Professional Documents
Culture Documents
Ermeni Açılımı Sonrası Türkiye-Azerbaycan Ilişkileri
Ermeni Açılımı Sonrası Türkiye-Azerbaycan Ilişkileri
Ermeni Açılımı Sonrası Türkiye-Azerbaycan Ilişkileri
Türkiye-Azerbaycan ‹liflkileri
Giriş
1990’lı yılların başından bugüne değin Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde za-
man zaman sorunların yaşanmış fakat sorunlar bazen diplomatik, bazen teknik
sebepli olduğu için aşılması çok da zor olmamıştır. Zamanla ikili ilişkilerin ön-
celikleri ve kırmızı çizgileri belirlenmiştir. Türkiye, özellikle Ermenistan-Azer-
baycan ilişkilerini de dikkate alarak Azerbaycan konusunda bir “devlet politika-
sı” oluşturmuştur. Fakat son iki yılda AKP hükümetinin iç ve dış politikada uy-
gulamaya koyduğu “açılım” politikaları, yerleşmiş devlet politikalarını da revize
etmeye başlamıştır. Bu çerçevede başlatılan “Ermeni açılımı” Türkiye-Azerbay-
can ilişkilerinde onarılması zor olan yaralar açmıştır. Bugün itibariyle “Ermeni
açılımı” politikası hızla çökmekteyken, Azerbaycan-Türkiye ilişkileri de kritik
bir noktaya gelmiş durumdadır. İlginç olanı, Türkiye açısından bir hayli olumsuz
olan bu sonuçlar önceden kestirilebilir nitelikteydi.
Sürecin başında bile bu açılımın sekteye uğrayacağına ilişkin kesin işaretler
şöyledir:
1) Ermenilerin Türk algısı gibi önemli bir faktör görmezden gelinmiştir
2) Karabağ sorunu, Türk-Ermeni ilişkilerinin ön şartı olmaktan çıkarılmış,
Türkiye ve Azerbaycan kamuoyunun sürece ilişkin hassasiyeti göz ardı edilmiş-
tir.
3) Açılımın sonucunda Türkiye’nin edineceği kazanımlar bir türlü somutlaştı-
rılamamış, Türkiye’nin neleri kazanacağı ve neleri kaybedeceğinin hesabı sağlık-
lı yapılmamıştır
4) Süreç, ABD’nin ve Batı’nın baskı ve telkinleriyle geliştirilmiştir.
22 Nisan 2009’da İsviçre'nin arabuluculuğu ile üzerinde mutabakata varılan
yol haritası, Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinde bir deprem şoku etkisi yaratmış-
tır. Türk dış politikasının “komşularla sıfır politikası” çerçevesinde “statüko”yu
"BTC - Azerbaycan petrolünün Avrupa pazarlarına nakli açısından büyük öneme sahiptir.
Uzunluğu 1773 km'dir.
2 Ali Asker - Arif Keskin - Kamil Ağacan,Türkiye-Azerbaycan İlişkilerinin Çok Boyutlu Te-
melleri, 21. Yüzyıl Dergisi Ocak 2010, Sayı 13.
Rusya’ya karşı Azerbaycan iktidarında bir güvensizlik, kamuoyunda ise bir hoş-
lanmama hali hakimdir. Buna göre de Türkiye’nin “Ermeni Açılımına” karşı
Rusya da “Azerbaycan açılımı” uygulamaktadır. Rusya’nın elindeki en güçlü
anahtar ise Karabağ sorunuyla ilgili müzakerelerdir. Bu müzakereler ve pazar-
lıklar yeni değildir. Rusya, Karabağ sorununun Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü
temelinde çözülmesini desteklediğini ifade etmektedir. Fakat sorunun çözülme-
sindeki anahtarı da elinden bırakmamaktadır.
“Çözüme” karşılık Rusya’nın Azerbaycan’dan belli başlı istekleri vardır.
Bunlardan birincisi Azerbaycan’ın Rusya’ya doğalgaz satışıdır. Rusya bu anlam-
da istediğini almış durumdadır. İki ülke arasında davam eden müzakerelerde
2010 yılı için önce 500 milyon m3 olarak pazarlık yapılmış, ardından bu miktar
1 milyar m3’e çıkarılmıştır. Gazprom, alınan doğalgaz miktarının 2011 yılında 2
milyar m3’e çıkarılacağını, Azerbaycan'ın sağlayabileceği doğalgazın tamamını
almaya hazır olduklarını açıklamıştır.5
Rusya’nın başka bir isteği de Azerbaycan’da askeri üs kurmaktır. Azerbaycan
askeri üs konusuna sıcak bakmamaktadır. Rusya da Karabağ sorununun çözü-
münde acele etmemektedir. 25 Ocak 2010’da gerçekleştirilen Rusya, Azerbay-
can ve Ermenistan cumhurbaşkanlarının Soçi zirvesi bir daha bunu doğruladı.
Nitekim bu zirveden her hangi bir sonuç alınmadı. Taraflar sadece anlaşmanın
başlangıç ilkeleri konusunda anlaşmaya vardılar. Oysa bu ilkeler her hangi bir
bağlayıcılıktan yoksundur. 2010 yılında da Dağlık Karabağ sorununun çözümün-
de her hangi bir somut ilerleme sağlanacağı beklenmemektedir.
“Ermeni Açılımı” sayesinde Türkiye’nin Dağlık Karabağ sorununa ilişkin Er-
menistan üzerindeki baskıları artırma şansı yakalayacağı ve Kafkaslarda kalıcı
bir barışın inşasına daha büyük fayda sağlayabileceği yönündeki “tahminler”
kendini doğrulatmamıştır. Bilakis Azerbaycan nazarında bir imaj sorunu yayan
Türkiye’nin Ermenistan tarafından kabul edilmediği bilinen bir gerçekliktir.
Böylece Türkiye Kafkaslardaki etkinliğini önemli ölçüde kaybetmiş, bu zama-
na dek İran-Rusya-Ermenistan eksenine karşılık refah ve barış ekseni olarak bi-
linen Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan ekseni çökmenin eşiğine gelmiştir.
6 Ali Asker - Arif Keskin - Kamil Ağacan, Türkiye-Azerbaycan İlişkilerinin Çok Boyutlu Te-
melleri, 21. Yüzyıl Dergisi, Ocak 2010, Sayı 13
7 В Азербайджане увеличилась добыча природного газа
http://www.vestikavkaza.ru/news/ekonomika/gaz/15682.html
8 Ali Asker - Arif Keskin - Kamil Ağacan,Türkiye-Azerbaycan İlişkilerinin Çok Boyutlu Te-
melleri, 21. Yüzyıl Dergisi, Ocak 2010, Sayı 13
9 Azerbaycan, Rusya Doğalgaz Sevkiyatını İki Kat Daha Artırıyor, http://www.haber-
ler.com/azerbaycan-rusya-dogalgaz-sevkiyatini-iki-kat-daha-haberi/
“Türkiye Devleti”, “Türk halkı” ve “Türk hükümeti” arasındaki ince ayrım çok
net şekilde yakalanmıştır. Buna göre de Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde yaşa-
nanlar sağduyu ile takip edilmektedir. Bunu iki ülke arasında yaşanan “bayrak
krizi”ne ilişkin kamuoyu nabzını yokladığımız zaman da görebildik. Azerbaycan
kamuoyundaki genel kanaat şöyle: Bursa’da oynanan Türkiye-Ermenistan ma-
çına Azerbaycan bayrağının sokulmasına getirilen yasak ne kadar yanlışsa Ba-
kü’deki Türk Şehitliğindeki bayrakların sökülmesi kararı da bir o kadar yanlış-
tır. Bugün iki ülke arasındaki ilişkilerde kamuoyu hassasiyeti çok önemli bir un-
sur haline gelmiştir.
Sonuç
“Ermeni Açılımı” politikasının en “önemli” sonucu Türkiye-Azerbaycan iliş-
kilerinde ortaya çıkan sorunlardır. Sürecin başlangıcından itibaren sıkça dile ge-
tirilen beklentilerin hiçbirisi gerçekleşememiştir. Aksine “Ermeni Açılımı” poli-
tikası başarısızlığa uğrarken Türkiye’nin Azerbaycan’la ilişkileri büyük darbe al-
mıştır. Bugün Azerbaycan’da Türkiye-Ermenistan cephesinde yaşananlar dik-
katle takip edilmektedir. Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin iki ülke arasında
imzalanmış protokollere verdiği şerhler Azerbaycan kamuoyunu bir nebze ra-
hatlatmıştır. Buna karşılık Ankara’daki düşünce kuruluşlarında, Türk medyasın-
da “kararın ne kadar bağlayıcı olabileceğine” ilişkin yorumlar yapılmakta, “her
şeye rağmen sürecin devam ettirilmesi gerektiği” dile getirilmektedir. Azerbay-
can-Türkiye ilişkilerinde bundan sonra yaşanacak gelişmeleri kestirmek o kadar
da kolay değil. Azerbaycan’da bu konu, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin yanı sı-
ra Türkiye’nin iç politikasındaki gelişmelere de bağlanıyor. Böylesi bir düşün-
cenin oluşmasında Azerbaycan’daki “Türkiye’nin önceliklerinin devlet politika-
sından çıkarılarak hükümet politikası düzeyine indirgendiği” yönündeki yaygın
görüşün büyük etkisi vardır.