Professional Documents
Culture Documents
Türk Özel Hukukunda Kismi̇ Hükümsüzlük - Abby
Türk Özel Hukukunda Kismi̇ Hükümsüzlük - Abby
Türk Özel Hukukunda Kismi̇ Hükümsüzlük - Abby
Nagehan KIRKBEŞOGLU
Gazikent Üniversitesi
Medeni Hukuk Anabilim Dalı
vedat kitapçılık
İSTANBUL 2 0 1 1
Yayın N o : 251
İstanbul 2011
5846 sayılı yasa uyarınca bu kitabın birinci basısının dijital iletim, CD'ye kayıt, elektronik ki
tap olarak yayımı ve mevcut veya ileride geliştirilebilecek her türlü araçla çoğaltılması ve ya
yılması haklan da dahil olmak Üzere; 5846 sayılı yasa anlamında çoğaltma, yayma ve diğer tüm
yayın haklan yalnızca ve münhasıran VEDAT KİTAPÇILIK Basım Yayım Dağıtım İnş. San.
Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kitabın tamamının veya bir kısmının mevcut veya ileride geliştirilebile
cek herhangi bir araç veya teknikle çoğaltılması, yayılması ve herhangi bir şekil ve yöntemle ti
caret alanına konu edilmesi kesinlikle yasaktır. Aksine hareketler VEDAT KİTAPÇILIK Basım
Yayım Dağıtım inş. San. Tic. Ltd. Şti.'nİn burada saklı tutmuş olduğu haklanmn ihlali anlamı
nı taşır. VEDAT KİTAPÇILIK Basım Yayım Dağıtan inş. Safı. Tic. Ltd. Şti. olabilecek tüm hak
ihlallerine karşı tüm yasal haklannı kullanmaya, fikri hak ve emeği korumaya kararlıdır.
ISBN: 978-605-4446-17-9
VEDAT K İ T A P Ç I L I K
B A S I M YAYIM D A Ğ I T I M LTD. Ş T Î .
Şişli M a ğ a z a : Abide-i Hürriyet Cad. No: 207
Şişli / İSTANBUL
Tel.: (0212)240 12 5 4 - 2 4 0 12 58
Fax: (0212)240 12 67
www.vedatkitapcilik.com
n
2lf±~Q5Q
Nagehan KÎRKBEŞOĞLU
III
Dr. Nagehan Kırkbeşoğlu; dürüst; azimli ve çalışkan bir Hukukçu
olarak akademik hayata girmek üzeredir. Basanlarının ve Türk Huku-
ku'na katkılarının Sevgi, huzur ve mutluluk içinde devamını niyaz
ediyorum.
IV
SUNUŞ
v
öz
Bu çalışma, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde doktora te
zi olarak hazırlanmıştır. Bu tez ile araştırılan konu, Türk Özel Hukukunda kısmi
hükümsüzlük ve Özellikle kısmi hükümsüzlüğün türlerinden biri olarak kabul
edilmesini teklif ettiğimiz düşey kısmi hükümsüzlük veya bir başka adıyla indi
rim yaptırımıdır. Tezin birinci bölümünde, kısmi hükümsüzlüğe ilişkin temel
kavramlar incelenmiş; İkinci bölümde ise mukayeseli hukuktaki düzenlemeler de
dikkate alınarak kısmi hükümsüzlüğün özellikleri, şartlan ve sebepleri araştırıl
mıştır. Üçüncü bölümde ise, kısmi hükümsüzlüğün türleri incelenirken, Özellikle
sözleşmenin nicel kısımlarında uygulanan ve ihlal edilen normun anlam ve ama
cından ortaya çıkan düşey kısmi hükümsüzlüğün uygulama alanlarım, şartlarını
ve Özelliklerini açık bir biçimde tespit etmeye çalıştık. Dördüncü bölümde ise,
genel olarak kısmi hükümsüzlüğün Türk Özel Hukukunda uygulama alanlarına
ve sonuçlarına yer verilmiştir. Sonuç olarak, düşey kısmi hükümsüzlüğün, ihlal
edilen her bir normun anlam ve amacından ortaya çıktığı ve kural olarak Türk
Ticaret Kanunun 1530. maddesinden kaynaklanan uygulanma şartlannının bu
lunduğu kanaatine ulaşmış bulunmaktayız.
ABSTRÂCT
VII
ÖNSÖZ
IX
Çalışmalanmın bir îasmını Almanya'da devam ettirmem neticesinde,
büyük oranda mukayeseli hukuk alanında güncel monografi ve çalışma
lardan yararlanma fırsatını elde ettim. Sağladıkları kolaylık ve anlayışın
gereği olarak Freiburg im Brs. Alberts-Ludwig Üniversitesi Kütüphanesi
ve Merkez Kütüphanesi çalışanlarına teşekkürlerimi sunuyorum.
Son olarak, kitabın basılmasını üstlenmek lütfunda bulunan ve basım
sırasında yakın ilgilerini esirgemeyen tüm Vedat Kitapçılık mensuplarına
teşekkür etmeyi borç bilirim.
Bu çalışma ile hedefimiz, ilim âlemine mütevazı bir hizmette bulun
maktan ibarettir. Bu amacın böyle anlaşılarak, sürç-i lisan ettiysem affe
dilmesini samimi bir iddiasızlığın huzuru içerisinde temenni ediyorum.
x
İÇİNDEKİLER
Sunuş V
Öz VII
Önsöz IX
içindekiler XI
Kısaltmalar XVII
Giriş 1
I. BÖLÜM
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜK ÎLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
XI
İÇİNDEKİLER
II. BÖLÜM
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZELLİKLERİ VE ŞARTLARI
XII
İÇİNDEKİLER
XIII
İÇİNDEKİLER
m. BÖLÜM
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN TÜRLERİ VE
ÖZELLİKLE DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜK
XIV
İÇİNDEKİLER
IV. BÖLÜM
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA
UYGULANMASI VE SONUÇLARI
XV
İÇİNDEKİLER
XVI
KISALTMALAR
xvn
KISALTMALAR
xvm
KISALTMALAR
XLX
KISALTMALAR
XX
GİRİŞ
Roma Hukukunda Digesta'da yer alan "Utile non debet per inutile
vitari" (Geçerli olan geçersiz olanla hükümden düşmez) kuralının1 etkisi
ile gelişen "kısmi hükümsüzlük" kurumu her ne kadar Türk Hukuku ba
kımından sınırlı sayıda incelenmiş ve çok az sayıda Yargıtay kararma ko
nu olmuşsa da; Batı Avrupa Hukuklarında özel hukukun bütün alanları ba
kımından geniş uygulama alanına sahip ve hakkında çok sayıda hukukçu
nun araştırma yaptığı bir konu olmuştur.
"Roma Hukuku, 19. yüzyılda batı Avrupa ülkelerinde başlayan kanunlaştırma hare
ketlerine kadar geçen dönemde genel bir nitelik kazandı ve ortaçağın bölgesel ve
ulusal hukuklarından üstün tutulmaya başladı. Roma hukukunun Avrupa ülkelerinde
uygulanan hukuk haline gelmesine "Roma hukukunun iktibası" (reception) denmek
teydi. Böylece, gelişen ve çeşitli etkenlerle yeni nitelikler kazanan Roma Hukuku, Av
rupa'da "Ortak Hukuk" (ius commune) adı altında tamamlayıcı hukuk olarak uygu
lanmaya başlandı". Seldağ Güneş CEYLAN; " R o m a H u k u k u n u n Günümüz Hu
kuk Düzenlerine Etkisi", G Ü H F D , C: VİIL S: 1-2, 2004, s. 7 6 .
" C u m principaüs causa non consistît, ne ea quidem quae Iocum habent". Bu kural
Windscheid'm Pandekt Hukuku khabmda"sözleşmenin ayrılmaz ve esaslı kısmı ge
çersiz ise, sözleşmenin tamamı geçersizdir" şeklinde izah edilmektedir. Maximiliane
K R I E C H B A U M ; "Teilnichtigkeit und Gesamtnichtigkeit: D i e Rechtsprechung
des Reichsgerichts vor und nach ErlaB des B G B " ; Falk/LTlrich- Das Bürgerlİche
Gesetzbuch und seine Richter, Frankfurt am Main, 2000, s. 4 0 - 4 1 . B G B § 139 hük
mü de sözleşmenin batıl kısmının, sözleşmenin esaslı ve ayrılmaz parçası olduğu ka
rinesine dayandırılarak kaleme alınmıştır. Peter LAMP; Entwicklung und Ausle-
gung des § 139 B G B , Diss., Görich& VVeiershâuser, Marburg, 1992, s. 84-85.
1
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2
GİRİŞ
6
Claus-Wilhelm C A N A R I S ; Gesetzliche Verbot und Rechtsgeschâft, Heidelberg,
1983, s. 32. Claus VVilhelm C A N A R I S ; "Gesamtunwirksamkeit und Teilungültig-
keit rechtsgeschaftlicher Regelungen", Festschrift für Ernst Steindorf zum 70.
Geburtstag, Berlin, 1990, s. 520 vd.
7
Cornelia S A U E R ; Die geltungserhaltende Reduktion im R a h m e n des Mietwuc-
hers u n d des Darlehensvrachers, Dİss., Würzburg, 2 0 0 3 , s. 111 vd.
8
Herbert R O T H ; "Geltungserhaltende Reduktion im Privatrecht", J Z ; 1989/9, Tü-
bingen, s. 419.
9
A n d r e a R A F F L E R ; "Verbot der geltungserhaltenden R e d u k t i o n auch bei
nachvertraglichen Wettbewerbsverboten", Der Personelleiter, Junİ 2004,
s. 187 vd.
10
Katharina U F F M A N N ; D a s Verbot der geltungserhaltenden Reduktion, 1. Aufl.,
M o h r Siebeck, Tübingen, 2010, s. 10 vd.
11
B G E 123 H I 2 9 8 .
3
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KJSMI HÜKÜMSÜZLÜK
Sözleşme özgürlüğü ilkesinin sınırlarından biri olarak kabul edilen "akit adaleti" il
kesinin, edimler arası nispetsizliğin giderilmesi esasına dayanan gabin müessesi ba
kımından ifade ettiği anlama nazaran daha geniş bir kapsamı olması gerekmektedir.
Jürgen O E C H S L E R ; Gerechtigkeit im modernen Austauschvertrag, J.C.B. Mohr,
Tübingen, 1997, s. 5 5 . Zira sözleşmedeki adalet dengesi her zaman taraflann edim
lerinin birbirine olan nispetinin aşırı olması ile değil, çoğu zaman da adil olmayan re
kabet yasağı sınırlamaları ya da sonsuz süre ile taahhüt altına girildiği hallerde de bo
zul abilmektedir. O E C H S L E R ; a.g.e., s. 2 6 2 vd.; Dietrich von S T E B U T ; D e r Soziale
S c h u t z als Regelungsproblem des Vertragsrechts- D i e schutzbedürftigkeit
von Arbeitnehmern und VVohnungsmietern, Duncker & Humblot, Berlin, 1982,
s. 216 vd.
GtRtŞ
Son olarak ifade etmek gerekir ki; söz konusu tez, TBMM Adalet Ko
misyonu'nun 25.12.2008 karar tarih ve 1/499 esas numarası ile hazırladı
ğı Türk Borçlar Kanunu Tasansı ve yine 11.01.2008 karar tarih ve 1/324,
esas numarası ile hazırlanan Türk Ticaret Kanunu Tasansı dikkate alına
rak kaleme alınmıştı. Ancak tezin savunmasından sonra, 6098 sayılı Türk
Borçlar Kanunu 11.01.2011 tarihinde TBMM Genel Kururunda kabul
edilerek, 04.02.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmıştır13. Aynı şekil
de, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu da 13.01.2011 tarihinde TBMM
5
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
RG. T. 14.02.2011, S. 27846. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 01.07.2012 tarihinde
yürürlüğe girecektir. Bkz: 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygu
lama Şekli Hakkında Kanun m. 4 3 . Kanunun tam metni İçin: RG. T. 14.02.2011,
S. 27846.
6
I. BÖLÜM
15
Julİus von STAUDINGER; B G B - Eckpfeİler des Zivilrechts; Walter de Gruyter,
Berlin, 2005, § 104 Rn. 38; Claire JACOBS H U G U E N I N ; Obligationenrecht-
AHgemeiner Teil, Schultess, Zürich, 2006, s . l l .
16
Metin içerisinde BK olarak anılacaktır.
17
Metin içerisinde T B K olarak anılacak olup, kıyas açısından faydalı görülen yerlerde
her iki Borçlar Kanunu maddelerine bir arada yer vereceğiz.
18
Alman Medeni Kanununda da hukuki İşlem kavramına dair bir tanım yoktur. Yalnız
ca B G B Genel Hükümler kısmı (§§ 104-185) hukuki işlemler için geçerli olan genel
kuralları içermektedir. L A M P ; a.g.e, s. 89-90; Wemer F L U M E ; Allgemeiner Teil
des Bürgerlichen Rechts- Das Rechtsgeschaft, Zweiter Band, 4. Aufl., Springer,
Berlin, 1992, s. 2 3 . Doktrindeki benzeri tanımlar için bkz: Hans BROX; Allgemeiner
Teil des Bürgerlichen Gesetzbuches, 2 8 . Aufl., Heymanns, 2004, s. 9 6 .
7
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Hukuki işlem ile irade beyanı kavramı arasında çok yakın bir ilişki
mevcuttur21. Bir hukuki işlem bir ya da birden çok irade beyanından oluşa
bilir ve içerdiği irade beyanının sayısına göre; tek taraflı hukuki işlem (va
kıf kurma, vasiyetname), iki taraflı hukuki işlem (sözleşme ve çok taraflı
sözleşmeler22) ve karar olmak üzere üç grupta değerlendirilir23. Her ne ka
dar çalışma konumuz olan kısmi hükümsüzlük büyük oranda hukuki işle
min en çok uygulanan çeşidi olan sözleşmeler (bağışlama gibi tek tarafa
borç yükleyen veya satım, kira gibi iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler
vb.) bakımından uygulama alam bulsa da 2 4 , sözleşme niteliği bulunmayan
19
Tanımlar İçin bkz: Hüseyin H A T E M İ ; Medeni Hukuka Giriş, 4. b.s., Vedat Kitap
çılık, istanbul, 2010, s. 146; DURAL/SARI; Türk Özel Hukuku-Cilt I-Temel Kav
ramlar ve M e d e n i Kanunun Başlangıç Hükümleri, 5.b.s., Filiz Kitabevi, İstanbul,
2010, s. 163; Veysel B A Ş P I N A R ; Borç Sözleşmelerinin Kısmi Butlanı, Adalet Mat
baacılık, Ankara, 1998, s. 3 5 ; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; Borçlar Hukuku-Genel Hükümler,
Filiz Kitabevi, İstanbul, 2009, s.33. KOC AYUSUFPAŞ AOĞLU/HATEMİ/SERO-
ZAN/ARPACI (KOCAYUSUFPAŞAOĞLU); Borçlar H u k u k u Genel Bölüm, Borç
lar H u k u k u n a Giriş-Hukuki İşlem-Sözleşme, 4.b.s, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2008,
s. 89 vd. Kavramın tarihi gelişimi hakkında bilgi için bkz: F L U M E ; D a s Rechtsgesc
haft, s. 28 vd.
20
Eugen B U C H E R ; Schweizerisches Obligationenrecht-Allgemeiner Teil, 2. Aufl.,
Schultess, Zürich, 1988, s. 4 0 ; Othmar J A U E R N I G ; Bürgerliches Gesetzbuch
Kommentar, 13. Aufl., Beck Verlag, München, 2009, § 104 B G B , R n . l .
21
Fikret E R E N ; Borçlar Hukuku- Genel Hükümler, 10. b.s., Beta, İstanbul, 2010,
s. 112. KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; Borçlar Hukuku, s. 9 0 - 9 1 .
22
İkiden fazla kişinin yapacağı şirket sözleşmesi veya ikiden fazla kişinin yapacağı mi
ras taksim sözleşmesi örnek gösteriIebilir. O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 39.
23
Geniş bilgi için bkz: DURAL/SARI; a.g.e., s. 167.
24
Kısmi hükümsüzlük BK.m. 20/f.2'de (TBK. m. 27/f.2) düzenlenmiş olmakla bera
ber, söz konusu m a d d e hükmü, ayrı bir Genel Hükümler kısmı içermeyen İsviçre-
Türk Borçlar Kanunlarında, sözleşmelere ilişkin kuralları düzenleyen BK. m. 1-40
(TBK. m. 1-48) arasında yer almaktadır. M a d d e hükmünün k a n u n İçerisindeki yeri
dikkate alındığında, kısmi hükümsüzlüğün doğrudan sözleşmelere uygulanabilir ol
duğunu söylemek gerekir.
8
G E C E R S t z L l K (HÜKÜMSÜZLÜK) KAVRAMI ve ANLAMI
25
Roland H Ü R L I M A N N ; Teilnichtigkeit von Schuldvertrâgen, Dİss., Freiburg/
Schvveiz, 1984, s.20.
26
L A M P ; a.g.e., s. 94.
27
Bunlardan bazıları: actio non datur, actio non competit, non parere, inejfcax, illici-
tum, infirmare, inutile, irritus, non conlrahi, non perfici, non consistere, nullum
effectum habere, nullum, non permitti, non officere, nihil esse in, utile non esse, res-
cindi, revocare, non tenere vd. için Bkz: Friedrich H E L L M A N N ; Terminologische
Untersuchungen über die rechtliche Unwirksamkeit im römischen Recht,
M ü n c h e n , 1914, s. 5 0 . ( A n d r e a s S T A F F H O R S T ; Die Teilnichtigkeit von
Rechtsgeschaften im klassischen römischen Recht, Duker&Humblot, Berlin,
2007, s. 17'den naklen).
28
T A H Î R O Ğ L U / E R D O Ğ M U Ş ; R o m a Hukuku Dersleri, D e r Yayınlan, İstanbul,
2009, s. 197.
29
Jale G Ü R A L ; Hükümsüzlük Nazariyeleri Karşısında Türk Medeni Kanunun
Sistemi, İstiklal Matbaacılık, Ankara, 1953, s. 24 vd.
9
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
30
R o m a H u k u k u n u n ilk devrelerinde yokluk ve kesin hükümsüzlük arasında esaslı bir
ayrım yapılamadığına ilişkin bkz: Danİel G U G G E N H E I M ; L'Invalidlte des Actes
Juridiques en Droit Suisse et Compare, These, L.G.D.J., Paris, 1970, s. 2-3.
31
T A H l R O Ğ L U / E R D O Ğ M U Ş ; a.g.e.» s. 197 vd.
32
G U G G E N H E I M ; a.g.e., s. 9 vd. T A H Î R O Ğ L U / E R D O Ğ M U Ş ; a.g.e., s. 198 vd.
33
T A H l R O Ğ L U / E R D O Ğ M U Ş ; a.g.e., s. 197 vd.
34
Bkz: S T A F F H O R S T ; a.g.e., s. 19, dn. 59.
35
G Ü R A L ; a.g.e-, s. 25
36
Birçok R o m a Hukukçusu "hükümsüzlük" (Ungülîigkeit, Nichîigkeit) kavramını "etki
sizlik" (Umvirksamkeit) kavramı ile eş anlamda tutarak, hukuki İşlemin geçersizliğinin
sonradan tespit edildiği haüer ile yokluk halini bir arada hükümsüzlük başlığı altında
incelemişlerdir. Bkz: STAFFHORST; a.g.e., s. 19 dn. 58'de belirtilen yazarlar.
37
S T A F F H O R S T ; a.g.e-, s. 2 0 .
10
GEÇERSİZUK (HÜKÜMSÜZLÜK) KAVRAMI ve ANLAMI
B- Fransız Hukukunda
Fransız Medeni Kanununda (Code civil Français- CCF) da, hüküm
süzlük kavramına ilişkin bir tanım bulunmamakla beraber, doktrinde çe
şitli tanımlar yapılmıştır. Bunlardan modem teorinin etkisi altında olan
Guggenheim'm verdiği tanıma göre hükümsüzlük (invalidite), hukuk dü
zeni tarafından bir hukuki işleme, o işlemi yapanların arzu ettiği hukuki
etkiyi tanınmaması halidir38. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere, hükümsüz
lük bir hukuki işlemde pozitif hukukun aradığı bazı şartların mevcut ol
mamasının adeta yaptınmı niteliğindedir.
38
"...l'invalidite de Vade se caracterisipar lefait que l'ordre juridique ne lui impute
pas l'effet juridique designe comme voulu" G U G G E N H E I M ; a.g.e., s. 67. Klasik dö
nemde, yokluğa tabi unsurların mevcut olmayışının bir sonucu olarak yokluğun or
taya çıktığı kabul edildiği için ve bu durumun hukuki işlemin etkisizliğine sebep ol
duğundan bahisle, hükümsüzlük türleri arasında yer verilirdi. G Ü R A L ; a.g.e., s. 58,
6 3 . Jaques G H E S T I N ; Traite de droit civil, les obligations-Ia formation du
contrat, L.G.D.J., 3eme ed., Paris, 1993; s. 2 9 .
39
Michelle C U M Y N ; La Validite du Contrat suivant le Droit Strict ou l'Equite:
Etüde Historique et Comparee des Nullites Contractuelles, L.G.D J . , Paris, 2 0 0 2 ,
s. 4 0 .
40
Klasik ve klasik sonrası dönemde genellikle "nullite' radicale, nullite de pleİn droit,
nullite d'ordre public" kavramları kullanılmaktaydı. Bkz: G U R A L ; a.g.e., s. 3 5 .
41
G U G G E N H E I M ; a.g.e., s. 70 vd.; G Ü R A L ; a.g.e., s. 62 vd; C U M Y N ; a.g.e., s. 35 vd.
42
AUBRY/RAU; Droit civil français, 7 e m e ed., Paris, 1964, s.180.
11
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
C- İsviçre Hukukunda
isviçre Borçlar Kanununda (OR) geçersizlik kavramı ayrıca düzen
lenmemiş olup, çeşitli maddelerde bazı hükümsüzlük hallerine değinil
miştir (OR. Art. 11, 16, 21, 23, 28 vs). Doktrinde de geçersizlik kavramı
ve geçersizliğe verilen anlam oldukça tartışılmıştır46. Aynı şekilde hüküm
süzlük türleri arasında hangi kriterlere göre ayrım yapılacağı konusunda
H u k u k e n görünür olan bir sözleşme şartının "yok" anlamına gelecek şekilde yazılma
mış sayılmasının terminolojik anlamda "yok"luk kavramı ile çelişeceği ve hukuk
mantığına ters olduğu ve "yazılmamış sayılma" kavramının kısmi hükümsüzlük ola
rak da değerlendirilebileceği yönündeki görüşler için bkz: Olİvier G O U T ; Le Juge
et L'Annulation du Contrat", Presses universitaires d'aix-Marseille, 1999, s. 94 vd.
12
GEÇERSİZLİK (HÜKÜMSÜZLÜK) KAVRAMI ve ANLAMI
47
Piotet ve Oser-Schöneııberger gibi bazı yazarlar yokluğun hükümsüzlük türleri ara
sında yer almamasını İleri sürerken, Becker ve Von Tuhr gibi yazarlar bu a y n ı m yap
mamışlardır. Geniş bilgi için bkz: G U G G E N H E I M ; a.g.e., s. 125.
4&
Geniş bilgi için bkz: G U G G E N H E I M ; a.g.e., s. 124-125.
49
"Ungültigkeit wird hier ah Oberbegriff für Nichtigkeit und Anfechtbarkeit
venvendet" Astrid S T A D L E R ; Gestaltungsfreiheit und Verkehrsschutz durch
Abstraktion, Mohr, Tübingen, 1996, s. 135, Aynı yönde bkz: K E L L E R / S C H Ö B I ;
D a s Schweizerische Schuldrecht, Band I, Allgemeine Lehren des Vertragsrechts,
3. Aufl., Basel-Frankfurt am Main, 1988, s.140; B U C H E R ; a.g.e., s. 110, 238. isviç
re Federal Mahkemesi " U n g ü l t i g " kavramım bazı kararlarında "kesin hükümsüzlük"
anlamına gelecek şekilde kullanmıştır. B G E 112 U 330 E.2b, B G E 106 II 146;
(Kararlar için bkz: Heinrich H O N S E L L ; Obligationenrecht Art.l-529-Kurz
Kommentar, Basel, 2008, A r t . l l , R n . l l ) .
50
KELLER/SCHÖBI; a.g.e., s. 140, Ingeborg SCHVVENZER; Schweizerisches
Obligationenrecht-AUgemeiner Teil, Stâmpfli Verlag, Bern, 2003, Rn. 32.54;
32.35. Benzer a y n m Avusturya Hukukunda da yapılmaktadır. Bkz: S T A D L E R ;
a.g.e., s. 132, dn. 5.
51
K E L L E R / S C H Ö B I ; a.g.ei, s. 140.
52
von TUHR/PETER; a.g.e., s. 2 2 3 .
13
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
D- Alman Hukukunda
Alman Medeni Kanununda (Bürgerliches Gesetzbuch- BGB) da hü
kümsüzlük kavramının tanımı yer almamaktadır. Ancak doktrinde
BGB'de yer alan unwirksam, nichtig ve ungültig gibi kelimelerin gerek
içeriğe gerekse sonuca yönelik etkileri araştırılmış; hangi kavramın hangi
sebeplerle bütün hükümsüzlük hallerini kapsayan üst bir kavram niteliğin
de olacağı meselesi tartışılmıştır 54 .19. yüzyılda etkili olan Pandekt Huku
kunda, bir hukuki işlemin hukuken kendiliğinden (ipso iure) ya da bir
mahkeme tarafından hükümsüz bırakılabilecek bütün hükümsüzlük halle
rini de ifade eden üst bir kavram olarak "hükümsüzlük" (Ungültigkeit)
kavramı geliştirilmişti55. Daha sonraları hukuki işlemin etkisizliği sonu
cundan hareket ederek önerilen bu kavram ile beraber, içeriğinde bir sa
katlık bulunan bütün hukuki işlemleri kapsamına alacak şekilde doktrin
de "fehlerhafte Rechtsgeschafte" (sakat hukuki işlemler) kavramının
kullanıldığı görülmektedir56.
53
von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 224.
54
. Roland Michael- B E C K M A N N ; Nichtigkeit und Personenschutz; M o h r Siebeck,
Tübingen, 1998, s . l ö v d .
55
Heinz HÜBNER; " Z u m Abbau von Nichtigkeitsvorschriften", Festschrift für
Franz Wieacker, 1978, s.399.
56
VValter E R M A N ; Handkommentar- Bürgerliches Gesetzbuch, Zweiter Band,
12.AufL, Otto Schmidt Verlag, Köln, 2008, § 104 B G B , R n . 2 3 , J A U E R N I G ; § 104
B G B , Rn:16; Julius von STAUDINGER: Kommentar z u m Bürgerlichen Gesetz
buch mit Einführungsgesetz und Nebengesetzen, 1. Buch, Allgemeiner Teil,
§§ 90-240, 12. Aufl, VValter de Gruyter, Berlin 1980, § 104 BGB, Rn.16. Bu kavram
altında yokluk hali, k a n u n d a geçen "nicht zustande gekommene" ya da "unvollstan-
dige" kavramları İle karşılaştırılarak incelenmiştir. B E C K M A N N ; a.g.e., s. 15. B G B
§ 154 A b s . l ' d e geçen "nicht geschlossene" kavramının yokluk anlamına gelmek
üzere "nicht zustande gekommene" kavramı İle eşdeğer olduğu görüşünde bkz: Otto
PALANDT/Helmut HETNRICHS; Bürgerliches Gesetzbuch (BGB)-Kommentar,
67.Aufl., Beck Verlag, M ü n c h e n , 2008, § 104 B G B , R n . 3 .
14
GEÇERSİZLİK (HÜKÜMSÜZLÜK) KAVRAMı ve ANLAMI
57
Bu görüşler hakkında detaylı bilgi için bkz: B E C K M A N N ; a.g.e., s. 20 vd.
58
Ö r n e k olarak; küçüğün vasisinin iznini almadan yapüğı hukuki işlemlerin hüküm
süzlüğü B G B § 111'de "unwirksam" kavramı ile ifade edilmiştir. B G B § 3 8 8 ' y e
göre, takas işleminin şarta veya vadeye bağlanması haünde, takas beyanı "etkisiz"
(unwirksam)dir. B G B § 925 Abs.2'ye göre, şarta veya vadeye bağlanmış gayrimen
kulu devir ve temlik işlemi "etkisiz"dir. Bkz: F L U M E ; D a s Rechtsgeschâft, s. 548-
549. B E C K M A N N ; a.g.e., s. 26. Son zamanlarda ise gerek uygulamada gerekse
doktrinde bu iki kavram birbiriyle eş anlama gelecek şekilde kullanılmaktadır. Karş:
S O E R G E L / H E F E R M E H L ; Bürgerliches Gesetzbuch, Band 2, Allgemeiner Teil 2,
§§ 104-240,13. Bearb., Stuttgart 1999; § 116 B G B , Rn.75, E R M A N ; § 104, Rn. 2 3 .
59
B E C K M A N N ; a.g.e., s.19, dn.48'de belirtilen yazarlar.
60
LARENZAVOLF; Allgemeiner Teil des Bürgerlichen Rechts, C.H. B e c k Verlag,
München, 2004, § 4 4 , R n . 3.
15
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
E-Türk Hukukunda
Türk Hukukunda "geçersizlik ya da hükümsüzlük" 61 kavramına iliş
kin Borçlar Kanununda bir tanım bulunmamaktadır. Bununla beraber, ter
minolojik olarak da Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanununda ve hat
ta bazı Yargıtay kararlarında 62 benzer konularda dahi hükümsüzlüğün tür
lerine ilişkin olarak kullanılan kavramlarda terim birliği bulunmadığı gö
rülür. Benzer şekilde terim çokluğu mevzuata bakıldığında da dikkati çek
mektedir: BK. m. ll/f.2'de "sahih olmaz" (TBK. m. 12/f.2'de "hüküm
doğurmaz")\BK. m. l9/f.2'de "muteber" (TBK. m. 27/f.l 'de "kesin
hükümsüzdür); BK. m. 16, 23, 28, 31, 38'de "ilzam olmaz"(TBK.
m. 17, 30,36, 37,46) "bağlı olmama", BK. m. 16, 23, 28, 31, 38'de "il
zam olmaz " (TBK. m. 17,30,36,37,46) "bağlı olmama", TBK.m.21 'de
"yazılmamış sayılma", MK. m.341/f.2'de "geçersiz", MK. m. 543'de
"hükümsüz", MK. m. 118/f. 2'de "bağlamaz" şeklindeki ifadelerden an
laşılmaktadır.
"Hata, hile, ikrah ile sakatlanmış irade yok hükmündedir. Ancak bir yıl içinde dava
açılıp iptal istenilmemişse işlem geçerli hale dönüşür (BK. md. 31)". Y. 2. H D .
T. 22.06.1999, E. 1999/4651, K. 1999/7196 (Corpus). "...davacı aynı dava içerisin
de de feragatinin; hata, hile veya ikrah sebebiyle geçersiz olduğunu savunabilir"
Y. 14. H D . T. 04.07.2003, E. 2005/5926, K.2005/9546 (Corpus). "Hata ile sözleşme
nin hükümsüz katmasından kaynaklanan davacının zararı hesaplanırken..." Y. H G K .
T. 20.09.2000, E. 2000/19-1121, K.2000/1152 (Corpus), "B.K/nun 28/1 maddesin
de açıklandığı üzere., hata esaslı olmasaJ?ile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı
sayılamaz" Y. H G K . T. 23.06.2004, E. 2004/1-379, K. 2004/382 (Corpus).
Hasan ERMAN; Medeni Hukuk Dersleri, 3^.s., Der Yayınlan, İstanbul, 2010, s.80.
16
GEÇERSİZLİK (HÜKÜMSÜZLÜK) KAVRAMı ve ANLAMı
17
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanununun menfaat ilişkisi olmadan yapılan sigorta
sözleşmesinin akıbetini düzenlediği 1408. maddesinin gerekçesinde de bu prensip şu
ifadelerle benimsenmiştir: "..menfaat ilişkisi sigorta sözleşmesinin objektif esaslt
noktasıdır. Dolayısıyla, esaslı noktası olmayan sözleşme yok hükmündedir. Ancak,
kurucu unsurları mevcut olduğu için kurulan bir sözleşmede, muteberlik şartlarında
kamu düzenini etkileyecek derecede eksiklikler var İse o sözleşmenin butlanından
bahsedilebilir. Bu nedenle maddede yer alan butlan ifadesi yerine yokluk halini de
içine alan bir üst başlık şeklindeki "geçersizlik" kavramı kullanılmıştır". Bkz:
Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü, 9.11.2005 tarih ve 4903 sayılı
yazısına ek M a d d e Gerekçeleri.
Aile H u k u k u n d a yer alan "mutlak buttan" ve "nisbi butlan" halleri, çalışma konu
sunun sınırı dikkate alınarak, geçersizlik türleri bakımından inceleme alanı dışında
bırakılacakhr.
18
SÖZLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ KAVRAMI ve SINIRLARI
68
Sözleşme özgürlüğü ve irade özgürlüğü "Privatautonomie" kavramlarının genellik
le eş anlamlı kullanıldığı yönünde bkz: F L U M E ; Rechtsgeschaft, s. 12.
69
Helmut C O I N G ; "Rechtsentwicklung und Wirtschaftsentwicklung im. 19. J a h r -
hundert als Fragestellung für die Rechtsgeschichte", Wirtschaftsordnung und
Staatsverfassung, Festschrift für Franz Bölım, 1975, s. 75, 77.
70
Fleur D E N K I N G E R ; D e r Verbraucherbegriff: Eine Analyse persönlicher Gel-
tungsbereiche von verbraucherrechtlichen Schutzvorschriften in Europa, Band
22, Vvalter de Gruyter, Berlin, 2007, a.g.e., s. 66, dn. 152.
71
Fouille'nin 19. yüzyılda söylediği bu ifadeye göre, "sözleşmesel demek adaletli de
demektir". Alfred F O U I L L E ; La Science sociale contemporaine, 2. b.s., Hachette,
Paris, 1885, s. 410.
72
Hİspanus'un mektubunda kullandığı bu ifade 12. yüzyılda Kanon ve R o m a Hukuk
çular] tarafından, Papanın iradesinin, onun arzularının gerçekleşmesine sebep teşkil
edeceği şeklinde anlaşılmış ve "iradenin" hukukun kaynaklarından biri olarak görül
m e y e başlamasına sebep olmuştur. Kenneth P E N N I N G T O N ; Popes, Canonists and
Texts, 1150-1550, Variorum Collected Studies 412, Brookfield, 1993, s. 5.
73
Geniş bilgi için bkz: CABRILLAC/FRISSON-ROCHE/REVET; Lİberte' et droits
fondamentaux, 13 edit, Dalloz, Paris, 2009, s. 601-620.
19
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
20
SÖZLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ KAV RAMI VE SINIRLARI
79
D E N K I N G E R ; a.g.e., s. 3 8 , 96.
80
"La Liberte n 'est plus consîderee comme source de desordre ", D E N K I N G E R ; a.g.e.,
s. 4 3 , dn.72.
81
Franz VVTEACKER; D a s Sozialmodell der klassischen PrivatrechtsgesetzbÜcher
und die Entwicklung der modernen Gesellschaft, Karlsruhe, 1953, s. 482. 19. yy.
başında yürürlüğe giren medenî kanunlar, R o m a Hukukundan gelen laesio enormis
ilkesine geniş Ölçüde y e r vermişlerdir. Öyle ki Tabii Hukukun etkisiyle Fransız Me
deni Kanun kodifikasyonu yapıldıktan sonra 1118. maddesinde adil sözleşme koşul
larına (laesio enormis) aykırılık sebebiyle (lesion) sebebiyle sözleşmenin feshedile
bileceği düzenlenmişti. A n c a k Almanya'da B G B ' d e bu ilkeye yer verilmeyip, aşırı
yüksek faiz gibi şartların varlığı halinde BGB § 138'e müracaat edilmiştir. Bu uygu
lamaya ilişkin görüşler için bkz: D E N K I N G E R ; a.g.e., s. 3 1 , dn. 3 5 ; G A N N E R ;
a.g.e., s. 36, dn. 136.
82
irade özgürlüğü kavramı, irade özgürlüğünün dürüstlük kuralının -tarafların bildiği
ya da bilmesi gerektiği olgular- doğal bir sonucu olan "güven ilkesi" ile sınırlanmış
bir şekilde yorumlanarak yürürlüğünü korumaktadır. W E L L E R ; a.g.e., s. 104. Söz
leşmedeki İrade beyanlarının dürüstlük kuralının gerektirdiği şekilde yorumlanacağı
nı ifade eden B G B § 157 hükmü, bu anlayışın B G B ' y e yansımasının en açık kanıt
larından biridir. VVELLER; a.g.e., s. 310; G A N N E R ; a.g.e., s. 9 3 .
84
Schmidt-Rimpler'm temelini attığı bu görüşe göre, akit adaletinin teminatım (Die
Richtigkeüsgewahr des Vertragsmechanismus) sağlamak üzere, haksız, adalete aykırı
21
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMİ HÜKÜMSÜZLÜK
irade beyanın sahibinin tarafın bundan doğan zararlı sonuca kaüanması sağlanmalıdır.
Detaylı bilgi için bkz: D E N K I N G E R ; a.g.e., s. 55, G A N N E R ; a.g.e., s. 38.
84
D E N K I N G E R ; a.g.e., s. 47.
85
Deniş M A Z E A U D ; "Loyaute, solidarite, fraternite, la nouvelle devîse contractu-
elle ?", L'avenir du droit, Melanges en h o m m a g e â François Terre, Dalloz, Paris,
1999, 603-634.
86 D E N K I N G E R ; a.g.e., s. 101-102. Sözleşme hukuku alanında hangi alanlar öncelik
le koruma alanı içerisinde kabul edileceği noktasında; önceliğin sağlık, iş ve konuta
ilişkin sözleşmeler konusunda olması yönündeki görüşler ve değerlendirmeler için
bkz: D E N K I N G E R ; a.g.e., s. 93-96.
87
Türk Hukukunda uygulamaya da bu gerçekliğin yansıdığını Yargıtay'ın 1996 yılında
verdiği bir kararda açıkça görüyoruz: "Ekonomik bakımdan güçsüz olanların korun
ması, Anayasamızda belirtilen "sosyal hukuk devleti" ve "iktisadi ve sosyal hayatın
adalete göre düzenlenmesi" eş söyleyişle " sosyal adalet" ilkelerinin bir gereğidir. Sı
rası gelmişken hemen vurgulayalım ki, hakim, Medeni Yasanın 1.maddesinin kendisi
ne tanıdığı yasa koyucu gibi hareket etme yetkisine dayanarak, özellikle hakların kul
lanılmasında ve borçların yerine getirilmesinde objektif iyi niyet kurallarına uyulma
yı öngören MK. m. 2/1, kişiliğin korunmasını düzenleyen MK. m. 24, ahlaka aykırı
lığı yasaklayan BK. m. 19/11 gibi genel kurallar altında sözleşme özgürlüğüne
tüketiciyi koruyucu sınırlamalar getirebilir" demektedir. Y. 13. H D . , T. 18.3.1996,
K. 1996/1734 E. 1996/2495 (Uyap Bilgi Bankası).
22
SÖZLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ KAVRAMI ve SINIRLARI
88
W E L L E R ; a.g.e., s, 167; F L U M E ; Rechtsgeschâft, s. 12; F I K E N T S C H E R / H E I N E -
M A N N ; Schuldrecht, lO.Aufl., De Gruyter, Berlin, 2006, s. 70; O Ğ U Z M A N / ÖZ;
a.g.e., s. 19; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 16; TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP;
a.g.e., s.362; E R E N ; a.g.e., s. 270.
89
BK. m. \9lî.\:"Birakdin mevzuu, kanunun gösterdiği hudut dairesinde, serbestçe ta
yin olunabilir". Aynı prensip 6098 sayılı TBK. m. 2 6 ' d a aynen muhafaza edilmiştir.
M a d d e h ü k m ü n e göre; "Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda Öngörülen sınır
lar içinde özgürce belirleyebilirler".
90
Uzun zamandır sözleşme özgürlüğünün genel işlem şartlan veya iltihakı sözleşmeler
yoluyla tek taraflı olarak kullanılması ile sözleşmesel eşitliğin zaman zaman zedelen
diği görülmektedir. Genel işlem şartlan karşısında tüketicilerin sözleşme özgürlüğü
alanı, inceltilmiş bir özgürlük alam (in einem Raum verdünnter Freiheit) kavramı
ile tasvir edilmektedir. G A N N E R ; a.g.e., s. 39.
91
B U C H E R ; a.g.e., s. 87; F L U M E ; Rechtsgeschâft, s. 1. Unutmamak gerekir ki; ira
de özgürlüğü, sözleşme dışındaki tek taraflı hukuki İşlemler bakımından da söz ko
nusu olup, sözleşme özgürlüğünü de içine alan üst bir kavramdır.
92
Sadece sözleşme özgürlüğünün değil, bunun yanı sıra mülkiyet özgürlüğünün
(Eigentumsfreiheit), Ölüme bağlı tasarruf özgürlüğünü (Testierfreİheit), örgütlenme
Özgürlüğünün (Assoziationsfreiheit veya Vereinigungsfreiheit) de irade Özgürlüğü
içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir: S C H W E N Z E R ; OR AT; Rn.25.02. Bu
iki kavramın doktrinde eş anlamda kullanılmasıyla ilgili bkz: E R E N ; a.g.e., s. 270;
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 17.
93
BAŞPINAR; a.g.e., s. 16; Derya ATEŞ; Borçlar Hukuku Sözleşmelerinde Genel
Ahlaka Aykırılık, Turhan Kitabevi, Ankara, 2007, s. 39.
23
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
94
Sözleşme özgürlüğü 1961 Anayasasında 40. m a d d e d e ' T e m e l H a k ve Ödevler" bö
lümünde yer almakta idi. H ü k m ü n 1982 tarüüi Anayasasında " E k o n o m i k ve Sosyal
Haklar ve Ödevler" bölümüne alınmasının eleştirilmesi hakkında bkz: BAŞPINAR;
a.g.e., s. 13, dn. 1. Alman Anayasasında, sözleşme özgürlüğü açıkça belirtilmemiş ol
masına rağmen, Alman Anayasa Mahkemesi, Anayasa §.2/f.l ile koruma göreceğine
karar vermiştir. VVELLER; a.g.e., s. 168. İsviçre Anayasasında da Art.31 Abs. l ' d e
teminat alüna alınmıştır. G U G G E N H E I M ; a.g.e., s. 2 5 .
95
J A U E R N I G ; § 3 1 1 B G B , R n . 3; H O N S E L L ; Art.19 OR, Rn.1-3; W E L L E R ; a.g.e.,
s. 155; H e i n z H Ü B N E R ; Allgemeiner Teil des Bürgerlichen Gesetzbuches,
2. Aufl., De Gnıyter, Berlin, 1995, s. 277; M E D I C U S / L O R E N Z ; Schuldrecht I-
Allgemeiner Teil, 18.Aufl., Beck Verlag, München, 2008, s. 36-37.
96
H O N S E L L ; Art.19 OR, R n . 3 ; G A N N E R ; a.g.e., s. 9 3 ; VVELLER; a.g.e., s. 156.
Hans G I G E R ; Rechtsfolgen norm-und sittenvödriger Vertrage, Schultess, Zürich,
1989, s. 13.
24
SÖZLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ KAVRAMI ve SINIRLARI
97
Türk H u k u k doktrininde farklı sınırlama ölçütleri belirlenerek farklı sınıflandırma
yapıldığı görülmektedir. AynnUh bilgi için bkz: ATEŞ; a.g.e., s. 46, dn.133;
nKENTSCHER/HEINEMANN; her bir alt özgürlüğü kendi sınırlan ile ayn başlık
lar halinde değerlendirmiştir. F I K E N T S C H E R / H E I N E M A N N ; a.g.e., s. 70 vd.
98
F I K E N T S C H E R / H E I N E M A N N ; a.g.e., s . 7 1 ; Pierre E N G E L ; T r a i t e des öbliga-
i t o n s en D r o i t Suisse, 2. Aufl., Bern, 1999, s 99. Sözleşme y a p m a zorunluluğu ise,
emredici kanun hükümlerinden, dürüstlük kuralından doğabileceği gibi, kişilerin ile
ride bir sözleşme yapmayı taahhüt etmelerinden (ön sözleşme) de kaynaklanabilir.
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e.,s.l44; E R E N ; a.g.e., s. 2 7 1 ; TEKÎNAY/AKMAN/BURCU-
OĞLU/ALTOP; a.g.e-, s. 142. Sözleşme yapmaktan kaçınmanın OR. Art. 20/1
(BK. m. 20/f.l, T B K . m. 27/f.l) hükmü gereği, ahlaka aykırı davranış sayılması ha
linde, sözleşme yapmaya hükmedilebileceğİne ilişkin uygulama ve doktrindeki de
ğerlendirmeler için bkz: G A U C H / S C H L U E P ; Schweizerischer O b l i g a t i o n e n r e c h t -
A U g e m e i n e r Teil, 2. Band, 7.Aufl., Schultess, Zürich, 2008, R n . 613 vd.
99
Von TUHR7PETER; a.g.e., s.229; E R E N ; a.g.e., s. 299; TEKİNAY/AKMAN/BUR-
C U O Ğ L U / A L T O P ; a.g.e., s. 374; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 136.
100
F I K E N T S C H E R / H E I N E M A N N ; a.g.e., s. 75.
25
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
101
H Ü B N E R ; a.g.e., s. 2 7 8 . Ayrıca bkz: P E C L Art. 4:109 ve U N I D R O I T ilkeleri Art.
3.2.7.
102
F I K E N T S C H E R / H E I N E M A N N ; a.g.e., s. 9 1 ; H Ü B N E R ; a.g.e., s. 2 7 8 . T ü r k Huku
kunda da sözleşmenin zayıf tarafını korumak amacıyla benzeri yasal düzenlemelerle
özellikle sözleşmenin içeriğine ilişkin bazı sınırlamalar getirilmiştir. 4077 sayılı Tü
keticinin Korunması Hakkında Kanun m.5, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiralan Hak
kında Kanun m.9 ve 4857 sayılı Iş Kanunu Örnek olarak gösterilebilir. B u n u n dışın
da Avrupa Birliğinin yayınladığı yönergeler dahilinde kapıdan satışlar, tüketici kredi
sözleşmeleri, turistik gezi sözleşmeleri, devre mülk sözleşmeleri ve genel işlem şart
lan kullanılarak akdedilen sözleşmeler İle İlgili olarak bugün birçok Avrupa ülkesin
de yasal düzenlemeler getirilmiştir. F I K E N T S C H E R / H E I N E M A N N ; a.g.e., s. 2 7 8 .
103
F L U M E ; Rechtsgeschâft, s. 2. İçerik sakatiığı sebepleri Avusturya Hukukunda,
sözleşme konusunun imkânsızlığı (ABGB § 878), emredici hükümlere ve genel ahlak
kurallarına aykırılık, gabin ( A B G B § 879, Abs. 1,2, 3 , 4 ) , A l m a n Hukukunda, em
redici hükümlere aykırılık ( B G B § 134), ahlaka aykırılık ( B G B § 138) ve gabin
( B G B § 138 Abs.2) olarak belirlenmiştir. İsviçre Hukukunda ise kamu düzenine ay
kırılık (OR Art.19 Abs. 2), emredici hükümlere aykırılık (OR Art.19 Abs. 2), ahlaka
aykırılık (OR A n . 19 Abs. 2), kişilik haklarına aykırılık (OR Art.19 Abs. 2), sözleşme
konusunun imkânsızlığı (OR Art.20 Abs.l), hukuka aykırılık (OR Art. 20 A b s . l ) .
Fransız Hukukunda, hükümsüzlük türleri kesin hükümsüzlük (nullite absolue) ve
nisbi hükümsüzlük (nullite relative) olarak ikiye aynlır. Alman, İsviçre ve Türk Hu-
k u k l a n n d a n farklı olarak, kesin hükümsüzlük ipso iure ortaya çıkmaz, C C F 1117
u y a n n c a hakim k a r a n n a ihtiyaç duyulur. Nisbi ve kesin hükümsüzlüğün her ikisi ara
sında, hukuki işlemin hakim karanyla geçmişe etkili olarak hükümsüz bırakılması
yönünden hiçbir fark yoktur. (Fransız Hukukundaki nisbi hükümsüzlük kavramının
Alman Hukukundaki B G B § 135'de Öngörülen nisbi hükümsüzlük kavramından far
kı için bkz: B E C K M A N N ; a.g.e., s. 115). Kesin hükümsüzlük kavramının temelinde
kamu düzeninin olumsuz etkilenmesi; nisbi hükümsüzlük kavramının temelinde ki
şisel menfaatlerin olumsuz etkilenmesi olgusu yatmaktadır. Sözleşme içeriğine iliş
kin sınırlara ise gerek nisbi gerekse kesin hükümsüzlük sebepleri arasında rastlanıl
maktadır. Sözleşme içeriğinin sınırını oluşturan haller; gabin (CCF 1305, 1313), ka
mu düzeni (CCF 6), konusu imkânsız, ahlaka aykırı veya hukuka aykırı sözleşmeler
ve buna bağlı her şart (CCF 1172, 1108, 1131, 1133) olarak sayılabilir. Geniş bilgi
için bkz: Philippe S İ M L E R ; La Nullite Partielle des Actes Juridiques", These,
Paris, 1969, s. 19 vd.
26
GEÇERSIZLIK YAPTıRıMLARı
104
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r Hukuku, s. 478; 527 vd.; R E İ S O Ğ L U ; a.g.e.,
s. 128 vd., 135.
105
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s.137; SEROZAN; M e d e n i Hukuk, s. 19; HATEMİ;
M e d e n i Hukuk, s. 155; E R M A N ; M e d e n i Hukuk, s. 80; DURAL/SARI; a.g.e.,
s. 178; E R E N ; a.g.e., s. 298-299; JAUERNIG; § 104 B G B , Rn.16; B E C K M A N N ;
a.g.e., s. 57.
27
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
olsa dahi, hakim re'sen nazara almak zorundadır. Açılmış bir davada yok
luk halinin ileri sürülmesi -bir hakkın doğumuna engel bir husus söz ko
nusu olduğu için- itiraz niteliği taşır 106 .
106
H A T E M İ ; Fasiküller, ş. 66; DURAL/SARI; a.g.e., s. 178.
107
Şekle aykırılığın y a p t ı n m ı (TBK. m. 12/T.2) klasik görüşe göre kesin hükümsüzlük
tür. Nİcolas R O U I L L E R ; Die vdderrechtliche Vertrag: die verbots-durchsetzende
Niehtigkeit, Stâmpfli Verlag, Bern, 2002, s. 190; Von TUHR/PETER; a.g.e., s. 237;
H O N S E L L ; Art. 11 OR, Rn. 11; GAUCH/AEPLI/CASANOVA; Art. 11 OR, s. 2 1 ;
G A U C H ; OR AT, Rn. 548 vd. B G E 120 I I 3 4 1 . O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 126; T E -
KİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 102; DURAL/SARI; a.g.e.,
s. 181; H A T E M İ ; Fasiküller, s. 41-42; E R M A N ; a.g.e., s. 8 1 ; S E R O Z A N ; Medeni
Hukuk, s. 336-337. Son zamanlarda Fransız, Alman, İsviçre ve Türk Hukukunda ke
sin hükümsüzlük görüşü dışında farklı görüşler de ortaya çıkmıştır. Alman Hukukun
da Hübner'e göre, şekil şartı öngören hükümlerde bir " u y a n fonksiyonu" (Warn-
funktion) mevcuttur. Gayrimenkulun devri, bağışlama, Ölüme bağlı tasarruflara iliş
kin şekil kurallan bu işlemlenn hızlı ve düşünmeden yapılmasını önlemek ve adeta
İşlemi yapanı " u y a r m a k " amacıyla tesis edilmiştir. Söz konusu uyan fonksiyonu, iş
lemi yapanın taahhüt ettiği borcunu ifa etmesi ile beraber son bulur ve anlamını yiti
rir. Ulrich H Ü B N E R ; "Personale Relativierung der Unwirksamkeit v o n Rechts-
geschâften nach dem Schutzzweck der N o r m " , FS für Heinz Hübner, Berlin, 1984,
s. 487, 493. N i t e k i m B G B § 311b Abs. 1 H s . 2 hükmünde; şekil eksikliği olan gay
rimenkul devir sözleşmesinden doğan borçlann ifa edilmesi ile sözleşmenin muteber
hale geleceği öngörülmektedir. Alman Hukukundaki söz konusu görüşe paralel ola
rak gelişen İsviçre ve Türk Hukukunda "sui generîs geçersizlik" veya "kendine öz
gü geçersizlik" görüşü olarak adlandınlan yeni bir görüşe göre, şekil kuralının ama
cı, tarafları k o r u m a y a yöneliktir ve onlar da bilerek ve isteyerek akdi ifaya geçmiş-
lerse, bu ifa akde sıhhat kazandınr. bu tarz hükümsüzlüğü ne hakim re'sen nazara ala- c
bilir ne de akdin taraflan dışındaki kişiler ileri sürebilir. Bu sebeple de, şekle aykın-
hğın y a p ü n m d a n bahseden OR. Art. 11 Abs. 2 ve B G B § 311b/l Abs. 2 hükümlerin-
28
GEÇERSIZLIK YAPTıRıMLARı
108
ERMAN; M e d e n i Hukuk, s. 73-74; SEROZAN; M e d e n i Hukuk, s. 334; DURAL/
SARI; a.g.e., s. 181.
109
Muvazaa halinde "yoktuk" olacağı görüşünde bkz: KOCAYUSUFPAŞAOĞLU;
Borçlar Hukuku, s. 3 5 5 ; GAUCH/SCHLUEP; OR AT, Rn.1019.
110
Von TUHR/PETER; a.g.e., s. 294; HONSELL/VOGTAVIEGAND; Basler K o m -
mentar- Oblİgationenrecht I- Art.1-529 OR, Basel, 2007, Art. 18 OR, Rn.126;
OĞUZMAN/ÖZ; a.g.e., s. 137; REİSOĞLU; a.g.e., s. 139; SEROZAN; M e d e n i
H u k u k , s. 335, 340; ERMAN; a.g.e., s. 8 1 ; HATEMİ; M e d e n i Hukuk, s. 157, 165;
DURAL/SARI; a.g.e., s. 181.
29
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
111
Şekil kurallarına aykırılıkta "sui generis" geçersizlik görüşü gereğince, borç ifa edil
dikten sonra sözleşme geçerlilik kazanır. Bkz: dn.96.
1 . 2
R O U I L L E R ; a.g.e., s. 4 8 ; Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 264; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e.,
s. 138; E R E N ; a.g.e., s. 3 0 1 ; DURAL/SARI; a.g.e., s.181; SCHVVENZER; OR AT,
R n . 32.35. Sözleşmenin kesin hükümsüzlüğüne sebep olan kanuni yasağın sonradan
ortadan kalknğı veya toplumdaki değer yargılarının sözleşmenin yapıldığı zamandan
sonra değiştiği hallerde, sözleşmenin geçerli hale geldiği görüşünde bkz: Ernst
K R A M E R ; B e r n e r Kommentar, Kommentar zum schweizerischen Privatrecht,
Band VLDas ObUgationenrecht, Kommentar zu Art.19-22, Bern, 1991, Art. 19/20
OR, R n . 319. A l m a n Hukukunda bir görüş de, şekil eksikliğine b a ğ h olarak kesin hü
kümsüz sayılan bir sözleşmenin tasdikinin B G B § 141/I'de ifade edildiği üzere bazı
şartlarla sözleşmenin yeniden yapıldığı anlamını taşıdığını savunmaktadır. JAUER-
N I G ; § 141 B G B , Rn. 3. Türk Hukuku bakımından bu görüşün değerlendirilmesi için
b k z : K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 582.
1 . 3
TEKÎNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 376.
114
Kesin h ü k ü m s ü z sözleşmelerin çoğu zaman "hukuken hiç meydana g e l m e m i ş " yal
nız "fiili bir g ö r ü n ü ş " olduğundan bahsedilir. Hans M.PAWLOWSKI; Rechtsgesc-
hâftliche Folgen nichtiger VVilIenserklarung, GÖttingen, 1966, s. 1 1 . Ancak bu gö
rüş, ani edimli sözleşmelerde icra edilmiş edimlerin iadesi meselesinde, sürekli borç
İlişkisi doğuran sözleşmeler ile aynı hukuki sonucu Öngördüğü için eleştiriye uğra
mıştır. Özer S E L İ Ç İ ; Borçlar Kanuna Göre Sözleşmeden Doğan Sürekli B o r ç
İlişkilerinin S o n a Ermesi, Fakülteler Matbaası, istanbul, 1977, s. 4 4 . Zira, sürekli
edimlerin çoğunluğunu teşkil eden " k u l l a n m a " ve "iş g ö r m e " edimleri bir defa icra
edildikten sonra geri verilme imkanı yoktur. Sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşme
ler bakımından kanun koyucunun de lega feranda olarak geçersizliğin ileriye etkili
30
GEÇERSIZLIK YAPTıRıMLARı
31
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2- Tam Hükümsüzlük
a- Genel Olarak
Türk Özel Hukukunda tam hükümsüzlük kavramı 120 kanunda yerleşmiş
teknik bir kavram olarak yer almamakla beraber doktrinde tanımının yapd-
32
GEÇERSIZLIK YAPTıRıMLARı
Armağan, İstanbul, 1996, s. 25 ' T a m butlan" kavramı için bkz: BAŞPINAR; a.g.e.,
s. 2 5 ; E R E N ; a.g.e., s. 303. ' T ü m e l Hükümsüzlük" kavramı için bkz: ATAMER;
a.g.e., s. 2 2 3 ; Nilgün B A Ş A L P ; Sorumsuzluk Anlaşmaları, On İki Levha, İstanbul,
2 0 1 1 , s. 3 8 7 .
121
Başpınar t a m hükümsüzlük kavramını, sakatlığın sözleşmenin tamamını ilgilendirip;
onun İçeriğini tümüyle geçersiz kılması şeklinde tammlamışür. BAŞPINAR; a.g.e.,
s. 2 5 , Kocayusufpaşaoğlu ise tam hükümsüzlüğü, sözleşmenin bir veya birkaç hük
m ü n ü etkileyen geçersizliğin bütün sözleşmeye yayılması şeklinde tanımlamıştır.
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; a.g.m., s. 25.
122
Farazi irade kavramı ile ilgili açıklamalanmız için bkz: aşa. s. 189 vd.
123
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 32. Dördüncü bölümde bahsedeceğimiz üzere, sözleşmenin
T B K . m. 27/f.2 c.2 gereği tam hükümsüz olduğu sonucuna varılmasının önemi, iade
taleplerinin TBK. m. 81 İle engellenememesinde kendisini gösterir. Zira burada söz
leşmenin tamamen geçersizliği k a m u yararından değil, ferdîn y a r a n ve isteğinin üs
tün tutulmasından ileri gelmiştir. Hüseyin HATEMİ; Hukuka ve Ahlaka Aykırılık
Kavramı ve Sonuçları, Sulhi Garan Matbaası, İstanbul, 1976, s. 574. Geniş bilgi
için bkz: IV. Bölümdeki açıklamalanmız.
124
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 66. Bölünebilirlik ile ilgili açıklamalanmız için bkz: aşa.
s. 115 vd.
33
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
34
GEÇERSIZLIK YAPTıRıMLARı
35
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
36
GEÇERSIZLIK YAPTIRIMLARI
37
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
38
GEÇERSIZLIK YAPTIRIMLARI
mrndan üst sınır koyan kanun koyucunun koruma amacı ile bağdaşması
dolayısıyladır ki; bu amaç, anılan hükmün adi işler bakımından da kıya-
sen uygulanmasını mümkün kılmaktadır. Üstelik üst sınır koyan normun
adi işlere ilişkin bulunması halinde, anılan madde hükmünün adi işler ba
kımından kıyasen uygulanmasını engelleyecek haklı bir neden bulmak da
zordur. Bu konuya ileride daha ayrıntılı olarak değineceğimiz için 1 4 5 ,
şimdilik anılan madde hükmünün doğrudan uygulandığı hallere ilişkin çe
şitli örnekler vermekle yetinmekteyiz.
1 4 5
Bkz: aşa. s. 2 2 3 vd.
146
MOROĞLU; a.g.e., s. 146.
147
HATEMt; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 220, dn. 112; SİMLER; a.g.e., s. 10.
Burada bahsedilen "indirim yaptırımı"nın hukuki niteliği ile ilgili geniş bilgi için
bkz: aşa. s. 2 2 8 vd.
39
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
148
H A T E M İ ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 219-220.
149
U z u n süreli sözleşmelerde düşey kısmi hükümsüzlük ile ilgili açıklamalanmız için
bkz: aşa. s. 3 2 8 vd.
150
H A T E M İ ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 2 2 3 , dn. 114. Yazar, bu halde indirim
yaptıranının etkisini kendiliğinden göstermesini ve 10 yılı aşan kısım için sözleşme
nin bağlayıcılığını yitirmesi gerektiğini ifade etmektedir. Aynı y ö n d e bkz: B E L S E R ;
a.g.e., s. 4 3 5 .
151
B G E 130 ffl 4 9 5 , 5 0 3 . Aynca bkz: H O N S E L L ; Art. 3 3 4 O R , R n . 15; BELSER;
a.g.e., s. 4 3 5 .
40
GEÇERSİZLİK YAPTIRIMLARI
152
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s . 602.
153
Ali E R T E N ; Türk Sorumluluk H u k u k u n d a Sorumsuzluk Şartlan, Olgaç Matba
ası, Ankara, 1997, s. 5 9 , 7 7 , 87-88 vd.
154
T h o m a s L Ö R T S C H E R ; Vertragliche Haftungsbeschrankungen im schweizerisc-
h e n Kaufrecht, Diss., Schultess, Zürich, 1977, s.15-16; H O N S E L L ; Art. 100 OR,
R n . 5 ; E R T E N ; a.g.e., s. 87-88; K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku,
s. 552.
155
G. Sermet A K M A N ; Sorumsuzluk Anlaşması, Sulhi Garan Matbaası, İstanbul,
1976, s. 25; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 359; E R E N ; a.g.e., s. 1042. Sorumsuzluk an
laşmasının türleri ile ilgili olarak geniş bilgi için bkz: B A Ş A L P ; a.g.e., s. 48 vd; Nil
K A R A B A Ğ B U L U T ; "Sorumsuzluk Anlaşmaları ve Sonuçları", Prof. Dr. Hüse
yin H A T E M İ ' y e Armağan, C : l , Vedat Kitabevi, İstanbul, 2009, s. 829.
41
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Nitekim doktrinde birçok yazar tarafından da kusurun derecelerini ifade etmek üze
re "ağır kusur-hafif kusur" ayrımı yapümaktadır. H A T E M İ ; F a s i k ü l l e r , s. 212; Hü
seyin H A T E M İ ; B o r ç l a r H u k u k u G e n e l B ö l ü m - Sözleşme Dışı S o r u m l u l u k H u
k u k u , 2.Cilt, İstanbul, 1994, s. 7 0 - 7 1 ; B A Ş A L P ; a.g.e., s. 220, dn. 146'da anılan ya
zarlar. Bu ayrımın eleştirisi için bkz: ATAMER; T ü r k B o r ç l a r K a n u n u T a s a r ı s ı ;
s. 1 0 , 3 1 . Kusurun derecelendirilmesi ile ilgili olarak bkz: B A Ş A L P ; a.g.e., s. 219 vd.
Söz konusu değişiklik ile açıkça görüleceği üzere, "alacaklının borçlunun hizmetin
de o l m a " koşulu daraltılarak "hizmet sözleşmesinden doğan borçlar" şeklinde düzen
lenmiştir. Böyle bir daraltma, borçlu işçinin alacaklı işverene kabul ettirmeyi başar
dığı sorumsuzluk anlaşmalarını da içine alarak, bu anlaşmaların da geçersiz kalması
na sebep olacakür. Yine aynı şekilde böyle bir daraltma sonucu işveren, işçisi İle hiz
met sözleşmesi dışında başka sözleşme ilişkileri içine girmesi halinde hafif ihmalin
den doğan sorumluluğunu sınırlandırabilecektir. Bu sebeplerle m a d d e hükmündeki
"hizmet sözleşmesinden doğan borçlar" koşulu eski BK.m.99 hükmündeki gibi ge
niş şekilde yorumlanarak uygulanmalıdır. Bkz: Turgut Ö Z ; Yeni B o r ç l a r K a n u n u
n u n G e t i r d i ğ i Başlıca Değişiklikler ve Yeniükler, Vedat Kitapçılık, istanbul, 2 0 1 1 ,
s. 16; BAŞALP, a.g.e., s. 181-191, 250-263. Yazar, alacaklının borçlunun hizmetin
de olduğu durumlarda 818 sayılı Borçlar Kanunundaki takdiri hükümsüzlük (yargı
sal takdir) imkanının da de lege feranda korunması gerektiğini savunmaktadır.
B A Ş A L P ; a.g.e., s. 188-190, s. 405 vd.
818 sayılı BK.m.99/f.2 uyarınca, hakimin hem alacaklının hafif kusurdan sorumlu ol
mayacağını kabul ettiği sırada borçlunun hizmetinde olduğu, hem de sorumluluğun
hükümet tarafından imtiyaz suretiyle verilen bir san'atm icrasından doğduğu haller
de sorumsuzluk anlaşmasını geçersiz kılma hususunda takdir yetkisi vardı. Söz ko
nusu değişildik ile gerek eski düzenlemeden gerekse de M e h a z OR Art. 100 Abs.2
hükmünden farklı bir düzenlemeye gidilmesinin gerekçesi, 6098 sayılı Türk Borçlar
Kanununun ilgili m a d d e Gerekçesinde beürtilmemiştir. Doktrinde resmi izne bağlı
42
GEÇERSIZLIK YAPTıRıMLARı
43
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
44
GEÇERSIZLIK YAPTıRıMLARı
B U O L ; a.g.e., R n . 513.
Z I R L I C K ; a.g.e., s. 379. Yazara göre, borçlu sorumsuzluk anlaşmasının geçersizliği
nin asıl sözleşmenin de geçersizliğine yol açacağına ilişkin iradesinin (bu durumun
kendisi için condicio sine qua non olduğunun), sözleşmenin kuruluşu anında alacak
lı tarafından bilinebilir olduğunu ispatlayabilir ise, ortada bir butlan anlaşmasının
varlığından bahsedileceği için aynı sonucun bu halde de geçerli olduğunu savunmak
tadır. Z I R L I C K ; a.g.e., s. 389.
45
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
! 6 S
L Ö R T S C H E R ; a.g.e., s.169, 226; S P I R O ; a.g.m., s. 497; VOSER/BOOG; " D i e
Wahl des schvreizer Rechts- was m a n vtissen sollte", RTW, Heft 3, 2009, s. 135;
H O N S E L L ; Art. 20 OR, R n . 1 9 ; A r t . 100 OR, R n . 7 ; Andreas A B E G G ; Die zwin-
genden Inhaltsnormen des Schuldvertragsrechts, Schultess, Freiburg Schvveİz,
2004, s. 152; Michael K A M M ; Freizechnungsklauseln im deutschen und im
schweizerischem Recht-im Vergleich, Bergisch Gladbach, Köln, 1985; s. 439-440;
G I G E R ; a.g.e., s. 32-33; HONSELL/VOGT/ VVIEGAND; Art. 100 OR, Rn.4. Ayrın
tılı açıklama için a y n c a bkz: Z I R L I C K ; a.g.e., s. 394-395. O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e.,
s. 3 6 0 ; A K M A N ; a.g.e., s. 100; E R T E N ; a.g.e., s. 2 1 3 ; B A Ş A L P ; a.g.e-, s. 392 vd.;
K A R A B A Ğ B U L U T ; a.g.m., s. 855; S İ M L E R ; a.g.e., s. 105-106. Aynı yönde bkz:
Y. 13. HD., E. 1984/3925, K.1984/4613, T.18.06.1984 (kazancı); B G E 38 I I 4 9 9 . Salt
hafif kusurdan sorumsuzluk şartının ikame edilmesi doğrudan doğruya yasak koyan
n o r m u n sonucudur ve uygun farazi taraf iradesi, sözleşme kaydının hafif kusurdan
sorumsuzluk şartı olarak düzeltilmesi için şart değildir. H O N S E L L ; Art. 20 OR,
Rn.19.
46
GEÇERSIZLIK YAPTIRIMLARI
kaydın yerine TBK. m. 114/f.l (BK. m. 98/f.l) hükmü geçecektir 169 . Bir
görüşe göre ise, bu kaydın yerine hakim makul ve dürüst sözleşenler ola
rak tarafların koymak istedikleri sının ikame edecektir. Bu sınır yasal sı
nır olabileceği gibi, yasal sınırın da altında bir sınır olabilir 170 . Geçersiz
hükmün yerini kanunun emredici nitelikteki hükmünün aldığı böyle bir
durumda ise, tarafların tam hükümsüzlük yönündeki farazi iradeleri dik
kate alınamaz 171 . Schwenzer*ç göre, borçlunun hiçbir kusurundan sorum
lu olmayacağına ilişkin kayıt bakımından indirim yaptınrmmn uygulan
masının önündeki en büyük engel, borçluyu hafif kusurundan sorumlu
tutmaya devam etme konusunda haklı bir neden bulunmamasıdır 172 .
169
G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 7 1 1 ; B U O L ; a.g.e., R n . 509; G I G E R ; a.g.e, s. 129;
SCHVVENZER; OR AT, Rn. 32.45; BAŞPINAR; a.g.e., s. 156; E R E N ; a.g.e., s. 306,
1044; S E R O Z A N ; İfa Engelleri, s. 2 7 3 . Geniş bilgi için a y n c a bkz: ZIRLICK;
a.g.e., s. 400-402. Yazar bu akımı " o l u m l u " karşılamaktadır.
170
H U R L I M A N N ; a.g.e., s. 79 vd. B U O L ; a.g.e., R n . 510. Geniş bilgi için aynca bkz:
Z I R L I C K ; a.g.e., s. 4 0 8 vd., 4 1 3 .
171
G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 712, 712a. Kars: K R A M E R ; Art. 19/20 O R , Rn.
362.
172
SCHVVENZER; OR AT, Rn. 32.45.
173
Zirlick, indirim yaptırımını favor negotii ilkelerine uygun olması ve geçersiz kaydın
yerine tarafların uzlaşabileceği en uygun sının işaret etmesini avantaj olarak görür
ken, katı, sabit bir çözüm öngörmesi itibariyle isabetsiz bulmaktadır. Aynı şekilde,
yazara göre indirim yaptırımı, üst sınıra indirim yapılacağını bilen borçlu açısından
caydıncı bir y a p t ı n m olmayacaktır. Z I R L I C K ; a.g.e., s. 411-412. Ancak buna karşı
lık, hakime taraflann farazi iradelerini hesaba katarak uygun bir sınır tespit etme gö
revi verildiğinde, hakimin tespit edeceği bu sınır, çoğu durumda zaten borçlunun fa
razi iradesine a y k ı n olacaktır. Z I R L I C K ; a.g.e., s. 4 2 1 . Burada aslında maddi anlam-
47
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
48
GEÇERSIZLIK YAPTIRIMLARI
surundan sorumlu olmayacaktır" şeklindeki sorumsuzluk anlaşması, her iki görüş ba
kımından fark yaratmayacak bir sonuca götürecektir. "Borçlu hiçbir kusurundan so
rumlu değildir" kaydının, "borçlu ihmalinden sorumlu değildir" ve "borçlu ağır ku
surundan sorumlu değildir" şekünde alt anlaşmaya bölünmesi yönünde bkz: KAS-
S E L M A N N ; a.g.e., s. 32-33. Zira böyle bir anlaşma her iki görüşe göre de tamamen
geçersiz olacakür. ikinci örnekte ise, sözleşmede "Borçlu hafif kusurundan sorumlu
olacaktır. Buna karşılık ağır kusurundan sorumlu olmayacaktır" şeklinde yer alan
sorumsuzluk anlaşmasının ikinci cümlesi, alt anlaşmaya bölünebilirliği kabul eden
-yazarın da isabetli bulduğu- indirim taraftarlarına göre geçersiz olacak ve anlaşma
"hafif kusur" üzerinden geçerli olmaya d e v a m edecektir. Ancak sözleşmenin bir hük
münün kendi içerisinde bölünemeyeceğini kabul eden değiştirilmiş kısmi hükümsüz
lük görüşü taraftarlarına göre, sorumsuzluk anlaşması bütünüyle geçersiz olacaktır.
Yazar, verdiği üçüncü örnekte sözleşmede "Borçlu, hafif ve ağır kusurundan sorum
lu olmayacaktır" şeklinde yer alan sorumsuzluk anlaşmasının gramer kuralları uygu
lanarak iki ayrı alt anlaşma şeklinde aynlabileceği kabul edilse bile, böyle bir sınırın
ne şekilde çizileceğini belirleme yetkisinin- hakime verilmesi gerektiğini savunmak
tadır. Yazara göre, bu şekildeki bir sorumsuzluk anlaşmasının kendi içerisinde bölü-
nebilirliğini kabul etmek ile taraflann o anlaşmaya özgü iradelerindeki uyuşmaya ay
kırı hareket edildiği sonucuna varılamaz. Diğer görüş kabul edilse bile, sorumsuzluk
anlaşması bölünmeksizin bütünüyle geçersiz olacak ve en tatminkâr sonucu elde et
m e k için yerine kanunun hükmü geçecektir. ZIRLICK; a.g.e., aşa. s. 115.
49
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
50
GEÇERSIZLIK YAPTIRIMLARI '
185
Z I R L I C K ; a.g.e., s. 297. Bir içtihada göre, sırf sigorta İmkânının bulunması hallerin
den daha da anlamlı olarak, tipik bir tarzda bir âkidin sigorta korumasından yararla
nabileceği hallerde, sigorta o iş alanında bir teamül addedilmelidir. (ZIRLICK;
a.g.e., s. 297, dn. 1794'den naklen).
186
İsviçre Hukukunda O E S C H ; alacaklının sigorta yaptırma zorunluluğu konusunda
uyarılmasını veya bu gereğin halin icabından veya ticaret hayatınm gereklerinden an
laşılmasını aramaktadır. Z I R L I C K ; a.g.e., s. 297, dn. 1796'dan naklen).
187
Z I R L I C K ; a.g.e., s. 298.
51
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
188
Aynı yönde bkz: Z I R L I C K ; a.g.e-, s. 280 vd.
189
B k z : aşa. s. 280 vd.
190
Z I R L I C K ; a.g.e., s. 412-413, 422; SCHVVENZER; a.g.m., s. 122; K R A M E R ; Art.
19/20 OR, Rn. 376 vd. Genel işlem şartlarında kullanılan sorumsuzluk anlaşmaları
nın genel anlamda geçerliliği meselesine iUşkin tartışmalar için a y n c a bkz: E R T E N ;
a.g.e-, s. 114 vd.; A K M A N ; a.g.e., s. 93 vd.; B A Ş A L P ; a.g.e., s. 26-37, 319-324,
395-397; Hein K Ö T Z ; "Zur Wirksamkeit von Freizeichnungs4dauseln", N J W
2.Hb., 1984, s. 2447 vd; Herbert R O T H ; Vertragsanderung bei fehlgeschlagener
Verwendung von Allgemeinen Geschâftsbedingungen, J.C.B. Mohr, Tübingen,
1994, s. 5 9 vd.
191
Geniş bilgi için bkz: U F F M A N N ; a.g.e., s. 265 vd.
192
Taşıma sözleşmelerine taşıyıcının sorumlu olmayacağına dair konulan kayıtlar 6102
sayılı T T K . m. 854 gereğince hükümsüzdür. Karayollan Trafik K a n u n u ' n u n 111.
maddesinde "bu kanunla Öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan an-
52
GEÇERSIZLIK YAPTIRIMLARI
laşmalar geçersiz" olduğu hükmüne yer verilmiştir. Satıcının üçüncü şahsa ait olan
hakkı büerek gizlediği hallerde, sorumluluğunu sınırlama ya da kaldırma yolundaki
sözleşme h ü k m ü TBK. m. 214/T.3 gereğince hükümsüzdür. Yine satıcının, satılanı
ayıph olarak devretmekte ağır kusurlu İse, satımda tekeffül sorumluluğunu kaldıran
ya da sınırlayan sözleşme hükümleri TBK. m. 221 gereğince hükümsüzdür. İşletme
cinin, yolcuların/müşterilerin eşyalarının telef olmasından veya hasara uğramasından
dolayı sorumluluğunu kaldıran sözleşme kaydı hükümsüzdür (TBK. m. 578/L2 ve m.
579/f.3).
BK. m. 196: "Satıcı satılanın ayıbını alıcıdan hile ile gizlemiş ise satımda tekeffül
hükmünü ıskat veya tahdit eden her şart batıldır". TBK. m. 221: "Satıcı satılanı
ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sı
nırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür".
Cevdet YAVUZ; Borçlar Hukuku-Özel Hükümler, 8.b.s., Beta, İstanbul, 2009,
s. 104, dn. 22; Tartışma için bkz: B A Ş A L P ; a.g.e., s. 350-363.
Hermann B E C K E R ; Berner Kommentar zum Schweizerisch.es Obligationen-
recht, Bd. VI, I, LAbt. Art. 1-183, Bern, 1941, Art. 184-552, 2.Aufl., Bern, 1934;
Art. 100 OR, Rn.6; Eugen B U C H E R ; Scriptum zum Obligationenrecht, Besonde-
rer Teil, 3. Aufl., Zürich, 1988, s. 84; Von TUHR/ESCHER; a.g.e., s. 119; H O N S E L L ;
Art.100 OR, Rn.2; Art.199 OR, R n . l ; SCHVVENZER; OR AT, Rn. 2 4 . 1 1 ;
S C H W E N Z E R ; a.g.m., s. 115. Yazar, borçlunun sorumluluğunun hem ayıba karşı te
keffül h e m de kötü ifa nedeniyle doğması halinde, genel hükümlerdeki OR Art.
100-101'deki sınırların uygulanacağını savunmaktadır. E R T E N ; a.g.e., s. 280 vd.
53
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
hükmü genel olarak borçlunun hiç ifa etmemeden, gecikmiş ifadan veya
gereği gibi ifa etmemeden doğan sorumluluğunun hangi dereceye kadar
sınırlanabileceğini düzenlemektedir. Oysaki OR Art. 199 (TBK. m. 221)
hükmü yalnızca sözleşme yapıldığı anda satıcının hile ile gizlediği ayıp
lar ile ilgili bir düzenlemedir. Bu çerçevede örneğin satım sözleşmesi ya
pıldıktan sonra ve teslimden önce mevcut olan ayıplar ile ilgili olarak hiç
şüphesiz OR Art. 100 (TBK. m. 115) hükmü uygulanacaktır. Üstelik ka-
nunkoyucu eğer OR Art. 100 hükmünün bu hallerde uygulanmasını iste
memiş olsaydı, OR Art. 199 hükmünü düzenlerken sorumluluğun bertaraf
edilmemesini açıkça bu hale münhasır kılan ilişkin bir ibare koyardı 197 .
İsviçre Federal Mahkemesi de konuyla ilgili kararlarında bu tartışmayı
henüz bir çözüme kavuşturmamıştır 198 . Kanaatimizce de, kanunkoyucu-
nun amacından sorumluluğun yalnızca nitelikli bir "susma" haline mün
hasır kılınarak 199 , satıcının mesleki olarak bilmesi gerektiği ayıplar bakı
mından ve ayıplı mal tesliminde "ağır kusur'lu olduğu durumlarda berta
raf edilmesine icazet verdiği sonucu çıkarılamaz. Nitekim bu husus 6098
sayılı TBK. m. 221 hükmünün gerekçesinde de şu şekilde belirtilmiştir:
54
GEÇERSIZLIK YAPTIRJMLARI
2 0 0
Kısmi hükümsüzlüğün türleri ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz: aşa. s. 2 0 3 vd.
201
J A U E R N I G ; § 276 B G B , R n . l vd., § 278, R n . 15. B G B § 276 Abs.3'e göre, borçlu
kastından doğan sorumluluğunu bertaraf edemez. Genel işlem şartlan kullanılarak
yapılan kira sözleşmelerinde kiraya verenin ağır kusurundan sorumluluğunu kaldıran
kayıtlar, kiracının d u r u m u n u ağırlaştıncı olduğundan B G B § 307 karşısında geçersiz
olacağı kabul edilmektedir. Siegbert L A M M E L ; " U n v r i r k s a m k e i t v o n K l a u s e l n
z u r F r e i z e i c h n u n g des V e r m i e t e r s von d e r H a f t u n g f ü r S c h â d e n d u r c h M a n g e l
d e r M i e t s a c h e " , L M K - H , 6/2002, Nr.47; VVİ11İ E. JOACHIM; " M i e t r e c h t l i c h e Haf-
tungsausschluss- u n d -begrenzungsvereinbarungen nach der Schuldrechtsre-
f o r m " , WM 2003, s. 183; JAUERNIG; § 139 B G B , Rn. 15 vd.
2 0 2
D I T T R I C H / T A D E S ; § 879 A B G B , E.345 vd. Yazarlara göre, sözleşme dışı sorumlu
luk ile sözleşme sorumluluğu y a n ş m a h a ü n d e ise, yapılan hafif kusurdan sorumsuz
luk anlaşması beden bütünlüğü zararlan söz konusu olduğunda geçersiz olacaktır.
55
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
söz konusu olabileceği kabul görmeye başlamıştır 203 . Kanunda açıkça dü
zenlenmemiş olan güven sorumluluğu alanında taraflardan birinin "ko
runmaya layık güvenin daraltılması" anlamında yapacağı sorumsuzluk
açıklamasının (Enthaftungserklarung) sınırlarının OR Art. 100-101
(TBK. m. 115/116) olup olamayacağı meselesi de farklı bir hukuki sorun
olarak ortaya çıkmaktadır. Bu halde doktrinde bir görüşe göre, sorumsuz
luk anlaşmalarına ilişkin sınırlar sorumsuzluk açıklamaları bakımından da
kıyasen uygulanması gerekirken 204 , diğer görüşe göre, sorumsuzluk açık
lamasının iki taraflı bir anlaşma niteliğinde olmadığı için etki doğurmadı
ğı ve hatta böyle bir açıklamanın sorumluluğun oluşmasına engel olaca
ğı 2 0 5 ifade edilerek kıyasen dahi uygulanması kabul edilmemektedir 206 .
Emmenneger'e göre, "kast veya ağır kusur" ile yanlış bilgi verilmeyece
ğine güven uyandıran bilgi açıklamaları geçerli olmalıdır 207 . Buna göre
Örneğin, uzman birinden, mesai saatleri dışında acil olarak bilgi talep edil
diği bir durumda, bu kimse kendisinden talep edilen bilginin ciddi araştır
ma gerektirecek türden bilgi olduğunu ve bu nedenle vereceği bilgiye gü
ven duyulmaması gerektiğini belirterek bilgi verebilir. Bu durumda, mu
hatabın karşı tarafın bilgi verirken özen yükümlülüğüne uygun davrana
cağına duyduğu güvenin OR Art. 100 hükmünün kıyasen uygulanması ile
korunması gerektiği yönünde bir itiraz ileri sürülemez 208 . Benzer şekilde
2 0 3
Susan E M M E N E G G E R ; "Haftungsbeschrankung und Haftungsausschluss ü n
Vertrauenkontext'\ 2 B J W 141, 2005, s. 539. Schweizer B a n k ' ı n , "ücretsiz dağıtı
lan ekonomi dergilerinde yer alan bilgilerin güvenilirliği konusunda Bankamız hiç
bir garanti vermemektedir. Bu tarz bilgilere dayanarak banka ile işlem yapan kişile
rin bu güvenlerinin boşa çıkması nedeniyle uğradıkları zararlardan Bankamız so
rumlu değildir" şeklindeki açıklaması örnek olarak gösterilebilir. E M M E N E G G E R ;
a.g.m., s. 5 4 1 .
2 0 4
E M M E N E G G E R ; a.g.m., s. 546, dn. 2 9 ' d a anılan yazarlar.
2 0 5
E R T E N ; a.g.e., s. 106; E M M E N E G G E R ; a.g.m., s. 547.
2 0 6
Geniş bilgi İçin bkz: E M M E N E G G E R ; a.g.m., s. 544,546-547. Yazar, böyle bir açık
lamanın OR Art. 43 ve 44 (TBK.m.51,52) hükümlerine göre tazminattan indirim se
bebi olabileceğini de savunmaktadır. E M M E N E G G E R ; a.g.m., s. 544. Bu yöndeki
ve aksi görüşteki yazarlar için bkz: Peter L O S E R ; Die Vertrauenshaftung im
schvfeizerischen Schuldrecht, Stâmpfli, Bern, 2006, s. 7 8 1 , dn. 3318'de belirtilen
yazarlar. Aynca bkz: Z I R L I C K ; a.g.e., s. 103-104.
2 0 7
E M M E N E G G E R ; a.g.m., s . 548.
2 0 8
E M M E N E G G E R ; a.g.m>, s. 548. Türk Hukukundaki değerlendirme için bkz:
B A Ş A L P ; a.g.e., s. 55-59. Yazann verdiği örnekte, bir y a t ı n m danışmanı şirketinin
56
GEÇERSIZLIK YAPTIRIMLARI
örneğin, bir grup öğrenci "Yatırım stratejisi olarak Rus Ruleti: her gün ye
di bilgi ve her gün bunlardan ikisi yanlış. İflas etme pahasına riske girin!"
başlığıyla açtıkları web sitesinde her gün finansal bilgiler paylaşabilirler.
Bu durumda da, kasıtlı olarak yanlış bilgi verilmeyeceğine duyulan güve
nin zedelenemeyeceği gerekçesi ile bu öğrencilerin sorumluluğuna gidile-
memelidir. Çalışma konumuzun kapsamı itibariyle, güven sorumluluğu
alanında bu tarz bilgi ve sorumsuzluk açıklamalarının yaratacağı etki tar
tışılmayacak olup, kural olarak sözleşmelerde uygulama alam bulan kıs
mi hükümsüzlüğün (TBK. m. 27/f.2), sorumsuzluk şartı içeren bilgi açık
lamaları bakımından ancak TBK. m. 115 hükmünün kıyasen uygulanabi
leceğinin kabul edilmesi halinde uygulanabileceğini ifade etmekle yetine
ceğiz.
57
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
2 1 0
HELVACI; L e x C o m m i s o r i a , s. 106-107, ve özellikle d n . 2 9 1 ' d e anılan yazarlar.
B A Ş P I N A R ; a.g.e-, s. 127, dn. 119. Lex commisoria yasağına aykın kayıt, taraflar
açısından belirleyici ve yoneltici bir unsur taşıdığı taktirde, rehin sözleşmesinin ta
m a m e n hükümsüz olacağına ilişkin Fransız Yüksek M a h k e m e s i k a r a n için bkz: Cass.
Civ. l e r e , 16.03.1983, Bull.civ., I.n.100. Fransız Hukukundaki görüşler için bkz:
HELVACI; L e x C o m m i s o r i a , s. 35, d n . l 0 1 ' d e anılan yazarlar.
211
A l m a n Hukukunda bkz: JAUERNIG; § 1229 B G B , R n . 1; S O E R G E L / H E F E R -
M E H L ; § 1229 B G B , R n . 2. İsviçre Hukukunda aynı yönde bkz: Negib G I H A ; Le
P a c t e C o m m i s s o i r e , Ses Rapports Avec le Droit de Gage et Les Notions Juridİque
Voisines: Pactum ex Intervallo, Geneve, 1947, s. 9 3 . Haluk T A N D O Ğ A N ; La Nulli
t e , L ' a n n u l a t i o n et la Resiliation Partielles des C o n t r a t s ; These, Geneve, 1952,
s. 197. Fransız H u k u k u n d a aym yönde bkz: G O U T ; a.g.e., s. 407-408. Türk Huku
k u n d a aynı yönde bkz: E R E N ; a.g.e., s. 305; R E l S O Ğ L U ; a.g.e., s. 135; KOCAYU
S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u , s . 6 0 1 ; Burcu K A L K A N ; T ü r k H u k u k u n d a
G a b i n , Vedat Kitapçılık, istanbul, 2004, s. 155; S E R O Z A N ; M e d e n i H u k u k , s. 23.
2 1 2
HELVACI; L e x C o m m i s o r i a , s . 7 2 vd.
58
GEÇERSIZLIK YAPTIRIMLARI
li alacaklı bakımından condicio sine qua non unsur teşkil ettiği gerekçe
siyle sözleşmenin tamamen geçersiz sayılması, normun koruduğu rehin
veren açısından haksız bir sonuç ortaya çıkaracaktır. Sonuç olarak, her iki
halde de, normun koruma amacına uygun olarak TBK. m. 27/f.2 c.2'deki
taraflann farazi iradeleri dikkate alınarak tam hükümsüzlüğün uygulana
mayacağını düşünmekteyiz. Bu halde, uygulanması gereken en uygun
yaptınm zorunlu basit kısmi hükümsüzlüktür.
2 1 3
B G E 80 II 335; 8 1 I I 622; 107 II 423;.109 U 2 4 4 .
2 1 4
K R A M E R ; A r t 19/20 OR, R n . 326, 369; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 7 0 1 ;
E R E N ; a.g.e-, s. 303; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 99.
215
H U G U E N I N ; Art. 20 OR, Rn. 64; GUHL/MERZ/KOLLER; OR AT, § 7 II 4 b,
s. 44; Claİre H U G U E N I N ; Nichtigkeit und Unverbindlichkeit als Folgen anfang-
licher Vertragsmangel, Diss., Bern, 1984, s. 4 5 ; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT,
R n . 7 0 1 ; K. S P I R O , " K ö n n e n übermassige Verpflichtungen oder Verfügungen in
reduziertem Umfang aufrechterhalten werden?", Z B J V 88/1952, s. 4 6 2 .
2 1 6
Ö r a e k için bkz: B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 99; HURLLMANN; a.g.e., s. 64. başka bir ör
nek için bkz: K R A M E R ; Art. 19-20 OR, Rn.368.
59
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 1 7
Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 228. B G E 107 II 417, 4 2 3 ; 109 II 239, 244. Kavram
için bkz: B E C K M A N N ; a.g.e., s. 107.
2 1 8
Benzer yönde bir uygulama M K . m. 23/f.2 (ZGB Art. 27Abs.2) kapsamına giren hal
ler bakımından da savunulmaktadır. Eugen B U C H E R ; Berner K o m m e n t a r zum
schvreizerischen Privatrecht, Band I, Einleitung und Personenrecht, 2. Abteilung:
D i e natürlichen Personen, 2. Teilband, Kommentar zu A r t 27 Z G B , Bern, 1993,
R n . 128. Aynca bkz: B E C K M A N N ; a.g.e., s. 109-110.
2 1 9
Bkz: aşa. s. 206-207'deki açıklamalanmız.
60
GEÇERSIZLIK YAPTıRıMLARı
2 2 0
G I G E R ; a.g.e., s. 92-94; L A M P ; a.g.e., s. 122; HONSELL/VOGTAVIEG A N D ;
Art.19/20 O R , Rn.64; H U G U E N I N ; A r t . 19/20 O R , Rn.64; GUHL/MERZ/KOL-
LER; O R A T , § 7 , s . 43-44.
2 2 1
K R I E C H B A U M ; a.g.m., s. 58, 63. Alman imparatorluk Mahkemesi'nin 1909 yılın
da kooperatif ile üye arasında yapılan sözleşmede kanuni sınırın üstünde bir fesih sü
resi belirlendiği için sözleşmenin tam hükümsüzlüğüne yönelik verdiği kararın eleş
tirisi için bkz: K R I E C H B A U M ; a.g.m-, s. 6 3 .
2 2 2
K R I E C H B A U M ; a.g.m., s.74.
2 2 3
Karş: B E C K M A N N ; a.g.e., s. 232-233.
2 2 4
B E C K M A N N ; a.g.e., s. 215-216; S O E R G E L / H E F E R M E H L ; § 139 B G B , R n . 34;
LARENZAVOLF; AT § 4 5 , R n . 26.
61
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 2 5
R G Z 121, 80, 84; B G H N J W 1967, 245; B E C K M A N N ; a.g.e., s . 219.
2 2 6
Yüksek M a h k e m e B G B § 139 hükmünü, normun koruma amacı ile sınırlandırarak
uygulamaktadır. B G H N J W 1983, s.267, 268. Rekabet yasağına ilişkin kayıtlar ile il
gili olarak bkz: R G Z 146, 116,118; B G H Z 18, 340, 349.
2 2 7
B E C K M A N N ; a.g.e-, s. 218- 220 vd; J A U E R N I G ; § 139 B G B , R n . 13; L A R E N Z /
W O L F ; § 44, Rn.40; S O E R G E L / H E F E R M E H L ; § 139 BGB, R n . 4 6 ; Peter U L M E R ;
"Offene Fragen zu § 139 B G B " , Festschrift für E m s t Steindorf zum 70. Geburtstag,
Berlin, 1990, s. 799, 8 1 1 . B G H N J W 1967; 245; B G H Z 112, 288, 2 9 5 .
2 2 8
R G . T. 19.12.1984. S. 18610.
229
Başpınar, geçersizliğin taraflardan yalnız birine ilişkin olması halinde, bu tarafın tam
hükümsüzlük yönündeki İddiasının dikkate alınamayacağım belirtmiştir. Yazar ö m e k
olarak, 3182 sayılı Bankalar Kanunun (İ9.I0.2Ö05 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık
Kanunu ile yürürlükten kaldırıldı), bankaların mevduata peşin faiz alamayacağını
söyleyen m.37/f.3'e göre aykın olan sözleşme kaydı olmaksızın da sözleşmenin ge
çerli şekilde ayakta kalmasının mümkün olduğunu ifade etmiştir. B A Ş P I N A R ; a.g.e-,
s. 26-27. Yazann verdiği örnekte, emredici h ü k m e a y k ı n olup da sözleşmenin tali ni-
62
GEÇERSİZLİK YAPTIRIMLARI
telikteki bir unsuruna ilişkin olan kaydın geçersizliğinden sonra söz konusu kaydın
lehine konulduğu tarafın t a m hükümsüzlük iddiası, kanaatimizce de hakkın kötüye
kullanılması yoluyla engellenebilmelidir.
2 3 0
S a n e m A K S O Y D U R S U N ; Borçlar Hukukunda Hakimin Sözleşmeyi Tamamla
ması, On İki Levha, l.b.s., istanbul, 2008, a.g.e., s. 184. Genel işlem şartlarının söz
leşmenin içeriği haline gelip gelmediğini tespit etmek için yapılan denetime "yürürlük
denetimi" denir. Yeşim ATAMER; Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması Soru
nu Çerçevesinde Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi, 2. b.s., Beta, İstanbul,
2 0 0 1 , s. 8 1 . Ömer ÇINAR; Tüketici Hukukunda Haksız Şartlar, On iki Levha, is
tanbul, 2009, s. 67.
231
Uygulama ve öğretide genellikle "genel işlem şartlan" kavramının kullanılmasına
rağmen, T B K ' d a "genel işlem koşulu" kavramı tercih edilmiştir.
2 3 2
B u düzenlemeler kural olarak bütün sözleşmeler bakımından doğrundan uygulama ala
nı bulacaktır. Ancak taraflardan birinin tüketici olduğu durumlarda lexspecialis niteli
ğindeki T K H K hükümleri öncelikle uygulanacak olup, burada uygulanacak bir hüküm
bulunmadığı hallerde TBK. m. 20-25'inci maddeleri uygulama alam bulacaktır.
63
TÜRK. ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
64
GEÇERSIZLIK YAPTIRIMLARI
Geniş bilgi için bkz: ATAMER; a.g.e., s. 115 vd. U N I D R O I T îlkeleri'nin " B a t t l e of
F o r m s (Sözleşmelerin Çatışması)" başlıklı 2.1.22 maddesinde: "her iki taraf da ken
di standart şartlarına atıfta bulunmuş olup, bu şartlar dışında bir anlaşmaya varıl
mış ise, sözleşme bu şartların birbiriyle uyumlu olan kayıtları ile kurulmuş olur, me
ğer ki taraflardan biri önceden veya sonradan gecikme olmaksızın bu sözleşme ile
bağlı olmadığını bildirmiş olsun" denilmektedir.
65
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
ması kuramlarının yardımı ile çözümlenir 238 . Alman Hukukunda hem yü
rürlük hem de içerik denetiminde uygulama alanına sahip olan BGB § 306
hükmü bakımından yürürlük denetimi sonrasında da sözleşmenin olabil
diğince ayakta tutulması prensibi benimsenmiştir. Burada da hakim önce
likle, hakim yedek hukuk kurallarından yararlanarak sözleşme boşluğunu
dolduracaktır.
2 3 8
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u , s . 228-229.
66
GEÇERSIZLIK YAPTıRıMLARı
2 3 9
Haksız şarta ilişkin T K H K . m. 6*nm verdiği tarif şöyledir: "Satıcı veya sağlayıcının
tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların söz
leşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kurallarına aykırı düşecek biçim
de tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır". Yö
nergede ve Yönetmelikte ek bir liste ile haksız şart olarak nitelendirilebilecek bazı
şartlar yol gösterici mahiyette ve sınırlayıcı olmamak üzere sayılmıştır. Haksız şartın
unsurlarına ilişkin geniş bilgi için bkz: ÇINAR; a.g.e., s. 24, 201 vd.
2 4 0
M a d d e hükmündeki "tüketici için bağlayıcı değildir" İfadesi, tek taraflı bağlamazlık
olduğu İzlenimi uyandırsa da, esasında burada İfade edilmek istenen kısmi h ü k ü m
süzlüktür. ÇINAR; a.g.e., s. 185; KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; B o r ç l a r H u k u k u ,
s. 252.
241
RG.13.6.2003.S.25137.
2 4 2
H ü k ü m d e geçen " y o k sayılan" ifadesi Alman Hukukunda ifade ettiği anlamıyla "ke
sin hükümsüzlük" yaptınmı olarak anlaşılmalıdır. PALANDT/HEINRICHS; § 306
B G B , Rn.1-2; J A U E R N I G ; § 306 B G B , Rn.2-6; B E C K M A N N ; a.g.e., s. 349.
2 4 3
(Council Directive on unfair terms in consumer contracts). Official Journal 1993 L
095/29. Bundan sonra Yönerge olarak kısaluiacaktır.
67
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 4 4
Ç I N A R ; a.g.e., s. 194.
2 4 5
Alman H u k u k u n d a Flume'nvn ortaya attığı esneklik görüşü, geleneksel kesin hü
kümsüzlük kurumunun uygulanmasında şöyle bir esneklik getirmektedir: Lafzından
kesin hükümsüzlük sonucu çıkmayan yasaklayıcı hükümlere veya emredici hüküm
lere aykırı olmakla beraber aym zamanda ahlaka aykırılığın da gerçekleştiği öyle ba
zı haller vardır ki; bu hallerde hükümsüzlük sebebinin kendi şahsında doğan kimse
nin hükümsüzlüğe dayanması doğruluk ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacaktır. Yi
ne öyle bazı haller vardır kî; hükümsüzlüğe sebep olan vakıanın ortaya konulması ile
birlikte çoğu zaman, sözleşmenin geçerliliğine güvenen tarafın bu güvenini k o r u m a k
gerekmektedir, işte, hakim kesin hükümsüzlüğü uygularken B G B § 2 4 2 h ü k m ü n ü
göz ö n ü n d e tutarak esnek bir tutum içerisine girebilmelidir. F L U M E ; D a s R e c h t s
geschâft, s.556-557. isviçre Hukukunda da aynı yönde bkz: B E L S E R ; a.g.e., s. 4 4 1 ;
H U G U E N I N ; A r t . 19/20 O R , Rn. 54-55; SCHVVENZER; OR AT, Rn. 32.38; KOL-
L E R ; OR AT, R n . 9 6 3 ; İngiliz Hukukunda aynı yönde bkz: Patrick ATIYAH; T h e
L a w of C o n t r a c t s , 3. Aufl., Oxford, 1981, s. 345. Türk Hukukunda a y m yönde bkz:
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u , s. 2 5 1 , 593. Krş: Yeşim ATAMER;
" G e n e l İ ş l e m Ş a r t l a r ı n ı n D e n e t i m i n d e Yeni A ç ı l ı m l a r " , Prof. Dr. Necip K O C A
Y U S U F P A Ş A O Ğ L U için Armağan, Seçkin, Ankara, 2004, s. 318-319.
2 4 6
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u . , s . 252, 5 9 1 ; Hans-Rolf W I L L E ;
N i c h t i g e B e s t i m m u n g e n i n AHgemeinen G e s c h a f t s b e d i n g u n g e n u n d § 139 B G B ,
Diss., Christİan- AIbrechts- Universitat, Kiel, 1966.
68
GEÇERSIZLIK YAPTIRIMLARI
2 4 7
Ç I N A R ; a.g.e., s. 195; ATAMER; a.g.e., s.224; A K S O Y D U R S U N ; a.g.e., s. 185;
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u , s. 251-252; C A N A R I S ; a.g.m.,
s. 552-557.
2 4 8
Geniş bilgi için bkz: Peter-Hubert N A E N D R U P ; Die Teilnichtigkeit ü n R e c h t
der Allgemeinen Geschaftsbedingungen, Untersuchungen zu G r u n d p r o b l e m e n
d e s R e c h t s d e r A U g e m e m e n G e s c h a f t s b e d i n g u n g e n , Bielefeld, 1966, s.48;
U F F M A N N ; a.g.e., s. 149 vd. Bu konuyla İlgili açıklamalanmız için a y n c a bkz:
aşa. s. 2 8 0 vd.
2 4 9
W I L L E ; a.g.e., s.11-17. Yazar, sözleşmeyi ayakta tutulmasını gerektirecek sebepler
olarak; I- geçerli bir sözleşmenin varlığı şartına bağlı müspet zarar kalemlerinin
talep edilmesini imkânsız kılmasını 2- ahlaka veya hukuka a y k ı n şart karşılığında ve
rilen t e m i n a t l a n n ve yerine getirilen edimin iadesinde yaşanacak zorluklan göster
mektedir. Genel işlem şartlannın bir kısmının geçersiz olmasını sağlayacak çözüme,
bu kısmın geçerliliğinin ileri sürülmesinin doğruluk ve dürüstlük kuralına ilişkin
B G B § 2 4 2 ' y e a y k ı n olacağı şeklindeki yorumlar ile ulaşılmıştır. VvTLLE; a.g.e.,
s. 24-25.
2 5 0
J A U E R N I G ; V o r b e m e r k u n g e n zu d e n §§ 307-309, Rn.4. B G B § 306 Abs.3 hük
münde, " Art.î- Genel işlem koşulları kısmen veya tamamen sözleşmeye dahil olama-
mtşsa veya hükümsüz ise, sözleşme kalan muhtevası ile devam eder. Art.2- Genel iş
lem koşullarının hükümsüzlüğü veya sözleşmeye dahil olmaması halinde, sözleşme
nin içeriği yasal düzenlemelere göre tayin edilir. Art.3- İkinci fıkrada Öngörüldüğü
biçimde sözleşmenin içeriğinin belirlenmesiyle sözleşmede meydana gelen değişiklik,
sözleşmenin taraflarından biri için beklenemeyecek sonuçlar yaratıyorsa, sözleşme
69
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
rumuna düşmüştür 251 . Sözleşmenin geri kalan kısmının hangi kriterler göz
önüne alınarak ayakta tutulabileceği meselesine ilişkin olarak; BGB § 306-
310'da sayılan hükümlere aykın olarak konulan klozlann hükümsüz sayı
larak, sözleşmenin tamamlayıcı yorum ile ayakta tutulmaya çalışılması ge
nellikle kabul edilmektedir 252 . Tamamlayıcı yorumda hakimin yararlana
cağı kural ve ilkelerin neler olduğu hususunda BGB § 306 hükmü yol gös
terici nitelikte olup, sözleşmenin içeriğinin öncelikle yasal düzenlemelere
göre tayin edilmesini öngörmektedir. Buna göre hakim kısmi hükümsüz
lük sonucu oluşacak boşluğu öncelikle emredici veya yedek hukuk kural-
lan ile doldurmaya çalışacaktır. Burada bir hüküm bulamaması halinde
boşluğu, sözleşme adaletini gerektiren bir kural yaratarak doldurmaya ça-
hşacaktır 253 . Hakimin sözleşmeye müdahalesine 254 rağmen akit adaletinin
70
GEÇERSIZLIK YAPTIRIMLARI
2 5 5
Ç I N A R ; a.g.e., s. 195.
256
Çınar'a göre, hukuka, ahlaka veya kamu düzenine aykırılık halleri içerik denetimi
nin temeli olarak görülemez. Zira içerik denetimi, ancak uygun bir şekilde sözleş
meyle ilişkilendirilmesî nedeniyle yürürlük denetiminden geçen bir sözleşme kaydı
nın yine de h ü k ü m s ü z yapılabilmesi amacıyla yapılır. ÇINAR; a.g.e., s. 137-138. Ya
zar bu görüşüne paralel olarak girişimci tarafından tüketiciye düşük fiyat ödemesi
karşılığında sorumluluğunun sınırlandığı bir sözleşme İçeriği sunulması durumun
da tüketicinin özgür iradesi ile piyasadaki teklifleri ve fiyatları özgürce değerlendire
bilme imkanına sahip olduğu için, artık bir oransızlığın varlığından söz edilemeyece
ğini ifade etmektedir. ÇINAR; a.g.e., s. 149. Atamer'e göre de, dürüstlük kuralı ge
çerli bir kloza dayanan hakkın ileri sürülmesini engelleme fonksiyonuna sahiptir. Bu
anlamda hukuka veya ahlaka a y k ı n olduğu için geçersiz olan bir kayıt kesin hüküm
süz olurken, geçerli olarak doğmuş bir hakkın İleri sürülmesinin dürüstlük kuralına
a y k ı n olması halinde o hakkın kullanımı yalnızca somut olayda engellenmektedir.
ATAMER; a.g.e., s. 176-177. Aynı yönde bkz: KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; Borçlar
H u k u k u , s. 561-562, özellikle dn. 120,121.
71
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
72
GEÇERSİZLİK YAPTIRIMLARI
Nitekim Gerekçedeki "Maddede söz konusu edilen kayıtlar, sadece düzenleyen lehi
ne, diğer taraf aleyhine olan değişiklik ya da yeni düzenleme yapma yetkisi veren ge
nel işlem koşullarına ilişkindir. Buna karşılık, diğer taraf lehine yapılacak değişiklik
lerin ya da yeni düzenlemelerin geçerli olduğu konusunda duraksama yoktur" şek
lindeki ifadeden, tarafların karşılıklı ödünler ile kanunun emredici ya da tamamlayı
cı hükümlerinden ayrıldıkları hallerin göz önüne alındığı anlaşılmaktadır. Söz konu
su hüküm, Yönetmelik ekinde yer alan Ek. b/2 ile bağdaşmayacaktır. Zira anılan hü
küm, haklı sebeplerin varlığı halinde finans hizmeti ifa edenlerce (bankalarca) faiz
oranlarının bir taraflı olarak değiştirilmesine izin veren sözleşme şartlarını geçerli
saymaktadır; yeter ki bu durumdan tüketiciyi derhal haberdar e t m e yükümlülüğü bu
lunsun ve tüketiciye derhal sözleşmeyi feshetme hakkı tanınmış olsun.
73
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 6 3
Tüketicilerin taraf olduğu sözleşmeler bakımından emredici hükümler olarak
T K H K ' d e yer alan bir ayıbın varlığı halinde alıcının seçim hakkının sınırlanamaya-
cağına ilişkin m. 4/f.2, satıcının Ödenen miktara göre gerekli faiz indirimini yapma
yükümlülüğünü ortadan kaldıramayacağına ilişkin m.6/f.l, kredi şartlannda, sözleş
me süresi İçerisinde tüketici aleyhine değişiklik yapılamayacağına ilişkin, m. 10/f.l
ve m.lO/f.4 hükümleri söylenebilir.
2 6 4
HONSELL/VOGTAVIEGAND; Art.19/20 O R , Rn.62, 64; G A U C H / S C H L U E P ;
OR AT, R n . 710; ATAMER; a.g.e., s. O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 142; KOCAYU
S U F P A Ş A O Ğ L U ; a.g.m., s. 2 5 , 3 0 ; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 155. ÇINAR; a.g.e, s. 194.
Alman H u k u k u n d a G l Ş kaydının emredici hükümlere a y k ı n olması halinde, B G B
§ 139'un etkisinden kurtararak, G l Ş ' i düzenleyen maddelerin müşteriyi k o r u m a ama
cına uygun olarak sözleşmeyi olabildiğince ayakta tutulması prensibi benimsenmek
tedir. B E C K M A N N ; a.g.e., s. 348-351.
2 6 5
H Ü R L L M A N N ; a.g.e., s. 86.
2 6 6
Bu h ü k m ü n kıyas yolu ile genel işlem şartlannın kullanımı h a ü n d e de uygulanacağı
kabul edilmektedir. TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 165;
ATAMER; a.g.e., s. 226.
74
GEÇERSIZLIK YAPTIRIMLARI
3- Kısmi Hükümsüzlük
Kısmi hükümsüzlük, Türk Borçlar Kanunumuzun 27. maddesinin
2. fıkrasında şu şekilde yer almaktadır: "Sözleşmenin içerdiği hükümler
den bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez.
Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anla
şılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur". Alman, Fransız
ve Türk pozitif hukuklarında kanun koyucu tarafından isabetli olarak kıs
mi hükümsüzlüğe ilişkin bir tanıma yer verilmemiştir267. Zira bir sözleş
mede hükümsüzlüğün ölçü ve şartlarının, ihlal edilen normun anlam ve
amacına göre esneklik gösterebilmesi seçeneğinin "sosyal hukuk" düşü
nürleri tarafından desteklenir olmasıyla beraber, kısmi hükümsüzlüğün
uygulanmasına ilişkin ölçü ve şartların da somut olaya göre değişkenlik
gösterdiği ortaya çıkmıştır 268 . Gerçekten de, kimi zaman kısmi hüküm
süzlükten zarar görenin, kimi zaman da ihlal normun koruma amacı uğru
na kısmi hükümsüzlük kuralının bazı şartlarından ayrılmak gerekmiştir.
Bu gerekçelerle kısmi hükümsüzlüğe ilişkin bir tanımın mevzuatta yer al
mamasını olumlu karşılamaktayız 269 .
267
Kısmi hükümsüzlüğün mukayeseli hukuktaki yerini bir sonraki başlık alünda incele
yeceğiz.
2 6 8
R O U I L L E R ; a.g.e., s. 37 vd.
2 6 9
Aym y ö n d e bkz: BAŞPINAR; a,g.e., s. 28.
2 7 0
S İ M L E R ; a.g.e., s. 10.
271
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 29.
75
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
E- İptal Edilebilirlik
Bir sözleşme ilişkisinde, taraflardan birinin iradesinin sakat olması
halinde, bu kimseye sakat iradesi ile kurmuş olduğu sözleşmeyi iptal ede
bilme hakkı tanınmaktadır. Bu hak, Borçlar Kanunumuzun genel hüküm
lerinde yer alan yamlma (hata) (TBK. m. 30 vd.), aldatma (hile) (TBK.
m. 36) ve korkutma (ikrah) (TBK. m. 37) hallerinde, sözleşmenin geçmi
şe etkili olarak ortadan kaldırılmasını sağlayan yenilik doğuran bir hak
tır 2 7 2 . Ancak doktrinde söz konusu iptal hakkının hukuki niteliği tartışma
lıdır. Doktrinde büyük bir çoğunlukla irade sakatlığı bulunan bu durum
larda "düzelebilir hükümsüzlük" teorisinin kabul edildiği görülmekte
dir 2 7 3 . Bu görüşe göre, sözleşme baştan itibaren her iki taraf için de geçer
siz olup, kanundaki sürenin geçmesi ile geçerli hale gelebileceği gibi bu
süre içerisinde iradesi sakatlanan kişi tarafından iptal hakkının kullanıl
ması ile beraber, sözleşme baştan itibaren kesin olarak hükümsüz hale de
gelebilir.
Azınlıkta kalan bir görüşe göre de; sözleşme, iradesi sakatlanan taraf
bakımından hükümsüz olup; diğer taraf açısından geçerlidir (nisbi hü-
2 7 2
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e. s. 100-101.
2 7 3
Zekeriya KURŞAT; Borçlar H u k u k u Alanında Hile Kavramı, Kazancı, İstanbul,
2003, s. 6 5 ; "Gerçek olmayan anlamda iptal" kavramı için bkz: KOCAYUSUFPA
Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku., s. 586-587. Yazar, bu görüştedir. Bkz: a y n c a s. 4 3 2 ;
H A T E M İ ; Borçlar Genel, s. 67; HATEMİ/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 96; H Ü R L I -
M A N N ; a.g.e. s. 96; "Geçersizlik teorisi" kavramı için bkz: G A U C H / S C H L U E P ;
OR AT, R n . 890 ve özellikle dn. 314'de anılan yazarlar. İsviçre Federal M a h k e m e
si de bu görüşü benimsemektedir. B G E 1 1 4 I I 1 3 1 ; B G e r S e m J u d 120 (1998), s. 227;
B G E 132 III 244. Aynı yönde Bkz: Y.HGK. T, 5.4.2006, E. 2006/1-83; K.2006/143
( Y K D . 2006/8, s.1201).
76
GEÇERSİZLİK YAPTIRIMLARI
2 7 4
B u görüşe " b ö l ü n m ü ş hükümsüzlük teorisi" d e denilmektedir. B k z : O Ğ U Z
M A N / Ö Z ; a.g.e. s. 100; TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 452,
4 5 3 ; R E l S O Ğ L U ; a.g.e., s. 124; GUHL/MERZ/KOLLER; OR AT, § 17, s. 141; Von
T U H R / P E T E R ; a.g.e. s. 329.
2 7 5
Sebepsiz zenginleşmeden doğan iade talepleri bakımından bu görüşün diğer görüş
lerden farkı İçin bkz: G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 1483.
2 7 6
E R E N ; a.g.e. s. 370; F L U M E ; Rechtsgeschâft, s. 555; S C H W E N Z E R ; OR AT, R n .
39.07; B U C H E R ; OR AT, s. 210; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e. s. 100, dn. 2 3 1 ' d e anılan
yazarlar. "Gerçek anlamda iptaf kavramı için bkz: KOCAYUSUFPAŞAOĞLU;
Borçlar H u k u k u , s. 429-430.
2 7 7
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e. s. 140.
278
HATEMt/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 98-99; KALKAN; a.g.e., s. 142; KOCAYUSUF
P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 4 9 3 ; TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ AL-
T O P ; a.g.e., s. 464-465. Aynı yönde Yargıtay k a r a n için bkz: Y.13.HD. T.18.3.1998,
E.6539/1998, K.1578/1998 (KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; Borçlar Hukuku, s. 4 9 3 ,
dn.53).
2 7 9
M a d d e h ü k m ü n ü n bu ifadesini "gabne uğradığım öğrendiği tarihten" şeklinde anla
mak daha uygundur. HATEMl/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 98.
77
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde
kullanabilir.
İptal hakkı kural olarak, iradesi sakatlanan taraftan karşı tarafa yönel
tilen tek taraflı irade beyanı ile kullanılır 280 . Sözleşmenin diğer tarafına
ise, sözleşmeyi iptal edebilme gibi bir imkân tamnmamıştır. Son olarak
iptal beyanı şekle bağh olmadığı gibi, kural olarak şarta bağlı da yapıla
maz 2 8 1
İptal edilebilirliğin söz konusu olduğu hallerde "kısmi hükümsüzlü
ğün" kıyasen uygulanmasının mümkün olup olmadığını "İrade Sakatların
da Kısmi İptal" başlığı altında daha ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz 282 .
F- Askıda Hükümsüzlük
Bazen hukuki işlem, kurucu unsurları gerçekleştiği halde, bazı neden
lerle hükümlerini doğurmayıp, bir askı durumu içindedir 283 . Ya o eksik
olan unsur gerçekleşip, sözleşme kurulduğu andan itibaren hüküm ifade
eder ya da bu unsurun gerçekleşmeyeceği kesinleşecek ve sözleşme kesin
hükümsüz hale gelecektir 284 .
2 8 0
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e. s.139.
2 8 1
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e. s. 101.
2 8 2
Bkz: aşa. s. 344 vd.
2 8 3
Eksik işlemler için kullanılan askıda hükümsüzlük (schwebende Unwİrksamkeit)
kavramının aslında eksik işlemlere nazaran İptal edilebilir işlemleri de içine alan
daha geniş uygulama alanına sahip bir kavram bir kavram olduğu yönünde bkz:
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 5 9 5 .
2 8 4
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 132; E R E N ; a.g.e., s. 300.
78
MUKAYESELI HUKUKTA KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN YERI
2 8 5
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e. s.140-141.
2 8 6
S T A F F H O R S T ; a.g.e., s. 16, 24. Kısmi ve tam hükümsüzlük arasındaki a y n m , bu
yöndeki davalann sonuçlarından elde edilen verilere göre yapılmaya çalışılmıştır.
S T A F F H O R S T ; a.g.e., s.26.
2 8 7
Ulpian Dİgesta 45.1.1.5. STAFFHORST; a.g.e., s.28.
2 8 8
Ulp. Digesta "..ut accesio deat principali" 34.2.19.13-Gai. Digesta 33.8.2. STAFF
H O R S T ; a.g.e., s. 26.
79
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
lan kısım geçersiz sayılmaktaydı 289 . Bir satım sözleşmesinde eşin garan
ti yükümlülüğünden feragat etmesi, bu sözleşmenin bağış benzeri bir söz
leşme olduğunu gösterdiğinden sadece bu hüküm geçersiz bırakılırdı 290 .
Aynı şekilde sorumluluk doğuran bir ilişkide, bona fidesi aykın şekilde,
kötü niyet ile sorumluluklanndan kurtulma kayıtlan geçersiz kabul edilir
di 2 9 1 . Yine impubesin (küçüğün), vasinin auctoritası olmadan yaptığı hu
kuki işlemlerde, işlemin kendisine alacak hakkı kazandırdığı kısmı geçer
li, fakat borç altına sokan kısmı geçersiz kabul edilmektedir 292 .
Roma Hukukunda aşın yüksek faiz belirlemek yasak olduğu gibi cezai
yaptınma da bağlanmıştı 293 . Bir olayda aşın yüksek faiz belirlendiği bir
Stipulatio'mm faize ilişkin kısmının legilimiae usuare (Lex Duiîia Menenia
(M.Ö. 357) bu oran yûîık %12 olarak belirlenmişti) uygun bir meblağa in
dirildiği alıntılanmış tır 2 9 4 . Bu olay, Roma Hukukunda niceliğe ilişkin kısmi
hükümsüzlüğün uygulandığını göstermesi bakımından Önemlidir.
2 8 9
Ulpian Digesta 24.1.5.5.Neratius'dan aktarıldığı üzere ise, sözleşme bütünüyle ge
çerli kabul edilir, bağıştan yararlanan eş eksik kalan fiyatı ödemeye m a h k u m edilir
di. Papinian Digesta 24.1.52. S T A F F H O R S T ; a.g.e., s. 85.
2 9 0
P o m p . Digesta 24.1.31. 4/5. S T A F F H O R S T ; a.g.e., s. 8 3 .
2 9 1
Ulp.Digesta. 16.3.1.7. S T A F F H O R S T ; a.g.e., s. 23 vd.
2 9 2
S T A F F H O R S T ; a.g.e., s . 2 2 .
2 9 3
S T A F F H O R S T ; a.g.e., s . 4 5 .
2 9 4
Pap. Digesta 22.1.9. S T A F F H O R S T ; a.g.e., s.47-48.
2 9 5
S T A F F H O R S T ; a.g.e., s. 159.
2 9 6
S T A F F H O R S T ; a.g.e., s. 72, 115, 246.
2 9 7
S T A F F H O R S T ; a.g.e., s. 53-54, 168 vd.
80
MUKAYESELI HUKUKTA KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN YERI
sayısı ne olursa olsun azat edebileceği en fazla köle sayısı yüzü geçemez
di. Bu sayıyı aşan azat etmeler kısmen hükümsüzdü 298 . Yine, ortak huku
ka göre yasal olarak belli bir içerik şartı öngörülmüş olan bağışlama söz
leşmeleri açısından eğer bu sözleşme caiz meblağı aşarak gerçekleştiril
mişse, bu halde sözleşme sadece yasal meblağa kadar olan kısmı ile ge
çerli bırakılırdı.
Justinianus Hukukunda kısmi hükümsüzlük konusunda, ahlaka aykın
şartlar bakımından sözleşme ve ölüme bağh tasarruflan ayn ayn değerlen
diren bir anlayış söz konusuydu. Sözleşmede ahlaka aykın kayıtlann var
lığı halinde tam geçersizlik; vasiyetnamelerde ise şartın yok sayılarak ta
sarrufun geçerliliğini devam ettirmesi prensibi (favor testamenti) benim
299
senmişti . Yine eğer taraflar arasında yasal meblağı aşan bir faiz meblağı
(Justinianus Hukukuna göre %6) aşılmışsa, faiz miktan sadece en yüksek
had üzerinden geçerli sayılırdı300. Şarta bağlı işlemlerde, şartın imkansız
olması sözleşmelerde tam hükümsüzlük sonucunu doğururken, ölüme bağ
lı tasarruflarda sadece şart hükümsüz bırakılırdı. Benzer yönde bir aynm,
ahlaka aykın şartlar bakımından da geçerliydi. Yine eşler arasında yapılan
alım-satım akdi gerçek değerinin altında bir bedel karşılığı yapılmış ise,
söz konusu akit o mah iktisap eden eşin gerçekten faydalandığı bedelin al
tında kalan kısmı için geçersiz kabul ediliyordu 301 .
B- Fransız Hukukunda
Hatırlayacağımız üzere, Fransız Hukukunda 19. yüzyılın ikinci yan
sına kadar hükümsüzlük ile ilgili olarak klasik teori; 20. yüzyılın başlann-
da ise modern teori etkili olmuştur. Ne var ki; modern teorinin gelişimine
katkıda bulunan Japiot dahil diğer dönem hukukçulan dahi geniş kapsam
lı olarak kısmi hükümsüzlükten bahsetmemişlerdir. Konu ilk defa kap
samlı şekilde 1969 tarihli "hukuki işlemlerin kısmi hükümsüzlüğü" adlı
doktora teziyle Philippe SİMLER tarafından incelenmiştir 302 . Kısmi hü-
2 9 8
Marcell Digesta 46.3.72.4., Paulus Digesta 45.1.128.
299 S T A F F H O R S T ; a.g.e., s.161 vd.
3 0 0
Reinhard Z I M M E R M A N ; Richterliches Moderationsrecht oder Totalnichtigkeit,
D u n c k e r & Humblot, Berlin, 1979, s. 123-127.
3 0 1
S T A F F H O R S T ; a.g.e., s.85-86.
3 0 2
SEVİLER; a.g.e., s. 3 vd.
81
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
303
G O U T ; a.g.e., s. 3 6 3 .
3 0 4
S İ M L E R ; a.g.e., s. 3. M a d d e hükmündeki "yazılmamış saydma" ifadesi yokluk an
lamında değil, hükümsüzlük olarak anlaşılacağı kabul edilmektedir. Patrick VVERY;
"Nullite, inexistance et repute non eerit", (Patrick WERY; La Nullitâ des conlrats),
Larcier, Bruxelles, 2006, s. 2 1 . G O U T ; a.g.e., s. 363.
3 0 5
S İ M L E R ; a.g.e., s. 301,303.
3 0 6
S İ M L E R ; a.g.e., s. 3. 52, 80. Gerek C C F 900 gerekse 1172.maddelerde geçen "con
dition " kelimesinin, sözleşmenin hükümlerinin bağlandığı ve Alman Hukukunda da
"Bedingung" olarak ifade edildiği şekilde anlaşılması gerektiğini, yoksa işlemin
geçerliliğinin bağlandığı anlamda "Voraussetzung" olarak anlaşılmaması gerekmek
tedir.
82
MUKAYESELİ HUKUKTA KlSMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN YERİ
3 0 7
S İ M L E R ; a.g.e., s. 5, 79. G H E S T I N ; La formation du contrat, R n . 878. G O U T ;
a.g.e., s. 3 7 3 . T E R R ^ / S I M L E R / L E Q U E T T E ; L e s Obligations, Rn. 395. FLOUR/
AUBERT/SAVAUX; a.g.e., s. 357.
3 0 8
Cass. S o c , 4 mai 1956, D. 57, 313. Cass. Civ., 13 fevrier 1969, Bull.civ., III, n.134,
p. 102. Cass. Civ. l e r e 24 juİn 1971, J C P 72 II, 17191 ( G O U T ; a.g.e., s. 374,
dn.1339).
3 0 9
Yüksek M a h k e m e n i n 11.12.1930 tarihinde verdiği bir kararda, kira sözleşmelerinde
yer alan " s ü r e " kaydının, sözleşmenin esash unsuru olduğunu kabul ederek C C F
1172 u y a n n c a tam hükümsüzlüğe karar vermesinin doğru olmadığını, bu durumda
indirim y a p t ı n m ı n ı n uygulanmasının daha doğru bir çözüm olacağı yönünde bkz:
S İ M L E R ; a.g.e., s. 246. Yazar bu görüşlerinde daha da ileri giderek, hizmet veya ki
ra sözleşmesi gibi tarafların akdin geçerlUiğine olan menfaatlerinin yalnızca, akitte
yer alan " a ş m s ü r e " kaydı ile ölçülemeyeceğini ve taraflann süre kaydı nedeniyle ge
çersiz sayılması gibi bir problemi söz konusu akdi ilişkiye girerken düşünmelerinin
beklenemeyeceğini savunmaktadır. Yazar bu gerekçelerden hareketle, genel itibariy
le "aşırı süre" kaydı içeren sözleşmelerin tam hükümsüzlüğü yerine, bu sürenin ta
raflann farazi iradelerini de dikkate alarak caiz sınıra indirilmesini savunmaktadır.
S İ M L E R ; a.g.e., s.250. Aynı yönde G O U T ; a.g.e., s. 384-385. Ghestin'e göre ise, bu
çözüm k a m u düzenini koruyucu nitelikte bir emredici hüküm ile Öngörülmüş olma
dıkça kabul edilmemelidir. G H E S T I N ; La formation du contrat, R n . 880 vd.
83
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
menin olmazsa olmaz niteliğinde olmayan fer'i nitelikteki bir unsuru oldu
ğu kabul ediliyorsa kısmi hükümsüzlük söz konusu olacaktır 310 . Hüküm
süzlüğün yaptınm olarak görülmesinden bu yana; "bir yaptırım adil olma
yan ve katlanılması zor sonuçlar doğurmamalıdır; aksi halde hiç uygulan
mamalıdır" anlayışının gereği olarak, hakime yorum meselesinde geniş
takdir alanının bırakıldığı görülmektedir311. Nitekim Simler de uygulama
yı dikkate alarak teknik bir tanım verme çabası içerisinde kısmi hükümsüz
lüğü, "sözleşmenin bir kısmının geçersiz bırakılması veya nicel olarak aşı
rı kısmında indirim yapılması yoluyla ortaya çıkan ve tarafların da bu so
nucu onayladığı kabul edilen bir yaptırım"312 olarak değerlendirmiştir.
CCF 900 hükmü ise, tarihi yorum metoduyla incelendiği vakit, mad
de hükmünün Fransız İhtilalinden sonra irade özgürlüğünün alt görünümü
olan miras özgürlüğünün de mutlak kabulünü gerektirecek şekilde politik
temelli ihdas edildiği görülür 313 . Bu madde hükmünün ilk uygulamasının
yer aldığı 1863 ve 1868 yıllanndaki mahkeme kararlanna bakıldığında,
bu kararlarda murisin koyduğu şartlann, CCF 1131 ve 1133 kapsamında
işlemin sebebi olarak görüimeyip, murisin bu şartlar olmaksızın da ölüme
bağlı tasarrufu yapabileceği karinesinden hareket edildiği ve CCF 900'ü
gölgede bırakacak yorumlardan kaçmıldığı görülmektedir 314 . Ancak
1890'lardan sonra sayısız birçok kararda, ahlaka aykın şartın yöneltici ve
3 1 0
GUELTOCCI-THTBIERGE; Nullite, Rn. 509.
311
G O U T ; a.g.e., s. 366.
312
S İ M L E R ; a.g.e., s. 11.
313
Yasa metninin bu şekilde kaleme alınmasının sebebi esasen şu siyasi düşünceye da
yanmaktadır: İhtilalinin getirdiği yeni düzeni göz önünde tutmak zorunda olan yasa
koyucu, bağışlamalara konulan şartların kapsadığı eylemler aracılığı ile yaşlı kimse
lerin yeni kuşaklan etküeyebileceğini ve bağışlamalannı devrime aykın yönlere yö
neltmek maksadı ile kullanabileceklerini düşündü. B u n u önlemek için bağışlanan şe
yin ahkonabilmesi, fakat hukuka a y k ı n şartın yerine getirilmemesi sağlamaya çalış
tı. Ancak zamanla bu tehlike ortadan kalktığından, mahkemeler eğer bağışlamadan
yararlanacak kişiden beklenen yüküm, bağışlamanın yöneltici ve belirleyici sebebi
İse, bizzat bağışlamanın tamamını iptal ettiler. 5 Eylül 1791 tarihli K a n u n ' d a yer alan
ilk halinde "vasiyet alacaklısının, mirasçının ya da bağışlananın din ya da evlenme
gibi Anayasa tarafından öngörülen özgürlüklere, ahlaka veya hukuka aykırı şekilde
halel getiren şartlar yazılmamış sayılır" denilmektedir. S İ M L E R ; a.g.e., s. 4 3 . G O
U T ; a.g.e., s. 3 6 3 .
3 1 4
SIMLERa.g.e.,s.51.
84
M U K A Y E S E U H U K U K T A İ Ç j S M l H t W t i „ c n , ı ^ M YERİ
315
S İ M L E R ; a.g.e., s. 56, dn.2-4'deki kararlara bakınız.
3 1 6
S İ M L E R ; a.g.e., s. 56, dn. 2-4'de anılan kararlar. Fransız Hukukundaki eski bir gö
rüşe göre de, ölüme bağlı tasarrufa eklenen evlenmeme koşulu geçerlidir. Çünkü ki
şi böyle bir şarta r a ğ m e n evlenmeyi ya da evlenmemeyi tercih edebilir. Dolayısıyla
evlenmeye ilişkin koşul, kişinin evlenme özgürlüğüne müdahale teşkil etmez. B k z :
D U C L O S ; De l'article 900 et des conditions relatives â la liberte du mariage,
these Alger, 1920, s. 144-145. (bkz: S İ M L E R ; a.g.e., s. 57).
3 1 6
G O U T ; a.g.e., s. 367. Yazar 01.02.1995 tarihli Kanun ile revize edilen Tüketici Ka
nununun, haksız şartların yazılmamış sayılacağına ilişkin L 132-1 hükmünün, bu
tarz şartlan içeren sözleşmelerin bölünebİlirliği konusunda örnek oluşturduğuna işa
ret etmektedir. G O U T ; a.g.e., s. 370.
3 1 8
Objektif, sübjektif ve fiziki bölünebilirlik ile ilgili geniş bilgi için bkz: SİMLER;
a.g.e., s. 358 vd. G U E L F U C C I - T H I B I E R G E ; NulUte, Rn.489. G H E S T I N ; La
formation du contrat, Rn. 883.
3 1 9
M . A L J O N D I ; Le J u g e et les Clauses exoneratoires et limitatives de responsabi-
Hte, T h e s e , Paris n, 1979, s. 147.
3 2 0
C a s s . Soc., 14 mai, 1992, D.1992 ( G O U T ; a.g.e., s. 369).
3 2 1
C a s s . Soc., 30 avril 1963, D . 6 3 , 4 2 8 . ( G O U T ; a.g.e-, s. 369).
85
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
(nicel olarak) açısından etkileyen ve yasal sının aşan kısmın caiz sınıra
indirilebileceği türden sözleşmelere uygulanabileceği kabul edilmekte
dir 3 2 2 . Bu konuya kapsamlı olarak aşağıda tekrar değineceğiz.
Guelfucci-Thibierge'a göre, sözleşmenin bir kısmının hükümsüzlüğü
halinde, söz konusu hükümsüzlüğün kapsamı, sapılan normun amacı ve ni
teliğine verilecek anlama (teleologique critere) ve taraflann farazi iradeleri
nin yorumlanmasına (sübjektif critere) göre değişecektir323. Bu çerçevede,
ihlal edilen norm indirim yaptınmını açıkça öngörmemiş olsa bile hakim,
ihlal edilen normun anlam ve amacına uygun şekilde hakkaniyeti sağlamak
amacıyla indirim uygulayabilecektir324. Ancak tüm bunlann da ötesinde
kısmi hükümsüzlüğün oluşabilmesi içfn, Simler'm. de ifade ettiği gibi, bö
325
lünebilir bir hukuki işlemden bahsetmek gerekir .
Bugün itibariyle Fransız Hukukunda kısmi hükümsüzlük üç şartın bu
lunması halinde mümkün görülmektedir: (1) taraflann sözleşmeyi ayakta
tutma yönündeki farazi iradeleri (2) geçersiz kaydın taraflar için yönelti
ci ve belirleyici bir unsur olmaması (3) hukuki işlemin bölünebilir nitelik
te bulunmasıdır 326 .
3 2 2
S İ M L E R ; a.g.e., s. 10. G O U T ; a.g.e., s. 450-451, T E R R E / S I M L E R / L E Q U E T T E ;
Les Obligations, R n . 396. G U E L F U C C I - T H I B I E R G E ; Nullite, Rn. 495, 499. İndi
rim y a p t ı n m ı ilk defa Perrin tarafından dolaylı olarak bahsedilmekle beraber, bu
y a p t ı n m ı geçersizük ve geçerUlik arasında "kısmi geçerlilik" olarak düşünülebilece
ğini ifade etmişti. Bkz: S İ M L E R ; a.g.e., s. 210.
323
Simler, taraflann İradesinin yorumunda, şartın taraflar açısından conditio sine qua
non - o l m a z s a o l m a z - bir unsur olup olmadığının dikkate alınmasını önermişti. Eğer
sözleşmenin bağlandığı şart, tararlar açısından o işlemin temel saikine etki eden yö
neltici ve belirleyici bir sebepten doğuyorsa, C C F 1172 gereği tam hükümsüzlük so
nucu doğacakür. SEMLER; a.g.e., s. 113, 383. Aynı görüşte bkz: Catherine G U E L -
FUCCI-THB3IERGE; Nullite, Restitutions et Responsabilite, L.G.D.J., Paris, 1992,
R n . 495. Yüksek M a h k e m e 8 Temmuz 1992 yılında verdiği kararda, kira sözleşmesin
de yer alan hukuka aykın bir kaydın, kamu düzenine İlişkin sayılan bir normun ihla
linden kaynaklanmadığı gibi, taraflar açısından belirleyici ve yöneltici bir sebep ola
rak kabul edilemeyeceğinden dolayı sadece bu kaydın hükümsüz sayılmasına karar
vermiştir. Cass.civ.3eme, 8 juillet 1992, n. 90-19-005 (GOUT; a.g.e., s. 394).
3 2 4
G U E L F U C C I - T H I B I E R G E ; Nullite, R n . 502.
325 G U E L F U C C I - T H I B I E R G E ; Nullite, R n . 496.
326 T O U R N E A U / C A D I E T ; Droit de la Responsabilite et des Contrats, Dalloz, Paris,
2 0 0 3 , R n . 962.
86
MUKAYESELI HUKUKTA KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN YERI
C- Avusturya Hukukunda
Avusturya Medeni Kanunu (ABGSJ'nun 1916'daki üçüncü revizyo
nundan sonra Alman Medeni Kanunu BGB § 134 göz önüne alınarak ka
leme alman 879. maddesinin ilk fıkrasında "bir emredici kanun kuralına
ya da ahlaka aykırı olan sözleşme hükümsüzdür" denilmektedir. Ancak
iktibas edilen kanun maddesindeki "kesin hükümsüzlük" anlamına gelen
"nichtig" kavramı, § 879'da daha geniş uygulama alanına sahip bir kav
ram olarak kabul edilmektedir 327 . ABGB § 878 Hs. 2'de "imkansızlığın™
sözleşmenin bir kısmına ilişkin olması halinde, bu kısım olmaksızın diğer
kısımların yapılmayacağı sözleşmeden anlaşılmadıkça, sadece bu kısım
geçersiz olur" denilmektedir. Maddenin son cümlesinde ise, imkansızlığı
bilen ya da bilmesi gereken tarafın, sözleşmenin hükümsüz kalmasından
dolayı, sözleşmenin geçerliliğine güvenen tarafın zararını (culpa in cont-
rahendo sorumluluğu) karşılayacağı düzenlenmektedir 329 . Ancak hemen
ifade etmek gerekir ki, madde hükmündeki "imkansızlık" yalnızca huku
ki ve mantıki absürd imkansızlık hallerine inhisar ettirilmek üzere dar yo
rumlanmaktadır 330 .
3 2 7
Bu sonuç, § 8 7 9 ' u n gabne ve genel İşlem şartlarına ilişkin 2. ve 3. fıkra hükümlerini
bünyesinde barındırmasından kaynaklanmaktadır. Geniş bilgi için bkz: KOZIOL/
B Y D L J N S K I ; Kurz-kommentar z u m A B G B ; 2. Aufl., Springer, Wien, 2007,
§ 879, Rn. 18-19.
3 2 8
Buradaki imkânsızlık başlangıçtaki objektif İmkânsızlık olarak anlaşılmalıdır. D I T T -
R I C H / T A D E S ; D a s Allgemeine Bürgerliche Gesetzbuch, I. Band, M a n z c h e Ver-
lags, Wİen, 2 0 0 3 , § 878, E . l . KOZIOL/BYDLDMSKI; § 878 A B G B , R n . 1.
3 2 9
K O Z I O L / B Y D U N S K I ; § 878 ABGB, Rn.7. DrTTRICH/TADES; § 878 ABGB, E 3e.
3 3 0
DrTTRICH/TADES; § 8 7 8 ABGB, E. 5 vd. Buradaki imkânsızlığın, sadece hukuki
(örneğin mevcut olmayan mahn saüşında zapta karşı tekeffül sorumluluğu düzenleyen
A B G B § 923} ve fiili imkânsızlık olarak anlaşılması gerektiği yönünde bkz: Elke JO-
ELNIG; Die anfanglicheTJnmöglichkeit, Verlag Österreich, Wien, 2006, s. 43 vd.
331
Alexander D1.LEDITS; Teilnichtigkeit im Privatrecht, Diss., Österreichischen Sta-
atsdruckereİ, Wİen, 1991, s.; a.g.e., s. 34. KOZIOL/BYDLINSKI; § 878 ABGB, R n . 5.
87
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Rummel ise, ABGB § 878 hükmünün, ABGB § 879'da yer alan em
redici hükümlere aykınlrk bakımından kıyasen uygulanmasını kabul et
mektedir. Yazar, kısmi hükümsüzlüğe karar vermek için özellikle imkan
sızlık halinde taraflann sözleşmenin kurulduğu andaki gerçek iradelerinin
varlığını aramanın mümkün görülmesine rağmen, ahlaka ve emredici hü
kümlere aykınlık halinde gerçek iradenin doğru bir çözüme götürmeyece
ği kanaati ile bu halde, ihlal edilen normun koruma amacmın dikkate alı
narak çözüme vanlmasmı önermiştir 336 . Bugün itibariyle de RummeVin
bu görüşü nerdeyse istisnasız bir şekilde kabul görmektedir 337 . Rummel
ahlaka aykın kayıt içeren sözleşmelerde ise, kısmi hükümsüzlüğün uygu
lanması için (1) geçersiz kaydın sözleşmenin esaslı olmayan unsurunu
teşkil etmesi ve (2) ahlaka aykın kayıttan zarar görenin, bu kayıt olmak-
3 3 2
ILLEDITS; a.g.e., s. 25 vd.
3 3 3
MAYER-MALY; " Ü b e r die Teilnichtigkeit", s.270.
3 3 4
MAYER-MALY; Über die Teilnichtigkeit", s. 272.
335
MAYER-MALY; Ü b e r die Teilnichtigkeit", s. 273.
336
Peter RUMMEL; K o m m e n t a r zum A B G B , 2. Aufl., M a n z s c h e Verlag, Wien, 1990,
§ 8 7 8 A B G B , Rn. 4.
3 3 7
KOZIOL/BYDLINSKI; § 878 A B G B , R n . 5 ; DrTTRICH/TADES; § 879 A B G B ,
E.23.
88
MUKAYESELI HUKUKTA KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN YERI
3 3 8
R U M M E L ; § 878 A B G B , R n . 5. Aynı yönde bkz: DITTRJCH/TADES; § 879 A B G B ,
E. 8 1 .
3 3 9
O G H 10.07.1979, JBI 1981, 4 8 . Benzer yönde başka bir karar için bkz: O H G
28.10.1971 SZ 44/166, JBI 1972, 322.
3 4 0
I L L E D I T S ; a.g.e., s. 37; KOZİOL/BYDLINSKI; § 879 A B G B , Rn. 2 9 ; DITTRICH/
T A D E S ; § 879 A B G B , E.23; R U M M E L ; 879 A B G B , R n . 250.
3 4 1
I L L E D I T S ; a.g.e., s . 4 1 .
3 4 2
I L L E D I T S ; a.g.e., ş. 41-42.
89
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
343
O G H 18.04.1963, JBI 1964, 3 3 , 3 4 . I L L E D I T S ; a.g.e., s.89.
3 4 4
Peter U L M E R ; " T e i l u n w i r k s a m k e i t v o n teilweise unangemessenen AGB
K l a u s e l n " , NJW, H.38, 1981, s. 2028. I L L E D I T S ; a.g.e>, s. 59, 73, 7 5 .
3 4 5
U L M E R ; a.g.m,, s . 2 0 3 1 .
3 4 6
Geniş bilgi için bkz: I L L E D I T S ; a.g.e., s. 72, 7 5 .
90
MUKAYESELİ HUKUKTA KlSMt HÜKÜMSÜZLÜĞÜN YERİ
D- Alman Hukukunda
Yukarıda ifade ettiğimiz üzere, Roma Hukukundan gelen Utile non
debet per inudle vitari kuralı Pandekt Hukukunda ve Ortak Hukukta etki
li olmasına rağmen, daha sonra 1900'da BGB'nin oluşturulması aşama
sında bu kural istisna olarak kabul edilmek suretiyle kısmi hükümsüzlük
kurumu düzenlenmiştir 347 . Alman Medeni Kanununun "Kısmi hükümsüz
lük (Teilnichtigkeit)" başlıklı 139. maddesinde aynen:
"Hukuki işlemin bir kısmı geçersiz ise, bütün hukuki işlem geçersiz
olur; meğerki tarafların farazi iradesinden^ geçersiz kısım olmadan söz
leşmenin geçerli olacağı anlaşılsın" denilmektedir. Böylece Alman Hu
kuku açısından tam hükümsüzlüğün kural, kısmi hükümsüzlüğün ise istis
na olduğunu söylemek mümkündür. Şimdi; temelini/«vor negotii ilkesin
den alan Utile non debet per inutile vitari kuralının BGB'nin kanunlaşma
aşamasında istisna durumuna düşmesinin sebeplerini, 19. yy'da etkili olan
hukuk sistemlerindeki (Gemeines Recht, ALR (Allgemeines Landrechtfür
die preufiischen Staaten-1794 tarihli Prusya Umumi Memleket Kanunu),
Rheinischen Recht) gelişimini dikkate alarak açıklayalım.
Kısmi hükümsüzlük uygulaması ile ilgili olarak Windscheid' ın Pan
dekt Hukuku kitabında şu ifadeye rastlanmaktadır: "Hükümsüzlük; huku
ki işlemin ya tümünü ya da bir kısmını kapsar"u9. MVindscheid, tam ve
kısmi hükümsüzlük kavramlarını genel kural - istisna kural sıralaması
yapmadan; hukuki olarak eşit bir biçimde yan yana iki sistem olarak ön
görmekle beraber, kısmi hükümsüzlüğün kabulüne ilişkin önemli bir açı
lım yapmıştı. Ancak bu dönemde Pandekt Hukuku doktrininde Roma ve
Kanon 3 5 0 Hukukunun etkisiyle Liber Sextus 'ta yer alan regula iuris "
Utile non debet per inutile vitari" (Geçerli olan geçersiz olanla hüküm-
3 4 7
L A M P ; a.g.e., s. 10.
3 4 8
J A U E R N I G ; § 139 B G B , Rn. 8.
3 4 9
Bernhard VVINSCHEID; Lehrbuch des Pandektenrechts, Erster Band, 7. Aufl.,
Frankfurt am Maİn, 1891, § 82, R n . 4, s. 224; L A M P ; a.g.e., s. 10.
3 5 0
K a n o n hukuku veya kiüse hukuku, Hıristiyan kurumların ve üyelerinin yönetimi
İÇİn dini otorite tarafından yapılan ya da kabul edilen yasa ve yönetmeliklerin bütü
nüdür. Başka bir ifadeyle, kilisenin kendisini, hayatını ve ilişkilerini, bizzat kendi
otoriteleri tarafından anlaşıldığı şekliyle İfade ve tanzim ettiği bir hukuk türüdür.
E k ü m e n i k konsillerin ilk dördünde vazedilen hükümler (kanonlar), hemen tamamıy-
91
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
den düşmez) kuralının uygulanması yaygın hale geldi 351 . Bu ilkenin açık
lanması; sözleşmenin objektif esaslı ve yan noktalan arasındaki ilişkinin
değerlendirilmesi; özellikle de objektif esaslı noktalann geçersizliğinin
yan noktalann geçerliliğim etkileyip etkilemeyeceği sorusunu da berabe
rinde getirmiştir. Bu hususta Windscheid causa principalis ilkesini geniş
leterek şu açıklamayı yapmıştır:
92
MUKAYESELI HUKUKTA KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN YER]
Motive zu dem Entwurfe eines bürgerlichen Gesetzbuches für das deutsche Reich,
B a n d I, 1888, § 114, s. 222.
93
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
3 5 7
K R I E C H B A U M ; a.g.m., s. 4 6 .
3 5 8
K R I E C H B A U M ; a.g.m-, s. 4 7 .
3 5 9
K R I E C H B A U M ; a.g.m„ s . 4 8 .
3 6 0
K R I E C H B A U M ; a.g.m., s . 48.
94
MUKAYESELI HUKUKTA Kıs MÎ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN YERI
3 6 1
R G Z 31,97 (III. 48/93; Urteil vom 19.5.1893). Benzer yönde kararlar için bkz:
Seuffert's Archiv 49, nr.240 (Oberstes LG für B a y e m , Urteil v o m 30.1.1894); dass.
52 nr. 249 ( O L G Braunschweig, Urteil vom 16.10.1896).
3 6 2
Bir hukuki işlemin ya da sözleşmenin kendi İçerisinde y e r alan birden fazla işlemin
birbirine bağlı olduğu, o İşlemi yapan kimsenin iradesinden anlaşıldığı durumlarda
"hukuki işlemin bütünlüğü"nden bahsedilir. Sebebe bağlı tasarruf işlemleri, bileşik
sözleşmeler veya şarta bağlı sözleşmelerde kural olarak böyle bir işlem bütünlüğü
nün bulunduğu varsayılır. Pierer von E S C H ; Teilnichtige Rechtsgeschafte, D a s
Verhâltnis von Parteiwille und Rechtssatz ün Bereich des B G B § 1 3 9 ,
Köln/Bonn/München, 1968, s. 34 vd.
3 6 3
T h e o MAYER-MALY, M ü n c h e n e r Kommentar zum Bürgerlichen Gesetzbuch, I,
Allgemeiner Teil, 3. Aufl.., M ü n c h e n 1993, § 139, R n . l l .
3 6 4
MAYER-MALY, § 139, B G B R n . 12.
95
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
365
Theo MAYER-MALY; " Ü b e r die Teilnichtigkeit", Geschnitzer-GedS, 1969, s. 2 8 1 ;
MAYER-MALY, § 139, BGB Rn. 15. R G Z 78, 115 (RG V. 241/11). R G Z 63,
1 7 9 , 1 8 2 . 1 9 0 6 tarihü karara konu olan olayda, noterden yapılmış bir gayrimenkul sa
tım sözleşmesi ve bir de bu sözleşmeye bağlanmış ve noterden yapılmamış, genelev
işletme şartını içeren arsa satım sözleşmesi söz konusudur. M a h k e m e bu konuda "bir
birinden bağımsız iki sözleşme" olmadığına, "birbirine sıkı surette bağlı şartlan içe
ren tek bir s a ü m sözleşmesi" olduğuna karar vermiştir. M a h k e m e bu olayda genelev
işletme kaydını içeren sözleşmeye B G B § 138'i, arsa satım sözleşmesine de B G B §
139'u uygulamak yerine, her iki anlaşmayı tek bir sözleşme görerek ahlaka aykınlık
sebebiyle B G B § 138'i uygulamıştır. Eğer bu olayda B G B § 139 uygulansaydı mad
denin 2.fıkrası tam geçersizlik için engel oluşturabilirdi. M a h k e m e ahlaka aykın şart
lan içeren sözleşmeler bakımından B G B § 139 Abs 2'nİn tam geçersizlik sonucunu
vermesi için yeterii bir silah olmadığı düşüncesindeydi. K R I E C H B A U M ; a.g.m.,
s. 52-53.
3 6 6
K R I E C H B A U M ; a.g.m., s . 5 1 .
96
MUKAYESELI HUKUKTA KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN YERI
3 6 7
SAVİGNY; a.g.e., s. 198.
3 6 8
1908 tarihli bir karara konu olan olayda, davacı davalıya 3100 Alman Markı tutarın
da kredi ve yüksek faiz şartlannı içeren bir kambiyo senedi vermiştir. Bu kayıtlardan
" t a z m i n a t " başlığı altında yer alan ve 500 Alman Markı tutarında faiz kaydı olduğu
anlaşılan kayıt geçersiz olmasına rağmen, M a h k e m e sözleşmenin şartlarının birbiri
ile sıkı bağ içerisinde olduğunu belirterek tam geçersizUğİne karar vermiştir. K R I
E C H B A U M ; a.g.m., s. 53. Davalının kredi tutan olan 2600 Alman Markının çoktan
ödendiğini ve bu nedenle yüksek faiz şartı olmaksızın geçerli hale geldiğini ileri sü
rerek yapüğı itirazını M a h k e m e reddetmiştir. 1911 tarihli karara konu olan olayda
ise, damat ile kayınpeder arasında yapılan bir satım sözleşmesinin fahiş miktarda he
saplanan tadilat masrafını da içermesi sebebiyle sözleşme B G B § 139 Abs. 2'ye yer
vermeksizin tamamen geçersiz sayılmışür. ( R G Z 7 8 , 1 2 0 ) . K R I E C H B A U M ; a.g.m.,
s. 53-54.
3 6 9
K A L K A N ; a.g.e., s. 29.
3 7 0
Bu durum çeşitli mahkeme uygulamalannın yam sıra 13 Mart 1880 tarihli "Tefeciliğe
İlişkin Kanun " u n 302a maddesinde de cezai müeyyidelerle yasaklanmışü. K R I E C H
B A U M ; a.g.m., s. 5 6 .
97
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
li olacağı kabul edilmemişse söz konusu olur. Tam veya kısmi geçersizli
ğe yönelik bir sonuca varmak için, tarafların irade beyanlarının araştırıl
masının önemi büyüktür. Peki Mahkeme taraflardan hangisinin iradesini
dikkate almıştır? İmparatorluk döneminde hukuki işlemin geçersiz kısım
olmaksızın uygulanıp uygulanmayacağı konusunda toplam 26 adet kara
rın verildiği, bunlardan 13 tanesinde her iki tarafın irade beyanlarının dik
kate alındığı görülmektedir. Diğer 1 tanesi ortaklık sözleşmesi ile ilgili ol
makla beraber, 11 tanesinde işlemin geçersizliğinden olumsuz etkilenecek
olan tarafın irade beyanının esas alındığı görülmektedir 371 . Bu kararlardan
iki tanesi de "caiz sınıra indirim" suretiyle kısmi hükümsüzlüğün uygu
lanmasını ilgilendirmektedir. Bu konuyla ilgili 1909 tarihli bir kararda
Mahkeme; bir kooperatifin üyelerinden biriyle yaptığı ve "Üyelik işlem
leri Hakkında Kanun "un § 65 Abs. 2 hükmünde öngörülen yasal fesih sü
resinin üzerinde kararlaş tınlan bir süreyi içeren sözleşmenin ahlaka aykı-
n olarak değerlendirilemeyeceğini ve yasal sınır üzerinden geçerli sayıl
masının üyenin yararına olacağını belirtmiştir 372 .
1911 yılında ise Mahkeme, 15 yıl süre ile bira tesliminin borçlanılma
sında, 15 yıllık süreyi ahlaka aykın sayarak bu kayıttan olumsuz etkilene
cek olan tarafın ifaya olan menfaatini ve ekonomik şartlannı değerlendi
rerek 10 yıla indirilmesine karar vermiştir 373 . Bu son mahkeme kararlan-
nın ortak özelliğinin, BGB §139 Hs.2'ye göre dikkate alınması gereken
irade olarak, söz konusu şartın varlığından haksız olarak yararlanan tara
fın iradesinin esas alınmadığını söyleyebiliriz.
1900'lu yıllarda verilen bu kararlara başka bir açıdan bakıldığında,
sözleşmenin ahlaka aykınlığı ve ahlaka aykın sözleşme şartlan arasında
bir aynm yapıldığı görülür. Örneğin, mahkeme ahlaka aykın olarak yapıl
mış sözleşmelerde BGB §139 Hs.2'yi dikkate almadan sözleşmenin tama
mını geçersiz sayarken, ahlaka aykın şart içeren sözleşmeler bakımından
ise sözleşmenin geçersizliğinden olumsuz etkilenecek kişinin korumasını
371
R G Z 5 1 , 9 2 (1902), R G Z 60, 338 (1905), R G Z 64, 3 5 (1906), R G Z 7 1 , 388 (1909),
R G Z 79, 434 (1912), R G Z 82, 124 (1913).
372
R G Z 7 1 , 388. ( R G I I 704/08). D a h a geniş açıklamalar için bkz: K R I E C H B A U M ;
a.g.m., s. 62-63.
373
R G Z 76, 7 8 . K R I E C H B A U M ; a.g.m., s . 67.
98
MUKAYESELI HUKUKTA KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN YERI
3 7 4
Genelev işletmesi şartı İçeren bir satım sözleşmesinin tamamı geçersiz sayılırken
( R G Z 6 3 , 112), aşın yüksek faiz içeren bir borç sözleşmesi, uzun süreli bira taşıma
cılığı şartı içeren bir satım sözleşmesinde "geçerliliği koruyan indirim"'m uygulan
ması tercih edilmiştir R G Z 76, 7 8 .
3 7 5
K R I E C H B A U M ; a.g.m., s. 76.
3 7 6
J A U E R N I G ; § 2085, R n . 1.
3 7 7
Dieter M E D I C U S ; Allgemeiner Teil d e s BGB, C.F. M ü l e r Verlag, Heidelberg, 2002,
§35, Rn.498-500; Juüus von STAUDINGER; Kommentar zum Bürgerlichen
Gesetzbuch mit Einführungsgesetz und Nebengesetzen, l.Buch, Allgemeiner
Teil 4, §§ 134-163, NValter de Gruyter, BerUn, 2003, § 139, R n . 6 3 ; SOERGEL/
99
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
E- İsviçre Hukukunda
isviçre Hukukunda kısmi hükümsüzlük OR Art. 20 Abs.2'de düzen
lenmiş olup, maddenin tam metni şu şekildedir 378 :
"İçeriği imkânsız, hukuka veya ahlaka aykırı sözleşmeler geçersizdir.
Ancak sakatlık sözleşmenin bir kısmına ilişkin ise, geçersiz olan kı
sımlar olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı kabul edilmedikçe yalnız o
kısımlar hükümsüz olur".
Bu hüküm, Roma Hukukundan gelen favor negotii vefavor contrac-
tus prensipleri (sözleşme yararına yorum) çerçevesinde sözleşmeyi ayak
ta tutma gayretinin bir uzantısı olmakla beraber, sözleşmeye bağlılık (pac-
ta sunt servanda) ilkelerinin de tamamlayıcıdır 379 . Kısmi hükümsüzlük
kurumunun temeli, Roma Hukukunda Liber Sextus 'ta yer alan ve daha
sonra Ortak Hukuk ve Pandekt Hukukunda etkisini sürdüren bir regula iu-
ris olan "Utile non debet per inutile vitari" (Geçerli olan geçersiz olanla
hükümden düşmez) kuralından almaktadır 380 . Roma Hukukundan temel
alarak İsviçre-Türk hukuk sistemlerinde yer bulan bu düzenlemenin ratio
legisi, taranan sözleşme ilişkisini kurmaya iten menfaatlerini mümkün ol
duğunca ayakta tutabilmek ve sözleşmenin geçersiz kısımlar olmaksızın
geçerliliğini sağlayabilmektir381. İsviçre Hukukunda istisnasız şekilde
kısmi ve tam hükümsüzlük, eşit şekilde yan yana duran hükümsüzlük ku-
rallan olarak değil; istisna - genel kural sıralaması yapılarak değerlendi
rilmiştir382. Bu tespitin önemi şuradadır: hakim taraflann farazi iradeleri-
100
MUKAYESELİ HUKUKTA KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN YERt
3 8 3
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s.19; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 54 vd. Borç sözleşmesi (Schuld-
vertrag) kavramı ile, içerisinde en az bir borcun öngörüldüğü sözleşmeler; bir başka
ifadeyle " b o r ç doğuran" sözleşmeler kastedilmektedir.
3 8 4
Fritz M E Y E R ; Die Teilnichtigkeit der Rechtsgeschâfte, Basel, 1949, s. 77 vd.;
PIOTET; a.g.m., s. 114; von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 228; H Ü R L I M A N N ; a.g.e.,
s. 103; T A N D O Ğ A N ; Nullite, s. 228 vd.; YAVUZ; a.g.e., s. 17.
3 8 5
B G E 104 H 2 4 1 ; 93 I I 1 5 9 ; 108 I I 4 0 5 . Z B J V 86, 1950 S. 410.
3 8 6
B G E 7 3 I I 88; 108 II 3 9 3 .
3 8 7
Bu kavram için bkz: H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 2 1 .
3 8 8
E N G E L ; a.g.e., s. 207; T A N D O Ğ A N ; NullitĞ, s. 5 3 ; SCHVVENZER; OR AT;
Rn.31.28; 39.08 vd.
101
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
F- Türk Hukukunda
Türk Hukukunda kısmi hükümsüzlük 3 9 1 kurumunu düzenleyen
TBK.m.27/f.2 hükmü, OR Art.20 Abs.2'den iktibas edilmiş olması itiba
riyle, isviçre Hukukunda kısmi hükümsüzlüğün uygulanmasına ve özel
liklerine ilişkin öğretideki görüşler ve uygulama, Türk Hukuku açısından
yol gösterici niteliktedir. Bu itibarla ilerideki açıklamalarımızda bu görüş
lere yeri geldikçe değineceğimiz için, burada sadece madde hükmünün
yeri hakkında bilgi vermekle yetiniyoruz. Kısaca diyebiliriz ki, Türk Hu
kuku bakımından da Roma Hukukundan kaynaklanan Utile non debet per
inutile vitari ilkesi aynen benimsenmiştir. Gerçekten de bu hüküm ile esas
olan, bir kısmı sakat olan sözleşmenin kural olarak korunmasıdır (favor
contractus-sözleşme yararına yorum ilkesi). Bu yaptırımın temelinde, ta
rafların sözleşmenin geçerli olduğuna ilişkin inançları yatar. Ancak sakat
kısım olmaksızın bir sözleşmeyi geçerli kılmak kural olmakla beraber, ta
rafları aslında istemedikleri bir sözleşme ile bağh tutma tehlikesine karşın
sözleşmenin tamamen geçersiz kılınması imkânı da yine onların istekleri
ne bırakılmıştır 392 . Yani taraflardan birisi için geçersiz olan sözleşme kay
dı condicio sine qua non (olmazsa olmaz) koşulu idiyse, kısmi hükümsüz
lük uygulanmayıp sözleşme tamamen geçersiz olur. Taraflann sözleşme
nin geri kalanının akıbeti ile ilgili farazi iradelerinin tespiti meselesi, ka
nun koyucunun hakime vermiş olduğu bir görevdir 393 .
3 8 9
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s . 56; G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, R n . 7 0 0 ; H U G U E N I N ;
A r t . 20 OR, R n . 6 3 .
3 9 0
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 1 7 , 4 3 . Sözleşmenin bölünebilirliğinden ne anlaşılması ge
rektiği İsviçre Hukukunda uzun zaman tartışılmakla beraber, bazı yazarlar tarafından
farklı ayrımlar yapılmıştır. Geniş bilgi için bkz: H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 4 3 .
391
Bölümsel h ü k ü m s ü z l ü k kavramı için bkz: S E R O Z A N ; Medeni Hukuk, s. 23.
392
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 29 vd.; H A T E M İ , Fasiküller, s. 67; KOCAYUSUFPAŞAOĞ
L U ; Borçlar Hukuku, s.598; E R E N ; a.g.e., s.303; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s.130;
R E İ S O Ğ L U ; ; a.g.e., s. 135.
393
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 56; Peter G A U C H ; "Vertrag und Parteiwille", Hundert
Jahre Schweizerisches Obligatİonenrecht, Jubilâumschrift, Freiburg/Schweiz, 1982,
s. 362.
102
MUKAYESELI HUKUKTA KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN YERI
3 9 4
Farazi ortak iradenin tespitine ilişkin açıklamalarımız için b k z : aşa. s. 189 vd.
395
BAŞPLNAR; a.g.e., s. 54. Bu kuralın istisnaları ve kısmi hükümsüzlüğün başkaca uy
gulama alanlarına Ueriki bölümlerde yer verilecektir.
3 9 6
Hatırlayacağımız üzere, Alman ve Fransız Hukukunda kısmi hükümsüzlük kuralı
ölüme bağlı tasarruflar ve sözleşmeler bakımından mevzuatta farklı düzenlemelere
103
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Son olarak ifade etmek gerekir ki; TBK. m. 27/f.2 hükmü ile kanun
koyucu kısmi hükümsüzlük kurumunun genel çerçevesini ortaya koymuş
tur. Gerçekten de, mevzuatın çeşitli yerlerinde kısmi hükümsüzlük kuru
munun özel görünümü niteliğinde münferit hükümlere rastlayabilmekte-
yiz (örneğin; 6102 sayılı TTK m. 1530, 556 sayılı KHK m. 42/f2t 554 sa
yılı KHK m. 43/son, 551 sayılı KHK m. 129/f.3). Gerek lafzından gerek
se anlam ve amacından kısmi hükümsüzlük sonucunun çıktığı hükümleri
ayrıntılı olarak ileriki bölümlerde incelediğimiz için burada sadece
TBK. m. 27/f.2 hükmünün özelliklerini ve niteliğim ifade etmekle yetin
mekteyiz.
104
II. BÖLÜM
1
İslam Fıkhında da bu kural "tamamı elde edilemeyen bir şeyin tamamının terki ge
rekmez" şeklinde ifade edilmektedir.
2
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 66; M E Y E R ; a.g.e., s. 8 8 ; Georg J O S E P T H A L ; B i e
Vorschriften über die Teilnichtigkeit von Rechtsgeschâften (§ 139 und Art. 20
Abs.2) unter besonderer Berücksichtigung ihrer Anwendungsmöglichkeit auf
die Verbindung von dinglichem und obligatorischem Geschaft, Basel, 1933, s. 4.
3
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 42; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 6 9 1 ; K R A M E R ;
Art.19/20 O R , R n . 334; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 125.
105
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
4
Bu konuyla ilgili geniş açıklamalarımız için bkz: aşa. s. 197 vd.
5
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 66.
6
K R A M E R ; Art.19-20 OR, R n . 3 2 8 ; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 67; H O N S E L L /
VOGTAVLEGAND; A r t l 9 / 2 0 OR, Rn.64; J O S E P T H A L ; a.g.e., s. 4.
7
J O S E P T H A L ; a.g.e., s. 5; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 5 6 , 6 6 ; G A U C H / S C H L U E P ; OR
AT, R n . 6 9 3 ; H O N S E L L ; Art. 20 OR, R n . 2 1 ; K R A M E R ; Art. 19/20 OR, Rn. 329;
B G e r 4 C . 1 5 6 / 2 0 0 6 , E. 3.2.
8
BAŞPINAR;a.g.e.,s.9L
106
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZELLİKLERİ
9
Bkz: K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 5 8 9 vd.
10
R O U I L L E R ; a.g.e-, s 37. K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar H u k u k u , s. 592.
11
OR Art. 20 Abs.2 hükmünde öngörülen kısmi hükümsüzlük bakımından geleneksel
kısmi hükümsüzlük anlayışının, zamanla sözleşme içeriğini "düzeltic?' fonksiyon
atfedecek şekilde genişlediğini göz ardı etmek m ü m k ü n değildir. A B E G G ; a.g.e.,
s. 150.
12
Y. 11. H D . T. 24.6.1986, E. 1986/2374, K. 1986/3800.
13
E r d o ğ a n M O R O Ğ L U ; A n o n i m Ortaklıkta Genel Kurul K a r a r l a n m n Hüküm
süzlüğü, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2009, s. 145.
14
Bir hukuki İşlemin " h u k u k a a y k ı n " olması mutlaka BK. m. 20/f.l'deki kesin hüküm
süzlük y a p ü n m ı n m uygulanmasını gerektirmez. Somut olayın Özelliklerine göre,
sözleşmenin k ı s m e n geçerliliğinin devam edebilmesi hakimin müdahalesi ile m ü m
kün olabilmelidir. H A T E M İ ; Hukuka ve Ahlaka Aykırılık, s. 217-218.
107
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
15
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 5 9 3 .
16
K a m u ihale sözleşmelerinin de özel hukuk sözleşmesi olduğundan bahisle, bu söz
leşmeler bakımından da BK. m. 20 hükmünün uygulanacağı yönünde bkz: Vedat
B U Z ; K a m u Üıale Sözleşmelerinin Kuruluşu ve Geçerlilik Şartları, Yetkin, An
kara, 2007, s. 245 vd.
17
A n o n i m ortaklıkta genel kurul kararlarında kısmi hükümsüzlük uygulaması ile ilgili
olarak yer alan örnekler için bkz: M O R O Ğ L U ; a.g.e., s. 145. Yazar anonim ortaklı
ğın genel kurul kararında kısmi hükümsüzlüğün söz konusu olabilmesi için, genel
kurulun iradesine göre bir bütün teşkil eden ve kısımları arasında bir "iç bağlantı" bu
lunan kararın m e y d a n a getirdiği hukuki sonuçlarının bölünebilmesi gerektiğini ifa
de etmektedir. Yazar verdiği örnekte bir anonim ortaklığın yönetim kuruluna A, B, C,
D ve E ' n i n seçimine ilişkin genel kurul kararının, bu kararın alındığı sırada Avrupa
gezisinde olan A ve B ' n i n trafik kazasında ölmeleri sonucu, söz konusu kararın A ve
B ' y e ilişkin kısmının kısmi İmkânsızlık nedeniyle h ü k ü m s ü z sayılması gerektiğini
belirtmektedir. Limited şirket genel kurul kararları bakımından aynı yönde bkz: Fah
rettin Ö N D E R ; "Yargıtay K a r a r l a n Açısından Limited Şirket Genel Kurul Ka
rarlarının Hükümsüzlüğü", D E Ü H F D , C:7, S:l, tzmir, 2005, s. 108.
18
B G E 98 II 73; 94 II 88; 90 I I 4 8 0 . Ayrıca bkz: H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 20; L A M P ;
a.g.e., s. 103-104; BAŞPINAR; a.g.e., s. 36 vd.
19
B G E 75 II 8 1 ; 78 II 74; 108 ü 393, 398.
108
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZELLIKLER!
20
Alman H u k u k u n d a askıda hükümsüz olan bir sözleşmeye kısmi hükümsüzlüğün uy
gulanacağı neredeyse istisnasız bir şekilde kabul edilmektedir. STAUDINGER; § 139
B G B , Rn. 3 3 ; PALANDTVHEINRICHS; § 139 BGB, Rn. 2; JAUERNIG; § 139
B G B , Rn. 1.
2!
Kendigelen'in 14.07.2003 tarihli mütaalasına konu olan olayda, taraflar yaptıkları
sözleşmede, münhasır delil sözleşmesi niteliğinde kabul edilen bir hakenı-bilirkişilik
kaydına yer vermişlerdir. Söz konusu kaydın üç hakem-bilirkişinin sözleşmedeki Ön
görülen kişiler tarafından seçilebileceklerine İlişkin kısmının geçerli olmasına rağ
m e n , dördüncü hakem-bilirkişinin Yargıtay başkan ve yardımcısının olarak tayin
edilmesi kısmının emredici hükme (AY m. 140/V) aykın olması karşısında, BK. m.
20/f.2 (TBK. m. 27/f.2) h ü k m ü n ü n uygulanması ve söz konusu kaydın geçersiz kı
sım olmaksızın ayakta kalması mütalaa edilmiştir. Bkz: Abuzer K E N D İ G E L E N ;
Hukuki Mütalaalar, C:V:2003, A n k a n Yayınlan, İstanbul, 2006, s. 271 vd.
22
Burada hemen ifade etmek gerekir ki, tasarruf işlemi niteliğinde sözleşmelerden bir
çoğu zaten bölünebilir nitelikte değildir. Örneğin alacağın temlikinde, temlike konu
tek bir alacak veya borçtan kurtarmada (ibra) ibraya konu tek bir borç söz konusu
dur. Bu k o n u d a isviçre Federal Mahkemesi'nin 1986 tarihli karan için bkz: B G E 112
II 4 3 3 . Bu sözleşmelerin ivazlı olması halinde dahi, kararlaştınlan ivaz temlik işle
minin "olmazsa olmaz" unsuru olacaktır. Iş Hukukundaki ibra sözleşmeleri hakkın
da geniş bilgi için bkz: Şahin ÇİL; İş H u k u k u n d a İbra Sözleşmesi (İbraname), Le
gal, İstanbul, 2006, s. 15 vd. Bunun dışında bazı tasarruf sözleşmeleri bakımından
kısmi hükümsüzlüğü uygulamak mümkündür, örneğin, TBK. m. 115 ve 116
(BK.m.99/100) çerçevesinde sorumsuzluk anlaşması, ileride alacaklının malvarlığı
nın aktifinde yer alması beklenen bir tazminat hakkına doğrudan doğruya etki eden
ve bu hakkı ortadan kaldıran tasarruf işlemi niteliğinde bir sözleşme olmasına rağ
men kısmi hükümsüzlük uygulanır. Bkz: yuk. s. 41 vd.
23
E R E N ; a.g.e., s. 306; E R M A N ; a.g.e., s. 7 3 ; SEROZAN; Medeni Hukuk, s. 328. Al
man H u k u k u n d a ise prensip itibariyle soyuüuk ilkesi (Trennungs- und Abstraktionsp-
rinzip) geçerli olduğu için B G B § 139'daki tam hükümsüzlük kuralının uygulanıp uy-
109
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
110
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
24
Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 359; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 171; E R E N ; a.g.e.,
s. 398-399. Temsil yetkisi verilmesi işlemi de tek taraflı bir hukuki işlemdir ve bir
sözleşme içerisinde yer alması onun bu özelliğini ortadan kaldırmaz. Murat İ N C E -
O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u n d a D o ğ r u d a n Temsil, 12 Levha, İstanbul, 2009, s. 101-
102. Temsil yetkisinin temel ilişkinin gerçekleşmesi İçin verildiği durumlarda Soyut
luk prensibine istisna tanınması gerektiğine vetemsil yetkisi kapsamını aşan İşlem
lerde kısmi hükümsüzlüğün uygulamp uygulanamayacağına ilişkin olarak bkz: aşa.
s. 141.
25
Temsil yetkisi veren sözleşmeyi yapanın temyiz kudreti bulunmaması veya irade be
yanının sakat olması, ahlaka aykırı amaçla yapılan sözleşme için temsil yetkisi veril
mesi böyledir. Örnekler için bkz: O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 172.
26
I N C E O Ğ L U ; a.g.e., s. 131-132.
27
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn. 689; H O N S E L L ; A r t . 2 0 O R , R n . 15-16;
K R A M E R ; A r t . 19- 2 0 O R , Rn. 338, 342.
28
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 52 vd.
29
E R E N ; a.g.e., s . 304 vd.
111
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
da, TBK. m. 27/f.2'nin lafzını esas alarak, tarafların sakat kısım olmaksı
zın da sözleşmeyi yapacak olmalarını ve butlan anlaşması yapmamış ol
malarını sübjektif şart olarak değerlendirirken; geçerli bir borç doğuran
sözleşmenin kurulmuş olmasını, sakatlığın sözleşmenin yalnızca bir kıs
mına ilişkin olmasını ve sözleşmenin bölünebilir olmasını objektif şartlar
içerisinde değerlendirdik. Bu anlamda, tarafların farazi iradelerinin söz
leşmenin muhafazası yönünde olması gerektiği yönündeki şartı da ayrı
bir başlık altında incelemeye gerek duymadık. Zira sübjektif şart altında
farazi iradeleri araştırılırken, tarafların böyle bir niyetlerinin olup olmadı
ğı zaten araştırılmış olacaktır. Üstelik unutmamak gerekir ki; TBK. m.
27/f.2 hükmü kısmi hükümsüzlüğü genel kural; tam hükümsüzlüğü istis
na olarak düzenlemiştir. Burada Winscheid'm Pandekt Hukukunda ileri
sürdüğü gibi yan yana eşit şekilde (ya bu ya o) öngörülmüş bir kısmi hü-
kümsüzlük-tam hükümsüzlük sistemi söz konusu değildir. Sözleşmenin
bir kısmının sakat olduğu durumda, ana kural kısmi hükümsüzlüğün uy
gulanmasıdır. Tarafların farazi iradeleri tam hükümsüzlüğün uygulanma
sında aranacak olup, tarafların "sakatlığı bilmiş olsalardı kısmi hüküm
süzlüğü isterlerdi" yönündeki farazi irade ayrıca farklı bir başlık altında
incelenmeyecektir. Zira kanun koyucu esasen tarafların sözleşmeyi kıs
men ayakta tutma yönündeki farazi iradelerinin varlığına yönelik bir kari
neden hareket ederek tam hükümsüzlüğü istisna olarak kabul etmiştir.
30
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 19; BAŞPINAR; a.g.e-, s. 56. Tarafların bir borcun doğu
mu amacına yönelik yaptıkları sözleşmelere "borç sözleşmesi" (borç doğuran sözleş
me) denir. Borç doğuran sözleşmeler, bir borç kaynağı olarak Borçlar Hukukunun
k o n u s u n u oluşturmaktadır. DURAL/SARI; a.g.e., s. 169.
31
S T A U D I N G E R ; § 139 B G B , Rn. 44; E R M A N ; § 139 B G B , Rn. 2.
112
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
32
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s . 20. B G E 108; I I 4 0 5 ; 1 0 4 I I 2 4 1 ; 9 3 I I 1 5 9 . B u konuda de
taylı değerlendirmelerimiz için bkz: aşa. s. 375 vd.
33
Alman H u k u k u n d a askıda hükümsüz olan bir sözleşmeye kısmi hükümsüzlüğün uy
gulanacağı neredeyse istisnasız bir şekilde kabul edilmektedir. STAUDINGER; § 139
B G B , Rn. 33; P A L A N D T / H E I N R I C H S ; § 139 BGB, Rn. 2; JAUERNIG; § 139
BGB, R n . 1.
34
YAVUZ; a.g.e., s. 17.
35
T B K . m . 1 1 5 ve 116 anlamında sorumsuzluk anlaşması, ileride alacaklının malvarlı
ğının aküfınde yer alması beklenen bir tazminat hakkına doğrudan doğruya etki eden
ve bu hakkı ortadan kaldıran tasarruf İşlemi niteliğinde bir sözleşmedir. ERTEN;
a.g.e., s. 90. Sorumsuzluk anlaşması bakımından kısmi hükümsüzlüğün uygulanma
sına ilişkin ayrıntılı açıklamalanmız için bkz: yuk. 41 vd.
36
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 19.
37
K R A M E R ; A r t . 19-20 O R , Rn. 6 5 ; BAŞPINAR; a.g.e., s . 56; E R E N ; a . g . c , s.304.
113
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
38
Kısmi hükümsüzlüğün türlerine III. Bölümde etraflıca değineceğiz.
39
Tarafların ortak amacının gerçekleşmesine hizmet eden bir sözleşme kaydının hü
kümsüzlüğü sözleşmenin tamamen hükümsüz olmasını sağlayacaktır. S O E R G E L /
H E F E R M E H L ; § 139, B G B Rn. 34.
40
R G . T . 13.06.2003, S . 25137.
41
A ş ı n bedelli sözleşmeler bakımından düşey kısmi hükümsüzlüğün uygulanması ile
ilgili olarak b k z : aşa. s. 288 vd.
42
B G E 93 II 189; 80 II 327. Ö d ü n ç sözleşmesi faiz kararlaştınlmamışsa, eksik iki ta
rafa borç yükleyen bir sözleşme iken, faiz kararlaştırıldığı taktirde tam iki tarafa borç
yükleyen sözleşme niteliğini kazanır. Fahrettin A R A L ; B o r ç l a r H u k u k u - Ö z e l B o r ç
Öişkileri, 7.b.s., Yetkin, istanbul, 2007, s. 302; H O N S E L L ; A r t 314 O R , R n . 7.
114
KısMt HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
43
TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s.328; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e.,
s.142; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 62; KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; B o r ç l a r H u k u k u ,
s. 605; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 691.
115
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
T A N D O Ğ A N ; N u l l i t e , s. 66.
116
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
47
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, R n . 691-692; K R A M E R ; O R . A r t . 19/20, Rn. 334;
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 42; KELLER/SCHÖBI; a.g.e., s. 151; KOCAYUSUFPA
Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u , s. 606; BAŞPINAR; a.g.e., s. 6 5 , 1 5 2 . Farklı bir değer
lendirme ve sınıflandırma için bkz: ATEŞ; a.g.e., s. 282.
48
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 63-64.
117
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
indirim yaptırımı ile ifade edilmek istenen, değiştirilmiş kısmi hükümsüzlükten baş
ka bir şey değildir. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 706. K E L L E R / S C H Ö B I ;
a.g.e., s. 151.
118
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
kette yönetim kurulunun üyelerinin belli bir süre azledilmek üzere seçilme
lerine ilişkin karar, genel kurulun azil hakkını bertaraf eden kısmı itibariyle
geçerli, fakat sırf seçim karan olarak geçerli sayılacağı kabul edilmekte
dir 51 . Burada münferit anlaşmanın bölünmeyeceğini kabul ettiğimiz vakit,
söz konusu hukuki işlemin (Örnekteki genel kurul kararı) tam hükümsüz ol
ması sonucu doğacaktır. Zira seçim kaydı bir bütün olarak söz konusu hu
kuki işlemin esaslı unsuru niteliğinde olup, bu kaydın tamamen geçersizli
ğinden sonra, oluşan boşluğun doldurulması ihtimalinden de bahsedileme-
yecektir. Hâlbuki bir hukuki işlemin içerisinde yer alan tek bir anlaşmanın
alt anlaşmaya bölünerek kısmen geçerli, kısmen geçersiz kalmasının kabul
edilmesi ile aslında işlemi yapan taraflann menfaatine en uygun sonuç elde
edilebilecektir, indirim yaptınmı olarak uygulanan düşey kısmi hükümsüz
lük bakımından ise, ileride nicel bölünebİlirliği anlatırken bahsedeceğimiz
üzere, nicel kısmın bütünüyle geçersiz olmasından ziyade kendi içerisinde
bölünerek kısmen geçerli kısmen geçersiz olacağım kabul etmekteyiz.
51
M O R O Ğ L U ; a.g.e., s. 145-146.
52
T A N D O Ğ A N ; N u l l i t e , s. 61 vd; M E Y E R ; a.g.e., s. 7 1 ; Paul O E R T M A N N ; " P r i v a t -
r e c h t l i c h e F o l g e n d e r Ü b e r s c h r e i t u n g von H ö c h s t p r e i s e n " , JW, 1917, s. 256.
Fransız H u k u k u n d a Simler de bölünebİlirliği "dikey ya da düşey bölünebilirlik"
(vertical) olarak ele almakta olup, sözleşmenin aşırılık içeren kısımlarının hüküm
süzlük sebebi elverdiği ölçüde dikey olarak bölünebilir olacağını açıklamaktadır.
S İ M L E R ; a.g.e., s. 2 9 3 vd.
119
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
53
T A N D O Ğ A N ; N u l l i t e , s . 64. Eduard L A N G ; Teilweise N i c h t i g k e i t d e r R e c h t s g e s c -
h â f t e , § 139 B G B , Berlin, 1926, s. 26 vd. Honsell; geçerliliği koruyan indirim baş
lığı altında, sorumsuzluk şartlarına ilişkin OR.Art. 100 Abs.1 (TBK. m. 115) hükmü
ne aykırı olarak, borçlunun ağır kusurundan dahi sorumlu olmayacağına ilişkin ola
rak kararlaştırılan kayıtların, hafif kusurdan sorumlu olmasım sağlayacak şekilde
"daraltılabileceği" görüşündedir. H O N S E L L ; A r t . 20 O R , Rn. 19.
54
E d i m yükümü içermeyen borçlar hakkında bilgi için bkz: O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e.,
s. 11.
55
Aynı yönde bkz: Veysel B A Ş P I N A R ; " A v u k a t ı n Ö z e n B o r c u " , G Ü H F D , C:XTI,
S:l-2, 2008, s.56-57. Sorumsuzluk anlaşmalarının edim yükümünden bağımsız borç
ilişkilerini de kapsayıp kapsamayacağı yöndeki tartışmalar için b k z : A K M A N ; a.g.e.,
s. 9-11, Z I R L I C K ; a.g.e., s. 260-261.
120
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARı
56
Değişürilmiş kısmi hükümsüzlüğün uygulanmasının bir sonucu olarak, oluşan söz
leşme boşluğunu -kanaatimizce en isabetli görüş olan- iki aşamalı farazi iradeler
görüşü çerçevesinde doldurmak gerekecektir. Ancak, böyle bir sonuç açık bir biçim
de zayıf tarafı koruma amacı taşıyan TBK. m. 444/ f.2 hükmünün ruhuna ve lafzına
a y k ı n çözüm olmasının yanı sıra, haksız kaydın lehine olan taraf, kendi farazi irade
sinin de araştınlması ile adeta Ödüllendirilmiş olacaktır. Bununla beraber, değiştiril
miş kısmi hükümsüzlük teorisi gereği TBK. m. 27/f.2 c.2 uyarınca tam hükümsüzlük
uygulanması veya sözleşme boşluğunun yalnızca hukuka aykın kayıttan zarar göre
nin farazi iradesinin de araşünlarak doldurulması normun koruma amacı gereği ile
bağdaşmayacak bir çözümdür.
57
B E C K E R ; Art. 2 0 O R , R n . 16.
58
Albert S C H E R R E R ; D a s richterliche Ermassigungsrecht bei Vertrâgen nach
schweizerischem ObUgationenrecht, Diss., Fribourg, 1934, s.9.
59
A B E G G ; a.g.e., s. 2 0 8 . Aynı yönde bkz: B E L S E R ; a.g.e., s. 446.
121
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
60
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s . 64-65.
61
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s . 6 7 .
122
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
62
T A N D O Ğ A N ; N u l l i t e , s. 58-59. Fransız Hukukunda sözleşmenin esaslı unsurlar dik
kate alınarak bölünebİlirliği objektif ya da maddi bölünebilirlik (L'indİvisibilite ma-
terielle ou objective) kavramları İle ifade edilmektedir. S İ M L E R ; a.g.e., s. 358 vd.
63
K E L L E R / S C H Ö B I ; a.g.e., s 5 3 ; E N G E L ; a.g.e., s. 47; G U H L / M E R Z / K O L L E R ;
a.g.e., s. 9 3 ; M E R Z ; a.g.e., s 99; Von TUHR/PETER; a.g.e., s. 155; B U C H E R ;
O R A T , s . 118-119.
64
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn. 330; S C H Ö N E N B E R G E R / J Â G G I ; K o m m e n t a r
z u m S c h w e i z e r i s c h e n Zivilgesetzbuch, O b l i g a t i o n e n r e c h t , Teilband V i a , (Artikel
123
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
kuki bir somutluktan çok hukuki bir hisse dayanan kavramdan öteye geç
mez 65 . Zira bir sözleşmeyi "anlamlı bütün" yapan noktaların neler olduğu
konusu yoruma açıktır66. Kaldı ki, ticaret hayatının ve sözleşme ekonomi
sinin ve niteliğinin gerekleri artık bu kavramların ötesinde somut bir değer
lendirilme yapılmasını ve sözleşmelerdeki bu noktalara ilişkin belirsizlik
lerin hakim tarafından giderilmesini gerekli kılmaktadır67. İsviçre Federal
Mahkemesi de birçok kararında objektif esaslı noktaların yokluğunda doğ
rudan sözleşmenin kurulmadığı sonucuna varılamayacağını; tarafların bağ
lanma iradelerinin (gerçek ve farazi iradeleri araştırılarak) ve sözleşmenin
niteliğinin gerektirdiği durumlarda hakimin boşluk doldurma faaliyetinde
bulunarak, sözleşmenin ayakta tutulabileceğine karar vermiştir68.
1-17 O R ) , Schultess, Zürich, 1973, Art.1 O R , Rn. 84; KOLLER; AT, § 6, N. 28-30;
S C H M I D ; a.g.e, s. 158. Kramer isimsiz sözleşmeler bakımından "anlamlı b ü t ü n "
fikrine olumlu bakarken, isimli sözleşmeler bakımından sözleşmenin tipini belirle
yen unsurları dikkate alan birinci görüşe katılmaktadır. K R A M E R ; A r t . 2 O R , Rn. 7;
A r t . l O R , Rn.154.
65
Peter G A U C H ; " V o n d e n w e s e n t l i c h e n V e r t r a g s p u n k t e n " , Recht, 1991, s . 48.
66
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, R n . 332.Yazarlar d a "anlamlı b ü t ü n " y a d a "sözleşme
nin idesi"ni barındıran unsurlara ilişkin çeşitli yorumlarda bulunmuştur.
67
Hakimin sözleşmeye müdahelesi kavramı, hakimin M K . m. 4 ' d e belirtilen hakkani
yet ilkesi gereği akdi tamamlaması, sürekli akitelerde sonradan meydana gelen söz
leşme boşluğunu doldurması ve şartların sonradan değişmesi ile edimin uyarlanması
hallerinde " k u r u c u " nitelikte hüküm verdiği durumları karşılamaktadır. Geniş bilgi
için bkz: İbrahim K A P L A N ; H a k i m i n Sözleşmeye M ü d a h a l e s i , Seçkin, Ankara,
2007, s. 20 vd.; H A T E M İ ; Fasiküller, s. 5 5 ; A K S O Y D U R S U N ; a.g.e., s. 64-69;
Uluslararası Sözleşmeler H u k u k u n d a da hakimin sözleşmeye müdahalesi esaslı nok
taların eksikliğine r a ğ m e n devreye giren hukuki bir argümandır. ATIYAH; a.g.e., s.
87: "The absence of agreement, even on relatively important matters...is not always
fatal to the establishment of contract. This is especially true in commercial contracts,
negotiated between business men, because the Courts are able and willing to supply
any necessary terms on the basis ofwhat is just and reasonabîe, provided that there
was a defınite intension to be bound".
68
B G E 100 I I 330; 108 I I 1 1 2 .
124
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
69
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 6 5 ; TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e.,
s. 7 8 .
70
A K S O Y D U R S U N ; a.g.e, s. 3 1 ; GAUCH; Vertragspunkten, s. 50. Yazar "esaslı un
s u r " kavramına eleştirel yaklaşmakla beraber, bir sözleşmede esaslı sayılan unsurlar
dan bir kısmının emredici ya da tamamlayıcı hukuk kurallan ile düzenlenmiş olan
unsurlardan birine ilişkin olduğu ve bu noktalann da geçersizliği halinde sözleşme
nin t a m a m e n hükümsüzlüğü yerine, sözleşmenin söz konusu kurallara uygun olarak
h a k i m tarafından tamamlanması gerektiğini savunmaktadır.
71
G A U C H / S C H L U E P : OR AT, Rn. 704; AKSOY-DURSUN; a.g.e., s. 34 vd., 60-69.
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 608. B G E 100 II 330; 108 II 112;
114 H I 1 6 3 .
72
Kısmi hükümsüzlük sonucu oluşan boşluğun doldurulması hakkında açıklamalan
m ı z için bkz: aşa. IV. Bölüm, s. 251 vd.
73
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 6 6 .
125
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
74
B G E 110 II 2 9 1 . S C H Ö N E N B E R G E R / J Â G G I ; Art. 2 OR, Rn.38. G A U C H / A E P -
LI/CASANOYA; AJlgemeiner Teil, Rechtsprechung des Bundesgerichts, 3. Aufl.,
Schultess, Zürich, 1992, Art. 2 OR, s. 13; B U C H E R ; OR AT; s. 120, G A U C H ;
Vertragspunkten, s. 50; M E R Z ; a.g.e., s. 101-102; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT,
Rn. 3 4 1 .
75
Karar için bkz: Turhan E S E N E R ; "Akitlerde Esaslı Noktalar İle ikinci Derecede
ki Noktaların Tefriki Meselesi", A U H F D , C:16, S: 1-4, Y: 1959, s. 2 7 1 ; K R A M E R ;
Art. 19/20 OR, R n . 337 vd.; G I G E R ; a.g.e, s. 92; KELLER/SCHÖBI; a.g.e., $.150;
LARENZAVOLF; § 4 5 , R n . 24; Z I R L I C K ; a.g.e., s. 380, B A Ş P I N A R ; a.g.e, bkz:
aşa. s. 383 vd.
76
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 7 1 , R n . 2 4 5 ; B E L S E R ; a.g.e., s. 449; G A U C H / S C H L U E P ;
OR AT, Rn. 7 0 1 . Aksi yönde bkz: K R A M E R ; Art. 19/20 OR, R n . 337 vd.;
LARENZAVOLF, AT B G B , § 45, R n . 4 5 .
126
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
127
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
jektif esaslı bir unsura ilişkin olsa dahi, indirim yaptırımı veya değiştiril
miş kısmi hükümsüzlük söz konusu olabilmektedir. Yine son başhk altın
da değerlendirdiğimiz üzere, sözleşmenin bir tarafında birden çok kişinin
bulunması halinde bölünebilirlik esash unsurlar açısından önem ifade et
meyecektir 79 .
Kısmi hükümsüzlüğün uygulanmasında sorun arz eden bir diğer hu
sus da bileşik sözleşmelerdir. İsimsiz sözleşmelerden olan bileşik sözleş
melerde birden çok bağımsız sözleşme kendilerine özgü niteliklerini ko
ruyarak ortak bir ekonomik amaçla bir araya gelmektedir80. Bunlara örnek
vermek gerekirse; işverenin işçiyle hizmet sözleşmesi kurması ve kendisi
ne cüz'i bir kira parası karşılığında işçinin dairesini kiralaması (hizmet-ki-
ra sözleşmeleri bağlantısı); bir lokantanın bir firmadan yiyecek ve içecek
satın alma taahhüdüyle, aynı firmanın lokantacıya kiralık bina sağlama ta
ahhüdü (satım ve kira sözleşmeleri bağlantısı) sayılabilir. Karma sözleşme
lerde ise birden çok bireysel sözleşmenin kanunun öngörmediği bir şekil
de bir araya gelmesi söz konusudur 81 . Bu tarz sözleşmelere pansiyon (ki-
ra+satım+hizmet), yatılı okul (kira+satım+vekalet+ hizmet) veya hastane
ye kabul (hizmet+ vekalet+ kira+satım) sözleşmeleri örnek olarak gösteri
lebilir. Karma sözleşmelerde görüleceği üzere, çeşitli sözleşme tiplerine ait
unsurlar öyle karışmış ve kaynaşmış durumdadır ki; sözleşmeye hakim
olan asıl edimin ait olduğu sözleşme tipine ait kurallara bağh olacağı ka
bul edilmektedir. Bu anlamda basit sözleşmeler açısından bahsettiğimiz
objektif-sübjektif esash unsurlar yönünden söz konusu olan bölünebilirlik
esasları karma sözleşmeler bakımından da geçerli olacaktır.
79
Sübjektif bölünebilirlik Alman Hukukunda da yapılan bir aynmdır. Bkz: F L U M E ;
Rechtsgeschâft, s. 5 7 3 ; L A N G ; a.g.e., s. 2 5 . Paul O E R T M A N N ; "Subjektive Teil
nichtigkeit", Zeitschrift für das gesamte Handels und Konkursrecht, 1935, s. 119.
S O E R G E L / H E F E R M E H L ; § 139 B G B , Rn. 14. B G H Z 5 3 , s. 179; 24 s.349; 3 s. 206.
İsviçre H u k u k u n d a Hürlimann bu tarz bölünebilirliğin OR Art. 20 Abs. 2 ' y e uyma
dığım belirtmekle beraber kıyasen uygulanmasında bir sakınca bulmadığını ifade et
mektedir. H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 4 6 .
80
A R A L ; a.g.e., s. 5 4 ; YAVUZ; a.g.e-, s. 19; Şaibe OKTAY; "İsimsiz Sözleşmelerin
Geçerlüiği, Yorumu ve Boşlukların Tamamlanması", I Ü H F M , C: LV, 1996,
s. 2 7 5 ; Erden K U N T A L P ; Karışık Muhtevalı Akit, A Ü H F Yayınlan; 2 9 1 , Ankara,
1971, s. 77 vd.; G A E D E R T Z ; a.g.e., s. 79 vd.
8İ
A R A L ; a.g.e., s. 5 3 ; YAVUZ; a.g.e., s. 21 vd.; OKTAY; a.g.m., s. 273-274; K U N
T A L P ; a.g.e., s. 102.
128
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
82
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 103; T A N D O Ğ A N ; Nullite, s. 2 2 8 .
83
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 69-71. Bileşik sözleşmeyi oluşturan bireysel sözleşmelerden
birindeki şekil eksikliği nedeniyle sakatlığının diğer sözleşmenin de geçersizliğine
s e b e p olacağı kabul edilmektedir. Bkz: B G E 98 I I 3 1 3 . H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 103.
A n c a k büyük bir çoğunluk tarafından kıyasen uygulamaya gerek olmaksızın - y a n i
B K . m. 20/f.2 uyarınca tarafların farazi iradelerini dikkate almaya gerek o l m a k s ı z ı n -
bileşik sözleşmeler bakımından basit kısmi hükümsüzlük uygulanması söz konusu
olamayacağı kabul edilmektedir. M E Y E R ; a.g.e., s. 77 vd; PIOTET; a.g.m., s. 114;
Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 228; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 103, dn. 50'de belirtilen
yazarlar. Fransız Hukukunda Simler ise, bu konuda tarafların farazi İradelerinden sa
katlığın ilişkin olduğu bireysel sözleşmenin objektif değil ancak sübjektif bölünebi-
lirlik bakımından ele alınıp, bu kısmın taraflar açısından yönelticİ ve belirleyici bir
sebepten kaynaklanmaması halinde kısmi hükümsüzlüğün uygulanabilmesini m ü m
k ü n görmektedir. S İ M L E R ; a.g.e., s. 380 vd.
84
B G E 131 III 636; 9 0 I I 3 8 ; 6 7 I I 1 5 7 ; 6 3 I I 4 1 4 .
85
A l m a n Hukukunda bazı yazarlar, bileşik sözleşmelerde bölünebilirliği baştan kesin
bir dille reddetmek yerine, münferit sözleşmeler arasındaki bağlantıya rağmen taraf
ların kısmi hükümsüzlük yönündeki iradelerinin araştırılarak sonuca varılması gerek
tiğini savunmaktadır. F. A N D R E ; Einfache, Zusammengesetze, verbundene
Rechtsgeschafte, FG für Enneccerus, Marburg, 1913, s. 4 vd; S C H E R R E R ; a.g.e.,
s. 14 vd; Franchising ve kredi sözleşmeleri ile ilgili ö r n e k için bkz: G A E D E R T Z ;
a.g.e., s. 8 1 . Kars: M E D I C U S ; BGB, § 3 5 , R n . 502; F L U M E ; Rechtsgeschâft,
s. 5 7 1 ; LARENZAVOLF; AT B G B , § 4 5 , Rn. 8.
129
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
dukça önemlidir. Zira taraflann aynı zaman dilimi içerisinde yaptığı bir
den fazla sözleşmenin birbiri arasında ilk bakışta (primafacie) ekonomik
ve fonksiyonel bağlantı varmış gibi görünse de, böyle bir iç bağlantı ger
çekte mevcut olmayabilir. Örneğin, bir mağazaya giren müşterinin araba
sını mağazanın otoparkına bırakması (kira sözleşmesi), alışveriş yaparken
elindeki çantalan mağaza yetkilisine emanet etmesi (vedia sözleşmesi) ve
ardından bir mal satın alması (satım sözleşmesi) halinde ortada gerçek an
lamda bileşik sözleşme yoktur.
86
Kars: K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s . 608.
87
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 4 4 ; S E L Î Ç İ ; a.g.e., s. 4 vd.
88
Polydor-VVERNER; a.g.c, s. 26, 169 vd.; S E L İ Ç İ ; a.g.e., s. 45 vd. Tek saücılık söz
leşmeleri bakımından kabul edilen "değiştirme amaçlı fesih" veya "kısmi fesih" kav
ramları ile kısmi hükümsüzlük kavramı karıştırılmamalıdır. Bu kavramlara ilişkin
açıklamalar için bkz: Cemile D E M İ R GÖKYAYLA; Milletlerarası Özel Hukukta
Tek Satıcılık Sözleşmeleri, Seçkin, Ankara, 2005, s. 188.
130
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
89
M E D I C U S ; B G B , § 35, R n . 506; L A M M E L ; a.g.m., s. 249; BAŞPINAR; a.g.e.,
s. 75 vd.
90
B e m istinaf Mahkemesi 1952 tarihli bir kararında, isviçre'de kira mevzuatının gerek
tirdiği izin alınmaksızın kira artış oranının yüksek belirlenmesine ilişkin kayıt BK.
m. 20/f.2 c.2 gereği tam hükümsüzlük yönünde tarafların farazi iradeleri aranmaksı
zın caiz kayıtla düzeltilerek geçerliliği sağlanmıştır. Z B J V 88 (1952), s. 478.
91
Sürekli borç İlişkisi doğuran sözleşmelerde sürenin uzunluğu ya tarafların sözleşme
de hiçbir süre belirlemediği durumlarda (belirsiz süreli) ya da tarafların açıkça son
suz süreli olduğunu kararlaştırdıkları durumda ortaya çıkacaktır. Peter G A U C H ;
S y s t e m d e r B e e n d i g u n g von D a u e r v e r t r a g e n , Diss., Freİburg Schweiz, 1968,
s. 39 vd.
131
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
B G E 107 II 216. Tek satıcılık sözleşmelerinde üreticinin tek satıcıya reklam yapma,
mağazasının donanımı ve büyütülmesi bakımından bir takım yükümlülükler öngör
mesine rağmen üretici herhangi bir süreye bağlı kalmaksızın alışılmışın altında bir
fesih öneli ile sözleşmeyi feshetme hakkını kendinde saklı tutmuşsa, bu kaydın ahla
ka a y k ı n olduğu kabul edilmektedir. D E M İ R GÖKYAYLA; a.g.e., s. 192. Türk-Is-
viçre ve Alman H u k u k l a n n d a tek satıcılık sözleşmelerinde fesih ÖneUnin taraflarca
belirlenmediği hallerde, sözleşmenin süresi 1 yıldan kısa ise, acentalık sözleşmesine
ilişkin T T K . m. 133 (OR. Art. 4 1 8 Abs.2); sözleşme süresi 1 yüdan uzun ise altı ay
lık fesih öneli öngören adi şirket sözleşmesine iüşkin TBK. m. 536/f.l (OR. Art. 546
Abs.2) hükümlerinin kıyasen uygulanacağı baskın olarak kabul edilmektedir. Bkz:
D E M İ R GÖKYAYLA; a.g.e., s. 193, dn.912'de anılan yazarlar. Yargıtay tarafından
benimsenen bir başka görüşe göre de, sözleşmenin ilişkin olduğu alanın özellikleri
ne göre, yapılan y a ü n m l a r , üstlemlen yükümlülükler vs. dikkate alındığında fesih
önelinin uzunluğunun tespitinin hakimin takdirine bırakılması gerekmektedir. Y. 11.
H D . , T.15.1992, E. 1992/1959, K. 1992/59 (Corpus). Hasan İ Ş G Ü Z A R ; Tek S a ü c ı -
lık Sözleşmesi, Dayınlarlı, Ankara, 1989, s. 151-152. Bir üçüncü görüşe göre de,
acentalık ile ilgili 3 aylık sürenin tasa olduğu gerekçesiyle birinci görüş, tespitin ha
kimin takdirine bırakılmasının da pratik bir ç ö z ü m olmadığı gerekçesiyle tek satıcı
lık sözleşmelerinde fesih öneline ilişkin yalnızca adi şirkete ilişkin 6 aylık süre uy
gulanmalıdır. D E M İ R GÖKYAYLA; a.g.e., s. 195.
132
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
9 3
B G E 114 II 160.
94
OKTAY; a.g.m., s. 500. Bazı yazarlar da, sürenin uygun sınıra indirilmesi suretiyle
kısmi hükümsüzlüğün uygulanacağım kabul etmektedirler. G A U C H ; D a u e r v e r t r a -
gen, s. 4 1 ; T A N D O Ğ A N ; Nullite, s. 164.
95
B U C H E R ; OR AT, s. 523; Aynca bkz: T A N D O Ğ A N ; N u l l i t e , s. 163-164.
96
G A U C H ; D a u e r v e r t r â g e n , s. 42; SELİÇl; a.g.e., s. 139; D E M İ R GÖKYAYLA;
a.g.e., s. 62.
97
Kars: LEU/CASPAR; " Ü b e r m i i s s i g e B i n d u n g u n d die g u t e n S i t t e n " , SZW/RSDA
4, 2 0 0 3 , s. 226-227.
133
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
98
Ç E L İ K ; a.g.e., s . 3 1 5 .
99
G e n i ş bilgi için b k z : P o l y d o r - W E R N E R ; a . g . e . , s . 169 vd.
134
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
Yine Mahkeme 1967 yılında verdiği bir kararda, tarım ürünlerine iliş
kin kira artış oranının, İsviçre Federal Konsey Kararının 1960 tarihli ka
ran ile 1956 tarihli Tanm Ürünlerine İlişkin Kira Artışlannın Kontrolü
Hakkında Kanunu'nun 7. maddesindeki 103 smın aşarak belirlendiği bir
sözleşmenin yalnızca kira artışına ilişkin kaydının kanuni sınıra indirile
rek geçerliliğine karar vermiştir 104 .
100
E S E N E R ; a.g.m., s . 268.
101
B G E 99 II 308.
102
K E L L E R / S C H Ö B I ; a.g.e., s. 139.
103
D a h a ö n c e de İkinci Dünya Savaşı*nın gerektirdiği ekonomik ve sosyal sıkıntılar ne
deniyle İsviçre'de 1939-1952 yıllan arasında Federal Konsey özellikle kira, elektrik,
gaz ve gıda maddelerinin toptan ve perakende satış fiyatlarına sınır getirmişti. Geniş
bilgi için bkz: Paul L E U M A N N ; " D i e Teilnichtigkeit p r i v a t r e c h t l i c h e r V e r t r a g e
n a c h A r t . 2 0 Abs.2 O R b e i Ü b e r s s c h r i e t u n g k r i e g w i r t schaftlicher H ö c h t s p r e i s -
v o r s c h r i f t e n " , SJZ, 1943, s. 237 vd.
104
B G E 108 n 112. Almanya'da 18.12.1974 tarihinde yürürlüğe giren ancak 9.7.1998
tarihinde değişikliğe uğrayan " K i r a Artışlarını Düzenleyen Kanunu (Gesetz zur
Regelung derMiethöhe)"na. göre kira artışları kiralanan yerin metrekaresine göre be
lirlenmektedir.
135
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
136
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
106
Kavramlar için bkz: M E D I C U S ; BGB, § 35, R n . 506; Jost-Caesar B Ö H M E ; Erhal-
tungsklauseln, Diss., Lang Verlag, Frankfurt a. Main, 2000, s. 16; SOERGEL/HE-
F E R M E H L ; § 139 B G B , Rn.27; T A N D O Ğ A N ; a.g.e., s.121; L A N G ; a.g.e., s. 26.
107
LEU/CASPAR; a.g.m.„ s.221; Von E S C H ; a.g.e., s. 57 vd.
108
Von E S C H ; a.g.e., s. 56-57.
109
Sözleşmedeki nicel bir kayıt, başkaca bölünebilirlik yöntemine ihtiyaç duymaksızın
kendi içerisinde doğrudan bölünebilir. N A E N D R U P ; a.g.e., s. 5 1 .
110
H A T E M I ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 220, dn. 112; Selim K A N E T l ; Hukuki
işlemlerin Çevrilmesi (tahvili), istanbul, 1972, s. 17; ATEŞ; a.g.e., s. 2 9 3 .
111
D E M İ R GÖKYAYLA; a.g.e., s. 60.
112
LEU/CASPAR; a.g.m., s.226. İsviçre ve Alman hukuklarında bira teslimi sözleşme
lerine ilişkin verilen örnekler önemlidir.
113
F L U M E ; Das Rechtsgeschaft, § 32, s. 5 7 5 ; E R E N ; a.g.e., s. 305.
137
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
rak ivazsız sözleşmelerdendir. Ancak adi işlerde sözleşme ile faiz karar
laştırılması durumunda, sözleşme tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleş
me haline gelir 114 . Sözleşmenin faiz kısmına ilişkin bir sakatlığın bulun
ması halinde, objektif esaslı unsur sayılan ve karşı edim niteliğindeki fa
izin caiz sınıra indirilerek kısmi hükümsüzlüğün uygulanabilmesi müm
kündür 115 . Düşey kısmi hükümsüzlükten kaynaklanan indirim imkânını
ise, sözleşmenin nicel kısımları itibariyle bölünebilir olduğunu ve bu ni
cel kısımların da kendi içerisinde kısımlara ayrıldığını kabul etmekle
mümkün olacaktır.
114
ARAL; a.g.e., s. 302. YAVUZ; a.g.e., s. 390; E N G E L ; a.g.e-, s. 250.
115
B G E 80 II 327. Kramer hukuk güvenliğini koruma düşüncesi İle kanun tarafından
azami sının belirtilmiş bedel ve faizlerin öngörülen sınıra indirilmesi halleri dışında,
objektif esaslı noktalarda kısmi hükümsüzlüğün uygulanmasını kabul etmemektedir.
K R A M E R ; A r t . 19/20 O R , Rn. 341 vd.
116
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 4 6 ; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 76.
117
R o m a Hukuku ile ilgili açıklamalanmız için bkz: yuk. s. 79 vd.
118
Alman Hukuku için bkz: F L U M E ; R e c h t s g e s c h â f t , s. 573. Avusturya Hukuku için
bkz: K O Z I O L / B Y D L I N S K I ; § 8 7 8 A G B G , E. 3b. M a h k e m e k a r a n olarak bkz:
13.9.1995 SZ 68/161.
119
İsviçre Hukuku için bkz: Von Tuhr/ESCHER; a.g.e., s. 295. Alman Hukuku için bkz:
F L U M E ; R e c h t s g e s c h â f t , s. 5 6 1 . Avusturya Hukuku için bkz: I L L E D I T S ; a.g.e.,
s. 107.
138
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
120
Kars: B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 76.
121
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 849; Zekeriya KURŞAT; "Birlikte Rehin", Prof. Dr.
Özer Seliçi'ye Armağan, Ankara, 2006, s. 412; HELVACI; İpotek Hakkı, s. 217,
dn. 26.
122
Şener A K Y O L ; Borçlar Hukuku Genel Hükümler I, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1995,
s. 238.
123
AKYOL;a.g.e.,s.238.
139
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
124
T A N D O Ğ A N ; a.g.e., s. 5 1 ; K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u , s. 526,
dn. 4.
125
Birçok y a z a r OR Art. 19*un üst başlığında ve OR Art. 2 0 ' n i n Almanca metninde
kullanılan " I n h a l t " (içerik) ve Fransızca metninde kullanılan "objet" (konu) kavram
ları arasında fark gözetmemektedir. Bkz: R O U I L L E R ; a.g.e., s. 336; E N G E L ; a.g.e.,
s. 267; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 72; KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; B o r ç l a r H u k u
k u , s. 526, dn. 4. Başpınar, sözleşmenin içeriğini ve konusunu birbirinden farklı kav
ramlar olarak kabul etmektedir. Bkz: B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 57, dn. 30.
126
HATEMİ; F a s i k ü l l e r , s. 58-59; ATEŞ; a.g.e., s. 199; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 58-60;
HATEMİ; H u k u k a ve A h l a k a Aykırılık, s. 135-140. Örneğin bir adi şirket sözleş
mesinde, ortaklığın amacı hukuka aykın ise, sözleşme tamamen geçersiz olur. HÜR
L I M A N N ; a.g.e., s. 2 1 , 29; G A U C H / S C H L U E P ; O R A T , Rn..643-644; K R A M E R ;
Art.19/20 O R ; Rn. 137. Fransız Hukukunda aynı yönde bkz; GUELFUCCI/THIBI-
E R G E ; Nullite, Rn. 417 vd.
127
"Dolaylı amaç, sözleşmenin dar anlamda içeriğinde yer almayan fakat tarafların
sözleşme ile ulaşmaları mümkün olan, taraflarca ortak olarak hem istenilen hem de
takip edilen amaçtır". BAŞPINAR; a.g.e., s. 59. Ahlaka a y k ı n bir amaçla taksiye bi
nen bir kişinin bu amacından taksicinin haberinin olmaması durumunda sözleşmenin
geçersizliğinden bahsedilemez. G U E L F U C C I / T H I B I E R G E ; N u l l i t e , R n . 4 2 2 ;
ATEŞ; a.g.e., s. 220 vd.
140
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
128
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u , s . 526, dn. 4 ; Î N C E O Ğ L U ; a.g.e.,
s. 102.
129
Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 400; B U C H E R ; a.g.e., s. 642, dn. 152 ve İ N C E O Ğ L U ;
a.g.e-, s. 370, dn. 62*de belirtilen yazarlar.
1 3 0
İ N C E O Ğ L U ; a.g.e., s . 3 7 1 ; KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; 724-725.
131
Kısmi icazet sorununa ilişkin olarak bkz: İ N C E O Ğ L U ; a.g.e., s. 379 vd.
132
B G H 14.11.1969, N J W 1970, s. 240-241.
141
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
133
H U G U E N I N ; Art. 19/20 O R , Rn. 69. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 701. H Ü R
L I M A N N ; a.g.e., s.70. K R A M E R ; Art. 19/20 O R , Rn. 336. KOCAYUSUFPAŞA
O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 600. B G E 4 1 I I 537; 7 1 I I 116; 59 1 179. Bu kural esa
sen 21.06.2001 tarih ve 1686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu m. 4/f.4'de benim
senmiştir. Aynca bkz: Cemal Ş A N L I ; "Konişmentonun Devri, Alacağın Temliki ve
" P e r d e y i Kaldırma Teorisi" U y g u l a m a s ı n d a Sözleşmede Yer Alan Tahkim Şar-
tiıun K o n i ş m e n t o y u Devralan, Alacağı TemeUük E d e n ve Perdenin Arkasında
Kalan Bakımından Geçerliüği Sorunu", M H B , Y: 2002, S: 2, Prof. Dr. Ergin
N O M E R ' e Armağan, s. 773 vd.
134
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 5 8 ; E R E N ; a.g.e., s. 284.
142
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
135
Z U F F E R E Y - W E R O ; a.g.e., s. 227. Dolaylı ortak amaç kavramının saik kavramı ile
bütünleştirerek bu kavramı kabul etmeyen görüş için bkz: G U G G E N H E I M ; a.g.e.,
s. 52. Türk Hukukunda bir görüş tarafından, tarafların dolaylı amaçlarının da ahlaka
a y k ı n olduğu haller dikkate alınarak, Alman Hukukunda " k o n u " ve " a m a ç " t a n
bahsedilmeksizin doğrudan ahlaka a y k ı n anlaşmalann geçersizliğini düzenleyen
B G B § 138 hükmüne benzer bir düzenleme yapılması gerektiği savunulmaktadır.
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar H u k u k u , s. 577-578.
136
B G E 48 II 270.
137
B G E 112 I V 4 7 .
138
K R A M E R ; A r t . 19/20 OR; R n . 137. LVGE 19821, Nr. 7, S. 17, SJZ 81, 1985, s. 60.
139
H O N S E L L ; Art. 19/20 OR; Rn. 8; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 6 4 4 ; G U E L -
F U C C I / T H I B I E R G E ; Nullite, Rn. 4 2 2 ; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 5 9 .
140
İsviçre Federal Mahkemesi kararlannda O R . Art. 20 Abs.2'nin şekle aykınlık halin
de B G E 60 II 99; hile halinde B G E 96 II 106 (doluş incidens 99 II 308), 107 II 4 2 3
kıyasen uygulandığı görülmektedir. GAUCH/AEPLI/CASANOVA; Art.20 O R ,
s. 5 1 ; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 2 1 . B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 103.
143
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
141
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 104-105; E R E N ; a.g.e., s. 285.
1 4 2
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar H u k u k u , s . 5 2 8 vd.
143
Hatemi'ye göre, kişivarîığı haklarından mutlak hak niteliğinde olan tek bir kişilik
hakkı ve onun koruma alanına giren değerler vardır. Bu anlamda M K . m. 24/f.l'de
"kişilik h a k k ı " kavramı kullanıldıktan sonra, MK.m.24/f.2'de çoğul olarak "kişilik
h a k l a n " kavramının kullanılması da uyumsuz olmaktadır. Hüseyin HATEMİ; Ger
çek Kişiler Hukuku, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2005, s. 59. Benzer şekilde bkz:
H A T E M İ ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırıük, s. 52. Bu a n l a m d a b i z de çalışmamızda ki
şilik haklan kavramını, tek bir kişilik hakkı kavramı ile koruma alüna alınan değer
leri ifade etmek üzere kullanmaktayız.
144
Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 250; K E L L E R / S C H Ö B I ; a.g.e., s. 143; HATEMİ; M e
deni Hukuk, s. 6 0 ; E R E N ; a.g.e., s. 288; (Yazar, başka bir yerde sözleşme özgürlü
ğünün s m ı r l a n m B K . m . 19/L2 ve 20/f.l hükümlerini birükte alarak tespit etmekte
dir. E R E N ; a.g.e., s. 285). Aslında bu sonuç OR Art. 19 Abs.2 hükmünün lafzından
da ortaya çıkmaktadır. L Ö R T S C H E R ; a.g.e., s. 197-198; K A M M ; a.g.e-, s.I70 vd.
144
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
145
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
146
R E İ S O Ğ L U ; a.g.e., s. 129.
147
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s.73; K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 548
vd.; TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 402; ATAMER; a.g.e.,
s.184-185; ATEŞ; a.g.e., s. 159 vd. isviçre'de ise bazı yazarlara göre, kamu düzeni,
hukuk düzenine açıkça dahil olan (immanent), bir başka deyişle hukuk düzenine iç
kin olan bir düzen anlayışını ve sözleşme özgürlüğünün bağımsız bir s m m n ı ifade
eder. Z U F F E R E Y - W E R R O ; a.g.e., s. 572; H O N S E L L ; Art.19 OR, Rn.10; H U G U
E N I N ; Art.19/20 OR, Rn.23-24; Von TUHR/ P E T E R ; a.g.e., s. 250; KELLER/
S C H Ö B I ; a.g.e., s. 143; K R A M E R ; Art.19/20 OR, R n . 157; B E L S E R ; a.g.e., s. 392.
146
KlSMt HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
ATEŞ; a.g.e., s. 159, dn.438. Kanaatimizce bu örnekler bağımsız bir kamu düzeni
kavramına işaret etmemektedir. Zira taraflardan birinin diğerinin işlediği trafik su
çundan doğan borcu ödeyeceği yönündeki sözleşme kaydı, "cezaların şahsiliği" il
kesini emredici hukuk kuralı olarak düzenleyen 26.9.2004 tarih ve 5237 sayılı Türk
Ceza Kanunun 22.maddesinde açıkça düzenlediği göz Önünde tutulacak olursa, söz
konusu kaydın varlığı emredici hukuk kuralına aykırılık teşkil edecektir. Yine iki ki
şinin hacizden mal kaçırmak y ö n ü n d e yaptıkları anlaşma muvazaa (Y.21.HD.
T.9.10.2003, E. 2003/9249, K.2003/7831- (Corpus)) ve hatta İİK. m. 44/f.3 ve 280.
madde hükümleri çerçevesinde emredici hükümlere aykın olarak değerlendirilebilir.
Yine bir kimsenin kanunen şahitliği zorunlu olmamasına rağmen, şahitlik yapmaya
gelmesi İçin bir kişiye para Ödeme borcu altına girmesi açıkça karar verme özgürlü
ğünü ortadan kaldırdığı İçin MK.m.23/f.2 çerçevesinde kişilik h a k l a n n a ve BK.m.20
çerçevesinde de ahlaka aykın sayılması mümkündür. KOCAYUSUFPAŞAOĞLU;
Borçlar Hukuku, s. 572. Nitekim emredici hukuk kuralı haline gelmemiş ama top
l u m u n genel menfaatlerini ihlal eden bir sözleşme ile karşılaşmak mümkün olsa da
hi, böyle bir sözleşmenin ahlaka da a y k ı n sayılması m ü m k ü n olacaktır. HATEMİ;
H u k u k a ve A h l a k a Aykırılık, s. 107.
147
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
148
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLAR]
dır 1 5 2 . Zira madde hükmünün lafzında yoruma esas olacak "emredici hü
kümler" ile diğer kavramlar tamamen eşdeğer ve aynı düzeyde sınırlama
lar olarak öngörülmüştür. Bu görüşe uygun şekilde her iki madde arasın
daki söz konusu tekrarın ve terim uyumsuzluğunun giderilmesi amacıyla
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun "sözleşme özgürlüğü" alt başlıklı
26. maddesindeki sınırlamaların kaldırılarak, 27. maddeye aktarıldığını
görüyoruz.
152
TEKINAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 530; KOCAYUSUFPAŞA
O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 5 3 1 ; Z U F F E R E Y - W E R R O ; a.g.e., s. 6 5 ; GAUCH/
S C H L U E P ; OR AT, Rn. 647.
149
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hü
kümsüzdür" denilmektedir. Açıkça görüleceği üzere, TBK. m. 27/f.l 'de
belirtilen kavramlar TBK. m. 26 hükmünde aynca tekrar sayılmamıştır.
Kanaatimizce BK. m. 19/f.2'deki yorum yardımcısı fonksiyonuna sa
hip kavramlara TBK. m. 26 hükmünde yer verilmemesi isabetli olmamış
tır 1 5 3 . Zira bilindiği üzere, 3.10.2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunla deği
şik Anayasa'mn 'Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması" başlıklı 13.
maddesi "genel sınırlama" hükmü olmaktan çıkarılarak, temel hak ve hür
riyetler Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve
ancak kanunla sınırlanabilir duruma getirilmiştir. Buna karşılık ne Anaya
sa'nın "sözleşme hürriyeti"ne ilişkin 48. maddesinde, ne de 6098 sayılı
Türk Borçlar Kanununun 26. maddesinde "sözleşme özgürlüğü"ne sınır
getirilmiş değildir. Böyle olunca, konusu Anayasa'nın Başlangıç Hüküm-
leri'nde belirtilen Türk milli menfaatlerine aykın bir sözleşmenin de Ana-
yasa'ya aybnlığı sebebiyle geçersiz olması gibi bir durum ortaya çıka
caktır. Diğer taraftan, BK. m. 20 hükmünün kesin hükümsüzlük yaptın-
mına bağladığı dar anlamda emredici hükümlerin yanında, sözleşmenin
konusuna dahil olmayan emredici hükümler ile anlam ve amacından ke
sin hükümsüzlük yaptınmının en uygun sonuç olarak ortaya çıktığı yasak
layıcı hükümleri de bünyesinde toplayacak şekilde geniş anlamda "emre
dici hükümler"den bahsetmesi gereken BK. m. 19/f.2 hükmüne Türk
Borçlar Kanununda yer verilmemiş olması haklı olarak eleştirilmiştir154.
Sonuç itibariyle, mehaz OR Art. 19 Abs.2 hükmünün doğru şekilde yapı
lacak çevirisi ile TBK. m. 26 hükmüne eklenecek fıkra hükmü ve TBK.
m. 27/f.l hükmünden "kamu düzeni" kavramının çıkanlması ile yukanda
bahsettiğimiz sakıncalı sonuçlar engellenebilir.
150
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARİ
155
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 532 vd.; E R E N ; a.g.e., s. 2 8 8 .
156
BAŞPINAR; a.g.e., s. 127.
157
ATEŞ; a.g.e., s.167; ZUFFEREY-VVERRO; a.g.e., s. 129; SCHVVENZER; OR AT,
Rn.32.04; HUGUENLN; Art.19/20 OR, Rn.12-13.
153
G. P E T I T P I E R R E ; " U n e Proposition de Lecture Systematique des A r t 19 et 20
C O " , SJZ, 2 0 0 1 , s. 73-78; Andreas A B E G G ; "Rechtsfolgen zwingender Inhalts-
normen im System von Art.19 und 20 OR- eine historisch evolutorische Pers-
pektive", A J P 2005, s. 1113-1125. Kişilik haklan ihlalim hukuka aykınlık akında
bağımsız bir sözleşme sının olduğu yönünde B U C H E R ; OR AT, s.265, kişilik hak-
l a n n a ihlalin ahlaka aykırılık a l t ı n d a incelenmesi gerektiği y ö n ü n d e GA
U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 6 5 8 ; SCHVVENZER; OR AT, Rn.32.04, kişilik hakla-
n n a ihlalin emredici hükümler altında incelenmesi gerektiği yönünde K R A M E R ;
Art.19/20 O R , R n . l 2 8 , k a m u düzenim hukuka aykınlık altında değerlendirenler GA
U C H / S C H L U E P ; OR AT, N. 648, B U C H E R ; OR AT, s.250, kamu düzeni kavramı
nı bağımsız bir sözleşme sının olarak görenler ATAMER; a.g.e., s. 184; K R A M E R ;
Art.19/20 OR, Rn. 156. Kamu düzenini bağımsız bir sözleşme sının olarak görme
yenler; Martina B U O L ; B e s c h r â n k u n g der Vertragshaftung durch Vereinbarung,
Zürich, 1996, s. 349; K A M M ; a.g.e., s. 170.
151
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
ATEŞ; a.g.e., s. 145. Yazar; kişilerin mutlak ve ekonomik varlıklarını zarar verici mü
dahalelerden koruma amaçlı hukuk normlarının ihlalini dar a n l a m d a hukuka aykırı
lık; belirli bir davranışı zorunlu kılan hükümlerin ihlalini geniş anlamıyla hukuka ay
kırılık ve emredici bir hukuk kuralının ihlali ile sözleşme özgürlüğü alanının sınırla
rının aşılması olarak BK.m.20'de düzenlenen hukuka aykırılık kavramının en geniş
anlamda hukuka aykırılık tanımına uyduğunu savunmaktadır.
Başpınar, sözleşmede yer alan bir hükmün pozitif hukuk normu ile çatışmasını şekli
anlamda hukuka aykınhk; sözleşmenin içerdiği hak ve borçlar itibariyle hukuk düze
ninin emredici bir normuna aykırılığını maddi anlamda hukuka aykınhk olarak ifade
etmekle beraber, BK.m.20'de düzenlenen hukuka aykınhk kavramının maddi anlamda
hukuka a y k ı n h k tanımına uyduğunu savunmaktadır. BAŞPINAR; a.g.e., s. 124-125.
152
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
ettiği gibi, hukuki bağlayıcılığı olan kurallardan oluşan bir bütün olarak
"hukuk düzenFm ifade etmek için kullanılır 163 . Buna göre, geniş anlamda
hukuka aykınlık kavramından genel olarak emredici hukuk kurallanna,
kişilik haklanna ve ahlaka aykınlığı anlamak gerekecektir164.
Yukanda anılan sebeplerle biz de BK. m. 20 anlamında sözleşme öz
gürlüğünün sınırlanna ilişkin açıklamalanmızda hukuka aykırılık kavra
mı için ayn bir başlık açmamakla beraber, dar anlamda hukuka aykırılık
için "emredici hükümlere aykırılık" kavramım kullanmayı tercih etmek
teyiz 165 . Geniş anlamda hukuka aykınlık kavramım ise kanuna, kişilik
haklanna ve ahlaka 1 6 6 aykmhğın tamamını içine alacak şekilde kullana
cağız 167 . Zaten 6098 sayılı TBK. m. 27/f.l hükmü de "hukuka aykınlık"
kavramına yer vermemiştir.
163
M E R Z ; a.g.e., s. 49-50. Aynı yönde P E T I T P I E R R E ; a.g.e., s. 7 5 ; HATEMİ; Huku
ka ve Ahlaka Aykırınk, s. 31-32.
164
Zujferey-MVerro tüm bu kavramları tekrar saymak yerine, OR. Art. 19 hükmü için
"sözleşme özgürlüğü, hukuk düzeninin sınırları içerisinde teminat altına alınır" şek
linde düzenlenmesi yönünde bir öneri getirmektedir. Z U F F E R E Y - W E R R O ; a.g.e.,
s. 71-72. İsviçre H u k u k u n d a OR.Art.20 hükmündeki "hukuka aykınlık" kavramı ile
OR. Art. 41 hükmündeki hukuka aykınlık kavramının aynı anlamda olmadığı yönün
de bkz: SCHVVENZER; O R A T ; Rn. 32.05.
165 Yargıtay da bir k a r a n n d a "Bir sözleşmenin ihtiva ettiği hak ve borçlar, hukuk düze
ninin emredici bir normu ile çatıştığı taktirde hukuka aykırı olur" diyerek, hukuka
aykınlığı dar anlamda kullanmışür. Y.13.HD. T.01.01.2004, E. 2004/7997, K. 2004/
16937 (Corpus).
160
Pozitif hukukta ahlaka atıf yapan birçok hukuk kuralı ile karşılaşabiliriz: BK.
m. 41/f.2, m. 6 5 , m. 155, m. 161, m. 226, m.319 ve M K . m. 47/f.2, m. 89, 101/f.3,
515/f.2, 557/13 vb. Bu maddeler ile atıf yapılan ve ilgili norm çerçevesinde yaptınma
bağlanan ahlaka aykınlık kavramı "yazılı olmayan hukuk kurak" haline gelmiştir. Hu
kuka aykınlık kavramının sınıriannın saptanması BK. m. 20 ve BK.m.41 anlamında
farklılık gösterir. B K . m. 41 anlamındaki "hukuka aykınlık", başkasına "zarar" veri
lerek, hukuk düzeninin davranış özgürlüğüne çizdiği sınınn aşılmasıdır. HATEMİ; Hu
kuka ve Ahlaka Aykırılık, s. 15. Dolayısıyla faile belli bîr fiili yasaklayan özel nite
likli emredici bir norm olmasa dahi, "zarar" doğuran eylemin varlığı haknde Anaya
sa'nın 8. ve lO.maddelerinin birlikte yorumundan çıkanlacak sonuçla zarar verici dav
ranışta bulunmama yükümlülüğünün ihlalinin oluştuğunu söylemek mümkündür. An
cak bu halde dahi; "hukuka aykınlık" niteliğinin Anayasa'nın 8.ve lO.hükümlerinin
birlikte yorumundan çıkan bir üst norma aykınlıktan kaynaklandığı ortadadır.
167
Karş. H A T E M İ ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 3 1 ; 35-37; ATEŞ; a.g.e., s.146,
152. Y.4.HD. T.3.6.1985, E.1985/2315, K.1985/5606) K A R A H A S A N ; a.g.e., s. 402.
153
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
ii- İmkânsızlık
aa- Genel Olarak Başlangıçtaki İmkânsızlık Kavramı
Roma Hukukundan günümüze kadar gelen impossibilium nulla
obligatio est (imkânsızlık borç doğurmaz) ilkesini takip eden TBK.
m. 27/f.l'ye göre, sözleşmenin konusundaki başlangıçtaki objektif im
kânsızlık, sözleşmenin hüküm doğurmasına engel bir kesin hükümsüzlük
halidir 170 . TBK. m. 27/f.l'de yer alan ve sözleşmenin kesin hükümsüz ol
masına sebep olan imkânsızlık türü, başlangıçtaki objektif imkânsızlıktır
(anfangliche Unmöglichkeit)111. Ancak doktrinde haklı olarak sübjektif
Yargıtay da bu iki kavrama atıf yaptığı bir kararında "kanuna ve ahlaka aykırı akit
lerin belli edilmesinde B.K. nun hükümleri yanında diğer mevzuatın da göz önünde
bulundurulması gerekir" diyerek aslında hukuka aykırılığın sınırlarını tespit etmiştir.
Y . l . H D . , T. 6.3.2002, E. 2001/10578, K.2002/2892 (Corpus).
168
islam Hukukunda da akdin konusunun sınırlan akdin konusunun mümkün olması, ak-
din konusunun tesliminin mümkün olması, akdin konusunun mülkiyet altında olması,
akdin konusunun malum ve muayyen olması ve akdin konusunun hukuki muameleye
uygun olması şeklinde sınıflandınlmaktadır. Geniş bilgi için bkz: Recep Ö Z D İ R E K ;
İslam H u k u k u n d a Akdin Sınırları, Yedirenk, İstanbul, 2010, s. 123 vd.
169
R O U I L L E R ; a.g.e., s. 49. Aynı y ö n d e bkz: Von TUHR/ P E T E R ; a.g.e., s. 250; K E L
LER/S C H Ö B I ; a.g.e., s. 143; L Ö R T S C H E R ; a.g.e., s. 196-198; K A M M ; a.g.e., s.
170.
170
Geniş bilgi için bkz: M e h m e t ALTUNKAYA; Edimin Başlangıçtaki İmkansızlığı,
Yetkin Yayınlan, Ankara, 2005, s. 58-60.
171
H O N S E L L ; Art. 20 OR, Rn.2; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 6 3 3 ; H Ü R L I
M A N N ; a.g.e., s. 2 5 ; B U C H E R ; OR AT, s. 247. B G E 96 H 18; 2 1 . Alman M e d e n i
154
KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
172
HATEMİ/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 246.
173
Karş: B G B § 281 Abs. 1 Hs.2, 3; § 2 8 3 Abs. 1 Hs.2.
155
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
174
Başlangıçtaki imkânsızlık geçici nitelikte ise; bu d u r u m u n TBK. m. 27/f.l (BK. m.
20/f. 1) kapsamında değerlendirilemeyeceği kabul edilmektedir. Bkz: ALTUNKAYA;
a.g.e., s. 162. Yargıtay da istisna sözleşmesini konu edinen bir kararında "geçici de
olsa imkânsızlığın ortadan kalkmasına değin belli bir süreden -tahammül süresi-
sonra yanlardan o sözleşmeyle bağlı kalmaları da beklenemez" diyerek, d ö n m e d e
kusursuz ve iyiniyetli olduğuna inanıldığında durumu başlangıçta bilebilecek olan
y ü k l e n i c i n i n istemlerinin r e d d i n e karar vermiştir.Y. 15. H D . , T. 1.4.1993,
E.1993/2S3, K. 1993/1515 (Kazancı).
175
Objektif-sübjektif İmkansızlık kavramları arasındaki ayrım bakımından doktrindeki
görüşler için geniş bilgi için bkz: ALTUNKAYA; a.g.e., s. 99-100; T Ö P U Z / C A N P O -
LAT; a.g.m., s. 6 7 6 ; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 111; H O N S E L L ; Art. 20 O R , R n . 3 vd.;
GAUCH/AEPLI/CASANOVA; a.g.e., s. 4 4 ; K R A M E R ; Art.19/20 O R , Rn. 2 4 7 ;
K E L L E R / S C H Ö B I ; a.g.e., s. 1 4 5 ; Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 2 6 2 ; PA-
L A N D T / H E I N R I C H S ; § 275 B G B , Rn. 2 3 ; J A U E R N I G ; § 275 B G B , Rn. 4; F I -
K E N T S C H E R / H E I N E M A N N ; a.g.e., s. 190 vd.
156
KİSMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
179
Y H G K . T. 1 3 . U . 1 9 5 7 , K. 1957/77, E. 1957/80 (ALTUNKAYA; a.g.e., s. 93,
dn. 151).
180
R O U I L L E R ; a.g.e., s. 143. ALTUNKAYA; a.g.e., s. 220 vd. B A Ş P I N A R ; a.g.e.,
s. 113-114. O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 77.
181
Geniş bilgi için bkz: ALTUNKAYA; a.g.e., s.221 vd.
182
ALTUNKAYA; a.g.e., s. 2 1 9 .
183
PALANDT/HETNRICHS; § 311a B G B , Rn.7; JAUERNIG; § 311a B G B , Rn. 3.
184
E R G Ü N E ; a.g.e., s. 238; 2 4 1 . Yazar aynı şekilde başlangıçtaki imkansızlık ile sonra
ki imkansızlık arasında çizilen sınırların belirsizüği ve öngörülen farklı hukuki so-
157
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
158
KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARİ
188
ALTUNKAYA; a.g.e., s. 126.
189
Kars: B A Ş P I N A R ; a.g.e-, s. 121
1 9 0
Geniş bilgi için b k z : ALTUNKAYA; a.g.e-, s. 127; PALANDT/HEINRICHS; § 2 7 5
B G B , Rn. 20. Kısmi imkânsızlık ancak edimlerin bölünebilir olduğu sözleşmelerde
uygulanacaktır. Örneğin, eser sözleşmelerinde kural olarak müteahhidin edimi kural
olarak bölünebilir bir e d i m olmadığından, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde
kısmi İmkânsızlık ancak birden fazla bloklu inşaat hallerinde gündeme gelecektir.
Bu konuda bir Yargıtay k a r a n için bkz: Y. 15. H D . T. 29.6.1993, E. 1992/5256,
K. 1993/3099 ( Y K D . C:20, S: 1, Ocak 1994, s. 87).
159
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
n edimin bütün olarak ifası sonucunda elde edebiliyorsa, edimin bir kıs
mı da imkânsız olsa tam imkânsızlık söz konusu olur 1 9 4 .
Kısmi imkânsızlığın söz konusu olabileceği bir diğer hal de şarta bağ
lı işlemler açısından söz konusudur. Özellikle bozucu şarta bağlı işlemler
de, sözleşme baştan itibaren geçerli bir şekilde kurulduğu ve hükümlerini
doğurmaya başladığı için, şartın gerçekleşmesinden önce meydana gelen
imkânsızUk, sonraki imkânsızlık olarak kabul edilir. Bu durumda işlemin
şartsız yapılmış sayılarak geçerli sayılacağı kabul edilmektedir 195 . Bozu
cu şartın başlangıçta yani sözleşmenin kurulduğu anda objektif imkânsız
olması halinde sonuç farklıdır. Bu durumda sözleşmenin içeriğine dahil
olan bozucu şartın imkansızlığından sonra TBK. m. 27/f.2 uygulanacak
tır. Teknik ifadeyle "şart" da sözleşmenin içeriğine dahil olan unsurlardan
biridir. Bu bakımdan sözleşmenin geri kalam bakımından tarafların farazi
iradelerini de göz önünde tutarak sonuca varılacaktır. Geciktirici şart için
ise, şart baştan itibaren objektif olarak imkânsız ise, sözleşmenin geçerli
liğinin bağlandığı bir şartın varlığından bahsedilemeyeceği için sözleşme
hiçbir hüküm ifade etmez 1 9 6 .
Bununla beraber, üçüncü kişinin fiilini taahhüt bakımından taahhüt
sözleşmelerinde taahhüt edenin genellikle üstlendiği para edimi bakımın
dan başlangıçtaki imkânsızlık halinden söz edilemeyecektir 197 . Ancak bu
nun dışında üçüncü kişinin fiilinin başlangıçta kısmen imkânsız olması
halinde, yukarıda bahsettiğimiz üzere tarafların kısmi imkânsızlık karşı
sında tam hükümüsüzlüğü isteyip istemedikleri noktasındaki farazi irade
lerine başvurulacaktır.
Yine, seçimlik borçlarda edimlerden birinde daha sözleşme kurulur
ken objektif ifa imkânsızlığı bulunması durumunda, TBK. m. 27/f.2 uya
rınca çözüme varılır: Eğer tarafların imkânsız edimin geçersizliğini bilse
lerdi sözleşmeyi kurmayacakları sonucuna varılırsa, sözleşme bütünüyle
194
ALTUNKAYA; a.g.e., s. 128.
195
Von T U H R / E S C H E R ; a.g.e., s. 2 7 7 ; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 4 1 . 2 1 ;
P U L A Ş L I ; a.g.e., s. 79; S Î R M E N ; a.g.e., s. 8 3 ; ALTUNKAYA; a.g.e., s. 108 vd.
1 9 6
ALTUNKAYA; a.g.e., s. 109.
197
Geniş bilgi için bkz: Sevgi KAYAK; Üçüncü Kişinin Fiilini Tahhüt, Vedat Kitapçı-
n k , İstanbul, 2010, s. 2 2 3 vd.
160
KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
hükümsüz sayılacak, aksi halde imkânsız edim olmaksızın diğer edim ve
ya edimlerle borç ilişkisi devam edecektir 198 .
Son olarak, doktrinde ahlaka aykınlık ve imkânsızlık hallerinin, söz
leşmedeki ifa modaliteleri başlığı altında edim kavramından bağımsız ola
rak değerlendirerek ayn bir başlık altında incelendiği görülmektedir 199 .
İfa modaliteleri ile kastedilen ifa zamanı, yeri, ifanın niteliği ve yöntemi
şeklindeki unsurlar, esasen edimin yerine getirilmesinde rol oynayan un
surlardır. Bu unsurlardaki imkânsızlık ya da ahlaka aykınlık, bazı durum
larda ayıp ve temerrüt oluşturabileceği gibi, çoğu durumda da sözleşme
konusu edimin imkânsızlığı ya da ahlaka aykınlığı sonucunu doğuracağı
için, sadece sözleşmenin içeriğinin bir kısmına ilişkin ahlaka aykırılık ve
200
imkânsızlık hallerinin üzerinde durmayı tercih ettik .
198
Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s.81. B E C K E R ; A r t 72 OR, Rn. 13. O Ğ U Z M A N / Ö Z ;
a.g.e., s. 227. TEKÎNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 816. E R E N ;
a.g.e., s. B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 119.
199
Bkz: B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 122, 143.
2 0 0
Aynı yönde ATEŞ: a.g.e., s. 207.
2 0 1
DURAL/SARI; a.g.e., s. 105.
2 0 2
R O U I L L E R ; a.g.e., s. 52-53.
161
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
dici bir normu ile çatıştığı takdirde hukuka aykırı olur. Emredici normlar;
herkese hitap eden, herkese ödevler yükleyen genel ve objektif davranış
kurallarıdır"2^ demek sureliyle emredici hükümler kavramım dar anlam
da kullandığı görülmektedir. Emredici kuralların sözleşmenin içeriğini et
kilemesi; yani, bu şekildeki dar anlamda emredici hukuk kurallarının söz
leşme üzerindeki etkisi İsviçre Hukukunda "sözleşmenin kanuna aykın
içeriği" (Vertrag mit widerrechtlichen Inhalt) kavramı ile de ifade edil
mektedir 204 . Örneğin bir kira sözleşmesinde kiracı kira bedelinin bir kıs
mım, ölünceye kadar bakma sözleşmesinde doğan bakım alacağını -bu
alacak irat olarak belirlenmemek şartıyla- devretmek suretiyle Ödemeyi
taahhüt etmişse, bu taahhüdü içeren kira sözleşmesi TBK. m. 619 gereğin
205
ce tamamen hükümsüz olacaktır . Zira kira sözleşmesinin esaslı unsur-
lanndan biri olan kira bedelinin bir kısmı, emredici nitelikteki bir hüküm
ile yasak edilmiş olan bakım alacağının devredilmesi yolu ile ödenmeye
çalışılmaktadır. Burada ihlal edilen emredici nitelikteki norm sözleşmenin
içeriğine ilişkin bir unsura ilişkin olmakla beraber, doğrudan TBK. m.
21li. 1 hükmünün uygulanmasına sebep olmaktadır.
2 0 3
Y. 4. H D T . 3.6.1985, E.1985/2315, K.1985/5606 (AKYİĞİT; a.g.e., s. 112).
2 0 4
R Û U I L L E R ; a.g.e., s . 52.
2 0 5
Alpaslan A K A R T E P E ; Ö l ü n c e y e K a d a r B a k m a Sözleşmesi, Vedat Kitapçılık, İs
tanbul, 2005, s. 66 vd.
2 0 6
Kanunkoyucu yasaklayıcı kurallar ile sözleşme özgürlüğü sınırları içerisinde kalan
bir işlemi, birtakım özel sebeplerle "içeriği", "elde edilecek sonuç" veya "işleme ta
raf olanların niteliklerini de kapsamına alacak şekilde işlemin yapıldığı andaki bazı
özel hal ve şartlar" bakımından ayrıca yasaklamak gereği duyabilir. A B E G G ; a.g.e.,
s. 152.
162
KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
2 0 7
H A T E M İ ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 10. B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 1 2 6 . Y a z a r s ö z
konusu emredici hukuk kurallarına aykırılığı "geniş anlamda hukuka aykınlık" ola
rak ifade etmektedir. Ancak kanaatimizce terrninolojik olarak uygun İfade "geniş an
lamda emredici hukuk k u r a l l a n n a " a y k ı n h k olmalıdır. Zira hukuka aykınlık kavra
mı geniş anlamda ahlak gibi yazılı olmayan kurallan da içine alan üst bir kavramdır.
Bunun dışında, şekil ve ehliyet gibi unsurlarda kesin hükümsüzlük dışında farklı hü
kümsüzlük türlerini savunan görüşlerin de bulunduğundan daha önce bahsetmiştik.
Bkz: yuk. s. 2 8 , dn. 107.
2 0 8
Marcel K O E P P E L ; Verbotene Geschitfte (insbesondere Art. 4 0 8 Z G B ) ; ein
Beitrag z u m Handlungsfâhigkeitsrecht, Diss. Recht Freiburg/Schweiz, 1989,
s. 236 vd.; Florian SCHTEFER; Schenkungen aus dem Vermögen Betreuter-
unter rechtsvergleichender Betrachtung der Envachsenenschutzrechte und deren
Entwicklung in Österreich und der Schweiz, Diss., Georg-August-Unİversitat, Göt-
tingen, 2008, s. 16. Doktrinde aile konutu üzerindeki diğer eşin nzasını almaksızın
yapılacak tasarruf işlemlerini sınırlayan MK. m. 194/f.l hükmündeki "sırurlama"nm
niteüğİ oldukça tartışmalıdır. Bazı yazarlar burada bir fiil ehliyeti sınırlaması oldu
ğunu, bazı yazarlar İse tasarruf yetkisi sınırlaması olduğu görüşündedir. Bkz: DU-
R A L / Ö Ğ Ü Z / G Ü M Ü Ş ; a.g.e., s. 210-211. Hatemi'ye göre, diğer eşin nzası alınmak
sızın yapılan bu işlemler "yasak işlenf'dir ve bu h ü k ü m d e açıkça kesin hükümsüzlük
öngörülmediği için, işin niteliği gereği "askıda hükümsüzlük" söz konusu olur. Hü
seyin H A T E M İ ; Aile H u k u k u I- Evlilik Hukuku, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2005,
s. 78-79.
2 0 9
H A T E M İ ; Gerçek Kişiler, s. 3 5 ; KOEPPEL; a.g.e., s. 234 vd.
163
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
164
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
2 1 2
Rudolf A E S C H L I M A N N ; Nichtigkeit wegen VViderrechtlichkeit i m S i n n e v o n O R
20, u n t e r B e r ü c k s i c h t i g u n g des Kriegswirtschaftsrechts, Diss., Zürich, 1949, s. 17.
Belli bir mesleğin icra edilmesinin ruhsat ahnmasına bağlandığı avukatlık, hekimlik
gibi meslekler bakımından, bu meslekleri ruhsatsız yapan kişilerle sözleşme yapan iyi
niyetli kimselerin korunmasında kamu yararı bulunduğu gerekçesiyle aradaki sözleş
me kesin hükümsüz saydmak gerekir. KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; B o r ç l a r H u k u k u ,
s. 5 4 1 ; ROUTLLER; a.g.e., s. 58. İsviçre Federal Mahkemesi de çeşitli kararlarında so
m u t olayın özelliklerini göz önünde bulundurarak, iyiniyeüi tarafın hata veya hile se
bebiyle sözleşmeyi iptal edebileceğini ifade etmiştir. B G E 117 I I 4 7 .
2 1 3
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u , s . 538-539; K R A M E R ; A r t . 19/20
OR, Rn. 146; K O L L E R ; OR AT; Rn. 833; ROUILLER; a.g.e., s. 98. Düzen h ü k m ü
niteliğindeki yasaklayıcı kurallar arasında sınıflandırmayan yazarlar olduğu gibi
( G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 638-655; S C H W E N Z E R ; OR AT; Rn. 32.01-
32.47; K E L L E R / S C H Ö B I ; a.g.e., s. 140-147), düzen hükümlerini, İhlal edildikleri
takdirde hukuk güvenliğinin sarsılması ya da iyiniyetli tarafın haksız yere zarara uğ
raması sonucunu doğurduğu durumlara münhasır kılan yazarlar da ( E N G E L ; a.g.e.,
s. 272-278) bulunmaktadır.
2 1 4
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u , s . 539.
2 1 5
Böyle bir sözleşmenin kesin hükümsüz olabilmesi için, ihlal edilen hükümde butlan
yaptırımının açıkça öngörülmüş olması veya söz konusu normun anlam ve amacımn
butlan sonucunu haklı göstermesi gereklidir. SCHVVENZER; OR AT, Rn. 32.08;
K R A M E R ; A r t . 19/20 O R , Rn. 140; H U G U E N I N ; A r t 19/20 OR, Rn. 17. Taraflar
dan biri bakımından sözleşme yapılmasının yasaklandığı durum (şekli tek taraflılık-
formelle einseitigkeit) ile taraflardan birinin belli İçerikte bir sözleşme yapılmasının
yasaklandığı (maddi tek taraflılık- materielle einseitigkeit) durumun birbirinden fark
lı sonuçlar doğurması ile ilgili geniş bilgi için bkz: Hansrudolf S C H M I D ; Die E i n
seitigkeit d e s g e s e t z ü c h e n Verbots u n d d e r V e r t r a g , Diss., Basel, 1987, s. 112;
R O U I L L E R ; a.g.e., s. 54-55; Çalışma izni olmaksızın çalışan yabancı uyrukluların
yaptığı hizmet sözleşmeleri yasağı koyan normun amacı gereği geçerli olacaktır.
Christian H E İ N R İ C H ; F o r m a l e F r e i h e i t u n d m a t e r i a l e G e r e c h t i g k e i t , die Grund-
lagen der Vertragsfreiheü und Vertragskontrolle am Beispiel ausgewahlter Proble-
165
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
166
KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
167
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Bu aynma göre, bir kısım emredici hükümler doğrudan doğruya kamu dü
zenini ilgilendiren ve belli bir davranışı ilgililerin iradelerini hiçbir suret
le dikkate almaksızın yasaklayan mutlak anlamda emredici hükümlerdir
(Örneğin MK. m. 23, 92, 127, vb.). Bu hükümlere aykırılık kural olarak
TBK. m. 27 uyarınca kesin hükümsüzlük yaptırımı üe karşılaşırken, ka
nun koyucunun özellikle iktisadi, sosyal vb. bakımdan zayıf olan (genel
likle tüketici, işçi, kiracı vb.) tarafı korumak amacıyla koyduğu emredici
hükümlere aykınhk halinde, ihlal edilen normun anlam ve amacına uygun
olarak geçersiz kaydın yerini emredici hüküm almakta ve sözleşme ola
bildiğince ayakta tutulmaya çalışılmaktadır. Aynı şekilde korunan taraf le
hine olmak üzere, İlgili kanun hükmünü değiştirici bir sözleşme yapılabil
diği halde, bunun tersi yani diğer taraf lehine olarak kanun hükmünün ber
taraf edilmesi mümkün değildir 220 . Örneğin, İş Kanunu'nun 45. madde
sinde, "toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmelerine hafta tatili, ulusal bay
ram ve genel tatillerde işçilere tanınan haklara, ücretli izinlere ve yüzde
usulü ile çalışan işçilerin bu Kanunla tanınan haklarına aykırı hükümler
konulamaz" denilmektedir. Kanun koyucunun zayıf olan tarafı ve kamu
düzenini koruma amacını açıkça ortaya koyduğu bu hükmün de nisbi em
redici nitelikte olduğunu kabul edilmektedir 221 . Bu anlamda toplu iş söz
leşmelerinde veya iş sözleşmelerinde İK. m. 46'da en az 24 saat olan haf
ta tatili bu sürenin altında belirlenemeyeceği gibi üzerinde belirlenebilme
si mümkündür. Eğer işçiyi koruma amaçlı bu hükme aykınhk varsa, o za
man sadece işçinin aleyhine olan hüküm geçersiz olacak ve taraflann tam
hükümsüzlük yönündeki farazi iradeleri aranmayacaktır 222 .
2 2 0
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s . 536.
221
Yargıtay bu amacı açıkça ortaya koyduğu kararında "..İş Yasasının en belirli amacı,
hem koruyucu iş hayatı kurallarım zayıfların korunması ülküsüne yöneltmek hem de
toplum düzeninin ve toplum sükununun süreklilik şartlarını araştırmaktan ibaret ol
muştur". Y H G K T. 29.5.1963, E. 1963/4-39, K. 1963/59 (Corpus).
2 2 2
Kenan T U N Ç O M A Ğ ; "Toplu İ ş Sözleşmesinin K a n u n a Aykırılığı Sorunu", Prof.
Dr. ilhan P O S T A C I O Ğ L U ' n a Armağan, İstanbul, 1990, s. 338-339. Ayrıca bkz:
B E C K M A N N , a.g.e., s. 305-308.
168
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARİ
2 2 3
Y. 3. H D . T. 14.7.2005, E. 2005/7644, K. 2005/7978 (Corpus).
2 2 4
T ü r k Tabipler Birliği'nin, 6 0 2 3 sayılı Kanunun 28/TJ maddesine göre belirlediği iş
yeri hekimliği asgari ücret tarifesindeki ücrete ilişkin hükümlerin emredici nitelikte
o l u p olmadığı yönünde karşı oy yazısı ile beraber değerlendirilmesi gereken Yargıtay
k a r a n İçin bkz: Y. 9. H D . T. 05.04.2004, E. 2003/19606, K. 2004/7404 (Corpus).
169
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Son olarak ifade etmek gerekir ki; başlı başına yedek hukuk kuralla
rına aykınlık kesin hükümsüzlük yaptınmını gerektirmez 225 . Ancak özel
likle tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde bedeli belirlenebilir kıl
maya yarayan çeşitli tamamlayıcı hukuk kurallan olan alım-satımda se
men (TBK. m. 207//.3), hizmet akdinde ücret (TBK. m. 401 j 2 2 6 , eser söz-
Üşmesinde bedel (TBK. m. 481) ve vekâlet sözleşmesinde ücretin (TBK.
m. 502) ahlaka veya kişilik haklanna (MK. m. 23/f.2) aykın şekilde belir
lenmesi halinde sözleşmenin ilgili kısmı geçersiz olacaktır. Bundan sonra
ise, oluşan sözleşme boşluğunu doldurmak üzere söz konusu tamamlayı
cı hukuk kurallan devreye girecektir 227 . Bununla beraber, ödünç sözleş
melerinde faiz ve kira sözleşmelerinde bedel gibi konularda nasıl bir yap
tınm uygulanacağı konusunda bu tarz hükümlerin niteliğinin yamnda, an
lam ve amacının da çok iyi araştınlması gerekmektedir. Bu konuya ileri
de daha detaylı olarak değineceğiz.
A K S O Y D U R S U N ; a.g.e., s. 167-168.
170
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
îlk ihtimalde, emredici nitelikteki hüküm aynı zamanda bir üst sınır
da öngörmekte ise, o taktirde kanaatimizce ihlal edilen normun lafzından,
anlam ve amacından ortaya çıkan farklı uygulanma şartlarına öncelik ver
mek suretiyle TTK. m. 1530 hükmünden hareketle düşey kısmi hüküm
süzlük uygulanacaktır. Bu konuyu dördüncü bölümde inceleyeceğimiz
için burada sadece kanaatimizi belirtmekle yetiniyoruz.
2 2 8
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 156; ATEŞ; a.g.e., s. 289. Ayrıca değiştirilmiş kısmi hüküm
süzlüğe ilişkin açıklamalarımız için bkz: aşa. s. 209 vd.
2 2 9
Sözleşmenin esaslı unsur olarak bölünebilirliğine ilişkin açıklamalarımız için b k z :
yuk. s. 82 vd.
2 3 0
D o k t r i n d e "genel ahlak" ve " a h l a k " kavramını eş anlamda kullananlar olduğu gibi
(Bkz: K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u , s. 550), bir ahlak kuralının
171
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
genel ahlak kuralı haline gelebilmesi için bazı unsurlar taşıması gerektiği görü
şünde olan yazarlar da mevcuttur. Bkz: ATEŞ; a.g.e., s. 85 vd. B A Ş P I N A R ; a.g.e.,
s. 136.
231
Bazı yazarlar bu tanımın içerisine "orta zekalı" insan kıstasım da koymaktadırlar.
Bkz: ALTUNKAYA; a.g.e., s. 83; BAŞPINAR; a.g.e., s. 136. Ancak ahlaki değerlen
dirmede zekanın öneminin olmadığı, doğruluk ve dürüstlük kuralının belirleyici ol
duğunu kabul etmek gereklidir. Yargıtay da bu hususu isabetli olarak "Genel ahlak,
makul ve dürüst düşünen kimselerin çoğunluğunun ahlak anlayışıdır" şeklinde ifade
etmiştir. Y. 1. H D . T. 6.3.2002, E. 2001/10578, K. 2002/2892 (Corpus). Aynı yönde
b k z : K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar H u k u k u , s. 550, dn. 83).
2 3 2
Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 256; E R E N ; a.g.e., s. 2 9 1 ; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e-,
s. 7 4 ; ATEŞ; a.g.e., s. 87, 189. B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 136; KOCAYUSUFPAŞAOĞ
L U ; Borçlar Hukuku,. 5 5 0 ; LARENZAVOLF; § 4 1 , Rn. 9. KOZIOL/BYDLINSKI;
§ 8 7 9 ABGB, E. 55.
2 3 3
ATEŞ; a.g.e., s. 88-89. Bİr ülkede pozitif hukukun temel ilkeleri değişmiş ise, bunla
nn atıf yaptığı ahlak kurallan da Hukuk Düzeninden çıkarılmış ve başka hukuk ku
rallan iktibas edilmiş olur. H A T E M İ ; Hukuka ve Ahlaka Aykırılık, s. 115-116. Ör
neğin 1960'h yıllarda İsviçre'de evli çiftler dışında üçüncü kişilerden s p e r m ve yu
murta bağışı yapılması ahlaka aykın kabul edilirken, 1980'li yıllardan itibaren gerek
li şartlan sağladıktan sonra yapılırsa bu yöndeki sözleşmelerin ahlaka a y k ı n olma-
dıklan kabul edilmiştir. Bu sözleşmelerdeki taraflann amacının çocuk sahibi olma
yan çiftlere yardım etme amacı taşıdığı anlayışı hakim olmuştur. Yine isviçre'de
1.12002 tarihinde yürürlüğe giren 20.12.2001 tarihli Prostitutionsgesetz ilk madde
sinde; para karşılığı cinsel ilişkiye girme faaliyetini içeren anlaşmalar, hukuken ge
ç e n i bir faaHyet izni çerçevesinde geçerlidir. Farklı bir Örnek için bkz: KOCAYU
S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 5 5 1 , dn. 87.
172
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
234
Hatemi'yt göre, de lege lata ahlak normlarının uygulanabilirliği anayasal düzenin
sınırlan İçerisinde denetlenebilir. Ancak yazar de lege feranda olarak, Anayasa'nın
da "asgari ahlak k u r a l l a n " ya da "yaptırımlı ahlak k u r a l l a n " demek olan Tabii Huku
ku çevreleyen Evrensel ahlaka aykırı olmaması gerektiğini savunmaktadır. H A T E M Î ;
H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 104 vd.; 110, dn. 32.
2 3 5
B G E 115 II 235. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 668. KOCAYUSUFPAŞAOĞ
L U ; Borçlar Hukuku, s. 5 5 3 .
2 3 6
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s.78; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 700; Z U F F E R E Y -
W E R R O ; a.g.e., s. 180 vd.
2 3 7
Yargıtay ç o k e s k i bir kararında, faaliyetin ruhsat altında icrasının T B K . m. 27/f. 1
a n l a m ı n d a a h l a k a u y g u n kabul e d i l m e s i s o n u c u n u d o ğ u r m a y a c a ğ ı n ı belirterek,
g e n e l e v işletmeyi a m a ç e d i n e n bir ortaklık sözleşmesini k o n u b a k ı m ı n d a n geçer
siz k a b u l e t m i ş t i r . Y. 4. H D . T. 29.1.1959, E. 1959/10681, K. 1959/1331 (Cor
p u s ) . Aksi y ö n d e k i k a r a r için b k z : Y. 13. H D . T. 13.12.1976, E. 1976/2884,
K. 1976/8294: "Hükümetin izin ile genelev işletmek duruma ahlakilik kazandır
maz ise de; ahlakilik tartışmasını pratik olarak önler".
2 3 8
Taraflardan birinin ahlaka aykırı olarak güttüğü amacı karşı tarafın bilmesinin yeter
li olup olmayacağı meselesi tartışmalıdır. Bir görüşe göre, karşı tarafın bu amacı bil
mesi yetmez, aynı zamanda benimsemesi de gerekir. KOCAYUSUFPAŞAOĞLU;
Borçlar Hukuku, s. 556-557; H A T E M Î ; Hukuka ve Ahlaka Aykırılık, s. 170, 194
vd.; ATEŞ; a.g.e., s. 227; BAŞPINAR; a.g.e-, s. 146-147; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s.
37; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 656. Bir diğer görüşe göre de, ahlaka aykırı
amacı öğrenen sözleşenin sözleşmeyi yapmaktan kaçınmadığı durumlarda, amaç ile
173
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
içerik arasında sıkı bir bağlantı ortaya çıkacağı ve ancak böyle bir durumda ahlaka
aykırılıktan bahsedileceği kabul edilmektedir. B U C H E R ; OR AT, s. 257. Alman Me
deni Kanunu B G B § 138 ise konu, amaç gibi unsurlara değinmeksizin daha geniş bir
İfadeyle "ahlaka aykırı bir hukuki işlem kesin hükümsüz olur" demektedir. Geniş bil
gi için bkz; Klaus L U I G ; "Vertragsfreiheit und  q u i v a 1 e n z p r i n z i p im gemeinen
Recht und im B G B " , Festschrift für Coing, 1982, s. 171.
2 3 9
HATEMİ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 206. Başpinar tarafların farazi iradele
rinden tam hükümsüzlüğü istedikleri sonucu çlkanlıyorsa hakimin tam hükümsüzlü
ğe hükmedeceğini ifade ettikten sonra, taraflann geçersizlik sebebini sözleşmenin
kurulma aşamasında bilmeleri halinde tam hükümsüzlüğün uygulanmayacağını; bu
nun yerine m u v a z a a n ı n söz konusu olacağını ve görünüşteki sözleşmenin geçersiz
olacağını ifade etmektedir. B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 93. Sözleşmenin bir kısmındaki ge
çersizliğin bilinmesi T B K . m. 27/f.2 c.2 gereği taraflann farazi İradelerinin dikkate
alınmasını engeller. Yoksa her iki tarafın da geçersizlik sebebini bilip bilmeleri daha
Önce de ifade ettiğimiz üzere, sözleşmenin hukuka aykınlığmm tespitinde ö n e m arz
etmemektedir. Eğer taraflar üçüncü kişilere karşı sakat olduğunu bildikleri fakat as
lında istemedikleri sözleşme h ü k m ü ile bağlanmayı arzu etmekte iseler, o vakit basit
(adi) muvazaadan bahsedilir. O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 108. Taraflarca geçersizliği
bilinen kısım aslında taraflann dış dünyaya geçerliymiş gibi (simulierte Teil) göster
dikleri ve aslında istemedikleri kısımdır. H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 5 8 . Bu noktada
kısmi muvazaa söz konusu olmakla beraber, sözleşmenin geri kalanı bakımından
TBK. m. 27/f.2 c . l gereği kısmi hükümsüzlük gündeme gelir. M E D I C U S ; B G B , §
45, Rn. 507. Ancak taraflann sözleşmenin bir kısmındaki hükümsüzlüğü bilselerdi
ne isterlerdi yönündeki farazi iradeleri araştınlmaz. Von E S C H ; a.g.e., s.78-79. Eğer
taraflar sözleşmenin bir kısmındaki hukuka aykınlığı bilmekle beraber geçersiz ola
cağım bilmiyorlar ise, arük muvazaadan bahsedÜemez ve TBK. m. 27/f.2 c.2 gereği
farazi iradeleri dikkate alınarak sonuca vanlır. H u k u k a aykınlığı bilen ancak geçer
sizliği bilmeyen taraflann farazi iradelerinden tam hükümsüzlük sonucuna ulaşıldığı
vakit taraflann birbirinden tazminat vb. talepleri hakkın kötüye kullanılması yoluyla
engellenebilecektir. Zira sözleşmedeki kısmi hükümsüzlük sebebini bilen veya bil
mesi gereken tarafın, sakat olan kısmın geçerli olacağı yönünde karşı tarafta uyandır
dığı bir güvenden bahsedilemez. E R G Ü N E ; a.g.e., s. 247.
2 4 0
H A T E M İ ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 200; 206; ATEŞ; a.g.e., s. 2 0 2 . Yazar,
sözleşmenin ahlaka aykınlık sebebiyle geçersiz olabilmesi için her iki tarafın da ah
laka aykın amacı taşıması veya en azından diğer tarafın bu amacı bilmesi ve amacı
gerçekleştirmeye teşvik etmesi ya da normalin Üzerinde bir çıkar sağlaması gerekti
ği görüşündedir.
174
si amacıyla bir kimseye borç para verilmesi halinde, yapılan ödünç söz
leşmesinin amacı hukuka aykırıdır. Taraflardan birinin bildiği veya bilme
si gerektiği bir aykınhk söz konusu ise, iyiniyetli zarar gören taraf bakı
mından ileride bahsedeceğimiz üzere tazminat sorumluluğun doğması söz
konusu olabilir. Taraflann sözleşmeyi yapmadaki niyeti ya da ortak ama
cı ahlaka aykınhk değerlendirmesinde tek başına öneme sahip değildir 241 .
Bir sözleşmenin ahlaka aykırılığı, o sözleşmenin "konusu" veya sözleşme
taraflannın "ortak amacı" dışında, sözleşmenin yapıldığı hal ve koşullar
dan ve edimlerden kaynaklanabilir 242 . Örneğin, sperm bağışı, taşıyıcı an
nelik gibi yapay döllenme teknikleri açısından aslında taraflann niyetleri
nin sadece "çocuk sahibi olmak veya karşı tarafı çocuk sahibi yapmak"
olması sözleşmeyi ahlaka aykın olmaktan kurtarmayacaktır. Zira sperm
bağışı açısından salt "çocuk sahibi olma amacı", çocuğun soyunu bilme
hakkı ile çatışabildiği gibi, taşıyıcı annelik bakımından bu uygulama aynı
zamanda maddi menfaat karşılığı insan vücudunun araçlaştınlması sonu
cunu doğurduğu için kişilik hakkının koruduğu değerlerden bir kısmı ile
çatışacaktır. Aynca ifade etmek gerekir ki, sperm bağışının kabul edildiği
Avrupa ülkelerinin birçoğunda bu işleme bağlı başkaca ahlaka aykın so
runlar gündeme gelebilmektedir 243 .
2 4 1
Aynı y ö n d e Yargıtay kararları için bkz: Y. 11. H D . T. 8.12.1975 E. 1975/4834,
K. 1975/7191 ( K A R A H A S A N ; a.g.e., s. 238-241),
2 4 2
L Ö R T S C H E R ; a.g.e., s . 203,205, K R A M E R ; Art.19/20 O R , R n . 205. ZUFFEREY-
W E R R O ; a.g.e-, s.138; TEKÎNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 4 0 1 ;
A T E Ş ; a.g.e., s. 232 vd.; KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; B o r ç l a r H u k u k u , s. 558.
Bu y ö n d e k i bir Yargıtay k a r a n için bkz: Y. 20. H D . , T. 28.3.2002, E. 2002/1955,
K. 2002/2791 (YKD. 2002/7, s.1077). Aksi yönde bkz: G A U C H / S C H L U E P ; OR AT,
R n . 6 7 6 ; B U C H E R ; OR AT, s. 258-259. İsviçre Federal Mahkemesinin de; bir söz
l e ş m e n i n ahlaka aykın olup olmadığının sadece içeriğine göre belli edilmesi gerek
tiği y ö n ü n d e ( B G E 84 II 13) ve sözleşmenin kurulması hal ve şartlann edimler ara
sında dengesizliğe yol açması halinde, bu durumun gabne İlişkin BK. m. 21'in uygu
l a m a alanına gireceğine yönelik ( B G E 115 II 36) kararlan mevcuttur.
2 4 3
Geniş bilgi için bkz: Kurt M Ü L L E R ; "Zeugnispflicht bei heterologer F e r t i l i s a t i o n " ,
F a m R Z , 1986, s. 635. Geniş bilgi ve başka örnekler için bkz: ATEŞ; a.g.e., s. 238 vd.
175
TORK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Yine özellikle sürekli borç ilişkisi doğuran veya ani edimli olup da
oldukça uzun süreli yapılan sözleşmelerde "süre" unsurunun ahlaka aykı-
2 4 4
P A L A N D T / H E I N R I C H S ; § 138, R n . 4 8 . Birleşmiş Milletler Ç o c u k Haklarına Dair
Sözleşme'nin 7.maddesine göre çocuğun soyunu öğrenme, genetik anne-babasını ta
nıma ve onlarla birlikte bulunma hakkı mevcuttur. Bir görüşe göre, B G B § 139 uya
rınca tarafların farazi iradesinden " d o n ö r ü n gizli kalacağına ilişkin kayıt" olmaksızın
sözleşmenin geçerli olacağının anlaşılması halinde, yalnızca kaydın hükümsüz olma
sı gerektiği ifade edilmektedir. Katharina WAIBL; Kindesunterhalt als Schaden,
fehlgeschlagene Familienplanung und heterologe Insemination, München, 1986,
s. 2 2 3 . Bir diğer görüşe göre de, anne adayı ve döllenmeyi yapan doktor arasında ya
pılan ve anonimlik kaydını içeren bir sözleşmenin geçersizliğinin, aynı kaydı içeren
ve donör İle döllenmeyi gerçekleştiren doktor arasında yapılmış olan sözleşmeyi et
kilemeyeceği ifade edilmektedir. Donörün gizli kalmaya yönelik menfaati ile çocu
ğun soyunu bilme menfaatinin çatıştığı bu durumda çocuk, sözleşmenin geçersizliği
ni sağlama yoluyla değil de, özel hukuktan doğan taleplerini ileri sürerek donörün
bilgilerini edinebileceği savunulmaktadır. L A U F S / U H L E N B R U C K ; Handbuch des
Arztrechts, 3. Aufl., M ü n c h e n , 2002, s. 382. Bir diğer görüşe göre, bu son halde ço
cuğun üçüncü kişiyi koruyu etkili sözleşme kurumundan yararlanarak donöre ait bil
gileri işlemi uygulayan Merkezden sözleşmeyi hükümsüz bırakmaya gerek olmaksı
zın edinebileceği ifade edilmektedir. Eva-Maria R Ü T Z ; Heterologe Insemination-
Die rechtliche Stellung des Samenspenders, Springer, Heidelberg, 2008, s. 4 8 .
2 4 5
Bu kayıtlar sözleşmenin ivaz karşılığı yapılması, çocuğu gönüllü çifte evlatlık olarak
verme zorunluluğu gibi kayıtlar olmakla beraber, özellikle ücret unsuru çocuğu taşı
ma fiilinin karşılığı (karşı edim) olarak objektif esaslı unsurdur. Çocuğun korunması
İlkesi yalnızca bu tarz kayıtlann geçersiz sayılmasına sebep olurken, oluşan sözleş
me boşluğunun doldurulmasında da ön planda tutulmalıdır. Harald H E S R A L ; Inhalt
und Wirksamkeit v o n Leihmutterschafts-und EizeUenspendevertrâgen, Diss.,
Schaeuble Verlag, Rheinfelden, 1990, s. 144-151.
176
KısMt HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
2 4 6
G A U C H ; D a u e r v e r t r a g e n , s. 40 vd.; LEU/CASPAR; a.g.m., s 222 vd.
2 4 7
B G E 120 I I 94. Pierre T E R C I E R ; " L e P r i x Abusif vers u n e nouvelle C o n c e p t i o n
de la L i b e r t e c o n t r a c t u e l l e " , Baurecht/Droit de la construction, 1998, s. 80.
2 4 8
ATEŞ; a.g.e., s. 163.
2 4 9
ATEŞ; a.g.e., s. 2 9 5 vd. KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; B o r ç l a r H u k u k u , s. 565 vd.
BK. m. 19/f.2'de kanun koyucunun kişilik h a k l a n n a yapüğı atfın, kişileri özgürlük
lerinin aşın sınırlanmasına karşı korunması İçin yeterli olacağı, MK. m. 23/f.2 hük
m ü n ü n bu anlamda gerekli olmadığı dahi savunulmuştur. Z U F F E R E Y - W E R R O ;
a.g.e., s. 6 0 - 6 1 .
2 5 0
Karar Özgürlüğü, kişilerin hiçbir zorlama altında kalmadan kendi iradeleriyle hareket
e t m e serbestisini ifade eder. ATEŞ; a.g.e., s. 249. Bir örnek vermek gerekirse, kiralık
annelik sözleşmesi ile çocuk doğurma ve teslim etme borcu altına girmiş bir kadının
bedenini K a n t ' ı n İfadesiyle amaç değil araç olarak kullanmasının ahlaka aykın sayıl
ması bir yana, bu sözleşmede "belli süre cinsel ilişkide bulunmama, içki ve sigara
kullanmama, bebeği düşürme tehlikesi yaratan hareketlerden kaçınma aksi halde
tazminatla sorumlu tutulma ve çocuğun velayet hakkından vazgeçme" gibi kayıtlann
177
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
kişinin özel yaşamına yapılacak müdahalelere izin vermesinin yanında karar Özgür
lüğünün ahlaka aykırı bir amaçla sınırlaması anlamına geldiği İçin ( a y n c a bkz;
ATEŞ; a.g.e., s. 250) a y n c a M K . m. 23 kapsamında kişilik h a k l a n n a da aykın sayı
lacaktır. Kiralık annelik sözleşme örnekleri ve değerlendirmesi için bkz: Sinan YIL
M A Z , D ü n y a d a k i U y g u l a m a v e M e v z u a t ı m ı z A ç ı s ı n d a n Kiralık Rahim", yit,
İstanbul, 2002, s. 53 vd.
251
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 567; ATEŞ; a.g.e-, s. 165, 2 5 1 . İs
viçre H u k u k u n d a aym yönde bkz: H O N S E L L ; Art.19, R n . 22, 2 5 ; T H E V E N A Z ;
a.g.e., s. 6 5 . H U G U E N I N ; Art.19/20 OR, Rn.44. Türk H u k u k doktrininde M K . m.
23/f.2*nin dar anlamda yalnızca "özgürlüklerden vazgeçme veya özgürlüklerin aşın
derecede sınıriandınlması"na münhasır bir hüküm olarak değerlendirenler İçin bkz:
D U R A L / Ö Ğ Ü Z ; a.g.e., s. 135; OĞUZMAN/SELÎÇİ/OKTAY; Kişiler Hukuku,
7. b.s., İstanbul, 2002, s. 131. isviçre H u k u k u n d a aym değerlendirme İçin bkz:
B U C H E R ; OR AT, s. 120. Z U F F E R E Y - W E R R O ; a.g.e., s. 126.
2 5 2
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r Hukuku, s . 567.
2 5 3
KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; Borçlar Hukuku, s. 568 vd.; ATEŞ; a.g.e.,
s. 295 vd.
178
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
Bu kavram, h u k u k düzeninin bir hukuki işlemi tarafları arasında geçerli saydığı hal
de, bunun sonuçlarının başkalarına karşı ileri sürülememesini kabul ettiği hallerde
(Örneğin İİK m.277 vd maddeler) söz konusu olan nisbi etkisizlik (relative Unwirk-
samkeit) kavramı ile karıştırılmamalıdır. İsviçre Hukukunda Eugen BUCHER tara
fından ortaya atılan ve büyük yankı bulan nisbi hükümsüzlük görüşüne göre, M K .
m. 23/f.2 (ZGB Art. 27 Abs.2) kapsamına giren ihlallerde doğrudan BK. m. 20/f.l'e
dayanan geçmişe etkili şekilde her zaman ve herkes tarafından ileri sürülebilen kesin
hükümsüzlüğün uygulanması MK. m. 2 3 ' ü n koruma amacı İle bağdaşmaz. Bu an
lamda özgürlüklerden vazgeçme anlamında kişilik hakkının ihlali söz konusu oldu
ğunda, hükümsüzlük yalnızca ihlale uğrayan kimse tarafından ileri sürülebilecek
olup, ihlale uğrayan taahhüdünü gerçekleştirmediğinde, karşı taraf bunun ifasını is
temeyecek; ifa gerçekleşmiş ise hükümsüzlük iddiasında da bulunamayacakür. Ahla
ka a y k ı n şekilde aşın bağlılık halinde ise sözleşme geçerli olup, ihlale uğrayan taraf
dilerse a ş m h ğ ı n gerçekleştiği andan itibaren kendisine tanınacak fesih hakkım kul
lanarak sözleşme ilişkisinden ileriye etkili kurtulabilecektir. B U C H E R ; OR AT,
s. 2 5 9 ; 265 vd. B U C H E R ; B e r n e r K o m m e n t a r , A r t . 2 7 Z G B , Rn.128. Aynı yönde
O G e r Luzern SJZ 84 (1988), 48. Z U F F E R E Y-V/ERRO; a.g.e., s.356. Aynı çözüm
B u c h e r ' e atıf yapmaksızın Tereler tarafından da benimsenmiştir. Bkz: Pierre
T E R C I E R , L e s d r o i t d e s obligations, Zürich/Bale/Geneve, 2004, Rn. 597.
179
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 5 6
KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; Borçlar Hukuku, s. 571.
2 5 7
E N G E L ; a.g.e., s. 876, E R E N ; a.g.e., s. 1187, O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 9 2 1 .
258
Hatemi'ye göre, "Bu gibi sözleşmelerde, MK. m. 23/f.2 dolayısı ile "ahlaka aykırı
lık" aynı zamanda "hukuka aykırılık" durumuna gelir. Nicelik bakımdan belirli bir
dereceye yükselen özgürlük kısıtlamaları, MK. m. 23/f.2 dolayısı İle hukuka aykırı sa
yılır ve bu dereceyi ahlak kuralları belirler". H A T E M İ ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırı
lık, s. 224.
259 Yargıtay H u k u k Genel Kurulu kararına konu bir olayda hizmet sözleşmesinde belir
lenen tazminat koşulu ile ilgili olarak "...gerçekten bireylerin kişiliklerini ekonomik
varlıklarının temellerini ahlaki anlayışlarla bağdaşmayacak bir biçimde fiziki, ahla
ki bakımdan tehlikeye sokan sınırlamalar aşırı olup, bu sınırlamaları aşan sözleşme
ler geçersiz olur" denilmektedir. Y H G K T. 11.2.1976 E.1973/4-1088, K. 1976/209
( Y K D . C. 2, S. 2, s. 1269). Yargıtay'ın 5.5.1999 tarihli kararında; fesih h a ü n d e yük
lenicinin o tarihte inşaat yaptığı imalattan hiçbir bedel talep etmeyeceğine dair söz
leşmeye konulan hükmün, B K . ' n u n 20. maddesi ve H G K . ' n u o 1970/1053 E.
1974/222 sayılı k a r a n gereğince, tacirin iktisaden mahvına neden olacak derecede
ağır, haksız ve iyi niyet k u r a l l a n n a a y k ı n olması nedeniyle geçersiz olduğu belirtil
miştir. Y. 15. H D . T. 5.5.1999, E. 1999/1119., K. 1999/1769.(Corpus).
180
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLAR!
2 6 0
ATEŞ; a.g.e., s. 238 vd.; K R A M E R ; A r t . 19/20 OR; R n . 224; B U C H E R ; OR AT,
s. 264; O G e r Basel-Land B J M 1973 95, 97. Ancak Yargıtay 11.5.2000 günlü kararın
da; iktisaden mahva sebep olacak kadar ağır olmasa dahi zararın çok üstünde olan,
etik yönden toplumu rahatsız eden kayıtların dahi BK.'nun 19 ve 2 0 . maddelerine gö
re batıl olduğunu belirtmiştir. Y. 15. H D . T. 11.5.2000, E. 1999/4655, K. 2000/2324.
(YKD., C. 27, S. 9, Eylül 2000, s. 1394-1395).
2 6 1
S U N G U R B E Y / K A N E T t ; " B o r ç l u n u n Kişilik H a k l a r ı n d a n o l a n İ k t i s a d i Faaliyet
H ü r r i y e t i n i n H a n g i Ö l ç ü d e S ı n ı r l a n m a s ı A h l a k a Aykırı D ü ş e r ? " , Medeni Hukuk
Sorunları, 3. cilt, istanbul, 1976, s. 179.
2 6 2
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn. 663. K R A M E R ; A r t 19/20 OR, Rn. 2 2 5 . GIGER;
a.g.e., s. 72. S P I R O ; a.g.m., s. 449. MAYER-MALY; B G B § 139, Rn. 64. JAUER
N I G ; B G B § 138, Rn. 12. Veysel BAŞPINAR; "Kişilik H a k k ı A ç ı s ı n d a n Kelepçe
l e m e S ö z l e ş m e l e r i " , ABD., S. 1, 1999 s. 20. İsviçre Federal M a h k e m e s i 1978 yılın
da karara konu olan 5 yıl süreli bir "menajerlik" sözleşmesinde, karşı tarafça yıldız
şarkıcı olarak yetiştirilmesine karşılık, şarkıcı olan taraf kazancının % 4 0 ' ı n a ulaşan
bir bölümünü menajer ücreti olarak ö d e m e yükümlülüğü yanında, karşı tarafın rıza
sını almadan sahneye çıkmamama, sanatsal faaliyetine ilişkin başka kimselerle bir
sözleşme imzalamama, diğer tarafın tüm talimatlarına uyma, kendisine teklif edilen
sarkılan kabul etme, menajeri tarafından imzalanan sözleşmeleri yerine getirme gibi
bir dizi ağır ve kapsamlı yükümlükler altına girmişti. M a h k e m e tarafından söz konu
su yükümlülükler M K . m. 23/f.2 anlamında kişilik haklanna a y k ı n kabul edilirken,
''''vekâlet sözleşmelerinde tarafların sözleşmeden her zaman geri dönebileceğine"
ilişkin OR. Art. 404 Abs.l gereğince, sözleşmenin feshedilip feshedilemeyeceği
meselesine değinmiştir. B G E 104 II 108. Bu karar ile ilgili değerlendirme için ayrı
ca Bkz: KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; B o r ç l a r H u k u k u , s. 575-576; K R A M E R ;
A r t 19-20 OR, Rn. 382.
181
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
263
Federal M a h k e m e kararlarından Örnekler için bkz: K R A M E R ; Art.19-20 O R , Rn.
217 vd. Fick, kişilik haklarına aykın olacak biçimde uzun ya da sonsuz süre belirlen
diği hallerde hakim tarafından her bir somut olaya göre değişen süre indiriminde bu
lunulmasının hukuk güvenliğini sarsacağını beürtmekle beraber, Art. 334 hükmünde
ki 10 yıllık sürenin kıyas yoluyla bütün sözleşmelere uygulanmasını önermiştir. F.
F İ C K ; " D i e Sittlichkeit als S c h r a n k e d e r V e r t r a g s f r e i h e i t " , SJZ, 10,1914, s. 285.
A n c a k bu görüş, her bir sözleşme tipinin birbirinden farklı özellikler gösterdiği ve ta
raflann sözleşmeye olan menfaatlerinin farklı tipteki sözleşmeler bakımından çeşit
lilik arz ettiği göz ö n ü n e alındığında isabetli bulunmamıştır. K R A M E R ; Art.19-20
O R , Rn. 2 2 1 . OR Art.404 h ü k m ü n ü n , franchise ve genel olarak isimsiz sürekli borç
ilişkisi doğuran sözleşmeler bakımından uygulama alam hakkında bkz: Peter GA-
U C H ; " D e r A u f t r a g , d e r D a u e r v e r t r a g u n d A r t . 404 O R " , SJZ 101, 2005, s.520
vd. Kişilik h a k l a n n a a y k ı n şekilde nicel unsurlan bakımından aşın bağlanma yara
tan durumlardan her birini (rekabet yasağı sözleşmeleri, yüksek faiz, aşın bedelli
sözleşmeler vb.) kendi başlıktan altında bir sonraki bölümde inceleyeceğiz.
2 6 4
Taraflann farazi iradelerine göre tespit edilen h ü k m ü n ikamesi hakkında geniş bilgi
İçin bkz: s. 187 vd., 2 0 8 .
2 6 5
G I G E R ; a.g.e., s. 73-74. 1981 tarihli İsviçre Federal Mahkemesi k a r a n n d a kişilik
h a k l a n n a aykınlıktan hiç bahsetmeksizin sonsuz süreli tek satıcılık sözleşmesinde
indirimin yapılacağı ölçüyü ( M a B s t a b ) belirlerken OR Art. 20 Abs. 2 çerçevesinde
farazi iradeleri dikkate almıştır. "...Daher ist anzunehmen, dass beide Parteİen bei
Kenntnis der Teilnichtigkeit des Vertrags die nichtige Klausel durch die Vereinbarung
einer festen Vertragsdauer von acht Jahren ersetzt hatten." B G E 107 II 216. Karar
da M a h k e m e farazi iradeleri dikkate alırken hem objektif h e m de sübjektif kriterleri
bir arada değerlendirmiştir.
182
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
2 6 6
D e B R O N E T T Georg-Klaus, D i e B i e r l i e f e r u n g s v e r t r a g als Beispiel v e r t r a g l i c h e r
M o n o p o l e i m d e u t s c h e n , f r a n z ö s i s c h e n u n d belgischen R e c h t , Diss., Köln, 1976,
s. 23 vd.
267
B G E 114 II 159. W Ü T R I C H ; a.g.e., s. 30 vd.; Çeşitli Kanton Mahkemesi kararları
için bkz: K R A M E R ; A r t . 1 9 - 2 0 OR, Rn.382. Bira teslimi sözleşmesini 10 yıl üze
rinden geçerli sayan karar için bkz: B G E 3 2 I I 5 4 ; Un teslimi sözleşmesini 10 yıl üze
rinden geçerli sayan karar için bkz: B G E 51 II 167. (GIGER; a.g.e., s. 74, dn.
232'den naklen).
2 6 8
Bu konuyla ilgili geniş bilgi için bkz: ATEŞ; a.g.e-, s. 244-245; 257 vd.
2 6 9
K R A M E R ; A r t . 1 9 - 2 0 OR, R n . 362, 372; R O U I L L E R ; a.g.e., s. 168,187 vd.; ATEŞ;
a.g.e., s. 302-303.
2 7 0
Federal M a h k e m e ' y e doktrinde nerdeyse oybirliğiyle kabul edilen görüşe göre, müs
takbel alacağın temlikinde, temlik edilecek alacağın, borçlunun şahsı, hukuki sebep
ve miktar açısından belirli veya en azından belirlenebilir olması gerekir. Bkz: Fahret
tin A R A L ; " T o p y e k ü n T e m l i k " , A U H F D , C.42, S.l-4, 1991-1992, s.109. Bu halde
de tıpkı rekabet yasağı hükmünde olduğu gibi, hakimin -bağlanmanın ve karşı edi
min indirileceği sınırı belirlerken ORArt. 20Abs.2 gereğince tarafların farazi İrade
lerini dikkate alarak- indirim yaptırımım uygulayabileceği kabul edilmektedir. RO
U I L L E R ; a.g.e.,s. 188.
2 7 1
R O U I L L E R ; a.g.e., s. 189, d n . l 0 4 9 ' d a belirtilen yazarlar; S C H W E N Z E R ; OR AT,
Rn.32.38; H U G U E N I N ; Art.19/20 OR, Rn. 5 5 . Huguenin'e, göre, hakim tam hü
kümsüzlüğü kişiliği korunan taraf lehine re'sen nazara alacaktır. H U G U E N I N ; Nich-
tigkeit, s. 31 vd.
183
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
kümsüzlük yönünde bir hak daha tanınmalıdır 272 . Bu durum isviçre Hu
kuk Doktrininde "sınırlı esneklik görüşü" olarak da ifade edilmekte
olup 2 7 3 , Türk Hukuku bakımında da taraftar bulmaktadır 274 . Hatırlanaca
ğı üzere benzer yönde bir çözüm toplumda iktisaden veya sosyal olarak
zayıf olan kimseleri koruma amacının bulunduğu bütün emredici nitelikli
hükümlere aykınlık halinde de benimsenmektedir 275 .
2 7 2
Kanaatimizce, düşey kısmi hükümsüzlüğün uygulandığı üst smır hükümleri bakı
mından (TBK. m. 115, T K H K . m. 6/A vb.), korunan tarafa tam hükümsüzlüğü ileri
sürme hakkı tanınmalıdır. Zira böylece, sözleşmenin güçlü tarafının tereddüt etmek
sizin üst sınırı aşması söz konusu olmayacaktır. Ancak, gerek üst smır hükümlerin
de, gerekse hakimin indirim konusunda takdir yetkisi veya görevi olduğu veyahut
doktrinde indirim imkanının tanındığı (uzun süreli sözleşmeler veya belirlilik ilkesi
ne uymadan yapılan alacağın temliki) hallerde, sadece korunan tarafa tam hüküm
süzlük hakkının tanınması halinde ortaya çıkabilecek bazı hukuki sorunlar doktrinde
açıklığa kavuşturulmalıdır. Örneğin, tam hükümsüzlük ile beraber sözleşmenin zayıf
tarafına kendi edimini yerine getirmekten çekinme hakkı verilip verilmeyeceği veya
karşı taraf edimini ifa etmişse karşı edimi talep edip edemeyeceği meselesi tartışıl
malıdır. Yİne, İfa etmeme veya kötü ifa halinde sorumluluğun tespiti nasıl olacaktır?
2 7 3
K O L L E R ; § 13, R n . 150. G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn.684.
2 7 4
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s . 5 9 1 vd.
275
R O U I L L E R ; a.g.e., s. 189, d n . l 0 4 9 ' d a beürtilen yazarlar; SCHVVENZER; OR AT,
R n . 32, 3 8 ; K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 593, dn. 4 4 .
2 7 6
" E k o n o m i k k a m u d ü z e n i " kavramı için bkz: FLOUR/AUBERT/SAVAUX; a.g.e.,
s. 2 0 3 vd. Karş: R O U I L L E R ; a.g.e., s. 197; ATEŞ; a.g.e., s. 3 0 1 .
184
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
2 7 7
K R A M E R ; Art. 19-20 OR, R n . 220 vd.
278 V o nTTJHR; a.g.e., s. 349. B E C K E R ; Art. 164 OR, R n . 4 1 ; GUHL/MERZ/KOLLER;
Das Schweizerische Obligationenrecht, 8. Aufl., Zürich, Schultess, 1991, s. 248-
249. İsviçre Federal Mahkemesi de temlik edilen geçerli alacak miktarının belirlen
mesinin m ü m k ü n olamayacağı, bu durumun hukuki güvensizliğe yol açacağını be
lirtmekle beraber temlik edilen alacağın borçlusunun hangi alacağın kısmen batıl ol
duğunu bilemeyeceğini ifade etmiştir. B G E 106 E 379, 112 II 4 3 3 . KRAMER;
Art.19-20 OR, Rn.347. Bu kararın eleştirisi için bkz: A R A L ; a.g.m, s. 127. Aynca
bkz: TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 248; O Ğ U Z M A N / Ö Z ;
a.g.e., s. 899-900; E R E N ; a.g.e., s. 1187. Toptan temlikin ne zaman ahlaka ve kişilik
h a k l a n n a a y k ı n sayılacağı konusunda geniş bilgi için bkz: A R A L ; a.g.m., s. 123 vd.
isviçre H u k u k u n d a kısmi hükümsüzlük görüşü taraftarlan için bkz: A R A L ; a.g.m,
s. 126, dn.33'de anılan yazarlar; R O U I L L E R ; a.g.e., s. 188.
2 7 9
ATEŞ; a.g.e., s. 265-266 ve özellikle dn.784; A R A L ; a.g.m, s.126-127.
2 8 0
A R A L ; a.g.m, s. 127.
185
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
2 8 1
Josef E S S E R ; " § 138 B G B u n d die B a n k p r a x i s d e r G l o b a l z e s s i o n " , Z H R 135,
1971, s. 320 vd. Geniş bilgi için bkz: Fardjam C. YAZHARİ; V e r l a n g e r t e r Eigen-
t u m s v o r b e h a l t u n d G l o b a l z e s s i o n , Diss., Hamburg, 2002, s. 52 vd.; Andreas FILL-
M A N N ; " A n f e c h t u n g d e r G l o b a l z e s s i o n als i n k o n g r u e n t e D e c k u n g - B G H l o c u t a ,
c a u s a f i n i t a ? " , N J O Z , Heft 10, M â r z 2008, s. 824-825; J A U E R N I G ; § 398 B G B ,
Rn.21 vd.
2 8 2
Örneğin bir Banka ile yapılan kredi sözleşmesinde bankaya karşı verilen teminat
amaçlı temlik taahhüdünde durum böyledir. A R A L ; a.g.m., s. 98 vd., özellikle s. 125.
283 Değiştirilmiş kısmi hükümsüzlüğün uygulanması ile ilgili geniş bilgi İçin bkz:
aşa. s. 209-215.
2 8 4
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 104.
186
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
2 8 5
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 104.
2 8 6
B G E 58 II 365; 60 II 98, 99; 90 II 38; 117 II 382.
2 8 7
SCHAVENZER; OR AT, Rn.32.28; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 9 5 ; 101 vd; H O N S E L L ;
A r t . 11 O R , R n . l 1; B U C H E R ; OR AT, s. 170; H U G U E N I N ; A r t . 20 O R , Rn. 66;
B E C K E R ; A r t . 1 1 O R , Rn.12; G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn.547. T A N D O Ğ A N ;
a.g.e., s. 5 3 . B G E 60 D" 98.Türk Hukukunda aynı yönde bkz: E R E N ; a.g.e., s. 265.
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 108.
2 8 8
Alman Federal M a h k e m e s i 1966 yılında verdiği bir kararda, gayrimenkul satımına
ilişkin sözleşmenin bir kısmının şekle aykın olması halinde B G B § 139 hükmünün
uygulanabileceğini belirtmiştir. B G H Z 45, 376 (379)= N J W 1966, 1747. Ancak
M a h k e m e 13.11.1998 tarihinde verdiği kararda, kısmi hükümsüzlüğün uygulanma
sında şekle aykınlığm taraflarca bilinip bilimediğinin araştınlması gerektiğine içtihat
etmiştir. M a h k e m e y e göre taraflann sözleşmenin bir kısmına ilişkin şekil eksikliğini
bilerek sözleşmeyi yapmış olmalan, o n l a n n bağlanma niyetlerinin olmadığım
göstermeye yeter. B G H , N J W 1999, 3 5 1 . Geniş bilgi için bkz: Cristopher K E I M ;
" K e i n e A n w e n d u n g d e s § 139 B G B b e i K e n n t n i s d e r P a r t e i e n von d e r
T e i l n i c h t i g k e i t ? " , NJW, 2. Halbband, 1999, s. 2866-2867.
2 8 9
B U C H E R ; OR AT, s. 170; B E C K E R ; A r t . 11 O R , R n . 11, 12; B G E 117 II 386;
BGer Z G R G 16 (1997), S.29; BGer 4C.175/2003, E.5= Z B G R 86 (2005), S. 133;
O G e r Z H , ZR 87 (1988), Nr. 18, S. 47; HGer Z H , ZR 96 (1997), Nr. 3 8 , S. 106.
2 9 0
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 95; S C H M I D ; a.g.e., s. 232; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT,
R n . 5 8 1 , dn. 200'de belirtilen yazarlar.
187
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 9 1
B U C H E R ; OR AT, s. 170. B G E 8 1 I I 2 1 3 . İrade sakatlıkları bakımından kıyasen uy
gulanacak kısmi hükümsüzlüğe IV. Bölümde daha geniş şekilde yer vereceğiz. Bkz:
aşa. s. 344 vd.
2 9 2
T E K Î N A Y / A K M A N / B U R C U O Ğ L U / A L T O P ; a.g.e., s . 3 1 3 ; O Ğ U Z M A N / Ö Z ;
a.g.e., s. 849. Müteselsil borçluluğun olduğu bir sözleşme İlişkisinde, borçlulardan
birinin irade sakatlığı sebebiyle iptal hakkım kullanmasından sonra ortaya çıkan hü
kümsüzlüğün TBK. m. 27/f.2 u y a n n c a diğer borçlular bakımından ortak bir savun
ma oluşturması mümkündür. Ancak bu halde, diğer borçlulan iradesi sakat olan borç
lunun iç ilişkideki payı kadar kurtanr. TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP;
a.g.e., s. 310. Aksi yönde bkz: O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s.849, dn. 184. Sinallagma-
tik (karşılıklı) sözleşmenin bulunduğu durumlarda gabin halinde kısmi İptalin uygu
lanamayacağı yönünde bkz: Faruk ACAR; "Müteselsil Alacaklüikta Gabinin Etki
si", Prof. Dr. Necip Kocayusufpaşaoğlu için Armağan, Seçkin, Ankara, 2004, s. 3 9 1 -
392.
188
KlSMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
2 9 3
A C A R ; a.g.m M s . 389-391.
2 9 4
Bu yönde bir örnek için bkz: I L L E D I T S ; a.g.e., s. 107.
2 9 5
Geniş bilgi için bkz: A K S O Y D U R S U N ; a.g.e., s. 101 vd.; Şener AKYOL; Sözleş
m e n i n Y o r u m u , Vedat Kitapçıbk, İstanbul, 2010, s. 110, 122.
189
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 9 6
Alman Hukukunda Larenz'e göre, taraflann farazi iradesinin araştınlması, hayali
kurmaca bir kıstasa dayanmaktadır. LARENZAVOLF; AT, s.533, 537. Oertmann'a
göre taraflann farazi iradeleri kavramım "bilimsel açıdan tamamen değersiz bir kav
r a m " olarak nitelendirirken (Paul O E R T M A N N ; "AnfangUches L e i s t u n g s u n v e r -
m ö g e n " , A c P 140, 1935, s. 147), Gernhuber ise, bu kavramın hakime aslında taraf
lann iradesine göre değü, kendi adalet anlayışına göre sözleşmenin İçeriğini belirle
me imkanı sunduğunu ifade etmektedir. Joachim G E R N H U B E R ; " D r i t t w i r k u n g e n
u n d S c h u l d v e r h â l t n i s k r a f t L e i s t u n g s n a h e - Z u r L e h r e von d e r V e r t r â g e n m i t
S c h u t z w i r k u n g e n f ü r D r i t t e " , F S . A.Nikisch, 1958, s . 2 6 1 .
2 9 7
Peter G A U C H ; " M o d i f i z i e r t e Teilnichtigkeit", Anmerkung zu B G E 107 n 216,
Recht 1983, N. 3, s. 96; Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 227; K R A M E R ; Art.19-20
O R , R n . 338 vd.; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 7 1 ; PIOTET; a.g.m., s 107. Doktrinde
kullanılan taraflann "muhtemel iradeleri" (mutmafîliche Parteiwillen) ile "farazi ira
deleri" (hypoîhetischeParte'miilen) kavramının aym anlamda olmadığı yönünde bkz:
BAŞPINAR; a.g.e., s. 89-90. Ancak İsviçre H u k u k Doktrininde bazı yazarlar tarafın
dan her iki kavramın da eş anlamda kullanıldığı görülmektedir. Karş: H O N S E L L ;
A r t . 20 O R , R n . 16. GAUCH/AEPLI/CASANOVA; A r t . 20 O R , s. 5 1 . Her iki kav
ramla da anlatılmak istenen; taraflann sakatlığı bilmiş olsalardı; nasıl bir düzenleme
yapacak olduklanna ilişkin farazi yöndeki iradelerinin tespitidir.
190
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
2 9 8
BAŞPINAR; a.g.e., s. 9 2 .
2 9 9
PAWLOWSKI; a.g.e., s. 185, 2 3 2 vd.; L A M P ; a.g.e., s. 117; P I L Z ; a.g.e., s. 5 7 ; is
viçre Hukukunda aynı yönde bkz: E N G E L ; a.g.e., s. 2 0 6 ; SCHVVENZER; OR AT,
Rn. 32.40; Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 2 2 7 ; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 700;
G A U C H ; Parteiwille., s. 347, 356 vd.; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s.61; T A N D O Ğ A N ;
a.g.e., s. 77. H U G U E N I N ; Art.19/20 OR, R n . 6 3 . B G E 110 I 63; 120 II 4 1 ;
123 III 297, 300; BGer Z G R G 16 (1997). BGer 4C.156/2006, E.3.3. Hubert P I L Z ;
Richterliche Vertragsergânzung und Vertragsabanderung, Freiburg Schweiz,
1963, s. 57-58. M E Y E R ; a.g.e., s. 97; O F T I N G E R ; a.g.e., s. 568. Türk Hukukunda
aynı yönde bkz: B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 96-97.
191
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
3 0 0
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, R n . 7 0 0 , 1 2 5 7 ; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s . 6 1 ; G A U C H ;
Teilnichtigkeit, s. 95-96; T A N D O Ğ A N ; a.g.e., s. 76-77; P I L Z ; a.g.e., s. 58-60.
301
BGE48II373;114H159;115H488.
3 0 2
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 100.
3 0 3
P İ O T E T ; a.g.m., s . 110; 113; B E C K E R ; A r t . 19/20 O R ; R n . 15; A E S C H L I M A N N ;
a.g.e., s. 50; O S E P J S C H Ö N E N B E R G E R ; A r t . 2 0 O R , R n . 66. Alman Hukukunda
a y m yönde bkz: Von E S C H ; a.g.e., s. 76 vd.; MAYER-MALY; " Ü b e r d i e Teilnich
t i g k e i t " , s. 276-277; J O S E P T H A L ; a.g.e., s. 5 3 ; S A N D R O C K ; a.g.e., s. 93 vd.
3 0 4
İsviçre Federal M a h k e m e s i bir k a r a n n d a tek satıcının "süresiz" olarak fesih hakkın
dan vazgeçtiğine yönelik konulan kayıttan taraflann sözleşme ile bağlı kalmak iste
dikleri sonucunun çıkanlabileceği tespitinde bulunmuştur. B G E 107 E 216.
192
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
3 0 5
Alman Hukukunda genellikle bu tarz kayıüâr sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşme
lere dahil olan genel işlem şartlarında yer almaktadır. Alman Yüksek Mahkemesi
2007 tarihli bir kararında taraflann yapraklan internet sunucusu sağlama sözleşme
sinde bedelin değişen pazar koşullarına uyarlacağına ilişkin bir kayıt yer almaktaydı.
M a h k e m e değişen pazar koşullannda sadece sağlayıcıya tanınan uyarlama hakkının
müşterinin de değişen koşullar karşısındaki ö d e m e gücünü zora soktuğu için söz ko
nusu kaydın "müşteri d ü ş m a n ı " (kundenfeindliche) bir yoruma müsait olabileceğini
(BGHZ J58 aaO, Senatsurteil vom 23 Januar 2003 kararına atıfla) ve aynı zamanda
B G B § 308 N r . 4 ' e aykın olduğunu ifade etmiştir. Bununla beraber M a h k e m e bu kay
dın t a m a m e n geçersizliğinin sözleşmenin esaslı unsuru olan bedelin tayinine yönelik
bir kayıt olması nedeniyle sözleşmenin tamamen geçersizliğini sağlayabileceğini be
lirterek, bu kaydı taraflann sözleşmeyi ayakta tutma iradelerinin bir ürünü olarak de
ğerlendirmiş ve söz konusu kaydı iki tarafa da uyarlama hakkı sağlayacak şekilde dü
zelterek geçerliliğini sağlamıştır. B G H - Z R III, (11.10.2007) 63/07, benzer yönde
bkz: B G H Z 141, 153, 155.
3 0 6
P I L Z ; a.g.e., s. 57 vd.
3 0 7
HONSELL/VOGTAVTEGAND; A r t . 1 8 O R , Rn. 7 8 , K R A M E R ; A r t . 1 8 O R , Rn.
2 4 0 ; M E D I C U S ; B G B , § 4 5 , Rn. 508; Yazar da ilk önce taraflann sözleşmenin ya
pıldığı andaki psikolojik d u r u m l a n n m (psychischen Tatsache) ve menfaat dengele-
193
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
194
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
d- Görüşlerin Değerlendirilmesi
Kanaatimizce olaylann birçoğunda, sadece makul ve dürüst sözleşen-
lerin farazi iradeleri ile yetinmek, sözleşmeyi yapan taraflann sözleşme
kurulurken içinde bulunduğu şartlar ve işin mahiyeti gibi unsurlar araştı-
nlmaksızın vanlacak sonuç açısından yeterli olmayabilir. Taraflann farazi
iradeleri, değiştirilmiş kısmi hükümsüzlükte hakimin BK. m. 2/f.2 ve MK.
m. 1 gereği boşluk doldurma faaliyeti ve TBK. m. 27/f.2 c.2 bakımından
taraflann sözleşme ile bağlı kalıp kalmak istemediklerinin tespitinde önem
taşımaktadır. Her iki araştırma bakımından da yalnızca MK. m. 2 ışığında
objektif farazi iradenin esas alınması, genel işlem şartlan veya sürekli borç
ilişkisi doğuran sözleşmeler gibi taraflann birbirine olan üstünlüğünün
veya sözleşmenin devamına ilişkin menfaatlerinin ön plana çıktığı durum
larda her zaman hakkaniyetli sonuç vermeyebilir. Bununla beraber, sade-
308
B G E 107 II 216.
3 0 9
B G E 114 I I 1 5 9 .
195
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
3 1 0
B G E 85 K 13.
311
Benzer yönde bir örnek hizmet sözleşmesine konulan " e v l e n m e m e " kayıtlan bakı
m ı n d a n da düşünülebilir. Bkz: ATEŞ; a.g.e., s. 218, dn. 607.
196
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
3 1 2
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 65. KRAMER; Art.19/20 O R , R n . 367. GAUCH/SCHLUEP;
OR AT, R n . T A N D O Ğ A N ; a.g.e., s. 74. B G E 1 0 7 I I 2 1 9 ; ZR 81,1982. Nr. 77, s. 184.
Farklı yönde bkz: B U C H E R ; OR AT, s. 234.
3 1 3
B G E 80 II 327; 335.
3 1 4
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 6 5 . M E Y E R ; a.g.e., s. 9 5 .
3 1 5
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 101-102.
3 1 6
S O E R G E L / H E F E R M E H L ; § 139 B G B , Rn. 3 3 .
317
H O N S E L L ; A r t . 20, Rn. 2 1 ; G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn. 645; H Ü R L I M A N N ;
a.g.e-, s. 47; BAŞPINAR; a.g.e., s. 77.
197
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
318
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, R n . 695; G A U C H ; Teilnichtigkeit, s.100; K R A M E R ;
Art.19-20 OR, Rn. 330 vd.; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 48. B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 77-
78.
3 1 9
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 49. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 696.
3 2 0
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn. 696.
321
G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 696; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 4 7 .
3 2 2
LARENZAVOLF; § 45 B G B , R n . 2 3 ; J A U E R N I G ; § 139 B G B , R n . 13. B G H N J W
56 (2003), s. 3 4 7 .
3 2 3
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s.78.
198
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
içeriğini TBK. m. 27/f.l' deki sınırlara bağlı kalmak kaydıyla özgürce ka-
rarlaştırabilirler.
Taraflann yaptıklan butlan anlaşması yalnızca sözleşmenin bir kısmı
nın geçersizliği halinde, geri kalanının durumunun ne olacağı ile ilgili ola
rak yapılabilir. Yoksa taraflar yaptıklan butlan anlaşması ile sözleşmenin
tamamının geçersizliği halinde, sözleşmenin başka hükümlerle geçerlili
ğin devam ettirilmesi gibi çözümler getiremezler 324 .
3 2 4
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s.48. G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn. 697.
325
Genel işlem şartlan kullanılarak yapılan sözleşmelerde kurtancı kayıtlann etkisi üze
rine geniş bilgi için bkz: K A S S E L M A N N ; a.g.e., s. 4 1 ; SOMMERAVEÎTBRECHT;
" S a l v a t o r i s c h e K l a u s e l n in G m b H - V e r t r a g e n " , GmbH-Rundschau, Nr.10, 1991,
s. 449; JAUERNIG; § 139 B G B , Rn. 13.
3 2 6
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, R n . 696. H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s . 49. Alman Hukuku
bakımından bkz: B Ö H M E ; a.g.e., s. 50; Günümüzde bu tarz kayıtlara Amerikan Söz
leşme Hukukunda da da r a s ü a m a k mümkündür. Birçok sözleşmede "severability cla-
u s e " olarak ifade edilen ve kelime anlamı ile "bölünebîlirlik kaydı" anlamına gelen
kayıt ile sözleşmenin geçersiz kısım olmaksızın da ayakta tutulacağı kararlaştınl-
maktadır. Bu tarz kayıtlar genellikle şu şekilde olmaktadır: "Ifany provision ofthis
act or its applicaîion to any person or circumstances is held invalid, the invaüdity do-
es not affect other provisions or applications ofthis act that can be given effect wit-
hout the invalid provision or application, and to this end, the provisions ofthis act
are severable". Geniş bilgi için bkz: John Copeland N A G L E ; " S e v e r a b i l i t y " , North
Carolina Law Review, Vol. 7 2 , 1993, s. 204 vd. Türk Hukuk uygulamasında da
sözleşmelerde kullanılan bu kayıt genellikle şu şekilde düzenlenmektedir: "Bu söz
leşmenin bir veya birden çok kısmı tamamen veya kısmen batıl olduğu takdirde,
sözleşmenin geri kalan kısımları bu sakatlıktan etkilenmez". Bkz: BAŞPINAR;
a.g.e., s. 83-84.
199
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
3 2 7
S O E R G E L / H E F E R M E H L ; B G B § 139, R n . 2 ; BAŞPINAR; a.g.e-, s. 84; Ortaklık
anasözleşmesinde zorunlu olmayan unsurlann bir kısmındaki sakatlığın anasözleş-
menin tamamına sari olup olmayacağı meselesinde, bu sakathğın ortaklık ilişkisinin
devamını çekilmez hale getirip getirmediğine bakılır. S O M M E R A V E I T B R E C H T ;
a.g.m., s. 4 5 0 ;
3 2 8
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn. 696; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s . 4 8 vd.; L A M P ;
a.g.e., s. 177 vd. Frankfurt Eyalet M a h k e m e s i ' n i n 1995 tarihli k a r a n n a olayda, bir
hekimin bazı yasal yükümlülüklerini bertaraf ettiği, sözleşmenin t a m a m e n h ü k ü m s ü z
kalması hastanın aleyhine sonuçlar doğuracağı için reddedilmişti. Ancak Federal
M a h k e m e sözleşmede yer alan kurtancı kaydın sözleşmenin esash unsurlanndaki ge
çersizliğe ilişkin olması halinde, kurtancı kaydın varlığına rağmen sözleşmenin ta
mamen h ü k ü m s ü z olacağını belirtmiştir. B G H 11.10.1995-VIII ZR 25/94. Alman
Hukuk doktrininde genel işlem şartlannda kullanılan kurtancı kayıtlann geçerli olup
olmayacaklan meselesi tartışmalıdır. Bkz: M I C H A L S K I / R Ö M E R M A N N ; " D i e
VVirksamkeit d e r s a l v a t o r i s c h e n K l a u s e l " , NJW, 1. Hb., 1994, s. 886.
3 2 9
B Ö H M E ; a.g.e., s . 7 6 .
200
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ŞARTLARI
3 3 0
K A S S E L M A N N ; a.g.e., s. 5 1 ; J A U E R N I G ; § 139 B G B , R n . 13. Alman Yüksek
M a h k e m e s i kararma konu olan bir sözleşmede yer alan ikame kaydı şu şekildedir:
"Geçersiz bir kayıt, geçerli olan bir başka hükümle düzeltilir". B G H BB 1980,
s. 336.
331
J A U E R N I G ; § 139 B G B , R n . 13. BAŞPINAR; a.g.e., s. 84. Ortaklık sözleşmelerin
de taraflar bu tarz kayıtlarda objektif bir ölçü belirleyebilecekleri gibi, birbirlerine bir
yükümlülük de izafe edebilirler. Şöyle ki; objektif bir Ölçü olarak "geçersiz kayıt, ta
rafların ulaşmayı hedefledikleri ekonomik amacı gerçekleştirmeyi sağlayan en uygun
kayıt ile düzeltilir" ya da bir yükümlülük olarak "taraflar geçersiz kaydın yerine eko
nomik amaçlarını gerçekleştirmeyi sağlayan en uygun kaydı ikame etmekle yüküm
lüdürler" denilebilir. İkame kayıtlan ilk bakışta usul ekonomisine uygun ve pratik
ç ö z ü m ü sunuyor gibi gözükse de, anasözleşmede değişiklik yapmaya yönelmiş bu
tarz k a y ı ü a n n yardımıyla anasözleşmenin geçerlilik kazanması için paysahiplerinin
belli orandaki çoğunluğunu (TTK. m. 387) aramak gerekecek midir? Bu soru Alman
H u k u k u n d a İkame kayıtlar arasında bir a y n m yapılmak suretiyle cevaplandınlmak-
tadır. Eğer ikame kayıt, paysahiplerinin yasal olarak oranı tespit edilmiş çoğunluğu
nun k a r a n ile ( G m b H G §§ 53 h ü k m ü n e göre 3/4) belirlenmesi esasından farklı bir
şart içeriyorsa geçersiz olacaktır. O nedenle ikame kayıtian, mutlaka paysahiplerinin
yasal olarak aranan orana sahip çoğunluğunun verdiği karar ile belirleneceği esasına
dayanmalıdır (Mitwirkungsklauseln). SOMMERAVEITBRECHT; a.g.m., s. 451 vd.
3 3 2
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 8 5 .
201
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
3 3 3
B Ö H M E ; a-g.e., s. 138.
3 3 4
J A U E R N I G ; § 139 B G B , R n . 14; L A M P ; a.g.e., s. 181 vd.; B Ö H M E ; a.g.e.,
s. 81-82.
202
m. BÖLÜM
1
B A Ş P I N A R ; a.g,e., s. 149 vd.; KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; Borçlar Hukuku,
s. 601 vd.; ATEŞ; a.g.e., s. 286 vd.
2
Kısmi hükümsüzlüğü basit ve değiştirilmiş kısmi hükümsüzlük olarak ikiye ayırarak
inceleyen yazarlar olarak bkz: ZUFFEREY-Vv'ERRO; a.g.e., s. 343 vd; K R A M E R ;
Art. 19-20 O R , R n . 353; 362; B E L S E R ; a.g.e., s. 445 vd.; G A U C H / S C H L U E P ; OR
AT, R n . 702-703. Genişletilmiş kısmi hükümsüzlüğü, değiştirilmiş kısmi hükümsüz
lüğün uygulanma biçimlerinden biri olarak gören yazarlar için bkz: H Ü R L I M A N N ;
a.g.e-, s. 54 vd.
3
Bkz: J A U E R N I G ; § 139 B G B , R n . l vd.; STAUDDNGER; § 139 BGB, R n . l vd.;
P A L A N D T / H E I N R I C H S ; § 139 B G B , R n . 14-15.
203
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
lanma biçimlerinden bir olarak kabul ettiğimiz için, değiştirilmiş kısmi hü
kümsüzlüğün bir türü olarak ele alıp incelemeyi uygun gördük4.
Son olarak, TTK. m. 1530 (TK. m. 1466) hükmünün değiştirilmiş kıs
mi hükümsüzlük kuramı ile uygulandığını kabul etmediğimiz için, bu mad
de hükmünün kıyasen veya doğrudan uygulandığı yahut ihlal edilen nor
mun anlam ve amacından uygulanması gerektiği anlaşılan durumlarda in
dirim yaptırımı olarak da ifade ettiğimiz düşey kısmi hükümsüzlüğü
farklı bir başlık altında inceleyeceğiz. Düşey kısmi hükümsüzlük yolu ile
gerçekleşen indirim imkânı, bölünebilirlik başlığı alımda incelediğimiz
üzere, sözleşmenin anlaşma-alt anlaşma ve nicel kısımları itibariyle bölü-
nebüirliğini kabul etmekle mümkün hale gelmektedir.
4
Aynı yönde bkz: B E L S E R ; a.g.e., s. 4 5 3 .
5
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; a.g.m., s. 2 5 ; ATEŞ; a.g.e., s. 2 8 6 ; B A Ş P I N A R ; a.g.e-,
s. 149; K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 6 0 8 ; ALTUNKAYA; a.g.e.,
s. 270; B E L S E R ; a.g.e-, s. 451-452; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 54; GAUCH/SCHLU
E P ; OR AT, R n . 702.
6
Yatay kısmi hükümsüzlük kavramı ile basit kısmi hükümsüzlük kavramlarının dokt
rinde eş a n l a m a gelecek şekilde kullanıldığı görülmektedir. Yatay kısmi hükümsüz
lük kavramı için bkz: H A T E M Î ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 219, dn. 1 1 1 ; KA-
N E T t ; a.g.e., s. 14, dn. 55, 5 7 ; K A L K A N ; a.g.e., s. 150. Basit kısmi hükümsüzlük
kavramı için bkz: KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; a.g.m., s. 2 5 ; B A Ş P I N A R ; a.g.e.,
s. 149; K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 6 0 8 ; ATEŞ; a.g.e., s. 286;
ALTUNKAYA; a.g.e., s. 270.
204 *
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN TÜRLER!
raflar açısından olmazsa olmaz (conditio sine qua non) unsur olarak
görülmemesi gerekir7. Tarafların farazi iradelerinden aksi anlaşılmadık
ça, basit kısmi hükümsüzlüğü uygulamak hem pratik hem de TBK.
m. 27/f.2'nin ratio legismo, uygundur. Zira taraflar basit kısmi hükümsüz
lük durumunda sözleşmeyi en az zararla kurtarmış olurlar. Hatta tarafla
nn farazi iradelerinin ne yönde olduğu konusunda tereddüt edilse dahi,
daha önce de ifade ettiğimiz üzere TBK. m. 27/f.2'yi uygulama imkânı
varken, TBK. m. 27/f.l 'e gidilmemesi gerekmektedir.
7
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 69, 74; GUHL/MERZ/KOLLER; a.g.e., s. 4 3 ; K R A M E R ;
Art.19-20 O R , Rn.353; G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn. 702; ZUFFEREYVVER-
R O ; a.g.e., s. 3 4 3 .
8
B G E 130 H I 7 4 ; 1 2 7 I H 529.
9
R G . T . 30.12.1959, S. 10394.
10
Zekeriya KURŞAT; P a y l ı M ü l k i y e t i n S o n a E r m e s i , Arıkan, İstanbul, 2008, s. 203-
204.
205
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
a-) İhlal edilen normun, sözleşmenin zayıf tarafım veya ekonomik ka
mu düzenini koruma amacına sahip olan emredici nitelikte bir hüküm ol
duğu veya
b-) Kanun hükmünün açık lafzından kısmi hükümsüzlük sonucu çık
tığı durumlarda veya
c-) TBK. m. 27/f.2 c.2 gereği tam hükümsüzlüğü ileri sürmenin hak
kın kötüye kullanılmasını teşkil ettiği durumlarda 13 ve
d-) geçersiz kısım olmaksızın sözleşmenin ayakta kalabileceği haller
de zorunlu basit kısmi hükümsüzlüğün uygulanması söz konusu olacaktır.
Tüm bu hallerde, geçersiz sözleşme hükmü olmaksızın taraflara farazi ira
delerinin aksi yönde olduğunu ispatlama imkânı verilmez 14 .
Şimdi tüm bu açıklamalardan sonra zorunlu basit kısmi hükümsüzlü
ğe ilişkin örnekler vererek açıklamalanmızı berraklaştıralım. Örneğin, lex
commisoria yasağına aykınlık halinde ilk bölümde açıkladığımız üzere
yalnızca rehinli malın mülkiyetinin borcun ödenmemesi halinde alacaklı
ya geçmesini öngören kayıt hükümsüz olup, sözleşme bu kayıt olmaksı-
11
T A N D O Ğ A N ; N u l l i t e , s. 195 vd.
12
A B E G G ; a.g.m., s. 1121; A B E G G ; a.g.e., s. 202-203.
13
T B K . m. 27/f.2'nin koruma amacı çerçevesinde tam hükümsüzlük talebinin engelle
nebilmesi ile ilgili açıklamalarımız için bkz: yuk. s. 59 vd.
14
G I G E R ; a.g.e., s. 128-189; ATAMER; a.g.e., s. 225-226. Aksi yönde bkz: BAŞPI
N A R ; a.g.e., s. 99.
206
KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN TÜRLERİ
15
T A N D O Ğ A N ; a.g.e., s. 195; KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; B o r ç l a r H u k u k u , s. 6 0 1 ;
R E Î S O Ğ L U ; a.g.e-, s. 135. Bu k o n u d a detaylı bilgi için bkz: yuk. s. 57 vd.
16
Türk H u k u k u n d a bileşik faiz "faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürü
tülmesi" şeklinde tanımlanmışür. O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 246.
17
GIGER; a.g.e., s. 4 1 . Başpınar, bileşik faizi içeren bir ödünç sözleşmesinde baül ka
yıttan zarar gören tarafın (ödünç veren) kısmi hükümsüzlük yönündeki talebi karşısın
da hakimin artık tam hükümsüzlüğe karar veremeyeceğini ileri sürmekte ve bu sonuca
TBK. m. 27/f.2'nin koruma amacından yola çıkarak ulaşmaktadır. BAŞPINAR; a.g.e.,
s. 99. Hatırlanacağı üzere, TBK. m. 27/f.2 hükmü favor contractus ilkesinin uzanüsı
olan kısmi hükümsüzlük kuralının kanundaki genel çerçevesidir. Bunun dışında mev-
zuaün çeşitli kısımlarında kısmi hükümsüzlüğün uygulanmasına yönelik açık veya ör
tülü biçimde emredici hükümlere rastlamak mümkündür. Bu noktada, bir hükmün laf
zı gereği açıkça olmasa dahi anlam ve amacı gereği zorunlu kısmi hükümsüzlüğün uy
gulanması ihtimalini daima göz Önünde bulundurmak gerekir. Bu anlamda kısmi hü
kümsüzlükten zarar gören taraf ödünç veren olmasına rağmen, bileşik faizi (faize faiz)
yasaklayan emredici normun korumak istediği taraf ödünç veren değil ödünç alandır.
Bu sebeple ihlal edilen emredici normun koruma amacına uygun olarak Ödünç alan le
hine zorunlu basit kısmi hükümsüzlüğü uygulamak gerekecektir. TBK. m. 27/f.2'nin
koruma amacının tam hükümsüzlüğü engellemesi meselesinde M K . 2/f.2 hükmünün
işlevini unutmamak gerekir. TBK. m. 27/f.2'nin kısmi hükümsüzlükten zarar gören ta
rafı koruma amacı, zayıf tarafı koruyan ve hakkında özel hüküm bulunan durumlarda
dikkate alınmamalıdır. Buna karşılık, örneğin mahalli örf-âdete göre belirlenen alü
minyum fiyaümn oldukça üzerinde ve hatta ahlaka aykın bir fiyat üzerinden alümin
yum satan kimse, daha sonra alıcıya bu fiyat üzerinden satmaya hazır olduğunu bildir
mesi üzerine artık ahcımn tam hükümsüzlük iddiası dinlenilmemelidk. Eğer satıcının
sözleşmeyi cari fiyat üzerinden geçerli tutma yönünde bildirimi olmazsa o taktirde söz
leşme T B K . m. 27/f.2 c.2 gereğince tam hükümsüzlük ihtimali ile karşılaşacaktır.
18
Bu konuda geniş bilgi için bkz: aşa. s. 380 vd.
207
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
19
G I G E R ; a.g.e., s. 35-36.
20
Kat Mülkiyeti K a n u n u 22. maddesi de bu hükme atıf yapmaktadır. O Ğ U Z M A N / S E -
LİÇÎ/OKTAY-ÖZDEMIR; E ş y a H u k u k u , Filiz Kitabevİ, İstanbul, 2009, s. 757-758.
208
KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN TÜRLERİ
21
H O N S E L L ; A r t 20 OR, R n . 17; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 75; G A U C H / S C H L U E P ;
OR AT, R n . 7 0 3 ; Z U F F E R E Y - W E R R O ; a.g.e., s.345. T ü r k Hukuk doktrininde " d e
ğiştirilmiş kısmi hükümsüzlük" kavramı oldukça fazla taraftar toplamıştır. E R E N ;
a.g.e-, s. 3 0 5 ; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s.152-153; ATEŞ; a.g.e., s.288; "Değişik kısmi
h ü k ü m s ü z l ü k " kavramı için bkz: KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; Borçlar Hukuku,
s. 602. "Modifıye bölümsel b u t l a n " kavramı için bkz: S E R O Z A N ; îfa Engelleri,
s. 2 7 3 .
22
H O N S E L L ; Art. 20 OR, R n . 17. H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 7 5 . G A U C H / S C H L U E P ;
OR AT, R n . 7 0 3 . Z U F F E R E Y - W E R R O ; a.g.e., s.345.
23
B G E 123 III 298. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn.693; ZUFFEREY-VVERRO;
a.g.e., s. 3 4 5 .
24
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; a.g.m-, s. 3 1 ; KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; Borçlar
Hukuku, s. 607; BAŞPINAR; a.g.e., s. 163 vd., 169; ATEŞ; a.g.e., s. 2 9 3 ; GAUCH/
209
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
210
K E M I HÜKÜMSÜZLÜĞÜN TÜRLERI
rın farazi iradeleri doğrultusunda uygun bir nicel kayıt ile düzeltilmesi söz
konusu olabilir28. Şimdi, sakat kısmın yerine ikame edilecek hükümlerin
kaynağına göre kısaca değiştirilmiş kısmi hükümsüzlüğün türlerini ince
lemekte fayda vardır.
28
Z U F F E R E Y-WERRO; a.g.e., s. 346 vd. Sözleşmede kişilik haklarına a y k ı n nicel ka
yıtlar bulunması halinde yalnızca kişilik haklan ihlal edilen tarafın tam hükümsüzlük
yönündeki farazi iradesinin dikkate alınıp alınamayacağına ilişkin olarak bkz: yuk.
s. 183 vd.
29
Bu tarz kayıtlar genellikle tüketicinin haklannın tamamının bertaraf edilmesi; tamiri
isteme dışında t ü m h a k l a n n bertaraf edilmesi, tazminat hakkının kaldmlması veya sı
nırlanması veya kusurun sadece belirli dereceleri için sorumluluğun kaldınlması şek
linde ortaya çıkabilir. ATAMER; a.g.e., s. 253.
30
B G E 115 II 464; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 86; BAŞPINAR; a.g.e., s. 155; YAVUZ;
a.g.e., s. 665 ve dn. 2 4 2 b ' d e belirtilen yazarlar; Y. 3. H D . T. 29.12.1997, E. 11339,
K. 12497 (Kazancı).
211
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
31
RGT.07.05.1983.S.18040.
32
Ercan A K Y İ Ğ İ T ; H i z m e t Akdinin Kesin H ü k ü m s ü z l ü ğ ü v e İptal Edilebilirliği,
Kazancı, İstanbul, 1990, s. 28.
33
T A N D O Ğ A N ; a.g.e., s. 8 3 ; K R A M E R ; Art.19/20 OR, R n . 358; G A U C H / S C H L U E P ;
OR AT, R n . 7 1 2 ; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 85-86; K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ;
a.g.m., s. 2 9 ; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 155.
34
STAUDINGER/ROTH; § 139 B G B , Rn. 13; S O E R G E L / H E F E R M E H L ; § 139
B G B , R n . 49; J A U E R N I G ; § 139 B G B , Rn. 15; U L M E R ; a.g.m., s. 799, 804; Otto
S A N D R O C K ; "Subjektive und objektive Gestaltungskrâfte bei der Teilnichtig
keit von Recntsgeschâften, Ein Beitrag zur Auslegung von § 1 3 9 B G B " , A c P 159,
1961, s. 4 8 1 , 487.
35
Doktrinde b ü y ü k çoğunlukla normun anlam ve amacına göre bir a y n m yapılmaksı
zın bütün emredici normlara aykırılık halinde -tarafların tam hükümsüzlük yönünde
ki iddiaları dikkate alınmaksızın- değiştirilmiş kısmi hükümsüzlüğün (adeta zorun
lu değiştirilmiş kısmi hükümsüzlük) uygulanacağı kabul edilmektedir. H Ü R L I
M A N N ; a.g.e., s. 86; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 710 vd. Başpınar, bu duru
ma "kanundan doğan değiştirilmiş objektif kısmi butlan" olarak adlandırmaktadır.
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 155-156. Sözleşmenin bir kısmının anlam ve amacına göre ay
rım yapılmaksızın emredici hükümlerden birini ihlal etmesi halinde ya zorunlu basit
212
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN TÜRLERİ
213
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
39
Değiştirilmiş kısmi hükümsüzlükte sözleşme boşluğunun doldurulmasına ilişkin
açıklamalanmız için bkz: aşa. s. 383 vd.
40
ZUFFEREY-WEPvRO; a.g.e., s. 346; BAŞPINAR; a.g.e., s. 161; ATAMER; Sözleş
me B o ş l u k l a r ı , s. 186 vd.
214
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN TÜRLERİ
41
Karş: Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 52; Otto S A N D R O C K ; Z u r e r g â n z e n d e n Vert-
r a g s a u s l e g u n g i m m a t e r i e l l e n u n d i n t e r n a t i o n a l e n S c h u l d v e r t r a g s r e c h t , Köln,
1966, s. 14-23.
42
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 172. KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; B o r ç l a r H u k u k u , s. 604.
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; a.g.m., s. 32. ATEŞ; a.g.e., s. 294. ALTUNKAYA;
a.g.e., s. 2 6 9 .
43
Doktrinde genişletilmiş kısmi hükümsüzlüğün favor contractus ilkesine uygun oldu
ğu ve sözleşmenin ayakta kalabilmesi için geçerli kısımların da geçersizlikten etki
lenmesinin yadırganmaması gerektiği ifade edilmektedir. KOCAYUSUFPAŞAOĞ
L U ; a.g.m., s. 3 3 . B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 172.
44
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 92. PIOTET; a.g.m., s.102. T A N D O Ğ A N ; a.g.e., s. 96.
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT; Rn. 705.
45
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn. 705.
215
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
46
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s . 90.
47
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 74.
48
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 175.
49
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 9 1 . Aynı yönde bkz: B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 174.
216
KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN TÜRLERİ
50
A B E G G ; a.g.e., s. 208. İsviçre Federal Mahkemesi'nin 1952 yılında verdiği bir
karara konu olan olayda, Atmosform AG şirketi patenüi 1600 adet ürünü önceki li
sans sahibinden devralarak patent sahibine lisans bedeü olarak 24.000 C H F öder. An
cak ürünlerden yalnızca 960 adedinin garanti kapsamında olduğunu öğrenmesinden
sonra hata hükümlerine dayanarak kısmi İptal ve garanti kapsamında olduğunu zan
nederek ödediği bedelden indirim yapılmasını ister. Lisans alanın dağıüm yükümlü
lüğünün k a p s a m ı n d a bir hataya düşmüş olması sonucu nihai kullanıcıya karşı garan
ti yükümlülüğünün de kapsamının daraltılmasına ilişkin talebine karşılık, M a h k e m e
genişletilmiş kısmi hükümsüzlük ifadesini kulianmaksızın: "davacı tarafından hata
edilen kısmın düzeltilmesi, davalının karşı edimini oluşturan taahhüt edilen teslim
miktarının indirilmesini gerektireceğinden, hata edilen kısmın karşı edimden bağım
sız olduğu düşünülemez" diyerek sözleşmede yalnızca belirtilen ücretin bir kısmını
değil; aynı z a m a n d a lisans verilen ürünlerin miktarım da azaltarak sözleşmenin ge
çerliliğini sağlamıştır. B G E 78 U 216.
51
Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s. 228. K R A M E R ; A r t . 19/20 O R , Rn. 355.
52
G A U C H ; Teilnichtigkeit, s. 98. H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 98. G A U C H / S C H L U E P ;
OR AT, R n . 7 1 2 a ; 700. A B E G G ; a.g.e., s. 209. A B E G G ; a.g.e., s. 208. vd.; s. 220.
53
A B E G G ; a.g.e., s . 2 1 3 .
217
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
54
Gauch/Schluep bu durumu sözleşmedeki değişikliğin genişletilmesi (weitere
Modifikationen) ibaresi ile ifade etmektedirler. Bkz: G A U C H / S C H L U E P ; OR AT,
Rn. 705.
55
BGH-Urteil, 8.4.1992, DB 1992 S. 2183.
218
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN TÜRLERI
56
Kararlaştırılan süreden Önce sözleşmenin feshedilmesi halinde eğer bu sürenin bir
kısmı ahlaka a y k ı n h k sebebiyle indirime tabi tutulursa, önceden Ödenen bedelin ia
desinde ilk yapılması gereken karşı edimin indirilmesidir. Karşı edimin (satım bede
li) indirilmesinde "oransal indirim" esası tercih edilmektedir. Yani somut olayda
20 yıl için 80.000 Alman Markının Önceden ödenmesi ve sözleşmenin de 9 yılın
sonunda feshedilmek istenmesi halinde çözüm şu şekilde olacakür: sözleşmenin
süresi 15 yıla indirilecek ve toplam 80.000x15/20=60.000 Alman Markından
60.000x6/15=24.000 Alman Markının iadesi mümkün olacaktır. 9 yıldan sonraki 6
yıllık kısımdan dönüldüğü için bu kısım için önceden ödenen meblağ da sebepsiz
zenginleşme çerçevesinde iade edilebilecektir. MEILICKEAVEYDE; " i s t der Fail
der Teilnichtigkeit von Vertrâgen vertraglich nicht melır regelbar?", D e r Betri-
eb, 1994, s. 821-822.
57
D E U B N E R ; a.g.m., s. 109, dn. 19; Karş: PALANDT/HEINRICHS; § 139 B G B , Rn.
14. Ancak doktrinde indirimden sonraki sözleşmenin geçerliliği için tekrar aynca ta
raflann farazi iradelerine başvurulmaması gerektiği ifade edilmektedir. Zira tam hü
kümsüzlüğü kural olarak getiren B G B § 139'un ikinci cümlesi u y a n n c a sözleşmenin
219
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
220
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
221
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
60
S E R O Z A N ; İfa Engelleri, s. 2 7 3 ; R o n a S E R O Z A N ; «Sözleşme İlişkisinin Çözül
mesi: Sözleşme Gereğince Elde Edilmiş Edimi Geri Verme Yükümü", Prof. Dr.
Necip Kocayusufpaşaoğlu için Armağan, Seçkin, Ankara, 2004, s. 205; S E R O Z A N ;
M e d e n i Hukuk, s. 22.
61
Bu kavramı öneren Perrin'e atıf yapan Simler, çalışmasının tamamında indirim yap
tırımı (sanction de reduction) kavramım kullanmaktadır. SİMLER; a.g,e., s. 210 vd.
62
Bu kavramlar için bkz: H A T E M Î ; H u k u k a ve Ahlaka Aykınhk, s. 220, dn. 112;
HATEMÎ/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 82; K A L K A N ; a.g.e., s. 163.
63
Alman H u k u k u n d a nicel kısmi hükümsüzlük (quantitative Teilnichtigkeit) kavramı
için bkz: H E R Z O G ; a.g.e., s. 9 2 ; Z M M E R M A N N ; a.g,e., s. 60.
64
Bu konudaki açıklamalarımız için bkz: yuk. s. 41 vd.
65
Yükseltim yaptırımı ile ilgili açıklamalarımız için bkz: aşa. s. 334 vd.
66
Z I R L I C K ; a.g.e., s. 393.
222
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
67
İsviçre Hukukunda bkz: G A U C H ; Teilnichtigkeit, s . 97. H O N S E L L ; A r t . 2 0 O R ,
R n . 19. Fransız Hukukunda bkz: S İ M L E R ; a.g.e., s. 209'da belirtilen yazarlar. Alman
H u k u k u n d a bkz: Herbert ROTH; a.g.m-, s. 4 1 1 . Z I M M E R M A N N ; a.g.e., s. 80 vd.
T ü r k H u k u k u n d a bkz: BAŞPINAR; a.g.e., s. 163; E R E N ; a.g.e., s. 305; KOCAYU
S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u , s. 606 vd.; ATEŞ; a.g.e., s. 2 9 1 .
68
6762 sayılı Türk Ticaret K a n u n u ' n u n "Hukuki Muamelelerin Yasak Edilmesinin ve
Edalarda En Yüksek Hadlerin Aşılmasının Neticeleri" başlıklı 1466.maddesi; "Ti
cari hükümlerle yasak edilmiş bulunan muamele veya şartlar, aksine hususi bir hü
küm bulunmadıkça, batıldır; şu kadar ki, bir akit hükmünce yerine getirilmesi gere
ken edalar hakkında kanun veya salahiyetli makamların kabul etmiş olduğu en yük
sek haddi aşan mukaveleler, en yüksek had üzerinden yapılmış sayılır ve bu hadden
fazla olan edalar, hata İle yapılmış olmasa dahi geri alınır. Bu hallerde Borçlar Ka
nununun 20 nci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi tatbik olunmaz" şeklindey
di. Açıkça görüleceği üzere, değişiklikten sonra madde hükmü ilk fıkrası bakımından
herhangi bir değişikliğe uğramamış olup, m a d d e h ü k m ü n e yalnızca mal ve hizmet te
darikinde geç ödemenin sonuçlanna ilişkin 7 (yedi) fıkra eklenmiştir.
223
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Bir görüşe göre, TTK. m. 1530 hükmünde öngörülen yaptırım hukuki ni
teliği itibariyle kısmi hükümsüzlük değil, kanuni tahvildir69. Bu durumda
sözleşmenin geçersiz kısmının yerini kanun gereği değiştirilmiş bir içe
rikle devam etmesi sağlanmakla beraber, bu konuda tarafların farazi ira
delerinin herhangi bir rolü bulunmamaktadır.
69
TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 792.
70
ATAMER; a.g.e., s. 2 3 3 .
71
H A T E M İ ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 580-582.
72
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 168; K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; a.g.m., s. 32; ATEŞ; a.g.e.,
s. 2 9 1 .
224
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
225
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
"Yasanın lafzı, amacını açıkça ortaya koymuş ise başka bir yorum yoluna gidilemez
". Y. 10. H D . T. 27.6.2001, E. 2001/3653, K.2001/5041. Y K D . 2002/6, s. 8 7 3 .
226
DÜŞEY KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
Öte yandan, TTK. m. 1530 hükmünün uygulama alanı ile ilgili olarak
da çeşitli görüşlere rastlamaktayız. Bazı yazarlar tarafından TTK. m. 1530
hükmünün yalnızca ticari işler bakımından uygulama alam bulacağı ka
bul edilirken 78 , bazı yazarlara göre de söz konusu hüküm adi işler bakı
mından da niteliğine uygun düştüğü ölçüde kıyasen uygulanabilir79. Ka
naatimizce düşey kısmi hükümsüzlük bakımından genel kural olarak uy
gulanacak olan TTK. m. 1530'un uygulanması ile sonuca varıldığım ka
bul ettiğimizde; TBK. m. 27/f.2 c.2'deki farazi iradeler dikkate alınmaya
caktır. Söz konusu hükmün zayıfı koruma amacına sahip üst smır getiren
hükümlere aykınlık halinde kıyasen uygulanmasının kabulü, sözleşmenin
anlaşma-alt anlaşma olarak bölünebilir olduğunu kabul etmekle kolayla
şacaktır. Buna karşılık, değiştirilmiş kısmi hükümsüzlük ile sonuca vanl-
dığında ise, hakimin boşluk doldurma faaliyetinde bulunurken az önce de
ifade ettiğimiz üzere TBK. m. 27/f.2 c.2 gereği taraflann farazi iradeleri
nin de hesaba katılması gündeme gelecektir. Bu sonuç ise, kanunun üst
76
Geniş bilgi için bkz: A K S O Y D U R S U N ; a.g.e„ s. 85 vd.
77
Değiştirilmiş kısmi hükümsüzlük halinde sözleşme boşluğunun doldurulmasına iliş
kin doktrindeki görüşler için bkz: aşa. s. 383 vd.
78
M.HELVACI; a.g.e., s. 26 ve dn. 6 0 ' d a belirtilen yazarlar.
79
A K M A N ; a.g.e., s. 100; DOĞANAY; a.g.e., s. 3404; K A N E T İ ; a.g.e., s. 17; HATE
M İ ; H u k u k a ve A h l a k a Aykırılık, s. 570 ve dn. 19'da belirtilen yazarlar; SERO
Z A N ; a.g.m., s. 205; Haluk T A N D O Ğ A N ; B o r ç l a r H u k u k u - Ö z e l B o r ç İlişkileri,
Cilt:2, 5.b.s., Vedat Kitapçılık, istanbul, 2010, s. 372; Nejat ADAY; A v u k a t l ı k H u
k u k u n u n G e n e l E s a s l a r ı , 2. bs., Beta, İstanbul, 1997, s. 130. Son iki yazar, -kana
atimizce de isabetli olarak- avukatlık ücretinin nisbi olarak kararlaşürıldıği hallerde
bu oranın dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın %25'ini aşan kısmı
nın T T K . m. 1530 h ü k m ü n ü n kıyasen uygulanması ile % 2 5 ' e indirilmesini savun
maktadırlar.
227
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
sınır koyduğu birçok hükmün zayıf tarafı koruma amacı ile bağdaşmaz.
Özetle, TTK. m. 1530 hükmünün amaca uygun yorumundan yola çıkarak,
üst/alt sımr koyan hükümler bakımından taraflann farazi iradelerinin ber
taraf edilmek istendiği, aynı zamanda iade talepleri bakımından TBK. m.
78/f.l engeline karşı zayıf tarafa özel bir koruma sağlanmak istendiği an
laşılmaktadır.
Bunun dışında, kanunen üst sınırın belli edildiği durumlarda sübjek
tif şartlan oluşsa dahi gabin hükümleri ile bir yanşma söz konusu olma
yacak; bu halde Özel hüküm niteliğindeki TTK. m. 1530 hükmü uygula
nacaktır 80 . Aynı sonuç kanunen belirli had çizilmiş faiz tatarının aşılması
halinde de söz konusu olup, bu durumlarda da TTK. m. 1530 hükmü doğ
rudan uygulanacaktır.
80
K A L K A N ; a.g.e., s. 163.
81
Kari L A R E N Z ; M e t h o d e n l e h r e d e r R e c h t s w i s s e n s c h a f t , 6. Aufl., Springer Verlag,
1991, s. 4 8 1 . Yazar, haklı olarak böyle bir dağınıklığın " u c u açık prensipler" konul
masına sebep olabileceğini ifade etmektedir.
82
Geniş bilgi için bkz: aşa. s. 2 3 6 vd.
228
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
83
T A N D O Ğ A N ; a.g.e., s. 6 2 ; ROUILLER; a.g.e., s. 117, dn. 610.
84
Z I M M E R M A N N ; a.g.e., s. 114.
85
Kanunda üst/alt sınır hükümlerine veya hakime indirim konusunda takdir yetkisi ve
ren hükümlere (hüküm içi boşluk) a y k ı n h k halinde değiştirilmiş kısmi hükümsüzlük
uygulanması yönünde bkz: BAŞPINAR; a.g.e., s. 163; E R E N ; a.g.e., s. 305; K O C A
Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 606 vd.; ATEŞ; a.g.e., s. 2 9 1 ; KOCAYU
S U F P A Ş A O Ğ L U ; a.g.m., s.32. isviçre Hukukunda bu yönde bkz: H Ü R L I M A N N ;
a.g.e., s. 77-78; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 706.
229
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Bazı kanunlar tahvil kurumunu açıkça kabul etmişlerdir: B G B 140, Fransız Medenî
Kanunu 1318. Türk M e d e n i Kanunu ve Borçlar Kanununda tahvil hakkında genel bir
hüküm olmamakla beraber, B K . m. 238/f.3, 520/f.2 hükümlerinden zımnen kabul
edildiği izlenimi doğmaktadır. Geniş bilgi için bkz: KANETİ; a.g.e., s.77 vd.
230
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
88
Karş: TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 792.
89
H A T E M İ ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 2 1 4 ve özellikle dn.102. Genel olarak
kısmi hükümsüzlük ile tahvilin karşılaştırılması ilgili geniş bilgi için bkz: KANETİ;
a.g.e., s. 12-19.
90
D E U B N E R ; a.g.m., s. 110.
91
K R A M E R ; Art.19-20 OR, R n . 384-385; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. R E İ S O Ğ L U ;
a.g.e., s. 141; K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 612.
92
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s . 6 1 3 .
93
Bu görüşteki yazarlar hakkında geniş bilgi için bkz: G O U T ; a.g.e., s. 480 vd.
94
S İ M L E R ; a.g.e., s. 12-13. T A N D O Ğ A N ; a.g.e., s.112.
231
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
95
H A T E M Î ; H u k u k a v e A h l a k a Aykırılık, s . 235-236.
96
S C H W E N Z E R ; O R AT; R n . 32.49.
97
B k z : yuk. s. 230. K A L K A N ; a.g.e., s. 2 2 8 .
98
S İ M L E R ; a.g.e., s. 272, 280.
232
DÜŞEY KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
Fransız Hukukunda Simler de, indirim yaptınmının gabnin özel bir gö
rünümü olduğunu ve indirim yaptınmının uygulanamayacağı hallerde (üst
sınırı teşkil eden kaydın doğası gereği bölünmesi mümkün olmaması halin
de) şartlan varsa gabnin gündeme gelebileceği görüşündedir100. Bunun dı
şındaki ihtimallerde, kanun tarafından üst sınınn öngörüldüğü bütün du
rumlarda gabin hükiimleri ile yanşma mümkün olmamalı; aşınlık içeren ka
yıt ihlal edilen normun amacma uygun olarak yasal sınıra indirilmelidir101.
99
Doktrinde de isabetle bu görüş savunulmaktaydı. Hüseyin HATEMİ; " M i r a s Sözleş
m e l e r i n d e G a b i n Söz K o n u s u O l a b ü i r m i ? " , Prof. Dr. Necip KOCAYUSUFPAŞA
O Ğ L U İçin Armağan, Seçkin, Ankara, 2004, s. 193.
100
S İ M L E R ; a.g.e., s. 280. Ancak kanaatimizce kısmi hükümsüzlüğün türü olarak kabul
ettiğimiz indirim yaptırımı gabnin özel bir görünümü olamaz. Zira gabin karşılıklı
sözleşmelerde bazı şartların gerçekleşmesi halinde edimler arası dengesizliğin bulun
d u ğ u hallerde uygulanmakta olup, indirim yaptınmı rekabet yasağı, sözleşmedeki sü
re, cezai şart gibi münferit sözleşme kayıtlan bakımından da söz konusu olmaktadır.
101
K A L K A N ; a.g.e., s. 164. Yazar kanunen s ı n n l a n belirlenmiş fahiş faizli sözleşmeler
bakımından aym sonuca varrmştir.
102
I L L E D I T S ; a.g.e., s. 79 vd..
233
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
zenleme ile öngörülmemesi (ve hatta AGBG § 879'dan böyle bir sonucun
çıkmaması yönündeki Yüksek Mahkeme kararları103) karşısında, doktrin
de özellikle aşın bedelli sözleşmeler bakımından, kanunda üst sımnn bel
li edildiği durumlarda indirimin uygulanması büyük ısrarla savunulmak
taydı 1 0 4 .
Benzer çözüm, aşın yüksek meblağ ya da süre içeren sözleşmelerde
bakımından da kabul edilmiş olup, bu sözleşmelerde, kaydın niceliğinden
yola çıkarak doğrudan indirim yapılması değil, normun koruma amacı el
verdiği ölçüde bir indirim yapılacağı kabul edilmiştir 105 . Edimler arası
aşın dengesizliğin olduğu gabin halinde ABGB § 934'e göre, gabne uğra
yan tarafa sözleşmeyi sona erdirerek eski halin iadesini talep etme hakkı
tanınmıştır. Ancak gabnin şartlarım düzenleyen § 879 Abs.2'e göre bu hak
yalnızca -ahlaka aykırı kayıt halinde bu kaydın varlığından zarar gören
tarafa tanınan hak gibi (relative nichtigkeit)106- gabne uğrayan tarafa ta
nınan bir haktır 1 0 7 . 08.03.1979 tarihli Tüketiciyi Koruma Kanunu
(KSchG) ile Tefecilik Kanunu 7. maddesi değiştirilerek, kredi sözleşme
lerinde aşın faiz kararlaştınldığı durumlarda, sömürülenin tam hüküm
süzlükten zarar görmemesi için, sözleşmenin kurulduğu anda Avusturya
Merkez Bankası tarafından belirlenen yıllık en yüksek faiz oranım aşan
kısmın geri istenebileceği düzenlenmiştir. Doktrinde bu düzenleme, indi
rim yaptınmım sağlayan bir nevi kısmi hükümsüzlük hali olarak kabul
edilmektedir 108 .
103
M a h k e m e bir kararında sözleşmenin yalnızca kesin hükümsüzlüğü öngördüğü
A G B G § 879 h ü k m ü n e "sözleşmeyi düzeltme fonksiyonu" (Vertragskorrektur) atfe-
dilemeyeceğine karar vermiştir. Bkz: O G H 25.01.1950 JB1 1950, 268, O L G Graz
22.03.1950 E v B I 1950/514; O G H 05.05.1951 E v B I 1951/236, O G H 06.05.1959 J B I
1959, s. 412.
104
Theo MAYER-MALY; " D e r gerechte Preis", Festschriftfür Demelius, 1973, s. 153.
Yazar Yüksek M a h k e m e n i n üst sınır koyan kanun h ü k m ü n ü n anlam ve amacından ta
raflardan birini k o r u m a amacına vurgu yapan ve indirim y a p t ı n m ı m uygulayan ilk
kararlarım desteklemekteydi. Bu kararlar için bkz: Z B I 1916/53, s. 134; Z B I
1916/88, s. 216. MAYER-MALY; a.g.m., s. 151.
105
I L L E D I T S ; a.g.e., s. 4 3 .
106 D I T T R I C H / T A D E S ; § 8 7 9 A B G B , E. 11.
107
I L L E D I T S ; a.g.e., s. 80.
108
I L L E D I T S ; a.g.e., s. 84.
234
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
109
B G B I 1979/140 Bkz: KOZIOL/BYDLLNSKI; § 917a A B G B ; R n . 1 vd.
110
Bu k o n u d a örnekler İçin bkz: KOZIOL/BYDLINSKI; § 9 1 7 a A B G B ; R n . 2.
111
I L L E D I T S ; a.g.e., s. 8 1 .
112
M R G Art. § 27 Abs. 3: "Was entgegen den Bestimmungen der §§ 15 bis 26 oder den
Bestimmungen des Abs. 1 geleistet wird, kann samt gesetzlichen Zinsen zurückgefor-
dert werden. Auf diesen Rückforderungsanspruch kann im voraus nicht rechtswirk-
sam verzichtet werden. Der Anspruch auf Rückforderung der entgegen den Bestim
mungen der §§ 15 bis 26 vereinnahmten Leistungen verjahrt in dreİ Jahren; der
Anspruch auf Rückforderung der entgegen den Bestimmungen des Abs. i verein
nahmten Leistungen verjahrt in zehn Jahren ".
235
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2- Fransız Hukukunda
indirim yaptırımının hukuki niteliği Fransız Hukukunda oldukça tartı
şılmıştır. Bu tartışma genellikle, kanunda üst sımnn öngörüldüğü hallerde,
indirim tavan yani üst sınıra (plafond) mı yoksa bu sımr içerisinde kalan
bir sınıra (plancher) da yapılıp yapılamayacağına ilişkin olarak gündeme
gelmektedir 114 . Bazı özel düzenlemelerde indirim yaptınmımn açıkça ön
görüldüğü görülmektedir. Örneğin, CCF 1660 hükmünde, geri alım hakkı
nın 5 yıldan fazla öngörülemeyeceği düzenlenmiş olup, madde hükmünün
ikinci fıkrasında bu süreden fazla öngörülen sürenin kanundaki yasal sını
ra indirileceği öngörülmüştür 115 . Başka bazı hükümlerde üst sınırlar koyan
kanunkoyucu, yasal sınırlan aşan kayıtiar karşısında hakimin tutumunun
nasıl olacağını açıkça belirtmemiş olsa da, doktrinde kanunkoyucunun bu
tarz hükümler ile sözleşmenin ayakta tutulması niyetinin mevcut olduğu
nerdeyse istisnasız olarak kabul edilmektedir 116 .
113
I L L E D I T S ; a.g.e., s. 83.
114
GOUT;a.g.e., s. 441.
115
C C F 1660: "Lafaculte de rachat ne peuî itre stipulee pour un terme excedant cinq
annies.
Si elle a ete stipuleepour un termeplus long, elle est reduite â ce terme".
116
G O U T ; a.g.e., s. 4 4 3 . S İ M L E R ; a.g.e., s. 269 vd.
117
Bu görüşler ile ilgili geniş bilgi için bkz: S İ M L E R ; a.g.e., s. 220 vd.
236
D Ü Ş E Y KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
linde açıklanmıştır 118 . Ancak bunun için lafzından veya amacından indi
rim yaptırımını öngörüldüğü hükümlerin tespit edilmesi gerekir 119 .
Simler, indirim yaptınmının, kısmi hükümsüzlüğün bir türü olduğun
dan hareketle, bu yapünmın gerek aşın meblağ, gerekse aşın süreleri kap
sayan geniş bir açıdan ele alınmasını önererek, her sorunun çözümünde
yeknesak bir tutumun benimsenmesini doğru bulmaktadır 120 . Yazar, söz
leşmede yer alan nicel kısmın, taraflar açısından olmazsa olmaz bir unsur
olarak kabul edilmesi halinde sözleşmenin tam hükümsüz sayılması so
mut olayın niteliğine ve ihlal edilen normun anlam ve amacından çıkan
sonuca göre değerlendirilebilir121. Yazara göre, indirim yaptırımı Fransız
Hukukuna yabancı bir kavram değildir. Yalnızca hüküm ve uygulamasının
sınırlan iyi tespit edilmelidir. Nitekim indirim yaptmmım kısmi hüküm
süzlüğün bir türü olarak görmeyen yazarlar tarafından dahi pozitif hukuk
taki hükümler nedeniyle böyle bir yaptınmın varlığı inkâr edilemez. Aynı
şekilde, indirim yaptınmının, kanunda üst sürenin öngörüldüğü bütün du
rumlarda ve özellikle meblağ ve süreye ilişkin kayıtlan kapsayan şekilde
uygulanmasının, her durum bakımından dağınık ve münferit çözümler ge
tirilmesini engelleyecektir122.
Gout, kısmi hükümsüzlük ve indirim yaptınmının teori ve pratikleri
nin birbirinden tamamen farklı olduğunu ifade etmekle beraber, indirim
yaptmmda hakimin "bölünebilirlik" meselesi ile çok fazla ilgilenmeyece
ğini belirtmiştir 123 . Yazar göre, indirimin söz konusu olacağı hallerde yar
gısal bir indirim sistemi (Refaction judiciaire) söz konusu olmaktadır.
Hakim, indirim hallerinin bir çoğunda hukuka veya ahlaka uygunluk araş
tırması yapmaz; zira kanunun öngördüğü ölçüde indirimi sağlamakla yü-
118
S İ M L E R ; a.g.e., s. 225 vd.
1,9
Simler indirim yaptınmım öngören hükümlerin tespiti için çalışmasında süre, oran,
meblağ gibi aşırılık içeren sözleşmelerin her birini ayrı olarak incelemiştir. SİMLER;
a.g.e., s. 241 vd.
120
S İ M L E R ; a.g.e., s. 210, 301-303; Aynı yönde bkz: TERRE/SIMLER/LEQUETTE;
L e s O b l i g a t i o n s , Rn.396; G U E L F U C C I - T H I B I E R G E ; R n . 495, 499.
121
S İ M L E R ; a.g.e., s. 214 vd.
122
S İ M L E R ; a.g.e., s. 268, 269.
123
G O U T ; a.g.e., s. 451-452.
237
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
3- Alman Hukukunda
Alman Hukukunda "üst sınır" hükümleri karşısında hükümsüzlüğün
nasıl uygulanacağı meselesi oldukça farklı açılardan ele alınmış olup, her
zaman tartışılan konulardan biri olmuştur. "Ya hep ya hiç" ilkesini berta
raf edici çözüm arayışlan Alman hukukçulann karşısına üst sınırı aşan hü
kümlerin aşılması halinde yasal sınıra mı yoksa hakkaniyete göre belirle
necek (emsal bedel gibi hususlar ölçüt alınarak) bir sınıra mı indirileceği
126
sorununu çıkarmıştır . Herzog'a göre, belirli bir süreye ilişkin somut kı
sım temel anlaşmada, taraflann belirli bir zaman dilimi içermeyen süreye
ilişkin iradelerinden oluşan soyut kısım ise tamamlama anlaşmasında yer
alır. Yazar temel anlaşmadaki sürenin geçersiz olmasından soma, hakimin
124
G O U T ; a.g.e., s. 452. Buna en güzel ö m e k , işçinin asgari ücretin altında belirlenmiş
olan ücretini asgari ücrete yükseltmedir. S İ M L E R ; a.g.e., s. 155.
125
G H E S T İ N ; L a f o r m a t i o n d u c o n t r a t , R n . 901-907.
126
B E C K M A N N ; a.g.e-, s. 280.
238
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
127
H E R Z O G ; a.g.e., s. 57.
128
M a x W Ü T R I C H ; D e r B i e r l i e f e r u n g s v e r t r a g n a c h schweizerischen R e c h t , Diss.,
Zürich, 1929, s. 44.
129
Fritz F İ C K E R ; " D i e Sittlichkeit als S c h r a n k e d e r V e r t r a g s f r e i h e i t " , SJZ, 10,
1914, s. 2 8 1 .
130
J O S E P H T A L ; a.g.e., s. 28-29. T A N D O Ğ A N ; a.g.e., s. 136-139.
131
S. M A R C U S ; " D i e K o n k u r r e n z k l a u s e l n " , D J Z , 1907, s. 952. Cari R İ T T E R ; " D i e
K o n k u r r e n z k l a u s e l i m n e u e n R e c h t " , D J Z , 1902, s . 349.
132
O E R T M A N N ; H ö c h s t p r e i s e n , s . 255-256.
133
Emil H U B E R ; " G e g e n die H ö c h t s p r e i s v o r s c h r i f t e n v e r s t o s s e n d e V e r t r a g e " , SJZ,
15, 1919, S. 2 5 8 vd.
239
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
134
B E C K E R ; A r t . 163 O R , Rn. 26. T A N D O Ğ A N ; a.g.e., s . 143-144.
135
M a d d e h ü k m ü şu şekildedir: "Tarafların kararlaştırdığı ya da Baro Başkanı tarafın
dan tespit edilen Avukatlık ücreti bütün hal ve şartlar dikkate alındığında oldukça
yüksek olduğu tespit edildiği vakit hakim tarafından yasal seviyeye indirilir".
136
R O T H ; a.g.m., s . 4 1 3 .
137
R O T H ; a.g.m., s . 4 1 7 .
1 3 8
C A N A R I S ; a.g.m., s. 520 vd. B G B § 817 h ü k m ü şu şekildedir: "Bir edimin amacı,
alan kimsenin edimi alması ile kanuni bir yasağa veya ahlaka aykırı düşeceği açık
bir biçimde belirtilmiş ise, atan kimse, bunu geri vermekle yükümlüdür. Edimi veren
kimse yönünden de aynı şekilde bir aykırılık söz konusu ise, geri alma istemine ma
hal yoktur, yeter ki edim bir borçlanmadan ibaret bulunmasın; böyle bir borçlanma
nın ifası için verilen edim geri alınamaz". Görüleceği üzere edimi verenin amacı hu
kuka veya ahlaka a y k ı n olmasa bile, hukuka veya ahlaka a y k ı n edim bir borçlanma-
240
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
lacağı sınır konusunda iki görüş mevcuttur. Birinci görüşe göre; indirim
üst sınıra indirilecek 139 ; bir diğer görüşe göre ise WiStG § 5 kıyasen uy
gulanarak "piyasa rayicf'ne indirilecektir 140 .
Roth, geçerliliği koruyan indirimin iki şekilde gerçekleşeceğini sa
vunmaktadır: Birincisi; kanunda hakime takdir hakkı ve indirim yapma
yetkisinin verildiği haller (BGB § 343; 655; HGB § 74a Abs.l), ikincisi
de hakkında herhangi bir hüküm bulunmayan ama nicel kısmı itibariyle
sözleşmenin ahlaka aykın olmasını sağlayan hallerdir (örneğin uzun süre
li sözleşmeler) 141 . Her iki durumda da sözleşmesel adaleti sağlama ilkesi,
irade özgürlüğünün önüne geçecek şekilde uygulanabilir. Zimmermann
genel olarak hükümsüzlük teorileri ile çelişen şekilde bir indirim yaptın
mının olamayacağım, bu anlamda nicel kısmın kendi içerisinde tekrar bö-
lünemeyeceğini; örneğin 12'nin 21'in kısmı olarak olarak aynlamayaca-
ğını ifade etmekle beraber, çözümün BGB § 139 kapsamında ya tam hü
kümsüzlük ya da kısmi hükümsüzlük olarak uygulanması gerektiğini sa
vunmuştur 142 .
dan ibaret ise yine de edimi geri alamayacaktır. Alman Hukukunda B G B § 817
Hs.2'yİ bertaraf etmek için indirimin tamamlayıcı yorum yolu ile uygulanacağını dü
ş ü n m e k çözüm olarak kabul edilse bile, T ü r k Hukuku bakımından indirim yaptinmı-
nın uygulanma şeklini gösteren T T K . m. 1530/f.l hükmü bu k o n u d a yol gösterici
mahiyettedir. Kira bedeli ve faiz İle ilgili indirim y a p ü n m ı hakkında uygulama ve
doktrindeki görüşler İle ilgili olarak geniş bilgi için bkz: SAUER; a.g.e., s. 7 vd. Al
man Federal M a h k e m e uygulamalarında, yasal kira artış oranlarının üzerinde belir
lenen oran üzerinden kira parası ödeyen kiracının, ödediği parayı B G B § 817 Hs.2'ye
r a ğ m e n geri alabilmesi imkanının, hakkın kötüye kullanılması kurumu ile sağlandı
ğı da görülmektedir. LG Berlin WuM 9 3 , 1 8 5 (JAUERNIG; B G B § 817, Rn. 14).
139
E R M A N / B R O X ; § 134 B G B , R n . 44; LARENZAVOLF; AT, § 40, Rn. 2 3 ; B G H Z
11, 90, 9 5 ; B G H Z 51, 174; B G H Z 89, 316.
140
C A N A R I S ; a.g.m., s. 519, 529; PALANDT/HEDNRICHS; § 134 B G B , Rn. 27;
K O H T E ; a.g.m., s. 2805; C A H N ; a.g.m., s. 8.
14! R O T H ; a.g.m., s. 412-413. Böyle bir nicel bölünmeyi kabul etmeyen Zimmermann,
bu alanda geçerliliği koruyan indirimi de kabul etmemektedir. Z İ M M E R M A N N ;
a.g.e., s. 4 4 ; 80.
142
Z İ M M E R M A N N ; a.g.e., s. 38-39, 60,140. Aym yönde bkz: U L M E R ; A G B -
K l a u s e l n ; s. 2028. Hager de sözleşmede s m ı n n " 2 0 " olarak kararlaştırıldığı durum
larda, bu sayımn bölünmesiyle uygulanan indirim yaptırımını hukuki işlem kuramı
ile uyumlaşürma çabasını çarpıcı bulmaktadır. Zira nicel olarak " 1 0 " sayısı " 2 0 " sa-
241
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
yısının bir kısmı olmakla beraber, a y n bir hukuki işlem değildir. Böyle bir bölünme
nin kabul edilmesi ile, irade Özgürlüğü ve kuvvetler ayrılığı kuramları ile çakışır şe
kilde hakime özel hukuk ilişkilerinde kural koyma yetkisi verilmektedir. H A G E R ;
a.g.e., s. 97.
143
K R I E C H B A U M ; a.g.m., s. 69.
144
C A N A R I S ; a.g.m., s. 539-540.
145
K R I E C H B A U M ; a.g.m., s. 69 vd.
146
LARENZAVOLF; § 40, Rn. 2 3 ; S O E R G E L / H E F E R M E H L ; § 134 B G B , Rn. 32, 62;
J A U E R N I G ; § 134 B G B , R n . 15; O E R T M A N N ; H ö c h s t p r e i s e n , s. 255-256;
C A N A R I S ; G e s e t z l i c h e Verbot, s. 16 vd.; U F F M A N N ; a.g,e., s. 20; Reinhard
D A M M ; "Kontrolle von Vertragsgerechtigkeit d u r c h Rechtsfolgenbestimmung,
N i c h t i g k e i t u n d N i c h t i g k e i t s b e s c h r â n k u n g b e i Gesetzes- u n d Sittenverstolİ", J Z
1986, s. 913-914. "Kanuni bir yasağı (gesetzliche Verbot) ihlal eden hukuki işlem,
kanundan başka türlü bir çözümün benimsendiği anlaşılmadıkça, batıldır" diyen
B G B § 134 'nin ikinci cümlesinde yer alan "..başka türlü" (..ein anderes..) ibaresi,
yasağın ihlalinin "kesin hükümsüz o l m a m a " , "kısmî h ü k ü m s ü z o l m a " gibi bir sonuç
öngördüğü bir duruma işaret edebileceği gibi başka türlü bir hükümsüzlük türüne de
işaret edebilir. Zira kanunkoyucu burada "aksi anlaşılmadıkça " ibaresi yerine "baş
ka türlü" şeklindeki bir ifadeyi bilinçli olarak seçmiştir. SAUER; a.g.e., s. 112-113.
242
DÜŞEY KısMt HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
Alman Federal Eyalet Mahkemesi de 2007 tarihli kararında açıkça indirim yaptırımı
nın (düşey kısmi hükümsüzlüğün) B G B § 139'dan değil, BGB § 134'ün ikinci cüm
lesinin yorumunda ortaya çıktığını ifade etmektedir: B G H Urteil vom 11.10.2007,
VII ZR 25/06, N J W 2008, s. 55 vd. "Ein Verstofi gegen Preisvorschriften nach
einheiliger Meinung nicht die Unwirksamkeil des gesamten Vertrages zur Folge.
Nach der standigen Rechtssprechung des BGH führt ein solcher Verstofi
grundsâtzlich auch nicht zur Teilnichtigkeit des gesamten Preisabrede, sondern in
Anwendung der § 134 Haibsatz 2 BGB normierten Ausnahmeregelung nur zu deren
Teilnichtigkeit. Denn die Nichtigkeit kann nicht weiterreichen als die tatbestandliche
Erfüllung des Verbotsgesetzes, Was das Gesetz nicht verbietet, ist rechtsmâfiig und
kann daher nicht der Nichtigkeitsfolge nach § 134 anheim fallen. An die Stelle der
preisrechtlich unzulassigen Vergütung tritt daher der (noch) zulassige Preis, der da-
mit Vertragspreis ist".
"İn ailen diesen Fallen kommt es, da der Vertrag mit einem verkürzten Restinhalt und
ohne Rücksicht auch auf einen hypothetischen Parte'millen aufrechterhalten wird, zu
einer Vertragskorrektur". LARENZAVOLF; § 45, Rn. 3 1 ; C A N A R I S ; a.g.m., s. 530;
R O T H ; a.g.m., s. 4 1 3 ; U F F M A N N ; a.g.e., s. 11-13; K R I E C H B A U M ; a.g.m., s. 70-
7 1 . İndirim yaptırımı özellikle tş Hukuku alanında etkilidir. Bir hizmet sözleşmesin
de kanuni sınırı aşan çalışma süresinin yasal süreye indirilmesine ilişkin Yüksek
M a h k e m e k a r a n için bkz: BAG N J W 1979, 2119 (2120). Komandit şirkete ait ortak
lık payının devrine ilişkin sözleşmede yasal bölünme kuralını (1.11.2008 tarihinde
yürürlükten kaldınlan GmbHG §§ 17IV, 5 Hl'a göre (BGB1, 23.10.2008, S.2026) pa
yın 100'lük sayı sistemine göre tam bölünebilmesi gerekmekte idi) ihlal eden pay ora
nı başlangıçta imkânsız edim olarak kabul edilirken, sözleşmenin yasal kısma indir
generek geçerli kabul edilmesi savunulmaktaydı. Alman Eyalet Mahkemesi'nin bü
tün işlemi geçersiz kabul eden 1995 tarihli bir kararına karşı doktrinde, 18.750 Al
man Markı değerindeki devre konu payın 50 Alman Markına isabet eden kısmı ge
çersiz kabul edilirken, yasanın anlam ve amacından geçerli kısma kadar indirim uy
gulanması gerektiği savunulmaktaydı. Aynı şekilde, devire esas teşkil eden satım
sözleşmesinde satım bedelinin aynı oranda indirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
D E U B N E R ; a . g . m . , s. 109.
243
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
4- İsviçre Hukukunda
isviçre Hukukunda da rekabet yasağına ilişkin OR Art. 340a (BK. m.
349); cezai şarta ilişkin (OR Art. 163 Abs.3) vb. hükümler bakımından
doktrinde genellikle değiştirilmiş kısmi hükümsüzlük halinde kullanılan
geçerliliği koruyan indirim (geltungserhaltende Reduktion) yerine, ya
sal/caiz sınıra indirim (herabsetzen auf das zulâssige/angemessene/erla-
ubte Mass) ibaresinin kullanılması 149 , söz konusu hükümlere aykmhk
halinde, değiştirilmiş kısmi hükümsüzlük dışında özel bir yaptınmm
uygulaması olduğunu göstermekle beraber, bu konuda bilinçli bir
kavram tercihi yapıldığı izlenimi uyandırmaktadır, isviçre Hukukunda
özellikle Piotet, Spiro, Schweingruber, Tandoğan gibi yazarlar çeşitli ge
rekçeler ve hukuki dayanaklar ile "indirim Yaptınmı" kuramım savun
maktadırlar. Bu yazarlardan bir kısmı indirim yaptınmının hukuki daya
nağını OR Art. 20 Abs. l'e, bir kısmı ise OR Art. 20 Abs. 2'ye dayandır
maktadırlar 150 .
148
C A H N ; a.g.m., s. 14.
149
H O N S E L L ; A r t . 3 4 0 a OR, R n . 2 ; A r t . 163 OR, R n . 5 ; A r t 4 1 7 OR, R n . 3 .
S C H W E N Z E R ; O R AT, R n . 32.43; 32.44. B E R G E R ; Allgemeines S c h u l d r e c h t ,
R n . 1102; 1106. Uygulamada terminolojik olarak bilinçli bir ayrımın yapılmadığı gö
rülmektedir. Bkz: B G E 123 ffl 292. İsviçre Federal M a h k e m e s i de 2005 tarihli bir
k a r a n n a konu olan bir hizmet sözleşmesinde, OR Art. 335b h ü k m ü n d e Öngörülen üç
aydan fazla süre kararlaştırılan d e n e m e süresini 3 aya indirmiştir. B G E 131 İÜ 4 6 7 .
150
Geniş bilgi için bkz: T A N D O Ğ A N ; NulUte, s. 62 vd.
244
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
151
G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 706.
152
SCHVVENZER; OR AT, R n . 32.43; 32.44.
153
SCHVVENZER; O R AT, R n . 32.45.
154
A B E G G ; a.g.e., s. 214.
245
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
1 5 5
A B E G G ; a.g.e., s . 216.
1 5 6
A B E G G ; a.g.e., s . 216.
1 5 7
A B E G G ; a.g.e., s . 2 1 8 .
246
DÜŞEY KlSMt HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
158
A B E G G ; a.g.e., s. 220-221.
159
ABEGG;a.g.e.,s.221.
160
Emredici ve tamamlayıcı hükümlerin uyumlaştırma fonksiyonu ile ilgili olarak bkz:
B G E 123 IH 292.
161
G U H L / M E R Z / K O L L E R ; § 7, Rn.. 40; G I G E R ; a.g.e., s. 29-35, 40, 4 3 , 46-47, 129-
131.
102
Hans G I G E R ; " G r u n d s â t z H c h e s z u m r i c h t e r l i c h e n Eingriff i n d e n V e r t r a g " ,
ZBJV 105, 1969, s.309. Karş: B G E 109 II 120; 111 H 369; 114 II 264.
247
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
163
G I G E R ; a.g.e., s. 93-94.
164
G A U C H ; Teilnichtigkeit, s. 97; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 79; G A U C H ; Mietvert-
rag, s. 58. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 704, 706-707; Yazarlar bu konuda aşı
rı bedelli ve aşın faiz içeren sözleşmeler ile İlgili verilen kararlara dikkat çekmekte
dirler. Bkz: B G E 107 II 218; 120 II 40; 123 III 299. Aynı yönde bkz: K E L -
L E R / S C H Ö B I ; a.g.e,, s. 151. Kramer de genel itibariyle bu görüşe katılmakla bera
ber, yasal sınırlan aşan bir hükmün, taraflann farazi iradeleri dikkate alınarak bu sı
nırların da altında kalan bir sınır ile geçerli kılınabileceği fikrini desteklememekte
dir. Zira bu hallerde taraflann n z a l a n n a en yakın sının ihtiva eden yasal sınır tercih
edilmelidir. K R A M E R ; Art. 19-20 OR, R n . 359-360.
165
Yazarlar buna örnek olarak yasal deneme süresini aşan hizmet sözleşmesindeki süre
nin yasal sınır üzerinden geçerli olacağına ilişkin m a h k e m e kararlarına atıf yapmak
tadırlar. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 706, dn. 256. Bkz: B G E 129 I I I 1 2 5 ; 131
HI470.
166
G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 714. H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 88, B U C H E R ;
a.g.e., s. 2 6 6 ; 2 6 8 dn. 115. G A U C H , Recht, s. 9 8 , dn.23.
248
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
167
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 82-83.
368
R O U I L L E R ; a.g.e., s. 38, dn.176; 117, dn. 609.
169
B E L S E R ; a.g.e., s. 456.
170
R O U I L L E R ; a.g.e., s. 197.
171
BELSER; a.g.e., s. 4 4 8 .
249
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
5- Türk Hukukunda
Türk Hukuku bakımından da teknik olarak "indirim" kavramım da
ha önce de ifade ettiğimiz üzere yalnızca değiştirilmiş kısmi hükümsüz
lük teorisi ile açıklayan yazarlar bulunmakla beraber 173 , bazı yazarlar ta
rafından sözleşmenin nicel kısımlannda düşey tarzda gerçekleşen, tarafla
nn farazi iradelerinin dikkate almaksızın uygulanan gerçek anlamda bir
"indirim" yaptınmımn varlığına da değinilmiştir 174 . Ancak buna rağmen
172
B G E 123 III 292; 117 II 275.
173
Bu görüşe göre, yasağa a y l a n sözleşme h ü k m ü tamamen geçersizdir ve bunun sonu
cu olarak da en yüksek sınıra "indirilmesi" söz konusu değildir. KOCAYUSUFPA
Ş A O Ğ L U ; a.g.m., s. 3 1 ; K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar Hukuku, s. 607;
B A Ş P I N A R ; a.g.e-, s. 163 vd., 169; ATEŞ; a.g.e., s. 2 9 3 ; G A U C H / S C H L U E P ; OR
AT, Rn. 706; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 78, 82, 110.
174
H A T E M Î ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 577, 220 d n . 112. Yazar paylılığın sür
dürülmesi anlaşması, cezai şartın indirilmesi ve 10 yılı aşan hizmet sözleşmeleri ba
kımından da indirim y a p t ı n m ı m n uygulanacağını ifade etmektedir. Yazar, kanunda
üst sınınn belirlendiği haller ile üst sınırın belirlenmediği ancak hakimin takdir yet
kisinin bulunduğu hallerde "düşey doğrultuda kısmi butlan"ın uygulanacağı; bu hü
kümsüzlüğün de gene hakimin görevinden ötürü re'sen göz Önünde bulunduracağını
ifade etmektedir. Ancak kanunda üst s ı m n n belirlendiği hallerde hakimin takdirine
veya boşluk doldurma faaliyetine gerek bulunmazken, üst sınınn belirlenmediği an
cak hakime takdir yetkisinin verildiği hallerde hakim takdir yetkisini kullanarak
"butlanı"ı tespit ettikten sonra, bir de sözleşme boşluğunu doldurma faaliyetinde bu
lunması gerekecektir. H A T E M İ ; H u k u k a ve Ahlaka Aykınhk, s. 221-226; 2 2 1 , dn.
113; 223 dn. 114. Atamer de yasal faiz hükmünü aşan bir h ü k m ü n indirim y a p t ı n m ı
çerçevesinde bir sözleşme boşluğuna mahal vermeksizin uygulanmasından bahset
mekle beraber, bu kurumun incelenmesi gerektiğini ifade etmiştir. ATAMER; a.g.e,,
s. 231-232. Serozan da TBK. m. 27/f.2'nin "bölümsel hükümsüzlüğü" ilişkin "aksi
ne farazi irade" engelinin TTK. m . ! 5 3 0 ' u n "eksik geçerlilik" (Fehlwirksamkeit)
y a p t ı n m ı doğrultusunda aşılacağını savunmaktadır. Eğer bu ç ö z ü m kabul edilirse,
"bölümsel butlan" kavramı yalnızca "nitel bölümsel b u t l a n " (gualitative Teilnichtig
keit) kavramını değil, a y n c a "nicel bölümsel butlan" (guantitative Teilnichtigkeit)
kavramını da kapsamına alacaktır. S E R O Z A N ; a.g.m., s. 2 0 5 . Yazar, geçersizlik yap-
ü n m l a n arasında "eksik geçerlilik" olarak ifade ettiği indirim y a p t ı n m ı m a y n bir
250
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
Daha önce de ifade ettiğimiz üzere, TBK. m. 27/f.2 hükmü kısmi hü
kümsüzlüğün kanundaki genel çerçevesidir. Mevzuatın başkaca kısımla-
nnda kısmi hükümsüzlüğe ilişkin olarak TBK. m. 27/f.2'deki uygulama
şartlannı bertaraf eden ya da sınırlayan hükümlere rastlamak mümkündür.
Nitekim TTK. m. 1530, 556 sayılı KHK m. 42/f.2, 554 sayılı KHK m.
43/son, 551 sayılı KHK m. 129/f.3 hükümlerinde durum böyledir. Bunun
la beraber, aşağıda aynntılı olarak inceleyeceğimiz üzere kanunda üst/alt
sınınn öngörüldüğü haller ile hakime indirim görevinin verildiği haller
mevcuttur. Tüm bu hallerde Alman, Fransız, isviçre ve Avusturya hukuk
lun bakımından da uygulaması görülen ve taraflann tam hükümsüzlük yö
nündeki iradelerini dikkate almaksızın uygulanmakta olan bir "indirim
yaptınm"ının varlığından bahsetmek gerekir.
Öte yandan indirim yaptınmı yalmzca kanunda nicel olarak bir sını
nn öngörüldüğü hallerde değil; ihlal edilen normun amacına uygun bir sı
nırlama ya da daraltma yapılması gereken hallerde de (sorumsuzluk an
laşmaları, rekabet yasağı anlaşmaları) uygulanır, indirim yaptınmının
nasıl uygulanacağına ilişkin olarak kanunda yer alan indirim kurallanmn
kıyasen başka alanlarda da uygulanıp uygulanmayacağı konusu doktrinde
yer yer tartışılmıştır. Örneğin doktrinde cezai şartın indirilmesine ilişkin
TBK. m. 182/f.3 hükmünün kıyasen dönme cezasına uygulanamayacağı
başlık altında değerlendirerek, bu yaptırım gereğince yasada bedel, faiz ve süre sınır
lamalarına uymayan bir hukuki işlemin TBK. m. 27/f.2'nin şartlan aranmaksızın ya
sal seviyeye indirileceğini ifade etmektedir. S E R O Z A N ; M e d e n i H u k u k , s. 22-23.
251
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
175
Bu konuda bkz: aşa. s. 304, dn. 340.
176
H A T E M İ ; H u k u k a v e A h l a k a Aykırılık, s . 232.
1177
H A T E M İ ; H u k u k a ve A h l a k a Aykırılık, s. 233 v e d n . l 3 3 ' d e anılan kararlar. Yazar bu
durumu, mevzuattaki faiz hükümlerinin dolanılarak, ödünç karşılığı bir m a h n kullanı
mının kararlaştırıldığı sözleşmelere uygulamadan örnekler vererek açıklamaktadır.
178
Doktrinde bu gibi özel hükümlerin örneğin tellallık ücretinin indirilmesi ile ilgili BK.
m. 4 0 9 h ü k m ü n ü n gabin hükümlerine paralel ve bu hükümleri tamamlayan düzenle
meler olduğu yönünde görüşler mevcuttur. O F T I N G E R ; a.g.e., s. 5 3 7 . B U C H E R ;
a.g.e., s. 229. K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; B o r ç l a r H u k u k u , s. 500.
179
Y. 13. H D . T. 11.12.1989, E. 1989/4471, K. 1989/7193; T. T D . T. 24.1.1968, 4/365-
45 (YAVUZ; a.g.e., s. 756 ve dn.63a).
252
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
253
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
180
Aynı yönde bkz: B E C K M A N N ; a.g.e,, s. 284. Bunun dışında, hakime indirim konu
sunda görev ya da takdir yetkisi verildiği hallerde uygulanan indirim yaptırımı çer
çevesinde kanaatimizce nisbi hükümsüzlük gündeme gelmemelidir.
181
Fritz R İ T T N E R ; Ermessensfreiheit u n d Büligkeitsspielraum des Zivilrichters im
deutschen Recht, Verhandlungen d e r Fachgruppe für Gnmdlagenforschung, Berlin,
1964, s. 21 vd.; B E C K E R ; a.g.m., s. 710-711.
182
Ernst K R A M E R ; "Vertragsnichtigkeit und Hypothetischer Parteiwille im schwe-
izerischen Obligationenrecht", Prof. Dr. Haluk Tandoğan'm Hatırasına Armağan,
Ankara, 1990, s. 158 vd; T A N D O Ğ A N ; a.g.e., s. 121; 182 vd. Aksi yönde bkz:
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 78 vd. ; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 7 0 3 ; KELLER/
S C H Ö B I ; a.g.e.,s. 151.
254
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
255
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
184
BGE 80 II 333; 93 I I 1 8 9 .
185
Bu d u r u m d a iptal süresini geçiren gabne uğrayan tarafın, daha sonra T B K .
m. 27/f.2'ye başvurması m ü m k ü n olmalıdır.
186
Kanaatimizce toplumda e k o n o m i k ya da sosyal olarak zayıf olan tarafı koruyan bü
tün hükümler k a m u düzeniyle ilişkili olduğu halde, k a m u düzenine ilişkin bütün em
redici hükümlerin zayıf tarafı koruyucu bir amacı olduğu söylenemez.
187
Nuri Ç E L İ K ; İş H u k u k u D e r s l e r i , 21.Yemlenmiş Bası, Beta, İstanbul, 2008, s. 315-
316 ve 316, d n . l 9 6 ' d a belirtilen yazarlar.
256
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
Aynı şekilde, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanun'un 1 8 8 6311 sa
yılı Kanunla değişik 120. maddesi gereğince, istihkakların son ödeme ta
rihlerini takip eden 3 aylığından fazlası temlik edilemez. Buna göre 3 ay
lığa kadar olan alacaklar temlik edilebildiği halde, son ödeme tarihini ta
kip eden 3 aylığı aşan alacakların temliki kanun hükmü ile yasaklanmış
tır. Yargıtay 1976 yılında verdiği kararda 189 ; "..Mahkeme, temlikin kanun
gereği yapıldığı günden başlayarak üç aydan sonrasının geçersiz olduğu
nu açıklamamış olması, kanuna aykırı bulunduğundan hükmün bozulma
sı gerekir" diyerek, temlik belgesinin verildiği günden başlayarak üç ay
lık süre sonuna kadar devam eden dönemde doğan aylıkların temlikinin
geçerli, daha sonraki döneme ilişkin olanların geçersiz olduğunu ifade et
miştir.
188
RG. T. 17.6.1949, S. 7235.
189
Y. 14. H D . , T. 8.12.1976, E. 1976/2040, K. 1976/10645 (Corpus).
190
S E R O Z A N ; M e d e n i H u k u k , s . 22.
191
Karş: KURŞAT; P a y l ı M ü l k i y e t , s.206, dn.172.
257
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
192
AYBAY/HATEMÎ; a.g.e-, s. 139. Bu konudaki görüş ayrılıkları ve geniş bilgi için
bkz: aşa. s. 331 vd.
193
H A T E M İ ; H u k u k a ve A h l a k a Aykırılık, s. 223, dn. 114; B E L S E R ; a.g.e., s. 4 3 5 ;
H O N S E L L ; A r t . 334 O R , R n . 15; Z I R L I C K ; a.g.e., s. 393, dn. 2386.
194
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn.694, R O U I L L E R ; a.g.e., s . 37, K R A M E R ;
Art.19/20, R n . 3 5 .
195
T A N D O Ğ A N ; Ö z e l B o r ç hişküeri-II, s. 372; ADAY; a.g.e., s. 127 vd; 130. Yazar
lar, bu sonuca T T K . m. 1530 h ü k m ü n ü n kıyasen uygulanması yoluyla ulaşmış bulun
maktadırlar. Aksi yönde bkz: Feridun M Ü D E R R İ S O Ğ L U , A v u k a t l ı k t a Vekâlet ve
Ü c r e t Sözleşmesi ve İ ç t i h a t l a r , Ankara, 1974, s. 74. Yazar, sözleşmeyi t a m a m e n ge
çersiz sayarak, avukatlık asgari ücret tarifesinin uygulanmasını savunmaktadır.
258
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
196
H O N S E L L ; Vorbemerkung zu Art. 127-142, R n . l ; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 463-
464; Ergin AKÇAY; Türk Borçlar K a n u n u ' n a göre Zamanaşımı, 12 Levha, istan
bul, 2010, s. 7.
197
Geniş bilgi için bkz: TEKİNAY/AKMAN/B URCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 1438 vd.
198
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 465-466. Son yıllarda gelişmekte olan güven sorumlulu
ğu ve Culpa in Contrahendo sorumlulukları bakımından uygulanacak zamanaşımı
hakkında bkz: Eugen B U C H E R ; "Verjahrung: gute Schritte in guter Richtung -
Bemerkungen aus Anlass von B G E 132 IH 226-241 (4C.296/2005)", Recht, 2006,
s. 186 vd.
199
M e h m e t E R D E M ; Özel Hukukta Zamanaşımı, On İki Levha, İstanbul, 2010, s. 373
ve özellikle d n . ! 3 0 2 ' d e anılan yazarlar.
259
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 0 0
AKÇAY; a.g.e., s. 34; BAŞPINAR; a.g.e., s. 129. 818 sayılı BK. m. 127'de "üçüncü
b a p " olarak yer alan ibare, bu m a d d e h ü k m ü n d e "ikinci ayırım" olarak değiştirilmiş
tir. Ancak burada bahsedilen "ikinci ayırım" da, "Borçların ve Borç İlişkilerinin So
na E r m e s i " başlıklı " Ü ç ü n c ü BölünV'ün içerisinde yer almaktadır.
201
HATEMİ/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 324; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 4 6 6 ; ARAL; a.g.e.,
s. 149; R E Î S O Ğ L U ; a.g.e., s. 4 2 0 ; E R E N ; a.g.e., s. 1239; E R D E M ; Zamanaşımı,
s. 372-373; BAŞPINAR; a.g.e., s. 129, dn. 122; TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞ-
LU/ALTOP; a.g.e., s. 1071; M e h m e t Akif T U T U M L U ; Türk Borçlar Hukukunda
Zamanaşımı ve Uygulaması, Seçkin, Ankara, 2008, s. 3 4 1 . Yavuz A B A N D A N ;
"Akit Serbestisi ve Zamanaşımı", Adalet Dergisi, S. 9, 1951, s. 1391 vd.; AKÇAY;
a.g.e., s. 3 5 . Von TUHR/ E S C H E R ; a.g.e., s. 216; G U H L / M E R Z / K O L L E R ; a.g.e.,
s. 2 9 3 ; G I G E R ; s. 3 3 ; H O N S E L L ; Art. 129 OR, Rn. 1. G A U C H / S C H L U E P ; OR
AT, R n . 3379. Aksi yöndeki görüşler için bkz: T U T U M L U ; a.g.e., s. 338-339. BK.
m. 127 ( O R Art. 129) hükmünde yer alan kuralın, haksız fillere ilişkin BK. m. 60 ve
sebepsiz zenginleşmeye ilişkin B K . m. 66 bakımından da uygulanacağı yönünde b k z :
B U C H E R ; a.g.m., s.195. Aksi yönde bkz: Ali B O Z E R ; Borçlar Hukuku Genel Hü
kümler, Dayınlarlı Yayınlan, Ankara, 2002, s. 2 2 1 .
2 0 2
HATEMİ/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 324; TEKÎNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP;
a.g.e., s. 1071; E R E N ; a.g.e., s. 1239. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından veri
len 1951 tarihli bir kararda, BK. m. 127'de sözü edilen sürenin değiştirilmesi yasağı
nın, sigorta sözleşmeleri bakımından da kıyasen uygulanması gerektiği kabul edilmiş
tir. Y H G K . T. 07.11.1951, E. 1951/168, K. 1951/64-27 ( T U T U M L U ; a.g.e., s. 339).
2 0 3
Haksız fiil sorumluluğunda (ORArt. 60) B G E 122 II 2 3 1 ; Demiryolu taşımacılığın
da (EisenbahnhaftpflichtgesetzArt.14) taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin B G E 99 II
192; Sigorta sözleşmelerinde sigortacının sorumluluğuna ilişkin (Versicherungsvert-
ragsgesetz Art.46) B G e r 4C.42/2005 E.2.2; istisna sözleşmelerinde yapılan işin ku
surlu olmasından dolayı müteahhidin sorumluluğuna ilişkin (ORArt. 371) B G E 99
n 189.
260
DÜŞEY KİSMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK INCELENMESI
2 0 4
YAVUZ; a.g.e., s. 134 ve d n . l 6 1 ' d e belirtilen yazarlar. Aynı yönde bkz: B G E 102 II
9 7 ; S C H W E N Z E R ; OR AT, Rn. 84.12; G I G E R ; Berner Kommentar, Art. 210 OR,
R n . 4 3 ; E N G E L ; a.g.e., s. 810. Tüketicilerin taraf olduğu sözleşmeler bakımından
ise T K H K . m. 4 h ü k m ü n d e öngörülen zamanaşımı sürelerinin kısaltılamayacağı
kabul edilmektedir. ATAMER; a.g.e., s. 2 5 3 . ÇINAR; a.g.e., s. 220; dn. 36. Ancak
m a d d e metninde yer alan "ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenme-
mişlerse" İbaresi gereğince taraflann burada da daha uzun bir süre belirlemeleri
mümkündür.
2 0 5
YAVUZ; a.g.e., s. 134, d n . l 6 0 ' d a belirtilen yazarlar; T U T U M L U ; a.g.e., s. 338.
T U N Ç O M A Ğ ; a.g.e., s. 192. H O N S E L L ; Art. 210 OR, R n . 4. S C H W E N Z E R ; OR
AT, R n . 84.12. E N G E L ; a.g.e., s. 810. Aynı yönde bkz: B G E 99 I I 1 8 9 .
206 YAVUZ; a.g.e., s. 136, dn. 163.
2 0 7
A R A L ; a.g.e., s. 149. YAVUZ; a.g.e., s. 135 ve dn. 165'de belirtilen yazarlar.
H O N S E L L ; Art. 2 1 0 OR, Rn.4.
2 0 8
TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s. 1438-1440. İsviçre Federal
M a h k e m e s i ' nin de uygulaması bu yöndedir. Bkz: B G E 122 II 2 3 1 .
2 0 9
Bu yöndeki görüşler için bkz: T U T U M L U ; a.g.e., s. 339.
261
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 1 0
Alfred KOLLER; "Verjahrt oder nicht Verjahrt? Drei höchstrichterliche
A n t w o r t e n " , AJP, 2000, s. 247.
2 İ I
B G E 9 9 I I 1 8 5 ; 11211 2 3 1 .
2 1 2
KOLLER; a.g.m., s. 247; Kari SPIRO; " D e r Verzicht a u f die laufende V e r j â h r u n g " ,
FS für Kari Neumayer, Baden-Baden, 1985, s. 547; B U C H E R ; V e r j â h r u n g , s.195.
Benzer yönde C C F 2220.
2 1 3
B G E 132 III 226. Türk hukuk uygulamasında Yargıtay yerleşik bir biçimde feragatin
ancak t a m a m l a n m ı ş (sona ermiş) olan zamanaşımı süreleri bakımından geçerli ola
bileceğine hükmetmektedir. Y H G K T. 18.12.2002, 15-1061/1070 ( T U T U M L U ;
a.g.e., s. 363); Y. 9.HD., T. 14.09.2009, 9407/22810 (Kazancı). Doktrinde de bu yön
de bkz: O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 480; R E İ S O Ğ L U ; a.g.e., s. 422. İşlemekte olan
zamanaşımı sürelerinden de feragat edilebileceği yönünde bkz: B U C H E R ; Verjâh
r u n g , s. 193; TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP; a.g.e., s.1072; E R D E M ;
Z a m a n a ş ı m ı , s. 383, 387.
2 1 4
Benzer yönde hüküm B G B § 202, A B G B § 1502, C C F 2220'de yer almaktadır. B G B
§ 195 h ü k m ü n d e 2002 yılında yapılan değişiklikle, 30 yıllık genel zamanaşımı süre
si 3 yıla İndirilmiştir. 30 yıllık genel zamanaşımı süresi sadece bazı özel durumlarda
uygulanmaktadır (bkz: B G B § 202 Abs.2).
215
"... le legislateur a voıtlu seulemeniprohiber que le debiîeur renonce par avance â la
prescriptıon de sa criance, c'esî-â-dire avant qu'elleprenne naissance..." B G E 132
BT 236. Mahkemeye göre zamanaşımı d e f i n d e n feragat; zamanaşımı süresinin uzatıl-
262
DÜŞEY KISME HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
dan feragat (özel hükümlerde daha kısa bir zamanaşımı süresi öngörül
müş olsa bile) yoluyla işlemekte olan zamanaşımının uzatılması TBK. m.
146 (OR Art. 127)'deki 10 yıllık üst süreye kadar mümkündür 216 . Zamana
şımı definden 10 yıldan fazla süre ile feragat edilmesi halinde, düşey kıs
mi hükümsüzlük uygulanarak süre 10 yıla indirilecektir217. Burada hiç
şüphesiz, taraflann TBK. m. 27/f.2 c.2 uyarınca tam hükümsüzlük yönün
deki farazi iradeleri dikkate alınmayacaktır 218 . Bu karamı gerekçesinde
ması veya zamanaşımı d e f i n d e n feragat edildiğine dair anlaşma yolu ile söz konusu
olmaktadır. OR Art. 129'un kapsamına sadece-tıpkı OR Art. 1 4 l ' d e olduğu gibi-; söz
leşme kurulurken uzatma veya kısaltmaya ilişkin anlaşmalar girmektedir. Karan eleş
tiren Gauch ise Mahkemenin bu kararını OR A r t . l 4 1 ' i lüzumsuz bir madde haline ge
tirdiği için isabetli bulmamaktadır. Peter G A U C H ; " V e r j â h r u n g s v e r z i c h t :
E i n E n t s c h e i d des B u n d e s g e r i c h t s ( B G E 132 lif 2 2 6 ) " , SJZ 102, 2006, s. 534.
G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 3376. M a h k e m e bundan önceki kararlarında kesin
bir şekilde üçüncü bölümde yer alan sürelerin zamanaşımı d e f i n d e n feragat yoluyla
dahi olsa değiştirilemeyeceğine hükmetmekte idi. B G E 9 9 I I 1 8 8 ; 190. Bucher'e gö
re ise, Mahkemenin söz konusu k a r a n yerindedir. Zira OR Art. 141 (BK. m. 139)
hükmü, 1.1.1912 yılında tescile tabi kanunî ipoteklere ilişkin Z G B Art. 837 (MK. m.
893/L3) ile eş zamanda yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla söz konusu m a d d e hükmü
nün kanuni ipotek hakkından Önceden feragat edilemeyeceğine ilişkin Z G B Art. 837
h ü k m ü n e paralel bir kural getirmek istediği kesindir. Ancak Z G B Art. 837 h ü k m ü ile
yenilik doğuran bir hakkın kullanımının önündeki engel kaldırılmak istendiği halde,
OR Art. 141 hükmü sözleşme özgürlüğünün kullanılmasını engellemektedir. Bu
nedenle, borçlunun önceden zamanaşımından feragat ettiğine ilişkin açıklama, tahvil
yoluyla zamanaşımını kesen bir açıklama (Verjahrungsunterbrechung) olarak değer
lendirilebilir. Karş: B U C H E R ; V e r j â h r u n g , s. 193 vd.
"Faktisch bedeutet dies, dass in Fallen wie dem vorliegenden immer eine Reduktion
aufâas zulassige Mass Platz zu greifen hat und die in Art.20 Abs.2 vorgesehene Mög-
lichkeit der Ganznichtigkeit ausser Betracht fallt". K O L L E R ; a.g.m., s. 248. Aksi
yönde bkz: E R D E M ; Z a m a n a ş ı m ı , s. 385-386.
263
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 1 9
G A U C H ; Verjâhrungsverzicht, s . 5 3 7 .
2 2 0
H O N S E L L ; Art. 129 O R R n . 2 .
221
Y. İ B K . T. 20.10.1989. E. 1988/4, K. 1989/3 (RG. T. 24.12.1989, S. 20382).
2 2 2
M.HELVACI; a.g.e., s. 6 5 . Benzer yönde tanımlar için b k z : O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e.,
s. 2 4 1 . E R E N ; a . g . e . , s . 939.
223
Faiz borcunu doğuran sebepler ile İlgili olarak bkz: M.HELVACI; a.g.e., s. 47 vd.
2 2 4
Para borçlarında temerrüt konusunda bkz: N a m i B A R L A S ; Para Borçlarının İfa
s ı n d a Borçlu Temerrüdü ve Bu Temerrüt Açısından Düzenlenen Genel Sonuç
lar, İstanbul, 1992, s. 124 vd.
264
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun m. 88/f.l hükmü ile yasal faiz;
m.l20/f.l hükmü ile de temerrüt faizi oranlarının sözleşmede kararlaştı-
nlmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte 2 2 6 yürürlükte olan mevzuat hü
kümlerine göre belirleneceği düzenlenmiştir. Buna paralel olarak, 6102
sayılı Türk Ticaret Kanunun 8. maddesinde faizin serbestçe tayin edilebi
leceği esası kabul edilmekle beraber, 9. maddesinde yasal ve temerrüt
faizi bakımından ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Faiz oranlarının zaman içinde sıkça değişebildiği göz önünde tutularak,
2 2 5
A R A L ; a.g.e., s. 302; YAVUZ; a.g.e., s. 390; E N G E L ; a.g.e., s. 250.
2 2 6
Akdi faizde bakımından faiz borcu, sözleşmede kararlaştırılan vadenin sona ermesi ile
doğmakla beraber, temerrüt faizi bakımından faiz borcu, borçlunun temerrüde düştü
ğü andan itibaren başlar. Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrü
de düşer (TBK. m. 117/f.l). Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya söz
leşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirim
de bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fulde fiilin işlendi
ği, sebepsiz zenginleşmede İse zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde
düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hâllerde temerrüt için
bildirim şarttır (TBK. m. 117/f,2). Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki
amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik bor
cunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı
hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde
borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer (TTK. m. 1530/f./2).
265
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
266
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
2 2 9
Söz konusu madde hükmüne göre, ön ödemeli taksitle satışta alıcıya karşı üstlenilen
faiz miktarının yazılması gerekli iken, bu faizin hangi andan itibaren başlayacağı m e
selesi a y n bir hukuki sorun olarak görünebilir. Yani taksitler ödendikten sonra söz
leşmeden d ö n m e halinde her bir taksit için a y n a y n mı yoksa bu taksiüerin alt alta
toplanarak hesap edildikten sonra mı faizin işletileceği tartışılabilir. Nitekim ön öde
meli taksitlerde asıl borç, taksitlerin tamamının ödenmesi ile doğmaktadır. Ancak ha
tırlanacağı üzere, sözleşmede öngörülen akdi faizin başlangıcında TBK. m. 88'de ön
görüldüğü üzere asıl borcun doğumu anı değil; faiz borcunun doğumu anı esas alına
caktır. Ön ödemeli taksitli satışlarda ise akdi faiz borcunun doğumu, sözleşmede her
bir taksit için öngörülen vadedir (TBK. m. 264/f.2 b.4).
2 3 0
19.12.2005 tarih ve 2005/9831 sayılı Bakanlar Kurulu Karan- R G . T. 30.12.2005,
S. 26039. Yasal faiz, temerrüt faizi a y n m l a n ile avans faizi-reeskont faizi a y n m l a n -
na ilişkin uygulama alanı hakkında geniş bilgi için bkz: Zeki G Ö Z Ü T O K ; Faiz H u
k u k u , Adalet Yayınevi, Ankara, 2010, s. 40 vd.
2 3 1
Temerrüt faizi "herhangi bir para alacağı nedeni ile zararın doğup doğmadığına
ve borçlunun kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın, vadeden sonra temerrüt
şartlarının doğumu halinde ödenmek zorunda olan faiz"dir. M.HELVACI; a.g.e.,
s. 102. Temerrüdün genel şartlarına ilişkin bilgi için bkz: O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e.,
s. 295 vd.
2 3 2
Ticari İşletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, müte-
merrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da Ödeme süresinin
sonunu takip eden günden itibaren, ş a r t e d i l m e m i ş olsa bile faize hak kazanır.
(TTK. m. 1530/f.3). Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belir
tilen süre beşinci fıkraya aykın ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek
kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır (TTK. m. 1530/14).
267
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile yürürlükteki 818 sayılı Borçlar
Kanunundan farklı olarak taraflann sözleşmede kararlaştıracaklan temer
rüt faizi ve akdi faiz oranlanna ilişkin üst sınırlar getirildiğini görüyoruz.
Akdi faize ilişkin 88. maddenin 2. fıkrasında, sözleşme ile kararlaştınla-
cak yıllık faiz oranının, birinci fıkra uyannca belirlenen yıllık (yasal) faiz
oranının yüzde elli fazlasını aşamayacağı; temerrüt faizine ilişkin
Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemler bakımın
dan bu oranın istisnası, T T K . m. 1530/f. 7'de şu şekilde öngörülmektedir: "Bu mad
de hükümleri uyarınca alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranı
nın sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygu
lanacak faiz oranını ve alacağın tahsili masrafları İçin talep edilebilecek asgari gi
derim tutarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası her yıl ocak ayında ilan eder. Fa
iz oranı, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Ka
nunda öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az yüzde se
kiz fazla olmalıdır".
268
DÜŞEY KisMî HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
Bunun dışında, taraflar yasal faiz oranının üzerinde akdi faiz oranı ka
rarlaştırmışlar ama temerrüt faizi kararlaştırmamışlarsa ne olacaktır? Bu
sorunun cevabım 6098 sayılı TBK'nun 120.maddesinin 3. fıkrasında bul
makla beraber, bu fıkra hükmünün 3095 sayılı FaizK'nun 2. maddesinin
3. fıkrası ile tam bir uyum içinde kaleme alınmadığını görüyoruz. Nitekim
TBK. m. 120/f.3 hükmünde "Ahdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte
sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da
birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hak
kında akdî faiz oram geçerli olur" denilmesine karşılık, FaizK. m.
2/f.3'de "Temerrüt faizi miktarının sözleşmede kararlaştırılmamış olduğu
hallerde, akdi faiz miktarı yukarıdaki fıkralarda öngörülen miktarın üs
tünde ise, temerrüt faizi, akdi faiz miktarından az olamaz" denilmektedir.
Burada TBK. m. 120/f.3 hükmünün lafzı dikkate alınarak uygulandığı va
kit, ticari işlerde temerrüt faizi olarak avans faizinin de istenebileceğine
ilişkin FaizK.'nun 2. maddesinin 2. fıkrasının uygulama alanı oldukça da-
ralacaktır. Zira özellikle ticari işlerde de temerrüt faizi olarak alacaklının
arada sözleşme olmasa bile Merkez Bankası'mn uyguladığı avans faiz
oranını (bu oran da bugün itibariyle % 15'dir) isteyebileceğini düzenle
yen FaizK.'nun 2. maddesinin 2. fıkrasının uygulama alanı, taraflann ya
sal faizin üzerinde akdi faiz belirlemeleri halinde ortadan kalkmaktadır.
Zira bugün itibariyle ticari işler bakımından taraflann kararlaştıracaklan
% 9 ile % 13,5 arasında kararlaştırabilecekleri akdi faiz oranı, alacaklının
2. maddenin 2. fıkrasına göre temerrüt faizi olarak isteyebileceği % 15'lik
sımnn her zaman altında kalacaktır. Hâlbuki FaizK. m.2/f.2 ile kanunko-
yucu ticari işler bakımından alacaklıya Merkez Bankası'nın kısa vadeli
avanslara uyguladığı faiz oranını talep edebilme hakkı tanıyarak, arada
sözleşme olmasa bile yasal faizin üzerinde temerrüt faizi talep etme seçe-
269
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 3 6
Üst sınırlann isabetli olduğu yönünde bkz: Atilla ALTOP; "Türk Borçlar Kanunu
Tasarısı'nda Genel İşlem Koşulları ve Kefalet Sözleşmesi", İsviçre M e d e n i Kanu
nu ve Borçlar K a n u n u ' n u n Almışının 80.Yılı Sempozyumu, 28 Nisan 2006, İstanbul,
s. 146. Bu o r a n l a n n yüksek olduğu yönünde b k z : Hüseyin H A T E M İ ; ''Borçlar Ka
nunu Tasarısı U " , Güncel Hukuk Dergisi, C: 3, S: 6 3 , 2009, s. 30.
2 3 7
K A L K A N ; a.g.e., s. 9.
270
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
amacın etkili olduğu söylenebilir. Ancak ifade etmek gerekir ki, önceden
tespit edilen bu tarz sınırlann, yasal faiz oranlannın ülkedeki enflasyon vb.
etkenler sonucu artması ve anaparanın yüksek meblağlı olması halinde
hakkaniyete aykın sonuçlar doğurabileceği de muhakkaktır. Bir diğer sa
kınca da, faiz uygulayan güçlü taraf 3095 sayılı Kanundaki tamamlayıcı
nitelikteki oranlan uygulamak yerine, büyük çoğunlukla üst sınırlar üze
rinden sözleşmeyi akdetmeyi tercih edecek ve böylece 3095 sayılı Kanun
daki oranlar sadece üst sının belirleyici tali bir fonksiyon üstlenmiş ola
caktır. Sonuç itibariyle, de lege feranda bu sınırlann kaldınlmasını veya
hiç değilse daha düşük sınırlara indirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Hemen belirtmek gerekir ki; yukanda ifade ettiğimiz üst sınırlann uy
gulama alam da oldukça sınırlıdır. Zira mevzuatta faize ilişkin üst smır ge
tiren özel düzenlemelerin sayısı oldukça fazladır. Emredici nitelikte üst sı
nırlann getirildiği özel düzenlemeleri sıralayacak olursak;
- 6.3.2003 tarih ve 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı TKHK
kapsamında, kapıdan ve taksitle satışlar (m.6/A), tüketici kredisi
sözleşmeleri (m.10) ve kampanyan satışlar (m.7) bakımından uy
gulanacak temerrüt faiz oram sözleşme faiz oranının %30'u ile sı
nırlanmıştır 238 .
- Banka kredi kartlan bakımından 23.02.2006 tarih ve 5464 sayılı
Banka Kartlan ve Kredi Kartlan Kanunu m. 26/f.3 hükmü, akdi
faiz ve temerrüt faiz oranlannın nasıl belirleneceğine ilişkin emre
dici nitelikte bir kural da öngörmektedir. Söz konusu fıkra hükmü
ne göre; "Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, azami akdi ve ge
cikme faiz239 oranlarını tespit etmeye yetkilidir ve belirlediği bu
oranları 3 ayda bir açıklar"240.
2 3 8
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s.392. Bu oran banka kredi kartlan bakımından uygulanma
yacaktır. Nitekim 23.02.2006 tarih ve 5464 sayılı Banka Kartlan ve Kredi Kartlan
K a n u n u ' n u n 26. maddesinin 6. fıkrasında bu durum; "4077sayılı Tüketicinin Korun
ması Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi kredi kartla
rı İçin uygulanmaz" şeklinde açıkça belirtilmiştir.
2 3 9
Buradaki "gecikme faizi" ibaresi üpkı 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesindeki "ge
cikme faizi" ifadesi bakımından olduğu gibi (M.HELVACI; a.g.e., s. 36, dn. 87), te
merrüt faizi olarak anlaşılmak gerekir.
240
"...her ne kadar taraflar arasında düzenlenen sözleşmede akdi ve temerrüt faizi
oranları belirlenmişse de, bu konuda emredici yasal düzenleme içeren 5464 sayılı
271
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISM! HÜKÜMSÜZLÜK
272
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
2 4 1
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 3 9 3 ; 245. Karş: S E R O Z A N ; İfa Engelleri, s. 109-110.
2 4 2
Aynı yönde bkz: O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 245. Y. 11. H D . T. 06.05.1997,920/3276
(Kazancı)
2 4 3
EREN;a.g.e.,s.941.
273
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
rektiğini ifade eden yazarlar 244 ve hatta şartlan oluştuğu taktirde BK. m.
21 'de yer alan gabin veya MK. m. 2'nin dikkate alınacağını ifade eden gö
rüşler mevcuttur 245 . Serozan, aşın yüksek faiz oranının -TBK. m. 27/f.2
c.2'deki aksine farazi irade engelini aşarak- caiz hadde indirilmesi için, ya
TTK. m. 1530 yardımı ile ya da TBK. 31/f.2'ye kıyasen culpa in contra-
hendo tazminatı sayesinde düzeltilebileceği görüşündedir 246 . Yargıtay da
aşın yüksek faizin denetimini BK. m. 19/20247 (TBK. m. 27), TK. m. 1466
2 4 4
T E K İ N AY/ AKMAN/B U R C U O Ğ L U / A L T O P ; a.g.e., s. 790.
245
M.HELVACI; a.g.e., s. 145.
2 4 6
S E R O Z A N ; İfa Engelleri, s. 109-110.
247
Yargıtay 2002 yılında verdiği kararda "...Somut olayda, borçlu davacı Vehbi'ye veri
len miktar 30.000 dolar olup, her ay için 1500 dolar faiz ödenmesi istenmektedir.
Andan meblağın yıllık olarak hesaplanması durumunda faiz 18000 dolara yani ana-
paranın % 60 gibi fahiş bir oranına ulaşmaktadır. Ülkemizde enflasyonun vardığı
yüksek oranlar göz önünde tutulsa dahi bu rakamın yıkıcı bir sonuç doğuracağında
kuşku yoktur. Öte yandan halen tüm özel ve kamusal bankalarda dövize uygulanan
yıllık faizin % 5-6 düzeylerinde kaldığı da bir gerçektir... Sözleşmede yer verilen ki
şisel ve ekonomik özgürlüğü kabul edilemez derecede ya da olağanüstü bir biçimde
sınırlayan, borçlunun kişilik ve bekası için zorunlu olan koşulları olağanüstü şekilde
tehlikeye düşüren, katlanılamaz ve çökertici boyutlara ulaşan "fiyat farkı" namı adı
altındaki edimin Borçlar Kanunu 20/2. maddesi hükmü karşısında; davacı yönünden
bağlayıcı olduğunu söyleyebilme olanağı düşünülemez... Sözleşmedeki anapara ve
davacıların kabulündeki faiz oranı dikkate alınarak hesaplama yapılmasına..." ka
rar vermiştir. Y. 1. H D . T. 6.3.2002, E. 2001/10578, K. 2002/2892 (Corpus). Söz ko
nusu karardan hareketle bir k o n u y a daha açıklık getirmekte fayda vardır: hatırlana
cağı ü z e r e sözleşmenin yorumlanmasında taraflann kullandıklan terimler değil; ger
çek ve ortak a m a ç l a n önemlidir (BK. m. 18). Burada özellik arz eden husus, tarafla
nn faize ilişkin hükümleri dolanmak maksadı ile faizi farklı ad altında kararlaştırma-
lannın yanında, bir m a h n -genellikle gayrimenkul- ücretsiz kullanımını kararlaştır-
m a l a n halinde ortaya çıkar. Bkz: Y. 4. H D . T. 25.6. 1970, E. 1970/3805, K.
1970/5284 (Karar için bkz: H A T E M l ; Hukuka ve Ahlaka Aykınhk, s. 232, dn.
133). Genel olarak üst sımr Öngören hükümlerin dolanılması (kanuna karşı hile) ha
linde de, düşey kısmi hükümsüzlük gereği indirim y a p t ı n m ı m n uygulanması m ü m
kün olmalıdır. Nitekim taraflar farklı ad altında ya da bir malın ücretsiz kullanımın
dan, ö d ü n ç verene faizi sınırlayan hükümlerde öngörülen orandan d a h a fazla iktisa
di yarar sağlamasına sebep olabilir. Bu yönde bir başka karara konu olan olayda da,
verilen ödüncün karşılığında " t e m e t t ü " adı altında faiz ödenmesi kararlaştınlmış ve
görünüşte bir "ortaklık" yaratılmıştı. Bu kararda da, hakim kanuna karşı hile oluştu
ran k a y d ı n geçersizliği yerine, indirim y a p t ı n m ı m n uygulanması sonucuna varmıştır
( H A T E M l ; Hukuka ve Ahlaka Aykırılık, s. 237, dn. 138). Murabaha N i z a m n a m e s i
274
D Ü Ş E Y KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
275
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
251
G Ö Z Ü T O K ; a.g.e-, s. 133, 3 8 1 , 758.
2 5 2
Yedek hukuk kuralları, tarafların aksini kararlaştırmaları m ü m k ü n olan ve aksi karar-
laştırılmadıkça uygulanan kanun hükümleridir. Bu kurallar tamamlayıcı ve yorumla
yıcı olmak üzere İki gruba ayrılmaktadır. Tamamlayıcı hukuk kurallan, sözleşmede
ki boşluğu t a m a m l a m a özelliğine sahip ve genellikle kanunda "aksi kararlastmlma-
dıkça." şeklinde başlayan kurallardır. A K S O Y D U R S U N ; a.g.e., s. 89 vd.
2 5 3
Yedek hukuk kurallanmn rolüne ilişkin genel bilgi için bkz: Johannes C Z I U P K A ;
Dispositives Vertragsrecht, M o h r Siebeck, Tübingen, 2010, s. 135 vd.. Genel işlem
şartlan alanında yedek hukuk kurallanmn rolü hakkında bkz: B E L S E R ; a.g.e., s.
396; K R A M E R ; Art. 19/20 O R , R n . 277.
276
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
"Bir hukuki işlemdeki geçersizlik, ister butlan ister iptal edilebilirlik biçimde olsun,
mutlaka nitelik itibariyle değil, önce nicelik itibariyle göz önünde tutulması gerekir.
Niceliğe İlişkin kısmın emredici bir h ü k m ü ihlal etmesi halinde tarafların farazi ira
deleri araştınlmaksızm yasal seviyeye indirim yapılacaktır. "Tarafların farazi irade
leri olsa olsa yedek hukuk kuralından sapan bir işlemin içeriğinin belirlenmesi bakı
mından önem taşıyabilir" B G E 123 I I I 2 9 8 . Yedek hukuk kurallarından sapıklığı hal
lerde, geçersizlik yönünde tarafların farazi iradelerinin dikkate alınmadığı alanlardan
biri genel işlem şartlarıdır. Zira genel işlem şartlannı kullanan taraf, farklı bir düzen
lemeyi gerekçelendirebilecek (örneğin muhatabın lehine olarak sapıldığı) bir içeriği
muhataba sunmadığı sürece, y e d e k hukuk kurallanndan sapılan kloz da içerik dene
timinden kurtulamayacakür. ATAMER; a.g.e, s. 188 vd.; BELSER; a.g.e, 396-397;
K R A M E R ; A r t . 19/20 O R , R n . 277.
277
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
göre geri isteyebilirken, ödünç aldığı meblağı da vade sonuna kadar elin
de tutabilmelidir.
Aşın yüksek faizin genel işlem şartlarına konulması halinde ise,
doğrudan üst sınırlara indirim yaptınmı uygulanamayacağından, faize
ilişkin klozu geçersiz kılmak ve (objektif tamamlayıcı yorum metoduyla-
taraflann farazi iradelerini dikkate almaksızın) hakimin (üst sınır
içerisinde kalan) hakkaniyete uygun bir sınır ile boşluğu doldurması ge
rekmektedir 256 .
2 5 6
Karş: A K S O Y D U R S U N ; a.g.e., s. 148-149.
2 5 7
H O N S E L L ; A r t 73 OR, R n . 1. OR Art. 73 hükmündeki %5 faiz oram; faize ilişkin
çeşitli hükümler (leges specialis) bakımından uygulama alam bulacaktır: Bu hüküm
ler; temerrüt faizine (Verzugszins) ilişkin OR Art. 104, adi işler bakımından karz söz
leşmesine ilişkin Art.314, Komandit şirkette komanditerin faiz talebine ilişkin
Art. 611 hükümleridir. H O N S E L L ; Art. 73 OR, Rn. 9.
258
B E L S E R ; a.g.e., s. 447-448; H O N S E L L ; Art. 73 OR, R n . 13; Art. 3 1 3 OR, Rn. 9;
K R A M E R ; Art.19-20 OR, Rn. 3 8 1 ; T A N D O Ğ A N ; Nullite, s. 62; S P I R O ; a.g.m.,
s. 4 5 9 ; PIOTET; a.g.m., s. 105; E N G E L ; a.g.e., s. 2 9 3 vd. Faize ilişkin kısmı tama
men geçersiz k ı l m a önerisi için bkz: S C H W E N Z E R ; OR AT, R n . 32.41. isviçre Fe
deral M a h k e m e s i 1967 tarihli kararma konu olan olayda, taraflar ödünç sözleşmesin
de % 26 oranında faiz belirlemişlerdir. M a h k e m e 8 Ekim 1957 tarihli Kantonlar ara
sı fahiş faizin önlenmesine ilişkin anlaşmadan öngörülen % 18'lik sının aşan bu ora
nın hukuka a y l a n olduğuna karar vermiştir. M a h k e m e kararda OR Art. 20 Abs.2 hük
m ü n e dayanarak basit kısmi hükümsüzlüğü uygulamanın hakkaniyete aykın olacağı
nı zira böyle bir sonucun ödünç sözleşmesinin faizsiz kalmasına yol açacağını ifade
ederek uygun sınıra indirilmesine karar vermiştir. Bkz: B G E 93 D" 189; 192; 107 II
218; 123 III 292. Alman Hukukunda da aynı yönde bkz: MAYER-MALY; § 134
B G B , R n . 89. Fransız Hukukunda aynı yönde bkz: SİMLER; a.g.e., s. 29. Değiştiril
miş kısmi hükümsüzlük ile sözleşme boşluğunun doldurulması esasını benimseyen
yazarlar olarak bkz: H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 78-79; KELLER/SCHÖBI; a.g.e.,
s. 151, 159; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 706; G A U C H ; Teilnichtigkeit, s. 97.
278
D Ü Ş E Y KISMI H Ü K Ü M S Ü Z L Ü Ğ Ü N ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
Alman Hukukunda adi işlerde yasal faiz oram %4 (BGB § 246), tica
ri işlerde yasal faiz oranı %5 (HGB § 352)'dir. Bu hükümler de tamamla
yıcı nitelikte hükümlerdir 261 . Temerrüt faizi oranı ise, para borçlan bakı
mından taban faiz oranımn (basiszins)262 %5'i (BGB § 288 Abs.l); bedel
alacaktan 263 (Entgeltforderung) bakımından taban faiz oranının %8'i
olarak belirlenen bir oran (BGB § 247, 288)'dır. Alman Hukukunda faiz
oranlannın denetimi BGB § 138 Abs.l ve Abs.2 hükümleri çerçevesinde
yapılarak, aşın yüksek olduğu tespit edilen faiz oranlan yasal hükümler-
deki sınırlara indirilmektedir 264 .
2 5 9
Tüketici kredisi dışındaki krediler için (inşaat, ipotek, ithalat vb) de en yüksek faiz
oranı Kantonlar arası fahiş faizin önlenmesine ilişkin 1957 tarihli anlaşma İle %18
olarak belirlenmiştir. H O N S E L L ; Art. 73 O R , R n . 14.
2 6 0
R O U I L L E R ; a.g.e-, s. 3 9 , 1 9 7 ; K R A M E R ; Art. 19/20 O R , Rn. 359; 3 8 0 - 3 8 1 ; H O N
SELL; Art. 73 O R , R n . 13; G I G E R ; a.g.e., s. 28-29. Aynca bkz: B G E 107 II 218;
123 in 292. Karş: A B E G G ; a.g.e., s. 200-201; 2 2 1 .
261
Bkz: M E D I C U S / L O R E N Z ; § 18, Rn. 191.
2 6 2
Alman M e r k e z B a n k a s ı ' n ı n 01.01.2011 tarihinde belirlediği taban faiz oranı
% 0,12'dir. (http://www.bundesbank.de/info/info zinssaetze.phpl.
2 6 3
Kira bedeli (bkz: OLG Rostock MDR 2005, 139), saüm ve eser sözleşmesinden kay
naklanan bedel vb. alacaklan bu kapsamda sayılmaktadır. JAUERNIG; § 288 B G B ,
R n . 6.
2 6 4
J A U E R N I G ; A r t 139 B G B , Rn.10. Geniş bilgi için bkz: SAUER; a.g.e., s. 8 vd.
279
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 6 5
U F F M A N N ; a.g.e., s. 1 vd.
2 6 6
K Ö T Z ; a.g.m., s. 785 vd., C A N A R I S ; a.g.m., s. 519 vd., Christoph K R A M P E ;
"Aufrechterhaltung von Vertrâgen und Vertragsklauseln", A c P 194, 1994, s. 1
vd., Christoph METTENHEIM; "Methodologische Ged anken zur geltungserhal-
tenden R e d u k t i o n im R e c h t der allgemeinen Geschâftsbedingungen", FS für
Henning Pİper, M ü n c h e n , 1996, s. 937 vd.; Johannes N E U M A N N ; Geltungserhal-
tende Reduktion und ergânzende Auslegung von Allgemeinen Geschâtsbedin-
gungen, Notnos, Baden-Baden, 1988, s. 2 1 ; 209; Christian MAYER; D a s "Verbot"
der geltungserhaltenden Reduktion und seine Durchbrechungen, Herbolzheim,
2000, s. 25 vd; Ludwig HÂSEMEYER; "Geltungserhaltende oder Geltungszers-
törende Reduktion?", FS für Peter Ulmer zum 70. Geburtstag, Berlin, 2 0 0 3 ,
s. 1100.
2 6 7
LARENZAVOLF; § 4 3 , R n . 83, s. 7 9 3 ; ULMER; AGB-Klauseln, s. 2 0 2 8 ; KASSEL-
M A N N ; a.g.e., s. 20.
2 5 8
Hakime takdir yetkisi vermeyen B G B § 309 h ü k m ü n d e : "yasal düzenlemelerden
sapmanın geçerli olduğa hallerde bile, genel işlem şartları içinde yer alan aşağıda
ki kayıtlar geçersizdir: /- (Sürekli borç ilişkileri hariç olmak üzere) Kısa Vadeli Fi
yat Artışları, 2-îfadan Kaçınma Hakkı, 3-Takas Yasağı, 4- İhtar, Mehil, 5- Tazminat
taleplerinin Götürü Olarak Belirlenmesi, 6- Cezai Şart, 7- Vücut Bütünlüğü, Sağlık,
280
D Ü Ş E Y KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
281
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
§ 308 ve 309'da yer alan bazı kayıtların indirim yaptınmına müsait olma
sı 2 7 1 üzerine, GÎŞ'ler bakımından kanunda üst sınırın belli edildiği du
rumlar dahil olmak üzere; aşın tazminat talepleri, fahiş cezai şart, aşın fe
sih süreleri, aşın rekabet sınırlamalannda -tarafların iradelerini dikkate
almaksızın - uygulanacak indirim yaptınmı yerine (Verbot der geltung
serhaltende Reduktion), sözleşmenin tamamlanması usulü ile oluşacak
boşluğun her iki tarafın da menfaatine olarak doldurulması gerektiği sa
vunulmaktadır 272 . Bu sayede hakimin aşırılık içeren kaydı doğrudan ka
nunda öngörülen üst sınıra değil, iki tarafın da menfaatlerini gözeten da
ha alt bir sımra da indirebilmesi mümkündür. Mahkeme içtihatlan da ge
nellikle bu yöndedir 273 . Buna göre, indirime müsait haksız şart, hakimin
müdahalesi söz konusu olmadan hükümsüz olacaktır 274 . Zira bu görüş ge
reğince müşteriyi mağdur eden klozlann doğrudan hükümsüz bırakılma
sı, hem genel işlem şartlanna ilişkin hükümlerin müşteriyi koruma
(schutzzweck) hem de bu tür klozlann tekrar sözleşmelere alınmasını ön
leme fonksiyonu (Praventionsfunktion) ile örtüşmektedir 275 . Bundan
Örneğin, B G B § 309 Nr.8 hükmünde, ayıp ihbarı için hak düşürücü sürenin kısaltıl
ması ve ayıptan doğan hakların kullanılması için öngörülmüş zamanaşımı süresinin,
kanunda öngörülen hallerin dışında kolaylaştıran ya da zamanaşımı süresinin başlan
gıcından itibaren bir yıldan daha kısa bir süre olarak belirleyen kayıtların hükümsüz
olacağı öngörülmüştür.
282
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
sonra hakim, üst sınınn da altında kalan uygun bir sınırla boşluğu doldu
racaktır. Ancak hakim boşluğu doldururken taraflann farazi iradelerini de
ğil, işin mahiyetini, taraflann menfaatlerini ve sözleşmenin bütününü dik
kate almalıdır (objektif tamamlayıcı yorum) 2 7 6 .
Hakime takdir yetkisinin verildiği BGB § 308 hükümlerinden birine
aykınlık halinde indirim yaptınmı, boşluk doldurma faaliyetinin bir sonu
cu olarak ortaya çıkmaktadır. Alman Yüksek Mahkemesi'nin 6 Aralık
2002 tarihli karanna konu olan olayda 277 , davacı kooperatif E.W. ile kab
lo dağıtım şirketi S arasında 1991 yıhnda genel işlem şartlan kullanılarak
25 yıl süre ile E.W.'ye ait konutlara kablo dağıtım, erişim ve servis hiz
meti yapılacağına ilişkin sözleşme akdedilmiştir. Sözleşme içerisine "eri
şim hizmetinin günün ekonomik ve teknik koşullan ile uyum içerisinde
olacağına" ilişkin uyarlama klozu da konulmuştur. Davacı sözleşmeyi 9
yıl sonra 1 Nisan 2000 tarihinde erişime olan faydanın konut sayısının ar
tışına bağh olarak düştüğü gerekçesi ile feshetmiştir. Davacı fesih talebi
ne karşılık uyarlama klozunu gerekçe gösteren davalının bu hakkın ileri
sürülmesinin doğruluk ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, zira paza
ra uygunluk şartının gerçekleştirilemediğini savunmuştur. Mahkeme
uyarlama klozunu BGB § 308 Nr.4'e göre geçersiz saydıktan sonra, so
mut olayda taraflann edimleri arasındaki dengenin korunması için ve da
valının yatırımlarım amorti etmesi için gereken zamanı 12 yıl olarak he
saplayarak, sözleşmeyi 12 yıl üzerinden geçerli saymıştır. Mahkeme ge
nel işlem şartının objektif yorumu ile her iki tarafın da ekonomik menfa
atlerini göz önünde tutulmasını gerektirecek şekilde ele alarak, hak ve
borç dağılımının yayıldığı sürenin bu dengeye uygun şekilde daraltılma
sına imkân vereceğini belirtmiştir. Mahkeme, BGB § 307 hükmünü göz
önünde bulundurarak süreye ilişkin kaydm geçersizliğine karar vermek
yerine, sözleşmenin sürekli borç ilişkisi doğuran niteliğini göz önünde bu
lundurarak bu konuda daha önce verilmiş emsal kararlan (BGH NJW -ZR
16/95, 1996) dikkate alarak sözleşme boşluğunu doldurmuştur.
283
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Söz konusu madde hükmü şu şekildedir: "Hizmet sözleşmelerinde genel işlem şart
ları kullanılması halinde, îş Hukukundaki özel hükümler uygulanacak olup, § 305
Abs.2 ve 3 uygulanmaz".
Frank B A Y R E U T H E R : "Das Verbot der geltungserhaltenden Reduktion im Ar-
beitsrecht, N Z A 2004, s. 955-956; W I L L E M S E N / G R A U ; "Geltungserhaltende
Reduktion und Besonderheiten des Arbeitsrechts", Recht der Arbeit, 2 0 0 3 , s.
321-328; M a r c u s S O I N E ; D i e arbeitsvertragliche Klauselkontrolle nach der
Schuldsreform unter besonderer Betrachtung der ün Arbeitsrecht geltenden
Besonderheiten, Diss., Tenea Verlag, Berlin, 2005, s. 208.
Nitekim Alman Yüksek Mahkemesi de 2004 tarihli bir k a r a n n d a , bir hizmet sözleş
mesinde fahiş cezai şart içeren kaydı uygun sınıra indirilmesine karar vermiştir.
BAG, 04.03.2004, 8 AZR 196/03, E z A § 309 B G B 2002, N r . l . Martin H E N S L E R ;
"Arbeitsrecht und Schuldrechtsreform", Recht der Arbeit, 2002, s. 129; 139. Yazar
makalesinde, indirim y a p h n m ı yasağının bir dogma olmadığını ifade etmektedir.
284
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
rüş haklı olarak hem gabinin sözleşmenin akdinden itibaren 1 yıl içinde
ileri sürülmesi zorunluluğunun bulunması hem de sakatlığı hakimin re'sen
dikkate alamaması gibi durumların GÎŞ denetiminin amacına uygun düş
meyeceği gerekçeleriyle çok fazla eleştiriye uğramıştı 283 . Bununla bera
ber, indirim yaptınmı uygulamasına da olumsuz yaklaşılmaktadır. Bu
yöndeki en önemli gerekçe; kullananın nasıl olsa yasal sınır üzerinden ge
çerliliğin sağlanacağını bildiği için, bu sının aşmakta tereddüt etmeyecek
olmasıdır. İsviçre Hukukunda Schwenzer, hem bireysel hem de genel iş
lem şartlan bakımından indirim yaptınmımn uygulanmaması gerektiğini
savunmaktadır. Zira hakimin indirim yapacağı yasal sınınn belli olması,
güçlü tarafın üst sının aşmasında önleyici bir olgu olmamasının da ötesin
de, adeta onu sının aşmaya sevk etmektedir. Bu durumlarda sözleşmenin
güçlü tarafının bu sının tayin etme bakımından taşıyacağı riziko bertaraf
edilmektedir. Bu ise açıkça hukuk politikasına aykın bir durumdur. Yazar,
sorumsuzluk kîozunun geçersiz olmasını ve bu klozu koyan tarafın tam
hükümsüzlük iddiasının dinlenemeyeceğini belirttikten sonra, hakimin
boşluk doldurma faaliyetinde bulunacağını belirtmektedir284. Kramer'&
göre de, genel işlem şartlannda ihlal edildiği anda kamu düzenini de sar
sacağı kabul edilen klozlara indirim yaptırımının uygulanması kabul edi
lemez. Dolayısıyla genel işlem şartında OR Art. 100'e aykın şekilde so
rumsuzluk anlaşması yapıldığında doğrudan hafif kusura indirim yapıla
maz. Ancak kullanan sözleşmede yan bir yükümlülükten muaf tutulduğu
hallerde, geçersiz sorumsuzluk şartı "hafif kusur"a indirilebilmelidir285.
285
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 8 7
I L L E D I T S ; a.g.e., s. 111; KOZIOL/ B Y D L I N S K I ; § 879 A B G B , R n . 30; Michael
SCHVvTMANN; Praxiskommentar zum A B G B , Band 5, Orac, Wien, 2006, § 879
A B G B , R n . 38; R U M M E L / K R E J I C I ; , § 879 A B G B , Rn. 256.
2 8 8
Aynnülı bilgi için bkz: B E C K M A N N ; a.g.e., s.101; R U M M E L / K R E J I C I ; , § 8 7 9
A B G B , R n . 256.
2 8 9
13.6.2003 tariMi Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik m.
6/ni'e göre; "Şartların haksızlığının takdirinde, bu şartlar açık ve anlaşılır bir dille
kaleme alınmış olmak koşuluyla, gerek sözleşmeden doğan asli edim yükümlülükleri
arasındaki, gerekse mal veya hizmetin gerçek değeri ile sözleşmede belirlenen fiyatı
arasındaki dengeye ilişkin bir değerlendirme yapılamaz". Benzer yönde Avrupa Bir-
üği Yönergesi m.4/II. Serbest piyasa ekonomisinin gereği oiarak fiyat kontrolünün il
ke olarak söz konusu olamayacağı gerekçesi ile bu h ü k m ü n bütün genel işlem şartla
rı için geçerli olması gerektiği yolunda bkz: K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Borçlar
Hukuku, § 23, R n . 3 3 , s.247.
286
DÜŞEY KıSMt HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
2 9 0
B E C K M A N N ; a.g.e., s . 355.
291
Taraflann farazi iradelerini dikkate alarak boşluğu dolduran hakimin k a r a n da içerik
denetimine ihtiyaç duyabilir. U F F M A N N ; a.g.e., s. 201 vd., 207-208. Ayrıca bkz:
J A U E R N I G ; § 3 0 6 B G B , Rn. 3. Genel işlem şartlannda hakimin boşluk doldurma
faaliyetine ilişkin geniş bilgi için a y n c a bkz: U F F M A N N ; a.g.e., s. 175 vd
2 9 2
Karş: Z I R L I C K , a.g.e., s. 4 2 1 ; H Ü R L I M A N N , a.g.e., s. 79; K R A M E R , A r t . 19-20
O R , Rn. 377 vd.; S C H W E N Z E R , O R AT, Rn.24.14; 32.45. A K S O Y D U R S U N ;
a.g.e., s. 189; Ç I N A R ; a.g.e., s. 196 vd. ATAMER; a.g.e., s. 227;
287
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 9 3
Kars: Pauly H O L G E R ; "Die Geltungserhaltende Reduktion: Dogmatische Be
denken und vorhandene Wertungswiderspruche", Juristische Rundschau, Vol.
1997, Issue 9, s. 357 vd. H Â S E M E Y E R ; a.g.m., s. 1100; 1102. Yazar indirim yaptı
rımının irade özgürlüğünü ortadan kaldırarak, normatif düzene üstünlük tanıdığım
ifade etmektedir. Ancak yazara göre indirim yaptınmının normatif sınırlan koruma
amacının varlığı, genel işlem şartlan bakımından da kendisini gösterir.
2 9 4
Aynca bkz: ATAMER; a.g.e., s. 150. İndirim yaptınmı yasağına ilişkin olarak haki
min sözleşmeye müdahalesi ve tamamlayıcı yorum kavramlanna ilişkin görüş ayn-
h k l a n için bkz: U F F M A N N ; a.g.e., s. 188 vd.
2 9 5
Geniş bilgi için bkz: DURAL/SARI; a.g.e., s. 106-107.
2 9 6
A K S O Y D U R S U N ; a.g.e., s. 178; KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; a.g.m., s.27; STA-
U D I N G E R ; § 157 B G B , Rn. 18.
2 9 7
R G , n. Zivilsenat, 05.12.1916, R G Z 89, 196; R G , II. Zivilsenat, 30.03.1920, R G Z
98, 2 9 3 . Sancının hilesine dayandığı için sözleşmenin t a m a m e n hükümsüzlüğüne
ilişkin verilen karar için bkz: R G , II. Zivilsenat, 04.06.1918, R G Z 9 3 , 1 0 6 . Aşın be
delli gayrimenkul satımına ilişkin sözleşmenin tamamen hükümsüz olması yönünde
verilen karar için bkz: R G , V. ZivÜsenat, 30.01.1941, R G Z 166, 89.
288
DÜŞEY KİSMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
2 9 8
JAUERNIG; § 139, Rn.8.
2 9 9
Geniş bilgi için bkz: SAUER; a.g.e., s. 133 vd.
3 0 0
SAUER; a.g.e., s. 108 vd. Her iki sözleşmelerde belirlenen fahiş bedeller Alman
Yüksek M a h k e m e s i ve B ü y ü k Senato tarafından son yıllara kadar genellikle ahlaka
aykırılığı düzenleyen B G B § 138 ve gabni düzenleyen B G B § 138 Abs. 2*ye göre
değerlendirilmekteydi. İmparatorluk Mahkemesi kararlan için Bkz: RG 30.06.1939,
R G Z 1 6 1 , 5 2 ; R G 15.02.1929 R G Z , 1 2 8 , 2 5 1 , 2 5 8 . Bu dönemde Busch geçersizliğin
" b e d e l " gibi bir sözleşmenin essentialia negotii unsuruna ilişkin olması sebebiyle,
başka bir tartışmaya mahal olmaksızın sözleşmenin tamamen hükümsüz olacağını
savunmuştur. B U S C H ; " D i e zivilrechtliche Wirksamkeit von Vertrâgen, die unter
Ü b e r s c h r e i t u n g des H ö c h s t p r e i s e s geschlossen sind", JZ, 1916, s. 128. 1953'ten
sonraki kararlar için bkz: B G H IV, Zivilsenat, 22.12.1953, ZR 87/53, BB 1954,174;
15.02.1956, ıV ZR 180/55, WM 1956, 459; B G H VU. Zivilsenat, 11.07.1957, ZR
203, 56, WM 1957, 1155; 08.01.1959, VU ZR 2 1 , 58, WM 59, 5 6 6 ; 09.11.1961, VII
ZR 158/60, WM 6 2 , 1 1 2 . B G H VIH Zivilsenat, 18.04.1962, VIII ZR 245/61, WM 62,
606. Frankfurt Eyalet Mahkemesi 2000 yılında verdiği bir kararda, B G B § 134 H s .
2'nin atfıyla W i S t G § 5 h ü k m ü n ü n B G B § 139'un da dikkate alınmasını gerektirdi
ğini ve bu hükümleri birlikte değerlendirerek yalnızca kiracının "geçersiz kısım ol-
289
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
290
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
Teilnichtigkeit, s. 519; 530. Finger de Canaris'in tek tarafın lehine kısmi hükümsüz
lük görüşünü benimsemekle beraber, yalnızca kira sözleşmeleri bakımından kiracının
fazla ödediği kısmını alabilmesine imkân sağlanması gerektiğini savunmuştur. Peter
FİNGER; " Z u d e n Folgen einer Mietzinsvereinbarung u n t e r Überschreitung der
o r t s ü b l i c h e n Vergleichsmiete", Z M R , 1983, $.37. Roth ise sebepsiz zenginleşme hü
kümleri kapsamında korunan tarafa aynca sözleşmesel bir talep de tanınmak istenme
sini, B G B §§ 134 ve 138'in uygulama alanları bakımından kaçınılması gereken cesur
bir girişim (kühne Konstrukîion) olarak ifade etmiştir ROTH; a.g.m., s. 419. Alman
Yüksek Mahkemesi 1984 tarihli bir kararında B G B § 134 Hs. 2*nin atfıyla WiStG §
5'e aykın olarak belirlenen fahiş kira bedelini (rayiç bedelin %50'sinin üzerinde) içe
ren kira sözleşmesinin kısmi hükümsüzlüğüne karar vererek o tarihte yürürlükte olan
1974 tarihli Kira Artışına İlişkin (Gesetz zur Regelung der Mieîhöhe) M H G § 10 hük
münü de göz ö n ü n d e tutarak kira bedelinin rayiç bedelin %20'sine kadar indirilmesi
ne karar vermiştir. B G H , 11.01.1984, WuM 1984, 68, 36. Hemen belirtelim ki, M H G
hükümleri 19.06.2001 tarihli kira hukukuna ilişkin reform kanunu ile B G B § 557 vd.
maddelerine dahil edilmiştir. SAUER; a.g.e., s. 114, dn. 510. Kararda gabnin de şart-
lannın oluşup oluşmadığı dikkate alınmıştır. Bu karara karşı Pakirnus kısmi hüküm
süzlüğün WİStG § 5 hükmünden değil; doğrudan rayiç bedeli esas alan M H G § 10
hükmünden kaynaklandığını, dolayısıyla da kira bedelinin rayiç bedel Üzerinden ge
çerli olması gerektiğini belirterek, iade talebinin kapsamının da B G B § 818 Abs.2 çer
çevesinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. B e m d P A K İ R N U S ; " D a s Aus*
m a B d e r N i c h t i g k e i t v o n M i e t z i n s v e r e i n b a r u n g e n g e m § 134 B G B i V m § 5 Abs
1 VViStG", Z M R , 1984, s. 329. Kira sözleşmelerinde uygulanacak indirim yaptınmı
mn kısmi hükümsüzlükten farklı bir yapıda olduğunu ve kiralayanı herhangi bir rizi
ko üstlenmeden bu ihlalden kurtarmayı önlemek için de bedelin WiStG § 5 Abs.2 hük
mü gereği emsal bedelin (şimdiye kadar ödenmekte olan kiranın aynı şehir veya ka
sabadaki aynı değerdeki, aynı büyüklükteki binalara ödenmekte olan kiranın bedeli
nin) %20'sine k a d a r olan oranı değü, daha alt bir sınıra da indirilebİlmesinin de müm
kün olduğunu savunmuştur. ROTH; a.g.m., s. 4 1 1 . Aynı yönde bkz: C A H N ; a.g.m.,
s. 8 vd. Cahn, Canaris tarafından ileri sürülen teorinin hükümsüzlük kavramım söz
leşmenin bir tarafını koruyacak şekilde açıklamanın her somut olay bakımından müm
kün olmadığım ileri sürmüştür. C A H N ; a.g.m. s. 13-14.
3 0 4
B G B I . L S . 1149.
305
B G B § 558c m a d d e s i n e göre, Belediyeceler hazırlanan genel kira ölçüm tablosu
(Mietspiegel) mevcut olan kira sözleşmelerinin muhiüere ve dairelerin d u r u m u n a gö
re hazırlanmış, ortalama metrekare kira değerini göstermektedir. JAUERNIG;
§ 558e, B G B R n . 1.
291
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
lenen kira bedelinin, kira ölçüm tablolarında yer alan bedelin % 50'sinden
fazla olması halinde, söz konusu kira bedeli fahiş kabul edilmekte
olup 3 0 6 , böyle bir durumda kiralayana WiStG § 5 uyarınca cezai yaptınm
uygulanmaktadır 307 . Kira artış oranlan ile ilgili olarak da, kira bedelinde
15 aydan beri artış yapılmamışsa, kiracı kiralayanın emsal kira bedeli
sınırına kadar artış yapılmasına ilişkin talebini kabul edebilir. (BGB
§ 558 Abs.l). Üç yıhn sonunda yapılacak kira artış oram sının ise
(Kappungsgrenze- kira artırım sınırı) kira bedelinin en fazla % 20'sidir.
(BGB § 558 Abs.3) 308 . Bu oran dikkate alınarak yapılacak artış, rayiç ki
ra bedelinin üzerinde olamaz. Yani, üç yılın sonunda rayiç kira bedeli %
20'lik sınınn altında kaldığı zaman kiralayan ancak rayiç kira bedelini ta
lep edebilir 309 .
İsviçre Hukukunda ise, kiracıyı koruma amacıyla kira bedelini
(Mietzins) belirleme konusunda sözleşme özgürlüğünün, sonradan yapı
lan yasal düzenlemeler ile geniş çaplı olarak sınırlandınldığını görmekte-
3 0 6
B G H S t 30, 280, 281.SAUER; a.g.e., s. 66-67.
3 0 7
K G Z M R 2 0 0 1 , 614, 615. B G H N J W 04, 1741, O L G Karlsruhe N J W 1982, 1161.
AG Hamburg 1.8.2007, 46 C 40/04, WuM 2008, 565. LG Berlin 13.6.1996, 62 S
391/95, Grundeigentum 1996, 979. B G H S t 30, 2 8 1 . B G H , 11.01.1984, WuM 1984,
68, 36. J A U E R N I G ; § 139 B G B , Rn. 15. P A L A N D T / H E I N R I C H S ; § 134 B G B , Rn.
9. Doktrinde yer alan görüşler için bkz: Wolfhard K O H T E ; "Die Rechtsfolgen der
Mİetpreisüberhöhung", N J W 1982, s. 2803. Johannes H A G E R ; " D i e gesetzeskon-
forme Aufrechterhaltung übermâBiger VertragspDichten", JuS 1985, s. 264.
A C H E N B A C H / R A N S I E K ; Handbuch-VVirtschaftsstrafrecht, 2. Aufl.,C.F. Müller,
Heidelberg, 2008, s. 2 1 1 . S T A U D I N G E R ; § 139 B G B , R n . 17.
308
Bu sınır, modernleştirmeye veya işletme giderlerinin artırımına dayandırılarak yapıl
m a k istenen kira a ı t ı n m l a n n d a geçerli değildir ( B G B § 558 Abs. 4/1).
3 0 9
Örneğin, xy m 2 ' ölçülerinde bir dairenin kira tablolarında yer alan rayiç bedeli 100
E u r o olsun. Kira sözleşmesinde ise 80 E u r o kira bedeli belirlenmiş olsun. Kiralayan
yenilenen kira döneminde 96 Euro talep edebilir. 3 yıl içerisinde %20'lİk sınıra uy
gun olarak yapılan kira artışlarının rayiç bedelin altında kalması şartıyla örnekte ol
duğu üzere aradaki 4 Euro farkı talep edebilir. Kira artış oranının % 2 0 ' n i n üzerinde
belirlenmesi halinde, bu kayıt etkisizdir (unwirksam) ( B G B § 558 Abs. 6). Bunun
la beraber kiracının da kira artışının yapıldığı andan itibaren 2 ay içerisinde kira söz
leşmesini feshetme imkânı vardır ( B G B § 561 A b s . l ) . Bkz a y n c a : J A U E R N I G ; § 5 5 8
B G B , R n . 4. Ekonomik C e z a Kanunu 5. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan bu sı
nır 21.07.1993 tarihli Kanun ile mevzuata girmiştir. S A U E R ; a.g.e., s. 129.
292
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
isviçre H u k u k u n d a kiraya ilişkin hükümlerin gelişimi ile ilgili detaylı bilgi için bkz:
Helen R O H R B A C H ; " D i e E n t w i c k l u n g des schweizerischen M i e t r e c h t s von 1911
bis z u r G e g e n v v a r t " , B W O , 2009, s.3 vd.
SR 220 (01.07.1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir). Yine aynı tarihte Hâsılat, işyeri ve
Adi Kiralara ilişkin Yönetmelik ( V M W G ) de yürürlüğe girmiştir (SR 221.213). An
cak bu değişikliklerden önce yürürlükte olan 30.06.1972 tarihli Kiraya ilişkin Hak
ların Kötüye Kullanılmasını Önleme Hakkında Federal Konsey Karan (Bundes-
beschluss über Massnahmen gegen Missbrauche im Mietwesen-BMM)''nın 6. madde
sinde, kiralayanın kira sözleşmesi kurulurken 3 aylık kiradan fazla depozito (Kauti-
on) alamayacağı Öngörülmekteydi. Doktrinde ise, bu hükümlere aykırı şekilde karar
laştırılan kayıtlara yasal sınıra indirim y a p t ı n m ı uygulanacağı kabul edilmekteydi.
G I G E R ; a.g.e., s. 4 0 . Ancak B M M ' n i n kira artış oranlannda esas aldığı hükümler ve
kira bedelini belirleme hakkının kötüye kullanıldığı birçok h ü k ü m Borçlar Kanunu
na entegre edilmiştir. R O H R B A C H ; a.g.m., s. 11, 12.
OR Art.269: "kira bedeli şu hallerde haksız sayılır: kira bedeli ile kiralanandan fa
hiş bir bedel temin ediliyor ya da fahiş satım bedeli esas alınarak yapılan bir
hesaplamaya dayanıyorsa ". Bu oranlann hesaplanma yöntemleri ile ilgili geniş bil
gi için bkz: Robert SIEGRÎST; D e r m i s s b r â u c h l i c h e M i e t z i n s , Regel u n d A u s n a h -
m e n , Schulthess, Zürich, 1997, s.21-35; Richard P E R M A N N ; M i e t r e c h t K o m m e n -
t a r , Orell Füsli Verlag, 2.Aufl., Zürich, 2007, A r t 269 O R , Rn. 27.
293
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
imkânı getirilmiştir (Art. 270). indirim isteme hakkı ise 30 günlük bir
hak düşürücü süreye bağlanmıştır (Art. 270; 274f). Gabine ilişkin sübjek
tif şartların oluştuğu durumlarda gabin ile indirim talepleri birbiri ile
yarışır 313 .
Türk Hukukunda ise taraflar kira bedelini sözleşme özgürlüğü pren
sibi uyannca serbestçe -TBK. m. 27/f.l hükmü ile sınırlı olmak şartıyla-
kararlaştırabilirler314. Kira bedelinin ilk başta oldukça fahiş belirlenmesi
3 1 3
H O N S E L L ; A r t 270 O R , Rn. 1 .
3 1 4
Kira bedelinin belirlenebilir olması da sözleşmenin kurulması için yeterli sayılmak
tadır. ARAL; a.g.e., s. 224. YAVUZ; a.g.e., s. 245. Hüseyin ALTAŞ; " K i r a P a r a s ı
A r t ı ş l a r ı n ı n S ı n ı r l a n m a s ı " , A Ü H F D , C: 49, S: 1-4, s. 97. Türk Hukukunda 193 sa
yılı G e l i r Vergisi K a n u n u ' n u n 7 3 . maddesinde, "kiraya verilen mal ve hakların ki
ra bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamaz. Bedelsiz olarak başkalarının inti
fama bırakılan mal ve hakların emsal kira bedeli, bu mal ve hakların kirası sayılır.
Bina ve arazide emsal kira bedeli yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir
veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse
Vergi Usul Kanunu'na göre belirlenen vergi değerinin yüzde 5'idir.." denilmektedir.
Vergi Hukuku alanında emsal kira bedeli uygulaması esas itibanyla; mal ve hakların
bedelsiz olarak başkalarının kullanımına terk edilmesi, kira bedelinin tespit edile
memesi muvazaalı olarak gerçek kira gelirinin altında beyanda bulunulması durum
larına karşı vergi güvenlik müessesesi olarak mevzuata dahil edilmiştir. Zübeyir
B A K M A Z ; " Y a r g ı K a r a r l a r ı I ş ı ğ ı n d a E m s a l K i r a BedeU U y g u l a m a s ı " , Mali Çö
züm, S: 90, 2008, s. 179. Ancak tespit edilen emsal kira bedelleri bu alanda a d i ka
r i n e niteliğindedir. Zira Danıştay da yeleşik bir şekilde tahsil edilen gerçek tutarla-
nn vergilendirmeye esas alınacağını, ancak bir vergi güvenlik müessesi olarak dü
zenlenen emsal kira bedelinin altında kira geliri elde edildiğinin iddia edilmesi halin
de ise bu durumun mükellefler tarafından ispat edilmesi gerektiğini kabul etmekte
dir. (Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulu, T. 06.04.1990, K.1990/31). Aym yönde
bkz: Gelirler Genel M ü d ü r l ü ğ ü ' n c e 05.01.1999 tarihinde yayımlanan 1999/1 sıra
no.lu G V K Iç Genelgesi. B A K M A Z ; a.g.m., s. 187. Söz konusu Kanunun 7 3 . mad
desinin 2. fıkrasında; "Aşağıda yazılı hallerde emsal kira bedeli esası uygulanmaz:
1. Boş kalan gayrimenkullerin muhafazaları maksadıyla bedelsiz olarak başkaları
nın ikametine bırakılması; 2. Binaların mal sahiplerinin usul, fürıt veya kardeşleri
nin ikametine tahsis edilmesi (Usul, furu veya kardeşlerden her birinin ikametine bir
den fazla konut tahsis edilmiş ise bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira be
deli hesaplanmaz. Kardeşler evli ise eşlerden sadece biri İçin emsal kira bedeli he
saplanmaz.) 3. Mal sahibi ile birlikte akrabaların da aynı evde veya dairede ikamet
etmesi" denilmektedir. Kanaatimizce 2.bentte yer alan h e m "usul-füru veya kardeş
ler" h e m de " i k a m e t " şeklindeki sınırlandırmalar olayların birçoğunda hakkaniyete
a y k ı n sonuçlar doğuracak niteliktedir. Örneğin bir kişinin dairesini oğluna, yeğenine
işyeri olarak veya kayınvaüdesine, teyzesine, yeğenine konut olarak kirasız şekilde
294
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
kullandırması halinde dahi emsal kira bedeli üzerinden vergi ödemek yükümlülüğü
ile karşılaşacaktır. Buna karşılık ise söz konusu m a d d e hükmü, kiralayanların emsal
bedelin altında kira aldıklarını ispatlamaları a m a elden daha fazla kira almaları du
rumlarını önleyecek tedbirleri içermemektedir. Bu durumu ispat yükümlülüğü yargı
kararlan ile Devlete ya da kiracıya bırakılmıştır. Ancak olaylann birçoğunda kiracı
elden verdiği kira bedelini ispatlayabilecek durumda olmadığı gibi, çoğu durumda
böyle bir külfet altına da girmeyecektir.
3 1 5
ALTAŞ; a.g.m., s. 112; Şener AKYOL; Dürüstlük K u r a l ı ve Hakkın K ö t ü y e Kul
lanılması Yasağı, Vedat Kitapçdık, istanbul, 2006, s. 96-97.
3 1 6
Y. 4. H D . T. 20.1.1972, 10340/470; Y. 4. H D . T. 11.11.1965, 7792/5764. Kararlarda
rayiç bedeli aşan kira bedellerinin, oranı aştığı Ölçüde geçersiz olduğu belirtilmiştir.
(Kararlar için bkz: H A T E M l ; Hukuka ve Ahlaka Aykırılık, s. 580, d n . 27.
295
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
3 1 7
Bu konuda hakime hakkaniyete dayalı bir müdahale imkanı tanınmamıştır. Mustafa
Alper G Ü M Ü Ş ; Yeni 6 0 9 8 sayılı T ü r k B o r ç l a r K a n u n u ' n a g ö r e K i r a Sözleşmesi,
T B K . m. 299-356), Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2 0 1 1 , s. 6 3 .
3 1 8
G Ü M Ü Ş ; a.g.e., s . 64.
3 1 9
H O N S E L L ; A r t . 270 O R , Rn. 12.
296
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
3 2 0
H A T E M Î ; H u k u k a v e A h l a k a A y k ı n h k , s . 580, dn. 27.
3 2 1
E R E N ; a.g.e., s . 305.
322 YAVUZ; a.g.e., s. 2 4 5 .
297
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
aşacak şekilde bir oran belirlemeleri halinde hiç şüphesiz düşey kısmi hü
kümsüzlük uygulanacak ve bu oran yasal seviyeye indirilecektir.
Son olarak, 14.04.2011 tarih ve 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hız
landırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Ka-
nun'un Geçici 2. maddesi ile getirilen hükme göre: Kiracının Türk Tica
ret Kanununda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku
tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında, 11.1.2011 tarihli ve 6098 sayılı
Türk Borçlar Kanununun 322, 324, 330, 339, 341, 342, 343, 345, 346 ve
353 üncü maddeleri 1.7.2012 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle uygulan
maz. Bu halde, kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konu
lara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri
tatbik olunur"323. Böylece bütün kira ilişkilerinde 1.7.2012 tarihine ka
dar 818 sayıh Borçlar Kanunu ve 6570 sayılı GKHK; kiracının tacir ile
özel hukuk veya kamu hukuku tüzel kişisi olmadığı bütün kira ilişkilerin
de 1.7.2012 - 1.7.2017 tarihleri arasında 6098 sayılı TBK ve 1.7.2017
tarihinden sonra da bu istisna olmaksızın bütün kira ilişkilerinde 6098
sayılı TBK uygulanacaktır.
298
DÜŞEY KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
3 2 4
B G e r 4C. 121/2005; B G E 90 II 92. M a h k e m e eski bir kararında ticari işle ilgili olma
yan tellalların başarısız oldukları aracılık faaliyetleri için yapmış olduğu masraflar da
indirim yapılırken göz Önünde tutmuştur. B G E 83 II 153.
3 2 5
8 1 8 sayılı BK. m. 4 0 9 hükmünden kaynaklanan indirim imkânı, simsann aracılık
yaptığı hizmet sözleşmesi ve taşınmaz satışı ile sınırlıydı. Bu hükmün eleştirisi için
bkz: bkz: Tamer B O Z K U R T ; T ü r k H u k u k u n d a v e U y g u l a m a d a Tellallık, Yetkin,
Ankara, 2007, s. 255 vd. İsviçre Hukukundaki uygulama alanı için bkz: H O N S E L L ;
A r t . 417 O R , R n . 2.
299
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Alman Hukukunda ise BGB § 655 Abs.2'de açık bir biçimde ücretin
ödenmesinden sonra indirim isteme hakkının ortadan kalkacağı hükme
bağlanmıştır.
indirim yaptınmının açıkça öngörüldüğü bir diğer bedele ilişkin hüküm
de avukatlık ücretine ilişkindir. 2.5.2001 tarih ve 4667 sayıh Kanunla de
ğişik 332 19.3.1969 tarih ve 1136 sayıh Avukatlık Kanunu'nun 163. madde
sinin 2. fıkrasına göre, "Avukatlık ücret tavanını asan sözleşmeler, bu ka
nunda belirtilen tavan miktarında geçerlidir. îfa edilmiş sözleşmenin geçer
sizliği ileri sürülemez. Yokluk halleri hariç, avukatlık sözleşmesinin bir hük-
326
Gayrimenkul tellallığı alanında, benzer durumlarda, tellallık ücretinin satım parası
nın %2'si civarında olması adettir. Oysa davacı %1'in üstünde ücret vaat etmiştir.
Davacının meslekten tellal olmayışı, bu aşırılığı daha göze batar yapmaktadır... Bu
hal ve şartlara göre, davacıya borçlanılan ücreti 6000 Frank'a indirmek hakkaniye
te uygundur". J d T 1958 1 1 7 6 (BOZKURT; a.g.e., s. 256, dn. 370).
3 2 7
B O Z K U R T ; a.g.e., s . 2 5 7 .
328 g u görüşün kabulünde, İsviçre Federal M a h k e m e s i ' n i n 1962 tarihli kararının etkisi
bulunmaktadır. Bkz: YAVUZ; a.g.e., s. 756-757. Karş: BOZKURT; a.g.e., s. 259.
329 B G E 83 n 153.
3 3 0
H O N S E L L ; A r t . 4 1 7 O R , Rn. 5 .
331
H O N S E L L ; A r t . 4 1 7 O R , Rn. 3 .
3 3 2
R G . T . 10.5.2001, S . 24398.
300
DÜŞEY KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
3 3 3
T A N D O Ğ A N ; B o r ç l a r H u k u k u - Ö z e l , s. 372; ADAY; a.g.e., s. 130. "...mahkemece
taraflar arasındaki avukatlık ücret sözleşmesinde, "dava miktarının %30'u" olarak
301
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
belirlenen vekalet ücretinin, tavan miktarı olan "dava miktarının %25 'i" oranında
geçerli olduğunun kabulü ile.."Y. 13. HD., T. 29.12.2008, E. 2008/13013, K.
2008/15799 (Corpus).
Söz konusu kanun değişikliğinden önce Yargıtay kararına konu olan bir olayda, avu
katlık ücret sözleşmesinde ücretin, Avukatlık K a n u n u ' n u n 164.maddesinde kararlaş-
ü n l a n %25'lik sınınn aşılarak kararlaştınlmış olması nedeniyle, sözleşmenin tama
mı hükümsüz sayılmıştır. Söz konusu kararda Yargıtay; "yasanın kamu düzeniyle il
gili olan bu buyurucu kuralına aykırı olarak yapılan ücret sözleşmesi geçersiz olup,
mahkemenin kabul ettiği gibi %25 'lik sınıra indirilerek geçerli hale gelmez " diyerek
düşey kısmi hükümsüzlüğü uygulamamıştır. Y. 13. H D . T. 19.6.1990, E. 1990/4388,
K. 1990/4590 ( K A R A H A S A N ; a.g.e., s. 447).
%25'lik sınınn üst sınır olarak kabul edilerek doğrudan bu sınıra İndirim yapılacağı
görüşünde bkz: M Ü D E R R İ S O Ğ L U ; a.g.e., s. 74-75.
T A N D O Ğ A N ; Ö z e l B o r ç ilişkileri- C : 2 , s. 3 7 3 ; ADAY; a.g.e-, s. 130-131.
Yargıtay bir k a r a n n d a ; "...sözleşmede kararlaştırılan ücret müddeabihin tamamına
yakın kısmım içermekte olup, iyiniyet ve ahlak kuralları ile bağdaşmaz. Bu nedenle,
ücret sözleşmesi geçersizdir. Yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığı veya sözleş
me bulunmakla birlikte geçerli olmadığı durumlarda, avukatın hak kazandığı ücret
tutarının Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesi hükümlerine göre saptanarak hüküm
altına alınması gerekir.." Y. 13. H D . T. 09.03.2009, E. 2008/11804, K. 2009/3099
302
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
(Corpus). Bir diğer kararda; "..Davacı ile davalı maktu ücrete tabi davanın takibi
için sözleşmede maktu vekalet ücretini kesin ve net olarak kararlaştırmışlardır. Söz
leşmeyi geçersiz saymak tarafların amacına aykırı düşer. Tarafların amaçladıkları da
maktu ücrettir. Avukatlık kanunun 164. maddesi uyarınca sözleşme belli bir miktarı
kapsadığı için geçerli olup, maktu vekalet ücreti anlaşmaları için bir sınır konmadı
ğından, sınır yüzde olarak yapılan anlaşmalara ilişkin olduğundan, Av. K. 164/2 'nin
olayda uygulama yeri yoktur..." Y. 13. H D . , T. 23.05.2007, E. 2007/2106, K. 2007/
7296 (Corpus). "kamulaştırma kanununun 31. maddesine göre, artırılan kamulaştır
ma bedelinin tamamının veya bir kısmının avukata ait olacağının kararlaştırılması
da yasaklanmıştır...Ayrıca sözleşmenin konusunu oluşturan bedel artırım davası,
341.946 YTL, üzerinden açılmış ve 46.425 YTL. üzerinden hükme bağlanmış ve ke
sinleşmiştir. Davalının 46.425 YTL. olarak gerçekleşen menfaati karşılığında 78.647
YTL. avukatlık ücreti ödeme yükü altına girmesi de BK.nun 20. maddesi çerçevesin
de açıkça "gayri muhik" bir durum olup, sözleşmenin bu yönüyle de geçersiz oldu
ğunun kabulü gerekir...Somut olayda taraflar arasındaki ücret sözleşmesi yukarıda
açıklandığı üzere geçersiz olduğuna göre, bu sözleşme tarihinde yürürlükte olan
4667 sayılı kanunla değişiklikten önceki 163/son maddesi gereği, o tarihte yürürlük
te olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, mahkemece hükmolunan değer
üzerinden davacı avukatın hak ettiği ücretin belirlenmesi gerekir". Y. 13. H D . ,
T. 10.03.2008, E. 2006/4461, K. 2008/3352 (Corpus).
3 3 8
Aksi yönde bkz: KARATEKE; a.g.e., s. 97.
3 3 9
K O H T E ; a.g.m., s. 2803-2804; B E C K M A N N ; a.g.e., s. 241-242; ERSOY; a.g.m.,
s. 942-943. Bedele ilişkin hükümler, Devletin serbest piyasaya müdahalesi ile elekt
rik, gaz gibi toplumsal tüketim ürünleri bakımından belirlenen fiyatların aşılması ha
linde indirim y a p t ı n m ı m n uygulanmasına ilişkin m a h k e m e kararlan için bkz:
B E C K M A N N ; a.g.e., s. 2 4 1 .
303
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Cezai şartın tanımı mevzuatta yer almamakla birlikte, doktrinde çeşitli tanımlar ve
rildiği görülmektedir. B u n a göre "cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir
304
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
rai olarak -TBK. m. 27/f.'l 'deki sınırlar çerçevesinde- cezai koşulun mik
tarım belirlemekte serbesttirler (TBK. m. 182/f.l). Sözleşmede kararlaştı
rılan cezai koşulun miktannm borçlu yönünden aşırılık arz ettiği hallerde,
kanun koyucu hakime, muaccel olan "aşın cezai şart miktarını" indirme
yükümlülüğü yüklemiştir (TBK. m. 182/f.3343). Söz konusu madde hük
mü, borçluyu koruma amacı taşıyan emredici nitelikte bir hüküm olup, bu
nedenle borçlunun aşın cezai şartın indirilmesinden feragat anlamına ge
lebilecek işlemleri geçersizdir 344 . Bununla beraber, cezai şartın aşırılığı
kavramından ne anlaşılması ve indirilmenin talep edilmesi için muaccel
olması gerekip gerekmediği hususunda kanunda herhangi bir hüküm bu
lunmamaktadır 345 .
Doktrinde cezai şartın "aşırı (fahiş)" olması ile "ahlaka aykırı" ol
ması durumlarının birbirinden farklı olduğu kabul edilmektedir 346 . Bunun
bir sonucu olarak, "ahlaka aykırılık"m tespitinde sözleşmenin kurulduğu
andaki şartların dikkate alınmasına karşılık, TBK. m. 182/f.3 (ORArt. 163
AbsJfâeki "fahişlik" sınırının belirlenmesinde cezai şartı doğuran bor-
borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaad ettiği, hukuki işlem ile
belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir". E R E N ; a.g.e., s. 1133. Başka tanım
lar için bkz: TEKlNAY/AKMAN/ B U R C U O Ğ L U / A L T O P ; a.g.e., s. 3 4 1 . T U N Ç O -
M A Ğ ; a.g.e., s. 853-854. O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 897-898.
3 4 3
M a d d e h ü k m ü şu şekildedir: "Hakim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden in
dirir". Cezai şartın indirilebilmesi için, konusunun mutlaka para edimi olması gerek
m e z . K O C A A Ğ A ; a.g.e., s. 2 2 3 ; E R E N ; a.g.e., s. 1140.
3 4 4
K O C A A Ğ A ; a.g.e., s. 242; R E Î S O Ğ L U ; a.g.e., s. 444; K A R A G Ö Z ; a.g.e., s. 5 5 .
3 4 5
D o k t r i n d e baskın olarak cezai şartın indirilmesinin talep edilmesi bakımından, cezai
şartın muaccel olması gerektiği kabul edilmektedir. O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 912.
E R E N ; a.g.e., s . 1140; Ömer ÇINAR; " T ü r k B o r ç l a r K a n u n u v e A l m a n M e d e n i
K a n u n u n a G ö r e Cezai Ş a r t ı n İ n d i r i l m e s i " , istanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, Y:8, S:16, Güz 2009, s. 99; H O N S E L L ; A r t . 1 6 3 O R ; Rn.7. B G E
133 III 4 3 ; 48. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 3954.
3 4 6
K O C A A Ğ A ; a.g.e., s.110-111, 218, dn.15; E R E N ; a.g.e., s.1141; ATEŞ; a.g.e.,
s. 2 6 8 ; Hüseyin E K t N C t ; D o k t r i n ve U y g u l a m a d a C e z a i Ş a r t , Seçkin, Ankara,
2004, s. 324; Alman Hukukunda da özellikle imparatorluk döneminde, cezai şartın ,
yüksekliğinin ahlaka aykırı olduğu anlamına gelmeyeceği ve ahlaka aykın boyutta
fahiş olan cezai şart bakımından B G B § 343 hükmünün değil; B G B § 138 hükmü
n ü n uygulandığı ve cezai şartın tamamen geçersiz sayılmaktaydı. R G Z 68, 229 (III.
315/07, 7.4.1908). Ahlaka aykın sözleşmelerde de indirim y a p u n m ı uygulanmıyor
du. Bkz. K R I E C H B A U M ; a.g.m., s. 69-70.
305
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
cun ihlal edildiği andaki şartlar dikkate alınmaktadır 347 . Aslında bu du
rum, hakimin her iki durumda uygulayacağı yaptırımın hukuki niteliği
arasında da nazari bir farklılık ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Dokt
rindeki hakim görüş, borçlunun ekonomik geleceğini yok ederek veya
tehlikeye düşürerek adeta onu alacaklının keyfiyetine tabi kılan cezai şar
tın ahlaka aykın olduğunu ve bu halde cezai şartın TBK. m. 27/f.l uyann
ca kesin hükümsüz olacağını kabul etmektedir 348 . Buna karşılık, TBK. m.
182/f.3 hükmünden kaynaklanan indirim yaptınmı, cezai şartın yalnızca
fahiş olması halinde uygulanabilecektir. Böyle bir halde indirim yaptın
mı, TBK. m. 27/f.2'deki taraflann farazi iradeleri dikkate alınmaksızın
uygulanacaktır 349 . Bu görüş kabul edildiğinde ise, TBK. m. 182/f.3 uya
nnca uygulanacak indirim yaptınmının hukuki niteliğinin ne olacağı me
selesine değinmekte fayda vardır.
3 4 7
B G E 114 II 264. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 3825, dn. 64.
3 4 8
K O C A A Ğ A ; a.g.e., s . l l l , 218, dn.15; v o n T U H R / E S C H E R ; a.g.e., s. 284.
3 4 9
G I G E R ; a.g.e., s . 3 4 .
3 5 0
Kavram için bkz: S C H E R R E R ; a.g.e., s. 11.
351
K O C A A Ğ A ; a.g.e-, s. 2 1 7 .
3 5 2
ATEŞ; a.g.e., s. 292, dn. 879.
306
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
353
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 157-158. İsviçre Hukukunda da aynı yönde bkz: H Ü R L I
M A N N ; a.g.e., s. 78 vd.; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 706. Ancak bu yazarlar
cezai şarta iüşkin açıklamalarında, indirimin değiştirilmiş kısmi hükümsüzlük ile
sağlanabileceğinden bahsetmemektedirler. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 3824-
3852. G A U C H ; Teilnichtigkeit, s. 98.
3 5 4
H A T E M İ ; Hukuka ve Ahlaka Aykırılık, s. 2 2 1 , dn. 113.
3 5 5
H A T E M İ ; Hukuka ve Ahlaka Aykırılık, s. 2 3 6 .
3 5 6
T A N D O Ğ A N ; Nullite, s. 106.
357
Y. 13.HD. T.3.4.2007, E.2007/720, K.2007/4630 (Yargı Dünyası, Ekim 2007, s.145).
3 5 8
B E L S E R ; a.g.e., s. 458; A B E G G ; a.g.e., s. 214; K R A M E R ; A r t 19/20 OR, R n . 356.
Bu yöndeki kararlar için bkz: B G E 109 H 120; 107 II 4 3 6 ; 103 I I 1 0 8 .
307
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
3 5 9
G I G E R ; a.g.e., s. 3 5 .
3 6 0
REİS O Ğ L U ; a.g.e., s. 4 4 3 ; KARAGÖZ; a.g.e., s. 47, 54-55; ATEŞ; a.g.e., s. 269-
270; K O C A A Ğ A ; a.g.e., s. 228 vd.; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 8 8 1 . B G E 133 LTI43;
48. H O N S E L L ; A r t . 163 O R , R n . 6 ; B E L S E R ; a.g.e., s. 458. Cezai şartın yasal faiz
oranından veya zarardan fazla olması indirim sebebi sayılamaz. K O C A A Ğ A ; a.g.e.,
s. 112-113,216.
361
Y. 13.HD., T. 23.12.1983. E. 1983/6675, 1983/9202 (Kazancı). Benzer yönde bkz:
Y.HGK. T.20.3.1974, E. 1970/1053, K.1974/222 (Corpus). Y H G K , T.26.12.2001,
E.2001/9-1175, K.2001/1116 (ÎBD.2003/2, s.377-380). Y. l l . H D . , T . 01.01.2005, E.
2004/15209, K. 2005/12550 (Corpus). Y. 13. H D . T.15.4.2003, E. 2003/78,
K.2003/4622 (Kazancı). Ayrıca bkz: ÇINAR; a.g.m., s. 106 vd.
3 6 2
29.6.1956 tarih ve 6762 sayılı eski Türk Ticaret Kanununun 24,maddesi, 6102 sayı
lı yeni Türk Ticaret Kanunun 22.maddesinde aynen muhafaza edilmiştir.
3 6 3
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s . 913; Ahmet BATTAL; " T a c i r i n î ş K a n u n u ' n a T a b i
B i r S ö z l e ş m e d e n D o ğ a n Cezai Ş a r t B o r c u n a T K . 2 4 ( İ n d i r i m Yasağı) U y g u l a n a -
308
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK INCELENMESI
309
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
367
HATEMÎ; H u k u k a v e A h l a k a Aykırılık, s . 2 2 1 , d n . l l 3 .
3 6 8
HATEMÎ; M e d e n i H u k u k , s . 9 9 vd.
3 6 9
Yargıtay, ticari işlere ilişkin sözleşmelerde indirim hakkından önceden feragat edile
bileceğini ve borçlunun talebi olmaksızın hakimin -borçlunun ekonomik açıdan
mahvına neden olması gerekçesiyle- cezai şartı indiremeyeceğine karar vermiştir. Y.
11.HD. T.10.3.1997, E. 1997/1132, K.1997/ 1439 ( Y K D . Mayıs 1997, s. 725-726).
Yargıtay'ın bu kararını çeşitli gerekçelerle isabetli bulmak güçtür. Zira her ne kadar
tacirin basiretli olması gerektiği ilkesi cari ise de, tacirlerin de kendi faaliyetlerini il
gilendiren konularda kendi aralarında yaptıklan sözleşmelerde güç dengesini koru
yamadıkları haller mevcuttur. Bu nedenle de doktrinde neredeyse oybirliği ile tacirin
ekonomik olarak mahvına sebep olacak şekilde yüksek olan cezai şartın TTK. m.
1530 u y a n n c a indirilmesi gerektiği savunulmaktadır. H i ç şüphesiz, benzer şekilde
cezai şartın indirilmesini düzenleyen T B K . m. 182/f.3 h ü k m ü de kıyasen uygulana
caktır. O halde, indirim hakkından önceden feragat edilebileceğini veya indirimin
borçlu tacirin talebine bağlı olduğunu kabul etmek ile aslında düşey kısmi hüküm
süzlüğün niteliğine aykın bir uygulamaya gidilmiş olacaktır.
3 7 0
E R E N ; a.g.e., s. 1140; T U N Ç O M A Ğ ; a.g.e., s. 884; K O C A A Ğ A ; a.g.e., s. 227-228.
Yazar, ödendikten sonra cezai şartın indirilebileceği kabul edilirse, alacaklının zama
naşımı süresi dolana kadar, aldığı cezai şartı iade etme ihtimalini k a t m a k zorunda bı
rakıldığı; bunun da iş hayatında belirsizliğe yol açabileceğini savunmaktadır. Böyle
bir ihtimal, sebepsiz zenginleşmeye konu olabilecek yüksek faiz İçeren veya aşın be
delli sözleşmeler bakımından da söz konusudur. Yazar bu görüşüne bir diğer gerekçe
olarak da, butlan görüşü taraftarlannın aksine burada "indirim h a k k ı " durumunun söz
konusu olduğunu savunmaktadır. Yazara göre, kanunkoyucu eğer butlan görüşünü
benimsemiş olsaydı ya B K . m . 2 0 ' y e yollama yapar ya da indirim konusunda suskun
310
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
311
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
3 7 6
B G E 133 III 4 3 . İsviçre Federal M a h k e m e s i ' n i n bu k a r a n , önceden ifa edilmiş olan
cezai şartın her somut olayda indirim hakkından feragat edilmiş sayılmayacağını ifa
de etmesi açısından önemlidir. Alman H u k u k u n d a ise gerek cezai şartın İfasından
sonra indirim talep edilemeyeceği gerekse de İndirim yaptınmının borçlunun talebi
ile uygulanacağı B G B § 343 Abs.l h ü k m ü n d e açıkça düzenlenmiştir.
3 7 7
H O N S E L L ; A r t . 163 O R , Rn. 3 .
3 7 8
( B G E 133 III 43). Aynı yönde G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn.3824. Üstelik peşi
nen feragat niyetinin varlığını kabul etmek, borçlunun " h a t a e n " ö d e m e yapmış olma
sını kabul etmeyi önleyeceğinden, BK.m.62'deki şartlann araştırılmasını da engelle
yecek ve böylece cezai şartı ifa eden sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak
iade talebinde bulunamayacaktır. Aynı yönde bkz: M e h m e t E R D E M ; La C l a u s e P e -
n a l e , These, Lausanne, 2006, s. 182, d n . l . Böyle feragat niyetinin olmadığı kabul
edildiğinde ise, BK.m.62 gereği borçlunun hataen ö d e m e yapıp yapmadığı araştınla-
bilecektİr. B U C H E R ; OR AT, s. 532. S C H E R R E R ; a.g.e-, s. 25. J A U E R N I G ; § 3 4 3
B G B , R n . l vd. Kanaatimizce madde hükmü Türk-lsviçre hukukları bakımından ka
bul edilemeyecek bir çözümü öngörmektedir. Tunçomağ ifadan sonra indirim talep
edilemeyeceği ve borçlunun talebi ile İndirimin gerçekleşeceğini kabul ederek, B G B
§ 3 4 3 ' ü n çözümünü benimsemektedir. T U N Ç O M A Ğ ; a.g.e., s. 151; 884.
3 7 9
Cezai şartın indirimini talep etme hakkından, bu hak doğmadan önce feragat edile
meyeceği; buna karşılık hak doğduktan sonra feragat edilebileceği yönünde bkz: K O
C A A Ğ A ; a.g.e., s. 242; Karş: ÇINAR; a.g.m., s. 102. Hatırlanacağı üzere, indirim
imkâm ancak geçerli bir cezai şart kararlaştınlması ve bu cezai şartın muaccel olma
sı ile gündeme gelmektedir. Geçerli olarak kararlaştınlmış bir cezai şartın muaccel
olmasından sonraki bir zaman dilinûnde, söz konusu cezai şart borçlusunun indirim-
312
DÜŞEY KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
yete uygun bir sınır tespit ederken, yalnızca borçlunun ekonomik durumu
hakkında daha sıkı bir değerlendirme yapmasını gerektirir. Burada aşırılı
ğın tespitinde, sözleşmenin yapıldığı an değil, hükme en yakın tarih (mah
kemece karar verilecek an) esas alınmalıdır 380 .
Bununla beraber, indirim yaptınmının hakimin görevi gereği re'sen
dikkate alınarak mı yoksa borçlunun talebi üzerine mi uygulanacağı me
selesinin de doktrinde tartışmalı olduğu görülmektedir 381 . Bir görüşe gö
re, hakim fahiş ceza tutannı sadece borçlunun talebi üzerine indirebilir382.
Bir diğer görüşe göre de, hakim aşın cezai şartı önüne gelen davada hiç
bir talep olmadan kendiliğinden indirmekle yükümlüdür 383 . Yargıtay uy-
den feragat edebileceğini kabul etmemiz güçtür. Zira geçerli olarak kararlaştırılmış
bir cezai şartın muaccel olması, TBK.m.l82/f.3 ile koruma altına ahnan borçlunun,
ekonomik, sosyal vb. konumunu değiştirerek, onu alacaklı karşısında bu korumadan
alıkoymayı gerektirecek bir olgu değildir. Kaldı ki, aşın cezai şartın indirilmesi ka
mu düzenİndendir.
3 8 0
HATEMİ/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 360.
3 8 1
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 912. (Yazarlar sadece tartışmadan bahsetmekle beraber,
görüş belirtmemişlerdir).
3 8 2
T U N Ç O M A Ğ ; a.g.e., s. 151; 153; K O C A A Ğ A ; a.g.e., s. 240; 2 4 1 . Yazar, çeşitli ge
rekçelerle bu görüşü savunmaktadır. Bunlar; yenilik doğuran bu hakkın ancak mah
k e m e kararı ile amacına ulaşabileceği, tellallık ücretinin İndirilmesine ilişkin
BK.m.409 (TBK. m. 525) h ü k m ü n ü n kıyasen uygulanabileceği ve BK.m.l61/f.3
(TBK.m.l82/f.3) hükmünün lafzından borçlunun talebine gerek olmadığı sonucu çı
karılamayacağı; madde hükmünün hakime yalnızca indirme yükümlülüğü yükle
mekte olduğu, buna karşılık bunun talep üzerine mi yoksa talep olmadan mı yapıla
bileceği konusunda suskun kaldığı şeklindedir.
3 8 3
HATEMİ/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 360; F E Y Z l O Ğ L U ; a.g.e., s. 4 0 3 ; E R E N ; a.g.e.,
s. 1142; R E İ S O Ğ L U ; a.g.e., s. 4 4 3 ; ÇINAR; a.g.m., s. 102; F ü s u n N O M E R ERTAN;
" I ş A k d i n d e n D o ğ a n Cezai Ş a r t H ü k ü m l e r i n e T T K . m . 2 4 U y g u l a n ı r m ı ? " , Prof.
Dr. Hüseyin Ü L G E N ' e Armağan, îstanbul,2007, s. 32; K A R A G Ö Z ; a.g.e., s. 5 4 . 1 0 8 .
Yazar özellikle iş sözleşmelerinde muaccel olan ve İfası istenen cezai şartın talep
üzerine indirileceğini kabul etmenin, işçi bakımından aşırılığı ispat etme güçlükleri
doğurması yanında, işçinin işini kaybetme riskini veya dava nedeniyle işveren tara
fından ağırlaştınlacak olan iş koşullarına maruz kalma tehlikesini de beraberinde
getireceğini savunmaktadır. H A T E M İ ; H u k u k a ve A h l a k a Aykırılık, s. 2 2 1 , dn.113;
Bucker bu talebin açık olması gerekmediğini, dava dilekçesinde cezai şartın indiril
m e s i n e d e n l e r i n d e n b a h s e d i l m i ş olmasının yeterli o l a c a ğ ı m savunmaktadır.
B U C H E R , a.g.e., s. 532. Benzer yönde B G E 109 B* 122. H O N S E L L ; A r t . 163 O R ,
R n . 8.
313
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
384 " g ^ ; ifii s o n maddesi hükmüne göre, hakim fahiş gördüğü cezaları resen tenkis et
mekle yükümlüdür". Y.9.HD. T.29.5.1997, E. 1997/6252, K. 1997/10506 (Corpus).
Y. 13.HD. T.3.4.2007, E.2007/720, K.2007/4630 (Yargı Dünyası, E k i m 2007,
S.145).Y. 13.HD. T.20.05.2008, E. 1540/2008, K.6896/2008 (IBD. 2008/6).
Y. 13. H D . , T. 20.05.2008, E. 1958/2008, K.6943/2008 ( İ B D . 2009/3). "...BK.nun
161/son maddesi uyarınca söz konusu cezai şartın fahiş olup olmadığının mahkeme
ce değerlendirilerek, fahiş olduğunun saptanması halinde tenkise tabi tutulması zo
runludur". Y.13.HD. T 2 2 . l l . 2 0 0 4 , E. 2004/15671, K. 2004/16821 ( Y K D . Nisan
2005, s. 550).
3 8 5
H A T E M l ; H u k u k a v e A h l a k a Aykırılık, s . 2 2 1 , dn.113; T A N D O Ğ A N ; Nullite,
s. 109-110.
3 8 6
T U N Ç O M A Ğ ; a.g.e., s. 883. K O C A A Ğ A ; a.g.e., s. 2 2 3 ; 121. Ölüme bağlı tasarruf
larda cezai şart kayıtlarına yer verilmesi m ü m k ü n değildir. T U N Ç O M A Ğ ; a.g.e., s.
860-861. K O C A A Ğ A ; a.g.e-, s. 119. Iş sözleşmelerinde yer alan cezai şart ile ilgili
detaylı bilgi için bkz: K A R A G Ö Z ; a.g.e., s. 32 vd. Eser sözleşmelerinde yer alan ce
zai şart ile ilgili detaylı bilgi için bkz: G ö k h a n D I R Î C A N ; E s e r S ö z l e ş m e s i n d e Te
m e r r ü d e D a y a l ı C e z a i Ş a r t v e Y a r g ı t a y U y g u l a m a s ı , Vedat Kitapçılık, İstanbul,
2007, s. 39 vd
314
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
387
Y. 9. H D . T. 05.10.2004, E. 2004/23807, K. 2004/22055 (Corpus). Burada rekabet
yasağı sözleşmelerinde yer alan cezai şartın kanun koyucu bakımından d ö n m e ceza
sı olarak kabul edildiği ve doktrinde de d ö n m e cezasının indirilemeyeceği yönünde
ki kanaatin etkisinin bulunması ihtimali karşısında, doktrinde genel olarak rekabet
yasağı sözleşmelerinde yer alan cezai şartın indirilmesinin m ü m k ü n olduğu kabul
edilmektedir. KARAGÖZ; a.g.e., s. 2 4 6 ; U Ş A N ; a.g.e., s. 269; T U N Ç O M A Ğ ; a.g.e.,
s. 504.
3 8 8
Yenilik doğuran karar niteliğinde olduğu yönünde bkz: H A T E M İ ; Hukuka ve Ahla
ka Aykınlık, s. 224; HATEMİ/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 359; K O C A A Ğ A ; a.g.e.,
s. 220-221, 253-254; M E Y E R ; a.g.e., s. 145; GIGER; a.g.m., s. 309 vd. B G E 1 1 4 I I
264. Tespit niteliğinde olduğu yönünde bkz: S C H E R R E R ; a.g.e., s. 109 vd.;
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 8 8 ; A B E G G ; a.g.e., s. 215; G A U C H ; Teilnichtigkeit, s. 98,
dn.23; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 714.
389 Yargısal faaliyetin edimin değişmesi sonucunu doğurduğu için, burada dava veya/
d e f i yoluyla kullanılması gereken bir hak olduğu yönünde bkz: ÇINAR; a.g.m., s.
93-94. Bir "hukuki değişiklik, hak sahibinin iradesi olmadan da gerçekleşebiliyorsa,
yenilik doğuran haktan bahsetmek mümkün değildir". Vedat B U Z ; Medeni Hukuk
ta Yenilik Doğuran Haklar, Yetkin, Ankara, 2005, s. 6 1 .
315
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Ticaret ortaklıklarında rekabet yasağına ilişkin geniş bilgi için bkz: Fatih AYDO-
Ğ A N ; Ticaret Ortaklıklarında R e k a b e t Yasağı, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2005, s.
37 vd.; Rauf K A R A S U ; "Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Üyelik Sıfa
tı S o n a Erdikten Sonra Şirketle R e k a b e t E t m e Yasağı", R e k a b e t Dergisi, 2004, S:
20, s. 3 vd.
BK. m. 348 h ü k m ü , rekabet yasağının hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra hüküm
ve sonuçlarını düzenlemektedir. Ancak hizmet ilişkisi devam ettiği sürece işçinin re
kabet e t m e m e borcu, İK. m. 25/f.2'de düzenlenen işçinin sadakat borcunun gereği
olarak görülmektedir. Fatih U Ş A N ; İş Hukukunda İş Sırrının Korunması, Seçkin,
Ankara, 2 0 0 3 , s.61; 138.
Rekabet yasağı sözleşmesi yapılabilmesi için, işverenin korunmaya değer bir menfaati
nin bulunması gerekir. İşçinin, işverenin mesleki sırlarını ve müşteri çevresini öğren
miş olması ve bunları kullanarak işverene zarar verme olasılığının bulunması durumun
da, işverenin haklı menfaatinin bulunduğu kabul edilir (TBK. m. 444/f.2).
316
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
AYDOĞAN; a.g.e., s. 32; Aksi yönde bkz: M. Polat SOYER; R e k a b e t Yasağı Söz
leşmesi ( B K . m. 348-352), Ankara, 1994, s. 10-11.
Tezin basımı sırasında ve 6098 sayılı Türk Borçlar K a n u n u ' n u n T B M M Genel Ku
r u l ' u n d a kabulünden önce de lega lata bir üst süre sının içermeyen BK. m. 349 hük
münü ihlal eden rekabet yasağı sözleşmeleri kelepçeleme sözleşmeleri kategorisinde
değerlendirilse bile, indirim yaptınmımn kabul edildiği mukayeseli hukuk düzenle
meleri düşünüldüğünde tam hükümsüzlüğü uygulamanın hakkaniyete uygun bir çö
züm olmadığını ifade etmiştik. Zira hukuk düzeni tarafından rekabet yasağı sözleş
mesi yapma imkanı, işçinin işverenin müşteri çevresini veya meslek sırlarını kulla
narak işvereni haksız yere zarara uğratması ihtimaline karşı belli sınırlar dahilinde
yapılmak şartıyla tanınmaktadır. Kelepçeleme sözleşmesi olma özelliği gösteren bir
rekabet yasağı sözleşmesinin tam hükümsüzlüğü ancak hakimin müdahalesi ile dahi
düzeltilemeyecek durumda olan sözleşmeler bakımından söz konusu olabilir. G O U T ;
a.g.e-, s. 445. Rekabet yasağı tek bir sözleşme metni ile yapılabileceği gibi, bir hiz
met sözleşmesinde sözleşme kaydı olarak da yer alabilir. Her iki durumda da, taraf
l a n n menfaatleri, sözleşmenin niteliği ve işin niteliği dikkate alındığında, sözleşme
nin ya da kaydın tamamen hükümsüzlüğüne imkân olmadığım düşünmekteyiz, ö z e l
likle rekabet yasağı kaydının hizmet sözleşmesi içerisinde yer alması halinde, aşırı
sınırlamalar içeren kayıt sebebiyle hizmet sözleşmenin tamamen hükümsüz sayılma
sı, işçiyi koruma amacı taşıyan Iş Hukuku k u r a l l a n n m amacına uygun bir çözüm de
ğildir. Doktrinde de kanunkoyucunun gerçekte B K . m. 3 4 9 hükmünde sözleşmenin
tamamen değil, aşın olan yönlerin geçersiz olmasını istediği ifade edilmekte idi.
Bkz: U Ş A N ; a.g.e., s. 2 5 1 .
Kanun boşluklan ile ilgili geniş bilgi için bkz: DURAL/SARI; a.g.e., s. 108 vd. Ka
nun boşluklan konusunda farklı aynmlar ve örtülü boşluk kavramı İçerisinde değer
lendirilen gerçek olmayan boşluk halinde amaca uygun sınırlandırma (teteologische
317
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Reduktion) hakkında geniş bilgi için bkz: Çiğdem K I R C A ; "Örtülü (Gizli) Boşluk
ve Bu Boşluğun Doldurulması Yöntemi Olarak A m a c a U y g u n Sınırlama (Tele-
ologische Reduktion)", A U H F D , C: 50, S: 1, 2 0 0 1 , s. 91 vd. HatemVye göre kanun
boşluğu gerçek ve gerçek olmayan boşluk olmak üzere ikiye ayrılır. Örtülü boşluk
gerçek boşluğun alt türüdür. B u n a göre, genel kanun somut olaya uygulanacak bir
kural içermekle birlikte, bu genel kuralı somut olayın özelliklerine göre sınırlayacak
bir kural getirmeyi unutmuştur. Gerçek olmayan boşlukta ise, mantıken kabul edile
bilir ve kuralın kanundaki varlığım açıklayabilir bir "ratio legis"i bulunmayan kanun
kurallan söz konusudur. H A T E M İ ; Medeni Hukuk, s. 105.
Yargıtay 6.7.1999 tarihli k a r a n n d a "..düzenleme iki yıl süre ile sınırlı olarak getiril
miş ise de, Türkiye'deki tüm bankaları kapsaması bakımından ağır sonuçlar berabe
rinde getirecek bir düzenleme olarak kabul edilmelidir. Rekabet yasağının bu yönden
geçersiz sayılarak sonuca gidilmesi gerekir" denilmek suretiyle kanaatimizce isabet-
U olmayarak rekabet yasağı kaydı anlaşmasının tamamen geçersiz kalmasına hük
metmiştir. Oysa ki yasağı yer itibariyle makul bir bölgeye münhasır olarak sınırlan
dırarak geçerliliği sağlanmalıydı.
318
DÜŞEY KİSMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
belirlenmiştir. Bkz: Cass. Soc. 10 julliet 2002, n: 00-45135. Bu karardan önce söz ko
nusu kayıüarın denetiminde Iş Kanunu (Code deTravail) L 1121-2 h ü k m ü ölçü alın
maktaydı. Michel C H A P U I S ; "Les Clauses de Non-Concurrence", Optİons 399,
11 Decembre 2000, s. 23-24. Maitre Anthony B E M ; "Les Conditions de Validite de
la Clause de N o n Concurrence Inseree D a n s un Contrat de Travail", Legavox,
26.12.2009, s. 1.
3 9 8
Christoph NEERACHER: Das arbeitsvertragüche Konkurrenzverbot, Diss.,
Zürich, 2 0 0 1 , s. 60-63; C O T T I ; a.g.e., Rn. 175-176; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT,
R n . 714; G I G E R ; a.g.e., s. 4 1 ; H O N S E L L ; Art. 340a O R , Rn. 5. OR Art. 340a hük
mü, değiştirilemez olan hükümler arasında yer almaktadır (OR Art.362'de belirtilen
listeye bakınız).
3 9 9
Arthur H A E F L I G E R ; D a s Konkurrenzverbot i m neuen schweîzerischen Arbeits-
vertragsrecht, Stampfli, Bern, 1974, s. 60; B O H N Y ; a.g.e., s. 136; B E L S E R ; a.g.e.,
s. 435.
4 0 0
Zira söz konusu m a d d e hükmü hakime takdir hakkı vermekte ve hakim de Z G B Art.4
(MK. m. 4) h ü k m ü gereği hakkaniyet uygun bir ölçü ile sözleşmenin devamını sağ
layacaktır. H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 88-89; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 712.
Bu model, değiştirilmiş kısmi hükümsüzlük kurumu ile farklıdır. Bkz: COTTI; a.g.e.,
s.71,dn.l88.
401 COTTI; a.g.e., s. 7 1 , dn. 189'da belirtilen yazarlar.
4 0 2
H O N S E L L ; Art. 340a O R , R n . 3 . Aynı yönde bkz: Lukas COTTI; Das vertragliche
Konkurrenzverbot, Voraussetzungen, VVirkungen, Schranken, Diss., Freiburg
Schvveiz, 2 0 0 1 , R n . 5 7 3 .
319
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
320
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
321
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
4 0 9
B G H N Z G 2004, s. 35 vd. B G H BB 1994, s. 95, 96 vd.
4 1 0
K A R A S U ; a.g.m., s. 12. Canaris de hakimin sözleşme boşluğunu doldurma faaliye
ti çerçevesinde, aşırı sınırlandırılmış rekabet yasağı kaydının özellikle süre yönünden
en yüksek değil, uygun sınıra indirilmesi gerektiğini savunmaktadır. C A N A R I S ;
a.g.m., s. 529-530.
4 , 1
K A R A S U ; a.g.m., s. 12. Alman Hukuku bakımından da benzer yönde bkz: E R B E N ;
a.g.e., s. 126. R O T H ; a.g.m., s.414. Alman Federal M a h k e m e s i avukatlar arasında
yapılan hizmet sözleşmesinde yer alan rekabet yasağı kaydında yer alan 10 yıllık za
man unsurunu, anlaşmadaki diğer unsurlarla beraber değerlendirerek ahlaka aykın
olduğuna karar vermiştir. Kararda, uygun sınıra indirim yapılırken taraflann farazi
İradeleri de dikkate alınmamıştır. B G H N J W 1986, 2944 (2945).
4 1 2
Y. 9. H D . T. 14.3.2000, E. 2000/522, K. 2000/2892 ( Y K D . Eylül-2000, s. 1367).
4 1 3
Bkz: Y. 9. H D . T. 03.04.2007, E. 2007/913, K. 2007/9258 (Corpus). Y. 9. H D . E.
2006/20038, K. 2007/5493 (Corpus). Y. 9. H D . T. 08.06.2004, E. 2003/18581, K.
2004/14299 (Corpus). Y. HGK., T. 22.09.2008, E. 2008/9-517, K. 2008/566 (Corpus).
Yargıtay 1999 tarihli bir k a r a n n a konu olan rekabet yasağı sözleşmesinde yer alan 2
aylık sürenin, sözleşmenin yer itibariyle " t ü m Türkiye"yi kapsaması nedeniyle hakka-
322
DÜŞEY KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
323
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
4 1 8
U Ş A N ; a.g.e., s. 242-243.
4 1 9
A K Y l Ğ Î T ; a . g . m . , s . 14-15. U Ş A N ; a.g.e., s. 249 ve do. 197 ve s. 2 5 2 dn. 212'de anı
lan yazarlar.
4 2 0
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 141.
421
B A Ş P I N A R ; a.g.m., s. 32.
4 2 2
U Ş A N ; a.g.e., s. 243.
4 2 3
SOYER; a.g.e-, s. 21-22.; 72; AYDOĞAN; a.g.e-, s. 36; C O T T I ; a.g.e., Rn. 175;
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn. 714.
324
D Ü Ş E Y KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
4 2 4
H O N S E L L ; Art. 340a OR, Rn. 3 .
4 2 5
B G E 130 III 353. Doktrinde bazı yazarlar kişilik haklanna aykın şekilde uzun süre
li olan sözleşmelerde kabul edilen tek taraflı bağlamazhk görüşünün ya da her zaman
tek taraflı olarak feshedilebilme imkanın, uzun süreli rekabet yasağı kayıtlan bakı
mından da uygulanmasını savunmaktadırlar. Yani, uzun süreli bir rekabet yasağı an
laşmasında, caiz sınırı aşan süre içerisinde, korunması amaçlanan taraf her zaman
sözleşmeyi feshedilebilecektir. SCHV/ENZER; OR AT, Rn. 32.38; H U G U E N I N ;
Art.19/20 OR, R n . 55.
4 2 6
G I G E R ; a.g.e., s. 4 3 ; K R A M E R ; Art.19/20 OR, Rn.359; 376; Von TUHR/PETER;
a.g.e., s. 227, d n . 3 1 . Gauch/Schluep İse, üst sınınn altındaki bir sınıra indirim sonu
cuna, taraflann dürüstlük ve doğruluk kuralı gereğince dikkate alınacak farazi irade
lerinden de ulaşılabileceğini savunmaktadırlar. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT,
Rn.706. Aym yönde bkz: H Ü R L I M A N N ; a.g.e-, s. 78 vd.
4 2 7
RG III. 379/03, 1904, s. 647. K R I E C H B A U M ; a.g.m., s. 72.
325
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
C A N A R I S ; a.g.m., s. 536-537.
R O T H ; a.g.m., s. 412. R A F F L E R ; a.g.m., s. 188. Türk H u k u k u n d a da aynı yönde gö
rüş için bkz: SOYER, a.g.e., s. 7 1 . Fransız Hukuku bakımından rekabet yasağı kay
dı ancak işçi yararına uygun bir ücret içerdiği zaman geçerli olabilir. Böyle bir ücret
kararlaştınlmaz ya da çok düşük kararlaştırılırsa, söz konusu kayıt işçi lehine geçer
siz olur (nisbi hukumsüzlük-nullite relative) bkz: Cass. soc. 25 janvier 2005 n° 04-
43646; Cass. soc. 2 fevrier 2006 n° 04-41004. Aşın rekabet yasağı kaydı tamamen
geçersiz olmayıp, yalnızca işçinin talebi ile indirilebilir (reductible).
Örneğin, İşçinin müşteri çevresini tanıdığı hallerde, işverenin rekabet yasağı ile ilgi
li menfaati müşterilerle çalışacak yeni işçi buluncaya kadar devam edecektir. SO
Y E R ; a.g.e., s. 65.
326
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
4 3 1
B G E 123 IH 292; 117 II 2 7 3 ; H O N S E L L ; A r t . 340a O R , Rn.2; C O T T I ; a.g.e.,
Rn. 164; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn.706; SPÎRO; a.g.m., s. 459, 497;
S C H E R R E R ; a.g.e., s. 68; U F F M A N N ; a.g.e., s. 13.
432
Eren yasağı içeren kaydın hükümsüzlüğünden sonra, işverenin böyle bir kayıt ol
maksızın hizmet sözleşmesinin yapılmayacağı kabul ediliyorsa, bu sözleşmenin bö
lünebilir nitelikte olmadığım ifade etmektedir. E R E N ; a.g.e., s. 307.
433 p r a n s ı z Hukukunda da rekabet yasağına ilişkin kayıtlardaki aşırılığın " i n d i r i m " yolu
ile düzeltilmesi gerektiği savunulmaktadır. S İ M L E R ; a.g.e., s.261. Hatta kanunda
herhangi bir sınır öngörülmemiş olmasına rağmen, hakkaniyet esasına bağlı olarak
tespit edeceği sınıra indirim imkanı "yargısal indirim" (refaction j u d i c i a i r e ) olarak
ifade edilmektedir. G O U T ; a.g.e., s. 446. Ancak indirimi uygularken tespit edilecek
sınır bakımından taraflann farazi iradelerinin de dikkate alınıp alınmayacağı hususu
tartışmahdın. G O U T ; a.g.e-, s. 446-447 ve özellikle dn. 1592.
4 3 4
YAVUZ; a.g.e., s. 430.
4 3 5
SOYER; a.g.e., s. 7 3 ; B O H N Y ; a.g.e., s. 136.
327
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
328
DÜŞEY KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
edilemeyeceği 439 ,
- Onalım, geri alım ve alım haklarının en çok on yıllık süre için ka-
rarlaştınlabileceğine ilişkin TBK. m. 238 4 4 0 ,
- hizmet sözleşmesinin 10 yıldan fazla süre ile yapılması halinde iş
çiye altı aylık ihbar süresine uyarak sözleşmeyi her zaman feshe
debileceğine ilişkin TBK m. 430/f.3 441 hükümleri örnek olarak
gösterilebilir.
818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen bu yeni hüküm sözleşmeden doğan
önalvm hakkı ile alım ve geri alım haklannın şerhinin, her durumda on yıllık süre için
etkisini göstereceğine ilişkin 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 735 inci ve 736ncı
maddelerinin ikinci fıkralanndaki düzenlemelerle uyumlu biçimde kaleme alınmış
tır. Benzer şekilde, İsviçre Hukukunda da 1.10.1994 tarihinde kanun metnine giren
OR A r t , 216a hükmünde, sözleşmeden doğan alım, geri alım ve ön alım haklannın
tanınabileceği üst süreler öngörülmüştür. Bu hükümlerde yer alan sure sınırlanmn
aşılmasında da, yasal sınıra indirim y a p ü n m ı uygulanacaktır. LEU/CASPAR; a.g.m.,
s. 221 vd.
818 sayılı Borçlar Kanununun 343. maddesindeki "bir tarafın yaşadığı müddetçe"
ve "tazminat dahi vermeksizin" ibareleri kaldınlmış olup, bir aylık feshi ihbar süre
si yerine altı aylık feshi ihbar süresi öngörülmüştür. M a d d e gerekçesinde söz konu
su değişikliğin gerekçesi yer almamakla beraber, bu değişiklik İle OR A r t . 334 hük
mü ile paralellik sağlanmıştır. Alman Medeni Kanunu B G B § 6 2 4 ' d e ise şu şekilde
düzenlenmiştir: "hizmet akdi, bir tarafın yaşamı süresince veya beş yıldan fazla sü
reli yapılmış ise, işçi bunu beş sene geçtikten sonra feshedebilir. Feshi ihbar süresi
altı aydır".
D a h a önce de ifade ettiğimiz üzere, kanunun üst süre ya da hakime indirim konusun
da yetki vermediği hallerde, sözleşme özgürlüğünü kısıtlayıcı şekilde bir indirim
yaptınmı uygulaması düşünülemez.
329
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
4 4 3
Sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşmelerde sürenin M K . m. 23/f.2'ye a y k ı n şekilde
belirlenmiş olması halinde daha Önce de ifade ettiğimiz üzere, değiştirilmiş kısmi hü
kümsüzlüğün uygulanması ile makul bir süre üzerinden sözleşmenin geçerliliğinin
sağlanması kabul edenler yanında ( B U C H E R ; OR AT, s. 267; G I G E R ; a.g.e., s. 74;
G A U C H ; Dauervertragen, s. 4 1 ; T A N D O Ğ A N ; Nullite, s. 164), süreye ilişkin kıs
mın makul süreye indirilmesine gerek olmaksızın hükümsüz bırakılması ve böylece
olağan fesih düzeni alüna gireceğini kabul eden görüşler de mevcuttur ( M E R Z ; .
a.g.e., s. 28). Bu konudaki açıklamalanmız İçin a y n c a bkz: yuk. II.BÖlüm, s. 88.
Karz sözleşmesi bakımından kanunda bir üst süre öngörülmemiştir. 22 yıllık süre için
bkz: B G E 128 IH 4 2 8 . H O N S E L L ; Art. 318 OR, Rn. 6 bkz: yuk. 131.
4 4 4
T A N D O Ğ A N ; Nullite, s. 146-147 ve özellikle dn. 141-142'de anılan yazar. Alman
H u k u k u n d a Herzog da B G B 'deki bazı üst süreleri göz önünde bulundurarak borçlan
dıncı sözleşmelerde üst sürenin 30 yıl olması gerektiğini savunmuştur. H E R Z O G ;
a.g.e., s. 44-45.
4 4 5
B G H W M 1979, 493/494; 1985, 608/610; B G H Z 74, 293/298.
4 4 0
B G E 98 I I 2 9 0 , 300. OKTAY; a.g.m., s. 498.
4 4 7
Sınırsız bir süre için tedarik sözleşmesi yapılamaz ( B G E 114 I I 1 6 0 ) . Sınırsız bir sü
re için kira sözleşmesi yapılamaz (BGE 103 I I 1 8 5 ) . îlk k a r a n n çevirisi ve değerlen
dirilmesi için bkz: Şaibe OKTAY; "Federal M a h k e m e ' n i n 21 Haziran 1988 Tarih
li Kararının Çevirisi ve İncelenmesi", İ U H F M , C: LV, S.l-2, Y: 1995-1996,
s. 4 8 9 vd.
4 4 8
B G E 1 1 4 I I 159; 160; 113 II 209; 93 H 290.
330
D Ü Ş E Y KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
verme veya süresiz olarak elektrik verme sözleşmeleri, süre ile ilgili hü
kümleri nedeniyle kelepçeleme niteliğinde olduğundan aym zamanda ah
lâka aykın sayılmaktadır 449 . Bununla beraber, isimli sözleşmelerin "son
suz" süreli yapılması genellikle MK. m. 23/f.2 kuralı ile engellenmekte
olup, süre kaydı TBK. m. 27/f.2 hükmü ile düzeltilerek sözleşmenin diğer
tarafının yasal fesih hakkını kullanma hakkım kullanması sağlanmakta
dır 4 5 0 . İsviçre ve Alman Hukukunda, kişilik haklanna aykın şekilde bağ
lılık yaratan uzun süreli sözleşmelerdeki indirim "değiştirilmiş kısmi hü
kümsüzlük" yaptınmı ile söz konusu olmaktadır 451 . İsviçre Federal
Mahkemesi birçok karannda tam hükümsüzlüğe karar vermekten çekin
miştir 452 .
449
B G E 95 n 57, 67 II 224, 93 II 300, 97 II 400. Kira sözleşmeleri bakımından bkz:
B G E 129 III 209 E.2.2; 119 II159. H O N S E L L ; Art. 253 O R , Rn. 5.
4 5 0
H O N S E L L ; Art. 253 O R , Rn. 5. Kira sözleşmeleri bakımından bkz: B G E 129 III
209 E.2.2; 119 II 159.
451
B E L S E R ; a.g.e., s. 454; B U C H E R ; Art. 27 Z G B , R n . 545.
452
Geniş bilgi için K R A M E R ; A r t 19/20 O R , Rn. 382-383.
453
Bkz: yuk. s. 257-258.
4 5 4
Y. 6. H D . T. 24.12.1968, E. 1968/5224, K. 1968/5229 (HATEMİ; Hukuka ve Ahla
ka Aykırılık, s. 2 2 3 , dn. 114).
455
S E R O Z A N ; Medeni Hukuk, s. 22; AYBAY/HATEMİ; a.g.e., s. 139; HATEMİ; Hu
kuka ve Ahlaka Aykırılık, s.223, dn. 114; Akman, bu sonuca -kanaatimizce de isa
betli o l a r a k - TK. m. 1466 (TTK. m. 1530) hükmünün kıyasen uygulanması ile ulaş
maktadır. A K M A N ; a.g.e., s. 101, dn.7; TEKÎNAY; a.g.e., s. 312. Fransız Hukukun
da paylaşmayı isteme hakkının sınırlandırılması 5 yıl ile smıriandmlmışhr ( C C F
331
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
456 KURŞAT; a.g.e., s.204 ve s. 204, d n . l 6 7 ' d e anılan yazarlar. Paylaşmayı isteme hak
kının sınırlandırılmasına ilişkin üst süre sınırının kaldırılıp kaldırılmaması veya daha
uzun bir sürenin tespiti yönündeki de legaferenda öneriler için bkz: KURŞAT; a.g.e.,
s.205-206.
332
D Ü Ş E Y KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
4 5 7
Mustafa Ü N L Ü T E P E ; Türk Borçlar Kanunu Hükümleri Çerçevesinde Taksitle
Satım Sözleşmesi, Legal Yayınevi, İstanbul, 2 0 1 1 , s. 133.
4 5 8
K a n u n d a üst sürenin aşılması h a ü n d e uygulanacak yaptınmı düzenleyen OR Art.
226d Abs. 3'ün "satıcının üst sürenin dolmasından sonra muaccel olan taksitler üze
rindeki talep hakkını kaybeder" şeklindeki hükmü 23 M a r t 2001 tarihli Tüketici Kre
dileri Hakkındaki Kanun ile (Konsumkreditgesetz- KKG) yürürlükten kaldınlmışür.
Şu anda yürürlükte bulunan OR Art. 227g Abs. 1 hükmüne göre "Ödeme yükümlü
lüğü, peşin ödeme yapılmasından itibaren beş yıl sonra sona erer".
4 5 9
Y. 18. H D . T. 21.01.2002, E. 2001/11632, K. 2002/393 (Corpus).
333
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Bunun dışında, kanunda alt sınınn tayin edildiği ve buna bağlı olarak
yükseltme yaptınmımn uygulanabileceği birçok örneğe rastlamak müm
kündür. Örneğin, 5.6.1986 tarih ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanu-
nu'nun 25. maddesine göre; çıraklara verilecek ücret kendi yaş gruplan
için belirlenmiş asgari ücretin % 30'undan az olamaz. îş Kanununa göre
bu kanunun kapsamında olan ve olmayan her türlü işçinin ekonomik ve
4 6 0
C A N A R I S ; a.g.m., s.531.
4 6 1
D E M İ R GÖKYAYLA; a.g.e., s . 6 1 .
334
D Ü Ş E Y KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESI
4 6 2
R G T . 1.08.2004, S . 25540.
4 6 3
Ç E L İ K ; a.g.e., s. 156.
4 6 4
Bu konudaki Yargıtay kararı için bkz: Y. 9. H D . T. 13.9.1988, E. 1988/5863,
K. 1988/7997; Teksül İşveren Dergisi, Aralık 1988, s.16.
4 6 5
KARATEKE; a.g.e., s. 86, 96.
4 6 6
Bu k o n u d a Avukatlık Kanununda 2001 tarihli değişiklikten önce Yargıtay'ın verdiği
karara konu olan bir olayda aynen şöyle denilmektedir: "Somut olayda; davacı mü
vekkili ile aralarında düzenlenmiş ücret sözleşmelerine dayanmıştır... Avukatlık Ya
sasının 163. maddesinin 2. fıkrasıyla Avukatlık ücretinin avukatla iş sahibi arasın
da serbestçe kararlaştırılabileceği hükmü getirilmiş, hemen ardından 3. fıkrasıyla ta
rifedeki asgari miktar altında kalan Avukatlık ücreti karşılığı iş ve dava kabulü ya
saklanmıştır. Bu yasağa riayetsizliğin disiplin cezasını gerektirdiğini açıklaması ya
sak hükmünün konulmasındaki amacı ortadan kaldırmaz ve yasağa aykırı olarak ya
pılan sözleşmelere geçerlilik tanınmamasını da etkilemez. Bu durumda kanuna aykı
rı yapılmış bir sözleşmenin varlığından söz edilir (BK. 19). Davaya dayanak sözleş
melerde davanın reddi halinde kararlaştırılan ücret ise dava değerlerine ve açılma
sı düşünülen davada istenecek miktara göre tarifenin çok altındadır... Böyle durum-
335
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
işyeri hekimliğine ilişkin olmak üzere 2003 tarihli bir Yargıtay kara
lında; "Türk Tabipler Birliği, işyeri hekimliği asgari ücret tarifesini 6023
sayılı Kanunun 28/11 maddesine göre belirlemektedir. Bu düzenlemeyle
Birliğe bağlı bulunan işyeri hekimleri için asgari ücret tarifesi belirleme
yetkisi verilmiştir. Belirlenen tarifedeki ücretin, sözleşmelerde alt sınır
olarak kabul edilmesi zorunluluğu vardır"461 denilerek, tarifenin altında
kararl aş tınlan ücreti esas alan yerel mahkeme karannı bozmuştur.
Yine, 10.6.1985 tarih ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu m.
7/f.l uyannca finansal kiralama sözleşmesi en az dört yıl süre ile feshe-
larda Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 20. maddesi hükmü uyarınca avukatın mü
vekkilinden aynı tarifenin 7. maddesine benzer şekilde 1/2 oranında ücret isteyebile
ceğinin kural olarak kabulünün gerektiği düşünülmelidir". Y. H G K . T. 16.02.1994,
E. 1993/13-810, K. 1994/60 (Corpus). Ancak Avukatlık K a n u n u n d a 02.05.2001 ta
rihli 4667 sayılı K a n u n ile değişik m. 163/f.2 c.2'nin "ifa edilmiş sözleşmenin ge
çersizliği ileri sürülemez" şeklindeki düzenlemesi gereği, Avukatlık Asgari Ücret
tarifesinin altında ifa edilmiş olan ücret sonradan yasal sınıra yükseltilemeyecektir.
Doktrinde bir görüşe göre, asgari tarifenin altında ücret gösterilmesi halinde avukat,
ücretin artırılmasını yetkili merciden, toplumun avukaüık mesleğine d u y d u ğ u güve
ni sarsmamak adına talep edemeyecektir. Ö z c a n G U N E R G Ö K ; Avukatlık Sözleş
mesi, Seçkin, Ankara, 2 0 0 3 , s. 131; KARATEKE; a.g.e., s. 96. Kanaatimizce, ücret
edimi ifa edilmeden Önce ücretin tarifedeki seviyeye yükseltilebilmesini engelleyen
bu görüş çeşitli sebeplerle isabetli değildir. Bu görüş kabul edildiğinde, Türkiye Ba
rolar Birliği'nin 03.12.2010 tarihli Resmi G a z e t e ' d e yayınlanarak yürürlüğe giren
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m.l/s.3*deki "Bu Tarifede belirlenen ücretlerin altın
da avukatlık ücreti kararlaştırılamaz. Aksine yapılan sözleşmelerin ücrete ilişkin hü
kümleri geçersiz olup, ücrete ilişkin olarak bu Tarife hükümleri uygulanır" hükmü
anlam ve amacını kaybedecektir. Kaldı ki, asgari ücret tarifesi avukaün işi kabulü ba
kımından bir alt sınır getirmekte olup, tarife hizmetten yararlananları değil; avukat
lar arasındaki rekabeti korumaya yönelik bir düzenlemedir.
4 6 7
Y. 9. H D . T. 05.04.2004, E. 2003/19606, K.2004/74Q4 (Corpus). Karardaki karşı oy
yazısı da dikkate değer olduğu için önemli olan kısmını naklediyoruz: "6023 sayılı
Yasada ücret belirlemesi yönünden emredici kural bulunmamaktadır. Talep üzerine
bazı mıntıkalar ve odalar için tarifeler düzenlenebileceği belirtilmekte olup talep
üzerine tarife belirlenmesi emredici kural haline gelmez. Yine yasada tarifenin dışı
na çıkılamayacağı yönünde de bir düzenleme bulunmamaktadır. Doktrinde de kabul
edildiği şekilde Türk Hukukunda, işyeri hekiminin ücreti iş sözleşmesinde serbestçe
kararlaştırılabilecektir. İşyeri hekiminin tarifenin altında ücretle çalışmayı kabul et
mesi ancak işyeri hekiminin tıbbi deontoloji kurallarına uymaması nedeniyle meslek
içi disiplin kurallarının hakkında uygulanmasının gerekçesi olabilir".
336
DÜŞEY KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL OLARAK İNCELENMESİ
dilemez. Buna göre, taraflar sözleşmede daha kısa bir süre kararlaştırmış
olsalar bile, sözleşmeyi dört yıldan önce feshedemeyeceklerdir468.
Son olarak, TBK. m. 115/f.l'e aykın şekilde yapılan bir sorumsuzluk
anlaşmasında borçlunun belli miktardan fazla tazminat ödemeyeceği şek
linde bir şart kabul edilmişse, bu sınırlama borçlunun hafif kusurundan
ileri gelen zarar için geçerli sayılmalı, fakat onun kast veya ağır kusuru
nun bulunması halinde borçluya zarann tamamı tazmin ettirilmelidir 469 .
Bir başka deyişle, sözleşmede kararlaşünlan tazminat miktan, borçlunun
kusuru oranında -TBK. m. 27/f.l c.2 gereği tam hükümsüzlük yönündeki
farazi iradesi dikkate alınmaksızın- yükseltilecektir.
4 6 8
08.07.1992 tarih ve 21278 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Finansal Kiralama İş
lemlerinde Süre ve Sınırın Tespitine Dair Yönetmelik"in 1.maddesinde finansal kira
lama sözleşmelerinin dört yıldan kısa olabileceği haller sıralanmıştır. Geniş bilgi için
bkz: Atilla ALTOP; " F i n a n s a l K i r a l a m a S ö z l e ş m e l e r i ' n d e A s g a r i S ü r e ' y e v e D e
vir Y a s a ğ i ' n a Üİşkin S o n G e l i ş m e l e r " , Prof. Dr. Turgut A K I N T Ü R K ' e Armağan,
Beta, 2008, s. 1 vd.
337
IV. BÖLÜM
339
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
340
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
6
Ö r n e k için bkz: P U L A Ş L I ; a.g.e., s. 133-134.
7
J A U E R N I G ; § 158 B G B , Rn. 13-14; F L U M E ; D a s Rechtsgeschâft, s. 692-693.
S T A U D I N G E R ; § 139 B G B , R n . 4 6 . SOERGELAVOLF; § 158 B G B , R n . 25.
8
Görüşler için bkz: T A N D O Ğ A N ; N u l l i t e , s. 207 vd.
9
OR Art. 157'nin OR Art. 20'yi tamamlayıcı fonksiyonu (ergünzende Funktion) bu
lunduğu; OR Art. 157'nin sözleşmeye değil; yalnızca hukuka veya ahlaka aykın şar
ta bağlanan borcun geçerliliğine etkide bulunacağı kabul edilmektedir. M a d d e hük
m ü n ü n tamamlayıcı fonksiyonu, OR Art.20'deki geçerlilik şartlanna uygun bir borç
lanmayı fesada uğratacak şekilde, onu hukuka veya ahlaka aykın bir şart ile kayıtla
mayı engellemek noktasında kendisini gösterir. Böylelikle OR Art. 157, aslında ge
çerlilik şartlanna uygun bir borçlanmanın (hukuka veya ahlaka aykırı) şart sebebiy
le hukuka veya ahlaka a y k ı n bir davranış olmaya yönelik gösterdiği eğilimi onu şart
tan kurtararak düzeltmektedir. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 3988; H O N S E L L ;
A r t . 157 O R , R n . 1. E v l e n m e m e veya hamile kalmama bozucu şartı ile yapılan hiz
met sözleşmelerinde O R . Art. 20 Abs.2'nin kıyasen uygulanması önerilmektedir.
Bkz: H O N S E L L ; A r t . 157 O R , R n . 1; HONSELL/VOGTAVIEGAND; A r t . 157
O R , R n . 4. Becker, işlemin şartsız da yapılabileceğine ilişkin kuvvetli karineler bu
lunduğu taktirde yalnız şartın geçersiz kalması gerektiğini savunmaktadır. B E C K E R ;
A r t . 157 O R ; R n . 9.
341
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
10
J A U E R N I G ; § 158 B G B , R n . 13; Ancak Alman Hukukunda eskiden imkânsız şartın
ne çeşit olursa olsun bağlandığı İşlemi geçersiz kılacağı kabul edilmekteydi. SÎR-
M E N ; a.g.e-, s. 83, dn. 27 ve P U L A Ş L I ; a.g.e., s. 80, dn.226'da belirtilen yazarlar.
11
Bernhard E C C H E R ; Bürgerliches Recht, Band V I : Erbrecht, 4. Aufl., Springer,
Wien, 2010, R n . 4/82.
12
E C C H E R ; Erbrecht, R n . 4/83.
13
P U L A Ş L I ; a.g.e., s. 80; S I R M E N ; a.g.e., s. 83-84; E R E N ; a.g.e., s. 1122; O Ğ U Z
M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 885. Eğer, taraflardan biri şart olarak tayin edilen olgunun ger
çekleşmesinin imkansız olduğunu bilmeden bu şartlı işlemi yapmışsa, bunu ispat et
mek şartıyla işlemi iptal edebilir (TBK. m. 39/f.l).
14
Bu konuyla İlgili açıklamalanmız için bkz: aşa. s. 356 vd.
15
Geniş bilgi İçin bkz: S İ R M E N ; a.g.e., s. 104; 108-109. P U L A Ş L I ; a.g.e-, s. 119 vd.
16
Von T U H R / E S C H E R ; a.g.e., s. 2 6 1 ; B U C H E R ; OR AT, Rn.509; G A U C H / S C H L U
E P ; OR AT, R n . 699 vd., 3977; H O N S E L L ; Art. 151 OR, R n . 7. Bu halde kısmi hü-
342
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
343
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Kısmi İptalin uygulanabileceği hile, başka şartlarla yapılacak akdin mevcut şartlarla
yapılmasını sağlayan "fer'i hile"dk. KURŞAT; a.g.e., s. 90.
Sonuca varmak için TBK. m. 34/f.2'nin a m a c a uygun yorumun dikkate alınarak ka
nun boşluğunun doldurulması gerekmektedir. HATEMİ/GÖKYAYLA; a.g.e-, s. 99.
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 9 1 ; H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 98; G A U C H / S C H L U E P ;
OR AT, R n . 848; S C H W E N Z E R ; OR AT, Rn. 39.19; B E L S E R ; a.g.e., s. 349.
344
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
23
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 97; B U C H E R ; OR AT, s. 214; G A U C H / S C H L U E P ; OR
AT, Rn. 8 5 2 ; S C H W E N Z E R ; OR AT, Rn. 39.09; BELSER; a.g.e., s. 352.
24
B E L S E R ; a.g.e., s. 3 5 3 .
25
B E L S E R ; a.g.e., s. 353-354.
26
Örnek için bkz: O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 82.
27
B E L S E R ; a.g.e., s. 354.
345
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
346
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLAR!
nü, bu anlaşmanın ilk raporda yer almayan ancak sigorta kapsamında olan
olguların da hesaba katıldığı inancıyla yapıldığını ancak ikinci raporun or
taya çıkmasıyla beraber anlaşmanın hasara ilişkin kısmında yer alan mik
tar bakımından kısmen iptal edilerek meblağın düzeltilmesi ihtimali tartı
şılmıştır30. Mahkeme öncelikle kısmi iptal imkânının pozitif hukukta
mevcut olup olmadığını; daha sonra da somut olayda ihtimalleri üzerinde
durmuştur. Mahkeme OR. Art. 23 ve 31'de kısmi iptal imkânının öngörül-
memesine rağmen, doktrindeki görüşleri benimseyerek işlemin bölünebi
lir olması 31 şartıyla TBK. m. 27/f.2'ye kıyasen kısmi iptalin uygulanabile
ceğine karar vermiştir.
3 0
B G E 130 LU 4 9 .
31
M a h k e m e , objektif ve sübjektif bölünebilirlik kavramları ile işlemin bölünebilir olup
olmadığını araştırmıştır.
32
BELSER; a.g.e., s. 354; GAUCH/SCHLUEP; OR AT, Rn. 869;
G U H L / M E R Z / K O L L E R ; a.g.e., s.140.
33
B E L S E R ; a.g.e., s. 354.
34
S C H W E N Z E R ; OR AT, R n . 39.09; BURKART; a.g.m., s. 112 vd.
347
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
35
Aksi yönde bkz: KURŞAT; Hile, s. 89-90.
36
H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 100; B E L S E R ; a.g.e., s. 354; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT,
Rn. 869.
3 7
B G E 99 II 309.
38
Burada hileyi yapan, -TBK. m. 34 'e kıyasen- hile olmasa idi akde konulacak şartlan
kabul ettiği taktirde, akdin hile sebebiyle iptal edilemeyeceği savunulmaktadır. Böy
le bir durumun, kısmi İptal olarak m^elendirilmesinin isabetli olmayacağı görüşünde
bkz: O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 96.
39
HATEMİ/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 99.
348
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANM ASI ve SONUÇLARI
Son olarak ifade etmek gerekir ki; kısmi iptal halinde de, yanılma veya
aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, ya-
40
B E L S E R ; a.g.e., s . 355.
41
HATEMl/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 99.
42
B E L S E R ; a.g.e-, s. 356.
43
"Her kim, tehdit olunan tarafın zor durumda bulunmasından faydalanarak fahiş bir
menfaat temin etmiş ise, kısmi hükümsüzlüğün koruma amacından yoksun bırakılır".
B G E 125 HI 3 5 5 .
349
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
44
İsviçre Federal M a h k e m e s i 26.06.1997 tarihli karannda, bir sözleşmenin, Borçlar
K a n u n u n u n OR Art. 21 (BK 21) maddesinde düzenlenen gabne ilişkin iptal yaptın-
mının, söz konusu kanunun amacı ve ruhuna uygun olmadığı, bu nedenle sözleşme
nin fahiş olmayan bir fiyatla (edimler arasında aşın oransızlık bulunmayacak bir şe
kilde) devam etmesi gerektiğine karar vermiştir. B G E 123 III 292.
45
".. .günümüzde "sosyal Özel hukuk" gittikçe artan bir ölçüde güçlenmektedir. Maddi
sözleşme adaleti şekli sözleşme hürriyetini bastırmıştır. Bu, Özellikle kira ve iş huku
ku, tüketicinin korunması ve genel işlem şartları alanında kendini göstermektedir.
350
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
351
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
47
Geniş bilgi için Bkz: Kari O F T Î N G E R ; B e t r a c h t u n g e n ü b e r die laesio i m schwe-
i z e r i s c h e n R e c h t , i n : A u s g e w â h l t e S c h r i f t e n , Zürich, 1978, s. 155, 171.
48
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, Rn.754. G A U C H ; R e c h t , s . 58; SPIRO; a.g.m., s . 4 4 9 .
49
H O N S E L L ; A r t . 2 1 , Rn.12. H U G U E N I N ; A r t . 2 1 O R , Rn.16. K R A M E R ; A r t . 2 1 ,
R n . 5 3 . S C H W E N Z E R ; Rn.32.55.
50
K A L K A N ; a.g.e., s . 151; Vedat B U Z ; " G a b i n H a ü n d e E d i m l e r A r a s ı n d a k i A ş ı r ı
O r a n s ı z l ı ğ ı n G i d e r i l e r e k S ö z l e ş m e n i n A y a k t a T u t u l m a s ı " , BATÎDER, C : XIX,
S.4, Ankara, 1998, s. 65 vd. Nihat YAVUZ; " G a b i n N e d e n i y l e Sözleşme ile Bağlı
O l m a d ı ğ ı n ı İ l e r i S ü r e n T a r a f B u n u Yalnız F a i z i n A ş ı r ı O l a n K ı s m ı n a İlişkin
S ö z l e ş m e H ü k m ü n e ( k ı s m i b u t l a n ) H a s r e d e b i l i r m i ? " , T N B H D , C : 124, 2004,
s.23. H A T E M İ ; H u k u k a ve A h l a k a Aykırılık, s. 240 vd. KOCAYUSUFPAŞAOĞ
L U ; B o r ç l a r H u k u k u , , s. 495-496. Serozan oransızlığın BK. m. 3 l/f.2 kuralı çerçe
vesinde düzeltilebileceği görüşündedir. Yazara göre, bu durumda faizin aşın oranı ka
dar tazminat alacağı toplanan faizden indirilecek, bu sayede faiz de makul düzeye çe
kilmiş olacakür. Burada tazminat, fahiş edimi hizaya getirici bir fonksiyon üstlen
mektedir. S E R O Z A N ; İfa E n g e ü e r i , s. 9 5 . Miras Hukuku alanında da gabin veya ira
de sakatlıkları halinde edimlerarası dengesizliğin düzeltilmesi İmkânı savunulmakta
dır. Bkz: HATEMİ; M i r a s S ö z l e ş m e l e r i n d e G a b i n , s. 193.
51
B G E 134 IH 52; 123 III 292; 119 II 2 2 2 ; 117 II 47.
352
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SÛNUÇLARI
52
Oransızlığın giderilmesi hakkının yenilik doğuran hak; mahkeme kararının ise bildi
ri nitelikte olduğu yönünde bkz: B U Z ; a.g.e., s. 68. KOCAYUSUFPAŞAOĞLU;
Borçlar Hukuku, s. 495-496. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn 755. G A U C H ; ,
Mietvertrag, s. 59.
53
B E L S E R ; a.g.e., s. 6 4 4 vd.; B E C K E R ; Art. 21 OR, Rn. 9; K R A M E R ; A r t 21 OR,
Rn. 33; G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 744.
54
B E L S E R ; a.g.e., s. 134.
353
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
55
Hiffet, kişinin yapacağı işe çok çabuk karar vermesi, neticelerini düşünmemesi, elin
deki malın kıymetine ehemmiyet vermemesidir. K A L K A N ; a.g.e., s. 125-127; B E L
S E R ; a.g.e., 590.
56
B E L S E R ; a.g.e., 594; K A L K A N ; a.g.e., s. 154-156. Gauch'a göre, bir kişinin yapa
cağı işin neticelerini düşünmemesi, gençliğinden ya da ileri düzeydeki yaşlılığından
kaynaklanması halleri ile sınırlandmlarak k o r u m a altına alınmalıdır. Peter G A U C H ;
" D i e Übervorteüung- B e m e r k u n g zu Art. 21 O R " , Recht 1989, s. 97, R n . 6 5 .
57
B G E 123 III 292.
58
Edimler arası aşın oransızlığın giderilmesini talep etme hakkının yalnızca gabne uğ
rayan tarafından kullanılabileceği doktrinde büyük çoğunlukla kabul edilmektedir.
G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, Rn. 7 5 5 . G A U C H ; Mietvertrag, s. 60; H Ü R L I
M A N N ; a.g.e., s . 101-102; K R A M E R ; Art.21 O R , R n . 5 1 ; H O N S E L L ; A r t 2 1 O R ,
R n . l l ; K O L L E R ; OR AT; § 14, Rn. 2 5 8 ; K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; a.g.e., s. 497.
Azınlıktaki görüş ise, sömürülen tarafın sözleşmeyi iptal etmek veya aşın oransızlı
ğın giderilmesini talep hakkına sahip olması gerektiğini, buna karşılık sömürülen ta
rafın sözleşmeyi iptal etmesi halinde, sömüren tarafın aşın oransızlığın giderilmesi
ni önererek buna engel o l m a imkânının tanınması gerektiğini savunmaktadır. Yine bu
görüşe göre, sömürülen taraf oransızlığın giderilmesini talep etmesi haünde, sömü-
354
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
355
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
kabul ettiğinde artık sözleşme 40 lira üzerinde geçerli olmaya devam ede
cektir.
Son olarak; zayıf olam koruma esasına bağlı ahlaki bir ilkeye daya
nan TBK. m. 28 düzenlemesi 63 , esasen ahlaka aykırı bir fiil olan gabni
özel bir yaptınma bağlamış olduğundan, TBK. m. 27 ile yarışma ihtimali
de ortadan kalkmıştır. Ancak şu hususu da önemle belirtelim ki; edimler
arası dengesizlikteki aşırılık ile gabne uğrayan tarafın iktisaden yıkımının
hedeflenmiş olması halinde bu durum hem gabin hem de ahlaka aykınlık
olarak değerlendirilebileceği için iptal süresini geçiren gabne uğrayan ta
rafın, daha sonra TBK. m. 27/f.l'e başvurması mümkündür 64 .
63
Y. 1. H D . , T. 30.1.1979, E.1979/13268, K. 1979/999 (Corpus). Bu hükmün aynı za
m a n d a sözleşme özgürlüğü kurumunun kötüye kullanılmasını engellemek amacını
güttüğü, bu sebeple yalnız kişisel değil, yapısal zayıflık hallerinde de uygulama ala
nı bulunabileceği konusunda bkz: B E S L E R ; a.g.e., s.530, 578 vd. K R A M E R ; Art.
19/20 OR, Rn. 160-161.
64
G U H L / M E R 2 7 K O L L E R ; a.g.e., s.243, B G E 51 U 162; 56 II 194; 80 II 327; 93 II
189.
65
Hüseyin H A T E M İ ; Miras Hukuku, 3. b.s., Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2004, s. 62;
G ö k h a n ANTALYA; M i r a s Hukuku, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2009, s. 108; D U
RAL/ÖZ; Türk Özel Hukuku- Cilt IV, Miras H u k u k u , 4. b.s., Filiz Kitabevi, is
tanbul, 2009, s. 49 vd.; S E R O Z A N / E N G Î N ; M i r a s Hukuku, 2. b.s., Seçkin, Anka
ra, 2008, s. 2 0 1 ; İ M R E / E R M A N ; Miras Hukuku, D e r Yayınlan, istanbul, 2006, s.
49.
356
KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
66
D U R A L / Ö Z ; a.g.e., s. 51 vd.; HATEMİ; M i r a s H u k u k u , s. 63.
67
Bu sebepler; mirasbırakanm tasarrufu yapüğı sırada ehliyetsiz olması, irade sakatlı
ğının bulunması, tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka
veya ahlaka aykın olması ve kanunda Öngörülen şekle uyulmamasıdır (MK. m. 557).
Ö l ü m e bağlı tasarruflann diğer hükümsüzlük hallerine ilişkin aynca bkz: Gamze
T U R A N ; Ö l ü m e Bağlı T a s a r r u f l a r ı n H ü k ü m s ü z l ü ğ ü , Turhan Kitabevi, Ankara,
2009, s. 27 vd.; SEROZAN/ENGfN; a.g.e., s. 245 vd.
68
Necip KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; M i r a s H u k u k u , Filiz Kitabevi, İstanbul, 1987,
s. 3 4 2 ; Kemal O Ğ U Z M A N ; M i r a s H u k u k u , 6.b.s., istanbul, 1995, s. 147;
İ M R E / E R M A N ; a.g.e., s. 2 1 1 ; SEROZAN/ENGİN; a.g.e-, s. 206-207; DURAL/ÖZ;
a.g.e., s. 225; ANTALYA; a.g.e., s. 2 7 1 ; Fikret E R E N ; T ü r k H u k u k u n d a Ö l ü m e
Bağlı T a s a r r u f l a r ı n İ p t a l i Davası, AÜ Yayınlan, Ankara, 1966, s.132-133; Abdül-
kerim YILDDRIM; T ü r k H u k u k u n d a Ö l ü m e Bağlı T a s a r r u f l a r d a Ş a r t v e M ü k e l
lefiyetler, Turhan Kitabevi, Ankara, 2004, s. 78; T U R A N ; a.g.e., s. 109-110; Jean Ni-
colas DRUEY; G r u n d r i s s des E r b r e c h t s , 5. Aufl., Stampfli, Bern, 2002, § 12, Rn.
5 8 ; Daniel ABT; Die Ungültigkeitsklage im S c h w e i z e r i s c h e n E r b r e c h t , Diss., Ba-
sel 2002, s. 3 5 ; H. Michael R I E M E R ; " N i c h t i g e ( u n w i r k s a m e ) T e s t a m e n t e u n d
E r b v e r t r a g e " , FS für M a x Keller, Zürich, 1989, s. 258; P. H. COTTIER, Le Testa-
m e n t o l o g r a p h e en D r o i t Suisse, Dİss. Lausanne, 1960, s. 56; Peter W E I M A R ; Ber-
n e r K o m m e n t a r z u m schweizerischen P r i v a t r e c h t , D a s E r b r e c h t , Band III, 1 .
Abt., Stampfli Verlag, Bern, 2009, A r t . 482 Z G B , R n . 85 vd. H O N
S E L L /VOGT/GEISER; B a s l e r K o m m e n t a r - Z i v i l g e s e t z b u c h II, 3. Aufl., Basel,
2007, A r t . 519/520 Z G B , Rn. 29.
69
Şeklen ortada birden fazla tasarrufun bulunması ihtimalleri de vardır. Örneğin, M K .
m. 554/f.l u y a n n c a mirasbırakanm önceki vasiyetnamesini ortadan kaldırmaksızın
ve kuşkuya yer bırakmayacak surette önceki vasiyetnamesini tamamladığı ispat edi
len bir vasiyetname daha yapmış olması halinde, ortada iki şekli anlamda ölüme bağ-
357
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
358
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLAR]
71
B G E 98 II 7 3 . Ayrıca bkz: COTTIER, a.g.e., s. 50, 5 1 , 56; HATEMl; Miras Huku
ku, s.80; S E R O Z A N / E N G t N ; a.g.e., s. 2 4 1 . Ö l ü m e bağlı tasarruflarda şekle aykırı
lığa T B K . m. 27/f.2'dekİ kısmi hükümsüzlüğün kıyasen uygulanabileceği tek durum,
vasiyetname tamamlandıktan sonra mirasbırakanm bilgisi ve oluruyla üçüncü kişi ya
da mekanik araçla eklemeler yapılması halidir. Dural/Öz, vasiyetname daha tamam
lanmadan üçüncü kişi ya da mekanik araçla yazılan kısmın vasiyetnamenin tamamı
nı hükümsüz bırakacağım ifade etmektedirler. Yazarlara göre, üçüncü kişiler tarafın
dan yazılan kısmı geçersiz sayıp, tasarrufun geri kalanını ayakta tutmak M K . m.
558/f.3 karşısında mümkün değildir. Çünkü M K . m. 558/f.3, kısmi hükümsüzlüğün
hangi hallerde söz konusu olacağını düzenlemiştir. Bkz: DURAL/ÖZ; a.g.e., s. 81-
82. Aksi görüşte bkz: KOCAYUSUFPAŞAOĞLU; Miras Hukuku, s. 196-197. An
talya, şekle a y k ı n h k hallerinde TBK. m. 27/f.2 kuralının uygulanacağını ifade eder
ken herhangi bir sınırlama getirmemiştir. ANTALYA; a.g.e., s. 250. Şekle aykırılık
halinde Z G B Art. 520a h ü k m ü n e paralel olarak ve "favor testamenti"ye dayanan uy
gulama ve görüşler için bkz: ABT; a.g.e., s. 138 vd.
72
S E R O Z A N / E N G İ N ; a.g.e., s. 2 4 1 ; HATEMl; Miras Hukuku, s. 45-46.
73
A B T ; a.g.e., s. 172; T U R A N ; a.g.e., s. 110.
74
Karş: W E I M A R ; A r t . 5 0 3 Z G B , Rn. 7 .
359
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
ikinci durum için sayısız örnek vermek mümkündür. Zira şekli an
lamdaki ölüme bağlı tasarrufun içeriğini oluşturan maddi anlamdaki ta
sarrufların geçersizliği, bu tasarrufların bizzat kendisinin yapılmasının ya
saklandığı, içeriğinin veya bağlandığı şartın hukuka veya ahlaka aykın ol
ması veya mirasbırakanda irade sakatlığı bulunması gibi çeşitli sebepler
le gündeme gelebilir. Maddi anlamdaki ölüme bağh tasarrufun iptal edil
mesine yol açacak sebeplerden bazılan MK. m. 557/f.4'de düzenlenmiş
olup, mevzuatın çeşitli yerlerinde başkaca geçersizlik halleri de düzenlen
miştir. Örneğin, MK. m. 536/f.2 uyannca resmi vasiyetnamenin düzenlen
mesine katılan memurlara veya tanıklara, bunlann üstsoy veya altsoy kan
hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile bir ka
zandırmada bulunulamaz. Görüleceği üzere, burada resmi vasiyetnamenin
şekline değil; içeriğini oluşturan maddi anlamdaki Ölüme bağh tasarrufun
yapılmasına ilişkin bir yasaklama söz konusudur. Buna aykın olarak ör
neğin mirasbırakanm yaptığı resmi vasiyetnamede, düzenlemeye katılan
noterin lehine kazandırmada bulunması halinde uygulanacak yaptırım
MK. m. 558/f.3'de düzenlenmiştir75. Buna göre, mirasbırakanm bu kazan
dırma olmaksızın vasiyetnameyi yapmayacağı kabul edilmedikçe, sadece
bu kazandırma (maddi anlamda ölüme bağlı tasarruf) iptal edilir 76 .
75
M K . m. 558/f.3 ( Z G B Art. 520 Abs.2) hükmünün, M K . m. 536/f.2 (ZGB Art. 503
Abs. 2) hükmüne göre Iex specialis (özel kural) niteliği olduğu yönünde bkz: WE-
DMAR; Art. 5 0 3 Z G B , R n . 8.
76
M K . m. 536/f.2*nin müeyyidesinin sadece söz konusu kişiler lehine yapılmış olan
maddi anlamdaki ölüme bağlı tasarrufların iptal edilmesi olduğundan bahisle burada
bîr nisbi hükümsüzlük halinin varlığından bahsedilmektedir. D U R A L / Ö Z ; a.g.e., s.
65, dn. 140'de belirtilen yazarlar. Avusturya Hukukunda da buradaki hükümsüzlüğü
"relative Nichtigkeit" olarak ifade eden yazarlar bulunmaktadır. I L L E D I T S ; a.g.e.,
s. 108 ve dn. 422. Ancak aslında burada maddi anlamdaki ölüme bağh tasarruf tama
m e n hükümsüz olurken, onu içeren şekli anlamdaki ö l ü m e bağlı tasarruf da kısmen
hükümsüz olmaktadır. ŞekU anlamdaki ölüme bağlı tasarrufun geri kalan kısmı ile
geçerli kalıp kalmayacağı meselesi TBK. m. 27/f.2'nin kıyasen uygulanması ile çö
zümlenmektedir. Bkz: H A T E M İ ; Miras Hukuku, s. 8 3 ; VVEIMAR; A r t 503 Z G B ,
Rn. 7. Öte yandan yukarıda anılan yazarlann, Fransız Hukukundaki "nullite relati
ve" kavramının karşılığını ifade etmek üzere "nisbi hükümsüzlük" kavramını kul
landıklarını düşünmüyoruz. Aslında bu kavram ile anlaülmak İstenen, bir hukuki iş
lemin herkese karşı değil, korunmak İstenen "İlgili" kişilere karşı hükümsüz olduğu
hallerdir. HATEMİ; M i r a s Hukuku, s. 113. "Nisbi (göreceli) Etkisizük" kavramı
360
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
Yine atanmış mirasçı veya lehine belirli bir mal vasiyet edilen kişinin
mirasbırakandan önce ölmesi halinde, -yerine mirasçılarının veya belir
lenen başka kişilerin geçeceği öngörülmedikçe- miras sözleşmesinde
ölen kişi lehine yapılmış olan tasarruflar hükümsüz hale gelir (MK. m.
548/f.l). Ancak ölen kişi lehine yapılmış tasarruflar olmadan diğer tasar
ruflar da yapılmayacak idiyse, bu taktirde miras sözleşmesi tamamen hü
kümsüz hale gelir 77 .
361
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
kanun gereği saklı pay dışındaki kısmı (tasarruf özgürlüğüne ilişkin kıs
mı) da kendiliğinden kapsamına alır. Ancak ne var ki; çıkarma tasarrufu
MK m. 510'da belirtilen sebeplerle geçersiz kılındığında, kanunkoyucu
bu geçersizliği sadece saklı paya ilişkin kısım ile üişkilendirerek, tasarru
fu tasarruf özgürlüğü ile ilgili kısım bakımından ayakta tutmayı tercih et
miştir. Burada, mirasbırakanm çıkarma tasarrufunun saklı paya ilişkin
kısmının geçersiz olduğunu bilseydi çıkarma tasarrufunu yapıp yapmaya
cağına ilişkin farazi iradesinin sorgulanmadığı türden bir zorunlu basit
kısmi hükümsüzlük hali söz konudur.
Alman ve Fransız Medeni Kanunlarında ise kısmi hükümsüzlüğün
kural olarak doğrudan uygulanabileceği açık bir biçimde düzenlenmiştir.
Gerçekten de favor testamenti ilkesine paralel düzenleme olan BGB §
2085 hükmüne göre, "bir vasiyetnamede bir veya birden fazla tasarrufta
ki sakatlık, vasiyetnamenin tamamen hükümsüz olmasını sağlamaz; me
ğerki mirasbırakanm sakat kısım olmaksızın ölüme bağlı tasarrufu yap
mayacağı sonucuna varılsın". Benzer şekilde Fransız Medeni Kanunu
CCF 900 hükmünde de "ölüme bağlı tasarruflarda ve karşılıksız kazan
dırmalarda yer alan ahlaka veya emredici hükümlere aykırı şartlar yazıl
mamış sayılır78 denilmektedir. Türk Hukukunda da; iptal davasının şekli
anlamda ölüme bağh tasarrufun tamamına veya bir kısmına üişkin olabi
leceğine ilişkin MK. m. 558/f.279 ve Ölüme bağlı tasarruf ile kendilerine,
eşlerine veya hısımlarına kazandırma yapılanların tasarrufun düzenlenme
sine katılmalarının yol açtığı sakatlığa dayandığı taktirde tasarrufun tama
mının değil, yalnız bu kısmının iptal edileceğini öngören MK. m. 558/f.3
hükümlerinde bu düzenlemelerin etkisini görmek mümkündür 80 .
78
M a d d e h ü k m ü ile ilgili açıklamalarımız için bkz: yuk. s. 82.
79
".Lehine belirli mal vasiyet edilen davalı vakfın, mirasbırakanm yararına olan bu
şartı ifa etmediği ve mükellefiyeti de yerine getirmediği gerçekleşmiştir. Vasiyetname
nin sadece yukarıda açıklanan şarta bağlı maddesinin iptaline karar verilmesi gere
kirken, şart ve mükellefiyete bağlanmayan diğer maddelerinin de iptali hasıl eder şe
kilde tamamının iptaline hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır". Y. 2 . H D .
T.5.2.2009, E.2008/19509, K.2009/1538 (Kazancı).
80
Kars: S E R O Z A N / E N G İ N ; a.g.e., s. 206.
362
KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
363
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Mirasbırakanın birden çok kimse lehine yaptığı belirli mal bırakma tasarrufunu içe
ren vasiyetnamesinde, metresine ilişkin olan tasarrufun hükümsüz olacağına İlişkin
Alman Federal M a h k e m e k a r a n için bkz: B G H 5 2 , 1 7 ; B G H N J W 83, 2 7 8 .
S E R O Z A N / E N G İ N ; a.g.e., s. 2 3 0 ; G Ü R A L ; a.g.e., s.137; 162-164; KOCAYUSUF
P A Ş A O Ğ L U ; M i r a s H u k u k u , s. 274-275. DURAL/ÖZ; a.g.e., s. 154, dn. 394'te be
lirtilen diğer yazarlar. S İ R M E N ; a.g.e., s. 124. E R E N ; a.g.e., s. 50, 60-61; YILDI
R I M ; a.g.e., s. 7 4 ; DRUEY; § 12, Rn. 66, s.169; isviçre Hukukunda da bu görüş ta-
raftarlan bulunmakla beraber, Federal M a h k e m e n i n de favor testamenti ilkesine ön
celik tanıyan kararlarına rastlamak mümkündür. W E I M A R ; A r t . 482 Z G B , Rn. 85.
B G E 43 II 579; 67 II 149. Federal Mahkemenin, aile vakfının normal vakfa çevril
mesine ilişkin bir vasiyetnameye kısmi hükümsüzlüğü uyguladığı k a r a n için bkz:
B G E 75 II 88; miras taksim ve sulh sözleşmelerine kısmi hükümsüzlüğü uyguladığı
k a r a n için bkz: B G E 8 4 I I 3 5 5 .
364
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
rı, dar bir düşünceden uzak, kanunun amacım zedelemeden vasiyeti ayak
ta tutacak şekilde yorumlamak gerekmekledir, (favor Testamenti).. .Tasar
rufa eklenen şart kanuna yahut ahlaka aykırı ise ölüme bağh tasarruf hü
kümsüzdür. (MK. m. 462/2) Kural bu olmakla beraber, miras bırakan, şar
tın kanuna ve ahlaka aykırılığı sebebiyle tasarrufun hükümsüz kalacağını
bilseydi şart olmadan da tasarrufu yapacağı kanaatine ulaşılırsa, sadece
kanuna ve ahlaka aykırı şartı hükümsüz saymak, tasarrufu ayakta tutmak
gerekir"85. Mahkeme, burada tam hükümsüzlüğü ana kural, kısmi hüküm
süzlüğü istisna olarak kabul etmiştir.
Bir diğer görüşe göre de, MK. m. 515/f.2 hükmü yorumlayıcı değil
emredici nitelikte bir hüküm olduğundan dolayı, ne şart ne de yükleme
bakımından mirasbırakanm farazi iradesini esas alarak kısmi hükümsüz
lük sonucuna varılamaz86. Kanunkoyucunun böyle bir hükmü tesis etme
sinin sebebi, tasarrufun aynı iradeden kaynaklanması nedeniyle bölünme
zorluğu (untrennbare Einheit) içinde olmasıdır87. İsviçre Hukukunda da
baskın olan bu görüş, bu sonucu şart bakımından savunurken, yükleme
bakımından tasarrufun tamamen geçersizliğinin her zaman adil sonuç do
ğurmayacağım savunmaktadır88.
İsviçre Hukukunda ileri sürülen bir diğer görüşe göre de, hukuka ve
ya ahlaka şart geciktirici şart niteliğinde ise, hiç tereddütsüz bağlandığı
tasarrufu da geçersiz kılacaktır. Buna karşılık söz konusu şartın bozucu
şart niteliğinde olması halinde mirasbırakanm farazi iradesinden aksi an
laşılmadıkça yalnızca şart geçersiz olacaktır 89 . Bozucu şart için kabul edi
len bu esas, maddi anlamdaki ölüme bağlı tasarrufa bağlı hukuka veya ah-
85
Y. 2. H D . T. 27.03.2000, E. 2000/2641, K. 2000/3627 (Corpus). Yargıtay'ın aksi gö
rüşteki eski tarihli kararlan için bkz: Y. 2. H D . , T. 15.6.1995, E. 95/2164, K.7061
(Yayınlanmamış Yargıtay K a r a n ) . Karar için bkz: Y I L D I R I M ; a.g.e., s. 74, dn. 3 0 1 .
86
D U R A L / Ö Z ; a.g.e-, s. 153, 162; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 47 vd.; İ M R E / E R M A N ;
a.g.e., s. 129, 138; ANTALYA; a.g.e., s. 2 0 3 ; T U R A N ; a.g.e., s. 75; HATEMİ; Mi
ras H u k u k u , s. 99-100.
87
A B T ; a.g.e., s. 128.
88
G e n i ş bilgi İçin bkz: ABT; a.g.e., s. 128; H A S E N B Ö H L E R ; a.g.m., s. 19; Peter T U -
O R ; Berner Kommentar, K o m m e n t a r z u m schvveizerischen Privatrecht, Bd. III,
Erbrecht, 1. Abt., Die Erben (Art. 457-536), 2. Aufl., Bern, 1952, Art. 482 ZGB, R n .
25, 27.
89
HONSELL/VOGT/GEISER; Art. 4 8 2 Z G B , R n . 3 3 .
365
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
90
Karş: HONSELL/VOGT/GEISER; A r t . 4 8 2 Z G B , Rn. 34.
91
Serozan/Engin, ölüme bağlı tasarrufu geçersizlikten kurtancı bağlamda "önce yo
rum, sonra iptal" ilkesinin, hukuka ve ahlaka aykırılıkta da benimsenmesi gerektiği
ni kabul etmektedirler. S E R O Z A N / E N G İ N ; a.g.e., s. 2 3 1 . İsviçre Hukukunda da bir
görüşe göre, vasiyetnamenin yorumundan mirasbırakanm gerçek veya farazi iradesi
ne ulaşılabilir: "...Uannulation d'une disposition vicieepeuletrepariielle.. Dans ce
cas, ilfaut interpreter la volonte hypothetique du testateur pour determiner ce qui
doit subsister". R I E M E R ; " N i c h t i g e ( u n w i r k s a m e ) T e s t a m e n t e " s. 258; ABT;
a.g.e., s. 129. Vasiyetnamenin yorumu ile ilgili a y n c a bkz: T U O R ; A r t . 4 8 2 Z G B ,
Rn. 6. B G E 99 II 375. Vasiyetnamenin yorumunda dikkate alınacak hususların neler
olduğu çalışma k o n u m u z u n dışında kalmakla beraber, burada sadece mirasbırakanın
hukuka veya ahlaka a y k ı n koşul olmaksızın tasarrufu yapıp yapmayacağı yönünde
ki farazi iradenin tespitinde önemli bir rolü olduğunu ifade etmekle yetinmekteyiz.
92
AVEIMAR; A r t . 4 8 2 Z G B , Rn. 85.
93
ANTALYA; a.g.e., s. 247 vd.; ABT; a.g.e., s. 129; Franz H A S E N B Ö H L E R ; " S i t t e n -
w i d r i g e V e r f ü g u n g e n v o n Todes w e g e n " , B J M , 1980, s. 20.
94
isviçre Federal M a h k e m e s i de Z G B Art. 4 8 2 Abs.2 hükmünü m u ü a k şekilde uygula
mamaktadır. Bkz: B G E 94 II 88; 90 II 480. B G B ölüme bağh t a s a n u f l a n n ahlaka
366
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
Evlenmeme şartının ahlaka aykın olup olmadığı ise ayn bir hukuki so
rundur 95 . Eren'e göre, mirabırakanın objektif olarak uygun görülebilecek
saiklerle hareket edip etmediği araştınlacaktır. Örneğin mirasbırakanm kı
zı lehine yaptığı ölüme bağlı tasarrufu, bulaşıcı hastalığı olan erkek arka
daşı ile evlenmemesi koşuluna bağlaması durumunda mirasbırakanm caiz
görülebilir bir amaçla hareket ettiği kabul edilecektir. Buna karşılık miras-
bırakan kıskançlık, kin gibi hoş karşılanmayacak saiklerle hareket etmişse
evlenmeme şartı geçerli kabul edilmemelidir. "Yine mesela Hatemi'ys gö
re, "evlenmeme yemini" etmiş bir rahib'e yapılan tasarrufta evlenmeme
şartı ahlaka aykın veya anlamsız sayılmayabilir96. Bunun dışında yazar sağ
kalan eş için konulan evlenmeme şartının somut olayın özelliklerine göre
"geçerli" veya "iz'aç edici" sayılabileceğini, fakat ahlaka aykın sayılama
yacağı görüşündedir. Bu konuda ise Aile Mahkemesi hakimine "takdiri
butlan" yetkisi verilmelidir. Bir görüşe göre de, evlenmeme şartı kişinin
karar özgürlüğünü etkileyeceğinden dolayı MK. m. 23/f.2 anlamında kişi-
veya hukuka aykırı bir şarta bağlı yapılması halini içeren açık bir hüküm ihtiva etme
mektedir. Bu yöndeki çözümlere, B G B §§ 2074, 2075 hükümlerinin yorumlanması
ile ulaşılmaya çalışılmaktadır. Lutz M I C H A L S K I ; B G B - E r b r e c h t , 3.Aufl.,
CF.MüIler, Berlin, 2006, Rn. 4 3 8 vd. Avusturya Hukukunda da imkânsız ya da hu
kuka veya ahlaka aykın geciktirici şartlar kural olarak bütün tasarrufun geçersiz ol
masını sağlarken, bozucu şartlar böyle bir etki yapmaz (ABGB § 698). Hukuka veya
ahlaka a y k ı n geciktirici şartın kendisinin İfası da hukuka ya da ahlaka a y k m ise, ölü
me b a ğ h tasasrrufun tamamı geçersiz olur. Böyle bir şartın ifası hukuka ya da ahla
ka a y k ı n olmadığı halde, bizzat " ö l ü m e bağlı tasarrufa k o n u l m a s ı " (nur das Setzen
der Bedingung unerlaubt) hukuka veya ahlaka a y k ı n ise, yalnızca şart geçersiz olur.
Doktrinde verilen örneklere göre, mirasçıyı gülünç duruma düşürecek ruhsal veya fi
ziksel bir acı çekmesini sağlayacak nitelikteki şartlar, mirasbırakanm kural olarak
kendi iç husumetini yansıtan duyguların açığa çıkması olarak yorumlanmakla bera
ber, onun tasarrufu hiç yapmayacak olduğunu göstermez. E C C H E R ; E r b r e c h t ,
Rn. 4/84.
95
Avusturya Hukukunda evlenmeme şartı içeren ölüme bağlı tasarrufa uygulanacak
y a p t ı n m açıkça düzenlenmeye bağlanmıştır. A B G B § 700 A b s . l ' e göre, tasarrufa er
gin olduktan sonra evlenmeme şartı konulmuşsa, bu şart olmaksızın tasarruf geçerli
sayılır. Abs. 2'de göre ise (kocası ölen-verwitwet) dul kişinin (en az bir çocuğu olmak
Şartıyla) bu şartı yerine getirmesi gerektiği belirtilirken, Abs. 3'de belirli bir kişi ile
evlenmeme şartının geçerli bir şart olarak değerlendirilebileceği düzenlenmiştir.
96
H A T E M İ ; M i r a s H u k u k u , s . 75-76.
367
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
97
K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; M i r a s Hukuku, s. 276-277. Yazar evlenme ya da ev
lenmeme özgürlüğüne sınırlama getirmeyen koşulların geçerli olacağını savunmak
tadır. Örneğin, mirasbırakanm "A, evlendiği taktirde ona 100 milyar verilsin" şeklin
de koyduğu koşul geçerlidir.
98
Y H G K . T. 16.2.1983, E. 2-268, K. 136 Bkz: İsmail Ö Z M E N ; M i r a s H u k u k u Dava
l a r ı , Kartal Yayınevi, Ankara, 2006, s. 5 6 5 .
99
ANTALYA; a.g.e-, s. 204. Î M R E / E R M A N ; a.g.e-, s.130. D U R A U Ö Z ; a.g.e., s. 157 ve
dn. 413'de belirtilen yazarlar. WEFMAR; A r t 482 Z G B , Rn. 117. Yazarlar, bozucu
şartın imkânsız olması halinde, mirasbırakanm şartın imkânsız olduğunu bilseydi ta
sarrufu yapıp yapmayacağma ilişkin farazi iradesini dikkate almaksızın şartın hüküm
süz olacağını ifade etmişlerdir. Ancak kanaatimizce böyle bir durumda da TBK. m.
27/f.2 c.2*nin kıyasen uygulanmasını engelleyecek haklı bir neden bulunmamaktadır.
100
G A U C H / S C H L U E P ; O R AT, R n . 3989. Y I L D I R I M ; a.g.e., s . 34. S I R M E N ; a.g.e.,
s. 83-84. İ M R E / E R M A N ; a.g.e., s. 130.
101
Yükleme ile mirasbırakanm, kanunî veya atanmış mirasçısına yahut vasiyet alacak
lısına, yararlanana bir alacak hakkı kazandırmaksızın bir şey y a p m a veya y a p m a m a
borcunu yükler. Y I L D I R I M ; a.g.e., s. 97. İ M R E / E R M A N ; a.g.e., s. 133; DURAL/
Ö Z ; a.g.e., s. 157. Örneğin, cenaze töreninin nasıl yapılacağına veya terekedeki mal-
368
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
bağlı tasarufa bağlı olarak da yapılabilir 102 . Hukuka veya ahlaka aykın
yükleme, maddi anlamdaki bir ölüme bağlı bir tasarrufa bağlı ise 1 0 3 , MK.
m. 515/f.2 gereğince bunun yer aldığı Ölüme bağlı tasarrufun tamamının
iptali istenebileceği gibi sadece yüklemenin iptali de istenebilmelidir104.
Burada da TBK. m. 27/f.2 kuralı kıyasen uygulanarak hukuka veya ahla
ka aykın bağlı yükleme bakımından iki farklı çözüm benimsenmektedir.
Bunlardan ilkine göre, hukuka veya ahlaka aykırı yüklemenin yapılan iş*
lemin olmazsa olmaz -conditio sine qua non- unsuru olduğu karinesinin
varlığı kabul edilmeli; yalnız yüklemenin geçersiz kalıp tasarrufun geri
kalammn geçerliliğini devam ettirmesi için bu karinenin çürütülmesi aran
malıdır 105 . Bir diğer görüş ise, yüklemenin yapısının şarttan farklı olduğu
nu ve hukuka veya ahlaka aykın yükleme olmaksızın tasarrufun geçerli
olacağını ileri sürmekle beraber, bu halde ilgililerin mirasbırakanm yük
lemenin geçerli olduğu yönünde hataya düştüğünü ileri sürerek tasarrufun
tamamım iptal edilmesini isteyebileceklerini savunmaktadırlar. Buna gö
re, hukuka veya ahlaka aykın yükleme olmaksızın tasarrufu yapanın böy
le bir tasarrufu yapmayacağım ileri sürenler, ölüme bağlı tasarrufun tama
men iptal edilmesini sağlayabilirler106. ZGB Art. 482 Abs. 2 hükmü, sa
dece yüklemenin geçersiz olmasına ilişkin aksi ispat edilebilir bir karine
(widerlegbare Vermutung) ortaya koymaktadır 107 . Oysa böyle bir karine
yi şartlar bakımından kabul etmek oldukça zordur. Buna karşılık kişilik
haklanna aykın şekilde (MK. m. 23/f.2) yer verilen uzun süreli yükleme-
369
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
Alman Hukukunda, ise şartın geciktirici veya bozucu şarta bağlı ola
rak yapılabileceği düzenlenmiş olmakla birlikte (BGB §§ 2074, 2075), hu
kuka veya ahlaka aykın yapıldıklannda uygulanacak yaptınmm ne olaca
ğı düzenlenmemiştir. Hukuka veya ahlaka aykın yükleme (BGB §§ 2192,
2171) içeren ölüme bağlı tasarrufun, mirasbırakanm söz konusu yükleme
olmaksızın tasarrufu yapmayacağı kabul edilmedikçe geçerli olacağını
öngören BGB § 2195 hükmü, BGB § 2085 hükmü ile de parallelik arz et
mektedir1 1 1 . Yani burada da kısmi hükümsüzlük ana kural, tam hükümsüz
lük istisnadır. İmkânsız yüklemeler bakımından ise, ölüme bağlı tasarru
fun geçerliliği lehine yorum yapılmasını öngören BGB § 2084 hükmü
uyannca sonuca vanlacağı kabul edilmektedir 112 .
E08
HONSELL/VOGT/GEISER; Art. 4 8 2 Z G B , R n . 32.
109
Yüklemenin sonradan imkânsız hale gelmesi, onun eklendiği maddi anlamdaki ölü
me bağlı tasarrufun geçerliliğini etkilemez. Ancak mirasbırakanm, sonraki imkânsız
lığın tasarrufun tamamını etkileyeceği gibi yanlış bir değerlendirmede bulunarak söz
konusu tasarrufu yapmış olacağı kanıtlanabiliyor ise, tasarruf hata sebebiyle iptal
edilebilir. W E I M A R ; Art. 482 ZGB, R n . 116.
110
W E I M A R ; Art. 4 8 2 ZGB, Rn. 115; İ M R E / E R M A N ; a.g.e., s. 138. ANTALYA;
a.g.e., s. 204. O Ğ U Z M A N ; a.g.e., s. 148. Y I L D I R I M ; a.g.e., s. 118. Aynı yönde bkz:
Y. H G K . T. 26.11.1982, E. 1982/2-540, K. 1982/922 (YKD. IX, S: 5, 1983, s. 656
vd.). Avusturya H u k u k u n d a A B B G § 698 yalnızca imkânsız ya da hukuka veya ah
laka aykın yüklemeler geçersiz olup, ölüme bağlı tasarruf geçerli bırakılmaktadır.
E C C H E R ; Erbrecht, R n . 4/95.
111
JAUERNIG; § 2195 B G B , Rn. 1.
112
J A U E R N I G ; § 2195 B G B , R n . l ; B Ö H M E ; a.g.e., s. 37.
370
KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASİ ve SONUÇLARI
113
Maddenin lafzında yükleme ibaresi kullanılmamakla beraber, doktrinde hükmün
yüklemeleri de kapsadığı kabul edilmektedir. ABT; a.g.e., s. 107; H A S E N B Ö H L E R ;
a.g.m., s. 1, Rn. 1.
114
M K . m. 557/f,3 anlamında ahlaka aykırılıktan söz edebilmek için, sağlararası huku
ki işlemlerden farklı olarak, ölüme bağlı tasarrufla güdülen saikin ahlaka olması ye
terli değildir; aynı zamanda ölüme bağlı tasarrufun konusunun da ahlaka a y k ı n ol
ması gerekir. DURAL/ÖZ; a.g.e., s. 2 2 3 . Karş: PULAŞLI; a.g.e., s. 137. T U R A N ;
a.g.e-, s. 80; Zahit Î M R E ; " Ö l ü m e B a ğ h Tasarrufların Ahlaka Aykırılık Sebebiy
le İptali Konusunda İsviçre M a h k e m e İçtihatlarında Görülen Gelişme ve Tema
yüller", Mukayeseli H u k u k Araştırmalan Dergisi, Y:l, S:l, 1967, s. 142. isviçre Fe
deral Mahkemesi ikinci bir şart olarak, lehine tasarruf yapılan kimsenin, düzenleme
nin yapıldığı zamanda, zamandan önce ya da sonra bu kazandırmayı ve onun esash
şartlannı bilmesi şartım aramaktadır. Bu anlamda isviçre Hukukunda esas İtibariyle
metres lehine yapılan tasarruflar konu itibariyle ahlaka aykın sayılmazken, mirasbı-
rakanımn somut olayda tasarrufu yapmakta güttüğü amaç araşünlmaktadır. Bkz:
B G E 85 II 3 7 8 ; 93 II 165. A y n c a bkz: H A T E M l ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık,
s. 203 vd.
115
HATEMl; Miras Hukuku, s. 74; ANTALYA; a.g.e., s. 266; 272; DURAL/ÖZ; a.g.e.,
s. 223; K O C A Y U S U F P A Ş A O Ğ L U ; Miras Hukuku, s. 337; HONSELL/VOGT/
371
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
D U R A L / Ö Z ; a.g.e., s. 2 2 3 .
372
KlSMt HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
118
S E R O Z A N / E N G İ N ; a.g.e., s. 2 3 1 .
119 T U R A N ; a.g.e., s. 74 vd., ABT; a.g.e., s. 115 vd. Dikkat edilmelidir ki, mirasbıraka
nm yapüğı tasarrufla sakh pay kuraUannı ihlal etmesi halinde (örneğin bütün mal
varlığını boşandığı eşine bırakması ya da yakın arkadaşını saklı paylı mirasçı ola
rak ataması vb.) tasarrufa uygulanacak yaptırım iptal edilebilirlik değil, tenkistir. SE
R O Z A N / E N G İ N ; a.g.e., s. 2 1 8 .
120
D U R A L / Ö Z ; a.g.e., s.154; Karş: HONSELL/VOGT/GEISER; A r t 519/520 Z G B ,
Rn. 4, 29.
121
Y I L D I R I M ; a.g.e., s. 118; D U R A L / Ö Z ; a.g.e., s. 182; A B T ; a.g.e., s. 128;
VVEIMAR; A r t . 4 8 2 Z G B , R n . 76 vd.
122
R I E M E R ; " M a s s g e b l i c h k e i t d e s h y p o t h e t i s c h e n Willens", s . 4 0 .
123
Y. 2. H D . , T. 18/04/1977, E. 1977/2708, K. 1977/3258 (Corpus).
373
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
C- Aile Hukukunda
1- Genel Olarak
TBK. m. 27/f.2'de düzenlenen kısmi hükümsüzlük, Aile Hukuku ala
nında ancak niteliğine uygun düştüğü ölçüde kıyasen uygulanabilir. Aile
Hukuku alanında kısmi hükümsüzlüğün uygulanması, mal rejimi sözleş
meleri (evlilik sözleşmesi) ile boşanmanın fer'i sonuçlarına ilişkin anlaş-
124
H A T E M l ; M i r a s H u k u k u , s. 74; ANTALYA; a.g.e., s. 2 7 2 .
374
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARİ
125
BAŞPINAR; a.g.e., s. 37.
136
Turan E S E N E R ; "Boşanmanın Fer'i Neticelerine Dair Mukaveleler", A Ü H F D ,
C.VIÜ, S.3-4, Ankara, 1951, s. 619-620, s. 610; Nevzat Ö Z D E M Î R ; Türk-lsviçre
Hukukunda Anlaşmalı Boşanma, Beta, İstanbul, 2003, s.158 vd.; Ebru CEYLAN;
Türk ve İsviçre H u k u k u n d a B o ş a n m a n ı n Hukuki Sonuçları, Galatasaray Üniver
sitesi Yayınları, istanbul, 2006, s.127,131. Hatemi'ys göre, resmi nikahtan sonra ya
pılan mehir anlaşması da boşanmanın tali sonuçlarım belirleyen bir anlaşma olarak
nitelenebilir ve tahvil yoluyla ayakta tutulabilir. Bu halde de sözleşme hakimin tas
dikine "condicio juris" olarak kanuni şarta bağlıdır. HATEMl; Hukuka ve Ahlaka
Aykırılık, s. 284, 285, dn.36. Boşanmanın asli sonuçlan ise, evliliğin ortadan kalk
ması, boşanan kadın hakkında bekleme süresinin başlaması, mirasçılık sıfaünın kay
bedilmesi, evlenmeyle durmuş olan zamanaşımının tekrar işlemeye başlaması vs.
olarak sıralanabilir. B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 38.
127
Boşanmanın fer'i sonuçlanna ilişkin sözleşme borç sözleşmesi niteliğinde olmayıp,
hukuki niteliği itibariyle bir aile hukuku sözleşmesidir. BAŞPINAR; a.g.e., s. 37.
375
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
128
A n n e S A N D E R S ; "Ein bisschen sittemvidrig? Rechtsfolgen der Sİttenwidrigkeit
v o n Ehevertrügen", Forum Familienrecht, 5/2004, s.249. VVilfried S C H L Ü T E R ;
B G B Familien-recht, 13. Aufl., C.F. Müller, Heidelberg, 2009, s. 7 2 . Ludwig
B E R G S C H N E 1 D E R ; Ricterüche InhaltskontroUe von Ehevertrâge u n d Sche-
idungsvereinbarungen, C.H.Beck Verlag, München, 2008, s. 36.
129
B G H F a m R Z 2004, 6 0 1 . B E R G S C H N E I D E R ; a.g.e., s. 14 vd.
130
B E R G S C H N E I D E R ; a.g.e., s. 36; Julius von S T A U D I N G E R ; Kommentar zum
Bürgerlichen Gesetzbuch mit Einführungsgesetz und Nebengesetzen 4.Buch,
Familienrecht §§ 1363-1563, Vvalter de Gruyter, Berlin, 2007, § 1408 B G B , R n . 39;
J A U E R N I G ; § 1408 B G B , Rn. 15.
131
BGH FamRZ 2006,1097.
376
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGÜLANMASI ve SONUÇLARI
132
B G H F a m R Z 2005, 1444. B G H F a m R Z 2006, 1097. B E R G S C H N E I D E R ; a.g.e.,
s. 62, 96; J A U E R N I G ; § 1408 B G B , R n . 15; STAUDINGER; § 1408 B G B , Rn. 82.
Doktrinde boşanmanın fer'i s o n u ç l a n n a ilişkin sözleşmelerde "kurtarıcı kayıtların
(salvatorische Klauseln)" yerine, "ikame kayıtlara (Ersetzungsklauseln)" yer veril
mesi, sözleşmeyi ayakta tutmak için daha uygun bir çözüm olarak önerilmektedir.
Söz konusu ikame kayıtlar ile, bir kısmın geçersiz olması halinde o kısmın yerine ka
nun hükmü veya hakimin sözleşmenin anlam ve amacına uygun bir kayıt ile değişti
rilmesini sağlamaya yönelik olacaktır. STAUDINGER; § 139 B G B , R n . 22. Sözleş
menin geçersiz kısmının taraflardan birinin ağır derecede zaranna sebep olacak ma
hiyette olmaması halinde kurtancı kayıt, sözleşmeyi ayakta tutmaya yetebilir. Örne
ğin, erkeğin denkleştirmeye tabi geliri olmadığı için, kadının edinilen bütün malla
rını erkeğe bırakması karşılığında erkeğin, kadının emeklilik İkramiyesindeki denk
leştirme payından ve nafaka h a k l a n n d a n vazgeçtikleri bir sözleşmede, bütün mallar
üzerindeki mülkiyet hakkından vazgeçilmesi boşanmadan sonra kadın açısından de
zavantajlı bir durum ortaya çıkarabileceği için, ahlaka aykırı sayılabilecek iken, her
iki taraf için de ağır zarar oluşmasına sebep olabilecek bir hüküm olarak kabul edil
meyerek, hakimin daha uygun bir önerisinin geçersiz kısmın yerini alabileceği yö
nündeki bir ikame kayıt (Ersatzklausel) sözleşmeyi ayakta tutmaya yeterlidir.
B E R G S C H N E I D E R ; a.g.e., s. 97-98. Kurtancı kayıtlar boşanma sözleşmeleri bakı
mından anlam ve önemini nerdeyse kaybetmiş durumdadır. E m s t S A R R E S ; "Salva
torische Klausel: Sicherheit für Ehevertrâge und Scheidungsvereinbarungen?'*,
Forum Familienrecht, 2004/5, s. 2 5 1 .
m
B G E 104 H 2 4 1 ; 108 ü 4 0 5 . H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 20.
134
BGE 93 II156.
377
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
meyi taahhüt eden kocanın bu taahhüdünün velayet ile ilgili kısmın geçer
liliğine bağlı olup olmadığının da araştırılması gerektiğine yer verilmiştir.
135
E S E N E R ; a.g.m., s. 610. Ö Z D E M l R ; a.g.e., s. 158 vd. C E Y L A N ; a.g.e., s. 127,131.
136
Kanuni şart olduğu görüşünde S l R M E N ; a.g.e., s. 84. Tamamlayıcı unsur olduğu
görüşünde O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 132-133. Kurucu unsur olduğu görüşünde Ö Z
D E M l R ; a.g.e.,s. 154.
137
Zira anlaşmaya dayanan boşanmada hazırlanan sözleşmeden taraflann hakimin ona
yına kadar herhangi bir gerekçe ileri sürmeksizin geri dönebileceği ve sözleşmenin
bu ana kadar taraflar açısından bağlayıcılığının olmadığı İsviçre-Türk Hukukunda
neredeyse ittifakla kabul edilmektedir. Ö Z D E M İ R ; a.g.e., s. 156. Ancak M K . m.
184/f.5 u y a n n c a hazırlanmış bir sözleşmenin taraflan hakimin onayına kadar sözleş
me ile b a ğ h o l m a l a n n ı n yanında, herhangi bir gerekçe göstermeksizin sözleşmeden
dönemeyeceği kabul edilmektedir. Ö Z D E M l R ; a.g.e., s. 154.
378
KıSMt HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONUÇLARI
d. Görüşlerin Değerlendirilmesi
Kanaatimizce gerek anlaşmalı gerekse çekişmeli boşanmalar bakı
mından kısmi hükümsüzlüğün işin niteliğine uygun düştüğü ölçüde kıya
sen uygulanmasına verilecek cevap olumlu olmalıdır. Özellikle borç söz
leşmelerinde dahi iradelerine aykın bir değişikliği kabul etmeyecekleri
anlaşılan sözleşenlerin zorla sözleşmeyle bağlı kalmaları kabul edilme
mekte iken (TBK. m. 27/f.2 c.2); aile hukukuna özgü boşanmalar bakı-
138
Ö Z D E M l R ; a.g.e., s. 179.
139
Ö Z D E M l R ; a.g.e., s. 158. Y. 2. H D . T. 02.11.1989 E. 1989/6979, K. 1989/8890
(YKD. 1990, 2, 193-194).
140
Ö Z D E M l R ; a.g.e., s. 175, 179. C E Y L A N ; a.g.e., s.126 vd.
141
E S E N E R ; a.g.m., s. 619-620. C E Y L A N ; a.g.e., s.135. Ö Z D E M l R ; a.g.e., s. 155.
142
BAŞPINAR; a.g.e., s. 42-43.
379
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
143
E S E N E R ; a.g.e., s. 615.
144
Ö Z D E M t R ; a.g.e., s. 172.
145
Ö Z D E M İ R ; a.g.e., s. 184.
380
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGÜLANMASI ve SONUÇLARI
Etiform, Eti adına kayıtlı olup, bisküvi, çikolata, kek, kraker gibi ürünlerde kullanıl
maktadır. Doğadanform markası, 1998 tarihinde tescil edilmiş bir markadır. Eti, " d o
ğadanform" markasının tescil edildiği biçimden farklı kullanıldığı, a y n c a tescil edil
diği tüm sınıflarda kullanılmaması nedeniyle dava açmıştır. Doğadan firması da,
form ibaresinin herkesin kullanımına açık bir ifade olduğunu (cins), üstelik E t i ' n i n
kullanımı nedeni ile artık cinse dönüştüğünü, bu nedenle hükümsüz kılınması gerek
tiği konusunda bir karşı dava açmıştır. Marka tescil edildiği biçimde, asıl unsurları
değiştirilmeden kullanılmak zorundadır. Yoksa tescil edilen ibarenin esas unsurları
nın değiştirilerek kullanımı, tescil biçiminden farklı, yeni bir marka haline gelebilir.
Bu davada doğadan firması birleşik doğadanform şekli ile tescil ettirdiği markasında
form ibaresini ö n e çıkararak, müstakil bir marka şeklinde kullandığı iddia edilmiştir.
M a h k e m e c e yapılan yargılamada, Doğadanform şekli ile birleşik tescile rağmen D o
ğadan İbaresinin üst satırda, form ibaresinin a y n ve öne çıkarılarak kullanımını, mar
kanın farklı kullanım olarak kabul etmemiş, ancak bu markanın sadece çay emtiasın-
381
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMÎ HÜKÜMSÜZLÜK
382
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN ÖZEL HUKUKTA UYGULANMASI ve SONÜÇLAKI
150
S U L U K ; a.g.m-, s. 44.
151
A K S O Y - D U R S U N ; a.g.e., s. 7 3 ; A K Y O L ; D ü r ü s t l ü k K u r a l ı , s. 36; K A P L A N ;
a.g.e., s. 90.
152
A K S O Y D U R S U N ; a.g.e., s. 85 vd.
153
A K S O Y D U R S U N ; a.g.e., s. 177.
154
K R A M E R ; A r t . 19/20, Rn. 355. A B E G G ; a.g.e., s. 203 vd. Aynca bkz: KOCAYU
S U F P A Ş A O Ğ L U ; a.g.m, s. 27. Honsell de bu konuda emredici ve tamamlayıcı ku
rallar arasında a y n m yapmaktadır. Bkz: H O N S E L L ; A r t . 20 O R , Rn. 17-18.
383
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
155
H U G U E N I N ; Art. 19/20 O R , R n . 62. Ulrich E H R I C K E ; "Zur Bedeutung der Pri-
vatautonomie bei der E r g a n z e n d e n Vertragsauslegung", RabelsZ 60, 1996,
s. 677. P I L Z ; a.g.e., s. 29; K A P L A N ; a.g.e., s. 9 1 ; J Â G G I / G A U C H ; Art. 18 O R ;
R n . 4 8 8 . S C H W E N Z E R ; OR AT, R n . 32.42.
156
M a h k e m e n i n özellikle indirim yaptırımını uyguladığı veya normun k a m u düzenine
ilişkin olduğu veya koruma amacının olduğu durumlarda OR Art. 20 Abs. 2'nin uy
gulanmasını bertaraf ettiği görülmektedir. B G E 75 II 370; 80 II 327; 81 U 6 1 3 ; 96 II
132; 114 I I 1 6 3 ; 125 UI 3 5 8 ; 359.
384
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN SONUÇLARI
157
G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 709. Yazarlar bu durumu mahkeme kararma konu
olan bir olay ile açıklamaktadırlar. Örneğin taraflar tamamlayıcı hükümlerde yer alan
fesih süresine a y k ı n bir süreyi ahlaka a y k ı n bir şekilde belirlemiş olsunlar. Fesih sü
resine ilişkin kaydın hükümsüzlüğünden sonra taraflann tam hükümsüzlük yönünde
ki farazi iradeleri dikkate alınmaksızın tamamlayıcı hükümlerdeki fesih süresi söz
leşmeye ikame edilecektir. Bu yöndeki bir mahkeme karan içİnbkz: B G E 10711218;
B G H Z 90, s. 7 5 . G A U C H ; TeİmichÜgkeit, s. 9 5 . Z U F F E R E Y - W E R R O ; a.g.e.,
s. 346. H Ü R L I M A N N ; a.g.e., s. 83- 89, Canaris bu çözümü özellikle üst sınır koyan
tamamlayıcı hükümler bakımından faydalı bulmaktadır. C A N A R I S ; a.g.m, s. 518,
540, 544.
158
Aynı yönde bkz: E R E N ; a.g.e., s. 306. BAŞPINAR; a.g.e., s. 156; 161; ATAMER;
Sözleşme B o ş l u k l a r ı , s. 176; ATAMER; a.g.e., s. 228; KELLER/SCHÖBI; a.g.e.,
s. 136.
159
ATAMER; S ö z l e ş m e B o ş l u k l a r ı , s. 178, dn. 3 0 - 3 l ' d e belirtilen yazarlar.
160 H A T E M l ; H u k u k a ve A h l a k a Aykırılık, s. 231 ve d n . l 2 8 ' d e anılan yazarlar. Farazi
İrade kavramının İsviçre doktrininde de tek başına yeterli bir ölçü olarak alınamaya
cağı; sözleşmenin yapısı ve hatta teamüllerin de dikkate alınarak, taraflann dürüst ve
makul kişiler olarak nasıl bir düzenleme getirirlerdi sorusunun cevabının araştınlaca-
ğını kabul eden yazarlar vardır. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 1257; 1260. D a h a
geniş bilgi için bkz: A K S O Y D U R S U N ; a.g.e., s. 156 vd.
385
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
161
A B E G G ; a.g.e., s. 202 vd.
162
R O U I L L E R ; a.g.e-, s. 38.
163
K R A M E R ; A r t . 19/20, Rn. 2 7 7 .
164
Bu konudaki açıklamalarımız için bkz: yuk. s. 154 vd.
386
KıSMÎ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN SONUÇLARI
165
Von T U H R / P E T E R ; a.g.e., s.193, dn.87. B U C H E R ; AT; a.g.e., s. 249-250; 281.
B E C K E R ; A r t . 20 O R , Rn.14; M E R Z ; a.g.e-, s. 79; J O E I N I G ; a.g.e., s. 85 vd.;
SCHVVENZER; R n . 32,46; O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 7 8 ; TOPUZ/CANPOLAT;
a.g.m., s. 6 8 3 ; B A Ş P I N A R ; a.g.e., s. 177-179; ALTUNKAYA; a.g.e.,
s. 156;234;242-244; R E İ S O Ğ L U ; a.g.e., s. 141; E R G Ü N E ; a.g.e-, s. 233-234. Aynı
yönde çeşitli Yargıtay kararlan için bkz: Y. 11. H D . T. 20.2.1990, E. 1988/9411,
K.1990/1087 ( Y K D . S.8, 1990, s.1177). Y. 13. H D . T. 29.5.1984, E. 1985/2594,
K. 1984/4113 (Corpus). Sözleşmenin imkânsızlığı nedeniyle yukanda benzer yönde
ki tazmin sorumluluğu Avusturya Medeni Kanununda § 878/c.3'de açıkça öngörül
müştür. Geniş bilgi için bkz: DITTRICH/TADES; § 8 7 3 A B G B , E . l 0 vd.
160
TOPUZ/CANPOLAT; a.g.m., s. 706.
167
Söz konusu m a d d e h ü k m ü , alacaklıya bir seçim hakkı tanımaktadır. Alacaklı olumlu
zarann tazmin edilmesi yerine, borçlunun davranışlan neticesinde boşa çıkan mas-
raflannı B G B § 284 u y a n n c a tazmin edilmesini de İsteme hakkına sahiptir. E R G Ü
N E ; a.g.e., s.237, dn.314.
387
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
m
E R G Ü N E ; a.g.e., s. 237-238; Aynca bkz: S E R O Z A N ; İfa Engelleri, § 14, Rn. 3 , 1 7 ;
ALTUNKAYA; a.g.e., s. 244, dn. 39 ve özellikle s.166 vd. Ergüne, sözleşme görüş
meleri sırasında zarar gören tarafın, gerek Borçlar K a n u n u n d a açıkça düzenlenen
(BK. m. 31/f.2, 36/f.2) gerek düzenlenmeyen fakat culpa in Contrahendo sorumlulu
ğunun u y g u l a m a alanı bulacağı kabul edilen diğer hallerde de (başlangıçtaki imkân
sızlık, tek taraflı gizli uyuşmazlıkta, sözleşme görüşmelerinin yarıda kesilmesinde,
karşı tarafı yanılmaya düşürmede, ayırt etme gücünden kendi kusuruyla geçici yok
sunlukta, nitelikli muvazaada, gabinde) hakkaniyetin gerektirmesi durumunda olum
lu zarara ulaşan bir tazminat talep edilmesinin m ü m k ü n olması gerektiğini savun
maktadır. M e h m e t Serkan E R G Ü N E ; "Culpa in Contrahendo Sorumluluğunda
Olumlu Zararın Tazmini", Prof. Dr. R o n a Serozan İçin Armağan, Oniki Levha, İs
tanbul, 2010, s. 919-920. Yazar, benzer bir imkanın kişilik h a k l a n n a ve kamu düze
nine aykınlık sebebiyle sözleşmenin geçersiz olduğu hallerde tanınmaması gerekti
ğini zira aksi taktirde kanun koyucunun kesin hükümsüzlük y a p t ı n m ı ile korumak is
tediği menfaatin dolaylı olarak aşılmış olacağını savunmaktadır. E R G Ü N E ; a.g.m.,
• s. 9 2 1 . Yazara göre bu görüş kabul edildiği vakit, olumlu ve olumsuz zarar birlikte ta
lep edilmeyip, ya olumsuz ya da olumlu zarann kapsamına giren malvarlığı kayıpla-
n n ı n tazmin edilmesi m ü m k ü n olacaktır. E R G Ü N E ; a.g.m., s. 9 2 3 .
169
Bkz: S E R O Z A N ; İfa Engelleri, § 14, Rn. 16, s. 134; K R A M E R ; Art. 19/20 OR, R n .
257; 4 0 4 ; ALTUNKAYA; a.g.e., s. 244-245; 252-255; A y n c a b k z : E R G Ü N E ; a.g.e.,
s. 238-239. (naklen)
170
HATEMt, Borçlar-Fasiküller, s. 195. Yazar, alacaklının bildiği veya bilmesinin ge
rekli olduğu hallerde başlangıçtaki sübjektif imkânsızlığın da y a p t ı n m ı m n kesin hü
kümsüzlük olması gerektiğini savunmaktadır.
388
KlSMl HÜKÜMSÜZLÜĞÜN SONUÇLARİ
171
B G E 80 II 327, 335; B G E 81 II 613, 622; B G E 107 II 417, 4 2 3 ; B G E 109 II 239,
244. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT, R n . 7 0 1 , B E C K M A N N ; a.g.e., s. 107.
172
B G E 3 6 I I 1 9 3 ; 4 0 I I 272.
173
Yargıtay'ın bir k a r a n n d a belirtildiği gibi "sözleşme bir anda kurulup meydana gelen
bir hukuki işlem değildir. Sözleşme kurulmadan önce taraflar, sözleşmenin içeriği,
şartları, bir sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükler ile İlgili olarak görüşmeler ya
parlar. Bu görüşmeler sırasında tarafların dürüstlük kuralına uygun davranmaları
lazım". Y. 13. H D . T. 13.11.1995, E. 1995/9375, K. 1995/9860 (YKD. 1996, S.4,
s. 569-571). B e n z e r yönde bkz: Y. 19 H D . T. 01.12.2005, E. 2005/2865, K.
2005/11959 ( Y K D . C. 32, 2006, S. 5, s.787).. Y. 13. H D . T. 24.6.2002, E. 2002/5380,
K. 2002/7636 ( Y K D . C: 29, S. 3, 2003, s. 397-399. G A U C H / S C H L U E P ; OR AT,
R n . 718, 9 5 0 ; E N G E L ; a.g.e-, s. 207. H O N S E L L ; A r t . 20 OR, Rn.23. S C H W E N -
Z E R ; R n . 32.47. M E R Z ; a.g.e-, s. 79. HATEMİ; Sözleşme Dışı Sorumluluk, s. 3;
Ü m i t G E Z D E R ; Türk/İsviçre Hukukunda Culpa in Contrahendo Sorumluluğu,
Beta, İstanbul, 2009, s. 156.
389
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
174
E R G Ü N E ; a.g.e., s. 229.
175
J A U E R N I G ; § 134, Rn.17; § 138, Rn. 2 7 .
176
B A Ş P I N A R ; a.g.e., s.178-179; E R G Ü N E ; a.g.e-, s. 247.
390
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN SONUÇLARI
177
Geniş bilgi için bkz: E R G Ü N E ; a.g.e., s. 287 vd.
178
E R G Ü N E ; a.g.e., s. 317.
179
B A Ş P I N A R ; a,g.e., s. 177; ALTUNKAYA; a.g.e., s. 238; TOPUZ/CANPOLAT;
a.g.m., s. 6 8 3 . Sebepsiz zenginleşmenin genel şartlan hakkında detaylı bilgi İçin bkz:
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 725 vd. Turgut Ö Z ; Sebepsiz Z e n g i n l e ş m e , Kazancı, İs
tanbul, 1990, s. 22 vd.
391
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KıSMt HÜKÜMSÜZLÜK
180
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 751 vd.; Ö Z ; a.g.e., s. 83 vd.
181
H A T E M l ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 4 5 1 ; 5 4 3 vd.; Ö Z ; a.g.e., s. 112 vd.
182
ALTOP; a.g.m., s. 144. Doktrinde BK. m. 65 kuralının sınırlandırılmasına ve bu kap
s a m d a her iki tarafın da hukuka veya ahlaka aykın amaç taşıması halinde verenin ce-
zalandınlmasına karşın, alanın ödüllendirilmesinin her zaman doğru ve hakkaniyetli
olamayacağına ilişkin görüşler ve madde h ü k m ü n d e de lega feranda değişiklik ya
pılmasına ilişkin çözüm Önerileri getirilmiştir. Geniş bilgi için bkz: ATEŞ; a.g.e,,
s. 316 vd. Hatemi de h ü k m ü n şu şekilde değiştirilmesini önermektedir: "Hukuka ve
ya ahlaka aykırı eylemler, eylemi yapan lehine herhangi bir şekilde hak doğumuna
yol açmaz". H A T E M l ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 616. Bir görüşe göre de; bu
hallerde edimin hazineye veya bir hayır kurumuna geçmesi gerektiği Önerilmiştir.
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 7 6 5 ; T E K İ N A Y / A K M A N / B U R C U O Ğ L U / A L T O P ;
a.g.e., s. 739. ATEŞ; a.g.e., s. 318.
183
HATEMİ/GÖKYAYLA; a.g.e., s. 199. Alman H u k u k u n d a zira B G B § 817 h ü k m ü şu
şekildedir: "Bir edimin amacı, alan kimsenin edimi alması ile kanuni bir yasağa ve
ya ahlaka aykırı düşeceği açık bir biçimde belirtilmiş ise, alan kimse, bunu geri ver-
392
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN SONUÇLARI
mekle yükümlüdür. Edimi veren kimse yönünden de aynı şekilde bir aykırılık söz ko
nusu ise, geri alma istemine mahal yoktur, yeter ki edim bir borçlanmadan ibaret bu
lunmasın; böyle bir borçlanmanın ifası için verilen edim geri alınamaz". H A T E M l ;
H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 424. Edimi verenin amacı hukuka veya ahlaka ay
l a n olmasa bile, hukuka veya ahlaka aykın edim bir borçlanmadan ibaret ise, edimi
veren edimi geri alamayacaktır.
184
Hatırlanacağı üzere, bir sözleşmenin BK. m. 20 u y a n n c a kesin hükümsüz olması için
taraflarda hukuka veya ahlaka a y k ı n h k bilinci aranmamaktadır. Bkz.yuk: s. 24. Ay
n c a b k z : yuk. H A T E M l ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 32 vd.
185
H A T E M Î ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 5 8 5 vd., 5 9 1 , 589, dn. 2. Yazar bu
çözümü, B K . m. 65 h ü k m ü n ü n cezai karakteri ile bağdaştırma eğilimindedir. ATEŞ;
a.g.e., s. 334 vd.
186
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 766; H A T E M l ; H u k u k a ve Ahlaka Aykınlık, s. 5 7 5 .
187
Ö Z ; a.g.e., s. 114. Bu k o n u d a doktrinde; bir kimsenin tapuda dairesinde zaten hakkı
olan bir sonuca ulaşmak için rüşvet vermesi halinde, rüşvet anlaşmasının BK. m. 20
anlamında h ü k ü m s ü z olmasına rağmen, sebepsiz zenginleşmeye dayanan iade
talebine BK. m. 6 5 ' İ n engel teşkil etmemesi olayı örnek verilmektedir. Örnekler için
bkz: O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 766. ATEŞ; a.g.e., s. 323. Rüşvet anlaşmasının
k o n u s u n u n ahlaka a y k ı n olduğundan bahisle, ödenen rüşvet parasının OR Art. 66
u y a n n c a geri îstenemeyeceği yönünde bkz: B G E 95 II 38. " I n pari turpitudine
melior est c a u s a possidentis".
393
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
tedir 188 . Bir diğer görüşe göre de, TBK. m. 81'deki iade engeli TBK. m.
27/f.l anlamında hukuka veya ahlaka aykınlık sebebiyle kesin hükümsüz
olan sözleşmeler uyannca verilen şeyleri de kapsamaktadır189. Kanaatimiz
ce de, TBK. m. 81 hükmü, konusu ahlaka aykın olup kesin hükümsüz kılı
nan bütün sözleşmeler bakımından da uygulanmalıdır.
Çalışma konumuzun kapsamı gereği bu konuya detaylı şekilde yer
verememekle beraber, konumuzu ilgilendiren sorulara cevaplar bulmaya
çalışmak faydalı olacaktır. Kısmi hükümsüzlük durumunda BK. m. 62
(TBK. m. 78/f.l) ve m. 65 (TBK. m. 81) hükmünün işlevleri üzerinde dur
makta fayda vardır. Ateş'e göre, kısmi hükümsüzlüğün uygulandığı bir
meselede BK. m. 65 hükmü uygulanmaz 190 . Yazar bu görüşünün gerekçe
si olarak kısmi hükümsüzlüğün taraflara ait amaçlann genel ahlaka aykı-
n olduğu durumlarda değil de, edimlerin ve taahhütlerin ahlaka aykın ol
duğu durumlarda uygulanacağını ifade etmiştir. Yazara göre, BK. m. 65
kuralı taraflara ait amaçlarda ahlaka aykınlık olduğu durumlarda ortaya
çıkan bir iade engelidir. Taraflann sözleşmenin geneline ilişkin ahlaka ay
kırı amacına ilişkin uygulanan BK. m. 65 kuralı, sözleşmenin bölünen ve
geçersiz kalan kısmım kapsamına almayacaktır. Yazar makalesinin deva
mında değiştirilmiş kısmi hükümsüzlük çerçevesinde TTK. m. 1530/f.l
gereğince nicel edimlerde indirim yapılmasının ardından, indirim yapılan
kısmın iadesinde BK. m. 65 hükmündeki engel ile karşılaşıp karşılamaya
cağına ilişkin olarak farklı bir gerekçe ileri sürmektedir. Yazar göre, değiş-
Örneğin (A), peşin ö d e m e yaparak, kendisini şoför olarak tutuan (B)'nin asıl
amacının kendisini uyuşturucu kaçakçılığında kullanmak olduğunu anlayınca, işi
bırakmıştır. Burada h u k u k a veya ahlaka aykınlık ortak amaçta bulunmadığı için söz
leşme kesin h ü k ü m s ü z değildir. Borç ilişkisi (A)'nın haklı sebeple feshi İle ortadan
kalkmıştır. B u n a karşılık hukuka veya ahlaka aykın amacı olan (B), önceden ödediği
paranın iadesini talep ettiğinde, BK. m. 65 (TBK. m. 81) engeli ile karşılaşacaktır.
O Ğ U Z M A N / Ö Z ; a.g.e., s. 767.
394
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN SONUÇLARI
191
ATEŞ; a.g.m., s. 602.
192
HATEMÎ; H u k u k a v e A h l a k a A y k ı n h k , s . 574.
395
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
edimlerin iadesi istenemeyecektir. Bir görüşe göre, son iki yılda taraflar
arasında fiili bir borç ilişkisi meydana gelmiş olması nedeniyle verilen
edimlerin iadesi istenemeyecektir 193 . Bir görüşe göre de bu sonuca sürek
li borç ilişkilerinde geçersizliğin geriye yürümemesi ilkesinden hareketle
ulaşılabilir 194 .
Aşın bedelli sözleşmeler bakımından ise, sözleşmenin tamamen hü
kümsüz değil de, değiştirilmiş kısmi hükümsüzlük kuramına göre bu
kısmının uygun sınır ikame edilerek kısmen hükümsüz olması halinde ia
de talebinin önünde TBK. m. 78/f.l ve 81 hükümleri bulunmaktadır.
Bu halde, örneğin aşın bedele ilişkin kayıt tamamen geçersiz olacak ve
hakim taraflann farazi iradelerini de dikkate alarak sözleşme boşluğunu
doldurma faaliyetinde bulunarak, boşluğu uygun bir bedel ile dolduracak
tır. Bu durumda teorik olarak aslmda kaydın tamamı TBK. m. 27/f.2
gereği kısmi kesin hükümsüzlük yaptmmına uğramış durumda olup,
uygun bir sınır ile boşluk doldurulmuştur. Bu nedenle, "butlanın ileri sü
rülmesinden önce " ifa edilen kısımlann geçerli olduğu ve bu nedenle de
BK. m. 65 (TBK. m. 81)'in uygulama alanına sahip olmayacağı şeklinde
ki görüşekatılamıyoruz. Kaldı ki, taraflann ahlaka veya hukuka aykın
amaçlan, sözleşmedeki kayıtlardan biri/bir kısmı bakımından da gündeme
gelebilir.
396
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN SONUÇLARI
TTK. m. 1530 hükmü daha önce de ifade ettiğimiz üzere, düşey kıs
mi hükümsüzlüğün uygulanma şartlannı gösteren genel bir kuralın ifade
sidir. Söz konusu madde hükmü, her ne kadar Ticaret Kanunu hükümleri
arasında yer alsa da, adi işler bakımından da, kanunda üst sınırın bulun
duğu veya doğrudan indirimin öngörüldüğü hallerde uygulama alam bu
lacaktır.
1 9 6
H A T E M l ; Hukuka ve Ahlaka Aykırılık, s. 570.
397
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
İsviçre Federal Mahkemesi 1959 tarihli bir kararma konu olan olay
da, taraflar aşın kira bedeli belirlemiş olup, kiracı açtığı davada geriye dö
nük (2 yıllık) fazla ödediği kısmın iadesini talep etmiştir 198 . Mahkeme da
ha sonra kiracının borç olmayan şeyi bilmeyerek ödediği yönündeki sa
vunmasını uygun bulmayarak, açılan davanın reddine karar vermiştir. An
cak 1972 tarihli Federal Konsey Karan'ndan (BMM) soma, kira artış
oranlan ve depozito gibi bedele ilişkin belirgin sınırlar getirilmesinden
sonra, Mahkemenin 1984 tarihinde verdiği bir karannda, meselenin özü
ne yeteri kadar inmemesine rağmen, kiracının fazla ödediği kira bedelinin
OR Art.63 ve 66 hükümlerinde aranan şartlar aranmaksızın iade edilme
199
sine karar vermiştir . Mahkeme bu kararlannda OR Art. 2/Abs.2'nin
197
H A T E M l ; H u k u k a ve Ahlaka Aykırılık, s. 582.
198
B G E 85 IV 101. G I G E R ; a.g.e., s. 29.
199
B G E 110 II 4 9 7 . G I G E R ; a.g.e., s. 40. Kiracının kira artış dönemlerinde formüler
düzenleme zorunluluğuna karşılık kendisinin ileride şekle aykırlığı ileri sürerek faz
la ödediği kira bedelini iade talebi hakkın kötüye kullanılması yoluyla engellenebil-
mektedir: M a n u e l A R R O Y O ; "Absolut Nichtigkeit von nicht auf d e m amtlichen
Formular erfolgten M i e t z i n s e r h ö h u n g e n ; Vervnrkung des enstsprechenden
Rückforderungsrechts bei Rechtmissbrauch", ZBJV, B a n d 141, 2 0 0 5 , s. 623 vd.
398
KISMİ HÜKÜMSÜZLÜĞÜN SONUÇLARI
2 0 0
B G E 110 I I 4 9 7 ; 113 H 187.
201
Aynnülar için bkz: Silvia E G G E N S C H W I L E R SUPPAN; "Folgen von ungültigen
Staffel- u n d Indexmieten, insbesondere der gültigen Kombination einer Staffel-
und Indexmiete", Jusletter, 05.11.2007, s. 1-4.
2 0 2
B G E 124 III 59.
399
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 0 3
M a d d e hükmündeki "borçlanmadığı edimi (Nichtschuîd)" ibaresi, borçlunun borç
landığı edimin geçerliliği yönünde hataya düşmesi halini ifade etmektedir; yoksa
borçlandığı edimin *'causa"smı bilmemesi gibi bir şartı ifade etmemektedir. G I G E R ;
a.g.e., 135 vd.
2 0 4
Y. H G K , T. 15.9.1954, E. 3/102, K. 104, Y. H G K T. 30.12.1970, E. 967/4-77, K. 776.
Bu kararlar ve aksi yöndeki Ticaret Dairesi kararlan için bkz: HATEMl, Hukuka ve
A h l a k a Aykırılık, s. 5 7 0 , dn. 20.
2 0 5
Kararlardan örnekler için bkz: H A T E M İ ; H u k u k a ve Ahlaka Aykınlık, s. 570,
dn. 2 0 .
400
KISMI HÜKÜMSÜZLÜĞÜN SONUÇLARI
TTK. m. 1530 hükmü gereği indirim yaptınmı, kanunda üst sımnn ta
yin edildiği veya ihlal edilen normun anlam ve amacından bu sonucun or
taya çıktığı bütün durumlarda kıyasen uygulanacak ve bu hallerde TBK.
m. 27/f.2 c.2 dikkate alınmayarak, verilen edimler TBK. m. 78/f.l uyann
ca conditio indebitinm şartlan aranmaksızın (bilmeden veya yanılarak öde
me) iade edilebilecektir. Düşey kısmi hükümsüzlükte iade konusunda
TBK. m. 78/f.l hükmünün uygulanmaması, sözleşmenin zayıf tarafım ko
ruyan hükümler bakımından hem yasal bir zorunluluktur (TTK. m. 1530),
hem de isabetli bir yaklaşımdır. Genel itibariyle, bedele ilişkin hükümlere
baktığımızda (avukatlık, hekimlik gibi mesleklerdeki ücret tarifeleri, tüke
ticilerin taraf olduğu bazı satım sözleşmelerindeki tarifeler, kiraya ilişkin
mukayeseli hukuktaki düzenlemeler), kanunkoyucunun sözleşmenin eko
nomik veya sosyal konum itibariyle zayıf olan tarafım koruma amacı ile
öngördüğü hükümlerdir. Bu kuramın kabul görmemesi halinde ise hiç de
ğilse, cezai şart veya simsarlık ücretlerini ödeyen kimselerin, bu ödemeyi
yaparken ihtirazi kayıt ileri sürmeleri halinde indirim isteyebilecekleri ve
bu halde de fazla ödedikleri kısmı geri isteyebilecekleri kabul edilmelidir.
TBK. m. 81 bakımından ise, bir şekilde aşın bedel ile sözleşme iliş
kisine girmiş olan zayıf tarafın, olaylann birçoğunda ahlaka veya hukuka
aykın bir amaç ile aşın bedeli ödemiş olması ihtimali zayıftır. Bundan do
layı, TBK. m. 81 hükmünün kanunda açıkça istisna tutulmadığı sürece,
401
TÜRK ÖZEL HUKUKUNDA KISMI HÜKÜMSÜZLÜK
2 0 7
A B E G G ; a.g.e., s. 229; B G E 76 II 346 (1950), s. 350. AKYOL; D ü r ü s t l ü k K u r a l ı ,
s. 114. Aynca bkz: A T E Ş ; a.g.e., s. 3 3 5 ; Benzer çözüm başlık parasında iade
bakımından da benimsenmektedir: H A T E M l ; a.g.e., s. 315 vd.
2 0 8
R G Z 1 6 1 , 5 2 ; B G H N J W 1962, 1148; 1983, 1420 (1422 vd.).
2 0 9
R O T H ; a.g.m., s. 417-418. D A M M ; a.g.m., s. 9 1 3 .
2 1 0
B G H Z 4 4 , 1 5 8 , 1 6 2 = J Z 1966; B G H Z 6 8 , 2 0 4 , 2 0 7 = J Z 1977; B G H N J W 1 9 9 3 , 2 1 0 8 ;
B G H N J W 1 9 9 5 , 1 1 5 2 , 1153.
2 1 1
R o m a hukukunun etkisi ile düzenlenen bu hüküm, her iki tarafın da ahlaka a y k ı n
olarak ifa ettikleri edimleri iadeye tabi tutmaktadır. Dolayısıyla m a d d e h ü k m ü n ü n
402
KlSMl H Ü K Ü M S Ü Z L Ü Ğ Ü N S O N U Ç L A R I
403
SONUÇ
404
SONUÇ
405
SONUÇ
406
SONUÇ
407
SONUÇ
mesi ile birlikte her ne kadar kira bedeli ve kira artış oranını serbestçe ka
rarlaştırma prensibi muhafaza edilmiş olsa da, kira artış oram ve rayiç be
del tespitine ilişkin kira ölçüm tabloları (Mietspiegel) ile bu oran ve bedel
ler belirlenebilir hale gelmiştir, İsviçre Borçlar Kanununun kiraya ilişkin
hükümlerinin (OR Art. 253-278e) bir kısmında 01.06.1990 tarihli değişik
lik ile, kira artış oranlarının serbestçe belirlenmesinin önüne geçilmek is
tenmiş ve oranlan belirleme hakkının kötüye kulllanıldığı ve kullanılma
dığı haller sayılmıştır (OR Art. 269, 269a). Türk Hukukunda ise taraflar
kira bedelini sözleşme özgürlüğü prensibi uyannca serbestçe -TBK. m. 27
hükmü ile sınırlı olmak şartıyla- kararlaştırabilirler. Kira bedellerine iliş
kin uyuşmazlık çoğu zaman kira artış oranı bakımından tespit ve uyarla
ma davalanna konu edilmektedir. Bu anlamda kanaatimizce de legeferan-
da olarak kanuni bir düzenleme ile sözleşmenin kurulması aşamasında ki
ra bedelini belirleme hakkının kötüye kullanılmasını engelleyen birtakım
kriterler (emsal değer, kiralananın durumu gibi) de öngörülmelidir. Bu
nun dışında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda kira artış oranı bakımın
dan sınırlama getirilmesi isabetli olmuştur.
408
KAYNAKÇA
409
KAYNAKÇA
410
KAYNAKÇA
411
KAYNAKÇA
B A R O N , Julius : P a n d e k t e n , 5 . Aufl., L e i p z i g , 1 8 8 5 .
412
KAYNAKÇA
B O Z E R , Ali : B o r ç l a r H u k u k u G e n e l H ü k ü m l e r , Dayınlar-
h Yayınlan, Ankara, 2 0 0 2 .
B O Z K U R T , Tamer : T ü r k H u k u k u n d a v e U y g u l a m a d a Tellallık,
Yetkin, Ankara, 2 0 0 7 .
B R O X , Hans : A l l g e m e i n e r Teil d e s B ü r g e r l i c h e n G e s e t z -
b u c h e s , 2 8 . Aufl., H e y m a n n s , 2 0 0 4 .
413-
KAYNAKÇA
414
KAYNAKÇA
415
KAYNAKÇA
416
KAYNAKÇA
DURAL/OZ T ü r k Ö z e l H u k u k u - C i l t IV, M i r a s H u k u k u ,
4.b.s., F i l i z Kitabevi, istanbul, 2 0 0 9 .
E G G E N S C H Y V I L E R S. S i l v i a " F o l g e n v o n u n g ü l t i g e n Staffel- u n d I n d e x -
mieten, insbesondere der gültigen Kombi-
n a t i o n e i n e r Staffel- u n d I n d e x m i e t e " , Jus-
letter, 0 5 . 1 1 . 2 0 0 7 , s. 1-4.
417
KAYNAKÇA
FIKENTSCHERy
HE1NEMANN Schuldrecht, lO.Aufl., De Gruyter, Berlin,
2006.
418
KAYNAKÇA
419
KAYNAKÇA
GAUCH/AEPLI/CASANOVA: A l l g e m e i n e r Teil, R e c h t s p r e c h u n g d e s B u n
d e s g e r i c h t s , 3 . Aufl., S c h u l t e s s , Zürich, 1 9 9 2 .
420
KAYNAKÇA
H A E F L I G E R , Arthur D a s K o n k u r r e n z v e r b o t i m n e u e n schvveize-
rischen Arbeitsvertragsrecht, Stampfli,
Bern, 1974.
421
KAYNAKÇA
423
KAYNAKÇA
H U G U E N I N , Claire J A C O B S O b l i g a t i o n e n r e c h t - A l l g e m e i n e r Teil, S c h u l
t e s s , Zürich, 2 0 0 7 .
İMRE/ERMAN M i r a s H u k u k u , D e r Y a y ı n l a n , İstanbul, 2 0 0 6 .
424
KAYNAKÇA
K A R A G Ö Z , Veli : î ş S ö z l e ş m e s i n d e C e z a i Ş a r t , S e ç k i n , Ankara,
2006.
425
KAYNAKÇA
426
KAYNAKÇA-
427
KAYNAKÇA
LARENZAVOLF : A l l g e m e i n e r Teil d e s B ü r g e r l i c h e n R e c h t s ,
C . H . B e c k Verlag, M ü n c h e n , 2 0 0 4 .
LAUFS/ U H L E N B R U C K : H a n d b u c h d e s A r z t r e c h t s , 3.Aufl., M ü n c h e n ,
2002.
428
KAYNAKÇA
MEDICUS/LORENZ S c h u l d r e c h t I- A l l g e m e i n e r Teil, 1 8 . A u f l . ,
B e c k Verlag, M ü n c h e n , 2 0 0 8 .
M E I E R , Klaus "Haftungsfreizeîchnungsklauseln", F S . E i k e
S C H M I D T , Heidelberg, 2005, s. 223-239.
429
KAYNAKÇA
B e t r a c h t u n g e n ü b e r d i e l a e s i o i m schvveize-
O F T I N G E R , Kari
r i s c h e n Recht, in: Ausgevvâhlte Schriften,
Zürich, 1 9 7 8 .
430
KAYNAKÇA
431
KAYNAKÇA
432
KAYNAKÇA
R U M M E L , Peter K o m m e n t a r z u m A B G B , 2.Aufl., M a n z s c h e
Verlag, W i e n , 1 9 9 0 .
433
KAYNAKÇA
434
KAYNAKÇA
435
KAYNAKÇA
436
KAYNAKÇA
437
KAYNAKÇA
438
KAYNAKÇA
439
KAYNAKÇA
440
KAYNAKÇA
441