Professional Documents
Culture Documents
Hazi̇ran 2020
Hazi̇ran 2020
yerine
Bizimle! 130
Yıllık aboneliklerde Aylık Popüler Bilim Dergisi Haziran 2020 Yıl 53 Sayı 631 - 7 TL
Dijital Teknolojiler
ücretsiz kargoyla kapınızda...
ve Eğitim
84 72 72
Bilim ve Teknik
yerine yerine
yerine
60 50 50
Haziran 2020
Yıl 53
Sayı 631
Uzaktan Eğitim
90 90 90 COVID-19 Hasarları
Yenilenebilir Enerjiyi
Göklerden Toplamak
9 771300 338001
“Benim mânevi mirasım ilim ve akıldır”
Mustafa Kemal Atatürk
Bilim ve Teknik
Aylık Popüler Bilim Dergisi
Yıl 53 Sayı 631
Haziran 2020
K
Sahibi
TÜBİTAK Adına Başkan
Prof. Dr. Hasan Mandal
oronavirüslü günlerde 5 ayı geride bıraktık. Bilim ve Teknik dergisi olarak yeni ko-
Genel Yayın Yönetmeni ve
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ronavirüs hastalığı ile ilgili tüm bilimsel gelişmeleri takip ediyor, en güncel ve doğru
Doç. Dr. Rukiye Dilli
(rukiye.dilli@tubitak.gov.tr) bilgileri sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Bu sayımızda COVID-19’dan etkilenen
Yayın Yönetmeni
Dr. Özlem Kılıç Ekici bambaşka bir olguyu ele alıyoruz: Eğitim ve öğretim. Tüm dünyayı etkisi altına alan
(ozlem.ekici@tubitak.gov.tr)
COVID-19 salgını nedeniyle, birçok ülkede okullar kapatıldı ve milyonlarca öğrenci
Yayın Danışma Kurulu
Doç. Dr. Emine Adadan uzaktan eğitim ve çevrimiçi öğrenme süreci ile eğitimlerine kaldığı yerden devam et-
Prof. Dr. Elif Damla Arısan
Doç. Dr. Rukiye Dilli
Doç. Dr. Ekin Özman Karakurt
meye başladı. Her ne kadar eğitimde dijital dönüşüm dünya genelinde birçok ülkenin
Doç. Dr. Lokman Kuzu
Prof. Dr. Faruk Soydugan
gündeminde olsa da bu kadar kısa bir sürede böyle büyük çapta bir dönüşüm gerçek-
leştirmek için hiçbir ülkenin planı ve altyapısı hazır değildi. Gamze Yılmaz Güntay’ın
Yazı-Araştırma ve Editörler
Dr. Özlem Ak “Dijital Teknolojiler Eğitimi Nasıl Değiştiriyor?” ve Mutlu Şen Akbulut’un “Dijital Tek-
(Tıp ve Sağlık Bilimleri)
(ozlem.ak@tubitak.gov.tr) nolojilerin Eğitimde Etkin Kullanımı” başlıklı yazılarında eğitimde dijital dönüşümün
Dr. Tuncay Baydemir
(Temel Bilimler ve Teknoloji) gerekliliği, çevrimiçi öğrenme yöntemleri, dijital eğitim sürecinin etkin ve başarılı bir
(tuncay.baydemir@tubitak.gov.tr)
Dr. Bülent Gözcelioğlu şekilde yönetilmesi için nelere dikkat edilmesi gerektiği detaylı bir şekilde ele alınıyor.
(bulent.gozcelioglu@tubitak.gov.tr)
Dr. Mahir E. Ocak Özlem Ak bu ayki COVID-19 yazısında, enfeksiyonun vücutta çok farklı organlarda
(Fiziksel Bilimler)
(mahir.ocak@tubitak.gov.tr) meydana getirdiği hasarlardan bahsediyor. Salgının ilk günlerinden beri bildiğimiz kuru
Dr. Tuba Sarıgül
(Temel Bilimler) öksürük ve nefes darlığı belirtilerine çok daha fazlasının eklendiğini, akciğer hasarının
(tuba.sarigul@tubitak.gov.tr)
İlay Çelik Sezer yanı sıra kalp, damarlar, böbrekler, bağırsak ve beyin de dâhil olmak üzere birçok organın
(Yaşam Bilimleri)
(ilay.celik@tubitak.gov.tr) da enfeksiyon nedeniyle bir şekilde zarar gördüğünü anlıyoruz. Tuncay Baydemir “Ayna-
Redaksiyon
Nurulhude Baykal da Gördüğüm de Kim?” başlıklı yazısında ilginç bir nörolojik rahatsızlık olan yüz körlü-
(nurulhude.baykal@tubitak.gov.tr)
Mehmet Sığırcı ğünden bahsediyor. Mahir Ocak, yenilenebilir enerji çeşitlerinden bir tanesi olan rüzgâr
(mehmet.sigirci@tubitak.gov.tr)
enerjisinin rüzgâr türbinleri dışında göklerden başka yollarla nasıl elde edilebileceğini
Grafik Tasarım
Hüseyin Diker anlatıyor. İlay Çelik Sezer ise bu ayki yazısında elektrikli otomobillerin ve ısı pompalarının
(huseyin.diker@tubitak.gov.tr)
Video-Animasyon-Web daha az miktarda sera gazı salımına neden olduğunu belirtiyor. Tarım ve Orman Bakanı-
Selim Özden
(selim.ozden@tubitak.gov.tr) mız Bekir Pakdemirli de “İlk Elektrikli Traktörümüz Tarlada!” başlıklı yazısında ilk yerli ve
Teknik Yönetmen
Sadi Atılgan
milli elektrikli traktörümüzü bizlere tanıtıyor. “Dokuları Birbirine Yapıştırmak Artık Daha
(sadi.atilgan@tubitak.gov.tr)
Kolay” başlıklı yazımızı da zevkle okuyacağınıza eminiz.
Mali Yönetmen
Adem Polat Dergimizin daha düşük fiyata ve ücretsiz kargoyla sizlere ulaşacağı abonelik kam-
(adem.polat@tubitak.gov.tr)
İdari Hizmetler panyasından (yıllık 60 TL) faydalanmak için www.tubitakdergileri.com.tr adresini ziyaret
Nahide Soytürk
(nahide.soyturk@tubitak.gov.tr) edebilirsiniz.
Yazışma Adresi Dergimizin internet sayfasını (http://www.bilimteknik.tubitak.gov.tr) ve sosyal medya
TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi
Remzi Oğuz Arık Mah. hesaplarını da takip edebilir, hayatınızdaki yerini ve size neler kattığını bizlerle paylaşabi-
Tunus Cad. No:80
06540 Çankaya ANKARA lirsiniz (bteknik@tubitak.gov.tr).
Tel (312) 298 95 24 Faks (312) 427 74 89
İnternet www.bilimteknik.tubitak.gov.tr Nesiller büyüten dergimizin bu sayısını da keyifle okumanızı diliyor, sonraki sayıları-
e-posta bteknik@tubitak.gov.tr
Abone İlişkileri (312) 222 83 99 mızı sabırsızlıkla bekleyeceğinizi umuyoruz.
abone@tubitak.gov.tr
Abone www.tubitakdergileri.com.tr
ISSN 977-1300-3380
Fiyatı 7 TL - Yurtdışı Fiyatı 5 Euro Sağlıcakla ve bilimle kalın... Unutmayın #bilimokuyanbilir!
Dağıtım TDP http://www.tdp.com.tr
Baskı PROMAT Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş.
http://www.promat.com.tr/ Saygılarımızla,
Tel (212) 622 63 63
Baskı Tarihi 20.05.2020 Özlem Kılıç Ekici
Bilim ve Teknik Dergisi, Milli Eğitim Bakanlığı
[Tebliğler Dergisi, 30.11.1970, sayfa 407B, karar no: 10247]
tarafından lise ve dengi okullara; Genelkurmay Başkanlığı
[7 Şubat 1979, HRK: 4013-22-79 Eğt. Krs. Ş. sayı Nşr.83]
tarafından Silahlı Kuvvetler personeline tavsiye edilmiştir.
İçindekiler
16
COVID-19’da Hasar Sadece Akciğerle
Sınırlı Değil!
Özlem Ak
28
Aynada Gördüğüm de Kim?
Tuncay Baydemir
58
Yenilenebilir Enerjiyi Göklerden Toplamak
Mahir E. Ocak
Dergimizin içeriğinden seçerek hazırladığımız bilimsel ve teknolojik bilgileri Bilim ve Teknik dergisinin sosyal medya hesapları aracılığıyla takip edebilirsiniz.
“Bakış açımı genişlettim”
Uzaktan Eğitim
Dijital Teknolojiler ve Eğitim
Yüz Körlüğü
COVID-19 Hasarları Sürecinin Yönetimi Zeynep Çalışkan,
Yenilenebilir Enerjiyi
Göklerden Toplamak Başkent Üniversitesi, İlköğretim Matematik Öğretmenliği Bölümü
Yerli Elektrikli
Öğrencisi
Traktörümüz Tarlada!
5
Haberler
Legolar
Denizlerde 1300
Yıl Kalabilir
Özlem Ak
7
Dilinizdeki farklı türlerin minyatür oluşturduğunu söylüyor. Venüs’ün
Mikrobiyal Renk ortamlar oluşturduğunu Örneğin, Actinomyces Yerkabuğunun
gösteriyor. Woods bakterilerinin (kırmızı)
Cümbüşü Altında
Hole, Deniz Biyolojisi dilin epitel dokusuna
Özlem Ak Laboratuvarından (gri) yakın bölgede Bir Magma
mikrobiyolog Jessica çoğaldığı, Rothia Okyanusu
Dilinizde sayısız bakteri Mark Welch dilde bakterilerinin (camgöbeği Olabilir
yaşıyor. Bilim insanları oluşan bu bakteri rengi) biyofilmin dışına
bu bakterilerin çoğalmak topluluklarının doğru büyük kümeler İlay Çelik Sezer
için dilin hangi bölgesini karmaşıklığını hayli hâlinde çoğalma
tercih ettiklerini keşfetti. şaşırtıcı buluyor. eğiliminde olduğu ve Yeni bir araştırmanın
Cell dergisinde 24 Mart’ta Streptococcus (yeşil) bulgularına göre, Venüs
yayımlanan çalışmada Araştırmada, dilde bakterilerinin ise dilin yerkabuğunun altında
araştırmacılar dilin mikrobiyal toplulukların kenar bölgesinde ince bir bir magma denizi
yüzeyindeki her bir nasıl yapılandığını dış tabaka oluşturduğu barındırıyor olabilir ve
hücrenin etrafında öbek görmek için 21 sağlıklı görüldü. Bu bakterilerden eğer öyleyse buna ilişkin
öbek toplanmış farklı gönüllünün dillerinin özellikle ikisi bilgiler Dünya’nın uzak
bakterilerin kalın bir üst kısmından sürüntü (Actinomyces ve Rothia) geçmişiyle ilgili çıkarımlar
biyofilm oluşturacak yöntemiyle örnek yapraklı yeşil sebzelerde yapmamıza yardımcı
şekilde çoğaldığını alındı ve belirli bakteri bol miktarda bulunan olabilir.
söylüyor. Yani bakteriler gruplarını tanımlamak nitratı, kan damarlarını
türlerine göre gruplara için floresan etiketleri genişleten ve kan Venüs ve Dünya birbirine
ayrılarak kendi türlerine kullanıldı. Böylece her basıncını düzenlemeye yakın boyutlarda, benzer
yakın yaşamayı tercih bir bakterinin dilin yardımcı olan nitrik malzemelerden oluşmuş
ediyorlar. Bu yerleşim yüzeyinde tam olarak okside dönüştürmek için ve Güneş Sistemi’nde
düzeni, her bir bakteri nerede yaşadığını tespit önemli. birbirine bitişik komşu
hücresinin önce dil edilebildi. Araştırmacılar konumundaki iki
hücresinin yüzeyine aynı tür bakterilerin Bilim insanları, insan gezegen. Bu gezegenlerin
yapıştığını, daha sonra kümeler oluşturduğunu vücudunda hangi ikisi de ilk oluştuklarında
daha büyük kümeler ve bu kümelerin mikroorganizmaların muhtemelen
oluşturdukça katmanlar mikroskop altında bulunduğu hakkında yüzeylerinde magma
hâlinde çoğaldığını ve rengarenk bir görüntü çok şey biliyor olsalar okyanuslarıyla ergimiş
da bu çalışmada dilde hâldelerdi. Milyarlarca
bulunan bakteriler ilk yıl içinde kabukları
kez bu kadar ayrıntılı katılaştı ve kayaç yapılı
olarak gözlemlendi. kabuklarının altında
Araştırmacılar, farklı birer magma tabakası
bakteri türlerinin nerede kaldı. Dünya’nın magma
toplandıklarını bilmenin okyanusu 2 milyar yıl
bakterilerin işleyişleri ve kadar önce sertleşerek
birbirleriyle etkileşimleri kayaçlara dönüştü
ile ilgili daha çok bilgiye ancak Venüs’ünkinin
sahip olmak için önemli varlığını hâlâ sürdürüyor
olduğunu düşünüyor. n olabileceği düşünülüyor.
8
göre, bu en az 2 milyar gökyüzündeki yüksekliğini
yıl daha zaman alabilir hesaba katarak farklı
ve bu süreci incelemek mevsimlerde bir eve giren
Dünya’nın kendi ergimiş güneş ışığı miktarının
tabakası soğurken nasıl ayarlanabilmesini
bir değişim geçirdiğini sağlıyor. Yazın güneş
anlamamıza yardımcı ışığını engelleyip kışın
olabilir. Araştırmanın içeri girmesine izin
sonuçları Teksas’ta veren pencere cam
yapılması planlanan ancak sistemleri hâlihazırda
COVID-19 pandemisi mevcut ancak Yi Long
nedeniyle iptal edilen ve ekibi aynı zamanda
Lunar and Planetary Güneş’in gökyüzündeki
Science Conference’ta yüksekliğine göre de
(Ay ve Gezegen Bilimleri ayarlama yapabilen yeni
Konferansı’nda) tip bir sistem geliştirdi.
sunulacaktı. n Geliştirilmekte olan
Dünya ve Venüs arasındaki malzemelerden oluşmuş pek çok akıllı pencere
en büyük fark bizim ve yakın boyutlu olsalar da camı vanadyum dioksit
gezegenimizde levha Venüs’te, yüzeydeki soğuk
Güneş’in adlı bileşikten yapılıyor.
tektoniği görülmesi. Levha malzemeler gezegenin iç Yüksekliğini de Değişken bir moleküler
tektoniğinden kaynaklı kısmındaki malzemelerle Hesaba Katan yapıya sahip olan bu
hareketler yüzeydeki harmanlanmadığı için Akıllı Pencereler bileşik, 68°C’nin üstündeki
soğumuş malzemeleri Venüs’ün soğuma hızının sıcaklıklarda metal,
sürekli merkeze doğru Dünya’nınkinin yaklaşık İlay Çelik Sezer altındaki sıcaklıklarda ise
yönlendirerek bir yarısı kadar olduğunu seramik gibi davranıyor.
malzeme döngüsü belirtiyor. Bu yüzden Çin’deki Nanyang Metal faz, en çok ısı taşıyan
sağlıyor. Ancak Venüs’te Venüs yerkabuğunun Teknoloji Üniversitesinden yakın-kızılötesi ışığı
levha tektoniği altında, O’Rourke’un araştırmacılar tarafından engellerken seramik faz
görülmediği için hesaplamalarına göre, geliştirilen akıllı pencere ısının içeri girmesine izin
gezegenin iç kısmının gezegenin merkezini camları Güneş’in veriyor.
Dünya’nınkinden daha çevreleyen 200
sıcak olması gerektiği kilometreden -gezegenin
düşünülüyor. çapının yaklaşık %2’si-
daha kalın bir magma
Arizona State okyanusu olabilir.
Üniversitesinden Joseph
O’Rourke, Venüs’ün iç Venüs’ün şu anda
kısmının zaman içinde Dünya’nın milyarlarca yıl
nasıl soğuduğunu önce yaşadığı bir süreçten
canlandıran bir geçiyor olabileceği
simülasyon oluşturdu. düşünülüyor, magma
O’Rourke, her ne kadar okyanusu yavaşça soğuyor
Dünya ve Venüs benzer ve katılaşıyor. O’Rourke’a
9
Teorik olarak tüm bu eğik açılarda geldiği için BIII dev yıldızı içeriyor. belirtti. Araştırma ekibi
özelliklerin pencere kafes yapısı tarafından Son çalışmayla sistemde başlangıçta QV Tel adlı
camının dış ortama göre soğuruluyor. Kafes yapısı, ışınım üretmeyen ve sistemi, çift yıldızlar
ayarlama yapabilmesine görünür ışığın ortalama toplanma yapısı olmayan üzerine yaptıkları bir
olanak tanıması gerekir. olarak %43’ünün içeri bir karadelik de olduğu araştırmanın parçası
Ne var ki en güneşli girmesine izin veriyor. anlaşıldı. olarak gözledi. Elde edilen
günlerde bile dış Keşif, ESO’nun Şili’deki gözlem verilerini analiz
ortam sıcaklığı 68°C’ye Sistemin dünyadaki farklı La Silla Gözlemevi’nde ettikçe QV Tel yakınında
ulaşmıyor. İşte Long şehirlerde ne kadar enerji bulunan 2,2 metre daha önce keşfedilmemiş
ve ekibi akıllı pencere tasarrufu sağlayabileceğini çaplı teleskobuyla bir üçüncü cismi ortaya
camlarını üretirken anlamaya yönelik gerçekleştirildi. çıkardılar. 2,2 metre çaplı
vanadyum dioksite simulasyonlar sonucunda Araştırmada, QV Tel’in teleskoba bağlı yüksek
tungsten ekleyerek eğer sistem tüm çift yıldızının üyeleri çözümleme gücündeki
kritik sıcaklığı 40°C’ye pencerelere uygulanırsa gözlenerek görünmez tayf çeker kullanılarak
düşürmeyi başardı. pencerelerin enerji olan karadeliğe ilişkin birkaç ay boyunca devam
Öte yandan mevsimler verimliliğinin yaklaşık %23 kanıtlar elde edildi. eden gözlemler, iki
arasında sadece artabileceği görüldü. n İlerleyen dönemde aynı görünen yıldızdan birinin
dış ortam sıcaklığı yöntemle çok daha fazla görünmeyen bir nesne
değil aynı zamanda Dünya’ya En karadelik bulunabileceği etrafında 40 günde bir
Güneş’in gökyüzünde tahmin ediliyor. tur attığını ortaya koydu.
ulaştığı yükseklik de
Yakın Karadelik İkinci görünen yıldız
değişiyor. Mesela yazın Keşfedildi Astronomy and ise, bu içte kalan ikili
-Kuzey Yarımküre için- Astrophysics dergisinde etrafında çok daha büyük
Güneş gökyüzünde Faruk Soydugan Mayıs 2020’de bir yörüngeye sahipti.
daha fazla yükseliyor. yayınlanan araştırmanın
Araştırmacılar bu Avrupa Güney Gözlemevi yazarlarından Petr QV Tel sistemindeki
değişkeni de hesaba katan (ESO) ve farklı araştırma Hadrava, karadeliğin karadelik, çevresiyle
bir sistem oluşturmak enstitülerinden oluşan bize oldukça yakın şiddetli biçimde
amacıyla geliştirdikleri bir grup gökbilimci, olmasının ve sistemin etkileşime girmeyen ve
malzemeden üç boyutlu Dünya’dan sadece bir üyesinin Güney bu nedenle etrafından
baskı tekniğiyle, normal 1000 ışık yılı uzaklıkta Yarımküre’den çıplak ışınım alamadığımız için
pencere camlarının bir karadelik keşfetti. gözle görülebilmesinin gerçekten siyah kalan ilk
üzerine yerleştirilebilen, Çıplak gözle bir üyesi kendilerini çok şaşırttığını yıldız kütleli karadelik
0,2 milimetre genişliğinde görülebilen bir üçlü yıldız
gözelerden oluşan yatay sisteminin parçası olan
bir kafes üretti. Kışın karadelik, bugüne kadar
güneş ışığı daha çok ufuk yapılmış keşiflerden
hizasından, pencereye Güneş Sistemimize
dike yakın açılarda en yakın olanı.
geldiği için gözelerin Güney Yarımküre’den
içinden geçerek içeri gözlenebilen üçlü
girebiliyor. Ancak yazın sistem QV Tel (veya HR
güneş ışığı daha çok 6810) çok sıcak bir Be
yere dik, pencereye ise yıldızıyla yine sıcak bir
10
olabilir. Bu tür
karadelikler ancak Gözlemci
yakınlarında ve ona
çekimsel olarak bağlı
yıldızların yörüngeleri
izlenerek tespit
edilebilir ve kütleleri
hesaplanabilir. Bu
araştırmada belirlenen
karadeliğin kütlesinin
Güneş’in 4,2 katı olduğu
hesaplandı. Eğer bu
karadelik normal Geri dönen
bir yıldız olsaydı, ışınım
görülebilecek kadar
enerji yayacaktı.
Gökbilimciler bugüne
kadar gökadamızda
birkaç düzine kadar
karadelik keşfettiler. Bu
karadeliklerin neredeyse
tamamı çevreleriyle güçlü almadığımız çok sayıda Dünya’dan sistemlerde
etkileşime giriyor ve karadeliğin nerede algılanabilecek kadar olabileceğini öne
bu etkileşim nedeniyle olabileceğine ilişkin güçlü çekim dalgaları sürüyor. Dıştaki nesne
yakınlarından güçlü X ipucu sunuyor. yayabilen şiddetli ise, içerdeki çifti
ışınları yayılıyor. Böylece Araştırma ekibinden kozmik birleşmelerin birleşmeye zorlayıp
onları keşfetmek mümkün Thomas Rivinius, anlaşılması için de çekimsel dalgaların
oluyor. Gökbilimciler gökadamızda milyonlarca ipuçları sunabileceği yayılmasını tetikleyebilir.
gökadamızda çok daha karadeliğin olabileceğini düşünülüyor. Bazı QV Tel’de sadece bir
fazla karadelik olduğunu ancak çok azını gökbilimciler, karadelik olsa da bu tür
tahmin ediyor çünkü bildiğimizi söylüyor. birleşmelerin QV Tel gibi sistemlerin gözlemleri
gökadamızın yaşamı Yine ekipten Marianne konfigürasyona sahip karadelik içeren
boyunca daha birçok Heida, başka bir sistem ancak içte yer alan çiftin yıldız sistemlerinde
büyük kütleli yıldızın olan LB-1 çoklu sisteminin iki karadelik veya bir çarpışmaların
yaşamları sona ererken de bir karadelik içerdiğini karadelik ve bir nötron anlaşılmasına katkı
karadelik artık bıraktığı tahmin ettiklerini ancak yıldızından oluştuğu sunabilir. n
düşünülüyor. Bu keşfin bunu kesin olarak
buzdağının görünen yüzü söylemek için daha
olduğu belirtiliyor. fazla gözleme ihtiyaç Kaynaklar:
QV Tel sisteminde bir duyduklarını
https://www.eso.org/public/unitedkingdom/news/eso2007/?fbclid=IwAR3wmr3ghm
karadeliğin bulunması, ifade ediyor. NxulvjYm4ap7KGo9qOG-_EFFT8QZdVCRK8OVKTFcI3jhUmYXI
bu şekilde sessiz ve Karadelik içeren bu Th. Rivinius, D. Baade, P. Hadrava, M. Heida, R. Klement, “A naked-eye triple system
with a nonaccreting black hole in the inner binary”, Astronomy & Astrophysics, Vol.
yakınından X ışını tür üçlü sistemlerin, 637, L3, 2020
11
Yaşamınızın Önemli Bir Bileşeni:
Bağışıklık
Sisteminizin
Yaşı
Dr. Özlem Ak [ TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi
İlk savunma hattı diyebileceğimiz doğuştan gelen bağışıklık, çok sayıda yabancı virüs, bakteri veya diğer patojenlere anında ve spesifik
olmayan yanıt verir. Doğuştan gelen bağışıklık, patojenlere karşı mücadelede, hücrelerde biyokimyasal yolakları harekete geçiren antimik-
robiyal proteinleri yani defensinleri ve yabancı olan her şeyi yok etmeye programlı beyaz kan hücrelerini yani makrofajları kapsar.
İkinci savunma hattı, sonradan kazanılan bağışıklıktır. Bu bağışıklık türünde B hücreleri ile T hücreleri görev yapar. B hücreleri antikor üretir,
T hücreleri ise istilacı mikroorganizmalara ya da bu mikroorganizmalardan etkilenen hücrelere saldırır. Sonradan kazanılan bağışıklık siste-
minin bir çeşit “hafızası” vardır, bu hafıza sayesinde bazı hastalıklara ikinci kez yakalanmamızı engellerler. Bir virüs kişiyi ikinci kez enfekte
ettiğinde, hafızası olan B hücreleri virüsü tanır ve tekrar isterse hızlı bir şekilde tepki verir. Ancak grip virüsü gibi bazı virüsler mutasyon
geçirdiği için bağışıklık hafızasının bir etkinliği söz konusu olmaz. Yeni bir virüsle karşılaşıldığında o virüse karşı sonradan kazanılan bağışık-
lığın gelişmesi için 2 ila 8 haftaya ihtiyaç vardır -eğer daha önce bu virüse karşı aşı olunmadıysa! Aşılar, enfeksiyonu simüle ederek, bağışıklık
sistemine gerçek enfeksiyon meydana gelmeden önce belirli bir patojeni tanımayı, hatırlamayı ve savaşmayı öğreterek hastalığı önler.
14
Bazı insanlar doğal olarak daha
güçlü bir bağışıklık sistemine mi
sahip?
15
COVID-19
Hasar Sadece
Akciğerle Sınırlı Değil!
Dr. Özlem Ak [ TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), COVID-
19’un semptom listesine üşüme, titreme, baş ağrısı, boğaz ağrısı, kas ağrısı, koku ve tat
duyu kaybını da ekledi. Başka bir gelişme ise COVID-19 enfeksiyonunun vücuda verdiği
zararın akciğerlerle sınırlı olmadığının anlaşılması. Akciğer hasarının yanı sıra kalp,
damarlar, böbrekler, bağırsak ve beyin de dâhil olmak üzere birçok organın da enfeksiyon
nedeniyle bir şekilde zarar gördüğü anlaşıldı. Ancak virüsün vücudun farklı organlarında
yaptığı tahribat hakkında çok az şey biliniyor. Araştırmacılar, virüsün kendisi mi doğrudan
bu hasarlara yol açıyor, yoksa organ hasarlarının nedeni bağışıklık sistemi ya da tedavi
amaçlı kullanılan ilaçlar mı? sorularına yanıt bulmaya çalışıyor.
17
E
nfekte bir kişi virüs yüklü damlacıkları ök- yatan nedeni açıklar. Bazı COVID-19 hastaları için buruna
sürme ya da hapşırma ile dışarı attığında ve yerleştirilen ve hastanın oksijen almasını sağlayan nasal
bir başkası onları soluduğunda, SARS-CoV-2, kanül yeterli olur ve hasta iyileşir. Ancak bazı durumlarda
ACE2 almacının bolca bulunduğu buruna akut solunum sıkıntısı sendromu geliştiğinde kanda ok-
ve boğaza giriyor. Normal koşullarda kan basıncını düzen- sijen seviyesi düşer ve nefes almak hayli zorlaşabilir. Bu
lemeye yardımcı olan ACE2, virüs için hücrelere giriş ka- durumda akciğer filminde ve bilgisayarlı tomografi tara-
pısı oluyor. Hücre içine giren virüs hücrenin imkânlarını malarında akciğerlerde, havanın olduğunu gösteren siyah
kullanarak kendisinin sayısız kopyalarını oluşturuyor ve boşluk görüntüsünün yerini beyaz opak görüntü alır. Bu
ardından yeni hücreleri işgal ediyor. Virüs çoğaldıkça, en- hastanın ventilatöre ihtiyacı olduğu ve hayati tehlike riski
fekte olmuş kişi, özellikle ilk hafta kendisinde herhangi anlamına gelir. Yapılan otopsilerde, alveollerin içinde sıvı,
bir semptom olmasa da maalesef çok miktarda virüs yay- beyaz kan hücreleri, mukus ve tahrip olmuş akciğer hücre-
ma potansiyeline sahip. Bağışıklık sistemi bu ilk aşamada leri olduğu tespit edilir.
SARS-CoV-2’yi yenemezse, virüs akciğerlere saldırmak için
soluk borusuna doğru ilerliyor ve ölümcül olabiliyor. Ak- Bazı hekimler, pek çok ağır hastada gözlemlenen bu
ciğerlerde bronş ağacı denilen yapının ince dalları, gene gelişmenin, bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyonu sonucu
ACE2 almaçlarınca zengin, her biri tek bir hücre tabakasıy- ortaya çıkan sitokin fırtınasından kaynaklandığını düşü-
la kaplı alveol adı verilen küçük hava keselerinde sonlanı- nüyor. Aslında sitokinler sağlıklı bir bağışıklık tepkisine
yor. Normalde oksijen, alveollerden kılcal damarlara, yani rehberlik eden kimyasal sinyal molekülleridir ancak bir
hava keselerinin yanında bulunan küçük kan damarlarına sitokin fırtınasında, sitokin seviyeleri ihtiyaç duyulanın
geçiyor, ardından vücudun geri kalanına taşınıyor. çok ötesine geçerse bağışıklık hücreleri sağlıklı dokulara
da saldırmaya başlıyor. Bu durumda kan damarları sızıntı
Ancak bağışıklık sistemi virüsle savaşırken, bu sağlıklı yapıyor, kan basıncı düşüyor, pıhtı oluşuyor ve organ yet-
oksijen transferi bozulabilir. Beyaz kan hücreleri, bir sito- mezliği gibi sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Hastaneye yatırı-
kin türü olan kemokin isimli yangı moleküllerini üretir, bu lan bazı COVID-19 hastalarının kanında, yangıya neden
da virüsle enfekte olan hücreleri hedefleyen ve öldüren olan yüksek sitokin tespit edilmiş olması da akut solunum
daha fazla bağışıklık hücresinin aktive olmasına yol açar. sıkıntısı sendromunda sitokinlerin önemli rol oynadığını
Bu süreç ardında bir miktar sıvı ve ölü hücre bırakır. Tüm düşündürüyor. Temple Üniversitesi Hastanesinden göğüs
bu olanlar aslında pnömoninin patolojisini, öksürük, ateş hastalıkları uzmanı Jamie Garfield’e göre, vaka ve ölüm
ve nefes darlığı gibi ortaya çıkan semptomların altında oranı bağışıklık sisteminin bu tepkisiyle orantılı. Ancak
18
bu konuda Garfield’la aynı fikirde olmayan uzmanlar da Jersey, Deborah Kalp ve Akciğer Merkezi müdürü Dr.
var. Örneğin Stanford Tıp Fakültesinden göğüs hastalıkla- Andrew Martin COVID-19’da sıklıkla görülen akut so-
rı uzmanı Joseph Levitt bu sonuca varmak için yeterli ka- lunum sıkıntısı sendromunun bazen kalıcı akciğer
nıt olmadığını, aceleci davranıldığını ve sitokin tepkisini hasarına ve fibrozise (akciğer sertleşmesi) neden ola-
azaltma çabalarının geri tepebileceğini düşünüyor. Levitt bileceğini söylüyor. Solunum yolu enfeksiyonlarının
sitokinleri hedef alan ilaçların kullanımının vücudun vi- akciğerlere zarar verebileceği aslında hâlihazırda bi-
rüse karşı savaşmak için ihtiyaç duyduğu bağışıklık tepki- linen bir gerçek. Ancak COVID-19’u yenen herkesin
sini baskılayabileceğinden endişeleniyor. enfeksiyonun uzun süreli sonuçlarını yaşama riskinin
aynı olmadığını da unutmamak gerekiyor. Gene de uz-
Akut solunum sıkıntısı sendromunun COVID-19 manlar hastalarda akciğer yetmezliğinin dışında sık-
hastalarında uzun vadede başka sağlık sorunları için lıkla böbrek, kalp ve beyin gibi diğer organlarda da
de büyük risk oluşturduğu düşünülüyor. Örneğin New işlev bozukluklarının görüldüğünün altını çiziyor.
SARC-CoV-2’nin Etkileri
Virüsün kendisi veya bağışıklık sisteminin virüse tepkisi vücutta
SARS-CoV-2
birçok organa hasar verebilir. Bilim insanları bu hasarların
kapsamını ve mekanizmasını araştırıyor.
9 1- Kılcal Damarlar
Mukus 10
2- Nefes borusu
1
11
Bağışıklık 3- Bronşlar
hücreleri
4- Safra kanalı
2
5- Akciğer: Alveolleri tıkayan ölü hücreler, bağışıklık hücreleri ve sıvı
birikimi oksijen alımını azaltır.
19
Virüs Kalbi “Fethediyor” (mu?)! görülmesinin daha olası olduğunu düşünüyor. Aslında,
daha önce kalp problemi yaşamayan ve COVID-19 enfek-
COVID-19 pandemisinin odak noktası solunum prob- siyonu sırasında kalbi hasar gören hastaların, önceden
lemleri olsa da akciğer hasarına ek olarak, birçok COVID-19 kalp rahatsızlıkları olan hastalara göre hayatlarını kay-
hastasında kalp problemlerinin gelişmesi ve hastaların betme olasılıklarının daha yüksek olması da COVID-19
kalp durması nedeniyle hayatını kaybetmesi hekimler için ile ilgili cevaplanmayı bekleyen diğer bir bilinmeyen.
başta şaşırtıcı bir gelişme oldu. Solunum sorunu olma- Başka bir bilinmeyen ise bazı hastaların neden diğer-
yanlarda kalp yetmezliğine bağlı ölüm görülmesi ve Çin, lerine göre daha fazla kalp problemleri yaşadıkları. Bo-
İtalya ve New York’tan gelen veriler, SARS-CoV-2 virüsünün now bunun genetik yatkınlıktan veya daha yüksek viral
kalp kasını enfekte edebileceğine dair şüpheleri gündeme yüke maruz kalmaktan kaynaklanabileceğini söylüyor.
getirdi. Ayrıca COVID-19 ile enfekte olan kişilerin yaygın Araştırmacıların tek amacı en kısa zamanda virüsün
şikayetleri arasında göğüs ağrısı veya kalp ritmi bozuklu- kalbi nasıl etkilediğini bulmak, böylece doktorların has-
ğu olduğu görüldü. 25 Mart tarihli JAMA Cardiology rapo- taları hayatta tutmak için hangi tedavileri uygulaması
runda Wuhan’da COVID-19 teşhisiyle hastaneye yatırılan gerektiği de netlik kazanacak.
416 hastanın yaklaşık %20’sinde kalp hasarı tespit edildi.
Ayrıca kalp hasarı olan hastaların %51’i, kalp hasarı olma- Pıhtının Tehlikesi
yanlarınsa %4,5’i hayatını kaybetti. Bir başka Wuhan ça-
lışmasında, yoğun bakım ünitesine başvuran 36 hastanın Doktorların kalp krizine ve hatta felce neden olabi-
%44’ünde ritim bozukluğu vardı. Bilim insanları ise bu tab- lecek başka bir etkeni COVID-19 hastalarında da tespit
lo karşısında virüsün mü kalbi etkilediğini yoksa bağışıklık etmesi endişeleri daha da artırdı: Pıhtı oluşumu. Pıhtı-
sisteminin virüse olan tepkisinden mi kalbin etkilendiğini lar COVID-19 hastalarının kalp krizi ve felç geçirmesine,
araştırmaya başladı. deride garip döküntülere ve el ve ayak parmaklarında
donma sonucunda oluşan yaralara benzer kırmızı ve
Birçok kalp damar uzmanı COVID-19 enfeksiyonu- şişmiş yaralara neden oldu. Yapılan otopsiler sırasında
nun dört veya beş farklı yolla kalbe zarar verebileceğine akciğerlerin, bağırsakların, karaciğerin ve böbreklerin
inanıyor. Çünkü doktorlar, herhangi bir ciddi sağlık so- ince damarlarının pıhtılarla tıkalı olduğu fark edildi.
rununun, hatta basit bir ameliyatın bile kalbe zarar ver- Ağır COVID-19 hastalarında pıhtı oluşma riskinin daha
mek için vücutta yeterli stres yaratabileceğini biliyorlar. yüksek olduğu görüldü. Pıhtı bacağın iç toplardamar-
Ayrıca, pnömoni gibi bir durum, vücutta yoğun yangı- larında biriktiğinde derin ven trombozu denilen sağlık
ya, yangı da atardamarlardaki plakların dayanıksız hâle sorununa neden olur. Pıhtının akciğerlere ulaşması ak-
gelmesine ve sonuçta kalp krizlerine neden olabilir. ciğerde bir atardamarı tıkayabilir, kan akışını ve oksije-
Yangı kalp kasının zayıflaması ve kalp yetmezliğine yol ni kısıtlar ve ölümcül olabilen pulmoner emboliye yol
açabilen miyokardite (kalp kasının iltihaplanması) için açar. Atardamarlardaki kan pıhtıları kalbe kan akışını
de bir risk oluşturabilir. Ancak Northwestern Üniversi- engellediğinde kalp krizine, beyne oksijen iletimini en-
tesi Feinberg Tıp Fakültesinde kardiyoloji profesörü ve gellediğinde felce neden olabilir.
aynı zamanda JAMA Cardiology dergisinin editörü Dr.
Robert Bonow, COVID-19 hastalarında gözlenen hasa- Peki, COVID-19 hastalarının damarlarında neler
rın virüsün kalp kasını doğrudan enfekte etmesinden oluyor? Bir kurama göre pıhtı oluşumunun arkasında
kaynaklandığını düşünüyor. Çünkü SARS-CoV-2’nin or- sitokin fırtınası var. Çünkü sitokin fırtınasının, hastala-
taya çıktığı ilk günlerde yapılan araştırmalarda, virüsün rın hem kontrolsüz kanama hem de aynı anda çok faz-
akciğerlerdeki belirli ACE2 almaçlarına bağlandığını ve la pıhtılaşmadan dolayı ortaya çıkan ve yaygın damar
bu almaçların kalp kasında da bulunduğu belirtilmişti. içi pıhtılaşma adı verilen bir duruma neden olabileceği
Uzmanlar koronavirüs enfeksiyonundan önce kalp has- biliniyor. Diğer bir olasılık da virüsün doğrudan pıhtı-
talığı olan hastalarda enfeksiyon sonrasında kalp hasarı laşmaya neden olması.
20
Bir diğer kurama göre, COVID-19 sırasında artan kan 19’un sadece bir akciğer hastalığı olduğunu düşünmediği-
pıhtılaşma oranının nedeni özellikle yoğun bakım ünite- ni belirtiyor. Mehra, enfeksiyonun akciğerlerde başladığını,
lerinde yatan hastaların bir süre hareketsiz kalmalarının çünkü virüsün vücuda girmesinin en kolay yolunun solu-
sonucu. Ancak yoğun bakımda yatmayan hastalarda pıhtı num olduğunu söylüyor. Akciğer hücrelerini enfekte edip
riskinin yatanlara göre daha yüksek olduğunu gösteren onları yok etmeye başladığında, kan dolaşımına geçerek
güncel veriler de var. endotel hücreleri enfekte ediyor ve endotelit denilen en-
dotelyum iltihabına neden ediyor. Ayrıca endotelitin orta-
Lancet dergisinde yayımlanan bir araştırmada, SARS- ya çıkmasında sitokin fırtınasının etkisinin de büyük etkisi
CoV-2’nin damarları çevreleyen ve pıhtılaşma ve genişle- olduğunu düşünüyor.
me gibi önemli işlevleri yöneten endotel hücreleri istila
ettiğine dair kanıtlar gösterildi. Araştırmacılar, COVID-19 Virüsün endotel hücreleri enfekte ettiği kuramı aslın-
nedeniyle hayatını kaybeden bir hastanın otopsisi sıra- da doktorların pek çok sorusunu da yanıtlıyor. Örneğin
sında aldıkları doku örneklerini elekron mikroskobuyla yüksek tansiyon, diyabet ve kalp hastalığı gibi kronik has-
incelediklerinde kalp, böbrek, ince bağırsak ve akciğerdeki talıkların varlığı endotel hücrelere baskı yapabiliyor. Bu ne-
endotel hücrelerde koronavirüs izlerini tespit ettiler. Araş- denle de bu kronik hastalıklara sahip kişilerin COVID-19’a
tırma ekibinden Dr. Mandeep Mehra virüsün doğrudan yakalandıklarında daha fazla risk altında olmaları da çok
endotel hücreleri enfekte ettiğini ve bu nedenle de COVID- şaşırtıcı değil.
SARS-CoV-2
COVID-19 ve Pıhtı
Koronavirüs hastalarında damarlarda
pıhtı oluşuna dair bilgiler paylaşıldı.
Kan damarları
Pıhtının Etkileri
El ve ayaklara kan akışını engeller.
Ampütasyona yol açabilir.
Akciğer, kalp ve beyin gibi hayati organlara zarar verebilir.
Pulmoner emboli, kalp krizi ve felç gibi hayatı tehdit eden
komplikasyonlara neden olabilir
Pıhtı
Muhtemel sebepler:
Altta yatan nedenler
Uzun süre hareketsizlik
Sitokin fırtınası
Kan damarlarının virüsten doğrudan etkilenmesi
21
Bağışıklık Sisteminin Aşırı Tepkisi Koruyucu tepki Aşırı tepki
COVID-19’un en ciddi etkilerine neden olan bu mekanizma henüz tam Bağışıklık hücreleri enfeksiyon Yüksek miktardaki sitokin molekülleri
olarak anlaşılamamasına rağmen, bazı bilim insanları hastanın kendi bölgesine ulaşır ancak aşırı çok fazla bağışıklık hücresini aktive
bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkan sitokin fırtınasının tepki söz konusu değildir. ederek aşırı yangıya neden olur.
ölümcül hasara neden olabileceğini düşünüyor.
Virüs
Bağışıklık hücre tipleri Nötrofil
Makrofaj Monosit
Alveol
T hücresi
Oksijenin
akciğerlerden
Makrofaj
kan dolaşımına
geçtiği hava
keseleri. Oksijen
Kılcal
T hücresi
damarlar
Sitokin molekülleri hücrelerin yangı, Bağışıklık hücreleri işlerini Nefes almayı zor ve imkânsız
enfeksiyon ve travma bölgelerine yaparken oksijen iletimi çok az hâle getiren proteinlerin ve ölü
hareketini artırır. bozulma ile devam edebilir. hücrelerin oluşturduğu katman
22
72
relerinin yüzeylerinde de bulunuyor. Dolayısıyla da vi- basit: Hastaneye yatırılan hastalarda nörolojik kompli-
rüsün nörolojik semptomlara neden olması mümkün. kasyonların görülme sıklığını tespit etmek ve nasıl ge-
Johns Hopkins Medicine’daki yoğun bakım doktoru Ro- liştiklerini belgelemek. Daha uzun vadede ise Chou ve
bert Stevens, ACE2 almaçlarının nöral korteks ve beyin meslektaşları, virüsün beyin de dâhil olmak üzere sinir
sapında bulunduğunu söylüyor. Ancak Stevens’e göre, sistemi üzerindeki etkisini daha iyi anlamak için tara-
virüsün beyne hangi koşullar altında nüfuz ettiği ve bu malar, laboratuvar testleri ve diğer verileri toplamayı
almaçlarla etkileşime geçtiği henüz net değil. umuyorlar.
Winfield’daki Northwestern Tıp Merkezi, DuPage Has- beyin de dâhil olmak üzere pek çok organ virüsün potan-
siyel hedefleri arasına giriyor. Bir çalışmanın 21 Nisan’da
tanesinden beyin cerrahı Dr. Sheri Dewan ise nörolojik
bioRxiv’deki ön baskısında yayımlanan sonuçları, bu iki
sorunlarla ilgili başka bir kuram öne sürüyor. Ona göre,
proteini barındıran hücrelerin vücudumuzda hayli faz-
COVID-19’un kardiyovasküler sistemi kontrol eden me-
la olduğuna dikkat çekti. Bu da SARS-CoV-2’nin belirli bir
dulla oblongatayı (omurilik ile beyin sapını birbirine
organ yerine aslında vücuttaki birçok hücreyi hedefleye-
bağlayan beyin sapının en alt kısmı) etkilemesi söz
bileceğini gösteriyor. Araştırmacılar, ACE2 ve TMPRSS2 ta-
konusu. Eğer öyleyse hastaların düzgün nefes alama- şıyan hücrelerin nerelerde bulunduğunu ortaya çıkarmak
masının sadece akciğerlerle ilgili olmayabileceğini vur- için 2016’dan beri bilim insanlarının insan hücreleri hak-
guluyor. kındaki verileri bir araya getirdiği “İnsan Hücresi Atlası”
projesinden yararlandılar. Araştırma ekibi, insan doku ör-
COVID-19 hastalarıyla ilgili hastanelerden gelen neklerinden yaklaşık 1,2 milyon hücrenin gen ifade profil
birçok raporda başka bir sendrom yer alıyor: Guillain- kayıtlarını inceleyerek, bu hücrelerin hangisinde hem ACE2
Barré sendromu. Guillain-Barré sendromu, bağışıklık hem de TMPRSS2 üretildiğini ve vücuttaki yerlerini buldu-
sisteminin bir enfeksiyona yanıt verirken yanlışlıkla lar. Araştırmacılar verilerin vücudun birçok yerindeki hüc-
sinir hücrelerine saldırması sonucunda kas zayıflığına relerde SARS-CoV-2’ye hücre kapılarını açacak almaçların
ve sonunda felce neden olan nörolojik bir hastalık. Uz- üretildiğini gösterdiğini ama bu durumun virüsün tüm bu
manlar son yıllarda ortaya çıkan Zika virüsü enfeksi- hücreleri enfekte edeceği anlamına gelmediğini belirtti.
23
Sindirim Sisteminde
nu şiddetli geçiren hastaların %25-50’sinde böbreklerin
Virüs Bulguları
işlevinin bozulduğu görüldü. Bu sonuca götüren bulgu
SARS-CoV-2 ile enfekte olan bazı kişilerde bulan- ise hastaların idrarlarında daha fazla protein ve kırmızı
tı ve ishal gibi semptomların görülmesi akla virüsün kan hücresi tespit edilmesi. Bunların yaklaşık %15’inde
sindirim sistemini etkileme olasılığını getirdi. Örneğin filtrasyon işlevinde bir düşüş saptandı. Wuhan’da 85
mart ayı başlarında ABD’de 71 yaşındaki bir kadın kan- hastanın %27’sinde böbrek yetmezliği gözlendi. Çin’in
lı ishal, kusma ve karın ağrısı şikayetleri ile hastaneye Hubei ve Sichuan eyaletlerinde yaklaşık 200 COVID-19
başvurdu. Doktorların aklına önce Salmonella enfek- hastasının %59’unda idrarda protein, %44’ünde ise id-
siyonu ihtimali geldi. Ancak belirtilere bir süre sonra rarda kan bulunduğu bildirildi ki her iki durum da böb-
öksürük de eklendiğinde yapılan COVID-19 testinin rek hasarına işaret eden bulgular. Akut böbrek hasarı
sonucunun pozitif olduğunu gördüler. The American olan COVID-19 hastalarının ölme olasılığının da böbrek
Journal of Gastroenterology dergisinde yayımlanan bir hasarı olmayanlara göre beş kattan fazla olduğu elde-
makalede de dışkıda viral RNA tespiti ve endoskopide ki bilgilerden. Otopsi sırasında alınan böbrek örnekle-
kolon hasarının görülmesi, dikkatleri SARS-CoV-2’nin rinde virüs parçacıklarına rastlanması, araştırmacılara
mide ve bağırsak enfeksiyonuna neden olabileceği virüsün böbreklere doğrudan saldırdığını düşündürse
ihtimaline yöneltti. Bu çalışma, yeni koronavirüsün de böbrek hasarının ikincil bir hasar olabileceği ihti-
yakın akrabası olan SARS’a yol açan koronavirüs gibi mali üzerinde de duruluyor. UCLA (University of Ca-
ACE2 reseptörlerinin fazlaca bulunduğu alt sindirim lifornia, Los Angeles), David Geffen Tıp Fakültesinden
sisteminin çeperine bulaşabileceğini gösteren bir ka- pediatri profesörü Dr. James Cherry, böbrek hasarının
nıt olarak değerlendirildi. Çin’de enfekte kişilerin dış- enfeksiyon sırasında vücutta meydana gelen diğer
kı örneklerinin %53’ünde virüs RNA’sına rastlandı. değişikliklerden kaynaklanmış olabileceğini düşünü-
Çin’den bir ekip Gastroenterolog dergisinde yayımla- yor. Cherry, pnömoninin organlara oksijen iletiminin
dıkları makalelerinde, bir COVID-19 hastasına yaptıkla- azalmasına neden olabileceğini ve böbreklerde hasarı
rı biyopsilerde mide, on iki parmak bağırsağı ve rektal tetikleyebileceğini belirtiyor. Örneğin, ventilatörlerin
hücrelerde virüsün protein kılıfını tespit ettiklerini be- ve tedavi amaçlı kullanılan deneysel bazı antivirallerin
lirttiler. Bu bilgiler ışığında Baylor Tıp Fakültesinden böbrek hasarı riskini artırabileceğinin de altı çiziliyor.
virolog Mary Estes’e göre, virüs muhtemelen sindirim Ayrıca sitokin fırtınasının da böbreğe giden kan akışı-
sisteminde de çoğalabiliyor. Sindirim sisteminde vi- nı önemli ölçüde azaltarak sıklıkla ölümcül hasara ne-
rüse rastlanması, virüsün dışkıyla bulaşma ihtimalini den olabileceği biliniyor. Diyabet gibi önceden var olan
de gündeme getirdi ve doğal olarak bu ihtimal hayli kronik hastalıklar da böbrek hasarına neden olabilecek
endişe yarattı. Ancak Iowa Üniversitesinden koronavi- etkenlerden biri. WHO ise COVID-19’un böbrekleri doğ-
rüs uzmanı Stanley Perlman, dışkı yoluyla bulaşmanın rudan etkilediğini destekleyen neredeyse hiçbir kanıt
olduğuna dair bir kanıtın olmadığını belirtti. CDC ise bulunmadığını ileri sürdü.
SARS ve MERS deneyimlerine dayanarak yeni korona-
virüsün dışkı ile bulaşma riskinin muhtemelen düşük Karaciğer Hasarının
olduğunu söylüyor. Sorumlusu İlaçlar mı?
24
bazı uzmanlar, bu hasarın doğrudan virüsten kaynak- Birden Fazla Savaş Alanı
lanmadığını söylüyor. Kullanılan ilaçlar veya bağışık-
lık sisteminin aşırı tepkisi gibi nedenlerin de karaci- COVID-19 nedeniyle yoğun bakım ünitesinde tedavi
ğerde hasar oluşması ihtimalini artırdığı yönünde fikir görmek pek çok hasta için şüphesiz hayat kurtarıcı oldu
birliği var. ve oluyor. Ancak uzun süre yoğum bakımda tedavi gör-
menin travma sonrası stres bozukluğu, kaygı, depresyon
SARS salgını sırasında da hastalarının yaklaşık ve bilişsel bozukluklar gibi sonuçları da olabiliyor. Yoğun
%60’ında karaciğer yetmezliği görülmüş, benzer bir bakımda kalan hastaların sahip oldukları hastalıktan ba-
durumun MERS hastaları için de geçerli olduğu be- ğımsız olarak, yoğun bakım sonrası sendrom olarak bili-
lirtilmişti. Ancak o zaman da uzmanlar bu hastaların nen bir dizi fiziksel, bilişsel ve zihinsel sağlık sorununa
çoğunun yüksek dozda hepatotoksik (karaciğer hasa- eğilimli oldukları biliniyor.
rı verebilen) antiviraller, antibiyotikler ve steroidlerle
tedavi edildiği göz önünde bulundurulduğunda, kara- COVID-19 doğrudan ya da dolaylı olarak vücutta bir
ciğer hasarının tedaviye bağlı bir sonuç olabileceğini çeşit “yıkıma” yol açıyor. Şu andaki verilerle SARS-Cov-
belirtmişlerdi. 2’nin organlara verdiği hasarların mekanizmaları henüz
net değil ve her birinin özenli araştırmalarla açığa kavuş-
Maalesef SARS-CoV-2’nin karaciğer hasarının neden turulmasının yıllar alabileceği düşünülüyor. n
olup olmadığına dair yapılan araştırmalar henüz sınır-
lı sayıda. Ancak hem karaciğer hücrelerinde hem de
safra kanalı hücrelerinde ACE2 almacının bulunduğu
ve safra kanalı epitel hücrelerinin karaciğer rejeneras-
yonu ve bağışıklık tepkisinde önemli rol oynadığı göz
önünde bulundurulduğunda, COVID-19 hastalarında
meydana gelen karaciğer hasarının virüsün safra kana-
lı hücrelerini doğrudan enfekte etmesinden kaynakla-
nabileceği de olası görünüyor. Diğer yandan diğer tüm
organ hasarları konusunda şüpheli durumunda olan
sitokin fırtınasının karaciğer hasarına da neden olabi-
leceği üzerinde duruluyor.
Kaynaklar
Varga, Z. ve ark., “Endothelial Cell Infection and Endotheliitis in COVID-19”, Lancet, Cilt 395, s. 1417-1418, 2020.
https://www.sciencemag.org/news/2020/04/how-does-coronavirus-kill-clinicians-trace-ferocious-rampage-through-body-brain-toes
https://medicalxpress.com/news/2020-04-mysterious-blood-clots-COVID-latest.html?fbclid=IwAR05-FTHG4Osz46oVZRJLhfLM_-Wfayr1HtDYbalJ7seQXvMtgfsQ-hwThE
https://www.medrxiv.org/content/10.1101/2020.03.04.20031120v4
https://www.cdc.gov/coronavirus/2019-ncov/symptoms-testing/symptoms.html
Liu, K., ve ark., “Neurological Manifestations of The Coronavirus (SARS-CoV-2) Pandemic 2019–2020”, J. Neurol. Neurosurg Psychiatry, 2020.
https://www.sciencealert.com/some-COVID-19-patients-are-also-reporting-neurological-symptoms
https://www.scientificamerican.com/article/heart-damage-in-COVID-19-patients-puzzles-doctors/
Zhang, C., ve ark., “Liver Injury in COVID-19: Management and Challenges”, Lancet Gastroenterol Hepatol., Cilt, 5, s. 428–430, 2020.
https://www.the-scientist.com/news-opinion/receptors-for-sars-cov-2-present-in-wide-variety-of-human-cells-67496?utm_content=128828793&utm_medium=social&utm_
source=facebook&hss_channel=fbp-212009668822281
25
Bilim Çizgi
Sinancan Kara [ btcizgiroman@tubitak.gov.tr
29
B
öyle bir durumda hayat kesinlikle çok zor olurdu. gibi sorunlar da bildiriliyor. Hatta öyle ki prosopagnozik-
Yüzler olmadan yaşamak, hayatın her anında bul- ler aynada ya da fotoğraflarda bazen kendi yüzlerini bile
maca çözer gibi ipuçlarını değerlendirerek kişileri tanıyamıyorlar. Film ya da televizyon programlarını takip
tanımaya çalışmak demek. Yüz körlerinin mücadele et- etmekse onlar için neredeyse imkânsız.
mek zorunda oldukları işte tam olarak bu. Çok bilinen bir
rahatsızlık olmamasına karşın, araştırmacılar yaklaşık yüz Tüm bu sorunlara bağlı olarak prosopagnozikler sos-
kişiden ikisinde farklı seviyelerde yüz körlüğü olduğunu yal etkileşimde bulunmaktan kaçınabiliyor ve sosyalleşme
bildiriyor ve hepimizin potansiyel yüz körü olduğumuzu korkusunun altında ezilebiliyorlar. Ayrıca eğitim hayatla-
vurguluyor. rı ve kariyerleri boyunca diğer insanlarla ilişki kurmakta
zorlanabiliyor ve sonuç olarak depresyon gibi psikolojik
Yüz körlüğü olarak da bilinen prosopagnozi, nörolojik sorunlarla da baş etmek durumunda kalabiliyorlar.
bir rahatsızlık olup insanların yüzlerini tanıyamamak ve
yüzleri birbirinden ayırt edememek anlamlarına geliyor. Ne Zaman ve Nasıl Başlıyor?
Kökeni Yunanca olan “prosopagnosia”, “prosopon (yüz)”
ve “agnosia (bilginin olmayışı, bilgiyi işleyememe, tanıya- Bu soruya verilecek cevap ya “bilmiyorum” ya da “bir
mama)” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. gün baktım ki yüzleri ayırt edemiyor ve kişileri hatırla-
makta zorlanıyorum” olacaktır. Çünkü yüz körlüğü te-
Yüz körleri (prosopagnozikler) yüzü özel ve benzersiz melde iki sebepten kaynaklanıyor. “Gelişimsel prosopag-
kılan ve insanları tanımayı ve birbirinden ayırt etmeyi sağ- nozi” herhangi bir beyin hasarına bağlı olmadan kişide
layan özellikleri algılamakta güçlük yaşıyor. Beyin hasarı doğumdan itibaren var olan türü, “edinilmiş prosopag-
sonucu oluşan yüz körlüğü rahatsızlığı ilk olarak 1947’de nozi” ise kişide beyin hasarı, felç ve kafa travması ya da
bildirildi. İlerleyen yıllarda felç ve beyin travmasına bağlı cerrahi beyin operasyonu sonucunda gelişen türü ifade
olarak çeşitli vakalar görüldü. Gelişimsel prosopagnozili ediyor. Önceleri bütün vakaların edinilmiş prosopagnozi
ilk vakaysa 1977’de bildirildi. Yaklaşık olarak son on yıllık olduğu düşüncesinin yapılan araştırmalar sonucunda
süreçte, bilim insanları prosopagnoziye neden olan beyin doğru olmadığı anlaşıldı, hatta gelişimsel türün görülme
anormalliğinin kaynağını araştırmaya yoğunlaştılar. oranının daha fazla olduğu da bildirildi.
Genellikle doğumdan itibaren görülen bu rahatsızlık, Gelişimsel prosopagnoziye sahip kişilerin büyük
bireyin yaşamının tamamını kapsıyor ve yaşam kalitesini çoğunluğu sadece yüzleri tanıyamıyor ve bu hastalığın
büyük ölçüde etkiliyor. Prosopagnozikler aile üyelerini, altında genelde genetik sebeplerin yattığı düşünülü-
akrabalarını, okul ve iş arkadaşlarını ve daha önceden ta- yor. Hastaların çoğunda birinci dereceden akraba en az
nıştıkları kişileri yüzlerinden tanıyamıyor. Hastalar diğer
insanları onlarla özdeşleştirdikleri saç şekli, konuşma stili,
Yüz oldukça karmaşık yapıdadır. Anlaşılması zor üç
ses tonu, yürüyüş şekli ve aksesuarları gibi dolaylı yollar-
boyutlu bir şekle, önemli derecede hareket kabiliyetine
dan tanıyabiliyor ve problemle bu sayede bir ölçüde başa
ve tüm yüzleri oldukça benzer hâle getiren yapısal kısıt-
çıkabiliyorlar. Ancak bu çözümler kişiyle ilgili ipuçları lamalara sahip olan yüzün yapısını işlemek algısal bir sis-
değiştiğinde veya karşılaşma her zamankinden farklı bir tem için zordur. Ancak insan, beynin gelişmiş yüz tanıma
mekânda gerçekleştiğinde pek de işe yaramıyor. sistemi sayesinde bu karmaşık algılama işlemini çok hızlı
ve doğru bir şekilde zorlanmadan gerçekleştirebiliyor.
Bazı hastalarda karşısındakinin yüz ifadelerini, yaş ve Normal bir insan hayatı boyunca yaklaşık 5000 yüzü ha-
tırlayıp tanıyabiliyor. Bazı kişiler içinse bu süreç oldukça
cinsiyetini algılayamama, bakışlarını takip edememe gibi
zorlayıcı olabildiği gibi bazı durumlarda neredeyse hiç ça-
belirtilerin de yüz körlüğüne eşlik ettiği görülebiliyor. Bazı
lışmıyor. Diğer taraftan bazıları da yüz işleme ve tanıma
durumlarda bulunduğu konumu algılayamama, açı ve konusunda insanüstü kabiliyetlere sahip olabiliyor.
mesafeleri işleyememe ve yer işaretlerini hatırlayamama
30
bir kişinin daha (ebeveyn veya kardeş) yüzleri tanımak-
ta zorluk yaşadığı bildiriliyor. Rahatsızlığın doğumla
birlikte görüldüğü çoğu durumda kişi bu hastalıktan
muzdarip olduğunu fark edemiyor. Sonradan edinilmiş
prosopagnozi ise diğer türe göre daha nadir görülüyor.
Kişi yaralanmaya veya geçirdiği cerrahi operasyona
bağlı olarak artık yüzleri ayırt edemediğini genellikle
hemen fark ediyor. Eğer ki rahatsızlık erken çocukluk
döneminde yaşanan bir beyin hasarına bağlı olarak
gerçekleşirse hastalar, insan yüzlerini tanımakta zor-
landıklarının farkına varmadan büyüyebiliyor. Proso-
pagnozi genel olarak hafıza problemleri, görme kaybı
veya öğrenme güçlükleri ile ilişkilendirilmiyor. Ancak
bazı durumlarda otizm spektrum bozukluğu, Turner İnsanda yüz işleme süreçlerine yönelik farklı test
ve William sendromları gibi gelişimsel rahatsızlıklar da türleri bulunuyor. Bu testler bir dizi yüzün birbirinden
prosopagnoziye eşlik edebiliyor. ayırt edilmesini veya eşleştirilmesini içeren yüz algıla-
ma testleri, kısa veya uzun süreli hafızaya yönelik yüz
Prosopagnozik Olduğumu tanıma testleri ve yüzü gösterilen kişinin yüzünü ta-
nımlamaya dayalı yüz tanımlama testleri olarak üç ana
Nasıl Anlarım? sınıfta toplanabilir. Prosopagnozik kişiler yüzleri hem
Tanı için geçmişte yapılan bazı testlerde ünlü kişile- tanıma hem de tanımlama konusunda sıkıntılar yaşa-
rin ya da aile üyelerinin yüz görsellerinden bu kişileri yabilir. Farklı tür testlerden elde edilen bilgiler kişinin
tanıyıp/tanıyamama durumuna göre değerlendirmeler yüz körlüğünün boyutunu belirlemek için de önemli
yapılırdı. Ancak bu tür testlerden yola çıkarak tek tip bir rol oynuyor. Yüz algısını değerlendiren testler ara-
tanı kriterleri elde etmek oldukça zor. Kişilerin yaşı, sında Benton Yüz Algılama Testi, Cambridge Yüz Algı
kültür düzeyi, eğitim ve ilgi alanları gibi pek çok de- Testi, Glascow Yüz Eşleştirme Testi ve Caledonian Yüz
ğişken test sonuçlarının doğru yorumlanmasına engel Testi prosopagnozi tanılarında güvenilir ve tutarlı so-
olabiliyor. nuçlar veriyor.
Bu gibi sorunlar son yıllarda kısa süreli yüz algıla- Hastalık tanısında diğer önemli bir bilgi kaynağı da
ma yeteneğine yönelik yeni ve karşılaştırılabilir testle- öz raporlama anketleri. Bu anketler hızlı ve kolay uygula-
rin ortaya çıkmasına yol açtı. Bu testlerin en tanınmış nabilme kolaylığı sağlamakla birlikte kişiyle yüz yüze gö-
olanları arasında Warrington Yüz Tanıma Hafıza Testi rüşmeye gerek kalmaksızın uzaktan da yapılabiliyor. Çok
ve Cambridge Yüz Tanıma Testi gösterilebilir. Camb- sayıda kişinin zamana bağlı olmadan taranmasına imkân
ridge Yüz Tanıma Testi diğerinden farklı olarak çeşitli sağlayan bu anketler, hastalığın ön tanılama çalışmaların-
perspektif ve ışıklandırma koşullarında yüz tanıma ye- da ve veri toplanmasında araştırmacılar için büyük önem
teneğini test etmeyi de amaçlıyor. taşıyor. 15 maddelik Kennerknecht Anketi, 20 maddelik
Prosopagnozi Endeksi Anketi (PI-20) ve Cambridge Yüz
Tanıdık yüzleri kullanmayan testler uzun deneyim- Hafıza Anketi hastalık ön tanılamasında kullanılanlar
lerin zenginliğinden yoksun olmalarına karşın kısa sü- arasında sayılabilir. Bazı araştırmacılar anketlerden elde
reli öğrenme ve bunu test etme konularında da stan- edilen verilerin prosopagnozi tanısına yardımcı olabile-
dart sonuçlar elde edilmesine imkân sağladıkları için ceğini öngördüklerini ancak son tanının eldeki verilerin
bilimsel araştırmalarda tercih ediliyor. Bu testlerin ço- objektif testlerle desteklenmesinden sonra konulmasının
cuklara yönelik farklı türleri de geliştirildi. gerekli olduğunu vurguluyorlar.
31
Edinilmiş prosopagnozide kişinin lezyonla birlikte
yüz tanıma yetisindeki kaybın farkında olması ve be-
yinde oluşan hasarlı bölgenin görüntülenmesi ile tanı
koymak kolaylaşıyor. Ancak gelişimsel prosopagnozi
tanısı koyarken altta yatan genetik nedenler net olarak
bilinmediği için davranışsal testler oldukça destekleyi-
ci oluyor.
Yaklaşık olarak yüz yıllık bir farkındalık sürecine rağmen pro- 1872’de İngiliz nörolog John Hughlings Jackson,
sopagnozi hakkında hâlâ pek çok bilinmeyen mevcut. Bilim insan- yüzler ve yerler için ilk klinik görsel agnozi vakasını ta-
ları beyin araştırmaları sayesinde hastalığı daha iyi anlamayı ve nımladı. Epilepsi hastalığının anlaşılmasına büyük kat-
böylece tedavi yolları sunmayı umuyorlar. Beynin karmaşık yapısı kılarda bulundu.
bazı olguları anlamayı zorlaştırsa da yapılan araştırmalar ve geli-
şen teknolojik imkânlar sayesinde prosopagnozi hakkında bilinen- 1947’de Alman nörolog Joachim Bodamer beyin
ler her geçen gün artıyor. yaralanmasına bağlı olarak yüzleri tanımakta zorluk çe-
ken ancak diğer görsel işleme süreçlerinde sıkıntı yaşa-
1790’lı yıllarda Alman nöroanatomist Franz Joseph Gall, zihinsel mayan üç hastanın vakalarını tanımlarken “prosopag-
fonksiyonların ruh, kalp ve karaciğerden ziyade beyin tarafından ger- nozi” terimini ilk defa kullandı. Bodamer yüz körlüğünü
çekleştirildiğini öne sürdü. agnozinin bir alt sınıfı olarak değerlendirdi.
1865’de Fransız hekim ve antropolog Paul Broca beynin belirli 1955 yılında İngiliz nörolog Christopher Pallis, ya-
bölgelerinin bazı nörolojik ve bilişsel işlevlerle bağlantılı olduğunu şadığı inme sonrasında prosopagnozi olan bir hastanın
gösterdi. Beynin konuşmayı gerçekleştirmede görev alan bölgesini deneyimlerini kaydettiği bir günlük oluşturdu.
buldu ve bu bölgeye “Broca alanı” adı verildi.
32
Edinilmiş prosopagnozi vaka çalışmalarından şimdiye ren raporlamalar neredeyse yok denecek kadar azdı. İleri
kadar elde edilen sonuçlar bu sorunun yanıtını veremiyor. görüntüleme teknikleri kullanılarak elde edilen bulgular
Bazı hastalar diğer nesneleri normal bir şekilde tanıyabili- da bu bilgileri destekler nitelikteydi. Bu yüzden araştırma-
yorken, bazı hastalar prosopagnoziyle birlikte diğer nesne- cılar yüz körlüğünü genel olarak beynin sağ yarıküresiyle
leri tanımakta da zorluk çekiyor. Yapılan araştırmalar yüz ilişkilendirdi.
körlüğüne nesne tanıma zorluklarının yüksek oranda eşlik
ettiğini gösterse de bu tüm hastalar için geçerli değil. Do- Günümüzde yüzlere, nesnelere ve yerlere bakıldığında
layısıyla bu problemlerin ortak bir mekanizmaya sahip ol- beyinde gerçekleşen bölgesel aktivitelerin anlık izlenmesi
duğu düşünülse de konuyla ilgili daha fazla araştırma ya- yeni görüntüleme sistemleriyle gerçekleştirilebiliyor. Bu
pılması gerektiği konusunda bilim insanları aynı fikirdeler. fonksiyonel nörogörüntüleme çalışmaları insan yüzlerine
bakıldığında beynin sağ tarafındaki fusiform yüz bölgesi-
Yüz Körlüğünün nin diğer bölgelere nazaran daha güçlü bir şekilde aktif ol-
Sinir Sistemiyle İlişkisi duğunu gösteriyor. Ancak elde edilen sonuçlar hastalığın
kaynağını net olarak ortaya koyabilmiş değil. Yapılacak
Gelişmiş teknolojik imkânların olmadığı zamanlarda yeni çalışmalar insan beyninin prosopagnoziden sorumlu
beyin incelemeleri ancak otopsi sırasında yapılabiliyor- bölgelerini bulmaya ve yüz algılama mekanizmasını daha
du ve prosopagnozi hastalarının otopsilerinde neredeyse iyi anlamaya yardımcı olabilir.
tüm hastaların beyinlerinin sağ görsel-ilişkilendirme kor-
teksinde, daha belirli olmak gerekirse oksipitotemporal Bununla birlikte, fusiform yüz bölgesi tek başına ça-
korteksin alt bölgesinde lezyonlar olduğu gözlendi. Oksi- lışmıyor. Oksipital korteksten prefrontal bölgeye uzanan
pitotemporal kortekste yer alan “fusiform gyrus” adı veri- bilişsel bir ağda hayati bir düğüm rolü oynuyor. Oksipital
len bölgedeyse hemen hemen her durumda hasar gözlen- yüz bölgesi hasar görmüşse, sağlam bir fusiform yüz böl-
di. Bu yüzden bu bölge “fusiform yüz bölgesi” olarak da gesine sahip olsanız bile yüz körlüğü görülebiliyor. Proso-
ifade edilmeye başlandı. Fusiform yüz bölgesi beynin iki pagnozi seviyesi düşük olan hastalar belli eğitsel süreç-
tarafında da bulunmasına rağmen sadece beynin sol ta- lerle zayıf fusiform yüz bölgelerini daha etkili bir şekilde
rafındaki lezyonların rahatsızlığa neden olduğunu göste- kullanabiliyor.
1980’lerde beyin taramaları sayesinde edinilmiş proso- Prosopagnozi hakkında yapılan çalışmalar insan görme sis-
pagnozinin beynin fusiform yüz bölgesi adı verilen alanda- teminin yüz işleme ve nesne tanıma süreçlerinin anlaşılmasına
ki hasardan kaynaklı olduğu sonucuna varıldı. önemli katkılarda bulunuyor. Son yıllarda konuyla ilgili çeşitli
gelişmeler kaydedildiği görülüyor. Araştırmalar sonucunda pro-
1990’larda prosopagnozinin kalıtımsal veya gelişimsel sopagnozi tanısı için yeni test sistemleri ortaya çıkıyor. Daha
olarak da görülebileceği bildirildi. gelişmiş nörogörüntüleme teknikleri sayesinde, görme ve yüz
algılama süreçlerinde beynin detaylı olarak görüntülenmesi ve
1999’da University College London’dan Brad Duchai- aktif bölgelerin tespit edilebilmesi ile sorunun neden ve çözümü
ne ve Harvard Üniversitesinden Ken Nakayama prosopag- konusunda ilerlemeler kaydediliyor. Ayrıca yüz körlüğünün bey-
noziden muzdarip kişileri kurdukları bir internet sitesi üze- nin nesne işleme ve kelime işleme süreçleriyle olan ilişkisi ko-
rinden aramaya başladı. Prosopagnoziklerin görünenden nusunda da çalışmalar gerçekleştiriliyor. Tüm bunların yanında
ve tahmin edilenden fazla sayıda olduklarının anlaşıldığı prosopagnozi hastaları için algısal öğrenme gelişimine yönelik
bu girişim sonrasında konuyla ilgili araştırmalar ve çalış- rehabilitasyon çalışmaları geliştiriliyor.
malar her geçen yıl artarak devam etti.
33
sı mesafeler gibi) gelişmeler kaydedildiği ve böylece
hastaların sosyal yaşantılarının olumlu etkilendiği bil-
Genetik Faktörler Var mı?
diriliyor. Bu çalışmalar tam bir tedavi sayılmıyor an-
Gelişimsel prosopagnozinin hangi faktörlere bağlı cak daha etkili eğitim modelleri geliştirilmesinin pro-
olduğu, genetik ve çevresel faktörlerin etkisi ve diğer sopagnoziklerin hayatlarına olumlu katkı sağlayacağı
genetik hastalıklarla olan ilişkisi üzerine araştırmalar düşünülüyor.
devam ediyor. Bazı araştırmacılar ise beyin oluşumun-
da gerçekleşebilen anormal nöral göçün gelişimsel Edinilmiş yüz körlüğünün kendiliğinden düzel-
prosopagnoziden sorumlu olabileceğini düşünüyorlar. mesi nadir olarak karşılaşılan bir durum. Hastalığın
gelişimsel türünden muzdarip hastalar ise hayatları
Eldeki veriler genetik faktörlerin gelişimsel prosopag- boyunca bu zorluğu yaşamak zorundalar. Yüz algıla-
nozi hastalığında önemli rol oynadığını destekliyor. Ya- ma ve tanıma becerilerini geliştirmeye yönelik eğitici
pılan gözlem ve araştırmalarda otozomal baskın kalıtım çalışmalar şu anda bu hastaların en önemli destekçisi
deseni (genin değişmiş kopyasının normal gene baskın sayılabilir.
olması durumu) olan ailelerde hastalık birden fazla kişide
görülebiliyor. Prosopagnoziye neden olan genetik faktör-
lerin üzerine çalışmalar devam ediyor.
Hâlihazırda uygulanan tedavi yöntemleri genellik- Nörogörüntüleme sonuçları beyinde yüz algılama
le yüzleri tanımayı ve tanımlamayı kolaylaştırıcı eği- sürecinde sağ ve sol yarıda pek çok bölgeden oluşan
tim programlarından oluşuyor. Bu yöntemlerle yüzle- geniş bir ağın aktif olduğunu gösteriyor. Algılama iş-
ri tanımaya yardımcı strateji ve teknikler öğretiliyor, lemi gerçekleşirken etkin olan bölgelerin beynin sağ
bu sayede hastalığın insan hayatına olan olumsuz et- tarafında daha fazla görülmesi araştırmacıların pro-
kilerini en aza indirmek hedefleniyor. Edinilmiş proso- sopagnoziye bu bölgedeki lezyon veya anormalliklerin
pagnozi durumlarında beyin hasarının tipi, derecesi neden olduğunu düşünmesine yol açtı. Yine de oluşan
ve tedavi zamanlaması rehabilitasyon programının lezyonların bu geniş ağı tamamen yok etmesi pek ola-
başarısını etkileyecek önemli faktörler arasında gös- sı görülmüyor ve gelişimsel prosopagnozi üzerine ya-
teriliyor. Telafi edici stratejiler hastalara yardımcı olsa pılan bazı çalışmalar bu ağın yüz görüntüleriyle aktif
da beklenmedik zaman ve mekânlarda gerçekleşen hâle geldiğini gösteriyor. Dolayısıyla, yüz algılama için
karşılaşmalarda ve farklı dış görünüşler söz konusu görevli ağın sağlam kalan bileşenlerinin kişinin yüz
olduğunda hasta daha önceden bildiği kişileri tanıya- algılama ve tanıma faaliyetlerini gerçekleştirmesine
mayabiliyor. Ancak prosopagnozikler için geliştirilen izin verecek şekilde iyileştirilmesinin mümkün olup
rehabilitasyon çalışmaları sayesinde hastaların yüz olmadığı üzerinde çalışılması gereken bir konu gibi
algılamalarında (yüz şekli, kaş/göz/burun/ağız ara- görünüyor.
34
ön fusiform
pFFA pFFA
Yeni yapılan bir çalışmanın sonuçları ise prosopag-
oksipital yüz
nozi hakkında şimdiye kadar bilinenlerin tam olarak bölgesi VWFA
doğru olmadığını ortaya koyuyor. Danimarka-Norveç
ortak çalışmasında Christian Gerlach ve arkadaşları OFA OFA LO
hastalığın kaynağı hakkında ilginç sonuçlar elde et-
LO
tiler ve bulgularını Brain Communications dergisinde
yayımladılar. lateral
Ön
oksipital Sağ Sol
bölge yarı yarı
görsel kelime
C. Gerlach ve arkadaşları yaptıkları çalışmada ge- algı bölgesi
küre küre
Arka
lişimsel prosopagnozikler ve normal kişiler üzerinde
beyindeki dokuz bölgenin yüzlerin, sözcüklerin ve Gelişimsel prosopagnoziklerde kontrol deneklerine
nesnelerin algılanmasına yönelik aktivitesini inceledi. göre yüz algılama ağının oksipital yüz bölgesi ve arka
Elde edilen sonuçlar iki açıdan önemliydi. İlk olarak fusiform yüz bölgesi aktivasyonundaki azalmanın ön
yüz uyaranlarına gelişimsel prosopagnoziklerin yüz fusiform yüz bölgesine göre daha baskın olması önce-
ağının arka bölgelerinde normal kişilere göre daha ki çalışmaları destekleyici nitelikteydi. Yüz işleme süre-
düşük beyin aktivitesi görüldü ve bu etki beynin iki cindeki aktivasyon farklılıkların beynin sol tarafındaki
lobunda da (sol tarafta sağdakinden daha belirgin ol- bölgeleri de içermesi ve hatta sol taraftaki aktivasyon
mak üzere) gözlendi. İkincil olaraksa beynin sol yarı- azalmasının sağ tarafa göre daha baskın olması önem-
küresinde bulunan görsel kelime algı bölgesinde ya li bir bulgu. Çünkü şimdiye kadarki genel kanı beynin
da iki tarafında bulunan ve nesneleri algılama işlevi sağ yarıküresinin yüz işleme süreçlerinde baskın olduğu
gören lateral oksipital bölgede her iki deney grubunda üzerine kuruluydu. Benzer şekilde edinilmiş prosopag-
herhangi bir farklılık gözlenmedi. Bu bulgu gelişimsel nozide sağ taraftaki lezyonların varlığı yeterli görülmek-
prosopagnoziklerin yüz algılamasında ciddi sorunlar le birlikte, sağ taraftaki daha geniş çaplı hasarların veya
yaşadıkları hâlde sözcük ve nesnelerin algılanmasın- beynin iki tarafında bulunan lezyonların hastalığın ileri
da normal davranışsal performans gösterebilmelerini seviyelerde görülmesine neden olduğu düşünülüyordu.
de açıklıyor.
Sol beyindeki bazı bölgelerin bilinenlerin aksine yüz
Gelişimsel prosopagnozinin beynin sağ tarafında tanımada önemli katkılarının olduğunu gösteren Gerlach
bulunan ilgili bölgelerle birlikte sol tarafına da bağlı ve ekibi yapılacak ileri araştırmalar sayesinde beynin sol
olduğunu gösteren araştırmacılar, eski çalışmaları tarafındaki bölgelerin normal yüz algılama işlemindeki
daha yakından incelediklerinde yakın bulguların bu görevini daha iyi anlamayı ve gelişimsel prosopagnozik-
çalışmalarda da elde edildiğini ancak bu bulguların lerde bu bölgede gözlenen anormalliklerin yüz algılama
yeterince tartışılıp değerlendirilmediğini belirttiler. sürecini nasıl etkilediğini bulmayı planlıyorlar.
35
Gelişimsel prosopagnozinin nedeni hâlâ tam ola- se günün her saati birlikte çalıştığı kişiye her gün onu
rak bilinmiyor ancak kalıtsal bir temeli olduğu veya be- tanıyıp tanımadığını sorabiliyor. C. Kennedy, Marilyn
yin oluşurken gelişimsel bir bozukluk sonucunda nük- Monroe’nun başrolde olduğu 1957 yapımı filmde dans
settiği öngörülüyor. Beyinde nöronların son yerlerine sahnesinde yardımcı oyuncu olarak yer aldığını söylüyor
hareket ettikleri “nöral göç” adı verilen sürecin normal ancak bu sahne gösterildiğinde kendisini yüzünden ta-
işlememesinin yüz körlüğüne neden olabileceğini be- nıyamıyor. Bunun yerine giydiği kıyafet, aksesuar ve saç
lirten araştırmacılar henüz aradıkları cevabı tam olarak şekli gibi yardımcı unsurlar sayesinde kendisini bulmayı
bulmuş değiller. Yüz körlüğü hakkında çok az bilgiye başarabiliyor. Aynalarda bile kendisini tanımakta zorluk
sahip olduklarını belirten araştırmacılar, beynin hangi yaşadığını belirtirken görüntünün kendisine ait olduğu-
bölgelerinin prosopagnoziden sorumlu olduğunu tes- nu anlayıncaya kadar bakan kişinin bir yabancı olduğu-
pit edebilmelerinin, hastalığın tanı ve tedavi süreçleri nu düşünüp tedirginlik yaşadığını belirtiyor. Saç şeklini
için önemli bir gelişme olduğunu belirtiyorlar. Araş- değiştiren arkadaşını tanıyamadığını söyleyen L. Bernard
tırma grubundan Kopenhag Üniversitesi nöroloji pro- ise resimdeki yeteneğini yüz körlüğüne karşı kullanmaya
fesörü Randi Starrfelt, prosopagnozi yaşayan kişileri çalışıyor. Her gün bir kişinin yüzünü resmederek sorunun
araştırırken şimdiye kadar beynin hep yanlış tarafına üstesinden gelmeye çalışan L. Bernard ve yüzleri anımsa-
baktıklarını ama şimdi bu rahatsızlığa neden olan so- masına yardımcı olması için fotoğraflara bakarak sürekli
rumlu bölgeleri daha net biçimde saptamaya yaklaştık- bir şekilde fotoğraftaki kişilerin ismini tekrar eden C. Ken-
larını belirtiyor. nedy denedikleri yöntemlerin nihayetinde başarısızlıkla
sonuçlandığını üzülerek belirtiyorlar. Yüz körlüğünden
Prosopagnozik İzler muzdarip bu kişiler için film ve dizi gibi yapımları takip
etmekse milyonlarca karakteri birbirinden ayırt edeme-
Prosopagnozi tanısı konulan kişilere daha yakından den izlemek gibi neredeyse imkânsız.
bakınca rahatsızlığın farklı boyutları üzerine farkındalık
artıyor ve hem yaşanılan zorluklarla hem de bu zorluk- Diğer bir programın konukları karşılarındaki kişilerin
larla başa çıkma yöntemleri ile ilgili etkileyici hikâyeler yüzlerini görüp tanımlayabildiklerini ancak bu kişiler dı-
ortaya çıkıyor. şarı çıkıp geldiklerinde onları tanıyamadıklarını belirtiyor.
Doktor, ressam, yazılımcı, öğretmen, öğrenci pek çok kişi
Eski itfaiye çalışanı olan T. Sweeney bu insanlardan kendi yüzlerini bile tanımakta güçlük yaşıyor. Konuklar-
sadece bir tanesi. Çalıştığı dönemde aldığı beyin hasarı dan, çok büyük boyutlarda oldukça detaylı portre resim
yüzünden yüz körlüğüne yakalanan Sweeney kendisine çalışmalarıyla ünlü ressam Chuck Close da prosopagno-
gösterilen fotoğrafların arasından annesininkini ilk baş- zik. Yüzleri hatırlamakta zorlanan Close, portre resimler
ta bulamıyor ancak fotoğrafların yüzlerden daha fazla üzerinde çalışmanın yüzleri hatırlamasına ve tanımasına
bölümü gösterildiğinde başarılı olabiliyor. Çok ünlü yüz- yardımcı olduğunu belirtiyor. Close eğer bir fotoğraftan
ler gösterildiğinde bile tanımakta oldukça başarısız olan çalışıyorsa bu fotoğrafı ve kanvası kare parçalara ayırıp
Sweeney, tanıdığı herkesin yüzünün prosopagnoziye ya- bölüyor ve gördüklerini kanvasına parça parça işliyor.
kalandıktan sonra bir anda beyninden silinmesine bir an-
lam veremiyor. İngiliz nörolog Dr. Oliver Wolf Sacks (2015 yılında
vefat etti) diğer nörolojik vakalarla birlikte yüz körlü-
Prosopagnoziklerin konuk edildiği bir programda ğünü de işlediği The Mind’s Eye (Aklın Gözü) ve The Man
yaşanılan zorluklar ve problemin boyutu gözler önüne Who Mistook His Wife For a Hat (Karısını Şapka Sanan
seriliyor. Bu kişiler karşılarında oturup kendileriyle görü- Adam) isimli kitapların yazarı. Kendisi de prosopagno-
şen sunucuyu ekrandaki görüntüsünden tanıyamayabi- zik olan Sacks, yüzler olmaksızın dünyayla yüzleşmek
liyorlar. Yüz körlüğünden muzdarip bilim iletişimcisi ve zorunda olduklarını belirterek yüz körlerinin yaşadığı
yazar K. Kruszelnicki, yaklaşık altı ay boyunca neredey- zorlukların altını çiziyor.
36
tında olabileceği gibi (“prosopagnozi” durumu) aynı za-
manda çok üstünde olabileceğini de (“super recognizer”
durumu) gösteriyor.
Kaynaklar
Gerlach, C., Klargaard, S.K. ve ark., “Left hemisphere abnormalities in Albonico A., Barton, J., “Progress in perceptual research: the case of
developmental prosopagnosia when looking at faces but not words”, Brain prosopagnosia”, F1000Research, 8:765, 2019.
Communications, doi:10.1093/braincomms/fcz034, s.1-13, 2019.
Karaçay, B., Mutlu Beyin, TÜBİTAK Popüler Bilim Yayınları, 2018.
Murray, E., Hills, P.J. ve ark., “Identifying hallmark symptomsof developmental
https://neurosciencenews.com/face-blindness-brain-15728/
prosopagnosia for non-experts”, Scientific Reports, 8:1690, 2018.
https://www.newyorker.com/magazine/2010/08/30/face-blind
Bate, S., Tree, J.J., “The definition and diagnosis of developmental prosopagnosia”,
The Quarterly Journal of Experimental Psychology, Cilt 70, Sayı 2, 193-200, 2016. http://www.prosopagnosiaresearch.org/
Cohen, A.L., Soussand, L. Ve ark., “Looking beyond the face area: lesion network https://www.faceblind.org.uk/
mapping of prosopagnosia”, Brain, doi: 10.1093/brain/awz332, 2019.
https://www.nhs.uk/conditions/face-blindness/
Shah, P., Gaule, A. Ve ark., “The 20-item prosopagnosia index (PI20): a self-report
https://www.sciencefriday.com/articles/what-is-face-blindness/
instrument for identifying developmental prosopagnosia”, Royal Society Open
Science, 2:140343, 2015. https://www.headway.org.uk/media/2816/prosopagnosia-face-blindness-after-brain-
injury-factsheet.pdf
Russell, R., Duchaine, B. ve Nakayama, K., “Super-recognizers: People with
extraordinary face recognition ability”, Psychonomic Bulletin&Review, 16(2): 252- https://www.youtube.com/watch?v=dxqsBk7Wn-Y
257, 2009.
https://www.youtube.com/watch?v=q8cXus7SNQY
Cook, R., Biotti, F., “Quick Guide – Developmental Prosopagnosia”, Current Biology,
https://www.youtube.com/watch?v=-vQGPcYfIAo
26, R307-R318, 2016.
37
Tekno-Yaşam
Gürkan Caner Birer [ teknoyasam@tubitak.gov.tr
Bu tür bir konserin yapılabilmesi için yazılım geliştiri- Travis Scott’ın Fortnite konserinden bir bölümü izle-
ci ve dijital sanatçılardan oluşan bir ekibin birkaç haf- mek için https://youtu.be/wYeFAlVC8qU adresini ziya-
ta boyunca sanatçının avatarı ve sanal sahne tasarımı ret edebilir ya da aşağıdaki kare kodu akıllı telefonu-
için çalışması gerekiyor. Bu alanda yenilikçi fikirler sü- nuza okutabilirsiniz.
rekli deneniyor. Örneğin üzerinde çalışılan konulardan
bir tanesi gerçek zamanlı gençleştirme gibi teknikle-
rin kullanılmasıyla bugün yaşlanmış olan sanatçıların
__
sanal ortamda 70’lerdeki genç hâllerine döndürülerek
canlı nostaljik konseri mümkün kılmak. https://bit.ly/sanal-konser
39
Açık Veri
Bilgi çağında yaşıyoruz ve her gün milyarlarca veri üretili-
yor. Peki, bu veriler nereye gidiyor? 100 bilişim firması tüm
dünyada üretilen verilerin yarısını topluyor. Yapay zekâ sa-
yesinde veri altın gibi kıymetli hâle geldi. Elinizde ne ka-
dar çok veri varsa bu yarışta o kadar öndesiniz demektir.
Dolayısıyla, veri sahipliğindeki bu eşitsizlik hem hükümet-
leri hem de diğer firmaları rahatsız ediyor. Bu durumu aş-
mak için açık veri kampanyaları yürütülüyor. Açık veri, veri
toplayan firmaların belirli ilkeler doğrultusunda bu verile-
ri başkalarıyla paylaşmasını hedefliyor. Bunun için gerekli
teknik altyapının, araçların ve tabii ki yasal süreçlerin otur-
ması gerekiyor. Sayısal uçurumun kapanması pek kolay ol-
masa da bu konuda hem toplumda hem de hükümetlerde
farkındalık oluşmaya başlaması sevindirici.
__
https://bit.ly/acik-veri
40
5G Saldırıları Artışta
Geçtiğimiz ay İngiltere’de 5G baz istasyonlarına yöne-
lik 100 civarında saldırı oldu. İnsanlar 5G ile yeni koro-
navirüs hastalığı (COVID-19) arasında bir bağlantı oldu-
ğunu düşünerek bazı kuleleri yakıyor veya bakım ekiple-
rine saldırıyor. Bilimsel bir dayanağı olmasa da saldırıla-
rın ardı arkası kesilmiyor. 5G karşıtı söylentiler öteden
beri vardı ancak COVID-19 ile ilişkilendirilmesinde fiti-
li yakan olay, Hollanda’da bir doktorun gazeteye verdi-
ği röportaj oldu. Bu röportajda COVID-19 ile 5G arasın- bilgilerin yayılması için de fırsat sunuyor. Sosyal medya-
da bir ilişki olabileceğine dair bir ifade geçiyor. Bu ifa- da yalan haberlerin yayılması çok ciddi bir sorun, zaman
de herhangi bir kaynağa dayanmasa da hatta gazete bu zaman suçsuz insanların hayatını kaybetmesine bile ne-
yazıyı internetten kaldırmış olsa da sosyal medyada bu den olabiliyor. Bizim tavsiyemiz bu gibi haberleri okur-
haber çokça paylaşıldı ve uluslararası bilinirliğe ulaştı. ken veya paylaşırken kaynağını incelemeniz ve emin ol-
5G’nin bağışıklığı zayıflattığı veya doğrudan COVID-19’a madığınız bilgileri paylaşmamanız gerektiği yönünde.
neden olduğu gibi asılsız iddialar yüzünden baz istas-
__
yonlarının bakımında görev alan teknisyenler saldırıya
https://bit.ly/korona-5g
uğradı. Maalesef bu gibi sıra dışı zamanlar böyle yanlış
41
Dijital Teknolojiler
Eğitimi Nasıl
Değiştiriyor?
Gamze Yılmaz Güntay [ Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Doktora Öğrencisi
Öğrendiklerimizi Uyguluyoruz
Dijital teknolojiler öğrenmeyi geliştirirken aynı za-
manda öğrendiklerimizi uygulayabilmemize de yardımcı
oluyor. Artık öğrenciler yenilikçi fikirlerini yaratıcı tasa-
rımlarla hayata geçirebiliyor. Örneğin bugün bilgisayar
ortamında tasarladığımız ürünleri üç boyutlu yazıcılarla
gerçek nesnelere kolayca dönüştürebiliyoruz. Robot kitleri
ve kodlama yazılımları ile çeşitli görevlerde kullanılmak
üzere robotlar geliştirebiliyoruz.
44
Rehber Olan Öğretmenler ile
Güçlü Yönlerini Keşfeden Öğrenciler
Bütün bu teknolojiler, eğitim yöntemlerinin geliş-
tirilmesinde ve öğrenmenin güçlendirilmesinde etki-
li olsa da temelde başarıyı sağlayacak olan gençlerin
kendilerini keşfetmesi. Çünkü öğrenme konusunda
gençleri en çok motive eden şey ilgi duydukları konu-
lar üzerinde çalışmak. Öğrencilerin güçlü yanlarının
ortaya çıkarılması ve bu doğrultuda ihtiyaç duyacakla-
rı becerilerin geliştirilmesi için öğretmenler tarafından
doğru yönlendirilmesi gerekiyor.
Çevrelerinde Karşılaştıkları
Sorunlara Çözüm Üretebilen
Öğrenciler
ABD’li yazar ve eğitimci March Prensky, eğitimin
temel amaçlarından birinin “içinde yaşadığımız toplu-
mu iyileştirmek” olduğunu söylüyor. Prensky tarafın-
dan geliştirilen “Gerçek Dünya Projesi / Güçlendirme
Eğitimi” yaklaşımında, eğitimlerinin en başından iti-
baren öğrencilerin çevrelerinde var olan sorunlara uy-
gulamalı olarak çözüm geliştirmeye çalışması amaçla-
nıyor. Bunun için öğrencilerin öncelikle yeteneklerini
keşfetmeleri daha sonra da yeteneklerini “içinde yaşa-
dıkları dünyaya değer katmak” amacıyla kullanmaları
konusunda yönlendirilmesi gerekiyor. Prensky, dijital
teknolojilerin öğrencilere sunduğu imkânların bunları
artık mümkün hâle getirdiğini söylüyor.
45
Dijital Teknolojiler Bağımlılık mı, Gereklilik mi? nesnelerin oluşturduğu ağ (nesnelerin interneti olarak isimlendirilir)
sayesinde yeryüzündeki tüm cihazlar birbiriyle bilgi ve veri alışverişi
Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler yaşam biçimimizi geri yapabiliyor. Böylece makineler arasında iletişim kurulabiliyor. Üretim
dönülmez şekilde değiştiriyor. Dijital cihazlar gündelik hayatımızın her sürecinde kendi kendini koordine ederek üretim yapabilecek akıllı fab-
alanına yayılmış durumda. Hızla değişen ve yayılan bilgiyi takip etmek rikalar ortaya çıkıyor.
isteyenler için internete bağlı bilgisayar, mobil telefon ve tablet, giyile-
bilir teknoloji ürünü cihazlar gibi yeni medya araçları vazgeçilmez bir Dijital teknolojilerin neden olduğu bu değişimler yeni mesleklerin or-
ihtiyaç hâline geldi. Bu cihazları en aktif şekilde kullanan gençler ise bu taya çıkmasına da öncülük ediyor. Çünkü yapay zekâ, nesnelerin inter-
yeni teknolojiler ile büyüyen ilk nesil. neti, robot teknolojileri, makine öğrenmesi, artırılmış gerçeklik ve sanal
gerçeklik uygulamaları, dijital pazarlama, otonom ulaşım, üç boyutlu
ABD’li eğitimci Mark Prensky bu nesli “dijital yerliler” olarak adlandırı- yazıcı teknolojisi, giyilebilir teknolojiler gibi geleceği şekillendireceği
yor. Bilgisayarların, internetin ve video oyunlarının “dijital dili” gençle- düşünülen teknolojilere yönelik yetkin insan kaynağına ihtiyaç duyu-
rin ana dillerinden biri. Dolayısıyla dijital medya cihazlarını aktif bir şe- luyor. Bu nedenle becerilerimizi ve donanımımızı bu değişime göre
kilde kullanan bugünün gençlerinin eğitiminde daha önceki nesillerin uyarlamamız önemli.
eğitim sisteminin kullanılması yetersiz kalıyor. Örneğin günümüzde
gençler yeni bir şey öğrenirken yazılardan önce görsellere odaklanıyor. Dijital Teknolojilerin Olumsuz Etkilerinden Nasıl Korunabiliriz?
Artık mobil cihazlarımızda inanılmaz büyüklükte bir kütüphane taşı-
yabiliyor, anlık iletilerle dünyada neler olup bittiğini eş zamanlı olarak Dijital teknolojiler ile büyüyen gençler dijital dönüşüme kolayca uyum
öğrenebiliyor ve değişen bilgiye hızla ulaşabiliyoruz. sağlıyor. Günümüz gençlerinin ebeveynleri ise dijital dünyaya doğma-
mış, ancak dijital teknolojilerin getirdiği değişimlere uyum sağlamaya
Günlük yaşamımızın her anında internete bağlı olmak hayli önemli. çalışan bir nesil. Bu nedenle “dijital göçmenler” olarak da isimlendiri-
Çevrimiçi (online) bilgisayar oyunları, sosyal medya ve anlık mesajlaş- liyorlar. Ebeveynler çocuklarının internetin sınırsız evreninde olumsuz
ma uygulamalarıyla sürekli başka insanlarla etkileşim hâlindeyiz. Tele- deneyimler yaşamalarından endişe duyuyor. Çünkü dijital teknolojile-
vizyon, gazete, dergi gibi geleneksel kitle iletişim araçları günümüzde rin bilinçli kullanılmamasının pek çok olumsuz sonucu olabiliyor. Hem
çoğunlukla dijital ortamda takip ediliyor. Artık internet üzerinden tele- anne ve babaların çocukları için duydukları endişeyi azaltabilmesi hem
vizyon izliyor, radyo dinliyor, basılı yayınları okuyor, dizileri ve sinema de gençlerin kendilerini dijital çağın olumsuz etkilerinden koruyabil-
filmlerini seyrediyoruz. Yani bütün iletişim ağı internet üzerinde top- mesi için iyi birer “dijital medya okuryazarı” olmaları gerekiyor. Dijital
lanmış durumda. Bu nedenle “dijital dil” dünya genelinde yaygınlaşa- dönüşüm sürecinde ayrıca her yaştan bireyin “dijital vatandaşlık” konu-
rak evrensel bir dil hâline geldi. sunda bilgi sahibi olması hayli önemli.
46
Ulusal ve uluslararası düzeyde öğrencilerin eğitim
sürecinde çevrelerinde tanık oldukları ya da karşı karşı-
ya kaldıkları problemlere çözüm geliştirmesi konusunda
destek veren birçok devlet ya da özel kaynaklı program
var. Örneğin TÜBİTAK’ın ortaokul, lise ve üniversite öğ-
rencilerine yönelik proje destekleri ve yarışmaları bun-
lardan bazıları. Bu gibi destek programları ile öğrenciler
ilgi duydukları konularda kendi özelliklerine uygun şe-
kilde, takım çalışması yaparak, yaşadıkları dünyayı yerel,
ulusal ve küresel ölçekte daha iyi bir yer hâline getirme
konusunda teşvik ediliyor.
Kaynaklar
http://marcprensky.com/wp-content/uploads/2018/09/Prensky-End-to-end_Real-
World-ProjectEmpowerment_Education-02.pdf
Prensky, M. “Dijital Natives, Dijital Immigrants”, MCB University Press, Cilt 9, Sayı
5, 2001.
https://www.aaets.org/article196.htm
http://www.chicagocac.org/wp-content/uploads/2018/07/The-Amazing-Human-
Brain.pdf
http://www3.weforum.org/docs/WEF_Future_of_Jobs_2018.pdf
47
Dijital Teknolojilerin
Eğitimde
Etkin
Kullanımı
Dr. Öğretim Üyesi Mutlu Şen Akbulut [ Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi,
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü
50
gibi aktif katılımı gerektiren pedago-
jileri kullanarak ulaşabiliriz. Bunun
için de öğrencilerin karmaşık sorula-
ra cevap ararken grup çalışmalarına
dâhil olmalarını, beraber problem
çözmelerini ve farklı teknolojilerden
faydalanmalarını sağlayacak aktivi-
teler tasarlayabilir; bunları yaparken
de iş birliği, iletişim ve yaratıcılık gibi
becerilerini geliştirmelerini hedefle-
yebiliriz.
Geleneksel mi
Bu nedenle uzaktan eğitim sü- Uluslararası Eğitim Teknolojile-
recinde dijital araçların etkin kul- ri Birliği (International Society for
Uzaktan mı?
lanımını sağlayabilmek için öğret- Technology in Education –ISTE) ta- Cevap Karma!
menlere çok büyük bir rol düşüyor. rafından öğretmenler için hazırla-
Yaşadığımız küresel salgın, okulların nan standartlara göre öğretmenler, Uzaktan eğitim, ders veren kişi
yalnızca derslerin yapıldığı bir bina 21. yüzyıl becerilerini sergileyen ve ile öğrencinin fiziksel olarak aynı or-
olmadığını hatırlattığı gibi öğret- aynı zamanda 21. yüzyıl için öğren- tamda bulunmadığı ve iletişim için
menlerin dijital çağdaki rolünün me deneyimleri tasarlayabilen birey- çeşitli teknolojilerin kullanıldığı bir
nasıl dönüşmesi gerektiğini düşün- lerdir. 21. Yüzyıl Becerileri için Or- sistemdir. Türkçede uzaktan eğitim
memiz için de bir fırsat sundu. Gü- taklık (Partnership For 21st Century terimi daha yaygın olarak kullanılsa
nümüzde, öğrencilerin 21. yüzyıl Skills -P21) oluşumu, günümüzde en da literatüre bakıldığında e-öğrenme,
becerilerini geliştirmek eğitimin en önemli görülen 21. yüzyıl becerilerini çevrimiçi (online) öğrenme ve uzak-
önemli amaçlarından biri olarak ka- şu şekilde sıralıyor: iletişim (commu- tan öğrenme terimleri ile de benzer
bul ediliyor. Bu becerileri geliştirebil- nication), eleştirel düşünme (critical kavramlar ifade ediliyor. Ülkemizde
mek için de dijital teknolojileri etkin thinking), iş birliği (collaboration) ve uzaktan eğitim birçok öğretmen ve
bir şekilde kullanmak gerekiyor. Eği- yaratıcılık (creativity). Uzaktan eğitim öğrenci için ilk defa tecrübe ediliyor
timde teknoloji entegrasyonunun deneyimleri sırasında öğrenciler yal- olsa da uzaktan eğitimin “gelenek-
sağlanabilmesi ve dijital dönüşümün nızca kavramları değil, 21. yüzyılda sel” eğitimle karşılaştırılması yeni bir
gerçekleştirilebilmesi için birçok pro- başarılı olabilmeleri için gerekli olan olgu değil. Başlangıçta uzaktan eği-
fesyonel organizasyon, öğretmenler bu becerileri de dijital araçların etkin tim yalnızca tam zamanlı çalışanlar,
ve öğretmen adayları için gerekli kullanımı sayesinde öğrenebilirler. askerler ve uzak bölgelerde ikamet
olan teknoloji yeterlilikleri ile ilgili Ancak bu amaca geleneksel yüz yüze eden kişiler gibi geleneksel olmayan
standartlar ve çerçeveler sunuyor. ortamlarda zaman ve mekân kısıtla- öğrencileri hedeflese de artan tekno-
maları nedeniyle çoğunlukla kullan- lojik imkânlar ile özellikle Amerika
mak zorunda kaldığımız öğretmen Birleşik Devletleri’nde birçok eğitim
odaklı yöntemlerle değil; ters-yüz kurumu uzaktan eğitim tecrübelerini
öğrenme veya proje temelli öğrenme sistemlerine dâhil etmeye başladılar.
51
Yapılan araştırmalar incelendi- yanları göz önünde bulundurularak Etkin Uzaktan
ğinde uzaktan eğitimin geleneksel tasarlanan derslerin öğrenme çıktı-
Eğitimin Formülü:
yüz yüze eğitime göre daha etkili bir larını, derse katılımı ve motivasyo-
yöntem olup olmadığıyla ilgili farklı nu olumlu yönde etkilediğine yöne-
Etkileşim
sonuçlar elde edildiği görülüyor. An- lik birçok çalışma bulunuyor. Hem
cak özellikle, nüfus yoğunluğunun ihtiyaç duyulan bu harmanlanmış Acil durum uzaktan öğretim
artması ve dijital yerlilerin eğitim deneyimleri destekleyebilmek hem adaptasyonu sırasında birçok öğ-
ihtiyaçlarının değişmesiyle, gelenek- de şu anda içinde bulunduğumuz retmen sınıfta yapacağı aktiviteleri
sel eğitim olanaklarının günümüz gibi tamamen çevrimiçi acil du- çevrimiçi ortama taşımak için vi-
bireylerinin eğitim talebi karşısında rum uzaktan eğitim deneyimlerine deo konferans araçlarını kullanma-
yetersiz kalacağı düşünülüyor. Buna hazırlıklı olmak için ülkemizdeki ya ve öğrencileriyle aynı ortamday-
bağlı olarak, son yıllarda çevrimiçi tüm eğitim ve öğretim kurumları- mış gibi iletişim kurmaya başladı.
öğrenme deneyimlerinin, özellikle nın bu ihtiyaçlara karşılık verebile- Bununla birlikte öğretmenlerin di-
“harmanlanmış öğrenme” biçimin- cek öğrenme yönetim sistemlerine jital araçları kullanmalarını destek-
de, yüksek öğretimde giderek daha (learning management systems) ve lemek adına birçok platform kulla-
fazla etki kazandığı görülüyor. içeriklere sahip olmaları, hizmet nılabilecek araçların listelerini pay-
içi öğretmen eğitimlerinin bu de- laşmaya başladı ve kısa zamanda
Harmanlanmış öğrenme (blen- neyimleri tasarlayabilmek için ge- bu listeler incelemeye zamanımı-
ded learning) yüz yüze ve çevrimi- rekli olan becerilere odaklanarak zın yetemeyeceği kadar çoğaldı. Bu
çi öğrenme etkinliklerinin karma planlanması ve mevcut altyapıların bağlamda, UNESCO’nun hazırladığı
olarak kullanıldığı bir sistem olarak iyileştirilmesi uzun vadede atılması listenin dijital araçların kapsam-
tanımlanabilir. Yüz yüze ve çevri- gereken adımlardan en önemlileri lı bir listesine ulaşmak isteyenler
miçi öğrenme etkinliklerinin etkin olarak öne çıkıyor. için oldukça iyi bir kaynak olduğu
söylenebilir. Ancak teknoloji en-
tegrasyonu söz konusu olduğunda,
yalnızca bir aracın nasıl kullanıla-
cağının öğrenilmesi bu aracın eği-
tim için etkin kullanılabileceği an-
lamına gelmiyor. Uzaktan eğitimde
de kullanılan araçlardan çok, ister
tamamen asenkron ister tamamen
senkron çevrimiçi etkinliklerden
oluşsun, dersin başarısını artıracak
en önemli faktörün etkileşim oldu-
ğu düşünülüyor.
52
Uzaktan eğitimde etkileşim şu
üç boyutla ifade ediliyor: öğrenci-
öğrenci etkileşimi, öğrenci-öğret-
men etkileşimi ve öğrenci-içerik
etkileşimi. Yapılan araştırmalar bu
üç türden etkileşimin doğru oran-
larda tasarıma dâhil edildiği uzak-
tan eğitim derslerinin öğrenciler
tarafından daha etkili olarak de-
ğerlendirildiğini, ayrıca derse ka- Teknolojik
tılım ve öğrenci başarısı açısından Araçların Öğrencilerinizle etkileşi-
da daha verimli olduğunu göste- Kullanımı İçin mi artırmak için uzaktan yapacağı-
riyor. Özellikle fiziksel olarak aynı nız görüşmelerde öğrenci sayısını
ortamda bulunulamayan, tama-
Tavsiyeler düşük tutun. Mümkünse çalışmaları
men çevrimiçi yürütülen dersler- üzerine dönüt sağlayın. Bunun için
de öğrenci-öğrenci etkileşimi sos- UNESCO dışında da birçok top- ücretsiz video konferans programla-
yal bulunuşluğun, yani bireylerin luluk acil durum uzaktan öğretim rını (Zoom, Hangouts, Skype) veya
kişisel özelliklerini yansıtabilme sürecinde kullanılabilecek plat- var ise okulunuzun öğrenme yöne-
ve diğerleri ile olan iletişim kura- formların ve araçların listelerini tim sistemini kullanabilirsiniz, eğer
bilme yeteneğinin desteklenmesi hazırlamaya ve öneriler sunmaya yoksa Moodle, Google Classroom, Ed-
için büyük önem taşıyor. Yukarıda devam ediyor. Bu araçların kullanı- modo gibi ücretsiz platformları kul-
da bahsedilen iş birliği, problem mında şu tavsiyelerin göz önünde lanabilirsiniz.
çözme ve iletişim gibi becerilerin bulundurulması önemli:
desteklenmesi için uzaktan eğitim
ortamlarında sosyal bulunuşluğu
desteklemek gerekiyor. Bunun için Öğrenciler arası etkileşi-
de grup çalışmalarına, araştırmaya Bütün içeriğinizi çevri- mi ve sosyal bulunuşluğu artırın.
ve tartışmaya dayalı topluluklar miçi ortama taşımaya çalışmayın. Grup çalışmaları ve akran geribildiri-
oluşturmak şart. Acil uzaktan öğretim sırasında mi aracılığıyla öğrencileriniz arasın-
veya sonrasında öğrencilerinizin daki iletişimi ve iş birliğini sürdürün.
Elbette ki bu etkileşimleri ta- derse gelmeden bir materyali ince- Bunun için de kullanabileceğiniz çok
sarlamak ve araştırmaya dayalı lemelerini istiyorsanız asla bir kita- sayıda dijital araç mevcut.
öğrenme toplulukları oluşturmak bın bütün bir ünitesini tarattığınız
kolay bir iş değil. Uzaktan eğitim dokümanı öğrenme yönetim siste-
aktivitelerinde nihai amaç öğren- mine yükleyip öğrencilerinizi ileri
cilerle etkileşimi artırmak ve 21. tuşuna basarak bunu adım adım Kazanımlarınız, aktivite-
yüzyıl becerilerini geliştirmeye yö- okumasını beklemeyin. Konuya leriniz, dijital araçlarınız ve değerlen-
nelik deneyimler tasarlamak olma- dair ilgi çekici bir video bulun, reh- dirmeniz arasında mutlak bir uyum
lı. Ancak o zaman var olan dijital ber sorular ile tartışma forumu ha- olmasına özen gösterin. İyi bir öğre-
teknolojileri amacımıza uygun ve zırlayın ve içerikle etkileşimi artıra- timsel tasarım ancak bu uyum ile
etkili bir şekilde kullanabiliriz. cak bir yöntem bulun. mümkün olabilir.
53
Uzaktan Eğitim
Sürecinin Yönetimi
Elbette ki uzaktan eğitimde lerinden biri olan dijital vatandaş- larını, sorumluluklarını ve fırsatla-
her süreç yüz yüze ortamlarda lık ve onun alt becerilerinden biri rını tanıması ve güvenli, yasal ve
olduğu kadar kolay yönetileme- olan dijital okuryazarlık tüm öğ- etik yollarla hareket etmesi gerek-
yebilir. Uzaktan eğitim sürecinde retmenlerin öğrencilerine kazan- tiği olarak tanımlanır.
öğretmenlerin en çok zorluk yaşa- dırması gereken bir yetkinliktir. Bu
yabileceği konulardan biri şüphe- becerilere sahip öğrenciler yalnızca İnternet Etiği Kuralları
siz sınıf yönetimidir. Her ne kadar uzaktan eğitim deneyimlerinde de-
video konferans platformlarındaki ğil, günlük hayatlarında da içinde
(Netiquette)
tüm öğrencileri sessize alma gibi bulundukları dijital çağda sorumlu
fonksiyonlar bu hızlı adaptasyon bireyler olmayı ve çevrimiçi davra- Her öğretmenin sınıf yönetimi
günlerinde öğretmenlerin yardı- nışlarını uygun bir şekilde yönet- kurallarının yüz yüze sınıf ortamla-
mına koşsa da bunlar uzun vadede meyi öğreneceklerdir. rında farklı olabileceği gibi uzaktan
işe yaramayacaktır. Uzaktan eğitim eğitim sırasında da yaş grubuna,
sürecinde, yüz yüze süreçlerde ol- kültüre, sınıf dinamiğine bağlı olarak
Dijital Vatandaşlık
duğu gibi, hazırlıktan değerlendir- farklı kurallara ihtiyaç duyulabilir.
me adımına kadar her aşamanın Özellikle iletişimin tamamen inter-
derinlemesine planlanması ve yüz Dijital vatandaşlık, dijital tek- net üzerinden senkron veya asenk-
yüze eğitimden farklılıklarının göz nolojileri ve çevrimiçi ortamları ron aktivitelerle tasarlandığı uzaktan
önünde bulundurulması gerekiyor. kullanırken bireylerin güvenli ve eğitim sürecinde öğrencilere canlı
etik bir şekilde nasıl davranması dersler sırasında veya çevrimiçi tar-
Yaşadığımız tecrübeler yalnız- gerektiği ve aynı zamanda çevri- tışma forumlarında nasıl davranıl-
ca kriz döneminde uzaktan eğitim miçi topluma katılma becerisi ola- ması gerektiğini anlatmak, iletişim
sürecinin yönetimi için değil aynı rak tanımlanan bir terimdir. Dijital kurallarını ve internet etiği (net-etik)
zamanda öğrencilerimize internet vatandaşlık ISTE tarafından öğren- kurallarını genel olarak belirlemek
etiği kurallarına uyma ve dijital va- ciler için hazırlanan standartlar ve bu kurallara uyulması için öğren-
tandaşlık becerilerini kazandırmak arasında da yer alır ve öğrencilerin cileri teşvik etmek uzaktan eğitim
için de çok önemli bir fırsat sunu- birbirine bağlı dijital bir dünyada sürecinin yönetimini kolaylaştıra-
yor. Günümüzün en önemli beceri- yaşama, öğrenme ve çalışma hak- caktır. İnternet etiği kuralları ders-
54
Hepimiz COVID-19 tehdidinin bir an önce bitmesini
umuyoruz. Bu durum sona erse de tekrar başka bir nedenle
acil uzaktan öğretim yapmamız gerekebileceği durumları
da göz önünde bulundurarak, yaşadığımız süreçten
ders çıkarmak çok önemli. Özellikle bahsedilen karma
deneyimleri ve uzaktan eğitimin avantajlarını geleneksel
yüz yüze öğrenme deneyimleriyle nasıl birleştirebileceğini
düşünmek ve yeni öğrenilen dijital araçları 21. yüzyıl
becerilerini destekleyecek şekilde günlük öğrenme
aktiviteleriyle entegre edebilmek bu süreçte bir öğretmenin
edinebileceği en önemli becerilerden olacaktır.
lerimizdeki genel görgü kurallarını ve içerik paylaşımı konularıyla ilgili anlatımlardan kaçınmak, başkaları-
tasarlarken yüz yüze ortamlardan olarak öğrencilerinizden diğer birey- nın düşüncelerini ve ürünlerini ken-
farklılık gösteren kuralları düşünme- lere saygı, biçimsel özen ve içerikle dininmiş gibi yansıtmamak, kişilik
miz açısından rehberlik edebilir an- ilgili özen konularına yoğunlaşma- haklarına ve özel yaşama saygı gös-
cak özetle internet etiğinin ana fikri larını isteyebilirsiniz. Bunların dı- termek en temel internet etiği kural-
gerçek yaşamda benimsenmeyen şında gereksiz yere büyük harfler ile ları arasındadır ve uzaktan eğitimde
davranışları sergilememek üzerine yazışmamak, özel simgeleri sık sık etkileşim süreçlerinizi yönetmeniz-
kurulur. Ayrıca çevrimiçi tartışma kullanmamak, esprili ya da alaycı de işinize yarayabilir. n
Kaynaklar
https://en.unesco.org/covid19/educationresponse Erişim: 1 Mayıs 2020.
Davis, F.D., “Perceived Usefulness, Perceived Ease of Use, and User Acceptance of Information Technology” MIS Quarterly, Cilt 13, Sayı 3, s. 319-340, 1989.
Pedró, F., “The new Millennium Learners: Challenging our Views on ICT and Learning: OECD-CERI.” http://www.oecd.org/dataoecd/1/1/38358359.pdf , 2006.
Kirschner, P. A., & van Merriënboer, J. J., “Do learners really know best? Urban legends in education”, Educational Psychologist, Cilt 48, Sayi 3, s.169-183, 2013.
Nortvig, A.M., Petersen, A.K., and Balle, S.H., “A Literature review of the factors influencing e-learning and blended learning in relation to learning outcome, student
satisfaction and engagement.”, The Electronic Journal of e-Learning, Cilt 16, Sayı 1, s. 46-55, 2018.
Graham, C.R., “Blended learning systems: Definition, current trends, and future directions.” In: Bonk, C.J. and Graham, C.R., Eds., Handbook of Blended Learning: Global
Perspectives, Local Designs, Pfeiffer Publishing, San Francisco, 3-21, 2006.
Moore, M. G., “Three types of interaction”, The American Journal of Distance Education, Cilt 3, Sayı 2, s. 1-6, 1989.
Garrison, D.R., Anderson, T. ve Archer, W., “Critical Inquiry in a Text-Based Environment: Computer Conferencing in Higher Education”, The Internet and Higher Education,
Cilt 2, s. 87-105, 2000.
Dewey, J., “How we think: A restatement of the relation of reflective thinking to the educative process.”, Boston, MA: D.C. Heath & Co Publishers, 1933.
https://www.commonsense.org/education/top-picks/best-student-collaboration-tools
55
Merak Ettikleriniz
Mesut Erol [ merak.ettikleriniz@tubitak.gov.tr
Yıldızlar Nasıl
Farklı Renklere Sahip Olur?
Çoğumuz ışık kirliliğinin olmadığı bir alanda yıldızları Sarı cüce sınıfında yer alan Güneşimizin yüzey sıcaklı-
seyretmeye doyamayız. Dikkatli baktığımızda bazı yıl- ğı 55000C’dir. Güneş de diğer yıldızlar gibi farklı dalga
dızların kırmızımsı bir renkte, bazılarının da mavi ol- boylarında ışıma yapar. Yıldızımızın maksimum ışıma
duğunu ayırt edebiliriz. Yıldızların rengi kütlelerine ve yaptığı dalga boyu yeşil renge denk gelir. Bu dalga
yüzey sıcaklıklarına bağlı olarak değişkenlik gösterir. boyu, ışık tayfında kırmızı ve mavi tonların arasında
kaldığı için tüm bu ışımaların birleşiminde Güneş
Bir yıldızda sahip olduğu büyük kütle ile sıkışan mer- beyaz görünür. Ancak bizle Güneş arasında atmosfe-
kezindeki yüksek basınç ve sıcaklığın etkisiyle nükleer rimiz bulunuyor. Atmosferde kısa dalga boylu mavi
tepkimeler gerçekleşir. Başlangıç kütlesi büyük olan tonlar saçılıma uğradığı için Güneş’i gündüz saatle-
yıldızlar merkezlerindeki yüksek sıcaklıkta tepkimeler rinde sarı olarak algılıyoruz (Güneş’e asla çıplak gözle
daha hızlı gerçekleşeceği için hidrojen yakıtını kütlele- bakmamak gerek!).
riyle ters orantılı bir sürede, yani hızlıca tüketir. Küçük
kütleli yıldızlar ise yakıtlarını daha uzun süre kullanır. Evrendeki en sıcak yıldızlar mavidir. Yüzey sıcaklıkları
kütlelerine göre yaklaşık 10.0000C’den başlar ve mavi
Örneğin evrende en bol bulunan yıldız türü olan yıldızlarda 40.0000C’yi bulabilir. Tüm yıldız türleri içe-
kırmızı cücelerin yüzey sıcaklıkları 35000C’yi geç- risinde en yüksek enerjili, yani en kısa dalga boyla-
mez. Bu sıcaklık değeri kırmızı cücelerin adını aldığı rına sahip ışımayı yapan yıldızlar bu grupta yer alır.
renkte görünmesini sağlar. Yakıtını yavaşça kullanan Esasında büyük yıldızlar mavi renge ek olarak insan
bu yıldızların düşük kütleli olanlarına trilyonlarca gözünün ışık tayfında göremediği bölgelerden morö-
yıl ömür biçilebiliyor. İsimlerinden de anlaşılacağı tesinde de (ultraviyole) ışıma yapar.
üzere kırmızı cüceler oldukça küçüktür ve az ışıma
yaparlar. Bu yüzden gökyüzüne baktığımızda gör-
Kaynaklar
düğümüz kırmızı tonlardaki yıldızların kırmızı cüce eclipse2017.nasa.gov/what-color-sun
yerine ömürlerinin sonuna yaklaşan kırmızı devler livescience.com/34469-purple-stars-green-stars-star-colors.html
olduğunu belirtmekte fayda var. solar-center.stanford.edu/SID/activities/GreenSun.html
Linnaeus’un
Systema Naturae
kitabı
Kaynaklar
aeon.co/essays/how-did-science-come-to-speak-only-english
ucmp.berkeley.edu/history/linnaeus.html
newscientist.com/article/dn25703-jesus-and-hitler-beaten-in-wikipedia-
influence-list
57
Yenilenebilir
Enerjiyi
Dr. Mahir E. Ocak [ TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi
Gökler
Bugün rüzgârdan enerji elde etmek için karalar üzerine ya da sığ denizlerin tabanlarına kurulan türbinler
rüzgâr enerjisinden tam kapasiteyle yararlanmaya imkân vermiyor. Çünkü güçlü rüzgârlar yeryüzünün
yakınlarından çok göklerde esiyor. Bu yüzden günümüzde bazı araştırmacılar rüzgâr enerjisini göklerden
toplamak için kullanılacak teknolojiler geliştirmek üzere çalışmalar yapıyor. Bazı firmalar geliştirdikleri
sistemleri test etmeye başladı bile.
59
Yeryüzündeki ve Göklerdeki
Rüzgâr Enerjisi
Günümüzde rüzgâr enerjisinden yararlanmak için
yaygın olarak karasal bölgelerde rüzgâr türbinleri ku-
ruluyor. Yaklaşık 100 metre yüksekliğindeki tipik bir
rüzgâr türbininden 1,5 MW güç elde edilebiliyor. An- Tek bir uçurtmanın art
arda çekilen fotoğraflarının
cak bu rüzgâr türbinleri hiçbir zaman tam kapasite ile birleştirilmesiyle oluşturulmuş
çalışmıyor. Çünkü yeryüzüne yakın hava katmanların- bu görüntüde uçurtmanın
enerji üretimi sırasında
daki rüzgârlar sürekli değil ara sıra esiyor. Bu yüzden havada 8 çizdiği görülüyor.
sıradan rüzgâr türbinlerinden elde edilen enerji çoğu
zaman azami kapasitenin yarısına bile ulaşmıyor.
Rüzgâr türbinlerinden daha fazla enerji elde etme- malarla, türbinler taşıyan insansız hava araçlarıyla...
nin bir yolu, daha küçük alanlarda daha çok güç üre- Rüzgârlardaki 1800 TW gücün sadece %1’ini toplamak
tebilecek türbinler kurmaktan geçiyor. Yüksek irtifalar- bile bugün tüm dünyanın enerji ihtiyacını karşılamaya
daki hava akımları genellikle daha güçlü olduğu için yetebilir.
bu durum türbinlerin yüksekliğinin ve kanat uzunlu-
ğunun artırılması anlamına geliyor. 2000’lerin başla-
rından beri yatırım yapılan bir alansa açık denizlere
Göklerden Rüzgâr Enerjisi
rüzgâr türbinleri kurmak. Yeryüzünde denizler karalar- Toplamanın Yolları
dan daha çok alan kaplar. Ayrıca kıyıdan uzaklaştıkça
rüzgârlar genellikle hem güçlenir hem de daha düzenli Rüzgâr enerjisinden yararlanmanın insanlar için
ve sık esmeye başlar. Bu yüzden denizlerden elde edi- yeni bir olgu olduğu söylenemez. Yüzlerce yıldır yel
lebilecek rüzgâr enerjisi potansiyel olarak karalardan değirmenlerinde buğday öğütmek ya da yelkenli
elde edilebilecek olandan daha fazladır. Ancak sıradan gemilerle denizlerde yol almak için rüzgâr enerjisinden
rüzgâr türbinleri sadece sığ sulara ya da özel olarak yararlanılıyor. Ancak bir yenilenebilir enerji kaynağı
tasarlanmış yüzer platformların üzerine kurulabiliyor. olarak büyük ölçekte rüzgâr enerjisinden yararlanma
Bu da denizlerden elde edilebilecek rüzgâr enerjisi çabalarının görece yeni olduğu söylenebilir.
miktarını sınırlıyor.
Göklerdeki rüzgâr enerjisinin nasıl toplanabilece-
Dünya’daki rüzgâr enerjisinin büyük kısmı esasen ğiyle ilgili ilk çığır açıcı çalışma 1970’lerin sonların-
atmosferin yeryüzüne yakın kısımlarında değil yük- da Miles Loyd tarafından yapılmıştı. O sıralar dünya
seklerinde bulunur. Bilimsel çalışmalar atmosferin alt genelinde bir petrol krizi yaşanıyordu. Loyd da var
katmanlarındaki rüzgârların sıradan rüzgâr türbinle- olan enerji krizinden çıkmanın bir yolunun göklerden
rine sağlayabileceği azami gücün 400 TW olduğunu rüzgâr enerjisi toplamak olduğunu düşünmüştü. Loyd
gösteriyor. Söz konusu olan atmosferin tamamı ol- 1980 yılında yayımladığı makalesinde bir uçurtma ha-
duğundaysa bu değer 1800 TW’a çıkıyor. Üstelik yük- yal etmişti. Bu uçurtmadan verimli bir biçimde ener-
sek irtifalardaki rüzgârlar daha güçlü olmanın yanı ji elde etmek için önerdiği yöntemse çocukluğunda
sıra daha düzenli ve süreklidir de. Dolayısıyla rüzgâr uçurtma uçurmuş hemen her çocuğun iyi bildiği bir
enerjisinden daha fazla yararlanabilmenin bir yolu da fiziksel gerçeğe dayanıyordu: Rüzgâra dik biçimde ha-
enerjiyi göklerden toplamaktan geçiyor. Peki ama na- reket eden bir uçurtmanın ipindeki gerilim rüzgârı ar-
sıl? Cevap: yüz metre karelik uçurtmalarla, havada asılı kasına almış bir uçurtmanın ipindeki gerilimden çok
kalan rüzgâr türbinleriyle, planörlerle, balonlu uçurt- daha büyüktür.
60
Hava aracı
Hava +
aracı Üreteç/ler
lar
lar
o/
o/
bl
bl
Ka
Ka
Mekanik Elektriksel
Vrüzgar Güç Vrüzgar Güç
Üreteç/ler
Hava kaynaklı enerji sistemleriyle enerji elde etmenin iki farklı yolu. Bazı sistemlerde hava aracının çektiği kablolar üreteci harekete geçirir (solda).
Bazı sistemlerdeyse üreteçler hava aracının üzerindedir (sağda). Elde edilen enerji elektrik kablolarıyla yer istasyonuna aktarılır.
Vrüzgar
Vrüzgar
Enerji üretiminin yer istasyonunda yapıldığı sistemlerde üretim periyodik olarak onlarca saniye kesintiye uğrar. Araç havada yavaş yavaş yükselirken
enerji elde edilir (solda). Araç başlangıç konumuna dönerkense az da olsa enerji tüketilir (sağda).
Hava aracı
üzerindeki
eyleyiciler
Kontrol
ünitesi
Güç Güç/Kontrol
Kabloları Kabloları
61
Vrüzgar
TwingTec firması tarafından üretilen bu HKRES yanında durduğu
rüzgâr türbiniyle hemen hemen aynı gücü üretiyor.
Vrüzgar
Loyd yaptığı kuramsal tahminlerde tek bir uçurtma-
dan 45 MW güç elde etmenin mümkün olduğunu hesap-
lamıştı. Bu değer bugünkü en gelişmiş rüzgâr türbinleri-
nin kapasitesinin bile üzerindedir. Şu an için ticari olarak
satışı yapılan en gelişmiş rüzgâr türbini olan MHI Vestas
V164 9,5 MW güç üretiyor. Prototip aşamasında olan GE
Wind Energy şirketine ait 260 metre yüksekliğindeki de-
vasa Haliade-X türbinleriyse 12 MW güç üretebiliyor.
Vrüzgar
Yer istasyonunun hareketli olduğu sistemler tasarlamak ve üretmek de Ampyx Power firması tarafından tasarlanmış ve üretilmiş bir HKRES
mümkün.
62
Şişirilebilir C Biçimli Folyo
Kanatlı Şişirilebilir Uçurtma
Uçurtma Kanatlı
Uçurtma
Planör
Sert Kanatlı Yarı Sert
Uçurtma Kanatlı
Uçurtma
Dört Kanatlardan ve
türbinli türbinlerden oluşan
uçak bir hava aracı
63
Loyd hesaplarında hem uçurtma ve kabloların kütle- zeneğe sarılır ve az da olsa enerji tüketilir. Gökyüzünde
sini hem de kablolardaki hava sürtünmesini ihmal etmiş- genellikle 8 sayısının şekline benzer bir rota takip eden
ti. Bu yüzden 45 MW tahmininin gerçekçi olduğu söyle- bu sistemler, sadece birinci aşamada enerji üretildiği
nemez. Ancak Loyd’un fikirleri ilerleyen yıllarda da etkili için yer istasyonuna sürekli güç sağlamaz. Üretimin pe-
olmaya devam etti. riyodik olarak onlarca saniye kesintiye uğraması büyük
bataryalara ya da kapasitörlere ihtiyaç duyulmasına
Hava Kaynaklı Rüzgâr Enerjisi neden olur. Kabloların sağladığı çekişin yer istasyonun
tamamını hareket ettirdiği sistemlerdeyse kesintisiz güç
Sistemleri üretilmesi amaçlanır. Ancak çok daha karmaşık olan bu
Bugün gökyüzünden rüzgâr enerjisi toplamak için sistemlerin şu an geliştirilme aşamasında olan tek bir
üzerine çalışmalar yapılan hava araçlarına uçurtma- prototipi vardır. Bu sistemde istasyonun hareketi hava
ların yanı sıra planörleri, havada asılı kalan türbinleri, aracının rotasını kontrol etmek için kullanılır. Enerji
balonlu uçurtmaları ve diğerlerini de eklemek lazım. üretimi de istasyonun hareketinin bir elektrik motoruna
Atmosferin 200 metre ila 10 kilometre yüksekliğindeki aktarılmasıyla sağlanır.
bölgelerinde çalışmaları için tasarlanan bu hava kaynak-
lı rüzgâr enerjisi sistemlerinin (HKRES) genel olarak iki Enerjinin havada elde edilip yeryüzüne aktarıldığı
ana bileşenden oluştuğu söylenebilir: bir yer istasyonu sistemlerse havada kaldıkları her an güç üretebilirler.
ve bu yer istasyonuyla bağlantılı bir hava aracı. Üretim, sadece havalanma ve iniş sırasında kesintiye uğ-
rar. Üstelik toplanan rüzgâr enerjisinin bir kısmı aracın
HKRES’ler, sahip oldukları özelliklere göre çeşitli baş- kendi enerji ihtiyacını karşılamak için de kullanılabilir.
lıklar altında sınıflandırılabilir. Bazı HKRES’lerde ener- Sürekli yükselip alçalması gerekmeyen hava araçları
ji üretimi yer istasyonunda yapılırken bazılarında ise daha basit rotalar takip eder. Ancak sıradan kablolara
enerji uçan hava aracında üretildikten sonra yer istas- göre genellikle daha kalın olan iletken kabloların sür-
yonuna aktarılır. Enerjinin yerde üretildiği sistemlerde tünmeyi artırması bu sistemlerin verimini düşürür.
hava aracı genellikle bir ya da birkaç kabloyla hareketli
bir düzeneğe bağlıdır. Bu hareketli düzenek istasyonun Üzerinde Çalışılan Alternatifler
tamamı olabileceği gibi sadece bir parçası da olabilir.
İstasyonun sabit olduğu sistemlerde iplerin sağladığı Farklı alternatiflerin gerçek dünyada nasıl perfor-
çekiş, bir elektrik motorunu hareket ettirmek için kulla- mans göstereceğini anlamaya çalışan araştırmacılar pro-
nılır. Bu sistemlerde çalışma süreci iki aşamadan oluşur. totipler üretip test ediyorlar.
Birinci aşamada, araç havada yükselirken kablolar üre-
teçleri hareket ettirir ve elektrik enerjisi üretilir. İkinci Bir HKRES’nin sağlayacağı güç pek çok değişkene
aşamadaysa araç alçalarak başlangıçtaki yüksekliğine bağlıdır. İstisanasız tüm HKRES’lerde hava aracının küt-
geri dönerken kablolar yeniden yer istasyonundaki dü- lesinin artması kablolardaki gerilimin azalmasıyla sonuç-
64
Makani firması tarafından tasarlanıp üretilmiş bir HKRES
lanıyor. Bu durum özellikle enerji üretiminin yer istas- daha yüksek irtifalarda çalışması aynı zamanda daha
yonunda yapıldığı sistemler için önemli. Bu sistemlerde uzun kablolara ihtiyaç duyulması anlamına gelir. Daha
elektrik motorunun çalışmasını kablolardaki gerilim uzun kablolar ise daha fazla hava sürtünmesi demektir.
sağladığı için hava aracının kütlesi arttıkça elde edilen Şu an için hangi irtifanın daha iyi olduğu ile ilgili tahmin-
güç azalıyor. Enerji üretiminin hava aracı üzerindeki tür- ler, doğru olduğu varsayılan hipotezlere göre değişiyor.
binlerle yapıldığı sistemlerdeyse durum farklı. Kuramsal Bir tahmine göre, kablolardaki hava sürtünmesinin azal-
tahminler hava aracının kütlesinin elde edilecek enerjiye tılabilmesi durumunda 1000 metre civarındaki yükseklik-
önemli bir etkisinin olmadığına işaret ediyor ve gözlem- ler ideal sonuçlar verebilir.
ler de bu tahmini doğruluyor.
Sistemlerin güvenli bir biçimde çalışması için hava
Hâlâ tartışmalı olan bir konu hava aracının kanatları- araçlarını yer istasyonuna bağlayan kabloların elektros-
nın esnek mi yoksa sert mi olmasının daha iyi olduğu. Es- tatik özelliklerinin de göz önünde bulundurulması gere-
nek kanatlı araçlar, testler sırasındaki kazaları daha hafif kiyor. Günümüzde bu sistemlerde yaygın olarak kısaca
hasarlarla atlatıyorlar. Ayrıca kütleleri daha hafif olduğu UHMWPE olarak adlandırılan düşük maliyetli, mükem-
için daha fazla güç sağlayabiliyorlar. Sert kanatlı araçla- mel mekanik özelliklere sahip polimer kablolar kullanı-
rınsa hem aerodinamik verimliliği daha yüksek hem de lıyor. Bugüne kadar bu kabloların kuru ya da nemli hava
daha dayanıklılar. Şu an için hangi seçeneğin uzun vade- koşulları altında nasıl performans göstereceğini tespit
de öne çıkacağını kestirmek zor. etmek için yapılan çalışmalarda fırtına bulutlarındaki
statik elektrik alanların parlamalara ya da boşalmalara
HKRES’lerin hangi irtifalarda daha verimli çalışacağı sebep olmadığı gözlemlenmemiş. Ancak özellikle iletken
da cevaplanmayı bekleyen bir diğer soru. İrtifa yükseldik- olmayan kablolar yıldırımların ürettiği dinamik elektrik
çe rüzgârlar daha şiddetli esmeye başlar. Ancak araçların alanlara maruz kaldıklarında parlamaları ve boşalmaları
65
tetikleyebiliyor. HKRES’lerin fırtınalı havalarda çalışması 1,5 MW güç üreten 80 metre yüksekliğindeki standart
beklenmediğinden bu durumun bir sorun teşkil etmeye- bir rüzgâr türbininin ağırlığı 100 tona varırken, toplam
ceği söylenebilir. Ancak sistemlerin güvenli bir biçimde ağırlığı sadece 1 ton olan bir drone ve yer istasyonu
çalışabileceği “en kötü hava koşullarının” da tespit edil- 100 kW güç üretmeyi başarabiliyor. Kütlenin düşmesi
mesi gerekiyor. doğal olarak enerjinin üretim maliyetini de düşürüyor.
Bu durum rüzgâr enerjisinin geleceği açısından özellik-
le önemli olabilir. Çünkü standart rüzgâr türbinlerinin
ürettiği enerjinin maliyeti şu an enerjinin ortalama satış
fiyatının üzerinde.
Bir rüzgârın sağlayabileceği güç, rüzgârın hızının HKRES’lerin çalışması sırasında felaketlere sebep ola-
küpüyle orantılıdır. Örneğin rüzgârın hızı iki katına bilecek pek çok şey var: zayıf bağlantıların kopması, aşırı
çıktığında sağladığı güç sekiz katına çıkar. Dolayısıyla güçlü rüzgârlar, yıldırımlar... Bu ve benzeri durumlar için
rüzgâr enerjisinden daha fazla yararlanmak daha güç- bir çözüm hava araçlarını herhangi bir acil durum sırasın-
lü rüzgârlara erişmekten geçiyor. HKRES’lerin standart da yere inebilecek biçimde tasarlamak olabilir. Örneğin,
türbinler karşısındaki en önemli avantajı da zaten stan- Ampyx Power şirketi topladığı enerjinin bir kısmını de-
dart türbinlerin ulaşamadığı, güçlü rüzgârların estiği polayıp kendisine saklayan uçurtmalar tasarlıyor. Böyle-
irtifalarda çalışmaları. Ayrıca standart türbinler sadece ce uçurtmanın kabloları kopsa bile depoladığı enerjiyle
karalarda ve sığ sularda çalışıyor. HKRES’ler ise deniz ta- yere inmeyi başarması amaçlanıyor. Ancak HKRES’lerle
banına türbin kurulamayan açık denizlerden bile rüzgâr ilgili en önemli zorluk da belki de bu noktada başlıyor.
enerjisi toplayabilir. Ayrıca yüzer türbinlerle karşılaştırıl- Bu cihazların havalanmalarını ve yere inişlerini otoma-
dığında da HKRES’leri taşıyan platformlar açık denizler- tikleştirmek çok zor; özelikle de açık denizlerde çalışması
deki zorlu koşullara karşı daha dayanıklıdır. planlan, yüzer, hareketli platformların üzerinde iniş kal-
kış yapacak hava araçları için. Söz konusu olan büyük
HKRES’lerin sıradan türbinlere göre bir diğer avan- ölçekte enerji üretecek, birbirinden bağımsız çok sayıda
tajı, kütlelerinin düşük olması. Göklerden rüzgâr enerjisi HKRES’nin bir arada çalışacağı santraller olduğunda du-
toplayan bir uçurtmayı taban ve kule gibi enerji üreti- rum daha da zorlaşıyor. Örneğin 300 tane hava aracının
mine katkısı olmayan ağır kısımlarından arındırılmış olduğu bir santrali düşünelim. Her bir araç tek bir seferde
bir rüzgâr türbinine benzetebilirsiniz. Örneğin yaklaşık 2 gün havada kalabilse bile bu durum bir yıl içinde yakla-
66
şık 55.000 kalkış ve iniş olacağı anlamına gelir. Bu kadar
çok sayıda aracın çevredeki insanlar, hava araçları ve sant-
ralin kendisi için tehlike arz etmeden nasıl çalışacağı hâlâ
üzerine araştırmalar yapılması gereken önemli bir sorun.
Google’ı da bünyesinde bulunduran Alphabet şir- Önümüzdeki yıllarda hava kaynaklı rüzgâr enerjisi
ketinin sahibi olduğu Makani firması, yakın zaman- üzerine yapılan çalışmaların ivmelenmesi, şu an devam
larda Norveç fiyortlarında 600 kW güç üreten uçurt- eden çeşitli projelerin tamamlanması ve test edilmesi
malarını test etti. Uçurtmaların doğal koşullar altında bekleniyor. Geliştirilen teknolojilerin güvenlik ve verim
nasıl davrandığıyla ilgili veriler topladı. Ampyx Power açısından ne kadar olgunlaşacağını ve var olan teknolo-
isimli Hollanda menşeli bir şirket yüzer platformlar- jilerle ne ölçüde rekabet edebileceğini ise zaman göste-
dan havalanabilen sistemler üzerine çalışmalar yapı- recek. n
yor. Şirketin en gelişmiş modelinin kapasitesi 300 kW.
Skysails isimli bir Alman firması ise kendi geliştirdiği
bir uçurtmayı bir çevre koruma örgütüne ait gemiye Kaynaklar
çoktan monte etti bile. Uçurtma geminin enerji ihti- Cherubini, Antonello ve ark., “Airborne Wind Energy Systems: A review of the
technologies”, Renewable and Sustainable Energy Reviews, Cilt 51, s. 1461, 2015.
yacının tamamını olmasa da bir kısmını karşılamaya
devam ediyor. Şirket 2020 içinde 500 kW’a kadar güç Loyd, Miles L., “Crosswind Kite Power”, Journal of Energy, Cilt 4, s. 106, 1980.
üreten sistemleri piyasaya sürmeyi planlıyor. Benzer Harris, Margaret, “The promise and challenges of airborne wind energy”, Physics
çalışmalar yapan çok sayıda başka firmayı da sayıp bu World, https://physicsworld.com/a/the-promise-and-challenges-of-airborne-wind-
energy/, 2019.
listeyi uzatmak mümkün.
67
Elektrikli Otomobiller ve
Isı Pompaları
Her Hâlükârda
Daha Çevreci
İlay Çelik Sezer [ TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi
70
Isınma ihtiyacının daha
az karbon salımıyla
gerçekleştirilebilmesinin
yollarından biri olarak görülen
ısı pompalarında ısı üretmek
Radboud Üniversitesi öğretim için elektrik kullanılıyor. Isı
üyesi Florian Knobloch elektrikli pompası, soğuk bir günde bile,
otomobillerin aslında karbon salımını yerden, sudan ve havadan ısı
artırdığı yönündeki kaygıların çekebiliyor.
dünyanın çoğu bölgesi için temelsiz
olduğunu vurguluyor.
Ev tipi elektrikli ısı
pompalarının en yaygın türü,
evin dışına klimanınkine
benzeyen bir kutunun
yerleştirildiği hava kaynaklı
pompalardır.
71
Hava Kaynaklı Isı Pompası Nasıl Çalışır?
Gaz
Kompresör
Buharlaştırıcı Yoğunlaştırıcı
Sıvı
Genleşme vanası
Bir binanın yan tarafına ya da arkasına yerleştirilen hava yerden ısıtma sistemleri ve sıcak hava konvektörleri de
kaynaklı ısı pompası havadan ısı alarak bu ısıyla havanın- dâhil çok çeşitli ısıtma sistemleriyle uyumlu olarak çalışa-
kinden daha yüksek sıcaklıkta çıktı oluşturur. Pom- bilir. Isı pompaları, fosil yakıt tüketen kazanlı ısıtma
panın çalışması için elektrik gerekir ancak enerji sistemlerinden farklı olarak daha uzun zaman
olarak ürettiği ısıya karşılık gelenden daha az aralıklarında daha düşük sıcaklıkta ısı yayar.
elektrik tüketmesi gerekir. Isı pompası bir buz-
dolabının iç ortamından ısı çekerken kullandı-
ğı mekanizmanın çok benzeri bir mekanizmay-
la dış ortamdaki havadan ısı çekerek verimli bir
şekilde ısı üretimi sağlar. Isı pompaları radyatörler,
72
Elektrik Güç Şebekeleri de Hesaba Katıldı
Araştırmada incelenen ülkeler alternatif ve yenilenebilir Öte yandan son beş yılda pek çok ülkenin elektrik üretim
kaynaklardan elde ettikleri elektrik açısından büyük bir sistemlerinde yenilenebilir enerji kaynakları açısından
çeşitlilik gösteriyordu. Örneğin İsveç ve Fransa’da elekt- çok büyük gelişmeler kaydedildiği için Knobloch elektrikli
rikli otomobillerin ömür boyu neden olduğu ortalama otomobillerin şu anda muhtemelen araştırmalarında gös-
karbon salımı petrol tüketen otomobillere göre %70 daha terilenden bile daha çevreci olduğunu düşünüyor. Örne-
düşük iken İngiltere’de bu oran %30 idi. ğin Birleşik Krallık’ın elektrik için ortalama karbon yoğun-
luğu- üretilen birim elektrik başına karbon salımı- 2015’te
Araştırmacılar elektriğin sağlandığı kaynaklara ilişkin kWh başına 443 gram CO2 iken geçen yıl 215’e düşmüş.
2015 verilerini de hesaba kattıklarında, belirli bir bölgede-
ki elektrik güç şebekesi, kilowatt saat (kWh) elektrik başına Araştırmacılara göre, fosil yakıt tüketen otomobillerle
1100 gramdan daha az karbondioksit salımı yaptığı takdir- elektrikli otomobiller arasında karbon salımı açısından var
de, o bölgede ortalama bir elektrikli otomobili ortalama bir olan makas ileride kapanmayacak, elektrik güç şebekeleri
petrol tüketen otomobilden daha çevreci olarak değerlen- daha da çevreci hâle geldikçe daha da açılacak. Elektrikli
dirdi. Bu durum incelenen 59 ülkenin 53’ü için geçerliydi. otomobillerin ortalama karbon yoğunluğunun 2015’teki-
ne göre 2030’a gelindiğinde %20; 2050’ye gelindiğinde ise
Elektrikli otomobillerin elektrik güç şebekeleri daha çev- %30 daha düşük olacağını tahmin ediyorlar.
reci hâle geldikçe-ki genel eğilim bu yönde- petrol tüketen
otomobillere göre şimdi olduğundan da çevreci hâle gele- Knobloch’a göre, üretimden ve sonrasındaki enerji kulla-
cekleri öngörülüyor. nımından kaynaklı karbon salımları dikkate alındığında,
elektrikli otomobillere ve ev tipi ısı pompalarına geçişin
tereddütsüz biçimde teşvik edilmesi gerektiği çok açık ve
araştırmanın sonuçları hükümetlerin verecekleri kararlar
açısından net bir yön ortaya koyuyor. Knobloch bekleme-
ye gerek olmadığını, elektrikli otomobilleri ve ısı pompala-
rını yaygınlaştırmanın tüm belirsizlikler ve değişkenlikle-
re rağmen net bir fayda sağladığını vurguluyor. n
Kaynaklar
https://www.newscientist.com/article/2238118-electric-cars-really-are-a-greener-
option-than-fossil-fuel-vehicles/
https://cosmosmagazine.com/technology/yes-electric-cars-are-better-for-the-
environment
73
İlk Elektrikli
Traktörümüz
Tarlada!
Dr. Bekir Pakdemirli [ T.C. Tarım ve Orman Bakanı
76
Gürültü testleri ile ilgili tam karşılaştırmada prototipin
dizel traktöre göre pullukla sürümde dış ortamda 14 dBA,
kabin içerisinde ise 16 dBA daha düşük değerde gürültü
oluşturduğu tespit edildi.
77
Dokuları
Birbirine Yapıştırmak
Artık Daha Kolay
Dr. Tuncay Baydemir [ Bilim ve Teknik Dergisi
İ
ki kuru yüzeyi yapıştırma işlemi yapıştırıcı Bu canlılar dokular arası bağlanmayı gerçekleştir-
malzemeler yoluyla kolay bir şekilde ger- mek için yüzeyler arasındaki suyu uzaklaştırmaya
çekleştirilebiliyor. Vücut dokuları gibi ıslak yarayan süreçlere sahipler. Doğadaki örneklerden
yüzeyler söz konusu olduğundaysa su bu yüzeyler esinlenen araştırmacılar ıslak dokularda yapışma-
arasında bariyer oluşturarak moleküler etkileşimle- yı sağlayan çift taraflı bir bant geliştirdiler. Bu yeni
ri engelliyor ve yapışmanın etkili bir şekilde gerçek- ürün ıslak yüzeylerde saniyeler içerisinde yapışma-
leşmesini zorlaştırıyor. yı sağlıyor ve tıbbi uygulamalarda kullanılabiliyor.
Mevcut kullanımdaki doku yapıştırıcıları, dikiş Massachusetts Institute of Technology (MIT) mü-
atmaya ve zımbalamaya göre potansiyel avantajlara hendislerinden Hyunwoo Yuk ve arkadaşları yaptık-
sahip olmasına karşın zayıf bağlanma, düşük biyo- ları araştırmalar
lojik uyumluluk, dokularla zayıf mekanik eşleşme sonucunda do-
ve yavaş yapışma gibi sınırlamaları da bünyesinde kuları hızlı bir
barındırabiliyor. Dokular arasında sızdırmaz bir şekilde birbirine
kapatma gerçekleştirmek oldukça zor çünkü doku- ya p ı ş t ı ra bi l e n
ların yüzeyinde bulunan su yapışmanın etkili bir çift taraflı bant Tony Pulsone, MIT News.
şekilde gerçekleşmesini engelliyor. Mevcut doku tasarladı ve çalış-
yapıştırıcı moleküller, sulu bölgenin içerisinden manın sonuçları
nüfuz ederek iki doku yüzeyini birbirine yapıştırı- Nature dergisin-
yor ancak bu işlem biraz uzun sürebiliyor. de yayımlandı.
Hyunwoo Yuk
Sıvı ya da hidrojel formdaki mevcut doku ya- MIT araştırma grubu dokulardaki yapışma iş-
pıştırıcılarının çalışması, yapıştırıcı moleküllerin lemini daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebilmek
dokuların polimer ağlarıyla bağ oluşturması pren- için bir süredir çalışmalar gerçekleştiriyordu. Ekip
sibine dayanıyor. Burada doku yapıştırıcıları arada daha önce bazı midye türlerinin kaya ve gemi
kalan su fazını difüzyon yoluyla geçiyor. Bazı canlı- yüzeylerine yapışmak için kullandıkları yöntem-
larda ise mekanizma farklı bir şekilde gerçekleşiyor. lerden esinlenerek hidrojel süper yapıştırıcı gibi
çeşitli yeni yapıştırıcılar geliştirdi. Araştırmacılar, iki başaran araştırmacılar, tüm dokularda yeterli derece-
ıslak yüzeyi hızla birbirine yapıştırmak için geliştir- de iyi çalışmayan ve bazı durumlarda komplikasyonla-
dikleri çift taraflı bantta ise örümceklerin avlarını ıs- ra yol açabilen cerrahi ipliklerin yerine geliştirdikleri
lak koşullarda yakalamak için kullandıkları yapışkan bandın geçmesini bekliyorlar.
salgıdan ilham aldılar. Örümceklerin kullandığı yapış-
tırıcı, içinde bulunan yüklü polisakkaritler yardımıy- Geliştirilen çift taraflı bant dokulara tıbbi implant-
la, böceğin yüzeyinde bulunan suyu hızlı bir şekilde ların tutturulması için de kullanılabiliyor, ayrıca doku
emebiliyor ve yapışkanın çalışabileceği kuru bir alan yapıştırıcı malzemelerden daha hızlı bir şekilde bağlan-
yaratıyor. Bu sayede yapışma etkili bir şekilde gerçek- ma sağlandığı gibi bu yapıştırıcıların vücudun diğer
leşebiliyor. bölgelerine damlama riskini de ortadan kaldırıyor.
Bu süreci taklit etmek isteyen araştırmacılar önce Bantların vücudun içinde daha uzun süre dayan-
ıslak dokulardaki suyu emen, sonrasındaysa iki dokuyu masını sağlamak için jelatin ve kitosan gibi polimerler
birbirine yapıştıran bir malzeme tasarladılar. Yüzeyde kullanan araştırmacılar, böylece yapıştırıcı malzemenin
bulunan suyu emmesi için poliakrilik asit kullanıldı. bütünlüğünü istenilen sürelerde korumayı başardılar.
Dokulara bant uygulanır uygulanmaz su emiliyor ve Uygulamanın yapıldığı bölgeye bağlı olarak, kullanılan
poliakrilik asit her iki doku yüzeyi ile zayıf hidrojen malzemelerin yoğunluklarının değiştirilmesiyle bandın
bağları oluşturuyor. Bu hidrojen bağları ve diğer zayıf vücuttaki bozunma hızı ihtiyaca göre ayarlanabiliyor.
etkileşimler ile bant ve dokular geçici olarak yerlerin-
de tutunurken poliakrilik asitin içine gömülmüş NHS Dünyada yılda 230 milyondan fazla tıbbi operasyon
(N-hidroksisüksinimid) esterleri dokudaki proteinlerle 5 gerçekleştiriliyor ve bu operasyonların çoğunda yarayı ka-
saniye gibi kısa bir süre içerisinde oldukça kuvvetli kova- patmak için dikiş atılması gerekiyor. Yapılan bu müdaha-
lent bağlar oluşturuyor. leler ne kadar profesyonelce gerçekleştirilirse gerçekleşti-
rilsin dokularda strese neden olabiliyor ve enfeksiyon, ağrı
Canlı hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen doku ya- ve yara izleriyle sonuçlanabiliyor. Geliştirilen doku bandı
pıştırma testlerinde, akciğer ve bağırsaktaki dokuları ile hızlı bir şekilde uygulamalar gerçekleştirilip bu kompli-
5 saniye gibi kısa bir sürede birbirine sıkıca bağlamayı kasyonların önlenebileceği belirtiliyor.
79
Araştırmacılar geliştirdikleri ürünle yalnız hızlı bir şe- Çift taraflı bant cilt, ince bağırsak, mide, kas, kalp ve
kilde yara kapatma işlemini gerçekleştirmediklerini aynı karaciğer dâhil çeşitli ıslak dokulara uygulanabiliyor ve
zamanda akciğer ve trake gibi dikilmesi oldukça zor olan istenilen mukavemeti ve esnekliği gösterebiliyor. Ayrı-
hassas dokuları da kolaylıkla birleştirebildiklerini yaptık- ca ıslak dokular ile hidrojel, silikon, titanyum, polidi-
ları canlı hayvan deneyleri ile ispatladılar. İyileşmenin metilsiloksan (PDMS), poliimid ve polikarbonat gibi çe-
daha hızlı bir şekilde gerçekleşmesi ve cerrahi prosedür- şitli mühendislik katıları arasında yapışmayı sağlamak
lerden kaynaklı komplikasyonların önlenmesi geliştirilen için de kullanılabiliyor.
ürünün en önemli getirileri olarak öne çıkıyor.
Çalışmayla, doğadaki mekanizmalardan esinlene-
Tasarlanan çift taraflı bant bazı tıbbi cihazların vücuda rek ıslak dokularda başarıyla uygulanabilen bir ürün
yerleştirilmesi görevini de başarıyla gerçekleştirebiliyor. ortaya kondu. Bu ürün mevcut doku yapıştırıcıları ve
Araştırmacılar farelerin kalbine poliüretan kalp yaması sızdırmazlık malzemeleriyle karşılaştırıldığında hızlı
uygulamasını başarıyla gerçekleştirdi. Oldukça karmaşık yapışma oluşumu, sağlam yapışma performansı, es-
ve zor bir uygulama, yamaya birkaç saniye boyunca az neklik, uzun raf ömrü ve kullanım kolaylığı gibi avan-
miktarda basınç uygulanarak kolaylıkla gerçekleştirile- tajlara sahip. Ürün ayrıca destek malzemesi, kontrollü
bildi. Araştırmacılar çift taraflı bantla dokulara silikon, ilaç dağıtım malzemesi, giyilebilir ve vücuda takılabilir
hidrojel ve titanyum malzemeler de tutturabiliyor. Araş- cihazlar alanlarında da kullanım şansı bulabilir. Islak
tırma grubu geliştirilen yapıştırıcıların ek uygulamalarını yüzeylerin yapışması için geliştirilen bu mekanizma
belirlemek için doktorlarla birlikte daha fazla test ve canlı sayesinde su altı gibi ortamlar için yeni yapıştırıcı tasa-
hayvan deneyleri gerçekleştiriyorlar. rımları da geliştirilebilir. n
Uzun zincirli Biyopolimer ağı Çapraz bağlı uzun Çapraz bağlı Amin- bağlama
polimer ağı zincirli polimerler biyopolimerler fonksiyonel gruplar
Sıvı veya ıslak hidrojel formundaki mevcut doku yapıştırıcıları tarafından ya- Çift taraflı bantların çalışma mekanizması kuru haldeki bantın hidrasyon ve
pışma oluşumu çoğunlukla monomerlerin, makromerlerin veya polimerlerin şişme yoluyla ara yüzeydeki suyu kurutması ile başlıyor. Bunu takiben önce
dokulara doğru difüzyonuna dayanıyor. geçici çapraz bağlanma ve sonrasında çift taraflı bant ile dokulardaki amin
grupları arasında kovalent bağların oluşumu gerçekleşiyor.
Kaynaklar
Yuk, H., Varela, C.E. ve ark., “Dry double-sided tape for adhesion of wet tissues and
devices”, Nature, Cilt 575, s. 169-174, 2019.
http://news.mit.edu/2019/double-sided-tape-tissues-could-replace-surgical-su-
tures-1030.
80
Ayın Sorusu Yalan Söyleyen
Prof. Dr. Azer Kerimov [ bteknik@tubitak.gov.tr
Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi
Cüceler
Matematik Bölümü
(Matematik)
Soruyu çözüp cevabı
ad, soyad ve adres bilgileri ile birlikte Çiftlikte bir akşam yemeği düzenleyen Keloğlan
bteknik@tubitak.gov.tr adresine yemeğe katılan 777 cücenin hepsini içeren bir liste
gönderenler arasından düzenliyor.
çekilişle belirlenecek beş kişiye
TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları Yemekte listedeki her bir cüce sırasına göre kalkıp bir
Yayınları’ndan bir kitap cümle söylüyor. İlk konuşan cüce “Benim boyum bu
hediye edeceğiz: yemekteki tüm cücelerden daha uzundur” diyor.
Bu ay: İlk cüceden sonra konuşan her bir cüce kendi sırası
Sıfırın Altında Matematik gelince “Benden önce konuşan cücelerin yüzde
yetmişinden fazlası yalan söyledi” diyor.
İşlemsiz Kendoku
Oyununun Kuralları
Ödüllü Soru:
Bölgesel Apartmanlar
Satranç Problemlerinde
Bohemya Okulu
a b c d e f g h
(1861-1916) akla gelen bazı mattan kurtulmaya çalışmaktadır.
önemli isimler. Bir mat pozisyonunun kaydırılmış Beyaz oynar, üç hamlede mat eder.
a b c d e f g h
Yalnızca yedi taşın kullanıldığı Bu problemde B varyantındaki mat
bu “minyatür” problemde A Miroslav Havel’in bir problemiyle aynı zamanda bir “ayna matı”. Şahın
varyantındaki mat pozisyonu devam edelim: çevresinde hiçbir taşın olmadığı mat
Diyagram 2’de görülüyor. İşte bu pozisyonları için bu terim kullanılıyor.
bir model mat çünkü siyah şahı Diyagram 3 C varyantındaki mat ise model mat
çevreleyen kareler yalnızca tek bir Miroslav Havel değil çünkü d7 hem vezir hem de
beyaz taş tarafından korunuyor. Natal Mercury, 1911-12 kale tarafından korunuyor. Ama
B ve C’de ise “eko model matlar” Birincilik ödülü bu Bohemya ekolü kriterlerini ihlal
var. Dikkatlice bakıldığında bu mat 8
etmez çünkü bir problemdeki bütün
pozisyonları tahtanın farklı yerlerinde 7 matların model mat olması şeklinde
ortaya çıkmakla birlikte matta yer alan 6 bir kural yok. Bu arada, tehdit
taşların siyah şaha göre aynı konumda 5 varyantındaki mat pozisyonunun da
oldukları görülür. Hatta, siyah şah 4
model olduğunu belirtelim.
ters renkli kareler üzerinde durduğu 3
1
matlar” deniyor. Siyah şahın aynı renk a b c d e f g h
problemler, Bohemya coğrafyası
kareler üzerinde olduğu eko matlar ise ile sınırlı değildir, başka ülkelerden
“monokrom” olarak isimlendiriliyor. Beyaz oynar, üç hamlede mat eder. de bu okula bağlı çok yetenekli bazı
87
Geçen ay
sorulan etütlerin
çözümleri
pozisyonunda e7 karesi 4 3
1 a b c d e f g h
Norvich Mercury, 1908 olduğundan o da model a b c d e f g h
6 Sanırız bu örnekler
5 Bohemya okulunu Diyagram 7
4
size tanıtmakta yararlı Ladislav Knotek
olmuştur. Çözmeniz için De Maasbode, 1928
3
2
size üç problem sunuyoruz. İkincilik Ödülü
1
a b c d e f g h 8
Problemleri
6
mat eder.
5
1. Af7! 4
1
B) 1…Şh7 2. Vf6! gxf6 3. Reading Observer, 1904 a b c d e f g h
3. Fe6 mat; 4
Vxg7 mat. 2
a b c d e f g h
Kurgucunun yeteneğini
yansıtan alt terfi ve vezir Beyaz oynar, üç hamlede
mat eder.
fedası gibi motiflerle
88
1. Şg3!! 4. Ac7+ Şb4 5. Ad5+ Şa3 Çözüm: Çözüm:
Dürtüsel 1. Şxh3? 6. Ac3 Şb2 7. a4 Şxc3 8. a5 1. Ka8+ Şg7 (1…Şg8 2. Pozisyona dikkatli
beraberlikten başka bir Şd4!=. Kxb2) 2. Ka7+ Şh6 3. bakarsak, bunun kural
şey getirmez. Siyah, Reti 3…Şb5 4. Ac7+ Şb4 5. g5+ Şxh5 4. g6!! Ke1+ 5. dışı bir konum olduğunu
manevrası yardımıyla Ad5+ Şa3 6. Ac3 Şb2 Şd4 Kd1+ 6. Şc3 b1=A+ 7. anlarız. Beyazın e2 ve
beraberliği sağlar: 1… 7. a4 Şxc3 8. a5 Şd4! 9. Şc4 Aa3+ 8. Şc5 Kc1+ 9. g2 piyonları hiç hamle
Şc4! 2. Şg3 Şb5! 3. Ac7+ a6 Şe3 10. Şf1! ve beyaz Şb6 Kb1+ 10. Şa6! Şimdi, yapmamış olduklarına
Şb4 4. Ad5+ Şa3 5. Ac3 kazanır. şah kendine bir sığınak göre a8’deki fil terfi ile
Şb2 6. a4 Şxc3 7. a5 Şd4! bulmuştur ve 11. Kh7 mat ortaya çıkmış olmalıdır.
(siyah hem 8…Şc5/d5/e5 Diyagram 9 önlenemez. Ama tahtada sekiz
ile beyaz piyonun karesine Boris Sidorov beyaz piyon olduğuna
girmekle, hem de 8…Şe3 Shakhmatnaya Poezya, 1999 Peki, beyaz 4. Ka6 göre bu mümkün
ile tehdit ediyor) a6 Şe3 9. Birincilik Ödülü oynayamaz mıydı? Bu değil. Sakın tahtaya
a7 f2=. 8 hamle de 5. Kh6 ile tehdit yanlış taraftan bakıyor
7 etmiyor mu? Görelim olmayalım? Tahtayı 180
1…h2! 2. Şxh2 Şc4 3. 6
4. Ka6 oynuyorsa ne derece çevirdiğimizde
Şg1! oluyor:4… Ke1+ 5. Şd4 Kd1+ (ya da karşı tarafa geçip
5
4
6. Şc3 b1=A+ 7. Şc4 Aa3+ oradan baktığımızda),
3
Yukarıdaki varyasyona 2
8. Şc5 Kc1+ 9. Şb6 h1=V! beyazın e4’teki piyonuyla
benzer şekilde siyah 3. 1
Beyaz şah kendi kalesinin şah çekerek zaten mat
Şg3? hamlesinde sonra da a b c d e f g h yolunu tıkadığından şimdi etmiş olduğunu görürüz
beraberliği sağlar: 3…Şb5! Beyaz oynar ve kazanır. 10. Kh6 mat mümkün değil. (Diyagram 11). Böylece
*** beyaz hiçbir taşına hamle
Düzeltme yaptırmadan sıfır hamlede
Sevgili okurlarımız, Nisan mat etmiş olur!
2020 sayısındaki yazımızda
“Diyagram 4” sehven yanlış Diyagram 11
verilmiştir. Özür dileyerek
ilgili bölümü tekrar 8
yayınlıyoruz: 7
Diyagram 10
6
5
M. Charosh
4
Fairy Chess Review, 1937 3
2
8
1
7
a b c d e f g h
6
a b c d e f g h
89
5 Haziran 13 Haziran 21 Haziran 28 Haziran
Dolunay Sondördün Yeniay İlkdördün
Gökyüzü
Prof. Dr. Faruk Soydugan
[ fsoydugan@comu.edu.tr
yor. Atmosferindeki renkler, Güneş Devin Oluşumu ye devam ediyordu ancak Güneş’in er-
ışınlarının farklı kimyasallardan yan- ken dönemdeki güçlü rüzgârı gezege-
sıması ile ortaya çıkıyor. Jüpiter, bü- Ağırlıklı olarak hidrojen ve helyum gaz- nin etrafındaki bulutu süpürerek onun
yük çoğunlukla hidrojen ve helyum- larından oluşan dev gezegen Jüpiter, daha da büyümesini engelledi. Bu aşa-
dan oluşmasına karşın dev konvektif oluşumunun ilk safhalarında yüksek sı- madan sonra oluşan dev gezegen kü-
hareketler iç kısımlardaki farklı kim- caklık nedeniyle Güneş’e yakın bir böl- çülmeye başladı ve bu küçülme hâlâ
yasalları (örneğin; fosfor, kükürt ve gede yoğunlaşamadı. Oluşumu, don- devam ediyor. Jüpiter’in Güneş’in olu-
hidrokarbonlar) üst kısımlara taşıya- ma hattı da denilen Güneş’e 5 AB (Ast- şumundan hemen sonra (4,5 milyar yıl
rak renkli bölgelerin ortaya çıkması- ronomik Birim: Dünya-Güneş uzaklı- önce) oluştuğu ve yaklaşık 4 milyar yıl
na neden oluyor. Beyaz bölgeler dü- ğı olup yaklaşık 150 milyon km) uzak- önce Güneş Sistemi’nde bugünkü ko-
şük, kahverengi lekeler orta ve kırmı- lıkta başladı. Burada sıcaklık düştü- numuna yerleştiği tahmin ediliyor.
zı bölgeler ise daha şiddetli fırtına- ğünden toz yoğunlaşması başlayarak
ları gösteriyor. Meşhur kırmızı leke bir bariyer oluşması sağlandı ve böy- Ötegezegen keşiflerinden, Güneş
de bu fırtınaların (rüzgâr hızı saat- lece Güneş’e doğru olan toz akışı kıs- Sistemi’nin aksine, soğuk yıldızlar et-
te 500 km’ye ulaşabiliyor) en önem- men engellendi. Burada artan yoğun- rafında çok sayıda “sıcak Jüpiter” deni-
li örneği olarak öne çıkıyor. Gözlem- laşma, dış etkenlerin de yardımıyla, da- len gezegenler olduğu anlaşıldı. Bun-
ler, en az 400 yıldır var olduğu bili- ralmaya başladı ve devamında bir çe- lar yıldızlarına çok yakındırlar ve bulun-
nen kırmızı lekenin gittikçe küçüldü- kirdek oluşturdu. Oluşan çekirdek et- dukları sistemde genellikle kayaç geze-
ğünü gösteriyor ancak hâlâ o kadar rafında önce bir zarf ve sonrasında ge- gen yoktur. Gezegen oluşum kuram-
büyük ki (Dünya’nın çapının 1,3 katı) zegen oluşumu gerçekleşti. İlk zaman- ları, gezegenlerin oluşumları sırasında
Dünya’dan orta büyüklükte bir teles- lar Jüpiter çok sıcak ve büyüktü, etra- sistem içinde göçler yaptıklarını orta-
kopla bile gözlenebiliyor. fındaki malzemeyi toplayarak büyüme- ya koyuyor ve hatta bu göçler sırasın-
91
koruyucu ve süpürücü özelliği yanın-
da, zaman zaman asteroitleri ve kuy-
ruklu yıldızları Dünya’nın da yer aldığı
iç gezegenlerin olduğu bölgeye fırlatı-
yor. Güneş Sistemi’nin erken dönemin-
de bu fırlatmalarla Dünya’ya su ve ya-
şam için gerekli bazı elementlerin gel-
diği düşünülüyor.
92
Ayın Önemli Gök Olayları
GÜNEY
9 Haziran gündoğumu öncesi güney ufku
Gezegenler
Merkür: Akşam gökyüzüne geç- lerle doğuda gözlenebilecek. Geze- Satürn: Gezegen artık gece yarı-
miş olan gezegen çok parlak ol- genin parlaklığı yine etkileyici ola- sından önce gökyüzünde olacak. Jü-
masa da ayın ortalarına kadar uy- cak. piter ve gözle görülemeyecek kadar
gun hava koşullarında günbatımın- sönük Plüton ile aynı bölgeyi payla-
dan hemen sonra batı ufkunda kısa Mars: Gezegenin ay boyunca par- şacak Satürn‘ün parlaklığı yavaşça
sürelerle gözlenebilecek. Ay sonu- laklığı artacak. Gece yarısından artacak. Gezegen ay sonuna doğ-
na doğru gökyüzündeki konumu yaklaşık bir saat sonra doğacak ve ru günbatımından yaklaşık iki saat
Güneş’e yaklaşmaya başlayınca ge- sabaha kadar gökyüzünde kalacak. sonra doğudan yükselecek.
zegenin gözlenmesi mümkün olma- Ayın 13’ünde Ay ve Neptün ile gök-
yacak. yüzünde güzel bir yakınlaşması ola-
cak.
Venüs: Ayın ilk haftasından itiba-
ren Güneş’in batısına geçmeye baş- Jüpiter: Gecenin ikinci yarısının en
layan gezegenin gözlenebilir olma- parlak gezegeni olacak Jüpiter gece
sı için ayın ortasını beklemek gere- yarısında doğacak ve sabaha kadar
kecek. Bu tarihten itibaren gündo- gökyüzünde kalacak. Ayın 9’unda
ğumundan önce giderek artan süre- Satürn ve Ay ile yakın görünecek.
93
Göz Aldanması
95
Yayın Dünyası
İlay Çelik Sezer [ TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi