Professional Documents
Culture Documents
Kimyasal, Fiziksel Ve E RG Onom İk Risk Etmenleri
Kimyasal, Fiziksel Ve E RG Onom İk Risk Etmenleri
Kimyasal, Fiziksel Ve E RG Onom İk Risk Etmenleri
1
Fiziksel Etkiler maddenin dış yapısını değiştiren etkilerdir.
Kimyasal Etkiler ise maddenin iç yapısını değiştiren, molekül yapısını
bozan etkilere denir.
İş sağlığı açısından fiziksel etkiler çalışanların iş koşullarını kötüleştiren, geçici
ve kalıcı sağlık sorunları oluşturan dış dünyadan insanı maruz bırakan etkilerdir.
Bunlar ortamın sıcaklık, nem,aydınlatma, gürültü, titreşim, basınç vb.gibi
etkilerdir. 2
Genellikle istenmeyen ve rahatsız edici sesler gürültü olarak
tanımlanır.
İş sağlığında ise gürültü;
işitme duyusunun azalmasına veya sağlığının bozulmasına ya
da başka tehlikelerin oluşmasına neden olan seslerdir.
3
Gürültü sonucu işitme kaybının tedavisi
bugün tıbben olanaksızdır.
Gürültü kulakta fiziksel olarak işitme kaybına sebep
olmasının yanında, dalgınlık, unutkanlık, psikolojiketkiler,
konuşma bozukluğu, çalışma gücünün azalması gibi
psikososyal etkileri de vardır. 4
Sesin Frekansı
Ses dalgaları havada basınç şeklinde ilerleyen dalgalardır.
Bu dalgalar saniyede 20 ile 20000 Hz arasında titreştiğinde
duyabiliriz.
Bundan daha yüksek (ultrasound) ve düşük (infrasound)
frekansdaki sesleri duyamayız. 5
Sesin Frekansı
Günlük yaşamda 250-2000 Hz arasındaki sesleri yaygın olarak
duyarız.
Beylerin sesi daha düşük frekanslı 250-500 Hz gibi iken,
Bayanların sesleri 1000-1500 Hz gibi daha yüksek frekansdadır.
Sesin frekansı arttıkça tizliğide artar. 6
7
Sesin Şiddeti
Sesin kulak tarafından duyulan yüksekliğine sesin
şiddeti denir
İnsan kulağına zarar veren sesler Bu nedenle ilgili
yönetmelik 85 dB den sonraki seslerdir.
Yönetmelik gereği bundan daha yüksek sesli
ortamlarda kulak koruyucuların takılması
zorunludur.
dB (desibel) ifadesi sesin şiddetini ifadede eder. 8
Desibel değerleri Logaritmik bir sayıdır.
Sayılar birbirine yakın gözükse de aralarında çok yüksek katlar
vardır.
Örneğin sesin şiddeti 80 dB den 83 dB çıktığında ortamdaki
gürültü 2 katına çıkmış demektir. 80 dB den 90 dB
çıktığında ise tam 9 kat sesin şiddeti artmış demektir.
Yani ortamda bir tane makine çalışıyorken tam 9 tane makine
çalışıyor demektir.
9
10
Gürültünün
Kulağa VereceğiZarar
(( TİTREŞİM ))
21
titreşim
TİTREŞİM
Belirli aralıklarla tekrarlayan mekanik bir enerjidir.
Küçük ve hızlı salınımlara verilen genel isimdir.
Bir cismin sürekli olarak aynı yönde gidiş geliş hareketi.
Bir noktanın iki yöne doğru kısa aralıklarla ve yüksek hızla gidip
gelme hareketini gösteren fizik deyimidir.
22
titreşim
TİTREŞİM
Birim zamanda oluşan dalga (salınım) sayısına da frekans denir.
Titreşimin frekansı, hertz adı verilen bir birimle ölçülür.
Hertz (Hz),
bir dalganın her saniyede bir devir veya bir titreşim yapmasıdır
İnsan bedeni 1000 Hz kadar olan titreşimleri hissedebilirken,
en fazla etkileyen titreşimler 5-30 Hz arasında olmaktadır. 23
Özellikle 5 /30 Hz arasında gerçekleşen titreşimlerde ellerde
dolaşım bozuklukları, başlarda aşırı hassasiyet daha sonra uyuşukluk
görülür.
Avuç içinde beyazlama, kol ve omuzlarda ağrılar görülür.
Bütün vücut titreşimi söz konusu ise bel kaymaları, tepki süresi
uzaması, uyku bozuklukları, bel ve baş ağrıları görülür. 24
Eğer titreşim 5 Hz in altında ise, bu titreşimler
merkezi sinir sistemini etkilemekte ve bulantı, kusma,
soğuk terleme şeklinde etkilerini ortaya çıkarabilmektedir.
Seyahatten belli bir süre sonra ortadan kalkmaktadır.
25
Titreşimin Etkilemesi Lokal Titreşim
Lokal titreşim el, kol ve parmaklardan vücuda yayılan titreşimdir.
Bu titreşim el ve kollardaki dolaşım sistemini etkileyerek el, kol ve parmakta
ağrı, bükülme zorluğu, aşırı duyarlılıklar meydana getirebilir.
Yönetmeliklerde bu tip bir titreşim için günlük
Maruziyet Sınır Değeri ivme olarak 5 m/s2,
Maruziyet Eylem Değeri ise 2,5 m/s2 olarak belirlenmiştir.
26
Maruziyet Sınır Değeri
Çalışanların bu değer üzerinde bir titreşime kesinlikle maruz
kalmaması gereken değer.
Maruziyet Eylem Değeri
Aşıldığı durumda, çalışanın titreşime maruziyetinden
kaynaklanabilecek risklerin kontrol altına alınmasını gerektiren
değeri 27
Titreşimin Etkilemesi
Tüm Vücut Titreşimi
Tüm vücudun titreşime maruz kaldığı durumlar, amörtisör sistemi sert olan
ağır iş makinaları (traktör, kamyon, inşaat ve yol makineleri vs) ile dokuma
tezgâhları ve kırıcı makinaların platformları bu tür titreşime neden olur.
Ayrıca Elle çalışılan makinaların ve ekipmanlardan da ,
vücuda geçirdikleri titreşimlerde bu tür titreşime neden olur. 28
Bu tip titreşimler vücutta oksijen tüketimine ve solunum hızında artışa, sindirim
ve kemik sisteminde doku ve zedelenmelere, denge sağlamada zorluğa, bel
ağrısına, mide ağrısına, üriner (idrar) rahatsızlıklara, baş ağrısına,uykusuzluğa
neden olur.
Yönetmelik gereği bu tür titreşimler için
Günlük Maruziyet Sınır Değeri 1,15 m/s2,
Günlük Maruziyet Eylem Değeri 0,5 m/s2 (ortalama değer)
olarak sınırlandırılmıştır. 29
Tüm Vücut titreşimi en fazla bel bölgesini etkiler.
Bu titreşimin sebep olduğu rahatsızlıklar şu şekilde özetlenebilir.
a) Devamlı baş ağrısı, b) Göz yuvalarında devamlı titreşimler, uzak görme ve
netlik kayıpları, c) İç kulak denge organın zarar görmesi ile genel denge
bozuklukları, d) Sırt ve boyun kaslarında sertlik, bel kaymaları, e) Sindirim
sistemi rahatsızlıkları, f) Kinestetik duyu organlarında, (kas, bağ ve eklem
algılama sistemlerinde) hasara ve bunun sonucu olarak sürme ve yöneltme
etkinliklerinde, motor hareketlerin koordinasyonunda bozukluklar g) Kişinin
algılama ve iş performansını da düşme,
gibi etkileri gözlemlenir. 30
Titreşimin etkilerinden korunmak için üç aşamalı
korunma tedbirleri uygulanabilir.
Kaynağında,
Kaynakla Alıcı arasında
ve Alıcı Üzerinde UygulanabilecekTedbirler. 31
AY DI NLATM A
32
AYDIN LATMA Göz Görme Kusurları
Presbitlik Katarak
Katarakt göz merceğinin saydamlığını
Yaşlandıkça merceğin esnekliğinin
kaybetmesidir.
kaybolmasıyla ortaya çıkar.
Bu durumu buğulanmış cama
40 cm den daha yakını göremezler.
Renk körlüğü: benzetebiliriz.
Renkli görmeyi sağlayan 3 tip koniden bir veya ikisinin genetik bozukluk sonucu
bulunmamasından ortaya çıkar. Kalıtsaldır, düzeltilemez. Bu kişiler genellikle kırmızı ve yeşil
renkleri ayırt edemezler. 33
AYDIN LATMA Göz Görme Kusurları
Miyopluk
Hipermetropluk Miyop fertler yakını iyi görür, uzağı iyi göremezler.
Böyle kişiler, uzağı iyi gördükleri halde, yakını
iyi göremezler. Astigmatizm
Astigmatlar hem uzağı, hem yakını net
Şaşılık
Göz kaslarının uzun veya kısa olması göremezler. Astigmatlarda baş ve göz ağrısı
sonucu göz bebeğinin yana kaymasıdır. şikayetlerine sık rastlanır.
34
Aydınlatmanın Birimleri
Watt (güç /enerji)
Yanan bir lambanın şebekeden çektiği gücü gösterir.. Bu birim
ortamın aydınlatma miktarı hakkında bilgi vermez.
Çünkü bazı lambalar çok enerji çeker fakat az ışık verir. Bazıları ise
tam tersidir. 35
Aydınlatmanın Birimleri
Lümen (Işık Akısı)
Lambanın birim zamanda yaydığı toplam ışık miktarını gösterir.
Birimi lümendir. Lümende aydınlatmanın miktarını göstermez.
Çünkü lambanın bağlandığı oda küçük ise aydınlatma artacaktır.
Oda büyükse aydınlatma azalacaktır. 36
Ay d ın l at ma şiddet ini n b i r i m i L ü k s ’ t ü r
«Lüksmetre» denilen cihazla ölçülür.
Aydınlatma Birimleri
Lüks (Aydınlatma düzeyi)
Birim alana düşen ışık miktarıdır.
Mekanın aydınlatma düzeyini gösteren birim budur.
Yeterli aydınlatmayı sağlamak için lüks üzerinden ölçüm
yapılmalıdır. 37
Watt lambanın harcadığı gücü,
48
Efektif Sıcaklık (Hissedilen Sıcaklık)
İnsanların bulundukları ortamlardaki hissettikleri sıcaklık, kuru termometre
ile ölçülen sıcaklık değil, fizyolojik olarak hissettikleri sıcaklıktır.
Bu sıcaklık ise; içinde bulunulan ortamdaki kuru termometre ile ölçülen
sıcaklık, ortamdaki havanın nemine, hava akım hızına ve radyant ısılara bağlı
olarak değişir.
Bu dört faktörün etkisi altında duyulan sıcaklığa efektif sıcaklık denir. 49
Nem
İnsanın hissettiği sıcaklığı etkileyen önemli etkilerden biri de havadaki nem
oranıdır. Bu nem miktarı mutlak ve bağıl olmak üzere iki şekilde tarif edilir.
Mutlak Nem
Birim havadaki su miktarıdır.
Bağıl Nem
Aynı sıcaklıkta nem’e doymuş havadaki (% 100 bağıl Nem’e ulaşmış hava)
mutlak nemin yüzde kaçını ihtiva ettiğini gösterir. Havanın bünyesinde
tutabildiği su oranı havanın sıcaklığına ve basıncına bağlıdır.
Bağıl nemin normal sayılabilecek aralığı %40-70 arasıdır.
Bağıl nemin yüksek olduğu ortam sıcaksa insanlar daha fazla bunalır.
Nemin yüksek olduğu ortamda hava soğuksa insanlar daha fazla üşür. 50
Efektif Sıcaklık (Hissedilen Sıcaklık) 51
Radyasyon veya Işınım
Elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji yayımı
ya da aktarımıdır.
"Radyoaktif maddelerin alfa, beta, gama gibi ışınları yayması"na veya
"Uzayda yayılan herhangi bir elektromanyetik ışını meydana getiren
unsurların tamamı"na da radyasyon denir.
52
Radyasyon kelimesi her iki dalga boylarını da içine alan genel bir kelimedir.
Bunu, iyonize eden (iyonize) ve iyonize etmeyen (non-iyonize) olarak
ikiye ayırabiliriz.
İyonize eden demek (biyolojik olarak konuşursak) insan hücre yapısını
bozan demektir.
İyonize etmeyen ise (çok uzun süreli maruz kalmalar hariç) hücre
yapısında bir değişikliğe yol açmaz. 53
İyonize eden radyasyon hücreye geldiğinde bir takım kimyasal
değişikliklere yol açar ve vücutta istenmeyen ürünler olan
oksidan ‘ların oluşmasına sebep olur ki bilindiği üzere bunun
sonucu da kanser denilen hastalıktır.
Görünen ışık bu her iki radyasyonun ortasında %2 lik bir bölgeyi
oluşturur 54
M o r ö t esi ( U lt r av iyo le) K ızıl ö t esi ( İnfra r ed ) ışınlar
Görünen ışığın dalga boyu büyük değerden (760 nm),
küçük değere (380 nm) doğru ilerledikçe
rengi kırmızıdan maviye
doğru dönüşüm yapar. 55
56
Radyasyondan Korunma
İçten Alınan Radyasyon
Vücuda radyoaktif madde ile giren radyasyon en tehlikeli durumu oluşturur.
Hava yoluyla vücuda girmesini önlemek için özel solunum cihazları, tam yüz
maskesi, filtre kullanılması, imkan yoksa mendil, havlu vb. ile solunum
yollarının kapatılması, kirlenen bölgedeki gıda ve suların tüketilmemesi
alınabilecek tedbirler olarak sayılabilir. 57
Radyasyondan Korunma
Dıştan alınan radyasyon
Uzaklık: Radyasyon kaynağından uzaklaştıkça, mesafenin karesi oranında radyasyonun
etkisi azalacaktır. Uzaklığı artırmak iyi bir korunma aracıdır.
Örneğin; doz hızı 1 m de 100 mR/s ise, 2 metre uzakta 25 mR/s ye, 10 m uzakta ise doz hizi 1 mR/s düşer.
Radyasyondan alınabilecek doz, yılda 5000 mrem (mR) değerini geçmemelidir.
Çalışanlar dışında müsaade edilebilir doz (genel halk kitlesi) 1000 mR/yıldır.
Okul öğrencileri için müsaade sınırı 100 mR/yıldır. 58
Radyasyondan Korunma
Dıştan alınan radyasyon
Zaman: Radyasyon kaynağının yanında ne kadar durulursa o kadar alınan
doz artacaktır. Süre ile alınan doz doğru orantılıdır.
Örneğin, kaynak 100 mR/s doz yayıyorsa, bu alanda 1 s kalınırsa 100 mR, 10 s kalınırsa
1000 mR doz alınır.
Zırhlama: Zırhlama toprak, beton, çelik, kurşun gibi koruyuculuğu yüksek
materyal kullanılarak yapılabilir. 59
Günlük Yaşamda Radyasyonla İlgili Uygulamalar
Cep Telefonları
Cep telefonlarını kullanırken süreyi kesinlikle kısa tutmak lazımdır. Kulaklık kullanmak,
telefonu kalp, beyin ve diğer hayati organlardan uzak tutmak, antensiz cihazlar yerine harici
antenli cep telefonları ile SAR değeri düşük cihazları tercih etmek ve numara çevrildikten
hat bağlanana kadar geçen sürede telefonu vücuttan uzak tutmak organlardaki termal
etkileri asgari düzeyde tutmak açısından çok önemlidir.
Baz İstasyonları, Anten siteleri
Bu tür radyasyon (elekro manyetik dalga) yayan yerler yerleşim yerlerinden uzağa
konulmalıdır.
Üzerindeki baz istasyonu bulunan bir binanın hemen altında yaşamak, karşı binada
yaşamaktan daha az tehlikelidir.
Yüksek Gerilim Hatları
Elektromanyetik alanın sürekli yayıldığı bu bölgeler
(elektromanyetik alanda bir radyasyondur) yerleşim alanlarının uzağından geçirilmeli.
Mümkünse bu hatları toprak altına alınmalıdır. 60
Günlük yaşamda radyasyonla ilgili uygulamalar
Fosforlu maddeler:
Geceleri kendiğinden az da olsa parlayan maddeler radyasyon maddelerdir.
Bunlar saatler üzerinde kullanılan fosforlu boyalar, yada yangın çıkışlarını
gösteren panolar.
Paraların kontrolünde kullanılan görünmez ışık, para üzerindeki özel boyaya
çarptığı zaman görünür ışık frekansına dönüştüğü için parlama yapar.
Wi-fi (kablosuz internet):
Bu enerjinin frekansı 2.4 GHz'dir. Bu frekans mikrodalga fırın, telsiz telefon,
Bluetooth cihazlarında frekansıdır. Bu frekanslar kızıl ötesi ışınlar olduğu için
non-iyonize olarak vücutta etki edecektir.Yani direk olarak vücuta bir zararı
gözükmese de ısı olarak ve sinirsel olarak etki edeceklerdir. 61
TO Z L A R
S o l u n a n t o z l a r ı n t a n e b ü y ü k l ü ğü ge n e l l i k l e 60 m i k ro n u n
a l t ı n d a d ı r.
x> 5 mikrondan daha büyük tozlar üst solunum yollarında (soluk borusu ve bronşlarda)
tutulur.
Alveollere (hava kesecikleri) kadar gidemez.
0.5<x<5 mikron arasındaki tozlar Alveollere kadar ulaşan ve orada birikerek
Pnömokonyoz adı verilen Toz hastalığını oluşturur.
x<0.5 mikrondan daha küçük olan tozlar ise alveollere girse dahi öksürme ve
aksırmalarla (akcigerlerin kendini temizleme metodları) ile dışarı atılırlar. 63
To zların Sı nıfland ırılması
Fibrojenik Tozlar: Solunumla akcigerlere ulaşıp birikme sonucu dokusal
değişimlere yol açan ve akciğerlerde fonksiyonel bozukluk yapan tozlardır.
Toksik Tozlar: Vücuda alındığında akut (ilk defa) veya kronik (biriken,geçmeyen)
zehirlenmeye sebep olan tozlardır. Bunlar kurşun, krom, kadbiyum,mangan,
vanadyum gibi ağır metal tozlarıdır.
Kanserojen Tozlar: Kansere sebep olan tozlardır.Bunlar asbest, arsenik,
berilyum, kromatlar, nikel tozları gibi tozlardır. 64
To zların Sı nıfland ırılması
Radyoaktif Tozlar: Bunlar çok sayıda olmakla beraber enönemlileri
uranyum, seryum, zirkonyum bileşikleri, trityum ve radyum tuzlarıdır.
Alerji Yapan Tozlar:Bunlar bazı insanlarda allerji yapan, astım ve egzema
gibi hastalıklara sebep olan tozlardır.
İnert Tozlar: Akcigerlerde birikebilen fakat herhangi bir hastalık yapmayan
tozlardır.
65
Pnömokonyoz
Teknik Korunma: Teknik korunma kaynağında tozu azaltma yada kişi üzerinde alınan teknik tedbirleri ifade eder
Sulu Çalışma:Toz meydana gelen yerlerde su kullanılarak tozun kalkmasını engellemektir.Tünellerde ve taş
ocaklarında bu metod uygulanmaktadır.
Uygun Havalandırma:Tozlu ortamların havasının sık sık değiştirilmesi tozun seyrelmesine neden olur. Eğer tozun
çıkış yerinden emilerek dışarı atılması sağlanabilirse en etkili havalandırma yapılmış olur.
Fazla Solumanın Önlenmesi: Çalışmaların kas gücü yerine otomasyon sistemleri ile yapılması sağlanarak fazla
solumanın önüne geçilebilir.
Kapalı Çalışma Yapılması: Çalışmaların kapalı ortamlarda yapılıp ortama tozların yayılmasını engellenebilir. 5.
Perdeleme:Tozlu ortamlar ile tozsuz ortamlar arasında hava, su yada şeffaf naylon perdeler oluşturululabilir.
Kişisel Koruyucu Kullanımı: Toz maskelerinin hangi büyüklükteki tozları tuttuğu bilinmelidir.
0,5-5 mikron arasındaki tozların en tehlikeli tozlar olduğu bilinmeli ve bu tozları tutan maskeler kullanılmalıdır. 68
K A PALI A L A N LARDA
GÜVE N Lİ K
Amonyak (NH3)
Renksiz, havadan hafif, insanın gözünü yaşartan ve burnunun akmasına neden olan keskin
hoş olmayan bir kokusu vardır. İnsan ve hayvanların vücudunda proteinlerin
parçalanmasıyla amonyak gazı meydana gelir.Tuvalette hissedilen koku bunun kokusudur.
Kimya sanayinde çokca kullanılan bir gazdır (Boya, gübre, patlayıcı, temizlik vs). Suda çokca
çözünür. Gaz yoğunluğu 0.7714 kg/m3 dür. Ticari amaçlarla kullanılan ve amonyak olarak
bilinen sıvı Amonyak Gazı değildir. Bu aslında amonyağın su içinde erimiş durumda olduğu
Amonyum Hidroksittir (NH40H).
Amonyum hidroksit çok kuvvetli bir alkalidir. 80
ZEHİRLİ HAVA
Amonyak (NH3)
Ciddi toksik özelliklerinin yanı sıra patlama özelliği de vardır. Ancak patlama noktası
hacimsel olarak %15 de başladığı için toksiklik özelliği ile kıyas edildiğinde daha
önemsiz olarak düşünülmektedir.
Bu kuvvetli tahriş edici gaz bronşlarda spazm ile ani ölüme yol açar.
Düşük konsantrasyonlar çok fazla tahriş yaratmadan solunum sistemini hızla
katederek amonyak etki göstermeden metabolizmaya karışır.
Tank veya benzeri şekilde depolanan amonyak açık aleve tutuldugunda patlayabilir.
81
ZEHİRLİ HAVA
Yanma
Yanmanın oluşması için üç elemanın bir araya gelmesi gereklidir.
1– Yakıt 2– Oksijen 3– Isı veya tutuşturma kaynağı
Patlama
Çok hızlı bir gaz genişlemesi ile ve genellikle ısı açığa çıkmasıyla meydana
gelen bir kimyasal reaksiyon veya değişimdir.
Patlama çevresindeki ortamda bir şok dalgası oluşturur.
Genel olarak patlamalar kapalı yerlerde meydana gelir.
Kapalı bir yerde bir tank içerisinde veya bir bina içerisinde yanabilecek bir
gaz veya parlayıcı sıvı buharı olduğu zaman, çok küçük bir kıvılcım ile tutuşur.
85
Patlama
Yanıcı Toz halindeki katı parçacıkların da havayla (oksijenle) belirli oranları
patlayıcıdır
Eğer ateşleyici bir kaynak varsa bu parçacıklar patlama ile yanmaya başlarlar
ve civardaki toz ve hava karışımlarını da ateşleyerek seri patlamalar haline
dönüşebilirler.
Birikmiş kömür tozları ve normal tozlarda belli oranlarda patlar. 86
Sıvı yakıtların buharları da patlama tehlikesi oluşturur.
Atmosfer sıcaklığından daha düşük parlama noktasına sahip sıvılar
ısının etkisi ile büyük miktarlarda buhar oluştururlar.
Havadaki yanıcı gaz konsantrasyonu da oldukça önemlidir.
Gazın havaya göre değişim oranı üç safhadan geçer.
Zayıf, Patlayıcı ve Zengin 87
Zayıf safhada yanabilecek miktarda gaz yoktur.
Zengin safhada ise gaz fazla ancak tutuşması veya patlayabilmesi için yeterli
hava yoktur.
Patlayıcı olarak tanımlanan safha tutuşma için en doğru karışımdır.
Karışım zengin ise, her zaman taze hava ile seyrelme olasılığı
bulunduğundan patlayıcı veya tutuşabilir özelliğe erişebilecektir.
Bu nedenle karışımın bu safhasında daha dikkatli olunması zorunludur. 88
Alt Patlama Sınırı (Lower Explosion Limit (LEL))
Ortam havasında bulunduğunda, hacimsel olarak patlama
oluşturabilecek en az miktardır.
Üst Patlama Sınırı (Upper Explosion Limit (UEL))
Ortam havasında bulunduğunda, hacimsel olarak patlama özelliğini
sürdürebileceği en üst sınırdır. 89
M A K (Müsaade EdilenAzami Konsantrasyon)
Kapalı işyeri havasında bulunmasına izin verilen ve sekiz saatlik çalışma sürecince içerdiği
kimyasal maddelerin çalışanların sağlığını bozmayacağı kabul edilen derişimdir.
Bu oran ppm (ml/m3) veya mg/m3 olarak verilir.
I D L H (Immediately Dangerous to Life or Health) / CSAT (Cana veya SağlığaAni
Tehlike)
İnsan yaşamı için ciddi tehlike oluşturan ve hemen ortamın terk edilmesi gereken
derişimi ifade eder.
90
Patlamadan Korunma İçin Organizasyon Önlemleri
Eğer bir işyerinde potansiyel patlama riski varsa, bu çalışma
organizasyonunun belli ihtiyaçları karşılama zorunluluğunu gösterir.
Organizasyon önlemleri teknik önlemlerin tek başına kâfi gelmediği yerlerde
ve patlamadan korunmanın devam ettirilemediği işyerinde alınmak
zorundadır. Pratikte, çalışma ortamı teknik ve organizasyon önlemlerinin
kombinasyonu ile de güvenli hale getirilebilir.
91
Patlayıcı ortamın Fransızca tabiri olan “ATmosphere EXplosible” kelimesinin
kısaltılmışıdır.
ATEX (PatlayıcıAtmosfer)
“Yanıcı maddelerin gaz, buhar, sis ve tozlarının atmosferik şartlar altında hava
ile oluşturduğu ve herhangi bir tutuşturucu kaynakla temasında tümüyle
yanabilen karışım” dır.
ATEX 94/9/EC – 99/92/EC EC DİREKTİFLERİ 92
Çalışma esnasında
ergonomiye
dikkat etmelisin..!
ERG O N O M İ
93
Ergonom i
insanın fiziksel ve psikolojik özelliklerini inceleyerek insanın
makine ve çevre ile olan uyumunu doğal ve teknik olarak
araştırma ve geliştirme çalışmaları topluluğudur.
Yunanca'da Ergo iş, nomos ise yasa anlamına gelmektedir.
94
Ergonom i
İş güvenliği:
İş kazaları ve aksamaların önlenmesi üzerinde durması açısından yardımcı bir
birimdir.
Psikoloji ve fizyoloji:
Algı, uyumluluk ve iş öğrenimi gibi konularla ergonomiye yarar sağlar.
Sosyoloji:
Toplum ve toplumsal grupları yakından inceleyip ergonomiye etki eder. 98
Ergonom i
101
Birikimli Travma
Bozukluğu