Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 16

Dâru’l-İlim

İslami İlimler Eğitim Müfredatı

www.darulilim.com
facebook.com/darulilimakademi
twitter.com/daruilim
ilimevidernegi@gmail.com

Savaklar cd. Yeniküşat sk. no:15 Edirnekapı - EYÜP/İST.


Tel: (0212) 631 24 43 Fax: (0212) 532 63 01
İSLAMİ İLİMLER TEDRİSİ
KONUSUNDA İDEALE YÜRÜRKEN
Modern zamanlarda milletimizin, aidiyetleriyle ilişkisini zayıflatan bir değişim
ve dönüşüm sürecine maruz kaldığı malumdur. Bu süreç gün geçtikçe yaşanan
durumu bir “kimlik problemi”ne dönüştürmüş ve milletimizi, fıtrî özelliği olan “tarih
yapma” misyonundan uzaklaştırarak, “tarihe maruz kalma” noktasına sürüklemiştir.

Büyük fotoğraftan yansıyan görüntü bu olmakla birlikte, son dönemde yaşanan


olumlu gelişmeler, suyun aslî mecrasına dönmesi noktasında son derece önemli bir
imkânı işaret etmektedir. Hayatın her alanında tekrar görünür olmaya başlayan ve
insanımızı bir bütün olarak kuşatan kültür ve medeniyet reflekslerimiz, milletimizin
geleceği yeniden şekillendirme yolunda bilinçli ve iradî bir tercihte bulunduğunu
gösteriyor.

Son dönemde yaşanan gelişmeler, millet olarak köklerimizle sahih ve sahici bir
irtibatın nasıl kurulması gerektiği sorusunu gündeme taşımıştır. İslamî ilimler
alanındaki eğitim bu ilişkinin mahiyetini tayin edecek en önemli unsurdur.

Bugüne kadar bu alandaki çalışmaların iki noktada temerküz ettiği dikkat çekiyor:
1. Osmanlı’dan tevarüs edilen medrese geleneğini, bireysel gayretler ve kıt-kanaat
imkânlarla devam ettirmeye çalışan yapılar.
2. İlahiyat fakültelerinde muhteva ve format bakımından ağırlıklı olarak modern bir
görüntü veren eğitim tarzı.
Bu yapılardan ikincisi daha görünür olmakla birlikte ciddiyet, derinlik ve “sıhhat”
noktasında ciddi zaaflar taşıdığı da ehlinin malumudur. İlahiyat fakültelerinde,
kariyer yaptığı ilim dalının temel metinlerine arzu edilir tarzda nüfuz edemediği
halde o ilim dalını ve o sahanın alimlerini yerme, sorgulama ve mahkûm etme
üzerine kurulu müsteşrikvari tavrı benimseyen pek çok akademisyenin varlığı gizli
değil. Geldiğimiz noktada İslamî ilimlerin, onlara hayat veren temel kaynaklarımız
olan Kur’an ve Sünnet’in, dolayısıyla millet olarak bütünüyle “varlık alanımız”ın
tartışma konusu yapılmış olması bu yapının doğurduğu bir neticeden başka bir şey
değildir. Merhum Prof. Dr. Ali Fuat Başgil hocanın tesbiti doğru çıkmış, ilahiyat
fakülteleri “din alimi” yerine “din münekkidi” yetiştiren müesseseler olarak –mutlak
anlamda olmasa bile geneli itibariyle– işlev görür olmuştur.

Medrese geleneğini yürütmeye çalışan girişimlere gelince, ayağını bastığı zemin


doğru olmakla ve o aslî çizginin günümüze ulaştırılmasında son derece saygıdeğer
bir fonksiyon ifa etmiş olmakla birlikte bu yapılar günün talep ve ihtiyaçlarını,
problem ve sıkıntılarını bir bütün olarak doğru okuyamamakla maluldür.
Günümüzde yaşanan durum, İslamî ilimleri, hatta sadece “alet ilimleri” dediğimiz
giriş mahiyetindeki bilgi ve metinleri birer “kalıp” olarak öğrenip ezberlemekle
üstesinden gelinemeyecek kadar derinlikli, çok boyutlu ve karmaşık bir yapıyı
işaret etmektedir. İslam’a yönelik olarak Oryantalist dünyada üretilen “önyargılı”
ve “ithamkâr” bilgiden hemen hiç haberdar olmayan, olsa bile ona mukabelede
bulunacak ve hatta bir “Oksidentalizm” hareketiyle onun silahını kendisine
çevirecek birikim, ihata ve sentezleyici zihin performansından yoksun bulunan bu
yapının da maksadı hasıl etmeyeceği net olarak görülüyor.

Dolayısıyla İslamî ilimler alanında eğitim verecek bir müessesenin, İslam’a, onun
kaynaklarına, tarihine ve inancına yönelik olarak Batı’da üretilen devasa bilgi
birikimiyle hesaplaşabilecek, ilmî alanda bizden önceki kuşakların muhteşem
müktesebatına nüfuz edebilecek donanıma sahip, özgüven problemi olmayan
kadrolar, “alimler” yetiştirmeyi hedeflemesi zorunludur. Zira hem “bize ait” olanı,
hem de “günümüze hakim” olanı gerçek anlamda derinlemesine tanıma/bilme ve
mutlak hakikati modern insanın anlam, bilgi ve duygu dünyasına taşıma misyonu
ancak bu suretle yerine getirilebilir.
A- SARF VE NAHİV İLMİ

Daru’l-İlim’de Arapçanın kelime yapısıyla il-


gili sarf ilmine dair öncelikli olarak mütesarrif/
çekimi olan isim ve fiil vezinleri/kipleri ezber-
letilir. Bu hususta klasik medrese müfredatının
kaçınılmaz iki risalesi olan “Emsile-Bina” takip
edilir. Bu süreçte öğrenci fiş yöntemiyle1 bir
taraftan Arapça’nın kelime yapısını hazmed-
er, bir yandan da kelime hazinesini genişletir.

Bir sonraki aşamada “Maksud” ve “İzzi” oku-


tulur. Böylelikle kelimelerin gerek çekimleri

ÂLET İLİMLERİ
gerekse de kelimelerde meydana gelen kalb
ve nakillerle ilgili kaideler öğretilir. Bu arada

EĞİTİMİ
çekim farklılıkları göz önünde bulundurularak
her bir baptan illetli ve sahih fiillerden seçilmiş
60 civarında fiil çekimi müzakere saatlerinde
bir üst sınıftaki öğrencilere dinletilir.

Son olarak Sarf ilminin bundan önce görülmüş


meselelerini şematik ve sistematik bir biçim-
de anlatan Birgivî’nin “Kifâyetü’l-mübtedî”
isimli eseri okunur.

Daru’l-İlim’de Arapçanın cümle yapısıyla ilgi-


li nahiv ilmine dair öncelikli olarak İmam Bir-
givî’nin “Avâmil” risalesi okunur. Şematik bir
risale olan Avâmil’deki maddeler ezberletilir.
Bu dönemde basit cümleler seçilerek tahta-
da bolca cümle tahlili yapılır. İzhara geç-
meden önce arada bir basamak olması ve
başka bir ekol görülmesi için İbn Âcurrûm’un
“Ecrûmiyye” risalesi “Tuhfetü’s-seniyye” şerhi
izah edilerek okunur.

4 Dâru’l-İlim İslami İlimler Merkezi


İzhar’da ise nahiv kaideleri öğretilirken “İzhar sağlanır. Bu sayede öğrencinin kelime hazin-
Dersleri” isimli kitaptaki Alıştırmalar ve Testler esi genişler. Ve bu çalışma hoca tarafından
bölümü alınan derse göre öğrenci tarafından dosyalanır.
günübirlik yapılır. Hoca, bu ödevlerin yapılıp
yapılmadığını kontrol eder. Bu dönemde Üçüncü senede İbni Mâlik’in nahive dair bin
ayrıca Kur’an meal okumalarında ayetlerin beyitlik meşhur menzum eserinin İbn-i Akîl
kelime ve cümle yapısı incelenir. Böylelikle tarafından yapılan şerhi “Şerh-u İbn-i Akîl
bilginin pratiği öğrenciye gösterilmiş olur. alâ Elfiyyeti İbn-i Mâlik” ders kitabı olarak
takip edilir. Bu şerh ibaresinin ve konu an-
İzhar’dan sonra nahiv ilmin gayesi olan latımının kolaylığı ve nahve dair cami bir
irab meselesi cümle bazında daha iyi an- eser oluşu hasebiyle çok faydalı bir eserdir.
laşılsın ve çok kullanılan belli başlı kelimelerin İki ciltlik büyük bir eser olan bu kitap bir sene
manası daha iyi anlaşılsın diye İbn-i Hişâm’ın zarfında tamamen bitirilir. Şöyle ki öncelikle
“Kavâidu’l-irâb” isimli risalesi okutulur. birinci cilt hoca tarafından tüm nazım ve
şerhin metni okunarak bitirilir. Bu dönemde
Sonraki dönemde İbn-i Hişâm’ın “Şerhu Ka- talebeler aynı zamanda bir gün öncesinden
tri’n-Neda” isimli eseri okutulur. Bu eseri ter- o derse hazırlanır. İkinci cilt ise tamamen
cih etmemizin sebebi İbn-i Hişam merhu- talebeler tarafından okutulur. Derste
mun kaidelere mümkün olduğunca ayet-i şerhin metnini okumadan konunun
kerimelerden, hadisi şeriflerden ve Arap anlatımını yapan talebeler sadece
şiirinden örnekler getirmesidir. Yani kitapta nazım tarafını hocaya okurlar.
geçen misaller, kaideler için kurulmuş cüm- Neticede bu denli hacimli bir
leler ile değil zaten var olan cümleler üzerin- eserin yüksek bir istifadeyle bir-
den verilir. Ayrıca bu kitabın -hocanın uygun likte bir sene gibi bir zamanda bit-
gördüğü yerden itibaren- ibare çözümünü mesi sağlanır.
talebeler üstlenir. Böylelikle klasik metin oku-
malarında öğrenci ilk adımlarını hoca göze- Son olarak dördüncü senede İbn-i Hişam’ın
timinde atmaya başlar. Bu dönemde ayrıca “Muğni’l-lebîb” adlı hacimli eserin hoca
hoca her öğrenciye seviyelerine göre kendil- tarafından seçilen konuları okunur. Hoca
erinin çözebilecekleri ayrı ayrı ufak Arapça özellikle cümle ve edatlar yönünden ağırlığı
hikâye kitapları dağıtır ve her öğrenciden bulunan bu eserde talebelerin eksik yönler-
günübirlik bu hikâyeleri dinler. Dönem sonu- ini göz önünde bulundurarak konu seçimini
na kadar yoğun bir biçimde sürecek olan bu yapar. Bu ders de talebeler tarafından hazır-
hikâye okumaları içerisinde çıkan kelimeler lanarak ve anlatımını da talebelerin üstlen-
öğrenci tarafından fişlenir ve ezberlenmesi mesiyle hocanın nezaretinde gerçekleşir.

1
Ufak karton kağıtların bir yüzüne Arapça diğer yüzüne bir kutuya konur. Sınıf her gün yoğun bir şekilde bu ku-
Türkçe olmak üzere ayrı ayrı köklerden yüzlerce fiil ve isim tudan fiş çeker. Eğer Türkçe tarafı karşısına çıkarsa Ara-
yazılır. Bu yazım da öğrenciler tarafından yapılır. Şöyle ki pçasını ve eğer Arapça tarafı karşısına çıkarsa Türkçesini
hoca her gün müzakere vakitlerinde her bir öğrenciye bilmeye çalışır ve bir meleke haline gelinceye kadar bu
Türkçe ve Arapça karışık olarak ayrı ayrı fiiller ve isimler fişlerle çalışır. Daha sonraki aylarda aynı işlem mükaleme
verir. Hoca tarafından verilen kelimeler eğer Arapça dersinde çıkan yeni kelimeleri hıfzetme amaçlı da uygu-
ise Türkçesi, eğer Türkçe ise Arapçası talebe tarafından lanır.
çözülerek kartonlara geçirilir ve hoca masasında duran

Dâru’l-İlim İslami İlimler Merkezi 5


MÜKÂLEME DERSİ: PRATİK ARAPÇA B- BELÂĞAT İLMİ

Bunun dışında Daru’l-İlim güncel pratik Ara- Her peygamber bir mucize ile gelmiştir. Efen-
pça derslerinde Fatih Sultan Mehmed Vakıf dimiz (sallallahu aleyhi vesellem)’in birçok
Üniversitesi’nin Silsiletü’l-lisân adlı 8 ciltlik mucizesi vardır. Ancak şüphesiz en büyük
kitabını müfredatına almıştır. Bu eser talebeyi mucizesi Kuran-ı Kerim’dir. Kuran-ı Kerim’in
başlangıç seviyesinden alıp ileri düzeylere indiği toplumda dil ve şiir, kısacası edebiyat
götürecek bir programda hazırlanmış olup zirvedeydi. Allah Teâlâ içlerinden okuma
hoca eşliğinde Fasih Arapçayı, başka bir yazma bilmeyen birini gönderdi. Hayatında
deyişle Modern Standart Arapçayı öğretici bir şiir söylediğine dahi şahit olunmamış bu
mahiyettedir. Bu ders Klasik Arapça ile bera- kişi onların edebiyatını altüst edecek bir şey-
ber başlamaktadır ve bir sene içinde 8 cildin ler okuyor ve hatta “eğer gücünüz yetiyorsa
tamamı bitirilmektedir. bir benzerini getirin” diyordu. İşte bu okunan,
Efendimizin (sallahu aleyhi vesellem) mucize-
Silsile üzerinden pratik Arapça dersleri devam si Kuran-ı Kerim’di.
ederken ayrıca Arapça videolar izletilerek dil
öğrenmenin olmazsa olması olan okuma, Efendimizin vefatından sonra da fetihler de-
yazma, dinleme ve konuşma’nın dinleme vam etti. Birçok yerler fethedildi. Müslüman-
boyutu yerine getirilmeye çalışılmaktadır. lar diğer milletlerle karışınca Arapların Ar-
aplıkları bozuldu. Değişik şüpheler ihdas
Son olarak Daru’l-ilim’de 3. Dönem Eğitimi olmaya başladı. Bildiğimiz kelamî mezhe-
adıyla müfredatta yerini alan yaz kampı pro- pler türedi. Kelamî meseleler tartışılmaya
gramı çerçevesinde genel dersler bırakılarak başlandı. Bu meselelerden biri de Kuran’ın
bir Arapça yaz kampı gerçekleştirilmektedir. icazı meselesiydi. İnsanlar tehlikeli sözler sarf
Bir aylık bu yaz kampında hem sene içer- etmeye başladı. Hatta Kuran’ın bir icazının
isinde görülen Arapça birikimi tazelenmekte olmadığını söyleyenler olmuştu. Bunu gören
hem de tüm yönleri (okuma, yazma, din- Müslüman edipler Arapçanın zevk ve ince-
leme ve konuşma) itibara alınarak yoğun bir liklerini insanlara öğretmeye karar verdiler.
Arapça programıyla eksikler tamamlanmak- Böylelikle Kuran’ın icazından bahseden kita-
tadır. plar ilk belağat kitapları oldu. Dolayısıyla be-
lağatin ilk gayesi Kuran’ın icazını bilmek oldu.

Biz de Kuran-ı Kerim’in icazını ve inceliklerini,


mecaz ve kinayesini, kısacası edebiyatını
daha iyi anlayabilmek amacıyla medresem-
izde belağat dersleri yapmayı hedeflemek-
teyiz. Belağatın iki boyutunu oluşturan teori
ve pratikten birincisinde asırlardır medrese-
lerimizde okutula gelen Hatîb el-Kazvînî’nin
(v. 739) meşhur eseri Telhîsu’l-Miftâh’ı, ikin-
cisinde de başta Kuran-ı Kerim olmak üzere

6 Dâru’l-İlim İslami İlimler Merkezi


belli başlı bazı edebi metinlerden seçmeleri kaideleri de söyler ve her derste bir önceki
ders olarak okutmayı hedeflemekteyiz. dersin ibaresini talebeden ister. Böylelikle
talebeler Osmanlıca eserlere karşı cesaret
C- MANTIK, MÜNAZARA VE VAZ’IYYE İLİMLERİ kazanmış olur. Münazara ilminin konularının
kolaylığı ve prensiplerinin zapturapt altına
Kelam ve usul-u fıkıh gibi akli ilimlerin ter-
alınabilir olması hasebiyle bir risale okumakla
minolojisinde etkin bir rol oynayan mantık,
yetinmeyi uygun gördük ve müfredata baş-
münazara ve vaz’ ilimleri, söz konusu ilimlerin
ka bir risale eklemedik.
doğru ve derinlemesine anlaşılmasına imkân
tanıması itibarıyla çok önemlidir. İslami ilimler- Mantık dersleri 4. Senede Şerh-u şemsi-
in geneli için sarf, nahiv ve belağat gibi ilim- ye isimli eserden yapılır. Şerhu’ş-Şemsiyye
ler ne yer tutuyor ise özelde kelam ve usul-u Necmeddin Ömer Kazvinî’nin mantığa dair
fıkıh ilimleri için de mantık, münazara ve vaz’ yazdığı ve Hoca Şemsettin Muhammed için
ilimleri bu yeri tutmaktadır. Bu kabilden bu il- yazıldığından dolayı onun adını verdiği çok
imler, şer’î ilimlerden maada alet ilimleri kap- sistematik bir kitaptır.
samına girerler.
Bunun dışında vaz’ ilminden Eğinli İbrahim
Bizim bu ilimlere dair uyguladığımız metot şu Hakkı Efendi’nin “Risâle fi’l-vaz’” adlı es-
şekildedir: erini vaz’ın tüm meselelerini intizamlı
ve mantıkî bir sistem üzere anlatan
Öncelikle mantık ilminin elif ba’sı sayılabi-
bir eser olması hasebiyle müfre-
lecek “İsagoci” isimli eser okutulur. Bu eser ilk
datımıza almayı uygun gördük.
olarak beş tümel kavramı (Külliyât-ı hamse)
ele alan, peşinden kavram mantığını ve te-
mel prensiplerini (kavl-i şarih) ve önermeleri
(kazâyâ) ve peşinden de önerme mantığını
ve temel prensiplerini detaya kaçmadan
işleyen Esîruddîn Ebherî’ye ait çok kısa bir ri-
saledir.

İkinci olarak mantık meselelerinin ve kaide-


lerinin detaylıca işlendiği Ahmed Cevdet
Paşa’nın Mi’yâr-ı Sedad’ı okutulur ve bunun
peşinden yine Ahmed Cevdet Paşa’nın
münazara ilmine dair yazdığı Âdâb-ı Sedad’ı
ders olarak işlenir. Ahmed Cevdet Paşa’nın
oğlu Ali Sedad için kaleme aldığı bu iki es-
eri tercih etmemizin sebebi aynı zamanda
Osmanlı Türkçesine olan yabancılığımızı
bir nebze olsun gidermektir. Bu gerekçey-
le hoca yeri geldiğince Osmanlıcaya dair

Dâru’l-İlim İslami İlimler Merkezi 7


A-TEFSİR İLMİ

Daru’l-İlim talebesi, ilk senesinde lisan ilimler-


ine ağırlıklı eğitim aldığından âli ilimlerden
tefsir dersleri görmez. 2. Yılına nahivden
Birgivi’nin İzhar kitabını bitirmiş olarak giren

ŞER’Î İLİMLER
talebe bu yılında Kuran kelimeleri etimolo-
jisi üzerinden tefsir eğitimine başlar. 2.yılın

EĞİTİMİ
ilk döneminde Kuran-ı Kerim kelimelerinin
öncelikle kısa meal-tefsir boyutu incele-
necek, ardından o vakte kadar alınmış
sarf, nahiv gramerleri üzerinden de tahlili
yapılacaktır. 6 aylık bir dönemde işlenecek
olan bu ders öğrenciye Kuran-ı Kerim’in
1/6’inin kısa meal-tefsirini vermiş olmakla bir-
likte tahlil imkânını da sunmuş olacaktır.

2. sene II. Dönemde Celaleddin el-Mahal-


li ile Celaleddin es-Suyuti’nin hazırladıkları
Celaleyn adlı bir ciltlik muhtasar tefsir kitabı
okutulacaktır. Bu eserin tefsirler arasında-
ki konumu ve ayrıcalığı, Kuran tefsirinin
özünü sunması, ara ara sebebi nüzullere
yer vermesi ve kelimelerin kısa meallerini
kaydetmesidir. Tüm bunlar talebeye az za-
manda (meal- kısa tefsir düzeyinde) Kuran
eğitimi sunacaktır. Çünkü Daru’l-İlim’in
amaçlarından biri de öğrencilerine mezun
olduklarında Kuran’ın baştan sona tefsirini
göstermiş olmaktır.

8 Dâru’l-İlim İslami İlimler Merkezi


İşte bu amaca doğru ikinci bir eser olarak bu okuma stili sayesinde öğrenci, dirayet ve
Muînu’d-Din el-Îcî’nin (894) Camiu’l Bey- rivayet tefsirleri arasındaki fark ile Kuran’a
an fi Tefsiri’l Kuran adlı eserinin okutulmasını yapılan muhtelif tefsirlere vakıf olacaktır.
isabetli bulduk. Zira bu eser Celaleyn adlı
eserde anlatılan özellikleri havi olmakla bir- B- USÛLÜ TEFSİR İLMİ
likte ziyade vasfı barındırır kendinde. Ca-
miu’l-Beyan’ın bir kalın cilt ya da dört ciltlik Tedrisatın ikinci yılında tefsire başlayan
baskıları yapılmıştır. Hacim olarak ders kitabı öğrenci bir yılda Arapçasından usûlü tefsir
olmaya elverişli bir eserdir. Müellifin eskil- öğrenmeye hazır konuma gelecektir. Giriş
erden olması ve kitabın kaynağını Meâlim, mahiyetinde kendisine tavsiye edilecek
el-Vasit, İbn Kesir, Nesefi, Keşşaf ve Kâdı olan, Türkçe ilahiyat camiasından hocaların
Beydâvi tefsirlerinin oluşturması, bizi eğitim kaleme aldığı, Kuran Tarihi (Muhsin Demirci,
öğretimde hedeflediğimiz gayeyi ulaştırır İFAV) ve Usûlü Tefsir (İsmail Cerrahoğlu, Di-
ve müfredata girmeyi öncelikli hak kazanır. yanet Yayınları) adlı çalışmaları okuyarak ilk
Her bir ayetin bir satırlık tefsirinde dahi mahi- adımını atacaktır tefsir usûlüne.
rane bir şekilde muhtelif iki üç ya da daha
İlk eser olarak da küçük hacmi dolayısıyla
fazla anlaşılma şeklini okuyanına sunar. Her
üçüncü senenin ilk döneminde İmam
ne kadar böyle bir sunum dilin anlaşılmasın-
Suyuti’nin el-İtkan adlı eserinin
da bir zorluk teşkil ediyor olsa da diğer dört
Muhammed bin Alevi el-Mali-
tefsiri incelemiş olan hoca pekâlâ konuya
ki tarafından hazırlanan Züb-
hâkim bir edayla bu az ibareyle verilen farklı
detü’l-İtkân fi Ulûmi’l-Kuran
tefsirleri hemen anlayacaktır. İstifade ise
adlı muhtasar kitabı ders olarak
kısa zamanda çok fazla olacaktır. Üçüncü
işlenecektir. Hocanın anlatımıyla
ve dördüncü yıl boyunca devam edecek
zenginleştirilecek olan ders, öğrenci-
olan bu tefsirle Daru’l-İlim öğrencisi Kuran-ı
ye Kuran tarihi, kıraatler, yedi harf, ayet
Azimu’ş-Şan’ın tamamının tefsirini bitirmiş ol-
ve sürelerin dizilişinin tevkifi ya da içtihadi
acaktır inşallah.
oluşları, Kuran’ın tefsir biçimleri gibi usûle
Beşinci yılında ihtisas düzeyinde mukâren müteallik her konuda bilgi sağlayacak bir
tefsir okumalarına başlayacak olan Daru’l-İl- tarzda sunulacaktır. Böylelikle öğrencinin
im öğrencisi, Zemahşeri ve İbn Kesir’in tefsirl- ferdi olarak el-İtkan fi Ulumi’l-Kur’an okuy-
erini okuyacaktır. Aynı zamanda Mücahid, abilmesinin kapısı aralanacaktır. Yukarıda
Abdurrezzak, Taberi, Kurtubi, Beğavi, Vahidi bahis mevzuu yapılan konular daha etraflı-
ve Fahreddin er-Râzi gibi müfessirlerin kay- ca incelenecek, ilaveten oryantalistler
nak tefsirlerini de inceleme fırsatını bulacak, tarafından ortaya atılan iddialar ve kendil-
her bir tefsirden bir süre gibi bir miktar okuma erine verilen cevaplar görülecektir. İndi-
gerçekleştirecektir. Bu sebeple her bir tefsirin rilişinden günümüze geçirdiği merhaleler de
metodunu ve dilini kavrayacaktır. Rivayet ve (çevresinde cereyan eden olaylar kastedil-
dirayet bütünlüğünde Kuran’ın tam tefsirini, iyor. Yoksa şüphesiz tahrife kapalıdır Yüce
ihtilaf kaynaklarını, rivayetlerin sıhhat kritiğini Allah kelamı) konuşulacaktır elbette.
yapacaktır. Muhtelif sürelere uygulanacak

Dâru’l-İlim İslami İlimler Merkezi 9


C- HADİS İLMİ kün olmadığı için belli bazı bölümler seçil-
ip okunur. Bununla her kitabın kendine has
Allah Teâlâ Kuran-ı Kerim’inde “Ey Peygam- özelliğini ve üslubunu öğrenmek hedeflen-
berim! Sana Kur’an’ı indirdik ki, insanlara mektedir.
vahyedileni açıklayasın” (Nahl, 44) buyur-
muştur. Bu ayete göre Allah Resulü’nün D- USÛLÜ HADİS İLMİ
vazifesi mücmel olarak indirilen ayetleri
beyan etmektir. Mesela Allah Kuran-ı Ker- Din içerisinde bir bütünlük arz eden İslami İl-
im’de “kuşkusuz namaz müminlere belirli imler arasında belki de en önemli yeri teşkil
vakitlerde yazılı bir farzdır” (Nisa, 103) buyur- eder ilm-i usul-i hadis. Zira müslümanın iki bil-
muş, ancak bu vakitlerin ne olduğunu bize gi kaynağından biri olan sünnet/ hadis’in sıh-
açıklamamıştır. Biz bu ve bunun gibi şey- hat-za’fiyet kritiğinin kurallarını belirler bu ilim.
leri, kısacası İslam’ı ancak hadis ve sünnet
dediğimiz Allah Resulü’nün sözlerinden, Selefin ilk ve en fazla mesaisini alan ilim ka-
fiillerinden ve takrirlerinden öğrenebiliriz. Bu naatimizce usûlü hadis ilmidir. İlk üç asırda
düşünce ile müessesemizde birinci seneden teşekkül eden mezhepler bu ilimden azami
başlayarak beşinci seneye kadar hadis der- derecede istifade etmiş olmakla beraber bu
sleri yapılmaktadır. ilim de bu dönemde sistematiğini tamam-
lamıştır.
İlk olarak İmam Nevevî’nin Erbaûn’u (kırk
hadis) ezberlenir ve bilahare aynı müellifin Daru’l-İlim ilk iki yılda öğrencilerine usûlü
Riyâdu’s-Sâlihîn adlı eserine geçilir ve biti- hadis eğitimi vermez. Zira bu yıllarda öncelik
rilir. Bu yaklaşık iki bin kusur hadis demektir temel meselelere verilir.
ve iki sene sürmektedir. Bu kitapların özelliği,
Üçüncü yıl eğitim müfredatında usûlü had-
içinde daha çok fazilete dair, zühde yönelik
isden ilk olarak Osmanlı ulemasından İmam
hadisleri barındırmış olmasıdır.
Birgivi’nin (981) Usûlü Hadis eserini okutuy-
Üçüncü sene, asırlardır medreselerim- oruz. Bu kitap usûlü hadis terminolojisini ve ka-
izde okutulagelen Hatîb Tebrîzî’nin (v.741) vramlarının manalarını tarif sadedinde verir.
Mişkâtü’l-Mesâbih adlı eseri okunmaya Metin ve sened bakımından ravilerin cerh ve
başlar. Bu kitap hadis literatüründeki kaynak ta’dil durumlarından, hadislerin kendilerine
eserlerden seçme hadislerden meydana isnad edilişi yönlerinden vs. ortaya çıkan tüm
getirilmiştir. Altı bin küsur hadisi havidir. Bu kavramları inceler. Kısa bir zamanda bitimi
kitapla talebe bir nevi kaynak eserleri oku- planlanan bu eserin okunuşu esnasında ayrı-
maya hazırlanmaktadır. Dördüncü senenin ca Beykuniyye adlı manzum eser ezberletilir.
sonunda kitap bitirilir.
Tarifleri kavrayan öğrenci İbnu’s-Salah’ın
Son olarak artık talebe kaynak eserleri oku- Ulumu’l-Hadis’inin ihtisarı olan el-İrşad adlı
maya hazırdır ve kaynak eserler dediğimiz kitabın da ihtisarı olan İmam Nevevi’nin (676)
kütübü tisa’ okumalarına geçilir. Ancak bu et-Takrib Ve’t Teysîr Li Ehâdîsi’l-Beşiri’n-Nezîr
eserlerin hepsini bir senede okumak müm- adlı eserini okumaya başlar. Üçüncü yılın bir-

10 Dâru’l-İlim İslami İlimler Merkezi


inci döneminde başlanacak olan bu eser devam edecek olan bu eğitimde talebeler-
ikinci dönem sonuna kadar bitirilecektir. in hadis kaynakları bilgisi, hadis kitaplarının
metodları, usûlü hadisteki rumuzlar, teşek-
Tefri’ bilgilere ve tartışmalı konulara az ke- kül dönemi usûlü hadis çalışmaları ve cerh-
limeyle değinen ve İbnu’s-Salah’ın eser- ta’dil, tarih tabakat ve usûlü hadis litaratürü
indeki mevzuların çoğunluğuna yer veren gibi bilgileri temin edilecektir.
bu kıymetli eser öğrenciye ufuk olacaktır.
İbnu’s-Salah’ın nedenli bu ilimde köşe taşı Tüm bunlar hadis dersindeki metin okuma-
olarak yer ettiği bilgisini vermekle kalmay- ları ile birlikte yapıldığında inşallah hadis il-
acak, aynı zamanda usûlü hadis tarihini de minde arzu edilen âlimler yetişecektir.
ona sunacaktır.
E- FIKIH İLMİ
Medrese dördüncü yılında yine bu ilimde
vazgeçilmez olan İbn Hacer’in (852) Şer- İslami ilimler içerisinde fıkıh, pratik haya-
hu Nüzhetün Nazar adlı kitabının eğitimini ta tesir eden ve yaşanan hayatın yaşam
verir. Bu dersin müderrisi kitabın tarihteki kurallarını belirleyen ilim olarak devreyi
konumunu, mantık kavramlarına ilk defa bir saadetten bu yana şifahen okuna gelmiş,
usûlü hadis eseri olarak kendisinde yer ver- kitabeten kayıt altına alınmıştır. İnsan-
ilmiş oluşu gibi orijinal yanlarını da öğrenci- ların şahsi hayatlarındaki ibadetleri,
ye aktarır. Usûlü hadis tarihinde kavramsal- muameleleri ve şer’i cezalarından
laşmanın son merhalesini teşkil eden bu oluşan şer’i kurallar, fıkıh ilmi
eserin aynı zamanda İbn Salah’ın tariflerine içerisinde konuşlandırılmıştır.
yaptığı eleştirilerine ya da yanlış okumaları- İbadet, muamelât ve ukûbat fıkıh
na da muasır alimlerden Şeyh Mücir el-Hat- ilminin üç temel başlığını oluşturmak-
ib’in Marifetü Medari’l-İsnâd adlı eserinden tadır. Kadim zamanların ahlak ve ilim
bil istifade değinilir. programlarını dikkate alan okul ve hayat
sahasında Müslümanca yaşama imkanı
Usûlü hadiste tecdit ameliyesi bir bakım- ve iktidarını talep eden kişinin elbet fıkıh il-
dan Marifetü Medari’l-İsnâd adlı eser üze- mini tahsil etmesi gerekmektedir. Hele dini
rinden işlenmeye çalışılır. Allahü â’lem bu ilimlere sahip olma ve imamların çaba ve
da Daru’l-İlim’in ayrıcalıklı yanlarından birini mesayileri ile Kur’an ve sünnetten damıt-
oluşturacaktır. Daru’l-İlim tüm bu çalışma- tıkları fıkhı anlamak isteyen kişilerin bu alan-
larında her daim Allah’ın tevfik ve inayetini da yazılmış seçme eserleri bir üstat eşliğinde
umar. okumalıdır.

Beşinci yılda öğrenciye ihtisas seviyesinde Daru’l-ilim bulunduğu muhitteki Müslüman-


usûl eğitimi verilecektir. Şöyle ki, “ulûmi ha- ların mezhebine müntesip olmaları sebebi-
dise dair dersler” adı altında tahric, cerh- yle bu ilmin taliplerine Hanefi mezhebine
ta’dil, ilel, muhtelefü’l-hadis ve mevduat göre kaleme alınmış eserler okutmaktadır.
gibi her biri müstakil ilim halini almış bu usûlü Alanın uzman hocaları tarafından verilen
hadis konuları incelenecektir. Bir yıl boyunca derslerde ilk seviyede Lütfi ŞENTÜRK ve Sey-

Dâru’l-İlim İslami İlimler Merkezi 11


fettin Yazıcı’nın müellifleri oldukları “İslam içerir. Aynı zamanda ibaresi basit bir
İlmihali” kitabı ders olarak işlenmektedir. dille yazılmış, kısa ve veciz bir şekilde telif
Eserin Türkçe olması öğrencilerin fıkıh ilm- edilmiştir.
ini sevmesine ve derse ilk seviyede intibak
sağlamalarına sebep olmaktadır. Müel- Bu senenin ikinci döneminde ise Hanefi
liflerin, fıkıh terimlerini mümkün mertebe mezhebinin dört temel metni arasında yer
sadeleştirmiş olmaları, konuları güncel bir alan İmam el-Kudûrî’nin (428) el-Kitap adıy-
dille izah etmiş olmaları, ilk bölümde fıkıh tar- la meşhur Muhtasaru’l-Kuduri adlı eseri oku-
ihi ile usulü fıkha kısa da olsa yer vermeleri tulur. Daru’l-İlim’in ikinci sınıf II. dönem öğren-
eserin alandaki diğer eserlerle mukayese- cisi bu sefer fıkıhtan birinci ve ikinci kademe
sinde tercih sebebi sayılmıştır. Kitabın ilk kitapların cemi mahiyetinde hem sistematik
bölümünde ilmihal eserlerinde bir gelenek bir şekilde ibadetten muamelât ve ukubâta
haline gelen itikat bahsine yer verilmiştir. her konuyu içeren hem de tefri’ meselelere
Temizliğe dair konular, namaz, oruç, zekat yer veren bir eseri ders görür. Üçüncü sene
ve hac ve kurban konuları ise ikinci bölümde boyunca bu eseri okuyup bitirir. Böylelikle
işlenmiştir. Helaller ve haramlar ile günahl- kâmil bir fıkıh metnini Arapça klasik eserl-
ar birer müstakil bölümde incelenmiş, ahl- erden birinden okumuş olur.
ak konusu ile Hz. Peygamberimiz’in (s.a.v)
hayatına ise son bölümlerde yer verilmiştir. Artık öğrendiği fıkhın delillerine ihtiyaç du-
yar talebe. Talebesinin gelişimini dikkate
Kitap, ders hocasının riyasetinde öğren- alan müessese, 4 ve 5. Senelerde talebe-
cilerden biri tarafından sesli okunması ve lerine medreselerde kök salmış, asırlardır
her maddede hocanın kısa ve anlaşılır vazgeçilmeden ders olarak okutulan nadide
açıklamalarıyla işlenir. İslami ilimler eğitiminin eser “el-Mevsîlî’nin (683) el-İhtiyar li Ta’li-
ilk senesinin iki döneminde ders okutulan bu li’l-Muhtar’ını okutur. Böylelikle Fıkıh mesâili
eserin ibadet bölümleri, helaller-haramlar ve bir üst seviyeden incelenir ve ilk defa da her
günahlar bahisleri okutulmaktadır. Böylelikle fıkhî mesele ayet, hadis ve icma bağlamın-
İslami ilimler öğrencisine ilk sene fıkıh bilgisi da okunur. Kıyas, istihsan ve istıshab gibi iç-
namaz ve diğer ibadetler ağırlıklı olarak tah- tihadi delillerle elde edilen fıkıhla, sabiteleri
sil ettirilmiş olmaktadır. ilk üç kaynakta bulunan esaslara müstenit
olan furû meseleler derinlemesine ders olar-
Daru’l-İlim ikinci senede öğrencilerine ilk ak işlenir. Hem Hanefi fıkıh mesâili hem de
dönem, Hanefi fıkhına giriş mahiyetinde bu mesâilin delâiline derinlemesine nüfuz et-
bulunan, her konuyu müstakil başlıklarla mek hedef edinilir.
inceleyen, teferruata dalmadan birkaç
örnekle konuyu kapayan, konu içer- Medrese öğrencisi okuduğu bu eserlerle
isinde temel başlıklandırmalar ve şema- kazandığı fıkıh formasyonuna son sene ay-
lar yapan Abdurrahman el-Bencâvî’nin rıca kavaidi fıkhiyye, kadâyâ muâsıra ve
el-Hulasatü’l-Behiyye fi Mezhebil-Hane- ahvalü’ş-şahsiye gibi spesifik konuları haiz
fiyye adlı eserini okutur. Kitap ibadât, eserler okumakla güncellik ve pratiğe uy-
muamelât ve ukubâtın her konusunu gulanabilirlik tecrübesi katar. Mesela İmam

12 Dâru’l-İlim İslami İlimler Merkezi


Şelîbî’nin el-Medhal adlı eseri ile son devir bu eseri okurken anlamakta zorlandığı mese-
Osmanlı devletinin uyguladığı ve Ahmed leleri bir de ders hocasından dinler. Öncelikli
Cevdet Paşa (1895) başkanlığında bir heyet amaç öğrencinin usûlü fıkhın ne anlattığını,
tarafından hazırlanan Mecelle şerhinin irdelediği meselelerin ne olduğunu ve ayet,
girişinde mevcut olan kavaidi külliyyeler ders hadis, icma ya da diğer delilleri nasıl kul-
olarak işlenir. Müessese, okunan bu kita- landığını görmesidir.
plarla talebesine güncel sorunları çözebilme
yetisini kazandırmayı amaçlar. Ve bu kitaplar Sonra dördüncü senede Hind ulemasından
okuyanına fıkıha kuş bakışı bakabilmesini Muhammed Ubeydullah el-Esadî’nin el-
ve fıkhî her konunun icmali anlatımını verir. Mucez fi Usûli’l-Fıkh adlı eseri okunur. Bu eser
Öğrencilerin klasik kitaplardaki muhtevanın mahiyet itibariyle modern dönemde kaleme
güncel ile irtibatını kurmalarına çalışmasında alınmış güncel formatta sunum yapan birçok
yardımcı olur. usûlü fıkıh kitabından ayrıcalıklıdır. Ve şer-i
ilimler tâlibi medrese öğrencisi için tercihe
F- USÛLÜ FIKIH İLMİ daha uygundur. Hindistanlı müellif eserini
ağırlıklı olarak Hanefi usûlü fıkıh kitaplarından
Öğrencilerine fıkıh ilminin hem furûat me- hülasa etmeye çalışmıştır. Tahrir ve tahrir şer-
selelerini hem de bu meselelerin delillerinin hlerini takip eden Müsellemü’s-Sübüt
eğitimini veren Daru’l-İlim Akademisi aynı za- ve Şerhi Fevatihi’r-Rahemut’dan,
manda bu meselelerin delillerinden çıkarılış Pezdevi Şerhi Keşfü’l-Esrar’dan
(istinbat) şeklinin Hanefi mezhebi metodunu özellikle de Hint diyarındaki
anlatan eserleri de okutur. Bu eserler tarihte medreselerde tedris edilen
usûlü fıkıh adında yer almıştır. Usûlü fıkıh eğit- usul eserlerinden bil istifade
imi almamış birinin klasik kitaplardaki mese- Henefi bir usulü fıkhı telif etmiştir.
leleri güncele uygulayabilmesi ihtimal dışı bir Amaç olarak da kolay ve anlaşılır bir
olaydır. İçtihad ve istinbat melekelerini elde üslubu tercih etmiş, lakin klasik usül dilini
etmek isteyen kişi için en asli şeydir usûlü kullanmaktan geri durmamıştır. Eserde konu
fıkıh eğitimi. Talebelerini klasik bir hoca yap- örneklendirmelerinin klasik eserlerdeki misal-
maktan öte kaliteli, klasiğine vakıf, günceli lerin aynı oluşu usûl öğrencisi için bir avantaj
tanıyan, Arabi ilimlere vukûfiyeti tam olan, sayılır. Ve sunum formatı ile kitabın hacmi
yeri geldiğinde en zor ve en derinlikli fıkhi ders metni olmaya pek münasiptir. Tüm bun-
meselelerin hallinde zorlanmayacak bir âlim lar sayesinde kitap klasik Hanefi usûlü fıkıh es-
olarak yetiştirmeyi hedefleyen Daru’l-İlim erlerinin ikinci, üçüncü ve sonraki kademeleri
usûlü fıkıh eğitimine üçüncü senenin II. döne- için bir basamak teşkil eder.
minde başlar.
Beşinci senede, XV. y.y. Fatih dönemi âlim-
İlk eser olarak muasır âlimlerimizden Zeki- lerinden Molla Hüsrev’in (885) yazdığı
yyüddin Şa’ban’ın basit bir üslupla yazılmış, Mirkât’ül-Vusûl ilâ ilmi’l-Usûl isimli eser oku-
anlatımı beğenilen Usulü’l-Fıkhi’l-İslami adlı tulur Daru’l-İlim Akademisi’nde. Aynı müellif
eserinin, ilim câmiasında kabul gören İbrahim tarafından kaleme alınan şerhi Mir’âtü’l-Usûl
Kâfi Dönmez Türkçe çevirisi okunur. Talebe ile birlikte Osmanlı medreselerinin vazgeçil-

Dâru’l-İlim İslami İlimler Merkezi 13


mezlerinden biri olan bu kitabı, müfredat- G- KELAM İLMİ
ta takip edilecek metin olarak seçmemizin
birkaç önemli nedeni vardır. Her şeyden Daru’l-İlim’de ilk olarak İslam inanç esasları-
önce bu eser bir metin-kitaptır. Metin-kita- na dair Ömer Nasuhi Bilmen’in İslam İlmihali
pların en önemli özelliği, telif edildikleri ilmin içerisindeki İtikad Kitabı okunur. Hemen he-
temel meselelerini çok küçük bir hacimde men her evin kitaplığında bir baskısı bulunan
özlü olarak işlemeleridir. Bu da, derslerden bu eser inanç, ibadet ve ahlakın yanında
hedeflediğimiz usûlü fıkhın bütün temel peygamberlere dair bahisleri de içerir. İlm-
konularını baştan sona görme fırsatını bizlere ihal’in ilk kitabı olan İtikad kitabı Daru’l-İlim
sunmaktadır. talebesinin akîdeyle ilgili ilk okuduğu kitaptır.

Ayrıca Mirkât’ül-Vusûl, şerhi Mir’âtü’l-Usul İkinci senede kendisi üzerine ümmetin kahir
ile birlikte, Hanefi usûlü fıkhının mantıkî ekseriyetinin icma ettiği bir akîde kitabı olan
kurallar çerçevesinde sistematize edilmesi Akidetü’t-Tahâviyye Arapça metni üzerin-
açısından dönüm noktalarından biri sayılan den okutulur. Tahâvî Akâidi akîdenin tüm
Sadrü’ş-Şerîa’nın kaleme aldığı “et-Tavdîh” meselelerini ana hatlarıyla içeren bir risale-
ile, bunun üzerine et-Taftazânî tarafından dir. İmam Tahavi, bu eserde bir kelam kitabı
yazılan meşhur “et-Telvîh” tecrübesinden olmamasına rağmen kelamcıların kullandığı
hayli istifade ile hazırlanmış bir metindir. birtakım kavramlar kullanmıştır. Bu sayede
Kitabın özellikle vurgulama gereği duyduğu- talebe akîdevi konuları sadece tekrar etme-
muz bu özelliğinin yanı sıra, çoğu “Mir’âtü’l- kle kalmayıp kelam kitaplarına girmek için
Usûl” vesilesiyle gerçekleşen birçok çalışma- gerekli olan zemini de sağlam bir biçimde
ya konu olması sayesinde, ortaya koyduğu oluşturmuş olur.
usûl mesaisinin sağlamasının yapılmış olması,
“Mirkât”ı tam anlamıyla bir “metn-i metîn” Bir sonraki dönemde Mecid Mekkî’nin
haline getirmiştir. El-Beyân fî erkâni’l-îmân isimli eseri mü-
fredattaki yerini almıştır. Yeni bir eser olan
Bütün bunların yanında “Mirkât’ül-Vusûl”, Mecid Mekkî hocanın bu kitabını özellikle
Osmanlı Devletinin kudretli ilim adam- seçmemizin nedeni Müslümanın akidesini
larından Molla Hüsrev’in eseridir. O, bu belirleyen ayeti kerimeleri cömertçe kull-
yönüyle, (şerhi Mir’âtü’l-Usul ile birlikte) hem anmasıdır. Talebe bu sayede her bir inanç
Hanefi usûl geleneğinin son dönemlerde ul- ilkesinin ayetten kaynağını öğrenmiş olacak
aştığı noktayı, hem de Osmanlı usûl meşrebi- ve akaid-kelam kitaplarında geçen mese-
ni temsil etmektedir. Bir medrese talibinin bu lelerin hangilerinin ayet ve hadis kaynaklı,
denli derin ve geniş bir usûl metnini okuması hangisinin içtihatla akîdevi sahaya girdiğini
ilk beş senelik müfredatta nihai hedefimizdir. ayırt etmiş olacaktır.
Rabbimiz hedeflerimizde muvaffak, niyetler-
imizde halis kılsın. Üçüncü senenin başında ilk olarak Türkçe
bir eserden itikadî mezhepler tarihi okutu-
lur. Hocanın izahatıyla devam edecek olan
bu dersler birkaç ayda tamama erdirilir.
Sonrasında kelam ilmine dair son dönem

14 Dâru’l-İlim İslami İlimler Merkezi


Osmanlı ulemasından Abdüllatîf Harbûtî’nin TÜRKÇE-MATEMATİK SEMİNERLERİ
Tenkîhu’l-Kelâm isimli eseri okunur. Klasik
medreselerin kaçınılmaz kelam kitabı olan Daru’l-ilim, seminerleri arasına ikinci ve
İmâm Sadeddîn Taftazânî’nin Şerhu’l Akâid üçüncü senelerinde haftalık iki saat olmak
isimli eserinin yerine bu kitabı tercih etmem- üzere Türkçe Dilbilgisi ve Matematik seminer-
izde en büyük etken Tenkıh’deki umur-u lerini de eklemiştir. Alanında uzman hoca-
âmme meselelerinin daha detaylı bir şekil- ların katılımlarıyla gerçekleştirilecek bu sem-
de anlatmasından kaynaklanıyor. Tenkîh inerler, öğrencilerin hem okul hayatlarında
okuyan bir talebenin Şerhu’l Akaid’in zor ve hem de önlerindeki ilim hayatlarında kolay-
veciz ifadelerinin altından kolayca kalkabi- lık sağlamanın yanında birikimlerinin kali-
leceğini düşünüyoruz. Bunun ötesinde Ten- tesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
kîh’in bir başka özelliği de, modern kelâmî Bu dersler bağlamında Türkçe Dilbilgisi’nden
problemleri ara ara gündeme getirmesidir. cümlenin öğeleri, fiillerde çatı, ekler; sözcük,
Bu sebeple eser yeni ilm-i kelam çalışma- cümle ve paragrafta anlam, sözcük yapısı
larının öncülerinden sayılır. ve türleri, imla kuralları ve edebi sanatlar gibi
birçok konu işlenmektedir. Matematik’ten
Dördüncü senede Osmanlının son döne- ise dört işlemin yanı sıra, temel kavramlar,
minde yetişen ve sonraki dönemde de faal- sayı sistemleri, ebob-ekok, rasyonel ve
iyetlerini sürdüren önemli fikir ve ilim adam- ondalık sayılar, problemler, üslü ve
larından İzmirli İsmail Hakkı’nın Yeni İlm-i köklü ifadeler, taban aritmetiği ve
Kelâm adlı eserini müfredatımıza almayı modüler aritmetik gibi birçok
uygun gördük. Avrupa’da Rönesans’tan temel konu işlenmektedir.
sonra değişen bilim anlayışıyla beraber
çağdaş batı felsefesine aşina bazı alimler
özellikle kelam ilmini bu yeni ilim anlayışı
çerçevesinde ele almışlardır. İtikadi konu-
lar çağın gereklilikleri de göz önüne alınar-
ak bilimsel ve çağdaş batı felsefesi ışığında
yeniden ele alınmıştır. İzmirli’nin bu eseri de
bu alanda yazılmış önemli bir eserdir.

Beş yıllık eğitim programında kelama dair


klasik metinlerden başka bir ders yapılmaz.
Yeni İlm-i Kelâm’dan sonra her öğrencinin
eline son dönemde kaleme alınmış Türkçe
ve Arapça eserlerden spesifik konuları işley-
en kitaplar, tezler, doktora çalışmaları ya da
dergi makaleleri tutuşturulur. Bu çalışmayla
da talebenin güncel olan ve bugün konuşu-
lan konularla bağlantı kurması sağlanır.

Dâru’l-İlim İslami İlimler Merkezi 15


www.darulilim.com
facebook.com/darulililmakademi
twitter.com/darulilim
youtube.com/darulilim

ilimevidernegi@gmail.com

Dâr’ul-İlim İslami İlimler Merkezi


Defterdar Mh. Savaklar Cd. Yeniküşat Sk.
No:15 Edirnekapı EYÜP/İST.
Tel: (0212) 631 24 43
Fax: (0212) 532 63 01

Banka Hesap Bilgileri

Daru’l-Hikme İlim Araştırma ve Kültür Derneği


Banka : Türkiye Finans
Hesap No : 263255
Iban No : TR86 0020 6000 5300 2632 5500 02
Şube : Fatih

You might also like