Bölüm III

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 13

III.

BÖLÜM
YAPI GÜVENLİĞİ
(Yapı Güvenliği, Dayanım ve Kullanılabilirlik)
M. Hüsem, Betonarme- Yapı Güvenliği

3.1. GİRİŞ

Betonarme yapılar ekonomik ömrü boyunca üzerine etkiyen yükleri, aşırı


şekildeğiştirme, çatlama vb. yapmadan (kullanılır kalarak), belirli bir güvenliğe
sahip olarak taşımalar için tasarlanır. Bir yapıya etkiyen yüklerin kesin olarak
belirlenemediği dikkate alındığında, yapı güvenliğinin de belli bir olasılıkla
sağlanabileceği açıktır. Bu nedenle dayanım ve yük etkilerinin deterministtik
(hesap yöntemleri ile belirlenen) değil, probabilistik (ihtimal/rastgele) olaylar
olması nedeniyle yapı güvenliği de ancak probabilistik (ihtimal hesaplarına
dayanan) yöntemlerle belirlenebilir.

3.2. YAPI GÜVENLİĞİ, MALZEME VE YÜK KATSAYILARI

3.2.1. Yapı Güvenliği

Bir yapı ya da yapı elemanının, üzerine etkiyen yüklerden doğan iç kuvvetleri


(moment, kesme kuvveti, normal kuvvet; çekme ve basınç ve burulma momenti)
51
belli bir emniyetle taşıması gerekir. Diğer bir deyişle yapı güvenliği, dayanımın en
az yük etkileri kadar, hatta daha fazla olmasını sağlamaktır.

Bir yapıya ömrü boyunca etkiyen yükler kesin olarak belirlenemez. Zira bir yapıya
düşey yükler (sabit ve haraketli) ve yatay yükler (deprem, rüzgar, yatay toprak
itkisi, su itkisi vb) aynı anda ya da ayrı ayrı etkiyebilmektedir. Sabit yükler, yapı
ve yapı elemanı boyutlarına bağlı olarak yaklaşık olarak hesaplanabilir. Ancak söz
konusu yapı üzerine gelen haraketli yükler kesin olarak belirlenememektedir. Bu
nedenle bu yükler, çok sayıda istatistik verilerin toplanması ile elde edilmiş ve
yürürlükte bulunan yük yönetmeliklerinde verilmiş karakteristik yük değerleri
kullanılır.

Bir yapıda dayanım, bir elemanın moment ya da eksenel yük (çekme-basınç)


taşıma kapasitesi olabileceği gibi, bir deformasyon sınırlandırması da olabilir.
Yük etkisi ise, elemana etkiyen eksenel yük, eğilme momenti, kesme kuvveti veya
burulma momenti olabileceği gibi, aşırı zorlamalar altında oluşan şekildeğiştirme
ve çatlama durumu da olabilir. Örneğin betonarme bir elemanın enkesitinde, dış
M. Hüsem, Betonarme- Yapı Güvenliği

yüklerden dolayı oluşan eğilme momenti yük etkisi ise, bu kesitin moment taşıma
kapasitesi (taşıma gücü) dayanım olarak tanımlanır.

Yapı güvenliğinin sağlanması için, daha önce de belirtildiği gibi, dayanımın en az


yük etkileri kadar, hatta daha büyük olmasını gerekir. Yapı ya da yapı
elemanlarının dayanımı R, yük etkisi ise F ile gösterilirse yapı güvenliği;

R>F (3.1)

olması durumunda sağlandığı düşünülebilir. Ancak gerek yük etkileri gerekse


dayanım, deterministik değil istatistiksel verilerin toplanması ile elde edilen
rastgele (ihtimal hesapları ile belirlenen) değerlerdir. İstatistiksel verilerin
toplanması ve dağılımının belirlenmesinde, yük ve dayanım değerlerinin normal
dağılım (Gauss dağılımı) kurallarına uyduğu kabul edilmektedir (Şekil 3.1).

52

Şekil 3.1. Yük ve dayanım dağılımları

Şekil 3.1’ den görüldüğü gibi, dayanım ve yük etkileri (R ve F) yerine bunların
karakteristik değerlerini kullanmak daha uygun olmaktadır. Bu durumda yapı
güvenliğinin sağlanması için (3.1) bağıntısı yerine;

Rk > F k (3.2)

olmalıdır. Bu bağıntı teorik olarak doğru olmakla birlikte, Şekil 3.1’ den de
görüldüğü gibi yıkılma olasılığı kabul edilemeyecek kadar büyüktür (Şekil 3.2).
Yıkılma olasılığını azaltmak amacıyla Şekil 3.2’ den de görüldüğü gibi, yük
etkisini (Fk) büyütmek, dayanımı (Rk) ise azaltmak gerekmektedir. Bu şekilde
yıkılma olasılığını azaltmak için yük etkileri, yük katsayıları (𝛾𝑓 ) kullanılarak
artırılır, dayanım ise malzeme katsayıları (𝛾𝑚 ) kullanılarak azaltılır. Bu durumda
(3.2) basıntısı;
M. Hüsem, Betonarme- Yapı Güvenliği

𝑅𝑘
≥ 𝛾𝑓 𝐹𝑘 (3.3)
𝛾𝑚

haline gelir. Burada 𝛾𝑚 , 𝛾𝑓 ≥ 1.0 olan ve standartlarda malzemeye ve yükleme


tipine göre verilen katsayılardır.

Şekil 3.2. Yıkılma olasılığı aralığı


53
Yük ve malzeme katsayıların istenildiği kadar büyük seçilmesi, yıkılma olasılığını
yine de sıfıra indirgeyememektedir. Ancak yıkılma olasılığını çok küçük düzeyde
tutmak mümkündür. Bu durum ekonomik olmaz. Yıkılma olasılığı çok düşük
tutulduğunda ilk yatırım maliyeti, yıkılma olasılığı çok büyük tutulduğunda da
ekonomik ömrü boyunca oluşacak hasarın doğuracağı maliyet artacağından her
iki durumda ekonomik olmamaktadır(Şekil 3.3). Bu nedenle çağdaş güvenlik
yaklaşımı olarak yıkılma olasılığı 10-6 olarak kabul edilmiştir. Yönetmeliklerde
seçilen malzeme ve yük katsayıları ile bu yıkılma olasılığı sağlanmaya çalışılır.

Şekil 3.3. Yıkılma olasılığı-maliyet ilişkisi


M. Hüsem, Betonarme- Yapı Güvenliği

Yük ve malzeme katsayıları ile sağlanmaya çalışılan güvenlik, proje aşamasında


yapılan kabuller nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bu kabuller aşağıda özetlenmiştir.
 Yük kabulleri: Yönetmeliklerde öngörülen yük değerleri istatistik
yöntemlerle çok sayıda toplanmış verilere bağlı olarak belirlenen
karakteristik yük değerleridir. Ancak bu yükten daha büyük bir yükün
yapıya gelme olasılığı her zaman mümkündür (bkz. Şekil 3.1).
 Statik ve betonarme hesap kabulleri: Bir yapının statik ve betonarme
hesapları, gerçek modeli yansıttığı kabul edilen matematik modeller
üzerinden yapılmaktadır. Bu durum hem statik sistem hem de kullanılan
malzemeler için geçerlidir. Statik hesaplar, geçerliliği kabul görmüş ve
elastik davranışa dayalı analiz yöntemleri kullanılarak, iç kuvvetler (kesit
etkileri) yaklaşık olarak belirlenmektedir. Statikçe belirli olmayan taşıyıcı
sistemde kesit etkilerinin dağılımı, kesit rijitliklerinin oranına bağlıdır ve
bunlar ancak belirli bir yaklaşımla tahmin edilmektedir. Bununla birlikte,
yapı temellerinde zemin gerilmeleri hesabında yapılan kabuller de belirli
bir yaklaşıklığı içermektedir.
 Malzeme dayanım kabulleri: Bir yapıda kullanılan betonu oluşturan 54
agrega ve çimentonun özelikleri de bir dağılım gösterdiği için beton
dayanımında da değişmeler kaçınılmazdır. Bununla birlikte, betonun
hazırlanması, yerleştirilmesi ve kürünün yapılmasındaki farklılıklar da
dayanımı etkilemektedir. Ayrıca donatı çubuklarının, az da olsa,
dayanımlarında ve birim uzama değerlerinde farklılıklar da
olabilmektedir. Tüm bunların yanında yapının tekrarlı yüklere maruz
kalması nedeniyle, malzemede yorulma oluşabilmektedir.
 Boyutlarda yapılan hatalar: Betonarme elemanların boyutlarının ancak 10
mm mertebesindeki bir hassasiyetle imal edilmesi durumunda bile, eleman
rijitliğinde önemli değişikliğe neden olmaktadır. Zaman zaman gerek
kolon gerekse kiriş genişlik ve yüksekliklerinde benzer mertebelerde
hatalara rastlamak mümkün olmaktadır. Betonarme kesitlerde gerekli
donatının bulunması gereken yerden, daha farklı elemanın taşıma
kapasitesini değiştirmektedir.

Bir betonarme yapıda, yukarıda verilen ve ortadan kaldırılması imkânsız denecek


kadar zor olan belirsizlikleri azaltmak için, yapının taşıyıcılık özeliği üzerinde bir
M. Hüsem, Betonarme- Yapı Güvenliği

güvenliğin olması istenmekte, bu da bu bölümde tanımlanan yük ve malzeme


katsayıları ile sağlanmaya çalışılmaktadır.

Betonarme bir yapının projelendirilmesinde kullanılan ve belli bir güveliğin


sağlanmasına imkân veren, hesap dayanımı /tasarım dayanımı (Rd), ve
hesap/tasarım yükü (Fd) aşağıda verilmiştir.

𝑅𝑘
𝑅𝑑 = (3.4)
𝛾𝑚

Burada Rd, betonun basınç (fcd) ve çekme dayanımı (fctd) olabileceği gibi,
donatının akma(fyd) hesap/tasarım dayanımı da olabilmektedir.

𝐹𝑑 = 𝛾𝑚 𝐹𝑘 (3.4)

Burada hesap yükü Fd, sabit yük (G) ya da haraketli yük (Q) olabileceği gibi,
deprem (E), rüzgâr (W), faklı sıcaklık etkisi (T), yatay toprak itkisi (H) ‘ da
olabileceği gibi, bu yükler etkisinde elemanlarda oluşan iç kuvvetler, 55
hesap/tasarım momenti (Md), hesap/tasarın kesme kuvveti (Vd), hesap/tasarım
eksenel yükü (Nd) vb. de olabilmektedir.

3.2.2. Malzeme Katsayıları

Betonarme yapı projelendirilmesinde kullanılacak betonun hesap/tasarım


dayanımı dikkate alınır. Betonun hesap/tasarım dayanımı, karakteristik
dayanımın, beton için standartlarda tanımlanmış bir malzeme katsayısıyla
bölünmesiyle elde edilir.

𝑓𝑐𝑘
Betonun basınç hesap/tasarım dayanımı: 𝑓𝑐𝑑 = 𝛾𝑚
𝑓𝑐𝑡𝑘
Betonun çekme hesap/tasarım dayanımı: 𝑓𝑐𝑡𝑑 = 𝛾𝑚

Bugün yürürlükte bulunan standartlarda, beton için malzeme katsayısı 𝛾𝑚𝑐 = 1.5
olarak tanımlanmıştır. Ancak bu katsayının prefabrik elemanların üretiminde
kullanılan betonlar için 1.4, betonun tekrar üretilebilirliği konusunda yada nitelik
M. Hüsem, Betonarme- Yapı Güvenliği

denetiminin gerektiği gibi yapılamadığı durumlarda bu katsayı 1.7’ ye kadar


çıkartılabileceği de belirtilmektedir.

Betonarme yapılarda donatı olarak kullanılan çelik için malzeme katsayısı


𝛾𝑚𝑠 = 1.15 olarak verilmiştir. Burada donatının malzeme katsayısının
betonunkinden az olması, üretim teknikleri ve üretimde yapılan kalite kontrol
nedeniyle, üretimden üretime kimyasal, fiziksel ve mekanik özeliklerinde
dağılımın fazla olmamasıdır.

Betonarme yapılarda kullanılan beton ve donatı için hesap/tasarım değerleri


Tablo 3.1 ve Tablo 3.2 de verilmiştir.

Tablo 3.1. Betonun basınç ve çekme karakteristik ve hesap dayanımları


Dayanım Beton dayanım sınıfları
C20/25 C25/30 C30/37 C35/45 C40/50 C45/55 C50/60
fck, (MPa) 20 25 30 35 40 45 50
fcd, (MPa) 13 17 20 23 27 30 33 56
fctk, (MPa) 1.6 1.8 1.9 2.1 2.2 2.3 2.5
fctd, (MPa) 1.1 1.2 1.3 1.4 1.5 1.5 1.7

Tablo 3.2. Donatı çeliğinin karakteristik akma ve hesap akma dayanımları


Dayanım Donatı çeliği sınıfları
S220 S420 B420 C B500 C
fyk, MPa 220 420 420 500
fyd, MPa 191 365 365 435
Kullanılma durumu X (*)  
(*) S420 sınıfı donatı çeliği, “çekme dayanımı / akma gerilmesi” oranı 1.35 değerinden küçük olması
durumunda ve eşdeğer karbon oranı %0.50’yi geçmeme koşulu ile kullanılabilir.
M. Hüsem, Betonarme- Yapı Güvenliği

3.2.3. Yük Katsayıları

Bir yapıya etkiyen yükler, yapının kendi ağırlığından başka TS 498 ve diğer yük
yönetmeliklerinden alınan haraketli yükler, sıcaklık etkisi, deprem ve rüzgar
yükleri, yatay toprak itkisi gibi farklı türde olabilir. TS 500-2000’ de yük
yönetmeliklerinde verilen yüklerin karakteristik değer olarak alınabileceğini
belirtilmektedir. Söz konusu yükler, yapı güvenliğini istenilen düzeyde
sağlayabilmek amacıyla, yük katsayıları (𝛾𝑓 ) ile artırılarak kullanılmaktadır.
Bunun için yapı elemanına etkiyen sabit yükler (G) 1.4 ile, haraketli yükler (Q) 1.6
ile rüzgar yükü (W) 1.3 ile deprem itkisi ise (E) 1.0 ile çarpılarak kullanılmaktadır.

Bir yapıda yalnızca sabit ve haraketli yüklerin bulunması durumunda dikkate


alınacak temel yük bileşeni;

𝐹𝑑 = 𝛾𝑔 𝐹𝑔 + 𝛾𝑞 𝐹𝑞
Fd= 1.4 G+ 1.6 Q (3.5)
57
şeklindedir. Bu yüklemeler, yapıya etkiyen yükleme türüne göre de
değişmektedir. Ancak iki tür haraketli yük bulunması durumunda, bu yüklerin
beraber etkime olasılığının düşük olması nedeniyle, yük katsayılarında azaltma
yapılabilir. Buna göre TS 500’ de tanımlanan yük bileşenleri aşağıda verilmiştir.

Sadece düşey yük etkimesi durumunda:


Fd=1.4 G+ 1.6 Q
Fd= 1.0 G+1.2 Q+1.2 T
Rüzgâr yükü etkimesi durumunda:
Fd= 1.0 G+ 1.3 Q + 1.3 W
Fd= 0.9 G + 1.3 W
Deprem etkisi olması durumunda:
Fd= 1.0 G + 1.0 Q + 1.0 E
Toprak itkisi durumunda:
Fd= 1.4 G + 1.6 Q + 1.6 H
Fd= 0.9 G + 1.6 H
M. Hüsem, Betonarme- Yapı Güvenliği

Bir yapı projesinde her zaman düşey yükler (sabit ve haraketli) bulunduğu için
temel yük bileşeni her zaman mevcuttur. Diğer yük bileşenleri, farklı türde
yüklerin yapıya gelmesi durumunda geçerli olmakta ve bu yüklemelerden elde
edilen en elverişsiz kesit etkileri projelendirmede dikkate alınır. Temel yük
bileşeni, haraketli yükün sabit yüke oranının 1/3 den küçük olduğu ve taşıyıcı
sistem çerçeveyi oluşturan kirişlerde iki komşu açıklıktan küçüğünün büyüğüne
oranı 0.80 den büyük olduğu durumda aşağıda verildiği gibi yaklaşık olarak
dikkate alınabilir.

Fd= 1.5 (G + Q)

Yukarıda verilen yük bileşenlerinden rüzgar ve depremin birlikte etkime


olasılığının çok düşük olması nedeniyle, bu iki etki ayrı ayrı dikkate alınmalıdır.
Yük bileşenlerinde verilen 0.9 katsayısı olanlar, öz ağırlık ve haraketli yükün söz
konusu etkiyi azalttığı durumlarda kullanılır. Yükler yürürlükte olan standartlar
ve yönetmeliklerden alınır. Bu standart ve yönetmeliklerde olmayan yükler için
mühendis yük analizi yaparak elde ettiği yükü kullanabilir. 58
Betonarme yapılar için üç sınır durum söz konusudur. Bunlar taşıma gücü sınır
durumu, kullanım (servis ) sınır durumu ve göçme sınır durumu olarak
adlandırılır. Taşıma gücü sınır durumu hesaplarında yukarıda verilen yük
bileşenleri ve katsayılar kullanılır. Kullanılabilirlik (servis) sınır durumu için ise
yük ve malzeme katsayıları 1.0 alınır.

3.3. Betonarme Yapıların Projelendirme, Yapım ve Bakım Aşamaları

Betonarme bir yapının hesabını yapan bir proje mühendisi, hesaplarında gerek
betonarmenin davranışı gerekse yük ve hesap yöntemlerinin yaklaşıklığı
nedeniyle, birçok varsayım yapmak zorunda kalmaktadır. Betonarme yapılarda,
sistemin çözümü için yapılan klasik varsayımların yanı sıra, malzeme davranışı ile
ilgili bazı varsayımların da, yapılması zorunlu olmaktadır.

Betonarme gibi, elastik ve doğrusal olmayan, gerilmeleri zaman ve yük geçmişine


bağlı bir malzemenin davranışını hesaplara yansıtmak kolay değildir. Bununla
M. Hüsem, Betonarme- Yapı Güvenliği

birlikte, davranışı etkileyen tüm değişkenlerin hesapta dikkate alınması, işlemleri


son derece karmaşık duruma getirerek, pratik olmaktan çıkarmaktadır. Bu
nedenle, hesaplarda önemi daha az olan bazı değişkenlerin ihmal edilmesi ve
diğerlerinin de basitleştirilerek hesaba katılması yoluna gidilmektedir. Bu
durumda da hesaplar sonunda elde edilen davranışın, gerçek davranıştan
tamamen uzaklaşma olasılığı da mevcuttur.
Yapılan varsayımların ve basitleştirmelerin doğruluk ve geçerliliğinin saptanması,
çözümün tüm aşamalarının ve sonuçlarının sağlam bir davranış bilgisi ışığı
altında değerlendirilmesi ve tecrübe süzgecinden geçirilmesiyle mümkün
olabilmektedir.

Davranış bilgisi ve tecrübeden mahrum olan bir mühendis sayıların esiri olacak,
gerçek sorunlardan habersiz kalacak ve günün birinde betonarme yapıların kendi
hesap sonuçları ve/ yada bilgisayar çıktılarından çok farklı davrandığını görerek
hayal kırıklığına uğrayacaktır. Betonarmenin bu ilginç davranışı nedeniyle, proje
mühendisi, değişik malzeme ile oluşturulan yapıların hesabını yaparken, sadece
matematiksel çözümlerin yeterli olmadığını iyi bilmeli, gerekli yaklaşımları 59
davranış bilgisine bağlı olarak yapmalıdır.

Betonarme yapıların projelendirilmesinde, projeyi yapan mühendis, hesap sonucu


ortaya çıkan sayıların, bağlayıcı değil yol gösterici olduğunu bilmesi
gerekmektedir. Herhangi bir betonarme yapı için beş aşamadan bahsetmek
mümkündür. Bunlar aşağıda özetlenmiştir.

 Yer seçimi: Kendi doğal dengesi içinde bulunan bir arazide, temel açmak
amacıyla ya da başka amaçlarla hafriyat yapmak, yeni yükler yüklemek ya
da yüklerden bir kısmını kaldırmak gibi yapılan her müdahalenin onun
dengesini bozacağı dikkate alınmalıdır. Bu nedenle yeni yapılacak ya da
yıkılacak bir yapının, arazinin dengesini ne yönde etkileyeceğinin
incelenmesi ve olumsuz etkilere karşı gerekli önlemlerin alınması
kaçınılmazdır. Bu önlemlerin belirlenmesi için ise zemin incelemelerinin
yeterli düzeyde yapılması gerekir. Bir yapının projelendirilmesine
başlamadan önce, seçilen yerle ilgili mutlaka zemin etüdü yapılmalı ve
zemin karakteristikleri iyi bilinmelidir.
M. Hüsem, Betonarme- Yapı Güvenliği

 Taşıyıcı sistem seçimi: Bir yapının taşıyıcı sistem seçimi, yapısal davranışı
etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. Yanlış seçilen ya da uygun
olmayan bir taşıyıcı sistem, beklenilen davranışın sağlanmasında oldukça
zorluklar çıkartabilir. Diğer bir deyişle, yanlış seçilen bir sistemin sağlıklı
davranmasını sağlamak için, sonraki aşamalarda gösterilecek çabanın
ekonomik olmayacağı açıktır. Taşıyıcı sistem seçiminde, Deprem
Yönetmeliğinde verilen düzensizlik durumları dikkate alınmalı ve yeterli
süneklik ve rijitlikle ilgili olarak, ilgili yönetmeliklerde belirtilen kurallara
uyulmalıdır. Yapı sistemi seçilirken, yapısal davranışın yanı sıra, mimari
ve ekonomik faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Taşıyıcı sistem
seçiminde yapılan bazı hatalar aşağıda verilmiştir.

 Derin kirişlerin (yüksek kiriş) narin kolonlara oturtulması: Bu


durum göçme anında kiriş mekanizması yerine, kolon
mekanizmasının meydana gelmesine neden olduğundan, yapı
göçmelerinin çok tehlikeli olmasına sebep olur.
 Pencere boşlukları ile, gevrek kırılmaya elverişli kısa kolonların 60
meydana getirilmesi ve bu kolonlarda Etriyelerin yetersiz oluşu.
 Kolon enkesit boyut oranlarının uygun olmayışı
 Kütle merkezi ile rijitlik merkezi arasındaki mesafenin fazla olması,
buna rağmen burulma hesabı yapılmamış olması
 Zemin kat yüksekliklerinin diğer katlardan daha büyük ya da zemin
kat boşluk oranlarının daha fazla, dolayısıyla da rijitliklerinin daha
küçük olması
 Büyük çıkma ve ağır çatıların varlığı
 Kirişsiz ya da asmolen döşemelere sahip yapılarda yatay yükü
alacak diyagonal sistem ya da betonarme duvarların bulunmayışı.
 Bitişik düzende inşa edilen yapılar arasında yeterli genişlikte derz
bırakılmamış olması.
Bütün bunlar ve diğer benzeri hatalar, seçilen sistemde ileride telafisi güç
bir durum alabilmekte, bu nedenle de daha sistem seçiminde gerekli özenin
gösterilmesi gerekmektedir.

 Yapısal çözümleme: Taşıyıcı sistemi uygun olarak seçildikten sonra,


yapısal çözümlemesi herhangi bir yöntemle yapılması gerekir. Bunun için;
M. Hüsem, Betonarme- Yapı Güvenliği

 Yapıya ömrü boyunca etkiyecek yüklerin belirlenmesi


 Bu yükler altında varsayılan rijitlikler temel alınarak, kesit
etkilerinin bulunması:
 Yapıyı oluşturan elemanların, teker teker veya bir arada, hesaplanan
kesit zorlamaları altında dayanım, şekildeğiştirme ve çatlak
genişliği açısından belirli bir güvenliği sağlayacak şekilde
boyutlandırılması, donatı hesabı ve hesaplana donatıların
detaylandırılması
Yapısal çözümleme, herhangi bir yöntemle yapılabilmektedir. Bu yöntemlerin
belirli varsayımlara dayandığı ve hiçbir yöntemin kesin olmadığı
unutulmamalıdır. Yapılacak yapısal çözümlemede, malzeme davranışının
doğrusal elastik olduğu varsayımına dayanan çözümleme, doğrusal çözümleme,
davranışın elasto plastik olduğu varsayımına dayanan çözümleme ise limit analiz
olarak adlandırılan yöntemlerden biri kullanılabilir. Betonarmenin doğrusal
elastik olmayan gerçek davranışını temel alan çözümlemeye de orantısız
çözümleme adı verilmektedir.
61
Betonarme bir yapının projelendirilmesinde, yapısal çözümleme için, eleman
rijitkillerinin bilinmesi gerekir. Bunun için bazı basit hesaplar ve yönetmelik
koşulları dikkate alınarak yapı elemanlarının ön boyutlandırılması ile enkesit
boyutları belirlenir. Bu aşamadan sonra sistemin yapısal çözümlemesi yapılarak iç
kuvvetler (kesit etkileri) belirlenerek betonarme hesaplar yapılır.

 Yapım aşaması: Betonarme bir yapının yapım aşaması da en az diğer


aşamaları kadar önemlidir. Zira bir yapının projesi ne kadar hatasız
yapılırsa yapılsın, yapının yerinde inşası bu projeye göre yapılmadığı
durumda istenilen güvenliğe sahip olması mümkün değildir. Hesaplara
büyük önem veren, farklı yöntemlerin doğruluk derecesini uzun uzun
tartışan, en ileri bilgisayar programları kullanan mühendis, genellikle
yapım aşamasını pek önemsemez. Bu zihniyetin doğal sonucu olarak, ilkel
bir biçimde ve denetimden yoksun olarak inşa edilen yapı, projesinde
öngörülenden oldukça farklı özeliklere sahip olmaktadır.

 Bakım aşaması: Betonarme bir yapı inşa edildikten sonra ekonomik ömrü
boyunca, bakım ve onarımının yapılması gerekmektedir. Bu da, mevcut yapı
M. Hüsem, Betonarme- Yapı Güvenliği

etrafında önlem alınmadan rastgele yeni yapı inşasının önlenmesi, yapının yağış
suları, yüzeysel sular, yeraltı suları ve havanın bağıl nemine karşı gerekli yalıtımın
yapılması gerekir. Betonarme yapılarda, rötre, sünme, sıcaklık değişimi ve faklı
mesnet çökmesi gibi olaylar nedeniyle meydana gelecek olan kaçınılmaz çatlaklar
kapatılmalıdır. Bunların yapılmaması durumunda, yapıların ekonomik ömürleri
hızla azalmakta, yapı betonu zamanla bozulup ufalanmakta, donatı korozyona
uğramakta, temel zeminin taşıma gücü azalmakta, dolayısıyla da temel taban
gerilmeleri zemin emniyet gerilmesini geçebilmekte ya da mesnetlerdeki farklı
çökmelerin artmasıyla üst yapıda oluşan ilave kesit etkileriyle yapı güvenliği
giderek azalmaktadır.

62

You might also like