Dilara CEVİZOĞLU Final

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 4

Ad- Soyad : Dilara CEVİZOĞLU Öğrenci No: 205014020

FİNAL SORUSU
1) Eğitimin neden ekonomik bir mal ve yatırım aracı olduğunu açıklayıp, örnek vererek gelişmiş
ülkelerle karşılaştırınız.
1)İnsanın içinde bulunduğu doğal ve sosyal çevre sürekli olarak değişmekte ve yeni yaşam koşulları
oluşmaktadır. İnsanın hayatta kalması ve soyunu devam ettirmesiyle oluşan bu yeni yaşam koşullarına
uyum sağlamasına bağlıdır. Çevreye uyum sağlaması için insanın bir takım içgüdüsel ve öğrenilmiş
tepkilerde bulunması gerekir. İnsanın sahip olduğu içgüdüsel tepkiler, gerek nitelik ve gerekse nicelik
açısından yeterli düzeyde değildir. İçgüdüsel tepkilerdeki bu yetersizlik insanın öğrenilmiş tepkilere
olan gereksinimini arttırmış ve bu gereksinim zamanla eğitimin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Eğitim; önceden saptanmış ilkelere göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya
yarayan planlı etkinlikler dizgesidir. Eğitim sonucunda bireyde davranış değişikliği gözlenmekte ve bu
değişiklik bireyin üst düzey tepkilerde bulunma kabiliyetini arttırarak onu hayata daha hazır bir
konuma taşımaktadır. Toplumsal bağlamda ise; eğitilmiş birey, toplumun genel amaçlarını
gerçekleştirmeye dönük olarak biçimlendirilmiş bireydir. Eğitilmiş bireylerden oluşan bir toplum;
gönenç seviyesi yüksek, kalkınmış bir toplumdur.
Kalkınma: İnsanların toplumsal koşulların geliştirilmesi ve umutların gerçekleştirilmesi. Bireyin
gönenç düzeylerini artırmak amacı ile siyasal iktidarın belli ekonomik politikaları izleyerek toplum
yapısını değiştirme girişimidir.
Mal: İnsanın ihtiyaçlarını doğrudan veya dolaylı karşılayan her şeye mal denir. Kullandığımız
cihazlar, eşyalar vb. Tüm insanlara yetecek bollukta olan ve fiyatı olmayan mallar ise serbest mal
olarak adlandırılır. Toplumsal evrimin her aşamasında ekonomi eğitimi etkilemiş, eğitimin amaçları ve
içeriği üzerinde belirleyici bir rol oynamıştır. Eğitim, yetiştirdiği insana kazandıracağı nitelikleri
belirlerken ekonominin istek ve beklentilerini göz önünde bulundurmuştur.
Ekonomi: Kıt kaynakların bireylerin ve toplumların sonsuz gereksinimlerini karşılayabilmek için,
ortaya çıkan kaynakların kullanılması ve arttırılması ile ilgili sorunları inceleyen, ekonomik olaylar
arasındaki neden-sonuç ilişkilerini bilimsel kurallara bağlamaya çalışan bir bilimdir. Ekonomi bilimi,
toplumsal ve bireysel gereksinimleri karşılanabilmesi için gerekli olan üretimi arttırmayı amaçlar.
İnsanın, hayatını devam ettirebilmesi için karşılanması gereken doğal ve sosyal gereksinmeleri
sınırsızdır. Buna karşılık, bu gereksinmeleri karşılayabilmek için gerekli olan mal ve sınırlıdır. İnsanın
bu mal ve hizmetleri üretmesi sonra da tüketmesi gerekmektedir. Bu büyümeye anlamlı bir katkı
sağlar. Yalnız insan, bunları üretebilmek ve tüketebilmek için gerekli olan fiziksel güç, zihinsel güç,
para ve doğal kaynaklar açısından yeterli düzeyde değildir. Gereksinmelerin sınırsız olmasına karşılık
gücün sınırlı olması, insanın karar ve eylemlerinde gerçekçi davranmasını gerektirmiştir. İşte ekonomi
bu gereksinmeden doğmuştur. Ekonomi mal ve hizmetin verimli bir biçimde üretimi ve adil
bölüşümünü de ifade eder. Ayrıca tüketilen mal ve hizmetin sağlıklı bir biçimde geri dönüşümünün de
sağlanması ekonominin temel amaçları arasındadır. Bunu sağlayabilecek olanlar ancak gerekli bilişsel,
sosyal, duyuşsal ve devinimsel davranış örüntülerine sahip iyi eğitim almış bireylerdir. Böyle bireylere
sahip olan toplumlar ekonomik açıdan gelişme sağlayabilme potansiyeline sahiptir.
Artan verimlilik farklı eğitim toplumdaki bireylere belli bir beceri kazandırarak onları üretici
duruma getirerek, endüstri, tarım ve hizmet alanlarında gereksinim duyulan insan gücünü
yetiştirmektedir.
Eğitim işgücünün verimliliğini arttırır. Dolayısıyla ekonominin düzeylerinde işgücünden elde edilen
kazançlarda farklılığa neden olur. Yetişkin eğitimi, okuma-yazma programlan ve uzaktan eğitim
programları da insan sermayesine yatırımın bir parçasını oluşturur.
Eğitimin yarattığı gelir artışı; Eğitimin toplumsal ve bireysel getirilen, Üretim faktörü olarak
eğitimin ulusal gelirin büyümesine olan katkısı olarak iki şekilde ele alınabilir. Harbison kalkınmayı
“bireylerin gönenç düzeylerini yükseltmek amacıyla siyasal iktidarın belli ekonomi ve politikalar
izleyerek toplumun yapısını değiştirme girişimi “ olarak tanımlıyor. Ekonomik olaylar arasında neden-
sonuç ilişkilerini bilimsel kurallara bağlamaya çalışan ekonomi; kit kaynakların insanların sonsuz
gereksinimlerini karşılayamaması nedeniyle ortaya çıkan, kaynakların kullanılması ve artırılması ile
ilgili sorunları inceleyen bilim dalıdır. Eğitimin amacı ise, bireylerin tutum ve davranışlarında
değişiklik yapmaktır. Bireyde oluşturulacak istendik davranışların toplumun, ekonominin ve bireyin
beklentilerine uygun olması gerekir.
Eğitim kurumlarının en temel amacı, iletişim ve bilgi teknolojilerinde meydana gelen değişmeleri
içselleştirebilen ve değişim sürecinin gerektirdiği bilgi, beceri ve yeterliklere sahip bireyleri
yetiştirerek toplumsal ve ekonomik kalkınma sürecini gerçekleştirmektir.
Toplumsal sistemde bireylerin eğitim gereksinimlerini karşılamak amacıyla oluşturulan eğitim;
toplumu oluşturan bireylerin içinde yaşadıkları dünyayı ve yakın çevrelerini tanımalarını, üretim ve
kalkınma sürecinde temel ögelerden biri olan doğal kaynakları verimli olarak kullanabilmelerini
sağlamaktadır. Eğitim kurumları, toplumdan gelen bireyleri eğitim-öğretim sürecinden geçirdikten
sonra yine topluma yönlendirir. Bu süreçte bireyler, eğitim kurumlarında fiziksel ve zihinsel yönden
gelişir ve kimi beceriler kazanırlar.
Bireyler; iyi birer üretici ve tüketici olabilme becerisini, tutumlu davranmayı, gelecekte
uzmanlaşacakları mesleklerin gerektirdiği bilgi birikimini eğitim kurumunda kazanmaktadırlar.
Eğitim, ekonominin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştirir. Eğitim hizmetinin yürütülmesinin ve
hizmetten yararlanmanın belli bir maliyeti vardır. Eğitime yapılan harcamalar: Kısa dönemde tüketim
özelliği taşır, Uzun dönemde yatırım özelliği taşır. Eğitimin gelir yaratma etkisi vardır, Bireysel
(mikro) düzeyde, Toplumsal (makro) düzeyde. Ortaöğretim ve yüksek öğretim de içine alındığında
bireyler ortalama 18-24 yaşlarında mesleki becerilere sahip olarak ekonomik hayata katılmaktadır.
Eğitim, yalnızca iktisadi kalkınma için değil aynı zamanda bu kalkınmayı destekleyen daha uzun bir
süreç için de hayati derecede önem taşımaktadır. Daha yüksek kazançlar, daha iyi birey ve toplum
sağlığı, refah seviyesinde yükselme, demokratikleşme, siyasi istikrar, yoksulluğun ve eşitsizliğin
azaltılması, daha düşük suç oranları ve çevre bilincinin oluşması aynı zamanda teknolojiye ve
istihdama olan katkıları gibi birçok net çıktısı oluşmaktadır. Eğitim hem kişisel kazanca hem de sosyal
kazanca etki etmekte ve bu sayede iktisadi kalkınmaya da büyük oranda katkı sağlamaktadır. İyi
eğitim almış bir kişinin işe girmesi, bir yandan onun kişisel kazancını artırırken diğer yanda da bu tür
nitelikli iş gücünün değerlendirilmesi, kişiye ve o ülkeye sosyal yönden de kazançlar sağlamaktadır.
Örneğin, ülkede okuryazar oranının artması, kültür seviyesinin yükselmesi, bilinçli toplum yaratılması
gibi olumlu sosyal kazançlar ortaya çıkmaktadır. Bu durum aynı zamanda kişinin yaşam standardında
da olumlu bir etki yaratmaktadır. Eğitim seviyesinde gerçekleşen yükselme ile verimlilik artışı
arasında sıkı bir bağ olması ve bu verimlilik artışının da gelire yansıma eğilimi taşıması sebebiyle,
istihdamda biraz alma olmaması varsayımı altında, eğitim seviyesi yükselen çalışan kesimin gelirinin
de yükselmesi beklenmektedir. Daha önce düşük gelir elde eden bu kesimdeki gelir yükselmesi ise,
toplumdaki gelir dağılımını düzeltici etkide bulunmaktadır. Diğer bir ifade ile devletin eğitimi
yaygınlaştırıcı politikalar uygulaması bir taraftan milli geliri artırırken, diğer taraftan gelir dağılımının
düzelmesine de katkıda bulunmaktadır.
Eğitim uzun bir süreç gerektiren fakat bireylerin ve ülkelerin refahı açısından uzun dönemli ve getirisi
yüksek bir yatırım olarak değerlendirilmektedir. Bu durumda Türkiye’de eğitim yatırımları arttırılarak
ve eğitimin kalitesi arttırılarak ülkenin kalkınmasına büyük katkı sağlanması gerekmektedir.
a)TÜRLİYE- FİNLANDİYA- İNGİLTERE VE GÜNEY KORE’ NİN EĞİTİM İLE İLGİLİ
TEMEL GÖSTERGELERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
ÖZELLİK TÜRKİYE FİNLANDİYA İNGİLTERE GÜNEY
KORE
Ülke nüfusu 78741 5472 milyon 65110 51010 milyon
(2015) milyon milyon
Gayri Safi 860 milyar $ 233 milyar $ 2886 milyar 1383 milyar $
Yurt İçi Hasıla $
(2015)
Kişi başına 10985 $ 42424 $ 44305 $ 27105 $
GSYİH (2015)
Eğitim %4,8 %5,7 %6,2 %5,8
harcamalarını
n
GSYİH’ya
oranı (2015)
Öğrenci başına 4652 $ 11518 $ 13355 $ 11143 $
yapılan
harcama
(2015)
Eğitim dili Türkçe Fince ve İngilizce Kore dili
İsveççe

Tabloda görüldüğü gibi, ülkelerin nüfuslarına bakıldığında Finlandiya’nın, Türkiye, İngiltere ve


Güney Kore’ye kıyasla çok daha az nüfusa sahip olduğu görülmektedir. Diğer yandan, İngiltere ve
Güney Kore’nin, Türkiye’ye yakın nüfusa sahip olmalarına karşın, ülkelerin GSYİH’ lerinin
Türkiye’nin GSYİH’ sine oranla iki ile üç kat fazla olduğu gözlenmektedir. Finlandiya’nın ise
GSYİH’ si düşük gibi görünse de, nüfusu ile oranlandığında hemen hemen İngiltere ve Güney Kore
seviyesine çıkmaktadır. Kişi başına düşen GSYİH incelendiğinde ise, diğer ülkelerin Türkiye’ye göre
üç ile beş kat fazla üretim yaptıkları görülmektedir. Bu göstergeler, ülkelerin ekonomik büyüklüğünün
bir ölçütü olan GSYİH açısından Türkiye’nin Finlandiya, İngiltere ve Güney Kore’ye kıyasla geride
olduğunu ortaya koymaktadır.
Bir ülkenin gelişimi pek çok olguya bağlı olmaktadır. Sağlık, nüfus, gelir, eğitim ve birçok kıstas
ülkelerin kalkınmalarına önemli katkılar sağlamaktadır. Ancak bütün bu özelliklerin temeli olarak
görülen eğitim olgusudur. Çünkü eğitim bütün bu belirleyicilerin temelini oluşturmaktadır. Eğitim
seviyesi ve kalitesi yüksek olan bir ülkede, daha iyi sağlık koşulları, yüksek gelir, düşük nüfus gibi
pek çok gelişmişlik göstergesi sağlanabilmektedir. Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin
özellikleri dikkate alındığı zaman bu ülkelerin eğitime ve dolayısıyla gelişime büyük önem vermeleri
gerekmektedir.
PISA TESTİ 2018 TÜRKİYE- FİNLANDİYA- İNGİLTERE- GÜNEY KORE
KARŞILAŞTIRMASI PISA 2018 MATEMATİK ALANINDA:
-Türkiye’ nin ortalama puanı 454, sıralaması ise 42. iken, -Finlandiya’ nın
ortalama puanı 507, sıralaması 16. -İngiltere’ nin ortalama puanı 502, sıralaması
18. -Güney Kore’ nin
ortalama puanı 526, sıralaması 7. dir.
PISA TESTİ 2018 BİLİM ALANINDA:
-Türkiye’ nin ortalama puanı 468, sıralaması ise 37. iken
-Finlandiya’ nın ortalama puanı 522, sıralaması 6.
-İngiltere’ nin ortalama puanı 508, sıralaması 14.
-Güney Kore’ nin ortalama puanı 519, sıralaması 7. dir PISA TESTİ
2018 OKUMA ALANINDA:
-Türkiye’ nin ortalama puanı 466, sıralaması ise 40. iken,
-Finlandiya’ nın ortalama puanı 520, sıralaması ise 7.
-İngiltere’ nin ortalama puanı 504, sıralaması ise 15.
-Güney Kore’ nin ortalama puanı 514, sıralaması ise 9. dur.

Bu bilgiler ışığında Türkiye tüm kategorilerde (bilim, matematik ve okuduğunu anlama) OECD
ülkelerinin ortalamasının altında puan almıştır. Bu nedenle, sınav sonucuna göre başarılı olan ülkelerin
eğitim sistemlerinin incelenmesi ve tespit edilen bulguların Türk Eğitim Sistemi içerisinde
işlevselliğinin sorgulanmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir.
Bir ülkenin gelişimi pek çok olguya bağlı olmaktadır. Sağlık, nüfus, gelir, eğitim ve birçok kıstas
ülkelerin kalkınmalarına önemli katkılar sağlamaktadır. Ancak bütün buözelliklerin temeliolarak
görülen eğitim olgusudur. Çünkü eğitim bütün bu belirleyicilerintemelini oluşturmaktadır. Eğitim
seviyesi ve kalitesi yüksek olan bir ülkede, daha iyi sağlıkkoşulları, yüksek gelir, düşük nüfus gibi pek
çok gelişmişlik göstergesi sağlanabilmektedir.Azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin özellikleri
dikkate alındığı zaman bu ülkelerineğitime ve dolayısıyla gelişime büyük önem vermeleri
gerekmektedir.
KAYNAKÇA
NURAL, E. (2008), “Eğitimin Ekonomik Temelleri”, Eğitim Bilimine Giriş, ( Editör: Figen
EREŞ), Maya Akademi, 2. Baskı, Ankara.
DEMİRCİ , S. ; Ekonomi; www.tosyam.com/indir/ekonomi_sunusu_smd.pps; 2006; 17\03\2009.
UĞURLU, T. ;Eğitim ve Ekonomi İlişkisi; http://www.psikoloji.gen.tr/modules.php ; 2004;
17\03\2009.

You might also like