Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 19

KİTABEVİ • 777

Edebiyatta
Jest ve Mimik

Editör
Ümral Deveci - Ahmet Akgöl
Kapak Tasarım
Onur Sönmez
Dizgi/İç Düzen
Hülya Aşkın

Baskı - Cilt
Çalış Ofset
Davutpaşa Caddesi No:8
Topkapı - İstanbul
Sertifika No: 45159

1. Baskı 1100 Adet


İstanbul, 2020

ISBN 978-605-7819-51-2

T.C.
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Sertifika No: 16450

Online Satış
www.kitabeviyayinlari.com
© Bütün yayın hakları “KİTABEVİ Yayınları”na aittir. Kaynak
gösterilerek tanıtım amacıyla ve araştırma için yapılacak kısa
alıntılar dışında, yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir şekilde
kopya edilemez, elektronik ve mekanik yolla çoğaltılamaz, ya-
yımlanamaz ve dağıtılamaz.

Yerebatan Caddesi. No: 33/6 Cağaloğlu-İSTANBUL


Tel:(0212) 512 43 28 • Faks:(0212) 527 11 16
Edebiyatta
Jest ve Mimik
Editörler
ÜMRAL DEVECİ
AHMET AKGÖL

KİTABEVİ
‹Ç‹NDEK‹LER

SUNUfi • XI

Jest/Tav›r Nedir?
S. Handan ERG‹YD‹REN DO⁄AN • 1

Mimik Nedir?
Filiz TAN ÇEV‹K • 9

TÜRK D‹L‹ VE D‹LB‹L‹M YAZILARI


“Dokuzuncu Hariciye Ko¤uflu”nda
Jest ve Mimik Tan›mlay›c› Cümleler
Ayfle ‹LKER • 19

‹letiflimin Kökenleri Üzerine:


Bir Beden Dili ‹fadesi Olarak Kur Yapma
Elmas ÇOKOL • 33

Söylemin Tutkusal Boyutu:


Duygusal Evrenin Kurgulanma Sürecinde Beden Dilinin Rolü
Murat KALEL‹O⁄LU • 53

Gözler Kalbin Aynas›d›r:


Sabahattin Ali’nin “Bir Aflk Masal›”nda Mimik
Anlat›mlar›n›n Göstergebilimsel Anlamland›rmas›
Songül ASLAN KARAKUL • 83
‹letiflime Yard›mc› Araç Olarak
Beden Dili ve Edebiyattaki Yans›malar›
V. Do¤an GÜNAY • 111

YEN‹ EDEB‹YAT YAZILARI

Jest ve Mimiklerin Söyledikleri ve


Ahmet Hamdi Tanp›nar’›n Baz› Karakterleri
Ahmet Cüneyt ISSI • 147

O¤uz Atay’›n “Beyaz Mantolu Adam” Öyküsünde


Bir Tav›r Olarak Suskunluk ve ‹fadesizlik
Ahmet Duran ARSLAN • 167

Reklam Metinlerinde Jest ve Mimik Kullan›m›


Aytekin FIRAT - Gülcan UZUN • 179

Orhan Kemal’in Romanlar›nda Köylülük ve Kentlilik


Karakteristiklerini Yans›tan Jest ve Mimikler
Beyhan KANTER • 213

Henry James’in “Yürek Burgusu” Adl› Eserinde


Bak›fl›n Gücü
Çi¤dem PALA MULL • 223

“Belle¤in K›fl Uykusu”nda Beden Dilinin Anlamsal Yolculu¤u


Gülden YÜKSEL • 235

“Bacaks›z Tatil Köyü”nde Adl› Çocuk Roman›nda


Jest ve Mimik Kullan›m›
Hatice FIRAT • 247

Murathan Mungan’›n Mezopotamya Üçlemesi’nde


(Mahmud ile Yezida, Taziye ve Geyikler Lanetler)
Metin D›fl› Sözlerin Oyuna Katk›s›
Nurullah ULUTAfi - fiener fiükrü Y‹⁄‹TLER • 271
Bertolt Brecht’in Epik Tiyatrosunda
Gestus Kullan›m›n›n ‹fllevi
Özlem ÖZMEN • 315

Ahmet Hamdi Tanp›nar’da Gülüfl


fiahru P‹LTEN-UFUK • 327

“Yüzlerdeki Bilmeceler”:
Foto¤raf›n Edebi ve Ebedi Etkisi Üzerine
fiener fiükrü Y‹⁄‹TLER - Nurullah ULUTAfi • 359

Sait Fâik’in “Yüz”leri: “Az fiekerli” ve


“Alemda¤’da Var Bir Y›lan” Üzerine Bir Okuma
Umut DÜfiGÜN • 389

KLAS‹K EDEB‹YAT YAZILARI

Klasik Türk fiiirinde Jest ve Mimik


Nam›k AÇIKGÖZ • 405

Divan fiiirinde Beden Dili


Cemal KURNAZ • 407

Klasik Türk Edebiyat›nda Bir Jest Olarak


“Sine Dövmek”
Dilber YILDIZ • 415

Bâkî’nin ‹ki Gazelinden Sar›lma Sahneleri:


“Yâre Sar›lmak”
Fahri KAPLAN • 441

Klasik Türk fiiirinde Bir Mimik Olarak


“K›ya Bakmak”
‹brahim YARDIMCI • 453
Klasik Türk fiiirinde Jest ve Mimik Olarak
“Çâk-i Girîbân/Yaka Y›rtmak”
‹lknur PALA • 465

Bir Jest ve Mimik Olarak


“Hayret ‹len Barma¤›n Difllemek”
Nam›k AÇIKGÖZ • 477

Sevgilinin Âfl›kla ‹letiflim fiekli: Îmâ ve ‹flâret


Ramazan ARI • 489

HALK EDEB‹YATI YAZILARI


F›kralardaki Mizah Yaratma Sürecinde
Jest ve Mimi¤in ‹fllevi
Ahmet AKGÖL • 507

Karacao¤lan fiiirlerinde Jest ve Mimik


Büflra YAPICI • 523

Dede Korkut Anlat›lar›nda Karakterlerin


Ruh Durumlar›n›n Beden Dilindeki Göstergeleri
Ümral DEVEC‹ • 543
O¤uz Atay’›n “Beyaz Mantolu Adam”
Öyküsünde Bir Tav›r Olarak
Suskunluk ve ‹fadesizlik

Ahmet Duran ARSLAN*

“Bin durakt›r dünya. Kald›r›m tafllar› aras›nda inatç›, inançl›


çiçeklerin tutunmaya, açmaya, solmamaya çabalad›klar›…”
Oya Baydar

“Ya d›fl›ndas›nd›r çemberin ya da içinde yer alacaks›n,


kendin içindeyken kafan d›fl›ndaysa çaresi yok…”
Murathan Mungan

Bafllarken
Korkuyu Beklerken (1975) kitab›n›n aç›l›fl öyküsü olan “Beyaz
Mantolu Adam”, etkileyici bir giriflle bafllar: “KALABALIK bir
topluluk içindeydi. Baflar›s›zd›. Paras› yoktu. Dileniyordu”1 (s. 11).
K›sa ama vurucu bu cümlelerde, modern toplumun en temel de¤er
ölçütleri (“unvan” ve “maddiyat”) ustaca betimlenir ve ana karak-
terin kalabal›klar karfl›s›ndaki yaln›zl›¤›, ötekili¤i, farkl›l›¤› sezdiri-

* Arfl. Gör. Mu¤la S›tk› Koçman Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve
Edebiyat› Bölümü, ahmetduranarslan@gmail.com
1
Öyküden yap›lan tüm al›nt›lar, O¤uz Atay’›n Korkuyu Beklerken (‹stanbul:
‹letiflim, 2018) adl› kitab›nda yer almaktad›r.
168 • Edebiyatta Jest ve Mimik

lir. Büyük harflerle vurgulanm›fl olan “kalabal›k”, öyküdeki önemli


figürlerden biridir. Toplumsal normlar›n buyruklar›na itaat edenle-
rin, kendilerine çizilen rol ve s›n›rlar› ihlâl etmeyenlerin kolektif
öznesi konumundad›r kalabal›k. Onun tam karfl›s›nda ise öykünün
ana karakteri, beyaz mantolu adam yer al›r. Asl›nda bir bak›ma o da
kolektif bir kimli¤in temsilcisidir: Norm d›fl› kiflilikler.

Toplumda Leke Olmak


Y›ld›z Ecevit’in belirtti¤i üzere bu öykünün esin kayna¤›, Çiçek
Pasaj›’nda kemer satan bir adamd›r: “Saç› sakal› birbirine kar›flm›fl
yar› meczup garip bir adamd›r bu. Çiçek Pasaj›’na her gelifllerinde,
meyhanelerin kalabal›k/gürültülü dünyas›n›n ortas›nda, koluna as-
t›¤› kemerlerle hiçbir canl›l›k belirtisi göstermeksizin bir portman-
to ask›l›¤› gibi orada öyle dikilip dur[maktad›r]” (2016, s. 478).
Atay’›n, bu gördüklerini kurmaca dünyaya aktarm›fl olma ihtimali
oldukça yüksektir. Beyaz mantolu adam, kelimenin tam anlam›yla
yersiz yurtsuz bir karakterdir. Ceketi yoktur, gömle¤i parça parçad›r,
y›rt›k pantolonun alt›ndaki çoraps›z ayaklar›na lastik geçirmifl vazi-
yette kalabal›k sokaklarda savrulup durur: “Yavafl yavafl yürüdü; dar
ve kalabal›k sokaklardan, dar ve kalabal›k sokaklara geçti. […] So-
kaklar›n üzerinde yürüyecek yer kalmad›” (s. 14). Bir yandan so-
kaklar üzerinden y›¤›n›n bask›c›, bunalt›c› atmosferi sergilenirken
öte yandan ondan kaç›fl›n imkâns›zl›¤› ima edilir. Âdeta basacak
yer, alacak nefes kalmam›fl gibidir. Kalabal›k herkesi, her yeri yut-
ma arzusundad›r; sadece kendine benzeyenlerin, daha do¤rusu ken-
dine benzettiklerinin varl›¤›n› kabul eder. Farkl› olanlara, benzefl-
meye yanaflmayanlara karfl› ac›mas›z ve tahammülsüzdür; içten içe
onlar› ortadan kald›rma ifltiyak› duyar. Farkl› olanlar, kalabal›klar
için birer “leke” gibidir: “Kuca¤›ndaki kundak çocu¤uyla karanl›k
bir kad›n çömeldi yan›na. Bir süre, iki leke gibi, duvara dayal› dur-
dular” (s. 12). “Leke” metaforu, toplumsal linçe maruz b›rak›lm›fl
kesimleri anlatmak için özenle seçilmifltir. Bilindi¤i üzere leke,
farkl›l›¤a iflaret eder; bütünselli¤i bozup parçal› bir yap› getirir bera-
Yeni Edebiyat Yaz›lar› • 169

berinde. Yani bir anlamda çok seslilikle de iliflkilidir. Oysa kalaba-


l›k tek renk, tek ses olmak ister. Bu nedenle lekelerden kurtulmaya
heves eder. Bu ba¤lamda öyküdeki “kenar” metaforu da dikkate de-
¤erdir. Farkl›lar ya da lekeliler toplumsal hayat›n merkezinde bu-
lun(a)mazlar. Onlar›n yeri k›y›d›r, kenard›r, uçtur: “Bir kenarda du-
ruyordu” (s. 11). Beyaz mantolu adam›n kenarda durmas›, naif bir
betimlemeden fazlas›n› ifade eder; bir bak›ma ötekilerin toplumsal
hiyerarflideki konumunu göstermektedir. Öte yandan farkl›l›¤›n
muhtelif ça¤r›fl›mlar›ndan biri de garipliktir. Bu durum öyküde flu
flekilde karfl›l›k bulur: “Derli toplu insanlar, dinlenmek için baflka
yerlere gittiklerinden kimseye garip görünmedi k›l›¤›, kimsenin gö-
züne çarpmad›” (s. 22). Burada “derli toplular” kalabal›ktakileri,
“garipler” ise ötekileri temsil eder. Bu ikili aras›ndaki gerilim bazen
görünüfl, bazen düflünüfl, bazen de her iki anlamda sürer gider.
Beyaz mantolu adam›n mantosunu al›fl hikâyesi ve hemen ar-
d›ndan yaflad›klar›, bahsi geçen gerilimi sergilemesi aç›s›ndan
önemlidir. Adam uzun ve ayd›nl›k mantoyu görür görmez etkilenir
ve hemen almak ister. Belki de uzun y›llardan beri ilk defa bir fley
karfl›s›nda bu denli heyecanlanm›flt›r. Ancak ona kavuflmas› çok
kolay olmaz. Maddî bedelin yan›nda bir de manevî bedel ödemesi
flart gibidir. ‹lk önce cinsiyetçi normlara maruz kal›r. Sat›c› onunla
dalgas›n› geçtikten sonra “Kad›n mantosu bu, hemflerim; sana ol-
maz” (s. 15) der. Ama adam kararl›d›r, ›srarla almak istedi¤ini söy-
ler. Bunun üzerine sat›c› ikinci normu, s›n›fsal normu devreye so-
kar: “Çok pahal›, sen alamazs›n” (s. 15). Bu da onu durdurmaya
yetmez ve adam mantoyu sat›n al›p üzerinde bir bayrak gibi tafl›ma-
ya bafllar. Manto bir bayrak gibidir; çünkü mevcut toplumsal norm-
lara yönelik sembolik bir baflkald›r›y› temsil eder.

Çocuklu¤a Mahkûmiyet
Zaten baflar›s›z ve paras›z oldu¤u için ötelenen adam, beyaz
mantoyu giydikten sonra kalabal›klar için iyice “niteliksiz bir fi-
gür”e, “etkisiz eleman”a ve özellikle “seyir nesnesi”ne dönüflür. Ka-
170 • Edebiyatta Jest ve Mimik

labal›ktakiler âdeta hiçbir iflleri yokmufl gibi onu seyretmekte bir-


birleriyle yar›fla girerler, y›¤›n üstüne y›¤›n olufltururlar: “Mantosu-
nu seyretmek için e¤ilince, henüz flaflk›nl›¤› geçmemifl ve onu nas›l
karfl›lamak gerekti¤ini bilmeyen toplulu¤u gördü suyun içinde. […]
Onu do¤rudan do¤ruya izlemek isteyenler suyu geçmeye çal›fl›rken
›slanarak yar› yolda kald›lar. […] ‹flsiz güçsüz tak›m›ndan, onu sey-
retmek için duranlar oldu” (ss. 16-17). Pasajda geçen “onu nas›l
karfl›lamak gerekti¤ini bilmeyen topluluk” ifadesi, öyküdeki birey-
toplum çat›flmas›n› yans›tmas› aç›s›ndan önemlidir. Toplum kendi
standartlar›na uymayan, özgürce ve içinden geldi¤i gibi yaflamak is-
teyen bireylere karfl› nas›l davranaca¤›n›, onlar› nas›l karfl›lay›p ko-
numland›raca¤›n› bil(e)mez durumdad›r. Atay, asl›nda farkl› du-
rumlar ve kifliler karfl›s›nda aciz kalan›n, onlar› kabullenmeyi ve
kendine katmay› baflaramayan›n, yani bir türlü reflit olmay› becere-
meyip az geliflmifl bir çocuk olarak hayat›n› idame ettirenin toplu-
mun ta kendisi oldu¤unu ima eder. Bu ba¤lamda Nurdan Gürbi-
lek’in çözümlemeleri ayd›nlat›c›d›r:

“Atay’da hem romantik bir anlay›flla yüceltilmifllik bir safl›k, bir


temizlik, bir duygululuktur çocukluk, hem de baflkalar› taraf›n-
dan gülünç duruma düflürülmeyi, alay konusu olmay›, yani saf-
dilli¤i, yetersizli¤i ve aczi içerir. Hem bir bozulmam›fll›k, bir he-
saps›zl›k, bir içtenlik; hem de fikirdense duyguya, duygular›n en
ilkellerinden biri olan öfkeye, h›nca, iyi aile çocuklar›na çamur
atan bir ‘mahalle çocuklu¤u’na mahkûmiyet” (2007, s. 186).

Atay toplumun “çocuksu safl›¤›”na sempatiyle yaklaflsa da


onun as›l vurgulamak istedi¤i, toplumun çocuklu¤a mahkûmiyeti-
dir. Onun için, “düpedüz azgeliflmifllik demektir çocukluk” (Gürbi-
lek, 2016b, s. 54). “Çocuk kalm›fl bir millet”in sergüzeflti, bir baflka
deyiflle “yar›myamalaklar›n hikâyesi”dir temel endiflesi (Gürbilek,
2015, s. 17). Ona göre toplum kendisini yetifltirecek bilgi, deneyim
ve fark›ndal›ktan uzakt›r; aflina olmad›¤› kifli ve durumlar karfl›s›n-
da ne yapaca¤›n› bilemeyen aciz bir çocuk gibidir. Nezaket ve diya-
Yeni Edebiyat Yaz›lar› • 171

log yerine fliddet ve monolo¤u ye¤ler. Tabiri caizse güçsüzlü¤ünü,


fliddete baflvurarak çaresizce güce dönüfltürmeye çabalar. Bu anlam-
da beyaz mantolu adam da, toplum taraf›ndan bask›lan›p ma¤dur
k›l›nanlardan, “sistem d›fl› nefes alan[lardand›r]” (Ercan, 2015, s.
79). Onun sessiz 盤l›¤›nda ise sanki Eduardo Galeano’nun “Ben
nefes almakla yetinmek istemiyorum. Yaflamak istiyorum” (2017, s.
172) cümleleri gizlidir.
Topluluk onu nas›l karfl›layaca¤›n› bil(e)medi¤inden türlü
damgalara baflvurur. Onlar gibi olmad›¤› için en baflta “yabanc›”d›r
zaten! Hiç konuflmad›¤› için “deli”, “kafadan manyak” ve “sa¤›r”;
ifadesizce durdu¤u için “cans›z manken”, “kukla”, “mumya”, “put”,
“çarm›h”; beyaz mantoyu ›srarla isteyip ald›¤› için “sap›k herif” olur.
Bunun d›fl›nda “esrarkefl”, “cüzzaml›”, “sara hastas›” ve “turist” gibi
muhtelif etiketlerle de iflaretlenir. Topluluk bilmedi¤i, tan›mad›¤›,
hiçbir yere s›¤d›r›p konumland›ramad›¤› adam karfl›s›nda tedirgin-
dir. Onu kendince “aflina” k›larak korkusunu gidermeye, “güvenli
s›n›rlar”›na yeniden dönmeye çal›fl›r. Bu ba¤lamda öyküde vurgula-
nan noktalardan biri de, bask› unsurlar›n›n toplumun her kesimine
sirayet etmifl olmas›d›r. Sadece yetiflkinler de¤il, çocuklar ve genç-
ler de bu furyan›n bir parças›na dönüflürler. Çocuklar adam›n arka-
s›na k⤛ttan kuyruk tak›p -büyüklerine özenerek- onunla alay
ederler: “Parktan ç›karken gene pefline tak›ld›lar. Önce çocuklar.
[…] Çocuklarla arabalar›n aras›na s›k›fl›p kalm›flt›. […] Hiçbir fley-
den korkmayan çocuklar, yani çocuklar›n hepsi, eteklerini tutarak
çevirdiler onu” (s. 23). Çocuklardan kurtulan adam bu sefer de ya-
kas›n› sahildeki gençlere kapt›r›r. Kendi bafl›na kalmas› âdeta im-
kâns›zd›r; her gitti¤i yerde hemen bafl›na üflüflür, nefes ald›rmazlar
ona: “Önce, kumda top oynayan gençlerin ilgisini çekti. Birbirleri-
ni iterek onu iflaret ettiler. Kafas›na bir iki top att›lar. Bir toptan
kaçmak isterken sandalyesiyle birlikte yere y›k›ld›. Çevresine top-
land›lar” (s. 24). Bask› unsurlar›n›n sadece yetiflkinlerle s›n›rl› kal-
may›p çocuk ve gençlerle de betimlenmesi, istibdat ve tahakküm
mekanizmas›n›n ne denli iflle(til)di¤ini vurgular. Toplumsal rol ve
172 • Edebiyatta Jest ve Mimik

normlar›n küçük yafllardan itibaren bireylerin zihinlerine kodlan-


mas›na yönelik örtük bir elefltiri söz konusudur burada.

Mutlak Kay›ts›zl›k
Peki, öykü boyunca a¤z›ndan tek kelime dahi duyulmayan,
âdeta suskunluk yemini etmifl, ifadesizli¤e gömülmüfl bir karakter
neyi temsil etmektedir? Sesin, jest ve mimi¤in yoklu¤u neyin iflare-
tidir? Yokluk üzerine kurulmufl olan bu anlat›yla var k›l›nmak iste-
nen nedir? Beyaz mantolu adam›n, suskunlu¤u ve ifadesizli¤i bilinç-
li olarak tercih etti¤i; hatta maruz b›rak›ld›¤› ötekilefltirilme süreci-
ne karfl› bir tav›r olarak tak›nd›¤› aflikârd›r. Çevresindekiler onun
için yok hükmündedir. Onlara verebilece¤i en büyük cezan›n bu
olaca¤›n› düflünür. Etraf›ndakilerle anlaml› herhangi bir etkileflimi
ya da ba¤ kurma iste¤i yoktur. Onlar›n hep bir a¤›zdan ve yüksek
sesli konuflmalar›na kat›lmak istemez; ma¤dur edildi¤i topluluk
içinde ma¤rur bir yaln›zl›k sürer. Ancak adam›n kendi sesini arad›-
¤›n› söylemek de güçtür. Murat Gülsoy’un belirtti¤i üzere, herkesin
rolünü bildi¤i bu hayatta o, “tam bir apathy (mutlak kay›ts›zl›k) hâ-
linde”dir (2010, parag. 102). Âdeta o “kendi içerisinde eylemsizlik
sözleflmesi yapm›fl gibidir” (Dilber, 2018, s. 180). Adam “e¤er sus-
ma etkinli¤ine giriflmemifl olsayd›, toplumla toplumun dili içinde
iliflkiye girmek zorunda kalacak ve böylelikle hâkim dil taraf›ndan
kendisine atfedilen kimli¤in içine hapsolmufl olacakt›” (Yaflat,
2015, s. 36). Dolay›s›yla buradaki as›l tavr›n, “dilin konuflmas›n-
dansa dilin susmas›n› sa¤layarak, söylenemeyecek olan› söylemek”
(Yaflat, 2015, s. 35) üzerine yo¤unlaflt›¤› söylenebilir.
Yerleflik de¤erlere olan isyan›n› kay›ts›zl›kta, yer yer de nihi-
lizmde bulan, tabiri caizse susarak konuflan bir adamd›r o! Mesela
caminin duvar›na yaslanm›fl dilenirken sokaktan gelip geçen biri
onun kör oldu¤unu düflünür: “Kad›n onun yüzüne bakarken, bile-
rek ya da bilmeyerek hiç oynatmam›flt› gözbebeklerini. Bu yüzden
ilk müflterisi onu kör sanm›flt›” (s. 12). Beyaz mantoyu sat›n ald›k-
tan, yani kalabal›¤›n tam anlam›yla seyir nesnesi hâline dönüfltük-
Yeni Edebiyat Yaz›lar› • 173

ten sonra ise adam›n suskunlu¤u ve ifadesizli¤i daha görünür olur.


Topluluktakiler iyice rahats›z olmufllard›r: “Hareketsiz, ifadesiz, öy-
lece durdu¤u için önce yan›na yaklaflamad›lar. En çok konuflulan
yabanc› dilden bildikleri birkaç kelimeyi onun üstünde deneyenler
ç›kt›. […] Küfür edildi. Sonra ona dokundular, mantosunun etekle-
rini çekifltirdiler; canl› oldu¤u anlafl›ld›” (s. 17). Görüldü¤ü üzere
beyaz mantolu adam, içine do¤du¤u toplum için absürd bir karak-
terdir; o, bu “hayat›n acemisi”dir (Gürbilek, 2016a, s. 30).
Öykü boyunca adam›n suskunlu¤a s›¤›n›p ifadesizli¤i benimse-
di¤ini söylemek mümkündür. Onun bu suskunlu¤u “konuflmad›¤›
için” (s. 12), “Karfl›l›k vermedi¤i için onunla konuflmak zor oluyor-
du” (s. 20) ve “bu konuflmayan adam” ifadelerinde görülebilir. Bu
ba¤lamda Özlem Ekin Teker de, “Adam gariptir. As›l garipli¤i ne
sesini duyaca¤›m›z bir sözünün ne yüz ifadesini de¤ifltiren bir mimi-
¤inin ne de tepkisel bir davran›fl›n›n olufludur” (2015, s. 59) der.
Ancak öyküde bir nokta vard›r ki orada adam bast›rd›¤› duygular›-
n›, iç yaflant›s›n› gizlemeyi baflaramaz ve âdeta kontrolü d›fl›nda,
“izinsiz bir mimik” yüzüne konuverir: “Beyaz mantosuyla topuklar›-
n›n çevresinde döndü; ilk defa gülümsedi çevresine bakarak. Son-
ra, sanki bir daha hiç gülümsemeyecekmifl gibi mahzunlaflt› birden”
(s. 15). Yüzündeki tebessümden piflmanl›k duyup hemen onu sil-
mek ister adam. Saniyeler içinde karfl›t bir duygu, karfl›t bir mimik
sarar yüzünü; dudaklar› yukar›dan afla¤›ya do¤ru çekilir. Peki bu bir-
kaç saniyede ne olmufltur, adam›n duygu durumunu tamam›yla ter-
sine çeviren nedir? Adam bu süre zarf›nda, çevresini saran bo¤ucu
atmosferden bir an uzaklafl›p “kendi olarak yaflama”n›n tad›n› al-
m›flt›r. Ancak gülen gözleri, karfl›s›ndakilerin öfkeli ve yarg›lay›c›
bak›fllar›n› fark eder etmez bu rüyadan uyan›r. Dolay›s›yla bu tekil
örne¤in, beyaz mantolu adam›n ifadesizli¤ini bozmak bir yana daha
da güçlendirdi¤i söylenebilir. Kalabal›kla uzlaflman›n, onlar taraf›n-
dan tan›nman›n, benimsenmenin, kabul edilmenin imkâns›zl›¤›n›
burada bir kez daha deneyimlemifl olur adam. Art›k “onlardan biri
olmadan onlar içinde var olabilme” umudunu tümden yitirmifltir.
174 • Edebiyatta Jest ve Mimik

Akbabalar
Öyküde, kalabal›¤› temsil eden kitlenin tasviri de dikkat çeki-
cidir. Belki de “kalabal›k”›n, Türk edebiyat›ndaki en olumsuz tem-
sillerinden birine ev sahipli¤i yapar metin: “[G]ömle¤ini pantolo-
nunun üstüne ç›karm›fl, bütün yüzü b›y›k içinde kara bir adam”,
“[a]rabas›n›n kap›s›na dayanm›fl, müflteri beklerken, ya¤l›, k›ymal›
bir fleyler yiyen flöför” (s. 23), “Mantosunu ç›kars›n! diye ba¤›rd› ön
s›radan biri, vücudu kumlarla s›vanm›fl gibi k›ll› bir karalt›” (s. 25).
Elbette burada, anlat›c›n›n tarafl› bir konumda oldu¤u ve kalaba-
l›ktakilere yönelik olumsuz bir tav›r tak›nd›¤› söylenebilir. Kalaba-
l›ktakilerin en vurgulanan özelli¤i ise ikiyüzlü ve ç›karc› olmalar›-
d›r. Kalabal›k, beyaz mantolu adama yapmad›¤›n› b›rakmaz; alay
eder, yarg›lar ve d›fllar. Ama yeri geldi¤inde ç›kar› için onu kullan-
maktan çekinmez. Öyküde böylelikle toplumun riyakâr ve pragma-
tik yüzü iffla edilir. Mesela, beyaz mantolu adam›n suskun ve tepki-
siz hâlini gören “fliflman dükkânc›”n›n (s. 18) akl›na kurnaz bir fi-
kir gelir. Onu “canl› manken” olarak kullan›p kalabal›¤› vitrinine
çekmek niyetindedir. Patronun bu fikrini, onun yan›nda çal›flan
tezgâhtar›, sorgulamaks›z›n büyük bir ifltahla benimser ve ba¤›rma-
ya bafllar:

“Canl› manken ma¤azas›na buyurun! Serinletici kumafl çeflitleri-


mizi görün. ‹flte, büyük fedakârl›klarla Kuzey Kutbundan getirt-
mifl bulundu¤umuz Canl› ‹sveç Mankeni, bu s›ca¤a ancak hafif
kumafllar›m›z› giyerek katlanmaktad›r. ‹flte, koca manto, onu
terletmemektedir. Kumafllar›m›zla bir kufl gibi havalarda uçarak
sizlere en canl› ve en gerçek reklâm› yapmaktad›r. ‘Saran Ku-
mafllar›’ yaln›z ma¤azam›zda. Mallar›m›z›n ve mankenlerimizin
taklitlerinden sak›n›n›z. Israrla aray›n›z!” (s. 19).

Hz. ‹sa’n›n çarm›ha gerilifl hikâyesine göndermelerle yüklü bu


ironik sat›rlarda vicdan›n, duygular›n ve insani de¤erlerin yitiril-
mesine; maddi kayg›lar›n maneviyat›n önüne geçmesine; genel ola-
rak yaflanan tüm bu metalaflma sürecine dikkat çekilir. Ç›kar ve tü-
Yeni Edebiyat Yaz›lar› • 175

ketim odakl› bak›fl aç›s›n›n, vitrin ve gösterifl merak›n›n alaya al›-


narak elefltirilmesidir söz konusu olan. Bu ba¤lamda, beyaz manto-
lu adam› “egzotik bir nesne” olarak görüp onu sergileyen ve bu sa-
yede kasas›n› dolduran patronun, tezgâhtar›na söyledi¤i flu cümle
her fleyi özetler niteliktedir: “‹flimize yarad›, de¤il mi?” (s. 20). Top-
lum onu sadece “ifline yarad›¤› sürece” kabul eder ya da görür. Bu-
nun d›fl›nda silik bir figürdür onlar için. Ayn› riyakâr ve pragmatik
zihniyet, mantoyu ald›¤› sat›c›da da vard›r. O da, adama mantoyu
satarken insanlar›n onunla alay edece¤ini bile bile “Otuz lira daha
ver öyleyse. […] Bafl›na geleceklere de kar›flmam” (s. 15) diyerek
onu kalabal›¤›n önüne atar. Sat›c›y› da ilgilendiren tek fley, parad›r
neticede. Bu örnekler, toplumsal yozlaflm›fll›¤›n seviyesini göster-
mek için özenle seçilmifl gibidir. Atay burada “kederli içeri¤i miza-
hi hazza, çocuk kalm›fll›¤› edebî olgunlu¤a dönüfltürmeyi dene[r]”
(Gürbilek, 2017b, s. 63).

Ölüme Sürgün
Her gitti¤i yerde “istenmeyen” olarak damgalan›p tabiri caiz-
se “sürgün” edilen adam›n son dura¤› ise halk plaj› olur. Adam be-
yaz mantosuyla burada da tüm dikkatleri üzerine çeker ve çok geç-
meden toplumsal müdahaleye maruz kal›r: “Onun uygunsuz duru-
munu tespit eden görevli, mantolu adam› uyard›: ‘Bu k›l›kta bulu-
namazs›n burada.’ ‘Mantosunu ç›kars›n!’ diye ba¤›rd› ön s›radan
biri. […] ‘Buray› hemen terkedin,’ diye diretti görevli. ‘Halk›n
huzurunu ihlâl etme¤e hakk›n›z yok’” (ss. 24-25). Buradaki “uy-
gunsuz” ve “ihlâl” kelimeleri adam›n norm d›fl› kimli¤ine iflaret
etmesi aç›s›ndan önemlidir. Adam, “grotesk” görüntüsüyle mev-
cut toplumsal düzen için bir tehdit olarak alg›lan›r; ondan bir an
önce “norm”ale dönmesi, “norm”alleflmesi beklenir. Aksi takdir-
de onu aralar›nda bar›nd›rmayacaklard›r. Nitekim bar›nd›rmazlar
da! Sürgün onun kaderidir âdeta! Gençlerin att›¤› toptan kaçar-
ken yere düflen adam›n bafl›na burada da üflüflür hemen kalabal›k:
“Kalabal›k büyüdü, arka s›ralara düflenler onu görmek için itiflti-
176 • Edebiyatta Jest ve Mimik

ler; çevredeki çember darald›. Aya¤a kalkmad› art›k. […] Kalaba-


l›k, bir bütün olarak, yere çak›lm›fl gibi hiç k›m›ldamad›. Konufl-
mad›lar da. Sadece seyrettiler onu” (s. 24). Burada kalabal›¤›n, öl-
mek üzere olan av›n›n bafl›na üflüflmüfl akbabalara benzetilmesi
dikkat çekicidir. Bu da, yukar›da bahsedilen anlat›c›n›n tarafl› tu-
tumuna bir baflka örnek teflkil eder.
Beyaz mantolu adam›n tek bafl›na kalabal›k ile verdi¤i müca-
delenin sonunun geldi¤i ad›m ad›m hissettirilir okura: “Aya¤a kalk-
mad› art›k”, “bo¤ulmakta olan adam”, “art›k, yüzünden akan terle-
ri silmiyordu” (s. 24), “Gözleri yan›yordu terden, yüzü k›pk›rm›z› ol-
mufltu” (s. 25). Halk plaj›ndan gönderilirken de kalabal›¤›n ona
hayk›rd›¤› yöne do¤ru de¤il, tam tersine, denize do¤ru yönelir
adam. Ölüme yürürken dahi onlar› flafl›rtmay› baflar›r:

“Su, bileklerini geçince mantosunun eteklerini toplad›. Kalaba-


l›ktan kurtulmufl olan görevli, elbisesiyle daha ileri gidemedi.
Mantonun etekleri önce suyun üstünde aç›ld› sonra a¤›rlafl›p bat-
t›. ‘Dur!’ diye ba¤›rd› uzun b›y›kl› genç. ‘Boflver abi,’ dediler.
‘Fazla ileri gitmez.’ Deniz s›¤d›; bütün manto suyun içinde kay-
boldu¤u zaman k›y›dan çok uzaklaflm›flt›. Fazla ileri gitmiflti. Ya-
n›lm›fllard›” (s. 25).

Adam ölüm yolunda bile kalabal›ktakilerin çizdi¤i s›n›rlar›


aflarak ileri gider. O, asl›nda en bafl›ndan beri toplum için “fazla ile-
ri giden” bir karakterdir. Onun ölümüne göz yummak istemeyen,
onu durdurmak isteyen tek bir kifli vard›r öyküde: Uzun b›y›kl›
genç. Bu genç, ne tümüyle kalabal›ktakilerden ne de tutunamayan-
lardand›r; ikisinin aras›nda, arafta gibidir. Adam›n kalabal›ktakiler
taraf›ndan intihara sürüklenmesine seyirci kalmak istemese de onu
tamam›yla savunacak, kurtaracak cesaretinin oldu¤u da söylene-
mez. Adam kalabal›klar için, ölürken bile seyir nesnesi olmaktan
öteye gidemez.
Yeni Edebiyat Yaz›lar› • 177

Bitirirken
“Türk edebiyat›na kendi deyimiyle geç bafllam›fl ve edebiyat
tarihçilerinin deyimiyle erken gitmifl olan Atay” (fiahin, 2003, s.
143), beyaz mantolu adamla unutulmaz bir karakter yaratm›flt›r.
Öykü, adam›n bir gün içinde cami avlusundan denize do¤ru sü-
rükleniflini anlatsa da, öte yandan sanki bir ömürde geçti¤i izleni-
mini verir. Toplumsal normlara sorgulamaks›z›n biat eden, kendi-
lerine verilen roller ve s›n›rlar içinde “benzer hayatlar” yaflayan
insanlar gibi olmak istememenin bir bedeli oldu¤unun alt› çizilir
metinde. Farkl› olmak, s›n›rlar› aflarak yaflamak “kalabal›ktakiler”
ya da “derli toplular” için kabul edilemezdir. Bu yüzden onlar ta-
raf›ndan “lekeli”, “kenardaki” ya da “garip” olarak iflaretlenir
adam. Elbette burada, kendisinden farkl› olan› nas›l karfl›lay›p ko-
numland›raca¤›n› bil(e)meyen, onun karfl›s›nda korkup fliddete
yönelen toplumun acziyeti ve çocuklu¤a mahkûmiyeti vurgulan›r.
Adam belki de “reflit olmak arzusuyla”, onlar›n kolektif sesinin bir
parças› olmak istemez; oy’unu bilinçli bir sessizlikten yana kulla-
n›p suskunlu¤a gömülür. Bununla da kalmaz, onlar›n muhtelif
söylem ve edimlerine karfl› ifadesizli¤i benimser. Gelece¤ini, yafla-
ma flans›n› elinden alan bu öfkeli kalabal›¤a verebilece¤i en bü-
yük tepkinin “tepkisizlik” olaca¤›na inan›r. Onlardan biri olma-
maya ant içmifl gibidir; bunu ölüme yürüyen kararl› ad›mlar›nda
görmek mümkündür. Bu özellikleri itibar›yla öykünün, Julio Cor-
tázar’›n ünlü sözünün hakk›n› verdi¤i söylenebilir: “Roman puan
toplayarak, öykü nakavt ederek kazanmak zorundad›r” (Akt. To-
sun, 2018, s. 178). “Beyaz Mantolu Adam” etkileyici girifli, derin
ve zengin olay örgüsü ve sars›c› sonu itibar›yla okuru nakavt eden
bir metindir; uzun b›y›kl› gencin de söyledi¤i gibi “[a]mma da hi-
kâye”dir! (s. 25).
178 • Edebiyatta Jest ve Mimik

Kaynakça
Atay, O. (2018). Korkuyu Beklerken. ‹stanbul: ‹letiflim.
Dilber, K. C. (2018). Gogol’ün ‘Palto’sundan ‘Beyaz Mantolu Adam’›
Ç›karabilmek -Nesne’nin Özne Simülakra’s›-. Folklor/Edebiyat
dergisi, cilt 24, say› 95.
Ecevit, Y. (2016). “Ben Burday›m…” O¤uz Atay’›n Biyografik ve Kur-
maca Dünyas›. ‹stanbul: ‹letiflim.
Ercan, S. (2015). Bir Film, Bir Hikâye: ‘Beyaz Mantolu Adam’. “Kor-
kuyu Beklerken” Gelenler: O¤uz Atay Öyküleri Üzerine Yaz›lar (der.
Hilmi Tezgör). ‹stanbul: ‹letiflim.
Galeano, E. (2017). Hikâye Avc›s› (çev. Süleyman Do¤ru). ‹stanbul:
Sel.
Gülsoy, M. (2010). Beyaz Mantolu Adam: Oyunun D›fl›ndaki. (Eriflim
Tarihi: 26 A¤ustos 2019). https://muratgulsoy.wordpress.com
/2010/06/02/beyaz-mantolu-adam-oyunun-disindaki/
Gürbilek, N. (2007). Çocuk Ülke Edebiyat›: Kahraman›n Seçimi, Ka-
bilenin Masal›. Kör Ayna, Kay›p fiark. ‹stanbul: Metis.
Gürbilek, N. (2014). Oyun ve Adalet. Ev Ödevi. ‹stanbul: Metis.
Gürbilek, N. (2016a). Kemalizmin Delisi O¤uz Atay. Yer De¤ifltiren
Gölge. ‹stanbul: Metis.
Gürbilek, N. (2016b). Azgeliflmifl Babalar. Kötü Çocuk Türk. ‹stanbul:
Metis.
Teker, Ö. E. (2015). ‘Beyaz Mantolu Adam’da Beden Temsilinin Sor-
gulanmas›. “Korkuyu Beklerken” Gelenler: O¤uz Atay Öyküleri
Üzerine Yaz›lar (der. Hilmi Tezgör). ‹stanbul: ‹letiflim.
Tosun, N. (2018). 40 Soruda Türk Öyküsü (haz. Cemal fiakar). ‹stan-
bul: Ketebe.
fiahin, S. (2003). ‘Tutunamayan, Tehlikeli Oyunlarla Yaflayan’ Bir Hi-
kâyeci: O¤uz Atay. Hece dergisi, say› 74.
Yaflat, D. (2015). O¤uz Atay’›n Öykülerinde ‘Susku’ ‹zle¤i. “Korkuyu
Beklerken” Gelenler: O¤uz Atay Öyküleri Üzerine Yaz›lar (der. Hil-
mi Tezgör). ‹stanbul: ‹letiflim.

You might also like