Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 27

İNSAN VÜCUDUNUN

ANOTOMİ VE FİZYOLOJİSİ

• İnsan Anatomisi
• Solunum Sistemi
İÇİNDEKİLER

• Hareket Sistemi ERGONOMİ


• Sinir Sistemi
• Dolaşım Sistemi
Dr. Ercüment N.
• Sindirim Sistemi DİZDAR
• Boşaltım Sistemi

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


HEDEFLER

• Anatomi kavramını
tanımlayabilecek,
• İnsan fizyolojisini anlayabilecek,
• İnsan vücudundaki, solunum,
hareket, sinir, dolaşım, sindirim ve
boşaltım sistemleri hakında bilgi
sahibi olabileceksiniz.

ÜNİTE

3
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

Solunum Sistemi
İNSAN VÜCUDUNUN ANOTOMİ VE FİZYOLOJİSİ

Hareket Sistemi

Dolaşım Sistemi

Boşaltım Sistemi

Sindirim Sistemi

Sinir Sistemi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

GİRİŞ
İnsan yeteneklerini en iyi şekilde kullanarak ona uygun iş ortamı düzenlemek
ve dolayısıyla güvenlik ve sağlığına uyumsuzlukları elimine etmeye çalışan Ergonomi
Bilimi, İş Güvenliği Uzmanlığının temel bilgileri arasında yer almaktadır. Çok disiplinli
bir bilim dalı olan Ergonomide iş ve sistem verimliliği, “insan-makine-çevre”
uyumunun temel yasalarını oluşturur. Bunu yaparken, insanların anatomik özellik ve
karakteristikleri ile fizyolojik kapasite ve toleransları göz önünde tutulur.
“Ergonomi” dersimizin amacı, insanları sağlıklı, güvenli kısaca en uygun işe
yerleştirmektir. Sonraki ünitelerde verilecek olan Çalışma Yerinin Ergonomik
Düzenlemesi’ne (Ünite 4 ve sonrasındaki konulara alt yapı olarak) geçilmeden önce,
İnsan vücudunda farklı insan vücudunun anatomik ve fizyolojik yapısının öğrenilmesinde fayda
mekanizmalar ve görülmektedir.
sistemler bulunur.
Dolayısıyla bu ünitenin amacı, Ergonomide önemli bir konu olan insanın
anatomik ve fizyolojik yapısı hakkında yeterli bilgiye erişmektir.
İnsan vücudunun anatomik ve fizyolojik yapısı çeşitli sistemlerden
oluşmuştur. İnsan vücudu yapı ve çalışma bakımından oldukça karmaşıktır. Tüm
inceliği ve özellikleri ile insan vücudunun yapısını anatomi, işleyiş ilkelerini ise
fizyoloji ve tıp bilimi inceler.
İnsan vücudu hücre adı verilen sayısız ve gözle görülemeyecek kadar küçük
yapı taşlarının bir araya gelmesinden oluşmuştur. Hücreler, kemik, kas, deri, mide,
karaciğer, kalp, dalak, bağırsak, göz vb. vücut parçalarının hepsini esas alır. İnsan
vücudu dışardan deri dokusu ile çevrilidir. Deri, vücudu dış etkenlere karşı korur.
Vücut sıcaklığının sabit kalması için çalışır. Ayrıca vücut için zararlı birtakım
maddelerin de dışarı atılmasında rol oynar.

İnsan vücudunda farklı sistemler vardır:


• Solunum sistemi (akciğerler),
• Hareket sistemi (kaslar, kemikler, eklemler),
• Sinir sistemi (beyin, beyincik, omurilik ve sinirler),
• Dolaşım sistemi (kalp-damarlar),
• Sindirim sistemi (mide),
• Boşaltım sistemi ve üreme sistemi (böbrekler vb.),
• Duyu organları (kulak, burun, göz, dil, deri).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

Şekil 3.1. Vücudumuzdaki sistemler

İNSAN ANATOMİSİ
Anatomi terimi, keserek ayırma ve parçalama anlamına gelmektedir.
Anatomi geniş anlamda vücudun normal şeklini, yapısını, vücudu oluşturan organları
ve bu organlar arasındaki; yapısal, görevsel ilişkileri inceleyen bilim dalıdır [1, 2].
Şekil bilim anlamına gelen morfoloji kavramı da canlıların şekilsel olarak
incelenmesini belirtir. Bir görüşe göre anatomi terimi morfoloji ile özdeş olarak da
kabul edilir.
İnsan vücudu
İnsan vücudu pek çok yapının kusursuz bir şekilde bir araya getirilmesiyle
mükemmel bir sanat
eseridir. yaratılmıştır [3, 4, 5]:

• İnsan vücudunda 100 trilyon kadar hücre bulunur. Bu hücrelerden 50


milyonu her saniye yenilenir.
• Vücudumuzda yaklaşık olarak 205 kemik vardır. Bebeklerde kemik sayısı
ise yetişkinlerden fazladır. Bir bebek yaklaşık 270 kemikle doğar.
• Vücudumuzun yaklaşık % 60'ı sudur. Erişkin bir insanın ortalama 70 kg
olduğu kabul edilirse, vücuttaki toplam su miktarı yaklaşık 42 litre
kadardır.
• Kalp bir dakikada vücudumuzdaki kanın tamamını devir daim eder.
• Vücudumuzda birbirinden farklı tam 200 çeşit hücre vardır.
• İnsan vücudundaki bütün kasların sayısı yaklaşık 640 kadardır.
• Vücuttaki bütün kasların bir günde yaptığı toplam iş yaklaşık olarak bir
vincin 6 tonluk ağırlığı 50 m yükseğe kaldırmasına eşdeğerdir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

Şekil 3.2. İnsan vücudu

İnsan vücudu, fiziksel ve kimyasal yapılardan oluşan bir sistemler


bütünüdür. Vücut, insan sağlığının maddesel parçasıdır. İnsan varlığının
korunması ve soyun sürekliliği için birbiriyle uyumlu bir biçimde çalışan
ögelerden oluşmuştur [5, 6, 7].
İnsan vücudunun ana birimi hücredir. Hücreler ve hücreler arası
maddeler birleşerek dokuları oluşturur. Dokular, biçimsel ve işlevsel birimler
olan organları oluştururlar. Fizyolojik olarak aynı işlevi gören yapısal organ
birlikleri de vücudun sistemlerini meydana getirir. İnsan vücudundaki temel
sistemler; hareket, sinir, solunum, dolaşım ve sindirim sistemleri olarak
sıralanabilir [8, 9, 10]. Bu sistemler duygu, hareket ve beslenme
gereksinimlerini yerine getirirler. İnsan vücudunun olağan büyüme ve
gelişmesi sistemlerin ve sistemleri oluşturan her organın görevini yerine
getirmesine bağlıdır [11, 12].
Klasik anatomide yapısal özellikler genellikle Avrupa ve Kuzey Amerika beyaz
ırkına (Kafkas ırkı) ait özellikler temel alınarak hazırlanır. Bu kitaplarda yetişkin erkek
yapısı ile ilgili en sık karşılaşılan özellikler tanımlanır. Kadınlarda var olan farklılıklar
ayrıca belirtilir.

Dış görünüşe bakarak insanların birbirleri ile aynı özelliklere sahip


olmadıkları savı ileri sürülebilir. Gerçekten de her bir insan fiziksel ayrıntıları
ile değerlendirildiğinde diğer insanlardan farklıdır [11, 12]. Belirli bir topluluk
içinde yaşayan insanlarda saptanan az sayıda farklılıklar, toplumlar arasında
çok daha belirgin hâle gelir [13, 14].
Vücut yapısında farklılık oluşturan unsurlar: yaş, ırk, cinsiyet, genetik ve
çevresel faktörler olarak sayılabilir. Bu unsurlar içinde anatomik yapıyı farklı
kılan ilk iki özellik yaş ve cinsiyettir. Bununla birlikte dış görünüşle ilgili, yani
Her insan farklı vücudu dıştan saran deri, göz ve saç rengine ait en önemli değişkenliği
yaratılmıştır. oluşturan ırksal özelliklerdir. Ancak deri ile ilgili farklılıkların göreceli
kavramlar olduğunu da belirtmek gerekir. Örneğin beyaz ırktan olan bir kişi
kendisi ile aynı deri rengine sahip insanları birbirinden kolayca ayırabilirken
sarı ırktaki kişiler için aynı başarıyı gösterememektedir. Bu durum sarı ırktaki
kişiler için de aynıdır. Dış görünüşün tersine deri dışında kalan yapısal
özellikler bütün ırklar için benzerlik gösterir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

Anatomik yapıda cinsiyetler arasındaki en belirgin özellik üreme


organlarının tamamen farklı olmasıdır. Yaş faktörünün aynı olduğu var
sayıldığında her toplum için ortak olan ancak kişiden kişiye değişebilen
özellikler de boy, vücut ağırlığı, vücut kitlesi ve merkezî sinir sisteminin toplam
kitlesi gibi kriterlerin erkeklerde daha yüksek değerlerde olmasıdır [15, 16]. Bu
farklılığı temel olarak kas-iskelet sisteminin yapısal özellikleri belirler. Erkekler
kadınlara oranla daha geniş omuzlu, daha dar kalçalıdır. Kadınlarda deri altı
yağ dokusu nispeten daha kalındır ve yağ dokusunun dağılımı da erkeklere
oranla farklılık gösterir. Bu dağılım erkeklere oranla açısal değil, yuvarlak hatlı
bir vücut yapısının ortaya çıkmasına yol açar. Erkeklerle kadınlar arasındaki
farklı özelliklerden en çok bilinenleri yüz görünümü, saç yapısı ve boyun
çıkıntısı olarak sayılabilir [17, 18].
Genetik faktörler de yapının şekillenmesinde etkili olabilir. Yaşamını
normal olarak sürdüren, anatomik yapısı bir ya da birkaç özellik dışında diğer
insanlarla aynı olan kişiler de olabilir. Örneğin bütün üyelerinin el ya da ayak
parmakları altı parmaklı olan, kalbi sağ tarafta bulunan ya da tek böbreği olan
küçük topluluklar olabilir [19, 20].
Büyüme aşamalarındaki farklı beslenme, fiziksel aktivite gibi çevresel
faktörler anatomik yapıda farklılık oluşturabilir.

SOLUNUM SİSTEMİ
Hava ile kan arasında gaz değişimini sağlayan organlara solunum sistemi
denir.
İnsanlar akciğerli solunum sistemini kullanırlar. Solunum sistemi: burun,
yutak, gırtlak, soluk borusu ve akciğerlerden oluşmaktadır.
Akciğerler, havanın
kana geçmesinde • Burun: Hava ilk defa burundan içeri girer. Havanın vücuda girdiği organdır.
görev alır. • Yapısında kıllar, mukus bezi, nemli deri, kılcal damarlar, kıvrımlı kemik
kanalları (sinüs) bulunur. Alınan havanın temizlenmesini, ısıtılmasını,
nemlendirilmesini ve kokusunun alınmasını sağlar. Buruna gelen hava
ısınarak gırtlağa gönderilir.
• Nefes borusu: Havanın akciğerlere taşınmasını sağlar. Yapısındaki kıkırdak
halkalar soluk borusunun sürekli açık kalmasını, kaslar borunun çapının
değiştirilmesini, mukuslu siller de yabancı maddelerin tutulmasını
sağlarlar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

• Soluk Borusu: Üst üste binmiş kıkırdak halkalardan oluşmuştur. Soluk


borusunun başlangıç kısmına gırtlak denir. Gırtlağın yapısında
kıkırdaklar, ses telleri ve kaslar bulunur. Nefes verilirken konuşma
sesinin oluşmasını sağlar.
• Yutak: Burunda ısınarak gelen hava buradan gırtlağa gönderilir.
Yutak çevresinde bulunan akkan düğümcüklerine bademcik denir.
Yapısındaki kapakçık yardımıyla solunan havanın nefes borusuna
geçmesini sağlar.
• Gırtlak: Dil kökü ve soluk borusu arasında bulunan gırtlak, kıkırdak bir
yapı gösterir. Bu bölümde ses telleri bulunur.
• Bronşlar: Solunan havanın sağ ve sol akciğerlere taşınmasını sağlar.
Havanın akciğer içinde yayılmasını da bronşçuklar sağlar.
• Diyafram ve kaburga kasları: Solunumun yapılmasına yardımcı olan
yapılardır. Kasılıp gevşeyerek iç basıncı değiştirerek akciğerin
çalışmasını sağlarlar.
• Akciğerler: Havanın kana geçmesini ve kanın temizlenmesi sağlar. Göğüs
boşluğunu bütünüyle doldurur. Sağda ve solda olmak üzere bir
çifttir. Sağdaki akciğer üç, soldaki akciğer ise iki parçacıktır. Bu
parçalara “lob” denir. Akciğerler birer körük gibi çalışarak solunumu
sağlarlar. Kanı oksijence zengin bir hâle getirirken içerisindeki
karbondioksiti dışarı atar (bebekler dakikada 45; altı yaş çocukları
25; 15-25 yaş gençleri de ortalama 18 kez soluk alıp verirler).
Akciğerde gaz değişimini sağlayan balon şeklindeki birimlere alveol
(hava kesesi) denir. Alveoller, kılcallardaki kirli kan ile akciğerlerdeki
temiz hava arasında yoğunluk farkına göre difüzyonla gaz
değişiminin yapılmasını sağlarlar. Akciğerin yapısında kas, kıkırdak,
kemik gibi yapılar bulunmaz. Tamamen epitel dokunun zarlarından
oluşur.
Hava yollarındaki tıkanmalar solunum görevinin tam olarak yapılabilmesini
engeller. Solunan hava içerisinde oksijenin yeterli olamaması veya hemoglobinin
oksijen bağlayıcı özelliklerini ortadan kaldıran karbonmonoksit gibi gazların
bulunması boğulmalara yol açar ki bu duruma anoksi denir.

Nefes alma olayı kısaca şu şekilde sıralanan bir prosestir:

• Omurilik soğanı akciğerin çalışması için uyartı gönderir,


• Akciğer çevresindeki diyafram ve kaburga kasları kasılır,
• Göğüs boşluğu öne ve alta doğru genişler,
• Akciğerler büyür,
• İç basınç düşer,
• Dışarıdan temiz hava çekilir,
• Alveollerde gaz değişimi yapılır.
Nefes verilmesi sırasında, nefes almadaki olayların tersi yapılır. Solunum
yolu direnci düşük olan kişiler nezle ve soğuk algınlığına kolay yakalanırlar. Bu tip

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

enfeksiyonlar, yeterli dinlenme ve yatak istirahati ile geçer. Boğaz enfeksiyonlarının


en önemlisi toplum sağlığı açısından beta hemolitik streptokok denen bakteriyel
etkenlerin sebep olduğu iltihaplanmalardır.

HAREKET SİSTEMİ
İnsan vücudunda 205 civarında kemik bulunur. İnsanların yer ve yönlerini
değiştirmelerine hareket denir. Hareketi sağlayan organlar hareket sistemini
oluşturur. Destek ve hareket sisteminin oluşmasında kemikler, kaslar ve eklemler
kullanılır.
Hareket sistemi vücut şeklinin ortaya çıkmasını ve hayati öneme
İnsan vücudunda 205
civarında kemik sahip organların korunmasını sağlar.
bulunur. Erişkin bir insanda (yaklaşık) 205 kemik bulunur. Bunun 26’sı omurgada,
25’i göğüste, 22’si başta, 64’ü kollarda ve ellerde, 62’si bacaklarda ve
ayaklarda, 6’sı da kulakta bulunur.

•Erişkin bir insanda (yaklaşık) 205 kemik bulunur. Bunun 26’sı


Örnek

omurgada, 25’i göğüste, 22’si başta, 64’ü kollarda ve ellerde,


62’si bacaklarda ve ayaklarda, 6’sı da kulakta bulunur.

Kemikler dış görünüşlerine göre uzun, kısa ve yassı olmak üzere üçe
ayrılır.
Kemiklerin birleşmesiyle oluşan yapıya iskelet denir. İskeleti
oluşturan kemikler eklemlerle birbirine bağlanırlar. İskelet insan
vücudunda;
• Genel şeklini kazandırır.
• Aktif hareketi sağlar.
• İç organlara desteklik sağlar.
• Merkezi sinir sistemini dış etkilerden korur.
• Kan hücrelerini üretir ve mineral depolar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

Şekil 3.3. Hareket sistemi ve iskelet

İnsan iskeleti özelliğine göre 3 kısımdan oluşur:

• Baş İskeleti: Kafatası kemiklerini oluşturur. Beyin ve beyinciği dış


etkilerden korur. Çene kemikleriyle beslenmeyi sağlar. Yapısında yüz,
elmacık, burun, çene ve şakak kemikleri bulunur.
• Gövde İskeleti: Vücudun karın ve göğüs kısımlarını oluşturur. İç organları
• tutar. Kalp ve akciğeri korur. Yapısında omurga, kaburga, kürek, köprücük
ve göğüs kemikleri bulunur.
• Üye İskeleti: Kol ve bacakların oluşmasını sağlar. Aktif hareket ve ellerin
oluşmasında etkili olur. Uyluk, kaval, baldır, pazu, dirsek ve parmak
kemiklerinden oluşur.
Şekil ve büyüklüğüne göre dört çeşit kemik bulunur.

• Kısa Kemik: Eni boyuna yakın olan kemiklerdir. El ve ayaklardaki parmak ve


bilek kemikleri bu gruba girer.
• Uzun Kemik: Boyu eninden uzun olan kemiklerdir. Kol ve bacaklarda
bulunur.
• Yassı Kemikler: Yüzeyi geniş, levha şeklindeki kemiklerdir. Kafatası,
• kaburga, kürek, köprücük ve çene kemiği bu gruba girer.
• Düzensiz Şekilli Kemikler: Belli bir şekle sahip olmayan omurlar bu gruba
girer.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

Şekil 3.4. Kemikler

Kemiklerin enine kesilmesi durumunda farklı yapı ve özelliklerdeki


kısımlardan oluştuğu görülür. Kemik yapısında; kemik zarı, sert kemik
Şekil ve büyüklüğüne
dokular, süngersi kemik doku, kemik kıkırdağı, sarı ilik ve kırmızı ilik
göre dört ayrı kemik
bulunur. bulunur:
• Kemik Zarı (periost): Kemiğin dışında bulunur. Kemiğin
beslenmesini, büyümesini, (kalınlaşmasını) ve onarılmasını
sağlar.
• Kemik Kıkırdağı: Kemiğin uç kısmında bulunur. Kemiğin boyuna uzaması
ve
eklemlerin oluşmasını sağlar.
• Sert Kemik Dokusu: Mineral oranı fazla olan sıkı dizilimli kısımdır.
Kemiğe direnç ve şekil kazandırır.
• Süngersi Kemik Dokusu: Kemik içerisinde oyuk şeklinde
boşluklar oluşturur.
• Sarı İlik: Yağ depolanmasında etkili olur.
• Kırmızı İlik: Alyuvar, akyuvar ve kan pulcuklarının üretilmesini sağlar.
İskeleti oluşturan kemiklerin birbirine bağlanmasını sağlayan yapılara eklem
denir. Kemiklerin hareket yeteneğine göre üç çeşidi bulunur.

• Oynamaz eklemler: Bağladığı kemiklerin hareket etme yeteneği


yoktur. Kemikleri tamamen birleştirmiştir. Kafatası ve kalçada
bulunur.
• Yarı oynar eklemler: Kemiklerin kısıtlı ve dar açıda hareket etmesini
sağlar.
Omurgadaki eklemler gibi.
• Oynar eklemler: Kemiklerin farklı şekil ve açıda hareketine imkân sağlar.
Kol ve bacaklardaki eklemler bu gruba girer.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

Şekil 3.5. Eklem şekilleri ve fonksiyonları

Kaslar, uzayıp kısalarak şeklini değiştirebilen hücrelerden oluşurlar.


Yapısında, kas dokunun hücreleri demet şeklinde bulunur. Kasların kasılıp
gevşemesi sinirlerin uyarılarıyla gerçekleşir. Çalışmaları sırasında bol miktarda
enerji harcarlar. İnsan vücudundaki kaslar;

• Aktif hareketi sağlar.


• Bazı iç organlara hareket yeteneği kazandırır.
• Kalbin çalışmasını sağlar.
• Konuşmanın gerçekleşmesini sağlar.
• Yedek enerji depolanmasını sağlar.

İnsan ve hayvan gibi canlılara şekil ve destek veren, hareket etme


kabiliyeti kazandıran; kemiklerden, eklemlerden ve kaslardan oluşan sistemin
bütününe destek ve hareket sistemi denir.

Kaslar şekil
değiştirebilen
hücrelerden oluşur.

Şekil 3.6. Destek ve hareket sistemi

Kasların kasılması sırasında kısalma, şişme, sertleşme ve kalınlaşma


gerçekleşir. Kol ve bacaklardaki kemiklerin çalışması sırasında ön ve arkada birbirine
zıt çalışan kaslar bulunur. Bu zıt (açıcı ve bükücü) kasların kasılıp gevşemesiyle kol ve
bacaklardaki bükülme ve gerilmeler gerçekleşebilir.

SİNİR SİSTEMİ
Sinir sisteminde başta beyin, beyincik, omurilik soğanı, omurilik,
beyinden çıkan 12 çift ana sinir ve omurilikten çıkan birçok sinir vardır. Beyin

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

bütün düşünce ve davranışların şekillendiği merkezdir. Beyincik iç kulaktaki


zarlarla dengeyi sağlar.
Omurilik, sırtta omurların içerisinden geçer. Beyinden gelen ve beyine
giden mesajların iletilmesinde köprü vazifesi görür. Ayrıca refleks
hareketlerinden beynin bilgisi dışında kalan bazı hareketlerin de yönetilmesini
üstlenir. Organların çalışmasını hızlı, etkili ve elektriksel yollarla düzenleyen
yapılardan oluşur. Sinir sistemi sinir telleri yardımıyla tüm vücuttaki olayları
denetler ve düzenler.

•Sinir sistemi, özelliğine göre iki kısımdan oluşur: Merkezî


Örnek

Sinir Sistemi ve Çevresel Sinir Sistemi.

Omurilik, omurların
içerisinden geçer.

Şekil 3.7. Sinir sistemi

Merkezî Sinir Sistemi


Merkezî Sinir Sistemi, sinir sisteminin yönetici ve denetleyici kısmıdır.
Kafatası ve omurga içindeki sinirsel organlardan oluşur.
Beyin: Kafatası içerisindeki en büyük sinirsel organdır. Yüzeyi girintili
çıkıntılı olup iki yarım küreden oluşur. Beyinle kafatası arasında bulunan üç katlı
zar beyni sarsıntılardan ve darbelerden korur. Yapısında milyarlarca sinir
hücresi ağ şeklinde bulunur. Beyin yardımıyla insan vücudunda;

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

• Duyu organlarından gelen uyarılar değerlendirilir.


• Problem ve olaylar düşünülür, çözülür.
• Öğrenme faaliyeti ve hafıza olgusu sağlanır.
• Acıkma, susama, uyku ve uyanıklık düzenlenir.
• Kan basıncı ve vücut sıcaklığı düzenlenir.
• Hormonların salgılanma zamanı belirlenir.
Beyincik: Yapısı beyne benzer ve küçüktür. İki yarım küreden
oluşur. Kafatasının arka alt tarafında bulunur. Beyin, iç kulak ve iskelet
kaslarıyla bağlantılıdır. Beyincik yardımıyla insan vücudunda;
• Kol ve bacaklardaki kasların birbiriyle uyumlu çalışması sağlanır.
• Kol ve bacaklardaki kasların çalışma derecesi düzenlenir.
• Aktif hareketin dengeli olması sağlanır.
Omurilik soğanı: Yüzeyi düz olup soğana benzer bir şekle sahiptir.
Boynun üst kısmında bulunur. İstem dışı çalışan iç organları yönetir.
Omurilik soğanı yardımıyla insan vücudunda;
• Solunum sisteminin çalışması düzenlenir.
• Dolaşım sisteminin çalışması düzenlenir.
• Boşaltım sisteminin çalışması düzenlenir.
• Sindirim sisteminin çalışması düzenlenir.
Omurilik: Sırttaki omurga içerisinde bulunur. Yüzeyi düz olup sinir
kordonundan oluşur. Kafatası organları ile vücut organları arasındaki
bağlantıyı sağlar. Omurilik yardımıyla insan vücudunda;
• Beyinle organlar arasında bilgi iletimi sağlanır.
• Refleks davranışlarının oluşması düzenlenir.
Refleks: Vücuda yapılan ani ve güçlü etkilere karşı vücudun aynı
şekilde tepki göstermesidir. İstemsiz olarak yapılır. Vücudu koruyucu
özelliğe sahiptir. Kazanılma şekline göre doğuştan ve sonradan kazanılan
Sinir sistemi,
olmak üzere iki çeşidi bulunur.
merkezi ve çevresel
olmak üzere iki • Doğuştan kazanılan (kalıtsal) refleks: Genlerle ilgili olup nesilden
kısımdır. nesile aktarılır. Her insanda aynı şekilde bulunur.
• Doğan çocuğun emme hareketi
• İğne batan parmağın çekilmesi
• Gürültülü sesten ürkme
• Göz bebeğinin büyüyüp küçülmesi
• Sonradan kazanılan (şartlı) refleks: Doğumdan sonra
deneyimlerle ve öğrenme sonucu kazanılır. Nesilden nesile
aktarılmaz.
• Limon görünce ağzının sulanması
• Örgü örme, dans etme ve yüzme davranışları
• Bisiklet ve araba sürme davranışları

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

Çevresel Sinir Sistemi


Çevresel Sinir Sistemi, vücudu ağaç kökü şeklinde saran sinir
liflerinden oluşur. Merkezî sinir sistemi ile vücut organları arasındaki
sinirsel iletimi sağlar.
Sinir dokusunu oluşturan hücrelere nöron denir. Milyarlarca nöron,
insan vücudunu ağ gibi sararak yönetimi sağlarlar. Nöronlar görevleri için
aşırı farklılaşmış olup bölünme yetenekleri yoktur. Çalışmaları sırasında bol
miktarda enerji harcarlar.
Nöronların şekilleri benzer farklı kısımlardan oluşurlar:
• Dendrit: Kısa ve çok sayıda olan uzantılardır. Çevreden aldıkları uyarıları
aksona taşırlar.
• Akson: Uzun ve bir tanedir. Dendritten aldığı uyarıları hedefi olan organa
doğru taşır.
• Gövde: Nöronun çekirdek ve organellerinin bulunduğu sitoplazma
kısmıdır. Hücredeki hayatsal olayları gerçekleştirir.
Miyelin kılıf, bazı nöronlarda, aksonların çevresiyle yalıtımını sağlayarak
uyartıların daha hızlı taşınmasını sağlar. Uyarı, nöronları etkileyen çevresel
değişmelerdir.
Uyartılar (impuls) etkisiyle nöronlarda oluşan elektriksel ve kimyasal
değişmelerdir. İnsan vücudunda görev ve taşınan bilginin farklılığına göre üç çeşit
sinir hücresi kullanılır.

• Duyu nöronu: Uyarıları duyu organlarından merkezi sinir sistemine


taşır.
• Motor nöron: Merkezi sinir sisteminden organlara doğru emir taşır.
• Ara nöron: Merkezi sinir sistemini oluşturur.

Uyarı ve emirler sinirler üzerinde uyartılar şeklinde taşınırlar. Taşınma hızları


sabit olup oluşma miktarları değişebilir. Uyartılar nöronlar üzerinde iyonlar
yardımıyla elektriksel, nöronlar arasında hormonlar yardımıyla ise kimyasal olarak
taşınır.
Nöronların birbirine bağlandığı bölgelere sinaps denir. Sinapslar bir nöronun
aksonuyla diğerinin dendriti arasında kurulur. Uyartılar, sinapslar üzerinde
salgılanan özel hormonlarla taşınır. Böylece uyartının hangi yolu takip ederek hangi
organa ulaşacağı belirlenir.

DOLAŞIM SİSTEMİ
Dolaşım sistemi kalp,
damar ve kan Bütün organ ve sistemler arasında madde iletimini sağlayan yapılara
dokusundan oluşur. dolaşım sistemi denir. Dolaşım sistemini kalp, damarlar ve kan dokusu
oluşturur. Dolaşım sistemi besin, gaz, hormon, artık ve antikor gibi
maddeleri ilgili hücrelere taşır.
Kalp, göğüs boşluğunda bulunan çizgili kaslardan oluşmuş bir organdır.
İstemsiz, hızlı, güçlü ve uzun süreli olarak çalışır. Böylece kan sıvısının damarlarda

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

akmasını sağlar. Kalp, kulakçık ve karıncık olmak üzere iki kısımdan oluşur.

• Kulakçık: Kan sıvısını kalbe doğru çeken kısmıdır. Sol kısmı vücut
toplardamarına, sağ kısmı akciğer toplardamarına bağlıdır.
• Karıncık: Kan sıvısını organlara doğru pompalayan kısımdır. Sol kısmı
vücut atardamarıyla, sağ kısmı akciğer atardamarıyla bağlantılıdır.
Kalbin sağ tarafında kirli kan (CO2 oranı fazla) ve sol tarafında da temiz
kan (O2 oranı fazla) bulunur. Kalbin çevresinde koruyucu olan perikard adlı
kaygan zar bulunur. Bu zar kalbi dış etkilerden korur. Kalp üzerinde bulunan
damarlara koroner damarlar denir. Bu damarlar kalbin hızlı bir şekilde
beslenmesini sağlar.
Kalbin çalışması sırasında damarlarda oluşturduğu sarsıntılara nabız denir.
Kanın damarlarda akarken oluşturduğu basınca tansiyon denir. Nabız ve tansiyon
arttığında damarlardaki kanın akış hızı da artar. Kalpten çıkan kirli ve temiz kanın
dolaşma mesafesi ve özelliğine göre iki çeşit dolaşım kullanılır.

• Küçük kan dolaşımı: Kan sıvısını kalbe doğru çeken kısımdır. Sol kısmı
vücut toplardamarına, sağ kısmı akciğer toplardamarına bağlıdır.

• Büyük kan dolaşımı: Kalpten çıkan temiz kanın vücut organlarına


ulaşmasını sağlar. Kalbin sol karıncığından başlayıp sağ kulakçığında
biter.
Kalp, her insanın yumruğu büyüklüğünde bir pompadır. Vücutta
bulunan en güçlü kas, kalp kasıdır. Kalp dakikada 60-180 arasında kasılır.
Normali ise 60-80 arasıdır. Kalp iki kulakçık ve iki karıncıktan oluşur.
Karıncıklarla kulakçıklar arasında tek yöne geçişe izin veren kalp kapakçıkları
yer alır. Kalp göğsün 1/3 alt kısmında, göğüs kemiğinin hemen solundadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

Kalp, kulakçık ve
karıncık olarak iki
kısımdır.

Şekil 3.8. Dolaşım sistemi

Alt toplardamarı, akciğerlerden sol kulakçığa dökülür. Kulakçıklar,


akciğerden ve vücuttan gelen kanı toplayan bölgeler olarak görev yaparlar.
Sağ karıncıkta bulunan kan, akciğer atardamarları ile akciğerlere iletilir. Aort
adı verilen ana atardamar, sol karıncıktan çıkarak oksijence zengin kanın
bütün vücuda dağılmasını sağlar. Kalp atardamarlarına kalbin atımı, nabız
şeklinde iletilmektedir. Dikkatle dinlenecek olursa çok düzgün bir şekilde
olduğu fark edilir.
Kalbin kulakçık ve karıncıkları art arda ritimsel olarak kasılıp gevşerler.
Kulakçıklar kasılırken karıncıklar gevşer ve kan sıvısı kulakçıktan karıncığa
doğru akar. Karıncıklar kasılırken kulakçıklar gevşer ve kan sıvısı organlara
doğru pompalanır. Kalbin kulakçık ve karıncıklarının kasılması dakikada
ortalama olarak 70–80 kez gerçekleşir. Kasılma hızı hormon ve sinirler
etkisiyle artırılıp azaltılabilir. Kan damarları, atardamar ve toplardamar
olarak iki gruba ayrılır.

Atardamarlar kanı kalpten uzaklaştıran, toplardamarlar ise kanı kalbe getiren


damarlardır.

Kan kılcal damarlar içerisinde ilerlerken bir kısım kan sıvı dokularına
sızar. Bu sıvıya akkan (lenf) adı verilir. Akkan damarları ile de toplanır. Akkan
damarları boyunca akkan düğümleri yer alır. Bunlar içerisinde lenfosit denilen

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

akkan hücrelerini yaparlar. Kan, karıncıklardan büyük bir basınçla çıkar.


Atardamar duvarında bu basıncın yaptığı etki kan basıncı olarak bilinir.
Kanın kalpten çıkarak akciğerlere gidip oksijence zenginleştikten sonra
kalbe dönmesine küçük kan dolaşımı denir. Akciğerlerden dönen oksijence
zengin kanın, vücuda yayıldıktan sonra tekrar geri dönmesine ise büyük kan
dolaşımı denir. Besinlerle alınan temel maddeler ve solunumla alınan oksijen
hücre düzeyine kadar kan sayesinde iletilir. Hücre ve dokulardaki artıklar da
kanla uzaklaşırlar. Kan iç ortamı dengede tutar. Vücut sıcaklığının
Bir milimetreküpte düzenlenmesinde görev yapar.
6000-10.000 adet
akyuvar bulunur. Kan içerisinde en bol bulunan hücreler alyuvarlardır. Bir milimetreküp
içerisinde 4,5 milyon alyuvar bulunur. Kana ve alyuvarlara kırmızı rengini
veren hemoglobinlerdir. Hemoglobin akciğerlerden alınan oksijenin
hücrelere, hücrelerden alınan karbondioksitin akciğerlere iletilmesini sağlar.
Eğer kanda hemoglobin yetersiz ise anemi (kansızlık) denen durum meydana
gelir.
Kanda bulunan ikinci hücre grubu akyuvarlardır. Vücudun savunmasıyla
ilgili hücrelerdir.

•Bir milimetreküp kanda 6000-10000 arasında akyuvar vardır.


Örnek

Bunlar vücuda giren bakterilerle savaşırlar.

Kanda bulunan trombositler kanın pıhtılaşmasında görev yaparlar. Kanın


sıvı kısmına plazma adı verilir.
İçerisinde kan sıvısının dolaştığı boru şeklindeki yapılara damar
denir. Özellik ve görevine göre üç çeşidi bulunur.

• Atardamarlar: Kalpten organlara kan götüren damarlardır. Vücut ve


organ atardamarlarında temiz kan, akciğer atardamarında kirli kan
bulunur. Yapısında kalın düz kas tabakası bulunur. Kan basıncı ve akış
hızı yüksektir.
• Toplardamarlar: Organlardan kalbe kan getiren damarlardır. Organ
toplardamarlarında kirli kan, akciğer toplardamarında temiz kan
bulunur. Yapısında ince düz kas tabakası bulunur. Kan basıncı ve akış
hızı düşüktür.
• Kılcal damarlar: Atardamarlar ile toplardamarlar arasında bulunur.
Kanın atardamardan toplardamara geçmesini sağlar. Yapısında kas
dokusu bulunmaz. Kan basıncı normal ve kanın akış hızı en düşüktür.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

Şekil 3.9. Kanın yapısı

Kan sıvısı, başlı başına bir doku olup, sıvı ve akıcıdır. Su oranı çok
yüksektir. Yapısında hücrelerin ihtiyacı olan maddelerle, metobolizma sonucu
oluşan zararlı maddeler bulunur. Kan sıvısında; su, mineral, oksijen,
karbondioksit ve kan hücreleri bulunur. Kanın yapısında özel görevler yapan
A, B, AB ve O olmak kan hücreleri taşınır.
üzere dört kan grubu • Alyuvarlar: Kırmızı renkli ve kanda en fazla bulunan hücrelerdir.
vardır. Oksijen ve karbondioksitin taşınmasında görev yapar.
• Akyuvarlar: Beyaz renkli ve kanda en az bulunan hücrelerdir.
Mikropların yok edilerek bağışıklığın sağlanmasında görev yapar.
• Kan pulcukları: Hücre parçaları olup üzerinde pıhtılaşma proteinlerini
taşır.
Kesilen ve zedelenen damarların onarılmasında görev yaparlar.
İnsan kanı A, B, AB ve 0 (sıfır) olmak üzere dört ayrı guruba ayrılır.
İnsanların % 85’inde Rh faktörü denilen özel bir protein bulunur. Bu
proteinin bulunduğu kan Rh (+); bulunmadığı kan da Rh (-) olarak
adlandırılır.
Kan gruplarının oluşumunda alyuvarlar üzerindeki özel protein çeşitleri
ve kandaki antikor çeşitleri etkili olur. Alyuvarlar üzerinde A, B ve Rh tipinde
3 çeşit proteinin bulunma durumuna göre farklı kan grupları oluşur. Alyuvar
üzerinde;
A proteinleri varsa — A grubu,
B proteinleri varsa — B grubu,
A, B proteinleri varsa — AB
grubu, A, B proteinleri yoksa
— 0 grubu, Rh proteinleri
varsa — Rh+ grubu, Rh
proteinleri yoksa — Rh–grubu.
Ayrıca, kan sıvısında yabancı proteinleri çökelten özel antikorlar
bulunur. Bunlar A antikoru, B antikoru ve Rh antikorudur. A grubunda – B
antikoru, B grubunda – A antikoru, 0 grubunda – A, B antikoru, Rh–

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

grubunda – Rh antikoru bulunur.


Yaralanma, ameliyat ve hastalanma durumlarında vücuttaki kan sıvısı
yeterli olmadığı için vericiden kan nakli yapılır. İki çeşidi kullanılır.
• İdeal Kan Nakli: Herkesin kendi grubundan kan alıp vermesidir.
A « A, B « B, AB « AB, O « O, Rh+ « Rh+, Rh– « Rh– şeklinde yapılır.
• Zorunlu Kan Nakli: Kendi grubundan kan bulunmadığı zamanlarda yapılır.

SİNDİRİM SİSTEMİ
İnsan vücudu devamlı enerji tüketir. Tüketilen bu enerji yiyecek ve
içeceklerden sağlanır. Alınan besinlerin vücutta bir dizi işleme tabi tutularak enerji
hammaddesi ve yapı taşı öğelerine ayrılması ve daha sonra da kana geçmesine
sindirim denir.
Sindirim sistemini oluşturan başlıca bölümler aşağıda belirtilmiştir:
• Ağız ve dişler: Sindirim sisteminin başlangıç yeridir. Ağzın içindeki dil aynı
zamanda tat alma organıdır. Konuşma da onun yardımıyla sağlanır. Alınan
besin maddeleri, ağız içindeki dişler yardımıyla parçalanır ve öğütülür. Bu
parçalanma işlemine tükürük bezlerinden salgılanan salgılar ve sindirim
enzimleri yardım eder.
• Yutak: Ağızda parçalanan ve öğütülen besin maddeleri yutkunma hareketi
ile yutağa gelir. Yutak bir boşluktur. Bu boşluk iki yere açılır. Birincisi soluk
borusu, ikincisi ise yemek borusudur. Yenen besin maddeleri yutağa
geldiğinde soluk borusuna açılan yol kapanır, besinler doğrudan yemek
borusuna geçerler.
• Yemek borusu: Yaklaşık 20-25 cm uzunluğundadır. Besinler buradan
geçerek mideye giderler.
• Mide: Karın boşluğunun sol tarafında bulunur. Midenin içi, mide suyu
denilen salgılar çıkaran bezlerle doludur. Bu salgıların en önemli görevi
yenen besinlerin sindirilmesini kolaylaştırmaktır.
• İncebağırsak: 7-8 m uzunluğunda 3-5 cm genişliğindedir. Mideden sonra
başlar. Mide ile birleşim yerinde 12 parmak bağırsağı vardır. Sindirim
burada devam eder. İnce ve kalın bağırsakların birleştiği yerde kör
bağırsak bulunur (iltihaplanmaları sonucu apandisit meydana gelir).
• Kalınbağırsaklar: 1,5-2 m uzunluğunda ve 3-5 cm genişliğindedir. İnce
bağırsakta emilmeyen besin maddeleri burada sindirime uğrar. Geri
kalanlar dışkı olarak bu bağırsaktan anüs (makat) yoluyla dışarı atılır.
• Pankreas: Yaklaşık 60-90 gr ağırlığında bir salgı bezidir. Çıkardığı salgı ile
sindirim sisteminde ve vücut şekerinin düzenlenmesinde önemli görev
yapar.
• Karaciğer: 1,5-2 kg ağırlığında, karın boşluğunun sağ tarafında bulunan bir
organdır. 2 parçadan meydana gelir. Bir de safra kesesi vardır. Karaciğer;
kan yapma, kan depolama, yağ ve proteinleri depolama, safra üretme,
şeker miktarını düzenleme gibi 200’ün üzerinde görevi vardır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

Şekil 3.10. Sindirim sistemi

Ağızda çiğneme, sindirimin en önemli aşamalarından biridir. Etkin bir


şekilde besinlerin çiğnenmesi birçok sindirim sistemi rahatsızlığının ortadan
kalkmasını sağlar. Çiğneme ile besinler küçük parçalara ayrılırlar ve midede
işlenecek hâle gelirler. Ağızda tükürük içerisinde bulunan bazı enzimler
Yediklerimizin enerjiye nişastanın bir miktar sindirimine yardımcı olur.
dönüştürlmesinde,
sindirim sistemi Midede bulunan hidroklorik asit birçok mineral tuzunun çözünmesini
görevlendirilmiştir. sağlarken, pepsin denilen protein parçalayıcı enzimler ise protein
moleküllerinin daha alt birimlerde parçalanmasını sağlar.

•İnce ve kalın bağırsaklarda daha ileri düzeyde sindirim


Örnek

yapabilecek salgılar bulunur. Safra yağların sindirilir hâle


gelmesini sağlar.

BOŞALTIM SİSTEMİ
Besin maddelerinin hücrelerdeki metabolik olaylarda kullanılması sonucu
oluşan ürünlere artık denir. Vücuttaki suyun, tuzun, minerallerin ve vitaminlerin
fazlası; asitler, gazlar, amonyak, üre, ürik asitler ve ilaçlar artık özelliğinde olup
hormonal düzenleme sonucunda boşaltımla dışarı atılabilir.
Artıklar, dolaşım sıvısı olan kanda bulunur. Kan boşaltım sistemi
organlarında süzülerek artıklar ayıklanır. Boşaltım sistemi farklı organlardan
oluşur.

• Böbrek atardamarı: Yapısında bol artık bulunan kirlenmiş


kanı organlardan böbreğe doğru getirir.
• Böbrek toplardamarı: Böbrekte temizlenmiş olan kanı kalbe doğru taşır.
• Böbrek: Kanı süzerek artıkları ayıklar ve sulandırarak idrarı oluşturur.
Kanın bileşimini belirli sınırlar içerisinde düzenler.
• İdrar kanalı: Artıklı sıvıyı (idrar) idrar kesesine taşır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

• İdrar kesesi (Mesane): Gün boyu oluşan idrarı depolayarak belli


zamanlarda dışarıya atar.
Böbrek, boyuna kesildiğinde üç kısımdan oluştuğu görülür. Dış
kısmında kabuk, iç kısmında havuzcuk bulunur.
• Kabuk kısmı: Kanın süzülmesini sağlayarak artıkların kan
Böbrek, kabuk, öz ve sıvısından ayrılmasını sağlar.
havuzcuktan oluşur. • Öz kısmı: Süzüntüde bulunan yararlı maddelerin tekrar kana geri
alınmasını sağlar.
• Havuzcuk: Artıkların toplandığı idrarın oluştuğu kısımdır.

Şekil 3.11. Boşaltım sistemi

Bundan başka deri, akciğer ve karaciğer boşaltım yapılmasına yardımcı


olur. Deri terleyerek, akciğer solunum yaparak ve karaciğer zehirli maddeleri
etkisiz hâle getirerek boşaltıma yardımcı olur.
Bireysel Etkinlik

• "Ergonomide İnsan Anatomisinin Önemi" başlıklı bir yazı


hazırlayınız.
• "Ergonomi ile İnsan Fizyolojisi Arasındaki İlişki" başlıklı bir
makale hazırlayınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

•İnsan vücudunun anatomik ve fizyolojik yapısı çeşitli sistemlerden


oluşmuştur. İnsan vücudunun yapısını anatomi, işleyiş ilkelerini ise fizyoloji
ve tıp bilim dalı inceler. Anatomi terimi, keserek ayırma, parçalama
anlamına gelmektedir. İnsan vücudu pek çok yapının kusursuz bir şekilde
bir araya getirilmesiyle yaratılmıştır.
Özet
•Hava ile kan arasında gaz değişimini sağlayan organlara Solunum Sistemi
denir. İnsanlar akciğerli solunum sistemini kullanırlar. Solunum sistemi,
burun, yutak, gırtlak, soluk borusu ve akciğerlerden oluşmaktadır.
•Akciğerler, havanın kana geçmesini ve kanın temizlenmesi sağlar. Göğüs
boşluğunu bütünüyle doldurur. Sağda ve solda olmak üzere bir çifttir.
Sağdaki akciğer üç, soldaki akciğer ise iki parçacıktır. Bu parçalara “Lob”
denir. Akciğerler birer körük gibi çalışarak solunumu sağlarlar. Kanı
oksijence zengin bir hâle getirirken içerisindeki karbondioksiti dışarı atar.
Akciğerde gaz değişimini sağlayan balon şeklindeki birimlere alveol (hava
kesesi) denir. Akciğerler göğüs boşluğunda sağlı sollu iki kısımdan oluşur.
Sağ akciğer üç, sol akciğer iki parçalıdır.
•İnsanların yer ve yönlerini değiştirmelerine hareket denir. Hareketi
sağlayan organlar Hareket Sistemi’ni oluşturur. Destek ve hareket
sisteminin oluşmasında kemikler, kaslar ve eklemler kullanılır.
•Erişkin bir insanda 205 kemik bulunur. Bunun 26’sı omurgada, 25’i göğüste,
22’si başta, 64’ü kollarda ve ellerde, 62’si bacaklarda ve ayaklarda, 6’sı da
kulak kemikleridir. Kemikler dış görünüşlerine göre uzun, kısa ve yassı
olmak üzere üçe ayrılır. Kemiklerin birleşmesiyle oluşan yapıya iskelet
denir. İskeleti oluşturan kemikler eklemlerle birbirine bağlanırlar.
•İnsan iskeleti özelliğine göre üç kısımdan oluşur: baş, gövde ve üye
iskeletleri. Şekil ve büyüklüğüne göre dört çeşit kemik bulunur. Bunlar kısa,
uzun, yası ve düzensiz şekilli kemiklerdir.
•İskeleti oluşturan kemiklerin birbirine bağlanmasını sağlayan yapılara
eklem denir. Bunlar: oynamaz, yarı onyar ve oynar eklemlerdir.
Kemiklerden, eklemlerden ve kaslardan oluşan sistemin bütününe, destek
ve hareket sistemi denir.
•Sinir sisteminde başta; beyin, beyincik, omurilik soğanı, omurilik, beyinden
çıkan 12 çift ana sinir ve omurilikten çıkan birçok sinir vardır. Omurilik,
sırtta omurların içerisinden geçer.
•Sinir sistemi sinir telleri yardımıyla tüm vücuttaki olayları denetler ve
düzenler. Özelliğine göre iki kısımdan oluşur: Merkezî ve çevresel sinir
sistemleri. Merkezî Sinir Sistemi, sinir sisteminin yönetici ve denetleyici
kısmıdır. Kafatası ve omurga içindeki sinirsel organlardan oluşur. Çevresel
Sinir Sistemi, vücudu ağaç kökü şeklinde saran sinir liflerinden oluşur. Sinir
dokusunu oluşturan hücrelere nöron denir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

•Miyelin kılıf, bazı nöronlarda, aksonların çevresiyle yalıtımını sağlayarak


uyartıların daha hızlı taşınmasını sağlar. Uyarı, nöronları etkileyen
çevresel değişmelerdir. Uyartılar (impuls) etkisiyle nöronlarda oluşan
elektiriksel ve kimyasal değişmelerdir.
•Bütün organ ve sistemler arasında madde iletimini sağlayan yapılara
dolaşım sistemi denir. Dolaşım sistemini kalp, damarlar ve kan dokusu
oluşturur. Kalp, kulakçık ve karıncık olmak üzere iki kısımdan oluşur.
Bunlardan"Kulakçık" kan sıvısını kalbe doğru çeken kısm olup, sol kısmı
Özet (devamı)

vücut toplar damarına, sağ kısmı akciğer toplar damarına bağlıdır.


"Karıncık" ise, kan sıvısını organlara doğru pompalayan kısımı olup sol
kısmı vücut atar damarıyla, sağ kısmı akciğer atardamarıyla bağlantılıdır.
•Kalp, her insanın yumruğu büyüklüğünde bir pompadır. Vücutta
bulunan en güçlü kas, kalp kasıdır. Kalp dakikada 60-180 arasında kasılır.
Normali ise 60-80 arasıdır. Eğer kanda hemoglobin yetersiz ise anemi
(kansızlık) denen durum meydana gelir. Kanda bulunan ikinci hücre
grubu akyuvarlardır. Vücudun savunmasıyla ilgili hücrelerdir. Bir
milimetreküp kanda 6000-10000 arasında akyuvar vardır.
•Kanda bulunan trombositler kanın pıhtılaşmasında görev yaparlar.
Kanın sıvı kısmına plazma adı verilir. İnsan kanı A, B, AB ve O olmak
üzere dört ayrı guruba ayrılır. İnsanların % 85’inde Rh faktörü denilen
özel bir protein bulunur. Bu proteinin bulunduğu kan Rh (+),
bulunmadığı kan da Rh (-) olarak adlandırılır.
•İnsan vücudu devamlı enerji tüketir. Tüketilen bu enerji yiyecek ve
içeceklerden sağlanır. Alınan besinlerin vücutta bir dizi işleme tabi
tutularak enerji hammaddesi ve yapı taşı öğelerine ayrılması ve daha
sonra da kana geçmesine Sindirim denir. Besin maddelerinin
hücrelerdeki metabolik olaylarda kullanılması sonucu oluşan ürünlere
artık denir. Artıklar dolaşım sıvısı olan kanda bulunur. Böbrek, boyuna
kesildiğinde üç kısımdan oluştuğu görülür.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerin hangisinde sağ akciğerin parça sayısı doğru olarak
verilmiştir?
a) 1
b) 2
c) 3
d) 4
e) 5

2. Erişkin bir insanda bulunan kemik sayısı aşağıdakilerin hangisinde doğru


olarak verilmiştir?
a) 95
b) 105
c) 155
d) 205
e) 255

3. Kemiklerin dış görünüş itibarıyla kaç kısma ayrıldığı aşağıdakilerden


hangisinde doğru verilmiştir?
a) 3
b) 4
c) 5
d) 6
e) 10

4. Boyu eninden uzun olan kemikler aşağıdakilerden hangisidir?


a) Yassı kemik
b) Uzun kemik
c) Düzensiz şekilli kemik
d) Kısa kemik
e) Boylu kemik

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

5. Aşağıdakilerden hangisi omurgada yer alıp, kısıtlı ve dar açıda hareket


etmemizi sağlayan eklemlere verilen addır?
a) Oynamaz eklemler
b) Oynar eklemler
c) Oynak eklemler
d) Omurga kemiği
e) Yarı oynar eklemler

6. Aşağıdakilerden hangisinde kazanılma şekline göre refleks çeşitleri doğru


olarak verilmiştir?
a) 2
b) 3
c) 4
d) 5
e) 6

7. Vücutta, görev ve taşınan bilgiye göre kaç çeşit sinir hücresi bulunur?
a) 2
b) 3
c) 4
d) 5
e) 6

8. Kalp dakikada kaç kez kasılır?


a) 10-60
b) 100-190
c) 30-300
d) 60-180
e) 120-360

9. Aşağıdakilerden hangisinde bir milimetreküp kan içerisindeki akyuvar


sayısı doğru verilmiştir?
a) 60.000.000-100.000.000.000.000
b) 16000-30000
c) 6000-10000
d) 600-1000
e) 60-100

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

10. Atardamar ile toplardamarlar arasında bulunan, yapısında kas dokusu


bulunmayan damar aşağıdakilerden hangisidir?
a) Ara damar
b) Bağlantı damarı
c) Yapısal damar
d) Dokusal damar
e) Kılcal damar

Cevap Anahtarı
1.c,2.d,3.a,4.b,5.e,6.a,7.b,8.d,9.c,10.e

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26


İnsan Vücudunun Anatomisi ve Fizyolojisi

YARARLANILAN KAYNAKLAR

[1] Helander M. G, Landauer T. K., Prabhu P.V. (1997). Handbook Of Human-


Computer Interaction, North-Holland.
[2] Salvendy, G. (1991). Handbook of Industrial Engineering, 2nd Ed., John Wiley &
Sons, Inc.
[3] Bridger, R. S. (2009). Introduction to Ergonomics, McGraw-Hill, USA.
[4] Dizdar, E. N. (2008). İş Güvenliği, Murathan Yayınevi, (4. Baskı), Trabzon.
[5] Dizdar, E. N. (2000). İş Güvenliği, Alver Matbaası, Ankara.
[6] Helander, M. (2002). Design For Manufacturability : A Systems Approach To
Concurrent Engineering, Taylor & Francis.
[7] Dizdar, E. N. (1998). Üretim Sistemlerinde Olası İş Kazaları İçin Bir Erken Uyarı
Modeli, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Endüstri Mühendisliği
(Doktora Tezi), Ankara.
[8] Dizdar, E. N. (2008). Toplam İş Güvenliği, Karabük Üniversitesi, Karabük.
[9] Dizdar, E. N. (2016). Toplam İş Sağlığı ve Güvenliği, Çankırı Karatekin
Üniversitesi, Çankırı.
[10] Mccormick, Ernest J., Senders, Mark S. (2008). Human Factors in Engineering
and Design, 5th Edition, Mcgraw- Hill International.
[11] Charles, A., (2009). Ergonomics and Safety in Hand Tool Design, Lewis Pub.
[12] Bailey, R.W. (2006). Human Performance Engineering, Prentice Hall, USA.
[13] Karwowski, W. (2001). International Encylopedia of Ergonomics and Human
Factors, Taylor & Francis.
[14] Pheasant S. (2001). Ergonomics, Work and Health, Mac Millian Press,
Australia.
[15] Phillips, C. A. (1999). Human Factors Engineering, John Wiley & Sons.
[16] Salvendy, G. (1997). Handbook of Human Factors and Ergonomics, 2nd
Edition, John Wiley&Sons Ltd.
[17] Wickens, D. C., Gordon, S., Liu, Y. (2007). An Introduction To Human Factors
Engineering, Prentice Hall.
[18] Kroemer, K. H. E., Kroemer H. B., Kroemer – Elbet K. E. (2001). Ergonomics –
How to Design for Ease and Efficiency, (2nd Edition), Prantice Hall, USA.
[19] Chapanis, A., (1976). Introduction To Human Factors Considerations in
System Design, NASA Pub., Washington, USA.
[20] Karwowski, W, Marras, S. W. (2008). The Occupational Ergonomics
Handbook, CRC Press.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 27

You might also like