e g ö r e
d e ğ iş ir ; k im ile r in d e bu s ü r e b ir k a ç a y a k a d a r u z a ­

R EİK İ ÖĞRETM EK y a b il ir. R e i k i 3 'ü a la n a d e k R e i k i 1 v e 2 ile y e t e r in ­


c e h e m h a l o lm u ş b îri ç o k d a ı a ç a b u k h a z ır h a le g e ­
le b ilir . B u r a d a d o ğ ru v e y a y a n lış y o k tu r, s a d e c e k i ­
ş in in ih t iy a ç la r ı v a rd ır.

E ğ e r ü ç d e r e c e y i d e k ıs a z a m a n d a a lm ış s a n ız
y a p ıla c a k ilk ş e y R e i k i 1 'i ö ğ r e n m e k tir . H e r gü n
k e n d in iz e e l le ş ifa y a p ın . D iğ e r le r i ü z e r in d e d e o l a ­
b i ld i ğ i n c e s ık d o ğ ru d a n u y g u la m a la r y ap ın . K e n d i
ö ğ r e n c ile r im e ö n e r im , e n a z ilk b i r a y b o y u n c a h e r
g ü n k e n d ile r in e . h a fta d a ü ç d e f a d a b a ş k a la n n a ta m
s e a ı s ş if a u y g u la m a s ı. O s ü r e z a r f ın d a R e i k i 2 v e
3 ’ ü (t a b ii g e ç i c i o la r a k ) a k lın ız d a n ç ık a r ın . R e ik i
1 'l e ta m a m e n r a h a ta e r d iğ in iz d e v e d o ğ ru d a n ş i f a ­
la rd a t e c r ü b e k a z a n d ığ ın ız d a R e i k i 2 ' y e g e ç in . Y i ­
n e , b u n u n s ü r e s i k i ş iy e g ö r e d e ğ iş ir . A n c a k k e n d i­
n iz i h a z ır h is s e t t iğ in iz d e b i r s o n r a k i a ş a m a y a g e ç ­
m e lis in iz .

B u n o k ta d a . g e c e m e d ita s y o n la r ıy la u z a k ta n ş i ­
fa y a b a ş la y ın . Ö n c e u z a k t a n ş if a y ı ö ğ r e n in , a r d ın ­
d a n d a h e m d o ğ ru d a n h e m d e u z a k ta n ş ifa la r a s e m ­
b o l le r i k a t m a y a b a ş la y ın . S e m b o l le r i n ç iz im le r in i,
g e r e k li o ld u ğ u n u d ü ş ü n d ü ğ ü n ü z s ü r e c e ö n ü n ü z d e
tu tu n . S e m b o lle r i d ik k a t le e z b e r le y in v e b u n a n e
kad ar zam an a y ın n a n ız g e r e k iy o r s a a y ır ın . B e n
s e m b o lle r e ç a lış ır k e n o n la r ın ç iz im le r in i yem ek
m a s a m ın ü z e r in e y e r le ş t ir m iş t im . B ö y l e c e y e m e k
y e r k e n d e o n la r a ç a lış a b iliy o r d u m . U z a k ta n ş ifa d a
s e m b o lle r i ö n c e b ü tü n o la r a k g ö n d e r in . s o n r a d a
o n l a n ç iz m e y i c a n la n d ır ın . E n s o n u n d a d a. ö r n e k ­
le ri o lm a d a n o n la r ı k a ğ ıt ü z e r in d e ç iz m e y i ö ğ r e n in .

R E İ İ 140
Lnutma:ı ın kı her çizgi yerli yerinde olmalıdır. ha münferit olarak ve belki beş kişinin altında bir
gruba ders verin. Bu bolümün konusunu, her dere­
Sonra Ki andırmalarına başlayın, her seferinde
ce için öğretilecek bilgiler oluşturur. Uyumlama
yınm saat. Mikrokozmik Yörünge ve İlk Ki Aiış-
kapasitenizi büyük grupları kaldıracak düzeye
:;:ım;)ı üzerinde en azından birkaç hafta çalışın.
ulaştırdığınızda ve Reiki ! ’i kolayca öğretebilir du­
Bunlar kendi içinde bile çok önemli çalışmalardır.
ruma geldiğinizde Reiki 2 öğ retim i ne geçin. Yine,
Hııi Yin pozisyonu alıştınnalanna başlayın ve onu
kursa geçmeden önce bir kişiyle ya da arkadaşlan-
tutabildiğiniz süreyi yavaş yavaş uzatın. liyumla-
nızdan müteşekkil küçük gruplarla başlayın. Her
ma yapacak denli uzun süreyle tutar hale geimeniz.
derece eğitiminin gerektirdiği enerjiyi öğrenmeden
birkaç hafta sürebilir. Ki ’ıin bedeninizde hareket
bir sonraki dereceye geçmeyin.
ederken bıraktığı duyumları. farklı alıştınnalarla
değişen duyumları hissetmeyi öğrenin. Benim tavsiyem. Reiki 2 öğretmeye başlama­
dan önce birkaç Reiki l kursu vermiş olmak yö­
Ancak yukarıdakileri rahatça yapabilir hale gel­
nündedir. Benzer şekilde. Reiki 3 e geçmeden önce
diğiniz zaman Reiki 3'e geçmenin vakti gelmiş de­
de birkaç Reiki 2 sımfı yetiştirmiş olmak önerilir.
rnektir. Üçüncü Derece sembolleriyle başlayın; ön­
Öğretme süreci öğretmen/üstadı yetiştiren bir sü­
ce size uygun gelen Dai-Ko-Myo'yu seçin. Onlan
reçtir. Her derecenin şifa pratikleriyle çalışmak da
test etmenin iyi bir yolu, her ikisini de uzaktan şi­
üstadı eğiten unsurlardandır. Reiki 3 eğitimine yine
fada kullanmaktır. Reiki semboiü olmayan şekille
bi rey lerden başlayın ve öğrencilerinize. ders venli-
ri boş verin, orJann şimdilik bir önemi yok. Kişisel
ğiniz Reiki 1 ve 2 sınfharmtzı gözleme fırsau ve­
sembolleri de şimdilik bir kenara bırakın. Doğru­
rin. Üçüncü Dereceyi öğtetmek için Reiki 1 ve
dan ve uzaktan şifa çalışm alarınca Dai-Ko-
eğitiminde hayli tecrübe kazammış olmalısınız. O
Myo'yu katm ve bir süreliğine çalışmalannızı o dü­
bakımdan acele etmenize gerek vok.
zeyde sürdürün. Doğrudan şifa. uzaktan şifa. beş
Reiki sembolü ve Ki alıştınnalanna iyice aşina ol­ Her yeni Reiki 3 kendi öğretim metodunu geliş
duktan sonra Reiki 3 öğreune enerjisiyle çalışmaya tiıir. Geleneksel olarak bu tavsiye edilmez; Re
başlayabilirsiniz. iki'nin her derecesinin sınırlan çizilmiş hir tanımı
vardır. Geleneksel Reiki kurslanncla ruhsal becen
Bunu uymnlanıa sürecini öğrenerek ve bunu
ler öğretilmez ve sistemin niçin ve nasıl çalıştığı
(yani uyumlamayı} her fırsatta deneyetek yapın.
neredeyse hiç açıklanmaz. Ruhsal rehberlerle Reiki
Reiki'yi grupla öğrendiyseniz birlikte pratik yap­
rehberinin esamesi o ku m az, geçmiş hayatlar ve
manız ve birbirinize şifa yapmanız daha güzeldir.
bu hayatın geçmiş travmaları da keza. Alternatif
Reiki Paylaşım Toplantılan şifa için harika imkan­
semboller ve ölünoktası yoktur. Geleneksel uyurn-
lar sağlar ve kolaylıkla uyumlama denemelerine
lama sürecinde -hu kitapta anlatılandan çok daha
uyarlanabil!r. Ancak. birbirinizi tekrar tekrar
karmaşık olmasına rağmen- ne Ki alışumıası ne de
uyumiarken ilk uyumlanıanızda aldığınız yüksek
Hui Yin pozisyonu yoktur.
enerjiyi almayı veya venneyi beklemeyin. Yine de
enerji akışını hissedeceksiniz. zira Ki alıştırmaları Gelenekse! yöntemin dar alanı dışındaki her şey
sayesinde buna hassasiyet kazandınız. Uyumlama "Reiki değil" diyerek reddedilir. Kursta ikinci defa
esnasında iletilen sembolleri de gönneye başlaya Reiki 1 derecemi aldığımda öğretmen/üstadın duy­
bilirsiniz. gusal gevşeme bahsini anlatmayı reddetmesi beni
hayrete düşünnüştü. "O Reiki değildir" diyerek ko­
Ht:r üç düzeyde de Reiki'yi ve uyumlamayı ra­
nuyu gündeme getirdiğime sinirlenmişti. Halbuki
hatlıkla yapacak düzeye geldiğinizde öğretmeye de
biliyoruz ki o Reiki’den başka bir şey değildir ve
hazır hale gelmiş olursunuz. Bir kişiyle. tercihen
tüm şıfacılann. böyle bir şeyle karşılaşuklannda
aileden biriyle, başlayın ve ona Reiki 1 verin. Kurs­
onun ne olduğunu ve ne yapacaklarım bilmeleri ge­
ta ders vermeyi düşünmeden önce birkaç kişiye da­

RF.IKI 141
re k ir. G e l e n e k s e l o lm a y a n R e i k i ü s ta d ın ın s a s e ç e b e n d e n R e i k i 2 v e 3 d e t a l e p e t m e y e b a ş la d ıla r . B u
n e k le r i ç o k d a h a f a z l a d ır v e ö ğ r e n ip ü z e r in d e ç a lı­ k o n u d a i m a r d a n g e r i ç e v ir m e k t e n h e p k a ç ın m ış ım
ş a b il e c e ğ i b o l m ik ta r d a b ilg i m e v c u ttu r . K e n d i ö ğ ­ d ır, ö z e ll i k l e b u n a b e n z e r f e s t i v a ll e r d ış ın d a b u n u n
r e tim y ö n t e m im d e n e y in g e le n e k s e l n e y in d e g e l e ­ e ğ it im in i a la m a y a c a k k i ş i l e r s ö z k o n u s u y s a . R e i k i 1
n e k s e l o lm a d ığ ı k o n u s u n d a ç o k a ç ık o lm a y a ç a l ış ı­ d e r s i C u m a r t e s i g ü n ü y d ü , R e i k i 2 i s t e y e n le r le d e
y oru m . P a z a r g ü n ü ö ğ le d e n s o n r a g ö r k e m li b i r a ğ a c ın a l­
tın d a b u lu ş m a a y a r la d ık .
Ö ğ r e n c ile r im h e r z a m a n b e n im o n la r a ö ğ r e t t i­
ğ im ş e k ild e ö ğ r e t m e z le r v e b u n d a b e n i m a ç ım d a n R e i k i 2 d e r s in in a r d ın d a n d a y ir m i k ü s u r k i ş iy le
h i ç b ir s o r u n y o k . U y u m la m a d a b a ş a r ılıla r s a v e e l R e i k i 3 ’ e d e v a m e t t ik . B u n l a r f e s t i v a l p r o g r a m ın d a
p o z is y o n la r ın ı, u z a k ta n ş if a y ı v e ^sem bolleri ö ğ r e t ­ o l a n ş e y l e r d e ğ ild i. a y n ı a k ş a m b i r b ^ k a y e r d e d a ­
t ik le r i sü rece bu. R e i k i ’d ir. R e ik i s is t e m in d e n h a p l a n l a t m ı ş b i r a t ö ly e ç a lış m a m v a rd ı. O ç a l ı ş ­
u z a k la ş t ık !a n d u r u m la r d a o n l a n ta s v ip e tm iy o r u m m a n ın d a b ittiğ i s a a t 9 ’d a a r t ık c id d e n h a s t a v a z i ­
v e b u n u k e n d ile r in e b e ll i e d iy o r u m . Ö ğ r e n c i l e r e . y e tte y d im . Ç o k f a z l a u y u m la m a y a p m ış ( 2 4 s a a t
R e i k i s e m b o ll e r i y e r in e k e n d is in e a it s e m b o lle r iç in d e y a k la ş ık y ü z t a n e ) , g ü n e ş t e k a lm ış v e a r tık
ö n e r e n v e ç iz d ir e n b i r k a d ın b iliy o r u m . Y a l n ız c a t e ­ tü k e n m iş tim . U y u m la m a y la g e l e n k a r m ik g e v ş e m e
r a p is t v e p r o f e s y o n e lle r e Ü ç ü n c ü D e r e c e 'y i v e r iy o r (u y u m la n a n k iş in in n e g a t i f k a n n a s n ı n b i r k ıs m ın ın
a m a e n a z ın d a n s is t e m in e R e i k i d e m iy o r . b u d a h i ç s e ^ e s t k a la r a k k a r m ik ş i f a n ı n g e r ç e k l e ş m e s i d u ru ­
o lm a z s a y ü r e ğ im e s u s e r p iy o r . Ö ğ r e n c i. e ğ it im in i m u) R e i k i ü s ta d ın ın a u r a s ın d a n g e ç e r . ü s t e li k b ir
a lıp k e n d i b a ş ın a k a ld ığ ı a n d a k e n d i ö ğ r e t i m y o lu ­ k iş in in b i r g ü n iç in d e n e k a d a r K i y ö n le n d ir e b i l e c e ­
n u g e liş tir ir . B u n a k a n ş m a y a h ^ ^ t m y o k ç ü n k ü b u ğ in in d e s ın ır v a r. B u b a n a b i r d e r s o lm u ş tu z ir a
h e r ö ğ r e n c in in ö z g ü r ir a d e s i. R e i k i 3 ’îe r im in ç o ğ u bu n d an e n ç o k z a ra rı b e n g ö rd ü m . Ü ç a y b o y u n ca
- b e n i m ta r z ım ı k u ll^ an m asalar d a - ş i f a y ı . g u ru ru m u h a s t a lığ ım v e b it k in li ğ im sü rd ü . D o l a y ıs ıy l a ö ğ r e t -
k a b a r t a c a k ş e k ild e ö ğ r e tiy o r . m e n lik y a p a n la r ın . b e n d e d a h il. k e n d ile r in e d ik k a t
e t m e s i g e r e k iy o r .
R e i k i e ğ it im in d e ö ğ r e n ilm e s i g e r e k e n i l k ş e y
k e n d i i h t iy a ç la r ın ız ı ö n e ^ s e m e k t i r . R e ik i ü s ta d ı o l­ D e r s v e r d iğ in iz d e s ı n ı f m e v c u d u n a b ir s ın ır g e ­
m a k s o n d e r e c e y o r u c u d u r, t e c r ü b e e tm e d e n b u tir in v e o n a b a ğ l ı k a lın . S ö z k o n u s u s ın ır k iş id e n k i­
g e r ç e ğ i a n la m a k ç o k z o r. M u h t e m e le n s ı k l ı k l a ş i f a ­ ş iy e v e t e c r ü b e y e g ö r e d e ğ iş ir . S ın ıf l a r ı v e y a b ir e y ­
la r y a p a c a k s ın ız . b e lk i d e g ü n d ü z le ri ç a lış t ığ ın ız s e l u y g u la m a l a rı s ı k a r a lık la r la y a p m a k ta n k a ç ın ın
d ü z e n li b i r iş in iz v a rd ır. E v i n i z i n d ış m d a y a h u t - h a f t a d a b i r b e lk i d e e n a k ı l l ı c a s ı . Ü ç g ü n lü k y o -
k o n fe r a n s v e y a f e s t iv a lle r d e ö ğ r e t m e k , ş a rtla r ın h e r ğ u n l a ş t ın lm ış R e i k i v e r d iğ im z a m a n a ra d a n b i r a y
z a m a n s iz in k o n tr o lü n ü z d e o lm a d ığ ı a n la m ın a g e ­ g e ç m e d e n a y n ıs ın ı t e k r a r e u n iy o tm n i id e a l o la n ıy ­
lir. Ö n c e li k i e b it k in d ü ş m e d e n b i r g ü n d e k a ç u y u m - s a ik i ay . Y e te ri n c e d in le n m e y i ih m a l e t m e y i n . B ü ­
la m a y a p a b ile c e ğ in iz i v e n e k a d a r ö ğ r e t e b ile c e ğ i- y ü k g r u p la r la s ı k s ı k d e r s y a p t ığ ın ız d u ru m la rd a d a
n iz i a n la m a lıs ın ız . Ç o k s ı k l ı k l a v e y a ç o k f a z l a y a ­ - ih t iy a ç d u y m a n ız h a lin d e - u y k u iç in k e n d in iz e
p ıld ığ ın d a c id d i s o r u n la r a y o l a ç a b ilir . S iz i r a h a ts ız d a h a ç o k z a m a n a y ır ın . Ö ğ le d e n soonra d e r s v e ri­
e t m e y e c e k ö l ç ü n e y s e o n d a k a r a r k ıl ın v e s ın ır l a n y o r s a n ız s a b a h la r ın ız ı b o ş tu t u n y a h u t d e r s e k a d a r
n ı z d a h ilin d e k a lın . Ü s t e s in d e n g e le b il e c e ğ in iz s a ­ k e n d in iz i y o r m a y ın . D e r s t e n ö n c e y e t e r in c e y e m e k
y ıd a ö ğ r e n c i k a b u l e d in . y iy in , a r d ın d a n d a y in e k a m ın ız ı i y i c e d o y u r u n -­
y e m e k , g ü n d e lik h a y a t d ü z e n in e d ö rn n e n iz i k o la y ­
G e ç e n y ıl P o c o n o s ’ta b i r f e s t iv a ld e R e i k i ö ğ r e t­
la ş tır ır . Ş i f a u y g u la m a la r ıy s a o k a d a r s ık ı tu tm a y a
m iş t im . A y r ın tıla r p l a n l a t m ı ş o lm a s ın a ra ğ m e n R e ­
g e r e k y o k . z ir a R e i k i a l ıc ıy a o ld u ğ u k a d a r ş if a c ıy a
i k i 1 d e r s im e e l li k iş i b ir d e n g e ld i. Ö ğ r e n c ile r im ­
d a e n e r ji v e rir. A n c a k b u , ş i f a d a s ın ır la n n ız ı ö ğ r e n ­
d e n ik i s i b a n a y a r d ım e d iy o r d u a m a y in e d e b u s a ­
m e y e g e r e k o lm a d ığ ı a n la m ın a g e lm e z .
y ı h e p im iz e f a z l a y d ı. Ü s t ü n e ü s t e lik k a u l ım c ıla r

RE1Kl 142
H e r ü s ta d ın i h t iy a ç la r ı fa r k lıd ır . N e y i g e r e k s in ­ g ü n e ş lik a lm a y ı u n u tm a y ın . H e r d e r s t e y a n ın ız d a
d iğ in iz i te s p it e d in v e o n la r a m ü m k ü n o lu ğ u n c a b ir b a r d a k s u v e y a m e y v e s u y u b u l u n d u m , k o n u ş ­
b a ğ lı k a lın . A y n ı k o n u la r ın ü s tü n d e n n e k a d a r g e ç ­ m a k v e d e r s in i ç e r i ğ i s iz i s u s a ta c a k tır . D e r s le r d e
s e n iz d e d e r s le r ilg i ç e k i c i li ğ i n i h e p k o m r . K e n d i­ p la n lı t e n e f f ü s l e r v e rin . H e m ö ğ r e n c i n i n h e m d e
n iz e ö z e n g ö s t e r m e n iz d a h a s ı k d e r s v e n n e n iz i v e ö ğ r e tm e n in b u n a ih t iy a c ı o lu r.
b u n d a n d a h a ç o k k e y i f a lm a n ız ı s a ğ la r. R e ik i ö ğ r e t ­
U y u m la m a l a rı y a p n a k i ç i n b ir s ır a d a a rk a sı d ik
m e k ö m ü r b o y u s ü r e n b i r ta a h h ü t v e s a a d e ttir. D o ­
b e ş ( v e y a s iz i n k a r a r v e r e c e ğ in iz s a y ıd a ) s a n d al y e -
la y ıs ıy la a c e l e e t m e y e v e k e n d in iz i b it a p d ü ş ü r m e ­
y e g e r e k v a r . P ik n ik a la n la r ın d a k i m a s a la r ın s ır a la ­
y e h iç g e re k y o k .
rı g ib i b ir s ır a d a k u lla n ıla b ilir . A lıc ıl a r ın y e r d e
R a h a t k ıy a f e t le r g iy in . U y u m la m a la r v e h e m e n o tu r m a s ı d u ru m u n d a s iz in H ui Y i n p o z is y o n u n u
s o n r a s ın d a f a z l a s ıy la s ıc a k la r s ın ız , ard 1n d an d a t e k ­ k o r u m a n ız z o r la ş ır Bu d u ru m d a p o z is y o n u ve
r a r ü s tü n ü z e b ir ş e y l e r a lm a n ız g e r e k e c e k tir . Ü z e r i­ e n e r ji y i t u t a m a y a b ilir s in iz . B u lu n d u ğ u n u z o d a v e ­
n iz e k o l a y c a a lıp ç ı k a r a b i l e c e ğ i n i z c e k e t v e h ır k a y a m e k a n d a s a n d a ly e y o k s a ö ğ r e n c ile r in iz d e n y a n
g ib i g i y s i le r k u lla n ın . A y n c a b o l k ıy a f e t le r i t e r c ih o d a v e y a e t r a f t a n g e t ir m e le r in i is te y in . U y u m la y a
e d in . U y u ın la m a d a e l v e y a k o l h a r e k e t le r in iz i s ın ır ­ y a p m a y a ö ğ r e n c ile r i n i z l e k a r a r v e r d iğ in iz d e o n la r a
la y a c a k h e r h a n g i b ir ş e y iş in iz i z o r la ş tır ır . G e v ş e k b u g e r e k liliğ i b e lir t m e lis in iz . Y a k ın d a b i r tu v a le t
k o ly e le r s i z e m a n i o lu r. K o la y y ık a n a b ilir g i y s i le r b u lu n m a s ın d a y a r a r v a r, d o lu m e s a n e y l e H u i Y in
g iy in , ç ü n k ü t e r l e y e c e k s i n i z . H a v a v e y a o rta m s ı ­ p o z is y o n u n u tu tm a k s o n d e r e c e z o rd u r. Ş ifa la r d a n
c a k o l s a b i l e y ^ u n ı z a , s o n r a d a n g iy m e k ü z e r e c e ­ ö n c e ö ğ r e n c i l e r in d e e l le r i t e m iz o lm a lıd ır - u n u t­
k e t b e n z e r i b i r ş e y a l ın . U y g u la m a n ın v e y a d e r s in m a y ın k i o n la rı h e m k e n d i h e m d e b a ş k a la r ın ın
a rd ın d a n , y ü k s e lm iş o l a n K i n o r m a le d ö n d ü ğ ü n d e , g ö z le r i ü s tü n e k o y u y o r la r .
e tr a fın ız d a k ile r d e n f a r k lı o l a r a k s o ğ u k h is s e d e b ilir ­
D e r s i b ö l m e y e c e k v e d ik k a ti d a ğ ıt m a y a c a k y a ­
s in iz . M u h t e m e ld ir k i g ü n ü n a k ş a m ı i ç i n y o ğ u n b i r
ş a g e lm e le r i k a y d ıy la ç o c u k la r ı d a s ı n ı f a m e m n u n i­
e n e r jin iz k a lm a y a c a k .
y e t l e k a b u l e d iy o r u m . Ç o c u ğ u n R e i k i a lm a s ı d u ru ­
R a h a tın ız iç in k e n d in iz e b e lli b i r d e r s m e k a n ı m u n d a , o n u n n e y a p tığ ın ı a n la m a s ı v e o n a y a r d ım
s e ç m e lis in iz . B e n im t e r c ih im o tu n n a e d a m d ır . e t m e s i a m a c ıy l a a n n e s i v e y a b ir y a k ın ın ın d a b u
D e r s le r im in g a y r ı r e s m i o lm a s ın ı t e r c ih e d iy o r u m . e ğ it im d e n g e ç m e s in e ih t iy a ç v a r. Ç o c u k la r ın n e k a ­
R e ik i 1 ’d e , h e r k e s ş i f a iç i n y e r e u z a n d ığ ın d a a ltta d a r ç o k v e h ız lı ö ğ r e n e b ild ik le r in e h e r g ü n ş a ş ıy o ­
y u m u ş a k b i r h a l ın ın o l m a s ı ç o k h o ş b ir d u y g u . ru m . K ü ç ü k R e i k i 1 ’ le r im in i lk i, a r k a d a ş ım C a
D e r s liğ in z e m in i ç ıp la k s a ö ğ r e n c i l e r e m in d e r v e y a r o ly n ’ in to ru n u C a l l i e ' y d i . C a l l i e . a n n e s i v e C a
b a tta n iy e g e t ir m e le r in i h a tır la tın . S ır a lı s a n d a ly e li r o ly n , h e p s i b i r l ik t e R e i k i 1 a ld ı. H e n ü z a ltı b u ç u k
d e r s lik le r a s l a ra h a t d e ğ ild ir . A n c a k , b a ş k a b ir s e ç e ­ y a ş ın d a o ld u ğ u n d a n o n d a n n e b e k le n e b i l e c e ğ i h a k ­
n e k y o k s a s a n d a ly e le r d e n b ir h a lk a o lu ş tu ru n . Ş i f a k ın d a h iç b ir f ik r im y o k tu . A k ş a m ın s o n u n a g e ld iğ i­
y a p a r k e n d e y a s a n d a ly e le r i d u v a ra d iz in y a d a m iz d e y s e C a l l ie b a n a , R e i k i 'n i n n a s ıl ö ğ r e t i l e b i l e ­
o d a d a n ç ık a r ın v e ş if a l a r ı y e r d e b a t t a n iy e - ç a r ş a f c e ğ in i a n la tıy o r d u . O n u n “ ç ık ıy o r , s o n r a d a d ü ş ü ­
ü z e r in d e v e y a s a ğ la m b i r m a s a ü z e r in d e y a p ın . y o r, a rd ın d a n d a d e v a m e d i y o r s r n f ’ y o r u m u b e n im
R e i k i 1 d e r s le r im in a r t ık b i r p a r ç a s ı.
F e s t iv a l v e y a k o n fe r a n s la r d a d a ş a r t la r ç o k e l ­
v e r iş li o lm a y a b ilir . B i r d e fa s ın d a b ir k a fe te r y a d a Ç o c u k la r R e ik i p o z is y o n la r ın ı ö ğ r e n i r le r a n c a k
d e r s v e n n i ş t i m - ç a r ş a f l a n ın ız ) m a s a la r ın ü z e r in e o n la r ü z e r in d e ç o k a z z a m a n h a r c a r la r . C a l l ie b ir
k o y u p o n la r ı m a s a j m a s a s ı h a lin e g e t in n iş t ik . A ç ık s o n r a k i p o z is y o n a ne z a m a n g e ç m e s i g e r e k tiğ in i
h a v a d a d e r s v e r d iğ in iz t a k d ir d e b u n u g ö lg e d e y a p ­ ç o k iy i b iliy o r d u v e o n u n s ü re s i b e ş d a k ik a d e ğ il.
m a y a d ik k a t e d in . Y u m u ş a c ık b a h a r ç im le r i ü z e r in ­ o tu z s a n iy e d e n b ir a z d a h a fa z la y d ı. Ç o c u k la r ın
d e ş ifa y a p m a k i ç i n m ü k e ım n e ld ir . Y a n ın ız a su v e e n e r jis i o k a d a r t e m iz k i R e i k i h e m e n c e c ik i ç l e r i n ­

REİKİ 143
den geçer. Daha sonra Kayla’yı da eğittiğiım zaman min ettiğim bir kız Reiki l ve 2'ye gelmişti. Anne­
(döıt yaşındayken Paylaşım Toplantılarına başla­ siyle birlikte Reiki 3 almak istediğinde aınnesi kar­
mıştı) aynı şeyi gözlenilelim. Kayla. şifa uygula­ şı çıktı ve Addy'nin henüz onbir yaşında olduğunu
ması yapılan bir odaya rastgele girer. elini kısa bir söyledi. “Kaslarını tutabilecek hale geldiğin zaman
süreliğini birisinin üzerine koyar sonra ı.Ja giderdi. ben sana öğretirim” dedi kızına. Eminim Addy ha­
Her Toplantıda masadan masaya dolaşır ve farklı rika bir Reiki üstadı olacaktır, muhtemelen de genç
insanlara bu şekilde şifa yapardı. Pozisyonlar ve bir yaşta. Ancak, Reiki 3 çocuklara göre değildir;
seçtiği insanlarda hep isabetliydi ve daha konuşul­ öğretme becerisi ve ağır bir sorumluluk ister. Ço­
madan neye gerek duyulduğunu bilirdi. Her şifanın cukların Reiki 1 derslerine gelmesi beni her zaman
ortd!)ında katılırdı. sevindirir. ebeveynleri bu konuda teşvik de ediyo­
rum. Öğrencilerimden bazıları yalnızca çocuklar
Kayla üç buçuk yaşında Reiki 1‘e uyuınlandı.
için Reiki 1 dersleri düzenliyor. Eğer siz de bunu
Bakıcı bulamayan bahasıyla derslerime gelmeye
yapacaksanız sum nıevcudunu düşük tutmanızda
başlamıştı. Dersi bölmeden sessizce oturuyordu ve
yarar var.
sı ra uyumlanıaya geldiğinde ona da önerdim. Ba­
bası onayladı. fikir onun da hoşuna gitti ve uyum- Şimdiye kadarki en küçük Reiki 1 'im altı aylık.
(anmak için babasının kucağına oturdu. Uyumla- Ailesi büyük sıkıntı içinde ve ben onlara yardım ol­
ınaıın ardından uyuyakalmıştı. ben de üzerinde san diye hepsini uyumladıın. Bebeğin şifacı olma­
çok dunnadıın. Üç buçuk yaşında birinden şifa sı gibi bir düşüncem yoktu. uyumlamalan şifa ol­
beklemiyordum. Birkaç ay sonra babası telefonla sun diye yapmıştım. Bradley'nin elleri. sembollen
aradı beni. “Kalya’nın ne yaptığına inanmayacak­ içine yerleştiremeyeceğim kadar küçüktü. Çok da
sın” deli. Başı ağrıdığından yatmış. kızma da ses­ kıpırdandığından onları minik bedeninin önden alt
sizce oynamasını tembihlemiş. Çocuksa onun yeri­ tarafına çizdim. Uyumlamaınn hemen ardından el­
ne yatağa tımıanmış ve ellerini babasının şakağına le linin ısındığını görünce şaşakaldım. Ardından
koyarak. “şimdi hallederim. baba" demiş. Üstelik aııonnal derecede ağlanıaya başladı, bu da bir tür
dediğini de yapmış. Daha sonra Reiki Paylaşım annma süreci olabilir. Aradan bir ay geçti ve anne­
Toplanularına o da katılmaya başladı. sinin dediğine göre elleri hâlâ sıcakmış.
En küçük Reiki 2 m de sekiz yaşındaydı. Bu da Alınak isteyen herkese Reiki 1 veriyorum.
hiç hesapta yokken oldu. Molly annesiyle atölye Enerji asla zarar verırnek amacıyla kullanılamaz,
çalışmalarıma geliyord u ve sekiz yaşına geldiğinde üstelik uyumlamanın kendisi de alıcıya şifadır.
Reiki l 'le arası gayet iyiydi. Bir gün annesi Reiki 2 Eğer bedelini karçılayaınayac:ık biri derse katılmak
almaya geldiğinde yanında o da vardı. içerde kal­ isterse istisnasız burs ayarlıyorum. Yalnızca bir ki­
mak istemiyorsa dışarıda oyalanabileceğin söyle­ şiyi geri çevirdiğimi hatırlıyorum. onun da Reiki 2
dim. Ama derste kalmak istediğini söyledi ve Reiki almaması gerekiyordu, o nedenle geri çevinniştiım.
uyumlumasını aldı. Ki Alıştınnalannı anlatmaya Sınıfa katılan birinin derse zamanında geleceğini
başladığımda sınıftan ayrıldı ve dersin sonuna doğ­ varsayanın. Sözkonusu durumda Reiki 1 almaya
ru yine geldi. Elinde kağıtlar vardı. onların üstüne gelen kadın o kadar gecikmişti ki uyumlamalan ve
Reiki sembollerini kusursuz bir şekilde çizmişti. dersin en azından yansını kaçınmıştı. Böyle durum­
“Verdiğim kağıtlardan kopya çektin" dedim. Oysa. larda noımalde kişiyi sadece uyumlarım; şifa po­
“Hayır” dedi, “onları artık biliyorum.” Henüz d i ­ zisyonlarını sınıfın diğer öğrencileri uygulama es­
zindeyken başarılı bir uzaktan şifacı oldu ve o da nasında gösterirler. Ancak bu sefer bir şey beıi
Reiki Paylaşım Toplantılarına - çoğunlukla Kay- böyle yapmaktan alıkoydu.
la’yla ilgilemnek üzere - katılmaya başladı.
Kadın. bir sonraki günün R eiki 2 sınıfına kabul
Bir defasında da onbeş yaşında olduğunu tah­ edilebilmek için Reiki l uyumlamasını istiyordu.

REİKİ 144
Ona geç kaldığını ve bir dahaki seferi beklemesi bilemiyordum. Bunun kişisel bir sorun mu yoksa
gerektiğini söyledim. Ardından sınıftaki diğer öğ­ Beth’ in gerçekten de bozuk yapıda biri mi olduğu
rencilerle ben ona şifa yaptık ve ona neden Reiki 2 konusunda tereddütteydim.
verilmemesi gerektiği de böylece ortaya çıktı. Şifa­
Bu kadın hakkında bende hiçbir ruhsal izlenim
da, başkalarım ayinde kurban ettiği bir geçmiş ha-
oluşmamıştı ki, bu bile keıdi başına tuhaf bir du­
yaünı keşfettik. Bu hayatının da daha önce çalışmış
rumdu. Gruptan birinin onu işaret etmesini istedim.
olduğu konularla doğrudan ilişkisi vardı. Kendisi
Hâlâ hakkında herhangi bir izlenim doğmuyordu.
bu geçmişinin bilincinde değildi, fakat üç şifacı bu­
Ruhsal rehberlerimle konuşmak özere sarkacımla
nu psişik olarak görmüş. daha sonra bu konuda
gizlice tuvalete gittim. Buna benzer atölye gezile­
kendisiyle konuştuk da. Uygulamada hiçbirimiz
rinde bazen tuvalet dışında saklanacak yeriniz ol­
bundan bahsetmedik. Kadın tıkanmış bir bilinçle
muyor. Bana onu geri çevirmem söylendi. Daha
fazlaca ağır bir kam ayı gidermeye çalışıyordu. Re­
önce kimseyi reddetmediğim için bu beni epey
iki 2, kendisi buna hazır olmadan hafızasını açabi­
kaygı landı rdı. Kadına gidip onun hakkında bir yar­
lirdi. Bu da üstesinden gelemeyeceği bir sonuca
gım olmadığını ama gruptakilerden bazılarının
götürebilirdi.
kendisini istemediğini ve bu düşüncelerini göz ardı
Reiki 2 eğitimini reddettiğim başka hiç kimse edemeyeceğimi söyledim. Beth ağlamaya başladı,
olmadı. Ancak, başkalarını suiistimal edeceğini ve kendimi çok kötü hissediyordum.
va mhsal enerjisini kasten kötüye kullanacağını
O hafta sonu, aynı zamanda öğrencim olan eski
bildiğiniz biri si olursa, onun Reiki 2'ye hazır olma­
bir arkadaşım da oradaydı. Ona kadın h akında na­
dığını aklınızdan çıkarmamalısınız. Semboller kö­
sıl bir ruhsal izlenim edindiğini sordum ama sebe­
tüye kullanılamazlar ve hangi niyetle gönderilmiş
bini söylemedim. Beth'i tanımayan ve daha önce
olurlarsa olsunlar. zarar vermezler. Reiki şifa ver­
hiç görmemiş olan arkadaşım, "sümüksü kahveren­
mek üzere tasarlam ıştır, zarar vermek üzere değil.
gi bir aurası var. yanlış olan bir şeyler var” dedi. Bu
Ne var ki, Reiki'yi kötüye kullanma karması epey
beni biraz olsun rahatlattı. Daha sonra atölyeyi or­
ciddi bir duruma yol açabilir. O yüzden bunu kar­
ganize edenlere ne yaptığımı anlattım ve bundan
manın yolunda kullanmak isteyecekl ere vermemek
dolayı sorumluluk aldığımı söyledim. Onlar da
en iyisidir. Bu gibi durumlarda herhangi bir şüphe­
Beth hakkında benimle konuşmayı düşündüklenni
niz olursa sezgilerinizi takip edin ve ruhsal rehber
ve onun Reiki 3 almasını istemediklerini belirtiler.
veya Reiki rehberinizle irtibata geçin. Vereceğiniz
Diğer kadınların söylediklerinin hepsini. onlar da
karara egonuzun veya bir önyargının karışmaması­
ıeyiı etti. Ertesi sabah grupla bir mistik bir tören
na dikkat edin. Bazen rehberliğin sonucuna hayret
yaptım. kadınsa (Beth) bunu tamamen bozdu. Artık
edebilirsiniz. tıpkı benim gibi.
ikna olmuştum.
Şimdiye kadar Reiki 3 isteyen birini de sadece
Bir başka seferindeyse, Reiki 1 ve 2 derslerine
bir defa reddettim, o da kent dışında bir atölye ça-
gelen bir kadın hoşuma giunem işti. Her iki derste
lışmasındaydı. Gruptan iki kadın geldi ve Beth’in
de kavgacı ve huysuz bir tutum sergilemişti. Ger­
(onu tanımıyordum) bu dersi alması durumimda
çekten de bir baş belasıydı, üzerinde tartışmadan
kendilerinin katılmayacağını söyledi. Kadınlardan
hiçbir şeyi kabul etmiyordu. Reiki 3 ’e gelmemesi­
birini, ortada ciddi bir durum olduğunu anlayacak
ni içtenlikle istem iştim ama bu konuda ruhsal reh-
kadar iyi tanıyordum. Dediklerine göre Beth. grup­
berlerime danıştığım zaman bana arka çıkmadılar.
ta bulunanların en az yansını kandınnıştı ve etrafa
Pazar günü (yani Reiki 3 günü) geldiğinde o yine
Reiki öğrettiğini yaymaktaydı. Halbuki Reiki 1 ve
yerindeydi. Rehberlerime tekrar sordum ve yine
2 dereçesini henüz benden alacaktı. Beth'le bana
öğretmemi söylediler. Daha sonra bu kişiye neden
gelen kadınlardan biri arasında şahsi bir mesele ol­
Üçüncü Derece’yi vennem gerektiğine dair daha
duğunun farkındaydım ama ne yapmam gerektiğini

RElKİ 145
ayrıntılı bilgi istedim. Reiki üstadı olacak nitelikte Reiki eğitiminin bir başka konusu da burslar.
biri olmadığı belliydi. Rehberler onun Reiki enerj i­ Maddi imkanları olmayan birisine ders vermeli mi­
sini asla kul lanmayacağı ve bunu öğretmeyi dene­ siniz? Ne kadar burs veri lebili r? Reiki 'ye para öde­
meye bile yanaşmayacağı ama öte yandan, onunla meyen insanlar onu kullanacak ve değerini bilecek­
hiçbir zarar da veremeyeceği ve enerjinin kendisi­ ler mi? Geleneksel Reiki 'de burs olayı ve birtakım
ne şifa olacağı karşılığını verdiler. kolaylıklar yoktur. Takas kabul eden bir geleneksel
Reiki üstadı hiç duymadım. Burs konusuna gele­
Kural olarak. aksine güçlü nedenlerim olmadık­
neksel bakış açısı. insanlar onun için para ödeme­
ça, bana gelen herkese öğretmeyi kabul ederim. Bir
dikçe - hem de yüklü bir para ödemedikçe - onun
gmba ders verdiğim zaman öğrencilerden birinin
kıymetini anlamayacakları ve onu kull^tmayacak-
parasal eksikl iğini, onu geri çevirmek için gerekçe
ları yönündedir. Bense her sınıf için burs itakânın
saymam. Bana göre derse katılmak için gelen her­
verilmesinden yanayım. Ve Reiki ’yi kullanmaya­
kesin yeri burasıdır, yanlış kişileri Reiki’nin kendi­
cak, hatta enerjiyi reddedecek kişiler, para ödeme­
si veya ruhsal rehberler zaten ayıklayacaktır. Kişi­
yenler kadar ödeyenler arasından da çıkıyor.
nin Reiki 1 ’den öteye geçmemesi gerekiyorsa bunu
ya kendisi de bilecekti r ya da ertesi gün önemli bir Eğer altı kişiye ders veriyorsanız yedincisini ek­
işi çıkacak. bu yüzden derse gelemeyecektir. Eğer lemek azıcık bir ilâve çalışına ve fazladan bir tane
kişinin Reiki 3 dersine katılmaması gerekiyorsa uywn lama ister. Eğer bir kimse burs isteyecek ka­
lastiği bile patlayabilir veya kendisi iş için acilen dar öğrenmek istiyorsa genellikle ona bursu veri­
başka bir yere gönderilebilir. İnsanlann çoğu ne ka­ rim. Böylece mevcut ya da bir sonraki sınıfa katıla­
dar Reiki enerjisi alabileceklerini bilirler ve buna bilir. Eğer takas önerirse, kabul ederim. Gezilerim­
uyarlar. Bana sorarsanız. hazır olmadığı halde belli de ders verdiğim zamanlar kimin ödeyip kimin
bir dereceyi almakta ısrar eden kişi, hazır olana ka­ ödemediğini bilmem bile; bu gerçekten de beni çok
dar onu zaten kullanmayacaktır. ilgilendinniyor. Festivallerde ücret almadan ders
veriyorum - hepsini birden. yani Reiki 3 dahil. Eği­
Üçüncü Dereceyi öğreti rken derslere kimin ka­
timlerini bu şekilde almış olan birçok Reiki 3 öğ­
tıldığına pek karı şmam. Birisinin orada olmaması
rencim var ve aldıklarının kiymetini fazlasıyla bili­
gerektiğine dair güçlü hislerim varsa da bunu ken­
yorlar. Burslu öğrencilerden istediğim, şifayı ve
disine söylerim; zaten yukarıda belirttiğim gibi bu
öğretiyi başkalarına yardım etmekte kulla^nmaları.
sadece bir defa başıma geldi. Hazır ya da gerekli
Eğer buna isteklilerse - ki çoğu öyle - bana karşı -
vasıflan haiz olmayanlar. eminim ki. derse katılıp
lığını fazlasıyla vermiş oluyorlar.
meraklarım gidermek için oradalar. Onlar Reiki öğ­
retmeyecekler. hatta belki de şifa öğrenmek için İstisna derecesinde şifa kabiliyeti olan insanlar
z o ^ l u çalışmalan bile yapmayacaklar. Bu onlann çıkabiliyor; onlann bu becerilerini kullanabilmele­
seçimleri ve bunu yapmakla Reiki 'ye herhangi bir ri için eğitime ihtiyaçlan var. Reiki bu insanlara bir
zarar verecek de değiller. Onlar enerjiyi menfi çerçeve. bir referans noktası sunar ve diğer şifa be­
amaçlar için kullanamayacaklar ama ola ki bir gün cerilerinin de temelini teşkil eder. Yeteneklerini ge­
kendilerine ve ya başkalarına şifa olurlar. Dersi al­ liştirmek ve Reiki ’ yi nasıl kullanabilecekleri öğret­
maya hazır o lm a d ık la ^ düşündüğüm öğrencile­ m ek için şimdiye kadar bazı ruhsal şifacıları da
rim olmuştur; o kente bir dahaki gidişimde onlar eğittim. Bu yolla üç “ruhsal kız kardeş” edindim.
derse tekrar geliyorlar. Bu sefer gerçekten hazır Hepsi de yoksul insanl ardı. Onlardan ikisi tanıştığı­
oluyorlar ve geçirdikleri duygusal değişim her hal­ mızda üniversitede öğrenciydi. Reiki dersleri için
lerinden belli oluyor. Yine de son sözü Reiki reh­ verebilecekleri hiçbir şey yoku. ben de onlara üc­
berlerine bırakıyorum. Bilmem gereken bir şey retsiz verdim. Onlar gerçekten de Reiki ’ye ihtiyacı
varsa nihayetinde onlar bana bildiriyor. olan insanlardı. şimdi de hepsi hem öğretiyor hem
de şifa yapıyor. Ben de ilk uyumlandığım zaman -

REİKİ 146
pek genç olmasam da - o türden bir şifacıydım. Re-- raklıkta öğrenci ancak üstadı yanında olduğu halde
iki eğitimi için hiç param yoktu an a bu tekniği kul­ öğretebilir. Ders ücretleri de üstada gider. Bense
landığım ve ona değer verdiğim kesin. Reiki 3 u aşağı yukarı beş saatte veriyorum ve öğ­
rencilerimden, uyumlama sürecini ve eğitim yön­
Kişi öğrendiğini kullamrnasa bile Reiki ona şifa
temlerini öğrenmeleri için birlikte çalışmalarım is­
ı ve o eğitimi aldığı sırada ihtiyacı olan her neyse,
tiyorum. Aynı yerde yaşıyorsak izlemek üzere ders­
onu) verir. Uyumlamalar ömür boyu sürecek birer
lerime severek kabul ediyorum. Ne ben onlardan
şifadır. Hiç kimseye verdiğim eğitimden dolayı piş­
bir ücret talep ediyorwn. ne de onlar benden. Sını­
manlık duymadım. Her seferinde mutlaka geçerli
fına gözetmen olarak hiçbir öğrencimin şimdiye
bir neden olmuştur. Para, mesele olacak bir şey de­
kadar bana ihtiyacı olmadı. Öğrenci (veya ders ve­
ğil. Şifanın evrensel ve ücretsiz olması gerek. Öğ­
rencinin eğitimden sonra ne yapacağı kendi tercihi­ ren) Reiki 3 derimin. festivallerde gelip bana yar­
dım etmek isterlerse, yardımlarını minnettarlıkla
dir. Eğer bundan faydalanırsa elde ettiği kazancın
kabul ediyorum. Öğrencilerime telefonla her türlü
haddi hesabı olmaz. Yok eğer faydalanmazsa, yine
desteği veriyorum, onun dışında elimden ne gelirse
de iyi bir şey çünkü o esnada ihtiyaç duyduğu bir iş
onu da yapıyorum.
yapmıştır. Reiki, onu alan herkesin hayatını değiş­
tirir. Bir kimsenin ondan faydalanmaması veya de­ Reiki 3 dışında' diploma veya sertifika verme
ğerini bilmemesi çok nadir rastlanacak bir olaydır. adetim yok. Ancak, ilk iki derece için öğrencinin
öyle bir talebi olursa da onu kınnıyoruın. Hafta
Geleneksel Reiki kurslan tüm bir hafta sonu alır
sonları düzenlenen atölye çalışmalarında bazen, bu
ve dört uyumlamayı kapsar. Ben Reiki 1 aldığımda
işi organize edenler. dereceler için sertifikalar ha­
Cwna akşamı Reiki'nin tarihi üzerine bir ders ve­
zırlıyor. Böyle durumlarda onları imzalıyorum. Re­
rildi ve üstadımız bizi uyumladı. Cwnartesi gün
ferans mektuplarından pek hoşlandığımı söyleye­
boyunca kendine şifa konusu işlenip uzun uzun po­
mem, Reiki üstadını üstad yapan bir kağıt parçası
zisyonlar üzerine çalışıldı ve iki uyumlama daha al­
değil- şifası ve öğretme kabiliyetidir. Benzer şekil­
dık. Pazar günüyse başkalarına şifaya aynIdı ve
de, Reiki 1 ve 2 için de şifacıyı yaratan onun yap­
son olarak da inisiye edildik. Her şey korkunç de­
tığı şifalardır. Benim sertifikalaman kimi Gelenek­
recede ağır işliyordu. Sandalyesi olmayan sert ze­
sel öğretmenler kabul ediyor, kimileri de etmiyor.
minli bir odadaydık. Benim öğrettiğim Reiki l üç
Öğrencilerim öğreten üstadlar düzeyine geldikçe
ila beş saat sürüyor ve derslerimde tek uyuınlaınalt
her üç dereceyi almak her yerde mümkün olacaktır.
yöntemi kullanıyorum.
Bu arada ben de gezilerimde ve festivallerde olabil­
Geleneksel Reiki 2 de bir hafta sonu sürüyor. diğince öğretmeye çalışıyorum. Reiki 3 derimden,
Çoğunlukla sembol çizimleri üzerinde duruluyor bunun öğretmenliğini yapına hususunu ciddi olarak
ve bir uyumlama yapılıyor. Öğrencilerin sembolle­ düşünmelerini istiyorum. çoğu da bunu gerçekten
ri sınıfta ezberlemeleri isteniyor. Hafta sonu biti­ yapıyor.
minde çizimleri ve örnekleri evlerine götünneleri-
Geleneksel çevrelerde sertifika ve silsi le konusu
ne izin verilmiyor. Kendilerine verilen cizimli ka­
statü simgeleri haline gelmiş durumdadır. Önemli
ğıtlar törensel bir şekilde yakılıyor. Ben Reiki 2'yi
olan artık şifa değil, diplomadır. B ir defasında bir
iki ila üç saatte veriyorum ve öğrencilerin çizimle­
Geleneksel Reiki Paylaşım Toplantısına katılmış­
ri evlerine götünnelerini bizzat istiyo^m, boyle<:e
tım. Orada bulunan kimi insanlar epeyce varlıkiıy-
her öğrenci kendi hızına göre sembolleri öğrenebi­
dı; çoğu Reiki l. azı Reiki 2 ’ydi. Reiki 2'1erin bes
liyor. Geleneksel olmayan Reiki'de her derece için
belli statüleri daha yüksekti. Birbirlerine şifayı bir
yalnızca birer uyumlama vardır
sosyal etkinlik olsun diye yapıyorlardı. Ben onlara
Geleneksel Reiki 3'ün dersi bir hafta, çıraklığı AİDS çalışmasından bahsedince hepsi yanımdan
ise btr yıl sürer: burada da bir uyumlama var. Çı­ uzaklaştı. Diplomayla şifacı olunmaz: şifacı. ger­

REIKİ 147
ç e k t e n ş if a y a p a n k iş id ir. d a y a r a r v a r, a k s i h a ld e o t o b iy o g r a f is in i a n la tm a k
is t e y e n b ir in i s u s tu r m a k z o r u n d a k a la b ilir s in iz .)
N e o lu r s a o ls u n , s t a tü m e r a k lıs ı b i r d ü n y a d a y a ­
B ö y l e c e s ın ıf ın g e n e l d ü z e y i h a k k ın d a b ir f i k i r s a ­
ş ıy o r u z v e in s a n la r ın b ir ç o ğ u i ç i n d ip lo m a n ın ö n e ­
h ib i o lu r s u n u z . D a h a ö n c e ş if a v e y a e n e r ji ç a lış m a ­
m i b ü y ü k . İ s t e d ik le r i ta k d ir d e o n l a n v e n n e y e d a ­
la rıy la h iç b ir ilg is i o lm a y a n la r i ç i n R e ik i id e a l b ir
im a h a z m ın . K im i z a m a n , b a ş k a tü rlü b u ö ğ r e tiy i
b a ş la n g ıç t ır . B a ş k a b i r t a k ım y ö n t e m le r k u lla n a n la r
a n la m a y a c a k ve d e ğ e r in i b i lm e y e c e k in s a n la n n
(ö r n e ğ in m a s a j) i ç i n s e R e i k i e t k i n b i r d e s te k o lu r.
R e i k i ş i f a u y g u la m a la r ın a g e l m e s in d e k a t k ıs ı o l u ­
A r d ın d a n k ıs a c a k e n d im i t a n ıt ır ım v e n e d e n b a ş k a
y o r. B a z ıla r ı d ip lo m a la r a y e tk i a t fe d iy o r v e b u o l ­
b ir y ö n te m i d e ğ il d e R e i k i 'y i ö ğ r e t t iğ im i a ç ık la r ım .
m a d a n b i r ş e y e g ü v e n b e s le y e m iy o r . G e le n e k s e l
G ü n b it m e d e n k e n d ile r in in , b i r R e i k i 1 ö ğ r e t m e n i­
R e i k i iis t a d la n R e i k i 2 ö ğ r e n c i s i k a b u l e d e c e k l e r i
n e ih t iy a ç d u y m a y a c a k y e t e r l i li k t e b ir e r ş if a c ı h a li­
z a m a n ö n c e o n u n R e ik i 1 d ip lo m a s ın ı g ö n n e k iste r;
n e g e le c e k le r in i v u r g u la r ım .
o y s a o b e lg e , o n la r ın b ir in c i d e r e c e y e i liş k in k o n u ­
la n ö ğ r e n m iş o ld u k la r ın ın a s la g ü v e n c e s i o la m a z . S o n r a R e i k i ’n in n e o ld u ğ u n u n v e n e y a p t ığ ın ın
k ıs a b i r t a r if in i v e r ir im v e t a r i h ç e s i n i a n la tır ım . B u
G e l e n e k s e l o l m a y a n ö ğ r e t m e n le r in ç o ğ u n u n d a
y i n n i d a k ik a k a d a r a lır. Ü ç d e r e c e y i d e a ç ık l a n ın .
b e n z e r ş e k ild e b ir b e lg e le m e s is t e m i v ar. B e n im
U y u m la m a r u n n e o ld u ğ u n u b i l m e k is t e y e n b iri m u -
a ç ım d a n b u n d a d a b ir s o r u n y o k a n c a k o n la r a ö n e ­
h a k a k ç ık a c a k t ır ; ta n ım la m a k i ç i n e lin iz d e n g e l e ­
r im , ilg ili y e r le r d e n d ip lo m a k a ğ ıt la r ın ı a lıp o n la r a
n i y a p ın . B e n g e n e l l ik le b u n u n t e c r ü b e e d ilm e s i g e ­
h a tır ı s a y ıl ır m e b la ğ la r ö d e m e k y e r in e b u b e lg e le r i
r e k tiğ in i, a k s i ta k d ir d e ta n ım la m a n ın y e t e r s iz k a l a ­
b ilg is a y a r ç ı k t ıl a n n d a n h a z ır la s ın la r . Bu ş e k ild e
c a ğ ın ı a n la tıy o r u m . R e i k i ş if a s ı y l a b i r te c r ü b e s i
h a z ır la n a n b e lg e le r f o t o k o p i y o lu y la ç o k d a h a u c u ­
o la n h e r k e s in a n la t a c a k b i r h ik a y e s i v a rd ır. K e n d i­
z a m a l e d ile b ilir . E ğ e r b ilg is a y a r y o k s a d a b u n u n
n iz e a i t o la n la r d a n b i r k a ç ın ı a k ta r ın , b e lk i s ııu ft a k l-
y a p ıla b ile c e ğ i b i r ç o k y e r var. Ö z e ll i k l e u zu n v a d e -
le r d e n d e a n la t a c a k la r ı o la n ç ık a r . e ğ e r R e i k i ş if a s ı
v e y a R e i k i 1 a lm ış o l a n v a r s a o n d a n b i r ş e y le r a n ­
A ş a ğ ıd a R e i k i l , 2 v e 3 s m ıf l a n n d a ö z e l l i k l e n e ­ la tm a s ın ı is te y in . E ğ e r b i r R e i k i d e r e c e s i a ld ıy s a
l e r in iş le n m e s i g e r e k t iğ in in d ö k ü m ü y a p ıld ı. H e r b u n u n h a y a tın ı n a s ıl e t k ile d iğ in i s o r u n . O n la r a R e ­
d e r e c e b ir u y u m la m a g e r e k t ir ir v e h e r d e r e c e iç in ik i ilk e le r in d e n b a h s e d in , h a tta o n l a n n y a z ılı o ld u ­
ö ğ r e t m e n in y a z ılı m a t e r y a le ih t iy a c ı v ard ır. ( F o t o ­ ğ u b i r k a ğ ıd ı ö ğ r e n c i l e r e v e n n e k d e d ü ş ü n ü le b ilir .
k o p i m e r k e z le r i R e i k i ü s t a d la n n d a n z e n g in le y e b i­
K e n d in e ş i f a i ç i n g ö r s e l o la r a k R e i k i 1 e l p o z is ­
l i r b i le .) Ö ğ r e n c ile r im b e n im ö ğ r e t im m a l z e m e l e ­
y o n la r ın ı i ç e r e n m a te r y a li s ın ıf a d a ğ ıtın . P o z is y o n ­
r im d e n is t e d ik le r in i ç o ğ a ltm a k t a ö z g ü rd ü r, y e t e r k i
la rı g ö s t e r in v e e lle r in d e m e v c u t e n e r ji y i h is s e t m e ­
b u n u n k a y n a ğ ın ı b ild ir s in le r (b k z . E k l e r ) . Y e n i Us-
le rin i, u y a rn la ım a d a n s o n r a k i e n e r ji y l e d e d a h a s o n ­
ta d la r t e c r ü b e k a z a n d ık ç a g e n e l l ik le k e n d i ö ğ r e t im
r a k ıy a s la m a la r ın ı is te y in . E n e r ji d ö n g ü s ü n ü v e R e ­
m a te r y a lle r in i d e h a z ır la r la r . A ş a ğ ıd a k ile r y a l n ız c a
ik i 1 ’e u y u ın la n d ık ta n s o n r a d a e lle r in b i r p o z is ­
a n a h a tla r ı v e r ın e k te d ir ; a s ıl ö ğ r e t im k ıla v u z u b u
y o n d a n e k a d a r k a lm a s ı g e r e k t iğ in i a ç ık la y ın . B u
k ita b ın k e n d is id ir . H e r d e r e c e y i ö ğ r e tm e n in e n iy i
n o k t a d a b ir a r a v e r e b ilir s in iz . U y u m la m a i ç i n s a n ­
y o lu . o n u n a s ıl ö ğ r e n d iğ in iz i v e k e n d i ü z e r in iz d e
d a ly e d ü z e n in i k u r ın a k iç in b ö y l e c e f ır s a t da ç ık m ış
n e y in e n ç o k i ş e y a r a d ığ ım b i lm e k t e n g e ç e r .
o lu r. A r a v e r m e d e n ö n c e v e y a v e r d ik te n s o n r a s ır a ­
d a n e y in o ld u ğ u n u h a t ır la t m a y ı itu n a l e tm e y in . Ö ğ ­

R e ik i 1 r e n c ile r in ç o k f a z l a d a ğ ılm a la r ın a im k â n v e n n e y in ,
b e lli b i r z a m a n s ın ır la m a s ı k o y u n v e h a z ır o ld u ğ u ­
O d a y ı ( y a n i s ı n ı f ı ) d o la ş ıp h e r k e s in a d ın ı v e d a ­
n u z d a o n la r ı g e r i ç a ğ ın n . V e r d iğ in iz a r a la r a b ir z a ­
h a ö n c e ş if a y la n e g ib i t e c r ü b e le r i o ld u ğ u n u s o r ­
m a n s ın ırı k o y m a d ığ ın ız ta k d ir d e d e r s le r s a r k a b ilir .
m a k la b a ş la m a y ı s e v e r im . ( B u f a s lı k ıs a tu tm a n ız ­

REİKİ 148
A ra d a n s o n r a u y u m la m a la n y a p ın . Ö ğ r e n c ile r e m a n k e n i o l m a k is t e y e n ö ğ r e n c i m u tla k a ç ık a r , b u
s e s s iz liğ e ih t iy a ç d u y d u ğ u n u z u v e b e ş e r li g r u p la r ö ğ r e n c i n i n d a h a s o n r a b a ş k a la r ı ü z e r in d e e lle r in
h a lin d e ( v e y a k a ç k i ş iy le y a p a c a k s a n ız ) ç a l ı ş a c a ğ ı ­ n a s ıl tu tu ld u ğ u n u g ö r m e s in i s a ğ la m a lıs ın ız . T a m
n ız ı a ç ık la y ın . E ll e r i n i n a s ıl t u ta c a k la r ım g ö s t e r in b ir ş ifa y a p a c a k k a d a r z a m a n h a r c a m a y ın ; p o z is ­
v e i lk g r u b u n iş i b it ip k a lk t ığ ın d a i k i n c i g ru b u n y o n la r ın ü z e r in d e n k ı s a k ı s a g e ç in . E l l e r i n b i r p o ­
b e k le tm e d e n o tu r m a s ı g e r e k t iğ in i b e lir t in . Y i r ın i - z is y o n d a n e k a d a r t u t u la c a ğ ı, e n e r ji d ö n g ü s ü , d u y ­
b e ş k i ş i l i k b i r s ın ıf a u y n m la ın a y a p m a n ız . e n iy i ih ­ g u s a l g e v ş e m e le r g ib i k o n u la r ı e l p o z is y o n la r ın ı
tim a lle k ır k d a k ik a sü re r. D o l a y ıs ıy l a i ş l e m i h i ç g ö s t e r d iğ in iz e s n a d a ( a y r ı c a v a k it h a r c a m a d a n ) i ş ­
b e k le t m e y in v e s a n d a ly e le r i h e m e n d o ld u rtu n . H e r le y in . R e i k i 1 a h lâ k ın ı, y a n i ş if a n ın a n c a k a lıc ın ın
g r u b u n işi b it tiğ in d e b u n u k e n d ile r in e b ild ir in k i o n a y ıy la y a p ıla b i l e c e ğ i h u su su n u m u t la k a a n la tın .
seri b i r ş e k ild e y e r le r in d e n k a lk s ın la r .
Ö n v e a r k a t a r a fta n p o z is y o n la r ı g ö s te r d ik te n v e
H e r g ru p y e r in d e n k a l k t ık ç a ö ğ r e n c ile r e e lle r in i h e r k e s in b u n la r ı a n la d ığ ın a e m in o lu p s o r u -c e v a p
b i r b a ş k a s ın ın ü z e r in e k o y m a la r ın ı v e b ir k a ç d a k i­ f a s lın ı b it ir d ik t e n s o n r a g ru p ş if a s ın ın n a s ıl y a p ıld ı­
k a lığ ın a ö y l e t u tm a la r ın ı s ö y le y in . E n e r jin in n e z a ­ ğ ın ı g ö s te r in . B u n u y a p m a k i ç i n h e p d a h a s o n r a s ı­
m a n ü z e r le r in d e n a k t ığ ın ı h is s e d e c e k le r d ir ; e n e r ji n ı b e k l e m e k is t e r im a m a ö y l e o ld u ğ n ııd a d a s ı n ı f
e lle r in d e n g e ç e c e k v e a y a la r ı ıs ın a c a k t ır . E lle r in i g r u p la r a b ö lü n ü y o r v e b e n d e g e n e l l ik le u n u tu y o ­
b ir b ir le r in in o m u z la r ın a v e y a s ır t la r ın a , y a h u t d a ru m . D o l a y ıs ıy l a g ru p ş if a s ın ı b e k le t m e y in , h e m e n
e n e r jiy i a la n k iş in in is te d iğ i h e r lıa n g i b i r y e r e k o ­ g ö s te r in . R e i k i P a y l a ş ım T o p la n t ıla r ı ‘n d a n b a h s e ­
y a b ilir le r . B u i ş le m b it tiğ in d e ö ğ r e n c i l e r k e n d in e d in . B ö y l e b ir o l a y i ç i n ö ğ r e n c i l e r h e m e n g i r i ş im le ­
ş ifa y a b a ş la s ın la r . S i z u y u m la m a la n b it ir e n e k a d a r r e b a ş la m a k is t e y e b i l ir l e r ; o n la r ı b u k o n u d a c e s a ­
bu o n la r ı m e ş g u l e d e c e k tir . r e tle n d ir in . E ğ e r d e r s i o tu r d u ğ u n u z s e m t v e y a k e n t ­
te a ld ıy s a n ız b i z z a t b u n u n d ü z e n le y ic is i o l a b i l i r s i ­
H e r k e s u y u m la n d ık ta n s o n r a “ n e l e r t e c r ü b e e t t i­
n iz .
ğ in i a n la t m a k is t e y e n v a r m ı ? " d iy e s o ru n . A n c a k ,
b u n u n ü z e r in d e f a z l a z a m a n h a r c a m a y ın , b ir k a ç k ı­ Ö ğ r e n c ile r in b ir b ir le r in e ş ifa y a p m a la r ın a
s a c e v a p y e te r. H iç b i r ş e y h i s s e t m e y e n o lu p o lm a ­ im k a n v e r m e k a m a c ıy l a o n la r ı ç i f t e r ç i f t e r t e n e f f ü ­
d ığ ın ı s o r u n . V a r s a ö n c e e l le r i n e b a k ın , s ıc a k s a d a ­ s e ç ık a r ın . H e r ö ğ r e n c i b i r e r u y g u la m a lı ş ifa a ls ın
h a ö t e s i n e g e r e k y o k . E ğ e r y a r d ım a ih t iy a c ı v a rs a , v e y a p s ın . E ğ e r ç o k a z z a m a n v e y a ç o k fa z la ö ğ r e n ­
o n u n la ö z e l o l a r a k k o n u ş m a k i ç i n d iğ e r le r in in ş i f a ­ c i v a r s a g r u p ş if a s ı y a p tır ın a n c a k , b i re b i r u y g u la ­
y a b a ş la m a s ın ı b e k le y in . Z a m a n z a m a n u y u m la ın a - m a la r ö n e m lid ir v e o l a b il d i ğ in c e s ı k t e k r a r la n m a lı­
y a a ş ın t e p k i v e r e n v e b u n d a n e n d iş e d u y a n ö ğ r e n ­ d ır. H a lâ b a z ıla r ın ın e n e r ji d u y u m la r ın d a n ra h a ts ız
c i l e r ç ık a b iliy o r . A y a ğ ı ta m a m e n y e r d e n k e s ilm iş o l m a ih t im a lin e k a r ş ı s ın ıf a , ş i f a y a p m a n ın b u n u n
v e d e n g e s iz h is s e d e b ilir le r : n a h o ş d u y g u v e y a e n e r ­ e n iy i te d a v is i o ld u ğ u n u h a tır la r ın . D e r s in a rd ın d a n
ji l e r i n s e r b e s t k a ld ığ ın ı d u y u m s a y a b ilir le r : y a h u t s ö z k o n u s u d u y u m la r s ü r e c e k o lu r s a - k i b ir k a ç h a f ­
ra h a ts ız e d ic i d ereced e s ıc a k d a h is s e d e b ilir le r . ta b o y u n c a b ile s ü r e b ilir - b u n u n e n iy i ç ö z ü m ü ş i­
B u n la r a d e rh a l b a ş k a la r ın a ş ifa y a p tır ın . E n e r ji l e r i ­ f a y a p m a k tır . Ö ğ r e n c i l e r e d u y u m la r ın z a r a r s ız o l ­
n i d e n g e le m e n in e n iy i y o lu b u d u r. B u g ib i d u ru m ­ d u ğ u n u s ö y le y in , n e y le k a r ş ıl a ş a b il e c e k le r i k o n u ­
la rd a ç i ç e k ö z le r in d e n d e fa y d a la n ır ım . S ö z k o n u s u su n u ta r t ış ın v e v ü c u tta n z e h ir li m a d d e le r in ( t o k ­
d u y u m la r b ir k a ç d a k ik a iç in d e g e ç e r , ö z e ll i k l e e l l e ­ s in le r in ) a tılm a s ı h u s u s u n u b e lir tin . Ç i f t l i ş if a la r
r in d e n e n e r ji a k m a y a b a ş la d ığ ı z a m a n . (y a n i ik i ö ğ r e n c in in b ir b ir le r in e s ır a y la ş if a y a p m a ­
s ı) s o n d e r e c e ö n e m l i d i r v e d e r s s ü r e s in in y a k la ş ık
B u a ş a m a d a . b a ş k a la r ın a ş ifa d a k u lla n ıla c a k el
y a r ı s ın ı k ap sar. Bu u y g u la m a l a r ö ğ r e n c ile r d e
p o z is y o n la r ın ı g ö s t e r ir k a ğ ıtla r ı d a ğ ıtın . V a r s a b ir
u y u m la m a e n e r ji s in i c a n la n d ır ır , o n l a r a k in e s t e t ik
m a s a j m a s a s ı g e tir in , y o k s a d a y e r d e ç a lış a r a k ö ğ ­
( k a s la r ın h a r e k e tin d e n k a y n a k la n a n e n e r ji s e l h a s ­
r e n c ile r e e l p o z is y o n la r ın ı b i lf i i l g ö s te r in . K o n u
s a s iy e t ) o la r a k p o z is y o n la r ı ö ğ r e t i r v e ş i f a s is t e m i ­

RElKi 149
ni g e r ç e k k ıla r . O n l a n R e i k i 1 'l e r y a p a n u y u m la - S o n r a , R e ik i 2 'n i n f a r k ın ın n e o ld u ğ u n a g e lin :
m a y ı t a k ip e d e n b u u y g u la m a la r d ır . u z a k ta n ş i f a y a p ıla b i l e c e ğ i , s e m b o lle r in e k le n d iğ i,
v s. “ Ö n c e d e n u z a k ta n ş i f a y a p m ış o l a n v a r m ı ? " d i -
S o r u la c a k s o r u la r iç in h a z ır b u l .n ü n a n c a k . b u
y e s o r u n . N e r e d e y s e h e r s e f e r in d e b ö y l e ö ğ r e n c i l e ­
n o k ta d a n it ib a r e n ö ğ r e t m e işi a ş a ğ ı y u k a n t a m a m ­
r e r a s tla m a k b e n i ş a ş ır t ıy o r . T e k r a r s ın ıfı d o la ş ın v e
la n m ış tır. D e r s in son u n d a v a k it k a ld ıy s a b ir k a ç
bunu y a p m ış o la n la r ın n a s ıl y a p tık la r ın ı soru n .
g r u p ş if a s ı d a h a y a p ın . A r t ık s ın ıf ın s iz e ih t iy a c ı
M u h t e m e le n ç e ş i t ç e ş i t y ö n t e m le r o r ta y a ç ı k a c a k -
k a lm a m ış tır . k e n d i b a ş la r ın a la r . B u h e r s e fe r in d e
ü r . H iç y a p m a d ık la r ın ı d ü ş ü n e n i n s a n la r b i l e b u n u
t e k r a r e d e n b ir m u c iz e . R e ik i 1 'e b e ş s a a t k a d a r z a ­
a s lın d a s ı k l ı k l a y a p t ık la r ım a n la d ık la r ın d a h a y r e te
m a n a y ın n , b e lk i d e fa z la d a n b ir ö ğ l e y e m e ğ i m o ­
d ü ş e c e k le r . A r d ın d a n u z a k ta n ş i f a k o n u s u n d a k e n ­
la s ı. B e n im te r c ih im d e r s le r i ö ğ le d e n s o n ra v e y a
di y ö n te m in iz i a n la tın v e a d ım a d ım b u i ş le m i n a ­
a k ş a m y a p m a k ; y e m e k m o la la r ı g e n e llik le ç o k v a ­
s ıl g e ıç e k l e ş t i r d iğ in iz i a ç ık la y ın .
k i t a lıy o r.
U z a k t a n ş if a n ın d ö rt R e i k i y o lu n u ö ğ r e tin . B u n ­
R e ik i 1 d e r s in d e d a ğ ıt ıla n b i lg il e r ( f o t o k o p iy le
la r. L) k iş in in k ü ç ü lü p a v u c u n u z a s ığ ın ış o ld u ğ u n u
ç o ğ a l t ı la n k a ğ ıt la r v e y a b r o ş ü r le r ) k e n d in e v e b a ş ­
ta h a y y ü l e t m e k , 2 ) o n u n la d o ğ r u d a n u y g u la m a
k a la r ın a ş i f a i ç i n e l p o z is y o n la r ın ı iç e n n e lid ir . ö t e
y a p tığ ın ız ı h a y a lin iz d e c a n la n d ır m a k 3 ) d iz in iz v e ­
y a n d a n , t e r c ih e b a ğ lı o la r a k R e i k i ilk e le r in i v e h a s ­
y a b a c a ğ ın ız ı o d a k n o k t a s ı o la r a k k u lla n m a k , 4 )
t a lık la r ın d u y g u s a l k a y n a k la n m de iç e r e b ilir le r .
o y u n c a k a y ı v e y a o k iş iy i t e m s il e d e n b a ş k a b i r ş e y
R e i k i 1 a h la k ı, y a l n ız c a iz in le ş i f a y a p m a k tır . R e i k i
k u lla n m a k . Ö ğ r e n c i l e r h a n g i y ö n te m i k u lla n ır la r s a
1 d e r s in i a n a h a t l a n y la ö z e t le d ik ; k e n d in iz c e g e ­
k u lla n s ın la r R e i k i s e m b o ll e r i n i k a tm a la r ı g e r e k tiğ i
re k li g ö r d ü ğ ü n ü z b ilg il e r i b u m ü fr e d a ta e lb e t t e e k ­
h a tır la tın v e o n la r ın n a s ıl c a n la n d ır ılıp g ö n d e r ild i­
le y e b ilir s in iz .
ğ in i a ç ık la y ın .

R e i k i 2 a h la k ı n d a n d a b a h s e d i n v e k iş i d e n fi.zik-
R e ik i 2 s e l d ü z e y d e iz in a h m n a d ıy s a o n d a n n a s ıl m ü s a a d e

R e i k i 2 ’ n in ö ğ r e t ilm e s i d iğ e r d e r e c e le r d e n d a h a is t e n e c e ğ in i a n la tın . B u ö n e m lid ir . R e i k i 2 a h lâ k ı­


n ın ö z e ll i k l e ü s tü n d e d u ru ru m ç ü n k ü b u a ş a m a , b ü ­
k ıs a s ü re r. f a k a t d a h a ç o k fo t o k o p i v e ö ğ r e n c ile r in
e v d e d a h a ç o k ç a lış m a s ın ı g e r e k tir ir . B e n h e r z a ­ y ü k ö lç ü d e y o ğ u n la ş t ır ılm ış e n e r ji n i n b i li n ç li o l a ­
ra k ilk k u lla n ım ıd ır . Ş i f a y l a ilg ili o lm a y a n k o n u la r ­
m a n k i g ib i g a y n r e s m i b i r o r ta m ı t e r c i e d e r im a n ­
d a d a a h lâ k ın ö n e m in i v u rg u la rım . is t e k l e r i a ç ığ a
c a k e ğ i t i m b i r d e r s lik o r ta m ın d a d a y a p ıla b ilir . S a n ­
d a ly e le r i h a l k a ş e k lin d e b i r a r a y a g e t ir in y a h u t. r a ­ ç ık a r ın a ç a lış m a s ın d a ( b k z . U z a k ta n Ş if a v e Ö te s i
a d lı b ö l ü m ) k e n d in iz i r e s m e k o y u n a m a b a ş k a la r ı­
h a t e d e b i l e c e k l e r s e . ö ğ r e n c ile r i y e r e o tu rtu n . Y e r e
n ı a n c a k o n l a n n m ü s a a d e le r iy le k o y a b ilir s in iz . K i ­
o tu r m a k ta n r a h a ts ız o l a b il e c e k le r iç in e t r a f t a s a n ­
d a ly e b u lu n d u ru n . İ s im le r i ile ö ğ r e n c ile r e h ita p ş in in k e n d i h a y a tın d a b o llu k is t e m e s i s o n d e r e c e
a h la k id ir a n c a k , k e n d in iz in o ls u n d iy e b a ş k a s ın ın
e d e r e k , g ir iş y a p m a k i ç i n y in e o d a y ı d o la ş ın v e R e ­
b o llu ğ u n d a n i s t e m e k a h lâ k a a y k ırıd ır.
ik i 1 'l e i lg il i k a f a la r ın a ta k ıla n b i r ş e y o lu p o lm a d ı­
ğ ın ı s o r u n . Y o ğ u n la ş t ır ılm ış h a ft a s o n u p r o g r a m la ­ A rd a n d a n h a z ır la d ığ ın ız f o t o k o p ile r d e b u lu n a n
rın d a b u n u y a p m a k , d e v a m lılığ ı s a ğ la m a k v e b ir u ç s e m b o lü a ç ık la m a y a g e ç i n v e o n la r ın n a s ıl ç i z i ­
ö n c e k i g ü n b i r ş e y l e r i k a ç ır m ış o l a n la r v a r s a . o n l a ­ l e c e ğ i n i a n la tın . F o t o k o p ile r e s e m b o lle r in k u lla n ı-
rı a y d ın la tm a k a ç ıs ın d a n y a r a r lı o lu y o r . Ş a y e t ilk m ıy l a ilg ili d a h a a y r ın tılı b i l g i l e r d e i la v e e d ile b ilir .
g ü n a n la tm a y ı u n u ttu ğ u n u z b i r k o n u v a r s a . o n u h a ­ N a s ıl ç iz i l e c e k l e r i n i g ö s t e r m e k i ç i n s e m b o lle r i e l i ­
tır la tm a n ın e n u y g u n y e r i d e b u ra sıd ır. n iz le h a v a d a ç iz in . P r a t ik o ls u n d iy e a y n ı ş e y i s ın ı­
f a d a y a p t ır a b ilir s in iz . B u a r a d a s o r u la r i ç i n d e v a ­
B i r i n c i D e r e c e y i b ir s ü r e d ir k u lla n a n ö ğ r e n c i l e ­
k it a y ın n . S o n r a s e m b o ll e r i n ş if a - d ış ı k u lla n ım la r ı­
rin b ile b ir ta k ım s o r u la n o la b iliy o r .

REİKİ 150
m e l e a lın - y e m e k le r in t e m iz le n m e s i v e k u ts a n m a ­ y e t k o l a y o la n m o d e m y ö n t e m le r i v e dü ş ü k ü c r e ­
sı, e v le r in v e v a r lık l a n n a r m d ın lm a s ı. k o r u n m a , ti y le R e i k i 3 , is t e y e n h e r k e s in k u lla n ım ın a v e y a ­
g e ç m i ş h a y a t ç a lr ş m a l a n . B u n o k ta d a ö ğ r e n c ile r i r a r la n m a s ın a a ç ık tır .
ta r tış m a y a d a v e t e d in . R e i k i 1 'i n m a lz e m e s in i e l l e
İ k i n c i D e r e c e d e d a ğ ıt ıl a n f o t o k o p i le r ü ç s e m b o ­
ş if a v e k in e s t e t ik o lu ş tu r u r k e n (ü z e r in d e k o n u ş u l­
lü , o n la r ın n a s ıl ç iz i le c e ğ i n i v e b ir a z d a n a s ıl k u l la ­
m a k ta n z iy a d e h is s e d ilm e s i g e r e k ir ) R e i k i 2 a k li
n ıla c a ğ ım , a y r ıc a K i A lış t ır m a la r ı 'n a d a ir a ç ık ia -
k o n u la r a d a h a ç o k h ita p e d e r . İ k in c i D e r e c e d e z i ­
m a la rı iç e r m e lid ir . R e i k i 2 , a h l a k ı, k ö tü y e k u lla n ­
l i n , ‘B o ş l u k 't a n d ü n y a la r v a r e d e r . ( K ita p t a b o ş lu k
m a m a v e u z a k ta n ş i f a i ç i n i z in a lın m a s ı k o n u la r ın ı
a n la m ın a g e le n ik i k e l i m e k u lla n ılm ış t ır : “ th e V o -
k a p s a r.
id ” v e “ e m p t in e s s ” . “ T h e V o id ” 'B o ş l u k ’ - u m a k
iç in d e - o la r a k . “ e m p t in e s s ” i s e - k ü ç ü k h a r fle v e
t ır n a k s ız - b o ş lu k v e y a b o ş o lu ş o la r a k t e r c ü m e
R e ik i 3
e d ilm iş tir , ç .n .)
R e i k i 3 m ü fr e d a tı b a s it g ib i g e l s e d e ö ğ r e tim i
B u n d a n s o n r a b i r a r a v e r in v e a rd ın d a n u y u m la -
R e i k i 1 ’ d e n d e R e i k i 2 'd e r ı d e d a h a u zu n s ü re r. h ı z ­
m a la n y a p ın . R e i k i 1 ’ d e v u k u b u la b ile c e k ( e n e r ji ­
lı b i r g r u p la b ile e n a z ın d a n b e ş s a a t. B u d e r e c e a n a
y e ) a ç ılm a s o r u n l a r b u r a d a g ö ıü lr n e z , b ir b a ş k ü s ı-
h a t la r ıy la ik i s e m b o lü , u y u m la m a s ü r e c i n , B u d iz m
m n ü z e r in e e l k o y m a y a d a ih t iy a ç d u y u lm a z . Ö ğ ­
ü z e r in e b a z ı b ilg ile r i ( b k z . b i r s o n r a k i b ö lü m ) v e
r e n c ile r in a y a k la n y e r d e n d a h a ç o k k e s i im iş g ib i
h e r ü ç d e r e c e n in n a s ıl ö ğ r e t i l e c e ğ i k o n u s u n u iç e rir.
h is s e d e r a n c a k b u g e n e l l ik le a n lık b ir te p k id ir . D a ­
A y n ı z a m a n d a b ir u y u m la m a d a v a rd ır. R e ik i 3 ’ ü n
h a s o n r a t e k r a r e d e b i l e c e k b u h i s s e k a r ş ı v e m ü te ­
ö ğ r e tilm e s i üç d erece iç in d e en h e y e c a n v e r ic i
a k ip a lu a y d a g e r ç e k l e ş e c e k d u y g u s a l ş if a v e h a y a ­
o la n d ır. Ö ğ r e n c ile r in h e p s i ş if a d a i le r le m iş v e b u
ti d e ğ iş ik lik le r k o n u s u n d a ö ğ r e n c ile r i ik a z e d in .
p r a tiğ in k a y m a ğ ın ı o lu ş tu r a n b ir e l i t n ite liğ in d e d ir .
A y n ld ık la n n d a , v a r s a . a r a b a k u l la n a n la r ın d ik k a tli
S a y ı l a n d a a z d ır ü s t e lik . R e i k i 1 v e 2 ’ n in ö ğ r e t il­
o lm a s ı g e r e k ir .
m e s i s ü r e c in d e ö ğ r e n c i le ri a r t ık k i ş i s e l o l a r a k t a n ı­
B i r d e fa s ın d a R e i k i 1 v e 2 'y i b ir a ra d a ö ğ r e t m iş ­ m a y a b a ş la m ış s ın ız d ır . R e i k i 3 ' e h a z ır o lm a y a n v e

tim . D e r s b ittiğ in d e ö ğ r e n c ile r i, k e n d ile r in i u z a y ­ k e n d ile r in i b u i ş e a d a y a m a y a c a k o l a n la r a rtık y o k ­

d a y m ış g ib i h i s s e t m e ih t im a lin e k a r ş ı u y a rd ım . tur.
H e r k e s k e n d is in i g a y e t iy i h is s e ttiğ i n i s ö y le d i v e
Ö ğ r e n c ile r in is im le r i a n ı k m a lu m u n u z d u r a m a
h e p im iz d a ğ ıld ık . Y a r ım s a a t k a d a r s o n r a ö ğ r e n c i­
e ğ e r d e ğ ils e , b ir t a n ış m a tu ru d a h a y a p ın . Ş u a ş a ­
le r d e n b i r g r u p , d e r s in y a p ıld ığ ı e v e d ö n ü p g e c e y i
m a y a k a d a r R e ik i ile ilg ili b i r s o r u la n v e y a e k s ik
o r a d a g e ç i r ip g e ç i r e m e y e c e ğ im i s o r d u . K a b u l e t ­
k a lm ış b ir ş e y l e r o lu p o lm a d ığ ın ı s o r u n . E ğ e r g e l e ­
tim . H e p b e r a b e r y e m e ğ e ç ık t ı k v e g e c e y i k o n u ş a ­
n e k s e l o lm a y a n f o n n a t t a R e i k i 2 e ğ it im in i a lm a m ış
r a k g e ç ir d ik . K o n u ş m a e s n a s ın d a b e n i a r a y a n k a d ı­
ö ğ r e n c i v a r s a K i A lı ş t ı n n a l a n v e H u i Y i n p o z i s y o ­
n a n e d e n g e lm e m i is te d iğ in i s o r d u m . B i r a z b o z u l­
n u y la b a ş la y ın . İ h t iy a c ı o l a n la r iç in b u n la r a d a ir f o ­
du v e k ız a r d ı, b e n d e a n la tm a k z o r u n d a o lm a d ığ ın ı
to k o p ile r i h a z ı r b u lu n d u r m a n ız d a y a r a r v ar. S ı n ı f a ,
s ö y le d im . S o n u n d a f ik r in i d e ğ iş ti rdi v e “ u z a y d a g i­
k u lla n a g e ld ik le r i R e i k i 2 s e m b o lle r i k e n d in iz in -
b i h is s e t m e k k o n u s u n d a h a k lıy d ın . E v i m i n y o lu n u
k in d e n fa r k lı o ls a b ile . o n la r la d e v a m e tm e n in s o ­
b u la m a d ım ” d e d i.
ru n y a r a t m a y a c a ğ ın ı aç ık la y ın . B u n o k ta d a s e m ­
K i A h ş u r m a la r ı k o n u s u n d a k i fo t o k o p ile r i v e r ip b o l le r i n fa r k l ıl ığ ı ü z e r in d e k ı s a c a d u ru p t a r t ış a b ilir ­
b u n la r ın n e d e n ö n e m li o ld u ğ u n u a ç ık la y a r a k R e i k i s in iz .
2 d e r s in i b it ir in . Ö ğ r e n c i l e r im e , e ğ e r s a d ık ş i f a c ıla r
A r d ın d a n d a R e i k i 3 s e m b o lle r in i a ç ık l a y ın v e
o l a c a k la r s a v e R e i k i 'y i ö ğ r e t m e k is t iy o r la r s a R e ik i
D a i - K o - M y o ile R a k u ’ y u v e o n l a n n k u lla n ım la r ın ı
3 'ü m u h a k a k a lm a la r ı g e r e k tiğ in i v u rg u la rım . G a ­
a n la tın . D a i - K o - M y o ’ n u n h e m g e le n e k s e l h e m d e

RErkl 151
G e l e n e k s e l o lm a y a n v e r s iy o n la r ın m fo t o k o p ile r in i t a m a m la n d ığ ın d a d u y u m s a d ığ ı e n e r ji n i n y o ğ u n lu ­
v e rin ; ö ğ r e n c i l e r e h e r i k i s i n i n d e a v a n ta jla r ın ı v e ğ u n d a n h e y e c a n la n m ış , t i r t ir titriy o rd u . B u o la y
k e n d i te r c ih in iz i a ç ık la m a n ın y a n ı s ır a k e n d ile r in in o n u ı k e n d in e g ü v e n in i ta m a m e n g e r i g e t in n iş t i.
is te d ik le r in i s e ç m e k t e ö z g ü r o ld u k la r ım b e li n i n .
R e i k i h a ft a s o n u n d a n s o n r a ö ğ r e n c ile r in u y u m ­
R e i k i s e m b o lü o lm a y a n s im g e le r in ta r t ış ılm a s ı s i ­
la m a y a p m a y a v e d e r s v e n n e y e h a z ır h a le g e lm e le ­
z i n t e r c ih in iz e b a ğ lı. B i r s o n r a k i b ö lü m d e a ç ık la n a ­
ri - g e n e l l ik le - e n a z b i r k a ç a y s ü rtiy o r. H ui Y in
c a k b ilg ile r i a k ta r ın . B u r a d a , R e i k i s is t e m in in b ü tü ­
p o z is y o n u n u y e te rli s ü r e y le tu tm a k iç in b ile ç o ğ u
n ü n ü g ö z k a m a ş t ır ıc ı b i r p e r s p e k tife o tu r ta n s e m ­
in s a n b i r k a ç h a ft a s ın ı a h ş t m n a y a p m a k la g e ç ir iy o r .
b o lle r in k ö k e n i ü z e r in e ile ri d ü z e y d e b i lg il e r v e r il­
S e m b o l le r i n e z b e r le n m e s i v e s ü r e c in k a v r a n m a s ı
m e k te d ir.
d a b ir a z z a m a n a lı y o r. R e ik i 1 ' l e b a ş la y ıp b ir h a fta
U y u m la m a s ü r e c in i b u n d a n s o n r a e le a lıy o r u m . s o n u n d a R e i k i 3 ' e g e ç e n ö ğ r e n c i l e r in s e ç o k d a h a
B u n u n n a s ıl o ld u ğ u n u g ö s t e r e r e k a ç ık la y ın . O d a n ın f a z la z a m a n a i h t iy a ç la r ı o lu y o r ; o n l a n n h e r ü ç d e ­
o r ta s ın a b ir s a n d a ly e k o y u n . D iğ e r i e ri s e y r e d e r v e r e c e y i d e ö ğ r e n m e s i g e r e k iy o r . R e ik i h a ft a s o n u n u n
iş le m i fo to k o p i le r in d e n t a k ip e d e r k e n h e r ö ğ r e n c i ­ a r d ın d a ı ö ğ r e n c i l e r in b u k a d a r ç o k b ilg iy i b ü tü n ­
y i b ir e r b ir e r Ü ç ü n c ü D e r e c e 'y e u y u m la y ım G m p le ş t ir ip ö z ü m s e m e le r i b ir a z z a m a n is te r . B ir k a ç gün
f a z la b ü y ü k o h n a d ığ ı s ü r e c e b e n h e r ö ğ r e n c iy i t e ­ b o y u n c a fa z la d a n u y k u y a ih tiy a ç h is s e d e r le r v e b u
k e r t e k e r u y u m la m a y ı t e r c ih e d iy o r u m . H e r k e s in a r a d a H a ra Ç iz g ile r i a r ta n e n e r ji y o ğ u n lu ğ u n a g ö r e
b u ç o k g ü ç lü e n e r ji y e t e p k is i d e ç o k g ü ç lü o lu r. k e n d is in i a y a r la r . B u n u n la b i r lik t e s ö z k o n u s u s ü ­
U y u m la m a y ı b it ir d ik t e n s o n r a k im is i k ık ır k ık ır r e ç l e r i n is t is n a la r ı d a y o k d e ğ il.
g ü le r, k im is i g ö z y a ş la r ın a b o ğ u lu r , k im is i d e b i r ­
B i r ö ğ r e n c i R e i k i 1 v e 2 d e r e c e le r in i g e le n e k s e l
k a ç d a k ik a b o y u n c a b e d e n in d e n ta m a m e n ç ık a r .
o k u ld a n a lm ış v e b ir h a f t a s o n u d e r s v e n n e ın iç in
B i r k a ç k iş i ın e d y a m s a l ir t ib a t a g e ç m e y e b a ş la r.
b e n i y a ş a d ığ ı k e n te ç a ğ ı n n ı ş t ı . O . P a z a r g ü n ü k e n ­
Ü ç ü n c ü D e r e c e u y u ım la m a sı tam a n la m ıy la b ir s a
d i R e ik i 3 d e r e c e s in i a l a c a k t ı a n c a k b e n H u i Y i n ’ le
a d e ttir. B a z ı a ç ık l a m a v e y o r u m la n u y u m la m a la r
ilg ili m a t e r y a lle r i o n a ö n d e n g ö n d e r m iş tim . O ra y a
a r a s ın d a d a . i ş le m in e n b a ş ın d a v e y a e n s o n u n d a d a
v a r d ığ ım d a o k a d a r is t e k liy d i k i o n u C u m a g ü n ü n ­
y a p a b ilir s in iz .
d e n R e ik i 3 ' e u y u m l a d ım . R e i k i l d e r s in i v e r d iğ im
U y u m la m a la r v e k o n u y la ilg ili s o r u v e y o r u m ­ a y n ı g ü n ü n a k ş a m ı b a n a y a r d ım e t m e s i ic u ı o n u ş a ­
lar da b it tik te n s o n r a g ru p ta n k im s e n in h e m e n o a n ­ k a y la k a r ış ık b ir a z z o r la d ım . F o t o k o p ile r i y a n ın d a ­
d a u y u m la m a y a p m a k is t e y ip is te m e d iğ in i s o r u n . k i s a n d a ly e y e y e r le ş tir d i v e ik i u y u m la m a y ı b a ş a -
İ ş le m in a n a h a t la n v e s e m b o l l e r iç in fo t o k o p i k a ­ n y la g e r ç e k le ş t ir d i. S o n ra b ir d e n b ir e a ğ la m a y a
ğ ıtla r ın a b a k a b ilir le r . K i m i c e s u r ö ğ r e n c i l e r b u n u b a ş la y a r a k d e v a m e d e m e y e c e ğ in i s ö y le d i. B ir a y
i s t e y e b ilir a m a g e n e l l ik le ö ğ r e n c i l e r in h e p s in in a k ­ g e ç m e d e n i lk R e i k i 1 s ın ıf ın a d e r s v e rd i v e h i ç ş ü p ­
lı b a ş ın d a n g it m iş o lu y o r . E ğ e r d u ru m b u y s a , o n la - h e m y o k k ı b u n d a d a b a ş a r ılı o ld u . R e i k i 3 iç in o n
n z o r la m a y ın . B u n u n p r a tiğ in i d a h a s o n r a d a y a p a ­ y ıl b e k le m iş t i v e a r t ık b e k l e m e y e ta h a m m ü lü k a l ­
b ilir le r , z a t e n y a p a c a k la r d a . S ın ıf l a n ın d a n b irin d e m a m ış tı.
b ir k a d ın v a r d ı: tü m h a f t a s o n u b o y u n c a ç o k iy i b ir
U y u m la ın a la r d a n s o n r a ü ç d e r e c e n in ö ğ r e t ilm e ­
p e r fo n n a n s ı o lm u ş t u a m a e n s o n u n d a a s la u y u m la ­
s in d e n e le r in a n l a t ılm a s ı g e r e k t iğ in d e n b a h s e d in .
m a y a p a m a y a c a ğ ı v e d e r s v e r e m e y e c e ğ in e k a n a a t
B u b o lü m d e d e z a te n b u n u i ş liy o r u z . S o r u la r ın ç o ­
g e t in n iş t i. B u n u n h iç d e b ö y l e o l m a y a c a ğ ın ı k e n d i­
ğ u u y u m la m a fa s lın d a g e liy o r . G e n e l l i k l e t a s a r la ­
s in e k a n ıt la y a c a ğ ım ı s ö y le d im . H e m e n o a n d a k e n ­
n a n s ü re y i a ş ıy o r u z . ö y l e k i d a ğ ıld ığ ım ız d a h e r k e s
d is in i b ir u y u m la m a s ü r e c in d e n g e ç i n n e y e k a r a r
iş ta h la a k şa m y e m e ğ in e k o ş u y o r . H e r d e r e c e y le il
v e rd im v e o n a y o l g ö s t e r d im . Y a p ıla c a k iş le m le r i
g i l i d e r s in k a p s a y a c a ğ ı k o n u la n iç e r e n b i r fo to k o p i
v e s e m b o lle r i iç e r e n k a ğ ıd ı ö n ü n d e tu tu y o r v e ad ı m
h a z ır la m a k y a r a rlı o la b ilir . Ü z e r in d e d u r u lm a s ı g e ­
a d ım n e y a p m a s ı g e r e k t iğ in i s ö y lü y o r d u m . İş le m

REIKt 152
reken konular; insanların uyumlandıklannın (ener­ Şimdiye kadar hem geleneksel hem de bazı mo­
jiye açıldıklannın) nasıl bilinebileceği, eğer açıl- dem yöntemlere mensup birkaç Reiki üstadı ders­
madılarsa ne yapılması gerektiği ve uyurnlanmaya lerime katıldı. Bir AİDS merkezinde Reiki öğret­
güçlü tepki verenlere nasıl yardım edilebileceği hu­ mek isteyen fakat uyumlama yöntem leri büyük
susları dır. Reiki l öğretirken öğrencilerin, inisiye grupl ara kifayet etmeyen bir çift vardı örneğin. Üç
edildikten sonra ellerini bir başkasına koymaları günl ük derslerimden birine katıldılar ve her derece­
konusunda ısrarcıyım. Merak edilen bir konu da yi nasıl öğrettiğimi gözlemleyip benden uyumlam a
ileri derecelerdeki sınıflara hangi öğrencilerin ka­ aldılar. Modem uyuml amamn verdiği his ve kolay -
bul, hangi leriıinse reddedileceği meselesidir. lık hoşlarına gitti. Böylece öğretmeye başladıkla­
rında ben im yöntemimi kullandılar. Beni konü'öl
Umulur ki şifa ve bunun eğitimi kolay bulunur
etmek veya beni şikayet etmek amacıyla atölyeleri­
hale geldiğinde bu konular sorun olmaktan çıkar.
me çok sayıda geleneksel eğitimli kişi de gelmi şti r.
Yetenek ve istek sahibi herkesin şifacı eğitimi ala­
Fakat derslerden ayni ırken fikirlerini değiştirıniş
bilmesi ve şifa isteyen herkesin bundan yararlana­
oluyorlar. Onlardan biri “Reiki öğreten bir cadı”
bilmesi gerekir. Şifa uygulamaları veya bu ıekni ğin
bulmayı umarken “hem Reiki üstadı hem de büyü -
öğretilmesinden ücret almakta bir yanlış yok şifa-
cü‘' ol an biriyle karşılaştığını söyl em işti. ikimiz de
cının da rızkını kazanmaya hakkı var. Reiki. uygu­
bunun bir iltifat olduğunu biliyorduk. Geleneksel
lamacıları ve öğ retmenleri ne her türlü bereketi su­
olmayan yöntemler denenmiş. gerçek ve çok etkili-
nar. Ücretler makul bir düzeyde tutulduktan ve
di rler.
burslar verildikten sonra bereket zaten gelecektir.
A BD ’de bugün, yoksulları ve sigortasızları açta Biraz da üstad olunduğunda kendini önemseme
açıkta bırakan bir sağlık sistemi yürürlükte. Bu ihtimalinden söz etmek istiyorum: öğrencilerime
hem ııp hem de Budizm ’in sevgi felsefesinden do­ tevazuu elden bırakınamalan nı öneriyornm. Re-
ğan bir şifa sistem i açısından kabul edilemez bir iki'nin, insan iradesi d ışında kendine ait bir zekâsı
durum teşkil eder. Siz her ne verirseniz o kat be kat ve kutsal bir mahiyeti bulunur. Öğretmenler olarak
size geri döner. bizim sorumluluğumuz R eiki’ye ve öğrencilerimi­
ze karşıdır. Söylemek istediğim şey. daha çok Re­
Reiki 3 öğrenci leri bu para mevzusunu sık sık
iki 3 yetiştirıneye ve onlan dışan çıkıp öğretmek ve
tartışır. Nasıl bir ücret isteyeceklerini. hangi du­
öğreunen yetiştirmek için cesaretlendimıeye duy­
rumlarda burs vereceklerini. ücretsiz öğretildiğinde
duğumuz ihtiyaçtır. Bazı yeni Reiki üstadları bu
değerinin anlaşılıp anlaşılmayacağını ve hayatını
s istem in gizleri ve mucizelerini kendilerine sakla­
Reiki’den kazanmanın ahlakça doğru olup olmadı­
maya heveslenebiliyorlar. İçinde yaşadığımız dün­
ğını bi lmek isterler. Sanırım yukarıdaki paragraf
yayı ve ne kadar çok şifaya ihtiyacı olduğunu hatır­
benim görüşle rimi yeterince yansıtıyor ama elbette
layın. Öğretmen Reiki 3 derle Reiki Yeryüzünde
burada da herkesin irade özgürlüğü var. Bu mese­
tekrar evrensel hale gelebilir ve bu herkesin yararı­
leyle ilgili bir sınıf tartışması şüphesiz hareketli ge­
na olur.
çecektir. Yakın civarın (ve geleceğin) tüm Reiki öğ­
retmenleri de muhtemelen o sınıfta bir arada oldu­ Reiki 3 sınıfına dağıtılacak fotokopiler. daha
ğu için bu tartışma önem arz eder. Öğrenciler ara­ önce görınemiş olanlar için Ki Alıştınnalarını,
sında varılacak bir fikir birliğinin gelecek yıllar Üçüncü Derece sembollerini ve nasıl çi zi (ecekleri -
açısından hayati sonuçları olacaktır. Amacından ni. uynmlamanın nasıl yapılacağına dair tal imatl an
sapmadığı müddetçe tartışmanın uzamasını izle­ içennelidir. Tercihe bağh olarak da bir sonraki bö­
mekle yetinin ancak ş unu da akılda tutmak lazım lümde işleyeceğimiz Budist bilgiler ve her derece
ki, her öğrencinin kendi tercih hakkı var ve bu so­ öğretiminin neler içermesi gerektiğinin bir özeti
runu nihayetinde kendi yöntemiyle çözmek zorun­ ilave edilebilir. Reiki 3 ahlakı tal ep edilen ders üc­
dadır. reti nin makul ol masını ve bursa imkân verilmesini

REİKİ153
gerektirir. Kişisel olarak ben, öğretmenliği de
Üçüncü Derece ahlakının bir parçası olarak görü­
yorum.
Reiki 3 üstadl ık dersinin özetini de böylece ver­
miş oluyoruz. Bunu öğ retmenin nasıl bir saadet ol­
duğunu kelimelerle ifade edemem. Şimdiye kadar
bi rkaç yüz Reiki 3 yetiştirdim ve bunlann çoğu fi­
ilen öğretmenlik yapıyor. Halen ABD. Kanada.
Meksika ve Almanya’da makul fiyatlara Reiki öğ­
retiyorlar. Her yerde daha çok öğretmen ve şifacıya
ihtiyaç var ve öğrencilerime sürekli olarak bunu
telkin ediyorum. Uyumlayarak ve gerekli bi Igileri
aktararak birisine bunun potansiyelini verebilirim
ancak üstadlık sadece kişinin kendi çabasıyla ula­
şabileceği bir mertebed ir.
Yukarıda açıklananlar üç derece için Reiki ders­
lerinde nelerin anlatılması gerektiğini özetliyor.
Her öğretmen kendi yöntemini geliştirir - burada
verilenler yalnızca bir başlangıç noktası teşkil eder.
Kitabın son bölümü Reiki ve Budizm 'i ele almak­
tadır. Bu hususlar tilin Rei ki sisteminin anahtarıdır:
onlann keşfi benim Reiki serüvenimin en heyecan
verici kısmını oluşturmuştur. Bu bölümü en sona
koymayı uygun gördüm çünkü Reiki’nin tüm siste­
mini belli bir bakış açısma oturtması bakımından
çok önemli olduğunu düşünüyorum.

REİKl 154
Reiki si steminin anlam ve kökenini araştınrken
birkaç sene önce Mahayana Budisti bir rahibeyle
tanışma şansına eriştim. Reiki şifasını bilmese de.
kendi Budist pratiği çerçevesinde Reiki sembolleri­
ne bir hayli aşinaydı ve verdiği bilgiler bana konu
hakında tümüyle yeni bir bakış açısı kazandırdı.
Bu kit apla ilgili arayışl anm sürerken Budizm üze­
rine okuduklarım hem konuya anlamamı derinleş­
ONUNCU BÖ LÜ M tirdi ham de Reiki sürecine dair bazı som işaretle­
rini aydınlattı. Mikao Usui. Reiki ve sembollerinin
çıkış kaynağı olan basit bir fonnülden söz etmişti.
Budist felsefeden edind iğim bilgiler arasında 2500
yıllık bir formül bulduğumu düşünüyorum. Reiki
sembolleri üzerine venniş olduğum teferruatlı bil­
REIKI VE gilerin çoğu bu araştırma ve aşağıda sunacağım
sözkonusu fonnül kaynaklıdır.

AYDINLANMAYA Mahayana ve Vajrayana Budizmi 'ni okurken


neredeyse tüm dinleri n temel felsefelerindeki şaşır­
tıcı benzerliği fark ettim. Budizm bir Tanrı veya

GİDEN YOL Tanrıçaya tapınmaz ama kendisini içinde bulduğu


kültürün tüm ilahi varlıklarım kabul eder. O, ilk se­
bebe ibadeti öngören bir sistem olmaktan ziyade
evrensel bir Varoluş felsefesidir. Mahayana Bu­
dizm ‘inden kaynaklanan Tantrik gizemcilikse Wic-
ca dahil. dünyadaki tüm metafizik sistemlerin özü­
nü gözler önüne serer. Bunu Teosofi adıyla Batıya
getiren de Madam Helena Blavatsky olmuştur. Şifa
becerileri. meselleri. felsefesi. davranışları ve mu­
cize leriyle tarihsel İsa’nın asıl öğretilerine Bu­
dizm'de de rastlanabilir.
Sakyamuni Buda olan Gautama Siddhartha
M.Ö.620 yılında Hindistan’ın Nepal sının yakınla­
rında doğdu. M .Ö .543’te de hayatını kaybetti.
İsa’nın öğretileri gibi Buda ’nın sözleri de hayatta
oldu ğu süre içinde kayda geçirilmedi; ilk yazılı ka­
yıtlar birkaç asır sonrasına rastlar, bu da uzun bir
süre sayılır. İncil ’de İsa’nın bizzat kendisine ait ol­
duğu söylenen söz ve öğretiler birkaç satın geç­
mez; Gautama Siddhartha’dan kalanlar ise bundan
daha fazladır.
Buda tüm insanlan eziyet. acı ve reenkamas-
yondan (yeniden bedenlenme) kurtaracak bir yol
anyordu. Öğretisine kadın erkek. her kast ve sınıf

REİKİ 155
mensubunu kabul ediyordu - kendisinden altı asır bedenlenmenin nihayet bulması. Budizm’in ahlak
sonra İsa' nın ataerkil Ortadoğu toplumunda menfi yasası ve On Em ir’in eşdeğeri olan Sekizli Yol, bu
karşılandığı gibi geleneksel Hint toplumunda da bu hedefe nasıl varılacağını gösterir. Kendi Aydınlan­
m a dışı bir olaydı. Buda'nın Aydınlaıunası herhan­ masında Buda'ya. bu bedenlenme ve karına çarkı­
gi bir tann veya öğretmene/peygambere bağlı de­ nın her şahıs için sonra ezmesinin mümkün olabile­
ğildi. Her şey içten gelen bir kavrayışa dayanıyor­ ceği gösterilmişti. Onun öğretisi, başkalarını bu
du. Aradığı cevaplan bulduğunda Nirvana’nın ken­ Aydınlarunaya kavuştunna ve kazmik gevşeme (ya­
disine sunduğu saadet haline kapılmak yerine baş­ ni kanmanın serbest bırakılması) sürecinin derinden
kalarının bu yolu bulmalarına yardımcı olmak üze­ kavranılması esaslarına dayanır.
re geri döndü. Aydınlamma, “sezgi kabiliyeti ....ara­
Çaba, uyanıklık ve yoğunlaşma - zihni kontrol
cılığıyla meydana gelen doğrudan ve dinamik bir
etmenin araçtan - bu hedefe ulaşmanın araçların-
ruhsal deneyimdir. ..bir başka deyişle ‘açıkça gör-
dandır. zira gerçeklik zihnin yaratışına tabidir. Zi­
m ek'tir”"' Kurtuluş ve özgürlük, bilginin “ışığı" ve
hin. bağımlılık ve özlemden tümüyle kurtarıldığı
kavrayışla nihayetlenir.
zaman kişi Nirvana'ya girer ve artık yeniden doğ­
Buda'nın Benares'teki Vaazı, İsa'nın Dağdaki masına gerek kalmaz. Zihnin hakikatini ve varoluş
Vaaz'ına eşdeğerdir. Burada Budist öğretinin esas­ sürecini kavramak. bu kurtuluş (özgürleşme) ile so
ları verilir. “D ön Asil Hakikat" vardır. İlki, “varo­ nuçlanır. Nirvana yok oluş olarak değil de “özgür­
luş mutsuzluktur.” İkincisi, “mutsuzluğun nedeni leşme, iç huzuru ve kuvveti, basiret, hakikatle bü­
bencil hırslardır." Üç numaralı ilke, “bencil hırslar tünleşmenin saadeti ve evrendeki tüm yaratıklan
yok edilebilir" gerçeğidir. Dördüncü hakikat ise sevme" olarak tarif edilir. 01
bunun nasıl yapılacağım anlatan Sekizli Yol’ dur.
Gerçeklik-hakikat. Zihnin ‘ Boşluk' üzerindeki
Bu Yol şu aşamalardan oluşur: 1) doğm kavrayış.
eylemiyle yaratılır. 'Boşluk”, sarsılmaz huzur. ku­
2) doğru amaç veya özlem. 3} doğru söz, 4) doğru
sursuzluk, gizem ve saadetin derinlikleridir. \Vicca
davranış. 5) doğru iş-meslek, 6) doğru çaba, 7)
ifadesiyle Ruh, Eter veya Tanrı’dır. Tüm Varoluş
doğru uyanıklık-dikkat, 8) doğru yoğunlaşma.
'Boşluk'tan gelir ve bu bakımdan oluşun özünü
Varoluş, yaşamanın şartı olması bakımından teşkil eder. Tüm Varoluş (herkes). Buda Tabiatının
mutsuzluktun Bu hayatta hastalık, yaşlılık, ölüm ve (ya da İçteki Tanrının) parçası olmakla zaten kusur-
sevdiklerinin acısını gönnek var. Acı ve ıstırap, suz'dur. Hakikat aynı zamanda - tümüyle potansi­
mutsuzluğa neden olur, varoluşun ana sorunları yelden, geniş bir dünyalar ve değişip duran evren­
bunlardır. Şefkatli Buda' nm çare aradığı sorunlar ler kompleksinden ibaret - Boşluk-Olmayan’dır
bunlardı. Kendi Aydınlanmasında Gautama Sidd- (Non-Void). ‘Boşluk'tan türeyen Zihin ilk Buda
hartha 'ya ıstırabın, yaşama süreci ve diğer insanla­ kaynağıdır ancak bu kaynak, duyuların (Boşluk-
ra bağımlılıktan kaynaklandığı gösterilmişti. Haya­ Olmayan) yanılsaması nedeniyle bulandırılır. Saf
tın hırsları asla tatmin edilemez. Bu hırslar kar- Zihnin bulandırılmasıyla ortaya çıkan hakikat, ha­
ma'ya götüren olumsuz tutumlara ve hayal kınk- kikatin kendisinin aynadaki yansıması gibidir. Be-
lıkianna sebebiyet verir. Hayat, sonraki hayatları denleıuniş insanlar kendilerindeki iç saflığın ( ‘Boş­
da gerekli kılan kanma’ya yol açar; çünkü kanna luk') farkına vannazlar çünkü o duyulann ötesin­
ancak bedendeyken yaratılır ve çözülür. dedir. Kavrayışları Boşluk-Olmayan'ın yanılsama­
larına dayanır. Bu şekilde saptırılmış bir zihin Yer­
Bağımlılıklar ve özlemler azat edilebilir (ser­
yüzünde sapünlmış bir hakikat yaramr; bu da ıstı­
best bırakılabilir) ve karına da böylece tedavi edi­
rapla sonuçlanır.
lebilir; öyle ki anık ruh, bedenletuneye ihtiyaç duy­
maz. Mutsuzluğu sona erdinnenin ve gerçek şifa­ “Kendisini bilgelik olarak izhar eden Zihin,
nın Budizm’deki yegane yolu budur, yani yeniden özünde ‘Boşluk'tur; yine de her şey kendisinden

REiKİ 156
doğar ve bu yüzden de onun yaratısıdır.” '•‘Gerçek Yeryüzünü terk ettiğinde de bir Buda olacaktır. Ga-
olan her şey ' Boşluk’un kusursuzluğundan yaratı - utama Siddharıha yalnızca yegane Buda değil, ay­
lır. Öte yandan, yanılsama ve saptırma dolayısıyla nı zamanda Yol’u ilk bulandır. Bodhisattva, ideal
dünyayı noksan-kusurlu olarak algılanz ve vehim­ Mahay ana kişiliğidir.
lere bağıml ılığımı z devam eder. Bi 1gel ik-enerji-ya­
Makavana medıebinden Tibet’te Vajrayana Bu­
ratış (ki bunlar bi rbiri yle aynıdır), ‘ Boşluk’tur ve
dizmi veya Tantrik Budizm gelişmiştir. O, Bu­
Nirvana'nın bir parçasıdır. İnsanın - potansiyele
dizm'in mistik ve batıni dalıdır; öğrehnen veya gu-
dayalı - hakikati algılayışı Boşluk-Olmayan'dır ve
ru’ya bağlılığı telkin eder ve çok renkli ayinler. ini-
Zihnin dünyadaki ıstırabı yaratışının bir parçasıdır.
siyasyonlar, mandala ve mantra’ lar. banşçı ve öf­
Aydınlanma, 'Boşluk’un. yani kişinin kusursuz Bu­
keli tanrı lar, zihni kontrol iç in canlandınnalar, ge­
da Tabiatının, saadetini kavramak ve Boşluk-Ol-
lişmiş meditasyon tekni kleri, zengin ve çeşitli sim­
mayan ile duyuların bağımlılıklarını. vehimlerini
gecilikler ihtiva eder. Tibet’in sert iklimi ve tecrit
geride bırakmaktır. Hakikat. olduğu haliyle algılan­
edilmişliği nedeniyle Vajrayana Budizmi. pratikle­
maya başlandığında ne bağımlılıkların ne de öz­
ri Hindistan’dakinden çok daha farklılaşmış bir
lemlerin ve arzuların bir anlamı kalmaz; böylece
mezhebe dönüşmüş. Ancak ne ol ursa olsun, esasla­
Nirvana 'ya ulaşılır. Bu kavrayış Aydınlanmadır ve
rını hâlâ Mahayana Sutra 'ları ve felsefesinden alır.
ruhun karma’dan ve bedenlenmeden kurtuluşuna
Tantristler. kutsal heykeller veya sanat eserleri şek­
yol açar ve ancak Zihnin vehimden kurtarı lmasıyla
linde simgeleştirilen Buda 'ya taparlar ancak. medi-
mümkündür.
tasyonda aradıkları Buda ve Bodhısattva'lar kendi
Budist öğretinin temelini sevecenlik, merhamet zihinlerindedir'"‘- Bu şekilde çok sayıd a haki kati ve
(şefkat), paylaşımcı saadet ve itidal oluşturur <5’. ' Boşl uk 'un kusursuzluğunu anlamaya çal ışırlar
Başkalannı ıstıraptan kurtannak üzere Nirvana’yı
Reiki fonnülü Makayana Sutra 'farından ve Vaj­
geri çevirirken Buda bu erdemleri ön plana çıkart­
rayana mistik yorumundan elde edilmiştir. Beş Re­
mıştır. Buda'nın ölümünden (Parinirvana, göğe
iki sembolü Aydınlanmaya götüren zihnin beş dü­
yükselme) soma Theravada Budizmi’nin ortaya ç ı-
zeyine karşılıktır. Bu yönüyle Aydıılanıma Yo­
kışı ardından, birinci ve ikinci yüzyıllarda Kuzey
lu ’nankendisi kadar B udistlere tanıdık gel ir. Aynı
Hindistan 'da Mahayana Budizmi gelişmiştir. Bu­
zamanda Tantıik sanatın her alanında beş unsur.
dizm ’in bu kolu bugün hâlâ önemini korumakta ve
beş renk ve beş biç im olarak temsil edi lm işlerd ir.
yukanda belirtilen ilkelere dayanmaktadır. Malıa-
Beş unsur toprak, su. ateş. rüzgar (hava) ve ‘ Boş-
yana B udum 'nin en önemli esası herkesin - ken­
luk’tan (Ruh) ibarettir: beş renk ise sarı. beyaz, kır­
dilerini dini hayata adamayanların bile - Aydınlan­
mızı, siyah ve mavi. Beş biçim de kare, daire. üç­
maya ulaşabileceğini kabul etmesidir. Mahaya­
gen. yarım daire ve Stupa'nın cintanaııi 'sinden
na 'nın bir diğer önemli yönü de Bodhisattva kavra­
(başlık kısmı) oluşur. Bunlar W icca’daki beş köşe­
mıdır.
li yıldızla karşılaştınlabilir: ‘Boşluk'un yerine de
Bodhisattva. Aydınlaıunaya ulaşmış ancak. ken­ Ruh veya Eter getirilir. Sözkonusu beş uns ur çakra-
disiyle birlikte herkes de Aydınlamayı başarana larla da ilişkilidir.
kadar Nirvana’ya girmeyi erteleyen kişidir. O tüm
Birlikte ele aldığında beş Reiki sembolü zihin-
Varlıklara yardım etmek için dünyada kalır. Kwan
nesne bi rl iğ i ile Budist Nirvana ’ya ulaşan ben l ik
Yin, Bodhisattva'nın belki de bilinen en i yi örneği­
yoksunluğunu temsil eder. Reiki formülü ve sü rec i -
dir. Japonya’da Kanrıon olarak bilinir ve Tibet’teki
ne bi r defa ulaşı ldı mı ruh, bedenlenme döngüsün­
- neredeyse eşdeğerinin - adı Tara 'dır. İsa’ran da,
den kurtu lmuş olur. Sembol sisteminin ilk kullanı­
annesi Meryem gibi bir Bodhisattva olması muhte­
mı aslında şifaya değil, ruha yönelikti - başkalarına
meldir. Bodhisattva’lann çoğu efkektir. Bodhisatt-
yardım etmek amacıyla Aydınlanma'ya. yani Bod-
va’lar Buda’nın erdemlerine sahiptir ve sonunda

REİKt 157
S tu p a v e U n su r m h is a tt v a Y o lu ’ n a . R e i k i s e m b o lle r i ‘ B o ş l u k ’ u n b o
z u lm a m ış k u s u r s u z lu ğ u o l a n b ilg e lik / e n e rji/ y a r a -
U ştır v e ö z g ü r lü k le n ih a y e t b u lu r.
B o şlak’/Ruh
B e lir t m e k lâ z ım k i S u t r a ’la r v e V a jr a y a n a m e ­
t in le r i S a n s k r i t ç e ’d e y a z ılm ış la r d ı ( e r k e n T h e r a v a -
Rüzgfil'/Hava d a m e t i n l e r i i s e P a li d ilin d e y d i). B u d a . B a t ıd a k i
L a t in c e g ib i b ilim d ili o la n S a n s k r i t ç e ’ y i k o n u ş ­

Ateş m a z d ı; o n u n d ili y e r e l B ih a r i le h ç e s iy d i. H in d is ta n
b i r ç o k d ilin k o n u ş u ld u ğ u b i r ü lk e d ir. B u d iz m H in ­
d is t a n ’d a n T i b e t ’e g e ç m i ş . o r a d a n G ü n e y d o ğ u A s ­
Su
y a ’y a v e Ç in . K o r e . J a p o n y a 'y a y a y ılm ış t ır . B u
u z u n y o lc u lu ğ u e s n a s ın d a ç e ş i t l i d ille r d e f a r k lı y o ­
r u m la n m ış v e a s ır l a r i ç e r i s in d e fa r k lı k ü ltü r le r a r a ­
s ın d a d e ğ iş ik lik le r e u ğ r a m ış tır . R e i k i ö ğ r e tis i d e
2 5 0 0 y ıld a n u z u n b ir s ü r e y le a y n ı y o lu k a t e tm iş v e
Toprak B a t ı ’ y a v a r a n a k a d a r d e ğ i ş i k d it v e k ü ltü r le r i a ş ­
m ış tır . M o d e m B a t ı to p lu m u ta r a fın d a n İ n g iliz ­
c e ’y e t e r c ü m e s i is e b ir b a ş k a b ü y ü k d e ğ iş ik liğ i iş a ­
r e t e tm e k te d ir .
B r ç B iç im
T ü m b u d e ğ iş im le r , t e r c ü m e le r v e y e n id e n y o ­
r u m la r iç in d e n B u d iz m v e R e i k i y in e d e s a ğ ç ık -
m ış ttr. B u g ü n B u d iz m d ü n y a n ü fu s u n u n k a b a c a
d ö r tte b ir in in d in i d u ru m u n d a d tr v e ç o k ç e ş i t li k ü l­
t ü r le r a r a s ın d a h a y a t iy e t in i s ü rd ü r m e k te d ir . İ ç in d e n
k a y n a k la n d ığ ı ü l k e le r v e d i l l e r d ış ın d a B a t ı l ı k u lla ­
n ı c ı l a r a r a s ın d a d a ta k d ir g ö r m e s i B u d is t R e i k i s is ­
te m i a ç ıs ın d a n s o n d e r e c e ö n e m lid ir . H in t R e i k i s i
m u h te m e le n T i b e t 't e k i R e i k i ’d e n fa r k lıy d ı ç ü n k ü
ik i to p lu m u n d il ve k ü ltü r le r i fa r k lıy d t. İ s a 'n ın
H in t ’t e n g e t ir d iğ i R e i k i d e o l a s ıl ık t a b u g ü n k ü n d e n
b a ş k a y d ı. B e n z e r ş e k ild e , J a p o n y a ’d a k i R e i k i . T i ­
b e t v e H in d is t a n 'd a k i f a r k lı o lm u ş o lm a lı.

B a t ı 'd a k i R e i k i d e M i k a o U s u i’n in c a n la n d ır d ı­
ğ ı g e le n e k t e n fa r k lı o l m a k l a b i r l ik t e b u g ü n d ip d iri
a y a k ta d ır . B u d i z m ’e a ş in a o la n b ir is i b u ş i f a s is t e ­
m in in B a t ı k ü ltü rü n d e u ğ ra d ığ ı d e ğ iş im i g a r ip s e ­
m e z . B u d i z m 'i n k e n d is i g i b i R e i k i d e h e r g ird iğ i
k ü ltü r v e a s ır d a k e n d is in i b u lu r, d e ğ iş ik to p lu m v e
d ille r e k e n d in i u y a rla r. R e i k i ’n in m u c iz e le r in d e n
b ir i d e i ş t e b u d u r.

R u h s a l o l g u l a r B u d is t u y g u la m a d a ta s v ip g ö r ­
m e z a m a b u y o lu n d o ğ a l s o n u c u o l a r a k i s t e r is t e ­
m e z o r ta y a ç ık a r la r . Z ih n in k o n tr o l e d ilm e s in i ö ğ -

REİKİ 158
S tu p a ve B ed en

'B oşluk '/ Ruh / Tanrı


Mavi
Mutlak
Dokuzuncu Bilinç
Aydınlanma
Raku

Rüzgar
Siyalı
Nirvana
B eş duyu
Ruhsal Beden
Dai-Ko-M yo

Ateş
Kırmızı
Aydınlanma
Zihin
Zihinsel Beden
Hon-Sha-Ze-S tıo-Nen

Su
Beyaz
Uygulama
‘Tutkulu Zillin”
Duygusal Beden
Seı-H e-Ki

Toprak
Sarı
İlk Uyanış
‘‘Depo*’ Bilinç
Fiziksel / Etcrik
Cho-Ku-Rei

r e t m e k ü z e r e ta s a r la n m ış m e d ita s y o n iç s e l d u y u la ­ Y o lu ’n a k a y d ır ılm a s ı g e r e k t iğ in i d ü şü n ü y o rd u . M i-
n d a aça r. K i ’y i h a r e k e t e g e ç i n n e k ü z e r e y a p ıla n k a o U su i, B u d a 'n ı n ş ifa y ö n t e m in i a r a r k e n b e n z e r
a l ış t ın n a l a r H a ra Ç iz g is i ’n i v e ç a k r a la r ı a ç a r. D i ğ e r c e v a p la r la k a r ş ıla ş m ış o lm a l ı. A n c a k b u , ş ifa n ın
r u h s a l b e c e r i l e r g i b i B u d is t l e r c e r e d d e d ilm e m e k le ö n e m s iz a d d e d ilm e s in d e n z iy a d e b u k o n u d a b e c e r i
b ir lik t e ş i f a d a A y d ın la n m a Y o lu ‘n d a n a lık o y a n b ir k a z a n a n a k a d a r A y d ın la n m a Y o l u 'n d a u z u n y ılla r ın
m e ş g a le k a b u l e d ilir . Y u k a r ıd a k o n u ş tu ğ u m u b e li r t ­ harc^ anm ası g e r e ğ in d e n k a y n a k la n m a k ta d ır . H a tta o
tiğ im B u d is t r a h ib e ş ifa y a o la n ilg im in b a ş k a l a n m n z a m a n b i l e ş i f a , A y d ın la n m a ’y a u la ş m a ç a b a s ın ın
d a A yd ınl^ anm a’ y a u la ş a b ilm e s i i ç i n B o d h is a t t v a g e r is in d e k a lıy o r .

REtKi 159
B u d iz m ’d e r u h s a llık tü m d ü n y e v i ilg i v e k a y g ı- ş if a s ın d a n a s ıl b i r e r f o r m ü l s e l e r b u b a ğ la m d a d a
la n n ö te s in d e d ir . M i k a o U s u i ş i f a y a p t ığ ı d ile n c ile ­ h e p s i b i r e r fo r m ü ld ü le r . A ş a ğ ıd a s e m b o lle r in h e r
rin y in e d e iz b e h a y a t la r ın a d ö n d ü ğ ü n ü g ö r d ü ğ ü n ­ b ir in i t e k e r te k e r e l e a lm a y a v e k a r m a ş ık lık la r ın ı
d e B u d is t le r in k e n d is in e s ö y l e y e g e ld iğ in i a n la m ış ­ a y d ın la tm a g a y r e t iy le o n l a r ı y o r u m la m a y a ç a lış a ­
tı - z ih i n s e l v e ru h s a l s ü r e ç le r e l e a lın m a d ık ç a b e ­ c a ğ ım .
d e n te m e lli o la r a k ş ifa b u la m a z . B u d is t le r e g ö r e ş i ­
f a a n c a k b e d e n le n m e ç a r k ın d a n a z a d e o lm a k la k a ­
z a n ılır. B e d e n le n m e s ü r d ü k ç e t a t m in s iz lik . h a s t a lık C h o -K u -R e i
v e ıs tıra p b a k i k a la c a k t ır . D a im i b ir ü m its iz lik d ö n ­
C h o - K u - R e i , Y o F u n İlk a d ım ı v e d e n e y im i. b a ş ­
g ü sü y a r a ta n k a r m a a n c a k b e d e n le n m iş d u ru m d a y ­ la n g ıç a ş a m a s ıd ır . Ö ğ r e n c iy e . ü z e r in e o d a k la n a r a k
k e n te d a v i e d ile b ilir . A y d ın la n m a Y o l u n 'n a g ir m e k ­
m e d ita s y o n y a p s ın d iy e b ir m a n d a la v e r ilir . H e d e f.
le d ü n y e v i b a ğ ım lılık la r d a n k u rtu lu n u r, k a n n a ş i f a k e n d i m e d ita s y o n d ü n y a s ıy la f i z ik s e l Y e ry ü z ü a ra ­
b u lu r. d u r m a k s ız ın y e n id e n y a r a tıla n y a n ıls a m a la r ­ s ın d a h i ç b i r fa r k a l g ıla m a y a n a d e k b u d a ir e s e l ş e k ­
d a n z ih in ö z g ü r b ır a k ılı r v e b e d e n le n m e s o n b u lu r. le o d a k la n m a k tır . B u a l ış t ın n a n ın a m a c ı Y e ry ü z ü
B e d e n le n m e y i s o n a e r d ir m e n in b u y o lu . R e i k i ’n in d ü z le m in d e n k o p u p ‘ B o ş l u k iu n b e n lik s iz h a lin e
d e s e m b o l fo rm ü lü d ü r. g in n e k t ir . Ö ğ r e n c i b u im g e y e y o ğ u n la ş a r a k ın e d i-

B e ş s e m b o l, b u s ü re ç v e y a Y o l ’ un b e ş a ş a m a s ı­ ta s y o n u v e , b i r a n lığ ın a b i l e o ls a , g ü n lü k h a y a tta n

n ı te m s il e d e r . C h o - K u - R e i b a ş la n g ıç a ş a m a s ıd ır v e k o p m a y ı ö ğ r e n m e y e b a ş la r . S o n r a m a n d a la ö ğ r e n ­

f i z ik s e l d ü z e y / e te rik ç i f t d ü z e y i ile ilg ilid ir . S e i - c in in k a lb in e n a k ş e d ilir . M a n d a la y a g e r ç e k l i k a k ta ­

H e - K i d u y g u v e b e n liğ in (d u y g u s a l b e d e n ) d ö n ü ş ü ­ r ıla r a k k iş i d ü n y a n ın B o ş lu k -O lm a y a n h a lin d e n

m ü , H o n - S h a - Z e - S h o - N e n is e z ih in s e l b e d e n d ü z e ­ k o p a r v e 'B o ş l u k ’ un k u s u r s u z lu ğ u n a d a h i 1 o l ur. K i ­

y in d e S a f Z ih n in k a v r a n ış t y o lu y la d o ğ ru g e r ç e k li­ m i m e d ita s y o n c u la r b a s it b ir n e s n e y le ( ö r n e ğ in . b ir

ğ in y a r a tılış ıd ır . D a i - K o - M y o . B o d h is a t t v a Y o l u ’ n a su k a s e s i ) b a ş la r a m a d a h a k a r m a ş ık m a n d a la la r d a

u la ş m a y ı v e ru h sa l b e d e n i te m s il e d e r. R a k u i s e A y - v a rd ır. Ö ğ r e n c i k e n d is in in ö t e s in d e , r e s m in iç in e

d m la n m a , a ş k ın l ık v e N ir v a n a ’n ın k e n d is i. b e d e n in d ik k a tin i y o ğ u n la ş t ım .
ö t e s in d e k i K i ş i - ö t e s i d ü z e y d ir. H e r s e m b o l b u titre - T a n t r ik s a n a tta k i m a n d a la ş e k l i h e r ş e y in B i r l i ­
ş im s e l d ü z e y le r in b ir im le te m s il e d ilir . H e r s e m b o l ğ i n i v e h e r ş e y in Ç o k ’ lu ğ u n u te m s il e d e r. B i r 'i n
e n b a ş ta , d ö ıt b e d e n d e n b ir in i e t k i l e r v e s ö z k o n u s u B u d a 'y ı v e Ç o k ’ u n d a İ n s a n la r ı iş a r e t e ttiğ i g ib i
d ü z e y d e ş i f a i ç i n k u lla n ılır . F o r m ü l, M a h a y a n a v e m a n d a la d a A y d ın la n m a s ü r e c in i s im g e le r . N ih a i
V a jr a y a n a B u d iz m i'n i n a n a ilg i a la n la r ın d a n b ir i­ g e r ç e k lik : m a d d e n in e n e r ji y l e , i lk beş u n su ru n
d ir. o r a d a s e r b e s t ç e t a n ı ş ı l ı r v e b u b a k ım d a n g i z l i ­
M a n d a la
l ik le h i ç b ir a la k a s ı y o k tu r. S e m b o l le r i n ru h sa l k ı y ­
m e tle r i ş if a d a k i y a r a r la r ın a p a r a le l d e ğ e r le n d ir ilir .

R e i k i s e m b o lle r i e n a z 2 5 0 0 y ıl l ık , S a n s k r it
e s in li J a p o n b i ç i m l i s im g e le r d ir . R u h s a l b a k ım d a n
ş e k il v e s e s le r (m a n t r a ’ la r) o l a r a k ta s a r la n m ış la r d ır
a m a a y n ı z a m a n d a h a r f t ir le r v e b e lir li a n la m la r a
g e lir le r ._ B a h s e ttiğ im r a h ib e s e m b o lle r i t a n ım ış tı v e
a ra d a k i f a r k lılık la r ın k ü ltü re l k a y n a k lı o ld u ğ u n u
d ü şü n ü y o rd u . O n a g ö r e s e m b o lle r in b a z ıs ı S a n s k -
r i t ç e ' d e n J a p o n c a ’y a a k t a n n a g ir iş im in i y a n s ıt ıy o r ­
du. Ş e k ille r in h e r b ir in i a ç ık ç a ta n ıy o r . is im le r in i
v e ç a ğ n ş t ır d ık l a n k a v r a m la r ı b iliy o r d u . O n la r A y ­
d ın la n m a Y o l u ’ n u n s im g e l e ş t i r il m iş h a liy d i; R e ik i

REİKİ 160
{to p r a k . s u , a t e ş . h a v a v e ‘ B o ş lu k '/ E t e r ) a lt ın c ı u n ­ d ita s y o n u n d a b e n z e r e t k i l e r i v a r d ır v e k iş iy i Y e r ­
su rla, y a n i b ilin ç le b ir le ş m e s id ir . M a n d a la (h e r h a n ­ y ü z ü d ü z le m in d e n a lıp g ö t ü r e r e k b ir la b ir e n te s o ­
g i b ir m a n d a la ) e v r e n in n ih a i g e r ç e k liğ in in b i r liğ i­ k a r. G ü n ü m ü z m e t a f i z ik t e r im le r iy le s ö y l e y e c e k
ni te m s il e d e r ; k e lim e n in k e n d is i d e z a te n “ k u s u r ­ o lu r s a k o n u k e n d i iç in e g ö t ü r e r e k b e d e n in in d ış ın a
s u z v e s a r s ılm a z a y d ın la n m a y a u la ş m ış o lm a k ” <s' ç ık a r ır . M e d it a s y o n u v e a ş k ın h a lle r e g ir m e k . g ü n ­
a n la m ın a g e lir. “ M a n d a ” ö z , “ la ” d a b ü tü n le n m e d e lik d ü n y a y ı k o y v e r m e k v e ‘ B o ş l u k 'u n h u z u ru y la
a n la m ın a g e lir. b e n liğ in b o ş lu ğ u n u t e c r ü b e e r m e k t ü m r u h s a l d is ip ­
lin le r in b a ş la n g ıç a ş a m a s ın ı o lu ş tu ru r. H e r d e r in t e ­
G ö r s e l o la r a k b u n la r y a l n ız c a s o y u t b i ç i m l e r d e -
f e k k ü r h a lin d e b e n lik g e r i ç e k i l i r v e B u d a T a b ia tı
ğ ild ir ; i ç le r in d e ta n rıla r, B u d a ’ lar, B o d h i s a t t v a 'l a r
y a d a İ ç t e k i T a n r ı ö n e ç ık a r . ö ğ r e n c i b a ş la n g ıç t a
re s m e d ilir. M e d it a s y o n d a k u lla n ılır k e n z ilin in k a r ­
y a l n ız c a k ı s a s ü r e liğ in e o d a k la n a b ilir a n c a k a lış t ır ­
m a ş ık c a n la n d ır m a a lış tır m a la r ı iç in a r a ç iş le v i g ö ­
m a y la k o n s a n tr a s y o n u a rta r. Z a m a n la d ü n y a la r y a ­
rür. V a jr a y a n a B u d iz ım i'n d e bu, z ih in ü z e r in d e
r a ta c a k k a d a r z ih n in i e ğ itir . R e i k i 'd e C h o - K u - R e i ,
k o n tr o l y e te n e ğ i v e z ih in s e l i m g e le r y a r a tm a d a u s ­
ş i f a e n e r jis in in d ü ğ m e s in i a ç a n v e g ü c ü n ü a rtıra n
t a lık k a z a n m a k . T a n n ( ç a ) ! a r v e d iğ e r m h s a l g ü ç l e r ­
“ e le k t r ik b u to n u " d u r . B a ş l a n g ı ç a ş a m a s ın d a o ld u ğ u
le (k i o n la r d a z ih in y a r a lıs ıd ır ) ir t ib a t k u n n a k v e
g ib i. f i z ik s e l b e d e n in ş i f a d ü z e y id ir . Ş if a n ın v e R e -
a ş k ın b i li n ç h a lle r in i b a ş a r m a k iç in y a p ılır . M a n d a ­
ik i e n e r jis i k u lla n ım ın ın b a ş la n g ıc ıd ır . R e ik i ’y e v e
la, b a r ış ç ı v e ö f k e l i t a n n l a n n b ü y ü k ç e m b e r i o la r a k
ş i f a y a a ç l l a n k a p ın ın t a k e n d is id ir
t a r i f e d ilir <<n.

B e c e r i k a z a n d ık ç a m a n d a la d a k i t a n r ıla r ö ğ r e n ­
c in in y o lu ü z e r in d e k i e n g e lle r i a ş m a s ın a y a r d ım c ı S e i-H e -K i
o lu r. O n la r h e m y a ş a y a n h e m d e z ih in y a r a tıs ı v a r ­
D u y g u la r ın d ö n ü ş ü m ü s im y a s a l b i r s ü r e ç t ir v e
lık la r o la r a k k a b u l e d ilir . T a n r ıy la ö z d e ş le ş e r e k ö ğ ­
B u d is t A y d ın la n m a Y o lu 'n u n i k i n c i a ş a m a s ın ı o lu ş ­
r e n c i h e r ş e y in b e ş o ld u ğ u n u a n la r ( ‘ B o ş l u k ’) . Q g -
tu ru r. Y e r y ü z ü (t o p r a k ) v e o n u n ü s tü n d e b e d e n le -
r e n c i v e m a n d a la b ird ir, ö ğ r e n c i v e ta n rı b ir d ir v e
n e n i n s a n , s a f o lm a y a n u n s u r la r k a b u l e d ilir v e s a ­
h e r ik is i d e ‘B o ş l u k ’ta n p a y ın ı a lır. T a n n v e m a n d a ­
rı r e n k le te m s i l e d ilir . B i l g e l i ğ i n a t e ş i s a f la ş t ır ır v e
la k a lb e n a k ş e d ilir v e ö ğ r e n c i t a n n la ş ır . S im y a c ı t e ­
Y e r y ü z ü ile ö ğ r e n c iy i y e n i b i r b i li n c e ( a lt ın ) y ü k ­
r im le r le “ ta p ın m a , t a p m a n v e ta p ın ıla n , h e p s i b ir
s e ltir. B u A v ru p al ı R ö n e s a n s s im y a g e r in i h a tır la ta n
o lm u ş tu r .” (l0)
tü rd e n b ir d ö n ü ş ü m d ü r. O k ü ltü rd e s im y a g e r k u rş u ­
John Blofeld Tibet’in Tantrik M istisizmi'inde Tara (Tibet n u a ltın a d ö n ü ş tü r m e k i s t e r h a lb u k i. iş le m s o n u c u
Bo<lhisattva(fanrıçası) üzerine bir Cho-Ku-Rei aşaması medi
d e ğ iş e n k e n d i b ilin c id ir . S i m y a , s ih ir le b ilim in b a ş
tasyonunu tanıtır:
l a n g ıc ın ın k a r ış ım ıy d ı. A n d ığ ım s iir e ç d e ö y le . B u ­
Tarn'nın kalbi. içinden her yöne ışık demetlerinin yayıld ı- d iz m 'd e b i lg e li k e n e r ji y e , e n e r ji d e y a r a t ış a e ş ittir.
ğı öz;el maııtra'sıyla çevrili Dham he\:esiııi seslendirir. Mürit
bu ışınları ‘nektar veya yağmur gibi' başı üstündeki tacına ve B u V a r o lu ş ’ u n b ili n ç a lt ı h a lin in v e fa r k ın d a lık
kalbi üzerine çizer, böylece bedeni “bir kristal kap kadar y ö n ü n d e d e ğ iş im id i r. G ö r ü ş ü s a p t ır ılm ış b i r d ü n y a ­
saflaşır. ..
d a y a ş a y a n k işi a n s ız ın ‘ B o ş l u k 'u n h a k ik a tin i a l g ı­
Tara büyük bir coşkuyla ona bakar ve başparmağının ucu la r. A y n a n ın s a p t ı r m a s ı n a ş ıp ö t e s in e g e ç e r . B e n l i ­
kadar yavaş yavaş küçülerek tacından içine girer ve kalbinde ğ in b e ş o lu ş u n u k a v r a y a r a k A y d ın la n m a y a u la ş ır.
bir güneş diski üzerinde duran ay diski ve lotus üzerine yerle­
S a f o lm a y a n t e r k ip , b i lg e li k l e s a n d a n a ltın ış ığ a
şir. Şimdi de müridin kendi bedeni küçülmeye b^ lar, ufaldık­
ça ufalır, ta ki Tara'nın küçülmüş şekliyle birlikle aynı zamanı d ö n ü ş tü rü lü r ( s a f l a ş t ı n l ı r ) . S a d e c e a z s a y ıd a in s a n
ve mekanı paylaşana kadar. “Tara ...ve mürit gerçekten de hiç­ b u g e l i ş i m a ş a m a s ın a u la ş ır ; b u B u d a h a lid ir. B u d a .
bir ayrım olmaksızın bir ve aynıdırlar." ,ln ' B i r v e Ç o k ’u n b ü tü r d e ş m e s id ir v e tü m V a r lık la r ın
g e r ç e k d o ğ a s ıd ır .
C ! ıo - K u - R e i ’n in k e n d is i ü z e r in e y a p ıla n b ir ıme-

REİKİ 161
B e n li ğ in v a r o lm a y ış ı B u d i s t ö ğ r e t id e m e r k e z i v e b u h a y a tta t e c r ü b e e d ile n t r a v m a la r ın s e r b e s t b ı ­
ö n e m e s a h ip tir. E g o , B u d a T a b ia tın ı b u la n d ın p b o ­ r a k ılm a s ın d a k u lla n m a y a s e v k e t m i ş t i . R e i k i 2 'd e
z a n s u n i b i r y a p ı, y e r y ü z ü ü z e r in d e k i e y le m le r in e ğ it im im d e s e m b o lü n s u n d u ğ u b u im k a n la r d a n b a ­
y a n ıls a m a lı k a r a r m e r c iid ir . H a y a tın k e n d is i g ib i n a h i ç s ö z e d ilm e m iş t i v e R e i k i u y g u la m a c ıla r ın ın
g e ç i c i d i r v e y a n lış k a v r a m la ş tır m a la r , v e h im le r v e k a ç ı b u n d a n h a b e rd a r, o n u d a b ilm iy o r u m . B u t ü r
h a ta la r la d o lu d u r. K i ş i n i n k e n d is in i b e n liğ in d e n ş if a l a r B u d i s t k ü ltü r v e d ü n y a g ö r ü ş ü n e u y g u n d u r.
a z a d e e tm e k iç in fe d a e t t ik le r i a s lın d a o n u n r u h s a l Z ih in s e l ş i f a B u d iz m ’ d e tü m V a r o lu ş u n ş ifa s ıd ır ,
g e l i ş i m i n e e n g e l o l a n ş e y le r d ir . D ir e n ç , t ık a n ık l ık ­ ç^ünkü tü m g e r ç e k l i k z ih in s e l b i li n ç ta r a fın d a n y a ­
la r . v e h im , a c ı . f e n a a lış k a n l ık l a r v e k ıs k a n ç lık . ra tılır. T l li n k a r m a z i h i n t a r a f ı n d a n y a r a t ılır v e a n ­
n e fr e t h ır s , ö f k e g ib i d u y g u la r - b u n la r k u rtu lu n - c a k z ih in le s e r b e s t b ır a k ıla b ilir .
m a s ı g e r e k e n b e n liğ in k e n d is id ir . A n la m s ız lık / b o ş
B u d iz m ’d e z ih in n ih a i g e r ç e k l i k t i r v e z ih in ile
o lu ş , ‘ B o ş lu k s u n a s li n it e liğ id ir ; ta m h u z u r . i ç d in ­
d ü ş ü n c e v e b i l i n ç , a y n ı a n la m a g e l e n te r im le r d ir .
g in liğ i v e c o ş k u n u n h ü k ü m s ü rd ü ğ ü b ir y e r. B u b ü ­
H o n - S h a - Z e - S h o - N e n 'i n s ö z lü k a n la m ı “ g e ç m iş
y ü k b o ş lu ğ a a n c a k b i lg e li k g i r e b i li r (12).
y o k , ş im d i (a n ) y o k , g e l e c e k y o k i’tur. B e n l i ğ i n v a -
K u s u r s u z B i l g e l i ğ i n Ö z ü S u t r a s ı ( P r a jn a P a r a - r o t m a y ış ı (e g o n u n b o ş lu ğ u ) i l e tü m s ın ır la n d ır m a ­
m it a H r d a y a S u t r a ) 'n d a n : la r a ş ılır . A y d ın l a t m a , z ih n in ö t e s in d e h e p im iz in
iç in d e k i B u d a d o ğ a s ın a ( iç i m i z d e k i T a n r ı ’ y a ) u l a ş ­
Boşluk şekilden farklı değildir, m a k tır . Z i h i n d o ğ r u g e r ç e k l i ğ i n ( ‘ B o ş l u k ’) fa r k in a
Şekil boşluktan farklı değildir; v a rd ığ ın d a b u z a m a n , m e k a n (u z a y ), h a y a l v e s ın ır ­
Her ne şekil ise, o boşluktur, la rd a n ö z g ü r o lm a y la s o n u ç la n ır . S ı n ı r l ı m ç ö z ü l­

Her ne boşluk ise, o şekildir. (lî) m e s i h e r ş e y in a n la ş ılm a s ı d e m e k tir . B o ş l u k - O l m a -


y a n 'ın y a n ıls a m a s ın d a n k u r tu lm a k , k a n n a d a n k u r­
E v r e n v e b e n liğ in n ih a i h a k ik a ti ‘ B o ş lu k 't u r .
tu lm a k d e m e k tir , ç ü n k ü k a r m a z ih n in e y le m id ir .

T ü m İn s a n i s ın ır l a r z ih in s e l y a r a tıla r d ır . B i z g e r­
N e g a t i f d u y g u la rd a n k u n n lu n d u ğ u z a m a n İ la h i ç e k l i ğ i a y n a d a k i g ö r ü n tü g ib i a lg ıla d ığ ım ız d a n bu
İ l k e l e r g e liş ir , n e g a t i f d u y g u la r ın y e r in i p o z i t if h a k ik a t b u la n ır . B u h a k ik a t i b ild iğ im iz d e y s e b iz i
d u y g u la r a lır. B e n li k t e n k u rtu lu n d u ğ u z a m a n h e r A y d ın la m a d a n a lık o y a n v e Y e r y ü z ü d ü z le m in in y a ­
ş e y l e b ir lik s a ğ l a n ır k i b i r d iğ e r ö n e m li B u d is t k a v ­ n ıls a m a la r ın a b a ğ ım lı k ıl a n h e r ş e y s e r b e s t k a lır.
ra m d ır. İ la h i İ l k e l e r s e v e c e n li k , m e r h a m e t ( ş e f k a t ) , B u n u n k a y r ı l m a s ı . b u d ü n y a n ın n a s ıl iş le d iğ in in
p a y la ş ım c ı c o ş k u v e itid a ld ir. M a h a y a n a B u d iz - a n la ş ılm a s ıd ır . U z a k t a n ş if a d a R e i k i e n e r ji s i b i n l e r ­
ın i 'n in a n a e s a s la r ın d a n b ir i h e r k e s in A y d ın la n m a ­ c e k ilo m e t r e u z a k la r a g ö n d e r ile b ilir . B e l i r l i z a m a n ­
y a u l a ş a b il e c e ğ i k a b u lü d ü r. R e i k i ’d e S e i - H e - K i . la r d a t e k r a r e t m e k ü z e r e (h a tta g e ç m i ş e v e g e l e c e ­
d u y g u la n te d a v i e t m e n in v e n e g a t i f d u y g u la rı iy iy e ğ e b ile ) g ö n d e r ile b ilir . D o ğ r u s a l z a m a n , a ş ıla b ilir
d ö n ü ş tü r m e n in s e m b o lü d ü r. B u n u g e r ç e k le ş t ir m e k b i r y a n ıls a m a d ır . Z a m a n ın b i r ald atm < ıea o ld u ğ u n u
iç i n h e r k e s e b i r y o l su n ar. A y n ı z a m a n d a a r ın m a ­ ö ğ r e n d iğ im iz d e a r tık h a y a t ım ız ı d a b u n a g ö r e a y a r ­
n ın , t e m iz le n m e n in v e k o r u n m a n ın s im y a s a l/ b ü y ü - la y a b ilir iz . Z i h i n , d u y u la n n k e n d i n e s n e le r iy le t e ­
lü s ü r e c id ir . D u y g u b a ğ ım lılığ a . b a ğ ım l ılık da k a r ­ m a s e tm e s id ir . G e r ç e k l i k is e , b i z o n u n e y a p ıy o r s a k
m a y a n e d e n o lu r. o d u r. B i r W i c c a d e y iş i v a r d ır : “ S ih ir , ir a d e y le b ilin ­
c i n d e ğ iş t ir ilm e s i s a n a tıd ır .” S ı n ı r y o k . y a ln ız c a
ir a d e v a r. ‘
H o n -S h a -Z e -S h o -N e n
B u r a d a k i a n a h ta r k a v r a m b ilin c in fa r k ın d a lığ ı-
H o n - S h a - Z e - S h o - N e n h a k k ın d a d iğ e r s e m b o l­ d ır. B u fa r k ın d a lık k a r m a n ın b a ğ la r ın ı g e v ş e t ir v e
le rd e n d a h a ç o k b a h s e ttim . A ş a ğ ıd a v e r e c e ğ im b i l ­ b e d e n le n m iş o la r a k Y e r y ü z ü n e t e k r a r t e k r a r g e lm e
g i l e r b e n i b u s e m b o lü g e ç m i ş h a y a t ç a lış m a la r ın d a

REİKİ 162
g e r e ğ i o rta d a n k a lk a r . Y a ş a d ığ ım ız b u Y e ry ü z ü d e ­ k u m e d e r.
ğ iş im d ö n e m i g ib i z a m a n la r d a in s a n la r ın ç o ğ u n a
B u d iz m 'i n t e m e lle r in d e n b iri d e tiim h a y a tın
o la n . g e ç m i ş h a y a ti a n n v e k a r m a n ın ç ö z ü lü m ü d ü r.
b ir liğ in e s a y g ı v e a c ı ç e k e n h e r k e s e ş e f k a t g ö s t e r ­
H o n - S h a - Z e - S h o - N e n , k a r m a n ın ta m a m ın a e r m e s i
m e k tir . B u n a h a y v a n la r d a d a h ild ir v e B u d is tle r in
v e s e r b e s t k a lm a s ın a y a r d ım c ı o lu r; b u s ü r e ç is e b i-
ç o ğ u d a z a te n v e je ta r y e n d ir . B u ş e f k a t B o d h is a t t v a -
lın ç li z ih in d e y a r a tılır . B u g ü n ü n im g e le rin i g e ç m i ­
h ğ m b a ş la n g ıc ın ı t e ş k i l e d e r a m a b u y o ld a g e liş t i­
ş e ş i f a y a p m a y a y ö n le n d ir m e k le k a r m a s e r b e s t k a ­
r i l e c e k d a h a ç o k e r d e m v a r. B u n l a r v e r ic i li k , a h lâ k ,
lır. T e m e lli o la r a k s e r b e s t k a lır v e k a lk a n h e r p a r ­
s a b ır , g a y r e t, m e d ita s y o n v e b i lg e li k t i r “ •>. D ü n y a ­
ç a y l a b i r l ik t e y e n id e n b e d e n le n m e n in b ir g e r e k ç e s i
d a s a y g ı g ö r e n b i r ç o k s im a a s lın d a B ^ o d h is a ttv a 'd ır
d a h a ç ö z ü lü r.
Ç in li T a n n ç a / B o d is a ttv a K w a n Y i n , T i b e t l i T a r a v e
S e m b o l , h e r ru h u n h a y a t k it a b ı o l a n A k a s h i K a H ır is t iy a n la n n M e r y e m A n a v e İ s a ’s ı. K w a n Y i n ’ in
y ı t l a n ’n a g ir iş i te m s il e d e r. Z i h n i n b il in c i o k ita b ı ta m ism i K u a n S h i h Y i n ’d ir v e “ D ü n y a n ın Ç ı ğ l ı ğ ı ­
t e k r a r y a z a b ilir . O n u n g ü c ü n ü b i lg e li k l e k u lla n ın . n a K u l a k V e r e n " a n la m ın a g e lir.
B u d is t p r a tiğ in h e r a lış t ır m a s ı z ih n i e ğ it m e k ü z e r e
A y d ın l ^anma, b i l g e l ik v e ş e f k a t in ta m b ir b i riiğ i -
ta s a r la n m ış t ır - m e d ita s y o n , c a n la n d ır m a . t a n r ıla r ­
ni g e r e k tir ir . B e n liğ in v a r o lm a y ış ın m d o ğ ru d a n
la ir tib a t. b e d e n e o d a k la n m a k v e K i h a r e k e t le r i. B i ­
kavr^anm ası b u b i lg e li ğ i n b ir k ıs m ıd ır . Ş e fk a tse
lin ç li z ih n in k o n tr o lü e ğ i t i m i g e r ç e k l i ğ i d e d e ğ iş ti-
b e n lik y a n ıls a m a s ın d a n tü m ü y le k u r tu lm a n ın e n
^ r e k t i r. R e i k i ’ d e H o n - S h a - Z e - S h o - N e n g e ç m i ş i .
k e s t ir m e y o lu d u r. B e n l i k , a y n - o l m a 'n ı n k a v r a m ı­
h a li v e g e l e c e ğ i te d a v i e d e r , z a m a n ı a ş a r , k a n n a y ı
d ır, h a lb u k i b e n l iğ in v a r o lm a y ış ı b ir lik t i r. Ş e f k a t v e
i ç l e ş t i r i r v e u z a k ta n ş if a y ı m ü m k ü n k ıla r . ‘ B u ç a ­
A y d ın la n m a ç a b a s ın a “ B o d h i " d e n ir . B i lg e lik v e
ğ ın s o n k u ş a ğ ı’ iç i n m u a z z a m s o n u ç la r ı o la c a k tır .
ş e f k a t in ö z g ü r le ş m e e n e r ji s i b u k a y n a k ta n g e lir.
B u e n e r jin in b i r b a ş k a t a n ım ı d a “ h a y a tın k ita b ım
B o d h i e n e r ji a k ın tı s e m a v i fo r m la r d a g ö rü n ü r, y a n i
a ç v e ş im d i o k u ” dur. S e m b o l z ih in s e l b e d e n e ş if a
A y d ın la n m a ’ n ın a rd ın da n N ir v an a ’ y a k a v u ş a n B u -
v erir.
d a la r v e A y d ın la m a y a u la ş ıp Y e ry ü z ü n d e k a la n
B o d h is a t t v a la r ,l5).

D a i-K o -M y o E r k e n B u d iz m 'd e b i r k a ç k a d ın B o d h is a t t v a ’ n ın
k a y d ı v a rılır. B u rad a A y d ın la m a 'y a u la ş m a d a n ö n ­
D a i - K o - M y o . B o d h is a t t v a Y o lu 'd u r . B u , “ v e r ic i
c e b i r k a d ın ın e r k e k o la r a k d o ğ m a s ı g e r e k tiğ i b e lir ­
M a h a y a n a k a lb i o l a n " b a ş k a la r ı iç in Aydınl^arunayı
tilir . K w a n Y i n v e T a r a b ile e r k e k b i r B o d h i s a u -
t a le p e d e n v e b u n u b a ş a r a n k i ş id i r O , h e r ş e y in
v a ’d a n , A v e l o k i ıe s v a r a ’d a n g e l m i ş t ir k i o d a Ç in ,
k a v r a n m a s ın ın t e m e lin in b ü y ü k b ir le ş m e o ld u ğ u n u
T i b e t v e J a p o n y a 'd a t e k r a r k a d ın la ş tır ılm ış tır . B u -
a n lar. A y d ın la n d ığ ı z a m a n tü m b e d e n i e ıu n e v e a c ı­
d a 'n m e ş i. Y a s o d h a r a , K w a n Y i n 'i n p ro to tip i ( i lk
d a n k u r tu lm u ş o lu r. N e v a r k i B o d l i s a t t v a . d iğ e r le ­
ö r n e ğ i) o lm u ş o la b ilir . B e n z e r ş e k ild e B a t ı d a d a
ri a c ı, b e n lik v e y a n ıls a m a y a ta k ılı k a ld ığ ı m ü d d e t­
İ s a . M e r y e m ’ in ö n ü n e g e ç m i ş t i r a m a in s a n la n n
ç e N ir v a n a s a a d e tin i g e r i ç e v ir ir . B a ş k a la r ın ın A y ­
k e n d is in e y a lv a r d ığ ı a s lın d a M e r y e m 'd ir . B u c in s i ­
d ın la n m a Y o lu ’ n a u la ş m a s ın a y a r d ım c ı o lm a k ü z e ­
y e t a y n m c ı h ğ ı a r tık ta r ih e k a r ış m a k ta d ır . D ü n y a d a
r e g e r i d ö n e r/ y e n id e n b e d e n le n ir . “ B o d h is a t t v a "
B o d h is a t t v a Y e m i n i ’ n i e t m i ş b i r ç o k k a d ın B u d is t
s ö z c ü ğ ü n ü n k e n d is i d e z a te n “ A y d ın la n m ış V a r lık "
v a r. B u d iz m ’ in n i t e lik le r i - ş e f k a t , b ir lik v e s a y g ı -
a n la m ın a g e lir , T i b e t d ilin d e y s e “k a h r a m a n v a r l ık "
e rk e k s id e n z iy a d e k a d ın s ıd ır . G ünüm üz Bu­
d e m e k tir. M a h a y a n a v e y a V a jr a y a n a m ü rid i k e n d i­
d iz m ’ in d e b u n a d ü n y a y ı d e ğ iş t ir m e y e y ö n e lik a k t i­
s in i A y d ın la n m a y a u la ş m a y a a d a r a n c a k , k e n d is iy ­
v iz m i d e s a y a b ilir iz . T i b e t B u d iz m ’ i. B o d h is a t t v a -
le b ir lik t e h e r k e s d e g ir e n e k a d a r N ir v a n a 'y a g ir ­
T a n r ı ç a T a r a i le b i r l ik t e ö z e ll i k l e k a d ın s ı o la n ı k a ­
m e m e y e y e m in e d e r . O g ü n g e le n e k a d a r ru h u n u ,
b u l e d e r. V a jr a y a n a 'd a i s e b i r l iğ e a n c a k k a d ın a ra -
iy i li k y a p m a k ü z e r e , s o n s u z b e d e n le n m e y e m a h ­

REİKi 163
cılığıyla ulaşılabilir. ulaşmış, zihnini bulandıracak unsurlardan ve ben­
Dai-Ko-Myo ruhsal düzeydeki şifadır ve ruha cilce özlemlerden azade olmuştur. Tapanla tapıla-
şifa veren - bedenlenme ihtiyacından - ktııtuluştur. nın, yani zihnin birliği vardır. Tutkulardan özgür­
Bedeni aşmaya odakianan Budist öğreti, ruhsal be­ lük yeniden bedenlenme ve yanılsamadan kurtuluş
den düzeyinde olmayan şifayı kabul eunez. Dai- demektir. Böylece meditasyoncu/mürit Niryana 'ya
K_o-Myo, Reiki'de kalpten kalbe uçar (Tara veya ulaşır. Artık özgürdür, hakikat ve saadetle dolmuş-
nir. Şefkatli Buda'nın Öğretileri’nde E. A. Burt,
Kwan Yin’in ikamet ettiği yer de kalbin ta kendisi­
Nirvana’yı “özgürleşme, iç huzuru ve kuvveti, ha­
dir). Sembol, ‘Boşluktun merkezinden içeri ve dı­
kikati görme basireti, gerçeklikle ^m birleşme coş­
şarı sarmal yapar, biçim (forın) ile biçim-olmayan
kunluğu ve evrendeki tüm yaratılmışlara sevgi” " 6)
birdir. Dai-Ko-Myo düzeyi tüm hayatın birliğidir.
olarak tarımlar.
Şifacı, Budist Aydınlanma Yolu’nu seçmiş olsa da
olmasa da, Bodhisattva Yolktnun yolcusudur. Hem Zihin, duyuların kendi nesneleriyle temasa geç­
in d is i hem de başkalan için ıstırap yerine özgür­ mesidir. Duyular nedenleri, nesneler de şartlan
lüğü koymaya çalışır. W icca’daki kavra.ınlaştınna oluşturur. Halbuki nedenler de şartlar da aslında
şöyledir: ‘Tann sensin.” Reiki - şifa bulmuş ruh birdir. Nesne göıiintüsünü yaratır, kişinin bunu na­
için asli olan bilgelik, şefkat ve Aydrnl^anma çağrı­ sıl gördüğü ile bir başkasının onu nasıl gördüğü
sı - Bodhi'nin aracı ve erdemidir. Eğer ruh ısurap arasında fark olabilir. Algı farklıdır, dolayısıyla iki
çekiyorsa bunun şifası ne fiziksel, ne duygusal, ne insan güz vakti bir ağaç gördüğünde birisi onun
de zihinsel olabilir. rengarenk yapraklarına bayılırken diğeri için orada
sadece temizlenecek bir yaprak yığını vardır. Ken­
di imgelerimizi gerçekliğe yükleriz; yarattıklarımı­
R aku zı ise inançlar ve şartlanmalar belirler. Zihnin birli­
Raku uyumlama süreci sonunda yapılan toprak- ği karşıtlıkların çözülmesidir, yani ikisinin. çelişki­
— lama işleminden çok daha fazlasıdır. O tüm siste­ li görünmelerine rağmen aslında bir olduklarının
min zirve noktası ve Aydml^anma’nın kendisidir. bilgisi ve kavrayışı.
Raku bütünlenme ve alt Nirvana'ya ulaşmaktır. Va­ Nirvana ve ‘Boşluk’, bütünleşme veya Aydın­
roluşun benliğinin boş olduğunu kavramaktır. Buda la m a sonucu inanç ve şartlanmanın yerini alır. Ya­
Aydınlanmaya eriştiğinde, öğrendiklerini başkala­ nılsama uzaklaşır ve geriye hakiki olan (zihin,
rına da öğretmek için Yeryüzü düzlemine geri dön­ ‘Boşluk’ ve Buda Doğası) kalır. Nesne ve zihin ar­
dü. Öğretisini nihayet tamamlayıp ayrıldığında (öl­ tık bir olmuş, maddi dünyanın yanılsaması serbest
düğünde) Parinirvana veya (göğe) yükselme haline kalmıştır. Aydınlanma’run tohumu bilince vurulan
girdi. Nirvana'ıun ötesindeki bu halde ‘Boşluk'tan damgadır. Alt Nirvana'nın coşkun haline farkında-
dönüş, yeniden bedenlenme yoktur. Sakyamuni lıkla ulaşılır. Bu, Çok’la Bir'in bütünleşmesidir.
Buda bir daha geri dönmeyecektir ama başkalarının Raku. Mutlak Olanı ve Dokuzuncu Bilinci simge­
nasıl onu takip edip aynı hale erişebilecekleriyle il­ ler. Aynı zamanda Eter, Ruh ve ‘Boşluk'tur. Benlik,
gili talimatlarım bıraktı. Başkaları A ydınla^aya ‘Ç ok’ önünde erir ve bunun sonucu da özgürleşme­
ulaşabilir ve kendileri de Buda’Lar olabilirler. Bu, dir.
özlemi duyulan son ve nihai huzura kavuşulması
R;.ıku aynca parlayan şimşek, Vajrayana Budiz-
olarak yorumlanmalıdır.
mi'nin Vajra’sıdır. “Vajra” elmas. “Yana" ise araç
Raku’nun simgelediği Aydınlanma maddi dün­ demektir. Tibetçe’deki sözcük “Dorje'dir. Elmas,
yanın yanılsamalarından kurtuluştur. Meditasyon- “o kadar sert bir maddedir ki evrendeki hiçbir şey
da, mürit için anlam ifade eden bir tann görünür. onu ne çizebilir ne de kesebilir. Karşı konulmaz,
Deneyimli meditasyoncu mutlak yoğunlaşmaya yenilmez, parlak ve berrak. o parçalanamaz ve

REİKl 164
Ö z e t : T ib e t li B u d is t le r in B e ş R e ik i S e m b o lü T a n ım la r ı

B e ş R e i k i s e m b o lü z ih n in b e ş d ü z e y in e k a r ş ılık g e lir. H e p s i b ir lik t e , z i h in - n e s n e b ir liğ in i v e A y d ın la m n a

Y o lu ’ n u n ( B u d i z m ’in N ir v a n a ’s ı) s o n u n d a e n ü s t d ü z e y e e r iş e n b e n lik t e n s ıy n l m a y ı te ş k il e d e r. B a ş a r ı l ­
d ığ ın d a V a r lığ ı b e d e n le n m e d ö n g ü s ü n d e n k u r ta n r .

S e m b o lle r in o r ijin a l k u lla n ım ı (d ü n y e v i) ş i f a i ç i n d e ğ il, b a ş k a la n n a y a r d ım e d e c e k A y d ın la n m a iç in d i - A y­


d ın la n m a y la n ih a y e tle n e n b ilg e liğ in b e ş a ş a m a s ı.

C h o - K u - R e i - B a ş l a n g ıç v e y a g ir iş , b a ş la n g ıç a ş a m a s ı. K a l b e m a n d a Ja n ın y e r le ş t ir ilm e s i. M e d it a s y o n la
d ü n y a a r a s ın d a h i ç b i r f a r k k a lm a y a n a d e k m e d ita s y o n a d e v a m e tm e k . B o ş l u k - Y e r y ü z ü d ü z le m in d e n
b a ğ ım s ız lık . İ lk a d ım , ilk t e c r ü b e . ( R e i k i t a n ım ı: e le k t r ik d ü ğ m e s i.)

S e i - H e - K i - T o p r a k ( v e b e d e n le n m iş k i ş i) k a t ış ık k a b u l e d ilir . K a t ı ş ı k o la n d a b i l g e l i k l e s a f la ş u n la r a k a l­
tın h a lin e g e t i r i l i r - c ü ru fta n a lt ın a s im y a s a l d e ğ iş im , a r ın m a v e b a ş k a la ş ım . B u , b e n lik t e k i b o ş lu ğ u a n la y a n
az s a y ıd a in s a n ın b a ş a r d ığ ı A y d ın la n m a d ır ( B u d a h a li). B i l g e l i ğ i n a t e ş iy le a ltın / s a flık h a lin i a lm a (a r ın d ır ıl­

m a ) . ( R e i k i t a n ım ı: d u y g u s a l ş if a , a r ın m a , t e m iz le n m e , k o r u n m a .)

H o n - S h a - Z e - S h o - N e n - G e ç m i ş y o k , ş im d i (a n ) g e l e c e k y o k . Y a n ıls a m a v e k a m a d a n (z ih n in e y le m i
o la r a k ta n ım la n a n k a r m a ) ö z g ü r le ş m e . Z a m a n ı, m e k a n ı, s ın ır la r ı v e y a n ıls a m a y ı z ih in y a r a tır. A y d ın la m n a ,

z ih n in ö t e s i n e , h e p im iz in iç in d e k i B u d a D o ğ a s ın a g e ç m e k tir . Z ih n in f a ık ı n d a l ık h a lin d e a ç ık l ık v e a z a d e ­
lik v a rd ır: z a m a n d a n , m e k a n d a n . y a n ı ls a m a d a n v e s ıru r la r d a n a z a d e lik . S ın ır l a r ın ç ö z ü lm e s i h e r ş e y i k a v -
r b a n a s ı d e m e k tir . ( R e i k i ta n ım ı: g e ç m i ş , h a l v e g e l e c e ğ in ş if a s ı, k a n n a n ın ş if a s ı, u z a k t a n ş i f a .)

D a i - K i- M y o - ‘ ‘V e r ic i M a h a y a n a k a l b i o l a n ” v e y a “ B ü y ü k p a r la y a n ış ık lı m a b e t .” B a ş k a l a r ı i ç i n A y d ın la n ­
m a y ı a rz u la y a n k iş i o n a e r iş e c e k t ir . B u k iş i h e r ş e y in k a v r a n m a s ın ın te m e lin d e b ü y ü k b ü tü n le ş m e n in y a t ­

tığ ın ı a n la r. ( B i r o lu ş . T a n n s e n s in .) K iş i a y d ın la n d ığ ı z a m a n b e d e n le n m e v e ıs tır a p ta n k u rtu lu r. B u d iz m 'd e


g e r ç e k ş i f a y a l n ız c a b u d u r. ( R e i k i t a n ım ı: ru h u n ş i f a s ı .)

R a k u - B ü t ü n le n m e , a lt N ir v a n a ’ y a e r iş m e , v a ro lu ş u n b e n l iğ i n in b o ş o lu ş u . B e n li ğ in iç in d e B u d a ’ n m (v e y a

T a n n ’ m n ) im g e s in in g ö r ü n m e s i. A y d ın la n m a , d e r in h u zu r. M a d d i d ü n y a n ın y a n ıls a m a s ın d a n , b e d e n d e n v e
b e d e n le n m e d e n k u rtu lu ş , b ü tü n ü y le ş ifa . B u d iz m 'd e b u s e m b o l k i ş iy i b e d e n in d e n ç ık a r m a k ü z e r e a y a k ta n

T a ç ç a k r a y ö n ü n d e k u lla n ılır ; R e i k i 'd e to p r a k la m a k . ü z e r e v e e n e r jiy i e v r e n d e n b e d e n in i ç i n e ç e k m e k iç i n


T a ç ç a k r a d a n a y a ğ a k u lla n ılır ( k a r ş ıt n iy e t v e a n la m - R e i k i s e m b o lle r in d ü n y e v i k u lla n ım ı, A y d ın la n m a

is e r u h s a l v e B u d i s t k u lla n ım ıd ır . B u d is t d ü ş ü n c e d e b e d e n v e ş if a s ın ın b i r ö n e m i y o k tu r ). ( R e i k i t a n ım ı:
p a r la y a n ş im ş e k , b ü tü n le n m e , t o p r a k la m a .)

U y u m la m a = İn is iy a s y o n = Y e tk ile n d ir m e

R E M 165
karşısında hiçbir şey duramaz. Bir mürit, kendisini beden) ve aydınlanmış bir Varlık, bir elmas/Vajra-
hiçbir şeyin Yol'dan alıkoyamayacağı kadar Aydın- sattva haline gelir.
lanma'ya yaklaştığı zaman bir Vajra-beden edinmiş
Reiki’de Raku veya Vajra baştan ayağa çizilir,
ve bir Vajra-Varlık haline gelmiş olur. Vajrasattva,
yani Evrenden bedene. Reiki ’nin bilinç düzeyinde­
yani Vajra-Varlık, Buda ilkesinin en saf hali ve
ki Aydınlanma enerjisini şifacının bedenine toprak­
mandalaJarın merkezi veya doğu yanındaki Buda-
lar. Budizm’deyse ters istikamette kullanılır, yani
fonnunun adıdır. Vajra’rnn elmas sertliği ve keskin
ayaktan Taç çakraya; böylece kişiyi bedeninden çı­
bilgeliği yanılsamayı yanp geçerek Buda’lığa gö­
karıp Evrene/’Boşluk’a alır. Reiki, Aydınlanma Yo-
türür. Vajra’yı kullananlar. yani Vajra-Dhara'Jar.
lu’nda beş sembol ve beş adımın dünyevi kullanı­
Bodhisattva’lar ve Buda’lardır.
mıdır. Budist düşünce tedaviyi anlamsız kılar. ona
Mistik törensel bir araç olarak Vajra, Buda’lığa göre yegane şifa Aydınlanma’nın kendisidir. Reiki,
ve Aydınl Gana’ya götüren şefkat ve bilgeliği sim­ Aydınlanma’yı başannak için bilinci bedenden çı­
geler. O nihai gerçeklik, Aydınlanma Yolu’nun ken­ karmak yerine bedene Aydmlanma’yı getirir.
disidir. Vajra karşıtlıkların çözülmesi, zihin ve nes- Sandy Boucher. Çarkıfeleği Çevirirken adlı eserin­
V ajra (M) de Aydınlanmayı “açıkça görmek” olarak tanımlar
ll*\ O aynı zamanda bilginin ışığı, bilgi (enformas­
yon). Raku ve Reiki şifasının yaşam gücü enerjisi.
K i’dir.
Uyuınlama yaparken Rakuyu ayak-evren isti­
kametinde tecrübe etmek isteyen öğrencilerim ol­
du. Bu bedenden dışarı kısa bir seyahat ve anlattık-
lanna göre ‘hayatlarının yolculuğu’ gibidir. Raku
uyumlamalarda yalnızca süreci tamamlamak ve
toprakl am ak için kullanılır, yani şifa amaçlı kulla
nılmaz. O Vajrayana Budizmi’nin parlayan şimşeği
ve Aydınlanma’nın içgörüsü, vahyi ve elektriğidir.
Anılan semboller silsilesi hem Budizm’in hem
de Reiki şifa sisteminin merkezinde yer alır. Bu­
nunla birlikte bu konunun bir Reiki öğretmeni tara­
fından ele alındığına hiç şahit olmadım. Budist ra­
hibeyle konuşmam ve bunu takip eden okumalanm
nenin birliği, Buda Dünyası’mn Varlıklar Dünya­ benim için son derece aydınlatıcı tecrübeler olmuş­
sı ’yla bütünleşmesidir. İki beş-boynuz çatallı ucu tur. Rahibenin (Reiki almamış ve istemeyen biri
olan bir asadır; iki uç karşıtlıklann birliğini temsil olarak) Reiki konusundaki bilgisi tüm şifa sürecini
eder, beşer boynuz çatallar ise Budist simgeciliğin­ tamamen açıklığa kavuşturdu. R eiki’ye açıldığı za­
de çokça görülen beş rakamının tekrarından ibaret­ man bir Budist olan Mikao Usui, formüle ve Aydın­
tir. Onlar Aydınl amna Yolu ‘nda Zihnin beş düzeyi. lanma Yolu’na fazlasıyla aşina olmuş olmalı. İsa
beş unsur, beş renk, beş beden. beş Buda vebeş Re- Hint veya Tibet’te Reiki üstadhğı eğitimi almış ol­
iki sembolüdür. Aynı zamanda mandalanın beş saydı - ki öyle görünüyor - R eiki’yi bir Aydııüan­
enerji-bilgeliğini de simgeler ,ıs>. Vajrayana öğreti­ ma süreci olarak algılardı. Tarihsel İsa bugünkü Hı­
sine göre mistik alıştımıal ar, ayinler ve meditas- ristiyanların tahmin edemeyeceği kadar Budizm ve
yonlarla mürit Vajra/elmas doğası m , yani Buda Bolhisattva Yolu’yla içli dışlı olmuş olabilir. Peki
Doğasını kazanır. Elmastan bir beden edinir (Vajra- bu bilginin aktanım nerede kesildi? Bu konu Reiki

REİKİ 166
ta rih in in ö n e m li b i r k ıs n u ru t e ş k i l e d e r. (13) Pierre Rambaçh, (The Secreı M essage o f Tantric Bwld-
hism) Tarifiz Budizm'in Gizli Mesajı, s.42
Y u k a r ıd a a k ta r d ığ ım b ilg ile r d e n , h e r s e m b o lü n
(14) John Blofeld, (Tire Tantric Mysticism o f Tibet) Tibet'in
ş ifa k u lla n ım ı d a d a h a b ir a ç ık l ığ a k a v u ş u y o r. S e m ­
Tantrik Mistisizmi. s.135-136.
b o lle r , g e n e l o la r a k d e r s le r d e ö ğ r e t ile n d e n fa r k lı
(15) John Blofeld. (Bodhisattva o f C om passion: The M ysıical
o l a r a k ç o k a m a ç lıd ır v e ş i f a v e d e ğ iş im g ü ç le r i d a ­
Tradition ofK u a n Yin) Şefkat Bodhisattvası: Kuan Yin’iıı Mis­
h a fa z la d ır . R e i k i e n a z ın d a n 2 5 0 0 y a ş ın d a d ır . b e l ­ tik Geleneği (Boston, MA, Shambala Publications, 1977) s.22.
k i d a h a d a ç o k ; o , V a jr a y a n a B u d is t g e le n e ğ in in
(16) E.A. Burtt, (The Teachings o f tire Com passionote Buddha)
z e n g in m is t is iz m in in b i r m e y v e s id ir . D ü nyadan
Şefkatli Buda'nın Öğretileri. s.29
t e c r it T i b e ü U e r ’i n d a h a e r k e n b i r t e k n iğ i o l m a s ı d a
(17) John Blofeld, (The Tantric Mysıicism o f Tibet ) Tibet'in
m u h te m e ld ir . M e d y u m s a l ir tib a tta b i z e R e i k i 'n i n
Tantrik Mistisizmi, s.l 17.
b e d e n le n e n ilk in s a n la r la b ir lik t e Y e r y ü z ü n e g e t ir il­
(18) A.g.e., s. H7-118.
d iğ i s ö y le n m iş t i. Ş i f a e n e r ji n i g e t ir e n Ş i v a o lm u ş ,
k e n d is i d e b u n u n la h a t ı r l a m a k is tiy o r . R e i k i . k ö ­ (19) Sandy Boucher, (Turning the Whdl) Çarkıfeleği Çevirir­
k e n in i y ı l d ız la r d a ara rsa k . M ahayana B u d iz -
ken, s. 15.
m i 'n d e n b i l e k a d im o la b ilir .

NOTLAR:
(1) Sandy Boucher, (Turning the W heel: American Women
Creating the New Buddhism) Çarkıfeleği Çevirirken: Amerika­
lı Kadınlar Yeni Budizmi Yaratıyor (Boston. MA, Beacon
Press, 1993) s.15-16.
(2) E.A. Burtt, (The Teachings o f The Com passionate Buddha)
Şefkatli Buda'nın Öğretileri (New York, NY, Mentor Books,
1955) s.28.
(3) A.g.e. s.29.
(4) John Blofeld, (The Tantric Mystidsın o f T b et) Tibet’in
Tantrik Mistisizmi, s.112.
(5) S^andy Boucher, (Turning the Whell) Çarkıfeleği Çevirir­
ken, s.17.
(6) A.g.e., s. 18-20 ve John Blofeld, (The Tcmtric Buddhism'j
Tibet'in Tantrik Mistisizmi. s.91.
(7) Pierre Rambach, (The Secret M essage o f Tantric Buddhism)
Taıitrik Budizm'in Gizli Mesajı (New York. NY, Rizzoli Inter­
national Publications, 1979) s.56-57, 60.
(8) Pierre Rambach, (T he Secret M essage o f Tantric Budd­
hism) Tantrik Budiz.ın’in Gizli Mesajı, s.44.

(9) John Blofeld, (The Tantric Mysticism o f Tibet) Tibet'in


Tantrik Mistisizmi, s.84-85
(10) A.g.e., s.85.
(11) A.g.e., s.216.
(12) Edward Conze, (Buddhism: /ts E ssence an d Develop-
ment) Budizm: Özü ve Gelişimi (San Fransisco, CA. Harper
and Row Pubtishers, 1975) s.101.

REİKİ 167
H ız lı b i r d e ğ iş im d ö n e m in d e n g e ç iy o r u z v e b u
z a m a n d a h e m k i ş is e l h e m d e g e z e g e n s e l ıs tır a p la r
y o ğ u n la ş ıy o r . G e z e g e n in m a n y e t ik k u tu p la rın d a k i
d e ğ iş m e y le b i r l ik t e z a m a n ın a k ış ı h ız l a n m ış . g e z e ­
g e n s e l h a y a tın h e r a la n ın d a k a o s l a s o n u ç la n m ış tır .
Ü lk e le r d a ğ ılıy o r , in s a n la r e v le r in d e n o lu y o r . s iy a ­
s a l is t ik r a r s ız lık a rtıy o r. T a y fu n la r , d e p r e m le r . y a n ­
g ın la r y a n a r d a ğ la r . k u r a k lık la r h o rtu m la r. t a ş k ın la r
S O N S Ö Z v e h e y e la n la r la Y e r y ü z ü d e f i z ik s e l b i r b u h r a n g e ­
ç ir d iğ in in iş a r e t le r in i v e riy o r. T e d a v is i b ilin m e y e n
y e n i h a s t a lık la r o r t a y a ç ık a r k e n t a r ih e k a r ış t ığ ı s a ­
n ıla n e s k i ill e t le r d a h a d a y a n ık lı fo r m la r la s a h n e y e
ç ık ıy o r . A B D 'd e k i in s a n la r ın ç o ğ u n u n k a n se r, k a lp
r a h a ts ız lığ ı v e y a f e lç t e n ö l e c e ğ i h e s a p la n ıy o r . S u la ­

İÇ İND E n ın ız . h a v a v e t o p r a k k ir le tilm e k te d ir . C i n a y e t , t e ­
c a v ü z , h ır s ız lık v e h e r tü r d e n ş id d e t o l a y l a n g ü n d e ­

BULUNDUG UMUZ lik h a y a ttn b i r e r p a r ç a s ı h a lin e g e ld i. Ç o c u k la r y a


ş id d e te k o n u o l u y o r y a d a k e n d ile r i ş id d e t u y g u lu ­
y o r.

G E ZE G E N S E L A n c a k . e s k i n in y e r in i y e n i a lıy o r . B u b ir y e n i­
d e n d o ğ u ş s ü r e c i v e d o ğ u m la r h i ç b i r z a m a n k o la y
o lm u y o r . h a tta b a z e n ö lü m le b i le s o n u ç la n a b iliy o r .

BUHRANM —
B i z b i r ö lü m z a m a n ın d a y ız : v e y e n i b ir h a y a tın
b a ş la d ığ ı b i r z a m a n d a . U lu s la r ın ö n d e r le r i, tıb b i
o t o r it e le r g ib i, k im s e n in m u a f k a la m a d ığ ı b u a c ılı

R E İK İ’ NİN d e ğ iş im s ü r e c in d e ç a r e s i z d u ru m d a la r. N e fr e t, t a ­
h a m m ü ls ü z lü k . h o ş g ö ıü s ü z lü k . a y r ım c ılı k v e ır k ç ı-
l ık b u ıs tır a p v e ç a r e s i z l iğ e v e r ıle n t e p k ile r d e n ib a ­

G E LE C E Ğ İ re ttir. B u n u n ( h e r h a n g i b i r ) s u ç lu s u n u b u lm a k d a
b e y h u d e b ir g i r i ş im o la c a k tır . D o ğ m a k t a o la n h a y a t
ş im d ilik ç o k h a s sa s b ir d u ru m d a d ır v e k u rtu lu p
k u r tu lm a y a c a ğ ı d a h â lâ ş ü p h e li.

Y i n e d e y e n i b ir d o ğ u m o la y ın ın g e r ç e k le ş t iğ i
ç o k a ç ık . D e ğ iş im e . y e r y ü z ü n ü n to p a r la n ıp te m iz ­
le n m e s in e v e b iz im o n a k a r ş ı tu tu m u n u z u d ü z e lt­
m e m iz e d u y u la n i h t i y a c ın h e r k e s g id e r e k f a r k ın a
v a rıy o r . Y ö n e t i m l e r f o s i l le ş m i ş , iş d ü n y a s ı d a e n g e l
t e ş k il e t m e k le b i r l ik t e d e ğ iş im a ğ ır a m a e m in a d ım ­
la r la ile r liy o r . S i y a s i s is t e m le r , y e n i b i ç i m l e r l e d o ğ ­
m a k U zere ö lü y o r la r . Ç o c u k s u iis t im a li, k a d ın la r a
u y g u la n a n ş id d e t. t a c iz v e te c a v ü z o la y la r ın ın n ih a ­
y e t fa r k ın a v a n ld ı v e u m u lu r k i g e l e c e k n e s ille r d e
b u n u n ö n ü n e g e ç ilir . A f e t z a m a n la r ın d a in s a n la r
g a y r e te g e lip b i r b i r le r in e y a r d ım e lin i u z a t ıy o r ar-

REJKl. 163
tık . H a n ta l b ü r o k r a s in in z a te n y e t e r s iz k a la n ç a lış - s ın d a k a d ın la r v e s ır a d a n in s a n la r ı n e lle r in d e n E n ­
m a l a n n ı b e k le m iy o r la r . S a v a ş m a k y e r in e in s a n i a n g iz is y o n m a r if e t i y l e a lın a n y ö n t e m le r y e n id e n d i­
d a h a ç o k ö n e m s e m e le r i k o n u s u n d a h ü k ü m e tle r e rilm e k te d ir . D a h a s ı. g e ç m i ş i n v e b u g ü n ü n b e d e n e
b a s k ıla r g id e r e k a n m a k t a . s a y g ılı d iğ e r y ö n t e m le r in in d e d ir iliş in e ş a h it o lu ­
y o r u z . Ş ifa lı b itk il e r. h o m e o p a ti. m a s a j. a k u p u n k ­
B u y e n i b ilin ç s a y e s in d e , ş im d iy e k a d a r d ış ı­
tu r, ç i ç e k ö z le r i v e ru h sal ş if a y e n id e n k e ş f e d ile n
m ız d a h ü k ü m e t v e tıp ta o la n o to r ite y i k e n d i i ç i n i z ­
te k n ik le r in y a l n ız c a b ir k a ç ıd ır . B u n l a r e t k ili s i s ­
d e g ö r m e y e b a ş lıy o r u z ; b ir b a ş k a d e y iş le , o t o r it e
t e m le r d ir v e z a m a n e u p s is t e m in in b a ş a n s ız k a ld ı­
k a y n a ğ ı h ü k ü m e t v e tıp o lm a k t a n ç ık ıp . k e n d i b e
ğ ı b ir ç o k d u ru m d a o l u m l u s o n u ç v e rm e k te d ir.
n ilğ iın iz ( v ic d a n ım ız ) o lu y o r . K a d ın la r ın h a k la r ın a
s a h ip ç ık m a la r ı b u n u n e n a ç ık g ö s t e r g e s i. İk tid a n n R e ik i d e b u y ö n t e m le r d e n b ir id ir , ü s t e lik e n
v e g ü c ü n a z ın lık ta n a d e ta g ü r e ş e r e k a lın ıp ç o ğ u n lu ­ ö n e m lile r in d e n b ir i. B u n u n iç in h i ç b ir a r a ç v e y a
ğ a m a l e d ild iğ in e ş a h it o lu y o r u z . D ü n y a d a d e ğ iş im m a m u l g e r e k m iy o r , s a d e c e ş i f a c ın ın e lle r i. A y n c a
t a r a ft a n e n b e r r a k s e s le r in t a c iz e v e ş id d e te " h a y ır " ’ d iğ e r y ö n t e m le r le b i r l ik t e d e k u lla n ıla b iliy o r . A z
ş e fk a t v e b a r ış ç ı d e ğ iş im le r e d e " e v e t ” d iy e n k a d ın ­ b ir ç a b a y l a h e r k e s in e ld e e d e b ile c e ğ i v e ç o c u k l a r ın
la ra a it o ld u ğ u n u g ö r ü y o r u z . K a d ın la r k e n d i b e d e n b i le r a h a tç a k u l la n a b i l e c e ğ i b i r te k n ik . B a s i t v e d e ­
le ri k ad a r ç o c u k l a r v e Y e ry ü z ü n ü n d e k ö tü y e k u lla ­ rin o lm a n ın y a n ı s ıra R e i k i h e r r a h a ts ız lığ a - d u y ­
n ılm a s ın a k a r ş ı ç ı k ı y o r v e e ş i t l ik t e . sağd u y u d a, g u s a l, z i h i n s e l , f iz ik s e l y a h u t ru h s a l - iyi g e le c e k
b e s le n m e d e v e ş if a d a ıs r a r lı tu tu m la r ım s ü rd ü r ü ­ k o la y b ir te d a v i ö n g ö rü r. K o l a y c a ö ğ r e ti lir. Z a a f v e
y o rla r. k o r k u n u n h ü k ü m sü rd ü ğ ü b i r ç a ğ d a in s a n la r ın g ü ç ­
le n m e s in e k a t k ıs ı o la n b ir u n su rd u r. R e ik i k a d im
K a d ın la r ın ö z g ü r le ş m e s iy le in s a n g e r iş im i d e
g e ç m i ş e d ö n ü ş , b i li n m e y e n g e l e c e ğ in d o ğ u şu d u r.
e n g e lle y ic i b a ğ la r ın d a n k u r tu la c a k tır . M e t a f iz i k
Y e n i Ç a ğ h a r e k e ti h e r k e s e iç s e l g e liş im v e f a r k ın - Ş e fk a t v e b i r l iğ in h a d s a fu a d a ö n e m li k a b u l
d a lık im k a n la r ın ı su n u y o r. B u n l a r İ n s a n P o t a n s iy e ­ e d ild iğ i b ir k ü ltü rd e n g e l m e k le R e i k i . b a r ış ç ı d e ­
li g ib i m e r k e z d e y e r a la n h a r e k e t le r o l a b ile c e ğ i g i ­ ğ e r le ri y e r y ü z ü g e z e g e n in e g e r i k a z a n d ır ır. M u n is
b i W i c c a , S p i ıit ü e l i z m v e y a M o d e r n B u d iz m g ib i v e y u m u ş a k tır . a s la a c ı v e y a z a r a r v e r m e z . A c ı d o ­
y a y g ın d in le r d e n b e lir g in b iç im d e s a p a n y ö n e lim ­ lu b ir d ü n y a d a R e i k i b i r s a ğ l ı k s ığ ın a ğ ıd ır . R a h a t l a ­
le r o la r a k - d a te z a h ü r e d e b iliy o r . B u e s k i d ü ş ü n ü ş v e tırı t e s k in e d e r . a c ıy ı d in d ir ir . fiz ik s e l ş if a y ı h ız la n ­
a lg ıla r a . m o d e m h a y a tın b a ş la n g ıc ın d a n itib a r e n d ır ır , k a n a m a y ı d u rd u ru r v e g e ç m i ş l e b u g ü n ü n d u y -
k a y b e d ile n d e ğ e r le r e b i r d ö n ü ştü r. B u g e r ç e k t e k im g u s a l tr a v m a la r ın ı s e r b e s t b ır a k ır . K ö t ü y e k u lla n ıl­
o ld u ğ u m u z a ; m e d y u m la r , ş if a c ı la r v e b il in ç li V a ro ­ m a s ı y a d a ş if a c ın ın e lin d e n a lım n a s ı s ö z k o n u s u
lu ş a k a tı la n in s a n la r o la r a k h a y a tı bi le r e k a n l a n a y a d e ğ ild ir ; R e i k i r e h b e r le r i n a s ı l b ir d ü n y a n ın o n a ih ­
b ir d ö n ü ştü r. t iy a c ı o ld u ğ u n u v e o n u n a s ıl k o r u y a c a k la r ın ı b i l i ­
y o rla r. V e R e i k i ’n in B a t ı ’ d a k i g e liş im i h e n ü z o n u n
İ n s a n la r g id e r e k m e k a n ik tıb b ı re d d e d i p e s k i i ç ­
b e b e k l ik ç a ğ ıd ı r.
s e l y ö n te m le r i b e n im s iy o r . T ı b b ı n a ş ır ı te k n o lo ji s i ,
ş e f k a t t e n y o k s u n lu ğ u , b e d e n e ö lü b ir m a k in e m u ­ Y e r y ü z ü n d e d e ğ iş im v e ş id d e tin h a k im o ld u ğ u
a m e le s i y a p m a sı v e i lg is i z z a lim liğ i in s a n la r ın o n ­ b u ç a ğ d a R e i k i g e z e g e n s e l ş if a n ın a y r ılm a z bi r p a r ­
d an y ü z ç e v i r m e s i n e n e d e n o lm a k ta d ır . A ş ır ı f i y a t ­ ç a s ıd ır. O h e r k e s e v e y e r y ü z ü n ü n k e n d is in e a ittir.
la rı v e g id e r e k b ü y ü k s e n n a y e n in , s ig o n a v e i la ç B u g e z e g e n ü s tü n d e k i in s a n la r a - t e k s e fe r d e - y a ­
ş ir k e t le r in in e m r in e g ir m e s i z a te n ç o ğ u n lu ğ u n o n ­ p ıl a b i le c e k e n b ü y ü k iy ilik t ir . Y e r y ü z ü n ü n i lk k ü l­
d a n g e r e ğ in c e y a r a r la n m a s ı im k a n ın ı i y i c e o r ta d a n tü r le r in d e R e i k i e v r e n s e ld i. B iz i m k a lıts a l s is t e m i ­
k a ld ırıy o r . Ü s te lik s ta n d a r t t ıb b ın g ü n ü m ü z h a s t a lık m i z e , D N A ’ın ı z a iş le m n iş t i v e a s la k a y b o lm a m a s ı
v e r a h a ts ız lık la r ın a v e r e c e ğ i ç o k a z c e v a b ı b u lu n ­ g e r e k iy o r d u . B u ş if a y ö n t e m i n e k a d a r ç o k in s a n a
m a k ta d ır. B a u d a o n ü ç ü n c ü ile o n y e d in c i y y ’ l a r a r a ­ ö ğ r e t ilir s e Y e r y ü z ü d e ğ iş im i d e o d e n li k o la y . in s a n

REİKİ169
ıs u r a b ı o d e n li a z , y e n i d o ğ u m la r o d e n li k o l a y o l a ­
c a k t ır . A r tık R e i k i ’y i h e r k e s e g e r i g e t i n n e z a m a n ı
g e ld i.

B u b i r e y le m ç a ğ a s ıd ır ; k a d ın ia r a -e r k e k le r e , ş i-
f a c ıla r a , b a r ış v e ış ı k ç a lış a n la r ın a . B u b ir e y le m
ç a ğ r ıs ıd ır ; R e i k i ’ y i in s a n la r a g e r i g e t i n n e k v e o l ­
m a s ı g e r e k tiğ i g ib i e v r e n s e l k ılm a k iç in . B u g e z e ­
g e n in in s a n la r ın ı. h a y v a n la r ın ı, y e ry ü z ü n ü n k e n d i­
s in i v e in s a n b i li n c in i te d a v i e d in . R e i k i y a p ın v e
b a r ış , ş if a , s a ğ l ık v e o lu m lu d e ğ iş im i ç i n o n u öğre­
n in , ö ğ r e tin . A r t ık R e i k i ’ d e g iz li lik v e im tiy a z k a l ­
m a d ı. A r tık z a m a n ı g e ld i. B u ş i f a y ı m ü m k ü n o l a b i ­
l e c e k h e r ş e k ild e k u lla n m a la r ı i ç i n R e i k i ş i f a c ı l a n -
m s ö z v e n n e y e ç a ğ ır ıy o r u m . B u s is te m i k a p s a m lı
b i r ş e k ild e ö ğ r e n m e le r i v e ö ğ r e u n e le r i i ç i n R e i k i
3 ’ le r e ç a ğ n d a b u lu n u y o ru m . Ü c r e t le r in m a k u l d ü ­
z e y le r e in d ir ilm e s i v e y a h i ç b i r ü c r e t t a le p e d ilm e ­
m e s i, b ö y l e c e R e i k i ’ n in h e r k e s e g e ri v e r ilm e s i i ç i n
ç a ğ r ıd a b u lu n u y o ^ m .

Y e r y ü z ü n e , in s a n la r ın a v e c a n lıla r ın a ş i f a v e r­
m e n in uzamam g e ld i. Ş im d i ta m z a m a n ı. A r tık b u n u
g e c ik t in n e n in h iç b ir m a z e r e t i o la m a z . H e r g e ç e n
g ü n b e r a b e r in d e d a h a ç o k ıs u r a p , d a h a ç o k a c ı, d a­
h a ç o k b u h ra n g e tir iy o r . H iç z a m a n k a lm a d ı. R e ­
i k i ’ n in v e h e r tü r lü ş if a n ı n e s a s ı o la n s e v e c e n lik ,
b ir lik v e ş e fk a ti h a u r la y ın . B u g e z e g e n s e l d e ğ iş im
v e a c ı d ö n e m in d e tü m in s a n la r ın ş if a y a o l a n ih t i ­
y a ç l a r ın ı g ö r ü n . Ş im d i h e r k e s e R e ik i ’y i g e r i g e t ir ­
m e n in z a m a n ı.

REÖCI 170
EKLER

E k t e d ile r s e ö ğ r e u n e n le r in R e i k i 1, 2 v e 3 d e r s le r in d e k u lla n a b i l e c e k l e r i d e r s n o tla r ı s u n u lm a k ­


ta d ır. Ç o ğ u ö ğ r e u n e n k e n d i n o t l a n n ı k e n d is i h a z ır la m a y ı t e r c ih e tm e k te d ir . B u r a d a k i m a te r y a li
s e r b e s t ç e k u lla n a b ilir s in iz , a n c a k lü t f e n k a y n a k b e lir t m e y i ih m a l e u n e y in .

REIKi 171
R eiki 1 P ozisy o n ları m

1 -4 . p o z is y o n la r d a ş ı'fa c ı a r k a d a ; 5 - 9 . p o z is y o n la r d a y a n d a : 1 0 v e 11 ‘d e b e d e n in a lt k ıs ım la n n d a duru r.

A r k a t a r a f iç in a y n ı p o z is y o n J a n te k r a r e d in .

(1) Diane Stein, (AH Womeıı Are H ealers) Tüm Kadınlar Şifacıdır (Freedom, CA, T h e Crossing Press, 1990). S.45-46.

R e ik i İlk e le r i

Ö zellik / e b u g ü n ra sa / a n m a .

Ö z e ll ik l e b u g ü n ö f k e l e n m e
E b e v e y n i n e , ö ğ r e t m e n l e r i n e v e b ü y ü k l e r in e s a y g ı g ö s re r.
H a y a t ın b i r li ğ in e s a y g ı du y , m ü t e f e k k i r o l.
H a y a t ın ı d ü r ü s t ç e k a z a n .

ilEİKİ 172
R eiki 2

İk in c i D e r e c e S e m b o lle r i

1 . C h o - K u - R e i - G ü ç A rttırır, E le k t r ik D ü ğ m e s i. G ü c ü a z a ltm a k iç in (ö r n e ğ in b i r tü m ö r ü n ü z e r in d e ) t e r s ­
te n ç i z i n ( s a a t y ö n ü n ü n t e r s i) . T a n rı/ E v re n in e n e r jis in i ç a ğ ır a r a k g ü c ü t e k n o k t a y a o d a k la y ın . Ş e k li c a n la n d ı-
n n v e / v e y a a d ın ı s e s l i v e y a z ih n in iz d e ü ç d e f a s ö y le y in . Y e n i b a ş la y a n la r . d e r in liğ in i ö ğ r e n m e k iç in s e m b o l
ü z e r in d e m e d ita s y o n y a p a r.

2 . S e i - H e - K i - D u y g u s a l v e Z i h i n s e l Ş i f a , a y n ı z a m a n d a K o r u m a . A r ın d ır m a , T e m i z le m e v e İ liş ik le r i S e r ­
b e s t Bı^rakm a. “ Y e r y ü z ü v e G ö k y ü z ü n ü n b ir a r a y a g e l m e s i; y u k a r ıd a o ld u ğ u g ib i a ş a ğ ıd a d a .”

3 . H o n - S h a - Z e - S h o - N e n - G e ç m i ş y o k . b u g ü n y o k , g e l e c e k y o k : u z a k ta n ş i f a , A k a s h ik K a y ıt l a r ın a g ir iş .
“ H a y a tın K it a b ın ı a ç v e ş im d i o k u .” y a h u t “ İ ç im d e k i T a n r ı iç in d e k i T a n n ’ y ı s e l a m l a r ." G e ç m i ş e , ş im d iy e . g e ­
l e c e ğ e ş if a v e rir , k a r m ik ş if a . Uz a k t a n ş ifa d a d a im a k u lla n ın .

B u s e m b o l l e r i e z b e r l e m e k v e t a m o l a r a k ç iz e b i l m e l i s i n i z . O k la g ö s t e r ile n a ç ı k r e n k li ç i z g i l e r ( b ir s o n ­
ra k i s a y f a ) n a s ıl ç i z i l e c e k l e r i n i g ö s te r ir . B e d e n p o z is y o n la r ı e s n a s ın d a o n la r ı c a n la n d ır a r a k d o ğ ru d a n ş ifa d a
k u lla n a b ilir s in iz : ş if a n ı n b a ş la n g ıc ın d a v e / v e y a h e r i h t i y a ç d u y d u ğ u n u z u h is s e t t iğ in iz d e d e k u lla n a b ilir s in iz .
D ile^ rseniz C h o - K u - R e i 'y i b i r k a ç d e f a t e k r a r e d e b ilir s in iz . R e h b e r i t a k ip e d in . S e m b o l l e r k u ts a l o lu p s o n d e ­
r e c e g ü ç lü d ü rle r , o n l a n s a y g ıy l a k u lla n ın .

E l H a re k e tle ri

S e m b o l le r i e l i n i z i n b ü tü n ü y le ç i z i n , k a n v a s ü z e r in d e y a ğ lıb o y a y a y a r g ib i. O n la n m e n e k ş e r e n g in d e c a n ­
la n d ırın v e y a r e n k d e ğ iş t ir m e le r in e im k a n t a n ıy ın . U z a k t a n ş if a d a ç iz m e k y e r in e s e m b o lle r i c a n la n d ır ın . O n ­
la n b ü tü n o la r a k g ö n d e r in , b o y le c e a k ta r ım d a b ü tü n o la r a k g e r ç e k le ş e c e k t ir . S e m b o l le r i n g ü c ü n ü a rttırm a k
iç in d ilin iz in u c u n u d a m a ğ ım z a d o k u n d u ru n . d o ğ r u d a n ş if a d a s e m b o lü d ilin iz le . e l in i z l e ç iz e b i li r y a h u t c a n ­
la n d ır a b ilir s in iz d e.

S e m b o l le r is t e k le r i a ç ığ a ç ık a r m a d a d a k u lla n ıla b ilir ( ö z e ll i k l e C h o - K u - R e i ) . O n u n e t o l a r a k c a n la n d ır ın .


is te ğ in iz d e d ik k a t li o lu n . k im s e n in ö z g ü r ir a d e s in e k a r ş ı ç ık m a d ığ ın ız d a n e m i n o lu n . “ B e n b u n u y a d a d e n g i­
n i y a h u t d a h a i y is in i ö z g ü r ir a d e y le , k i m s e y e z a r a r v e r m e d e n v e h e r k e s in iy iliğ i i ç i n is t iy o r u m ” d e y in . S e m ­
b o lle r ç i f t l e r h a lin d e d e k u lla n ıla b ilir .

R e ik i 2 S e m b o lle r i

Cho-Ku-Rei Sei-He-Ki Hon-Sha-Ze-Sho-Nen


G üç Arttınr Duygusal Şifa Uzaktan Şifa

REIKİ 173
R e ik i 2

İ k in c i D e r e c e S e m b o lle r i v e Ç iz im le r i

C h o-K u -R ei
“Elektrik Dıığmesi"
Güç Arttırır ( ^ r yönünde)

Sei-He-Ki Hon-Sha-Ze-Sho-Nen, "Pagoda”


Duygusal Şifa, Artnd^ma, Korum a Teml^^zleme U^zakfân jifa . ^ ^ ^ h ik Kayıtlar. Geçm iş-Şim di -Gelecek

İstekleri Açığa Çıkarma KuraUarı


1. Kendiniz d e içinde olduğunuz halde dileğinizi canlandırın.

2. Dünyayı onun ve (kendinizin) arkasına koyun.

3. Görüntünün üzerine gökten yere inen a lın bir ızgara (çapraz veya sarm al çizgili) getirin.

4. Görüntünün liimii üzerine C hc Ku R ei’yi çizin.

5. Olabildiğince uzun süreyle bu imgeyi canlı tutun. sonra salıverin.

6. Ne istediğinize dikkat edin. çünkü gerçekten başınıza gelebilir!

REİKİ 174
R e ik i 2

A lt e r n a t if R e ik i 2 S e m b o lle r i v e Ç iz im le r i

G e l e n e k s e l U s u i R e i k i ’si

C h ^ K u -R d Sel-H e-K i
"Gücü Buraya K o y ’* ya da Buradadır" "Evrenin ^Anahıan" ya da
(saatin aksi yönünde) "K işi ve T a m ’ nın B ir Olması”

Hon-Sha-Ze-Sho-Nen
“Aydınlanmayı ve Ban§ı Gerinnek İçin İçimdeki Tanrı İçindeki T ann 'ya Uı.anıyor"

REÜCİ 175
R eiki 2

G üç Alıştırm aları
Geleneksel olmayan öğreti bedeni, uyuıhlamalan yapan bir eneıji kanalı gibi kullanmayı gerektirir. G ele­
neksel Usui Reiki ’si ne bu yöntemi ne de aşağıda verilen güç alıştınnalarını kullanır. Bu alıştırmaların fayda­
sı, onların sayesinde Reiki derecesinin aktanmı için - derece başına dört kadar uyumlama yerine - bir uyum-
lamanm kifayet etmesidir. Aşağıdaki alıştırmalar size ı>neriinin tutuhnasını ve Reiki uyumlamalan için onun
aktarımım öğretir. Eğer Reiki 3 almamaya niyetliyseniz bunları bilmeye veya kullanmaya ihtiyacınız yok de­
mektir. Bu alıştırmalar, başkalarını uyumlama bilgisi ve yeteneği kazandırarak sizi Reiki 3 ’e hazırlar. İleri yo­
ga ve Ch'i Kung bilgilerini bilenler belirtilen alıştırmalara kendilerini aşina hissedeceklerdir.
Siz Reiki ’nin kutsal ve şifacı enerjisine birer aracısınız. Bedeninizi saf tutun; asla kızgın, hasta veya zarar­
lı maddelerin etkisi altındayken (keyif verici maddeler gibi) şifa veya uyumlama yapmayın. Birçok kişi siga­
ra tiryakilerinin bu enerji için temiz ve açık birer kanal olamayacağı kanaatindedir. Eğer sigarayı bırakmak is-
tiyorsanız. Reiki ’nin kendisi bedeninizi bu uyuşturucudan arındırmanın iyi bir yoludur. İstenmeyen bir ahş-
kanlığın/bağımlılığın aşılması konusunda Sei-He-Ki sembolüne odaklanmak size yardımcı olacaktır.

H azırlık
Bu alıştırmalan ilk öğrendiğimde, kadınların göğüs ölçülerini büyütell/küçülten ve adet gönne (ayhali)
döngülerini kontrol eden bir tekniği onlara aktarmak konusunda tereddütleri olmuştu. Fakat o kadar çok ka­
dın bana onları ne denli önemli bulduğunu, hatta hayat bile kurtardığını söyledi ki başlangıçtaki fikirlerimden
vazgeçmek zorunda kaldım. Birinci Aşama alıştırmaları size Ki enerjisini kanal ize etmeyi öğretecektir ancak
Reiki’de uyumlama veya şifa yapmak için gerekli değillerdir. İkinci Aşama ise Reiki uyumlamalan ve Reiki
3 için gereklidir. Bu alıştırmaları yaparken Reiki sembollerini canlandırmayın.

Kadınlar İçin Birinci Aşama


Bacaklarınız açık oturun. öyle ki ayaklarınızdan birinin topuğuyla vajina ve klitorisinize bastırabilesiniz.
Bunu yapacak ölçüde bedeninizi esnetemiyorsanız gerekli basınct yaratmak için bir tenis topu veya büyükçe
bir kristal kullanın. Bu esnada cinsel uyarım yaşayabilirsiniz.
Ellerinizi birbirine sürterek onları ısıun. Böylece ellerinizde enerj i yaraun.
Ellerinizi göğsünüze koyun; elinizden gelen ısıyı duyumsayın, fakat göğüs uçlarını uyarmayın.
Dairesel bir hareketle göğüslerinizi yukarı ve dıştan içe doğru hareket ettirin. Bu dönüş hareketini günde
iki defa olmak üzere en az 36'şar, en fazla da 360'ar defa tekrar edin. 36 ile başlayıp tedricen sayıyı arttıra­
bilirsiniz.
Bu dönüş biçimine (yukarı ve dışarı) Dağıtma denir. Dönüş hareketinin yalnızca bu yönde kullanılması gö­
ğüs kistlerini küçültür veya yok eder (dağıttr). aym zamanda göğüs ölçülerini de küçültür. Öte yandan, isten­
meyen menopoz belirtilerini de azaltıp yok edebilir.
Ters yöndeki (yukarı ve içe) dönüş hareketine ise Ters Döndürme denir. Bu yönde yaptlan alıştırmalar gö­
ğüs ölçülerini büyütebilir, fakat bu arada - varsa - göğüs kistlerini de büyütebilir. Eğer göğüs kistiniz varsa
yalnızca Dağıtma hareketini yapın.
Sözkonusu hareketleri yarı yarıya da yapabilirsiniz. yani yüzde 50 Dağıtma, yüzde 50 de Ters Döndürme
hareketi. Bu durumda göğüs ölçüleri aym kalacakur.

REİKİ 176
R eiki 2

K a d ın la r İç in İ k in c i A ş a m a

B u R e i k i ’ y e u y u ım la m a k iç in g e r e k li o la n H u i Y in (H o n Y i n ) p o z is y o n u d u r.

O t u m r v a z iy e t t e , k a p a t ım u ş g ib i v a jin a v e m a k a t k a s la r ım k a s m . D a h a ö n c e K e g e l A lış t ın n a s ı y a p t ıy s a ­
n ız b u s i z e y a b a n c ı g e lm e y e c e k t ir . S o n r a . iç i n i z e ç e k e c e k m i ş g ib i m a k a t k a s la r ın ız ı s ık m . S a n k i ra im tin iz d e n
v e m a k a tta n i ç e r i h a v a g ir iy o n n u ş g ib i h is s e d e c e k s in iz . Ç o k z o r la m a m a k k a y d ıy la o la b il d i ğ in c e d u ru m u n u ­
z u k o r ı y u n : a rd ın d a n g e v ş e y in v e b ir k a ç d e f a d a h a t e k r a r e d in .

B i r ç o k k a d ın b a ş la n g ıç t a b u n u y a p m a k ta z o r la n ır . A n c a k a lış t ır m a y a p ık ç a k a s k o n tr o lü n ü z g e l i ş e c e k v e
h e r s e fe r in d e d a h a u z u n s ü r e y le p o z is y o n u tu tm a k k o la y la ş a c a k t ır . N ih a y e tin d e b u p o z is y o n u m u h a fa z a e d e
ı e k g ü n lü k iş le r in iz i y ü r ü t e b ile c e k h a le g e l e c e k s i n i z - u y u m l a n a y a p m a k i ç i n n e f e s in i z i tu ta r a k e n a z ik i- ü ç
d a k ik a , n e f e s tu tm a d a n d a d a h a u zu n s ü r e y le H u i Y in p o z is y o n u n u k o r u y a b ilm e lis in iz . B a ş l a n g ıç t a n e f e s in i ­
z i tu ta r a k d e n e y in . P o z is y o n u d o ğ ru b ir ş e k ild e tu ttu ğ u n u z z a m a n M ik r o k o z m ik Y ö rü n g e / H a ra Ç i z g i s i b o y u n ­
c a y ü k lü b i r e n e r jin in h a r e k e t e t t iğ in i h i s s e d e c e k s in iz .

A p ış a ra n ız d a H ui Y i n k a s ı l m a s ın ı tu ta r k e n d ilin iz i d a m a ğ ın ız a , ü st d iş le r i n in g e r i s in d e k i ç u k u r lu ğ a y e r ­
le ş tir in . D ilin iz i b u ş e k i ld e tu tm a n ız , e n e r ji d e v r e s in i k a p a y a r a k Y ö n e t i c i v e B a ş la n g ıç D a m a r la r ın ı te m a s a g e ­
ç in m e y e y arar. A p ış a r a s ı v e dil p o z is y o n la r ın ı tu tu n v e e n e r jin in iç in iz d e n a s ıl d o l a ş tı ğ ı n ı h is s e d in . D e rin b i r
n e f e s a lın v e t u t a b ild iğ in iz k a d a r tu tu n : b u n u n a lış t ır m a s ın ı y a p ın . N e fe s tu ta r a k v e ik i p o z is y o n u d a k o r u y a ­
ra k (a y a k t a ) ü ç -d ö r t d a k ik a sü r e y le d u r a b ü ım e lis in iz B u r a d a k i a m a ç k a n a l l a r ı k a p a m a k , e n e r ji y i H a ra Ç i z g i ­
s in e y ö n le n d ir m e k . s o n r a d a n e f e s v e e lle r in iz d e n s a lm a k ü z e r e b e d e n in iz d e n g e ç in m e k tir . R e i k i " y e u y u m la
y a n v e R e ik i ü s ta d ım y a p a n d a iş te b u d u r. M ıs ın n S o n s u z lu k s im g e s i o l a n 8 ş e k l in i n iç in iz d e k i h a r e k e tin i du
y u m s a y a b i l i rs in iz .

N u r la r

B u a lı ş t ın n al a rın h e d e fi ru h s a l f a r k ın d a lık v e e n e ı ji n i n k o n tr o l lü ile t im i y o lu y la r u h s a l v e f iz ik s e l o la n a r a ­


s ın d a irtib a t s a ğ la m a k tır . E n e r j i ni n b e d e n iç in d e k i h a r e k e t liliğ i - R e ik i ’y e u y u m la m a k a m a c ıy l a e l le r i n i z v e
n e fe s in iz ü z e r in d e n - is t e n ile n y e r e d o ğ ru y ö n le n d i ril ir.

S ü r e ç b o y u n c a c in s e l o la r a k u y a n la b ilir s in iz . B i r s ü r e s o n r a a lış t ın n a l a r e s n a s ın d a b u d u y u m la r a z a la c a k tır.

K im i k a d m la r C h i K u n g 'u n “ K a n ıtı G e r i D ö n d ü r ü lm e s i " d e d iğ i ş e y i y a ş a r la r . B u n u n a n la m ı, B ir in c i A ş a ­


m a a lış t ın n al a n n ı y a p a n k a d ın la n n a d e t k a n a m a la r ın ın a z a l a c a ğ ı. h a t t a k e s ile c e ğ id ir . B u a y n ı z a m a n d a s ö z -
k o n u s u k a d ın la n n ö s t r o je n ( k a d ın l ık h o r m o n u ) se v iy e le r in in d ü ş tü ğ ü a n l a m ın a g e lir . A lış t ır m a la r ı it id a lle y a ­
p ın ; a d e t k a n a m a la r ın ın k e s ilm e s in in ille d e iy i b i r ş e y o l m a s ı g e r e k m e z . G ö ğ ü s h a r e k e t le r in i d ü ş ü n n e y i d e ­
n e y in - g ü n d e ik i d e fa o lm a k ü z e r e y ü z k e r e n in a ltın d a . A d e tin k a n a m a s ın ın d u n n a s ı h a lin d e g e b e l ik s ö z k o -
n u su o la m a z : b u n u n iç in a d e tin k a n a m a s ın ın b a ş l a m a s ı. d o l a y ı sı y l a d a a l ış tı n n a l a rd a k i t e k r a r r o ta s y o n s a y ı­
s ın ın d ü ş ü rü lm e si g e r e k ir . B u o lg u ş ö y l e a ç ık la n ır : y u m u rt a y ı g e b e l iğ e h a z ır e d e n e n e r j i y u k a r ı. T a ç ç a k r a y a
y ö n le n d ir ilir . D o l a y ıs ıy l a k a d ın ın d iş ilik g ü c ü r u h s a l g e l i ş i m e a k ta r ılır . T e k r a r ad ed i d ü ş ü rü ld ü ğ ü n d e a d e t
d ö n g ü sü t e k r a r b a ş la r.

B u a l ış t ın n a l a n n b ilin e n b ir z a r a n y o k tu r. O n la r g ü ç t e n d ir ic id ir v e g ö ğ ü s le r in d e k is t o l a n yah u t ü r e m e s ü ­
re ç le r in in b e d e n s e l/ z ih ın s e l k o n tr o lü n e ih tiy a ç d u y a n k a d ı l a r a ş i f a v e rir. M e n o p o z d ö n e n i n e g i n n i ş k a d ın ­
la r i ç i n s e m e n o p o z . b e lir t ile r in i a z a lt ır v e y a o r ta d a n k a ld ır ır . A h ş tt r m a t a r b i y o l o ji k s a a t i d u rd u ru r. A y r ıc a y a ­
r a t ıc ılık v e z ih in s e l fa r k ın d a l ı ğ ı da a rttırır.

A lış t ır m a la r ı s a b a h k a lk a r k a lk m a z v e y a tm a d a n ö n c e . g ü n d e iki d e f a y a p ın . İ k i n c i A ş a m a a lış t ır m a la r ı R e ­


iki 3 iç in şa rttır.

REİKİ 177
R eiki 2

E rk e k le r İçin

A ş a ğ ıd a k ile r e r k e k f i z y o l o ji s i n e g ö r e h a z ır la n m ış R e i k i G ü ç A lış tır m a la r ıd ır . D ö r t a m a c ı v a rd ır:

1. C in s e l u z u v la r ın f i z ik s e l d o k u la r ın ı g ü ç le n d ir m e k .

2. R u h s a l fa r k ın d a lığ ı y ü k s e lt m e k v e zihi^n/beden/ruh ir tib a tın ı g ü ç le n d ir m e k . P r o s t a t h o n n o n a l o la r a k


b ö b r e k ü s tü b e z le r le , a y n c a k u n d a lin i/ o ın u rilik k a n a lın d a n v e H ara Ç iz g is in d e n y u k a n d o ğ ru d iğ e r b e z le r le
b a ğ la n tılıd ır . K a s ı k b ö lg e s in d e k i d o la ş ım ın a r tış ı, e rs u y u n u n b e s in in i v e r u h s a l e n e r jis in i ö z e ll i k l e T a ç ç a k r a -
y a v e T a ç ç a k r a a r a c ıl ığ ıy la b e d e n in g e r i k a la n k ıs ım la r ın a ile t e n b ir e n e r ji fır tın a s ı y a r a tır. E n e r ji ir tib a tı ta ­
m a m o ld u ğ u n d a o m u r ilik t e n b a ş a k a d a r o r g a z m a b e n z e r b ir ü r p e r m e v e k a r ın c a la n m a h is s e d ilir . E ğ e r b u d u ­
y u m u s ır ıın ız ın o r ta s ın d a d e ğ il d e y a l n ız c a T a ç ç a k r a d a h is s e d iy o r s a n ız . d u y a r lılığ ın ız a l ış t ır m a y a a rta c a k tır.
E ğ e r e n e r ji d u y u m la rı b u n u n la d a a rtm ıy o rs a ö n c e li k l e g id e r ilm e s i g e r e k e n b a z ı t ık a n ık l ık l a r o la b ilir . B u d u ­
ru m d a M ik r o k o z m ik Y ö r ü n g e y i d e n e y in

3. Ö z g ü v e n v e k a r a r lılık ü ç ü n c ü a m a ç tır . Ç a k r a v e y a e n e r ji n o k ta la r ın d a n b ir i t ık a n ık s a e n e r ji n i n h a r e ­
k e ti d e o n o k ta d a k e s ile c e k t ir . T ık a n m ış b ö lg e y e ş ifa y a p ın . e n e r j i tık la n m a sın ı g id e n n e k iç in d u y g u s a l ç a l ı ş ­
m a y a p ın , b ö y l e c e tık a n m a a ç ıla c a k t ır . S ö z k o n u s u b e z / ç a k ra a ç ıld ığ ın d a e n e r ji a k ım ı y u k a n y a y ö n e le c e k tir .
A lış tır m a la r d a e n e r ji T a ç ç a k r a k a d a r h a r e k e t e d iy o r s a , b ir tık lan m a y o k d e rn e k tir. E n e r ji y i H a ra rd a t o p r a k la ­
m a y ı ih m a l e t m e y in .

4. D ö r d ü n c ü a m a ç s a i ç h u z u ru n a r ttın İm a s ıd ır. Z a m a n la y a r a t ıc ılık v e z ih in s e l s ü r e ç le r i n n it e liğ i y ü k s e ­


le c e k . a rta n b ir d in g in lik , h u z u r v e ru h s a l a ç ılım y a ş a n a c a k tır .

E r k e k le r İç in B ir in c i A şa m a

A lış u r m a y ı o tu r a r a k , a y a k t a v e y a y a t a r a k y a p m . E l l e r i n i z i b ir b ir in e s ü rtü n v e ıs ı/ e n e rji y a r a tın .

S o n r a h a y a la r ın ız ı s a ğ a v u c u n u z a a lın (a v u ç ta m a m e n i ç i n e a l a c a k ş e k i ld e ) . E z m e d e n h a f i f ç e b a s ın ç u y ­
g u la y a r a k a v u c u n u z u n ıs ıs ın ı ile t in .

S o l e l in iz i g ö b e ğ in ik i-ü ç s a n tim a ltın d a k i H a r a ' y a k o y u n . H a f i f b a s tır a r a k v e e lin iz d e n g e le n ısı a rta ra k


s o l e lin iz i 8 1 d e fa s a a t y ö n ü n d e d ö n d ü rü n .

I s ı v e e n e r ji y a r a tm a k iç i n o v u ş tu rd u k ta n s o n r a e l le r i d e ğ iş in . S o l e lin i z e h a y a la r ı a lın , s a ğ e lin iz i d e


H a r a ’ y a k o y u n . B u s e f e r a y n ı d a ir e s e l h a r e k e ti (8 1 d e f a ) s a a tin a k s i y ö n ü n d e y a p ın . B u e s n a d a fiz ik s e l
h a r e k e te y o ğ u n la ş ın v e a r ta n ıs ıy ı h is s e d in .

B u a lış t ır m a n ın s o n u c u b e d e n , z ih in v e ru h u n b ir liğ id ir .

D ik k a t: N e R e i k i s e m b o lle r in i c a n la n d ır ın n e d e e n e r jiy i a r t u n n a k iç in z ih n in iz i d e v r e y e s o k u n . R a k u ’n u n
c a n la n d ır ılm a s ı, K i g ü ç le r in in a ş ırı u y a r ılm a s ın d a n ö tü r ü , t e h l ik e a r z e d e b ilir . B u n u y a p a c a k o lu r s a n ız t o p r a k ­
la m a y ö n te m le r in i k u l l a ı ı n - b ir a ğ a c a s a n l m . y e r e (t o p r a ğ a ) u z a n ın , Y e ry ü z ü n ü n k a l b i n e k ö k s a lın ; a te ş e n e r ­
ji s i n i n h a r la n m a s ın c a n la n d ır ın v e Y e r y ü z ü ç a k r a s ın a g e r i d ö n ü n .

REİKİ 178
Reiki 2

E rk ek ler İçin İkinci A şam a

B u R e i k i ’ y e u y u m la m a k iç in g e r e k li o l a n H ui Y in (H o n Y in ) p o z is y o n u d u r . Y a l n ız c a m a k a t k a s la r ın ın
k a s ılm a s ı d ış ın d a k a d ın l a r iç in İ k in c i A ş a m a y la a y n ıd ır.

M a k a t ı k a s ın v e k a s l a n iç e r i v e y u k arı ç e k in . D o ğ r u p o z is y o n u b u ld u ğ u n u z d a s a n k i m a k a tta n iç e r i h a v a
ç e k i y o n n u ş g i b i h is s e d e c e k s in iz . Z o r l a m n a d ığ ın ıı m ü d d e tç e p o z is y o n u k o r u y u n . G e v ş e y i n v e r a h a ts ız o l ­
m a d ığ ın ız s ü r e c e b u n u t e k r a r e d in .

H a^ ra{K un dalini Y o lu ’n d a g ıd ık la y ıc ı b ir e le k t r ik d u y u m a la c a k s ın ız . B u ç a b u c a k g e l ip g e ç e n d o ğ a l b ir t e p ­
k id ir : b u n u z o r la m a k i ç i n z ih n in iz i k u lla n m a y a ç a lış m a y ın . B u . b i li n ç li o l a r a k k o n t r o l e d ilm e s i g e r e k e n b i r
d u y u m d e ğ ild ir .

D ilin iz i d a m a ğ ıru z d a k i b o ş lu ğ a y e r le ş tir in . H ui Y i n p o z is y o n u n u tu tu n , d ilin iz d a m a k ta o l su n v e n e f e s in iz i


o la b ild iğ in c e tu tu n . S o n r a g e v ş e y in v e y in e d e n e y in . R e i k i 'y e u y u m la y a b ilm e k i ç i n b u p o z i s y o n u a y a k ta ü ç -
d ö n d a k ik a s ü r e y le t u t a b ilm e lis in iz .

B u a lı ş t ın n a la n g ü n d e ik i d e fa . s a b a h k a lk tı ğı n ız d a v e g e c e y a ta r k e n , y a p m a lıs ın ız . P o z is y o n u d a h a u zu n
s ü r e le r le tu tm a y ı ( İ k i n c i A ş a m a) v e te k r a r l a n ( B ir i n c i A ş a m a ) ö ğ r e n d ik ç e k e n d in iz i d a h a y ü c e v e s ıh h a tte h i s ­
s e d e c e k s in iz . K a d ın la r d a o ld u ğ u g ib i. R e i k i 'y e u y u m la m a iç i n g e r e k e n . İ k in c i A ş a m a a l ı ş u n n a l a n d ı r a n c a k .
e r k e k le r d e B ir in c i A ş a m a e n e r ji tık a n m a la r ın ı g i d e n n e k , r u h s a l fa ık m d a lığ ı y ü k s e lt m e k v e b e d e n / z ih in b a ğ ­
la n t ıs ıy la s ıh h a t d u y g u s u n u g e liş t ir r n e k a ç ıs ın d a n ö n e m lid ir . A y n ı z a m a n d a c in s e l e t k in liğ in iy ile ş t ir ilm e s i v e
p ro s ta t s o r u n la r ın ın g id e n lm e s in d e de y a ra rlıd ır.

Y e ry ü z ü n ü n bu d e ğ iş im ç a ğ ın d a ru h sa l g e li ş im le r i i ç i n ç a b a h a r c a y a n e r k e k le r i b i lh a s s a ta k d ir e d iy o r u m .
F a r k ın d a lığ ın ız . tüm e r k e k le r in v e g e z e g e n in ş ifa s ın ın b ir p a r ç a s ı o la n k e n d i ş if a n ı z la b a ş la m ış u r .

REİKİ 179
Reiki 3

R e ik i 3 S e m b < )lle ri v e Ç iz im le r i

llai-K o -M y o R ak u
Ruhun Şifası. Uyumlama Parlayan Şim şek, A teşi Besler
( Reiki 3 uy uııı lamasından itibaren lünı şifolarda kullanılacak) (yalnızca uyumlamak için)
Sam ıalın Merkezinden Çizmeye Başlayın

Geleneksel Üçüncü D erece Sem bolleri: A ltern atif D ai-K o-M yo B içim leri

R eiki Üstatlığı Sem bolü; E rk ek - K adın - Evren = Tüm E n e rji

REİKİ 180
l'vrumlama Yapmak İçin

Dilinizi sürekli damakta tutarak Hui Yin pozisyonunuzu muhafaza edin. Derin nefes alıp tutun. ancak
asgari düzeyde (nefesinizi venuek durumunda) soluyun. Reiki üstadı uywnlama yapmak üzere ayakta
durur; öğrenciler arkalan dik sandalyelerde. eller göğüs hizasında ve ayalar bitişik vaziyette otururlar.

1. Arkadan:
T a ç ı açın. Bu. canlandınnayla da olabilir. el hareketiyle de.
Taç üzerinde Dai-Ko-Myo‘nun çizin.
Omuz üstünden uzanıp öğrencinin ellerini tutun ve Taç çakraya üfleyin. Derin bir nefes alıp tutun.
Taç üzerinden diğer semKdlen Je çizin: Cho-Ku-Rei. Sei-He-Ki. Hon-Sha-Ze-Sho-Nen.
Elleri tutun ve Taç çakraya üfleyin.

2. Öne Gelin:
Öğrencinin ellerim kitap gibi ac ın.
Her i ki aya üzerinde Cho-Ku-Rei ' yi çizin.
Üç defa. r akı içe vurun.
Her iki jy a üzerinde Sei-He-Ki‘ yi çizin.

Cç defa hafifçe vurun.


Her ık.: ay. üzerinde Hon-Sha-Ze-Sho-Nen'i çizin.
Cç defa. hafifçe vurun.
Her iki aya üzerinde Dai-Ko-Myo'yu çizin.
l"ç defa hatifçe vurun.
Elleri birleştirin ve bir elinizde tutun.
K ökten K al p' e üfleyin. Derin bir nefes alın ve tutun.

3. Arkaya Geçin:
Sembolleri içeride bırakarak aurayı kapatın. (Taç çakrasını kapatmayın.)
Omurgadan aşağı Raku’yu çizin.
Hui Yin pozisyonunu gevşetin. nefesinizi verin.

REİKİ 181
Ö z e t: T ib e tli B u d is tle r in B e ş R e ik i S e m b o lü T a n ım la r ı

B e ş R e ik i s e m b o lü z ih n in b e ş d ü z e y in e k a r ş ı l ık g e l ir. H e p si b ir lik t e . z ih in - n e s n e b i rl iğ i ni v e A y d ın la n ­
m a Y o lu ' n u n ( B u d i z m 'i n N ir v a n a 's ı) s o n u n d a e n ü s t d ü z e y e e r i ş e n b e n lik t e n sı y rıl m a y ı t e ş k il e d e r. B a ş a r ı l -
d ığ ın d a V a r lığ ı b e d e n le n m e d ö n g ü s ü n d e n k u r la n r .

S e m b o lle r in o r ijin a l k u lla n ım ı (d ü n y e v i) ş ifa için d e ğ i l . b a ş k a la r ın a y a r d ım e d e c e k A y d ın la n m a iç in d i -


A y d ın l a n m a y la n ih a y e tle n e n b ilg e liğ in b e ş a ş a m a s ı:

C h o - K u - R e i - B a ş l a n g ıç v e y a g i riş, b a ş la n g ıç a ş a m a s ı. K a lb e m a n d a la n ın y e r le ş t ir ilm e s i. M e d ita s y o n -


la d ü n y a a r a s ın d a h i ç b i r fa r k k a lm a y a n a d e k m e d ita s y o n a d e v a n e t m e k . B o ş l u k - Y e ry ü z ü d ü z le m in d e n
b a ğ ım s ız lık . İlk a d ım . ilk t e c m b e . ( R e i k i ta n ım ı: e l e k t r i k d ü ğ m e s i.)

S e i - H e - K i - T o p r a k (v e b e d e n le n m iş k i ş i) k a t ış ık k a b u l e d ilir. K a t ış ı k o la n d a b i l g e l i k l e s a f la ş t ın l a r a k
a ltın h a lin e g e t i r i l i r - c ü r u fta n a ltın a s im y a s a l d e ğ iş im , a r ın m a v e b a ş k a l a ş ım . B u , b e n lik t e k i b o ş lu ğ u a n ­
la y a n a z s a y ıd a i n s a n ın b a ş a r d ığ ı A y d ın la t m a d ır ( B u d a h a li). B i l g e l i ğ i n a t e ş i y l e a ltın / s a flık h a lin i a lm a
(a r ın d ır ılm a ). ( R e i k i t a n ım ı: d u y g u s a l ş ifa . a r ııu n a , t e m iz le n m e , k o r u n m a .)

H o n - S h a - Z e - S h o - N e ı ı - G e ç m i ş y o k , ş im d i (a n ) , g e l e c e k y o k . Y a n ıls a m a v e k a n m a d a n (z ih n in e y le m i
o la r a k ta n ım la n a n k a r ın a ) ö z g ü r le ş m e . Z a m a n ı. m e k a n ı. s ın ır la r ı v e y a n ıls a m a y ı z ih in y a ra tır. A y d ın la n m a .
z ih n in ö t e s in e . h e p im iz in iç in d e k i B u d a D o ğ a s ın a g e ç m e k t ir. Z ih n in f a r k ın d a lık h a l in d e a ç ık lık v e a z a d e ­
lik v a rd ır: z a m a n d a n , m e k a n d a n . y a n ıls a m a d a n v e s ın ır la r d a n a z a d e lik . S ın ır l a r ın ç ö z ü lm e s i h e r ş e y i k a v ­
r a t m a s ı d e m e k tir . ( R e i k i ta n ım ı: g e ç m iş , h a l v e g e l e c e ğ in ş i f a s ı . k a n m a n ın ş if a s ı. u z a k ta n ş if a .)

D a i - K i- M y o - “ V e r ic i M a ln a y a n a k a lb i o l a n " v e y a “ B ü y ü k p a r la y a n ış ık lı m a b e t ." B a ş k a la r ı iç in A y d ın ­
la n m a y ı a r z u la y a n k iş i o n a e r iş e c e k t ir . B u k iş i h e r ş e y in k a v r a n m a s ın ın t e m e lin d e b ü y ü k b ü tü n le ş m e n in
y a ttığ ın ı a ııla r . ( B i r o lu ş , T a n n s e n s in .) K i ş i a y d ın la n d ığ ı z a m a n b e d e n le r u n e v e ıs tır a p ta n k u rtu lu r.
B u d iz m ’d e g e r ç e k ş if a y a ln ız c a b u d u r. ( R e i k i t a n ım ı: ru h u n ş if a s ı.)

R a k u - B ü t ü n le n m e , a l t N ir v a n a ’ y a e r iş m e . v a ro lu ş u n b e n liğ in in b o ş o lu ş u . B e n li ğ in iç in d e B u d a ’n m
(v e y a T a n r ı 'n ın ) im g e s in in g ö r ü n m e s i. A yd ın la n m a . d erin h u zu r. M a d d i d ü n y a n ı n y a n ıls a m a s ın d a n . b e d e n ­
d e n v e b e d e n le n m e d e n k u rtu lu ş . b ü tü n ü yl e ş ifa . B u d iz m 'd e b u s e m b o l k iş i y i b e d e n in d e n ç ık a n n a k ü z e r e
a y a k ta n T a ç ç a k r a y ö n ü n d e k u lla n ılır ; R e i k i ’d e to p r a k la m a k ü z e r e v e e n e r ji y i e v r e n d e n b e d e n in iç in e ç e k ­
m e k i ç i n T a ç ç a k r a d a n a y a ğ a k u l la n ı lır ( k a r ş ıı n iy e t v e an l a m - R e i k i s e m b o lle r in d ü n y e v i k u lla n ım ı. A y ­
d ın l a ın n a is e ru h s a l v e B u d is t k u lla n ım ıd ır . B u d is t d ü ş ü n c e d e b e d e n v e ş if a s ın ın b ir ö n e m i y o k tu r ). ( R e ik i
ta n ım ı: p a r la y a n ş im ş e k , b ü tü n le n m e . t o p r a k la m a .)

U y u m la m a = İ n is iy a s y o n = Y e tk ile n d ir m e

REİKİ 182
K A Y N A K Ç A

A .J. M ackenzie C lay: The Challeıtge to Teach Reiki (R eiki'yi Öğretme Dürtüsü) (Byron Bay, N W S, Australia, New Dimensious.
1992).

A .J. M ackenzie C lay: Oııe Step Forwardfor Reiki {Reiki İçin Bir Adım İleti) (Byron Bay, NWS, Australia. New Dimensious. 1992ı.

A jit M uokerjce: Kundaliııi: The Arousal o f ıhe bıner Energy (Kundalini: İçsel Enerjinin U y an ın ) (Roctıester, VT, Destinv Book.-;,
l 991 ).

Alice Bailey: The Rays and ılıe Initıations (Iş ın la ve İnsiyasyoıı) (Volume V. New York, N Y, Lucius Publishing Company. 1972)

Alice Steadm an: Who's ıhe Mattcr WithMe? (Benimle Sorunu Olan Kim ?) (Washington. DC, ESPress. im :., 1966).

Amy W allace ve Dil! H enkin: The Psycfıic Hecıling Book {Psişik Ş ifa Kitabı) (Berkeley, C A . T h e Wingbow Press, 1978).

B a rb a ra Ann B re n n an : Ught Emerging: The Joumey o f Persorto/ Healiııg (Doğmakta Olan Işık: Kişisel Şifanın Yolculuğu) (New
York, NY. Mentor Books, 1955).

B a rb a ra M arcin lak and T era T hom as. E d : Bringers of the D.twn: Teaching From ılıc Pleinditm/u (Plciadiatılar'rn Öğretileri:
Aydınlanmaya Giden Y o l) (Sante Fe. NM, Bear and Company Publishing, 1992).

B od o B aglnsky Shallla S haram on: Reiki: Uımersal Life Energy (Reiki: Evrensel Yaşam Enerjisi) (Meııdociııo. CA. LileRythrıı
Press, 1988).

Dbıne Stein: Thc Natura/ Rcmcdy Book for Dog and Cats (Köpek ve Kediler İçin Doğal Tedavi K itabı) (Free.ıom, CA , THe Crossing
Press. 1994 ).

Dianı- Stein: Narım/ Healiııg for Dogs and Caıs (Köpek ve Kediler İçin Doğal Tedavi) (Freedoııı. CA, The Crossing Press. 1993).

Dlane Stein: A// Wo»ıen Are Healers: A Comprehensive Guide to Natura/ Healing (Bütün Kadınlar Şifacıdtr: Doğal Tedavi İçin
Anlaşılabilir B ir El Kitabı) (Freedom. CA, The Crossing Press, 1990).

Dlane Stein: Drcaming ıhe Post. Dreamittg the Future: A Herstory o f tlıe Earth (Geçmişi Diişlemck. Geleceği Düşlemek: Bir Yeıyü-
zü Tarihçesi) (CA. T H e Crossing Press. 1990).

D r. Stephcn T . C h ang: The Tao o f Sexxlogy. The Book of lnfinite (Tao Seksolojisi. Sonsuz Bilgeliğin Kitabı) (San Franshco.
CA. Tao Publishing. 1986).
Duane P ack er ve Sanaya R om an: Awakening Your Light Body (Işık Bedeninizin Uyarımı) (Oakland, CA , LuıııinEssencc Producıi
ons, 1989).

E . A. B u ru : The Teadıings of the Comparsionate Buddha (Buda'dan Şe& at Dersleri) (New York. NY. Meııtor Borrks. 1955).

E.arlyne C hancy ve W illiam L . M e ssk k : Kundalini and ıhe Thitd Eye <Kundalini w Üçüncü G öz) (Upland. CA, Tao Publislıing.
1986).

E d w ard C onze: Burfd/ıısm: hs Essence and Development (Budizm: Özü ve Gelişim i) (San Fransisco. CA . Harper and Row Publis-
hers, l 975).

F ran B row n: Living Reiki: 7’akato's Teadıings (Yaşayan Reiki: Takata’nm Öğretisi) (CA. LifeRhythm Press. 1992).

F ran k H oman: Kofuıu Touclı Healiııg (Kofutu'nun Dokunına Tedavisi Yönleıni) (Philadelphia. PA. Suıılight Publishing, 1986).

Hawayo T a k ata: Tlıe History of Reiki as T'o/d by Mrs. Takma (Bayan Takata Tarafından Anlatıldığı Şekl iyle Reiki Tarihi) (Souıhfidd,
M I, The Center for Reiki Training. 1979).

H elen J . H aberly: Reiki: Takata’s Story (Hawayo Takata'nın Hikâyesi) (Olney. MD, ı^ lıc d ig m Publicalions. 1990).

REİKi 183
Holgcr K ersten : Jesu s Lived in India: H is Unknown Life B efore and A fıer th e Crucifixwn (İsa Hindistan’da Yaşadı: Çarmıha Geri­
lişten Önce ve Sonraki Hayatı) (Dorset, İngiltere, Element Books Ltd., 1991).

Jo h n Blofold; Bodhisaıtva o f C om p an ion : The Mymical Tradiıion ofK u a n Yin (Şefkat Bodhisaüvası: Kuaıı Yiıı'in Mistik Geleneği)
(Boston, MA, Shaınbala Publications. 1977).

Jo h n Blofeld: T he Tantric Mysticism o f Tibet: A P racıical Guide to the Tlıeory, Purpose andT eclıiques o f Tantric M ediıation (Tibet'in
Tantrik Mistisizmi: Tantrik. Meditasyonun Teori Amaç ve Teknikleri Rehberi) (N ew York. NY, Arkana Books, 1970).

Jo h n D iaınond M D : Your Body D oesn’ı L ie (Bedeniniz Yalan Söylemez) (New York, NY. Wamer B ooks, 1979).

Laeh M aggie G arfle ld and Ja c k G ra n t: Companions in Spirit (Ruhsal Yakınlaşmalar) (Berkeley, CA. Celestial Arts Press, 1984).

L arry Arnotd ve S and y Nevius: Tlıe R eiki H andbook (Reiki Elkitabı) (Harrisburg. PA. PSI Press, 1982).

Louisc L . H ay : H eal Yottr B ody: The M emal Caıtses f o r Physical lUness and th e M etaphysical Way to Or’ercotne Tliem ( Bedeninizi
Tedavi Edin: Fiziksel Hastalıkların Zihinsel Nedenleri ve O nları Çözmenin M etafizik Yolu) (Santa M onica. CA , Hay House,
1982). s. 25.

Louise L . Hay: Yon Can H eal Your Life (Hayaünrzı İyileştirebilirsiniz) (Santa Monica, CA . Hay House, 1984).

M am ak ve M ancew an C h ia : Awakeıı Healing Light o f the Tao (Tao’nun Ş ifa Verici Işığının Uyarılması) (Huntington, NY. Healing
Tao Books, 1993).

M antak Chia: Awakening Healing Energy Through the Tao (Tao Aracılığıyla Şifa Enerjisinin Uyarılması) (Sanla Fe. NMAurora
Press, 1983).

M arion W einstein: Positive M agic: Occulı Seif-H elp (Müspet Büyü: Gizli Güçlerle Kendinize Yardım Edin) (Custer, WA, Phoenix
----------- Ptıblrehing Co.. 1981).-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

M ary Coddington: in Search o f th e Healing Energy (Ş ifa Enerjisi Üzerine Araştırmalar) (New York, NY, Destiııgy Books, 1978).

P a u l David M itchcll: R eiki: Tlıe Usui Sysıem o f Natura/ Healing (Reiki: Doğal Tedavi Yönteminde Usui Sistemi) (Cocur d'Alene.
Idaho, The Reiki Alliancc, 1985. Bookle-t).

P ierrc R aın bach : Tlıe Secret M essage o f Tantric Buddhism (Taııcrik Budizm 'in Gizli M esajı) (NY, Rizzoli International Publications,
1979).

Raoul B iın b au m ; Tlıe H ealing Bıtddha. (Şifa Veren Buda) (Boulder, CO. Slıambala Publications. Inc., 1979).

Rosalyn L . Bruyere and Je a n n e F arre n , E d : Wheels o f Light: A Study o f ılıe Clıakras (Işığın Çarkıfeleği: Çakrnların Eğitim i) <Vol.
I. Sietra Madre, C A . Bon Pıoductions, 1989).

Sandy B o u ch cr: Turning tlıe W lıeel: American Women Creating the N ew Buddhism (Çarkıfeleği Çevirirken: Amerikalı Kadınlar Ye­
ni Budizm'i Yaratıyor) {Boston, MA, Beacon Press, 1993).

Sherwood H. K . Finfoy, I I : " Secrets o f R eiki: Healing Wlih Energy in arı Anciettl Tradilion" in Body, Miftd arıd Spirit (‘"Reiki'nin
Sırları: Enerji Şifasının Geleneksel Yolları" Beden, Zihin ve R uh İçinde) (March-April, 1992).

Starhaw k : T he Spiral D ance: A Rebirth o f th e Ancietıt Religion o f the G reat G ddess (Sarmal Dans: Büyük Taım ça’mn Dininin Ye­
niden Doğuşu) (San Fransisco, CA, Harper and Row Publishers. 1979).

W illiam L . R and: A Meeıitig wit!t Phyllis Furumoto (Phytlis Furumoto'yla Karşılaşma) (In R eiki News. Sprirıg 1992).

W illiam L . R an d : R eiki: The Healing Touch. Firsı and Secortd D egree M anual (Reiki: Ş ifa Veren Dokunuş, Birinci ve İkinci Dere­
ce Elkitabı) (Southlîeld, M l, Vision Publications, 1991).

REİKİ 184
Eğitici ve Öğretici

Reiki, Tibet Budizmi kaynaklı ve son derece basit bir “ elle” şifa
verme sistem idir. B a tı’ da R e ik i uzun y ılla r boyunca g iz li
tutulmuştur. R eiki Esasları kitabı, bu şifa sisteminin temel üç
derecesini tüm ayrıntılarıyla açıklamaktadır ve bu bilgilerin,
özellikle de şekillerin çoğu ilk defa yayımlanmaktadır. Reiki Şifa
Sistemi’nin üzerindeki giz perdesini kaldırması bakımından Reiki
Esasları’nın çok tartışma yaratacak bir kitap olduğu muhakkak.

Reiki şifasının tüm insanlığa ait olduğu gerçeğinden hareket eden


bu eserin, konuya dair tüm kaynaklardan önemli bir farkı mevcut.
H içbir kitap, doğrudan alınması gereken Reiki “ uyumlaması”m
ISBN 975*7582-75-1

gereksiz kılamaz. Am a yine de Reiki Esasları kitabı, bu sistemin


şifacısı, uygulamacısı ve öğretmeninin ihtiyaç duyabileceği her
türlü bilgiyi içermektedir.

ARITAN YAYINEVİ

You might also like