Bilgisayarla Nota Yazımı 2 Dersi Final Ödevi

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 8

KLASİK BATI MÜZİĞİNDEKİ SÜSLEMELERİN ÇEŞİTLERİ, DÖNEMLERE GÖRE GELİŞİMİ VE

FRANSA VE ALMANYA’DA KULLANILAN SÜSLEME ÇEŞİTLERİNİN İNCELENMESİ

ÖZET

Süslemeler, Batı müziği tarihinde, ilk olarak barok dönemi müziğiyle ortaya çıkan, müziğe

melodik anlamda güzellik, incelik katan, döneminin kurallarına uygun olarak boşlukları

dolduran, aynı zamanda eseri çok daha ifadeli yapmaya yardımcı olan müziğin ifadesini

güçlendiren unsurlar olmuşlardır. Bu yazıda süslemelerin çeşitleri, yüzyıllar içerisinde geçirdiği

gelişim ve değişim süreci ve Fransa ve Almanya’da kullanılan süsleme çeşitleri incelenmiştir.

GİRİŞ

Süslemeler, yeni yeni şekillendiği Rönesans Dönemi’nden günümüze değin üzerinde sıkça

tartışılan ve hakkında farklı fikirler ortaya atılan bir konudur. Bu farklılıkların en temel sebebi

süslemelerin doğaçlama kökenli oluşu ve bu nedenle de çok katı kurallar çerçevesi içerisinde

değerlendirilememesidir. Ayrıca her dönemin ve her ülkenin kendine has bir süsleme stili

vardır. Barok dönemden itibaren kimi besteciler süslemeleri eserlerinde son derece basit bir

taslak halinde belirterek yorumu icracıya bırakırken, kimi besteciler ise süslemeleri en ince

detaylarına kadar eserlerinde belirtmiş ve icracıdan bu çerçevenin dışına çıkmamasını

istemişlerdir. Süslemelerin yorum ve icrası konusundaki bu karmaşa, sembolleri ve isimlerine

de yansımıştır.
KLASİK BATI MÜZİĞİNDEKİ SÜSLEMELERİN ÇEŞİTLERİ

MORDAN

"Isırma, kapma". Asıl sesle komşusu arasındaki çok hızlı gidiş geliş yoluyla asıl sesin

belirginleşmesini amaçlar (Say, 2002). Modern yorum sanatında mordan üç sesin hızlı şekilde

birbirini izlemesi anlamına gelmektedir. Bu ses izlenimleri ana ses-üst ses-ana ses olarak

görülmektedir. Birçok yeni araştırmalarda mordan, ana sesle üst sesin veya ana sesle alt sesin

hızlı geçidi anlamında verilmektedir. Fakat mordanın süsleme olarak ortaya çıktığı dönemdeki

çalınış biçiminin günümüzden çok daha farklı olduğu görülmektedir. 17. yüzyılın ortalarından

itibaren 19. yüzyıla kadar mordan işareti olan her yerde yorum tek şekilde gösterilmektedir.

Bu yorum biçimi ana ses ve alt sesin bileşimidir. Bahsedilen şekil o dönemlerde kural olarak

kabul edilmiştir. 17. yüzyılda ise eserlerin yorumlanmasında yaşanan karmaşıklığı çözmek için

müzisyenler mordanı iki şekilde işaretlemeye başlamışlardır. Bunlar, 'Çizgili mordan' ve

'Çizgisiz mordan'dır. Çizgili mordan, ana sesle alt sesin, çizgisiz mordan ise ana sesle üst sesin

birleşimi gibi yorumlanmıştır.

APOJATÜR VE ÇARPMA

Melodi içinde yer alan bir notayı öne çıkarmak, ona can katmak amacıyla önceden bir komşu

notayı bir çırpıda seslendirmek İtalyanca "appoggiare" (desteklemek, omuz vermek)

sözcüğünden türetilmiş olan appoggiature terimi. Bu iki nota, ölçünün aynı zamanı içinde ve

aynı gürlükte bir çırpıda duyurulur (Say, 2002). Süslemeler içinde en çok karıştırılan ve

yorumlanmada hep soru işareti yaratan apojatür ve çarpma birbirine çok benzemekle beraber,

birçok farklı yönleri de olan süslemelerdir. Apojatür, ait olduğu notadan önce çalınan, çoğu

zaman bir, bazen iki notadan oluşan süslemedir. Çarpma notası ise apojatür gibi ait olduğu
notadan önce çalınmakta, bazen bir, bazen birkaç notadan oluşmaktadır. Çarpma ve apojatür

terim, yazım ve anlam olarak tüm süslemeler içinde en karışığıdır.

TRİL

"Titretim". Ana ses ile komşu ses arasında çok hızlı gidip gelerek uygulanan seslendirme. Müzik

tarihinde 13. yüzyıldan başlayarak uygulanan ve geliştirilen bir süsleme biçimi olarak trilin

çeşitleri vardır. "tril yapmak", aynı sözcükten türetilerek çeşitli batı dillerinde yerleşmiştir. Öte

yandan, bir müzik cümlesinin sonunda ya da kadans içinde yer alan trile "kadans" da denir

(Say, 2002). Tril en çok yaygın olan süslemelerdendir. Birçok eski araştırmada trilin, üst

yardımcı sesin defalarca tekrarlanması ve sonunda ana notada durulmasından oluştuğu

söylenmektedir. Araştırmanın konusu olan dönemde tril terimi, ana nota ve yardımcı notanın

hızlı geçidinden oluşan süsleme olarak kabul edilmektedir. Yardımcı nota genelde yarım ton,

nadiren ise bir ton aralıkla kullanılmaktadır. Sıradan bir süs gibi kabul ettiğimiz tril, aslında

diğer süslerden daha çok değişim geçirmiştir. Şöyle ki, 17. yüzyıla kadar yorumculukta trilin

ana notadan başlaması tercih edilmekte, 17. yüzyılın sonlarına doğru ise üst yardımcı notadan

başlanması kuralı ortaya çıkmıştır.

GRUPETTO

"Kümecik". Bir notadan ötekine yumuşak bir gidiş gelişle uygulanan süsleme biçimi. Özellikle

16. yüzyıldan 18. yüzyılın ortalarına kadar sıkça kullanılmıştır: Bir sesin dolayında, gideceği sese

sarılmak istermiş gibi hızla dolaşan, dört ya da beş notadan oluşan nota kümesidir. Grupetto'da

yer alan notaların süre değeri, süslenen esas notanın süresine eşittir (Say, 2002). Grupetto,

ana notanın hem üst hem de alt sesle süslenmesinden oluşmaktadır. Bu süsleme de kendine

göre her dönemde farklı yoruma, farklı bakış açısına tabi tutulmuştur.
KLASİK BATI MÜZİĞİNDEKİ SÜSLEMELERİN DÖNEMLERE GÖRE GELİŞİMİ

BAROK DÖNEM

Barok Dönem müziği, temel bir bas ve süslü bir tiz sesin yalın bir armoni aracılığında

birleşmesinden doğar (İlyasoğlu, 1999). Süslemelerin kullanımının doruğa ulaştığı bu dönemde

farklı ülkelerde hatta farklı şehirlerde bile süslemelerin isimlerinin değişiklik arz ettiği ya da

değişik şekillerde icra edilen süslemelerin aslında aynı süsleme sembolleri olduğu görülür. Bu

farklılıklar, ülkeler arasında da oldukça belirginleşmiş, 17.yy. Almanya’sında süsleme

işaretlerinin kullanımı konusunda İtalya ve Fransa’nın etkisinde kalınmışsa da İtalya ve

Fransa’daki süsleme işaretleri tamamen alınıp kullanılmamıştır. O dönemde bu tür çelişkileri

ortadan kaldırabilmek için, tutarsızlık gösteren süsleme işaretleri üzerinde çalışılmış ve

gereksiz bulunanlar karara bağlanıp elenmiştir (Baduca, 1993).

Barok dönemi müziğinde süslemeler, basitçe, icracının yeteneği ve yetkisi dahilinde müziği

ifadesinin doğal bir şekli olarak kabul edilirdi. O dönem bestecileri başta mimari olmak üzere

diğer alanlardaki ihtişamı, zenginliği ve şatafatı eserlerinde yansıtmaya çalıştılar. Böyle bir

ortamda ses ya da çalgı müziğinin (özellikle klavyeli çalgı müziği) sade, süslemesiz olması

düşünülemezdi. Dönemin sanat ortamının gereği olarak besteciler de eserlerinde kendilerine

özgü süsleme sembolleri icat edip, bunları kullandılar. O tarihlerden günümüze kadar ulaşan

ilk kaynak, Wilhelm Friedemann Bach’ın “Klavierbüchlein” adlı eserinde yayınladığı, babası

John Sebastian Bach’a ait süslemeler tablosudur (Newman, 1995).

KLASİK DÖNEM

Klasik Dönem’de süslemeler, Barok Dönem’e oranla daha seyrek görülür ve hala belirsizlikler

mevcuttur. Semboller, uluslararası onaylanmış, birçok ortak süsleme işareti 18. yüzyılın

sonuna doğru düzenlenmiş ve belli bir standarda oturtulmuştur. 19. yüzyıldan 20. yüzyılın
başlarına kadar uzanan Romantik Dönem’in süslemelerinde ise ritmik hareketler icracıya

bırakılmış ama notalar açık bir şekilde ifade edilmiştir (Gökbudak, 1996).

ROMANTİK DÖNEM

Klâsik dönem bestecileri, barok müzik eserlerini fazla süslü ve karmaşık olmakla, bestecilerini

ise müziğin temel amaçlarını unutmakla suçlamışlardır (İlyasoğlu, 1999). Romantik dönemin

müziklerinin yapısına kısaca göz attıktan sonra, müzik yazılarındaki süslemeleri inceleyecek

olursak, bestecilerin eserlerinde süslemelere pek rağbet etmediklerini görürüz. Ancak,

eserlerde az da olsa süsleme notası ve süsleme işaretlerine rastlanır. Ancak bu, daha çok

melodi çizgisinde basamak notalarının kullanılması şeklindedir. Bu dönemde basamak notaları,

dizek üzerinde işaretler yerine küçük notalarla gösterilmeye başlandı. Bu durumda, kendinden

sonra gelen esas notaya bir bağ ile bağlanıyorlardı. Ayrıca, barok müziğinde kırık çizgilerle

gösterilen tril işaretine, bu dönemde tr sembolü eklendi.

19-21. YÜZYIL

19. yüzyılda müzik dünyası süsleme işaretlerinin icraları üzerine bir anlaşmaya varmış, bunun

sonucunda ise birçok edisyon, süslemeler konusunda ortak kararlarla uluslararası bir boyutta

yaygınlaşmaya başlamıştır. Ayrıca 19.yy. müziğinde süsleme işaretleri kullanılmamaya

başlanmış, onun yerine istenilen süslemeler açık ve net bir şekilde yazılmıştır.

20. yüzyıl ve günümüz müzik yazısında süsleme notaları ve sembolleri konusunda, incelenen

farklı kaynaklarda az da olsa değişik uygulamalar görülmekle birlikte, bugün hangi sembolün

ne şekilde icra edileceği geçmişe göre daha belirgin bir şekle gelmiştir. Günümüzde, müzik

yazısında kullanılan bütün terim, sembol ve işaretlerin kesin bir biçimde açıklığa

kavuşturulmuş olması gerekmektedir. Çünkü, günümüz anlayışında diğer bütün alanlarda

olduğu gibi, müzikte de belirsizliğe yer yoktur. Aşağıda başlıklar altında açıklanan müziği
süsleyici notalar ve semboller, bu konu ile ilgili incelenen kaynaklarda çoğunluğun hemfikir

olduğu uygulamalardır.

FRANSA VE ALMANYA’DA KULLANILAN SÜSLEME ÇEŞİTLERİNİN İNCELENMESİ

Tıpkı İtalya’da olduğu gibi Fransa’da da trilin ana ya da komşu notadan başlatılması konusunda

ayrılıklar olmuştur. J. Rousseau’ya göre trilin ana ya da komşu notadan başlatılması eserin

gidişatına ve müzikal duyuşa göre değişebilir. Öte yandan Chambonni Eres tuşlu çalgılar için

yazılan eserlerdeki trillerin komşu notadan başlatılması gerekliliği savunulmuştur.

Fransız trilleri, 1700’lü yıllarda Fransız harpsikortçuları öncülüğünde üst komşu notadan

başlatılmış, daha sonra İtalya’da olduğu gibi ana notaya bir dönüş söz konusu olmaya

başlamıştır. Mordan ise trilin aksine hep ana notadan başlatılmış ve tril varyasyonu olarak

kabul edilmiştir (Baduca, 1993). 18. yüzyılda İtalya’da olduğu gibi Fransa’da da tril artık

çoğunlukla ana notadan başlatılmıştır.

17.yy. Alman süslemeleri, İtalyan ve Fransız stilinin etkisinde kalmıştır. Tril ve mordan

çoğunlukla ana notadan başlatılmıştır. 17. yüzyılın sonlarına doğru Almanya’da Fransız ve

İngiliz etkisi görülmeye başlanmıştır. Kuzey ve Orta Almanya’da süslemeler, katı formlar

içerisine sokulmamıştır. Örneğin F.Kuhnau, accentus için “/” ve ya “\” sembolünü, mordent

için ise “//” sembolünü kullanmıştır. Öte yandan Reinkein ise ana notadan başlayan uzun tril

için “II”, mordan için ise “X” sembolünü kullanmıştır. 1700’lü yıllardan sonra trillerde her ne

kadar Fransız stili etkisi görülse de Alman orgcuları trilleri ana notadan başlatmışlar, Fransız

stili komşu notadan başlayan trili ara sıra kullanılmıştır.


SONUÇ

Makalede Klasik Batı Müziği’ndeki süslemelerin çeşitlerinden, dönemlere göre gelişiminden

bahsedilmiş, Fransa ve Almanya’da kullanılan süsleme çeşitleri incelenmiştir. Bir müzik

eserinde normal notalardan daha küçük ebatlarda notalar ve özel işaretler şeklinde karşımıza

çıkan süslemeler, eserin icrasını biraz güçleştirdiğinden icracılar tarafından zaman zaman göz

ardı edilebilmektedir. Bunun başlıca sebepleri arasında, süsleme notaları ve sembollerinin

müziğin yazıldığı döneme ve ülkelere göre çeşitlilik göstermesi sayılabilir. Bu durumun

günümüzde müzik eğitimi veren kurumlara, dolayısı ile birçok eğitimci ve öğrenciye de

yansımış olması mümkündür. Geçmişten günümüze süslemelerin çalış biçimleri ve yorumları

doğaçlama kökenli oluşlarından dolayı katı kurallar çerçevesinde değerlendirilemedikleri için

bu konu üzerinde her dönemde tartışmalar ve fikir uyuşmazlıklarının ortaya çıkması son

derece doğaldır. Bu durumda amaç, eserin besteci/dönem özelliklerine ters düşmeyen,

müzikal trafiğini bozmayan, en çok tercih edilen yorumuna ulaşmak olmalıdır. Özellikle Fransa

ve Almanya’da yazılan eserler için makalede bahsedilen süsleme çeşitlerinin, o dönemin

özellikleri ve koşulları ele alınarak icra edilmesi daha doğru ve şüphesiz ki daha sanatsal

olacaktır.
KAYNAKÇA

- Baduca, P., (1993). Interpreting Bach at The Keyboard. London: Ctacendon Pres

Oxford.

- Gökbudak, S., (1996). Piyano Eğitiminde Süslemeler Teorik ve Pratik. Yayımlanmış

Yüksek Lisans Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.

- İlyasoğlu, E., (1999). Zaman içinde Müzik, V. Baskı. İstanbul: Altan Matbaacılık Ltd. Şti.

- Newman, A. (1995). Bach and The Baroque, Pendragon Press Stuyvesant, New York.

- Say, A. (2002). Müzik Sözlüğü. Müzik Ansiklopedisi Yayınları, Ankara.

You might also like