Professional Documents
Culture Documents
Naber Sayı - 04
Naber Sayı - 04
2016 / 01
SAYI: 04 / FİYATI: 7 TL
KKTC FİYATI: 7.75 TL
9 772149 188000
Ocak
Şubat
Pt Sa
Ça Pe
Cu Ct
Pa
Pt Sa
Mar t
Ça Pe
4 5 6
1 2 3
1 2 3
Cu Ct
Pa
Pt Sa
Nisan
7 8 9
Mayıs
11 12 13 10 4 5 6 Ça Pe
7 Cu Ct
14 15 16 8 9 10 Pa
17 11 12 13 1 2 3 Pt Sa
Haziran
18 19 20 14 Ça Pe
21 22 23 15 16 17 4 5 6 Cu Ct
25 26 27 24 18 19 20 7 8 9 Pa Pt Sa
28 29 30 22 23 24 21 10 11 12 Ça Pe
2016
31 25 26 27 14 15 16 13 1 2 3 Cu Ct
17 18 19 4 5 6 Pa
29 28 7 8 9 Pt Sa
21 22 23 20 Ça Pe
Temmuz 28 29 30
24 25 26
27
11 12 13
14 15 16
10
17
2 3 4
5 6 7
1
1 2 3
Cu Ct
Pa
31 18 19 20
Ağusto 21 22 23
24
9 10 11
12 13 14
8
6 7 8 4 5
P t Sa
Ça P e
Cu C t
s 25 26 27
28 29 30 16 17 18
19 20 21
15
13 14 15
9 10 11
12 Ocak
Pa Eylül 23 24
/ 22 16 17 18
Şubat
Pt Sa 30 /31
25 26 27 20 21 22 19
Ça Pe
4 5 6
1 2
7 8 9
3
1 2 3
Cu Ct
Pa
Pt Sa Ekim 28 29
27 28 29
23 24 25
30
26 Pt Sa
Ça Pe
Ça Pe
Kasım
11 12 13 10 4 5 6 Cu Ct Mar t
Ocak 14 15 16 8 9 10 7 Cu Ct
Pa Pa
Pt Sa
2016
18 19 20 17 11 12 13 Pt Sa Ça Pe
Şubat
Ça Pe
Aralık
21 22 23 15 16 17 14 1 2 3 Cu Ct 1 2 3 Cu Ct
24 18 19 20 5 6 4 Pa 4 5 6 Pa
25 26 27 7 8 9 Pt Sa 7 8 9 1 2 3 Pt Sa
Mayıs
Pt Sa 22 21 11 12 13 10 4 5 6 Ça Pe
Ça Pe 7 Cu Ct
Cu Ct 14 15 16 8 9 10 Pa
Pa 17 11 12 13 1 2 3
Haziran
Pt Sa 18 19 20 14
Ça Pe 21 22 23 15 16 17 4 5 6
1 2 3 Cu Ct 25 26 27 24 18 19 20 7 8 9
4 5 6 Pa 28 29 30 22 23 24 21 10 11 12
7 8 9 1 2 3 25 26 27 14 15 16 13
4 5 6 31 4
11 12 13
14 15 16
10
8 9 10 7 Ocak 29 28
21 22 23
17 18 19
20
18 19 20 17 11 12 13
Temmuz 24 25 26 11
Şubat
21 22 23 15 16 17 14 28 29 30 27
25 26 27 24 18 19 20 31 18
28 29 30 22 23 24 21
Pt Sa Ağusto
31 25 26 27 Ça Pe P t Sa
Ça P e s 25
29 28 Cu Ct
Pa Mar t Cu C t
Pa
Pt Eylül
Mar t Pt Sa
4 5 6
1 2 3 Ça Pe
Cu Ct
Pa Ekim
Pt Sa
Nisan 7 8 9 1 2 3
4 5 6
Pt Sa
Ça Pe Kasım
Ça Pe 11 12 13 10 Cu Ct
Cu Ct 8 9 10 7 Pa
Aralık
Pa 14 15 16
Şubat
1 2 3 Pt Sa 18 19 20 17 11 12 13 1 2 3
4 5 6 Ça Pe
Cu Ct 21 22 23 15 16 17 14 4 5 6
7 8 9 Pa 25 26 27 24 18 19 20 7 8 9
10 11 12
28 29 30 22 23 24 21 10 11 12
14 15 16 13 1 2 3 25 26 27 14 15 16 13
17 18 19 4 5 6 31 17 18 19
21 22 23 20 7 8 9 29 28 Nisan
24 25 26 11 12 13 10 21 22 23 20
Mayıs
14 15 16 24 25 26
28 29 30
31
27
18 19 20
21 22 23
17 Nisan 28 29 30 27 Pa
Pt Sa
31
Mayıs Haziran
25 26 27 24 Ça Pe
6 Cu Ct
28 29 30
Mayıs
Pa Pt Sa
Pt Sa Ça Pe
Haziran
Ça Pe 13 1 2 3 Cu Ct
4 5 6 Pa
Haziran
Cu Ct 7 8 9 Pt Sa
Pa 20 Ça Pe
Pt Sa
Ça Pe
Cu Ct 1 2 3
Pt Sa
Ça Pe
Cu Ct Temmuz Şubat 11 12 13
14 15 16
10
17
2 3 4
5 6 7
1
1 2 3
Cu Ct
Pa
4 5 6 Pa 18 19 20
ğ
Pa 21 22 23 9 10 11 8 4 5
Pt Sa 7 8 9 Pt Sa 12 13 14 6 7 8
Ça Pe
Cu Ct Ça Pe 25 26 27 24 16 17 18 15 9 10 11
2 3 4 1 Pa 11 12 13 10 2 3 4 1 Cu Ct
Pa 28 29 30 19 20 21 13 14 15 12
5 6 7 1 2 3 14 15 16 5 6 7
23 24
/
30 /31 25
22 16 17 18
9 10 11 8 18 19 20 17 1 2 3 26 27 28 20 21 22 19
Ekim
4 5 8
16 17 18
12 13 14
15
6 7 8
9 10 11 21 22 23 9 10 11
12 13 14 6 7 8 4 5 Mayıs 29
27 28 29
23 24 25
26
TAKVİM HEDİYELİ
13 14 15 12 25 26 27 24 15 9 10 11 30
Kasım
19 20 21 16 17 18
28 29 30 Haziran
23 24 16 17 18
/
30 /31
25 26 27
22
19 19 20 21 13 14 15 12
20 21 22 23 24
22 16 17 18 Pt Sa
Ça Pe
Aralık
28 29 23 24 25 /
30 /31
25 26 27 28 29 30 22 23 24 21
26 20 21 22 19 25 26 27 14 15 16 12 13 Cu Ct
Temmu
27 28 29 31 Pa
30 28 29 23 24 25 29 28 17 18 19 Pt Sa
Temmuz z 27 28 29
30
26
Temmuz
21 22 23
24 25 26
20
Ağustos 28 29 30 27
Ağusto P t Sa Ağusto
31
P t Sa
Ça P e
Cu C t
s Ça P e
Cu C t
P t Sa
Ça P e s
Pa
Pt Sa
Ça Pe
Pa
Pt Sa Eylül Cu C t
Pa
Pt Sa
Ça Pe
Eylül
Ça Pe
Ekim
1 2 Cu Ct 1 2 Cu Ct 1 2 Cu Ct
4 5 6 3 Pa 4 5 6 3 Pa
7 8 9 1 2 3 4 5 6 3 Pa 7 8 9 1 2 3 Pt Sa
1 2 3 Pt Sa Ça Pe
Kasım
11 12 13 10 4 5 6 7 8 9 11 12 13 10 4 5 6 Cu Ct
14 15 16 8 9 10 7 11 12 13 10 4 5 6 Ça Pe 14 15 16 8 9 10 7 Pa
11 12 13 7 Cu Ct 11 12 13
18 19 20 17 14 15 16 8 9 10 Pa 18 19 20 17
Aralık
21 22 23 15 16 17 14 11 12 13 21 22 23 15 16 17 14 1 2 3
25 26 27 24 18 19 20 18 19 20 17 1 2 3 25 26 27 24 18 19 20 5 6 7 4
28 29 30 22 23 24 21 21 22 23 15 16 17 14 28 29 30 22 23 24 21 8 9 10
31 25 26 27 25 26 27 24 18 19 20 5 6 7 4 31 25 26 27 12 13 14 11
28 22 23 24 21 8 9 10 29 30 31 28 15 16 17 3
29 30 31 28 29 30 19 20 21 18
31 25 26 27 12 13 14 11 22 23 24 10
Eylül 29 30 31 28 15 16 17 26 27 28 25
19 20 21 18
Şubat
29 30 17
Ekim Ekim
22 23 24 24
Pt Sa 26 27 28 25 /
31
Ça Pe 29 30
Kasım
Cu Ct
Pa
Pt Sa
1 2 3 Ça Pe Pt Sa
Cu Ct Ça Pe
Aralık
5 6 7 4 Pa Cu Ct
12 13 14
8 9 10
11 1 2
Pa
Pt Sa Mayıs
15 16 17 3 4 5 Ça Pe
19 20 21
22 23 24
18
10 11 12
6 7 8
9 3 4 5 1 2 Cu Ct
Pa Haziran
26 27 28 25 13 14 15 6 7 8 1 2 3 Pt Sa
Ça Pe
29 30 17 18 19 16 10 11 12 9 4 5 6 Cu Ct
24 20 21 22 13 14 15 7 8 9 Pa
Şubat Temmuz
/
31 25 26
23 17 18 19 16 10 11 12
27 28 29 14 15 16 13 1 2 3
Kasım 30 24 20 21 22 4
23 17 18 19 5 6 7
/
31 25 26
27 28 29 21 22 23 20 8 9 10 ğ
Pt Sa Aralık 30
28 29 30
24 25 26
27
12 13 14
15 16 17
11 27 28 29
30
16 17 18
23 24 19 20 21
22
13 14 15
10 11 12
16 17 18
Ça Pe 19 20 21 18 /
30 /31
25 26 27 20 21 22 19
Cu Ct
1 2 3
Pa
Pt Sa
Ça Pe 26 27 28
22 23 24
25 Mayıs Ekim 28 29
27 28 29
23 24 25
26
4 5 6 Cu Ct 30
7 8 9
10 11 12
1 2 3
Pa 29 30 31
Haziran Pa
Pt Sa Kasım
14 15 16 13 Ça Pe
Aralık
5 6 7 4 27 28 29 22 23 24 21 11 12 13 Cu Ct
17 18 19 30 31 25 26 27 14 15 16 4 Pa
21 22 23 20 8 9 10 29 28 17 18 19 4 Pt Sa
24 25 26 12 13 14 11 21 22 23 20 11 Ça Pe
Temmuz
15 16 17 11 1 2 Cu Ct
28 29 30 27 24 25 26 3 4 5 Pa
19 20 21 18 28 29 30 27 18 6 7 8 1 2 3 Pt Sa
22 23 24 18 10 11 12 9 4 5 6 Ça Pe
31 Cu Ct
26 27 28 25 Ağusto 25 13 14 15 7 8 9
10 11 12
Pa
29 30 31 P t Sa
Ça P e
Cu C t
s 25 26 17 18 19
20 21 22
16
14 15 16 13
5
1 2 3 4
24
/ 2 17 1 6
Merhaba sevgili Naber Dergisi okurları,
İşte yine biraz gecikmeli de olsa tekrar karşınızdayız.
Bu gecikmenin sebebini soracak olursanız “yatıp
uyumak, dergiyi savsaklamaktır” diye keşke sizlere
yavşakça cevap verebilseydik. Ama böyle değil!
Lanet olsun ki değil!
Sevgili okurlar, 2015 öyle bir yıldı ki, özellikle son
dönemecinde neredeyse ele avuca gelmez, yorumlanamaz
bir yıldı. “Bir mizah dergisinin tek ödevi; çağını
yorumlamaktır” şiarını kendine görev edinmiş dergimiz
de bu doğrultuda hayli bocaladı desek yalan olmaz.
Kaldı ki hazırladığımız bu dergi sanki 3 ayda (bazen de
4 ayda) bir yeryüzüne uğrayan kuyruklu yıldız gibi
bir dergi olunca takdir edersiniz ki bu ödev bizim için
hayli zor oluyor.
2015, üzerine ne söylesek eksik kalan, ne kadar
yorumlamaya çalışsak yalan olan, sürekli değişen zor
bir yıldı ve neyse ki bitti de kurtulduk. Ve bu sayı ile
Naber Dergisi de bir yılını tamamlamış oldu. Lütfen
“o kadar olmuş mu ya” demeyin sevgili okurlar; bir
yıl nedir ki? Altı üstü 4 Naber sayısıdır. O kadar da
abartmaya gerek yok yani...
Ama ne olursa olsun, şu anda elinizde tuttuğunuz sayı
tarihi bir sayıdır. Zira bu sayı ile Naber Dergisi’nde bir
dönemin kapanacağını size duyurmakta hiçbir beis
görmüyoruz. Çünkü biz kurulduğundan beri okuruna hiç
bir yalan söylemeyen, okuruna asla yalakalık yapmayan
ve karşılığında hiçbir saygı beklemeyen, bir derginin
hem mütevazi hem de g.tü kalkık olabileceğini gösteren,
okurlarına dergiden başka hiçbir şey satmayacağı sözünü
veren bir dergi olduk. Ve gördüğümüz kadarıyla geçmiş
3 sayı boyunca alan memnun, veren memnun oldu.
Umarız bu tarihi sayımızı da tıpkı bu hislerle okuyacak,
“ulan keşke buna verdiğim parayla sigara, döner v.s
alsaydım” demeyecek, bazı yerlerinde gülecek, bazı
yerleri için ise “olmamış, daha iyi olabilirdi” diyeceksiniz.
Hepinize iyi okumalar diler, şikayetlerinizi bize
bildirmenizi öneririz.
Sevgilerimizle
B
Hayvansı
ir hayvanın bir insanı sevmesi kadar içimi titreten iyi gelmiyor. Hayvanların gerçekliklerini bozuyor, onları
bir şey olamaz. Hayır, bir insanın bir hayvanı sev- depresyona sokuyoruz. Etinden sütünden yününden ya-
mesinden bahsetmiyorum. Az çok birbirimizi tanıyo- rarlandığımız yetmiyor bir de sevgisinden yararlanalım
ruz, insanın herhangi bir hayvanı sevmesinin altında istiyoruz. Hayvanları insan yapmaya çalışıyor, onlara
neler yattığını yada yatabileceğini hepimiz biliyoruz. insan isimleri takıyor, “oğlum”, “kızım” diye çağırıyoruz.
Beni düşündüren şey hayvanın bizi sevmesi. “Hiçbir
karşılık beklemeden sevmek” diye beylik lalar edecek
değilim. Elbette hayvanın bizi sevmekte, bize yanaş-
makta kendine göre bazı sebepleri vardır ama bu benim
Duygular İnsan gibi davrandıkları ölçüde onları seviyor, insan gibi
davranamayanları ise kovalıyoruz. İnsan, insandan bu-
lamadığı sevgiyi hayvandan bulmaya çalışıyor. Ve bence
bu durum karşısında hayvanlar ne yapacaklarını asla
içimin titremesine engel değil. bilmiyorlar. Delirttik hayvanları, etrafımızda dolaşan
bütün hayvanlar kafayı yemişler bence, acımadan zekalarını gerilettik.
Çocukluğum, hayvancılıkla geçinen bir köyde geçti. İnsandan çok hayvan
gördüm, koyunlar, inekler arasında büyüdüm diyebilirim. Bir avuç tuza koşan ko- Beşiktaş Eminönü arası sahil güzergâhını her zaman çok sevmişimdir. Bu yol,
yunların sevincini izlemeyi çok severim. Hasta koyun hapşırınca sümüğü havada öyle bir yoldur ki yürüdüğünüz zaman “gerçekten İstanbul’da yaşıyorum”, diyebilir-
nasıl döne döne gider çok iyi bilirim. Keçi yavrusu gıdiklerin kulağını ısırılınca siniz, adeta konsantre bir İstanbul’dur bu yol. Ne zaman gecenin bir vakti bunalsam
nasıl bağırırlar, damakları nasıl tırtıklıdır hâlâ hatırlarım. Ağlayan eşeğin ise göz bu yolda yürüyüşe çıkarım. Nedense etrata insanlar olmayınca bu yolda yürümesi-
yaşları akarken sanki “bak üzülme, ben iyiyim” dercesine kirpiklerini kırpması ise ni daha çok severim. İşte bir gece de yine böyle bunalmış, giyinip evden çıkmıştım.
aklımdan gitmez.
Tam Dolmabahçe Sarayı’nın Beşiktaş tarafındaki kapısının önündeki ağaçlı
Sonra şehire geldim, ama “şehir” deyince öyle gerçek bir şehir zannetmeyin. yoldan geçerken, ilerde bir köpek gördüm. Kıpırtısız duruyordu, kıllandım haliyle.
Köyden bozma, Türkiye’nin dört bir yanından gelen köylülerin oluşturduğu bir “Acaba İstanbul’u s.ktir edip geri mi dönsem, şimdi hiç köpekle muhatap olmaya-
mahalleydi bizimkisi. Sokaklarda parklarda atlar gezerdi, ineği olan aileler vardı. yım gecenin bu vaktinde” diye düşünüp bir müddet tereddüt ettim ama ayaklarım
İstanbul’da keklik besledim, güvercin besledim, saka, iskete, civciv besledim, pet bir şekilde geri basmadı. Gittikçe köpeğe yaklaşıyor, tedbir için bir yandan da ıslık
şişede su içinde kurbağa büyüttüm, kedim, köpeğim oldu. Mahalle deniz kenarında çalarak ona yalakalık yapıyordum. Hayvan ise kıpırtısızdı. Tam yanından ıslıklar
olunca deniz mahsulleri ile tanıştım. Çok iyi balık tutarım, derinlere dalıp midye çalarak ve g.tüm üç buçuk atarak geçiyordum ki, hayvanın ağzında bir şeyi çiğne-
çıkarabilirim. diğini gördüm. Benimle ilgilenmiyordu, bu hoşuma gitti, yanından geçerken bu se-
fer sevinçle ıslık çaldım. Kuyruğunu salladı bu iyiydi, “Tamam Umut tamam. Sktir
Ama hayvanlar ile benim aramda her şeyin kırılma noktası çocukken abim, git seninle ilgilenmiyorum, benim olayım başka” dercesine zoraki bir sallayıştı bu.
ben ve babamın çıktığı bir balık avında gerçekleşti. Biz midye kesiyor, balık yemi
yapıyorduk babam da balık tutuyordu. Bizim için uğursuz bir gündü, hiç balık Geçip giderken, birden durdum ve köpeğe yaklaştım. Önünde duran beni
yoktu. Bir de aksi gibi abimin terliği denize düşmüştü, ağlıyordu. Babam sinirli, biz görünce ağzındaki şeyleri düşürdü. 3 adet pet şişe kapağıydı bunlar. “Napıyo lan
üzgündük. bu, boğazına kaçacak” diye düşünerek, kapaklardan birine tekme attım. Koştu,
fırlattığım kapağı tekrar aldı. Kapakları bir türlü ağzında tutamıyor, illaki birini
Sonra bir balık geldi, babam hızla oltayı çekti, balığı sahile çıkardı. Görüntüsü düşürüyordu. Her kapak düştüğünde ben de yeniden tekme atıyordum. Garip bir
değişik bir balıktı. Oltadan balığı çıkarmak için uzandığında bir çığlık attı babam. oyun başlamıştı aramızda, belli bir zaman sonra kapakları bilerek düşürdüğünü,
Parmağı birden hızla şişmeye başladı. Babam bağırıyor, ben ve tek terlikli ağabe- benim tekme atmamı beklediğini fark ettim. Beraber, yürümeye başladık. Belli bir
yim, ona sarılmış, parmak şiştikçe ağlıyorduk. Yoldan geçen bir adam “Trakonya zaman sonra kapaklar ikimizi de kesmemişti, ben yol kenarına atılmış, pet şişelere
bu” dedi, çarpan balıkmış, “İşeyin parmağa, ancak öyle geçer” diyerek gitti adam. sevinçle koşuyor, tekme atıyor, o ise pet şişenin üzerine bir panter gibi atlıyordu.
Parmak gittikçe şişiyor, biz parmağa bakıyorduk. Babam “çıkarın, işeyin” diye Benim görmediğim izmaritlerin, kapakların artık önünde uzun uzun bakarak
sinirlice bağırdı bize. Emir büyük yerdendi, ortada gittikçe şişen parmak dururken duruyor, tekme atmamı bekliyordu. Kısa sürede bir ekip olmuştuk. Bir köpekle
ikimizde fermuarlarımızı indirdik, çıkarıp parmağa doğru doğrulttuk. Ailemiz ekip olmak, garip bir öz güven veriyor insana,. Bir hayvanın sevgisini kazanmak,
için garip bir andı. Üçümüz de bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını her şeyi unutturuyor. Yürüyüşüm değişmiş, bütün kimliğimi, yaşımı, hayattaki
hissediyorduk, ama ortada bir sağlık sorunu vardı. Benim çişim her zaman gelir, konumumu unutmuş sadece “pet şişe nerede, izmarit nerede?” diye düşünüyor-
üniversite sınavında bile sırf çişim geldiği için 1 saat erken çıkmış biriyim. Bu dum artık. Köpekle resmen aynı potada eridik, ikimizin zekası aynıydı artık. Ama
yaşımda bile bir yolculuğa çıkmadan önce 4-5 defa tuvalete giden bir insanım. köpek ona dokunmama asla izin vermiyor, sadece pet şişelere, kapaklara vurmamı
Ama heyecandan mıdır nedir, o gün nedense çişim gelmedi. Aksi gibi abimin de bekliyordu. Bu gururu daha çok hoşuma gitmişti.
çişi yokmuş, kuru kuru sallıyorduk babamın hasta parmağına. Parmak, gözlerimi- Bir yerde okumuştum, ne kadar doğru bilmiyorum ama köpekler belli bir zaman
zin önünde gittikçe şişiyor davul gibi oluyordu. “Denize bakın! Aklınıza su getirin. sonra sahiplerinin de kendisi gibi bir köpek olduğunu zannederlermiş, bu yüzden
hadi çabuk” diye acıyla bağırdı. İşeyebilmek için denize bakıyorduk, ama daha sık sık onlarla çitleşmeye çalışırlarmış. Allah’tan öyle büyük bir samimiyet olmadı
kötü bir şeyle karşılaştık. aramızda ama bu statü eşitleme bütün sıkıntılarımı unutturmuştu bana. Ta çocuk-
Denizin üzerinde yüzen yüzlerce ölü koyun, bize doğru geliyordu. Üçümüz luğumda kalmış o coşkuyu bana tekrar hatırlatmıştı bu köpek. İçim yaşama sevinci
denizde yüzen ölü koyunlara şaşkınlıkla bakarken, abimle ben istemsizce parmağa dolarak veda ettim sevimli dostuma.
doğru işemeye başladık. İki gün sonra yine evde otururken yaşamın bütün sıkıntıları tekrar-
Babamın acısı dindi, oltaları topladık ve onun arka- dan bastırmış, kendimi Beşiktaş-Eminönü güzergahına atmıştım.
sından terlik değiştire değiştire sırayla seke seke eve Bu sefer daha erken bir saatte çıktığım için etrata insanlar vardı
gittik. Sonradan öğrendiğimize göre meğerse boğaz- ve ne mutlu ki köpek yine oradaydı. Sevinçle koştum üzerine,
da iki gemi çarpışmış ve koyun taşıyan bir gemiden ağzında yine kapak vardı. Islık çaldım oralı olmadı,
dökülen hayvanlarmış o gördüklerimiz. sadece kapaklarını geveledi, İki sevgili geçiyordu
yanımızdan, çocuk köpeğin düşürdüğü kapak-
Her şeyin birbirine girdiği bir gündü, denizde lardan birine tekme attı, iki sevgili ile beraber
yüzen ölü koyunlar, babama karada saldıran bir koşmaya başladı köpek, eski dostunu s.klemedi
balık. O günden sonra hayvanlara bakış açım değişti. bile. Gerçekten alındım, kendimi aldatılmış gibi
Daha önce hayvan sevgim var mıydı bilmiyorum ama hissettim. Kalbim kırık bir şekilde köpeğin
hayvanlara karşı daha nötr bir tutum sergilemeye arkasından baktım.
başladım.
Bütün tadım kaçmış bir şekilde, yürü-
Bence insan ile hayvanın karşılaşmasın- yüşümü tamamlamadan eve dönerken öz
da garip, saçma sapan bir durum var ve eleştiri yaptım ve köpeğin bu hareketine çok
bu durumdan genellikle hayvanlar zararlı hak verdim. Çünkü bizi sevecekler diye, bize fayda
çıkıyor. Onları yememizden bahsetmiyo- sağlayacaklar diye delirttik hayvanları, kapak kemirir
rum. İnsanla karşılaşmak bile hayvanlara hale getirdik.
KORKAK
Guy de Maupassant
Dü ya ede iyaı ı e adide ese le i i siz oku la ıyla uluştu up, yaza la ı ı hayatla ı ı size a lat ayı
ki se talep et ese ile ke di e gö ev il iş yayı evi iz u sayıda F a sız ede iyaı ı usta kale i
Guy de Maupassa t’ı Ko kak adlı öyküsü ü sizle e su akta kıva ç duya .
Yaza - yılla ı a ası da yaşa ışı ve öykü üz u yılla da geç ektedi . Fakat çize ese i çizgiye
uya la ke ıkı a ık f ak, asto , şapka çiz ekte , aşka kıyafetle çiz ek isiyo u de iş ve öykü üzü
. Yüzyıl kıyafet ve kostü le i içi de çiz işi . Yei e iş, o alde yayı evi izi asla ka ul et eye eği
şey ola , ese e üdahale et e hakkı ı u öyküde had sahada kulla ışı . Bu u iye öyle olduğu u
ese i so u da okuya ağı ız akalede ise ke di e açıkla aya çalış ışı . Öyküyü, akaleyi ve ta ii ki
üdahale edil e iş üshası ı ulup okuya ve çize ese le e üdahale et eli i et e eli i? so usu a
ede le iyle e a e evap ve e ilk oku u uz izde i zalı Na e De gisi kaza a akı .
ISSN 2149-1887
2015 / 02
SAYI: 02 / FİYATI: 7 TL ISSN 2149-1887
KKTC FİYATI: 7.75 TL
2015 / 03
9 772149 188000 SAYI: 03 / FİYATI:
KKTC FİYATI: 7.757 TL
9 7 TL
772149 188000
ISSN 2149-1887 2015 / 01
7 TL
SAYI: 01 / FİYATI: TL
KKTC FİYATI: 7.75
9 772149 188000
Barış Manço
- Burak Saka -Sağlı
Umut Sarıkaya k - İngilizce
Anton Çehov - Müzik - Bomba Çıkmazı-Cinsellik - Bir takım Yazılar
-
n Ali Ediz - Rak
Hasa lilik Dünyası
i - Sevim Olmaz Olur mu
gage - Panik Ailes İçinden Ayrıntılar?
Kaptan Flig Mort türler - Hayatın O Kadar!
Buna Anlatan Karika
n, Onu 7 Lira - OHA! Vermem
O Zaman, Ne Kadar?
Bizi Bize Anlata - Hmm, Peki Alıyorum k Değiliz!
Sana Gelmez Abi
a Dergi Aldıraca
ım, Kimseye Zorl
Peki Tespit? - Tespitim
Naber Dergi Yayın Prodüksiyon Reklamcılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına
İmtiyaz Sahibi: Umut Sarıkaya Yazı İşleri Müdürü: Umut Sarıkaya
Adres: Yıldız mahallesi, Serencebey yokuşu Hasırcı veli sokak No:2 daire 6 Beşiktaş / İstanbul
3 AYLIK YAYGIN SÜRELİ YAYIN İletişim: naberdergi@gmail.com Baskı: UNİPRİNT BASIM SAN.VE TİC.A.Ş .Adres: Ömerli mahallesi,
2016/01 / SAYI: 04 - ISSN 2149-1887 Hadımköy-İstanbul cad. no:159 Arnavutköy/İstanbul Tel: 0212 798 28 40 Genel Dağıtım: DPP ( 0212 622 22 22 )
Naber dergisinde yayımlanan tüm karikatür, yazı, espri ve karakterlerin yayın hakları saklıdır. Yayınevi, çizerin ve yazarın yazılı izni alınmaksızın hiçbir yazılı, baskılı ve görsel yayın organında ve sanal ortamda kullanılamaz.