Professional Documents
Culture Documents
KTI Kimyasal Çöktürme
KTI Kimyasal Çöktürme
Tersinir bir kimyasal reaksiyonda, ileri yönlü reaksiyon ile geri yöndeki
reaksiyon hızlarının birbirine eşit olması durumunda reaksiyon
dengededir denir.
Dengeye ulaşan genel reaksiyon için aşağıdaki temel denklem örnek
olarak verilebilir.
k1
aA+bB cC+dD
k2
Denge durumunda; bu reaksiyon için denge sabiti Kd değeri aşağıda
verildiği gibi ifade edilebilir. Bir reaksiyonda denge sabiti ne kadar
yüksekse ürünlerin oluşma potansiyeli de o nispette yüksektir.
Denge durumu dinamik bir yapıdadır. Yani denge durumunda her iki yönde
de reaksiyonlar gerçekleşir. Ancak oluşan madde miktarları tüketilen
madde miktarına eşit olduğundan denge bozulmaz.
Burada verilen ifadelerdeki A, B, C ve D değerlerinin denge aktivite
değerleri olarak tanımlandığı bilinmektedir. a, b, c ve d değerleri ise
stokiyometrik sabitler olarak tarif edilmektedir. Seyreltik çözeltiler için molar
konsantrasyonu, sulu türlerin aktivitelerine yaklaşık olarak eşittir.
Denge denkleminde molar konsantrasyonların kullanılması ancak seyreltik
çözeltilerde gerçekçi olabilir. Çözünmüş madde konsantrasyonları
yükseldikçe iyonlar arası elektrostatik etkileşim artacağından aktivitelerin
kullanılması gerekir. Bir i iyonunun aktivitesi, iyonun konsantrasyonunun bir
aktivite katsayısı (γ i) ile çarpımı şeklinde bulunur. Aktivite katsayısı seyreltik
veya yüksek iyonik güce sahip çözeltiler hariç 1’den düşük bir değerdedir.
olarak tanımlanabilir. γ i aktivite katsayısı olup;
i = γ i [i ]
{}
log γ= ks. µ
şeklinde olur.
Örneğin atmosferdeki O2(g) ile sudaki O2(aq) arasındaki denge denklemi
ilişkisi aşağıdaki gibi ifade edilebilir.
O2(g) <=> O2(aq)
ÇÖZÜM
a) KO2={O2(aq)}/{O2(g)}den==> {O2(aq)}= 1,29.10-3 *{O2(g)}
=1,29.10-3 mol/L.atm * 0,21 atm.= 27,09.10-5 mol/l olarak bulunur. Bu değer
de 8,66 mg/l aktivite değeridir.
AxBy(katı)<=>xAy++yBx-
Kç=(Ay+)x.(Bx-)y
PbBr2(katı)Pb+2(aq)+2Br -(aq)
Kristal gelişiminde, gelişme hızını kontrol eden faktör difüzyon ile taşınım
işlemi ise n değeri 1’e eşittir. Eğer gelişimi kontrol eden faktör, kristalin
büyüme hızı vb. gibi farklı bir proses ise n 1’den farklı bir değer alır. k sabiti
çökelecek madde yapısına ve çökeltinin özelliklerine bağlı olarak değişir.
Olgunlaşma (kristal yapının çökmesi):
Oluşan kristal, ilk safhada, termodinamik olarak en kararlı
yapıda olan kristal değildir. Kristal yapısı maddelerin
çözünürlüğünü de etkiler. Örneğin belirli bir kristal düzeneğine
sahip olmayan amorf yapıların çözünürlüğü daima kristal
yapıdaki katıdan fazladır. Kristal yapısı kararlı hale geldikçe
çözünürlüğü azalır. Bu nedenle kristal yapısı kararlı hale
geldikçe çözeltide çökelme artar. Kristal yapının değişimi
yaşlanma olarak tanımlanır. Kristal büyüdükçe olgunlaşma
olayı hız kazanır. Olgunlaşma, büyük partikül çapına sahip
olan kristallerin yüzey enerjilerinin daha az olması ve çözeltide
daha düşük konsantrasyon ile dengede bulunması sonucu
oluşur.
Küçük ve büyük danelerin bulunduğu ortamda büyük daneler
olgunlaşırken, küçük daneler çözeltide dengede bulunacakları
konsantrasyondan düşük konsantrasyona erişildikçe
çözünürler. Küçük partiküller ayrıca birbirleriyle birleşerek iri
partiküllere dönüşürler.
Sıcaklığın Çözünürlüğe Etkisi
• Sıcaklık hem çökelme olayının denge sabitini hem de
çökelme reaksiyon hızını etkileyerek çözünürlüğü değiştirir.
10Ca2++6PO43-+2OH-<==>Ca10(PO4)6(OH)2 (hydroxylapatite)
Genelde gerekli kireç miktarı alkaliniteyi de göz önünde
bulundurduğumuzda alkalinitenin 1,4–1,5 katı miktarında
olması gerekmektedir. Böylece bakiye kireç ortamda
kalarak fosfatları giderebilecektir. Sistemde kireç ilavesi ile
pH nın 10 un üzerine çıkması söz konusudur. Böyle bir
sistemde deşarjdan önce mutlaka bir rekarbonizasyon
ünitesinin kurulması da unutulmamalıdır. Özellikle ön
çöktürme havuzunda kireç ilavesi uygulamalarında çıkış
suyunda fosfor miktarı 1 mg/L ye kadar düşebilmektedir.
Al3++HnPO43-n <==>AlPO4+nH+
Fe3++HnPO43-n<==>FePO4+nH+
Alüm ve demir kullanılması durumunda genelde
iyi bir fosfat çökelmesi sağlamak mümkün
olabilmektedir. Fakat bu reaksiyonlardaki yaklaşım
aslında yanıltıcı olabilmektedir. Çünkü atıksuyun
içindeki alkalinite, pH, iz elementler ve lejantların
olması, teorik olarak hesaplanan alüm ve demir
miktarını değiştirmektedirler. Bundan dolayı gerekli
dozaj miktarlarının belirlenmesi amacı ile
laboratuar ölçekli çalışmaların neticesinde elde
edilen değerler üzerinde durulması daha güvenilir
sonuçlar verecektir.
Gerek kireç ve gerekse diğer kimyasalların
kullanımı neticesinde oluşacak çamur tür ve
miktarını veren kimyasal reaksiyonlar
aşağıda verildiği gibidir.
SORU 1
8 mg P/L içeren bir atıksu için gerekli olan
sıvı alüm miktarını hesaplayınız.
Laboratuarda yapılan çalışmalar neticesinde
bir mol P için 1,5 mol Al gerektiği
belirlenmiştir. Atıksu debisi 12000 m3/gün
dür.
Verilenler: % 48 lik Al2(SO4)3.18 H2O
kullanılacaktır. Ve sıvı alümün yoğunluğu
1,2 kg/L dir.
ÇÖZÜM 1
a) 1 litredeki alüm miktarını hesaplayalım.
0,48*1,2 kg/L= 0,58 kg/L
75 1,25:1–1,5:1 1,4:1
85 1,6:1–1,9:1 1,7:1
95 2,1:1–2,6:1 2,3:1
Demir ile fosfor giderilmesi ise aşağıda
verilen şekil yardımı ile belirlenebilmektedir.
Şayet kimyasal ilavesi son çöktürme havuzunda
yapılmışsa bu durumda teorik olarak oluşan AlPO4 için
minimum çözünürlüğünü pH 6,3 civarında ve FePO4
için ise bu değerin pH 5,3 civarında gerçekleşeceği
tahmin edilmektedir.
İleri çöktürme Düşük fosfor çıkış suyu, kireç geri Yüksek işletme maliyeti, çıkış
kazanımı, kimyasalın kullanımı verimli suyunda yüksek metal kaçakları
İleri tek ve çift kademeli çöktürme Askıda maddelerin giderilmesi nispeten Özellikle iki basamaklı filtrasyon
düşük maliyet sağlanabilmekte sistemi için ilave masraf
Kimyasal Çöktürme ile Ağır
Metal Giderimi
Ağır metal iyonları çevrede zehirlilik, birikerek
konsantrasyonlarının artması gibi önemli zararlı etkileri olan
kirletici parametrelerdir. Ağır metallerin başlıca kaynağı
endüstriyel atıksulardır. Kirlenme açısından önem taşıyan
başlıca ağır metal iyonları; kadmiyum, krom, bakır, kurşun,
nikel, çinko, kalay ve cıvadır. Bunların yanında arsenik,
kobalt ve antimon da ağır metal türlerindendir.
Ağır metallerin kimyasal çöktürme ile arıtımı dendiğinde ilk akla gelen
işlev birçok ağır metalin suda çözünmeyen formları olan metal
tuzlarının oluşturulması esasıdır. Hemen hemen tüm ağır metallerin,
çözünürlüğü çok az olan ortak tuzları, hidroksit (OH-) ve sülfürdür (S2-).
Bazı durumlarda CO32- tuzları da oluşmaktadır. Bu nedenle bazı ağır
metallerin özel durumlarda diğer zor çözünen tuzlarının
oluşturulmasına dayanan yöntemler hariç, metallerin kimyasal
çöktürme ile arıtılmasında hidroksit çöktürmesi ve sülfür çöktürmesi
yaygın olarak kullanılmaktadır.