Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 4

Tarihin en büyük entelektüel akademisi "Dârülhikme" nedir?

Bağdat’ın altın çağı, İslam âleminin yükselen başkenti olduğu dönem, yani bundan bin iki yüzyıl öncesidir. Halife
Harun Reşid, Memun, Mu’tezid ve Muktefî dönemlerinde edindiği itibar ile şehir, beş yüzyıla yakın bir süre ilim
ve kültürün elit tabakasını kendisine çekmiştir. Bir milyondan fazla sakiniyle, dönemin İstanbul’dan sonra ikinci
en büyük şehri olan Bağdat, dünyanın en zengin şehri ve entelektüel gelişimin beşiğiydi. Bağdat’ın bu zirveye
erişmesinin yegâne sebebi, halifelerin çığır açan bilimsel çalışmalarıydı. Halifelerin sadece kitapları değil,
Müslüman âlimleri de bir araya getirerek tarihin en büyük entelektüel akademilerinden biri olan Darülhikme’nin
kuruluş hikayesine değiniyoruz.

Nasıl geliştirme ve keşif çalışmalarına öncülük eden insanlar hep bir araya gelip toplanma eğiliminde olmuşlarsa,
halifelerin yönetimindeki Bağdat'ta da dört nesil boyunca böyle oldu. Bağdat'ın bu zirveye erişmesinin ve bu konumunu
uzunca bir süre muhafaza etmesinin yegâne sebebi, bu halifelerin çığır açan bilimsel eser ve çalışmaları dünyanın dört
bir yanından toplamaya duyduğu özel ilgidir. Halifeler sadece kitapları değil, Müslüman âlimleri de bir araya getirerek
tarihin en büyük entelektüel akademilerinden biri olan Dârülhikme'yi kurdular. Görkem ve gücüne bu akademinin
olağanüstü enerjisinin eklenmesiyle Bağdat, sanat, bilim ve edebiyat çalışmalarının merkezi haline geldi. Dârülhikme'nin
sanatsal ve bilimsel bilginin geliştirilmesinde ve yayılmasında oynadığı rol muazzamdı.

"İlim sahibi Mürşid seni kendi ilim dairesine sokmaya


çalışmaz; aksine, senin aklının eşiğine kadar sana eşlik eder."
Halil Cibran, Peygamber adlı kitabından

DARÜLHİKME NEDİR? TARİHÇESİ VE ÖZELLİKLERİ NELERDİR?


MUHTELİF BİLİMSEL TEMALARI İÇEREN DEV BİR KOLEKSİYON

Dârülhikme, gelişim aşamalarına göre iki farklı isimle tanındı. Tek bir salon görünümünde olduğu Harun Reşid
döneminde Beytülhikme olarak adlandırılan bu akademi, Memun döneminde daha büyük bir enstitü halini almasıyla
birlikte Dârülhikme, Hizânetü'l-Hikme (Hikmet Hazineleri) adlı zengin bir kütüphaneye ev sahipliği yapıyordu. Bu
kütüphane gerçek bir bilim akademisine yakışacak biçimde farklı dillerde muhtelif bilimsel temaları içeren dev bir
koleksiyonu içeriyordu.

Halife Muhammed Mehdi, el yazmalarını biriktirmeye ilk defa askeri keşif seferleri sırasında başladı. Oğlu Halife Hadi
tarafından devam ettirilen bu gelenek, onun oğlu olan ve 786-809 yılları arasında tahta geçen Halife Harun Reşid'in bu el
yazmalarından bilimsel bir koleksiyon oluşturması ve Dârülhikme'yi kurmasıyla sonuçlandı. 813 yılından itibaren yirmi yıl
hükümdarlık yapan Halife Memun döneminde akademi, her bilim dalı için ayrı bir ek bina yahut bölüm eklenmek suretiyle
genişletildi. Böylece Dârülhikme'ye ulema, sanat bilginleri, ünlü tercümanlar, müellifler, edebiyatçılar, şair ve farklı
alanlara mensup meslek erbabı dolup taşmaya başladı.

ŞİFRE KIRMA GELENEĞİNİN TEMELLERİNİ BİN YÜZYIL ÖNCE ATAN FİLOZOF KİNDÎ
VE KRİPTOGRAFİ TEKNİKLERİ

Orta Çağ'ın bu seçkin beyinleri her gün burada tercüme, okuma, yazma, diyalog ve tartışma gibi etkinlikler için bir araya
geliyordu. Dârülhikme, kozmopolit bir eritme potası rolündeydi; Arapça, Farsça, İbranice, Süryanice, Aramca, Yunanca,
Latince ve eski Hint el yazmalarını tercüme etmekte kullanılan Sanskritçe, burada yazılıp konuşulan diller arasındaydı.

Tanınmış tercümanlar arasında Patriğin Oğlu Tercüman Joannes olarak bilinen Yuhanna İbnü'l Bitrik el-Tercüman yer
alıyordu. Tıptan ziyade felsefeye eğilimi vardı; Aristoteles'in on dokuz bölümlük Hayvanlar Kitabı adlı eserini
Latinceden tercüme etti. Huneyn bin İshak ise, Yunanlı hekimler Hippokrates ve Galenos'un eserlerinin Arapça
tercümeleriyle ünlüydü.

ESERLERİ BAĞDAT'A NAKLETMEK İÇİN YÜZ DEVE KULLANILDI

Fizikçi, felsefeci, matematikçi, hendese bilgini, kimyager, mantıkçı ve astronom Kindî, Halife Memun tarafından
Aristoteles tercümelerini yönetecek âlimlerden biri olarak seçilmişti. El- Kindiyye adıyla bilinen, kendi özel kütüphanesine
sahipti.

Halife Memun, bilgi arayışı çerçevesinde diğer ülke liderleriyle irtibata geçti. Rivayete göre Sicilya Kralı'na bir mektup
yazarak, felsefe ve fen bilimleri bakımından zengin Sicilya Kütüphanesi'nin tüm içeriğini göndermesini rica etti. Kral,
Halife'nin bu isteğine olumlu yanıt vererek Sicilya Kütüphanesi'ndeki eserlerin birer kopyasını göndermiştir.

DİĞER VARLIK VE OLAYLARIN İÇYÜZÜNÜ KEŞFETME İLMİ "FİRÂSET"

Kitaplar farklı yöntemler kullanılarak taşınmaktaydı. Günümüzün uçakları henüz bulunmadığından, Memun'un el
yazmalarını ve diğer eserleri Horasan'dan Bağdat'a nakletmek için yüz deve kullandığı söylenir. Halife Memun, Bizans
imparatoruyla temasa geçerek Bizans kütüphanelerinde bulunan faydalı kitapları tercüme ettirmek üzere bilim insanları
göndermeyi tekli etti. İmparatorun kabul etmesi üzerine buraya gönderilen heyetin görevleri arasında Yunan aydınlarına
ait eserlerin geri getirilmesi de bulunuyordu.

İSLAM'I SEÇİP MÜSLÜMAN OLAN YAHUDİ

Halife Memun Darülhikme organizasyonunu yönetmekle kalmadı; bilgin ve âlimlerin konuşma ve tartışmalarına da
katılıyordu ve Marsad Feleki adında bir astronomi merkezi kurdurdu. Bu merkez, halifenin özel hizmetinde çalışan Sened
bin Ali Yahudi adlı bir Yahudi ve Yahya bin Ebu Mansur adlı bir Müslüman astronom tarafından yönetiliyordu. Yahudi
olan Sened'in bizzat Halife Memun'un huzurunda İslam'ı seçip Müslüman olduğu rivayet edilir.

Darülhikme'nin kontrolünü eline alan Halife Memun, işe babasının kaldığı yerden devam ederek birçok yüksek enstitü,
rasathane ve tekstil işletmesi kurdu. Bunların sayısının 332'ye ulaştığı söylenmektedir. Bu kurumlar, sanat ve bilimin
çeşitli dallarında farklı konularda eğitim alan öğrencilerle dolup taşmaktaydı.
DARÜLHİKME'NİN EN TANINMIŞ AYDINLARI

Halife Memun'un, bir grup bilginden bir dünya haritası hazırlamalarını istediği ve bu isteğinin yerine getirildiği de
bilinmektedir. Batlamyus'un ve diğer Yunan coğrafyacıların yaşadığı zamanda yapılan haritaları açıklayıp detaylandıran
bu harita, Memun Haritası ya da Suretü'l-Me'muniye adıyla anılıyordu.

BEYTÜ’L HİKME

Darülhikme'nin en tanınmış aydınları arasında, matematikçi ve şaşırtmalı düzeneklerin mucidi olan Muhammed, Ahmed
ve Hasan kardeşler, yani Benu Musa Kardeşler; cebir ilminin babası Harizmi; şifre kırma ve müzik teorileirni gleiştiren
Kindi; kâtip yahut da müellif olan Said bin Harun Katib; hekim ve tercüman Huneyn bin İshak el-İbadi ve oğlu İshak yer
alıyordu.

Memun, kendisinin dönemindeki Bağdat'tan günümüze kalan çok zengin kültürel miras sebebiyle, kimi tarihçilerce "Arap
Medeniyetinin Efendisi" olarak adlandırılır. Darülhikme ve Bağdat'ın görkemi, şehri dönemin büyük beyinleriyle dolup
taşan nefes kesici bir metropole dönüştürmüştü. Ancak Abbasi Dârülhikmesi ile Halife Hakem tarafından 1005 yılında
Kahire'de kurulan Fatımi Dârülhikmesi birbirinden ayırmak gerekir. Fatımi Dârülhikmesi yüz altmış beş yıl kadar varlığını
sürdürdü. 9. Ve 10. Yüzyıllarda İslam dünyasının Doğru bölgelerindeki diğer şehirlerde de Bağdat'taki Darülhikme
örneğine öykünen birkaç Darülilm kurulmuştur.

You might also like