Professional Documents
Culture Documents
Konu 6
Konu 6
91886
Öz
İnsan derisi tarih boyunca temsil yüzeyi
ler gibidir: benin kilitlendiği beden, aynı nesne konumuna gelir. Batı düşüncesinin 2 Şiir çevirisi Cevat Çapan’a aittir. Pessoa, F.
2009. Uzaklıklar, Eski Denizler (çev. Cevat
zamanda varlığın ‘yaşama’sının anahta- aksine Taoizm, Zen, Budizm gibi Doğu Çapan). İstanbul: Can Yayınları, s.102.
Şekil: 1
dinlerinde ve İslâm düşüncesinde ise söz İnsan her zaman taşıdığı ben tarafın-
Le penseur (The Thinker), Auguste Rodin, 1880
(1996, foto: Ilse Schneider-Lengyel, s.15). konusu kategoriler birbirleriyle sürekli dan telef edilir:
Şekil: 2 etkileşim içinde kavranır, birbirlerini var Bir isme sahip olmak kesin bir yıkılma
Melancolia I, Albrecht Dürer, 1514 (Panofsky,
s.209).
eden karşıtlıklar olarak ele alınır. Karşıt biçimine talip olmaktır.”
Şekil: 3 kutuplar birbirlerine bağımlıdır ve onları E. M. Cioran (1911-1995)
Sanatçının Kendi Portresi, Albrecht Dürer, birbirlerinden ayrı düşünmek olanaksız- (Cioran, 2015, s.9)
1500 (Prinz, s.46).
dır.3 Bu bağlamda, beden mefhumunun
Bu noktada, varoluşsal sorgulamaların
ilişkide bulunulan ya da bulunulmayan
temel unsurları olan beden ve ben kavram-
kutuplardan biri olarak tarih boyunca ben- larının modern öncesi kültürlerde dünya ile
lik ile ilişkisinin bir sorunsal oluşturduğu kurulan ilişkide modern çağrışımlarından
3 Doğu ve Batı felsefelerinde beden, ruh,
akıl ilişkisi hakkında şu kaynaktan
söylenebilir. Nitekim, resim, heykel gibi farklı niteliklere sahip olduğuna dikkat
yararlanılmıştır: Yurtsever, Âli; Tasa görsel sanatlarda sıklıkla rastlanan, bakış- çekmek önemlidir. İnsanın dünya ile
U. B. 2016. Redefining the Body in
Cyberculture - Art’s Contribution to a New ları maddesel gerçekliğe odaklanmaktan kurduğu ilişkide, sıklıkla aşkın (İng.: trans-
Understanding of Embodiment [çevrimiçi]
Erişim yeri: https://www.researchgate.
çok, uzaklara ya da kendine yönelmiş, cendent) bir birlikte bütünleştirilmek için
net/publication/242098373_Redefining_ elini yanağına dayayarak başını destekle- araçsallaştırılan ölümlü bedende ikâmet
the_Body_in_Cyberculture_Art%27s_
Contribution_to_a_New_Understanding_ yen insan tasvirlerinde beden (bknz: Şekil 1; eden ve ölümsüz bir varlığa karşılık gelen
Şekil 2)4 kendi anlamını keşfe çıkan insanın
of_Embodiment [Erişim Tarihi: 26 Şubat
2018]. ‘ben’, özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısın-
4 Her ne kadar Dürer (1471-1528) ve çıkmazının ifadesinde bir sınır olarak dan itibaren ivme kazanan dünyevîleşme
Rodin’in (1840-1917) eserlerindeki
özneler, henüz -büyük ölçüde- aşkın vurgulanırken bile insanın yönelebileceği süreçleriyle birlikte, modernliğin sürekli
bütünsellikler ile tanımlanan bir dünyada
yer almaları nedeniyle modern olarak
tek olanak olarak kendini gösterir. Başka olarak dünyaya içkin (İng.: inherent) yeni
değerlendirilemeyecekse de, Rönesans ile bir ifadeyle, –Binswanger’in sözleriyle– değerleri bir yandan inşa edip diğer yandan
birlikte dünyevî insan üzerine düşünme
eğiliminin kendini göstermeye başladığı bir “insan her zaman bir şekilde bedendir... imha eden, insan üretiminin kaosu içinde
bağlamda yer alırlar. Bunlar, henüz tam
anlamıyla dünyevî benin çıkmazlarıyla
bu onun sürekli bedeniyle konuştuğu ya ‘benin özneyi sürekli telef ettiği’ ve bede-
yüzleşen özneler olmasa da, verili da kendini ifade ettiği anlamına da gelir” nin de öznenin dünyevî yaşamına içkin
dünyada yer alan öznenin konumunun
değerlendirildiği bir bağlama sahiptir. (Borgna, 2014, s. 86). İlk çağlardan itibaren bir temsiliyet aracı olduğu bir bağlamda
Nitekim Dürer, resim geleneğinde İsa
Mesih’in tasvir edildiği şekilde resmettiği yapılan varoluşsal sorgulamalar, ister aranır. Eski kültürlerde, bireysel bir varlık-
ve sıklıkla sanatçının yaratıcı gücüne
referans verdiği yönündeki yorumlarla
Batı düşüncesinde ruh, akıl, zihin, benlik tan ziyade, aşkın olanın dünyadaki sûreti
dikkat çeken kendi portresine (bknz: gibi kavramlarla dikotomik ilişkiyle, ister olarak ele alındığı söylenebilecek bu ‘ben’,
Şekil 3), adı ve soyadının baş harflerine
ek olarak ‘Rabbimizin yılı’ anlamındaki Doğu düşüncesindeki ruh, benlik, beden modern öznenin kendini tanıma arayışla-
‘Anno Domini’nin baş harflerini imza
olarak kullanırken bile, dünyevî insanın
birlikteliği aracılığıyla ele alınsın, sıklıkla rında öne çıkan ‘ben’den temelde farklıdır.
yaratıcılığını düşüncesinin nesnesi kılarak, ‘beden’ mefhumu üzerinden geliştirilen Özne-nesne yarılmasının henüz gerçek-
dönemin dönüşen eğilimleri hakkında fikir
verir. sorgulamalardır. leşmediği, –yani, öznenin henüz kendi de
Sayı 27, Mayıs 2019 143
Melek Kılınç
benlere/dünyaya, i/ş-m/leme sürecindeki içkin olan temas alanının olanaklarına html?pagewanted=all [Erişim Tarihi: 26
mayıs 2016].)
acı, şiddet deneyiminin gerçekliğini yan- tabi kılınması şeklinde yorumlanabilir. 14 ABD’li şarkıcı Janis Joplin (1943-1970)
sıtır. Ancak bu acının bilinçli bir şekilde Benzer şekilde deri de işlenerek dokunsal dövmeyi kendi imajının bir parçası olarak
kullanan ilk isimlerdendir. Sevenleri, aşırı
üretilmesi ve deriye yapılan tahribatın çağrışımlarının ötesine taşınır ve temsil doz uyuşturucuyla gerçekleşen ölümünden
sonra, göğsündeki minik kalp dövmesinden
kontrollü bir tahribat olması onu herhangi yüzeyine dönüşür. Bu temsil yüzeyi – kendi bedenlerine yaptırarak Janis’e
bir yara ile oluşan acıdan ayırırken, adeta diğer temsil yüzeylerinden farklı olarak– duydukları sevgiyi i/ş-m/lemiştir. Bu tür
bir atıf ile yapılan i/ş-m/leme, sıklıkla
benin beden üzerindeki iradesini dünyaya dokunmak, dokunulduğunu hissetmek, tekinsizlik, isyan gibi bağlamlarda üretilen
nispeten ‘saklı’ i/ş-m/lemelerin aksine
ispatlar. Böylelikle ben, bu deneyim ile temas etmek için var olmayı sürdürmesi birleştirici bir nitelik taşır.
nedeniyle imgeyi yalnızca görmenin değil, biridir ve ‘ben’, düşüncesinin dil aracılı-
dokunmanın da nesnesi kılar. ğıyla gerçekleşen yankısıyla idrak eder. Bu
Yazı noktada, dilin bir kodu, başka bir ifadeyle,
düşünsel akışta ifade edilen sözün başka
Ölümlü bedeninden ayrılacak beni için
ölümsüzlük arayan öznenin kuşkusuz en bir akıştaki görsel temsili olarak yazının –
önemli araçlarından biri de dildir. An- ki her temsil gibi düşünceyi kendi sınırları
latmak, yazmak, geçen zamandan kalıcı ve olanakları çerçevesinde yeniden üreten
olabilecek bir şeyler bırakmak öznenin bir temsildir bu– benin keşfinde etkin bir
belleğini, dolayısıyla beninin varlığını orta- diğer mecra olduğu söylenebilir.
ya koyma çabası olarak değerlendirilebilir. Platon yazıyı, yalnızca zihinde var olan
Foucault (2006, s. 72,73), Odysseus’un dil gerçekliği zihin dışında üretiyor gibi gös-
aracılığıyla sürekli kendi imgesini doğu- termesi nedeniyle insan dışı (İng.: inhuman)
rarak ölümün sınırından öteye geçtiğini şu bir yapaylık olarak değerlendirir (Ong, 1992,
sözlerle belirtir: s. 296). Nitekim Batı episteminde daha son-
“... ölümün sınırı, dilin önünde ya da ra –özellikle Descartes ile birlikte yaygın-
daha doğrusu dilin içerisinde sonsuz laşan– benin zihinde ikamet ettiği düşünce-
bir uzamın kapılarını açar. Ölümün her si, zihin dışında üretilen gerçekliğin insana
an gelme tehdidi karşısında dil aşırı ait olmayan bir manipülasyon oluşturduğu
bir aceleyle yoluna devam eder, ama yargısını kuvvetlendirir. Platon’un bu yak-
aynı zamanda yeniden başlar, kendini laşımı, 1960’lı yıllardan günümüze yoğun
anlatır, öykünün öyküsünü ve bu iç olarak gündeme gelen insan-insan dışı olan
içe geçişin asla bitmeyeceğini keşfe- arasındaki ilişkinin tarih boyunca birbirine
der. Ölüme doğru yol alırken yansır; geçtiği yönündeki değerlendirmelerin yay-
aynaya benzeyen bir şeyle karşılaşır; gınlaştığı bir bağlamda tartışmalı olmakla
kendini durduracak olan bu ölümü birlikte, yazı ve düşünce arasındaki mesa-
durdurmak için yalnızca tek bir güce feyi ortaya koyması açısından önemlidir.16
sahiptir; sınırsız bir ayna oyununda İnsan düşüncesinin, –kaçınılmaz şekilde
kendi imgesini doğurmak.” zamansal bir mesafenin de dahil olduğu–
Bu noktada, Foucault’nun Odysseia’da, görsel bir temsilinin oluşturularak yeniden
Odysseus’un ölümü uzaklaştırmak, değerlendirilmesini sağlayan bu mesafe,
bertaraf etmek için anlattığı geriye dönük aynı zamanda, onun yeni bir düşünmenin
olayları ancak başkasının ağzından duy- nesnesi olarak ele alınmasını da mümkün
duğunda ölecek olduğu gerçeğini idrak kılar. İnsanın kendini ifadesinin ve keşfinin
ettiğini belirtmesi dikkat çekicidir. Odys- süreğen aracı olan dilin görsel temsili (yazı),
seus, kendi anlattığı hikâyeleri başkasından hem düşüncenin yeniden üretimi hem de
duyduğunda, duyulduğunu kendinde his- ‘olay’ olan sözün akıcılığından edinilmiş
seder, bedeninin ölümlülüğü ile kendi beni bir tür kesit olarak benin keşfi için ihtiyaç
üzerine katlanarak yüzleşir. Özne, kendi duyulan mesafelenmeyi ortaya koyar.
mevcudiyetini temsil etmek için ölümlü Düşüncenin farklı bir şekilde yeniden
olmayan uzama yerleşen söze başvurarak, duyumsanmasını sağlayarak onu yeniden
ebediyete kendinden bir mesaj yayarken, üretir. Tıpkı, Odysseus’un anlattığı hikâ-
sözün duyulmasıyla mesaj kendine geri yeleri başkasından duyduğunda yaşadığı
yansıyacaktır.15 Bu durum yazıya ölümsüz- idrak gibi, yazı –bu kez kendi edimine
15 Odysseus’un söz konusu idrakine daha önce lük bahşedilen modern-öncesi zamanlarda içkin bir şekilde– katlanarak mesajı geri
Fatih Özgüven de Bilge Karasu üzerine olduğu gibi benliğin imhasının ve yeniden yansıtır; sözün görsel bir kodu olan yazı,
yazdığı yazıda dikkat çeker: Özgüven, F.
2013. Karanlık Bir Yalı Üzerine Metin. İçinde: üretiminin, sürekliliğinin esas olduğu doğası gereği yaydığı mesajı yansıttığı yü-
Akay, A. (haz.) Teorik Bakış - 1- Bilge Karasu
İstanbul: Sel Yayıncılık. modern zamanlarda da söz konusudur; dil, zeyde yeniden üretir. Bu bağlamda, benin
16 Metinde oldukça kapsamlı bir inceleme ben’in modern kaos ortamına direnerek ya keşfi ile olan ilişkisi üzerinden ‘yazı’nın,
alanı oluşturan yazı ve dil konularına,
benin keşfinde araçsallaştırılan deri i/ş-m/ da onda devinerek sürekliliğini, kalıcılığını yazma ediminin, deriyi i/ş-m/leme edimine
lemeleri bağlamında değinilmesi sebebiyle,
yalnızca dolaysızca ilişkili bulunan noktalar
sağlayacak, içkin bir ölümlülükte varlığını paralel olduğu söylenebilir. Dolayısıyla,
dahilinde, sınırlı yer verilmiştir. temsil edecek esas arayışındaki araçlardan söz konusu iki paralel edimin birlikteliği,
Sayı 27, Mayıs 2019 147
Melek Kılınç
yani yazının deriye i/ş-m/lenmesi benin üzerine yavaş yavaş yazı ve şekiller ile
keşfi açısından ayrıcalıklı bir durumdur; kazıyan bir makine ile gerçekleşir. Yazı,
deri i/ş-m/lemenin ve yazının yoğun geri asker tarafından sürecin yarısına gelindi-
dönüş taleplerinin, deri-benin arayışları ğinde anlaşılır bir metne dönüşse de, ceza
ve çıkmazları için işe koşulduğu güçlü bir söz ile duyduğu değil yazı ile bedeninde
çağrıdır. hissettiği bir gerçeklik olur. Benzer şekilde
Modern-öncesi topluluklarda da deride Peter Greenaway’in yönettiği 1996 yapımı
yazı imgelerine rastlanmakla birlikte, The Pillow Book adlı filmde de, Nagiko’ya
günümüzde yazı dövmelerine karşı artan babası çocukluğundan beri her doğum
ilginin, benin keşfinin modern bir sorun- gününde 10. yüzyıldan kalma bir günlük-
sal olmasıyla dolaysızca ilişkili olduğu teki şiirlerden kaligrafik dövmeler yaptırır.
söylenebilir. Yazı dövmeleri günümüzde Nagiko genç bir kız olduğunda da şiirlerin
oldukça yaygın bir şekilde uygulanmakta çıplak bedenine i/ş-m/lenmesine yoğun tut-
olup günlük yayınlarda17 bile kendine yer ku duyar. Aşkı adeta duyduğu sözlerde de-
bulmaktadır. Bu yayınlar, yazının neden ğil, bu şiirleri bedeninde hissettiği zaman 17 Örneğin BBC Magazine’de 2013 yılında
yayınlanan ‘Yazı Dövmesinin Yükselişi’ (De
dövme olarak tercih edildiğine dair güncel yaşayabilmektedir. Günlüklerin insanların Castella, Tom. 2013. The Rise of the Text
felsefî düşünceler, sloganlar, aforizmalar- mek’ için yazıldığını söyleyen Nagiko’nun, [Erişim Tarihi: 22 Haziran 2018]) ya da
güncel sanat yayınlarındaki “Et/Beden/
dan oluşabilen yazı içerikleri dövme sahip- sözlerin bedenine i/ş-m/lenmesi ile kendi Deri Yapımı Sözcük” (Rosen, C. 2015. The
Flesh Made Word. [çevrimiçi]. Erişim yeri:
leri tarafından ‘görsel bir imgenin ulaşa- varlığına bir çağrıda bulunduğu söylene- http://www.iasc-culture.org/THR/THR_
mayacağı derinliğe sahip olmaları’ ya da bilir. Her ne kadar Nagiko’nun dövmeleri, article_2015_Summer_Rosen.php [Erişim
Tarihi: 22 Haziran 2018].) gibi.
‘yazıyı kendi dışındaki yabancılara açarak gerçek anlamda acı ile bedene işlenen 18 Bu noktada, Victor Hugo’nun Notre-Dame
kişinin yazı ile daha yakın bir ilişki kurma- türden bir dövme olmasa da, film boyunca de Paris (1831, Tr.: Notre Dame’ın Kamburu)
adlı romanının “Ceci tuera cela… (Bu,
sına’ olanak tanıması, ‘kendi kendilerine kimi zaman fırça ve kalem, kimi zaman şunu öldürecek…)” başlıklı alt bölümünde,
insanlığın bilgisini gelecek nesillere aktaran
bir hatırlatıcı’, ‘hem biricik olmayı hem de projeksiyon ile i/ş-m/lenen yazı derinin do- tek kaydedici olan mimarlığın söz konusu
bir şeylerin parçası olmayı sağlaması’ gibi kunsallığı ve görselliğini birbiri içine geçi- aracılık konumunu matbaanın 15. yüzyılda
icat edilmesinin ardından yitirdiğini
çeşitli nedenlerle tercih edilir. rerek Nagiko’nun benini var eden tutkunun belirtmesi ilgi çekicidir. Bu kez zihinsel
olan (yazı) ve bedensel olan (mimarlık)
bir temsili olarak karşımıza çıkar. Her iki ayrı niteliklere sahip olmaları nedeniyle
Bu bağlamda, yazının deriye i/ş-m/lenme-
örnekte de sözü bedende gerçeklik olarak değil; tam da birbirleri yerine geçebilir
si, deriyi, adeta okunmayı ve aynı zamanda olmaları nedeniyle kutupsallaştırılır. Bu
hissettirme/hissetme arzusuyla yapılan yazı bağlamda, metinde ileride değinilecek olan
dokunulmayı bekleyen bir kitap sayfasına Jenny Holzer’in, Hugo’nun mimarlık ve
i/ş-m/lemelerinin, aksi takdirde zihinsel yazının her ikisinin de ‘insanlığın bilgisini
dönüştürürken, sıklıkla alıntılanan yazının
düzeyde yaşanacak olan ıstırabın/tutku- aktarma becerisine sahip’ oldukları
bağlamını da işlendiği benin bireysel ve tespitini çağrıştıracak biçimde, ancak yazıyı
nun boyutlarını bedensel boyuta taşımada mimarlığa tercih etmek yerine ikisini üst
fiziksel varoluşuna bağlar. Yazı artık, hem üste bindirme yoluna gittiği; böylelikle
etkinleştirildiği söylenebilir. tıpkı deri üzerine i/ş-m/lenen yazılar gibi,
i/ş-m/lenen ben, hem de onu okuyan benler bedensel kaydı (mimarlığı) zihinsel kayıt
açısından i/ş-m/leme sürecine dair geri Jenny Holzer (yazı) ile bütünleştirerek, bedensel olana
zihinsel, zihinsel olana bedensel gerçekliğin
dönülemezlik, acı, şiddet, tahribat gibi çağ- Amerikalı sanatçı Jenny Holzer’in19 sirayet etmesini amaçladığı ileri sürülebilir.
rışımlar ve ölümlü bedenin duyumsama ve (1950 - ) işleri söz konusu iki paralel edimi
19 Jenny Holzer, 1950 yılında Ohio, Gallipolis’de
doğmuştur. Güzel sanatlarda lisans
duyumsanma organı olan derinin fiziksel- (yazı ve deriyi/mimari cepheyi i/ş-m/leme derecesini 1972 yılında Athens University
of Ohio’da, uzmanlığını ise 1977 yılında,
liği ile vardır. Aynı zamanda, sıklıkla ‘zi- edimlerini) öne çıkarmış olması nedeniyle Providence Rhode Island School of
hinsel’ olarak addedilen yazının ‘bedensel’ dikkat çekicidir. Holzer, 1970’li yıllardan
Design’da tamamlamıştır. University of
Ohio, Rhode Island School of Design ve
olan deri ile üst üste bindirilmesi, özellikle günümüze kadar uzanan pek çok işinde New York New School University’de fahri
doktora çalışmalarında bulunmuştur. Erken
Batı düşüncesinde ayrı kutuplar olarak ele yüzey-yazı ilişkisi ile çalışır.20 Sanatında dönemlerinde soyut resim çalışmaları yapan
alınmış iki kategorinin aşkınlıklardan arın- sıklıkla ‘hayatta kalma eğilminde olan’ ile
sanatçı, daha sonra işlerinin merkezine
yazıyı yerleştirmiştir.
mış bir arayışta araçsallaştırılması olarak ilgilendiğini belirten Holzer (1985), insan- 20 Öne çıkan işleri arasında sırasıyla “Truisms
okunabilir.18 ların inançlarını, tutumlarını ve bazen de
(Apaçıklıklar; 1977-1979)”, “Inflammatory
Essays (Kışkırtıcı Yazı; 1979-1982)”, ”Living
Yazıyı bedende bir gerçeklik olarak yapabileceklerini somutlaştırmayı, temsil (Yaşamak; 1981-82)”, “Survival (Hayatta
Kalma; 1982-83)”, “Under A Rock (Bir
hissetme arzusu çeşitli şekillerde karşı- etmeyi denediğini vurgular. Cinsellik, Kayanın Altında; 1986-87)”, “Laments
(Ağıtlar, 1987-89)”, ”Mother and Child
mıza çıkar. Yazı ve i/ş-m/leme ile ilişkisi savaş, şiddet, ölüm, doğum gibi konular (Anne ve Çocuk, 1990)”, “War (Savaş,
açısından Franz Kafka’nın Ceza Sömürgesi etrafında ürettiği, toplumsal insan benliği- 1992)”, “Lustmord (Seks Cinayeti, 1993-94)”,
“Erlauf (1995)” ve son zamanlara kadar
adlı hikâyesi ilgi çekicidir. Hikâyede suç nin dünya ile kurduğu ilişkinin fiziksel ve yaygın olarak mimari ve peyzaj üzerine
yapmış olduğu yazı projeksiyonları ile LED
işleyen askerin cezası, cezayı suçlunun psikolojik çıkmazlarını, arayışlarını ifade uygulamaları sayılabilir.
Şekil: 5
Jenny Holzer, Living (1981-82) Serisinden:
“Some days you wake up and immediately...
(Bazı günler uyanırsın ve hemen ardın-
dan...)” (URL 8).
Şekil: 6
Jenny Holzer, Survival (1982-83) (Hayatta
Kalma) Serisinden: “Die fast and quiet...
(Hızlı ve sessiz öl...)” (URL 9).
eden yazılardan oluşan işlerini dünyanın nan metinler ile en iyi etkiyi’ yaratacağını
önde gelen müze ve sergi salonlarının yanı düşünür. Bu nedenle zorunlu bir açıklama
sıra –esas önemsediği alan olan (Holzer, gerekliliği bulundurmayan ve tanıdık bir
1985)– kamusal alana da taşır. Geniş çeşit- gösterge sistemi olan yazı, Holzer için
lilikle pek çok yüzeyi yazı yerleştirmeleri daha fazla insanın düşünmesini sağlayan
için kullanır. 1977 yılında New York’ta araç olurken, onları beklenmedik zaman ve
gerçekleştirdiği “Truisms (Apaçıklıklar)” mekânlarda insanlarla buluşturur.
işinde yer verdiği güncel politik tartışmalar Erken yıllarında soyut resimle ilgilenen
ve bireysel çıkmazlardan oluşan sloganvari Holzer (1985), resmin onun için ‘önemsiz-
yazılar, daha sonra reklam panolarında, leşmesi’nin ve yazı temelli işlere yönel-
tişörtlerde, elektrikli tabelalarda sergilenir- mesinin politik ve estetik açıdan iki sebebi
ken; “Living (Yaşamak)”, “Survival (Hayatta olduğunu belirtir. Politik sebebi olarak ya-
Kalma)” gibi sonraki pek çok serisinde zının ‘şeyler hakkında oldukça açık olmayı
de yazıları, kurumun, otoritenin simgesi mümkün kılması’nı, ‘sadece söyleyerek’ ele
olarak gördüğü bronz levhalara, kentsel aldığı tekinsiz konular hakkında yardımcı
mekânlardaki taş banklara, LED tabelalara olabilecek bir yol sunma potansiyelini gös-
yerleştirir. Günümüze kadar uzanan çalış- terir. Estetik açıdan ise, hiçbir zaman anlatı
malarında kentsel peyzaj, tarihi köprüler, resim yapmayı istemediğini ve kendisi için
ikonik mimari yapıların cepheleri sanatçı 1977 yılının sanat ortamının artık resim
için hem kendi yazdığı, hem seçerek, alın- için bir açmaz olduğunu belirtir. Yazının
tılayarak yeniden ürettiği yazılara temsil ve kamusal alanın her ikisinin de hem
yüzeyi olur. Müzeleri ziyaret eden insan- herkese dolaysızca ulaşabilirliği sağlayan
lardan daha fazlasına ulaşmak isteyen Hol- hem de kişisel, toplumsal, kentsel sorun-
zer (1985) ‘özellikle bir şey düşünülmediği ların –dolayısıyla arayışların da– kendine
bir anda, beklenmedik bir şekilde rastla- yer bulduğu araçlar olması, onların Holzer
Şekil: 7
Jenny Holzer, Inflammatory Essays”
(Kışkırtıcı Yazılar; 1979-82), (URL 10).
tarafından tercih edilme sebebi olarak de- sırasında kadınlara yönelik cinsel şiddete
ğerlendirilebilir. Bu nedenle, Holzer’in te- odaklanır. 1992-1994 yılları arasında ger-
mel aracı yalnızca yazı değil, yazı ve onun çekleşen savaş sırasında, tecavüze uğrayan
yerleştirildiği yüzeydir; yazının niteliği kadınların haberlere konu olmasıyla, o
kendi içeriğiyle olduğu kadar, yerleştirildi- zamana kadar savaşın getirdiği bir olay
ği yüzeyin bağlamı ile de tanımlanır. olarak sorgulanmayan tecavüz konusu bel-
Metin bağlamında, sanatçının insan ki de ilk defa dünyanın dikkatine açık hale
derisi-yazı ilişkisine yaklaşımını ortaya gelir. Bu bağlamda, Holzer’in işi, savaş
koyması ve çeşitli tarih ve mekânlarda henüz sürerken üretilen oldukça refleksif
adeta kentsel bir deriymişçesine peyzaj ve bir iş olarak değerlendirilebilir.
mimari cepheler üzerine yansıttığı medya Sergi, Holzer’in tecavüz ve cinayetlerin
tabanlı yazı yerleştirmelerinin de değer- kurbanları, şahitleri ve failleri şeklinde
lendirilmesi için uygun ipuçları taşıması oluşturduğu üç grubun ağzından keçeli
nedeniyle Lustmord (Seks Cinayeti) serisi kalem ve sıradan el yazıları ile insan derisi-
önem kazanır. nin üzerine yazılmış şiir dizelerini andıran
yazıların ayrı ayrı çekilmiş fotoğrafları ve
Lustmord (Seks Cinayeti, 1993-94) masalar üzerinde bulunan kadın bedeni
Holzer’in ilk olarak 1992-1993 tarihinde kemikleri ile hazırlanır. Deriye yazılmış
sergilenen Lustmord (Seks Cinayeti) adlı bu ‘kurban’, ‘şahit’, ve ‘fail’ şiirlerinin
çalışması, sanatçının deri-yazı ilişkisine dizelerinin fotoğrafları karışık yerleştiril-
bakışı hakkında fikir vericidir. Lustmord miş olmaları sebebiyle bir bütünlük içinde
Almanca bir kelimedir ve sıklıkla tecavüz kavranmaz, böylelikle dizeler düzensiz bir
ile ilişkili bir cinayeti ifade eder. Seri, şekilde üst üste binerken, izleyen kurban,
Holzer’in 1992-1993 yıllarında tecavüz, şahit ve failin dizeleri arasında gidiş geliş-
cinayet, ölüm konuları etrafında yazdığı ler yaşar. Savaş sırasında tecavüzün silah
yazılardan oluşur. Özellikle Bosna Savaşı olarak kullanımına dikkat çeken Holzer,
Şekil: 8
Jenny Holzer, Lustmord (Seks Cinayeti, 1993),
(URL 11).
Şekil: 9
Jenny Holzer, New York, 1985-1986 (URL 12).
Şekil: 10
Jenny Holzer, Bregenz, 2004 (URL 8).
Şekil: 11
Jenny Holzer, Bregenz, 2004 (URL 8).
Şekil: 12
Jenny Holzer, Paris, 2009 (URL 8).
lerin de duyumsadığı yüzeyler olarak önem tahribat deneyimini içeren, kalıcı, somut
kazanırken, kentsel, toplumsal, politik bir iz/yara söz konusu değilse bile– kent-
içerikli yazıların kentlilerin düşünceleri ve sel bellek üzerinde etkili bir iz bırakır. Bu
eylemleri üzerinden tekrar kente yansıya- bağlamda derinin, 20. yüzyılın sonlarından
cak olması, –duyumsandığını kendinde itibaren aşkın bir birlikten koparak özneler
hisseden modern deri-ben gibi– kentin arası iletişimin mekânı, benlik-dünya
derisinde/mimari cephelerde karşılık ilişkisinde benliğin temsiliyetinde temel
bulacaktır. Bu yönüyle kentin derisi olan metafor olması gibi, Jenny Holzer’in işle-
mimari cephelerdeki yazılar, dokunsal- rinde de kentsel, fiziksel çevredeki mimari
lığa içkin temas etme ve temas edilme cepheler/yüzeyler adeta kentsel bedenin
edimlerini hatırlatır şekilde, yaşayan bir derisi, sınırı olarak, dünya ile ilişkinin
organizma olan kentin dinamik benlerinin temsiliyetinde yazı ile birlikte temel araç
çağrısını hem görsel hem de –karşılıklılık olarak değerlendirilir. Kimi zaman baskın
esası açısından– dokunsal bir mecraya ideoloji tarafından darbe almış bedenlerin,
taşır. Mimari deri iletişimin somut arayüz- kimi zaman ise bireysel çıkmazların varo-
leri olarak kentlilerin birbirlerinin, geç- luşsal sorularını günlük hayatın içindeki
miş ve geleceğe yönelik kentsel belleğin söz konusu yüzeylere –geceleri yansıtarak–
yüzeyde bir yansıtıcısı olarak işler. Bu yerleştirdiği işleri, insan derisi üzerindeki
yansılar, birbirinden bağımsız –ve çoğu dövme, piercing gibi daha çok ‘yeraltı’na
zaman kamusal mekânda buluşma olanağı özgü olduğu söylenebilecek saklı olanın
bulamayan– bireylerin ortak kentsel ve ifşasının yarattığı tekinsizliği anımsatır.
toplumsal ıstıraplarıyla kentsel deride, Bu bağlamda, Holzer’in, işlerinde sanat-
bir çağrı umuduyla oluşturulmuş yaralar sal iletişimin birinci aracı olarak yazıyı
olarak değerlendirilebilir. seçmesi ve sloganvari metinlerini herkesin
Holzer kentsel deneyime yapmış olduğu algısına açık mekânlara, müzelerin dışına
müdahalede –yine her ne kadar deri üzeri- çıkarması ile aşkın bir birlikten kopmuş
ne yapılan i/ş-m/lemeler gibi fiziksel acıyı, imgelerin, yaraların, damgaların, dövme-
Şekil: 13
Jenny Holzer, Floransa, 1996 (URL 8).
Şekil: 14
Jenny Holzer, San Diego, 2007 (URL 8).
•
(s. 293-320), Amsterdam/Philadelphia: John
sağlayacağı söylenebilir Benjamins Publishings Company.
Özgüven, F. (2013), Karanlık Bir Yalı Üzerine Metin,
D. Yaşat içinde, Teorik Bakış-1-Bilge Karasu,
İstanbul: Sel Yayıncılık.
Panofsky, E. (1971), The Life and Art of Albrecht Dürer,
Princeton, New York: Princeton University Press.
Pessoa, F. (2009), Uzaklıklar, Eski Denizler, (çev. Cevat
Çapan) İstanbul: Can Yayınları.
Prinz, W. (1996), Albrecht Dürer- Catalogo Completo,
Firenze: Octavo.
Ruf, B. (1996), Tautological Revelations-Linguistic
Monuments-Trojan Horses, J. Holzer içinde,
Lustmord (s. 107-114), Thurgau: Cantz.
Schrift, A.D. (2013), Özneyi Yeniden Düşünmek-Kişi
Nasıl Olduğundan Başkası Olur?, S. ER içinde,
Nietzsche Paris’te-Fransızların Nietzsche
Okuması (s. 235-255), İstanbul: Otonom
Yayıncılık.
Thomas, N. (2014), Body Art, London: Thames & Hudson.
İnternet Kaynakları
URL 1: De Castella, Tom. 2013. The Rise of the Text
Tattoo. [çevrimiçi]. Erişim yeri: https://www.bbc.
com/news/magazine-24306141) [Erişim Tarihi: 22
Haziran 2018].
URL 2: Dreifus, C.; Jablonski N. G.2007. Always
Revealing, Human Skin Is an Anthropologist’s
Map [çevrimiçi]. Erişim yeri: https://www.
nytimes.com/2007/01/09/science/09conv.html,
[Erişim Tarihi: 22 Haziran 2018].
URL 3: Holzer, J. 1979-82. Inflammatory Essays.
[çevrimiçi]. Erişim yeri: http://www.tate.org.uk/
art/artworks/holzer-inflammatory-essays-65434,
[Erişim Tarihi: 24 Haziran 2018].
URL 4: Holzer, J. 1985. Language Games: Interview With
Jeanne Siegel. [çevrimiçi]. Erişim yeri: https://
msu.edu/course/ha/452/holzer.html, [Erişim
Tarihi: 6 Temmuz 2018].
URL 5: Rosen, C. 2015. The Flesh Made Word. [çevrim-
içi]. Erişim yeri: http://www.iasc-culture.org/
THR/THR_article_2015_Summer_Rosen.php
[Erişim Tarihi: 22 Haziran 2018].
URL 6: Rudoren, J. 2012. Proudly Bearing Elders’
Scars, Their Skin Says ‘Never Forget’.
[çevrimiçi]. Erişim yeri: https://www.nytimes.
com/2012/10/01/world/middleeast/with-tattoos-
young-israelis-bear-holocaust-scars-of-relatives.
html?pagewanted=all [Erişim Tarihi: 26 mayıs
2016].
URL 7: Yurtsever, Âli; Tasa U. B. 2016. Redefining The
Body In Cyberculture - Art’s Contribution to a
New Understanding of Embodiment [çevrimiçi]
Erişim yeri: https://www.researchgate.net/
publication/242098373_Redefining_the_Body_
in_Cyberculture_Art%27s_Contribution_to_a_
New_Understanding_of_Embodiment [Erişim
Tarihi: 26 Şubat 2018].
URL 8: https://projects.jennyholzer.com/ [Erişim Tarihi:
7 Aralık 2018].
URL 9: http://www.artnet.com/artists/jenny-holzer/selec-
tion-from-survival-die-fast-and-quiet-a-M-mK-
B0atyP1l2AdtiVPBLw2 [Erişim Tarihi: 7 Aralık
2018].
URL 10: http://www.tate.org.uk/art/artworks/holzer-in-
flammatory-essays-65434 [Erişim Tarihi: 24
Haziran 2018].
URL 11: https://exhibitionfem.wordpress.com/2015/02/24/
lustmord/ [Erişim Tarihi: 7 Aralık 2018].
URL 12: https://curiator.com/art/jenny-holzer/untitled-
protect-me-from-what-i-want-text-displayed-in-
times-square-ny [Erişim Tarihi: 7 Aralık 2018].