Professional Documents
Culture Documents
English Grammar Notes Ingilizce Dil Bilg
English Grammar Notes Ingilizce Dil Bilg
English Grammar Notes Ingilizce Dil Bilg
NOTLARI
By Akın Akıncı
E-mail: akinakinci@outlook.com
1
İÇİNDEKİLER
1. Bölüm
1.1.2. Fiil……………………………………………………………………………………..…..8
1.1.4. Yardımcı Fiillerin Türeme ve Tense’lere Göre Bir Arada Kullanılma Şartları.................13
2
2. Bölüm
2. Bağlaçlar……………………………………………………………………….…………….57
3
3. Bölüm
3. Fiilimsiler…............................................................................................................................91
4. Bölüm
5. Bölüm
5. Prepositions…………………………………………………………………………….......104
6. Bölüm
6. Kendi İçinde Kuralları olan Sadece Cümleleri Bağlayan Bağlaçların Tense Kuralları İle
İncelenmesi………………………………………………………………………………...….110
6.2. Eş Zamanlılık…………………………………………………………………………......113
4
6.8.1. ‘’Although, Though, Even if, Even though, Even so, Whereas’’ Kullanımları……..121
6.8.2. Neden- Sonuç Bağlaçlarından ‘’So, Therefore, Thus’’ ve ‘’Because, Now that, İn that,
As’’ Bağlaçlarının Arasındaki Kullanım Farkları…….………………………………...……..124
6.8.5.’’Unlike’’ ve Kullanımı………………………………………………………………....124
5
1. Bölüm
Dil mantığı içerisinde hangi açıdan bakarsak bakalım Türkçe ile İngilizce arasında var
olan benzerlikleri fark etmememiz mümkün değildir. Asıl şaşırtıcı olan İngilizce ile Türkçe
arasındaki farklılıkların çok az oluşudur. Her iki dilde kullanılan alfabe benzerliği telaffuz
şekline dönüştüğünde farklılıklar ortaya çıksa da iki dil arasındaki benzerliğin bu denli belirgin
olması farklılıkları bile dil öğretimi içinde içgüdüsel olarak ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle
aslında İngilizce hem gramer olarak hem de cümle yapısı olarak çok kolaydır. Sadece biraz
sabır ve emek istemektedir. İngilizce’nin Türkçe ile olan benzerlikleri ilerleyen sayfalarda konu
başlıkları içinde ayrıntılı bir şekilde anlatılmaya çalışılacaktır. Farklılıklar ile ilgili
önyargılarınızı ortadan kaldırmak adına konuyu biraz daha genişletmemiz gerekirse;
İngilizce’nin Türkçe’den en önemli farkı, bir kelimeye eklenen eklerin Türkçe’deki gibi sadece
kelimenin sonuna değil; hem sonuna hem de başına eklenmesidir (hance (gelişim), en-hance
(geliştirmek) hance-d (geliştirilen). Diğer bir fark ise yine konu bütünlüğü içinde Türkçe’nin
ekleşme sistemi içinde kullanılan yapım ve çekim eki mantığının İngilizce’de hem kelimenin
başına ve sonuna getirilen eklerle oluşturulması hem de bir fiile preposition (in, at, on, for, of,
vb.) şeklinde eklenerek meydana getirilmesidir. Diğer bir ifadeyle Türkçe’de bizler yapım ve
çekim ekini belirli kurallara göre kelimenin sonuna eklemekteyiz. İngilizce’de ise bu ekleşme
kelimeninin sonuna, başına ve fiile getirilen prepositionlarla (in, at, on, for, of, vb.)
gerçekleştirilebilmektedir. (get (elde etmek), get out (dışarı çıkmak), get out of (-den dışarı
çıkmak)
İngilizce’de cümlenin öğeleri çok önemlidir. Sayfanın ilk ana başlığı altında bu sıralama
sizlerle paylaşılmıştır. Cümlenin öğelerindeki sıralama her dilde devrik cümle yapısı ortaya
çıktığında ortadan kalkmaktadır; fakat cümlenin öğeleri arasındaki bölge ve sınır mantığı her
cümlede esastır ve değiştirilemez niteliktedir. Cümle, devrik cümle yapısına dönüştüğünde
sadece cümlelerin öğeleri arasındaki sıralama değişmektedir, cümlenin öğeleri arasındaki sınır
ve bölge mantığı her zaman sabittir. Konuyu diğer açılardan da genişletmemiz gerekirse,
6
İngilizce’de özne bölgesi tek bir kelime (Everybody is part of the family.) ya da kelimelerden (A
few years ago two other small cities were planned near Disney World.) oluşabilirken üç satırlık
tam bir cümle veya cümleciklerin bir araya gelmesinden de oluşabilir. (Most of the energy we
consume comes directly or indirectly from the sun.) Nesne bölgesi de özne bölgesi gibi tek bir
kelimeden (These advertisements are awful.) ya da kelimelerden (Many newspapers send their
reports to other newspapers in different countries in English.) oluşabildiği gibi üç satırlık tam
bir cümle veya cümleciklerin bir araya gelmesinden de oluşabilir. (They often say you can read
plays by Shakespeare or books by Charles Dickens.) Özne bölgesi ve nesne bölgesini
belirleyen sınır yüklem (Tense) bölgesinin başlangıcı ve bitişidir. Yüklem (Tense) bölgesinin
bittiği yerde nesne ya da özne bölgesi başlar, yüklem (Tense) bölgesinin kendi içinde kesin
kuralları vardır. Şimdi bu kuralları ve cümlenin öğeleri arasındaki sınırları tek tek inceleyelim:
Yardımcı fiil, adı üzerinde fiilin yardımcısı olarak kullanılan yapıdır. İngilizce’de
yardımcı fiil iki ana fiilden türemektedir: Have (sahip olmak), Be (olmak). Bu fiiller, fiil
anlamlarını kaybederek gramer unsuru olarak 1. 2. ve 3. halleri ile birlikte İngilizce’de ki
yardımcı fiil yapılarını oluştururlar.
Yardımcı fiiller yukarıda listelenmiştir. Yardımcı fiil asıl fiille birlikte kullanılan yapıdır.
Fiil olmadan yardımcı fiiller bir şartla kullanılabilir, bu şart durum cümlesi yapısıdır. Durum
cümlesi fiilin olmadığı yani hareketin, eylemin bulunmadığı cümle yapısıdır. Durum
cümlesinde bir hal ve var oluş söz konusudur. Fiilin ana şartı olan hareket (eylem) bu cümle
yapısında kesinlikle yoktur. Durum cümlesinde eylemsizlik esastır. Bu konuya Tense (zaman)
bölümünde ayrıntısıyla değineceğiz.
7
1.1.2. Fiil
Bir dilde en önemli öğesel bölgeyi oluşturan yüklem (Tense) bölgesi cümlenin diğer
(özne ve nesne) bölgelerinin var oluş sebebidir. Kısaca ifade etmemiz gerekirse bir cümle Tense
bölgesindeki fiil ve fiilin anlamı üzerine kurulur.
Bir cümlenin yüklem (Tense) bölgesinin ana unsuru ‘’fiil’’dir. Fiil, hareketi karşılayan
yapıdır. Tense’in türüne göre fiil, yardımcı fiille ya da yardımcı fiilsiz kullanılır. Sonuç olarak
Yüklem (Tense) bölgesinde fiil, yardımcı fiille ya da yardımcı fiilsiz Tense’leri oluşturur.
İngilizce’de genel olarak kullanılan Tense’leri ve ifade ettikleri anlamları belirterek konu
anlatımımıza başlayabiliriz:
Unutma!!!
Present: Geniş zaman demektir. Bilimsel, genel-geçer cümle yapıları Present Tense ile
ifade edilir. Kısaca her zaman yapılan ya da yapılmamış eylem Present olarak ifade edilir.
Türkçe karşılığı olan –Ir,- Ar,-r ekleri ile fiilin 1. haline eklenir.
Past: Geçmiş zaman demektir. Past Tense’in en önemli tarafı söz konusu edilen olayın
geçmişte olup bittiğinin vurgulanmasıdır. Past Tense başlığı altında verilen her Tense dilimi
geçmişte olup bitmiş bir olayı ya da eylemi karşılar. Türkçe karşılığı olan –dI eki ile fiilin 2.
haline eklenir.
Future: Gelecek zaman (tahmin, ihtimal, olasılık) demektir. Future zamanda söz
konusu eylem gelecekte yapılacaktır. Future Tense her ne kadar İngilizce’de Tense’ler içinde
yer alsa da aslında Present Tense (geniş zaman)’in içinde yer alan ihtimal, tahmin bildiren bir
modal yapısıdır. -Acak eki tercümesiyle fiilin 1. haline eklenir.
İngilizce öğretiminde ‘’will V1’’ yapısı Future Tense (gelecek zaman) olarak
belirtilmektedir. ‘’Am/is/are going to V1’’ ve ‘’shall V1’’ yapıları da ‘’Will V1’’ yapısı ile eş
anlamlı (-ecek) olarak verilmektedir; farklı kaynaklarda ‘’will’’ yapısı yardımcı fiil olarak,
‘’am/is/are going to’’ ve ‘’shall’’ yapıları ise modal olarak kabul edilmektedir. Bu öğretim
şeklinde eksiklikler mevcuttur. Yardımcı fiil tablomuzu hatırlarsak ‘’will’’ şeklinde bir
yardımcı fiilinin olmadığını göreceğiz. İngilizce’de ‘’Future Tense (will V1)’’ ve ‘’Future
Continuous Tense (will be Ving)’’ şeklinde bir tensimiz bulunmamaktadır. Bu yapılar
‘’am/is/are going to V1’’ ve ‘’shall V1’’ gibi birer modal’dır.
8
Perfect: Perfect zamanın iki şekli vardır: Geçmişte olmuş bitmiş eylemin bugüne etkisi
ve geçmişte başlayan bir eylemin günümüzde de devam edişi. Perfectin ilk kullanım şeklinde
eylem geçmişte olmuş ve bitmiştir, günümüzü ilgilendiren bitmiş olan eylemin kendisi değil,
etkisidir. Perfect’in ikinci kullanım şeklinde ise geçmişte başlayan ve sürekli bitip tekrar
başlayan bir eylemin günümüzde de aynı şekilde bitip başlaması söz konusudur. Bilimsel
olaylar çogunlukla bu Tense ile anlatılır; çünkü bilim geçmişte başlayarak bir birikim
oluşturarak günümüzde de gelişmeye devam eder. Türkçe karşılığı olan –mIş eki ile fiilin 3.
haline eklenir
Continuous: Continuous eylem şimdiki zaman değildir. Present Continuous Tense geniş
zamanın içinde bir süreçtir. Continuous’un ayrı bir Tense olarak kabul edilmemesi gerekir;
çünkü continuous şimdiki zamanı değil süreci ifade eder. Süreç geniş zamanın içinde ise Present
Continuous, geçmiş zamanın içinde ise Past Continuous, gelecek zaman yani tahmin, ihtimal
yapısı içinde ise Future Continuous’u ifade eder. Continuous içinde kullanılan eylem bir süreç
ifade etmelidir. Oldu, bitti ve anlık olan eylemler continuous ile kullanılamaz. Süreç ifade eden
bir eylemin başlangıcı ve devamiyeti olmalıdır. Past Continuous’da eylemin başlangıcı,
devamiyeti ve bitişi vardır. Present Continuous’da eylemin bir başlangıcı ve devam edişi vardır.
Özetle ‘‘continuous’’ bir süreci ifade eder. Bu süreç hangi Tense’de ise o Tense’in içinde
şekillenen bir süreçtir. Somutlaştırmamız gerekirse, Present Tense geniş zaman diliminde anlık
bir eylemi ifade ederken, Present Continuous söz konusu olan anlık eylemi ortadan kaldırarak
bu eyleme bir süre ve süreç katar, artık eylem olan ve biten bir yapı arz etmez; eylemin bir
başlangıç süresi ve devam ediş süresi vardır. Herhangi bir Tense’in kendisi anlık bir eylemi
ifade ederken, aynı tensin Continuos’u bu anlık eylemi ortadan kaldırarak bu Tense süreç ve
süre eklemektir. Türkçe karşılığı olan –yor eki ile fiilin 1. halinin –ing takısı almış haline
eklenir.
Fiil, Tense bölgesinin en önemli unsurudur. Bir cümle esasen yapılan eylemi, fiili
anlatmak için kurulur. Özne ve nesne bölgesinde yer alan unsurların hemen hepsi tense
bölgesinde yer alan eylemin, fiilin anlamını çeşitlendirme ve geliştirme görevini üstlenir.
Bilindiği üzere Tense bölgesinde bir fiil yer alabilir. İkinci bir fiilin tense bölgesinde yer alması
mümkün değildir; bu nedenle bir cümlenin Tense bölgesindeki anlamı geliştirmek için
‘’birleşik fiil’’ yapısına başvurulur. İngilizce’de Tense bölgesinde birleşik fiil yapıları iki
şekilde oluşturulmaktadır:
1) Fiil +Fiil
Tense bölgesinde tek bir fiilin kullanılabileceğini öncesinde belirtmiştik. Bir tense
bölgesinde iki fiil yan yana ancak cümlenin anlamı doğrultusunda gelebilir. Bunun nedeni
anlatılmak istenen eylemi tek fiil yapısının karşılayamamasıdır. Bir cümlenin tense bölgesinde
iki fiil ancak ve ancak anlam ilgisi nedeniyle yer alabilir. Örneklendirmemiz gerekirse;
9
He cut open his packet. (O, paketini kesip açar.)
Yukarıdaki cümlede anlam nedeniyle tense bölgesinde iki fiil (cut: kesmek, open:
açmak), yan yana gelerek tek bir fiil yapısını yani birleşik fiili oluşturmaktadır.
2) Fiil + İsim
İngilizce’de ‘’have (sahip olmak), get (elde etmek), make (yapmak), be (olmak),
become (olmak), keep (sürdürmek, korumak, saklamak), take (almak) vb.’’ fiiller özel bir
kullanıma ve çoklu anlamlara sahiptir. ‘’Fiil+isim’’ yapısı bu fiillerle oluşturulmaktadır.
Kısacası bu fiillerden sonra bir isim gelir ve fiilin anlamı cümle içinde eriyerek sonrasında gelen
isim fiilleşir. Örneklendirmemiz gerekirse;
Yukarıdaki cümlede ‘’elde etmek’’ anlamında kullanılan ‘’get’’ fiili anlamsal olarak
eriyerek kendisinden sonra gelen ‘’ısı’’ anlamındaki ‘’hot’’ ismini fiilleştirip ‘’ısınmak’’
anlamına dönüştürmüştür.
Önemli!!!
İngilizce’de kalıp ifadeler olarak öğrendiğimiz ‘’have a breakfast (kahvaltı yapmak)’’, ‘’have a
shower (duş almak)’’, ‘’have a meeting (toplantı yapmak)’’, ‘’take a foto (fotoğraf çekmek’’
vb. gibi yapılar ‘’fiil+isim’’ şeklinde oluşturan birleşik fiil örnekleridir.
10
1.1.3. Tense’lerin Bir Arada Kullanılma Mantığı
Göz (köktür.)
Göz+lük (‘’Göz’’ ismine ‘‘lük’’ yapım ekinin eklenmesiyle ‘‘göz’’ isminin anlamına
bağlı olarak yeni bir kelime oluşmuştur.)
Burada dikkat edilmesi gereken yapım ekinin eklenme mantığıdır. Göz kelimesine
‘‘lük’’ yapım eki eklenerek yeni bir anlam olan ‘‘gözlük’’ kelimesi oluşturulmuştur; ama yeni
kelime olan ‘‘gözlük’’ kelimesi anlamsal açıdan ‘‘göz’’ kelimesi köküne bağlı olarak şekil
kazanmıştır. Daha sonra ‘‘gözlük’’ kelimesine ‘‘çü’’ yapım eki eklenerek ‘‘gözlükçü’’
kelimesi oluşturulmuştur. Burada da dikkat edilmesi gereken ‘‘çü’’ yapım ekinin ‘‘göz’’ köküne
değil, ‘‘gözlük’’ köküne eklenerek yeni kelime olan ‘‘gözlükçü’’ yü ortaya çıkarmasıdır. İşte
İngilizce’de ki Tense’lerin mantığı da aynı şekildedir. Şimdi bu mantığı örneklendirerek
öğrenmeye çalışalım.
1) Fiil: Ol (mak)
Tense’in kökü ne ise ona eklenen diğer Tense o kökten şekil alarak o köke kendi
anlamını ekleyerek yeni bir Tense’i oluşturur.
Birinci örneğimizde kökümüz Past Tense’di. Past Tense olmuş bitmiş eylem demekti,
ek olarak –dI şeklindeydi. Past Tense, Perfect Tensi ekledik. Perfect Tense anlam olarak
geçmişte olmuş bitmiş eylemin günümüze etkisini ya da geçmişte başlamış bugün de devam
11
eden olayı, eylemi belirtmekteydi, ek olarak da –mış idi. Göz+lük mantığı ile geçmişte olmuş
bitmiş olan Past’a geçmişte olmuş bitmiş ama günümüzde etkisi devam eden Perfect’i eklemiş
olduk. Anlamsal olarak kökün anlamı ne ise ona eklenen ekin anlamı ile yeni bir Tense oluştu.
Kök yani Past geçmişte olmuş bitmiş demekti, ek olan Perfect ise geçmişte olmuş bitmiş
eylemin günümüze etkisi idi, sonuç olarak geçmişte olmuş bitmiş bugünü etkileyen göz+lük
kelimesinin eş değeri Past Perfect Tense’i elde etmiş olduk. Geçmişte olmuş bitmiş bugüne
etkiyi vurgulayan Past Perfect Tense’e, Continuous’u ekledik, anlam olarak geçmişte olmuş
bitmiş bugünü etkileyen eyleme süreç anlamını eklemiş olduk. Sonuç olarak gözlük+çü
örneğindeki gibi geçmişte olmuş bitmiş bugünü etkileyen olaya süreci de ekleyerek, geçmişte
başlamış, bir süre devam etmiş, bitmiş olayın günümüze olan etkisi anlamını yani Past Perfect
Continuous’u ortaya çıkarmış olduk. Ek olarak da: ‘’Ol (kök) + (Con.) uyor + (Perf.) muş +
(Past) du’’ yani ‘’ol-uyor-muş-du’’yu elde etmiş olduk.
2) Fiil: Ol (mak)
İkinci örneğimizde kökümüz Past Tense’di. Past Tense olmuş bitmiş eylem demekti, ek
olarak –dI şeklindeydi. Past Tense, Continuous’u ekledik. Continuous Tense anlam olarak
süreç belirtmekteydi, ek olarak da –yor idi. Göz+lük mantığı ile geçmişte olmuş bitmiş olan
Past’a süreç ifade eden Continuous’u eklemiş olduk. Anlam olarak kökün anlamı ne ise ona
eklenen ekin anlamı ile yeni bir Tense oluştu. Kök yani Past geçmişte olmuş bitmiş demekti, ek
olan Continuous ise süreç idi, sonuç olarak geçmişte olmuş bitmiş eyleme süreç ekleyerek
göz+lük kelimesinin eş değeri Past Continuous Tense’i ortaya çıkarmış olduk. Ek olarak da:
‘’Ol (kök) + (Past) du + (Con.) uyor yani ‘’ol-uyor-du’’yu elde etmiş olduk.
3) Fiil: Ol (mak)
12
Üçüncü örneğimizde kökümüz Past Tense’di. Past Tense olmuş bitmiş eylem demekti,
ek olarak –dI şeklindeydi. Past Tense, Perfect Tense’i ekledik. Perfect Tense anlam olarak
geçmişte olmuş bitmiş eylemin günümüze etkisini ya da geçmişte başlamış bugün de devam
eden olayı, eylemi belirtmekteydi, ek olarak da –mış idi. Göz+lük mantığı ile geçmişte olmuş
bitmiş olan Past’a geçmişte olmuş bitmiş ama günümüzde etkisi devam eden Perfect’i eklemiş
olduk. Anlam olarak kökün anlamı ne ise ona eklenen ekin anlamı ile yeni bir Tense oluştu.
Kök yani Past geçmişte olmuş bitmiş demekti, ek olan Perfect ise geçmişte olmuş bitmiş
eylemin günümüze etkisi idi, sonuç olarak geçmişte olmuş bitmiş bugünü etkileyen göz+lük
kelimesinin eş değeri Past Perfect Tense’i ortaya çıkarmış olduk. Ek olarak da: ‘’Ol (kök) +
(Past) du + (Perf.) muş yani ‘’ol-muş-du’’yu elde etmiş olduk.
1.1.4. Yardımcı Fiillerin Türeme ve Tense’lere Göre Bir Arada Kullanılma Şartları
Yardımcı fiil, asıl fiilin yanında kullanılan, Tense’in özelliğini ve anlamını oluşturan
dilsel olarak tek başına da kuralları çerçevesinde Tense bölgesinde bulunabilen bir yapıdır. 1.
hal, Present (geniş), 2. hal, Past (geçmiş) ve 3. hal, Perfect (geçmişin günümüze etkisi) yapıların
kullanımını gerektirir. Unutulmaması gereken ise şudur: Tense bölgesinde geniş bir zaman
kullanılmak istenirse yukarıdaki tabloda yer alan 1. hal yapıları yardımcı fiil olarak kullanılır.
Yine bir Tense bölgesinde geçmiş zaman yani Past Tense kullanılmak istenirse tablodaki 2.
hal bölümünde yer alan yapılar kullanılır. Bir yerde Perfect Tense yani geçmişte olmuş bitmiş
bir eylemin günümüze etkisi kullanılmak istenirse 3. hal yapıları kullanılır.
Unutma!!!
İngilizce’de fiilin 3. hali ‘’Perfect Tenselerde’’ (present perfect (have/has V3), Past
Perfect (had V3), Future Perfect (Will have V3), ‘’modalların past halinde’’ (must have V3) ve
‘’Passive’’ yapılarda kullanılır.
13
Yardımcı fiilleri anlatmadan önce Present ve Past Tense’de kullanılan durum
cümlelerinden bahsetmek faydalı olacaktır. Durum cümlesi demek adı üzerinde hareketin
olmadığı, durumun ön planda olduğu cümle yapısıdır. Durum cümlesi Past ve Present olmak
üzere ikiye ayrılır. Eğer Tense bölgesinde am-is-are/was-were var ise orada fiil bulunamaz!
Bu yapılar durum cümlesinin hem yardımcı fiilleri hem de ana fiilleridir; çünkü bir yerde
hareket yoksa durum varsa orada fiil bulunamaz. Present Tense’de am-is-are; Past Tense’de
was-were durum cümlelerinin hem yardımcı fiilleri hem de ana fiilleridir.
Durum cümlesi
I was ill. (Ben hastaydım.) He was ill. They were ill. (durum cümlesi)
Cümle yapılarında görüldüğü gibi ‘‘ill’’ kelimesi bir fiil değil isimdir. Present Tense’de
fiil yani hareket varsa fiilin 1. hali, V1, Past Tense’de fiil yani hareket varsa fiilin 2. hali yani V2
kullanılır. was-were/am-is-are yapıları durum cümlelerinde yani fiilin olmadığı yerde tek
başına hem fiil hem de yardımcı fiil görevindedirler.
Temelde öğrenilmesi gereken Present’ın 1. hal, Past’ın 2. hal, Perfect’in 3. hal yapıları
ile kullanılmasıdır. Türkçe’de 4 ana zaman dilimi (Geçmiş, gelecek, geniş, şimdiki) vardır.
Diğer zaman dilimleri Türkçe’de rivayet (-mış) ve hikâye (-dı) yapılarıyla oluşturulmaktadır.
İngilizce Tense yapısı bakımından Türkçe’ye fazlasıyla benzemektedir. İngilizce’de kullanılan
ana Tense ifadeleri şunlardır:
Present (geniş),
Past (geçmiş),
Continuous (süreç).
Şimdi, Tense’lere göre hangi yardımcı fiilin hangi Tense’de ne şekilde kullanıldığını görelim.
Tense’lerin isimlerinin bir araya geliş şekliyle göz (kök), göz+lük, gözlük+çü yapım eki
mantığının Tense’ler arasında nasıl kullanıldığını somutlaştıralım.
14
1. Hal (V1-Present) 2. Hal (V2-Past) 3. Hal (V3-Perfect)
Unutma!!!
Fiillerin düzenli ve düzensiz olarak iki şekli vardır! Düzenli fiillerin 2. ve 3. halleri –
ed takısı alarak oluşturulur. Düzensiz fiillerin kendi içlerinde farklı şekilde 1. 2. ve 3. halleri
vardır. Düzensiz fiillerin 1. 2. ve 3. hallerini gösteren ayrıntılı tablo ilgili konu anlatımının
sonunda sizlerle paylaşılacaktır.
Unutma!!!
İngilizce’de fiilin 3. hali ‘’Perfect Tenselerde’’ (present perfect (have/has V3), Past
Perfect (had V3), Future Perfect (Will have V3), ‘’modalların past halinde’’ (must have V3) ve
‘’Passive’’ yapılarda kullanılır.
15
1.1.5. İngilizce’de Tense (zaman)’ler
Durum cümlesi: Yardımcı fiil Tablosunda bulunan 1. hal’den am/is/are’ı alıyoruz, durum
olduğu için fiil kullanmıyoruz. I am ill (isim). (Ben hastayım.) ‘’Hasta olma’’ bir fiil yani eylem
değildir, durumdur ve hareket içermez; bu yüzden am/is/are yapısı kullanılır.
Hareket cümlesi: Eğer Present Tense’de hareket yani fiil ortaya çıkarsa am/is/are yapısı
ortadan kalkar ve am/is/are fiilin 1. haline dönüşür. Unutulmamalıdır ki Present Tense’de
olumlu cümlede he-she-it öznesinde fiil ‘‘s-es’’takısı alır. ‘‘Vs’’. (He plays football.)
Unutma!!!
Durum cümlesi sadece Present Tense (am/is/are) ve Past Tense (was/were)’de kullanılır.
Continuous: Ving
16
3) Present Perfect Tense (Geçmişte bitirilmiş günümüze etkisi olan ya da geçmişte başlayıp
günümüzde de devam eden zaman- ‘‘mış’’) have/has V3
Perfect: V3
Present+Perfect: have/has+V3
Present, geniş zaman demektir. Tablonun 2. bölümünün 1. halinden he/she/it öznesi için
‘‘has’’, I/you/we/they öznesi için de ‘‘have’’ yardımcı fiili alınır. Present’ın yanına Perfect’i
eklediğimizden dolayı have/has’e fiilin 3. hali olan Perfect eklenir.
4) Present Perfect Continuous (Geçmişte bir süre yapılmış ve bitmiş bir eylemin yani sürecin
günümüze etkisi’‘-yor+muş’’) have/has been Ving
Perfect: V3
Continuous: Ving
Bir Tense’de iki fiil yan yana bulunamaz, Tense demek tek fiil demektir, bu nedenle V3
yapısı tablodan Perfect olduğu için 3. hal olan ‘‘been’’ yapısına dönüşür ve yanına
Continuous’un V+ing yapısını alır.
17
B) Past (Geçmiş) Zamanlar
Durum cümlesinde was/were+isim, hareket cümlesin de ise fiilin 2. hali devreye girer.
Fiil (hareket) varsa was-were ortadan kalkar.
2) Past Continuous Tense (Geçmişte bir süre yapılıp bitirilen eylem ‘’-yordu’’) was/were Ving
Past: was/were
Continuous: Ving
3) Past Perfect Tense (Geçmişte yapılan olmuş bitmiş iki eylemden ilki, geçmişin geçmişi,
‘’mış+dı’’) had V3
Perfect: V3
Past+Perfect: had V3
Past Perfect Tense geçmişte yapılan, olmuş bitmiş en az iki olay varsa bu iki olaydan ilk
yapılanı belirtmek için kullanılır. Geçmişin geçmişi yani Past’ın geçmişi olarak anlamlandırılır.
Past Perfect Tense, Past Tense ile kullanılır, geçmişte yapılan iki olaydan ilk yapılanı Past
Perfect, sonra yapılanı ise Past Tense belirtir. Somutlaştırmak gerekirse geçmişte yaptığımız iki
olay olsun, arabayı yıkatalım ve yıkamacıya para verelim. Arabayı yıkatmak ilk yapılan eylem
olduğu için Past Perfect (had V3), parayı vermek ikinci yapılan eylem olduğu için Past yani
V2’dir.
18
4) Past Perfect Continuous Tense (Geçmişte başlayıp bir süreliğine devam ederek bitmiş
eylem, geçmişin geçmişine süreç eklemek, -‘’yor+muş+du’’) had been Ving
Perfect: V3
Past+Perfect: Had V3
Continuous: Ving
Bir Tense’de iki fiil var olamayacağı için V3 yapısı yerine yardımcı fiilin 3. hali olan ‘‘been’’
yapısına dönüşür.
İngilizce’de Future Tense başlığı altında dört adet (Future Tense, Future Continuous
Tense, Future Perfect Tense, Future Perfect Continuous Tense) Tense bulunmaktadır; fakat
gerçekte Future Tense başlığı altında kategorize edilen bu Tense’ler ayrı birer Tense’i ifade
etmezler. Bu Tense’ler Present, Past ve Continuous’ları olmak üzere birer modal yapılarıdır.
Biz, her ne kadar Future Tense başlığı altında bu yapıları toplamış olsak da derslerimizde söz
konusu edilen yapıların birer tense değil de modal olduklarını mantığı ile sizlere ayrıntısıyla
anlatmaya çalışacağız.
Önemli!!!
İngilizce’de ‘’will V1’’ yapısı Future Tense (gelecek zaman) olarak belirtilmektedir.
‘’Am/is/are going to V1’’ ve ‘’shall V1’’ yapıları da ‘’Will V1’’ yapısı ile eş anlamlı (-ecek)
olarak verilmektedir; farklı kaynaklarda ‘’will’’ yapısı yardımcı fiil olarak, ‘’am/is/are going
to’’ ve ‘’shall’’ yapıları ise modal olarak kabul edilmektedir. Bu öğretim şeklinde eksiklikler
mevcuttur. Yardımcı fiil tablomuzu hatırlarsak ‘’will’’ şeklinde bir yardımcı fiilinin olmadığını
göreceğiz. İngilizce’de ‘’Future Tense (will V1)’’ ve ‘’Future Continuous Tense (will be Ving)’’
şeklinde bir tensimiz bulunmamaktadır. Bu yapılar ‘’am/is/are going to V1’’ ve ‘’shall V1’’ gibi
birer modal’dır. ‘’Future Continuous’’ tense olarak adlandırdığımız yapı present bir modal’ın
continuous halidir.
19
1) Future Tense (Gelecek Zaman- ‘’Acak’’) will V1, am/is/are going to V1, shall V1
2) Future Continuous Tense (Gelecekte bir süre yapacağımız eylem- yor olacak) will be Ving
Future: will V1
Continuous: Ving
Bir Tense’de iki fiil yan yana kullanılamaz, bir Tense’de bir fiil kullanılabilir ve
Future’ın yanında fiilin birinci hali kullanılır; bu nedenle yardımcı fiil tablosunda 1. halden
‘‘be’’ alınır.
3) Future Perfect Tense (Gelecekte yapılıp bitirilecek bir eylemin günümüze etkisi-
‘’ecek+miş’’) will have V3
Future: will V1
Perfect: V3
İki fiil yan yana olamayacağından V1 yardımcı fiil tablosundan alınan have’e dönüşür ve
V3 eklenir.
Birincisi, ‘’will have V3’’ yapısı gelecek zaman anlamı veren bir zaman referansı ile
kullanılırsa (in future, next year vb.) gelecekte yapılıp bitirilecek bir eylemin günümüze olan
etkisi olan Future Perfect Tense’i ortaya çıkarmış olur.
İkincisi, ‘’will’’ modal’ının past (geçmiş) halidir. Bir modal yanına ‘’have V3’’ alarak
past yapılır. ‘’will V1’’ present (geniş), ‘’will have V3’’ past (geçmiş) bir modal’dır. Yani; ‘’will
have V3’’ yapısı geçmiş zamanda tahmin, ihtimal yapısı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özetle:
20
1) ‘’will have V3’’: Future Perfect Tense (Gelecekte yapılıp bitirilecek bir eylemin günümüze
etkisi-‘’ecek+miş’’)
2) ‘’will have V3’’: Past Modal (Geçmişte sonucu belirli olan tahmin, olasılık yapısı-
‘’ecek+miş)
4) Future Perfect Continuous Tense (Gelecekte bir süre yapacağımız ve bugüne etkisi olacak
eylem- ‘’yor+ol acak+ mış’’) will have been Ving
Future: will V1
Perfect: V3
İki fiil yan yana olamayacağından V1 yardımcı fiil tablosundan alınan have’e dönüşür ve
V3 eklenir.
Continuous: Ving
İki fiil yan yana olamayacağından V3, yardımcı fiil tablosundan alınan been’e dönüşür.
‘’Future Perfect Continuous Tense’’ olarak adlandırılan yapının iki şekli bulunmaktadır.
Birincisi, ‘’will have been Ving’’ yapısı gelecek zaman anlamı veren bir zaman referansı
ile kullanılırsa (in future, next year vb.) gelecekte yapılıp bitirilecek süreç içeren bir eylemin
günümüze olan etkisi olan Future Perfect Continuous Tense’i ortaya çıkarmış olur.
İkincisi, ‘’will’’ modal’ının past (geçmiş) halidir. Bir modal yanına ‘’have V3’’ alarak
past yapılır. ‘’Will V1’’ present (geniş), ‘’will being V1’’ present modal’ın continuous (süreç)’u
‘’will have V3’’ past (geçmiş) bir modal ve ‘’will have been Ving’’ ise bu past modal’ın
continuous’lu (süreç) halidir. Yani; ‘’will have been Ving’’ yapısı geçmiş zamanda süreç içeren
tahmin, ihtimal yapısı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özetle:
1) ‘’will have been Ving’’: Future Perfect Continuous Tense (Gelecekte yapılıp bitirilecek bir
eylemin günümüze etkisi-‘’ecek+miş’’)
2) ‘’will have been Ving’’: Past Modal’ın Continuous’u (Geçmişte sonucu belirli olan tahmin,
olasılık yapısı- ‘’ecek+miş)
21
Önemli!!!
İngilizcede modal’lar: ‘’can, could, will, would, shall, should, ought to, had better,
may, might must vb.’’ gibi yapılardır. Modal’lar (can, will, have to, must vb.) kendilerinden
sonra fiilin 1. halini alırlarsa present (geniş zaman) yapılıdırlar. Yani modal’ın belirttiği anlam
(tahmin, olasılık, zorundalık, rica, istek vb.) geniş zamanda yapılan bir eylemdir. Modal’lar
yanlarına ‘’have V3’’ yapısını alırlarsa past (geçmiş zaman) yapılıdırlar. Bir modal ‘’have V3’’
yapısı ile kullanılarak past (geçmiş) yapılır (can have V3, must have V3).
a) Zorunluluk ve gereklilik:
Should
Must
Have to
Has to : zorundadır.
Have got to
Has got to
22
Önemli !!!
‘’Should, ought to, must’’ yapıları ‘‘meli,’’malı’’ olarak fiiline eklenirler; fakat ileri
seviyedeki cümle yapılarında ‘‘meli, malı’’ anlamı gramer okumasına uymamaktadır, bu
durumda bu modal’lara ‘‘gerekir’’ anlamını vermeliyiz!
Örnekler:
1) Certain people should not wear a seat belt. (Bazı insanlar emniyet kemeri takmalı. / Bazı
insanların emniyet kemeri takması gerekir.)
Özne bölgesi: He
Bu örnek cümlede iki modal yapısı tense bölgesinde kullanılmaktadır. ‘’ought to’’ ile
zorundalık, ‘’able to’’ ile yeterlilik anlamı tense bölgesinde bir arada yer alarak Tense bölgesini
oluşturmaktadırlar.
3) We must stop the assault on the life of our planet somehow. (Biz gezegenimizin yaşamı
üzerindeki saldırıyı bir şekilde durdurmalıyız. / durdurmamız gerekir.)
Özne bölgesi: We
23
4) You have to keep learning. (Siz öğrenmeyi devam ettirmek zorundasınız.)
5) The brain has to experience a change. (Beyin bir değişimi tecrübe etmek zorundadır.)
6) Mechanics had to make small parts with the help of a few machines. (Mekanikciler birkaç
makinenin yardımı ile küçük parçaları yapmak zorundadır.)
Had better
Would better
People would rather use small cars. (İnsanlar küçük arabalar kullansa iyi olur.)
24
b) Rica ve İstek:
Can
Able to
Managed to
Shall
Am/is/are going to
‘’Can, may, will, able to, manage to’’, geniş zaman diliminde yetenek, yeterlilik, rica,
istek, tahmin ve ihtimal anlamları verirler. ‘’Will, shall, am/is/are going to be’’ modal’ları
tahmin, ihtimal anlamında kullanılırlar.
Önemli!!!
İngilizce öğretiminde ‘’will V1’’ yapısı Future Tense (gelecek zaman) olarak
belirtilmektedir. ‘’Am/is/are going to V1’’ ve ‘’shall V1’’ yapıları da ‘’Will V1’’ yapısı ile eş
anlamlı (-ecek) olarak verilmektedir; farklı kaynaklarda ‘’will’’ yapısı yardımcı fiil olarak,
‘’am/is/are going to’’ ve ‘’shall’’ yapıları ise modal olarak kabul edilmektedir. Bu öğretim
şeklinde eksiklikler mevcuttur. Dil bilgisi konu anlatımımızın ilk bölümünde ‘’tense’’leri ve
‘’tenselerin türetilme mantığını’’ incelemiştik. Yardımcı fiil tablomuzu hatırlarsak ‘’will’’
şeklinde bir yardımcı fiilinin olmadığını göreceğiz. İngilizce’de ‘’Future Tense (will V1)’’ ve
‘’Future Continuous Tense (will be Ving)’’ şeklinde bir tensimiz bulunmamaktadır. Bu
yapılar ‘’am/is/are going to V1’’ ve ‘’shall V1’’ gibi birer modal’dır. ‘’Future Continuous’’
tense olarak adlandırdığımız yapı present bir modal’ın continuous halidir. Bu konu dilbilgisi
notlarımızın ‘’tense’’ler bölümünde ayrıntılı bir şekilde incelenmektedir.
1) we can see one in almost every zoo around the world. ( Biz, hemen hemen dünyanın
çevresindeki her hayvanat bahçesinde birini görebiliriz.)
Özne bölgesi: we
Özne bölgesi: It
Özne bölgesi: We
5) Medical science is still not able to correct many of these defects. (Medical bilim bu
eksikliklerin çoğunu hala doğrulayabilemez.)
26
Could -e bildi.
Might: - e bildi.
Would: -ecekdi.
Örnekler:
Özne bölgesi: He
Özne bölgesi: He
3) You might find yourself happily becoming a vegetarian, too. ( Sen, bir vejeteryan olarak da
kendini mutlu bulabilirdin.)
27
4) Dean would be perfect for one of the main parts. ( Dean, ana rollerden biri için mükemmel
olacakdı.)
Could ve might fiilin 1. halini yanlarına aldıkları için Present’lı modal’lardır; fakat bu iki
modal geçmişte olmuş bitmiş bir olay üzerine sonucu belli olmayan ya da sonucu geniş zaman
diliminde belli olacak bir olay üzerine tahmin, ihtimal ve olasılık anlamında kullanıldığında ‘‘-e
bildi’’ şeklinde tercüme edilir. Buradaki ‘‘-e bildi’’ olayın geçmiş yani Past olduğunu, yanına
aldıkları V1 ise olayın sonucunun belli olmadığını, belli olacağı zamanın ise geniş bir zaman
olduğu anlamını verir. Yani gramer olarak fiilin 1. halini yanlarına aldıkları için Present,
geçmişte olmuş bitmiş bir olay üzerine tahminde bulunulduğu için de anlam olarak Past
(geçmiş) zamanlılardır. Bu geçmişte olmuş bitmiş olayda sadece tahmin, ihtimal ve olasılık
anlamı olmayabilir, yetenek anlamı da olabilir.
‘’Can, may, will’’ geniş zamanda ihtimal, tahmin ve olasılık, ‘’could, would ve might’’
ise geçmiş zamanda olmuş, bitmiş bir olaya karşı sonucu belli olmayan bir tahmin ve olasılık
anlamını verirler. ‘’Can, may, will’’ ile sadece tahmin, ihtimal ve olasılık anlamı verilmez,
yetenek, rica ve istek anlamı da verilebilir.
28
‘‘Would’’ fiilin 1. halini yanına aldığı için Present’lı modal’dır; fakat bu modal geçmişte
olmuş bitmiş bir olay üzerine sonucu belli olmayan ya da sonucu geniş zaman diliminde belli
olacak bir olay üzerine tahmin, ihtimal ve olasılık anlamında kullanıldığında ‘‘-ecekdi’’
şeklinde tercüme edilir. Buradaki ‘‘-ecekdi’’ olayın geçmiş yani Past olduğunu, yanına aldığı V1
ise olayın sonucunun belli olmadığını, belli olacağı zamanın ise geniş bir zaman olduğu
anlamını verir. Yani gramer olarak fiilin 1. halini yanına aldığı için Present, geçmişte olmuş
bitmiş bir olay üzerine tahminde bulunulduğu için de anlam olarak Past (geçmiş) zamanlılardır.
Tüm modal’ların Present yapılı olduğunu söylemiştik. Sadece ‘’could, would ve might’’
geçmişte olmuş, bitmiş bir olay üzerine sonucu belli olmayan ya da geniş zaman dilimi içinde
sonucu belli olacak olan anlamı içerirken anlam olarak Past zamanlı kullanılabilir, gramer
olarak fiilin 1. halini yanlarına aldıkları için Present zamanlıdırlar. Diğer kullanımlarıyla bu üç
modal’da Present zamanlıdır. Modal’larda iki zaman dilimi vardır:
1) Present (geniş): Modal+ V1 (Geniş zamandaki anlık eyleme ait tahmin, ihtimal, rica, istek,
zorundalık vs.)
2) Past (geçmiş): Modal+ have V3 (Geçmiş zamandaki anlık eyleme ait tahmin, ihtimal, rica,
istek, zorundalık vs.)
1) Present (geniş): Modal+ V1 (Geniş zamandaki anlık eyleme ait tahmin, ihtimal, rica, istek,
zorundalık vs.)
Bir modal yanına fiilin 1. halini aldığında Present’lıdır. Modal’ın ifade ettiği anlam geniş
zamandadır. Bu durum sadece ‘‘would’’, ‘‘could’’ ve ‘‘might’’ için geçerli değildir. Bu durumu
yukarıda ifade etmiştik. Would, could ve might fiilin 1. halini yanlarına aldıkları için Present’lı
modal’lardır; fakat bu üç modal geçmişte olmuş bitmiş bir olay üzerine sonucu belli olmayan ya
da sonucu geniş zaman diliminde belli olacak bir olay üzerine tahmin, ihtimal ve olasılık
anlamında kullanıldığında ‘‘-e bildi, -ecekdi’’ şeklinde tercüme edilir. Buradaki ‘‘-e bildi’’
olayın geçmiş yani Past olduğunu, yanına aldıkları V1 ise olayın sonucunun belli olmadığını,
belli olacağı zamanın ise geniş bir zaman olduğu anlamını verir. Yani gramer olarak fiilin 1.
halini yanlarına aldıkları için Present, geçmişte olmuş bitmiş bir olay üzerine tahminde
bulunulduğu için de anlam olarak Past (geçmiş) zamanlılardır.
29
Must, have/has to, may, able to
2) Past (geçmiş): Modal+ have V3 (Geçmiş zamandaki anlık eyleme ait tahmin, ihtimal, rica,
istek, zorundalık vs.)
30
Present: Past:
Yukarıdaki modal’lar bir fiil kökünden türetilen modal görevinde kullanılan yapılardır.
Örnek vermemiz gerekirse ‘’have to’’ modal’ı ‘’sahip olmak’’ anlamındaki ‘’have’’ fiilinden
türetilmiştir. Yine ‘’manage to’’ modal’ı ‘’başarmak’’ anlamındaki ‘’manage’’ fiilinden
türetilmiştir. Geçmişte yapılan; fakat geniş zaman diliminde yapılmayan alışkanlıkları ifade
eden ‘’used to’’ modal’ı ‘’kullanmak’’ anlamına gelen ‘’use’’ fiilinden türetilmiştir. Bu
modal’lar modal değil modal görevinde kullanılan yapılardır; bu yüzden modal’lar gibi ‘’have
V3’’ yapısını alarak past (geçmiş) yapılamazlar. Bu modaların past halleri, present hallerinde
olduğu gibi fiilin 1. hali ile yapılır.
Örnekler:
1) Drivers in vehicles have to wear a seat belt. (Sürücüler araçlarda emniyet kemeri takmak
zorundadır.)
2) The People had to live on very little money. (İnsanlar çok az parayla yaşamak zorundaydı.)
31
3) Britain was able to meet the increasing demand for higher education degrees. (Britanya
yüksek eğitim derecesi için artan talepleri karşılayamazdı.)
5) America is going to become a rural society. (Amerika kırsal bir toplum olacak.)
8) He managed to get out of there really fast. (O hızlı bir şekilde oradan çıkabildi.)
Özne bölgesi: He
Bir modal kendisinden sonra ‘’V1’’ alıyorsa present (geniş zaman), ‘’have/has V3‘’
alıyorsa past (geçmiş zaman)’tır. Yukarıdaki sıralamada modal olmayan modal görevinde
kullanılan bazı modal’ların present hallerinin olmadığı görülmektedir. Yine sıralamada
dikkatimizi çekmesi gereken en önemli unsur modal olmayan, modal görevinde kullanılan
yapıların past (geçmiş) hallerinde fiilin 1. halinin (V1) kullanılmış olmasıdır. Bilindiği üzere
present bir modal past yapılırken ‘’have/has V3‘’ alırdı; fakat bu modal’lar past yapılırken
present hallerindeki gibi fiilin 1. halini (V1) aldılar. Bu nedenle yukarıda sıralanan yapılar birer
modal değil modal görevinde kullanılan yapılardır.
32
1.1.7. Düzenli (regular) ve Düzensiz (irregular) Fiiller
İngilizcede fiiller düzenli (regular) , düzensiz (irregular) olarak ikiye ayrılır. Düzenli
fiillerin ikinci halleri ve üçüncü halleri fiilin kök haline -ed takısı (eki) eklenmesiyle oluşturulur.
Düzensiz fiillerin 2. ve 3. halleri kendi içlerinde herhangi bir kurala tabi olmadan meydana
getirilir. Düzenli fiillerin 2. ve 3. hallerini belirlemek kolaydır, düzensiz fiillerin 2. ve 3. halleri
ezbere dayalı olarak öğretilmeye çalışılır; bir bilgiyi ezberlemek öğrenmek değildir! Düzensiz
fiillerin 2. ve 3. hallerini belirlemek de mantığını öğrendiğimizde kolay olacaktır. Fiilin 1. hali
Present (geniş zaman)’da kullanılır. Fiilin 2. hali Past Tense’de kullanılır. Fiilin 3. Hali Perfect
Tense’de kullanılır ve her zaman fiilin yanında bir ‘‘have’’ ya da ‘‘has’’ şeklinde yardımcı fiil
yer alır. Past Perfect Tense’de ( Past ve Perfect’in bir araya gelmiş şekli’’mış+dı’’) Perfect
olduğu için her zaman fiilin 3. halini yanına alır ve ‘‘had’’ şekli her zaman sabittir.‘‘Had’’
yardımcı fiili öznelerin farklılaşmasına göre değişim göstermez. Bu bilgilerden yola çıkarak
‘’have / has’’ ve ‘’had’’ gördüğümüzde yanındaki fiil her zaman 3. hal olmak zorundadır.
Bunun yanında İngilizce’de 3. hal ‘’passive’’ yapılarda da kullanılır. Özetle, have/has ve had
yardımcı fiilleriyle oluşturulan Tense’lerde ve Passive yapılarda fiilin 3. hali kullanılır.
Unutma!!!
İngilizce’de fiilin 3. hali ‘’Perfect Tenselerde’’ (present perfect (have/has V3), Past
Perfect (had V3), Future Perfect (Will have V3), ‘’modalların past halinde’’ (must have
V3) ve ‘’Passive’’ yapılarda kullanılır.
V1 V2 V3
33
-ed takısı ile ilgili gramer özellikleri:
2) Bir sessiz + bir sesli + bir sessiz harften oluşan kısa fiillerde, sondaki sessiz harf çift yazılır.
4) Sonu bir sessiz harf + y ile bitenlerde -y, -i olur, ondan sonra -ed eklenir.
34
İngilizce’de Kullanılan Düzensiz (irregular) Fiillerin Listesi
35
36
Sıklık Zarfları ve Zaman Referansları: Yüklem bölgesinde tercihen kullanılan bir
diğer yapı da sıklık zarfları ve zaman referanslarıdır. Fiilin yani eylemin oluş sıklığını ve
zamanını belirtmek istediğimizde bu yapılara gereksinim duyarız.
a) Sıklık Zarfları:
always (daima), sometimes (bazen), never (hiç, asla), still (hala), also (ayrıca), very
(çok) vb.
b) Zaman Referansları:
Önemli !!!
Bu üç yapı ( yardımcı fiil, fiil, sıklık zarfları ve zaman referansları) haricinde yüklem
bölgesinde başka bir yapıya rastlayamayız.
37
1.1.8. İngilizce’de Cümlecikler ve Türleri
Özne ve nesne bölgesinin özelliklerinden biri olan cümlecik oluşumu özne ve nesne
bölgesinin sınırları içinde kendi özne bölgesi, tense bölgesi ve nesne bölgesi bulunan
cümleciklerin ortaya çıkmasıyla meydana gelir. İngilizce’de ‘’cümlecik’’ yapıları ‘’cümle’’
yapısı ile aynı özelliği gösterir. ‘’Cümle’’ yapısını ‘’cümlecik’’ haline getiren unsur bir
cümlenin özne ya da nesne bölgesi içinde yer almasıdır.
İngilizce’de ‘’cümlecik’’ yapıları bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde kendi özne
bölgesi, tense bölgesi ve nesne bölgesi olan cümlecik yapısının ortaya çıkmasıyla iki şekilde
oluşturulur:
1) Özne ve nesne bölgelerinde kendi özne bölgesi, tense bölgesi ve nesne bölgesi bulunan
tam cümlecik yapıları ile oluşan cümlecikler:
A) Özne bölgesinde
Most of the energy we consume comes from the sun. (Bizim tükettiğimiz enerjinin
coğu güneşten gelir.
Yukarıdaki cümlede özne bölgesi, kendi öznesi ve tense bölgesi bulunan tam bir
cümleden oluşmaktadır. Oluşan bu cümle yapısı özne bölgesinde bir cümlecik ortaya
çıkarmaktadır.
38
B) Nesne Bölgesinde
They say you can learn a second language very easily. (Onlar, sizin ikinci bir dili çok
kolay bir şekilde öğrenebilirliğinizi söylerler.)
Cümlenin ana nesne bölgesi: you can learn a second language very easily
Yukarıdaki cümlede nesne bölgesi, kendi özne bölgesi, tense bölgesi ve nesne bölgesi
bulunan tam bir cümleden oluşmaktadır. Oluşan bu cümle yapısı nesne bölgesinde bir cümlecik
ortaya çıkarmaktadır.
A) Özne bölgesinde:
Pets which are allowed to run free are not sweet at all. (Özgürce koşmasına izin
verilen evcil hayvanlar hiç de sevimli değildir.)
Cümlenin ana özne bölgesi: Pets which are allowed to run free
Cümleciğin özne bölgesi: Açıklamalı soru bağlaçlarının ‘’-en, -an’’ şeklinde özne
bölgesi yoktur.
39
Yukarıdaki cümlenin özne bölgesi olan ‘’Pets which are allowed to run free’’ de
‘’pets’’ ismini açıklayan açıklamalı soru bağlacı ‘’which’’ den sonra bir tense bölgesi ‘’are
allowed’’ı oluşturmuştur. Bir cümlenin özne ya da nesne bölgesinde oluşan her tense bölgesi
ana cümleye bağlı olarak bir cümlecik meydana getirir.
B) Nesne Bölgesinde
A lot of people think that these advertisements are true. (Pekçok insan bu reklamların
doğru olduğunu düşünür.)
Yukarıdaki cümlenin nesne bölgesi olan ‘’ these advertisements are true.’’ cümleciği
kendi içinde öznesi ‘’these advertisements’’, tense bölgesi ‘’are’’ ve nesnesi ‘’true’’ olan tam
bir cümledir ve ana cümlenin içinde nesne bölgesinde bir cümlecik oluşturur.
Özne bölgesi, fiilde yapılan işin, eylemin kim tarafından yapıldığını belirtmek için
vardır. İşi yapan bazen kişidir (Ahmet, Ayşe), bazen öznenin yerine geçen referans özne
kelimeleridir (He-She-It, I, You, We, They), bazen kişinin dışındaki bir nesnedir ya da bu
nesnenin yerine geçen referans kelimelerdir. Bunların dışında özne, tam bir cümleden (özne-
tense-nesne) de oluşabilir. Yüklem (tense) bölgesinin öncesi özne bölgesi, sonrası nesne
bölgesidir.
Özne bölgesinin diğer bir özelliği de sınırları içinde kendi özne bölgesi, tense bölgesi ve
nesne bölgesi bulunan bir cümlecik yapısını ortaya çıkarabilme durumudur. İngilizce’de
40
‘’cümlecik’’ yapıları ‘’cümle’’ yapısı ile aynı özelliği göstermektedirler. ‘’Cümle’’ yapısını
‘’cümlecik’’ haline getiren özelliği ana bir cümlenin özne ya da nesne bölgesi içinde yer
almasıdır.
Unutma!!!
Self-help groups, groups of people with common problems, are very popular in many
countries. (Kendilerine yardım eden gruplar yani ortak problemli olan insanların grupları
pek çok ülkede çok popülerdir.)
Yukarıdaki cümle yapısında bir isim tamlaması olan özne (Self-help groups) açıklama
cümlesiyle birlikte özne bölgesini oluşturmuştur.
Cümlenin özne bölgesi: Self-help groups, groups of people with common problems
After four days he came to a river. ( O dört gün sonra bir nehre geldi.)
Yukarıdaki cümle yapısında özne olan ‘’he’’ yanında bir zaman belirteci ile özne
bölgesini oluşturmuştur.
Some children in England don’t go to school but they study at home. (İngiltere’deki
bazı çocuklar okula gitmez; ama onlar evde ders çalışır.)
İlk cümlede ‘‘Some children in England’’ öznedir, özne yanına ‘‘some’’ ismini ve yer
belirteci olan ‘‘England’’ kelimesini almıştır. ‘‘But’’ bağlacından sonra gelen ikinci cümlenin
öznesi, birinci cümledeki ‘‘some children’’ kelimesinin referansı olan, bu kelimenin yerine
kullanılan ‘‘they’’ referans öznesidir. ‘‘Some children’’ çoğul bir ifadedir; bu yüzden bu ismi
özne olarak ‘‘they’’ referansı karşılamıştır.
41
1. Cümle
2. Cümle
The research, carried out by Dr. Bruce Campbell of the Dominion Astronomical
Observatory, Victoria, and Dr. Gordon Walker and Dr. Stephenson Yang of the
University of British Columbia, Vancouver, employed a new astronomical measuring
technique called high-resolution spectroscopy. ( …. tarafından gerçekleştirilen araştırma
yüksek çözünürlüklü spectroscopy olarak adlandırılan yeni bir astronomical ölçüm tekniğini
kullandı.)
Bu cümlede özne, birçok isim ve ünvanla birlikte uzun bir yapı arz etmektedir.
Cümlenin özne bölgesi: The research, carried out by Dr. Bruce Campbell of the
Dominion Astronomical Observatory, Victoria, and Dr. Gordon Walker and Dr. Stephenson
Yang of the University of British Columbia, Vancouver
What the new technology can’t yet do, though, is to check that the person Presenting
the card is, in fact, you. ( Ancak bununla birlikte, yeni teknolojinin henüz yapamadığı şey
kartı sunan kişinin gerçekte siz olup olmadığını kontrol etmektir.)
Bu cümlede özne bölgesi tam bir cümle (Özne bölgesi, tense bölgesi ve nesne bölgesi)
olarak verilmiştir.
42
Cümlenin özne bölgesi: What the new technology can’t yet do, though,
Cümlenin nesne bölgesi: to check that the person Presenting the card is, in fact, you
Yüklem (tense) bölgesinin bittiği yerde nesne bölgesi başlar ve nesne bölgesi yüklem
bölgesinde söz konusu edilen eylemi yapan kişi ve nesnelerin kullanıldığı özne bölgesinin
içerdiği kelime ya da cümle yapılarının hepsini içerebilir. Bölgeler arası sınırları çizmemiz
gerekirse, işi yapan kişi ve nesneler birer kelime veya cümleler halinde özne bölgesini
oluştururken, işe dahil olan her türlü isimler, zaman ifadeleri, yer ifadeleri vb. yapıların bir
arada bulunduğu bölge de nesne bölgesini oluşturur. Burada dikkat çekilmesi gereken asıl nokta
yüklem bölgesi (Tense bölgesi) dir, yüklem bölgesinin sınırları kurallarına göre çizildikten
sonra yüklem bölgesinin öncesi özne bölgesi sonrası ise nesne bölgesidir.
Nesne bölgesinin diğer bir özelliği de kendi sınırları içinde özne bölgesi, tense bölgesi
ve nesne bölgesi bulunan bir cümlecik yapısını ortaya çıkarabilmesidir. İngilizce’de
‘’cümlecik’’ yapıları ‘’cümle’’ yapısı ile aynı özellikleri gösterir. ‘’Cümle’’ yapısını
‘’cümlecik’’ haline getiren unsur bir cümlenin özne ya da nesne bölgesi içinde yer almasıdır.
Every year in many developing countries large areas of land that once produced food
become completely unproductive, causing the residents of these areas to suffer. (Her yıl pek
çok gelişen ülkede bir zamanlar yiyecek üreten karaların geniş alanları bu alanlarda
yaşayanların acı çekmesine sebep olarak tamamen verimsiz olur.)
Bu cümleden de fark edileceği gibi yüklem bölgesi (Tense bölgesi)’nden sonraki bölüm
nesne bölgesidir.
Cümlenin özne bölgesi: Every year in many developing countries large areas of land
that once produced food
Cümlenin nesne bölgesi: completely unproductive, causing the residents of these areas
to suffer
Unutma!!!
43
1.3.1. İsim Tamlamaları
Türkçe’de isim tamlamaları en az iki ismin bir araya gelmesi sonucunda oluşur ve çeşitli
(tamlayan ve tamlanan) eklerle belirtilir. İngilizce’de ‘’isim tamlamaları’’nın oluşumu bir
yönüyle Türkçe’dekine oldukça benzerdir. İsim tamlamalarının oluşumunda İngilizce’nin
Türkçe’den farkı tek bir isimle de tamlama kurulabilmesidir. Tükçe’de nasıl ‘’tamlayan’’ ve
‘’tamlanan’’ ekleri var ise İngilizce’de de tamlamaları oluşturan çeşitli ek ve belirteçler
mevcuttur. İngilizce’de isim tamlamaları ‘’a / an / the / of / for’’ gibi preposition, teklik ve
belirlilik belirteçlerinin ön ek olarak kullanılmasıyla meydana getirilir. İç içe ve tek bir isimle
oluşturulan tamlama yapıları her zaman sondan başa okunmalıdır. Bunun nedeni tamlama
belirteçlerinin tamlama yapılarının önünde kullanılmasıdır. İsim tamlamalarının oluşumunda
söz konusu edilen preposition, teklik ve belirlilik belirteçlerinin anlamlarını ve kullanımlarını
açıklamamızda fayda olacaktır:
the: Bir ismin belirli olduğunu gösterir. Anlamsal olarak cümlenin içinde yer almaz.
Bir ismin önünde ‘’a / an / the / of / for’’ yapıları kullanılarak tamlamaları meydana getirilir.
2) İç içe iki isimle oluşturulan tamlamalar: ‘’the end of the century’’ (yüzyılın sonu),
İç içe iki isimle oluşturulan tamlamalar gramer okumasında sondan başa okunur ve
tamlamanın ilk kelimesi ‘’of’’ ve ‘’for’’ preposition’u ile oluşturulur.
44
1.3.2. Referans İfadeler
Bir dilin en önemli unsurlarından biri ‘’referans’’ ifadelerdir. ‘’Referans’’ ifadesi bir
dilde anlam olarak asıl bir kelimenin yerine kullanılan yeni bir kelime demektir. Yani, bir
kelimenin yerine onu karşılayacak şekilde kullandığımız başka bir kelimeye ‘’referans kelime’’
diyebiliriz.
1) What kind of cars will we be driving in the year 2015? Rather different ones from
those that we know today we will be driving. (Biz, 2015 yılında ne tür arabalar sürüyor
olacağız? Günümüzde bildiğimiz olanlardan oldukça farklı olanları sürüyor olacağız.)
Yukarıdaki birinci cümlede kullanılan ‘’cars (arabalar)’’ kelimesi yerine ikinci cümlede
‘’ones ve those (olanlar)’’ kelimeleri referans olarak kullanılmaktadır.
2) Examples of such diseases are malaria, cholera and typhoid. (Bu gibi hastalıkların
örneği sıtma, kolera ve tifo’dur.)
Yukarıdaki cümlenin özne bölgesinde bulunan ‘’such diseases (bu gibi hastalıklar)’’
kelimesi, nesne bölgesindeki ‘’malaria (sıtma), cholera (kolera) ve typhoid (tifo)’’ kelimeleri
yerine referans olarak kullanılmaktadır.
3) Mr. and Mrs. Long had jobs in the city. Both heard strange noises. (Bay ve bayan
Long şehirde işe sahiptiler. Her ikisi tuhaf sesler duydular.)
Yukarıdaki birinci cümlede kullanılan ‘’Mr. and Mrs. Long (bay ve bayan Long)’’
ifadesi yerine ikinci cümlede ‘’both (her iki)’’ kelimesi referans olarak kullanılmaktadır.
Örneklerden yola çıkarak referansların asıl bir kelime ya da ifade yerine kullanıldığını
görmekteyiz. Bu kullanım tek bir cümle içinde olabildiği gibi biten bir cümleden sonra başlayan
yeni bir cümle içinde de olabilmektedir. Kullanılan her referans ifadenin asıl bir kelimesi olmak
zorundadır.
45
1.3.3. Cümlenin Öğelerinde ‘’Vurgu’’ Türleri
Tense bölgesinde vurgu ‘’do/does ve did’’ yapısıyla yapılır. Tense bölgesi sınırı
‘’do/does ve did’’ yapısıyla başlar, sonrasında tense’in türüne ve verilmek istenen anlama göre
fiil kullanılır.
Present Tense (geniş zaman) ve Past Tense (geçmiş zaman) ile oluşturulan cümlelerde
vurgu yapmak amacıyla Present’da ‘’do-does (don’t-doesn’t)’’, Past’ta ‘’did (didn’t)’’ vurgu
yardımcı fiilleri kullanılır.
46
Önemli!!!
İngilizce’de bir cümle anlatım akışı içinde kendisinden önceki cümlede yer alan
anlamla paralel gitmediğinde ya da beklenilen anlamın tam tersi bir anlam ortaya çıktığında
kullanılır.
Önemli!!!
İngilizce’de bir tense bölgesinde birleşik fiil (cut open) ve vurgu (do/does/did) yapıları
haricinde iki fiil bir arada bulunamaz.
Özne bölgesi: He
Most pirates did not live long. (Çoğu korsan uzun zaman yaşamazdı.)
Özne ve nesne bölgesinde vurgu çokluk ifadeleri ve ‘’self (kendi)’’ kelime grubu
aracılığı ile iki şekilde yapılmaktadır:
a) Çokluk kelimelerinin önüne farklı bir çokluk kelimesi getirilerek yapılan vurguda
amaç çokluğun derecesini arttırmaktır.
47
People have to spend much more time in the kitchen. (İnsanlar mutfakta çok daha fazla
zaman harcamak zorundadır.)
Visits are far more comfortable. (Ziyaretler çok daha fazla konforludur.)
Scientists must learn much more things about tropical weather. (Bilim adamlarının
tropikal havalar hakkında çok daha fazla şey öğrenmesi gerekir.)
b) ‘’…self’’ kelime grubuyla yapılan vurguda amaç ‘’…self’’ kelime grubundan önce
gelen ismi ya da cümlenin öznesini vurgulamaktır.
it itself (kendi)
48
Like Earth, Mars turns around itself. (Dünya gibi Mars kendi etrafında döner.)
Mr. Joyce has never been hurt himself. ( Bay Joyce kendisini asla yaralamamış.)
49
Düzensiz isimlerin ‘’daha’’ ve ‘’en’’ anlamları farklı bir şekilde oluşturulur.
İngilizce’de düzensiz olarak ‘’daha’’ ve ‘’en’’ anlamlarını alan beş isim bulunmaktadır:
Superlative (en) yapısından önce ‘’the’’ ya da ‘’her, his, my’’ gibi yapılar kullanılır.
Sayılabilir isimlerin tekil biçimleri ‘’a/an’’, çoğul biçimleri ‘’-s/-es/-ies’’ ekleri ile
yapılır. Yani sayılabilir isimler tekil ise ‘’a/an’’, çoğul ise ‘’-s/-es/-ies’’ eklerini alırlar.
İngilizce’de bir kelimenin kök hali ‘’y’’ harfi ile bitiyorsa ve kendisinden önce sessiz bir
harfe sahipse bu kelime bir ek aldığında ‘’y’’, ‘’i’’ ye dönüşür.
50
study study+ed studied
İngilizce’de bir ismin tekil hali kelimenin başına ‘’a/an’’ eki getirilerek gösterilir. Bir
isim sayılabilir ve tekil ise ‘’a/an’’ takısını alabilir. Genel olarak sessiz harfle başlayan isimler
‘’a’’, sesli harf ile başlayan isimler ‘’an’’ takısı alırlar.
a student an umbrella
a teacher an orange
a table an animal
Bir ismin belirliliğini gösteren yapı ‘’the’’ ön takısıdır. Özel isimler, coğrafi yerler, ulus
isimleri, yayın ve yayım organları, nesneler vb. yapılar ‘’the’’ ön takısı alırlar. Bir isim üç
nedenle ‘’the’’ takısını alabilir.
51
a) Tamlama belirteci olarak kullanılır.
b) Herkes tarafından bilinen kitap, kurum, millet, dil, yer vb. özel isimlerden önce
kullanılır.
c) Cins (aynı türden varlıklar için kullanılan isim) isimler bir cümlede ilk kez
kullanıldığında kendi halleriyle iki ya da daha fazla kullanıldıklarında ‘’the’’ ile belirtilirler.
much (sayılamaz)
many (sayılabilir)
a lot of, alot, lots of, lots, a number of, a great deal, a spate of, a plenty of (pek çok)
too, too much, too many, numerous, extreme, enormously, tremendously (aşırı çok)
52
* ‘’much’’ sayılamaz isimlerden önce, ‘’many’’ sayılabilir isimlerden önce ‘’çok, pek çok’’
anlamıyla kullanılır.
* ‘’more (daha çok), (the) most (en çok)’’ anlamlarıyla ‘’Much ve Many’’nin comparative
(daha) ve superlative (en) kullanımlarıdır.
* ‘’most, more, very, so, over, far, great, plus’’ bir isimden önce kullanılabildiği gibi
‘’çokluk’’ belirten bir ismin önüne gelerek çokluğun derecesini arttırabilir.
* ‘’a lot of, alot, lots of, lots, a load of, loads of, a number of, a great deal, a spate of, a
plenty of’’ ‘’çok, pek çok’’ anlamıyla isimlerden önce kullanılır. ‘’a load of ve loads of’’
daha çok konuşma dilinde görülür.
* ‘’too, too much, too many, numerous, extreme, enormously, tremendously’’ aşırılık
anlamıyla olumlu cümlelerde kullanılır ve cümleyi ‘’aşırı çok’’ anlamıyla olumsuz yapabilir.
few (az)
a few (biraz)
little (az)
a little (biraz)
* ‘’few’’ ve ‘’a few’’ sayılabilir çoğul isimlerden önce ‘’az, biraz’’ anlamıyla kullanılır.
* ‘’little’’ ve ‘’a little’’ sayılamaz isimlerden önce ‘’az, biraz’’ anlamıyla kullanılır.
* ‘’too little, so little, too few, so few’’ isimlerden önce gelerek ‘’çok az, aşırız az’’
anlamında kullanılırlar.
53
other (diğeri)
others (diğerleri)
* Öncelikle yukarıdaki kelimelerin her birinin bir referans ifadenin karşılığı olduğunu
belirtmemiz gerekir. Bilindiği üzere referans kelime asıl bir kelime yerine kullanılan yeni bir
kelime demekti. Referans kelime kullanımı çoğunlukla belirli bir kelime yerine kullanılan yeni
bir kelimeden oluşmaktaydı; fakat bazı referanslar belirsiz kelimelerden de oluşabilmekteydi.
Yukarıdaki kelimeler belirli bir kelime yerine referans olarak kullanılabileceği gibi belirsiz bir
kelime yerine de kullanılabilirler ya da belirli bir bütünü iki ayrı parçaya ayırırken tam olarak
bir belirlilik ifade etmeden de kullanılabilirler. Hatırlarsanız İngilizce’de bir ismin belirli
olduğunu ‘’the’’ takısıyla gösterirdik. Söz konusu edilen bu kelimelerin ‘’the’’ takısı almış
hallerine ‘’belirlilik’’ kavramı etrafında bakmamız gerekir. Yine İngilizce’de bir ismin tekilliği
‘’a/an’’ takısı, çoğulluğu ‘’-s/-es/-ies’’ takısı ile gösterilrmekteydi. O zaman ‘’other, another’’
ve ‘’other, others’’ referans kelimelerine yerine kullanıldıkları kelimelerin tekillik ve
çoğulluklarına göre bakmamız gerekir. Tekil iki isimden bahsettiğimizde birincisine ‘’other’’
ikincisine ‘’another’’ şeklinde referans yapabiliriz. Yine tekil iki isimden bahsedecek olursak
birincisine ‘’one’’ diğerine ‘’another’’ olarak referans yapabiliriz. Hatta örneklerimizi
çoğaltmamız gerekirse tekil üç isme referans yaptığımızı düşünürsek ilkine ‘’one’’, ikincisine
‘’another’’ üçüncüsüne ise ‘’the other’’ diyebiliriz. Biri belirli, diğeri belirsiz tekil iki
nesneden bahsettiğimizde belirsiz olan birincisine ‘’other’’, belirli olan ikincisine ‘’the other’’
olarak referans yapabiliriz. Biri belirli diğeri belirsiz iki çoğul nesneden bahsettiğimizde birinci
belirli çoğul nesneye ‘’the others’’ ikinci belirsiz çoğul nesneye ‘others’’ referansı yapabiliriz.
Diğer bir bakış açısına geçtiğimizde bir bütünü ikiye ayırdığımızı düşünürsek bütünün bir
parçasına ‘’other’’ diğer parçasına ‘’some, several, much, many vb.’’ referanslar da
yapabiliriz.
* ‘’one another, each other’’ (birbiri, birbirleri) kelimeleri iki kişinin karşılıklı olarak
yaptıkları eylemlerde referans ifade olarak kullanılırlar.
54
some (bazı)
half (yarısı)
quarter (çeyreği)
* ‘’all, whole, the whole’’ kelimeleri ‘’tümü, tamamı’’ anlamıyla bir bütünü karşılarlar. ‘’The
whole’’ belirli bir bütünün tamamını karşılarken, ‘’whole’’ belirsiz bir bütünü karşılayan
referans kelime olarak karşımıza çıkmaktadır.
* ‘’nothing, nobody, no one, anybody, anyone, nowhere’’ gibi kelimeler olumlu cümlelerde
kullanıldığında cümlenin anlamını olumsuzlaştırırlar ve anlamları itibariyle belirsiz bir ismin
referansı olarak kullanılırlar.
no longer
any longer
any more
no more
* ‘’no longer, any longer, any more, no more’’ gibi yapılar olumlu cümlelerde kullanıldığında
‘’artık’’ anlamıyla cümleyi olumsuz yaparlar. Bu kelimeler kullanıldıkları cümleyi olumsuz
yapmalarından dolayı çok önemli yapılardır ve kullanıldıkları cümleler gramatikal olarak
olumlu görünürler.
55
any (hiç, herhangi)
none (hiçbiri)
* ‘’never, ever, none, barely, hardly, hardly ever, scarcely, almost no’’, ‘’hemen hemen
hiç, hiç’’ anlamalarıyla olumlu cümleleri olumsuz yaparlar.
* ‘’both ve ‘’either’’, ‘’her iki’’ anlamıyla kendilerinden önce yazılmış olan iki isim yerine
kullanılan referans kelimelerdir.
* ‘’Neither’’, ‘’ikisinden hiçbiri’’ anlamıyla kendisinden önce yazılmış olan iki isim yerine
kullanılan olumsuz bir referanstır.
56
2. Bölüm
2. Bağlaçlar
‘’Bağlaçlar’’ hem gramer olarak hem de anlam olarak bir dilde en önemli yapıları
oluştururlar. Konuyu en basit şekilde açıklamamız gerekirse, bir dil yapısında harfler bir araya
gelerek heceleri, heceler bir araya gelerek kelimeleri oluştururlar. Harflerin ve harflerin bir
araya gelerek oluşturdukları hecelerin dil yapısı içinde anlamı yoktur, sadece görevleri vardır.
Bir dilde hem görevi hem de anlamı olan ilk yapı ‘’kelime’’dir. Bir cümlede isme eklenen
bağlaçları ve prepositionları kullanmadan kelimeleri birbirine bağlamamız olanaksızdır.
Kelimeleri birbirine bağlamadan da bir cümlenin oluşması elbette mümkün olmayacaktır. Bir
cümle yapısı ortaya çıktığında ise diğer cümle yapılarıyla bir araya getirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda da cümleleri bir araya getirecek bağlaçlar ortaya çıkar. Bu bağlaçlar cümleleri bir
araya getirerek diğer cümlelere bağlama işlevini görürler. Cümleler, cümle bağlama bağlaçları
ile bağlandıktan sonra bir pragraf yapısını ortaya çıkarırlar. Birden fazla pragraftan oluşan
yapılar ortaya çıktığı durumda ise paragraf bağlama bağlaçları ile bir paragrafı diğer
paragrafa bağlamamız gerekir. İşte tüm bu gereklilikler bağlaçları, bağladıkları yapıların
(kelime, cümle, paragraf) niteliğine göre farklı kategorilere ayırmamızı zorunlu kılmaktadır. Bu
kategoriler sizlerle ilerleyen bölümde ayrıntısıyla paylaşılacaktır. Kısacası, ‘’Bağlaç nedir?’’
sorusuna vermemiz gereken cevap şudur: ‘’Kelimeler birbirine prepositionlarla (at, on, of, for
vb.) ve isme eklenen bağlaçlarla bağlanarak cümleleri, cümleler birbirine cümleleri bağlayan
bağlaçlarla bağlanarak paragrafları oluşturur. Paragraflar paragrafları bağlayan bağlaçlarla
bağlanarak bir konu üzerine yazılan uzun metinleri ortaya çıkarırlar. Tüm bu görevleri yerine
getiren yapıya ‘’bağlaç’’ denir. O zaman ilerleyen bölümde sizlerle paylaşılacak olan
bağlaçların kategorilerini tahmin etmek çok da zor olmasa gerek. Bağlaçların kategorilerini
kısaca ifade etmemiz gerekirse; bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde anlamını eklendiği isme
vererek diğer isimleri birbirine bağlama görevi gören bağlaçlara ‘’isme eklenen bağlaç’’, bir
cümlenin özne ve nesne bölgesinde isimleri bağlayan ve diğer kullanım şekliyle de cümleleri
bağlayan bağlaçlara ‘’hem isimleri hem de cümleleri bağlayan bağlaç’’, en az iki ayrı cümle
yapısını cümle başında ve ortasında bağlayarak anlamını bağladığı cümlenin tense bölgesindeki
fiile veren bağlaçlara ‘’sadece cümleleri bağlayan bağlaç’’, bitmiş bir cümleyi yeni başlayan
bir cümleye bağlayan ve bitmiş bir paragrafın son cümlesini yeni başlayan bir paragrafın ilk
cümlesine bağlayan bağlaçlara ‘’hem cümleleri hem de paragrafları bağlayan bağlaç’’ denir.
57
2.1. Hem İsimleri Hem de Cümleleri Bağlayan Bağlaçlar
• and (ve)
• or (ya da)
• “,” (virgül)
• ‘’;’’ (noktalı virgül)
• either…or… ( ya… ya da)
• neither…nor… (ne…ne de) (olumsuz)
• both…and…/ and…alike… (hem… hem de)
• not (only)…but (also)… ( (sadece) …değil; fakat (ayrıca)…)
• whether…or… (ister…olsun, ister…olsun.)
1) Pollution is not only a problem for Europe but it is also an serious problem in some
countries. (Kirlilik sadece Avrupa için bir problem değildir; fakat o ayrıca bazı ülkeler içinde
ciddi bir problemdir.)
1. Cümle
2. Cümle
‘’Not (only)…but (also) bağlacı iki özelliğiyle diğer bağlaç yapılarından ayrılmaktadır.
Öncelikle bu bağlacın aslı ‘’not…but..’’dır. ‘’Only (sadece)’’ ve ‘’also (ayrıca)’’ kelimeleri
birer zarftır ve bağlaçla birlikte ‘’sadece’’ ve ‘’ayrıca’’ anlamları verilmek istenildiğinde
kullanılır. Bağlacın diğer bir özelliği de devrik yapıda kullanılmasıdır. Dikkat edildiğinde
görüleceği gibi aynı kategoride kullanılan diğer bağlaçlar (both…and, either...or vb.) iki
cümleyi bağlarken cümlelerin özne bölgelerinden önce yazılırlar. ‘’Not (only)…but (also)
bağlacı’nın ilk kelimesi olan ‘’not (only)’’ yapısı bağladığı cümlenin tense bölgesinde
kullanılırken ‘’but (also)’’ yapısı bağladığı ikinci cümlenin özne bölgesinden önce
gelmektedir.
2) Manchester is famous not only for the production of machinery but as a great trade
centre of England. (Manchester sadece makinelerin üretimi için ünlü değildir; fakat
İngiltere’nin bir büyük ticaret merkezi olarak ünlüdür.)
1. Cümle
2. Cümle
Yukarıdaki cümlede ‘’not (only)…but (also)…’’ bağlacı iki ayrı cümleyi birbirine
bağlayarak cümleleri bağlayan bağlaç görevinde kullanılmaktadır. Yukarıdaki cümlede not
(only)…but (also)…bağlacının bağladığı ikinci cümlenin tense bölgesi ve özne bölgesi yoktur.
İkinci cümlenin özne ve tense bölgeleri, birinci cümlenin özne ve tense bölgesi ile aynı olması
nedeniyle yazılmamıştır. Bu nedenle ikinci cümlenin özne ve tense bölgeleri birinci cümleden
alınır. Not (only)…but (also)… bağlacı cümleleri bağlarken ilk cümlenin fiili not (only)’dan
59
dolayı olumsuz okunur, ikinci cümle farklı bir fiile sahip değilse ilk cümlenin fiili olumlu
okunarak but (also)’a bağlanır.
3) It cleans either the upstairs or downstairs floor surfaces. (O, ya üst kat ya da alt kat
zemin yüzeyini temizler.)
Yukarıdaki cümlenin nesne bölgesinde either yapısından sonra üst kat anlamına gelen
‘’upstairs’’ kelimesi, or yapısından sonra da alt kat anlamına gelen ‘’downstairs’’ kelimesi
kullanılmıştır. Kısacası nesne bölgesinde iki isim ‘’either…or…’’ bağlacıyla bağlanmıştır.
4) Companies employ both doctors and engineers. (Şirketler hem doktorları hem de
mühendisleri çalıştırır.)
Yukarıdaki cümlenin nesne bölgesinde both yapısından sonra doktorlar anlamına gelen
‘’doctors’’ kelimesi, and yapısından sonra da mühendis anlamına gelen ‘’engineers’’ kelimesi
kullanılmıştır. Kısacası nesne bölgesinde iki isim ‘’both…and…’’ bağlacıyla bağlanmıştır.
5) These organisms are neither plant nor animal. (Bu organizmalar ne bitki ne de
hayvandır.)
Yukarıdaki cümlenin nesne bölgesinde neither yapısından sonra bitki anlamına gelen
‘’plant’’ kelimesi, nor yapısından sonra da hayvan anlamına gelen ‘’animal’’ kelimesi
kullanılmıştır. Kısacası nesne bölgesinde iki isim ‘’neither…nor…’’ bağlacıyla bağlanmıştır.
‘’Ne … ne de’’ anlamı ‘’neither…nor’’un kullanımından dolayı olumsuzluk içerir. Dikkat
edildiğinde ‘’neither…nor’’ yapısının ‘’either…or’’ bağlacının olumsuzu olduğu görülecektir.
60
6) Neither Ahmet come to home nor Mehmet calls to me. (Ne Ahmet eve geldi ne de
Mehmet beni aradı.)
1. Cümle
2. Cümle
* And, or, ‘’, (virgül)’’ ‘’; (noktalı virgül)’’ cümleleri bağladıklarında kendi içlerinde
kuralları ile kullanılırlar. Söz konusu edilen bu bağlaçlar en az iki cümleyi birbirine bağlarken
ilk cümle tam bir öğe dizilişine sahiptir (özne-fiil-nesne), ikinci cümlede hangi öğe eksikse ilk
cümleden alınır. Söz konusu edilen bu bağlaçlar bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde isimleri
de birbirine bağlayabilirler.
Bilindiği gibi bağlaçlar anlam itibariyle genel olarak ‘’zıtlık’’ ve ‘’paralellik’’ olmak
üzere iki kategoriye ayrılır. Paralellikte ‘’and ‘’,’’ or’’ bağlaçları cümleleri bağlarken ikinci
cümlede hangi öğe eksikse ilk cümleden alınır. Zıtlıkta ise bu görevi yerine getiren bağlacımız
61
‘’but’’dır. Yani en az iki cümle ‘’but’’ bağlacı ile bağlandığında ikinci cümlede eksik olan
bölgeler (özne, tense, nesne) ilk cümleden alınmalıdır:
1) She heard helicopters, but could not see. (O helikopterleri duydu; fakat göremedi.)
1. Cümle
2. Cümle
2) Young girls have to help their mothers, but the boys don't.
1. Cümle
2. Cümle
62
3) The next morning Juliana looked for pieces of the plane and called for her mother.
(Gelecek sabah, Juliana uçağın parçalarını aradı ve annesine seslendi.)
1. Cümle
2. Cümle
Birinci cümlenin öğeleri özne, fiil ve nesne olmak üzere tam şekilde yazılmıştır; ikinci
cümlede özneler ortak olduğu için cümle fiilden başlamıştır, ikinci cümlede eksik olan özne,
birinci cümleden alınarak okuma yapılmalıdır.
4) Every day I see advertisements in the newspapers and on buses. (Ben her gün
gazetelerde ve otobüslerde reklamlar görürüm.)
Cümlemizde our friends virgül (,) ile our neighbours nesnesine bağlanmış sonrasında
cümle or bağlacı ile a waiter nesnesine bağlanmıştır. Burada üç adet cümle vardır. Bu
cümlelerin öğeleri şu şekildedir.
63
1. cümlenin öğeleri:
Özne bölgesi: we
2. cümlenin öğeleri:
3. cümlenin öğeleri:
İkinci cümle ve üçüncü cümlenin özneleri ve fiilleri birinci cümle ile aynı olduğu için
ikinci ve üçüncü cümlede özne ve fiil yazılmayarak direkt nesne ile başlanmıştır.
Because these organisms are neither plants nor animals, scientists put them in another
kingdom.
Sadece cümleleri bağlayan bağlaçlar kendi içinde en az iki cümleyi bağlayarak gramer
olarak tek cümle, anlam olarak tek yargıyı meydana getirirler. Bu bağlaçlar anlamsal olarak
zıtlık ve paralellik olmak üzere ikiye ayrılırlar. Bir neden ve sonuç cümlesini meydana getiren
bağlaçlar ise parallellik kategorisi içinde neden-sonuç bağlacı olarak isimlendirilirler.
Neden-sonuç bağlaçları, paralellik bağlaçları ile aynıdır, tek farkları neden ve sonuç cümlesi
ile oluşturulmalarıdır. Yine koşul-şart bağlaçları da, neden-sonuç bağlaçları gibi paralellik
bağlaçları içinde yer alır. Zıtlık anlamı veren bağlaçlar (but, although, however vb.) bir olumlu
cümleyi diğer olumsuz cümleye bağlarken, paralellik anlamı veren bağlaçlar (so, because,
nowthat, as vb.) iki olumlu ya da iki olumsuz cümleyi birbirine bağlarlar.
64
Unutma!!!
Zıtlık bağlaçları ile kurulan en az iki cümleden biri olumluysa; diğeri olumsuzdur.
(Olumsuzluk sadece “ haven’t, aren’t, isn’t, wasn’t…” gibi yardımcı fiillerle ve “never, ever,
scarcely, hardly…” gibi olumsuz anlam taşıyan sıklık zarfları ile yapılmaz; olumsuzluk fiilin
anlamıyla da kurulabilir: ‘’Patlamak, yıkılmak, bozulmak vb.’’ Bunun yanı sıra olumsuz anlam
taşıyan iki cümlenin içinde olumsuzluğun derecelendirilmesi ile de zıtlık yapılabilir. Örnek
vermemiz gerekirse, bir cümlede anlatılan ‘’suyun yetersiz olma’’ durumu olumsuz anlam
taşırken, diğer cümlede ‘’suyun hiç olmamasının’’ anlatılması zıtlık anlamı kurabilmek için
yeterlidir; yani iki olumsuz durumun içinde olumsuzluğun derecelendirilmesini içeren iki cümle
de zıtlık içerebilir. Burada dikkat edilmesi gereken suyun yetersiz olması ve suyun olmaması
durumu birer cümle olarak ayrı ayrı kullanıldığında her ikisininde olumsuz bir anlam ortaya
çıkarmasıdır; fakat iki durum aynı cümle yapısında kullanıldığında suyun olmaması, suyun
yetersiz olması karşısında olumsuz, suyun yetersiz olması suyun olmaması durumu karşısında
olumlu bir anlam ortaya çıkarır. Anlamsal olarak aynı mantık olumlu bir cümle için de
geçerlidir. Bir paragrafın konu bütünlüğü içinde kurulan iki cümle zıtlık anlamı ile sadece
cümleleri bağlayan bir bağlaçla bağlanırken olumluluk içinde derecelendirmeyle de zıtlık
yapılabilir. Örnek vermemiz gerekirse ‘’iki kaleme sahip olmak’’ ile ‘’üç kaleme sahip olmak’’
arasında bir zıtlık vardır. İki kaleme sahip olmak, üç kaleme sahip olmanın yanında olumsuzdur.
Bu durumda üç kaleme sahip olmak, iki kaleme sahip olmanın yanında olumlu olacaktır.
Olumsuzluğun ve olumluluğun kendi içinde derecelendirme mantığı ile zıtlık oluşturması bu
şekildedir. İngilizce’de sıklıkla kullanılan zıtlık bağlaçları şunlardır:
65
although
though : ise de
whereas
much as
even if
even Though : - sA bile,
even so
66
2.2.2. Paralellik Bağlaçları:
Paralellik bağlaçları iki olumlu ya da iki olumsuz cümleyi cümle başında ve cümle
ortasında birbirine bağlarlar. Sıklıkla kullanılan paralellik bağlaçları şunlardır:
when
: -dığı zaman
Once
when it come to : - konu - e geldiği zaman
while / as : iken (hem zıtlık hem de paralellik)
before : önce
after : sonra
by the time : itibariyle
until / till :- e kadar
as soon as /upon : -er…-ermez
as if / as though :-mış gibi
as is / as in : -de olduğu gibi
as to / as for : -e gelince
as of : -den itibaren
as (so) far as : -kadarıyla
just as/so : -dığı gibi
if only : keşke
67
2.2.2.1. Neden-Sonuç Bağlaçları
because
since
now that : -dığı için
in that
as
for
so
therefore
thus : - bu yüzden, böylece
thereby
hence
68
2.2.2.2. Koşul-Şart Bağlaçları
Koşul-şart bağlaçları, paralellik bağlaçları içinde yer alırlar ve paralellik bağlaçları gibi
iki olumlu ya da iki olumsuz cümleyi cümle başında ve ortasında birbirine bağlarlar. Koşul-şart
bağlaçlarında tıpkı neden-sonuç bağlaçlarında olduğu gibi (neden ve sonuç cümlesi) bir koşul
cümlesi bir sonuç cümlesine bağlanır. Sıklıkla kullanılan koşul-şart bağlaçları şunlardır:
provided
providing that : -sın diye
on condition
so as to : -cAk şekilde
unless : -medikçe
Unutma!!!
Bazı bağlaçlar hem paralellik hem de zıtlık anlamı verebilirler. Bu nedenle bazı
bağlaçları zıtlık ya da parallellik kategorisinde ezberleme mantığı hatalı olacaktır. Örnek
vermemiz gerekirse; ‘’if (eğer), while (iken), as (iken) vb.’’ bağlaçlar hem zıtlık hem de
paralellik yapabilirler. Bu bağlaçların hangi kategoride (zıtlık, paralellik) kullanılacağını
cümlenin anlamı belirler.
69
2.3. Hem Cümleleri Hem de Paragrafları Bağlayan Bağlaçlar
1) Sadece cümleleri bağlayan bağlaçlardan (so, therefore, thus, however, but) sonra ‘’,’’ (virgül)
getirilerek.
3) Zarflar ile.
* Bir isme ‘’ly’’eki eklemek o ismi zarf haline getirmektir. ‘’ly’’ isme ‘’bir şekilde, -olarak
anlamı katar. ‘’similarly, actually, also, only vb.’’
70
2.3.1. Zıtlık Bağlaçları
on the contrary
in contrast
contrast
: -zıddına / aksine
otherwise
conversely
or else
in brief
: kısacası
in short
after all
:her şeyden öte
above all
suppose (that)
asume : farzedelim ki (varsayalım ki)
for the sake of
71
moreover
what is more
furtermore : dahası , bunlardan başka, bunlara ilaveten
furter
also
besides
in addition
as attachment
in fact
indeed : gerçekte
actually
meanwhile
in the meantime
in the interim
likewise
alike
same
72
that is
: yani
namely
apart from
except for
excluding
aside from
exclusion from
for example
for instance
consequently
consequence
conclude
as a result
eventually
ultimately
aftermath
: … sonra/ bunlardan sonra
afterward
73
there is no question
: söylemeye gerek yok
needless to say
at time
sametimes
so
therefore
: bu yüzden
thus
hence
as a result
as a consequence
consequently
ultimately
hereby
as a conclusion
to conclude
74
in this way
: bu yolla
in that way
in brief : kısacası
Dördüncü yani sonuncu bağlaç kategorimiz olan isme anlamını ekleyen bağlaçlar bir
cümlenin özne ve nesne bölgesinde isimden önce kullanılarak kendilerinden sonraki isme
anlamlarını verirler. İngilizce’de bir isim aynı Türkçe’deki gibi özne ve nesne bölgesinde
kullanılır; bu nedenle bu bağlaçlar bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde kullanılarak
kendilerinden sonraki isme anlamını ekleyerek zıtlık ve paralellik (neden-sonuç) oluştururlar.
Bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde isim yapısının dışında fiilimsi ve mastar to’lu yapılar da
kullanılabilir. Bu durumda isme anlamını ekleyen bağlaçlar bir fiilimsiye ya da mastar to’lu
yapıya da anlamını ekleyebilirler. Sıklıkla kullanılan isme ekleyen bağlaçlar kategorilerine göre
şu şekildedir:
in spite of
despite of : - e rağmen
notwithstanding
contrary to
nevertheless
nonetheless : …yine de
anyway
irrespective of
75
rather than : -den ziyade
otherwise
unlike (zıddına)
thanks to
: sayesinde
but for
besides
:-nın yanında
as well as
in place of
: -nın yerine
instead of
substitute for
76
in terms of
in view of
: bakımından
as regard
with regard to
in the way of
in reference to
with reference to
in connection with
associative with
relevant to
relate to
: - e ilişkin, ile ilgili
deal with
interest in
concerned
attachment
relate to
with which
with respect to
77
accordingly
alike
similarly
except for
: -nın dışında, -den başka
exclusive of
including
included
inclusive
involve
involving
involved
interior
to some extent
somewhat
in response to
: -e cevap, - e karşılık olarak
in exchange for
never before
(than) : (-den) hiç olmadığı kadar
ever before
78
give rise to : -e sebep olmak, -e yol açmak
inasmuchas : mademki
on behalf of : adına
in addition to : -e ek olarak
by means of : yoluyla
at least : en azından
79
2.4.2.1. Neden-Sonuç Bağlaçları
because of
due to
on account of
in view of
80
2.4.3. Soru Kelimeleriyle Oluşturulan Bağlaçlar
whichever : herhangi
1) Because of these similarities, astronomers were quite sure that there was life on
Mars. (Bu benzerliklerden dolayı astronomlar Mars üzerinde yaşamın var olduğundan oldukça
emindi.)
Cümlenin nesne bölgesi: quite sure that there was life on Mars
81
2) House had a strong framework of iron and steel instead of walls of stone to support it.
(Ev, onu destekleyen taş duvarların yerine demir ve çeliğin güçlü bir iskeletine sahipti.)
Cümlenin nesne bölgesi: a strong framework of iron and steel instead of walls of stone
to support it
3) Accidents happen despite all precautions. (Kazalar tüm önlemlere rağmen olur.)
Örneklerden de görülebileceği gibi isme anlamını ekleyen bağlaçlar bir cümlenin özne
ve nesne bölgesinde isimden önce gelerek anlamlarını kendilerinden sonraki isme verirler. İsme
anlamını ekleyen bağlaçlar zıtlık ve paralellik (neden-sonuç) oluşturabilirler.
Türkçe’de sadece ‘’de/da’’ şeklinde yazılan ‘’dahi, dahil’’ anlamlarını belirten ‘’de/da’’
bağlacı İngilizce’de üç farklı kelime ile cümleden ayrılarak iki noktalama işareti arasında
gösterilir. Bu bağlaçlar çoğunlukla cümle sonunda kullanılırlar.
82
İngilizce’deki ‘’dahi, dahil’’ anlamındaki ‘’de/da’’ bağlaçları
1) , too,
2) , either,
3) , as well,
Kullanımları
Cümle başında:
Cümle ortasında:
Cümle Sonunda:
* ‘’Dahi, dahil’’ anlamında isme eklenen bağlaç olarak kullanılan ‘’too, either, as well’’
yapılarının farklı kullanımları da bulunmaktadır. Bu kullanımları hatırlatmamızda fayda
olacaktır.
Too:
1) ‘’-de/-da’’ bağlacı
2) ‘’aşırı, çok fazla’’ (Bir miktar kelimesi olarak aşırılık ifade ettiğinde cümlenin anlamında
olumsuz bir unsur olarak kullanılabilir.)
83
Either:
1) ‘’-de/-da’’ bağlacı
3) ‘’her iki’’ (Referans bir kelime olarak iki ismin yerine kullanılan çoğul bir referanstır.)
As well:
1) ‘’ -de/-da’’ bağlacı
2) ‘’…kadar iyi’’ (Her ne kadar ‘’as well’’ bu kullanımıyla kalıp bir ifade olarak görülse de
aslında isme eklenen ‘’as (olarak, gibi, kadar)’’ bağlacı ile, ‘’well (iyi)’’ isminin bir araya
gelmiş şeklidir.
İngilizce’de bir kelime (isim ya da fiil) yapısı iki şekilde açıklanır. Birincisi, ‘’iki
noktalama işareti arasında yapılan açıklamalar’’dır. Bu açıklama türü bir kelimenin özelliği
hakkında cümle ya da cümlecikler, isim ya da isim tamlamaları ve çeşitli referans kelimeler
aracılığı ile bilgi vermeyi esas alır. Bu tür açıklamalara cümlenin anlamı doğrultusu içinde
‘’olan’’ kelimesi eklenir. İki noktalama işareti arasında yapılan bu tür açıklamalarda çoğunlukla
iki tire, iki virgül ve iki parantez içi kullanılır. Konuyu örneklerle daha anlaşılır kılmamız
gerekirse;
At the beginning of the 20th century - in 1909 - the American engineer Henry Ford
found a way to make cheaper cars. (Yirminci yüzyılın başlangıcında -1909 yılı içinde (olan)-
Amerika’lı mühendis Henry Ford daha ucuz arabalar yapmanın bir yolunu buldu.)
Cümlenin özne bölgesi: At the beginning of the 20th century - in 1909 - the American
engineer Henry Ford
84
Yukarıdaki cümlede ‘’At the beginning of the 20th century (Yirminci yüzyılın
başlangıcında’’) şeklindeki zaman referansı iki noktalama işareti arasında ‘’- in 1909-‘’ zaman
ifadesi ile açıklanmıştır. ‘’- in 1909 –‘’ şeklindeki zaman ifadesine anlamsal bütünlük nedeniyle
‘’olan’’ kelimesini eklememiz gerekir.
it can carry a large amount of fuel (approximately 1489 gallons). (O, yakıtın bir büyük
miktarını (yaklaşık olarak 1489 gallon (olan) taşıyabilir.)
Yukarıdaki cümlede ‘’a large amount of fuel (yakıtın bir büyük miktarı)’’ şeklindeki
isim tamlaması iki noktalama işareti arasında ‘’(approximately 1489 gallons)’’ miktar ifadesi
ile açıklanmıştır. ‘’(approximately 1489 gallons)’’ miktar ifadesine anlamsal bütünlük
nedeniyle ‘’olan’’ kelimesini eklememiz gerekir.
İkinci açıklama türü ‘’açıklamalı soru bağlaçları (that, which, who, why, how, vb.)’’ ile
yapılan cümlecik yapılarıdır. Açıklamalı soru bağlaçları bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde
kullanılır. Bu nedenle her açıklamalı soru bağlacı bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde bir
cümlecik oluşturur. İngilizcede cümlecik, bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde ayrı bir tense
bölgesi oluşması nedeniyle ortaya çıkar. Açıklamalı soru bağlaçları ‘’-dığı, -an/-en’’ anlamları
ve şekilleri ile oluşturulurken bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde cümle özelliği gösteren
cümlecik yapılarını ortaya çıkarırlar.
who (kim)
(Bir isme ait olan diğer bir ismi açıklar, bu nedenle yanında bir isimle birlikte kullanılır.)
85
which (-An, -dığı)
when (-dığı zaman) (Kendisinden sonra her zaman tam (özne+tense+nesne) bir cümle gelir; bu
nedenle -en, -an şekli yoktur.
how (nasıl)
Açıklamalı soru bağlaçları İngilizce’de çok önemlidir. Öncelikle her bağlaç bir fiil ister,
bağlaç varsa o bağlacın ait olduğu bir fiil yani cümle yapısı olmak zorundadır. Eğer bir soru
kelimesinin sonunda soru işareti varsa bu kelime açıklamalı soru bağlacı değil, standart bir
sorudur. (Bir cümleyi soru yapan unsur soru kelimesi (what, which, who vb.) değil yardımcı
fiilin özneden önce kullanılmasıdır.)
Yukarıdaki açıklamalı soru bağlaçlarının hepsi bir ismi ya da bir fiili açıklar ve bu
bağlaçların hemen yanında bir fiil varsa anlamları ‘‘en-an’’dır. Bu bağlaçların yanında tam bir
cümle (özne+fiil+nesne) varsa anlamları ‘‘-dığı’’ dır. Bu bağlaçlar cümlede gelişi güzel yer
almazlar. Bir insanı ‘‘who’’ açıklar, insana ait olan herhangi bir unsuru whose (+isim), bir
insanın özelliğini ya da herhangi bir ismin, aletin, cihazın özelliğini ‘‘that’’ ve ‘‘which’’
açıklar. Bir zaman kelimesini ‘‘when’’ açıklar, unutulmamalıdır ki ‘‘when’’in anlamı her
zaman ‘‘-dığı zaman’’dır. ‘‘when’’ bir zaman kelimesini açıklamadığında da cümlede
bulunabilir; çünkü her cümlede bir Tense, fiil ve her fiilin de bir zamanı vardır. Bu kullanımıyla
‘‘when’’ cümlenin tense bölgesindeki fiilin zamanını açıklar. Bu kullanım şekliyle cümleleri
bağlayan bağlaç kategorisindedir ve en az iki cümleyi birbirine bağlar. Bir coğrafi yeri
‘‘where’’ açıklar, bir olayın nasıl olduğunu ‘‘how’’ açıklar, bir olayın sebebini, nedenini
‘‘why’’ açıklar. ‘‘which’’ sadece isimleri açıklar, ‘‘which’’ başlığı altında verilen diğer
‘‘which’’li bağlaçların (by which, in which, during which, of which) hepsinin bir ismi farklı
86
bir yönde açıklama anlamı vardır. ‘‘by which ’’ bir ismin vasıtasıyla yapılan bir işi, ‘‘in
which’’ bir bütünün parçasını (bu bütün coğrafi bir yer de olabilir, bir kitabın herhangi bir
bölümü de olabilir), ‘‘during which’’ bir ismin süresi ile ilgi bir ayrıntıyı, ‘‘of which’’
kendinden önceki çoğul bir ismi (a few (birkaç), both (her iki), 2600) açıklar. ‘‘which’’ ve
‘‘prep+ which (by which, in which, during which, of which)’’ bağlaçları sadece isimleri, diğer
bağlaçlar ise hem isimleri hem de fiilleri açıklar.
Örnekler:
1) Sometimes people who live on a high floor look out on a sunny sky while those on
the downstairs floors can watch the rain from their windows.
1. Cümle
2. Cümle
2) Most often the reason for this is that the mother can't understand or doesn't notice the
cues and signals of the baby, whose brain is programmed to absorb language rapidly.
‘‘Whose’’, baby (bebek) ismini bebeğe ait olan ‘‘brain (beyin)’’ ismini yanına alarak
açıklamıştır. ‘‘who’’ insanı, kişiyi açıklar, ‘‘whose’’ insana, kişiye ait olanı açıklar; bu yüzden
‘‘whose’’ yanına bir noun (isim) alır. ‘‘whose’’ un anlamı ‘‘onun’’dur, yanındaki ismin
anlamını da içine alarak yanında fiil olduğu için ‘‘Onun beyni -en,-an şeklinde fiiline bağlanır.
87
Son şekli ‘‘onun beyni programlanan’’ olur. Bir soru bağlacının yanında fiil varsa bu soru
bağlacı ‘‘-en,-an’’ olarak kendisinden sonraki cümleciğin fiiline bağlanır.
4) In 1985 a survey was carried out on over four thousand children throughout England
and Wales to try and find out how well they were fed.
Bu cümlede ‘‘how’’, ‘‘find out (ortaya çıkarmak, çözmek)’’ filini açıklıyor. ‘‘How’’dan
sonra tam bir cümle geldiği için ‘‘were (oldu)’’ filine ‘‘-dığı’’anlamı’’ ile bağlanır. ‘‘how’’ın
‘‘nasıl’’ anlamı da devreye girerek: ‘‘nasıl iyi beslendiğini ortaya çıkarmayı…’’
5) Then the water can be piped or channelled to dry areas where it is needed for
irrigation.
‘‘Where’’, ‘‘dry areas (kurak yerler) ismini açıklamıştır. ‘‘where’’ den sonra tam bir
cümle geldiği için ‘‘-dığı’’ anlamı ‘‘need (ihtiyaç duymak) fiiline bağlanmıştır: ‘‘Sulamanın
ihtiyaç duyulduğu kurak yerler…’’
6) Another reason why people choose to live in rural areas is probably the growth of
colleges and universities in areas outside the cities.
‘‘Why’’ ‘‘reason (sebep, neden) ismini açıklamıştır. ‘‘why’’dan sonra tam bir cümle
geldiği için ‘‘-dığı’’anlamına ‘‘why’’ın anlamı olan ‘‘sebep, neden’’ anlamını da ekleyerek
‘‘choose (seçmek)’’ anlamına bağlanmıştır: ‘‘bir diğer sebep niçin insanların yaşamayı
seçtiği…’’
‘‘When’’ bağlacının iki kullanımı vardır: Birincisi ‘‘when’’ kendisinden önce gelen bir
zaman referansı (now, nowadays, next year, in 1940 vb.)’nı açıklar. İkinci kullanımı ise
cümlede bir zaman referansı olmadan yer almasıdır, aslında burada cümlede yazılmayan bir
zaman vardır; unutulmamalıdır ki her cümlede bir fiil ve bu fiille kullanılan bir Tense (zaman)
88
bulunmak zorundadır. ‘‘when’’ bu durumda cümlenin fiilinde var olan zamanı açıklar ve sadece
cümleleri bağlayan bağlaç kategorisinde kullanılarak en az iki cümleyi birbirine bağlar. Her iki
kullanımda da ‘‘when’’in anlamı ‘‘-dığı zaman’’dır. Çünkü ‘‘when’’den sonra her zaman tam
bir cümle gelir, ‘‘when’’in ‘‘-en,-an’’ şekli yoktur; çünkü ‘‘when’’den hemen sonra ‘‘fiil’’
gelemez. ‘‘when’’in ‘‘-dığı zaman’’ anlamı fiiline eklenerek okuma yapılır: ‘‘Biz evcil hayvan
yiyeceklerine baktığımız zaman bu açık olarak görülebilir.
8) A recent survey in the United States showed that the average family there spent more
money on its pets than on its children.
Unutma!!!
9) Pets which are allowed to run free are not sweet at all.
‘‘Which’’, pets (evcil hayvanlar) ismini açıklamıştır. ‘‘Which’’den sonra fiil geldiği için
‘‘-en, -an’’ anlamı, ‘‘allow (izin vermek) fiiline bağlanmıştır: Özgürce koşmasına izin verilen
evcil hayvanlar hiç de sevimli değildir.
Unutma!!!
Tüm açıklamalı soru bağlaçları ‘‘that’’ de dahil olmak üzere hem fiilleri hem de
isimleri açıklar; ‘‘which’’ve prep+which (by which, in which, during which, of which) ise
sadece isimleri açıklar!
10) Today there are 16,000 cash machines in Britain, 2,600 of which have been
installed in the last year and in the United States there are 80,000.
‘‘Of which’’ kendisinden önce gelen birden fazla olan bir çokluğu (2600, both (her iki),
a few (birkaç) açıklar, ‘‘of which’’e ‘‘onların’’ anlamını vererek yanındaki çokluk kelimesinin
anlamı ile birlikte fiiline (install (kurulmak) bağlarız: ‘‘Onların 2600’ü –en,-an/-dığı’’ burada
‘‘of which’’den sonra fiil geldiği için ‘‘onların 2600’ü kurulan…’’
89
11) What, then, can we all do? Here are five rules by which we might all live.
‘‘By which’’in anlamı ‘‘- o vasıtayla ...-dığı / en-an’’, bu cümlede ‘‘by which’’ rules
(kurallar) ismini açıklamıştır. ‘‘by which’’ den sonra tam bir cümle geldiği için anlam:
…vasıtasıyla bizim tümümüzün yaşayabildiği beş kural vardır.)
12) A few years later, a New York shopgirl wrote a book called Jimmy Dean Returns,
in which she wrote that she was communicating with Dean from the other world.
Unutma!!!
‘‘İn which’’ bağlacının özel bir durumu vardır, ‘‘in which’’ bağlacı bir bütünün parçasını
açıklar, cümlede ‘‘in which’’ bağlacınının hemen öncesinde söz konusu edilen bütün isim
olarak yazılır, bu bütünün dikkat çekmek istediği parçasını ise ‘‘in which’’i kullanarak
sonrasında açıklar. Bu bütün bir coğrafi bir yer olursa ‘‘in which’’ yerine ‘‘where’’ de
kullanılabilir. Coğrafi bir yerin dışında ‘‘in which’’ yerine ‘‘where’’ kullanılamaz! Özetlemek
gerekirse önce bütün arz eden kelime yazılır, hemen sonrasında ‘’in which’’ yazılır ve ‘’in
which’’ten sonra gelen cümlecikle bütünün parçası açıklanır, kuralına göre fiiline –en/an, -
dığı şeklinde bağlanır. Yukarıdaki cümlede ‘‘in which’’ den önce bahsedilen bütün ‘‘a book
(bir kitap)’’dır. Kitabın içinde Jimmy Dean ile diğer dünyadan iletişim kurulduğunu anlatan
bir bölümü ‘‘in which’’ ile açıklamıştır: ‘‘Onun Dean ile diğer dünyadan iletişim kuruyor
olduğunu yazdığı….’’
90
3. Bölüm
3. Fiilimsiler
3.1. Başı Boş Gezen ‘’-ing ve -ed’’ Eki (ne fiil ne isim; hem fiil hem isim)
Fiilimsi yapılarının belirgin özelliklerinden biri Tense bölgesi dışında (özne ve nesne
bölgesi) kullanılmalarıdır. Bilindiği gibi ‘‘-ing’’ takısı (eki) Continuous Tense’e ait bir
yapıdır, ‘‘-ed’’ takısı ise düzenli bir fiilin 2. ve 3. halinde kullanılır, yani -ed takısı (eki) almış
bir fiil ya Past Tense (V2) ya da Perfect Tense (have-has V3)’dir. Tense (zaman)’lerin
cümlenin öğeleri içinde kullanım yerleri sabittir. Tense’in bir bölgesi vardır, Tense’e ait
unsurlar sadece Tense bölgesi içinde kullanılabilir. Adı üzerinde Tense bölgesi dışında (özne
ve nesne bölgesinde) başı boş bulunan bir kelime ‘‘-ing ve -ed’’ takısı (eki) almış ise bu
kelime fiilimsidir ve bu kelimenin aldığı ‘‘-ing ve -ed’’ takısı belirli fiilimsi eklerini (-mA, -
mAk, -An, -Arak, -mAsı, -mAya, -cAk, -IcI,- mIş) kelimenin anlamına göre kelimenin
kendisine ekleyecektir.
Fiilimsilerin diğer belirgin özelliklerinden biri de kullanılma amaçları ile ilgilidir. Bir
cümlede fiil olmayan ama fiile yakın bir anlama sahip olan, isim olmayan ama isme yakın bir
anlama sahip olan bir yapıya ihtiyaç duyulursa fiilimsiler devreye girecektir. İngilizce’de ki
fiilimsi ekleri olan -ing ve -ed takıları (ekleri) Türkçe’de ki fiilimsi eklerinin anlamlarını
alarak (-mA, -mAk, -An, -Arak, -mAsı, -mAya, -cAk) fiile bağlanmak suretiyle oluşturulur;
yani Türkçe’de ki ‘‘çalışan’’ kelimesi İngilizce’de ‘‘working’’, Türkçe’de ki ‘‘gelişmiş’’
kelimesi İngilizce’de ‘‘developed’’ fiilimsileriyle ifade edilir. Kısacası İngilizce’de fiilimsi
ekleri olan ‘‘-ing ve -ed’’ ekleri Türkçe’de (-mA, -mAk, -An, -Arak, -mAsı, -mAya, -cAk, -
IcI, mIş) eklerinin karşılığıdır. Bu eklerin hangisinin eklendiği kelimeye geleceğini ise
kelimenin anlamı belirler.
Bir cümlede Tense bölgesi dışında (özne ve nesne bölgesi) fiilimsiye ihtiyaç
duyulduğunda ortaya çıkan fiilimsinin isim ve fiil özelliklerini gösterebileceğidir. Kısacası fiil
olmayan fiile yakın kullanılan bir fiilimsi, fiil özelliklerini taşıyabilir. Örneğin sadece fiillerle
kullanılan fiilin anlamını fiil köküne bağlı olarak çekim eki mantığıyla çeken (geliştiren),
yapım eki mantığıyla da tamamen değiştiren prepositions’lar (in, on, at, of, for vb.) fiile yakın
kullanılan fiilimsilerde yer alabilir. İsim gibi kullanılan ama isim olmayan fiilimsiler de ismin
özelliklerini taşıyabilir. Örneğin’’a, an, the, of, for’’ prepositionları sadece isimlere gelir ve bu
fiilimsilerde isme yakın kullanıldıklarında bu prepositionları alabilirler, isimleri çoğul yapan
91
ekler olan ‘‘–s,-es, -ies’’ ekleri de isim gibi kullanılan fiilimsilere gelebilir. Her iki özellikte
de bir fiilimsi fiilin özelliklerini alarak fiile yakın, ismin özelliklerini alarak isme yakın görevi
yerine getirebilir.
Önemli!!!
Örnekler:
1) This was the beginning of the sciences of Bacteriology and Protozoology. (Bu
Bacteriology ve Protozoology biliminin başlangıcı idi.)
92
Bu cümlede ‘‘the beginning’’ fiilimsisi kullanılmıştır. ‘‘-ing’’ takısı ‘‘begin
(başlamak) fiilini isme yakınlaştırmıştır. ‘‘-ing’’ takısı ‘‘begin’’ fiiline ‘‘-ıcı, -ici’’ anlamı
katmıştır. Kelime artık isme yakın kullanıldığından isimlere gelen ‘‘the’’ takısını da almıştır.
2) Many protists are single-celled organisms. (Çoğu protists’ler tek hücreli olan
organizmalardır.)
Bu cümlede ‘‘cell (hücre)’’ ismine ‘‘-ed’’ takısı gelerek ‘‘cell’’ ismini fiile yakın bir
şekilde kullanmamızı sağlamıştır.
3) These wheels make skating very easy. (Bu tekerlekler kaymayı çok kolay yapar.)
Bu cümlede ‘‘skate (kaymak)’’ fiiline ‘‘-ing’’ takısı gelerek fiili isme yakın
kullanmamızı sağlamıştır. ‘‘-ing’’ takısının anlamı ise ‘‘-me,-ma ya da -meyi –mayı’’dır.
93
3.2. To’nun Kullanımları
1) İngilizce’de iki fiil ‘‘to’’ almadan birleşik fiiller haricinde yan yana gelemez.
İngilizce’de birleşik fiiller tıpkı Türkçe’de ki gibidir: ‘‘yazıver’’, ‘‘koşuver’’ vb. İngilizce’de
birleşik fiil yapıları çeşitlidir: open break (kırıp açmak), cut open (kesip açmak) vb.
İngilizce’de kullanılan birleşik fiiller genel anlamlarıyla birbiri ile bir mantık çerçevesinde
kullanılır; bu yüzden bu birleşik fiilleri tespit etmek ve anlamak kolaydır. İngilizce de birleşik
fiil olmayan iki fiil mastar to’su almadan bir araya gelemez. Mastar ‘‘to’’su İngilizce’de
fiillerle birlikte kullanıldığında fiilimsilerin ek anlamlarını kullanıldıkları fiillerin anlamlarına
göre alırlar. Bu anlamlar genel olarak: ‘’-mA, -mAk, -An, -Arak, -mAsı, -mAya, -cAk, -IcI,
mIş’’ dır. Dikkat edildiğinde bu eklerin fiilimsi ekleriyle aynı olduğu görülecektir.
a) Fiil – to - fiil
b) to - fiil
They expect to find some form of life there in the Future. ( Onlar gelecekte yaşamın belirli
şekillerini orada bulmayı umarlar.)
Cümlenin nesne bölgesi: to find some form of life there in the Future
Bu cümlede mastar ‘‘to’’su iki fiil arasında kullanılarak iki fiili bağlamıştır: Expect to
find (expect (ummak, beklemek) cümlenin ana fiildir; diğer fiil (find) ise cümlenin anlamını
genişletmek için nesne bölgesinde kullanılmıştır. Bu kullanımda ‘’expect’’ fiili ile Tense
bölgesi bitmiş; ‘’to’’ ve ‘’find’’ fiili ile nesne bölgesi başlamıştır.
94
It is hot enough to heat. ( O ısıtmak için yeterli derecede sıcaktır.)
Bu cümlede mastar ‘‘to’’su to+heat (ısıtmak) şeklinde gelmiştir. Bu cümlenin ana fiili
‘‘is’’dir. ‘’am-is-are’’, Present Tense’de durum cümlelerinde kullanılır. Bu cümlede hareket
olmadığından bir durum olduğundan cümleye hareket, eylem kazandırmak için ‘‘heat
(ısıtmak) fiili mastar ‘‘to’’su ile cümleye eklenmiştir. Bu Cümlenin Tense bölgesi ‘’is’’
yardımcı fiiliyle bitmiş, ‘’to’’ ve ‘’heat’’ fiili ile nesne bölgesi başlamıştır.
2) Bir preposition (in, on, of, for, at, to vb.) bir fiilin yanında kullanıldığında ya yapım
eki ya da çekim eki görevi görür. Bilindiği gibi çekim ekleri Türkçe’de isimlere gelerek
yönelme (-e,-a), ayrılma (-den,-dan) , bulunma (-de,-da) gibi anlamlar katarlar. Çekim
eklerinin kattığı bu anlam kelimenin anlamını çeşitlendirir, değiştirmez! Yapım ekleri
Türkçe’de isimden isim, isimden fiil, fiilden isim ve fiilden fiil yaparlar. Yapım eklerinin
kattığı anlam kelimenin anlamını değiştirir, çeşitlendirmez! Yapım ekleri genel mantık olarak
eklendikleri isimlerin ya da fiillerin kök anlamına bağlı olarak farklı bir anlama kavuşmasına
yardımcı olurlar. İngilizce’de de aynı mantık geçerlidir, preposition’lar bir fiile eklenerek ya
fiilin anlamını kök anlamına bağlı olarak çekim eki mantığı ile çok az bir değişiklik ile
çeşitlendirirler ya da fiilin anlamını yapım eki mantığı ile tamamen değiştirirler. İngilizce’de
‘’to’’ ve diğer preposition’lar cümlede bu görev ile kullanılırlar.
95
4. Bölüm
Türkçe’de fiilde çatı konu başlığı içinde etken (active), edilgen (passive) ve ettirgen
(causative) yapılar yer almaktadır. Bu yapılar Türkçe’de yüklem bölgesi içinde kullanılır.
Etken, edilgen ve ettirgen yapılar her ne kadar yüklem bölgesi içinde kullanılsa da özne
(yüklem bölgesindeki fiilde belirtilen eylemi yapan kişi ya da unsur) bölgesi ile sıkı bir ilişki
içindedirler. Fiil demek eylem, hareket demektir. Eylemi öznenin kendisi yapıyorsa bu cümle
etken (active) dir. Eylemi öznenin kendisi değil de başkası yapıyorsa, özne eylemi yapan
değil yapılan eylemden etkilenen unsursa bu cümle edilgen (passive) dir. Eylemi özne
başkasına yaptırtıyorsa bu cümle ettirgen (causative) dir. Özet olarak özne eylemi yapıyorsa
‘‘active’’, eylemi özne değil başkası yapıyorsa ‘‘passive’’, eylemi özne başkasına
yaptırtıyorsa ‘‘causative’’ yapı söz konusudur. Şimdi 3’er kuralla ‘‘passive’’ ve ‘‘causative’’
yapılara göz atalım.
Passive demek:
Unutma!!!
İngilizce’de fiilin 3. hali ‘’Perfect Tenselerde’’ (present perfect (have/has V3), Past
Perfect (had V3), Future Perfect (Will have V3), ‘’modalların past halinde’’ (must have V3)
ve ‘’Passive’’ yapılarda kullanılır.
Unutma!!!
96
Önemli !!!
Passive yapının yani passive’e ait olan V3 yapısının tercümesi ‘‘-nıl’’ekidir. Gramer
okumasında İngilizce’deki passive yapı Türkçe’ye tercüme edilirken fiil’e ‘‘-nıl’’ ekinin
eklenmesinde bazı durumlarda problem çıkmaktadır. Aşağıdaki ilk örnekte Perfect Tense’li
fiil passive yapılırken have been cut (-nıl+mış; kes-nil-miş) diyemeyeceğimizden dolayı
‘‘kesilmiş’’diyerek sanki passsive yokmuş sadece Perfect Tense (-mIş) varmış gibi okuduk.
Passive yapının ‘‘nıl’’ tercümesi fiilin tercümesine uyduğunda eklenir, uymadığında ise ‘’-
nıl’’ eklenmeden okuma yapılır; bu durum ‘‘-nıl’’ tercümesinin olmadığı anlamına gelmez,
kullanılamadığı yani fiile eklenemediği anlamına gelir.
İngilizce’de bazı Tense’lerin passive hali yoktur; bazılarının ise var olmasına rağmen
kullanımı yoktur. Passive halleri yaygın bir şekilde kullanılan Tense’leri ve modal’ları
aşağıda listeledik:
3) Present Perfect Tense (Geçmişte bitirilmiş bugünle ilişkisi olan zaman): has been V3
2) Past Continuous Tense (Geçmişte bir süre yapılıp bitirilen eylem): was/were being V3
3) Past Perfect Tense (Geçmişte yapılan iki eylemden ilki): had been V3
97
C) Modal’larda Passive Yapı
will
can
may
should + be V3
ought to
had better
had to
must
will
can
may
ought to
Örnekler:
1) All the trees have been cut down. (Tüm ağaçlar (-nıl+mış) kesilmiş)
Present: have/has
Perfect: V3
Present+Perfect: have/has + V3
Present Perfect: have/has V3
Passive: V3
Present Perfect+passive: have/has V3 + V3
Present Perfect Passive: have/has been V3
98
Cümlenin özne bölgesi: All the trees
Future: will+V1
Perfect: have/has V3
Future+ Perfect: will V1+have V3
İki fiil yan yana kullanılamayacağından, Tense’de tek fiil olacağından: will have V3
Future Perfect: will have V3
Passive: V3
Future Perfect +passive: will have V3+V3
Future Perfect Passive: will have been V3
İki fiil yan yana kullanılamayacağından, Tense’de tek fiil olacağından; Perfect’in V3’ü
yardımcı fiil tablosundan V3 bölümünden ‘‘been’’e dönüşür ve passive’nin V3’ü eklenir.
99
3) People have always been quite excited about details on Mars. (İnsanlar Mars’ın
yüzeyindeki ayrıntılar hakkında oldukça (-nıl+mış) heyecanlanmış.)
Present: have/has
Perfect: V3
Present+Perfect: have/has + V3
Present Perfect: have/has V3
Passive: V3
Present Perfect+passive: have/has V3 + V3
Present Perfect Passive: have/has been V3
Sıklık zarfları olan always (daima), quite (oldukça) Tense bölgesinde Perfect Tense’in
yardımcı fiili olan olan ‘‘have’’ ile passive’den dolayı Perfect’in 3. halinin ‘‘been’’e
dönüşmüş şeklinin arasına girmiş, ‘‘been’’ ile passive’in V3 (excited- düzenli fiil) arasına da
‘‘quite’’ zarfı girmiş. Sıklık zarfları ve zaman referansları Tense bölgesinde istenilen şekilde
yer alabilir!
Present Tense: V1
Passive: V3
Present+passive: V1+V3
Present Passive: am/is/are V3
Present Tense’in passive’inde am/is/are+V3 yapısı kullanılır. Şimdi Present Tense ve Past
Tense’in durum cümleleri olan ‘’am/is/are’’ ve ‘’was/were’’ yapılarının hangi Tenselerde ve
hangi durumlarda kullanılacağını görelim:
100
Am-is-are’ın karşımıza çıkabileceği yapıları hatırlayalım:
Past: V2
Passive: V3
Past Passive: V2+V3
Bir Tense’de iki fiil kullanılamayacağından yardımcı fiil tablosuna gidip 2. halden
was/were’ü alırız. was/were’e passive’nin V3’ünü ekleriz.
Past Passive: was/were V3
101
Unutma!!!
Causative demek:
1) ‘’have, make, get’’ fiilleri ‘‘to’’ alarak başka bir fiile eklenir; have’in ‘‘sahip olmak’’,
get’in ‘‘elde etmek’’, make’in ‘‘yapmak’’ anlamı cümlede erir ve sonrasında gelen fiilin
anlamı cümlede kalır.
2) Causative yapıda Tense bölgesindeki fiilde yer alan eylemi özne başkasına yaptırtır.
3) Tercüme anlamı ‘‘-tIr, -t’’ dır.
Örnekler:
1) A few years ago the government thought they could get citizens to use the metric
system within ten years. (Birkaç yıl önce hükümet on yıl içinde halkına metric sistemini
kullandırtabileceğini düşündü.)
Cümlenin nesne bölgesi: they could get citizens to use the metric system within ten
years
2) Nothing seems harder to do than to get the Americans to use the metric system.
(Hiçbir şey Amerikalı’lara metric sistemini kullandırmaktan daha zor görünmez.)
Cümlenin nesne bölgesi: harder to do than to get the Americans to use the metric
system
102
Bu cümlede de ‘‘get’’ fiilinin ‘‘elde etmek’’ anlamı eriyerek, ‘‘to’’ prep. ile ‘‘use’’
fiiline bağlanmıştır.
3) Jeana Yeager is ready to make her dream come true to fly around the world in a
paper plane. ( Jeana Yeager, dünya çevresinde bir kağıttan uçak içinde uçma rüyasını
gerçekleştirmeye hazırdır.)
Cümlenin nesne bölgesi: ready to make her dream come true to fly around the world
in a paper plane
Unutma!!!
Basit bir şekilde ifade etmemiz gerekirse active yapıda tense bölgesindeki fiilde
belirtilen eylemi öznenin kendisi yapar, passive yapıda eylemi özne değil başkası yapar,
causative yapıda eylemi özne başkasına yaptırtır. Causative yapılı cümlede ‘’have’’,
‘’get’’ve ‘’make’’ fiileri anlamsal olarak değil ek olarak yer alır. Causative yapının eki
olan ‘’tIr’’eki ‘’have, get ve make’’ fiillerinin aracılığı ile sonraki fiile eklenir. Bir
cümlede ‘’have, get ve make’’ kullanılır ve sonrasında bir fiil gelir, ‘’have, get ve
make’’in anlamları erir ve sonrasındaki fiile ‘’tIr’’ eki olarak eklenir. Yani causative bir
cümlede ‘’have, get ve make’’, ‘’tIr’’ ekini karşılama görevi ile kullanılır.
103
5. Bölüm
5. Prepositions
Prepositionlar bir cümlenin özne ve nesne bölgelerinde isim yapılarından önce gelerek
anlamlarını kendilerinden sonraki isimlere verirler. Yani Türkçe’deki ek görevi ile
kullanılırlar.
toward(s): -e doğru
after: sonra
104
before: önce
since: a) - den beri (Since, zaman referansından önce gelirse: -den beri’dir. Bu
kullanımıyla ‘’since’’ bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde bulunur.)
b) - dığı için (Since, bağlaç olarak kullanıldığında -dığı için anlamıyla fiiline
bağlanır. Bu kullanımıyla ‘’since’’ sadece cümleleri bağlayan bağlaç olarak iki
cümlenin başında ve ortasında cümleleri bağlar.)
till/until:
By the time (itibariyle) bir bağlaçtır ve iki cümleyi cümle başında ve ortasında sadece
cümleleri bağlayan bağlaç olarak bir araya getirme görevinde kullanılır. ‘’By the time’’
(itibariyle) anlamsal olarak ‘’by’’ (itibariyle) ile eş anlamlı olsa da görevleri farklıdır. By, ‘’-e
kadar ve itibariyle’’ anlamıyla bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde isimlerden önce gelerek
anlamını isme veren bir preposition görevinde kullanılır. By the time, ‘’itibariyle’’ anlamıyla
cümle başında ve ortasında iki cümleyi birbirine bağlayan bağlaç olarak kullanılır.
By, bir cümlenin özne ve nesne bölgesinde zaman referanslarından önce gelerek ‘’-e
kadar ve itibariyle’’ anlamını kendisinden sonraki isme veren bir prepositiondur. ‘’itibariyle
ve -e kadar’’ anlamları birbirinden farklıdır!
’‘by the 1940’’, 1940 itibariyle demektir. Söz konusu eylem 1940 yılının ilk anında
başlamıştır.
105
’‘by the 1940’’, 1940’a kadar demektir. Söz konusu eylem 1940’a kadar yapılmıştır. 1940
yılının ilk anında eylem sona ermiştir.
about: a) hakkında
b) oranında (Oranlamalarda kullanılır. about two out of three (3’de 2 oranında)
c) yaklaşık olarak (İsimlerden önce gelir.)
below
beneath: altında
under
above: üzerinde
past: geçince
beyond: ötesinde
out of: -den, -dan (İsimlerden önce gelir, çoğunlukla yer referansı anlamı veren
kelimelerden önce gelmez.)
from: -den, -dan, -den gelen (Çoğunlukla yer referansı anlamını veren kelimelerden
önce gelir)
into: içine
106
on: -de, -da (üstünde, yüzeyinde)
at: -de, -da (sabit nokta, sabit yer, sabit zaman, sabit bir bilimsel veri)
Diğer Yapılar:
up: yukarı
down: aşağı
Diğer yapılar başlığı altında kullanılan yukarıdaki dört preposition özel bir kullanıma
sahiptir. Bu prepositionlar bir cümlenin tense bölgesinde fiilden sonra gelerek yapım eki
mantığı ve kendi anlamları doğrultusunda çekim eki mantığı oluşturabilirler. Örnek verecek
olursak:
go: gitmek go down: batmak (Güneşin batışı aşağıya doğru bir harekettir.)
take: almak take off: havalanmak (Yapım eki mantığı ile ‘’off’’ almak
anlamından, havalanmak anlamıyla yeni bir fiil ortaya
çıkarmıştır.)
day: gün (isim) day off: gün sonu (Çekim eki mantığıyla ‘’off’’ kendi anlamı
olan bitirmek anlamıyla kullanılmıştır.)
107
5.2. Preposition’ların Tense Bölgesinde Fiillerden Sonra Kullanımları
Preposition çekim eki mantığında fiile kendi anlamını vererek fiilin anlamını
genişletip, çeşitlendirir. Bu kullanımda tense bölgesinde fiilden sonra kullanılan preposition
nesne bölgesinin başlangıcı olarak kabul edilir.
Bir preposition kendisinden sonra gelen ismi kendisinden önce gelen fiile bağlamak
suretiyle zincir (ek) görevi görür. Bu kullanımda Preposition’un kendi anlamı kaybolur ve
anlamsal olarak belirli ek anlamlarıyla kendisinden sonraki ismi kendisinden önceki fiile
zincirler (ekler). Bu kullanımda preposition tense bölgesine aittir. Bu ek anlamları Türçe’deki
hal ekleridir.
108
pay: ödemek pay for: -nın parasını ödemek pay for home: evin parasını
ödemek
die: ölmek die of : -den ölmek die of cancer: kanserden
ölmek
look: bakmak look at:-e bakmak
Prepositionlar yapım eki mantığı ile fiillere eklenerek fiilin anlamını tamamen
değiştirirler. Yapım eki mantığında tense bölgesinde fiilden sonra kullanılan preposition tense
bölgesine aittir.
Genel olarak ifade etmek gerekirse bir preposition fiile eklendiğinde ya fiilin kök
anlamına bağlı olarak çok az bir anlam değişikliğiyle yeni bir fiil oluşturur ya da fiilin kök
anlamından bağımsız tamamen farklı bir anlamda yeni bir fiil oluşturur. Her iki kullanımda da
fiilin kök anlamı değiştiği için yapım eki mantığı bulunur.
109
6. Kendi İçinde Kuralları olan Sadece Cümleleri Bağlayan Bağlaçların Tense Kuralları
İle İncelenmesi
İngilizce’de Tenses (zamanlar) oluşumunda iki kategori söz konusudur. Past (geçmiş)
kategorisi olmuş bitmiş bir zaman dilimini karşılar. Bu kategori içinde Past Tense (V2), Past
continuous Tense (was/were Ving), Past Perfect Tense (had V3), Past Perfect ContinuousTense
(had been Ving), Past Modal (can have V3, could have V3) gibi Tense yapıları mevcuttur.
Present kategorisi ise olmamış ya da her zaman olan eylemi karşılayarak kendi içinde Present
Tense (V1), Present Continuous Tense (am/is/are Ving), Present Modal (can V1, will V1) gibi
Tense yapılarından oluşur. Zaman uyumu, her iki kategorinin kendi içindeki Tense yapılarıyla
birlikte kullanılmasından ibarettir. Bu iki kategori (Present ve Past) arasında geçiş mantığı ise
Present Perfect (have/has V3) ve zaman referansı kullanılarak yapılmaktadır.
Zaman uyumu kavramı Present kategorisi (Present Tense, Present Continuous Tense,
Present Modal) ve Past kategorilerinin (Past Tense, Past continuous Tense, Past Perfect
Tense, Past Perfect Continuous Tense, Past Modal) kendi içlerinde kullanımlarını ifade
etmektedir. Önceki konu anlatımlarımızdan hatırlayacağınız gibi cümleler bağlaçlarla
bağlanarak paragrafları oluştururlar. Hacimli okuma metinlerinde paragraflar, aynı konuyu
farklı yönleriyle ele alan cümlelerin bir araya gelmiş biçimini oluştururlar. Yazarın bir
paragrafta ele alacağı konu Present (geniş) kategorisi içinde ise art arda yazacağı her cümle
Present kategorisi (Present Tense, Present Continuous Tense, Present Modal) içinde olacaktır.
Yine yazarın anlattığı konu Geçmiş (past) kategorisi içinde ise art arda yazacağı her cümle
Past kategorisi (Past Tense, Past continuous Tense, Past Perfect Tense, Past Perfect
Continuous Tense, Past Modal) içinde olacaktır. Kısacası zaman uyumu, kategorilerin
(Present ve Past) kendi içinde kullanımlarını ifade etmektedir. Şimdi ‘’eş zaman’’
kavramınının cümle içinde kullanımına açıklayıcı örneklerle göz atalım:
Although volcanoes are beautiful mountains , they have destroyed cities, forests and
farmland. (Volkanlar güzel dağlar olsa da, şehirlere, ormanlara ve çiftlik alanlarına zarar
vermişler.)
‘’Although’’ bağlacı cümle başında iki farklı kategoriye ait Tense’lere sahip olan
cümleleri bir araya getirmektedir. İlk cümle ‘’are’’ tense bölgesi ile Present Tense’i
oluştururken, diğer cümle ‘’have destroyed’’ tense bölgesi ile Present Perfect Tense’i ortaya
çıkarmaktadır. Present ve Present Perfect aynı kategoride yer alan Tense’ler değillerdir. Bu
nedenle bu iki cümlede ‘’zaman uyumu’’ bulunmamaktadır.
110
Although there is not enough evidence , Asians crossed the Bering Strait to Alaska long
before this date. (Yeterli derecede kanıt var olmasa da, Asyalılar bu tarihten çok uzun zaman
önce Bering Bogazı’ndan Alaska’ya geçti.)
Yine ‘’although’’ bağlacı cümle başında iki farklı kategoriye ait Tense’lere sahip olan
cümleleri bir araya getirmektedir. İlk cümlenin Tense’i Present Tense (is not) iken, ikinci
cümlenin Tense’i Past Tense (crossed)’dir. Bu Tense’ler aynı kategoride olmadıklarından
dolayı bu iki cümle arasında zaman uyumu bulunmamaktadır.
Because media make their profit from the sale of advertising , they must keep their ratings
and circulations high. (Medya kârını reklam satışından yaptığı için, rating ve sürkülasyon
oranlarını yüksek tutmalı.
Cümle başında ‘’because’’ bağlacı ile bağlanan iki cümlenin de Tense’i Present
kategorisindedir. Birinci cümle Present Tense (make), ikinci cümle ise Present bir modal
(must keep) ile oluşturulmuştur. Bu nedenle bu iki cümle arasında zaman uyumu
bulunmaktadır.
These people usually have serious health problems since they are extremely fat. (Bu insanlar
genellikle ciddi sağlık problemlerine sahiplerdir aşırı şişman oldukları için.)
Cümle ortasında ‘’since’’ bağlacı ile bağlanan iki cümlenin de Tense’i Present
Tense’dir. Dolayısıyla bu iki cümle arasında zaman uyumu bulunmaktadır.
Yukarıda listelenilen zıtlık bağlaçları ile en az iki cümle cümle başında ya da cümle
ortasına birbirine bağlanırken zaman uyumu şartına bakılmaz. Yani yukarıdaki zıtlık
bağlaçlarıyla iki cümle birbirine bağlanırken birinci cümle Present kategorisinde ise ikinci
cümlenin Present kategorisinde olma zorunluluğu olmamakla beraber Past kategorisinde de
olabilir. Konuyu somutlaştırmak adına aşağıda zaman uyumu kavramının tablolaştırılmış
halini sizlerle paylaşmamızda fayda olacaktır:
111
Uygunluk Kategori 1.Cümle Bağlaç 2.Cümle
-Present -Present
Tense (V1) Tense (V1)
would would
could + have V3 could + have V3
might might
would can
could + have V3 may +V1
will
might
112
6.2. Eş Zamanlılık
‘’Eş zamanlılık’’ çok basit bir ifade ile aynı an, aynı zaman dilimi anlamına
gelmektedir. İngilizce’de ‘’eş zamanlılık’’ aynı tenselerin ya da bu tenselerin
Continuous’larının en az iki cümle içinde kullanım esasına dayanmaktadır. Bir Tense’in eş
zamanı ya kendisidir ya da Continuous’udur. Bu noktada karıştırılmaması gereken en önemli
unsur kategorisel kullanımın farklı, eş zamansal kullanımın farklı olmasıdır. Örnek vermemiz
gerekirse Past Tense’in eş zamanı Past Tense ya da Past Continuous’dur. Past Tense’in
kategorisel olarak zaman uyumu içinde birlikte kullanılabileceği tenseler Past Tense, Past
continuous Tense, Past Perfect Tense, Past Perfect Continuous Tense, Past Modal’dır. Her ne
kadar bu Tense’ler zaman uyumu içinde aynı kategoride yer alsalar da Past Tense’in eş
zamanı Past Perfect Tense olamaz ya da Present Tense’in eş zamanı Present Modal olamaz.
Bir diğer deyişle ‘’eş zamanlılık’’, ‘’zaman uyumu’’ kavramının içinde daha özele inmek
olarak da ifade edilebilir.
1.Cümle 2.Cümle
5-Past Modal
**When açıklamalı soru bağlacı olarak kullanılırsa; yani bir zaman referansını açıklarsa bu kural ortadan
kalkar; çünkü ‘’eş zamanlılık’’ en az iki cümle arasında yapılır. ‘’When’’in açıklamalı soru bağlacı
kullanımında tek bir cümle yapısı ortaya çıkmaktadır.
113
‘’Eş zamanlılık’’ kavramının nasıl ve ne şekilde kullanıldığına zaman uyumu şartı
arayan bağlaçlar aracılığı ile açıklayıcı örnekler eşliğinde göz atalım:
When the drought came , the crops failed. (Kuraklık geldiği zaman, ürünler verimsizleşti.)
Cümle başında kullanılan ‘’when’’ bağlacının bağladığı iki cümle de Past Tense’dir.
Bu nedenle bu iki cümle arasında ‘’eş zamanlılık’’ bulunmaktadır.
While the landladies offered me tea sitting room , I asked them about Mr. Jones.
(Hanımefendiler oturma odalarında bana çay ikram ederlerken, ben onlar Jones’ı sordum.)
Cümle başında kullanılan ‘’while’’ bağlacının bağladığı iki cümle de Past Tense’dir.
Bu nedenle bu iki cümle arasında ‘’eş zamanlılık’’ bulunmaktadır.
They dream while they are in the REM (Rapid Eye Movement) stage of sleep. (Onlar rüya
görür, uykunun aşaması REM içindeyken.)
‘’İf (eğer)’’ bağlacı, kullanım olarak sadece ‘’koşul-şart’’ anlamlarını değil, ‘’tahmin,
ihtimal, olasılık’’ manalarını da vermektedir. İf bağlacının kullanımı çeşitli öğretim
metotlarında farklı type (tip, çeşit)’lara ayrılarak verilmektedir. Biz ‘’if’’ bağlacına ezber
mantığı ile değil anlamsal kullanım olarak yaklaşacağız. Basit bir ifadeyle aslında ‘’if’’
tamamen ‘’zaman uyumu’’ kavramı içinde kullanılır ve iki kategoriye ayrılır. İf bağlacının
bağlı bulunduğu cümle Present kategorisinde ise diğer cümle Present kategorisinde olacaktır.
Yine if bağlacının bağlı bulunduğu cümle Past kategorisinde ise diğer cümle Past
kategorisinde olacaktır. Tahmin, ihtimal ve olasılık anlamlarının sonucunun belli olma ya da
belli olmama durumu ortaya çıkacağı için Past kategorisi kendi içinde tahmin, ihtimal ve
olasılık anlamının sonucunun belli olma ya da belli olmama durumuna göre iki kategoriye
ayrılacaktır.
114
İf’in Bağlı Bulunduğu Cümle 1.Cümle 2.Cümle
will (vb.)
might
B) would
would
might
115
Present Modal: Present Modal:
can can
will will
might might
would would
might might
3.Kuralda İf’in bağlı bulunduğu cümle modallı olursa, diğer cümle kesinlikle modallı
olmak zorundadır! Modallı olma durumu zaman uyumuna (Past modal - Past Modal/ Present
Modal - Present Modal) uygun olmalıdır.
If I were alone , I could go twice as fast. (Eğer ben yalnız olsaydım, iki kat hızlı
gidebilirdim.)
116
If we are willing to learn to communicate well in a foreign language , we must understand
the culture. (Eğer biz yabancı bir dilde iyi bir şekilde iletişim kurmaya istekliysek, kültürü
anlamalıyız.)
If the cause is accepted , the conflict will strengthen the character. (Eğer sebepler kabul
edilirse, çatışma karakteri daha da güçlendirecek.)
Factories can produce more if people can afford to buy the goods. (Fabrikalar daha fazla
üretebilir eğer insanların malları satın almaya gücü yetebilirse.)
If railway transport was to become widespread , they would lose their jobs. (Eğer demiryolu
taşımacılığı geniş bir şekilde yayılacak olsaydı onlar işlerini kaybedecekti.)
”Since” bağlaç olarak (-dığı için) kullanıldığında her Tense ile birlikte kullanılabilir;
bağlaçların Tense (zaman) ile ilişkisi yoktur.
”Since” bir zaman referansından önce (-den beri) kullanılırsa geçmişte başlayan
bugün de devam eden bir anlam ortaya çıktığı için Present Perfect ( have/has V3) ya da Past
Tense (V2) ile kullanılır. Bu Tense sıralaması şu şekildedir: “since”den sonra Past gelirse
diğer cümle Present Perfect; “since”den sonra Present Perfect gelirse diğer cümle Past
Tense’dir.
117
Yukarıda ‘’since’’ yapısının farklı iki kullanımını teorik olarak anlatmaya çalıştık,
şimdi ise söz konusu ettiğimiz teorik kullanımları örneklerle somutlaştıralım:
Free milk is no longer provided since the government believes of children are properly fed.
(Ücretsiz süt artık sağlanmıyor, hükümet çocukların uygun bir şekilde beslendiğine inandığı
için.)
Yukarıdaki cümlede ‘’since’’ yapısı cümle ortasında iki cümleyi bağlayan cümleleri
bağlama bağlacı olarak kullanılmıştır.
Since the 1960's, in the stock market have been taxed. (1960’lardan beri borsa
vergilendirilmiş.)
Yukarıdaki cümlede ‘’since’’ yapısı cümlenin özne bölgesinde preposition (-den beri)
olarak kullanılmıştır.
Önemli!!!
Geçmişte başlamış bugün de devam eden anlamını veren yapılar: “for”, “just”,
“already”, “so far”, “until recently”, “recent”, “recently”, “till now”, “until now”, “to
date”, ‘’during’’, ‘’over’’vb. Bu yapılar Present Perfect Tense ve Past Tense ile
kullanılabilirler. Anlam itibariyle bu yapılar geçmişte başlamış ve geçmişte bitmiş bir
özellik gösterirlerse Past (geçmiş) Tense ile, geçmişte başlayıp devam ederek günümüze
gelen bir özellik gösterirlerse Present Perfect Tense ile kullanılabilirler. Yine ‘’boyunca’’
anlamında kullanılan ‘’for, over, during, throughout’’gibi prepositionlar geçmişte
başlayıp günümüzde devam eden anlamı verdiklerinde Present Perfect Tense ile
kullanılabilirler.
118
6.5. ‘’Unless’’ ve Kullanımı
Unless: Yapı itibariyle “İf” bağlacına benzer; fakat ‘’if’ten birkaç değişiklikle farklı
kullanılır. Unless, “-medikçe” anlamıyla “koşul-şart” belirtir, kendisinden sonraki fiile “-
medikçe” anlamıyla eklenir ve fiili anlam olarak olumsuz yapar; genel kullanım kuralı şu
şekildedir:
was-were going to V1
Unless technological advances are understood , the people can harm. (Teknolojik
ilerlemeler anlaşılmadıkça, insanlar zarar verebilir.
Yukarıdaki cümlede ‘’unless’ yapısı Present kategorisinde cümle başında iki cümleyi
bağlayan cümleleri bağlama bağlacı olarak kullanılmıştır.
119
6.6. ‘’Whether’’ ve Kullanımı
After that first 30-minute lesson, I didn't know whether I would ever get a licence, but still I
wondered whether I could solo fly that airplane; whether I would really have enough
courage. (30 dakikalık ilk dersten sonra, ben bir lisansa sahip olup olamayacağımı
bilmiyordum, fakat ben bu uçağı yalnız uçurup uçuramayacağımı, gerçekten yeterli
derecede cesarete sahip olup olamayacağımı hala merak ederim.)
“İf only” : ‘’Keşke’’ anlamıyla geçmişe yönelik bir ‘’pişmanlık’’ belirtir ve tıpkı ‘’whether
(olup…olmadığı)’’ gibi ‘if’ kurallarıyla oluşturulur. Örneklendirmemiz gerekirse;
If you want to au pair, it will be worthwhile using an agency if only to have the chance of
meeting others through a language school. (Eğer sen bebek bakıcısı olmak istersen bir acenta
kullanmak faydalı olacaktır, keşke bir dil okulu aracılıyla diğerleriyle buluşma şansına sahip
olsan.
Yukarıdaki cümlede ‘’if only’’ cümle ortasında iki cümleyi birbirine bağlamıştır ve
‘’if’’ kurallarından biri olan Present kategorisinde kullanılmıştır.
*‘’Only if’’: ‘’if’’ bağlacının önüne getirilen ‘’only (sadece)’’ zarfı ile oluşturulan yapıdır.
Yani ‘’if’’in kendisidir, farklı bir bağlaç değildir.
6.8.1. ‘’Although, Though, Even if, Even though, Even so, Whereas’’ Kullanımları
Whereas: Farklı iki öznenin zıtlığını ister; fakat son yıllarda çıkan sorularda aynı özne ya da
aynı nesnenin zıtlığı verilerek de “although” gibi kullanılmıştır.
Although technology solves many problems, ıt can create problems. (Teknoloji pek çok
problemi çözse de yeni problemler oluşturabilir.)
Cümle başında although bağlacı ile bağlanan iki cümlenin özneleri aynıdır. İlk
cümlenin öznesi olan ‘’technology’’ kelimesi ikinci cümlede özne olarak ‘’ıt’’ ile
karşılanmaktadır.
Although volcanoes are beautiful mountains, they have destroyed cities, forests and
farmland. (Volkanlar güzel dağlar olsa da, şehirlere, ormanlara ve çiftlik alanlarına zarar
vermişler.)
121
Cümle başında although bağlacı ile bağlanan iki cümlenin özneleri aynıdır. İlk
cümlenin öznesi olan ‘’volcanoes’’ kelimesi ikinci cümlede özne olarak ‘’they’’ ile
karşılanmaktadır.
6.8.2. Neden- Sonuç Bağlaçlarından ‘’So, Therefore, Thus’’ ve ‘’Because, Now that, İn
that, As’’ Bağlaçlarının Arasındaki Kullanım Farkları
‘’So, therefore, thus (bu yüzden)’’ bağlaçları sadece cümleleri bağlayan ve hem
cümleleri hem de paragrafları bağlayan bağlaç kategorisinde kullanılırlar ve kendilerinden
sonra bir ‘’sonuç cümlesi’’ne bağlanırlar.
‘’Because, now that, in that, as (-dığı için)’’ bağlaçları sadece cümleleri bağlayan
bağlaç kategorisinde kullanılırlar ve kendilerinden sonra bir ‘’neden cümlesi’’ne bağlanırlar.
Örnek:
The children were happy because their friends lived next door.
He was very interested in technology so all his work was technically excellent. (O
teknolojiyle çok ilgiliydi, bu yüzden onun tüm işi teknik olarak mükemmeldi.)
They did not depend on burning fossil fuels like coal or oil. Thus, our resources would last
much longer. (Onlar kömür ve petrol gibi yanıcı fosil yakıtlara bağlı değillerdi. Bu yüzden
bizim kaynaklarımız daha uzun süreli olacakdı.)
122
Yukarıdaki cümlede ‘’thus’’ bağlacı bitmiş bir cümleyi yeni başlayan diğer cümleye
bağlamaktadır. ‘’thus’’ bağlacından sonra gelen cümle sonuç cümlesini oluştururken, ‘’thus’’
bağlacından önceki cümle neden cümlesini oluşturmaktadır.
The colour of oranges is very beautiful. Therefore, in English we use the name of the fruit for
the colour. (Portakalların rengi çok güzeldir, bu yüzden İngilizce’de biz meyvenin ismini renk
için kullanırız.)
Yukarıdaki cümlede ‘’therefore’’ bağlacı bitmiş bir cümleyi yeni başlayan diğer
cümleye bağlamaktadır. ‘’therefore’’ bağlacından sonra gelen cümle sonuç cümlesini
oluştururken, ‘’therefore’’ bağlacından önceki cümle neden cümlesini oluşturmaktadır.
Lacrosse is a very difficult game because the players must catch the ball at a high speed.
(Lacrosse çok zor bir oyundur, oyuncuların topu yüksek bir hızda yakalaması gerektiği
için.)
Communication was helped by the railways, now that trains were being used in postal
service. (İletişime trenler tarafından yardım edildi, trenler posta servisinde kullanılıyor
olduğu için.)
Yukarıdaki cümlede ‘’now that’’ bağlacı cümle ortasında iki cümleyi birbirine
bağlamaktadır. ‘’now that’’ bağlacından sonra gelen cümle neden cümlesini oluştururken,
‘’now that’’ bağlacından önceki cümle sonuç cümlesini oluşturmaktadır.
Level women's football differs from the men's game in that the emphasis is on skill rather
than strength. (Kadın futbolunun seviyesi erkeklerin oyunundan farklıdır, vurgu güçten
ziyade hüner üzerine olduğu için.)
Yukarıdaki cümlede ‘’in that’’ bağlacı cümle ortasında iki cümleyi birbirine
bağlamaktadır. ‘’in that’’ bağlacından sonra gelen cümle neden cümlesini oluştururken, ‘’in
that’’ bağlacından önceki cümle sonuç cümlesini oluşturmaktadır.
123
6.8.3. ‘’Upon, As soon as ve Just as/so’’ Kullanımı
Just as/so (-dığı gibi): İki farklı özne ile kullanılarak iki farklı cümleyi birbirine bağlar.
Benzer ya da zıt olaylar için kullanılabilir. Örneklendirmemiz gerekirse;
As soon as you ask for a particular page, the computer sends. (Sen özel bir sayfayı ister
istemez, bilgisayar gönderir.)
-mış gibi *”as if”, “as though”, ‘’farzetmek, varsaymak’’ anlamıyla ‘’-mış
• as if gibi’’ ifadesiyle okunur. Gerçekte olmayan ama oluyormuş gibi
• as though düşünülen eylemler için kullanılır.
I feel as if the ground is coming up towards me. ( Ben zemin bana doğru geliyormuş gibi
hissederim.)
He was always dressed in a neatly pressed a suit - as though about to set off. (O daima
düzgünce ütülenmiş bir takım elbise giyer, yolculuğa çıkmak üzereymiş gibi.)
“Unlike”, “zıttına” anlamıyla iki ayrı özne, tek olay ve tek cümle ister.
Unlike Brasil, France has rich oil. (Brezilya’nın zıddına, Fransa zengin petrole sahiptir.)
Önemli!!!
Konuyu daha anlaşılır kılmak amacıyla söz konusu edilen zarflarımızı birer örnek cümle
içinde belirtmekte fayda olacaktır:
124
I knew unlikely that she would ever find such a good job. (Ben onun muhtemelen bu gibi
iyi bir işi asla bulamayacağını bildim.)
They were likely to go to the proper school outside the village. (Onlar muhtemelen köyün
dışında uygun bir okula gidecekti.)
-mış gibi -de olduğu gibi -den itibaren -e gelince -de/-da (bağlacı) ➢ as well as: -nın yanında
➢ as soon as: -er…-ermez
➢ as much as: -kadar iyi
. as if . as is . as of . as to . as well ➢ as many times as:
. as though . as in . as for . either -kadar çok kere
. too ➢ as long as: -dıkça
➢ as far as: -kadarıyla
(Cümleleri (İsme anlamını (İsme anlamını (İsme anlamını ➢ as…put it: -dediği gibi
bağlayan ekleyen bağlaç (İsme anlamını ekleyen bağlaç ekleyen bağlaç
kullanımı) ekleyen bağlaç
bağlaç kullanımı) kullanımı) kullanımı)
kullanımı)
125
”s
uc
h
…
th
at
”
de
n
so
nr
a
öz
ne
te
kil
se
“-
a,
-
an
”
ta
kı
sı
al
ır.
126