Professional Documents
Culture Documents
Sinif Adezyon Ders Notu
Sinif Adezyon Ders Notu
OSMAN GÖKAY
Diş sert dokuları ile restoratif materyaller arasında güçlü ve kalıcı bağların oluşması
oldukça önemlidir. Bu nedenle, dolgu maddelerinin kavite duvarlarına adezyonu en
iyi şekilde gerçekleştirilmelidir.
Adezyon oluşturan maddeye ya da adezyon elde etmek için ilave edilen film
tabakasına “adeziv”, adezivin uygulandığı maddeye ise “adherend” adı verilir
(Adesivler genellikle visköz bir yapıya sahiptir). Dolgu yapımında kullandığımız
bonding ajanlar adeziv, uygulandıkları yüzey olan mine-dentin ve kök yüzeyleri ise
adherend’dir. Adherend’e adeziv aracılığı ile bağlanacak olan maddeye de “adherent”
(örneğin kompozit dolgu maddesi) denir. İyi bir adezyon için adherend-adeziv-
adherent arasında tam bir temas olmalıdır.
Restorasyonların retansiyonu
Mekanik tutuculuk sağlama zorunluluğunun olmaması
Diş yapısının korunması
Mikrosızıntı, postoperatif hassasiyet ve renklenmenin azalması
Tekrarlayan çürüklerde azalma
Restorasyonların tamiri
İki yüzey bağlandıktan sonra herhangi bir nedenle ayrılırlarsa 3 farklı
mekanizma gözlenir (Adeziv bağlanmadaki kopmalar üç bölgede oluşabilir) : (1) yapı
içerisinde meydana gelen koheziv; (2) adeziv içerisinden kopma; ve (3) arayüz ile
bağlanma sağlanan yapı arasında meydana gelen adeziv kopma. Rezinlerin diş sert
dokularına bağlanmasındaki en önemli problemlerden biri, metakrilat bazlı rezinlerin
serbest radikal polimerizasyonu sırasında gerçekleşen büzülmeleridir. Bu nedenle,
adezivler rezinin büzülme gerilimine (stresine) karşı koyabilecek güçlü bir bağlanma
sağlamalıdır.
TEMİZ ISLANABİLİRLİK
DEĞME YÜZEY
YÜZEYLER AÇISI ENERJİSİ
Buonocore isimli araştırmacı ilk defa1955 yılında asitle pürüzlendirme (asit etching)
işlemini gerçekleştirerek restoratif diş hekimliğine adezyon açısından yeni bir boyut
kazandırmıştır. Mine yüzeyine uygulanan asit, mine yüzeyini temizler ve bu yüzeyde
mikroskobik girinti-çıkıntılar oluşturur. Ayrıca mine dokusunun kritik yüzey enerjisini
(yaklaşık 72 dynes/cm) arttırır. Tüm bunlar hem mekanik hem de kimyasal adezyon
için istediğimiz olumlu değişikliklerdir.
Değme açısı
Adezyon
Mineye bağlanmanın sağlanması, restoratif ve restoratif olmayan estetik
uygulamalara karşı artan talep ve florüre kolay ulaşılabilmesi diş hekimliği pratiğinin
operatif diş hekimliği yönüne kaymasını sağlamıştır. 1900’lerin başlarında hakim olan
diş preparasyonunun klasik kavramları büyük ölçüde değişmiştir (örneğin extension
for prevention). Olayın felsefesindeki bu dönüşüm, diş preparasyonuna karşı daha
konservatif bir yaklaşım gelişmesine yol açarak sadece retansiyonun temel
kavramlarını değil, aynı zamanda geride kalan diş sert dokularının da direncinin
korunmasını hedeflemiştir. Bağlanma teknikleri, daha konservatif preparasyonların
yapılabilmesini, makromekanik retansiyona daha az ihtiyaç kalmasını ve
desteklenmemiş minenin daha az uzaklaştırılmasını sağlamıştır. Çürük lezyonlarının
nedeni, tanısı ve tedavisi hakkında daha fazla bilimsel bilgiye ulaşması ve güvenilir
adeziv restoratif materyallerin piyasaya sürülmesi, kapsamlı diş preparasyonu
ihtiyacını önemli miktarda azaltmıştır. Materyallerdeki gelişmelerle birlikte, ön bölgede
sınırlı kalan bu endikasyonlar artık arka bölgeler için de geçerli olmaya başlamıştır.
Kaide maddesi olarak kullanılan çeşitli dolgu maddeleri de adezyonu etkiler. Çoğu
kaide maddesinin kaviteye adezyonu sadece mikromekanik olup bir bonding ajanın
mine ve dentine olan bağlanma gücüne göre oldukça zayıftır.
11. Dişin dehidratasyonu: Ağız içinde nem problemi çok önemlidir. Bu nemi
uzaklaştırmak ve yeterli kurutmayı sağlamak gereklidir. Nem adherend’in yüzey
enerjisini azaltıp adezyonu olumsuz yönde etkileyecektir.
13. Hastaya ait faktörler: En önemlisi hastanın yaşıdır. Yaşın ilerlemesi ve diğer oral
faktörlerin etkisi ile meydana gelen dentin sklerozu ayrıca yaş ile okluzal streslerin
artması adezyonun etkilenmesine neden olabilir.