Professional Documents
Culture Documents
Felsefi Eylem Olarak Yazma Ve Konuşma İlişkisi
Felsefi Eylem Olarak Yazma Ve Konuşma İlişkisi
Felsefi Eylem Olarak Yazma Ve Konuşma İlişkisi
Öz
Çalışma yazma ve konuşmayı birer felsefi eylem olarak kabul edip aralarındaki
ilişkiyi ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda öncelikle yazan ve
konuşan bir varlık olarak insana dair ontolojik görüşler ortaya konulmuştur. Konuşan
insanın yazan insana dönüşmesi üzerinden, yazma ve konuşma eylemleri arasındaki
bağın nasıl kurulduğu açıklanmıştır. Ardından, bu iki eylem arasındaki benzerlikler
ele alınmıştır. Her iki eylem de gerçekliğe ilişkindir, insanın ve özelde filozofun varlık
koşuludur. İkisinin de oluşumuna yön veren nedenler benzerdir ve varlık koşulları
dil bağlıdır. Son olarak yazma ve konuşma arasındaki karşıtlıkları, aynı zamanda
benzerlikleri de oluşturan düşünme, dil, gerçeklik ve bunlara ek olarak zaman kavramı
üzerinden ele alınarak değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Yazma, Konuşma, Düşünme, Gerçeklik, Dil.
* Doç. Dr., Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi
Bölümü, Felsefe Grubu Eğitimi ABD, dombaycı@gazi.edu.tr
** Yüksek Lisans Öğrencisi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Türkçe ve Sosyal
Bilimleri Eğitimi ABD, Felsefe Grubu Eğitimi Bilim Dalı, dogrugulay@gmail.com
Künye: DOMBAYCI, Mehmet Ali ve DOĞRU, Salime Gülay. (2018). Felsefi Eylem Olarak Yazma
ve Konuşma İlişkisi. Dört Öge, 13, 43-58. http://www.nobelyayin.com/dortoge.
43
844
viewsvewere primarily
Madalya put forward
(1319-1320), concerning
10 Hanedân-ı human
Osmâni beingveasİmtiyâz
Nişân a writing and speaking
Madalyası (1311-
being.1334),
How 17 theTeba-yı
tie was Şâhâne
made between
Mecîdî the actions
Esâmî of writing30
(1321-1332), and speaking,
Altın based
İmtiyâz on the
Madalyası
fact that speaking human
(1309-1320), beingEsâmî
40 Madalya turns into a writingDefterleri.
(1899-1902) being. Following that, similarities
between these two actions were studied. Both activities are related to reality and they are
İngiliz Ulusal Arşivi: FO 195/1720; FO 195/1883; FO 195/1477; FO 195/1368; FO 195/
the requisite of existence for philosopher. The reasons of the two leading them to be formed
1932; FO 195/1976; FO 195/1305, FO 195/1369; FO 195/ 1448; FO 195/1306;
are similar and their conditions of existence depend on “language”. Finally, the contrasts
FO 195/ 1545.
of writing and speaking, also thinking, language, reality and in addition to them, which
Amerikan Misyoner
form similarities Arşivi:
at the same640,
time641,
and642,
the 643,644,
concept of645,
time646, 647,
were 648, 651,
discussed 652,
and 653, 654,
evaluated.
655, 660, 661, 66 2, 663. Reeller.
Keywords: Writing, Speech, Thinking, Reality, Language.
Sâlnameler: Salname-i Vilâyet-i Haleb: 1320.
Şer’îyye Sicili: 23 Recep 1293- 25 Şaban 1296 tarihli Urfa Şer’îyye Sicili
Giriş
Şanlıurfa, Yukarı Telfidan Köyü saha araştırması.
Adıvar, Konuşma ve Mehmet
H. E. (2005). yazma ilişkisinin
Kalpaklı G.felsefi olarak
T. (Haz..), eleSalkımlı
Mor alınması
Ev. bu iki eylemin
İstanbul: Özgür
kavramsallaştırılması
Yayınları. demektir. Fakat kavramsallaştırma sadece felsefeye özgü bir
yöntem değildir. Yazma ve konuşma edebi ya da bilimsel yönden de kavramsal-
Bayraktar, H. (2007). Tanzimattan Cumhuriyet’e Urfa Elazığ: Fırat Üniversitesi Ortadoğu
laştırılabilir. Bu durum da felsefece kavramlaştırma ile diğer alanlar arasındaki
Araştırmaları Merkezi.
kavramlaştırma arasında bir fark olmalıdır. Bu fark, felsefenin kavramlarını insan
Bingöl, S. (2005). Osmanlı Mahkemelerinde Reform ve Cerîde-yi Mehâkim’deki Üst
fenomenleriyle ele alışıdır.
Mahkeme Kararları. Tarih Incelemeleri Dergisi, XX (19), 19-38.
Konuşma ve yazmanın, insana özgü oluşu, insanın birçok fenomene sahip
Çadırcı, M. (1997). Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri’nin Sosyal ve Ekonomik Yapısı.
olması ve yönelimsellik içeren bir eylem varlığı olmasıyla ilgilidir. Bu çalışmada,
Ankara: TTK.
yazma ve konuşma eylemleri Mengüşoğlu’nun ortaya koyduğu ontolojik temel-
Deringil, S. (2002). İktidarın Sembolleri ve İdeoloji II. Abdülhamit Dönemi ( 1876-1909) (Çev.
lere dayanan felsefi antropolojinin fenomenlerinden birisi olarak kabul edilmiş-
G. Ç. Güven). İstanbul: YKY.
tir. Bu ontolojik yönelimin tercih edilme sebebi, Mengüşoğlu’nun “yeni ya da
Fatma Aliyebir
herhangi Hanım. (1995).
insanlık Ahmedgetirme
kavramı Cevdet Paşa ve zamanı.ziyade
çabasından İstanbul: Bedir.tarihsel ve za-
insanı
mansal yanıyla
Foucault, ele Deliliğin
M. (2006). alarak insanın varlık
Tarihi ( Çev. M.yapısını ve niteliklerini
A. Kılıçbay). Ankara: İmge.araştırıp ortaya
çıkarmak”tır
Ginzburg, (Kaynardağ,
C. (2011). Peynir ve1982:
kurtlar13). Mengüşoğlu
(Çev. (1988)
A. Gür). İstanbul: insanın varlık yapısını
Metis.
ve niteliklerini birtakım fenomenler aracılığıyla açıklamıştır. İnsanın varlık ko-
Kenanoğlu, M. M. (2007). Nizâmiye mahkemeleri. Islâm Ansiklopedisi, XXXIII, 185-188.
şulları olan bu fenomenler; bilme, eyleme, değer verme, tavır takınma, isteme, öz-
Kodaman,
gür olma,B. (1987).yanı
tarihsel II. Abdülhamid Devri Doğukendini
olma, ideleştirme, AnadolubirPolitikası. Ankara:
şeye verme, Türk Kültürünü
çalışma, eğitme,
Araştırma Enstitüsü.
eğitilebilme, devlet kurma, inanma, sanatsal yaratıcılığa sahip olma, biyopsişik
Kürkçüoğlu, C. (2008).
bir yapıda olma Şanlıurfa 1850-1950. Şanlıurfa: ŞURKAV.
ve konuşmadır.
Nicault,Varolan
C. (2001). Kudüsnitelenen
olarak 1850-1948 (Çev.
tüm E. S. Vali). İstanbul:
fenomenler, İletişim. olan bireyin dil
yine bir fenomen
Ortaylı, İ. (1983).
ile kendini ifade Osmanlı imparatorluğu’nun
etmesinde yer bulur. Dil,En Uzun
insan veYüzyılı. İstanbul:için
insan dünyası Hil.taşıyıcı bir rol
oynamaktadır M.
Seyitdanlıoğlu, (Mengüşoğlu, 1988:
(1996). Tanzimat 212). Çünkü
Devri’nde Meclis-idilvâlâ.
sadece insana
Ankara: özgüdür.
TTK.
Tanpınar, H. (2001). XIX.
“Konuşma” Asırda
insanın Türkkoşulu
varlık Edebiyatı Tarihi.
olarak İstanbul:fenomenlerden
nitelenen Çağlayan Kitabevi.
biriyken
“yazma”
Urfa. bu Yurt
(1984). fenomenler içerisinde
Ansiklopedisi, yer almaz. Çünkü insanlık tarihinde bilincin
X, 7367-7389.
ayrılmazE.bir(1999).
Zürcher, parçası olarak konuşma,
Modernleşen yazının
Türkiye’nin Tarihi icadından
(Çev. Y. S.daha önce
Gönen). ortaya İletişim
İstanbul: çıkmış
bir yetenektir
Yayınları. (Ong, 2013: 21). İnsan bireysel tarihi içinde de yazmadan önce ko-
nuşmayı öğrenir. Konuşmanın insan hayatındaki bu önceliği düşünme eyleminin
de yapısında bulunması, düşünmenin bir iç monolog biçiminde olmasından gelir.
Dört Öge-Yıl
Öge-Yıl:4-Sayı
7 Sayı:8-Ekim 20152018
13 Haziran
Felsefi Eylem Olarak Yazma ve Konuşma İlişkisi 45
Bir iç monolog olarak düşünme, konuşmayla iç içe geçmiş ilk eylemdir. Bu mo-
noloğun, karşılıklı konuşmaya yani diyaloğa dönüşmesi sonra meydana gelir. Uy-
gur (2001), konuşma eyleminin insan hayatındaki önemini Latince’de bulunan ve
küçük çocuklara insan demek yerine “infans” denilmesi üzerinden anlatır. İnfans,
konuş(a)mayan ve henüz dili olmayan anlamına gelir. İnsan-oluş, dilin oluşturduğu
bir süreçtir. Çocuk bir bakıma konuştukça insanlaşır (Uygur, 2001: 95). Çünkü
insan konuşmaya başladığında söze karışacaktır. “Nesne” ve “Başka” olanla iletişi-
mini ancak bu şekilde sağlar. Bu iletişim çocuğa belli hak ve sorumluluklar verir.
Konuşmayla beraber infans, insana dönüşmeye başlar.
Konuşmanın önceliğine karşı yazma, insanın varlık koşulu olarak ortaya çı-
kan birçok fenomene ilişiktir. Yazmanın fenomenler içerisindeki bu ilişikliği en faz-
la dil ve düşünce fenomeninde ortaya çıkar. Çünkü insanlık; devlet kurma, eğitme,
eğitebilme, sanatsal anlamda yaratma ve tarihsel olma fenomenlerini, dil ve düşünce
fenomenleriyle bir gelenek oluşturarak, aktarma eğilimi içerisinde olmuştur. İnsanın
dilsel ve düşünsel devamlılığını sağlayarak bu aktarımı gerçekleştirmesi için yegâne
eylemi ise yazmadır. Yazma ve yazı, insanın varlık koşullarından biri sayılabilir. Böy-
lece yazan bir varlık olarak insan ve yazma bir tür fenomen olarak kabul edilebilir.
Öyleyse yazmak ne tür bir fenomendir? Yazmak, Orpheus’un bakışı ile baş-
lar (Bozkurt, 2014: 16). Yunan mitolojisinin kahramanlarından biri olan Orpheus,
sevgilisi Eurydike’yi Hades’in yanından ölüler ülkesinden kurtarmaya çalışırken,
onu donduran ve sonsuza kadar ölüler ülkesinde kalmasına yol açacak “bakma”
eyleminde bulunmuştur. Yazma eylemi de Orpheus’un bakma eylemine benzer.
Çünkü insana ve dünyaya dair her şeyi yazıldığı anda ve yazıldığı yerde dondurur.
Yazmanın, konuşma karşısındaki bu dondurulmuş cansızlığı, onu daha güçlü ve
istikrarlı kılarken, aynı zamanda yaşanan zamandan uzaklaşmış gibi duran ve za-
manı iç konuşma haline çeviren bir eylemdir.
Çalışmanın sonraki başlıklarında, ontolojik varoluşu içinde insana özgü bu
iki eylemin değerlendirilmesi ve aralarındaki ilişkinin incelenmesi; farklılıklar ve
benzerlikler üzerinden ortaya konacaktır. Fakat literatürde ve tarihsel bağlamda
daha çok yazma ve okumanın birbirine olan karşıtlığı üzerinde durulduğu için,
bu karşıtlığın kökeni de tartışılacaktır. Çalışmada yazma ve konuşmanın işlevsel
yapısı üzerine değil daha çok bu eylemlerin gerçeği ortaya çıkarabilecek yetkinlikte
ve hakikate yönelmiş yapıları ele alınacaktır.
Dört Öge-Yıl
Öge-Yıl:4-Sayı
7 Sayı:8-Ekim 20152018
13 Haziran
Felsefi Eylem Olarak Yazma ve Konuşma İlişkisi 47
ve Yazma
Madalyave(1319-1320),
konuşma arasında ayrımın
10 Hanedân-ı başlatıcısı
Osmâni Nişân veolarak Platon
İmtiyâz yazının
Madalyası le-
(1311-
hine 1334),
argümanlar sunduğu
17 Teba-yı Devlet
Şâhâne Mecîdîdiyaloğunda, şairlerin30yazarken,
Esâmî (1321-1332), doğru
Altın İmtiyâz bilgiler
Madalyası
verip,(1309-1320),
erdemli olanı öğütlemesi
40 Madalya gerektiğini
Esâmî söyler.
(1899-1902) Ama şairler hayal güçlerinin
Defterleri.
etkisiyle
İngiliz ve mitosun
Ulusal Arşivi: FO kaynaklığında
195/1720; FOyazıda, okuyanı
195/1883; yanlışa düşürebilir.
FO 195/1477; FO 195/1368;Asıl
FO yaz-
195/
ması 1932;
gereken kişi filozoflardır. Çünkü filozoflar, verimli hayal gücümüze
FO 195/1976; FO 195/1305, FO 195/1369; FO 195/ 1448; FO 195/1306; sağlıklı
semboller ekleme
FO 195/ 1545.kapasitesine sahiptirler (Platon, 2006: 22). Platon için filozof,
bir ressam gibidir. Bu özelliğiyle hakikatin diğer insanlar tarafından daha ko-
Amerikan Misyoner Arşivi: 640, 641, 642, 643,644, 645, 646, 647, 648, 651, 652, 653, 654,
lay idrak edilebileceğine inanır. Doğrunun, hakikatin ya da gerçekliğin taşıyıcısı
655, 660, 661, 66 2, 663. Reeller.
Platon’a göre kelime yani dil değil filozofa kaynaklık eden logostur (Gadamer,
Sâlnameler: Salname-i Vilâyet-i Haleb: 1320.
2009: 210).
Şer’îyye Sicili: 23 Recep 1293- 25 Şaban 1296 tarihli Urfa Şer’îyye Sicili
Ona göre yazar kafasına göre konuşandır (Platon, 2017: 79). Buna karşın
Şanlıurfa, Yukarı Telfidan Köyü saha araştırması.
Phaidros’ta filozofun gerçeği bilerek yazan kişi olduğunu söyler. Platon’un bazen,
Adıvar,
PhaidrosH. diyaloğu
E. (2005).veMehmet
YedinciKalpaklı
MektuptaG. T.olduğu
(Haz..),gibi
Moryazmanın
Salkımlı Ev. İstanbul:
aleyhine Özgür
bazense
Yayınları.
Devlet diyaloğunda olduğu gibi lehine ortaya koyduğu düşünceleri arasında hep
bir gerilimH.vardır.
Bayraktar, (2007).Fakat yazmakCumhuriyet’
Tanzimattan için benimsediği diyalog
e Urfa Elazığ: biçimiyle
Fırat yazının
Üniversitesi teh-
Ortadoğu
likelerinden tamamen
Araştırmaları kurtulduğunu düşünür (Di Leo, 2000: 45). Aynı zamanda
Merkezi.
Sokrates’in
Bingöl, başkalarıyla
S. (2005). Osmanlıolan iletişimini iyiceReform
Mahkemelerinde tasarlamış, okuyucunun
ve Cerîde-yi söyleme
Mehâkim’ deki ka-
Üst
tılmasını sağlayabilmek için yazı metninde Sokrates’i kullanmıştır.
Mahkeme Kararları. Tarih Incelemeleri Dergisi, XX (19), 19-38. Böylece Platon
felsefi olarak gördüğü uygulamanın bir temsili olarak var olur (Borutti & Luise,
Çadırcı, M. (1997). Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri’nin Sosyal ve Ekonomik Yapısı.
2013).
Ankara: TTK.
Deringil,Yazma eyleminin
S. (2002). İktidarıntemelinde bireysel
Sembolleri ve İdeolojidüşünce vardır.
II. Abdülhamit Yazmak
Dönemi Platon için
( 1876-1909) bir
(Çev.
oyundur. Yazı ve yazma eylemi
G. Ç. Güven). İstanbul: YKY. de aynı sebeplerden dolayı ciddiye alınmamalıdır
(Platon, 2017: 100). Buna rağmen, Platon’un neden yazma eyleminde bulundu-
Fatma Aliye Hanım. (1995). Ahmed Cevdet Paşa ve zamanı. İstanbul: Bedir.
ğuna dair inceleme yapan Allen (2011: 169) onun felsefi yaşam ile politik yaşam
Foucault,
arasında M.
bir (2006). Deliliğinsöyleyerek
ayrım yaptığı Tarihi ( Çev. M. A.sebebini,
yazma Kılıçbay).felsefi
Ankara: İmge. yanında poli-
yaşamın
Ginzburg, C. (2011).
tik angajmanı Peynir ve
da seçmesi kurtlaraçıklamıştır.
olarak (Çev. A. Gür). İstanbul: Metis.
Diyalogları ortaya koyması da onun
Kenanoğlu, M. M. (2007). Nizâmiye mahkemeleri. Islâm Ansiklopedisi, altında
politik tasarılarından biridir. Dolayısıyla onun yazma seçiminin XXXIII,Atina kül-
185-188.
türünü yeniden
Kodaman, düzenleme
B. (1987). isteğiDevri
II. Abdülhamid vardır.
DoğuPlaton’un
Anadolu deneme
Politikası.tarzında değilKültürünü
Ankara: Türk de diya-
log şeklinde yazmasının
Araştırma Enstitüsü. nedeni, konuşmaya yazma eyleminden daha fazla değer
vermesinden kaynaklanır.
Kürkçüoğlu, C. (2008). Şanlıurfa 1850-1950. Şanlıurfa: ŞURKAV.
Nicault,Platon’un neden1850-1948
C. (2001). Kudüs yazdığına(Çev.
ilişkin sorulan
E. S. soru, Sokrates’in
Vali). İstanbul: İletişim. neden yazma-
dığı sorusundan ayrı düşünülemez. Çünkü Platon’un çoğunlukla yazı ve yazmanın
Ortaylı, İ. (1983). Osmanlı imparatorluğu’nun En Uzun Yüzyılı. İstanbul: Hil.
aleyhine olan düşüncelerinin kaynağı Sokrates’tir. Sokrates’e göre, gerçek bilgi yaz-
Seyitdanlıoğlu,
ma yoluyla elde M. edilemezdir.
(1996). Tanzimat Devri’nde
Çünkü yazı Meclis-i vâlâ. şeklinde
soru-cevap Ankara: TTK.
ilerlemez, kendini
tekrar etmez
Tanpınar, ve olası
H. (2001). yorumlara
XIX. Asırda Türkkarşı kendini
Edebiyatı savunamaz
Tarihi. İstanbul:(Borutti
Çağlayan&Kitabevi.
Luise, 2013).
Sokrates’ e göre hakikate dair bilgi ancak
Urfa. (1984). Yurt Ansiklopedisi, X, 7367-7389.bir rehberin eşliğinde gerçekleştirilen di-
yalog yoluyla ortaya çıkar. Yazma sırasında, kişiyi düzelten bir rehber bulunmadı-
Zürcher, E. (1999). Modernleşen Türkiye’nin Tarihi (Çev. Y. S. Gönen). İstanbul: İletişim
ğı gibi, kişinin düşüncesi diyalogda olduğu gibi düzeltilemez ifadelerden oluşur.
Yayınları.
Çünkü yazıda dondurulmuş bir dil kullanılmaktadır ve nesnenin hem özünü hem
niteliğini değiştirmektedir.
Dört Öge-Yıl
Öge-Yıl:4-Sayı
7 Sayı:8-Ekim 20152018
13 Haziran
Felsefi Eylem Olarak Yazma ve Konuşma İlişkisi 49
zınınveyazarı,
Madalyasahneden çekilmek
(1319-1320), zorundaOsmâni
10 Hanedân-ı kaldığından
Nişân artık kendine
ve İmtiyâz yardım(1311-
Madalyası ede-
meyecek, kendini
1334), koruyamayacaktır.
17 Teba-yı Şâhâne Mecîdî Esâmî (1321-1332), 30 Altın İmtiyâz Madalyası
(1309-1320), 40 Madalya Esâmî (1899-1902) Defterleri.
Derrida’nın bu düşüncesi yazma-konuşma karşıtlığının önemli bir yorumu
İngiliz
olarak Ulusal Arşivi:
varolurken, buFO
iki195/1720; FO 195/1883;
eylem arasındaki diğerFO 195/1477;işaret
karşıtlıklara FO 195/1368; FO 195/
eder. Konuşma-
1932;
ya işaret edenFOlogosun
195/1976; FO 195/1305,
kendini FO 195/1369;
koruyabilmesi FO 195/
muhattabının onu1448; FOişitebilme-
o anda 195/1306;
FO 195/ 1545.
siyle ilgiliyken, mitos görülebilir olarak yazmaya işaret edecek, bu da iki eylemin
farklı duyuMisyoner
Amerikan organlarına hitap
Arşivi: etmesine
640, 641, 642,yol açacaktır.
643,644, 645, 646, 647, 648, 651, 652, 653, 654,
655, 660, 661, 66 2, 663. Reeller.
Dil:Salname-i
Sâlnameler: İşitme-Görme
Vilâyet-i Karşıtlığı
Haleb: 1320.
Şer’îyyeYazma veRecep
Sicili: 23 konuşmanın
1293- 25temelinde diltarihli
Şaban 1296 bulunur.
Urfa Dil, insanın
Şer’îyye Sicilisahip olduğu fe-
nomenlerle
Şanlıurfa, düşünce
Yukarı fenomeni
Telfidan arasındaki
Köyü saha bağı kurar. Fenomenlerin ve düşüncenin
araştırması.
de kökeni dildir. Dilin ne zaman ortaya çıktığı belli değildir fakat beş bin yıllık bir
Adıvar, H. E. (2005). Mehmet Kalpaklı G. T. (Haz..), Mor Salkımlı Ev. İstanbul: Özgür
tarihi olduğu bilinmektedir. Bu bilgi, günümüze ulaşan en eski yazılı kaynaklardan
Yayınları.
edinilir ( Janson, 2016: 18). Bu durumda yazılı kaynağın varlığı konuşmanın ve
Bayraktar, H. (2007). Tanzimattan Cumhuriyet’e Urfa Elazığ: Fırat Üniversitesi Ortadoğu
dilin teminatıdır.
Araştırmaları Merkezi.
Dil, hem kültürün oluşturucusu hem de kültür tarafından oluşturulan bir
Bingöl, S. (2005). Osmanlı Mahkemelerinde Reform ve Cerîde-yi Mehâkim’deki Üst
alandır. Bu özelliğiyle dil, sadece iletişim aracı olmakla kalmayıp, kişinin ait ol-
Mahkeme Kararları. Tarih Incelemeleri Dergisi, XX (19), 19-38.
duğu topluluğu ve kendisini tanımlamasının aracıdır ( Janson, 2016: 130). Hem
Çadırcı, M. (1997). Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri’nin Sosyal ve Ekonomik Yapısı.
birey tarafından oluşturulan hem de bireyin oluşmasına olanak sağlayan kültürün,
Ankara: TTK.
hangi biçimde oluştuğu yazma-konuşma karşıtlığının ortaya konulmasında önemli
Deringil, S. (2002).
bir noktadır. Sözlüİktidarın Sembolleri
kültürün ve İdeoloji II.bir
gelenekselleştiği Abdülhamit Dönemi
toplumda yazma( 1876-1909) (Çev.
eylemine karşı
G. Ç.eylemi
konuşma Güven).savunulurken,
İstanbul: YKY.yazılı kültün gelenekselleştiği bir başka toplumda
konuşma
Fatma Aliyeeylemine karşı yazma
Hanım. (1995). eylemine
Ahmed Cevdet Paşaöncelik verilir.
ve zamanı. Bununla
İstanbul: Bedir.beraber yazma
gerek kültürel
Foucault, gerek
M. (2006). bireysel
Deliliğin olarak
Tarihi eleM.alınsın
( Çev. kendinden
A. Kılıçbay). Ankara:önce
İmge.gelen konuşma
diline bağımlıdır (Champagne’den aktaran Ong, 2013). Çünkü yazılı bir eserin
Ginzburg, C. (2011). Peynir ve kurtlar (Çev. A. Gür). İstanbul: Metis.
ortaya konduğu yazma eylemi, her zaman sözlü eserin ortaya konduğu konuşma
Kenanoğlu,
eylemindenM. M. (2007). Nizâmiye
beslenecektir. mahkemeleri.
Kelimenin yeri sözlüIslâm Ansiklopedisi, yazma
dil eylemleridir; XXXIII,eylemi
185-188.
tüm
şiddetiyle B.
Kodaman, kelimeleri
(1987). II.görsel boyuta
Abdülhamid hapseder
Devri (Ong, 2013:
Doğu Anadolu 25).Ankara: Türk Kültürünü
Politikası.
Araştırma Enstitüsü.
Gelenek ve kültürün bu iki eylemi ele alışı; bu kültürlerin kullandığı dilin
Kürkçüoğlu, C. (2008).
nasıl oluştuğu, Şanlıurfa
kelimelerin 1850-1950.
hangi dayanağaŞanlıurfa: ŞURKAV.
bağlı ortaya çıktığıyla ilgilidir. Kelime-
nin dayanağı,
Nicault, görme
C. (2001). ya1850-1948
Kudüs da işitmeye bağlı
(Çev. ortaya
E. S. Vali). çıkabilir. Bu konuyla ilgili Uygur
İstanbul: İletişim.
(2001) Almanca
Ortaylı, ve Türkçe
İ. (1983). Osmanlı arasında bir karşılaştırma
imparatorluğu’nun yapar.
En Uzun Yüzyılı. Türkçedeki
İstanbul: Hil. “çağlayan”
kelimesinin oluşumu çağlamaktan gelir ve işitsel kaynaklıdır. Almancada çağlayan
Seyitdanlıoğlu, M. (1996). Tanzimat Devri’nde Meclis-i vâlâ. Ankara: TTK.
kelimesinin karşılığı ise “wasserfall”dır. Bu kelime kökenini, Türkçe karşılığı dö-
Tanpınar, H. (2001). XIX. Asırda Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Çağlayan Kitabevi.
külmek olan “fallen” kelimesinden alan, görsel kaynaklı bir kelimedir. Kelimelerin
Urfa.
farklı(1984). Yurt
dillerde, Ansiklopedisi,
işitsel X, 7367-7389.
ya da görsel yollarla oluşması tüm kelimeler için geçerli değil-
dir ama E.
Zürcher, büyük bir Modernleşen
(1999). bölümü içinTürkiye’nin
geçerlidir.Tarihi
Karşılaştırılan
(Çev. Y. S. bu iki dilİstanbul:
Gönen). yazma-konuş-
İletişim
ma ilişkisi bağlamından incelendiğinde, Alman geleneğinde yazılı eserlerin, Türk
Yayınları.
geleneğinde ise sözlü eserlerin geniş bir alan kapladığı görülür. Konuşmada keli-
menin işitsel; yazmadaysa görsel ortaya koyulması ve karşıtlık açısından bu ortaya
Dört Öge-Yıl
Öge-Yıl:4-Sayı
7 Sayı:8-Ekim 20152018
13 Haziran
Felsefi Eylem Olarak Yazma ve Konuşma İlişkisi 51
anlamla, anlamın(1319-1320),
ve Madalya taşıyıcısı arasında hep birOsmâni
10 Hanedân-ı uyuşamama
Nişân durumu
ve İmtiyâzvardır. Bu da(1311-
Madalyası onun
mevcudiyet metafiziği
1334), 17 düşüncelerine
Teba-yı Şâhâne Mecîdî paralel olarak merkezin
Esâmî (1321-1332), sürekli
30 Altın kaydığını
İmtiyâz gös-
Madalyası
terir. Yazmak, Derrida’ya göre aşkın gerçekliğin bir aracısı olmadığı gibi, anlamın
(1309-1320), 40 Madalya Esâmî (1899-1902) Defterleri.
taşıyıcısı
İngiliz ya daArşivi:
Ulusal ileticisi
FOde195/1720;
değildir FO
(Fırıncı, 2015).
195/1883; FO 195/1477; FO 195/1368; FO 195/
1932; FO 195/1976;
Bu durumda FO 195/1305,
dil belirli sınırlara veFO 195/1369;
uzama FO Dille
sahiptir. 195/ 1448; FO 195/1306;
ilgili tüm eylemler
FO 195/ 1545.
de uzam ve sınır dahilinde ortaya konur. Düşünme ideal uzama, konuşma ideal ve
Amerikan Misyoner
işitsel uzama, Arşivi:ideal
yazmaysa 640,ve
641, 642, 643,644,
görsel bir uzama645,sahiptir.
646, 647,Konuşma
648, 651, 652, 653, 654,
ve yazmada
655,ertelenmesine
anlamın 660, 661, 66 2,ya
663. daReeller.
ifadenin başka anlamlarla iç içe olmasına yol açan; bu
eylemlerin sahip
Sâlnameler: olduğu
Salname-i ideal Haleb:
Vilâyet-i uzamdan kaynaklanır.
1320.
Şer’îyyeİşitme-görme
Sicili: 23 Recepkarşıtlığı
1293- 25 Şaban 1296yazma
açısından tarihli Urfa Şer’îyye Sicili
ve konuşma ilişkisinin bir diğer
durağı hafızadır.
Şanlıurfa, Hafızanın
Yukarı Telfidan Köyüyazı
sahadili ile konuşma dili içerisindeki yeri, iki eylem
araştırması.
arasındaH.bir
Adıvar, E.çatlak
(2005).oluşturur. Konuşma
Mehmet Kalpaklı G.ile
T. ortaya
(Haz..),konan kelime Ev.
Mor Salkımlı duyulur duyulmaz
İstanbul: Özgür
unutulabilir fakat
Yayınları. yazıdaki kelime için bu durum geçerli değildir. Çünkü yazmak,
görülen ve silinmeyecek kelimeyi içerir. Bu yüzden yazma eylemi, sabitlemek iste-
Bayraktar, H. (2007). Tanzimattan Cumhuriyet’e Urfa Elazığ: Fırat Üniversitesi Ortadoğu
diğini iyice düşünmelidir. İnsanın ve dünyanın tüm değişkenliğini dışarıda bırak-
Araştırmaları Merkezi.
malıdır.
Bingöl, S. (2005). Osmanlı Mahkemelerinde Reform ve Cerîde-yi Mehâkim’deki Üst
Hafıza Kararları.
Mahkeme ve dil arasındaki bu ilişki
Tarih Incelemeleri Platon
Dergisi, tarafından
XX (19), 19-38. Phaidros’ta Mısır
Tanrı’sı Theuth’a sunulan yazı, gerçek bilgeliği değil, onun görüntüsünü verdiği
Çadırcı, M. (1997). Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri’nin Sosyal ve Ekonomik Yapısı.
için reddedilir. Üstelik yazmanın yapısında bulunan ideal uzam ve ifadedeki anla-
Ankara: TTK.
mın net olmaması, mimesis problemine bağlı olarak ele alındığından dil nesnelerin
Deringil, S. (2002). İktidarın Sembolleri ve İdeoloji II. Abdülhamit Dönemi ( 1876-1909) (Çev.
özünü değil, temsili ilişkisini verecektir. Bu durumda yazı Platon’da hep gösterge-
G. Ç. Güven). İstanbul: YKY.
nin göstergesi, eklentinin eklentisi, temsilcinin temsilcisidir (Bozkurt, 2014: 45).
Fatma Aliye
Platon’a Hanım.
göre (1995).
yazmak Ahmed
ise kişiyi Cevdet Paşa uzaklaştıracağı
gerçeklikten ve zamanı. İstanbul:
için Bedir.
onun filozof olarak
var olmasını
Foucault, da engelleyecektir
M. (2006). (Borutti
Deliliğin Tarihi &A.
( Çev. M. Luise, 2013).
Kılıçbay). Ankara: İmge.
Ginzburg, C. (2011).
Diğer Peynir
taraftan ve kurtlar (Çev.
Wittgenstein A. Gür).
dili daha İstanbul:
farklı Metis. ele alır. Konuşmayı
bir biçimde
Kenanoğlu,
düşünmeye,M.düşünmeyi
M. (2007). dünyaya
Nizâmiyebağlayarak,
mahkemeleri. Islâm
dili, Ansiklopedisi,
düşünme XXXIII,
ve dünya 185-188.
arasına koyar.
Görme veB.düşünmenin
Kodaman, farklı yapıda
(1987). II. Abdülhamid Devri olduğu söyleyerek
Doğu Anadolu yazma-konuşma
Politikası. karşıtlı-
Ankara: Türk Kültürünü
ğını dilin yapısı
Araştırma üzerine yaptığı açıklamalarla ortadan kaldırarak, hem konuşma
Enstitüsü.
hem yazmaya
Kürkçüoğlu, aynı değersizliği
C. (2008). atfediyor gibi
Şanlıurfa 1850-1950. görünür.
Şanlıurfa: O, ne konuşma ne yazmaya
ŞURKAV.
değil en fazla değeri mantık ilkelerine bağlı çalışan düşünme eylemine atfeder. Dil,
Nicault, C. (2001). Kudüs 1850-1948 (Çev. E. S. Vali). İstanbul: İletişim.
konuşma eylemiyle ortaya çıkar (Wittgenstein, 2014: 24). Konuşma, dil kullanımı
Ortaylı, İ. (1983).düşünmeyse
ve düşünmeye, Osmanlı imparatorluğu’nun
konuşmaya En Uzun Yüzyılı.
bağlıdır. İstanbul:
Ona göre, Hil.
düşünülen dünyayla
Seyitdanlıoğlu,
görülen dünyaM. (1996). Tanzimat
bağlantılıdır ancakDevri’nde Meclis-i
bir değildir. vâlâ. dil,
Çünkü Ankara: TTK.
gerçeği ortaya koymaya
muktedirH.
Tanpınar, değildir
(2001).ve düşünceyi
XIX. örter.
Asırda Türk NesneTarihi.
Edebiyatı ya daİstanbul:
şey dil eylemleriyle değişikliğe
Çağlayan Kitabevi.
uğrar, işlevini yitirir ve bir tasarım olarak
Urfa. (1984). Yurt Ansiklopedisi, X, 7367-7389. ortaya çıkar. Ona göre yazılı dil, gerçek-
liğin tasarımı değilmiş gibi durur. Ancak yazar, konuşmacı ya da düşünür dilin
Zürcher, E. (1999). Modernleşen Türkiye’nin Tarihi (Çev. Y. S. Gönen). İstanbul: İletişim
bu yapısal durumunu bildiği için önceliklidir. Yazar ve konuşmacı tarafından örtü
Yayınları.
altındaki gerçeklik hep bilinir ve okuyucu ya da dinleyici, örtünün altındaki gerçek-
liğe ulaşması için zorlanır. Bu yüzden dil, açığa çıkarıcı bir özelliğe sahiptir.
Dört Öge-Yıl
Öge-Yıl:4-Sayı
7 Sayı:8-Ekim 20152018
13 Haziran
Felsefi Eylem Olarak Yazma ve Konuşma İlişkisi 53
neyimini yeniden
ve Madalya oluşturur. 10
(1319-1320), Dinleyen
Hanedân-ıya Osmâni
da okuyan kişi,
Nişân yazanınMadalyası
ve İmtiyâz ya da okuyanın
(1311-
söylemini
1334),algılar ve buŞâhâne
17 Teba-yı söylemMecîdî
aracılığıyla
Esâmîgerçek yeniden30oluşur.
(1321-1332), Altın İmtiyâz Madalyası
(1309-1320), 40 Madalya Esâmî (1899-1902) Defterleri.
Konuşmada kullanılan dille gerçeklik ortaya çıkarılabileceği gibi gerçekli-
İngiliz Ulusal
ğin üzeri Arşivi: FOBununla
kapatılabilir. 195/1720; FO 195/1883;
beraber yazmak, FO 195/1477; FOdaha
konuşmaktan 195/1368;
kesinFO
bir195/
gü-
1932; FO 195/1976; FO 195/1305, FO 195/1369; FO 195/ 1448; FO 195/1306;
venirliğe sahiptir. Çünkü konuşmaya göre daha kalıcıdır. Yazmak belli uzam ve
FO 195/
zamanda 1545.
ortaya konan ve somut bir gerçekliği olan bir eylemdir. Bireyin seçimi
sonucundaMisyoner
Amerikan ortaya koyulan bir 641,
Arşivi: 640, eylem 642,olduğu için
643,644, 645,aynı
646,zamanda bireyin
647, 648, 651, 652, sorumlu
653, 654,
olduğu bir660,
655, eylemdir.
661, 66 2, 663. Reeller.
Sâlnameler:
Yazma Salname-i Vilâyet-i
ve konuşma Haleb: 1320.
eylemlerinde gerçeklik ve eyleyenin sorumluluğuna iliş-
kin tartışmalar,
Şer’îyye Sicili: 23düşüncenin
Recep 1293-aktarılmasında konuşmanın
25 Şaban 1296 tarihli önemine
Urfa Şer’îyye Siciliilk dikkat çeken
sofistlerinYukarı
Şanlıurfa, ortayaTelfidan
koyduğu retorik
Köyü sanatı ile olmuştur. Fakat hitabet sanatı olarak
saha araştırması.
ortaya koydukları konuşmanın yöntemini belirleyen retorik, varlığın üzerine eğil-
Adıvar, H. E. (2005). Mehmet Kalpaklı G. T. (Haz..), Mor Salkımlı Ev. İstanbul: Özgür
mez sadece bir avukatın yaptığı gibi kişisel doğruların ortaya konulup, savunulacağı
Yayınları.
bir alandır. İnandırıcı konuşma yapma yöntemini belirleyen retorik, hakikat bilgi-
Bayraktar, H. (2007). Tanzimattan Cumhuriyet’e Urfa Elazığ: Fırat Üniversitesi Ortadoğu
sine sahip olmayan kişilerce kullanıldığı gerekçesiyle Platon tarafından reddedilir
Araştırmaları Merkezi.
(Aristoteles, 1998: 9). Bu yüzden Platon retorikte reform yaparak, felsefi retoriği
Bingöl,
tasarlar S.
ve (2005). Osmanlı Mahkemelerinde
onu diyalektikle Reformkonuşma
iç içe geçirir. Sofistler ve Cerîde-yi Mehâkim’
ve yazma deki Üst
eylemleriyle
Mahkeme
hakikatten Kararları.
uzaklaşır. Tarih Incelemeleri
Onların yazma eylemiDergisi, XX (19),
Platon için 19-38.
tehlikeli ve utanç vericidir
(Derrida,
Çadırcı, M.2014: 18).
(1997). Platon’un
Tanzimat bu retorik
Döneminde tasarısı
Anadolu Aristoteles
Kentleri’nin tarafından
Sosyal ortaya
ve Ekonomik ko-
Yapısı.
nur. Aristoteles
Ankara: TTK.konuşmayı, gerçek ve doğru olanın ortaya çıktığı bir eylem olarak
ele alır. Bu
Deringil, şekildeİktidarın
S. (2002). tanımlanan konuşma
Sembolleri kendine
ve İdeoloji yazı dilini
II. Abdülhamit örnek( 1876-1909)
Dönemi almalıdır (Aris-
(Çev.
toteles, 1998: 26).
G. Ç. Güven). İstanbul: YKY.
Yazma-konuşma
Fatma Aliye bağlamında
Hanım. (1995). gerçekliğin
Ahmed Cevdet ortayaİstanbul:
Paşa ve zamanı. çıkarılışını ele alan Platon
Bedir.
için yazılıM.metin
Foucault, tüm
(2006). insanlığa
Deliliğin Tarihiulaşabildiğinden dolayıAnkara:
( Çev. M. A. Kılıçbay). özel bir güce sahiptir. Fa-
İmge.
kat metafizik hakikatler ifade edilemez niteliktedir. Yine de yazma eylemini Ye-
Ginzburg, C. (2011). Peynir ve kurtlar (Çev. A. Gür). İstanbul: Metis.
dinci Mektup’da, insanın aydınlanmasında ve diyalektiğe yönelmesinde basamak
Kenanoğlu, M. M. (2007).bir
gibi kabul edilebilecek, Nizâmiye mahkemeleri.
eylem olarak IslâmPlaton’un
yorumlar. Ansiklopedisi, XXXIII,
yazma 185-188.
ve yazıyla ilgili
Kodaman,
düşünceleriniB. (1987). II. Abdülhamid
Pharmakon Devriokuyan
üzerinden Doğu Anadolu
DerridaPolitikası. Ankara:
(2014)’ya göreTürk Kültürünü
Phaidros di-
Araştırma
yaloğunda, Enstitüsü. Lysias’in konuşmasını ezbere bilmediği için konuşmanın
Phaidros’un
yazılı metnine
Kürkçüoğlu, ihtiyacının
C. (2008). olması
Şanlıurfa yazma Şanlıurfa:
1850-1950. eyleminin ezbere bilme problemiyle ele
ŞURKAV.
alındığını gösterir. Platon’un yazmayı eleştirdiği noktalardan biri de budur. Yazma-
Nicault, C. (2001). Kudüs 1850-1948 (Çev. E. S. Vali). İstanbul: İletişim.
nın sebebi hatırlamak değildir. Çünkü hakikat bir kez bilindiğinde unutulmayacak
Ortaylı, İ. (1983). Osmanlı imparatorluğu’nun En Uzun Yüzyılı. İstanbul: Hil.
bir şeydir (Platon, 2010: 40).
Seyitdanlıoğlu, M. (1996). Tanzimat Devri’nde Meclis-i vâlâ. Ankara: TTK.
Yazının aleyhine argümanlarını ortaya koyduğu Phaidros’ta yazının yaşayan
Tanpınar, H. (2001). XIX. Asırda Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Çağlayan Kitabevi.
varlıklar gibi, yaratıklar yarattığını fakat biri onlara soru sormaya kalkarsa heybetli
Urfa. (1984). Yurt
sessizliklerini Ansiklopedisi, X,söyler
koruyacaklarını 7367-7389.
(Platon, 2017: 96). Bu diyalog da yazının so-
rulara yanıt
Zürcher, veremez
E. (1999). özelliği yüzünden
Modernleşen Türkiye’nindiyalektiğe
Tarihi (Çev.dahil
Y. S.edilemeyeceği savını
Gönen). İstanbul: öne
İletişim
sürer.Yayınları.
Yazıda filozof yazan değil aslında konuşandır. Yazmanın asıl değeri diyalektik
için hatırlatıcılar sağlamasıdır. Fakat yazılı metin sözün bir gölge-imgesi olduğu
için bilgi edinmede yeterli değildir. Bilgi için, sözlü söyleme yani diyaloğa ihtiyaç
Dört Öge-Yıl
Öge-Yıl:4-Sayı
7 Sayı:8-Ekim 20152018
13 Haziran
Felsefi Eylem Olarak Yazma ve Konuşma İlişkisi 55
vardır. Platon içinde Sokrates içinde hakikate ve gerçeğe ulaşmanın asıl yolu baş-
kalarıyla diyalog içinde yaşamaktır. Diyalog iletişim kurmanın tek yoludur. Yazıya
geçirilmiş bir diyalog ise görüntü olmaktan öteye geçemeyecektir. Yine de diyalog
oluşturmak için yazma eylemi destekleyici bir rol oynayabilir. Böylece konuşma ey-
leminin bir parçası olan diyalog felsefenin kurucu eylem alanını beraberinde getirir
(Borutti & Luise, 2013).
Diyaloğun ya da konuşmanın gerçekliğe ulaşmak için bir yöntem olduğu
doğrudur. Gerçekliğe ulaşacak kişinin bu noktada sergilediği eylem, dinlemek ya
da konuşmaktan geçer. Ancak gerçekliğe ulaşmanın tek yolu bu değildir. Diğer
taraftan yazılanın okunması da gerçekliği verir. Fakat dinlemenin bir başka insanı
gerektirmesi, okumanınsa bireysel olması, yol gösterici olarak bir başka insanında
bulunduğu konuşmayı daha cazip hale getirir. Fakat konuşmanın cezbedici tarafı
konuşma ve okuma eylemlerinin yeniden tanımlanmasıyla beraber etkisini yiti-
rebilir. Çünkü konuşma diyaloğun yanında, sessiz monolog olarak düşünmeyi de
tanımlar. Bununla beraber okuma, yazılı eserin okunması olduğu gibi, bireyin yazılı
olmayan dünyayı okuması şekliyle de var olacaktır. Bu durumda düşünme, konuş-
ma, okuma ve yazma bütünlüklü bir yapıda var olur. Yazma ve konuşma karşıtlığı
içerisinde dinleme ve okumanın yeri, bu iki eylem arasında özne ve muhatabın
zamansal farklılıklarından kaynaklanır.
Zaman
Yazma ve konuşmanın zamanla olan ilişkisinin incelenmesi, bu iki eylemin
birbiriyle olan ilişkisinin çözümlenmesindeki yollardan biridir. Yazma, Orpheus
bakışına sahiptir ve geçmiş ve gelecek arasında kırılma ya da kıvrılmalara yol açar.
Konuşma ise zamanın canlılığına, akıcılığına ve sürüp gidiciliğine gönderme ya-
parak geçmiş ve şimdiyi ortaya koyar. Konuşmada kelime, gerçek ve varolan bir
şimdinin parçasıdır. Aynı zamanda ortaya çıktığı şimdi içinde hapislidir.
Hapis olarak nitelen an içinde olmaklık aynı zamanda konuşma için bir
avantaj sağlar. Böylece konuşma eylemi her yanlış anlaşılmayı ve kötüye kullanma-
yı engelleyebilir. Çünkü söylenenler daima düzeltilebilir, yanlışlanabilir ve doğrula-
nabilir. Yazma eyleminin sonunda ortaya çıkan yazı yazarından ayrı tutulduğu için,
konuşmada olduğu gibi, soru sorulamayan, sorgulanamayan bir söylemdir (Ong,
2013: 97). Yazma eylemi sırasında ifadeler düzeltilebilir fakat eylem bittikten son-
ra ifadenin düzeltilmesi olanak dışıdır (Günay, 2001, 30). Bu anlamda yazı kendi
kendine yardım edememe özelliği ile konuşmadan ayrılır (Gadamer’den aktaran
Çoraklı. & Sarı, 2002: 20).
Yazma eylemi de an içinde kendine yardım edebilir ancak bu sırada eylemin
gerçekleştiricisi olarak yazarın muhatabı orada değildi. Yazar, yazısını yazarken yal-
nızdır. Yazma, tek-başınalık taşıyan bir eylemdir (Ong, 2013: 122). Yazma eylemi
muhatabına ulaştığında ise artık bir eylem olarak değil, eylem sonunda ortaya konan
Dört Öge-Yıl
Öge-Yıl:4-Sayı
7 Sayı:8-Ekim 20152018
13 Haziran
Felsefi Eylem Olarak Yazma ve Konuşma İlişkisi 57
Düşünmek, felsefenin aynı zamanda insanın temel eylemidir. Monolog olarak dü-
şünme bir tür iç konuşmayken, konuşmanın diyaloğa dönüşmesi düşünceyi ortaya
çıkarır. Konuşmanın sembollerle ifade edilmesi ise yazma eylemiyle gerçekleşir. Bu
bütünlüklü yapı içerisinde, konuşmayı yazmaya, yazmayı konuşmaya tercih etmek
doğru değildir. Konuşmayı yazmaya tercih eden filozofların görüşlerini yazma ey-
lemiyle ortaya koyma durumları ironiktir. Bununla beraber yazma eylemini konuş-
ma eylemine tercih eden görüşler, konuşma, dil ve düşünce arasındaki ilişkiyi açık
bir şekilde ortaya koyarak bunu yapmalıdırlar.
İnsanın insan olmaklığı yazma eyleminde bulunuyor olmasından değil,
konuşabilmesinden gelir. Konuşmanın değeri, insanı düşünen bir varlık haline
getirmesidir. Yazma ya da yazan bir varlık olarak insan bunu konuşmayı yabancı-
laştırarak, dili değiştirerek yapar ancak yazma sırasında bireyin içinde bulunduğu
durumda, konuşma ve düşünme hep vardır (Gadamer, 2009: 183). Hatta yazma
eylemi bittikten sonra diyaloğun konusu olarak var olacaktır. Böylece konuşma,
yazma eyleminden hiçbir zaman çekilmeyecektir. Çünkü hem yazmanın hem dü-
şünmenin yapısına eklenmiş olarak vardır. Sahte olan ve sonradan varolan, yazma-
dır. Fakat yazmanın değeri, düşünceyi konuşmadan daha birlikli bir hale getirmesi,
yeni anlam inşasının yolunu açması, dilin yorumlanmasını daha olanaklı kılmasın-
dan gelir.
Konuşma yazmayı öncelediği için, yazma da üst düzey refleksiyonla dü-
şüncenin terbiyesini sağladığı için, her iki eylem de diğerine tercih edilmeyecek
kadar önemlidir. Her iki eylemin de kendi içerisinde gerçekliği değiştirmek ya da
sahteleştirmek gibi tehlikeleri vardır. Bu durumda yazar ya da konuşmacının, yaz-
dıklarının ya da söylediklerinin sorumluluğunu üzerine alması beklenir. Böylece
özgürlüklerini kötüye kullanmayacak ve gerçekliğe, dile nasıl yaklaşması gerektiği-
nin ve sorumluluğunun bilincinde olarak, eylemlerini icra edeceklerdir. Bunun so-
nucunda her iki eylem de yapısal bütünlükleri, ortaklıkları ve karşıtlıkları içerisinde
hak ettiği yeri bulacaklardır.
Kaynakça
Allen, D. S. (2011). Platon neden yazdı?. A. Batur (Çev.). İstanbul: İletişim.
Aristoteles. (1998). Retorik. M. H. Doğan (Çev.). İstanbul: Yapı Kredi.
Benveniste, E. (1995). Genel dilbilim sorunları. E. Öztokat (Çev.). İstanbul: Yapı Kredi.
Borutti, S. & Luise, F. (2013). Writing and communicating philosophy: consonances
between Plato and Wittgenstein. Perissinotto, In L. (Eds). Wittgenstein and Plato
(pp. 126-159). New York: Macmillan.
Bozkurt, A. (2014). Orpheus bakışı. İstanbul: Ayrıntı.
Burch, R. & Verdicchio, M. (Eds). (2002). Between philosophy and poetry: writing, rhythm,
and history. New York & London: Continuum.
Croce, B. (1983). İfade bilimi ve genel linguistik olarak estetik. İ. Tunalı (Çev.). İstanbul: Remzi.
ve Madalya
Çoraklı, Ş. & Sarı,(1319-1320), 10 Hanedân-ı
A. (Ed.). (2002). Osmâni
Edebiyat nedir? Nişân Babil.
İstanbul: ve İmtiyâz Madalyası (1311-
Çotuksöken, B. (1992!). Felsefi söylem nedir?, İstanbul: Kabalcı.30 Altın İmtiyâz Madalyası
1334), 17 Teba-yı Şâhâne Mecîdî Esâmî (1321-1332),
(1309-1320),
Deleuze, G. (2015).40 Madalya
Anlamın EsâmîH.(1899-1902)
mantığı. Yücefer (Çev.).Defterleri.
İstanbul: Norgunk.
İngiliz
Deleuze,Ulusal
G. & Arşivi: FO
Guattari, F.195/1720; FO 195/1883;
(2001). Felsefe FO 195/1477;
nedir? T. Ilgaz FO 195/1368;
(Çev.). İstanbul: FO 195/
Yapı Kredi.
1932; FO 195/1976; FO 195/1305, FO 195/1369; FO 195/ 1448; FO 195/1306;
Deleuze, G. & Guattari, F. (2000). Kafka. minör bir edebiyat için. Ö, Uçkan & Ö. Ergüden
FO(Çev.).
195/ 1545.
İstanbul: Yapı Kredi.
Amerikan Misyoner
Derrida, J. (2010). Arşivi:edimler.
Edebiyat 640, 641, 642, 643,644,
A. Utku 645, (Çev.).
& M. Erkan 646, 647, 648, 651,
İstanbul: 652, 653, 654,
Otonom.
655, 660, 661, 66 2, 663. Reeller.
Derrida, J. (2011). Gramatoloji. Çev. İ. Birkan (Çev.). İstanbul: Bilgesu.
Sâlnameler: Salname-i
Derrida, J. (2014). Vilâyet-i
Platon’un Haleb:
eczanesi. Çev.1320.
Z. Direk (Çev.). İstanbul: Pinhan.
Şer’îyye
Di Leo, J. R. (200). Is there a text in phılosophy?:tarihli
Sicili: 23 Recep 1293- 25 Şaban 1296 Urfa
writing, Şer’îyye
style, Sicili
rhetoric and culture. Doctoral
Dissertation,
Şanlıurfa, Indiana
Yukarı Telfidan University
Köyü Doctor of Philosophy in the Departments of
saha araştırması.
Philosophy and Comparative Literature, Indiana.
Adıvar, H. E. (2005). Mehmet Kalpaklı G. T. (Haz..), Mor Salkımlı Ev. İstanbul: Özgür
Eflatun. (1960). Diyaloglar. T. Aktürel (Çev.). İstanbul: Remzi.
Yayınları.
Fırıncı Orman,
Bayraktar, T. (2015).
H. (2007). Jacques Derrida
Tanzimattan düşüncesinde
Cumhuriyet’ dil. Kilikya
e Urfa Elazığ: FıratFelsefe Dergisi, (1),
Üniversitesi 61-81.
Ortadoğu
Gadamer, H. G. (2009).
Araştırmaları Merkezi.Hakikat ve yöntem (2. Cilt). H. Arslan & İ. Yavuzcan (Çev.).
İstanbul: Paradigma.
Bingöl, S. (2005). Osmanlı Mahkemelerinde Reform ve Cerîde-yi Mehâkim’deki Üst
Gül, S. (2014). Yapısökümcülük neyi söküyor: Jacques Derrida’yı anlamak. Adnan Menderes
Mahkeme Kararları. Tarih Incelemeleri Dergisi, XX (19), 19-38.
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(3), 89-98.
Çadırcı, M. (1997). Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri’nin Sosyal ve Ekonomik Yapısı.
Günay, D. (2001). Metin bilgisi. İstanbul: Multilingual.
Ankara: TTK.
Kaynardağ, A. (1982). Takiyettin Mengüşoğlu ile konuşma. Yazko, 6, 5-20.
Deringil, S. (2002). İktidarın Sembolleri ve İdeoloji II. Abdülhamit Dönemi ( 1876-1909) (Çev.
Mengüşoğlu, T. (1988). İnsan felsefesi. İstanbul: Remzi.
G. Ç. Güven). İstanbul: YKY.
Janson, T. (2016) Dillerin tarihi. M. Doğan (Çev.). İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi.
Fatma Aliye Hanım. (1995). Ahmed Cevdet Paşa ve zamanı. İstanbul: Bedir.
Ong, J. V. (2013). Yazılı ve sözlü kültür. S. P. Banon (Çev.). İstanbul: Metis.
Foucault, M. (2006). Deliliğin Tarihi ( Çev. M. A. Kılıçbay). Ankara: İmge.
Platon (2006). Devlet. M. A. Cimcoz & S. Eyüboğlu (Çev.). İstanbul: İş Bankası.
Ginzburg, C. (2011). Peynir ve kurtlar (Çev. A. Gür). İstanbul: Metis.
Platon (2010). Mektuplar. F. Akderin (Çev.). İstanbul: Say.
Kenanoğlu, M. M. (2007). Nizâmiye mahkemeleri. Islâm Ansiklopedisi, XXXIII, 185-188.
Platon. (2017). Phaidros. F. Akderin (Çev.). İstanbul: Say.
Kodaman, B. (1987).
Rush, P. (2016). II. Abdülhamid
Myriad Devri
philosophical Doğu Anadolu
methodologies. Politikası. Ankara:
Metaphilosophy, Türk
47(4), Kültürünü
679-695.
Araştırma Enstitüsü.
Saussure, F. (2001). Genel dilbilim dersleri. B. Vardar (Çev.). İstanbul: Multilingual.
Kürkçüoğlu, C. (2008). Şanlıurfa 1850-1950. Şanlıurfa: ŞURKAV.
Wittgenstein, L. (2016). Tractatus logico philosophicus. O. Aruoba(Çev.). İstanbul: Metis.
Nicault, C. (2001).
Wittgenstein, KudüsFelsefi
L. (2014). 1850-1948 (Çev. E. S.
Soruşturmalar. H.Vali). İstanbul:
Barışcan İletişim.
(Çev.). İstanbul: Metis.
Ortaylı,
Uygur, N.İ. (2001).
(1983). Dilin
Osmanlı imparatorluğu’nun
gücü. En Uzun Yüzyılı. İstanbul: Hil.
İstanbul: Yapı Kredi.
Seyitdanlıoğlu, M.Yapısöküm
Yanık, H. (2016). (1996). Tanzimat
üzerineDevri’nde Meclis-i
birkaç not. Abantvâlâ. Ankara:
Kültürel TTK. Dergisi, 1(2),
Araştırmalar
91-98.
Tanpınar, H. (2001). XIX. Asırda Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Çağlayan Kitabevi.
Urfa. (1984). Yurt Ansiklopedisi, X, 7367-7389.
Zürcher, E. (1999). Modernleşen Türkiye’nin Tarihi (Çev. Y. S. Gönen). İstanbul: İletişim
Yayınları.
Dört Öge-Yıl
Öge-Yıl:4-Sayı
7 Sayı:8-Ekim 20152018
13 Haziran