Professional Documents
Culture Documents
Darulilim
Darulilim
www.darulilim.com
facebook.com/darulilimakademi
twitter.com/daruilim
ilimevidernegi@gmail.com
Son dönemde yaşanan gelişmeler, millet olarak köklerimizle sahih ve sahici bir
irtibatın nasıl kurulması gerektiği sorusunu gündeme taşımıştır. İslamî ilimler
alanındaki eğitim bu ilişkinin mahiyetini tayin edecek en önemli unsurdur.
Bugüne kadar bu alandaki çalışmaların iki noktada temerküz ettiği dikkat çekiyor:
1. Osmanlı’dan tevarüs edilen medrese geleneğini, bireysel gayretler ve kıt-kanaat
imkânlarla devam ettirmeye çalışan yapılar.
2. İlahiyat fakültelerinde muhteva ve format bakımından ağırlıklı olarak modern bir
görüntü veren eğitim tarzı.
Bu yapılardan ikincisi daha görünür olmakla birlikte ciddiyet, derinlik ve “sıhhat”
noktasında ciddi zaaflar taşıdığı da ehlinin malumudur. İlahiyat fakültelerinde,
kariyer yaptığı ilim dalının temel metinlerine arzu edilir tarzda nüfuz edemediği
halde o ilim dalını ve o sahanın alimlerini yerme, sorgulama ve mahkûm etme
üzerine kurulu müsteşrikvari tavrı benimseyen pek çok akademisyenin varlığı gizli
değil. Geldiğimiz noktada İslamî ilimlerin, onlara hayat veren temel kaynaklarımız
olan Kur’an ve Sünnet’in, dolayısıyla millet olarak bütünüyle “varlık alanımız”ın
tartışma konusu yapılmış olması bu yapının doğurduğu bir neticeden başka bir şey
değildir. Merhum Prof. Dr. Ali Fuat Başgil hocanın tesbiti doğru çıkmış, ilahiyat
fakülteleri “din alimi” yerine “din münekkidi” yetiştiren müesseseler olarak –mutlak
anlamda olmasa bile geneli itibariyle– işlev görür olmuştur.
Dolayısıyla İslamî ilimler alanında eğitim verecek bir müessesenin, İslam’a, onun
kaynaklarına, tarihine ve inancına yönelik olarak Batı’da üretilen devasa bilgi
birikimiyle hesaplaşabilecek, ilmî alanda bizden önceki kuşakların muhteşem
müktesebatına nüfuz edebilecek donanıma sahip, özgüven problemi olmayan
kadrolar, “alimler” yetiştirmeyi hedeflemesi zorunludur. Zira hem “bize ait” olanı,
hem de “günümüze hakim” olanı gerçek anlamda derinlemesine tanıma/bilme ve
mutlak hakikati modern insanın anlam, bilgi ve duygu dünyasına taşıma misyonu
ancak bu suretle yerine getirilebilir.
A- SARF VE NAHİV İLMİ
ÂLET İLİMLERİ
gerekse de kelimelerde meydana gelen kalb
ve nakillerle ilgili kaideler öğretilir. Bu arada
EĞİTİMİ
çekim farklılıkları göz önünde bulundurularak
her bir baptan illetli ve sahih fiillerden seçilmiş
60 civarında fiil çekimi müzakere saatlerinde
bir üst sınıftaki öğrencilere dinletilir.
1
Ufak karton kağıtların bir yüzüne Arapça diğer yüzüne bir kutuya konur. Sınıf her gün yoğun bir şekilde bu ku-
Türkçe olmak üzere ayrı ayrı köklerden yüzlerce fiil ve isim tudan fiş çeker. Eğer Türkçe tarafı karşısına çıkarsa Ara-
yazılır. Bu yazım da öğrenciler tarafından yapılır. Şöyle ki pçasını ve eğer Arapça tarafı karşısına çıkarsa Türkçesini
hoca her gün müzakere vakitlerinde her bir öğrenciye bilmeye çalışır ve bir meleke haline gelinceye kadar bu
Türkçe ve Arapça karışık olarak ayrı ayrı fiiller ve isimler fişlerle çalışır. Daha sonraki aylarda aynı işlem mükaleme
verir. Hoca tarafından verilen kelimeler eğer Arapça dersinde çıkan yeni kelimeleri hıfzetme amaçlı da uygu-
ise Türkçesi, eğer Türkçe ise Arapçası talebe tarafından lanır.
çözülerek kartonlara geçirilir ve hoca masasında duran
Bunun dışında Daru’l-İlim güncel pratik Ara- Her peygamber bir mucize ile gelmiştir. Efen-
pça derslerinde Fatih Sultan Mehmed Vakıf dimiz (sallallahu aleyhi vesellem)’in birçok
Üniversitesi’nin Silsiletü’l-lisân adlı 8 ciltlik mucizesi vardır. Ancak şüphesiz en büyük
kitabını müfredatına almıştır. Bu eser talebeyi mucizesi Kuran-ı Kerim’dir. Kuran-ı Kerim’in
başlangıç seviyesinden alıp ileri düzeylere indiği toplumda dil ve şiir, kısacası edebiyat
götürecek bir programda hazırlanmış olup zirvedeydi. Allah Teâlâ içlerinden okuma
hoca eşliğinde Fasih Arapçayı, başka bir yazma bilmeyen birini gönderdi. Hayatında
deyişle Modern Standart Arapçayı öğretici bir şiir söylediğine dahi şahit olunmamış bu
mahiyettedir. Bu ders Klasik Arapça ile bera- kişi onların edebiyatını altüst edecek bir şey-
ber başlamaktadır ve bir sene içinde 8 cildin ler okuyor ve hatta “eğer gücünüz yetiyorsa
tamamı bitirilmektedir. bir benzerini getirin” diyordu. İşte bu okunan,
Efendimizin (sallahu aleyhi vesellem) mucize-
Silsile üzerinden pratik Arapça dersleri devam si Kuran-ı Kerim’di.
ederken ayrıca Arapça videolar izletilerek dil
öğrenmenin olmazsa olması olan okuma, Efendimizin vefatından sonra da fetihler de-
yazma, dinleme ve konuşma’nın dinleme vam etti. Birçok yerler fethedildi. Müslüman-
boyutu yerine getirilmeye çalışılmaktadır. lar diğer milletlerle karışınca Arapların Ar-
aplıkları bozuldu. Değişik şüpheler ihdas
Son olarak Daru’l-ilim’de 3. Dönem Eğitimi olmaya başladı. Bildiğimiz kelamî mezhe-
adıyla müfredatta yerini alan yaz kampı pro- pler türedi. Kelamî meseleler tartışılmaya
gramı çerçevesinde genel dersler bırakılarak başlandı. Bu meselelerden biri de Kuran’ın
bir Arapça yaz kampı gerçekleştirilmektedir. icazı meselesiydi. İnsanlar tehlikeli sözler sarf
Bir aylık bu yaz kampında hem sene içer- etmeye başladı. Hatta Kuran’ın bir icazının
isinde görülen Arapça birikimi tazelenmekte olmadığını söyleyenler olmuştu. Bunu gören
hem de tüm yönleri (okuma, yazma, din- Müslüman edipler Arapçanın zevk ve ince-
leme ve konuşma) itibara alınarak yoğun bir liklerini insanlara öğretmeye karar verdiler.
Arapça programıyla eksikler tamamlanmak- Böylelikle Kuran’ın icazından bahseden kita-
tadır. plar ilk belağat kitapları oldu. Dolayısıyla be-
lağatin ilk gayesi Kuran’ın icazını bilmek oldu.
ŞER’Î İLİMLER
talebe bu yılında Kuran kelimeleri etimolo-
jisi üzerinden tefsir eğitimine başlar. 2.yılın
EĞİTİMİ
ilk döneminde Kuran-ı Kerim kelimelerinin
öncelikle kısa meal-tefsir boyutu incele-
necek, ardından o vakte kadar alınmış
sarf, nahiv gramerleri üzerinden de tahlili
yapılacaktır. 6 aylık bir dönemde işlenecek
olan bu ders öğrenciye Kuran-ı Kerim’in
1/6’inin kısa meal-tefsirini vermiş olmakla bir-
likte tahlil imkânını da sunmuş olacaktır.
Ayrıca Mirkât’ül-Vusûl, şerhi Mir’âtü’l-Usul İkinci senede kendisi üzerine ümmetin kahir
ile birlikte, Hanefi usûlü fıkhının mantıkî ekseriyetinin icma ettiği bir akîde kitabı olan
kurallar çerçevesinde sistematize edilmesi Akidetü’t-Tahâviyye Arapça metni üzerin-
açısından dönüm noktalarından biri sayılan den okutulur. Tahâvî Akâidi akîdenin tüm
Sadrü’ş-Şerîa’nın kaleme aldığı “et-Tavdîh” meselelerini ana hatlarıyla içeren bir risale-
ile, bunun üzerine et-Taftazânî tarafından dir. İmam Tahavi, bu eserde bir kelam kitabı
yazılan meşhur “et-Telvîh” tecrübesinden olmamasına rağmen kelamcıların kullandığı
hayli istifade ile hazırlanmış bir metindir. birtakım kavramlar kullanmıştır. Bu sayede
Kitabın özellikle vurgulama gereği duyduğu- talebe akîdevi konuları sadece tekrar etme-
muz bu özelliğinin yanı sıra, çoğu “Mir’âtü’l- kle kalmayıp kelam kitaplarına girmek için
Usûl” vesilesiyle gerçekleşen birçok çalışma- gerekli olan zemini de sağlam bir biçimde
ya konu olması sayesinde, ortaya koyduğu oluşturmuş olur.
usûl mesaisinin sağlamasının yapılmış olması,
“Mirkât”ı tam anlamıyla bir “metn-i metîn” Bir sonraki dönemde Mecid Mekkî’nin
haline getirmiştir. El-Beyân fî erkâni’l-îmân isimli eseri mü-
fredattaki yerini almıştır. Yeni bir eser olan
Bütün bunların yanında “Mirkât’ül-Vusûl”, Mecid Mekkî hocanın bu kitabını özellikle
Osmanlı Devletinin kudretli ilim adam- seçmemizin nedeni Müslümanın akidesini
larından Molla Hüsrev’in eseridir. O, bu belirleyen ayeti kerimeleri cömertçe kull-
yönüyle, (şerhi Mir’âtü’l-Usul ile birlikte) hem anmasıdır. Talebe bu sayede her bir inanç
Hanefi usûl geleneğinin son dönemlerde ul- ilkesinin ayetten kaynağını öğrenmiş olacak
aştığı noktayı, hem de Osmanlı usûl meşrebi- ve akaid-kelam kitaplarında geçen mese-
ni temsil etmektedir. Bir medrese talibinin bu lelerin hangilerinin ayet ve hadis kaynaklı,
denli derin ve geniş bir usûl metnini okuması hangisinin içtihatla akîdevi sahaya girdiğini
ilk beş senelik müfredatta nihai hedefimizdir. ayırt etmiş olacaktır.
Rabbimiz hedeflerimizde muvaffak, niyetler-
imizde halis kılsın. Üçüncü senenin başında ilk olarak Türkçe
bir eserden itikadî mezhepler tarihi okutu-
lur. Hocanın izahatıyla devam edecek olan
bu dersler birkaç ayda tamama erdirilir.
Sonrasında kelam ilmine dair son dönem
ilimevidernegi@gmail.com