Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 23

Kafkaslar Tarihsel, Eski antik kaynaklarda Kafkasya halk-

ları, Kafkasya’nın polietnikliliği, toplumu ile


Kültürel, Etno Sosyal, ilgili yeterince bilgi mevcuttur. Bunlar kay-
nakçalarda yazılı metinler, eski yazıtlar, hari-
Politolojik Araştırma talar, yapılan yorumlar ve birçok başka şey-
lerdir. Kafkasya her zaman Avrupa, Asya ve
Afrika aktif kültürel - göç bölgesi olmuştur.
Homer (M.Ö. 8.y.y.da) “İlyada” eserinde Ter-
modant (Termeçay da olabilir) nehri civarın-
da sadece Amazonlardan değil, ayrıca Gar-
garlar, Gargareyalar, Kafkasya’nın İskit kabi-
leleri ile ilgili bilgi vermiştir. Kafkasya’nın ka-
Kamil Veli Nerimanoğlu* bile ve halkları bu kaynaklarda geniş şekilde
anlatılmıştır: Korakslar, Kollar, Dandarinler,
Meotlar, Psesler, Tuballar, Kolhlar, Taregetler,
İskitler, Savromatlar, Legler, Kerketler, Ahey-
ler, Geniohlar, Moshlar, İksibatlar, Hettler,
Alanlar, Antlar, Afoslar, Avarlar, Sirakiler,
Zincler, Helenler, Nevrler, Toretler, Zigler,
Soanlar, Ortitler, Avrunlar, Koitler, Tindar-
Çok Toplumlu Kafkasya Fenomeni lar, Amarantlar, Hiantlar, Nasklar, Agoritler,
Manrallar, Sakasanlar, Didoyetler, Toharlar,
Üzerine
Lazlar, Tavrlar, Budinler ve diğerleri. Onlar
32 Bazı araştırmacılar “Kafkas” sözünü belirttiğim gibi, Homer, Herodot, Aeschylus
eski Yunancadan Tanrıların Tahtı anlamına (Aiskilos), Euripides, Hippocrates, Platoon,
geldiği şeklinde yorumlamaktalar. Manevi Polybius, Strabon, Çiçero, Plutarkhos, Taci-
söylentilerimiz söz konusu yorumu sadece tus vb. antik eserlerinde yer almıştır. Söz ko-
yükseklik anlamında değil, ayrıca muhteşem nusu antik eserlerde olan bilgiler Bizans ka-
sakinlik, kâmil ihtişam ve yüksek anlam şek- yaklarında da tekrar edilmekle birlikte ayrıca
linde de kabul etmektedir. Bu boşuna değil- tamamlanırlar. Burada biz İskitler, Sarmatlar,
dir, görünüşe göre Nuh’un gemisi, Promet- Kimmeriyler, Meotlar, Kafkaslar, Sindler,
heus, güzel Amazonlar ile ilgili antik efsane- Karastesler, Arimaspahlar, İssidonlar, Mas-
ler öncelikle Kafkasya ile ilgilidir. Ne yazık ki, sagetler, Hinkakular, Melanhlenler, Agafirs-
bu güzelim “Tanrılar Tahtını” sonsuza kadar ler, Helonlar, Alanlar, Avsgahlar, Kolhahlar,
paylaşmak isteseler de her zaman oluşan ye- Lazlar, Hunlar, Uzlar, Sakslar, Hetler, Daklar
ni-yeni devletler kendi aralarında bölüşemi- vb. bilgiler ediniyoruz. Kafkasya’nın söz ko-
yorlar, onun “bünyesinde” her gün daha fazla nusu etnikleri esasen tarihsel olarak Kafkasya
idari ve devlet sınırları oluşmaktadır. Gerçi odaklı İskit - Sarmat, eski Türk ve diğer ka-
her kes için bunun medeniyet anlamında tek bilelerine aitler. Strabon eserinde “Kafkasya
bir varlık olduğu düşüncesi açık olmalıdır. İskitleri” ile ilgili direkt bilgi vererek, Sarmat-
Başka uygarlıkların ve kültürlerin etkisiyle ların çoğunluğunun özünde “Kafkasyalılar”
burada bin yıllarla oluşan birlik sürekli dağıl- olmasına ilişkin ilave kayıt da düşmüştür.
maya başlamıştır.
YENİ TÜRKİYE 71/2015

Kafkasya - işte harika coğrafi ve iklim koşul-


Kafkasya, Kafkasya uygarlığı, bu böl- ları ve burada asırlarca yaşamış ender özgün
gede yaşayan Kafkasya halkları ile ilgili farklı halkları olan harika bölgedir. Kafkasya böl-
yazarların anlattıklarını göz önünde bulundu- gesinde günümüzde Rusya Federasyonu’na
rursak, bunların binyıllarca biriktiğini anlarız. (*) Düzenleyen: Prof. Dr., K.V. Nerimanoğlu, İstanbul Aydın Üniversitesi.
ait 10 süje mevcuttur. Bunlar; Krasnodar ve na ayrılmıştır. Burada Abazalar, Abazinler,
Stavropol olmakla iki bölge, yedi cumhuriyet Şapsuglar, Adıgeyler, Çerkezler, Gabardinler,
- Dağıstan, Çeçen, İnguş, Kabardey - Bal- ayrıca Çeçenler, İnguşlar, bazen birlikte ge-
kar, Karaçay - Çerkez, Kuzey Oset, Adıgey, nel olarak “Vaynahlar” olarak isimlendirilen
bir Rostov eyaletidir. Burada ayrıca bağımsız Avarlar, Dargiler, Lezgiler, Laklar, Tabasaran-
cumhuriyetlerden Azerbaycan, Ermenistan lar, Tsahurlar, Rutullar, Agullar ve Dağıstan’ın
ve Gürcistan da mevcuttur. diğer ulusları yaşamaktalar. Yaklaşık 26 ba-
ğımsız halk tarihsel olarak Avar grubuna ka-
Bütünlükte Kafkasya ve kısmen Kuzey
tılmıştır. Onlar Andis Koysu boyunca ve ayrı-
Kafkasya toplumunun yüksek polietnikliği-
nin açıklaması burada Avrupa ve Asya’ya (Ta- ca Kafkas sırtı boyunca konuşlanmışlar. An-
nais’ten Don nehrinden Hazar ve Derbent’e dis ve Dido ulusları tarihi açıdan Kubaçların
kadar) kapıların olmasıdır. Antik ve Bizans ve Kaytagsların Darginslere yakın olduğu gibi
tarihçileri tarihi ve eski dönemlerde Kafkas- Avarlarla yakınlar. Agullar, Ritullar, Sahurlar
ya’nın Avrupa ve Asya arasında faal etnik göç, ve başkaları Lezgi grubuna yakın olmuşlar.
faal etnik oluşum ve polietniklik bölgesi ol- Tarihsel açıdan Kafkasya her zaman
duğunu belirtmekteler.
etnik kökenlerini ayırt etmenin zor olduğu
Burada Rus ve Ukraynalının yeterli sa- çok sayıda kabile ve halkı barındıran böl-
yıda yerleşimi sonucu onlar Kazaklar olarak ge olmuştur. Söz konusu bölgede çok sayı-
isimlendirilmişler. Gerçi, zamanla Kazaklar- da esatirler ve farklı yazarların basmakalıp
da özgün etnik uygarlık görünmeye başlandı. düşünceleri mevcuttur. Kafkasya’nın ayrıca
Fakat bu o kadar da etnik değil, alt kültürel Türk kökenli halkları da mevcuttur. Bunlar
topluluk, sınıftır. 20. yüzyılın başlarında Ter Karaçaylar, Balkarlar, Kumuklar, Nogaylar,
33
bölgesinde dört Kazak alanı - Pyatigorsk, Türkmenlerdir. Burada Farsça konuşanlar ve
Mozdok, Sunjen, Kizlyar mevcuttu. 1916 yı- Tatlar da dikkat çekmektedir. Kafkasya’da
lında Kuban Kazaklarının sayısı 1 milyon 367 çok eskilerden Yunanlar da yaşamaktalar.
bin, Ter bölgesinin nüfus sayısı ise 250 bin ki- Onlar bir zamanlar Türkiye’den buraya göç
şi idi. Doğrudur, günümüzde bu bölge Don, etmişler. Kuzey Kafkasya’ya Ermenilerin her
Kuban, Stavropol, Ter’e ayrılmıştır. Gerçi zaman faal göçü söz konusudur. Onların ba-
Ter’de Kazaklığın oluşumu ev sahibi gibi gö- zıları eskiden Kuzey Kafkasya’da yerleşmiş,
rünse de kanımca bunun geleceği yoktur. Bu diğerleri daha sonra Dağlık Karabağ’da yaşa-
alt kültürel oluşumdur. nanlar nedeniyle buraya göç etmişler. Kuzey
Onu da belirtmek gerekir ki, sadece Kafkasya’da yaşayan Fergane şehrinden göç
Kazaklar değil, bu bölgenin tüm halkları Sov- etmiş Ahıska Türklerinin sayı az değildir. Bu-
yetler Birliğinin parçalanmasından sonra al- rada Kürtler de yaşamaktalar. Azeriler tarih-
lak bullak olmuştur. Bağımsızlık coşkusu kast sel olarak Güney Dağıstan’dalar.
gelenekleri ışığında ve hiçbir siyasi beraatı ol- Kafkasya her zaman Rusya, Türkiye
mayan yitirilmiş ulusal geleneklerin yeniden ve İran arasındaki egemenlik mücadelesinin
oluşum sürecini faalleştirdi. Hatta tarihsel
arenası olmuştur. Orta Doğu ülkeleri bura-
olarak modası geçmiş gelenek ve göreneklere
daki Müslüman nüfusun olması nedeniyle
aşırı dikkat yetirildi.
Kafkasya’daki gelişen olaylarla ilgililer. Çeşit-
YENİ TÜRKİYE 71/2015

Hâlihazırda Kafkasya halkları lisan açı- li fatihlerin girişimi, diğer etnik dini inanç ve
sından birkaç etnik buduna; Kuzey Kafkasya ritüellerin uygulanması Kafkasya’daki halkla-
ailesinin Abaza - Adıgey, Nah- Dağıstan dil rın yaşam birikimlerini imha etmiştir. Siyasi
grubuna, Altay ailesinin Türk grubuna, Hint- rejimler bu bölgenin halkına adaletsizliği ve
Avrupa ailesinin Ermeni, İran ve Slav grubu- aşağılanmayı miras bırakmıştır.
Kafkasya bölgesindeki münakaşaların “kurtuluş için dizin-dizin sürünerek Rusya’ya
oluşum nedeni ayrıca Asya’dan Avrupa’ya ve gelmesi”nden yanalar.
Avrupa’dan Asya’ya götüren doğal yolların ol-
masıdır. Bütün bunlar kriminolojik durumu Ey Allah’ım, bizi böyle deneyimlerden
daha da keskinleştirerek uluslararası ihtilaf- uzak tut, zaten onları gerçekleştirmek imkân-
lara neden olmaktadır. Bölge halkının sosyal sızdır, çünkü Rusya ve Kuzey Kafkasya - artık
- ekonomik durumunun ağır olması söz ko- bir ülke konumuna gelmiştir. Ve Rusya’nın
nusu süreçlere etnik siyasi renk katmaktadır. Kafkasya’daki çıkarları müzakere ve tartışma
Böylece, Kafkasya’da birçok ülkelerin karma- konusu değildir. Bir ailenin içerisinde birbiri-
şık olan iç ve dış politika ve güvenlik sorunla- ne olan ilgiden konuşmamak imkânsızdır.
rı iç içe yaşanmaktadır. Rusya ve Kafkasya genetik olarak iliş-
Kafkasya’da ekonomik kalkınma için kilidir. Rusya Kafkasya’da siyasi değil, hayati
yeterli miktarda maden ve mineral kaynaklar boyuttadır. Bu nedenle de ilk sıraya Kafkas-
mevcuttur. Fakat buradaki durum refahtan ya’da daha anlaşılır, daha yeterli daha sistemli
çok uzaktır. ve bütünlükte devletin daha sivil politikası
gelmelidir.
Kendi jeopolitik konumu, tarihsel
olarak oluşmuş sıkı ilişkileri, ekonomik ve Sovyetler Birliğinin dağılmasından
manevi topluluğu, dayanıklı tarihi oryantas- sonra birçok parametrelerde Kafkasya’da
yonu nedeniyle Kafkasya’nın yerli nüfusu- Kafkas benzersizliği dağılmaktadır, bu da
nun çoğunluğu sözsüz ki, Rusya’nın yaşam Kuzey Kafkasya’nın Rusya’daki yerine do-
çıkarlarının olduğu dünyanın bir kesimini ğal olarak etki etmektedir. Asırlardır mevcut
oluşturmaktadır. Elbette ve Rusya kendi bin olan bir dizi entegre yolları dağılmakta, Rusya
34
yıllık tarihiyle sanki Kafkasya gerçeğine takılı Kafkasya ilişkilerine olumlu etki edebilecek
kalmıştır. Günümüzde bu ilişkileri şüphe al- uygar-kültürel, sivil değil, egemenlik amaçlı
tına koymak mümkün değildir, fakat bunları askeri politik yöntemli devlet politikası de-
Rusya ile Kafkasya arasındaki mevcut karşı- vam etmektedir.
lıklı ilişki potansiyelini güçsüzleştirerek aşırıcı
Eski dönemlerde olduğu gibi, halen de
güçler ve milliyetçi - bölücüler, milliyetçi şo-
Kafkasya’da “böl ve yönet” politikası devam
venler yapmaktadır.
etmektedir. Burada “bölmek” gerekmiyor;
Rusya’dan başka 30’tan fazla devlet etnik, menşe, dini ve diğer sınırlar genelde
Kafkasya’daki kendi çıkarlarını belirterek, daha faal şekilde Kafkasya’nın tarihi bütün-
olası uyuşmazlığın çözümünde Rusya’nın lüğüne olumsuz etki ederek parçalanma sü-
herhangi bir müdahalesinin “emperyalist reçlerini aktifleştirecek, bu da Rusya devleti-
sendromun yeniden canlanması” gibi anlaşı- nin, Rus toplumunun bütünlük girişimlerini
lacağını söylemekteler. 1994 yılının 6 Ocak indirgeyecektir. Ayrıca Kafkasya’da radikal
tarihinde “Boston glob” gazetesinde yayın- ıslahatların baskı yöntemleriyle gerçekleşti-
lanmış makale aynen şu şekilde isimlendi- rilmesi girişimleri Kafkasya’nın bütünlüğüne
rilmiştir. Yabancı “sempatizanların” Kafkas- ve onun ayrı birimlerinin yaşana bilirliğine
ya’dan çekilme çağırısı Moskova’dan olan olumsuz etki edecektir. Ne yazık ki, bu olay-
bazı milliyetçi-şovenlerin Rusya’nın vücu- lar her zaman Rusya devletinin stabil gelişim
YENİ TÜRKİYE 71/2015

dundan “Kafkasya apandisini” kesip atmak çıkarlarına uygun, halkların refahı ve güven-
çağırışları ile örtüşmektedir. Söz konusu du- liği, söz konusu bölgenin ve kısmen de ken-
rum Çeçenistan’daki facialarla özellikle aktif disini Rusya ile bir bütün olarak gören Kuzey
şekildeydi. Bazıları da Kafkasya’nın etnik sa- Kafkasya halkının hak ve bağımsızlığı yönün-
vaşlarla baş başa bırakıp yorgun düşmesini ve de ele alınmamaktadır.
Kafkasya halkı son yıllarda kendi kade- dır. Bununla birlikte, bölgedeki sosyal ekono-
rini tayin etme anını yaşamaktalar. Bu da ye- mik ve manevi politik süreçlerine geleneksel
rel kültür, dünya görüşü ve genel tarz süreç- sosyokültürel ve benzer yapıların etkisini fark
leri ile ilintilidir. Bunun sonucunda uygarlık etmemek mümkün değildir. Yönetimin tarih-
açısından ehemmiyetli olan önemli boşluklar sel kültürel gelenekleri, ayrıca farklı halkların
oluşmaktadır. Bu da Rus, Gürcü, Azerbaycan bölgesel olarak sınırlandırılması onların tarihi
devletlerinin toprak bütünlüğü sorusunu or- belleğine, ulusal farkındalığına ve esenliğine
taya çıkarabilecek çok derin süreçtir. Olay- etki etmektedir. Son yıllar onlar orta Rusya
ların bu şekil gelişimi bu devletlerin, onların tahmin parametrelerini aşarak göre özellikle
ulusal-devlet yapısı, federal ilişkilerinin geli- derin sosyal ekonomik kriz kapsamında kes-
şimi kimi kendiliğinden oluşmaktadır. Bunu kinleşmiştir.
Sovyetler Birliğinin çöküşü de anlatmaktadır.
Unutmamak gerekir ki, Kafkasya halk-
Kafkasya’nın bu etnik sorunları ile larından her biri yalnız yalnız spesifik kültürel
ilgili olarak konuyu Kafkasya geneli, hatta çıkarlarına sahip olmakla birlikte ayrıca böl-
Azerbaycan geneli, Gürcistan geneli, Rusya gede siyasi ilişkilerde yeterince aktif bağım-
geneli değil, ayrıca devletlerarası, uygarlık- sız özne konumundadır. Bu etkenin dikkate
lar arası ilişkilere etki edebilecek jeopolitik alınmaması bölgenin sosyal politik ve etnik
sorunları şeklinde ele almalıyız. Ayrıca onu politik bütünlüğünün farklı yönlerde bo-
da göz önünde bulundurmak gerekir ki, bu zulmasına neden olmaktadır. Ayrıca, geçen
büyük ölçüde bölgenin Rusya’ya olan sosyal yüzyıl zarfında bölgenin etnik kültürel parite-
ekonomik ve manevi politik gelişim bağım- sinde ve etnik demografik yapısında önemli
lılığı gösteren özellikle de Kuzey Kafkasya değişiklikler olmuştur. Tarihsel olarak burada
cumhuriyetlerinde gelişen olaylardır. Söz ko- oluşan halkların toplumları devlet rejimleri- 35
nusu bölgede etnik etken o kadar önemlidir nin, çarlık otokrasisinin, Sovyet yönetiminin
ki, onun durumunu dikkate almadan hiçbir kaba baskısıyla travma almış durumdadır.
sorunu çözmek mümkün değildir. Halkların kendi yaşadıkları geleneksel böl-
genin dışına yapay ve hatta zoraki yerleşti-
Yine de bu an son dönemlerde Kafkas-
rilmesi onların oryantasyonundaki ve hayati
ya’da politik oluşumda belirleyici olamadı.
faaliyetindeki birçok parametreyi mahvet-
Bunu fiili olarak Kafkas kimliğini ve Kafkas
miştir. Sürgünler, göçler, dağ nüfusunun ova-
katılımı sorununu göz ardı eden Kuzey Kaf-
lığa yerleştirilmesi, politik baskılar ve birçok
kasya’da Federal Bölgenin oluşumu da onay-
politik düzenin neden olduğu başka olaylar
lamaktadır. Federal Bölge ne isim ne de kad-
Kafkasya’nın patlamaya hassas olan hisleri-
ro terkibi Kafkasya bölgesinin polietnikliği
ni koşullandırıyordu. Halkın belleğinin sa-
ile adaptasyon sağlamıyordu. Bu son iki asır-
kinleşmesi, yeni etnik demografik yapıların,
daki trajik hatalardan sonra gerçekleşmiştir.
bölgelerin oluşumu, onların konuşlanması,
Deneğim ve hatalar ender durumlarda göz
yeni geleneklerin gelişimi ve farklı etniklerin
önünde bulundurulur.
birbirlerinin kültürlerine uyuşması için çok-
Terkibinde yedi cumhuriyeti bulun- ça sabır ve bilgelik gerekmektedir. Bazı yeni
duran Federal Bölge’nin yönetiminde Kuzey cumhuriyetlerin Rusya karşıtı politikaların
Kafkasya kökenli birinin olmamasına sadece yapılması girişimleri Kafkasya ve Kafkasyalı-
YENİ TÜRKİYE 71/2015

şaşırmak gerekir. Fiili olarak Rusya siyase- ların sorunlarını daha da derinleştirmektedir.
tinde Kafkasya hale bulunmamıştır. Halen Rusya’nın bazı politik zümresinin Gürcistan,
Rusya politikasında, diğer cumhuriyetlerle Ermenistan ve Azerbaycan’ı Rusya’nın bir
ilişkilerinde Kafkasya’da olduğu gibi Kafkas parçası değil de ondan bağımsız bölgeler şek-
polietnikliğinin yeri ve rolü bulunmamakta- linde görme girişimleri de söz konusudur.
Kafkasya’da Rus nüfusun keyfinin geçerli olan etnik kültürel “eğitim programı”
bozulduğunu da unutmamak gerekir. Şu mevcut değildir. Bu özellikle etnik uyuşmaz-
durumda bu veya diğer düzeyde merkezi yö- lıkların olduğu Rusya bölgelerinde gündem
netimin baskısında kalan Rus nüfusun yaşam konularındandır. Burada da tabii ki, Kuzey
faaliyetinin teşkili işin bir sıra sorunların çö- Kafkasya lider konumundandır.
züme kavuşması gerekmektedir. Tabii ki, her
Kafkasya bölgesi günümüzde dünyanın
şeye rağmen daha da kuvvetlenen etnikler
birçok ülkelerinin dış politikasının önemli je-
arası ilişkiler modern koşullarda yeni enteg-
ostratejik yönünü oluşturduğunu göz önünde
re aşaması ve işbirliği ile uyumlu olmalıdır.
bulundurursak, onun gelenek ve görenekleri-
Bu da Kafkasya için yeni hukuk kurallarının
nin çeşitliliği ile seçilen benzersiz etnik dinsel
yapılmasını gerektirir. Yeni olayların etkisiyle
özelliklerinin altını çizmek gerekmektedir.
benzer yapıların dağılmasını dışarıdan işlere
Kafkasya toplumu modernleşme süreci ile
karışmak gibi değerlendirmemek gerekmek-
karşılaşsa da bir sıra geleneksel yapısını da
tedir. Anlamak gerekir ki, hatta muhafazakar
koruyabilmiştir. Sadece dayanışma garantisi
Kafkasya ve Kafkasyalı için, bir çok halklar
Rusya devletine Kuzey Kafkasya halklarının
için olduğu gibi dostluğun, işbirliğinin olumlu
tam şekilde entegresine olanak sağlamaktadır.
geleneklerinin korunmasıyla maddi ve mane-
vi kültürün daha evrensel şekline, yaşam de- Tüm anlatılanlar Kafkasya’nın etnik
ğerlerine, eğitimsel, kültürel, yerel standartla- kültür özelliklerini çok iyi bilmeyi ve anlama-
ra geçiş, ayrıca modernleşme olanakları ilerici yı gerektirmektedir.
özellik taşır. Ayrıca Kafkasya, her bir halk,
her bir kültür, her bir insan Azeri, Ermeni, Söz konusu eserde üç tarihi yorum yer
Gürcü, Rus olarak kaydedilmiyor, fiili ola- almıştır. Bunlardan birisi Kuzeybatı, diğeri
36 Kuzeydoğu, üçüncüsü ise Güney Kafkasya
rak kendisini özbeöz, tam tamına geleneksel
Azeri, geleneksel Ermeni, geleneksel Gürcü, ile ilgilidir. Gerçi onlar özünde bilinen tarihi
topluluğu oluşturmaktadır. Fakat her bir alt
geleneksel Rus manevi ve politik uygarlığına
bölge kendi özelliğini barındırmaktadır. Kaf-
kendi özgünlüğünü, onurunu koruyarak en-
kasya’nın her bir kesiminin tarihsel özelliği
tegre olunmuş gibi hissetmelidir.
onun Rusya İmparatorluğundaki gelişim aşa-
Böylece, görünen o ki, Azerbaycan, masında ve Sovyet yönetiminin ilk yıllarında
Gürcistan, Rusya gibi söz konusu politik, etkilenmiştir. SSCB’nin dağılmasından sonra
polietnik ve çok dinli ülkelerde bu sorunlar ise durum radikal şekilde (kökten) değişmiş-
öncelikli olamamaktadır. Anlatılan noksan- tir. Kafkasya çeşitli yapıdaki yeni gerçeklikler-
ların olmasına rağmen ilgili devlet birimle- le yüklenmiş durumdadır. Fakat onlar çeşitli
rinin ve Rusya’nın bilimlerinin ve Rusya’nın kimliğe sahip Kafkasya toplumunun özünü
bilimsel kesiminin söz konusu sorunların aramamalılar.
optimizasyonu amacıyla bir dizi girişimlerde
Yazarların fikirleriyle okurlara etnik
bulunmuşlar. Resmi belge niteliğinde “Rusya
bölgesel kılavuz sunulmaktadır. Söz konusu
Federasyonu devlet ulusal politikası Konsep-
kılavuz olmadan zorlu etnik kültürel Kafkas-
ti” hazırlanmış ve onanmıştır. Uluslararası
ya mekânında düzgün yönlenme fiilen müm-
ilişkilerin hukuksal açıdan düzenlenmesi için
kün olmamaktadır. Bu eser geniş çaplı sosyal
bir dizi kanunlar, öncelikli olarak da “Ulusal
projenin bileşenlerinden biri konumundadır.
YENİ TÜRKİYE 71/2015

- kültürel özerkliğe ilişkin” Federal kanun


onanmış bulunmaktadır. Gerçi söz konusu Eserde daha sora çok sayıda ünlü ta-
alanda durumların tamamen iç açıcı olduğu rihçi, etnograf, dilbilimci, folklor araştırmacı-
söylenemez. Halen de okullar, özel eğitim sı ve antropoloji uzmanının bu işe katıldığını
kurumları ve yüksek öğrenim kurumlarında görmekteyiz.
Kafkasya Araştırmaları var olan Kafkasya toplumunun bütünlüğü
Metodolojisine İlişkin Sorunların Ele doktrininin kaybolması söz konusudur. Bu
Alınması nedenle de Kafkasya’da genel uygarlık özel-
liklerinin genel felsefi tahlililinin yapılması
Tarih - sadece delilleri değil, ayrıca ta- ve sentezi çok önemlidir. Kafkasya bilimciliği
rihi sürecin etkili kişilerini (aktörlerini), sü- metodolojisinde mantık ve lehçe fenome-
jelerini öğrenmektir. Bu nedenle tarihi farklı nolojisine nazaran henüz duygular için daha
şekillerde yorumlamak mümkündür. Birçok fazla iş mevcuttur. Burada tarihi gerçekleri
şey yazarın bakış açısına, önyargısına, yo- anladıktan sonra “yeni Organon’a (Novum
rumlamasına bağlıdır. Olayları daha gerçekçi Organum scientiarum)” (F.Bekon) geçmek
öğrenmek için genel, temel bulguları, tarihi zordur. Belki de bu nedenle Kafkasya toplu-
sürecin stabil ve hareketli güçlerini ortaya mu, yani Kafkasya bilimciliği, özellikle de son
çıkarmak çok önemlidir. Tarih felsefesi - bu, yıllar “dağılmış” durumdadır.
tarihi süreçlerin mahiyetini idrake, onla-
rı incelemek için mevcut olan metodolojiye Yerli halkların, Kafkasya’ya özgü tarihi
yönelmiş yöntemdir. Bununla ilişkili olarak mevcudiyetinin, kültür, etiket, psikoloji ve
söyleyebiliriz ki, Kafkasya tarihini araştırma- hatta dünyaya bakış açısının mahiyetini an-
lar zamanı karşılaşılan en büyük noksan tarihi lamanın akıllı, rasyonel metotlarını aramak
olayların anlatılması zamanı mevcut eksiklik gerekmektedir. Üstelik bunlar zaten mevcut-
ve “bölünme”dir. Burada çoğu zaman zengin tur. Önemli olan “en doğru metodun, mev-
diyalektliğe ve tarihsel süreç boyunca mantığa cut fikir çerçevesine uygun olarak ruhu ne
uygun derin felsefi yansıma eksikliği mevcut- kadar ileri götürme” olduğunun anlaşılması-
tur. Dolayısıyla Kafkasya halklarının tarihinin dır. Bana göre, Kafkasoloji metodolojisinin
“bölünmesi” sadece coğrafi olarak değil, aynı belirlenmesi yolunda rehber rolü oynayacak 37
zamanda doğası, ruhu, tarihi kader bakımın- fikir, Kafkasya uygarlığının ve hatta Kafkas-
dan da yakındır. Kafkasya’da asırlardır aynı ya üst-etnosunun ortak gelişim kurallarının,
ruh, kültür ve psikoloji dolaşmaktadır. Fakat Kafkasya halklarının dünyayı algılama ve
şimdiki koşullarda bu “bölünme” söz konusu dünya görüşü, gelenek, görenek ve etiket bir-
bölgedeki anlaşmazlıklar, çatışmalar ve yeni liğinden yola çıkılarak ortak olanın aranması
siyasi bölünmelere bağlı şekilde artışların ya- şeklinde olmalıdır. Kafkasya, ruhen birbirine
nı sıra, hakim olan tarihsel materyalizmden yakın halklar ve kültürlerin dayanışma için-
skolastisizme ani geçişler olarak, sistemsizlik deki birliğidir ve Rus halkı, Rus kültürü de
dalgasıyla tarihsel süreci anlamağa doğru art- burada hiç de az önemli değildir.
maktadır. Yani şöyle söyleye biliriz - Kafkasya
Çeşitli etno-kültürel köklerin tarih bo-
tarihi bir kez daha onun haklarını felsefeden
yunca birbiriyle kaynaşması sonucunda mey-
yoksun bıraktı. Burada halen de esatirler,
dana gelen, uygarlık açısından bir bütünlük
Kafkasya halklarına ilişkin tarihsel, kültürel
arzeden Kafkasya üst-etnosunun ortak yönü
toplumlarının anlatıldığı yarı tarihsel anlatım-
çıplak gözle görülebilmektedir. Çoğu zaman
lar mevcut idi.
bahsettiğimiz bu akraba halklar ve kültürler,
Eğer bir taraftan da metodolojinin öğ- bulundukları iç uygarlık düzeyinin farklı ol-
renme yöntemi olduğu dikkate alınırsa, diğer masından dolayı değil, bu topraklara Rum
taraftan da amaca doğru sürükleyen, belirli işgalcilerinin, Moğol-Tatar, Türk, Fars istila-
YENİ TÜRKİYE 71/2015

görevleri yerine getiren amaca yönelik eylem- cılarının, daha sonra Kafkasya halklarına yak-
ler kombinasyonu da olduğundan Kafkasya laşımda her şeyden önce bu halklara karşı ta-
bilimciliği de metodolojisiz olamaz. Kafkas rihi kriterlere nispetle yoğun bir biçimde dini
uygarlığının derin oluşum süreçlerinin anlat- kriterleri kullanan Çarlık Rusya hükümetinin
tığı gibi genellilik, işbirliği ilkeleri temelinde izlediği politika sonucunda bölgeye dışarıdan
getirilen anlaşmazlıklarla birbirlerine karşı Günümüz koşullarında “sözde tari-
koyulmuşlardır. “Parçala, hükmet” politika- hi eserler yalnızca bilgisiz veya en iyi halde
sı, gerçekten de Kafkasya’yı, onun birliğini amatörler tarafından değil, ilmi payesi ve
parçalamış oldu. Aynı zamanda artık siyasi saygın olanlar, hatta tarihçiler tarafından da
görüşler de Kafkasya halkları arasındaki iliş- yazılmaktadır”. Bu tür değerlendirme, büyük
kilerde önem kazanmış oldu. Böylece Kaf- bir ölçüde Kafkasya bilim adamlarını da kap-
kasya’nın tarihinin araştırılması, çoğu zaman samaktadır. Onlar, anlık hizmet düşüncesiyle
siyasi spekülasyonların yararına olan önyargı “kendi” halklarının yararına bazen tarihi sü-
ve yaşananlara dayalı tarihi argüman arayışına reç mantığını yanlış olarak ait olduğu halka
değil, Kafkasya toplumunun mahiyetine uy- bağlamaya çalışıyor, bu zaman birbirine yakın
gun meydana gelme ve gelişme evrelerini bir halkların tarih ve kültürlerini karşı karşıya ge-
araya getiren hususların arayışına odaklanma- tirerek onların tarihi birlik yapısını yıpratma-
lıdır. Kafkasya halklarının tarihini, ortak köke ya hizmet ediyorlar. 1950’li yıllarda biyoloji ve
bağlılık ilkesinden yola çıkarak ortak uygar- genetik alanında “lysenkovshchina” öncelikli
lık açısından değerlendirmek gerekir. Bunun bir konuma sahipken bugünkü tarih ilminde
tersini yaparak bu tür bağları artık etnosların de en iyi halde “basitlik” öncelik kazanmıştır.
birbirleriyle rekabet ettiği alışılagelmiş akıma Dolayısıyla Kafkasya’nın çok sayılı halklarının
yönlendirmemek çok önemlidir. Bilindiği gibi tarihi, ortak tarihi bölge, “birbiriyle bağlantısı
bu akımın etkisiyle Kafkasya’nın birliği olarak olmayan çok sayıda düzensiz rastlantı biri-
algılanan tarihi yapıyı içten aşındıran çok sa- kimlerine” dönüşmektedir. Bu birikimler de
yıda zıt ve hatta yanlış tarihi mitler olmuştur. “tarihçi” ve “politikacılar” tarafından halklar
ve kültürler arasında oluşturulan barikatlara
V.A. Şnirelman, “Hafızanın Savaşı: dönüşmektedir. Hata daha ileri giderek onlar
38 Mitler, Aynılıklar ve Transkafkasya Politikası” arasında beton engeller oluşturmaktadır.
kitabında haklı olarak şöyle yazıyordu: “Er-
ken ortaçağ veya daha erken dönemlerde ya- Bazen da farklı görüşlere yer verilerek
şayan ecdatların tüm bunlarla ne ilgisi vardı? “Çarlık rejimi yüz yıl daha ayakta kalabilsey-
di, etnik ve çokuluslu yapı ortak vatandaş po-
20.yy. sonlarında Abhazistan çarlığının tasında eritilerek Ruslaşmış yeni bir toplum
ilk hükümdarlarının milli mensupluğu konu- oluşturulabilirdi, Bu toplum içinde Kafkasya,
su ve Tamara’nın oğlu olması meselesi neden Sibirya, Orta Asya gibi etnik-milli özellikler
bu kadar ilgi çekmeye başladı? Antik dönem artık önemli bir rol oynamayacaktı. En kötü
Kolhida çarlığı hakkındaki belirsiz bilgiler ne- ihtimalle onların rolü, örf ve adetler ile kül-
den çağdaş politikacıların dikkatini çekmeye türle sınırlı kalacak, hiçbir sosyal-politik ya-
başladı? Bizans kriterlilerine uygun olarak pıya, sosyal-politik kimliğe sahip olmayacak-
Karadeniz kıyılarında yapılan ilk Hristiyan lardı”, deniliyor. Bu görüş, Kafkasya’nın bir
kiliselerinin ilgili olduğu mimari ekol mese- kısmının Rusya’dan kopmasının temelinde
lesi neden bu kadar siyasi anlam kazanma- duran yaklaşımlardan biriydi.
ya başladı?” Bu tür tarihi “gerçekler”, tarihi
araştırmalarda siyasi konjonktür ve politik 19. yüzyıl Avrupası’nda artık etnik
mücadeleler için kullanılırken bir yandan da mensupluğun en yakın tarihlerde ortadan
Kafkasya ve Kafkasya halkları siyasi rehin kalkacağının iddia edildiği teoriler gündeme
durumuna düşürülüyor. Ayrıca Kafkasya’da, geliyordu. Bugün de böyle düşünenler vardır.
YENİ TÜRKİYE 71/2015

Hazar kıyısında ve Ermenistan dağlarına ka- Ancak arzu edilen, gerçekle zıtlık teşkil et-
dar olan geniş topraklarda birçok etnosun mekte, beraberinde bir sürü ihtilaf ve sorun-
meydana gelmesinin, bir dizi karşılıklı bağla- lar getirmektedir. Sık sık Sovyetler Birliği’nin
rın bulunduğu ve birbirine bağlı süreçler so- izlediği milli politika eleştirilerek “hiyerarşik
nucunda gerçekleştiği gözardı edilmemelidir. etnopolitik idari düzen oluşturularak milli
mensupluk siyasileştirilmiştir” denilerek Sov- sındaki sorunların meydana gelmesine sebep
yetler Birliği suçlanıyor. “Sovyet sistemi ol- olmuştur. Burada eski ve yeni iddialar çatış-
masaydı, millilik de olmazdı, dolayısıyla tarihi mıştır. Ancak devletler ve halklar kendi çıkar-
Rusya halkları da olmazdı” gibi varsayımlar ları arasında uyum sağlayarak varolmalarını
inandırıcı gözükmemektedir. Bu halklar Sov- sürdürmelidirler.
yetler Birliği döneminde, hatta Rusya İmpa-
ratorluğu döneminde meydana gelmemiştir. Etno-milliyetçilik tam olarak anlaşıl-
Etno-milliyet, son derece muhafazakâr bir mamakta, bu hatta etno-milli olanla, sosyal-
gerçekliktir. Üstelik bu tür görüşler, görevi politik teşkilatlanmanın ayrı ayrı şekilleriyle
özgünlüğün güzelliğini övmek ve ilgi uyan- karıştırılmaktadır. Fakat her bir etno-milli
dırmak olan etnolog-bilim adamlarına özgü olan, etno-milliyetçilik değildir. Dolayısıyla
olmamalıdır. Benzer “eski Avrupa” klişesi, onun ideolojik ve sosyal-politik teşkilatlan-
bugün Etnoloji ve Antropoloji adlandırılan masını yıpratan bir biçimdir. Bizim algıla-
Etnografi Enstitüsü dahil Rusya etnopolitika- dığımız etno-milletçilik, büyük bir ölçüde
sında zaman zaman hakim konuma geliyor. agresif, aşırıcı, etnik olanın, etno-milli ola-
Bu Enstitülerde etnosların yok olması, ancak nın tasdikinin en aşırı biçimi olup bunun
kökü olmayan tek bir milletin, siyasi ve sivil sonucunda da etno-milli olanda gerçek öz-
bir milletin var olması fikirleri dolaşmakta- günlük kaybolur. Dağıstan halkları örne-
dır. Varılan kanaat ise şöyledir: “idari yapı, ğinden de görüldüğü gibi etno-milliyetçilik
etno-milliliği her bir düzeyde iç politikanın aslında agresif bir milletçilik değildir. Tabii
sürekli etkeni haline getirmiştir”. Tüm bun- ki, etno-milli olan, tarihi süreçte üstün bir
lar kurnaz değerlendirmeler olup etnopolitik konuma sahip oluyor, kendini doğrulamaya,
patlamalara yol açabilecek özellikte olan gö- korumaya çalışıyor. Ancak bu, çoğu zaman
doğal yollarla kendini doğrulama imkanı kı- 39
rüşlerdir. Bu tür fikirler ışığında bazen belli
bir etno-milliyetin katılımı olmaksızın Rusya sıtlı oldukça milletçi özellik kazanmış oluyor.
Federasyonu üyelerinin idari sınırları yeniden Şüphesiz, etno-milli olan her zaman kimlik
yapılandırılıyor. hedefleri, kimliğin ve birliğin kendi kendi-
ni tasdiki, özgünlüğün tanınması için kul-
Marksizmden uzaklaşma, bazı bilima- lanılmamış, zaman zaman belli bir milletin
damları için tarihi sürecin etnik ve etnopoli- avantajlı olması, geniş haklara sahip olması,
tik tezahürlerinin teorik ve siyasi açıdan an- görevler almasına hizmet etmiştir. Bu açıkça
laşılması için ileri bir adım olmaktan ziyade, bilinmektedir ve muhtemelen her zaman da
Çarizm, şövenizm ve bunların alternatifi ola- da böyle olacaktır. Ancak grup halinde bir
rak milletçiliğin Rusya halklarının tarihinin dayanışmaya örnek olarak aynı üniversite-
yorumlanmasında geriye bir adım olmuştur. de eğitim almak, aynı sınıfta okumak, aynı
İşte Sovyetlerden sonraki dönemde yaşanan takımda oynamak vb. gibi durumları gös-
çok sayıda trajedinin temelinde bu tür bir terebiliriz. Toplu çıkarlar da kısıtlı, kapalı,
yaklaşım durmaktadır. Birileri barikat ku- korporatif olabilir. Tüm bunlar “sırf ” etnik,
rarken, diğerleri “farkları silmekte”, özgün- etno-milli mahiyetli olmayıp bu veya diğer
lükle, etno-millilikle mücadele etmekte, bir ölçüde belli bir mücadele alanında daha
kısmı da mitoloji peşinden koşarak gerçek çok avantaj sağlamak, daha üstün durumda
toplumları soyutlaştırmaktadır. Tüm bunlar olmak için kullanılmaktadır. Ayrıca etno-
YENİ TÜRKİYE 71/2015

bir arada Kafkasya toplumunu parçalamakla milli olanın, başlangıçtan mevcut olduğunu
kalmıyor, onu Rusya ile tarihi birlikten uzak- kabul eden primordialist yaklaşımla tarihi
laştırmaya çalışıyor. Tekrar ediyorum, bu tür gelişimin benimsenilmesi süreci olarak ger-
yaklaşımlar Kafkasya’daki çok sayıda ihtilaf- çekliğin yaratıcı bir biçimde anlaşılması olan
ların, Rusya Federasyonu ile Gürcistan ara- yapıcı yaklaşım birbiriyle karıştırılmamalıdır.
Bu yeterince şartlı bir ayrım olmakla birlikte, ne yaklaşım her bir halkta farklı bir şekilde,
özellikle farklı şekilde yorumlanır. Bunların bir başka deyişle daha çok şehirleşmiş ve az
her birinin üstünlüğü ve eksiklği de vardır. şehirleşmiş olarak kendini gösteriyor. Burada
Asimilasyon, gayr-ı resmi “Ruslaştırma” ide- etno-milli gelenek ve göreneklerin durumunu
olojisiyle aslında Çarlık Rusya’nın ve Sovyet- etkileyen birçok etkenler mevcuttur. Halklar,
ler Birliği’nin etno-milli politikası hedefleni- kültür ve gelenek görenekler olmazsa, Kaf-
yordu. Bugün bilim adamlarımızın bir grubu, kasya olmayacağı gibi Rusya da olmayacaktır.
etno-milli olanı, özgünlüğü göz ardı ederek Ancak Kafkasya’da yerli kanun yaratma gele-
bu ideolojiyi takip etmekte, diğer grup ise neği son derece güçlü ve gelişmiş durumda-
etnik, etnik-milli faktörleri abartarak tarihi dır. Bunlar toplum yaşamının kendi kendini
süreci kendi kendine yeterli olan faktör ola- düzenleme faktörü olarak bilinmektedir.
rak değerlendirmektedir. Etnologların ifade
ettikleri aşağıdaki görüşe şaşıp kalıyorum: Kafkasya-sembollerin belirleyici bir
“Özgünlük konseptini Sovyetlerde büyük rol oynadığı halk gelenek ve göreneklerinin,
siyasi anlama haizdi ve halk geleneklerini su- örf ve adetlerinin derin köklere sahip olduğu
ni şekilde muhafaza etmeyi gerektiriyordu, geleneksel bir toplumdur. Kafkasya halkları
sanayi ve post sanayi uygarlıklar döneminde özgün ruha ve özel psikolojiye sahiptir. Bu
bunu muhafaza etmek şansı son derece az- özelliğinden dolayı Kafkasya halkları hatta
dı”. Bu bir eleştiri olmayıp SSCB’ye yönelik Sovyetler döneminde de büyük zarar gör-
bir iltifattır. Neden devletin, sosyal grupla- müştür. Perestroyka, glasnost döneminde,
rın özgünlük ve gelenek görenekleri değil demokrasinin ilk günlerinde daha önce ezi-
de, halkların özgünlüğü muhafaza faktörü len etniklik, etnik-millilikte bir patlama gö-
oluyor? Şunu hatırlayalım, “gelenek ve gö- rüldü. Bu husus, her bir kilometrekaresinde
40 milletler arasında, halklar arasında rekabetin
reneklerle mücadele” SSKP’nin ideolojik fa-
aliyetinin başlıca bölümünü oluşturuyordu. güçlü olduğu bölgede etnik olanın, etnik-
Aslında hâkim siyasi irade sayesinde değil, milli olanın ezilmesinin son derece tehlikeli
tam tersine hakim olan siyasi iradenin zıddı- olduğunu göstermektedir. Tüm Kafkasya
na olarak etno-milli gelenekler korunabildi. genelinde tarihi süreç boyunca biçimlenen
Bunların tarihi gücü işte bundadır. Bu gele- metotlarla kendi kendine düzenlenen millet-
neklere karşı etno-milli hususları yok etmeye lerarası denge bozulmuştur. Ayrıca etno-milli
kararlı olanlar yeni mücadele başlatmışlardır. özgünlük özgürce ve doğal gidişatıyla geliş-
tikçe, halklar daha yüksek derecede ve daha
Etnologların Sovyet sistemini etnik hızlı bir şekilde birbirine uyum sağlayabilirdi.
olanı, etnik-milli olanı korumakla suçlama- Etno-milli farklılıklar, aslında milletlerarası
ları şaşırtıcıdır. Bu bağlamda büyük kayıpla- ihtilafların nedeni değildir. Fakat politika-
rımızın olduğunu tekrar ediyorum. Sovyetler cılar kendi siyasi hedefleri ve görüşlerinde
döneminde halk gelenek ve göreneklerine bencil amaçlarının gerçekleşmesi, nüfuz ve
karşı “geri kalmışlığın göstergesi” olarak bü- belli avantajlar kazanmak için her zaman
yük bir mücadele başlatılmıştı. Hatta insanla- bu faktörü kullanmış ve kullanmaya devam
rı “komsomol düğünü” yapmaya, cenazeleri ediyorlar. Ancak bu alan etno-milli olmayıp
dualar okunduktan sonra değil, mitinglerden burada etnopsikolojik ve etnopolitolojik ko-
sonra toprağa vermeye zorluyorlardı. Acaba nular devreye giriyor. Etno-milli ilişkiler alanı
YENİ TÜRKİYE 71/2015

Etnolojii Enstitüsünün bazı araştırmacıları o bu durumda insan bencilliği ve övgüler yağdı-


zaman neredeydi, evet, sovyet halkı ile birlik- rılan dar milletçi çerçevedeki bireyselliğin ko-
te olanlar milli olanı, halk gelenek ve göre- numu şeklinde veya insanların ve diğer milli
neklerini suni şekilde kimsenin korumadığını birliklerin etno-milli özgünlüğünün ihmali
anlıyorlardı. Ayrıca halk gelenek görenekleri- hedefine dönüşüyor.
Bir halkın meydana gelmesi, berabe- gerçekleri değil, ihtilaf ve trajedileri yansıtan
rinde değişik mitlerin de yaranmasına yol bir kavram kazanmış oluyor. Şöyle bir kural
açmaktadır. Günümüz araştırmacıların tarihi da geçerlilik kazanmış oluyor: halk, bugünkü
kavramlarının büyük çoğunluğu, ne yazık ki şartlarda kendini ne kadar rahatsız hissedi-
dar çerçeveli milli yaklaşıma dayanmaktadır. yorsa, durumunun iyileşmesi ve uyum sağla-
Bu kavramlarda halkın geçmişi, tarihi sürecin yabilmesi için de o kadar mitolojik tarihi ilaç-
bir bütün olarak benimsenilmesi yerine “ken- lara ihtiyaç duyuyor. Zarar gören durum ve
di çıkarlarına” uygun şekilde anlatılır. gururun “suni şekilde” düzeltilmesi içgüdüsü
devreye girmiş oluyor. Bu gelişmelerin, ahlak
Nadiren uygun araştırmacı görüşlerine kriterlerinden yola çıkarak belli olduğu iddia
rastlanmaktadır. Tarihçilerin büyük çoğunlu- edilse de, etno-milli gururun gerçek nedeni-
ğu hatta kendi halklarıyla doğrudan doğruya nin henüz bulunmamasından da kaynaklan-
bir ilişkisi olmayan diğer halkların tarihi kök- dığı söylenebilir.
lerini araştırmakta, bunu yaparken de kendi
etno-milli gururu ve kendini ispat etme kay- Günümüz şartlarında etno-milli ortam
gılarını gidermeyi düşünmektedir. ‘‘Tarih, bu veya diğer halkın tarihi geçmişini arama
geçmişin bir ürünü olmayıp, bugünün sorula- yönünü büyük bir ölçüde belirlemektedir.
rına verilen bir cevaptır”, fikri tamamen haklı Gerçek etno-milli anlamda diğer halklarla iş-
olarak söylenmiştir. birliği, dar etno-milli anlamda ise kendi geç-
mişini istisnai olarak yaratıcılık ve kahraman-
Birbiriyle rekabet eden millilik, etno- lık tarihi olarak mitikleştirir. Önemli olan, bu
milliliğin etnopolitikadaki rolünün arttığı tür arayışın geleceğinin olmasıdır. Halkları
bir ortamda kimlik arayışı, aslında ilmi ola- sonu olmayan ihtilaf girdabına iterken onla-
rak adlandırılmaya çalışılsa da, birbiriyle re- rın geleceğini de ellerinden almak mümkün- 41
kabet eden sözde tarihi kavramlardır.Tarih, dür. Bu tür tarih, yıkıcı karakterli bir tarihtir.
bu anlamda sanki anlık taleplere tabidir, bu
tür bir tarih, geçmişe tarafsız bakmayı en- Etnopolitik rekabetin ve ihtilafların söz
gellemektedir. Bu durumda tarih, gerçekleri konusu olduğu bölgelerde tarihi gerçeklik bir
öğrenmeye, geçmişte meydana gelen bu ve- kural olarak on yıllar boyunca arzu edilme-
ya diğer olgu ve süreçleri öğrenmeye hizmet yecek şekilde kalmaya devam ediyor. Üstelik
etmemekte, geçmişe istinat eden önceden bu, yıkıcı mitolojiye dönüşüyor, sahte delille-
bilinen kavramları esaslandırmaya hizmet re dayalı yeni - yeni yalanlarla zenginleşiyor.
etmektedir. Günümüz şartlarında tarihi araş- Tarihin derinliklerine inmeden, etno-milli ta-
tırma metodolojisi, daha çok bu veya diğer rihi uyuşmazlık konusuna dönüştürüyor. Bu-
tarihi hedefin, tarihi geçmişin yorumlandığı nun sonucunda tarihi geçmişin algılanması,
ve yönlendirildiği bir kavramdır. rengarenk olması mümkün hale geliyor. Çağ-
daş etnopolitolojinin gereksinimlerine uygun
Günümüz koşullarında milli tarih, olarak tarihi gerçeklerle manipüle edilmesi
dünyagörüşü, ideoloji ve eylem düzeyine çı- Kafkasya halklarının Sovyetlerden sonraki
karılıyor. Bu tür bir tarihe büyük ihtiyaç du- gelişiminin en olumsuz noktalarıdır. Halkla-
yuldukça, etnopolitik rekabet ve etnopolitik rın gerçek belgelere dayalı tarihi de mükem-
savaş da güçlenecektir. Etnopolitik ihtilaflar, mellik derecesine erememiştir. Hatta bu id-
tarihi hafızayı öylesine bir aktif hale getiriyor diaların yüzyıllarca yaşının olmasına rağmen .
YENİ TÜRKİYE 71/2015

ki, bu artık insan faaliyetinin “kendine” ait


olanın büyüklüğünü, “diğerlerine” ait olanın Yalan, tarihi hesaplamalarda bile ger-
küçüklüğünü iddia eden tüm özelliklerini çeğe dönüşmüyor. Ayrıca yaratılan (çoğu za-
eritme gücünde oluyor. Bu durumda tarih, man sipariş edilerek) değişik tarihi emanet
tamamen mitik, yalana, şiddete dayalı, tarihi ve efsaneler de her zaman anlaşılan olmuyor.
Tarihçi, günümüz şartlarında ne yazık ki daha etno-milli tarihte arıyorlar. Burada dikkat
çok gerçeklik için değil, konjonktür ihtiyaçla- çekmek istediğimiz konu, diğer etno-milli-
rı için ideolojik ve siyasi siparişleri yerine ge- yetlerin gerçek durumlarının göz ardı edile-
tiriyor. Özel “etno-milli” kaprisler ve nefret, rek mahvolmalı, asimilasyona uğramalı olan
tarihçinin öğreneceği konu değildir. Buradan halkların daha az gelişmiş ve daha az layık
da alelacele şekilde “milletlerin sonu” fikri olmaları gerekçesiyle diğer etno-milletlerin
doğmuştur. Ancak her defasında da kendi tarihi gerçeklerinin kabul edilmemesidir. Ta-
milliyetiyle değil, diğer milletlerle hesaplaş- rihin felsefe, olgu ve olayları daha derinden
mıştır. ve daha kapsamlı şekilde ele almalı, geçmişi
anlamalı, geleceği önceden görmeli, bu za-
Arkeolojik araştırmalarda önemli olan man bunlar arasında diyalektik bağ kurmalı
hangi belgeyi ve hangi eşyayı bulman değil, ve ortak kuralların birbirini şartlandırmasını
bulunan belge ve eşyayla ilgili nasıl yorum dikkate alarak tüm halkların gelişim kuralla-
yapılmasıdır. İşte bu yüzden de ortak tari- rını belirlemelidir.
hi süreci parçalayan irtibatsız fikirler değil,
Kafkasoloji kavramını birleştirecek fikirlere Bir devletin tarihinin resmi versiyonu,
ihtiyaç duyulmaktadır. Bizim insanlar çoğu çoğu zaman üstün konuma sahip olan mille-
zaman tarihi gerçeği belirlemekle uğraşma- tin tarihine göre düzenlenir. Bu yolla Kafkas-
makta, tam tersine tarihçilerin iyi ve kötü ya ve Kafkasya halklarının tarihi kısaltılmış
masallar düşünüp ortaya çıkarma istidadıyla ve belli şemalara oturtulmuş durumdadır.
ilgilenmektedirler. Tarihçi, bir kural olarak Bugün de benzer yaklaşımlar yeni bağımsız
her zaman somut şartlarda yaşamakta, etno- devletlerde gündeme gelmekte, yine de tarih
politik rekabet, etnopolitik ihtilaf, iddia, iti- üstün mevkide bulunan milletin tarihi olarak
42 raz ve kendi etno-milli kimliğiyle ilgili ortama yorumlanmaya devam ediyor.
“uygun hale getirilmiş” durumdadır.
Benzer durumlarda tarihi gerçeklik
Böylece, bireyi olduğu halkın büyük- değil, taraflı bir şekilde seçilen tarihi olgular
lüğünü ispatlarken, bir yandan da kendi esas alınır. Bunlar ise, günümüz şartlarında
kimliğinin büyüklüğünü sağlamış oluyor. Bu bu veya diğer siyasi rejimin, bu veya diğer
özelliği de ait olduğu halkın büyüklüğü ile etnopolitik elit tabakanın ihtiyaç duyduğu ol-
aynılaştırılır. Bu da her şeyden önce diğerleri- gulardır. Doğal olarak bu tür bir tarih, onlar
nin, tarihen komşu olan ve akraba topluluk- arasında eskiden var olan, ulus ve kültürlerin
ların rolünün küçümsenmesi şeklinde ortaya birliğini yansıtamaz. Bu eğilim, özellikle de
çıkmış oluyor. Tarihin her bir devresinde ide- Kafkasya halklarına aittir. Bu bölgede değişik
olojik açıdan gerçeğe nazaran yüzlerce defa köklerden gelen etnoslar bile tarihi gelişim
daha sık şekilde ikiyüzlülükle karşılaşılıyor. sürecinde bölgeye, toplumsal kavram olarak
Tarihi geçmişin yorumlanması tarzı köklü karşılıklı etkileşim ve bağlılık sürecinin eşza-
bir şekilde insanların davranışını etkiler. Bu manlı olarak yaşandığı Kafkasya uygarlığına
tür yorumların sonuçlarının nasıl olacağını çok sayıda ortak değerler kazandırmışlardır.
önceden düşünmede fayda vardır. Aslında
etnopolitik rekabet tarihine dayalı tarih me- Tarihin etnosantrik versiyonu, birbirle-
todolojisi, insanları yıllarca süren etnopolitik riyle yarışma yerine, birbiriyle ihtilaf etmekte,
ihtilaflara itmekte, çatışma ve potansiyel ça- çatışmaların veya çatışmalara hazırlığın so-
YENİ TÜRKİYE 71/2015

tışmalardan kurtulma yolunu kapatmaktadır. nuçları olarak meydana çıkmaktadır. Bu bağ-


lamda yalnızca ideolojiden bahsedilmemeli,
Millililiği, etno-milliliği kabul etme- benzer tarihi araştırmaların temeline döşenen
yen devlet adamları ve akademisyenler bile etnik, etno-milli ihtilafların metodolojisinden
sonuçta kendi tarihlerinin kökünü millilikte, bahsedilmelidir. Eskiden bu süreç az veya
çok derecede tek bir akıma yönlendirildiği ve Sovyetler döneminde tarihçiler, sınıflararası
politik rejimler tarafından takdir edilmeyen mücadele metodolojisini net bir şekilde yo-
“yolunu sapan ideolojilerin” sayısı az olduğu rumlamak zorunda idi. Bu yüzden de halk-
halde, günümüz şartlarında “yolunu sapan ların tarihi, büyük bir ölçüde sömürücüler
ideolojiler” ve buna uygun metodoloji, tarihi aleyhine milli, halk mücadelelerine odaklan-
araştırmaların temelini oluşturmaktadır. Biz mış durumdaydı. Rus ve Başkurt halklarının
hatta bunu araştırma adlandırmak istemez- birleştiren başlıca neden, Yemelyan Pugaç-
dik, çünkü bu büyük bir ölçüde bugünkü yov ve Salavat Yulayevin sömürücülere karşı
tarihi ihtiyaçlara uygun olarak tarihin sahte- mücadelesiydi. Halkların kendi cumhuriyet-
leştirilmesi, tarihin yorumudur. leri veya etnik grupların prestiji versiyonu
V.A.Çnirelman’ın da yazdığı gibi arka plana
A.Y.Gureviç haklı olarak “sosyal hafı-
geçmişti. Gerçekten de tarihin etno-milli ver-
za, olguların depolandığı bir yer değil, yara-
tıcı, gelişen bir süreçtir” diyordu. Dolayısıyla siyonu, sadece halkın etnojenezi hakkında
bu da o kadar “yaratıcı bir süreçtir” ki, tarihi tarih olmayıp milletlerarası işbirliği, dostluk
olgulara yer bırakmıyor. Bugün itibariyle siya- ve halkların yakınlığı tarihidir. Fiilen halkın
si şartlardan yola çıkarak hangi tarihi olgula- katkısı ve tarihi, tarihi geçmişin halklar ara-
rın tarihte kalacağı, hangilerinin ise silinece- sında işbirliği ilişkilerinin kurulması yönünde
ğini belirlemek son derece zordur. Bu yüzden kullandığı yerde başlar.
de Kafkasya halklarının tarihini, geçmiş hak-
Bundan farklı olan her bir yol muhak-
kında yeterince hayalet gibi izlenimlerin ol-
duğu, daha çok gelecek hakkındaki bugünkü kak çıkmaza girecektir. Bu yüzden de tarihi
düşüncelerin konjonktürüne odaklanan tarih olguların, fikirlerin etno-milli anlamda birbi-
olarak karakterize etmek mümkündür. Dar riyle rekabet halinde olan güce dönüşmemesi
gerekir. Bugünkü şartlarda çözüme kavuş- 43
çerçeveli etno-milli yöndeki bu tür yaklaşım-
lar, Kafkasya ve Kafkasya halkları açısından turulmayan etnopolitik ihtilaflar, şimdilerde
mahvedici özellikli yaklaşımlardır. sık sık rastladığımız kışkırtıcının kahraman,
bilgenin korkak adlandırıldığı, geçmişte çö-
Tarih, bir ilim olarak pratikte daha yo- zümlenmeyen etnopolitik ihtilafları (hatta
ğun bir şekilde siyasi tarihe dönüşmektedir. olmayan ihtilafları) yeniden gündeme getir-
Bu eğilim, kendini özellikle etnopolitik ko- mektedir.
nulu siparişlerde göstermektedir. Tarih, ayrı
ayrı etnosların, etno-milliyetlerin geleceğinin Bu bağlamda tarihi sürecin konusu, bir
yönü ve tanımlanması durumu olarak insan- başka deyişle birey, toplum, sosyal veya etno-
lar tarafından algılanmaktadır. milli, kültürel veya dini cemaat, sınıf veya par-
ti grupları şeklinde de gündemi işgal etmek-
Bu veya diğer etnos, etno-milliyet, gü-
nümüz ihtilaf ve etnomilletçilik şartlarından tedir. V.Solovyov şöyle yazıyor: “Gelişmenin
yola çıkarak çevredeki etno-milli dünya hak- konusu, insanlıktır, toplu bir organizma olsa
kında izlenim oluşturmaya başlıyor. Böylece, bile”. Bu durumda bizim insan organizması-
tarihi olguların da asılsız fikir ve yorumların nın ve onun öğelerinin yapısını tarihin bu ve-
ağır bastığı bir sırası oluşmuş oluyor. Bu za- ya diğer döneminde, belli bir bölgede, halk-
man bizim dönemin metodolojisinin değerli ların, devlet ve bireylerin yaşamında oynadığı
yönü, halkların uzak geçmişini anlamaya hiz- rolü iyi bir şekilde bilmemiz gerekir. Öyle bir
met ediyor, bu durumda da insanların etno- yerde ki, “her bir toplum kendi kendine da-
YENİ TÜRKİYE 71/2015

milli açıdan kendini anlama tarzını ve onların yanışma içinde bir bütün oluşturuyor”.
birliğini yıpratıyor.
Tarihi geçmiş değişmemekte, zamana
Tarih, ayrıca geçmiş hakkında birey- yansımış haldedir. Ancak bizim yaşam şartla-
sel değil, toplu halde olan bir izlenimdir. rımızın yararına olarak bizim düşüncelerimiz
daim değişmektedir. Bu yüzden de eski ve Bir zamanlar, tekrar yazıyorum, eski
yeni mitler birbiriyle kaynaşmış durumdadır. Yunan kaynaklarında tüm halkların bu veya
Bu da en farklı görüşlerin dile getirilmesine diğer ölçüde İskit ve Sarmatlar’a bağlılığın-
olanak sağlamaktadır. Bunlar, etno-milli kim- dan bahsediyordu. Galiba söylenecek her şey
liğin oluşum yönünü etkilemekte, dolayısıyla söylenmiş, herkes de durumdan memnundu.
milletlerin yaşam ve faaliyetlerinin geçmişten, Ancak bugün Ryazan vilayetinden Dağısta’a
bugüne ve geleceğe taşınmasını şartlandırır. ve İstanbul’a kadar herkes İskit olmak istiyor.
Bu alan, halkların ve ülkelerin ilkel gelişim Yapacak birşey yok, “Hayırlı olsun!”. Ancak
dönemindeki kültürül katmana nazaran daha başkalarının bu tür tarihi bağ ve köklerden
güçlü cehaletle yüklüdür. Bu yüzden de tari- yoksun olduğunu da iddia etmeyi hiç ihmal
hi geçmişten bahsederken dayanışma içinde etmiyorlar! Çoğunluk, etnosu bir rivayet, uy-
olan toplumun yeniden yapılanması üzerinde duruk bir şey olarak algılıyor. Evet, mitolojik
odaklanmak gerekir. Bu tür bir dayanışma temellerden yazarken gerçekten de geçmiş-
sağlanmadıkça, gelişme ve insanların birliği teki etnos, bir mitolojik tezahürdür. Bugün
söz konusu olamaz. Halklar, sürekli ihtilaf de etnik birlikle ilgili geçerli olan çok sayıda
durumunda yaşayamazlar, aslında yaşama- gerçek olgular, insanların etnik birlik hakkın-
mışlar bile. İhtilaflar, tarihin ayrı ayrı parçala- daki düşüncelerinde efsane karakteri olabilir.
rıdır. Halklar, genelde birbiriyle omuz omuza Ancak bu etnosun, milliyetin kendisi değildir,
yaşarlar. sadece bir üstyapıdır ve bu diğerlerinin aynısı
değildir.
Halkların tarihi, her şeyden önce insa-
ni ilişkiler tarihidir, asla istilacılar ve fatihler Denis Dragunski “bir devletin vatan-
tarihi değildir. Önemli olan, bizim etno-milli daşlarının gerçek birliği olan milliyet, er geç
44 düşüncemizin, halkların tarihi yaratıcılığı ve “yok olacaktır”diye yazıyor. Hemen de mil-
ortak yaratıcılık örneklerinden esinlenmesi liyet içinde, kan bağına dayanan yarımmitik
ve mobilize olmasıdır. İnsanları etno-milli birlik olan etnosun meydana geleceğinden”
kimliğine bakmaksızın şeref ve liyakatla, vic- kaygılanarak bahsediyor. Öncelikle “meyda-
danlı bir şekilde ve iyi niyetle korumak gibi. na gelmiştir” söylerken, siyasi milliyet veya
Sadece primordiyalistler değil, konstrükti- etno-milliyetten önce meydana geldiğini göz
vistler de etnosların tarihi kimliği arayışları- önünde tutmamışlardır. İkincisi, neredeyse
na odaklanmışlardır. Özellikle de etnopolitik yüz yıllardır etnos ve üstelik etno-milliyyet ar-
rekabet, etnopolitik ihtilaflarda her bir etnos, tık “kan bağına” değil, sosyal-politik, kültürel
etno-milliyet tarihi geçmişin konfliktojen gerçeğe dayandırılmaktadır.
(uyuşmazlık) potansiyelinde devrelere ayrılı-
yor. Herkes ait olduğu halkın tarihini kahra- Siyasi milliyetçilik, dikkat ediniz, etnik
manlık tarihi olarak göstermeye çalışıyor. Bu- milliyetçilik, etnik-milliyet 20 yy. trajedisi-
nu yaparken de, ne hikmetse, komşu halklara ni-faşizmi beraberinde getirmemiştir. Tarihi
karşı istilacı olmasına çalışıyor. geçmişin, bugünün ve geleceğin analizi yapı-
lırken etno-milli gerçekler dahil sosyal birli-
Bazıları, halkının istilacı, sömürücü ol- ğin tüm gelişim gerçeklikleri ile hesaplaşmak
masında gurur duyar. Bu, aslında içimizdeki gerekir.
bir köle haykırtısıdır. Kendi ülkende bu köle-
lik sayesinde diğerlerinin de şeref ve özgürlü- Günümüz şartlarında etnik olandan
YENİ TÜRKİYE 71/2015

ğünü ayaklar altında çiğnemek mümkündür. uzaklaşmadan, etnik-milli olandan kaçma-


Bugüne kadar bile diğer toprakların ve halk- dan bahsederken aslında geçmişin en iyi say-
ların uygar bir biçimde karşılıklı etkileşimi falarının özelleştirilmesi, geçmişte yaşanan
yerine, istila edilmesini konu alan uyduruk etnik soykırımı ise başkalarının malı etmek
kahramanlık sahneleri yazılmaktadır. şeklinde tarihi sürecin etnikleştirilmesini gö-
rüyoruz. Tam tamına bütün halkların tarihi mayı desteklemek yerine halkın büyüklüğü-
geçmişi, örnek olacak yaşam ve faaliyetleri nü ideolojiye bağlamak istiyor. Acaba Büyük
görmezlikten gelmekte, halkların ve kültürle- Petro’nun yaptığı işleri devam ettirmeyi Rus-
rin tartışmasız özgün ve eşsiz manevi dünya- ya’da kim istemez ki?
sını anlamak yerine, onlar geride kalmış, uy-
Aslında tarihi gerçekliklere bakarsak,
garlıktan uzak olarak tanımlanmaktadır. Bu,
Korkunç İvan belki de Rus etnosunun, Rus
özellikle de Avrupa değerlerinin üstün, diğer
ulusunun, Rus devletçiliğinin tarihi gelişme-
halk ve kültürlerin ise ortaçağ seviyesinde ol-
sine daha büyük katkıda bulunmuştur. Kor-
ması iddiaları şeklinde görülmektedir. Bunu
kunç İvan döneminde ilk defa Rus ulusu
ifade ederken de aslında çok sayıda hakların
meydana gelmiş, devllet merkezleşmiştir. An-
ve dünyanın birçok ülkelerinin geride kal-
cak bilinmeyen nedenlerle Korkunç İvan’ın
mışlığının, “ortaçağ”da yaşıyor olmasından
büyük manevi gücü görmezlikten gelmekte,
dolayı emperyalist düşünceli Avrupa siyasi
onun hayatının son dönemleri, artık psikolo-
kavimlerinin hükümranlığının sorumlu oldu-
jik sorunlarının ciddi şekil aldığı, artık hasta
ğunu görmüyorlar. Şimdi de onlar “uygarlık-
olduğu dönemler daha kabarık bir şekilde
tan uzak” olarak nitelendiriliyorlar. Bu tür ya-
takdim ediliyor. Büyük coşkuyla yazıldığı gi-
naşmanın izlerini Kafkasya halkları da kendi
bi, değil Sovyetler döneminde, hatta Sovyet-
üzerlerinde hissetmişlerdir. Onlar da bu hi-
ler’e kadar da tarih, somut siyasi gereksinim-
pertrofinin yerini kendi tarihleri, kendilerinin
lere tabi olmuştur.
uygar olduklarını iddia etmekle doldurmaya
çalışıyorlar. Bunun sonucunda hem Helen- Devlet adamlarının büyük çoğunluğu,
ler’in, hem de İskitler’in onlardan geldiği ka- kendi halkı ve kültürüyle ilgili menfaatleri
naati oluşuyor. değil, kendi siyasi menfaatlerini gözönüne
45
alarak kendi halkı ve devletinin tarihini göz-
Tarihin etnosantrik kavramı, hem çok
den geçirmeyi ve bazı düzeltmeler yapmayı
sayılı, hem de az sayılı milletlere özgüdür Bu
son derece önemli görev olarak görmüşlerdir.
yüzden de bizim yöre tarihçilerinin kendi
Solomon döneminde de, Büyük Petro döne-
halklarının tarihinin etno-milli tezini nasıl ge-
minde de, Stalin, Brejnev döneminde de böy-
liştirdiklerini açıklamaya gerek kalmıyor. Bu
le olmuştur. Bundan sonra da böyle olacağı
aslında böyledir ve Rus etnosu etrafında da
tahmin ediliyor. Rusya tarihi ders kitaplarına
aynı şekilde eminlikle bu iş yapılmış ve hala
bir göz atınız. Bu kitaplarda Tatarlar, Kafkas-
yapılmaya devam ediyor. Fomenko, Nosovs-
ya halkları, Ugro-Ffinliler ve diğer halklar
ki vb gibi tarihi rekonstrüksiyon konularının
unutulmuş gibidir, SSCB’de ise tarih, Urart
çağdaş “sözde ustalarının” eserlerini okurken
devletinin öğretilmesinden başlıyordu.
ülkemiz tarihinin etnosantrik kavramını bu-
labilirsiniz. Bugün benzer yaklaşımın etno- Aynen Kafkasya’da Ermeni, Gürcü,
santrik kavramları Gürcistan, Azerbaycan, Azerbaycanlı, Dağıstanlı, Çeçen, Çerkes-
Ermenistan, Kabarda-Balkar, Osetya, Çeçe- ler’den bahsedilirken dünyanın uygarlık açı-
nistan vb. yerlerde de mükemmel bir şekilde sından eşsiz bir bölgesi olan Kafkasya’dan,
gündeme getiriliyor. Tabii ki bunun sonucun- Kafkasyalılar’dan bahsedilmediği gibi. Birile-
da da etno-milliyet aleyhine protestolar mey- rinin, bazı halkların büyük, diğerlerini küçük,
dana geliyor. birinin uygar, diğerini uygarlıktan uzak göste-
rilmesi işine yarıyor demek.
YENİ TÜRKİYE 71/2015

Hakimiyet, her zaman kendi büyüklü-


ğünün tarihi açıdan esaslandırılmasını ister, Görüldü gibi Sovyetler Birliği’nde tari-
Politika, halkın yaratıcı gücünü doğru bir hin etnosantrik versiyonu Rus halkı yolunda
şekilde yönlendirmek, diğer halklara yardım büyük engeller çıkarıyordu. Tarih, yoğun bir
etmek ve geride kalmışlığını ortadan kaldır- şekilde sınıflar arasındaki işbirliğine, daya-
nışmaya, insanların sınfi birliğine etnik daya- laşmak istemediler, siyasi milliyetlerin için-
nışma ve etnik birliğe nazaran dah çok önem de yurttaş olarak kendini ispat etme olanağı
vermeye odaklanmıştı. Peki, siyasi bir milliyet sağlayamadılar. Bundan da protesto, aşırıcılık
olarak Sovyetler Birliği şimdi nerede? Bir et- doğmaya başladı. Bu da pek takdir görme-
no-milliyetin kültür, gelenek görenek ve dil mektedir, ancak gerçek budur.
birliği muhafaza edilmiştir. Tarihin tek taraf-
Uzmanlar arasında etnos, etno-mil-
lılığı, olaylara sınıf düzeyinde yaklaşım, sınıf
liyet, siyasi millet kavramlarının tanımında
düzeyinde yaklaşımın diktatörlüğü sonucun-
ortak bir görüş ifade edilemiyor. Birileri için
da mümkün olmuştur. Daha sonra belli bir
bunlar “aynı kabileden gelenler” demek,
sınıfın diktatörlüğünün yerini etnosantrik
“kan birliği” demek, diğerleri için kültür, dil,
yaklaşım almaya başlıyor. Bir taraftaki aşırı-
özdeşlik, bir başkaları için din birliği, sosyal
lık, diğer tarafta aşırılığa yol açar. Sovyetlerin
ve siyasi faaliyet birliği vb. demektir. Bu ko-
çöküşünün ardından bu tür yaklaşımlar artık
nudaki görüşler son derece farklıdır.
gerçekçi bir şekil aldı, özellikle de 1980’li
yılların başlarında meydana gelen ihtilaflar Ermeniler ve Ermenistan, Azerbaycan
zemininde başladı. Hayretlendirici bir ben- ve Azeriler büyük bir ölçüde tarihsel açıdan
zerliği belirtmek istiyorum. birbirlerine en yakın olmuşlardır. Onların
karşılıklı etkileşimi, işbirliği derin tarihi kök-
Aslında Sovyetler döneminde çeşitli
lere sahiptir ve bunlar birbiriyle kaynaşmış
cumhuriyetlerin tarihinin değişik etno-milli
gibiler. Çiçeklerin açtığı bir çayırda her bir
varyantlarının onların eşit olmadığını vur-
çiçeğin kökünü, yanı başındaki çiçeğe hasar
gulayan bir kavga, Azerbaycan, Ermenistan,
dokundurmadan ayırmak zordur. Her birine
Gürcistan, Rusya vb. ülkelerde benzer etno-
dikkat etmek gerekir ve Gürcistan, Gürcüler
46 milli fikirler şeklinde “yabancı olan” herkese
dediğimizde de onlarca kabile ve diğer birlik-
karşı yönlendi. Bu “yabancılar” sanki yeni
lerin (Gürcülerin kendileri dâhil) ülke içinde
devlet-milliyetin tarihinde yaşayabilir etno-
genelleştirilmiş bir anlayıştan bahsediyoruz.
milliyet olmamaştır. Kafkasya, sonuçta tarih-
Bunlar da tarihin belli dönemlerinde değişik
siz olarak kaldı, halklar ise birbirlerine karşı
kısımlardan oluşmuştur.
küsmüş duruma düştü. Bilim adamları ve ay-
dınlar, gelişmenin mevcut aşamasında inanç Örnek olarak Gürcü ve Abhaz kökle-
ve iradeden yola çıkarak kendi halkı ve diğer rinin kaynaştığı Abhaz çarlığını inceleyelim.
halkların tarihinin yeterince öğrenilmemiş Aynı şeyleri Ermenistan, Azerbaycan, Dağıs-
sayfalarını esas alarak kendi halklarının tarihi tan, Çeçenistan, Osetya, Karaçay, Balkar, Ka-
geçmişini göklere yükseltirken, diğer halkları barda; Kalmıkya, Adıge, Krasnodar ve Stav-
mağaralara kovalıyor. Onların iddia ettikleri ropol diyarı halklarının etnik ve tarih kök-
gibi kendi halklarına karşı yapılan haksızlık- leri hakkında da söylenebilir. Bu bölgelerde
lar en yükseklere çıkarılırken, bu haksızlıkla- yeterince birbirine bağlı olan, ancak değişik
ra neden olan siyasi rejimlerin işlediği suçlar kültür ve gelenek göreneklerin vb. etkenlerin
halkın sorumluluğu olarak tanımlanıyordu. etkisiyle köklü şekilde birbirinden farklılık
Tarihe sadece bu açıdan, etnosantrik açıdan gösteren çeşitli halk ve kabilelerin mükem-
bakarken, bir yandan da Kafkasya halklarının mel entegrasyonu da gözlenmektedir. Ayrıca
tarihini yanlış yorumluyor, mahvediyorlar. Kafkasyalılar, birbirine yalnızca fiziksel özel-
YENİ TÜRKİYE 71/2015

likleri ve antropoloji tipleri açısından değil


Bugün etno-milli ihtilaflar ve savaşla- de, aynı zamanda mantalite açısından da çok
rın kökü kitaplar ve tarih ders kitaplarına ka- yakın benzerlikler göstermektedirler.
dar uzuyor. Sovyetlerin çöküşünün ardından
egemen milletlerden oluşan siyasi milletler, Bazı halkların tarihi maddi ve manevi
kendi ülkelerindeki etno-milliyetlerle hesap- kültür şeklinde, diğerlerinin tarihi ise mitoloji
ve halk yaratıcılığı şeklinde izlenebilmektedir. bölgedeki insanların mevcut dil, kültür ve et-
Burada trajik olan hiçbir şey yok. Çok şeyle- nos olduğunu iddia eden bir gezginin verdiği
rin mahv olması halkın suçu değildir. Önem- adlarla tanınmadığı bellidir. Tarihçiler, sadece
li olan, Kafkasya halklarının bin bir bağlarla insandır ve hiçbir zaman Allah olmamışlardır.
birbiriyle kaynaşmış olmasıdır. Bizler ise her Siyasi milliyetin oluşumu, sadece bir etno-
defasında, olduğu gibi 21. yy’da da bu bağları milliyetin iradesi olmayıp hem de onu bu yola
bugün hangi etnik ve etno-milliyetçi kimliğin iten bir olay, bir durumdur.
yorumuna ihtiyaç duymamıza bağlı olarak
niçinse farklı yönlere çekiyoruz. Bir halı bu Bir daha vurgulamakta fayda olduğunu
şekilde dokunamaz, ipler kendiliğinden dü- düşünüyorum, Kafkasya halklarının tarihinde
ğümlenerek dağınık şekilde sallanacaktır. halkların göçü ve yer değiştirmesi olayları
aşırı derecede çok olmuştur. Bundan başka
Kafkasya’da tüm imkânların olmasına değişik nedenlerle etnik birlikler bir yerden
rağmen, tarihi olayların tam, ideolojik açıdan başka yere göç etmişlerdir.
sistemli ve ilkel duruma kadar varan yorum-
lanmasının belgelere dayalı mantığı oluştu- Çoğu etnik topraklarını, dilini ve hatta
rulmamıştır. Dolayısıyla her şeyden önce her maddi ve manevi kültürlerini tamamen değiştir-
bir ulusun kendine özgü bir şekilde oluşması, miştir. Halkların tarihi farklı şekilde gelişmiştir.
belli insan gruplarından, belli kabile ve di- Bunu, tarihi az veya çok derecede kaynaklar
ğer birliklerden meydana gelmesi, yine her üzerinden izlenebilen Yahudi, Ermeni, Alan,
zaman aynı menşeli, aynı dili konuşmayan, Alban, Avar vb. halkların tarihi hakkında söy-
farklı karşılıklı etkileşim ve kazanımlardan leyebiliriz. En azından halkın faaliyetinin tari-
oluştuğu fikri oluşmalıdır. Fakat onların kar- hi manzarasının çizilmesine dikkat edilmiştir.
şılıklı adaptasyonu, ortak yaratıcılığı, asimi- Fakat ne veya kimse malum değilse, böylesi 47
lasyonu, kazanımları, kaynaşmaları sürecinde mevcut olmamış veya mevcut değildir anla-
birlikleri, yani kendine özgü kültür değerleri, mına gelmemelidir. Çok sayıda kabilelerin ve
dili, gelenek ve görenekleri, aynılıkları şek- kültürlerin tarih boyunca karşılıklı etkileşi-
linde daha geniş birlikleri meydana gelmiş minden ayrı ayrı halkların, etnosların, etno-
oluyor. Bu, tarihi açıdan uzun bir süreç olup, milliyetlerin tarih ve kültürü meydana gelmiş
içinde barındırdığı öğeler etnik açıdan salt oluyor. Strabon, Kafkasya’da çok sayıda fark-
“tek menşeli” değildir. Bazıları bu tür bir tek lı halklardan bahsederken şu satırları yazıyor:
menşeliliğe ulaşmış, diğerleri ise bu aşamala- “Onların hepsi farklı dil konuşuyor. Dolayı-
rı geçememiştir. Bu yüzden de bazı halkların sıyla birbirinden ayrı ve kendi gurur ve vahşi
tarihinin az veya çok derecede uzun süreli bir yaşam tarzlarına kapanmış olarak yaşamlarını
yol geçmesi, aslında tarihin kendisinin yoru- sürdürmektedirler. Çoğunluk Sarmatlardır,
munun gücü ve inandırıcılığının bir ürünü- fakat onların hepsi Kafkasyalılardır.” İşte Kaf-
dür. Bu hatta tarih de değil, tarihi iradedir. kasya halklarının birliği sorusuna verilen bir
başka yanıt.
Ben her şeyden önce tarihi sürecin
yakından takip edildiği Ermeni tarihini kas- Her bir halkın tarihi, tarihsel açıdan
tediyorum. Ermenilerin tarihi kültürü böy- etnik gelişme bölgesinde izlenen, etnosla-
ledir. Ermeni kilisesinin rolü. Aynı zamanda rın manevi ve resmi karşılıklı etkileşiminin
Müslüman çevre. Artaşit çarlığı topraklarında gözlendiği karşılıklı ilişki, karşılıklı bağlılık,
YENİ TÜRKİYE 71/2015

sadece Ermeniler mi yaşıyordu? Aslında Stra- alınmalar ve göç potansiyeli üzerinde kuru-
bon’un söylediklerini baz alarak böyle bir so- lur. Etno-tarihin efsaneleştirilmesi, aslında
nuca varılmıştır. Ancak bu veya diğer halklar tarihçilerin işi olmayıp, insanların bilinci ve
ayrı- ayrı liderlerin veya lider konumundaki tasavvurlarına hâkim olan yazarların işidir.
etnik grupların, karşılaştığı ve bulunduğu Tarihçiler ise daha sonra siyasi siparişleri yeri-
ne getirerek yazarların yazdıklarını, bazen da bazen da yakın tarihi köklere sahip Kafkasya
kendi halkının tarihini sanatsal olarak tasvir halkları arasındaki dayanışma bağları, kar-
ettikleri bu veya diğer “icatlarını” kanıtla- şılıklı etkileşim ve karşılıklı olarak biribirini
makla görevli olurlar. İşte tek olgu, binlerce zenginleştirme bağları kopmaktadır.
de sanatsal yorum, icat...
Tarihen Kafkasya aynı kökten çok sa-
Belki de günümüz tarihçileri gitgide yıda yeni dalların büyüdüğü dev bir ağacı
yazara dönüşüyorlar. Herhalde yazarların es- andırıyor. “Kendi” kökünü “diğerlerinden”
nekliği hoşlarına gidiyor. T.Natroşvili şöyle kesip ayırma girişimleri, pratikte kendi kö-
yazıyor: “Araştırmacı, tarihi gerçekliğin kölesi künü kesmekle sonuçlanır. Ağaç, artık meyve
iken, yazar ağasıdır”. Acaba kim ağa olmak vermez oluyor. Akıllı insanlar bunu yapmaz.
istemez? Doğru olarak etnos ve etno-milli- Bunun nedeni, tekrar ediyorum, primordi-
yetlerin tamamlayıcı birlik olduğu, yazarların yalist ve konstrüktüvist yaklaşımlarda aran-
ise kendi halklarına iltifat gösterme yoluyla mamalı, belli görüşlere yaranmak için tarihi
yaratıcılıkla iştigal ettikleri fikri yaygındır. geçmişi tahrif eden politik sipariş ve politik
faaliyetlerde aranmalıdır. Tarihe yönelik şu
Karmakarışıklık, metodolojik ve ide-
soruyu aktarıyorum; biz neyi miras olarak
olojik hercümerçlik, etnosantrik fikirlere
bulaşmış kimyacı, fizik, biyolog, askerden alıyoruz, kendi halklarımız, ülkemiz, insan-
emekli olanların tarih yazmalarıyla başlar. ların ve halkların dostluk ve birliği için ne
Tabii ki onlar tarihi fikirlere sahip değillerdir, yaratıyoruz? Kendi halkının büyüklüğünü,
sadece sahip oldukları kısıtlı teknokratik fi- diğer halkların tarih ve geleneklerine karşı
kirlerle silahlanarak kısıtlı fikirleriyle tarih ya- düşmanca yaklaşım sergilemekle ispatlamak
ratıyorlar. Bu bir trajedidir, onlar diğerlerini imkânsızdır, bu girişim başından başarısızlı-
48 ğa mahkumdur. Ebedi olacak hiçbir şey yok,
sürekli reddederek kendi halklarını övmekle
ilerlemekte kararlılar. Bir zamanlar Transkaf- ebedi olan artık olmuştur.
kaya ve Kafkasya halklarının ortak tarihini Yanlış görüş ve yanlış yaklaşım son de-
yazma girişimleri gündemdeydi. Bu, fikir ta- rece tehlikelidir. Bu zaman dostluk ve yarat-
rihi araştırmalar ve tarihi yorumlara sınıfların ma gücü, dayanışma ve karşılıklı etkileşim de-
çıkarları açısından yaklaşılan araştırmalarda ğil, tarihi geçmişte yaşanan ihtilaflar halkların
sert bir çizginin uygulandığı Sovyetler döne- yaşamında ebedi tarihi çağırışa dönüşüyor.
minde bile gerçekleşmedi.
İşte bunun gibi yanlış yaklaşımlar sonucunda
Bugünkü tarihçiler ise kendi halkla- devletler, ülkeler yıkılıyor, insanların birlik ve
rının ve diğerlerinin tarihini tahrif etmekte- beraberliğine son veriliyor.
dirler. Bu yolda bazen o kadar ilerliyorlar ki
Sovyetler döneminde yaşanan trajedi ve
S.L. Tihvinskinin yazdığı gibi “tarihi bilgileri
baskılara rağmen halklarımız, Sovyetler Birliği
mahvediyor ve milletlerarası ihtilafı körüklü-
içerisinde etnopolitik konsolidasyon modeline
yorlar”
doğru adım-adım ilerleyerek hedefe yeterince
Etnosantrik görüşlerini dile getiren yaklaşmışlardı. Etno-milliyetlerin hakları en
tarihçiler, bölge halklarının tarihinde birbiri- azından eşitlilik ilkesi gereğince mümkün ol-
ne karışmış olanları kopararak kendi adına, duğu kadar sağlanmıştı. Çoğunluğu oluşturan
kendi halkının adına yazmaya çalışırken, halk, ülke genelinde veya özerk cumhuriyetler-
YENİ TÜRKİYE 71/2015

yaptıkları bu girişimlerle halkları etno-milli de doğal olarak onaylanan durumlar haricinde


özellikleri dolayısıyla birbirinden ayırmak- her şeye sahip olan halk konumunda değildi.
ta, farkına varmadan kan akıtılmasını teşvik Egemen etno-milliyet, hatta akraba olan etno-
etmektedirler. Bunun sonucunda kültür ve milliyetleri bile tamamen kendi etnik potasın-
tarihleri açısından çoğu zaman aynı menşeli, da eritme gücünde değildi. Tarihi konsepsiyon
şöyledir; her şeyden dolayı Sovyetler Birliği’ni Bugün Gürcü ve Azeri inşaatçıların okuduğu-
suçlamak doğru değildir. Diyelim ki Didoylar, nuz bu kitabın ortak yazarlarının birinin akra-
Gunzipler, Bejtinler, Ahvahlar, Çumadinler, balarının oturduğu köyde çalışmaları, acaba
Çamalalı vb. yalnızca Sovyetler döneminde daha sonra Dağıstanlılar tarihen Gürcistan
değil, tarihen de kendilerini Avar etnosuna, ve Azerbaycan topraklarında yaşamışlar gibi
Dağıstan birliğine ait etmişlerdir. Bu süreçler iddialara yol açar mı?
doğal seyriyle, sakin bir tarzda gerçekleşiyor-
Kafkasya halkları doğal olarak birbiri-
du, burada bir tek KGB’nin faaliyetinden bah-
ne bağlı tarihe, mimari ve diğer anıtlara sa-
setmek doğru değildir. Sovyetlerin izlediği et-
hipler. Bu anıtlar yalnızca etno-milli olanları
no-milli politikayı eleştirmeye kalkışanlar, eski
değil, aynı zamanda dışarıdan alınan, karşı-
Sovyet cumhuriyetlerindeki egemen halkların
lıklı şekilde mübadele edilenleri de kapsa-
yaptıklarına baksınlar ve bundan sonra her şey
maktadır. “Salt” etnik topraklar, tarihin geç
belli olacaktır.
dönemlerinde görülen bir kavramdır.
Rusya’da her zaman Kafkasya tarihçi-
Kafkasya halklarının tarihi, günümüz
liğine büyük önem verilmiştir. Kafkasya tari-
hi üzerine yazılan birkaç eseri hatırlatmakta tarihçilerinin tutumundan farklı olarak kısa,
fayda vardır. K.Gan’ın 1884 yılında Tiflis’te kapalı, dar etno-milli hudutlarla sınırlı de-
yayınlanan “Eski Yunan ve Roma Yazarları ğildir. Bu tarih, çok mu çok sayıda milletin
Kafkasya Hakkında” kitabı, V.V.Latışev’in temsilcisi olan, bir kısmı zaman zaman Kaf-
yazdığı ve 1947-1949 yıllarında “EskiTarih kasya’ya gelip yerleşen, bir kısmı ise bölge
Habercisi”nde yayınlanan “İskitler ve Kafkas- içerisinde bir yerden başka bir yere göç eden
ya Üzerine” eseri, 1960 yılında Moskova’da insanların yarattığı veya ortaklaşa şekilde
yayınlanan “Kafkasya Halkları” monografisi- yarattığı bir eserdir. Gürcü, Ermeni, Azeri,
49
ni bunlardan sadece birkaçıdır. Bu kitaplar- Alban, Hazar, Hun-Savir etkisinin izlerine
dan birinde kendisinin Kafkasya kökenli ol- bu satırların yazarının doğup büyüdüğü, da-
duğunu belirten Bizanslı İohann Çeçan’dan ğın en yüksek zirvesinde yer alan küçük bir
bahsediliyor. Anne taraftan akrabalık ba- köyde rastlamak mümkündür. Baba evinin
ğının Gürçü Çarı IV. Bagrat’ın kızı Mariya balkonunun altından akan çay Ermenice bir
“Aloşskaya”ya kadar uzayan İohan Çeça’nın kelime olan “Curmut”, bir kadar uzakta Çar
büyük büyükannesi Abhaz olmuştur. Kader- hanımı Tamara’nın adından alındığı iddia
lerin bu kadar karmakarışık olduğu bir du- edilen Tamara Maydan talası, karşıdaki dağın
rumda kimin hangi nesilden geldiğine açıklık Türkçe bir kelime olan “Beşta” adlandırılma-
getirmek mümkün müdür? 21. Binlerce bu sından yola çıkılarak çevrede tüm Kafkasya’yı
tür örnek sayabiliriz. Kafkasya’nın her parçasında görmek müm-
kündür.
Sovyet tarih kitaplarında Urart devleti
ülkede mevcut olan en eski devlet olarak bi- Halklara “biri daha eski tarihe sahip,
liniyordu. Bu da ortak devletin ortak tarihiy- diğeri böyle bir tarihe sahip değildir”, gibi-
di. Kafkasya Albanyası da Kafkasya’nın geniş sinden yüzeysel yaklaşım adaletli bir yaklaşım
topraklarında meydana gelen aynı şekilde tarzı değildir. Tekrar söylüyorum, eski veya
ortak tarih, ortak birlik demekti. Ermenive eski olmayan halklar mevcut değildir. Bazı
Alban kiliseleri birbirine çok yakındı. Bu sü- halkların tarihi yazıya aktarılırken, tarihçilik,
reç yeterince rengarenkti. Ermeni inşaatçılar
YENİ TÜRKİYE 71/2015

tarih felsefesiyle ilgili sistem oluşturulurken,


bugün Mahaçkale’de çalışıyorlar. Bu, tahmi- diğerlerinde bu tür bir gelenek kopmuş, hatta
nen bin yıl sonra yapılan kazılar sonucunda belki de mahvedilmiş durumdadır.
ermeni mimarlık örneklerinin bulunmasıyla
bu bölgede Ermenilerin yaşadığı anlamına M.Ö. ilk binyıllık dönemdeki Erme-
gelmemektedir. Bunun tersini düşünelim. nistan’dan bahsederken Azerbaycan ve Aze-
rilerin yalnızca 20.yy.’da tarih sahnesinde gö- rak Türklerin şanlı geçmişinden bahsetmeyi,
rüldüklerini iddia etmek doğru değildir. Al- dünyanın yarısını işgal eden atalarının manevi
ban kabileleri dâhil çok sayıda Sarmat, İskit, güç ve kudretini övmeyi tercih ediyorlar. Bi-
Bugar-Hazar, Hun-Türk menşeli diğer halk- risi Turan komplosundan, diğeri dünyadaki
lar daha sonra geç dönem Türk halklarıyla Ermeni komplosundan söz etmektedir. Bun-
kaynaşan çok sayıda kabile birlikleri mevcut- lar tarihsel açıdan ayrı ayrı siyasi lider ve fikir
tu. Kafkasya halkları birliğine çeşitli etkiler adamlarının faaliyetleri dışında, halkın büyük
oluyordu, fakat nitelik bakımından onlar kül- bir kesimi arasında hiçbir zemine dayanma-
tür-dil birliği ve menşe birliğine doğru adım- yan iddialardır.
lıyordu. Örneğin, Ermenilerin hayatta kalma-
Fakat Türkiye’de gerçekleşen mukate-
larında, kimliklerini belirlemelerinde tabii ki
le, bu halkların yaklaşımını da etkilemiş du-
Ermeni kilisesinin müstesna rolü olmuştur. rumdadır. Bu güvensizliği ortadan kaldırmak
Azerilerin yaşamında tarihsel olarak İran’dan gerekiyor. İyi ilişkiler kurulmadan kimse için
gelen Şiiliğin büyük rol oynadığı söylenebilir. rahat yaşam garantisi söz konusu olamaz. Bu
Azerbaycan, dil menşei bakımından Türki- gerçeği anlamak, karşılıklı tövbe ve af yolun-
ye’ye odaklanmış durumdadır, ancak kültürü da yürümek gerekir.
büyük bir ölçüde Kafkasya geleneğine dayalı-
dır. Bu yüzden de Azerbaycan halkının kimlik Kafkasya’da, tarihsel olarak Kafkas-
arayışı süreci yeterince yavaş şekilde ilerliyor. ya ötesi ve Kuzey Kafkasya olarak bir ayrım
Azerbaycan halkının bölgedeki diğer etnos ve yapılmamıştır. Fiilen böyle bir ayrım mevcut
kültürlerle karşılıklı ilişkisi kendine özgü bir değildi. Güney ve Kuzey Kafkasya arasında
şekilde gerçekleşmiştir. bu veya diğer tarafta hâkim bu veya diğer is-
tilacının hükümranlığına bağlı olarak güney-
50 Azerbaycan, büyük bir ölçüde Türki- kuzey yönünde daim göç dalgaları yaşanmış-
ye, İran ve diğer yakın coğrafyadaki Kafkasya tır. Bu, sıradağlarla engellenmeyecek tarihi
halklarıyla karşılıklı bağlara sahiptir. Provoke bir süreçti.
edilen Ermeni-Türk ihtilafından, soykırımdan
sonra, Ermeniler kimlik duygularına, kendi Bazı araştırmacıların Kafkasya’ya ki-
tarihlerine daha büyük önem vermeye baş- min ne zaman, hangi bölgeye geldiğini belir-
ladılar. Hatta Ermenilerin yaşadığı en uzak leme girişimleri anlaşılan değildir ve bunu net
ülkelerdeki Ermenilerle kimlik arayışlarına bir şekilde belirlemek asla mümkün değildir.
ve kimliklerini koruma girişimlerini hızlı bir Kısa veya uzun süreli olarak mevcut olan ve
şekilde sürdürmeye başladılar. Tabii ki, hem kendi adını taşıyan etnoslar, onlarca diğer et-
Azeriler, hem de Ermeniler için vatan kavra- noslardan oluşmuştur. Bu, aynı ölçüde Adıge,
mı son derece hassas bir noktadır. S.V. Lye- Vaynah, Dağıstanlı, Osetya ve bölgenin Türk
kökenli halklarını vb. kapsamaktadır. Tarihen
zov Ermeni ve Azeri esatirlerini incelerken
burada çok sayıda etnik, dil ve diğer faktör-
şu husus dikkatini çekmiştir. Lyezov, Erme-
ler birbirine karışmış durumdadır. Kafkasya
ni esatirlerinde üç öğe üzerinde durmuştur.
halklarına karşı 1920 ve 1940’lı yıllarda yürü-
Birincisi, eski mirasa sahip olmaya dayanan
tülen politika, bu halkları ve onların tarihini
“uygarlık yaratıcı” görev; ikincisi, Doğu’da
birbirinden ayırmaya hizmet etti. Dolayısıyla
Hıristiyanlığın temelini atanlarla kendi kim-
siyasi cinayetler, halkları ve devletleri parçala-
liklerini özdeşleştirme; üçüncüsü, “seçilmiş
YENİ TÜRKİYE 71/2015

mak gücündedir.
bir halk” olarak ve en yüksek bilgelik özelliği-
ne sahip olmakla birlikte daim “vahşi” halk- Kafkasya’nın tüm halkları çeşitli men-
lar tarafından işkenceye uğratılan “mağdur şeli olup, değişik kültür ve dinlere bağlıdır-
millet” olarak kendini tanıtma. Azeriler ise lar. Ancak onları birleştiren tek nokta şudur:
büyük bir ölçüde Ermenilerden farklı ola- Onların hepsi Kafkasya üst-etnosu (superet-
hnos) topraklarında yaşamakta ve karşılıklı bir coğrafyaya yayılan halkların kültürlerinin
etkileşim halindeler. Bu süreç fiilen tüm Kaf- karşılıklı etkileşim halinde öğrenilmesini zo-
kasya coğrafyasında izlenmekte, özellikle de runlu kılmaktadır. Nihayet, bu yolla kendine
Hitit-Hurrit, İskit-Sarmat, Türk kökenli, de- özgün kültür, gelenek ve görenekler vücuda
rinlere inen akrabalık ilişkilerine sahip çeşitli getirme devletin çöküşüne yol açmayacaktır.
halkları birbirine bağlamaktadır. İskit-Sarmat Devlet kurma, çok sayıda kabile ve halkların
kültürü daha çok Kuzey Kafkasya çizgisinde karşılıklı faaliyetinin bir eseridir. Böyle bir ta-
kendini göstermektedir. Ancak etnojenezin rih, araştırmacısını bekliyor. Böyle bir tarihe
İskit-Sarmat çizgisinin etkisinin sadece Ku- doğru ilerlemek gerekir.
zey Kafkasya’yı değil, Güney Kafkasya’yı içi-
ne aldığı tartışmasızdır. “İlmi sosyoloji, ayrı ayrı milli organiz-
maları hareketsiz “tipler” olarak görmüyor.
Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Bu bilim dalı, her bir organizmanın ayrılıkta
Dağıstan, Çeçenistan, İnguşetya, Kabarda, gelişim evrelerini incelerken diğer gelişim ev-
Karaçay, Balkar, Osetin, Abhaz ve diğer halk- releriyle benzer çizgiler buluyor (milli) “Böyle
ların maddi kültürleri Urartu, Hitit-Hurrit, bir yaklaşım, Kafkasya’daki tarihi süreç (et-
İran, Sarmat, İskit, Türk ve diğer etnik süreç nojenez) gerçeklerine uygundur. Belli bir ara-
çizgileriyle sıkı bağlı olup bunlar az veya çok zide görünen üst-etnik, etnografik ve diğer
derecede Kafkasya toplumunun birliğinin gruplar karşılıklı etkileşim sonucunda gitgide
sağlanmasında katkıda bulunmuştur. Burada etnos, etno-milliyet olarak bütünleşiyorlar.
önemli olan birlik faktörüdür, hiç de komşu- Bu süreç Kafkasya’da her zaman yaşanmış ve
yu, kardeşi küçümseyerek kendini uygarlığın neredeyse hiç bitmemiştir. Kafkasya halkları
merkezinde görmek, akıl dünyasının merke- tarihen kültür, maneviyat ve gelenek görenek
zinde görmek, felsefenin, dinin vb. beyni ad- birliğine örnek teşkil etmişlerdir. Biz burada 51
“kültür yayılmasını” (Ratçel) kastediyoruz.
landırmak değil. Bu durumda Kafkasya’nın
gerçekten de dünya uygarlığının merkezle- Bu görüşü Kafkasya’nın feodalizm dö-
rinden biri olarak saygın bir konuma sahip neminde kendine kapanmış olmayan, ancak
olması mümkün olabilecektir. 19. ve 20. yy.’da siyasi ve milli açıdan ayrı
durumda olan Gürcü, Ermeni, Azeri, Vay-
Aslında Kafkasya’nın dünya uygarlığı-
nah, Dağıstan, Türk ve diğer etnik tarihleri
nın, halkların karşılıklı etkileşimi ve karşılıklı de ispatlamaktadır. Kafkasya halklarının ge-
faaliyeti, değişik etnosların meydana gelme lişim tarihi versiyonu etnosantrik yoğunluklu
merkezi olması kuşkusuzdur. Halkın yerli olduktan sonra, bu eğilim fiilen gerçek tarihi
halk olması faktörü her anlamda Kafkasya altüst ederek Kafkasya’nın yüzyıllardır omuz
için, Kafkasya toplumu için bir öncelik ifade omuza, beraber yaşayan tüm halkları için uy-
etmektedir. Dolayısıyla bu coğrafyada yaşa- gun olmayan şartların oluşmasına yol açmış
yan tüm halklar eski uygarlığın yaratıcılarıdır, oldu. Bu yüzden araştırmaların başlangıç
kahramanlık tarihine sahipler ve atalarının noktasının, tarihi gerçeklerin anlaşılması ge-
şanını koruyup yaşatmaktadırlar. Ernest Re- rekir, tarihi olguların analizi metodolojisini
nan bu hususu, milli fikrin oluşmasında başlı- köklü şekilde değiştirmek, tarihi, bir tarihi,
ca etken olarak görüyordu. karşılıklı etkileşimin yaratıcı süreci olarak ele
almak, zaman ve mekân açısından kapalı de-
Bu bağlamda Kafkasya’nın bir etno- ğil, açık bir şekilde araştırmak gerekmektedir.
YENİ TÜRKİYE 71/2015

sunun öğrenilmesi, aslında onun diğer et-


noslarla karşılıklı ilişkilerinin, etkileşiminin Tarihi yaratıcılığın kendisi, etnik çerçe-
öğrenilmesi olarak algılanmalıdır. Kafkas- veyle sınırlı olmayan, toplu yaratıcılığıdır. Bu
ya’nın herhangi bir etnosunun kültürünün zaman birbiriyle karşılıklı ilişki ve mübadele-
öğrenilmesi, geçmişte ve günümüzde büyük ler yoluyla arayış içerisinde karşılıklı etkileşim
mekânını genişleterek tarihini değerlendiren Biz kitabımızda “Güney Kafkasya”
etnik komşuların durumunu anlamak son terimini kullandık. Dâhili birliğin olmadığı
derece önemlidir. Tarihi hafızanın seferber dönemde A.P.Novoseltsova’nın başkanlığın-
edilmesi, kendini yeniden canlandırmaya hiz- da iki ciltte “Kuzey Kafkasya Halkları Tarihi”
met etmeli, asla diğerini yıkmaya hizmet et- yazıldı. Bununla birlikte Kafkasya coğrafya-
memelidir. Tarihi hafızanın seferber edilmesi, sı büyük bir ölçüde bu topraklarda yaşayan
parçalanmaya, savaşa neden olmamalı, tam Kartvel, Mosh, Hitit, Hurrit, Urart, Kaspi,
tersine birliğe, ortak yaratıcılığa yol açmalı- Ermeni, Kaşk, Alban, Vaynah, İskit, Hun-
dır. Dolayısıyla birlik ve ortak yaratıcılık saye- Savir, Bulgar-Hazar, Hazar ve “Oğuzlaşmış”
sinde etnoslar, üst-etnoslar, kültürel bağlara Kıpçak, Türk ve İran dili konuşan Alan, Avar,
dayanan toplumlar, bölgesel birlikler ve ayrı Lak, Sarmat vb. kültür akrabalığı olan değişik
ayrı devletler meydana gelir. Özellikle de et- halkların üst-etnik sisteme sahip toplumun
nik azınlıklara karşı savaş açılarak onların “yı- faaliyet alanı olmuştur. Bölge halklarının Kaf-
kıcı etnik fikir” taşıyıcıları olarak tanıtılmaları kasya sosyo-kültürel birliği, Dağıstan, Kuzey
kabul edilemezdir. Etnosantrik fikirler, fiilen Kafkasya üzerinden geçen Kür-Araz kültür
vatanseverliği mahvediyor, vatanseverlik duy- çizgisinden de görülmektedir. Maykop kül-
gularını aşılamıyor. Dolaysıyla böyle bir “va- türü, Küçük Asya, Balkanlar, Transkafkasya,
tanseverlik” devleti parçalıyor. Kafkaslar, Hazar çeşitli üst-etnik oluşumların
meydana gelmesinin başlangıç aşamasında
Dış etkenler, hiç şüphesiz Kafkasya’nın etkili olmuştur. Hitit kaynaklarında M.Ö.
Rusya, Türkiye, İran’la politik, dini, kültürel 16.-11. yy’da Hititlerle Kaspiler arasında sü-
ilişkilerini önemli derecede etkilemiştir. Bu- rekli savaş çıktığı, dolayısıyla karşılıklı etkile-
nun doğal sonucu olarak Kafkasya etnosunun şimin söz konusu olduğu, hatta farklı gelişim
52 birliği yok olmuş, herşey çatışma ve savaşlara evrelerinde bulunan Hititlerle Kaspiler ara-
kurban gitmiş, tarih konjönktür amaçlar doğ- sında anlaşma imzalama şeklinde ilişkilerin
rultusunda gözden geçirilmiştir. Kafkasya’nın olduğu yazılıdır. Prof. B.Groznı “Kas” adında
etnik tarihinin her zaman rengarenk olduğu “Kaspi” (Latince-caspioni) adının saklı ol-
dikkate alınmalıdır. Bu coğrafyada geniş etnik duğunu yazıyor. Kaspioni, bir etnoslar birliği
çok çeşitlilik, değişik etnik adlara rastlamak olup Hazar kıyılarında yaşamışlardır. Büyük
mümkündür. Çeşitli gruplar, farklı dönemler- bir ihtimalle Hititlerin eski başkentini Kus-
de bahsettiğimiz coğrafyada her şeyi etkileme sar olarak adlandırmışlardır. Çoh kültürünün
şansına sahip olmuşlardır. Burada tarihen uy- menşei meselesinin öğrenilmesi sırasında
gar bir birliğin oluşması, en büyük eser sayı- (Dağıstan-mezolitik dönem) bunun Kafkas-
labilirdi. Tezatlı bir hususla karşılaşıyoruz; ya’nın diğer bölgelerinin mezolitik kültürüyle
Kafkasya tarihen mevcut olmuştur, fakat Kaf- ilişkili olduğu, üstelik Ön Asya mezolitik kül-
kasya’nın genel tarihi yoktur. Tarihi eserler de türüyle bağlarının bulunduğu belirlenmiştir.
çoğu zaman bu veya diğer istilacının işine yara- Bu tür sonuçlara Kafkasya genelinde yapılan
yacak şekilde, daha sonra da sahte vatansever- arkeolojik araştırma verilerine dayanılarak
lik ihtiyaçları, dar milletçi ilkelere hizmet ede- varılmıştır.
cek şekilde yazılmıştır. Bu son eğilimler büyük
bir ölçüde bu coğrafyada 20. yy’da, özellikle İ.M. Dyakonov halkların tarih öncesi
de son yıllarda görülmeye başlamıştır. Hatta etnik kimliğini belirlemenin pratik açıdan im-
YENİ TÜRKİYE 71/2015

Sovyetler döneminde de Transkafkasya’nın kansız olduğunu, çeşitli terimlerin ses benzer-


ve Kafkasya’nın ortak tarihi yazılmasının im- liklerinin köklü bir anlam ifade etmeyeceğini
kânsız olmasının sebeplerini bu eğilimlerde yazıyordu. Bunun, her bir karşılaştırılan terim,
aramak gerekir. Neden “Transkafkasya” tabiri ad, adlandırma için siyasi kurallara uygunlu-
kullanılıyor, bu da bilinmemektedir. ğun dikkate alınmasını, bize belli olmayan dil
ve tarihi olguları karşılaştırmayı gerektirdiğin- aşağıda, topraktaki köklerimiz tarihi açıdan
den mümkün olmayacağını ortaya koymuş birbirine sıkı şekilde bağlıdır. İşte Kafkasya
oluyor. Hititlerle birlikte bazı Gürcü araştır- uygarlığının gerçekleri bunlardır. Halkları-
macılar, kendi etnoslarının başlıca unsuru ola- mızın menşei orada, köktedir. Bizim ortak
rak Muşkilerden de bahsederken, Muşkiler’i yaşamımız, oradadır, dolayısıyla bizim bera-
bir de Kuzey Kafkasya’da görüyoruz. Dağıs- ber büyümemiz, çiçeklenmemiz ve gelecekte
tanlı araştırmacılar, Hitit devletinin başkenti verimli olmamızın gerçekleri kökümüzde-
Hatusas’ın (Hatuşaş) Muşk kabileleri tarafın- dir. Ortak kökleri korumak gerekir, yalnız-
dan yıkıldığını yazıyorlar. Aynı zamanda V. V. ca “kendi” kökümü arayayım, diye, onları
Bartold Hazar kıyılarında yaşayan Albanlar, birbirinden ayırarak verimli toprakları kum-
Gürcüler, Kafkasya dağlıları, bir başka deyişle lara dönüştürmemek gerekir. Kuru kumlar
tüm Kafkasya halklarının İber ve Kafkasya dil- üzerinde, bilindiği gibi, ağaç yetişmez. Hem
leriyle, Hind-Avrupa dilleriyle, Hurrit, Urart, de köksüz ağaç hiç verimli olmaz. Kafkasya
Vaynah, Dağıstan vb. dilleriyle bağlarının oldu- halkları rengârenktir, özgündür, her birinin
ğunun izlendiğini yazıyordu. Urartu ve Alban özel huyu vardır, özel rengi, özel kokusu,
dillerinin ortak Kafkasya özellikli olması fikri güzel meyveleri, özel kültür ve gelenek gö-
de herkesçe kabul edilmiştir. Ermeni, Gürcü, renekleri vardır, ancak hepsi ortak bir köke
İnguş, Çeçen ve Kafkasya’nın diğer halkları da sahiptir. İşte halkların ve kültürlerin bu birli-
onlarla adapte edilmiştir. ğini “Kafkasya”, diye doğuştan gelen bir adla
adlandırıyoruz.
Yazarların, kendi etnoslarının tarihini
esaslandırırken aktardıkları binlerce olgu ve Zaman zaman ortaya çıkan “Kafkas
koşut, bizlere Kafkasya halklarının ve kültü- Evi”, “Kafkas Paktı” gibi anlayışlar gerçek bir
rünün tarihen sıkı karşılıklı bağlılık, karşılıklı zeminde ortaya çıkmıştır. Gerçekleşme ihti- 53
iletişim ortamında mevcut olduğunu, Kafkas- maline bağlı olmayarak bu tür birlik fikirleri
ya toplumunun, isterseniz Kafkasya üst-etno- hep olmuştur ve olacaktır. Tarafların yarattı-
su veya Kafkasya uygarlığı da diyebilirsiniz, ğı muhtelif problemler, sorunlar ve savaşlar
insan, etnos, kültür birliği fenomeninin tarih- (Karabağ, Osetya, Abhazya sorunları, Çeçen
sel açıdan mevcut olduğunu anlatmış oluyor. savaşı vb.) Kafkasya’nın bağımsızlık yolunda
Böyle bir birlik olmadan, hatta Kafkasya’nın çok çetin yaralar açmıştır. Ancak bu tarihi
en çok nüfusa sahip bir halkının mantıki ba- kendi yolundan saptırmamıştır. Çağdaş Azer-
kımdan tarihini gün ışığına çıkarmak imkân- baycan’ın ve Gürcistan’ın talihi ve tarihi va-
sızdır. Bunu anlamak çok önemlidir ve Kaf- ziyeti bunu açıkça ortaya koymuştur. Kafkas
kasya halklarının tarihini araştırma metodo- araştırmaları Kafkasya’nın hudutlarını çoktan
lojisini köklü bir şekilde değiştirmek gerekir. aşmıştır. Türkiye’de, Avrupa’da, Asya’da,
Bunu yaparken de aynı zamanda tarihsel ola- Amerika’da ilmi merkezlerde öğrenilen ve
rak biçimlenen Kafkasya uygarlığının birlik öğretilen Kafkas sorunu bütün boyutları ile
ve beraberliğinin doğal-jenetik, tarihi-kültü- Azerbaycan’da da araştırılmaktadır.
rel zemin ve köklerini güçlendirmek gerekir.
Bunlar yapılmadan Kafkasya halklarının tüm Yeri gelmişken bir kavrama da açık-
tarihi “yel değirmeniyle” savaş tarzında bir lık getirmek gerekmektedir. Kafkaslarda
mitolojiden başka bir şey olmayacaktır. Türk kökenli halklar (Azerbaycan Türkleri,
Kumuklar, Karaçay- Malkarlar vs.) ile Türk
YENİ TÜRKİYE 71/2015

Evet, toprağın üzerinde gurur duydu- zihniyeti taşıyanlar (Çeçenler, Çerkezler,


ğumuz gövde ve dallarımızla göklere doğru Lezgiler, Avarlar) aynı kültürün taşıyıcıları
uzanmak için acele ediyoruz. Çoğu zaman olarak bilinmektedir. Türkiye’de Kuzey Kaf-
rüzgâr ve fırtınanın etkisiyle acımasızca bir- kasya’dan gelenlere (19. ve 20. yüzyıldaki
birimizi kırbaçlıyoruz. Ancak altta, bizden göçler) Çerkez denilmesi görecelidir ve yal-
nız Çerkezleri bildirmemektedir. Türkiye’de Kafkas’ın Bugünü ve Geçmişi Üzerine Genel
kullanılan Azeri terimi de yanlıştır. Azeriler, Risaleler, “Bizim Vatanımız Manzaralı Rusya” (Toprak,
Tarih, Etnik, Ekonomik, Günlük Ağırlıklı), 10. Cilt,
İran’da Fars dilli bir grubun ismidir. Azerbay-
Rusça, St. Petersburg- Moskova, 1883.
can Türkü demek doğru sayılmalıdır.
Vladimir Degoyev, Kafkaslarda Büyük Oyun:
Kafkaslarda Türk olan ya da Türk Tarih ve Çağdaş Zaman, Rusça, Moskova, 2003.
zihniyetinde olan halkların tarihinin, folklo- Kılyokin, Güney Batı Kafkasya Cumhuriyeti,
runun, etnografisinin, inancının derinden de- Rusça, St. Petersburg, 2002.
rine araştırılması politik ve sosyolojik olarak
Erhan Arıklı, Kafkas, Bakü, 2008.
önemli bir vizyon kazandırmış olur.
Ufuk Tavkul, Etnik Çatışmaların Gölgesinde
Son olarak biz Prof. Dr. Ramazan Ab- Kafkasya, İstanbul, 2002.
dulatifova’ya yararlandığımız kıymetli araştır- E. Nacafov, Güney Kafkasya, Rusça, Moskova,
malarından dolayı teşekkürlerimizi sunmak 2005.
istiyoruz. L. S. Ruban, Hazar- Problemler Denizi, Mos-
Kaynakça kova, 2003.

Kafkas: Tarih, Halklar, Kültür ve Dil (Makale- Hazar Bölgesinin Jeopolitiği, Düz: Jiltsov, İ. S.
ler Toplusu), Rusça, Moskova, 2007. Zonn, Amuşkov; Rusça, Moskova, 2003.

54
YENİ TÜRKİYE 71/2015

You might also like