Professional Documents
Culture Documents
11 Türkçe
11 Türkçe
Konu Başlık Ana Düşünce Yardımcı Düşünce Paragrafın Bölümleri Akışı Bozan Cümle İkiye Bölme Paragraf Tamamlama
• Paragrafta üzerinde • Paragrafın konusu- • Paragrafta, yazarın • Ana düşünceyi geliştirmek, 1. Giriş Bölümü • Her paragrafta bir • Her paragraf, bir ana • Bir paragraf tamam-
en çok durulan kav- nun bir ya da birkaç okuyucuya vermek açıklamak ve desteklemek İçinde bağlayıcı ögeler bu- konu ele alınır ve pa- düşünceyi ele alır. lanırken öncelikle pa-
ram ya da kavram- sözcükle ifade istediği mesajdır. amacıyla kurulan cümleler lunmayan, açıklanıp geliştiri- ragraftaki cümleler de İkiye bölme sorula- ragrafın konu ve ana
lardır. edilmesidir. yardımcı düşünceleri oluşturur. lebilecek genel ve bağımsız bu konu bütünlüğünü rında paragraf, ana düşüncesi belirlenme-
• “Yazarın vermek yargıların olduğu bölümdür. sağlayacak şekilde düşüncenin değiştiği lidir. Çünkü paragrafın
• “Yazar ne anlatı- Başlığın bulunabil- istediği mesaj nedir, • Yardımcı düşünce soruları kullanılır. Paragrafın veya farklı bir yönün başına, ortasına veya
yor, neyden söz mesi için öncelikle yazar niçin anla- olumsuz ifadelerle sorulur: 2. Gelişme Bölümü
anlam bütünlüğüne ele alındığı yerden sonuna getirilebilecek
ediyor?” sorusunun konun belirlenmesi tıyor?” sorularının Konunun örneklerle zengin-
✓ değinilmemiştir uymayan, paragrafta itibaren bölünür. cümle; paragraftaki
yanıtıdır. gerekir. yanıtıdır. leştirilip açıklandığı bölümdür.
✓ çıkarılamaz işlenen düşüncelerin konu ve ana düşün-
✓ söylenemez 3. Sonuç Bölümü dışında bir düşünce- ceyle uyum içerisinde
Konunun özetlendiği ve bir ye yer vermek parag- olmalıdır.
sonuca bağlandığı bölümdür. rafın akışını bozar.
Düşünceyi Geliştirme
Anlatım Teknikleri
Yolları
Açıklayıcı Tartışmacı Betimleyici Öyküleyici Tanımlama Karşılaştırma Örneklendirme Benzetme Tanık Gösterme Sayısal Veriler-
Anlatım Anlatım Anlatım Anlatım den Yararlanma
• Bir kavram veya • İki varlık, kavram • Yazarın ele • Bir varlık ya da • Yazarın ileri sür-
• Herhangi bir • Bir düşüncenin • Yazarın gözlem- • Belirli bir yer ve varlığın ne oldu- ya da olayın aldığı düşünceyi kavramın başka düğü düşünceyi • Düşünceyi
konuda okuyucu- yanlışlığını gös- lerini okuyucunun zamana bağlı ola- ğunun açıklan- benzer ve farklı somutlaştırmak bir varlık ya da desteklemek için inandırıcı kılmak
yu bilgilendirmeyi terip ileri sürülen gözünde canla- rak kahramanların masıdır. yönleriyle kıyas- için örneklere kavramın özellik- o alanda yetkin, için istatiksel
ve ona bir şey düşüncenin savu- nacak biçimde hareketiyle ortaya lanmasıdır. başvurmasıdır. leriyle anlatılma- bilinen kişilerin verilerden yarar-
• “Nedir, kimdir”
öğretmeyi amaç- nulduğu yazılarda anlatmasıdır. çıkan bir olayın sıdır. görüşüne yer lanmaktır.
sorularına yanıt ✓ Makalede ço- ✓ Kültür, bir top-
layan yazılarda kullanılan anlatım anlatımıdır. vermesidir.
✓ Kapıda yaşlı bir verir. ğunlukla nesnel lumun yaşama ✓ Birikimsiz yazar- ✓ Türkiye’nin nüfu-
kullanılan anlatım tekniğidir.
adam belirdi. ✓ On altı katı asan- yargılar hâkim- biçiminde ve dav- lık, saman alevi ✓ Denemede su 2016’da %1,3
tekniğidir. ✓ Korku; gerçek bir
✓ İyi konuşmayı bilen, Üzerinde biraz sörle çıktık. Bana ken denemede ranışlarında be- gibidir. yazar; birikimini, artış göstererek
tehlikenin ya da
✓ Sinekkapangiller iyi yazmayı da bilir- eski, açık mavi odayı gösterecek öznel yargılar lirginleşir. Mesela içinden gelenleri 79 milyon 814
tehlike olasılığı-
familyasından miş. Konuştuğumuz bir takım elbise çocuğun peşinden hâkimdir. bir Türk “hayır” özgürce aktarır. bin 871 olmuştur.
nın, düşüncesi-
olan bülbül, Ak- gibi yazmak olacak vardı. Ceketin üst yürüyordum... anlamında başını Nurullah Ataç’ın
nin uyandırdığı
deniz ülkelerinde iş midir? cebinde kıvrılmış yukarı kaldırırken dediği gibi:
kaygı duygusu-
ormanlarda ve bir mendil... bir Amerikan yana “Deneme benin
dur.
bahçelerde yaşar. hareket ettirir. ülkesidir.”
20. Yüzyıla Kadar Etkili Olan Akımlar 20. Yüzyıldan Sonra Yaygınlık Kazanan Akımlar
Hümanizm (İnsancılık): Din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeden tüm insanları kardeş sayan bir anlayıştır. 14. Empresyonizm (İzlenimcilik): Dış dünya olduğu gibi değil de sanatçının algıladığı gibi yansıtılmıştır. Sem-
yüzyıldan 16. yüzyılın sonlarına kadar kabul görmüştür. Hümanizm tüm insanları “bir” kabul ettiği için millî edebiyat- bolizmin simge kullanmayan hâlidir.
lardan uzaklaşılmıştır. Temsilcileri: Artur Rimbaud, R. Marie Rilke, Paul Verlaine; Ahmet Haşim
Temsilcileri: Dante, Petrarca, Boccacio, Montaigne, Rabeliese, Cervantes
Ekspresyonizm (Dışavurumculuk): Naturalizme ve empresyonizme karşıdır. Dış dünyaya karşı “ruhun
Klasisizm (Kuralcılık): Eski Yunan ve Latin edebiyatları örnek alınmıştır. “Akıl” ve “sağduyu” önemsenmiş, duy- isyanı”dır. Şair anlamsız dış dünyaya kendi ruhuyla anlam katmaktadır.
gular geri plana atılmıştır. Anlatılanlar gerçeğe uygun olmalıdır. Seçkin kişiler konu edilmiştir. Ahlaki ve eğitici olmaya Temsilcileri: O’Neil, Franz Kafka, T. S. Eliot, J. Joyce
çalışılmıştır. Dil bilgisi kurallarına uyulur. Açık ve yalın bir dil kullanılır. Sanat sanat içindir, anlayışı benimsenmiştir.
Temsilcileri: Racine, Corneille, Moliere, Boileau, La Fontaine, Fenelon, Descartes, Madame de la Fayette; İbrahim Kübizm: Kübizme göre insan çok boyutludur. Tek yönüyle ele alınmaz. Hem dış görünüş hem düşünceler esere
Şinasi, Ahmet Vefik Paşa yansımalıdır. Bu akımda düşünceler geometrik şekillerle ifade edilir.
Temsilcileri: G. Apollinaire, M. Jacop
Romantizm (Coşumculuk): 18. yüzyılda Fransa’da klasisizm akımına tepki olarak doğmuştur. Duygu ve
hayali ön plana çıkarmıştır. Edebiyatın klasik kurallarını reddetmiş, özgür bir edebî ortam yaratmıştır. Günlük hayat, Füturizm (Gelecekçilik): İtalyan Marinetti’nin 1909’da Fransa’da yayımladığı bildiriyle ortaya çıkar. Gelenek-
toplumsal yaşam, Hristiyanlık mucizeleri anlatılmıştır. Olayların anlatımında tesadüflere ve iyi-kötü, güzel-çirkin çatış- sel sanat anlayışına karşıdır. Ölçüyü, uyağı reddeder. Hızla ilerleyen hayatı, dinamizmi ve makineye olan hayranlığı
masına sık rastlanır. İyiler hep kazanır. Süslü ve kapalı bir anlatım kullanılmıştır. Victor Hugo Cromwell adlı oyununun aktarmak amaçlanır.
ön sözünde romantizm kurallarını açıklamıştır.
Temsilcileri: F. T. Marinetti, Mayakovski; Nazım Hikmet.
Temsilcileri: Victor Hugo, J. J. Rousseau, Voltaire, Goethe, Schiller, Lamartine, Chateaubriand, Alexandere Dumas,
Puşkin; Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Abdüllak Hamit Tarhan
Dadaizm: Kuralsızlığı kural edinmiştir. Yerleşik dili, aklı, geleneği reddeder. Akıl dışılığı, kuralsızlığı ve sürekli
değişimi savunur.
Realizm (Gerçekçilik): Romantizme tepki olarak doğmuştur. Gözlem ve araştırma ön plandadır. Gerçekler Temsilcileri: Tristan Tzara, Francis Picabia
olduğu gibi yansıtılır. Betimlemeler süs için değil olayın ve kahramanların açıklanması için yapılır.
Temsilcileri: H. de Balzac, Stendhal, Gustave Flaubert, Dostoyevski, Tolstoy, A. Çehov, M. Gorki, Daniel Defoe, Sürrealizm (Bilinçaltıcılık): Freud’un psikanaliz kuramından etkilenmiştir. Bilinçaltının karmaşık dünyasını
Charles Dickens, Ernest Hemingway, John Steinbeck, Jack London, Mark Twain, Gogol; Recaizade M. Ekrem, Sa- sanata yansıtmayı amaçlamışlardır.
mipaşazade Sezai, Halit Ziya Uşaklıgil, Refik Halit Karay, Yakup Kadri, Halide Edip Adıvar
Temsilcileri: Andre Breton, Paul Eluard, Luis Aragon; Orhan Veli Kanık
Naturalizm (Doğalcılık): Determinizm, Evrim ve Soyaçekim teorilerinden etkilenmiş bir edebî akımdır. Na- Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk): Descartes’in “Düşünüyorum öyleyse varım.” görüşüne dayanır. İnsan
turalist yazarlar bir bilim insanı gibi hareket ederler. Toplumdaki çirkinlikleri yansıtmışlardır. Ayrıca tasvirlerle insan özünü oluşturmalı, içinde bulunduğu toplumu şekillendirmeli, ona yön vermelidir.
psikolojisi açıklanmıştır. Dil yalındır. Ortaya bir “tez” konur.
Temsilcileri: Jean Paul Sartre, Albert Camus, Andre Malraux
Temsilcileri: Emile Zola, Alphonse Daudet, Guy de Maupassant; Nabizade Nazım, Beşir Fuat, H. Rahmi Gürpınar
Modernizm: Endüstri devriminden sonra ortaya çıkan gelişmeler nedeniyle, bilimi esas alıp geleneği ve eski
Parnasizm (Şiirde Gerçekçilik): Şiirde hayale karşıdır. Şiirin emek verilen, biçimce muhteşem olması gere- kuralları reddetmişlerdir. Yeni konulara yönelmiştir. Geleneğe karşı duruş, karmaşık bir varlık olan insan, yalnızlık
ken bir tür olduğunu savunurlar. Dış doğa görünümlerini şiirle tasvir etmişlerdir. Şiirle “tablo” çizmişlerdir. konuları işlenmiştir.
Temsilcileri: Theodere Bonwille, Theophile Gautiler, Fronçois Coppee; Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin Temsilcileri: James Joyce, Franz Kafka, Wirginia Wolf, Marcel Proust; Sait Faik, Haldun Taner, Yusuf Atılgan, Bilge
Karasu
Sembolizm (Simgecilik): Sembolist şairlere göre gerçek olduğu gibi anlatılamaz. Şiirden okuyan herkes baş-
ka bir anlam çıkarabilir. Anlatımda simgeler kullanırlar. Anlam kapalıdır. Sözcüklerle “musiki” yaratmışlardır. Postmodernizm: Kalıplaşmış, kabul edilmiş her şeye karşı çıkar. Kültürlü bir kitle yaratmayı hedefler. Kendisiy-
le, ahlaki ve toplumsal kurallarla çatışan insanlar işlenir.
Temsilcileri: Charles Baudelaire, Stephane Mallerme, Paul Verlaine, Arthur Rimbaud, Paul Valery; Cenap Şehabet-
tin, Ahmet Haşim. Temsilcileri: Gabriel Garcia Marguez, Umberto Eco, Salman Rüşdi; Hilmi Yavuz, Orhan Pamuk, Oğuz Atay
akşam üstü akşamüstü birden bire birdenbire eşortman eşofman insiyatif inisiyatif peşpeşe peş peşe
alçakgönüllü alçak gönüllü bire bir (etkili) birebir fantestik fantastik işyeri iş yeri restaurant restoran
alel acele alelacele bir kaç birkaç fasülye fasulye kamu oyu kamuoyu sağ duyu sağduyu
alış veriş alışveriş çağdışı çağ dışı fülüt flüt kapütülasyon kapitülasyon stajer stajyer
alt üst altüst çala kalem çalakalem gel git gelgit klavuz kılavuz süpriz sürpriz
anadüşünce ana düşünce def etmek defetmek gelişi güzel gelişigüzel kırk ikindi kırkikindi tek düze tekdüze
ana okulu anaokulu dekarasyon dekorasyon gerçek üstü gerçeküstü kiprik kirpik tenefüs teneffüs
antreman antrenman demiryolu demir yolu git gide gitgide konar göçer konargöçer traş tıraş
arasöz ara söz dilbilgisi dil bilgisi günbe gün günbegün kurdale kurdele ünvan unvan
ard arda art arda dinazor dinozor harfiyat hafriyat laboratuar laboratuvar vaddetmek vadetmek
ardısıra ardı sıra dip not dipnot hava alanı havaalanı malesef maalesef vejateryan vejetaryen
başbaşa baş başa diz üstü dizüstü herhâlde her hâlde müsade müsaade yaşamöyküsü yaşam öyküsü
başabaş başa baş düz yazı düzyazı herhangibir herhangi bir okur yazar okuryazar yerkabuğu yer kabuğu
bilinç altı bilinçaltı eksoz egzoz heykeltraş heykeltıraş olağandışı olağan dışı yer küre yerküre
bilir kişi bilirkişi eni konu enikonu hoşçakal hoşça kal orjinal orijinal yıldönümü yıl dönümü
bir takım (belgisiz) birtakım entellektüel entelektüel iç güdü içgüdü ortaoyunu orta oyunu zatüre zatürre
bir biri birbiri erezyon erozyon iddaa iddia önsöz ön söz zeytin yağı zeytinyağı
Genellikle ruhsal çelişkiler, değer yargılarının değişmesi, Görüşme sonucu ortaya çıkar, soru-cevap esasına dayanır. Düşün-
MODERN TÜRK TİYATROSU *Bir sanat veya düşünce eserinin, zayıf ve güçlü yönleri göz önünde
efsanelere yönelerek ulusçuluğu getiren düşüncelere yönel- celer anlaşılır bir dille anlatılmalıdır. Mülakat yapılanın görüşleri de-
Modern Türk tiyatrosu Batı tiyatrosunun etkisinde şekillenmiş mişlerdir. bulundurularak gerçek değerini belirlemek amacıyla yazılan yazılardır.
ğiştirilmeden aktarılmalı; kişinin hayat hikâyesine, uzmanlık alanına,
ve gelişmiştir. *Kişinin kendi eleştirisini yazmasına “otokritik” veya “öz eleştiri” denir. yaptığı çalışmalara kısaca değinilmelidir. Görüşülen kişinin adı, mes-
Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek, Vedat Nedim Tör, Cev-
1839’dan 1908’e kadar olan dönem, Tanzimat Tiyatrosu; det Kudret Solok, Halit Fahri Ozansoy, Faruk Nafiz Çamlıbel leği, hangi amaçla konuşulduğu, buluşma mekânı yer alır.
*Eleştiri tek yönlü değildir, olumlu ve olumsuz yönler ortaya konur.
1908’den 1923’e kadar olan dönem, Meşrutiyet Tiyatrosu; 3) 2. Dünya Savaşı Kuşağı: 2. Mülakat ve Röportajın Farkları:
*Eleştirinin amacı, iyi ve güzel olan sanat yapıtının değerini ortaya
1923’ten sonraki dönem de Cumhuriyet Tiyatrosu. Batılılaşma düşüncesinin nasıl yanlış anlaşıldığı işlenmiştir. çıkarmak, sanatı kalıcı bir niteliğe kavuşturmak, sanatçıyı daha ba- *Mülakat; mülakatı yapan kişinin kişisel düşüncelerini metne aktar-
Aile teması sadece dar ahlak kuralları içerisinde değil, aynı şarılı eserler ortaya koymaya teşvik etmektir. madığı bir türdür. Röportaj ise geniş anlatma olanağına sahiptir, sa-
Modern Türk tiyatronun ilk eserleri Tanzimat Dönemi’nde ya-
zılmış, yayımlanmış ve oynanmıştır. zamanda ekonomik durumu içerisinde de ele alınır. *Eleştirilen eserin sanatçısının orijinal görüş ve duyuşları saptanır,
dece soru ve cevaplardan oluşmaz.
*İbrahim Şinasi’nin “Tercüman-ı Ahval” gazetesinde 1859′da Ahmet Kutsi Tecer, Cevat Fehmi Başkut, Ahmet Muhip Dı- sanat dünyasına katkısı ortaya konur. Eleştiriye konu olan eser, yalın *Mülakat kişiyle sınırlıyken röportajda her konu ve olay ayrıntılı bir
parça parça yayımlanan Şair Evlenmesi isimli eseri ilk yerli ranas bir dille tanıtılır. biçimde irdelenir; anlatılanlar fotoğraflarla, belgelerle zenginleştirilir.
tiyatro denemesidir. 4) 1950 Kuşağı: Eleştiri Türleri: *Mülakat sorularla gerçekleştirilirken röportajda muhataplara soru
*Teodor Kasap, Direktör Ali Bey, Namık Kemal, Ahmet Mithat Sorunlara çözüm sunan bir anlayış hâkimdir. Bu kuşağın eği- sormayla beraber bir olayı öyküleme, izlenimlere yer verme de söz
a. İzlenimsel (öznel) (empresyonist) eleştiri:
Efendi, Şemsettin Sami, Recaizade Mahmut Ekrem, Ebuz- limleri; bireyden topum sorunlarına yönelme, olaylardan ve konusudur.
*Edebî eserlerin okuyucu üzerinde bıraktığı izlenimlerden yola çıkıla-
ziya Tevfik, Muallim Naci Tanzimat dönemindeki diğer oyun durumlardan toplum sorunlarına yönelme, evrensel anlamda *Mülakatta kişiyi sorulara verdiği cevaplarla tanıtmak amaçlanır. Rö-
rak yapılan eleştirilerdir. ( Fransız - Anatole France )
yazarlarıdır. sorunlar ve bu yoldan toplumu irdeleme ve son olarak köy portajda bir olayı sorgulayarak kamuoyunu aydınlatmak amaçlanır.
Ahmet Vefik Paşa’nın, Moliere’den yaptığı çeviri ve uyarla- sorunlarını irdelemedir. b. Nesnel (bilimsel) eleştiri:
*Mülakata eklenen görseller sadece mülakat yapılan kişinin fotoğrafı
malar ve Bursa’da vali iken yaptırdığı tiyatro binasıyla tiyatro Melih Cevdet Anday, Haldun Taner, Nazım Kurşunlu, Çetin *Edebî eserlerin içerik, yapı ve üslûpları üzerinde tarafsız olarak ya- iken röportajda kullanılan görsel malzeme daha geniştir.
sanatının gelişmesine önemli katkıları olmuştur. Altan, Turgut Özakman, Aziz Nesin, Orhan Asena, Necati Cu- pılan eleştirilerdir.
malı, Recep Bilginer, Cahit Atay 3. Cumhuriyet Öncesinde Mülakat:
Güllü Agop’un yönetimindeki Osmanlı Tiyatrosu’nda 1870- Dünya Edebiyatında Eleştiri:
1880 arasında Türkçe oyunlar oynanmıştır. 5) 1960 Kuşağı: *Cumhuriyet’ten önce az ürün verilmiştir. Tanzimat döneminde Ziya
* 19. yüzyıldan itibaren yaygınlaşmıştır. Avrupa’da Boielau, Sainte Paşa, Rüya eserinde mülakat tekniğini kullanmıştır. Ruşen Eşref
1923, tiyatro bakımından bir dönüm noktasıdır. Tiyatromuzun Politik eğilimleri serttir. Beuve, Hippolyte Taine, Brunetiere, Jules Lamaitre, Anatole France, Ünaydın, Diyorlar ki eseriyle mülakat türünün ilk yetkin örneğini ver-
önemli sorunu olan, kadının sahneye çıkamamasının, Ata- Remy de Gourmont, Gustave Lanson, Lessing, Hazlitt, Cariyle, Rus-
Eğilimleri; toplum düzensizlikleri dünya siyaseti ve nedenle- miştir. Yazarın Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülâkat
türk’ün yüreklendirmesi ve verdiği güvence ile ortadan kalk- kun ve Belinski
rine genellemesine yöneliş, efsane ya da tarihe dayanarak eseri önemlidir.
mış olması önemlidir ayrıca, yine 1923 yılında Ankara Hükû-
çağın eleştirisi ve son olarak insanlık sorunları üzerine genel- Türk Edebiyatında Eleştiri:
meti, tiyatroyu desteklemek konusunda ilk adımı atmıştır. 4. Cumhuriyet Döneminde Mülakat:
lemesine yöneliştir.
İstanbul Şehir Tiyatrolarının temelini oluşturan Darülbedayi, *Tanzimat döneminde Batı’dan geçmiştir. Önceleri dil ile ilgili eleştiri- Hikmet Feridun Es - Bugün de Diyorlar ki
Sermet Çağan, Adalet Ağaoğlu, Kerim Korcan, Vasıf Öngö-
1914′te okul olarak kurulmuş; 1920′de Darülbedayi tarafın- ler yazılırken özellikle Namık Kemal ve Recaizâde Mahmut Ekrem,
ren, Turan Oflazoğlu Mustafa Baydar - Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar
dan sahnelenen bir oyunda rol alan Afife Jale, sahneye çıkan eleştirinin sınırlarını genişletmiştir.
ilk Türk kadını olarak tarihe geçmiştir. 1970 Sonrası Türk Tiyatrosu: Gavsi Ozansoy’ - 40 Yıl Sonra Diyorlar ki
*Türk edebiyatında ilk eleştiri Namık Kemal’in “Lisan-ı Osmanînin
Bu dönemde iki yazarı Ahmet Nuri Sekizinci ve Musahipzade Toplumsal huzursuzlukların yoğun olduğu dönemlerdir. Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazâtı Şâmildir” yazısıdır. Yaşar Nabi Nayır - Edebiyatçılarımız Konuşuyor
Celal’dir. Ağırlıkla politik tiyatro üstünde durulur. *İlk eleştiri eseri Namık Kemal’e ait olan ve Ziya Paşa’nın “Harabat” Sermet Sami Uysal - Yahya Kemal’le Sohbetler
Batılı anlamda Türk tiyatrosunun kurucusu Muhsin Ertuğ- Gerçekçi köy oyunları, tarihsel oyunlar, geleneksel Türk tiyat- şiir antolojisini eleştirdiği “Tahrib-i Harabat”tır.
Nurullah Berk - Ustalarla Konuşmalar
rul’dur. rosunun özelliklerine dayalı müzikli oyunlar, kabare oyunları, *Servet-i Fünun Dönemi’nde Batı tarzında eleştiriler kaleme alınmıştır.
epik oyunlar yazıldı. Abdi İpekçi - Liderler Diyor ki
Aka Gündüz, Ahmet Muhip Dıranas, Faruk Nafiz Çamlıbel, Re-
* Namık Kemal, Ziya Paşa, Recaizade Mahmut Ekrem, Muallim
şat Nuri Güntekin, Ahmet Kutsi Tecer, Cevat Fehmi Başkut, Aziz Özel tiyatrolar dikkat çekmektedir. 5. Cumhuriyet Döneminde Röportaj:
Naci, Mizancı Murat, Beşir Fuad, Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Şu-
Nesin, Haldun Taner, Necip Fazıl Kısakürek, Tarık Buğra, Sa- *19. yüzyılda Amerika’da ortaya çıkan tür, Türkiye’de gerçek anlam-
”Dostlar Tiyatrosu” ve “Kent Oyuncuları” bu dönemde kurul- ayip, Ali Canip Yöntem, Nurullah Ataç, İsmail Habip Sevük, Ahmet
bahattin Kudret Aksal, Recep Bilginer, Güngör Dilmen, Nezihe da 1950’li yıllarda gelişmeye başlamıştır.
muştur. Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal Beyatlı, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç,
Araz, Orhan Asena, Turan Oflazoğlu, Sermet Çağan, Necati Cu-
Turgut Özakman, Oktay Arayıcı, Vasıf Öngören Tahir Alangu, Memet Fuat, Asım Bezirci, Rauf Mutluay, Metin And, Yaşar Kemal - Çukurova Yana Yana, Bir Bulut Kaynıyor, Peri Baca-
malı, Oktay Arayıcı, Vasıf Öngören, Melih Cevdet Anday, Başar
Sabuncu, Dinçer Sümer, Turgut Özakman, Refik Erduran, Bilge- Özdemir Nutku, Fethi Naci, Asım Bezirci, Berna Moran, Kenan Ak- ları, Bu Diyar Baştan Başa
1980’lerde bir durgunluk yaşadı.
su Erenus, Tuncer Cücenoğlu, Murathan Mungan, Ülkü Ayvaz, yüz, Cevdet Kudret, Nihat Sami Banarlı, Sabahattin Eyüboğlu, Yaşar
Fikret Otyam - Ha Bu Diyar, Topraksızlar
Refik Erduran, Orhan Asena, Turan Oflazoğlu, Necati Cuma- Nabi Nayır, Vedat Günyol, Murat Belge, Enis Batur, Atilla Özkırımlı,
Ferhan Şensoy, Mehmet Baydur.
lı, Melih Cevdet Anday, Turgut Özakman, Sabahattin Kudret Nermi Uygur Tahir Kutsi Makal - İç Göç, Acı Yol
1) 1.Dünya Savaşı Kuşağı: Aksal, Recep Bilginer, Güngör Dilmen, Başar Sabuncu, Din-
Yergi: Halil Aytekin - Doğuda Kıtlık Vardı
I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı bu dönemde iz bırak- çer Sümer, Bilgesu Erenus, Tuncer Cücenoğlu, Murathan
mıştır. Mungan, Ülkü Ayvaz, Ferhan Şensoy ve Mehmet Baydur *Divan şiirindeki karşılığı “hiciv”dir ve temsilcisi Nef’î iken Halk şiirin- Necmi Onur - Mezarlarında Yaşayanlar
1990’lı yıllarda Tuncer Cücenoğlu, Memet Baydur, Ferhan de “taşlama” diye adlandırılır ve temsilcisi Seyranî’dir. Celalettin Çetin - Büyük Göç
Musahipzade Celal, Reşat Nuri Gültekin ve Hüseyin Rahmi
Gürpınar Şensoy, Uğur Uludağ