Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 1

Normal bir okul günüydü.

Öğrenciler için faydalı bir etkinlik yapmak için çabalayan Salih


öğretmen, yeni tabirle emojilerle bezenmiş Hadis-i Şerifleri panoya asmakla meşguldü. Derken
teneffüs zili çalmış Salih öğretmen de biran önce işini bitirip nöbet yerine dönmek istiyordu. Sekizinci
sınıftan bir öğrenci panoya baktı ve ‘’bunlar hadis mi ? ‘’ evet cevabını alınca ‘’ben bunları okumam,
ya ! yalansa ! ‘’ deyip koridorda kayboldu. Salih öğretmen işini bitirmiş ve bu cevaba da gerçekten çok
üzülmüştü. Bu yeni yetme çocukları böylesi basit ve temeli olmayan düşüncelere kimler nasıl itiyordu.
Bu kişiler ne kadar vebal altına girdiklerini biliyorlar mıydı ? Bunları düşünerek nöbet yerine gitti ve
birkaç öğrenci hadis yarışmasının ne zaman olacağını ve sınavda sure sorulacak mıydı bunları
sorduklarında Salih öğretmen her zamanki gülümseyen bakışlarıyla cevapları veriyordu.

2019 yılının son günü bitmişti.2020 yılının ilk gününü idrak edip yaşamaya başlamadan, türlü
eğlencelerle kutlanan bir gece daha bitmiş insanlar ertesi günü anlamsız şekilde tatil yapmaya
başlamışlardı. Malum memurlar da bugünü dinlenerek ve gezerek geçirme yoluna giderler. Salih
öğretmen de böylesi bir düşünceyle ailecek gezmeyi ve böylece iş yaşamından ve hayatın türlü
gailelerinden biraz olsun uzaklaşmayı istiyordu. Köpeklerini süsleyip giydirip gezdirenler, çocuğunu
yanına alıp sağa sola bakınarak gezenler, sahil yolunda koşarak spor yapanlar, dükkanını (restoran,
kafe ) kış mevsiminden istifade ile tadilatla onaranlar ve dahi birçok yaşamın olağan durumları…
Sahilde bir müddet dolaştıktan sonra ikindi namazının vaktinin yaklaşmakta olduğunu fark eden Salih
öğretmen, bildiği yakın bir camiye doğru adımladı. Camiye birkaç yüz metre kalmıştı. Çevrede
dolaşanlar falan çoktu. Yalnız bir kişi, insanların çöpçü diye tabir ettikleri temizlik görevlisi elinde
süpürgesiyle camiye yakın caddede temizliğe devam ediyordu. Yanından geçerken ‘’Şu temizlikçiye de
bak ezan okunuyor ve hiç de umurunda değil halbuki ben öyle miyim namaza gidiyorum ‘’ türünden
kibir ifadeleri ve temizlikçiyi de küçümseyen bir edayla düşünerekten -şeytan boş durmuyor nefsimizi
de okşayan sözlerle- pek de önemsemez bir şekilde camiye girdi. Bir köşeye yaslanıp oturdu. Ezan
okundu. Bir ses arkadan ‘’Allahümme salli ala seyyidina Muhammed.’’ diyerek nida etti. Dönüp
baktığında nida edenin caddeyi temizleyen oldukça kısa boylu olan temizlikçi olduğunu gördü.
Müezzinlik yapıyordu. Birden camiye gelirken aklından geçenleri düşününce aklı allak bullak oldu,
kendini kötü hissetti. Nasıl da öyle acımasızca ve kibirlice düşünmüştü. Görevi belki de çoğu kişi
tarafından küçümsenen lakin herkesin rahat ve sağlıklı olması için caddeleri sokakları temizleyen bir
de namazını kılıp Allah’ın ve peygamberinin övdüğü müezzinliği yapıyordu. Biliyordu ki ne meslek ne
makam ne ırk ne cinsiyet ne de soy Allah katında üstün olanı belirlemiyordu. Üstünlük Allah’a olan
yakınlıktaydı, Takvadaydı. Kim bilir o temizlikçi benden ve çoğu kişiden daha ihlaslı daha Allah’a
yakındı. Bilemezdim elbette fakat o anda bir kez daha en büyük düşmanımızın nefsimiz ve şeytan
olduğunu anlamıştım. İster istemez böyle düşünceler içinde namazı tamamlamıştı Salih öğretmen.
Evet yıl değişmişti ama insanı değiştiren yıl değil insanın istekleri ve yaşadıkları ile okuduklarıydı. Yüce
Allah ‘’Yaratan Rabbinin adıyla Oku ‘’ emriyle de bunu istiyordu kullarından. Öncelikle düşünmek ve
öğrenmek. Hayat akıp giderken olayları, iman penceresinden bakarak Allah ile peygamberinin
anlatmak istediği şekilde değerlendirip ders çıkarmak ve böylece Allah’ın esma tecellileriyle
sıfatlarının ne derece önemli olduklarına bir kez daha şahitlik edip gerçek bir kul olmaya gayret etmek
en büyük amaç olmalıydı. Hayattaki bitmek bilmeyen meşguliyetler bunlara pek az fırsat veriyor adeta
taştan su çıkarırcasına mücadele etmek gerekiyordu. Bunlara bir de insanların umursamazlıkları,
bencillikleri gibi çıkar araçları eklendiğinde bu daha da zorlaşıyordu.

You might also like