Hafta-Yeni

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 30

Farmakoloji

ve
Toksikoloji
Öğr.Gör.Dr.Oya GİRİŞGİN
 Farmakolojiye Giriş, İlaç, Farmasötik işlemler ve İlaç şekilleri
 Farmakokinetik ve Farmakodinamik
 Sinir Sistemi İlaçları
 Sistem İlaçları
 Hormonlar
 Diüretikler
 Solunum Sistemi İlaçları
 Sindirim Sistemi İlaçları
 Kalp-Damar Sistemi İlaçları
 Kemoterapötikler
 Antibiyotikler
 Anthelmentikler
 Ektoparaziter İlaçlar
 Antiseptik ve Dezenfektanlar

 Hayvansal Gıdalarda İlaç Kalıntıları, İlaçların Ruhsatlandırılması,


Dağıtımı, Satışı ve Kontrolü
 Toksikolojiye Giriş, Genel Toksikoloji
 Bitkisel Maddeler ve Mineral Maddeler
 Mikotoksinler ve Doping
 Pestisitler ve Çevre Toksikolojisi
Farmakolojinin Tanımı

 Farmakoloji kelime olarak ilaç bilimi demektir.


 Yunanca ilaç manasına gelen farmakon ve bilim
anlamına gelen logos kelimelerinden türetilmiştir.
 Farmakoloji geniş anlamda hastalıkların
önlenmesi, sağaltımı ve tanısında kullanılan ilaç ve
diğer maddelerden bahseder.
 İlaçların kaynakları, fiziksel ve kimyasal
özellikleri, hazırlanma ve terkip edilmeleri, ilaç
şekilleri (farmasötik şekiller), dozları,
farmakokinetikleri (verilme, emilme, dağılma,
metabolizma, atılma gibi), farmakodinamikleri
(etki şekilleri, etkileri), yan ve zararlı etkileri,
ilaçlar arasında etkileşmeler ve
geçimsizlikler,uyarılar farmakolojinin başlıca ilgi
alanını oluşturur.
Kodeks ve Farmakope
 Kodeks,(Resmi İlaç
kanun anlamına Kitabı)
gelen Code teriminden
türetilmiştir; ilaçların “Kanuni Standart Kitabı” olarak kabul
edilir.

 Farmakope, ilaç ve yapmak (yunanca pharmacon ve poiea)


kelimelerinden türetilmiş terimdir.

 Kodeks ve farmakopeler sağaltıcı değeri belirlenen ilaçlar ve


yardımcı maddelerin özellikleri (fiziksel ve kimyasal),
tanınma tepkimeleri, miktar tayinleri, saflık kontrolleri,
formülasyonları, saklanma şartları gibi resmi-onaylı bilgileri
kapsar.

 Türkiye’de Cumhuriyetin ilk Kodeksi 1930’da, son Kodeksi de


(Türk Farmakopesi ismi ile bilinir) 1974’de (TF 1974)
yayınlanmıştır; halen yürürlüktedir.

 Türkiye’de Veteriner Kodeks yoktur.


İLAÇ
 İlaç, hastalıkları sağaltmak, hafifletmek veya önlemek ya
da tanı amacıyla veya fiziki ve cerrahi müdahaleleri
kolaylaştırmak ya da fizyolojik olayları değiştirmek için
vücuda uygulanan maddeler olarak tanımlanır.
 İlaç, Fransızca bir kelime olan drog (drogue) teriminden
türemiştir; drog, ham ilaç veya ilaç gibi kullanılan ilaç
ilkel maddesidir.
 Bunlar, hastalara verilmeden önce onların kolayca
alabilecekleri ve kendilerinden beklenen yararı en iyi
şekilde oluşturabilecekleri çeşitli işlemlere tabi tutularak
değişik şekillere sokulurlar.
 İlaçlar, çeşitli yardımcı veya taşıt maddelerle hastaların
alabilecekleri şekillere sokulurlar.
 İlaç firmalarınca, özel formülasyonlar halinde hazırlanıp
ambalajlı bir şekilde ve özel isimle pazarlanmış ilaç tıbbi
ürün (müstahzar) diye bilinir.
 İlaçlar iki özelliği ile dikkat çekerler; bunlar etkinin seçici ve geçici
olmasıdır.

 Seçici etki, kullanılış amacıyla ilgili hücre, doku veya organı ve


buralardaki belirli biyolojik olayları etkilerken, diğer olayları veya diğer
sistem ya da kısımları etkilememesi anlamındadır.
 Geçici etki, ilaç kullanımının durdurulmasını takiben etkisinin belli bir
sürede kendiliğinden kaybolmasını ifade eder.

 İlaçların, normal dozlarda kullanılsalar bile, istenen etkileri yanında,


istenmeyen etkileri (yan etki, zehirli/zararlı etki) de olabilir.
 Bunlardan özellikle zehirli/zararlı etkiler, hastayı rahatsız edebilir,
huzurunu bozabilir, iş gücünü azaltabilir, bazen yaşamını tehlikeye
sokabilir veya ölümüne yol açabilir.

 İlaçların normal dozlarda kullanılması halinde bile göz önünde


bulundurulması gereken en önemli nokta ilaç kullanılması ile sağlanacak
faydanın aynı zamanda oluşabilecek zarara (riske) göre üstünlüğünün
(fayda/zarar oranı) belirlenmesidir.

 Bazen (kanser sağaltımından olduğu gibi) faydası yanında zararı da yüksek


olan ilaçların kullanılması uygun görülürken, bazı durumlarda (nezle, deri
hastalıkları gibi) bu yaklaşım doğru olmamaktadır.
İlaçların Kaynakları

 İlaçlar ya doğal kaynaklardan elde edilir veya yarı-sentetik ve


sentetik olarak hazırlanırlar.

Doğal Kaynaklar
 İlaçların doğal kaynaklarını bitkiler, mikroorganizmalar,
madenler ve hayvanlar oluşturur.
Bitki Kaynaklı Maddeler

 Çok sayıda bitkide (tıbbi bitki) yine çok


sayıda ilaç olarak kullanılan etkin madde
vardır.
 Bitki kaynaklı ilaç maddeleri bitkinin
kabuk, kök, meyve, özsu, tohum, yaprak,
yumru gibi kısımlarında bulunurlar.
 Etkin madde gruplarının başlıcaları
alkaloitler, glikozitler, reçineler, saponinler,
tanenler, yağlar (uçucu ve sabit yağlar) gibi
gruplara ayrılırlar.
Mikroorganizma Kaynaklı
Maddeler
 Çok sayıda antimikrobiyal madde (antibiyotikler,
antelmentikler gibi) ve enzim mikroorganizmalardan
elde edilirler.
 Doğal olarak elde edilen antibiyotiklerin başlıcaları
eritromisin, neomisin, penisilin G, streptomisin;
 Antelmentiklerin başlıcaları avermektinler (doramektin,
ivermektin, moksidektin gibi); enzimlerin başlıcaları da
L-asparaginaz, streptokinaz, penisilinaz’dır.
Madensel Maddeler
 Bakır, çinko, demir, iyot, kalsiyum, kobalt, manganez,
sodyum, selenyum gibi maddeler ve tuzları madensel
maddelerin başlıca örnekleridir.

Hayvan Kaynaklı Maddeler


 Bal mumu, hormonlar (insülin, kortikotropin, oksitosin
gibi), kantarid, pankreatin, pepsin, protamin,
spermaseti, yün yağı hayvan kaynaklı maddelerin
başlıca örnekleridir.

Sentetik ve Yarı-Sentetik Maddeler


 Fenilbutazon, kafein, ketamin, levamizol, metamizol,
salisilik asit, sülfonamidler, kinolonlar (danofloksasin,
enrofloksasin gibi), fenikoller (florfenikol gibi), morfin
sentetik; ampisilin, amoksisilin yarı- sentetik ilaçların
başlıca örnekleridir.
İlaçların Sınıflandırılması

 Kaynaklarına,
 Kimyasal yapılarına (asitler, aldehidler, alkoller, esterler
gibi),
 Etki şekillerine (adrenerjik ilaçlar, dopaminerjik ilaçlar,
kolinerjik ilaçlar gibi),
 Etki yerlerine (kalp ilaçları, sinir sistemi ilaçları, solunum
ilaçları gibi),
 Ana etkilerine (ağrı kesiciler, ateş düşürücüler, kas
gevşeticiler gibi)
 Kodekse girip-girmediklerine (majistral ilaçlar, resmi
ilaçlar) göre sınıflandırılabilir.
İlaçların isimlendirilmesi

 İlaçlar birçok şekilde isimlendirilir; bunlar genel


isim, ticari isim, patentli ticari isim, kimyasal
isimdir.
 Genel isim (Jenerik isim, Sahipsiz isim, INN):
 İlaçların genel isimleriyle ilgili düzenlemeleri DSÖ
yapar; örgüt, bir şirketin reklamı olmaması ve
birçok şirketin değişik yollarla sentezini veya
üretimini yaptığı maddelerden birisinin tercihli
olarak görülmemesi, kimsenin malı olmaması ve
herkes tarafından serbestçe kullanılması için,
bulunan her ilkel ilaç maddesine genel bir isim verir;
bu isim International Non Proprietary Name “INN”
diye bilinir.

 Albendazol INN, penisilin INN, ivermektin INN


bazı örnekleridir.
 Ticari isim (Müstahzar ismi): İlaç firmalarının
sahipsiz ilaç etkin maddelerinden ürettiği
ilaçlara (müstahzar) verdikleri isimdir. İsim
firmaya özeldir ve başka bir firma tarafından
ürettiği ilaca verilemez veya kullanılamaz.

 Patentli ticari isim (Sahipli isim, “R”): İlaç


firmalarının yeni bulup patentini aldıkları ilkel
maddelere verdikleri isimdir (Registrated
trademark). Başka bir şahıs veya kuruluş, belli
bir kullanım/pazarlama süresi içinde, bu ismi
kullanamaz ve sentezini aynı yöntemle
yapamaz; bu maddelerin isminin yanına “R”
işareti konulur.
 Terramisin Pfizer şirketine ait patentli isimdir;
bu aynı kimyasal maddenin adı da olduğu halde,
başka firmalar bu ismi kullanamazlar.
 Kimyasal isim: Uluslararası Kimya Birliği
tarafından belirlenen kurallara göre verilir;
genellikle uzun ve karmaşık olduğundan kimyasal
isim hekimlikte pek kullanılmaz.
DOZ

 İstenen etkiyi veya sağaltımı oluşturmak için


gerekli ilaç miktarı doz olarak bilinir.
 Herhangi bir etki oluşturabilmesi için ilacın etki
yerinde belli bir etkili yoğunluğa ulaşması ve bu
düzeyde belli bir süre kalması gerekir; ilaç
yoğunluğu bu düzeyin altına indiğinde etkisi
sona erer.
 Kullanılan ilaç miktarına göre doz etkisiz
doz,etkili doz, zehirli doz ve öldürücü doz
diye dörde ayrılır.
 Doz, doz aralığı ve kullanılma süresi ile ilgili
üçlü süreç dozaj diye bilinir.
 Etkili doz (ED): Hastada istenen etkiyi oluşturan ilaç
miktarıdır; terapötik, efektif, sağaltıcı doz diye de
bilinir.

 Zehirli doz (ZD): Verilmesini takiben belli bir süre


içinde (genellikle 30 dakika-24 saat) zehirlenme
oluşturabilen ilaç miktarıdır.

 Öldürücü doz (ÖD): Belli bir zaman içinde ölüme yol


açabilen ilaç miktarı olarak tanımlanır; toksikolojik
yönden en çok öldürücü doz 50 (ÖD50)’den yararlanılır.
Dozun Tayini
 Dozun tayininde birim baş hayvan, kullanılma yolu, tür,
yaş gibi değişkenler dikkate alınır.
 Birim baş: Baş hayvan dikkate alındığında bazı hayvanlar
için ortalama canlı ağırlık kg olarak aşağıdaki gibidir: At
ve sığır 500 kg, domuz 150 kg, koyun, keçi, dana, tay 50
kg, köpek 10 kg, kedi 5 kg.
 Kullanılma yolu: İlaçların dozunun tayininde ağızdan
verilen ilaç miktarı bir birim (1 olarak) olarak dikkate
alınır; buna göre doz tayini oransal olarak aşağıdaki gibi
yapılır: Ağız 1, deri-altı ve kas-içi 1/10, damar-içi 1/25-
50.
 Tür: Dozun belirlenmesinde at 1 birim olarak alınır; diğer
hayvanlarda doz tayini oransal olarak aşağıdaki gibidir: At
1, sığır 1.5, koyun, keçi, dana, tay 1/5, köpek 1/10,
kedi, tavşan 1/20, kanatlı 1/25-50.
 Yaş: İlaç dozunun tayininde erginlerde kullanılan ilaç
miktarı 1 birim alınır; doz tayini aşağıdaki gibi yapılır:
Ergin 1, orta yaş 1/2, genç 1/4, çok genç 1/8, süttekiler
1/16.
Sağaltım İndeksi (Sİ)

 Sağaltım indeksi (Sİ): Bir ilacın zehirli


veya öldürücü dozu ile sağaltıcı dozu
arasındaki oranı veya genişliği ifade eder.

 Doz-cevap ilişkisine göre bir maddenin


birisi sağaltıcı, diğeri de öldürücü etki diye
bilinen en az iki kuvantal doz-cevap eğrisi
vardır. Oran ne kadar büyükse ilaç da o
ölçüde güvenli ve tehlikesizdir.

 Uygulamada Sİ’nin belirlenmesinde


ÖD50/ED50 veya ED50/ÖD50 oranı
dikkate alınır.
 Sİ= ÖD50/ED50= >1
 Sİ= ED50/ÖD50= <1
 Oran› 4/1 (ÖD50/ED50) veya 1/4 (ED50/ÖD50) olan
ilaçlar/maddeler farmakolojik yönden tehlikeli olarak kabul edilir.
 Böyle maddeler kullanılırken çok dikkatli olmalıdır; hekim,
özellikle ilacın etkisini değiştiren faktörlere özen göstermelidir.
FARMASÖTİK İŞLEMLER VE
İLAÇ ŞEKİLLERİ
 İlaçların hastalara uygulanabilir bir şekle
sokulması işlemlerine farmasötik işlemler,
bu şekilde hazırlanan formülasyonlara da ilaç
şekilleri (farmasötik preparatlar, galenik
preparatlar) adı verilir.
 Bu işlemlerin başlıcaları aktarmak,
çözdürmek, damıtmak, elemek, eritmek,
sıvılaştırmak, ısıtmak, karıştırmak, kurutmak,
liyofilize etmek, mikropsuzlaştırmak, ölçmek,
özütlemek, sıkmak, süzmek, tartmak,
temizlemek,toz etmektir.
İLAÇ ŞEKİLLERİ

 Katı, yarı-katı ve sıvı ilaç şekilleri diye


üçe ayrılırlar. Her grupta çok sayıda ilaç
şekli vardır;

 Katı ilaç şekilleri


 Toz, tablet, ilaçlı mermi, draje, kapsül,
küçük kapsül, lipozom, fitil, ovul, tıbbi
kalem, granül, pastil gibi çok sayıda katı
ilaç şekli vardır.
Katı İlaç Şekilleri
 Draje (Kaplı tablet): İnce bir tabaka
şeklinde şeker, kakao, çikolata ve
benzeri maddelerle kaplanmış
tabletlere verilen isimdir; bu tabakaya
boyalar da katılabilir.
 Draje haline getirilmekle, ilacın
istenmeyen tat ve kokusu ile rutubet
ve ışığın etkisi önlenir.

 İlaçlı mermi: İlaç tabancası ile


uygulanan, genellikle mineral madde,
vitamin ve antelmentik içeren, 2.5-5
cm çapında, 10-15 cm uzunluğunda,
50-250 g ağırlığında,uzun süreli (3-6
ay) koruyucu amaçla kullanılan ilaç
şeklidir.
 Tablet (Komprime): Toz şeklinde ve nem çekici özelliği
olmayan ilaç ve bağlayıcı madde karışımlarının özel
aletler yardımıyla sıkıştırılmasıyla hazırlanan, genellikle
yuvarlak, yüzeyleri düz veya kabarık, bazen çentikli, 1
cm x 5 cm boyutunda ilaç şeklidir.
 Tıbbi kalem: İçinde yakıcı-dağlayıcı maddeler (gümüş
nitrat, sodyum hidroksit, çinko klorür, bakır sülfat gibi)
ihtiva eden, silindirik, sert veya eğilebilen çubuklardır.
Derideki siğilleri uzaklaştırmak, yara ve ülserleri
dağlamak, boynuz çıkmasını önlemek gibi amaçlarla
kullanılırlar.
 Toz: Bitkisel, hayvansal ve madensel maddelerden elde
edilen organik veya inorganik yapılı, kuru ve birbiriyle
bağlantısı olmayan ilaç şeklidir.
 Tozlar dışardan veya ağızdan kullanılırlar. Ağızdan
antasid, yüzeyde tutucu, sürgüt ve sürgün önleyici, ağrı
kesici ve ateş düşürücü, dışarıdan çözelti veya serpme
toz şeklinde antiseptik, antiparaziter ve benzeri
amaçlarla kullanılırlar.
Yarı-Katı İlaç Şekilleri
 Hap, bol, merhem, krem, macun, liniment, lapa, yakı
yarı-katı ilaç şeklinin başlıca örnekleridir.
 Bol: Haplara göre daha yumuşak kıvamda, yuvarlak
veya yumurta biçiminde ilaç şeklidir. Boller ağızdan
çiğnenmeden yutularak kullanılır; kokulu, acı lezzetli,
kusturucu ve irkiltici maddeler içerdiklerinden, ağız
mukozası ile uzun süre temas etmemelidir.
 Hap: Toz veya yarı-katı haldeki ilaçlar ile bağlayıcı,
şekil verici ve ıslatıcı maddelerin (bal, bal mumu,
arabistan zamkı, gliserin, nişasta, su, şurup gibi)
karıştırılıp, hamur haline getirildikten sonra,
yuvarlak, oval, silindirik, küre ve benzeri şekillere
sokulmasıyla hazırlanan hamur kıvamındaki ilaç
şeklidir.
 Merhem: Bal mumu, lanolin, gliserin, reçine, vazelin
gibi maddeler veya bunların karışımlarıyla hazırlanan,
tekdüze, pütürsüz, deri ve mukozalara uygulanan ilaç
şeklidir.
 Krem: Merhemlere göre daha yumuşak kıvamlı veya
yarı-katı bir ilaç şeklidir.
Kremler başlıca temizleme, koruma ve örtme için
kullanılırlar.
 Macun: Katı ve sıvı ilaçlarla hazırlanan, hamur
kıvamında ve ağızdan kullanılmaya
mahsus ilaç şeklidir. At, domuz ve seyrek olarak da
köpeklerde kullanılır. Yerel olarak güçlü irkiltici ve
dağlayıcı, kokulu, kolay ayrışabilen, son derece
etkin maddeler için uygun bir ilaç şekli değildir;
sadece hafif etkili bitkisel ve madensel maddelerle
hazırlanır.
 Liniment: Katı ve sıvı yağların, esansların,
balsamların ve sabunların birisini veya birkaçını
alkolde eritilmiş ya da sulu bir sıvıda
sübyeleştirilmiş halde ihtiva eden, dışarıdan
kullanılan, şurup veya daha koyu kıvamlı ilaç
şeklidir.
Sıvı İlaç Şekilleri
 Aerosol, Bulamaç, Çözelti, Enjeksiyonluk
çözelti, Jel, Karışım, Lavman, Özüt, Sübye
(Emülsiyon), Şurup, Süspansiyon, Tentür gibi
çok sayıda ilaç şekli vardır.
 Aerosol: Uygun bir çözücüde çözdürülmüş
etkin madde ve itici gazdan (propan-bütan
gibi) oluşurlar. Sivrisinek, karasinek, arı,
hamam böceği, karınca, bit, pire, tahta
kurusu gibi parazitlerle mücadelede
kullanılırlar.
 Bulamaç: Daha koyu kıvamlı olması dışında,
karışıma benzeyen, yeteri kadar çözünmemiş
maddeleri süspansiyon halinde tutan sulu,
sıvı bir ilaç şeklidir.
 Çözelti: İlaçların (çözünen veya dağılan madde olarak bilinir)
su, alkol, sulu alkol,
yağ ve diğer çözücülerde çözdürülmesiyle hazırlanan ilaç
şeklidir.

 Enjeksiyonluk çözelti: Çözeltilerin en önemli grubudur;


izotonik, berrak, mikropsuz ve ateş yapıcı madde ihtiva
etmemeleri gerekir. Enjeksiyonluk çözeltilerin diğer önemli bir
kısmını da, besleyici, enerji verici, sıvı ve elektrolit dengeyi
düzeltici olarak kullanılan parenteral sıvı-elektrolit çözeltiler
oluşturur.

 Karışım: İki veya daha fazla sayıda sıvı ya da katı etkin


maddeyi ihtiva eden,içeriden ve dışarıdan kullanılabilen ilaç
şeklidir.

 Lavman: Düz bağırsak yoluyla uygulanan çözeltilere


(süspansiyon da dahil) lavman adı verilir. Kabızlığın sağaltımı
için kullanılan lavmanın bileşiminde, su yanında genellikle
sabun ve yağlar bulunur.
 Özüt (Ekstre): Bitkisel droglardaki etkin
maddelerin, su, alkol, alkollü-su, eter gibi
çözücülerle özütleme metotlarından birisi ile
(özellikle ıslatmak ve tüketmek) özütlenmesi,
çözücünün belli bir hacme kadar uçurulmasıyla
elde edilen ilaç şeklidir.

 Sübye (Emülsiyon): Yağ, reçine, zamk, bal


mumu gibi suda çözünmeyen maddeleri tekdüze
şekilde ihtiva eden, süt görünümünde, içeriden
ve dışarıdan kullanılabilen ilaç şeklidir. Bir
sıvının diğer sıvı içinde dağılmasıyla
hazırlanırlar.

 Şurup: Şekerin sudaki yoğun veya hemen


hemen doymuş çözeltisine şurup adı verilir.
 Süspansiyon: Çok ince toz halindeki katı
ilaçların bir sıvıda (genellikle su ve yağ)
dağılmasıyla hazırlanan iki fazlı ilaç şeklidir.
Hazır halde bulunanlar, beklemekle dibe
çöktükleri için, kullanılmadan önce
çalkalanmalıdır. Enjeksiyonluk çözelti özelliğini
taşıyan süspansiyonlar parenteral olarak kas-içi
ve deri-altı yolla kullanılırlar; damar-içi olarak
asla verilmezler.

 Tentür: Bir maddenin alkol, sulu-alkol gibi


çözücülerdeki çözeltisidir.

You might also like