Professional Documents
Culture Documents
Temel Biyokimya Ve Fizyoloji Bilgisi
Temel Biyokimya Ve Fizyoloji Bilgisi
İçindekiler
Grş
Bölüm Özet
Ün te Soruları
2. Karbonh dratlar
Grş
2.1. Sınıflandırılması
Bölüm Özet
Ün te Soruları
3. Karbonh dratlar
Bölüm Özet
Ün te Soruları
4. L p tler
Grş
PROF. DR. HASRET YARDİBİ DR. DENİZ AKTARAN BALA Bölüm Özet
Ün te Soruları
Grş
Bölüm Özet
Ün te Soruları
6. Nükle k As tler
Grş
Bölüm Özet
Ün te Soruları
7. Enz mler
Grş
Bölüm Özet
Ün te Soruları
8. M neraller
1. BİYOFİZİKSEL KİMYA VE SU
Grş
Ün te Soruları
Giriş
9. V tam nler
1903 yılında Neuberg tarafından öner lm ş olan ‘B yok mya’ ter m günümüze değ n kullanılmaktadır. B yok mya yaşamın temel k myası le
Grş lg lenen b r b l m dalı olup, f z k, k mya, b yoloj y ç ne alan, canlının k myasal yapı ve davranışlarını moleküler sev yede araştıran b l m dalıdır.
Hücre çer s ne g ren, hücre çer s nde akt f rol oynayan, hücre çer s nden çıkan tüm organ k ve norgan k maddeler, karbonh dratlar, l p tler,
Bölüm Özet
prote nler ve nükle k as tler, enz mler, hormonlar ve v tam nler b yok mya altında anlatılır. Elbette k , tüm k myasal tepk meler sulu ortamda
Ün te Soruları
cereyan ett ğ nden, su ve f z kok myasal olaylarda y ne b yok myanın konusunu oluşturur.
Organ zmanın temel maddeler nelerden oluşur? Su, azotlu b leş kler, l p tler, karbonh dratlar ve m neraller organ zmanın temel maddeler n
10. Hormonlar oluşturur. B yok mya, Temel B l mler alanını oluşturan Anatom , H stoloj ve F zyoloj b l m dalları le beraber organ zmanın yapısını
makroskop k, m kroskop k ve moleküler düzeyde nceler.
Grş
Ün te Soruları B yof z ksel K mya ve Su başlığı altında temel olarak k konu ncelenecekt r. F z kok myasal olaylar ve Su ; çözelt ler, n tel kler , b yoloj k yönden
öneml özell kler , d zyon, osmat k basınç, d al z, yüzey ger l m , h drojen yon konsantrasyonu ve pH, amfol tler, b yoloj k tamponlar bu
bölümde anlatılacak temel başlıkları oluşturur.
11. Hücre F zyoloj s Ve Hareket F zyoloj s F z kok myasal Olaylar ve Su
Hücre içi sıvısı, temel katyonu potasyum (K) olan, magnezyum (Mg) ve sodyum (Na) da bulunduran, fosfat ve prote nat temel anyonlarını
Grş
bulunduran sıvıdır.
13.1. Dolaşım S stem
Hücre dışı sıvısı, Na katyonudur. K, kals yum (Ca) ve Mg ht va eder. Klor (Cl) ve b karbonat se temel anyonudur.
13.2. S nd r m S stem
13.4. Rum nant M des nde S nd r m Not, katyon bir atomun elektron vermesi ile oluşan pozitif yükle yüklenmiş atomlardır. Anyon ise, atomun elektron alması ile oluşan negatif yükle
Ün te Soruları yüklenmiş atomdur.
14. S n r S stem F zyoloj s Ve Duyu F zyoloj s Bağlı Su İyonlara, karbonh drat, prote n g b makromoleküllere H köprüler le bağlı olan H drat suyu.
Suyun yonlaşması tüm ger dönüşümlü tepk melerdek g b denge sab t yle fade (K den) ed l r. Denge sab t ; k myasal b r tepk me ç n denge L tres nde 1 molekül gram madde bulunduran çözelt lerd r ve M le göster l r.
durumunu göster r. Tepk meye g renler n ve ürünler n (çıkanların) dengedek der ş mler suyun yon zasyonunda,
Normal çözelti (N)
şekl nde göster l r. L tres nde 1 ek valan gram (eşdeğer gram) madde bulunduran çözelt lerd r ve N le göster l r. Ek valan gram ne fade eder ; madden n molekül
ağırlığının, katı se değerl ğ ne, sıvı se değerl k, yoğunluk ve dans tes n n çarpımına bölünmes yle bulunan değerd r.
Zayıf as tler suda çözündüğü zaman, yonlaşır ve H+ ver r. Bazlar se protonlanarak H + ver r.
Saf su, b r h drojen (proton, H+) ve b r h droks l (OH-) yonu vererek yonlaşır. H drojen yonları suda hızlı b r şek lde h dronyum (H3+O) yonları
oluşturur. Suyun yonlaşması elektr k letkenl ğ le ölçülür. Saf su elektr k akımını H+ le katoda doğru, OH- le anoda doğru götürür. Elektr k
alanındak h dronyum ve h droks l yonlarının hareketl l ğ , N+, K+ ve Cl+ yonları le karşılaştırıldığında çok daha hızlıdır.
İzotonik çözelti
Ozmot k basınçları 0,16 M ya da % 0,85 NaCl veya 0,3 M gl koz çözelt s n n ozmot k basınçlarına denk nötr çözelt lerd r. Hücreler n normal
fonks yonlarını yer ne get reb lmeler ç n bu değerlere denk ortamlara ht yaçları vardır.
100 ml’s nde, sten len % kadar gram madde bulunduran çözelt lerd r.
Di üzyon
Şekil 1. Suyun kimyasal yapısı
Metabol k olaylar net ces nde organ zma ç nde sürekl b r konsantrasyon farklılığı oluşur. Hücre çer s ne dışardan gelen glukoz, hücre
Canlı organ zma suyun büyük b r kısmını dışardan sağlar k bu eksojen sudur. Bes n maddeler ve tüket len sıvılarla vücuda alınan su s nd r m
çer s nde fosfor le olup gl kojene çevr ld ğ ç n, çerde ve dışarda sürekl b r konsantrasyon farkı ve buna bağlı olarakda madde alışver ş
kanalında zoton kleşt r l r. Büyük b r m ktarı nce barsaklardan, ger kalanı se kolonlardan em l r. Kan dolaşımına katılan su dokulara taşınır.
devamlılığı söz konusudur. Yan glukoz devamlı olarak hücre çer s ne d uze olur. Moleküller n çözelt n n her tarafında eş t olarak
Organ zma su ht yacının b r kısmını da metabol zma olayları sırasında üret r k bu endojen sudur. Metabol zma suyu olarak da fade ed l r.
kend l kler nden yayılmasına d füzyon den r. D üzyon hızının çok yavaş olması neden yle, maddeler n kısa mesafelere taşınmasında öneml rol
Organ k maddelerdek h drojen n oks tlenmes sonucu elde ed l r.
oynar. Örneğ n, laçların enjeks yon yerler nden çevre dokulara yayılması d üzyon sayes nde gerçekleş r.
Su organ zmadan drar le uzaklaşır. Dışkı, tükürük, burun salgıları, gen tal salgılar, göz yaşı le de vücuttan atılab l r. Laktasyondak hayvanlarda
Ozmatik Basınç, Ozmol ve Ozmolariti
ve emz ren kadınlarda c dd b r m ktar su, süt le atılır.
Osmot k basınç temel olarak suyun meydana get rd ğ b r basınçtır. Pek bu ne anlama gel r? Sem permeable b r zardan yan yarı geç rgen b r
İy b r çözücü olması neden yle su, d polar yapısından kaynaklanan (poz t f ve negat f yüklü yon bulundurma) b rçok b leş ğ çözer ve çer s nde
zardan su moleküller n n geçmes olayı ozmoz olarak fade ed l r. Zarın b r tarafı su, d ğer tarafında b r çözelt bulunduğunu düşünel m; zardan
dağıtır. Bu yapı sayes nde su molekülü le Na+ ve Cl- yonları arasında oluşan elektrostat k çek m, kr stal hal ndek tuzun su çer s nde kolayca
d ğer tarafa kolaylıkla geçeb len su moleküller n n aks ne, çözünmüş part küller ve makromolaküller bu zardan geçemezler. Zarı geçemeyen
çözülmes ne neden olur.
tanec kler n zara yaptıkları basınca ozmot k basınç den r. Ozmoz ve osmat k basınca neden olma yeteneğ ozmol olarak ölçülür. İyon ze
Su le H- bağları oluşturmaları sebeb yle, şekerler, bas t alkoller, ketonlar ve aldeh tler de su çer s nde çözünür. Su, yapısında polar (h drof l k;
olmayan ve d füzyona maruz kalmamış b r madden n 1 mol gramının 1 l trede çözünmes le elde ett ğ m z çözelt 1 ozmol çözelt d r.
suyu seven) ve apolar (h drofob k; sudan kaçan) grupları bulunduran amf pat k moleküllerle m seller oluşturur. Emüls yon olarak s mlend r len
Ozmolariti nedir : Molar t x İyon zasyon le oluşan parça sayısı
süspans yonlar şekl nde bu tür amf pat k b leş kler su çer s nde çözünür. Serbest yağ as tler , fosfol p dler m sel teşk l eserek çözünen
b yomoleküllerd r. Dializ
Pek çözünürlük ned r ??? Su dışındak daha küçük ve bas t moleküller n veya yonların kend s n geçmes ne z n veren b r zar vasıtasıyla büyük kompleks moleküller n
ayrılması olayıdır. Moleküller n seç c geç rgen zardan d füzyonu olarak da fade ed l r. Etk mekan zmasının daha net fade ed leb lmes ç n,
Madden n sab t sıcaklıkta, bel rl b r hac m çözücü ç nde çözünen maks mum m ktarıdır. Sıcaklık artışı le katı ve sıvıların sudak çözünürlüğü
böbrek yetmezl ğ olan k ş lerde, vücutta b r ken fazla sıvı ve atık maddeler n yarı geç rgen b r zar aracılığıyla tem zlenme şlem en sade
artar, gazların se tam ters azalır.
örnekt r.
B r ya da daha fazla madden n b r ortamda çözülmes yle D spers s stemler oluşur. Çözünen madde ( ç faz) ve çözündüğü ortamdan (dış faz)
Yüzey Gerilimi
oluşur. Çözünen maddeler n parçacık büyüklüğüne göre;
Çözünmüş madde çözücünün yüzey ger l m n etk ler. Merkezde bulunan moleküller, benzer d ğer moleküller tarafından her yöne doğru eş t
Gerçek çözelt ler; ç faz parçacıklarının büyüklüğü 10 nanometreden az ve homojen olan,
olarak çek leb l r. Yüzeyde var olan moleküller merkeze doğru çok daha kuvvetl çek l rken, sıvının üzer ndek hava moleküller tarafından çok
Kolla dal çözelt ler; ç faz parçacıklarının büyüklüğü 10-100 nanometre olan ve heterojen olan,
daha düşük b r kuvvetle çek l rler, bu durum yüzeydek moleküller n yüzeye daha sıkı tutunma neden n açıklar. Sabun, safra tuzları yüzey
Süspans yonlar ; ç faz parçacıklarının büyüklüğü 500 nanometreye kadar olan ve heterojen olan, ger l m n azaltır ve yağların s nd r m n n daha kolay olması ç n l paz enz m etk s ne açık hale get r r.
B yok myada yaygın olarak kullanılan çözelt lere de b r göz atalım; As t ve baz tanımı en klas k olarak Lew s tarafından yapılmıştır. Elektron ç kabul eden as t, vereb len bazdır. Brönsted ve Lowry’ ye göre se
proton veren as t, proton alan baz dır.
Molar çözelti (M)
Aset k as t (CH3COOH) b r proton ver c s d r ve asetat anyonu (CH3COOH-) proton alıcısıdır. Aset k as t ve asetat anyonu as t-baz ç n
oluştururlar. Protonlarına eğ l mler yüksek olan as tler çok az d sos ye olurlar ve zayıf as tler olarak tanımlanırlar. Protonlarına lg s düşük olan Ünite Soruları
as tler, protonlarını hızlı b r şek lde suya vermeler neden yle hızlı d sos ye olurlar ve kuvvet as tler olarak tanımlanırlar.
Çözelt ler n as tl k veya bazlık dereces pH ölçü b r m le tanımlanır. pHcetvel 0 - 14 aralığındadır, pH’ın 14 ‘e yakınlığı arttıkça çözelt baz k, 1’e
yakınlığı arttıkça çözelt as d k özell k göster r. Canlı organ zmadak tüm b yok myasal reaks yonlar opt mum b r pH ‘da etk nl k göster rler.
pH’dak en ufak b r değ ş kl k tepk men n sağlıklı tamamlanmasına engel teşk l eder. Vücut sıvıları farklı pH’lara sah pt r. Kanın 7,4 ken m de 1. Suyun görevler nelerd r?
sıvısının 1,5’dur. Özell kle prote n yapısında olmaları neden yle enz mler n çalışması ç n ortam pH’ının önem büyüktür.
Cevap: Makromoleküller n yapı taşı olarak görev yapar. İy b r çözücü görev görür. Substrattır. Isıyı etk n b r şek lde düzenler.
Enerj y etk n olarak yönet r.
Tamponlar, az m ktarda as t veya az m ktarda baz lave ed ld ğ nde pH değ ş m ne d renç göstereb len çözelt lerd r. Eş t konsantrasyondak
2. Suyun organ zmada bulunma durumunu açıklayınız.
aset k as t (proton ver c s ) ve asetat anyonu (proton alıcısı) tampon s stem d r.
Cevap:
Hücre çer s ndek pH değ ş mler ne karşı lk savunma tampon s stemler le olur. Fosfat ve b karbonat tampon s stemler k temel s stemd r.
Fosfat tampon s stem tüm hücreler n s toplazmalarında yer alır, proton ver c olarak H2PO4- ve proton alıcı olarak da HPO4-2 taşır. Memel ler n
b yoloj k sıvılarında oldukça etk n b r tampon s stemd r.
B karbonat tampon s stem n n pH’ı H2CO3 ve HCO3- yan proton alıcı ve ver c b leşenler n konsantrasyonuna bağlıdır. Akc ğer bulunan
hayvanlarda b karbonat tampon s stem pH 7,4’de etk n b r f zyoloj k tampon özell ğ göster r. Akc ğer boşluğundak havada bulunan CO2
akc ğer kap llerler nden kan plazmasına geçerek kanda b karbonat tamponuyla denge oluşturur.
Lenf, bey n-omur l k sıvısı, b karbonat, fosfat tamponları sayes nde olur. 3. D uzyon ned r, açıklayınız.
Bölüm Özeti Cevap: Metabol k olaylar net ces nde organ zma ç nde sürekl b r konsantrasyon farklılığı oluşur. Hücre çer s ne dışardan gelen
glukoz, hücre çer s nde fosfor le olup gl kojene çevr ld ğ ç n, çerde ve dışarda sürekl b r konsantrasyon farkı ve buna bağlı
B yof z ksel K mya ve Su başlığı altında temel olarak k konu ncelenm ş olup, çözelt ler, n tel kler , b yoloj k yönden öneml özell kler , d zyon,
olarakda madde alışver ş devamlılığı söz konusudur. Yan glukoz devamlı olarak hücre çer s ne d uze olur. Moleküller n çözelt n n
osmat k basınç, d al z, yüzey ger l m , h drojen yon konsantrasyonu ve pH, amfol tler, b yoloj k tamponlar bu bölümde anlatılmıştır.
her tarafında eş t olarak kend l kler nden yayılmasına d füzyon den r. D üzyon hızının çok yavaş olması neden yle, maddeler n kısa
mesafelere taşınmasında öneml rol oynar. Örneğ n, laçların enjeks yon yerler nden çevre dokulara yayılması d üzyon sayes nde
gerçekleş r.
Cevap: Tamponlar, az m ktarda as t veya az m ktarda baz lave ed ld ğ nde pH değ ş m ne d renç göstereb len çözelt lerd r. Eş t
konsantrasyondak aset k as t (proton ver c s ) ve asetat anyonu (proton alıcısı) tampon s stem d r. Hücre çer s ndek pH
değ ş mler ne karşı lk savunma tampon s stemler le olur. Fosfat ve b karbonat tampon s stemler k temel s stemd r. Fosfat
tampon s stem tüm hücreler n s toplazmalarında yer alır, proton ver c olarak H2PO4- ve proton alıcı olarak da HPO4-2 taşır.
Memel ler n b yoloj k sıvılarında oldukça etk n b r tampon s stemd r. B karbonat tampon s stem n n pH’ı H2CO3 ve HCO3- yan proton
alıcı ve ver c b leşenler n konsantrasyonuna bağlıdır. Akc ğer bulunan hayvanlarda b karbonat tampon s stem pH 7,4’de etk n b r
f zyoloj k tampon özell ğ göster r. Akc ğer boşluğundak havada bulunan CO2 akc ğer kap llerler nden kan plazmasına geçerek
kanda b karbonat tamponuyla denge oluşturur. Kan plazmasında, b karbonat, fosfat, prote n, er tros tlerde, hemoglob n, Lenf,
bey n-omur l k sıvısı, b karbonat, fosfat tamponları görev alır.
Cevap: Molar çözelt (M) , L tres nde 1 molekül gram madde bulunduran çözelt lerd r. Normal çözelt (N), L tres nde 1 ek valan gram
(eşdeğer gram) madde bulunduran çözelt lerd r ve N le göster l r. Madden n molekül ağırlığının, katı se değerl ğ ne, sıvı se
değerl k, yoğunluk ve dans tes n n çarpımına bölünmes yle bulunan değer ek valan değerd r. Yüzde çözelt (%), 100 ml’s nde,
sten len % kadar gram madde bulunduran çözelt lerd r.
CEVAP ANAHTARI
2. KARBONHİDRATLAR
1. - 2. - 3. - 4. - 5. -
Giriş
Doğada en fazla m ktarda bulunan makromoleküller karbonh dratlardır. Pol h droks aldeh t, keton ya da bunların türevler olan
karbonh dratlar yaşamın temel gıda maddes n oluşturur.
Fotosentez, klorof l n güneş enerj s n kullanarak bes n maddes (karbonh drat=n şasta) sentezlemes ve ortama O2(oks jen) vermes olayına
den r. B tk lerde d ğer canlılarda olduğu g b yaşamlarını sürdürmeler ve tüm dokular ç n gerekl olan bes n maddes (karbonh drat) üret m n
sağlayan fotosentezd r. Karbonh dratlar (CH2O)n şekl nde formüle ed l r.
Şekil 2. Aldeh t
Aldeh tler yüksek sıcaklıklarda alkoller n deh drojen ze ( h drojen uzaklaştırılması) olması le elde ed l rler.
Şekil 3. Keton
Ketonlar, merkezde bulunan karbon atomuna ç bağla bağlanmış b r oks jen (karbon l) ve aynı karbona bağlanmış k karbon atomundan
meydana gel rler.
2.1. Sınıflandırılması
Karbonh dratlar, ht va ett kler şeker sayısına göre, karbon atomu sayısına göre ve taşıdığı aldeh t / keton grubuna göre farklı şek llerde
sınıflandırılır.
Monosakkaritler
Sadece b r adet pol h droks aldeh t veya keton b r m nden oluşurlar. Doğada en fazla bulunan monosakkar t altı karbonlu D-Glukozdur.
Renks zd rler. Kr stal halde ken katı formda bulunurlar. Suda çözünürler fakat polar olmayan sıvılarda çözünmezler. Açık z nc r
formülasyonunda karbon atomlarından b r tanes oks jen atomuna ç bağla bağlanır ve karbon l grubunu oluşturur. Ger kalan her b r karbon
atomları h droks l grubuna bağlıdır. Karbon l grubu z nc r n sonunda bulunab ld ğ g b (aldoz), z nc r n her hang b r yer nde de (ketoz)
bulunab l r. Gl koz, früktoz, galaktoz, mannoz, r boz, deoks r boz, d h droks aseton ve gl seraldeh t en öneml monosakkar tlerd r.
Monosakkar tler n aralarında gl koz d k bağı yapmasıyla oluşur. D sakkar tlerde ol gosakkar tt r. Ra noz, melez toz, gent anoz, planteoz
ol gosakkar tlere örnek ver leb l r.
Karbonhidratlar
İhtiva ettikleri şeker sayısına göre Karbon sayısına göre Taşıdığı aldehit/keton grubuna göre
Monosakkar tler n sadece b r aldeh t grubu ya da sadece b r keton grubu ht va ett kler n bel rtm şt k. Monosakkar tler n karbon skelet genel
olarak dallanma göstermez, karbon l gruplarının bulunduğu konuma göre aldoz veya ketoz adını alır. Karbon l grubu z nc r n sonunda se bu
monosakkar t b r aldozdur, karbon l grubu z nc r n arasında se bu monosakkar t b r ketozdur.
D h droks aseton dışındak (bakınız şek l 5) tüm monosakkar tlerb r ya da daha fazla as metr k karbon atomu bulundururlar. As metr k karbon (
k ral) atomu ned r? Karbon atomunun dört bağının herb r ne farklı atomya da molekül gruplarının bağlanması o karbonu as metr k karbon
atomu yapar. As metr k karbon atomunun varlığı, o b leş ğ opt kçe akt f yapar. B leş ğ n akt f zomer k formları mevcuttur. Bu ne anlama gel r?
Opt kçe akt fl k gösteren b leş kler polar ze ışık düzlem ne etk rler ve ışık düzlem n sağa veya sola çev r rler. N sayıda as metr k karbon atomu
bulunduran b leş kler n 2n sayıda stereo zomerler vardır. B r örnek üzer nde anlatalım: Gl seraldeh t 3 karbonlu b r aldozdur.
D sakkar tler
Monosakkar tler n ve d sakkar tler n s mlend r lmes nde sonuna ‘oz’ takısı get r l r.
Ol gosakkar tler
2.karbon atomundak h droks l grubu yer ne b r am no grubunun (NH2) gelmes yle gl kozam n, galaktozam n b leş kler oluşur. Gl kozam n
bakter hücre duvarının öneml b r komponent d r. Aldozların oks de ed c ajanlar veya enz mler le aldeh t gruplarının karboks l grubuna
dönüşmes yle aldon k as tler oluşur. Çok daha kuvvetl ajanlar le muamele sonucu, hem aldeh t grubunun hem de pr mer alkol grubunun
karboks l grubuna dönüşmes yle aldar k as tler (sakkar k as t), sadece pr mer alkol grubunun oks telenmes yle uron k as tler meydana gel r.
Am no şekerler; ana z nc rdek –OH (h droks l) grubunun –NH2 (am no)grubuyla yer değ şt rmes yle
Monosakkar tler n yapısındak karbon l grupları, metaller n katal zörlüğünde sulu ortamda, sodyum amalgam varlığında (h drojen gazı H2 le )
D Gl koz ç n +52,7, D Fruktoz ç n -92,4, Laktoz ç n +55,4 ; her şeker ç n kend ne özgü çev rme dereceler mevcuttur. Eğer b r çözelt de
redüklenerek şeker alkoller n oluşturur. D Gl kozun nd rgenmes le (redüks yon) L-Sorb tol oluşumu en b l nd k örnekt r. L p tler n önmel
çözünen n D ve L zomerler eş t konsantrasyonda se bu karışımlara rasem k karışım adı ver l r. Her k tara ak opt k çev rmeler b rb r n
komponentler nden b r olan gl serol ve nos tol de şeker alkolüdür.
nötrleyeceğ nden opt kçe akt fl k göstermez.
Monosakkar tler n metallerle oks tlenmes ; dem r (Fe+3) veya bakır (Cu+2) le karbon l karbonu karboks l grubuna oks tlen r. İnd rgey c özell k
Monosakkar tler sıvı ortamda çözünürler ve çözünmeyle beraber halka yapıları oluşur. Halkasal yapı, karbon l grubu z nc r üzer ndek h droks l
gösteren şek ller n tanımlanması Fehl ng tepk mes le göster l r. Deney n prens b , nd rgey c özell k gösteren monosakkar tler n alkal ortamda
grubunun oks jen le kovalent bağ yapmasıyla gerçekleş r. Halka yapılarının oluşması aldeh t ya da keton grupları le alkoller arasında
metal yonlarını; dem r (Fe+3) veya bakır (Cu+2) nd rgemes ne dayanır.
hem asetal ya da hem ketal yapılarının oluşmasına neden olur. Örnekleyel m;
Monosakkar tler n gl koz d k bağ le bağlanarak d sakkar tler n oluşturduğunu söylem şt k… Gl koz d k bağ ned r? B r şeker n h droks l grubu
D Gl koz çözelt ç nde 5.karbonunda bulunan h droks l grubunun 1.karbonundak aldeh t grubuyla reaks yona g rmes yle hem asetal b r yapı
le d ğer şeker n anomer k karbon atomu arasında kurulan bağdır. Anomer k karbon atomu b r gl koz d k bağa katılmışsa bakır ya da dem r
oluşur. Aldoheksozların sulu ortamda halkasal yapı oluşturmasına p ran halkası oluşturmaları neden yle p ranoz adı ver l r. B r
yonlarıyla oks tlenemez. İnd rgey c özell k gösteren şekerler yapılarında serbest aldeh t/keton grubu ( serbest anomer k karbon atomu)
ketoheksoz olan fruktozun, karbon l grubu le 5.karbon atomuna bağlı h droks grubu arasında hem ketal oluşmasıyla b r furan halkası oluşur ve
bulundurur. Yapılarında serbest karbon l grubu bulunmayan d sakkar tler nd rgey c özell k gösteremez ancak gl koz d k bağlar as t ortamda
bu halkayı taşıyanlara furanoz adı ver l r.
h drol ze olab lmeler neden yle, d sakkar tler n as tlerle muamele ed lmes sonucu açığa çıkan monosakkar t monomerler sayes nde
nd rgey c özell k göster rler.
Şekil 12. Sakkoroz α (1-2) gl koz d k bağ, gl koz ve fruktoz arasında; her k monosakkar tdek anomer k karbonlar gl koz d k bağ oluşturduğu
ç n sakkoroz nd rgey c şeker değ ld r. As t ortamda h drol ze ed ld ğ takd rde nd rgey c özell k göster r.
Gl koz, galaktoz g b 6 karbonlu monosakkar tler n yanında şeker türevler de mevcuttur. Şeker türevler ; ana z nc rdek h droks l grubunun
yer n başka b r grubun almasıyla, karbon atomunun karboks l grubuna oks tlenmes yle meydana gel r.
Cevap: Sadece b r adet pol h droks aldeh t veya keton b r m nden oluşurlar. Doğada en fazla bulunan monosakkar t altı karbonlu
D-Glukozdur. Renks zd rler. Kr stal halde ken katı formda bulunurlar. Suda çözünürler fakat polar olmayan sıvılarda çözünmezler.
Açık z nc r formülasyonunda karbon atomlarından b r tanes oks jen atomuna ç bağla bağlanır ve karbon l grubunu oluşturur.
Ger kalan her b r karbon atomları h droks l grubuna bağlıdır. Karbon l grubu z nc r n sonunda bulunab ld ğ g b (aldoz), z nc r n her
hang b r yer nde de (ketoz) bulunab l r. Gl koz, früktoz, galaktoz, mannoz, r boz, deoks r boz, d h droks aseton ve gl seraldeh t en
öneml monosakkar tlerd r.
Cevap: İk adet monosakkar d n gl koz d k bağ le bağlanmasıyla oluşur. Sakkaroz: gl koz ve fruktoz monomerler n n b rleşmes yle
meydana gel r. Şeker pancarından elde ed l r. Maltoz: k gl koz molekülünün b rleşmes yle oluşur. Laktoz: gl koz ve galaktoz
moleküller n n b rleşmes yle oluşur. Süt şeker olarak da tanımlanır. B r şeker n h droks l grubu le d ğer şeker n anomer k karbon
atomu arasında kurulan bağ gl koz d k bağdır.
Cevap: Şeker as tler , aldozların oks de ed c ajanlar veya enz mler le aldeh t gruplarının karboks l grubuna dönüşmes yle aldon k
as tler , daha kuvvetl ajanlar le muamele sonucu, hem aldeh t grubunun hem de pr mer alkol grubunun karboks l grubuna
dönüşmes yle aldar k as tler (sakkar k as t), sadece pr mer alkol grubunun oks telenmes yle uron k as tler meydana gel r.
Cevap: Monosakkar tler sıvı ortamda çözünürler ve çözünmeyle beraber halka yapıları oluşur. Halkasal yapı, karbon l grubu z nc r
üzer ndek h droks l grubunun oks jen le kovalent bağ yapmasıyla gerçekleş r. Halka yapılarının oluşması aldeh t ya da keton
grupları le alkoller arasında hem asetal ya da hem ketal yapılar oluşur.
Gl kojen
Dekstran
Sellüloz
İnul n
Ktn
Hayvan hücreler nde bulunan gl kojen, am lopekt ne oranla çok daha fazla dallanmış yapı çer r. Bu nedenle α 1-6 bağları bağları taşır. Hayvan
hücreler n n depopol sakkar t olan gl kojen karac ğer hücreler nde yoğun bulunur. CEVAP ANAHTARI
D yetle alınan n şasta ve gl kojen tükürükte bulunan α am laz tarafından h drol ze ed l r. Karbonh dratların s nd r m ağızda am laz enz m le 1. - 2. -
başlar. Am loz, am lopekt n, gl kogende glukoz α konf gürasyonundadır. Selüloz molekülü se doğrusal ve dallanma göstermez ve d ğerler nden
farklı β konf gürasyonundadır. Selüloz suda çözünmez, b tk ler n tüm odunsu kısımlarında bulunur.
Bölüm Özeti
Yağ as tler n n f z ksel özell kler , ht va ett kler z nc r uzunluğuna bağlı olarak değ ş kl k göster r. H drokarbon z nc r uzunlukları, doymamışlık
4. LİPİTLER dereceler f z ksel özell kler ç n öneml d r. Yağ as tler n n yapısındak apolar h drokarbon z nc rler neden yle suda çözünmezler. Ç bağ sayısı
azaldıkça sudak çözünürlük azalır. 12 karbon atomundan 24 karbon atomuna kadar olan doymuş yağ as tler oda sıcaklığında katı b r
yoğunluğa sah pken, aynı uzunluğa sah p benzer doymamış b r yağ as d se sıvıdır. Doymamış yağ as tler arasındak etk leş m bozmak ç n
daha az ısı enerj s gerek r. Doymamış yağ as tler n n er me noktaları aynı z nc r uzunluğundak doymuş yağ as tler n n er me noktalarına göre
Giriş daha düşüktür.
L p tler, eter, kloroform g b çözücülerde çözünen suda çözünmeyen organ k moleküllerd r. Canlıların depo hal ndek enerj kaynağını teşk l Yağ asitlerinin kimyasal özelliklerine gelince;
ederler. En öneml görevler membran komponent olarak görev yapmalarıdır. Yağ as tler le esterleş rler. Hormon ve v tam nler n yapısında -Karbon sayısı 6 ‘dan fazla olan yağ as tler n n metallerle yaptığı tuzlara sabun den r.
bulunmaları neden yle metabol zmada öneml görevler vardır.
-Yağ as tler n n karboks l grupları alkollerle esterleşerek b rleş r.
Yağ as tler n n gl serol le esterleşmes yle oluşurlar Pek yağ as d ned r? 4’den 36 adete kadar karbon çeren h drokarbon z nc rl karbos l k
- Yüksek basınçta doymamış yağ as tler n n ç bağları, brom, n kel ve bakır g b halojenlerle doyurulur.
as tlerd r. L p tler n yapı taşını oluşturan yağ s tler n n yapısı;
- Oks tley c olarak KMNO4 kullanılmasıyla yağ as tler oks tlen r.
Gl serolün 3 adet h droks l grubunun 3 adet yağ as d le esterleşmes yle tr gl ser tler, nötral yağlar, tr as lgl serol de denen yağlar oluşur.
Yağ s tler hücrelerde serbest olarak bulunmazlar, l p tlere bağlı halde bulunurlar. Z nc r tamamen doymuş (tek bağ) olab ld ğ g b b r veya
b rden fazla ç bağ çer r ve doymamış halde de bulunab l r.
Yağ as tler n n s mlend r lmes nde karboks l grubundan sonrak karbon atomu α (alfa) karbonu şekl nde fade ed l r, sonra k gelenler beta,
gama şekl nde devam eder. Karboks l grubuna en uzaktak karbon atomu se ω şekl nde göster l r. Doymamış bağın bulunduğu karbon atomu
n 9
(delta) şekl nde göster l r. şekl ndek b r fade; 9. ve 10. karbon atomları arasında b r ç bağ olduğunu bel rt r.
tromboksanların sentez n katal zleyen s klooks jenaz enz m n nh be ederek prostagland n ve tromboksan oluşumunu nh be ederler. Bu
1-Nötral yağlar 1-Sf ngol p tler 1-L poprote nler
şek lde yangı g der c olarak ve kan sulandırıcı olarak kullanılırlar.
Mono,d ve tr gl ser tler Seram dler 2-
Gl serofosfol p tler n aks ne gl serol çermeyen sf ngol p tler b r am no alkol olan sf ngoz n çer r. Seram t tüm sf ngol p tler n temel yapısını
L popol sakkar tler
Gl serol eterler Sf ngomyel nler
teşk l eder. Gl serolün 3 karbon atomuna benzer b r şek lde sf ngoz n molekülünün karbonlarına, b r yağ as d am d bağıyla 2.karbon
3-L poam noas tler
Gl koz kgl ser nler Gl kosf ngol p tler atomundak –NH2 ‘ya bağlanınca seram t meydana gel r. Fosfokol n bağlanmasıyla, sf ngomyel n, glukoz/ol gosakkar t bağlanmasıyla
4-Fosfat dopept tler gl kol p tler, gangl yoz tler oluşur. Sf ngol p tler n karbonh drat kısımları nsan kan gruplarını göster r. İnsan kan grupları gl kosf ngol p tler n baş
2-Fosfogl ser tler 2-Al fat k alkoller ve Mumlar
kısımlarında bulunan ol gosakkar tler tarafından bel rlen r.
Fosfat dler Terpenler
Steroller, dört adet karbon halkasının b rleşmes yle oluşur ve en öneml örneğ kolesteroldür. B r stero t çek rdek , b rleş k halkalar, polar b r baş
D fosfat d lgl seroller Stero dler grup, b r adet yan z nc r çeren steroller,b yoloj k akt v tes olan bazı maddeler n öncül maddes d r. Safra as tler , D v tam n , stero t hormonlar
Fosfo noz t dler başlıca steran haklası çeren maddelerd r. Kolesterol ayrıntılı ele alalım…
Kolesterol ( s klopentanoperh drofenantren halkası) hücrelerde sentez ed leb len, kalp damar sağlığı ç n oldukça öneml olması neden yle en
Tablo 5. L p tler n sınıflandırılması b l nd k l p tt r. Safra as tler ve stero t hormonların öncül maddes olmakla beraber zarların yapısında akt f görevler vardır. İzopren
b r mler nden üret l r, 5. ve 6. karbon atomları arasında b r ç bağ, 3.karbonda b r h droks l grubu, 10 ve 13 nolu karbon atomlarında met l
Mumlar yağ as tler n n gl serol dışındak alkollerle esterleşmes yle meydana gel rler. Yan gl serol taşımazlar ve er me noktaları tr gl ser tlerden
grupları ve 17.karbonda se 8 karbonlu b r yan z nc r bulundurur.
daha yüksekt r. Mumlar eczacılık, kozmet k ve benzer endüstr lerde kullanılır. Losyon, merhem ve c la üret m yaygın kullanım alanlarıdır.
Tablo 6. L p tler n sınıflandırılması Kolesterol sentez n ana hatlarıyla özetleyel m…sentez karac ğerde gerçekleş r. Kanda ya serbest ya da karac ğer esterler şekl nde bulunur.
Hayvan hücreler ne özgüdür.
Zarlarda bulunan l p tler, gl serole bağlı k yağ as d nden oluşan ve h drofob k bölge çeren gl serofosfol p dler, gl serol yer ne b r am no alkol
olan sf ngoz n alkole b r adet yağ as d n n bağlanmasıyla oluşan sf ngol p tler, dört adet h drokarbon halkasının b rleşmes yle oluşan Üç asetat b r m n n b rleşmes yel Mevalonat oluşur.
sterollerd r. Gl serofosfol p tlerde ve bazı sf ngol p tlerde polar olan kısım, fosfod ester bağlarıyla h drofob k kısma bağlanarak fosfol p tler
Mevalonat zopren b r mler ne çevr l r.
oluştururlar. Fosfat grubu çermeyen sf ngol p tler polar olan kısımlarında bas t b r şeker ya da ol gosakkar t bulundururlar k bunlara
6 adet 5 karbonlu zopren b r m b r araya gel r, pol merleş r.
gl kol p tler den r.
Skualen ve sonrak aşamada kolesterol oluşur.
Zar lipitlerini daha ayrıntılı ele alalım…
Peki kolesterol sentezi neden önemli şekil üzerinde ifade etmeye çalışalım..
Gl serofosfol p tler n , gl serolün b r nc ve k nc karbonuna ester bağı le bağlanması, üçüncü karbonuna se etanolam n bağlanmasıyla
fosfat d letanolam n, kol n bağlanmasıyla fosfat d lkol n, ser n bağlanmasıyla fosfat d lser n meydana gel r. Fosfol p tler n ester bağı yer ne
z nc r n eter bağı le bağlanmasıyla plazmalojenler oluşur. Plazmalojenler, kalp fosfol p tler n n çoğunu oluşturur.
Gl serofosfol p tlerden fosfat d l noz tol, plazma zarında fosfor llen r ve fosfat d l noz tol 4,5 d fosfatı oluşturur. Plazma zarındak
fosfat d l noz tol 4,5 d fosfat hormonal s nyaller karşısında fosfal paz C’n n akt fleşmes le h drol ze olur. H drol zasyon ürünler , noz tol 1,4,5
tr fosfat (IP3) ve d as lgl serol dür. IP3, kals yumun (Ca+2) hücre ç salınımını akt ve ederken, d as lgl serolde prote n k naz C’n n akt fleşmes n
sağlar. Akt ve olan enz m,b r fosfor l grubunun ATP’den hedef prote nde spes f k b r gruba transfer n katal zler ve bu şek lde hücren n
metabol zmasını değ şt r r.
Hormonel s nyallere yanıt ve hücre düzenlenmes konularından bahsetm şken, yağ as tler ne kısa b r ger dönüş yapalım…hayvan organ zması
tarafından sentezlenemeyen bes nlerle dışarıdan alınması gereken yağ as tler ne esans yel yağ as tler den r. Organ zma ç n ht yaç duyulan bu
yağ as tler n n eks kl ğ ne bağlı olarak büyümede ger l k, lezyonlar, dermatoloj k problemler ortaya çıkab l r. L nole k as t, l nolen k as t ve
9,12
arah don k as t esans yel yağ as tler d r. L nole k as t 18:2 ( ) şekl nde fade ed l r. Bes nlerle yeter m ktarda l nole k as t alınırsa arah don k
as t alınımına ht yaç duyulmaz çünkü arah don k as t l nole k as tden sentezlen r. Arah don k as t sentez neden öneml …
E kosano tler olarak tanımlanan, tromboksanlar, lökotr enler ve prostagland nler arah don k as tden sentezlenen hormonlardır.
Prostagland nler doğum sırasında ve menstruasyonda uterus kaslarının kasılmasında, yangıda görev yapar. Trombos tler se pıhtılaşmanın
oluşmasında rol oynar. Asp r n, buprofen g b yangı g der c (ant nflamatuvar) etkenler, arah don k as tden prostagland nler ve
https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/temel_biyokimya_ve_fizyoloji_bilgisi/1/index.html 21/101 https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/temel_biyokimya_ve_fizyoloji_bilgisi/1/index.html 22/101
19.10.2020 Temel Biyokimya ve Fizyoloji Bilgisi 19.10.2020 Temel Biyokimya ve Fizyoloji Bilgisi
Ünite Soruları
Cevap: N şasta ve gl kojen monosakkar tler n depo şekl olarak, sellüloz ve k t n b tk ler n hücre duvarında ve hayvanların se dış
selet komponent olarak görev yapar. N şasta ve gl kojen n yapısında çok sayıda h droks l grubu bulunur, bu nedenle su le h drojen
bağı yaparlar ve h dratlanmışlardır. N şasta neredeyse tüm b tk hücreler nde bulunur. Am loz ve am lopekt n olmak üzere k t p
glukoz pol mer ht va eder. Am loz; α 1-4 bağlarıyla bağlanmış dallanma göstermeyen düz z nc r kısmını oluşturur. Am lopekt n
dallanma gösteren kısmıdır. Dallanma noktalarında farklı olarak α 1-6 bağları mevcuttur.Hayvan hücreler nde bulunan gl kojen,
am lopekt ne oranla çok daha fazla dallanmış yapı çer r. Bu nedenle α 1-6 bağları bağları taşır. Hayvan hücreler n n
depopol sakkar t olan gl kojen karac ğer hücreler nde yoğun bulunur.
Bölüm Özeti
Cevap: Z nc r n uzunluğu ve bağlanma tarzına bağlı olarak homopol sakkar tler ve heteropol sakkar tler olarak k ye ayrılır.
H drol ze olduklarında tek b r çeş t monomere ayrışanlar homo, k veya daha fazla çeş t monomere ayrışanlara
heteropol sakkar tler den r. Homopol sakkar tler, n şasta , gl kojen, dekstran, sellüloz, nul n, k t n. Heteropol sakka tler, hepar n,
kondro t n sülfat, hyaluron k as t, pekt n.
Cevap: L p tler, eter, kloroform g b çözücülerde çözünen suda çözünmeyen organ k moleküllerd r. Canlıların depo hal ndek enerj
kaynağını teşk l ederler. En öneml görevler membran komponent olarak görev yapmalarıdır. Yağ as tler le esterleş rler. Hormon
ve v tam nler n yapısında bulunmaları neden yle metabol zmada öneml görevler vardır.
Cevap: Yağ as tler n n f z ksel özell kler , ht va ett kler z nc r uzunluğuna bağlı olarak değ ş kl k göster r. H drokarbon z nc r
uzunlukları, doymamışlık dereceler f z ksel özell kler ç n öneml d r. Yağ as tler n n yapısındak apolar h drokarbon z nc rler
neden yle suda çözünmezler. Ç bağ sayısı azaldıkça sudak çözünürlük azalır. 12 karbon atomundan 24 karbon atomuna kadar
olan doymuş yağ as tler oda sıcaklığında katı b r yoğunluğa sah pken, aynı uzunluğa sah p benzer doymamış b r yağ as d se
sıvıdır. Doymamış yağ as tler arasındak etk leş m bozmak ç n daha az ısı enerj s gerek r. Doymamış yağ as tler n n er me noktaları
aynı z nc r uzunluğundak doymuş yağ as tler n n er me noktalarına göre daha düşüktür.
Cevap: Kolesterol ( s klopentanoperh drofenantren halkası) hücrelerde sentez ed leb len, kalp damar sağlığı ç n oldukça öneml
olması neden yle en b l nd k l p tt r. Safra as tler ve stero t hormonların öncül maddes olmakla beraber zarların yapısında akt f 5. PROTEİNLER
görevler vardır. İzopren b r mler nden üret l r, 5. ve 6. karbon atomları arasında b r ç bağ, 3.karbonda b r h droks l grubu, 10 ve 13
nolu karbon atomlarında met l grupları ve 17.karbonda se 8 karbonlu b r yan z nc r bulundurur.
Giriş
7. Yağ as tler n n k myasal özell kler n maddeley n z.
Prote nler canlı organ zmanın yapısına katılan en öneml makromoleküllerdend r. 20 çeş t am noas d n farklı d z ler ve farklı komb nasyonlarla
Cevap: çok sayıda b r araya gelmes yle prote nler meydana gelmekted r. Enz mler, hormonlar, mmun s stemde görevl yapılar g b b yoloj k öneme
-Karbon sayısı 6 ‘dan fazla olan yağ as tler n n metallerle yaptığı tuzlara sabun den r. sah p b rçok yapısal madde prote n çer r. Prote nler n h drol ze olmasıyla am noas tler açığa çıkar. B r am noas d n am no grubu le d ğer
am noas d n karboks l grubu arasında pept t bağı oluşmasıyla prote nler meydana gel r. B r am noas d n yapısı nasıldır?
-Yağ as tler n n karboks l grupları alkollerle esterleşerek b rleş r.
- Yüksek basınçta doymamış yağ as tler n n ç bağları, brom, n kel ve bakır g b halojenlerle doyurulur.
1-Nötral aminoasitler Treoz n, Fen l alan n Tr ptofan, H st d n, Prol n, S ste n, Met yon n
H droks prol n
Gl s n, Alan n, ser n, Treon n, Val n, Löys n,
9. Esans yel yağ as tler ned r, önem n açıklayınız. İzolöys n
Cevap: L nole k as t, l nelen k as t ve arah don k as t esans yet yağ as tler d r. Organ zma tarafından sentez ed lemed ğ ç n 2-Asidik aminoasitler ve amidleri
dışarıdan bes nlerle alınırlar. E kosano tler olarak tanımlanan, tromboksanlar, lökotr enler ve prostagland nler arah don k as tden Aspart k as t, Glutam k as t, Asparaj n ve Gluatm n
sentezlenen hormonlardır. Prostagland nler doğum sırasında ve menstruasyonda uterus kaslarının kasılmasında, yangıda görev
3-Bazik aminoasitler
yapar. Trombos tler se pıhtılaşmanın oluşmasında rol oynar. Asp r n, buprofen g b yangı g der c (ant nflamatuvar) etkenler,
arah don k as tden prostagland nler ve tromboksanların sentez n katal zleyen s klooks jenaz enz m n nh be ederek prostagland n Arj n n, L z n, H droks l z n, Orn t n, s trull n
ve tromboksan oluşumunu nh be ederler. Bu şek lde yangı g der c olarak ve kan sulandırıcı olarak kullanılırlar.
10. Gl serol p tlerden, fosfot d l noz tolün önem hakkında b lg ver n z. ** Am noas tler ht va ett kler R değ şken grubundak fonks yonel yapıya bağlı olarak nötral, as d k, baz k, halkasal ya da kükürtlü özell k
taşırlar.
Cevap: Fosfat d l noz tol, plazma zarında fosfor llen r ve fosfat d l noz tol 4,5 d fosfatı oluşturur. Plazma zarındak fosfat d l noz tol
4,5 d fosfat hormonal s nyaller karşısında fosfal paz C’n n akt fleşmes le h drol ze olur. H drol zasyon ürünler , noz tol 1,4,5 **Am noas tler aynı anda hem karboks l hem am no grubu taşıdıkları ç n d pol özell k göster rler.
+2
tr fosfat (IP3)ve d as lgl serol dür. IP3, kals yumun (Ca ) hücre ç salınımını akt ve ederken, d as lgl serolde prote n k naz C’n n ** Karboks l grubuna komşu karbon atomundan başlayarak C atomları, α, β, δ şekl nde s mlend r l r.
akt fleşmes n sağlar. Akt ve olan enz m,b r fosfor l grubunun ATP’den hedef prote nde spes f k b r gruba transfer n katal zler ve bu
şek lde hücren n metabol zmasını değ şt r r.
CEVAP ANAHTARI
1. - 2. - 3. - 4. - 5. - 6. - 7. - 8. - 9. - 10. -
https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/temel_biyokimya_ve_fizyoloji_bilgisi/1/index.html 25/101 https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/temel_biyokimya_ve_fizyoloji_bilgisi/1/index.html 26/101
19.10.2020 Temel Biyokimya ve Fizyoloji Bilgisi 19.10.2020 Temel Biyokimya ve Fizyoloji Bilgisi
Am noas tler n b rb rler ne peptit bağı le bağlanmasıyla pept tler ve prote nler oluşur. İk adet am noas d n pept t bağı adı ver len am t bağıyla
Metalloprote nler Bakır, Kals yum, Mol bden, Ç nko
kovalent bağlanması sonucu d pept tler meydana gel r. Üç adet am noas t, k pept t bağı le bağlanırsa tripeptit, az sayıda am noas tler n
bağlanmasıyla oligopeptit, çok sayıda am noas d n b r araya gelerek bağlanmasıyla polipeptitler oluşur. B r pept tte serbest α-am no grubunu
çeren am noas t kalıntısı amino-terminal (N term nal), d ğer uçtak serbest karboks l grubu çeren kalıntı se karboksil terminal (C term nal) Tablo 8 Konjuge prote nler
Dört adet prote n yapı düzey vardır. Pep t bağları ve d sülf t bağları; kovalent bağlarla bağlanmış am noas t kalıntılarının oluşturduğu pol pept t
z nc r birincil yapıdır. Am no as t sekansı olarak da tanımlanan pr mer yapı, am noas tler n molekül ç ndek d z l m sırasıdır. B r pol pept t
z nc nde, molekülün başlangıcında bulunan am noas t serbest b r am no grubu, z nc r n sonundak am noas tde serbest b r karboks l grubu
ht va eder. Prote n n başlangıcına N term nal , z nc r n sonuna se C term nal den r. Pr mer yapı b rb r ne pept t bağlarıyla bağlanmış, d sülf t
bağları çeren b r d z am noas tten meydana gel r.
Am noas t kalıntıları, kararlı düzenlemelerle tekrar eden yapısal modeller oluşturarak ikincil yapıyı oluşturur. Pept t z nc r n n üç boyutlu yapısı,
z nc r ç nde yer alan pept t bağlarından köken alıyorsa ve s metr göster yorsa bu tarz konformasyon k nc l yapıdır. H drojen köprüler k nc l
yapıyı oluşturan bağ t p d r. İk nc l yapının, α hel ks ( α sarmal) ve β konformasyonları vardır. Prote nler n yapısında bulunan atomların uzaysal
Şekil 20. Pept t bağı düzenlen m prote nler n konformasyonu olarak tanımlanır. H drojen bağları, prote n z nc r çer s nde yer alan pept t bağları arasında kurulur.
Prote n z nc r b r s l nd r etrafında sarılmış şek lde b r poz syon alır ve kıvrımdan kıvrıma karşılıklı gelen pept t bağları arasında h drojen
**Pept tler z nc r n her ucunda b r serbest α-am no grubu ve b r serbest α-karboks l grubu ht va eder. Serbest olmayan z nc r ç ndek am no ve
köprüler kurulur. Prol n d ğer am noas tlerden farklı olarak , α hel ks yapısına katılmaz, bu nedenden dolayı prol n hel ks kırıcı am noas t olarak
karboks l grupları pept tler n as t baz davranışlarına etk etmezler. Fakat yon ze olab len R grubuda pept d n as t baz davranışına etk eder.
tanımlanır.
Serbest am noas tlerde olduğu g b pept tler nde bel rl b r pH’da nötr davrandığı yan eş t sayıda poz t f ve negat f yük taşıdığı b r zoelektr k
noktası mevcuttur. Tekrarlayan yapının k nc b r t p olan β konformasyonda, pol pept t z nc r n n skelet hel ks yapısından farklı, z gzag yapısındadır. Z gzag
şekl ndek pol pept t z nc rler yan yana gelerek β tabaka oluşturur. β tabakadak yan yana olan pol pept t z nc rler ya paralel ya da ant paralel
B rçok ufak pept t çok m n mal konsantrasyonda fonks yonel etk göstereb l rler. Uterus kasılmasını stümüle eden oks tos n hormonu dokuz
konumda bulunab l r yan am no ve karboks l uçları aynı veya zıt yönde olab l r.
am noas t kalıntısı le ufak pept t ht va eder. Prote nler b r adet pept t z nc r bulundurab ld kler g b b rden fazla pept t z nc r de
bulundurab l rler. B r 30 d ğer se 21 am noas tten oluşan, k adet pol pept t z nc r çeren ve pankreasdan salınan nsul n hormonu t p k Prote nler n fonks yonel n tel kler n n yer ne get reb lmes nde önem taşıyan üçüncül yapı, prote nlerde bulunan atomaların üç boyutlu
örnekt r. Hemoglob nde y ne benzer şek lde k adet benzer α z nc r ve k adet benzer β z nc r yan 4 adet pol pept t alt b r m çer r. düzenlen mler d r. B rb r nden uzak mesafede bulunan am noas tler prote n n katlanma bölges ç nde kalır. Z nc rdek kıvrılmaların yerler , bu
kıvrılmaların yönler ve açısı, Prol n, Treon n, Ser n, Gl s n g b kend ne spes f k kıvrılma oluşturan am noas tler n sayısı ve yerleş m yle bel rlen r.
20 adet am noas t prote nlerde her da m eş t konsantrasyonda bulunmaz, bazıları molekül başına sadece b r adet bulunab ld ğ g b , bazıları h ç
bulunmayab l r, bazıları da çok fazla m ktarda bulunab l r. Prote nler n yapılarında k den fazla pol pept t z nc r veya altb r m olab l r. Bu altb r mler aynı olab ld ğ g b farklı yapıda da olab l rler. Prote n
altb r mler n n üç boyutlu kompleksler hal nde düzenlen mler dördüncül yapıyı meydana get r r. Dördüncül yapı, b r prote n molekülünün
Am noas tler dışında k myasal grup çermeyen prote nler basit proteinlerdir. Bazıları se am noas tlere ek olarak başka b r k myasal grup
bel rl sayıdak altb r mlerden (subun t, protomer ) oluşmasıdır.
bulundururlar k bunlara birleşik (konjuge) proteinler den r. B rleş k prote nler n am noas t olmayan bölümüne prostetik grup adı ver l r.
B rleş k prote nlere ayrıntılı göz atalım Uzun pl kç kler veya tabakalar hal nde düzenlenm ş pol pept t z nc rler ne sah p olan fibröz proteinler ve küresel/globüler şek lde katlanmış
pol pept t z nc rler n çeren küresel proteinler olmak üzere prote nler yapısal olarak k alt gruba da ayrılırlar. Yapısal olarak b rb r nden farklılık
Bas t prote nler nelerd r…
gösteren bu prote nlerden f bröz prote nler, k nc l yapının tek t p nden meydana gelm şken, küresel prote nler k nc l yapının çeş tl t pler n
Albumin, yumurta akında ovalbum n, kanda serum album n ve süttek laktalbum n hayvansal kaynaklıdır. Baklag llerdek legumel n, çer r. F bröz prote nlerde temel yapısal b r m, k nc l yapının tekrarlayan kısmıdır. Omurgalılara şek l ve dış koruma görev yapan yapılar f bröz
hububattak löykos n se b tk sel kaynaklıdır. Taşıyıcı prote nlerd r. prote nlerden, enz mler n ve regülatör prote nler n çoğu küresel prote nlerden oluşur.
Globul n, yumurtadak ovglobul n, süttek laktoglobul n, kan plazmasındak globul nler ve f br nojen hayvansal, kend r tohumundak F bröz yapıdak prote nler bulundukları yapıya güç ve esnekl k veren özell k katarlar. Saç, tüy ve tırnakların yapısında bulunan α keratin, α
edest n, baklag llerdek legum n b tk sel menşeyl kaynaklarıdır. Immun s stemde akt f görev alırlar. hel ks ve d sülf t bağlarıyla çapraz bağlıdır ve f bröz prote nler n en t p k örnekler ndend r. α kerat nlerde dördüncül yapıyı sab tleyen çapraz
bağlar d sülf t karakterl d r.
Glutel n, prolam n, h stonlar, protam nler d ğer öneml bas t prote nlerdend r.
https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/temel_biyokimya_ve_fizyoloji_bilgisi/1/index.html 27/101 https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/temel_biyokimya_ve_fizyoloji_bilgisi/1/index.html 28/101
19.10.2020 Temel Biyokimya ve Fizyoloji Bilgisi 19.10.2020 Temel Biyokimya ve Fizyoloji Bilgisi
Dayanıklılığın artmasını sağlayan b r d ğer yapı kollajenlerd r. Göz korneası, kıkırdak, tendonlarda bulunur. Kollajen gl s n, alan n, prol n ve
h droks prol n çer r. Kollajen n am noas t çer ğ kend ne özgüdür ve d ğer prote nlerden farklılık göster r. Am noas t d z l m tekrarlayan b r Ünite Soruları
tr pept t b r m d r. Kollajen n α z nc r sadece bu prote ne spes f k tekrarlamalı b r k nc l yapıya sah pt r.
İpek prote n olan fibroin, böcek ve örümcekler tarafından üret l r. Pol pept t z nc r çoğunlukla β konformasyon yapısındadır. Ger lme
özell ğ nden yoksundurlar, β konformasyon zaten çok uzamış yapıdadır. Fakat esnekl k özell ğ göster r.
1. B r am noas d n yapısında neler vardır, hang bağ le bağlanırlar?
Pol pept t z nc r n n farklı bölümler n n b rb r üzer nde katlanmasıyla küresel/globuler prote nler oluşur. Prote nler n şlevler n yer ne
get rmeler n sağlayan yapısal çeş tl l k katlanmalar sayes nde olur. Enz mler, mmunglobul nler, transport prote nler yapısal olarak küresel Cevap: B r am noas tte karboks l grubu, am no grubu, h drojen atomu ve b r adet R değ şken grubu mevcuttur. Am noas tler n
yapıdadır. Küresel prote nler n yapısı karmaşıktır. Miyoglobin bu durumun en t p k örnekler ndend r. Kas hücreler nde oks jen bağlayıcı b r b rb rler ne peptit bağı le bağlanmasıyla pept tler ve prote nler oluşur. İk adet am noas d n pept t bağı adı ver len am t bağıyla
prote n olan m yoglob n, 153 adet am noas t çeren tek b r pol pept t z nc r ve hem grubundan oluşur. Hem grubu aynı zamanda er tros tlerde kovalent bağlanması sonucu d pept tler meydana gel r. Üç adet am noas t, k pept t bağı le bağlanırsa tripeptit, az sayıda
oks jen bağlayıcı prote n olan hemoglob n yapısında da bulunur. M yoglob n n ve hemoglob n n koyu kırmızı kahve reng nden hem grubu am noas tler n bağlanmasıyla oligopeptit, çok sayıda am noas d n b r araya gelerek bağlanmasıyla polipeptitler oluşur. Pept t bağı
sorumludur. Protoporfirin adı ver len karmaşık b r halka yapısı çeren hem, bu halkaya ferröz formda (Fe+2) bulunan b r dem r atomu b r am noas d n am no grubu le d ğer am noas d n karboks l grubu arasında kurulur.
bulundurur. Dem r atomunun altı adet koord nasyon bağı vardır. Bunlardan dört tanes düzlemsel konumda porf r n molekülüne bağlı, k tanes
düzleme d k konumda bulunur. M yoglob n ve hemoglob nde bu d k kord nasyon bağlarından b r H st d n am noas d n n azot atomuna bağlı
ken d ğer serbest halde bulunur ve oks jen molekülünün (O2) bağlanmasına aracılık eder. 2. Am noas tler sınıflandırınız.
Denatürasyon doğal yapının bozulmasıdır. Doğal yapının bozulması ç nde prote n molekülünün b r takım etkenlere maruz kalması
gerekmekted r. Denatürasyon olayının olması ç n pept d bağlarının çözülmes şart değ ld r. Prote n molekülünün, katlarının açılması ve değ ş k
b r b ç mde tekrar katlanması yan k nc ve üçüncü yapılardak değ ş kl klerde prote n molekülünün n tel kler n değ şt r r. Üçüncü yapının
bozulması ger döneb l r b r denatürasyon olduğu halde, k nc yapının bozulduğu durumlarda, oluşan denatürasyonun ger ye dönüşü yoktur.
Denatürasyon etkenler n n başında bazı f z ksel olaylar vardır. Kısa sürel ısı uygulamaları, X ve UV (ulltrav yole) ışınları, prote n çözelt s n n
kuvvetle çalkalanması, dondurulup çözülmes , yüksek basınç uygulanması bunların başında gel r.
Denatürasyona neden olan başlıca k myasal etk ler de şöyle sayab l r z. Prote nler n etanol, aseton ve başka apoler çözücülerle şleme tab
tutulması, üre, sal s lat ve guan d n tuzları le hazırlanmaları, as t ve alkal lerle uzun süre bekletme ve sodyum dodes l sülfat g b uzun z nc rl
alk l sulfatlarla tepk meye sokulmaları. Denatürasyona uğrayan prote nler n, çözünürlüğü değ ş r, bazı renk tepk meler ş ddetlen r, enz m ve
hormonların b yoloj k etk nl kler kaybolur.
Bölüm Özeti
Prote nler n k myasal yapısı, metabol zma ç ndek fonks yonları ve sınıflandırılması anlatılmıştır.
Am noas tler ht va ett kler R değ şken grubundak fonks yonel yapıya bağlı olarak nötral, as d k, baz k, halkasal ya da kükürtlü
özell k taşırlar.
Cevap:
Cevap: Doğal yapının bozulmasıdır. Denatürasyon olayının olması ç n pept d bağlarının çözülmes şart değ ld r. Prote n Şek l 21. Mononükleot d
molekülünün, katlarının açılması ve değ ş k b r b ç mde tekrar katlanması yan k nc ve üçüncü yapılardak değ ş kl klerde prote n
molekülünün n tel kler n değ şt r r. Üçüncü yapının bozulması ger döneb l r b r denatürasyon olduğu halde, k nc yapının
bozulduğu durumlarda, oluşan denatürasyonun ger ye dönüşü yoktur. Kısa sürel ısı uygulamaları, X ve UV (ulltrav yole) ışınları,
prote n çözelt s n n kuvvetle çalkalanması, dondurulup çözülmes , yüksek basınç uygulanması bunların başında gel r. Prote nler n
etanol, aseton ve başka apoler çözücülerle şleme tab tutulması, üre, sal s lat ve guan d n tuzları le hazırlanmaları, as t ve
alkal lerle uzun süre bekletme ve sodyum dodes l sülfat g b uzun z nc rl alk l sulfatlarla tepk meye sokulmaları. Denatürasyona
uğrayan prote nler n, çözünürlüğü değ ş r, bazı renk tepk meler ş ddetlen r, enz m ve hormonların b yoloj k etk nl kler kaybolur.
1. - 2. - 3. - 4. - 5. -
Nüklet t bazı kovalent bağ le gl koz d bağı le pentozun 1.karbonuna bağlanırken fosfat 5’ karbonuna esterleş r. Pentoz ve fosfat grubu arasında
fosfod ester bağı mevcuttur.
Genet k b lg n n depo ed ld ğ , deoks r bonukle k as t (DNA) ve r bonükle k as t (RNA) nükle k as tler n yapı taşlarıdır. Pek pür n ve p r m d n
bazları nelerd r…Aden n ve Guan n pür n bazları ken, S toz n, T m n, Uras l p r m d n bazlarıdır. DNA ve RNA’nın k pür n bazı Aden n ve Guan n
d r. Hem DNA hem de RNA’da ortak bulunan p r m d n bazı S toz n’d r. İk nc p r m d n baz farklılık göster r, DNA’da T m n ken RNA’da Uras l
mevcuttur. Nükle k as tlere kısa b r ara verel m; ‘gen’ tar f yle devam edel m…Prote n, RNA g b ürünler n sentez ç n gerekl olan genet k b lg y
taşıyan DNA parçasına gen den r.
Nükle k as tlerde k t p 5 karbonlu şeker vardır. DNA’nın tekrarlayan deoks r bonukleot t b r mler 2-deoks D r boz ken, RNA’nın r bonukleot t
b r mler D R boz’dur. Her k pentozda kapalı beş üyel halka formunda bulunur.
Nükle k as tler n yapısını oluşturan nükleot tler fosfat grubu köprüler yle kovalent şek lde bağlanırlar. Bağlanma nasıl olur? Fosfat grubu
nükleot tlerden b r n n 5’ h droks l grubuyla ardındak nükleot d n 3’ h droks l grubu arasında fosfod ester bağı oluşturur. Moleküller n
yapısındakı şeker b r mler n n h droks l grupları suyla h drojen bağı yaparlar k bu durumda h drof l k olma nedenler n açıklar. Genelde 50 yada
daha az sayıda nükleot t çerenler oligonükleotit olarak s mlend r l rken, daha uzun z nc re sah p olanlar polinükleotit olarak fade ed l r.
Yapıların fosfatla b rleşmes sonunda, oluşan nükleot tlerde baz olarak aden n bulunduruyorsa adenozin monofosfat (AMP), guan n
bulunduruyorsa guanozin monofosfat (GMP), s toz n bulunduruyorsa sitidin monofosfat (CMP), uras l bulunduruyorsa uridinmonofosfat
(UMP), t m n bulunduruyorsa timidin monofosfat (TMP) olarak fade ed l r. Adenoz n monofosfat hakkında ayrıntıya g rel m… b r molekül fosfat
daha bağlanırsa adenozin difosfat (ADP), üçüncü b r fofat daha bağlanırsa, adenozin trifosfat (ATP) meydana gel r. Adenoz n tr fosfat, k myasal
reaks yonların başlıca enerj kaynağıdır ve serbest halde bulunur. ATP ve GTP b yoloj k açıdan oldukça öneml yapılardır. Her k nükleot tde
kend ler ne özgü s klaz enz mler sayes nde hücre metabol zmasında görev alırlar. Fonks yonel grupların taşınması sırasında görev yapan B
grubu v tam nler n akt f şek ller yapı taşları olarak nüklet tler bulundurur. Bu v tam nler hücre ç nde görevler n yapab lmeler çn üstündek bölgeye "promotör’ den r. Bu bölgede genler n fades n kontrol eden DNA d z ler yer alır. Ökaryot k hücrelerde transkr ps yon ç n,
nükleot tlere gereks n m duyarlar. Örneğ n B2 v tam n R boflav n, flav n aden n d nükleot t ya da flav nn aden n mono nükleot t, h drojen özgül DNA bölgeler n n RNA pol meraz II tarafından tanınması gerek r. Z nc r n uzamasında bağlanan nükleot d n 5' fosfat grubu le RNA
taşınmasının koenz m olan N kot nam t Aden n D nükleot t (NAD) ya da N kot nam t Aden n D nükleot t Fosfat (NADP), AMP çer rler. z nc r ndek 3' h droks l grubu arasında b r fosfod ester bağı meydana gel r. Sentez sırasında geç c b r DNA-RNA k l s oluşur daha sonra RNA,
DNA'dan ayrışır ve DNA tekrar kapanıp normal ç sarmallı hal ne ger döner.
DNA, genet k b lg y depolar ve ç sarmal yapıdadır…DNA molekülü hel ks yapıdadır. Aynı eksen üzer nde k pl kç kten meydana gel r.
Deoks r boz ve fosfat grupları h drof l k; dışa bakan yüzünü oluştururken pür n ve p r m d n bazları çe doğrudur. Tranlasyon nedir?( Çevirim)...
Am noas t d z ler n n ş fres n n transfer nden sorumlu olan mRNA’nın öncülüğünde oluşan pol pept d sentez d r. Bu z nc r katlanarak b r prote n
molekülü meydana gel r. Bel rl b r am noas d ş freleyen üçlü nükleot dden oluşan yapılara kodon den r. Çev r m sırasında bu üçlü peşpeşe ve
üstüste gelmeyecek şek lde okunur. D z dek özel b r lk kodon üç nükleot tte yen b r kodonun başladığı okuma çerçevesini fade eder.
Prote nler n am noas t d z s b rb r n tak p eden kodonların doğrusal d z s yle tanımlanır. Tek pl kl DNA veya RNA d z s üç olası okuma
çerçeves ne sah pt r. Her okuma çerçeves farklı kodon d z s n ortaya çıkarır. Fakat bunların sadece b r tanes b r prote n ş freler. R bozom ve
tRNA translasyonun 2 öneml komponent d r. Komponentlerden b r ribozomdur, prote n ve rRNA oluşturur. D ğer komponent tRNA dır.
Translasyon sırasında am no as tler r bozomlara taşır ve ant kodonları (mRNA üzer ndek kodonun tRNA' dak tamamlayıcısı olan üçlü nükleot t
grubu) oluşturur. mRNA ve prote n arasında translator görev görür.
Şekil 23.
Bölüm Özeti
Nükle k as tler n yapısı ve genet k materyal n aktarımındak roller ve b yoloj k önem anlatılmıştır.
İpl kç klerden b r üzer ndek baz, d ğer pl kç k üzer ndek baz le eşleş r. Aden n ve T m n eşleş rken, Guan n ve S toz n eşleş r. A ve T arasında k
h drojen bağı, G ve C arasında üç adet h drojen bağı vardır. Ç sarmal tümley c yapıya sah pt r, h drojen bağları k pl kç ğ b rb r ne bağlar.
F zyoloj k koşullarda bu yapı sab t kalır. Ancak sıcaklık, pH değ ş mler sonucu h drojen bağları çözülür ve hel ks yapı bozulur bu olaya
denatürasyon den r. Fosfat ve şeker grupları arasındak fosfod ester bağları etk lenmed ğ sürece, şartlar esk hal ne get r ld ğ nde DNA esk
hal ne döner k bu olaya renatürasyon den r.
Prokaryot k hücrelerde DNA bükülmüş, ç sarmal helezon şekl nded r ve b r kısmı plazma membranının ç yüzey le bağlantılıdır fakat prote n
yapıları le bağlantısı yoktur. Buna karşın ökaryotlarda hücren n tamamına yakını çek rdek çer s nde bükülmüş ç pl kl pol merler hal nde
histon adı ver len baz k prote nlere bağlıdır ve bu yapıya kromatin den r. Kromat n n prote n kısmının yarısı h ston prote n d r. H stonlar, H1,
H2A, H2B, H3 ve H4 olarak 5 adett r. Bu temel prote n yapı DNA’ya sağlam bağlanmıştır.
Hücre bölünmes sırasında DNA üzer nde depolanmış genet k b lg n n b r sonrak nes llere değ şme olmadan aktarılması olayına repl kasyon
den r. DNA’nın kend n eşleşmes ç n b r başlangıç noktasından DNA z nc r n n ç lenmes gerek r. Yapıdak ç sarmal açılır ve her k z nc r
serbest hale geçer, ayrılan z nc rlerden her b r nden yen b r z nc r sentez ed l r. Sonuç olarak k yen z nc r meydana gel r. Esk z nc rde yer alan
bazın karşısına tamamlayıcısı olan baz gel r. Ana z nc rde k aden n bazının karşısına yen z nc rde t m n gel rken, guan n karşısına s toz n gelerek
eşleşme gerçekleş r.
Bu noktada b raz da RNA’dan bahsedel m… Gen üzer ndek b lg n n fadelenmes b r DNA kalıbından yazılan b r RNA molekülünün senetez yle
gerçekleş r. Üç t p RNA molekülü vardır. Elç , haberc , messenger RNA (m RNA) ; b r gen tarafından saptanan b r ya da b rkaç pol pept d n
am noas t d z ler n n ş fres n taşımakla görevl d r. Taşıyıcı, transfer RNA (t RNA) ; m RNA’nın çerd ğ ş fre b lg s n okur ve uygun olan am noas d
prote n sentez sırasında pol pept t z nc r ne taşır. R bozomal RNA (r RNA) r bozomların yapısına katılır.
Transkr ps yon, DNA'yı oluşturan nükleot t d z s n n RNA pol meraz enz m tarafından b r RNA d z s olarak kopyalanması olayıdır yan , genet k
b lg n n DNA'dan RNA'ya aktarımıdır. DNA sentez nde olduğu g b transkr ps yonda da RNA sentez 5' → 3'doğrultusunda lerler. Esk pol mer 3'
→ 5'doğrultusunda okunur; tamamlayıcı yen pol mer 5' → 3' doğrultusunda meydana gel r. B r gen n okunmaya başlandığı noktanın hemen
https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/temel_biyokimya_ve_fizyoloji_bilgisi/1/index.html 33/101 https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/temel_biyokimya_ve_fizyoloji_bilgisi/1/index.html 34/101
19.10.2020 Temel Biyokimya ve Fizyoloji Bilgisi 19.10.2020 Temel Biyokimya ve Fizyoloji Bilgisi
Ünite Soruları
Cevap: Hücre bölünmes sırasında DNA üzer nde depolanmış genet k b lg n n b r sonrak nes llere değ şme olmadan aktarılması
olayına repl kasyon den r. DNA’nın kend n eşleşmes ç n b r başlangıç noktasından DNA z nc r n n ç lenmes gerek r. Yapıdak ç
sarmalın açılır ve her k z nc r n serbest hale geçer, ayrılan z nc rlerden her b r nden yen b r z nc r sentez ed l r. Sonuç olarak k yen
z nc r meydana gel r. Esk z nc rde yer alan bazın karşısına tamamlayıcısı olan baz gel r. Ana z nc rde k aden n bazının karşısına yen
z nc rde t m n gel rken, guan n karşısına s toz n gelerek eşleşme gerçekleş r.
Cevap: Yapıların fosfatla b rleşmes sonunda, oluşan nükleot tlerd baz olarak aden n bulunduruyorsa adenozin monofosfat (AMP), Z nc r n uzamasında bağlanan nükleot d n 5' fosfat grubu le RNA z nc r ndek 3' h droks l grubu arasında b r fosfod ester bağı
b r molekül fosfat daha bağlanırsa adenozin difosfat (ADP), üçüncü b r fofat daha bağlanırsa, adenozin trifosfat (ATP) meydana meydana gel r. Sentez sırasında geç c b r DNA-RNA k l s oluşur daha sonra RNA, DNA'dan ayrışır ve DNA tekrar kapanıp normal ç
gel r. Adenoz n tr fosfat, k myasal reaks yonların başlıca enerj kaynağıdır ve serbest halde bulunur. ATP b yoloj k açıdan oldukça sarmallı hal ne ger döner.
öneml b r yapıdır. Kend ler ne özgü s klaz enz mler sayes nde hücre metabol zmasında görev alır.
Cevap: katlanarak b r prote n molekülü meydana gel r. Bel rl b r am noas d ş freleyen üçlü nükleot dden oluşan yapılara kodon den r.
Çev r m sırasında bu üçlü peşpeşe ve üstüste gelmeyecek şek lde okunur. D z dek özel b r lk kodon üç nükleot tte yen b r kodonun
başladığı okuma çerçevesini fade eder. Prote nler n am noas t d z s b rb r n tak p eden kodonların doğrusal d z s yle tanımlanır.
Tek pl kl DNA veya RNA d z s üç olası okuma çerçeves ne sah pt r. Her okuma çerçeves farklı kodon d z s n ortaya çıkarır. Fakat
bunların sadece b r tanes b r prote n ş freler. R bozom ve tRNA translasyonun 2 öneml komponent d r. Komponentlerden b r
ribozomdur, prote n ve rRNA oluşturur. D ğer komponent tRNA dır. Translasyon sırasında am no as tler r bozomlara taşır ve
ant kodonları (mRNA üzer ndek kodonun tRNA' dak tamamlayıcısı olan üçlü nükleot t grubu) oluşturur. mRNA ve prote n arasında
translator görev görür.
CEVAP ANAHTARI
7. ENZİMLER
1. - 2. - 3. - 4. - 5. - 6. - 7. -
Giriş
Canlıların yapısında bulunan ve prote n yapısında olan enz mler, akt vasyon enerj s n düşürerek b yok myasal tepk men n hızını artıran
b yoloj k katal zörlerd r. Reaks yonların hızını, k myasal katal zörlere göre 109 kattan fazla arttırab l rler. Yapılarının prote n olması neden yle
katal t k akt v teler prote n konformasyonlarının sağlamlığına bağlıdır. Prote n denatüre eden tüm etkenler, enz mler n etk nl ğ n de nakt ve
eder. Enz m n etk ett ğ maddeye substrat adı ver l r. Enz mler akt v teler n yer ne get reb lmek ç n kofaktör adı ver len Fe+2, Mg+2, Zn+2 g b
norgan k yonlara veya koenzim adı ver len organ k moleküllere ht yaç duyarlar. Koenz mler yapılarında v tam n ht va ederler. Koenz mler,
elektronların, bazı atomların ve fonks yonel grupların transfer nde ara taşıyıcı olarak görev alırlar.
Koenz m Q Elektronlar
B os t n CO2
Enz m prote n ne sıkı olarak bağlanan koenz m veya metal yonu prostetik grup olarak adlandırılır. Metal yonlarıyla veya koenz m yle b rl kte
akt f olan enz m holoenzim d r. Prote n kısmına apoenzim den r.
Enz mler akt vasyon enerj s n düşürerek tepk me hızını artırırlar. Akt vasyon enerj s ned r… En bas t anlamda, k myasal b r reaks yonun
başlaması ç n gerekl en düşük enerj m ktarınaakt vasyon enerj s ya da eş k enerj s den r.
Enz mler, hücre ç nde yapılırlar ve büyük çoğunluğu hücre ç amaçlar ç n kullanılır. Peps n, k motr ps n g b s nd r m enz mler hücre dışına
salınırlar.
Enz mler katal ze ett kler tepk melere göre sınıflandırılırlar ve etk ett kler madde olan substrata göre s mlend r l rler. İs mlend rmede substrat
adının sonuna ‘az’ ek lave ed l r.
Enz mler etk ett kler maddeler olan substratlardan büyük moleküllerd r. Enz m üzer nde kofaktör ve koenz mler n bulunduğu, enz m-substrat
kompleks n n oluştuğu akt f b r merkez bulunur. Enz mler, substratları le aktif bölge adı ver len oyuk-cep şekl ndek bölgeler üzer nde
reaks yona g rerler.
Enzim+Substrat Enzim Substrat Kompleksi Enzim Ürün Kompleksi Enzim+Ürün Şekil 27.
Şekil 25.
Ankompetetif inhibisyon, nh b tör madde ES kompleks ne bağlanır. Substrata ya da serbest enz me bağlanmaz.
Substrat konsantrasyonu
Şekil 28.
Sab t b r m ktar enz m varlığında reaks yon hızı, substrat konsatrasyonu le orantılıdır. Substrat m ktarının artışı bell b r süre reaks yon hızını
artırır fakat b r süre sonra substart m ktarı ne kadar artış gösterse b le hızın değ ş m ne neden olmaz. Çünkü enz m n akt f bölges artık substrat
le doymuştur. Fazlası substrata bağlanamaz.
Isı
İrreverzible inhibisyon, nh b tör madde enz me kuvvetl bağlarla bağlandığı ç n konsantrasyonu düşse b le enz mden ayrılamadığı ç n
Reaks yon hızı ısı le artar. Fakat ısının çok yükselmes prote n yapısında olan enz m denatüre edeb leceğ nden b r süre sonra enz m etk nl ğ
enz mat k akt v te esk hal ne dönemez. İnh b tör madde enz me akt f bölegeden veya başka b r bölegeden bağlanab l r.
nakt ve olur. Enz mler n maks mum akt v te gösterd ğ ısıya opt mal ısı den r.
***Allosterik enzim, allosterik etki, katal ze ett kler metabol k yolun düzenl sağlıklı çalışmasını sağlayan ve o metabol k yolla lg l son ürün
Zaman
veya başka b r molekül tarafından akt v teler kontrol ed len enz mlere alloster k enz m den r. Bu enz mlerle katal ze ed len reaks yonların hızını
Reaks yon hızı zamanlar artar fakat oluşan ürünler zıt yönde reaks yona g reb l rler ve enz mler nakt ve olurlar. Ya da zamanla substrat azalır ve
regüle eden maddelere e ektörler den r. Hücre ç nde bulunurlar ve bunların varlığı reaks yonun hızını değ şt reb l r.
reaks yon hızı azalır.
Mult enz m s stemler nde reaks yon d z s n n son ürünü, başlangıçdak veya başlangıca yakın yerde enz m n nh b törü olarak etk göstereb l r.
pH
Böyle nh b syona, feed-back nh b syon, alloster k nh b syon veya son ürün nh b syonu den r. İnh be ed len enz me de allosterik enzim den r.
Prote n yapısında oldukları ç n enz mler pH değ ş mler ne oldukça hassas tepk ver rler. As t ve alkal ortam reaks yon hızını etk leyeceğ nden
Enzimlerin Sınıflandırılması
enz m anal zler nde tampon solüsyonlar kullanılarak ortam pH’nın sab t kalması sağlanır.
No Sınıfı Görev Örnek
İnhibitörler
1 Oks doredüktazlar Redoks tepk meler n katal zlerler ( nd rgenme yükseltgenme tepk meler ) Deh drogenazlar:Elektron
Reaks yonların hızını azaltan maddelere inhibitör den r. Enz m substrat l şk s n bozarak etk göster rler. Çeş tl laçların, k myasal ajanların
kazandırıcı tepk meler etk lerler.
organ zma üzer ndek zararlı etk ler enz m akt vasyonunu nh be etmeler neden yle oluşur. Enz m nh b syonu reverzible ve irreverzible olmak
Oks dazlar:Elektron kaybeden
üzere k çeş tt r.
tepk meler etk lerler.
Revers ble nh b syon üç alt başlık çer r: Redüktazlar: Substratı b r redüktör
Kompetitif inhibisyon, nh b tör madde yapısal olarak substrata benzerl k göster r. Enz m n (E) akt f bölges nden bağlanmak ç n substratla (S) aracılığıyla nd rgeyen enz mlere
yarışa g rer. Substrat m ktarının arttırılmasıyla nh b tör madden n negat f etk s g der leb l r. den r.
Transh drogenazlar: B r molekülden
d ğer ne h drojen taşıyarak onu
nd rger.
H droks lazlar: Substratlarına br
Şekil 26. h droks l ya da su molekülü katan
enz mlere den r.
2 Transferazlar Grup transfer tepk meler n katal zlerler. H drojen n dışında b r atomun Aspartat transam naz, Alan n
veya atom grubunun (met l, karboks l, gl koz l, am no, fosfat grupları) b r transam naz
Nonkompetitif inhibisyon, nh b tör madde akt f merkez n dışında b r noktadan enz me bağlanarak enz m n, substratı le reaks yona g rme molekülden d ğer ne aktarılmasını sağlarlar.
Dekarboks lazlar: Karboks l k
hızını azaltır. Bunların b r kısmı ger ye dönüşlü, b r kısmı se ger ye dönüşsüzdür. İnh b tör madde ya serbest enz me ya da enz m substrat as tlerden CO2 çıkmasını sağlarlar.
kompleks ne (ES) bağlanır. ESİ; Enz m substrat nh b tör kompleks oluşur. Ürün (P).
Michaelis-Menten sabiti (Km) yarı maks mal hızın elde ed ld ğ substrat konsantrasyonuna den r veya maks mum hızın yarısında saptanan
3 H drolazlar İşlevsel grupların suya transfer yan h drol z tepk meler n katal zlerler. Esterazlar: Ester bağım yıkan
substrat konsantrasyonu M chael s-Menten sab t d r, Km le fade ed l r.
enz mlerd r (l paz, r bonükleaz,
fosfataz, p rofosfataz, gl koz daz). M chael s-Menten eş tl ğ ;
4 L yazlar Ç bağlara grupların laves ve grupların yer değ şt rmes yle ç bağların Pür vat dekarboks laz, S trat Km neden önemlidir…
oluşmasını katal zlerler. sentetaz
1 - Km enz m n b r karekter st ğ d r. B r sıvının kaynama noktası g b ancak b rden fazla enz m aynı Km' e sah p olab l r,
5 İzomerazlar İzomer k formları oluşturmak üzere moleküller ç nde grupların transfer n Ep meraz, Razemeraz
2 - Km b ze substrat ç n enz m af n tes hakkında f k r ver r. B r enz m düşük Km' e sah p se substrat ç n yüksek lg ye sah pt r. Çünkü düşük
katal zlerler.
substrat konsantrasyonunda maks mum hıza ulaşılmış yan doymuştur. B r enz m yüksek Km değer ne sah pse substrat ç n düşük lg ye sah pt r
6 L gazlar ATP’n n uzaklaşmasıyla eşleşm ş kondensasyon tepk meler yle C-C, C-O, C- DNA l gaz yan maks mum hıza ulaşmak ç n fazla m ktarda substrata h t yaç duyar.
N bağlarının oluşmasını katal zlerler. 3 - Enz m üzer ne b r nh b tör etk ed yorsa Km etk tarzı hakkında b lg ver r.
Km M chael s-Menten hız konstantıdır. Km' n anlamı enz m n akt f yer n n yarısının dolu olduğu substrat konsantrasyonunun fades d r.
Tablo 10. Enz mler n sınıflandırılması
Bölüm Özeti
***Her enz m n s stemat k b r kod numarası (E.C.) vardır. Her enz m 4 rakamla fade ed l r.
Enz m, substrat, haloeoz m, apoenz m tanımları ve enz m akt v tes n etk leyen faktörler anlatılmıştır.
1. rakam: Sınıf
Örnek olarak s stemat k kod numarası E.C.2 .7.1.1 şekl nde olan b r enz mde;
***Enz m konsantrasyonları akt v te ün teler le bel rlen r. B r m l gram prote ndek enz m ün tes sayısına spes f k akt v te den r. B r
nternasyonel ün te; opt mal ısı, pH ve substrat konsantrasyonunda b r dak kada b r m kromol substratın çevr lmes n katal ze eden enz m
m ktarıdır. IU sembolü le fade ed l r.
B r enz m tarafından katal zlenen b r tepk men n hızını etk leyen faktör substratın konsantrasyonudur [S]. V0 lk hız, başlangıç hızıdır. Enz m
konsantrasyonu, sab t tutularak, substrat konsantrasyonuna bağlı olarak ulaşılan maks mum hız noktası Vmax adını alır. Başka b r fade le,
substrat konsantrasyonundak artış b r süre sonra hıza etk etmez, maks mal hıza ulaşılmıştır. İdeal enz m akt v te ölçümü, hız sab tleşt ğ nde
yapılmalıdır. Bu şek lde, tepk me hızı ve substrat der ş m arasındak l şk n cel olarak fade ed leb l r. V0 , Vmax değer ne yaklaşır fakat bu değere
asla tam olarak ulaşamaz.
Şekil 29.
Ünite Soruları
Cevap: Enz mler prote n yapısındadır, dolayısıyla prote n yapısını bozan tüm etkenler enz m n çalışmasını nakt ve eder. Enz mler
akt vasyon enerj s n düşürerek tepk men n hızını arttırırlar. Enz mler etk ett kler maddeler olan substratlardan büyük
moleküllerd r. Enz m üzer nde kofaktör ve koenz mler n bulunduğu, enz m-substrat kompleks n n oluştuğu akt f b r merkez
bulunur. Enz mler, substratları le aktif bölge adı ver len oyuk-cep şekl ndek bölgeler üzer nde reaks yona g rerler.
3. Enz m akt v tes n etk leyen faktörler yazınız, nh b tör etk s n çeş tler yle beraber açıklayınız.
Cevap: Substrat konsantrasyonu, Isı, pH, Zaman ve İnh b törler ve Enz m Konsantrasyonu
İnhibitörler
Reaks yonların hızını azaltan maddelere inhibitör den r. Enz m substrat l şk s n bozarak etk göster rler. Çeş tl laçların, k myasal
ajanların organ zma üzer ndek zararlı etk ler enz m akt vasyonunu nh be etmeler neden yle oluşur. Enz m nh b syonu reverzible
ve irreverzible olmak üzere k çeş tt r.
Kompetitif inhibisyon, nh b tör madde yapısal olarak substrata benzerl k göster r. Enz m n (E) akt f bölges nden bağlanmak ç n Cevap: Michaelis-Menten sabiti (Km) yarı maks mal hızın elde ed ld ğ substrat konsantrasyonuna den r veya maks mum hızın
substratla (S) yarışa g rer. Substrat m ktarının arttırılmasıyla nh b tör madden n negat f etk s g der leb l r. Nonkompetitif yarısında saptanan substrat konsantrasyonu M chael s-Menten sab t d r, Km le fade ed l r.
inhibisyon, nh b tör madde akt f merkez n dışında b r noktadan enz me bağlanarak enz m n, substratı le reaks yona g rme hızını
1. Km enz m n b r karekter st ğ d r. B r sıvının kaynama noktası g b ancak b rden fazla enz m aynı Km' e sah p olab l r,
azaltır. Bunların b r kısmı ger ye dönüşlü, b r kısmı se ger ye dönüşsüzdür. İnh b tör madde ya serbest enz me ya da enz m substrat
kompleks ne (ES) bağlanır. ESİ; Enz m substrat nh b tör kompleks oluşur. Ürün (P). Ankompetetif inhibisyon, nh b tör madde ES 2. Km b ze substrat ç n enz m af n tes hakkında f k r ver r. B r enz m düşük Km' e sah p se substrat ç n yüksek lg ye sah pt r.
Çünkü düşük substrat konsantrasyonunda maks mum hıza ulaşılmış yan doymuştur. B r enz m yüksek Km değer ne sah pse
kompleks ne bağlanır. Substrata ya da serbest enz me bağlanmaz. İrreverzible inhibisyon, nh b tör madde enz me kuvvetl
substrat ç n düşük lg ye sah pt r yan maks mum hıza ulaşmak ç n fazla m ktarda substrata h t yaç duyar.
bağlarla bağlandığı ç n konsantrasyonu düşse b le enz mden ayrılamadığı ç n enz mat k akt v te esk hal ne dönemez. İnh b tör
3. Enz m üzer ne b r nh b tör etk ed yorsa Km etk tarzı hakkında b lg ver r.
madde enz me akt f bölegeden veya başka b r bölegeden bağlanab l r.
Km M chael s-Menten hız konstantıdır. Km' n anlamı enz m n akt f yer n n yarısının dolu olduğu substrat konsantrasyonunun
fades d r.
1. - 2. - 3. - 4. - 5. -
Bazı enz mler n (l paz, ATPaz, süks n k deh drojenaz) akt vasyonunda görev alır,
8. MİNERALLER Kas kontraks yonlarının gerçekleşmes nde ve s n rler n uyarımları letmes nde gerekl d r,
Evc l hayvanlar ve nsanlarda serumda bulunan kals yum ve norgan k fosforun % mg m ktarlarının çarpımı normal koşullarda 36 ‘ya
Giriş denkt r.
Organ zma organ k ve norgan k maddelerden oluşur. Karbonh dratlar, l p tler, prote nler, hormonlar organ k yapıyı oluştururken, m neral Ca (% mg) x İnorgan k P (% mg)=% 36 mg
maddeler ve su norgan k yapıyı meydana get r r. K logramda gram olarak bulunan elementlere makro elementler, k logramda m l gram olarak Bu sonuç 30 dan aşağıya düşerse gençlerde raş t zm, yaşlılarda osteomalas bel rt ler görülür. Raş t zm ve osteomalas ‘ye benzer şek lde D
bulunanlara z elementler den r. v tam n eks kl ğ nde de rastlanır.
Makro elementler İz elementler
Yumurta kabuğu oluşumunda kalsiyum…
Kals yum (Ca) Bakır (Cu) Kandan em len kals yum le metabol k olaylar net ces nde oluşan karbon d oks t le suyun tepk meye g rmes sonucu meydana gelen
b karbonat anyonları b rleşerek kals yum karbonattan (CaCO3) oluşan yumurta kabuğunu ortaya çıkarırlar. D yetler yle yeter kadar kals yum
Fosfor (P) Ç nko (Zn)
alamayan tavuklar, b r süre kem klerden takv ye ederek yumurta kabuğunu oluşturmaya devam ederler. Yumurta ver m ndek düşüş yeterl
Magnezyum (Mg) Mol bden (Mo)
kals yum alınmaması dışında, aşırı sıcaklarda hayvanların solunum sayısının artmasıyla dışarıya fazla m ktarda CO2 vermeler net ces nde
Potasyum (K) Krom (Cr) kals yumdan CaCO3 oluşamamasına bağlı olarak da görülür.
Kükürt (S) Iyot (I) Serumdak Ca konsantrasyonunun düşmüş (h pokalsem ) olmasına bağlı olarak neklerde doğumdan hemen sonra görülen b r hastalıktır.
Hayvanlarda hastalığın başlangıcında kas spazmları, merkez s n r s stem n n uyarılma yeteneğ n n artması g b semptomlarla beraber lerleyen
Dem r (Fe)
safhalarda b l nç kaybı ve felçler oluşur. Damar ç ne kals yum boroglükonat vermek ve süt ver m n düşürmek amacıyla memelere hava
basmakla hastalık y leşt r l r.
Tablo 11. Makro elementler- zelementler
Fosfor (P)
Kalsiyum (Ca)
Fosfor doğada, topraklarda yaygın olarak fosfor b leş kler hal nded r. Bunlardan fosfatlar, p rofosfatlar ve tr fosfatlar organ zmayı en yakından
Kals yum doğada karbonat ve fosfat anyonları le b rl kte toprakların katımında bulunur. Sulardak CO2 etk s le çözülür ve b tk ler tarafından lg lend renlerdend r. Süt ve süt ürünler nde de öneml m ktarlarda bulunur. Hayvan vücudunun % 0,75 - 1,10’ unu norgan k fosfor meydana
kolayca alınır. Bu şek lde özell kle ot y yen hayvanların gıdasında yeter kadar vardır. Süt ve süt ürünler nde bulunur. Ca, hayvan vücudunun % get r r. Fosforun % 80’ nden fazlası skelet s stem nde h droks apat t b ç m nde bulunur. Dengel b r beslenme ç n Ca ve P un uygun oranlarda
1,4 - 2,6’sını oluşturur. Vücuttak kals yumun % 99’u se skelet s stem nde h droks apat t b ç m nde mevcuttur. Gel şmekte olan hayvanlar, alınması gerekl d r ve genel olarak bes nlerle Ca / P oranı 2 / 1 le 1 /2 olmalıdır.
gebeler, yumurtlayan tavuklar ve süt veren hayvanlar bol m ktarda kals yuma gereks n m duyarlar.
Fosfor nasıl metabolize olur?...
Bes nlerdek Ca/P oranı 2/1 le 1/2 olması gerek rken, tavukların beslenmes nde bu oran farklılık göster r 5/1- 7/1 d r.
Bes nlerle b rl kte organ zmaya alınan fosfor, m de de serbest hale geçt kten sonra büyük oranda karbonh dratlarla esterleşerek em l r. Örneğ n
Kalsiyum nasıl metabolize olur?... glukoz hücre ç nde metabol ze olab lmes ç n fosfor le olmak zorundadır. Kan dolaşımına geçen ester fosfatlar, skelet s stem ne geçer ve
Gıdalarla alınan Ca lk olarak m dede değ ş me uğrar. M dedek h droklor k as t bes nlerle alınan Ca’un çözülmes n sağlar. M deden Ca ++
yonları depolanır. Kem k hücreler ne, dolaşımla gelen ester fosfatlar, fosfataz enz m tarafından yıkılarak, norgan k fosfat yonları hal ne çevr l r.
şekl nde bağırsaklara geçerek serbest yağ as tler le b rleş r. B rleşme sonucu oluşan kals yum sabunları, safra as tler n n emülgatör etk s yle Vücuttak fosfatın büyük b r kısmı ters yer kals yum fosfat ve h droks apat t hal nde kem klerde bulunur.
emüls yonlar hal nde nce bağırsaktan em l r.V tam n D, düşük pH, s trat varlığı kals yum em l m n arttırır. V tam n D kals yumun barsaklardan
Fosforun hormonal regülasyonu nasıl olur…
em l m n kalsiyum bağlayan protein (CaBP) sentez n arttırarak sağlar.
P ht yacı parathormonun (PTH) salgılanmasına neden olur. PTH, 1-h droks laz enz m n nh be ederek 24-h droks laz enz m n akt ve eder.
Kalsiyumun hormonal regülasyonu nasıl olur…
Akt ve olan enz m fosforun barsaklardan em l m n sağlar. Kem kler çok y b r fosfat deposu olarak kabul ed l rler. Gereks n m hal nde
Ca ht yacı parathormonun (PTH) salgılanmasına neden olur. PTH, 1-h droks laz enz m n akt ve eder. 1-h droks laz enz m de böbreklerde yonlaşarak kana fosfat ver rler.
sentez ed len v tam n D metabol t olan, 1,25 d h droks kolekals ferolün (1,25-(OH)D) akt f hale geçmes n sağlayarak kals yumun barsaklardan
Fosfor organizmada ne işe yarar…
em l m n kolaylaştırır. D v tam n lk olarak karac ğerde 25 nolu karbonuna b r OH grubu bağlanarak 25-h droks kolekals ferol (25-OH-D3) hal ne
geçer, sonrak aşamada böbreklere taşınarak 1,25 d h droks D3 hal ne çevr l r. 1,25-d h droks D3 sadece barsaklardan Ca em lmes n Kem k ve d şler n yapısında bulunur,
kolaylaştırmakla kalmaz aynı zamanda kem klerden de kana Ca geç ş n akt ve eder. Kanda pH değer n n bel rl düzeyde tutulmasında görevl d r,
Kalsiyum organizmada ne iş yapar… Kanda normal Ca konsantrasyonunun sürdürülmes n sağlar,
Kem k ve d şler n yapısında bulunur, Enerj n n b r kt r lmes ve gereken alanlara aktarılmasında ve karbonh drat metabol zmasında önem taşır.
Kan ve sütün pıhtılaşmasında görevl d r, Fosforun vücuttan atılması norgan k fosfat hal nde drar, az m ktarta da dışkı le olur. Böbrek hücreler ndek fosfataz enz mler , dolaşımla gelen
Kas ve s n rler n uyarılma yeteneğ n düşürür, organ k ester fosfatları parçalarken norgan k fosfatları serbestleşt r r. Bu nedenle drarda yalnız norgan k fosfatlar vardır. Fosfatların atılmaları
sırasında drar yollarında çökmeler sonucunda fosfat kum ve taşları b ç mlen r.
Fosforun kandak konsantrasyonunun düşmes ne h pofosfotem den r. İlerlem ş fosfor yeters zl ğ nde kem k ç ğneme, leş yeme g b durumlar Serumdak potasyum konsantrasyonu yaygın doku harab yet nde yüksel rken, böbrek üstü bez n n aşırı çalışmasında, kron k böbrek
(allotr ofaj ) görülür. Fosfor eks kl ğ ne bağlı gençlerde raş t zm, yet şk nlerde osteomalas görülür. hastalıklarında, d üret k laçların kullanılmasında m ktarı düşer.
Organ zmada en çok kem klerde sonra kas ve s n rlerde mevcuttur. Kan plazmasında % 2 - 4 mg ken er tros tlerde % 6 m l gramdır. Kem kte se Organ zmada kükürt oldukça büyük m ktarlarda s st n, s ste n, met yon n g b prote n b ç m ndek kükürtlü am no as tler hal nde bulunur.
%1,5 oranında magnezyumfosfat { Mg3(PO4)2} şekl nde yer alır. Yumuşak dokular se kals yumun 3-5 katı oranında magnezyum ht va ederler. Pol sakkar tlerde sülfat b ç m nde kondro t n sulfat, muko d sulfat, hepar n yapılarında mevcuttur. Bununla beraber organ zmada saç, tüy,
boynuz ve tırnaklar, safra, er tros tler, nsül n hormonu, t am n, b ot n v tam nler , koenz m A, tr oz fosfat deh drojenaz ve süks n k deh drojenaz
Magnezyum nasıl metabolize olur…
g b enz mler n yapısında da mevcuttur.
Bes nlerle b rl kte, s nd r m kanalına alınan Mg, m dede, HCl etk s yle MgCl2’e çevr l r. Mg gereks n m PTH salgılanmasana neden olur. PTH da
Kükürt nasıl metabolize olur…
aden l s klazı enz m n akt ve eder. Akt f hale geçen aden l s klaz ATP‘den 3’,5’- AMP oluşmasına neden olur. Bu şek lde l zozomlarda bulunan ve
Mg em l m nde rolü olan enz mler akt f hale geçer. Bu enz mlerde MgCl2 hal ndek Mg‘un barsaklardan em lmes n sağlar. Anorganik olarak Na, K, Mg sulfatlar şekl nde alınır ve barsaklardan olduğu g b doğrudan doğruya em l r. Organik olarak prote nlerde,
met yon n, s st n, s ste n am noas tler ne bağlı kükürt şekl nde bulunur. Bu şek lde prote nler, barsaklarda h drol ze olup yapıtaşları olan am no
Magnezyum organizmada ne işe yarar…
as tlere h drol ze olduktan sonra, kükürtlü am no as tler hal nde em l rler. Organ k kükürdün çoğu anorgan k sülfata oks tlen p kan dolaşımına
Fosfataz, fosfor laz, enolaz, fosfofruktomutaz’ın akt vatörü, ATPaz’ın nh b törüdür, geçer ve drarla atılır.
S n r s stem n n aşır duyarlılığını azaltır, Organ zmada bulunan sülfatların kaynağını kükürtlü am no as tler oluşturur. Bu am no as tler karac ğerde oks tlenerek sulfat yonunu ver rler.
DNA, RNA ve prote n sentez nde gerekl d r. Sulfat yonunun az b r kısmı, barsaklarda ortaya çıkan kokuşma ürünler , fenoller, krezol, d fenol, ndoks l g b maddeler esterleşt rerek
zeh rs zleşt r rler. Kükürt organ zmayı, dar, tükürük, kılların dökülmes , s nd r m salgıları, tırnak ve boynuzların aşınmasıyla terkeder.
Mg organ zmayı büyük oranda dışkı le terkeder. Gereks n mden fazla alınan Mg organ zmada drar le atılır. Normal laktasyonda bulunan b r
nek, bu yolla 3gr Mg atar. İZELEMENTLER
Magnezyum eks kl ğ ne bağlı aşırı duyarlılık (tetan ), aşırı kem kleşme, büyük damarlarda k reçlenme görülür. Plazma Mg düzey n n yükselmes , Demir (Fe)
kas ve s n rler n uyarılma yeteneğ nde düşmeye neden olur. Serumda %5mg’ın üstünde olması anestez etk s meydana get r r. Esmer renkl topraklarda bol m ktarda bulunmaları neden yle, b tk ler n dem r kolaylıkla almaları mümkündür. Hayvanlar, özell kle ot y yenler,
Mg’dan zayıf otlaklardan beslenen sığırlarda çayır tetan s görülür. Kas konvüls yonlarının seyrett ğ b r metabol k hastalıktır. bu b tk lerden organ zmalarına ht yaçları olan dem r sağlayab l rler. Dem r ç n en y kaynaklar, karac ğer, böbrek, yürek g b sakatatlar,
yumurta sarısı, balık, st r dye, fasulye, ıspanak, buğday yulaf unu, hurma, cev z ve pekmezd r. İnsan ve hayvanların gıdalarındak dem r, etlerde
Sodyum (Na), Potasyum (K), Klor (Cl)
özell kle b r porf r n skelet ç nde kompleks organ k dem r b leş kler hal nde, sebzelerde anorgan k dem r b leş kler hal nde hayvan ç
Na… organlarında yonlaşab len dem r yan sakatatlarda hal nde bulunur.
Doğada en çok den z sularında bulunur, suda kolay er d ğ nden, yağmurlarla topraktan den zlere taşınır. Bu nedenle ,toprakta yet şen b tk lerde Kısaca porf r nden bahsedel m dört adet p rol halkasının met len köprüler yle b rleşerek oluşturdukları halkalı yapıdır. Porf r n halka
az bulunur. İnsanların tuz (NaCI) b ç m nde almaları sayes nde bu element n noksanlığı görülmez. Organ zma, en çok kıkırdak, der ve s stem ndek p rol halkalarının N atomlarına Fe, Mg, Co, Zn, N , Cu g b metaller n yonlarının bağlanmasıyla metalloporf r nler d ye tanımlanan
akc ğerlerde bulunur. Na ekstrasellüler b r elementt r. Plazmada %320 mg düzey nde olmasına karşı, er tros tler de k düzey % 20 mg çeş tl porf r n b leş kler oluşur.
c varındadır.
Metabol zmadak mevcut dem r, yaklaşık 4 - 5 gramdır. Bunun % 75 ‘ porf r ne bağlı dem r şekl nded r. Porf r ne bağlı bulunan dem r n % 55’
K… hemoglob nde, %16’ sı parank m enz mler nde, %7’ s myoglob nde bulunur. Ger ye kalan ferr t nde depolanmış, kolayca yonlaşab len
Doğada topraklarda bol m ktarda bulunur. Er me yeteneğ ne sah p olmasına karşılık topraklardak permut t’ler aracılığı le adsorbe ed l r. Bu anorgan k ferr oks h droks t ferr oks fosfat { (FeOOH8),(FeO - OPO3H2) } b leş ğ hal nde başta karac ğer olmak üzere, dalak, böbrek, kem k
şek lde yağmurlarla taşınmaktan kurtulur. Organ zmada se, kas, karac ğer, bey n ve er tros tlerde bulunur. K ntrasellüler b r elementt r. l ğ nde bulunur. %3’lük bölümü de plazmada transferr n hal nde, ger ye kalan ufak b r kısmı se, eser m ktarda serbest ferr yonu hal nde hücre
dışı sıvılarda ve her hücrede hemos der n hal nde yayılmış ya da anorgan k doku dem r hal nde bulunur.
Cl…
Fe nasıl metabolize olur…
Doğada suların ç nde çok, buna karşılık b tk lerde az olmak üzere, özell kle sodyum klorür ve potasyum klorür hal nde bulunur. Organ zmaya
başlıca NaCl b ç m nde alınır. Na, K, Cl her üç elementte nce barsaklardan em l rler. Bes nlerle; fazla sodyum alınması potasyum tuzlarının, fazla D yetle alınan dem r d ğer m nerallerde olduğu g b , m dede, m de HCl le etk leş me g rer. Dem r burarda +3 değerl d r. Y ne bes nlerle alınan,
potasyum alınması sodyum tuzlarının drarla çıkarılmasına neden olur. nd rgey c etk ye sah p; glutatyon, askorb k as t, sülfh drol b leş kler n etk s yle Fe++ tuzlarına nd rgen r. Fe++ tuzları duodenumun başlangıç
bölümler nden em l r. Doğal koşullarda bağırsak mukozasında Fe em l m ne karşı b r d renç bulunduğu görülmüştür. Mukozal blok adı ver len
Na, K, Cl organizmada ne işe yarar…
bu d renç, Fe’ n ancak özel b r mukoza prote n le b rleşt kten sonra em leb lmes nden kaynaklanır. Dem r n em l m n kolaylaştıran bu prote ne
Normal ozmot k basınç l şk ler n n ve as t baz denges n n sürdürülmes ve gazların taşınması olaylarında etk ler vardır, apoferritin den r. Bu prote n ağırlığının dörtte b r oranında dem r taşır. Apoferr t n dem r bağlayınca ferritin adını alır. Ferr t n organ zmada
Plazma prote nler n n su bağlama yetenekler üzer nde etk l d rler, kan plazmasında globul nler n çökelmes n sağlarlar, dem r n depo şekl d r. Barsak mukozasında, kem k l ğ , karac ğer ve dalakta bulunur. Apoferr t n’e bağlanan dem r +2 değerl kl ken ferr t ndek
dem r ferr , +3 değerl kl dem r hal nded r. Dem r mukoza hücreler nden çıkıp kan plazmasının dem r bağlayan taşıyıcı prote n ne katılarak
Na ve Cl yonları kas ve s n r uyarımlarının normal düzeyde tutulab lmes nde öneml d rler, Ca ve Mg yonlarının karşıtı görev yaparlar,
transferrin veya siderofilin adını alır. Dem r n taşınma şekl d r ve dolaşım kanındak dem r n tümü transferr n olarak taşınır. Bunula beraber,
Pankreas salgısı ve safra g b s nd r m salgılarının katımında kandak Na ve K b leş kler öneml yer tutarlar, m de salgısındak serbest HCl kanda plazma transferr n n 1/3 ‘ü kadarı taşınmaya hazır halde yedek olarak bulunur ve buna latent demir bağlama kapasitesi adı ver l r. Plazmada
bulunan NaCl’ den üret l r, bulunan dem r le dem rle doymamış haldek transferr n n toplamına total demir bağlama kapasitesi den r. Normal yaşama süreçler n
tamamlayan er tros tler n parçalanmaları le serbest kalan, hemoglob n n yapısındak Fe, ret küloendotelyal s stem (RES) hücreler tarafından
K yonu bel rl metabol zma tepk meler ç n öneml d r.
hemoglob nden ayrılırlar ve b r kısmı karac ğer ve dalakta depolanır. Kalan kısmı se tekrar hemoglob n yapımında kullanılmak üzere kem k
Sodyum konsantrasyonu serumda, deh drasyonda, böbreküstü bez n n aşırı çalışmasında yüksel r.
l ğ ne taşınır. Normal koşullarda dem r eks kl ğ hemen hemen h ç yoktur depolardan sürekl olarak karşılanır. Depolardak azalma se
Aşırı su alınmasında (su zeh rlenmes ), kron k böbrek hastalıklarında, yanmalarda, shal, kusma ve ş ddetl terlemelerde serumdak bağırsaklardan em l mle telaf ed l r.
konsantrasyonu düşer.
Fe organizmada ne işe yarar… Karbonh drat, l p t ve prote n metabol zmalarında görevl , arj naz, fosfogl komutaz, heksok naz, zos tr k deh drojenaz, p rofosfataz
enz mler n n akt vatörüdür,
Hemoglob n n yapısında bulunan Fe atmosfer k oks jen gevşek b ç mde bağlayarak dokuların der nl kler ne taşınmasını sağlar, Kasların
myoglob n nde bulunan Fe, hemoglob n le gelen oks jen depolar, Üreme s stem ç n Mn gerekl d r.
Çeş tl koenz mler n yapısında bulunan Fe redoks aracısı olarak görev yapar. Molibden (Mo)
Organ zmada, m de kanamaları yada yaralanmalardan ler gelen kanamalar g b nedenlerle vücuttak Fe azlığına anem (kansızlık) adı ver l r. Molibden organizmada ne işe yarar…
Bazı anem türler nde er tros tler normalden daha büyüktür ve buna makrositer anemi den r. Er tros tler n normalden küçük oldukları
Hayvanlarda, ksant n n, ür k as t hal nde oks tlenmes n katal zleyen ksant n oks daz enz m n n yapısında bulunan mol bden n fazla alınması Cu
anem lere se mikrositer anemi adı ver l r. Hemoglob n sentez n n yeterl olmamasından kaynaklanan h pokrom anem s olarak adlandırılır ve
em l m n , fazla bakır alınmasıda mol bden em l m n azaltır,
anem ler n çoğu makros ter şekl nded r.
Kofaktör olarak, ksant n oks daz, sülf t oks daz ve aldeh t oks daz enz mler , oks dasyon ve kükürtlü am noas tler, pür n, pür m d n ve
Bakır (Cu)
aldeh tler n metabol k yollarında görev yapar.
B tk sel kaynaklı bes n maddeler nde bol m ktarda bakır bulunur. Organ zmada büyük m ktarda, karac ğer, böbrek, kalp, kem k, kas, bey n, saç
Flor (F)
ve yapağıda bulunur.
Doğada, topraklarda kals yum florür (CaF2) hal nde bulunur. B tk ler topraktan yapılarına alırlar. Organ zmada, kem k ve özell kle d şler n
Bakır nasıl metabolize olur?...
yapısında bulunur. D yetle alınan flor em l m n sonrasında hızla kem klere ve d şlere gönder l r. D şlerde florürlü apatitler b ç m nde depolanır.
Bes nlerle alınan Cu bağırsaklardan em l r. Metabol zmada mol bden ve norgan k sülfatlar Cu em l m n engeller. Plazma Cu’nın en öneml
Selenyum (Se)
bölümünü serüloplazmin adı ver len b r prote n oluşturur. Seruloplazm m n b r akut faz prote n d r, molekülünde 8 Cu atomu ht va eder ve
oks daz akt v tes göster r. Kan dolaşımına alınan bakır, kan yolu le farklı dokulara taşınır. Er tros tler ve plazmada bulunan bakır; hemokupre n, Organ zmada yüksek m ktarda böbrek korteks nde, karac ğerde, pankreasta ve h pof zde bulunur. Selenyumant oks dan olarak E v tam n le
karac ğerde hepatokupre n, bey nde serebrokupre n şekl nded r. b rl kte hücreler , oks dasyona karşı korur. Doku rejenerasyonunda E v tam n le beraber rol oynar. Hücrelerde oluşan h drojenperoks tler n yan
serbest rad kaller n uzaklaştırılmasından sorumlu olan glutatyon peroks daz enz m n n yapısında bulunan selenyum hayvan beslenmes nde
Bakır organizmada ne işe yarar…
essans yel b r z elementt r. Rum nantlarda v tam n E ve selenyum yeters zl kler özell kle d yetle l şk l d r. Yeters zl ğ nde beyaz kas hastalığı
Kandak bakır konsantrasyonunun azalması durumunda, hemoglob n sentez n n azalır. Dem r n hemoglob n sentez nde kullanılab lmes ç görülür.
yeterl m ktarda bakıra ht yaç vardır,
***Selenosistein nedir… serin amino asidinin selenyum içeren türevine denir. Glutatyon peroksidaz, glisin redüktaz, thioredoksin redüktaz
Bakır, s tokrom a, katalaz, t roz naz, mono am noks daz, askorb k as t oks daz ve ür kaz enz mler n n yapısında yer alır. gibi bazı enzimlerde ve bazı hidrojenaz enzimlerde ve diğer birçok proteinin yapısında bulunur.
Bakır eks kl ğ nde, tavuklarda ve köpeklerde raş t zm benzer kem kleşme bozuklukları, sığırlarda shaller ve m yokard enfarktüsüne bağlı an Krom (Cr)
ölümler, koyunlarda yapağının reng n ve karakter st k kıvrımlarını kaybetmes , kuzularda enzoot k ataks görülür. Kuzularda görülen bu
+3 değerl kl olan Cr, nce barsakların üst kısmından absorbe ed l r. Serum prote nler ne transferr ne bağlanarak dokulara taşınır. Glukoz
metabol k hastalıkta felç ve arka bacaklar üzer nde doğrulamama karakter ze semptomlardır. Serum bakır düzey , çeş tl enfeks yonlarda,
Tolerans Faktör (GTF;Cr+N kot n k as t+Glutam k as t+Gl s n+ Kükürtlü b r aa) ün yapısına katılır. Bu yapı, hücre membranları le nsül n arasında
glomerulonefr t ste, m yokart enfarktüsünde yüksel r. İnsanlarda Cu metabol zmasının en öneml bozukluğu, seruloplazm n n bey n ve
d sülf d bağları kurarak nsül n n spes f k reseptörlere bağlanmasını veya reseptörlere a n tes n arttırarak nsül n n etk s n güçlend r r.
karac ğerde yığılması, kanda azalması, drarla d karboks ll pept tler ve serbest am no as tler çıkarılması le karakter ze olan hepotolent küler
dejenerasyon; W lson - Uzman hastalığıdır. İyot (I)
Kolbalt (Co) Den z havasında moleküler yot (I2) hal nde bulunur. Organ zmada yot en yoğun b ç mde t ro d bez nde bulunur. Gastro ntest nal s stemden
em len yot, kan yolu le doğrudan doğruya t ro d bez ne gönder l r. Organ zmaya g ren yodun %50’den fazlası b r kaç dak ka çer s nde t ro d
Kobalt büyük oranda organ zmada karac ğerde depolanmış olarak bulunur, d ğer dokularda eser m ktarda yer alır. Bes nlerle alınan kobalt
bez tarafından alınır. Bu g r ş hızı, t ro d hormonu sentez arttığında yavaşlar k buna h pot ro d zm den r. Tam ters hormon sentez azaldığında
özell kle gev ş get ren hayvanların rumen nde B12 v tam n n n sentez nde kullanılır. Kobalt tüket lmes hayvanlarda er tros t çoğalmasına neden
hızlanır, h pert ro d zm den r. İyot, s nd r m kanalından, genell kle yod dler (I¯) şekl nde em l r. Büyük m ktarda gastro ntest nal s stemden
olur, er tropoez stümüle eder. B12 V tam n olan s yanokobalam n oluşamamasına bağlı, az kobaltlı topraklardak otlarla beslenen hayvanlarda
em lerek dolaşıma geçer. İyod dler b ç m nde genel kan dolaşımına alınan yot, çok kısa b r sürede, akt f transport le t ro d bez n n follükül
anem görülür. M krofloralarında B12 v tam n sentezleyen tek tür rum nantdır, bu nedenle kobalt noksanlığı sadece gev ş get ren hayvanlarda
hücreler tarafından alınır.
görülür.
İyodun foll kül hücreler ç ne g r ş mekan zmasına yot pompası den r. İyot pompası, t ro d uyarıcı hormon (TSH) tarafından uyarılır. Aks ne
Çinko (Zn)
t yos yanat, t oüre türevler g b t rotoks k ajanlar tarafından yot pompası engellend ğ g b , yodun hücre ç nde gereğ nden fazla toplanması da
Çinko organizmada ne işe yarar… yot pompasını durdurur.
Ç nko, alkol deh drojenaz, glutam k deh drojenaz, ür kaz, böbrek fosfatazı, karboks pept daz, er tros t k karbon k anh draz g b enz mler n n de T rod bez hücreler ne g ren yod dler, oks dasyonla moleküler yoda çevr l rler. T roz n am no as d de t ro d bez hücreler ne g rer ve bas t b r
yapı taşıdır, prote n olan globul ne bağlanarak t roglobul n sekl nde hücrede bulunur. Moleküler yot t roglobul nlerdek t roz n am no as d ne bağlanarak,
b r molekül yot bağlanırsa mono yodot roz n (MIT), k molekül yot bağlanırsa d yodot roz n (DIT) oluşur. Y ne hücre ç nde TSH ‘nun
Pankreas ve duodenum salgıları ç nko ht va eder,
yardımıyla t roz ne üçüncü ve dördüncü yotlar da bağlanab l r. Bu durumda da tr yodot roz n (T3) ve tetra yodot ron n ( t roks n , T4)
Ç nko, nsül n hormonunun öneml b r parçasıdır,
sentezlen r k bu hormonlarda t ro d bez n n akt f hormonlarıdır. Bu hormonların tamamına yakını kan dolaşımında t roks n bağlayan globül n
D ldek tat alma ve nazal boşluktak koku alma reseptörler n n düzenl çalışmasını sağlar (TBG)’e bağlanarak hedef dokulara yollanır. İyot organ zmayı en çok drar, dışkı, tükürük, ter ve sütle terkeder.
Manganez (Mn) İyodun t ro d bez ne g rmes n engelleyen maddelere guatrojen maddeler adı ver l r. Karaden z bölges nde fazlaca tüket len karalahanada
guatrojen k madde olan t yos yanatlar bol m ktarda bulunması neden yle bu yörede t ro d bez hastalığı olan guatra çok rastlanır.
Manganez organizmada ne işe yarar…
Cevap: Gastro ntest nal s stemden em len yot, kan yolu le doğrudan doğruya t ro d bez ne gönder l r. Organ zmaya
g ren yodun %50’den fazlası b r kaç dak ka çer s nde t ro d bez tarafından alınır. İyot, s nd r m kanalından, yod dler
(I¯) şekl nde em l r. Büyük m ktarda gastro ntest nal s stemden em lerek dolaşıma geçer. İyod dler b ç m nde genel
kan dolaşımına alınan yot, çok kısa b r sürede, akt f transport le t ro d bez n n follükül hücreler tarafından alınır.
İyodun foll kül hücreler ç ne g r ş mekan zmasına yot pompası den r. İyot pompası, t ro d uyarıcı hormon (TSH)
tarafından uyarılır. Aks ne t yos yanat, t oüre türevler g b t rotoks k ajanlar tarafından yot pompası engellend ğ
g b , yodun hücre ç nde gereğ nden fazla toplanması da yot pompasını durdurur. T rod bez hücreler ne g ren
yod dler, oks dasyonla moleküler yoda çevr l rler. İyot organ zmayı en çok drar, dışkı, tükürük, ter ve sütle terkeder.
Cevap: D yetle alınan dem r d ğer m nerallerde olduğu g b , m dede, m de HCl le etk leş me g rer. Dem r burarda +3 değerl d r. Y ne
bes nlerle alınan, nd rgey c etk ye sah p; glutatyon, askorb k as t, sülfh drol b leş kler n etk s yle Fe++ tuzlarına nd rgen r. Fe++
tuzları duodenumun başlangıç bölümler nden em l r. Doğal koşullarda bağırsak mukozasında Fe em l m ne karşı b r d renç
bulunduğu görülmüştür. Mukozal blok adı ver len bu d renç, Fe’ n ancak özel b r mukoza prote n le b rleşt kten sonra
em leb lmes nden kaynaklanır. Dem r n em l m n kolaylaştıran bu prote ne apoferritin den r. Bu prote n ağırlığının dörtte b r
oranında dem r taşır. Apoferr t n dem r bağlayınca ferritin adını alır. Ferr t n organ zmada dem r n depo şekl d r. Barsak
mukozasında, kem k l ğ , karac ğer ve dalakta bulunur. Apoferr t n’e bağlanan dem r +2 değerl kl ken ferr t ndek dem r ferr , +3
değerl kl dem r hal nded r. Dem r mukoza hücreler nden çıkıp kan plazmasının dem r bağlayan taşıyıcı prote n ne katılarak
transferrin veya siderofilin adını alır. Dem r n taşınma şekl d r ve dolaşım kanındak dem r n tümü transferr n olarak taşınır. Bunula
beraber, plazma transferr n n 1/3 ‘ü kadarı taşınmaya hazır halde yedek olarak bulunur ve buna latent demir bağlama kapasitesi
adı ver l r. Plazmada bulunan dem r le dem rle doymamış haldek transferr n n toplamına total demir bağlama kapasitesi den r.
Normal yaşama süreçler n tamamlayan er tros tler n parçalanmaları le serbest kalan, hemoglob n n yapısındak Fe,
ret küloendotelyal s stem (RES) hücreler tarafından hemoglob nden ayrılırlar ve b r kısmı karac ğer ve dalakta depolanır. Kalan
kısmı se tekrar hemoglob n yapımında kullanılmak üzere kem k l ğ ne taşınır.
Cevap: Normal ozmot k basınç l şk ler n n ve as t baz denges n n sürdürülmes ve gazların taşınması olaylarında etk ler vardır,
Plazma prote nler n n su bağlama yetenekler üzer nde etk l d rler, kan plazmasında globul nler n çökelmes n sağlarlar, Na ve Cl
yonları kas ve s n r uyarımlarının normal düzeyde tutulab lmes nde öneml d rler, Ca ve Mg yonlarının karşıtı görev yaparlar,
Pankreas salgısı ve safra g b s nd r m salgılarının katımında kandak Na ve K b leş kler öneml yer tutarlar, m de salgısındak
serbest HCl kanda bulunan NaCl’ den üret l r, K yonu bel rl metabol zma tepk meler ç n öneml d r.
ensefalomalas görülür. İmmun s stem hücreler n n akt v tes n arttıran E v tam n , tromboksan, prostagland nler ve prostas kl n g b maddeler n
9. VİTAMİNLER öncül maddes olan arah don k as t metabol zmasında da öneml etk ye sah pt r. Arah don k metabol zması sırasında oluşan reakt f oks jenler
hücresel bütünlüğü bozarak savunmayı zayıflatırlar. E v tam n ant oks dan etk s yle bu döngüde görev alır.
K Vitamini (Fillokinon)
2-met l-1,4-na ok non yapısındadır. K1 (2-met l-3-f t l-1,4 na ok non) ve K2 (2-met l-3-d farnes l-1,4 na ok non) şekl nde 2 adet metabol t
Giriş
mevcuttur. K1 metabol t f t l yan z nc r ne, v tam n K2 se farnes l yan z nc r ne sah pt r.
İnsan ve hayvanların sağlıklı büyümes , üremes , gel şmes ve f zyoloj k fonks yonlarını yer ne get reb lmeler ç n d yetler nde zarur olan
Görevleri…
organ k moleküllere v tam n den r. V tam n yokluğuna avitaminozis, gerekt ğ kadar alınmamasına bağlı olarak organ zmada olmamasına
hipovitaminozis, gerekt ğ nden fazla alınmasına se hipervitaminozis den r. V tam n K’nın b l nen en öneml görev kan pıhtılaşması üzer ne olan etk s d r. Pıhtılaşma mekan zmasında, kan plazma f br nojen n n f br ne
çevr lmes nde gerekl d r. Protomb n, kals yum le bağlandıktan sonra akt f şekl olan tromb ne dönüşür. Protromb n, kals yum bağlanmasında
Vitaminlerin sınıflandırılması
fonks yonu olan δ karboks glutam k as d n kalıntılarını bulundurur. Protromb n n δ karboks glutam k as t çermes yle l şk l olarak K v tam n ,
Yağda Eriyen Vitaminler Suda Eriyen Vitaminler Koenzim fonksiyonu gösteren vitaminler glutam k as d n, δ karboks lasyonunda kofaktör olarak görev yapar. Bu nedenle eks kl ğ nde kanın pıhtılaşması aksar. V tam n n b r d ğer öneml
görev , oks dat f fosfor lasyonda, elektron transportunda koenz m olarak görev yapmasıdır.
A, D, E, K v tam nler B grubu v tam nler A, D, E ve C v tam nler
Suda Eriyen Vitaminler
Tablo 12. V tam nler n sınıflandırılması ***Suda eriyen vitaminler suda çözülebilmeleri ve buna bağlı olarak idrar ile atılmaları nedeniyle metabolizmada depolananmazlar. Bir
kısmı organizmada koenzim olarak görev yapar.
***Ruminantlarda yani geviş getiren hayvanlarda, K ve B vitaminleri rumen mikroorganizmaları tarafından sentezlenir.
Suda er yen v tam nler b r tablo üzer nde özetleyel m…
Yağda Eriyen Vitaminler
Suda Eriyen Kimyasal Koenzim Görevleri Eksikliği
***Yağlarla metabolizmaya alınan ve safranın etkisiyle barsaklardan emilen vitaminler yağda eriyen vitaminlerdir. Depo edilebilirler ve
Vitaminler Adı Formları
uzun süre yüksek dozda alınmalarına bağlı olarak karaciğerde birikip fonsiyonel bozukluklara neden olabilirler. Yağda eriyen vitaminlerin
hepsi alkol ve organik çözücülerde ve yağlarda çözünürler. Yapılarına bağlı olarak organizmadaki metabolize edilmeleri lipit yapısı baz Vitamin B1 T yam n T yam n Pür vat deh drojenaz, αketoglutarat deh drojenaz, transketolaz Ber ber hastalığı
alınarak düşünülmelidir. p rofosfat enz mler n n prostet k grubunu oluşturur.
A v tam n , β yonon halkasına sah p karot n ve karatono dlerden sentezlen r. B r β yonon halkasına sah p β karot nden oks dat f parçalnma Vitamin B2 R boflav n FMN ve FAD Solunum z nc r ve enerj üret m nde oks dayon ve redüks yon Der lezyonları
sonucunda 2 molekül v tam n A, α ve δ karot nden se 1 molekül v tam n A oluşur. Ret nol, ret nal ve ret no k as t şekl nde k myasal formları olaylarında koenz m görev yapar.
mevcuttur.
Niasinamid N kot nam d NAD Karbonh drat ve l p t metabol zmasında oks dasyon ve redüks yon Karad l ve Pelegra
Görevleri…
tepk meler nde koenz m görev yapar. hastalıkları
A v tam n n n en öneml etk s gözün karanlığa adapte olmasında oynadığı roldür. Gözün ret nasında bulunan rod ve konlardan oluşan reseptör
Biotin(Vitamin Biositin Karboks lasyon tepk meler , pür vatdan okzalasetat oluşumunda rol Der lezyonları
hücreler n çerd kler görme p gmentler olarak adlandıran ışığa duyarlı rodopsin bu döngüde etk nd r. Işığın ret na üzer ne düşmes sonucu
H) alır.
rodops n yapısında yer alan 11-c s ret nal zomer ze olur ve all-trans ret nal meydana gel r. All trans ret nal, NADH ve alkol deh drojenaz etk s le
tüm trans v tam n A1’e dönüşür. A v tam n eks kl ğ ne bağlı gece körlüğü bu döngüdek aksama neden yle görülür.
Görevleri… Vitamin B6 Pr doks n Pr doksal fosfat Transam nazların prostet k grubudur ve gl kojen Der
metabol zmasında görev alır. lezyonları
V tam n D’n n en öneml görev kals yum metabol zması üzer ne olan etk s d r. Ca ve P’un barsaklardan em l m n sağlar. Yeters l ğ ne bağlı
ve anem
olarak gençlerde raş t zm, er şk nlerde osteomalas görülür.
E Vitamini (Tokoferol) Pantotenik Koenz m A Metabol zmada as l grubu transfer , h drojen alıcı veya ver c Der
asit olarak görev yapar. lezyonları
Tokol çek rdeğ ne sah pt r. B r kroman halkası ve buna bağlı b r f t l yan z nc r bulundururlar.
Folasin Ptero l glutam k Tetrah drofol k as t Koenz m olarak tek karbonlu b r mler n reaks yonlarında Anem
Görevleri…
as t oks dayon ve redüks yonla b rb rler ne değ şmes nde görev
Tokoferolün organ zmadak en öneml görev ant oks dan etk s d r. Membranlarda doymamış yağ as tler n n oks dasyona uğramasıyla oluşan alırlar.
sebest rad kaller nötral ze eder. Serbest rad kaller hücerede kanser oluşumuna varan patojen te nedenler d r. Üreme organları ve kasların
fonks yonu üzer nede olumlu etk s olan tokeferoller n yeters zl ğ nde, lk olarak üreme fonks yonu hasar görür. Kaslarda nekroz, yangı, d strof
görülmes yanında membraların yapısal bütünlüğü üzer nde de olumsuz etk ler meydana gel r. Kanatlılarda eks kl ğ ne bağlı olarak
Vitamin S yanokobalam n Deoks adenoz lkobalam n L met lmalon l CoA’nın süks n l CoA’ya dönüşmes , Met yon n Anem
B12 sentez . Alk l, karboks l, h droks l, am no gruplarının
Ünite Soruları
değ şmeler nde br karbondan d ğer ne h drojen atomu
değ ş kl ğ yapmakla görevl d rler.
Bölüm Özeti
Cevap: V tam n K’nın b l nen en öneml görev kan pıhtılaşması üzer ne olan etk s d r. Pıhtılaşma mekan zmasında, kan plazma
f br nojen n n f br ne çevr lmes nde gerekl d r. Protomb n, kals yum le bağlandıktan sonra akt f şekl olan tromb ne dönüşür.
Protromb n, kals yum bağlanmasında fonks yonu olan δ karboks glutam k as d n kalıntılarını bulundurur. Protromb n n δ
karboks glutam k as t çermes yle l şk l olarak K v tam n , glutam k as d n, δ karboks lasyonunda kofaktör olarak görev yapar. Bu
nedenle eks kl ğ nde kanın pıhtılaşması aksar. V tam n n b r d ğer öneml görev , oks dat f fosfor lasyonda, elektron transportunda
koenz m olarak görev yapmasıdır.
Cevap: Tokoferolün organ zmadak en öneml görev ant oks dan etk s d r. Membranlarda doymamış yağ as tler n n oks dasyona
uğramasıyla oluşan sebest rad kaller nötral ze eder. Serbest rad kaller hücerede kanser oluşumuna varan patojen te nedenler d r.
Üreme organları ve kasların fonks yonu üzer nede olumlu etk s olan tokeferoller n yeters zl ğ nde, lk olarak üreme fonks yonu
hasar görür. Kaslarda nekroz, yangı, d strof görülmes yanında membraların yapısal bütünlüğü üzer nde de olumsuz etk ler
meydana gel r. Kanatlılarda eks kl ğ ne bağlı olarak ensefalomalas görülür. İmmun s stem hücreler n n akt v tes n arttıran E
v tam n , tromboksan, prostagland nler ve prostas kl n g b maddeler n öncül maddes olan arah don k as t metabol zmasında da
öneml etk ye sah pt r. Arah don k metabol zması sırasında oluşan reakt f oks jenler hücresel bütünlüğü bozarak savunmayı
zayıflatırlar. E v tam n ant oks dan etk s yle bu döngüde görev alır.
4. B1, B2 ve B6 v tam nler n n k myasal sm , fonks yonel formu ve görevler hakkında b lg ver n z.
Cevap: V tam n B6’nın k myasal sm Pr doks nd r, akt f formu Pr doksal fosfattır. Transaminazların prostetik grubudur ve glikojen
metabolizmasında görev alır. Vitamin B2, kimyasal ismi Riboflavindir, aktif formu FMN ve FAD’dir. Solunum z nc r ve enerj
üret m nde oks dayon ve redüks yon olaylarında koenz m görev yaparlar. V tam n B1, k myasal sm T yam n’d r, akt f formu
T yam n p rofosfattır. Pür vat deh drojenaz, α-ketoglutarat deh drojenaz, transketolaz enz mler n n prostet k grubunu oluşturur.
Cevap: V tam n B12, L met lmalon l CoA’nın süks n l CoA’ya dönüşmes ve met yon n sentez nde rol alır. .Alk l, karboks l, h droks l,
am no gruplarının değ şmeler nde b r karbondan d ğer ne h drojen atomu değ ş kl ğ yapmakla görevl d rler. V tam n C, p-
otokollegen h droks laz kofaktörüdür, konnekt f doku prote nler nde, pept tler n h droks lasyonunda görev alır. Ant oks dan rolu
vardır. Immun s stem akt ve eder.
CEVAP ANAHTARI
10. HORMONLAR
1. - 2. - 3. - 4. - 5. -
Giriş
Endokr n bezler tarafından çok küçük konsantrasyonlarda sentezlen p kana salınan, hedef dokularda metabol k olayları regule eden k myasal
maddelere hormon den r. Metabol zmanın düzenl ve sağlıklı şlemes , büyüme ve gel şmen n devamı ve üreme s stemelr ç n canlı ç n hayat
öneme sah p maddelerd r. K myasal yapılarına göre,
3-Doymamış yağ as d türev olan hormonlar şekl nde üç ana grupta toplanırlar.
H pof z hormonları Böbrek üstü T ro d ve Parat ro d S nd r m Pankreas Ovaryum Test s E kozano dler
bez hormonları kanalı hormonları hormonları hormonları
hormonları hormonları
Vazopress n (ADH), Adrenal n T roks n (T3,T4), Gastr n Insul n Östrojen Androjenler Prostagland nler
Oks tos n arka lop (ep nefr n), Kals ton n, t ro d (testesteron)
Sekret n Glukagon Progesteron Er tropo et n
hormonu medulla hormonu
Koles stok n n
hormonu
Parathormonparat ro d
hormonu Pankreoz m n
Kort zol,
korteks
hormonu
Pept t ve am noas t türev hormonlar Stero d yapıda hormonlar Doymamış yağ as d türev olan
hormonlar
İnsul n, Glukagon, Oks tos n, ACTH, TSH, SH, Vazopress n, Androjenler, Östrojenler, Adrenal T roks n, Ep nefr n, Prostogland n
Parathormon vs. kort ko dler
Hormonların metabol zma ç nde etk mekan zmaları yapılarına bağlı olarak farklılık göster r. Etk ler n göstereb lmeler ç n kend ler ne özgü T roks n hormonunun öncül maddes tirozin am noas d d r. T ro d bez nden, 2, 3 veya 4 t roks n hormonu salınır. T ro d bez hücreler akt f b r
reseptörlere ht yaç duyarlar. şek lde yot alab l rler. Hücre çer s ne alınan yot, tiroglobulindek t roz n kalıntılarına iyodoperoksidaz katal zörlüğünde bağlanır. Üç yot
taşıyanlara tr yodot ron n (T3), 4 yotlularada tetra yodot ron n (T4) adı ver l r. T roks n hormonu kanda t roks n bağlayıcı globul n (TBG)
Etk mekan zmalarına göre hormonları sınıflandıralım..
şekl nde taşınır. Bazal metabol zmayı etk leyen tek hormon t roks n hormonudur. Büyüme ve gel şme ç n gerekl l ğ yanında, oks dat f
Hücre ç reseptörlere bağlanan hormonlar; androjenler, östrojenler, glukokort ko dler ( stero d yapıda olan hormonlar) ve T3, T4 t ro d
reaks yonlar ç n de öneml d r. Karbonh drat ve yağ oks dasyonlarını arttırır, bazal metabol zmayı yükselt r. T3 hormonu nükleus üzer nde etk
hormonları
ederek transkr ps yonu ve translasyonu st müle ederk prote n sentez n arttırır. Kolesterolün karac ğerde metabol ze olmasını sağlayarak
Etk ler n nükleer düzeyde veya gen aktivasyonu le gösteren hormonlar yan stero d yapıdak hormonlar nonpolar oldukları ç n hücre kandak kolesterol konsantrasyonunu düşürür.
membranından kolaylıkla d üze olarak hücre ç ne g rerler. Hormon, spes f k s toplazm k reseptör le b rleşerek hormon-reseptör kompleks n
Glikokortikoidler (Kortikosteroidler; Kortizon, Hidrokortizon, Kortikosteron)
oluşturur. Akt f hormon-reseptör kompleks nükleusa taşınır ve nükleer kromat n le reaks yon g rerek genoma bağlanır. Spes f k prote n sentez
Gl kokort ko dler h pof z bez nden salınan ACTH tarafından kontrol ed l rler. Karac ğer dışındak dokularda prote n katabol zmasını st müle
ç n mRNA uyarılır. Transkr ps yonu st müle eder.
ederler. Karac ğerde RNA ve prote n sentez n arttırırlar. Karbonh drat n tel ğ nde olmayan maddelerden (gl koneojenez s) gl koz sentez n n
T ro t hormonları, s tozoldek basamağı atlarlar, hormon-reseptör kompleks oluşmaz ve hormon, nükleer kromat ndek genoma d rekt
artmasını sağlarlar ve bu şek lde kan gl koz konsantrasyonunu arttırırlar. Kort kostero dler, yağ h drol z n arttırıcı etk de göster rler.
bağlanarak lg l gen akt ve veya nakt ve ederek fonks yonunu göster r.
Gl kokort ko dler, ret küloendotelyal s steme a t dokularda (bağışıklık s stem nde yer alan doku ve hücreler) prote n sentez n nh be ederler bu
Hücre yüzey ndek reseptörlere bağlanan hormonlar; aden lat s klazı akt ve ederek cAMP’y k nc l mesajcı olarak kullanan hormonlar; durumda ant kor g b prote n yapısında olan bağışıklık s stem nde görevl yapıların sentez n de baskılarlar. Bu özell kler neden yle mmun
adrenarj k katekolam nler, ACTH, glukagon, PTH, TSH, FSH, LH ve sekret n, s stem baskılayıcıdırlar.
Bazı hormonlar, etk ler n hücre yüzey ndek reseptörlere bağlanarak göster rler, hücre zarı üzer nde prote n yapısında olan b r reseptör Östrojen ve Testesteron
mevcuttur. Her hormon ç n spes f k olan b r reseptör le hücre zarı üzer nde sıkı b r b ç mde bağlanır. cAMP üzer nden etk gösteren hormon,
Östron, östrad ol, östr ol hormonları ovaryumlardan salınan stero d yapıda hormonlardır. Uterus, meme kanalları, meme bezler n gel ş m nde
hedef hücreye gel r ve hedef hücren n plazma membranındak spes f k reseptörle b rleşerek, aden lat s klaz enz m n akt ve eder. Akt f aden lat
rol oynarlar. Bu hormonlar sayes nde kandak yağ konsantrasyonları azalırken, yağların depolanması artar. Östrojenler, kem k gel ş m ve
s klaz, Mg2+ kofaktörlüğünde ATP’den cAMP (s kl k AMP) oluşumunu sağlar. cAMP, hormonal etk oluşturmak üzere k nc haberc olarak hücre
büyümes n baskılar ve ep f zde kals f kasyona neden olurlar.
ç ne g rer. Hücre ç ne g ren k nc haberc cAMP, kend ne özgü prote n k nazları akt ve eder. Akt ve olan prote n k nazlar, enz m ve transport
Testesteron test sler n leyd g hücreler nden sentezlen rler. Erkeklerde erkekl k özell kler n n gel ş m nden sorumludurlar. C ns yet organlarının
prote nler g b hücresel substratları fosfor le eder ve sonuç olarak hormona özgü b yoloj k fonks yonlar oluşur. Etk ler n hücre membranındak
gel ş m , kasların gel ş m , kıl ve sakal oluşmasını sağlarlar. Kaslarda prote n sentez n st müle ed c etk ye sah p olmaları neden yle bes c l kte et
reseptörlere bağlanarak gösteren hormonların bazılarının se hücre ç k nc haberc s net değ ld r fakat bu hormonlar, G prote nler denen
üret m n arttırmada kullanılırlar.
prote nler n akt f görev almasıyla etk ler n göster rler.
Kals yumu veya fosfatı k nc l haberc olarak (Fosfol paz C yolu) kullanan hormonlar; gastr n, oks tos n, vazopress n.
İnoz tol tr fosfat, kals yum yada fosfol paz C yolu olarak da fade ed l r. Hücre ç k nc haberc olarak Ca2+ üzer nden etk l olan hormonlar
kend ler ne özgü reseptörler ne bağlanarak GTP bağlayıcı prote nler akt fleşt r rler. Akt fleşen prote n, membranlarda bulunan ve fosfol p tler n
h drol ze olmasını katal ze eden fosfodiesteraz (fosfol paz C) enz m n akt fleşt r r. Akt f fosfol paz C, fosfol p tler h drol ze ederek, inozitol
trifosfat (IP3) ve d gl ser tler oluşturur. Oluşan IP3 endoplazm k ret kulumdan kals yum yonlarının serbest hale geç ş n sağlar. İntrasellüler
Ca2+ depolarından s tozole Ca2+ mob l zasyonu sonucunda hücre ç Ca2+ konsantrasyonu artar. Artan Ca2+, kalmodulin adı ver len reseptör
prote nle b rleş r. Oluşan konjuge yapı, kals yuma bağımlı prote n k naz, aden lat k naz, Ca2+/Mg2+ATPaz, Ca2+ fosfol p d bağımlı prote n k naz,
gl kojen sentaz, gl serol-3-fosfat deh drojenaz, p rüvat k naz g b enz mler n katal ze ett ğ b yok myasal yolları akt ve eder. Fosfol p tler n
h drol ze olmasıyla ortaya çıkan d gl ser tler se fosfoserin le b rleşerek C k naz enz m n n akt fleşmes n sağlarlar.
İnsulin ve Glukagon
Pankreasın langerhans adacıklarından salınırlar, prote n pept t yapısındadırlar. Langerhans adacıklarının α- hücreler nden glukagon, β
hücreler nden se nsul n salınır.
Kandak şeker konsantrasyonunun yükselmes yan h pergl sem durumlarında nsul n hormonu konsantrasyonu yüksel r. Ç z nc rl pol pept t
yapısındadır. 21 ve 30’ar adet am noas t çeren k z nc r ht va eder. Her k z nc r b rb r ne d sülf t (-S-S-) bağı le bağlanır. İnsul n hormonu
kandak artan gl kozun sev yes n , gl kozu hücre çer s ne alan ve hücrelerde kullanımını arttıran enz mler akt ve ederek düşürür. Gl kozdan
gl kojen sentez ed lmes n (gl kojenez s) katal ze eden enz mler ve gl kozun parçalanması (gl kol z) sonucu açığa çıkan aset l CoA’lardan yağ
sentez n sağlayan enz mler de akt f hale get r r.
İnsul n le antagon st çalışan yan kan şeker n yükselten glukagon hormonu 29 am no as tten oluşur. Depo gl kozu yan gl kojen n gl koza
h drol z n (gl kojenol z) katal ze eden enz mler akt ve ederek kandak şeker konsantrasyonunu yükselt r.
Enerj gereks n m n n üstünde gl kozun varlığı durumlarında st müle olan nsul n hormonu depolanmayı sağlarken, tam ters durumlarda
salınan glukagon hormonu depo karbonh drat ve yağların h drol z n sağlayarak vücudun enerj ht yacının karşılanmasını sağlar.
ve gel şme ç n gerekl l ğ yanında, oks dat f reaks yonlar ç n de öneml d r. Karbonh drat ve yağ oks dasyonlarını arttırır, bazal
Ünite Soruları metabol zmayı yükselt r. T3 hormonu nükleus üzer nde etk ederek transkr ps yonu ve translasyonu st müle ederk prote n sentez n
arttırır. Kolesterolün karac ğerde metabol ze olmasını sağlayarak kandak kolesterol konsantrasyonunu düşürür.
CEVAP ANAHTARI
1. Hormonları k myasal yapılarına göre sınıflandırınız ve örnekler ver n z.
1. - 2. - 3. - 4. - 5. -
Cevap:
Cevap: Prote n pept t yapısındak hormonların hücre zarı üzer nde prote n yapısında olan b r reseptörler mevcuttur. Her hormon
ç n spes f k olan reseptör le hücre zarı üzer nde sıkı b r b ç mde hormon bağlanır. cAMP üzer nden etk gösteren hormon, hedef
hücreye gel r ve hedef hücren n plazma membranındak spes f k reseptörle b rleşerek, aden lat s klaz enz m n akt ve eder. Akt f
aden lat s klaz, Mg2+ kofaktörlüğünde ATP’den cAMP (s kl k AMP) oluşumunu sağlar. cAMP, hormonal etk oluşturmak üzere k nc
haberc olarak hücre ç ne g rer. Hücre ç ne g ren k nc haberc cAMP, kend ne özgü prote n k nazları akt ve eder. Akt ve olan prote n
k nazlar, enz m ve transport prote nler g b hücresel substratları fosfor le eder ve sonuç olarak hormona özgü b yoloj k fonks yonlar
oluşur. Etk ler n hücre membranındak reseptörlere bağlanarak gösteren hormonların bazılarının se hücre ç k nc haberc s net
değ ld r fakat bu hormonlar, G prote nler denen prote nler n akt f görev almasıyla etk ler n göster rler.
Cevap: Etk ler n nükleer düzeyde veya gen aktivasyonu le gösteren hormonlar yan stero d yapıdak hormonlar nonpolar oldukları
ç n hücre membranından kolaylıkla d üze olarak hücre ç ne g rerler. Hormon, spes f k s toplazm k reseptör le b rleşerek hormon-
reseptör kompleks n oluşturur. Akt f hormon-reseptör kompleks nükleusa taşınır ve nükleer kromat n le reaks yon g rerek
genoma bağlanır. Spes f k prote n sentez ç n mRNA uyarılır. Transkr ps yonu st müle eder.
Cevap: Ç z nc rl pol pept t yapısındadır. 21 ve 30’ar adet am noas t çeren k z nc r ht va eder. Her k z nc r b rb r ne d sülf t (-S-
S-) bağı le bağlanır. İnsul n hormonu kandak artan gl kozun sev yes n , gl kozu hücre çer s ne alan ve hücrelerde kullanımını
arttıran enz mler akt ve ederek düşürür. Gl kozdan gl kojen sentez ed lmes n (gl kojenez s) katal ze eden enz mler ve gl kozun
parçalanması (gl kol z) sonucu açığa çıkan aset l CoA’lardan yağ sentez n sağlayan enz mler de akt f hale get r r.
Cevap: T roks n hormonunun öncül maddes tirozin am noas d d r. T ro d bez nden, 2, 3 veya 4 t roks n hormonu salınır. T ro d bez
hücreler akt f b r şek lde yot alab l rler. Hücre çer s ne alınan yot, tiroglobulindek t roz n kalıntılarına iyodoperoksidaz
katal zörlüğünde bağlanır. Üç yot taşıyanlara tr yodot ron n (T3), 4 yotlularada tetra yodot ron n (T4) adı ver l r. T roks n hormonu
kanda t roks n bağlayıcı globul n (TBG) şekl nde taşınır. Bazal metabol zmayı etk leyen tek hormon t roks n hormonudur. Büyüme
D üzyon
11. HÜCRE FİZYOLOJİSİ VE HAREKET FİZYOLOJİSİ İyon ya da moleküller n sıvı ya da gaz ortamda sürekl hareketler ne den r. Çok bulundukları ortamdan daha az bulundukları ortama doğru
hareket ederler. Yoğunluk farkı ne kadar fazla se yayılma hızları o kadar yüksek olur. Madden n büyüklüğü er yeb lme durumu geç ş etk ler.
Sıcaklık ve madden n moleküler n n k net k enerj s n n artışı, geç ş hızını da artırır.
Kolaylaştırılmış D füzyon
Temel Fizyoloji Bilgisine Giriş
B r zardan doğrudan geçemeyen b r madden n taşıyıcı den len b r molekül le b rleş p karşı tarafa geç ş ne den l r. Bu taşımada yoğunluk,
F zyoloj phys s ve logos ter mler nden oluşmuştur. Phys s yaşam, canlılık, logos se b l m olarak değerlend r l r. Bu bağlamda F zyoloj yaşam
taşıyıcı ve enz m akt f rol oynar.
veya canlılık b l m olarak tanımlanab l r. F zyoloj farklı türlerde canlılık olaylarını nceleyen çok gen ş b r anab l m dalıdır. Genel anlamda İnsan
f zyoloj s , Hayvan f zyoloj s , B tk f zyoloj s , Bakter ve V rus f zyoloj s , Karşılaştırmalı f zyoloj g b b r sınıflandırma yaparak daha kapsamlı Akt f Taşıma
nceleneb l r.
Hücre zarında yonların ve moleküller n geç ş nde enerj kullanılıyorsa bu taşıma akt f taşıma adını alır. Olay hücre zarında değ l m tokondr ve
11.1. Hücre Fizyolojisi endoplazm k ret kulumda gerçekleş r.
Osmoz
11.1.1. Temel Kavramlar
Su
Hücren n temel ortamı sudur. Yağ hücres dâh l b r çok hücren n %70-85’ sudan oluşur. Bedendek su b rçok f z ksel özell klere sah pt r. Sıvı akışı
sırasında kayganlık, serbest hücreler n rahat hareket ett r lmes , kompartmanlar arasında maddeler n let m görevler arasındadır.
Tuzlar
Hücre ç nde % 0,05- 1 oranında norgan k tuz bulunur. Hücre ç ( ntraselüler sıvıda) en çok potasyum (K+) ve magnezyum (Mg++), az m ktarda
sodyum (Na+) ve kals yum (Ca++) bulunur. B karbonat, fosfat ve klor bulunan anyonlar arasındadır.
Yarıgeç rgen zarın her k tarafında oluşan ozmot k basınç (Guyton & Hall, 1996)
Karbonh dratlar
Su moleküller n yarı geç rgen b r zardan yoğun ortama doğru geç ş ne bu ad ver l r. Bel rl b r çözücü ç nde b r madden n basıncı aynı sıcaklık ve
Şeker, n şasta, selüloz g b farklı b leş kler hal nde bulunur. B tk ler karbonh dratları n şasta hal nde depo eder. Bes nlerle alınan n şasta
hac mdek b r gazın basıncı le eş tt r.
hayvanlar tarafından s nd r lerek gl koza dönüştürülür. Fazla gl kozun b r kısmı karac ğer ve kaslarda gl kojen formunda, b r kısmı se yağa
çevr lerek yağ hücreler nde depolanır. 11.1.4. Hücre ve Organeller
Protoplazmada sudan sonra en çok prote nler bulunur. Prote nler organ zmaya g rd ğ nde en küçük yapı taşı olan am no as tlere kadar Çek rdek, b r çek rdek zarı etrafında s toplazmadan ayrılır. S toplazmada b r hücre zarı aracılığı le etrafını çevreleyen sıvıdan ayrılır. Hücre zarı
parçalanır. Hücre yen lenmes nde temel rol oynarlar. esnek, fosfol p t ve prote nlerden oluşur. S toplazma değ ş k metabol k akt v teler n yer d r ve dağınık parçacıklar ve organellerden oluşur.
L p dler
Bes nlerle alınan enerj vücudun harcayab ld ğ nden fazla se yağ (l p d) olarak depo ed l r. Yağlar gerekl durumlarda l paz enz m le
parçalanarak yağ as tler ne nd rgen r. Yağ as tler enerj gerekl l ğ durumlarında enerj metabol zmasında kullanılır.
Hücren n canlılık fonks yonlarını sürdüreb lmes ç n enerj ye ht yacı vardır. İht yaçları olan enerj y bes nlerden alırlar. Bes nler en küçük
yapı taşlarına kadar parçalanır. Oluşan moleküller hücrede b r d z reaks yona g rerek H2O ve CO2’e kadar yıkımlanır. Ortaya çıkan enerj se ATP
sentez ç n kullanılır. Organ k moleküller n hücrede yıkımlanarak enerj elde ed lmes olayına hücre solunumu den r. Oks jenl ya da oks jens z
hücre solunumu prüv k as t oluşumuna kadar gl kol z adını alır. Bu olaylar s toplazmada meydana gel r.
Bazı canlılar (bazı maya, bakter türler ) solunumda oks jen kullanmazlar. Gl kozu et l alkol ve karbond oks te kadar parçalayab l rler. Oks jens z Nukleus’un yapısı (Guyton & Hall,1996)
solunuma alkol k fermantasyon da den leb l r. Oks jens z solunumda prüv k as tten sonra b r CO2 ayrılır ve et l alkol oluşur. ATP kazancı b r d z Endoplazm k Ret kulum
olay le 2’d r.
S toplazmada tümü b rb r yle bağlı borucuklar ve kesec kler şekl nde yapı göster r. R bozomlar çok sayıda granüller hal nde endoplazm k
Aerob k Solunum (Oks jenl Solunum) ret kulumun yüzey ne bağlanmış durumdadır. R bozom çeren Endoplazm k Ret kulum’lar granüllü Endoplazm k Ret kulum olarak anılırlar.
Aerob k solunumda prüv k as de kadar s toplazmada gerçekleşen olaylarda b r CO2 ve k karbomlu aset k as t meydana gel r. Oluşan aset k İçermeyenler se granülsüz Endoplazm k Ret kulum olarak s mlend r l r. R bozomlar b r RNA ve prote n karşımından oluşurlar ve prote n
as tler koenz m A olarak m tokondr ye yol alır. Krebs döngüsü denen b r d z reaks yon sonucu CO2 çıkması ve H yonu koparılması sonucu bu sentez nde görevl d rler.
h drojenlar NAD aracılığı le oks jene taşınır. Açığa çıkan enerj le ATP sentez gerçekleşm ş olur. Net ATP kazancı 38^d r. Golg aygıtı
Endoplazm k Ret kulum le sıkı bağlantı hal nded r. Enz m ve hormon salgılayan hücrelerde y gel şm şlerd r. Hücrede paket materyal yaparak
ün telere dönüştürürler ve hücre dışına dağıtırlar.
M tokonr
Hücren n enerj santraller d r. Hücredek sayıları enerj gereks n m n n m ktarına bağlıdır. İht yaç hücrede arttığında sayıları artmaktadır. B r
m tokondr b r ç, b r de dış membrandan oluşur. İç membran oks dad f fosfor lasyon enz mler n n yerleşmes ç n gerekl d r. İç boşluk
bes nlerden enerj alınması ç n gerekl enz m ve koenz mler çeren b r matr kten oluşur. Matr ks s tr k as t s klusunun ya da krebs döngüsünün
yapıldığı yerd r.
L zozomlar
Golg Aygıtı tarafından oluşturulurlar ve s toplazmanın her tarafına dağılmış durumdadır. S nd r m enz mler n çer rler. S toplazmada zarar
görmüş hücre artıkları, s nd r lm ş y yecek part küller ve bakter ler hücre ç s nd r m s stem le s nd r l rler.
Sentr yoller
Hücre bölünmes le l şk l organellerd r. Hücreler sentr yol olmaksızın hücre bölünmes ne kadar kend ler n yen leyemezler. R bozomlar ve
endoplazm k ret kulumun bulunmadığı sentrozom olarak b l nen b r bölgede yer alırlar.
11.2. Hareket Fizyolojisi A M yoz n Molekülü, B M yoz n Flament n oluşturan çok sayıda M yoz n Molekülünü (Guyton & Hall, 1996)
E ektor organların fonks yonu olan uyarıya cevap verme reaks yon bu bölümde anlatılmaya çalışılacaktır. Kalp kası az, düz kaslar yok denecek kadar sarkoplazm k ret kulum taşır.
Kas hücreler n n hayvanı hareket ett reb lmes ç n skelet s stem ne ht yaçları vardır. S n r kas b rleşme yer nde (uçplak)s n r ucundan aset l kol n salınır. Salınan Aset lkol n Na geç rgenl ğ n artırır. Hücreye Na g r ş olurken b r
Yassı ve yuvarlak solucanlarda se vücudun dış yapısı ve organlar arasında sıvı vardır ve bu sıvı skelet görev görerek harekete katkıda bulunur. m ktar da K hücre dışına çıkar. Böylece kas hücres depolar ze olur. Depolar zasyon zar boyunca yayılarak, b t ş k bölgelerde bulunan voltaj hızlı
sodyum kanallarının açılmasına ve kas hücres n n aks yon potans yel oluşturmasına neden olur. Transver tubul den len borucuklar
11.2.1. Kas Sistemi
sarkolemmadan kasın ç ne doğru g rerler, Z, A veya I bandı boyunca lerlerler. Transver tubulun k kısmında yer alan kapalı sarkoplazm k
Vücutta bulunan her çeş t kasın fonks yonu kasılmaktır. Üç çeş t kas dokusu vardır. ret kulum uçları term nal s sterna adını alır. Term nal s terna ve k transver tubulkun oluşturduğu üçlü yapı tr ad adını alır k depolar zasyon
buraya t s stem aracıığı le gel nce Ca yonları serbest hale geçer ve k nc haberc İnoz tolfosfat salgılanır. M yoz ndek ATPaz serbest hale geçer
1.İskelet kası: İsteml çalışan ç zg l kastır. S n r yolu (somat k) le akt ve ed l rler.
atp parçalanır. Çıkan enerj m yof r ller n kasılmasını yaratır. Depolar zasyon durunca Ca yonları ger alınır kas gevşer. ADP’den ATP salgılanır. Ca
2.Kalp kası: Ç zg l stems z çalışan kastır. Otonom s n rler le dare ed l r.
yonları tropon ne bağlanınca tropom yoz n poz syon değ şt r r.
3.Düz kas: İskelet kası g b ç zg s yoktur. İk t p vardır:
11.2.2. Kasılma Tipleri
a.Otomat k düz kas (s nd r m kanalı kasları)
İzoton k Kasılma
b.Otomat k olmayan ancak s n rler le dare ed len düz kas (büyük kan damarları, r s kasları)
Kas kasılır, boyu küçülür, hareket ederse mekan k b r ş yapmış olur. Kasın ger l m değ şmez.
İskelet Kasının Yapısı
İzometr k Kasılma
Ç zg l kasların bağ doku le b r arada tutulmasıyla meydana gel r. Kas hücres ç nde kontrakt l (kasılab len) m yof br l adında b r yapı vardır.
Kas her tarafından tesp t ed ld ğ nde boyu küçülmez ama ger l m artar. Kasılmada mekan k b r ş yapmaz.
Aynı zamanda sarkoplazm k ret kulum adında ağ görünümlü b r kanal s stem vardır. Hücreler n üzer sarkolemma adında b r membran le
örtülüdür. B r kas tel m kroskop altında ncelend ğ nde açık renkte görülen bandlar I bandı, koyu renkte görülenler A bandı, I bandının Tetan k Kasılma
ortasında koyu renkte görülenler Z bandı, A bandının ortasında açık renkl Z bandı bulunmaktadır. İk Z bandı arasında kalan bölüme sarkomer Kasa b r defa maks mal uyarı ver lse kas kontrakte olur gevşer. Ancak uyarılar sürekl olursa gevşemeye fırsat bulamaz ve kasılmış olarak kalır.
den r.
Kasın Enerj Metabol zması
Kas Prote nler ve Kontraks yon
Kas hücreler k myasal enerj y mekan k enerj ye çev r r. ATP ve organ k fosfat b leş kler kas hücres n n ana enerj kaynağıdır.
Kasta dört çeş t prote n vardır. Bunlar m yoz n, akt n, tropom yoz n ve tropon nd r. M yoz n kalın flamentt r. D ğer üç prote n nce flamentler
1. Anaerob k gl kol z
oluşturmaktadır. Her akt n molekülünün ön yüzü b r yöne, arka yüzü se aks yöne doğrudur. Tropon nlerde b r nev globüler yapı göster r.
Kasın kasılması esnasında nce ve kalın flamentler b rb r üzer ne kayar. Z hatları b rb r ne yaklaşır, sarkomer n boyu kısalır, flamentlerde b r
değ ş kl k olmaz.
Kasın kasılmasında 4 prote nden başka Ca+2 yonlarına ve ATP ye ht yaç vardır. Ca kasta akt v tey regüle eden b r ajandır. S n r mpulsu kasa
2. Aerob k Gl kol z6
ulaşınca sarkoplazm k ret kulumda Ca yonları salınır ve kasılma ulaşır. İmpuls durduğunda Ca yonları Ca pompası le ger alınır.
Ünite Soruları
4.Kasta yüksek enerj l prote n fosfat vardır. Fosfatını ADP ye hızlıca aktararak ATP yapımını sağlar. İst rahat hal nde meydana gelen ATP fosfatını
kreat ne ver r. Akt v te hal nde kullanılmak üzere depo ed l r.
Kastak mevcut ATP’den 1. Kasta meydana gelen yorgunluk aşağıdak fadelerden hang s ne bağlı değ ld r?
Kas uzun süre akt v teye sevk ed l rse yorulur. Kan dolaşımı aksatılırsa kasta yorgunluk daha çabuk olur. Kan dolaşımı normale dönerse C) Kasta yorgunluğun oks jen yetmezl ğ olab l r.
yorgunluk ortadan kalkar. Yorgunluğun esas neden ; oks jen yetmezl ğ ve metabol tler n b r kmes şekl nde açıklanab l r.
A) Kas kasılır, boyu küçülür, hareket ederse mekan k b r ş yapmış olur. Kasın ger l m değ şmez.
B) Kas her tarafından tesp t ed ld ğ nde boyu küçülmez ama ger l m artar. Kasılmada mekan k b r ş yapmaz.
C) Kasa b r defa maks mal uyarı ver lse kas kontrakte olur gevşer. Ancak uyarılar sürekl olursa gevşemeye fırsat bulamaz ve
kasılmış olarak kalır.
A) Tropon n
B) M yoz n
C) Tropom yoz n
D) Tropoakt n
Canlı beden nde ç ortamın değ şmez tutulması canlılık faal yetler n n sürdüğrüleb lmes ç n çok öneml d r. İç ortamın değ şmez tutulmasında
B) L zozom
(homeostas s) akc ğerler ve böbrekler etk n göreve sah pt r. Beden sıvılarının pHsının ayarlanması ve metabol zma atıklarının uzaklaştırılması
böbrekler n görev d r. Solunum s stem n n temel görev se, dış çevre le kan, kan le dokular arasındak gaz alışver ş n sağlamaktır.
C) Endoplazm k Ret kulum
12.1. Solunum Fizyolojisi
Memel hayvanların ve nsanın solunum organları akc ğerler, thorax, pleura boşluğu, bunların hacm n değ şt ren kaslar ve yapılarla lg l
CEVAP ANAHTARI a erent ve e erent s n rlerden oluşmaktadır.
1. b 2. d 3. d 4. c 5. a Hava yolları se burun boşluğu, pharynx, larynx, trachea (nefes borusu) ve bronşlardır. Pharynx ve larynx solunum ve s nd r m s stem n n ortak
yoludur.
Solunum s stem burun boşluğu le başlar. Burun boşluğunun yüzey nde conchae adı ver len çıkıntılar vardır. Bu çıkıntılar gelen havanın
ısıtılması, tem zlenmes ve nemlend r lmes nden sorumludur. Alınan hava buraya çarptığında yön değ şt r r ve havanın eylems zl ğ azalır..
Ancak havada bulunan part küller eylems zl k neden yle hava s rkülasyonu yönünde hareket ederler. Mukozaya çarparlar, burada k müköz sıvı
ç nde tutunurlar.
Trachea’nın çyapısı ep tel örtüsü c l alar le kaplıdır. Bu yapılar burun boşluğunu gecen maddeler n akc ğerlere ulaşmasını engeller. Bronş oller
kıkırdak yapısı taşımaz ancak kas dokusu taşırlar. Bronş oller n kasları bronchoconst ctor ve bronchod latatör s n r teller le dare ed l r.
Solunum organları akc ğerlere alınacak havanın ısıtılması, nemlend r lmes , f ltre ed lmes ve tem zlenmes ; dışarıdan alınan havanın ayrışarak
dokulara ve dış ortama taşınması ve homeostas s n devamlılığından sorumludurlar.
İnsp rasyon ç n d yaframın kontraks yonu ve düzleşmes bağlı kostaların öne ve yukarı hareket sonucu göğüs kafes le akc ğerler n
gen şlemes yle ntrapulmon k basıncın azalması ve akc ğerlere hava g rmes d r.
D yaframın gevşemes ve dış bükeyl ğ n n artırmasına bağlı kostaların ger ye ve aşağı hareket sonucu göğüs kafes le akc ğer volümünün Solunumun kontrolünde pons cerebr ve medulla oblongata öneml rol oynar.
küçülmes yle ntrapulmon k basıncın artması ve akc ğerlerdek havanın dışarı çıkmasıdır.
İlg l Merkezler:
Akc ğer Yüzey Ger l m
Apneust c merkez ( nsp rasyon der nl ğ n n düzenlenmes )
Akc ğer yüzey ger l m n azaltan maddelere surfektan maddeler den r (Ör: sabun, deterjan g b ). Surfektan maddeler prote n, l p d, karbonh drat
İnsp rasyon merkez ( nhalasyonun oluşmasında)
karışımı b r k myasal yapıya sah pt rler. Surfektan maddeler akc ğerlerdek T p II hücreler tarafından yapılırlar. Surfektan madden n yapısında
bulunan les t n ve sf ngom yel n oranları fötusta akc ğerler n gel ş m hakkında b lg ver r. Alveoller n kollabe (büzülmes ) olmasını ve alveoller n Eksp rasyon merkez (exhalasyonun oluşmasında)
ç kısmının kan le dolmasını surfektan maddeler n fonks yonları önler. Pneumotax c merkez (solunum hızını artmasında)
Rez düel Volüm: Yapılması mümkün en kuvvetl eksp rasyondan sonra akc ğerlerde kalan hava hacm d r. 12.2.2. Böbreklerin Fonksiyonları
Süzülme (F ltrasyon)
Böbreklere get r len kan esas ş yapan bölüme (nefron’a) g rer. Kan plazmasının b r kısmı ç nde er m ş maddeler le b rl kte burada süzülür.
Ayrılan süzüntü (f ltrat) prote nler ve prote ne bağlı maddeler har ç kan plazmasının aynıdır.
Sekresyon
Vücut ç n yararsız veya zararlı maddeler n kandan alınıp tubul sıvısına ver lmes d r.
Boşaltma (Ekskresyon)
Eksp rasyon ve İnsp rasyon sırasında göğüs kafes n n daralması ve gen şlemes (Guyton & Hall, 1996)
Vücut ç n yararsız veya zararlı maddeler n tubul sıvısından dışarı atılmasıdır.
Akc ğerlerde Gazların D üzyonu
12.2.3. Böbreklerde Kan Akımı
Alveolden kana, kandan alveollere gazların (O2 ve CO2) geç ş d üzyon le olur. Oks jen n alveolden kana geçmes ç n alveolar ep telyum, taban
membranı, doku aralığı, kılcal kan damarı ep telyumu, kan plazmasından geçerek alyuvarlara ulaşır. Böbreğ n esas ş yapan bölümü nefron’dur. Nefron Malp g c s ms ğ (Glomerulus ve Bowman kapsülü), Proks mal tubul, Henle kulbu, D stal
tubul ve toplama kanallarından oluşmaktadır.
12.1.4. Anoxia
Kalb n pompaladığı kanın dörtte b r böbreklere g der ve süzülür. Aorta abdom nal s’ten çıkan aorta renal s arter yal kanı böbreklere götürür.
Anox c anox a
Böbreğe g rd ğ nde b r takım dallanmalar göster r (Arter a lobar s). Burada k ye ayrılır (Arter a arcuata). Bu arterden çıkan nce dallanmalar da
Alveol havasında, kanda ve dış ortamda O2 basıncı düşüktür. Dokular az olan O2’den yararlanamadığı ç n h poks k h poks ya gözlen r. Den z (Arter a nterlobular s). Kanı glomerulusa götürecek olan a erent (get rc ) arter yole çıkar.
düzey nden yüksek yerlerde, emphysema, asthma, pneumon g b rahatsızlıklarda gözlen r. Alveol havasında, kanda ve dış ortamda O2 basıncı
Glomerulustak kap llar damarlar b r takım özell klere sah pt r.
düşüktür.
1.Glomerulus kılcalları k art yol arasında yer alır. S stem k kıap llerde se art yol ve venül arasında yer alır.
Anem c anox a
2.Glomerulus kılcallarında basınç her tara a aynıdır. S stem k kap llerde venal tara a daha düşüktür.
Alveol havasında, kanda ve dış ortamda O2 basıncı düşüktür. Dokular az olan O2’den yararlanamadığı ç n h poks k h poks ya gözlen r.
3.Glomerulus kılcallarında sürekl f ltrasyon vardır. S stem k kap llerde hem f ltrasyon hem rezorbs yon söz konusudur.
Dokular az olan O2’den yararlanamadığı ç n h poks k h poks ya gözlen r.
4.Glomerulus kılcalları 3 katlı, s stem k kap llerler se tek katlı endotelyal yapıya sah pt r.
Den z düzey nden yüksek yerlerde, emphysema, asthma, pneumon g b rahatsızlıklarda gözlen r.
12.2.4. Glomerular Filtrasyon Hızının Ayarlanması
Stagnant Anox a
En öneml faktör arteryel kan basıncı ve böbreklerden bel rl b r zamanda akan kan m ktarıdır. Kan basıncı ne oranda artarsa artsın, böbrekte
Kanın O2 basıncı normal olduğu halde herhang b r nedenle vücudun b r kısmına veya tamamına az m ktarda kan g tmes nden dolayı dokulara
kan akımına karşı d renç aynı oranda artar (otoregülasyon). Glomerulusun a erent ve e erent arter yoller n n düz kasları akt v te göster r. Kan
az m ktarda O2 sunulmuş olur.
basıncı düşerse a erent arter yol gen şler, e erent daralır. Böylel kle f ltrasyon hızı değ şmez.
Cyanos s
D ğer mekan zma se Henle kulbunda valvula kapakçığının fonks yonudur. Glomerular f ltrasyon hızı azalınca kapakçık kapanarak basınç
Doku ve der n n normal pembems reng n kaybed p, mav ms renge dönüşmes d r. Anem k ve h stotoks k h poks yada görülmez. H poks k ve yükselmeye başlar, bel rl b r düzeye gel nce kapakçık açılır.
stagnant h poks yada görülür.
Üçüncü mekan zma se d stal tubulde yer alan macula densa hücreler le gerçekleş r. B r nc olarak, burada Na, klor yonu m ktarı az se
jugstaglomerular hücrelerden ren n salgılanır. Ren n, ang otens nojen üzer ne etk ederek ang otens n I’ n oluşumunu sağlar. Ang otens n I de Ünite Soruları
enz m varlığında akt f form olan ang otens n II’n n oluşumunu sağlar. Ang otens n II arter ollerde daralma meydana get r r, ancak a erent ater ol
üzer ndek daralma etk s prostagland n I2 ve E2 tarafından nh be ed l r. E erent arter oldek daralma le glomerulustan f ltre ed len sıvı m ktarı
ve glomerular f ltrasyon hızı b raz olsun artar. İk nc olarak se ang otens n II adrenal korteksden aldosteron salgılanmasını da uyararak Na ve
buna bağlı olarak suyun rezorbs yonunu artırır. Böylece kan volümü, kan basıncı artar ve glomerular f ltrasyon hız normal düzeye ulaşmış olur.
1. “Normal solunum sırasında nsp rasyon le alınan veya eksp rasyon le ver len hava hacm d r.” İfades aşağıdak solunum
völümler nden hang s ne a tt r?
A) T dal volüm
Glukozun ger em l m bağırsaklardak duruma benzer şek lde sodyum eşl ğ nde olmaktadır. Sodyumun 7/8’ proks mal tubulde em l r. Sodyum
D) Homeostas s n devamlılığının sağlanması
lümendek f ltrattan tubul hücres ne d füzyonla, tubul hücres nden doku aralığına akt f transport le geçmekted r. Cl- ve H2O pas f d üzyonla
sodyumu zlerler. Suyunda böylel kle 7/8’ em lm ş olur. Potasyum ne oranda bulunuyorsa %100’ü ger em l r. Tubul sıvısında 28 mEq/l tre den
az b karbonat varsa bunun heps ger em l r. Fazlasında se var olan b karbonat drara geçerek drarın alkal k b r reaks yon göstermes n sağlar. 3. İdrarın yoğunlaştırıldığı yer neres d r?
Henle Kulbu
A) Proks mal tubul
Henle kulbu drarın yoğunlaştığı yerd r. Suyun ger em l m burada gerçekleşmez.
D stal Tubul
B) Toplama kanalları
Henle kulbunun kalın kısmı kortekse g rd ğ nde d stal tubuller başlar. Proks mal tubullerde em lmeyen soyumun1/8’ d stal tubullerde
em lmeye başlar. Suyun burada ger em l m ADH (Ant d üret k hormon) hormonu sayes nde olur. Ancak bu durum vücudun suya ht yaç
C) Henle kulbu
duyduğu oranda olmaktadır.
Toplama Kanalları
D) D stal tubul
D stal tubuller toplama kanallarına açılmaktadır. Suyun ger em l m tapolama kanallarında da olmaktadır.
12.2.6. Ürinasyonun Sinirsel Kontrolü 4. Aşağıdak fadelerden hang s böbrekler n görevler nden değ ld r?
İdrar toplama kanallarından üreterler yoluyla ves ca ur nar a’ya gönder l r. Bell b r hac me ulaştığında parasempat k a erent s n rler le medulla
sp nal s uyarılır. Medulla sp nal s’ n verd ğ em rle parasempat k e erent s n r kesey büzer, ç sf nkter gevşet r. Korteks n emr yle somat k s n r A) HCl salınımınn düzenlenmes
dış sf nkter gevşet r ve ür nasyon şek llen r.
D) Hormonların Salgılanması
13. SİNDİRİM FİZYOLOJİSİ VE DOLAŞIM FİZYOLOJİ
5. Proks mal tubulde sodyumun ne kadarı em lm ş olur?
A) 1/8 Giriş
Kard yovasküler s stem (Dolaşım s stem ),kanın dolaştırılab lmes ç n kapalı b r damar ağı(arterler, venler ve kap ller damarlar) ve damarlara
B) 3/8
kanı gönderen b r pompa yan kalpten meydana gel r. Bu s stem dokular arası boşluktan kana sıvının ger dönmes n sağlayan lenfat k damar
s stem ne de sah pt r.
C) 5/8
Hayvanlar enerj kaynağı ç n çevreler ndek bes n maddeler ne gereks n m duyarlar. S nd r m s stem alınan bes nler n f z ksel ve k myasal
olarak parçalanmasını, gerekl olanları vücuda alınmasını sağlayan b r takım süreçlerden oluşmaktadır.
D) 7/8
13.1. Dolaşım Sistemi
Açık Dolaşım S stem : Dolaşım sıvısının hareket n sağlayan kalp, atar ve toplardamarlardır. Atardamarlardan çıkan kan s nüs adı ver len
boşluklardan geçt kten sonra kalp görev yapan organlara veya toplardamarlara ger dönüş yaparlar.
Kapalı Dolaşım S stem : Dolaşım sıvısı tamamen kapalı b r s stem çer s nde hareket etmekted r. Dolaşım s stem kalp, atardamarlar, kılcal
damarlar, toplardamarlardan oluşur. Kan dokular ç ne hem kılcal damarlar hem de s nüsler aracılığı le g rer.
13.1.1. Kalp
Dolaşım s stem n n merkez nde bulunur. Kalp nsan ve çeş tl evc l hayvan türler nde değ şmekle b rl kte 25-130 kez kasılıp gevşer. Kalp k
akc ğer arasında hayvanlarda üçte k s akc ğerler le örtülüdür. At ve sığırda d k, köpekte yatay ve domuzda eğ kt r.
Kalp per kard yum den len b r kese çer s nde bulunur. Kalb n aşırı ölçüde gen şlemes n engeller. Kalp çalışırken düzgün b r yüzey sağlar. Kalb
sab t durumda tutar. Kalb n gevşemes ne yardım eder.
Kalp üç katmandan oluşur. En dıştan çe ep kard yum, m yokard yum ve endokard yumdur.
Kalp Kası üçüncü b r kas türüdür. Ç zg l kas teller nden yapılmış, steğ m z dışında otomat k ve r tm k çalışan b r organdır.
Kalb n sağ ve sol kes m nde kulakçıklarla karıncıklar arasında atr oventr küler del k adı ver len b rer del k bulunur. Bu del kler b rer kapakla
kapanmışlardır (valvula). Sağdak kapak üç parçalı olduğundan valvula tr kusp dal s, soldak kapak k parçalı olduğu ç n valvula b cusp dal s
veya m tral kapak adını alır. Kalb n sağ kes m nde k rl kan, sol kes m nde se tem z kan bulunur.
Damarlar
Bedende k tür kan damarı vardır. Kalpten çıkıp çevreye g den damarlara atardamar (arter), çevreden gel p kalbe açılan damarlara toplardamar 7.Alçak yüzey ger l ml maddeler
(vena) den r. Atar damarlar dokulara arter ol olarak kollar ver r. Bunlarda çapları ve kolları çok küçük olan kılcal damarlara ayrılır. Dokulara
8.L p tlerde çözünen maddeler
oks jen ver p CO2 alan kan çok küçük toplardamarlar olarak b rleş r ve venüller , onlarda toplardamarları (venalar) oluşturur.
9.Akrep, yılan, arı, örümcek zeh r
13.1.2. Kanın Yapısı ve Görevleri
10.Doymuş doymamış yağ as tler
Kan, ekstrasellüler sıvı ortamdan ve bu ortam ç nde bulunan özelleşm ş hücrelerden kurulmuştur. Kanın esas görev transport yan taşımadır
Dolaşım kanında alyuvar sayısının veya alyuvarlarda bulunan hemoglob n m ktarının azalmasına veya her k s n n b rden normal değerler altına
Taşıma Görev , kanın asıl görev taşımadır. Kan gazları, bes n maddeler , hormonlar ve enz mler gerekl hücrelere götürür. Metabol zma sonucu
düşmes ne kansızlık, kan azlığı veya anem den r. Tüm anem çeş tler nde, konjukt va ve mukozalar solgun, kanın oks jen taşıma kapas tes
oluşan artık maddeler (karbond oks t, üre, ür k as t) akc ğerler, böbrekler g b organlara götürür. Düzenleme görev , vücut ısısını, su m ktarını,
azalmış görünür. Anem çeş tl nedenlerle meydana geleb l r. Kan kaybı, kan oluşumunda azalma, kan yapan maddeler n yeters zl ğ , kanser,
vücut sıvılarının pH denges n , onkot k basıncı ayarlama g b görevler vardır. Savunma Görev , vücuda g ren v rüs, bakter g b yabancı
lösem g b bazı hastalıklar, alyuvarları parçalayan ant korların varlığı, kalıtsal anem ler, tek yönlü beslenme (aşırı tahıl tüket m ne bağlı
maddeler kanda bulunan lökos tler tarafından fagos te ed lerek zararsız hale get r l r. Ant kor üret r. Koruma görev se kanama durumunda
bağısaklarda dem r em l m n n engellenmes ) anem nedenler nden sayılab l r.
pıhtılaşma mekan zmaları sayes nde vücut korunmuş olur.
Akyuvarlar
Kan, plazma den len sıvı bölümle bunun ç ndek şek ll elemanlardan (kan hücreler ) oluşur. Kan plazması % 91-92 su, % 7’s plazma
Organ zmayı savunmakla görevl hücreler akyuvarlar (lökos t) dır. Gel ş m n tamamlayarak dolaşım kanına geçm ş olan akyuvarlar beş
prote nler nden oluşur. Şek ll elemanlar den len kan hücreler alyuvar (erytrocyte), akyuvar (leucocyte) ve kan pulcukları (platelet) lerd r.
çeş tt r. Bunlar garnüllü akyuvarlar nötrof ller, eoz nof ller, bazof ller ve granülsüz akyuvar olan lenfos tler ve monos tlerd r.
Plazmada bulunan prote nl maddeler n öneml ler albüm n globül n ve f br nojend r. Albüm n kanın ozmot k basıcını korur (% 80), hücreler n
yapım ve onarımı, globül nler, bağışıklık reaks yonlarında görev alan çeş tl ant korları taşırlar, f br nojen pıhtılaşmadan sorumludur. Plazma a.Nötrof ller: Dolaşım kanında bulunan çek rdekl genç hücrelerd r. Çek rdekler genel olarak çubuk ya da bant (çomak, v rgül, U, S, ya da V)
prote nler n n d ğer şlevler kanın akışkanlığını ayarlayarak normal kan basıncının korunmasına yardım eder, kan pH’sının değ şmez tutulması, şek ll d r. Tavşan, konbay ve kanatlı hayvanlarda nötrof l olarak kabul ed len hücrelere psödoeoz nof l ya da heterof l den lmekted r.
bes n maddeler , kolesterol, serbest yağ as tler , safra as tler taşınmasına yardım eder, alyuvarların stab l tes n etk lerler.
Yangının lk evres nde nötrof ller görev alır. Diapedez yolu le nörof ller kılcal damarlardan çıkar, endotel hücreler n aralıklarına g rer. Yangılı
Bu maddeler dokuların, bes n kaynağı olduğu kadar plazmayada b r özlülük katarak kanın damarlar ç nde akması ç n bel rl b r d renç dokudan ortaya çıkan ürünler veya bakter ler k myasal davet ajanları salar. Nötrof ller n bu durumu kemotaksi le yangılı bölgeye ulaşmasını
sağlarlar. sağlar. Yangılı bölgede ortaya çıkan k myasal ajanlar nötrof ller n damar endotel ne yapışmasını sağlar (Marjinasyon). Nötrof ller bakter ler
fagos te eder, bakter s t etk göster r (öldürür) ya da s nd r r. Bakter den daha büyük parçaları fagos te edemez. O görev makrofajlar yapar.
Kanın akışı sırasında kanda bulunan moleküller ve d spers parçacıklar arasındak ç sürtünmeye v skoz te den r. Kanın v skoz tes sudan 4 – 5 kat
daha yüksekt r. b.Eoz nof ller: Granüller nde nötrof l granüller nde bulunan enz mler n çoğu vardır. Granüller bunlara ek olarak plazm nojen ver rler. Bu madde
f br n pl kler n parçalayan plazm n n ön maddes d r.
Plazma ant koagülanlı kanın santr füj ed lmes yle elde ed l r. Plazmanın ç nde f br nojen ve pıhtılaşma faktörler bulunur. Ant koagülansız
Paraz ter hastalıklarda, alerj ve anaflaks durumlarında, enfeks yöz hastalıklarda sayıları artar. Zeh rler n toks k kes mler n n parçalanmasında
kandan elde ed len sıvıya serum den r. Serumda f br nojen ve d ğer pıhtılaşma faktörler bulunmaz.
görev alırlar. Organ zmaya g ren yabancı prote nler n zararsız hale get r lmes nde görev alırlar.
Kan hücreler n n üret m nden ve olgunlaşmasından sorumlu olan kem k l ğ , karac ğer, dalak, lenf düğümü g b organlara hemapoet k organlar
c.Bazof ller: Karac ğer dışında bazof llerde hepar n yapılır. Granüller nde h stam n bulunur. Zarlarında Ig E ç n özel reseptörler bulunur. Vücuda
den r.
alerj yapan b r ant jen g rd ğ nde bu ant jene karşı özel oluşturulan Ig E’ler bu reseptörlere bağlanır. Aynı alerjen vücuda k nc kez g rd ğ nde
Embr yonal yaşamın lk evreler nde kan hücreler n n yapımı (hematopoes s), v tellus keses (yumurta sarısında), organlar oluşmaya başlayınca
bazof l yüzey ndek Ig E’lere bağlanır. Böylel kle granüller serbest hale geç l r. H stam n ve lökotre nler açığa çıkarak alerj ve anaflaks bel rt ler
karac ğerde, sonra dalak ve d ğer lenfo d organlarda sürer. Fötal yaşamın sonlarına doğru karac ğerdek yapım durur. Bunun yer ne, kırmızı
ortaya çıkar.
kem k l ğ , alyuvarların, granüllü akyuvarların, kan pulcuklarının ve monos tler n; lenf fol küller , lenf düğümler , t müs ve dalak se lenfos tler n
d.Lenfos tler: S toplazma r çek rdek çevres nde bant şekl nded r. Etk n b ç mde hareket ederler ancak yalancı ayak çıkarmazlar. Fagos toz
yapıldığı yer hal n alırlar.
özell kler yoktur. Sadece çler nde yağların s nd r m le lg l l paz enz m bulunur. Hücresel ve sıvısal bağışıklığın oluşumunu sağlarlar. Ant kor
Kanın Şek ll Elemanları
oluşumu ve organ zmanın yabancı prote nler s nd rmes görevler nde bulunurlar. Enfeks şyöz hastalıkların tümünde başlangıçta azalma
Alyuvarlar (lenfopen ) ve sonradan artma (lenfos toz) oluşur.
Kanın şek ll elemanlarının büyük b r bölümü alyuvarlar (er tros t)’dır. Akc ğerlerden alınan O2’y dokulara götürmek, dokulardan madde e.Monos tler: Dolaşım kanındak en büyük hücrelerd r ve çapları 12-22 m krondur. D ğer akyuvarlara oranla daha fazla s toplazmaya sah pt rler
değ ş m sırasında oluşan CO2’y akc ğerlere taşımak, kanın alkal reaks yonunun değ şmez tutulmasını sağlamak, yüzeyler ndek ant jenlerle ve frot lerde s toplazma mav -gr renge boyanır. Damar dışında bağ dokularda makrofajların çeş tl b ç mler ne dönüşürler. Akc ğerlerde alveolar
kan gruplarının bel rlenmes n sağlamak alyuvarların görevler arasındadır. Kan gruplarını bel rleyen ant jenler alyuvarların yüzeyler nde ve karac ğerdek kup er hücreler makrofajları monos tlerden köken alır. Kanda dolaşan monos tler hareketl d r ancak fagos toz yeteneğ
bulunurlar ve gl koprote n veya gl kol p t yapısındadır. Alyuvarların sayıları 1mm3 kanda m lyon olarak bel rlen r. yoktur. Damarda üç gün kaldıktan sonra bağdokuya ordan d ğer doku ve organlara yerleş r. Burada makrofajlara dönüşerek güçlü fagos toz
yeteneğ kazanırlar. Bakter den daha büyük parçaları, doku ve katı artıkları, ölü nötrof ller fagos te ederler.
Alyuvarların şlevler yapısındak hemoglob n sayes nde oluşur. Alyuvarlara kırmızı reng n veren dem r çeren dört molekül hem ve
am noas tlerden oluşan glob n z nc rler nden meydana gelm şt r. Çeş tl nedenlerle hemoglob n n alyuvar dışına çıkmasına hemol z den r. Trombos tler:
Hemol z yapan durumlar şunlardır: Kanda yer alan d ğer b r şek ll eleman se kanın pıhtılaşma görev nden sorumlu trombos tler (kan pulcuğu, platelet) d r. Kanamanın
durdurulması, trombozla lg l hücrelerd r. Damardan çıkıp hava le değ de (temas) bulunduklarında yapışma (adezyon), yığın yapma
1.Alyuvar duvarını bozan er ten maddeşler ( alkol, eter, kloroform, aseton)
(agregasyon,kohezyon) ve b rb rler ne yapışıp çökme (aglüt nasyon) özell kler göster rler.
2.Yüksek ısı
Travma sonucu doku ve damar yaralanmalarında kanamanın durdurulması ve kanın pıhtılaşma mekanizması şu şekildedir:
3.Kanın b rkaç kez donup, çözülmes
1.Damar kasılması, büzülmes
4.Bel rl as t ve alkal ler
2.Kan pulcuğu ya da hemostaz tıkacı oluşumu
5.Elektr k akımları
3.Kanın pıhtılaşması ve trombüs oluşumu
6.Mekan ksel kanın karıştırılıp, çalkalanması
4.Pıhtının büzülmes ve yara kenarının kapanması Lenf damarları, hücreler ve hücreler arası boşluklarda başlar. Hücreler le kan damarları arasındak bağlantı lenf damarları le sağlanmış olur.
Lenfle gerekl maddeler hücrelere ver l rken, atık maddeler alınır. Kılcal damarların arter ol uçlarından hücreler arasına süzülen sıvı ve suda
5.Pıhtılaşmanın sona ermes
çözünen maddeler n tümü kılcal damarların venöz ucu le ger dönmez. Bu maddeler n b r m ktarı özell kle prote nl maddeler n 1/10 u hücreler
13.1.3. Dolaşım Sistemlerinin Yapısı arası sıvıda kalarak hücreler n prote n ht yacı buradan g der l r. Ger kalan bölümü çok nce lenf damarlarına g rerek lenf (akkan) oluşturur. Lenf
Dolaşım s stem kard yovasküler s stem ve lenfat k s stem olmak üzere k ye ayrılır. Kard yovasküler s stem kalp ve damar s tem , lenfat k s stem akımıyla hücrelerarası sıvı boşaltılarak sıvı b r k m önlenm ş olur. Lenf düğümler lenf damarları yolları üzer ne d z lm ş ç nde sün zo t den len
se lenf damarları ve lenf yumrularından oluşur. boşluklar olan kassal yapılardır. Organ zmanın savunulmasında öneml rolü vardır. Parenteral yolla bedene g ren bakter ve toks nler n lenf
düğümer nde süzülerek kan dolaşıma geçmes engellen r. Bakter ve yabancı c s mler yakalanır. Burada ant korların yapımı söz konusudur.
13.1.3.1. Kardiyovasküler Sistem
Lenfos tler bu düğümlerde bölünerek çoğalır.
Kan dolaşımının amacı hücrelere beslenmeler ve yen lenmeler çn gerekl bes n maddeler n ve oks jen vermek, zararlı maddeler se dışarın
13.2. Sindirim Sistemi
atmaktır. Bu tür b r dolaşıma s stem k kan dolaşımı den r. Organın yapmış olduğu görev le lg l olarak böbrek, karac ğer, dalak, der , uterus,
akc ğerlerde olduğu g b şlevsel özel dolaşımlar vardır. Canlılık olaylarının devamlılığı alınan bes n maddeler n n enerj ye çevr lmes gerekmekted r. Bu bes n maddeler karbonh drat, yağ, prote nler,
su, m neral maddeler ve v tam nlerd r. Dışarıdan alınan gerek b tk sel, gerekse hayvansal kaynaklı bes n maddeler n n organ zmaya yararlı
Beden dolaştıktan sonra k rlenen kan k büyük toplardamarlarla sağ kulakçığa dökülür. Buradan sağ karıncağa geç p akc ğerlere g der ve
olacak hale get r lmes ne s nd r m adı ver l r. Bes nler n k myasal ve mekan ksel değ ş me uğradığı organlar topluluğu se s nd r m s stem olarak
oradan da kılcallara ayrılır. Akc ğerdek alveollerde kandak CO2 atılıp, O2 alınır ve kan tem zlenm ş olarak akc ğer toplardamarı olan Vena
adlandırılır.
pulmonal s aracılığı le sol kulakçığa gel r. Dolaşınım sağ kulakçıktan sol kulakçığa kadar olan bu bölümüne küçük dolaşım (akc ğer dolaşımı
yada pulmoner dolaşım) den r. 13.2.1. Yavruda Sindirimin Gelişimi
Kan sol kulakçıktan sol karıncığa geçerek vücudun en büyük atar damarı olan aorta ulaşarak bedene dağılır. Dokularda kılcallara dağılarak Doğumdan sonra yavrunun s nd r m kanalında motor k, sekretor k, mmunoloj k ve absorbs yonla lg l bazı gel ş m ve değ ş mler olur.
dokuların gerekl oks jen n ver r. Karbond oks t alarak devam eden küçük venalar se k ana toplardamar olan alt ana toplardamar ( nsanlarda Motor k olaylar, Ağız yoluyla alınan bes n maddeler n n s nd r m kanalında lerlemes ve s nd r m olayları sonucu değerlend r lmeyenler n
vena cava nfer or ve hayvanlarda vena cava caudal s) ve üst ana toplardamar ( nsanlarda vena cava super or ve hayvanlarda vena cava anüse get r lmes , s nd r m kanalı duvarlarında yer almış kas s stemler ne (motor k akt v te) bağlıdır. Fötusta ç zg l kasta kontraks yon üç evrede
cran al s) olaraksağ kulakçığa dökülür. Kanın dolaşımı böylece tamamlanmış olur. Dolaşımın sol karıncıktan sağ kulakçığa kadar olan şek llen r: Myojenik evre: S n rsel etk nl k olmaksızın ç zg l kas hücres kasılab lmekte ve mpuls leteb lmekted r. Nöromotor evre: Kontraks yon,
böşlümüne se büyük dolaşım (aort dolaşımı ya da s stem k dolaşım) den r. nöron hücre gövdes n n doğrudan uyarılmasıyla gerçekleş r. Son evre: Refleks mekan zmaları oluşur.
Kalb n Çalışma Evreler , Uyarım ve İlet m S stem Sekretor k olaylar, Yavruda lk karbonh drat s nd r m , ondan sonra prote n s nd r m gel ş r. Süt emenlerde laktaz akt v tes er şk nlerdek nden
Kulakçık ve karıncıkların büzülmeler ne s stol, gevşemeler ne d astol adı ver l r. S stolde kulakçık ve karıncıkların kasları kasılır, hac mler yüksekt r. Sukraz ve maltaz akt v teler se doğumda düşüktür, sonra artar.
küçülür ve ç nde yüksek b r basınç oluşur. D astolde se kaslar gevşeyerek basınç düşer. Çalışma dönem n n başlangıcında kulakçıklar ve İmmunoloj k olaylar, Gev ş get renlerde, at ve domuzda ant korların tamamı kolostrumdan sağlanır. İnce bağırsaktan çok hızlı em l r,
karıncıklar gevşekt r. Öce k kulakçık b rl kte büzülür (s stol). Sonra kulakçıklar gevşer (d astol). Daha sonra karıncıklar büzülür gevşer. Bunu doğumdan b rkaç saat sonra yavrunun kan serumundak ant kor yoğunluğu, anne serumundak düzey ne ulaşır. Bağırsakların bu üstün em c l k
d nlenme dolma evres zler. Kalp kanla dolar. Kulakçıkların s stolünden k nc b r kulakçık s stolüne kadar geçen evreye b r kalp dönem den r. özell ğ kısa b r süre sonra kaybolur Bu nedenle yet şt r c l kte yen doğmuş yavrunun anasını b r an evvel emmes öner l r. M de bezler n n
Kalb n otomat k ve düzenl çalışması ç n gerekl uyarımlar yaratan s n r tel ve gangl yon hücreler nden zeng n k düğüm, karıncık kasları ç nde gel ş m yavaş olduğundan mmunoglobul nler m deden s nd r lmeks z n geçeb lmekted r. Kolostrumda varlığı b ld r len tr ps n nh b törler de
özel b r let m s stem vardır. mmunoglobul nler n s nd r lmeler n önlemekted r. Taylarda kolostrumdak ant korlar doğumu zleyen 36 saat ç nde em leb lmekted rler.
B r nc düğüm s nüs düğümü (ke th-flack düğümü) den r. Alt üst ana toplar damarın sağ kulakçığa açıldığı yerde bulunur. Buradan çıkan 13.2.2. Karnivor, Omnivor ve Herbivor
uyarımlar h çb r aracı olmadan radyal b ç mde kulakçık kasları ç nde yayılır. Önce sağ kulakçık, sonra sol kulakçık büzülür. İk nc düğüme Alınan bes n n türüne göre hayvanların s nd r m s stemler nde bazı farklılaşmalar gel şm şt r. Karn vorlar da bas t b r m de ve kısa b r s nd r m
atr oventr küler düğüm (ascho -tawara düğümü) den r. Sağ kulakçığın alt kısmında kulakçık ve karıncık arasında s nüs coranar us’un açıldığı kanalı vardır. M de barsak enz mler le h drol t k s nd r m vardır. Herb vorların yemler büyük hac m tutar. S nd r m kanalındak gen şlemeler,
yere yakın bulunur. Özel let m s stem se h s demet , h s demet sağ-sol dalı ve pürk nje pl kler nden oluşur. Ascho - tawaradan gelen karn vorlara kıyasla çok büyüktür. Omn vorlar, hem b tk sel hem hayvansal bes nler almalarına karşın s nd r mler karn vorlara benzer.
uyarımlar bu s steme let l r, endokard yumun altından tüm kalbe yayılır.
13.2.3. Sindirim Kanalı
S nd r m s stem , s nd r m kanalı le lg l bezlerden oluşur. S nd r m kanalının temel görev ; su, elektrol t ve besley c maddeler vücuda sürekl
b ç mde sağlamaktır. Bes n maddeler n n s nd r lme ve em lmeler ç n bu kanaldan uygun b r hızda geçmeler gerek r. S nd r m kanalında yer
alan bezler n k temel görev enz m ve müs n salgılamaktır. Enz mler ep tel dökülmes yoluyla da sağlanmaktadır. Müköz salgı se s nd r m
kanalını zararlı etmenlerden korumakta ve kayganlığı sağlamaktadır.
S nd r m kanalı ağız, yutak, yemek borusu, m de, nce ve kalın bağırsak bölümler nden oluşur
S nd r m kanalı boyunca görülen motor k ve sekretor k akt v teler s n rsel ve hormonal faktörlerle sürdürülür. S n rsel kontrol den nce; bağırsak
Şek l… İnsan ve Memel lerde kalb n yapısı ve özel let m s stem kanalındak pleksuslarla, otonom n tel kl ekstr ns k s n rler anlaşılır. S n rsel kontrol motor k akt v tede, hormonal kontrol sekretor k akt v tede
Kalb n r tm k kasılmasını sağlayan özel s stem n dışında dış s n rler vardır. Kalb n dış s n rler merkezden mpulsları kalbe götüren eferent motor etk l d r. S nd r m kanalının motor fonks yonu, k ucu (yutak ve anüs) dışında düz kaslarca yapılır. Otonom k s n rsel kontrolün parasempat k
s n rler (N.vagus ve N. accelerantes), kalpten aldığı mpulsları kalbe get ren aferent duysal s n rler (Cyon ve Her ng s n r ) olmak üzere k kümede kes m motor k ve sekretor k akt v tey artırır. Sempat k s stem se bunları durdurucu n tel kted r. M deden kolona kadar dağınık b r b ç mde
toplanır. yayılmış enteroendokr n hücre s stem nde hormon, hormon n tel kl pept t ve am nler yapılır.
S nd r m Olayları
13.1.3.2. Lenfatik Sistem
S nd r m s stem ne alınan bes nler n, organ zmanın yararlanab leceğ en küçük b r me parçalanmasında f z ksel, k myasal, m krob yoloj k Medulla oblangatada nucleus sal vator us bulunur. Bunun da super or ve nfer or k sekretor k alanı vardır. Kran yal; mand bular ve subl ngu nal
etmenler rol oynar: bezler le kaudal; parot s bez yle lg l d r. Aralarındak bölge se üç bez n de çalışmasını sağlar
Sindirimin fiziksel faktörleri: Bes nler n ağıza alınması (prehens on), ç ğneme (mast cat on), yutma (deglut t on), kusma (vom cat on), gev ş Yutma (deglut t on)
get rme (rum nat on), geğ rme (eructat on), m de-bağırsak hareketler ve dışkılama (defecat on) oluşturur.
Yutma, bes n n yutak ve yemek borusu yoluyla m deye gönder lmes yle oluşan karmaşık b r refleks olayıdır. Yutma, steğe bağlı b r hareket
Kimyasal faktörler: S nd r m bezler n n akt v teler , alınan bes nlerdek enz m ya da enz m olmayan maddeler çer r. olarak başlar, lokma yutak g r ş ne ulaştığında stek dışı b ç me g rer. Üç dönem vardır: Ağız dönemi (Buccal): İsteğe bağlı evred r. Uygun
ç ğneme ve tükürüklenmeden sonra lokma, d l n ve yanakların uygun hareket yle oluk b ç m ne get r lm ş olan d l sırtında toplanır, yutak g r ş
Mikrobiyolik faktörler: Bakter ler, protozoonlar’dır.
c varına değer değmez, yutmanın stem dışı olayları başlatılır. Yutak dönemi (Pharyngeal):Burun boşluğunun kapatılması ç n yumuşak damak
Bes n İstem n n kontrolü
kaldırılıp yutağın arka duvarına yaklaştırılır. Akc ğer yönü se ep glott sle kapatılır. Lokmanın ağız ger s nden yemek borusuna geç ş ,
Bes n alımı genell kle açlık duyumuna b r cevap olarak başlatılır. Bu olayda ştah ve susuzluk duyumlarının da payı büyüktür. F zyoloj k anlamda m.mylohyo deus ve m.hypoglossusların kontraks yonlar le oluşur. Yutak ç basıncının hızla yüksel ş özefagofarengeal sf nkter n an den
iştah, bel rl b r y yecek ve çeceğe karşı duyulan güçlü stekd r. İştahın oluşab lmes ç n, o bes ne karşı önceden kazanılmış ve hoşlanılmış b r gevşemes ne neden olur. Yemek borusu dönemi (Esophagal): Özefagusa gelen lokma, özefagofarengeal sf nkter n hemen arkasında başlatılan b r
deney m söz konusudur. Bu g b hoşa g d c alışkanlıklar, bazı özel koşullarda bellekte kuvvetle canlandırılır ve tükürük salgılama refleks per stalt k dalga le ler ye gönder l r. Lokma m deye yaklaştıkça f zyoloj k gastroözefagal sf nkter gevşer ve lokmanın m deye geçmes ne
harekete geçer. Açlık ve ştah k farklı ter md r. Açlık se bes n ç n duyulan f zyoloj k gereks n md r. İştah proses gastro ntest nal kanal, çok yardımcı olur.
sayıda hormon, ve santral ve otonom s n r s stemler n çeren kompleks b r olay olduğu b ld r lmekted r. Genelde sadece bes n yokluğunda
M dede S nd r m
değ l, bes n maddeler n n bazılarının yokluğunda da açlık duyumu oluşmaktadır. Çeş tl bes n maddeler ne karşı oluşan açlığa da spesifik açlık
M de depo organı olarak, kısa sürede fazla bes n almaya ve bes ndek katı maddeler sıvı b ç me get rmeye yarar. M de hareketler yle bes nler
den r. Susuzluk vücut suyunun ayarlanmasında çok öneml d r. Organ zma; der , solunum, ağız, dışkı ve drar yollarıyla sürekl su kaybeder. Su,
k mus hal nde bel rl aralıklarla duodenuma aktarılacak b ç me sokulur. Evc l hayvanlarda m de s nd r m ; m den n yapı ve görev ne, alınan
depolanab l r n tel kte olmadığından susuzluk duyumu, açlığa göre daha sık şek llen r.
bes n n tür ve özell ğ ne göre k ye ayrılır.
Bes nler n Ağıza Alınması
1. Bas t m de: ( nsan, karn vor)
Köpek ve ked , katı bes n tutmada sık sık ön ekstrem teler n kullanırlar. At, duyarlı, kuvvetl ve hareketl olan dudakları en öneml bes n alma
2. B leş k m de: Glandüler bölümden önce b r kutan mukoza bölümü yer alır. Glandula çermeyen bu bölüm aynı m de boşluğunda (tek odacıklı,
organlarıdır. Sığır, başlıca bes n alma organı d ld r. Uzun, kuvvetl ve part küllü olan d l kolayca ağızdan dışarı çıkab l r. Koyun; dudak, kes c d ş
at - domuz) ya da başka odacıklarda (çok odacıklı, rum nant) bulunab l r.
ve d l bes n alma organlarıdır. Domuz, rostrumuyla yer kazar ve kök, solucan g b bes nler , çıkıntılı olan alt dudağın hareket yle ağzına götürür.
M de Bezler
Çiğneme; harekets z olan üst çene karşısında alt çenen n hareketler yle oluşturulur ve bes n n ağızda mekan ksel parçalanmasıdır. Amacı,
bes nler ufak parçalara ayırmak, er yeb l rl ğ n artırmak ve bes nlerde s nd r m kanalı salgıları ç n gen ş b r etk me yüzey oluşturmak, bes nler Kardiya bezleri (Gl.cardiaca): Mukus salgılayan tek t p hücrelerden kuruludur. B karbonat da salgılanır.
tükürükle karıştırmaktır. Böylece kuru bes nler ıslatılır, kaygan b ç me sokulur, lokmanın yemek borusundan duraklamaksızın geçmes
Fundus bezleri (Gl.fundica)
sağlanmış olur. Ç ğnemede mand bula başlıca k çeş t kas s stem yle çalışır. M.temporal sler herb vorlarda, masseter kasları se karn vorlarda
çok daha y gel şm şt r Collum hücreler : Bez n m deye yönel k boyun kısmında bulunur. Müs n salgılarlar.
Tükürük Bezleri; Tükürük tükürük bezler salgılarının b r karışımıdır. Seröz; prote n çer r, müs n yoktur, nce ve sulu salgı oluşur. Müköz; salgı Pr nc pal hücreler: Bez n alt kısımlarını oluştururlar. Düzens z sıralanmış bu hücreler koyu boyanan peps nojen granüller taşırlar. Süt emme
müs n çer r. Seromüköz; seröz ve müköz n tel k göster r. Gl.parotis; seröz n tel kted r. Kanalı ductus parot d cus’dur (Stensen kanalı). Kuru dönem ndek yavrularda renn n bu hücrelerden salınır. Bunlara pept k hücre de den l r.
bes nler n yumuşatılmasında görevl d r. Gl.mandibularis; köpek ve ked de serömüköz, kem rgenlerde seröz salgı oluşturur. Wharton kanalı le Par etal hücreler: Tuz as d (HCl) salgılayan bu hücreler, bez n üst üçte b r nde en çok, pept k hücrelerle karşılaştıkları orta ve d p kısımlarda se
ağız boşluğuna açılır. Kayganlık sağlayarak mukozanın korunmasına yardımcı olur. Gl.sublingualis; at, sığır, domuz, ked ve köpekte serömüköz, daha az sayıdadırlar.
kem rgenlerde müköz n tel kted r. R v nus ve Barthol n kanallarını kullanır. İçer s ndek müs n m ktarı fazladır ve koyu kıvamlı olduğu ç n
İntrinsik faktör: Par etal ve pr nc pal hücrelerden salgılanan gl koprote n yapıda b r madded r. V tam n B 12 le kompleks oluşturur.
ağızdan pl k şekl nde sarkar.
Pilorus bezleri (Gl.pylarica): Mukoza salgılayan hücrelerle kaplanmıştır. Süt emen yavrularda az m ktarda önce renn n, b r süre sonra da
Tükürük Sekresyonunun Düzenlenmes
peps nojen salınır.
Tükürük sekresyonu; çeş tl reseptörler, a erent s n rler, e erent s n rler, tükürük merkezler , kan damarları ve bez hücreler n kapsayan b r
M de mukozasının her bölges nde az m ktarda argenta n hücreler de vardır. Gastr n salgılarlar.
refleks olayıdır. Sekresyonun düzenlenmes nde uyaranın kaynağına bağlı 3 evre sözkonusudur:
Enterogastron: En çok duedenum ve jejenum olmak üzere nce bağırsak mukozasının tümünde oluşur. Yağlı ve as t çecekler n duedenumu ve
Ruhsal evre (Cephal c)
jejenumu germes le mukoza uyarılır ve hormon salınır. Bu hormon m de salgı ve hareketler n kısıtlar, kasılımların gücünü azaltır. M den n
Açlık ya da ştah açıcı b r bes n n görülmes , koklanması, hatta düşünülmes tükürük salgılanmasını (ağız sulanması) artırır. Refleks olayında boşalmasını yavaşlatır ve duedenumdak çer ğ n uygun b r b ç mde parçalanmasını sağlamış olur.
görev alan a erent yollar görme (N.opt cus), koklama (N.olfactor us) ve ş tme (N.statoacust cus) s n rler çer s nded r. Ruhsal evre özell kle
M de Hareketler n n S n rsel Kontrolü
köpeklerde öneml rol oynar
M de hareketler m yojen k n tel kte ve otomat k olmakla beraber ekstr ns k s n rler vardır. Ekstr ns k s n rler n görev m de hareketler n n
Ağız evres (Buccal)
düzen n sağlamaktır. N.vagus parasempat k, N.splanchn cus se sempat k s n rd r. Parasempat k uyarılma m de hareketler n artırır, sempat k
Ağız mukozasındak temas, ısı ve k myasal madde reseptörler nce alınan uyarımların a erent s n rlerle tükürük salgı merkezler n uyarması uyarılma se parasempat ğ n gücünü azaltır. N.vagus daha çok m de hareketler yle, N.splanchn cus se tonusla lg l d r.
sonucu bol tükürük oluşur
M de Sekresyonunun Düzenlenmes
M de-bağırsak evres (Gastro ntest nal)
Salgı humoral ve s n rsel mekan zmalarla kontrol ed l r. Salgılama olayında üç evre ayırt ed l r. Sefalik evre, s n rsel evre de den l r. M de salgısı,
M de ya da bağırsağın başlangıç kısımlarına ruhsal refleksler çalıştırmadan bes n konacak olursa tükürük salgısının arttığı görülür bes nler henüz m deye ulaşmadan oluşmaktadır. Ağız ve yutakdak duysal s n rler yoluyla bey n kökündek m de sekresyon merkez ne ulaşan
Tükürük Bezler n n S n rler mpulslar, N.vagus’un e erent teller yle m deye get r lerek salgının meydana gelmes ne neden olurlar. Bes n n; görülmes , koklanması, ş t lmes
veya düşünülmes de salgıyı oluşturur. Gastrik evre, bes n maddeler m de mukozası le temas ett ğ zaman mukozadak a erent vagus uçları Gev ş get ren hayvanlarda ret kulorumen çer ğ n n yen den ağıza get r lmes (regurg tat on), çer ğ n sıvı kısmının yutulması, ger kalanın
uyarılır ve refleks yoluyla salgı artar. Bu salgı peps nce zeng nd r. İntestinal evre, ncebağırsaklarda, özell kle duodenumda yapılan ntest nal tükürüklend r lerek (re nsal vat on) ç ğnenmes , oluşturulan lokmanın yen den yutulması (redeglut t on)’dır. Rum nasyon yem n alınışından 30-
gastr n yoluyla m de bezler ne gelerek salgıya neden olur. 90 dak ka sonra başlar. Gev ş get rme ç n sığırlar günün üçte b r n harcarlar.
Çeş tl nedenlerle m de çer ğ n n özefagus ve ağız yoluyla dışarı çıkarılmasıdır. Karn vorlarda ve domuzda, herb vorlardan daha çok görülür. ve Alınan bes n maddeler n n enerj kaynağı olarak kullanılması ç n s nd r m kanalında em leb l r hale gelmeler gerek r. Rum nantlarda se bu
daha kolaydır. Kusma, solunum ve dolaşım s stemler n de ç ne alan karmaşık b r reflekst r. Kusma merkez medulla oblangata’da ret küler şlem m kroorgan zmalar (bakter , protozoon, maya ve mantarlar) tarafından yapılır. Süzülmüş rumen sıvısının %3.6 kadarı
formasyonda bulunur. Yutak, duodenum, kalp, uterus, böbrek, s d k keses , bey n ve ç kulak yarım da re kanallarından mpulslar gel r. Kusma, m kroorgan zmalardan oluşmuştur. Yen doğmuş rum nantlarda s nd r m kanalı ster ld r. Bes nlerse m de ve ncebağırsak enz mler yle s nd r l r.
m dey zararlı etkenlerden, organ zmayı koruma amacıyla oluşturulan b r reflekst r Kusma sırasında ağzın sulanması (tükürük), as t çer kten Kısa b r süre sonra bakter ler bağırsağa geçerek yerleşmeye başlarlar. Sulcus oesophageusla abomasuma süt geç ş bakter ler n de bağırsağa
ağız mukozasını korumak ç nd r. Duedonum ve p lorus kuvvetleantrum haf fçe kasılır. Fundus ve kard ya gevşer, çer k kard ya önüne t l r. geç ş n sağlar. İlk yerleşen bakter ler; laktobas ller, kol formlar ve streptokoklardır.
Memel hayvanların s nd r m kanalında m kroorgan zmalar da ma görüleb l r. Memel ler fermentat f s nd r m n ağırlık kazandığı bölgeye göre k İnsan ve bas t m del hayvanların enerj gereks n m monosakkar tlere (gl koza) ayrılan karbonh dratların ncebağırsaklardan em lmes le
ana bölüme ayrılab l r; karşılanmaktadır. Gev ş get renlerde se karbonh dratların pek çoğu rumen m kroorgan zmaları tarafından fermentasyona uğratılmakta,
ret kulorumende em l m uçucu yağ as tler b ç m nde gerçekleşt r lmekte ve enerj daha çok bu as tlerle sağlanmaktadır. Yen doğmuş
1. Pregastr k fermentorlar
rum nantta m krob yel s nd r m hemen başlamaz. Buzağı yeş l ot ya da kuru ot yemeye başlayınca rumen gen şlemeye, pap llalar gel şmeye ve
A. Gev ş get renler rumende m kroorgan zmalar yerleşmeye başlar. Rumen s nd r m n n gerçekleşt r lemed ğ bu başlangıç dönem nde yavru rum nant enerj s n
• Rum nant a (Sığır, koyun, b zon, gey k, manda, zürafa) gl kozla sağladığından, kanda gl koz düzey bas t m del hayvanlardak yüksekl kted r. Er şk n b r rum nantta kan gl koz düzey nsanlara ve bas t
m del hayvanlara göre çok düşük olup (40-65 mg/100 ml), uçucu yağ as tler m ktarı fazladır. Gl koz karac ğerde gl kojene dönüştürülür.
• Tylopoda (Deve, lama, alpaka)
Rumende bakter yel yıkıma uğrayan lk bes n maddes prote nler ve suda kolay çözünen karbonh dratlardır. Selüloz rasyonda prote nle beraber
B. Gev ş get rmeyenler (Kanguru, h popotam, hamster, tarla fares , maymun) bulunduğunda daha kolay ve çabuk s nd r l r. Prote n oranı azaldıkça selülozun s nd r lme dereces de azalır
A. Sekum fermentorları (Tavşan, kobay, sıçan) Rumende prote n s nd r m prote nazlar tarafından başlatılır. Am noas tler 3 şleme uğratılır.
• Haustralılar (İnsan, domuz, at) 2.Hücresel elemanların ve nükle k as tler n yapımında kullanılırlar
• Haustrasızlar (Köpek, ked ) 3.Deam nazlarla uçucu yağ as tler , karbon k as t, karbond oks t, aldeh t ve amonyağa parçalanırlar.
Sulcus Oesophag cus Rumende oluşan m krob yal prote n yüksek kal teded r, b rçok hayvansal prote nlerle rekabete g rer ve çoğu b tk sel prote nlerden daha
Kuzu ve buzağının ana memes n emerek aldığı süt doğrudan abomasuma geçer. Bunda yemek borusunun rumene açıldığı yerden başlayıp, üstündür. Rumen m kroorgan zmaları sürekl olarak omazum yoluyla abomazuma, oradan da bağırsaklara geçer. Bakter ve protozoonlar
d key b ç mde aşağıya, ost um ret culoomas cum’a kadar 17-20 cm uzanan sulcus oesophag cus (sulcus ret cular s) rol oynar. Bu oluğun buralarda rum nantın kend proteol t k enz mler nce s nd r l rler.
kapanarak, em len sütün doğrudan abomasuma aktarılması N.vagus’la lg l b r reflekst r. A erent uçları da ağız ve yutakda yer almaktadır. Rumende oluşan oluşan amonyağın b r kısmın bakter lerce tekrar am noas tlere veya özel prote n b ç mler ne sentezlen r. Fazla kısmı se rumen
Rumen ve Ret kulum Hareketler duvarından em l rkan le karac ğere götürülür. Tekrar üreye dönüştürülür. Üren n b r kısmı drarla atılırken d ğer kısmı kan damarları ve tekrar
tükürükle rumene döndürülür. Amonyağın karac ğere götürülüp üre şekl nde tekrar rumene get rlmes olayına ruminohepatik azot dolaşımı
Alınan bes n n esk s le karıştırılması, çer ğ n rum nasyon ç n ağıza get r lmes , fermentasyon sonucu oluşan gazların geğ r lmes ,
den l r.
ret kulorumen s nd r m nden geçm ş bes nler n omasuma let lmes görevler arasındadır.
L p tler n S nd r m
Omazum ve Abomazum Hareketler
Doymamış yağ as tler (l nole k, l nolen k, ole k) rumendek bakter ve protozoonlarca h drojen ze ed lerek doymuş hale get r l r
Ret kulumun b faz k kontraks yonundan hemen sonrak d nlenme dönem sırasında ret kulo-omazal del k y ce açılarak ret kulum çer ğ
omazuma geçeb lmekted r. Bu geç şten hemen sonra del k kapanmakta ve omazumda per stalt k t pte hareketler başlamaktadır. İçer ğ n V tam n Sentez
omazumda kalış süres , ret kulorumen le abomazumun basınçlarına bağlıdır. Ret kulorumen basıncı fazla se geç ş çabuklaşır, abomazum dolu Sek z günlükten başlayarak k ay çer s nde rumen florası B v tam nler n ve esans yel am noas tler sentezleyeb lecek yeteneğe kavuşur. Er şk n
olduğunda se gec k r. Sığırda; omazum, suyun ve d ğer küçük moleküllü maddeler n em l m yer d r. Suyun %30-60’ı, uçucu yağ as tler n n %40- rum nantta görüleb len tek v tam n B v tam n yeters zl ğ , rasyonda kobalt noksanlığına bağlıdır. Kobalt yokluğu hal nde rumende B12 v tam n
69’u absorbe ed lmekted r. Burada Na, K g b yonlar da em leb lmekted r. yeter nce sentezlenememekte ve genç hayvanlarda ştahsızlıkla seyreden büyüme ger l ğ ortaya çıkmaktadır (B12 av tam nozu). V tam n C se
Abomazumun fundus bölges genell kle harekets zd r, fakat corpus kısmında p lorusa da yayılan b rçok per stalt k dalgalar görülür • Abomazum rumende bakter lerce parçalanır. Bu v tam n rum nantlarda, özell kle karac ğerde yen den sentezleneb lmekted r
dolu olduğunda en çok akt v te antrum pylar cum bölges nde görülmekted r • Abomazumun fundus bölges ndek sekresyon peps n ve HCl çer r. Uçucu Yağ As tler
pH 1.05-1.32 arasındadır • Abomazumun hormonal kontrolü gastr nle, s n rsel kontrolü N.vagus’la yapılmaktadır. İk s de salgıyı artırır •
Rumendek s nd r m sonucu oluşan son ürünler arasında en öneml ler kısa z nc rl uçucu yağ as tler d r. UYA (uçucu yağ as tler ) ’n n %85’ nden
Rum nant m des n n rejenerasyon yeteneğ vardır.
fazlasını aset k, prop yon k ve büt r k as tler oluşturmaktadır. Rumende oluşan UYA m ktarı, tüket len rasyon kuru maddes n n %20’s kadardır.
Rum nasyon (Gev ş Get rme) 500 kg ağırlığındak b r nekte günde 2.5 kg UYA oluşur.
Rumen pH’sı 5.5-7.0 arasında olur. Yemlemeden sonra azalır. Rasyonda çabuk fermente olab l r şeker m ktarı arttıkça düşme daha hızlı oluşur,
UYA ve özell kle lakt k as t artar. Rumenden em len uçucu yağ as tler n n büyük çoğunluğu vena portae le karac ğere get r l r
https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/temel_biyokimya_ve_fizyoloji_bilgisi/1/index.html 83/101 https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/temel_biyokimya_ve_fizyoloji_bilgisi/1/index.html 84/101
19.10.2020 Temel Biyokimya ve Fizyoloji Bilgisi 19.10.2020 Temel Biyokimya ve Fizyoloji Bilgisi
Gazlar Pankreas sekresyonunun hormonal kontrolünde; sekret n; enz m ve d ğer prote nler yönünden fak r, fakat b karbonat ve sudan zeng n b r salgı
artışına neden olmaktadır. Sekretin bırakılımında etk l olan faktörler; duodenumda as t çer ğ n bulunması, peptonlar, sabunlar ve
Rumende fermentasyon sonucu oluşan gazların %90’ından fazlasını karbond oks t ve metandır. Yem alımından sonrak süre uzadıkça; azot (%7)
am noas tlerd r. Kolesistokinin-pankreozimin (CCK-PZ); enz mce zeng n b r salgı oluşturur. Gastrin; pankreas salgısını artırır. Motilin, glukagon,
ve oks jen (%0.6) görülmekted r
vazointestinal peptit (VIP) hormonları da pankreas salgısını etk lerler.
Sığırda rumendek gazın m ktarı ve oluşum hızı, alınan yem türüne göre çok farklılaşır. İnekte günde 600-1500 l tre gaz oluşur. Rumen gazlarının
Karac ğer
uzaklaştırılması; geğ rme, kana em l m ve az da olsa anüs yolu le olur.
Depolama görev ve kanın f ltrasyonu ç n vasküler fonks yonları vardır. Gastro ntest nal yol le safra salgılar. Vücudun metabol k s stemler le
Bağırsaklarda S nd r m
l şk l metabol k olaylar cereyan eder. Bes nlerle alınan yağların emüls yon hal ne get r lmes ve em l mler ç n safra as tler ve kolester n
S nd r m kanalının en öneml bölümünü oluşturan nce bağısaklar duedenum, jejenum ve leumdan oluşur. Çoğu hayvanlarda bes nler n
yapımını üstlen r. Safra as tler aracılığıyla pankreas l pazının akt f hale get r lmes n düzenler.
s nd r m burada tamamlanır. Parçalanmış ürünler n absorbs yonu gerçekleş r. İnce bağırsaklarda s nd r lemeyen ve em lmeyen maddeler kalın
Karbonhidrat metabolizmasında; kan gl kozundan gl kojen sentezleme, gl kojen gl koza dönüştürme, bes nlerle alınan fruktoz ve galaktozu
bağırsağa geçer. Kalınbağırsak sekum, kolon ve rektum d ye adlandırılır.
gl koza dönüştürme, gl koneogenez görevler n yürütür.
M de s nd r m nden sonra k mus bağırsağa aktarılır. K mus, em l m ç n henüz elver şl değ ld r. Bes n maddeler n n em leb l r b ç me gelmeler
Lipit Metabolizmasında; Asetat ve karbonh dratlardan yağ as tler ve yağların sentez , yağların doymamış hale get r lmes , kolester n sentez ve
ç n bağırsak s nd r m den len aşamalardan geçmes gerek r.
safra as tler yapımını üstlen r.
Bağırsak hareketler , bağırsak çeper ndek long tud nal ve s rküler düz kas katmanlarının b r fonks yonudur. Bes n maddeler n n bağırsakta kalış
Protein Metabolizması; Am noas tlerden plazma prote nler n n sentez , plazma prote nler n n am noas tlere parçalanması, am noas tler n
süres uzatılır. Apsorbs yon ç n bağırsak mukozası le temasa geç l r. Rektumdak dışkı maddeler anüs yoluyla dışarı atılır. Bu hareketler
depolanması, am noas tler n yapımı (am nat on), b rb r ne dönüştürülmes (transam nat on) ve parçalanması (desam nat on) süreçler n
bağırsak çeper ndek kan ve lenf akımına yardımcı n tel kted r.
yürütür.
Bağırsak hareketler n başlatan esas uyaran, bağırsak duvarının çer kle lokal olarak ger lmes d r. Böylece çer k karıştırılır, yoğrulur ve let l r.
Safra
İçer ğ n s nd r m kanalında lerley ş temel f z ksel yollarla ayarlanır. Bu amaçla ntralum nal basınç farklılıkları oluşturulur. Düz kas
katmanlarının basınç farklılığı oluşturma gücü çer ğ n sıvı ya da katı oluşuna göre farklılıklar göster r. Safra bağırsakta; pankreas l pazını akt ve eder, yağları emüls yon hal ne get r r ve em l mler ne yardımcı olur. Kolester n g b bazı l p tler n ve
hemoglob n parçalanma ürünler n n vücuttan atılmalarını sağlar. Bu görev ekskretor k n tel k taşımaktadır. Safra keses olmayan hayvanlar,
Dışkı (Faeces)
tektırnaklılar, deve, f l, karaca, gey k, sıçan, fare, güverc n, kumru, papağan, beç tavuğu’dur. Safra keses olmayanlarda safra kanallarının
Dışkıyı oluşturan maddeler, s nd r leb lme yeteneğ olmayan artık maddeler (kabuk, kerat n, kıl, tüy, yün...), az da olsa s nd r lmem ş maddeler
gen şlet lmes yle b r m ktar safra depolanab lmekted r. Safra keses bulunmayan hayvanlarda fazlaca m ktarda ve sulu b r safra oluşur (at, sıçan,
(selüloz, kem k, kıkırdak, der ), s nd r lm ş, ancak em lmem ş maddeler (yağ as tler , sabunlar, l p tler, am noas tler), m kroorgan zmalar ve
güverc n). Safra keses bulunanlarda m ktarca az, ancak daha yoğun b r karac ğer safrası meydana gel r ( nsan, köpek, ked ve tavuk).
m krob yel s nd r m sonucu meydana gelm ş metabol zma ürünler (bakter , fenol, ndol, skatol, UYA, amonyak, gazlar), bağırsaklardan katılan
Safra m ktarını etk leyen faktörler; karac ğere gelen kan m ktarına, s nd r m olaylarının bulunduğu aşamaya, alınan bes n n b leş m ne, bağırsak-
maddeler (enz m, safra enz mler , les t n, müs n, ep tel hücreler , m neral maddeler, su)’ d r.
karac ğer arasındak safra tuzu dolaşımına bağlıdır. Açlık safra yapımını azaltır, yağlı bes nler se artırır.
Günlük dışkı m ktarı; atta 15-23 kg, sığırda 15-45 kg, koyunda 1-3 kg, domuzda 0.5-3 kg, nsanda 0.3-0.5 kg’dır
Safra Tuzları
Bağırsakların S n r S stem
Safra katı maddeler n n hemen yarısını oluşturan safra tuzları çoğu türlerde kol k, dezoks kol k, kenodezoks kol k ve l tokol k as tler n tuzlarıdır.
S nd r m kanalında doğuştan var olan motor k akt ve otonom s n r s stem nce yönet l r. Sempat k ve parasempat k teller hal nde düz kas
Safra as tler karac ğer enz mler aracılığında kolester nden yapılır. Taur n ya da gl s n am noas tler yle b rleşerek b leş k (konjuge) safra as tler n
katmanlarına g ren bu s n rler etk ler n s n r pleksuslarından oluşmuş b r s stem yoluyla göster rler. Postgangl yoner sempat k ve
oluştururlar. Bunlar da başta sodyum olmak üzere katyonlarla gl kokolat ve tavrokolat tuzlarını yaparlar ve bağırsağa tuzlar şekl nde gel rler
pregangl yoner parasempat k teller, gangl yon hücreler le beraber pleksüsler oluştururlar. Long tud nal ve s rküler kaslar arasındak plexus
Safra Salgılanması
myenter cus (Auerbach ), s rküler kas le lam na muscular s arasındak pexus submucose (Me ssner) bulunur. Bağırsakların parasempat k
s n rler N.vagus ve N.pelv custur. Parasempat kler uyarıldığında bağırsak tonusu artar. Bağırsak hareketler çok artacak olursa shal oluşur. Karac ğer hücreler nde yapılan safra, karac ğer hücre tabakaları arasındak nce safra kanal küller ne geçer. Daha sonra per fere doğru akarak
term nal safra yollarına ulaşır. Buradan da duktus hepat kus ve duktus koledokus’a let l r. Böylece ya d rekt olarak duodenuma veya safra
Pankreas
keses ne yönelt lm ş olur. Safra Keses n n Boşalması ç n ya Duktus kaledokus’tan safranın duodenuma akab lmes ç n Odd sf nkter n n
Pankreas, endokr n ve ekzokr n kısımlarından kuruludur. Endokr n kısım Langerhans adacıklarından oluşmuştur ve alfa hücreler nden
gevşemes ya da safra keses n n kasılması gerekl d r.
glucagon, beta hücreler nden se nsul n salgılanır. Pankreasın %82’s n oluşturan ve s nd r mle lg l salgısının yapıldığı ekzokr n kısım tubulo-
alveolar bez yapısındadır ve salgısını duodenuma ductus pancreat cus le gönder r. Salgının m ktarı üzer ne bes n almanın ve alınan bes n
türünün etk s büyüktür. En çok salgı karışık beslemede görülür. Yağlar, en az salgıya neden olurlar.
Pankreas salgısı renks z, kokusuz, berrak görünümde alkal reaks yonlarda organ k ve norgan k maddeler çeren b r sıvıdır. İk kısımdan oluşan
bu salgı yüksek yoğunlukta b karbonat ve daha az yoğunlukta enz mler çer r. Başlıca enz mler tr ps n, kemot r ps n ve karboks pol pept dazdır.
Tripsin; prote nase, pol pept dase ve d pept dase olarak üç ödev bulunan kompleks b r enz md r. Pankreas hücreler nce nakt f tryps nogen
şekl nde salgılanır. Bağırsak salgısındak enterok nase akt f tr ps n şekl ne dönüştürülür. Tr ps n akt v tes ç n en uygun pH 7.8’d r. Prote nler n
çoğunu parçalayab l r. Kerat n d renç göster r, elast n se yavaş parçalanır. Tr ps n n doğal prote n üzer ndek etk s az olup, p ş r lm ş ya da
peps n n etk s nden geçerek denatüre olmuş prote nler üzer ne kolaylıkla etk r. Kemotripsin; etk nl ğ tr ps nden daha az olan b r proteol t k
enz md r. Kemot r ps nojen hal nde nakt f olarak duodenuma salgılanan bu enz m, tr ps n le akt f b ç me get r l r. Daha çok sütün kaze n ne etk
eden bu enz m, prote nler n pol pept tlere h drol z nde tr ps nle şb rl ğ yapar.
B) II-V-I-IV-III
Ünite Soruları
C) II-IV-I-V-III
D) I-II-IV-V-III
1. Hemol z ned r? Hemol z yapan durumlar nelerd r?
C) L p t s nd r m ne şt rak ederler.
D) Ant koagulan madde le muamele
D) Deam nazlarla uçucu yağ as tler , karbon k as t, karbond oks t, aldeh t ve amonyağa parçalanırlar.
2. Kalpte s nüs düğümü nerede bulunur?
CEVAP ANAHTARI
A) Üst ana toplar damarın sağ kulakçığa açıldığı yerde
1. d 2. a 3. b 4. b 5. c
B) Sağ kulakçığın alt kısmında, s nüs coranar us’un açıldığı yere yakın
A) Collum
B) Card a
C) Pr nc pal
D) Par etal
4. Travma sonucu kanın pıhtılaşma mekan zması sırası aşağıdak şıklardan hang s nde doğru ver lm şt r?
A) I-II-III-IV-V
MSS’de bulunurlar.
14. SİNİR SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VE DUYU FİZYOLOJİSİ Fagos tozyetenekler vardır.
2.Makrogl a
a.Ol godendros t
Giriş Myel n oluştururlar.
Canlıların b r ç b r de dış ortamı vardır. İç ortamın değ şmez tutulması durumuna homeostas s dem şt k. Hayvan organ zmasında k esas
Per ferde schwann hücreler aynıgörev üstlen r.
kontrol s stem (regülasyon) vardır. B r nc s hormonlarla kontrol, d ğer se s n rlerle kontroldür.
b.Astros t
Canlılar ç ve dış ortamlarda meydana gelen değ ş kl klere karşı reaks yon göster rler. Bu bölümde anlatılacak olan s n r s stem ve duyu
Kanbey nbar yer n oluştururlar.
f zyoloj s nde canlının çevres nde ve kend yapısında meydana gelen olayları nasıl algıladığını, bu yapıların neler olduğunu ve nasıl reaks yon
gösterd ğ n anlatacağız. 14.1.1. Sinir Sisteminin Fonksiyonel Ünitesi
14.1.Sinir Sistemi Fizyolojisi Refleks arkı s n r s stem n n en bas t fonks yonel ün tes d r.
Her çeş t hücre uyarılab lme yeteneğ ne sah pt r. Uyarmaya karşı reaks yon göstermey sağlayan s stemler n dört özell ğ vardır. Bunlar;
S n r s stem nde uyarma le meydana gelen s nyal n let m ç n k ayrı hücreye ht yaç vardır. B r nc nöron reseptörden s nyal alır, bell b r yere
kadar götürür (merkez s n r s stem ) ve k nc nöron se bağlantı kurar ve s nyal efektör organa (kas, salgı bez ) let r. Burada b r nc l kondüktör
nörona sensor k nöron ( leten nöron) den r. İk nc nöronada motor k nöron den lmekted r. Sensor k ve motor k nöronlar arasında nter nöronlar
bulunmaktadır.
A erent nöronun;
Reseptörden alınan uyarımı merkeze let r. Duyu s n r yoluyla uyarılar omur l ğ n reseptör organına let l r ve alınan cevap motor s n r yoluyla efektör organa get r l r. Refleks hareketler n
1. V sceral a erent (İç organlar) kontrol eden bu yola refleks arkı den lmekted r.
E erent nöron; Nöron hücre gövdes ve bunun uzantılarından kurulmuştur. Nöronun genell kle k tür uzantısı mevcuttur. Dendrit, kısa olan uzantılarıdır. B r ve
daha fazla sayıda olab l r. Nöronun başka nöronlardan veya reseptörden gelen s nyal kabul eden bölges d r. Axon, Nöronun aldığı s nyal
Uyarımmerkezdedeğerlend r ld ktensonraoluşturulanyanıtıefektör organlaragötürens n rlerd r.
dendr t bölges nden uzağa doğru leten kısımdır. Aksonun yapısını anlatacak olursak ortada yarı sıvı halde aksoplazma bulunur. Aksoplazmayı
1. Somat kmotor:İskeletkaslarına çevreleyen hücre membranına axolemma den r. Axolemmayı saran d ğer örtüler bakımından axonları k ye ayrılır. M yel nl akzon ve m yel ns z
akzon’dur. M yel n l po t tab atında kalınca b r örtüdür. M yel n örtüsü akzon boyunca aralıklı kes nt lere uğrar ve boğumlar oluşturur. Bu
2.Otonommotor:Düzkasvebezhücreler ne
boğumlara ranv er boğumu den l r. M yel n tabakasını üzer n schwann hücreler n n oluşturduğu nör lemma tabakası kaplar.
İnternöronlar;
2.Vücuttabulunannöronlarınçoğunuoluştururlar
Destek S n r Hücreler
S n r hücres ne nöron adı ver lmekted r. Nöronların arasına destek görev görmek üzere neurogl a den len küçük s n r hücreler doldurur.
1.M krogl a
Kandankökenalanmakrofajlardır
6.S napt k bağlantı bazı laçlara çok duyarlıdır (teof l n, kafe n, teobrom n).
Pres napt k nöronun akson term nal nden salgılanan k myasal maddelerd r.
Posts napt k nöron veya e ektör hücren n yüzey reseptörü tarafından tanınırlar.
Nöron uyarıldığında;
Nöron. Ok şaretler mpuls yönüdür.(Reece’den 2012) Görev n tamamladıktan sonra etk s n hemen ortadan kaldıracak enz m mekan zması bulunmalıdır.
İst rahat hal ndek b r s n r n dışında çe göre sodyum, ç nde dışa göre potasyum fazladır. Der ş m neden yle bu yonlar çer ve dışarı geçmeye Kriterleretamolarakuyanlar
4. İçer de büyük moleküllü prote n anyonları vardır ve dışarı çıkamazlar (Elektr ksel yük oluşturur ve K+ çer de kalır). Adrenal n
B r membranla ayrılmış k kompartman arasında serbestçe hareket edeb len b r yon varsa, bu yon üzer ne etk yen k güç vardır: H stam n
Uyarılab l r hücreler n membranında gerçekleşen büyük potans yel değ ş mler d r. 100 mV’a varan düzeylerde değ ş m olur (-70’den +30’a). Reseptörler
Değ ş m çok hızlıdır (1‐4 ms). Oluşan aks yon potans yel s n r membranı boyunca hızla let l r.
Duyarlı oldukları enerj formundak değ ş kl kler s n r mpulsu hal ne çev ren yapılardır. Reseptör hücreler nde uyarımın alınışı ve s n r
S naps mpulsunun yaratılışı genel b r kural olareak şu şek lde şek llen r:
S n r s stem b rb r le bağlantılı m lyarlarca nörondan oluşmuştur. B r nöronun d ğer yle bağlantı kurduğu ve uyarımın b r nden d ğer ne 1.Uyaran
geç r ld ğ ya da nh be ed ld ğ yapılardır. S napstan öncek nörene presnaptik nöron, s napstan sonrak nörona postsinaptik nöron den r. Her
2.Reseptörde lokal permeab l te değ ş kl ğ
s napsta mpuls posts napt k nörona geçmez.
3.Reseptörde lokal depolar zasyon
1.İmpulsu geç ren s napsa, Uyarıcı Sinaps
4.A erent akzonda aks yon potans yel
2.İmpulsu geç rmeyen s napslara, İnhibe edici Sinaps den lmekted r.
Reseptörler n Sınıflandırılması
S naps sler n Özell kler
Bulundukları yere göre,
1.İler ye doğru tek yönlü let m ( rrec procal) vardır.
1.Enteroseptör (Interoceptor): İç organlarda bulunur.
2.Uyarım let m gec kmel d r (aksona göre 0.50- 0.75m l sn).
2.Eksteroseptör (Exteroceptor): Vücudun dışınds ve der de bulunur. Göz ve kulaktak reseptörler vücudun dışında olan değ ş kl klerden etk len r.
3.Refleks yayları yorulab l r (s napt k düğümde geç ş sağlayan maddeler n tükenmes ).
3.Propr oseptör (Propr oceptor): Kaslardak kas mek ğ , ç kulaktak denge organı ve tendonlardak /oynak yerlerdek reseptörler bu gruptandır.
4.S napsta vaskülar zasyon fazla, metabol zma hızlıdır.
Mekanoreseptörler (Temas basınç, k nestet k, ç kulağın cochlea kısmındak ses reseptörler , ç kulaktak macula ve sem s cular kanaldak
reseptörler, kas ve tendon ger lme reseptörler , akc ğer ve sağ atr yumdak ger lme reseptörler , damar çeper ndek basınç resetörler )
Kemoreseptör (D ldek lezzet tomurcukları, burundak koku reseptörler , s nüs carot cus ve arcus aort custak glomera aort ca ve kandak
oks jen, karbond oks t ve pH değ ş kl kler n alan reseptörler)
Termoreseptörler (Sıcaklık duyusunu Ru n organı ve soğukluk duygusunu Krause bulbusu adını alan reseptörler)
Fotoreseptörler (Gözün ret nasında ışık enerj s ndek değ ş kl kler alan reseptörler)
Ağrı
İç organların ağrı reseptörler n n uyarılması ağrı, uzakta yüzeysel b r bölgede dermatom’da duyulmasıdır. Dermatom ve ç organ s n rler Absorbs yon
omur l ğ n aynı segment nden g r ş yapar (Kalp enfarktüsünde kolda ve omuzda ağrı h ssed lmes g b …). Ret küler Formasyon
S n r İlet m Hızı (Velos tes ) Bey n kökünde yer alır. Çeş tl büyüklükte s n r gövdes ve teller nden oluşur. Ağ görünümüne sah pt r. Ret küler formasyonun pons cerebr
S n r uyarımının ( mpulsunun) s n r boyunca let lme hızıdır (m/s). Akson çapı büyüdükçe velos te artar. M yel nl s n rlerde uyarım b r boğumdan (bey n köprüsü) ve mesencephalon (orta bey n)’da buluna kısmı uyarıcı, medulla oblangatada bulunan kısmı nh be ed c d r. Görevler ;
d ğer ne atlamaktadır. Bütün s n r s stem n n ve vücudun uyanık tutulmasında görevl d r (RAES).
14.1.3. Merkezi Sinir Sistemi Duyuların algılanması ve bey n korteks n n uyarılmasından sorumludur (Arka planın f ltrelenmes , alışkanlıklar, algıda seç c l k).
Medulla Sp nal s n Fonks yonel Anatom s Somat k motor kontrol le koord ne hareketler n yapılması ve denge, duruş, ant grav te kas tonusun sağlanmasından sorumludur.
Gr cevher (substant a gr sea): S n r hücreler ve dentr tlerden oluşur. Çoğu m yel ns z aksonlar, nörogl a ve kan damarlarından zeng nd r. L mb k s steme mpulslar gönder r. Acı, ağrı – heyecan, öfke olaylarının oluşmasında şe karışır.
Beyaz cevher (substanc a alba): Nörogl a tarafından desteklen r, m yel nl aksonlar bulunur. H potalamusun uyarılmasını sağlayarak, vejetat f fonks yonların (kalp, dolaşım, s nd r m, solunum) modülasyonunu sağlar.
Medulla Sp nal s n Zarları Bazal gangl yonlar
P amater: kan damarlarından zeng n, dış zardır. Cerebrumun tabanında (bas s) yer alan s n r gövdes topluluklarıdır (nucleus). Kas hareketler n n yapılmasında korteks, serebellum ve bazal
Medulla Sp nal s n Görevler gangl yonların görev vardır.
Gövde ve ekstrem te kaslarını kontrol eden refleks merkezler olarak ş yapar, D ensefalon
Bu refleks merkezler le bey n merkezler arasında bağlantı sağlayan yollar olarak görev alır. D ensefalon bey n kökü le serebrum arasındak bey n bölges d r. Talamus, ep talamus ve h potalamusdan oluşur.
Bey n n Bölümler H pothalamus, vücudun esas fonks yonlarının ht yaca göre ayarlanmasını sağlar.
Reprodüks yon ve seksüel davranışlar, Sempat k s stem hayvan tehl ke anında ken devreye g ren s stemd r. Sempat k s stem uyarıldığında kızma, h ddet, heyecan durumlarındak
olaylar şek llen r. Bu olaylar kalb n hızlı çarpması, kan basıncı ve kan gl koz sev yes n n yükselmes , kılların d kleşmes , kan damarlarının
Vücut sıcaklığının düzenlenmes ,
daralması, terleme, pup lla daralması, gastro ntest nal akt v ten n yavaşlaması g b olaylardır.
Uyku ve uyanıklılık haller n n ayarlanması,
2. Parasempat k S stem
Heyecan, korku ve h ddet n kontrolü.
Egzers z n meydana get rd ğ koşullara vücudu adapte eder. Maraton koşucularında kalp atım sayısı normalden düşüktür. Kan dolaşımı üzer ne
Thalamus, korteks cerebr ye g den yolların kapısıdır. Thalamus ve korteks cerebr dış dünyayı drak etmey sağlayan yapılardır. etk eder. N. Vagus aracılığı le kalp atımını düşürür.
Ep thalamus, Ep talamus d ensefalonun poster or (dorsal) segment d r. Habenular nükleus ve p neal c s mden oluşur. Üreme / beslenme
14.2. Duyu Fizyolojisi
davranışları, ağrının değerlend r lmes , uyku uyanıklık s klusu, stres cevabı ve öğrenmeye l şk n fonks yonları vardır.
Duyular çeş tl uyarımlarca başlatılan a erent mpulsların bey n korteks nde b r b l nç düzey ne gelmes yle oluşur. B l nçl ve b l nçaltı duyular
Serebrum
olmak üzere k ye ayrılır. B l nçl duyular somat k ve özel duyular olmak üzere k ye ayrılab l r.
İk kısımdan meydana gelm şt r. Neokorteks nsanın dış âlemle bağlantısını düzenler. H s, düşünce, yaratıcılık ve hafıza g b olayları meydana
B l nçl somat k duygular temas, basınç, ısı, ağrı ve propr oreseps yon’dan oluşur. Özel duyular se görme, koku alma, duyma, denge ve tat
get r r. Neokorteks n altında l mb k s stem bulunur.
almadan oluşur.
Serebrumun frontal, par yetal, temporal ve oks p tal lobları bulunmaktadır.
B l nçaltı se somat k uyarımlardan ve v sseral uyarımlardan oluşmaktadır. Somat k uyarımlar kas uzunluğu ve ger l m , v sseral uyarımlar kan
Frontal lob: Akıl yürütme, motor becer ler ve konuşmaya, basıncı, kan pH’sı ve oks jen düzey , vücut sıvılarının ozmalar tes , kan şeker uyarımlarından oluşur.
Temporal: D l ve sesler n yorumlanmasına, Gel şm ş canlılarda duyu s stem n n üç temel b leşen vardır:
Oks p tal: Göz ret nasına gelen görsel b lg ye l şk n mpulsların şlenmeyle l şk ü •Reseptör
L mb k s stem •A erent s n r
Korteks serebr n n ç sınırını oluşturan l mb k s stem, aynı zamanda bey n kökünün etrafında halka g b b r yapı oluşturmaktadır. Çeş tl nükleus •Bey ndek duyu merkez
ve traktusları çermekted r
Duyusal algı sürec duyu reseptörler nde başlar. Duyu reseptörler ç ve dış ortamdak değ ş kl kler algılar. Değ ş me uğramış nöronlar (s n r
Koku alma ve bununla lg l davranışlarda, yeme- çme, eş bulma, yavruların bakımı, yavruların bakımı ve analık görevler g b temel hayatsal hücreler ), ep telyal hücrelerden oluşur.
olaylarda,
Reseptörler n Fonks yonları
Korku, h ddet ve savunma reaks yonlarının meydana gelmes (gyrus c ngul ),
1. Alma ( Reseps yon): Enerj formuna göre özelleşm ş bölgede ısı, ışık, basınç g b uyaranların enerj ler absorbe ed l r.
Yen leb l r ve yen lemez maddeler n ayırt ed lmes (am gdala),
2. Dönüştürme ( Transdüks yon): Uyarım enerj s n n formuna göre membran yon geç rgenl ğ farklı mekan zmalarla değ şeb l r.
Hayvanda ödüllend r lm ş ve cezalandırılmış h ss uyandırılması (am gdala ve septum nuc.),
3. Güçlend rme ( Ampl f kasyon): Uyarım enerj s n n güçlend r lmes d r. Güçlend rme dönüştüme şlem n n b r parçası olarak da gerçekleşeb l r.
Bazı hayvanların düşmanı le karşılaştığında ölü g b davranması , (gyrus c ngul ),
4. İletme ( Transm syon ): Reseptör potans yel n n merkez s n r s stem ne let m reseptörün kend s b r s n r hücres olab l r. Reseptör hücres
Ç leşme le başlayan ve gebel kle sonuçlanan b r d z seksüel davranışlar l mb k s stem tarafından düzenlenmekted r. sensor k nöronlarla s napt k bağlantılar kurab l r.
Küçük bey n olarak da adlandırılan serebellum, medulla oblongata ve ponsun üzer nde yer alır. Cerebellum doğrudan h çb r kasa em r vermez. 14.2.2. Dokunma Duyusu
Kas hareketler n n kontrol eder ve koord natörüdür. S n r s stem n n sensor k ve motor k yolları arasına yerleşm ş b r kontrol s stem d r.
Dokunma, basınç ve v brasyon duyularından oluşur.
Serebellum eylems zl k ve vme bozulmalarını önlemek ç n ayarlamalar yapar. Bunlar;
Dokunma duyusu: der veya der n n hemen altındak dokularda bulunan dokunma reseptörler n n uyarılmasıyla oluşur.
Tüm eklemlerde kaslarda ve basınç alanlarında bulunan propr osept f reseptörlerden,
Basınç duyusu: Genell kle daha der n dokuların deformasyonu le oluşur.
İç kulaktak denge aparatından,
Titreşim duyusu: Hızlı, tekrarlayıcı duysal s nyaller le oluşur.
Görme le lg l korteksten,
Dokunma Duyusu Reseptörler
Kaslara tüm mpulsların gönder ld ğ motor korteksten mpulsları alır.
1.Serbest s n r uçları: En az özelleşm ş reseptörlerd r. Dokunma ve basınca duyarlıdırlar, acı ve ağrı duyusunun algılanmasında rol alırlar.
14.1.4. Otonom Sinir Sistemi
2.Me ssner korpüskülü: Temas ve basınç duyularını alırlar. Haf f dokunmaya duyarlı, hızlı adaptasyon gösteren (faz k), çok hassas
Kalp, kan damarları, düz kaslar ve bezler n akt v teler n kontrol eden otonom s n r s stem ne vejetat f s n r s stem de den r. Otonom s n r reseptörlerd r.
s stem anatom k, f zyoloj k ve anatom k olarak k ye ayrılır.
3.Merkel d sk : Der ve mukozada bulunan temas reseptörler d r. Yavaş adapte olurlar.
1. Sempat k S stem
4.Kıl kökü reseptörü: Kıl ve kıl kökünü çevreleyen s n r l fler nden oluşur. B r temas reseptörüdür. Faz k t pted r. Kıllar kaldıraç görev görürler.
5.Ru n organı: Der n n alt tabakalarında ve der n dokularda, der ve der n dokulardak deformasyonlarda rol alır.
6.Pac n korpuskülü: Der altı, per toneum, mesenter um, l gament ve eklemlerde yer alır. Çok hızlı adapte olur ve basınca duyarlıdır. Tad alma
14.2.3. Görme Duyusu Yararlı ve zararlı y yecekler n ayırt ed lmes nde görev alır. Eks k bes n maddeler n çeren gıdaların bulunmasını sağlar. Tad alma sırasında;
Işığın fotoreseptörlerce algılanarak oluşan s nyaller n bey ne let lmes durumudur. Gözler m z ışığı alır ama “görme” bey nde oluşur. Göz Tadı alınacak madde çözünür.
yanılgısı den len şey aslında bey n yanılgısıdır. Işık foto reseptörlere ulaşmadan önce d ğer tabakaları geçmek zorundadır. Bu nedenle göze g ren
Çözelt tad tomurcuğunun ç ne g rer.
ışığın ancak % 10 luk b r kısmı fotoreseptörlere ulaşarak görüntü oluşmasına katkıda bulunur.
Gustator hücre uyarılır.
Fotoreseptörler
Oluşan aks yon potans yeller bey ne let l r.
Çubuklar: Loş ışıkta görmey sağlarlar. Hareket daha y algılarlar. Rhodops n adı ver len b r ret nal p gment çer rler. Rhodops n n yen den
yapılması ç n A v tam n ne ht yaç vardır. Bölüm Özeti
Kon ler: Kon ler ışığa daha az duyarlıdırlar. Alacakaranlıkta yeter nce akt v te gösteremezler. Farklı dalga boylarındak ışığa duyarlı t pler vardır. Reseptör çeş tler, fonks yonları ncelend . Duyu organlarının yapı ve fonks yonları açıklandı. Merkez s n r s stem n n bölümler detaylandırıldı.
Renkler n ayırd ed lmes nden sorumludurlar. Çubukların aks ne ret nanın sentral nde yoğun per fer nde seyrekt rler. Nörotransm tter maddeşler ve s napt k bağlantılar değerlend r ld .
14.2.4. Duyma
Ası, T. 1996. Tablolarla B yok mya C lt 1. İstanbul Ün vers tes Veter ner Fakültes . Tayf Ofset. İstanbul.
Hayvanın yaşamını sürdürmes nde, bes n arama, let ş m, tehl kelerden haberdar olma ve ekolokasyonda öneml b r duyudur. Ası, T. 1999. Tablolarla B yok mya C lt 2. İstanbul Ün vers tes Veter ner Fakültes . Tayf Ofset. İstanbul.
B ochem stry: The Molecular Bas s of L fe, 3rd Ed t on Trudy McKee, James R McKee, 2003.
Ses hava moleküller n n dönüşümlü olarak sıkıştırma ve basıncını azaltma fazlarındak t treş mler ndeoluşan b r enerj türüdür.
Boh nsk , R.C. 1987. Modern Concepts n B ochem stry. F h Ed t on. Allyn and Bacon, Inc. 7 Wells Avenue, Newton, Massachusetts 02159.
Duyma s stem n yapısı
Bruce Alberts, ,Alexander Johnson, Jul an Lew s, Mart n Ra , Ke th Roberts, and Peter Walter. Molecular B ology of the Cell, 4th ed. (2002), Garland
1. Dış kulak Publ sh ng.
Deatherage, F.E. 1997. B ochem stry. The Oh o State Un vers ty, Lectures Notes, The Oh o State Un ., Columbus, Oh o.
• Kulak kepçes
Deutscher, M.P. 1990. Methods n Enz mology. Vol.182, 24-38.
• Kulak kanalı Donald, J.V., Jud th, G.V., Charlotte, W.P. 2008. Pr nc ples of B ochem stry. 3rd. Un vers ty of Pennsylvan a, swarthmore college, Emer tus, Seattle
2. Orta kulak Pac f c Un vers ty, John w ley and Sons, Inc, Danvers.
Ell ott, W.H., Daphne, C.E. 2009. B ochem stry and Molecular B ology. Fourth ed t on. Oxford Un vers ty Press, New York.
• T mpan k membran
Evc l Hayvanların Fonks yonel Anatom s ve F zyoloj s , W ll am O. Reece, Çev r Ed törler : Ülker Çötel oğlu ve Mukaddes Özcan, 4.basımdan çev r ,
• Kem kç kler 2012
3. İç kulak – Kohlea F zyoloj Ders K tabı (Vücut Isısı ve S nd r m), M. Fahr Bölükbaşı, Ankara. Ün vers tes Basımev , 1989
F zyoloj , Kemalett n Yaman, 2009
14.2.5. Duyma
F zyoloj , Ahmet Noyan,15. Baskı, Kasım 2004
Ses dalgalarının kulak kanalına g rmes n yönlend rme ve güçlend rme durumu tak p eder. Kulak kepçes b rçok memel tarafından ayrı yönlere F zyoloj , Bak Yılmaz, 2. baskı, 2000.
ya da b rl kte bel rl b r yöne yönelt l r. Ses kaynağının yönü saptanır. Garland, D. Ascorb c ac d and Eye nutr t on and cancer. 15(3-4). 275-276.
1.Ses dalgaları t mpan k membranı t treşt r r ( Östak borusu). Geçk l, H. 2012. B yok mya Ⅱ. İnönü Ün vers tes fen edeb yat fakültes B yoloj Bölümü ve Moleküler B yoloj ve Genet k Bölümü, Malatya.
Geo rey L. Zubay. B ochem stry, 4th ed. (1998).
2.T mpan k membran kem kç kler t treşt r r (Çek ç, Örs, Üzeng ).
Gökalp, H.Y., Nas, S., Certel, M. 2002. B yok mya-Ⅰ Temel Yapılar ve Kavramlar. 3.Baskı., Pamukkale Ün vers tes Mühend sl k Fakültes , Ders K tapları
3.Üzeng kem ğ n n oval pencere membranını t treşt r r (20 kez güçlend rme). Yayın No:001, Den zl .
Gözükara, E.M. 1990. B yok mya. Ofset Repromat Ltd. Ft . Ankara.
14.2.6. Denge
Harvey, L., Arnold, B., Paul, M., Chr s, A., Monty, K., Matthew, P.S., Lawrence, Z., and James, D. 2003. Molecular Cell B ology, 5th ed. W. H. Freeman &
Vest bular organ Co.
Başın konumu ve hareketler le duruşun kontrolü, gövde, baş, göz küres hareketler n n koord nasyonu, görsel f ksasyon le dengen n Hurley, W.L., Doane, R.M. 1989. Recent Development n the Roles of v tam ns and m nerals n reproduct on. J.Da ry. Sc . 72:784-804.
oluşumundan sorumludur. Bu yapıda; Kalaycıoğlu. L., Serpek, B., N zamlıoğlu, M., Başpınar, N., T k, A.M. 2006. B yok mya. 3.Basım. Nobel Basımev . Ankara.
Kaneko, J.J. 1989. Cl n cal B ochem stry of Domest c An mals, Fourth ed t on. Academ c Press.Inc.
1. Sem s rküler kanallar: Başın açısal hareketler (k net k)
Keha, E.E., Küfrev oğlu, Y. 1990. B yok mya Ⅰ. A.Ü.Fen Edeb yat Fakültes Yayınları. Erzurum.
2. Sacculus & Utr culus: Başın doğrusal hareketler (stat k) Lehn nger, A.L. 1997. B ochem stry. 2nd. Ed Worth Publ shers, Inc., New York.
14.2.7. Koku Alma Lehn nger, A.L., Nelson, D.L. and Cox, M.M. 1993. Pr nc ples of B ochem stry. Worth Publ shers, Inc, New York.
Marks' Bas c Med cal B ochem stry-A Cl n cal Approach 2ed. 2004.
Koku alma alanı Reg o olfactor um – olfaktöryel ep tel’d r. Burun boşluğunda yer alır. Koku s n r hücres bulunmaktadır. Kemoreseptörler
McGraw-H ll. Thomas, M. D. Textbook of B ochem stry W th Cl n cal Correlat ons, 4th Ed. (1997). W ley Co.
aracılık eder. S n r s stem ndek dış dünyayla d rekt temas hal ndek , yegane nörondur. 30 günde b r kend ler n yen lerler.
Pek n, B. 1980. B yok mya Mühend sl ğ (Temel İlkeler). B r nc k tap: Kısım 2. Ege Ün vers tes Matbaası, Bornova, İzm r.
Vomero - Nasal Organ (VMO) (Jakobson organı) Ste nberg,N.D. 1987. L poprote ns and atheroscleroz s some unanswered quest ons, Amer can Heart Journal, 626-632.
İk sıvı dolu keseden oluşur. İnce kanallarla nasoplat nal kanala bağlanır. Keselerdek sıvı bu kanal aracılığıyla ağza boşaltılır. Flehmen hareket Stryer, l. 1994. B ochem stry. Stanford Un vers ty, San Franc sco.
kanalın açılmasını sağlar. Ağızdan alınan k myasal uyaranlar tekrar vomeronasal organa taşınır.
Tıbb f zyoloj , Arthur C. Guyton, John E. Hall, Çev r ed törler : Hayrünn sa Çavuşoğlu, Berrak Çağlayan Yeğen; ed tör yardımcıları, Zeynep Aydın, İnc
Al can, 1996 Ünite Soruları
U.R.F dancı: Yurdumuz Hayvanlarında İz Element Noksanlıkları Veter ner Hek mler Derneğ Derg s , 1986; 56 (1): 37-44
Veter ner F zyoloj , Dukes, Çev r ed törü: Sedat Yıldız, Türkçe 1. baskı, N san 2008.
We nberg, R.A. 1985. The Molecules of L fe. W.H. Freeman and Company New York.
Wolfrom, M.L. and T pson, R.S. 1984. Advances n Carbonhydrate Chem stry. Academ c Press, New York.
1. Aşağıdak fadelerden hang s s naps sler n özell kler nden değ ld r?
Zubay. G. 1988. B ochem stry. Second Ed t on, Macm llan Publ sh ng Company USA.
2. Aşağıdak lerden hang s uyarılmış nöronda nörotransm tter madde özell kler nden değ ld r?
D) Görev n tamamladıktan sonra etk s n hemen ortadan kaldıracak enz m mekan zması bulunmalı
A) Reseps yon
B) Konsültasyon
C) Entegrasyon
D) Transdüks yon
A) Merkel d sk
B) Ru n organı
C) P lorus bez
D) Serbest s n r uçları
A) Nöron
B) S naps
C) Nörotransm tter
D) Refleks arkı
CEVAP ANAHTARI
1. d 2. c 3. b 4. c 5. a
https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20_21_Guz/temel_biyokimya_ve_fizyoloji_bilgisi/1/index.html 101/101