Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 10

Ömer KESKİNSOY

ALTINCI BÖLÜM
DEMOKRASİ
DEMOKRASİ TEORİLERİ VE MODELLERİ

I. DEMOKRASİ KAVRAMI
Demokrasi, günümüze kadar hiçbir sosyal bilimcinin, başına bir kelime eklemeksizin
tam olarak tanımını veremediği bir kelimedir. Bu cümleden olarak, öz ifade şekliyle De-
mokrasi, etkin konumdaki yöneticilerin halk tarafından belirlendiği bir yönetim biçimidir. 1
‘Demokrasi’ ile ‘hukuk devleti’ arasında bağlantı vardır. Zira demokrasi hukuk devleti-
ne ulaşmanın önemli bir aracıdır. Lakin demokrasi hukuk devletine ulaşmanın mutlak
garantisi değildir. 2 Bunların yanı sıra demokrasi bakımından, hukuk devletinin de gerek-
leri arasında kabul edilen kuvvetler ayrılığının varlığı da şarttır. 3
1961 ve 1982 Anayasaları Cumhuriyetin nitelikleri arasında; ‘demokratik’ ibaresi-
ne yer vermiştir (AY. m. 2). Aynı maddede, yukarıda ifade edilenleri destekleyici mahiyet-
te, ‘hukuk’ ibaresine de yer verilmiştir.

II. TEMEL DEMOKRASİ TEORİLERİ


Demokrasi teorilerini, normatif demokrasi teorisi ve ampirik demokrasi teorisi olmak
üzere iki başlık altında ele almak mümkündür.

A. Normatif Demokrasi Teorisi


Normatif demokrasi teorisi Amerika Birleşik Devletleri eski başkanlarından Abraham
Lincoln’ün ifadesiyle şu şekildedir: “Halkın halk tarafından halk için yönetimidir.” Bu ifade
aslında doğrudan demokrasiyi de çağrıştıran ideal, ancak fiiliyata dökülmesi mümkün
olmayan bir demokrasi anlayışıdır. 4

1
ERDEM (2019): s. 322; ÇIN: s. 104-108; ÖZMEN: s. 14.
2
HATEMİ: s. 24.
3
ASLAN (2010): s. 17.
4
UYGUN, Oktay: “Demokrasinin Çoğunlukçu Ve Çoğulcu Modelleri İki Bin Beş Yüz Yıllık Bir Tartışmanın
Analizi”, Kamu Hukukçuları Platformu Çoğulcu Demokrasi Çoğunlukçu Demokrasi İkilemi Ve İnsan Hakları
Toplantısı, TBB. Yayını, Ankara 2010, 22; GÖZLER: s. 132, 133.

Monopol Yayınları 93
Anayasa Hukuku
B. Ampirik Demokrasi Teorisi 5
Normatif demokrasi anlayışından farklı olarak ampirik demokrasi anlayışında ideal
demokrasi değil ideale yaklaşan demokrasi anlayışı savunulmaktadır. Bu bağlamda
ampirik demokrasi anlayışında olması gereken değil olandır önemli.
Ampirik demokrasi teorisinin temel gerekleri şunlardır: 6
- Etkin siyasal makamlar seçimle iş başına gelmelidir.
- Seçimler düzenli aralıklarla tekrarlanmalıdır
- Seçimler serbest olmalıdır.
- Siyasal hayatta birden fazla parti olmalıdır.
- Muhalefetin iktidara gelme şansı bulunmalıdır.
- Temel haklar güvence altına alınmış olmalıdır.
- Hukukun genel ilkelerine bağlılık olmalıdır.

III. DEMOKRASİYLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

A. Çoğunlukçu (mutlak) Demokrasi


₰ Yönetim yetkisinin çoğunluğun iradesine tabi olması gerektiğini, bu yetkinin mutlak
olduğunu, hiçbir sınırlamaya tabi tutulamayacağını savunan demokrasi demektir.
₰ Çoğunlukçu demokrasinin temelinde, Jacques Rousseeau’nun ‘genel iradenin yanıl-
mazlığı’ fikri yatmaktadır. 7 1924 Anayasası’nın ve ilk şekli itibarıyla 1982 Anayasa-
sı’nın benimsediği demokrasi anlayışı bu yöndedir. 8

B. Çoğulcu (sınırlı) Demokrasi


 Yönetim yetkisinin çoğunluğun iradesine tabi olduğu kabul edilmekle beraber, bu-
nun mutlak olmadığını, çoğunluk olmayanların genel irade haricinde kalanların-
temel haklarına saygıyla sınırlı olması gerektiğini 9 savunan demokrasi anlayışı de-
mektir.
 Mesela, 1961 Anayasası’nın ve değişiklikler sonrası 1982 Anayasası’nın benimse-
diği demokrasi anlayışının bahsedilen demokrasi anlayışı olduğu söylenebilir. 10

5
GÖZLER: s. 133-136 ve 241, 242.
6
YAYLA: s. 105, 106.
7
GÜVEYİ, Ümit: “Anayasa Yargısı ve Demokrasi”, GÜHFD., C. XVI, S. 3, Ankara 2012, s. 141.
8
UYGUN: s. 23-27.
9
GÜVEYİ (2012): s. 142.
10
UYGUN: s. 23-27.

94 Monopol Yayınları
Ömer KESKİNSOY
 Çoğulcu demokrasi, makul sınırlar dahilinde ifade özgürlüğünün korunmasını ge-
rektirir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesine göre; “İfade özgürlüğü kişinin haber
ve bilgilere, başkalarının fikirlerine serbestçe ulaşabilmesi, düşünce ve kanaatle-
rinden dolayı kınanmaması ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli
yollarla serbestçe ifade edebilmesi, anlatabilmesi, savunabilmesi, başkalarına ak-
tarabilmesi ve yayabilmesi anlamına gelir. Çoğunluğa muhalif olanlar da dahil ol-
mak üzere düşüncelerin her türlü araçla açıklanması, açıklanan düşünceye paydaş
sağlanması, düşünceyi gerçekleştirme ve gerçekleştirme konusunda başkalarını ik-
na etme çabaları ve bu çabaların hoşgörüyle karşılanması çoğulcu demokratik
düzenin gereklerindendir. Dolayısıyla toplumsal ve siyasal çoğulculuğu sağlamak,
her türlü düşüncenin barışçıl bir şekilde ve serbestçe ifadesine bağlıdır. Bu itibarla
düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü demokrasinin işleyişi için yaşamsal
önemdedir.” 11
 Demokratik toplum ve onun ideal tezahürü şekli olan çoğulcu demokrasinin en
temel unsularından biri, ifade hürriyetinin zirve noktasını teşkil eden toplantı ve gös-
teri yürüyüşü düzenleyebilme hakkıdır. 12

C. Militan (mücadeleci-koruyucu) Demokrasi


 Militan demokrasi, Kıta Avrupa’sında iki dünya savaşı arasında, demokrasinin ko-
runması uğruna, 13 antidemokratik uygulamalara ve düzenlemelere müsaade edilen
demokrasi anlayışını kastetmek üzere kullanılan bir kavramdır.
 1961 ve 1982 Anayasaları özellikle siyasi partilerle ilgili düzenlemeleri itibariyle
militan demokrasi anlayışından yana bir tercihte bulunmuştur. Zira hem Anayasa
metinlerinde hem de siyasi partiler mevzuatında siyasi partilerin faaliyet alanını kı-
sıtlayıcı düzenlemeler oldukça geniş tutulmuştur. 14
 Anayasalarda militan demokrasi yönünde hükümlere yer verilmesinin sebebi, ana-
yasanın temel ideolojisine ters düşenlere siyasal alanın kapatılması arzusudur. 15

IV. EGEMENLİĞİN KULLANILMASI BAKIMINDAN DEMOKRASİ TÜRLERİ


Egemenliğin kullanılması bakımından demokrasiyi; doğrudan, temsili ve yarı-
doğrudan olmak üzere üçe ayırarak ele almak mümkündür. 16

11
Naif Şaşma başvurusu, B. No: 2015/3782, KT: 9.1.2019; Deniz Şenol ve diğerleri başvurusu, B. No:
2014/18780, KT: 7.2.2019; benzer yönde diğer kararlar için bkz. AYM. E. 2018/108, K. 2019/5, KT: 13.2.2019;
Kenan Gül başvurusu, B. No: 2015/17892, KT: 19.2.2019; Ufuk Çalışkan başvurusu, B. No: 2015/1570, KT:
7.3.2019; Ş. Y. başvurusu, B. No: 2015/14044, KT: 7.3.2019; Gülsüm Gizem Gürsoy başvurusu, B. No:
2017/5809, KT: 29.01.2020.
12
Öner Yakasız ve diğerleri başvurusu, B. No: 2015/9430, KT: 2.3.2019.
13
ŞAHİN, Kemal: İnsan Hakları ve Özgürlük Boyutuyla İfade Özgürlüğü Gerekçeleri ve Sınırları, XIII Yayınları,
İstanbul 2009, s. 307.
14
ÖZBUDUN: s. 95, 96-102, 106.
15
ÇAĞLAR, Bakır: “Anayasa Mahkemesi Kararlarında Demokrasi”, Anayasa Yargısı Dergisi, C. 7, Ankara 1990,
s. 63.
16
GÖZLER, Kemal: Anayasa Hukukunun Genel Esasları, Ekin Basım Yayım Dağıtım, 9. Baskı, Bursa 2017, s. 272.

Monopol Yayınları 95
Anayasa Hukuku

A. Doğrudan Demokrasi
Egemenliğin doğrudan halk tarafından kullanıldığı, kısaca halkın halk tarafından
yönetimi anlamına gelen demokrasi demektir. 17
Bu demokrasi anlayışının teorik kökeninde daha önce izah edilen halk egemenliği
teorisinin yattığını ifade etmek mümkündür. Ancak doğrudan demokrasinin günümüzde
bunca nüfus çoğunluğuna sahip devletler dikkate alındığında uygulanma kabiliyetinin
olmadığı sonucuna ulaşılabilir.
İsviçre’de Kantonlarda uygulandığı görülmektedir. Bunun dışında eski Yunan site
devletlerinde de en azından sınırlı olarak uygulandığı ifade edilmelidir. 18 Ancak eski
Yunan site devletlerinde, yabancıların, kölelerin, kadınların yönetime katılma haklarının
bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda, doğrudan demokrasinin aslında söz konu-
su bu devletlerde tam anlamıyla uygulanamadığı sonucuna ulaşmak gerekecektir.
Türkiye’de doğrudan demokrasiye en azından teorik düzeyde de olsa, köy dernek-
leri 19 örnek gösterilebilir. Çünkü en eski yerel yönetim biçimi olan köyün organlarından
bir tanesi köy derneğidir. Köy derneğinin köydeki seçmenler tabii üyesi olduklarından,
yönetime her birinin doğrudan katılması mümkündür.

B. Temsili Demokrasi
Egemenliğin halkın seçtiği temsilciler eliyle kullanıldığı demokrasi demektir. 20 Türki-
ye Cumhuriyeti Devleti bakımından, Anayasa değişikliklerine dair kanunlar için işletilen
halkoylaması hali hariç, saf temsili demokrasi anlayışının benimsenmiş olduğu söylene-
bilir. 21 Temsili demokrasi anlayışının teorik kökeninde daha önce bahsi geçen milli ege-
menlik anlayışının etkin olduğu belirtilmelidir.
Bu başlık altında, seçmenlerle temsilciler arasındaki temsil ilişkisinin hukuki mahi-
yeti üzerinde durmak gerekmektedir. Bu hususta temel iki teori mevcuttur.

17
KUBALI: s. 271.
18
TALİ, Ruziye: Kadınların Yerel Siyasi Temsil Süreçleri, İmaj Yayınevi, Ankara 2019, s. 35-39.
19
442 sayılı Köy Kanunu m. 20’ye göre; “Her köyde bir köy derneği, bir köy muhtarı, bir de ihtiyar meclisi bulu-
nur. Köyde 24 üncü maddeye göre köy muhtarını ve ihtiyar meclisi azalarını seçmeğe hakkı olan kadın ve er-
kek köylülerin toplanmasına köy derneği derler. Köy muhtarı ve ihtiyar meclisi azaları doğrudan doğruya köy
derneği tarafından ve köylü kadın ve erkekler arasından seçilir. Köy muhtarı ihtiyar meclisinin başıdır.”
20
ERDEM (2019): s. 322.
21
ÖZBUDUN: s. 91.

96 Monopol Yayınları
Ömer KESKİNSOY
1. Emredici Vekâlet Teorisi
- Seçmenlerle temsilciler arasındaki temsil ilişkisinin hukuki niteliği özel hukuktaki
vekâlettir.
- Dolayısıyla seçmenler temsilcilerine emir ve talimat verebilir.
- Seçmenler temsilcilerini görevlerinden azledebilir.
- Temsilciler seçmenlere hesap vermek zorundadır.
- Çünkü temsilcilerin maaşı seçmenler tarafından karşılanmaktadır.
Bu temsil ilişkisi anlayışı, 1876 Kanun-ı Esasi dahil Türk anayasalarının hiçbiri ba-
kımından geçerli olduğu söylenemez.

2. Temsili Vekâlet Teorisi


- Seçmenlerle temsilciler arasındaki temsil ilişkisinin hukuki niteliği siyasaldır. Yani bir
güven ilişkisidir.
- Dolayısıyla seçmenler temsilcilerine emir ve talimat veremez.
- Seçmenlerin temsilcilerini görevlerinden azletmeleri mümkün değildir. Dolayısıyla
seçmenler temsilcilerini ne bireysel olarak ne de kolektif bir şekilde görevlerinden
alamaz.
- Temsilciler seçmenlere hesap vermek zorunda değildir.
- Çünkü temsilcilerin maaşı seçmenler tarafından değil merkezi yönetim bütçesinden
karşılanmaktadır.
- Bu temsil ilişkisi anlayışında temsil yetkisi her bir milletvekiline teker teker verilmiş
olmayıp bir organa tevdi edilmiştir. Buna kolektif temsil ilkesi denir.
- Aynı durum Anayasanın 80 inci maddesinde de ifade edilmiştir. Buna göre; “Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün
Milleti temsil ederler.”
Temsili vekâlet teorisi yaklaşımı, 1876 Kanun-ı Esasi dahil, tarih boyunca kabul et-
tiğimiz anayasaların hepsi bakımından geçerli olan bir temsil ilişkisi anlayışıdır.
Ancak, 2002 yılının Aralık ayında Recep Tayyip Erdoğan’nın milletvekili seçilerek
başbakan olmasının yolunu açmak amacıyla bir parça bahsi geçen temsil ilişkisi anlayı-
şıyla çelişen şu düzenlemeye yer verilmiştir. “… bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan
günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır…” Çünkü az önce ifade edilen 80 inci
madde mucibince, her bir milletvekili sadece seçildiği bölgeyi temsil etmek üzere
değil, tüm ülkeyi temsil etmek üzere seçilmiştir. Dolayısıyla, değişiklikler çerçevesinde,
“… bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsilcisinin…. kal-
maması…” şeklindeki ibare tercih edilmemiştir. Aksi takdirde 80 inci maddede yer alan
düzenlemeyle açık bir çelişki doğmuş olurdu.

Monopol Yayınları 97
Anayasa Hukuku
SEÇMENLERLE TEMSİLCİLER ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ
Bu teoriye göre, seçmenlerle temsilciler arasındaki ilişkinin
mahiyeti özel hukuktaki vekalet gibidir. Binaenaleyh temsilci-
Emredici Vekalet ler sadece kendilerine oy verenleri temsil eder ve onlar
Teorisi tarafından azledilebilirler. Zira temsilcilerin ücretleri seç-
menler tarafından karşılanır. İlkel bir teori olan emredici ve-
kaletin günümüzde uygulaması bulunmamaktadır.
Temsili vekalet teorisinde, seçmenlerle temsilciler arasındaki
ilişki bir güven ilişkisi olup siyasal niteliklidir ve temsil
yetkisi her bir milletvekiline ayrı ayrı verilmiş olmayıp bir
Temsili Vekalet organa tevdi edilmiştir (kolektif temsil ilkesi). Dolayısıyla
Teorisi bu teoriye göre temsilciler sadece kendilerini seçenleri değil
bütün ülkeyi temsil etmek üzere seçilmişlerdir ve azledil-
mezler. Zira maaşları devlet bütçesinden karşılanır. Günü-
müzde geçerliliği olan teori budur.

C. Yarı – Doğrudan Demokrasi


Egemenliğin kullanılması yetkisinin halk ile temsilciler arasında paylaştırıldığı de-
mokrasi demektir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bakımından, Anayasada yarı doğrudan demokrasi ara-
cı olarak sadece halkoylamasına yer verilmiştir.
Yarı doğrudan demokrasi araçları; halkoylaması, halk teşebbüsü, halk vetosu ve
temsilcilerin azli olma üzere dörde ayrılır.

1. Halkoylaması (referandum)
a. Genel Olarak
Halkoylaması, parlamenterlerin aldığı bir kararın halkın özgür iradesiyle katılacağı
seçimde oylanmasıdır.
Bu çerçevede, referandum ile plebisit aynı anlama gelmez. Her ikisinde de ortak
bir özellik olarak halka müracaat edilir. Lakin referandumda halk serbest iradesiyle oyunu
kullanırken plebisitte halkın belli bir yönde oy kullanmak üzere kanalize edilmesi söz
konusudur. Bu yönlendirme sürecinde istenilen doğrultuda oy kullanmamanın müeyyide-
si aba altında sopa gösterircesine hissettirilir. 22

22
ŞEN, İlker Gökhan: Doğrudan Demokrasi: Kurumlar, Hukuki ve Siyasi Sorunlar, XII Levha Yayıncılık, 1.
Baskı, İstanbul 2013, s. 23, 24.

98 Monopol Yayınları
Ömer KESKİNSOY
b. Halkoylaması – Referandum Çeşitleri

aa. Başvuruluşu Bakımından Referandum


Başvuruluşu bakımından referandum; ihtiyari ve mecburi olmak üzere ikiye ayrılır.
01. İhtiyari Referandum
Referandum yolunun işletilip işletilmemesi ilgili merciin takdirine bırakılmışsa ihtiya-
ri-takdiri-isteğe bağlı referandumdan söz edilir.
1982 Anayasası’nın 175’inci maddesindeki düzenlemeler dikkate alındığında,
TBMM üye tamsayısının 2/3’ü (400 ve yukarısı) oranındaki bir oy ile kabul edilen anaya-
sa değişikliği bakımından referandum yolunun işletilmesi Cumhurbaşkanının takdirine
bırakılmıştır.
02. Mecburi Referandum
Referandum yolunun işletilip işletilmemesinde ilgili merciin takdir yetkisi yoksa
mecburi-zorunlu referandumdan söz edilir.
1982 Anayasası’nın 175’inci maddesindeki düzenlemeler dikkate alındığında,
TBMM üye tamsayısının 3/5’i (360 ile 399 arası) ile 2/3’ü (2/3 dahil değil) oranındaki bir
oy ile kabul edilen anayasa değişikliği bakımından referandum yolunun işletilmesi husu-
sunda Cumhurbaşkanının takdir yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla tekrar görüşülmek
üzere TBMM’ne iade edilmeyen bahsi geçen aralıktaki oy oranları dahilinde kabul edilen
anayasa değişikliğine dair kanunun halkoyuna sunulması zorunludur.
Mecburi referandumun kabul edildiğini gösteren ilk düzenleme 1987 yılında olmuş-
tur. Zaten anayasa değişiklikleri sürecinde referandum yolunun işletilmesi de ilk kez 1987
yılında olmuştur.
bb. Bağlayıcılığı Bakımından Referandum
Bağlayıcılığı bakımından referandum; tasdiki-onay ve istişari-danışma olmak üzere
ikiye ayrılır.
01. Tasdiki Referandum
Parlamenterlerin, çıkardığı bir kanunun kabulü, ancak referanduma iştirak edenlerin
yarıdan fazlasının olumlu oyunun sağlanması yoluyla mümkün olacaksa tasdiki-onay
referandumdan söz edilir.
1982 Anayasası’nın 175’inci maddesindeki düzenlemeler dikkate alındığında, Ana-
yasada onay referandum mekanizmansın da kabul edildiği sonucuna ulaşılabilir. Kaldı ki,
22 Ekim 2007 tarihi itibariyle yapılan ve Cumhurbaşkanının seçimi, TBMM’nin görev
süresi gibi hususları düzenleyen anayasa değişikliği halkın onayıyla kabul edilmiştir.
2010 ve 2017 yılında yapılan referandum da böyledir.

Monopol Yayınları 99
Anayasa Hukuku
02. İstişari Referandum
Halkoyunun sonucu bağlayıcılık arz etmiyorsa, bir parça nabız yoklaması mahiye-
tindeyse danışma referandum çeşidinden söz edilir. 23 1982 Anayasası’nın 175’inci mad-
desindeki düzenlemeler dikkate alındığında, Anayasada danışma referandum yoluna yer
verilmediği görülür.
cc. Konuları Bakımından Referandum
Konuları bakımından referandum; teşrii-yasama ve kurucu olmak üzere ikiye ayrılır.
01. Teşrii (yasama) Referandum
Anayasa değişikliklerine dair kanunlar dışında, adi kanunlar bakımından, işletilen
referandum yoludur. Türk anayasalarının hiçbirinde bu referandum türünün benimsendi-
ğine dair bir düzenleme yoktur.
1982 Anayasası’nın 104’üncü ve 175’inci maddelerinde yer alan düzenlemeler
gereği, referandum (halkoylaması) sadece anayasa değişiklikleri hakkında kanun-
lar bakımından işletilebilir.
02. Kurucu Referandum
Yeni bir Anayasanın kabulü, mevcut anayasada köklü değişiklikler ya da değişiklik-
ler sürecinde işletilen referandumdur.
Türk tarihindeki anayasalardan 1876 Kanun-ı Esaside, 1921 ve 1924 Anayasala-
rında ve bunların yanı sıra 1961 Anayasası’nda anayasa değişiklikleri sürecinde halkoy-
laması yolunun kabul edildiğini gösteren bir düzenleme mevcut değildir.
Ancak, 1961 Anayasası kurucu referandum sonucu kabul edilen ilk anayasa olmak-
la beraber, ifade edildiği gibi anayasa değişiklikleri sürecinde referanduma yer vermeyen
bir anayasadır.
Kurucu referandum sonucu kabul edilen ikinci anayasa olan 1982 Anayasası, Ana-
yasa değişiklikleri sürecinde ilk kez referanduma yer veren Anayasadır.

2. Halk Teşebbüsü
Halkın kanun teklifi olarak da ifade edilen bu yolla, halk bir nevi kendi arasında refe-
randum yaparak kanun teklif etmektedir.

3. Halk Vetosu
Halk vetosundaysa halk, halk teşebbüsünün aksine, usulüne uygun bir şekilde kabul
edilen kanunu yine bir nevi kendi arasında referandum yapmak suretiyle reddetmektedir.

4. Temsilcilerin Azli
Halkın kendi arasında referandum yaparak beğenmediği bir temsilciyi/tüm temsilci-
leri (ferdi azil/kolektif azil) görevinden alması anlamına gelen bir yarı doğrudan demokra-
si aracıdır. 24
Yarı doğrudan demokrasi araçlarından sadece halkoylamasının Türkiye’de kabul
edildiği daha önce ifade edilmişti.
Yarı-doğrudan demokrasinin diğer araçlarına yer veren ülkeler olarak, İtalya, İsviçre
zikredilebilir.

23
KUBALI: s. 290, 291.
24
KUBALI: s. 291, 292.

100 Monopol Yayınları


Ömer KESKİNSOY
KONU TARAMA TESTİ

1. Aşağıdakilerden hangisi ampirik demokrasi teorisinin gereklerinden değildir?


A) Seçimleri serbest olması
B) Temel hakların güvenceye bağlanması
C) Seçimlerin düzenli aralıklarla tekrarlanması
D) Etkin siyasal makamların seçimle iş başına gelmesi
E) Parlamenter hükümet modelinin benimsenmiş olması

2. “Halkın halk tarafından halk için yönetimi” aşağıdakilerden hangisinin karşılığıdır?


A) Çoğunlukçu demokrasi
B) Yarı-doğrudan demokrasi
C) Normatif demokrasi
D) Temsili demokrasi
E) Militan demokrasi

3. Türkiye dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisinin bir doğrudan demok-


rasi örneği olduğu söylenebilir?
A) İl İdaresi B) İlçe İdaresi C) Belediye Meclisi
D) Köy Derneği E) Köy İhtiyar Heyeti

4. Aşağıdakilerden hangisi yarı - doğrudan demokrasinin araçlarından değildir?


A) Referandum B) Halk vetosu C) Halk teşebbüsü
D) Plebisit E) Temsilcilerin azli

5. (D) (Y) 1982 Anayasası bir yarı-doğrudan demokrasi aracı olarak halkoylama-
sıyla ilgili düzenlemelere yer vermiştir.

6. (D) (Y) Halkoylamasıyla plebisitin aynı manaya geldiği hususunda doktrinde


ittifak vardır.

7. (D) (Y) “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini
seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.” şeklindeki Anayasanın
80’inci maddesi hükmü temsili vekâlet teorisinden esinlenildiğini gösterir.

Monopol Yayınları 101


Anayasa Hukuku
8. Türk Anayasasının düzenlemeleri dikkate alındığından, aşağıda verilen refe-
randum çeşitlerinden hangisinin karşılığı olduğu söylenemez?
A) Kurucu B) Tasdiki C) İhtiyari D) Mecburi E) Teşrii

9. (D) (Y) 1982 Anayasası’nın düzenlemelerine göre, 367 milletvekilinin kabul ettiği
anayasa değişiklikleri hakkındaki kanun Cumhurbaşkanınca Meclise ia-
de edilmediği takdirde halkoyuna sunulmak zorundadır.

10. (D) (Y) 1982 Anayasası’nın düzenlemelerine göre, 413 milletvekilinin kabul ettiği
Anayasa değişiklikleri hakkındaki kanun Cumhurbaşkanınca Meclise ia-
de edilmediği takdirde halkoyuna sunulmak zorundadır.

CEVAP ANAHTARI
1. E 2. C 3. D 4. D 5. D
6. Y 7. D 8. E 9. D 10. Y

102 Monopol Yayınları

You might also like