Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 6

YAKUP EFİLOĞLU 17090111044

İSLAM FELSEFESİNİN TANIMI VE İSLAM -FELSEFE


İLİŞKİSİ
İslam felsefesi Müslüman filozofların düşünürlerin İslam kültürü içerisinde ürettikleri
felsefenin ismidir.İslam kültürü içerisinde yaşamış olan her ırkın ürettiği felsefeye de İslam
felsefesidir.Hatta İslam kültüründe yaşayan ancak Müslüman olmayan filozoflara da İslam
filozofları denmiştir.İslam felsefesini sadece İslami bilgilerle sınırlamamak gerekir,çünkü
İslam kültüründe birçok dine mensup insanlar bir arada yaşamış ve İslam felsefesine büyük
katkısı olmuştur.Felsefe insanların gerçek somut şetlerden soyut mecazi bilgilere ulaşmasını
sağlar.İslam felsefesinde de illaki soyut konular olduğundan bu konu İslam felsefesi olarak
adlandırılmıştır.

Buna rağmen İslam felsefesi birçok yanlış anlaşılmalara yol açmıştır.Örneğin İslam
felsefesi ,İslam'ın felsefesi olamaz gibi oysaki hiçbir İslam filozofu böyle bir yorumda
iddiada bulunmamıştır.Bir diğer görüş ise İslam felsefesi felsefenin İslami yorumu değildir
yorumu zaten İslam filozofları direk bir felsefe üzerine yoğunlaşmamışlardır,öncelilikle
İslami bir birikim elde ettikten sonra İslam inanç ve ilkelerini koruyarak felsefeyle
uğraşmışlardır.İslam felsefesi İslam da felsefe olur olmaz tartışmaları ortaya çıkmıştır.Bir
grup felsefenin Tanrı tanımaz olduğunu ileri sürerek İslam'da da felsefenin olmayacağını öne
sürmüşlerdir.Diğer grup ise felsefenin İslam dinini küçümsediği düşüncesidir.Felsefenin elit
İslam'ın ise daha geride olduğunu söylemişlerdir.Sonuç olarak Müslüman olsun olmasın
birçok görüş felsefeyi İslamla bağdaştıramamıştır.

İSLAM FİLOZOFLARINA GÖRE FELSEFE NE DEMEKTİR?

İslam filozoflarına göre felsefe teoriğin pratiğe geçmesiyle anlam kazanacağını


söylemişlerdir.felsefe ancak uygulamaya geçerse felsefedir,Kindi ve diğer İslam alimleri
felsefeyi şöyle tarif etmişlerdir;

Kindi;

.Felsefe sevgidir,zevktir,bilmektir

Felsefe insanın gücü yettiği kadar Allah'ın fiillerinin benzerini yapmaya çalışmasıdır.

İbn rüşt:Var olanlar hakkında düşünmek yani bütün yaratılmış olanların bir sebebe bir amaç
için yaratıldığını düşünmek.İnsan yaratılmışlara bakarak Allah'a ulaşır.
KİNDİ:Felsefe insanın arzuların ,şehvetin öldürmesidir.Tabi burada şehveti öldürmek dinin
yasak ve emirlerine göre arzuları öldürmek.

Felsefe insanın kendisini bilmesi anlamasıdır,ölçüp tartmasıdır.İnsan önce kendini tanıyacak


ondan sonrada zaten yaratıcısını tanır.

Felsefe sanatların öğretici olmasını amaçlar,bilinenin en güzel şekilde iletilmesini söyler.

Felsefe varlıkların en geniş çerçeveden sebeplerinin ne olduğunu bilmektir.İnsanın gücü


yettiği kadar varlığın her türlü incelerek düşünmelidir,bu dünyada görünen şeylerin
görünmeyen tarafından yönetildiğini bilmeli fark etmelidir.Felsefe insanın gücü yettiği kadar
der çünkü insanın aklının sınırlarının bulunduğunu ve her şeyi bilemeyeceğini vurgular.Yüce
Allah akla sınır koyduğunu söylemiş ama o sınırın ne olduğunu bize söylemiştir ,felsefeyi
eleştirenler ise birçok dini konuda kendi kendilerine sınır koyarak hâşâ Allah'ın sınır
koymadığı konularda kendi kendilerine sınır koymuşlardır.Hiç kimse başkasının aklına sınır
koyamaz çünkü herkesin akıl seviyesi aynı değildir.Sadece yanlışını söyler,aklını
kısıtlayamaz.Çünkü insan zaten aklının sınırını kendi bilgi ve zekasıyla kendisi ayarlar.
İSLAM FELSEFESİNİN KONUSU GAYESİ VE HİKMET İLİŞKİSİ

İslam felsefesinin konusu genel olan yani tümeldir.Geniş olandır.İslam filozoflarında


felsefenin konusunu belirlerken tümel -tikel ayrımına gitmişlerdir.Tikel ilim varlıkların bir
bölümünü incelerken tümel ilim ise varlıkların tamamını inceler.Bu yüzden tümel ilim
varlıkların ilk sebeplerini de araştırdığından ilk Felsefe de denmiştir.

Felsefenin konularını şöyle açıklayabiliriz:Varlık,varlığın nedenleri sebepleri,önceden ve


sonradan olma,illetleri,tüm ve tek oluşu.Felsefenin konusu Allah olamaz çünkü Allah'ın
varlığını her açıdan kabul etmekteyiz.Bugünkü açıdan baktığımızda felsefenin konu edindiği
meseleler İslam felsefesinin de konusu olmuştur.Felsefede her zaman varlık üzerine bilgi ve
değer üzerine araştırma ve sorgu içindedir.

FELSEFENİN GAYESİ

Yüce Allah'ın bir olduğunu ,sabit hareketsiz olduğunu ama her şeyi hareket ettirdiğini her
şeyin faili olduğunu,onun sonsuz cömert,adalet,ve hikmetiyle bu aleme düzen verdiğini bilip
anlamaktır.Yüce Allah'ın yarattıklarından yola çıkarak Yüce Allah'ın zatını bilmeye
götürecek en güzel yöntemdir.Felsefenin gayesine bütün ilimler yardımcı olur,bilim ve
teknolojide destek verir.Farabi felsefeye yönelen kişinin öğrendiklerini hayatına geçirip
uygulaması gerektiğini,toplumda düzeltmeler meydana getirmesi gerektiğini belirtir.

İSLAM FELSEFESİNİN HİKMET İLE İLİŞKİSİ

İslam filozofları hikmeti Allah,yüce en üst varlık,varlıkların hakikatlerini bilmek ,insanın en


güzele en iyiye ulaşması gibi tanımlar yapmıştır.Felsefenin hikmet konusu akıl ve mantığı
tutarlı şekilde kullanarak hakikate uygun düşünme,en güzel şekilde koordine etmektir.İslam
felsefesinde hemen her döneminde felsefenin etkisi açıkça görünmektedir.

İSLAM'IN FELSEFE ÖĞRETİM MERKEZLERİNE HAKİMİYETİ

Kuranın evrensel oluşu,onun evrensel mesajları İslam'ın başka kültür ortamlarına girmesini
sağlamıştır.İslam insanlardaki yanlışları bozulmaları zorla düzeltme yoluna gitmemiştir,en
güzel en kolay yollardan halletmeye çalışmıştır.Kur'anın mesajları peygamber efendimiz
zamanından itibaren çok geni bir çevreye yayılmıştır.İslamiyet'in gittiği bölgelerde buraya
yeni düşünce ve fikirler meydana gelmiştir.Orada mevcut düşünce ve inançlarda da
değişmeler meydana gelmiştir.İslamiyet'in geldiği dönemde bazı bölgeler bilim ve teknoloji
açısından ilerdeyken bazı bölgeler ilerideydi,İslamiyet'in yayılıp öğrenilmesiyle birçok kurum
ve kuruluşlara ihtiyaç duyulmaya başladı.Bu kuruluşların balında eğitim öğretim
geliyordu,buradaki eğitim sadece dini değil pozitif ilimleri de öğretmesi gerekiyordu.Pozif
ilimlerinde Müslümanlar ancak tercüme yöntemine diğer dinlere mensup olan
medreselerden,eserlerden elde edebiliyorlardı.

İslam'ın ele geçirdiği bölgelerde medreseler zaten mevcut idi ,bunlara ilave olarak yeni
medreseler de yapılmıştır.

1)İSKENDİYE MEDRESESİ

En eski felsefe okuludur.Hristiyan felsefesi temelini oluşturur.Hristiyanlığın


eflatunculuğun yorumlanmasıyla meydana getirmiştir.Müslümanlar gelene kadar burda
hristiyan yeni eflatuncuğu vardı.

2)URFA VE NUSAYBİN MEDRESESİ

Burası daha çok dini eğitim veren okullardır.Nusaybin okulunda ise hem din hem de
mantık derslerde verilmiştir.
3)ANTAKYA MEDRESESİ

Burası Hıristiyan alimlerin Hıristiyanlığı yaymak ve Hıristiyanlığı felsefeyle nasıl


ilişkilendirebileceklerini için kullandıkları okuldu.

4)CÜNDİŞAPUR MEDRESESİ

Bu medrese daha çok tıp medresesi görevini yapıyordu.

5)HARRAN MEDRESESİ

Burada da felsefe,matematik,astronomi ve tıp ve doğa ilimleri öğretiliyordu.

TERCÜME FAALİYETLERİ VE BEYTÜL-HİKME

İslam felsefesinin gelişmesinde tercümelerde önemli bir yer teşkil eder.Müslümanlar


fethettikleri yerlerde bir çok bilgileri tercümeler sayesinde elde etmişlerdir.Tercüme
faaliyetleri daha çok emeviler döneminde başlamıştır.Yunanca eserler Arapçaya çevrilmiş ve
birçok yepyeni bilgiler elde edilmiştir.Sadece tercüme olmamış başka dine mensup bilginler
Müslüman devletlerde görev yaparak oraya yeni bilgilerin gelmesini sağlamıştır.Emeniler
hemen her alanda tercümelere büyük önem vermişler.Tercüme faaliyetleri Abbasiler
döneminde de mantık ,eflatun eserleri,farsça ve Süryanice eserler Arapçaya
çevrilmiştir.Abbasiler 1.dönemde çevrilen eserlerde hatalar meydana gelmiş çünkü eserler
nesnel bir şekilde değil kendi duygu ve düşüncelerinde katmışlar,çeviri yapan kişilerin iyi
derecede Arapça bilmemeleri,Bu dönemde Aristo mantığı çok iyi bilinmiyordu ancak
Müslümanların Aristo mantığının ehli kitabın kullandığının bilmesiyle Müslümanlarında
dikkatini çekti ve baktılar ki Aristo mantığı Müslümanların işine geliyor,bu sefer
Müslümanlar bu sistemi kullanmaya başladılar.

1.dönem Müslüman mütercimler arasında biri Müslüman diğeri Hıristiyan olmak üzere iki
tane mütercim vardı bunlar;

1)İbnul mukaffa

2)Yahya b.batrik

2.ÇEVİRİ DÖNEMİ

Bu dönemde çok önemli bir etkiye sahip Beytü'l Hikme kuruldu.Beytül hikme çok büyük
bir ilim merkeziydi,içinde kütüphane,bilim adamları,tercümanlar mevcuttu.Burdaki filozoflar
her türlü felsefi çalışmaları yapıyorlardı.İkinci dönemde tercümanlar daha iyi çeviri bilgisine
sahip idiler.Tercümeler daha güvenli daha sağlam yapılıyordu.İkinci dönemde de önemli
mütercimler vardı bunlardan bazıları;

1)Ebuni Osman el Dımeşki

2)İbn Naime el Hısmi

3)Matta b.Yunus

TERCÜME YOLUYLA İSLAM FELSEFESİNE KAYNAKLIK EDEN YABANCI


ESERLER

İslam felsefesinin doğuşuna etki eden unsurların başında Eski grek felsefesi ve bu felsefenin
İslam'ın doğuşuna kadar ortaya çıkan bilgiler gelir.

Çeviriye konu olan ünlü filozoflar şunlardır.

1)Sokrat(Sokrates)Kendisi eser yazmamış ondan sonra gelen öğrencileri ve onun düşüncesine


sahip olan kişiler eserler yazmıştır.Müslümanlarda çeviriler sayesinde Sokrat hakkında birçok
bilgi elde etmişler,onu atfedilen kitaplardan alıntı yapmakta sakınca görmemişlerdir.

2)EFLATUN=PLATUN

İslam filozoflarını en çok yararlandığı filozoflardan biridir.Onun eserleri arapçaya çevrilerek


bir çok bilgi sahibi olunmuştur.Platonun eserlerinden faydalanmış hem de onun hakkında
yazılanlardan faydalanılmıştır.Eflatun Müslümanlara üç düşünce alanında etkide
bulunmuştur.Metafizik,ahlak,siyaset

3)Aristo=Aristoteles:İslam filozoflarının görüşlerinden en çok yararlandığı filozoftur.Onunda


birçok eseri arapçaya çevrilmiştir.Müslümanlar bilim anlayışlarını oluştururken Aristodan
faydalanmışlardır.Aristonun Ahlak düşüncesinin İslamiyet yakın olması Müslümanlar
üzerinde etkili olmuştur.

4)Plotin:Feyz teorisinin merkezinde yer aldığı düşüncenin islam düşüncesine geçmesine


aracılık etmiştir.

5)Porfirus (Furfirus)
6)Stoacılık:İslam toplumu içinde ortaya çıkan materyalistler ,ateisler,mutezile üzerinde etkili
olmuştur.

7)Proclos

8)Alexandre d'aphrodise

9)Galen

10)Hristiyan Patristik Felsefesi

11)Üçüncü hermes

12)Yazarı bilinmeyen kitaplar

13)Felsefe tarihi kitapları

You might also like