KRM Moskovalikileri

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 38

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/328875807

HACI GİRAY HAN DÖNEMİNDEN XVII. YÜZYILIN ORTASINA KADAR KIRIM


HANLIĞI VE MOSKOVA KNEZLİĞİ ARASINDAKİ MÜNASEBETLER

Thesis · May 2018


DOI: 10.13140/RG.2.2.17550.20808

CITATIONS READS

0 1,602

1 author:

Çağrı Tunca
Mimar Sinan Fine Arts University
1 PUBLICATION   0 CITATIONS   

SEE PROFILE

Some of the authors of this publication are also working on these related projects:

Kırım Hanlığı View project

All content following this page was uploaded by Çağrı Tunca on 11 November 2018.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


T.C

MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR


ÜNİVERSİTESİ

FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ

HACI GİRAY HAN DÖNEMİNDEN XVII. YÜZYILIN ORTASINA


KADAR KIRIM HANLIĞI VE MOSKOVA KNEZLİĞİ ARASINDAKİ
MÜNASEBETLER

PROJE ÖDEVİ

ÇAĞRI TUNCA

TARİH ANABİLİM DALI

TEZ DANIŞMANI: PROF. DR. OSMAN YORULMAZ

OCAK 2018
ÖZET

Kırım Yarımadası, Karadeniz bölgesinde güçlenmek


isteyen devletler için her zaman önemli olmuştur. Altın Orda
Devletinden sonra bölgede kurulan hanlıklardan olan Kırım
Hanlığı da Karadeniz’in kuzeyindeki siyasi mücadelede önemli
rol oynamıştır. Kırım Hanlığı, Rus himayesine girene kadar
Osmanlı Devletinin bu bölgedeki politikalarının koruyucusu
olmuştur. Bu çalışmada Kırım Hanlığının kuruluşundan XII.
Yüzyılın yarısına kadar olan süreçte Kırım Hanlarının gittikçe
artan Rus baskıları karşısındaki tutumunu ve bu iki güç
arasındaki çekişmeleri sizlere göstermeye çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Kırım Hanlığı, Osmanlı Devleti, Moskova,


Rus Çarlığı

ABSTRACT

The Crimean Peninsula has always been important for


states that want to strengthen in the Black Sea region. The
Crimean Khanate, which was founded in the region after the
Golden Horde, played an important role in the political struggle
in the north of the Black Sea. The Crimean Khanate has become
the guardian of the policies of the Ottoman State in this region
until it enters the Russian patronage. In this work, from the
establishment of the Crimean Khan until the end of XII century,
the attempts of the Crimean Khans against the increasing
Russian oppression and the conflicts between these two forces
have been tried to Show you.

Key Words: Crimean Khanate, Ottoman State, Moskow,


Russian Empire

I
İÇİNDEKİLER

ÖZET ........................................................................................................................................................ I
İÇİNDEKİLER ........................................................................................................................................ II
Giriş ve Kırım Hanlığı ile Moskova Knezliğinde Genel Durum............................................................. 1
I) Kırım Hanlığında Genel Durum .................................................................................... 1
i. Kırım’ın Önemi ............................................................................................................. 1
ii. Kırım Coğrafyası ........................................................................................................... 1
II) Moskova Knezliğinde Genel Durum ............................................................................. 2
1. Bölüm: KURULUŞ AŞAMASINDA KIRIM HANLIĞI VE MOSKOVA KNEZLİĞİ
ARASINDAKİ İLİŞKİLER .................................................................................................................... 3
I) Kırım Hanlığı’nın Kuruluşunda Moskova Knezliği ile İlişkiler .................................... 3
II) Kırım Hanlığının Osmanlı Hâkimiyetine Girişi ve Mengli Giray Han Döneminde
Moskova Knezliği ile İlişkiler ............................................................................................................. 4
III) I. Mehmet Giray Han Döneminde Moskova Knezliği ile İlişkiler ................................ 7
IV) Saadet Giray Han Dönemi ve Sonrasındaki Taht Mücadeleleri Döneminde Moskova
Knezliği ile ilişkiler ............................................................................................................................. 8
2. BÖLÜM: IV İVAN ZAMANINDA MOSKOVA KNEZLİĞİ VE KIRIM HANLIĞI
ARASINDAKİ İLİŞKİLER .................................................................................................................. 12
I) IV. İvan Hakkında Genel Bilgi .................................................................................... 12
II) Devlet Giray Han Döneminde Kırım Hanlığı ve Rus Çarlığı Arasındaki İlişkiler ...... 12
3. Bölüm: 1577 YILINDAN XVI. YÜZYILIN SONUNA KADAR KIRIM HANLIĞIYLA RUS
ÇARLIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİLER ................................................................................................. 19
I) Semin Mehmet Giray Han Döneminde Kırım Hanlığı ile Rus Çarlığı
Arasındaki İlişkiler ............................................................................................................................ 19
II) İslam Giray Han Döneminde Kırım Hanlığı ile Rus Çarlığı Arasındaki İlişkiler ....... 20
III) Bora Gazi Giray Han Döneminde Kırım Hanlığı ile Rus Çarlığı Arasındaki İlişkiler 22
4. Bölüm: 1608 YILINDAN XVI. YÜZYILIN ORTALARINA KADAR KIRIM HANLIĞI İLE RUS
ÇARLIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİLER ................................................................................................. 25
I) Selamet Giray Han Döneminde Kırım Hanlığı ile Rus Çarlığı Arasındaki İlişkiler ... 25
II) Selamet Giray Han Sonrası Taht Mücadeleleri Döneminde Kırım Hanlığı ile Rus
Çarlığı Arasındaki İlişkiler ................................................................................................................ 26
Sonuç ..................................................................................................................................................... 31
KAYNAKÇA ........................................................................................................................................ 33

II
Giriş ve Kırım Hanlığı ile Moskova Knezliğinde Genel Durum

I) Kırım Hanlığında Genel Durum

i. Kırım’ın Önemi

Kırım Yarımadası, Karadeniz’in Kuzeyindeki en önemli noktalardan birisidir. Doğu


Avrupa, Anadolu ve Akdeniz devletleri arasındaki ticari faaliyetlerin yönetildiği liman
şehirlerine sahip olması nedeniyle Kırım, tarih boyunca birçok devletin istediği bir yarımada
olmuştur. Güçlü olduğu dönemlerde Bizans İmparatorluğu ve İtalya’nın Venedik ile Ceneviz
gibi ticaretle uğraşan şehir devletleri bu bölgede koloniler kurmuştur. Yine Anadolu Selçuklu
Devleti de I. Alaeddin Keykubat döneminde Suğdak seferi ile bölgedeki ticareti kontrol altına
almayı hedeflemiştir. Altın Orda Devleti de bu devletler gibi Kırım Yarımadasına önem
vermiştir. En nihayetinde 1453 yılında İstanbul’u zapt eden Osmanlı Devleti de 1475 yılında
Kefe’nin fethiyle Kırımı kendi topraklarına bağlamışlardır.1

ii. Kırım Coğrafyası

Kırım Yarımadası, Karadeniz’in kuzeyinde, Azak Denizinin batısında 26.140 km²


genişlikten oluşan bir yarımadadır. Güney kıyıları 1000 m yükseklikteki dağlar tarafından
korunur. Yassı tepeli kireç taşı kütleleri olan bu dağlar kıyılarda dik bir duvar görüntüsü
oluşturur ayrıca sert rüzgârların kıyı bölgeleri aşmasını engelleyerek iç bölgelerdeki iklimin
daha sıcak olmasına olanak sağlarlar. Bu iklim de Kırım’ın verimli topraklara sahip olmasını
sağlar. Dağlar Kuzeye doğru alçalarak yayla ve ovaları oluşturur. Kırım’ın ¾’ü ovalardan
oluşur ve yoğun tarım bölgesidir. Hayvancılığa imkân sağlayan otlaklar bulunur ancak
bölgede yağan kar yağışı nedeniyle hayvancılığın kötü etkilendiği durumlar olduğu da
bilinmektedir.2 Yarımadanın en dar yeri 9 km olan Orkapı (Perekop) yarımadayı kuzeydeki
bozkırlara bağlar. Yarımadanın doğudan batıya en geniş yeri 320 km, kuzeyden güneye ise
200 km’dir. Sahillerinin uzunluğu 1000 km kadardır ve bu sahiller körfez ve koylarla
doludur.3 Bu özelliği yarımadayı deniz ulaşımı için uygun ve gemiler için doğal limanlara
sahip bir konuma getirir.

1
H. İnalcık, “Yeni Vesikalara Göre Kırım Hanlığı’nın Osmanlı Tabiiliğine Girmesi ve Ahidname Meselesi”,
Belleten, 8/30, 1944, s. 194-195.
2
M. Bronevskiy, Kırım, Kemal Ortaylı (Çev.), Ege Matbaası, Ankara, 1970, s. 7.
3
E. F. Gözaydın, Kırım Türklerinin Yerleşme ve Göçmeleri, Vakit Matbaası, İstanbul, 1948, s. 10.

1
II) Moskova Knezliğinde Genel Durum

Cengiz Han’ın İmparatorluğunu oğulları arasında paylaştırmasının ardından torunu


Batu’nun II. Kıpçak Seferi sırasında Rus Knezliklerini hâkimiyet altına alması Rus Tarihi’nin
dönüm noktalarından birisi olmuştur. Ruslar, Altın Orda himayesi altına girmeleriyle askeri,
idari, mali ve kültürel birçok bilgiyi onlardan almışlardır.4 Bu dillerine dahi yansımıştır ve
birçok Türkçe- Moğolca sözcük Rus diline entegre olmuştur.5 Altın Orda’nın güçten
düşmesiyle birlikte ise güney bölgelerdeki eski knezliklerin yerine Altın Orda’nın da izin
verdiği Moskova Knezliği yükselişe geçmiştir.

Bölgede kalan tek Ortodoks devlet olma özelliğiyle büyük göçler de alan Moskova
Knezliği 1. İvan’ın “büyük knez” unvanını almasıyla birlikte bütün Rus halklarının da lideri
olmuştur. Bu göçlerle sadece Ruslar değil Almanlar, Lehler ve Tatarlar da Moskova’ya
göçmüştür. Gelecekteki Rus Çarı, bir Tatar olan Boris Gudunov’un atalarının da bu dönemde
Moskova’ya göçtüğü düşünülmektedir.6 Altın Orda’ya vergilerini ödemeye devam eden
Moskova, Uluğ Muhammed Han’ın Kazan Hanlığı kurması ve 1445 yılında Moskova’yı
büyük bir yenilgiye uğratmasıyla birlikte Kazan Hanlığına vergi ödemeye başlamıştır.7

Bu dönemde Rus halkı büyük küçük knezlikler haline yaşamaktadır. III. İvan’ın
gelişiyle birlikte bu durum değişerek Moskova tek büyük knezlik olarak XV. Yüzyılın
sonlarında kendisini göstermiştir. İstanbul’un Osmanlı Devleti tarafından fetih edilmesinin
ardından son Bizans İmparatorunun yeğeni Sophia ile evlenen III. İvan kendisini Bizans’ın
mirasçısı olarak görmüştür.8 Bu da Rus devlet anlayışı için önemli noktalardan birisi
olmuştur.

4
K. Beydilli, “Rusya”, TDV İslam Ansiklopedisi, Ankara, c. 35 s. 254,
5
C. J. Halperin, “Tsarev ulus: Russia in the Golden Horde”, Victor Spinei (Ed.), Russian and Mongols, Slavs
and Steppe in the Madieval and Early Modern Russia, The Publishing House of the Romanian Academy,
Bükreş, 2007.
6
İ. Konak, “Moskova Knezliği’nin Bağımsızlığa Geçişinde Türk – Moğol Dünyasının Rolü”, Türkiyat
Mecmuası, İstanbul, 2012, c.22/ Bahar, s. 109.
7
A. N. Kurat, Rusya Tarihi, Başangıçtan 1917’ye Kadar, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1987, s. 101.
8
K. Beydilli, a.g.m. , s. 254

2
1. Bölüm: KURULUŞ AŞAMASINDA KIRIM HANLIĞI VE
MOSKOVA KNEZLİĞİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER

I) Kırım Hanlığı’nın Kuruluşunda Moskova Knezliği ile


İlişkiler

Kırım, Altın Orda Devleti’nin son döneminde isyan eden ve saltanat mücadelesine
katılanlar için bir sığınak olmuştur.9 Kırım Hanlığı, Cengin Han’ın oğlu Cuci’nin küçük oğlu
olan Tokay Timur’un soyundan gelen Hacı Giray Han tarafından kurulmuştur. Tarihle ilgili
tartışmalar devam etmekle beraber 1441 yılında Hacı Giray Han adına basılmış sikkelerin
bulunması Kırım Hanlığının kuruluş tarihi olarak bu tarihin kabul edilmesini sağlamıştır.10

Kırım Hanları, Altın Ordu’dan kalan bütün mirası kendilerinin olarak kabul
etmişlerdir ve diğer hanlıkları düşman olarak görmüşlerdir.11 Hacı Giray Han ilk ittifakını
Moskova ile yapmıştır. III. İvan ile sıkı dostluk ilişkileri geliştirmiştir. Bu ilişkiler bağlamında
genç Moskova Knezliği’ni Altın Orda’dan gelecek bütün tehlikelere karşı koruma görevini
üstlenmiştir.12 Bu ittifak Kırım Hanlığı ve Moskova Knezliği ilişkilerinin temelini atmıştır.
Moskova ile yapılan ittifakın ardından Lehistan Kralı IV. Kazamir ile ittifak yaparak taht
mücadelesi yaptığı rakiplerini bertaraf etmiştir.13 1454 yılında ise Osmanlı Devleti ile ittifak
yaparak bölgedeki Ceneviz hâkimiyetini kırmak adına adımlar atmaya başlamıştır. Fatih
Sultan Mehmet’in verdiği 50-60 kadırgadan oluşan destek ile Kefe kalesini kuşatmış ve
Cenevizlileri padişaha yıllık 3000, hana ise 1200 altın vergi vermeye zorlamıştır. Bu olay
sonrasında Osmanlılar ile kurulan ittifak ve Cenevizlilere karşı üstün gelinmesi Hacı Giray
Han’ın otoritesini ve itibarını da arttırmıştır.14

1465 yılında gelindiğinde ise Moskova üzerine sefere çıkan Altın Orda Hanı’nı
yenilgiye uğratarak geri çekilmesini sağlamış ve Moskova’yla güttüğü dostluk ilişkilerini de
perçinlemiştir. Bu olay sonrasında Moskova’nın yardımına koşan Hacı Giray sayesinde

9
G. S. Derman, "Kırım Hanlığı", İlyas Kemaloğlu; Hayrunnisa Alan (Ed.), Avrasya’nın Sekiz Asrı
Çengizoğulları, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016, s. 322.
10
G. S. Derman, a.g.m. , s. 234.
11
A. N. Kurat, a.g.e. , s.110.
12
A. Mutlu, “Hacı Giray Han I” TDV İslam Ansiklopedisi, Ankara, 1996, c.14 s. 475.
13
A. Fisher, Kırım Tatarları, Çev. Eşref B. Özbile, Selenge Yayınları, İstanbul, 2009.
14
A. Mutlu, a.g.m., s. 475.

3
Ruslar, Altın Orda’nın artık kendileri için bir tehdit olmadığını anlayarak planlarını bu yönde
yapmaya başlamışlardır.15

Hacı Giray Han yaşadığı dönem boyunca Altın Orda Hanlığı’nın kalıntılarıyla mücadelesini
sürdürmüştür. Bu mücadelede kendisine destek olması için yakınındaki devletlerle ittifak
yapmıştır. Bu ittifaklar sonucunda güçlenerek Kırım yarımadasına hâkim olmuştur.

II) Kırım Hanlığının Osmanlı Hâkimiyetine Girişi ve Mengli


Giray Han Döneminde Moskova Knezliği ile İlişkiler

Hacı Giray Han’ın 1466 yılında vefatının ardından ülkede taht kavgaları başlamıştır.16
Bu dönemde tahta önemli iki aday vardır. Bu adaylar Nur Devlet ve Mengli Giraydır.17
Mengli Giray kardeşini yenerek tahta ilk çıkışından sonra araştırmacıların Nur Devlet’in
nerede tutulduğuyla ilgili çelişkileri vardır. Bir kısım araştırmacı Nur Devlet’in Moskova
Knezliği tarafından tutulduğunu iddia ederek bu dönemde Kırım ve Moskova ilişkilerinin bu
duruma göre düzenlendiğini ve Nur Devlet’in III. İvan’a sadakatle hizmet ettiğini
söylemiştir.18 Bir kısım araştırmacı ise Nur Devlet’in Cenevizliler tarafından hapis
tutulduğunu ve Mengli Giray’a karşı koz olarak kullanıldığını, Mengli Giray’ın bu nedenden
dolayı eğer Osmanlı Devleti bu bölgeye yönelirse Cenevizlilerin tarafında olacağını iddia
etmişlerdir.19

Bu dönemde Kırım’ın önde gelenlerinden Eminek Mirza ortaya çıkarak Mengli


Giray’ı tahttan indirmeyi denemiştir. Mengli Giray’ın Kefe’ye Cenevizlilerin yanına
çekilmesi üzerine Fatih Sultan Mehmet Han’a haber göndererek Kefe ve civarındaki Ceneviz
kolonilerinin işgali için ittifak önerisi sunmuştur.20 Karadeniz kıyılarında etkisini arttırma
isteğinde olan Fatih Sultan Mehmet, Gedikli Ahmet Paşa komutasında kuvvetlerini bölgeye
sevk ederek bölgenin kontrolünün 1475 yılında Osmanlı Devletine geçmesini sağlamıştır.

Bu savaşın ardından anlaşılan bir başka husus ise Mengli Giray Han’ın da Padişaha
Kefe ile ilgili bir çağrıda bulunduğudur. Bu sebepten Fatih Sultan Mehmet, Mengli Giray
Han’ı tahtına tekrar oturtmuştur.21 Mengli Giray Han başarısızlıkları nedeniyle tahttan

15
A. N. Kurat, a.g.e. s.110.
16
H. İnalcık, ‘’Kırım’’, TDV İslam Ansiklopedisi, Ankara, 2002, cilt. 25, s. 450.
17
M. Ürekli, Kırım Hanlığının Kuruluşu ve Osmanlı Himayesinde Yükselişi, Türk Kültürü Araştırma
Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1989, s. 15.
18
Y. Öztürk, “Kırım Hanlığı”, Türkler, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 836.
19
M. Ürekli, a.g.e. , s. 13.
20
H. İnalcık, “Yeni Vesikalara Göre...” s. 205.
21
H. İnalcık, “Yeni Vesikalara Göre…” s. 207.

4
indirilerek yerine Nur Devlet getirilse de kabile beylerinin isteğiyle 1478 yılında Osmanlı
tarafından tekrar han olarak ilan edilmiştir. Mengli Giray’ın Kırım topraklarına dönerken
Osmanlı Devleti’nin tam hâkimiyetini tanıdığı bilinmektedir. Bu olaylardan sonra Kırım
hanlarını, Osmanlı Devletinin atamaya başladığı söylenebilir. Kısa süren Nur Devlet Han
idaresindeki dönemde Moskova ve Kırım ilişkileri iyiye gitmiştir ve Rusların Kırım üzerinde
nüfuzunun bu dönemde arttığı düşünülmektedir.22

Ruslar sadece Nur Devlet döneminde değil Mengli Giray Han döneminde de Kırım’la
ilişkilerini iyi tutmaya dikkat etmiştir. 1474 yılında Moskova’dan ilk elçilik heyetinin Kırım’a
geldiği görülmektedir.23 Bu elçilik heyetinin hedefi birbirine yakınlaşan Altın Orda ve
Lehistan devletlerinin karşısında kurulması planlanan bir ittifaktır. Ruslar aradıklarını bularak
Mengli Giray’dan Kazamir’le yapacakları savaşlarda yardım sözü almışlardır. Bu dönemde
iki ülkenin ortak düşmanlar karşısında sıkı müttefik haline geldikleri görmek çok nettir. Bu
ittifakta Kırım, Moskova’yı ayakta tutarak Altın Orda’ya karşı koz olarak kullanmayı
düşünmektedir.

1480 yılında Altın Orda hanı Seyit Ahmet Han’ın Moskova üzerine yürümesi sonrası
Mengli Giray, Podolya’ya saldırarak Lehistan ordusunun Seyit Ahmet Han’a yardıma
gitmesini engellemiştir. Bu engel sayesinde Ugra Nehri yakınlarında ordusuyla bekleyişini
sürdüren Altın Orda Hanı, Moskova Seferinden vazgeçerek geri dönmüş ve şehir
kurtulmuştur. Lehistan Kralı Kazamir’in orduyu sadece Kırım saldırıları nedeniyle değil
başka nedenlerle de yollamadığı düşünülse de diğer nedenler tam olarak bilinememektedir.24

Podolya saldırılarından sonra Mengli Giray Han, Saray şehrine de saldırarak Seyit
Ahmet Han’ı geri çekilmek durumunda bırakmıştır. Bu saldırılar sayesinde oluşan durum
neticesinde III. İvan ülkesinde büyük bir savaş vermediği halde bir kahraman ilan edilerek
şenlikler düzenlemiş ve kutlamalarda bulunmuştur. Bu olay Rus yıllıklarına “Tatar
boyunduruğundan kurtulma” olarak geçmiştir. Rus tarihçilerden de olayı bu şekilde kabul
edenler olmuştur. Altın Orda varlığına devam etse bile III. İvan’ın başarısı büyük Rus
Çarlığının kurulmasında önemli rol oynamış ve bu role en önemli katkıyı verdiği destekle
Mengli Giray Han yapmıştır. Hatta Altın Orda’nın yıkılmasında da Kırım Hanlığı yine

22
Y. Öztürk, a.g.m. , s.837.
23
I. Vasary, “Kırım Hanlığı ve Büyük Orda (XV-XVI yy) Hâkimiyet Uğruna Mücadele”, Serkan Acar(Çev.),
Tarih İncelemeleri Dergisi, XXIX/1, 2014, s. 332.
24
A. N. Kurat, a.g.e. , s.114.

5
başroldedir.25 Şu da unutulmamalıdır ki bu dönemde III. İvan’ın dış politikanın gücünü iyi
kullandığı bir gerçektir.

Mengli Giray’ın Rus Çar’ına yaptığı bir başka iyilik ise Osmanlı Devleti tarafından
durdurulan Rus elçisinin ülkesine dönmesini sağlamasıdır. Bu sayede Moskova’nın Osmanlı
Devletiyle iletişime geçmesi gerektiği Ruslar tarafından anlaşılmıştır. III. İvan, Mengli
Giray’a Osmanlı Devletine elçi gönderip gönderemeyeceği konusunda danışmıştır. Mengli
Giray bu konuyu İstanbul’a sorarak aldığı cevabı Moskova’ya iletmiştir. Bu noktadan sonra
Moskova Azak ve Kefe vilayetlerinde tüccarlarının yaşadığı sıkıntıları anlatan bir mektup
hazırlayarak bu mektubu Mengli Giray vasıtasıyla İstanbul’a ulaştırmıştır. Mengli Giray,
İstanbul ve Moskova ilişkilerinin başlamasında bu şekilde rol oynamıştır.26 Osmanlı Devleti,
Moskova Knezliği ile olan ilişkileri Kırım Hanlığına bırakarak Rus Çarını Kırım Hanına eşit
görmüştür.

1502 yılına gelinip Altın Orda Devleti’ne son darbenin de vurulmasının ardından
Kırım Hanlığı ile Moskova arasındaki ilişkilerin durumu değişmiştir.27 1505 yılında III.
İvan’ın ölmesiyle birlikte Mengli Giray Han, Lehistan Kralı IV. Kazamir ile 1507 ittifak
yaparak Moskova’ya karşı birleşme kararını almıştır. IV. Kazamir bu dönemde Rus tehdidini
ilk gören kraldır.28 Altın Orda mirasçıları arasında yükselişe geçen Kırım Hanlığı bölgenin tek
hâkimi olma siyaseti gütmeye başlamıştır. Osmanlı Devleti ise Kırım Hanlığı’nın gücünün
çok fazla olması taraftarı değildir. Kırım’ın ileride kendisine karşı isyan etmesinden
çekinmektedir.29

Mengli Giray Han dönemi Kırım Hanlığı için önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Hanlık bu dönemde Osmanlı Devleti himayesine girmiştir. Bu dönem dış politika açısından da
çok hareketli geçmiştir. Bölgedeki Ceneviz kolonileri dağıtılmış ve Cenevizler bölgeden
uzaklaştırılmıştır. Moskova ile olan ilişkiler ise III. İvan’ın ölümünden sonra yeniden
şekillenerek bir düşmanlık haline bürünmüştür. İttifak yaptığı dönemde Moskova’yı birçok
dertten kurtaran Kırım Hanlığı safını değiştirerek Lehistan’ın tarafına geçmiştir. Bu
değişiklikten sonra da oğlu Mehmet Giray’ı Moskova üzerine seferlere yollamıştır. Mengli

25
I. Vasary, a.g.m. , s.333.
26
A. N. Kurat, a.g.e. , 118.
27
H. İnalcık, “Kırım”, s. 450.
28
A. N. Kurat, a.g.e. , s.120.
29
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 838.

6
Giray Han 1514 yılında vefat ederek yerini sağlığında kalgay30 olarak atadığı Mehmet Giray’a
bırakmıştır.

III) I. Mehmet Giray Han Döneminde Moskova Knezliği ile


İlişkiler

III. İvan’ın ölümünün ardından gelen oğlu III. Vasili Rus knezi olarak tahta çıkmış ve
milli bir Rus devleti kurmayı başarmıştır.31 Babasının bıraktığı yerden devam eden Mehmet
Giray Han, Moskova ile olan barışı korumak adına elçiler göndermesine rağmen Lehistan
Kralı Sigizmund’un kışkırtmalarıyla Moskova’ya saldırmıştır.32 Bu saldırılar Moskova
tarafından başlarda bertaraf edilmiş ve bir de barış anlaşması imzalanmıştır.

Bu dönemde özellikle Kazan Hanlığı meselesi üzerine Rusya ve Kırım karşı karşıya
gelmişlerdir. Kazan Hanı Muhammed Emin’in ölümünün ardından Kazan hanlarının soyu
tükenmiştir. III. Vasili bu bölgede kendine yakın biri olan Şeyh Ali’yi başa geçirmek
istemiştir. Mehmet Giray ise Abdüllatif Han’ı başa geçirerek (1516) Ruslara bunu kabul
ettirmiştir. Abdüllatif Han’ın çabuk ölümü bu bölge üzerinde iki tarafı tekrar karşı karşıya
getirmiştir. III. Vasili, Şeyh Ali’yi tekrar öne sürmüştür.

Bu dönemde ayrıca İstanbul’a da bir şikâyet mektubu yollayarak Mehmet Giray’ın


kendilerine çok baskı yaptığını iletmiştir.33 Bölgede gözü olan ve ileride işgal etmeyi düşünen
Mehmet Giray, kardeşi Sahib Giray’ı Kazan Han’ı ilan ederek (1521) tekrar kontrolü eline
almıştır. III. Vasili de bu kararı tanımak zorunda kalmıştır.34 Bu dönemde bölgedeki en etkili
gücün Kırım Hanlığı olduğu ve Ruslara karşı üstünlük sağladığını söylemek mümkündür.35

Bu dönemde Osmanlı Devletindeki taht mücadelesinde Yavuz Sultan Selim ile arası
bozulan Mehmet Giray Han, Moskova’nın da şikâyeti üzerine padişahtan çekinerek kısa
süreliğine baskıyı azaltmıştır.

30
Kalgay: Kırım Hanlarının tahta oturmalarının ardından kendilerinden sonra tahta oturması için seçtikleri kişi,
veliaht.
31
A. N. Kurat, a.g.e. , s. 127.
32
G. S. Derman, a.g.m. , s.328.
33
M. Ürekli, a.g.e. s. 25.
34
Y. Öztürk, a.g.m. , s.839.
35
S. Acar, “Kırım Hanı Mehmed Giray’ın Sebeb-i Mevti”, Doğu Avrupa Türk Mirasının Son Kalesi Kırım,
Yücel Öztürk(Ed.) İstanbul, 2015, s. 114.

7
Yavuz Sultan Selim’in vefatının (1520) ardından bir Kazan ziyareti dönüşünde
Mehmet Giray’ın Moskova’ya saldırdığı ve aradaki barış antlaşmasını bozduğu görülmüştür.
Mehmet Giray ve ordusu Moskova üzerine yürüyerek bölgede büyük yağmalar yapmıştır.
Öyle ki Knez Vasili ve şehrin ileri gelenlerinin şehirden kaçtığı görülmüştür. Moskova’nın
içlerine giren Mehmet Giray Han ve askerleri iç kaleyi almadan barış antlaşması yaparak geri
çekilmişlerdir. Barış antlaşması sonucunda Ruslar, Kırım Hanlığına vergi vermeyi kabul
etmişlerdir.

Mehmet Giray’ın barış antlaşması yapmak yerine savaşa bir hafta daha devam etmesi
durumunda şehrin tamamının düşeceği tahmin edilmektedir.36 Vergi verilmesi olayı tarihçiler
tarafından Kırım Hanlığı’nın, Moskova’nın bağlılığını tıpkı Altın Orda dönemindeki gibi
tekrar sağladığı yönünde yorumlanmıştır.37 38
Ruslar da bu vergiye ödeyeme önem
göstermişler ve böylece Tatar yağmalarından kurtulmayı amaçlamışlardır.

Bu savaşın ardından Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta çıkmasını fırsat bilen III. Vasili
bir şikâyet mektubu da ona yollayarak Mehmet Giray Han’ın yaptıklarından bahsetmiştir. Bu
mektubun ardından Kanuni Sultan Süleyman, Mehmet Giray Han’ı uyararak bölgedeki
baskısını azaltmasını söylemiştir. Mehmet Giray bu mücadelenin bir İslam mücadelesi
olduğunu söylese de İstanbul’dan olumlu bir geri dönüş alamamıştır.

Mehmet Giray Han, 1523 senesinde Astrahan Hanlığını ele geçirmesinin hemen
ardından iki Nogay mirzasının saldırısına uğrayarak vefat etmiştir. Bu suikastın nedeni olarak
III. Vasili’nin Nogayları kışkırtması gösterilmektedir.39 Kırım Hanlığı, Mehmet Giray Han
döneminde bölgedeki en büyük güç olmuştur. Moskova Rusya’sını vergiye bağlamış, Kazan
Hanlığı üzerinde etki kurmuş ve bu hanlığı kendisine tabi hale getirmiştir.

IV) Saadet Giray Han Dönemi ve Sonrasındaki Taht


Mücadeleleri Döneminde Moskova Knezliği ile ilişkiler

Saadet Giray Han 1524 yılında kardeşi Gazi Giray Han’ın Osmanlı Devleti tarafından
azledilmesiyle tahta geçmiştir. Bu dönemde Kırım Hanlığı üzerindeki Osmanlı nüfuzu da
oldukça artmıştır.40 Bu nüfuz artışının bir nedeni de Yavuz Sultan Selim döneminde Doğu ve

36
G. S. Derman, a.g.m. s. 329.
37
A. N. Kurat, IV. Ve XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz’in Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Türk
Tarih Kurumu, Ankara, 1972, s. 231.
38
I. Vasary, a.g.m. , s. 338.
39
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 839.
40
M. Ürekli, a.g.e. , s. 28.

8
Güney yönünde fetih politikaları güden Osmanlı Devleti’nin Kanuni Sultan Süleyman’ın başa
gelmesi ile birlikte fetih yönünü Batıya çevirmesidir. Kırım Hanlığını, Kuzey ve Doğudan
gelebilecek tehlikelere karşı emniyet olarak görmüş olmaları kuvvetle muhtemeldir. 41

Saadet Giray’ın tahta oturtulmasından sonra Gazi Giray’ı öldürmesi Kırım Hanlığı
içinde bölünmelere neden olmuştur. Gazi Giray’ın kardeşi İslam Giray, Saadet Giray Han’a
isyan ederek onunla savaşmıştır. Bu durumu fırsat bilen Rus Devleti de Kazan Hanlığı ve
Astrahan Hanlığı üzerindeki nüfuzlarını attırmıştırır. Saadet Giray’ın İslam Giray’a
yenilmesinin ardından İslam Giray 1532 yılında kısa süreliğine de olsa Kırım Hanı olarak
tahta geçmiştir. Bu sırada Kazan’da ise Rusların desteklediği Can Ali, Han olarak
seçilmiştir.42 Bu han daha sonra tekrar tahttan indirilse de Rusların bu bölgede ne kadar etkili
oldukları görülmüştür.

İslam Giray, han olduktan sonra Osmanlı Devleti’nin buna izin vermeyeceğini
anlayınca, İstanbul’da rehin olarak bulunan Sahib Giray’ın Kırım’a han olarak gönderilmesini
talep etmiştir.43 Sahib Giray eski (1521-1524) Kazan hanıdır. Yönetme konusunda
tecrübelidir ve 8 yıl boyunca İstanbul’da rehin olarak yaşamıştır. Bu Osmanlı Devleti için
makul bir istektir. Kırım Hanlığı’nda bu kadar uzun süre İstanbul’da yaşamış birinin
oturmasına sıcak bakarak Sahib Giray’ı 1532 yılında Kırım hanı ilan etmişlerdir. Bu dönemde
Sahib Giray’ın yeğeni Sefa Giray da Kazan hanı olarak tahta çıkmıştır.

İslam Giray ise hanlığı kaybetmesine rağmen rahat durmamış ve Rus topraklarına
akınlar düzenlemiştir. Bu akınlar sonucunda Rus Knezi ile barış antlaşmaları yapsa da onlara
hücum etmeye devam etmiştir.44 Bu barışın ardından ise Ruslardan, hanlık iddiası için yardım
talep etmiş ve Kırım Hanlığı’nın istikrar sağlamasından çekinen Moskova bu talebi kabul
etmiştir.45 Hanlık için tehlike oluşturabileceği düşünülen İslam Giray daha sonra öldürülmüş
ve tehlike ortadan kaldırılmıştır.

Sahib Giray 1538’de Kanuni Sultan Süleyman’dan gelen istekle Bogdan seferine
katılmıştır. Bu seferin ardından yeni bir sefer kararı alarak aynı zamanda oğlu da olan kalgayı
Emin Giray’ı Moskova üzerine bir ganimet seferine göndermiştir. Oğlunun bu seferden

41
M. Ürekli, a.g.e. , s. 29.
42
H. İnalcık, “Kırım”, s. 451.
43
A. N. Kurat, Karadenizin Kuzeyindeki… , s.232.
44
G. S. Derman, a.g.e. , s.332.
45
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 841.

9
başarıyla dönmesinin ardından Moskova’dan kaçarak Kırım’a gelen Rus asilzadesi Simeon
Belskiy tarafından ikna edilerek bizzat Moskova üzerine sefere çıkmıştır.

1541 yılında yapılan bu sefere han büyük önem vermiştir.46 Bu sefer sırasında ordu
içinde yaşanan ve birliklerin düzeninin bozulmasına neden olan anlaşmazlıklar Rus
ordusunun mevzilenmesi için zaman tanımıştır. Coğrafi üstünlüğü de ele geçiren Rus
ordusuna karşı Sahib Giray Han seferden vazgeçerek geriye dönmüştür. Dönüş yolculuğu
esnasında birkaç Rus köyünü yağmalattıktan sonra Moskova’ya bir mektup göndererek geri
çekilmesinin nedeninin iç karışıklıklar olduğunu yoksa onu yenebileceğini bildirmiştir.47

Sahib Giray’ın tekrar sefere çıkmamasının nedeni ise yeğeni, Kazan Hanı, Sefa
Giray’ın zaten III. Vasili’ye karşı üstün olduğunu bilmesidir. Sefa Giray, Moskova üzerine
sürekli akınlar düzenleyerek bölgeyi sürekli kontrol altında tutmuştur. Sahib Giray’ın
Moskova ile ilgili olan işleri genellikle Sefa Giray’a bıraktığı düşünülmüştür. Bu dönemde
Rusların Kırım’a verdikleri vergilere özen gösterdikleri ve Sahib Giray Han’ı kızdıracak
hareketlerden kaçındıkları gözlemlenmiştir.48

Sahip Giray Han döneminde yapılan önemli yeniliklerden birisi de Orkapı (Perekop)
bölgesine yapılan hendektir. Bu hendek Nogaylarla yapılan savaşın ardından kazılmış, bir
yarımada olan Kırım’ı ada haline getirmiş ve bölgenin güvenliği açısından büyük bir adım
olmuştur. Özellikle adaya girmek isteyen yağmacıları önlemek ve adaya gelen düşman
kuvvetlerini daha giriş yapmadan durdurmak adına atılmış önemli bir adımdır. Bu bölgede her
zaman bir garnizon bulundurarak güvenlik üst seviyede tutulur ve içeri girenler Kırım
hanından yarlık49 almadan dışarıya çıkamazlar.50

Bölgedeki Nogay ve Çerkezlerle mücadele eden Sahib Giray Han bu topluluklara karşı
önemli bir üstünlük sağlamıştır. Bu topluluklarla düşmanlık oluşması ise yine Rusların işine
yarayacaktır. Ruslar bölgedeki Çerkezleri, Kozakları ve Nogayları yanlarına çekerek ileride
51
Kırım Hanlığı’nın zayıflamasında önemli rol oynayacak bu unsurlarla işbirliğine girmiştir.
Bu unsurlardan birisi olan Kabartayların Prensi Temrük, kızını IV. İvan ile evlendirerek

46
M. Ürekli, a.g.e. , s. 37.
47
M. Ürekli, a.g.e. , s. 37.
48
A. N. Kurat, Karadenizin Kuzeyindeki… , s. 234.
49
Yarlık: Buyruk, emir, ferman, hükümdar emirnamesi.
50
M. Bronevskiy, a.g.e. , s. 13.
51
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 842.

10
Ruslarla işbirliğini akrabalık boyutuna taşımış, 1563 ve 1567 yıllarında Terek nehri kıyılarına
kale yaparak bölgeye yerleşmelerine izin vermiştir.52

Sahib Giray Han’ın çok güçlenmesi Osmanlı Devleti içinde hoş karşılanmamıştır. Kanuni
Sultan Süleyman’la dostluğu olan Sahib Giray bu dostluğa çok güvenerek sadrazam ve daha
alt kademe devlet adamlarıyla sorunlar yaşamıştır. Bu yaşanılan sorunlar sonrası padişahın
desteğini kaybetmiştir. Sahib Giray’ın çok güçlenmesinden ve Osmanlı Devleti otoritesini
tanımamasından duyulan rahatsızlık nedeniyle Devlet Giray, Kırım’a gönderilmiştir. Sahib
Giray ve ailesi öldürülerek Kırım Hanlığına, 1551 yılında Devlet Giray oturtulmuştur.53

52
D. Dursun, “Kabartaylar”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 24, s.13.
53
H. İnalcık, “Kırım” s. 452.

11
2. BÖLÜM: IV İVAN ZAMANINDA MOSKOVA KNEZLİĞİ VE
KIRIM HANLIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİLER

I) IV. İvan Hakkında Genel Bilgi

IV. İvan, Rusya Tarihinde Çar unvanını kullanan ilk liderdir. Öksüz olarak büyüyen
İvan’ın çocukluğundan beri sadist olduğu bilinmektedir hatta bu sadistliği yüzünden kendisine
Korkunç lakabı da verilmiştir. Kitap okumaya da ilgi duyduğu ve döneminin en çok okuyan
kişilerinden olduğu sanılmaktadır.54

Yetiştirilmesi sırasında akıl hocası olan metropolit55 Makari’nin telkinleri ile


Moskova’nın 3. bir Roma olduğuna inanmış ve bu uğurda mücadele vermeye başlamıştır.56
1547 yılında kendisini Çar (Ceasar, İmparator) ilan ederek Tatarlara, Uluğ Han olduğunu
bildirmiştir. Uluğ Hanların Cengiz Han’ın büyük oğlu Cuci soyundan geldiğini bildiğinden
Cuci soyundan gelen prensleri himaye ettiğini ve bu unvana layık olduğunu söylemiştir.57

Çar seçildikten sonra topladığı meclisle yeni kanunlar belirleyerek bu kanunlara


“Stoglav” adını vermiştir. Bu kanunlarla kilise ve devlet idaresinde değişiklikler yapılmıştır.
En büyük değişikliklerden birisi de ordu düzenindedir. Osmanlı Devletindeki tımar sistemine
benzeyen bir sistem kurarak toprak sahiplerine atlı ve zırhlı asker yetiştirme görevi
verilmiştir.58 Ateşli silahlar kullanan piyade ve topçu bölükleri kurulmuştur. Ordu düzeni
onluk sisteme göre yeniden belirlenmiştir. Bu değişikliklerle Çar IV. İvan, Rus ordusuna
seviye atlatmış ve yaptığı işgallerin temellerini atmıştır.

II) Devlet Giray Han Döneminde Kırım Hanlığı ve Rus Çarlığı


Arasındaki İlişkiler

Sahib Giray’ın katledilmesi süreci Kırım Hanlığını güçten düşürmüştür. Yerine gelen
Devlet Giray daha hanlığın iş işlerini toparlayamamışken IV. İvan karşısında bir yenilgi
almıştır. Kazan Hanlığına doğru yola çıkmış olan Rus kuvvetlerine karşı az sayıda askeriyle

54
A. N. Kurat, Rusya Tarihi… , s. 144.
55
Metropolit: Ortodoks Hristiyanlarda, belirli bir bölgeden sorumlu, piskoposluk ve başpiskoposluk arasındaki
kişiye verilen unvan.
56
S. Bogatyrev, “Reinventing the Russian Monarchy in the 1500: Ivan the Terrible, the Dynasty, and the
Church”, SEER, Sayı:85, 2007, s. 274.
57
H. İnalcık, “Osmanlı – Rus İlişkileri 1492 – 1700“, Türk - Rus İlişkilerinde 500 Yıl 1491-1992, Türk Tarih
Kurumu, 1992, Ankara, s. 28.
58
K. Beydilli, a.g.m. , s.254.

12
hücum eden Devlet Giray’ın yenilgisi Rus kuvvetlerinin maneviyatını arttırarak yeni
düzenlenmiş olan ordunun kendine güvenini yerine getirmiştir.59

1550 ve 1551 yıllarındaki denemelerinde başarısız olan Ruslar tekrar ilerlemeye


başlamıştır. Devlet Giray’la yapılan savaştan sonra Kazan Hanlığı önüne gelen Rus ordusu
Almanlardan aldıkları yeni toplarla oluşturulmuş müthiş topçu birliklerinin desteğiyle birlikte
Kazan Hanlığını 2 Ekim 1552’de işgal ederek kendi topraklarına katmışlardır.60

Devlet Giray Han, Kazan şehrinde hakkı olduğunu iddia ederek bölgeye akın
düzenlese de bu akın başarısız olmuştur. Siyasi yollarla Kazan Hanlığının kendisine ait
olduğunu iddia etmesi de bir işe yaramamış ve Rusların Kazan’dan sonraki hedefi Astrahan
Hanlığı olmuştur. Astrahan, Hazar denizine açılan kapı olmasından dolayı da ayrıca önemli
bir noktadır.

1555 yılına gelindiğinde Rus himayesi altındaki bir Litvanya prensinin, Osmanlı ve
Kırım topraklarını yağmalaması üzerine Devlet Giray Han bu prensin üzerine giderek kalesini
kuşatmıştır. Yirmi dört gün boyunca kuşatma altında kalmasına rağmen direnen prens, Devlet
Giray Han’a kayıplar verdirerek onu çekilmek durumunda bırakmıştır. Bu dönemde Ruslar,
Devlet Giray Han’a hediyeler yollayarak bu konuyla bir ilgilerinin olmadığına onu
inandırmaya çalışmışlardır.61 Han ise daha çok hediye ve Litvanyalılara verilen verginin
kendisine verilmesi durumunda barışa hazır olduğunu bildirmiştir. Ruslar bu teklifi kabul
etmemiş ve Nogaylara asker yardımı yaparak Kırım’a saldırmaları yönünde onları
kışkırtmıştır. Orkapı’daki hendeğin önlerine kadar gelen kuvvetler buradan öteye gidemese de
Azak Kalesini bile tehdit ederek korku yaratmışlardır.62 Rusya bu saldırıları yapan grupların
kendisinin de düşmanı olduğu konusunda Osmanlıyı bu dönemde ikna etmeyi başarmıştır.63

1556 senesine gelindiğinde ise Astrahan Hanlığı, Rus Çarlığı tarafından işgal
edilmiştir. Bu işgalin ardından önceki saldırıların Kırım Hanlığı’nın dikkatini dağıtmak ve
zayıflatmak için yapıldığı anlaşılmıştır. Ruslar Astrahan Hanlığı’nı alarak Orta Asya’dan
gelen kervanların ve İran’a Hazar Denizi üzerinden transit geçiş sağlayan bu bölgenin hâkimi
olmuştur. Bu ekonomik açıdan da yükselmelerini sağlayacak adımlardan birisidir.64

59
A. N. Kurat, Karadenizin Kuzeyindeki… , s. 237.
60
M. Ürekli, a.g.e. , s. 45.
61
A. N. Kurat, Karadenizin Kuzeyindeki… , s. 238.
62
G. S. Derman, a.g.m. s. 333.
63
Y. Öztürk, a.g.m. s. 842.
64
H. İnalcık, “Osmlanlı – Rus İlişkileri…” s. 29.

13
1557 yılında Astrahan işgaline misilleme yapmak üzere yola çıkan Devlet Giray yine
Rusların kışkırttığı Çerkezler, Nogaylar ve Rus Kozakları tarafından birden fazla bölgeden
saldırı altında olduğunu öğrenince geri çekilmek durumunda kalmıştır. Bu saldırıları ise ancak
Osmanlı’dan gelen destek kuvvetler ile durdurabilmiştir. Rusların bölgedeki siyaseti çok
etkilidir. Kırım üzerine saldığı milis kuvvetlerle hem hanlık ordularının merkezden ayrılması
engellemiş hem de bu orduların parça parça erimesini sağlamıştır. Hatta güçlenen bu gruplar
kaleleri kuşatmışlar ve Osmanlı Devleti’nin bu bölgeye daha fazla önem vermesi gerektiğini
göstermiştir.

1558 yılında Devlet Giray’ın ikinci sefer denemesi de aynı sebeplerle sonuçsuz
kalmıştı. Hatta bu sefer Ruslar Orkapı bölgesine kadar gelmiştir. Bu yıllarda olan kıtlıktan
Rusların yardımlarıyla sağ kurtulan Nogaylar iyice Rus yanlısı bir hal almışlardır.65 Bazı Rus
birlikleri Özi nehrini geçerek Kırım’ın batısında yağma bile yapmışlardır.66

1555 yılında Çar’a tabi olan Çerkezler 1559 yılında Çar’dan Hristiyan olmak için
rahip ve Kırım’a karşı savaşmak için subay ve mühimmat istemişlerdir. IV. İvan onlara da
destek vererek güçlendirmiştir. Yaptıkları yağma akınlarıyla Çerkezler, Kırım Hanlığının
yıpranmasında büyük rol oynamışlardır.67 Rus Çar’ı ayrıca Çeçenlere de yardım verirken
onlara yaptığı uyarıda Osmanlı Devleti’ne karşı bir harekette bulunurlarsa onları
koruyamayacağını fakat Kırım Hanlığı’na karşı koruya bileceğini belirtmiştir.68

1552’de Kazan ve 1556’da Astrahan’ın kaybedilmesinin ardından Kırım’ın Altın Orda


topraklarına sahip olma amacı ve Altın Orda’nın varisi olma iddiası sona ermiştir. Bu Kırım
hanlarının baştan beri kurmaya çalıştıkları büyük devlet hayallerinin de sonu demektir.
Rusların yakınlarındaki etnik grupları kışkırtmasına engel olamayan ve içeride dengeyi
sağlayamayan Kırım Hanlığı’nın, Osmanlı Devleti’nin himayesi olmasa Rus işgaline
uğramasının çok daha erken tarihlerde olacağı tahmin edilmektedir.69 Ayrıca Kazan ve
Astrahan zaferleri Ruslar için çok büyük zaferler olarak sayılmış ve büyük Çarlık Rusya’sının
da kuruluşu gibi gözükmüştür.70 Bu dönemde bölgede yaşayan ve güçlerini arttırma
arzusunda olan grupların da Ruslara gelerek sürekli yardım istemesi, bölgedeki Rus algısının
ne kadar güçlü olduğuna dair bize mesajlar vermektedir.

65
H. İnalcık, “Osmanlı – Rus Rekabetinin Menşei ve Don – Volga Kanal Teşebbüsü (1569)”, Belleten, XII/46,
1948, s. 359.
66
M. Ürekli, a.g.e. , s.46.
67
H. İnalcık, “Osmanlı – Rus Rekabetinin…” , s. 361.
68
A. N. Kurat, Rusya Tarihi… , s. 155.
69
H. İnalcık, “Kırım”, s. 452.
70
H. İnalcık, “Osmanlı – Rus Rekabetinin…” , s. 363.

14
Rus Çarlığı’nın, güneye ve doğuya doğru ilerlemesi Osmanlı Devleti’ni
endişelendirmiştir. Bu bölgede artan Rus nüfuzu yanı sıra Rusların, İran Şahı ile iş birliği
yapılmasından endişe edilmiştir. Osmanlı Devleti eğer Astrahan’ı ele geçirebilirse İran’a
yapılacak seferlerde bu bölgeden de ordu gönderilerek İran’ı arkadan da vurabileceğini
düşünmüşler ve Karadeniz’le Hazar Denizi’ni birleştirerek donanmanın Hazar Denizi
üzerinden İran bölgesine geçebilmesini hedeflemiştir. Bölgeden geçen Orta Asya hacılarının
da zorluklarla karşılaştığı padişaha bildirilmiştir. Bunun üzerine Osmanlı Devleti tarafından
1563 yılında Astrahan üzerine sefer planları yapılmaya başlanmıştır.71 Osmanlı Devleti’nin
Azak sancakbeyine gönderdiği haberde özellikle Azak Kalesi civarına balık tutmaya gelen
Rusların bile kontrol altında tutulması gerektiği bilgisi verilmiştir.72

Devlet Giray Han bu plandan rahatsızlık duymuştur. İstanbul’a seferi kendisinin


yapması gerektiğini söylese de bu teklif kabul görmemiştir. Bunun üzerine Rus Çarı IV.
İvan’a haber göndererek Osmanlı Devleti’nin Don ve Volga nehirleri arasına bir köprü inşa
ederek Rusları bu bölgeden uzaklaştıracağını söylemiş ve buna karşı olduğunu ekleyerek
vergilerin arttırılmasını talep etmiştir. Vergi arttırma talebinin kabul görmesi üzerine Ruslara
Kazan ve Astarahan’dan çıkmalarını da talep etmiş ve olumsuz yanıt alınca 1565 yılında
Moskova üzerine yürümüştür.73

Ruslar, Moskova’nın güneyine kurdukları yeni kaleler ve ateşli silahlarla


güçlendirilmiş ordularıyla Devlet Giray’ın bu saldırısını püskürtmeyi başarmıştır.74 Rus Çarı
IV. İvan’ın bu başarıları Avrupa’da da yankı uyandırmıştır. Moskova’nın İsveç ve Lehistan
üzerindeki baskısı artmıştır. Lehler ve İsveçliler, Hristiyan dünyasında barış gerektiğini ve IV.
İvan’ın da Müslümanlarla yaptığı savaşlar nedeniyle bu barışın içinde olması gerektiğini
belirtmişlerdir. IV. İvan’ı, Ortodoksları Müslümanlardan kurtaran bir lider olarak
tanımışlardır.75

Osmanlı Devleti 1563 yılında uygulayamadığı planı 1568 yılında tekrar devreye
sokmuştur. Bu planla hedeflenen en önemli nokta İran’a yapılacak seferler için farklı yol ve
bir diğeri ise bölgedeki ticaretin Osmanlı Devleti’nin elinde tekrar canlanması olmuştur.76
Harekâtı başlatan ise Türkistan bölgesinden gelen ve hacıların yaşadığı zorlukları anlatan

71
M. Ürekli, a.g.e. , s. 47.
72
E. Erdoğan Özünlü, “Mühimme Defterlerine Göre XVI. Yüzyılın İkinci Yarısında Osmanlı-Kırım Hanlığı
İlişkileri” Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı: 27, s. 492.
73
H. İnalcık, “Osmanlı – Rus Rekabetinin…” s. 367.
74
H. İnalcık, “Osmanlı – Rus Rekabetinin…” s. 368.
75
S. Bogatyrev, a.g.m. , s. 287.
76
H. İnalcık, “Osmanlı – Rus Rekabetinin…” s. 370.

15
mektuptur. Aynı zamanda halife sıfatı taşıyan Osmanlı Sultanı bölgedeki Müslüman halkın
bir kâfirin elinde kalmaması gerektiğini savunarak sefer emri vermiştir.77

Devlet Giray Han bu dönemde de sefere karşı olmuştur. Devlet Giray eğer Osmanlı
Devleti Astrahan’a sahip olursa Kırım Hanlığı’nın bir Osmanlı eyaleti olacağını
düşünmüştür.78 Osmanlı askerleri bu bölgeye gelmeden sorunu halletmeye çalışan Devlet
Giray, Rus elçisine Osmanlı’nın bütün Müslümanları toplayarak bölgeye geleceğini ve
kendisini Astrahan Hanı olarak ilan edeceğini belirtmiş ve daha sonra da savaşmadan bu
bölgeyi kendisine vermelerini talep etmiştir. Ruslar ise teklifi reddetmişlerdir.79 Devlet Giray
ayrıca Osmanlı Padişahına da haber göndermiş ve susuzluk, kıtlık büyük gemilerin Azak’tan
geçemeyecek olması ve küçüklerin Karadeniz’e dayanamayacak olmaları, Rusların açılacak
kanal sayesinde Karadeniz’e geçme ihtimalleri ve Astrahan’a gitmiş olan büyük Rus ordusu
nedenleriyle seferden vazgeçilmesi gerektiğini bildirmiştir. Kendi emrine verilecek bir
orduyla birlikte Moskova üzerine yürümesinin daha iyi sonuç vereceğini de ayrıca
belirtmiştir.80 81

Sefere Kırım Hanlığı da isteksiz olmasına rağmen katılmıştır. Seferin başlangıcıyla


birlikte Ruslar, İran’a ittifak teklif ederek onları kışkırtmışlardır. İran Şahı teklifi kabul ederek
hazırlıklarını yapmaya başlamıştır.82 Hazırlıkların tamamlanmasının ardından Osmanlı ordusu
projenin yapılacağı bölgeye gitmiştir. Yolda Kozakların ve Rusların saldırıları beklense de
Ruslar Osmanlı ordusu ile açık bir savaşa tek başına girmeye çekinmişlerdir.83 Kanal
projesinin coğrafi şartlar nedeniyle olumsuz sonuçlanacağının anlaşılması üzerine Osmanlı
ordusu Astrahan üzerine yürümüştür fakat burada da başarılı olamamış ve geriye çekilerek
seferin başarısız sonuçlandığını İstanbul’a bildirmişlerdir.

Savaştan sonra İstanbul’a yollanan Rus elçisi, dönemin padişahı II. Selim’e Kazan ve
Astrahan hâkimi diyerek arayı yumuşatmaya çalışmıştır. IV. İvan bu sözlerle Astrahan ve
Kazan’ı işgal edişini diplomatik yollarla kabul ettirmeye çalışmıştır.84 Osmanlı elçiyi soğuk

77
H. İnalcık, “Osmanlı – Rus Rekabetinin…” s. 373.
78
H. İnalcık, “Kırım”, s. 452.
79
H. İnalcık, “Osmanlı – Rus Rekabetinde…” s. 377.
80
M. Ürekli, a.g.e. , s. 50.
81
H. İnalcık, “Osmanlı – Rus Rekabetinde…” s. 377
82
G. S. Derman, a.g.m. , s. 333.
83
H. İnalcık, “Osmanlı – Rus Rekabetinde…” s. 379.
84
S. Acar, “Kırım Hanı Devlet Giray’ın 1571 Moskova Seferi ve Moskova Yangını”, Karadeniz
Araştırmaları, 2013, sayı: 39, s. 98.

16
karşılamasına rağmen uygun bir cevap vererek Venedik’le olan Kıbrıs münakaşasına
yoğunlaşmayı uygun görmüştür.85

Osmanlı Devleti sonraki dönemde güney bölgesine yöneldiği için kuzeyi tekrar Kırım
Hanı’na bırakmıştır. IV. İvan’ın Astrahan ve Kazan’ı vermeyi kabul etmemesi üzerine iki
tarafın araları zaten iyice açılmıştır.86 Kırım Hanlığı, Moskova üzerine 1570 yılında bir sefer
planlasa da bu sefer 1571 yılına sarkmıştır. Sefer’in en önemli özelliklerinden birisi seferde
IV. (Korkunç) İvan’dan kaçan Ruslardan yardım alınmasıdır. Bu sefer önce ordusunu
Lehistan’a yollamış olan IV. İvan, Devlet Giray’a karşılık verememiştir. Moskova şehrinin
yakılmasıyla sonuçlanan bu sefer Tatarların, Ruslara verdiği gözdağı olarak görülmektedir.
Bu seferden sonra Devlet Giray’a “Tahtalgan” (başkent zapt eden) unvanı verilmiştir.

Moskova’nın yanışını izleyen Devlet Giray Han’ın IV. İvan’a bir mektup yollayarak
Kazan ve Astrahan’ı istediği fakat IV. İvan’ın, Han’ı oyalayarak bu konuyu daha sonraya
bıraktığı bilinmektedir. Devlet Giray daha sonra elçiler yollayarak konuyu müzakereye
açtığında ise IV. İvan, Astrahan’a han olarak Devlet Giray’ın oğullarından birinin
geçebileceğini fakat Astrahan’ın Rus hâkimiyeti altında kalabileceğini söylemiştir. Devlet
Giray ise bu teklifi reddederek yeni sefer hazırlıklarına başlamıştır.87

1571 yılında aldığı galibiyetten güç alan Devlet Giray, 1572 yılında tekrar Moskova
üzerine sefere çıkmıştır. Bu seferi Ruslar erkenden haber alarak Tatarların gelebileceği
noktalara ağır toplar yerleştirerek hazırlıklar yapmışlardır. Moskova’ya 50 km kala top atışına
tutulan ordu ağır bir yenilgi alarak geri dönmüştür. Bu yenilginin ardından IV. İvan
Astrahan’da bile tavizler vermekten vazgeçerek bu bölgelerin kendinin olduğunu bildirmiştir.
Devlet Giray’ın elinde onu zorlayacak bir koz olmadığından elinden bir şey gelmeyerek geri
çekilmiştir.88

Devlet Giray aldığı yenilgiden sonra Rusya üzerine büyük bir akın daha yapamamıştır.
1574, 1575, 1576 yıllarında akıncıları bu bölgelere yağma akınlarına göndermiştir. Bu akınlar
Moskova’ya fazla zarar verememiştir.89 Bu akınlar Rusları güney sınırlarına daha fazla
yığınak ve savunma hattı yapmaya itmiştir.

85
Ö. Gökbilgin, 1532-1577 Yılları Arası Kırım Hanlığının Siyasi Durumu, Sevinç Matbaası, Ankara, 1973, s.
52.
86
A. N. Kurat, Karadenizin Kuzeyindeki… , s. 239.
87
S. Acar. “Kırım Hanı Devlet…”, s. 104-105.
88
A. N. Kurat, Karadenizin Kuzeyindeki… , s. 242
89
Y. Öztürk, a.g.m. , s.844.

17
Devlet Giray Han 1577 yılında vefat etmiştir. Hanlığı döneminde IV. İvan’ın
yayılmacı politikalarına yeterli cevapları verememiş bir han olarak ölmüştür. Osmanlı
Devleti’nin bölgedeki gücünün artmaması için Astrahan seferini sabote etmiş ve bu sayede
bölgenin kaderiyle oynamıştır. Devlet Giray Han zamanında Kırım eski gücünü kaybetmiş ve
Altın Orda’nın mirasçısı olma iddiasını Ruslara kaybetmiştir. Devlet Giray’ın ölümünden
hemen önce Rus askerleri ve Özi Kozakları Kırım topraklarına saldırmışlardır. Bu
Moskova’nın 1558-1589 yılları arasındaki gibi aktif mücadeleye girme amacında olduğunu
tekrar göstermiştir.90

90
A. A. Novoselyskiy, XVII. Yüzyılın Birinci Yarısında Moskova Devletinin Tatarlarla Münasebetleri,
Kemal Ortaylı (çev.), İlyas Kemaloğlu – Erhan Afyoncu (Yayına Hazırlayan), Türk Tarih Kurumu, Ankara,
2011, s.26-27.

18
3. Bölüm: 1577 YILINDAN XVI. YÜZYILIN SONUNA KADAR
KIRIM HANLIĞIYLA RUS ÇARLIĞI ARASINDAKİ
İLİŞKİLER

I) Semin Mehmet Giray Han Döneminde Kırım Hanlığı ile Rus


Çarlığı Arasındaki İlişkiler

II. Mehmet Giray Han’ın tahta geçişinin ardından Ruslarla olan savaşlara devam
etmek istemiştir. Bu isteğinin nedeni Rusların başının İsveçliler ve Lehlerle belada olmasını
bilmesidir. Hanlığa geçtikten sonra iç karışıklarla uğraşması ve Osmanlı Devleti’nin İran
seferlerine katılmasını istemesi nedeniyle saldırılarını istediği düzeyde yapamamıştır.91 Bu
dönemde Rusların, Kırımdan gelecek saldırılara karşı Moskova’nın güneyindeki askerlerini
bir türlü Livonya Savaşında kullanamadıklarını 1571 yılındaki Moskova yangını gibi bir olayı
tekrar yaşamaktan çekindiklerini bilmekteyiz92

1578 Yılında Lehistan Kralı ile barış antlaşması yapılarak Ruslar üzerine yapılacak
seferlerde asker yollanması sözü bile verilse de bu söz yerine getirilememiştir. Kırım Hanlığı,
İran seferine yolladığı askerler nedeniyle büyük çaplı akınlar gerçekleştirememiş olsa da
1578-1581 yılları arasında Moskova’ya doğru yıpratma akınları yaparak onları Batı’da
yaptıkları asıl savaştan alı koymuşlardır.

Yine bu dönemde Kırım’ın teşvik ettiği Nogaylar da Ruslar üzerine akınlar


düzenleyerek onlara sorun yaratmışlardır. Kırım Hanlığıyla ilişkileri iyi olmasa da Nogaylar
Rus kontrolünden kurtulmaya çalışmışlar ve Rus topraklarına büyük ganimet akınları
yapmışlartır. Ruslar, Nogaylara yakın bölgelere kaleler ve şehirler kurarak bölgedeki
hâkimiyetini devam ettirmiştir.93

II. Mehmet Giray Han kendisinden önceki hanlar gibi Moskova’ya elçi göndererek zor
durumlarından Astrahan ve Kazan’ı Kırım’a vererek kurtulabilecekleri söylemiştir. Ayrıca
Don Kozaklarının da bölgeden tehcir edilerek kendilerinden uzaklaştırılmalarını istemiştir.
Ruslar her zaman yaptıkları gibi diplomatik yollarla konuyu uzatarak bu tekliflerini kesin bir

91
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 846.
92
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 11.
93
M. Alpargu, “Nogaylar”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 33, s. 203.

19
dille reddetmemiş ve kısa sürede olsa görüşmeler sürerken Kırım Tatarlarının saldırılarından
korunmayı hedeflemişlerdir.94

Yine II. Mehmet Giray’ın hükümdarlık yıllarında Kazan’da da Rus hâkimiyetine karşı
büyük isyanlar çıkmıştır. Kırım bu isyan hareketlerini desteklese de kendi içindeki
karışıklıklar nedeniyle büyük yardımlarda bulunamamış ve bölgeyi ele geçirmek adına çok
büyük bir fırsatı kaçırmıştır.

İran seferleri sırasında Osmanlı Paşalarından emir almayı kabul etmeyen II. Mehmet
Giray Han, Osmanlı Devleti’ne isyan etmiştir. Bu isyan sonucunda Kırım’ın iç karışıklıkları
da iyice ortaya çıkmıştır. Kırım Han’ı kendisinin çağırıldığı sefere oğlunu yollayınca Osmanlı
Padişahı II. Murad Han tarafından görevinden azledilmiştir. Kendisi Moskova üzerine bir
sefere gitmek üzere harekete geçen Semin Mehmet Giray Han haberi alınca isyan bayrağını
çekmiş ve Osmanlı askerlerinin bulunduğu Kefe’ye saldırmıştır. Saldırısı başarısız olunca
kardeşi Alp Giray tarafından yakalanarak öldürtülmüştür.95 Bu dönemde başlayan taht
kavgaları daha sonra da devam etmiştir. Kendinden önceki Türk-Moğol Hanlıkları gibi Kırım
Hanlığı da taht kavgaları yüzünden istikrar sağlayamamıştır.

Semin Giray Han’ın hükümdarlığı döneminde istediklerini yapamadığı açık bir


biçimde görülmektedir. Osmanlı’nın kendisini çağırdığı seferler nedeniyle bu dönemde zor
durumda olan Moskova’nın üzerine kuvvetli bir biçimde gidememiştir. Kırım sürekli İran
seferlerinde kaybettiği askerler nedeniyle güçsüz duruma düşmüştür. Hanlık, Rus Kozaklarına
karşı korumasız kalmıştır. Rus kaynaklarında 1582-1585 yılları arasında Kırım hakkında bilgi
bulunmaması da bu dönemde sefer yapılamadığının göstergelerindendir.96

II) İslam Giray Han Döneminde Kırım Hanlığı ile Rus Çarlığı
Arasındaki İlişkiler

1584 yılı hem Kırım Hanlığı hem de Rus Çarlığı için hükümdar değiştirme yılı
olmuştur. Rusya’nın ilk Çar unvanlı hükümdarı IV. İvan ölmüş onun yerine Feodor geçmiştir.
Feodor ise akıl sağlığı tam olarak yerinde olmayan bir kimsedir ve bu dönemde ülke onun
arkasına saklanan boyarlar tarafından yönetilmiştir. Bu boyarların en etkilisi ise Boris
Gudunov adlı Türk-Moğol asıllı boyardır. IV. İvan’la yakın ilişkiler kurmayı başaran Boris
Gudunov onun ölümüyle birlikte ülkeyi perdelerin arkasından da olsa yönetmiş ayrıca “Yakın
94
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 846.
95
G. S. Derman, a.g.m. , s. 335.
96
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 30.

20
Büyük Boyar” unvanını alarak Kazan ve Astrahan’ın da naibi olmuştur.97Kırım Hanlığında
ise hanlıktan azledilen II. Mehmet Giray Han’ın yerine İslam Giray Han başa geçmiştir. İslam
Giray’ın başa geçmesiyle birlikte II. Mehmet Giray’ın oğulları isyan ederek ülkeyi iç
karışıklıklara sürüklemişlerdir. 98

II. Mehmet Giray’ın oğullarından Saadet Giray, Nogaylarla iş birliği yaparak birçok
kez Hanlığa karşı işgal ve tahtı ele geçirme girişiminde bulunmuştur. Bu girişimler
Osmanlı’nın yolladığı destek kuvvetlerle bertaraf edilmiştir. Bu iç mücadeleler yeni Rus Çarı
Feodor İvanoviç’e de cesaret vermiştir ve o da kendisine yakın bir hanı Kırım da başa
geçirmeyi planlamıştır.99

II. Mehmet’in bir diğer oğlu Murad Giray’ın da Rus Çarı Feodor’dan destek almak
üzere Moskova’ya gitmesi Rusların bu planı için kaçırılmaz bir fırsat olmuştur. Çar Feodor
Murad Giray’ı Astrahan’a yollayarak o bölgenin hâkimiyetini ona verdiği duyurmuştur. Bu
hâkimiyetin sadece sözde olduğu ve bütün hareketlerini iki Rus muhafız eşliğinde yaptığı
bilinmektedir buna rağmen Murad Giray Don, Volga, Yayık ve Terek hâkimi olduğunu
belirten mektupları İslam Giray Han’a yollamıştır. Murad Giray’ın Astrahan üzerinden
Kırım’a yürüyerek Hanlığın başına geçmesi Ruslar tarafından planlanmış olsa da bu plan işe
yaramamıştır. 100

İslam Giray Han dönemindeki iç karışıklıklardan yararlanan Ruslar, Nogayları da


kendi tabiiyetleri altına almışlardır. Bu konuda Astrahan’a yolladıkları Murad Giray’ın
başarısı vardır. Yanındaki muhafızların gözetiminde olsa da Nogaylarla görüşmeleri o
yapmıştır. Büyük Nogay Orda’sının lideri Urus Mirza bu dönemde Osmanlı Sultanına bir elçi
göndererek Ruslara tabi olmaya mecbur kaldığını ve bu yüzden ona kızmamaları gerektiğini
söylemiştir.101

Rusya, Murad Giray’ı bir maşa gibi kullanarak bu dönemde Kırım ve Lehistan
arasındaki gerilimi de tırmandırmak istemiştir. Nitekim bu dönemde Kırım Hanlığına bağlı
olarak yaşayan bazı Nogay kabilelerinin Ukrayna üzerinden Lehistan’a saldırmıştır. Kırım
Hanlığı’nın Rusya üzerinde kurmaya çalıştığı baskıyı Ruslar Kırım üzerinde kurmuştur.

97
A. N. Kurat, Rusya Tarihi… , s.175-176.
98
H. İnalcık, “Kırım”, s. 452.
99
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 32.
100
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 847
101
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 32-33.

21
Murat Giray Han ise İslam Giray Han’ın üzerine yürümek için Moskova’dan gelecek haberi
sabırsızlıkla beklemiştir fakat bu haber gelmemiştir.102

İslam Giray Han özellikle Murad Girayla birlikte Rusların üzerlerinde kurduğu baskıyı
anlamaya başlayınca Moskova üzerine akınlar yapmışlardır. Bu akınların ardından Çar Feodor
Murad Giray ile ilgili planlarından vazgeçmiştir.103

İslam Giray Han’ın hükümdarlığı dönemi iç karışıklıklarla geçmiştir. Kırım Hanlığı


üzerinde büyük bir Rus nüfuzu hissetmiştir. İslam Giray han dört yıllık hükümdarlıktan sonra
1588 yılında vefat etmiştir.

III) Bora Gazi Giray Han Döneminde Kırım Hanlığı ile Rus
Çarlığı Arasındaki İlişkiler

Osmanlı Devleti, Kırım’da artan Rus baskısının ve iç karışıklıkların kendisine zarar


vereceğini ve bu bölgede büyük sorunlar yaratabileceğini görmüştür. Bu sebeple sorunların
ivedilikle çözülmesini istemiş ve bu görevi Gazi Giray Han’a vermiştir. İran seferleri
sırasında Osmanlı Devleti için mücadele eden Gazi Giray esir düşerek bir süre zindanlarda
kalmış ve daha sonra kaçarak İstanbul’a dönmüştür.104 İslam Giray Han’ın ölümünün
ardından Osmanlı Devleti, Kırım’da büyük saygı gösterilen Gazi Giray’ın bu sorunları
çözebilecek kabiliyette olduğunu düşünerek 1588 yılında onu Han ilan etmiştir.105 Osmanlı
Devleti ayrıca Kırım’da kendilerine sadık bir han istemiş ve Gazi Giray Han da bu sadakati
kendilerine göstermiştir.106

Gazi Giray Han göreve geldikten sonra ilk iş olarak Kırım’dan uzaklaşan ve isyan
halinde olan mirzaları yanına toplamıştır. Hanlığın içeride çözmesi gereken sorunların bir dış
sorun haline gelmesini engellemeyi amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda eskiden Kırım
Hanlığına tabi olan Nogaylarla da anlaşmalar yapmış ve onların da bir kısmını kendisine
çekerek ordusunu kuvvetlendirmiştir.

İktidara geldiği dönemde Lehistan’ın desteklediği bir grup kozağın Kırım topraklarına
saldırması üzerine Rusya’ya ittifak teklif etmiştir. Bu ittifak teklifinde kendisinin ve Osmanlı
Devletinin, Kazan ve Astrahan üzerindeki haklarından, Lehistan’a karşı savaşta yanlarında

102
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 847.
103
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 33.
104
G. S. Derman, a.g.m. , s.336.
105
A. N. Kurat, Karadenizin Kuzeyindeki… , s. 245.
106
H. İnalcık, “Kırım”, s. 452.

22
olurlarsa vazgeçeceğini bildirmiştir.107 Ruslar bu ittifaka katılmamışlardır. Gazi Giray Han
ittifaka katılmadıkları gibi yapılacak sefer ile ilgili Lehistan’a bilgi verdiklerini düşünmüştür.

İçeride düzeni sağladıktan sonra ise Ruslardan Astrahan’da bulunan Murad Giray’ı bu
bölgeden kovmalarını istemiş ve onlara bu konuda baskı yapmıştır. Ruslar bir müddet sonra
Murad Giray’ı serbest bıraktıklarını açıklasalar da bu haberin ardından Murad Giray ölmüştür.
Ölümüne şüpheyle bakılmaktadır. Ruslar, Kırım Hanı’nı Murad Giray’ı öldürmekle
suçlamışlardır. Kırımlılar ise Rusların Murad Giray dönmek istediği için öldürttüğünü
söylemişlerdir.108 Murad Giray’ın ölmesiyle birlikte bu sorunda Kırım Hanlığı açısından
çözülmüştür.

Gazi Giray Han sorunların çözülmesinin ardından İsveç Kralı Yogan ile işbirliği
yaparak Rusların üzerine gitme kararı almıştır. Bu karar sonrası 1591-1592 yıllarında akınlar
yapılmıştır. Bu seferlerden 1591 yılında olanda Moskova’ya kadar ilerlenmiş olsa da fazla
tahribat yapılamamıştır. Rus askerlerinin kullandıkları ateşli silahlar karşısında Tatar
akıncıları güçsüz kalmışlar ve ezici üstünlüklerini büyük ölçüde kaybetmişlerdir. Tatarlar
kendilerine karşı ateşli silah kullanan gruplara karşı büyük güçlükler çekmişlerdir.109 Gazi
Giray Han da Tatar akıncılarının bir bölümüyle ateşli silahlı birlikler oluşturmuştur.110

Kırım askerleri aynı zamanda Macaristan’a yapılan Osmanlı seferlerine katılmaktadır


ve o seferlerden yeterince ganimet elde etmektedirler. Bu yüzden de Ruslar üzerine yapılan
seferler fazla tahrip edici olamamıştır.111

Gazi Giray Han bu dönemde kurduğu ittifaklarla Rusları baskı altına almayı başarmış
olsa da Ruslar bir başka bölgede, Sibirya’da ilerlemektedirler. Bu bölgeyi Kozaklar ve
boyarlar sayesinde ele geçirmişler ve ilerlemelerine devam etmişlerdir. Sibir Hanı Küçüm
Han ateşli silahlarla donatılmış Rus Kozaklara karşı koyamamış ve bölge Rusların
hâkimiyetine girmiştir.112 1581 yılında başlayan bu işgal hareketi 1598 yılında Küçüm Hanın
esir edilerek Moskova’ya gönderilmesiyle tamamlanmış ve Ruslar bu bölgeden sonra Uzak
Doğu’ya doğru ilerlemeye devam etmişlerdir.

107
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 848.
108
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 35.
109
H. İnalcık, “Osmanlı – Rus İlişkileri 1492 – 1700”, s. 32.
110
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 489.
111
A. N. Kurat, Karadenizin Kuzeyindeki… , s. 246.
112
O. Doğan, “Küçüm Han”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 26, s.33.

23
Gazi Giray Han yirmi yıllık hanlık süreci boyunca Osmanlı’ya birçok seferinde
yardım etmiştir. Hatta Celali isyanlarında bile Osmanlı’nın istediği askerleri göndererek
görevini yerine getirmiştir.113 Hükümdarlığı döneminde yaptığı en büyük hata ise
Moskova’daki karışıklıkları kullanamamış olmasıdır. Rus Çarlığına Boris Gudunov’un
gelmesinin ardından Rusya’da büyük karışıklıklar olmuştur. 1601 ve 1603 yılları arasında
yaşanan kıtlıkla Moskova’da 500.000 kişinin açlıktan öldüğü düşünülmektedir.114 Bu
olayların arkasından çara isyanlar başlamış ve 1605 yılında Boris Gudunov’un ölümüyle
Düzmece Dimitri ile Leh askerleri Moskova’ya girmişlerdir. Bu dönemlerde Gazi Giray Han
ise Moskova üzerine her hangi bir seferde bulunmamıştır. Bu karışıklıklar henüz devam
ederken Bora Gazi Giray Han 1608 yılında vefat etmesiyle birlikte Kırım Hanlığında da yeni
karışıklıklar baş göstermiştir.

Gazi Giray Han’ın İstanbul’da kaldığı yıllarda edebiyata merak sardığı da


bilinmektedir. İstanbul’da kaldığı zamanlarda ve Osmanlıyla birlikte katıldığı seferlerde
gördüğü kötü gidişatı dile getirince aldığı tepkiler üzerine üzülerek bir şiir kaleme almıştır.
Osmanlı Devletinde zevk ve sefaya düşkünlüğün geldiği halin devleti çökmeye götüreceğini
söylemiştir.

“ Arsa-i bezm içre biz kanlar döküp kan ağlarız,

Vadi-i işrette siz cam, sefa zevkin sürün...

Bir tedarük olmazsa gitti elden memleket,

İtimad etmezseniz, etraf-ı âlemden sorun...”115

113
H. İnalcık, “Kırım”, s. 452.
114
A. N. Kurat, Rusya Tarihi… , s 181.
115
A. N. Kurat, Karadeniz’in Kuzeyindeki… , s. 247.

24
4. Bölüm: 1608 YILINDAN XVI. YÜZYILIN ORTALARINA
KADAR KIRIM HANLIĞI İLE RUS ÇARLIĞI
ARASINDAKİ İLİŞKİLER

I) Selamet Giray Han Döneminde Kırım Hanlığı ile Rus


Çarlığı Arasındaki İlişkiler

Bora Gazi Giray Han’ın ölümüyle birlikte Kırım Hanlığı yine taht mücadelelerine
sahne olmuştur. İstanbul’dan gelen emirle Selamet Giray Kırım Hanlığının başına geçse de
ömrü uzun süre hükümdarlık yapmasına izin vermemiştir. 1610 yılında vefat etmiştir ve taht
kavgaları da tekrar başlamıştır. Bu dönemde yaşanan taht kavgaları Bora Giray Han
döneminde sağlanan istikrarın bozulmasına ve gücünü toparlayan devletin tekrar
zayıflamasına neden olmuştur.

Selamet Giray döneminde Rus Çarlığının başına ise Vasili Şuyskiy geçmiştir. Kırım
ve Rusya’nın içten içe kaynamakta olduğu bu dönemde Tatarların Moskova üzerine ganimet
akınları düzenlediği bilinmektedir. Rus Çarlığında ise halk Çar’ı Rusya topraklarını Tatarlara
açmakla suçlamakta ve isyanlar düzenlemektedir. Ayrıca II. Düzmece Dimitri de ortaya
çıkmış ve çarlığını ilan etmiştir.

I. Düzmece Dimitri’nin Kırım düşmanı olduğunu ve Moskovalılar tarafından


öldürüldüğünü söyleyen bir elçiyi Kırım’a yollayan Çar Vasili, Polonyalılara karşı Kırım’dan
destek beklemese bile arada bir barış olmasını temenni etmiştir.116 Kırım Hanlığı ise böyle bir
barışa yanaşmamış ve gelmeyen vergileri bahane ederek akınlar düzenlemeye devam etmiştir.
Çar Vasili ise isyan eden halkına gelen Tatarların kendilerine Polonya ile olan savaşta yardım
edeceğini söyleyerek halkı kandırmaya çalışmıştır.117

Selamet Giray Han’ın kısa sürmüş hükümdarlığı döneminde Kırım akıncılarının


Moskova üzerine seferleri olmuştur. Bunun dışında iki tarafta iç mücadelelerle uğraştığı için
birbirleriyle mücadele edecek vakit bulmakta zorlandıkları söylenebilir.

116
A. A. Novoselsykiy, a.g.e. , s. 52.
117
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 52-53.

25
II) Selamet Giray Han Sonrası Taht Mücadeleleri Döneminde
Kırım Hanlığı ile Rus Çarlığı Arasındaki İlişkiler

Selamet Giray Han’ın ölümünden sonra Kırım Hanlığına Canibek Giray getirilmiştir.
Canibek Han başa geçtikten sonra içeride düzeni kurmakla meşgul olmuştur. Mehmet Giray
ve Şahin Giray da onun Han olduğunu öğrendikten sonra Akkerman yakınlarına gelerek bu
bölgeye yerleşmişlerdir. Mehmet Giray ve Şahin Giray tahtı ele geçirmek için fırsat
kollamışlar ve Canibek Giray bu durumdan rahatsız olarak onların üzerlerine gitmiş ve
ellerindeki birlikleri büyük ölçüde dağıtmıştır.118

1610 yılında Çarlık Rusya’sı ise büyük iç karışıklıklar yaşamaktadır. Leh Kralının
oğlu Çar olarak başa geçmiş, ve sarayda leh askerler hüküm sürer olmuştur. Leh Kralı
Sigizmund oğlunun yaşının küçük olduğunu söyleyerek ülkeyi kendisi yönetmeye
çalışmıştır.119 Bu dönemde İsveçliler de kendilerine yakın bazı bölgeleri işgal etmişler ve bazı
Kozak gruplar Rus şehirleriyle köylerini yağmalamışlardır. Ruslar payitahtı tekrar ele
geçirmek için harekete geçerek düzeni tekrar kurmak için adımlar atmışlardır. Bu işgallerin
ardından payitaht kurtarılmış ve Çarlık Rusya’sında Romanov hanedanlığı dönemi
başlamıştır. Michail Feodoroviç Romanov’un 1613 yılında başa gelmesiyle birlikte tekrar
düzen sağlama çabaları da başlamıştır. Çarlık Rusya’sı Romanov Hanedanlığıyla birlikte
büyük bir yükselişe geçmiştir.120

Kırım bu dönemde iç mücadeleler ve taht kavgalarıyla uğraşmaktadır. Bu yüzden


Rusların bu durumundan yararlanabildiklerini söylemek mümkün değildir. Düzenli olarak
yağma akınları yapılsa da ele geçirilen bir bölge yoktur. Rusların savunma sisteminin çöktüğü
bu yıllarda sadece ganimetler için akın yapılmıştır. 1613 ve 1617 yılları arasında akınlar aynı
şekilde devam etmiştir. Bu dönemde Rus topraklarını işgal etmiş olan Lehistan ile ittifak
yapıldığı da düşünülmektedir.121

1617 yılına gelindiğinde ise Kırım askerleri Osmanlı seferleri için yine bölgeden
uzaklaşmıştır. Kalan kuvvetlerin yağma akınlarına devam ettiği bilinse de diğer akınlar kadar
etkili değildir. İran Seferindeki önemli hususlarda birisi de Kırım’da hanlık iddiası olan Şahin
Giray’ın da bu dönemde İran’a saklanmış ve İran’dan aldığı destekle Kırım üzerine gelme
tehlikesini ortadan kaldırmaktır.
118
G. S. Derman, a.g.m. ,s.338.
119
A. N. Kurat, Rusya Tarihi… , s. 204.
120
K. Beydilli, “Rusya”, s. 254.
121
A. A. Novoselsykiy, a.g.e. , s. 81.

26
1618 yılında Çarlık Rusya’sının Kırım Hanlığına barış teklif ettiği bilinmektedir. Bu
barışı yaparken de ülkelerinin yıkık durumda olduğunu ve askerlerinin çoğunun dağıtılıp
çalıştırılmakta olduğunu söylemişlerdir. Kırım Hanlığı da bu dönemde Lehistan ve İran
seferlerine katılmakta olduğundan bu barış teklifini kabul etmiştir. Teklifin kabul edilmesinin
nedeni ise bu dönemde Lehistan ve Rusya arasında imzalanan Deulino antlaşmasıdır. Bu
antlaşma Rus – Leh savaşını bitirmiştir. Kırım, Osmanlı Devleti için seferlerde iken bu iki
devletin birleşerek Kırım’a saldırma ihtimali ortaya çıkmıştır. Bu teklifin ardından on dört
buçuk yıllık bir barış dönemi yaşanmıştır.122

1622 yılında Osmanlı Devletindeki sadrazam değişince Kırım Hanının da değiştiğini


görmekteyiz.123 Canibek Giray görevden azledilerek 1623 yılında yerine Rodos’ta sürgünde
tutulan Mehmet Giray geçirilmiştir. Mehmet Giray’ın Han olmasıyla birlikte kardeşi Şahin
Giray da İran’ı terk ederek tekrar Kırım’a dönmüştür. İran’da konuştuğu Rus elçilere Ruslarla
kardeş olduklarını ve büyük dostluk beslediklerinden de bahsetmiştir.124 III. Mehmet Giray da
kabul ettiği Rus elçilerine barış sürecinin devam edeceğini söylemiştir. Barış sürecinin
devamı için ise verilen vergilerin yükseltilmesini talep etmiştir.

III. Mehmet Giray Han’ın yaptığı bu barışı öğrenen Lehistan ise elçi yollayarak
Ruslara karşı ittifak talebinde bulunmuştur. Sibirya, Astrahan ve Kazan vilayetlerinin geri
alınabileceğini söyleyen elçilere III. Mehmet Giray Han vermeleri gereken vergileri
vermelerini isteyerek karşılık vermiş ve Moskova’yla yaptığı barış antlaşmasını bozmamıştır.
Şahin Giray ise 1624 yılında İstanbul yolunda olan Rus elçi heyetine saldırarak bu barışı
bozmaya çalışmıştır. Rus hükümeti ise yapılan saldırı karşısında bu dönemde olan barış
siyasetini bozmamıştır. Şahin Giray Han’ın aradaki barışı bozmak için başka çabaları da
olmuştur ancak amacında başarılı olamamıştır.

III. Mehmet Giray, kısa süre sonra hanlıktan azledilse de Hanlığa geri gelen Canibek
Giray başta hanlığın başına geçememiştir. Beraberinde yollanan birliklerle yenilgiyle geri
dönmüş ancak 1627 yılında Kırım Hanı olarak geri gelebilmiştir. Bu dönemde Kırım
Hanlığı’nın Osmanlı Devletindeki iç çekişmelerden dolayı oldukça yıpratıldığı görülmektedir.
Bunun dışında Kırım’daki Osmanlı nüfuzunun da düştüğü anlaşılmaktadır.

122
A. A. Novoselsykiy, a.g.e. , s. 100.
123
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 850.
124
A. A. Novoselsykiy, a.g.e. , s. 112.

27
Kırım’ın taht mücadeleleriyle uğraştığı bu dönemde Don Kozakları ve Zaporog
Kozakları ise daha da güçlenmiştir. Kozakların güçlendikçe yağma seferlerini arttırmışlar
hatta İstanbul yakınlarında bile yağmalar yapmışlardır.125 Ruslar ise özellikle sorumlusu
olarak görüldükleri Don Kozakları nedeniyle barış antlaşmasının bozulmaması için ellerinden
geleni yapmışlardır. Bu dönemde Don Kozakları Ruslar tarafından desteklenmemektedir.

1627 yılında İstanbul’dan Moskova’ya giden elçinin verdiği sözle Osmanlı Devleti
Lehistan’a karşı Çar’la anlaşmaya yaklaşmış ve Kırım’a da Moskova’ya karşı her hangi bir
harekette bulunmamasını emretmiştir.126 Moskova ise bu dönemde Kırım’a geri dönen
Canibek Han’ın yerine başka birisinin geçmesi istemiştir ancak bu istek yerine
getirilmemiştir.

Kırım Tatarlarının bu dönemde Rusya üzerine seferlerinin olmadığı bilinmektedir.


Yapılan seferler Osmanlı Devletinin de savaş halinde olduğu Lehistan’adır. Ruslar bu
dönemde iyice kuvvetlenmişlerdir. Bu kuvvetlerinden de güç alarak Lehistan’ın kendilerinden
aldılar Smolensk bölgesine saldırmışlardır. Osmanlı Sultanından da söz verilen yardımı
beklemişlerdir. Osmanlı Sultanı IV. Murad bölgeye Abaza Paşa kontrolünde Kırım
kuvvetlerinin de içerisinde bulunduğu bir orduyu yollasa da çok geç kalmıştır ve Ruslar 1634
yılında büyük bir yenilgi almışlardır.127

1632 yılına kadar Moskova üzerine sefer düzenlemeyen Kırım Tatarları bu yıla
gelindiğinde hem Rusların savaşa girmeleri hem de IV. Murad’ın uğraştığı iç karışıklıkları
fırsat bilerek Moskova üzerine sefer düzenlemişlerdir. Seferlerin nedeni olarak vergilerin
zamanında verilmemiş olması gösterilmiştir. Bu seferden de yüklü ganimetlerle dönmüş ve
Moskova hükümetini zor durumda bıraktığı Rus elçiler tarafından IV. Murad’a
bildirilmiştir.128 Bunun üzerine Kırım Hanı Canibek Giray Han da 1633 yılında barış
antlaşması tekrar imzalamıştır.

1634 yılında Kalmuk saldırıları altında kalan Küçük Nogay Ordası da Kırım Hanlığı
topraklarına geçmiştir. Bu iki kuvvet daha önce de Livonya Savaşı döneminde birleşmiş ve
Ruslar adına korkunç sonuçlar doğurmuştur. Bu birleşmenin getirdiği tehdidin farkında olan
Ruslar ise 1635 ve 1636 yıllarında Moskova’nın Güneyine yeni savunma hatları oluşturularak
gelecek saldırılara karşı önlemler almışlardır. Burada Kırım’ın değişken siyasetinin

125
H. İnalcık, “Kırım”, s. 453.
126
A. A. Novoselsykiy, a.g.e. , s. 179.
127
A. N. Kurad, Rusya Tarihi… , s. 217.
128
A. A. Novoselskiy, a.g.e. , s. 193.

28
Moskova’yı diplomatik yolların yetersiz olduğuna inandırmış olduğu gözükmektedir. Nogay
Ordasının bulunduğu yerden göçmesi ise Kozakların Azak bölgesine saldırmasını
kolaylaştırmıştır.

1634 Yılında Kırımda Han değişikliği de yaşanmıştır. Canibek Giray Han, Osmanlı
Devletine olan tutumu nedeniyle azledilmiş ve yerine İnayet Giray Han geçmiştir. İnayet
Giray Han devri de kısa sürmüştür. Osmanlı’ya karşı isyan hareketine başlayan İnayet Giray
1636 yılında tahttan azledilmiştir. İnayet Giray Han döneminde Rus topraklarına herhangi bir
saldırı olmamıştır. Bu dönemde barış ortamı tekrar kurulmuştur çünkü içerideki karışıklıklar
nedeniyle yeni düşmanlar edinilmesi istenmemiştir.

İnayet Giray’ın ardından Kırımda başa Bahadır Giray Han geçmiştir. Kırım Hanlığı
İnayet Giray’ın son döneminde güçsüz düşmüştür. Bu güçsüzlük neticesinde ise Don
Kozakları Azak Kalesini işgal etmişlerdir. Bunun Osmanlı Devletiyle arasını açacağını
düşünen Moskova hükümeti ise bu duruma kesinlikle sevinmemiştir.129 Bu işgal ayrıca
İsfahan ve Varşova saraylarında da büyük yankı uyandırmıştır.130

Bu işgalin ardından Kırım Hanlığı tarafından işgalin destekçisi olduğu düşünülen


Moskova üzerine bir sefer düzenlense de bu sefer başarılı olamamıştır. Ruslar ise Kırım’a elçi
göndererek Azak’ın işgaliyle bir ilgilerinin olmadıklarını belirtmişler ve barış içinde
yaşamaya devam etmek istediklerini bildirmişlerdir.131 1638 ve 1640 yılları arasında herhangi
bir sefer yapılmamış ve barış korunmuştur. Bu dönemde Osmanlı Devleti de Lehistan seferi
için Kırımdan asker istemiştir. Osmanlı Devleti, Azak’ın alınmasından dolayı Ruslara kızgın
olmasına rağmen İran ve Lehistan savaşları ve hükümdar değişikliği nedeniyle bölgeyle
yakından ilgilenememişlerdir.132

Bahadır Giray Han dönemindeki bir başka diplomatik mesele de Rus Çarının unvanı
meselesi olmuştur. Ruslar Kırım Hanından Çara “mutlak hükümdar” şeklinde hitap etmelerini
talep etmiştir. Kırım Hanı ise bunu kabul etmemiştir. Kırım Hanı, çara bu şekilde hitap
etmelerinin onun şöhretini arttıracağını düşünmüştür. Ayrıca Rusları hâlâ bağımsız bir devlet
olarak görmemektedirler ve eğer “mutlak hükümdar” derlerse onların bağımsızlıklarını da

129
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 276.
130
S. Yüksel “Don Kazaklarının Azak’ı İşgalleri (1637-1642)”, Ankara Üniversitesi DTCF Tarih
Araştırmaları Dergisi, 2011, s. 49 c. 30, s. 211.
131
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 285.
132
S. Yüksel, a.g.m. , s. 215-216.

29
kabul etmiş olacaklarını düşünmüşlerdir. Bu unvan kargaşası ancak 1644 yılında sona ermiş
ve Kırım Hanı “mutlak hükümdar” unvanını yarlıklarda kullanmaya başlamışlardır.133

1441 yılında Osmanlı Devleti nihayet Azak üzerine bir ordu yollamıştır. Bu ordu
Kırım tarafından da desteklenmiştir. Bizzat Bahadır Giray Han bu sefere katılmıştır. Osmanlı
askerleri Azak kalesini yıpratsa da salgın hastalık, barutun bitmesi ve kumandanlar arasındaki
anlaşmazlıklar nedeniyle sefer başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Seferin dönüşünde Bahadır Giray
Han vefat etmiştir. 1641 yılının sonunda IV. Mehmet Giray Han başa gemiştir.134

IV. Mehmet Giray Han en başta taht mücadeleleriyle uğraşmıştır.1642 yılına


gelindiğinde Ruslar, Osmanlı Devletiyle olan ilişkilerinin bozulmaması için Kozaklara Azak’ı
boşaltma emri vermiştir. Kozaklar da Azak kalesini boşaltmışlardır.135 Bu yıllarda Tatar
akınları tekrar Moskova yönüne dönmüştür. Kırım halkı, Azak’ın boşaltılmasının istenmesini
bir güçsüzlük göstergesi olarak görmüş ve Ruslara saldırmaya başlamıştır.136 IV. Mehmet
Giray Han da halkı üzerinde bir otorite kuramamıştır. Bağımsız Tatar atlıları da küçük gruplar
halinde ganimet peşinde saldırılar yapmaktadırlar. Türk kaynaklarına göre1644 yılına kadar
sürüp giden akınlardan sonra Osmanlı Devleti barış halinde oldukları Lehistan ve Rusya’ya
saldırdığı için IV. Mehmet Giray’ı görevinden azletmiş ve onun yerine II. İslam Giray’ı
getirmiştir.137 Novoselyskiy ise Türk kaynaklarının Hammer’e göre IV. Mehmet Giray’ın
azledilmesini, Çerkezlerin topraklarının harap edilmesi ve o bölgeye Rus nüfusunun
yerleşmesine engel olarak açıklamıştır.138

II. İslam Giray Han tahta geçtikten sonra öncelikle Kırım’ı düzene sokmuştur. Düzen
sağlandıktan sonra ise Ruslar üzerine büyük akınlar yapmaya başlamıştır. Bu seferlere
Osmanlı Devleti de izin vermiştir. Özellikle seferde ele geçirilecek esirlerin o dönemde
Venedik’le yapılan deniz savaşlarında kürekçi olarak kullanılmaları planlanmıştır. Kırım’da
olan büyük kuraklık ve kıtlığın ardından da 1645 yılında Kırımlıların sefere çıkmaktan başka
çaresinin kalmadığı görülmektedir.139

Kırım’da Jana kabilesinin iç isyanının bastırılmasının ardından İslam Giray tekrar


Rusların üzerine sefer yapmaya karar vermiştir. Yapılan sefer başarılı olmuştur. Rus Çarı

133
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 295-296.
134
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 852.
135
S. Yüksel, a.g.m. , s. 217.
136
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 326-327.
137
G. S. Derman, a.g.m. , s. 340.
138
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 347.
139
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 355.

30
değerli hediyeler ve vermesi gereken vergiyi ödemiştir.140 Bu sayede uzun süredir büyük
savaş kazanmaya aç olan Kırım’ın tekrar gücüne kavuştuğunu da söyleyebiliriz. II. İslam
Giray, İstanbula yolladığı elçilerle Rusların zorda kaldıkları dönemde barış istediklerini ancak
güçlü olduklarında barışa yanaşmadıklarını söylemiş ve eğer geç kalınırsa Akkerman’ın
Rusların eline geçebileceğini belirtmiştir.141

II. İslam Giray döneminde özellikle Lehistan üzerine gidilmiştir. Bölgedeki Kozak
lideriyle anlaşılmış ve daha sonra Kozaklarla birlikte Lehistan üzerine büyük seferler
yapmıştır. Lehistan’ı vergiye bağlamayı başarmış ayrıca 1653 yılında yapılan sefer sonrası
Lehistan’la Rusya üzerine birlikte sefere çıkmak için bile anlaşmıştır. Yaptığı anlaşma sonrası
Kozaklarla arası bozulmuştur. Zaporog Kozakları da 1654 yılında Pre Slav Antlaşmasıyla Rus
hâkimiyetini kabul etmişler ve bu sayede Ukrayna bölgesi de Rusların eline geçmiştir.142 1654
yılında II. İslam Giray Han vefat ederek yerini tekrar Han olan IV. Mehmet Giray’a
bırakmıştır.

II. İslam Giray Han, Bora Gazi Giray Han’dan sonra Kırımdaki iç karışıklıkları
temizleyerek hanlığı tekrar güçlü bir hale getirmiş ve hanlığın önemli hükümdarlarından birisi
olmuştur.143 Özellikle Zaporog Kozaklarını kullanması, bu döneme kadar kendilerine karşı
kullanılan bir güç ile ittifak yaparak düşmanlarını yenmesi, dış politikada ne kadar başarılı
olduğunun göstergesidir. Rusları tekrar kontrol altına almaya çabalamıştır. ve seferlerinde de
başarılı olmuştur.

Sonuç

Kırım ve Rusya, Karadeniz’in Kuzeyinde ve Kafkasya’da hâkimiyet sahalarını


arttırmak için uzun mücadeleler içine girmişlerdir. Kırım hanlarının Ruslara karşı yürüttükleri
politikalar uzun süreli devlet politikaları olamamıştır.144 Hanlar değiştikçe politikalar da
değişmiş ve istikrar sağlanamamıştır. Değişmeyen nokta ise Kırım hanları ve yanındakilerin
Ruslardan almaya çalıştıkları vergi veya hediyeleri sürekli arttırmaya çalışmalarıydı. Hanlık
güçlü olduğu dönemlerde bu vergileri talep ediyor ve gelmediklerinde de Rusları yağma
akınlarıyla cezalandırıyordu. Hanlık zayıf olduğunda ise bu istekler ricalara dönüşmekteydi.

140
G. S. Derman, a.g.m. , s. 340.
141
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 852-853.
142
Y. Öztürk, a.g.m. , s. 853.
143
A. A. Novoselyskiy, a.g.e. , s. 348.
144
A. N. Kurad, Rusya Tarihi… , s. 157.

31
Kırım ve Rusya kendilerini Altın Orda’nın varisi olarak görmekte ve buna göre
hareket etmekteydi. Bölgedeki işgal politikaları, hanların ve çarların kullandıkları unvanlar
bunlara göre belirleniyordu. Kırım hanları uzun süre boyunca Rus çarlarını büyük, mutlak
hükümdar olarak tanımayarak onları küçük gördüler. Osmanlı ile Rusya arasındaki
ilişkilerden de Kırım sorumluydu. Ruslar İstanbul’a direk elçi yolladıklarında Kırım buna
karşı çıkıyor ve Rusları ceza akınları yapmakla tehdit ediyordu.

Kırım hanları kendilerini Rusların hâkimi olarak görmekteydi. Kendilerini taht ilinin
sahibi olarak görerek Moskova’yı kendilerine bağlı bir bölge olarak kabul ediyorlardı. Bunun
da nedeni kendilerinin Cengiz soyundan gelmeleriydi.145

Ruslar ise Kırım Hanlığına vergilerini (onlara göre bu hediyeydi) gönderiyor ve


Kırım’ın yapacağı akınlara karşı önlemler alıyorlardı. Ruslar geçen yıllarda kendilerini
geliştirdiler. Ateşli silahlardan oluşan birlikler kurdular. İşgal ettikleri bölgele kaleler ve
şehirler inşa ettiler. İnşa ettikleri bölgelere Rus nüfus yerleştirdiler ve bölgenin kendi ellerinde
kalmasını sağladılar. Kurdukları sağlam savunma mevzilerinin yanında güney bölgelerinde
sürekli olarak nöbet tutan garnizonlar tuttular. Gelecek sürpriz saldırılardan kurtulmaya
çalıştırlar.

Rusların Kırım’a karşı en büyük kozu ise Kozaklar oldu. Kozaklara ateşli silah ve
barut vererek onları Kırım’ın üzerine seferlere yolladılar. Hatta bu stratejiyi Lehistan da
uyguladı. Tatarların ateşli silahlara karşı olan zaaflarını kullandılar ve Kozaklar sayesinde
onlara karşı üstünlük sağladılar. Kırım’ın hamisi durumunda olan Osmanlı Devletiyle ise her
zaman barış halinde kalmaya çabaladılar. Osmanlı Devleti’nin büyük güçlerinin bu bölgeye
gelmesinden çekindiler. Bu strateji doğrultusunda Don Kozaklarının işgal ettiği Azak Kalesini
bile Osmanlıya geri verdiler.

Ruslar, XV. yüzyıl ve XVII. İlk yarısına kadar olan süreçte Kırım ile barış içinde
kalmaya çalıştılar. Bunda özellikle Kırım’ın Osmanlı hâkimiyetinde olması önemli rol oynadı.
Kırım da vergiler verildiği sürece Rusların yayılmacılığına karşı olsa da onları tamamen
bitirecek hamleler yapmadı. Bu hatası tüm Kuzey Karadeniz sahası, Kafkasya ve ileride
Türkistan coğrafyasına bile yayılacak olan Rus Devletinin temellerinin atılmasına ve Rusların
Avrupa siyasetinde önemli bir hal almasıyla sonuçlandı.

145
A. N. Kurad, Karadeniz’in Kuzeyindeki… , s 251.

32
KAYNAKÇA

Acar, Serkan, “Kırım Hanı Mehmed Giray’ın Sebeb-i Mevti”, Yücel Öztürk(Ed.) Doğu
Avrupa Türk Mirasının Son Kalesi Kırım, İstanbul, 2015.

Acar, Serkan “Kırım Hanı Devlet Giray’ın 1571 Moskova Seferi ve Moskova Yangını”,
Karadeniz Araştırmaları, 2013, sayı: 39

Alpargu, Mehmet, “Nogaylar”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 33.

Beydilli, Kemal “Rusya”, TDV İslam Ansiklopedisi, Ankara, c. 35.

Bronevskiy, Martin, Kırım, Kemal Ortaylı (Çev.), Ege Matbaası, Ankara, 1970.

Bogatyrev,Sergei, “Reinventing the Russian Monarchy in the 1500: Ivan the Terrible, the
Dynasty, and the Church”, SEER, Sayı:85, 2007.

Derman, Giray Saynur, "Kırım Hanlığı", İlyas Kemaloğlu; Hayrunnisa Alan(Ed.), Avrasyanın
Sekiz Asrı Çengizoğulları, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2016.

Doğan, Orhan, “Küçüm Han”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 26

Dursun, Davut, “Kabartaylar”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 24.

Erdoğan Özünlü, Emine, “Mühimme Defterlerine Göre XVI. Yüzyılın İkinci Yarısında
Osmanlı-Kırım Hanlığı İlişkileri” Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı: 27.

Fisher, Allen, Kırım Tatarları, Selenge Yayınları, İstanbul, 2009.

Gökbilgin, Özalp 1532-1577 Yılları Arası Kırım Hanlığının Siyasi Durumu, Sevinç
Matbaası, Ankara, 1973.

Gözaydın, Ethem Fevzi Kırım Türklerinin Yerleşme ve Göçmeleri, Vakit Matbaası, İstanbul,
1948.

Halperin, Charles, “Tsarev ulus: Russia in the Golden Horde”, Victor Spinei (Ed.), Russian
and Mongols, Slavs and Steppe in the Madieval and Early Modern Russia, The Publishing
House of the Romanian Academy, Bükreş, 2007.

İnalcık, Halil. , ‘’Yeni Vesikalara Göre Kırım Hanlığı’nın Osmanlı Tabiliğine Girmesi ve
Ahidname Meselesi’’, Belleten, cilt. 8, sayı. 30, Ankara, 1944.

33
İnalcık, Halil. (2002), ‘’Kırım Hanlığı’’, TDV İslam Asiklopedisi, Ankara, cilt. 25.

İnalcık, Halil, “Osmanlı – Rus İlişkileri 1492 – 1700“, Türk - Rus İlişkilerinde 500 Yıl
1491-1992, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1992.

İnalcık, Halil, “Osmanlı – Rus Rekabetinin Menşei ve Don – Volga Kanal Teşebbüsü
(1569)”, Belleten, XII/46, 1948.

Konak, İsmet, “Moskova Knezliği’nin Bağımsızlığa Geçişinde Türk – Moğol Dünyasının


Rolü”, Türkiyat Mecmuası, İstanbul, 2012, c.22/ Bahar.

Kurat, Akdes Nimet, Rusya Tarihi, Başangıçtan 1917’ye Kadar, Türk Tarih Kurumu
Yayınları, Ankara, 1987.

Kurat, Akdes Nimet, IV. Ve XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz’in Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve
Devletleri, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1972.

Mutlu, Ahmet “Hacı Giray Han I” TDV İslam Ansiklopedisi, Ankara, 1996, c.14.

Novoselyskiy, A. A. ,XVII. Yüzyılın Birinci Yarısında Moskova Devletinin Tatarlarla


Münasebetleri, Kemal Ortaylı (çev.), İlyas Kemaloğlu – Erhan Afyoncu (Yayına
Hazırlayan), Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2011.

Öztürk, Yücel, “Kırım Hanlığı”, Türkler, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002.

Ürekli, Muzaffer, Kırım Hanlığı’nın Kuruluşu ve Osmanlı Himayesinde Yükselişi, Türk


Kültürü Araştırma Enstitüsü, Ankara, 1989.

Vasary, Istvan, “Kırım Hanlığı ve Büyük Orda (XV-XVI yy) Hâkimiyet Uğruna Mücadele”,
Serkan Acar(Çev.), Tarih İncelemeleri Dergisi, XXIX/1, 2014.

Yüksel, Sinan “Don Kazaklarının Azak’ı İşgalleri (1637-1642)”, Ankara Üniversitesi DTCF
Tarih Araştırmaları Dergisi, 2011, s. 49 c. 30.

34

View publication stats

You might also like