Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 1

Nazladzhan MUTLU 16.12.

2020
Endüstri Mühendisliği
20069923
Grup 6
KONU:'' IV. KONU: KADINA YÖNELİK ŞİDDET ve AİLE İÇİ ŞİDDET''

DUYULMAYAN ÇIĞLIKLARIMIZIN DAVASI

Görücü usulü evliliklerin , çocuk gelinlerin dahi önlenemediği toplumlardan birinde yaşam
mücadelesi veriyoruz. Her gün büyük küçük demeden onlarcamız şiddete , tacize hatta tecavüze
maruz kalıyor . ‘ Kadın dediğin ; evinin hanımı olacak , susmasını bilecek , kan içip kızılcık şerbeti
içtim diyecek ’ klişeleriyle susturulmaya çalışılıyoruz . Böyle büyüdük , böyle büyütüldük . Haklı
davamızda ‘Dişi köpek kuyruk sallamazsa…’sözleriyle suçlu bulunduk . Bu topraklarda sıradan bir
kadınsan erkeklerin sana yer açtığı kadar yaşarsın . Evet , cesaretimiz yok , sesimiz çok çıkmıyor
zaten atılan çığlıklarımız da duyulmuyor . Konuşacak cesareti olanları üçüncü sayfaya haber
yapıyorlar . Gülüşlerimizi çalıyorlar elimizden hiçbir şey gelmiyor.

Toplumsal cinsiyet ve kadın algısının bu noktaya gelmesindeki en büyük etken Orta


Doğu kültürünün eskide takılı kalması. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çok sevdiğim bir
sözü vardır : Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde
etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı
başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur. O kadar çok şeyin sebebini
açıklar ki bu söz .Hala kız çocuklarını okutmayan onlarca aile varken kadınları erkeklere
muhtaç diye suçlayamayız . Başka bir şey öğretilmedi ki onlara, ne okumalarına ne de
çalışmalarına izin verdiler . Başlık parası uğruna , babası yaşında adamlarla aynı yatağa
girmek zorunda olan çocuklar var bu topraklarda . Bakirelik bir tabuydu ama erkek dediğin
çapkın olmalıydı . Kadına şiddetin en büyük sebepleri eğitimsizlik ve büyütüldüğümüz
kültür normları . Kızların okutulmaması ve kadına şiddetin yasal olarak caydırıcı
yaptırımlarının bulunmaması ülkemiz için büyük bir yara . Bana kalırsa iyileşmeye
çocuklardan yani eğitimden başlamalıyız . Hiçbir çocuk dünyaya ayrımcılık yaparak
gelmez . Onları biz yönlendiriyoruz , tıpkı zamanında bizleri yönlendirdikleri gibi . Eğer bu
döngüyü kırabilirsek gelecek nesiller aynı acıları çekmeyecek . ‘ Göster amcalara , kız gibi,
elinin hamuruyla vb. ’ toplumsal cinsiyet ayrımcılığına yol açan benzetmelerden
kurtulduğumuzda , sokaktaki o kıza ‘ O saatte dışarıda ne işin vardı ? Ne giymekteydin ? ’
demek yerine ‘ İyi misin? Bunu sana kim yaptı ? ’ diye sormayı öğreneceğiz ve bizler için
umut ışığı hala varolacak.

Son olarak beni gözyaşlarına boğan ve bu yazının esin kaynağı olan Sema’dan söz
etmek istiyorum . Sema 13 yaşında gelin olmuş , çikolatayla kandırılıp tecavüze uğramış
bir çocuk . Şimdi annem yaşında belki ama yaşayamadığı çocukluk onu hala kardeşim gibi
görmeme neden oluyor . Devlet 2 çocuğunun velayetini de sözde kocasına vermiş . Sema
ya da bir başkası böyle hikayeleri her gün duyuyoruz . Bizim için birkaç dakikalık bir
televizyon haberi olan şey onların tüm yaşamı . Susmayacağım , susmayacaksın ,
susmayacağız . Belki bu hikaye bazıları için kırılma noktası olur . Semalar için savaşmalı ,
haklı mücadelemizden vazgeçmemeliyiz . Gülüşümüzü çalanların gülmesine izin
verdiğimizde yaşamaktan da vazgeçmiş oluruz.

You might also like