Azerbaycan İzlenimleri güvenle Batı veya Rusya’nın çatışan
çıkarlarından yararlanma taktikleridir. Bakü adının menşeine ilişkin tez- Bu politika ayrıca Türkiye-Ermenis- lerden biri bu adın “rüzgarlar şehri” tan yakınlaşmasına karşı duyulan öfke anlamına gelmesidir. Rüzgar Bakü ve tepkinin etkisi kapsamında geliş- için petrol kadar önemli bir simgedir. mektedir. Türk hükümetinin “çözüm- Maalesef bir “cenup şehri” olan Ba- süzlük çözüm değildir” yaklaşımıyla kü’de bugün kuzeyden – Rusya’dan başlattığı “Ermenistan açılımı” politi- esen soğuk rüzgar daha fazla hissedil- kasına karşı neden Bakü neden bu ka- mektedir. Kafkaslar’daki “statüko” dar tepkili? Bölgedeki izlenimlerimiz değişimi buradaki siyasi havayı da Bakü’nin tepkilerinin “duygusal” ol- değişmektedir. Türkiye-Ermenistan duğuna, Türkiye’nin bir devlet olarak yakınlaşmasının başladığı tarihten iti- kendi çıkarlarını korumanın doğal bir baren Azerbaycan yönetimi de dış po- hakkı olduğuna dair Ankarada masa litikada yeni arayışlar içine girmiştir. başında oturarak yapılan yorumların Aslında bu, yeni arayıştan ziyade do- ne kadar isabetsiz olduğunu tam anla- ğal zenginliğin ve jeopolitik konu- mıyla ortaya koymaktadır. Türkiye- mun sunduğu avantajların verdiği öz- Ermenistan yakınlaşmasına bir de Ba-
* 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Avrasya - Rusya Araştırmaları Bölümü
Şubat ’10 • Sayı: 14 21. YÜZYIL [7]
Dr. Ali Asker
kü penceresinden bakmak gerekmek- iki ülke arasındaki ilişkilerde kamuo-
tedir: Ermenistan devleti Azerbaycan yu hassasiyeti çok önemli bir unsur toprakları üzerinde kurulmuş ve ge- haline gelmiştir. Bir devlet yetkilisi, nişlemiştir. Bugün Azerbaycan top- kendisi ile yaptığımız mulakaatta şun- raklarının yüzde 20’si Ermenistan’ın ları söyledi: “Kurumumuz çalışanları- işgali altındadır. Otuzbeş binden fazla na Türkiye konusunda çok hassas Azerbaycan yurttaşı öldürülmüş, bir davranlamalarına ilişkin talimat ver- milyondan fazla ise kendi ülkesinde mişiz. Dün sıradan bir olay olarak al- mülteci durumuna düşürülmüştür. Er- gılanan bir uygulama, maalesef bugün menilerin yakın siyasi tarihimizde kasıtlı bir davranış olarak algılanabi- Türk ve Müslüman topluluğa karşı lir. Birbirimizi kırabilecek, incitebile- yaptıkları çok sayıda soykırım ve kat- cek en ufak hareketlerden kaçınmalı- liam vakaaları vardır. Buna karşılık yız.” Ermeniler dünyada Türkler tarafından “soykırıma uğratılmış masum ve maz- Azerbaycan insanı Türkiye konu- lum” bir halk müamelesi görmekte- sunda daha hassastır, daha “Türkçü- dir. Ermenistan dünyanın büyük dev- dür.” Sadece Türkiye-Azerbaycan-Er- letlerinin himayesi ve koruması altın- menistan cephesinde yaşananları de- dayken Azerbaycan bu çatışmada yal- ğil, Türkiye’nin içindeki gelişmeleri nızlık içine itilmiştir. çok yakından takip etmektedir. Kırsal kesimdeki köy okulunda çalışan öğ- Böyle bir psikolojik ortamda Azer- retmen de, başkentteki “siyaset baycan’ın verdiği tepkileri anlamak adamları” da İsrail-Türkiye ilişkile- hiç de zor olmayacaktır. Bugün Azer- rindeki gelişmeleri, “kozmik odalara baycan kamuoyundaki Türkiye yapılan baskını”, suikast ve darbe giri- imajını gözlemlediğimiz zaman or- şimlerine ilişkin yazılıp çizilenleri, taya çıkan bir gerçekleiğin altını “Ergenekon duruşmasını”, TSK’nın özellikle çizmemiz gerekmektedir. tepkisini, siyasi parti liderlerinin yap- Azerbaycan kamuoyu “Türk hükü- tıkları açıklamları çok yakından takip meti” ve “Türkiye Devleti” arasın- etmektedir. Herkes Türkiye’nin istik- daki ince ayrıntıyı çok net şekilde rar ve selametinin ne kadar önemli ol- yakalamış durumdadır. Buna göre duğunun farkında. de Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde yaşananları sagduyu ile takip etmek- Türkiye’yi Azerbaycan’da her ke- teler. Bunu iki lke arasında arasında simden insan – işadamı, dinadamı, yaşanan “bayrak krizi”ne ilişkin ka- öğrenci,işçi “temsil etmektedir.” muoyu nabzını yokladığımız zaman da Azerbaycan’da 4 bin 73 Türk öğrenci görebildik: Bursa’da oynanan Türki- eğitim almaktadır. Öğrencilerin sade- ye-Ermenistan maçına Azerbaycan ce 139 devlet kontenjanı kapsamında- bayrağının sokulmasına getirilen ya- dır. Özel hatla eğitim alan öğrencile- sak ne kadar yanlışsa Bakü’deki Türk rin büyük ekseriyeti değişik cemaat Şehitliğindeki bayrakların sökülmesi ve vakıf desteklerinden yararlanmak- kararı da bir o kadar yanlıştır. Bugün talar. Burada faaliyet gösteren şirket
[8] 21. YÜZYIL Şubat ’10 • Sayı: 14
Bakü Rüzgârlar› Kuzeyden Esiyor
na” karşı Rusya bir “Azerbaycan açı-
sayısı ise beşyüzün üzerindedir. Yine Türkiye’den gelmiş değişik cemaat- lımı” peşindedir. Azerbaycan’ın Rus- lere mensup dini eğitim ve hizmet ya politikasını gözden geçirmesi için merkezleri faaliyet göstermektedir. değişik teşvik ve baskı yöntemlerini Bu insanlar günümüz Türkiye’nin uygulamaktadır. Rusya’nın elindeki toplumsal manzarasını yansıtmakta, en güçlü anahtar ise Karabağ soru- dolayısıyla bir “Türkiye imajı” çiz-nuyla ilgili müzakerelerdir. Bu müza- kereler ve pazarlıklar yeni değildir. mektedirler. İki ülke arasındaki ilişki- lerde yaşanan gelişmelerden öncelik-Rusya Karabağ sorununun Azerbay- le “nasibini alan” da buradaki Türk-can’ın toprak bütünlüğü temelinde lerdir. Azerbaycan’da faaliyet gös- çözülmesini desteklediğini ifade et- teren Türkiye menşeli bir sivil top-mektedir. Fakat sorunun çözülmesin- lum örgütünün yöneticisi tedirgin- deki anahtarı da elinden bırakmamak- tadır. “Çözüme” karşılık Rusya Azer- liğini şu cümlelerle ifade etti: “Bu- raya geldikten sonra, bir millet ol-baycan’dan doğalgaz satışının yanı sı- duğumuzun bilincine daha fazla ra askeri üs istemektedir. Doğalgaz vardık. Azerbaycan’a ziyarete ge- satışı konusunda belli ilerleme sağ- len Türk yetkililerini de uyardırk. lanmıştır. 2010 Ocak ayından Azer- Bazen yıllar boyu elde ettiğimiz ka-baycan’dan Rusya’ya doğalgaz sevki- zanımlar Ankara’da yapılan bir yatı iki katına çıkarılmıştır. İlerideki “siyasi açıklama”yla, masa başında aşamada da bunun artabileceği tah- oturup “köşeyi dönen” köşe yazar- min edilmektedir. Fakat Azerbaycan larının saçmalıklarıyla bir anda askeri üs konusuna sıcak bakmamak- yok olabiliyor.” tadır. Rusya da Karabağ sorunun çö- zümünde acele etmemektedir. 25 Türkiye’nin “Ermenistan açılımı- Ocak 2010’da Rusya, Azerbaycan ve
Şubat ’10 • Sayı: 14 21. YÜZYIL [9]
Dr. Ali Asker
Ermenistan cumhurbaşkanlarının Soçi rahatlatmıştır. Buna karşılık Anka-
zirvesi bir daha bunu doğruladı. Bu ra’daki düşünce kuruluşlarında, Türk zirveden her hangi bir sonuç alınma- medyasında “kararın ne kadar bağla- dır. Taraflar sadece anlaşmanın baş- yıcı olup olmadığına dair” yorumlar langıç ilkeleri konusunda anlaşmaya yapılmakta, “her şeye rağmen sürecin vardılar. Oysa bu ilkeler her hangi bir devam ettirilmesi gerektiği” dile geti- bağlayıcılıktan yoksundur. 2010 yı- rilmektedir. Böyle bir ortamda Bakü lında da Dağlık Karabağ sorunu- ve Ankara arasındaki sorunları gör- nun çözümünde her hangi bir so- mezden gelmek hiçbir fayda getirme- mut ilerleme sağlanacağı beklen- yecektir. Azerbayacan ve Türkiye yet- memektedir. Buna rağmen Bakü kililerinin karşılıklı ziyaretleri ilişki- Rusya’yı Ermenistan’a baskı yap- lerdeki sorunlara çözüm getirememiş, ması için ikna edebileceğine inan- sadece süreci askıya almıştır. Azer- maktadır. Bu amaçla Bakü, 22-23 baycan-Türkiye ilişkilerinin zedelen- Ocak 2010’da Rusya-Azerbaycan miş temellerinin bir an önce onarıl- İnsani İşbirliği Forumu düzenle- ması gerekir. Aksi halde bu temellerin miştir. Organizasyondan amaç Rusya’nın önde gelen kültür ve kırılmasından zarar görecek ülkeler medya mensuplarına Azerbaycan sadece Türkiye ve Azerbaycan ola- gerçeklerini anlatmaktır. caktır.
Tüm bunlara rağmen Rusya’ya Türkiye-Ermenistan yakınlaş-
karşı Azerbaycan iktidarında bir gü- masının başladığı dönemde Türki- vensizlik, kamuoyunda ise bir sevim- ye’nin “Ermenistan’ı kazanmak ve sizlik hakimdir. Türkiye-Ermenistan Azerbaycan’ı kaybetmek” tehlikesi cephesinde yaşananlar ise dikkatle ta- sık sık dile getirilmekteydi. Bugün- kip edilmektedir. Ermenistan Anaya- kü durum ise daha farklı bir tahmi- sa Mahkemesinin iki ülke arasında ni gündeme getirmektedi: “Erme- imzalanmış protokollere verdiği şerh- nistan’ı kazanamamak ve Azerbay- ler Azerbaycan kamuoyunu bir nebze can’ı kaybetmek.” 21. YÜZYIL