Ntihardan Korumave Risk Deerlendirmesi

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 6

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/337012099

İntihardan Koruma ve Risk Değerlendirmesi

Presentation · October 2019

CITATIONS READS

0 1,202

1 author:

Yunus Hacimusalar
University of Health Sciences, Kayseri City Hospital
48 PUBLICATIONS   154 CITATIONS   

SEE PROFILE

Some of the authors of this publication are also working on these related projects:

The Effect of Smartphone, Tablet and Internet Use on Sleep Quality View project

SİPBAT-KF Türkçe geçerlik güvenirlik çalışması View project

All content following this page was uploaded by Yunus Hacimusalar on 04 November 2019.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


55. Ulusal Psikiyatri Kongresi

Konuşma Metni

İntihardan Koruma ve Risk Değerlendirmesi

Dr. Yunus Hacımusalar


Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

İntihar, kişinin yaşamını bilerek ve isteyerek sonlandırmasıdır. İntihar ilk on ölüm


nedeni arasında olup; günümüzde önemli bir halk sağlığı sorunudur. Bu yönüyle de yalnızca
psikiyatri uzmanlarını değil bütün sağlık çalışanlarını ilgilendiren bir sorundur. Dünya’da her
yıl ortalama 800.000 kişi intihar sonucu hayatını kaybetmektedir. Dünyada her 40 saniyede bir
kişinin intihar etmektedir. Her üç saniyede bir intihar girişiminde bulunulmaktadır. İntihar 15-
35 yaş arası gençlerde ilk üç ölüm nedeninden biridir. Tıpta önleme yaklaşımı intiharı önlemeye
uyarlandığında birincil düzey olarak insanların intihara eğilimin arttıran risk faktörlerinin
ortadan kaldırılması, intihar insidansının azaltılması ve koruyucu faktörlerin artırılmasıdır. Bu
aşamada eğitim çalışmaları, farkındalık oluşturma, beceri eğitimleri, intihar araçlarına ulaşımın

1
kısıtlanması ve medya haberleri ile ilgili düzenlemeler bulunmaktadır. İkincil düzey olarak
intihar riski taşıyan bireylere erken tanı ve tedavi ile müdahale edilmesi, tarama çalışmaları ve
intihar riski yüksel olan kişilerle karşılaşabilecek personelin eğitimini içerir. Üçüncü düzey
olarak da intihar davranışlarının tekrar ortaya çıkmasının önlenmesi ve bunun sonucunda
intiharın kişilere ve çevresine verebileceği zararların en aza indirgenmesidir. Hastaların ruhsal
hizmetlere ulaşımının kolaylaştırılması, sağlanan hizmetin sürekliliği, hasta ve hasta
yakınlarının da rehabilitasyon sürecine katılımını içerir. Yapılan çalışmalarda intihar araçlarına
ulaşımın engellenmesi, intiharla ilgili medya haberlerinin yapılmaması, internet üzerinden
destek çalışmalarının intihar oranları azalttığı gösterilmiştir.
İntihara eğilimi olan kişilerin belirlenmesi, bu kişilerde intihar riskinin sistematik bir
şekilde değerlendirilmesi ve gerekli girişimlerde bulunulması çok önemlidir (1). İntihar
sıklığının oranları ülke, cinsiyet, yaş, intiharın nasıl tamamlandığı gibi değişkenlere bağlı olarak
önemli ölçüde değişmektedir. İntihar çok yönlü bir olgudur ve nadiren tek bir nedeni vardır.
Bununla birlikte intihar riski en çok ruhsal hastalıklar ile ilişkilidir. İntihar girişimi,
tamamlanmış intiharlardan 10-40 kat daha sık gözlenmektedir ve intihar girişiminin yinelemesi
açısından en önemli risk etkenidir.
Ergenlerde depresif bozuklukların varlığı, ailesinde intihar düşünce ya da intihar
girişiminin varlığı, anne baba ayrılığı, ebeveyn kaybı, aile içerisinde çatışma, stresli yaşam
olayları ve istismar intihar riskine neden olabilecek faktörler arasındadır (2). Yeterli sosyal
destek, kişinin sevildiğine, değer verildiği önemsendiğine ve yükümlülüklerinin olduğu bir
sosyal grubun üyesi olduğuna inanmasını sağlayan bilgi olarak tanımlanmaktadır. Sosyal
destek kapsamı içerisinde; duygusal destek (ilgilenme, empati, değer verme), bilgi desteği,
öneri ve yeni bakış açısı sunma, maddi destek, toplumsallaşmaya ve bir gruba ait olma
duygusunu veren destek yer almaktadır. Sosyal desteğe sahip olan kişilerin stresli yaşam
olayları ile ve ruhsal sorunlarla daha kolay başa çıkabildikleri belirtilmektedir (3). Ülkemizde
lise ve üniversite öğrencilerinin olduğu genç yaş grubunda intihar düşünce ve davranışlarının
diğer ülkelerden daha yüksek olduğunu gösteren çalışmalar vardır (4,5).
Psikiyatrik bozukluklar arasında başta majör depresyon olmak üzere kişilik
bozuklukları, şizofreni, duygudurum bozuklukları gibi çeşitli hastalıklarda intihar riski yüksek
bulunmuştur. Psikiyatrik bozukluğu olanlarda intihar riskinin psikiyatrik bozukluğu
olmayanlara göre daha yüksek olduğu bilinmektedir (6). Bazı durumlar kişilerin intihara eğilimi
olabileceğini düşündürmelidir. Dürtü ve öfke kontrolü problemi olanlar, riskli davranışlar
sergileyenler, problem çözme becerileri yetersiz olanlar, genç yaştakiler, daha önce intihar
girişiminde bulunmuş olanlar, kadın cinsiyeti, ve düşük sosyoekonomik durum intihar

2
girişiminde riskli grubu oluşturmaktadır (1,7) Komorbidite artmış intihar riski ile ilişkilidir.
Özellikle alkol madde kullanım bozukluğu, B grubu kişilik bozukluğu (borderline kişilik
bozukluğu, antisosyal kişilik bozukluğu) olanlarda intihar risk yüksektir. Agresif impulsif
kişilik özellikleri ya bu mental bozuklukları üzerinden ya da doğrudan intihara yatkınlık
sağlamaktadır. Bu hastalıkların rolü ve özellikleri gençlerde (<40) ve erkeklerde artan intihar
riski açısından önemlidir (8). Madde kötüye kullanımı, çocukluk ve yetişkinlik dönemi
travmaları, sosyal yalıtılmışlık, ekonomik güçlükler, ilişki sorunları, umutsuzluk ve dürtüsellik
de intihar riskini arttırmaktadır.
İntihar riski değerlendirmesi
Kimin kendisini öldürmeyi düşüneceğini veya intihar edeceğini önceden kestirmek
neredeyse olanaksızdır. Yapılan bir meta analiz intihar davranışının yordanabilme gücünün
%50 düzeyinde olduğunu göstermektedir (9). İntihar riskinin değerlendirilmesi zor bir süreçtir.
Bu nedenlerle intihar riskinin değerlendirilmesi direk olarak kimin intihar davranışında bulunup
bulunmayacağını saptamak değildir. İntihar riskinin değerlendirilmesi bir kişiyi intihar
davranışına sürükleyebilecek sosyal, psikolojik, biyolojik ve kültürel özelliklerin
değerlendirilerek tedaviyi planlama ve etkilerini değerlendirmede yardımcı olmasıdır. Risk
değerlendirmesi klinik görüşme ve öz bildirime dayalı ölçek ve testlerle yapılabilir. Klinik
görüşmede kendini öldürme yönünde risk taşıyıp taşımadığını belirlemeye çalışır. Öz bildirim
ölçekleri intihar davranışının olumsuz algılandığı kültürlerde daha doğru veri toplamaya
yardımcı olabilir. Birbirine yakın derecede etkinliğe sahip olsa da her iki yöntemin de avantaj
ve dezavantajları vardır (10).
İntihar riski değerlendirilmesinde dikkat edilmesi gereken unsurlar
Hasta ile işbirliği ve uygun iletişim doğru bilgiye ulaşarak risk değerlendirme sürecini
kolaylaştıracaktır. Hastaların anlaşıldığını hissetmesi, onların yardım arama davranışını
kolaylaştıracaktır. Aktif dinleyen, yargılayıcı olmayan, saygı ve empati içeren bir görüşme
yapılmalıdır. Uygun görüşme ortamının sağlanmış olması ve hasta bilgilerinin mahremiyeti
önemlidir. Hastanın kişisel, kültürel özellikleri ve dini düşüncesi nedeniyle intiharı konuşmak
hekimde güçlükler yaşayacağı düşüncesine neden olabilir. İntiharı konuşmanın kişinin olumsuz
duygularını arttırabileceği ya da intihar düşüncesini tetikleyebileceği düşünülebilir. Ancak
intiharla ilgili sorular açık bir şekilde sorulmalıdır. Her bir psikiyatrik değerlendirme, tedavi ve
takip kişiye özgü olduğu gibi intihar riskinin değerlendirilmesi de kişiye özgüdür. Geçmiş
tecrübeler önemli olsa da aynı varsayımlarla hareket edilmemelidir. Örneğin dini inancının
kuvvetli olduğu düşüncesi ile riski yok sayılmamalıdır. Ya da cinsiyet farklılıklarına ve yaş
gruplarına göre intihar davranışı sıklığı tahmini yapılmamalı buna göre tedavi

3
planlanmamalıdır. İntihar davranışına yönelik damgalanma intihar düşüncesinin konuşulmasını
zorlaştırmaktadır. Kişinin kültürel özelliklerine göre bir yaklaşım sürecin sağlıklı
değerlendirilmesini kolaylaştıracaktır. Görüşmenin ve kişinin kimlik bilgilerinin gizliliğinin
korunması oldukça önemlidir. Görüşme sürecinin, klinik muayene bulgularının, uygulanan
psikometrik testler ve tedavinin ayrıntılı olarak kaydedilmesi hem tedavi sürecini
kolaylaştıracak hem de olası intihar davranışında adli açından gerekli olacaktır. Kinikte yatarak
tedavi gören veya ayaktan takip edilen hastalarda intihar riskine yönelik yapılan değerlendirme
gerekiyorsa her görüşmede tekrarlanmalıdır.
İntihar riski değerlendirirken yaş, cinsiyet, medeni durum, çalışma durumu, daha önce
intihar düşüncesi veya davranışı olup olmadığı, varsa girişim yöntemi, intihar girişiminin tekrar
edip etmediği, intihar girişiminde bulunma yöntemi, yeri, zamanı, daha önceden planlanıp
planlanmadığı, intihar girişimi sonrası intihar düşüncelerinin devam edip etmediği bilgileri
önemlidir. Uygun olmayan bir görüşme ortamında elde edilmiş bilgiler sağlıklı bir
değerlendirmeye engel olabileceği için intihar riskinin değerlendirilmesinde de yanlış süreçlere
neden olabilecektir.
Bilinci açık olmayan, entoksikasyon tablosu devam eden veya gerekli olan hayati
müdahaleler tamamlanmamış olan hastaların intihar riski yönünden değerlendirilmesi uygun
zamana kadar ertelenmelidir. Kişi alkol veya madde etkisi altındaysa etkilerinin geçmesinden
sonra yeniden değerlendirme yapılmalıdır. Görüşme güvenilir olarak değerlendirilmediyse
veya kişinin sorulara yeterince samimi yanıtlar vermediği düşünülüyorsa intihar düşüncesinin
devam etmediği kararı için ek değerlendirme ve takip sürecine ihtiyaç duyulabilir.
İntihar için gerekli araçlara kolay ulaşılabilirlik intihar riskini arttıran etkenlerden
birisidir. İlaç, kimyasal ürünler, ateşli silah, delici kesici aletler, yüksek katlarda kapı
pencerelerin kontrolü ve kliniğin risk açısından değerlendirilmesi oldukça önemlidir. Kişide
intiharı düşündürecek tutum ve davranış değişiklikleri konusunda dikkatli olunmalıdır. Bunlar
sıklıkla, ölüm hakkında konuşma, yeme uyku düzeninde bozulma, tutum ve davranışlarda
farklılaşma, ruhsal durumunda farklılaşma, ölüme hazırlığı içeren davranışlar (yarım kalan
işlerin tamamlanması, vasiyet düzenleme) ve riskli davranışlarda artışı içerir.
İntihar girişiminde bulunan bireylerin izlenmesinin ne kadar önemli olduğu yapılan
çalışmalarda gösterilmiştir. Yineleyen intihar girişimleri mortalite açısından büyük risk
oluşturmaktadır. İntihar girişiminde bulunan bireylerde tekrar intihar etme olasılığının %37.34,
mortalite oranının ise kontrollere göre dört kat daha fazla olduğunu bildirilmiştir .Geniş çaplı
epidemiyolojik çalışmalarda intihar girişiminde bulunmuş ve hastaneye yatırılmış bireylerde
yineleyen intihar girişimi riski %30 bulunmuştur (11).

4
Sonuç olarak intihar riskini tam olarak değerlendirebilecek bir yöntem bulunmamaktadır.
Poliklinikte veya klinikte intihar riskinin değerlendirilmesinde bütün risklerin göz önünde
tutulması, kişinin klinik durumunun ayrıntılı değerlendirilmesi, intihar düşüncelerinin
konuşulabilmesi ve sorgulamaktan kaçınılmaması oldukça önemlidir.
Kaynaklar:
1. Öncü B. İntihar Eğilimi Olan Hastaya Müdahale. Kriz Derg. 2003;14(2):31–7.
2. Agerbo E, Nordentoft M, Mortensen PB. Familial, psychiatric, and socioeconomic risk
factors for suicide in young people: nested case-control study. BMJ.
2002;325(7355):74.
3. Cornwell B. The Dynamic Properties of Social Support: Decay, Growth, and Staticity,
and Their Effects on Adolescent Depression. Soc Forces. 2003;81(3):953–78.
4. Eskin M, Voracek M, Stieger S, Altinyazar V. A cross-cultural investigation of suicidal
behavior and attitudes in Austrian and Turkish medical students. Soc Psychiatry
Psychiatr Epidemiol. 2011;46(9):813–23.
5. Eskin M, Palova E, Krokavcova M. Suicidal behavior and attitudes in Slovak and
Turkish high school students: a cross-cultural investigation. Arch Suicide Res.
2014;18(1):58–73.
6. Yumru M, Savaş HA, Herken H, Kokaçya MH. İntihar ve kişilik. Anadolu Psikiyatr
Derg. 2008;9(4):232–7.
7. Batıgün Durak A, Şahin NH. Türk psikoloji dergisi. Türk Psikol Derg.
2003;18(51):37–52.
8. Güleç G. Psikiyatrik Bozukluklar ve İntihar. Turkiye Klin J Psychiatry-Special Top.
2016;9(3):21–5.
9. Franklin JC, Ribeiro JD, Fox KR, Bentley KH, Kleiman EM, Huang X, et al. Risk
factors for suicidal thoughts and behaviors: A meta-analysis of 50 years of research.
Psychol Bull. 2017;143(2):187–232.
10. Eskin M, Devrimci Özgüven H. İntihar Riskinin Değerlendirilmesi. Psikiyatr Güncel.
2017;7(1):15–26.
11. Önen Sertöz Ö, Noyan MA, Sertöz N, Elbi H. İntihar girişimleri öngörülebilir mi? Bir
üniversite hastanesi acil servisine intihar girişimiyle başvuran hastalarin alti aylik izlem
sonuçlari. Anadolu Psikiyatr Derg. 2010;11(1):1–8.

View publication stats

You might also like