Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 30

SARI ZEYBEK

SAHNE 1

MUHABİR : You demonstrated since when ?

1.KİŞİ : Since three days

MUHABİR : and it’s about the park right?

2.KİŞİ: it’s about started a park and now it turns different things.

MUHABİR: what is the different things?

3. KİŞİ : people want one thing first of all. They went there because of tree but now, it is was
not just because of tree.

4. KİŞİ : ok he got fifty percent of the votes. But there is another fifty percent of the country.
Everybody said enough.

MUHABİR : what do you think about it?

5. KİŞİ : he cares about how many children we gonna make.

6. kişi: he cares about metro station if hug our girlfriends if we are gonna kiss each other. He
cares about you know what are gonna drink.

MUHABİR : Nasıl? Taksim gezi parkı atmosferini yaratabildik mi? Tabi böyle İngilizce olsa
kimse bir şey anlamazdık. Biliyorsunuz burada gezi parkı eylemlerine destek için bir çok şey
yapıldı, biz de tepkimizi oyunumuzla göstermek istedik. Şimdi yeniden başlayalım ama bu
kez Türkçe olsun.
(tam tükçe röportaja başlayacakken buranın gezi parkı olduğunun çadır, ağaç falan
gerektiğinin doğaçlamasını yaparlar sonrasında sembolik olarak bir çadır kurup aynı
röportajın türkçe haline başlarlar.

MUHABİR : Kaç gündür buradasınız?

1. KİŞİ: Üç gündür.

MUHABİR :Olaylar parkla ilgili değil mi ?

2. KİŞİ : Park olarak başladı ama başka bir şeye dönüştü


MUHABİR : Başka şeylerden kasıt nedir?

3. KİŞİ : İnsanlar önceleri bir şey istiyorlardı buraya ağaçlar için geldiler; fakat mesele şu an
sadece ağaç meselesi değil.
4.KİŞİ : Evet oyların yüzde ellisi onda ama bu ülkede yaşayan diğer bir yüzde elli var ve
herkes yeter diyor.

MUHABİR :siz neler düşünüysunuz ?

5. KİŞİ : kaç çocuk yapacağımıza dahi karışılıyor

6.KİŞİ : tek derdi ne içip içmediğimiz ya da metro istasyonunda kiminle öpüştüğümü.

SAHNE 2

ATATÜRK : Buyurun röportaja şurada devam edelim burası biraz kalabalık oldu .

BAKER: Teşekkür ederim.sizinle görüşme talabinde bulunurken doğrusu benimle


görüşmeyeceğinizi düşünmüştüm ama görüyorum ki yanılmışım

ATATÜRK : Bu size özel bir durum değil görüşme talabinde bulunan hiçbir gazeteciyi geri
çevirmedim bu güne kadar.

BAKER : Neden ?

ATATÜRK : Çünkü yaptıklarımızın içeride ve dışarıda çok iyi anlaşılmasını istiyorum

BAKER : Anlıyorum.İzin verirseniz bir kaç soru daha sormak istiyorum.

ATATÜRK : bunun için buradasınız buyurun lütfen

BAKER : sizin önderliğinizde bu ulus geleceğe umutla bakan yepyeni bir ülke yarattı hem de
çok büyük zorlukların üstesinden gelerek.

ATATÜRK : Başka seçeneğimizi yoktu ya başaracaktık yada yok olacaktık.

BAKER : peki böylesine kısa zamanda nasıl oldu da bu kadar başarılı oldunuz.

ATATÜRK : Bakın miss Baker,Ben bir işe başlarken nasıl başarılı olurum diye düşünmem
karşıma hangi engeller çıkacak diye düşünürüm.

BAKER: Yani ?

ATATÜRK : Engelleri ortadan kaldırınca,iş kendi kendine yürür.Bizde ulusça karşımıza


çıkan engelleri kaldırdık sonuç ortada.

BAKER : Size anlatınca gerçekten çok kolaymış gibi geliyor,ama bu başarıda ulusun inancı
dışında sizin dehanızın da etkisi olduğu kesin.
ATATÜRK : Hayır bu böyle düşünülmemeli ben yalnızca ulusumun laik olduğu özgürlüğe
kavuşturmak için çaba harcadım.

BAKER: Birazda çocukluğunuzdan konuşalım mı eminim ki çok özel bir çocukluk


yaşamıştırsınızdır.

ATATÜRK : Madem bu kadar merak ediyorsunuz, bırakalımda bunu çocukluk arkadaşım


Nuri anlatsın.

1.KİŞİ: valla benim bildiğim ATATÜRK çocukluğunda bakla tarlasında karga çobanlığı
yapardı.

2. KİŞİ : Yok artık !

3. KİŞİ : Koskoca ATATÜRK çocukluğunda bakla tarlasında karga çobanlığı

4. KİŞİ : Arkadaşlar bunu ben değil tarih söylüyor hatta şöyle diyor

ATATÜRK :Bana olağın üstü şeyler yakıştırmayınız. Olağanüstü olan tek şey benim bu
ulusun bir ferdi olarak dünyaya gelmemdir.

BAKER : Son bir sorum var. Sizin için diktatör diyorlar bu doğru mu?

ATATÜRK : Bakın hanımefendi ben bir diktatör olsaydım bana bu soruyu soramazdınız.

BAKER : haklısınız.

ATATÜRK : benim arzu edipte yapamayacağım şey yoktur bu doğrudur. Fakat ben zoraki ve
insafsızca davranmayı bilmem. Diktatör insanların iradesini redderek yöneten insandır. Ben
ise kalplerini kazanarak yönetmeyi tercih ederim.

BAKER: ben sorumun cevabını fazlasıyla aldım. Teşekkür ederim.

1.KİŞİ : Efendim.

ATATÜRK : Evet?

1. KİŞİ : Kapıda Ankara belediyesinden gelen bir memur var. Sizinle görüşmek istiyor.

ATATÜRK : Pekala. Çağırın gelsin.

1.KİŞİ : Emredersiniz.

ATATÜRK : Konu nedir acaba?

NURİ : belki Çankaya'daki bağ eviyle ilgilidir.

ATATÜRK : Şimdi anlarız.

2.KİŞİ : Atam
ATATÜRK : Hoş geldiniz. Buyurun sizi dinliyorum.

2.KİŞİ : Ben belediye nüfus dairesinden geliyorum.

ATATÜRK : Evet?

2.KİŞİ : Yeni nüfus cüzdanlarının yazımına başladık.

ATATÜRK : Görüyorsunuz yeni alfabemiz hızla hayata geçiyor.

BAKER : Hemde bu kadar çabuk?

ATATÜRK : Devrim ya bir anda olur. Ya da hiç olmaz. Devam edin lütfen.

2. KİŞİ : Sizin nüfus cüzdanınızı ben yazıyorum yalnız….

ATATÜRK : Bir sorun mu çıktı?

2.KİŞİ : Pek sorun denemez efendim. Ama bizdeki kayıtlarda yalnızca doğum yılınız var gün
ve ay görünmüyor. Sizde bununla ilgili bir vesika varsa ya da doğum tarihinizi tam olarak
biliyorsanız nüfus cüzdanınıza işemek için öğrenmeye gelmiştim.

ATATÜRK : Doğum tarihimi net olarak gösteren bir vesika yok. Ama annem okuduğu bir el
yazmasının kenarına doğum günümü tam olarak işlemişti. Siz yinede sadece doğum yılımı
yazın yeter.

NURİ : neden canım biliyorsan söyle de tam olarak yazsınlar.

ATATÜRK : Sonra doğum günümü kutlamaya kalkarlar. Padişahlara benzerim

SAHNE 3

1.KİŞİ : keman kemal

ATATÜRK : Hı

1.KİŞİ : Yine dalmışsın

2.KİŞİ : Hem de bunca şamatanın orta yerinde

ATATÜRK : Uyuyamıyorum arkadaşlar sabaha kadar yatağımda uyku ile boğuşup


duruyorum.Sonunda gün ışırken uyuyakalıyorum.

1.KİŞİ : Geriye de tek çare kalıyor.Ayakta uyumak.

ATATÜRK :Benimki pek uyumak sayılmaz.Gece dündüz durmadan düşünüyorum.Ben


dursam da beynim durmuyor.
1.KİŞİ : Okulda da böyleydin.Ne zaman uyansam,Seni gözlerin tavana dikili öylece düşünür
bulurdum.

ATATÜRK : Beni uykusuz bırakan şeyler hiç değişmedi.Hatta daha da artı.Başımızda ki


baskıcı yönetimin ve kötü gidişatın ağırlığını her geçen gün daha fazla üzerimizde hissetmeye
başladım.

2.KİŞİ : bizlerde öyle ama sen farklısın.okuldan beri mimlenmek pahasına gizli gizli
yürüttüğümüz mücadele sana artık yetmiyor.

ATATÜRK :evet yetmiyor,okulda değiliz artık.Daha başka,daha fazla şeyler yapmalıyız.

1KİŞİ :ne yapabiliriz ki ?

ATATÜRK :işte ben de bunu düşünüyorum.Kafam ve Vücudum yorgun.

2.KİŞİ : zamana ihtiyacımız var

1.KİŞİ :Evet,beklemek gerek beklemek ve gelişmeleri görmek.

ATATÜRK : Bense gelişmelerin içinde olmak , olaylara yöne vermek istiyorum.

2. KİŞİ : Bu söylediklerini yapmak tehlikenin ortasına atılmak demek.

1. KİŞİ : İşin sonunda kelleyi vermek de var

ATATÜRK : Mesele ölmek değil,ölmeden ülkümüzü yaratmak,gerçekleştirmek ve


yerleştirmektedir.

2. KİŞİ : Bu aralar etrafta bolca zaptiye geziyor. Ortalık yerde konuşmak tehlikeli olabilir.

1 KİŞİ : En iyisi bir yer bulup oturmak.

ATATÜRK :Doktorun yanına gidelim orada fazla dikkat çekmeyiz.

1.KİŞİ : Çok iyi olur

2. KİŞİ : Hadi gidelim .işte doktorda burada merhaba doktor.

DOKTOR: Oooo merhabalar efendim sefalar getirdiniz.buyurun ,buyurun.

ATATÜRK : Nasılsın doktor.

DOKTOR :nasıl olayım.sizler nasılsınız ?

ATATÜRK : Yaptığımız bir şey yok hala ne yapılması lazım geldiğini konuşuyoruz.

DOKTOR : Sizlere daha önce de defalarca söyledim,konuşmak zamanı geçmiştir


arkadaşlar.Artık hareket zamanıdır.
1.KİŞİ :Doktor seni bu hürriyetçi fikilerin yüzünden görevinden uzaklaştırılıp şu kundura
dükkanına mahkum ettiler ama ….

DOKTOR : Ama fikirlerimi elimden alamadılar.Asla da alamayacaklar.

ATATÜRK : Doğrusuda bu ,asla yılmamalıyız.Ülkenin içinde bulunduğu durumun bu


sefaletin,ezilmişliğin sorumluları hesap vermeliler.

DOKTOR : Vatan ve Hürriyet cemiyetini bunun için kurmadık mı zaten ?

1.KİŞİ : Peki,ne yapmalıyız Doktor ?

DOKTOR : İhtilal yapmalıyız, İnkılap yapmalıyız.

ATATÜRK : Kesinlikle yapacağız.

2.KİŞİ : Ama zaman bu …

ATATÜRK : Müfit Sen bugünün adamı mı olmak istersin,yoksa yarının mı ?

2.KİŞİ : Yarının elbette

ATATÜRK : O halde zamanı aşmalıyız.Ülkenin,bugünün değil yarının adamlarına ihtiyacı


var.

DOKTOR : Çok doğru.

ATATÜRK : Yarın yetkiler elimize geçtiğinde bu dava uğruna çarpışan herkese önemli
görevler düşecektir.sen belki de Harbiye nazırı olacaksın sen dahiliye nazırı
doktor sende belki sıhhıye nazırı

1.KİŞİ : Peki sen ne olacaksın keman padişah mı ?

ATATÜRK : Hayır, Ondan da büyük

2.KİŞİ : Bu veladet-i hümayun kutlamaları da her geçen yıl daha da abartılıyor.

DOKTOR : Eee,Cami duvarına abdest bozmaya gidiyorlar.

ATATÜRK : Sizce bir adam için bu kadar büyük kutlamalar yapmak budalalık değil mi _
1.KİŞİ : Şiiişt Kemal,zaten mimliyiz,iyice başımız ağrımasın

ATATÜRK:Bir ulus kendi kurtuluşu için şenlik yapabilir.Ya da ülkesine hizmet etmiş bir
adam için kutlama düzenleyebilir.

2.KİŞİ : padişah da hanedan-ı ili Osman’ın soyundan gelir.

ATATÜRK : Canım efendim,zamanında bu ülkeye hizmet etmiş padişahların soyundan


geliyor diye hiç bir şeye yaramaz bir adamın oğlunun doğumunu kutlamak niye ?
1.KİŞİ : Kemal !

ATATÜRK : O padişah doğdu diye memlekete hayırlar mı getirdi ? işte durumumuz ortada .

2.KİŞİ : Adam ne de olsa padişah

ATATÜRK : İyi ya işte ,padişah da kim oluyormuş? Padişahlık da neymiş ?

2.KİŞİ :Tamam,padişah ülkeyi çok kötü idare ediyor ,Hatta idare bile edemiyor ama

1.KİŞİ : Ama o giderse bize yine bir padişah gerekli

ATATÜRK : Nedenmiş o az önce konuşmadık mı ihtilal yapıcağız , inkılap yapıcağız diye

DOKTOR : Tamam ama ülkeyi padişahsız nasıl idare edeceğiz.

ATATÜRK : Neden padişah fikrine bu kadar kapılıyorsunuz

1.KİŞİ : Ya ne yapabiliriz.

ATATÜRK : Cumhuriyet ilan ederiz.

SAHNE 4

1.KİŞİ : Öyle bir kişinin cumhuriyet ilan ederiz demesiyle olmaz bu işler, bu fikree inanmak
çok zor. Cumhuriyet ilan ederiz dedi ama Atatürk, işler hiç de umduğu gibi gitmedi. Ülkenin
askeri yönetimi bile başka bir ülkenin yönetimine verilmişti. Zor bir yolculuktu bu. Ülkenin
düşman elinden kurtarılması gerekiyordu.

SAHNE 5

ATATÜRK :Ben ordunun kayıtsız şartsız ve bütün sırları ile Alman askeri heyetinin emrine
verilmesini hiç doğru bulmuyorum.

1.KİŞİ : Ya ne yapsaydık

ATATÜRK : Bu ülkenin yetiştirdiği subaylara güveniniz yok mudur ki böyle bir karar
alınmasına göz yumuyor hatta ön ayak oluyorsunuz.

1.KİŞİ : kemal Kemal bizi rahat bırak sonra pişman olursun verdiğimiz karar çok
yerindedir.göreceksin öyle güzel şeyler yapacağız ki sonuçlarından sende memnun olacaksın
dünyada haytretler içinde kalacak.

ATATÜRK : Evet hayretler içindeyim bu memleket bu halk sizden neler bekliyor siz neler
yapıyorsunuz.Hiç olmasa biraz daha tedbirli davrana bilridiniz.
1.KİŞİ : Bak kemal seni bu kadar duygulandıran ülkene olan aşkındır biliyorum ama merak
etme bu şavaşta ve sonrasında bu ülke için çok şeyler yapacağız.

ATATÜRK : Evet çok şeyler yapacaksınız fakat yapacağınız şeyler korkarım ülkeye yarar
değil zarar getirecektir.
1.KİŞİ : sen nasıl …

ATATÜRK : İşte o gün ben ve benim gibi düşünenler hayatta bulunursak sizi ve bugünkü
sözlerinizi hiçte taktirle anmalayacağız.

SAHNE 6

KOMUTAN : Arkadaşlar bu gün tümenimizin yeni komutanı geliyor sizlerden onu


tümenimize layık bir şekilde karşılamanızı istiyorum .unutmayın ben tekmil verdikten sonra o
size selamünaleyküm der demez en yüksek sesinizle aleykümselam diyeceksiniz.Anlaşıldı mı

ASKERLER : Emredersiniz Komutanım

KOMUTAN : Dikkat ! On dokuzuncu tümen emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım.

ATATÜRK : Teşekkür ederim

KOMUTAN : Sağ ol

ATATÜRK : Merhaba Asker

ASKERLER : Aleykümselam

ATATÜRK : Merhaba Asker

ASKERLER : Aleykümselam

ATATÜRK : Merhaba Asker

ASKERLER : Sağ ol

ATATÜRK : Sizlerde sağ olun .Arkadaşlar buraya vatanı kurtarmak için gelmiş
bulunuyorsunuz.Şundan eminim ki kanınızın son damlasına kadar savaşıcak ve vatanı
koruyacak inançtasınız.

ASKERLER : Sağ ol.

ATATÜRK : Benimde sizlere olan inancım tamdır.Yüzbaşı

KOMUTAN : Emredin komutanım

ATATÜRK : Liman Von Sanders paşadan haber var mı ?


KOMUTAN : Bu gün geleceğinizden haberdardı.Teftiş sonrası sizi görmeye geleceğini
bildirdi.

ATATÜRK : Peki teşekkür ederim.Boğaz girişine en hakim tepeler bizim kontrolümüze


verilmiştir. Bu günden tezi yok belirleyeceğimiz noktalarda gece gündüz nöbet tutulacaktır.

Sanders : Ooo görüyorum ki Tümeni teslim almışsınız.

ATATÜRK : 19.Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal .

Sanders : Sizinle İstanbul’da daha önce karşılaşmıştık.

ATATÜRK :Evet

Sanders : Durumu nasıl görüyorsunuz ?

ATATÜRK : Bu topraklar bizim,savunmak zorundayız.O yüzden kötü olmaya imkan yoktur.

Sanders: Doğru Yalnız sizinkiler cepheye giderek daha çelimsiz adamlar göndermeye
başladırlar.Gördünüz mü düşmeye yer arıyormuş.Şunlara biraz askerlik öğretin

Atatürk : böyle küçücük bir fiske ile yere düşülür mü ?

1.Asker:onun gibi yüz tanesi gelse beni yere düşüremez komutanım.

Atatürk : Neden düştün o zaman ?

1.Asler : Aman komutanım o bir paşa.

Atatürk : sen de bir Türk askerisin.sana dokunmaya cesaret edenin dersini vermelisin ki bir
daha denemesin.

1.Asker : Emredersin komutanım.

ATATÜRK: Yüzbaşı bu askerlere eğitim yaptırmıyormusunuz.

Komutan: yaptırıyoruz komutanım hem askeri hem moral eğitimi yaptırıyoruz.Bir Türk

Askerler: on düşmana bedeldir

Atatürk : Hayır arkadaşlar bir Türk Dünyaya Bedeldir.

Askerler: bir türk dünyaya bedeldir.

Sanders: Bunların sesi kadar kolları da kuvvetli olsaydı ya o zaman bir işe yarardı.

Atatürk : Türkün nefesi kadar bileğide kuvvetlidir.

Sanders: Gördük biraz önce


Atatürk :Benim askerlerimin üstlerine olan saygısı sonsuzdur işte bu yüzden size karşılık
vermedi.Bir daha denemenizi tavsiye etmem.

Sanders: görelim bakalım ne kadar kuvvetliymiş

Atatürk :Sizi uyarmıştım.

Sander: tebrik ederim askerlerinizi beş dakikada gayet iyi eğitmişsiniz.ben yukarıda ki
mevzide olacağım.daha sonra uzun ,uzun konuşuruz.

Atatürk :Siz nasıl isterseniz.Arkadaşlar her günümüzü eğitim yaparak geçireceğiz.hazırlıklı


olmalıyız.savaş her an başlayabilir.

SAHNE 7

Atatürk :nereye gidiyorsun

1.Kişi : Düşman geliyor

Atatürk :Nerde

1.Kişi : Şu tepenin yamacında

Atatürk :Düşmandan kaçılır mı hiç

1.Kişi: Cephanemiz yok

Atatürk : Cephaneniz yoksa süngünüzde mi yok süngü tak ,yere yat .Ben size taruzu değil
ölmeyi emrediyorum.Biz ölene kadar geçecek sürede yerimizi yenileri alacaktır.

SAHNE 8

Sanders:Ortalık kan gölüne dönmüş

Atatürk :Artık düşmanla burun burunayız.

Sanders:Biliyorum.

Atatürk :Savaşın sonuna geldik.ya düşmanı tutunduğu mevzilerden söküp denize


dökeceğiz ya da bırakacağız geçsinler.

Sanders:Sizce başarabilir miyiz ?

Atatürk :Ordu kademeleri arasında kumanda karışıklığı var.komutanlarda aşırı sinirlilik hali
göze çarpıyor.Cephe bir kere çözülürse düşmanı artık tutamayız.

Sanders: Peki ne yapabiliriz? Sizin aklınıza bir çare geliyor mu ?


Atatürk :bütün mevcut kuvvetlerin benim kumandama verilmesinden başka çare yok

Sanders:Bütün kuvvetlerin mi ?

Atatürk :Evet

Sanders:Çok gelmez mi ?

Atatürk :Az gelir

SAHNE 9

1.KİŞİ :Biz bu savaşı kızlı erkekli kazandık. Kazandık kazanmasına ama yurdu
düşmanlardan arındıramadık.Savaşla giremedikleri toprağımıza şimdi ellerini kollarını
sallayarak giriyorlar.

2.KİŞİ: Savaşla giremedikleri toprağımıza şimdi ellerini kollarını sallayarak giriyorlar.

3.KİŞİ: Savaşla giremedikleri toprağımıza şimdi ellerini kollarını sallayarak giriyorlar.

4.KİŞİ: Savaşla giremedikleri toprağımıza şimdi ellerini kollarını sallayarak giriyorlar.

5.KİŞİ: Savaşla giremedikleri toprağımıza şimdi ellerini kollarını sallayarak giriyorlar.

6.KİŞİ: Savaşla giremedikleri toprağımıza şimdi ellerini kollarını sallayarak giriyorlar.

2.KİŞİ: bunun sonu ülkenin parça parça elden gitmesine kadar varır.

SAHNE 10

1.KİŞİ:Yenildik Kemal,adamlar topla tüfekle yapamadıklarını Mondros’ta bir kağıt


parçasıyla yaptılar.Bugün yunanlılar İzmir’e asker çıkardı.Gittikçe sıkışıyoruz.Kendi
vatanımızda tutsak gibiyiz.

2.KİŞİ:Şu görüntünün hazinliğine bakın.İstanbul önlerinde düşman gemileri.Bizse elimiz


kolumuz bağlı öylece oturuyoruz.

1.KİŞİ:ne yapacağız.

ATATÜRK:Merak etmeyin, geldikleri gibi giderler.

GARSON:Efendim,şuradaki baylar sizi masalarına davet ediyorlar.

ATATÜRK:Kimmiş onlar :?

1.KİŞİ:İşgal kuvvetleri komutanları

2.KİŞİ:Şu sağdaki İngiliz general


ATATÜRK:Demek bizi masalarına davet ediyorlar öyle mi ?

GARSON:Evet efendim.

ATATÜRK:Burada ev sahibi biziz.Kendileri misafirdiler.Onların bu masaya gelmeleri


gerekir.Bunu kendilerine ilet.

GARSON:peki efendim.

ATATÜRK:Padişah artık kendi tahtını düşünecektir.Bundan sonra ulus kendi haklarını


kendisi savunacaktır.

1.KİŞİ:Ya bizler ne yapacağız.

ATATÜRK:Onlara yardım edip yol göstereceğiz.

2.KİŞİ:Nasıl ?

ATATÜRK:Görünen o ki, İstanbul’da yapacak fazla bir şey kalmadı.

1.KİŞİ:Yani ?

ATATÜRK:Ulusun işgalcilere karşı yapacağı mücadeleyi İstanbul’dan değil Anadolu’dan


başlatmak,yönlendirmek ve yönetmek gerekliliği ortadadır.Bugünden
tezi yok çalışmalarımız bu yönde gerçekleşecektir.

2.KİŞİ:Anadolu’ya çıkmak ha ?

ATATÜRK:Evet,hem de hiç zaman yitirmeden.Yarın bir gemiyle Samsun’a hareket


ediyorum.

2.KİŞİ:iyice düşündün mü Kemal ? Bu karar senin açından çok tehlikeli sonuçlara yol
açabilir.

ATATÜRK:Ne gibi sonuçlar ?

1.KİŞİ:Yola çıkma kararını öğrenen işgal kuvvetleri seni engellemeye çalışabilirler.

2.KİŞİ:Ya da bindiğin gemiyi batırabilirler.

ATATÜRK:İkisi de aynı yola çıkar ; Ölüme,üstelik önemli olan benim kişisel durumum
değildir.Bu karar ülke için en hayırlısıdır.

2.KİŞİ:Bir şey mi yapacaksın Kemal ?

ATATÜRK:Evet, Bir şey yapacağım.

SAHNE 11
1.KİŞİ :E peki şimdi ne olacak

2.KİŞİ : İnsanlar giderek ümitsizliğe kapıldı bir şey yapmak lazım

3.KİŞİ :İyi ama durumun giderek kötülemesi bizi ümitsizliğe düşürmemelidir.En kötü
durumda bile mutlaka bir çare bulunur.

4.KİŞİ : Durumun giderek kötülemesi bizi ümitsizliğe düşürmemelidir.

5.KİŞİ :En kötü durumda bile mutlaka bir çare bulunur.

6.KİŞİ : Durumun giderek kötülemesi bizi ümitsizliğe düşürmemelidir.

7.KİŞİ: En kötü durumda bile mutlaka bir çare bulunur.

SAHNE 12

1.KİŞİ : Durumun giderek kötülemesi bizi ümitsizliğe düşürmemelidir.

2.KİŞİ :En kötü durumda bile mutlaka bir çare bulunur.

3.KİŞİ : Özür dilerim efendim toplantınızı kesiyorum ama..

1.KİŞİ: Nedir ?

3.KİŞİ : Bu telgraf Tokat’tan şimdi geldi .

1.KİŞİ : Peki,Teşekkür ederim.Başka bilgi gelirse haberim olsun.

3.KİŞİ : Emredersiniz.

4.KİŞİ : Efendiler,Ülke elden gidiyor ,siz burada oturmuş lafazanlık yapıyorsunuz.

1.KİŞİ : Hayırdır ,nedir bu telaşınız ?

4.KİŞİ : Daha ne olsun efendim,Mustafa Kemal denen maceraperest gözünü bile kırpmadan
ülkeyi büyük bir tehlikenin içine atıyor.

2.KİŞİ : Ülke daha önce güvenlik içinde miydi ki ?

4.KİŞİ : Bakın, İçişleri Bakanı bir genelge yayınlamış.

2.KİŞİ : Peki ne diyor o genelge de ?

4.KİŞİ : Ne diyecek,” Mustafa Kemal bir hayindir,padişaha baş kaldırmıştır,ülkeye çok zararlı
bir adamdır”diyor.

1.KİŞİ : Peki siz buna inanıyor musunuz ?


4.KİŞİ : Elbette.Valisi bulunduğum Elazığ ilinde her eve bu genelgeyi dağıttırdım.Duvarlara
Mustafa Kemal’in nasıl zararlı bir adam olduğunu anlatan kağıtlar astırttım.

2.KİŞİ : İyi ama,Bugün Mustafa Kemal ……

1.KİŞİ : Peki bizden istediğiniz nedir ?

4.KİŞİ : Sivas valisi olarak siz de bu tür bir çalışma içine girmelisiniz.Mustafa Kemal’in kötü
emellerini halka anlatmalısınız.

1.KİŞİ : Demek öneriniz bu ?

4.KİŞİ :Evet,Mustafa Kemal görüldüğü yerde tutuklanıp elleri bağlı bir şekilde İstanbul’a
gönderilmelidir.

1.KİŞİ : Ya demek öyle.Bu telgraf az önce geldi.Mustafa Kemal yarım saat içinde burada
olacakmış.Madem o kadar istiyorsunuz işte size fırsat;buyurun siz tutuklayın.

4.KİŞİ : Burada mı ?

1.KİŞİ : Evet Eee, ne duruyorsunuz ?

4.KİŞİ : Şey…Ben tutuklarım derken bana bağlı Elazığ iline gelirse tutuklarım demek
istemiştim,

2.KİŞİ : Ama Sivas’a geliyor.Peki bu durumda şimdiki öneriniz nedir ?

4.KİŞİ : Şeyyyy Karşılayıp ,Hoş geldiniz diyelim.

SAHNE 13

ATATÜRK : Hemen İstanbul’u ara .

1.KİŞİ : Peki efendim.

1.KİŞİ : Erzurum’dan bir mesaj alıyorum efendim.

3.KİŞİ : Kimden ?

1.KİŞİ : Mustafa Kemal’den

2.KİŞİ : Derhal cevap ver.

1.KİŞİ : Yıldız Sarayı karşımızda efendim.

ATATÜRK : Padişah’ı iste .

1.KİŞİ : Efendim !
ATATÜRK : Padişah’ı telgrafın başına çağır.

1.KİŞİ : Şeyyy..Nasıl isterseniz.

1.KİŞİ : Padişah efendimizle görüşmek istiyor.

2.KİŞİ : Benimle görüşsün.

1.KİŞİ : Karşıda Damat Ferit paşa var efendim ve derhal İstanbul’a dönmenizi istiyor.

ATATÜRK : Padişahı iste

1.KİŞİ : Padişah efendimizin telgrafın başına gelmesi için ısrar ediyorlar.

2.KİŞİ : Bu Kemal hiç değişmeyecek.Kararlı ve özgüveni yüksek.Peki,Padişah efendimizin


buraya teşriflerini rica ediniz.

ATATÜRK : Ne oldu ?

1.KİŞİ : Sanırım padişah efendimizi bekliyorlar.

ATATÜRK : İyi.

3.KİŞİ : Mustafa Kemal mi ?

2.KİŞİ : Evet efendim.

1.KİŞİ : Padişah karşıda.

3.KİŞİ : Geri dönsün.Hava değişimi alıp hiç bir şeye karşımadan Anadolu’da bir yere
yerleşsin. Ona dokunulmayacaktır.

1.KİŞİ : Size dokunulmayacaktır.

ATATÜRK : Ben kendi adıma bağışlanma değil,ülkem adına özgürlük istiyorum.Yaz, şu


andan başlayarak ordudaki görevimden ayrılıyor ve bütün unvan ve rütbelerimi
bırakıyorum.Bundan sonra ülkemin özgürlüğü için sıradan bir yurttaş olarak savaşacağım.

1.KİŞİ : Bir yurttaş olarak savaşacağım.

3.KİŞİ : NE ??? !!!

SAHNE 14

ATATÜRK : Düşmanın çekilmesi bu hızla sürerse yarına varmaz hepsini denize dökeriz.

1:KİŞİ : Komutanım.

ATATÜRK : Evet
1:KİŞİ : Tepenin aşağısında direnen son düşman biriliği de silahlarını bırakıp kaçtı.Kalanları
esir aldık.Bu da o birliğin komutanı.

ATATÜRK : Tamam sen gidebilrisin.gidebilirsin.Ellerinizi indirebilirsiniz.Her ne kadar esir


düşmüş olsanız da bizim misafirimiz sayılırsınız.

KOSTA : Teşekkür ederim. Siz bir subay mısınız ?

ATATÜRK : Evet

KOSTA : Beni esir alan subayın rütbesini öğrenmek isterim.Binbaşı mısınız ?

ATATÜRK : Hayır.

KOSTA : Albay mı ?

ATATÜRK : Hayır.

KOSTA : General mi ?

ATATÜRK : Hayır.

KOSTA : Peki nesiniz o halde ?

ATATÜRK :Türk orduları Başkomutanı Mustafa Kemal.

KOSTA : Nasıl olur Türk orduları Başkomutanı Mustafa Kemal cephede savaşla iç içe oysa
ki bizim komutanımız savaşı İzmir’den yönetiyor.

SAHNE 15

1.KİŞİ : Biraz acele et koca kafa.Yoksa kaçıracağız.

2.KİŞi : Ben ancak bu kadar hızlı yürüyebiliyorum arkadaş.Ne yani kuş olup uçayım mı ?

1.KİŞİ : Uç tabii.

2.KİŞİ : Benden bu kadar ,işine gelirse.

1.KİŞİ : İyi ,sen bilirsin.Bende tek başıma karşılarım Atatürk’ü.

2.KİŞİ : Dur dur, işte hızlandım.

1.KİŞİ : Nasılmış ? Haydi her zamanki tümseğimizin üzerinde yerimizi alalım.

2.KİŞİ : Daha çok var mı ?

1.KİŞİ : Çıkarlar birazdan.


2.KİŞİ : Biliyor musun tam bir yıldır her gün bu tümseğin üzerinde Atatürk’ün geçişini
seyrediyoruz.

1.KİŞİ : eee

2.KİŞİ : Ama ben onu hiç yakından görmedim.

1.KİŞİ : Ben de.

2.KİŞİ : Hep selam vermemiz yüzünden.kapıdan çıkıp tam bizim hizamıza geldiğinde ,yani en
yakınımızdayken başımızı eğip selam veriyoruz.

1.KİŞİ : Eee, ne olmuş ?

2.KİŞİ : O zaman da Atatürk’e bakamıyorum.Başımı kaldırdığımdaysa çoktan uzaklaşmış


oluyor.

1.KİŞİ : Ne yapabiliriz ki ?

2.KİŞİ : Hani diyorum ki,selam vermesek .Hiç olmazsa bir defalık.

1.KİŞİ : Olmaz koca kafa.Atatürk bu oğlum,Kolay mı ? Bu ülkeyi düşmanlardan temizleyip


bize Cumhuriyeti armağan etti.Selam vermek bizim görevimiz.

2.KİŞİ : Peki sence o bizi görüyor mudur ?

1.KİŞİ : Bilemem.

2.KİŞİ : Bence hiç görmüyor.

1.KİŞİ : Nereden anladın ?

2.KİŞİ : Neredeyse iki yıldır okula gittiğimiz her sabah buraya çıkıp onu bekliyoruz ama o hiç
bizim yanımıza gelmedi.

1.KİŞİ : Neden gelsin ki ,biz sıradan iki çocuğuz işte Üstelik haklı da olabilirsin ; belki bizi
bir kere bile fark etmemiştir ama ne olursa olsun burada olmak benim çok hoşuma gidiyor.

2.KİŞİ : Benim de ama…

1.KİŞİ : Hah,Köksün kapısı açıldı.

2.KİŞİ : Yaklaşıyorlar.Ooo Atatürk’ün yanında yine ne çok insan var.

1.KİŞİ : Senin aklın ermez koca kafa.Onlar bakanlar makanlar, vekiller mekiller işte.

2.KİŞİ : İyice yaklaştı.Selam vermesek.

1.KİŞİ : Olmaz.Dikkaaattt !!! .Selam dur.


2.KİŞİ : İşte yine göremedik onu.O da bizi asla fark etmeyecek. Keşke bir kere baksaydık.

1.KİŞİ : Biz, o fark etsin diye burada değiliz ki. Atatürk olduğu için buradayız.

SAHNE 16

1.KİŞİ : Evet çocuklar yurttaş olmak belli görevleri, yükümlülükleri de beraberinde getirir.Bu
görevlerin başlıcaları…

ATATÜRK : Lütfen rahatsız olmayın.Siz dersinize devam edin rica ederim.Eğer izin
verirseniz bizde verdiğiniz bilgilerden yararlanmak isteriz.

1.KİŞİ : Bizi çok mutlu edersiniz.Buyurun

ATATÜRK : Dersinizin ne olduğunu öğrene bilir miyim ?

1.KİŞİ : Yurt bilgisi .

ATATÜRK : Çok güzel.

1.KİŞİ : Siz geldiğinizde yurttaşların görevlerinden söz ediyorduk.Kim söylemek ister ?

2.KİŞİ : Vergi vermek,yurt savunmasına katıltmak,kanun ve kurallara uymak yurttaş olarak


görevlerimizdir.

1.KİŞİ : Teşekkür ederim.

ATATÜRK : Eğer izin verirseniz bir soru da ben sormak istiyorum.

1.KİŞİ : Lütfen, buyurun.

ATATÜRK : Peki yurttaş olarak ne büyük hakkımız nedir ?

2.KİŞİ : seyahat hakkı.

ATATÜRK : Evet ,o da önemli ama ben en önemlisini sordum.

3.KİŞİ : Haberleşme hakkı.

ATATÜRK : Başka.

4.KİŞİ : Özgürce çalışıp kazanma hakkı.

ATATÜRK : Peki siz,öğretmenim.siz söyleyebilecek misiniz?

1.KİŞİ : Seçme ve seçilme hakkı.

ATATÜRK :İşte bu.Peki kadınların böyle bir hakkı var mı ?


1.KİŞİ : yok

ATATÜRK : Toplumda her şeyi yapabiliyorsunuz ama oy verip milletvekili


olamıyorsunuz.Doğru mu bu sizce ?

1.KİŞİ : Dünyanın pek çok ülkesinde de durum böyle.

ATATÜRK : Ben size Türkiye’yi soruyorum.

1.KİŞİ : Ben kadınların da tüm haklar gibi bu haktan da yararlanması gerektiğine inanıyorum.

ATATÜRK : Bu inancınızı sürdürünüz.Şimdi sizinle birlikte sınıftaki arkadaşlara da sormak


istiyorum ; Oy verip milletvekili olmak ister misiniz ?

HEPSİ : Evet.

ATATÜRK :Dünya kadınları seçmek ve seçilmek hakkını almak için çok savaşım
vermişlerdir.Ama bence bu hakka en fazla layık olan Türk Kadınlarıdır.Tarih boyunca ve en
son kurtuluş savaşımızda ninelerimizin, analarımızın yaptıkları katkılar ve ortaya koydukları
cesaret bunun en belirgin delilidir.Seçme ve seçilme hakkı sizindir ve yakında alacaksınız.

1.KİŞİ : Tüm Türk kadınları adına teşekkür ederim. İzin verirseniz bir soru da ben sorabilir
miyim?

ATATÜRK: evet.

1.KİŞİ: her konuşmanızda cumhuriyeti gençlere emanet ettiğinizi söylüyorsunuz, bu


gençlerden kasıt nedir? Yani hangi yaş grubu?

ATATÜRK: Öncelikle sizlere sonra da yaşı kaç olursa olsun yüreği genç tüm yurttaşlara.

SAHNE 17

1:KİŞİ : Hah köşkün kapısı açıldı. İşte geliyor.Dikaatt ! selam dur.

ATATÜRK : Ne o , koca kafa yok mu koca kafa ?

1.KİŞİ : Hasta paşam, belki yarın…

ATATÜRK : Benim yerime ona geçmiş olsun de , olur mu ?

1.KİŞİ : Bizi hep görüyormuş duydunuz mu bizi hep görüyormuş duydunuz mu ?

SAHNE 18

ATATÜRK : Doğa ve insan karşı karşıya geldiklerinde,tarihte ,bugün ve yarın varacakları en


son noktadan bir önceki durak budur işte.
1.KİŞİ : O zaman karşımıza şöyle bir sorun çıkıyor ; Coğrafi bölge mi insanların fizik ve
karakterine etki yapar yoksa ….

2.KİŞİ : Yoksa insanlar mı o bölgenin iklim ve coğrafi koşullarına egemen olur.

ATATÜRK : İşte bu sorunun cevabı da bu mesele de gelinecek es son duraktır.

3.KİŞİ : Bence eğer doğa bütünüyle kısır ve verimsiz olsaydı insan ne kadar güçlü olursa
olsun ona etki edemezdi.

ATATÜRK : Yani doğa yine öyle kısır ve verimsiz kalırdı.

3.KİŞİ : Evet efendim.

ATATÜRK : Bu fikri destekleyen başka kimse var mı ?

1.KİŞİ : evet bence de insanın gücü doğaya karşı sınırlıdır.

ATATÜRK : Ya sizin düşünceniz nedir ?

2.KİŞİ : Ben insanın gücü ve doğa karşılaştırmasında daha çok sizin fikirlerinizi merak
ediyorum.

ATATÜRK : Güç,evet.Ama bizim burada sözünü ettiğimiz şey güç değil zeka olmalı.

2.KİŞİ : Güç yerine zeka.

ATATÜRK : Evet ,insanı diğer canlılardan ayıran gücü değil zekasıdır.İşte bu nedenledir ki
insan zekası doğada bulunan her şeyin üzerindedir.

2.KİŞİ : Ve bu da insanın doğaya son derece egemen olduğunun ve olabileceğinin kanıtıdır.

1.KİŞİ : Bizim de bu tartışmadan yenik çıktığımızın kanıtıdır.

ATATÜRK : Yenilebiliriz ama asla pes etmemeliyiz.Yepyeni fikirlerle bir daha denemeliyiz.

3.KİŞİ : Sizin karşınızda da mı ?

ATATÜRK : Tartışmalarda insanlar değil fikirler çarpışır.Biraz dinlenelim mi ?

2.KİŞİ : Öğle güneşi altında bu yürüyüşten sonra ağaç gölgesinin serinliği çok iyi gelir.

ATATÜRK : Ben insan zekasına ve çalışma azmine olan inancım yüzünden olmaz dedikleri
halde burada bir çiftlik kurmaya karar verdim.

1.KİŞİ : Oysa küpte hiç su kalmamıştı.

ATATÜRK : Evet, hiç .


2.KİŞİ : Ne küpü bu ?

ATATÜRK : Köylüler bir gün bana gelip Atatürk,dediler bu topraktan bir şey olmaz gel
vazgeç.Onlara, bu hükmü nerden çıkartıyorsunuz diye sordum.

2.KİŞİ : Ne cevap verdiler ?

ATATÜRK : Bizim deden kalma bir yöntemimiz var dediler.

2.KİŞİ : Yaa, neymiş bu yöntem ?

3.KİŞİ : Bir küpü ağzına kadar su doldurup toprağa gömüyorlarmış.Ertesi gün küpte kalan
suyun çokluğu toprağın verimini belli ediyormuş.Bunun üzerine bir küpe su doldurup buranın
toprağına gömdük.

2.KİŞİ : Ve ertesi gün küpte hiç su yoktu.

1.KİŞİ : Evet.Çok umut kırıcı bir görüntüydü.

ATATÜRK : Ama ben işe devam edeceğiz dedim.

3.KİŞİ : Ve durum ortada.

1.KİŞİ : İnsan zekası bir kez daha doğaya galip geldi.

ATATÜRK : Daha işin başındayız,Toprak en yumuşak başlı arkadaştır.ne istenirse verir.Yeter


ki istemesini bilmeli.Şurada yolun dönemecinde bir iğde ağacı vardı ona ne oldu ?

1.KİŞİ : Bilmiyoruz Atatürk.Belki çiftlik müdürü….

3.KİŞİ : Şey efendim,sanırım yol yapımı sırasında o iğde ağacını kestiler.

ATATÜRK : Kestiler mi ? Yazık ,Çok yazık.Bu iş o ağaca dokunulmadan yapılamaz mıydı


sanki ? Bana haber verseydiniz bir çaresini bulurdum.

3.KİŞİ : Üzülmeyin ,nasılsa yerine yenileri dikilir.

ATATÜRK : O iğde ,Yaşlı ve çelimsiz bir ağaçtı.Ama yaşayan ve baharda hoş kokularını
çevreye saçan güzel bir ağaçtı.

SAHNE 19

1.KİŞİ : Herşey ağaçlar kesilmesin diye başlamıştı.

MUHABİR: bu direniş hakkında görüşlerinizi alabilir miyim?

1.KİŞİ : Burada çok güzel bir hava var. Çok güzel bir atmosfer var, adeta panayır yeri gibi
ama tabii çok ciddi şeyler de oldu. İnsanlar öldü, arkadaşlarımız göz altında, bir sürü kişi
yoğun bakımda. Öncelikle bunlar için çok ciddi bir özür dilenmeli. Gözaltındaki insanların
serbest bırakılması gerekiyor, haklarındaki işlemlerin durdurulması gerekiyor. İstifa etmesi
gereken yetkililerin istifa etmesi gerekiyor. İnsanlara kamu hizmeti yaptığının hatırlatılması
gerekiyor. Onlar burada kimsenin babası değil, patronu değil. Aslında söylenecek çok fazla
bir şey yok, gençler her şey, çok güzel yapıyor. İnsanlar gençleri dinlesinler yeter.

MUHABİRr: gezi parkı deyince aklınıza ne geliyor?

2. KİŞİ: gezi parkı deyince aklıma gerçek halk direnişi geliyor. Özgürlük mücadelesi geliyor
ve vatanı kurtarma inancı geliyor ve de öyle yapacağız. Ben geçen gün televizyonda izledim o
üç çapulcuyu ağaçlarda sallandıracağız diyor. Onlar asılmaya mahkumlar alışmışlar diyor.
Bunu kimin için söylediğini çok iyi biliyorum. Ama biz onun padişahlık rejimine ve
diktatörlüğüne son vereceğiz.

MUHABİR: peki faşizm deyince aklınıza ne geliyor?

3. KİŞİ: o diktatör geliyor. Orantısız güç geliyor. Polisine bizi gazlamasını söyledi. Gezi parkı
bir özgürlük mücadelesidir. Herkes bunu böyle bilsin.

MUHABİR: peki sizce bu direnişin adı nedir? Nasıl adlandırırsınız?

4. KİŞİ: bence bu direnişin adı indir o elini direnişidir. Hani bize el uzattıklarında deriz ya
indir o elini diye işte bu yüzden bu direnişin adı da indir o elini direnişidir.

MUHABİR: teşekkür ederim. peki siz ne düşünüyorsunuz?

5. KİŞİ: bizi dilimize dinimize rengimize mezhebimize göre ayırmazlarsa ne kadar çokmuşuz
biz onu gördüm. Üç ihtilal görmüş kuşaktan geliyorum. Bu günü görmekten çok mutluyum.
ilk defa halk kendi kendine kendi sorunu özgürlüğü için sokağa çıktı.

MUHABİR: Sizin de görüşlerinizi alabilir miyim?

6. KİŞİ: ben on gün suskunluğumu korudum. Sanırım bize nazar değidi. Teknolojimiz var ne
güzel. Bize bilgiler geliyor.

MUHABİR: teşekkür ederim.

6. KİŞİ: ben teşekkür ederim.

SAHNE 19

1.KİŞİ :Durun … Durun dedim.

2.KİŞİ : Hah bir bu eksikti.İster misin şimdi casus diye vursun bizi.

1.KİŞİ : Durun kimsiniz ?

2.KİŞİ : Durduk canım,Merak etme zaten bir yere gidecek halimiz de kalmadı.

ATATÜRK : Yahu Nihat, toplantının burada olduğuna emin misin ?


3.KİŞİ : Evet paşam.

ATATÜRK : Yol bitince otomobilden indik.Saatlerdir yürüyoruz.

2.KİŞİ : Bu kadar yürüyüşe dünyayı dolaşır insan.Geri dönsek mi ?

ATATÜRK : Olmaz,haber saldık .Bizi bekliyorlardır şimdi.

3.KİŞİ : Az sonra orda oluruz.

ATATÜRK : Gerçi son iki saattir , Ha şu tepenin arkası ,ha az öteki patikanın sonu diye, diye
bizi yürütüyorsun ya hadi hayırlısı.

2.KİŞİ : Hadi hayırlısı .

1.KİŞİ : Ben anlamam ,Hemen geldiğiniz gibi geri dönün.

2.KİŞİ : Niye ki ?

1.KİŞİ : Birazdan buraya Atatürk gelecek ben onu bekliyorum.

2.KİŞİ : Bekle bakalım.Bizi gönderirsen daha çok beklersin.

ATATÜRK : Atatürk ü bekliyorum diyorsun,bak bakalım bana ben Atatürk e beziyor


muyum?

1.KİŞİ : Vallahi… Ne desem….Ama askerlik bu beyim ne olur ne olmaz birde onbaşım


görsün.

2.KİŞİ : Hah şimdi bekle ki onbaşı gelsin .sıcak tepemize geçecek.

1.KİŞİ : Şimdi gelir onbaşım.

4.KİŞİ : Hoş geldiniz paşam gözümüz yollarda kaldı.Nerelerde kaldınız.

2.KİŞİ : biz geleceğiz ama bırakmıyor ki.

4.KİŞİ : Oğlum indirsene silahını.Atatürk ü tanımadın mı ?

1.KİŞİ : Tanıdım komutanım tanıdım.

4.KİŞİ: Tanımış komutanım

2.KİŞİ : Tanıdığın buysa,tanımadığından korkmak lazım.

4.KİŞİ : Buyurun,Ne içersiniz.

ATATÜRK : Bir yorgunluk kahvesi içeriz artık.


4.KİŞİ : Hemen.Kızlar koşturun

ATATÜRK :Nasılsınız ?

5.KİŞİ : İyiyiz Atatürk Sen Nasılsın?

ATATÜRK :sizler iyi oldukça benim kötü olmam mümkün mü ? yalnız bak sana ne
diyeceğim gel şu peçeyi çıkar başından.

5.KİŞİ : Benim ki dursun da sen önce şunların kini çıkar.

ATATÜRK : Onlara da sıra gelecek. Ama sen onlara öncülük ediver,Haydi.Gördün mü bak
ne güzel oldu.

5.KİŞİ : Ama etraf mahrem dolu.

ATATÜRK : Kim ? Biz mi ? Bizler senin kardeşleriniz.Haydi bakalım sizler de kaldırın


peçelerinizi.Siz dünyayı görün, dünyada sizi görsün.

6.KİŞİ : Bizde çok söyledik ama dinletemedik paşam.Meğer sizin söylemenizi belliyorlarmış.

2.KİŞİ : Belki bir yasa çıkartsak.

ATATÜRK :Çarşaf ,peçe için yasaya gerek yok.Halk gerçeği gördükçe akasından
yürüyecektir.Gezilerim sırasında hanımların yüzlerini ve gözlerini çok sıkı bir şekilde
kapattığını gördüm.Özellikle bu sıcak yaz günlerinde bunun işkenceden bir farkı olmadığını
sanıyorum.Korkmayın,bu gidiş zorunludur ve sonu mutlaka iyiye varacaktır.

7.KİŞİ : Atatürk madem buraya bizimle dertleşmeye geldin sana bir şey soracağım.

ATATÜRK : Sor bakalım.

7.KİŞİ : Yaptığın her şeyi anladım ama alıştığımız her şeyi bozdun. Neden ?

ATATÜRK : Bak,sana bir hikaye anlatayım : Amir İbnil As Mısırı ele geçirince Halife
Ömer’e haber göndermiş ”Burada bir kütüphane ve bir sürü de kitap var.Bu kitapları ne
yapayım” diye . Ömer de “Kitapları incele,zararlı bulursan hepsiniz yak,eğer faydalı bulursa
yine yak” demiş.Çünkü biz Mısır halkına doğruyu ve iyiyi göstermek için orayı
fethettik.Kitaplar kalırsa onlara uygulamaktan vazgeçmeyecekler ve eskiyi unutmayıp iyiden
ve doğrudan uzak kalacaklardır.Şimdi sana laikliği açıklamamı ister misin ?

7.KİŞİ : İstemez paşam;ben hepsini gayet iyi anladım.Siz anlatınca her şey çok kolay
anlaşılıyor.

3.KİŞİ : Eee .Herkes Atatürk ü övüyor hiç eleştiren yok mu ?

8.KİŞİ : Madem istiyorsunuz ben söyleyeyim.Buraya gelirken bir kamyona


bindim.Kamyoncu benden hayli yüklü bir para aldı.Bir süre sonra yoldan,Şeyh olduğunu
söyleyen ve şeriatı yaymak için köy ,köy gezerek yolculuk eden bir yobazı da kamyona
aldı.Ve ondan bir kuruş istemedi.Görülüyor ki içimizde hala şeyhlerin kerametine inanan
cahiller var.Peki öyleyse biz bu devrimleri niye yaptık.?

ATATÜRK : Çok doğru söylüyorsun.

8.KİŞİ : Evet ama doğru söylemek yetmiyor paşam.

ATATÜRK : Kusuru bende mi buluyorsun ?

8.KİŞİ : Hayır ama…

ATATÜRK : Ben yapabileceğimizin en iyisiniz yaptım.Yine de benden, yaptıklarımı köy


,köy gezip anlatmamı istiyorsanız onu da yaparım.Ama bence bu görev ülke aydınlarının ve
siz gençlerindir artık.

8.KİŞİ : Peki ama nasıl yapacağız.

ATATÜRK : Gerçekleştirdiğimiz devrimleri halka anlatarak,öğreterek,Eğer bunu


başarabilirseniz göreceksiniz ki şeyhlerin sahte kerameti de, softanın yalancı nefesi de etkisini
yitirecektir.

8.KİŞİ : Ama bugün o şeyh kendisini bedava taşıtacak gafiller buluyorsa bundan
ürkmeliyiz.Çünkü yarın o gafilleri peşinden sürükleyebilir.

ATATÜRK : İşte benim siz gençlere anlatmak istediğim de bu.Sizler de şeyh gibi köy köy
,kasaba kasaba gezerek devrimleri gerekirse,halka tek tek anlatmalısınız.

8.KİŞİ : Ama bunları yapmak için ödeneğimiz yok

ATATÜRK : Peki ,Şeyhin ödeneği var mıydı ?

SAHNE 20

1.KİŞİ : Hava sonbahara göre bir hayli sıcak

ATATÜRK : Evet ama özellikle geceleri çok serin oluyor.Geç yattığım için fark edebiliyorum
bunu.

1.KİŞİ : Aaa,siz de bu kadar geç yatmayın rica ederim.Niçin bu kadar geç yatıyorsunuz ?

ATATÜRK : Çünkü ancak sabah olup güneşin ilk ışıkları pencereden odaya dolunca artık
ismet uyanmıştır,memleketi ona teslim edip rahatça uyuyabilirim diyorum.

1.KİŞİ : Eğer nedeni buysa son derece haklısınız.

2.KİŞİ : Atam.

ATATÜRK : Nedir ?
2.KİŞİ :Cumhuriyetin 10.yıl kutlamaları için stadyuma asılacak dövizlerin üzerindeki yazıları
görmek istemişsiniz.

ATATÜRK : Evet ,getirdin mi ?

2.KİŞİ : Buyurun.

ATATÜRK : Sen oku da hepimiz dinleyelim.Bakalım ne yazmışlar ?

2.KİŞİ : Nasıl isterseniz,Atatürk bizim en büyüğümüzdür.

ATATÜRK : Üzerini çiz.Başka ?

2.KİŞİ : Atatürk bu milletin en yücesidir.

ATATÜRK : Onunda üzerini çiz.Evet ?

2.KİŞİ : Türk milleti asırlardır bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı.

ATATÜRK : Çiz,çiz,çiz….Eee?

2.KİŞİ : Hepsi bu kadar.

ATATÜRK : Yani şimdi Hepsini çizdik mi ?

1.KİŞİ : Umarım daha başka vardır. Gerçi pek sanmıyorum ama.

ATATÜRK : Aldırmayın canım ben şimdi bir tane bulurum.

1.KİŞİ : Ne kadar zamanda bulacaksınız bakalım.

ATATÜRK : Çoktan buldum bile .Yazıyor musun ?

2.KİŞİ : Evet.

ATATÜRK : Atatürk bizden biridir.Söyle bu dövizi hemen hazırlasınlar.

2.KİŞİ : Emredersiniz.

SAHNE 21

1:KİŞİ
Dağ başını duman almış
Gümüş dere durmaz akar
Güneş ufuktan şimdi doğar
Yürüyelim arkadaşlar.

ATATÜRK : Yusuf ,Yusuf


1.KİŞİ : HI..

ATATÜRK : Bakıyorum da epeyi dalmışsın.

1.KİŞİ : Siz miydiniz paşam ?

ATATÜRK : Biliyor musun Yusuf,benim en sevdiğim marş budur.

1.KİŞİ: Bilmiyordum paşam.Ama çok güzel bir Marştır.

ATATÜRK : Anlaşılan sende seviyorsun.

1.KİŞİ : Evet.

ATATÜRK : Kurtuluş savaşı yıllarında Anadolu’nun dağ başlarını,derelerini tekeleklerinin


içini patlamış lastiklerin yerine çuvallarla doldurduğumuz kırık dökük otomobillerle aşarken
yanımda bulunanlara hep bu marşı söyletirdim.
Bu gök deniz nerede var
Nerede bu dağlar taşlar
Hayat çok kısa.Çocukluk ve okul hayatı bir kısmını alıyor.Geriye kalanını da uyku yarıya
indiriyor.Keşke uyku hiç olmasaydı.O zaman insan şu kısacık ömrüne çok daha fazla şey
sığdırabilridi.

1.KİŞİ : Ama çiçeklerin de ömrü kısa oluyor.

ATATÜRK : Orası öyle .Ama onlardan fazla bir şey yapmalarının isteyen yok.Güzel
koksunlar yeter.

1.KİŞİ : O da doğru ya.

2.KİŞİ : Atam

ATATÜRK : Evet.

2.KİŞİ : Sizinle görüşmek isteyen bir milletvekili var efendim.

ATATÜRK : Buraya alın .

2.KİŞİ : Peki efendim.

1.KİŞİ : İsterseniz ben çıkayım.İşime daha sonra devam edebilirim.

ATATÜRK : Kalmanda bir sakınca olduğunu sanmıyorum.

1.KİŞİ : siz nasıl isterseniz.

3.KİŞİ : İyi günler dilerim efendim.

ATATÜRK : Teşekkür ederim, size de .Buyurun.


3.KİŞİ : Rahatsız etmiyorumdur umarım.

ATATÜRK : Rica ederim.Konu nedir ?

3.KİŞİ : Pek önemli değil,küçük bir şey ama yine de sizin değerli fikirlerinizi almak istedim.

ATATÜRK : Sizi dinliyorum.

3.KİŞİ : Biliyorsunuz sayenizde cumhuriyetimiz pek çok alanda olduğu gibi sanatta da yeni
atılımlar içerisinde.

ATATÜRK : Evet.

3.KİŞİ : Özellikle heykel ve resim sanatçılarımız büyük ilerleme kaydediyorlar ama…

ATATÜRK : Ama ?

3.KİŞİ : Nasıl söylemeli bilmem ki ,Kimi sanatçılarımız dış ülkeden aldıkları eğitimin de
etkisiyle olacak eserlerinde siyasi çağrışımlar yapan unsurlar ve figürler kullanıyorlar.Bu da
sanat gibi hassas bir konuda çok çirkin…

ATATÜRK : Bir dakika. Siz bana fikrimi almaya geldiğinizi söylemiştiniz ama bu yaptığınız
şikayet etmeye giriyor.

3.KİŞİ : Şeyyy…Aslında…

ATATÜRK : Şikayetinizin Muhatabı sanatçının adını öğrenebilir miyim ?

3.KİŞİ : Münir Hayri Bey.

ATATÜRK : Madem kendisinden söz edeceğiz o da burada bulunmalı.Sanırım sizin için bir
sakıncası yoktur.

3.KİŞİ : Haa…Hayır.

ATATÜRK : Güzel .Naşit.

2.KİŞİ : Buyurun.

ATATÜRK : Nerede olursa olsun ressam Münir Hayri Bey’i bularak kendisini çağırdığımı
söyleyip buraya gelmesini rica eder misiniz ?

2.KİŞİ : Peki efendim.

ATATÜRK : Bizde bu arada bahçenin güzelliğinin tadını çıkaralım.

3.KİŞİ : Hay hay.

ATATÜRK : Meclisteki sın gelişmeler için ne diyorsunuz ?


3.KİŞİ : Ülkemiz için hayırlı olur umarım.

ATATÜRK : Merak buyurmayın,olacaktır.

3.KİŞİ : Siz öyle buyuruyorsanız.

ATATÜRK : Benim ki bir buyruk değil,yalnızca bir öngörü

3.KİŞİ : Münir Hayri Bey gecikecek anlaşılan.Ben de sizin zamanınızı daha fazla
almayayım.Bu konuyu daha sonra da görüşebiliriz.Eğer şimdi izniniz olursa…

4.KİŞİ : Beni emretmişsiniz.

ATATÜRK : Gel Münir Hayri, gel .Biz de senden konuşuyorduk.

4.KİŞİ : Benden mi ? Niçin ?

ATATÜRK : Bu beyefendi, senin yaptığın bazı eserlerin dış ülkelerin esintilerini taşıdığını
söylüyordu.Sen ne dersin ?

4.KİŞİ : Elbette ki sanatçılar da birilerinden ya da sanat akımlarından etkilenirler.Sanatın


doğasında bu vardır.

ATATÜRK : Ya yaratıcılık ?

4.KİŞİ : O da,sanatçının ne kadar özgür çalışabildiğine bağlıdır.Önüne konan gereksiz


engeller,çıkarılan sorunlar sanatçının yaratıcılığını olumsuz olarak etkiler.

ATATÜRK : Peki sen biraz bekle lütfen.Meclisteki hiç kadın milletvekili olmadığı için benim
teklifimle köy kökenli Satı kadın milletvekili yapıldı.Ne düşünüyorsunuz ?

3.KİŞİ : Her zamanki gibi çok isabetli bir karar verdiğiniz.

ATATÜRK : Bahçıvanım çok efendi bir insandır.Onu da milletvekili seçtirsem diyorum.

3.KİŞİ : Harika bir iş yapmış olursunuz.

ATATÜRK : Bu gördüğünüz bahçeyi yoktan var etti . Çok da disiplinli çalışır.Hatta onu tarım
bakanı yapmayı düşünüyorum.

3.KİŞİ : Gerçekten çok iyi düşünmüşsünüz.

ATATÜRK : Teşekkür ederim.Beni sever misiniz ?

3.KİŞİ : Hem de hayatımı ortaya koyacak kadar.

ATATÜRK : Hayır,hayatınızı istemiyorum sizden istediğim yalnızca benim bir madalyonumu


yapmanız. Şöyle basit bir şey olsun.Ama bana benzesin.

3.KİŞİ : Ama ben bu işten hiç anlamam ki ?


ATATÜRK : Neden canım,anlamanız gerekmiyor ki.Alt tarafı basit bir madalyon
yapacaksınız işte.

3.KİŞİ : İyi ama efendim,sanatçılık doğuştan gelen bir yetenektir.Öyle herkes sanatçı olamaz.

ATATÜRK : Gördünüz mü ,Ben istersem bir bahçıvanı milletvekili hatta bakan bile
yapabiliyorum.Ama bütün meclisi toplasam bir madalyonu mu yaptıramıyorum.Demek ben
istersem bir adamı her şey yapabiliyorum ama sanatçı yapamıyorum.

3.KİŞİ : Bakın ama ….

ATATÜRK : İsterseniz milletvekilliğinden çekilebilir siniz.Sizin yerinize çok daha iyi bilirsi
nasıl olsa bulunur.Ama sanatçılar çok zor yetişirler.Herkes milletvekili olabilir,bakan olabilir
ve hatta cumhurbaşkanı olabilir ama sanatçı olamaz.

SAHNE 22

ATATÜRK: Ölüm,insanın değişmez kaderdir.Önemli olan unutulmamaktır.isterdim ki


,çiftliğin karşısında ki şu küçük tepede bana bir mezar yapılsın.Dört yanı kapalı olsun ama
üstü kapanmasın.Uzaklardan esen rüzgarlar haber getirsin bana yurdumun her
yanından.Kapıya bir kitabe konsun üzerine gençliğe seslenişim yazılsın,orası yol uğrağıdır
gelen geçen okusun ama bunlar benim düşüncelerim ,elbette ulusum bana uygun göreceği
şekilde bir yer yapar.

You might also like