Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 3

TUR101 FİNAL SORULARI

TÜRKÇE’NİN TARİHİ
1)Türkçe’nin tarihi ile alakalı doğru yanlış soruları sorulacak.

TÜRKÇE DİL DEVRİMİ


1)Türk dilinde var olan 3 kırılmadan bir tanesi ya da güneş dil teorisi sorulacak.

a)Tanzimat döneminde dilde sadeleşme akımını anlatınız.

Öncelikle Osmanlıda geleneksel devlet anlayışından modern devlet anlayışına geçiş başlamıştır. Bu
geçiş sırasında artan bürokrat sayısından kaynaklı dilde sadeleşmeye gidilmiştir.Bürokraside
gerçekleşen bu akımı Şinası gazetede devam ettirmiş ve halkı bilinçlendirmek amacıyla gazetesinde
halkın anlayabileceği seviyede, yalın bir dil kullanmıştır.

b)Genç Kalemler Dergisinin başlattığı dilde sadeleşme akımını anlatınız.

En Önemli temsilcileri Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp’tir. Milliyetçi düşüncelerle ortaya çıkmış bir
akımdır. Dilden halkın anlayamadığı Arapça ve Farsça kelimeler atılarak dilde Türkçeleşme yapmaya
çalışmışlardır.

c)Türk Dil Devrimini anlatınız.

1932 yılında Atatürk ve devletin desteğiyle dilde sadeleşme akımı başlamıştır, dildeki bütün yabancı
kelimelerin atılması amacıyla başlayan bir projedir. Yabancı kelimelerin dilden çıkarılıp yerlerine öz
türkçe olduğu düşünülen kelimeler getirilmiştir lakin halk yeni kelimeleri benimsememiş sadece
devletin üst kademeleri tarafından kullanılmıştır. Bir süre sonra üst kademedeki insanlar dahi
birbirlerini anlamayacak hale gelmişlerdir. Başarısız olmuş bir projedir.

d)Güneş Dil Teorisinin ne olduğunu, nasıl ortaya çıktığını, nasıl geliştiğini anlatınız

Viyana’da yaşayan bir dil bilimcinin yayınlanmamış bir makelesinde bütün dillerin Türkçe’den türemiş
olduğunu dile getirdiği bi görüştür. Ölü doğmuş bir teoridir. Türk Dil Devriminden hemen sonra
üstüne düşülmüştür.

TÜRKÇE’NİN İMLASI
1)Bu konudan 2 tane soru sorulabilir. İkisine de bir ya da iki paragraflık yazı yazılacak ve
cevaplarken en az 2 örnek vermek gerekli (2 ismin görüşünden bahset).

a)Osmanlıda alfabe tartışmalarını anlatınız.

Osmanlıda alfabe tartışmaları uzun süreler devam etmiş ve bir çok insan bu konuda fikir beyan
etmiştir. 1850’li yıllarda arap alfabesinin okuma yazmayı zorlaştırdığı ve latin alfabesine geçilmesi
gerektiği konusunda tartışmalar vardı. Ahmet Cevdet Paşa da bu insanlardan birisiydi, kendisi
muhafazakarlıkla batıcılığı dengede götürmeye çalışan ve şeriat hukukunu batı hukukuna göre
düzenleyen on ciltlik bir kitap yazmıştır ama bu sistem başarısız bulunup uygulanmamıştır. Ahmet
Cevet Paşa arap alfabesinin türkçedeki tüm sesleri karşılamadığını iddia etmiştir. Bir başka isim olan
Münif Paşa da arap alfabesinden şikayetçiydi. Avrupa da yediden yetmişe herkes okuyup
yazabiliyorken biz alfabemizden dolayı öğrenemiyoruz demiştir. Bir başka isimde Mirza Fethali
Ahundzade’dir. Kendisi başta dilde bazı değişiklikler önermiş daha sonra arap alfabesiyle hiç bir yere
varılamayacağını söylerek tamamen latin alfabesine geçilmesi gerektiğini belirtmiştir. 1908 yılında
devrim basınında arap alfabesi hakkında çok sert,radikal yazılar çıkmıştır. Sonrasında Arnavutluk
yazısının latin harflerle yazılmasına karar vermis ve Osmanlı şeyhlülishamı bunun Kabul edilemez
olduğunu söylemiştir. Buna karşılık olarak Kılıçzade Hakkı Fransızlar müslüman olsa arapçayı mı
öğreteceğiz demiştir.

b)Kurtuluş Savaş’ı sonrasında alfabe tartışmalarını anlatınız.

Alfabe tartışmaları 1.Dünya Savaşı sırasında sekteye uğramış daha sonra Azerbaycan’ın latin harflerini
kabulü ile yeniden canlanmıştır. 1928’e kadar medyada latin alfabesi karşıtı ya da destekçisi pek çok
yazı çıkmıştır. Dönemin en önemli dil bilimcilerinden Fuat Köprülü latin alfabesinin okuma yazmayı
arttırmayacağını, bu değişimin sadece bizi batıya yaklaştıracağına inanıyordu ve batıya bu şekilde
yaklaşmanın gurur kırıcı olduğunu söylüyordu. 1928 yılında Atatürk başta sayıların latince yazılmasını
sağlamış, kamuoyundan ciddi bir muhalefet görmeyince kısa bir süre sonra da arap alfabesini latin
alfabesiyle değiştirmiştir. Bu değişiklik sırasında Atatürk bir konuşma yapmış ve bu konuşmada arap
alfabesinin bizleri kısıtladığını söylemiş, ülkenin okur yazarlık oranından dem vurmuştur. Latin
harflerine geçişten sonra bir çok Türk aydın bu değişimin sembolik olduğunu söylemiştir. Örneğin
Falih Rıfkı Atay bu değişimle bizi Avrupa’dan ayıran son uçurumun dolduğunu ve Asya’ya bağlayan
son halkanında koptuğunu söylemiştir.

TÜRKÇE’NİN SES VE ŞEKİL BİLGİSİ


1)Şekil bilgisinden soru sorulmayacak sadece ses bilgisinden soru sorulacak.

10 tane kelime verilecek ve hangileri türkçe kökenlidir ya da hangileri türkçe kökenli değildir diye
sorulacak.Örn limon kelimesi türkçe değildir çünkü başında l kelimesi vardır gibi bir cevap
verilmelidir.

1)Büyük ünlü uyumu

2)Küçük ünlü uyumu (yalnızca Anadoluda görülür)

3)Uzun Ünlü bulunmaz

4)Türkçede kelime başında bulunmayan bazı harfler var (c,f,ğ,h,j,m,l,n,p,r,ş,v,z)

a)”n” harfinde “ne” kelimesi ile başlayanlar türkçedir (niçin,neden,..)

b)”v” harfinde “var,ver,vur” dan türeyecenler türkçedir.

c)1p1 harfinde “pek,pire,piş,pınar,pusu pastırma” türkçedir.

d)”ş” ile başlayan “şimdi,şiş,şimşek” türkçedir

e)cıvıl cıvıl, şıkır şıkır gibi yansıma kelimeri türkçedir.


5)İki ünlünün bulunduğu kelimeler yabancıdır.

6)İki tane ünsüz kelime kökünde bulunmaz (seyyar,cennet,tenezzül,millet,..).

7)Türkçe belirli ünsüz çiftleri kelime sonunda bulunabilir (lç,lk,lp,lt,nç,nk,nt,rç,rk,rp,rs,rt,st)

8) Ötümmlü Ötümsüzlük uyumu (yumuşama) ç,f,p,t,h,k,s,ş---b,c,g,ğ,j,l,m,n,v,r,y,z (l,m,n,r,y nin


karşılığı yok.)

9)”c,f,ğ,h,j,v” harfleri türkçe de kelime de bulunmaz. Birinci, yufka, öfke, dağ, hani, dahi, ver, var
istisnadır.

You might also like