Professional Documents
Culture Documents
Doğu Türkistan İnsan Hakları Raporu
Doğu Türkistan İnsan Hakları Raporu
Doğu Türkistan İnsan Hakları Raporu
1
Kapak Fotoğrafı
2009, 5 Temmuz olayları akabinde yakınları tutuklanmış
Doğu Türkistanlı kadınların Çin yönetimine karşı protesto eylemi.
2
2010
DOĞU TÜRKİSTAN İNSAN HAKLARI RAPORU
Hazırlayan
MAZLUMDER Dış İlişkiler Komitesi
3
KISALTMALAR
4
İÇİNDEKİLER
ABSTRACT 7
GİRİŞ 9
GENEL DEĞERLENDİRME 11
5
ZORUNLU GÖÇ VE
DOĞU TÜRKİSTANLI MÜLTECİLER 39
Uygurların İltica Etmelerinin Nedenleri 39
Zorunlu İş Göçü 40
Hashar Uygulaması 42
Türkiye’deki Uygur Sığınmacılar 43
Komşu Ülkelerde Mültecilere Yönelik Baskılar 44
Şanghay İşbirliği Örgütü Aracılığıyla Doğu Türkistanlı Mültecilere Yönelik Baskılar 44
Çin’in Sürgündeki Uygurlar İçin Baskı İhracı 46
Guantanamo’daki Uygurlar 47
Mültecilere Yönelik Tehditler 48
Doğu Türkistanlı Mültecilerin Karşılaştıkları Sıkıntılar 48
SOSYAL, KÜLTÜREL VE
İKTİSADİ YAŞAMDAKİ BASKILAR 55
İktisadi Yaşamdaki Baskılar 55
Eğitim Alanındaki Baskılar 56
Sosyal ve Kültürel Yaşamdaki Baskılar 57
Seyahat Hakkının İhlali 58
5 TEMMUZ OLAYLARI 65
5 Temmuz Olaylarının Çıkış Sebepleri 65
5 Temmuz Günü 65
5 Temmuz Sonrası Yaşananlar 66
SONUÇ VE ÖNERİLER 71
EKLER 74
6
Abstract
East Turkistan is a region in which basic human rights of people have been violated for years. Pressure
policy of Chinese authority against Uyghur has been increasing day by day and international community
ignores the issue.
Local people are forced to migrate within China or leave the region and join Diaspora in different
parts of the world. Strict birth control policies, ban on Islamic fasting and attending mosques, imposition
of Chinese as the obligatory language of education, restrictions on education, employment and health
services, forced labour, exiles, detention, unjust imprisonment and similar practices have become a part
of the daily life of the East Turkistan people.
Although East Turkistan was brought to the agenda of international community after the events of
the 5th July in 2009, there has been no steps taken and the situation has got worse and worse until the first
anniversary days of the 5th July. Numerous people were arrested in July in the days of events and thou-
sands of people unjustly detained and there has been no news from them since last year. Contrary to the
one-year passed period, the international community does not show sufficient response to the accepted
China’s human rights violations and these encourage the Chinese administration and it has continued
to violate many of basic rights of Uyghur’s. MAZLUMDER noticed anxiety and worried at the days of
the events taking place in July. Our review application to the Chinese government was not accepted by
Chinese authorities.
The right violations have started with the occupation in 1884 where Turkish origin communities
densely inhabited and the region’s name the “East Turkistan” replaced with the “Şincan” (Xinjiang) the
Chinese meaning “new conquered territory” prohibiting its former name. Throughout its long history,
important massacres have taken place in the region and thousands of people have been killed in these
massacres.
China’s administrative and judicial system must be sought first as a source of violations experienced
today. Indeed, when we look at China’s judicial system, we can easily see that the basic problem lies in
the philosophy of law and the judiciary. Accordingly, the present legal system in China has the right to
interfere under the name of the collective interests of all individuals. Although the concept of traditional
Chinese concept of the individual is not neglected especially in more modern times, generally prevailing
the sense of community is based on families in the society under the influence of communism and indi-
viduals in this approach are of secondary importance.
The applied methods of Chinese Administration are the massive arrests and torture under the deten-
tion to assimilate the Uyghur existence in East Turkistan. The majority of arrested Muslims are sentenced
to penal servitude in labor camps. There is mostly no news from the arrested people. The families cannot
be aware of them as where they are kept.
7
Exposure to torture, mass arrests and detention, sudden disappearance, a very long time in custody
are the common events in East Turkistan. Although torture is banned officially in China by law, these rules
have not been applied. Acts of torture and unfair pressure have become tools of state policy. Torture is
used extensively in Chinese prisons and work camps. Various international organizations draw attention
to the systematic torture in China and have warned the Chinese government with the published reports.
MAZLUMDER East Turkistan Human Rights Report contains subjects like; forced migration, ar-
bitrary detention, prisons, torture, right of assembly and demonstration, right to life, historical process,
jurisdiction system and constitution, organ trade of prisoners, press and freedom of expression, forced
migration and East Turkistan refugees, ethnic and religious discrimination, violation of the right to travel,
woman rights, abortion and population issues and 5th July events.
MAZLUMDER draws attention of international community to violations in East Turkistan on the
anniversary of the 5th July and reminds China, Turkey and international community their responsibili-
ties.
8
Giriş
9
10
GENEL DEĞERLENDİRME
Genel Değerlendirme
5 Temmuz 2009’da Doğu Türkistan’da gerçekleşen protestolar ve bu protestolara Çin Güvenlik güç-
lerinin müdahalesi tüm dünyada tepkiyle karşılanmış ve uluslararası kamuoyunun dikkatini bir kere daha
bölgeye çevirmiştir. Temmuz ayında olayların yaşandığı günlerde sayısız insan tutuklanmış ve haksız ola-
rak gözaltına alınan binlerce kişiden aradan geçen bir yıla rağmen bir daha haber alınamamıştır.
Geçen bir yıllık süreye rağmen uluslararası toplum Çin’in gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerine kar-
şı yeterli tepkiyi göstermemiş ve buradan cesaretle Çin yönetimi Uygurların birçok temel hakkını ihlal et-
meye devam etmiştir. MAZLUMDER temmuz olaylarının yaşan-
dığı günlerde gerçekleşen ihlallere karşı sesini yükseltmiştir. Çin hü-
kümetine yapmış olduğumuz inceleme başvurumuz ise Çinli yetki- Bugün yaşanmakta olan
lilerce kabul edilmemiştir. ihlallerin kaynağı ilk
Türk kökenli toplulukların yoğun olarak yaşadığı bölgede dik- olarak Çin’in idari ve adli
kat çeken hak ihlalleri, 1884 yılındaki işgalden sonra bölgenin ismi- sisteminde aranmalıdır.
nin Çince anlamı “yeni fethedilmiş topraklar” demek olan Sincan
Nitekim Çin’in yargı
(Xinjiang) olarak değiştirilmesi ve “Doğu Türkistan” ismini kullan-
masının resmî olarak yasaklanması ile başlar. Uzun tarihi süreç bo- sistemine baktığımız
yunca bölgede büyük katliamlar gerçekleşmiş ve binlerce insan bu zaman temel sorunun
katliamlarda öldürülmüştür. yargıdaki ve hukuk
Bugün yaşanmakta olan ihlallerin kaynağı ilk olarak Çin’in idari anlayışındaki felsefede
ve adli sisteminde aranmalıdır. Nitekim Çin’in yargı sistemine bak- yattığını rahatlıkla göre-
tığımız zaman temel sorunun yargıdaki ve hukuk anlayışındaki fel- biliriz.
sefede yattığını rahatlıkla görebiliriz. Buna göre Çin’de mevcut ya-
sal sistemde kolektif çıkarlar adı altında tüm bireylere karışma hak-
kı vardır. Nitekim kolektif hakların bireyin üzerinde hakim olan ve organik bir bütün kabul edilen toplu-
ma ait görülmesi, yani insanın devlet için var olması fikri ve hakların mutlak bir iradeden öte devletten kay-
naklanıyor olması fikri Çin’de hakim bir anlayıştır.
Çin yönetiminin, Doğu Türkistan’daki Uygurların varlığını sindirebilmek için başvurduğu yöntem-
lerden biri de toplu tutuklamalar ve gözaltında yapılan işkencelerdir. Tutuklanan Müslüman Uygurların
büyük kısmı çalışma kamplarında ağır hapis cezalarına çarptırılmaktadır. Ancak tutuklananlardan daha
sonra çoğunlukla sağlıklı haber alınamadığı gibi, tutukluların, gözaltına alınanların izini sürenler “işbirlik-
çi” etiketiyle adeta suçlu muamelesine tabi tutulmakta ve çeşitli tehditlere ve baskılara maruz kalmaktadır.
Toplu tutuklama ve gözaltında işkencelere maruz kalma, aniden ortadan kaybolma, tutuklulardan
çok uzun süreler haber alınamama gibi vakalar Doğu Türkistan’da yaşana gelen sıradan olaylardır.
Her ne kadar işkence Çin hukuk sisteminde resmen yasak olsa da bu uygulanmamaktadır. İşkence ve
haksız davranışlar devlet politikasının bir baskı aracı haline gelmiştir. Çin hapishaneleri ve çalışma kamp-
ları işkencenin yoğun olarak kullanıldığı yerlerdir. Çeşitli uluslararası örgütler de Çin’deki sistemli işkence-
11
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
MAZLUMDER bugüne dek bölgeyle ilgili yaptığı çalışmalar ışığında Çin Halk Cum-
huriyeti yetkililerine:
• Çin’in bölgedeki insan haklarına aykırı her türlü uygulamaya kayıtsız şartsız son vermesi,
• Doğu Türkistan topraklarının “Sincan” –yeni ülke anlamında- adıyla anılmasına ve bölgenin asimi-
lasyonuna son vermesi,
• Çin’in diasporadaki Uygurların dönüşünün önündeki engelleri kaldırması ve geri dönüşleri kolay-
laştırması,
• Doğu Türkistan’da halen devam eden örgütlenme, basın ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin
kaldırılması,
12
GENEL DEĞERLENDİRME
• 11 Eylül sonrası gelişen “küresel teröre karşı mücadele” söyleminden yararlanmak isteyen Çin’in,
Doğu Türkistan’da gerçekleştirdiği insan haklarına aykırı politikalarına gösterilen direniş ve tepkilerin
meşruluğunu kırmak için öne sürdüğü “terör”, “radikal İslami unsurlar”, “El Kaide bağlantıları” gibi kav-
ramları kullanarak yürütmekte olduğu dezenformasyona son vermesi,
• Bölgeye yönlendirilen yoğun Çinli göçünün durdurulması ve Çinlileştirme politikalarına son veril-
mesi,
• Uygurların çeşitli sebeplerle Çin’in diğer bölgelerine gönderilmesine son verilmesi,
• Bölgeye uygulanan her türlü ekonomik ayrımcılığın sona ermesi,
• Uluslararası standartların altında olan yasal ve anayasal düzenlemelerin yapılması,
• Doğu Türkistan’da sürdürmekte olduğu nükleer denemeleri sona erdirmesi ve olumsuzlukların taz-
min edilmesi
• Kürtaj ve benzeri uygulamalarla yeni doğan çocuklara ve kadınlara karşı işlenen suçlara son vermesi,
dini inançları ve bölgenin özel statüsünü göz önünde tutarak doğum yasağının kaldırılması yönünde çağ-
rıda bulunuyor.
13
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
• BM başta olmak üzere tüm uluslararası mekanizmaların Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları
ihlallerine karşı daha duyarlı olması
• Çin’in Uygurlara uygulamakta olduğu politikalarla ilgili temel insani adımların bir an önce atılması,
• Doğu Türkistan’da uluslararası gözlemcilerin de katılımıyla yeni bir nüfus sayımı yapılarak, Doğu
Türkistan’ın nüfusunun garanti altına alınması ve bundan sonraki Doğu Türkistan nüfusunu azaltmak
amacını güden katliam, kürtaj, zorla doğum kontrolü, Han Çinlilerinin topluca göç ettirilmesi gibi de-
mografik yapıyı bozucu uygulamalara son verilmesi noktasında Çin’e baskı yapılması,
• İslam coğrafyası kabul edilen bölgede bulunan Müslüman nüfusu dikkate alarak İslam Konferansı
Teşkilatının bölgede yaşananlar konusunda daha fazla inisiyatif alması,
• Şanghay İşbirliği Örgütü üyeleri olan Rusya, Tacikistan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan gibi
ülkelerin Çin’le ilişkilerinde ekonomik önceliklerinin yanı sıra insan haklarını merkeze alan bir politikayı
benimsemesi çağrısında bulunuyoruz.
14
D O Ğ U T Ü R K İ STA N G E N E L B İ LG İ L E R , TA R İ H İ S Ü R EÇ
15
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
(özellikle genç nüfus) Çin’in iç bölgelerine trans- ne Çin, 18 Mayıs 1878’de Doğu Türkistan’ın ta-
fer edilerek genel Çin Nüfusu içerisinde eritilmek mamını işgal etmiştir. 18 Kasım 1884’te Çin impa-
istenmektedir. ratorunun emriyle bu bölge 19. eyalet olarak Xin-
Çin’in uyguladığı bu asimilasyon politikası ile jiang (“Yeni Toprak”) adıyla doğrudan İmparator-
genç Uygur nüfusu iş bulma vaadi ile Çin’in iç böl- luğa bağlanmıştır.
gelerine taşınmakta ve Çin genel nüfusu içerisin-
de asimile edilmektedir. Özellikle 16-25 yaş ara- Bağımsız Doğu Türkistan Devleti
sı Uygur kızların Doğu Türkistan’dan alınıp daha
iyi eğitim, daha iyi iş imkânı adı altında, zorunlu Doğu Türkistan’da gerçekleşen birçok ayak-
olarak Çin’in iç bölgelerine götürülmesi asimilas- lanmanın yanı sıra 1933 yılı içinde Tarım havza-
yon politikalarının en çok göze çarpanıdır. 1 Ha- sında Timur ve Osman isimli kişilerin liderliğinde,
ziran 2006’dan itibaren uygulanan bu politika ile Altay’da Şerif Han Töre liderliğinde ayaklanmalar
240 bin Uygur kızı Çin’in iç bölgelerine taşınmış- patlak vermiştir.
tır. Çin’in bu program çerçevesinde 1 milyon Uy- 1933’te Ma Jung Ying binden fazla gönüllüy-
gur kızını Çin’in diğer bölgelerine götürmeyi he- le tekrar gelerek 16 Haziranda Hoca Niyaz Hacıy-
deflediği bildirilmektedir.4 la görüşmüştür. Ma Jung Ying’in bütün askerî işle-
ri tek başına ele almak istemesine Hoca Niyaz kar-
Tarihi Süreç şı çıkmıştır. Bunun üzerine Ma, ihtilalcilere sal-
dırarak ellerindeki silâh ve mühimmatı almıştır.
Doğu Türkistan tarihine baktığımızda gö- Hoca Niyaz’ın zor duruma düştüğünü gören Rus-
rüyoruz ki: “Bölgeye ilk hâkim olan Türk Dev- ya, Hoca Niyaz’a Şin ile anlaşmasını teklif etmiş-
leti, Hunlardır. Doğu Türkistan coğrafyası bu ta- tir. Teklifi değerlendiren Hoca Niyaz, 9 Temmuz
rihten sonra sırasıyla; Hun (M.Ö. 220-M.S. 386), 1933’te Şin ile anlaşmıştır. Antlaşmaya göre Tanrı
Tabgaç (386–534) ve Göktürk (550–840) dağlarının güneyi Hoca Niyaz’ın, kuzeyi de Şin’in
hâkimiyetinde kalmıştır. Uygur Türkleri 840 yılın- idaresinde olacaktır. Antlaşma Urumçi’de imza-
da bölgeye yerleşmiştir. lanmıştır. Bu şekilde 12 Kasım 1933’te, Kaşgar’da
Bölgenin İslamiyet’le tanışması 751 senesinde “Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti” ilân edilmiş
Talas savaşı ile olmuştur. Çinlilerin yenilgisi ile so- ve hükümet kurulmuştur.
nuçlanan bu savaşın bölge üzerinde çeşitli etkile- Ocak 1934’te Çöçek ve Altay sınırından gi-
ri olmuştur.5 ren Kızıl Ordu, Urumçi civarında Ma Jung Ding’i
1750’de Doğu Türkistan topraklarında Çin bozguna uğratarak Kaşar’a doğru ilerlemeye başla-
işgali başlamış ve 1862 tarihine kadar sürmüştür. mıştır. Bu arada Urumçi’den Kaşar’a gelen Başkon-
Bu süre içinde Doğu Türkistan’da 42 isyan hareke- solos Afserof, Hoca Niyaz ile görüşerek hüküme-
ti olmuştur. 1863’te ise Mehmed Yakup Bey’in ön- tin lâğvedilmesi ve kendisinin Urumçi’de Şing Şi
cülüğünde bir devlet kurulmuştur. Sey ile birlikte ortak idare kurmasını teklif etmiş-
Kurulan bu devlet uzun ömürlü olamamış- tir. Bunu kabul etmek zorunda kalan Hoca Ni-
tır. Yakup Bey’in 1877 yılında vefat etmesi üzeri- yaz, Afserof ile birlikte Kaşgar’dan ayrılmıştır ve
Urumçi’de genel vali yardımcısı olmuştur. Böylece
4 Sinan OĞAN, “Doğu Türkistan’da Yaşanan Olayların Sebebi ve kurulan hükümet de sona ermiştir. Nisan 1937’de
Sonuçları”
5 Liu En-lin, “Talas seferi hakkında yapılan bir inceleme” 7. Türk Tarih çıkan ihtilalin bastırılmasının ardından Hoca Ni-
Kongresinde sunulan bildiriler, Ankara,1972, s.415
16
D O Ğ U T Ü R K İ STA N G E N E L B İ LG İ L E R , TA R İ H İ S Ü R EÇ
yaz tutuklanmış; sonra da Şerif Han Töre ve di- danlara atılmış, işkencelerle öldürülmüş, binlerce
ğer Uygurlar işkence ile öldürülmüştür. Aynı yıl kişi de ağır çalışma kamplarına sürülmüştür.
Barköl’de dört ayaklanma ile Şubat 1940’ta ve Ha- 1962 yılında 9 siyasi grup İli ve Çöçek bölge-
ziran 1941’de Altay’da çıkan ayaklanmalar kanlı bir lerinde gösteriler düzenlemiştir. Çin askerleri gös-
şekilde bastırılmıştır. tericilerin üzerine ateş açarak bu gösterileri kan-
Eylül 1944’te İli’de çıkan ayaklanma sonunda lı şekilde bastırmıştır. Bu kanlı olaylar sonrası ço-
ise 12 Kasım 1944’te Doğu Türkistan Cumhuri- ğunluğu Uygur yaklaşık 500 bin Doğu Türkistan-
yeti ilân edilmiştir. Ancak Sovyetler bu durumdan lı sınırı geçerek Kazakistan’a ilticaya mecbur bıra-
da memnun kalmamış ve Çin hükümetiyle Tür- kılmıştır.
kistanlıları bir masa etrafında buluşturmaya çalış- 1969 yılında Ahunoğlu (Ahunov) Mecit li-
mıştır. Neticede Urumçi’de 15’i yerli, 10’u da Çin- derliğindeki bir silahlı teşkilat, ayaklanma öncesi
li olmak üzere 25 kişilik ortak bir hükümet kurul- yönetim tarafından haber alınmış ve teşkilat üye-
muştur. leri idam edilmiştir.
Aynı sıralarda Çin’de Mao’nun meşhur yürüyü- Bu tür kanlı hadiselerden yaklaşık 10 yıl son-
şü gerçekleşmekteydi. Bunun bir neticesi olarak Çin ra, 1981 yılında Doğu Türkistan’ın Merkezi
hükümeti, SSCB’ye hoş görünmek amacıyla, 1 Ocak Urumçi’de çeşitli protesto gösterileri olmuştur. İş-
1949’da Mesut Sabri ve İsa Yusuf ’u işten el çektirmiş- çiler başta olmak üzere her kademedeki halk kit-
tir. Yerlerine Kremlin yanlısı Burhan Şehidî getiril- leleri Çinliler tarafından bir suikast sonucu öldü-
miştir. Bu arada Çinli komünistler yavaş yavaş Çin’e rülen Abdülhamit Mesut’un kanlı cesedini so-
hâkim olmuş ve Doğu Türkistan sınırına dayanmış- kaklarda gezdirerek açık şekilde “haklarımızı canı-
tır. Eylül 1949’da Doğu Türkistan’daki milliyetçi Çin mız pahasına da olsa koruyacağız” gibi sloganlar ata-
birliklerinin başkumandanı, Çin komünist hüküme- rak Eyalet Komünist Partisi Merkezi önünde gös-
tine bağlılık ilân etmiştir. Böylece komünist ordu hiç- teri yapmıştır. Komünist Yönetim, açık şekilde bu
bir askerî kuvetle karşılaşmadan ülkeye girmiştir.”6 gösteriye müdahale etmemekle beraber katılanla-
rı tespit etmiş ve gizli bir şekilde tutuklayıp ceza-
ÇHC İşgalinden landırmıştır.
1985 yılının Aralık ayında sayıları 10 bini bu-
Sonraki Ayaklanmalar
lan Müslüman öğrenciler, Urumçi Üniversitesi’nde
dersleri 1 hafta süre ile boykot ederek sokaklar-
1953 yılında bütün Doğu Türkistan çapın-
da gösteri yapmışlardır. Daha sonra Çin’in Pe-
da Çin’e karşı genel bir ayaklanma gerçekleşmiştir.
kin, Nancing ve Şanghay gibi büyük şehirlerinde-
Çin ordularının komutanı Vang Cin “Devrim aleyh-
ki üniversiteli öğrenciler de bu eylemleri destek-
tarı unsurları yok etmek” sloganı ile 250.000 ‘den faz-
lemek için bulundukları yerlerde gösteri yapmış-
la kişiyi tutuklayarak çeşitli işkencelerle öldürmüş-
lardır. Bunlar, yönetimden, Doğu Türkistan’daki
tür.
atom denemelerinin durdurulması, Çinli göçmen
1955 yılında Hoten’de Atçu ve Aksu’da büyük
akınına son verilmesi, demokratik seçme ve seçil-
çapta ayaklanmalar meydana gelmiştir. Çin işgal
me hakkının tanınması, Doğu Türkistanlı Müslü-
ordusu silahsız halk üzerine ağır silahlarla ateş aça-
man Türklerin insani, milli hak ve hukuklarının ia-
rak yüzlerce insanı öldürmüştür. Binlerce kişi zin-
desi gibi yasal ve masum taleplerde bulunmuşlar-
dır. Çin idaresini uzlaşma yolu ile bazı vaatlerde
6 Doğu Türkistan Dosyası 2008,Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma
Derneği bulunmaya mecbur bırakan bu gelişmelerden çok
17
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
kısa bir süre sonra öğrenciler okulsuz, diplomasız nun gündemine gelmiş, hazırlanan çeşitli rapor-
ve işsiz bırakılmıştır. Bazı öğrenci liderleri ise gizli- larla Çin hükümetinin insan hak ve hürriyetleri-
ce tutuklanmıştır. ne kasteden uygulamaları ortaya konmuş ve bun-
1989 yılında da Urumçi’de Müslümanlar, lara son vermesi çağrıları dile getirilmiştir. Sov-
İslamiyet’e yapılan hakaret ve saldırıların durdu- yet bloku dağılana kadar özellikle o bölge ülkele-
rulması ve demokratik hakların verilmesini talep ri için siyasi baskı aracı olmak üzere “insan hak ve
ederek gösteriler yapmışlardır. özgürlüklerini” kendi amaçları için kullanan Batı
1990 yılının Nisan ayı başlarında ise Kaşgar’ın Dünyası, 11 Eylül’den sonra Müslüman azınlık-
Baren kasabasında Çin işgal yönetimine karşı silah- lar ve Müslüman Dünya ile ilişkilerinde tam ter-
lı ayaklanma patlak vermiştir. Doğu Türkistan İs- si uygulamaları devreye sokmaya başlamıştır. Ar-
lam Partisi üyeleri ile Çin askerleri arasında şiddet- tık dünyada hâkim olan bu yeni güvenlik konsep-
li çatışmalar yaşanmıştır. Dini inançlarını özgürce ti, Doğu Türkistan’ı baskıyla yöneten Çin’e arayıp
yaşamaktan başka talepleri olmayan Parti üyeleri- da bulamadığı uluslararası meşruiyet zeminini sağ-
nin büyük bir bölümü çarpışmalarda öldürülmüş- lamış ve uyguladığı baskılar yeni bir boyut kazan-
tür. Binlerce insan ise bu olaylarda tutuklanmıştır. mıştır. 11 Eylül, dünyada Müslümanlara ve İslam
inancına ait pek çok şeye yönelik terörizm yafta-
11 Eylül Sonrası Doğu Türkistan lamasını meşru ve mümkün kılan bir psikolojik
ortam yaratınca Çin, halkın çoğunluğu Müslü-
ve Çin’in Bölge ile İlgili Politikaları
man olan Doğu Türkistan’daki mücadeleye terö-
rist etiketi yapıştırmakta gecikmemiştir. Çin Hü-
11 Eylül 2001’de New York’ta meydana ge-
kümeti, Uygurları “terörist”, dinî inançlarını koru-
len İkiz Kule saldırılarından sonra dünya günde-
ma ve hak arama mücadelelerini “terörist eylem”,
mini işgal etmeye başlayan “İslami Terör” kavra-
kurdukları grupları ve oluşumları da “terörist grup”
mı ÇHC’nin bölge üzerindeki politikalarında da
ilan ederek uluslararası eleştirilerden kurtulmaya
bir takım değişiklikler yapmasını beraberinde ge-
çalışmaktadır. 11 Eylül’den önceki süreçte Uygur
tirmiştir. ABD’nin küresel teröre karşı mücade-
Özerk Bölgesindeki hak arama hareketlerini “siya-
le adı altında Irak ve Afganistan’ı işgaliyle hareke-
si ayrılıkçılık” ve “radikal İslamcılık” şeklinde ikiye
te geçen ve ABD tarafından özellikle Afganistan’da
ayıran Çin Devleti, 11 Eylül’den sonra bu ikisini
başlatılan “Radikal İslamcı Terörist” avı sonrasın-
bir görmeye başlamış ve Doğu Türkistan’da hak ve
da bazı Uygur Türklerinin de Guantanamo’da tu-
özgürlüklerini savunan Uygurları mağdurlar de-
tulması Çin’in kullandığı bir bahane haline gelerek
ğil, “İslamcı terörist ayrılıkçılar” olarak isimlendir-
“Radikal İslamcı Terörist” suçlamasıyla ÇHC yö-
meye başlamıştır. Bölgedeki gücünü artırmak için
netimi Doğu Türkistan ile Afganistan arasında si-
“terörizm”i bahane eden Çin, ABD’nin sözde ulus-
yasi ve ideolojik bağ kurma yoluna giderek, Doğu
lararası terörizme karşı başlattığı dünyayı kasıp ka-
Türkistan’daki ayrılıkçı grupları ‘El-Kaide üyesi’ ol-
vurma harekâtına gönüllü katılmıştır. Böylece si-
makla suçlamıştır. Ayrıca Birleşmiş Milletlerde-
yasi çıkarlarına ve “Büyük Çin”i korumaya yönelik
ki gücünü kullanan ÇHC yönetimi diğer ülkele-
meşru bir dayanak noktası bulmuştur. Bunun so-
re Doğu Türkistan’da ki bu grupların terör örgütü
nucu olarak da “terörist” engelleri ortadan kaldır-
olarak kabul edilmesi yönünde baskılar yapmıştır.
mak adına baskı ve zorbalığın dozunu olabildiğin-
11 Eylül’e kadar olan dönemde bölgede ya-
ce abartmıştır. “Terörle mücadele”nin meşruiyet
şanan hak ihlalleri bir şekilde dünya kamuoyu-
verdiği geniş hareket alanını, insan hakları konu-
18
D O Ğ U T Ü R K İ STA N G E N E L B İ LG İ L E R , TA R İ H İ S Ü R EÇ
sundaki eleştirilerden kurtulmak için bir fırsat ola- man Uygur”, “Uygur teröristleri”, “cihat” ve “Doğu
rak görmüştür. Artık uluslararası kamuoyunda “te- Türkistan” kelimeleri sıkça birlikte kullanılma-
rörle mücadele eden devlet” meşruiyeti kazanan ya başlanmıştır. ABD’nin Afganistan’da başlattı-
Çin hükümeti, dünyadan kendisine gelen Doğu ğı “radikal İslamcı terörist” avında bazı Uygurların
Türkistan’daki insan hakları ihlalleri eleştirilerini Guantanamo’ya götürülmesinin de Çin’in ekme-
de dikkate almamaya başlamıştır. 11 Eylül saldırı- ğine yağ sürdüğünü söyleyebiliriz.
larının bir benzerinin kendi ülkesinde de olmama- Çinli yetkililer terörizm kavramının sınırını
sı için “aşırı dinci”, “bölücü”, “ayrılıkçı” teröristleri öylesine genişletmiştir ki cinayet, hırsızlık gibi adli
engellemeye çalıştığını öne sürmektedir. Çin dev- bireysel suçlar dahi terör suçu olarak açıklanmakta
leti bu uğurda sadece ülkesindeki Uygurları baskı ve seri yargılamalar sonucu yapılan idamlar ve ve-
altında tutmakla kalmamakta yurt dışında tüm gü- rilen ağır hapis cezalarıyla ihlal edilen adil yargılan-
cüyle “Doğu Türkistan’daki baskıcı ortam”ı dünya- ma hakkı gözden kaçırılmaktadır.7
ya duyurmaya çalışan Uygur ya da başka köken-
li bütün insan hakları örgütlerine de çeşitli baskı-
lar uygulamaktadır. ÇHC kendini haklı gösterecek
çeşitli broşür ve materyaller hazırlayarak tüm dün-
yaya dağıtmıştır. Bu bildirilerin ana teması; “Terör-
le mücadelemizde haklıyız, Doğu Türkistan’da da
terör güçleri var, şiddet kullanıyorlar, bunlar nere-
de olursa olsun yakalanmalı ve cezaları tereddüt-
süz verilmeli” gibi ifadelerdir. Çin merkezî TV ku-
rumuna bağlı TV 9 yapımı “Doğu Türkistan Terö-
ristleri” isimli belgeselde, Doğu Türkistan’daki şid-
det olaylarının nedeni Uygur Türkleri olarak gös-
terilmiş, bölge içi ve bölge dışındaki Uygurlar olay-
larla irtibatlandırılmaya çalışılmış ve şiddet olayla-
rı doğrudan terör faaliyetleri olarak tanımlanmıştır.
Yakaladığı hiçbir fırsatı kaçırmayan Çin hükü-
meti bu çabalarının neticesini almıştır. 2002 yılın-
da Doğu Türkistan İslami Hareketi (ETIM), Usa-
me bin Ladin ve El Kaide ile bağlantılı olduğu ge-
rekçe gösterilerek önce ABD’nin, sonrasında da
Birleşmiş Milletlerin “Terör Listesi”ne alınmıştır.
Bu kararların alınmasında ETIM’in “sivillere sal-
dırılar düzenlediği” iddiası gerekçe olarak göste-
rilmiştir. Böylece Çin, Doğu Türkistan sınırların-
da kendi iç güvenliğini bahane ederek gerçekleş-
tirdiği baskılara ve bölgede gün geçtikçe artış gös-
teren insan hakları ihlallerine ilişkin ABD’nin ses-
siz kalmasını sağlamaya çalışmıştır. Artık bu strate-
7 http://www.doguturkistansempozyumu.com/dogu-turkistan-kitabi-tr
jinin bir parçası olarak da Çin medyasında “Müslü- -eng.pdf, s.163-17
19
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
20
Ç İ N H A L K C U M H U R İ Y E T İ YA RG I S İ ST E M İ V E A N AYASA L A R
21
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
Anayasasında çıkarılmıştır. Basın ve ikamet özgür- mesi ve İnsan Haklarının iç yargılama meselesi ve
lüğü de bu anayasada yer almamaktadır. Daha ön- potansiyel olarak devlet egemenliğini teyit eden
ceki iki anayasada belirtilen haberleşme özgürlüğü bir sorun olarak görülmesi.
ve haberleşme gizliliği “ devlet güvenliği veya cezai Haklar bakımından bireyin devlete bağım-
suçların araştırılması gerektiği durumlara” konu lılığı, Çin vatandaşlarının devlete karşı görevleri-
edilmiştir.7 nin onun haklarından önce geldiği anlamına gelir.
Çünkü devletin hakları bireyin haklarından üstün-
Anayasaların Temel Nitelikleri dür. Bu durum 1982 Anayasasında “ÇHC vatan-
1949’dan beri Çin’in 4 anayasasının ilginç ni- daşlarının hürriyet ve haklarını kullanmaları, dev-
teliği, değişen özelliklerine rağmen, hepsinin sade- letin ve toplumun kolektif çıkarlarına ve diğer va-
ce ekonomik, sosyal ve kültürel haklar değil aynı tandaşların hukuki hürriyet ve haklarına tecavüz
zamanda sivil ve siyasal hakları da temsil etmiş ol- edemez” şeklinde açıkça belirtilmiştir.9
masıdır. Zamanla bazı haklar eklenmiş ve çıkarıl- Devletin birey ve hakları üzerindeki üstün-
mıştır. Fakat hepsi de konuşma, haberleşme, basın, lüğünün bir diğer etkisi, İnsan Hakları sorunları-
toplantı, dernek kurma ve gösteri hürriyetlerini ve na ilişkin olarak, devlet egemenliği ilkesine Çin’in
kişi hürriyetini, dini inanç özgürlüğünü, devlet me- verdiği önemde ve sadece devletlerin uluslararası
murlarını şikâyet etme hakkını ve milli azınlıkların hukukun süjesi olabileceği, bireylerin ise sadece iç
otonomi garantilerini kapsamıştır. hukuk süjeleri olabileceğinde ısrar etmesinde dile
Bununla beraber anayasalar ikamet veya seya- gelmiştir. Böylece, Çin daha önce bir devletin va-
hat özgürlüğü, kendi işini seçme hakkı, zorla çalış- tandaşlarının bazı haklarını garanti etme yükümlü-
tırma, işkenceye maruz kalma, masumiyet karine- lüğünü tanımakla birlikte, İnsan Hakları davasını,
si gibi sivil ve siyasi haklar bağlamında bir takım Çin vatandaşlarının hakları ile ilgili uluslararası ta-
eksiklikleri de barındırmaktadır. 8 Her halükar- leplerin Çin Devletinin egemenliğini veya güvenli-
da sivil ve siyasi hakların resmi olarak garanti altı- ğini tehdit edecek diye kabul etmeyebilir.
na alınması birçok sınırlamalara maruz kalmakta- Buraya kadar olan kısımda ilk etapta Çin’in
dır. Bunun öncelikli sebeplerinden birisi, diğer ko- hukuki normları ve yasalarının tarihsel süreç için-
münist ülkeler gibi Çin’in de ortak hukuk temeline de anayasalar özelinde nasıl geliştiğini ele aldık.
göre değil, fakat medeni hukuk kavramlarına göre İkinci kısımda ise bu anayasaların ortak hususi-
işleyen bir devlet olmasında yatmaktadır. Böyle- yetlerinin neler olduğuna bir kaç madde ile dikkat
ce anayasa mahkemelere göre değil, fakat izin ve- çekmeye çalıştık. Özetle söylemek gerekirse Çin
rilebilir eylemin parametrelerini kuran yasamacı- yasalarının teorisi ile pratiği arasında derin uçu-
ya yönelmiştir. Bir diğer sebep ise, devletin birey rumlar bulunmaktadır. Her ne kadar anayasalarda
üzerindeki üstünlüğü hakkındaki sosyalist önem, tamamen olmasa bile bir takım hak ve özgürlükle-
sivil ve siyasi hakların hem garanti edilmesi, hem re yer verilmiş ise de pratikte bu tanınan hak ve öz-
de gerçekleştirilmesi açısından belli sonuçlar do- gürlükler dahi uygulanmamıştır. Bunun en belir-
ğurmaktadır. Bu etkiler üç temel alanda ortaya çık- gin örneklerinden biri ise Doğu Türkistan sorunu-
maktadır. Haklar bakımından bireyin devlete ba- dur ve bu sorun Çin’in yasalarındaki teori ve pra-
ğımlılığı; hukukun devletin bir aracı olarak görül- tik çelişkisinin en çok ortaya çıktığı alanlardan bir
tanesidir.
7 Ayrıntılı bilgi için bkz., 1982 ÇHÇ Anayasası
8 Ann Kent, Between Freedom and Subsistence-China Human Rights ,
Newyork, Oxford University Press, 1993, s.46 9 Bkz. 1982 ÇHÇ Anayasası, Madde 51
22
Ç İ N H A L K C U M H U R İ Y E T İ YA RG I S İ ST E M İ V E A N AYASA L A R
23
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
24
H A P İ S H A N E L E R , H A K S I Z G ÖZ A LT I V E İ Ş K E N C E
Hapishaneler,
Haksız Gözaltı ve İşkence
Hapishaneler ve Kötü Muamele lu bulunan 17 yaşında bir gencin yakınlarının ha-
pishanedeki koşullarla ilgili anlattıklarıdır:
Çin’in işkence konusundaki acımasız uygu- “Hapishane o kadar kalabalıktı ki, tutukluklar
lamaları mesele Doğu Türkistan olunca daha da küçük bir hücrede 5-6 kişi tutuluyorlardı. Hücrenin kü-
keskinleşmektedir. Ülkenin dört bir yanında ger- çüklüğü geceleri uyumalarına engel oluyor, ancak nö-
çekleştirilen idamlarda öldürülen Doğu Türkistan betleşerek uyuyabiliyorlardı. Polisler hücreleri her do-
Müslümanlarının oranı oldukça yüksektir. Müs- laştıklarında tutukluları dövüyorlardı. Sorgulama için
lüman halkın, dinlerini özgürce yaşamak, dilleri- seçilen tutuklular, dayak yedikleri, dövüldükleri, beden-
ni konuşabilmek gibi temel hak ve özgürlüklerini lerine elektrik şok verildiği özel bir sorgu odasına götü-
savunmak için düzenledikleri herhangi bir girişim,
rülüyorlardı. Sorgu odasında duvara monte edilmiş bir
şiddetle cezalandırılmaktadır.
ray vardı. Bazı tutuklular tek ayaklarından veya tek el-
Çin yönetiminin, Doğu Türkistan’daki Uy-
lerinden buraya kelepçelenerek asılıyor ve bu pozisyon-
gurları sindirmek için başvurduğu yöntemlerden
da 24 saat bekletiliyorlardı. Kelepçeleri çözüldüğün-
biri de toplu tutuklamalar ve gözaltında yapılan de ayakta bile duramaz halde oluyorlardı. Bazılarının
işkencelerdir. Tutuklanan Uygur Müslümanların kerpetenle tırnakları çekiliyor, bazılarının ise tırnakları-
büyük kısmı çalışma kamplarında ağır hapis ceza- nın altına elektrik veriliyordu.”2
larına çarptırılmaktadır. Ayrıca tutuklananlardan Bu işkenceleri yaşayan kişi iki ay boyunca ha-
daha sonra çoğunlukla haber alınamamaktadır. pishanede tutuklu kalmış ancak, ailesinin verdi-
Aileleri bu kişilerin nerede tutulduklarından veya ği 2.000 Yen rüşvet sonrasında serbest kalabil-
hala yaşayıp yaşamadıklarından haberdar değildir. miştir. Gözaltına alındıktan sonra Halk Güvenlik
Çin hapishaneleri ve çalışma kampları işken- Bürosu’nda tutulan bir başka tutuklunun yaşadığı
cenin yoğun olarak uygulandığı yerlerdir. Çeşitli işkence olayları çok daha acımasızdır. Üstelik bu
uluslararası örgütler de Çin’deki sistemli işkenceye kişinin tek suçu arkadaşları ile bir araya gelip fikir
dikkat çekmekte ve yayınladıkları raporlarla Çin alış verişinde bulunmaktır:
hükümetini uyarmaktadırlar. Bu raporlardan birisi “Tutukevinin yanında, yer altında şüphelilerin sor-
de Uluslararası Af Örgütü’nün 1999 yılında yayın- gulandığı özel bir mekân vardı. O da burada sorgulan-
ladığı ve Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlal- dı ve çeşitli işkencelere maruz kaldı. Örneğin elleri ar-
lerini konu alan raporudur.1 Bu raporda bahsi ge- kasından bağlandı ve sorgucular kollarını havaya kal-
çen hadiselerden biri de Doğu Türkistan’da tutuk- dırıp bükmeye başladılar. Çok acı veren bu pozisyonda
uzun süre tuttular. Daha sonra vücuduna elektrik verdi-
1 Rapor için bkz: “ People’s Republic of China Gross Violations of
Human Rights In The Xinjiang Uighur Autonomous Region” , Amnesty
International, 1999 2 A.g.r.
25
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
ler. Dili ve cinsel organı da dâhil olmak üzere tüm vücu- Görüldüğü gibi Çin’in Doğu Türkistan’da
duna elektrik veriliyordu. Bacaklarına ahşap sopalar- izlediği politika, kitlesel ve sistematik bir işken-
la vuruyorlardı. İşkence sırasında kafasına, hayati bir ce programıdır. Doğu Türkistan Enformasyon
tehlike geçirmemesi için, metal bir miğfer giydirmişlerdi. Merkezi’nin edindiği bilgiye göre, sadece 1999 yı-
Çünkü bazı tutuklular işkence görürken artık bunun lının başından aynı yılın Mart ayına kadar Doğu
bir son bulmasını sağlamak için başlarını özellikle du- Türkistan’da 10 bine yakın Uygur Türk’ü haya-
varlara vuruyorlar, böylece intihar ediyorlardı.”3 li suçlamalarla gözaltına alınmış, üstte tarif edi-
Suçlu bulunan kişilerin sözde “yeniden eğitil- len şartlarda tutuklu olarak alıkonmuş, Komünist
mek” için gönderildikleri çalışma kamplarında ise Parti denetimindeki yargı sürecinin sonucunda
koşullar çok daha fecidir. Çin’de “yeniden eğitmek” da ölüm cezası başta olmak üzere son derece ağır
kişiyi komünist ideolojiyi kabul etmeye ikna etmek, cezalara çarptırılmışlardır. 1999 yılının başından
koşullar ne olursa olsun Parti’nin emirlerine itaat Mart 2000’e kadar Doğu Türkistan’da mahkeme-
edecek kıvama getirmek anlamına gelmektedir. Bu- lerde ölüm cezasına çarptırılmış veya çatışmalar-
nun için kullanılan yöntemler ise insanlık dışıdır: da işkence sonucu öldürülmüş kişilerin sayısı ise
“Kamplardaki tutukluların odun keserek, taş kırıp
2.500 civarındadır.5
taşıyarak ve tarım işlerinde çalışarak en az 10 saat çalış-
Çin Hükümeti Doğu Türkistan’da yürütmek-
maları gerekmekteydi. Eğer vaktinde uyumaz veya uyan-
te olduğu bu vahşette küçük çocukları bile çeşitli
mazlarsa, bağırarak konuşurlarsa, güler veya ağlarlar-
sa, abdest almak için gizlice su alırlarsa, yapmaları ge- suçlamalarla tutuklamaktadır. Örneğin, 30 Ekim
reken işleri bitirmezlerse, gardiyanlara cevap verirlerse 1999’da Hoten Şehri Emniyet Müdürlüğü, ortao-
ağır bir şekilde cezalandırılıyorlardı. Başa vurarak döv- kul öğrencisi bir Türk kızını, el yazısının sokağa ya-
me, vücudun çeşitli yerlerine elektrik verme, havada uçak pıştırılan duvar yazısına benzediği gerekçesiyle tu-
pozisyonunda asılı tutma, direğe asma, tavana asıp döv- tuklamıştır. Bunların dışında, Bölge Genel Sekre-
me ise en sık verilen cezalar arasındaydı. Çoğu zaman teri Wang Le Çuan Hoten’de yaptığı basına kapa-
mahkûmların makatlarına elektrikli çubuk sokuluyordu. lı konuşmasında, ders kitabında bulunan Mao’nun
Pek çok mahkumun dişleri kırılmış, çoğu kısmi duyma resmini yırttığından dolayı bir ilkokul öğrencisinin
kaybına uğramış, kolları kırılmış ve enfeksiyon kapmış- tutuklandığına yer vermiştir.6
lardı. Sık sık gardiyanlar tarafından aşağılanıyor ve alay
ediliyorlardı. Yemek vakitlerinde önce Çince marş söy- Mahkûmlar ve Organ Ticareti
lemeleri gerekiyor, yapmayanlara yemek verilmiyordu.
Kampta doktor bulunmuyordu. Hasta olan mahkûmlar
Çin yönetimi yıllardır kendisine gelir sağla-
çalıştırılmaya devam ediliyor, yemek verilmiyordu, ancak
mak için, tıbbi yardım, hastaların iyiliği, atıkla-
bulaşıcı bir hastalığa yakalanmışsa 36 km uzaklıktaki
hastaneye götürülüyorlardı. Bazıları ise hastaneye götü- rın değerlendirilmesi gibi gerekçeler öne sürerek
rülürken yolda hayatlarını kaybediyordu.”4 mahkûmların organlarını satmaktadır. Diğer bir
26
H A P İ S H A N E L E R , H A K S I Z G ÖZ A LT I V E İ Ş K E N C E
deyişle mahkûmların organlarını kar amaçlı kul- munda olacaktım ve bedenim hükümetin kar etmesi
lanmaktadır. Devlet, mahkûmların idamından için kullanılacaktı.”7
sonra kullanılabilir her organ başına ortalama 10- Harry Wu 1994’de, mahkûmların organları-
15 bin dolar kar elde etmektedir. 1970’lerde çıka- nın çıkarıldığı seanslara defalarca katılmış bir has-
rılan “idam edilen mahkûmların bedenlerinin kullanıl- tane görevlisi ile yaptığı görüşmede, görevlinin
masına” dair kanunla, idam edilen kişilerin organ- kendisine, “başı hedef alan tek bir kurşun, beyni parça-
larının kullanılması meşru hale getirilmiştir. Buna lıyor. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra da, artık o bir
göre, eğer mahkûm sahipsizse veya kendisi ya da insan sayılmıyor, sadece bizim kullanacağımız bir atık
ailesi ölümünden sonra organlarının kullanılması- durumuna düşüyor” dediğini aktarmakta ve Çin hü-
na izin vermişse, idam edilen kişilerin organları alı- kümetinin mahkûmlara bakış açısını gözler önüne
narak satılabilmektedir. İlk bakışta belki makul gibi sermektedir. Buna göre mahkûmlar, öldürülme-
gözükebilecek bu uygulamanın, Çin’deki ortam sinde bir sakınca olmayan ve bedenleri atık olarak
göz önünde bulundurulduğunda, aslında ne kadar kullanılabilecek kişilerdir.8
vahşice olduğu daha kolay anlaşılacaktır. Yapılan araştırmalar 1970’li yılların başından
Bilindiği gibi Çin’de çeşitli bahanelerle ayda 1995 yılı ortasına kadar Çin’de 20 bin böbrek nak-
ortalama 300 kişi idam edilmektedir. İdam edilen linin gerçekleştirildiğini göstermektedir. Uluslara-
kişilerin büyük çoğunluğu ise sahipsiz konumun- rası Af Örgütü’nün 1996 tarihli raporu ise idam
dadır, çünkü aileler yakınlarının nerede tutuklu edilen mahkûmların neredeyse %90’ının organla-
bulunduğunu bilmedikleri gibi, genellikle idam rının alındığını belirtmiştir. The Washington Post ga-
edildiklerinden de çok sonra haberdar olmakta- zetesi 27 Haziran 2001 tarihli sayısında, organ tica-
dırlar. Çoğu zaman da idam edilen kişilerin yakın- reti içerisinde yer alan bir doktorun itirazlarına yer
ları, başlarına bir şey gelmesinden çekindikleri için vermiş ve bu ticaretin Çin’de ne derece yaygın ol-
bunlara sahip çıkamamaktadırlar. Bu durum nere- duğunun altını çizmiştir.
deyse idam edilenlerin hepsinin vücudunun par- Habere göre yanık uzmanı olan Wang Guo-
çalanıp organlarının alınmasını meşrulaştırmakta- qi isimli bu doktor 100’den fazla mahkûmlardan
dır. Nitekim Harry Wu, bu gerçeği kendi yaşamın- organ alınması operasyonuna katılmıştı. Bu ope-
dan bir örnekle şöyle belirtmektedir: rasyonlarda mahkûmların derilerinin ve kornea-
“ Herkes gayet iyi bilir ki Çin’de tüm toplum her larının toplanmasına yardımcı olan Guoqi, çalıştı-
yönüyle Komünist Parti’nin denetimi altındadır. Ve ğı “Tianjin Yarı Askeri Polis Hastanesi”nde bu or-
eğer Çin Halk Cumhuriyeti’nde bir kişi “devrim karşıtı” ganların fahiş fiyatlara satıldığına da tanıklık etmiş-
veya “sınıf düşmanı” olmakla suçlanmışsa o kişi ya aile- ti. İdam tarihlerini ve yerlerini, operasyona katılan
sinden tamamen koparılır, ya da ailesinin de onu suçla- doktorların isimlerini ve tıbbi prosedürlerin grafik
ması sağlanır... Çalışma kampında tutulduğum 19 yıl dökümünü de detaylı olarak veren Dr. Wang Guo-
boyunca ailemden hiç kimse teknik olarak beni görme-
ye gelmedi. Eminim ki o zaman idam edilseydim, ben 7 Testimony of Harry Wu On Organ Trafficking By Chinese Communist
Government, www.laogai.org/testimony
de sahipsiz ya da ailesi tarafından reddedilenler konu- 8 Testimony of Harry Wu On Organ Trafficking By Chinese Communist
Government, www.laogai.org/testimony
27
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
28
H A P İ S H A N E L E R , H A K S I Z G ÖZ A LT I V E İ Ş K E N C E
dan dolayı her ne kadar çok zor olsa da elde olan hukuki ve idari düzenlemeleri yapmalıdırlar.
deliller uygulanmakta olan işkencelerin nicelik Doğu Türkistan direnişinin önderlerinden
olarak çok olduğunu göstermektedir. İnsan Hakla- olan ve uzun seneler Çin Hapishanelerinde tutuk-
rı Örgütlerine bu konularda çok sayıda bilgi ulaş- lu kalan Hacı Yakup Anat’ın hapishanelerde uygu-
maktadır. Hatta işkence ve kötü davranışlardan do- lanan işkence türleri ile ilgili aktardıkları bilgiler ür-
layı birçok insanın öldüğü de bilinmektedir.13 kütücü boyuttadır. Hacı Yakup Anat hapishaneler-
Yetersiz hukuki yapılanmadan, mahkûm hak- de kaldığı sürece mahkûmlara uygulanan işkence
larını garanti altına alan yasal düzenlemelerin ye- türlerini şöyle aktarmıştır;15
tersizliğinden ve işkence yapanların dokunulmaz- 1. Tırnak altına iğne batırma,
lığından dolayı, Çin’de işkence devam etmekte- 2. Erkek mahkûmların cinsel organına çubuk
dir. İşkenceyi engellemek için etkili önlemlerin sokma,
alınmaması, işkence iddialarını kabul etmeme ve 3. Mahpusları ağaç kazığa oturtma,
Çin’in bu tür iddiaları araştırmıyor olmasından ha- 4. Sol elini masaya [metal çiviyle] çakıp, sağ
reketle şunu rahatlıkla diyebiliriz ki; işkence Çin eliyle itirafname yazdırma,
devletinde kurumsallaşmıştır ve devletin resmi 5. Çemberle kafatasını sıkıştırma,
politikası olmuştur. 6. “Gang’za”ya bastırma,
İşkencenin devam etmesine izin veren Çin, iş- 7. Buruna biber suyu akıtma,
kence sözleşmesini imzalamış olmasına rağmen, 8. Çıplak bedene kızdırılmış yağ saçma,
bu antlaşmadan doğan uluslararası sorumluluğu- 9. Aşık kemiği ezme,
nu yerine getirmemektedir. Ayrıca Ceza Kanu- 10. Aşil tendonunun kesilmesi,
nunda bazı işkence çeşitleri yasaklanmasına rağ- 11. Mahpusların ayak bileklerine (yıllarca)
men, gözaltına alınan kişileri işkenceye karşı koru- 10 kg ağırlığında pranga takma cezası.
mak için yeterli önlem yoktur. Hatta Ceza Kanunu 12. Mahpusların ellerine kelepçe takma cezası.
haksız tutuklamalarda tazminat aramayı mümkün Bu cezalarda üç çeşit kelepçe takılır:
kılan maddeler taşımasına rağmen, işkenceyi önle- a. Eller önde,
mede temel güvenlik olan gözaltında iken avukat- b. Eller arkada,
la görüşme hakkı bile yoktur. Hükümet tarafından c. Bir el omuz üstünden, bir el omuz altından
alınan işkenceyi önleyici tedbirlerin yetersizliği, alınarak çapraz bir durumda bağlanma,
Çin’de işkencenin çok yaygın bir şekilde devam et- 13. Su gölçekineçılaş
tiğini göstermektedir. Hâlbuki Çin’in de kabul etti- (boğazına kadar soğuk suya sokma),
ği İşkence Sözleşmesi’nin 2. Maddesi taraf devlet- 14. “Buz koğuşuna” koyup dondurma,
lere, sadece işkencenin sözde yasaklanmasını de- 15. Sopalama,
ğil, aynı zamanda işkencenin önlenmesi için etki- 16. Telle kaplanmış kamçılarla çıplak bedeni
li tedbirler alınmasını da öngörür.14 kırbaçlama,
Doğu Türkistan’da ise işkence artık tutuklular 17. Çivi çakılmış tahta [düzlem] üzerinde
üzerinde Çinliler tarafından uygulanan sıradan bir durdurma,
olay olagelmiştir. Literatüre “Çin İşkencesi” kavra- 18. Küçük kömür ve cam parçaları üzerinde
mını kazandıran Çinliler işkence uygulamaların- dizlendirme,
dan bir an önce vazgeçmeli ve bu konuda gerekli
13 A.g.r. s.65
14 Muzaffer Sencer, Belgelerle İnsan Hakları, Beta Basım Yayım, s.156 15 http://www.doguturkistan.org/insanhaklari.asp
29
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
30
Gösteri ve Toplanma
Hakkına Dair İhlaller
Gösteri ve Toplanma ğin; 1985 yılının Aralık ayında 10 bine yakın Müs-
Hakkına Dair İhlaller lüman Uygur öğrenci Urumçi Üniversitesi’nde
dersleri bir hafta süre ile boykot ederek sokaklar-
Özellikle son yaşanan 5 Temmuz olaylarının1 da gösteri yapmış, bu eylemler Çin’in diğer bü-
ardından dünya kamuoyunun dikkati tekrar bu yük şehirlerindeki Uygur öğrencilerin de desteğiy-
bölgeye odaklanmıştır. Böylelikle Çin’deki Gösteri le Çin’in geneline yayılmıştır. Uygur öğrenciler bu
ve Toplanma Hakkına dair var olan kuşkular daha eylemlerde yönetimden Doğu Türkistan’daki nük-
da artmış, Çin’in bu olaylarda basına sınırlama ge- leer denemelerin durdurulması, Çinli göçmen akı-
tirmesi de bu kaygıyı haklı çıkarmıştır. Çok sınırlı nına son verilmesi, seçme ve seçilme hakkının adil
dahi olsa basının elde ettiği resim ve görüntülerde bir şekilde uygulanması, Doğu Türkistanlı Müslü-
şahit olunanlar, ihlallerin boyutunu çarpıcı bir şe- man Uygurların dini ve milli haklarının iade edil-
kilde ortaya koymuştur. mesi gibi bir takım yasal taleplerde bulunmuşlar-
Gösteri ve Toplanma Hakkı’nın kısıtlanma- dır. Ancak Çin yönetimi bu gelişmelerden çok kısa
sı, Çin yönetiminin, tarihsel olarak da kanıtlanan, bir süre sonra eylemlere katılan öğrencilere yöne-
Doğu Türkistan’da gerçekleştirdiği sistematik bir lik gizli tutuklamalara başlamış, ayrıca çoğu öğren-
uygulamasıdır. Çin yönetimi, Doğu Türkistan’daki ci de okulsuz, diplomasız ve işsiz bırakılmıştır.
herhangi bir protesto eylemini kanun dışı sayabil- Yine buna benzer bir öğrenci olayı da 1989
mekte ve bunu bir hak olarak değerlendirmekten yılında yaşanmıştır. Tüm dünyanın gözü önünde
ısrarla kaçınmaktadır. Bu anlamıyla Çin, her ne ka- Çin, Tiananmen Meydanı’nda gençlerin yaptığı
dar Anayasa’nın 35. Maddesinde, “tüm ÇHC va- gösteriyi tanklarla sona erdirmiş ve yüzlerce gös-
tandaşları konuşma, basın, toplantı, dernek, yürüyüş tericiyi öldürmüştür.2 Bu eylemler sadece bu iki-
ve gösteri hürriyetinden yararlanır.” dese de gerek bu siyle sınırlı değildir. 1980-1990 yılları arasında on-
anayasadan önceki dönemde, gerek sonrasında bu larca gösteri ve ayaklanma olayı meydana gelmiş-
hakkı fiili olarak vermemiştir. Kendisine yasal bir tir. 1980’de Kaşgar’da gerçekleşen yönetime karşı
ifade alanı bulamayan Doğu Türkistan Halkı bu ayaklanma bunlardan biridir. Yine Kaşgar’da 1981
yüzden, çoğu zaman hak arayışını yasadışı yollar- yılında Uygur bir işçinin bir Çinli tarafından öl-
dan aramaya itilmiştir. dürülmesi sonucu geniş çaplı Çin karşıtı eylem-
Çin’in uyguladığı katliamların çoğunun Doğu ler meydana gelmiş; eylemlerde iki kişi ölmüş, bir-
Türkistanlı Uygurların yaptıkları protesto eylemle- çok kişi de yaralanmıştır. Bu yıllar arasında yapılan
rinin ardından gelmesi, bu hakkın kullanımına yö- eylemlerde ortak nokta Çin’in etnik ayrımcılık ve
nelik ihlalin en önemli kanıtıdır. Doğu Türkistan ta- dinsel baskı uygulamalarıdır. Bu bağlamda 19 Ma-
rihi bununla ilgili sayısız hadiseyle doludur. Örne- yıs 1989’da Urumçi’de Müslüman cami minarele-
ri ve süslemelerini cinsellikle ilintili olarak açıkla-
1 5 Temmuz olaylarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Dr. Erkin Emet, 5 Tem- 2 Ahmet Türköz, Doğu Türkistan’da İnsan Hakları, İstanbul,
muz Urumçi Olayı ve Doğu Türkistan, Ankara, Grafiker, 2006. yayımlanmamış doktora tezi, 1998, s. 72
31
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
yan “Seks alışkanlıkları” isimli kitabın Çin’de yayın- tan sorunundan dolayı sıkıştıran ABD yönetimine
lanması üzerine, Müslümanlar tarafından bunun “Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde, Tibet ve Tayvan’da
İslamiyet’e ciddi bir saygısızlık olarak görülmesi ve ayrılıkçılara karşı Pekin yönetiminin mücadelesinin
sonuçta kalabalık bir kitle tarafından protesto ey- de ABD tarafından anlaşılması ve desteklenmesini is-
lemlerinin gerçekleşmesi çarpıcı bir örnektir.3 Yine tiyoruz.” diyerek bir anlamda “ben senin ihlalleri-
cami kapatmalar gibi inanç özgürlüğüne karşı ha- ni görmeyeceğim sen de benimkini görme” mesa-
reketler de protesto gerekçelerinin başında gel- jını iletmiştir. Bu yönüyle baktığımızda Uluslarara-
mektedir. sı arenada Doğu Türkistan sorunu büyük güçlerin
Doğu Türkistan’da devam eden bu planlı imha bir şantaj aracı haline getirilmeye çalışılmaktadır
operasyonları, özellikle 1998 yılından itibaren hız diyebiliriz. 11 Eylül’den sonra Uygur bölgesinde-
kazanmıştır. 1998 yılında Çin Cumhurbaşkanı Ji- ki yasaklama ve engellemelerini uluslararası terö-
ang Zemin, “bölücülere” karşı yürütülecek olan rizme karşı yaptığını iddia eden Çin yönetimi, 11
temizleme harekâtının güçlendirilmesi talimatı- Eylül saldırılarını takip eden dönemde, din üstün-
nı vermiştir. Bu talimata göre temizleme harekâtı den Uygurlara uygulanan baskıları daha da artmış-
Uygurların yoğun olarak yaşadığı bir bölge olan tır. Bu dönemde Ramazan ayı boyunca camiler ka-
Hoten’den başlamıştır. Hoten vilayetinde işkence patılmıştır. İmamlara büyük baskı yapılmıştır.4 11
ile öldürülen bir kişinin cenazesini almak isteyen- Eylül olayları sonrasında ifade edilen terörizm kav-
lerin bu isteği reddedilince halk galeyana gelmiştir. ramı Uygur sorununa yeni bir boyut kazandırmış-
Bunun üzerine bölgede sıkıyönetim ilan edilerek tır. ÇHC, sorunu uluslararası kamuoyuna bir küre-
bine yakın kişi gözaltına alınmıştır. Hoten vilayeti sel terörizm sorunu olarak göstermeye çalışmıştır.
Komünist Partisi Genel Sekreteri Vang Jing Çi, ya- ÇHC Devlet Konseyi tarafından 21 Ocak 2002
pılan bu uygulamaları bir başarı gibi sunarak “bu yıl tarihinde hazırlanan “Doğu Türkistan; Terörist
içinde çok sayıda dinci ve bölücü öldürülmüştür” açık- Grupların yaptıkları Yanlarına Kar Kalmayacak”
lamasında bulunmuştur. isimli raporda 1990 yılından beri 200 olay mey-
Çin yönetiminin 1949’dan bu yana gerçekleş- dana geldiği, bu olaylarda 162 ölüm, 440 yaralan-
tirdiği bu olayların çoğu bizzat Çin anayasasına ve manın olduğu belirtilmiştir. Raporda dikkat çeken
yasalarına aykırıdır. Buna rağmen Çin yönetimi, ya- en önemli nokta “İslami terörist” saldırı olarak ni-
şananları her defasında basit birer bölücülük ve te- telendirilen eylemlerin en yakın tarihli olanlarının
rör sorununa indirgemektedir. 11 Eylül’den sonra Nisan 1998 ve Şubat 2001 tarihinde yaşanan olay-
ise Çin yönetiminin dünya tarafından Müslüman- larla ilgili olmasıdır.5 Yani bu olaylar 11 Eylül’den
ların “öcü” ilan edilmelerini fırsat bilinerek, Doğu önce meydana gelmiştir. Daha bunun gibi birçok
Türkistanlı Müslümanları dünya kamuoyuna aşı- örnek Çin Yönetiminin gösteri ve toplanma hakkı-
rı dinci, radikal İslamcı, El Kaide unsurları gibi ta- nın önüne geçmek için yasal olmayan yöntemlere
nıtmasına ise başta ABD ve Batılı güçler ses çıkar- başvurduğunu ve gösterilere müdahale biçimleriy-
mamaktadır. Böylelikle Çin yönetimi uluslarara- le gözaltına alınanlara muamele ve tutuklananların
sı meşruiyetini sağladığı düşüncesiyle insan hakkı yargılanma biçimlerinin insan haklarına aykırı ol-
ihlalleri ve katliamlarına yeni bir boyut kazandır- duğunu çok bariz bir şekilde ortaya koymaktadır.
mıştır. Çin yönetimi 11 Eylül saldırılarından sonra
bu saldırıları fırsat bilerek, kendisini Doğu Türkis-
4 R. Kutay Karaca, “Türkiye-Çin Halk Cumhuriyeti İlişkilerinde Doğu
Türkistan Sorunu”, Akademik Bakış, C.I, No: 1, Kış 2007, s. 236.
3 A.g.t. s. 72. 5 A.e., s. 236.
32
Ö RG Ü T L E N M E , BAS I N V E İ FA D E ÖZ G Ü R LÜ Ğ Ü
Örgütlenme,
Basın ve İfade Özgürlüğü
Çin’de Sivil Toplum mine bağlıdır. Temelinde yatan düşünce nedeniy-
Yapılanması ve Sorunlar le, ne kadar hak ve özgürlük tanınmış olursa olsun,
Çin Komünist Partisi’nin sahip olduğu düşünce-
Çin anayasası, temel insan hak ve özgürlükle- nin dışında hiçbir düşüncenin ifade edilmesine ve
rine bir bölüm ayırmış ve bireylerin haklarını bu örgütlenme özgürlüğüne hak tanımamaktadır.
bölümde tanımlamıştır.1 Çin anayasasına göre der- Çin’de bütün kuruluş ve mekanizmalara yet-
nek kurma hakkı da teminat altına alınmıştır. An- ki veren, amaçları belirleyen ve gerçekleşmesini
cak anayasanın diğer hükümleri gibi bu hükmü de denetleyen Çin Komünist Partisi’dir. Son yıllar-
kanunlarla ve uygulamayla nerdeyse hakkın ken- da Çin’e yönelik özellikle uluslararası insan hak-
disini tamamen ortadan kaldıracak derecede kısıt- ları örgütlerinin zor şartlarda gerçekleştirdiği ra-
lanmaktadır. Bu konu, Çinlilerin de en yoğun bas- por çalışmaları ve ABD’nin Dışişleri Bakanlığı ta-
kı gördükleri esas sorun alanlarından birini teşkil rafından hazırlanan yıllık raporlarında Çin’deki in-
etmektedir. Sosyalist sisteme dayanan Çin, toplu- san hakları ihlallerine geniş yer vermesi, Çin’i bazı
luk haklarını bireysel hakların üstünde tutup esa- değişiklikler yapmaya itmiştir. BM bünyesinde
sen devletin varlığını koruma adına hareket etti- ve uluslararası arenada bu uygulamalar sebebiy-
ğinden, komünist anlayışla ters düşen bir örgüt- le çokça başı ağrıyan Çin yönetimi, zamanla bazı
lenmeyi hangi alanda olursa olsun devletin varlı- göstermelik tedbirler almıştır. Mesela 1991’den iti-
ğına ve komünist rejime tehdit olarak algılamakta baren insan hakları kavramının kullanımını, aka-
ve bu tür teşebbüsleri şedit bir şekilde bastırmak- demik araştırmalar ve tartışmalar şeklinde sınır-
tadır. Doğu Türkistanlılar için ise durum daha da lı olarak teşvik etmiştir. 1993’te hükümet, “hükü-
vahimdir. met dışı kuruluş olarak” Çin İnsan Hakları Araştır-
Millî Bölgesel Otonomi Kanunu 31 Mayıs maları Derneği’ni kurmuştur. Derneğin çabaları,
1984 tarihinde kabul ve ilan edilip 1 Ekim 1984 daha çok Çin’in yurt dışındaki imajını düzeltmek
tarihinde yürürlüğe konmuştur. Genel karak- ve Çin’in insan hakları durumuna ilişkin eleştirileri
ter olarak kanun, ülkenin birlik ve beraberliğinin cevaplamak üzerinde yoğunlaşmıştır. Çin’in uygu-
sağlanması düşüncesi ile oluşturulmuş; bu kanu- ladığı baskı ve tehdit politikaları karşısında doğal
nun uygulanmasında sosyalizm, Çin Komünist olarak Çin’de örgütlenme özgürlüğünden bahset-
Partisi’nin liderliği, halkın demokratik diktatoryası mek şaşırtıcı olacaktır. Ancak Doğu Türkistan’da
ve Marksizm-Leninizm Mao Zedong ideolojisine yaşananlarla ilgili Çin’in içerisinde ve uluslararası
bağlılık ve ilkelerinin esas alınması kararlaştırılmış- topluluğa neden ses çıkarılmadığını izah etme adı-
tır. Millî Bölgesel Otonomi Kanunu, tıpkı anaya- na, Çin’de örgütlenme ile ilgili mevcut yasal duru-
sa gibi Çin Komünist Partisi’nin uygulama deneti- mu da izah etmekte fayda bulunmaktadır. Çin, bü-
tün sosyal organizasyonların devletin tekelinde ol-
duğu bir ülkedir.
1 http://www.npc.gov.cn/englishnpc/Constitution/ 2007-11/15/con-
tent_1372964.htm. Çin’de STK’ların kurulması, daha başvuru
33
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
aşamasından itibaren çok sıkı bir sürece tabidir. ternational Youth Foundation, Save the Children, Red
Bütün sivil organizasyonlarla ilgili çalışmalar, Si- Cross, Salvation Army, Wildlife Conservation Society,
vil İşler Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Bir Greenpeace, AIDS Foundation, Habitat for Humanity,
STK’nın Çin’de faaliyet gerçekleştirebilmesi de Christian Action, Islamic Relief World Bank, IMF,
yine Sosyal İşler Bakanlığı tarafından sürdürülen Marco Polo Society bunların başında gelmektedir.
uzun süreli ve detaylı incelemeler sonunda olduk- Özellikle farklı dinî kesimlerin, hassaten Müs-
ça zor çıkan -genelde de çıkmayan- izinlerle müm- lümanların dinî içerikli örgütlenme taleplerinde
kündür. Bir sivil kuruluşun Çin’de Doğu Türkistan çok daha keskin yasaklar ve ciddi baskılar söz ko-
ile ilgili çalışma yapması ise, konusu insani yardım nusu olmaktadır. BM sözleşmelerinde geçen çoğu
dahi olsa mümkün olamamaktadır. temel hakları anayasasında tanımlayan Çin, özel-
Çin’de bir sivil toplum kuruluşunun kurula- likle 11 Eylül’den sonra kendisine “terörle müca-
bilmesi için, ancak tanımlanmış hukuki prosedü- dele” konsepti ile yeni bahaneler de üretmiştir. Te-
re uygun şu üç kategoride yapılanma mümkün- rörizme karşı dünya çapındaki kampanya, Doğu
dür: Vakıflar (foundations), sosyal organizasyonlar Türkistan’da daha da zalim bir rejim uygulamak
(social organizations) ve kâr amacı gütmeyen sivil için çok güçlü bir bahane sağlamıştır. Diğer Çin
kurumlar (civil non-profit institutions). Bu kuruluş- vatandaşları genişleyen bir din özgürlüğüne sahip
lar doğrudan Çin yönetimine bağlı olmasa da ulu- olurken Uygurlar, tıpkı Tibetliler gibi, dinlerinin
sal mevzuat gereği sürekli devlet kuruluşları ve gö- kendilerini kontrol altında tutma aracı olarak kul-
zetim mekanizmalarının denetimi ve etkisi altın- lanılması ile karşı karşıya kalmaktadır.
dadır. Yasalara göre bir sivil toplum örgütünün tes- İnsan Hakları İzleme Komitesi’nin Asya yö-
cili için bu kurum öncelikle kendisine sponsor ola- neticisi Brad Adams, Çin’deki İnsan Hakları Kuru-
cak bir bakanlık bulmalıdır. Bu da Çin’de oldukça luşu ve İnsan Hakları İzleme Komitesi’nin açıkla-
zordur. Zira bakanlıklar potansiyel olarak tartış- dıkları bir rapor hakkında, Çin hükümetinin ayrı-
malı bir örgüt ile ilişkili olmak istemeyecektir. Si- lıkçılık ve terörizm karşıtı uygulamalar adı altında
vil İşler Bakanlığı tarafından başvurusu reddedi- Çin’deki Müslüman Uygurlara yönelik dine kar-
len/kaydedilmeyen bir kuruluşun herhangi bir iti- şı ezici bir baskı politikası yürütmekte olduğunu
raz hakkı yoktur. Ayrıca Çin’de sivil organizasyon- açıklamıştır. Sincan’da Uygurlara Uygulanan Dine
lar sadece Çin vatandaşları ve tüzel kişiler tarafın- Yönelik Baskı başlığını taşıyan 114 sayfalık rapor,
dan kurulabilir. Ancak Çin’in bu sınırlamayı göz- daha önceleri gizli tutulan parti ve hükümet dokü-
den geçirdiğine ve bu konudaki kısıtlamaları kal- manları ile yerel mevzuat, resmî gazete haberleri
dıracak bir süreç içerisinde olduğuna dair bilgiler ve Sincan’da yapılan görüşmelere dayanmaktadır.
de mevcuttur. Bütün sivil çalışmalar, yargı yetkisi- Rapor, Sincan’da Uygurların dinî özgürlüklerini ve
ni haiz sivil işlerle ilgili devlet kurumları tarafından bunun bir uzantısı olarak örgütlenme, toplanma
denetime tabidir.2 ve ifade özgürlüklerini ellerinden alan kanun, yö-
Son zamanlarda bazı uluslararası sivil toplum netmelik ve politikalardan örülü karmaşık yapıyı
kuruluşları, ticaret ve sanayi dernekleri, vakıflar ve gün yüzüne çıkarmaktadır. Çin’deki politikalar ve
eğitim kurumları Çin’e karşı ilgi göstermektedir- yasalar, dinî faaliyet ve düşüncelere okul ve evler-
ler. Tanınmış birçok uluslararası sivil toplum ku- de dahi izin vermemektedir. Resmî bir belge, “Ebe-
ruluşu şu anda Çin’de faaliyet göstermektedir. In- veynler ve yasal vasiler, küçüklerin dinî faaliyetle-
re katılmalarına izin veremezler.” diyecek kadar ile-
2 http://www.doguturkistansempozyumu.com/dogu-turkistan-kitabi-tr
-eng.pdf, s.193-209 ri gidebilmektedir.
34
Ö RG Ü T L E N M E , BAS I N V E İ FA D E ÖZ G Ü R LÜ Ğ Ü
Uygulanan dinî kontroller; örgütlü dinî faali- feshetmesi ve Uygurlara karşı uyguladığı ayrımcı
yetlere, ibadet edenlere, okullara, kültürel kurum- politika ve uygulamalardan vazgeçmesi için Çin’e
lara, yayınevlerine ve hatta Uygurların şahsi gö- baskı yapma çağrısında bulunmuştur. Örgütler ay-
rünüm ve davranışlarına müdahale etmeye kadar rıca, Çin’in tüm ayrılıkçıların suçlu ve uluslararası
varabilmektedir. Devlet otoriteleri, imamları siya- terör şebekeleriyle bağlantılı olduğu yolundaki id-
si açıdan düzenli olarak denetlemekte ve “özeleş- dialarına karşı çıkılmasının önemini vurgulamıştır.
tiri” oturumları yapmalarını şart koşmaktadır. Ca- Adams, “Hiçbir ülke, Çin hükümetinin terörizm-
miler üzerinde denetleme uygulanmakta, okullar- le, ayrılıkçı hareketlerle veya başka suç eylemleriyle ilgi-
dan dindar öğretmenler ve öğrenciler ihraç edil- li olduğunu iddia ettiği hiçbir Uygur’u Çin’e iade etme-
mekte, yazarlar ve şairler siyasi açıdan kontrol edil- melidir. Çin’in sabıkasına bakıldığında, bu insanların
mekte ve Pekin’in uygulamalarına karşı herhan- Çin’e iade edildikleri takdirde işkenceye ve hatta ölüm
gi bir hoşnutsuzluk, ayrılıkçılıkla eş tutulmaktadır cezasına uğramasından korkmak için ciddi gerekçeler
ki, Çin kanunlarına göre bu, ölüm cezasıyla bile mevcut.” demiştir.
cezalandırılabilecek bir devlet güvenlik suçudur.
Söz konusu raporla zalimane uygulamaların “dev- Örgütlenme
let sırrı” olarak geçtiği bazı belgeler ilk defa kamuya
Hakkına Dair İhlaller
açıklanmıştır. Adams, “Bu belgeler aşırı derecede has-
sas görüldüğü için yalnızca parti ve hükümet içi dolaşı-
1911-1949 Doğu Türkistan Cumhuriyetleri
ma açık tutulmuş.” ifadesini kullanmış ve şöyle de-
Dönemi’nin ardından; bölgenin 1955’te Çin’e bağlı
vam etmiştir:
otonom bir bölge ilan edilmesinden bugüne Çin yö-
“Bunlar, Uygurları hedef hâline getirmek için ya-
netimi, diğer alanlarda olduğu gibi ayrı bir halk ola-
sal bir zemin oluşturmak ve onların bir araya gelip top-
rak Doğu Türkistanlıların örgütlenme iradelerini hiçe
lantı yapma, karşılaştıkları sorunlar hakkında konuş-
saymakta ve bu iradelerini ifade edebilecekleri göste-
ma veya bağımsız bir şekilde kültürel kimliklerini ifa-
ri ve toplanma hakkı, basın ve ifade özgürlüğü gibi en
de etme konularında korku yaratmak için keyfî bir şe-
temel haklar noktasında ciddi insan hakkı ihlalleri iş-
kilde kullanılmış.”
lemektedir. Çin’in bu yöndeki resmi politikası, Uy-
Söz konusu raporda ayrıca şu ifadeler yer al-
gurların “Çinli” ve Doğu Türkistan’ın da “Çin topra-
maktadır: “Sincan’da dini denetim altına alan bir bel-
ğı” olduğu yönünde gelişmiş; bu politikaya bağlı ola-
ge, resmî otoritelerin dinî özgürlüğü hemen her bağlam-
rak Çin, Doğu Türkistan’daki bütün örgütlenme giri-
da reddetmesine imkân verecek, ucu açık ‘suçlar’ içeri-
şimlerini büyük bir baskıyla ve birçok insan hakları ih-
yor. Bu suçların örnekleri arasında şunlar yer alıyor:
laliyle ortadan kaldırmıştır.3 Ancak uygulanan bu po-
Dini kullanarak ‘toplum düzenine zararlı olabilecek di-
litikanın Doğu Türkistan gerçeğini yok edemediğini
ğer faaliyetleri yürütmek’ veya ‘toplumda ayrılıkçı ve ge-
ve sorunu çözmediğini tam tersine sorunun gitgide
rici unsurları beslemek’. Haber ve makaleler de dâhil ol-
büyüdüğünü söylemek yanlış olmaz.
mak üzere, İslam diniyle ilgili araştırmalar ve değerlen-
Bu yasaklamalar Doğu Türkistan halkını çoğu
dirmelerle alakalı olarak yapılacak yayınlar, dine yöne-
zaman gizli ve bazen de silahlı teşkilatlanmalara it-
lik Marksist bakış açısına sahip olmak zorundadır ve
miş ancak, altyapısı zayıf ve uluslararası destekten
mihenk taşı olarak partinin ve hükümetin dinî politika
mahrum olan bu örgütlenmeler feci şekilde bastı-
ve kurallarını kullanmalıdır.”
Çin’deki ve uluslararası İnsan Hakları Kuru-
3 Ahsen Utku, Doğu Türkistan ipek Yolu’nun mahzun ülkesi, İstanbul,
luşları, uluslararası topluluğa, bu düzenlemeleri İlke, 2006, s. 41.
35
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
rılmış, bunların lider kadroları hiçbir yargılamaya rist ve illegal örgütlenmeler olarak tarif etmektedir.
tabi tutulmadan idam edilmişlerdir. 1967 ve 1968 Doğu Türkistan’daki Uygurların örgütlenme giri-
yıllarında 300’den fazla Müslüman Uygur tutuk- şimleri, Çin için bir tehdit olarak algılanmakta ve
lanarak kurşuna dizilmiştir. 1969’da ise Ahunoğ- üzerine gidilmektedir. Çin her türden muhalefet
lu (Ahunov) Mecit liderliğindeki teşkilat da he- ve örgütlenme girişimini “ayrılıkçılık propagandası
nüz ayaklanamadan Çin Güvenlik Güçleri tarafın- yapmak” bahanesiyle “ayrılıkçılara karşı savaş” adı
dan kanlı bir şekilde ortadan kaldırılmıştır. 1970 altında bastırmaktadır.8
yılında ise Eyalet Hükümet Başkan Yardımcısı Aslında örgütlenme sorunu sadece Doğu Tür-
Eminoğlu’nun (Eminov) da içinde bulunduğu giz- kistanlıların sorunu değil, Çin’deki diğer halkların
li bir siyasi teşkilatın 23 binden fazla üyesi ayaklan- ve yurttaşların da sorunudur. Çin’de Komünist
ma arifesinde tutuklanmış, başta Eminoğlu olmak Parti haricinde 8 tane daha parti vardır. Ancak bu
üzere çoğu tutuklu işkence edilerek idam edilmiş, partilerin hiçbiri muhalefet partisi değillerdir. Bun-
geri kalanlar ise çalışma kamplarına sürülmüştür.4 lar bir bakıma devlet partisi işlevi görürler. Bugün
Doğu Türkistan’da yaşanan olaylar bunlar- Çin’de her düzeydeki halk meclislerinin daimi ko-
la sınırlı kalmamıştır. Dönem dönem Çin’in uy- miteleri, halk siyasi danışma konferansı komiteleri,
guladığı baskılar Uygurların tepkilerinin yüksel- hükümet organlarıyla ekonomi, kültür, eğitim, tek-
mesine ve bu baskılara karşı reaksiyon gösterme- noloji yönetimlerinde söz konusu partilerin üyele-
lerine neden olmuştur. Ancak tıpkı önceki müda- ri yöneticilik yapmaktadır. Örneğin, sekiz demok-
halelerde olduğu gibi bunlar da sistematik bir şe- ratik partinin başkanları, Çin Ulusal Halk Mec-
kilde bastırılmıştır.5 2001 sonrası gelişen süreç- lisi Daimi Komitesi ve Çin Halk Siyasi Danışma
te ise 11 Eylül saldırıları, Çin Yönetimi’nin Doğu Konferansı Ulusal Komitesi’nde başkan yardımcı-
Türkistan’daki uyguladığı politikayı “küresel te- lığı görevlerini üstlenmektedirler.9 Bundan yola çı-
rörizm ve radikal İslam ile mücadele” adı altında karak Çin’de gerçek bir muhalefet görevi üstlene-
dünya kamuoyunun gözünde meşrulaştırmasına cek yasal bir parti bulunmadığını rahatlıkla söyle-
ve böylelikle yaşanan sorunu insan hakları soru- yebiliriz. Buna ek olarak Çin’deki seçim sisteminin
nu olmaktan çıkarıp terör sorununa indirgemesi- de halk iradesini yansıtması bakımından sorun-
ne zemin hazırlamıştır.6 Bu söylediğimizi teyit ede- lu olduğunu belirtmemiz gerekmektedir. Doğu
cek bir veriye Uluslararası Af Örgütü’nün Mart Türkistan’da yaşayanların anlattıkları gibi, aday ol-
2002’de yayınladığı bir raporda rastlamaktayız. Ra- duklarını sonradan öğrenip oy pusulalarının dağı-
pora göre, 11 Eylül 2001’den sonraki altı ay içeri- tılıp da kullanılmadığı ve seçilenlerin önceden bel-
sinde Doğu Türkistan’da binlerce kişi “küresel İs- li olduğu seçim örneği Çin’deki seçmen hürriyeti-
lami terörizmle” ilişkili oldukları gerekçesiyle gö- nin ve siyasal katılımın boyutunu göstermesi bakı-
zaltına alınmış ve önemli bir kısmı da mahkûm mından oldukça çarpıcı bir örnektir.10
edilmiştir.7 Çin içerisinde Doğu Türkistanlıların hakla-
Yukarıda bahsi geçen olaylarda da görüleceği rını savunacak yasal bağımsız örgütlenmelere çe-
üzere Çin yönetimi Doğu Türkistan’daki bütün ör- şitli bahanelerle müsaade edilmemektedir. Doğu
gütlenmeleri, bölücü ve aşırı dinci yaftalarıyla terö-
8 Dr. Ekrem Hicazi, “Soğuk Savaş ve 11 Eylül Sonrası Doğu Türkistan-
Çin Tezleri ve Politikalarına Yönelik Eleştirel Bir Araştırma”, Hür Doğu
4 A.g.e. 46. Türkistan Sempozyumu, C.I, No: 1, Mart 2010, s. 55-56.
5 A.g.e.47-48. 9 http://turkish.cri.cn/chinaabc/chapter2/chapter20402.htm
6 http://www.abhaber.com/haber.php?id=3794 10 Ahmet Türköz, Doğu Türkistan’da İnsan Hakları, İstanbul,
7 Ahsen Utku, a.g.e., s. 64. yayımlanmamış doktora tezi, 1998, s. 64.
36
Ö RG Ü T L E N M E , BAS I N V E İ FA D E ÖZ G Ü R LÜ Ğ Ü
Türkistan’da yaşayan Uygurlar, Çin’e çalışan ve biz- ki grupların radikalleşmesinin nedeni Çin’in Doğu
zat kendi soylarından olan ajanlar yüzünden rahat Türkistan’da uyguladığı politikalardır.14
konuşamamaktadırlar.11 Hatta bu öyle bir hal almış- 11 Eylül’den sonra ise özellikle İslami ör-
tır ki örneğin Türkiye’ye gelen Doğu Türkistanlı gütlere yönelik baskılar artmıştır. 2002 yılında
aileler ve öğrenciler bu korkuyu o kadar çok yaşa- ABD tarafından ETIM (Doğu Türkistan İslami
mışlardır ki Türk vatandaşlarıyla dahi “ajan olabi- Hareketi)’in terörist örgüt olarak listeye alınma-
lir” endişesiyle yahut Çin’deki ailesinin zarar gör- sı sonrasında ÇHC’nin baskıları daha da artmıştır.
mesinden korktuğu için rahat konuşamamaktadır- 11 Eylül sonrasının ilk altı ayında yaklaşık 3.000
lar. kişi tutuklanmış, birçok insan uzun süreli hapis ce-
Yurtdışında, Doğu Türkistan Sürgün Hükü- zasına çarptırılmış ve idam edilmiştir.15 Çin Hükü-
meti, Dünya Uygur Kongresi gibi örgütlenme- meti 15 Aralık 2003’te Doğu Türkistanlı 4 örgü-
ler mevcuttur. Ayrıca Türkiye’de Doğu Türkistan- tü terörizmle suçlamıştır. Bunlar; Doğu Türkis-
lıların kurmuş oldukları birçok vakıf ve dernek- tan İslami Hareketi-ETIM, Uluslararası Gençlik
ler de bulunmaktadır. Ancak bunlar yıkıcı, bölü- Konferansı-WUYC, Münih-Almanya, Doğu Tür-
cü ve radikal olmakla suçlanıp Çin Hükümeti ta- kistan Medya Merkezi-ETIC, Münih-Almanya ve
rafından bulundukları ülkelere baskı aracı olarak Doğu Türkistan’ın Kurtuluşu Örgütü-ETLO’dur.
kullanılmaktadır.12 Özellikle son yaşanan 5 Tem- Ancak Uluslararası Af Örgütü yayınladığı bir ra-
muz olayları bu baskının niteliğini daha açık bir şe- porda özellikle WUYC ve ETIC’in barışçı yön-
kilde ortaya koymaktadır.13 temler izleyen iki siyasi grup olduğunu belirtiyor.16
Çin’in içinde ise var olan örgütlerin hepsi Çin Çin Hükümeti 11 Eylül saldırılarından son-
tarafından terörist örgütler listesine alınmıştır. Bu ra yeni gelişen dünya konjonktürü için yasal ze-
örgütlerin bazıları, silahlı saldırılarını sivillere kar- mini sağlamlaştırmaya çalışmıştır. Böylelikle yeni
şı gerçekleştirmektedir. Bu saldırıların Çinlilerin değişikliklerin Çin Hükümeti’nin terörizme kar-
yaptığı yargısız infazların hemen ardından gelme- şı savaşında “daha fazla yasal çerçeve sağlayacağı”
si, gerilimin ve terörün Çin politikalarının bir yan- beklenmekteydi.17 Bu yasal çerçeve Doğu Türkis-
sıması olduğu sonucunu doğurmaktadır. Örneğin tan halkının günlük yaşamındaki serbestîsini dahi
Şubat 1997’de Ramazan Bayramı sırasında İli’de tehdit etmektedir. Çin’in bundan gayesi ise herhan-
polis, bir kadın grubuna saldırmış, buna karşı ya- gi bir örgütlenme girişimini anında bastırmaktır.
pılan protesto eylemlerinde ise en az 10 gösterici
öldürülmüştür. Bunun ardından 24 Nisan’da yine Basın ve İfade Özgürlüğü
İli’de polis, Şubat ayındaki eylemlere katılmaktan
aranan kişileri taşıyan bir otobüsü saran kalabalığa Çin’deki basın özgürlüğü özellikle son yaşa-
ateş açmış ve iki protestocuyu öldürmüştür. Buna nan Google’ın kısıtlanması hadisesiyle uluslararası
tepki olarak Doğu Türkistanlı örgütler 25 Şubat’ta kamuoyunun tepkisine neden olmuştur.18 Çin’de
Urumçi’deki otobüslerde 3 bombalı eylem gerçek- medyaya ve daha özelde internette bilgi erişimi-
leştirmiş, bu saldırılarda 9 kişi ölmüştür. Bölgede- ne yönelik kısıtlamalar çok uzun zamandan beri
11 http://www.showhaber.com/cin-isvecte-hapse-atilan-uygurun-ajanlik-
iddialarini-yalanladi-266520.htm 14 A.e, s. 183.
12 http://www.ayrintidergisi.com/arastirma/eski-dusmanin-esareti- 15 Karaca, a.g.e., s. 237.
altindaki-anavatan-dogu-turkistan.html 16 Hicazi, a.y., s. 73.
13 http://www.opendemocracy.net/article/china-turkey-and-xinjiang-a- 17 Hicazi, a.y., s. 74.
frayed-relationship 18 http://www.ntvmsnbc.com/id/25074231/
37
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
sürmektedir. Çin’de basının durumu hususunda ler arasında 3 aylık edebi ve ilmi bir dergi “Bulak
MAZLUMDER’in yayınladığı 2005 Dünya İnsan (Kaynak)”, 1950’den beri yayınlanmakta olan aylık
Hakları Raporunda şu bilgilere yer verilmektedir: “Tarım” dergisi, 2 aylık “Sincan Medeniyeti” edebi
“İnsan Hakları İzleme Örgütü HRW ve Çin’de İn- dergisi, Sincan Üniversitesi tarafından yayınlanan
san Hakları (HRİCHİNA) gibi uluslararası ve yerel 3 aylık “Sincan Üniversitesi” ilmi dergisi, Çin po-
insan hakları örgütlerinin sitelerinin yanı sıra, BBC gibi litikasına daha çok ağırlık veren “Sincan Tezkireci-
haber sitelerine ve Wikipedia gibi genel amaçlı ansiklo- liği” başlıklı tarih dergisi gibi yayınlar bulunmakta-
pedilerin sitelerine de Çin içinden kullanıcılar erişemi- dır.
yor. Falun Gong hareketi, Tibet ve Uygur kaynaklı site-
ler de Çin’deki kullanıcıların ulaşamadığı siteler arasın-
da bulunuyor. İçerikten dolayı hedef alınan siteler dışın-
da, birçok kullanıcının bilgiye erişimde başlangıç nokta-
sı olan arama motorları da kontrol altında tutuluyor.”19
Çin’in basın ve ifade özgürlüğü konusunda-
ki eksiklikleri 1997 yılında yayınlanan İnsan Hak-
ları İzleme Komitesinin Raporunda “Çin Hükü-
meti, ifade özgürlüğü üzerindeki kontrolleri sıkı-
laştırarak siyasi ve dini muhaliflere zulmederek,
sosyo-ekonomik değişimin siyasi sistemi çözme-
sini önleyecek çabalarını hızlandırmıştır.” ifadesine
yer verilmiştir.20
Basın özgürlüğü sorunu Çin’de eskiden
beri var olan bir sorundur. Bu sorunun Doğu
Türkistan’daki yansıması ise daha çarpıcıdır. Doğu
Türkistan’da medya, tamamıyla Çin hükümetinin
denetimi altındadır. Bu yüzden Uygurlar ifade öz-
gürlüğünden mahrumdurlar. Çünkü bu bölgede
yayınlanan gazete ve dergiler tamamen Çin res-
mi politikasını destekleyen görüşlere yer vermek-
tedir. Bu yayınlarda eleştirel görüşlere rastlamak
imkânsızdır.
Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurların kendi
dillerinde yaklaşık 100 süreli yayını bulunmakta-
dır. Ülke genelinde dağıtılan günlük “Sincan Gaze-
tesi” Uygurca, Kazakça ve Çince yayınlanmaktadır.
Ülke genelinde yayınlanan “Asya Kindiği”, “Urum-
çi Akşam Gazetesi” gibi gazetelerin yanı sıra her vi-
layetin günlük yayınladıkları gazeteler bulunmak-
tadır. Doğu Türkistan’da yayınlanan önemli dergi-
19 Mazlumder 2005 Dünya Raporu
20 Türköz, A.g.e., s. 175.
38
ZO RU N LU G Ö Ç V E D O Ğ U T Ü R K İ STA N L I M Ü LT EC İ L E R
Zorunlu Göç ve
Doğu Türkistanlı Mülteciler
Çin rejiminin sorunlu uygulamalarından biri olmalarıdır.1 Doğu Türkistanlı Uygurların aslında
de zorunlu göç politikasıdır. Çin hükümeti Doğu dünyanın en büyük mülteci topluluklarından biri
Türkistan’ın demografik yapısını değiştirme poli- olduğu dünya kamuoyu tarafından pek bilinme-
tikası çerçevesinde Uygurları Çin’in diğer bölge- mektedir. Doğu Türkistan’daki mültecilik mesele-
lerine zorla göçe tabi tutmaktadır. Özellikle evli- si, büyük oranda 1949 yılından sonra yapılan bü-
lik ve çalışma çağındaki Uygurlara yönelik bu zo- yük göçlerle başlamıştır. Göçler, 1950’li yıllar bo-
runlu göçlerle insanlar Çin’in batısı ve güneyinde- yunca devam etmiş; 1958, 1959 ve 1961 yılların-
ki çalışma bölgelerine gönderilmektedir. Çin hü- da farklı sayılardaki Doğu Türkistanlı Uygur; Ti-
kümeti aynı şekilde Doğu Türkistanlı genç kız- bet, Afganistan ve Türkiye’ye göç etmiştir. Göçler,
ları da Çin’in içlerine göçe zorlamakta ve aileleri 1980’li yıllar boyunca da devam etmiştir.
bu kızların çoğundan bir daha haber alamamak-
tadır. Binlerce Uygur genç kızın çalışmak üzere Uygurların İltica
Çin’in iç bölgelerine gönderilmeleri ve son ola-
Etmelerinin Nedenleri
rak Guangzhou’daki bir oyuncak fabrikasında taci-
ze uğramaları, onları korumaya çalışan ve olan bi-
Uygurların göç etmelerinin temel nedeni
teni protesto eden Uygur gençlerinden ikisinin öl-
Çin’in uyguladığı katlanılmaz zulüm politikala-
dürülmesi, yüzlercesinin yaralanması, buna karşı-
rıdır. Bunun yanında Çin’in Uygurları –özellikle
lık Çin polisinin suçluları örtbas etmesi gerilimleri
gençleri ve kadınları- Çin’in iç bölgelerine zorunlu
tetiklemiş ve çatışmalara ivme kazandırmıştır.
olarak göç ettirme uygulaması da vardır. Tüm bun-
Kesin bir rakam verilememekle birlikte tah-
ları birkaç madde ile özetleyecek olursak Uygurla-
mini olarak Doğu Türkistan’dan göç etmiş kişi sa-
rın Doğu Türkistan’dan göç etme nedenleri şun-
yısının yaklaşık olarak iki milyon 700 bin oldu-
lardır:
ğu tahmin edilmektedir. Özbekistan’da 1 milyon
• Doğu Türkistanlı Müslümanlar İslam’a yö-
500 bin, Kazakistan’da 700 bin, Kırgızistan’da 400 nelik baskılardan bunalıp, bu baskı ortamından
bin, Suudi Arabistan’da 40 bin, Türkiye’de 30 bin, kurtulmak istemektedirler. Dinlerini yaşamaları-
Avrupa’da 7 bin, Amerika’da bin 500, Avustralya na imkân sağlayacak yeni yerler arayışı içerisinde-
bin 500, Kanada’da bin, diğer ülkelerde 20 bin ci- dirler.
varında mülteci olduğu tahmin edilmektedir. Ör- • Çin’in dayattığı uygulamalara direnenler Çin
neğin sadece 1962 yılında Çin’e karşı gerçekle- makamlarının takiplerinden kurtulmak için yurt-
şen ayaklanmalar sonucunda Batı Türkistan’a göç dışına çıkmaktadırlar. İşlenen ihlallere direnen
eden Doğu Türkistanlıların sayısı 50.000’i geç- Doğu Türkistanlılar Çin tarafından takiplere ve ta-
mektedir. Sürgündeki Uygurların sayısı hakkın- cizlere maruz kalmaktadırlar.
• Çocuklarını din karşıtı eğitim veren Çin
da kesin rakamlar verilememesinin sebeplerinden
okullarına göndermek istemeyen ve eğitim siste-
biri de Rusya ve Türkî Cumhuriyetlere göç etmiş
olan Uygurların korkudan kimliklerini saklıyor 1 http://www.tumgazeteler.com/?a=5343340
39
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
minde planlı ayrımcılığa maruz kalan Uygurlar, yoksulluk ve sefalete mahkûm olmaktadırlar.
eğitim için topraklarını terk etmenin yollarını ara- • Çin’in uyguladığı sınır politikalarından biri
maktadırlar. olarak Doğu Türkistan ile Kazakistan, Kırgızistan
• Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı nükleer de- ve Tacikistan sınırı arasına tampon bölge yapma ve
nemeler de Uygurları göç etmek zorunda bırakan onları abluka altına alma çalışmaları sonucu Çin,
nedenlerden biridir. İlk olarak 16 Ekim 1964 tari- Uygurları zorunlu göçe tabi tutmuştur. O bölgeye
hinde başlatılan nükleer denemelerin olumsuz et-
3,5 milyon Çinliyi yerleştirmiş ve sınırdaki bütün
kileri yüzünden bölge insanı ölümcül hastalıklara
yakalanmış, 20 bin özürlü çocuk dünyaya gelmiş- Uygurları 50 kilometre içeriye sürmüşlerdir.3
tir. Nükleer denemeler nedeniyle ölenlerin sayısı-
nın 210 bini bulduğu bilinmektedir. Binlerce insan Zorunlu İş Göçü
ise ya sakat kalmış ya da kanser gibi hastalıklara ya-
kalanmıştır. Çin’in 1949 yılından bugüne dek uyguladığı
• Çin 1964’den günümüze kadar Doğu Tür- sistemli asimilasyon politikalarından biri de Doğu
kistan topraklarında elliye yakın atom ve hidrojen
Türkistanlı Müslümanlara uygulanan Çin içi zo-
bombası patlatmıştır. İsveçli uzmanlar, 1984 yılın-
da yapılan yeraltı nükleer denemesinde kullanılan runlu göçlerdir. Onlarca yıldır Doğu Türkistanlı-
bombanın Richter ölçeğiyle 6,8 şiddetinde yer sar- lar, kızlı erkekli zorla Çin’in iç bölgelerine gönde-
sıntısına sebebiyet verdiğini tespit etmişlerdir. 2 rilerek çalıştırılmaktadır. Kızlar Çinli erkeklerle ev-
• Uygurlar arasında işsizlik büyük oranda art- lenmeye zorlanmakta, evlenmek istemeyenler iş-
mıştır. Bu sebeple Doğu Türkistan’da çalışamayan kence görmektedir.4 Uygurların anlattıklarına göre
Uygurlar yurtdışına çıkmak zorunda kalmıştır. zorbalıkla Çin’e götürülen genç kızlar fuhuş mer-
• Doğu Türkistanlılar Çinlilere kıyasla ücret, iş kezlerinde, otellerde, kumarhanelerde çalıştırıl-
ve eğitim alanında ikinci sınıf muamelesi görmek- maktadır. Aileleri ise sürekli tehdit edilmektedir.5
tedir. Çin yönetimi 15-25 yaş arasındaki Uygur kızları-
• İnsan hakları alanında mücadele veren tüm nı “iş edindirme programları” gibi çeşitli program-
Uygurların Çin tarafından hedef alınması da Uy- larla binlerce kilometre uzaktaki bölgelere gönder-
gurların ülke dışına çıkma sebeplerinden biridir.
mektedir. Uygur kaynakları bugüne kadar 200 ila
• Uygur gençlerinin Doğu Türkistan toplu-
muna yardımcı olacak çalışmalara rağbeti artmış- 250 bin kadar Uygur kızının Çin’in çeşitli bölge-
tır. Bu nedenle eğitim ve yetişme amacıyla Mısır, lerine gönderildiğini söylemektedirler. Uluslara-
Türkiye gibi ülkelere gitmek zorunda kalmışlardır. rası medyada da olaylar sırasında Çin tarafından
• Çin hükümeti “Büyük Kuzey-Batıyı Açma” Kaşgar’dan Çin’in çeşitli bölgelerine gönderilen
sloganı çerçevesinde Çin’in çeşitli bölge ve vila- tek tip askeri üniforma içinde Uygur kızlarının gö-
yetlerinde “Propaganda ve Teşvikat Büroları” kura- rüntüleri yer almıştır.6
rak Çinlileri sözde “Batıda Hizmet Etmeye Davet” Tiyanşan (Tanrı dağı) sitesinin 05.02.2009 ta-
propagandasıyla Çin’deki milyonlarca işsiz, güç- rihli haberinde, Peyzavat nahiyesinden Çin’in iç
süz, evsiz ve çeşitli bulaşıcı hastalıklar taşıyan, ha-
pisten yeni çıkmış Çinli göçmenleri tren vagonları-
na balık istifi misali doldurarak Doğu Türkistan’ın 3 http://www.tumgazeteler.com/?a=5343340
4 Abdülmecit Avşar, Bağımsız Doğu Türkistanlılar Birliği Genel Başkanı,
en verimli topraklarına getirip yerleştirmektedirler. AA. 06 Temmuz 2009
Bunun sonucu olarak da Doğu Türkistanlılar yer- 5 http://www.haber7.com/haber/20090716/Canli-tanigin-agzindan-
Cin-zulmu.php
leşik oldukları kendi arazilerinden çıkartılmakta, 6 Bu konuda bilgi için bkz. Xinjiangmigrant workers head for coastal
factories, http://news.xinhuanet.com/english/2009-08/06/con-
2 http://www.hurgokbayrak.com/yeni_sayfa_185.htm tent_11838848.htm, (e.T. 14.08.2008).
40
ZO RU N LU G Ö Ç V E D O Ğ U T Ü R K İ STA N L I M Ü LT EC İ L E R
41
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
liler erkek çocuklara bile tecavüz ediyorlar. Bu gençler da bitirdikten sonra yapılacağını öğrendiklerini ve
kendi istekleriyle mi gittiler oraya? Hayır. Başına böy- kendilerine verilen işleri de zamanında bitirmenin
le olaylar gelmiş, sonra da kaçıp gelen birkaç gence ba- imkânsız olduğunu dile getirmişlerdir. Kadınların
bam yardımcı olup iş buldu, bu olayların hepsi gerçek, büyük bir bölümü, ücretleri bilmemelerinden do-
gözümle gördüğüm olaylar.”10 layı abartılı maaşlarla kandırıldıklarından, işe alma
sırasında vaat edilen servis ya da maliyetlerin kar-
Ailelere fabrika sahipleri ve yerel yönetim- şılanmamasından yakınmaktadır. Kadınlar, insaf-
ler tarafından sahte vaatler ve sözler verilmektedir. sız çalışma saatlerine zorlanmalarının yanı sıra öz-
2006 ve 2007 yıllarında, Doğu Türkistan’ın kırsal gürlüklerini kısıtlayan katı, hapishane hayatını an-
alanlarından binlerce genç kız toplanmıştır. “rfa. dıran çalışma koşullarından yakınmaktadırlar. Bes-
org” tarafından yayınlanan bir rapora göre, yerel lenme ve yaşam koşullarının da oldukça zayıf ve
makamlar tarafından verilen “eğitim” programla- kötü olduğu rapor edilmiştir. Bazı kadınlar yaşa-
rı kızların köle gibi çalıştırıldığı bir faaliyete dönüş- dıkları mahallelerde hiçbir mahremiyetlerinin bu-
müştür. Yetkililerin çoğu Çin’in uzak ve bilinme- lunmadığını belirtirken, diğerleri de verilen gıda-
yen yerlerine gönderilmeleri için kızlara ve ailelere nın çok basit ve kalitesiz olduğunu, genellikle sa-
baskı yaptıklarını itiraf etmişlerdir. Had safhaya va- dece pilav ya da lahanadan ibaret olduğunu ve za-
ran yokluk nedeniyle aileler gönülsüz de olsa kız- man zaman da içinden sinek ve böceklerin çıktığı-
larını göndermek zorunda kalmaktadırlar. Bir yan- nı söylemişlerdir”.
dan aylık 300 USD gibi çekici maaşlar, servis üc- Bağımsız raporlar ayrıca bu kızlardan büyük
retlerinin ödenmesi ve otel konforunda konakla- bir bölümünün Çinli erkeklerle evlenmeye zorlan-
ma yerleriyle kandırılırken; diğer yandan da aileler, dığını, bu teklifi reddedenlerin çoğunun işkenceye
kızlarının bu programa gönderilmemeleri hâlinde maruz kaldığını ancak bunların ifşa edilmesini is-
hashara gönderilmekle, topraklarına el koymayla, temediklerini belirtmektedir. Ayrıca, iş akdinin fes-
sulama kanallarının kesilmesiyle tehdit edilmiştir. hedilmesi, hem kızlar hem de aileleri için ödeye-
Kızların çalıştıkları yerlerdeki koşullar Uygur meyecekleri ağır para cezaları ya da Hashar anla-
İnsan Hakları Projesi (UHRP) tarafından şu şekil- mına gelmektedir. Bu çalışma şartlarından kaçan
de ifade edilmiştir: genç kadınlar ise Çin’in ücra yerlerinden beş pa-
“Zhejiang, Pekin, Tianjin, Şangay ve Shan- rasız ve gururları kırılmış hâlde evlerine dönmeye
dong gibi doğu sahil illerine vardıklarında ka- çalışmaktadırlar.”11
dınlar/kızlar kendilerine ve ailelerine anlatılan-
lardan çok farklı bir gerçekle karşılaşmaktadırlar. Hashar Uygulaması
Her şeyden önce, bu kişiler cazip maaşlar alacak-
ları umuduyla kandırılmışlardır; ancak çoğunluk- Doğu Türkistan (Çin’deki resmi adıyla Sincan
la vaat edilen miktarlarda maaş alamamışlardır. Di- Uygur Özerk Bölgesi), genel nüfusun (hapiste ol-
ğer kesintilerin yanında, seyahat giderleri de ma- mayanlar) devlet eliyle sistematik bir biçimde zor-
aşlarından kesilmektedir. Bazı kadınlar, ücretleri- la çalıştırılmaya tabi tutulduğu Çin’in tek bölgesi-
nin saatlik çalışma üzerinden olacağının kendileri- dir. Hashar olarak anılan sistemde, çiftçi aileler ta-
ne söylendiğini; ancak oraya vardıktan sonra aslın- rım, altyapı ve diğer kamu işlerinde her seferinde
da ödemelerinin sadece ellerindeki işleri zamanın-
11 http://www.uhrp.org/articles/372/1/Uyghur-Girls-Forced-Into-
10 www.rfa.org/uyghur Labor-Far-From-Home-By-Local-Chinese-Officials/index.html
42
ZO RU N LU G Ö Ç V E D O Ğ U T Ü R K İ STA N L I M Ü LT EC İ L E R
2-3 hafta süreyle çalıştırılmak üzere aile üyelerin- Doğu Türkistanlı göçmen Türkiye’ye yerleşmiştir.
den birini gönderir, karşı gelenler para cezasına İskânlı göçmenlerin büyük çoğunluğu Niğde, Kay-
çarptırılırlar. Bu kişilere çalışmalarına karşılık hiç- seri, Konya ve Salihli’ye yerleştirilmiştir. Bunun dı-
bir ödeme yapılmamakta, kalacak yer ya da gıda şında 1980’den sonra eğitim için Türkiye’ye gelen
verilmemekte ve kendi ulaşım masraflarını ken- Doğu Türkistanlı örgenciler Türkiye’ye yerleşmiş-
dilerinin ödemeleri gerekmektedir. Çalışanların lerdir. Bugün ise, yaklaşık 30 bin Doğu Türkistanlı-
çoğu açıkta uyuduklarını ve çalıştıkları dönem bo- nın Türkiye’de yaşadığı tahmin edilmektedir.15
yunca da erişteyle beslendiklerini ifade etmişler- Türkiye’ye yerleşen Doğu Türkistanlılar ilk
dir. Gücü kuvveti yerinde genç erkek bulunmayan olarak 1960 yılında İstanbul Zeytinburnu’nda
aileler bile uygulamadan muaf tutulmamaktadır. Doğu Türkistan Göçmenler Derneğini
Uygurlar tarafından ifade edildiğine göre 70 yaşı- kurmuşlardır.16 Doğu Türkistan Göçmenler Der-
na kadar erkek ve kadınlar ile 12 yaşındaki çocuk- neği 1993 tarihinde 4322 Sayılı Bakanlar Kurulu
lara varıncaya kadar herkes bu uygulamada yer al- kararı ile Kamu Yararına Çalışan Dernek statüsü
mak zorundadır. kazanmıştır. Doğu Türkistan’daki Çin zulmünden
kaçarak 1961 yılında Afganistan’a iltica eden 800
Türkiye’deki Doğu Türkistanlı Uygur’un 234’nün Türkiye’ye
1965 yılında iskânlı göçmen olarak gelişi Doğu
Uygur Sığınmacılar
Türkistan Göçmenler Derneği tarafından sağ-
lanmıştır. Bu mültecilerin yol masrafları Birleşmiş
Türkiye, diasporadaki Uygurların Doğu Tür-
Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği’ne başvu-
kistan davasını başlattığı yerdir. Türkiye’de yaşa-
rularak temin edilmiştir. Afganistan’dan 70 Doğu
yan Doğu Türkistanlı Müslümanların çoğunluğu
Türkistanlı mülteci 1967 yılında Türkiye’ye getiril-
1949 yılında Çin’in Doğu Türkistan’ı işgal etme-
miştir. Bunların da yol masrafları Birleşmiş Millet-
sinden sonra, 1952 yılında Hindistan, Afganistan
ler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne başvurularak
ve Pakistan üzerinden Türkiye’ye iltica etmişlerdir.
sağlanmıştır. 10.09.1969 tarihinde 88 kişilik mül-
13 Mart 1952 yılında 3232-0-3035/12765 sayılı
teci kafilesi Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek
Bakanlar Kurulu kararıyla 1850 Doğu Türkistanlı-
Komiserliği tarafından kiralanan uçak ile serbest
nın iskânlı göçmen olarak Türkiye’ye kabulüne ka-
göçmen olarak Türkiye’ye getirilmiştir.17
rar vermiştir.12
1987 yılından itibaren Suudi Arabistan’daki
1952 yılından sonraki yıllarda 500 kadar göç-
Doğu Türkistanlıların, uluslararası yardım kuru-
men kendi imkânlarıyla Türkiye’ye gelmiştir. 13
luşları ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk Cumhu-
1960’li yıllarda ise, Afganistan üzerinden yak-
riyetlerine yaptığı eğitim yardımı çerçevesinde çok
laşık 400 kadar Doğu Türkistanlı gelmiştir.14
sayıda Uygur genci Türkiye’de okumaya başlamış-
1980’li yıllarda Çin’deki açıklık politikasından
tır.
yararlanarak binlerce Doğu Türkistanlı akrabala-
rını görmek amacıyla Türkiye’ye gelerek yerleş-
miştir. Parçalanmış ailelerin birleşimiyle yüzlerce
12 Alptekin, İ., “Doğu Türkistan’dan Hicretimizin 40. Yılı”, Erciyes Dergisi, 15 Can, Enver, “”Doğu Türkistan’dan Kanlı Göçler”, Doğu Türkistan’ın
Sayı 2, s. 15, 1990 Kayseri Sesi, Sayı:1, s.5-11, 1996 İstanbul
13 Can, Enver, “”Doğu Türkistan’dan Kanlı Göçler”, Doğu Türkistan’ın 16 Emet, Erkin 5 Temmuz Urumçi Olayı ve Doğu Türkistan s. 102
Sesi, Sayı:1, s.5-11, 1996 İstanbul 17 http://www.doguturkistan.org.tr/index.php?option=com_content&v
14 Gayretullah, H, Altaylarda Kanlı Günler, İstanbul, 1995 iew=article&id=19&Itemid=27
43
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
44
ZO RU N LU G Ö Ç V E D O Ğ U T Ü R K İ STA N L I M Ü LT EC İ L E R
45
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
yönelik baskılar 14 Haziran 2004 yılında Çin dev- lacağı korkusuyla, Çinli yetkililere göre hassas olan
let başkanın Taşkent’te düzenlenen Şanghay İşbir- konuları telefonda konuşmanın olanaksız olduğu-
liği Örgütü toplantısı için yaptığı ziyaretin ardın- nu belirtmektedirler. Diğer önlemler arasında, sür-
dan artmıştır. Her iki ülke de “küresel terörizme” gündekilerin Doğu Türkistan’da kalan aile üyeleri-
karşı “Doğu Türkistan terör örgüleri” ile mücade- ne pasaport ya da başka seyahat belgelerinin veril-
le edilmesi konusunda anlaşmıştır. Bu tarihten iti- meyerek, yasa dışı yollarla seyahat etmedikçe on-
baren Özbekistan’da Uygurlara ait insan hakları ve ların ülke dışındaki akrabalarını ziyaret etmelerini
Doğu Türkistan’ın özgürlüğü alanında çalışma ya- ya da yanlarına gitmelerini etkin şekilde önlemek
pan kurumlar yasaklı listesine eklenmiştir. Bu yüz- de bulunmaktadır.30
den Doğu Türkistanlı Uygur mültecilerin yoğun Şubat 2004’te Sincan Akrobatik Heyeti’nden
olmasına rağmen Özbekistan Uygurlar için güve- beşi erkek ikisi kadın yedi Uygur akrobat
nilir bir yer olma özelliğini kaybetmiştir.28 Kanada’ya yaptıkları bir ziyarette gruptan ayrıl-
5 Temmuz 2009 günü Doğu Türkistan’da ya- ma ve iltica başvurusunda bulunma kararı ver-
şanan olaylar neticesinde ülkesini terk etmek zo- mişlerdir. Daha sonra bildirildiğine göre, Doğu
runda kalan 27 Müslüman Uygur Türkü aylar Türkistan’daki akrabaları, akrobatların fikrini de-
süren yolculuğun ardından Kasım ayında Kam- ğiştirmek için açık bir girişimle yerel yetkililerin
boçya Krallığına sığınmıştır ve Birleşmiş Millet- tehdit ve gözdağına maruz kalmışlardır.31 Bildiril-
ler örgütüne mültecilik başvurusunda bulunmuş- diğine göre akrobatlar, ibadet için camiye gitmele-
lardır. Ülkelerinde can güvenliği olmadığı için rine izin verilmemesi, oruç zamanında yemek ye-
Kamboçya’ya sığınmış olan bu kişilerin Birleşmiş meye mecbur bırakılmaları ve domuz eti yemeye
Milletlere yaptıkları başvurular henüz neticelen- ve alkollü içki içmeye zorlanmalarının da araların-
meden Çin Halk Cumhuriyeti bu kişilerin Kam- da bulunduğu sayısız nedenle iltica talebinde bu-
boçya Krallığı’ndan iadelerini talep etmiştir. Ko- lunmuştur. Bir jonglör (el çabukluğu ile marifetler
nuya birçok uluslararası kurumun ve bazı ülkele- sergileyen akrobat) olan Dilşat Siraciddin de şun-
rin müdahil olmasıyla Kamboçya resmi makam- ları söylemiştir: “Hükümet için gösteri yapıyorduk
ları bu kişilerin iade edilmeyeceğine dair açıklama ve hükümet bizi etnik birlik imajı için kullanıyor-
yapmış ancak 19 Aralık tarihinde Doğu Türkistan- du. Başka seçim şansımız yoktu. Karşı çıkma hak-
lı sığınmacıları Çin Halk Cumhuriyetine iade et- kımız da yoktu.”32 Doğu Türkistan’daki Komü-
miştir. 29 İade edilen Uygurların akıbeti ise belli de- nist Partisi Sekreteri Wang Lequan bu açıklamala-
ğildir. ra tepki olarak, bu yedi kişinin “yurt dışındaki Sin-
can ayrılıkçıları tarafından kandırılmış” olduğunu ve
Çin’in Sürgündeki Uygurlar İçin çoğunun Kanada’da “iradeleri dışında” tutulduk-
larını iddia etmiştir. Ailelerinin akrobatların eve
Baskı İhracı
dönmelerini istediğini ve döndükleri takdirde on-
lara “yumuşak” muamele edileceğini de eklemiştir.
Sürgündeki Uygur aktivistler, aileleri ile yap-
tıkları telefon konuşmalarının yetkililer tarafın- 30 Çin Ceza Yasası’nın 322. Maddesi, “bir ulusal sınırı yasa dışı yol-
dan dinlendiğini ve akrabalarına karşı baskı yapı- larla geçme” yi bir yıla kadar hapisle cezalandırılabilecek bir suç olarak
tanımlamaktadır.
31 “We had no rights: Acrobats” (“Akrobatlar: Haklarımız yoktu”),
28 http://www.uhrp.org/articles/153/1/Disappearing-Diaspora-in- Toronto Star, 4 Şubat 2004
Uzbekistan/Disappearing-Diaspora-in-Uzbekistan.html 32 “The Uyghur acrobats who did the flip on China” (“Çin’e darbe vuran
29 http://www.mazlumderistanbul.org/default.asp?sayfa=aciklama_ Uygur akrobatlar”), Stephen Sullivan, Media Monitors Network, 8 Şubat
detay&aciklama=112 2004,
46
ZO RU N LU G Ö Ç V E D O Ğ U T Ü R K İ STA N L I M Ü LT EC İ L E R
Fakat yedi Uygur’dan oluşan bu akrobat grup Çin liği dairesinden yetkililer ailenin evini ziyaret ede-
yönetiminin kendileriyle ilgili üstü kapalı tehdit, rek, gazetecinin faaliyetlerinin “kötü ve tehlikeli”
baskı ve çarpıtmalarına rağmen gösteriden sonra olduğunu söylemişlerdir. Yine anlaşıldığına göre
Kanada’ya iltica etmeyi başarmıştır.33 bu yetkililer, gazetecinin yurt dışındaki faaliyetle-
Çin’in kendi yurttaşları ile bağlantılı ola- rini sürdürmesi halinde ailenin diğer üyelerine pa-
rak başka ülkelere baskı uygulama çabaları, son saport verilmeyeceği tehdidinde de bulunmuşlar-
15 yıldır Suriye’de yaşayan ve Suriyeli bir kadın- dır. Görünüşe göre diğer daha uzak akrabalar, mi-
la evli olan Çin vatandaşı ünlü bir Uygur şair olan silleme korkusuyla gazetecinin ailesinden uzak
40 yaşındaki Ahmedcan Osman’ın yakınlarda durmaktadır.36
Suriye’den sınır dışı edilmesiyle bir kez daha gün- Nepal’den Çin’e zorla geri gönderilen ve ar-
deme gelmiştir. Suriye’nin Ocak 2004 başında Ah- dından infaz edilen Gucamamat Abbas olayı da,
medcan Osman’ı sınır dışı etme kararı, Çin’in yurt Uygur sığınmacıları bekleyen insani felaketi özet-
dışında yaşayan “terörist” zanlılar ile ilgili kara liste- lemektedir. Gucamamat Abbas bir Uygur aktivisti
sini yayınlamasından bir aydan daha kısa bir süre olarak 1994 yılında Çin’de gözaltına alınmış ve iş-
sonra gelmiştir. Şairin ismi bu listedeki adlar ara- kenceye maruz kalmıştır. 2000 yılında Tibet üze-
sında değildir, ancak Ahmedcan Osman, şiirleri- rinden Nepal’e kaçarak BMMYK ofisine iltica ta-
nin yurt dışında yaşayan Uygur milliyetçilerinin lebiyle başvurmuş ve Mayıs 2001’de mülteci ola-
bir araya gelme noktası olabileceğinden korkan rak kabul edilmiştir.
Çinli yetkililerin Suriye’ye onu sınır dışı etmeleri Ocak 2002 tarihinde ise Nepal Polisi tarafın-
için baskı yaptığını iddia etmiştir.34 Ahmedcan Os- dan gözaltına alınarak Çin Büyükelçiliği görev-
man Suriye’den Türkiye’ye gelince iltica başvuru- lilerine teslim edilmiştir. Kısa sürede Çin’e zor-
sunda bulunmuş ve Mart 2004’te BMMYK tara- la gönderilen Abbas’ın infaz edildiği bilgilerine
fından zorunlu mülteci olarak tanınmıştır.35 ulaşılmıştır.37
Gazeteci olarak çalışan sürgündeki bir Uygur
aktivist Uluslararası Af Örgütü’ne, Ekim 2003’de Guantanamo’daki Uygurlar
Doğu Türkistan’daki akrabalarıyla yaptığı bir tele-
fon görüşmesi sırasında akrabalarının kendisine, 2001 yılından beri ABD en az 22 Uygur’u
Çinli yetkililerin telefon numarası ve ev adresi de Guantanamo’da tutmaktadır. Bu tutukluların bir-
dâhil olmak üzere yurt dışındaki yaşamının her ay- çoğu hakkında Amerikan ulusal güvenliği için teh-
rıntısını bildiğini söylediklerini anlatmıştır. Bu du- dit oluşturmadıkları kararı verilmiş ve serbest bı-
rumdan da anlaşıldığı kadarıyla Çin devlet güven- rakılmaya aday gösterilmişlerdir. Bununla birlikte,
33 “Uighur acrobats from China defect after performance in Canada” 2003 yılında tutukluların işkence ve kötü muame-
(“Çinden gelen Uygur akrobatlar Kanada’daki gösteriden sonra iltica etti”) le görme tehlikesinden dolayı Çin’e gönderilme-
, AFP, 8 Şubat 2004.
34 http://www.rfa.org/english/news/128020-20040211.html?searchterm= me kararı alınmıştır.
None “Uyghur poet expelled by Syria seeks refugee status” (“Suriye’den 24.03.2010 tarihinde, Afganistan’da 2001 yı-
sınırdışı edilen Uygur şair iltica başvurusunda bulunuyor”)
35 Ahmedcan Osman’ın sınır dışı edilmesi, Suriyeli yetkililerin hem ülke lında gözaltına alınan ve Guantanamo ‘da se-
içinden hem de ülke dışından İslamcı aktivistlere yönelik baskı politikası kiz yıldan beri tutulan İki Uygur kardeş İsviçre’ye
kapsamında gerçekleşti. Bu tür aktivistlere uzun zamandır “terörist” etiketi
takılmıştır ve sistematik işkence ya da kötü muamele riski altındadır. 11
Eylül 2001 olaylarından sonra ve “terörizm” ile mücadelede “işbirliği” 36 http://www.amnesty.org/en/library/asset/ASA17/021/2004/
kapsamında Suriye hükümeti İslamcı aktivistleri diğer ülkelere göndermiş en/4f81c71c-d5cd-11dd-bb24-1fb85fe8fa05/asa170212004tr.pdf
ve ABD de dahil olmak üzere diğer ülkelerin geri gönderdiği Suriyelilere 37 http://www.xjnews.com.cn/news/2003-10-21/20031021111742.
işkence yapmış ya da kötü muamelede bulunmuştur. htm
47
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
38 http://www.dw-world.de/dw/article/0,,5387062,00.html 41 Mahluf, Macide, Prof. Dr. Zorunlu Göç ve Uygur Diasporası, s. 142,
39 http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=109842 Hür Doğu Türkistan Sempozyumu 2009 http://www.doguturkistansem-
40 http://www.maarip.org/turk/yazdir.asp?ID=385 pozyumu.com/dogu-turkistan-kitabi-tr-en.pdf
48
ZO RU N LU G Ö Ç V E D O Ğ U T Ü R K İ STA N L I M Ü LT EC İ L E R
neği Başkanı Seyit Tümtürk’le Kayseri’de yapılmış eşek ne kadar komik bir meblağa.”
bir röportajda Tümtürk, Uygurların göç hikâyesini “Yolda gelenler tandırlarda ekmek yapmışlar. Bir-
şu şekilde anlatıyor: kaç aylık yol olduğu için ekmekleri kurutmuşlar. O ek-
“Doğu Türkistan’dan göç etme nedenleriniz mekleri çuvallara doldurmuşlar yiyerek gelmişler. Elin-
nelerdir”? de mesleği olanlar yolda gelirken karşılaştıkları yerleşim
“Doğu Türkistan’dan göç etme nedenlerimizin ba- birimlerinde tamirat yapmışlar, yanlarında getirdikleri
şında can güvenliğimizin olmaması gelmektedir. Özel- eşyaları takas etmişlerdir. İkilim ve hastalıklar nedeniyle
likle 1949’da Mao-Zedung ve arkadaşlarının komü- pek çok kişinin ölmesine rağmen kafileler Afganistan’a
nist devrimi yapmalarından sonra, Doğu Türkistan ulaşmayı başarmışlardır.”
Bölgesinde de bu etkinliklerini giderek arttırmaya baş-
ladılar. Doğu Türkistan’da da, Çin’in diğer bölgelerin- Afganistan’dan başka nerelere göçler oldu?
de uygulamış oldukları kıyım, zulüm, katliam ve işken- “Doğu Türkistan’dan yapılan göçlerin ana gövde-
celeri uyguladılar. Bu eziyetlerin had safhaya ulaşma- si Batı Türkistan’a olmuştur. Batı Türkistan ile Doğu
sı sonucunda bölgede yaşayan insanlar canlarını kurta- Türkistan birbirine sınır olduğu için Kazakistan, Kır-
rabilmek için başka ülkelere sığınmaya karar verdiler. gızistan ve Özbekistan’a büyük kafileler hâlinde göçler
Ayrıca hür dünyada Doğu Türkistan’ın bu sıkıntıları- olmuştur. Mao-Zedong ve arkadaşlarının yapmış oldu-
nı, Çin’in yaptığı insan hakları ihlallerini, yaptığı kat- ğu ihtilal sonrasında kitleler halinde on bin, yirmi bin,
liamları anlatmak için yurt dışına gitme arzusu orta- otuz bin kişilik guruplar bu ülkelere göçler yapmışlar-
ya çıkmıştı.” dır. Bu ülkelerde Doğu Türkistanlılar varlıklarını hâlâ
devam ettirmektedirler. Meselâ Kazakistan’ın Yarkent
“Afganistan’a gelişiniz hakkında bilgi verir misiniz”? diye bir kasabası vardır. Yarkent kasabası tamamen bi-
“Doğu Türkistan’dan göç sırasında halkın büyük zim Doğu Türkistan’ın Yarkent şehrinden göç edenler-
bir çoğunluğunun malları ellerinden alınmıştır. Şu ta- den oluşmaktadır. Çimkent buna başka bir örnektir. O
rihte terk edeceksiniz diye bir tebliğ gönderilmiş ve her- dönem komünist ihtilâlden kaçıp buraya sığınan kar-
kes hazırlıksız yakalanmıştır. Kimse malını, mülkünü, deşlerimizin oluşturduğu bu nüfus en iyimser rakamla
arsasını, evini arazisini değerinde satamamıştır. Birço- bir buçuk milyonun üstündedir.”
ğu orada bırakmış gelmiştir. Bizim de orada çok geniş “Çin’in en çok tehdit olarak algıladığı ve endi-
arazilerimiz var. Ecdadımızın kaç asırda yapmış oldu- şe duyduğu kesim de özellikle Batı Türkistan’dır. Sov-
ğu birikimler orada kalmıştır. İlerde bunlar uluslarara- yetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsız Türk
sı mercilere başvurup mallarını talep etmesinler diyerek Cumhuriyetlerinin kurulmasıyla Çin; Kazakistan,
orada kalan akrabalarımıza çok düşük ücretler öde- Kırgızistan ve Özbekistan’daki Uygurların Doğu
yerek bütün mal varlığımız satıldı, el değiştirdi gibi bir Türkistan’daki kardeşleri ile irtibata geçmelerinden ve
sahtekârlığa başvurmuştur. Batı Türkistan’daki bağımsızlık hareketinin Çin’e sıçra-
Daha sonra bu konu ile ilgili olarak, falan dayını- masından endişe etmektedir. Bugün hâlâ aynı endişeyi
zın oğlu, satmaya yetkisi olmayan, uluslararası kanu- taşımaktadır. Ayrıca Çin’in başını çektiği Rusya ile bir-
nunda satmasına izin vermediği kişiler o malı mülkü likte oluşturdukları Şanghay İttifakının ana sebebi de
satmıştır. Şuna geleceğim evin değeri on bin dolarsa yüz, Çin’in güvenlik endişesi ve Doğu Türkistan’ın bağım-
iki yüz dolara, üç yüz, beş yüz dolara bunlar elden çıka- sızlık hareketinin önünü alabilmek için oluşturduğu bir
rılmıştır. Büyüklerimiz derki “Ben evi sattığım paraya oluşumdur.”42
bir eşek aldım onun üzerine yiyeceğim ekmeğimi, erza-
kımı koydum yola çıktım.” Düşünün bir ev parasına bir 42 http://www.turkishstudies.net/sayilar/sayi3/13gülosmankubilay.pdf
49
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
50
E T N İ K V E D İ N İ AY R I MC I L I K
Etnik Ayrımcılık altı kat gibi inanılmaz bir rakama ulaşmıştır. Böy-
lece 1950’lerden itibaren başlayan asimilasyon ça-
Türk kökenli toplulukların yoğun olarak yaşa- lışmaları öncesinde, bölgedeki nüfus yoğunluğu
dığı bölgede dikkat çeken ilk hak ihlali, 1884 yılın- %75 olan Uygur nüfusunun oranı bugün yarı ya-
daki işgalden sonra bölgenin isminin, Çince anla- rıya düşmüştür. Çin idaresinin yürüttüğü asimi-
mı “yeni fethedilmiş topraklar” demek olan Sincan lasyonun bir diğer parçası da, Uygur Türklerinin
(Xinjiang) olarak değiştirilmesi ve “Doğu Türkis- bölgeden tasfiyesi ve nakli şeklindeki yoğun nü-
tan” ismini kullanmasının resmî olarak yasaklan- fus göçünü gerçekleştirmesidir. Bölgedeki nüfus
ması ile başlar. Bölgede sadece Uygur Türklerinin hâkimiyetini elinde tutmak ve etnik nüfus yoğun-
bulunduğunu söylemek doğru değildir. Uygurlar luğunu arttırmak isteyen Çin, bu amaçla çeşitli yol-
bölge nüfusunun en büyük kısmını oluştururken lar denemektedir. Örneğin Uygur çocuklar “Sin-
en az onlar kadar kalabalık olan bir diğer topluluk can Sınıfı” adlı bir program çerçevesinde Çin’in iç
da Hui adı verilen Çinli Müslümanlardır. Araların- bölgelerine götürülerek asimile edilmeye başlan-
daki din bağına rağmen Huiler ile Uygurların iliş- mıştır. Devamında 2003 yılından itibaren “iş gücü
kileri neredeyse yok gibidir. Bir taraftan Çin devleti fazlasını başka bölgelere yönlendirme” politikası
Müslümanlara ait resmî kurumlarda Huileri tercih çerçevesinde özellikle genç Uygur nüfusu Çin’in
ederek bu ayrılığı körüklerken diğer taraftan da kıs- iç bölgelerine taşınarak genel nüfus içerisinde eri-
mi serbesti ile yetinen Huiler Uygurları hak ve öz- tilmeye çalışılmaktadır. Bu nakillerde Uygur kızlar
gürlük taleplerinde yalnız bırakınca Çin’in işi daha öncelikli tercih edilmekte ve kızlar yeni yerleşim
da kolaylaşmıştır. Haklı mücadelelerinde yalnızla- yerlerinde hayatta kalabilmek için kayıt dışı sektör-
şan Uygurlar aynı dili konuştukları batıdaki kom- lerde çalışmaya zorlanmaktadır.
şu devletlerin halklarıyla ilişkiler kurunca da hak-
lı talepleri kolayca “dış güçlerin operasyonu” olarak Dini Ayrımcılık
isimlendirilebilmektedir. Huilerin varlığı bir şekil-
de Uygurlar tarafından kabullenilmiş olmakla be- Çin, azınlık haklarına dair geniş çaplı garan-
raber Çin devleti, bölgede asıl sorun kaynağı olan tiler verilen 1982’de yürürlüğe giren anayasası-
Han Çinlilerini, uygulamakta olduğu iskân politi- nın ve 1984’de yürürlüğe giren Milli Sınırlara Sa-
kasıyla bölgeye yerleştirmektedir. hip Özerk Bölgeler Yasasının ilgili maddelerin-
Bölgenin öneminin farkında olan Pekin yöne- ce her bir vatandaşına istediği dine inanma ve iba-
timi, bu iskân politikasıyla demografik yapıyı de- det yapabilme özgürlüğünü vermiştir. Vatandaşla-
ğiştirmeyi hedeflemektedir. Bugün resmî rakam- rına inanç özgürlüğü veren Çin hükümeti aynı za-
lara göre, neredeyse Uygur Türkleri ile Han Çin- manda dini cemaatlerin ve hayatın da kendi dene-
lilerinin nüfusu birbirine yakın hâle gelmiştir. Han timi altında olmasını da garantilemiştir. Dini inanç
Çinlilerinin nüfusu her yıl ortalama %8’lik bir ar- özgürlüğüne dair 1982 anayasasının 36. maddesi
tış göstermektedir. Artış oranı 1980’lerde yirmi şöyledir:
51
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
“Her bir Çin vatandaşı dini inanç ve özgürlü- Doğu Türkistan’da yaşayan Müslümanlar, sa-
ğüne sahiptir, devlet, vatandaşın normal dini faa- dece Müslüman, oldukları için gerek gündelik ha-
liyetlerini korur, kimse dini bahane ederek sosyal yatta gerekse dini hayatta çok fazla sıkıntı çekmek-
düzeni bozamaz, insanların sağlığı ile oynayamaz tedirler.
ve devletin eğitim programına karşı çıkma girişi- İslam’ın temel şartlarından olan namaz kıl-
minde bulunamaz; dini inanç, dini cemaat ve dini mak, oruç tutmak ve hacca gitmek gibi toplum-
hareketler dış güçlerin kontrolünde olamaz.” sal hafızayı dinç tutabilecek uygulamalara, İnsan
Çin hükümetinin uluslararası hukuka ve stan- Hakları Evrensel Beyannamesine de aykırı olma-
dart formlara uymak için çıkardığı, dini inancı, eği- sına rağmen, Çin hükümeti tarafından sınırlama-
timi, sosyal ve kültürel hayatı, ekonomik hayatı ve lar getirilmiştir.
diğer temel hak ve özgürlükleri ilgilendiren bu ve Dünyanın bir başka yerinde rastlanılmayan
benzeri yasalarla bu yasaların uygulanışları arasın- ancak sadece Doğu Türkistan’da rastlanılan bir
da büyük farklar mevcuttur. başka insan hakları ihlali ise camilere giriş çıkışla-
“Dini inanç”, “ din” ve “normal dini faaliyetler” rın sınırlandırılmasıdır. Camilerin kapılarına ası-
gibi kavramları Çin hükümeti, herkesin anladığın- lan listelerde camiye girmesi, camide ibadet etme-
dan farklı olarak, kendince anlamlandırmaktadır si yasak olan kişiler belirtilmektedir. Yasaklanan-
ve bu kavramları anlaşılabilir kılacak net bir tanım lar listesinde 18 yaşın altındakiler, memurlar, işçi-
da yapmamaktadır. Mesela Çin hükümetine göre ler, emekliler, izne ayrılmış olanlar, belediye görev-
“dini inançların özgür olması demek din’in özgür lileri, parti mensupları ve kadınlar vardır. Oysa aynı
olması demek “değildir ve neyin “normal dini faa- bölgede Budistlere ait tapınaklar da mevcut olma-
liyet” olduğu konusunda da keyfi bir tutum izlen- sına rağmen o tapınakların kapısında içeri girmesi
mektedir. yasaklı olanların listesi asılı değildir. Bu da göster-
Çin hükümeti idaresi altında bulunan Müslü- mektedir ki Çin hükümeti, Müslümanlara yöne-
man, Hıristiyan ve Budistlere karşı oldukça tem- lik hem dinî hem de etnik ayrımcılık yapmakta ve
kinli davranmaktadır. Vatandaşlarının ihtiyaçlarını bunu gizleme ihtiyacı dahi görmemektedir.
karşılama noktasında anayasasındaki hükümlerle 1949 işgalinden beri “ulusal birliğe zarar ver-
çelişen Çin, “dini cemaatlerin dış güçlerle bağlan- diği”, “insan sağlığını bozduğu” ve “eğitimi engel-
tısı” hususunda çok titiz davranmaktadır. lediği” gibi çeşitli bahanelerle Müslümanların iba-
Ülkedeki Katolik Hıristiyanların Vatikan’la ve det yerleri olan camiler ya yıkılmış ya kapatılmış
Müslümanların da tüm İslam dünyasıyla bağlantı- ya da asli amacının dışında (domuz ahırı, tiyatro,
ya geçmelerini şiddetle önlemeye çalışılmakta, uy- depo gibi) kullanılmıştır. Bugüne kadar yıkılan ve
mayanlarsa kanuna aykırı davrandığı gerekçesiyle kapatılan ibadet yerlerinin sayısı ise on binlerle ifa-
cezalandırılmaktadır. de edilmektedir.
Çin’de ve Doğu Türkistan’da yaşayan, özellikle Doğu Türkistan’daki camilerin girişlerine ası-
çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu ve Hı- lan bildirilerle kimlerin camiye girebileceği kimle-
ristiyanların da içinde bulunduğu gruplara karşı rin giremeyeceği belirtilmektedir. Buna göre dev-
uzun yıllardan beri baskı politikaları uygulanmak- let memurlarının, öğrencilerin, kadınların ve ço-
ta ve Çin, hem kendi yasalarına hem de uluslarara- cukların camilerde ibadet etmeleri yasaklanmıştır.
sı alanda imza attığı anlaşma hükümlerine zıt uy- Ayrıca, bir kişinin kendi mahallesindeki camiden
gulamalarla halkın temel hak ve özgürlüklerini kı- başka bir yerde namaz kılması da yasaklanmış ve
sıtlamaktadır. uymayanlara ağır cezalar verilmiştir.
52
E T N İ K V E D İ N İ AY R I MC I L I K
Cami imamlarının da halka dini anlatmaları yunda meşrulaştırabilmek için Müslümanları “ay-
dinsel ibadetleri teşvik edici konuşmalar yapma- rılıkçı”, “terörist” veya “karşı-devrimci” olarak nite-
ları, hükümetin ve komünist partisinin propagan- lemiştir.
dasını yapan hutbeler dışında hutbe okumaları ya- Ne bir dinin hükümlerine ne de herhangi bir
saklanmıştır. uluslararası insan hakları anlaşmasının hükümleri-
Çin’de birçok ayrıcalıklara sahip olan ve in- ne uyan ve insanların inanç ve ibadet özgürlükle-
sanca muamele gören komünist partisi üyelerinin rini ihlal eden Çin, gerek İslam ülkeleriyle olan ti-
ve devlet memurlarının(memur olabilmek için cari ilişkilerini düşünerek gerekse uluslararası are-
ÇKP üyesi olmak zorunludur) sadece Marksizm- nadan gelebilecek tepkileri düşünerek, gösterme-
Leninizm ve Mao-Zedung’un fikirlerine inanma- lik uygulamalarıyla yaptığı ihlalleri gizlemeye çalış-
ları istenmiş ve diğer dinlere inanmaları ise yasak- maktadır.
lanmıştır.
Müslüman ve bilinçli bireylerin yetişmesinde
en temel faktör olan din eğitimi de yasaklanan faa-
liyetler listesinde yer almaktadır. Müslüman Doğu
Türkistanlıların çocuklarına dahi dini eğitim ver-
meleri, dini eğitim almak için medreselere gitme-
leri, evlerinde dini kitaplar bulundurmaları ve bun-
ları okumaları yasaklanmıştır.
Dini atmosferin yoğun bir şekilde yaşandı-
ğı Ramazan ayları ise dini faaliyetlere en çok bas-
kı uygulanan zamanlardır. Okullarda, iş yerlerinde
ve kamu kuruluşlarında kimlerin oruç tutup tut-
madığı kontrol edilmekte ve tutanlara cezalar ve-
rilmektedir.
Ayrıca kültürel ve dinsel hafızayı canlı tutan,
“vaaz”, “ezan”, “minare”, “kilise” gibi dini simgelerin
ortadan kaldırılması; “namaz”, “ayin”, “dini nikah”,
“sünnet”, “Peygamber’in doğum ve ölüm günleri
kutlamaları”, “dini bayramlar” ve “cenaze” gibi kit-
leyi etkileyen dini törenlere kısıtlama getirilmesi
veya bu gibi dini günleri basit eğlencelerle normal
bayramlara dönüştürülmesi gibi yöntemlerle aşa-
malı bir şekilde din faktörünün önemi azaltılmaya
çalışılmaktadır.
Doğu Türkistan Müslümanları üzerindeki
dini baskılar, özellikle 11 Eylül saldırılarından son-
ra Çin yönetiminin “terörizmle mücadele” adı al-
tında yaptığı faaliyetlerle daha da yoğunlaşmıştır.
Çin yönetimi Müslümanları daha kolay baskı al-
tında tutabilmek ve yaptığı ihlalleri dünya kamuo-
53
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
54
S OSYA L , K Ü LT Ü R E L V E İ K T İ SA D İ YA Ş A M DA K İ BAS K I L A R
Sosyal, Kültürel ve
İktisadi Yaşamdaki Baskılar
İktisadi Yaşamdaki Baskılar sına rağmen bölgenin yer altı ve yerüstü kaynakla-
rının gelirlerinden bölge halkının temel ihtiyaçla-
Bir milletin bağımsızlık mücadelesinin başarı- rı için neredeyse hiç pay verilmemekte ve gelirler
ya ulaşabilmesi ve haklı sesini dünyaya duyurabil- Çin yönetimine ve onun desteklediği kurumlara
mesi için kendi öz kaynaklarına sahip olması ge- aktarılmaktadır.
rekir. Bunun idrakinde olan Çin yönetimi, yasala- 1984 Milli Sınırlara Sahip Özerk Bölgeler Ya-
rındaki hükümlere aykırı olarak Doğu Türkistanlı sasının 18. maddesinin “Milli sınırlara sahip böl-
Müslümanları birçok ekonomik haktan mahrum gelerin özerk yönetim organlarına bağlı hizmet bi-
bırakmaktadır. rimlerinin memurları genellikle, milli sınırlara sa-
• Doğu Türkistan’ın ekonomik kaynakları- hip bölgelerin yönetiminde söz sahibi olan mil-
na kısa bir göz atmak Çin’in uyguladığı ekonomik letin ve bu bölgede yaşayan diğer azınlık milletle-
baskının nedenlerini anlamamıza yardımcı olacak- rin fertlerinden olmalıdır” ibaresine rağmen Doğu
tır. Türkistan’da devlet dairelerinde memurların
• Bütün Çin’de çıkarılan mineral miktarının %90’ını Çinliler oluşturmakta, kalan %10’u oluştu-
%78’i Doğu Türkistan topraklarından elde edil- ran Türkistanlı çalışanlar ise Çin yönetimine özgü
mektedir. kıstaslarla seçilmektedir.
• Çin Halk Cumhuriyeti toprakları içinde çı- Anayasasının 22. ve 23. maddelerinde özerk
karılan 148 çeşit madenin 118 çeşidi Doğu Tür- bölgeler için gerekli kalifiye elemanların yetiş-
kistan topraklarında yer almaktadır. tirilmesi, iş olanaklarının oluşturulması ve var
• Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki kömür rezerv- olan iş olanaklarında öncelik tanınması gibi
lerinin 1/3’i Doğu Türkistan’da bulunmakta ve esaslar yer almasına rağmen Çin, bölge halkı-
miktarı 2,2 trilyon ton olarak hesaplanmaktadır. nın herhangi bir meslekte uzmanlaşmasına ola-
• Çin kaynaklarına göre Doğu Türkistan Ta- nak tanımamakta ve onlara var olan iş olanakla-
rım Ovasında yaklaşık 20-40 milyar ton zengin rından faydalanma imkanı vermemektedir. Böl-
petrol kaynakları bulunmaktadır. genin ihtiyaç duyduğu işçi, memur, öğretmen ve
• Ekonomik değeri yüksek birçok tarım ürü- çiftçi Çin’in iç kesimlerinden çeşitli teşviklerle
nü yetiştirilmektedir. getirilen Han Çinlilerinden sağlanmaktadır. Böl-
geye dışarıdan göç ettirilen Çinlilerse hem böl-
1982 Anayasası’nın 117. ve 118. maddelerin- genin kültürel yapısını hem de ekonomik denge-
de “otonom idarelerin bölgenin mali durumunu lerini bozmaktadır.
yönetme yetkisine sahip olduğu belirtilerek, böl- ABD Kongresinin insan hakları raporuna göre
ge ile ilgili bütün gelirlerin özerk yönetim tarafın- bölgedeki petrol işçilerinin % 99’unu; işverenlerin,
dan kullanılacağı ve devlet planları önderliğinde yerel hükümetin ve önde gelen endüstrilerin %
yerel ekonomik gelişmenin düzenlenebileceği” ifa- 95’ini Han Çinlileri oluşturmaktadır. Aynı rapor-
de edilmiştir. Ancak bu şekil düzenlemeler olma- da Çin hükümetinin bölgenin doğal zenginlikleri-
55
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
56
S OSYA L , K Ü LT Ü R E L V E İ K T İ SA D İ YA Ş A M DA K İ BAS K I L A R
şekilde eğitim alanlarınsa herhangi bir alanda uz- Diğer konularda da olduğu gibi eğitimde de yasa
manlaşmalarına izin verilmemektedir. ile uygulama örtüşmemekte ve hem bütçenin hem
Çin hükümeti tarafından eğitim, belirlenen de kontenjanların %70’i Han Çinlileri, %30’u ise
topluluklara yine Çin yönetiminin istediği tarz- kendi öz topraklarında yaşayan Doğu Türkistan-
da ve miktarda verilmektedir. Eğitim müfredatı ve lılara ayrılmaktadır. Eğitim alabilen Doğu Türkis-
araçları ise tamamen Çin’in tekeli altındadır. tanlılarsa, Çin’in uyguladığı ayrımcı politikalar ne-
Doğu Türkistanlıları asimile etmek için uygu- deniyle, fiziksel olarak çok kötü şartlarla baş başa
lanan müfredatlarda ilk olarak bölgedeki Müslü- bırakılmakta ve diğer milletlere sunulan olanaklar-
man Türk kültürünü hatırlatacak eserler yasaklan- dan mahrum kalmaktadır.
makta ve Çin kültürüne adapte olabilmeleri için
Çince zorunlu olarak okutulmaktadır. Sosyal ve
Çinceyi zorunlu kılan yetkililer aynı zamanda
Kültürel Yaşamdaki Baskılar
Uygurca basılmış kitapları da toplatıp yaktırmak-
ta ve halkın onlara ulaşmasını engelleyerek kültü-
Çin anayasasının 119. maddesinde “Milli sı-
rel asimilasyon sürecini hızlandırmaktadır.
nırlara sahip bölgelerin özerk yönetimleri; bölge-
Doğu Türkistanlı aileler çocuklarının kültürle-
nin eğitim-öğretim, bilim ve teknik, sağlık, mede-
rini devam ettirmelerini istiyorlarsa onları ana dil-
niyet ve sportif faaliyetleri yönlendirmede milli ve
leriyle eğitim veren okullara göndermektedir. Ana
kültürel mirasları koruma ve tanzim etmede, mil-
dillerinde eğitim alabilen Doğu Türkistanlı genç-
li kültürü devam ve geliştirmede bağımsız hareket
lerse Çince bilmedikleri gerekçesiyle ne üniversi-
eder” denilmektedir. Var olan yasaya rağmen böl-
telere kabul ediliyor ne de uzmanlık alanlarıyla il-
gedeki Müslüman Türk kültürünü yok etmek için
gili bir sahada iş bulabilmektedirler. Bu nedenle ai-
baskı politikaları uygulanmaktadır.
leler iş bulmak ve kültürlerini devam ettirmek ara-
Uygur kimliğinin oluşumunda büyük etkisi
sında seçime zorlanmaktadırlar.
olan ve Uygurların yoğun olarak yaşadığı Kaşgar,
Çin anayasasının 122. maddesinde “Devlet,
Turfan ve Hoten gibi kentlerdeki geleneksel ve ta-
azınlık milliyetlerine ekonomik ve kültürel geliş-
rihi semtler modern binalar inşa etme ve yol yap-
melerine hız kazandırmak için mali, maddi ve tek-
ma bahanesiyle yok edilmektedir.2 Özellikle ilk
nik yardım sağlar. Devlet, milli özerk bölgelere çok
Müslüman Türk devleti Karahanlıların başkenti
sayıda, değişik seviyelerde ve değişik mesleki alan-
Kaşgar kenti geçtiğimiz yıllarda %50 Çin şehrine
larda profesyonelleşmiş, yetenekli personel yetiş-
dönüştürülmüş durumdadır. Şehirdeki çoğu tarihi
tirmede ve onları eğitmede yardım eder.” ibaresi-
cami, çeşme ve surlar yıkılmış ve yerlerine modern
nin yer almasına rağmen yasal yükümlülüklerini
Çin kültürünü yansıtan eserler yapılmıştır.
yerine getirmemekte ve kendi yasalarına göre suç
Çin hükümetinin Uygur kültürünü yok et-
işlemektedir.
mek için kasıtlı uyguladığı siyaset ve bölgeye yapı-
Son yıllarda üniversitelere paralı öğrenci ka-
lan Çinli göçleriyle geleneksel el sanatları ve zana-
bul etme siyasetini benimseyen Çin’in bu uygu-
atları yok olmaya yüz tutmuştur.
lamasıyla yoksulluk içerisindeki halkı eğitim gör-
Doğu Türkistan’da yaşayan ve geçimlerini
me hakkından mahrum bırakmaktadır. Resmi ola-
hayvancılıkla sağlayan Kazak ve Kırgız Türkleri
rak verilen bilgilere göre Doğu Türkistan’a tahsis
de yaşadıkları yaylalardan “yayla turizmini can-
edilen eğitim bütçesi harcamalarının %70’i Doğu
Türkistanlılara, %30’u Han Çinlilerine ayrılmıştır. 2 http://www.usak.org.tr/makale.asp?id=1008
57
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
landırma” adına çeşitli baskı ve bahanelerle ko- Doğu Türkistan’da köy, ilçe ve illeri birbirin-
vulmaktadır. 3 den ayıran bölgelerde teftiş noktaları bulunmakta-
Son otuz yılda dört defa alfabelerinin değiş- dır. Özellikle bir köyden diğer köye gidileceği za-
tirilmiş olması da yine bölgedeki insanlar açısın- man, varılmak istenen adrese yerleşmeden önce
dan içinden çıkılması güç bir durum oluşturmak- köy karakoluna gidilip nerede kalınacak, geliş ne-
tadır. Mao, kültür devrimine rağmen Çin alfabesi- deni nedir ve ne zaman dönülecek sorularına ce-
ne dokunmazken Uygur alfabesini Arap harflerin- vap verilme zorunluluğu vardır. Bu kurala uyulma-
den Krilceye çevirmiştir. Bir müddet bu alfabe kul- dığı takdirde ziyaretçilerin haklarında yasal işlem
lanıldıktan sonra Rus korkusu ile Latin harflerine yapılmakta ve ceza verilmektedir.
geçilmiş, ancak bu defa da Türkiye ile kültür köp- Devlet tarafından görevlendirilenler dışında
rüleri kurulmasın diye tekrar İslam harflerine dö- seyahat eden Doğu Türkistanlılar ise potansiyel
nülmüştür. Alfabe ile bu kadar sık oynamanın ne- suçlu olarak kabul edildiklerinden Çin’in iç bölge-
siller arası anlaşmayı ne kadar zor bir hale getirece- lerindeki otellere alınmamaktadır.
ği ise açıktır. Dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinde
Bunlarla beraber Çin hükümetinin Müslü- vatandaşlar pasaport alma haklarını kullanırken,
manların evlenme ve âdetlerine yönelik baskıcı tu- Doğu Türkistan’da bu haklar ihlal edilmiş durum-
tumları da gün geçtikçe artmaktadır. Çin, Uygur dadır. Pasaport alabilenler genellikle devlet tara-
dili ve kültürünü engelleme yönündeki faaliyetler- fından görevlendirilmiş kişiler ve devlet içerisinde
den de geri durmamaktadır. Doğu Türkistan’da çı- güçlü ilişkileri bulunanlardır. Zira daha önce ken-
karılan ve diğer bölgelerden gelen müzik kasetleri dilerine pasaport verilen kişilerin pasaportlarına
bile Çin Kültür Bakanlığı ve İstihbarat Örgütü ta- devlet tarafından el konmaya başlanmıştır. Pasa-
rafından sıkı bir denetime tabi tutulmaktadır. Uy- port müracaatında bulunan Doğu Türkistanlılar,
gurlar tarafından çekilen filmlerin gösterimine izin devlet memuru da olsalar, ancak çok büyük ücret-
verilmesinin için oyunculardan birinin mutlak su- ler ödeyerek pasaportlarını alabilmektedirler.
rette Çinli olması ve iyi rolü canlandıran biri olma- Çin yasasına göre herhangi bir Çin vatanda-
sı gerekmektedir. şı istediği zaman pasaporta başvurup 1 hafta ile 1
ay arasında pasaport alabilir. Ancak bu yasa sadece
Çinlilerin lehine işlemektedir. Doğu Türkistanlılar
Seyahat Hakkının İhlali
ise uzun uğraşlar sonucu 1 senden 10 seneye kadar
uzun bir süre geçtikten sonra bile pasaport alama-
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde ve
maktadırlar. Bu hali ile Doğu Türkistanlılar Çin ta-
Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Kaldırılma-
rafından uygulanan bir ayrımcılığa maruz kalmak-
sı Komitesi Sözleşmesi’nin 5. maddesinde belirtil-
tadır.
diği gibi herkesin bir devletin toprakları üzerinde
Hac ve umre özellikle Doğu Türkistan’da il-
serbestçe dolaşma ve oturma hakkı vardır. Herkes,
legal dini faaliyet olarak lanse edilmiştir ve Doğu
kendi ülkesi de dâhil olmak üzere, herhangi bir ül-
Türkistan’ın her şehir ve kasabasının sokak ve cad-
keden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hak-
delerinde duvarlara yazılan afişlerle teşhir edilmiş-
kına sahiptir. Ancak Doğu Türkistan’daki uygula-
tir. Hac ve Umre zamanında Çin polisi ev ev dola-
malar bunun aksinedir.
şarak bütün pasaport sahibi olanları arayarak pasa-
portlarına el koymaktadır.
3 http://uyghurweb.net/Tr/index.html
Kırsal ve kentsel yerlerde yaşayan Uygur Türk-
58
S OSYA L , K Ü LT Ü R E L V E İ K T İ SA D İ YA Ş A M DA K İ BAS K I L A R
4 http://www.mazlumderistanbul.org/default.asp?sayfa=arama_sonuc
59
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
60
D O Ğ U T Ü R K İ STA N ’ DA K A D I N , N Ü F U S P L A N L A M AS I V E K Ü RTA J S O RU N U
61
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
nı aşan ailelere maddi cezalar verilmekte, kırsal ke- boyutları ile ilgili yeterince açıklayıcı bir nitelik ta-
simde ise bu parayı ödeyemeyenlerin evleri tahrip şımaktadır:
edilmekte, memur olanlar işten atılmakta veya kı- “Turfan şehrinde yaşayan Hayrunnisahan adın-
demleri düşürülmektedir. Kota fazlası hamile ka- da 32 yaşında bir Uygur kadın, Kasım 1999 yılında
lanlar iki günden iki aya kadar varan sürelerle ka- Ahmet Can adında 36 yaşındaki bir kişi ile evlenmiş-
rantinaya alınmakta, kürtaja razı olana kadar bek- tir. Kadının önceki evliliğinden bir çocuğu vardır, Ah-
letilen kadınlar kürtajdan sonra da eğer çok za- met Can’ın da daha önceki evliliğinden bir çocuğu var-
yıf değillerse kısırlaştırılmaktadır. Eğer çocuk her dır. Buna rağmen her ikisinin de çocukları yanlarında
şeye rağmen dünyaya gelmişse iğne ile zehirlene- değildir. Onlar “İkimiz yeni evlendik, üstelik yanımızda
rek öldürülmektedir.1 bakacağımız çocuğumuz da yok, hükümet bize çocuk
Çin’de yaşanan bu insanlık suçlarına birçok yapma izni verir” umuduyla bir çocuk dünyaya getirme-
somut örnek vermek mümkündür2: ye karar vermişlerdir. Ama Hayrunnisahan’ın hamileli-
1991 yılında Hoten vilayetine bağlı Karakaş il- ğinden bir ay sonra doğum kontrol memuru incelemeye
çesinde zorunlu kürtaja tabi tutulan kadınların sa- gelerek “plan dışı hamile kalmışsın, çocuğu derhal aldır”
yısı 18 bin 765’tir ki, bu sayı ilçedeki anne adayla- demiştir. Eşler ilgili yerlere giderek durumu anlatmış ne
rının %49’unu teşkil etmektedir. Sincan gazetesinin kadar yalvarmışlarsa da hiçbir fayda elde edememişler-
12 Eylül 1992 tarihindeki sayısında verdiği bilgile- dir. Doğum kontrol memurları her gün gelerek aileyi
re göre Doğumu Yasaklama Kanunu’nu tam ola- çocuğu aldırmaya zorlamış, Ahmetcan’ın çalıştığı dev-
rak uygulamak için hükümet tarafından bu ilçeye let dairesindeki yöneticiler de “eğer çocuğu aldırmazsan
432 kişilik Çinli memur kadrosu tayin edilmiştir. seni işten çıkaracağız” demişlerdir. Ahmet Can çaresiz-
Yapılan kürtaj ve zorla kısırlaştırma uygula- likten çocuğu aldırmaya karar vermiş. Fakat Hayrun-
maları yüzünden her yıl on binlerce kadın ve ço- nisahan bu durumdan kurtulmak ve eşinin işine devam
cuk ölmekte; hamile kadınların eşleri devlet me- edebilmesi için resmi olarak boşanmaya, başka bir yere
muruysa işten atılmakta ve bütün sosyal haklardan
giderek gizlice doğum yapmaya ve olay yatıştıktan son-
mahrum edilmektedir. Örneğin, 180 bin nüfusa
ra yeniden resmi olarak evlenmeye karar vermiştir. Bu
sahip Çapçal ilçesinde sadece 100 kadına doğum
şekilde hem çocuğu, hem de kocasının işine devam etme-
izni verilmiş, devlet dairelerinde çalışmakta olan 40
kişi, eşleri hamile kaldığı için işinden atılmıştır. 200 sini sağlamayı planlamıştır. Hayrunnisahan, tüm zor-
bin nüfusa sahip başka bir ilçede ise, hamile kalan luklara sabrederek çocuğu sağ-salim dünyaya getirme-
35 bin kadının 686’sı zorla kürtaja tabi tutulmuştur. ye karar vermiştir. Eşler gerçekten boşanmış ve Hayrun-
Direnen 993 kadın zor kullanılarak ameliyat masa- nisahan gizlice doğum yapmak için Piçan ilçesindeki
sına yatırılmış ve çocukları öldürülmüştür. 10 bin bir akrabasının evine gitmiştir. Bir ay sonra Turfan’daki
705 kadın zorla kısırlaştırılmıştır. doğum kontrol memuru, Hayrunnisahan’ı Piçan ilçe-
Doğu Türkistan’da zorunlu kürtaj politika- sinde gizlendiği yerde bulmuş ve derhal Turfan’a giderek
sı o kadar dramatik bir noktaya varmıştır ki, kal- çocuğu aldırmaya zorlamıştır. Hayrunnisahan oradan
dırım kenarlarında yasa dışı doğduğu için ölüme da kaçıp, Toksun ilçesindeki bir akrabasının evine sığın-
terk edilmiş yeni doğmuş bebekler görmek olağan mıştır.Aradan bir buçuk ay geçtikten sonra yine durum
hale gelmiştir. Yaşanan aşağıdaki olay bu sorunun fark edilince çaresiz kadın, Turfan’dan 300 km. uzakta
bulunan Karaşehir’e bağlı bir dağlık kasabada çoban-
1 Ahmet Türköz, Doğu Türkistan’da İnsan Hakları Doktora Tezi, s: 48- 49, lık yapan başka bir akrabasının evine giderek saklan-
İstanbul 1998 mıştır. Hayrunnisahan’ın doğum zamanının yaklaştığı
2 www.ihh.org.tr, Doğu Türkistan’da Yaşana Problemler ve Çözümleri, s:
2–3, İstanbul 2009 bir günde, söz konusu, Turfan’lı doğum kontrol memu-
62
D O Ğ U T Ü R K İ STA N ’ DA K A D I N , N Ü F U S P L A N L A M AS I V E K Ü RTA J S O RU N U
ru burayı da bulmuştur. Kontrol memuru ile beraber şikâyetlerle başvuru yapan kadınların üzerinde ya-
gelen iki polis, Hayrunnisahan’ın içten yalvarmaları- pılan basit bir araştırmada elde edilen bilgi şu şekil-
na, feryat etmelerine kulak asmadan, onu bir suçlu gibi dedir: “Hastaların %90’ı kürtaj ve kısırlaşma ope-
zorla Turfan’a götürerek hastanenin ameliyat bölümü- rasyonuna maruz kalmışlardır”.
ne teslim etmiştir. Doktorlar da onu yatağa bağlayarak, Hastalardan alınan bilgiye göre kürtaj ve kı-
karnındaki bebek düşene kadar iğne yapmışlardır. Be- sırlaştırma operasyonuna maruz kalanlara bir-
beğin doğmasına sadece 5-6 gün kaldığı için iğne etki et- kaç şık sunulmaktadır. Rahmin tamamen alın-
memiş ve bütün çabalara rağmen bebek sağ olarak doğ- ması ve ikinci bir çocuk edinmeyi tamamen en-
muştur. Doktorlar erkek olarak dünyaya gelen bebeğe gelleyen yollar dışında; geri dönüşü olan kısırlaş-
bir iğne daha yaparak, onu annesinin gözleri önünde tırma (spiral) yöntemi daha fazla tercih edilmek-
öldürmüşlerdir. Çocuğunu aydınlık dünyaya göz açtır- tedir. Hastalar belki bir çocuğa daha sahip olu-
mak için, sayısız bedeller ödedikten sonra yine de arzu- ruz ümidiyle bu yöntemi tercih etmektedirler. An-
suna ulaşamayan biçare anne bu dehşet verici faciaya cak sağlıksız koşullar ve yöntemde kullanılan mal-
dayanamayıp aklî dengesini kaybetmiştir.3 zemenin kalitesizliği sonucu birkaç yıl sonra has-
Çin’in aşağı yukarı 20 senden beri uygulamak- talanmaktadırlar. Ümitleri bir yana sağlıklarını da
ta olduğu, doğmamış bebeklere karşı yaptığı kat- kaybetmektedirler.5
liamlar yüzünden ölenlerin sayısının hangi boyut- Doğu Türkistan’da Uygurları hedef alan “do-
lara ulaştığını tahmin etmek zor değildir. Örneğin, ğum kontrol politikasının tamamen zorlama ve
Gulca ilçesindeki küçük bir hastanede çalışan bir baskıyla uygulanması yüz binlerce kadını mağdur
hemşirenin verdiği bilgilere göre 2008 yılında kür- etmektedir. Özellikle Uygurlara yönelik olmak
taj sonucu öldürülen çocuk sayısı 200’den fazladır. üzere, kadınlara ve doğmak üzere olan bebekle-
re karşı insanlık dışı, korkunç cinayetler işlenmek-
tedir. Doğu Türkistan’da Uygurların en yoğun ol-
Kürtaj ve Kısırlaştırmadan
duğu bölgelerden biri olan Hoten vilayetinde Çin
Kaynaklanan Sağlık Problemleri idaresinin çıkartmış olduğu kararname, Çin hükü-
metinin Uygurlara uyguladığı doğum kontrol po-
Kürtaj ve kısırlaştırma uygulamaları, kadın litikasının mahiyetini anlamak için iyi bir örnektir.
sağlığının bozulmasına davetiye çıkaran bir so- Uygurların yoğun olarak yaşadıkları köy ve kent-
rundur. Birçok tanığın ifadelerinde belirtilen sağlık lerde idari yönetimde mevki sahibi şahıslar, Çin’in
problemlerinin, kürtaj ve kısırlaştırmaya bağlı ola- baskıcı tutumu nedeniyle cezalandırılmaktan kor-
rak meydana geldiği görülmektedir. kup, doğum kontrol politikasını kaba bir şekilde,
Kürtaj ve kısırlaştırma operasyonları, sağlıksız hatta zorbalıkla uygulamaktadırlar. Doğum kont-
yöntemler ve koşullarda yapılmaktadır. Ameliyat rol politikasına karşı çıktıkları gerekçesiyle kişilere
sonrası kadınlara her hangi bir tedavi veya bakım istedikleri gibi şiddet uygulamak, ağır para cezala-
yapılmamasından dolayı ölümcül olaylar ve kalıcı rı vermek gibi uygulamalar sık sık yaşanmaktadır.
hastalıklar meydana gelmektedir4. 5-6 aylık hamile kadınlar zorla hastanelere götürü-
Bölge hastanelerinde tedavi gören veya lerek karınlarındaki bebekler öldürülmekte, hatta
doğumuna birkaç gün kalan bebekler bile bu uy-
3 www.ihh.org.tr, Doğu Türkistan’da Yaşana Problemler ve Çözümleri, s: gulamanın dışında tutulmamaktadır. Uygur köyle-
8, İstanbul 2009
4 www.ihh.org.tr, Doğu Türkistan’da Yaşana Problemler ve Çözümleri, s: 5 www.ihh.org.tr, Doğu Türkistan’da Yaşana Problemler ve Çözümleri, s:
8, İstanbul 2009 9, İstanbul 2009
63
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
rinde, köy kadınlarını tıpkı tutuklular gibi göz hap- nacak bir durumdur. Özellikle kadın hakları konu-
sine almak, kadınlara doğum kontrol amaçlı mü- sunda çalışma yapan sivil kadın örgütlerinin Doğu
dahaleler yapmak (zorla spiral taktırmak), kısırlaş- Türkistanlı kadınların yaşadıkları bu ihlallerin son
tırma ameliyatları yaptırmak, kadınları zorla mu- bulması için hazırlayacakları raporlar ve dünya ka-
ayene etmek gibi muameleler, olağan birer uygu- muoyuna yönelik çeşitli çalışmalar durumun iyi-
lama hâlini almıştır. Kadınların vücudunda zorla leştirilmesi için elzemdir.
gerçekleştirilen bu müdahaleler çoğunlukla sağ-
lıksız ve elverişsiz koşullarda yapıldığı için kan kay-
bından ölen kadınlar, Doğu Türkistan halkının bir
gerçeği durumundadır. Bütün bu uygulamalar, fi-
ziki ve psikolojik olarak kadınlar için dayanılmaz
acılara sebep olmaktadır.
Doğu Türkistan’daki devlet gazetelerinden
biri olan Hoten Gazetesi’nde yayımlanan bir ya-
zıda; sadece Hoten ilçesinde doğurganlık yaşın-
da 45.000 kadın bulunduğu ve son bir yıl için-
de bu kadınların 30.400’üne uzun vadeli olarak
kısırlaştırma tedbirleri kullanıldığı belirtilmiştir.
Almanya’nın Münih şehrinde siyasi sığınma hak-
kı talep eden ve adının açıklanmasını istemeyen
bir doktorun ifadesine göre; şu an Doğu Türkistan
genelindeki tüm hastaneler, gerekli koşulları hazır-
lamadan Uygur kadınlara toplu hâlde ve zorunlu
olarak, doğurganlıklarını engelleme ameliyatları
yaptırdıkları için, ameliyat esnasında ve ameliyat-
tan sonra ölüm riski ve ağır hastalıklara yakalanma
oranı yüksek düzeydedir. Üstelik köylerde yaşayan
Uygur kadınlarının çoğunluğu yoksul ve eğitim
seviyesi düşük olduğu ve aynı zamanda herhan-
gi bir tıbbi bilgileri bulunmadığı için, bu ameliyat-
lardan sağlam çıksalar bile, evlerine döndüklerin-
de yeterli ve uygun bakımın olmaması ve bedensel
güç gerektiren ağır işleri nedeniyle genellikle ömür
boyu sürebilecek fiziksel rahatsızlıklara maruz kal-
maktadırlar.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün verilerine
göre, her yıl Çin pazarında 20 bin civarında insan
satılmakta olup, bu kişilerin %90’ını kadın ve ço-
cuklar oluşturmaktadır. Bütün bu veriler karşısın-
da dünyadaki kadın örgütlerinin Doğu Türkistan-
lı kadınlar için yeterince ses çıkarmaması yadırga-
64
5 T E M M U Z O L AY L A R I
5 Temmuz Olayları
65
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
devrilip ateşe verilmiştir. Bu kavgalar sırasında her ve uzun bir süre açılmaması sonucu o gün yaşanan
iki taraftan da ölenler olmuştur. Bu olaylar yaşanır- birçok olay, Dünya basınına tam olarak yansıya-
ken emniyet güçlerinin müdahale etmemesi dik- mamıştır. Bundan dolayı, Çinli kaynaklardan çok
kat çekmiştir. Kargaşanın ve çatışmaların en şid- farklı bazı iddialar ortaya çıkmıştır. Bölgeden gelen
detli yaşandığı anda emniyet güçleri olaylara mü- görüntüler ise bu iddiaları doğrular niteliktedir.
dahale etme adına rast gele ateş açmış ve kısa bir
süre içerisinde yaklaşık 2000 Uygur öldürülmüş- 5 Temmuz Sonrası Yaşananlar
tür. Dünya televizyonlarına yansıyan ölmüş insan-
larla dolu Urumçi sokaklarından görüntüler bu 6 Temmuz günü Urumçi’de yaşayan Çinli-
esnada çekilmiştir. Bu olayların yaşandığı günler ler arkalarına Çin askerlerini alarak Uygurlara sal-
bölgeye itfaiye araçları ve çöp kamyonları gelmiş- dırmışlardır. Uygurlara ait işyerleri yağmalanmış
tir. Ölen Uygurların cesetleri çöp kamyonları ile ve Uygurların evleri basılmıştır. Bazı internet site-
toplanmış, sokaklardaki izler itfaiye araçları ile te- lerinde çıkan videolarda da görüldüğü gibi Çinli-
mizlenmiştir. Görgü tanıklarının anlattığına göre ler yakaladıkları Uygurları Sokak ortasında öldür-
temizleme işleminden sonra sokaklarda kan izle- müşlerdir. Önemli bir ayrıntı ise, Uygurlara saldı-
rine dair ve de kafalarından vurulmuş Uygurların ranların hepsinin ellerinde Çin polisinin kullandı-
parçalanmış cesetlerinden izler kalmıştır. ğı copların olmasıdır. Olaylardan birkaç gün son-
Olaylar gün boyu devam etmiştir. Baskınla- ra bölgeye 22.000 asker gönderilmiştir. Binlerce
rı yapan kar maskeli bu kişiler kendilerine direnen insan tutuklanmış, internet ve telefon kesintisi de-
Uygurları, evlerinde çocuklarının önünde öldür- vam etmiş ve gece sokağa çıkma yasağı ilan edil-
müşlerdir. 6 Temmuz günü polise giden Uygurlar; miştir. Çin yönetimi, gerçekleştirilen katliamdan
“Baskınları yapanların polis olmadığı bu nedenle terör sonra öldürülenler için Uygurların cenaze töreni
eylemi olarak kayıt altına alınacağı ve götürülenlerin düzenlemesine dahi izin vermemiştir.
kayıp olarak değerlendirileceği” yanıtını almıştır. O 5 Temmuz olaylarından sonra Çin Hüküme-
gece gözaltına alınanlardan bir daha evine dönebi- ti, güvenliklerinin sağlanamayacağını söyleyerek,
len olmamıştır. Gözaltına alınanlara ağır işkenceler olayların yaşandığı bölgelerdeki yabancı gazeteci-
yapılmıştır. Bu işkencelerde bir gecede 830 kişi öl- lerin ve yabancı uyrukluların bölgeden ayrılmasını
dürülmüş ve bu 830 kişinin çok büyük bir kısmı- istemiştir. Bu durum, “Çin hükümeti bölgede ya-
nın cesedi yakılarak külleri çöplere karıştırılıp çöp şananların dışarıya yansımasını istemiyor” şeklin-
depolarına dökülmüştür. Bir kısım cesetler ise aile- de yorumlanmıştır. Olayları yatıştırmak için böl-
lerine 5 Temmuz çatışmalarında öldüğüne dair bir geye sevk edilen binlerce asker, geniş çaplı arama-
evrak imzalatılarak teslim edilmiştir. Böylece po- lar yapmış, bu aramalar genelde Uygurların evleri-
lis, bu kişilerin işkencede ölmediğini, ölümlerin iki ne baskınlar şeklinde olmuştur. Aramalar sırasın-
grubun çatışması sırasında gerçekleştiğini kayıt al- da fotoğraf makineleri ve kameralara el konulmuş,
tına almış olmaktadır.3 Sadece bir kısmının ölüsü bilgisayarında, cep telefonunda, fotoğraf makine-
ailelerine teslim edilmiştir. Diğerlerinden bir daha si veya kamerasında olaylarla ilgili görüntü olanlar
haber alınamamıştır. tutuklanmıştır.4
5 Temmuz günü olayları yaşandığı sıralarda Urumçi Belediye Başkanı Jerla İsamudin,
Urumçi’de telefon, elektrik ve internetin kesilmesi
3 İHH Doğu Türkistan Sempozyumu, İlmi Toplantılar Serisi (5), 5 4 İHH Doğu Türkistan Sempozyumu, İlmi Toplantılar Serisi (5), 5
Temmuz’un Ardından Doğu Türkistan, Seyit Tümtürk sayfa:96 Temmuz’un Ardından Doğu Türkistan, Seyit Tümtürk sayfa:92
66
5 T E M M U Z O L AY L A R I
olaylarda 11’i polis aracı 261 motorlu aracın, 190 5 Temmuz günü Urumçi’de bulunan Finlan-
otobüsün, 209 dükkanın ve iki binanın tahrip edil- diya vatandaşı olan bir Uygur ile yapılan söyleşide
diğini, toplam 56 bin 850 metrekarelik bir alanın mezkur kişi şunları nakletmiştir.:
da göstericiler tarafından ateşe verildiğini belirt- “Ben o sırada Urumçi’de idim, uykuya dalmıştım.
miştir. 5 Bomba atıldı, silah atıldı. Hemen kalkıp sokağa çıktık.
Devlet lojmanlarının kapısı kapanmıştı. Sokaktan kav-
5 Temmuz Olayı’na katılan bir öğrenciyle 6 ga ve bağırış çağırış sesleri gelmekteydi. Fazla geçmeden
Temmuz günü telefon bağlantısı ile yapılan söyle- silah sesleri duyulmaya başlandı. O sırada Çin asker-
şide: leri gelerek Uygurları bastırdı. Bunu kendi gözlerimle
“5 Temmuz’da, 26 Haziran’da Guangdong gördüm. Çin askerlerinin gelip insanları öldürdükleri-
Eyaleti’nın Şaoguan Şehri’ndeki oyuncak fabrikasın- ni gördüm. Akşam olduğunda dışarı çıktım. Sokakta
da Çinli İşçiler tarafından öldürülen Uygurlar’ın faili kanları, yaralı yatanları hatta cesetleri gördüm. Dayak
meçhullerinin bulunması isteğiyle Halk Meydanı’nda yiyen, öldürülen, tutuklanan kişiler Uygurlardır. Bizim
barışçıl bir gösteri düzenledik. Sonra Çin Güvenlik gö- lojmanın avlusuna bir araba girdi. Arabanın içi tıka
revlileri gelip dağılmamızı istediler. Göstericiler dağıl- basa yaralı ve ölülerle doluydu. Uygur çocuklarının üs-
mayınca üzerlerine ateş açtılar. Ateş sonucu ölen kişi- tüne bomba atılarak parçalanışlarını görenlerle konuş-
leri gören Uygurlar ve Çinli askerler arasında çatışma tum. Uygurların dar sokaklarda kıstırılıp öldürüldük-
çıktı. Uygurların elinde hiç bir şey yok, Çinli askerlerin lerini hatta öldürülenlerin yakıldıkları hakkında haber-
elinde silah var. Şu an sokaklarda hiç Uygur yok. So- ler geldi. O gün çok korkutucuydu. Çin polisleri her an
kaklarda tam teçhizatlı Çin askerleri dolaşıyor. Benim gelip hepimizi tutuklayacakmış gibiydi, her yerde ağlaş-
evimin civarı Çin askerleriyle dolu, beni her an tutuk- malar, gürültü patırtı… Urumçi şehrinin tamamı po-
layabilirler. Sokakta kalıp evine dönemeyen Uygurlar lis arabalarının sesleriyle kaplandı. Geceleri uyumak
da var. Dün gece Çinliler Uygurların evine baskın ya- mümkün değildi. Durmaksızın bomba ve mermi sesle-
pıp, çok sayıda Uygur’u öldürmüş. Dün gece bir Uygur ri gelmekteydi. 5 Temmuz Urumçi Olayı’nda 197 ki-
kadını iki çocuğuyla beraber boğazlayıp çırılçıplak yo- şinin öldüğü ve bunların çoğunun Çinli olduğu tama-
lun kenarına atmışlar. Bunu gören Uygurlar toplu hal- mıyla yanlıştır. Bunlar Çin hükümetinin ilan ettiği sayı,
de olayın yatışmasını bekliyorlar. Çin güvenlik güçleri gerçekte binlerce kişi öldü. Bu ölen kişilerin içinde çocuk-
Çinlileri koruyorlar, Uygurları korumuyorlar. Bugün lar, kadınlar ve bebekler var. Uygurları öldüren kişiler
Urumçi Hualin civarında dört bin civarında Çinli, Uy- sivil kıyafetli askerlerdi. Asker kıyafeti giyersek ateş ede-
gur avına çıktılar. Polisler onlara hiç müdahale etmedi- meyiz diye ateş edilen yerlere sivil giydirilmiş askerlerin
ler. 5 Temmuz’da Uygurlar silahla bastırıldıktan son- gönderildiği hakkında haberler var. 8 Temmuz’da yani
ra akşama doğru Çin güvenlik güçleri At Beyge Mey- olayların meydana gelmesinden sonraki üçüncü gün üç
danı civarındaki Uygurların evlerine baskın düzen- yüz civarında sivil kıyafet giymiş asker, silahlarıyla bir-
leyerek iki bin Uyguru tutukladılar. 6 Temmuz günü likte Uygurların oturduğu dar sokaklara girdi. Tabi ki
Kaşgar’da çok sayıda Uygur toplanıp gösteri düzenle- Uygur gençleri de kendi malını mülkünü, canını koru-
meye kalktı ama Çinliler kısa sürede onları dağıttı. Gul- mak için onlara karşılık verdi. Daha sonra yeni bir grup
ca, Hoten gibi yerlerde Çinli güvenlik güçleri tarafından asker geldi Askerler o sivil kıyafet giyenleri korudu. O si-
sokaklar kontrol altına alınmış ve Uygurların sokağa vil kıyafetliler Uygur gençlerinden 5 kişiyi vurdular. Ben
çıkması yasaklanmıştır.”6 bütün bunları gözlerimle gördüm. Ellerinde sopalarla
Uygurları döven binlerce Çinlinin etrafını saran Çin as-
5 http://www.ntvmsnbc.com/id/24981363
6 5 Temmuz Urumçi Olayı ve Doğu Türkistan, Erkin Emet, sayfa:141,142 kerleri, Çinlilerin ellerinde bulunan sopaları alarak on-
67
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
ları dağıttı ve hiç birini tutuklamadı. Ben birçok kişiye Uygur Türkleri, çıkması muhtemel yeni çatışma-
evlerinize dönerken neler gördünüz? diye sordum. Hep- lar için hazırlanmıştır. 20’li yaşlarındaki Turkona-
si, yol boyunca ceset gördük, diye cevap verdi. Ertesi sa- te isimli bir Uygur genci, Çinli polisin daha önce
bah kalktığımızda yollarda ki kanları yıkayıp etrafı yaralanmış gençleri toplayarak bir yere götürdüğü-
tertemiz etmişlerdi. Urumçi şehrinin merkezinde öldü- nü, daha sonra bu kişilerden haber alınamadığını
rebildiklerini öldürüp, yakabildiklerini yakıp şehir mer- söylemiştir. 9
kezini kontrol altına aldılar.7
10 Temmuz Cuma
08 Temmuz 2009 Çin yönetimi, Doğu Türkistan’daki camiler-
Olayların ardından bölgede sokağa çıkma ya- de Cuma namazının kılınmasını önce yasakladığı-
sağı uygulandı. Sadece Uygur Türklerine yönelik nı açıklamış, daha sonra Urumçi’de Uygurların ka-
uygulanan bu yasağı fırsat bilen Çinliler Türklerin rarı protesto etmesi üzerine bazı camilerde ibadete
evlerine baskınlar yaparak Uygurları öldürmeye izin vermiştir. Çıkabilecek olaylara karşı polis geniş
devam etmişlerdir. güvenlik tedbirleri almıştır. Bazı camilerin önleri-
Bağımsız Doğu Türkistanlılar Birliği Genel Baş- ne tanklar yerleştirilmiştir. Urumçi’de Cuma na-
kanı Abdülmecit Avşar, bölgeden gelen son haberle- mazı çıkışı yüzlerce Uygur, Ak Camii’nin yakının-
rin çok kötü olduğunu söylemiştir. Bölgede yaşayan da toplanarak gösteri düzenlemişlerdir. Gösteriye
halkın yurt dışındaki insanlara bir şekilde ulaşarak müdahale eden yüzlerce Çin polisi, bazı gösterici-
“Uygurlara yönelik Çin’in başlattığı katliamlar şiddetini leri tutuklamıştır.10
artırdı” bilgilerinin kendilerine ulaştığını belirtmiş- Sürgünde yaşadığı ABD’de Başkent
tir. Abdülmecit Avşar, dün gece sokağa çıkma yasağı Washington’da basın toplantısı düzenleyen Dün-
olmasına rağmen Çinlilerin, Uygur evlerini basarak ya Uygur Kongresi Lideri Rabia Kader, çatışma-
birçoğunu öldürdüklerini de belirtmiştir.8 larda ölen ve yaralananlarla ilgili bir bilgi edinme-
nin zorluğundan söz ettiği açıklamasında, ‘’Edindi-
9 Temmuz 2009 ğimiz bilgilere göre ölü sayısı 1000’in üzerinde, kimi-
Binlerce Çinli asker, sükuneti sağlamak için sa- leri de 3 bin rakamını telaffuz ediyor’’ dedi. İnsanla-
vaş alanına dönen Urumçi’de gövde gösterisi yap- rın yalnızca Sincan’ın başkenti Urumçi’de değil,
mıştır. Helikopterler, çatıların sadece birkaç met- Doğu Türkistan’ın birçok bölgesinde öldürüldü-
re üstünden geçerek alçak uçuşlar yapmış ve uya- ğünü belirten Rabia Kader, Kaşgar gibi farklı kent-
rıcı broşürler dağıtmıştır. Çinliler, askerlerin kent- lerde kitle cinayetleri işlendiğinin altını çizmiştir.11
teki varlıklarından memnun olsa da, Uygur Türk-
leri endişe içindeydi. Adila ismindeki bir Uygur 12 Temmuz 2009
kadını, “Bu askerler bizi korkutuyor, zaten bu amaç- Çin’in Doğu Türkistan’a atadığı Genel Vali
la gelmişler. Bu kadar çok askere karşı biz ne yapabi- Wang Lequan; daha önce yaptığı açıklamayı tek-
liriz ki?” diye tepkisini dile getirmiştir. Urumçi’nin rarlayarak “Olaylardan sorumlu olanların idam edile-
Uygur mahallelerinde tedirgin bekleyiş sürmüş- ceği ve idamlar için gerekli düzenlemelerin yapıldığını”
tür. Kendi dernek binalarında toplantılar yapan söylemiştir.
9 http://www.milligazete.com.tr/haber/binlerce-cin-askeri-urumci-
7 5 Temmuz Urumçi Olayı ve Doğu Türkistan, Erkin Emet, say- sokaklarinda-132049.htm
fa:152,153,154,155 10http://www.ntvmsnbc.com/id/24982484/
8 http://soykirimakarsisessizciglik.blogspot.com/2009/07/cinliler- 11 http://www.sabah.com.tr/Dunya/2009/7/10/olu_sayisi_1000in_
uygur-turklerinin-evlerini.html uzerinde
68
5 T E M M U Z O L AY L A R I
69
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
04 Aralık 2009
5 Temmuz’daki Uygur-Çinli çatışmasında
suçlu bulunan 3 kişinin daha idama mahkum edil-
diği bildirilmiştir. Çin’in resmi Xinhua ajansına
göre, Urumçi Halk Mahkemesi, 3 kişiyi daha ida-
ma mahkum ederken, aynı davada yargılanan baş-
ka bir kişiye de ömür boyu hapis cezası vermiştir.
3 kişi ise değişik sürelerde hapis cezasına çarptı-
rılmıştır. İdama mahkum edilenlerin isimlerinin
Heyrinisa Sawut, Ruzikhari Niyaz ve Li Longfei
olduğu açıklanmıştır. Duruşmaya tutuklu yakınla-
rı ile mağdurların da katıldığı bildirilmiştir.
24 Aralık 2009
Bölge hükümetinden yapılan açıklamada, beş
kişinin 23 ve 24 Aralık’ta ‘çok ciddi suçlardan hü-
küm giydiği belirtilmiştir. O hafta görülen duruş-
malarda da 5 kişi idama mahkum edilmiştir. Mah-
kumların tamamının Uygur asıllı olduğu belir-
tilmiştir. Aynı hafta yargılanan diğer sanıklardan
8’ine ömür boyu, 4’üne ise 10 yıldan fazla hapis
cezası verilmiştir.
70
SONUÇ VE ÖNERİLER
Sonuç ve Öneriler
İnsan hakları alanında 1991 yılından beri faa- deki Uygur Komutan) Muhtar Esen (Doğu Tür-
liyet gösteren İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Da- kistan Etnik İşler Komisyonu Başkan Yardımcısı)
yanışma Derneği MAZLUMDER, kurulduğu yıl- ve ismi tespit edilemeyen diğer şüpheliler hakkın-
dan bu yana Doğu Türkistan’da yaşananları dik- da, soykırım (TCK, Madde 76) ve İnsanlığa Kar-
katle izlemiş ve gerek Doğu Türkistan’da gerekse şı Suç (TCK, Madde 77) işledikleri gerekçesi ile
diasporadaki Doğu Türkistan mazlumları ile ilgi- soruşturma yapılarak dava açılıp cezalandırılmala-
li olarak insan hakları çerçevesinde çalışmalar yü- rı için cumhuriyet savcılıklarına başvuruda bulu-
rütmüştür. Bu konuda çok sayıda basın açıklaması, nulmuştur. Bu şikâyet çerçevesinde adı geçen Çin-
protestolar ve çeşitli etkinlikler gerçekleştirmiştir. li yetkililerin Türkiye’ye geldikleri takdirde yaka-
Türkiye’deki Doğu Türkistanlıların yaşadığı lanmaları talep edilmiştir.
problemlerle ilgili hukuki destek de veren MAZ- MAZLUMDER, Doğu Türkistanlı mülteci-
LUMDER, 5 Temmuz Urumçi olayları ile il- lerin Türkiye’ye yaptığı sığınmalarda başvuru iş-
gili de çok sayıda etkinlik düzenlemiş ve gerek lemlerinin takibi ve sonuçlandırılmaları işlemle-
Türkiye’deki gerekse uluslararası alandaki me- riyle ilgili mültecilere hukuki yardımlar sağlamış-
kanizmalara çok sayıda başvurular yapmıştır. tır. 2003 yılında Türkiye’deki Doğu Türkistanlıla-
Urumçi’de katledilenlerle ilgili MAZLUMDER rın hukuki durumlarıyla ilgili bir rapor hazırlayarak
yöneticilerinin Çinli yetkililer aleyhinde yapmış Uygur mültecilerin Türkiye’de maruz kaldığı ihlal-
olduğu suç duyurusu dönemin adalet bakanının leri gündeme getirmiştir.
müdahalesiyle durdurulmuştur. MAZLUMDER, son olarak Kamboçya tara-
Derneğimiz tarafından 5 Temmuz Urum- fından Çin’e iade edilen 22 Uygur ile ilgili de bir
çi olaylarında isimleri tespit edilebilen maktulle- dizi çalışma yürütmüş, söz konusu Uygurlarla ilgili
rin ve ismi tespit edilemeyen binlerce kişinin kat- Başta Kamboçya makamları olmak üzere BM da-
ledilmesinden, 50.000’den fazla kişinin çeşitli şe- hil bir dizi uluslararası kurumla iletişime geçmiştir.
killerde yaralanmasından, 30.000’den fazla kişi-
nin ise haksız tutuklanması veya bir şekilde ken- MAZLUMDER bugüne dek bölgeyle
disinden haber alınamamasından sorumlu tutu- ilgili yaptığı çalışmalar ışığında Çin Halk
lan Hu Jintao (Çin Cumhurbaşkanı), Wen Jiabao Cumhuriyeti yetkililerine:
(Çin Başbakanı), Meng Jianzhu (Çin Halk Cum- • Çin’in bölgedeki insan haklarına aykırı her
huriyeti Devlet Konseyi Üyesi ve Kamu Güvenli- türlü uygulamaya kayıtsız şartsız son vermesi,
ği Bakanı), Chen Bingde (Çin Halk Kurtuluş Or- • Doğu Türkistan topraklarının “Sincan” –
dusu Genelkurmay Başkanı-General), Nur Bek- yeni ülke anlamında- adıyla anılmasına ve bölge-
ri (Uygur Özerk Bölge Başkanı-Valisi), Wang Le- nin asimilasyonuna son vermesi,
quan (Bölge Komünist Parti Başkanı), Wu Shimin • Çin’in diasporadaki Uygurların dönüşünün
(Devlet Etnik İşler Komisyonu’ndan (SEAC) So- önündeki engelleri kaldırması ve geri dönüşleri
rumlu Bakan Yardımcısı), Muttelip Enver (Bölge- kolaylaştırması,
71
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
• Doğu Türkistan’da halen devam eden örgüt- larıyla Doğu Türkistan’ın tanıtımı yanında, orada
lenme, basın ve ifade özgürlüğü önündeki engelle- yaşanan haksızlıkların birebir aktarımının sağlan-
rin kaldırılması, ması,
• 11 Eylül sonrası gelişen “küresel teröre kar- • Doğu Türkistan’da yaşanan sorunların sade-
şı mücadele” söyleminden yararlanmak isteyen ce bölgesel olmadığından hareketle Çin’in içinde-
Çin’in, Doğu Türkistan’da gerçekleştirdiği insan ki insan hakları örgütleriyle bağ kurarak Tibet gibi
haklarına aykırı politikalarına gösterilen direniş ve Çin’de daha genel ihlallerle de ilgilenilmesi,
tepkilerin meşruluğunu kırmak için öne sürdüğü • Doğu Türkistan mücadelesinin başta Müs-
“terör”, “radikal İslami unsurlar”, “El Kaide bağlantı- lüman Hui Çinlileri olmak üzere Çin’deki diğer
ları” gibi kavramları kullanarak yürütmekte olduğu demokratik bireyler ve kitlelerle işbirliği içerisin-
dezenformasyona son vermesi, de sürdürülerek Çin’de bulunan diğer unsurların
• Bölgeye yönlendirilen yoğun Çinli göçü- da bu mücadeleye dahil edilmesi çağrısında bulu-
nün durdurulması ve Çinlileştirme politikalarına nuyor.
son verilmesi,
• Uygurların çeşitli sebeplerle Çin’in diğer MAZLUMDER Türkiye Cumhuriyeti
bölgelerine gönderilmesine son verilmesi, yetkililerine:
• Bölgeye uygulanan her türlü ekonomik ay- • Çin’le sürdürülmekte olan her türlü ilişki
rımcılığın sona ermesi, için Doğu Türkistan ve Tibet gibi yerlerde yaşan-
• Uluslararası standartların altında olan yasal makta olan insan hakları ihlallerinin ön koşul ka-
ve anayasal düzenlemelerin yapılması, bul edilmesi ve ilişkilerin buna göre belirlenmesi,
• Doğu Türkistan’da sürdürmekte olduğu • Doğu Türkistanlıların yaşadığı sorunlardan
nükleer denemeleri sona erdirmesi ve olumsuz- dolayı ülkesinden çıkmak istemesi durumunda
lukların tazmin edilmesi Uygurlara her türlü kolaylığın sağlanması,
• Kürtaj ve benzeri uygulamalarla yeni doğan • Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ih-
çocuklara ve kadınlara karşı işlenen suçlara son lallerinin Çin’le olan ticari ilişkilere kurban edilme-
vermesi, dini inançları ve bölgenin özel statüsünü mesi,
göz önünde tutarak doğum yasağının kaldırılması • Doğu Türkistan konusunda dış politikanın
yönünde çağrıda bulunuyor. yeniden gözden geçirilerek Uygurların durumu-
nun dış politika önceliği olarak görülmesi,
MAZLUMDER ayrıca Uygurlara: • Çeşitli yollarla Türkiye’ye sığınmış olan
• Doğu Türkistan’ın hak mücadelesini sür- Doğu Türkistanlı sığınmacıların karşılaşmakta ol-
düren diasporadaki örgütlerin kısa ve uzun vadeli duğu ikamet, vize, çalışma izni, burslu eğitim gör-
planlamalarla hedeflerini masaya yatırmaları, me ve vatandaşlık ile parçalanmış ailelerin birleş-
• Bu hedeflerde mutlaka farklılıklar olabilece- tirilmesi gibi sorunların çözülmesi çağrısında bu-
ğini ancak en azından ortak hedefler konusunda lunuyor.
zaten kısıtlı olan emek ve mali gücün birleştirilerek
mücadele edilmesi, MAZLUMDER ayrıca Doğu Türkis-
• Doğu Türkistanlı örgütlerin stratejilerini tan sorunuyla ilgili uluslararası toplumun
uluslararası hukuka uygun olarak oluşturmaları ve atması gereken önemli adımlar olduğuna
uluslararası kurumlarla işbirliğini arttırmaları, inanmaktadır. Buna göre uluslararası top-
• Radyo, TV, gazete ve benzeri iletişim araç- lumun:
72
SONUÇ VE ÖNERİLER
73
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
İSTANBUL
MÜŞTEKİ
(İHBAR EDEN) :
T.C Kimlik :
Adres :
MAKTULLER : Sadece son olaylarda 3.000’den fazla insan öldürülmüştür. Halen bölgeyle sağlıklı iletişim
kurulamadığından isimleri tespit edilebilen maktuller:
MAĞDURLAR : Şüphelilerin işledikleri suçlar sonucunda, 50.000’den fazla kişi çeşitli şekillerde yaralanmış,
30.000’den fazla kişi tutuklu veya bir şekilde kendisinden haber alınamamaktadır.
ŞÜPHELİLER
1. Hu Jintao : Çin Cumhurbaşkanı
2. Wen Jiabao : Çin Başbakanı
3. Meng Jianzhu : Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Kamu Güvenliği Bakanı
4. Çın Bingdı : Çin Halk Kurtuluş Ordusu Genelkurmay Başkanı - Orgeneral
5. Nur Bekri : Uygur Özerk Bölge Başkanı (Valisi). Bölgede Çin polisi tarafından öldürülen 140 Uygur’u
olayları çıkarttığı iddiasıyla suçladı. İşgalci Çin’in, Doğu Türkistan’a atadığı Nur Bekri, Urumçi kentinde mey-
dana gelen sabotaj ve şiddet olaylarındaki Çin polisinin orantısız/ölçüsüz güç kullanmasını görmezden gelerek
eylemcilerin yurt dışındaki güçler tarafından kışkırtıldığını öne sürerek göstericileri ‘terörist, bölücü’ gibi ifade-
lerle suçladı ve soydaşları için asla başarıya ulaşamayacaklarını iddia etti. (Uluslararası Çin Radyosu). Yaptığı bir
televizyon konuşmasında da Doğu Türkistan’daki bütün etnik gruplara mensup halkın barış içinde birlikte ya-
şadığını iddia eden Nur Bekri, Çin polisinin eylemcilere karşı girişmiş olduğu katliamı haklı gördü.
6. Wang Lequan : Bölge Komünist Parti Başkanı. Haziran ayından itibaren devam eden katliamın sorumlu-
larından. Doğu Türkistan’ı yöneten Komünist Parti yetkilisi. Bir televizyon kanalında “Kafasını kaldıran “Uy-
gur Türkünü vurun. ” dedi. Doğu Türkistan’da bağımsızlık yanlısı direnişçilere karşı “yeniden ıslah etme” süre-
cinin başlatılacağını söyleyerek “Başlarını çıkardıklarında hemen vurmalıyız. Saldırmalarını beklemeden he-
74
EKLER
men vurmalıyız. Bu kış ve önümüzdeki baharda bütün bölgede bağımsızlık hareketlerine karşı yeniden ıslah
faaliyetini başlatacağız” dedi. Bu sözler bölgede uygulanan baskı politikasının boyutunu gösterme açısından
çok önemli. 15 yıldır bölgeyi baskıcı politikalarla yöneten Lequen’ın geçmişteki icraatları arasında, bölgeye
milyonlarca Çinliyi yerleştirmek, Uygurca gibi azınlık dillerinin 21. yüzyıla uygun olmadığını savunmak ve il-
kokullarda Uygurcayı yasaklamak, devlet memurlarına namaz kılmayı ve oruç tutmayı yasaklamak gibi katı
uygulamalar yer alıyor. Lequen Doğu Türkistan’da 15 yıldır bu etnik savaşı sürdürürken, yardımcısı Zhang
Quingli de 2005 yılından bu yana Tibet’te etnik baskı uyguluyor.
7. Wu Shimin : Devlet Etnik İşler Komisyonu’ndan (SEAC) Sorumlu Bakan Yardımcısı. Pekin’deki Dev-
let Konseyi Basın Ofisi’nde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, ayaklananların amacının kesinlikle
gerçekleşmeyeceğini söyledi. “Ancak Sincan’daki ve diğer bölgelerdeki etnik grupların problemlerini çözmek
için makul isteklerini yerine getirmeye devam edeceğiz.” diye konuşan Wu, “Olayların üç şer gücün (terörizm,
ayrılıkçılık ve aşırı dincilik) tarafından yurtiçi ve dışında organize edildiğini öne sürdü. Farklı etnik gruplar
arasında dilde, geleneklerde ve dinde artan etkileşimin bazı çatışma ve anlaşmazlıklara neden olduğunu ka-
bul eden Wu, bu problemlerin zamanında ve uygun bir yolla çözüldüğünü savundu. Bakan Yardımcısı Wu,
Urumçi olayları nedeniyle etnik bölgelerden yetkili alınmaması söylemlerine de karşı çıktı. Çin’deki 5 özerk
bölge, 30 özerk il ve 120 özerk ilçedeki yönetici başkanlarının hepsinin etnik gruplardan olduğunu belirten
Wu, daha fazla etnik yetkiliyle hükümetin bu kişilerin görev almasını ve haklarını icra etmesini beklediğini dile
getirdi. Wu konuşmasının sonunda etnik gruplardan gelenlerin memur alımında genelde Han Çinlilerine uy-
gulanan şartlara tabi tutulduğunu ancak etnik bölümlere alımlarda etnik grupların tercih edildiğini aktardı.
Çin’deki azınlık bölge hükümet başkanları, görev yaptığı yerdeki Çin Komünist Parti (ÇKP)Sekreteri’ne kar-
şı sorumlu bulunuyor ve yetkisi ÇKP sekreterini aşamıyor.
9. Muhtar Esen : Doğu Türkistan Etnik İşler Komisyonu Başkan Yardımcısı. Son yıllarda bölgede Çinli nü-
fusun artmasıyla ilgili olarak bunun reform ve dışa açılma uygulamaları sırasında açık piyasada olağan bir du-
rum olduğunu ileri sürdü. Esen Türk gazetecilerle görüşürken, Türkiye’ye kendi iç sorunlarını hatırlatarak:
“Doğu Türkistan kuruluşları Türkiye toprakları üzerinde Çin’e karşı bölücülük yapıyor. Buna çok kızıyoruz.
Bazı siyasetçiler bu dernekleri destekliyor, buna kızıyoruz. Türkiye’ye karşı da PKK’yı destekleyen ülkeler var.
Terörizmle mücadele konusunda dünyada çifte standart uygulamaması lazım...” dedi.
Ayrıca şüphelilerin tespit edilebilmeleri için ulaşılabilen fotoğrafları da işbu dilekçenin son sayfasında ek ola-
rak verilmiştir.
SUÇ : Soykırım (TCK m. 76), İnsanlığa Karşı Suç (TCK m. 77) vs.
SUÇ TARİHİ : 1949 -2009 yılları; özellikle 2009 Haziran ayı ortasından bugüne kadar
KONUSU : Şüphelilerin Soykırım suçu ve insanlığa karşı suçları işlemesi nedeniyle
haklarında soruşturma yapılarak dava açılıp cezalandırılmaları için şikâyet dilekçemizin sunul-
ması ile şüpheliler hakkında CMK m.98 gereği yakalama emri verilmesi talebi hakkındadır.
75
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
Açıklamalar
76
EKLER
tarihteki neredeyse bütün İsrail savunma bakan- İNGİLTERE’de Londra Polisi, Şili’yi 1973–
lığı en üst düzey yetkilileri suikastte sanık listesin- 1990 yılları arasında yöneten General Augusto
de yer aldı. Bunlar –bu şikâyet dilekçesinde adı ge- Pinochet’yi, Ekim 1998’de tutukladı. Tutuklamak
çen şüphelilerden bir kısmı- Savunma eski Bakanı için gerekli ‘arama’ duyurusu İspanya’dan gelmiş-
Benyamin Ben-Eliezer, , Elizer’in askeri danışmanı ti. İngiliz mahkemeleri eski diktatörün yargılan-
Michael Herzog, İsrail eski Genelkurmay Başkanı mak üzere İspanya’ya ‘iade’ edilebileceğine karar
Moshe Yaalon, eski Shin Bet Direktörü Avi Dich- verdi. Pinochet 17 yıllık dikta yönetimi sırasında
ter, eski İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Dan Ha- yaşanan 2 bin ortadan kaybolma ve öldürme ola-
lutz, İsrail ordusu Operasyonlar komutanı emek- yıyla ilgili olarak yargılanacaktı. Söz konusu suçla-
li General Giora Eiland, eski Güney Komutanlığı rın çoğu Arjantin ve Şili’de işlenmesine rağmen, İs-
Komutanı Doron Almog. Eski Başbakan Ariel Şa- panyol Mahkemesi, evrensel yargı hakkını ve bu
ron da sanık listesinde bulunuyor.”(“İsrail yetkililer ülkelerdeki yargı yollarının kapalı olduğu gerekçe-
İspanya`ya gelirlerse tutuklanacak” http://www. sini kullanarak yargılamanın İspanya’da yapılabile-
tumgazeteler.com/?a=3838356) ceğine karar verdi. Bunun üzerine Pinochet tutuk-
landı; ancak yargılanamadı. Mart 2000’de, akli ka-
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ, pasitesinin (akıl zayıflığı) yargılanmayı kaldırama-
1988’de Miami federal jürisi Panama lideri Ge- yacağına karar verilerek serbest bırakıldı ve ülke-
neral Manuel Noriega’yı uyuşturucu kaçakçılığı- sine gönderildi. Pinochet’nin 3 yıl tutuklu kaldık-
na karışmak, bu husustaki uluslararası anlaşmala- tan –yaşlı olması ve akıl zayıflığı nedeniyle- yar-
rı ihlal etmek, kara para aklamak gibi birçok suç- gılanmaksızın Şili’ye dönmesi bir başarısızlık olsa
tan yargıladı ve mahkûmiyetine karar verdi. Yargı- da insanlığa karşı işlenen suçlar konusunda yapı-
lama sırasında Noriega hem Panama ordusunun lan şikayetler için bir başka ülkede dava açılması
komutanı hem de ülkenin fiili lideriydi. İki yıl son- önemli bir örnek olmuştur. (“Bir gün Diktatörler
ra, ülkesini işgal eden ABD askerlerince esir alındı de Yargılanır” http://www.aksiyon.com.tr/detay.
ve mahkemeye çıkarıldı. Mahkeme, Noriega’nın php?id=12623
ortaya attığı bir dizi sorunsalı (devlet başkanı do-
kunulmazlığı, ülkesinin illegal işgali vs.) cevapsız B - Yurt Dışında İşlenen Uluslararası
bırakmakla birlikte lider dokunulmazlığından is- Suçların Türkiye’de Kovuşturulması:
tifade edemeyeceğini net bir dille ifade etti. Flo-
rida mahkemesi liderlerin dokunulmazlık hakla- 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 13.
rının ancak ‘devlet başkanlığı faaliyetlerini’ kapsa- Maddesi Açısından: 5237 sayılı Türk Ceza
dığını ve suç işlemenin (uyuşturucu kaçakçılığı- Kanunu’nun 13. Maddesi şöyledir:
nın) bir başkanlık faaliyeti olarak algılanamayaca- MADDE 13. - (1) Aşağıdaki suçların, va-
ğını vurguladı. Noriega’nın 40 yıla mahkûm edil- tandaş veya yabancı tarafından, yabancı ülke-
mesiyle uluslararası hukuk, lider dokunulmazlığı de işlenmesi hâlinde, Türk kanunları uygulanır:
kavramına yeni bir tanım getirmiş oldu. Bir süre a) İkinci Kitap, Birinci Kısım altında yer
sonra İngiliz Lordlar Kamarası, Şili’nin devrik li- alan suçlar.
deri Pinochet’nin İspanya’ya iadesini tartışırken bu b) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki
yeni tanımı kullanacaktı. (Kerim BALCI, “Bir gün Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci ve
Diktatörler de Yargılanır”, http://www.aksiyon. Sekizinci Bölümlerde yer alan suçlar.
com.tr/detay.php?id=12623) c) İşkence (madde 94, 95). (…)
77
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
(2) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerin- veya kısmen yokedilmesi maksadıyla, bu grupların
de yazılı suçlar dolayısıyla yabancı bir ülkede üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden birinin işlenme-
mahkûmiyet veya beraat kararı verilmiş olsa si, soykırım suçunu oluşturur:
bile, Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye’de a) Kasten öldürme.
yargılama yapılır. b) Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlükleri-
Maddede ifade edilen “İkinci Kitap, Birinci Kı- ne ağır zarar verme.
sım altında yer alan suçlar”, soykırım, insanlığa kar- c) Grubun, tamamen veya kısmen yokedilme-
şı suçlar, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suç- si sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zor-
larıdır. lanması.
Ceza Muhakemeleri Kanunu 14. Mad- d) Grup içinde doğumlara engel olmaya yö-
desi: 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun nelik tedbirlerin alınması.
“Yabancı Ülkelerde İşlenen Suçlarda Yetki” başlık- e) Gruba ait çocukların bir başka gruba zor-
lı 14. Maddesi’ne göre “Yabancı ülkede işlenen ve la nakledilmesi.
kanun hükümleri uyarınca Türkiye’de soruşturul- (2) Soykırım suçu failine ağırlaştırılmış mü-
ması ve kovuşturulması gereken suçlarda yetki, 13 ebbet hapis cezası verilir. Ancak, soykırım kapsa-
üncü Maddenin birinci ve ikinci fıkralarına göre mında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama
belirlenir. …” suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca ger-
TCK’nın 13. maddesinin birinci fıkrasının (a) çek içtima hükümleri uygulanır.
bendi uyarınca yurt dışında işlenmiş olan soykı- (3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında
rım, insanlığa karşı suçlar, göçmen kaçakçılığı ve da güvenlik tedbirine hükmolunur.
insan ticareti suçlarının Türkiye’de kovuşturulması (4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
bakımından evrensel yetki kuralı kabul edilmiştir.
Evrensellik ilkesinin 13. maddede düzenleniş şek- “İnsanlığa Karşı Suçlar”: 5237 sayı-
line göre, bu maddede sayılan suçların yurtdışın- lı Türk Ceza Kanunu’nun 77 maddesinde
da işlenmesi durumunda, failin ve mağdurun va- “İnsanlığa Karşı Suçlar” düzenlenmiştir.
tandaşlığına bakılmadan, failin Türkiye’de bulun- Buna göre:
ması da gerekli olmadan hakkında Türk kanun- İnsanlığa karşı suçlar
ları uygulanacaktır. Bu sebeple, belirtilen dört suç MADDE 77. - (1) Aşağıdaki fiillerin, siyasal,
hakkında, suçun bir yabancı tarafında yurt dışın- felsefî, ırkî veya dinî saiklerle toplumun bir kesimi-
da yabancıya karşı işlenmiş olması halinde ve fai- ne karşı bir plân doğrultusunda sistemli olarak iş-
lin yurt dışında bulunması halinde bile hakkında lenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur:
Türkiye’de kovuşturma yapılacaktır. a) Kasten öldürme.
b) Kasten yaralama.
C – Türk Ceza Kanunu Çerçevesinde c) İşkence, eziyet veya köleleştirme.
Şüphelilerin İşledikleri Suçlar: d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.
e) Bilimsel deneylere tâbi kılma.
“Soykırım Suçu”: Türk Ceza f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel
Kanunu’nun 76. maddesinde soykırım istismarı.
suçu düzenlenmiştir. Buna göre: g) Zorla hamile bırakma.
MADDE 76. - (1) Bir plânın icrası suretiy- h) Zorla fuhşa sevketme.
le, millî, etnik, ırkî veya dinî bir grubun tamamen (2) Birinci fıkranın (a) bendindeki fiilin işlen-
78
EKLER
mesi halinde, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet tün bir insan grubunun varoluş hakkının (right
hapis cezasına; diğer bentlerde tanımlanan fiillerin of existence) inkârıdır. Böylesine bir inkar insan-
işlenmesi halinde ise, sekiz yıldan az olmamak üze- lığın tamir edilemeyecek şekilde vicdanını sarstı-
re hapis cezasına hükmolunur. Ancak, birinci fıkra- ğı gibi bu insan gruplarının insanlığa yaptığı kül-
nın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen kasten türel ve diğer katkıları en büyük bir biçimde zara-
öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, be- ra uğratır, ayrıca ahlak kanunları ile Birleşmiş Mil-
lirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümle- letlerin ruhuna ve amaçlarına tamamıyla aykırıdır.
ri uygulanır. Irksal, dinsel, siyasal ve diğer gruplara karşı, bir bü-
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında tün veya parça olarak işlenmiş pek çok soykırım
da güvenlik tedbirine hükmolunur. örnekleri meydana gelmiştir. Soykırım suçunun
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez. cezalandırılması uluslararası bir önemdedir” şek-
D – Türkiye’nin Taraf Olduğu Ulusla- lindeki sonuç bildirgesi ile soykırım kavramı BM
rarası Sözleşmelere Göre İşlenen Suçlar nezdinde kabul görmüştür.
Cenevre Sözleşmeleri: Uluslararası İn-
Soykırım Suçunun Önlenmesi Ve Ce- sancıl Hukukun (savaş ve silahlı çatışmalar duru-
zalandırılması Sözleşmesi (1948): Soykı- munda uygulanacak hukukun) temelini oluşturan
rım suçunun konusunu, suçun maddi ve manevi “Cenevre Sözleşmeleri” (Dört adet Sözleşme ile
unsurlarını, soykırım suça karşı alınacak tedbirleri bunlara ek iki protokol), “ağır ihlaller” kavramı or-
bir uluslararası hukuki bir metne bağlayan Sözleş- tak madde olarak tanımlanmış buna göre, sırasıy-
menin 2. Maddesine göre; la; kasten öldürme; işkence veya insanlık dışı mu-
“Madde 2: Bu sözleşmeye göre soykırım; mil- amele; kasten büyük acıya sebebiyet vermek veya
li, etnik, ırki veya dini bir grubu kısmen veya tü- büyük tahribat; askeri ihtiyaçlardan kaynaklanma-
müyle yok etmek kastıyla, aşağıdaki fiillerin işlen- yan kanunsuz olarak ve zorbalıkla veya vücut bü-
mesidir: tünlüğüne ve sağlığa zarar vererek mülkiyete el
a. Grubun mensuplarını öldürmek, koymak ve savaş hukukunun diğer ciddi ihlalleri
b. Grup mensuplarına ciddi bedensel veya psi- Sözleşmenin “ağır ihlaller” tanımlamasına dahildir.
kolojik zarar vermek, Cenevre Sözleşmeleri evrensel yetki konu-
c. Grubun hayat şartlarını kasıtlı olarak etkile- sunda maddelere yer vermektedir: Birinci Cenev-
yerek maddi varlığının kısmen veya tamamen yok re Sözleşmesi, 49. madde; İkinci Cenevre Söz-
olmasına yol açmak, leşmesi 50. Madde; Üçüncü Cenevre Sözleşme-
d. Grup içinde doğumları önlemek amacıyla si 129. madde ve Dördüncü Cenevre Sözleşmesi
önlemler dayatmak, 146. madde (ortak metin) olarak aşağıdaki gibidir:
e. Grubun çocuklarını bir başka gruba zorla “Madde 50: Sözleşmeci Yüksek Taraflar takip
nakletmek”. eden maddede tanımlanmış olan bu sözleşmenin
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Soykırım ağır ihlallerini içeren fiilleri işleyen, işlenmesi için
kavramı İnsanlığa Karşı Suçlardan ayrı bir suç ola- emir veren kişilere etkin cezai yaptırımların uygu-
rak sınıflandırılmış ve 11 Aralık 1946 yılında BM lanmasını sağlamak için her türlü yasama faaliyeti-
Genel Kurulu’nun oy birliği ile kabul ettiği 96(I) nin çıkarılmasını üstlenirler.
sayılı kararında; Sözleşmeci Yüksek Tarafların her birisi bu cid-
“Cinayet nasıl birey olarak insanların yaşam di ihlalleri işleyen ve işlenmesi için emir veren kişi-
hakkının (right to life) inkârıysa, Soykırım da bü- leri aramak yükümlülüğü altındadır ve bu kişileri
79
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
80
EKLER
neten Komünist Parti yetkilisi. Bir televizyon ka- diye konuşan Wu, “Olayların üç şer gücün (terö-
nalında “Kafasını kaldıran “Uygur Türkünü vurun. rizm, ayrılıkçılık ve aşırı dincilik) tarafından yurti-
” dedi. Doğu Türkistan’da bağımsızlık yanlısı dire- çi ve dışında organize edildiğini öne sürdü. Farklı
nişçilere karşı “yeniden ıslah etme” sürecinin başla- etnik gruplar arasında dilde, geleneklerde ve din-
tılacağını söyleyerek “Başlarını çıkardıklarında he- de artan etkileşimin bazı çatışma ve anlaşmazlıkla-
men vurmalıyız. Saldırmalarını beklemeden he- ra neden olduğunu kabul eden Wu, bu problemle-
men vurmalıyız. Bu kış ve önümüzdeki baharda rin zamanında ve uygun bir yolla çözüldüğünü sa-
bütün bölgede bağımsızlık hareketlerine karşı ye- vundu. Bakan Yardımcısı Wu, Urumçi olayları ne-
niden ıslah faaliyetini başlatacağız” dedi. Bu sözler deniyle etnik bölgelerden yetkili alınmaması söy-
bölgede uygulanan baskı politikasının boyutunu lemlerine de karşı çıktı. Çin’deki 5 özerk bölge, 30
gösterme açısından çok önemli. 15 yıldır bölge- özerk il ve 120 özerk ilçedeki yönetici başkanları-
yi baskıcı politikalarla yöneten Lequen’ın geçmiş- nın hepsinin etnik gruplardan olduğunu belirten
teki icraatları arasında, bölgeye milyonlarca Çinli- Wu, daha fazla etnik yetkiliyle hükümetin bu kişi-
yi yerleştirmek, Uygurca gibi azınlık dillerinin 21. lerin görev almasını ve haklarını icra etmesini bek-
yüzyıla uygun olmadığını savunmak ve ilkokullar- lediğini dile getirdi. Wu konuşmasının sonunda et-
da Uygurcayı yasaklamak, devlet memurlarına na- nik gruplardan gelenlerin memur alımında genel-
maz kılmayı ve oruç tutmayı yasaklamak gibi katı de Han Çinlilerine uygulanan şartlara tabi tutuldu-
uygulamalar yer alıyor. Lequen Doğu Türkistan’da ğunu ancak etnik bölümlere alımlarda etnik grup-
15 yıldır bu etnik savaşı sürdürürken, yardımcısı ların tercih edildiğini aktardı. Çin’deki azınlık böl-
Zhang Quingli de 2005 yılından bu yana Tibet’te ge hükümet başkanları, görev yaptığı yerdeki Çin
etnik baskı uyguluyor. Komünist Parti (ÇKP)Sekreteri’ne karşı sorum-
7. Wu Shimin: Devlet Etnik İşler lu bulunuyor ve yetkisi ÇKP sekreterini aşamıyor.
Komisyonu’ndan (SEAC) Sorumlu Bakan Yar- 8. Muttelip Enver: Bölgedeki Uygur Komutan
dımcısı. Pekin’deki Devlet Konseyi Basın Ofisi’nde 9. Muhtar Esen: Doğu Türkistan Etnik
düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, ayakla- İşler Komisyonu Başkan Yardımcısı. Son yıllarda
nanların amacının kesinlikle gerçekleşmeyeceği- bölgede Çinli nüfusun artmasıyla ilgili olarak bu-
ni söyledi. “Ancak Sincan’daki ve diğer bölgelerde- nun reform ve dışa açılma uygulamaları sırasında
ki etnik grupların problemlerini çözmek için ma- açık piyasada olağan bir durum olduğunu ileri sür-
kul isteklerini yerine getirmeye devam edeceğiz.” dü. Esen Türk gazetecilerle görüşürken, Türkiye’ye
81
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
Müşteki
…………………………………..
(İmza)
82
EKLER
01.08.2003 / İstanbul
Türkiye’de Bulunan Uygur (Doğu Türkistanlı)
Mültecilerin Durumu Hakkında Rapor Mazlumder
83
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
Çin’e komşu ülkelere geçiş yaptıktan sonra bir fonla görüştüklerinde konuşmaları dinleniyormuş.
kısmı havayoluyla direkt İstanbul’a geliyor. Karayo- Yakınları bazen telefon konuşması bittikten son-
luyla gelenler İran üzerinden geliyor. İran’daki Türk ra polis gelip telefon konuşması ile ilgili olarak sor-
Konsolosluğundan vize alarak Türkiye’ye geçiyor- guluyorlarmış. Çin’deki birisi ülke dışında bulunan
lar. Çok az sayıda da olsa havayoluyla Urumçi’den abisine “gelme” dediği için 3 ay hapis yatmış. Gön-
Bakü veya Dubai üzerinden İstanbul’a gelenler var. derilen mektuplar çoğu zaman ulaşmıyormuş.
Ayrıca Çin’deki Türk konsolosluğu Uygurlu- Siyasi açıdan sıkıntılı olmayanlar -tüccar olan-
ların az bir kısmına vize veriyor, çoğunun vize baş- lar- istedikleri zaman Çin’e girip çıkabiliyorlar.
vurusu red ediliyor. Mülteci olarak kaçıp gelenlerin geri dönmesi ha-
Uygurlular genel olarak Çin’den Kırgızistan’a linde hapis, işkence, ölüm, kaybedilme tehlikesi
geçmekte ve oradan diğer ülkelere gitmektedir- ile karşı karşıya olduğu söyleniyor. Siyasi durumu
ler. Ayrıca Afganistan, Kazakistan ve Pakistan’a itibariyle dönmesi riskli olduğu halde vatanlarına
bağlı Azad Keşmir üzerinden de çıkış yapanlar da dönenlere uzun süreli hapis cezası veriliyor, bir kıs-
vardır. Kırgızistan, Pakistan ve Kazakistan’da gü- mından haber alınamıyor.
venli bir şekilde bulunma imkanı yok. Çünkü –ifa- Sığınmacıların hepsinde ortak bir özellik var,
de ettiklerine göre- Çin istihbaratı kendilerini iz- güvensizlik. Çin istihbaratından çok korkuyorlar.
liyor ve tesbit edildiklerinde Çin tarafından resmi Kendi vakıfları olan İstanbul’daki Doğu Türkistan
olarak iade edilmeleri (sınırdışı edilmeleri) isteni- vakfına gelenler foto veya kamera çekimi yaptırmı-
yor. Her üç ülkeden Çin’e bir çok defa iade olmuş. yorlar. Örneğin yardıma muhtaç birisi için kendi
Kazakistan, 1997’deki Gulca ayaklanmasın- aralarında yardım topladıklarında isim listesi yapıl-
dan sonra 3 kişiyi Çin’e iade etmiş ve bunlar idam masına bile karşı çıkmışlar. Yani kendi Vakıflarına
edilmişler. Pakistan 1997 yılında Keşmir’de bu- bile güvenmiyorlar.
lunan 13 kişiyi Çin’e iade etmiş. Bunlardan 12’si Bu güvensizlik bazen kendi aralarında bile
idam edilmiş. 1998 yılında da 11 kişinin -bütün ça- olabiliyor. Sahte pasaportla geldikleri için birbirle-
balara rağmen- Çin’e iade edildiği belirtiliyor. Bazı rinin gerçek isimlerini bazen bilmiyorlar.
durumlarda Çin güvenlik görevlileri doğrudan ya-
kaladıklarını götürebiliyorlarmış. B - İkamet
Çin Hükümeti Uygurları daha önce “ayrılıkçı” Türkiye’de bulunan Uygurlu sığınmacıların en
olarak nitelendiriyordu. 11 Eylül’den sonra “terö- önemli sorunların başında ikamet sorunu gelmek-
rist” olarak nitelendirmeye başladı. Çin Başbakan- tedir. Yasadışı yollarla veya sahte pasaportla giren-
lık Enformasyon Merkezi Uygurlular hakkında ler zaten bu sorunu aşamamaktadırlar. Geçici vize
“terörist” olduklarına ilişkin kitap, cd vs. yayın ha- ile gelenler ise ikamet belgesi verilmesi sınırlı ol-
zırlayıp dağıtıyormuş. Örneğin Türkiye’deki Doğu maktadır.
Türkistan Vakfı’nın faaliyetleri de terörist faaliyet İkamet sorununun kısmi çözümü tanıdık et-
arasında gösteriliyormuş. kili birilerinin devreye sokulması ile mümkün ola-
Örneğin, Türkiye’de bulunduğu sırada yılbaşı biliyor. Mayıs 2003 itibariyle pasaportlu olan 57
partisinde fotoğraf çeken bir Uygurlu dönüşte fo- kişiye 2003 sonuna kadar ikamet izni alınmış. İlle-
torafları incelenmiş ve bir fotoğrafta TV üzerinde gal giriş yapan 13 kişiye ikamet izni talebi red edil-
küçük bir Uygur bayrağı göründüğü için 15 yıl ha- miş. İllegal olarak bulunanların sayısı tahminen 40
pis cezası almış. Gidenlerin bir kısmından bir daha civarında. Bu 40 kişinin durumu yasadışı oldukla-
haber alınamıyormuş. Çin’deki yakınlarıyla tele- rı için kritik.
84
EKLER
85
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
geçenler de var. Son zamanlarda çok fazla masraflı UNHCR’deki Uygurlulara tercümanlık yapan
olduğu için artık tercih edilmiyor. kişiye karşı (o da bir Uygurlu) ortak şüpheleri /
Uygurlu sığınmacılar, UNHCR’deki görev- güvensizlikleri gerçek de olabilir, Çin istihbaratına
lilerin kendilerinin yaşadıklarını anlamadıklarını, karşı paranoya haline gelmiş korkuyarı da olabilir.
bütün samimiyetleri ile bütün sıkıntılarını anlat- Uygurlu sığınmacıların bir kısmı, tercümanın Çin
malarına rağmen bazen inandıramadıklarını söy- konsolosluğu ile organik bağı oldu iddiasındalar.
lüyorlar. Örneğin birisi, 6 senedir Çin’den çıkmış
ve çoluk çocuğu orada olmasına rağmen Çin’e gi- A - Bazı Başvurucular Hakkında
demeyen birisine “Çin’e istersen gidebilirsin” yoru- 1 - Şevket İman
mu yapılmasına isyan ediyor. “Eğer gidebilseydim 1989 yılında üniversiteden mezun, bir süre
en azından 6 yıldır göremediğim çocuklarım için öğretmenlik yapmış. 1997 ayaklanmasında karde-
giderdim, bizim yaşadığımız sıkıntıları anlamıyor- şi tutuklanmış. Kardeşi hakkında bir bilgi alama-
lar” diyor. yınca kardeşini arayıp soruşturmuş. Bu araştırma
Ayrıca bazı sığınmacıların iltica statüsü hak- sırasında polisle sorunlar yaşamış. Öğretmenilk
kında karar verilmesi çok uzun sürüyor. 2-3 yıl yaptığı okuldan atılmış. Çin dışında basılan –ya-
beklemelerine rağmen hala karar çıkmayanlar, saklanmış olan- UÇKUN gazetesini dağıtmış.
veya red kararına itiraz etmiş olup da hala cevap 2000 yılında Çin’den çıkmış. Kırgızistan’dan
alamayanlar varmış. Kazakistan’a geçmiş. Çin’de yasaklanmış olan
Güvensizliğin temel sebebi UNHCR’deki bilgi- 18 kitabı bir kamyoncu ile Çin’e göndermiş, fa-
lerin Çin yetkililerin eline geçebileceği korkusu. Ül- kat Çin’e girerken kitaplar yakalanmış. Artık Çin’e
kelerinde gördükleri yoğun baskı ve Çin istihbaratı- dönemeyeceğini, dönerse 10-15 yıl hapis ceza-
nın yaygınlığı hepsini psikolojik olarak etkilemiş. sı verileceği korkusuyla dönememiş. Kırgızistan’a
UNHCR’de Uygurlu başvurucular için tercü- dönmüş ve elde ettiği sahte Kırgız pasaportu ile
manlık yapan Şevket’e güvenmiyorlar. Sebep ola- 12.7.2001’de Türkiye’ye gelmiş. Sahte pasaport ne-
rak da onun vasıtasıyla görüşme yapan hiç kim- deniyle dört ay Antalya’da Yabancılar Polisinde gö-
seye şu ana kadar mülteci statüsü verilmediği ifa- zaltında kalmış. Orada UNHCR’i duymuş ve ser-
de ediliyor. Mülteci başvurusu kabul edilenlerin best kalınca gidip başvurmuş. 2-3 ay sonra görüş-
Şevket’in tercümanlık yapmadığı kişiler olduğunu meyi yapmış. Görüşmeden 4-5 ay sonra red ceva-
söylüyorlar. bı gelmiş. İtiraz etmiş, halen –yaklaşık 6 aydır- itira-
Başvurucular Şevket’in Çin konsolosluğuna zı hakkında bir cevap gelmemiş. Çin’den ayrıldık-
bilgi aktarımı yaptığı konusunda endişe duyuyor- tan sonra polisler sık sık evine gelerek ailesini ra-
lar. Görüşmelerde en küçük detayları bile anlat- hatsız etmişler. 2003 Mart ayında eşi iki çocuğunu
tıklarından tedirginlik duyuyorlar. Tercüman ko- (8 ve 12 yaşında) yanına alarak Türkiye’ye gelmiş.
nusunda şüphelenmelerinin sebebi olarak da bi- Çocukları okula kaydetmek istemişler fakat ika-
risi Şevket’i Çin konsolosluğunda görmüş ve kısa met alamadıkları için kaydedememişler. Şu anda
bir zamanda ekonomik olarak çok iyi bir hale gel- ise eşinin 3 aylık ikamet izin var. Kendisi ise pasa-
diğini söylüyorlar. Bazı başvurucuların iyi Türkçe portsuz ve ikametsiz.
bilmesine rağmen yine de görüşme sırasında Ter-
cüman olarak Şevketin çağrılmasından rahatsızlık 2- Muhammet Dursun Aimait
duyuyorlar. UNHCR’e bu nedenle güvenlerinin 1987 Yılında siyasi açıdan şüpheli görüldüğü
yıkıldığını söylüyorlar. için bir buçuk ay hapis yatmış. Çin’de iken Kuyum-
86
EKLER
87
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
leştirilmeyi bekliyor. Kanada, USA ve Norveç yer- UNHCR’e karşı düş kırıklığı veya güvensiz-
leştirmeyi kabul etmemişler. Kanada red yazısında likleri var. Çok sayıda Uygurlunun başvurusu red
“İsterse Çin’e dönebilir, hayati tehlikesi yok” demiş. edilmiş. UNHCR görevlilerinin, Çin’de yaşadık-
İkamet ve pasaportu yok. Eşi 1996’da Çindeki ları baskı ve zulümleri, geri dönme halinde kar-
arkadaşlarının yardımıyla Türkiye’ye gönderilmiş. şılaşabilecekleri riskleri anlayamadıklarını düşü-
Çin’de hala 3 çocuğu var, Yaklaşık 10 yıldır çocuk- nüyorlar. Bazı başvurucuların dosyalarının uzun
larını görmemiş. süre bekletilmesi / uzun süre karar verilmemesi de
önemli bir şikayet konusu. Ayrıca UNHCR’e ver-
4 - Genel Değerlendirme dikleri ayrıntılı bilgilerin Çin devletinin eline geç-
mesi konusunda endişe taşıyorlar.
ve Sonuç
Çin hükümetinin yoğun baskılarından dolayı
yaşam hakları riske giren, veya işkence veya suçsuz
Çin’den kaçan Uygurlu sığınmacılar komşu
yere uzun süre hapis yatma veya kayıp edilme teh-
ülkelerde uzun süre kalamıyorlar. Çin’in baskıla-
likesi ile karşı karşıya kalarak ülkelerini terketmek
rı nedeniyle özellikle Pakistan, Kırgızistan, Kaza-
zorunda kalan ve bir şekilde Türkiye’ye gelen Uy-
kistan ve Özbekistan’da her an Çin’e sınırdışı gön-
gurlu sığınmacılar zor koşullar altında yaşamlarına
derilme risk var. Çin’e gönderilenlerin çoğu idam
devam etmektedirler.
ediliyor. İdam edilmeyenleri ise mutlaka işkence
ve en hafifinden 15 yıl hapis cezası ile karşılaşabili-
yorlar. İade edilenlerin bir kısmından hiç haber alı-
namıyor.
Bir çoğu kendi pasaportu ile çıkamadığı için
sahte pasaportla seyahat etmek zorunda kalıyor.
Bu nedenle her an her an sahte pasaport nedeniy-
le, gözaltına alınma, yargılanma veya hapis yatma
tehlikesi ile karşı karşıyalar. Böyle bir risk gerçek-
leşmezse bile pasaportun süresini uzatma imkanı
olmadığından kısa bir süre sonra illegal konuma
düşebiliyorlar. Giderek ikamet izni imkanı da ol-
muyor.
Türkiye’de bulunan Uygurlu sığınmacıların
önemli bir kısmı illegal olarak bulunuyor. Yasal ola-
rak Türkiye’ye giriş yapıp ikamet izni alabilenlerin
sayısı az. Bunların her an polisle başlarının derde
girmesi riski var. Yabancılar polisinde kalanlar nor-
malden farklı bir uygulama ile aylarca gözaltında
kalabiliyorlar. Polis, uzun tutulmanın yargısal gö-
zaltı değil, idari tedbir olduğunu, tutuldukları yerin
ise misafirhane olduğunu söylüyor. Hukuken ya-
sadışı gözaltıdır, çünkü kişinin özgürlüğü bir yargıç
kararı olmaksızın uzun süre sınırlandırılmaktadır.
88
FOTO Ğ R A F L A R
Doğu Türkistan
İnsan Hakları İhlalleri
Fotoğrafları
89
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
90
FOTO Ğ R A F L A R
91
2 0 1 0 D O Ğ U T Ü R K İ STA N İ N SA N H A K L A R I R A P O RU
92