Uluslararasi Hukuk Ders Notlari

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 49

Uluslararası Hukuk I

Vize Sınavı İçin Notlar


Özgür Akışoğlu

Ekim 2012
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 2

Tanım: Uluslararası hukuk, devletlere, uluslararası gibi bir yüce otoriteye sahip olmaması uluslararası
örgütlere, devlet niteliği kazanmamış örgütlenmiş hukukun başka bir biçimde bu sonuca varmayacağı
topluluklara ve uluslararası toplumun bütününün anlamına da gelmez. Uluslararası hukuk için bu,
genel çıkarlarını ya da paylaştığı değerleri devletlerin bu kuralların bağlayıcı olduğunu kabul
ilgilendiren bireylere ilişkin durumlarda bireylere etmeleri olgusudur.
yönelik kuralları kapsamaktadır.
Uluslararası hukuka, kurallarının uygulanması
“Aralarında müesses münasebetlerde devletlerin bağlamında yapılan eleştiriler, söz konusu kurallara
birbirlerine karşı hukuk ve vecibelerini tanzim uyulmaması durumunda bunu saptayacak ve
eden kaidelerin heyeti mecmuası” olarak durumun düzeltilmesine ya da bu haksız eylemi ya
tanımlamış Devletler Umumi Hukukunun ne da işlemi yapan hukuk kişisinin cezalandırılmasına
olduğunu Menemenlizade Ethem. karar verecek zorunlu bir yargı sisteminin
bulunmamasıdır. Bu konuda uluslararası hukuka
Terim Sorunu: 19. yyde İngiliz yazar J. Bentham’ın yöneltilen ikinci eleştiri ise, uyulmayan kurallara
municipal law (iç hukuk) – international law gerektiğinde zorla uymayı sağlayacak bir
ayırımından bu yana Avrupalı yazarların çoğunluğu uluslararası yürütme organının yokluğu
İngilizce olarak international law ve Fransızca olmaktadır. Gerçekten de, bugün Uluslararası
olarak droit international terimini yeğler Adalet Divanı (UAD) gibi uluslararası yargı
olmuşlardır. organlarına başvurmak devletlerin isteğine
Bir Hukuk Düzeni Olarak Uluslararası Hukuk: bağlıdır. Ancak belirtmek gerekir ki, devletler
Bir hukuk düzeninden bahsediliyorsa iki temel aralarındaki anlaşmazlıkları bu organlara sunmayı
özellikten bahsediliyordur: Birincisi, uyulması giderek artan bir biçimde kabul etmektedirler.
zorunlu bir kurallar bütünü vardır; ikincisi, Uluslararası hukukun kurallara uymayanlara
örgütlenmiş bir toplumsal yapı aracılığıyla bu yaptırım uygulayacak bir uluslararası yürütme
kurallara uyulması yaptırım yoluyla organından yoksun olduğu konusunda bir gerçeklik
sağlanmaktadır. Peki uluslararası hukuk bu iki olmakla birlikte uluslararası hukuk, bir uygulatıcı
temel özelliğe sahip midir? güce sahip olmamasından doğan boşluğu,
Uluslararası hukukta da iç hukuklar gibi uyulması uluslararası hukukun öngördüğü yaptırımları her
gereken kurallar mevcuttur. Söz gelimi, hukuk devletin kendisince uygulamasını öngörmek
kurallarını oluşturmak için gerekli yetkilerle suretiyle, gidermeye çalışmaktadır. Zira, Birleşmiş
donatılmış bir toplumsal otorite vardır ve ayrıca bir Milletlerin kurulmasıyla da, gereğinde çeşitli
hukuk düzeni oluşturabilmesi için bunlara zorlama önlemlerini ve hatta kuvvet kullanmayı da
uyulmasının zorunluluğuna inanılır. Bunları biraz içeren birtakım ortak yaptırım uygulamaları
açarsak, hukuk kurallarını oluşturan otorite başta öngörülmüştür.
devletlerin ve sınırlı ölçüde de uluslararası Uluslararası Hukuk ile İç Hukuk Arasındaki
örgütlerin bütününce oluşturulmaktadır. İç Farklar: Bir iç hukuk düzenin sahip olduğu ve
hukukun aksine, elbette ki tek bir yasa koyucudan düzenliyici yetkiyi elinde tutan devlete karşılık,
bahsedilemez uluslararası hukukta; fakat bu, uluslararası hukuk düzeninde devletlerin üzerinde
uluslararası hukukun bir otoriten yoksun olduğu yer alan herhangi bir yüce otorite
anlamına da gelmez. Bağlayıcılık konusuna gelince, bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da,
söylenebilir ki, uluslararası hukuk kurallarının iç hukukta hukuk kurallarının devlet adına yasa
bağlayıcılığı devletlerin kendilerine bu niteliği koyucu organlarca koyulmasına karşılık,
tanımasından ileri gelmektedir. Yine iç hukukun uluslararası hukukta kurallar bu hukukun
aksine, kuralların uyulmasını zorunlu kılacak devlet uygulandığı toplumun temel birimini oluşturan
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 3

devletler ve sınırlı olarak da uluslararası örgütlerce rastlanmamaktadır. (Bununla birlikte, insan


birlikte koyulmaktadır. Bir diğer temel fark şurda haklarının uluslararası düzeyde korunması gibi
ortaya çıkar: İç hukukta kuralların uygulanmasının uluslararası toplumun genel değer yargılarına
sağlanmasında zorunlu bir yargı mekanizması ve ilişkin konularda söz konusu kuralların
tek elden yaptırım uygulayan bir uygulayıcı dayanağının doğal hukuk olduğu görüşüne
otoritenin varlığına karşılık, uluslararası hukukta rastlanmaktadır.)
genel nitelikte zorunlu bir yargı mekanizması ve
yaptırımları tek elden uygulayacak bir uluslararası 2. İradeci Hukuk Görüşü: Bu görüş,
otorite bulunmamaktadır. uluslararası hukukun dayanağı olarak yalnızca
devletlerin iradesini görmektedir. Başka bir
Uluslararası Hukukun Dayanağı: Bu hususta deyişle, uluslararası hukukun bağlıyıcı güce sahip
verilen cevapları üç başlık altında toplamak olması devletlerin böyle kabul etmiş olmalarına
mümkün: Doğal hukuk görüşü, iradeci görüş, bağlamaktadır. Ancak, kuralların dayanağının
objektivist görüş. devletlerin iradesi olmasına rağmen, bunların
1. Doğal Hukuk Görüşü: Bu görüş, genelde, oluşmasının nasıl bir süreç izlediği ve bağlıyıcılık
doğanın bir düzeni olduğu ve bunun, bireylerin ve gücünün sınırı konusunda değişik görüşlerle
devletlerin iradesi dışında, birtakım kuralları karşılaşılmaktadır: a) Kendi kendini sınırlama
kaçınılmaz kıldığı varsayımına dayanmaktadır. kuramı; b) Birleşik irade kuramı.
Kimi yazarlar bu görüşü, metafizik veya dinsel a) Kendi Kendini Sınırlama (Auto-
temellere oturturken; diğerleri akıl ve vicdana limitation) Kuramı: Bu kuram, devletin
bağlamışlardır. Yani yukarıda sözü edilen birinci uluslararası toplumun tek ve üstün birimi olduğu
grup, doğal hukuk kurallarının oluşumunda kutsal varsayımına dayanmaktadır. Devlet, kendi dışında
bir iradenin varlığından ve bu kuralların hiçbir otoriteye bağımlı olmadığından dolayı
bağlayıcılığının bu iradenin ürünü olarak ortaya devletlerarası ilişkilerin düzenlenmesi de ancak
çıktığından söz etmektedir. Oysa ikinci gruptakiler devletlerin birlikte rızaları ile olanaklı olmaktadır.
der ki, biz doğanın bu düzeninin yaratıcısını ve Yani, devlet iradesiyle kendi sınırsız yetkilerini
dolayısıyla onun iradesinin ortaya nasıl çıktığını sınırlandırır ve sınırlandırma da uluslararası
aramıyoruz; yalnızca bu doğal düzeni inceleyip hukuk kurallarının doğmasını ve bağlıyıcı güce
vardığımız sonucu insan akıl ve vicdanının sahip olmasını sağlar. En önemli temsilcisi Georg
saptadığı yüce ve sürekli kuralları dikkate Jellinek’tir. Bu görüşe en temel eleştiri, devletin
alıyoruz, ki bu kurallar doğal hukuku oluşturur. kendini bir kurala bağlı saymasının onun bu
Dolayısıyla bu kuralların bağlıyıcılığı insan akıl ve iradesinin aynı yönde süregitmesi ile olanaklı
mantığının, bunu kaçınılmaz olarak kabul etmesi olduğu düşüncesine ilişkindir. Zira, bu mantıkla
olgusundan doğmaktadır. Bu görüşe getirilen bir devletin istediği an birtakım kurallarla kendini
temel eleştiri: bu tür hukuk kurallarının onu bağlı saymama yetkisine sahip olması aslında
değerlendiren kişiye göre değişebilecek olmasıdır. devletleri bağlayan bir kurallaşmanın
Dolayısıyla herkesin zorunlu bir biçimde gerçekleşmediği anlamına gelecektir.
uygulanmasının gerektiği kurallar üzerinde b) Birleşik İrade (Vereinbarung) kuramı:
anlaşması olanağı yoktur ya da yok denecek kadar Bir uluslararası hukuk kuramının oluşması ve
azdır. Bu da uluslararası hukuk gibi bir düzenin devletleri bağlayabilmesi devletlerin iradelerinin
dayanağını oluşturmaktan uzaktır. Nitekim, bu yönde bir birleşik irade (gemeinwille)
uluslararası yargı yahut hakemlik organlarının oluşturmalarına bağlıdır. Zira, kendi kendini
hiçbir kararında uluslararası hukukun sınırlama kuramında kabul edilenin aksine, bir
dayanağının doğal hukuk olduğu görüşüne hukuk kuralı ancak bir üstün iradenin ürünü
olabilecektir. Bu üstün irade de devletlerin aynı
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 4

içerikteki iradelerinin kaynaşması (vereinbarung) olağan bir sonucu olarak da insanlar arasında bir
sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu kuramı Heinrich toplumsal dayanışma gelişmektedir. Bu
Triepel ortaya atmıştır. Triepel, mezkur birleşik dayanışmanın gelişmesi ve devam etmesi ise iki
iradenin bir andlaşma yapılması sırasında birleşen biçimde olmaktadır: Birincisi benzeme yoluyla
değişik iradelerden oluşan ortak iradeden farklı dayanışma, ikincisi iş bölümü yoluyla. Hukuk
olduğunu bildirmektedir. Zira, Vereinbarung’daki kuralları da bu toplumsal dayanışmadan
aynı içerikteki kaynaşmış iradelerin aksine, doğmaktadır. Bu çerçevede kural koyucunun başat
andlaşma durumunda tarafların amaçları ve işlevi hukuk kurallarını yaratmak değil, yalnızca
iradelerinin içerikleri birbirlerine toplumsal dayanışmadan kaynaklanan kuralları
benzememektedir. Ancak andlaşmanın aynı açıklamak olmalıdır. Bunu uluslararası sisteme
içerikte iradelerin bileşimini belirtmesi uygulayan Scelle, sözkonusu uluslararası toplumda
durumunda bu yolla Vereinbarung’un doğmasına yine devletler aracılığıyla kendi hukuku olan
herhangi bir engel de yoktur. Bu görüşe yöneltilen uluslararası hukuku yaratmaktadır der. Böylece
en temel eleştiri, kuralların doğması için bu tür devlet, hem ulusal hem de uluslararası hukuk
bileşik iradenin varlığının kanıtlanamaz olması kurallarını belirten bir otorite olarak bir görevsel
oluşturmaktadır. ikilik (dédoublement fonctionnel) içinde
bulunmaktadır. Yani özüyle, uluslararası hukukun
3. Objektivist Görüş: Bu görüş, uluslararası dayanağı, uluslararası düzeyde gerçekleşen
hukukun dayanağını her türlü iradenin dışında toplumlararası dayanışmadır. Bu kurama yöneltilen
görmektedir. Kendi içinde dayandığı temeller en temel eleştiri ise, toplumsal dayanışmanın
bakımından farklı alt kuramları barından bu hukuk kurallarının oluşmasını otomatik bir biçimde
görüşün öne çıkmış iki kuramı vardır ki bunlar da sağladığı görüşüne ilişkin yapılmaktadır.
normcu kuram ve toplumbilimci kuramdır.
a) Normcu Kuram: Kurucusu Hans Kelsen’dir. Peki bu görüşlerden hangisi bugün en geçerlisi?
Kelsen’e göre, bir irade hukuk kuralı yaratamaz. Aslında hiçbiri olmamakla birlikte, uluslararası
Çünkü her irade bir olaydır ve olaydan yükümlülük hukukun dayanağının ne olduğu ile ilgili bir iki
doğamaz. Dolayısıyla, bir kuralın dayanağı ancak hüküm UAD’nin kararlarında mevcut: Divan,
kendisinden üstün başka bir kural olabilecektir. hukukun toplumsal gereksinimlere cevap vermesi
Böylece, bir hukuk düzeni bir kurallar gereğini kabul ettikten sonra, bunun ancak hukuk
hiyerarşisinden oluşmaktadır. Bu kurallar disiplininin çerçevesi ve sınırları içinde
hiyerarşisinin en üstünde yeralan kural, temel gerçekleşmesi durumunda geçerli olacağını
kuralı (grundnorm) oluşturmaktadır. Uluslararası vurgulamaktadır. Başka bir deyişle, Toplumbilimci
hukuku da içeren bütün bir hukuk düzeninin kuramın ileri sürdüğü gibi toplumsal
dayanağını oluşturan sözkonusu bu temel kural, gereksinimden doğacak olan her kuralın bağlayıcı
Kelsen’e göre, Pacta sunt servanda (ahde vefa) bir hukuk kuralını oluşturması sözkonusu
ilkesidir. Bu kurama yöneltilen en temel eleştiri ise olmayacaktır. Divan başka bir kararında şöyle
temel kuralın varlığının kanıtlanamamış bir demiştir: “Tıpkı andlaşmalar hukuku kuralı pacta
varsayıma dayanması olgusudur. sunt servanda gibi, tek taraflı bildiri ile kabul
b) Toplumbilimci (sosyolojik) Kuram: edilmiş bir uluslararası bağlantının bağlıyıcı niteliği
Kuram, Léon Duguit’nin toplum ve hukuk düzeni iyi niyet (ilkesine) dayanmaktadır.” Burada ise ilk
arasındaki ilişkiyi toplumsal dayanışma kuramına elde vurgulanan, tıpkı normcu kuramda kabul
dayandıran görüşlerinden esinlenen Fransız edildiği gibi, bir hukuk kuralının bağlıyıcı nitelik
Georges Scelle tarafından ortaya atılmıştır. Bu kazanabilmesinde bir üstün kuralın varlığının
yazarlara göre, toplumsal yaşam insan için doğal gereği olmaktadır. Ancak, bu somut üstün
bir olaydır ve onun iradesi ile bağlı değildir. Bunun kuralların varlıklarının arkasında – gerek pact sunt
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 5

servanda ilkesi, gerekse iyi niyet ilkesi – devletlerin bir ifadeyle, kural koyma iç hukuk düzeninde bir
bu kuralları kendi iradeleri ile kabul etmiş olmaları tek taraflı irade ürünü iken uluslararası hukukta
gerçeği yatmaktadır. Dolayısıyla, sözkonusu kural koyma bir ortak irade ürünüdür. Burada
hükümlere bakarak, Divan’ın uluslararası hukukun söylenmeli ki, bu kuralların kaynağından ortaya
dayanağı konusunda objektivist ve iradeci çıkan farklılık, bağlıyıcılığın dayanağını da
görüşlerin çeşitli kuramlarını içeren pragmatik ve etkilemektedir. Yani iç hukukta kuralların
bağdaştırıcı bir anlayışa sahip bulunduğu bağlayıcılığı yasa koyucunun iradesi üzerine
söylenebilir. oturmaktayken, uluslararası hukukta kuralların
bağlayıcılığı Pacta sunt servanda ilkesi gereğidir.
Uluslararası Hukuk ve İç Hukuk İlişkileri:
Peki ikici görüşün bir devlet tarafından tam
Uluslararası hukukun iç hukuk düzeyleriyle anlamıyla kabul edilmesi hangi sonuçları
ilişkileri, birinin ötekine göre yeri konusu doğurur: Bir devletin ikici görüşü kesin çizgileriyle
incelenirken kurumsal düzeyde iki olasılık kabul ettiğini varsayarsak, o devletin iç hukukunda
belirmektedir: Ya bu iki hukuk düzeni yarattığı kurallar, uluslararası hukukta etkiler
birbirlerinden bağımsız, ayrı iki düzeni doğurmayacaktır, bunun tam tersi yani,
oluşturmaktadır ya da birtakım farklılıklara uluslararası hukukta oluşturduğu kuralların, kural
rağmen her iki hukuk düzeni bir bütünün nitelikleriyle iç hukukta hukuksal etkiler doğruması
parçalarıdır. Bu görüşleri açıklayan kuramlar sözkonusu olmayacaktır. Madem bu hukuk
aşağıdaki gibi: düzenleri birbirinden farklı o halde bu iki hukuk
 İkici (Dualiste) Görüş: Bu görüşe göre, düzeninin kurallarının birbirleriyle çatışması
uluslararası hukuk ile iç hukuk birbirinden farklı ve olasılığı da yoktur. Ve son olarak, bu hukuk
bağımsız iki ayrı hukuk düzenini düzenlerinden birinin ötekinde geçerli olan
oluşturmaktadırlar. Bunu şu iki nedene kurallardan yararlanabilmesi için, ya bir düzenden
dayandırırlar: Birincisi, sözkonusu her iki hukuk ötekine gönderme ya da aktarma (iktibas) yapması
düzeninin düzenledikleri toplumsal ilişkilerin gerekmektedir.
değişik olmasıdır. Yani nedir, iç hukuk düzeni  Tekçi (Moniste) Görüş: Bu görüşe göre
özellikle bireyler ya da bireylerin oluşturduğu dünyada var olan hukuk düzeni tek bir düzen olup,
tüzel kişiler arasındaki ilişkileri düzenlerken, uluslararası hukuk ve iç hukuk düzenleri bir
uluslararası hukuk büyük ölçüde devletler bütünün parçalarını oluşturmaktadırlar. Şu
arasındaki ilişkileri düzenler. Buradan şunu da aşamada sorun nerede doğar: hangi hukuk düzenin
çıkarabiliriz: iç hukuk düzeninde bireyler ve tüzel hangisinden üstün olduğunda. Cevaplar da bu
kişiler devlete bağımlı hukuksal birimlerdir. Oysa soruya verilecek iki olası yanıt arasında değişir. Söz
uluslararası hukukta devletler birbirleri gelimi, iç hukukun, uluslararası hukuktan üstün
bakımından eşit durumdaki birimlerdir. Başka bir olduğunu iddia edenler, bunun şu sebebe
deyişle, uluslararası hukuk birbirlerine karşı eşitlik dayandığını söylerler: uluslararası alanda
ilişkisi içinde bulunan hukuk kişilerine yönelik devletlerden üstünden bir otorite yoktur ve
kuralları kapsamaktadır; oysa iç hukukta devlet ile devletler andlaşma yapma yetkisini anayasalarda
özel kişi arasındaki bir hukuki ilişkide (şayet bu tanınmış maddeler aracılığıyla yaparlar. Dolayısıyla
ilişki idari meseleyse) devlet daha üstün olacatır. iç hukuk, uluslararası hukuktan üstündür. Bu
İkincisi, sözkonusu iki hukuk düzeninin kuralları görüşe karşı çıkan, uluslararası hukukun iç
büyük ölçüde değişik kaynaklardan doğmaktadır. hukuktan hiyerarşik bakımdan üstünlüğünü
Sözgelimi, iç hukukta kuralları, üstün otorite olan savunanlar ise kendi içinde iki gruba ayrılır:
devlet koyarken; uluslararası hukukta birbirine eşit
devletler bir araya gelerek kural yaratırlar. Başka
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 6

a) Gerçekçi Okul Görüşü: Bu görüşü andlaşmanın üstünlüğü yönünde olduğunu


toplumbilimci kuramın savunucu Scelle ortaya vurgulamaktadır.
atmıştır. Scelle adı geçen kuramında, uluslararası
hukukun uluslararası toplumun hukukudur Kimi anayasalarda uluslararası hukukun iç hukuka
diyordu. Scelle, uluslararası hukuk ile iç hukukun karşı üstünlüğü açıkça belirtilmesine karşın, kimi
sürekli bir çatışma durumunda olamayacaklarını anayasalar ya iki hukuk düzeni kurallarına eşit
ileri sürmüştür. Aksi halde toplumlararası değer tanımaktalar ya da bu konuda hiçbir hüküm
dayanışmaya dayanan müşterek yaşam devam içermemektedir. Ve diğer bir seçenek olarak da
etmeyecektir. Oysa toplumsal yaşam insanın kimi anayasalarda, iç hukukun uluslararası
doğasında var olduğuna göre, bu iki hukuk hukuktan üstün olduğunu belirtir. Örneğin, İngiliz
düzeninin sürekli çatışması olanağı yoktur. Bu hukuk düzenine göre, imzalanmış bir uluslararası
nedenle, her toplumlararası kural kendisiyle andlaşma ile bir iç hukuk yasasıyla çatışması
çatışan her iç kurala üstün olacaktır. Yani, durumunda ulusal yasa hükmünün üstün geleceği
uluslararası hukuk hiyerarşik sırada iç hukukun öngörülmüştür.
üstünde yer alacaktır. Sonuç olarak, iç hukuk Uluslararası Hukuk ve Türk Hukuku: 1982
uluslararası hukuka bağımlı (tâbi) olacaktır. Anayasası incelendiği vakit, 90. Maddede
b) Normcu Okul Görüşü: Hans Kelsen bu Türkiye’nin taraf olduğu andlaşmaların yasa
görüşün savunucusudur. Kelsen’e göre iç hukuk ve değerinde olduğu öngörülmüştür. Bununla
uluslararası hukuk pucta sunt servanda ilkesine uluslararası hukukun en önemli bölümünü
dayanır ve bu sebepten de bu iki hukuk düzeni oluşturan andlaşmaların iç hukuk düzenimizde
aslında tek bir hukuk düzenini oluşturmaktadır. doğrudan etki doğurması kabul edilmiş
Hans Kelsen’e göre, uygulanan hukukun varlığı, bulunmaktadır. Yine anayasanın 15, 16, 42, 90 ve
uluslararası hukukun iç hukuka üstün olması ile 92. Maddelerinden kimi sınırlı konulara ilişkin
olanaklıdır. Zira, birbirleriyle eşit bir biçimde olarak uluslararası hukuk kurallarının Türk hukuk
varolan çeşitli iç hukuk düzenlerinin uygulanma düzeninde doğrudan hüküm doğuracağı ortaya
alanlarını düzenleyebilmek ve onların çatışmalarını çıkmaktadır.
ortadan kaldırmak ancak bu iç hukuk düzenlerinin
üstünde yeralan bir hukuk düzeninin varlığı ile Bu maddeler 1 :
gerçekleşebilecektir. İşte bu hiyerarşik bakımdan
MADDE 15. [IV. Temel hak ve hürriyetlerin
üstün olan hukuk uluslararası hukuktur.
kullanılmasının durdurulması] – Savaş,
Peki bu görüşlerden hangi geçerli: Uluslararası seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde,
milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl
ya da ulusal yargı veya hakemlik organları kararları edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde
ile devletlerin başta anayasaları olmak üzere ulusal temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen
mevzuatları üzerinde oturtulan uluslararası veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için
düzeydeki uygulamayı inceleyen yazarlar ikici veya Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler
tekçi görüşlerden hiçbirinin tümüyle kabul alınabilir.
edilmediğini belirtmektedirler. Bu çerçevede, (Değişik: 7.5.2004-5170/2 md.) Birinci fıkrada
uluslararası yargı ya da hakemlik organları belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun
fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında,
kararları açıkça ya da üstü kapalı bir biçimde
kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının
uluslararası hukukun iç hukuka üstünlüğünü kabul bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan,
etmektedir. Örneğin bir davada UAD aldığı düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve
kararında, bir ulusal yasanın bir andlaşmaya göre bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar
durumunu değerlendirirken temel ilkenin

1 Anayasa için: http://www.anayasa.gen.tr/1982ay.htm


Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 7

geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı Anayasanın 90. maddesinin açıklaması: Anılan
ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz. değişiklik hükmü, temel hak ve özgürlüklere ilişkin
MADDE 16. [V. Yabancıların durumu]– Temel uluslararası andlaşmaların yasalarla çatışması
hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası durumunda bu andlaşmaların esas alınacağını
hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir. belirtmek suretiyle yalnızca temel hak ve
MADDE 42. [II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve özgürlüklere ilişkin andlaşmaların yasalara üstün
ödevi] – (son fıkra) Türkçeden başka hiçbir dil, tutulacağını öngörmektedir. Bu durumda temel hak
eğitim ve öğretim kurumlarında Türk ve özgürlüklere ilişkin andlaşmaların dışında kalan
vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öteki andlaşmaların, mefhum-u muhalif (a
öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında contrario) bir yorumla, yasalarla eşit olduğunun
okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve teyid edildiğini söylemek doğru olmaktadır.
öğretim yapan okulların tâbi olacağı esaslar Böylece, günümüzde Anayasamızın temel hak ve
kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma özgürlüklere ilişkin andlaşmalar dışında kalan bir
hükümleri saklıdır. andlaşma ile bir yasanın çatışması olasılığı
konusunda genel bir hüküm içermemesi karşısında
MADDE 90. [D. Milletlerarası andlaşmaları
temel hak ve özgürlüklere ilişkin olanların
uygun bulma] – Türkiye Cumhuriyeti adına
dışındaki bir andlaşma ile çatışan sonradan
yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla
çıkarılacak bir yasanın, ortaya çıkaracağı
yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye
uluslararası sorumluluk sorunlarına rağmen, iç
Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla
hukumuzda geçerli olması gerekmektedir. Yani
uygun bulmasına bağlıdır.
temel hak ve özgürlüklere ilişkin olmayan
Ekonomik, ticarî veya teknik ilişkileri düzenleyen mevzuattaki bir kanun ile uluslararası andlaşmanın
ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmalar, Devlet benzer maddesi çatıştığı vakit, uygulanacak olan
Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kural çatışan maddelerin genel ya da özel nitelikli
kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki olup olmadığına bakılıp genel hükümlü – özel
mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, hükümlü yasaların çatışmasında uygulanan kural
yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu uygulanır. Nitekim genel olarak andlaşmaların Türk
andlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay hukukundaki yerine ilişkin olarak yapılan
içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine değerlendirmelerde de yetkili yazarların bu görüşü
sunulur. benimsedikleri görülmektedir (ayrıntılar
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmalar bölümünde mevcut).
andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye MADDE 92. [F. Savaş hali ilânı ve silahlı kuvvet
dayanılarak yapılan ekonomik, ticarî, teknik veya kullanılmasına izin verme] – Milletlerarası
idarî andlaşmaların Türkiye Büyük Millet hukukun meşrû saydığı hallerde savaş hali ilânına
Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur; ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası
ancak, bu fıkraya göre yapılan ekonomik, ticarî veya andlaşmaların veya milletlerarası nezaket
özel kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar, kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı
yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz. Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine
Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de
andlaşmaların yapılmasında birinci fıkra hükmü bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük
uygulanır. Millet Meclisinindir.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara
andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında vermede iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya
Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvet
Mahkemesine başvurulamaz. (Ek: 7.5.2004-5170/7 kullanılmasına derhal karar verilmesinin
md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak kaçınılmaz olması halinde Cumhurbaşkanı da, Türk
ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verebilir.
kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi
nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda
milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır. Türk Yargı Organları Kararları: Bu organların
kararları incelendiğinde, uluslararası hukuk
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 8

kurallarının iç hukuk düzenimizde hüküm da yapılageliş kuralları ile yasaların karşılıklı


doğurması konusunda açık bir durum yoktur. değerleri konusunda doğrudan değinen herhangi
Ancak, kimi yargı organları kararları, usulüne bir karara rastlanmamaktadır. Yani teamül
uygun yürürlüğe konmuş andlaşmalar dışında, kuralları doğrudan Türk hukukunda uygulanamaz
yapılageliş niteliğindeki uluslararası hukuk ve ancak iç hukuksal düzeyde öngörülen bir işlem
kurallarına da iç hukuk düzenimizde doğrudan ile iç hukukumuzda uygulama olanağına
etkiler tanıdığı yönünde değerlendirilebilecek kavuşabilir ve de teamül kurallarının değeri de
birtakım hükümler içermektedir. Örneğin, bu ancak onları iç hukukumuza aktaran hukuksal
kararlar incelendiğinde, özellikle diplomatik işlemler değerinde olabilir. Böylece, andlaşmalar
dokunulmazlıklar ve ayrıcalıklar konusunda, veya yasalar yoluyla iç hukuk düzenimizde
uluslararası hukuk kurallarının ülkemizde uygulanmaları öngörülen uluslararası yapılageliş
doğrudan hüküm doğurduğu izlenimi uyandıran kuralları yasa değerinde hüküm doğuracaklardır.
kararlarla karşılaşılmaktadır. Ancak bu hususta Hukuk genel ilkelerine ilişkin değerlendirmeler ise,
alınmış kararların, uluslararası hukuka sözkonusu bu hukuk genel ilkelerinde yapılan
dayandırılmasının yanında mevzuata da ayrım doğrultusunda ikiye ayrılır. Kimilerine göre
dayandırıldığı görülmektedir. Sonuç olarak şunu hukuk genel ilkeleri ikiye ayrılır: uluslararası
söylemek mümkün: Yargı organları uluslararası hukuk ile iç hukuklara ortak olan hukuk genel
hukuk kurallarının iç hukuk düzenimizde hüküm ilkeleri ve uluslararası hukuka özgü olan hukuk
doğurmalarını bunların bir iç hukuksal işlem ile iç genel ilkeleri. İç hukukumuzda var olan hukuk
hukukumuzda benimsenmesi durumunda olanaklı genel ilkelerinin değerleri kendilerini içeren
kılar görünmektedir. Başka bir deyişle, uluslararası hukuksal işlemler çerçevesinde
hukuk kuralları Türk hukuk düzeninde doğrudan değerlendirilecektir. Uluslararası hukuka özgü
uygulanır nitelikte değerlendirilmemektedir (tabii genel hukuk ilkeleri için ise uluslararası yapılageliş
bu kuralları konu alan bir anlaşmaya Türkiye taraf kuralları için yapılan değerlendirmenin aynen
değilse). uygulanması gerekecektir.
Yapılageliş kurallarının ve hukuk genel Uluslararası Hukuk Kurallarının Taraflara Göre
ilkelerinin değeri: Yapılageliş (teamül) kısaca, Bağlayıcılığı Sorunu: Uygulanan uluslararası
uluslararası hukuk kişilerinin tutum ve davranışları hukukta belli bir hukuk kuralının varlığı, örneğin
sonucu birlikte oluşturdukları yazılı olmayan iki devlet arasındaki sorunda, bu kuralın
uluslararası hukuk kurallarının bütünüdür. kendiliğinden ve otomatik olarak uygulanabilir
Hukukun genel ilkeleri ise, birçok ulusal hukuk olduğunu göstermemektedir. Anılan belli kuralın
düzeninde yer alan ve uluslararası hukuk düzenine bu iki devlet arasında uygulanabilmesi için ayrıca
aktarılmalarına ne hukuk mantığı ne de devletlerin bunlar arasında hukuksal yükümlülük bağı
değer yargıları bakımından herhangi bir engel doğurduğunun ortaya konması gerekmektedir.
bulunmayan, devletlerin ortak hukuk değerlerini Sonuç olarak uluslararası hukuk kuralları tüm
içeren kurallardır. Peki bu kuralların Türk uluslararası hukuk kişilerine karşı otomatik olarak
mevzuatındaki yeri nedir: Uluslararası yapılageliş ileri sürülebilir bir nitelik göstermemektedir.
kurallarının Türk hukuk düzeninde değeri ile ilgili Uluslararası Hukukun Kaynakları: Genel
genel nitelikli hiçbir hüküm olmamakla birlikte düzeyde uluslararası hukuk kaynaklarını, maddi ve
yukarıda da yer verilen Anayasanın 15, 16 ve 92. biçimsel kaynaklar olarak ikiye ayırma olanığı
Maddelerinde uluslararası hukukun genel olarak vardır. Maddi kaynaklar, uluslararası hukuk
gözönünde tutulmasını gerektiren konularda ve bu kurallarının kökenlerini, oluşmalarına neden olan
maddelerin öngördüğü koşullarda uluslararası her türlü toplumsal ve düşüncesel verileri
yapılageliş kurallarının yasalara üstün bir değer belirtmektedir. Bunlar uluslararası hukuk
kazanacağı görülmektedir. Türk yargı kararlarında
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 9

kurallarının özünü veya varlık nedenini oluşturan, Biçimsel kaynakların yazılı olup olmamalarına göre
bu kuralları yaratan temel öğelerdir. Biçimsel ayrımları konusunda, yazılı kaynaklardan, asıl ve
kaynaklar ise iki türlü sınıflandıralabilir: Asli ve yardımcı niteliklerine bakmaksızın, uluslararası
yardımcı kaynaklar olarak yahut yazılı olup hukuk kurallarını yazılı olarak saptayan kaynaklar
olmadıklarına göre ayrım yapılabilir. Biçimsel kastedilmektedir. Yazılı kaynaklar şunlardır:
kaynakların asıl ve yardımcı kaynaklar biçiminde Andlaşmalar, mahkeme kararları, öğreti. Yazılı
ayrılması Milletler Cemiyeti döneminde olmayan kaynaklar ise yapılageliş, hukuk genel
Uluslararası Sürekli Adalet Divanı statüsünün 38. ilkeleridir.
maddesinde kabul edilmiş; bu ayrım BM dönemi
UAD statüsünün 38. Maddesin de aynen Andlaşmalar: Andlaşma kavramı ile genel olarak
benimsenmiştir. Bu madde aynen şöyledir: uluslararası hukukun kendilerine bu alanda yetki
tanıdığı kişiler arasında, uluslararası hukuka uygun
Uluslararası Adalet Divanı Statüsü 38. Madde:
bir biçimde, hak ve yükümlülükler doğuran, bunları
1. Kendisine sunulan uyuşmazlıkları değiştiren ya da sona erdiren yazılı irade uyuşması
uluslararası hukuka uygun olarak çözmekle görevli anlaşılmaktadır.
olan Divan:
a) Uyuşmazlık durumundaki devletlerce açık Andlaşmanın ilk koşulu, bunun uluslararası
seçik kabul edilmiş kurallar koyan, gerek genel hukukun kendilerine bu alanda yetki tanıdığı kişiler
gerekse özel uluslararası antlaşmaları; arasında yapılması olmaktadır. Uluslararası
b) Hukuk olarak kabul edilmiş genel bir hukukun andlaşma yapma yetkisini tanıdığı
uygulamanın kanıtı olarak uluslararası
kişilerin başında egemen devletler ve sonra
yapılagelmiş kurallarını;
c) Uygar uluslarca kabul edilen genel hukuk uluslararası örgütler gelir.
ilkelerini;
d) 59. Madde hükmü saklı kalmak üzere, Bir irade uyuşmasının andlaşma olarak
hukuk kurallarının belirlenmesinde yardımcı araç nitelendirilebilmesi için ikinci koşul, bu irade
olarak adli kararları ve çeşitli ulusların en yetkin uyuşmasının uluslararası hukuk kurallarına uygun
yazarlarının öğretilerini uygular. olarak ve uluslararası hukuk çerçevesinde hukuksal
2. Bu hüküm, tarafların görüş birliğine sonuçlar doğurmak üzere yapılmış olması
varmaları halinde, Divan'ın hakça ve eşitçe karar koşuludur.
verme yetkisini zedelemez.
Bir irade uyuşmasının andlaşma olarak
1. Asıl kaynaklar: nitelendirebilmesi için üçüncü koşul, bunun
a) Andlaşmalar eskiden varolan hak ve yükümlülüklerden farklı
b) Teamül birtakım hak ve yükümlülükler doğurması ya da
bunları sona erdirmesi koşuludur. Sözü edilen yeni
c) Hukuk genel ilkeleri
Biçimsel hak ve yükümlülüklerin çok kapsamlı ya da önemli
Kaynaklar
olması gereği yoktur.
2. Yardımcı kaynaklar:
a)Mahkeme kararları Bir andlaşmadan bahsedebilmenin dördüncü
koşulu ise, yapılan hukuksal işlemin en az iki ya da
Uluslararası b)Doktrin
Hukukun daha çok devlet ya da uluslarlararası hukuk birimi
Kaynakları arasında gerçekleştirilen bir irade işlemi olmasıdır.
Başka bir ifadeyle, bir uluslararası hukuk kişisinin
Tarihsel,Toplumsal uluslararası hukuk çerçevesinde hak ve
Maddi Ahlaksal, Dinsel yükümlülükler doğuran tek taraflı hukuksal
Kaynaklar İdeolojik, Ekonomik işlemleri bir andlaşma oluşturmayacaktır.
Kültürel, Teknik
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 10

Peki andlaşmanın ille de yazılı olması gerekir örnek 1941’de ABD Başkanı Roosevelt ile İngiltere
mi? İrade uyuşmasının yazılı olması gereği öğretide Başbakanı Churchill arasında imzalanan ve BM
tartışmalıdır. Bir irade uyuşmasının bağlaması için örgütünün temellerini atan Atlantik Şartı’dır.
bunun mutlaka yazılı olması gerekmemektedir.
Ancak uygulamada ve öğretideki ağırlıklı eğilim, Andlaşmalarla ilgili terimler:
andlaşma terimini yazılı irade uyuşmalarına ayırma  Andlaşma (Muahede): Genel olarak bir
biçiminde ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte, irade uyuşmasını bildirmesi yanında, özel olarak,
uluslararası hukukun bu konuda herhangi bir onay gerektiren andlaşma türünü bildirmektedir.
sınırlama getirmediği, dolayısıyla sözlü bir irade  Anlaşma: Devletlerin yaptığı andlaşmalar
uyuşmasının da bir andlaşma oluşturacağı kabul bakımından ikincil önemde olanları bildirdiği gibi,
edilmektedir. Hatta, işaretle andlaşma yapılması en az resmi işlem gerektiren andlaşma türünü de
olanağı bile bulunmaktadır (örneğin, savaşta bildirmektedir; yine uluslararası örgütlerin yaptığı
görüşme için beyaz bayrak kullanılması). Bununla anlaşmalara genellikle verilen addır.
birlikte 1969 Viyana Andlaşmalar Hukuku  Sözleşme (mukavelename): Genellikle
Sözleşmesi Kısım I – Giriş bölümündeki 2. Maddede önemli ve kural koyucu çok-taraflı andlaşmaları
andlaşmayı şöyle açıklar: “ a- ‘andlaşma’, ister tek bildirmektedir; ancak, özel hukukta kullanılan ve
bir belgede, isterse iki veya daha fazla ilgili belgede eski adıyla mukavele olarak adlandırılan sözleşme
yer alsın ve (kendine) mahsus ismi ne olursa olsun, ile karıştırma karıştırmamak gerekir.
devletler arasında yazılı şekilde akdedilmiş ve  Misak: Uluslararası ilişkilerin temel
milletlerarası hukuka tabi olan milletlerarası düzenine ilişkin çok-taraflı andlaşmaları
anlaşma (mutabakat) demektir.” Yani 1969 Viyana bildirmede başvurulmaktadır.
Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’ne göre bir  Şart: Türkçe bir terim olmayıp, genellikle
andlaşmanın yazılı olması şartı aranmaktadır. Bu uluslararası yaşamı düzenleyen temel ve kurucu
fıkradan şunu da çıkarabiliriz: andlaşmanın tek bir nitelikli andlaşmaları belirtmektedir; ancak kimi
belgede yapılmış olması gerekmemektedir. Bir zaman bu terimin bağlayıcı niteliği olmayan bir
anlaşmanın iki ya da daha çok belgeden oluştuğunu uluslararası belgeyi belirtmesi olasılığı da vardır.
şuradan anlayabiliriz: Eğer bir ana andlaşma  Protokol: Andlaşmalar hukukundaki
yanında onu tamamlayıcı nitelikte ikincil anlamıyla sınırlı nitelikli andlaşmaları ya da bir ana
andlaşmalar yahut ekler varsa, mektup ya da nota andlaşmayı tamamlayıcı ve ayrıntılarını düzenliyici
değişimi yapılmışsa, paralel ulusal hukuksal nitelikli andlaşmaları belirtmektedir.
işlemler yapılmışsa. Tek belgeli andlaşmalar ise, tek  Genel Senet (Umumi senet): Genel
bir belgede yer alan andlaşmanın taraflarca nitelikli hükümler içeren çok taraflı andlaşmalar
imzalandığı andlaşmalar ya da ortak bildirilerdir. için kullanılmaktadır.
Centilmenler Anlaşması: Devlet yetkililerinin,  Son senet (nihai senet): Bir kongre ya da
hukuksal bir yüküm altına girmeden, belirli konferansta kabul edilen andlaşmalar ile kimi
birtakım konularda davranışlarının nasıl olacağını zaman toplantıya katılan tarafları da sayan
bildiren belge ya da olgulara verilen addır. Bu andlaşma nitelikli bir belgeyi belirtmektedir.
verilerin en önemli özellikleri hukuksal herhangi  Modus vivendi: Geçici anlaşma anlamına
bir yüküm içermemeleri ve anılan yetkilinin gelen Latince bir terim olup, kısa süreli ve özellikle
iktidarda kaldığı sürece saygı göstermeyi kabul ticaret ya da gümrük konularına ilişkin ikili
ettiği davranış biçimlerini içermeleri olmaktadır. andlaşmaları belirtmektedir.
Bunlara uyulmaması durumunda ilgili devletin  Mektup (nota) değişimi (teatisi): Mektup
herhangi bir sorumluluğu söz konusu değildir. ya da nota değişimi yoluyla basit usulle yapılan
Centilmenler anlaşması konusunda en tanınmış andlaşmaları belirtmektedir.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 11

 Uzlaşı ya da Tahkimname: Uluslararası sonunda bu metni kabul ederek içeriğini


hukuk kişilerinin bir uyuşmazlıklarını hakemlik ya kesinleştirir. O halde andlaşma yapmaya yetkili
da yargı yoluyla çözme kararını ve bu yola kişiler kimlerdir? Bu sorunun cevabı 1969 Viyana
başvurma koşul ve yöntemlerini düzenleyen Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969 VAHS)
andlaşmayı belirtmektedir. “Yetki Belgesi” başlıklı 7. Maddesinde
 Statü: Genellikle uluslararası organların verilmektedir:
çalışma kuralları ve koşullarını kapsayan
andlaşmaları belirtmektedir. 1. Bir andlaşma metninin kabulü veya tevsiki
amacıyla veya Devletin bir andlaşma ile bağlanma
Andlaşmaların sınıflandırılması: Andlaşmaları, rızasını açıklaması amacıyla bir kişinin bir Devleti
temsil ettiği şu hallerde kabul edilir:
başlıca ölçütler olarak, konularına, taraflarının
a) Uygun bir yetki belgesini gösterdiği zaman;
sayıları ya da durumlarına, taraflarının uluslararası veya
kimliğini ve hukuksal işlevine göre sınıflandırmak b) İlgili Devletlerin uygulamasından veya
mümkündür. Konularına göre andlaşmalar: siyasal diğer şartlardan niyetlerinin o şahsın bu amaçlar
andlaşma, askeri andlaşma, ekonomik ve ticari için Devleti temsil ettiğini kabul etmek ve yetki
andlaşma, kültürel andlaşma, ittifak andlaşması, belgesini bertaraf etmek olduğu ortaya çıktığı
ulaşım ve iletişim alanında andlaşma, konsolosluk zaman;
2. Görevleri gereği ve yetki belgesine
andlaşması, adli yardımlaşma andlaşması vb
başvurmaksızın aşağıdaki kişilerin Devletlerini
şekilde sınıflandırılabilir. Taraflarının sayılarına temsil ettikleri kabul edilir:
göre de anlaşmalar ikili ve çok taraflı andlaşmalar a) Devlet Başkanı, Hükümet Başkanı ve
olarak sınıflandırma yapılabilir. Andlaşmaları, Dışişleri Bakanları, bir andlaşmanın akdi ile ilgili
taraflarının uluslararası kimliğine göre, her türlü işlemin yapılması amacıyla;
devletlerarası andlaşmalar, uluslararası örgütler b) Diplomatik misyon başkanları, kendilerini
arası andlaşmalar, devletlerle uluslararası örgütler akredite eden Devletle akredite oldukları Devlet
arasındaki bir andlaşmayı metin olarak kabul
arası andlaşmalar, egemen devletlerle yetkileri
etmesi amacıyla;
sınırlı devletler ya da devlet niteliği kazanmamış c) Devletler tarafından bir milletlerarası
topluluklarla andlaşmalar vb sınıflandırmak konferans veya bir milletlerarası örgüt veya
olanaklıdır. Yine hukuksal işlevlerine göre, organlarından birine akredite olan temsilciler, o
andlaşmalar genel kurallar koyan yasa-andlaşmalar konferansta, örgütte veya organda bir andlaşma
ve değişik çıkar ve amaçları bağdaştıran akit- metnini kabul etmek amacıyla.
andlaşmalar olarak sınıflandırabilmektedir. 7. maddeden anlaşılan şudur: Hiçbir yetki
belgesine gerek kalmadan andlaşma
Andlaşmaların yapılışı: Genel anlamında,
görüşmelerinin yapımında ve metnin
andlaşmaların yapılması deyimi ile andlaşma
saptanmasında doğrudan devletlerini temsil
metninin oluşturulup resmileştirilmesi,
etmeye yetkili kişiler ikiye ayrılmaktadır: genel
andlaşmanın bağlayıcılık kazanması için gerekli
olarak devleti adına andlaşma görüşmelerinde ve
işlemlerin yapılması ve son olarak da,
metnin kabulünde yetkili kişiler ve devletleri adına
andlaşmaların hüküm doğurmasını sağlayacak
yalnızca temsilci olarak atandıkları devlet ya da
biçimsel birtakım işlemlerin tamamlanması
uluslararası örgüt nezdinde yetkili kılınan kişiler.
aşamaları kastedilmektedir.
Genel olarak yetkili olan kişiler, maddede
Andlaşma metninin oluşturulması: Bir andlaşma belirtildiği gibi, devlet başkanı, hükümet başkanı,
metninin oluşturulması ve kabul edilmesi dışişleri bakanıdır. Yalnızca temsilci olarak
konusunda belirlenmesi gereken ilk şey bu atandıkları devlet ya da uluslararası örgüt nezdinde
işlemleri yapmaya yetkili kişilerdir. Bu yetkili andlaşma yapma ve metni kabul etme yetkisine
kişiler metni saptamak için görüşmeler yapar ve sahip temsilciler ise o devlet nezdinde atanan
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 12

diplomatik misyon başkanı (genellikle büyükelçi) katılması ile başlar. Andlaşmanın konusu ve amacı
ve o uluslararası örgüt nezdinde atanan diplomatik genellikle önceden diplomasi yöntemleri
misyon başkanıdır. Bu gruba girmeyen tüm devlet aracılığıyla saptanmış olduğundan, metnin
yetkilerinin bir andlaşma görüşmelerinde ve yazılması aşamasına hemen geçilir. Ancak eğer
andlaşma metninin kabulünde yetkili kabul diplomasi görüşmeleri yapılmamışsa, ilk önce
edilebilmeleri için devletlerinin öngördüğü andlaşmanın konusu ve amacının belirlenmesine
koşullara uygun olarak verilen yetki belgesine ilişkin öngörüşmeler yapılmaktadır. Andlaşma
sahip olmaları gerekmektedir. Yetki belgesi metninin kaleme alınmasında değişik yöntemler
verilmemiş bir kişinin andlaşmaların görüşmeleri uygulanabilmektedir. Birinci yöntem, tarafların bir
ve kabulü konusunda yapacağı işlemlerin hiçbir metni birlikte hazırlamalarıdır. İkinci yöntem,
hukuksal değeri yoktur, meğer ki sözkonusu bu taraflardan birinin hazırladığı bir andlaşma taslağı
yetki daha sonra o devlet tarafından kabul edilmiş üzerinde görüşülerek metnin saptanmasıdır.
olsun. Bakın VAHS 8. madde ne diyor: Üçüncü yöntem ise, tarafların hazırladıkları
andlaşma taslaklarından yola çıkarak, benzer olan
Madde 8 - [İzinsiz yapılan bir işleme sonradan hükümler üzerinde sonradan yalnızca yazım
icazet verilmesi]: Yedinci maddeye göre bir Devleti bakımından durmak üzere, anlaşılmayan
temsil etmeye mezun kabul edilmeyecek bir kişinin noktalarda uyuşmayı sağlamak amacıyla
bir andlaşmanın akdedilmesi ile ilgili olarak yaptığı görüşmeler yapmak ve metni oluşturmaktır.
bir işlem, o Devletçe daha sonra teyid edilmedikçe Oluşturulan andlaşma metninin diline gelince, ya
hukuki sonuç doğurmaz. yalnızca tarafların her ikisinin resmi dilinde, ya her
Bir uluslararası örgüt adına andlaşma iki tarafın da resmi dili yanında ayrıca bir üçüncü
yapmakla yetkili kılınan kişiler de iki gruba dilde – genellikle İngilizce veya Fransızca – ya da
ayrılır: Herhangi bir yetki belgesine gerek yalnızca bir yabancı dilde yapıldıkları
kalmadan bir uluslararası örgütü temsil ettiği kabul görülmektedir. Anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak
edilen kişiler ve yetki belgesi ile yetkilendirilen için, genellikle değişik anlamlar çıkması
kişiler. Yetki belgesine gerek kalmadan yetkili durumunda bir dildeki metin, esas metin olarak
kılınan kişilerin kimlikleri genellikle sözkonusu kabul edilmektedir.
uluslararası örgütün kurucu andlaşmasında yeralan Günümüzde çok taraflı bir andlaşmanın
hükümler ile belirlenmektedir. Ancak, bir görüşülmesi ve metnin kaleme alınması ya
uluslararası örgütün kurucu andlaşması ya da örgüt doğrudan bir diplomatik konferansta ya bir
adına genel yetkili kılınan organı aracılığıyla alınan uluslararası örgüt çerçevesinde gerçekleştirilmekte
herhangi bir karar bu konudaki yetkilileri ya da andlaşma tasarısı bir uluslararası örgüt
belirtmemekte ise, o zaman genellikle o organınca hazırlandıktan sonra bir diplomatik
uluslararası örgütün en yüksek dereceli görevlisi konferansta kabul edilmektedir. Konferansların2
olan genel sekreter ve genel sekreter yardımcıları toplanmasının sağlanması iki yolla
herhangi bir yetki belgesine gerek kalmadan bir
andlaşma görüşmelerinde örgütlerini temsil 2 Bugün genel olarak çok taraflı toplantıları belirtmek
edebilir. için konferans teriminin kullanılmasına karşılık, özellikle
tarihsel olarak, konferans ve kongre ayrımına gidildiği
Peki anlaşma nasıl görüşülecek ve metin nasıl görülmektedir. Daha çok 19. yüzyılda rastlanan bu
ayrıma göre, siyasal sorunları çözme amacı güden ve
hazırlanacak: Bu aşamanın gerçekleşmesi
büyük devletlerin ağırlığının duyulduğu çok taraflı
andlaşmanın ikili ya da çok taraflı olmasına bağlı toplantıların kongre olarak adlandırıldığı
olarak farklılık göstermektedir. İkili andlaşmalarda gözlenmektedir. Bu karşılık, tarafların eşitliğinin daha
görüşmeler, yukarıda değinilen yetkililer ile ağır bastığı ve hukuk kurallarının oluşturulması
amaçlanan bu tür toplantılara konferans adı
bunlara teknik düzeyde yardımcı olan uzmanların verilmektedir.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 13

gerçekleşebilmektedir. Kimi zaman konferansı bir anlaşmanın kabulü olmaktadır. Consensus, bir
tasarlama ve çağrı bir ya da birkaç devletin kararın görüşmeler yoluyla ve herhangi bir
girişimine bağlanmaktadır. Kimi zaman ise –ki oylamaya gitmeden alınması yöntemini
bugün en çok başvurulan yoldur – bir konferansın belirtmektedir. Bir andlaşma tasarısının ya da
toplanmasının tasarlanması ve çağrıların resmi metninin consensus ile kabulünde,
gerçekleştirilmesi bir uluslararası örgütün görüşmeler sonucu oluşan bir metne hiç bir taraf
girişimleri sonucu olmaktadır. Andlaşma yapmakla itiraz etmezse o metin kabul edildi sayılmaktadır.
görevli konferansın işleyişine gelince, en başta, Başka bir deyişle, consensus yönteminde susmak
konferansı yönetmekle görevli bir başkanlık divanı kabulü belirtmektedir. Metnin kabulüne karşı olan
oluşturulmaktadır. Bu başkanlık divanı, konferans devlet ya da uluslararası örgüt temsilcisi bu
başkanı, değişik sayıdaki başkan yardımcıları, varsa görüşünü kesin olarak bildirmek zorundadır. O
komisyon başkanları ve raportörleri, yetki belgeleri zaman yeniden uzlaşmayı sağlayacak bir metin
komitesi ve yazım komitesi başkanlarından çalışmaları sürdürülecektir. Consensus yöntemiyle
oluşmaktadır. Ayrıca bir yetki belgeleri komitesi ile çalışmayı benimseyen konferansların en önemlileri
yazım (tahrir) komitesi de yer alır. Bir andlaşma 1975’teki Helsinki Bildirisi adıyla anılan bildiriyi
tasarısının hükümleri önce komisyon ya da hazırlayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı
komitelerde ele alınmaktadır. Özel komisyonlarda ile III. Deniz Hukuku Konferansı olmuştur.
ve genel komisyonda kabul edilen andlaşma
tasarısı daha sonra konferans genel kuruluna Andlaşma Metninin Resmileşmesi: Bir andlaşma
sunulmaktadır. Burada da kabul edilen andlaşma metni gerek ikili gerekse çok taraflı olsun yukarıda
tasarısı hükümleri tahrir komitesine belirtilen yöntemler çerçevesinde kabul edildikten
gönderilmektedir. Yazım komitesinden çıkan sonra bu metnin kesin bir biçimde saptandığını
biçimiyle bir kez daha konferans genel kurulunca ortaya koyan işlemlerin tamamlanmasına sıra
incelenen andlaşma tasarısı bir andlaşma metni gelmektedir. Bu işlemlerin neler olacağı böyle bir
olarak kabul edilmektedir3. Oylama konferansın andlaşmanın katılan tarafların kararına bağlı
kabul edeceği yöntemlere ve kurallara göre çeşitli olmaktadır. Eğer bir andlaşmayı kabul eden taraflar
şekillerde yapılabilir. Sözgelimi, oybiriliği herhangi bir yöntem öngörmemişlerse,
aranabilir; yahut salt, 2/3, 3/4 ya da 4/5 oy çokluğu uygulamada bir anlaşma metninin resmilik
aranabilir. Ancak konferansta başka bir oy oranı kazanarak kesinleşmesi tarafların temsilcilerinin
kabul edilmemişse 1969 VAHS madde 9 ikinci imzası ya da parafı ile gerçekleşmektedir. 1969
fıkrada belirtildiği gibi 2/3 oy çokluğu VAHS madde 10: [Metninin tevsiki (authenication)]
gerekmektedir: Bir andlaşma metni aşağıdaki hallerde sarih ve kat'i
olarak tespit edilir:
Madde 9/2: Bir milletlerarası konferansta bir
andlaşma metninin kabulü, mevcut ve oy kullanan a) Metinde öngörülebilecek bir usulle veya
Devletlerin üçte-ikilik oy çoğunluğu ile olur, meğer andlaşmanın hazırlanmasına katılan Devletlerin
ki aynı çoğunluk farklı bir kuralın uygulanmasını üzerinde mutabık kaldıklan bir usulle;
karara bağlasın. b) Böyle bir usul yoksa, bu Devletlerin
temsilcilerinin andlaşma metnini veya metni içine
Consensus (Oydaşma): Oybirliği ya da oy çokluğu alan bir Konferans Nihai Senedini imzalamaları, ad
ile bir andlaşma metninin kabulu dışında bir referandum4 imzalamaları veya parafe etmeleri ile.
üçüncü yol ise oydaşma yani consensus yöntemi ile

3Gerçek anlamında, bütün tarafların içeriğini de birlikte


4
oluşturarak kaleme aldıkları ilk çok-taraflı andlaşma 30 Danışma Koşullu imza olarak Türkçeye çevrilen terim
Mart 1856 tarihli Paris Andlaşması’dır. hakkında bilgi aşağıda ayrıntısıyla verilmiştir.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 14

İmza yoluyla bir andlaşma metninin kesinlik temsilcilerinin bu imzasını kabul ettiğini
kazanması söz konusudur. Ancak bir andlaşmanın bildirmişse danışma koşullu imza verildiği andan
sadece imza ile bağlayıcılık kazanması da başlayarak geçerli olan kesin imzaya
mümkündür yeter ki o andlaşmanın bağlayıcılık dönüşmektedir. Aksi durumda belirli bir süre
kazanmasının imza ile olacağı, andlaşma metninde sonunda teyid edilmeyen koşullu imza verilmemiş
açıkça geçsin (ve imzayı atan tarafın iç hukuku bu sayılmaktadır. Üçüncü olarak ise, uluslararası
işlemi olanaklı kılsın). Peki imzanın, andlaşma uygulamada uzatmalı imza (signature differée) diye
metnine kesinlik kazandırmaktan başka bir adlandıralabilecek bir başka imza yöntemi vardır.
hukuksal anlamı var mıdır? Öğretide bu aşamada Bu yönteme göre, genellikle bir andlaşmanın
konulan imzanın anlamı hakkında tartışmalar görüşülmesine katılan tarafların andlaşma metnini
vardır. Kimi yazarlar, bir andlaşma metnini imzalamaları için metnin kabulünden başlayarak
saptama amacıyla konulan imzayı o devletçe bu belirli bir süre tanınmaktadır. Daha önce de
andlaşma metni hükümlerinin bir yapılageliş belirtildiği gibi, bir temsilcinin imzasının geçerli
oluşturması yolunda olumlu bir irade olabilmesi için imzalama yetkisiyle donatılmış
açıklamasında bulunulduğunu biçiminde olması gerekmektedir. Yalnızca görüşmeleri
yorumlamaktadır. Başka bir deyişle, bu görüşe yürütmekle görevlendirilen bir temsilci imza
göre, andlaşma metnini saptamada konulan imza, yetkisinden yoksundur.
daha sonra bu devletçe onaylanmamış olsa bile, söz
konusu devletin andlaşma dışında öz olarak aynı Paraf: Bir andlaşma metnini resmileştirmek için
yönde kuralların oluşmasını kabul ettiğinin bir başvurulan ikinci yol paraf yoludur. Paraf,
kanıtı olarak sunulmaktadır. Başka yazarlar ise, bu temsilcilerin adlarının başharflerini koymak
amaçla koyulan bir imzaya kuralların özünün suretiyle bir andlaşma metnini saptama işlemine
kabulü konusunda kesin bir kanıt olma niteliği verilen addır. Parafın, aksi belirtilmemişse, tek
tanımamakla birlikte, ilgili devletin andlaşma metni işlevi – imzanın aksine olarak – andlaşma metnini
hükümleri yönünde işlemleri sürdürme niyetini saptamak olmaktadır. Bir kural dışılılık olarak,
belirttiğini bildirmektedirler. UAD, bir davayla ilgili parafın imza gibi bağlayıcılık kazandırma yeteneği
verdiği danışma görüşünde, bu çerçevede verilen taraflarca bu yönde bir irade belirtilmişse kabul
imzanın bir andlaşmaya katılmanın ilk aşamasını edilmektedir. Parafa şu koşullarda başvurulduğu
oluşturduğunu belirttikten sonra, bir andlaşmayı görülmektedir: Eğer andlaşmanın imza ile
imzalayan bir devletin bunu imzalamayan bir bağlayıcılık kazanması düşünülüyorsa andlaşma
devletten farklı bir durumda olduğunu kabul metnini saptamak amacıyla; andlaşma metninin
etmektedir. Bir andlaşma metninin imza ile kesinleşmesi işlemini daha üst düzey
resmileştirilmesinde konulacak imzaların bir kaç devlet yetkililerinin yerine getirmesi uygun
biçimde verilmesi olanağı vardır. Birinci olarak, görülmüşse; ve eğer görüşmelerdeki temsilci imza
hiçbir koşula bağlı olmayan ve görüşmelerin yetkisine sahip bulunmuyorsa. İmza ve parafa
bitiminde verilen kesin imza vardır. İkincisi, bir ilişkin 1969 VAHS maddeleri aşağıdaki gibidir:
temsilci yetkisi konusunda ya da andlaşma Madde 11- [Bir andlaşma ile bağlanma rızasını
metninin içeriğinin kabul edilip edilmemesinin açıklama yolları]: Bir Devletin bir andlaşma ile
değerlendirilmesi konusunda kuşkulara sahipse, bağlanma rızası imza, bir andlaşma teşkil eden
danışma koşullu imza (signature ad referendum) belgelerin teatisi, onay, kabul, tasvip veya katılma
koyabilmektedir. Böylesi bir imzayı koyan temsilci veya üzerinde mutabık kalındıysa diğer herhangi
daha sonra adına katıldığı devlete ya da bir araçla açıklanabilir.
Madde 12- [İmza ile açıklanan andlaşma ile
uluslararası örgüte durumu götürerek kesin bir
bağlanma rızası]:
değerlendirme yapılmasını istemektedir. Eğer, söz
konusu devlet ya da uluslararası örgüt,
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 15

1. Aşağıdaki hallerde bir Devletin bir andlaşma ile belgelerin değişimi ve kabul edilen diğer
bağlanma rızası temsilcilerinin imzası ile yöntemler. Bunları teker teker açıklarsak:
açıklanabilir:
a- andlaşma, imzanın o etkiye sahip olacağını Gerek devletlerin gerekse uluslararası örgütlerin
öngördüğü zaman; imza aracılığıyla bir andlaşmanın kendilerini
b- görüşmeci Devletlerin imzanın o etkiye sahip bağladığını kabul etme yekileri vardır (bakınız
olması hususunda mutabık kaldıkları başka türlü
1969 VAHS madde 11). Ancak bugün, imzanın
tespit edildiği zaman;
c- Devletin imzaya o etkiyi verme niyeti, bağlayıcı niteliği genellikle bir kuraldışılık olarak
temsilcisinin yetki belgesinden anlaşıldığı zaman değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, bir devletin ya
veya görüşmeler esnasında açıklandığı zaman. da uluslararası örgütün imza aracılığıyla bir
2. Birinci paragraf bakımından: andlaşmaya bağlanması için aşağıdaki koşullardan
a- bir metnin parafe edilmesi, görüşmeci en az birinin yerine getirilmesi gerekmektedir: Ya
Devletlerin mutabık kalmaları halinde andlaşmanın andlaşmanın imza ile bağlanılacağını öngörmesi, ya
imzalamasını teşkil eder;
b- bir andlaşmanın bir devletin temsilcisi görüşmelere katılan tarafların imza ile andlaşmanın
tarafından ad referandum imzalanması, Devleti bağlayıcılık kazanacağını kabul etmeleri ya da
teyid ederse, andlaşmanın imzalanmasını teşkil yetkili temsilcilerin yetki belgelerinde imzaları ile
eder. andlaşmanın bağlayıcılık kazanacağının bildirilmesi
yahut bu yönde yetkili olduklarının görüşmeler
İmza ya da parafların hangi tür belgede yer sırasında açıklanması lazımdır.
alacakları konusuna gelince, iki olasılık vardır.
Birincisi, andlaşma metninin altına doğrudan imza Basit usul ile doğrudan bağlayıcı bir andlaşma
ya da paraf koymak; ikincisi, andlaşma metni ile yapılması, eğer bu andlaşma birkaç belgenin bir
görüşmelere katılan tarafların bir listesini içeren araya gelmesi ile oluşmakta ise, bu belgelerin
konferans son senedine imza ya da paraf koymak. değişimi yoluyla olanaklıdır. Bu yolla bir
Geniş katılımlı çok taraflı andlaşmalar için özellikle uluslararası hukuk kişisinin kendisini bağlaması en
bu ikinci yönteme başvurulduğu görülmektedir. çok mektup değişimi ya da nota değişimi biçiminde
olmaktadır. Bu yöntemin imzadan farkı, imzanın bir
Andlaşmaların Bağlayıcı Güç Kazanması: tek belge altına konulmuş olmasına karşılık, burada
Andlaşmaların bağlayıcı güç kazanması tarafların andlaşma ile bağlanma iradesi iki ya da daha çok
bu yönde iradelerini açıklayan çeşitli yöntemlerle belgede yer alan imzalar ile belirtilmiş olmaktadır.
gerçekleşebilmektedir. Bunları üç kümede Bir andlaşmanın belge değişimi ile bağlayıcı nitelik
toplamak mümkün. Birincisi, andlaşmaların basit kazanabilmesi için aşağıdaki koşullardan en az
usul ile bağlayıcılık kazanması; ikincisi, onaylama, birinin yerine gelmiş olması gerekmektedir:
kabul ya da uygun bulma yoluyla anlaşmaların Birincisi, eğer değiştirilen belgeler bunu
bağlayıcılık kazanması; üçücüsü ise katılma yoluyla öngörüyorsa; ikincisi, eğer tarafların bu yönde bir
andlaşmaların bağlayıcılık kazanmasıdır. niyetleri olduğu başka verilerden çıkarılıyorsa.
Başka bir deyişle, her belge değişimi bağlayıcı bir
Basit usul ile andlaşmaların bağlıyıcı güç
andlaşma yaratma durumunda kabul
kazanması: Onaylama, kabul ya da uygun bulma
edilmemektedir. Anlaşmaların değişim yoluyla
gibi bir ikinci işleme gerek kalmadan, bir
bağlayıcılık kazanması 1969 VAHS 13. maddede
uluslararası hukuk kişisinin iradesini açıklayarak
düzenlenmiştir: [Bir andlaşma teşkil eden
doğrudan bir andlaşma ile bağlanması
belgelerin teati edilmesiyle bir andlaşma ile
yöntemlerinin öğretide basit usul olarak
bağlanma rızasının açıklanması]: Devletler
adlandırıldığı görülmektedir. Basit usul ile
arasında teati (değiş-tokuş) edilen belgelerle teşkil
andlaşmaların bağlayıcılık kazandığı yöntemleri
şöyle sıralayabiliriz: İmza, andlaşmayı oluşturan
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 16

edilen bir andlaşma ile Devletlerin bağlanma rızası ve yasama organları arasında paylaştırılmaktadır.
o teati (değiş-tokuş) işlemi ile şu hallerde açıklanır: Bu sistem için iki farklı durumla karşılaşılabilir: Ya
iç hukuk onay işleminin yasama ve yürütme
a. Belgeler, teati (değiş-tokuş) edilmenin o organlarının yapacağı iki ayrı işlemin
etkiye sahip olacağını öngörüyorsa; veya tamamlanması sonucu gerçekleştirilmesi durumu
b. Bu Devletlerin, belgelerin teati (değiş- (Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1961 ve 1982
tokuş) edilmelerinin o etkiyi sahip olmasını kabul Anayasalarında, ilke olarak, andlaşmaların önce bir
ettikleri başka türlü tespit ediliyorsa. uygun bulma yasası ile Millet Meclisi’nce kabulü ve
1969 Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi 11. sonra Cumhurbaşkanınca onaylanması); ya da iç
Madde de geçtiği gibi devletler veya uluslararası hukuk onay işleminin yasama ve yürütme
örgütler bir andlaşma ile bağlanma amacıyla irade organlarının yapacağı iki ayrı işlemin kimi
açıklamalarını üzerinde mutabık kalındıysa diğer andlaşma türleri için yürütme organına bırakılması
herhangi bir yöntemle de belirtilebilirler. ve kimileri için ise yürütme ve yasama organlarının
her ikisinin kararlarının gerekmesi durumudur
Andlaşmaların Onaylama ile Bağlayıcılık (örneğin, TC’nin 1961 ve 1982 Anayasalarında
Kazanması: Resmilik kazanan andlaşmanın olağan olarak andlaşmaların TBMM’ce uygun
bağlayıcılık kazanması için onaylanması da gerekir. bulma yasası çıkarıp Cumhurbaşkanınca
Onaylama (tasdik) imzalanan bir andlaşmanın onaylanması yanında, kuraldışılık olarak kimi
devletin bu konudaki yetkili organınca kabul andlaşmaların Bakanlar Kurulu kararı sonucu
edilmesi sonucu devleti uluslararası düzeyde onaylanması).
bağlayan bir hukuksal işlemdir. Onaylama sonucu
bir andlaşmanın bağlayıcılık kazanabilmesi için iç Aksi bildirilmedi ise, uluslararası hukukta bir
andlaşmanın bağlayıcı nitelik kazanması için
hukuk ve uluslararası hukuk düzeylerinin
onay işlemi gerektiği yolunda bir genel ilke var
herbirinde gerçekleştirilmesi gereken işlemler mıdır? UAD bir kararında, bir andlaşmanın
vardır. Bir devletin iç hukukuk bakımından onaylanmasının andlaşmada öngörülmesi
onaylama işleminin gereklerinin yerine getirilmesi, durumunda, yürürlüğe girebilmesi için kesin
o devletin anayasası ve mevzuatınca yetkili kılınmış gerekli olmasından söz ederek, onay öngörülmeyen
organlarınca bir andlaşmanın bağlayıcılığının kabul andlaşmalar için böyle bir genel yükümün
varolmadığı izlenimi vermektedir. Yani demiş ki
edilmesini gerektirmektedir. Uluslararası hukuk bu
Divan, andlaşmada onaylamayla yürürlüğe gireceği
açıdan yetkili olacak devlet organları konusunda belirtilmişse o andlaşmanının yürürlüğe girmesi
herhangi bir düzenleme getirmemektedir. için mutlaka taraflarca uygun bulunma işleminin
Devletlerin bu husustaki uygulamaları gerçekleştirilmesi gerekmekte; ancak
incelendiğinde üç değişik sistemin kabul edildiği öngörülmemişse de ille de böyle bir onaylama
görülür: Birincisi, onaylama yetkisinin sadece işleminin uygulanması zorunlu kılacak bir ilke
devletin yasama organına verilmesidir, ki TBMM yoktur. 1969 VAHS 14. Madde onay gereken
durumların neler olduğunu belirtmektedir: Madde
hükümetinin 1921 Anayasasında böyleydi5. İkinci
14 – [Onaylama, kabul veya tasviple bir
yöntem ise, onaylama yetkisinin yalnızca devletin andlaşmayla bağlanma rızasının açıklanması]
yürütme organına tanıyan sistemdir. Örneğin
böylesi bir yetkide, sadece devlet başkanı ya da 1. Bir Devletin bir andlaşma ile bağlanma rızası
hükümet başkanı söz sahibidir. Üçüncü sistem ise, aşağıdaki hallerde onay ile açıklanır:
andlaşma, bu rızanın onay suretiyle açıklanacağını
karma bir sistem olup, onaylama yetkisi, yürütme
öngörüyorsa;
5
a. görüşmeci Devletlerin onayın gerekli
1921 Anayasaı Madde 7- Ahkâmı şer’iyenin tenfizi, olduğu hususunda mutabık oldukları başka türlü
umum kavaninin vazı, tadili, feshi, ve muahede ve sulh tespit edilirse;
akti ve vatan müdafaası ilânı gibi hukuku esasiye Büyük
Millet Meclisine aittir.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 17

b. Devlet temsilcileri andlaşmayı onaya tabi depoziter bunu diğer bütün taraflara bildirmek
olarak imzaladığı zaman; veya, zorundadır.
c. Devletin andlaşmayı onaya tabi olarak
imzalama niyeti temsilcisinin yetki belgesinden Andlaşmaların kabul, uygun bulma veya
anlaşıldığı zaman veya görüşmeler esnasında resmen teyid etme yoluyla bağlayıcılık
açıklandığı zaman. kazanması: 1969 VAHS 12/2 aynen şöyledir: Bir
Devletin bir andlaşmayla bağlanma rızası
Yukarıdaki maddede geçen koşullardan herhangi
onayınkine benzer şartlar altında kabul veya
birinin varlığı halinde o anlaşmanın bağlayıcılık
tasviple de açıklanır. Bu maddeden andlaşmaların,
kazanması ancak onaylama işleminin
bir devletin, onaylama için geçerli olan koşullara
gerçekleştirilmesi ile mümkün olacaktır. Aksi
benzer koşullarda andlaşmayı kabul etme ya da
durumlarda, bugünkü uygulanan uluslararası
uygun bulması ile de bağlayıcılık kazanabileceği
hukukun ışığında, uluslararası hukukta onay
anlaşılmaktadır. Buradaki kabul terimi ile, kimi
gerekliliği yoktur. Ancak bir devletin iç hukuku o
devletlerin anayasal sistemlerinde öngörülen
devletin andlaşmalara ancak onay işlemi ile
onaylamaya gerek kalmadan daha basit usullerle
bağlanabileceğini öngörüyorsa, bu devlet,
bir andlaşmayla bağlanmalarının sağlanmasına
onaylama zorunluluğu öngörmeyen andlaşmalara
çalışılmaktadır (örneğin ABD’de uygulama
da onaylama yoluyla taraf olma hakkına sahiptir.
andlaşmaları için Senato’nun 2/3 oyuna gerek
Böyle durumlarda her devlet kendi iç hukukun
kalmadan Başkan tarafından andlaşmaların kabulü
gereklerini yapmakta serbesttir.
gibi). Yine, uygun bulma terimi ile de kimi
Peki onay işlemi birtakım koşullar yerine geldiği devletlerin anayasalarında öngörülen ve genellikle
zaman yerine getirilmesi gereken basit ve sınırlı bir meclislere tanınan onay işlemine izin verme
biçimsel işlem midir, yoksa, andlaşmanın özde niteliğindeki işlemin kastedildiği görülmektedir
kabulünü belirten temel bir irade açıklaması işlemi (örneğin 1961 ve 1982 Anayasalarında Meclisin
midir? 19. Yüzyıldan önce onaylamanın yalnızca kimi andlaşmalar için uygun bulma yasası ya da
temsilcilere tanınan yetkilerin teyidi amacıyla kararı almaları sonucu onaylamanın Devlet
gerçekleştirilen basit bir biçimsel işlem olarak Başkanınca yapılabilmesi gibi). Bununla birlikte,
değerlendirilmesine karşın, bugün onay işlemi, kabul ve uygun bulma terimleri arasında kesin bir
öngörüldüğü durumlarda, irade açıklamasının ayrım olmadığı ve bazen eş anlamlı olarak
temeli olarak değerlendirilmektedir. kullanıldığı görülmektedir.

Onay belgesinin öteki taraflara sunulmasına Katılma yoluyla andlaşmaların bağlayıcılık


gelince, bu iki yolla olabilmektedir. İkili kazanması: Bu husustaki 1969 VAHS’nin ilgili
maddesi: Madde 15- [Bir andlaşma ile bağlanma
andlaşmalarda, onay belgeleri genellikle
rızasının katılmayla açıklanması]
kararlaştırılan bir tarihte ve yerde
değiştirilmektedir. Ancak ikili bir andlaşmanın Aşağıdaki hallerde bir Devletin bir andlaşma ile
onay belgelerinin değişimi tarafların birbirlerine bağlanma rızası katılma ile açıklanır :
bunları göndermeleri yoluyla da a. andlaşma, bu rızanın katılma yoluyla
açıklanacağını öngördüğü zaman;
gerçekleşebilmektedir. Çok taraflı andlaşmalar
b. görüşmeci Devletlerin bu rızanın o Devletçe
bakımından ise, genellikle, bir ya da birkaç katılma yoluyla açıklanabileceği hususunda
depoziter devlet öngörülmekte ve onay belgeleri mutabık oldukları başka türlü tespit edidiği zaman;
bunlara verilmektedir. Depozeterlik görevi veya
devletlere verilebileceği gibi uluslararası örgüt c. bütün taraflar daha sonra bu rızanın o
organlarına da verilebilmektedir, örneğin Birleşmiş Devlet tarafından katılma yoluyla açıklanabileceği
hususunda mutabık kaldığı zaman.
Milletler Sekreteryası. Onay belgesini alan
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 18

Katılma, daha önceden bir andlaşmaya taraf devletlerin ve uluslararası örgütlerin kendi iç
olmayan bir uluslararası hukuk kişisinin bu hukuksal düzenleri çerçevesinde birtakım hukuksal
andlaşmaya taraf olması işlemini belirtmektedir. işlemlerin tamamlanması gerekmektedir. Bu iç
İlke olarak, önceden andlaşmanın hazırlanmasında hukuk işlemleri tamamlandıktan sonra
bulunmayan ya da anlaşmayı imzalamamış olan andlaşmanın yürürlüğe girmesinin uluslararası
devletlere katılma işleminin açık olduğu hukuk düzeyindeki işlemleri gerçekleştirilmesi
görülmektedir. Bununla birlikte, andlaşmayı zorunlu olmaktadır. Devletlerin gerçekleştirdiği iç
imzalamasına karşın süresinde onaylamamış hukuk işlemlerini, resmi duyuru (ilân) ve yayın
devletler de daha sonra katılma yoluyla bir şeklinde ikiye ayırabiliriz. Resmi duyuru, bir
andlaşmaya taraf olabilmektedir. Bir andlaşmaya devletin anayasa ya da yasa hükümleri gereği
taraf olabilmek için iki durumun geçerli olması yaptığı andlaşmaların resmi yollarla iç düzeninde
lazım: Birincisi, eğer andlaşma hükümlerinden ya duyrulması işlemini belirtmektedir. Resmi duyuru
da başka yollardan görüşmelere katılan işleminin yerine getirilmesinin gereği ve sonuçları,
uluslararası hukuk kişilerinin böyle bir olanağı devletlere bağlı olarak değişmektedir. Bu yöntemi
ötekilere tanıdığı anlaşılırsa; ikincisi, eğer bir kabul eden devletlerin yargı organları, genellikle,
andlaşmanın tarafları sonradan alacakları bir resmi duyuru işlemini bir andlaşmanın iç hukukta
kararla bu hakkı bir uluslararası hukuk kişisine uygulanabilmesi için yerine getirilmesi zorunlu bir
tanırlarsa. Bir andlaşmaya katılma ise üç yolla olur: işlem olarak görmektedir. Yayın konusuna gelince,
1. Özel bir katılma andlaşması yoluyla. Örneğin bir andlaşmanın yayınlanmasından kasıt, bir
Türkiye’nin NATO’ya katılması 1951 tarihli bir devletin anayasası ya da yasaları gereği, bu
protokolla gerçekleşmiştir6. andlaşma metninin, eklerinin ve varsa konulan
2. Karşılıklı bildirim değişimi yoluyla. Örneğin bir çekincelerin o devletin resmi gazete ya da bu
devlet katıldığını ve andlaşmaya taraf devletler de amaçla kabul edilen öteki yayınlarında yer alması
kabul ettiklerini bildiriyorlar. olmaktadır. Bir andlaşmanın yayını ile resmi
3. Tek-taraflı bir işlemle katılma yolu. Andlaşmada duyurusu arasındaki fark, resmi duyurunun
bu olanak tanınmalı ve bundan hangi devletlerin yayınlanma dışında başka yolları (örneğin duvar
yararlanabileceğinin belirtilmesi gerekir. ilanı vb) ve bazen törensel bildirimleri de
kapsamasıdır. Her devlet kendi iç düzeninde yayın
Andlaşmaların Hüküm Doğurması: Bir işleminin anlamını, koşullarını ve hukuksal
andlaşmanın hüküm doğurabilmesi için yürürlüğe etkilerini istediği gibi düzenlemektedir. Ancak, kimi
girmesinde gerekli olan işlemlerin tamamlanması devletler özellikle birtakım andlaşmalar için yayın
lazımdır. Ancak Milletler Cemiyeti’nden bu yana, işlemini andlaşmaların yürürlüğe girebilmesinde
her zaman bir andlaşmanın hüküm doğurması için temel koşullardan biri olarak
yürürlüğe koyulmuş olmaları tek başına yeterli değerlendirebilmektedir.
olmamaktadır. Andlaşmaların, eğer Millet Cemiyeti
dönemindeyse buraya; eğer Birleşmiş Milletler Bir uluslararası örgüt bakımından bir
döneminde yapılmışsa da BM’ye tescil ettirilmesi andlaşmanın hüküm doğurması ise, uluslararası
zorunluluğu bulunmaktadır. bağlanma işlemlerinin tamamlanması ile
gerçekleşmektedir. Böylece bir uluslararası
Andlaşmaların Yürürlüğe Girmesi: Bir örgütün çeşitli organları, eğer andlaşmada herhangi
andlaşmanın yürürlüğe girebilmesi ilk aşamada bir süre öngörülmemişse, onay ve kabul
belgelerinin değişimi anından başlayarak bir
6Ilgili Resmi Gazete için: andlaşmayı uygulamak zorundadır. İmza yoluyla
http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http:/ yürürlüğe girmesi gereken bir andlaşmanın söz
/www.resmigazete.gov.tr/arsiv/8038.pdf&main=http:// konusu olması durumunda da, aksi
www.resmigazete.gov.tr/arsiv/8038.pdf
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 19

öngörülmemişse, andlaşma imza protokolünün depoziter makamının işlevleri ve andlaşmanın


gerçekleştirilmesi anından başlayarak örgüt yürürlüğe girmesinden önce zorunlu olarak ortaya
organları bakımından yürürlüğe girecektir. çıkan diğer meseleleri düzenleyen hükümleri,
andlaşma metninin kabulü (adoption) zamanından
Bir andlaşmanın yürürlüğe girme anı, itibaren uygulanır.
andlaşmada başka yolla tarafların aksini
öngörmedikleri durumlarda, bütün tarafların Andlaşmada herhangi bir tarih öngörülmemişse,
andlaşma ile bağlanma rızalarını açıklamış andlaşmanın yürürlüğe girme anı bu rızaların
bulundukları an olmaktadır. Örneğin, eğer dört açıklandığı an olmaktadır. Eğer devletler imza ile
devletin görüşmelerine katıldığı bir andlaşmanın rızalarını belirtmişlerse andlaşmanın yürürlüğe
yürürlüğe girmesi bu dört devletin hepsinin girme anı tarafların andlaşmayı ya da çok-taraflı bir
andlaşma ile bağlandıklarını açıkladıkları an andlaşmanın son senedini imzaladıkları an
olmaktadır. Eğer, bu dört devletten üç devlet olmaktadır. Eğer andlaşma belge değişimi yoluyla
andlaşmayla bağlandıklarını belirtmiş ancak oluşturulmuşsa, belgelerin bir törenle değişimi
dördüncüsü belirtmemişse andlaşma yürürlüğe durumunda, bu değişimi saptayan tutanağın
girmez. Ancak uygulamada, çok taraflı imzalanması anı andlaşmanın yürürlüğe girme
andlaşmaların büyük çoğunluğu andlaşma anıdır. Andlaşmayı oluşturan belgelerin
görüşmelerine katılan devletlerin hepsinin bu değiştirilmesi değişik zamanlarda oluyorsa,
andlaşmanın yürürlüğe girmesi için bağlanması andlaşmanın yürürlüğe girme anı en son belgenin
koşulunu açık bir hükümle kaldırmaktadırlar. öteki tarafın eline geçme tarihi olacaktır.
Böylece çok taraflı bir andlaşmanın genellikle Andlaşmanın bir onay belgesi ya da benzeri bir
belirli sayıda devletin rızasını elde etmesi ile belge ile bağlayıcılık kazanması kabul edilmişse,
yürürlüğe gireceği öngörülmektedir. Bir andlaşmada kabul edilen hükümlere göre, üç
andlaşmanın bu yönde rızasını veren devletler olasılık vardır. Bir: onay ya da benzeri belgenin
bakımından yürürlüğe girebilmesi için devletlerin değişimi anı. İki: onaylama işleminin bir depozitere
rızalarının hangi andan başlayarak andlaşmanın gönderilmesi öngörülmüşse, o belgenin depozitere
yürürlüğe gireceği konusuna gelince, bu rızayı verildiği an. Üç: Yine onay ya da benzeri belgenin
belirten yöntemlere göre değişmektedir. depozitere verilmesi öngörülmüşse, depoziterin
aldığı onay ya da benzeri belgeyi öteki taraflara
1969 VAHS Madde 24- Yürürlüğe girme bildirmesi sonucu bu bildirimin o tarafların eline
1. Bir andlaşma, kendisinin öngördüğü veya geçtiği an. Katılma yoluyla bir anlaşma ile bağlanma
görüşmeci Devletlerin mutabık kalabilecekleri söz konusu ise, yukarıda 24. Maddede geçtiği gibi,
tarzda ve tarihte yürürlüğe girer. andlaşmanın bir süre öngörmediği durumlarda,
2. Böyle bir hüküm veya mutabakat yoksa, katılma bildiriminin verilmesi ile andlaşmanın
andlaşma bütün görüşmeci Devletler için andlaşma yürürlüğe girmesi anı için iki olasılık vardır:
ile bağlanma rızası tespit edilir edilmez yürürlüğe Birincisi, katılma bildiriminin depozitere verildiği
girer. an; ikincisi, katılma bildirimini alan depoziterin
3. Andlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonraki bir bunu öteki taraflara bildirme sonucu bu bildirimin
tarihte bir Devletin andlaşma ile bağlanma rızasını o tarafların eline geçtiği an. Ancak uygulamada, çok
açıklaması halinde, andlaşma aksini öngörmedikçe, taraflı andlaşmaların tarafların yukarıda bildirilen
o Devlet bakımından andlaşma o tarihte yürürlüğe bağlanma anından başlayarak yürürlüğe girmeleri
girer. yerine, genellikle, rıza bildiriminden belirli bir süre
4. Bir andlaşma metninin tevsiki, Devletlerin geçtikten sonra yürürlüğe girecekleri
andlaşma ile bağlanma rızasının tespit edilmesi, öngörülmektedir. Bu süre, andlaşmalara göre,
yürürlüğe giriş tarzı veya tarihi, çekinceler, genellikle bir aydan bir yıla kadar değişmektedir.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 20

Yine yürürlüğe girmedeki sürenin, andlaşmanın ilk suretiyle, bu tür zorlukları aşma yoluna
kez bütün bağlanan taraflar için yürürlüğe girmesi gitmektedir.
durumu ile bir kez andlaşma yürürlüğe girdikten
sonra onay ya da katılma yoluyla andlaşmaya taraf Andlaşmaların Kayıt (Tescil) Ettirilmesi:
olma durumlarına göre değişik olduğu Birleşmiş Milletler Andlaşmasının 102. Maddesi
görülmektedir. Bir çok taraflı andlaşmanın bütün andlaşmaların kayıt edilmesine ilişkin olarak
bağlanan taraflar için ilk yürürlüğe girme anı aşağıdaki hükmü içermektedir7:
konusunda aranan süre genellikle ondan sonra 1. İşbu Antlaşma’nın yürürlüğe girmesinden sonra,
onay ya da katılma yoluyla gerçekleştirilen taraf Birleşmiş Milletler’in herhangi bir üyesi tarafından
olma süresinden daha uzun tutulmaktadır. yapılan her uluslararası sözleşme ya da anlaşma,
mümkün olan en kısa sürede Sekretarya’da kütüğe
Andlaşmaların geçici uygulanması: Bir andlaşma işlenecek ve Sekretarya tarafından yayımlanacaktır.
yürürlüğe girene kadar, tümünün ya da bir 2. İşbu maddenin 1. fıkrası hükümleri uyarıca
kısmının geçici olarak uygulanması da mümkündür. kütüğe işlenmemiş bir uluslararası sözleşme ya da
1969 VAHS madde 25 - Geçici Uygulama: anlaşmanın taraflarından herhangi biri, söz konusu
sözleşme ya da anlaşmayı Birleşmiş Milletler’in bir
1. Bir andlaşma veya bir andlaşmanın bir bölümü organı önünde ileri süremez.
a- andlaşmanın kendisi öngörürse veya
Andlaşmaların kayıt zorunluluğu yalnızca BM üyesi
b- görüşmeci Devletler başka bir tarzda böyle devletler için öngörülmektedir. Bununla birlikte,
mutabık kalırlarsa, andlaşma yürürlüğe girinceye BM’ye üye olmayan devletlerin ve BM örgütü ile BM
kadar geçici olarak uygulanır. uzmanlık kurumları gibi uluslararası örgütlerin de
bu olanaktan yararlanmaları kabul edilmektedir.
2. Andlaşma başka türlü öngörmedikçe veya Kayıt ettirilecek andlaşmaların ilke olarak, BM
görüşmeci Devletler başka türlü mutabık Andlaşmasının yürürlüğe giriş tarihi olan
kalmadıkça, bir andlaşmanın veya bir andlaşmanın 24.10.1945 tarihinden sonra yapılmış olması
bir bölümünün bir Devlet bakımından gerekmektedir. Ancak daha önceki tarihli olup da
uygulanmasına, o Devlet, aralarında geçici olarak Milletler Cemiyeti’ne kayıt ettirilmemiş
andlaşmanın uygulandığı diğer Devletleri andlaşmaların da BM’ye kayıt ettirilmesi olanağı
andlaşmaya taraf olmamak hususundaki niyetinden tanınmaktadır. Andlaşmaların kayıt ettirilme
haberdar ederse, son verilecektir. koşulları, BM Genel Kurulunca kabul edilen
Uluslararası hukukun, anlaşmanın geçici yönetmelikte belirtilmiştir:
uygulanmasında aradığı koşul, yukarıdaki maddede  Bir andlaşmanın kayıt ettirilmesi ancak en
geçtiği gibi, geçici uygulamanın andlaşmada az iki taraf için yürürlüğe girmesi ile olanaklıdır.
öngörülmesi ya da görüşmeye katılan tarafların  Kayıt işlemi taraflardan herhangi birince
başka yollarla bunu kabul etmiş olmasıdır. Ancak, yapılabilecektir.
devletlerin iç hukukları ve özellikle anayasaları  Andlaşmalarda değişiklik durumunda
andlaşmaların bağlayıcılığı için onaylama ya da bunun bir tasdikli suretinin de bildirime eklenmesi
resmen kabul gibi hükümlere sahipse, anılan gerekmektedir.
 BM’nin taraf olduğu ya da onun doğrudan
işlemler gerçekleşmeden bir andlaşmanın iç
hukuka uygun olarak geçici uygulanması zor kayıt edeceği öngörülen andlaşmalar Sekreteryaca
görünmektedir. Bununla birlikte devletler kendiliğinden kayıt edilecektir.
genellikle ya anayasalarının hükümlerine uyacak
biçimde andlaşmalara hükümler eklemek, ya
7BM Andlaşması:
http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf0
bağlanmayı sağlayacak onayı önceden almak 1/3-30.pdf
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 21

Peki BM’ye tescil ettirilmeyen andlaşma Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası
geçersiz midir? Bir andlaşmanın BM andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında
Sekreteryasına kayıt ettirilmemesi ya da ettirilmesi Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa
ne o andlaşmanın bağlayıcı gücünden güç götürür Mahkemesine başvurulamaz. (Ek: 7.5.2004-5170/7
ne de gücüne güç katar. Yani uluslararası hukukun md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak
aradığı koşulları yerine getiren bir andlaşma BM’ye ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla
kayıt ettirilmeme sebebiyle hükümsüz kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi
olmamaktadır. Öngörülen tek yaptırım, 102. Madde nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda
2. Fıkrada belirtildiği gibi, bu andlaşmanın BM milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.
organları ve UAD önünde taraflarca ileri  Anayasada Cumhurbaşkanının görev ve
sürülememesi olmaktadır. yetkilerini içeren 104. Madde: “Milletlerarası
andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak” bendi;
Andlaşmaların Yapılmasında Türk Sistemi: İlgili  Milletlerarası Andlaşmalarm yapılması,
mevzuat aşağıdaki gibidir8: yürürlüğü ve yayınlanması ve bazı
 1982 Anayasası 90. Madde antlaşmaların yapılması için Bakanlar
[Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma] : Kuruluna yetki verilmesi hakkında Kanun
Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve (Kanun No : 244 Kabul tarihi: 31/5/1963)9
milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların -İmza yetkisinin verilmesi:
onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Madde 1 — Milletlerarası andlaşmaların parafe
onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır. edilmesi, imzalanması veya nota teatisine konu
Ekonomik, ticarî veya teknik ilişkileri düzenleyen teşkil etmesi veyahut bu andlaşmalara katılma
ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmalar, Devlet bildirilerinin yapılması için Türkiye
Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, Cumhuriyetinin temsilcilerinin tâyini ve bu
kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki temsilcilerin yetkilerinin tesbiti, Bakanlar Kurulu
mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, kararnamesiyle olur. Bu kararnameler, Resmî
yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu Gazetede yayınlanmaz.
andlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay -Onaylamanın uygun bulunması kanunu:
içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine Madde 2 — Milletlerarası andlaşmaları onaylama
sunulur. veya bu andlaşmlara katılma, onaylama veya
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama katılmanın bir kanunla uygun bulunmasına
andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye bağlıdır.
dayanılarak yapılan ekonomik, ticarî, teknik veya İktisadi, ticari veya teknik münasebetleri
idarî andlaşma-ların Türkiye Büyük Millet düzenliyen ve süresi bir yılı aşmıyan andlaşmaların
Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur; onaylanması veya bunlara katılmak için; Türk
ancak, bu fıkraya göre yapılan ekonomik, ticarî veya kanunlarına değişiklik getirmemek, Devlet maliyesi
özel kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar, bakımından yüklenme gerektirmemek, kişi
yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz. hallerine ve Türk vatandaşlarının yabancı
memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak
Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü
şartiyle, onaylamanın veya katılmanın uygun
andlaşmaların yapılmasında birinci fıkra hükmü
bulunmasma dair bir kanun yapılması zorunluğu
uygulanır.

9
İlgili Resmi Gazete İçin:
8
Ayrıntılı bir makale için: http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://w
http://hukuk.erzincan.edu.tr/dergi/makale/2004_VIII_2_3. ww.resmigazete.gov.tr/arsiv/11425.pdf&main=http://www
pdf .resmigazete.gov.tr/arsiv/11425.pdf
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 22

yoktur. Bu halde, andlaşmanın onaylanmasının olduğu belirtilen dil veya dillerden biri ile yazılmış
veya buna katılmanın uygun bulunması hakkında metni, yukardaki fıkrada söz konusu kararnameye
bir kanun çıkmamış olup da, onaylama veya katılma ekli olarak Resmî Gazetede yayınlanır.
işlemlerinin yerine getirilmiş olması takdirinde, bu 2’nci maddenin 2, 3 ve 4 üncü fıkraları gereğince
andlaşma, Resmî Gazetede yayınlanmasından bir milletlerarası andlaşmanın onaylanmasının
başlıyarak iki ay içinde, bir Başbakanlık yazısına veya buna katılmanın uygun bulunmasına dair bir
ekli olarak Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu kanun çıkarılması zorunluğu yoksa ve bu
Başkanlıklarına gönderilir. Millet Meclisi ve andlaşmanın onaylanması veya buna katılma bir
Cumhuriyet Senatosu Başkanlıkları, bu Bakanlar Kurulu kararnamesiyle olursa, bu
andlaşmaları, ayrı ayrı genel kurulların bilgisine andlaşmanın onaylanmasının veya buna katılmanın
sunarlar. uygun bulunması hakkında kanun çıkarılamaz.
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanılarak Bakanlar 2. Bir milletlerarası andlaşmanın veya Türkiye
Kurulunca yapılan uygulama andlaşmalarından Cumhuriyetini bağlıyan bir milletlerarası
Türk kanunlarına değişiklik getirmiyenleri andlaşmanın belli hükümlerinin Türkiye
onaylamak veya bunlara katılmak için; bunların Cumhuriyeti bakımından yürürlüğe girdiği; bir
konusu iktisadi, ticari veya teknik münasebetlerin milletlerarası andlaşmanın uygulama alanınm
dışında kalsa veya süresi bir yılı aşsa veya Devlet değiştiği, uygulanmasının durdurulduğu ve sona
maliyesi bakımından bir yüklenmeyi gerektirse erdiği tarihler, bir Bakanlar Kurulu kararnamesiyle
veya kişi hallerine veyahut Türk vatandaşlarının tesbit olunarak Resmî Gazetede yayınlanır.
yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına Bir milletlerarası andlaşma, yukardaki fıkrada söz
dokunsa dahi, onaylama veya katılmayı uygun konusu yürürlük tarihinin tesbitine dair
bulmak üzere kanun yapılması zorunluğu yoktur. kararnamede belirtilen yürürlüğe giriş tarihinde
Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar kanun kuvvetini kazanır.
Kurulunca yapılan iktisadî, ticari, teknik veya idari 3. Milletlerarası bir andlaşmaya dayanılarak
andlaşmalardan Türk kanunlarına değişiklik Bakanlar Kurulunca yapılan teknik veya idari
getirmiyenleri onaylamak veya bunlara katılmak nitelikteki uygulama andlaşmalarmdan ve kanunun
için; bunların süresi bir yılı aşsa veya Devlet verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunca
maliyesi bakımından bir yüklenmeyi gerektirse yapılıp 2 nci maddenin 2nci fıkrasına göre Millet
veya kişi hallerine veyahut Türk vatandaşlarının Meclisi ve Cumhuriyet Senatosunun bilgisine
yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına sunulanların dışında kalan teknik veya idari
dokunsa dahi, onaylama veya katılmayı uygun andlaşmalardan iktisadî veya ticari nitelikte
bulmak üzere kanun yapılması zorunluğu yoktur. olmıyan, özel kişilerin haklarını ilgilendirmiyen ve
-Onaylama ve sair tasarruflar Türk kanunlarına değişiklik getirmiyenlerin
Madde 3- 1. Milletlerarası andlaşmaların yayınlanması zorunlu değildir. Bu fıkra gereğince
onaylanması, bunlara katılma, bunların feshini yayınlanması zorunlu olmayan andlaşmalar
ihbar etmemek suretiyle yürürlük süresini uzatma, hakkmda 1 ve 2 numaralı bentler uyarınca çıkarılan
Türkiye Cumhuriyetini bağlıyan bir Milletlerarası kararnamelerin yayınlanması da zorunlu değildir.
Andlaşmanın belli hükümlerinin yürürlüğe Yukarıdaki fıkra hükmünün dışmda kalan
konulması için gerekli bildirileri yapma, milletlerarası andlaşmalar, 1 numaralı bendin 2’nci
milletlerarası andlaşmalarm uygulama alanının fıkrası uyarınca yayınlanmadan yürürlüğe
değiştiğini tesbit etme, bunların hükümlerinin konulamaz.
uygulanmasını durdurma ve bunları sona erdirme, -Andlaşmalarla ilgili belgelerin hazırlanması
Bakanlar Kurulu kararnamesiyle olur. Madde 4 — 2 ve 3 üncü maddeler gereğince kanun
Onaylama veya katılma konusu olan milletlerarası tasarıları ve kararname tasarılarını ve 2’nci
andlaşmanın Türkçe metni ile andlaşmada muteber maddenin 2’nci fıkrası gereğince Millet Meclisi ile
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 23

Cumhuriyet Senatosunun bilgisine sunulacak olan Andlaşmasının gereği olarak bu Andlaşmaya taraf
andlaşmaların bu Meclislerin Başkanlıklarına arz olan Devletlerle ve Kuzey Atlantik Andlaşması
yazılarını hazırlamak görevi, Dışişleri Bakanlığının teşkilâtı ile yapılan iki veya çok taraflı andlaşmaları,
doğrudan doğruya ilgili olmadığı hallerde, Dışişleri 2’nci maddenin 4’üncü fıkrası gereğince
Bakanlığı ile iş birliği yapılarak ilgili Bakanlıkça onaylamaya veya bunlara katılmaya Bakanlar
yerine getirilir. Kurulu yetkilidir.
Yetki belgesi, onaylama belgesi, onaylama -Andlaşmalarda yer alan maddelerin Gümrük
belgelerinin alınıp verilmesi veya sadece verilmesi resimleriyle ilgili olarak Hükümetin yetkisi
tutanağı, andlaşmaların şeklî örnekleri gibi Madde 7 — 5’inci maddede yazılı andlaşmaların ve
milletlerarası hukukun veya tatbikatın gerektirdiği modüsvivendilerin kapsamına giren maddelerin
her türlü belgelerin asıl veya örneklerini yürürlükteki Gümrük resimlerinde Dışişleri, Maliye,
hazırlamak, Türkiye Cumhuriyeti adına yapılan Ticaret, Gümrük ve Tekel, Tarım ve Sanayi
andlaşmaları miletlerarası kurullarda tescil Bakanlıklarının birlikte lüzum göstermeleri üzerine
ettirmek ve Türkiye Cumhuriyeti adına yapılmış değişiklik yapmaya veya bu maddelerden
veya yapılacak olan milletlerarası andlaşmaların bazılarının resmini kaldırmaya veyahut muaf
resmî sicilini tutmak Dışişleri Bakanlığının tutulmuş olanları umumi tarifedeki resme tabi
görevidir. Dışişleri Bakanlığı dışındaki Bakanlıklar, kılmaya ve bu değişikliklerin uygulanmasına dair
yapılmasına veya yürürlükten kaldırılmasına usul ve şartları tesbit etmeye Bakanlar Kurulu
katıldıkları veya haklarında yapılan işlemler yetkilidir.
üzerinde bilgi edindikleri andlaşmalarla ilgili 3 Bakanlar Kurulu, yukardaki fıkra gereğince aldığı
üncü maddenin 1 numaralı bendinin ilk fıkrasında tedbirleri bir kararname ile yürürlüğe koyar ve
yazılı milletlerarası hukuk tasarruflarına dair bütün bunları, bu kararnamenin Resmî Gazete'de
bilgileri, derhal Dışişleri Bakanlığına verirler. yayımlanmakla yürürlüğe girdiği tarihten
-İktisadi, ticari, idari ve teknik andlaşmaların başlıyarak üç ay içinde, bir kanun tasarısı ile
yapılmasında Hükümetin yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunar.
Madde 5 — Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı -Kaldırılan hükümler
Devletlerle ve milletlerarası kurullarla veya bunlar Madde 8 — Türkiye Hükümeti ile Birleşmiş
adına hareket eden kurumlarla yapılmış olup Milletler, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Türkiye Cumhuriyeti bakımından yürürlükte Teşkilâtı, Milletlerarası Sivil Havacılık Teşkilâtı,
bulunan iki veya çok taraflı andlaşmaların iktisadi, Milletlerarası Çalışma Teşkilâtı ve Dünya Sağlık
ticari, teknik, veya idari hükümlerinin taşıdığı Teşkiâtı arasında Teknik Yardım Teminine
amaçların yerine getirilmesi gayesini güden iki Mütedair Esas Anlaşma ve eklerinin Onanması
veya çok taraflı andlaşmalar ile Türkiye hakkında 3 Temmuz 1953 tarihli ve 6114 sayılı
Cumhuriyetine hibe, kredi veya sair suretlerle kanunun 2 nci maddesi; Yabancı memleketlerle
yardım sağlıyan iki veya çok taraflı andlaşmaları, muvakkat mahiyette modüsvivendiler ve ticaret
iki veya çok taraflı teknik veya idari işbirliği anlaşmaları akdi ve bunların şümulüne giren
andlaşmalarını, iki veya çok taraflı borç ertelenmesi maddelerin gümrük resimlerinde değişiklikler
veya ticaret andlaşmalarını ve aynı nitelikteki yapılması ve anlaşmaya yanaşmıyan devletler
modüsvivendileri 2’nci maddenin 4’üncü fıkrası muvaredatına karşı tedbirler alınması hususunda
gereğince onaylamaya veya bunlara katılmaya Hükümete salâhiyet verilmesi hakkında 1 Şubat
Bakanlar Kurulu yetkilidir. 1956 tarihli ve 6653 sayılı kanunun 1, 2 ve 3 üncü
-NATO ile ilgili andlaşmaların yapılmasında maddeleri ile Birleşmiş Milletler Andlaşması ile
Hükümetin yetkisi Birleşmiş Milletler Teşkilatına bağlı ihtisas
Madde 6 — 18 Şubat 1952 tarihli ve 5886 sayılı müesseselerinin Ana Sözleşmeleri, Avrupa
kanunla onaylanmış olan Kuzey Atlantik Ekonomik İş Birliği Sözleşmesi, Türkiye
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 24

Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri belgesi Dışişleri Bakanlığınca düzenlenmekte ve


Arasında Münakit Ekonomik İş Birliği Anlaşması, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanınca
Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve Hükümetimiz imzalanmaktadır.
tarafından imza edilmiş veya edilecek sair
andlaşma ve sözleşmelerin icaplarından olarak Andlaşmaların Bağlayıcılık Kazanması
ilgili Hükümet ve teşekküller veya bunlar namına Kuralları: Yukarıda da değindiğimiz, 1982
hareket edecek müesseseler ile kredi, yardım ve Anayasası’nın 104. Maddesine göre andlaşmalar
ödeme anlaşmaları akdine Hükümetin salâhiyetli Cumhurbaşkanınca onaylanmak suretiyle
kılınması hakkında 20 Mayıs 1959 tarihli ve 7280 bağlayıcılık kazanmaktadır. Ancak,
sayılı kanunun 1, 2 ve 3 üncü maddeleri Cumhurbaşkanın onayından önce bunların,
yürürlükten kaldırılmıştır. birtakım koşullara göre, ya TBMM’ce uygun
 1173 sayılı “Milletlerarası münasebetlerin bulunması ya da Bakanlar Kurulu’nca kabul
yürütülmesi ve koordinasyonu hakkında kanun” edilmelerine göre, iki grup andlaşma vardır. Birinci
 İlki 5.3.1973 tarihli TBMM içtüzüğü, vd. grup andlaşmaların bağlayıcılık kazanması için,
önce, TBMM’nin bir uygun bulma yasasını kabul
Yukarıda kimileri açıkça verilmiş, kimisine sadece etmesi gerekmektedir. Nitekim 1982 Anayasası 90.
değinilmiş olan mevzuattaki kanun ve hükümlerin Madde birinci fıkra aynen şöyledir: “Türkiye
oluşturduğu uygulamayı aşağıdaki gibi başlıklar Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve
altında toplayabiliriz: milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların
onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Andlaşma görüşmeleri ve Andlaşmanın onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.”
Resmilik Kazanması: TC adına andlaşma Bir andlaşma ilke olarak ancak böyle bir uygun
görüşmelerini hiçbir yetki belgesine gerek bulma yasası ile kabul edildikten sonra
duymadan gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında Cumhurbaşkanınca onaylanma suretiyle geçerli
yapmaya ve bunları paraflamaya ya da imzalamaya olabilmektedir. Bununla birlikte, Anayasamız ve
yetkili olan kişiler Cumhurbaşkanı, Başbakan, ilgili mevzuat, bir “ikinci grup” andlaşmanın
Dışişleri Bakanı ve yalnızca nezdinde atandıkları geçerlilik kazanması için herhangi bir uygun bulma
devletle ya da uluslararası örgütle diplomasi yasasına gerek görmeden Bakanlar Kurulu’nun
temsilciğimizin şef(ler)idir. Bu kişiler dışındaki yetkili olabileceğini kabul etmektedir. Peki nedir bu
herkes için görüşmelere ilişkin bir yetki belgesi ikinci grup andlaşmalar? İkinci grup andlaşmalar
alması gerekmektedir. Eğer, görüşmeler sonunda iki alt gruba ayrılır. İkinci grup andlaşmaların
bir andlaşmanın paraflanması ya da imzalanması “birinci alt-grubu” oluşturan andlaşmaların sahip
gerekiyorsa, mevzuatımızda açık bir hüküm olması gereken özellikler şunlardır:
bulunmamasına rağmen, yurtdışı temsilciliklerimiz
şeflerine de yetki belgesi verilmesi gerekmektedir.  Ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri
Andlaşmaların görüşülmesi ve paraflanması ya da düzenlemek;
imzalanması, olağan olarak, Dışişleri Bakanlığı  Süre olarak 1 yılı aşmamak;
aracılığıyla yerine getirilmektedir. Elbetteki  Devlet maliyesine bir yükleme getirmemek;
Dışişleri Bakanlığı öteki bakanlıklarla ve kamu  Kişisel statüye ve Türklerin yabancı
kurumlarıyla işbirliği yapabilir. Yetki belgesi devletlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak;
gereken yetkili kişi ya da heyetlere bu belge,  Türk yasalarına değişiklik getirmemek.
Dışişleri Bakanlığının Başbakanlığa bir yazısı Bu ikinci grup andlaşmaların “ikinci alt-grubuna”
üzerine, Bakanlar Kurulu kararnamesi ile giren andlaşmalar ise, yine, Türk yasalarına
verilmektedir. Bu kararnameler, Resmi Gazetede değişiklik getirmemek koşuluyla şunlar
yayınlanmaz. Bu durumda, dışa sunulacak yetki olmaktadır:
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 25

 Daha önceden yapılmış bir andlaşmaya gerektirdiği kanısına varılırsa Dışişleri


dayanılarak yapılan uygulama andlaşmaları; Bakanlığınca bir yasa tasarısı hazırlanarak
 Yasaların önceden tanıdığı yetkiye dayanılarak Bakanlar Kuruluna sunulmak üzere Başbakanlığa
yapılan ekonomik, ticari, teknik ya da yönetsel gönderilmektedir. Başbakanlık Kanunlar ve
andlaşmalar. Kararlar Genel Müdürlüğü’nün de incelemesinden
sonra uygun bulma yasa tasarısı TBMM’ye sevk
Yukarıda da verilen 244 sayılı yasanın 5 ve 6. edilmek üzere Bakanlar Kuruluna sunulmaktadır.
maddeleri Bakanlar kurulunun hangi andlaşmaları TBMM’ne andlaşmaların uygun bulunması yasası
yapmakta yetkili olduğunu açıkça belirtmektedir. önerisinin TBMM üyelerince yapılamayacağı ve bu
Ancak sözkonusu yasa, yukarıda maddeler halinde yetkinin münhasıran Bakanlar Kuruluna ait olduğu
özellikleri verilen ikinci grup anlaşmaların alt- kabul edilmektedir. Böylece bir andlaşma yalnızca
gruplarının farklarını bazı koşullarda Bakanlar Kurulu’nun TBMM’ye sevkini uygun
kaldırmaktadır. Pazarcı, 244 sayılı yasa ile görmesi durumunda TBMM’ye sunulabilmektedir.
yukarıdaki ayrıma, aslında bir son verilip, birinci alt Yani, Bakanlar Kurulu’nun, değerlendirmesine bağlı
grup anlaşmaların ikinci alt grup andlaşmalarla bir olarak uygun bulma yasa tasarısını ister Meclis’e
tutulduğunu söylemektedir10. 244 sayılı kanunu sunar istemezse sunmaz. Başka bir deyişle,
tekrar incelemek burada faydalı olacak: 2. madde önceden imzalanmış bir andlaşmanın mutlaka
fıkra 3 ve 4: “ (3)Milletlerarası bir andlaşmaya Hükümetçe TBMM’ye sunulması zorunluluğu
dayanılarak Bakanlar Kurulunca yapılan uygulama yoktur. Hükümetin dış politikayı yürütürken
andlaşmalarından Türk kanunlarına değişiklik imzanlanmış bir andlaşmayı TBMM’ye sevk etme
getirmiyenleri onaylamak veya bunlara katılmak konusunda takdir hakkına sahip olduğu kabul
için; bunların konusu iktisadi, ticari veya teknik edilmektedir.
münasebetlerin dışında kalsa veya süresi bir yılı
aşsa veya Devlet maliyesi bakımından bir TBMM’ye gelen uygun bulma yasa tasarısı ve eki
yüklenmeyi gerektirse veya kişi hallerine veyahut olan andlaşma metni Dışişleri Komisyonu ve ilgili
Türk vatandaşlarının yabancı memleketlerdeki komisyonlarda görüşüldükten sonra TBMM Genel
mülkiyet haklarına dokunsa dahi, onaylama veya Kurulu’na gelmektedir. Bir andlaşmanın uygun
katılmayı uygun bulmak üzere kanun yapılması bulma yasa tasarısının Mecliste görüşülürken,
zorunluğu yoktur. (4)Kanunun verdiği yetkiye andlaşma metni bir bütün olarak oylanır. Yani
dayanılarak Bakanlar Kurulunca yapılan iktisadi, andlaşmanın maddeleri tek tek oylamaya
ticari, teknik veya idari andlaşmalardan Türk sunulmaz. Ayrıca bu maddelere ilişkin değişiklik
kanunlarına değişiklik getirmiyenleri onaylamak önergeleri verme olanağı da yoktur. Dolayısıyla
veya bunlara katılmak için; bunların süresi bir yılı TBMM’nin yaptığı iş, ya andlaşmayı olduğu gibi
aşsa veya Devlet maliyesi bakımından bir kabul etmek ya da reddetmektir. Andlaşmaların
yüklenmeyi gerektirse veya kişi hallerine veyahut uygun bulma yasasının oylaması açık oylama
Türk vatandaşlarının yabancı memleketlerdeki usulüne göre yapılmaktadır.
mülkiyet haklarına dokunsa dahi, onaylama veya
katılmayı uygun bulmak üzere kanun yapılması TBMM’de uygun bulma yasası ile kabul edilen bir
zorunluğu yoktur.” andlaşma, onaylama işlemi için Cumhurbaşkanına
Uygulamada, bir andlaşmanın TBMM’nin yetkisine sunulur. Ancak, bu aşamada da, hükümetin dış
mi yoksa Bakanlar Kurulunun kararına mı politikayı yürütme görevi çerçevesinde uygun
girdiğinin ilk değerlendirilmesi Dışişleri bulma yasasıyla kabul edilmiş andlaşmaları
Bakanlığınca yapılmakta ve uygun bulma yasası Cumhurbaşkanının onayına sunup sunmama ya da
sunma zamanını düzenlemede serbest olduğu
izlenimi doğmaktadır. Uygulamada, herhangi bir
10
Ayrıntı için sayfa 73.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 26

andlaşma ile ilgili olarak uygun bulma kanunu uygun bulma yasasının Resmi Gazete’de
çıktıktan sonra Bakanlar Kurulu kararnamesi ile yayınlanmasından sonra Dışişleri Bakanlığının bu
anılan andlaşmanın metninin Cumhurbaşkanına kez bir Bakanlar Kurulu kararnamesi hazırlaması
gönderildiği ve Cumhurbaşkanının bu kararnameyi ve bunu Başbakanlık aracılığıyla Bakanlar Kuruluna
de imzalaması ile onay işleminin tamamlandığı sunması gerekmektedir. Böylece Bakanlar Kurulu
görülmektedir. Başka bir deyişle, uygun bulma Kararnamesi kabul edilip ekini oluşturan andlaşma
kanunun çıkması tek başına bir andlaşmanın onay metninin Resmi Gazete’de yayınlanması ile TBMM
işleminin tamamlandığı anlamına gelmemektedir. yetkisindeki bir andlaşmanın onaylama işlemi
tamamlanmış olmaktadır.
Yukarıdaki koşullarda uygun bulma yasası ile kabul
edilmiş bir andlaşmanın hükümetçe Peki bir andlaşmanın Dışişleri Bakanlığınca
Cumhurbaşkanına sunulması durumunda, bir başka Bakanlar Kurulunun yetkisinde olduğu
soru da, Cumhurbaşkanının onaylamayı reddetme değerlendirmesi yapılınca yani uygun bulma
hakkına sahip olup olmadığıdır. Bugünkü mevzuat yasasına gerek olmayan andlaşmaların bağlayıcılık
bu soruyu açıkça cevaplayamaz niteliktedir. Ancak, kazanması nasıl olacak? Dışişleri Bakanlığının bir
uluslararası hukukta onaylama işlemine tanınan kararname tasarısı hazırlayıp bunu Başbakanlığa
genel nitelik ve iç hukukumuzda bunun aksini sunması gerekmektedir. Başbakanlık Kanunlar ve
bildiren bir hüküm bulunmaması nedeniyle, bu Kararlar Genel Müdürlüğünün incelemesinden
yetkinin tam bir taktir yetkisi olarak geçen kararname Bakanlar Kuruluna sunulur ve
değerlendirilmesi eğilimi ağır basmaktadır. Eğer eğer burada uygun bulunursa kabul edilir. Bakanlar
böyleyse, Cumhurbaşkanı hiç bir gerekçe Kurulu bir kararname ile onaylamayı kabul etmişse,
göstermeksizin bir andlaşmayı reddetme ya da artık bu andlaşmanın ayrıca bir uygun bulma yasası
onaylama zamanını istediği gibi düzenleme ile yeniden onaylanması yoluna gidilmesine olanak
yetkisine sahip olacaktır. Fakat eğer, yoktur. Anılan kararnamenin Cumhurbaşkanınca
Cumhurbaşkanının onaylama konusundaki yetkisi imzalanması suretiyle bir andlaşmanın
oluşan devlet iradesini yalnızca uluslararası onaylanması işlemi iç hukukumuzda tamamlanmış
bakımdan açıklama olarak değerlendirilirse, o olmaktadır.
zaman Cumhurbaşkanının böyle bir reddetme
yetkisi bulunmayacaktır. Bununla birlikte İç Hukukumuz Açısından Andlaşmaların
Anayasanın 104. Maddesinde öngörülen Yürürlüğe Girmesi Konusunda Kurallar: Bir
Cumhurbaşkanının “Anayasanın uygulanması” andlaşmanın iç hukukumuzda yürürlüğe
gözetme görev ve yetkisi çerçevesinde, Anayasaya girebilmesi için, ilke olarak, Bakanlar Kurulu
aykırı bir biçimde uygun bulma yasası kabul edilen kararnamesi ile Resmi Gazete’de yayınlanması
andlaşmaların onaylanmasını Cumhurbaşkanının gerekmektedir. Ancak, Anayasamızda uygulama
reddetme yetkisi bulunması gerekmektedir. andlaşmaları ile bir yasada önceden tanınan
yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari, teknik
TBMM’nin uygun bulma yasası çıkarmasından ve ve yönetsel andlaşmaların, kimi koşullarda,
Cumhurbaşkanca onaylanmasından sonra anılan yayınlanmadan yürürlüğe girebileceğini öngörmesi
yasanın Resmi Gazete’de yayınlanması ile işlemler üzerine (madde 90/3), bir kuraldışılılık olarak kimi
sona ermemektedir. Gerek 244 sayılı yasanın 3/1. andlaşmaların yayınlanması zorunlu değildir. Bu
Maddesinde “Milletlerarası andlaşmaların gruba giren andlaşmaları, Hükümet isterse yayınlar
onaylanması (..). Bakanlar Kurulu kararnamesi ile isterse yayınlamaz. Bununla birlikte, bu
olur” denmesine, gerekse uygun bulma yasalarında andlaşmaların da ekonomik ve ticari konulara
bu yasanın uygulanmasında Bakanlar Kurulunun ilişkin olanları ile özel kişilerin haklarını
yetkili olduğunun öngörülmesine bağlı olarak, ilgilendirenleri yayınlanmadan yürürlüğe
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 27

konulamamaktadır. Anılan bu kuraldışılıktan başka yetkileri aşarak yapılması, bu yetki aşımının


bütün öteki durumlarda bir andlaşmanın biçimine ve öteki tarafların bu durumdan bilgi
ülkemizde hüküm doğurabilmesi için yayınlanması sahibi olmasına göre geçerliliğini etkilemektedir.
zorunludur. Öte yandan, birinci grup kuraldışı Başka bir deyişle, her yetki aşımı durumu, bir
oluşturan andlaşmaların, yayınlanarak yürürlüğe andlaşmanın otomatik olarak geçersiz sayılma
girmelerinden başlayarak Hükümetçe iki ay içinde nedenini oluşturmaktadır. Yetki aşımları nasıl olur
TBMM’nin bilgisine sunmaları gerekmektedir peki? Örneğin, belirli bir devlet nezdindeki
(Anayasa, madde 90/3); bu yazıları hazırlama diplomasi temsilcisinin başka devletlerle ve
görevi de Dışişleri Bakanlığına aittir (244 – madde herhangi bir yetki belgesine sahip olmadan yaptığı
3/3 ). andlaşma, o temsilcinin kendisine tanınan
yetkilerin çerçevesini aştığını gösterir. Yine,
Andlaşmaların uluslararası açıdan yürürlüğe yalnızca andlaşma görüşmelerini yapmakla
girmesi konusundaki kurallara gelince, bir görevlendirilen bir temsilcinin imzası ile devletini
andlaşmanın Türkiye’yi uluslararası düzeyde bağlayacak bir andlaşma yapması, o temsilcinin
bağlaması onun Cumhurbaşkanınca onaylaması temsil ettiği hukuk kişisinin kendisine tanıdığı
işlemi ile hemen gerçekleşmemektedir. Bu sonuç, sınırlanmış yetkisini aştığı anlamına gelir. Ancak,
ilke olarak, onay belgelerinin taraflarca değişimi ile çok önemli bir nokta olarak şunu belirtmek gerekir:
elde edilebilmektedir. Ancak, bir andlaşmanın imza Burada anılan yetki aşımını, andlaşmanın
ile bağlayıcılık kazanacağı kabul edildiği geçersizlik nedeni olarak sayılabilmek için, bu yetki
durumlarda, iç hukukumuz bakımından gerekli sınırlandırmasının önceden öteki taraflara
işlemler bu imza tarihinden önce gerçekleştirilmek bildirilmiş olması gerekmektedir. Bu hususta 1969
suretiyle, bir andlaşmanın imza ile yürürlüğe VAHS 47. Madde aynen şöyle demektedir: “[Bir
girmesi gerekmektedir. Onaylama işlemi sonucu Devletin rızasını açıklama yetkisine getirilen özel
bağlayıcılık kazanan andlaşmalara ilişkin onaylama sınırlamalar] Bir temsilcinin bir Devletin belirli bir
belgelerinin hazırlanması, bunların değişiminin andlaşma ile bağlanma rızasını açıklama yetkisi
gerçekleştirilmesi ve bunların tutanaklarının spesifik bir sınırlamaya tabi kılınmışsa, temsilcinin
saklanması ile yapılan andlaşmaların BM o sınırlamaya riayet etmemesi kendisi tarafından
sekreteryasına kayıt ettirilmesi Dışişleri açıklanan rızayı geçersiz kılma gerekçesi
Bakanlığı’nın görevidir (244 – 4.m.). yapılamaz, meğer ki temsilcinin bu rızayı
Andlaşmaların Hukuksal Geçerliliği: Bir açıklamasından önce sınırlama diğer görüşmeci
andlaşmanın geçerli olabilmesi için yetkili Devletlere bildirilmiş olsun.” Ve ayrıca, bir
temsilcilerle tarafların serbest iradesine dayanarak andlaşmanın ilgili uluslararası kişisinin ve özellikle
yapılmış olması ve andlaşma konusunu uluslararası bir devletin andlaşma yapma konusundaki iç hukuk
hukukun meşru sayması gerekmektedir. hükümlerine uyulmadan yapılması bu andlaşmanın
hukuksal geçerliliği sorunu ortaya çıkmaktadır. İç
Andlaşmaların yasal yetkililerce yapılmış hukukun andlaşma yapma konusundaki
olması: Bir andlaşmanın geçerli olmasında birinci hükümlerine aykırı yapılan andlaşmaların
koşul, bunun yetkili temsilcilerle yapılmış geçerliliğine ilişkin olarak öğreti bölünmüş
olmasıdır. Aksi durumda, yetki aşımında bulunan durumdadır. Bir görüş, iç hukuka aykırı yapılan
temsilcilerin ya da yetkisiz kişilerin yaptığı andlaşmaların geçersiz olacağını; diğer görüş, iç
andlaşmaların kimi koşullarda temsil ettikleri hukuk hükümlerine uyulmaması halde yapılan
uluslararası hukuk kişisini bağlaması söz konusu andlaşmaların geçerli olacağını; bir başka görüş ise
olmamaktadır. Böyle yetki aşımı sonucu yapılmış andlaşmaların güvenliği bakımından iç hukuk
andlaşmalara ultra vires andlaşmalar adı hükümlerine aykırı biçimde gerçekleştirilen
verilmektedir. Bir andlaşmanın, temsilcilerin andlaşmaları da kimi koşullarda geçerli saymak
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 28

yerinde olacaktır. Nitekim 1969 VAHS de bu görüşü yanılmanın andlaşmanın yapılmasında temel
benimsemektedir. Bakın madde 46 ne diyor: “[İç oluşturan bir veriye ilişkin olması gerekmektedir.
hukukunun andlaşma akdetme yetkisiyle ilgili Başka bir deyişle, yanılan tarafın bu anlaşmayı
hükümleri]: kabul etmesinde önemli rol oynayan bir öğenin söz
konusu olması gereklidir. Örneğin, bir sınır
1. Bir Devlet, bir andlaşmayla bağlanma andlaşmasının yapımında coğrafi haritada bir
rızasının iç hukukunun andlaşma akdetme akarsuyun yanlış biçimde gösterilmesine bağlı
yetkisiyle ilgili hükümlerini ihlal etmek suretiyle olarak belirli bir sınırın saptanması. Bir uluslararası
açıklandığı vakıasına rızasını geçersiz kılan bir hukuk kişisinin yanılma nedenini ileri sürebilmesi
gerekçe olarak başvuramaz, meğer ki ihlal aşikar ve için, bu yanılgının oluşumunda kendisinin hiçbir
iç hukukunun temel önemi haiz bir kuralı ile ilgili katkısı olmaması ya da böyle bir yanılma olasılığı
olsun. izleniminin bu taraf bakımından bulunmaması
2. Bir ihlal, söz konusu meselede normal gerekmektedir. Bakın 1969 VAHS’nin 48. Maddesi
uygulamaya göre ve iyi niyetle hareket eden “hatayı” nasıl açıklıyor: Madde 48- Hata
herhangi bir Devlet için objektif olarak açık
görünüyorsa, aşikardır.” 1. Bir Devletin bir andlaşmadaki bir hataya
andlaşma ile bağlanma rızasını geçersiz kılan bir
Yani sözleşmenin 46. maddesinde altı çizilen nokta gerekçe olarak başvurabilmesi için hatanın
şudur: Bir andlaşmanın geçersizliğinin ileri andlaşma yapıldığı zaman o Devletçe varlığı
sürelebilmesi için, andlaşma yapımına ilişkin farkedilen ve andlaşma ile bağlanma rızasının
hükümlerin çiğnenmesi çok açık ve çiğnenen esaslı bir temelini teşkil eden bir olay ve durumla
kuralın da temel nitelikte olması gerekmektedir. Bu ilgili olması gerekir.
da genellikle, anayasal düzeydeki kurallara açıkça 2. Söz konusu Devlet kendi davranışı ile
aykırı olarak yapılan andlaşmaları kapsar hataya katkıda bulunduysa veya şartlar o Devleti
görünmektedir. Örneğin, uygun bulma yasasından muhtemel bir hatadan haberdar edecek şekilde ise,
sonra onaylama yetkisine sahip olacağı öngörülen 1. paragraf hükümleri uygulanmaz.
bir Devlet Başkanının böyle bir yasa çıkarmadan 3. Bir andlaşmanın sadece kaleme alınışı ile
andlaşmayı onaylaması halinde, ilgili hüküm o ilgili olan bir hata onun geçerliliğini etkilemez; o
andlaşmanın geçersizliğini iddia etmede haklı bir zaman 79. madde uygulanır.
gerekçe olacaktır.
Aldatma ya da Hile: Bir andlaşmanın görüşmeleri
İrade Serbestliği: Bir andlaşmanın geçerli sırasında taraflardan birinin ötekine kimi verileri
olmasında ikinci koşul bunun tarafların serbest bilinçli olarak yanlış sunması sonucu bir andlaşma
iradesine dayanmasıdır. Başka bir deyişle, gerçekleşmişse o zaman bu andlaşmanın da
tarafların belli bir andlaşma ile bağlanmayı ve o geçersiz sayılma olasılığı vardır. Örneğin, kasıtlı
andlaşmanın hükümlerini serbestçe kabul etmesi olarak yanlış harita veya sahte belgeler sunmak
gerekmektedir. İrade serbestliğini yok eden suretiyle bir andlaşmanın yapılmasının sağlanması.
nedenler şunlardır: Yanılma ya da hata, aldatma, 1969 VAHS’nin ilgili hükmü şöyle: Madde 49 -
temsilcinin ayartılması, temsilci üzerinde baskı, [Hile]: “Bir Devlet bir andlaşmayı diğer bir
devlet üzerinde kuvvet tehdidi ya da kullanılması. görüşmeci Devletin hileli davranışı ile yapmaya
Yanılma veya hata: Bir andlaşmanın yapılmasında itildiyse, bu Devlet hileye andlaşmayla bağlanma
taraflardan birinin belirli bir olgu ya da durumun rızasını geçersiz kılan bir gerekçe olarak
varlığı konusunda bir yanılma sonucu rızasını başvurabilir.”
vermesi durumunda, bu andlaşmanın geçersiz Temsilcinin Ayartılması: Bir andlaşmanın
sayılması olasılığı vardır. Ancak, böyle bir yapılması sırasında taraflardan birinin
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 29

temsilcisinin doğrudan ya da dolaylı bir biçimde Devlet üzerinde kuvvet tehdidi ya da


ayartılması ve özellikle rüşvet verilmek suretiyle kullanılması: Bir devlete karşı kuvvet tehdidi ya
elde edilmesi ve andlaşmanın bunun sonucu da kullanımı yoluyla elde edilen andlaşmanın
gerçekleştirilmesi de bu andlaşmanın geçersiz geçersiz sayılması uluslararası hukukta büyük
sayılmasını olanaklı kılmaktadır. 1969 VAHS 50. sorunlara yer verecek bir konudur. Zira, barış
Madde: [Bir Devletin temsilcisinin ayartılması] : andlaşmalarının çok büyük bir bölümü yenenlerin
“Bir Devletin bir andlaşma ile bağlanma rızasının yenilenlere kabul ettirdikleri andlaşmaları
açıklanması temsilcisinin başbir bir görüşmeci oluşturmaktadır. Böylece, uygulanan uluslararası
Devlet tarafından doğrudan veya dolaylı şekilde hukuk, kuvvet kullanımının yasak olmadığı
ayartılması suretiyle sağlandıysa bu Devlet böyle dönemlerde, büyük ölçüde bu yöntemlere
bir ayartılmaya andlaşma ile bağlama rızasını dayanarak gerçekleştirilmiş olan andlaşmaları
geçersiz kılan bir gerekçe olarak başvurabilir.” geçerli saymaktan kaçınmamıştır. BM’nin
andlaşmaların kuvvet tehdidi ve kullanımını
Temsilci Üzerinde Baskı: Bir andlaşmanın gerek yasaklanmasından bu yana bu tür yöntemlerle
görüşmeciler gerekse imza ya da onay yetkisine gerçekleştirilecek andlaşmaların geçerliliği yeniden
sahip kişiler üzerinde yapılan baskı ve zor sorun olarak ortaya çıkmıştır. 1969 VAHS bu
kullanılması (cebir) sonucu gerçekleşmesi soruna açık bir cevap getirmiştir: Madde 52 [Tehdit
durumunda da bu andlaşmanın geçerliliği ortadan veya kuvvet kullanılması yoluyla bir Devletin icbar
kalkmış olmaktadır. Burada kastedilen baskı edilmesi] : “Birleşmiş Milletler Şartı'na geçirilmiş
temsilcinin kendisi ya da mesleki geleceği üzerinde olan milletlerarası hukuk ilkelerini ihlal edecek
yapılacak her türlü tehdit ya da fiziksel zor şekilde kuvvet kullanma tehdidinde bulunmak veya
kullanımın yanında ailesi üzerinde bu tür tehdit ve kuvvet kullanmak suretiyle yapılması sağlanan bir
fiili uygulamaları da içermektedir. 1969 VAHS andlaşma batıldır.” Ayrıca UAD de, genel nitelikli
Madde 51 [Bir Devlet temsilcisinin icbar edilmesi]: iddialardan çok ciddi kanıtlarla doğrulanması
“Bir Devletin temsilcisine karşı yöneltilen hareket gerektiğini belirterek, kuvvet tehdidi ya da
veya tehditler ile icbar edilerek sağlanan Devletinin kullanımı ile elde edilecek andlaşmaların geçersiz
bir andlaşma ile bağlanma rızasının açıklanmasının olacağı kararına varmıştır. Öte yandan, uluslararası
herhangi bir hukuki etkisi olmayacaktır.” öğretide “eşitsiz andlaşma” diye bir kavramla da
Temsilciler üzerinde bu türden bir baskının en karşılaşılmaktadır. Eşitsiz andlaşmadan kasıt,
tanınmış örneği Hitler’in Berlin’e çağırdığı siyasal, ekonomik ve askeri baskılar sonucu bir
Çekoslovakya Cumhurbaşkanı ile Dışişleri Bakanı tarafın başka bir taraftan elde ettiği karşılıklı ve
üzerinde uyguladığı tehdit ve zor kullanması dengeli olmayan bir andlaşma olmaktadır. Burada,
sonucu Çekoslovakya’nın Alman Reich’in11 eline güçlü olan taraf bu gücünü kullanarak eşitlik
bırakılmasını içeren bir andlaşmayı Çekoslovakya üzerine kurulmayan bir andlaşmayı gerçekleştirmiş
Cumhurbaşkanına imzalaması olmaktadır. Bu bulunmaktadır. Bu tür andlaşmaların varlığı her ne
durum, daha önceden, Almanya ile birlikte kadar gerçek ise de, andlaşmaların güvenliği
Çekoslovakya’ya ilişkin Münih Andlaşmasını bakımından ortaya çıkaracağı sorunlar gözönünde
imzalayan İngiltere ve Fransa tarafından hemen tutularak, salt eşitsizliğe dayanan andlaşmaların
protesto edilerek anılan andlaşmanın geçersizliği geçersizliği kuralı, uygulanan hukukta pek kabul
ileri sürülmüştür. görmemektedir. Yani, bu tür baskılar aracılığıyla
imzalandırılmış dahi olsalar o andlaşmalar geçerli
11 Türkçe'de Rayh olarak okunur. Sözlük anlamı
imparatorluk, krallık, devlet ve zenginlik olan; tarihte olacaktır. Burada eklemek gerekir ki, bu tarz
ise Almanların dünyada söz sahibi olduğu devirlere baskılar, 1969 VAHS Son Senedine eklenen bir
verilen ad. Tarihte üç adet Reich dönemi vardır. bildiri ile kınanmıştır.
Üçüncüsü, Adolf Hitler tarafından kurulan Büyük Alman
İmparatorluğu’dur.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 30

Jus Cogens (Uluslararası Buyruk Kural) 1969 VAHS’de belirtilmektedir. Anılan Sözleşme
Aykırılığı12: Bir hukuk düzeni içinde tarafların geçersizlik durumunda bir andlaşmanın yokluğunu
irade serbestliğinin sınırlanabilmesi, o düzenin öngörmekte, geçersizlik nedenlerini mutlak
temelini oluşturan ve hukuk kişilerinin tersini butlan13 ve göreceli butlan14 durumlarıyla sınırlı
kararlaştıramayacağı üst düzey hukuk kurallarının tutmaktır. 1969 VAHS’nin göreceli butlan nedeni
varklığına bağlıdır. Hiyerarşik bakımdan üst düzey olarak değerlendirdiği durumlar şunlardır: İç
kurallara sahip olmayan bir hukuk düzeninde hukuka dayalı yetkisizlik durumları (mad. 46-47),
hukuk kişilerinin aralarında yapacağı andlaşmaları yanılma (mad. 48), aldatma (mad. 49), temsilcinin
geçersiz sayma olanağı yoktur. Buna karşılık, bu ayartılması (mad. 50). Aynı sözleşmenin mutlak
türden üst düzey kurallara sahip olan hukuk butlan olarak değerlendirdiği durumlar ise
düzenleri bu kurallara aykırı andlaşmaları konusu şunlardır: Temsilci üzerinde zor kullanılması (mad.
bakımından meşru kabul etmemektedir. Peki 51), devlet üzerinde kuvvet tehdidi ya da
uluslararası hukuk için de böylesi üst düzey uygulanması (mad. 52), jus cogens’e aykırı
kurallar var mıdır? Öğretide tartışma konusu andlaşmalar (mad. 54 ve 64).
olmakla birlikte, 1969 VAHS üst düzey nitelikte
kuralların uluslararası hukukta var olduğunu kabul Bir andlaşmanın yukarıda belirtilen nedenlerle
etmektedir. Sözleşmenin buyruk kural – jus cogens geçersiz sayılması yöntemine gelince, geleneksel
ile ilgili 53. Maddesi şöyledir – [Bir milletleraras uluslararası hukuka göre, ya tarafların birlikte bir
emredici hukuk normu ile çatışan andlaşmalar]: çözüme varmaları (örneğin, yeni bir andlaşma
“Bir andlaşma yapılması sırasında milletlerarası yaparak geçersizlik nedenini ortadan kaldırmaları)
genel hukukun emredici bir normu ile çatışıyorsa ya da uyuşmazlıklarını barışçı yollarla çözmeye
batıldır. Bu sözleşme bakımından milletlerarası yönelik çaba sarfetmeleri gerekmektedir. Ancak,
genel hukukun emreredici bir normu, bir bütün uygulamada, tarafların birlikte bir çözüme
olarak Devletlerin milletlerarası toplumunun, varamamaları karşısında zarar gören tarafın tek
kendisinden hiçbir surette sapmaya müsaade taraflı olarak geçersiz olduğuna inandığı
edilmeyen ve ancak aynı nitelikte olan daha sonraki andlaşmaya son verdiği görülmektedir. Yalnız bu
bir milletlerarası genel hukuk normu ile durum, eğer andlaşmanın geçerli olduğu saptanırsa
değiştirilebilecek olan bir norm olarak kabul ettiği tek taraflı olarak andlaşmaya son veren tarafın
ve tanıdığı bir normdur.” Ayrıca, aynı sözleşmenin uluslararası sorumluluğu gerekecektir. 1969 VAHS,
64. Maddesi ise aynen şöyledir – [Milletlerarası andlaşmaların geçersiz sayılması konusunda özel
genel hukukunun yeni bir emredici normunun yöntemlerin uygulanmasını öngörmektedir. Buna
ortaya çıkması]: “Eğer milletlerarası genel hukukun göre, bir andlaşmanın geçersiz olduğu kanısında
yeni bir emredici normu ortaya çıkarsa, bu normla olan devlet, bu görüşünü yazılı olarak öteki taraf ya
çatışan mevcut herhangi bir andlaşma batıl hale da taraflara bildirecektir. Bu devletin anılan
gelir ve sona erer.”
13 Mutlak Butlan: Sakat işlem, o hukuk düzeninin çok
Andlaşmaların geçersiz sayılma yolları ve temel bir kuralına aykırı düşmektedir.A nılan sakat
etkileri: Bir andlaşmanın yukarıda belirtilen işlemin kesinlikle ortadan kaldırılması, yani iptali
gerekmektedir. Bu amaçla da gerek bu sakat işlemden
geçerlilik koşullarını yerine getirememesi zarar gören kişiler bunun iptalini isteyebilecekleri gibi,
durumunda, o andlaşmanın hukuksal geçerliliği gerekse hakem ya da yargıç kendiliğinden böyle bir
sakatlanmış demektir. Uygulanan uluslararası işleme son verebilir.
14 Göreceli (nisbi) Butlan: Bu durumda, yalnızca yararı
hukukta andlaşmaların geçersiz sayılması yolları
o hukuk düzenince korunan kişinin haklarının
çiğnenmesi söz konusu olup, sakat işlemin iptalini
12 Ayrıntılar için: C. Zeynep Pirim – Jus Cogens Teorisi isteme yetkisi de bu kişiye ait bulunmaktadır; ne yargıç
Işığında Devletlerin Sözleşme Serbestisi ve Devlet ne de hakem batıl olma nedenini kendiliğinden
Dokunulmazlığı gözönüne alamamaktadır.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 31

bildirimde ayrıca almayı düşündüğü önlemi de çerçevesinde bir çözüm getirmeleri gerekmektedir.
belirtmesi gerekmektedir (örneğin, yok kabul etme, Bu süre içinde uyuşmazlığın herhangi bir çözüme
ileriye dönük olarak son vermek, bir süre bağlanamaması durumunda, bundan sonra
uygulaması durdurmak gibi). Öteki devletlerin başvuralacak yöntemler geçersizlik nedenine göre
buna itiraz etmemeleri durumunda, bildirimin bu değişmektedir. Andlaşmanın geçersizlik nedeni bir
devletlerin eline geçmesinden başlayarak en az üç jus cogens kuralına aykırılık ise, tarafların sorunu
aylık bir sürenin sonunda birinci devlet öngördüğü birlikte bir hakemliğe götürememeleri durumunda
önlemini yürürlüğe koyma hakkına sahiptir. 1969 herhangi birinin tek taraflı olarak UAD’ye
VAHS Madde 65-[Bir andlaşmann geçersizliği, sona başvurmak hakkı doğmaktadır. 1969 VAHS madde
ermesi, andlaşmadan çekilme veya hükümlerini 66 a: “53 cü ve 64 cü maddenin uygulanması veya
askıya alma konusunda izlenecek usul]: yorumu ile ilgili bir ihtilafın taraflarından herhangi
birisi, yazılı bir dilekçe ile, ihtilafı Milletlerarası
1. Bu sözleşmeye göre gerek bir andlaşma ile Adalet Divanı'nın kararına sunabilir, meğer ki
bağlanma rızasındaki bir sakatlığa, gerekse bir taraflar müşterek rızalarıyla ihtilafı hakeme havele
andlaşmanın geçersizliği, sona erdirilmesi, etmekte mutabık kalsınlar.” Öteki geçersizlik
andlaşmadan çekilme veya yürürlüğünün askıya nedenleri için ise zorunlu uzlaştırma yöntemi
alınmasıyla ilgili bir sebebe dayanan bir taraf, diğer öngörülmektedir (mad. 66/b).
tarafları, iddiasından haberdar etmek zorundadır.
Bildirim, andlaşmayla ilgili olarak alınması önerilen Bir andlaşmanın geçersiz sayılmasının hukuksal
tedbirleri ve sebeplerini belirtir. etkisinin ne olacağı konusuna gelince, genel ilke bu
andlaşmanın batıl sayılması olmaktadır (mad.
2. Acil durumlar dışında, bildirimin alınmasından 69/1). Bu, o andlaşmanın ilke olarak yürürlüğe
en az üç aylık bir sürenin geçmesinden sonra hiçbir girdiği andan başlayarak (ab inito) bir hüküm
taraf herhangi bir itiraz ileri sürmediyse, bildirimi doğurmaması demektir. Bununla birlikte,
yapan taraf önerdiği tedbiri 67. maddede kuraldışılık olarak, kimi durumlarda (iç hukuk
öngörüldüğü tarzda yerine getirebilir. bakımından yetkisizlik ya da yanılma
durumlarında; mad 69/3 a contrario) önceden bu
3. Ancak, diğer herhangi bir taraf itiraz etmişse,
andlaşmaya dayanılarak iyi niyetli olarak yapılan
taraflar Birleşmiş Milletler Şartı'nın 33.
işlemlerin son bulmaması kabul edilmesidir (mad.
maddesinde belirtilen araçlarla bir çözüm bulmaya
69/2). Bu kuraldışı durumlardan başka bütün öteki
çalışacaktır.
durumlarda önceden yapılan işlemler iptal edilerek
herşeyin olabildiğince eski durumuna getirilmesi
[BM Şartı madde 33: 1. Süregitmesi uluslararası
gerekecektir (mad 69/2,a). Çok taraflı bir
barış ve güvenliğin korunmasını tehlikeye
andlaşmada geçersizlik nedeni, yalnızca bir
düşürebilecek nitelikte bir uyuşmazlığa taraf
devletin iradesi bakımından söz konusu ise, bu
olanlar, her şeyden önce görüşme, soruşturma,
nedenle öteki taraflar arasında andlaşmanın
arabuluculuk, uzlaşma, hakemlik ve yargısal çözüm
geçerliliğini etkilemeyecektir (mad 69/4). İlke
yolları ile, bölgesel kurulu ya da anlaşmalara
olarak geçersizlilik andlaşmanın tümü ile ilgilidir
başvurarak veya kendi seçecekleri başka yollarla
(mad 44/2). Ancak, geçersizlik nedeninin açık bir
buna çözüm aramalıdırlar. 2. Güvenlik Konseyi,
biçimde yalnızca belirli hükümleri ilgilendirmesi ve
gerekli gördüğünde, tarafları aralarındaki
bunun andlaşmanın yapılması için taraflar
uyuşmazlığı bu gibi yollarla çözmeye çağırır.]
bakımından temel gerekçe oluşturmaması
durumunda, yalnızca bu hükümlerin geçersiz
Eğer öteki devletler bildirime itirazda
sayılması olanağı da vardır (mad. 44/3-4).
bulunmuşlarsa, itiraz tarihinden başlayarak 12 ay
içinde tarafların seçecekleri barışçı yöntemler
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 32

Andlaşmaların Hukuksal Etkileri ve Andlaşmaların ülkesel açıdan etkileri konusuna


Uygulanmaları: Bir andlaşma ilke olarak sadece değinilirse, bir andlaşma ilke olarak taraf
tarafları bağlamaktadır. Ancak, bir çok nedene bağlı devletlerin ülkesinin tümünde hukuksal etki
olarak andlaşmaların üçüncü kişiler bakımından doğurmaktadır; meğer ki andlaşmanın niteliği bu
etki doğurması durumlarıyla da karşılaşılmaktadır. yönde olmasın.
Andlaşmaların taraflar arasındaki etkileri ve
uygulanmalarından bahsetmek gerekirse, Uygulanan uluslararası hukuka göre, bir
andlaşmalar uygulanan uluslararası hukukta en andlaşmanın, aksi bütün taraflarca kabul
azından andlaşmaların temel dayanağını edilmedikçe ya da andlaşmada izin verilmedikçe,
oluşturduğu kabul edilen, Türkçe “söze bağlılık” ya bir bütün olarak uygulanması gerekir. Ancak, bir
da eski adıyla “ahde vefa” – Pacta sunt servanda - andlaşmanın hükümleri ya da niteliği bunu
ilkesi uyarınca, tarafları bağlamaktadır ve iyi engellemiyorsa, ya da tarafların hepsi böyle bir
niyetle uygulanması gerekmektedir. 1969 VAHS durumu kabul ediyorsa, bir andlaşmanın kimi
Madde 26- [Ahde vefa (pacts suı serwanda)]: bölümlerinin isteyen taraflara uygulanmaması
“Yürürlükteki her andlaşma ona taraf olanları olanağı vardır. Bu eski adı “ihtirazi kayıt” olan
bağlar ve tarafların onu iyi niyetle icra etmesi “çekince” yöntemi ile yapılır. Uluslararası hukukta
gerekir.” Genel bir biçimde bu ilke, tarafların bir çekince, bir uluslarası hukuk kişisinin bir
andlaşmayı saptadıkları amacından saptırmadan andlaşmanın kimi hükümleri ile bağlı olmayacağını
uygulamaları gereğini belirtmektedir. açıklayan tek taraflı bir bildirimdir. 1969 VAHS
çekinceyi şöyle tanımlamış: Madde 2/1,d:
Andlaşmaların geriye yürümezliği ilkesi hususunda "çekince", nasıl kaleme alınırsa alınsın veya nasıl
değinmek gerekir ki, bir andlaşmanın hukuksal isimlendirilse isimlendirilsin, Devletin bir
etkilerinin, ilke olarak, yürürlüğe girdiği tarihte andlaşmayı imzalarken, onaylarken, kabul ederken,
başlayacağı kabul edilmektedir. Nitekim, 1969 tasvip ederken veya andlaşmaya katılırken, bazı
VAHS madde 28 şu hükmü içermektedir: andlaşma hükümlerinin hukuki etkisini kendisi
[Andlaşmaların geriye yürümezliği]: “Andlaşmadan bakımından ihraç etmek veya değiştirmek için
farklı bir niyet anlaşılmadıkça veya böyle bir niyet yaptığı tek taraflı bir beyan demektir. Bu tanımdan
başka türlü tespit edilmedikçe, andlaşma da anlaşılabileceği gibi, bir çekince koyulması
hükümleri, andlaşmanın bir taraf bakımından yalnızca çok taraflı andlaşmalar için söz konusu
yürürlüğe girmesinden önce meydana gelen olabilecektir. Zira, ikili andlaşmaya çekince
herhangi bir hareketle veya vakıayla veya ortadan koymaya kalkışmak o andlaşmanın yeniden
kalkan herhangi bir durumla ilgili olarak, o tarafı görüşülmesini gerektirecektir. Bir çekincenin
bağlamaz.” Uluslararası mahkeme kararları da geçerli bir biçimde koyulabilmesinin ilk koşulu,
andlaşmaların geriye yüremezliğini kabul bunun andlaşmada yasaklanmamış olması ve
etmektedir. Ancak, bu kurala andlaşmanın açık bir andlaşmanın amaç ya da konusuna aykırı
hükmü ile tarafların aykırı davranması olanağı her düşmemesi olmaktadır. Nitekim uygulamada kimi
zaman vardır. Sorun açıkça öngörülmediği andlaşmaların çekince koymayı ilke olarak
durumlarda bir andlaşmanın geriye yürüyüp yasakladıkları görülmektedir. Kimi andlaşmalarsa
yürümeyeceğine ilişkindir. Bu hususta kabul edilen belirli maddelere çekince koymayı
şudur: Taraflar açıkça bir andlaşmanın geri yasaklayabilmektedir. Eğer, bir andlaşmada çekince
yürümesini öngörmese bile, niteliğine bağlı olarak konusunda hiç bir hüküm öngörülmemişse, bu
bir andlaşmanın geriye yürümesi olanağı kabul durumda o andlaşmanın amaç veya konusuna
edilmektedir. aykırı düşen çekincelerin konulması kabul
edilmeyecektir. Bir çekincenin geçerli olabilmesinin
ikinci koşulu, koyulan çekincenin taraflarca kabul
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 33

edilmiş olmasıdır. Bu kabul edilme önceden koyulmasına izin verdikleri görülmektedir. Bir
andlaşmanın bir hükmü ile çekince koyulmasının çekincenin ve ona yapılan itirazların taraflarca geri
benimsendiğini bildirme biçiminde olabilecektir. alınması, eğer andlaşma aksini öngörmüyorsa, her
Bu durumda, eğer andlaşma açık bir biçimde kabul zaman yapılabilir. Gerek bir çekincenin gerekse
işleminin gerekliliğini öngörmemişse, çekince öteki itirazın geri alınmasının hüküm doğurmaya
taraflarca kabulüne gerek kalmadan etki başlaması anı, başka bir tarih öngörülmedi ise,
doğuracaktır. Bir andlaşmada çekince açıkça öteki tarafların bu konudaki bildirimi almalarıdır.
yasaklanmadı ise, devletlerin sınırlı sayısından ya Bir andlaşmaya geçerli bir çekince koymanın
da andlaşmanın konu ve amacından andlaşmanın dördüncü koşulu biçimle ilgilidir. Bunun yazılı
bütün taraflar arasında bir bütün olarak olarak yapılması ve bütün öteki taraflara
uygulanmasının tarafların bağlanmasının ana bildirilmesi gerekmektedir. Bir çekinceye itirazın
koşulu olduğu anlaşılırsa, böyle bir çekincenin ya da kabulün de aynı biçimde yazılı olarak
konulabilmesi ancak bütün tarafların kabulü ile yapılması gerekmektedir.
olanaklıdır. Tarafların birinin itirazı bu nitelikli bir 1969 VAHS’nin çekinceler konusundaki ilgili
çekinceyi olanaksız kılacaktır. Eğer bir andlaşmada hükümleri: Kesim 2 – Çekinceler:
çekince koyma yasaklanmadı ise ve bu çekincelerin
Madde 19- Çekincelerin ileri sürülmesi
andlaşmanın konusuna ve amacına ya da temel
Bir Devlet bir andlaşmayı imzalarken, onaylarken,
koşullarına aykırılığı söz konusu değilse, çekince kabul ederken, tasvip ederken, veya bir andlaşmaya
koyan taraf ile buna itiraz etmeyen taraf arasında katılırken aşağıdaki hallerde bir çekinceyi ileri
andlaşmanın çekince ile değiştirilen biçiminin sürebilir:
yürürlüğe gireceği kabul edilmektedir. Böyle bir a- andlaşma çekinceyi yasaklamadıkça;
b- andlaşma, sadece söz konusu çekinceyi kapsamı
durumda, bir andlaşmaya koyulan çekinceye itiraz dışında bırakan, belirli çekincelerin ileri
edilmesi ise kendiliğinden bu andlaşmanın çekince sürülebileceğini öngörmedikçe;
koyan taraf ile itiraz eden taraf arasında yürürlüğe c- (a) ve (b) ben~ilerinin kapsamına girmeyen
girmesine engel değildir. Bu son durumda da durumlarda, çekince andlaşmanın konu ve amacı ile
andlaşmanın taraflar arasında, çekince koyulan bağdaşmazlık etmedikçe.
hükümler dışında, ilke olarak yürürlüğe gireceği Madde 20- Çekincelerin kabulü ve çekincelere itiraz
kabul edilmektedir. Andlaşmanın hiçbir yanıyla 1. Bir andlaşmanın açık bir şekilde izin verdiği bir
yürürlüğe girmemesi ancak itiraz eden tarafın bunu çekincenin diğer akit Devletler ta-rafından daha sonra
açıkça belirtmesi ile olanaklıdır. Bir çekince herhangi bir şekilde kabulü gerekmez, meğer ki
koyulduğu zaman, andlaşmada aksi andlaşma aksini öngörmüş olsun.
2. Görüşmeci Devletlerin sınırlı sayısından ve bir
öngörülmemişse, bu konuda bildirimin eline andlaşmanın konu ve amacından andlaşmanın bütün
geçmesinden başlayarak 12 ay içinde itiraz taraflar arasında bir bütün olarak uygulanmasının her
etmeyen tarafların bu çekinceyi kabul ettikleri birinin andlaşmayla bağlanma rızasının esaslı bir şartı
düşünülmektedir. Bir andlaşmaya katılma yoluyla olduğu anlaşıldığı zaman, bu çekince bütün tarafların
kabulünü gerektirir.
taraf olanlar için bu 12 aylık itiraz süresi katılma
3. Bir andlaşma bir milletlerarası örgütün bir kurucu
anından başlamaktadır. Bir anlaşmaya çekince belgesi olduğu zaman ve başka türlü öngörmedikçe,
koyabilmenin üçüncü koşuluna gelince, bu bu çekince o örgütün yetkili organının kabulünü
çekincenin koyulma anı ile ilgilidir. Bir uluslararası gerektirir.
hukuk kişisinin bir andlaşmaya çekince 4. Bir önceki paragrafın kapsamına girmiyen
durumlarda ve andlaşma aksini öngör-medikçe:
koyabilmesi, ilke olarak, andlaşmanın imzalanması,
onaylanması (kabul edilmesi ya da uygun a. diğer bir akit Devletin bir çekinceyi kabul
bulunması) ya da katılma anında olanaklıdır. etmesi, çekince ileri süren Devleti diğer Devlet
Ancak, çok ender olarak, kimi andlaşmaların bakımından, andlaşma bu Devletler arasında
onaylama ya da katılmadan sonra da çekince
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 34

yürürlüğe girerse veya girdiği zaman, andlaşmanın bir Madde 23- Çekincelerle ilgili usul
tarafı yapar;
b. diğer bir akit Devletin bir çekinceye yaptığı 1. Bir çekincenin açık bir şekilde kabulünün, ve
bir itiraz, andlaşmanın itiraz eden Devletle çekince bir çekinceye yapılan bir itirazın, yazılı şekilde
ileri süren Devlet arasında yürürlüğe girmesini yapılması ve akit Devletlerle andlaşmaya taraf olmaya
engellemez, meğer ki aksi bir niyet kati şekilde itiraz yetkili olan Devletlere bildirilmesi gerekir.
eden Devlet tarafından açıklanmış olsun: 2. Andlaşmayı onaya, kabule veya tasvibe tabi
c. bir Devletin bir andlaşma ile bağlanma olarak imzaladığı zaman ileri sürülmüşse, bir çekince
rızasını açıklayan ve bir çekince içeren bir işlemi en onu ileri süren Devlet tarafından andlaşma ile
azından başka bir akit Devlet çekinceyi kabul eder bağlanma rızasını açıkladığı zaman teyid edilmelidir.
etmez hüküm doğurur. Böyle bir durumda, çekince teyid edildiği tarihte ileri
sürülmüş addedilecektir.
5. İkinci ve dördüncü paragraflar bakımından ve 3. Bir çekincenin teyid edilmesinden önce, açık
andlaşma başka türlü öngörmezse, bir çekince, bir bir şekilde kabulü veya ona yapılan bir itirazın
Devletin bundan haberdar edilmesinden sonraki oniki kendisi, teyid edilmeyi gerektirmez.
aylık bir dönemin sonuna kadar veya, Devletin 4. Bir çekincenin veya bir çekinceye yapılan bir
andlaşma ile bağlanma rızasını daha sonraki bir itirazın geri alınması, yazılı şekilde olmalıdır.
tarihte açıklaması halinde, bu rızasını açıkladığı tarihe
kadar, çekinceye hiçbir itirazda bulunmamış olması
halinde, o Devlet tarafından kabul edilmiş addedilir. Türk Uygulamasında Çekinceler: Evrensel
Madde 21- Çekincelerin ve çekincelere yapılan nitelikli andlaşmalarda Türkiye’nin çekince
itirazlaın hukuki etkisi koyduğu belli başlı andlaşmalar şunlardır: 1928
1. 19, 20 ve 23 üncü maddelere uygun şekilde diğer
bir taraf bakımından tesis edilen bir çekince: Uyuşmazlıkların Barışçı Çözümü Konusunda
a. çekince ileri süren Devletin diğer tarafla Cenevre Genel Senedi (Türkiye, BM’ye 1978
ilişkilerinde, çekincenin ilgili olduğu andlaşma tarihinde gönderdiği bildirim ile bu andlaşmayı
hükümlerini çekince ölçüsünde degiştirir, ve herhaliyle fesh ettiğini bildirmiştir), 1948
b. diğer tarafın çekince ileri süren Devletle
Hükümetlerarası Danışma Örgütü kurucu
ilişkilerinde, bu hükümleri aynı ölçüde degiştirir.
sözleşmesi (Türkiye, kabotaj haklarını ve tekelleri
2. Çekince, andlaşmanın diğer taraflarının kendi saklı tuttuğunu bir çekince ile bildirmiştir), 1946
aralarındaki ilişkilerde andlaşma hükümlerini BM’nin ayrıcalık ve bağışıklıklarına ilişkin sözleşme
değiştirmez. (bu andlaşmaya 5 konuda çekince koyan Türkiye,
3. Bir Çekinceye itiraz eden bir Devlet andlaşmanın
1957’de son üç çekincesini geri almıştır), 1951
kendisiyle çekince ileri süren Devlet arasında
yürürlüğe girmesine itiraz etmemiş olduğu zaman, Sığınmacıların hukuksal durumuna ilişkin sözleşme
çekincenin ilgili olduğu hükümler iki Devlet arasında ile 1966 tarihli ek protokol. Türkiye adınca
çekince ölçüsünde uygulanmaz. çekinceleri koyma yetkisini kullanan otoritelere
Madde 22- Çekincelerin ve çekincelere yapılan gelince, imza sırasında koyulan çekinceler için
itirazlaın geri alınması
bunların andlaşma görüşmelerine ve
1. Andlaşma başka türlü öngörmedikçe, bir çekince
her zaman geri alınabilir, ve çekinceyi kabul etmiş imzalanmasına Bakanlar Kurulu kararnamesi ile
olan bir Devletin rızası geri alma için gerekli değildir. görevlendirilen temsilciler oldukları görülmektedir.
2. Andlaşma başka türlü öngörmedikçe, bir çekinceye Andlaşmanın onaylanması ya da katılma
yapılan bir itiraz her zaman geri alınabilir. aşamasında ise, çekince koyan otorite, gerekli iç
3. Andlaşma başka türlü öngörmedikçe veya başka
hukuksal işlemi gerçekleştiren otorite olmaktadır.
türlü mutabık kalınmadıysa;
a. bir çekincenin geri alınmasını diğer bir akit Eğer, bir andlaşmanın onaylanması uygun bulma
Devlet bakımından ancak o Devlet bu konudaki yasasını gerektiriyorsa çekincelerin bu yasa içinde
bildirimi aldıktan sonra hüküm doğurur. yer alması sebebiyle çekinceyi koyan otorite TBMM
b. bir çekinceye yapılan bir itirazın geri alınması olacaktır. Eğer Bakanlar Kurulunun andlaşmayı
ancak çekinceyi ileri süren Devletin bu konudaki
kabul edecekse o vakit çekince Bakanlar Kurulu
bildirimi almasından sonra hüküm doğurur.
tarafından konabilecektir. Türk hukukunda
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 35

çekincelerin geri alınmasıyla alakalı herhangi bir andlaşmanın tarafları bu andlaşmanın bir
hüküm mevzuatta bulunmamasına rağmen, hükmünün bir üçüncü Devlet için bir yükümlülük
çekincenin ya onu koyan otoritece ya da bir üst aracı olmasını kast ettiyse ve üçüncü Devlet o
otoritece geri alınması mümkündür. Örneğin, yükümlülüğü açıkça yazılı bir şekilde kabul ettiyse,
BM’nin ayrıcalıkları ve bağışıklıkları konusundaki bu andlaşma hükmünden üçüncü bir Devlet için bir
sözleşmeye 1950’de katılma sırasında uygun bulma yükümlülük ortaya çıkar. Madde 36- [Üçüncü
yasası ile koyulan çekincelerin bir bölümünün daha Devletler için haklar öngören andlaşmala]r:
sonra geri alınması çıkarılan bir yasa ile
gerçekleştirilmiştir. İmza sırasında konulan bir 1. Bir andlaşmanın tarafları andlaşmanın bir
çekincenin geri alınması gerekiyorsa, onaylama hükmünün ya üçüncü bir Devlete veya o Devletin
yoluyla yürürlüğe girmiş bir andlaşma durumunda mensubu olduğu Devletler grubuna, ya da bütün
bu çekincenin onaylanan otorite tarafından geri Devletlere, bir hak vermesini kast ettiyse ve üçüncü
alınması gerektiği düşünülmektedir. Böylece, bu Devlet buna rıza gösterirse, üçüncü Devlet için
yetkili otorite, onaylama amacıyla gerçekleştirilen andlaşmanın bu hükmünden o hak doğar. Üçüncü
hukuksal işlemin Bakanlar Kurulunca ya da Devletin rızası, aksi belirtilmediği sürece farz edilir,
TBMM’ce yapılmasına göre iki otoriten biri meğer ki andlaşma başka türlü öngörsün.
olacaktır. Ancak, geri alma işleminin, onaylama için 2. Birinci paragrafa göre bir hakkı kullanan bir
olduğu gibi, daha sonra Cumhurbaşkanınca Devlet bu hakkın kullanılması için andlaşmada
imzalanarak yürürlüğe konulması gerekecektir. öngörülen veya andlaşmaya uygun şekilde tesis
edilen şartlara uyacaktır.
Andlaşmaların üçüncü kişiler bakımından
etkileri: Andlaşmaların üçüncü kişiler bakımından En Çok Gözetilen Ulus Kaydı15: “En çok gözetilen
ne hak ne de yükümlülük doğurması, ilke olarak, ulus kaydı” ya da eski adıyla “en ziyade müsaadeye
kabul edilmemektedir. 1969 VAHS madde 34 şu mazhar millet kaydı” bir andlaşmada tarafların belli
şekildedir: Madde 34- Üçüncü Devletlerle ilgili bir konuda üçüncü devletlere ya da yurttaşlara
genel kural]: “Bir andlaşma, rızası olmadan üçüncü tanıdıkları veya tanıyacakları en iyi muameleyi,
bir Devlet için ne hak ne de yükümlülük yaratır.” birbirlerine ya da yurttaşlarına karşı da uygulamayı
Yani bir andlaşmanın üçüncü kişiler bakımından kabul ettiklerini açıklayan bir hükümdür16.
herhangi bir etkisi ancak bu üçüncü kişilerin rızası Somutlaştırırsak, örneğin, A ve B devletleri
ile olanaklıdır. Bununla birlikte, bir kuraldışılık arasında yapılan ve “en çok gözetilen ulus kaydı”
olarak, kimi andlaşmaların birtakım koşullarda içeren bir andlaşma daha sonra A ve C devletleri
rızalarına gerek kalmadan üçüncü kişiler arasında yapılan ve A’nın C’ye daha avantajlı bir
bakımından etki doğurduğu durumlarla da muamelesini öngören andlaşma hükümlerinin B’ye
karşılaşılmaktadır. Uygulanan uluslararası hukuk, de uygulanmasını sağlayacaktır. Daha çok
bir andlaşmanın üçüncü kişiler lehine haklar ekonomik ve ticari andlaşmalarda çok rastlanan bu
doğurabileceğini kabul eder. Ancak bunun üçüncü kayıt, genellikle bir tarafın başka bir tarafa
kişilerce kabul edilmesi gerekmektedir. Hatta tanıyacağı durumu iyileştirici nitelikli hükümleri bu
anılan kabul etmenin üstü kapalı verilmiş olması da kaydı içeren andlaşmadaki tarafa da uygulayacağını
yeterlidir. Ancak, eğer bir andlaşma üçüncü kişilere bildirmektir. En çok gözetilen ulus kaydı, çeşitli
yükümlülükler öngörüyorsa, burada biçimlerde kullanılabilmektedir. Birinci olasılık, bu
yükümlülüklerin üçüncü kişiler tarafından açıkça kaydın hiçbir koşula bağlı olmadan öngörülmesi
kabul edilmesi gerekir. Hatta 1969 VAHS
yükümlülüğün bu kabulünün yazılı olmasını 15
Ayrıntılar için: P. Baklacı – En Çok Gözetilen Ulus Kaydı ve
öngörmektedir: Madde 35- [Üçüncü Devletler için Uyuşmazlık Çözüm Yollarına ilişkin Kurallar
16 En çok gözetilen ulus kaydı ilk olarak ABD ile Fransa
yükümlülükler öngören Andlaşmalar]: “Bir
arasındaki 1778 tarihli bir andlaşmada kullanılmıştır.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 36

olmaktadır. Bu durumda, bu kayıttan yararlanması  Denize kıyısı olmayan devletlere tanınan


gereken tarafın aynı koşulları karşı tarafa açık denize çıkma kolaylıklarını ve ayrıcalıklarını
uygulaması zorunluluğu yoktur. Somutlaştırılırsa, içeren andlaşma hükümleri.
örneğin A ve B arasında anılan kaydı içeren Üçüncü kişiler bakımından yükümlülükler
andlaşma uyarınca A’nın başka bir andlaşmayla doğuran andlaşmalar: Uygulamada, az da olsa, bir
C’ye tanıyacağı gümrük kolaylıklarını B’ye de andlaşmanın taraflarının üçüncü kişiler
uygulaması gerekmesine karşın, B’nin A’ya aynı bakımından birtakım yükümlülükler öngördüğü
kolaylıkları uygulama zorunluluğu yoktur. İkinci durumlarla karşılaşılmaktadır. Örneğin, Versailles
olasılık, bu kaydın uygulanmasında bir karşı koşul Andlaşmasının17 bir maddesinin İsviçre
öngörülmesi olmaktadır. Bu durumda ise, bir bakımından öngördüğü tarafsızlık yükümlülüğü bu
tarafın başka bir tarafa tanıyacağı kolaylıkları bu konuda gösterilen bir örnektir. Türk uygulmasında
kaydı içeren andlaşma tarafına uygulaması, da üçüncü kişiler bakımından yükümlülükler içeren
üzerinde anlaşılan koşulun bu sonuncu tarafından kimi düzenlemeler öngören andlaşmalara
yerine getirilmesine bağlıdır. Üçüncü olasılık, rastlanmaktadır. Nitekim, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin
anılan kaydın uygulanması için tarafların kurulması çalışmaları sırasında, 1959’da Zürih’te,
karşılıklılık öngörmeleri olmaktadır. O zaman ise, Türk, Yunan ve İngiliz başbakanları arasında
birinin başka bir andlaşma sonucu bir üçüncü saptanan ve aynı yıl Londra’da imzalanan
tarafa tanıyacağı kolaylıkların aynını anılan kaydı andlaşmanın hem Kıbrıs Rum toplamı başkanı hem
içeren andlaşma tarafına uygulaması aynı karşılığın de Kıbrıs Türk toplumu başkanı tarafından yapılan
bu sonuncu tarafından kendisine tanınmış olmasına bildiriler ile kabul edildiği görülmektedir. Elbette ki
bağlıdır. En çok gözetilen ulus kaydının bu tür andlaşmaların ilgili üçüncü kişiler bakımında
uygulanmasında uluslararası hukukta kimi hüküm doğurabilmesi için temel koşul bu
kuraldışılıklar vardır. Geleneksel olanlar: yükümlülüğün üçüncü kişilerce de kabul
 Taraflar arasında gümrük vergilerini edilmesidir. Diğer koşul ise, bu kabulün yazılı
ortadan kaldıran ve üçüncü devletlere karşı bir yapılması gerekir.
ortak gümrük politikası izlenmesini gerektiren Andlaşmaların üçüncü kişiler bakımından rızaları
gümrük birliği andlaşmaları, gerekmeden etki doğurması: Andlaşmaların
 Taraflar arasında gümrük vergilerini yalnızca tarafların arasında hukuksal etki
kaldıran ancak üçüncü devletlere karşı herbir doğurması ilkesine kuraldışılık oluşturan ikinci
devleti bu konuda serbest bırakan serbest değişim durum, üçüncü kişilerin rızalarını açıklamasına bile
bölgesi oluşturan andlaşmalar, gerek görülmeyen kimi andlaşmaları
 Sınır ticaretine ilişkin olarak tanınan kapsamaktadır. Uluslararası uygulamadan doğan ve
kolaylıkları içeren andlaşmalar. herkes bakımından etki doğurmaları “objektif
durum” yarattıkları gerekçesiyle açıklamaya çalışan
Bu geleneksel kuraldışılıklara ek olarak bu andlaşmalara aşağıdaki konularda
Uluslararası Hukuk Komisyonu şunları da rastlanmaktadır: bir devletin siyasal statüsü, bir
eklemiştir: devletin ülkesinin tümünün ya da bir bölümünün
silahsızlandırılması, askerden arındırılması gibi
 Gelişmiş ülkelerin gelişme yolundaki konularda ülkesel statü, uluslararası önemde deniz
ülkeler lehine tanıyacakları genelleştirilmiş ya da akarsu yollarının statüsü, kimi uluslararasu
tercihler sistemini içeren andlaşma hükümleri, örgütlerin uluslararası hukuk kişiliği. Bir tür
 Gelişmekte olan ülkelerin yalnızca birbirleri objektif durum yaratan ve bu nedenle bu durumları
arasında öngöreceği kolaylıkları ve ayrıcalıkları
içeren ticaret andlaşmaları, 17
Versailles Antlaşması İtilaf devletleri ve Almanya arasında
yapılmıştır.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 37

yaratan andlaşmaların tarafları dışında da ve 4. Tarafların bir terime özel bir mana vermek
üçüncü kişilerce herhangi bir özel kabul işlemine istedikleri tespit edilirse, o terime o mana verilir.
gerek kalmadan herkese karşı (erga omnes)
Maddde 32- Tamamlayıcı yorum araçları
hukuksal etki doğuracağı kabul edilen bu
31. maddenin uygulanmasından hasıl olan manayı
andlaşmalaın hukuksal dayanağı konusunda teyid etmek veya 31. maddeye göre yapılan yorum,
öğretide çok çeşitli görüşler vardır. Bu görüşleri, a- manayı muğlak veya anlaşılmaz bırakıyorsa,
yapılan andlaşmaların uluslararası bir yarara b- çok açık bir şekilde saçma olan veya makûl
yönelik olduğu takdirde objektif durumun ortaya olmayan bir sonuca götürüyorsa, manayı tespit
çıktığı hususunda birleştirmek mümkün. Ancak, etmek için andlaşmanın hazırlık çalışmalarına ve
objektif durum yaratan bu tür andlaşmaların yapılma şartları dahil, tamamlayıcı yorum
araçlarına başvurulabilir.
üçüncü kişiler bakımından etki doğurması genel bir
kabul görmez. Ayrıca 1969 VAHS’de de bu konuda Madde 33- ki veya daha fazla dilde tevsik edilmiş
bir hüküm bulunmamaktadır. olan andlaşmaların yorumu
Andlaşmanın Yorumlanması: Bir çok taraflı 1. Bir andlaşma iki veya daha fazla dilde tevsik
andlaşmanın yorumu, yazarlar, üçüncü devletler edildiği zaman, görüş ayrılığı halinde, belirli bir
organları veya tek başına taraf devletler tarafından metnin üstün tutulacağını metnin kendisi
yapıldığı vakit, bu yorumlara andlaşma taraflarının öngörmedikçe veya taraflar öyle
kararlaştırmadıkça, herbir dildeki metin aynı
uyması zorunluluğu yoktur, meğer ki sözkonusu
şekilde geçerlidir.
yorum tarafların ortak yorumu ya da uluslararası 2. Metnin tevsik edildiği dillerden gayrı bir dildeki
yargı veya hakemlik organlarının yorumu olsun. bir andlaşma sureti, ancak andlaşmanın öngörmesi
veya tarafların kabul etmesi halinde geçerli bir
1969 VAHS - Kesim 3 - Andlaşmaların yorumu: metin telakki edilir.
Madde 31- Genel yorum kuralı 3. Andlaşma hükümlerinin herbir geçerli metinde
1. Bir andlaşma, hükümlerine andlaşmanın bütünü aynı manayı taşıdığı farz edilir.
içinde ve konu ve amacının ışığında verilecek 4. Birinci paragrafa göre, belirli bir metinin üstün
alelade manaya uygun şekilde iyi niyetle tutulduğu durumlar saklı kalmak üzere, geçerli
yorumlanır. metinler arasında yapılan bir karşılaştırma, 31. ve
2. Bir andlaşmanın yorumu bakımından, 32. maddelerin uygulanmasının ortadan
(andlaşmanın) bütünü, girişini ve eklerini içine alan kaldırmadığı bir mana farkı ortaya koyarsa,
metne ilaveten, aşağıdakileri kapsar: andlaşmanın konu ve amacı gözönünde
a- andlaşmanın akdedilmesi ile bağlantılı olarak tutulduğunda metni en iyi uzlaştıran mana
bütün taraflar arasında yapılmış olan andlaşmayla benimsenecektir.
ilgili herhangi bir anlaşma;
b- andlaşmanın akdedilmesi ile bağlantılı oiarak bir Andlaşmaların Çatışması: İki değişik andlaşmanın
veya daha fazla tarafça yapılan ve diğer taraflarca aynı konuda ayrı ve birbiriyle çatışan hükümler
andlaşmayla ilgili bir belge olarak kabul edilen içermesi mümkün olabilmektedir. Peki bunlardan
herhangi bir belge. hangisine öncelik verilir? Bu soruyu
3. Andlaşmanın bütünü ile birlikte aşağıdakiler (de)
cevaplayabilmek için dikkate alınacak husus
dikkate alınır:
a- Taraflar arasında andlaşmanın yorumu veya şunlardır: Çatışan andlaşmalardan biri çatışma
hükümlerinin uygulanması ile ilgili olarak yapılan durumunu düzenleyen bir hüküm içeriyor mu
daha sonraki (tarihli) herhangi bir anlaşma, yoksa andlaşmalarda çatışma konusuna ilişkin
b- Tarafların andlaşmanın yorumu konusundaki herhangi bir hüküm yok mu?
mutabakatını tespit eden andlaşmanın uygulanması
ile ilgili daha sonraki herhangi bir uygulaması. 1. Çatışma konusunda hüküm içeren
c- Taraflar arasındaki ilişkilerde milletlerarası
andlaşmalar: Bir andlaşmanın başka bir andlaşma
hukukun tatbiki kabil herhangi bir kuralı.
ile çatışması söz konusu olduğu zaman hangisinin
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 38

üstün tutulması gerektiği konusunda bir takım yapılan andlaşmaların tarafları olan Devletlerin
hükümler içermesi mümkündür. Bu hakları ve yükümlülükleri, aşağıdaki paragrafa
andlaşmalardan kimisi, çatışma durumunda uygun şekilde tespit edilecektir: (...)” Her ne kadar
kendisinin üstün geleceği öngörürken (örneğin BM yukarıdaki hüküm BM Andlaşmasının yalnızca üye
Andlaşması, mad. 103.), başka bir bölümü de böyle devletlerin yapacağı öteki andlaşmalara üstünlüğü
durumlarda ya önceden belirlenmiş birtakım öngörmekte olup üçüncü devletlere bu yolda
andlaşmaların kendilerinden üstün tutulmasını18 ya doğrudan bir hukuksal yükümlülük getirmiyorsa
da tüm andlaşmaların kendilerinden üstün da, üye devletlerin anılan hükümle kabul ettikleri
tutulmasını19 kabul etmektedir. Yukarıdaki yükümlülükleri aslında üçüncü devletlerle
belirtilen durumlarda, eğer her iki andlaşmanın yaptıkları andlaşmaların uygulanmaması sonucunu
tarafları aynı ise, üstünlüğü öngörülen hükümlerin doğuracaktır. Bu duruma yalnızca bütün tarafları
uygulanması gerekmektedir. 1969 VAHS madde BM üyesi bulunmayan andlaşmalar görmektedir ki
30/2: “Bir andlaşma, bir önceki veya sonraki onların da sayısı çok değildir.
andlaşmanın hükümlerine tabi olduğunu veya
onlarla bağdaşmaz addedilemeyeceğini belirttigi 2. Çatışma konusunda herhangi bir hüküm
zaman, o diğer andlaşmanın hükümleri üstündür.” içermeyen andlaşmalar: Burada, böylesi bir
Sorun, andlaşmaların tarafları değişik olduğu durumu uluslararası hukukun bu konuda
zaman ortaya çıkmaktadır. Böyle bir durumda, öngördüğü genel kurallara göre değerlendirmek
özellikle başka bir andlaşmanın üçüncü kişilerin de gerekecektir. Eğer tarafları aynı olan andlaşmalar
taraf bulunduğu belirli bir andlaşmayı üstün söz konusu ise, bu durumda uygulanan uluslararası
tutulması, ilke olarak, ilk andlaşmaya taraf hukukta kabul edilen temel kural, sonraki
olmayanlar için olanaklı görülmemektedir. Bununla andlaşmanın önceki andlaşmaya üstün olacağı
birlikte, evrensel uluslararası hukuk düzeninin kuralıdır. Bu kural iç hukukta aynı otoriten
sağlanmasında çok önemli yeri olan ve uluslararası kaynaklan kurallar için uygulanan lex posterior
toplumun aşağı yukarı tümünün taraf bulunduğu derogat priori (sonraki kural öncekini ortadan
çok taraflı andlaşmaların bu tür hükümlerinin kaldırır) özdeyişinin uluslararası hukukta bir
bütün andlaşmalar bakımından geçerli olması hukuk genel ilkesi niteliğiyle uygulanması
gerektiği yönünde bir eğilim vardır. Bunun en olmaktadır. Bu kuralın olağan sonucu ise, eğer
çarpıcı örneği BM Andlaşmasının 103. Maddesi sonraki andlaşma öncekinin düzenlediği tüm
olmaktadır: 103. Madde: “Birleşmiş Milletler konuları her yanıyla düzenliyorsa önceki andlaşma
üyelerinin işbu Antlaşma'dan doğan geçerliliğini yitirecektir. Ancak, sonraki andlaşma
yükümlülükleri ile başka herhangi bir uluslararası öncekinin ele aldığı konuları her yanıyla
anlaşmadan doğan yükümlülüklerinin çatışması düzenlemiyorsa, o zaman sonraki andlaşma
durumunda, işbu Antlaşma'dan doğan hükümleri ile önceki andlaşmanın ona aykırı
yükümlülükler üstün gelecektir.” Nitekim 1969 düşmeyen hükümleri yürürlükte kalacaktır. 1969
VAHS de 30. Maddesi ile bunu teyid eder: “1. VAHS madde 30/3: “Daha önceki bir andlaşmanın
Birleşmiş Milletler Şartı'nın 103 üncü maddesi saklı bütün tarafları aynı zamanda sonraki andlaşmaya
kalmak üzere, aynı konuyla ilgili olarak ardarda da taraf olduğu fakat önceki andlaşma 59 uncu
maddeye göre sona erdirilmediği veya yürürlüğü
18 Örneğin, 1921 Uluslararası Önemdeki Akarsu Ulaşım askıya alınınadığı zaman, daha önceki andlaşma
Yollarının Rejimi Konusundaki Barselona Sözleşmesinin sadece hükümlerinin sonraki andlaşmayla
16. Maddesi çatışma durumunda Milletler Cemiyeti
Misakının üstün tutulacağını öngörmektedir. bağdaşması ölçüsünde uygulanır.”
19 Örneğin, 1963 Viyana Konsolosluk İlişkileri
Sözleşmesi’nin 73/1 maddesi bu konuda önceden Tarafları değişik olan andlaşmalar: Birbiriyle
yapılmış andlaşmaların yürürlükte olmasını kjabul çatışan ve değişik taraflar arasındaki andlaşmaları
etmektedir.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 39

da birbiri ardından gelen ve tarafları kısmen her iki andlaşmaya taraf biri ile yalnızca bir
değişmiş olan andlaşmalar ile yalnızca bir tarafın andlaşmaya taraf biri arasında (örneğimizde A ve
aynı kalıp öteki tarafların tümüyle değişik olduğu D) diyebiliriz her ikisini de bağlayan tek andlaşma
andlaşmalardan ayırmak gerekir. olan önceki andlaşma uygulanacaktır (bakınız:
1969 VAHS madde 30/4, b).
a. Birbiri ardından yapılan ve tarafları
kısmen değişen andlaşmalar: Bu varsayımdaki b. Yalnızca bir tarafın aynı olduğu
andlaşmalar çok taraflı nitelikte olup, örneğin andlaşmalar: Bu varsayımda ise, bir yanda,
birincisinde A, B, C, D, E taraf iken ikincisinde örneğin, A, B ya da A, B, C andlaşması ile öte yanda,
yalnızca A, B ya da A, B ve C vb. Taraflarının örneğin, A, D ya da A, D, F andlaşmaları arasında bir
bağlandığı görülmektedir. Bu durumda, her iki çatışma söz konusudur. Ancak, dikkat edilirse,
andlaşmaya taraf olanlar arasında (örneğimizde A, böyle bir çatışmaya yer verecek kişi A’dır. Durum
B ya da A, B, C), ilke olarak, lex posterior derogat böyle olunca, A, Pacta sunt servanda ilkesi gereği,
priori kuralı gereği sonraki andlaşma ile öncekinin her iki andlaşmayı da ilke olarak uygulamak
buna aykırı olmayan hükümleri uygulanacaktır. zorundadır. Ancak, fiilen bu olanaklı olmadığına
göre, A’nın ikisinden birine öncelik vermesi söz
1969 VAHS madde 30: konusu olduğunda ötekinin taraflarına karşı
4. Sonraki andlaşmanın tarafları önceki uluslararası sorumluluğu bulunacaktır. Öğretide bu
andlaşmanın taraflarının tamamını kapsamadığı tür iki andlaşma arasında, iyi niyet ilkesi gereği,
zaman: A’nın önce yaptığı andlaşmayı uygulamasının doğru
a- her ikisine taraf olanlar arasında üçüncü olacağı görüşü ağırlık taşımaktadır.
paragrafta yer alan aynı kural uygulanır.
b- her iki andlaşmaya taraf olan bir Devletle sadece Andlaşmaların Sona Ermesi ya da
andlaşmaların birisine taraf olan bir Devlet Uygulamalarının Durdurulması: Üç durumla
arasında, her iki Devletin tarafı oldukları andlaşma mümkündür: Tarafların ortak iradeleri sonucu,
bunların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini yönetir. tarafların tek taraflı iradesi sonucu ve kimi olaylar
sonucu. Tarafların ortak iradesi ile bir andlaşmanın
Bununla birlikte, eğer önceki çok taraflı andlaşma sona ermesi ya o andlaşma içindeki bir hükümle
bunu yasaklamaktaysa ya da sonraki özel andlaşma sağlanır ya da andlaşmada sona erme tarihi gibi bir
gerek konu ve amacı bakımından gerekse önceki hüküm olmaması halinde, sadece tarafların bu
andlaşmanın taraflarının yararlanacağı haklar yöndeki bir rızaları ile de olabilmektedir. Bir
bakımından ayrıcalıklar ortaya çıkıyorsa, bu olanak andlaşmanın içinde yer verilen çeşitli hükümlerin
ortadan kalmaktadır. Öte yandan, kimi durumlarda bu andlaşmaya son verme ya da uygulamasını
önceki andlaşmanın taraflarının sayısının (örneğin durdurma konularını düzenledikleri görülmektedir.
A, B, C) sonrakinden (örneğin sayısı A, B, C, D, E ...) Bu hüküler kimi zaman andlaşmanın belirli bir süre
daha az olursa, bu durumda, eğer önceki sonunda, kimi zaman birtakım olayların çıkması ile
andlaşmanın tarafları bunu yürürlükten kaldırmadı ve kimi zaman da tarafların kendilerine tanınan
ise ya da sonraki andlaşma yasaklamıyorsa, bu özel andlaşmayı feshetme ya da andlaşmadan çekilme
andlaşmanın sonraki genel andlaşmanın amaç ve hakkını kullanmaları yoluyla andlaşmaların sona
konusuna aykırı düşmemesi koşuluyla, ilgili taraflar ereceğini öngörmektedir. Bunlara andlaşma
arasında önceki andlaşmanın uygulanması olanağı hükümlerinin gereğinin yerine getirilmesi sonucu
vardır. Lex specialis derogat generali (özel kural andlaşmanın son bulmasını da eklemek gerekir
genel kuralı ortadan kaldırır) özdeyişinin bir (örneğin, bir alım satım andlaşmasnın malların
uygulaması olan bu kural kesin olmayıp, her somut teslimi ile son bulması). Tarafların rızası konusuna
olaya göre değerlendirilmesi gerekir. Buna karşılık, gelince, bir andlaşmanın tarafları, bu andlaşmanın
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 40

sona ermesi ya da uygulamasının durdurulması Sonuç bakımından aynı olmamakla birlikte, çok
konusunda herhangi bir hüküm içermese de, ona taraflı bir andlaşmanın bir tarafının kendisi
rızaları ile son verme ya da uygulanmasını bakımından bu andlaşmaya son verme işlemine ise
durdurma yetkisine sahiptirler. Bu amaçla, bir çekilme denir. Fesih hakkının tek taraflı bir biçimde
andlaşma aksini öngörmemişse, bütün tarafların yasal olarak kullanılması aşağıdaki durumlarda
oybirliği gereklidir (Bakınız aşağıda, 1969 VAHS olanaklıdır:
madde 54/b ve 57/b). Ancak kimi andlaşmalarda
andlaşmanın hükümlerini değiştirmek konusunda  Andlaşma hükümleri bunu öngörmüşse,
oyçokluğu ile karar verileceğini öngörmek suretiyle  Tarafların fesih ya da çekilme hakkını
andlaşmaların hiç olmazsa bir bölümünün tanıma niyetinde oldukları çeşitli verilerden
oyçokluğu ile son bulacağını kabul etmektedirler anlaşılıyorsa,
(BM Andlaşması madde 108: “İşbu Antlaşa'da  Andlaşmanın doğası gereği tek taraflı fesih
yapılacak değişiklikler, Genel Kurul üyelerinin üçte hakkının tanındığı kanısı doğarsa; ancak bu nedene
iki çoğunluğu tarafından kabul edilip, Güvenlik dayanan fesih hakkı konusunda öğretide büyük
Konseyi'nin sürekli üyelerinin tümünü kapsamak tartışmalar vardır; andlaşmanın niteliği nedeniyle
üzere Birleşmiş Milletler üyelerinin üçte ikisi fesih hakkının tanınmasının kabul edilmesi
tarafından her birinin anayasa kuralları gereğince durumunda böyle bir hakkın kullanılmasının en
onaylandığı zaman, tüm Birleşmiş Milletler üyeleri kolay kabul edildiği andlaşmalar ittifak
için yürürlüğe girer.”). Yine, çok taraflı bir andlaşmaları olmaktadır.
andlaşmanın taraflarının bir kısmı, andlaşmada  Öteki taraf andlaşmayı uygulamıyorsa ya da
yasaklanmamış olmak ve andlaşmanın konu ve temel hükümlerini çiğniyorsa.
amacına aykırı düşmemek ile öteki tarafların
haklarından yararlanmalarına engel olmamak Fesih ya da çekilme işlemlerinin gerçekleştirilme
koşuluyla, bu andlaşmanın aralarında yöntemlerine ve etki doğurmalarına gelince, ikili
uygulanmasını bir süre durdurma yetkisine bir andlaşmanın feshinin öteki tarafa bildirilmesi
sahiptirler (1969 VAHS madde 58). Bir gerekmektedir. Başka yolla aksi öngörülmedi ise,
andlaşmanın tarafların rızası ile sona öteki tarafın fesih bildirimini alması anından
erdirilmesinde ya da uygulanmasının başlayarak fesih işleminin etki doğuracağı kabul
durdurulmasında başvurulan iki yöntem edilmektedir. Bununla birlikte 1969 VAHS, bu
gözlenmektedir. Birincisi, tarafların yaptıkları bir konuda herhangi bir hüküm öngörmeyen
andlaşma ile önceki bir andlaşmanın tamamına ya andlaşmalar için – öteki tarafın andlaşmayı
da bir bölümüne açıkça son vermeleridir. Örneğin, uygulamaması durumu dışında – 12 aylık bir süre
1977 Panama Sözleşmesi önceki ilgili sözleşmeleri geçtikten sonra fesih işleminin yürürlüğe gireceğini
açıkça sona erdirmektedir. İkinci yönteme gelince, öngörmektedir. Çok taraflı bir andlaşmadan
yapılan ikinci bir andlaşma ile önceki andlaşmanın çekilme konusunda ise, genellikle, bir süre
aykırı hükümlerine üstü kapalı bir biçimde son geçtikten sonra bu işlemin etki doğurması
verme yöntemi olmaktadır (bakınız 1969 VAHS öngörülmektedir. Çekilme işleminin bildirilmesi bu
madde 59). çok taraflı andlaşmanın depoziterine yapılmak
zorundadır.
Andlaşmanın tarafların tek taraflı iradesi ile
sona ermesi: Bu, fesih, çekilme ve vazgeçme Vazgeçme: Bir andlaşmanın sağladığı haklardan ve
yöntemleri ile mümkündür. Fesih, bir andlaşmanın çıkarlardan bundan böyle yararlanılmayacağının
taraflardan birinin bir irade açıklaması yoluyla bu bildirilmesi işlemine vazgeçme adıl verilmektedir.
andlaşma ile bundan sonra bağlı olmayacağını Böylece, bu işlem aracılığıyla da bir andlaşmanın
bildirme işlemine verilen genel ad olmaktadır. son bulması olasılığı vardır. Bir andlaşmanın
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 41

sağladığı haklardan vazgeçme tek taraflı bir işlemle Çok taraflı bir andlaşmaya taraf olan iki veya daha
gerçekleştirilebileceği gibi, bir andlaşma ile de fazla Taraf (Devlet), aşağıdaki hallerde, geçici
olabilir. olarak ve sadece kendi aralarında andlaşma
hükümlerini yürürlüğünü askıya almak üzere bir
1969 VAHS - Kesim 3 - Andlaşmalarn sona anlaşma yapabilirler:
erdirilmesi ve yürürlüğünün askya alınması: a- böyle bir askıya alma imkaru andlaşmayla
öngörülmüşse; veya
Madde 54- [Bir andlaşmanın hükümlerine göre b- sözkonusu askıya alma andlaşma ile
veya tarafların rızası ile sona erdirilmesi veya yasaklanmadıysa ve:
ondan çekilme] : Bir andlaşmanın sona erdirilmesi i- diğer tarafların andlaşmadan doğan halklarını
veya bir tarafın çekilmesi aşağıdaki gibi olabilir: kullanmalarını veya yü-kümlülüklerini yerine
a- andlaşma hükümlerine göre; getirmelerini etkilemiyorsa;
b- herhangi bir zamanda diğer akit Devletlerle ii- andlaşmanın konu ve amacı ile bağdaşıyorsa.
istişare ettikten sonra bütün tarafların rızası ile. 2. Paragraf 1 (a) kapsamına giren bir durumda,
andlaşma aksini öngörmedikçe söz konusu taraflar
Madde 55- [Çok taraflı bir andlaşmanın diğer tarafları anlaşmayı yapma niyetlerinden ve
taafsayısının andlaşmanın yürürlüğe girmesi yürürlüğünü askıya almayı düşündükleri andlaşma
içingerekli olan sayının altına düşmesi] : Andlaşma hükümlerinden haberdar ederler.
başka türlü öngörmedikçe, çok taraflı bir andlaşma Madde 59- [Daha sonraki tarihli bir andlaşmanın
sadece taraf sayısının andlaşmanın yürürlüğe yapılması ile bir andlaşmanın zımnen -sona
girmesi için gerekli olan sayının altına düşmesi erdirilmesi veya yürürlüğünün askıya alınması]
sebebiyle sona ermez. 1. Bir andlaşmanın bütün tarafları aynı konuyla
ilgili daha sonraki tarihli bir andlaşmayı akdederse
Madde 56- [Sona erme, fesih veya çekilme ve:
hususunda hiçbir hüküm ihtiva etmeyen bir a- tarafların meseleyi o andlaşmaya tabi kılmak
andlaşmanın feshi veya andlaşmadan çekilme]: istedikleri daha sonraki andlaşmadan anlaşılır veya
1. Sona ermesiyle ilgili hiçbir hüküm taşımayan ve başka türlü tespit edilirse; veya
fesih veya çekilmeyi öngörmeyen bir andlaşma, b- daha sonraki andlaşmanın hükümleri daha
aşağıdaki haller gerçekleşmedikçe feshe veya öncekinin hükümleri ile ikisinin aynı zamanda
çekilmeye tabi değildir: uygulanamayacağı kadar bağdaşmıyorsa, o
a- tarafların fesih veya çekilme ihtimalini kabul andlaşma sona ermiş kabul edilir.
etme niyetleri tespit edilmedikçe; veya 2. Daha önceki andlaşmanın sadece yürürlüğünün
b- fesih veya çekilme hakkı andlaşmanın askıya alındığını kabul edilmesi, tarafların niyetinin
niteliğinden zımnen çıkarılmadıkça. bu olduğunun daha sonraki andlaşmadan
2. Bir taraf 1. paragrafa göre andlaşmayı feshetme anlaşılması veya başka türlü tespit edilmesine
veya ondan çekilme niyetini en az 12 ay önceden bağlıdır.
bildirecektir
Madde 60 - Bir andlaşmanın ihlal edilmesi sonucu
Madde 57- [Bir andlaşmanın yürürlüğünün sona erdirilmesi veya yürürlüğününaskıya alınması
andlaşmanın hükümlerine göre veya tarafların ızası 1. İki taraflı bir andlaşmanın akit taraflardan birisi
ile askıya alınması]: Bir andlaşmanın bütün tarafından esaslı bir şekilde ihlali (material breach),
tarafları veya belirli bir taraf bakımından diğer tarafa andlaşmayı sona erdirme veya
yürürlüğü, aşağıdaki hallerde askıya alınabilir: tamamen veya kısmen yürürlüğünü askıya alma
a- andlaşmanın hükümlerine göre; veya gerekçesi olarak bu ihlale başvurma hakkını verir.
b- herhangi bir zamanda diğer akit Devletlerle 2. Çok taraflı bir andlaşmanın akit taraflardan birisi
istişare ettikten sonra bütün tarafların rızası ile. tarafından esaslı bir şekilde ihlali
a- diğer tarafların oybirliği ile andlaşmanın
Madde 58- [Çok taraflı bir andlaşmarun yürürlüğünü tamamen veya kısmen askıya
taraflarının sadece bir kısmı arasında yapılan almalarını veya andlaşmayı,
anlaşmayla askıya alınması]: i- kendileriyle kusurlu Devlet arasındaki ilişkiler
bakımından, ya da,
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 42

ii- bütün taraflar arasında, Andlaşmaların kimi olaylar sonucu sona


sona erdirme hakkını verir. ermesi: Andlaşma koşullarında köklü değişmeler,
savaşlar, andlaşmanın uygulanmasını olanaksız
b- andlaşma ile bilhassa etkilenen bir tarafa, kılan durumlar ve diplomasi ilişkilerinin kesilmesi
kendisi ile kusurlu Devlet arasındaki ilişkiler
gibi vaziyetler andlaşmaların sona ermesi sonucu
bakımından andlaşmanın yürürlüğünü tamamen
veya kısmen askıya almasının gerekçesi olarak bu doğurabilmektedir.
ihlale başvurma hakkını verir.
c- kusurlu Devletten başka herhangi bir tarafa, Andlaşma Koşullarında Köklü Değişmeler
andlaşmanın yürürlüğünü kısmen veya tamamen (Rebus Sic Stantibus): Uygulanan uluslararası
kendisi bakıınından askıya alma gerekçesi olarak hukukta kabul edilen bir ilkeyi oluşturan Rebus sic
ihlale başvurma hakkı verir; ancak bunun için stantibus ilkesine göre, bir andlaşmanın yapılışı
andlaşma öyle bir nitelikte olmalı ki, bir tarafın
sırasında varolan ve andlaşmanın yapılmasını
andlaşma hükürmlerini esaslı bir şekilde ihlal
etmesi herbir tarafın andlaşmadan doğan etkileyen koşullarda ortaya çıkan değişmelerin bu
yükümlülüklerini ifa etme durumunu köklü bir andlaşmaya son verme ya da uygulamasını
biçimde değiştirsin. durdurma nedeni olacağı kabul edilmektedir.
3. Bu madde bakımından bir andlaşmanın esaslı bir Madde 62- [Şartların Esaslı Şekilde değişmesi]:
şekilde ihlali aşağıdakilerden -ibarettir: “1. Bir andlaşmanın akdedilmesi sırasında mevcut
a- andlaşmanın, bu Sözleşmenin tasvip etmediği bir olan şartlarda meydana gelen taraflarca
şekilde inkar edilmesi; veya
öngörülmeyen esaslı bir değişikliğe, aşağıdaki
b- andlaşmanın konu veya amacının
gerçekleştirilmesi için elzem olan bir hükmün ihlal şartlar yerine gelmedikçe, andlaşmayı sona
edilmesi. erdirme veya andlaşmadan çekilme için bir gerekçe
4. Yukandaki paragraflar bir ihlal halinde olarak başvurulamaz:
uygulanabilecek herhangi bir andlaşma hükmüne a- bu şartların mevcudiyeti, tarafların andlaşma ile
halel getirmez. bağlanma rızalarının esaslı bir temelini teşkil
5. 1-3 ncü paragraflar insani nitelikteki etmedikçe; ve
andlaşmalarda yer alıp kişilerin korunmasıyla ilgili
b- değişiklik andlaşmaya göre hala icra edilecek
hükümlere, bilhassa bu gibi andlaşmalarla himaye
edilen kişilere karşı herhangi bir misilleme şeklini yükümlülüklerin kapsamını köklü bir şekilde
yasaklayan hükümlere uygulanmaz. değiştirme etkisini haiz olmadıkça.
2. Şartlarda meydana gelen esaslı bir değişikliğe bir
andlaşmayı sona erdirmek veya ondan çekilmek
Madde 61- Sonraki imkansızlık için bir gerekçe olarak şu hallerde başvurulamaz.
1. Bir tarafın bir andlaşmayı ifa etme imkansızlığını
a- andlaşma bir sınırı tesis ediyorsa; veya
andlaşmayı sona erdirme veya ondan çekilme
gerekçesi yapabilmesi için, imkansızlığın b- esaslı değişiklik ona başvuran tarafın ya
andlaşmanın ifası için kaçınılmaz olan bir nesnenin andlaşmadan doğan bir yükümlülügünü ihlal
daimi olarak ortadan kalkması veya tahrip etmesinin ya da andlaşmanın diğer herhangi bir
olmasından ileri gelmesi gerekir. İmkansızlık geçici tarafına karşı herhangi bir milletlerarası
ise, ancak andlaşmanın yürürlüğünü askıya alma yükümlülüğünü ihlal etmesinin neticesi ise.”
sebebi yapılabilir. Anılan ilkeye başvurulabilmesi için koşullarda
2. İfa imkansızlığı, bir tarafın gerek anlaşmadan
ortaya çıkan değişikliğin köklü bir değişiklik olması
doğan bir yükümlülüğünü, gerekse andlaşmanın
diğer herhangi bir tarafına karşı borçlu olunan gerekmektedir. Bu temel değişikliğin gözönünde
diğer herhangi bir yükümlülüğünü ihlal etmesi tutulabilmesi için, en başta, önceki koşulların
neticesi meydana gelmişse, o taraf, andlaşmayı tarafların bu andlaşmayı yapmalarında ana
sona erdirme, andlaşmadan çekilme veya gerekçeyi oluşturması ve ikinci olarak da, bu
yürürlüğünü askıya alma gerekçesi olarak bu değişikliğin tarafların yükümlülüklerini önemli
imkansızlığa dayanamaz. ölçüde etkilemesi gerekmektedir (bakınız, 1969
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 43

VAHS madde 62/1, a ve b). Öte yandan, bu ilkenin eğer savaş durumuna ilişkin bölümleri varsa, o
uygulanmasında iki kuraldışılık öngörülmektedir: bölümlerin de yürürlükte kalması gerekecektir.
Birincisi, sınır andlaşmalarına son vermek için Örneğin, 1936 Montreux Boğazlar Sözleşmesinin
anılan ilkeden yararlanılamayacaktır; ikincisi, savaş durumunda geçişleri düzenleyen 4, 5 ve 20.
koşulların değişmesine kendi yükümlülüklerini Maddeleri. Yine, savaşın etkilemeyeceği kabul
yerine getirmemek suretiyle neden olan taraf bu edilen andlaşmaların bir başka kısmı ise, objektif
ilkeyi ileri süremeyecektir (bakınız 1969 VAHS statü yaratan andlaşmalardır. Bunlar, özellikle,
madde 62/2, a ve b). Rebus sic stantibus ilkesine sınır oluşturan, kimi boğazlarda, kanallarda ve
ilişkin en önemli sorun, bu ilkenin öngördüğü akarsularda geçiş yolları rejimini düzenleyen ülke
koşullar yerine geldiği zaman bu durumdan zarar terk ve ilhakı düzenlemelerini gerçekleştiren,
gören tarafın andlaşmaya tek taraflı olarak son askerden arındırılmış rejimleri oluşturan
verme ya da uygulamasını durdurma hakkını andlaşmalardır. Bununla birlikte, bir kuraldışılık
doğrudan kullanıp kullanamayacağı ile ilgilidir. olarak, objektif statü yaratan andlaşmaların
Öğretide egemen olan görüş, bir tarafın bu ilkeye kapsamına giren alanların savaşan tarafların
dayanarak doğrudan bir andlaşmaya son birinin ülkesel yetkisi altına girmesi durumunda bu
vermeyeceği yönündedir. Dolayısıyla, bu görüşte andlaşmaların savaşanlar arasında uygulanmasının
olan bir taraf ya öteki taraf ile yeni bir andlaşma durdurulması gerektiği kabul edilmektedir.
oluşturmak ya da uyuşmazlığı barışçı yollarla Nihayet, uygulanmaları savaş olmaması koşuluna
çözmeye çalışmak zorundadır. Rebus sic stantibus vazgeçilmeyecek düzeyde baplı olmayan ve
ilkesine dayanan bir uygulama Türkiye tarafından genellikle azınlıkların statüsü ve kişilerin haklarını
da gerçekleştirilmiştir. Nitekim, 1923 Lozan düzenleyen andlaşmaların da yürürlükte kalması
Boğazlar Sözleşmesinin değiştirilerek yeni bir gerektiği ağırlıklı bir biçimde kabul görmektedir.
sözleşme yapılmasını (1936 Montreux Boğazlar İkinci grubu oluşturan ve savaşın sona erdirdiği
Sözleşmesi) Türkiye o dönemin askeri ve siyasal kabul edilen andlaşmalar ise siyasal nitelikli
koşullarında ortaya çıkan köklü değişikliklere andlaşmalar olmaktadır. Bunlar, ister ikili isterse
dayandırarak ileri sürmüş ve sonuçta Montreux çok taraflı olsunlar, ittifak andlaşmaları,
Konferansının toplanmasını sağlamıştır. saldırmazlık andlaşmaları ya da dostluk ve işbirliği
andlaşmaları nitelikli andlaşmalar olup, savaşan
Savaşın Andlaşmalara Etkisi: Savaşın taraflar arasında sona ermektedir. Örneğin, Birinci
andlaşmalara etkisi konusu 1969 VAHS dışında ve İkinci Dünya Savaşları sonrasında yapılan barış
bırakıldığı gibi, yapılageliş hukukunda da bu andlaşmaları bu kuralı doğrulamaktadır. Üçüncü
hususta genel nitelikli bir kural mevcut değildir. grubu oluşturan ve savaşın savaşanlar arasında
Bununla birlikte, bugün uygulanan uluslararası yalnızca uygulanmasını durdurduğu andlaşmalara
hukuka göre savaşın andlaşmalara etkisini gelince, bunlar yukarıda belirtilen iki grupta yer
andlaşmaları üç gruba ayırarak değerlendirmek almayan çok taraflı andlaşmalardır. Öğretinin bir
olanaklıdır: Savaş sırasında yürürlüğe giren bölümü, andlaşmanın durumuna bağlı olarak, kimi
andlaşmalar, savaşın sona erdirdiği andlaşmalar ve ikili andlaşmaların da bu durumdan
savaş sırasında kısmen ya da tamamen yararlanabileceğini bildirmekle birlikte bu konuda
uygulanması durdurulan andlaşmalar. Birinci bir kurallaşmadan söz etmenin zor olduğu
grupta, en başta, özel olarak savaş durumunda izlenmektedir.
uygulanmak üzere yapılan andlaşmalar yer Andlaşmanın uygulanmasını olanaksız kılan
almaktadır. Örneğin, 1907 La Haye Kara Savaşı durumlar: 1969 VAHS madde 61, ki yukarıda
Kuralları Sözleşmesi (IV. Sözleşme) bu nitelikte bir sözkonu madde mevcut, bir andlaşmanın
andlaşmayı oluşturmaktadır. Ancak, bir andlaşma uygulanması için zorunlu olan birşeyin kesin olarak
tümüyle savaş durumunu ilgilendirmiyorsa bile, kaybolması ya da yok olması durumunda bu
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 44

andlaşmaya son verilmesini ya da uygulanmasının yönelik olabileceği gibi andlaşmanın tümü için de
durdurulmasını kabul etmektedir. Bu andlaşmaya olabilir. Bir andlaşma hükümlerinin
son verilmesi anılan şeyin tamamen yokolamasına, değiştirilebilmesinin temel koşulu bunun tarafların
uygulanmasının durdurulması ise olanaksızlığın rızaları ile yapılmış olmasıdır. Böylece, bir ikili
geçici olmasına bağlanmaktadır. Ancak, bu andlaşma hükümlerinin değiştirilmesi için iki
olanaksızlığın bunu ileri süren tarafın tarafın ortak rızası gerekli olmaktadır. Çok taraflı
yükümlülüklerini yerine getirmemesine bağlı andlaşmalarda da, andlaşma aksini öngörmemişse,
olarak ortaya çıkmamış olması gereklidir. Böyle temel kural oybirliği ile bir andlaşmanın
durumların en güzel örneğini “zorlayıcı neden” ya değiştirilmesidir. Ancak, uygulamada, çok taraflı
da eski adıyla “mücbir sebep” denilen aşılamaz andlaşmaların giderek artan bir biçimde oyçokluğu
nitelikteki engellerin bulunduğu durumlar ile değiştirilebileceklerini kabul eden hükümlere
oluşturmaktadır. Oysa, az sayıda olmakla birlikte, rastlanmaktadır. Örneğin BM Andlaşması madde
uluslararası yargı ya da hakemlik organlarının, ilke 108 (yukarıda bu madde verilmişti). Olağan olarak
olarak, böyle bir durumda bir andlaşmanın bir andlaşma hükümlerinin değiştirilmesi açıkça
yükümlülüklerinin yetine getirilmeyebileceğini yeni bir hükmün eskisinin yerini alması biçiminde
kabul ettikleri görülmektedir. Örneğin, Osmanlı gerçekleştirilmektedir. Ancak, daha sonar tarafların
Savaş Zarar Giderimi Davasına ilişkin 1912 tarihli uygulamaları sonucu bir andlaşma hükümlerinin
Sürekli Hakemlik Mahkemesi karar ilke olarak üstü kapalı bir biçimde değiştirilmesi olanağı da
zorlayıcı nedenin bir andlaşmanın uygulanmasını kabul edilmektedir.
olanaksız kılacağını kabul etmekle birlikte, Osmanlı
İmparatorluğu’nun ileri sürdüğü borçlarını Andlaşmaların gözden geçirilmesi konusuna
ödemesinin iç ve dış durumunu ağır bir biçimde gelince, kimi çok taraflı andlaşmalar, belirli
tehlikeye sokacağı görüşünü paylaşmamış ve bu sürelerin sonunda, andlaşmayı daha iyi
durumu bir zorlayıcı neden olarak kabul uygulanabilir duruma getirmek amacıyla, gözden
etmemiştir. geçirilmelerine ilişkin hükümler içermektedirler.
Diplomasi ya da konsolosluk ilişkilerinin Bu durumlarda, andlaşmalarda öngörülen
kesilmesi: Böyle bir durumun ilke olarak bir hükümlere uygun olarak andlaşmaların gözden
andlaşmanın varlığını etkilemeyeceği kabul geçirilmesi işlemi gerçekleştirilmektedir. Ancak, bir
edilmektedir. 1969 VAHS madde 63: [Diplomatik ve andlaşmanın gözden geçirilmesine ilişkin herhangi
konsolosluk ilişkilerinin kesilmesi]: “Bir bir hüküm içermesi, koşullar gerektirmese bile,
andlaşmanın tarafları arasında diplomatik veya kesin olarak bir değişikliğe uğratacağı ya da böyle
konsolosluk ilişkilerinin kesilmesi, diplomatik veya bir usule başvurulacağı anlamına da
konsolosluk ilişkilerinin mevcudiyeti bu gelmemektedir. Nitekim, Montreux Boğazlar
andlaşmanın uygulanması için kaçınılmaz olmadığı Sözleşmesinin (mad. 29) her beş yılda bir taraflara
ölçüde, andlaşma ile bu taraflar arasında kurulmuş böyle bir olanak tanımasına karşın, anılan sözleşme
olan hukuki ilişkileri etkilemez.” Bununla birlikte, 1936’dan beri herhangi bir gözden geçirme konusu
eğer andlaşmanın uygulanması bu ilişkilerin oluşturmamıştır.
sürdürülmesi ile olanaklı ise onların gerekli
oldukları ölçüde bu andlaşmaların Andlaşmaların sona ermesi ve uygulanmasının
uygulanmalarının durdurulması zorunluluğu durdurulması ya da hükümlerinin değiştirilmesi
doğacaktır. konularında Türk mevzuatı: TC Anayasası bu
hususta bir hüküm içermemektedir. Bu konudaki
Andlaşma Hükümelerinin Değiştirilmesi ve temel yasal hükümler 1963 yılı – 244 sayılı yasada
Gözden Geçirilmesi: Bir andlaşanın hükümlerinin yeralmaktadır. Anılan yasanın 3. Madde 1. Fıkrası
değiştirilmesi işlemi yalnızca belirli hükümlere aynen şöyledir: “... milletlerarası andlaşmaların
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 45

uygulama alanının değiştiğini tespit etme, bunların tanımlamış: “Teamül, tarifi itibariyle aynı fiillerin az
hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları veya çok eski bir zamandan beri ayni suretle yahut
sona erdirme Bakanlar Kurulu kararnamesiyle beşeri münasebetlerde daima mevcut olan
olur.”20 Ancak söz konusu yasada, andlaşmaların değişikliklere tebaan devamlı bir surette tekrar
sona ermesi ve uygulamasının durdurulmasından edilmesidir. Devletler hukukunda teamül mütekabil
söz etmesine rağmen, hükümlerinin değiştirilmesi [karşılıklı] olmalıdır. Bir tek devletin aynı fiili
konusuna yer vermemekte, yalnızca “uygulama eskiden beri tek taraflı tekrar etmesi bu fiilin
alanının değiştiğini tespit etme” konusunda teamül olarak kabulüne kafi değildir. Devletler
Bakanlar Kurulunu yetkili kılmaktadır. “Uygulama hukukun en esaslı kaideleri teamül yolu ile
alanının değişmesi” deyiminden ne anlaşılmasının mevcuttur denilebilir. Hiç şüphe yok ki, devletler
gerektiği araştırıldığı zaman ise, bunun yeni taraf hukukunun denizlere ait kaideleri, harp halinde
devletlerin katılması ya da kimi devletlerin ittihaz olunacak hareket tarzları, diplomasi
ayrılması gibi uygulama alanının coğrafi memurlarına ait muameleler gibi mevzu
kapsamının değişmesi ile taraf devletlerin tek addolunabilecek kısımları aynı fiillerin mütekabilen
taraflı olarak takdirine bırakılan, örneğin gümrük tekerrür ile tespit edilmiştir. Lakin devletler
tarifesi andlaşmasının kapsamına giren ürün hukuku kaidelerini teamülün ihdas ettiğini
listesinin değiştirilmesi gibi, kapsam [oluşturduğunu] iddia etmek doğru olmaz. Ayrı ayrı
değişikliklerinin kastedildiği ortaya çıkmaktadır. cemiyetlere mensup fertler arasında teessüs eden
Dolayısıyla, sözkonusu deyim ile andlaşmaların münasebetler neticesi olarak yerleşen tesanüdün
hükümlerinin tarafların yapacağı yeni görüşmeler [dayanışma] istilzam ettiği [gerektirdiği] kaidelere
sonucu değiştirilmesi kastedilmemektedir. Bu riayetin tekerrürü cemiyetler arasında bazı
nedenle, TC’nin taraf olduğu herhangi bir teamüller husule getirir. Kaideler tahsis eden
andlaşmanın hükümlerinin görüşmelerle teamül değil. Bilakis evvelce mevcut ve fertlerin
değiştirilmesi durumunda, bu değişikliği şuurunda binefsihi mütekevvin [oluşan] kaidelere
onaylayarak yürürlüğe koyma yetkisi anılan 244 riayetin21 tekerrürüdür ki teamülü meydana
sayılı yasanın 3. Maddesi 1. Fıkrası kapsamına getirir.”
girmemektedir. Böylece, bir andlaşma hükmünün
değiştirilmesi durumunda, eğer yetkinin TBMM Aynı yöndeki davranış ve tutumların giderek
yetkisine girmesi gibi bir yetki kullanılma sorunu gelenek değerini kazanması ile yapılageliş kuralları
yoksa, bu andlaşmanın onaylanması sırasında biçimlenmeye başlamaktadır. Ancak, genel nitelikli
izlenen yolun aynen izlenmesi ve, eğer ilgili toplumsal örf ve adet kurallarını hukuksal güce
andlaşma için önceden TBMM’den uygun bulma sahip yapılageliş kurallarından ayırmak
yasası çıkmışsa, yeni bir uygun bulma yasası ile gerekmektedir. Zira, yapılageliş kurallarına gelenek
bunun onaylanmasının ve yürürlüğe sokulmasının değerlerinin yanı sıra, ayrıca, bir hukuk kuralı
gerektiği düşünülmektedir. oluşturdukları inancı ile uyulduğu gözlenmektedir.
Yapılageliş kuralı kuramsal düzeyde iki temel
Yapılageliş (Teamül ya da Örf ve Adet): öğenin birleşmesi ile oluşmaktadır: Maddi öge ve
Uluslararası hukukun diğer bir asıl kaynağı psikolojik öge. Bu ikisinde biri yoksa teamülden de
teamüldür. Peki teamül nedir? Bakın bahsedilemez. Maddi ögeyi açıklamakla başlayalım:
Menemenlizade Ethem, 1936 yılı basımı Devletler Bir yapılageliş kuralının maddi ögesi, aynı
Umumi Hukuku adlı kitabında teamülü şöyle durumlarda aynı davranış ve tutumların sürekli
olarak tekrarlanmasını belirtmektedir. Böylece, bir
20Yasanın yayınlandığı Resmi Gazete için:
http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http:/
/www.resmigazete.gov.tr/arsiv/11425.pdf&main=http: 21 Aslında burada kastolunan teamülün psikolojik ögesi
//www.resmigazete.gov.tr/arsiv/11425.pdf olan “opinio juris” tir.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 46

davranış ya da tutum tekrarlanmak yoluyla bir hukuk kişilerinin belli konulardaki davranışlarını
alışkanlık, bir gelenek değeri kazanmaktadır. ifade eder. Maddi unsurun temelinde iç hukuk
Yapılagelişin bu maddi ögesi çerçevesinde, işlemleri – kanun, yönetmelik, tüzük ve hatta
sözkonusu davranış ya da tutumların bir örnek yargısal işlemler – olabilir. Aynı şekilde, bir
olması gereği vardır. Bu bir örneklik olumlu uluslararası işlem olan andlaşmaların bir maddesi
davranışlar biçiminde olabileceği gibi olumsuz de maddi ögenin temelini oluşturabilir. Uluslararası
davranışlar biçiminde de olabilir. Yani, teamülü örgütler de maddi unsur telakki edebileceği gibi
oluşturan davranışlar bir şeyin yapılmasına karşı özel kişiler (şirketler) de, kuraldışılık olarak, maddi
çıkma ya da bir şeyi yapmama biçiminde olabilir. unsura temel oluşturabilirler. Teamülü oluşturacak
Esas olan, bu davranışların aynı doğrultuda işlem ve eylemler zaman içinde tekrar edilmeli ve
istikrarlı bir biçimde yapılmış olmasıdır. bu sözkonusu işlem ve eylemlerin mekan içinde de
Birbirleriyle çelişen davranışlar, çok sayıda da sürekli olması gerekir. Davranışların teamül olması
olsalar, bir yapılageliş kuralı oluşturmaktan için zaman içinde devamlı tekrar edilmek
uzaktırlar. zorundadır. Ancak devam eden davranışlar
teamülü oluşturabilir. Zaman içinde tekrar eden
Zeynep Hoca’nın teamül dersinden not: davranışın bir örnek olması lazımdır ve sabit bir
“Uluslararası kişilerin, özellikle devletlerin, birlikte biçimde uygulanması gerekir. Bundan kastedilen,
oluşturdukları yazılı olmayan uluslararası hukuk uluslararası hukuk kişilerinin davranış ve
kurallara teamül denir. Teamül, uluslararası tutumlarının benzer olması gerekir ki teamül
hukukun en eski kaynağıdır. Bir andlaşma ile olabile. Sabit uygulamadan kasıt, belli bir zaman bu
teamül arasında farklar vardır: andlaşma bir bir örnek davranışın uygulanması gerekmektedir;
prosedüre sahipken, teamülün böyle kesin bir yani bir kereye özgü olmaması lazımdır. Peki kaç
prosedürü yoktur. 1969 VAHS’ye göre andlaşmalar kere olması gerekir? Bunun bir kriteri yok. Klasik
yazılı olmak zorundadır, oysa teamüller yazısıdır ya uluslararası hukuk doktirini , teamülden söz
da sonradan kodifiye edilmiştir. Teamülün oluşumu edebilmek için teamüle konu olan davranışın ilk ne
sorusuna verilen cevaplar da ekollerin görüşlerine zaman uygulandığının bilinmemesi gerektiğini
göre değişmektedir. Sözgelimi, uluslararası hukuku söyler. Ancak bu, bugün kabul edilmeyen bir
devletlerin iradesine dayandıran İradeci görüşe görüştür. Buradan şunu söylemek mümkün:
göre teamüllerin oluşması ve devletleri bağlaması Teamülün oluşma süresi kısalmıştır ancak farklı bir
yalnızca bu kuralın sözkonusu devletlerin kabulu konsept olan ‘ani teamül’ bugün uluslararası
yani bu yöndeki iradeleri ile mümkündür. İradeci hukukta kabul edilmemektedir. Bir andlaşma
görüşe göre, andlaşmalar, devletlerin sarih; teamül hükmünün teamül olabilmesi için kriterler vardır:
ise zımmi muvafakatidir. Toplumbilimci ekol ise,
devletler birlikte yaşamak ve dayanışma içinde 1. Söz konusu hüküm genel nitelikli olmalı,
olmak zorundadır; teamüller de devletlerin birlikte 2. Menfaatleri özel olarak etkilenen devletler
yaşamalarını ve dayanışmalarını sağlayan kurallar tarafından katılım olmalı,
olduğuna göre bu yapılageliş kuralları oluşmuştur, 3. Söz konusu hüküm çok fazla çekinceye
der. Bu görüşlerin ikisi de doğru olmakla birlikte maruz kalmayacak,
tek başlarına teamüllerin oluşumunu açıklamada 4. Yürürlüğe girdikten sonra söz konusu
yetersizdirler. Aslında toplumbilimci görüş, sözleşmeye taraf olmayan devletler tarafından da
teamüllerin oluşmasını daha iyi açıklarken; iradeci uygulanıyor olacak.
görüş ise, teamüllere uyma zorunluluğunu iyi
açıklamaktadır. Teamül iki unsurdan oluşur: Maddi Doktrin, bölgesel ya da yerel teamülden bahseder.
öge ve psikolojik öge. Bu ikisinden biri yoksa Belli bir bölgenin benzer davranışı sabit bir
teamül kuralı da yoktur. Maddi unsur uluslararası biçimde uygulamaları teamülü oluşturabilir.
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 47

Örneğin, Latin Amerika ülkeleri arasında bölgesel yapılması gerekmektedir. Eğer söz konusu itiraz,
teamüller vardır. Doktrin, bölgesel teamülden teamül kuralı oluştuktan sonra yapılırsa, devlet bu
bahsedebilmek için ille de coğrafi birlikteliğe gerek teamüle uymak zorunda kalacaktır; yani itiraz ile o
yoktur; sözgelimi, islam devletleri kendi aralarında teamülden kurtulmanın tek yolu o itirazın
– coğrafik açıdan farklı bölgelerde olsalar da – bir teamülün oluşma aşamasında yapılmış olmasıdır.
yerel teamül oluşturabilirler, tıpkı coğrafik açıdan Eğer oluşmakta olan teamüle itiraz, yukarıda
bir bölgede bulunmayan fronkofon devletlerin anlatıldığı gibi, düzgün ve şartlar dahilinde
oluşturabilecekleri teamüller gibi. yapılmışsa, itirazı yapan devlet artık o teamül ile
bağlı değildir. Bu devlete uluslararası hukukta
Bir devlet varolan bir teamülü ihlal eder, diğer ‘ısrarlı itirazcı’ denir. Örneğin, 1982 BM III. Deniz
devletler de bunu takip ederse, bu ihlal bir hukuk Hukuku Sözleşmesi’nde öngörülen ulusal
kuralına – yeni bir teamüle dönüşebilir. Mesela kıta karasuların 12 mile çıkarılması hususunda Türkiye
sahanlığı hiç yokken 1945lerden sonra devletlerin bunu kabul etmediğini, bu kuralın oluşmaya
bunu uygulamasından teamül haline gelmiştir. başladığı andan beridir buna itiraz ettiğini
vurgulamıştır. Bugün bir teamül kuralı olan bu
Maddi unsur tek başına, teamülün oluşması için kural, Türkiye’nin ısrarcı itirazcı olması sebebiyle
yeterli değildir. Hukuka uygun davranma inancı Türkiye’ye karşı ileri sürülememektedir.22 Ancak,
olması lazımdır. Bu inanca, opinio juris denir. çok önemli bir noktayı da belirtmek gerekir: İtiraz
Opinio juris’in olmadığı hallerde gelenekten edilen oluşmakta olan teamül kuralının jus cogens
bahsedilir. Kırmızı halı serme, gemilerin sefer olmaması gerekir. Eğer o teamül kuralı jus cogens
halindeyken birbirlerine korna çalması gelenektir, niteliği kazanırsa, ısrarlı itirazcı statüsündeki
teamülle uzaktan yakından alakası yoktur. devletin buna uyması gerekecektir.

Bazı yazılı kaynaklar teamülün oluşmasına Teamül normlar hiyerarşisinde andlaşmalarla


kaynaklık edebilir. BM Genel Kurulu’nun aldığı eşdeğerdir. Bir teamül ile andlaşma çatıştığı vakit,
kararların çoğu bugün teamüle dönüşmüştür. sonraki öncekini; özel ise geneli ilga eder.
Elbetteki bu, her BM Genel Kurulu’nun aldığı Genellikle uluslararası andlaşmalar özel hüküm
kararın teamül olacağı anlamına gelmez. Tavsiye niteliğindir; ancak bu böyle olmayabilir de.”
niteliğindeki, bağlayıcı olmayan, bu kararlara
devletler uyma eğilimi gösterirler ve eğer bu karar Bir teamül kuralının oluşması evrensel nitelikte
yönündeki bir örnek davranış ya da tutumlar olabileceği gibi bölgesel ve hatta sadece iki devlet
devletler tarafından devamlı olarak arasında da olabilir. Yani, evrensel nitelikli bir
tekrarlandığında ve opinio juris kavramına da haiz teamül kuralının oluşması için genel bir uygulama
olduğunda artık o BM Genel Kurul kararının gerekmekte; ille de bütün ülkelerin katıldığı bir
teamüle dönüştüğünü söyleyebiliriz. uygulama kastedilmemektedir. Bu konuyla özellikle

Oluşmakta olan teamül kuralını benimsemeyen 22 Konuyla ilgili makaleler için:


devlet, bunu takip etmeli ve buna itiraz etmelidir ki, 1. Ege Sorunu ve Türk-Yunan İlişkileri – T. Arı :
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/468/5378.pd
ileride kabul etmek istemediği bu teamüle uyma f
zorunluluğuna maruz kalmasın. Eğer bir 2. Türkiye Yunanistan İlişkilerinde Karasuları
uluslararası kuralın teamüle dönüştüğünü sezen ve İhtilafı: http://www.batitrakya.org/kose-yazilari/baris-
hasan/turkiye-yunanistan-iliskilerinde-kara-sulari-
bunu kabul etmek istemeyen devletin, bu kuralı
ihtilafi.html
benimsemediğini – kabul etmediğini açıkça, ısrarlı 3. Türkiye – Yunanistan Karasuları Genişletilmesi
ve devamlı bir şekilde uluslararası alanda dile Sorunu: http://www.denizcigunlugu.com/sikca-sorulan-
getirmelidir. Elbette ki bu itirazın yetkili kişilerce sorular/473-turkiye-yunanistan-karasulari-genisletme-
sorunu.html
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 48

ilgili devletlerin ve çok sayıda devletin olması inancın gerçekten bir taraf için somut bir hak
yeterli olacaktır. Bölgesel bir teamülden doğururken öteki taraf içinde bu hakka saygı
bahsedebilmek için bu bölge devletlerinin aynı gösterme yükümlülüğünü getirmiş olması
doğrultuda sürekli davranışları gerekmektedir. gerekmektedir. Nitekim UAD’nin aldığı bir karar şu
Bununla birlikte, bütün bölge devletlerini şekildedir: “Bir devletin yabancı bir devletteki
kapsamayan ve yalnızca bir bölümü arasında büyükelçiliğine sığınan kişilere sığınma hakkı
geçerli olan teamül kurallarının varlığı da tanımasının bu devlete bir hak olarak tanındığı ve
olanaklıdır. Ve hatta yalnızca iki devlet arasında büyükelçiliğin bulunduğu ülke devletinin de bu
geçerli olan yerel teamül kurallarının varolmasına saygı göstermeyi hukuksal yükümlülük olarak
hiçbir engel olmadığı kabul edilmektedir. kabul ettiği konusunda gerçekte istikrarlı bir
uygulama ve inancın varolmaması nedeniyle bu
Teamül kurallarının oluşumu için aynı yönde yönde bir yapılageliş kuralı oluşmadığına karar
davranış ve tutumların genellikle uzun bir süre verilmiştir.” Bir yapılageliş kuralının varlığını ileri
tekrarlanması gerekmektedir, ancak bu süre süren taraf,öteki tarafın bu yönde bir kuralın
uzunluğu ya da kısalığı hakkında kesin bir ölçek de varlığını kabul ettiğini kanıtlamak zorundadır. Bu
yoktur. Nitekim uluslararası yargı ve hakemlik amaçla, ilgili tarafların davranış ve tutumlarının
organları bir teamüle ilişkin zaman sorununu istikrarlı bir durum göstermesinin aranması
değerlendirirken, bu sürenin uzunluğu ya da yanında, bu işlemlerin niteliklerinin ve
kısalığından çok uygulamanın istikrarlı ve birörnek gerçekleştirilme biçimlerinin de değerlendirilmesi
olaması üzerinde durmaktadır. Hatta UAD, özellikle ve böylece hukuksal bir zorunluluk inancı ile
konuyla yakından ilgili devletlerin de içinde davrandıklarının kanıtlanması gerekmektedir.
bulunduğu devletlerin sık ve bir örnek Ancak, yargı ya da hakemlik organlarınca, kimi
uygulamalarının çok kısa sürede de bir teamül koşulların değişmesine rağmen, sürekli ve istikrarlı
oluşturabileceğini açıkça kabul etmektedir. uygulamaların, opinio juris bakımından da kanıt
Bununla birlikte, bir tek olayda devletlerin oluşturduğunu kabul etmektedir. Sözgelimi,
tutumlarının çok büyük ve hatta tam bir birlik UAD’nın bir kararında, Hindistan ülkesi ile çevrili
içinde bulunsalar bile, bir teamül kuralı Portekiz sömürgesine özel kişilerin, sivil
oluşturmayacağı öğretide genel olarak memurların ve malların yüzyıldan fazla bir süre
benimsenmektedir. Yani, ne kadar geniş kapsamlı boyunca serbest geçiş yapmaları kendilerine bu
olursa olsun bir kere yapılmakla bir davranış ya da yönde bir yapılageliş nitelikli geçiş hakkı
tutumdan teamül doğmaz. tanınmasının psikolojik öge bakımından da kanıtı
olarak değerlendirilmiştir.
Teamülden söz edebilmek için ikinci gerekli koşul,
yapılagelişin ikinci öğesi olan psikolojik öğe yani Uygulanan hukukta evrensel bir yapılageliş
opinio juris’tir. Yani, bir teamül kuralından kuralının oluşması ve devletleri bağlaması için tüm
bahsedebilmek için, o teamüle konu olan tutum devletlerin rızalarını bu yönde açıkça belirtmiş
yahut davranışın sadece bir örnek olacak şekilde olmaları gerekmeyip genel bir uygulamanın yeterli
sürekli olarak uzun zamandan beri tekrarlanıyor olacağı kabul edilirken, aksine böyle bir oluşuma
olması yeterli değildir; söz konusu tutum veya karşı çıkan devletler bakımından herhangi bir
davranışın hukukun bir gereği olarak zorunlu bağlayıcı yapılageliş kuralı doğmayacağı da ortaya
olduğu konusunda bir inancın varolması da çıkmaktadır. Başka bir deyişle, evrensel bir
gerekmektedir. Zaten, teamülü, uluslararası yapılageliş kuralının oluşumunda sessiz kalmak
hukuktaki ahlak ve görgü kurallarından ayıran fark bunu üstü kapalı olarak kabul etmek anlamında
bu aşamada ortaya çıkmaktadır. Ancak söz konusu, yorumlanmakta ve ancak açıkça ya da kesin tutum
inancın soyut bir inanç olması yeterli değildir. Bu ve davranışları ile karşı irade belirtmesi
Uluslararası Hukuk I -Vize İçin Notlar- Özgür Akışoğlu 49

durumunda bir devlet bu tür bir yapılagelişin


kendisine karşı ileri sürülmesini
engelleyebilmektedir. Bölgesel ya da yerel teamül
kurallarının oluşumunda ise bir devletin açıkça ya
da tutum ve davranışları ile bu yönde kuşkuya yer
vermeyen bir irade belirtmiş olması gereği kabul
edilmektedir. Başka bir deyişle, bölgesel ya da yerel
yapılageliş kurallarının doğması ile ilgili devletlere
karşı ileri sürülebilmesi için olumlu iradelerini
belirtmiş olmaları esas alınmakta ve sessiz ya da
hareketsiz kalmış olmak ile değişik olaylarda
değişik tutum ve davranışlar içinde bulunmak ise
böyle bir kuralın ilgili devletlere karşı ileri
sürülemeyeceği biçiminde değerlendirilmektedir.
Özet olarak, evrensel yapılageliş kurallarının
oluşumu ve bağlaması için ilgili devletlerin mutlaka
olumlu irade belirtmiş olması gerekmez iken,
bölgesel ya da yerel teamül kurallarının oluşumu ve
bağlaması için ilgili devletlerin olumlu iradelerinin
varlığının kanıtlanması gerekmektedir. Buna
karşılık, her iki tür yapılageliş kurallarının bunlara
sürekli karşı çıkan devletleri bağlaması olanaqğı
yoktur; meğer ki söz konusu kural jus cogens
niteliğinde olsun.

NOT: Bu çalışma dosyası Kasım 2012’de


hazırlanmıştır.

Çalışmada “ders notlarının dışında” temel


olarak kullanılan kaynaklar:

1. Uluslararası Hukuk – Hüseyin Pazarcı.


Turhan Kitapevi: 2011

2. BM Şartı:
http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhakl
ari/pdf01/3-30.pdf

3. 1969 Viyana Andlaşmalar Hukuku


Sözleşmesi:
http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhakl
ari/pdf01/3-30.pdf

You might also like