Professional Documents
Culture Documents
Ahi̇li̇k Kültürü Ve Meslek Ahlaki (Deha Arda Uzun)
Ahi̇li̇k Kültürü Ve Meslek Ahlaki (Deha Arda Uzun)
Ahi̇li̇k Kültürü Ve Meslek Ahlaki (Deha Arda Uzun)
PERFORMANS ÖDEVİ
KIRŞEHİR - 2020
İÇİNDEKİLER
SAYFA
1. GİRİŞ……………………………………………………………………………………….1
1.1 AHİLİK NEDİR.…...…………………….............................................................1
2. AHİLİK SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ………….....................................................................1
3. AHİ EVRAN VE AHİLİK TEŞKİLATI’NIN KURULUŞU…………..…………………..2
3.1 AHİLİĞİN KURULUŞU VE ANADOLU’DA YAYILIŞI ………………………2
3.2 AHİLİK TEŞKİLATI’NIN SONUÇLARI ……………………….……………….2
5. AHİLİĞİN 7 KURALI…………………………………………………………………...…3
6. AHİLİK TEŞKİLATININ ÖZELLİKLERİ……………….………………………………..4
7. AHİ EVRAN….…...………………………………………………………………………..5
8. HAYATI VE ŞAHSİYETİ …...…………………………….……………………………...5
9. ÖLÜMÜ ….……...……………………….…………………………………….……...…...6
10. DİĞER BİLGİLER ...……...……………………………………………………………....6
11. FOLKLORİK AHİ EVRAN……………………………………………………………….7
12. FOTOĞRAF GALERİSİ…………………………………………………………………..7
13. DİPNOT.……….……………..…………………………………………………………..11
14. KAYNAKÇA ………...…………………………..……………….….……...….......…....12
i
1. GİRİŞ
1.1 AHİLİK NEDİR
Ahilik, Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli'nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma
teşkilâtıdır. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da
yaşayan Müslüman Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında
yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma
yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Temel mesleği
"Dabbaklık" tır. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir
işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün
güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir. Ahi Evran'a Ahi Baba da denir.
İkinci iddiaya göre Ahi kelimesi Türkçe Akı kelimesinin zamanla değişimi sonucu ortaya
çıkmıştır. Bu kelimenin Ahi birlikleri içinde zaman zaman Ahi Baba şeklinde ifade
edildiğini görüyoruz. Buna göre kelimenin Arapça manası ile düşünüldüğünde "Kardeşim
Baba" diye bir tabir uygun düşmüyor[2]. Fakat Divânu Lügati't-Türk'te akı Eli açık,
koçak, selek, cömert, yiğit, delikanlı gibi manalar ifade eden Akı kelimesiyle
düşünüldüğünde "Ahi Baba" tabiri daha mantıklı görünüyor.
Bu konuda Selçuk Üniversitesi Tarih bölümünde öğretim üyesi Prof. Dr. Mikail Bayram
şu görüşlerini dile getiriyor:
1
3. AHİ EVRAN VE AHİLİK TEŞKİLATI’NIN KURULUŞU
Orta Asya'da hüküm süren Oğuz Yabguluğu yıkılınca 1040 Oğuz Türkleri yavaş yavaş
Selçuklu egemenliği altına girerek Anadolu'ya göç etmeye başladı. Ekseriyeti göçebe
olan Oğuzlar, kopup geldikleri Orta Asya steplerine benzediği için daha çok Orta
Anadolu kırsalını mesken olarak tercih ediyorlardı. Dolayısıyla Orta Anadolu'nun
Türkleşip İslamlaşması hızlı olurken, şehirlerde bu dönüşüm yavaştı. İslam dini de,
yerleşik hayatı gerekli kılıyordu. İşte bu sebeple, göçebe Türkmenlerin İslâmlaşma
sürecini hızlandırmak, Anadolu'yu Türk yurdu haline getirmek, şehirlerde yaşayan Rum
ve Ermeni tacirleriyle rekabet edebilmek amacıyla ve Hacı Bektaş-ı Veli'nin tavsiyesiyle
Ahi teşkilâtı Anadolu'da kuruldu. Kısacası Anadolu'da Ahiliğin şekillenmesi ve köylere
kadar teşkilatlanması politik ve sosyo ekonomik bir mecburiyetin ürünüdür.
5. AHİLİĞİN 7 KURALI
Ahi olmak ve peştemal kuşanmak için kişinin bir Ahi tarafından önerilmesi zorunludur.
Üye olmak isteyenlerden yedi fena hareketi bağlaması ve yedi güzel hareketi açması
beklenmektedir:
1. Cimrilik kapısını bağlamak, lütuf kapısını açmak,
2. Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, hilim ve mülâyemet kapısını açmak,
3. Hırs kapısını bağlamak, kanaat ve rıza kapısını açmak,
4. Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak,
5. Halktan yana kapısını bağlamak, Hak'tan yana kapısını açmak,
6. Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, Marifet Kapısını açmak,
7. Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak,
Kafirler, çevresinde iyi tanınmayanlar, kötü söz getirebileceği düşünülenler, zina ettiği
ispatlananlar, katiller, (kasaplar), hırsızlar, dellallar, vergi memurları, vurguncular örgüte
katılamaz.
Kadınlar, Ahiliğin "kadınlar kolu" olarak adlandırabileceğimiz Bacıyan-ı Rum (Anadolu
Bacıları) teşkilatına üye olmuşlardır.
6. AHİLİK TEŞKİLATININ ÖZELLİKLERİ
Ahilik Teşkilatı Selçuklular döneminde ekonomik ve ticârî faaliyetlerinin yanı sıra, askerî
ve siyasî faaliyetlerde de bulunmuş, aynen Bektaşi ve Yeniçeri Ocaklarının olduğu gibi
Osmanlı Beyliği'nin kuruluşunda ve güçlenmesinde etkin rol oynamışlardır. Aşıkpaşazade
Derviş Ahmet, Osmanlı'nın kurulmasında etkin olan Dört unsur arasında Ahiliği de
belirtmiştir. İlk Osmanlı padişahlarının ve vezirlerinin çoğu Ahi Teşkilâtı'na mensup
şeyhlerdir.
Ahi Teşkilâtı'nın müslümanlara has bir kurum olarak iş görmesi 17. yüzyıla kadardır.
Osmanlı Devleti'nin hakimiyet alanı genişleyip, gayrimüslim oranının artmasıyla farklı
dinden kişilerin ortak çalışması zorunlu olmuştur. Din ayrımı gözetilmeden ortaya çıkan
bu kuruluşa da gedik denmiştir. 1727 yılından itibâren rastladığımız bu kavram Türkçe bir
kelime olup tekel veya imtiyaz anlamına gelmektedir. Kavram olarak "Osmanlı
bünyesindeki esnaflığa ve sanatkarlığa girişi tetkik etmek" demektir. Yapı olarak ahilikten
farklı olmamakla birlikte ömrü onun kadar uzun olmamıştır. Zira 1838 Balta Limanı
Antlaşması'yla tekel idaresi ortadan kalkmış ve gedikler çözülmüştür.
Ahilik teşkilâtı 3 dereceli bir düzene dayanır. Her kapı üç dereceyi içerir. Bu dereceler
şöyle sıralanır:
Yiğit
Yamak
Çırak
Kalfa
Usta
Ahi
Halife
Şeyh
Şeyh-ül Meşayıh
Ahilik, Galip Demir'e göre, "Türkler'in Rönesansı"dır. Veysi Erken'e göre, Ahilik ve
kurum düzeni bugünlerin şartlarında bile, 5 çekirdek ilke ile, "Toplumsal sorumluluk,
Hizmette mükemmellik, Dürüstlük ve doğruluk, Ortak yaşama" ile örnek bir 'yatay
örgütlenme' toplum hareketi şekilendiriyor. Erken, Ahiliğin bu yönüyle, 2000'li yıllar için
bile ileri bir örgütlenme modeli sunduğunu kaydediyor.
Ahilik töreleri yaygın Türkçe deyimlere dönüşmüşlerdir. Örnek olarak "pabucunu dama
atmak" sözü ahiliğin peştamal kuşanma töreni ile ilgilidir. Çıraklıktan kalfalığa geçiş
töreni öncesinde eğitimi tamamlanan çırağın pabucu dama atılır. Bir yandan da artık
ustalarından, kalfalarından eskisi gibi ilgi görmeyeceğini ortaya koyar bu deyim.
Ahilikte sanatkarlar gündüzleri işyerlerinde 4 aşamadan oluşan hiyerarşi içinde mesleğin
inceliklerini öğrenirler, akşamları toplandıkları ahi konuk ve toplantı salonlarında aynı
hiyerarşi içinde ahlakî ve felsefî eğitim görürlermiş.
Kırşehir'de kabri bulunan Ahi Evran'ın kurduğu bu teşkilatla ilgili Ahilik geleneğinin
unutulmaması için Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odaları tarafından bazı şehirlerde her yıl
Ahilik haftası ve kutlamaları yapılmaktadır. Ahilik teşkilatı, gençlerin iyi yetişmesini ve
meslek kazanmasını sağlardı. Savaş, afet vs. kötü durumlarda da kuruma üyeler ve halk
arasında dayanışma olurdu. Padişahlar ve diğer yöneticiler de ahilik teşkilâtını
destekleyerek gelişmesini istemişlerdir.
7. AHİ EVRAN
Ahî Evran, veya tam adıyla Şeyh Nasirüddin Mahmud Ahî Evran bin Abbas (d. 1171 - ö.
12 Nisan 1261) Ahiliğin kurucusu sayılan debbağların (dericilerin) piri, 32 çeşit esnaf ve
sanatkârın lideri.
8.Hayâtı ve şâhsiyeti
Ahi Evran'nın doğum tarihi kesin olmamakla birlikte 1171 yılında İran'ın Hoy
kasabasında dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Hoy kasabası daha Büyük Selçuklu
hükümdârı Tuğrul Bey'den beri Türkmen yerleşim bölgesidir.[6]
Ahi Evran'ın çocukluğu ve tahsil devresi Azerbaycan'da geçmiştir. Bundan sonra Horasan
ve Maveraünnehir bölgesine gelip o yöredeki büyük üstadlardan dersler almıştır. 1203
veya 1204 yılında Bağdat'a gelmiş ve burada tanıştığı Evhaddü'd Din Kirmanî'nin
tavsiyesiyle Abbasi halifesi Nasır Lidinillah'ın kurmuş olduğu Fütüvvet Teşkilâtına
katılmış ve bu teşkilatın önde gelen şeyhleriyle temas kurma imkânı bulmuş, başta
Kirmanî olmak üzere birçok üstaddan istifade etmiştir. O dönemde Bağdat'ın ilim ve irfan
merkezi olması, Ahi Evran'ın çok yönlü bir fikir adamı olarak yetişmesini sağlamıştır.[7]
1227 ile 1228 yılları arasında muhtemelen Sultan I. Alaeddin Keykubad'ın arzusuyla
Konya'ya yerleşen Ahi Evran, burada da sanatını icra etmiştir. Fakat Ahilerin en büyük
hamisi olan Sultan I. Alaeddin Keykubad, II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in tertiplediği bir
suikast sonucu öldürülünce, pek çok Ahi ve Türkmen cezalandırılmış, Ahi Evran de
hapsedilmiştir. II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in ölümünden sonra 1245 yılında serbest
bırakılan Ahi Evran, Denizli'ye geçmiştir. 1247'de, Mevlana'nın oğlu Alaeddin Çelebi'nin
Mevlana'nın hocası Şems-i Tebrizi'nin öldürülmesinde parmağı olduğu iddiası
yayılmıştır[9]. Ayrıca Ahi Evran ile Alaeddin Çelebi'nin bu süreçte birlikte olduğu ve
Mevlana ve hocası Şems-i Tebrizi ile Ahi Evran arasında çekişme olduğu
bilinmektedir[10][11]. Bu olaydan sonra da Kırşehir'e gidip yerleşir ve hayatının sonuna
kadar (15 yıl [9])burada kalır.[12]
9. ÖLÜMÜ
Ahi Evran, 1205 yılında Kermani nin kızı Fatma Bacı ile evlendi. Ahiliğe kadınlar
giremediği için Fatma Bacı da Bacıyan-ı Rum (Anadolu Kadınları) teşkilatını kurmuş ve
Kadın Ana olarak tanınmıştı. Ahi Evran’ın şeyhliği altında 13. yüzyılda Ankara ve
Kırşehir’de toplanan Ahiler, kısa sürede Selçuklu şehirlerine yayılmışlardı. Osmanlı
devletinin kuruluşunda etkili olmuşlardır.
Velâyetnâme adlı eserinde Hacı Bektaş-ı Velî'nin sık sık Kırşehir'i ve Ahi Evran'ı ziyareti,
onunla sohbetlerini anlatır. 13. yüzyıl'da Anadolu'dan geçen ünlü seyyah İbn-i Batuta da
Burdur, Gölhisar, Ladik, Milas, Gerçin, Konya, Niğde, Aksaray, Kayseri, Sivas, Gümüş,
Erzincan, Erzurum, Birgi, Tire, Manisa, Balıkesir, Bursa, Görele, Geyve, Yenice,
Mudurnu, Bolu, Kastamonu, Sinop gibi Anadolu şehirlerindeki ahi zaviyelerinden
bahsetmekte ve buralarda misafir olduğunu zikretmektedir.[14]
Kırşehir'de adını taşıyan Ahi Evran Üniversitesi, 2006 yılında kurulmuştur. Ayrıca adının
içinde "Ahi Evran" bulunan birçok lise ve mahalle adı vardır.
11. FOLKLORİK AHİ EVRAN
[1]. ^ Mehmet Şeker, İbn-i Batuta'ya Göre Anadolu'nun Sosyal, Kültürel ve İktisadi Hayatı ile
Ahilik, Ankara 1993, s.71,72
[2]. ^ Prof. Dr. Sebahattin Güllülü, Ahi Birlikleri, İstanbul 1977, s.18
[3]. ^Prof. Dr. Mikail Bayram, age s.82
[4]. ^ Yrd.Dç.Dr.Salih Özkan, age s.46
[5]. ^ Prof. Dr. Ali KIVRAK, age s.47
[6]. ^ Mikail Bayram, Ahi Evran ve Ahi Teşkilâtının Kuruluşu, Konya 1991, s.135
[7]. ^ Salih Özkan, Türk Eğitim Tarihi, Nobel Yayım Dağıtım, 2.basım Mart 2008, s.44 ISBN
978-605-395-089-9
[8]. ^ Pek çok kaynakta Ahiliğin ilk Kırşehir'de kurulduğu yazmaktadır ancak bu bilgi
yanlıştır. Mikail Bayram bu tespiti Evhaddü'd Din Kirmani'ye dayandırmaktadır. Ayrıca bkz:
Mikail Bayram, Ahi Evran ve Ahi Teşkilâtının Kuruluşu, Konya 1991, s.82
[9]. ^ a b *ahiyan.org. "Ahi Evran". 22 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi.
Erişim tarihi: 21 Mart 2012. (Türkçe) (21 Mart 2012).
[10]. ^ *huseyingazi.org.tr. "Ahi Evran". 2 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi.
Erişim tarihi: 21 Mart 2012. (Türkçe) (21 Mart 2012).
[11] ^ *sosyalarastirmalar.com. "Ahi Evran Veli'nin Doğduğu Şehir Hoy: Farsça ve Arapça
Kaynaklara Göre". (Türkçe) (21 Mart 2012).
[12] ^ Salih Özkan, age s.46
[13] ^ Mikail Bayram / Ahi Evran - Mevlana Mücadelesi / 3. Baskı, pages.207
[14] ^ Fuat Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar Ankara 1984 s.211
[15] ^ Özhan Öztürk. Folklor ve Mitoloji Sözlüğü. Phoenix Yayınevi. Ankara, 2009 s. 795
KAYNAKÇA
[1]. https://tr.wikipedia.org/wiki/Ahilik#cite_note-3
[2]. https://www.hurriyet.com.tr/gundem/ahilik-nedir-ahilik-hakkinda-merak-edilenler-
41065158
[3]. http://tesvak.com/ahilik-nedir/
[4]. http://www.ahilik.net/ahilik-nedir/
[5]. https://www.dunya.com/kose-yazisi/ahilik-nedir/17701
[6]. https://tr.wikipedia.org/wiki/Ah%C3%AE_Evran#cite_ref-husgaz_5-0
[7]. https://islamansiklopedisi.org.tr/ahi-evran
[8]. http://www.kirsehir.gov.tr/kirsehirden-dunyaya-yayilan-isik-ahi-evran-ve-ahilik-promo
[9]. http://www.evliyalarimiz.com/ahi-evran-hazretleri
[10]. https://www.istesob.org.tr/ahi-evran-kimdir/
[11]. http://www.ahilik.net/ahi-evran/