Professional Documents
Culture Documents
9 TDE Mektup-E Posta-Tutanak
9 TDE Mektup-E Posta-Tutanak
com
İçerik:
1-Mektup Nedir ? Genel Özellikleri
2-Mektup Türleri
3-Mektup Türünün Tarihi Gelişimi
4-Mektup Örnekleri
5-E-Posta
6-Tutanak
2-Mektup Türleri
(Mektuplar konu ve üslubuna göre farklı türlere ayrılır:)
a. Özel Mektuplar
Özel mektuplar, birbirlerini tanıyan kişilerin (akraba, eş dost, ana baba, arkadaş, tanıdık) duygu ve düşüncelerini
paylaşmak için birbirlerine yazdıkları mektuplardır. Özel mektuplar, sadece gönderici ve alıcıyı ilgilendirir. Mektup
yazan, yazdığı kişinin zevklerini, kültür seviyesini, ilgi duyduğu olay ve alanları genelde bilir.
Konu:Özel mektuplar her konuda yazılabilir.Yazan kişi ile yazılan kişinin özel durumuna bağlıdır.
Üslup (Dil ve Anlatım):Özel mektubun anlatımında içtenlik ve doğallık vardır. Konu; açık, sade ve samimi bir
ifadeyle dile getirilir.Gönderici ile alıcının birbirine karşı özel durumu yanında, ele alınan konu da mektup metninin
üslûbunu belirler.
Özel mektuplar şu amaçlar için yazılır: Duygu ve düşünceleri paylaşmak, teşekkür etmek, özür belirtmek,
tebrik etmek ve başsağlığı dilemek, nişan, nikâh, düğün, açılış çağrısında bulunmak...
Özel Mektupların Şekil Özellikleri
* Mektupta kâğıt düzeni çok önemlidir. Yazılar, kâğıdın kenarlarından boşluklar bırakılarak belli bir
düzen içinde kaleme alınır.
* Mektuplar, beyaz çizgisiz kâğıda siyah ya da mavi mürekkepli kalemle yazılır. Renkli ya da kurşun
kalemle mektup yazılmaz.
* Kâğıdın sağ üst köşesine mektubun yazıldığı yer ve tarih yazılır.
* Mektup, yazıldığı kişiyle ilgi ve yakınlık derecesine uygun bir hitap sözüyle başlar. Hitap sözü, yer
ve tarihin biraz altında, sol üst köşede satır başı yapılarak yazılır. Hitap sözünde her kelime büyük
harşe başlar ve hitabın sonuna virgül konulur.
* Diğer öğretici metinlerde olduğu gibi mektuplarda da giriş, gelişme ve sonuç bölümleri bulunur.
Giriş bölümünde, istekler kısaca ortaya konur; hâl hatır sorulur. Mektubun niçin yazıldığı, ne
istendiği tüm ayrıntılarıyla gelişme bölümünde anlatılır. Mektubun sonuç bölümü belirli sözlerle
oluşturulur. Bu bölüm, mektubun yazıldığı kişiyle olan duruma uygun olarak selam ve saygı sözleriyle son bulur. Bu
bölümde, yakınlıklar göz önünde bulundurularak “ellerinizden öperim, gözlerinizden öperim, selamlar, sevgiler,
hürmetler, derin saygılar” gibi kalıplaşmış sözlere çokça yer verilir.
* Mektubu yazanın adı ve soyadı, metnin sağ alt köşesine yazılır. İmza, ad ve soyadın hemen altına atılır.
* Mektubun yazarının adresi, metnin sol alt köşesine yazılır.
* Zarfın üzerine yazılan bütün kelimeler büyük harşe başlar. Zarf, göz kararıyla dörde bölünür. Zarfın sol üst
köşesine; gönderenin adı, soyadı ve adresi yazılır. Zarfın sağ alt köşesine; alıcının adı, soyadı ve adresi yazılır.
Sağ üst köşeye pul yapıştırılır, sol alt köşe ise boş bırakılır. Mektupların alıcıya daha çabuk ulaşması için adreslerde
il ve ilçelerin posta kod numaraları da yazılmalıdır.
b-Edebi Mektuplar
Sanatçıların birbirlerine edebiyat, sanat veya kültür gibi konularda görüşlerini bildirdikleri edebî değer taşıyan
mektuplarıdır.
Edebî mektuplar da bir tür özel mektuptur ancak yazarları, içerikleri ve ifade şekilleri, özelden çok genel
konuları ele almaları yönüyle özel mektuplardan ayrılır.
Edebî mektuplarda yazarlar söz ustalığını göstermek amacıyla süslü ve sanatlı cümleler kullanır. Sanatlı
üslupla bizde yazılan ilk mektup Fuzûlî’nin “Şikayetname”sidir.
Genellikle edebiyatçıların edebî konulardaki görüşlerini, mektubun yazıldığı dönemin edebiyat ve
düşünce olaylarını ele aldığı için edebiyat tarihi ve eleştiri türü için önemli bir kaynaktır. Eski
dönemlerde, bu tür kişisel edebî mektuplar, “Mektûbât (Mektuplar)” adı altında toplanır ve geniş
kitlelerin de okuyabilmesi için yayımlanırdı.
c- İş mektupları
İş Mektupları Nasıl Yazılır?
* İş mektuplarına, kendisine mektup yazılan kişi veya
kurumun ad ve adresi ile başlanır.
* Kâğıdın sağ tarafına tarih yazılır. Adres ve tarihten sonra
uygun bir aralık bırakılır, paragraf yapılarak doğrudan
istek yazılır. Sona saygı ifade eden bir söz aşırılığa
kaçılmadan eklenir.
* Mektup metninin sağ altında mektubu yazanın adı, soyadı
ve imzası yer alır. İmza, ad ve soyadın biraz
üstüne atılır.
* İş mektupları herhangi bir yanlış anlamaya meydan
vermeyecek şekilde açık ve sade bir dille yazılır, gereksiz
uzatmalara yer verilmez, kesin ifadelerle kaleme alınır.
* Kurumlar arasındaki iş mektupları, kurumların ad ve adreslerini belirten antetli (özel başlıklı) kâğıtlara yazılır.
* İş mektuplarının bilgisayarla yazılması gerekir.
İş mektupları göndercinin niteliğine göre ikiye ayrılır:
1. Kişilerin işletmelere gönderdikleri mektuplar:
2. İşletmelerin kişilere veya başka işletmelere gönderdikleri mektuplar
d- Resmi Mektup
*Resmî dairelerin ve tüzel kişilik taşıyan kuruluşların birbirlerine yazdıkları resmî yazılarla; bunların, vatandaşların
başvurularına verdikleri yazılı cevaplara denir.
*Bu mektuplarda tarihin yanı sıra, mektubun sıra numarası ve konusu da belirtilir. Mektup bir cevap niteliğindeyse
“ilgi” bölümüne cevabı olduğu mektubun sıra ve tarihi; “konu” bölümüne de “mektubun yazılış amacı” yazılır.
*Birkaç satır boşluk bırakılarak mektup yazılır.
*Bu tür mektuplarda açık, kesin ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır.
Mektup üst makama yazılıyorsa “… arz ederim”, “alt Resmî mektupların hitap başlığı, yazılan resmî
makama yazılıyorsa “… rica ederim.” eşit bir kurumun “kanun ve tüzüklerdeki tam adı”
makama yazılıyorsa“arz ve rica ederim” şeklinde olmalıdır.
bitirilir.
e. Açık Mektuplar
Herhangi bir düşünceyi, görüşü açıklamak, bir tezi savunmak için bir devlet yetkilisine ya da halka hitaben, bir kişi ya
da kurum tarafından yazılan, gazete, dergi aracılığı ile yayımlanan mektuplardır.
Açık mektuplarda sadece yazanı değil, geniş kitleleri ilgilendiren önemli konular ele alınır.
Örnek:
Sayın Milli Eğitim Bakanı,
2006-2007 öğretim yılında Türkçe öğretmenliğinden mezun oldum ve mezun olduğum tarihten bu yana (2011)
atama bekliyorum. Bütün çabaları göstererek hazırlandığım sınavda iyi bir puan almama rağmen birçok arkadaşım
gibi açıktayım, hala atanamadım. Atanamama sıkıntısının sadece bizim bölümümüzde olmadığı gayet açıktır. Ancak
biz Türkçe öğretmeniyiz, yani bu ülkenin ana dilini öğretmek için yetiştirildik; bu da bizi diğer branşlardan ayrı
kılmaktadır. İlköğretimde ana ders olup en fazla ders saati sayısına sahip olan branş bize aitken özellikle son iki yıldır
branşımıza çok az kontenjan ayrılmaktadır.
Ben ve arkadaşlarım buna hiçbir anlam verememekle birlikte sizden açıklama bekliyoruz.
Şimdi ben size sormak istiyorum:
1) Haftalık ders saati en fazla olan branş Türkçe olmasına rağmen nasıl oluyor da iki saatlik dersin öğreticileri
bizden fazla sayıda alınıyor?
2) Neden öğretmeni olmayan birçok okul açık gösterilmiyor?
3) İki saatlik ders öğreticileri bir okulda birden fazlayken ana ders olan Türkçenin öğreticilerine neden kadro
açılmıyor?
4) Hangi sebeple branş sıralamalarımız verilmiyor?
Bu listeyi uzatmak çok kolay Sayın Bakanım ama ben okuyucuları sıkmamak ve konuyu dağıtmamak adına kısa
tutuyorum. Sorularımıza yanıt bulacağımızı umuyorum. Amacımıza ulaşana kadar ve bu haksızlığı ortadan kaldırana
kadar tüm mağdurlar olarak hakkımızı arama noktasında kararlı olduğumuzu bilmenizi isteriz.
Saygılarımla
Atanamayan Türkçe Öğretmenleri Adına
Nurgül Teke
3-Mektup Türünün Tarihi Gelişimi
Mektup, yazının bulunduğu tarihe kadar gidebilen en eski edebiyat
türlerindendir. Eldeki en eski örnekler,
Dünyada mektup türünün ilk örneklerine Mısır’da
rastlanmıştır.
Mısır firavunlarının diplomatik mektupları (MÖ XV-XIV.
yüzyıllar) ile Hitit krallarının Hattuşa (Boğazköy) arşivinde
bulunan mektuplarıdır. Eldeki ilk mektuplar, Mısır Firavunlarının
resmî mektupları ile Hitit Krallarının Hattuşaş arşivinde bulunan
mektuplarıdır.
Hattuşa: Hitit Başkenti
Batı edebiyatında mektup türünün ilk örneklerini eski Yunan edebiyatında görüyoruz. Mektup, bir edebiyat
türü olarak, özellikle Latin edebiyatında gelişip yaygınlaşmıştır. Bu alanda yazanların başlıcaları, nesirle Cicero
(MÖ 106-43); nazımla Horatius (MÖ 65-8)’dir. Rönesans’tan bu yana, Avrupa’da çeşitli ülkelerde (İtalya, Fransa,
İngiltere, Almanya...) bu türün yaygınlaştığı görülüyor. Özellikle Fransa’da, XVII ve XVIII. yüzyıllarda mektup türü
büyük bir gelişme göstermiştir. O kadar ki yalnız mektup türünde yazan yazarlar (Mme de Sevigne) bile yetişmiştir.
Fransız edebiyatında bu türün en önemli yazarları, Mme de Sevigne (1626-1696), Voltaire (1694-1778), Rousseau
(1712-1778), Diderot (1713-1784), vb.; İngiliz edebiyatında Lady Montagu (1689-1762)’dir.
Mektup türünün Türk edebiyatında epey uzun bir geçmişi vardır. Divan edebiyatında nesir biçimindeki yazıya
inşâ, nesir yazarına da münşî denmiştir. Nesir hâlindeki yazıların bir araya toplanmasından meydana gelen eserlere
de münşeât denir. Münşeâtlarda resmî ve özel mektuplara geniş yer verilirdi. Bunlar, yazı hüneri göstermek
amacıyla, çok süslü ve ağır bir dille yazılmış yazılardır.
Fuzuli’nin bu dönemde yazılan “Şikâyetname” adlı eseri, edebiyatımızdaki
ünlü bir mektuptur. Şikâyetname, Edebiyatımızda ilk edebi mektuptur.
Nişancı Paşa Mektubu da denir. Kendisine bağlanan 9 akçelik maaşı
alamadığını Nişancı Celalzade Mustafa Çelebi'ye yazmıştır.
Tanzimat Dönemi’nden itibaren posta pulu da kullanılarak ayrı bir kurum oluşturulmuş ve
mektup türü yaygınlık kazanmıştır Şinasi’nin Paris’ten annesine yazdığı mektup bu dönemin ilk
örneklerindendir.
Tanzimat edebiyatı döneminde Şinasi’nin öncülüğüyle başlayan düz anlatım akımı, mektuplarda
da etkisini göstermiştir.Tanzimat döneminde ve sonraki dönemlerde bu türde bir çok eser verilmiştir.
4-Mektup Örnekleri
CAHİT SITKI TARANCI’dan ZİYA OSMAN SABA’ya
Ziyacığım, Zindandan Mehmede Mektup
Son mektubunu aldığım zaman –önceki akşam– yemeğe oturmak
üzereydim. Mektubun güzel bir salata yerine geçti. Bir dost Zindanda iki hece.Mehmed'im lafta!
mektubunun insanın iştahı üzerinde hayırlı etkileri olabileceğini Baba katiliyle baban bir safta!
bundan önceki deneyimlerimle bildiğim için şaşmadım. Sadece, Bir de geri adam,boynunda yafta...
Valery’nin, ağıza atılan lokmayla o anda duyduğumuz ve
düşündüğümüz şeyler arasında karşılıklı etki bakımından sıkı Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
bir ilişki bulunduğu sözünü hatırlayarak, insan psikolojisine gene Kavuşmak mi?..Belki ..Daha ölmedim!
en doğru gözlemlerin yapılması işine sevindim. Hani şu bahtsız
dünyamızın yönetimini de şairlere bıraksalar diyeceğim geliyor. Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Yeryüzü, hülya ile gerçeğin birbirinden ayırt edilemeyeceği kadar Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
gerçek bir cennete dönerdi. Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
(...) En güzel şiirlerimizi daha yazmadığımızı, yaşımız ilerledikçe
yazacağımızı söylerken, daha keşfedilmemiş birçok güzellik Git ve gel... Yüz adım...Bin yıllık konak
ilkeleri olduğunu söylemek istiyorum. Yavaş yavaş hepsini Ne ayak dayanır buna ,ne tırnak!
keşfedeceğiz. şiirde “form” (biçim)dan ne anladığımı da, sırası
gelmişken söyleyeyim. Söylemek istediğim şeyin –duygu, hayal, Bir alem ki, gökler boru içinde.
düşünce, izlenim, ...vb.– nasıl söylenmek gerektiğini sezerek, Akıl almazların zoru içinde
keşfederek, onu o biçimde söylemeye “form” diyorum. Tabii bunun Üstüste sorular soru içinde.
için de,anlatım aracımız olan sözcüklere gözümüz, kulağımız, elimiz,
ayağımız imişler gibi davranmak, onları vücudumuzun parçaları Düşün mü,konuş mu, sus mu ,unut mu?
gibi kabul etmek gerektir. Sözcüklerle bu kadar içli dışlı olduktan Buradan insan mı çıkar,tabut mu?
sonra, hangi duygunun kapalı söylenmesi, hangi düşüncenin
kuvvetle belirtilmesi, hangi hayalin kırık dökük anlatılması Bir idamlık Ali vardı,asıldı
gerektiğini sezmek ve ona formu vermek biraz dikkate, biraz Kaydını düştüler,mühür basıldı.
çalışmaya bağlıdır. “şiirde, hiçbir vezinle, hiçbir ön yargıyla Geçti gitti,birkaç günlük fasıldı
kolu bağlı olmamak gerekir.” derken bu düşünceyle hareket
etmekteyim. Yani “Şiir, şairin kaprisinin, alışkanlığının filan tutsağı Ondan kalan,boynu bükük ve sefil;
olmayıp kendi hayatını yaşamalı, istediği form’u şaire zorla Bahçeye diktiği üç beş karanfil...
kabul ettirmelidir ve şair şiirinin bu özlemini sezip ona o form’u
verebilmelidir” demek istiyorum. Hep aynı vezinle, aynı koşma Müdür bey dert dinler,bugün"maruzat"!
ya da gazel ya da mani biçiminde yazanların yanıldıklarını da Çatık kaş...Hükumet dedikleri zat...
iddia etmekle kalmayıp kanıtlayabilirim de. (...) Beni Allah tutmuş kim eder azat?
Mektup uzadı bir kez oldu olacak, sana Hep Yaşadığıma Dair
başlıklı şiirimi nasıl ve ne gibi kaygı ve zorunluluklarla yazdığımı Anlamaz;yazısız,pulsuz,dilekçem...
kısaca anlatayım: Çalışma yöntemim ve dolayısıyla şiire karşı Anlamaz!ruhuma geçti bilekçem!
davranışım üzerine bir düşünce sahibi olmuş olursun:
Bu bölge, bu yer pazar günü, Saat beş dedi mi,bir yırtıcı zil
Bu şehir, bu tren sesi, Sayım var, maltada hizaya dizil!
Gök bildiğim bu mavilik, Tek yekun içinde yazıl ve çizil!
Yeşil dallardan süzülen;
Oturduğum rahat koltuk, Necip Fazıl Kısakürek
Beyaz örtüsü masanın,
Sigaram, kahvem, gazetem,
Elimin çizdiği kavis
Kovmak için sinekleri,
Ve esnemem arada bir
Hep yaşadığıma dair
5-E-Posta
Kişilerin dijital ortamda İnternet üzerinden birbirlerine gönderdikleri
mektuplara e-posta adı verilir. Mektup ve e-posta arasında içerik ve yazıyı kullanması
bakımından benzerlik olsa da kullandıkları araç birbirinden farklıdır. Mektup, için
kâğıt, kalem, zarf gibi somut ögeler kullanılmasına rağmen e-posta için bilgisayar,
akıllı cep telefonu vb. elektronik aygıtlar ve İnternet erişimi gereklidir, bu sanal bir
ortamdır.
E-Postanın genel özellikleri
E-posta aslında İnternet dünyasının mektuplarıdır.
E-posta beyaz zarf içindeki mektupsa e-posta hesabı da bir posta kutusudur.
Mektup nasıl posta kutusuna geliyorsa e-posta da e-posta servis sağlayıcıdan
aldığınız e-posta adresine gelir.
İnternet ortamında bir tuşa dokunmak suretiyle muhatabına aktarılan e-posta kâğıttan tasarruf da sağlar.
Ancak mektubun belli bir düzeni vardır, e-postada böyle bir düzen yoktur.
E-posta, mektubun dönüşmüş, değişmiş, daha işlevsel hâle gelmiş ve daha hızlı gönderilen şeklidir.
İnternet ortamında e-posta yazılırken öncelikle konu ve yazma amacı belirlenmelidir. Bunlar belirlendikten
sonra yazacağınız muhatabın yakınlığına göre bir hitap ifadesi (İyi günler, İyi akşamlar, Merhaba, Sevgili
Arkadaşım, Sayın Yaşar Yaşamaz vb.) ile yazıya başlanır.
E-posta adres, bilgi, konu ve metin olmak üzere dört bölümden oluşur. Adres bölümüne e-postanın
gönderileceği kişinin elektronik adresi, bilgi bölümüne bilgi sahibi olması gereken başka kişi veya kurumlar
varsa onların e-posta adresi yazılır. Konu bölümüne gönderilecek iletiyi özetleyen birkaç sözcük yazılır. Metin
bölümünde ise hitap sözü ile başlanarak e-posta metni
yazılır. Metnin altına e-postayı yazan kişinin adı, soyadı, İletişim bilgileri eklenir.
E-posta metni yazıldıktan sonra dikkatlice okunmalı, yazım ve noktalama bakımından gözden geçirilmeli,
görülen eksiklikler düzeltilmeli. Daha sonra muhatabın e-posta adresi yazılarak ona gönderilmelidir.
E-Postanın Öğeleri
Temel olarak bir e-posta gönderim sayfasında, gönderilen kişinin adresinin yazılacağı satır, iletinin içeriğine ilişkin bir
başlık mahiyetinde olan "konu" satırı, iletinin yazılacağı ana metin bölümü, iletiye iliştirilecek doküman ve dosyaların
ekleneceği "ekler" ve göndericinin bilgilerinin yer aldığı imza satırı yer alır (bakınız: Şekil 1). Aşağıda genel olarak
bir e-posta gönderi sayfasında yer alan ifadeler açıklanmaktadır:
Alıcı: Bu alana elektronik mektubun gönderildiği kişinin e-posta adresi yazılır. Gönderilecek kişi sayısı birden
fazlaysa adresler arasına virgül konularak alıcı sayısı arttırılır.
Konu: Elektronik mektubun içeriğine uygun kısa bir tanım
yazılır (Örneğin: Türk Dili Ders Ödevi, Ders Programı vb.)
Cc ekle: Bu alana e-postanın kopyası başka bir kişiye ya da
kişilere gönderilecekse, onların adresleri yazılır. Cc'nin açılım
İngilizce "Carbon Copy (aynen kopya)" ifadesinden
gelmektedir.
Bcc ekle: Cc ifadesi ile aynı işlevi görür; ancak Cc'den farklı yanı, Bcc özelliği kullanıldığında e-postanın
gönderildiği kişilerin elektronik mektubun kopyasının kimlere gönderildiğini görememeleridir. Bcc'nin açılım
İngilizce "Blind Carbon Copy (görünmeyen aynen kopya)" ifadesinden gelmektedir.
İmza: İmza, gönderilen her mektubun sonuna otomatik olarak konulan, içeriği önceden hazırlanmış dosyalardır. İmza
dosyaları, kullanılan elektronik mektup programının bir parçasıdır.
Elektronik mektup, mektubun oluşturulma amacından yola çıkılarak yapılan bir sınıflandırmada bir
mektup çeşidi olarak değerlen dirilemez. Çünkü elektronik mektup, oluşturulma işlevinden değil
gönderildiği ortamın özelliğinden ötürü bu ismi almaktadır. Söz gelimi bir özel mektup, postayla da
İnternet’le de gönderilebilir. Bu mektup İnternet aracılığıyla gönderildi diye özel mektup olmaktan
çıkmaz. Sadece elektronik ortamda gönderildiği için aynı zamanda elektronik mektup olma niteliğini kazanır.
Kaynak:
Türk Dili ve Edebiyatı MEB Yayınları
Türk Dili ve Edebiyatı Sonuç Yayınları
derskonum.com
onedebiyat.net
9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Mektup / E-Posta Konu Anlatımı-Ders Notları PDF Hazırlayan:derskonum.com