Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 2

Christopher Beckwith – İpek Yolu İmparatorlukları

Giriş ve 1. Bölüm Değerlendirme


Kitabın her bölümünün başında bir ana kaynaktan alıntılar yapılarak başlanmıştır.
Kitabın giriş kısmında İskitlerin, Hunların, Yüe-chilerin, Göktürklerin, Perslerin, Moğolların
mitlerine kısaca yer verilmiştir. Daha sonra komite sistemi hakkında bilgi vermektedir.
Komitenin az ve askeri üyelerden oluştuğuna yer verilmiştir. Komitenin dünya tarihinde
birçok millet tarafından benimsenen ve uygulanan bir anlayış, sistem olduğu belirtilmektedir.
Komite üyelerinin beylerine çok sadık olduğu, Arapların da Orta Asya seferleri ile komiteleri
benimsedikleri ve komite üyelerinin zenginliklerinin ya kendilerine verilen değerli ödüller ile
ya da Orta Asya’daki ticaret ile elde ettikleri belirtilmiştir. İpek Yolu’nun Orta Asya
kültürünün yalıtılmış ve zorlama bir unsuru değil, ekonominin temel ve kurucu unsuru olduğu
tespiti dikkat çekicidir.

1. Bölüm Arabalı Savaşçılar başlığını taşımaktadır. Orta Asya kültürünün sentezinde Hin-
Avrupalı unsurlarla şekillendiği yorumu yapılmıştır. Hint-Avrupalıların yaptıkları göçler
anlatılmaktadır. Gitmedikleri yer kalmamış gibi görünüyor. Yazarın aktardığı bilgiler göre
Anadolu, Kuzey Hindistan, İran, Mezopotamya, Yunanistan Hind-Avrupalı kavimler
göçmüşler ve “arabayı” kullanmışlardır. Arabaların menşeinin Hind-Avrupalı kavimlerde
ortaya çıktığı belirtilmektedir. Savaş arabaları hakkında bilgi verilmiştir.

2. Bölüm

İskitlerin kuzey İrani kavim olduğu görüşü tıpkı diğer batılı araştırmacılar gibi bu
eserde de yer almaktadır. İskitlerin ticareti geliştirmeleri, kültürel olarak gelişimleri ele
alınmıştır. İskitya tabiri dikkatimi çekmektedir. İskitlerin Mısır’a kadar gittikleri bilgisi
bulunan arkeolojik kalıntılar ile aktarılmıştır. İskitlerin atalarına verdikleri önem bir örnek ile
aktarılmaktadır. Onların mezarlarına yapılacak bir saldırı İskitler için savaş sebebidir. Pers-
İskit savaşlarına yer verilmiş. Sarmatların da Kuzey İrani bir dil konuştuğu aktarılmış ve
bunlarda kadının ön planda ve özellikle savaşlarda birçok kadın askerinin dövüştüğünü
aktarmıştır. Hunların Avrupa Hunları ile arasında doğrudan bir bağlantı olmamasına rağmen
bir tutulduğu görüşü dikkat çekici ve açıkçası yanlış bir görüştür. Hunların İrani unsurlara
sahip olduğu bilgisi var.

3. Bölüm

Roma ve Çin orduları Arasında başlığını taşımaktadır. Roma ve Çin arasında temasın zayıf
olduğu belirtilmiş. Frankların ataları da dahil olmak üzere erken Germen haklarının Orta Asya
kültür terkibine dahil olduğu görüşü dikkat çekicidir. Hunların Balamir komutasında savaşları
kısaca anlatılmış. Kısaca Part ve Kuşan devleti hakkında bilgiler vardır. Hun-Çin
mücadelesine yer verilmiştir. Çin ve Roma saldırılarının Orta Asya ticaretine zarar verdiğini
söylemektedir.

4. Bölüm

Kavimler göçünün Batı Avrupa’yı Orta Asya kültür terkibine dahil ettiği ve bunun
Japonya’ya kadar uzandığı görüşü dikkat çekicidir. Hunların batıya göçü ve Alanlar, Gotlar
ile olan mücadelelerini aktarmaktadır. Balamir’in bütün Hun ülkesine hakim değildi diyor.
Hatta Romalılarla yapılan antlaşmaların yerel beyler ile yapıldığı aktarılmaktadır. Rene
Grousset’in eserinde de Avrupa Hunları için konfederasyon ifadesi kullanılmıştır.

Attila dönemi olan savaşlar anlatılmıştır. Diğer hükümdarlar hakkında siyasi olaylar
aktarılmazken Attila aktarılmıştır. Daha sonra Batı Avrupa’daki Erken Germen devletleri
hakkında kısa bilgiler yer almaktadır. Bundan sonra kısaca Bizans ve Sasani
İmparatorluklarının gelişmesi, Avarlar’ın ortaya çıkışı hakkında genel bilgiler vardır.

Büyük kavimler göçünün sebeplerinin bilinmediği sadece göç ettikleri belirtiliyor.


Orta Asya’da milletlerin birbirlerine bağlanan insanlar tarafından oluşturulduğunu yerleşilen
toprakla oluşturulmadığı görüşünü aktarmıştır.

Son olarak dikkatimi çeken ifade ise şudur: “Romalılaşmış Batı Avrupa’nın yeniden
Orta Asyalılaşması bir kültürel devrimdir ve basitçe Ortaçağ olarak bilinmektedir.”

You might also like