Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 24

SOSYAL SİSTEM OLARAK

SINIF
İÇİNDEKİLER

• Sosyal Sistem
• Sosyal Sistem Olarak Sınıfın
Özellikleri
• Sosyal Sistem Olarak Sınıfın
SINIF YÖNETİMİ
Analizi Prof. Dr. Burhanettin
• Okul ve Sınıf Kültürü
• Okul ve Sınıf İklimi
DÖNMEZ
• Sınıfın Öğrenme Kültürünü ve
İklimini Etkileyen Başlıca
Değişkenler
• Olumlu Öğrenme İkliminin
Sonuçları

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Sosyal sistem, örgüt kültürü,
HEDEFLER

örgüt iklimi gibi kavramları


tanımlayabilecek,
• Okulu ve sınıfı bir sosyal sistem
olarak yorumlayabilecek,
• Sınıf ortamını etkileyen
çevresel değişkenleri
öğrenebilecek,
• Sınıfın öğrenme kültürü ve
iklimini etkileyen değişkenleri
ÜNİTE

2
kavrayabilecek,
• Olumlu öğrenme ikliminin
olası sonuçlarını
öğrenebileceksiniz.
Sosyal Sistem Olarak Sınıf

GİRİŞ
Eğitim sistemleri açısından okullar temel üretim birimleridir. Okullar
olmadan eğitim sistemleri olamaz. Okullar açısından da sınıflar aynı
durumdadırlar. Eğitim hizmetlerinin üretildiği, öğretimin yapıldığı yerler sınıflardır.
Okullarda eğitim hizmetlerinin üretilebilmesi için uygun ortamların
oluşturulması gerekir. Sınıflar öğrencilerin davranışlarının değiştirildiği ya da yeni
davranışlar kazandırıldığı ortamlardır. Davranış değişikliği için gerekli koşullardan
Sınıflar, öğrencilerin biri ortamdır. Ortam, bir insanın ya da insan topluluğunun yaşayışını etkileyen
davranışlarının fiziksel toplumsal ve psikolojik etkenlerin tümü olarak tanımlanmaktadır.
değiştirildiği ya da yeni Davranışlar ancak uygun ortamlar da kazandırılabilir. Eğitim ortamının bir boyutu,
davranışlar fiziksel boyuttur. Kuşkusuz sınıf ortamındaki her şey; sıra, masa, dolap, yazı
kazandırıldığı tahtası, kapı, pencere, elbise askısı gibi fiziksel objeler ve bunların kullanım
ortamlardır.
biçimleri, dersliğin büyüklüğü ya da küçüklüğü, konumu, hangi katta olduğu, güneş
alma durumu, gürültü düzeyi gibi fiziksel koşulları, öğrenciyi, dolayısı ile
öğrenmeyi etkiler. Fiziksel koşullardan tamamen bağımsız olmamakla birlikte,
sınıfın ve sınıf çevresinin sosyal yapısı ve kültürel özellikleri, görece olarak daha az
süreklilik gösterdiği kabul edilen sınıf ve çevresinin psikolojik özellikleri, bir başka
ifade ile iklimi, en az fiziksel koşullar kadar öğrenci davranışlarını ve öğrenme
iklimini etkileyen değişkenlerdir.
Bu bölümde sınıf, önce bir sosyal sistem olarak ele alınmakta; sosyal sistem
kavramından hareketle sosyal sistemin boyutları üzerinde durulmakta ve sınıf
kültürü bağlamında yorumlanmaktadır. Daha sonra sınıf ortamı psikolojik
özellikleri açısından incelenirken, iklim kavramı çerçevesinde sınıf iklimini
etkileyen ögeler ele alınmakta ve olumlu bir örgüt ikliminin sınıf ortamı açısından
sonuçları üzerinde durulmaktadır.

SOSYAL SİSTEM
Sistem, aralarında anlamlı ilişkiler bulunan parçalar (alt sistemler)
bütünüdür. Her sistemin bazı temel ögeleri vardır. Bunlar:

• Sistemin varlık nedeni olan bir amaç,


• Bu amacı gerçekleştirmek için işlenmek üzere alınan ya da işleme
Her sistem; girdi, sürecinde kullanılacak girdi,
işleme süreci, çıktı,
• Ham maddeyi ürüne dönüştüren ve bu dönüşüm sürecinde kullanılan
çevre ve dönüt olmak
yöntemler, teknikler ve teknolojiyi de kapsayan işleme süreci,
üzere beş temel
ögeden oluşur. • Bu süreç sonunda ortaya çıkan ürün ya da çıktı,
• Bu ürüne istemde bulunan, ürünün pazarlanacağı çevre,
• Çevrenin olası istemleri, ürünün ve işleme sürecinin niteliği, girdi maliyeti
gibi konularda bilgi edinmeye ve giderek ürünün niteliğini artırmaya yarayan her
türlü dönüt (feed-back)’tür.
Sistemler mekanik, biyolojik ve sosyal (toplumsal) sistemler olarak
sınıflandırılabilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

Örnek
•Otomobil mekanik sisteme, insan biyolojik sisteme, okul
toplumsal sisteme örnek olarak gösterilebilir. .

Çevreden girdi alan ve çıktıları ile çevreye katkıda bulunan sistemler, açık
sistem olarak adlandırılırlar. Sosyal sistemler insanlardan oluşur. Sistemlerin açıklık
derecesi farklı olabilir. Örneğin sosyal sistem olarak bir okul ile bir askeri birliğin
Çevreden girdi alan açıklık dereceleri biri birinden farklıdır. Sistemin temel ögeleri açısından
ve çıktıları ile incelendiğinde okullar, toplumdan aldıkları öğrenci başta olmak üzere çeşitli
çevreye katkıda girdileri, girdinin niteliğine uygun olarak belirli bir süre işleyen (eğiten), çıktı
bulunan sistemler, (eğitilmiş insan) olarak yine toplumsal çevrenin hizmetine sunan ve sürekli
açık sistemlerdir.
ürününün niteliğini artırmak için programları ve süreçleri denetleyen, gerektiğinde
değişiklik yapmak için dönüt almaya çalışan toplumsal açık sistemlerdir.

Sosyal Sistem Olarak Sınıfın Özellikleri


Okullar ve sınıflar toplumsal açık sistemlerdir. Toplumsal sistemler
insanlardan ve onların etkileşimlerinden oluşurlar. Okulun ürünü içindeki
insanların etkileşimlerinin niteliğine göre değer kazanır. Bir okulda öğretmen
öğrenci, öğrenci öğrenci, öğretmen yönetici, öğrenci yönetici, öğretmen veli vb.
ilişkilerin istenilen düzeyde olması öğrenci başarısının ön koşuludur. Çok bilinen
tanımlarından birine göre eğitim, bireyin toplumsallaştırılması; toplumun
değerlerinin bireyin kişiliğine mal edilmesidir. Bu tanım bireyi eğitecek okulun
Okulun ürünü
içindeki insanların sosyal ortamının önemini daha iyi vurgulamaktadır.
etkileşimlerinin Literatürde sosyal sistemlerin özelliklerine ilişkin çeşitli görüşler vardır.
niteliğine göre
Genel olarak sosyal sistemleri tanıma açısından Wayne K. Hoy ve Cecil G. Miskel
değer kazanır.
tarafından belirlenen toplumsal sistem modeline ilişkin özellikler aşağıda verilmiş,
ayrıca bu özellikler okul ve sınıf örgütüne uygulanmaya çalışılmıştır.
• Sosyal sistemler biri birine bağlı, bütüne katkıda bulunan ve bütünden
yararlanan parçalardan, özelliklerden ve etkinliklerden oluşur. Bir parça
etkilendiğinde, bu etki bütün sisteme yayılır. Okullar eğitim sisteminin, sınıflar da
okulların alt sistemidir. Eğitim sistemi okullardan oluşur. Ayrılanların yerine yeni
öğretmenler atanmadığı ya da öğretmen ücretleri ödenmediği taktirde eğitim
sisteminin işleyişi bozulacaktır.
• Sosyal sistemler amaç yönelimlidir. Öncelikleri ve önemi biri birinden
genel amaçları, temel ilkeleri ve okulların eğitim kademelerine göre amaçları Milli
Eğitim Temel Kanunu’nda belirtilmiştir. Okullar bu amaçlara ve temel ilkelere
uygun olarak varlıklarını sürdürmeye çalışırlar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

• Sosyal sistemler insanlardan ve onların rollerinden meydana gelir. İnsanlar


toplumda çeşitli roller üstlenirler. Okullarda da yönetici, öğretmen, öğrenci,
hizmetli gibi çeşitli roller vardır.

• Sosyal sistemler yapılandırılmışlardır. Belirli işlevleri yürütmek ve


kaynakları dağıtmak için yapılanma zorunludur. Okullar da bir ölçüde bürokratik
yapılardır.

• Sosyal sistemler düzgüsel (normatif)’dir. Sistemim içinde bulunan her


bireyin belirli bir biçimde davranışta bulunması beklenir. Formal kurallar ve
düzenlemeler doğru davranışı tanımlar. Okullarda da düzeni sağlamak amacı ile
belirlenmiş kurallar vardır.
• Sosyal sistemler yaptırım yüklüdür. Davranış için belirlenmiş normlar ödül
ve ceza ile desteklenmektedir. Okullarda da belirlenmiş kurallara uygun davranışta
bulunmayanlar çeşitli yaptırımlarla karşılaşır.
• Sosyal sistemler açık sistemlerdir. Çevre sisteme girdi sağlar. Sistemle
çevresi arasında bir etkileşim vardır. Örgüt çevreden girdi alır ve bu girdileri
işledikten sonra ürün olarak topluma sunar. Genellikle örgütler kapalı sistemler
olarak görülür. Bunun nedeni örgütlerde çevreyi dikkate almama eğiliminin
olmasıdır. Özellikle eğitimin bir kamu girişimi olduğu ülkelerde, Türkiye’de olduğu
gibi, okulların çevreyi dikkate almama eğilimlerinin daha ciddi boyutta olduğu
söylenebilir.
• Sosyal sistemler kavramsal ve göreceli (relative)’dirler. Sosyal sistem
kavramı geneldir; amacına ve ölçeğine bakılmaksızın örgütlere uygulanabilir. Tüm
formal örgütler aynı zamanda sosyal sistemdir; fakat tüm sosyal sistemler aynı
zamanda formal örgüt değildir. Okullar ve sınıflar birer sosyal sistem ve formal
örgüttür.

Bir Sosyal Sistem Olarak Sınıfın Analizi


Okulda ve sınıfta yaşanan olayların, öğretmen ve öğrenci davranışlarının
daha iyi anlaşılabilmesi için sınıfın bir sosyal sistem olarak analizi yararlı olacaktır.
Sosyal sistem modeli Getzels ve Guba tarafından kurumsal ve kişilik
boyutları çerçevesinde geliştirilmiş, modele Hoy ve Miskel grup (iklim) boyutunu
ilave etmişlerdir. Daha sonra Thelen’in katkıları ile antropolojik ve biyolojik
boyutları ilave edilen model, sınıf düzeyine adapte edilerek aşağıda verilmiştir.
ANTROPOLOJİK B.  Kurumsal Gelenekler Değerler
Özellikler
   
KURUMSAL BOYUT SINIF(okul)  ROL BEKLENTİLER Ussallık
Sosyal sistemde    
ÖĞRENCİ
beklenen davranış; İKLİM BOYUTU  GRUPLARI İKLİM  NİYETLER Bağlılık Davranış
bağlılık, ussallık ve
   
özdeşleşmenin bir
işlevidir. KİŞİLİK BOYUTU  ÖĞRENCİ KİŞİLİK İHTİYAÇLAR Özdeşleşme

   
BİYOLOJİK BOYUT Organizma  Yapı Potansiyel

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

Antropolojik boyut, daha çok sınıfın kültürüne vurgu yapmaktadır. Her


örgütün kültürü, kültürün ögeleri açısından biri birinden farklılaşır. Örneğin bir
askerî lisenin sınıflarındaki öğrenci davranışları ile bir genel lisenin sınıflarındaki
öğrenci davranışları birbirinden farkıdır. Bunun nedeni, bu okullardaki gelenekler
ve değerlerin farklı olmasıdır.
Kurumsal boyut, kurumun amaçlarını gerçekleştirmek için belirlenmiş roller
ve rol beklentilerinden oluşur. Her konuma ilişkin rol ve beklentiler ilgili mevzuatta
belirtilmiştir. Belirlenen kurallar değerlendirme ölçütleri olarak kullanılır. Sınıfta
öğretmenin görevi ve bu görevi yerine getirebilmesi için oynaması gereken roller
vardır. Öğretmenlerin görevlerini ne derecede yerine getirdikleri denetmenler
tarafından zaman zaman denetlenir. Öğrenciler açısından da durum farklı değildir.
Okulların sınıf geçme ve sınav yönetmelikleri, disiplin yönetmelikleri
değerlendirme ölçütü olarak kullanılır. Bu boyut formal beklentileri ifade etmesi
nedeni ile formal boyut olarak da adlandırılabilir.
İklim Boyutu, bireysel ve kurumsal amaçları gerçekleştirmek için etkinlikte
bulunan bireylerin oluşturdukları grupların ve bu grupların etkileşimde bulunduğu
ortamın bireyler tarafından doyum sağlayıcı olarak algılanıp algılanmaması ile
ilgilidir. Aynı sınıftaki öğrenciler, bireysel farklılıklar olmakla birlikte, genellikle
benzer beklentiler içindedirler. Örneğin başarılı olan bir öğrenci, sınıftaki informal
grup normlarını da dikkate alarak başarıya ulaşmışsa, grup içindeki yerini
koruyabilir, grubun desteğini alabilir, grup etkinliklerine katılabilir. Kendisini o
sınıfta arkadaşları ile birlikte mutlu olarak algılayabilir.
Kişilik Boyutu, bireyin kişiliği ve gereksinimlerinden oluşur. Birey her
ortamda varlığını sürdürebilmek için yaşadığı ortama ve koşullara uygun bir
biçimde gereksinimlerini karşılamak zorundadır. Bireylerin toplumsal ortamlarda
bulunmalarının temelinde bireysel gereksinimleri vardır. Toplumsal kurumlar da
varlıklarını sürdürmek ve amaçlarını gerçekleştirmek için bireye gereksinim
duyarlar. Sınıf ortamında birey beğenilmek, takdir edilmek, sevilmek, saygınlık,
başarı, güven gibi birçok gereksinimini karşılamaya çalışır.
Biyolojik Boyut, insanlar biyolojik açıdan temelde benzer olmakla birlikte,
boy, kilo, görünüm, fiziksel güç, zekâ ve yetenek gibi çeşitli özellikleri açısından
birbirinden farklıdırlar. Bu açıdan birçok üstünlüğü olan öğrenciler de dikkati
çeken hiçbir özelliği olmayan öğrenciler de aynı ortamı paylaşmak zorundadırlar.
Bazı öğrenciler dezavantajlarını avantaja çevirmeyi başarırken, bazı öğrenciler de
doğal olarak sahip oldukları avantajları sürekli kullanmaya çalışarak antipatik
olabilirler. Önemli olan bireyin doğuştan getirdiği potansiyelini kullanma biçimidir,
bunun için de eğitime gereksinim duyar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

Tartışma
• Bu boyutlardan hangisinin daha önemli olduğunu
düşünüyorsunuz?
• Neden?

Sosyal sistem modelinde boyutlar arasındaki etkileşim sonucu bireysel


gereksinimlerin karşılanması bireyin kurumla ve amaçları ile özdeşleşmesine,
bireyin amaçlarının kurumsal amaçlarla uyumu bağlılığa, kurumsal beklentilerle
kurumsal amaçlar arasındaki uygunluk ussallığa yol açmaktadır. Hoy ve Miskel
morali, özdeşleşme, bağlılık ve ussallığın bir işlevi olarak tanımlamaktadırlar.
Sosyal sistem modelinde davranış bu boyutlar arasındaki etkileşimin bir
sonucudur. Bir başka deyişle sınıf ortamında öğrencinin ve öğretmenin
davranışları temelde çok çeşitli etkenlerden etkilenmektedir. Bu nedenle aynı
konumda bulunan ve aynı rolü oynayan farklı kişiler aynı durumda özdeş davranış
göstermezler. Bireylerin farklı kişilikleri ve gereksinimleri onların davranışlarına
yansır. Öyleyse, toplumsal sistemde bir davranışı daha sağlıklı ve doğru olarak
anlayabilmek için çeşitli rolleri ve statüleri üstlenen bireylerin biyolojik
özelliklerini, kişiliğini, grup ilişkilerini, kurumun formal beklentilerini ve bireyin
içinden geldiği kültürü de iyi bilmek gerekir.

OKUL VE SINIF KÜLTÜRÜ


Literatürde kültür kavramına ilişkin çeşitli tanımlar vardır. Bu tanımlardan
bazıları şunlardır. Kültür bireyin düşünme, hissetme ve inanma biçimidir. Kültür,
toplumsal mirastır. Kültür, bir toplumun ürettiği maddi manevi değerlerin
tümüdür. Kültür, davranışları düzenleyen normatif bir sistemdir. Kültür, bir
problem çözme biçimidir. Kültür, insanın oluşturduğu her şeydir.
Eğitim ile kültür arasındaki ilişkiye bakacak olursak, eğitimin bir tanımı da
“Eğitim kasıtlı kültürleme sürecidir.” şeklinde ifade edilebilir. Eğitim kurumları;
okullar, bireyi yetişkinlik rollerine hazırlarken onu içinde yaşadığı toplumun etkin
bir üyesi hâline getirmeye; bu amaçla toplumun kültürünü bireyin kişiliği ile
Eğitim, kasıtlı bütünleştirmeye çalışırlar. Okulların bu işlevlerini yerine getirme biçimleri
kültürleme toplumdan topluma ve zamana göre değiştiği gibi okuldan okula da değişir. Bu
sürecidir. farklılığın temelinde okulların kültürlerinin ve iklimlerinin farklılığı vardır.
Bu bağlamda okul kültürü, bir okulda yönetici, öğretmen ve öğrencilerin
paylaştıkları temel değerler, gelenekler ve beklentilerin tümü olarak
tanımlanabilir. Okul kültürü, okulun formal boyutundaki beklentiler olarak yasal
mevzuatı kapsadığı gibi, mevzuatın dışında kalan her türlü informal beklentileri de
kapsar. Okul kültürü okulda çalışanları etkileyerek benzer biçimde davranmaya
zorlar. Bir okula yeni gelen öğretmenler ve öğrenciler, o okulda geçerli olan
kurallar bütününü zaman içinde öğrenir ve daha sonra gelenlere öğretmeye

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

çalışırlar. Bir okuldaki görevliler ve öğrenciler okulun kültüründen etkilenerek ve


onu etkileyerek kültürün gelişmesine katkıda bulunurlar. Köklü geleneklere ve
değerlere sahip güçlü okul kültürlerinin bireyi etkileme gücü daha fazladır. Güçlü
okul kültürü, bozucu nitelikteki alt kültürlerin oluşmasına izin vermez.
Bu tür okullar çalışanların ve öğrencilerin okulları ile özdeşleştikleri, içten bir
bağlılık ve üyesi oldukları için gurur duyulan okullardır. Bu tür okullarda bazı temel
değerler değerlendirme ölçütü olarak kullanılır, disiplin içselleştirilmiştir, öz
denetim uygulanır, kimsenin bir başkasını kuralları ve görevini hatırlatmasına
gerek duyulmaz. Güçlü bir okul kültürü adeta soluduğumuz hava gibi okulun her
yerindedir.
Sınıf kültürü, sınıfta öğrencilerin ve öğretmenin algılarını, tutumlarını ve
davranışlarını etkileyen, o sınıfa özgü değerler, gelenekler, semboller, beklentiler
gibi ögelerin tümüdür. Sınıf kültürü öğrencinin yaşı ve gelişim özellikleri ile
bağlantılı olarak bazı farklılıklar göstermekle birlikte, okul kültüründen tamamen
Sınıf kültürü,
öğrencinin yaşı ve bağımsız değildir. Sınıflar kendi kültürlerindeki farklılıklar aracılığı ile okul
gelişim özellikleri kültürünü etkilemeye çalışırlar. Okullar da yöneticilerinin yönetim anlayışları ve
ile bağlantılı olarak uygulamaları, öğretmenler, öğrenciler ve ailelerle ilişkilerindeki farklılıklar
bazı farklılıklar bakımından diğer okullardan ayrıldıkları gibi, bu farklılıklarını kendi sınıflarına da
gösterir. yansıtarak sınıfların kültürlerini de etkilerler.

OKUL VE SINIF İKLİMİ


Örgüt iklimi literatürde hava, ortam, atmosfer, örgüt kişiliği gibi kavramlarla
eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Genel olarak ifade etmek gerekirse, örgüt
iklimi, örgütteki bireyler tarafından algılanan, onların davranışlarını etkileyen ve
onların davranışlarından etkilenen, göreceli olarak süreklilik gösteren bir örgüt
niteliği olarak tanımlanabilir. Çeşitli sınıflandırmalar olmakla birlikte, iklim iki
boyutlu (soğuk-sıcak/açık-kapalı) olarak düşünüldüğünde, bir örgüt açısından
istenilen, iklimin sıcak ya da açık iklim olmasıdır. Bu tür bir iklime sahip okullarda
öğretmenlerin morali yüksektir, işler biçimsel nitelikte ve çok değildir, çalışanlar
Sıcak bir sınıf iklimi, görevlerini büyük bir zevk ve çaba ile yaparlar, yöneticiler kişisel kurallar koymaz,
anlamayı artırır, yöneticiler öğretmenlerin eleştirilerine açıktır, insan ilişkileri doyum sağlayıcı
öğrenmeyi niteliktedir, çalışanların okula bağlılıkları yüksektir.
heyecanlı hâle
getirir, sosyal ve Sınıf iklimi, sınıf ortamındaki bireyin, öğrencilerin kendi aralarındaki ve
entelektüel gelişime öğretmenle öğrenciler arasındaki etkileşim örüntüsünü algılama biçimi olarak
katkıda bulunur, tanımlanabilir. Sıcak bir sınıf iklimi, anlamayı artırır, öğrenmeyi heyecanlı hâle
öğrencilerin sınıf getirir, sosyal ve entelektüel gelişime katkıda bulunur, öğrencilerin sınıf kararlarına
kararlarına aktif aktif katılımını sağlar. Böyle bir iklim öğrencilerin bireysel ya da grup olarak
katılımını sağlar.
öğretmenleri ile birlikte çalışmalarını kolaylaştırır, öğretim programının
öğrencilerin ilgileri ve gereksinimleri doğrultusunda, öğrencilerin soruları ile
yönlendirilmesine katkıda bulunur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

SINIFIN ÖĞRENME KÜLTÜRÜ VE İKLİMİNİ ETKİLEYEN


BAŞLICA ETKENLER
Örgüt kültürü konusundaki çalışmaların kaynağını genelde antropoloji ve
sosyoloji oluştururken iklim konusundaki çalışmalar genelde psikoloji ve sosyal
psikolojiye dayanmaktadır. Bir başka deyişle, sınıftaki öğrenci davranışlarının
temelinde yer alan etkenlerin sınıf kültürü ve iklimi bağlamında incelenmesi
konuya sosyolojik ve psikolojik bakış açılarını da içermektedir. Bu nedenle, bu
başlık altında sınıftaki öğrenci davranışlarını etkileyen sosyal ve psikolojik etkenler
incelenmiştir.
Aslında, sınıf bir sosyal sistem olarak incelenirken üzerinde durulan
antropolojik boyut, kurumsal boyut, iklim boyutu, kişilik boyutu ve biyolojik boyut,
sınıf ortamında bireyi etkileyen değişkenler olmakla birlikte, burada öğrenci
davranışlarını doğrudan etkileyen öğretmen, öğrenci sorunları, sınıf arkadaşları ve
akran grubu, okul yöneticisi, aile ve teknoloji gibi değişkenlerin bireyi ve sınıf
ortamını etkileme biçimleri biraz daha ayrıntılı olarak incelenecektir.

Öğretmen
Öğretmen eğitim ortamının oluşturulmasında; sınıf kültürü ve iklimi
açısından en önemli ögedir. Öğretmenlik sadece bilgi aktarma görevinden ibaret
olsaydı, bu görev makinelere yaptırılabilirdi. Davranış bilimleri bize öğrencinin,
öğretmenin tutum ve davranışlarından etkilendiğini göstermektedir. Çoğu zaman
öğrenci, öğretmenin ne söylediğinden çok ne yaptığı ve nasıl yaptığı ile
Çoğu zaman
öğrenci, ilgilenmektedir. Bu açıdan, davranışların gerçekleştirildiği ortam önemli bir rol
öğretmenin ne oynamaktadır. Bu nedenle her öğretmen, en azından, eğitsel amaçlara ulaşmayı
söylediğinden çok sağlayacak, verimliliğe katkıda bulanacak bir sınıf iklimi ister. Öğretmen sınıf
ne yaptığı ve nasıl ikliminin, eğitsel verimlilikle uyumlu, sıcak ve arkadaşça, konuların açıklandığı,
yaptığı ile ilgilenir. soruların sorulduğu ve cevaplandırıldığı, öğrencilerin bağımsız olarak ya da
gerektiğinde birlikte çalıştıkları, ödevlerin tartışıldığı bir iklim olmasını ister. Ancak,
özellikle yeni öğretmenlerin arkadaşça, sıcak ve verimli bir iklimi oluşturmaları
daha zordur, çünkü onlar daha çok, ortaya çıkabilecek disiplin sorunlarını
çözebilmeyi ve disiplini sağlamayı isterler.
Özellikle temel eğitim yıllarında öğrenciler, öğretmenden daha çok
etkilenirler, öğretmeni model alırlar. Bu nedenle öğretmenin çalışkanlığı, özenli ve
düzenli olması öğrenci davranışlarını ve sınıfın öğrenme ortamını etkiler.
Öğretmen sınıf iklimini öğretim için uygun hâle getirmek ve bu iklimi
sürdürmek için öğrencilerin kendilerini güvende hissettikleri, tehdit, korku ve
kaygının olmadığı bir ortam yaratmaya çalışmalıdır. Böyle bir ortamın
yaratılmasında öğretmenin mizah anlayışı olumlu katkılarda bulunabilir. Öğretmen
ortamı yumuşatmak için espiri yapabilir fakat doğrudan bir öğrenciyi hedef alan
espiriler yapmamalıdır. O anda sınıfın hoşuna gitse bile bu durum hedef alınan
öğrencinin hoşuna gitmeyecektir. Bu tür espiriler diğer öğrenciler tarafından da bir
tehdit unsuru olarak algılanabilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

Öğretmenin önemli özelliklerinden biri sabırlı olmaktır. Öğretmen davranış


değişikliğinin kısa sürede gerçekleşemeyeceğini bilmelidir. Öğretmenin istediği
sonucu alamadığı durumlardaki sabırsızlığı ve sözel olarak ifade etmese bile vücut
dilinden anlaşılan gergin ve sinirli hâli öğrencinin yılgınlığa düşmesine, özgüvenini
yitirmesine dolayısı ile başarısızlığa yol açabilir. Öğretmen öğrenciye güvendiğini,
başarı beklediğini, kendisini bunu yapabilecek güçte gördüğünü hissettirerek,
gerektiğinde söyleyerek, öğrencinin moralini yükseltmeli, özgüvenini artırmalıdır.
Öğrencilerin ilerde
hatırlayacakları, Öğretmenler, çoğunlukla içinden geldikleri toplumsal çevrenin değerlerini
öğretmenlerin kendi kişiliklerinde yaşatmaya devam etmektedirler. Öğretmenler, değişen eğitim
kafalarına yükledikleri
anlayışlarından, insana bakış açılarından haberdar olmak zorundadırlar.
bilgiler değil, onlara
Günümüzde demokratik toplumlarda, bireysellik, insan özgürlüğü, farklılık,
düşünmeyi,
eleştirmeyi, problem özgünlük giderek daha fazla vurgulanmaktadır. Öğretmenler değer sistemlerinde
çözmeyi, öğretip ve düşünce biçimlerinde bazı değişiklikler yapmaya hazırlıklı olmalıdırlar.
öğretmedikleri
Geçtiğimiz yüzyılda, öğrencilerin öğrenmeleri için uygun ortam ve fırsatlar
olacaktır.
hazırlama yerine, sürekli öğrencilere neleri öğrenmeleri gerektiğini söylemek ve
öğretmeye çalışmak öğretmenlerin ve dolayısı ile eğitim sisteminin en büyük
açmazı olmuştur. Oysa öğrencilerin ilerde hatırlayacakları, öğretmenlerin
kafalarına yükledikleri bilgiler değil, onlara düşünmeyi, eleştirmeyi, problem
çözmeyi, öğretip öğretmedikleri olacaktır.
Öğretmenler birçok kaynakta sözü edilen liderlik, öğreticilik, temsilcilik,
arabuluculuk, yargıçlık, rehberlik, danışmanlık, ana-babalık gibi birçok rolü
oynamak zorundadırlar. Bütün bu roller öğretmenin sosyal yönünün ne denli
gelişmiş ve zengin olması gerektiğini göstermektedir. Öğretmenin bu rolleri
oynama biçimi sınıfın kültürünün ve ikliminin oluşmasında öğretmenin etkisini öne
çıkarmaktadır.

Öğrenci ve Sorunları
Öğrenci, okulun ve eğitim sisteminin varlık nedenidir. Öğrenci olmazsa okul
da olmaz. Okul yönetiminin ve öğretmenlerin amacı, öğrenciler için daha nitelikli
eğitim hizmeti üretebilmektir. Eğitim hizmeti üretmek amacı ile kurulan okullar
genel görünümleri ile biri birlerine benzerler. Her okulda yönetici, öğretmen,
öğrenci vardır. Öğrenciler çeşitli düzeylerdeki sınıflarda ders yaparlar. Okulları
birbirinden ayıran özellikler; sınıflarındaki öğrenme kültürü ve iklimidir. Bu kültür
ve iklimin oluşumunda daha önce de açıklandığı gibi öğretmenin çok önemli bir
rolü vardır. Ancak öğretmenle etkileşimde bulunan öğrencilerin rolü daha az
önemli değildir. Asıl belirleyici olan öğrencilerdir, çünkü öğretmenlerin farklı
sınıflardaki başarılarının birbirinden farklı olmasının nedeni, önemli ölçüde,
öğrencilerdir. Bu durum belirleyici olanın öğrenci olduğu görüşünü
desteklemektedir.
Öğrenciler arasında sosyal, ekonomik ve psikolojik yönden çok çeşitli
farklılıklar vardır. Örneğin ailenin köy ya da kent kökenli olması, etnik kökeni,
ailede konuşulan dil, gelir düzeyi, çocuk sayısı, eğitimi, değerleri, inançları, ana-
babanın mesleği, çocuğa ve okula karşı tutumları, eğitime verdikleri değer,
çocuğun cinsiyeti, zekâsı, yetenekleri, fiziksel özellikleri, yaşı gibi birçok değişken

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

açısından öğrenciler birbirinden farklıdırlar. Bütün bu farklılıklarının bir sonucu


olan kişilik özellikleri ile sınıfa gelen öğrencilerin davranışlarında, olaylara bakış
açılarında kendilerini ifade etme biçimlerinde çeşitli farklılıkların olması çok
doğaldır. Bu farklılıkların büyük bir çoğunluğu öğrencilerin kendi tercihleri değildir.
Bu türden farklılıklar hiçbir zaman utanılacak bir durum olmadığı gibi övünç
kaynağı olarak da görülmemelidir. Öğretmenler bütün bu farklılıkları istenmeyen
gerçekler olarak değil, bir zenginlik olarak görmeli ve bu zenginlikten yararlanarak,
eğitimin amaçları doğrultusunda ortak değerler ve davranışlar kazandırmaya
çalışmalıdır.
Öğrenciler, eğitim süreci içinde çeşitli sorunlar yaşarlar. Bu sorunların çoğu
sınıfın iklimine ve öğrencinin akademik başarısına yansır. Eğitilmek bir ölçüde
insanın sorun çözme yeterliğini geliştirmektir. Ancak öğrenciler konumları nedeni
ile karşılaştıkları sorunların çoğunu çözebilecek güçte değildir.
Okul yönetimi ve öğretmenler okulun ve çevrenin, gönüllü kuruluşların,
dernek ve vakıfların olanaklarından yaralanarak, gerektiğinde aile ile iş birliği
yaparak, öğrencinin tek başına bu tür sorunların çözümü için katkıda
bulunabilirler. Ancak bu çabaların yeterli olacağını söylemek çok güç olmakla
birlikte, hiç sorunu olmayan bir eğitim sisteminden de söz edilemez. Öğretmenler,
öğrencilere sorunlarının çözümü konusunda yardımcı olmaya çalışırken,
öğrencilerin ruh sağlığını koruyabilmek için yaşamanın sorun çözme olduğunu, her
insanın sorunlarının olabileceğini, yılmamaları gerektiğini anlatabilmelidir.

Sınıf Arkadaşları ve Akran Grubu


Sınıf arkadaşı, öğrencinin kendi sınıfındaki, iyi ilişkiler geliştirdiği, daha
yoğun bir etkileşim içinde bulunduğu öğrencileri anlatır. Akran grubu ise çocuğun
sınıf arkadaşlarını ve sınıf dışında, okuldaki ya da aynı okulda olmasalar da
yaşanılan çevredeki arkadaşlarını kapsar. Akran, aşağı yukarı aynı yaş grubunda
bulunan bireyleri anlatmak için kullanılmakla birlikte, burada önemli olan ortak ilgi
ve birlikte zaman geçirme isteğidir.
Arkadaş gruplarına karşı toplumda, genellikle, önyargılı bir yaklaşım vardır.
Okul yöneticileri, öğretmenler, veliler istenmeyen sonuçlar karşısında grubu
suçlama eğilimindedirler. Genellikle grupların olumsuz işlevleri ön plana çıkarılır.
Oysa grupların olumlu işlevleri olumsuz işlevlerinden çok daha fazladır. Birey
arkadaş grubu içinde toplumsallaşır, kendisini özgürce ifade eder, özgürce tartışır,
Arkadaş ve akran kişisel otoriteden bağımsız olmayı, bağımsız karar vermeyi, karara katılmayı,
gruplarının olumlu sadakat ve cesareti, liderlik becerilerini geliştirmeyi öğrenir, yeteneklerinin farkına
işlevleri, olumsuz varır, yaratıcılığını geliştirir, serbest zamanlarını değerlendirir, hoşça vakit geçirir,
işlevlerinden çok yasak konuları konuşur, bilgisini artırır, hobilerini geliştirir ve meşru macera
daha fazladır.
gereksinimini karşılar. Kuşkusuz, arkadaş gruplarının olumsuz işlevleri yok
sayılamaz. Sigara, alkol, uyuşturucu gibi bazı kötü alışkanlıkların kazanılması, grup
içinde zayıf üyelerin kişiliklerinin zarar görmesi, genellikle alt sosyo-ekonomik
düzeydeki ailelerin çocuklarından oluşan çetelerin çocukları tehdit etmesi, şiddete
başvurmaları, suça teşvik etmeleri bu tür grupların olumsuz işlevleri olarak
görülebilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

Öğrencilerin oluşturduğu informal grupların okulu ve sınıfı etkileyen ögeler


üzerinde önemli etkileri vardır. Öğrenciyi gruplar aracılığı ile dolaylı olarak
etkilemek isteyen öğretmenlerin grupları etkileme tekniklerini öğrenmeleri
gerekir. Öğretmen grupla öğretim tekniklerini kullanırken, grubun dinamiğinden
de öğrenme iklimini oluşturma açısından yararlanabilmelidir. Öğrenciler sınıfta
sadece öğretmenlerini model almazlar. Birçok açıdan öğrenciler sınıf arkadaşlarını
da model olarak alabilirler. Olumlu bir davranışı öğretmen tarafından
ödüllendirilen öğrenci diğerleri için örnek oluşturur. Böyle bir durumda
öğretmenin çok dikkatli olması ve doğru davranışı ödüllendirmenin yanında, aynı
davranışı gösteren her öğrenciyi bir biçimde ödüllendirmeyi ihmal etmemesi
gerekir. İlgi çekmek isteyen öğrenciler, kendilerinden daha çok ilgi çeken
arkadaşlarını taklit edebilirler, o arkadaşları ile aynı grupta olmak isteyebilirler.
Öğretmenler gruplar aracılığı ile sınıftaki sosyal etkileşimi artırarak sınıfta bağlılığın
artmasına katkıda bulunabilirler. İnformal gruplarda birlikte olan öğrencilerin
formal çalışma gruplarında da birlikte olmak istemeleri doğaldır. Öğretmen
grupları ödüllendirirken, grup üyesi olan daha başarısız ya da özgüven eksikliği
olan öğrencileri de güdüleyebilir. Grupla özdeşleşen birey grubun başarısını kendi
başarısı olarak algılayabilir.
İnformal grupların üyeleri üzerinde duruma göre olumlu ya da olumsuz
etkisi olan uyma davranışından söz edilebilir. Bireylerde üyesi oldukları grubun
normlarına uyma eğilimi vardır. Örneğin, bir öğrencinin başarısı, ders çalışmayı,
akademik başarıyı önemsemeyen, sportif etkinlikleri ve sosyal ilişkileri daha
önemli gören bir grup içerisinde giderek düşebileceği gibi, bu durumun tamamen
tersi de olabilir.
Özellikle gelişim dönemi özellikleri itibarı ile erinlik ve ergenlik
dönemlerinde informal öğrenci gruplarının üyelerini sınıf içinde ve dışında
öğretmene karşı kışkırttıkları, grubun, öğretmeni zor durumda bırakan, eğitimin
amaçlarına ters düşen davranışları ödüllendirdiği genel olarak bilinen bir
durumdur. Grup içinde statüsünü yükseltmek isteyen üyeler grup tarafından
desteklenen bu tür davranışlara yönelebilirler.
Sınıftaki informal gruplar çeşitli nedenlerle bir araya gelen öğrencilerden
oluşur, bazı öğrenciler birden fazla grubun üyesi olabilirler. Özellikleri itibarı ile
genellikle akademik başarıyı önemli gören, birlikte ders çalışan, öğretmeni daha iyi
dinlemek isteyen, derse hazırlıklı gelen, akademik başarısı yüksek öğrenciler sınıfta
ön sıralarda oturmayı tercih ederler. Bu öğrenciler derse, dersin amaçları
Sınıftaki grupları
doğrultusunda katkıda bulunmaya çalışırlar. Derse devam zorunluluğu nedeni ile
tanımadan ve
grupla çalışma gelen, dersi yaşanması zorunlu, sıkıcı bir zaman dilimi olarak algılayan, derste ders
tekniklerini dışı konularla ve işlerle ilgilenen öğrenciler genellikle grup halinde arka sıralarda
bilmeden sınıfı oturmayı tercih ederler. Bu grupların dışında kişilik özellikleri itibarı ile daha fazla
yönetmek çok içe dönük, zorunlu olmadıkça söz almayan, dikkat çekmekten hoşlanmayan bir
zordur. kısım öğrenciler de, bu amaca uygun oturma yerleri seçebilirler. Gruplardan
bağımsız, derse ve öğretmene göre hareket eden öğrenciler de vardır. Gruplar
arasında çok sık olmasa bile geçişler olabilir. Grupların çekiciliği zamana göre de
değişebilir. Örneğin sınavların yaklaştığı dönemlerinde dersle ilgili grubun üye

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

sayısında ya da bu grupla ilişkilerini sıcak tutmak isteyenlerin sayısında artış


gözlenebilir.
Sınıfını etkili bir biçimde yönetmek isteyen öğretmenlerin sınıftaki informal
grupları, bunların eğilimlerini, üyelerinin kimler olduğunu, grup üzerinde kimin
daha etkili olduğunu ve grupla çalışma tekniklerini bilmeleri gerekir.

Okul Yöneticileri
Okul yöneticileri, okulun daha nitelikli bir eğitim hizmeti üretmesi
konusunda, okulun üst sistemleri olan yönetim kademelerine ve alt sistemi olan
sınıflara; bu sınıflardaki öğretmenlere, öğrencilere, bu öğrencilerin velilerine ve
nihayet topluma karşı birinci derecede sorumluluğu olan kişilerdir. Okul
Okul yöneticileri
kendilerini sürekli yöneticileri görevlerini yaparken sosyal, ekonomik ve politik baskılar altında okulu
geliştirmek amaçları doğrultusunda yaşatmaya çalışmaktadırlar.
zorundadır.
Günümüzde okul yöneticilerine ilişkin, okul müdürünü okulun patronu olarak
Her şeyi bilen
müdür olmaz! gören görüş değişmiştir. Okul müdürlerinin rolü patronluk değil, iş arkadaşlığıdır;
okul müdürleri öğretmenler için kolaylaştırıcı, destekleyici ve yardım edici bir rol
oynamalıdırlar.
Uygun bir öğrenme ortamının oluşturulmasında okul yöneticilerinin, okulun
kaynaklarını öncelikli olarak eğitsel amaçlar için kullanması; sınıfların yeterli araç
gereçle donatılması ve bunların kullanıma hazır bulundurulması, sınıfların temizlik,
aydınlatma, ısıtma gibi öğretim ortamı açısından önkoşul niteliğindeki
ihtiyaçlarının karşılanması okul yöneticilerinin fiziksel ortamla ilgili görevleridir.
Ülkemizde de giderek daha üst düzeyde eğitim alan öğretmenlerle birlikte
çalışacak olan okul yöneticilerinin, kendilerinden beklenen rolleri
gerçekleştirebilmeleri için eğitilmeleri gerekir. En mükemmel okul yöneticilerinin
de yetersiz olduğu bir kısım alanlar vardır. Her şeyi bilmek iddiası, bir yönetici için
önemli bir özürdür.

Aile
Bir öğrenci sınıfa gelirken yalnız gelmez, beraberinde ailesinin yapısını,
Öğretmen sınıfındaki problemlerini, kültürünü kendi davranışlarına ve tutumlarına yansımış olarak
öğrencilerin hiç birinin getirir. Bugün artık geleneksel aile kavramı değişmiştir. Günümüz aileleri eskiden
diğerinin aynısı olduğu gibi anne-baba ve onların biyolojik çocuklarından oluşan, babanın dışarıda
olmadığını, anne-baba çalıştığı, annenin evde çocukları büyüttüğü aile değildir. Örneğin, boşanmış
da sınıfta öğretmenin ailelerin çocuklarının aile yaşantısı oldukça farklıdır. Çocuk bir süre (hafta, ay vb.)
ilgilenmesi gereken tek annesinin bir süre babasının yanında kalabilmektedir. Bütün bu faktörler
çocuğun kendi
öğretmen aile ile görüşmek istediğinde çeşitli sorunlar yaratmaktadır. Öğrencinin
çocukları olmadığını
bilmesi gerekir. belgelerini kimin imzalayacağı, aile toplantısına kimin katılacağı, herhangi bir
etkinliğe katılma konusunda çocuğun ya da okulun kimden izin alacağı pek belli
değildir. Öğretmen aile ile olan ilişkilerinde, ana-babadaki davranış bozukluklarını
izleyebilir ve bozuklukların nedenlerine inebilirse, aile ve öğrenci ile olan
ilişkilerinde daha anlayışlı ve hoşgörülü olabilir. Öğretmenlerin bu tür farklılıklara
karşı yeterince duyarlı olmamaları sorunun çözümünü güçleştirmektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

Ana-baba ile öğretmen arasında ilişkinin temelinde karşılıklı saygı ve özveri


çerçevesinde oluşturulacak iş birliği olmalıdır. Öğretmen sınıfındaki öğrencilerin
hiç birinin diğerinin aynısı olmadığını, anne- baba da sınıfta öğretmenin ilgilenmesi
gereken tek çocuğun kendi çocukları olmadığını bilmesi gerekir. Ailenin önemli bir
görevi öğretmene destek olmak ve işini kolaylaştırmaktır. Oysa aile ve öğretmenin
eğitime bakış açıları, çocuktan beklentilerinin farklı olması, başta çocuk olmak
üzere herkesin işini zorlaştırmaktadır. Aile, çocuğun yanında öğretmeni
eleştirmemeli, öğretmene olan güvenini sarsmamalıdır. Aile, çocuğun öğretmene
yönelik eleştirilerini dinlemeli ve gerekiyorsa tarafsız bir değerlendirme
yapabilmesi için çocuğa yardımcı olmalıdır.
Genellikle, ailelerin öğretmenlerden ilk beklentileri, salt öğretmenlik bilgi
ve becerisi değil, iletişim becerisidir. Ana-baba ile iş birliği yapmayı isteyen bir
öğretmenin onların çekingenliğini gidermesi, onları soru sormaya ve fikirlerini
söylemeye özendirmesi, fakat bazı velilerin öğretmeni küçük görmesine, kişiliğine
ve uzmanlık alanına saygısızlık etmesine izin vermemelidir. İlişkiyi bu seviyede
tutması gereken öğretmenin iletişim becerilerinin gelişmiş olması gerekir.
Ülkemizde, genellikle alt sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin öğretmenle
ilişkilerinde daha çekingen davrandıkları, üst sosyo ekonomik düzeyde ve özellikle
özel okullarda bir kısım velilerin öğretmenle olan ilişkilerini ayarlamakta güçlük
çektikleri gözlenmektedir. Bu durum da genellikle sınıfın iklimine yansımaktadır.

Teknoloji
Teknolojinin eğitsel amaçlara uygun olarak okulda ve sınıf ortamında etkili
bir biçimde kullanılması öğretim ortamının zenginleştirilmesine katkıda bulunur.
Öğretmenin farklı öğretim yöntemlerini kullanabilmesi, öğretim yöntemlerinin
ders araç gereçleri ile desteklenmesi, derse ilgiyi artıran bir etkendir. Bu açıdan
bilgisayarlar, projeksiyonlar, akıllı tahtalar ya da bu ve benzeri teknolojilerin eğitsel
amaçlar doğrultusunda birleştirilmeleri ile oluşturulan multimedya sistemleri,
internet gibi teknolojiler okullarda hızla yaygınlık kazanmaktadır.
Teknolojik gelişmeler sınıf ortamında görsel, işitsel açıdan bir zenginlik
sağlamakla birlikte, çocukların okul dışında da zamanlarının önemli bir kısmını
bilgisayar karşısında geçirmeleri, onların sosyal etkileşimini ve iletişimini
zayıflatmakta, yaratıcılıklarını geliştirmelerini engellemektedir. Televizyon
kanallarının sayısının hızla artmasına karşın, eğitsel içerikli programların sayısında
bir artış gözlenmemesi, çocuk filmleri de dâhil olmak üzere filmlerde şiddet
ögesinin ağırlıkta olması, kin, nefret, yarışma, kazanma gibi motiflerin sürekli
işlenmesi öğrenci davranışlarına ve dolayısı ile sınıf ortamına ve iklimine
yansımaktadır.
Teknoloji bağlamında, özellikle son yıllarda hızla yaygınlık kazanan cep
telefonlarından da söz edilebilir. Öğrenciler tarafından çoğu zaman amacı dışında,
yerli yersiz kullanılan cep telefonlarının derste çalması, tüm uyarılara rağmen
kapatılmayan cep telefonlarına gelen mesajların okunması ve gelen mesajlara
cevap yazılması, öğretmenin dikkatini dağıtan, dersin akışını ve sınıf iklimini bozan
bir etken olmaya devam etmektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

Bütün bu etkenlerin dışında, sınıfın öğrenme iklimini incelenen bu


değişkenler kadar olmamakla birlikte etkileyen başka değişkenler de vardır.
Okulun öğretim şekli (normal ya da ikili), yatılı olup olmaması, karma eğitim,
yerleşim yeri, okulun kademesi, genel lise ya da meslek lisesi olması gibi birçok
değişkenden söz edilebilir.

OLUMLU ÖĞRENME İKLİMİNİN SONUÇLARI


Sınıf ikliminin çeşitli sonuçları olabilir. Bu başlık altında önemli görülen olası
bazı sonuçlardan öz olarak söz edilecektir.

Demokratik Bir Sınıf Ortamı


Sınıf öğrencilerin demokrasiyi yaşayarak öğrendikleri bir ortam olmalıdır.
Öğretmenin demokratik tutum ve davranışlara sahip olması sınıftaki demokratik
ortamın ve olumlu bir sınıf ikliminin ön koşuldur. Öğrencilerin söz hakkına sahip
olduğu, sınıf kurallarının öğrencilerin katılımı ile belirlendiği, öğrencilerin özgürce
soru sorabildikleri ve tartışabildikleri, öğrencilerin kişiliklerine ve düşüncelerine
Öğrenci merkezli saygı duyulan bir ortam demokratik bir sınıf ortamıdır. Böyle bir ortamda, öğretim
öğrenme, bireysel öğrenci merkezlidir, öğrenciler paylaşmayı öğrenirler, birbirlerine karşı
yaratıcılıkların saygılıdırlar, birbirlerine öğrenme konusunda yardımcı olurlar, birlikte öğrenirler,
geliştirilmesinde sınıftaki etkinliklere katılırlar, sınıfın çoğunlukla aldığı kararlara karşı saygı
önemli bir rol
duyarlar, kendi davranışlarını kontrol etmeyi öğrenirler, sınıfta olmaktan memnun
oynamaktadır.
ve mutlu olurlar, arkadaşlarını daha çok severler.

Öğrenci Merkezli Öğrenme


Tarihsel süreçte insan hakları ve demokrasi ile ilgili gelişmelere paralel
olarak öğrenciyi merkeze alan ilerlemeci, yeniden kurmacı ve varoluşçu
felsefelerin de yaygınlık kazanmaya başladığı gözlenmektedir. Öğrenci merkezli
öğrenme, sınıfın yönetiminde, öğretim programlarının seçiminde, hazırlanmasında
ve uygulanmasında, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini dikkate alan, bireylerin
biricikliğini kabul eden bir yaklaşımdır.

Yaratıcı ve Eleştirel Düşünme


Eğitim sistemlerinin öğrencilere, çağdaş yaşamın karmaşıklığı içinde başarılı
olabilmeleri için yaratıcı ve eleştirel düşünme becerilerini kazandırmaları gerekir.
Yaratıcı düşünme (creative thinking), öğrenme durumları ve sorunlarını farklı
açılardan görebilmedir. Eleştirel düşünme (critical thinking) ise olguları analiz
etme, düşünce üretme, üretilen düşünceleri örgütleme, savunma, düşünceler
arasında karşılaştırmalar yapma, çıkarımlarda bulunma, tartışmaları
değerlendirme ve problem çözme yeteneği olarak tanımlanabilir.
Öğrenciye yaratıcı ve eleştirel düşünme becerileri kazandırılarak,
öğrencilerin günlük yaşamda karşılaştıkları önyargı, varsayım ve aldatmaya
yönelik verileri tanımaları sağlanabilir. Öğrenci bu yolla öğretmenin anlattıklarını
daha iyi anlayabilir, politik mesajların ve ideolojik yaklaşımların farkına varabilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

Bu amaçla öğrenciye, eğitim programları aracılığı ile kazandırılması gereken bazı


eleştirel düşünme becerileri şunlar olabilir:
• Kaynaktaki önyargıları tanıma
• Kaynak kişinin gözlemlerinin doğruluğunu değerlendirme
• Yazar ya da konuşmacının konu ile ilgili yeterliğini değerlendirme
• Verilerin güncelliğini değerlendirme
• Kaynakların doğrudan kaynaklar mı, ikinci el kaynaklar mı olduğunu
değerlendirme
• Argümanların akıl yürütmeye mi yoksa kanıtlara mı dayalı olduğunu
değerlendirme
• Argümanlardaki eksik kalan yanları yakalayabilme
• Sonuçların uygunluğunu değerlendirme
• Mantıksal çıkarımların kendi içindeki tutarlılığını değerlendirme
• Bilginin geçerlik ve güvenirliğini değerlendirme
• Bir iddiaya dayanak olan nedenleri değerlendirme
• Akıl yürütmedeki boşlukları ve tutarsızlıkları görme

Sorumluluk
Sorumluluk, erken çocukluk dönemlerinden başlayarak çocuğun yaşına,
cinsiyetine ve gelişim düzeyine uygun olarak görevlerini yerine getirmesidir.
Sorumluluk, insan yaşamına değer vermek, insanlara ve insanlığa yararlı olmak,
başkalarına ve kendi öz varlığına saygılı olmak başarı ve mutluluğa ulaşmaya çaba
göstermek üzere biçimlendirilir. Öğrencide sorumluluk duygusu uygun bir sınıf
Sorumluluk, ikliminde, demokratik yöntemlerle kazandırılmalıdır. Otokratik yöntemlerle
eğitimde önemli
yönetilen bir sınıfta ancak itaat öğretilebilir. Öğrencilerine sorumluluk duygusu
bir özellik olarak
ortaya kazandırmayı amaçlayan bir öğretmen öğrencilerine; insanlara nezaket ve saygı
çıkmaktadır. içinde davranmayı, bağışlamayı, destekleyici, eğitici bir dille bir birlerini teşvik
etmeyi, bireysel davranışlarda sorumluluk üstlenmeyi, insanların bireysel
farklılıklarını kabul etmeyi, hoşgörülü olmayı, bütün insanların farklı yetenekleri ve
yeterlikleri olduğunu, herkesin hata yapabileceğini, başkalarına onlar istemedikçe
asla gülmemeyi, kendisini kontrol etmeyi, başkaları üzerindeki etkileme güçlerinin
farkına varmayı öğretmelidir.

Özgüven
Özgüven, bireyin düşünce ve davranışlarını kendi iradesi ile ortaya koyması
ve yaşama dair bağımsız kararlar alabilmesi olarak tanımlanabilir. Özgüven,
çocuğun sadece akademik başarısında ve girişimciliğinde değil, aynı zamanda
değer gelişiminde de önemli rol oynar. Olumlu benlik algısı gelişmiş bir birey,
kendi değerlerini oluşturur. Kendi değerlerini oluşturan birey, her tür sosyal
ortamda isteklerini, rahatsızlıklarını, beklentilerini rahatlıkla ortaya koyabilir.
Özellikle ergenlik çağında, aileden ziyade arkadaş gruplarından etkilenen çocuklar,
özgüvenleri gelişmişse akran baskısı ile daha rahat baş edebilirler. Bunun için de
ailenin ve öğretmenin çocuğun özgüveninin geliştirilmesi için benzer ve tutarlı
davranışlar göstermeleri gerekir. Aile içinde önemsenmeyen, değer verilmeyen,

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

ihmal edilen, yeterince sevilmeyen bireyin sınıf ortamında bu açığı kapatması zor
olabilir.
Özgüveni gelişmiş bireyler kendi ihtiyaçlarını açıkça ortaya koyan,
başkalarının haklarına saygılı, sabit fikirli olmayan bireylerdir. Özgüveni gelişmiş
bireyler övgüyü kabul edebilir, başkalarını övebilir, yapıcı eleştirileri alabilir ve
Sınıflar, başkalarını eleştirebilirler. Bütün bunları yaparken saldırgan bir tavır değil, güvenli
öğrencilerin
bir tavır sergilerler. Kendine güvenen birey, seçimlerini kendi amaçları
davranışlarının
doğrultusunda yapar, başkalarına bir şey kanıtlamak, başkalarını suçlamak,
değiştirildiği ya
da yeni başkalarını küçümsemek gibi bir amacı yoktur. Özgüveni yüksek olan birey kendisi
davranışlar ile barışıktır, dolayısı ile iç huzura sahiptir, çevredeki kişilere ve olaylara yaklaşımı
kazandırıldığı pozitiftir. Bu tür insanlarla arkadaşlık etmek kolay ve huzur vericidir. Özgüveni
ortamlardır. yüksek olan birey, kendisini olumlu ve olumsuz yönleri ile bir bütün olarak
değerlendirir, daha gerçekçidir; bu yüzden başarı şansı daha yüksektir.
Kuşkusuz bireyin özgüven kazanmasında sınıf ortamı çok önemli bir
etkendir. Özgüveni yüksek olan bireylerden oluşan bir sınıfın oluşturulmasında
öğretmene çok önemli görevler düşmektedir. Sabır ve çaba gerektiren bu tür bir
çalışma sonunda öğretmen, yaptığı işten daha fazla zevk almaya, öğrencileri ile
gurur duymaya başlayacak ve morali yükselecektir.
Öğretmenin ve ailenin çocuğun özgüveninin gelişmesi için dikkat etmesi
gereken noktalar şöyle özetlenebilir:
• Ona sık sık söz hakkı verin.
• Konuşurken yüzüne bakın ve önemsediğinizi hissettirin.
• Fikirlerine değer verdiğinizi hissettirin.
• Olumlu davranışlarını ve başarılarını taktir edin.
• Yaşına uygun görevler verin.
• Onunla değişik konularda sohbet etme ortamı oluşturmaya çalışın.
• Onun korku ve endişelerine saygı duyun.
• Aşırı eleştirici ve yargılayıcı olmaktan kaçının.
• Hatalı davranışları için konuşarak uyarın ve doğru davranışları gösterin.
• Başkalarının yanında onu küçük düşürmeyin.
• Başarısızlıklarını büyütmeyin.
• Onu başkaları ile kıyaslamayın.
• Yeteneklerini fark edin ve teşvik edin.
• Onu sosyal ortamlarda bulunmaya cesaretlendirin.
• Topluluk içinde konuşmaya teşvik edin.
• Onu çocuk olarak görmeyin, varlığını önemseyin.
• Onun için önemli olan şeyleri siz de önemseyin.
• Yanlış ve uygunsuz cezalandırmaktan kaçının.
• Beklentileriniz aşırı olmasın.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

Bağlılık
Bağlılık, Türkçe sözlükte birine karşı sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve
gösterme olarak tanımlanmaktadır. Bağlılık burada ifade edildiği gibi birine; bir
kişiye karşı olacağı gibi bir şeye örneğin ülkeye ya da bir örgüte, birilerine örneğin
arkadaşlarına, karşı da olabilir. Örgütsel bağlılık ise, kişinin kimliğini örgüte
bağlayan tutum ve eğilimler; maddi kaygılar gütmeksizin örgütte kalma isteği
duyarak, örgütün amaç ve değerleri ile özdeşleşme olarak tanımlanabilir. Okulların
kültürlerindeki farklılıklar öğrencilerin okullarına bağlılık derecelerini
farklılaştırmaktadır. Okula bağlılık duyan öğretmenlerin okul için beklenilenin
ötesinde çaba gösterdiğini, çalıştıkları okulun üyesi olmaktan gurur duyduklarını,
kendilerini yüksek düzeyde öğretim işlerine adadıklarını, bağlılığın okuldan çok
öğretmenlik mesleğine dönük olduğunu göstermektedir. Bu durum sınıfın
öğrenme iklimi açısından çok önemlidir. Öğrencilerin tatillerde arkadaşlarını
özlemeleri, sınıf arkadaşlığının yaşam boyu bir anlam ifade etmesi genel olarak
okula ve sınıfa bağlılığın göstergeleridir. Birlikte geçirilen sürenin artması, ortak
etkinliklerin sayısı ve sıklık derecesi, sınıfın yönetim biçimi bağlılığı artıran
etkenlerden bazılarıdır.

Bireyin Çok Yönlü Gelişimi


Bireyin bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimi üzerinde aile, çevre,
akran grubu gibi bazı etkenlerin etkisi olmakla birlikte, bir eğitim kurumu olarak
okullar, çağdaş toplumlarda çocuğun çok yönlü gelişiminden doğrudan doğruya
sorumlu olan sosyal kurumlardır. 21. yüzyılda başkalarının düşünceleri ile hareket
eden, bazı bilgileri ezberlemekle yetinen, yeni durumlar karşısında ne yapacağını
bilmeyen bireyler yerine, başkalarının düşüncelerinden de yararlanarak, kendi
kendine karar verebilen, karar verirken olaylara geniş bir açıdan bakmayı davranış
hâline getirmiş; farklılıkları istenmeyen gerçekler olarak görmeyen, özgüveni
yüksek, sorumluluk üstlenmeyi bilen, yeni durumlara kısa sürede uyum sağlama
yeteneği yüksek bireyler ön plana çıkacaktır.
Okullar bireylerin sahip oldukları ilgileri, yetenekleri, bir bütün olarak
potansiyeli ortaya çıkarabildikleri ve geliştirebildikleri ölçüde bireyin çok yönlü
gelişimine hizmet etmiş olacaklardır. Bugüne kadar Türkiye’de okulların bireyi çok
yönlü yetiştirememelerinin okuldan kaynaklanan başlıca nedenleri, okullarda
uygulanan değerlendirme süreçlerinin ve testlerin yapısı, öğrencilerin belli
yeteneklere göre etiketlenmesi, öğretmenlerin ders kitaplarına aşırı bağlılığı ve
eğitim etkinliklerinin tekdüzeliği olarak ifade edilebilir. Öğrencilerin çok yönlü
gelişimleri ve yaratıcı olabilmeleri için onlara farklı düzeylerde öğrenme yaşantıları
sunacak, onların duygusal gereksinimlerini karşılayabilecek, güvenli ve sıcak bir
öğrenme iklimi sağlayabilecek öğretmenlere gereksinim vardır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

Ödev
•Sınıftaki öğrenci davranışlarının nedenlerini sosyal
sistemin boyutları açısından inceleyek, sınıfta ortak bazı
davranışlar oluşturmak açısından bu boyutlardan nasıl
yararlanabileceğinizi açıklayınız?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

•Sistem genel bir kavramdır. Sistemler, mekanik, biyolojik ve sosyal


sistemler olarak sınıflandırılabilir. Sosyal sistemler insanlardan ve

Özet
onların etkileşimlerinden oluşur. Bu anlamda eğitim sistemi, okul
sistemi gibi sınıf sisteminden de söz edilebilir. Sınıflar sosyal sistemler
olarak incelenebilir.
•Sınıflar da sosyal sistemlerin özelliklerini gösterirler: (1) sınıflar okulun
amacına katkıda bulunan etkinlikleri gerçekleştirirler, (2) sınıfta çeşitli
roller vardır, (3) sınıflar belli ölçüde yapılandırılmıştır, (4) sınıfta kurallar
vardır, (e) kurallara uymayanlara y çeşitli yaptırımlar uygulanır, (5) sınıf
açık bir sistemdir, (6) sınıf göreceli bir kavramdır; hiç bir sınıf diğerinin
aynısı değildir.
•Sosyal sistem olarak sınıf, beş boyuttan oluşur. Bu boyutlar: (1)
Antropolojik boyut, (2) kurumsal boyut, (3) iklim boyutu, (4) kişilik
boyutu, (5) biyolojik boyuttur. Sınıfta davranış bu boyutların
etkileşiminden oluşur. Bu boyutlardan herhangi birindeki değişim,
davranışı da etkiler. Bu nedenle her öğrenci farklıdır. Ancak, farklılıklar
istenmeyen durumlar olarak değil, zenginlik olarak değerlendirilmelidir.
•Sınıf iklimini ve kültürünü etkileyen çeşitli değişkenler vardır.
Öğretmen, öğrenci ve öğrenci grupları, yöneticiler başta olmak üzere,
aileler ve kullanılan teknoloji sınıfın iklimini ve kültürünü etkiler. İklim
kültüre oranla daha kısa sürede değişebilir.
•Olumlu bir sınıf iklimi , demokratik bir sınıf ortamının oluşmasına,
öğrenci merkezli öğrenmeye, öğrencilerin eleştirel bir bakış açısı
kazanmalarına, sorumluluklarının, özgüvenlerinin, bağlılıklarının
artmasına ve bütün bunların bir sonucu olarak öğrencinin çok yönlü
gelişimine katkıda bulunur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi sosyal sistemin özelliklerinden biridir?
Değerlendirme a) Rollerden oluşur.
sorularını sistemde ilgili b) Görecelidir.
ünite başlığı altında yer c) Yapılandırılmıştır.
alan “bölüm soru testi” d) Yaptırım yüklüdür.
bölümünde etkileşimli e) Hepsi
olarak
cevaplayabilirsiniz.
2. Aşağıdakilerden hangisi sistem sınıflamasında yer almaz?
a) Mekanik sistem
b) Otomatik sistem
c) Biyolojik sistem
d) Toplumsal sistem
e) Hiçbiri

3. Aşağıdakilerden hangisi bir sosyal sistem olarak sınıfın boyutlarından biri


değildir?
a) Antropolojik boyut
b) Kavramsal boyut
c) Biyolojik boyut
d) Kişilik boyutu
e) İklim boyutu

4. Bir sosyal sistem olarak davranış, aşağıdaki gruplardan hangisinin


sonucudur?
a) Ussallık-bağlılık-özdeşleşme
b) Hiyerarşi-iletişim rol
c) Ussallık iletişim rol
d) Öğrenci-kişilik-ihtiyaçlar
e) Sınıf-rol-beklentiler

5. Kültüre ilişkin aşağıdaki tanımlardan hangisi yanlıştır?


a) Kültür, bireyin hissetme, düşünme ve inanma biçimidir.
b) Kültür, bir toplumun ürettiği maddi manevi değerlerin tümüdür.
c) Kültür, davranışları düzenleyen normatif bir sistemdir.
d) Kültür, insanın oluşturduğu her şeydir.
e) Kültür, insanın okulda aldığı eğitimin tümüdür.

6. Aşağıdakilerden hangisi olumlu sınıf ikliminin sonuçlarından biri değildir?


a) Eleştirel düşünme
b) Bağlılık
c) Sorumluluk
d) Kişilik
e) Demokratik bir sınıf ortamı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

7. Aşağıdakilerden hangisi sınıf iklimini daha az etkiler?


a) Öğretmenler
b) Okul müdürü
c) Sınıf arkadaşları
d) Öğrenci
e) Okul binası

8. Aşağıdakilerden hangisi, özgüveni gelişmiş bir öğrencinin davranışlarından


biri olamaz?
a) Başkalarını küçümseme
b) Kendini rahat ifade etme
c) Kendisini eleştirme
d) Huzurlu olma
e) Olumlu olma

9. Öğrenciye özgüven kazandırmak için öğretmenin sınıf içinde yapmaması


gereken davranış aşağıdakilerden hangisidir?
a) Öğrenciye sık sık söz hakkı vermek
b) Başarılarını övmek
c) Arkadaşları ile karşılaştırmak
d) Korku ve endişelerine saygı duymak
e) Yaşına uygun görevler vermek

10.Aşağıdakilerden hangisi eleştirel düşünme becerilerinden biri değildir?


a) Önyargıları tanıma
b) Akıl yürütmedeki boşlukları ve tutarsızlıkları görme
c) Verilerin güncelliğini değerlendirme
d) Bilginin geçerlik ve güvenirliğini değerlendirme
e) Kaynak kişinin uzmanlık alanını bilme

Cevap Anahtarı
1.E, 2.B, 3.B, 4.A, 5.E, 6.D, 7.D, 8.A, 9.C,10.E

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER


KAYNAKLAR
Açıkalın, A. (1998). Toplumsal kuramsal ve teknik yönleriyle okul yöneticiliği.(4. Ve
son basım), PEGEM Yayınları, Ankara.
Aydın, M. (1991). Eğitim yönetimi (3.Bası), Hatipoğlu Yayınevi, Ankara.
Balay, R.(2000) Yönetici ve öğretmenlerde örgütsel bağlılık. Nobel Yayın Dağıtım.
Beets M. W., Flay B. R., Vuchinich S., Acock A. C., Li K., Allred C. (2008). School
climate and teachers’ beliefs and attitudes associated with implementation of the
positive action program: A diffusion of innovations model. Prevention
Science, 9, 264–275.
Booker K. C. (2006). School belonging and the African American adolescent: What
do we know and where should we go? The High School Journal, 89(4), 1–7.
Bronfenbrenner, U. (1979). The ecology of human development. Cambridge, MA:
Harvard University Press.
Bronfenbrenner, U. (1989). Ecological systems theory. In R. Vasta (Ed.). Annals of
child development, 6 (pp. 187-251). Greenwich, CT: JAI
Chance, P. (1986) Thinking in the classroom. a survey of programs. New York, USA,
Teachers College, Colombia University.
Couchenour, D., & Chrisman, K. (1999). Families, schools& communities working
together for children (Chapter 2). Florence, KY: Delmar/Thomson Learning.
Çelik, V. (1997). Okul kültürü ve yönetimi. PEGEM, Ankara.
Dessel, A. (2010). Prejudice in schools: Promotion of an inclusive culture and
climate. Education and Urban Society, 42(4), 407–429
Douglass, N.H. (2001). Saygı ve sorumluluk eğitiminde yeni yaklaşımlar. (Çev:Özgür
Yurttutan ve Yener Özen). Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.
Ertekin,Y. (1978).Örgüt iklimi. TODAİE Yayınları, Ankara.
Friedman, I.A. (1995). School principal burnout: The concept and its compenents.
Journal of Organizational Behavior, 16, 191-198.
Gaertner, K.N. ve Nollen, S.D.(1989) Career experiences, perceptions of
employment practices and psychological commitment to the organization.
Human Relations. 42 (11), 975-991.
Gerzon, M. (1997) Teaching democracy by doing it. Educational Leadership, 54, 6-
11.
Gürkan, T. Bireyin çok yönlü gelişimi, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi,
http://yayim.meb.gov.tr/yayimlar/sayi22/cg1.htm

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

Hoy, W. K., & Hannum, J. W. (1997). Middle school climate: An empirical


assessment of organizational health and student achievement. Educational
Administration Quarterly, 33, 290–311.
Hoy, W.K ve Miskel, C.G. (1982). Educational administration: Teori research and
practice, Random House, New York.
İpek, C. Resmi liseler ile özel liselerde örgütsel kültür ve öğretmen-öğrenci ilişkisi.
Eğitim Yönetimi. 5(19), 411-442.
Klauke, A. (1990). Preparing schools administrators, ERİC Digest. Series Number
EA 57.
Knights, D. Ve Wilmott, H.C.(1987). Organizational culture as management
strategy: A critique and illustration from the financial services industry,
International Studies of Management & Organization, 17 (3),40-63.
Kohn, A. (1996). What to look for in a classroom. Educational Leadership. 54 (1),
54-55
McCarthy, A. (1992). The American family. In L. Kaplan (Ed.), Education and the
American family. Boston: Allyn & Bacon.
Moore, L.F. (1985). How are organizational cultures and the wider cultural context
linked. In P. Frost et al (eds.), Organizational Culture, Baverly Hills: Sage.
Morris, R.C. (1999). School leadership for the 21. century: Seeds for change.
Educational Horizons, 77(2):95-100.
Owens, R.G. (1981). Organizational behavior in education (Second Edition)
Prentice–Hall, İnc., Englewood Cliffs, New Jersey.
Özden, Y. (1999), Öğrenme ve öğretme (üçüncü baskı) PEGEM-A Yayıncılık.
Ankara.
Özen, Y. (2001). Yarına kalmak adına sorumluluk eğitimi. Nobel Yayın Dağıtım,
Ankara.
Peters, T.J. ve Waterman R.H.(1982) In Search of excellence: Lessons from
America’s best-run campanies. Harper &Row, Publishers, New York.
Robbins, S.P. (1996). Organizational behavior (Seventh Edition), Prentice –Hall,
İnc., Englewood Cliffs, New Jersey.
Sandra, L.H.& Sandra, L.(2002) A view from the classroom. Educational
Leadership, 59(8),64-66.
Sanne, D. (1998) The many variables that influence classroom teaching. Issues in
Education. 4 (1), 105-111.
Schwartz, H. & Davis, S.M. (1981). Matching corporate culture and business
Strategy, Organizational Dynamics, Summer, 30-48.
Schwartz, W. (1995). A community guide to multicultural education programs.
Available online: [http://eric-web.tc.columbia.edu/guides/pg6.html].

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23


Sosyal Sistem Olarak Sınıf

Sheldon, M.E. (1971) Investments and involvements as mechanisms producing


commitment to the organization. Administrative Science Quarterly 16(2),
143-150.
Şişman, M. (2002). Örgütler ve kültürler. PEGEM-A Yayıncılık. Ankara.
Turan. S. (2002) Organizational climate and organizational commitment: A study
of human interactions in Turkish public schools. Educational Planning, 14
(2), 20-30.
Türk Dil Kurumu (1983). Türkçe sözlük. (Genişletilmiş 7.Baskı) TDK Yayınları
Ankara.
Varol, M. (1989). Örgüt kültürü ve iklimi, A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi.
49(1-2), 217.
Yavuzer, H.(1977) Ana-Baba ve çocuk. 10.Baskı, İstanbul, Remzi Kitapevi.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24

You might also like