Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 110

İSTANBUL ÜNiVERSiTESi

ORMAN FAKÜLTESi
YAYINLARI
l.ü. Yayın No. 1653
O. f. Yayın 'No. 177

ÖNEMLi BAZIA(;AÇTÜRLERI ODUNLARININ TA 1 t


TEKNOLOJİK .ÖZELLİKLERİ VE KULLANIŞ YER E İ

Doç. Dr. A. YILMAZ BOZKURT


1. O. Orman Fakültesi
Orman Mahsullerini Değerlendirme
Kürsüsü

20651~
lstanbul - 1971
ÖNEMLİ BAZI AGAÇ TÜRLERİ ODUNLARININ TANIMI,
TEKNOLOJİK ÖZELLİKLERi VE KULLANIŞ YERLERİ
Dizgi· Tertip. Baskı: BOZAK Matbaası
Monotype tesislerinde haztr/anmışttr.
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
ORMAN FAKÜLTESİ
YAYINLARI
İ. Ü . Yayın No. 1653
O.F. Yayın No. 177

ÖNEMLİ BAZIAGACTÜRLERİ ODUNLARININ TA iMi


TEKNOLOJİK ÖZE.LLİKLERİ VE KULLANIŞ YERLERİ ,

Doç. Dr. A. YILMAZ BOZKURT


i. Ü. Orman Fakültesi
Orman Mahsullerini Değerlendirme
Kürsüsü

İstanbul -1971
ÖN SÖZ

«Önemli bfm ağaç türleri odunlarmm tammı, teknolojik özellikleri ve


kullam/Jş yerleri» adlı bu eser genellikle iki bölümden meydana gelmektedir.
Birinci bölümde esas itibariyle gaye bugün büyük önem taşımakta bulunan
ağaç türleri odunlarmm makroskopik ve mikroskopik tammlart olmakla beraber,
bu kısmm daha iyi anlaşılabilmesi için odunun makroskopik ve mikroskopik
yapı/art hakkmda da bilgi verilmiştir. Eserin ikinci bölümünde ise memleketimizin
orman var/Jğı, asli ve ikincil orman ürünlerimizin üretim durum/afi, ağaç malzemenin
fiziksel ve mekanik özellikleri ile ağaç türlerimizin yayılış/art, teknolojik özellikleri
ve kullamş yerleri belirtilmiştir.
Ağaç türleri odunlarmm teşhisinde son zamanlarda kullamlmakta olan
pratik bir sistem kendi ağaç türlerimiz ve önemli bazı yabancı ağaç türleri için
geliştirilmiştir. Ancak tropik ağaç türlerinin tammı daha geniş bir ça/Jşmayı ica -
bettirdiğinden, şimdilik özellikle kendi ağaç türlerimiz odunlarmm tammma ait
bir anahtarm hazlflanmasmda fayda görülmüştür. Bundan başka mekanik ve
fiziksel özelliklerin neler olduğu, bunlarm nasıl bulunduğu açıklanarak her ağaç
cinsi için memleket ormanlarmdaki nisbetleri, tabii olarak yetişme alan/afi, renk,
özgül ağlfllklarmm az veya fazla olması, yumuşak veya sert oluş/afi ve çeşitli
kullamş yerlerinden bahsedilerek bu alanda belirli bir boşluğun doldurulmasma
çalışlfmıştlf.

Bu eserin öğrencilerimiz, meslekdaşlaflmız ve ağaç malzeme ile yakmdan


ilgilenenlere bfw alanlarda ışık tutmasmı dileriz.

İstanbul, Aralık / 1970 A . YJ/maz Bozkurt


İÇİNDEKİLER

BÖLÜM I

ÖNEMLİ AGAÇ TÜRLERi ODUNLARININ TiNiMi ...................... 1


1. Giriş ................................................................................... 1
2. Ağaç Malzemenin Morfolojik yapısı .. . . . .. .. ... .. .. .. .. ....... .. .... 2
2.1 . Makroskopik Yapı .. .. .. .. .. .. . .. .. .. . . . .. .. . .. .. .. .. .. .. . .. .. .. . .. .. .. .. . .. 2
2.1.1. Diri odun ve öz odun ........................................ 2
2.1 .2. Yıllık halkalar . .. . . . . . . . . .. . . .. . . . . . . . . . . .. . . .. .. . . .. . . . .. . . . . 5
2.1.3. ilkbahar ve yaz odunu . . .. .. . . .. .. . .. . . . .. . . . . . .. . . .. . ........ 6
2.1 .4. Yıllık halka içerisindeki hücre tipleri .. . . . . .. . . . . .. . . . . .. . . 6
2.1.5. Reçine kanal/afi ve reçine keseleri ...... .. . ............... 7
2.1 .6. Öz lekeleri ve öz .. .. .. .. .. .. . . .. . .. . . . . . .. . . .. .. .. .. .. . . .. . .. ... 8
2.1 .7. Odunun muhtelif kesitleri . . .. .. .. .. .. . . . .. . .. .. .. . .. .. . .. . .. . 8
2.1 .8. Tekstür ve görünüş özellikleri . . . .. . . . . .. . . . . . ... . .. . .. .. . . . 9
2.1.9. Renk ................................................................. 13
2.1 .1 O. Parlaklık . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . .. . . . . . . . . . . . . . 14
2.1.11. Koku ve tad . .. . .. . .. . .. ... .. .. .. .. . .. . .. .. . .. .. .. .. .. . . . .. .. .. ... 14
2.2. Mikroskopik Yapı .......... ........ ..... ... . ... ... .. . .. . .. . . ...... ..... .... 15
2.2.1. İğne yapraklt ağaçlar........................................... 15
2.2.2. Yapraklı ağaçlar .. .. .. .. .. . .. .. . .. . .. . . .. . .. . .. . .. .. .. . .. .. .. . . .... 19
3. Önemli Ağaç Türleri Odunlarmm Tanımı .. . .. .. .. .. . .. .. .. . . ... .. 22
3.1. Önemli ağaç türleri odunlarının makroskopik tanımı . .. . . .. .. 23
3.2. Önemli ağaç türleri odunlarının mikroskopik tanımı . .. . . .. .... 34
Faydalanılan eserler 40

BÖLÜM il

ÖNEMLİ AGAÇ TÜRLERİNİN TEKNOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE


KULLANILIŞ YERLERİ ............................................................... 46
1. Giriş ................................................................................... 46
2. Memleketimizin Orman Varlığı ve Üretim Durumu ... . .. .. . 46
3. Ağaç Malzemenin Fiziksel Özellikleri .. . . ... . . . . . . .. .. . . .. . .. .. ... 49
3.1 . Özgül ağırlık ve hacım ağırlığı . . . . . .. . .. . . . . . . . . . . .. . . . . . .. 49
3.2. Hücre seperi özgül ağırlığı ve boşluk hacmi 51
3.3. Ağaç malzemenin rutubeti ve rutubet tayini 51
Rutubetin dağJ/ışı . . . . . . . . . . . . . ..... .. . . . . . . . .. . ... .. . . .. . . . . . ... 51
Odunun su a/Jp vermesi ve denge rutubet miktan 53
Odunun daralma ve genişlemesi . . . . . .. . . . .. . .. . .. . . . . . . . . . 54
Odun rutubetinin ölçülmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . ... 56
3.4. Ağaç malzemenin termik özellikleri . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . .... 57
lsıile meydana gelen genişleme . . .. . . . . . . . . . . . . .. . . . . . .. 57
Odunun spesifik ısısı . .. . . . . . . . . . . .. .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. 58
Odunun ısı iletme kabiliyeti . . . .. . . . . . .. . . . .. . . . . . . . . .. . . .... 59
Ağaç malzemede ısı radyasyonu . . . . .. .. . .. .. . .. . . . .. .. . . 60
3.5. Ağaç malzemenin elektriksel özellikleri .................. 61
3.6. Ağaç malzemenin akustik özellikleri ... .... .. .. .. .... .... 62
4. Ağaç Malzemenin Mekanik Özellikleri . . . . . . . . . .. . . .. . . . . . . .. . . . ... 66
4.1 . Elestikiyet . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 66
4.2. Basınç Direnci . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . ... 68
4.3. Eğilme direnci . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . .. . . ... 70
4.4. Çekme Direnci . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .. . . . . . . . . . . . . .. . .. . . . . . . .. .. .. 72
4.5. Dinamik Eğilme Direnci (Şok) . . . ............... ... . . . . .. . . . . 73
4.6. Makaslama Direnci . . . . . .. . . .. . . ........ .. .. .. ... . . .. . . . . . . .. . . ... 75
4.7. Yarılma Direnci . .. . .. . . . . . . . .. . .. . .. .. . . . . . ... . . . . . . .. . . . . . . . . . . . .... 76
4.8. Sertlik . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . .. .. . . . . . . . . . . . . . . .... 77
4.9. Aşınma Direnci .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . ... . 78
5. Önemli Ağaç Türlerinin Yayılışlara, Teknolojik
Özellikleri ve Kullanış Yerleri ........................................... 79
5.1. Sert Ağaçlar (Yapraklı ağaçlar) ..................... ........ 79
5.2. Yumuşak Ağaçlar (İğne yapraklı ağaçlar) ............... 89
Faydalanılan eserler
Endeks
BÖLÜM I

ÖNEMLİ AGAÇ TÜRLERİ ODUNLARININ TANIMI

1. GİRİŞ

Odun anatomisinin en önemli vazifelerinden birisi de, ağaç türlerinin


tanımını yapmaktır. Pratikte ağaç malzeme ile uğraşanlar genellikle ağaç türleri
odunlarının tanımını ya çıplak gözle veya lup yardımı ile yaparlar. Tabiatiyle
bu bir dereceye kadar mümkün olabilmektedir. Ancak bazı halllerde ise çıplak
gözle, ya da lup yardımı ile meseleyi halletmek kabil olamamakta, bu takdirde
odunun anatomik yapısının bilinmesine, mikrotom ile kesit alma, mikrofotoların
çekilmesi ve yeterli bir şekilde hazırlanmış tanım klavuzlarına ve mikroskopik
tetkiklerin yapılmasına ihtiyaç göstermektedir. Son zamanlarda tanım klavuzları
yanında delikli kartlardan, ve elektronik makinalardan istifade yollarına da baş
vurulmaktadır. Dünya üzerinde 25.000 - 30.000 ağaç türü tesbit edilmiştir.
Bunlardan 3.000 ila 5.000 ninden istifade edilmektedir. Ancak evvel emirde,
önce 1500 ağaç türü odunun tanımı üzerinde durulmaktadır. Bilhassa Tropik
mıntıkalarda yetişen ağaç türleri odunlarının tanımı, dünya ağaç malzeme pazarları
için önemli bulunmaktadır.

Tanımda esas muhtelif odun kesitlerinin çıplak gözle, lup veya mikroskop
altında tetkik edilerek odunun rengi, diri odun genişliği, yıllık halkalar, öz ışınları,
öz, boyuna paranşim hücreleri, trakelerin yıllık halka içindeki dağılışları, reçine
kanalları ile perforasyon tablaları, kenarlı geçitler, çeperin kalınlaşma şekli, te~stür,
koku ve daha bir çok özelliğin mukayese edilerek hangi ağaç türüne ait olduğunun
ortaya çıkarılmasından ibarettir. Bu kitapta daha ziyare memleketimizde tabii
olarak yetişmekte olan ağaç türleri ile çok önemli addedilen yabancı ağaç türleri
üzerinde durulmuştur.

1
2. AGAÇ MALZEMENİN MORFOLOJİK VAPISI

2.1. MAKROSKOPİK YAPI:

Odunun yapısı izotrop ve homojen olmayıp aynı zamanda yeknesak bir


yapıda da değildir.

Bir ağaç gövdesinin enine kesitinde esas itibariyle makroskopik yönden


iki kısım göze çarpmaktadır: Bunlar, odun ve kabuk kısımlardır. Odun kısmı, iç
içe geçmiş yıllık halkalar ve ortada öz'ü ihtiva etmektedir. Yıllık halkalar içersinde
de poröz ve yoğun olmak üzere iki tabaka göze çarpar. Bunlardan poröz yapıda
olan kısmı ilkbaharda teşekkül etmekte ve ilkbahar odunu adını almakta, yoğun
yapıda olanı ise genellikle daha koyu renkte ve yazın teşekkül etmekte ve yaz
odunu adını almaktadır. Bazı ağaç türlerinde gövdenin iç, yani öze bakan ta-
rafında ekseriyetle koyu renkli ve daha az rutubet ihtiva eden öz odun bulun-
maktadır. Öz odunun çevresinde ise, halka şeklinde kısmen yaşayan paranşim
hücreleri ihtiva eden ve genellikle kökler vasıtasile alınan suyun yapraklara
sevkedilmesine yarayan açık renkte ve diri odun adını alan bir tabaka mevcuttur.

Kabuk kısmında da özellikle iki kısım göze çarpar. Bunlar sert ve kaba
pullu olan ve dış hava tesirlerine maruz kalan kısım dış kabuk (ölü kabuk) ve
içerde yumuşak ve genellikle diri hücreleri de ihtiva eden iç kabuk {soymuk)
(diri kabak) kısımlarıdır. Kabuk ve odun kısımları arasında, vejetasyon periodu
içersinde yeni hücreler teşkil eden, bölünür dokudan ibaret bir kaç canlı hücre
sıralı kambiyum tabakası vardır. Çıplak gözle bakıldığında kambiyum tabakası
görülemez. Makroskopik yapı tabakaları (Şekil: 1-1) de belirli olarak gösterilmiştir.
Makroskopik yapıda tanım bakımından önemli olan diri ve öz odun, Yıllık halkalar,
reçine kanalları ve reçine keseleri, öz lekeleri ve öz, odunun muhtelif kesitleri,
tekstür ve görünüş özellikleri, renk, parlaklık, koku ve tad gibi özellikleri burada
sırası ile tetkik etmek faydalı olacaktır.

2.1.1. Diri odun ve Öz Odun

Diri odun yukarıda da belirtildiği gibi genelikle gövde enine kesiti üzerinde
açık renkte görülen tabakadır. Diri odun ağaç gövdesinde mekanik bir mukavemet
vazifesinden başka, topraktan kökler vasıtasiyle alınan suyun yapraklara iletilmesi,
ve bir dereceye kadar da bazı gıda maddelerinin depo edilmesine yaramaktadır.
Bu fizyolojik faaliyetler odun içerisindeki yaşayan ve paranşim adı verilen hüc-

2
reler yoluyla görülmektedir. Bundan dolayı da bu kısma diri odun adı verilmektedir.
Her ağaç türünde farklı olmak üzere ağaçların yaşama dönemleri içerisinde bu
canlı hücrelerin protoplazmaları hayatiyetini kaybetmekte, genellikle oksijen
eksikliği dolayısiyle de ölmektedirler. Böylece tamamen ölü hücrelerden meydana

Radyal kesit

ı;;ırıı

Teget kes·ıı-

ŞEKİL 1-1: Sekiz yaşmda bir Meşe gövdesinden alman örnekte çeşikli kesitleı
ile yapwa ait hücre ve dokularm şematik görünüşü. (Dk) Dış kabuk,
(İk) iç kabuk, (K) Kambiyum, (Tr) Trake/er, (Öı) Öz ışmlan (Ys)
Ylfl!k ha/kasmm, (Yh) Yllllk halka, (Yo) Yaz odunu, (İo) İlkbahar
odunu.

gelen odun tabakasına ise öz odun adı verilmektedir. Bu yaşayan hücrelerin


ölümü ile çeşitli organik maddeler teşekkül etmektedir. Örneğin ekstraksiyon,
enfiltrasyon, boya v.b. gibi. Bundan başka trakeler içersinde tül teşekkülatı da

3
meydana gelmektedir. Bu suretle genellikle renkte de bir değişme olmakta ve
koyu renkli bir öz odun ortaya çıkmaktadır. Bununla beraber Ladin (Picea),
Köknar (Abies), Akçaağaç (Acer), lhlamur (Tilia) gibi ağaç cinslerinde koyu
renkte bir öz oduna rastlanmamaktadır. Özelikle oksidasyon ve pigmentlerin
teşekkülünde fenollerin polimerizosyonunun renk değişikliğine sebebiyet verdiği
ileri sürülmektedir. Enfiltrasyon maddeleri genelikle yapraklarda teşekkül etmekte
ve yaşayan kabukla gövdeden aşağıya inerek, öz ışınları yardımı ile öz odun
kısmına yerleşmektedir. Bu organik birleşimler hücre çeperine yerleştiği gibi
bazen hücre boşluklarını da doldurmaktadır. Böyle maddelerin yerleşmesi ve
özellikle yapraklı ağaçlarda tül teşekkülatı öz odunda permeabiliteyi azaltmakta,
böylece odunun emprenye edilmesi güçlüğünü ortaya çıkarmaktadır. Bununla
beraber bu gibi maddeler mantar ve diğer zararlılar için toksik madde-
ler olup, mantarların arız olarak odunu çürütmelerini önlemektedirler. Di-
ğer taraftan permeabilitenin azalması, örneğin fıçı imalatında sıvı madde-
lerin akmasını ve sızmasını önleyici tesir etmekte ve özelikle meşe türlerinde
faydalı olarak mütalaa edilmektedir. Ancak koyu renk teşekkülünün her zaman
zehirli tesiri haiz olmadığı da bilinmektedir. Örneğin; Meşe ( Quercus), Kestane
(Cestanea), Çam (Pinus) da zehirli bir etki yaptığı halde, yine kırmızımsı kahve
rengindeki öz odunu havi Sığla ağacı (liquidambar) öz odunu mantarlar tara-
fından kolayca çürütülebilmektedir. Bu itibarla mantar ve böceklere karşı daya-
nıklılığı sağlayan ekstraksiyon maddeleri açık renkte olabildikleri gibi koyu renkte
de olabilmektedirler.

Bu ekstraktif maddeler sebebiyle öz odun diri odundan daha ağırdır.


Bu gibi yabancı maddelerin mevcudiyeti basınç ve makaslama dirençleri ile
sertliği arttırmaktadır. Ancak dikili haldeki ağaçlarda genellikle öz odun diri
oduna nazaran daha az su ihtiva etmekte, buna mukabil diri odun taze halde
fazla su dolayısiyle öz odundan daha ağır bulunmaktadır.

Diri odun genişliği ya (cm) olarak ifade edilmekte, ya da yıllık halka sayısı
olarak belirtilmektedir. Fakat bu ölçü ve sayılar ağacın muhtelif yerlerinde aynı
olmamaktadır. Meşcere içersinde hakim durumda olan ağaçlarda daha geniş
diri odun mevcuttur. Gövdede ve aynı ağaçta ise yukarıdan aşağıya inildikçe,
diri odun genişliği genellikle azalır. Bundan başka Çap arttıkça nisbi olarak diri
odun da daralır. Ağaç türleri arasında da diri odun genişlikleri yönünden farklar
vardır. Aşağıdaki tabloda bazı önemli yapraklı ağaç türlerinde yıllık halka sayısı
bakımından diri odun genişlikleri verilmiştir.

4 .
Ağaç türleri Diri odunda yılhk halka sayısı

Cata!pa speciosa Warder 1-2


Robinia pseudoacacia L. 3-4
Castanea satica Mill. 2-3
Pinus nigra var. Pal/asiana Arnold. 40-50
· Fagus orienta!is Lipsky 80-100

Bazı ağaç türlerinde normal olarak teşekkül etmemiş ve yalancı öz odun


adı verilen koyu renk teşekkülüne tesadüf edilmektedir. Bunun sebebi olarak çürük
dallardan girmek suretiyle odunun mantarlar tarafından enfeksiyona uğratılması
gösterilmektedir. Bu durumda da renk koyulaşması ve tül teşekkülatı mey-
dana gelmektedir. Huş, Kızılağaç, Kavak ve Akçaağaçta tesadüf edilen bir
özelliktir.

2.1.2. Yılhk halkalar

Muhtelif iklim mıntıkalarında gelişen ağaç türlerinde vaskular kambiyum,


periodik olarak gelişme mevsimlerinde her yıl bir halka teşkil edecek şekilde
odunsu bir doku meydana getirir. Böylece her yıl teşekkül eden yıllık halkalar
yardımı ile ağaç gövdesinin çapı da artar. Her hangi bir ağaç gövdesi eksene
dik olarak kesilecek olursa yıllık halka adını verdiğimiz bu halkalar, iç içe konsentrik
bir şekilde görülürler. Maamafih bazen bir yılda iki veya daha fazla halka teşekkülü
de vuku bulmaktadır. Bu husus, gelişme mevsimi içersinde rutubet ve sıcaklık şart­
larında meydana gelen değişmelerle olmakta, mesela çok kurak bir yaz ayı sonunda
yağışlı bir periodun gelmesi aynı yıl içinde ikinci bir halkanın teşekkülüne sebe-
biyet verebilmektedir. Böyle yıllık halkalara yalancı halka adı verilmekte ve ge-
nellikle memleketimizde genç Kızılçamlarda tesadüf edilmektedir. Yıllık halkalar
bazı ağaç türlerinde çok belirli bir şekilde seçilebildiği halde bazılarında belirsizdir.
Bunun sebebi hücre büyüklükleri ve sıralanışı ile meydana gelen odunun özgül
ağırlığının gelişme periodu boyunca yeknesak olmamasıdır. Mutedil iklim mın­
tıkalarında bir gelişme periodu sonunda bir istirahat periodu gelmektedir. Bu
iki period arasında ise genellikle dokudaki farklılıklar dolayısiyle belirli bir sınır
teşekkül etmektedir. Tropik mıntıkalarda istirahat periodu ya hiç yoktur veya çok
kısadır. Böylece meydana gelen hücrelerde de farklılıklar büyük olmaz ve sınırlar
keskin değildir.

5
2.1.3. İlkbahar ve Yaz Odunu

Mutedil iklim mıntakalarında genellikle gelişme mevsimi (periodu) başında


çap artımı çok hızlıdır. Zamanla bu hız azalır ve nihayet durur. Böylece başlangıçta
çabuk büyüme anında teşekkül eden hücreler iri, renk açık ve meydana gelen
odunun özgül ağırlığı düşüktür. Yılılık halkanın bu kısmına ilkbahar odunu
veya erken odun adı verilmektedir. Daha sonra teşekkül eden koyu renkte
ve özgül ağırlığı fazla olan yıllık halka kısmına ise, yaz odunu veya geç (teşekkül
eden) odun denmektedir. İlkbahar odunundan yaz odununa geçiş ağaç türlerine
göre değişiktir. Çamlarımızda, Melezde, Yapraklı ağaçlarda örneğin, Meşe'de
çok bariz ve ani olduğu halde Ladin, Köknar, Kayın ve Kavak gibi ağaç türlerinde
bu geçiş tedricidir.

2.1.4. Vllhk halka içersindeki hücre tipleri

iğne yapraklı ağaçların odunundaki hücre tipleri trakeidler ve paranşim


hücreleridir. Trakeidler dik dörtgen, kare veya altı köşeliye kadar değişik köşeli
şekillerde olup paranşim hücreleri, boyuna ve öz ışını paranşim hücreleri olmak
üzere iki kısma ayrılırlar. Boyuna paranşim hücreleri eksene paralel yönde uzanan
ince çeperli ve genellikle gıda maddelerinin depo edilmesine yarayan hücrelerdir.
Buna mukabil öz ışını paranşim hücreleri ise boyuna yönden ziyade, yatık yönde
sıralanmışlardır ve odun tabakalarının dış kısmı ile iç kısmı arasında gıda madde-
lerinin alışverişi ödevini Üzerlerine almışlardır. Makroskopik yapılarda iğne yapraklı
ağaçlarda trakeidler radyal yönde sıralanmış köşeli hücre tipleridir. Öz ışınları
ise tek sıralı hücrelerden oluştuğu için çok incedir ve çıplak gözle bunları görmek
mümkün değildir. İgne yapraklı ağaçlarda boyuna paranşim hücrelerine bazı
cinslerde örneğin, Juniperus'larda tesadüf edimektedir. Yapraklı ağaçlarda ise
hücre tipleri çok daha fazladır. Trakeid ve paranşim hücrelerinden başka trake
ve libriform lifleri de mevcuttur. Trakeler genellikle daire ile elips şekilleri arasında
değişirler. Bunlar ilkbahar odununda, ağaç türlerine göre farklılıklar gös-
termekle beraber, yaz odunundakilerden oldukça büyüktürler. Örneğin Meşe,
Kestane, Karaağaç, Dişbudak gibi ağaç türlerinde yaz odunundakilerden çok
büyük olup yıllık halka sınırında bir kaç sıra halinde ve halka şeklinde dizildik-
lerinden Halkalı Büyük trakeliler gurubu adını alırlar. Bununla beraber Kayın,
Gürgen, Kızılağaç, Kavak, Söğüt gibi ağaç nevilerinde fark fazla değildir ve
yıllık halka içersinde dağınık bir tarzda bulunduklarından, bunlara Dağınık trakeli
ağaç türleri adı verilir. Trakeler bu ağaç türlerinde tek tek dağılmış bulunduğu
gibi bir kaçı bir arada guruplar halinde veya 3-5 i bir arada zincir gibi radyal yönde

6
dizilmiş olabilirler. Yaz odunu içersinde trakelerin dağılışları da farklı olup tanım
da büyük rol oynar. Örneğin Dişbudak da tek tek dağılmışlardır. Karaağaç ta ise
teğet yönde bir çoğu bir arada dalgalı şeritler meydana getirirler. Bunlardan
başka bir gurupta da, Yarı halkalı trakeli bir diziliş mevcut olup özellikle, Ceviz'de
tesadüf edilen bir dağılıştır. Yapraklı ağaçlarda paranşim hücreleri büyük deği­
şiklikler göstermekle beraber esas itibariyle boyuna paranşim ve öz ışını paranşimi
olmak üzere iki gurupta toplanırlar. Kayın, Çınar gibi ağaç türlerinde hem ge-
niş, hemde dar öz ışınları vardır. Geniş öz ışınlarını enine kesitlerde çıplak
gözle görmek mümkündür. Ancak Dişbudak, Atkestanesi ve Kavakta öz ışın­
ları çok ince olup lup altında dahi farkedilemezler.

Boyuna paranşim hücrelerinin dağılışı Yapraklı Ağaçlarda çok değişik


tarzdadır. Bunlar yıllık halka içinde tek tek bulundukları gibi bir kaçı bir arada
teğet sıralar teşkil edebilirler. Trakelerin çevresinde muhtelif şekiller meydana
getirirler ve nihayet yıllık halkanın başlangıç veya sonunda bandlar teşkil ederler.
Tabii bu görünüşleri ile ağaç türlerinin tanımında özellikle mikroskopik yapıda
önemli derecede faydalı olmaktadırlar. Paranşim dokusu açık zemin üzerinde
koyu, koyu zemin üzerinde ise açık renkte görülmekte ve makroskopik tanımda
ıslatılmak suretiyle çıplak göz veya lup ile daha kolayca görülmeleri sağlanmaktadır.

Libriform lifleri kalın hücre çeperleri ve çok küçük lümenleri sebebiyle


yer yer kümeler halinde ve koyu bir şekilde özellikle enine kesitlerde görülürler.
Trakeidler ise bu doku hücrelerine nazaran daha ince çeperli hücrelerden oluş­
muştur.

2.1.5. Reçine kanalları ve Reçine Keseleri

Reçine kanalları normal ve yaralanmalarla meydana gelen Traumatik


tipteki kanallar olmak üzere iki tiptir. Reçine kanalları genellikle bazı iğne yapraklı
ağaçlarda bulunurlar. Yapraklı ağaçlardakiler ise balzam kanalları olup memle-
ketimizde özelikle yaralanmalar vasıtasile, boyuna olarak Sığla ağacı odununda
teşekkül ederler. Normal reçine kanallarına Çam, Ladin, Melez ve Duglaslarda
rastlanır. Bunlar boyuna yönde seyrettikleri gibi, enine yönde de seyreden
tiplerde olup dikine ve yatık reçine kanallara adını alırlar. Yatık reçine kanalları
öz ışınları içersinde görülürler.

Çamlarda bulunan reçine kanalları çok sayıda olup diğer ağaç türlerinde-
kilere nisbetle daha yeknesak bir şekilde, özellikle yaz odunu tabakası içinde
bulunurlar. Umumiyetle Ladin ve Duglazlarda boyuna reçine kanalları tek tek

7
ve yeknesak bir şekilde dağıldıkları halde bazen guruplar halinde de görülürler.
Melezde ise tek tek veya bir kaçı bir aradadırlar.

Boyuna reçine kanalları, enine reçine kanallarından daima daha büyük


çaplıdırlar. En büyük reçine kanallarına çam türlerinde rastlanır. Ladin, Melez
ve Duglaslardaki reçine kanalları ise küçüktür. Traumatik reçine kanallarına ise
memleketimizdeki iğne yapraklı ağaçlarda, özellikle Sedirde tesadüf etmek
mümkündür ve bunlar teğet yönde bir kaçı bir arada sık sık ve yaz odunu içinde
görülürler. Yaralanmalarla diğer iğne yapraklı ağaçlarda da bu tip kanallara rast-
lamak kabildir. Reçine kanalları ya açık renkte, ya da koyu renkte noktacıklar
halinde yıllık halka içinde ayırt edilirler. Reçine keseleri bir tarafı düz, diğer tarafı
iç bükey şekilde boşluklardır. Düz tarafları yıllık halkalara paraleldir ve bir yıllık
halka içinde bir tek reçine kesesi bulunur. Genellikle bu boşluklar içinde reçine
sıvı veya katı halde bulunur. Çok küçük reçine keseleri olduğu gibi çok büyük
keselere genellikle çamlarımızda tesadüf edilir. En büyükleri ise Duglaslardadır.

2.1.6. Öz lekeleri ve Öz
Özellikle Kızılağaç, Akçaağaç, Huş, Söğüt, Fındık ve Kavak gibi ağaç
cinslerinde memleketimiz şartlarında genellikle Agromyza carbonaria adındaki
böcek kurtlarının kabium'da yaptıkları zararlar neticesinde, ağacın bu kısmında
trake, trakeid ve lif gibi hücreleri teşkil edeceği yerde sadece paranşim hücrele-
riden meydana gelen bir dokunun teşkili suretiyle öz lekeleri husule gelmektedir.
Bu kısım, civarındaki dokuya nazaran daha koyu renkte olup sadece yıllık halkanın
belirli bir yerine inhisar eden bir kaç milimetre derinlik, 1-1,5 cm genişlik ve
boyuna yönde ise bir kaç santimetre uzunlukta lekeler halindedir. Odunda mekanik
özellikler üzerine menfi bir tesiri olmadığı gibi bazen güzel görünüşler temin
ederler ve ayni zamanda tanımda yardımcı bir özellik olarak ortaya çıkmaktadırlar.

2.1.7. Odunun muhtelif kesitleri

Daha önce de belirtildiği üzere ağaçların Ksilem (odun) kısmının üç va-


zifesi vardır: Bunlar su iletimi, besin maddelerinin depo edilmesi ve mekanik
desteklemedir. Tabiatiyle bu vazifeler de üç ayrı hücre dokusu tarafından meydana
getirilmektedir. Bunlar iletim dokusu, depolama dokusu ve destekleme dokusu
olarak tanımlanabilir. Bu dokulardan ayrı olarak da reaksiyon odunu ve yara do-
kusu teşkilinden bahsedilmek lazımdır. Bu dokuların tanımı, odundaki üç yönde
mevcut kesitlerin çıplak gözle veya lup altında tetkik edilmesiyle yapılmaktadır.

8
Enine kesit

Enine kesit gövde eksenine dik olarak kesilmek suretiyle elde olunan yü-
zeydir. Enine kesit üzerinde çıplak gözle ve lupla yapılan tetkikler sonunda, en
dışta kabuk göze çarpmaktadır. Kabuk esas itibariyle dış (ölü) ve iç (diri) kabuk
yani soymuk tabakaları olmak üzere iki kısımdan müteşekkildir. Kabuktan sonra
kambiyum tabakası yıllık halkalar, öz ışınları, öz, boyuna paranşim, reçine kanalları ,
diri ve öz odun ile renk farklılıklarını görmek mümkündür. Çeşitli ağaç türle-
rinde değişik dağılışta bulunan trakelerin durumunu da özellikle büyük trakelilerde
kolayca ayırdetmek mümkün olabilmektedir.

Radyal kesit

Radyal kesit gövde ekseni boyunca, fakat öz ışınlarına paralel kesilmek


suretiyle elde olunan yüzeydir. Radyal kesit üzerinde öz ışınları ağaç türlerine
göre değişmek üzere parlak levhacıklar halinde görülür ve bu kesiş şekline Ayna
veya Çeyrek kesiş adı verilir. Örneğin Akçaağaç, Meşe, Çınar ve Kayında bu ay-
nacıkları kolayca ve çıplak gözle görmek kabildir. Bilhassa büyük trakeleri ihtiva
eden ağaç türlerinde özellikle Meşe, Karaağaç, Kestane, Dişbudak ve Cevizde
radyal kesit üzerinde trakeler iğne çizekleri halinde görülürler. Karaağaç ve Ak-
çaağaçlarda öz ışınları daha küçük levhacıklar halinde olup (Şekil 1-2) de gö-
rüldüğü üzere bu levhacıklar bir tanım özelliği teşkil etmektedirler.

Teğet kesit

Teğet kesit gövde eksenine paralel, fakat yıllk halkalara teğet yönde
kesilmek suretiyle elde olunan kesittir. iğne yapraklı ağaçlarda yaz odunu taba-
kaları, halkalı trakelilerde ise halka teşkil eden ilkbahar odunu tabakalarının iç
içe geçmiş pramitler meydana getirdiği kolayca ve çıplak gözle dahi görülür
(Şekil: 1-3). Büyük trakeler yine iğne çizikleri halinde , öz ışınları ise iğ şeklinde
koyu renkli çizikler şeklinde belirmektedirler (Şekil: 1-4). Öz ışınlarının yüksekliği
ve genişliği gibi özellikler bilhassa tanımda önemli rol oynamaktadırlar.

2.1.8. Tekstür ve görünüş özellikleri

Ağaç malzeme üzerinde, özellikle boyuna kesitler üzerinde renk farklı­


lıklarından ve yıllık halka yapısından meydana gelen geniş çapta dekoratif ve
değişik özelliklerde görünüşlere tesadüf olunmaktadır. Böylece izah olunduğu
üzere, tekstürün oluşumunda yıllık halkalar, hücrelerin odun içersinde bulunuş

9
tarzlarındaki intizamsızlıklar ve yeknesak olmayan renk dağılışı olmak üzere üç
esas rol oynamaktadır. Bunları sırası ile tetkik edelim.

Yılllk halka yapısmm Tekstüre etkisi


'
Pek çok ağaç türünde, yıllık halka içersinde ilkbahar ve yaz odunundaki
hücrelerin büyüklük ve tipleri farklı olmaktadır. Bazı ağaç türlerinde ilhbahar
odunu tabakası halkalı büyük trakelilerde olduğu üzere geniş çaplı, çıplak gözle
kolayca görülen delikleri (Trakeleri) ihtiva ederler. Bu tip ağaç malzemeye kaba
tekstürlü tabir edilmektedir. Şayet hücre dimensiyonları ve lümenlerinde yekne-
saklık mevcutsa ve öz ışınları da belirli değilse, bu takdirde yeknesak tekstürde
bir ağaç malzeme bahis mevzuu olmaktadır. Ağaç malzemenin gövde kısımlarından
çıkarılış şekline göre de tekstürde değişik görünüşler elde edilmektedir. Bunlar
teğet ve radyal yönde ağacın biçilmesi, kesilmesi veya yarılmasıyle husule getiril-
mektedir . (Şekil: 1-3) de görüldüğü üzere elde olunacak ağaç malzeme yıllık
halkalara teğet yönde kesilirse veya biçilirse, boyuna yönde genellikle yıllık
halkaların iç içe geçmiş parabolik şeritler halinde görünüşü temin edilir. Yıllık
halkalar geniş olursa parabolik şeritler geniş aralıklı, yıllık halkalar dar ise parabolik
şeritler dar olmakta veya gayri muntazam konsentrik şekiller meydana getirmek-
tedirler. Bu şekillerin husule gelişinde biçilen tomruğun çapının da tesiri bulun-
maktadır.

Halkalı büyük trakeli ağaç türlerinde parabolik şeritleri, yıllık halka içe-
risinde geniş bir tabaka teşkil eden ilkbahar odunu trakeleri meydana getirirse
de, iğne yapraklı ağaçlarda koyu renkteki yaz odunu tabakası parabolik şeritlerin
görünüşünde önemli rolü oynamaktadır. Ancak lhlamur gibi, odununda fazla renk
farkı bulunmayan ağaç türlerinde teğet kesitlerde yeknesak bir görünüş hakimdir.

Ağaç malzemenin gövde kısımlarından biçilmesi veya kesilmesi bazı hal-


lerde de radyal yönde vuku bulmaktadır. Bu hal yıllık halkalara dik veya öz ışın­
larına paralel yönde işlenme ile meydana getirilmektedir. Bu kesiş şekli kereste
endüstrisinde Çeyrek, ya da Ayna kesişi olarak bilinmektedir. Yıllık halkalar radyal
kesilmiş veya biçilmiş ağaç malzemede birbirine paralel hatlar teşkil ederler.
Tabiatiyle daha önce belirtildiği gibi, halkalı büyük trakelilerde ilhkahar odunu
tabakası, iğne yapralılarda ise yaz odunu tabakası boyuna satıhlarda belirli hat-
ların meydana gelmesine sebep olmaktadırlar. Öz ışınlarına paralel bir yönde
kesiş yapıldığı için öz ışınları parlak levhalar halinde göze çarparlar. Meşe, Çınar
ve Kayın gibi geniş öz ışınlarını ihtiva eden ağaç türlerinde öz ışını levhaları kaba

10
ve büyükçe parçalar şeklinde olduğu halde, nisbeten dar öz ışınlarını havi Kara-
ağaç ve Akçaağaçlarda ise sedef gibi parlayan küçük ebatta levhacıklar meydana
gelmektedir (Şekil: 1-3). Bunlardan başka ağaç malzemenin elde edilmesinde
biçme ve kesme tekniği yanında değişik şekilde soyma ile çeşitli bazı görünüşler
ve tekstür elde etmek mümkün olabilmektedir. Bunlardan bir tanesi silindir şek­
linde olan tomruğun ekseni etrafında döndürülmek suretiyle elde edilen soyma
şekli olup bıçak yatay vaziyette durmakta ve belirli bir kalınlıkta kaplama levhası
soymaktadır. Bu suretle elde olnan kaplama levhalarının üzerinde de yıllık halkalar
gayri muntazam konsentrik şeritler halinde görülmektedirler. Özellikle kontrplak
imalinde bu tip soyma kesişten elde olunan levhalar kullanılmaktadır. Bu genel
soyma şeklinden başka, yarı yuvarlak ve konik kesiş şekillerinden de istifade
edilmekte ve değişik tekstür ve görünüşler elde edilmektedir. Böylece meydana
gelen değişik görünüşlü levhaların dik dörtgen kesitinde olan dört tanesi veya
«V» şeklinde 6 veya 8 tanesi bir araya getirilerek çok orijinal dekoratif şekiller
meyana getirmek mümkün Qlmaktadır.

, · ~<1'

,_ _it· !«:
Şekil 1-2 : Kaıaağaç'ta ıadyal kesitte Şekil 1-3 ; Karaağaç' ta teğet kesitte yıl­
öz ışım levhacılcla11 hk halkalarm piramidal gö-
rünüşü

Odundaki elema.nlarm düzeninden doğan tekstür


Normal hallerde odundaki hücrelerin pek çoğu trakeler, traheidler, lifler

11
ve odun paranşimi gövde eksenine paralel bir yönde yerleşmişlerdir. Bu haldeki
bir odun numunesine düzgün lifli tabir edilmektedir. Şayet gövde odunu öz'e
paralel olarak biçilmek suretiyle tahtalar elde olunmuş ise böylece elde olunan
malzemeye diyagonal lifli adı verilir.
Diğertaraftan odun elemanları gövde odunu içesirinde ağaç ekseni ile
sağa veya sola doğru bir açı teşkil edecek şekilde dizilmişlerse o takdirde kıvrık
liflilik meydana gelir ve böyle malzemede lif kıvnkhğı var demektir.
Bazı ağaçlarda kıvrık lifler periodik bir şekilde aksi yönde olabilir. Mesela,
kıvrık lifler ağaç hayatında belli aralıklarla bazen sağa, bazen de sola doğru yö-
nelmiş olabilirler. Bu şekilde lif yapısını havi ağaç malzemeye girift lifli adı
verilir. Genellikle tropik ağaçlarda rastlanan bu özleliğe bazen Çınar ve Kara-
ağaçlarda da tesadüf edilmektedir. Girift lifli bir ağaç malzemenin radyal yüzeyi
(kesiti) tetkik edilecek olursa değişik yöndeki lif yapısından mütevellit açık ve
koyu renkte şeritler görülür. Bazen de lifler boyuna eksene dik seyrederler ve
radyal yönde yarılmış satıhlarda yapılacak tetkikler sonunda sathın dalgalı bir du-
rumda bulunduğu anlaşılır. Bu gibi dalgalı lifli yapıya Akçaağaç ve Huşta rastlanır.
Dalgalı liflilik ile girift liflilik ayni ağaç malzeme üzerinde birleşirlerse
aralıklı şeritli bir tekstür meydana gelir. Akçaağaç, Huş ve Maun gibi ağaç göv-
delerinin teğet satıhlarında bazen kabarcıklar görülebilir. Böyle gövdelerden
soyma veya teğet yönde biçme suretiyle elde olunan yüzeylerde, girinti ve çıkın­
tılar benekli bir görünüş husule getirirler. Özellikle Akçaağaçlarda görülmekte
olan bir başka görünüş şekli ise, yıllık hakkaların teşekkülünde kambiyumda
kabuğun odun içerisine doğru bir takım çıkıntılar ve dişler teşkil ederek yer yer
çukurlukların husule gelmesi halidir. Bu görünüşe genellikle teğet kesitlerde
veya soyma suretiyle elde olunan kaplama levhalarında tesadüf olunmakta,
böyle bir görünüşe sahip Akçaağaç malzemesine ise Kuş gözü akçaağaç denmekte
ve en ziyade (Acer saccharum Marsh.) türünde görülmektedir. (Şekil: 1-5). Ceviz,
Kestane, Akçaağaç v.b. ağaçlarda gövde veya dal üzerinde bir takım büyükçe
çıkıntıların, teğet kesitlerde meydana gelen görünüşlerinde son derece gayri
muntazam lif yönleri dolayısiyle urlu şekiller elde edilmektedir.
Renk farkhhklarmda meydana gelen görünüş özellikleri
Nisbeten açık bir zemin üzerinde koyu renkte gayri muntazam çizik ve
şeritler de bulunabilmektedir. Ancak bunların yıllık halkalarla ilişkisi yoktur.
Cevizde ve Sığla Ağacında özellikle öz odun içersinde koyu renkte şeritler bulun-
makta ve Zebra Ağacı odununda ise keskin hatlar halinde bu gibi koyu renk
farklılıklarına sık sık tesadüf etmek mümkün olmaktadır.

12
Şekil 1-4 : Kaymda teğet kesitte öz ışm­ Şekil 1-5 : Bir Akçaağaç kaplamasmda
larmm genel görünüşü kuş gözü şekilleri

2.1.9. Renk

Renk, sadece çeşitli ağaç odunlarında değil aynı zamanda bir ağaç içer-
sinde farklılık gösterebilir. Renk tekstürdeki yapı farklılıkları ile birlikte çok güzel
dekoratif görünüşler meydana getirirler.

Özellikle öz odunun değişik renklerde olması hem teşhis, hen de kullanış


yeri bakımından önemlidir. Mesela ,Cevizin öz odunu koyu çukulata veya morumsu
kahverengi, Kiraz ağacı öz odunu ise kırmızı. kahverenginde oluşu ile uzun zaman-
dan beri mobilya yapımında tercih edilmişlerdir. Abanoz ağacı (Diospyros ebenum
Koenig.) Güney Hindistan ve Seylan'da yetişir ve koyu siyah bir öz oduna sahiptir.
Dut ve Maun ağacı öz odunları ışığa tutulduğunda pembemsi renkten koyu
kırmızımsı kahverengine kadar değişiklik gösterir. Buna mukabil Akçaağaç
odununun rengi açıktır ve özellikle döşemelik malzeme ve parkelerde çok kulla-
nılır. Odun içersindeki bu renk farklılıklarına sebep, özellikle öz oduna koyu
renkli boya maddelerinin yerleşmesidir. Ancak renk dğeişikliklerine bilhassa
diri oduna arız olan mantarlar da sebep olmaktadır. örneğin Çamlarda mavi
renk teşekkülünü ( Ceratocystis pini) v.b. mantarlar meydana getirmektedir.

13
2.1.10 Parlaklık

Parlaklık,
odunun ışık karşısında ışığı çeşitli yönlerde kırması ve böylece
değişik kesitlerinde parlak bir görünüş arzetmesi özelliğidir. Bununla beraber
radyal kesit daima teğet ve enine kesitten daha parlaktır. Az miktarda ekstraksiyon
maddelerini ihtiva eden odun parlaktır. Yağlı ve mum ihtiva eden odunlarda
ise parlaklık belirli bir özellik değildir.

Parlaklık teşhiste önemli bir özelliktir. Örneğin, Ladin odununun boyuna


yönlerde belirli bir şekilde parlak olması bazı Çam türlerinden ve Köknardan
kolayca ayırt edilebilmesini mümkün kılmaktadır.

2.1 .11 Koku ve tad

Kokuya sahip olan bir madde normal sıcaklıklarda havaya koku saçan
bazı serbest moleküller neşretmektedir. Bu itibarla, esasen odun yapısını teşkiı
eden maddeler kokulu maddeler olmadığından, ya koku veren maddelerin, özel-
likle öz odun teşekkülü esnasında odun içersinde yerleşmeleri, ya da mantarlar
ve bakterilerin faaliyeti dolayısiyle ve esas maddelerin ayrışmas ıile meydana gel-
mektedir. Fakat odunun kokusu denildiğinde onun yapı elemanlarının bozulmasın­
dan dolayı değil, esas yapı elemanları arasına yerleşmiş kokulu maddelerin mevcu-
diyetinden ileri gelen koku anlaşılmaktadır. Bu koku bazen hoş olabildiği gibi
bazende hoş olmayabilmektedir. Hoş kokulu oduna sahip ağaç türleri (lauraceae),
(Myristicaceae), (Santa/aceae) ve İğne yapraklılardan (Cupressaceae) famil-
yalarına mensupturlar. Hoş kokulu oduna sahip ağaç türleri arasında memleke-
timizde Toros sediri, çeşitli Ardıçlar ve Servi türlerini saymak kabildir.
Sigara ağacı ( Catalpa spp.) odunu ise gazyağı kokusunu andırır bir kokuya
maliktir. Koku uçucu bir maddenin neticesi olduğuna göre özellikle taze kesilmiş
odunlarda koku belirlidir. Kurutulmuş veya uzun süre açıkta muhafaza edilmiş
örneklerde koku ya çok az, ya da belirsiz bir hal almıştır. Şayet koku bir tanım
özelliği olarak kullanılacaksa keskin bir bıçakla bir miktar odun kısmının numu-
neden kesilmesine ve sathın ıslatılmasına ihtiyaç vardır. Kafuru ağacı ( Cinnamomum
camphora Nees and Eberm.) fazla koku saçan bir ağaç türü olması dolayısile
Doğu memleketlerinde yünlü ve kürklü eşyanın güvelere karşı korumasını sağlayan
dolap ve sandık imalinde kullanılır. Bizde de Sedir, Servi ve Ardıç odunundan
ayni maksatla özellikle çeyiz sandıkları yapılmaktadır. Yaprak tütünden yapılmış
sigaraların muhafazasında ( Cedrela) ağacı türleri odunundan istifade edilir. Sandal
ağacı (Santalum a/bum l.) odunu da yakılmak suretiyle Doğu memleketlerinde

14
yüz yıllardan
beri tütsü maddeleri olarak hoş kokuların elde edilmesi sağlanmak­
tadır.Bütün bunlara karşı belirli ve fazla miktarda kokulu maddeleri ihtiva et-
meyen Köknar ve Ladin odunları ise yiyecek maddelerinin ambalajında kul-
anılmakta, kokusuz bulunmaları dolayısiyle tercih edilmektedir.

Tad ise odunda çok nadir hallerde bir özellik olarak nazarı itibara alınmak­
tadır. Bununla beraber tad ve koku birlikte bazı ağaç odunlarınnın tanımında
önemli rol oynarlar. En ziyade Amerikan Su Sediri (Libocedrus decurrens Ton.)
da koku ile birlikte tad da belirli bir özellik olmaktadır.

2.2. MİKROSKOPİK YAPI

2.2.1 . İğne yaprakll ağaçlar

Odun bir çok hücrelerin bir araya gelmesinden meydana gelmiştir. Çeşitli
tipteki bu hücreler çeşitli vazifeler görürler. Bu hücreler, dokular ve ödevleri
(Tablo: 1-1) de gösterilmiş bulunmaktadır (Şekil: 1-6).

ôı ışınlarl

Şekil 1-6 : İğne yapraklı ağaçlarda hücre yap/Sina ait genel görünüş

15
Tablo 1-1: Odunsu bir gövde de dokular, hücre tipleri ve ödevleri
Doku veya hücre tipi Ödevi
Kabuk
Dış kabuk
Epidermis (sadece Koruma ve su kaybını önleme
genç gövdelerde)
Mantar Koruma ve kaybını önleme
Mantar kambiyumu Mantar teşkil etmek
Korteks (sadece genç Depolama ve gıda maddesi
gövdelerde) yapımı

iç kabuk Elekli hücreler Gıda maddelerinin aşağıya


(Soymuk) (kaburlu borular) doğru taşınması
Arkadaş hücreleri Belirsiz
Floem lifleri Destekleme
Floem paranşimi Depolama
Vaskular kambiyum ı Meristem hücreleri Floem, ksilem ve öz ışınları
teşkil etmek.
Trakeler Su ve mineral maddelerin yukarıya
doğru taşınması (iletim)
Odun (Ksilem) Trakeidler iletim ve destekleme
Lifler Destekleme
Ksilem paranşimi Depolama
Öz ışınları Radyal yönde besi maddesi iletimi
Öz Paranşim hücreleri Depolama

İğne yapraklı ağaçlarda esas itibariyle iki gurup hücre yer almaktadır. Bunlardan
bir tanesi trakeidler, diğerleri de paranşim hücreleridir. Trakeidlerin genellikle
ilkbahar odununda su iletmek, yaz odununda ise gövdeye desteklik sağlamak
olmak üzere iki vazifesi vardır. Paranşim hücreleri de besin maddelesinin iletimine
ve depo edilmesine yardım ederler. Trakeidlerin enine kesitleri dörtgen veya
altıgen şekillerindedir. Vejetasyon periodunun başında yani Nisan, Mayıs ve
Haziran aylarında Trakeidler ilkbahar odunu tabakasını teşkil eden geniş tümenli
ve ince çeperli hücreler, Temmuz ve Ağustos aylarında ise dar lümenli ve kalın
çeperli yaz odunu tabakasını meydana getiren hücreler şeklinde teşekkül etmek-
tedir. İlkbahar odunundan yaz odununa gidildikçe radyal yönde trakeidler husule
gelir. Daha önce de belirtildiği üzere trakeidler su .iletimi vazifesini de yapmak-
tadırlar.

Trakeidlerin alt ve üst uçları kapalı olup genellikle radyal çeperleri üzerinde
alt alta sıralanmış çok sayıdaki kenarlı geçitler yardımı ile besi suyu iletimi sağ­
lanmaktadır. Kenarlı geçitler bir trakeid'den diğerine besi suyunun geçmesini

16
temin ederler. Kenarlı geçitlerde (Porus) adı verilen bir delik veya geçit kanalı
vardır. Onun karşısında ise (Torus) denen düğme şeklinde kalınlaşmış bir çeper
kısmı mevcuttur. Torusun yan kısımlarına Margo ismi verilmekte ve sıvı maddeler
bu kısımlardan geçmektedirler. Zira bu kısımlar kalınlaşmamış olup geçirgen bir
durumdadır. Torus, Porus'u kapatmadığı takdirde sıvı maddeler bir hücreden
diğerine kolaylıkla geçebilir. Ancak bazı hallerde torus, porus'u kapatır ve böylece
sıvı alış verişi olmaz. Buradan da anlaşılacağı üzere kenarlı geçitler bir sübap
vazifesini göstermektedirler.

Öz odun teşekkülü ile geçitlerin margo kısmı üzerine bir takım yabancı
maddelerin yerleşmesi suretiyle geçirgenlik özelliği ortadan kalkar. Bundan dolayı
diri odun tabakasındaki trakeidlerin kenarlı geçitleri vazifelerine devam ettikleri
halde, öz odundaki geçitler vazifeden kalmışlardır, ve artık iletim işini yapama-
maktadırlar. Özellikle öz odunun emprenye edilememesinin sebebi de bu geçitlerin
çalışmamasından dolayıdır.

Paranşim hücreleri de öz ışını paranşimleri ve boyuna paranşim hücreleri


olmak üzere ayrılırlar. öz ışınları iğne yapraklı ağaçlarda tek sıralı olup bir ila
çok hücre yüksekliğinde olurlar ve radyal yönde uzanan hücre tipleridir. Bazı
iğne yapraklı ağaç türlerinde boyuna yönde uzanan paranşim hücrelerine de
rastlanmakta ve bunlar bir tanım özelliği teşkil etmektedirler. Bir de iğne yapraklı
ağaçlardan Çam, Ladin, Melez ve Duglas'larda doğal olarak reçine kanallar'
bulunmaktadır. Reçine kanallarını çevreleyen ve reçineyi kanala salgılayan
hücreler de, epitel hücreleri dediğimiz paranşim hücreleridir. Reçine kanal
ları normal hallerde yukarıda sayılan ağaç cinsleri guruplarında dikine ve
yatık olmak üzere iki tiptedir. Ancak diğer iğne yapraklılarda da özel-
likle Sedir ve Köknar gibi cinslerde yaralanmalarla teşekkül eden trau-
matik kanallara tesadüfe edilebilir. Yalnız bunlar sadece dikine yön-
de teşekkül etmektedirler. Önemli bazı iğne yapraklı ağaçlarda trakeid ve pa-
ranşim hücrelerine ait ortalama yözdeleri (Tablo 1-2) de gösterilmiştir.

İğne yapraklı ağaç türlerinin mikroskopik tanımında özellikle radyal ke-


sitlerin icelenmesi önem taşımaktadır. Bu kesitte geçitlerin sıralanışı tek veya
çift sıralı oluşu, trakeidlerle öz ışınlarının karşılaşma yerlerindeki geçi tlerin tipleri
öz ışını trakeidlerinin çeperlerinin kalınlaşma şekli, trakeidlerin çeperlerinde
spiral kalınlaşmanın mevcut olup olmayışı tetkik edilir ve bu özellikler türlerin
ayırt edilmesinde büyük rol oynarlar. (Şekil: 1-7) de bu özellikler çeşitli ağaç
türleri için verilmiştir. Karşılaşma yerlerindeki geçit tipleri sağ üst köşelerde
ayrıca belirtilmiştir.

17
~ ev D G) ~~
© 0 © ®rff @ ® El Gl 0 ~. G
,-
d o 00 0 o
""
ô Ü @ (/)
[]{) ~ o e o eı oc
b
<'_..

OD o o ~ ~
(J
y ()
() ;r:
ö '3
@-o
(J ti
ö

o o DJ D @ (J)
& ıJ
(J) ()
~
ö
(f}
@
o" &
(J /}
(}

0 0 Gl G> e -~0
~
@
,- @ 0 ~

0 8 0 G () c:
G G 0 ~
(o) r-.... (,) 8
Safi çam (Pinus silvestris l.) Veymut çamı (Pinus strobus L.) Ladin (Picea)

l@0~1 ~[@]
ır
~ ""'CJ
~
.#'® : 0 Gı0
o
{j) © 0 0
o @ @ ~ .,
-e utc~
@ 0 J o (p fi
@ ~ ~ () 0
- ~-- ,_
c
-
0 0 e @ @ 1 ~ e 00 e ()
'-
0 tJ @(J ~ ı!) (J g e o
~
~ / tı

- ~-
~ ~ 1\
' ~
O ı @
()
@ '
o
@
{} ()
():
Q
o
~ ,_ ~ ~ l~ tı
0 @ 0
e @ @ r.!J ///0

@ ® ® 0G
G G
G
c
G)ı

@ @ @ 8 G
r\
(
Sedir (Cedrus) Köknar ( Abies) Melez (larix)

0
~~~t' G
0
~
;~ 0 G
Ardıç (Juniperus) Duglas (Pseudotsuga) Porsuk (Taxus)

Sekil 1-7 : Çeşitli iğne yaprak// ağaç türlerinde öz ışmlan trakeidler, boyuna paranşim
hücreleri. Sağ üst köşelerde karşılaşma yerlerindeki geçit tipleri gösterilmiştir. (Jane, 1956 dan
almmıştlf).
Tablo 1-2: İğne yapraklı ağaçlarda hücre tipleri oranları (%)

Ağaç türü Trakeidler Öz ışınları Boyuna


Paranşimler

Ladin 95,5-96,5 4,4-4, 7 -5,5 1,4-5,8


Çam 90,3-93, 1 -95,6 4,4-5,5-6, 7 1,4-5,8
Köknar 88,0-90,4-91,6 8,4-9,6-13,0 Çok nadir
Melez 89,0-91,2-93,0 7 ,0-8,8-11,0 0,9 Kadar
Duglazia 92,8 7,0 Çok nadir

2.2.2. Yapraklı ağaçlar

Yapraklı ağaç türlerinin odun yapısı iğne yapraklılara nazaran çok daha
komplikedir. İğne yapraklılarda genellikle iki hücre tipine rastlanmasına mukabil,
yapraklı ağaçlarda bu sayı dörde çıkmaktadır. Ancak bazı yapraklı ağaç türlerinde
bu tiplerin sayısı, örneğin Dişbudakta olduğu gibi üç hücre tipine inhisar etmek-
tedir. Yapraklı ağaçların tipik hücre tipi trakelerdir. Diğer hücre tipleri ise tra-
keidler, libriform lifleri ve paranşim hücreleridir. Ancak lif trakeidleri gibi bazı
ara tiplere de rastlamak mümkündür. Trakeler, boyuna yönde uzanan genellikle
geniş lümenli ve odun dokusuna poröz bir yapı veren hücreler olup iletim va-
zifesini görürler. Bunların uç kısımları ya basit, ya merdivenvari, ağ veya delikli
şekillerde olup bu kısımlara perforasyon tabloları adı verilmektedir. Libriform
lifleri kalınlaşmış ve lümenleri hemen hemen yok olmuştur. Böylece bu hücre
tipi özellikle gövdenin mekanik mukavemetini yani desteklik ödevini üzerine
almıştır. Paranşim hücreleri de öz ışını pranşimi ve boyuna paranşim hücreleri
olmak üzere iki guruba ayrılmakta, ancak bunların yıllık halka içesirinde dağılış
ve bulunuşları çok çeşitlidir. (Şekil: 1-8) de bir yapraklı ağacın enine kesiti,
(Şekil 1-9) da ise bir yapraklı ağacın hücre yapısı görülmektedir.

Enine kesitlerden hesaplanmış bulunan yapraklı ağaç hücre tipleri yüzde


oranları (Tablo 1-3) de verilmiş bulunmaktadır.
Enine kesitte trakelerin dizilişine göre halkalı trakeli, dağınık trakeli veya
yarı halkalı trakeli olmak üzere yapraklı ağaç odunları tiplere ayrılır. Örneğin,
Meşe, Kestane, Dişbudak, Karaağaç halkalı trakeliler gurubuna girmektedir.
Dağınık trakeli ağaç türleri gurubunda ise, Kayın, Akçaağaç, Huş, Kavak, lh-
lamur v.b. yi saymak mümkündür. Buna mukabil Ceviz odunu trakelerin dağılışı
yönünden yarı halkalı guruba dahildir.

19
~~~~-+---+--tt--tt-t---- Öz
___,'---1--.ff----+1-o'---- Birine i yıUık ha ika
---N'----H-,1----İkinci yıllık halka
___,,,~---Ücüncü yıllık halka

Şekil 1-8 : Üç yaşmdakı bir yapraklı ağaç enine kesitinde dokularm şematik görünüşü

Tablo 1-3 Yapraklı ağaçlarda hücre tipleri oranları (%)


Ağaç türü Trakeler Lifler Öz ışınları Boyuna pa-
ranşimler

Kayın 22,2-31,0-37,8 34,5-37,4-43,6 22,6-27,0-30,0 4,0-4,6-5,5


Huş 20,8-24,7-29,6 59,6-64,8-68, 1 9,7-10,5-11,1
Akçaağaç 4,0- 6,9- 8,4 74,0-75,9-79,4 16,2-17,2-18,5
Meşe 35,5-39,5-43,7 40,3-44,3-48,0 14,4-16,2-17,9
Dişbudak 4,7-12,1-21,3 50,5-62,4-72,4 13,9-14,9-16,0 5,7-10,6-15,
Kavak 26,9 61,8 11,3

Öz oduı:ı teşekkülatına yapraklı ağaç odunlarında da rastlanmakta, ancak


mikroskopik yönden meydana gelen değişiklikler arasında en önemli olarak
trakelerin içersinin tül adı verilen teşekkülat ile doldurulması ve böylece su
iletimi ödevine son verilmesi ifade edilebilir. Bu şekilde tül teşekkülatı ile dolmuş
trakeleri ihtiva eden bir öz odun artık emprenye edilebilme kabiliyetini kaybetmiş

20
,,y.r:,
e('~ ~'-%,.."i>~ctı~~/

f e""-
'5.,e~
•\\ef.
\...'
;>. &"4-
~ ~,..~ s~

~"·~~>
c
C1>
U)
.:x
C1> Oz ı~ınları

Şekil 1-9 : Yaprakl! araçlarda hücre yapısma ait genel bir gprünüş

olmaktadır. Ancak buna mukabil tül teşekkülatının meşe odunundan yapılan alkollü
madde fıçılarının sızdırma özelliğine engel olması yönünden faydalı mütalaa
edildiğini belirtmekte fayda vardır.

Yapraklı ağaçlarda öz ışınları iğne yapraklı ağaçlarla mukayese edilirlerse


çok daha yüksek nisbetlerde bulunduğu hemen görülecektir. Bunlar bilineceği
üzere fazla miktarda besin maddesi depo ederler ve gelecek yıllın ilbaharında
teşekkül edecek · yeni hücre ve yaprakların teşekkülünde önemli rol oynarlar.
Bu kısımda daha fazla detaya inmek, daha önce bu hususlarda yapılmış yayın­
lardan kolayca faldayanabilme imkanlarının mevcut olması nedeni ile safnazar
edilmiştir. Bu yayınlar iğne yapraklı ağaç odunlarının anatomik yapısı (Bozkurt,
1967 a), yapraklı ağaçların anatomik yapısı (Bozkurt, 1967 b) ve Ağaç Tek-
nolojisi (Berkel, 1970) olarak verilebilir.
(Şekil 1-1 O, 1-11, 1-12, 1-13, 1-14, 1-15,1-16 ve 1 -17) de çeşitli ağaç tür-
lerinin muhtelif kesitlerine ait makroskopik ve mikroskopik görünüşler verilmiş bu-
lunmaktadır. Makroskopik fotograflar Spoljariç (1959), mikroskopik fotog-
raflar ise Wagenführ (1966) dan alınmış, kısmen de tarafımızdan çekilmiştir.

21
3. ÖNEMLİ AGAÇ TÜRLERİ ODUNLARININ TANIMI

Ağaç Teknolojisi ile ilgilenen araştırıcı, mühendis,teknisyen, çeşitli ağaç


endüstrisi dallarında çalışan iş veren, usta ve hatta işçilerin kullandıkları ağacın
ne olduğunu bilmeleri IOzumlu ve faydalı mütalea edilmektedir. Bu itibarla
kullanılan ağaç malzemenin makroskopik ve mikroskopik tanımının kolay ve
sistemli bör şekilde yapılması gerekmekte, ancak bu hususlar şimdiye kadar
memleketimizde öğrenim müesseselerimizde dahi henüz tam manası ile ele
alınmış bulunmamaktadır. Halen Orman ürünlerini Değerlendirme Kürsüsü ile
Orman Botaniği Kürsüsünde bu hususlarda mahdut bilgiler verilmek suretiyle
yetinilmektedir. Ancak kullanılan ağaç malzemenin bilinmesi, işin esasını teşkil
etmektedir. Bu itibarla bir çok literatürden yararlanmak suretiyle hem makros-
kopik, hemde mikroskopik tanım ile ilgili modern anlamda klavuzlar tarafımızdan
hazırlanmış bulunmaktadır. Bu klavuzların ileri de daha da mükemmelleşti­
rilmesi ve daha fazla sayıda ağaç türünü ihtiva etmesi için çalışmalarımız devam
edecektir.

Ağaç malzemenin makroskopik tanımında evvel emirde genellikle 1O


defa büyüten bir lup (büyüteç) ile keskin bir bıçağa veya çakıya ihtiyaç bulun-
maktadır. Bıçak ile ağaç malzeme üzerinde çeşitli kesitlerde yeni kesilmiş sa-
tıhlar temin edilir, ve daha sonra göze iyice yaklaştırılmış lup'un altına ve ya-
kınına odun parçasının yeni kesilmiş kısmı getirilerek (saatçi/erde olduğu gibi)
odun yapısı tetkik edilir. Daha sonra klavuzdaki esaslardan hareket edilerek
tanım yapılmış olur. Burada bu tanım klavuzlarının ne şekilde kullanıldığına
ait örnek vermek faydalı olacaktır. Evvela elimizdeki odun parçasının enine
kesitinde bıçak yardımı ile düzgün bir yüzey elde etmek lazımdır. Sonra lup
altında bu kısım yukarıda belirtildiği üzere tetkik edilir. İlk iş olarak klavuzda
1. maddede görüldüğü gibi trakelerin olup olmadığğı araştırılır. Trakeler varsa
yapraklı ağaçlar gurubuna dahildir, ve 12. maddeye geçilir. Bu takdirde enine
kesitte trakelerin dizilişine dikkat edilir. Şayet dağınık bir durumda ve çıplak
gözle görülemiyorsa dağınık trakeliler gurubuna girer. Böylece madde 25 e müra-
caat etmelidir. Bu maddede öz ışınları geniş ise ve geniş öz ışını, en büyük çaplı
trakenin iki misli kadar genişlikte ise madde 26 ya, öz ışınları belirli ve fazla
sayıda ve sık ise madde 27 ye geçilir. Bu takdirde ya Çınar, ya Kayın, ya da Daimi
Yeşil Meşelerden olabilir. Öz ışınları yeknesak genişlikte değil ve hem geniş,
hem de aralarında fazla sayıda dar öz ışınlarını ihtiva ediyorsa, ya Kayın veya
Daimi Yeşil Meşelerdendir. Zira Çınar'da öz ışınları geniş fakat hepsi yeknesak

22
kalınlıktadır ve aralarında çok sayıda dar öz ışınları yoktur ve geniş öz ı şın l a­
rının sayısı daha fazladır. Bu takdirde 28. maddeye müracaat edilir. Şayet yıll ık
halka içerisinde trakeler yeknesak bir şekilde dağılmışlar ve radyal yönde sıra l ar
teşkil etmiyorlarsa Doğu . Kayını (Fagus orientalis Lipsky) dir. Aksi takdirde
Kermez Meşesi veya Pırnal Meşesine hükmedilir.

Mikroskopik tanımın yapılmasında ise evvela odundan enine, radyal ve


teğet yönde olmak üzere bir mikrotom yardımı ile 10-20 mikron ka lı n lığında
1

kesitler almak ve bunları muhtelif temizleme, boyama ve anidrid (susuz ) hale


getirme muamelelerinden sonra, kanada balzamı ile lam ve lamel arasına monte
etmek ve böylece daimi preparatlar haızırlamak lazımdır. Ağaç malzemeden
elde olunacak bu gibi kesitlerin elde olunmasına ait metodlar bir başka ma-
kalede ele alınacağı için burada teferruata girilmemesi uygun görülmüştür.
Bu daimi kesiler bir mikroskop altında tetkik edilerek ve önemli ağaç türleri
odunlarının mikroskopik tanımı adı altındaki klavuzdan faydalanarak makroskopik
tanımda belirtilen esaslar dahilinde hareket edilerek ve çeşitli örneklerin hangi
ağaç türüne ait olduğu kolayca bulunur.

Bir de liflerine ayrılmış bir materyalin hangi ağaç nevilerinden imal


edildiği sorunu vardır ki, özellikle çeşitli kağıtların tetkikinde bu husus önem-
ridir. Böyle lif haline getirilmiş materyalin tanımı için de ayrı bir tanım klavuzu
hazırlanmasına ihtiyaç vardır. Bu husus da daha sonraki çalışma l arımızda ele
alınacaktır.

3.1. ÖNEMLİ AGAÇ TÜRLERİ ODUNLARININ MAKROSKOPİK TAN IM I

1. Odunçia trakeler mevcut değil; öz ışınları çıplak gözle fark ed ilemeyecek


kadar dar; yılfık halkalar ekseriyetle belirli (İğne yaprak/J ağaçlar) . ... . . . .. ... 9
1. Odunda trakeler vardır; öz ışınları bazen çıplak gözle fark edilebi l diğ i
halde, bazen de çok ince olup fark edilemezler; yıllık halkalar her zaman
belirli değildir (Yapraklı ağaçlar) .. ........... ... ... ... .. .. .. .. ... ...................... 2
2. Odunda reçine kanalları vardır . . . . .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. . .. .. .. .. ... .. ..... ... . .... 7
2. Odunda reçine kanalları yoktur; ancak bazen enine kesitte teğet
yönde sıralanmış traumatik boyuna reçine kanallarına tesad üf e-
dilebilir . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .. .. . . . . . 3
3. Odunda koyu renkli bir öz odun teşekkülatı bulunmayıp renk beyaz ı ms ı
veya kırmızımsıdır;
Köknar türleri (Abies spp.) ..

23
3. Odunda koyu renkli bir öz odun teşekküliitı var . . . .. . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .... 4
4. Odunda belirli aromatik bir koku var . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . .. .. .. . . . . .. . .. .... 5
4. Odunda belirli bir koku mevcut değil; özodun koyu kahverenginde,
diri odun dar; odun ince tekstürde olup özgül ağırlık yüksek; diri
odun soluk sarı renkte. Adi porsuk (Taxus baccata l.).
5. Odun sert ve özgül ağırlık yüksek; diri odun ile öz odun arasında renk
bakımından belirli büyük bir fark yok; diri odun geniş sarımsı veya kır­
mızımsı beyaz renkte; öz odun ise açık sarımsı kahverenginde
Adi servi (Cupressus sempervirens L.)
5. Odun nisbeten daha yumuşak ve hafif; ince testürde . . . . . . . . . . . . . . . .. . .. .... 6
6. Enine kesitte traumatik reçine kanallarından dolayı teğet
yönde uzanan belirli kırmızımsı lekeler mevcut; ilkbahar odunundan
yaz odununa geçiş tedrici, öz odun kırmızımsı kahverenginde ve
diri odundan belirli birşekilde ayrı; belirli hoş aromatik bir kokusu
var ve bu koku öz odunda daha belirli
Toros sediri (Cedrus libani A.Richard)
6. Odun genellikle ince tekstürde; öz odun taze kesildiğinde gül
kırmızısı veya morumsu, sonraları donuk kırmızı veya kırmızımsı
kahverenginde; koku genellikle kalem ardıcı kokusunu andırır
Ardıç türleri (Juniperus spp.)

7. Odunda koyu renkli öz odun teşekkülatı var ......... ...... ... .. . ... ... . .. . .. . .. 8
7. Odunda koyu renkli bir öz odun teşekkülatı yok; ince tekstürde; odun
beyaz ile donuk sarımsı beyaz renkte ve özellikle boyuna kesitte parlak;
reçine kanalları çok küçük ve belirli değil
Doğu ladini (Picea orientalis (l.) Link.) (Şeki/:1-1 O)
8. Reçine kanalları çok sayıda ve belirli; koyu renkli öz odun kesimden
bir süre sonra belirli olur . .. . .. . . . . . . .. . . . .. . . . . . . .. .. .. . . .. .. . . . . . . .. . . . . . . ... . . .. 9
8. Reçine kanalları gayri muntazam bir şekilde dağılmış olup az sayıda
ve belirli değil; koyu renkli öz odun teşekkülatını kesimden hemen
sonra fark etmek mümkündür .. . . . . . . . . . . .. . .. . . . . . . . . . . .. . . . . . .. . . . . . . . . . .. .. . . 11
9. İlkbahar ve yaz odunu arasındaki geçiş belirli; öz odun kırmızımsı kah-
verengi; diri odun açık sarımsı olup dar
Sarı çam (Pinus silvestris l.) (Şekil: 1-10)
Diri odun daha geniş; reçine bakımından daha zengin
Toros Karaçamı (Pinus nigra var. caraminaca (Laud) Rehd.)
Genellikle yıllık halkalar geniş (5 mm nin üzerinde)
Kızıl çam (Pinus brutia Henry) ve Fıstık çamı (P. pinea L.)

24
9. İlkbahar odunundan yaz odununa geçiş belirli değil; diri odun ge-
niş; reçine kanalları büyük . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .. . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1O
1 O. Yıllık halkalar geniş; öz odun sarımsı ile kırmızımsı kahve renginde;
diri odun sarımsı beyaz renkte; odun hafif ve yumuşak
Veymut çamı (Pinus strobus L.)
1 O. Yıllık halkalar dar; öz odun açık kahverenginde
İsviçre Fıstık çamı (Pinus cembra L.)
11. İlkbahar odunundan yaz odununa geçiş belirli; öz odun kırmızımsı kah-
verenginde; diri odun dar; reçine kanalları küçük ve tek tek olup lup altında
ancak görülebilir. Avrupa melezi (Larix decidua Mil/.) (Şekil : 1-1 O).
11. İlkbahar odunundan yaz odununa geçiş kısmen belirli; öz odun sarımsı
kırmızıile kırmızımsı kahverenginde; reçine kanalları 1up altında ayrrtedile-
bilmekte, ekseriyetle 2-5 i bir arada sıralar teşkil ederler.
Adi Duglas (Pseudotsuga taxifo!ia Britt.)
12. Odun halkalı trakeli; ilkbahar odunu trakeleri belirli bir şekilde yaz
odunu trakelerinden büyük olup çıplak gözle görülebilmekte ......... 13
12. Odun dağınık trakeli; ilkbahar odunundaki trakeler yaz odununkilerden
belirli bir şekilde daha büyük değil ve çıplak gözle görülememekte ... 25
13. Öz ışınları çok geniş ve belirli . . . . . . . . . . . . . . . .. . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . .. . . . . 14
13. Öz ışınları dar veya ancak lup altında görülebilir ................................. 16
14. İlkbahar odunu tarakeleri tül teşekkülatı ile dolu; yaz odunu trakeleri
çıplak gözle belirli değil; trakeler arasındaki mesafe az; öz odun sarımsı
kahverenginde
Beyaz Meşeler gurubu ............................................................... 15
Macar Meşesi (Quercus conferta Kitt.), Sapsız meşe (Q. petrea Lieb!.)
Saplı meşe (Q. robur L.), Çoruh meşesi (Q.dschorochensis K.Koch) v.b.

14. İlkbahar odunu trakeleri her zaman tül teşekkülatı ile dolu değil; yaz
odununa geçiş tedrici ;yaz odunu trakeleri tek tek ve iri olup lup al-
tında
belirli bir şekilde görülür; trakeler arasındaki mesafe fazla;
öz odun açık kırmızımsı kahverenginde
Kırmızı meşeler gurubu
Saçlı meşe (Ouercus cerris L.) (Şekil: 1-11), Palamut meşesi (Q.
aegi!ops Scop.), Lübnan meşesi (Q. libani O/iv.) v.b.
15. Trakelerin enine kesiti dairemsi; trake sıraları ilkbahar odununda az sayıda,
genellikle 1-2 sıra
Sapsız meşe (Quercus petrea Lieb/.)

25
15. Trakelerin enine kesitleri oval ve ilkbahar odunundaki trake sırası sayısı
daha fazla, genellikle 3 sıra
Saplı meşe (Quercus robur L.) (Şekil: 1-11).
16. Öz ışınları dar fakat çıplak gözle görülebilir ................................. 17
16. Öz ışınları çıplak gözle görülemez ............................................. 21
17. Yaz odunu trakeleri küçük 18
17. Yaz odunu trakaleri büyük, açık ve delikler halinde görülmekte; öz odun
yeşilimsi sarı ile çukalata kahverenginde; diri odun sarımsı ve çok dar;
orta derecede ağır ve oldukça sert
Dut (Morus spp.)
18. ilkbahar odunundan yaz odununa geçiş ani .. .. .. .. .. . .. . .. .. .. .. .. . .. .. . 19
18. İlkbahar odunundan yaz odununa geçiş tedrici; öz odun sarımsı
gri; diri odun beyazımsı veya sarımsı renkte ve orta derecede geniş;
yıllık halkalar geniş; öz 8 mm ye kadar çapta
Kokar ağaç (Ailanthus glandulosa Dest.)
19. Yaz odunu trakeleri küçük, yeknesak bir şekilde dağılmış, çıplak gözle
görülmez; ilkbahar odunu trakeleri dahi ancak lup altında görülebilir... 20
19. Yaz odunu trakeleri ekseriyetle kısa, meyilli hatlar teşkil etmekte; son
yıllık halkaya kadar trakeler tül teşekkülatı ile dolu olup bu sebeple açık
renkli noktalar halinde görülürler; iz odun sarımsı yeşil ile sarımsı kah-
verenkte; diri odun sarımsı renkte ve çok dar
Yalancı akasya (Robinia pseudoacacia L.)

20. Öz odun kırmızımsı kahverenginde, ekseriya koyu çizgileri havi;


ilkbahar odunu tabakası daha açık renkte; diri odun kırmızımsı
beyaz renkte olup dar; yıllık halka sırınları dalgalı; öz ışınları açık
renkte ve çok belirli
Erik (Prunus domestica L.)
Öz odun sarısı kahverenginde; diri odun kırmızımsı beyaz ve dar;
20.
yıllık
halka sınırları dalgalı değil
Kiraz (Prunus avium L.)
21. Yaz odunu trakeleri teget yönde dalgalı bir şekilde sıralanmış .. . . .. .. . ... 22
21. Yaz odunu trakeferi radyal yönde sıralanmış veya tek tek bazen ikisi bir
arada dağılmış . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 24
22. Diri odun dar, öz odun koyu kahverenginde; halkalı trakeler büyük
Sahra karaağacı ( Ulmus campestris L.) (Şekil: 1-12)
22. Diri odun geniş; halkalı trakeler nisbeten küçük 23

26
23. Öz odun açık kahverengi
Dağ karaağacı ( U/mus montana With.)

23. Öz odun kül rengimsi kahverengi


Hercai karaağaç (U/mus effusa Wil/d.) (Şekil: 1-12)
24. Yaz odunu trakeleri radyal yönde sıralanmış; öz ışınları lup altında
dahi ayırtedilemez; öz odun koyu kahverengi, diri odun 3-4 yıllık
halka genişlikte
Kestane (Cestanea sativa Mil/.) (Şekil: 1-11)
24. Yaz odunu trakeleri tek tek veya ikisi bir arada dağılmış vaziyette;
öz odun açık kahverenginde
Dişbudak türleri (Fraxinus spp.) (Şekil: 1-11).

25. Öz ışınları tamamen veya kısmen geniş olup belirli veya nisbeten belirsiz;
en geniş öz ışını en geniş trakenin iki misli kadar genişlikte ................. .26
25. Öz ışınları dar ve hemen hemen yeknesak genişlikte; şayet genişliklerde
değişiklik varsa en geniş öz ışını en büyük trakenin iki mislinden daha az
genişlikte ......................................................... ......... ................. .... 30
26. Enine kesitte geniş öz ışınları belirli; genellikle fazla sayıda ve sık ... 27
26. Enine kesitte geniş öz ışınları belirli · değil; ekseriyetle az sayıda ve
geniş aralıklı ..... ...................................................................... 29
27. Öz ışınları geniş ve çok dar olmak üzere iki tip; geniş öz ışınları arasında
fazla sayıda dar öz ışınları mevcut; geniş öz ışınları teğet kesitte çıplak
gözle kısa koyu kırmızımsı kahverenginde çizikler halinde görülür . .. ... 28
27. Öz ışınları hemen hemen yeknesak genişlikte, birbirine yakın; teget
kesitte kısa ve sık çizgiler halinde olup çıplak gözle görülebilir; genellikle
girift lifli bir yapıda
Doğu ve batı çınarı (Platanus orientalis L. ve P. occidentalis l.)
28. Trakeler gayri muntazam bir şekilde aralıklı, genellikle radyal yönde
ve yıllık halka sınırına doğru uzayan guruplar teşkil ederler; odun
paranşimi hücreleri lup altında görülebilen belirli teget sıralar teşkil
ederler
Daimi yeşil meşeler gurubu.
Kermez meşesi ve Pırnal meşesi (Quercus coccifera L. ve Q. ilex l.)
(Şekil: 1-12).
28. Trakeler yaz odununun dış kısmı hariç oldukça yeknesak bir şekilde
dağılmış; Çınarlarda olduğu gibi girift lifli bir yapıya rastlanmaz.
Doğu kayını (Fagus orientalis Lipsky), ( Şeki/:1-12).

27
29. Odun beyaz ile soluk sarımsı veya kahverengimsi beyaz; odun parankiması
genellikle lup altında yaz odunu içerisinde ince açık teğet sıralar halinde
görülür; öz ışınları parlak değil mat
Gürgen türleri (Carpinus spp.), (Şeki/:1-13).
29. Odun et rengi ile açık kahverengi kırmızı; yumuşak ve çok sayada öz
lekeleri mevcut
Kızıl ağaç türleri (Alnus spp.)
30. Bütün öz ışınları dar fakat çıplak gözle görülebilmekte ............... 31
30. Öz ışınları çok dar ve çıplak gözle görülememekte; ........................ 33
31. Odun sert ve ağır . .. .. .. . .. .. .. .. .. .. . .. ... . . .. . .. .. .. .. .. .. .. .. . .. .. .. .. .. . .. .. .. .. .. .. . 32
31. Odun yumuşak ve hafif; renk beyazımsı ile kırmızımsı san; yıllık halka
sınırları belirli değil; öz ışınları belirli bir şekilde birbirine paralel
lhlamur türleri (Tilia spp.)
32. Odun belirli sarı renkte; öz ışınları sık ve kolayca çıplak gözle görü-
lebilir; yıllık halka sınırları dalgalı; trakeler tek tek ve muntazam
bir şekilde dağılmış
Şimşir (Buxus sempervirens l.)
32. Odun sarımsı beyaz renkte veya açık kırmızımsı; yıllık halka sınırları
belirli; öz lekeleri var
Akçaağaç türleri (Acer spp.), (Şekil: 1-13).
33. Öz ışınları normal bir şekilde aralıklı olup enine kesitin yarısını kapla-
mazlar .......................................................................................... 34
33. Öz ışınları çok sık ve enine kesitin yarısını kaplamaktadırlar; diri odun
kirli beyazımsı açık kahverenginde ve geniş; öz odun daha koyuca,
et kırmızımsı kahverenginde; diri ve öz odun arasındaki sınır belirli değil;
trakeler yıllık halka boyunca yeknesak büyüklüktedir, lup altında tek tek
görülürler
Sığla ağacı (Liquidambar orientalis l.)
34. Koyu renkte bir öz odun mevcut değil....................................... 35
34. Koyu renkte bir öz odun mevcut ................ ............................. 38
35. Odun yumuşak ................................................................................. 36
35. Odun sert ....................................................................................... 37
36. Odun sarımsı beyaz ile kırmızımsı renkte; trakeler açık ve küçük
noktalar halinde görülmekte; çok sayıda öz lekelei mevcut; yıllık
halka sınırları ekseriyetle belirli ve odun parlak
Huş türleri (Betula spp.)
36. Odun kırmızımsı gri rente; bazen yalancı öz odun mevcut; öz lekeleri

28
var ve odun parlak değil
Armut (Pirus communis l.)
37. Odun sarımsı beya z ile kirli sarımsı rente; yıllık halka sınırları açık renkte
hatlar halinde; odun biraz parlak hafif ve yumuşak
At kestanesi (Aesculus hippocastanum l.)
37. Odun beyazımsı ile kirli beyaz rente; yıllık halkalar nisbeten geniş olup
koyu renkte yaz odunu tabakası belirli; odun çok hafif ve yumuşak
Titrek kavak (Popu/us tremula l.)
38 Odun sert .......... ....... ... ..... ... ..... ..... .. ... .. ... .... ...... ..... .................. 39
38. Odun yumuşak ........ ......... ........... ... .... .. .. ....... .. .. ..... ............ ..... 42
39. Trakeler kÜçük olup lup altında görülebilir .... .. ....... .. .. ..... ... ... .............. 40
39. Trakeler büyük ve açık, bundan dolayı boyuna kesitte belirli iğne çizikli,
odun mat ve siyahımsı kahverengine, ekseriya koyu siyah şeritleri havi;
diri odun geniş ve gri renkte
Ceviz (Juglans regia L.), (Şeki/:1-13) .
40. Trakeler lup altında dağınık bir şekilde görülmekte . .. . .. . . . . .. . .. ..... 41
40. Trakeler lup altında görülebilir ve radyal sıralar teşkil eder; öz odun
kırmızımsı kahverenginde; diri odun açık kırmızımsı beyaz renkte
ve geniş, odun sert ve ağır
Kayacık (Ostrya carpinifolia Scop.)
41 . Öz odun kırmızımsı kanverengi; diri odun geniş ve kırmızıms ı beyaz
renkte; parlak değil, ağır ve sert
Üvez (Sorbus torminalis Grantz.)
Öz odun açık kahverengi ile kırmızımsı kahverenginde; diri odun geniş
ve kirli kırmızımsı beyaz; çok sayıda öz lekeleri mevcut; yıllık hakla sı ­
nırları belirli ve konsentrik
Kuş üvezi (Sorbus aucuparia L.)
41. Öz odun kırmızımsı kahve renginde; diri odun kırmızımsı beyaz; yı llık
halka sınırları belirli değil; parlak değil
Kızılcık (Cornus mas l.)
42. Öz odun kırmızımsı ile koyu kahverenginde; sık sık öz lekeleri var;
diri odun dar ve beyazımsı renkte; yıllık halkalar geniş; odun parlak
olup çok hafif ve yuumşak
Söğüt türleri (Salix spp.)
42. Öz odun sarı ile kırmızımsı kahverenginde; nadiren öz lekelerine rastl anır;
diri odun beyaz; yıllık halkalar genellikle çok geniş (5 mm nin
üzerinde); odun çok hafif ve yumuşak
Diğer kavak türleri (Popu/us spp.)

29
.........
~
~
<tı
:::ı
~
~
Q.)
"'tı

-~
....
<tı
-...J
'---
"j:;j
~
Q.)

E ::::ı
(;)..
<tı ::::ı

§- c::
=:::ı
~ ....
·o
~ t::ıı

~
Q..
o
~
CI)

~
....o
<tı
E
.s
.s
-~
CI)
Q.)
......... -ı.::
<tı
Q.)
~ Q.)

~ .sc::
Q.)

:§ (.)..
<tı
'ctl 't::ıı
....ı ctı

..::::
-ı.::
~
Q..
<tı
:::....
Q.)
c::
~~
(.)..
'::'.:>

o
.....
;. ~
....ı
:::::
-ı.::
-~ Q.)
Q.) (/).
::::..
:-::::
CI)

CI)
:::ı
.s
Cl
'---

E
<tı
(.)..

i:::::
<tı
C/)
,
Sap/J meşe (Ouercus robur L.) Saçlı meşe (O, Cerris L.)

Dişbudak (Fraxinus excelsior L. Kestane (Castanea sativa Mil/.)

Şekil 1-11 : Çeşitli yapraklı ağaçlarda enine kesitlerin makroskopik görünüşleri

31
Sahra Karaağacı (Ulmus campestris L.j Hercai Karaağaç (U. effusa Willd.)

Çitlenbik (Ce/tis australis L.) Kaym (Fagus)

Şekil 1-12 : Çeşıtli yaprakl! ağaçlarda enine kesitlerin makroskopık görünüşleri

32
Gürgen (Carpinus betulus L.) Pırnal meşesi (Ouercus ilex l.)

Çmar yapraklı Akçaağaç (Acer platonoides L.) Ceviz (Juglans regia L.}

Şekil 1-13 Çeşitli yaprak/J ağaçlarda enine kesitlerin makroskopik görünüşleri

33

I
I
3.2. ÖNEMLİ AGAÇ TÜRLERİ ODUNLARININ MIKROSKOPİK TANIMI

1. Odun trakeleri ihtiva etmez (iğne yaprak// ağaçlar) . ..... .. . ... .. . .. . .. . . .. ... 2
1. Odun trakeleri ihtiva eder (Yapraklı ağaçlar) .................................... 13
2. İlkbahar odununda karşılaşma yerlerindeki geçitler ya pencere veya
pinoid tipte . . . . . . . .. . .. . . . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . .. . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .... 3
2. İlkbahar odununda karşılaşma yerlerindeki geçitler piseoid veya
kupresoid tipte .. . .. . . . .. . . . . .. .. . .. .. . .. . . . . . . . .. . . .. . .. . . . .. . . .. . .. . . .. . . .. . . .. . . . . .. 6
3. Enine trakeidlerin çeperleri düz . .. . . . .. . .. . . . .. . . .. . . .. .. .. .. .. .. .. .. . .. .. .. . .. .. .. . . 4
3. Enine trakeidlerin çeperleri dişli . . . . .. .. .. . . .. . . . . .. . . .. .. .. .. . .. . .. .. . .. .. . . .. . .. . . .. 5
4. Reçine kanallarının çapı enine kesitte 80-1 00 mikron
İsviçre fıstık çamı (Pinus cembra L.)
4. Reçine kanallarının çapı
enine kesitte 90 - 140 mikron
Veymut çamı (Pinus strobus l.)
5. Karşılaşma
yerlerindeki geçitler pencere tipinde
Toros kara çamı (Pinus nigra var. caramanica (Loud) (Rehd.)
5. Karşılaşma yerlerindeki geçitler pinoid tipte
Sarı çam (Pinus silvestris l.)

6. Karşılaşma yerlerindeki geçitler piseoid tipte . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . 7


6. Karşılaşma yerlerindeki geçitler kupresoid tipte . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . .. . 12
7. Enine kesitte reçine kanalı yoktur. Ancak birkaçı bir arada teğet yönde
sıralanmış reçine kanallarına rastlanır. Teğet kesitte ise reçine kanalları
bulunmaz.
Toros sediri (Cedrus libani A. Richard) (Şekil 1-14)
7. Hem enine eksitte hem de teğet kesitte reçine kanalları vardır 8
8. Boyuna trakeidlerin çeperleri düz . . . . .. . .. . . . . .. .. .. .. .. . . . .. . .. .. ... . . . . .. .. . 9
8. Boyuna trakeidlerin çeperleri spiral bir şekilde kalınlaşmış
Adi Duglas (Pseudotsuga taxifolia Britt.)
9. Öz ışınları homejen yapıda . .. . . .. . . .. .. . .. . . . .. . . . .. .. .. .. . . .. .. . .. .. . .. .. . .. .. .. . . . . .. .. 1 O
9. Öz ışınları heterojen yapıda ............................................................... 11
1 O. Öz ışınları 1 -50 adet hücre yüksekliğinde
Toros köknarı (Abies cilicica Carr.) (Şekil 1-14) ve
Kazdağ köknarı (Abies Equi-trojani Ascher. et Sint.)

1 O. Öz ışınları 1-35 adet hücre yüksekliğinde


Batı Karadeniz Köknarı (Abies Bornmülleriana Mattf.) ve
Doğu Karadeniz köknarı (Abies nordmanniana Spach.)

34
11. Enine trakeidlerin çeperi düz; ilkbahar odunu trakeidlerinin radyal çeper
duvarlarında kenarlı geçitler çift sıralı; İlkbahar odunundan yaz odunu-
na geçiş ani
Melez türleri (larix spp.)
11. İlkbahar odunundan yaz odununa geçiş tedrici; trakeidlerin radyal çe-
perlerindeki kenarlı geçitler tek sıralı
Doğu ladini (Picea orientalis L. Link) (Şekil 1-14)
12. Boyuna trakeid çeperlerinde spiral kalınlaşma yok; enine kesitte
trakeidlerin köşelerinde hücre arası boşlukları mevcut
Ardıç türleri (Juniperus spp.) (Şekil 1-14)
12. Boyuna trakeid çeperleri spiral kalınlaşmış
Adi Porsuk (Taxus baccata l.). (Şekil 1-14)
13. Odun halkalı trakeli ,yani ilkbahar odunu tarakeleri yaz odunu trakelerinden
belirli bir şekilde büyük..................................................................... 14
13. Odun dağınık trakeli, yani ilkbahar odunu trakeleri ile yaz odunu trakeleri
arasında büyük fark yok . . . . .. . . . . .. .. . . .. . .. . .. . . . . .. . .. . . . .. . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . .. . . 26
14. Çok geniş öz ışınları mevcut . . . . . . . . . .. . . . . . . . .. . . .. .. . .. . ... . . . . . . . . . .. . . . .... 15
14. Çok geniş öz ışınları yok . .. .. . ... . . .. .. . .. . . . . .. ... . . . .. . .. . . .. . .. .. .. . . . .. ... 17
15. Yaz odunu trakeleri çok sayıda değil, tek tek yuvarlak ve kalın çeperli;
tül teşekkülatına ilkbahar odunu trakeleri içersinde ya az rastlanmakta
veya hiç tesadüf edilmemektedir.
Kırmızı meşeler (Ouercus cerris L., O. aegilops L., O. libani O/iv. ve diğerleri),
15. Yaz odunu trakeleri çok sayıda, ince çeperli ve köşeli; ilkbahar odunu
trakeleri içersinde tül teşekkülatına fazla miktarda rastlanmakta ... ...... 16
16. İlkbahar odunu trakeleri yaz odunu trakelerinden 20 defa daha
büyük
Saplı Meşe (Quercus robur l.), (Şeki/1-15ve1-17).
16. İlkbahar odunu trakeleri yaz dunu trakelerinden 5-6 defa daha
büyük sapsız meşe (Querscus petrea Liebl.) ve Çoruh meşesi
O. dschorochensis K. Koch) ve diğerleri.
17. Yaz odunu tabakası çoğunlukla trakelerden müteşekkil dalgalı veya
konsentrik şeritlerden ibaret .. . . . . . . . .. . . . . . . . . . . ... .. . . . . .. . . .. .. . . . . .. . .. . .. . . . . ... 18
17. Yaz odunu tabakasında trakalerden ibaret konsentrik veya dalgalı şeritler
mevcut değil; bazen apotrakeal paranşim var . .. ... .. . .. . ... ... .. . . . . .. . ... .. . 21
18. Öz ışınları 1-6 sıralı ve esas itibariyle homojen yapıda . ... .. .... ..... 19
18. Öz ışınları 1-13 sıralı ve heterojen yapıda
Çitlenbik türleri (Celtis spp.)

35
19. İlkbahar odunu trakeleri yaz odunu trakelerinden takriben 7 defa daha
büyük ve teğet şeritler kesik hatlar halinde
Ova Karaağacı (Ulmus campestris l.)
19. İlkbahar odunu trakeleri yaz odunu trakelerinden 1 O veya daha fazla
büyük; yaz odunu içersinde trakelerin teşkil ettiği şeritler devamlı ......... 20
20. Yaz odunu trakelerinin teşkil ettiği şeritler arada liflerin teşkil ettiği
şeritlerden daha geniş; ilkbahar odunu trakeleri tek sıralı
Hercai karaağaç ( Ulmus effusa Wi/ld.)
20. Yaz odunu içersindeki trakelerden müteşekkil şeritler lif şeritlerinden
daha dar
Dağ karaağacı (Ulmus glabra Huds.), (Şekil: 1-15).
21. Öz ışınları tek sıralı veya nadiren iki sıralı; ilkbahar odunu trakeleri çok
sıralı ve 240-400 mikron çapta
Kestane (Castanea sativa Mil/.)
21 . Öz ışınları bir ila çok sıralı . . . . . . . .. . . . . . . . . . .. . . . . . . . .. . . .. . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . .. ... 22
22. Öz ışınları 1 -4 sıralı .. . .. . .. .. . . .. .. . .. .. . . . .. .. .. . .. . . . . . . . . . . . . . .. . . .. . . .. .. .. .. . 23
22. Öz ışınları 1 -5 ve daha fazla sıralı . . . . . .. . .. . . .. .. . .. .. .. .. . . . . . . .. . . . . .. ... 25
23. İlkbahar ve yaz odunu trakeleri basit perforasyon tablalı; trakeler tül teşek­
külatı ile dolu
Yalancı akasya (Robinia pseudoacacia l.)
23. İlkbahar ve yaz odunu trakeleri basit perforasyon tablalı; trakelerde
tül teşekkülatına nadiren rastlanır . .. . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . ........... .. . ... . .. .. .... 24
24. Yaz odunu trakelerinde sipiral kalınlaşma var; yıllık halkanın dış
kısmındaki trakeler paranşimlerle çok sıralı teğet şeritler teşkil ederler.
Katalpa ( Catalpa bignonoides Walt.)
24. Yaz odunu trakelerinde spiral kalınlaşma yok; yaz odunu trakeleri
tek tek veya bir kaçı bir arada; öz ışınları 2-16 hücre yüksekliğinde
Adi Dişbudak (Fraxinus excelsior L.), (Şekil: 1-15 ve 1-17).
25. Öz odundaki trakeler kısmen tül teşekkülatı ile dolu; öz ışınları 1-8 sıralı
Dut türleri (Morus spp.)
25. Trakeler içersinde tül teşekkülatına rastlanmaz; Öz ışınları 1-14 sıralı ve
homojen yapıda; yaz odunu trakeleri yıllık halka sınırına doğru teğet pananşim
dokusu içinde yerleşmiş
Amerika .glediçyası ( Gleditschia triacanthos l.)
26. İlkbahar odunu trakeleri yaz odunu trakelerinden biraz daha büyük;
yarı dağınık trakeli ..................................................................... 27
26. Trakeler yıllık halka boyunca büyüklük bakımından fazla fark gös-
termezler; dağınık trakeli . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .. .. . . . . . . . . .. .. . . .. . .. . . . .. . . . . . .. 32

36
27 Öz ışınları bir ita çok sıralı; boyuna paranşim var veya çok nadir
rastlanır . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .. . .. .. . 28
27. Öz ışınları tek sıralı; boyuna paranşim hücreleri yıllık halkanın dış sı-
nırında (terminal paranşim) ....... ,...................... ................. ...... ....... 30
28. Boyuna paranşim yok veya nadiren rastlanır; trakeler yıllık halka
boyunca spiral kalınlaşmış; ilkbahar odunu trakeleri 100 mikrondan
daha az çapta; öz ışınları heterojen yapıda
Kiraz (Prunus avium l.)
28. Trakelerde spiral kalınlaşma yok ve trakeler tek tek veya radyal gruplar
teşkil ederler; Boyuna paranşim hücreleri 1-2 sıralı teğet şeritler
teşkil eder . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... 29
29. Öz ışınları hem tek sıralı hem de çok geniş olup, bazen 50 hücre sırası
genişliğine kadar, trakeler radyal sıralar teşkil edecek şekilde dizilmiş;
boyuna paraşim ekseriyetle tek sıralı olup teğet yönde belirli şeritler
teşkil etmekte; tarkeler 200-280 mikron çapa kadar
Pırnal meşesi (Quercus i/ex l.) ve Kermes meşesi (Q. coccifera L.).
29. Boyuna paranşim hücreleri teğet yönde tek sıralı şeritler teşkil etmekte,
ancak bu şeritler belirli değil; trakeler oldukça yeknesak bir şekilde geniş
aralıklarla tek tek dağılmış. Öz ışınları 1-5 sıralı.
Adi Ceviz (Juglans regia l.), (Şekil: 1-16ve 1-17).
30. Öz ışınları esas itibari iye homojen yapıda .................................... 31
30. Öz ışınları esas itibariyle heterojen yapıda
Söğüt türleri (Salix spp.)
31. Milimetre karedeki trake sayısı 30-145 adet, çapları ise en fazla 75-150
mikron
Kavak türleri (Popu/us spp.), (Şekil: 1-16).
31. Milimetre karedeki trake sayısı 85-180 adet, çapları en fazla 50-100 mikron
Titrek Kavak (Popu/us tremula l.)
32. Yıllık halka sınırları belirli değil; odun homojen yapıda ... ... ...... 47
32. Yıllık halka sınırları bariz bir şekilde belirli . . .. .. . .. . . . .. . ... .. . . . . .. . .. . 33
33. En geniş öz ışınları 8 sıralıdan daha fazla genişlikte ........................... 34
33. En geniş öz ışınları asla 7 hücre sırasından fazla genişlikte değil, ancak
bileşik öz ışınları hariç .. . . .. .. .. . . . . . . . .. . .. . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . .. . . . .. .. .. . . . . . . .. 36
34. Öz ışınları 8 hücre sırası genişliğine kadar; kayına nisbetle trakeler
arası geçitler az sayıda; perforasyon tablaları basit ve merdivenvari
tipte; spiral kalınlaşma yok
Çınar türleri (Platanus spp.).

37
34. Öz ışınları iki tipte, dar öz ışınları 1 -5 sıralı, geniş öz ışınları 10-30
sıralı
ve yıllık halka sınırında genişlemekte; trakeler arası geçitler
çok sayıda; basit ve merdivenvari perforasyon tablalı, spiral kalınlaşma
yok.
Doğu Kayını (Fagus orientalis lipsky).

35. Öz ışınları iki tipte, basit ve bileşik öz ışınları; bileşik öz ışınları ekseriyetle
geniş aralıklı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 40
35. Öz ışınları tek tipte olup basit yapıda . .. .. .. ..... .. .. ... .. . .. .. . .. . . .. .. .. . .. . . ... 36
36. Perforasyon tablaları basit tipte ... .. . . .. . . . .... .. . .. .. .. .. ... .. .. .. . .. .. . .. ... 37
36. Perforasyon tablaları merdivenvari tipte . .. . . . . . .. . . . . . .. . . . .. . . .. .. .. .. . . . . 43
37. Öz ışınları 1-7 sıralı . . . .... .. . .. .. . . . . . . . .. . . . .. . .. .. . .. . . . .. . . . .. .. .. .. . ... . . . . . .. . . .. . .. 38
37. Öz ışınları tek sıralı; trakeler çok sayıda ve spiral kalınlaşma var; trakeler
gruplar teşkil ettiği gibi radyal sıralar halinde de bulunurlar; boyuna
paranşimler yıllık halka sınırında (terminal) ve paratrakeal.
At Kestanesi (Aesculus hippocastanum L.).
38. Bol miktarda apotrakeal paranşim var, bunlar tek tek veya şeritler
teşkil etmekte ................................ ... ..... .. ........ .. ..... .. ..... .. ...... 42
38. Boyuna paranşim yok veya çok nadir . .. . .... .. .. .. .. .. ... .. .. ... .. . .. .. ... 39
39. Trakeler tek tek bazen 2-5 i radyal sıralar teşkil etmekte; milimetre karede
20-90 adet trake vardır; öz ışınları homojen yapıda ve 2-3 sıralı veya
4- 7 sıralı olmak üzere iki tipte
Akçaağaç türleri (Acer spp.) (Şekil: 1-16).
39. Öz ışınları 1-2 sıralı; spiral kalınlaşma mevcut; öz ışınları 30-40 hücre
yüksekliğinde.
Üvez türleri (Sorbus spp.).
40. Perforasyon tablaları merdivenvari tipte .. .. . .. . . . . .. .. .. . .. .. .. . .. .. .. .. . . . 41
40. Basit öz ışınları 1-4 sıralı, genellikle 1-2; esasen basit tipte perforasyon
tablalı, bazen ise 3-6 bölmeli merdivenvari tipte; trakeler arası geçitler
çok sayıda.
Gürgen türleri (Carpinus spp.).
41. Basit öz ışınları tek sıralı ve nadiren iki sıralı; perforasyon tablaları 18-22
bölmeli olup merdivenvari tipte; trakeler arası geçitler seyrek.
Kızılağaç türleri (Alnus spp.).
41. Perforasyon tablaları 10-12 bölmeli veya daha az; spiral kalınlaşmalar
nadir; trakeler 2-1 O adet radyal sıralar teşkil eder; öz lekeleri mevcut.
Fındık (Cory/us spp.).

38
42. Boyuna paranşime fazla rastlanır. Yıllık halka sınırının dış kısmında
tek sıralı şeritler teşkil eder; genellikle apotrakeal dağınık tipte;
trakelerde perforasyon tablaları basit tipte, nadiren merdivenvari
tipe rastlanır, bölmeler 3-6 adet, spiral kalınlaşma mevcut
Gürgen yapraklı kayacık ( Ostrya carpinifolia Scop.)
42. Trakeler oldukça yeknesak bir şekilde dağılmış, bir kaçı bir arada
toplu şekilde bulunurlar, ancak radyal guruplar teşkil etmezler;
iki tipte öz ışını var, tek sıralı ve 2-6 sıralı olmak üzere; perforasyonlar
basit, spiral kalınlaşma var;
lhlamur türleri (Tilia spp.)
43. Spiral kalınlaşmaya hem trakelerde hem de bazı liflerde rastlanır; trakeler
radyal sıralar halinde dizilmişlerdir; öz ışınları 6 sıralaya kadar olursa
da 3-4 sıralılar daha fazla sayıdadır ve 30 ila daha fazla hücre yüksek-
liğindedir
Çoban püskülü (llex aquifoilum l.)
43. Spiral kalınlaşmalar sadece trakelerde mevcut veya hiç yoktur . . . . . . . .. 44
44. Öz ışınları tipik bir şekilde heterojen tipte; geniş öz ışınlarının alt
ve üst kısımlarında 1 -5 adet veya daha fazla dikine hücreleri ihtiva
eder .................................................................................... 45
44. Öz ışınları hem homojen hem de heterojen yapıda; heterojen yapı­
dakiler geniş öz ışınları olup dikine hücreler tek sıralı ve bir ve daha
fazla sayıda, fakat genellikle tek sıralı .......................................... 46
45. Öz ışınları 1-7 sıralı; tek sıralılar genellikle tamamen dikine hücrelerden
ibaret; apotrakeal paranşimler nisbeten fazla; trakelerde spiral kalınlaşma
yok, perforasyonlar merdivenvar~ ve 40 bölmeye kadar bölmeli
45. Öz ışınları 1-2 sıralı ; tek sıralı öz ışınları hem dikine hem de yatık hücreleri
ihtiva eder; boyuna paranşimler seyrek olarak bulunur; trakelerde per-
forasyonlar merdivenvari ve 10-20 bölmeli; bazen boyuna traumatik
balsam kanallarına tesadüf edilir.
Sığla ağacı (liquidambar orientalis Mil/.).
46. Trakelerin perforasyonları merdivenvari ve bölme sayısı 16-18 adet;
spiral kalınlaşma yok; öz ışınları 2-4 sıralı; trakelerin geçitleri altı
köşeli ve küçük olup çok sayıda; geçitler diyagonal dizilişte
Huş türleri (Betula spp.), (Şekil: 1-16ve 1-17).
46. Öz ışınları 1-2 sıralı, 1-20 hücre yüksekliğinde; boyuna paranşim
yıllık halka sınırında ve bir ila birkaç hücre sıralı; perforasyonlar bazen
basit, bazen de merdivenvari ve 6-1 O bölmeli, perforasyon bölmeleri

39
kalın;trakelerin geçitleri merdivenvari ve çok geniş
Mağnolya (Mognolia acuminata l.)
47. Öz ışınları tek sıralı (Kısmen iki slfa/J) ve heterojen yapıda, yükseklikleri
1-2 ve 10-15 hücreli, trakeler tek tek ve ince çeperli; perforasyonlar basit;
kenarlı geçitler büyük; boyuna paranşimler apo ve paratrakeal tipte
Okaliptus türleri (Eucalyptus spp.)
47. Öz ışınları 1-4 sıralı ............................ .. ... .............................. ...... 48
48. En çok iki sıralı öz ışınlarına rastlanır ve 5-15 hücre yüksekliğinde­
dirler; perforasyonlar merdivenvari; spiral kalınlaşma yok; öz ışınları
heterojen yapıda; kenarlı geçitler çok küçük; trake çeperleri kalın
Adi şimşir (Buxus sempervirens l.)
48. Öz ışınları 1-2 sıralı nadiren üç sıralı, yükseklikleri 1-20 veya
25 hücre kadar; perforasyonlar basit, spiral kalınlaşma yok; kenarlı
geçitler büyük ve karşılıklı tipte; en önemli özelliği bölmeli lif tra-
keidlerinin bulunmasıdır
Harnup (Ceratonia siliqua L.)

FAYDALANILAN ESERLER

AYTUG, B.;1959 Türkiye Göknar (Abies Tourn.) türleri üzerinde mor-


folojik ve anatomik araştırmalar. Or.Fak.Dergisi Seri A.
Sayı 2.
BERKEL, A. :1950 Orman ağaç ve ağaççıkları odunlarını Teşhis klavuzu
Orman Fak. yayınlarından No : 14
BERKEL, A. :1955 Sığla ağacı odununun makroskopik özellikleri ve ana-
tomik strüktürü hakkında araştırmalar. Or.Fak.Dergisi
Seri A, Sayı 1-2
BERKEL, A :1970 Ağaç malzeme teknolojisi. Orman Fakültesi yayınla­
rından No : 147
BERKEL,A.ve BOZKURT, Y.:1961 : Türkiye'nin önemli bazı meşe türleri odunla-
rının makroskopik ve mikroskopik özellikleri hakkında
araştırmalar. Orman Fak. yayınlarından, Sayı 73.
BERKEL,A.,BOZKURT, Y.: Türkiyenin önemli ardıç türleri odunlarının makros-
veGÖKER, Y. kapik ve mikroskopik özellikleri hakkında araştırmalar.
Or. Fak. Dergi. Seri A, Sayı 1 .

40
BOZKURT, Y.:1966 Belgrad ormanında önemli bazı ağaç türlerinde yı l lık
halka gelişimi üzerine araştırmalar. Orman Genel Mü-
dürlüğü yayınlarından, Sıra No. 437, Seri 11 .
BOZKURT, Y.:1967 a. İğne yapraklı ağaç odunlarının anatomik yapısı, Orman
Fak. Dergisi. Seri B, Sayı 1.
BOZKURT, Y.:1967 b . Yapraklı ağaç odunlarının anatomik yapısı, Or. Fak.
Dergisi, Seri B. Sayı 2.
GREGUS, P.: 1959 Holzanatomie der europaeischen Laubhölzer und Stra-
ucher, Budapest.
JANE, F. W. : 1956 The structure of Wood. Landon.
LANGENDORF, G. :1961: Handbuch für den Holzschutz. VEB Fachbuchverlag,
Leipzig.
LİESE, W.: 1957 Die wichtigsten mitteleuropaeischen Holzarten und
ihre Bestimmung nach makroskopischen Merkmalen.
Arbeitsgemeinschaft Haiz e. V. Düsseldorf.
PANSH!N,A.J. and CARL De ZEEUW: 1964. Textbook of wood technology.
Volume 1. Second edition. McGraw - Hill Book
Co. N.Y.
SPOLJARİC, Z.: 1959 Wood anatomy and growth with lens key for iden-
tification, Sumarske Enciklopedije SV. 1. str. 250-284
Zagreb.
WAGENFÜHR, R.: 1966: Anatomie des Holzes. VEB Fachbuchverlag, Leipzig.
YALT!R/K, F.: 1968 Yerli akçaağaç (Acer. L.) türleri üzerinde morfolojik
ve anatomik araştırmalar (Habilitasyon tezi, basılma­
mıştır).

41
Porsuk (Taxus baccata L.) Doğu Ladini (Picea orientalis Toros köknarı ( Abies ci/icica
Radyal kesit [l} Carr.) Teğet kesit carr.) Teğet kesit
Şekil 1 - 14 : Çeşitli iğne yaprak/J ağaç türleri odunlarmm mikroskopik görünüşleri.
Saplı meşe (Ouercus robur L.) Dişbudak (Fraxinus excelsior L.)

't

Dağ karaağacı (Ulmus glabra Huds.) Gürgen (Carpinus betulus L.)

Şekil 1-15 : Çeşitli yapraklı ağaç türlerinde enine kesitlerin mikroskopik görünüşleri

43
Sap/J meşe (Ouercus robur L.) Dişbudak (Fraxinus excelsior L.)

Gürgen ( Carpinus betulus L.) Ceviz (Juglans regia L.)

Şekil 1-17 : Çeşitli yaprak/J ağaç türlerinde teğet kesitlerm mıkroskopik görünüşler

45
BÖLÜM il

ÖNEMLİ AGAÇ TÜRLERiNiN TEKNOLOJİK


ÖZELLİKLERi VE KULLANIŞ YERLERİ

1. GiRiŞ

Dünya üzerinde bugün takriben 25000 iJA 30000 ağaç türü tesbit edil iş
olup bunlar aşaöı yukarı 6000 ~eşit ağaç malzeme ile insanhğm faydalanmasma
sunulmuş bulunmaktadır. Hemen hemen her gün ağaç malzemenin yerine plAstik
v.b. gibi, yeni bAzı maddeler icat edilmekte ise de tam manasiyte aOacın yerini
tutacak bir madde henüz yapdamamıştır. Ağaç malzemenin de bazı kusurları
vardır. Bunlar, örneöin; rutubet karşısında çahşma dediğimiz, ölçülerde meydana
gelen deOişmeler, mantar ve böceklere karşı her zaman dayanıklı olmayışı, bazen
yeterli olmayan mukavemet ve sertlik gibi özellikler olmakla beraber, ağaçla
ilgilenen araşttrtcllar bu kusurlann da tamamen bertaraf edilmese bite, kısmen
hatta büyük bir kısmının ortadan kaldırılması için bir takım yollar bulmuşlar
ve aöaç malzemenin değerinden kaybetmesini önlemişlerdir.
Bu bölümün maksadım, önemli Teknolojik özelliklerin neter olduğu, aOaç
türlerimize ait özefliklerin belirtilmesi, memleketimizde hangi türlerin tabii olarak
yetiştikleri, yaydış yerleri, orman alanına göre nisbetleri ve kullamş yerleri teşkil
etmektedir.

2.. MEMLEKETIMlZIN ORMAN VARLICI VE ORETIM DURUMU

Son tesbitlere ve Orman Genel Müdürlüğü yayınların göre bugün mem-


leketitnizc18 \8 273 193 hektar orman vardır. Böylece genel yurt alanının % 23,4 ü
ormanlarla kaplı bulunmaktacllr. En çok orman Karadeniz kıyısı ve Karadeniz
ardı bölgesinde(% 2"J,9) mevcut olup, onu% 24,7 ile Akdeniz bölgesi ormanlan
takip etmektedir. Ege bölgesinde% 15,7, DoOu Anadoluda % 13,2 Marmara'da
CJ(, 9,8 ve iç Anadoluda ise % 8,7 nisbetinde orman vardır. Ancak bu rakkamlar

48
tabiatiyle yurt alanına göre değil, fakat orman alanına göre verilmiş bulunmaktadır;
Bu arada orman varlığımızın % 41 i normal kuruluşta olup geri kalan kısmı ise
bozuk evsaftadır.

Orman mevcudumuzun % 54,4 ü iğne yapraklı ağaç türleri ile % 45,6 sı


ise yapraklı ağaç türleri ile temsil edilmekte olup her ağaç cinsine ait yüzdeler
daha sonraki bölümlerde bildirilmiştir.

Ormanlarımızdan asli ve ikincil olmak üzere her yıl çeşitli ürünler üre-
tilmektedir. Asli ve bazı önemli ikincil orman ürünlerinin muhtelif yıllara ait is-
tihsal miktarları aşağıda (Tablo: 2-1 ve 2-2) de gösterilmiştir. (Şekil 2-1) deki
grafik tetkik edildiğinde toplam üretimin yıllarla hızla arttığı, örneğin; bununla
birlikte 1950 yılındaki tomruk üretiminin 571 000 m 3 ten 1968 de 3440000 m3 e
çıkmış olduğu ve her iki yıl arasında % 600 gibi büyük nisbette bir artış bulunduğu
görülmektedir. Bundan başka yakacak odunun 1950 yılında toplam üzetimin
% 88,2 si olmasına karşılık, 1968 de % 71,6 ya düştüğü ortaya çıkmaktadır.
Bu da kullanacak odun tüketiminin her geçen gün arttığı ve yakacak olarak odun
ham maddesinin israf edilmesinin önüne geçilmeğe başlandığını ifade etmektedir.

Tablo 2-1: Muhtelif yıllarda üretilen asli orman ürünleri


Yıllar 1950 1960 1965 1968
Tomruk (m3) 571 339 1 595 268 3 062 113 3 440 068
Tel direği (m3) 23432 17 650 46789 56095
Maden direği (m3) 86 078 231 309 391 691 404 418
Sanayi odunu (m3) 22238 54 654 135 549 168 236
Kullanacak odun 730 087 1 898 881 3 636142 4068817
Yakacak odun 5 256 774 8 749 374 8 871 450 10 239 573
Toplam üretim 5 959 861 10 648 255 12 407 592 14 308 390
Kullanacak odun
yüzdesi (%) 11, 8 17, 8 29, 3 28, 4

İkincil ürünlere ait değerer tetkik edildiğinde bunların da memleket ekono-


misine büyük katkıda bulunduğu ve döviz kaynağı olduğu kolayca anlaşılacaktır.
Palamut, Palamut Tırnağı ve Palamut hulasısı ve Mazıya ait değerler bu husustaki
üretim istatistik değerlerinin bulunmaması nedeni ile ihraç kayıtları olup Mazı
hariç diğerleri memleketimizde derilerin tabaklanmasında kullanılan sepi maddesi
c:>larak kullanılmakta ve dolayısiyle istihsal miktarları bu miktarların üzerinde
bulunmaktadır.

47
,,
71.

12

10

-
ıa
c:
()
~

-
~6


~ 4
Kul!anrlacak odun

:.:s
2

o
1950 1955 1960 1965 1970
Y1'lar
Şekil 2-1 : Memleketimizde orman ürünleri üretiminin yJ/lar itibariyle gidişi

Tbalo 2-2: Muhtelif yıllarda üretilen ikincil orman ürünleri


Yıllar 1958 1960 1962 1964 1966 1968
Reçine (Ton) 2139 2778 3073 2961 3807 3063
Defne yaprağı
(Ton) 31 402 165 368 150 97
Sığla yağı (Ton) 47 93 30 46 63
Buhur (Ton) 38 20 18 9
Palamut* (Ton) 10489 5027 2979 2882 3935
Palamut* tırnağı
(Ton) 6031 1735 2164 2476 1563
Palamut hulasası*
(Ton) 7890 5851 4821 2531 6410
Mazı (Ton) 397 778 390 1025 251
*) Palamut, Palamut tlfnağı,Palamut hulasası ve Mazı ihraç miktafldlf. (Dev. is. Enst. Bült. göre)

48
Ağacın kullanışı üzerine tesir eden özelliklerden en önemlilieri fiziksel ve
mekanik özellikleridir. Burada bu özelliklerden kısaca bahsedilecektir.

3. AGAÇ MALZEMENİN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ

3.1. ÖZGÜL AGIRLIK ve HACIM AGIRLIGI


Özgül ağırlık, ağırlık ve hacım arasındaki oran ile hesaplanmaktadır·
Böylece ağaç malzemenin özgül ağırlığı;

G
r = -V- gr/cm3 veya Kg/m3 (1)

formülü yardımı ile bulunur. Şayet özgül ağırlığı tesbit edilecek ağaç malzemenin
ağırlığı ve hacmi % O rutubette ise elde elunacak özgül ağırlık tam kuru özgül
ağırlık olup r0 ile, % 12 rutubette (hava kurusu) ise r12 olarak gösterilir. Mem-
leketimizdeki ağaç türlerinin tam kuru özgül ağırlıkları genellikle 0,4 - 0,9 gr/cm3
arasında değişmekte olup yumuşak ve sert ağaçlar arasındaki sınır 0,55 gr/cm3
civarında bulunmaktadır. Daha önce de belirtildiği üzere özgül ağırlık, ağaç
malzemenin belirli hacimdeki ağırlığı tesbit edilerek bulunur. Ağırlığı. tebsitinde
hassas terazilerden istifade edilmekte, hacim bulmada ise, ağaç malzeme ya
belirli geometrik şekiller haline getirilmekte veyahutta parafin, Celloidin gibi
maddeler içersine sokularak daha sonra bu yabancı maddelerden iyice arındıktan
sonra su içersinde tartılmakta veya ölçekli bir kap içersinde taşırdığı su miktarı
üzerinden hacmi kolayca hesaplanmaktadır.

Tam kuru özgül ağırlık daha başka yollardan da bulunabilmekte, bunun


için belirli rutubetteki, özgül ağırlığı (ru), rutubet yüzdesi ( u) ve hacim itibariyle
genişleme yüzdesi (av) nin bilinmesine ihtiyaç hasıl olmaktadır. Bu takdirde
formül
100 +av 100 ru
ro = ru 100 + u (100 +u)-(0,84 ru · u) (2)

şeklinde ifade edilmektedir. Ancak bu formül odunun lif doygunluğu rutubet


haline kadar olan hallerde doğru neticeler vermektedir. Hacım ağırlığı veya hacım
Yoğunluk değeri (R) ise tam kuru ağırlığın (Go), taze haldeki hacme (V9 )
bölünmesi ile elde olunmakta, böylece ormanlarda yaş hade bulunan ağaçlardaki
Odun hacminin, ne kadar tam kuru ağırlıkta odun ham maddesi ihtiva ettiği he-

49
saplanmaktadır. Hacim ağırlığının dimenzionları genellikle ( Kg/m 3) üzerinden
verilmekte isede (gr/cm3) olarak da ifade edilebilmektedir. Böylece hacim ağır­
lığı elde edilir.

Go
R= ---v;-- [Kg/m3] veya [gr/cm3] (3)

Hacım ağırlığı ile özgül ağırlık arasında şu münasebetler mevcuttur:

100
r0 = R [gr/cm 3] (4)
100-~v

100 + 11.y
ro =R [gr/cm3] (5)
100
Burada (~v) yüzde olarak hacmen daralma miktarını, (cı.v) ise hacmen
genişleme yüzdesini ifade etmektedir. (Tablo 2-3) de çeşitli ağaç türlerimize
ait tam kuru, hava kurusu özgül ağırlıkları ile hacım ağırlık değerleri verilmiş
bulunmaktadır.

Tablo 2-3: Memleketimizde yapılan araştırmalara göre ortalama özgül


ağırlık ve hacım ağırlık değerleri

Tam kuru Hava kurusu Hacım ağırlık


Ağaç türleri özgül ağırlık özgül ağırlık değeri
(R)
(ro) [gr/cm3] (r12) [gr/cm 3] [Kg/m3]

İğne yapraklı ağaçlar


Toros Sediri 0,487 0,523 437
Sarıçam 0,496 0,526 426
Kızılçam 0,530 0,570 478
Karaçam 0,518 0,558 458
Uludağ Köknarı 0,408 0,431 359
Doğu ladini 0,406 359
Yapraklı Ağaçlar
Doğu Kayını 0,630 O, 660 531
Kestane 0,542 407
Kızılağaç 0,486 407
Sapsız Meşe 0,675 570

50
3.2. HÜCRE ÇEPERİ ÖZGÜL AGIRLIGI VE BOŞLUK HACMİ
Ağaç malzeme bir çok hücrelerden ibaret olduğundan esas ağırlığı hücre
çeperleri teşkil etmekte, ancak içersine Lümen adı verdiğimizi hücre boşlukları
da girmektedir. Hücre boşlukları hesaba katıldığında ve odun ham maddesinin
derece çeperlerinden ibaret olduğu düşünülecek olursa, bu takdirde özgül ağırlık
daha fazla olacaktır. Netekim, bir çam odununda tam kuru özgül ağırlık 0,53
[gr/cm3] olduğu halde ayni malzemenin hücre çeperinin özgül ağırlığı ise 1,50
[gr/cm3] civarındadır. Genellikle hücre çeperinin özgül ağırlığı son zamanlarda
Yapılan hesapllmalarda 1,50 (gr/cm3) olarak kabul edilmektedir. Bilindiği üzere
odun ham meddesini teşkil eden bileşimler esas itibariyle holoselüloz ve lignin
olup bunlardan holeselülozun özgül ağırlığı 1,58 gr/cm 3, ilgninin ise 1,38-1,46
Qr/cm 3 olarak verilmektedir.
Daha önce de belirtildiği üzere odun ham maddesi içersinde bir de boşluk
hacmi vardır. Boşluk hacmi (C) ile ifade edildiğinde ve tam kuru özgül ağırlık
bilindiğinde aşağıdaki eşitliklere göre hesaplamalar yapılmaktadır:
C=1---r_o_ = 1-0,667. ro (6)
1,50
veya yüzde olarak ifade edilmesi halinde
1
C -100 OO ro = 100 - 66,67. ro 010 (6a)
- - 1,50 /(
şeklini almaktadır.
Boşluk hacminin bilinmesi çeşitli emprenye medotlariyle emprenye edilme ha-
linde en fazla ne kadar emprenye maddesi alınabieceği hususunda bilgi sahibi
olmayı sağlamak ynünden faydalı olmaktadır.

3.3. AGAÇ MALZEMENiN RUTUBETİ VE RUTUBET TAYİNİ

Rutubetin dağılışı
Yaşayan ağaçlarda mevcut olan odun rutubeti ağaç türü, ağacın yaşı,
Yetişme muhiti şartları ve mevsimlerle ilgili olarak değişik bulunmaktadır. Esasen
Odun içersindeki rutubet odununun higroskopik bir madde olması nedeni ile
hücre zarına bağlı ve hücre boşluklarında serbest halde olmak üzere çeşitli şe­
killerde odun içine yerleşmiştir. Dikili haldeki ağaçlarda diri ve öz odunda rutubet
farklıdır ve bazı ağaç türlerinde aşağıda (Tablo: 2-4) de ayrı ayrı gösterilmiştir.
Ancak dikili ağaç halinde iken bu değerlerde rutubet ihtiva etmekle beraber
kesimi müteakip özellikle enine kesitlerden ve kabuğu soyulmuş gövdelerde
ise yuvarlak hale getirilmiş gövde odunlarında diri odun tabakasından fazla

51
Tablo 2-4: Dikili ağaçlarda odun rutubet miktarları

Ağaç türleri Diri odun Öz odun

% %
Çam 133 31
Ladin 146 33
Göknar 160 45
Kayın 89 73
Meşe 78 71
Kestane 90 87
Akçaağaç 90
lhlamur 82

miktarda rutubet kaybı olmaktadır. Bu durumlarda tabiatiyle iç kısımlarda dış


kısımdan (diri odun) daha fazla rutubet bulunacağı aşikardır. Bu itibarla yuka-
rıdaki cetvelden de görüleceği gibi dikili halde öz odun kısmı diri oduna nisbetle
daha az su ihtiva etmekte ve genellikle mantarların teşekkülü için öz odun daha
elverişli bir durum arzetmektedir. Kesimden sonra veya ormanda yatık bir durumda
terkedilmiş bulunan gövdelerde ise öz odun diri oduna nazaran daha fazla su
ihtiva etmekte ve diri odun kısmının çürümesi kolaylaşmaktadır. Genellikle odun
maddesi içerisinde rutubet ya hiç yoktur. Buna tam kuru hal denir. Yahutta % 6-7
nisbetlerine kadar hücre çeperinde mevcut miseller arası boşluklarda bulunur.
Bu takdirde hücre çeperi içerisindeki selülozun higroskopik bir özelliği dolayısiyle
kimyasal bir bağlanma bahis mevzuudur. Bu hale Kemosorpsiyon hali denir.
% 7 - 15 arasında rutubet ise adsorpsiyon yoluyla hücre çeperine bağlı bulunur.
Şayet hücre çeperinde rutubet miktarı misellerin higroskopisite sınırında ise
artık hücre çeperi su ile doymuş hale gelir ve bu hale Lif Doygunluğu Noktası
(LDN) adı verilir ki, bu miktar çeşitli ağaç türleri ile değişmekte olup odunda
% 25-33 nisbette rutubet bulunmaktadır. Çeşitli ağaç türleri odunlarının Lif
Doygunluğu Noktasındaki rutubet miktarları aşağıda (Tablo 2-5) de gösterilmiştir.

Tablo 2-5: Memleketimiz ağaç türlerinde Lif Doygunluğu Rutubet


miktarlan yüzdeleri
Ağaç türü · LDN% Ağaç türü LDN%
Uludağ Köknarı 340 TorosKaraçamı 30,0
Kızılçam 25,5 Doğu Kayını 29,2
Sarı çam 29,8 Sapsız Meşe 26,0
Doğu Ladini 32,0 Sakallı Kızılağaç 34,6

52
Lif Doygunluğu Noktasını aşan rutubet hallerinde su artık hücre çeperine
bağlı olarak değil, fakat hücre boşlukları içersine dolmakla ve% 40 - 700 arasında
değişiklikler göstermektedir. Bu halde Kapillar boşluklarda su bulunmaktadır.
Bir çok bakımlardan çeşitli ağaç türleri odunlarının içersine alabildiği en fazla
su miktarının hesaplanması da önemlidir. Şayet odunun (LDN) (ki bu miktar
ortalama olarak % 28 olarak alınır) halindeki rutubet miktarı Ut ile tam kuru
özgül ağırlığı r0 biliniyorsa, o takdirde içersine alabileceği en fazla su miktarını
gösteren eşitliği
1,5 - ro
Umax = Ut+ (8)
1,5 . ro
şeklinde yazmak mümkündür. Bundan başka odunun hacım ağırlığı (R) bili-
niyorsa, o takdirde eşitlik
1,5 - R
Umax = 1,5. R (9)

şeklini almaktadır. Ancak bu eşitliği kısaltacak olursak;


1
Umax = --R-- - 0,667 (1 O)

değerini elde etmiş oluruz. Bununla beraber bilhassa su ile transportta gövde
odunlarının su dibine battığı en düşük su miktarı yüzdesinin hesaplanmasında ise
1
Us=100(--------1) (11)
R

eşitliğinden istifade etmek gerekmektedir.

Odunun su {rutubet) ahp vermesi ve Denge Rutubet Miktara


{DRM)
Daha önce de belirtildiği üzere, odun ham maddesi higroskopik bir madde
olup çevresinde bulunan havanın neminden bir kısım su buharı moleküllerini
ultra mikroskopik yapısı olan misellerin yüzeyleri tarafından çekebilme ve bunları
belirli basınç ve sıcaklıklarda bünyesinde tutabilme kabiliyetini haiz bulunmaktadır.
Belirli su buharı basınçlarında, belirli miktarda su tutma özelliğine, odunun hig-
roskopisite özelliği adı verilmekte ve bu belirli durumdaki rutubet miktarına da
Denge Rutubet Miktarı (DRM) denmektedir. Durumu şu şekilde izah edersek
konunun daha iyi anlaşılması mümkün olacaktır. Takriben havanın nisbi nem·
% 65 olsun, bu takdirde (Şekil 2-2>' den de anlaşılacağı üzere odundaki {DRM)

53
% 12 civarında olacaktır. Ancak bu 20 ° C sıcaklık'ta bahis konusudur. Bilindiği
üzere havanın sıcaklığı arttıkça havanın rutubet tutma kapasitesi artacak ve
odunun su tutma gücü ise azalacaktır. Örneğin 40° C sıcaklıkta havanın nisbi
nemi % 65 olarak sabit kalmasına karşılık (DRM) % 11 e düşecektir. Bu itibarla
belirli bir (DRM) ye ulaşmadan, havanın nisbi nemi ile sıcaklık arasında kuvvetli
bir ilişki bulunduğunu gözden uzak tutmamak gerekmektedir. (Şekil 2-2) de
havanın nisbi nemi, sıcaklık C ve odunda ki su miktarları arasındaki ilişki gö-
0

rülmektedir.
Odunun daralma ve genişlemesi ( çahşması)
Odunda genişleme, hücre çeperindeki miseller arasına su alınması, daralma
ise su verilmesi ile meydana gelmektedir. Hücre boşluklarına su girmesi ile ağaç
malzeme ölçülerinde bir değişme husule gelmektedir. Suyun miseller arasına
girmesi ile miseller birbirinden ayrılmakta ve dolayısiyle bir genişleme, miseller
arasından suyun çıkması ile ise misellerin birbirine yaklaşması ve dolayısiyle
bir daralma bahis mevzuu olmaktadır. Tabiatiyle bu husus da daha önce belirt-
tildiği üzere odun maddesinin higroskopik bir madde olması nedeninden ileri
gelmektedir. Daralma ve genişlemeler anisotrop bir madde olan odunun üç
muhtelif yönünde değişik miktarlarda olmaktadır. Örneğin daralma yüzdeleri
boyuna yönde en fazla % O, 1-0,9 arasında olmakta ve büyük bir değişme olma-
dığından önemli sayılmamaktadır. Radial yönde % 2,4 - 11,0, teğet yönde ise
% 3,5 - 15,0 arasında değişmektedir. Yapılan araştırmalarda teğet yönde daralma
ile radyal yönde daralma arasında
f1t = 1,65. ~r (12)
boyuna yöndeki daralma ile teğet yöndeki daralma arasında ise
Pi = Pt I 23 ( 13)
münasebetlerinin bulunduğu tesbit edilmiştir. (Tablo 2-6) da memleketimizde
yapılan araştırmaların neticelerine göre çeşitli ağaç türlerimizde muhtelif yön-
lerdeki daralma yüzdeleri gösterilmiş bulunmaktadır.
Tablo 2-6 .· Bazı ağaç türlerimizde daralma yüzdeleri (%)
Ağaç türü Pı f1r ~t ~v
Uludağ Köknan 0,2 3,5 8,8 12,2
Toros Karaçamı 0,2 5,6 8,2 13,9
Doğu Ladini . 0,3 3,8 7,4 11,5
Toros Sediri 0,3 3,3 5,0 9,2
Meşe 0,6 5,3 9,6 14,9
Kayın 0,5 5,0 10,5 15,5
Kızılağaç 0,5 4,4 7,3 12,6

54
::::
.:ı.
..::: 60
""'
t:ı
\.)

Ü) 50

1.0

JO

20

o'::"''=-"--'--:.J._ı.__LJ___u__ıı_._J_J___ı__ı_ıu_-L..L-L...L.l~.lL..--1.l'--LL_ı_...LJL..JL..L.l.l.._LLL~
100% 95 90 85 80 75 70 65 60 55 50 45 1.0 JS 30 25 20 15 TO 5 o
Nİsbİ hava rutubeti

Şekil 2-2 : Ladinde çeşitli sıcaklıklar ve nisbl hava rutubet/erinde ağaç malzeme rutubet/e-
rini göşteren eğriler. ( W. K. Loughborough'a göre. Sıcakl!klar R. Keylwerth ta-
rafmdan { C) dereceye çevrilmiştir.)

Hacmen daralma (f3v) ve genişleme (av) yüzdeleri ise şu eşitliklerden


istifade edilerek bulunmaktadır:
f3v = 1 - {1 - f3t) {1 - f3r) {1 - f31) (14)
av = (1 + at) {1 + ar) ( 1 + aı ) - 1
Ancak Pratikte
ro
f3v = f3t + f3, + f31 = ---=-
r + 3,57
veya f3v = Ut. R % (15)
0

(16)

Eşitliklerden istifade edilmektedir. (Şekil 2-3) Avrupa Kayınında çeşitli yönlerde


hacmen genişleme nisbetleri ağaç malzeme rutubeti ile ilgili olarak göste-
rilmekte ve yandaki resimde ise gövde enine kesitinin mehtelif yerlerinde daralma

55
ile meydana gelen şekil değişmeleri
görülmektedir. Tam linear olmayan hallerde
ve belirli bir açı (<p) altında biçilmiş ağaç malzemede daralma yüzdelerinin bulun-
masında şu aşağıda belirtilen eşitlik tavsiye edilmektedir.

~cp = ~t. sin 2 cp + ~r. cos 2 q> (17)


lOr----r--ı----r--ı:::ıı----.
%

cı.
eıoı---ı--+r---Y--r---f
~
·!"
~ 8 ı---t-~t-+-+--t----1
\,.:)

o
10 20 • 30 40 % 50
A!Jaç malzeme rutubett

Q b
Şekil 2-3 : a) Avrupa kaymmda liflere paralel, radyal ve teğet yönlerle hacmen genişleme
yüzdeleri ve ağaç malzeme rutubeti arasmdaki münasebet (Mörath'a göre).
b) Bir ağaç gövdesi enine kesitinde değişik kışım/ardan bıçilmiş malzemenin ku-
ruma sonunda alacağı şekillere ait şem~tik görünüşler (US. Forest Products
Laboratory'ye göre).

Daralma ve genişlemelerin tayininde ise genellikle


~ = Yaş ölçü (mm) - Kuru ölçü (mm) x 100
(18a)
Yaş ölçü (mm)
Yaş ölçü (mm) - Kuru ölçü (mm)
(J. = - - - -Kuru
- - ölçü
--- - - - - - x 100
(mm)
(18b)

eşitliklerinden yararlanılmaktadır.

Odun rutubetinin ölçülmesi


Odun rutubetinin ölçülmesinde çok çeşitli metodlar bulunmakla beraber,
en kolay metod evvela yaş olarak tartılan ağaç malzemenin bir kurutma dola-

56
bında 103 • C ± 2 derecede, ağırlığı değişmeyinceye kadar kurutulduktan sonra
tekrar tartılması ve yaş ağırlıktan tam kuru ağırlık çıkarıldıktan sonra, tam kuru
ağırlığa bölünüp 100 ile çarpılmak suretiyle su miktarının tayini metodudur.
Bu suretle yukarıda izahı yapılan metodu formüle edecek olursak aşağıdaki
eşitlik elde olunacaktır :
U == Yaş ağırlık - Tam kuru ağırlık x 100 == Gy-Gk x
100 (19)
Tam kuru ağırlık Gk
Bundan başka elektrikli rutubet ölçme aletleri vardır. Bunlar da elektrod
ve radyo - frekanslı olmak üzere iki esas üzerinden çalışmaktadır. Daha başka
rnetodlar yanında ağaç malzemede su miktarı kimyasal yollardan gidilmek sure-
tiyle de hesaplanabilmektedir. Bu hususlarda daha geniş bilgi edinmek isten-
diğinde Berkel (1970) ile Bozkurt (1966 a) ya müracaat edilmelidir.

3.4. AGAÇ MALZEMENiN TERMİK ÖZELLİKLERİ


lsı ile meydana gelen genişleme
Katı cisimlerde sıcaklığın artması onun moleküllerinin arasındaki mesafenin
büyümesine yol açmaktadır. Tabiatiyle bu boyuna ve dolayısiyle hacim itibariyle
bir genişlemeyi meydana getirmektedir. Orijinal uzunluğu (11) de olan bir çubuğun,
sıcaklıkta meydana gelen değişme (t2 - t1) olduğu takdirde, genişleme miktarı
(dl) aşağıdaki formüle göre hesap edilmektedir.
dl == Cl.t. '1 . (tz - t1) (20)
Burada (at) termik genişleme katsayısını ifade etmektedir. Formül (20) den
istifade edilerek termik genişleme katsayısı :
1 dl
at = - - . (20a)
1 tı - tı
eşitliği ile belirtilebilir. (dl) de ilk ve son genişleme miktarları arasındaki fark
olduğu için (dl = 12 - 11 ) olup (20) numaralı eşitlikte yerine konulduğunda
12 = '1 [1 + at (tı - t1)] (21)
elde olunur. Odunda genellikle takriben % 50 selüloz vardır. Selulöz zincirlerinin
bir araya geldiği kristal zonun uzunluğu ile genişliği arasında 1O misli bir fark
Vardır. Netice olarak moleküllerin titreşimleri genişliği takriben selüloz zincirlerine
dik yönde paralel yönden on defa fazla olmaktadır. Termik genişleme katsayısı
rnikroskopik yapıdan dolayı, genellikle teğet yönde radyal yöndekinden biraz
daha fazladır. Temperatürde meydana gelen değişmeler odunun rutubet alıp
Vermesi ile ilgili değişmelerle mukayese edilecek olursa çok küçük olduğu
görülür ve çoğu zaman nazarı itibara alınmaktan sarfınazar edilebilir. Çeşitli ağaç
türleri odunlarının 1 ·c derece için meydana gelen genişmele miktarları (Tablo: 2-7)
de belirtilmiştir.

57
Tablo 1-7: Her bir (C) derece için çeşitli ağaç türlerinde termik
genişleme katsayıları

Termik genişleme katsayısı


-
Ağaç türleri Liflere parelel Liflere dik
yönde yönde a,wl
-
awx10- 6 awx10- 6 a,wll

Yaprakh ağaçlar
Akçağaç 6,38 48,4 7,6
Huş (Betu/a lutea Michx.) 1,98 - -
Şimşir 2,57 61,4 23,9
Abanoz 9,70 - -
Meşe 4,92 54,4 11f1
Dişbudak (Fraxinus americana L.) 11,00 45,8 4,2
Gürgen 6,04 - -
Kestane 6,49 32,5 5,0
lhlamur (Tilia glabra Vent.) 5,46 44,4 8,1
Mahun 3,61 40,4 11 ,2
Ceviz 6,55 48,4 7,4
'f

Kavak 3,85 36,5 9,5


Karaağaç 5,65 44,3 7,8
İğne yapraklı ağaçlar
Ladin 5,41 34,1 6,3
Köknar 3,71 58,4 15,8
Veymut çamı (r=0,39, u=% 4) 4,00 72,7 18,2

Odunun spesifik (özgül) ısısı

Herhangi bir maddenin spesifik ısısı belirli bir sıcaklıktaki maddenin daha
yüksek ısı derecesine çıkarılması için gerekli ısı miktarının (O), maddenin kitlesi
(m) ile meydana gelecek ısı derecesi farkı çarpımına bölümü ile elde olunmak-
tadır. Bu ifadeyi aşağıdaki formülle belirtmek mümkündür:

Q
c=---- (22)
m(t2 - t1)

Kurutma, emprenye, kuru destilasyon, odunun hidrolize edilmesi gibi bir çok
termik işlemler için önemli olan odunun spesifik ısısı çok düşük bir değerdedir.

58
Ağaç malzemenin hakiki spesifik ısısı (c) belirli bir sıcaklık derecesi için şu for-
mülle ifade edilmektedir.

Cal
c = 0,266 + 0,00116. t [ - - - - ] (23)
goC

Yapılan araştırmalara göre suyun spesifik ısısı c5 =1, tam kuru haldeki ağaç
malzemenin ise Co = 0,324 olup belirli rutubetteki ağaç malzemenin spesifik
ısı değeri

u+0,324
Cu = (24)
1 +u

eşitliği yardımı ile hesaplanmaktadır. Selulozun spesifik ısısı 0,37, odun kömürünün
ise O, 16 dır.

Odunun ısı iletme kabiJiyeti

Ağaç malzeme ve diğer selülozik material poröz bir madde olması ve


metallerde olduğu gibi enerjinin bir molekülden diğerine geçmesi için gerekli
serbest elektronların azlığı sebebiyle sıcaklığı az ileten bir materyaldir. Bundan
dolayı ağaç ve ağaçtan yapılmış malzeme inşaatlarda, frigorifik tesis ve arabalarla
diğer benzeri kullanış yerlerinde geniş çapta izolasyon matariali olarak kullanıl­
maktadır. lsı iletimi ağaç malzemenin lif yönü ile ilgili olarak, özgül ağırlık, ağaç
malzemedeki kusurlarla, odunun cinsi ve ekstraksiyon maddelerinin miktarı ve
özellikle onun rutubet miktarı ile değişmektedir. Böylece, ısı iletme kabiliyeti
().) ısı enerji miktarı (Q) nun (h) birim zamanı içerisinde herhangi bir ağaç
malzemenin (d) kalınlık ve (A) sathından (t 2 - t 1 ) gibi, ısı dereceleri farklı iki
satıh arasında meydana gelen ısı akışı aşağıdaki formülle ifade edilmektedir:

A=--0_.d__ kcal ]
[ (25)
A.h(t2-t1) mh °C

Ağaç malzeme içerisindeki su miktarı ısı iıetimini arttırıcı tesir etmektedir. Bu


itibarla daha önceki bir makalemizde de belirttiğimiz gibi % 40 rutubete kadar
olan ağaç malzeme için ayrı, % 40 rutubetten fazla değerler için ayrı formüllerden
istifade edilerek değerlendirmeler yapılmaktadır. Ancak % 12 rutubetteki bir
ağaç malzemede ısı iletme katsayısı

"A = 0,177. r12 +0,0205 (26)

59
formülü yardımı ile bulunmaktadır . .Bununla beraber hücre çeperinin liflere pa-
relel yöndeki ısı iletme katsayısı

A.ıı = 5,62 (Kcal I m h C 0


)

ve liflere dik yönde ise

)._ı. = 0,362 ( Kcal I m h C 0


)

olarak verilmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere liflere paralel yön ile liflere
dik yönler arasında ısı iletkenliği bakımından fark olup, bu fark liflere paralel
yönde liflere dik yöndekinden 2,25 - 2,75 defa daha büyüktür.
lsı iletme katsayısı % 5-35 nisbi rutubet derecelerinde

A.2=A.1 [1 -0,01 25( u1 -u 2)] (27)


formülü yardımı ile bulunmakta, ancak ısı iletkenliği sıcaklığın artması ile de
yükselmekte olup t = - 50° ve + 100°C ler için pratik maksatlarda

tı -tı
l 2=A.1 [ 1-(1,1-0,98ro) (28)
100

eşitliğinden istifade edilmektedir.

Ağaç malzemede ısı radyasyonu

Diğer malzemelerde olduğu gibi ağaç malzemede de mutlak sıcaklık sıfır


olduğundan her hangi bir ısı enerjisi neşretmez. Birim zaman ve alanda Radyasyon
enerjisinin neşretme değeri (E), Stefan ve Boltzmann kanununa göre aşağıdaki
formülle ifade edilmektedir.

E = s. Cr. T' (29)

Burada ( s )malzeme sathının ısı neşretme sabitesi olup çok iyi yansıtan mad-
delerde sıfır, siyah bir madde için ise (1,0) olarak alınmaktadır. (Cr) ise siyah
renkteki bir maddenin kullanılan ölçü birimlerine tabi olan sayısal değerine
ait bir sabite olup (mesela er= 4,96 X 10 8 Kcal/m 2 h K4 ) ve T = 275 +t olup
mutlak sıcaklıktır. Ağaç malzeme sathının koyu renkte ve kaba (rendelenmiş)
olması radyasyonu arttırır. Özgül ağırlıkla arada belirli bir ilişki yoktur. Rendelenmiş
bir meşe ağacı odununun radyasyon neşretme sabitesi t = 21 °C de s = 0,895
olup 1o·c de s =0,935 dir. ( s) değeri ağaç malzeme kurudukça azalmakta,
ancak Lif . Doygunluğu Rutubet derecesinin üzerinde takriben su için verilen
değere (E=0,93) çok yaklaşmaktadır.

60
3.5. AGAÇ MALZEMENiN ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLERİ
Doğru akım özellikleri

Çok kurutulmuş ağaç elektriği iletmez. Tam kuru haldeki odun en tesirli
bir yalıtkan maddedir. Hatta fenol formaldehid reçineleri ile muamele edilerek özel-
likle troleybus ve tramvaylarda elektrik izolatörü olarak kullanılmaktadır. Bununla
beraber rutubet muhtevası arttıkça izolasyon özelliği de maalesef ortadan kalk-
maktadır. Özellikle Lif Doygunluğu Noktası altında odunun direkt akıma muka-
vemeti rutubet miktarı arttığında hızlı bir şekilde azalmaktadır. Elektrik akımı
hadisesi, odundaki iyonların bulunuşuna tabidir. İyon konsantrasyonundaki, da-
ğılışındaki veya her ikisi birden meydana gelen değişme, odunda elektirik iletimini
değiştirmektedir. Tam kuru halde ve oda sıcaklığında yapılan tecrübeler çeşitli
odun numunelerinde 1 cm 2 enine kesitinde ve 1 cm uzunluk için elektrik direnci
nin iyi elektrik izolatörleri ile mukayese edilebilir. Rutubet miktarının % O dan
% 30 a yükselmesi ile elektriği iletme kabiliyetinin 1 milyon defa, fakat Lif Doy-
gunluğundan tam yaş hale geliş arasında ise 50 defa arttığı bulunmuştur. Elekt-
riğe karşı koyma direncinin logaritması ile normal oda sıcaklığında rutubet miktarı
arasındaki münasebet aşağıdaki şekildedir:

L
log!? = G +-- (30)
Ew

Ağaç materialin dielektrik sabitesi E w = 3,93 . 1O 0 ' 0 2 4 ıu (G) ve (L)


ise iki değişik rutubet miktarındaki mukavemeti temsil etmektedirler. Mesela
Duglaslarda bu değer
59,57
log g = 1,36 + - - - (31)
Ew
olarak verilmektedir.

Elektrik akımına karşı koyma direnci değerleri değişik olup kabaca de-
nilebilirki liflere paralel yönde liflere dik yöndekinin yarısı kadar, radyal yönde
ise teğet yöndeki ne eşit veya ondan % 1 O kadar azdır.
Sıcaklıktaki artış ise tam kuru ağaç malzemede doğru akım direncinde
bir azalmaya sebebiyet vermektedir. Tam kuru Huş odununda bu münasebet

~)
-x1 = !? = (08+
10 ' T (32)

formülü ile ifade edilmektedir. Burada (x) = iletkenlik, (g) karşı koyma direnci

61
(ohm-cm) ve (T) ise Kelvin derecesi olarak mutlak sıcaklıktır. Şayet ağaç malzeme
içersinde suda eriyen elektrolitik madoeler mevcut ise onun elktriği iletme kabiliyeti
önemli derecede artar. Odundaki kül miktarı hemen hiç iletme kabiliyeti üzerine
tesir etmez. Bunun aksine suda eriyen emprenye maddeleri ile veya yanmaya
karşı maddelerle muamele edilmiş ağaç malzemede iletme kabiliyeti artar. Fenollü
reçinelerle muamele edilen ağaç malzemede ise iletkenlik azalır.

Alternatif akımı özellikleri


Ağaç malzemenin yüksek frekans iletkenlik direnci doğru akımdaki ile
mukayese edilirse çok düşüktür. Mesela, tam kuru odunda bu değer 18.106
ohm-cm olup doğru akımdan bir milyar defa daha azdır. % 10-12 rutubet dere-
celerinde doğru akım elektrik direncinin 1/1000 i kadardır. Yüksek frekans ilet-
kenlik direnci doğru akım direnci ile münasebete getirilirse farkın çok büyük
olduğu görülür. Alternatif akım direncinde liflere dik yönde liflere paralel yön-
dekinden 3-3,5 defa daha büyüktür. Rutubet artışı ile, örneğin; % O ile % 25
arasında doğru akımdakinden çok daha düşük değerler elde olunmaktadır. Doğru
akımdakinin 1 milyon defa olmasına karşılık, alternatif akımda 4 ila 6 defadır.

Dielektrik sabitesine gelince kuru selülozik materyalde 1,5 - 3,0 arasında


bulunmaktadır. Bununla beraber özgül ağırlık ile artış gösterir. Radyal yönde,
teğet biçilmiş ağaç malzemede çeşitli ağaç türlerinde 1,6 - 2,7 kadar olmakla
beraber, liflere paralel yönde % 30-60 daha büyük değerler elde olunur. Havanın
dielektrik sabitesi s = 1, tam kuru kayın odununda liflere paralel yönde s = 2,51
liflere dik yönde ise s = 3,63 tür.

3.6. AGAÇ MALZEMENİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİ


Ağaç malzeme, müzik aletleri ve akustik maksatlar için yegane materialdir.
ltalyan ustaları Amati, Guarneri ve Stradivarius tarafından yapılan kemanların
imalinde ağacın kullanış yeri bakımından en önemli yerlerden birini işgal etmiştir.
Müzik aletleri yanında daha bir çok maksatlarda ve özellikle ağaç ve ağaçtan
yapılmış malzemenin binalarda gürültü ve sesi azaltıcı özelliğinden senelerden-
beri istifade edilmektedir. Ses elastik bir ortamda, takriben saniyede 16 - 20
bin (Frekans) meydana getirilen titreşim ve dalgalarla husule gelmekte ve kulak
ile duyulmaktadır. Örneğin bir çekiç yardımı ile bir ağaç parçasına vurulduğu
zaman titreşim başlar. Bu titreşimler civardaki havaya ses dalgaları olarak neş­
redilir. Ses bir dalga olayı olarak şu fiziksel özelliklerile karakterize edilmektedir.
Bunlar dalga boyu ().. ), amplitut, frekans (f) ve sesin hızı (v)dir. Dalga boyu
veya ses hızı arasında aşağıdaki eşitlik geçerlidir :

62
v
v = "A. fveya "A = (33)
f

Ağaç malzemede sesin taşınması (iletimi)

Uzun çubuklarda ses hızı

v=V+ {34)

formülü ile bulunmaktadır. Burada E = Elastisite Modülü (Kplcm2) ve r = özgül


ağırlık {grlcm 3 ) dür. Özgül ağırlığı belli olan ağaç malzemede fiziksel yollarla

ses hızı tayin edilmekte ve E = - r - eşitliği yoluyla Elastikiyet Modülü bulun-
2
maktadır. Ağaç malzemenin özgül ağırlığı özellikle sabit olduğu için liflere paralel
yöndeki hız (v 11 ) ile liflere dik yöndeki hız (v ..ı ) aşağıdaki şekilde bulunabil-
mektedir:
• / Eıı

:: = ~~- =V :: (35)

(Tablo 2-8) de liflere paralel yönde çeşitli ağaç türleri odunları ve diğer mater-
yalde ses f:ıızları gösterilmiştir.

Tablo 2-8: Ağaç malzeme ve diğer materyalde ses hızı

Ortalama
Material cinsi Özgül ağırlık Liflere paralel yönde vıı

gr I cm 3 ses hızı v J_

mis
Kayın 0,70 3412 1,34
Meşe 0,65 3381 ....... 431 o 1,36
Dişbudak 0,65 3900
Ceviz 0,55 4700
Köknar 0,40 5256 2,20
Demir 7,85 5000
Bakır 8,90 3900
Cam 2,50 5100 ....... 6000
Mantar 0,25 430 ....... 530

63
Tablonun tetkikinden de kolayca anlaşılacağı üzere özgül ağırlığı düşük olmasına
rağmen sesin hızı ağaç malzemede yüksektir.

Ses dalga rezistansı, ses radyasyonu ve iç sürtünmelerle sesin


azaltılması

Ses hızı ağaç


malzemede liflere paralel yönde kurşun hariç diğer metal-
lerdeki kadardır.
Buna karşılık ağaç malzemede özgül ağırlık teknik maksatlarda
kullanılan metallerin sadece 1/20 ile 1/1 O u nisbetindedir. Netice itibariyle ses
dalga rezistansı, sesin yayılması ve özellikle sesin yansıması için iki ortam ara-
sındaki sınırda ağaç malzeme ve metaller için oldukça farklıdır. Ses dalga rezistansı

' j
w = r.v = r v - ·Er- (36)

eşitliği yardımı ile bulunmaktadır. Yapılan araştırmalara göre ess dalga resistansı
(direnci) çeşitli material için şu şekildedir :

Çelik 395. 104 dyn. s/cm


Pik demir 258. 10 4
Pirinç 234. 104
Kurşun 82,5. 104
Köknar 20. 104
Kayın 22. 104
Su 14. 104
Lastik 1. 104
Hava 0,004. 104

Her hangi bir levhadan meydana gelen serbest titreşimlerin tesirini kaybet-
mesi hali, kısmen iç sürtünmelerle azalması, kısmen de ses radyasyonunun dağılma­
sı sebebiyle husule gelmektedir. Ses radyasyonunun azalması esas itibariyle ses hızı
ile,ilgili materyale ait özgül ağırlığın oranına tabidir.Metallerle ağaç malzemenin mu-
kayesesi akustik yönden ağaç malzemenin üstünlüğünü ortaya çıkarır. Müzik aletle-
rinde, özellikle piyano ve kemanlarda iç sürtünmeler sebebiyle düşük, ses radyasyo-
nu sebebiyle ise fazla nisbette azalma arzu edilmektedir. Ses azalması değeri daha
öncede belirtildiği üzere materyalin özgül ağırlığı ile ses hızı arasındaki oranla
ilgilidir ve aşağıdaki formülle ifade edilir.

Os = _5_, / .Y_ (37)


1os.r Vr

64
Burada r= ağaç malzemenin özgül ağırlığı, E'= 9.81 . 108 . Eve E= elestiklyet
Modulüdür.

İç sürtünmenin minimum olması sıcaklığın 18 °C ile +95 °C derece, rutubet


mıktarının da % 2-28 nisbetlerinde bulunmasına bağlıdır. Oda sıcaklığında
rutubet miktarının %7 olması iç sürtünmeyi minimuma düşürür.

Binalarda akustik özellikler

Havada işitilebilen ses hareket halindeki enerjidir. İnsanların işitebileceği


sıfır Desibele eşit olup 1 O 16 w/cm 2 lik brr enerjidir. En yüksek sınır ise, ki bundan
sonra ses artık rahatsız edici bir hal alır. Bu 120 Desibel olup 1O 4 w/cm 2 dir. Bura-
da w = ses entansitesi olup mikrowat olarak ifade edilmektedir. Binaların akustik
özellikleri çok önemlidir ve önceden iyi bir şekilde planlanmış olmalıdır. Binalarda
meydana gelen gürültü; gürültü kaynaklarının ortadan kaldırılması, inşaat mal-
zemeleri yoluyla Desibeli azaltma ve bir boşluk içersinde sesi absorbe etme
suretiyle kontrol altına alınabilir.

Sesin izole edilmesi bir odadan diğerine geçmesine mani olma bakımından
önemli bulunmaktadır. Bunun için en önemli yol duvarların tek rijit bir maddeden
yapılması yerine çok tabakalı olarak yapılması şeklidir. Ses izolasyo u {D), tek
duvarlar için onun ağırlığı ve sesin frekansı ile ilgili olarak değişir ve aşağıda
belirtilen formüle göre hesaplanır :

D ~ 20 log {0,004 W.f) Desibel {38)

Burada w = birim alandaki duvar ağırlığı {Kg/m 2 ) ve {f) =ses frekansı {cps =
saniyedeki devir) olup Alman standardlarına göre tek duvarlarda minimum ses
izolasyonu 100 ve 3000 {cps) arasındaki frekans genişliğinde 53 Desibel olma-
lıdır. Ani sesler, örneğin ayak gürültüleri, piyano ve dikiş makinası v.b. doğrudan
doğruya döşeme ve tavan inşaat malzemesi ile ilgilidir. Bu durumun önlenmesinde
halı ve ağaç malzeme {parke v.b.) kaplamak en iyi çaredir.

Ses absorpsiyonu, ses izolasyonundan ayrı bir husustur. Ses izolasyonu


ağır, hava geçirmeyen materiale lüzum gösterdiği halde, ses absorsiyonu halı,
ağır kumaşlar veya dokunmuş malzeme, kıl keçe, izolasyon lif levhası, talaş
levhası ve akustik döşeme materyaline ihtiyaç gösterir. Hava molekülleri içvedışarda
serbestçe hareket edebilirler. Hava molekülleri ile bu materyalin boşluk cidarları
arasındaki sürtünme önemli olmayan bir ısı meydana getirirler. Açık pencerenin
ses absorpsiyon katsayısı 1,0 veya % 100 olarak kabul edilir. Ses, absorpsiyon

65
frekansına tabi olarak değişir. Pratik olarak evde her material bir miktar ses ab-
sorbe eder. Ancak her maddenin de kendine göre bir ses absorbe etme özelliği
vardır. Örneğin masif çam malzeme sesin sadece % 1O unu absorbe eder. % 90 ı
ise geriye yansımaktadır. Kontrplakta da durum buna benzemektedir. Bununla
beraber izolasyon lif levhaları yüksek frekanslardaki sesi daha fazla absorbe
ederler. Levha kalınlığının 20 mm ye kadar artması ile de absorpsiyon artmaktadır.
Delikli izolasyon levhaları sinema ve tiyatrolarda bu hususta tesirli olup ekonomik
yönden de önelidir.

4. AGAÇ MALZEMENİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ

4.1. ELESTİKİYET

Herhangi bir yapı malzemesinde, tatbik edilen kuvvetlerden sonra yükün


kaldırılması neticesinde malzemede meydana gelen deformasyonun tekrar kaza-
nılması özelliğine Elestikiyet denmektedir. Bunu şöyle izah etmek daha uygun
olacaktır. Örneğin, madeni bir çubuk, bir miktar büküldükten sonra bükme işinden
vaz geçilirse, madeni çubuk yine eski halini almaktadır. İşte o malzemenin eles-
tikiyet özellikleri masif cisimlerde belirli bir yük sınırına kadar bahis mevzuudur
ve bu sınıra elestikiyet smm adı verilmektedir. Bu sınırı aşan yüklemelerde plastik
deformasyonlar veya kırılma vuku bulmaktadır. Kauçuk ve mermer maddeler
hariç diğer yapı elemanları için aşağıdaki eşitlik geçerlidir:

E = a.. cr0 (39)

Burada (E) nisbi deformasyon olup

Deformasyon 1 - 11 dl
E= = - - = - - [cm/cm] (39a)
Orijinal ölçü ı 1

(ır) gerilme miktarı (yük) kp/cm 2 ve (a) ile (n) ise o maddeye ait sabitelerdir. (1)
orijinal ölçü ve (1 1 ) yük tatbik edildikten sonraki ölçüdür. Yapılan tecrübeler
göstermiştir ki, dökme demir, bakır, çinko, granit, kumtaşı ve betondan> 1, deri
ve urgan gibi materyalde n <1 dir. Çelik aluminiyum ve ağaç malzemede ise n = 1
olarak alınmaktadır.

Hook kanununa göre gerilme (a = kp/cm 2 ) ile deformasyon (dl= cm)


arasında ağaç malzemede n = 1 olduğu hallerde şu münasebet vardır.

66
E =o:. a (39 b)
Bu eşitliği o: = _E_şeklinde yazacak olursak birim gerilmedeki deformasyon el-
a
de olunacaktır. Ancak teknik mülahazalar ile ( 1 /o:= E) kullanılmakta ve (E) ise
Elestikiyet Modulü veya «Young Modulü», olarak isimlendirilmektedir. Elestikiyet
Modulü genellikle çekme, basınç ve eğilmede takriben eşit değerlendedir. Ancak
basınçta elestikiyet sınırı çekmedekinden oldukça büyük miktarda daha düşüktür.
Elestikiyet modulünün hesaplanmasında

·~ ~
J Yanıma
Liflere poraıef basınç

L ;flere paralel
Liflere diJ.ı. basınç çel<me

!
Eğitme
p

·•
Makas/ama Dinamik eğitme c ŞokJ Grınell sertlik

Şekil 2-4 : Çeşitli direnç denemelerinin yap!lmasmda kul/ani/an deneme c'ekniği ve ağaç nu-
munelerin şematik görüuüşleri

67
P. I
E= ---- Kp/cmı (40)
F. dl
eşitliğinden istifade edilmekte olup, örneğin eğilmede Elestikiyet Modulünün
bulunmasında özellikle dik dörtgen kesitli malzemede
R. 13
E = 4 dl. bh3 Kp/cm2 (40a)

formülünden yararlanılmaktadır. Daha fazla bilgi ıçın Bozkurt (1966) ile Berkel
(1970) e müracaat edilmelidir. Çeşitli dirençlerin tesbiti için kullanılan deneme
tekniğine ait resimler (Şekil 2-4) de gösterilmiş bulunmaktadır.

4.2. BASINÇ DİRENCİ

Liflere paralel yöndeki basınç direnci genellikle memleketimizde 2x2x3 cm


ölçülerindeki numuneler üzerinde TS 53 deki esas dairesinde yapılmaktadır.
Basınç direnci bir de liflere dik yönde araştırılmaktadır. Bu takdirde ölçüler
5x5x15 cm olmakta ve 5 cm genişliğinde bir madeni plaka travers şeklinde numune
ortasına yerleştirildikten sonra basınç tatbik edilmektedir. Liflere paralel yöndeki
basınç direncinin tesbitinde aşağıdaki eşitlikten yararlanılmaktadır :
p
O's = - - (kp/cm 2) (41)
b.h
Burada (P) kırılma anındaki yük miktarı (Kp) , (b) numune genişliği (cm), (h)
ise numunenin yüksekliği (cm) dir. Basınç direnci üzeıine, liflerin teşkil ettiği
açı, özgül ağırlık ,numunenin ihtiva ettiği su miktarı, sıcaklık, budaklık ve kimyasal
maddeler tesir etmektedir. Basınç halinde liflere dik yön ile, liflere paralel yöndeki
dirençler arasındaki münasebetin Meşede 5 / 6 = O, 29 4 olduğu ve liflere
paralel yönde 2-3 misli daha fazla bulunduğu tesbit edilmiştir. Tabiatiyle her
ağaç türü ile bu miktarlarda da değişmeler olacaktır. Özgül ağırlığın artması
ile de basınç direnci de önemli nisbetlerde artmaktadır. Amerika'da yapılan
araştırma sonuçlarına göre basınç direnci ile hacım ağırlık değeri arasında
O's = 470.(kp/cm2) (42)
münasebeti mevcuttur. Tabiatiyle ilkbahar ve yaz odunu özgül ağırlıkları farklı
olduğundan bunların arasındaki basınç direnci de farklı olmaktadır. Finlandiya
çamları üzerinde yapılan bir denemeye göre % 8-1 O rutubette

İlkbahar odununun Basınç Direnci 0' = 325 (Kp I cm 2)


8
Yaz odununun Basınç Direnci 0' 8 = 1660 (Kp I cm 2 )
olarak hesaplanmıştır.

68
Ağaç malzeme içersindeki rutubet miktarının da basınç direnci üzerine
etkisi vardır. Ancak bu tip rutubetin Lif Doygunluğu Noktasını (LDN} aşması
halinde değerlerde artık herhangi bir farklılık görülmez.Başka bir deyimle, odundaki
su miktarı % 1 ile % 28 rutubet değerleri arasında Basınç direnci üzerinde önemli
bir rol oynar ve hesaplamalar ona göre yapıimaktadır. Böylece % 5 - 25 rutubet
dereceleri arasındaki rutubette, meydana gelecek % 1 lik bir değişikliğe karşı,
basınç direncinde % 5 kadar bir farklılık yaratacağı hesaplanmaktadır. Bununla
ilgili olarak literatürde çeşitli eşitlikler verilmektedir ve beliri bir rutubetteki basınç
direncinin, arzu edilen rutubetteki basınç direncine çevirme işlemlerinden fay-
dalanılmaktadır. Bunlardan örneğin, iğne yapraklı ağaçlar için

-cr2er,- - -40-u2
--
40-uı
(43)

eşitliğinin kullanılması tavsiye edilmektedir. Bütün ağaç türleri ıçin ise


(}' 2 = (}' 1 [ 1 - o o5 ( u 2 - u 1 ) ]
I ( 44)

formülünden yararlanılmaktadır. Birleşik Amerikada ise bu maksat için


crı = a, [1 = (u2-U1) n] (45)

eşitliğinden faydalanılmaktadır.

Ağaç malzemenin sıcaklığı da basınç direnci üzerine etsir etmektedir.


- 191 C ile + 200 C dereceleri arasında tam kuru haldeki numuneler üzerinde
yapılan denemeler göstermiştir ki; sıcaklık ile basınç direnci arasındaki münasebet,
bir doğru şeklindedir ve sıcaklık arttıkça direnç azalmaktadır. Çünkü sıcaklığın
artışı ile ağaç malzeme bünyesinde bozulmalar vuku bulmaktadır. Bu hususla
ilgili eşitlik aşağıdaki şekildedir :
(46)

Burada (O't) t ısı derecesindeki basınç direnci, (eio) O "C deki basınç direnci,
(r0 ) ise tama kuru özgül ağırlıktır. Budakların basınç direnci üzerine olan etkisi
çekme direncinde olduğu kadar önemli değildir. Ancak taze haldeki ağaç mal-
zemede dirençte azalma daha fazla olmaktadır. Kimyasal maddelerden lignin
tropik ağaçlarda fazla nisbette olup yüksek basınç direncini haizdirler. Odunda
lignin miktarının yükselmesi [cr 8 / 100.r] ile ifade edilen Kalite faktörünü arttırıcı
tesir etmekte, bununla beraber reçine kanalları veya reçine keselerinde depo
edilen reçine maddesi basınç direnci üzerinde arttırıcı rol oynamamakta, fakat
reçine maddesi özgül ağırlığı yükselttiği için kalite faktörünün azalmasına sebe-
biyet vermektedir.

69
(Tablo: 2-9) de memleketimizde yapılan araştırmalarla liflere paralel yöndeki
basınç dirençleri değerleri ile kalite faktörleri gösterilmiştir.

Tablo: 2-9 Çeşitli ağaç türlerimizde liflere paralel basmç ve


kalite faktörleri

Liflere paralel Kalite faktörü


basınç dirençi <rs
Ağaç türü 100.r
(Kp I cm 2 ) [Km]
Uludağ Köknarı 358 8,3
Toros Sediri (450) (8,6)
Doğu Ladini (311)
Toros Karaçamı (479) (8,5)
Sapsız Meşe 606
Doğu Kayını 763 11,5
Kızılağaç 458 9,1

*) içindeki değerler % 15 rutubetteki numunelerden elde olunmuştur.

4.3. EGİLME DİRENCİ

Eğilme direnci TS 53 de belirtildiği üzere 2x2x30 cm ölçülerindeki numu-


nelerde, liflere dik yönde, yapılan denemelerle tayin edilmektedir. Eğilme diren-
cinin bulunmasında :
3 P.I
O'E=-- b.h2 Kplcm2 (47)
2

Eşitliğinden yararlanılmaktadır. (P) kırılma anındaki yük, (1) mesnet açıklığı,


(b)numune genişliği, (h) ise numune yüksekliğidir.

Eğilme direnci üzerine özgül ağırlık, rutubet, budaklar, sıcaklık ve lif yö-
nünün etkisi bulunmaktadır.

Özgül ağırlığın artması ile eğilme direnci arasında münasebet olup özgül
ağırlık arttıkça direnci eğilme artmaktadır. Rutubet arttıkça ise genellikle% 8 ile% 15
rutubet dereceleri arasında belirli linear bir bağıntı bulunmakta ve direnç de
azalmakta, Birleşik Amerikada rutubette % 1 lik bir değişmeye karşılık dirençte
% 4 lük bir değişme üzerinden hesabedilmekte, Avrupada ise

70
0-2 b-u2
-------
b- u1
O" 1
formülünden istifade edilmekte, (b) değerinin (b = 42)
olarak alınması tavsiye edilmektedir.

lsı
derecesi eğilme direnci üzerinde önemli etki yapmaktadır. Ancak sıcaklığın
tesiri aşağıdakigibi formüle edilmektedir.
1. Sıcaklığın artması ve özgül ağırlığın azalması ile eğilme direncinde
azalma görülür.
2. O°C nin üzerindeki sıcaklıklarda odunda rutubetin artması ite eğilme
direnci azalır,
3. En yüksek deformasyon 0°C derecede vuku bulur. Bu sebeple en
yüksek iş miktarına yük miktarının maksimum olduğu O C derecede ulaşılır.
Budaklar ise eğilme mukavemetini azaltırlar. Özellikle budakların mesnet
noktaları ortasına isabet etmesi halinde tesir çok daha büyüktür. Eğilmede kuvvetin
tatbik edildiği yön ile liflerin gidiş yönü arasında önemli direnç farkları göze
çarpmaktadır. Bu açı ( cp = O olduğunda eğilme direnci en yüksek, ( 9= 90 °) ol-
0
)

duğunda ise en düşük değerdedir. (Tablo; 2-10) da çeşitli ağaç türlerimize ait
eğilme dirençleri verilmiş bulunmaktadır.

Tablo 2-1 O: Çeşitli ağaç türlerim izde eğilme dirençleri

Ağaç türleri Eğilme direnci [ Kp I cm 2 ]


Uludağ Köknarı 708
Kızılçam 821
Toros Karaçamı 1096
Doğu Ladini (690)
Toros Sediri (768)
Doğu Kayını (870)
Sapsız Meşe 1185
Kızılağaç 838

*) Parantez içindeki rakkamlar % 15 rutubete göre hesaplanmıştır.

4.4. ÇEKME DİRENCİ

Çekme direnci iflere paralel ve dik olmak üzere iki tip olup bunlar TS 53
ve DiN 52188 deki esaslara göre denemeler yapılmak suretiyle tayin edilir.Örneğin,
liflere paralel yöndeki çekme direncinin bulunmasında iki uçtan tatbik edilen

71
kuvvetlerle belli ölçülerde bulunan numune koparılmağa çalışılır ve kopma anındaki
yük kopma sathının enine kesitine bölünmesiyle

Pmax
(jz = [Kp/cm2] (48)
Ao

eşitliğinden yararlanılarak hesaplanır.Liflere dik yöndeki çekme direncinin bu-


lunmasında da ayni formülden istifade edilir. Ancak numune şekli başkadır.
Özgül ağırlığın çekme direnci üzerine etkisi diğer dirençlerden en fazla olmaktadır.
Tabiatiyle yaz odunu nisbetinin artması, özgül ağırlığı arttırdığından, özellikle
iğne yapraklı ağaçlarda ve yapraklı ağaçlardan halkalı büyük trakelilerde yaz
odunu nisbeti arttıkça çekme direnci de artmaktadır.

Çekme direnci üzerine budakların, rutubetin, lif yönünün ve sıcaklığın da


etkisi bulunmaktadır.

Budakların en fazla çekme direnci üzerinde etkisini gösterirler ve bu di-


rencin büyük nisbetlerde azalmasına sebebiyet verirler. Genellikle Lif Doygunluğu
Noktası (LDN) altındaki rutubet derecelerde rutubet azaldıkça çekme direnci
artmaktadır. Ancak % 1 O rutubet ile (LDN) arasında bir bağıntı olduğu tesbit
edilmiş ise de % 8 rutubette en yüksek, daha düşük rutubetlerde ise bir azalma
olabileceği üzerinde durulmaktadır.

BirleşikAmerikada çekme direncinde % 1 lik bir rutubet değişmesiyle


% 3 lük direnç farkı esas kabul edilmektedir. liflerin gidişi ile tatbik edilen çekme
kuvveti yönü arasındaki açı (ey = O olduğunda en yüksek çekme direnci elde
0
)

edilmektedir. ( q> = 45 °) ye kadar dirençte süratli bir düşüş görülmekte ( q:ı=45. -90 .)
ler arasında ise dirençler arasındaki fark fazla olmamaktadır. Masif ağaç
malzemede sıcaklığın artması ile çekme direncinde bir azalma meydana gelmekte
ancak bu büyük bir fark yaratmamaktadır. Bununla beraber ağaç malzemede
su miktarı da sıcaklıkla birlikte artarsa, bu takdirde dirençte azalma daha büyük
olmaktadır. (Tablo; 2-11) de çeşitli ağaç türlerine ait çekme dirençleri liflere
paralel ve dik yönler için olmak üzere ayrı ayrı verilmiştir.

72
Tablo 2-11: Çeşitli ağaç türlerimizde liflere paralel ve dik yönde çekme dirençleri
Liflere paralel yönde Liflere dik yönde
Ağaç türü (Kp I cm 2) (Kp I cm 2)
Uludağ Köknarı 620 14,0
Kızılçam 19,6
Toros Karaçamı 1133 23,4
Toros Sediri (16,0)
Kızılağaç 591 25,4
4.5. DİNAMİK EGİLME DİRENCİ (Şok)
Uçak yapımı, taşıtlar, makinalar, spor aletleri, merdivenler, alet sapları ve
bina inşaatlarında kullanılan yapı elemanları ani olarak meydana gelen şok
etkisi tesiri altında kaldıklarında, yapılacakları ağaç malzemenin şok kumavemetinin
araştırılması ve bilinmesine ihtiyaç vardır. Genellikle bu şekilde gelen kuvvetlerin
etkisi çok kısa bir süre devam eder ve saniyenin çok küçük bir miktarı içersinde
etkisini gösterir. Şok şeklinde tesir eden kuvvetlere karşı mukavim ağaçlar arasında
en önemlileri olarak Dişbudak ve Carya'yı saymak mümkündür. Şok tesirlerine
mukavemet edemeyen malzemeye ise «gevrek» ağaç malzeme adı verilmektedir.
TS 53 de belirtildiği gibi 2x2x28 cm ölçülerinde çıtalar üzerinde deneme yapıl­
makta ve deneme standardlarına göre 24 cm mesnet açıklığı olan ve 1O (Kp m)
lik iş gücüne sahip bir çekici ihtiva eden deneme aletinde, daha önce yerleş­
tirilmiş bulunan çıta üzerine çekiç düşürülmek suretiyle şok direnci tayin edil-
mektedir. Çarpma tesiri, yıllık haklalara dik ve teğet yönden tatbik edilmektedir.
Çıtanın kırılması ile absorbe edilen iş miktarı W (Kpm), alet üzerindeki ıskaladan
okunmakta ve çıtanın enine kesiti A = b.h (cm 2) bu değere bölünerek şok di-
renci (a = Kp m/cm2) elde olunmaktadır. Böylece eşitlik
w
a =-;;::- (Kp/cm2) (49)
şeklinde ifade edilmektedir. Şok direnci üzerine özgül ağırlığın, rutubetin,sıcak­
lığın, anatomik yapının, kimyasal maddeler ve çürüklüğün tesirleri vardır. Yapılan
tecrübelerden elde olunan sonuçlara göre, özgül ağırlık ile şok direnci arasındaki
münasebet aşağıdaki eşitlikle temsil edilmektedir.
a = c. run (50)
Burada (c) bir sabite olup% 12 rutubette 1,5 ile 2,1 arasında değişmekte, (ru)
rutubet yüzdesi (u) olan bir ağaç malzemenin özgül ağırlığı, (n) üssü de kaideten
2 olarak kabul edilmektedir. Ancak Meşe ve Dişbudak için (n) değeri 3 civarında
alınmaktadır. Dikkat edilecek olursa daha önce tetkik edilen direnç nevilerinde

73
rutubet azaldıkça genellikle dirençte bir artma meydana gelmekte idi. Bu husus
şok direncinde ayni şekilde kendini göstermemektedir. Yani kuru ağaç malzame,
taze haldeki ağaç malzeme kadar esnek değildir. Bazı araştırıcılara göre hava
kurusu haldeki ağaç malzemelerde rutubet değişkeninin nazarı itibara alınmasına
ICızum bulunmadığı belirtilirken, Birleşik Amerikada % 1 lik bir rutubet artması
halinde şok direncinde % 0,5 nisbetinde bir azalma hesaba katılması gerektiği
ileri sürülmektedir.

Bazı ağaç türlerimizde dinamik eğilme direnci ve kalite faktörleri (Şekli: 2-12)
de göstarilmiştir.

Sıcaklığın şok direnci üzerinde etkisi çok değişik durumlar göstermekte,


ayni zamanda ağaç malzemede içersindeki yüksek nisbetteki rutubet de sıcaklığın
etkisine tesir etmektedir. Ancak -20 ile +20 C dereceleri arasında sıcaklığın
etkisi nazarı itibara alınmayabilir. Geniş yıllık halkalar özelikle iğne yapraklı ağaç­
larda şok direncini son derecede düşürmektedir. Tabiatiyle bu husus iğne yaprak-
lılarda yıllık halkanın çok geniş olması halinde özgül ağırlığın azalmasıyle izah
edilebilir. Buna mukabil halkalı trakeli Dişbudak ve Meşe gibi ağaçlarda ise yıllık
halka genişledikçe odunun özgül ağırlığı artmakta ve şok direnci de yükselmek-
tedir. Bununla beraber şok direnci yüksek bir ağaç türü olan Dişbudakda yıllık
halka genişlikleri 1 mm nin altına düştüğünde malzemenin gevrek olduğu göze
çarpar. Dağınık trakeli ağaçlardan Kayında ise 1 mm nin altındaki yıllık halkalarda
en yüksek şok direnci elde edilmektedir. Genellikle ince çeperli paranşim ve
libriform lifleri ile çok sayıda trakeleri ihtiva eden ağaç malzeme de gevrek ol-
maktadır.

Hücre yapısı içersinde ise en fazla orta !amelin lignince zengin olması
dolayısiyle, şok tesirlerinden bu kısmın zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Çürüme
ve sıcaklık ile dekompoze olma halleri de şok direncini düşürmektedir.

Genellikle şok direnci değerleri iğne yapraklı ağaçlarda yapılan tecrübelere


göre radyal yönde, teğet yönden daha yüksektir. Ancak yapraklılarda bu hususta
belirli bir fark tesbit edilmemiştir. Lif kıvrıklığı şok direncini önemli derecede
düşürmektedir. Örneğin 5 ° lik lif kıvrıklığı şok direncinde % 1 O, 1O lik lif kıv­
0

rıklığı ise % 50 bir fark yaratmaktadır. Hankinson formülü burada da tatbik e-


dildiğinde aşağLdaki eşitlik elde olunmaktadır.

_ Wıı.W.ı.
W cp- {51)
Wıı sin° cp + W ..L cos 0 <ı>

74
Burada (W 11 ) <ı> = 0° ve (W ı) <ı> = 90• deki . şok dirençleri olup (n) üssü 1,5
ile 2 arasında değişmektedir.

Tablo 2-12: Bazı ağaç türlerimizde dinamik eğilme direnci ve kalite faktörleri

Ağaç türü Şok direnci Kalite faktörü


[Kp m/cm 2 ] [Km]
Uludağ Köknarı 0,36 2,2
Kızılçam 0,26 0,9
Doğu Ladini 0,40
Toros Karaçamı 0,56 1,8
Toros Sediri (0,45) (1,9)
Doğu Kayını 0,45 1,3
Sapsız Meşe 0,68
Kızılağaç 0,60 2,4

4.6. MAKASLAMA DİRENCİ

Makaslama direnci ağaç malzemenin iki bitişik kesitini birbirinden ayırmak


için aksi yönlerde tesir eden ve ayni düzlem içersinde olmak şartıyle lifleri bir-
birinden ayırmağa çalışan kuvvetlere karşı gösterilen direnç olup, pratikte yapı
malzemesinde birleşme yerlerinde veya çentik açılmış kısımlarda önemlidir. TS 53
ve Alman standardı DiN 52 187 deki esaslar ile Birleşik Amerika Standardlarına
göre denemenin yapılma şekli değişik bulunmaktadır. En önemli olan liflere
paralel makaslama direncinin tayin edilmesidir. Böylece makaslama direnci
iki yüzeyi birbirinden ayırmak için gerekli liflere paralel yükün, enine kesit alanına
bölünmesi ile bulunmaktadır. Alman standardında iki yüzey, Birleşik Amerika
standardında ise tek yüzey ölçülerinin esasından gidilerek sırası ile

P max P max
veya o-M - ~ (52)
2.A

eşitliklerinden yararlanılır.

Özgül ağırlık arttıkça makaslama direnci de artar. Özgül ağırlığın önemi


çekme direncinden sonra en fazla makaslama direncinde kendini göstermektedir.
Liflere dik yönde (<ı> = 90°), makaslama direnci en düşük, liflere paralel yönde
( cp = O de ise en yüksek değerlendedir ve bu iki yön arasındaki değerler 1,2 ... 1,6
0
)

75
arasında değişmektedir. Birleşik Amerikada yapılan araştırmalara göre ağaç malzeme
rutubeti arttıkça makaslama direnci azalmakta ve % 1 lik rutubet artışı % 25 ru-
tubete kadar % 3 lük direnç azalması meydana getirmekte ve hesaplamalar bu
esas üzerinden yapılmaktadır. Özellikle çatlaklar makaslama direncini azaltıcı bir
tesir yapmaktadır. Memleketimizde yapılan araştırmalara göre Toros Karaçamında
% 12 rutubetteki numunelerde makslama direnci, radyal yönde 67, 1 , teğet
yönde ise 62,0 (Kp/cm 2) olarak tesbit edilmiş bulunmaktadır.

4.7. YARILMA DİRENCİ

Ağaç malzemenin kullanış yerleri bakımından en önemli özelliklerinden


birisi de, odunun kolay bir şekilde yarılıp yarılmamasıdır. Özellikle ,kama şeklinde
bir alet lifler arasına girerek onun kolaylıkla yarılmasını temin edebilmesine yarılma
kabiliyeti adı verilmektedir. Fıçıcılıkta, pedavra ve müzik aletleri imalinde bilhassa
radyal yönde yarılmış ağaç malzemeye ihtiyaç vardır. Yakacak odunda dahi
yarılma aranan bir özelliktir.

Böylece yarılma direnci de, ağaç lifleri arasına giren kama şeklindeki
aletlere karşı gösterilen dirençtir. Yarılma direnci laboratuvarda TS 53 ve Fransız
standardlarına göre hazırlanan numuneler üzerinde tesbit edilmekte, yarılma sathı
liflere paralel yönde olup ya radyal, ya da teğet yönlerden yarılma meydana
getirilmektedir. Yarılma anında meydana gelen en yüksek kuvvetin (Pmax)
yarılma yüzeyi (A) ya bölünmesiyle yarılma direnci hesaplanmaktadır :

Pmax Pmax
ay= - - = - - (Kp/cm2) (53)
A b.h

Özgül ağırlığın artması, yarılma direncini yükseltmektedir. Özellikle yapraklı


ağaçlarda daha yüksek olmakla beraber Meşe, Kayın ve Çınar da geniş öz ışın­
larının bulunması direnci düşürücü etki yapmaktadır. Liflerin girift olması halinde
de yarılma direnci yükselmektedir. Ağaç malzeme rutubeti % 12 ... 17 arasında
önemli bir rol oynamamakta, % 12 nin altında ve % 17 nin üstünde ise dirençte
azalma görülmektedir. Yıllık halkalara radyal yönde, teğet yönden daha düşük
bir yarılma direnci elde olunmaktadır. Yarılma direnci düşük olan bir ağaç mal-
zemede, ağacın çivi tutma kapasitesi % 60 ise, yarılma direnci yüksek olanlarda
bu nisbet % 80 ila % 90 a çıkmaktadır. (Tablo: 2-13) de çeşitli önemli ağaç tür-
lerinde yarılma direnci değerleri görülmektedir.

76
Tablo 2-13: Çeşitli ağaç türlerimizde yarılma dirençleri
Ağaç türü Radyal yönde Teğet yönde
(Kp I cm 2 ) (Kp I cm 2 )
Uludağ Köknarı 2,2 2,9
Kızılçam 5,1 5,7
Toros Karaçamı 8,2 9,1
Toros Sediri (4,4) (5,5)

4.8. SERTLİK

Sertlik nadiren bir direnç özelliği olarak düşünülmektedir. Esasen sertlik


ağaç malzemenin basınç direnci ile yakından ilgili bulunmaktadır. Sertiik daha
ziyade bir teknolojik özellik olup ağaç malzemenin aşınmaya karşı koy-
ma kabiliyeti ile ilgilidir ve sertilk üzerine özgül ağırlık, şok direnci ve odun
elemanları arasındaki bağlılık tesir etmektedir. Sertliğin denenmesinde halen
özellikle Janka ve Brinell - Morath Metodları kullanılmaktadır. Janka metodu
Birleşik Amerikada uygulanmakta ve 15x5x5 cm ölçülerinde numunelerden
yararlanılmaktadır. Bu metodda 11,278 mm çapındaki bir yarım çelik küre (ki
bunun yüzeyi 1 cm 2 olmaktadır) ağaç malzeme içersine girdiğinde alette görülen
en yüksek basınç ( Kp/cm 2 ) cinsinden sertliği vermektedir. Janka, basınç direnci
ile sertlik arasındaki ilişkiyi şu formülle ifade etmektedir :

(54)

Brinell - Mörath metodunda ise 1 O mm çapındaki bir küre yumuşak a-


ğaçlarda 1O Kp, sert ağaçlarda ise 100 Kp luk bir kuvvetle ağaç malzeme içersine
sokulmağa çalışılmaktadır. Daha sonra ağaç malzeme üzerinde açılan, çukurun
çapı (d=mm) ölçülmekte ve

2P
(55)

eşitliğinde yerine konularak sertlik hesaplanmaktadır. Burada (P = Kp) kulla-


nılan yük miktarı,(D) ise 1 O mm dir.

Sertlik üzerine özgül ağırlık müsbet tesir etmekte Birleşik Amerikada


Janka metoduna göre hacim ağırlığı ile sertlik arasındaki ilişki
Hi = A. R9/4 (Kp/cm2) (56)
eşitliğine göre bulunmaktadır. (A) bir sabite olup hava kurusu ağaç malzemelerde

77
liflere paralel yön için (A = 336), liflere dik yön için (A = 260) ,taze haldeki ağaç
malzemelerde liflere paralel yön için (A = 260), liflere dik yön için (A = 232)
olarak alınmaktadır. Brinell - Mörath sertlik değerinin bulunmasında ise

H8 = a. r~ (57)
eşitliğinden sitifade edilmektedir. Bu eşitlikte Avrupa'da yetişen ağaçlarda lif-
lere paralel yön için (a = 1180), (b = 1,53), liflere dik yön için ise (a = 670)
(b = 2, 14) değerleri alınmaktadır. Bir başka sertlik değerinin bulunmasına ait
eşitlik ise bütün ağaç türleri için

(58)

olarak verimektedir. Liflere paralel yönde (a= - 213,3), (~ = 1236,3), liflere


dik yönde ise (a= - 145,4), (~ = 664,2) olarak alınmaktadır. Tabiatıyla yaz
odunu iştirak oranının artması ile sertlik de artmaktadır. Ağaç malzemede rutubet
arttıkça sertlik de Lif Doygunluğu Noktasına (LDN) kadar azalmaktadır. Birleşik
Amerika'da % 1 lik bir rutubet artmasında, liflere paralel yönde sertlikte % 4,
liflere dik yönde ise% 2,5 nisbetinde bir azalma hesaplanmaktadır. (Tab/0:2-14)
de çeşitli ağaç türlerinde muhtelif yönlerdeki sertlik dereceleri verilmiş olup
liflere paralel yönde liflere dik yöndekinden daha yüksek değerler elde edilmek-
tedir.

Tablo 2-14: Çeşitli ağaç türlerimizde sertlik dereceleri

Birinell sertlik derecesi Janka sertlik derecesi


Liflere paralel Liflere dik Liflere Liflere
Ağaç türü yönde yönde paralel dik
(Kp I mm 2 ) (Kp I mm 2 ) (Kp I cm 2 ) (Kp I cm 2 )
Uludağ Köknarı 3,6 1,2
Doğu Ladini 3,7 1,4
Toros Karaçamı 4,3 2,0 383 328
Çoruh Meşesi (Yığılca) 5,9

4.9. AŞINMA DİRENCİ

Aşınma direnci döşeme, parkeler ve ağaç makina parçaları gibi materyal


için çok önemli · bir mekanik özelliktir. Aşınmayı meydana getiren faktörler ara-
sında, yürüme, taşıma, sürtünme, hava tesirleri, kum, kir ve diğer yabancı mad-
delerin tesiri ile kimyasal maddeler, rutubet ve sıcaklık değişmeleri sayılabilir.

78
Yağlı maddeler, cila, lake, boya ve mumlu maddeler aşınmayı önlemektedir.
Aşınma o kadar kompleks bir hadisedir ve farklı tesirler neticesi meydana gel-
mektedir ki, bir çeşit deneme ile aşınmanın bulunması oldukça güçtür. Bundan
dolayı ince kum, basınçlı veya fazla ısıtılmış su buharı, zımpara kağıdı, zımpara
taşı, sert metal kısımlar, çelik fırçalar veya bunların kombine edilmesi ile meydana
getirilen aletlerden istifade edilerek aşınma direnci tayin edilmektedir. Aşınmanın
tesbiti için çeşitli aletler vardır. Aşınma direnci değeri (A) nın bulunmasında
çeşitli deneme metodları ile denemeden sonra ağaç malzemenin hacminde
veya ağırlığında meydana gelen farklardan istifade edilmektedir. Bu hususta
sertlikte olduğu gibi
(59)

eşitliğinden yararlanılmaktadır.Burada (~ = 356), ( a = -186) olarak alınmakta ve


(A) değeri elde olunmaktadır. Higroskopik sınırlar içersinde (u =%O - 28)
bulunmak şartı ile rutubet arttıkça aşınma da artmaktadır. Aşınma, sertlik,
basınç ve makaslama direnciyle yakından ilgilidir. Ancak ağaç malzeme yapısı
ile rutubet miktarının da tesiri büyüktür. Kollrnanın aşındırma mukavemeti aleti
ile elde olunan neticeler Brinell sertlik dereceleri ile uygunluk gösterdiği halde,
Taber ve Egner'nin aletlerinde muhtemelen sürtünme dolayısiyle rutubet mik-
tarının tesirinin ortaya çıkması mümkün olmamaktadır. Kollman ve Taber aşın­
dırma aletlerinde aşınma direnci ile özgül ağırlık arasında doğrusal bir mü-
nasebet olduğu tecrübelerle tesbit edilmiştir.

5. ÖNEMLİ AGAÇ TÜRLERİNİN YAYILIŞLARI, TEKNOLOJİK


ÖZELLİKLERİ VE KULLANIŞ YERLERİ

Memleketimizde yetişen ve ekonomik önemi haiz ağaç türlerinin yayılış,


fiziksel özellikleri ve kullanış yerleri hakkında kısaca malumat vermek faydalı
olacaktır.

5.1. SERT AGAÇLAR

AKÇAAGAÇ

Memleketimizdeki Akçaağaçlar; Tatar akçaağacı (Acer tataricum l.), (A.


trautvetteri Medw.), Çınar yapraklı akçaağaç (A. p/atonoides L.), (A. Semper-
virens L.), Fransız akçaağacı (A. monspessulanum l.), (A. hyrcanum Fret. M.),

79
Ova akçaağacı (A. campestre L.), (A. cappodicum Gledt.), ve (A. divergens
Pax.) türleri ile temsil edilmektedirler.

Akçaağaç, ormanlarımızda umumiyetle karışık olarak bulunmakta ve mem-


leket ormanlarındaki nisbeti % 0, 1 civarındadır.

Akçaağaç kerestesi fazla olmamakla beraber Karadeniz ormanlarından


temin edilmektedir. Bu ağaç cinsinin umumiyetle daha koyu renkli bir öz odunu
havi bulunmamakta ve her tarafında diri odun özelliklerini havi olup ekseriyetle
kremsi beyaz ile pembemsi beyaz renklerde bir odunu vardır. Özel bir koku veya
tada malik olmayıp düzgün lifli, bazen dalgalı lifli ve kuş gözü şekillerini havi
olabilmektedir. Memleketimizdeki Çeşitli Akçaağaç türlerinin tam kuru özgül
ağırlıkları 0,50 - 0,80 gr/cm 3 arasında olup çok geniş bir variasyon gösterdikleri
anlaşılmıştır.

Odunu sert, eğilmeye mukavim, şok mukavemeti yüksek ve çalışması


fazladır.

Bu ağaç turunun kullanış yerlerine gelince, bunları mobilyacılık, kapla-


macılık, musiki aletleri (keman altlığı ve yanlarında), uçak inşaatında (pervane
imali), tornacılık, ayakkabıcılık, parke, mutfak aletleri, ayakkabı ağaç çivileri,
ağaç saplar (balta v.b.), tüfek ağaç kısımları, cetvel tahtaları, bobin ve makaralar
imali olarak saymak mümkündür.

CEVİZ

Ceviz (Juglans regia L.) e memleketimizin hemen hemen her tarafında


özellikle tarım arazisi üzerinde rastlanır. Fakat odunu bakımından en makbul olanı
yine Kuzey Anadoluda yetişen cevizlerdir. Normal olarak Ceviz ağacı düzgün
lifli, aletlerle kolay işlenebilir. Fazla çalışmayan, sert, ağır, mukavemet özellikleri
yüksek, şok mukavemeti iyidir. Fakat umumiyetle toprağa yakın kısımlarında
yaşlandıkça urlar teşekkül eder ve yıllık halkalar gayri muntazam şekillerde gelişir.
Bu ceviz türünün öz odunu açık, sarımsı, gri ile kırmızımsı kahverengi ve bazen
siyaha yakın koyu kahve renklerinde olabilmekte ve bu renkler içerisinde koyu
siyahımsı şeritler düzensiz bir şekilde dağılarak gayri muntazam görünüşler meydana
getirmektedir. Diri odun ise oldukça geniş olup kül rengimsi beyaz renktedir.

Yaşlı ceviz gövdeleri bilhassa kaplamacılıkta büyük değeri haiz olup köke
yakın kısımlarında urlar bulunmakta ve bunların üzerinde de meme gibi çıkan-

80
tılara rastlanmaktadır.Odunu gayet güzel cila kabul etmektedir. Ceviz ağacının
bilhassa öz odun kısmı kaplamacılıkta makbul sayılmaktadır. Kaplamacılıktan
başka, masif mobilya imalatında, tüfek kundaklarında, çerçevecilikte, uçak per-
vanelerinde ve tornacılıkta kullanılmaktadır.

ÇINAR

Bu ağaçcinsının memleketimizde, tabii olarak yetişen ve suni olarak


yetiştirileniki türü vardır. Bunlardan tabii olarak yetişeni Doğu Çınarı (Platanus
orientalis L.) Türkiyenin hemen bütün orman mıntıkalarındaki dere içlerinde
ırmak ve nehir yataklarında bulunduğu gibi şehir ve köylerde süs bitkisi, yol
kenarlarında da gölge ağacı olarak suni bir şekilde yetiştirilmektedir. Diğer tür
Amerikan Çınarı (Platanus occidentalis L.) olup süs ve gölge ağacı olarak mem-
leketimizde yetiştirilmektedir.

Bu ağacın odununun dayanması az, yani mantarlar tarafından kolayca


enfekte olduğundan pek fazla kullanılmamakta ise de kalın gövdeler yapması
ve geniş öz ışınlarını haiz olması sebebiyle kaplama sanayiinde kullanılmaktadır.
Diri odunu açık renkte 3-8 cm genişlikte, öz odunu ise kırmızımsı kahve ren-
gindedir. Lifleri düzgün değil ekseriyetle dalgalıdır. Odun orta derecede ağır,
orta derecede sert ,orta derecede elastiki, iyi bir şok mukavemetini haizdir. Ça-
lışması da orta derecededir.

Bu ağacın odunu kaplamacılıktan başka mobilya, parke, alet sapları,


küçük kutular, fıçı malzemesi, emprenye edildiği takdirde travers ve çit kazığı
ve yakacak odun olarak kullanılmaktadır.

DİŞBUDAK

Dişbudaklar memleketimizde şu üç türle temsil ediliyorlar. Adi Dişbudak


(Fraxinus excelsior l.) Sivri meyveli Dişbudak (F. oxycarpa Willd), Çiçekli Diş­
budak (F. ornus L.) dir. Ormanlarımızdaki nisbeti % 0,4 olarak belirtilmektedir.

Yaşlı ve kalın çaplı ağaçlarda diri odun dar bulunduğu için bu ağacın pek
Yüksek olan elastiklik has~.asından istifade edebilmek için onu sun'i olarak ye-
tiştirmek ve yüksek çaplara erişmeden kesmek gerekmektedir. Odunu ağır, sert,
elastiki ve yüksek şok mukavemetini haizdir.

81
Bu özelliklere sahip olması sebebiyle esas itibariyle spor malzemeleri (ski
v.b.), alet sapları, mobilya, karoseri, araba, vagon, bükme eşya, uçak malzemesi,
fıçı çemberi, sandal kürekleri imalinde kullanılmaktadır.

GÜRGEN

Bu ağaç cinsinden memleketimizde iki tür mevcut bulunmaktadır. 1. Adi


gürgen (Carpinus betu/us L.) ve 2. Doğu gürgeni (C. orientalis Mil/.) hemen
hemen bütün Türkiyede sahil ormanlarında rastlanırlar. Kayacık ( Ostrya car-
pinifolia) ile birlikte orman sahalarımızdaki nisbeti % 2,7 dir.

Gövdeleri düzgün olmayıp oluklu gövde yapar. Koyu renkli bir öz odun
teşekkülatını havi değildir. Odunu ağır, sert, orta derecede eğilme mukavemetini
ve son derece yüksek şok mukavemetini haiz olup fazla çalışan bir odunu vardır.

Kullanış
yerleri olarak arabacılık, tornacılık, et kütükleri, tokmaklar, alet
sapları, ağaç
devirme kamaları, kızak, ayakkabı çivileri, ziraat aletleri, yakacak
odun ve kömür sayılabilir.

IHLAMUR

Memleketi iz ormanlarında ekseriyetle karışık olarak yetişen bu ağaç


cinsi Kafkas lhlamuru (Tilia rubra D.C.), Büyük yapraklı ıhlamur (Ti/ia grandifolia
Ehrh.) ve Gümüşi ılhamur (Tilia tomentosa Moench.) türleri ile temsil edilmektedir.
Yurt ormanlarında nisbeti % 0,5 kadardır.

Öz odun hüviyetinde koyu bir renk teşekkülatına sahip ol mayan kremsi


beyaz veya soluk kahverengimsi bir odunu havidir. Kuru iken herhangi koku
veya tada malik değildir. Odunu yumuşak, hafif, ince ve yeknesak bir tektürde
ve düzgün lifli, aletlerle kolayca işlenebilir. Kururken kalınlık ve genişlik itibariyle
fazla çalışırsada kullanıldığı takdirde çarpılma v.b. göstermez.

Kullanış yerleri olarak Venedik storları, resim tahtaları, oymacılık, hey-


kelcilik, kontrplak, kurşun kalem, kutu, sandık imali, mobilyacılık (hafif olması
sebebiyle kaplama altlığı veya iskelet olarak), talaş imalatı, ıhlamur soymuğu,
selüloz odunu sayılabilir.

Ayrıca ıhlamur çiçeğinin önemini de burada belirtmek yerinde olacaktır.

82
KARAAGAÇ

Ormanlarımızda karışık olarak bulunan ve orman varlığımızın % 0,2 sini


teşkil eden bu ağaç cinsinin, Ova Karaağacı (Ulmus campestris L.), Dağ Karaağacı
(U/mus glabra Huds.), ve Hercai Karaağaç (U/mus effusa Willd.) olmak üzere
memleketimizde üç türü önemlidir. ( U/mus campestris L.) ile ( U. glabra) ya Tür-
kiye'nin hemen her bölgesinde rastlanırsa da, (U/mus effusa) Kuzey Anadoluda
Rize ormanlarında görülür.

Karaağaç odununda diri odun, olgun odun ve öz odun olmak üzere üç


tabaka mevcuttur. Diri odun yarı çapın 1/3 ü ile 1/2 si kadardır. Hercai Karaağaçta
yarı çapın 2/3 ünden de geniştir. Diri odun sarımsı beyaz renkte, öz odun ise
kırmızımsı kahve rengi ile çikolata rengi arasındadır. Olgun odun ise her ikisi
arasında bulunup diri odundan koyu ve öz odundan daha açık olan kısımdır.
Bu ağacın odunu sert, ağır, yüksek şok mukavemetini haiz ve elestikidir. Kara-
ağacın bükülme hassası mükemmeldir.

Kullanış yerleri ise mobilyacılık, kaplamacılık (bilhassa urlu karaağaçlarda),


kontrplak imali, araba ve vagon inşaatı, gemilerin iç tezyinatında, parke ve tor-
nacılıkta, fıçı imalatında (gevşek fıçıların yapımında) ve kutu yapımında kulla-
nılmakta olup sandık imalatında da faydalanılmaktadır.

KAVAK

Memleketimizde tabii olarak yetişen kavak türleri Kara kavak (Popu/us


nigra L.), Servi kavağı (P. nigra var. pyramidalis (Borkh.) Spach.), Ak kavak
(P. alba L.), Titrek kavak (P. tremula L.) ve ,(P. euphratica O/iv.) dir. Umum
orman sahasının % 0,8 ini kaplarlar.

Kara kavak'a nehir ve su kenarlarında sık sık rastlanır. Servi kavağı Orta
ve Doğu Anadoluda, Ak kavak ve Titrek kavak'a bütün ormanlarımızda rastlamak
kabil isede, (P. euphratica) ya güney ve güney doğuda rastlanır. Ayrıca Kanada
Kavağı (Popu/us canadensis) ve son olarak ta (P. euroamericana) türleri ve
klonlar memleketimizde suni olarak geniş çapta yetiştirilmeğe başlanmıştır.
Titrek kavak odunu hariç diğerlerinde koyu renkli öz odun teşekkülatına rastlanır.
Öz odun sarımsı açık kahverengindedir. Diri odun ise beyaz ve sarımsı beyaz
renklerdedir. Odun parlaktır. Odun hafif, yumuşak, aletlerle kolay işlenir, düzgün
lifli, mukavemeti düşük, orta derecede elestiki ve orta derecede şok mukavemetini

83
haiz olup oldukça fazla çalışan bir odunu vardır. Fakat çekme odunu teşekkül
etmiş gövdelerde bu ağacın odunu ekseriyetle kolay işlenemez ve pürüzlü satıhlar
teşkil eder.

Kavak odunu memleketimizde, mobilyacılkta, kaplama altlığı, kibrit imali,


kontrplak, orta ve doğu Anadoluda inşaat malzemesi ve yakacak odun olarak
da kullanılmaktadır.

KAVIN

Ormanlarımızda sadece bir tür ile temsil edilen Doğu Kayını (Fagus ori-
entalis Lipsky) nin umum orman sahasındaki nisbeti % 8,5 olup yayılışı itibariyle
Kuzey, Batı ve Güney Anadoluda ve Trakyada bulunursa da esas geniş yayılış
sahası Karadeniz ormanlarıdır.

Bu ağacın diri odunu kırmızımsı beyaz olup umumiyetle 80-100 yaşını


aşmış her yaşlı ağaç gövdesi içerisinde daha koyu şeritleri havi kırmızımsı kah-
verenkli yalancı bir öz odun mevcuttur. Odunu sert ve ağır, şok mukavemeti
yüksek, buharla muamele edildiğinde kolayca bükülebilmektedir. Kurutma es-
nasında fazla dikkat isteyen bir ağaç türüdür. Zira fazla çalışır. Kolay yarılır, iş­
lenmesi de kolay olup özellikle diri odunu oldukça kolay emprenye edilir. Buna
mukabil yalancı özodunda trakeler Tül teşekkülatı ile dolu olduğundan emprenyede
güçlükler meydana çıkmaktadır. İyi cila kabul eder.
Kullanış yerleri çok geniş olup mobilya (bilhassa bükme), kontrplak,
araba, alkollu olmayan maddelere ait fıçılar, parke, ayakkabı kalıbı, ambalaj
sandığı, oyuncak, sandal ve fırın kürekleri, alet sapları, ayakkabı topukları, iş
ve marangoz tezgahları, maden direği, yakacak odun, kömür ve emprenye edildiği
takdirde travers imali bunlar arasındadır.

KESTANE

Kestane ( Castanea sativa Mil!.) Rus-Türk sınırından itibaren Kuzey sa-


hillerimiz boyunca İstanbul civarındaki Belgrad Ormanına kadar uzanır. Ayrıca
Marmara ve Batı Anadoluda da bulunur. Güneyde yoktur. Orman sahamızın % 1,4
ünü kaplar.
Diri odunu 2-5 yıllık halkadan ibaret olup çok dar ve kirli sarımsı beyaz
renktedir. Öz odun ise açık ila koyu kahve renkleri arasındadır. Çürümeye karşı

84
öz odun tanen ihtiva ettiğinden çok dayanıklıdır. Kestane odunu orta derecede
sert, orta derece ağır, eğilme kabiliyeti düşük ve şok mukavemeti orta derecededir.
Tanence zengin bir odunu vardır. Kuruması yeknesak olup kolay işlenir ve kolay
yarılır.

Bu ağacın
odunu yapı kerestesi olarak, bükme mobilyada, gemi inşaatında
tel direği, fıçı
imali, bağ sırıkları, çit ve kazıklarda, alet (kazma, kürek sapı) ima-
latında, küfe ve sepet imalatında, yakacak odun ve kömür olarak da kullanıl­
maktadır. Ayrıca sepi maddeleri imalatında hem kabuğu, hem de bazen odunu
kullanılmaktadır. Meyvesinden de istifade edildiği malumdur.

KIZILAGAÇ

Kızılağaç türleri de ormanlarımızın % 0,9 u gibi cüzi bir kısmını kaplamakta


ve Adi kızılağaç (Alnus glutinosa (L.) Gaertn.), Yürek yapraklı kızılağaç (A.
cordif!ora Ten.), Doğu Kızılağacı (A. orientalis Decne), Sakallı kızılağaç (A .
barbata (A. Mey.) Ledeb.) olmak üzere 4 türü memleketimizde tabii olarak ye-
tişmektedir.

Odunun rengi kırmızımsı beyazla açık kırmızımsı kahverengi arasındadır.


Boyuna kesitlerde öz lekelerine rastlanır. Bazı kızıl ağaçların odununda patolojik
öz odunu teşekkOlatına rastlanır. Odunu yumuşak, hafif, kolay yarılır ve işlene­
bilir. Çalışması azdır. Mukavemet özellikleri yüksek olmayıp, şok mukavemeti de
düşüktür.

Kullanış yerle.rine gelince bunlar, kontrplak, mobilyacılık, kaplama altlığı,


dökümcü modelleri, kibrit, kurşun kalem, tornacılık ve oymacılıktır.

MEŞELER

Memleketimizin hemen hemen bütün orman mıntıkalarında yetişen bu


ağaç cinsinin en az 30 türü vardır ve bunlara ait muhtelif varyeteleri de teşekkül
etmiştir.

Yurdumuzda sert ağaç türlerinden en fazla Meşe türleri yayılmış bulunmak-


tadır.Palamut meşesi (Quercus aegi!ops) % 1,2 Yeşil Meşelerden Kermez meşesi
(Ouercus coccifera l.) ile Pırnal meşesi (Ouercus ilex L.) % 3,5 ve % 21,2 nis-
betinde de diğer meşe türleri vardır.

85
Meşeleri Beyaz Meşeler, Kırmızı Meşeler ve Daimi Yeşil Meşeler diye üç
sınıf altında mütalaa etmek faydalı olcaktır. Ancak Daimi yeşil meşeler esas
itibariyle ağaçcık durumunda bulunmaları dolayısiyle fazla tafsilat verilmesine
IOzum görülmemiştir.

BEYAZ MEŞELER

Bu meşe grubuna giren en önemli türlerimiz şunlardır: Saplı Meşe


(Quercus peduncu/if/ora C. Koch.) Trakya, Marmara,bilhassa Kuzey Bazı Ana-
doluda, (Quercus Haas Ky.) bilhassa trakya ve Güney toroslarda, (Quercus
Hartwissiana. Stev.) lstrancalar ve Kuzey Anadolu'da ,Sapsız Meşe (Quercus
sessiliflora Salisb.) Trakya, Marmara ve Karadeniz ormanlarında, Çoruh Meşesi
(Quercus dschorochensis K. Koch) Trakya, Karadeniz sahili, Çoruh vadisi ve
Artvin'de, Macar Meşesi (Quercus conferta Kitt.) Trakya ve Batı Anadolu'da,
Tüylü Meşe (Quercus pubescens Willd.) Karadeniz ardı ormanları ile Ege çev-
resinde, Mazı Meşesi (Quercus infectoria Oliv.) e Türkiye'nin her tarafında rast-
lanırsa da en fazla Güney Doğu Anadoluda yayılmıştır.

Beyaz meşelerin diri odunu dar olup sarımsı beyaz renktedir. Öz odun ise
esas itibariyle yetişme muhitine göre farklı olmakla beraber sarımsı kahverengidir.
ve öz odunda trakelerin içerisi Tül teşekkülatı ile doludur. Bu Meşe türlerinin
odunu ağır, sert ve bilhassa öz odunu dayanıklıdır. Kolay ve iyi yarılır. Eğilme
ve lif istikametinde basınç mukavemeti yüksek, orta derecede elestiki, yüksek
şok mukavemetini haiz, iyi cilalanır ve yapıştırılır, iyi çivi tutar. Kurutulması güçtür,
çalışması fazla olduğu için çatlar.

Kullanışyerleri olarak yapı kerestesi, toprak, şev ve köprü inşaatlarında,


küçük gemi inşaatlarında, araba imali, ziraat aletleri ve makine imali, mobilya,
ağaç parkeler, çit kazıkları, travers, kömür ve yakacak odun sayılabilir.

Yukarıda zikredilen meşelerden (Quercus infectoria) Mazı meşesinde


patolojik olarak teşekkül eden mazılardan Tanen istihsal edilmesi memleketimiz
için büyük bir döviz kaynağı olmaktadır.

KIR MIZI MEŞELER

Kırmızı meşeler gurubuna giren meşelerimiz ise şunlardır: Saçlı Meşe


(Quercus cerris L.) memleketimizde çok geniş bir yayılış gösterir ve İngilizler

86
buna (Turkey Oak) Türk meşesi ismini vermişlerdir. Bunun çeşitli varyeteleri
vardır. Bunlardan bilhassa Güney Anadoluda Andırın dolaylarıyla, Amanos
Dağlarının batı mailelerinde bulunan (Quercus cerris var. pseudocerris Boiss.)
yi belirtmek yerinde olur. Diğer varyetelere trakya ve batı Anadoluda çok rastlanır.
Palamut meşesine (Ouercus aeg!lops) Batı, Güney ve Güney Doğu Anadoluda
rastlanır. Lübnan meşesine ise (Quercus libani Oliv.) Batı, Güney ve Güney-Doğu
Anadolu'da tesadüf edilmektedir.
Kırmızı Meşelerde diri odun ekseriyetle geniş ve sarımsı kahverenginde,
öz odun ise kırmızımsı kahverengidir. Odun beyaz meşelere nazaran sert ve
ağır olup daha az elestikidir. Güç yarılır, mukavemet ve dayanma bakımından
değeri düşüktür. Umumiyetle öz odundaki trakelerin içerisi tül teşekkülatı ile
dolu olmaması dolayısıyle beyaz meşelere nazaran daha iyi emprenye edilebilmesine
mukabil fıçı imalatında sıvı naddelerin sızmasına sebep olduğundan tercih edil-
memektedir.
Kullanış yerleri bakımından beyaz meşelerden farklı olmakla beraber
dayanıklılığının ve mukavemetinin daha düşük olması ve kolay yarılması sebebiyle
beyaz meşelere hiçbir zaman tercih edilmez. Bundan başka Palamut meşesinin
meyve, kadeh ve tırnakları % 20-40 tanen ihtiva ettiğinden ve diğer memle-
ketlerde (Yunanistan'da az miktarda) bulunmadığı için dünya monopolunu
elinde tutan memleketimiz için bir döviz kaynağı teşkil etmektedir. Ayrıca daha
önce Güney Anadoluda Andırın ve Amonoslarda yetiştiği belirtilen (Quercus
cerris var. pseudocerris) in bugün olmasa bile kabuklarından harp yıllarında
şişe mantarı yapıldığı nazarı itibare alınırsa bu kırmızı Meşe türünün de önemi
kısaca meydana çıkarılmış olmaktadır.

HUŞ

Huş'un memleketımizde tabii olarak yetişen üç türü vardır. Adi Huş (Betula
verrucosa Ehrh.), Tüylü Huş (Betu!a pubescens Ehrh.) ve Kızılağaç yapraklı
Huş (Betu!a Medwediewi Reg.). Doğu ve Kuzey Doğu Anadolu orman mın­
tıkalarında yayılmış olup orman sahalarımızın % O, 1 ini dahi kaplamadıkları
halde kıymetli odunları vardır.

Diri odun sarımsı veya kırmızımsı beyaz renkte olup koyu renkte bir öz
odununa sahip değildir. Ekseriyetle öz lekelerine rastlanır. Odun ince ve yeknesak
bir tekstürdedir. Odun sert ve ağır, mukavemet özellikleri ve şok mukavemeti
iyidir.

87
Kullanış yerleri; mobilyacılık, kaplamacılık (Urlu Huş), uçak kontrplakçılığı,
tornacılık, oymacılık, yağ fıçıları, makara, alet sapları, ayakkabı ağaç çivileridir.

SIGLA AGACI

Sığla Ağacı (Liquidambar orientalis Mili.) memleketimiz için en değerli


ağaç türlerinden birisi olup, Güney-Batı Anadoluda Köyceyiz gölü ve Dalaman
çayı etrafında yayılmıştır. Takriben 3000 hektarlık bir araziyi kaplamakta olup,
umum orman sahasının çok cüzi bir kısmını teşkil etmektedir.

Diri odun oldukça geniş olup kirli beyazımsı açık kahverengi bir tabaka
teşkil eder. Öz odun ise koyu olup açık kırmızımsı kahverenktedir ve diri odunla
arada bariz sınır mevcut değildir. Odun orta ağırlıkta, orta sertlikte, orta mukavemet
ve şok mukavemetinde, aletlerle işlenmesi orta derecede iyi, çok çalışır, iyi cila
kabul eder, kolay çarpılır, onun için kurutmada dikkat ister. Öz odununda siyah
şeritler olduğu için Cevize benzetilir.

Memleketimizde odunun özel bir kullanış yeri yoktur. Sadece yaralanmak


suretiyle husule gelen arızi balzam kanallarından elde edilen sağla yağı, par-
fümeri ve eczacılıkta kullanılır. Bu bakımdan memleketimiz için önemli bir döviz
kaynağı teşkil eder. Aslında odunu çok kıymetli olup bir diğer türü Amerika'da
kaplama, kontrplak ve mobilya sanayiinde en başta gelen ağaç türü olduğu gibi
ayrıca meyva sepetleri, kutuculuk ve sigara kutuları imalinde de çok kullanıl­
maktadır.

ŞİMŞİR

Memleketimizin diğer önemli ağaç türlerinden biri de Şimşir (Buxus


sempervirens L) dir. Karadeniz sahillerinde Batı ve Güney Anadoluda bulunur.

Bariz bir öz odunu mevcut bulunmayıp açık ila koyu sarı renktedir. Odunu
çok sıkı ve yeknesak yapıdadır. Lifler ekseriyetle düzgün değil pek ağır ve sert
olup güç yarılır. Özgül ağırlığı 0,92 - 0,95 gr/cm 3 arasındadır ve memleketimizde
en ağır odun şimşir odunudur.

Kullanış yerleri; tornacılık, kakmacılık, gemici makaraları, tahta kaşık imali,


mekik ve tavla pulları olarak sayılabilir.

88
SÖGÜT

Memleketimizde en önemli Söğüt türf erinden altı tür sayılabilir. Bunlardan


Ak Söğüt (Salix a/ba L.), Salkım Söğüt (Salix babylonico L.), Sepetci Söğüdü
(Salix viminalis L.), Gevrek Söğüt (Salix fragilis L.), Boz Söğüt (Salix cinerea L.),
Keçi Söğüdü (Salix caprea L.), Erguvani Söğüt (Sa/ix purpurea L.), Badem
Yapraklı Söğüt (Salix amygda/ina L.), Şerit yapraklı Söğüt (Salix incana L.)
olup memleketin muhtelif yerlerinde rastlanır. En ziyade ormanlarda Keçi Söğüdüne
rastlanır. Ak Söğüt ise, daha ziyade Köy yolları, dere ve göl kenarlarında görülür
ve memleketimizde en çok rastlanan türlerdendir.

Diri odun sarımsı


veya kırmızımsı beyaz renkte, öz odun ise beyazımsı
veya kırmızımsı kahverenklidir. Odun hafif, yumuşaktır, mukavemeti oldukça
düşüktür ve oldukça fazla çalışan bir odunu vardır.

Kullanış yerleri arasında, kaplama altlığı, sepetçilik ve çitler sayılabilir;


Kutuculukta, talaş imalinde de kullanılmaktadır.

YALANCIAKASYA

Bu ağaç türü her nekadar bir orman ağacı değilse de memleketin muhte•=z
yerlerinde yol kenarlarında, bahçe kenarlarında ve bilhassa yeni ağaçlandırma
mıntıkalarında ön bitki olarak fazla miktarda suni olarak yetiştirilmektedir. Yalancı
Akasya (Robinia pseudoacacia L.) sağlam bir oduna sahip olmakla kalmayıp
aynı zamanda hızlı büyüyen bir ağaç türüdür.

Diri odunu dar ve sarımsı beyaz renktedir. Öz odun ise yeşilimsi sarı ile
koyu kahverengi arasında değişmektedir. Çok ağır çok sert, çok yüksek şok
mukavemetini haiz olup çok yüksek mukavemet ve elestikiyete sahiptir. Çalışması
orta derecededir. Öz odunu çürümeye karşı çok dayanıklıdır.
Kullanış yerleri arasında maden direği, travers, çit kazıkları ve yakacak
odun zikredilebilir.

5.2. YUMUŞAK AGAÇLAR (İğne yapraklı ağaçlar)

Yumuşak ağaçlar bunlar umumiyetle ibreli ağaçlar olup, umum orman


sahasının % 54,4 ünü kaplamaktadırlar
ve sayıları da (en önemli cinslerden)
yedi adet bulunmaktadır. Şimdi bunları sırasiyle tetkik edelim.

89
ÇAMLAR

Memleketimiz ormanlarında % 38,5 gibi en yüksek nisbette bir orman


sahasına yayılmış bulunan çamlardan en önemli türler; Sarı Çam (Pinus silvestris L.)
Toros Karaçamı (Pinus nigra var. caramanica Rehd.), Kızılçam (Pinus brutia
Henry), Fıstık Çamı (Pinus pinea L.) olup az miktarda da Halep Çamı (Pinus
helepensis Mill.) na Güney Anadoluda rastlanmaktadır. Sarı çama Kuzey Anado-
luda ve yer yer Bursa, Eskişehir ve Kütahya, orta Anadolda Akdağ madeni
ve Kayseri-Maraş arasında, Toros Karaçamına Karadenizin içe bakan mailelerinde,
Batı ve Güney Anadoluda, Kızılçama Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde,
Fıstık Çamına ise bilhassa Batı Anadoluda Kozak, Aydın ve Muğla dolaylarında
en fazla rastlanır. Bizdeki çamların hepsi iki ibrelidir.

Bu ağaç
cinsinde diri odun sarımsı veya kırmızımsı beyaz renkte öz odun
kırmızımsı kahverengindedir. Fazla miktarda reçine kanalları mevcut olup çıplak
gözle dahi fark edilebilir. Özgül ağırlık bakımından türler arasında farklar vardır.
En ağır Kızılçam, en hafif Fıstık çamıdır. Ancak geniş yıllık halkalı Kızıl çamlarda
da özgül ağırlığın diğer çam türlerimize nisbetle daha düşük olması lazım geldiği
düşünülmelidir. Genellikle çam odunu orta derecede yumuşak, orta derecede
eğilme ve şok mukavemetini haiz, işlenmesi kolay, iyi tutkallanır. Elestikiyeti
iyi olup çalışması orta derecededir. İyi çivi tutar.

Kullanış yerleri geniş çapta inşaat kerestesi ve doğrama olarak, toprak,


su ve köprü inşaatı, ağaç su boruları, uçak ve gemi güverte döşemeleri, tel direği,
maden direği, travers, bayrak direği, ambalaj sandığı, kağıt ve sellüloz odunu,
çit kazıkları, çıra ve yakacak odun imlatı olup Fıstık Çamı ekseriyetle meyvesinden
istifade edilmek üzere yetiştirilir. Memleketimizde de çamdan kontrplak imal
edilmektedir.

ARDIÇLAR

Ormanlarımızda beştür ardıç bulunmakta ve umum orman sahasının % 3,5


uğunu kaplamaktadırlar.Bunlar Bodur ardıç (Juniperus communis var. nana
(Willd.) Loud), Katran ardıcı (Juniperus oxycedrus L.), Finike Ardıcı (Juniperus
phoenicea L.), Kokar Ardıç (Juniperus foetidissima Willd.) ve Boylu Ardıç (Ju-
niperus excelsa Bieb.) dir. Bodur ardıç yüksek dağlarda çalı halinde, Katran
ardıcı, Trakya ve Anadolunun pek çok yerinde, Finike Ardıcı Güney ve Batı A-

90
nadolunun alçak yerlerinde bilhassa maki içerisinde, Kokar Ardıç Toroslarda,
Boylu ardıç ise kuzey, orta, batı ve bilhassa Toroslarda ve Antitoroslar üzerinde
yayılmış bulunmaktadırlar.

Ardıçlarda
diri odun sarımsı renkte, öz odun ise açık kahverenkte veya
kırmızımsı ve hatta morumsu kahverengindedir. Reçine kanalı yoktur. Odunu
hafif ve yumuşak olup oldukça güç yarılır ve taze halde aromatik hoş bir kokusu
bulunur. Eğilme kabiliyeti az, mukavemeti düşük, fakat bilhassa öz odunu çok
dayanıklıdır. Çalışması çok azdır.

Kullanış
yerleri olarak yapı odunu, tornacılık, mobilyacılık, tel direği, çit
kazığı, baston ve kırbaç sapları sayılabilir.

KÖKNARLAR

Metnleketimizde yetişen Köknarlar işgal ettikleri saha bakımından Çam,


Meşe, Kayından sonra sırada dördüncü gelmekte ve umum orman sahamızın % 6,8
ini kaplamakta olup dört tür ile temsil edilmektedirler. Bunlardan Doğu Karadeniz
Köknarı (Abies Nordmanniana Spach.) Yeşil ırmakla Türk-Rus sınırı arasında,
Uludağ Köknarı (Abies bornülleriana Mattf.) Kızılırmağın denize döküldüğü yer
ile Uludağ arasındaki Batı Karadeniz mıntıkalarında, Kaz dağı Köknarı (Abies
equi-trojani Aschers. et Sint.) Kaz dağında, Toros Köknarı (Abies cilicica Carr.)
Güney Anadoluda Toroslar, Anti Toroslar ve Amanoslarda yayılmıştır.
Köknarlarda çamda olduğu gibi koyu renkli bir öz odun mevcut olmayıp
reçine kanalları da bulunmamaktadır. Odunun rengi beyaz veya kırmızımsı be-
yazdır. Odunu parlak olmayıp donuktur, hafif, yumuşak, kolay yarılabilir. Çünkü
lifler düzgün ve yeknesaktır. Mukavemeti ve şok mukavemeti düşük, iyi bir şe­
kilde boya kabul etmemektedir. İşlenmesi oldukça kolay, iyi . çivi tutmaz, kuru-
tulması kolaydır. Rutubetli şartlarda dayanması iyi değildir.

İnşaat kerestesi, doğramacılık, mobilyacılıkta ve kaplama altlığı, pedavra,


musiki aletleri, ambalaj sandıkları, kağıt ve sellüloz odunu olarak kullanıl­
maktadır.

LADİN

Umum orman sahamızın % 2 sini kaplayan Doğu Ladini (Picea orientalis


Mill.) Kuzey - Doğu Anadolu sahil dağları üzerinde sahile bakan ve 1200 - 2400
rn ler arasında yetişmetke olan çok kıymetli bir ağaç türüdür.

91
Diri odun ve öz odun ayrı ayrı renklerde değildir. Saman sarısı renginde
veya kırmızımsı beyaz olan odunu, Köknar odununa nazaran daha açık renkte
olup seyrek reçine kanalları mevcuttur. Özellikle boyuna kesitlerde parlak bir
odunu vardır. Nisbeten ince, yeknesak bir tekstür de olup, lifler düzgündür, ve
kolay yarılır. Hafif, oldukça düşük mukavemette, çalışması azdır. Fakat ağırlığının
az olmasına nisbetle yüksek bir mukavemet özelliği göstermesi sebebiyle kusursuz
ve düzgün lifli büyük ebatta kereste elde edilmesi mümkündür.

Kullanış yerleri ise inşaat kerestesi, doğrama, uçak inşaatı, mobilyacılık,


tel direği, maden direği, gemi direği, kağıt ve sellüloz odunu, kibrit çöpü, elek
kasnakları, musiki aletleri, pedevracılık, oyuncak sanayii, kurşun kalem v.b. dir.

PORSUK

Porsuk (Taxus baccata L.) ağacına bilhassa memleketimizin Kuzey Anadolu


mıntıkalarında ve Trakyada lstrancalarda rastlanır. Bazen ufak gruplar halinde
bir arada bulunmalarına rağmen ekseriyetle Kayın, Köknar, Ladinlerle karışık
halde bulunurlar. Akdeniz ormanlarında, hatta Amanoslarda görülürse de çok az
miktardadır.

Diri odun pek dar, sarımtırak renkte, öz odun ise kırmızımsı kahve hatta
biraz mora çalan koyu renktedir. Öz odunla diri odun arasındaki sınır çok
belirli olup, odunu az parlak, sert, ağır, elestikiyeti ve şok mukavemeti yüksek
olup iyi cilalanır. Çok ince yeknesak bir tekstüre sahip, çürümeye karşı çok daya-
nıklıdır.

Mobilyacılık, kaplamacılık, tornacılık ve oymacılıkta, bundan başka mekik, tü-


fek kundağı, pipo başlığı, cetvel tahtası, baston ve sigara kutuları imalinde kullanılır.

SEDİR

Toros Sediri (Cedrus libani A. Richard.) halk arasında Katran diye de


anılmakta ve Güney Anadoluda Toroslar ile Antitoroslar üzerinde yetişmekte
olup Köyceğizden Amanoslara kadar yayılmıştır. Genel orman sahasındaki nis-
beti % 3,5 kadardır.

Diri odunu hafif kırmızımsı renkte olup, oldukça geniştir. Öz odun ise
açık sarımsı ile kırmızımsı kahverengidir. Sınır barizdir. Arızi reçine kanalları mev-

92
cuttur. Boyuna kesitte oldukça parlaktır. Odun hafif yumuşak olup, kolay işlenir
ve yarılır. Lifler düzgündür, odun içerisinde mevcut eteri yağlar dolayısiyle kendine
mahsus hoş aromatik bir kokusu vardır. Dayanıklı bir ağaç türüdür. Çalışması
az, mukavemet özellikle orta derecededir.

Kullanış yerleri mobilya imali, kurşun kalem, doğrama, tel direği, inşaat
ve gemi kerestesi ve katran istihsali ile Kağıt, lif ve sellüloz odunu olarak ve
yonga levha imalinde kullanılabilir.

FAYDALANILAN ESERLER

BERKEL, A. 1948. Orman Mahsullerinden Faydalanma Bilgisi. Or. Gen.


Md. lüğü yayınlarından . No: 75
BERKEL, A. 1955. Sığla ağacı (Liquidambar orientalis Mili.) odununun
makroskopik özellikleri ve anatomik stürükturü hakkında
araştırmalar. Or. Fak. Derg. Seri A. Sayı 1 -2

BERKEL, A. 1970. Ağaç Malzeme Teknolojisi, Or. Fak. Yayınlarından o:


1448/147.
BERKEL, A., Bozkurt Y. ve Göker Y. : 1969. Çeşitli Meşe türlerimizin
kaplama levhaları imali bakımından elverişliliği üzerine araş­
tırmalar. Or. Fak. Yayınlarından Sayı : 139

BOZKURT. Y. 1966 a. Odun ve su münasebetleri. Or. Fak. Derg. Seri


B. Sayı 1.
BOZKURT. Y. 1966 b. Ağaç malzeme ısı münasebetleri. Or. Fak. Derg.
Seri B. Sayı 2
BOZKURT Y. 1966 c. Ağaç malzemenin mekanik özellikleri. Or. Fak. Derg.
Seri B. Sayı 2.
GÖKER Y. 1969. Dursunbey ve Elekdağ Karaçamlarının fiziksel, mekanik
özellikleri ve kullanış yerleri hakkında araştırmalar. Or. Fak.
Derg. Seri A, Sayı 2.

93
HUŞ. S. 1949. Sığla ağacının ormancılık bakımından önemi ve sığla
yağının kimyasal araştırması, Or. Gen. Md. yayınlarından
Sayı 83.
HUŞ. S. 1966. Orman Mahsulleri Kimyası. Or. Fak. yayınlarından No:
105
KAYACIK, H 1965. Orman ve Park ağaçlarının özel sistematiği 1. cilt.
Gymnospermae. Or. Fak. yayınlarından No : 98
KAYACIK, H 1967. Orman ve Park ağaçlarının özel sistematiği 11. cilt.
Angiospermae (Kapalı tohumlular) İstanbul.
KAYACIK, H 1968. Orman ve Park ağaçlarının özel sistematiği 111 cilt.
Angiospermae. Orman Fak. yayınlarından N : 106
KOLLMANN, F and Côte, M.A. 1968. Principles of Wood Science and
Technology, Vol. 1. Solid Wood. Springer Verlag.
LANGENDORF, G : 1961. Handbuch für der Holzschutz. VEB Fachbuchverlag,
Leipzig.
ORMAN BAKANLIGI ÇALIŞMALARI: 1970. Orman Bakanığı Or. Genel Md.
No : 527 - 137.
ORMAN GENEL MÜDÜRLÜGÜ ÇAL/ŞMALARI: 1960-1969 Orman Genel Md.
yayınları.
ORMAN GENEL MÜDÜRLÜGÜ Ormancılık İstatistikAlbümü (1950-1954), (1955-
1960) Orman Genel Müdürlüğü yayınları.
PANSHİN, A.J. and De ZEEUW, C: 1964. Textbook of wood Technology
Vol. 1. Second Edition. McGraw-Hill Book Co. N.Y.
YALTIRIK, F 1968. Memleketimizin doğal Akçaağaç Türleri odunlarının
anatomik özellikleri ile yetişme yeri arasındaki münasebet.
Or. Fak. Derg. Seri A. Sayı 2.

94
ENDEKS

A Betu/a 28, 39
Betu/a Medwediewi Reg. 87
Abanoz ağacı 13
Betula pubescens Ehr. 87
Abies 23, 34, 91
Betula verrucosa Ehrh. 87
Abies Bornmülleriana Mattf. 34, 91
Boşluk hacmi 51
Abies cilicica Carr. 34, 91
Boyuna paranşim20
Abies equi-trojani Ascher. et Sint. 34, 91
Buxus sempervirens L. 28, 40, 89
Abies Nordmanniana Spach. 34, 91
Büyüteç 22
Acer 28, 38
Acer campestre L. 80
Acer cappodicum Gledt. 80
c
Acer divergens Pax. 80 Carpinus 28, 38
Acer hyrcanum Fret. M. 79 Carpinus betulus L. 82
Acer monspessulanum L. 79 Carpinus orientalis Miti. 82
Acer platonoides L. 79 Castanea sativa Mıll. 27, 36, 84
Acer sempervirens L. 79 Catalpa 14
Acer tataricum L. 79 Catalpa bignonoides Welt. 36
Acer trautvetteri Medw. 79 Cedrus libani A. Richard 24, 34, 92
Adi Duglas 25, 34 Celtis 35
Aesculus hippocastanum L. 29, 38 Ceratonia siliqua L. 40
Agromyza carbonaria 8 Ceviz 29, 37, 80
Ardıç 24, 35, 90 Cornus mas L. 29
Arkadaş hücreleri 16 Corylus 38
Armut 29 Cupressus sempervirens L. 24
Aşınma direnci 78
At kestanesi 29, 38 ç
Avrupa melezi 25
Çam 24, 25, 34, 90
Ayna kesiş 8, 1O
Çekme direnci 71
Çeyrek kesiş 9, 1 O
B
Çınar 37, 81
Basınç direnci 68 Çitlenbik 35
Batı çınarı 27 Çoban püskülü 39
Batı Karadeniz Köknarı 34 Çoruh meşesi 25, 35

95
o Floem paranşımi 16
Fraxinus 27
Dağ karaağacı 36
Daralma 55 Fraxinus excelsior L. 36, 81

Deformasyon 66
Fraxinus ornus L. 81
Fraxinus oxycarpa Willd. 81
Denge Rutubet Miktarı 53
Dış kabuk 2, 8
G
Dinamik eğilme direnci 73
Diospyros ebenum Koenig. 13 Geç odun 6
Diri kabuk 8 Genişleme 54
Diri odun 2 Girift lifli 12
Dişbudak 36, 81 Glediçya 36
Diyagonal lifli 12 Gledıtschia triacanthos L. 36
Doğu çınarı 27 Gürgen 28, 38, 82
Doğu kayını 27
Doğu Karadeniz Köknarı 34
H
Doğu Ladini 24, 35
Hacım ağırlığı 49
Doğru akım 61
Harnup 40
Duglas 34
Hava kurusu özgül ağırlık 49, 50
Dut 26, 36
Hercai karağaç 36
Huş 28, 39, 87
E Hücre çeperi özgül ağırlığı 51
Eğilme direnci 70
Elekli borular 16
Elektriksel özellikler 62 lhlamur 28, 39, 82
Elestikiyet 66 lsı iletme kabiliyeti 59
Elestikiyet modülü 67 lsı radyasyonu 60
Enine kesit 8
Epidermıs 16
Erik 26
İç kabuk 2, 8
Erken odun 6
İğne yapraklı ağaçlar 15, 23, 89
Eucalyptus spp. 40
İlex aquifolium L. 39
İlkbahar odunu 2, 5
F
İsviçre Fıstık çamı 24, 34
Fagus orientalis Lipsky 27, 38, 84
Fındık 38 J
Fıstık çamı 24
Juglans regia L. 29, 37, 80
Fızıksel özellikler 49 Juniperus 24, 35
Floem lifleri 16 Juniperus communis var. nana Loud. 90

96
Juniperus excelsa Bieb. 90 Lübnan meşesi 25
Juniperus foetidissima Willd. 90
Juniperus phoenicea L. 90 M
Juniperus oxycedrus L. 90
Macar meşesi 25
Magnolia acuminata L. 40
K
Mağnolya 40
Kambiyum 2, 16 Makaslama direnci 75
Karaağaç 11, 76 Makroskopik yapı

Katalpa 36 Mantar 16
Kavak 29, 37, 83 Mantar kambiyumu 16
Kayacık 29, 39 Margo 17
Kayın 38, 84 Mekanik özellikler 66
Kazdağ Köknarı 34 Melez 35
Kermes meşesi 27, 37 Meristem 16
Ke~ane 27, 3a 84 Meşe 35, 85
Kızılağaç 28, 85 Mikroskopik yapı 15
Kızılcık 29 Morus spp. 26, 36
Kızılçam 24
Kiraz 26, 37 o
Kokar ağaç 26
Okaliptus 40
Koku 14 29, 39
Ostrya carpinifolia scop.
Korteks 16
Ova karaağacı 36
Köknar 34, 91
Ksilem 16
ö
Kuşgözü akçağaç 12
Kuşgözü şekilleri 12 Ölü kabuk 2
Kuş üvezi 29 Öz 8
Öz ışınları 16, 20
L Öz lekesi 8
Öz odun 2, 3
Ladin 30, 91
Özgül ağırlık 49
Larix 35
Özgül ısı 58
Larix decidua Mili. 25
Libocedrus decurrens Ton. 15 p
Libriform lifleri 5, 6
Lıf kıvrıklığı 12 Palamut meşesi 25, 85
Lif Doygunluğu noktası 52 Paranşim hücreleri 4, 17
Lifler 1 6, 20 Parlaklık 14
Liquidambar orientalis Mill. 28, 39, 88 Pırnal meşesi 27, 37, 85
Lup 22 Picea orientalis (L.) Link. 24, 30, 91

97
Pinus 24, 25, 34, 90
Ouercus robur L. 25, 35
Pinus brutia Henry 25, 90
sessi/it/ora salisb. 85
Pinus cembra L. 25, 90
Pinus halepensis Mili. 90 R
Pinus nigra var. caramanica Loud. 24, 34, 90
Radyal kesit 9
Pinus pinea L. 25, 90 Reçine kanalı 7
Pinus silvestris L. 24, 34, 90 Reçine kesesi 7
Pinus strobus L. 24, 34 Renk 13
Pirus communis L. 29 Robinia pseudoacacia L. 2e, 36, 89
Platanus 37 Rutubetin dağılışı 51
PJatanus orientalis L. 27, 81 s
Platanus oxidentalis L. 27, 81 Salix 29, 37
Popu/us 29, 37
Salix amygdalina L. 89
Popu/us alba L. 83
alba L. 89
Popu/us canadensis 83
babilonica L. 89
Popu/us euphratica 83
caprea L. 89
Popu/us euroamericana 83
cinerea L. 89
Popu/us nigra L. 83
fragilis L. 89
Popu/us nigra var. pyramidalis Spach. 83 incana L. 89
Popu/us tremula l. 29, 37, 83
punpurea L. 89
Porsuk 92
viminalis L. 89
Porus 17
Santa/um album L.. 14
Prunus avium L. 26, 37
Saplı meşe 25, 35
Prunus domestica L. 26
Saps~ meşe 2~ 35
Pseudotsuga taxifolia Britt. 25, 34
Sarı çam 25, 34
Q Sedir 34, 92
Sert ağaçlar 79
Ouercus aegilops Scop. 25, 35, 85
Sertlik 77
cerris L. 25, 35, 85
Ses dalga rezistansı 64
cerris var. pseudocerris Boiss. 85
Ses iletimi 63
coccifera L. 27, 37
Ses radyasyonu 64
conferta Kitt. 25, 85
Sığla ağacı 28, 39, 88
dschorochensis K. Koch. 25, 35,85 Sorbus 38
Haas Ky. 85
Sorbus aucuparia L. 29
ilex l. 27, 37
Sorbus torminalis Grantz. 29
infectoria Oliv. 85 Soymuk 9
libani Oliv. 25, 35, 85 Söğüt 29, 37, 89
peduncu/if/ora C. Koch. 85 Spesifik ısı 58
petrea Liebl. 25, 35, 85
Stefan ve Boltzmann Kanunu 60
pubescens Willd. 85 Su sediri 15

98
ş u
Şimşir 28, 40, 89 Ulmus campestris L. 27, 36, 83

Şok direnci 73 Ulmus effusa Willd. 27, 36, 83


Ulmus glabra Huds. 36, 83
T Ulmus montana With . 27

Tad 14
Ü
Tam kuru özgül ağırlık 49
Taxus baccata L. 24, 35, 92 Üvez 29, 38
Teğet kesit 9
Tekstür 9 v
Termik özellikler 57
Veymut çamı 24, 34
Tilia 28, 39
Ti/Ja grandifolia Ehrh. 82 y
Tilia rubra D. C. 82
Tilia tomentosa Moench. 82 Yalancı akasya 26, 36, 89
Titrek kavak 29, 37 Yalancı oz odun 5
T oros Karaçamı 24, 34 Yapraklı ağaçlar 19, 23
Toros sediri 34 Yarılma direnci 76
Torus 17 Yaz odunu 2, 6
Trake 5, 16, 20 Yıllık halka 5
Trakeid 5, 16, 20 Yumuşak ağaçlar 89

99
\

fiatı 12.40

Çı ış 25 ..1 71

You might also like