Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 5

ELEKTROENSEFALOGRAFİ’NİN TEMELLERİ

1. Elektroensefalografi Nedir?
Elektroensefalografi (EEG), beyindeki sinir hücreleri tarafından elektriksel faaliyetin
kaydedilmesi işlemidir. Beynin elektriksel faaliyeti, saçlı derinin üzerine takılan metal
elektrotlar aracılığıyla ölçülür (Şekil 1). Ölçüm sırasında hastaya kesinlikle elektrik verilmez.
EEG, beyinde oluşan bazı hastalıkların ölçülmesinde, beyni etkileyen durumların
araştırılmasında kullanılır.

Şekil 1

2. Elektroensefalografi’nin Tarihi
Beyindeki elektriksel akımlarının varlığı, ilk kez tavşan ve maymun deneylerinde
galvanometre ile ölçüm yapan Richard Caton tarafından bulunmuştur. Caton 1887’de yaptığı
deneylerde, göze uygulanan uyarıcı etkisi ile beyin elektriksel sinyallerinde negatif yönde
sapma olduğunu göstermiştir. Uyarılma potansiyelinin temelini atmıştır. Aldof Beck tavşan ve
köpek deneylerinde görsel ve işitsel uyaranlar ile beyindeki ritmik dalgalanmaların
kaybolduğunu bulmuş. Bu sayede ilk kez alfa ritminin blokajını göstermiştir. Pravdich-
Neminsky 1912 yılında köpeklerde beyin elektriksel aktivitesini, beyin yüzeyine yerleştirilen
elektrotlar aracılığıyla il kez fotoğrafik yöntemle kaydetmiştir.
Hans Berger 1924 yılında I. Dünya Savaşı’nda kafatası yaralanması olan insanlarda, beyne
yerleştirilen elektrotlarla ilk EEG kaydını almıştır (Şekil 2). Berger, EEG üzerinde ilk yayını
1929 yılında yapılmıştır. İlerleyen yıllarda saçlı deriye yerleştirdiği elektrotlarla da EEG kaydı
yapılabileceğini ortaya atmıştır. Toplam 23 yayın ile alfa ve beta beyin aktivitelerini çeşitli
durumlara bağlı EEG değişimleri tanımlanmıştır.

Şekil 2 İlk insan beyni Elektroensefalografi kaydı.


3. EEG-Beyin Aktivitesinin Hücresel Boyutta İncelenmesi
Beynin elektriksel aktivitesi, hücresel boyutta biyokimyasal bazlı iyonik akımların sonucudur.
Merkezi sinir sisteminde, iki ana hücre tipi bulunmaktadır. Bunlar nöronlar ve glial hücreleridir.
Nöronlar, dentrit ve aksondan oluşmaktadır ve birbirlerine sayısız sinapslar bağlantıları ile
bağlıdırlar (Şekil 3).

Şekil 3 Nöron’un kısımları

Nöronlar nöral hücre membranına (zar) sahiptirler. İki lipit tabakalı nöral hücre membranı
hücreyi, hücre içi ve hücre dışı olarak iki kısma ayırmaktadır. Hücre dışında sodyum ve klor
iyonları yüksek konsantrasyondadır. Potasyum iyonları ise negatif yüklü büyük moleküller ve
anyonlar hücre içinde yüksek orandadır. Membranın iç ve dış kısmında oluşan iyon
konsantrasyon farklılığı istirahat membran modelini oluşturmaktadır (Şekil 4). Bu modelde
hücre içine pozitif iyon geçişi depolarizasyon, negatif iyonların geçişine hiperpolarizasyon
denir.

Şekil 4 Dinlenme Potansiyeli Modeli


Hücrenin istirahat membran potansiyeline varması Na-K-ATPaz pompalanması ile olur. Na
hücre içine çok fazla giriş yaptığında membran potansiyeli eşik değerine ulaşır ve potansiyelin
yükselen fazını oluşturur. K iyonunun dışarı çıkması, Na iyonu girişi azalması repolarizasyona
neden olarak potansiyelin düşen fazını oluşturur.

4.EEG Ölçümü ve Araçları


EEG sinyalleri osiloskop gözlem aracı kullanılarak gözlemlenir. Eski sistemlerde ölçüm
kayıtları kayıt cihazı ile kâğıda yazdırılırken, yeni cihazlarda ise dijital osiloskoplarda
görüntülenen EEG verileri dijital ortamda kayıt altına alınıp, izlenebilmektedir.
Ölçüm, kafadan yapılmaktadır. İnsan kafası iyi bir iletken olmadığı için gözlem aracı, kafadan
alınan elektrik sinyallerini, içerisinde bulunan yüksek kazançlı yükselticiler ile işlemelidir.
EEG cihazı yüksek giriş empedansına sahip olmalıdır. Kaydedilen verilerin sınırları 0.53-75 Hz
arasında olmalıdır.
Ölçümler kafa derisi üzerinden (Şekil 5), korteks üzerinden ve beyin içi elektrotlarla
yapılabilmektedir. Ölçüm süresi, 10 dakika ile 24 saat arasında, tespit edilmek istenen hastalığa
ya da duruma göre değişebilmektedir. Sekiz ya da daha fazla kanal kullanılabilmektedir.

Şekil 5 EEG probları kafa üstünden bağlantı şekli.

5.Ölçülen Beyin Dalgaları


Normalde bir EEG sinyali birçok frekansı içerebilir ama herhangi bir anda belirli bir frekans
diğer frekanslara göre daha çok egemendir. Beynin aktivite düzeyi yükseldikçe sinyal frekansı
yükselmekte, genlikleri düşmektedir. EKG’de olduğu gibi özel biçimleri yoktur. Rastgele
potansiyel değişimi gözlenmektedir.
Temel olarak EEG ile 4 temel beyin dalgası incelenir. Bunlar (Şekil 6):

• Delta: Frekansları 0.5-4 Hz, genlikleri 20-400 µV aralığındadır. Derin uyku ve beynin
çok düşük aktivite gösterdiği durumlarda karşılaşılmaktadır.
• Teta: Frekansları 4-8 Hz, genlikleri 5-100 µV aralığındadır. Normal kişilerde rüya
görülen uyku durumunda, orta derinlikteki anestezik durum gibi beynin düşük aktivite
gösterdiği durumlarda gözlenmektedir. Stres altındayken de görülebilmektedir.

• Alfa: Frekansları 8-13 Hz, genlikleri 2-10 µV aralığındadır. Sinüzoidal dalga biçimine
çok benzer özellik gösterir. Gözlerin kapalı, zihinsel olarak tam dinlenme
gerçekleştiğinde görülür. Occipital bölgeden alınan kayıtlarda en belirgin biçimde
gözlenir.

• Beta: Frekansları 13 Hz den yüksek, genlikleri de 1-5 µV aralığındadır. Bu dalgalarda


odaklanmış dikkat, zihinsel iş ve uykunun hızlı göz hareketleri evrelerinde
karşılaşılmaktadır. Beynin en yüksek aktivite gösterdiği dalgadır.

Şekil 6

6.EEG Eğrilerinin Değerlendirilmesi Yöntemleri


EEG dalgalarının frekansını belirleyebilmek için, belirli bir zaman aralığındaki eğrilerdeki
tepeler sayılır ve zamana oranlanarak ortalama frekans belirlenir.
Ortalama frekansı belirlemek için bir başka yöntem ise sıfırdan geçme analizidir. Örneğin her
bir 10 saniyelik ölçüm içerisinde, eğrinin ardışık sıfırdan geçmeleri arasındaki süreler ölçülür.
Her bir ölçüm yarım periyot olarak kabul edilir. Ardından ortalama alınarak karşılığı olan
periyot ve frekans belirlenir.
Doğru sonuç veren bir başka yöntem ise bilgisayar teknikleri kullanılarak yapılan Fourier
Analizi yöntemidir. Bu yöntem kullanılarak EEG sinyali içerisinde hangi frekansların hangi
paylarda bulunduğu, yani frekans spektrumu ayrıntılı olarak belirlenir.
Ortalama genlik ölçümü ise manuel yöntemlerle belirlenebilir. Örneğin 10 saniyelik bir süre
içerisinde, tüm tepeden tepeye genlikler milimetrik kağıt üzerimde belirlenip, kaç adet bölme
olduğu sayılır. Ardından bu veriler ile ortalama µV/bölme cinsinden ifade edilir. Ortalama
ölçek duyarlılığıyla çarpılarak µV cinsinden ortalama genlik belirlenmiş olur.
“Genlik analizinin otomatik yapıldığı bir başka yöntem ise alternatif akımların doğrultulması
işlemine benzer şekilde yapılmaktadır. EEG sinyalleri doğrultma ve süzme işlemlerinden
geçirilir. Elde edilen doğru gerilim EEG sinyallerinin genliğiyle doğru orantılıdır.”

KAYNAKLAR

1. Internet: BETATOM EMAR GÖRÜNTÜLEME VE TANI MERKEZİ, "EEG -


Elektroensefalografi", http://www.betatom.com.tr/hizmetlerimiz/eeg-
elektroensefalografi/ (2020).

2. Internet: Baykan, B. and Altındağ, E., "Elektroensefalografi",


http://www.itfnoroloji.org/semi2/eeg.htm .

3. Alkaç, Ü. İ., Üniversitesi, İ., Tıp, İ., Fizyoloji, F., and Dalı, A., "Beyin Araştırmaları
Tarihinde Bir Gezinti : Elektronörofizyoloji", 14–19 (1941).

4. Pehlivan, F., "Biyofizik", Biyofizik, 9. Basım. Ed., Pelikan Yayınları, 165–175 (2011).

You might also like