Professional Documents
Culture Documents
Ahi Evren - İmanın Boyutları
Ahi Evren - İmanın Boyutları
İmanın Boyutları
(Metali'ü'l-iman)
Bu kitap ve kitabın özgün özeffikleıi tamamen Nove KOOOr Meıkezi'ne ııiltic Hiçlıir şııkilde !akli! OOİlllfTlE!Z.
Yazann ve yııyınevinin izni olmadan kısmen ya cta tamamen kopyalanamaz. çoOallıllSTlaz.
Nüve KOltıır Merkezi hukuki sorumluluk ve takilıal hakkını saklı twr.
Ağustos 2008
ISBN 978-9944-116-76-3
Cilt GÖKSU
BAYRAM, Mikail
imanm Boyutları (Metall'ü'I-İman)
ANAHTAR KAVRAMLAR
- key concepts -
1. Konya, 2. Selçuklular, 3. Ahi Evren, 4. Konevi', 5. Şems-i Tebıizi,
5. Mevlana, 6. Eflaki
www.nuvekultur.com
nuve@nuvekultur.com
literaturk@nuvekultur.com
romantikkitap@gmail.com
ilkkitap@gmaii.com
İmanın Boyutları
(Metali'ü'l-Iman)
Eserleri:
l. Anadolu'da Telif Edilen İlk Eser: Keşfu'l-Akabe, Konya,
1981.
2. Ahi Evren ve Ahil teşkilatının Kuruluşu, Konya, 1990.
3. Fatma Bacı ve Bacıyan-ı Rum, l.Baskı, Konya, 1987 / 2.
Baskı, Konya, 1994 / 3. Baskı, NKM, İstanbul, 2008.
4. Fil Olayının Mahiyeti ve Fil Suresi, Konya, 1998.
5. Şeyh Evhadü'd-din Hamid el-Kirmanf ve Evhadiyye Hrı
reketi, Konya, 2000.
6. Tarihin Işığında Nasreddin Hoca ve Ahi Evren, Konya,
2001.
7. Ahi Evren ve Tasavvufi Düşüncenin Esasları, Ankara,
1995.
8. Türkiye Selçukluları Üzerine Araştırmalar, 1. Baskı,
Konya, 2003 / 2. Baskı, Konya, 2005.
9. Destursuz Bağdan Üzüm Yiyenler, Konya, 2004.
10. Şeyh Evhadü'd-din-i Kirmanınin Menakib-namesi, Konya,
2008.
11. Sosyal ve Siyasf Boyutlarıyla Ahi Evren Mevlana Müca
delesi,. 1. Baskı, Konya, 2005 / 2. Baskı, Konya, 2006.
12. Selçuklular Zamanında Konya'da Dinf ve Fikrf Hareket
ler, NKM, İstanbul, 2008.
13. İbn Teymiye, Hüseı1n b. Mansur el-Hallac, Tercüme ve
Araştırma: Prof.Dr. Mikail Bayram, Konya, 2003.
14. Ahi Evren (Şeyh Nasirü'd-din Mahmud el-Hoyi),
imanın Boyutları (Metali'ü'l-fman), Tercüme, İnceleme
ve Araştırma: Prof.Dr. Mikail Bayram, Konya, 1996.
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ........................................................................................... 11
KISALlMAlLAR ............................................................................ 15
Gİ]l.İŞ...................................................................................... ,........ 17
A. AHİ EVREN'İN GERÇEK ŞAHSİYETİ VE
ESERLERİNİN TESBİTİ ........................................................... 23
a. Ahmed Eflaki'nin Tesbitleri ................................................ 28
b. Şeyh Nasırü'd-din'in Sadru'd-din-i Konevi ile
Mektuplaşmaları................................................................... 30
c. Şeyh Nasırü'd-din Mahmud el-Hoyi; Kırşehirli
Ahi Evren'dir......................................................................... 32
d. Şerrts-i Tebrizi'nin Öldürülmesi Olayı ile İlgisi................. 36
B. lvIBTALİ'ÜL-jMAN'IN NÜSHALARI VE TAVSİFLERİ....... 41
a. Eserin }(onusu ....................................................................... 46
b. Nüshaları ............................................................................... 47
TEF.CÜME I-lAKKINDA ............................................................... Şl
LE\lHALAR .................................................................................... 55
METALİ'ÜL--İMAN'IN TERCÜMESİ
(İMANIN BOYUTLARI) ................................................................ 65
FATİHA ........................................................................................... 67
BİR[NCİ OOĞUŞ ............................................................................ 71
İKİ1\fCİ OOĞUŞ .............................................................................. 86
ÜÇlJNCÜ IX)ĞUŞ ......................................................................... 90
HATİME················································································· , ........ 99
BİBLİYOGRAFYA....................................................................... 107
ÖNSÖZ
15 Keşfu'z-Zunun, I, 337-338.
16 Halet Ef. İlavesi (Süleyınaniye) Ktp. nr. 92, yp. 32a. Bkz.
Levha III.
17 Bkz . Burada Levha II.
İmanın Boyutlan ______________ 27
41 a.g.e." s.35-39.
42 Eflaki, eserinin bir yerinde (3/142. Hikaye) A. Çelebi'yi
Kırşehri (Kırşehirli) diye anmıştır. A. Çelebi'nin, oğul ve ıto
runlannın da Kırşehir'de ikamet etmekte olduklarım gene
Eflaki'den öğreniyoruz. (Aynı eser, 8/58. Hikaye). Bu kayıt
lardan Mevlana'nın oğluna yazdığı mektupların Kırşehiır'e
gönderilmiş olduğunu görüyoruz.
43 Mektuplar, s.40-41. A. Gölpınarlı'nın (Mektuplar, Açıklamalar
Kısmı, s.221) ve F. Nafi.iUzluk'un (Mektubat-i Mevlana Ce
lalü'd-din Rumi, İndeks K1Smı, s.169) kimliğini tesbit ede
mediklerini bu Emir Seyfü'd-din, Kırşehir Emiri'dir. İleride
bu Emir hakkında bilgi verilecektir.
44 Mektuplar, s.185. Bu mektupta Mevlana'run torunlarını öz
lediği de anlaşılmaktadır.
İmanın Boyutlan ______________ 35
a. Eserin Konusu
Genel olarak itikadı ve tasavvufi konuları ihtiva
eden bu eserin önsözünde yazar, içinde bulundu
ğu devirde iman ve itikad esaslarına olan inanç:la
rın zayıfladığını belirterek, zayıflayan inançları
kuvvetlendirmek maksadıyla eserini yazdığını ifa
de etmektedir. Eser, bir fatiha, üç matla' ve bir ha
time olmak üzere tertib edilmiştir.
Fatiha: Hakikati bulan, (mabda' ve maada im.an
eden) insanların iki kısma ayrıldığını ileri sürmek
te ve bunlardan bir kısmı peygamberlere tabi ola
rak, diğer bir kısmı da aklı güçleriyle kurtuluşa er
dikleri belirtildikten sonra, peygambere uyanlar da
üç sınıfta mütalaa edilmektedir:
1. Sınıf: Gaybe iman edip, vahye teslim olanlar.
2. Sınıf: Alimlerin imanıdır ki, bunlar vahye
iman eden, Salih amelleriyle ilm el-yakin derecesi
ne yükselebilenlerdir.
3. Sınıf: Keşif erbabı ve velilerdir.
I. Matla1 İlk ve asıl hakikat olan Allah'a iman
:
b. Nüshaları
l. Halet Ef. İlavesi (Süleymaniye) Ktp. nr. 9'2/2
Sırtı kırmızı meşin, kenar-bendli, miklaplı,, mu-
kavva bir cilt içinde 82 yaprak. (22,6 x 16) cm. dış,
(18,1 x 14,2) cm. iç eb'adında bir mecmua olup, her
sahifede tamamı bir elden çıkmış 1 7 satır Selçuk
devri nesih yazı. Söz başları daha koyu siyah mü
rekkeble ve kalm uçla yazılı, kağıt sert ve samanidir.
Metali'ül-iman b-1:1 mecmuanın 32-49. yapraklarında
olup, kenarlarda mukabele kayıtlan ve metinde ge
çen ayetler1n bulunduğu sure adları yazılıdır. 32b
de eserin adlı yaldızla serlevhaya yazılmıştır.
Mecmuanın 82b yaprağındaki istinsah ve mu
kabele kayıtlarından bu nüshanın Recep ayınm ilk
günü 660 (2 Mayıs 1262) Ali b. Süleyman b. Yunus
el-Konevı el-Muallim tarafmdan Ladik'de (Denizli)
48 _____________ Prof.Dı-. Mikail BAYRAM
Baş: 32b-33a
Son: 49a
İstinsah 49a
J.n
2.
Orta
miklaplı siyah
(17,2 x cm. ebadında bir mecmua.
iman bu mecmuanın 1-32.
(12,8 x 9) cm.
Levha III: (Halet Ef. İlavesi Ktp. nr. 92, yp. 32a)
60 --------------�___Prof.Dr.
Levha IV:
İmaıwı Boyutları ------------------ 61
Şi'ır
Eğer bu duruma muhalif isen Ey İsa gökten in
artık. Durum sana uygundur. Ey Deccal haydi or
taya çık.
Do:ğru sözlü Efendimiz: "Kıyamete kadar ümme
timin arasında hak ve hakikat üzere olan bir topluluk hiç
eksik olmayacak" diye bildirmiş ve söz venmiştir. Yer
ve gök durdukça ve kıyamet kopmadıkça Rab-ı
zişan'ın hazinedarları olan İsa nefesli, gönlü uya
nıkların bereketi ile hak ve hakikat devam edecek
tir. "Onlar yeryüzünde Allah'ın halifeleri ve onun di
ninin davetçileri ve yaratıklarından seçilmiş insanlar
dır. " O halde böyle bir durumun ortaya çıktığı her
asırda ölmüş ruhları canlandırmak, temiz istekleri
uyandırmak ve harekete geçirmek için Hz. Pey
gamber'in haber verdiği o insanlara uymak salih
amellerin en başta geleni olmalıdır. İşte bu konuyu
anlatmak için bu eser kaleme alındı. Peygamberler
geleneğinin esası İslam dininin temeli olan "Allah'a
iman, Peygamberlere iman ve ahret gününe iman" üç
esas bu eserde açıklanacaktır. Bu üç temel esas Al
lah'ın kitabına uygun, Peygamber'in (a.s.) sümı"eti
doğrultusunda, İcma'ı ümmete bağlı kalınarak ele
alınacaktır. Din büyüklerinin ve tarikat önderleri-
İmanın Boyvtlan ______________ 6 7
FATİHA
Öncelikle bilinmesi gereken şudur ki, yaradılışın
başı ve sonu (mebde' ve maad) olduğunu tasdik
edenler, kısacası varlığın yaratılmış ve yok olacağını
bilenler ve insanlığın bu bedenin yok olmasından
sonra da varlıklarının devam edeceğine inananlar
iki kısma ayrılırlar. Bir kısmı Peygamberlerin kan
dillerinin aydınlığını takip eder ve Allah'ın vahy yo
luyla indirdiklerine uyarlar. Bir kısmı da fikri yönle
rini geliştirmişler ve akıl yürüterek sezme gücü ka
zamnışlardır. Birinci yolu tutanlara, "millet yolunu
tutanlar" (Erbab-ı milel), ikincilere de "Din yolunu
tutanlar" (Erbab-ı Nihal) denir. Din yolunda. giden
lerin delilleri birbiriyle çe�iştikçe tuttukları yolda
bocalamaları ve ayaklarının kayması da o nisbette
çok olur. "onların çoğu zanna uyarlar, gerçekte ise zan,
hakikat karşısında bir değer taşımaz" (Yunus Suresi, 36)
Şi'r (Arapça)
Bütün mahfilleri dolaştım. Buralardaki ilim mec
lislerini gezdim. Herkesi, başlarını ellerinin arasına
almış, hüsran içinde gördüm. Elde ettikleri sadece
bir hiç.
-68 _____________ProfDr. Mikail BAYR4M
Beyt
Tabii olan aklı bırak ki her dinsizin düşünce ka
lıpları sana delil görünüp de inancına etki etmesin.
Zanna uymak, kişi için ne kötü bir binektir.
İnanç sahibi kabiliyetli bir kimsenin körükörüne
çelişkilere kendini kaptırması büyük bir zarara uğ
ramak ve taklid ile küfre düşmektedir.
Nazın
Tur--ı Sina1ya uçmak (Hz. Musa1ya gitmek isti
yorsan) İbn Sina karşısında eğilme.
Gönlünü Muhammed'in sözüne bağla. Ey Ali'nin
oğlu Ebu Ali'ye uyman daha ne kadar sürecek.
Sana yol gösterecek bir göze (Akıl gücüne) sa
hip değilsen Kureyşli önder (Hz. Muharnmed) 1
Buharalı önderden (İbn Sina'dan) daha iyidir.
Millete tabi olanlara gelince: Onlar Peygamber
lerin izinden gidenlerdir. Peygamberlerin koyduk
ları şeriat vasıtası ile gaybe iman edip aklı emir ve
yasakların ipi ile bağlamışlardır. Bugün o şeriat
lardan yalnız bizim peygamberimiz Muhammed
(a.s.)'in şeriatından başka şeriatlar yer yüzünde
kalmamıştır. Millete tabi olanlar üç sınıftırlar.
I. SINIF
Gaybe iman edenlerdir. Bunlar nebiler ve resul
lerin Cebrail vasıtası ile Cenab-ı Rabbü'l-aJle
min1den aldıkları mesajları tasdik eder ve "Allah' a
iman ettim ve Cenab-ı Allah'ın kendi muradına uygun
olarak gönderdiklerine de iman ettim. Allah'ın peygam
berine ve Cenab-ı Peygamberin kendi muradma uygun
olarak tebliğ ettiği şeylere iman ettim" derler. Bu yol-
İmtıııın Boyutlıın ______________ 69
il. SINIF
Fikir ve itimad sahibi olan bilge kişilerdir.
,,Onlar, kalplerine iman yazılmış ve Allah, katından
bir nur ile onları desteklemiştir." (Mücadele Suresi, 22)
ayetinin haşmetli sırrı ile kitap, sünnet ve icma-ı
ümmet usulünden doğru inana teslimiyet ile kabul
edip alanlardır. Şeriatın detaylan ve yaratılış ile ilgili
ayetlerin manaları üzerinde araştırma yapıp derin
leşmişlerdir. IJGöklerde ve yerde neler var bakın." (Yu
nus Suresi, 10) ayetini haykırmaktadır. Bilinenler
yardımı ile bilinmeyenleri keşfetmeye çalışırlar. Akıl
yürütme yolu ile ilerlemelerini, iman nuru ile destek
leyerek, Salih amellerle geliştirerek gerçek bilgi (İl
11
me1l-yakin) mertebesinin zirvesine yükselirler. Allah
içinizden inanmış olanları ve kendisine ilim verilenleri de
recelerle yükseltsin." (Mücadele Suresi, 11)
ili. SINIF
Ermişler (Evliya) ve keşif sahipleridir ki, ·"Elestu"
meclisinde (Ruhlar aleminde) Allah onları, onlar da
IJ
Şi'r
11
Biz aşk ülkesinden, Elest Meclisi"nde (Ruhlar
alemi) sarhoş olmuş öyle gelşisiz. "Bela" (Evet) ce
vabını nasıl söyleyelim çünkü hep sarhoş olarak
gelmişiz.
70 _____________Prof.Dr. Mikıiil BAYRAM
Şi'r (Arapça)
Verdiğin sözünü ve ayrılığına dayanılamayacak
makamını unuttuğunu sanıyorum.
Yaratılışta (Bidayette) bir müddet gaybe iman
levhasını okumuşlar ve "De ki, Allah'ı seviyorsanız
bana uyun. Allah da sizi sevsin" (Al-i İmran Suresi,
31) ana yolunda takva ile durup uzun bir ömür ge
çirerek, iman ve takva cilasıyla gönül aynalarını
varlık pasından, maddi karanlıktan tamamen arm
dırmışlardır. Böylece gönülleri, Allah'ın tecelligahı
ve kutsal ilhamlara mazhar olmaya layık hale gel
miştir. "İman eden ve Salih amelde bulunanları, iman
larına karşılık Rableri doğru yola yönlendirir. " (Yunus
Suresi, 9) Ayrıca o ermiş kişiler, insan yaratılışının
yüceliğini müşahede etmişler ve insan ruhunun
derinliklerindeki gizli gerçekleri bulmuşlar ve SeII
Şi'r
Kaybolan mührü Süleyman (a.s.) buldu. Kaybo
lan Yusuf (a.s.) Kenan'a vardı.
Horasan sevdalısı onların halini şöyle tarif et
miştir:
Beyt:
Halktan efsane kabilinden duyduğumuz bir ha
ber ilimden göze1 kulaktan kucağa geldi.
İma,ıın Boyııtlaıı ______________ 71
Şi'r
Mana güneşi, ay ve dolunay biziz. Allah'ın
"Ol" diyerek yaratması sırrından maksat biziz. Su
ve toprak karanlığından kurtulunca1 hem Hızır ve
hem hayat suyu biziz.
Bu açıklamalardan sonra esas maksadımızı açık
layalım ve "Gerçek kuvvet ve kudret ancak Allah'a ait
tir." vasıtası ile mutlak tevhide yaklaşmaya çalışa
lım. "Arş sahibi, varlıkların en yücesi olan Allah, kulla
rından dilediğine emrinden vahy indirir." (Mümin Su
resi1 15)
BİRİNCİ DOĞUŞ
İlk temel esas olan "Allah 1a iman"ın hakikatleri
11
hakkında olup üç Kevkeb" (Yıldız)dan oluşacakhr.
I. Kevkeb1 Allah'ın zatının tarifi, II. Kevkeb, sı
fatlarının tarifi1 III. Kevkeb1 fiillerinin tarifi hak
kındadır. Allah doğruyu söyleyen ve doğru yola
yönlendirendir.
72 _____________.Prof.Dr. Mikiiil BAYRAM
1. KEVKEB (YILDIZ)
Allah1ın zatının tarifi hakkındadır.
Bil ki, Yüceler yücesi Allah'ın varlığ;ı kendili
ğinden var olan mutlak varlıktır. Onun yüce varlı
ğı karşısında yokluk mümkün değildir. Şartsız bir
ve ebedi olan varlık Allah'tır. Hiçbir şey ona eş ola
maz. Ebedi olarak kalıcı olacak olan O'dur. O'ndan
başka hiçbir varlık devamlı olamayacaktır. ''Ondan
başka tanrı yoktur. Ondan başka her şey yok olacaktır. "
(Kasas Suresi, 88)
Şi'r
Allah'ın varlığından başka bir varlık olamaz.
Kapı, dergah ve bekçi laftan ibarettir.
Her cihetten tecelli eden ve fakat hiçbir cihetten
görünmeyen Allah'ı tesbih ederiz.
Hangi yönden bakarsan ön ve arka var. Gördü
ğün gibi cihet olmadan da varlık tarif edilemez.
Görünmez olan ulu varlık,, onun varlığı olup,
Ona "Yüce zat" (Hazreti zat) denir. Hiçbir mukar
reb melek ve hiçbir peygamber o zata ulaşamaz.
"Hakkıyla bilinmeyen ve idrak olunamayan A llah' ı
tesbih ederiz" Varlıkla ilgisi bulunan1 sonradan var
olmuşluk vasfı olan herkes ister alim, ister cahil, is
ter üstün insan, ister basit insan olsun hepsi Al
lah'ın zatını anlayamamakta eşittirler. "Allah'ın zatı
hususunda varlıkların hepsi ahmaktır."
Şi'r
Ey cihanı yaratan, seni olduğun şekliyle tanı
mak mümkün olur mu?
İmanın Boyutları ______________ 73
Şi'r
Hiçbir gönül onun künhüne ulaşamaz. Akıl ve
ruh onun yüceliğinden haberdar olamaz.
Marifet sahibi olan büyüklerden birine marifet
nedir? diye sordular. O zat "Onu (Allah'ı) varlıklara
benzetmeden (teşbihe sapmadan) ve sıfatlarını inkar et
meden (ta't-ile düşmeden) ta'zim etmektir" diye cevap
verdi. Alemde Allah'ı müşahede edenler şöyle de
mişlerdir: Marifetin bir boyutu teşbihe, bir boyutu
da tenzihe dayanmaktadır. Tenzih'in sırrı, Allah'ın
"Batın" sıfatıyla sıkı bir ilgisi bulunmakta, teşbihin
sırrı da Allah'ın "Zahir" sıfatıyla bağlantılıdır.
Beyt
Söylersem müşebbihe mezhebinden, söyleme
sen dinden çıkmış olurum.
"O, evveldir, ahirdir, zahirdir ve batındır." (Hadid
Suresi, 3)
Beyt
Gizlilikten dolayı apaçıktır, apaçık olmasından
gizlilik içinde gizlidir.
74 _____________Prof.Dr. Mikiil BAYRAM
Beyt
Eğer onu görünür veya gorunmez biliyorsan
kesin olarak bil ki O, ne görünür ne de görünmez
dir.
Bütün azamet ve yüceliğine rağmen dilediği
tarzda kullarına kendisini gösterir. Müminler ve
marifet sahibi arifler onu maddi göz ile görebilir
ler. İşte burada söz yeterli olmamaktadır. Ashabın
ulularından biri şöyle buyuruyor: "Şüphesiz Al
lah'ın Rasulü (a.s.), alemlerin Rabbini Cennet yeşillik
leri içinde gördü."
Rubai
Eğer gönlünde aşk olmuşsa onu görebilirsin sev
gilin sana kolayca görünebilir. Mutlaka gölgesini
görmekle yetin. Görebildiğini de gölgeden başka bir
şey sanma.
"Enginliğinde yüce, yüceliğinde engin, apaçıklıkta
gizli, gizlilikte apaçık olan Allah, her türlü noksanlıktan
münezzeh, kemal sıfatlarla muttasıf olandır." Hiçbir
İmanın Boyutlan --------------- 75
şeye muhtaç değil, fakat her şey onunla vardır.
"Hiçbir şey onu n gibi değil ve o işiten ve görendir"
(Şura Suresi, 1 1) İşte bu görünüm son derece mu
azzamdır. Kamil insanlar ve Allah'a en yakın olan
ların bu makam ve görünüm hakkında bundan
başka söz söyleme kabiliyet ve güçleri yokhır. "O
yücedir, birdir, benzeri yoktur. "
Ueyt
Gönlün bildiği şeyler yaratılan şeylerdir. Du
daktan çıkanlar ise sözlerdir. Ben gönül ile seni na
sıl bileyim ve dil ile seni nasıl tarif edeyim.
"'Senin güçlü olan R abbin onların vasıflandırmala
rından münezzehdir. Peygamberlere selam olsun. A lem
lerin Rabbı olan A llah' a hamd olsun. " (Saffat Suresi,
180-182)
il. KEVKEB
Allah'ın sıfatlarının tarifi hakkmdadır.
Allah seni başarılı kılsın ve tatmin eylesin. Bil
ki, şefkatli (Vedud) olan Allah yüce sıfatlara ve
güzel isimlere (Esmaü'l-hüsna) sahiptir. "Alllah'ın
güzel isimleri vardır, O'nu o isimleri ile çağırınız"
(Araf Suresi, 1 80) Mirac sahiplerine ve münacaat
ile meşgul olanlara göre isim ve sıfat iki eş anlamlı
kelimedir. Mana bakımından onun yüce zatı eşya
nın zatına., kutsal sıfatları da yaratıkların sllfatına
benzemektedir. Arif kişilerden büyük bir zata:
"Tevhid nedir? " diye sordular. Şöyle cevap verdi.
"Eşyaya benzetilmeyecek zatı isbat etmek, sıfatlarını red
etmemektir,,, Onun celal ve cemal sıfatlarını tasdik
etmek din bilginlerine göre gerekli (vacib) dir. Yü-
76 _____________Prof.Dr·. Mikail BAYRAM
Beyt
Kazanın altında odun yerine Cebrail'in ulu ka
nadı yanıyorsa Şeytan'ın evini döşeyenlere o mut
fakta aş pişmez.
İmanın Boyutlar:ı ______________ 77
Şi'r
Kur'an-ı Kerim'in gelini, iman mülkü (kalp) kü
für ve şüphe dağdağasından arınmadıkça nikabını
kaldırmaz. Aksi halde Kur'an'ın sadece harf ve
nakışlarını görebilirsin. Körün güneşin sadece sı
caklığını hissedebildiği gibi.
Bununla beraber O, gönüllerde muhafaza edil
mekte, dillerde okunmakta, mushafta yazılıdır.
Yazı ve şekil geçici olan söz ve harflerden ibaret
olup Levh-i mahfuzda yazı ve okunuşu ile muha
faza altındadır. "Şüphesiz o, bizim katımızda, ana ki
tapta mevcut yüce ve hikmet dolu bir kitaptır. " Zuhruf
Suresi, 4)
Şi'r
Hakikatier kitabı olan Levh-i mahfuz 1daki ki
tab, sınırsız bir hazinedir. Onda ne şekil var, ne
İmanttı Boyutları! ______________ 79
IH. KEVKEB
Allah'ın fiillerinin tarifi hakkındadır.
80 _____________Prof.Dr. Mikôil BAYRAM
Beyt
Aklın sana gülmesini istemiyorsan Harezm1de
geçerli olan şeyleri Irak'a götürme.
"Böylece kesin kanaate varması için İbrahim'e gökle
rin ve yerin hükümranlığını gösteriyoruz. " (Enam Su
resi, 75)
Cismani hayat bakımından manen ölmedikçe,
ruhani hayata geçilmez. Ruhani hayata geçilme
dikçe de Melekut aleminin sırları anlaşılamaz.
Beyt
Akıl ve imanın bulunduğu bir dünyada cismin
ölmesi, ruhun dirilmesidir.
Hz. İsa (a.s.) şöyle buyurmuştur: "İki defa doğ
mayan melekut semalarına yükselmez." Fakat bu faki
rin melekut alemindekilerin derecilerini taif konu-
İmanın Boyutlan _______________ 81
Beyt
Dünya saba rüzgarı ile dolu değilse de kişi ko
ku alabilmelidir.
"Göklerin ve yerin yaradılışında1 gece ve gündüzün
bir biri ardınca gelmesinde düşünenler iç in apaçık ibret
ler v ar. O nlar, ayakta dururken otururken, yan üstü ya
tarken A llah' a anarlar. Göklerin ve yerin yaradılışı hak
kında derin derin düşünürler. Ve onlar: Ey R abbimizf
Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi
cehennem azabından koru, derler. ,, (Al-i İmran Suresi,
190-191).
Yeniden üzerinde durduğumuz konuya döne
lim. Kalbi uyanık olanlara bütün işler, hareketler,
afetler, zahir ve batın olayların Allah1 ın iradesiyle
meydana geldiği her insanın geçmişte bir kaderi
olduğu ve bir kudret ile yönlendirildiği görünür.
"Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık." (Kamer Suresi,
49) Yeryüzünde vuku bu lan ve sizin başınıza gelen
1
1
Beyt
Fiil benden kaynaklanmamaktadır, fakat ben
den de ayn değil. Ruhun failidir de ruhun fiili ten
siz değildir.
Fiil insa..rıdan meydana gelmektedir, fakat ger
çekte fail o değildir. Eğer bu yazıyı şu kağıt üstüne
yazan kalemdir denirse, doğru söylemiş olur. Aynı
zamanda aslında bu yazı kalemden çıkmış değildir
dense gene de doğru söylemiş olur. Gerçek böyle
sine iki farklı şekilde görülebilmektedir. İşte bura
da Cebir" ve "Kader" denizinin tehlikeli dalgaları
11
İKİNCİ DOĞUŞ
İkinci temel gerçek olan peygamberlere iman
hakkında olup, iki Kevkeb olarak ele alınacaktır.
I. KEVKEB
Peygamberlik olayının temel prensiplerinin ta
rifi, üstün meziyetler ve garipliklerini bilmek hak
kındadır. Allah seni onun sırlarındaki özellik ve
acayipllikleri anlamaya, nurlarını garipliklerini
kavramaya müsait ve muvaffak kılsın. Bilmiş ol ki,
insanın çeşitli hassaları ve her hassanın kendine
göre yetenek ve idrak seviyesi vardır. Mesela: İs
tikbale nüfuz etme ve onu idrak etme hassası, ak
letme yeteneğine göre gaybdır. Keza bir ceninin
kendine göre idraki vardır. Onun bu idrak hassa
sına göre süt çocuğunun idrak gücü gaybdır. Çün
kü onu anlaması mümkün değildir. Süt çocuğu, ce
ninin hassasını aşan bir hassaya sahiptir. Aynı şe
kilde yetişkin bir insanın hassası da süt çocuğunun
ve ceninin hassasını aşmaktadır. Bilge insanın has
sası, yetişkinin hassasını aştığı gibi velilikdeki has
sas da bilge kişinin hassasını da velilik hassasını ve
diğer hassasları aşmaktadır. "Her ilim sahibinin üs
tünde daha iyi bilen biri vardır." (Yusuf Suresi, 76)
Buna göre ceninin, emzikteki çocuğun yetenek
lerini anlaması mümkün değildir. Çünkü o ana
rahminde mahmus bir haldedir ve bu dünyadaki
ortama henüz gelmiştir. Buna göre kıyas yapınız.
Her kim insana hassalardan hangi hassa içinde bu
lunuyorsa, kedisinin idrak seviyesini aşan şeyleri
idrakte acizdir. Mesela: Hayal, vehim ve dar insani
İnıanın Boyutlıırı _______________ 87
Beyit
Orada aklın almayacağı manalar vardır. Akıl
ancak hikaye ile onu anlayabilir. Kendi bulunduğu
hassanın üstündeki bir hassaya ulaşmak isteyen
irlsan, gaybe imandan yararlanmaya çalışmalıdır.
Aksi halde geleceğe nüfuz edebilen hassaya ulaş
mak mümkün olmaz. Gaybe imanda uyulması ge
reken esaslardan biri gerçeğe nüfuz hassasına, asla
akıl yürütme ile hükmetmektedir. Kendisini tam
cahil gibi bilip renkler ve şekilleri idrakte görme
duyusu He hareket etmeyip de koklama ve işitme
duyusu ile renkler ve şekiller hakkında hüküm
vermeye kalkışması tamamen hatadır.
Beyt
Kör, bir annesinin olduğunu bilir. Fakat onu
zihninde canlandıramaz. İnsan tabiat ananın kar
nından kurhılamadıkça beşeriyyet kalıbından dı
şarı çıkmaz ve Melekut alemine ulaşamaz. Aklın
ölçülerind aşan hassaya, akıl ve duyguların imkan-
Beyt
Ey gönül bu dünyada daha ne kadar bunun ve
onun tarafından aldatılacaksın. Artık şu karanlık
kuyudan çık ki dünyayı göresin.
Evet bu temel açıklamalar verildikten sonra bi
linmesi gereken husus şudur: Akıl gücünün son sı
nın, veliliğin başlangıcı, veliliğin son sınırı peygam
11
berliğin başlangıcıdır. Allah rızık bakımından bazınızı
bazılarınıza üstün kıldı. " (Nahl Surest 71) . "İşte bu
peygamberlerden bir kısmını bir kısmından üstün kıldık. "
(Bakara Suresi, 253) İbn Abbas (r.a.)'dan nakil edil
diğine göre: "Alimler, müminlerin üstünde derece dere
cedir. Her iki derece arasındaki mesafe beşyüz yıldır. "
Onun bu sözü işte bu gerçeği göstermektedir.
Ancak peygamberlik hassasındaki bilgi gücünün
özelliklerini ve detaylarını peygamberlerden (a.s.)
başkası bilmez. Fakat o hassadan küçük bir parılhya
bazıları akıl hassası ile bazıları da velilik hassası ile
bir nebze ulaşmışlardır. Aklın ve ilmin aracılığı ile o
hassadan bazı haberler verilebilir. Mesela Peygam
berlere gayb aleminin ufkundan beşeri eğitim ve öğ
retim olmaksızın Mebde (Yaratılış) ve Maad (ahi
ret)'ın detayları hakkında tam yeterli bilgi verilmiş
tir. Alemdeki nizama şekli veren genel kanunlar
kendilerine öğretilmiştir. Avam, şekillere bürünmüş
rüyalarla gayb alemiyle ilgili bilgi verilirken, onlara
açık seçik olarak gösterilmektedir. Gene onlara öyle
İmanın Boyutları _______________ 89
il. KEVKEB
Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v.) 1ın pey
gamberliği (Nübüvvet) hakkında ve ondaki rubu
biyyet sırrına bir işaret beyanındadır.
Allah seni gönlünü bilgi ve irfan nuru ile aydın
latsın. Bil ki, Peygamberlik (Nübüvvet) hassası, in
sanlık hassalarının üst sınırının üstünde bir hassa
1
dır. Muhammed Mustafa (s.a.v.) ın üstün nübüv
vet hassası da bütün nebi ve rasüllerin hassasının
ötesindedir. Çünkü o yaratıkların en üstünü ve en
mükemmelidir. Kıyamet günü bütün peygamber
ler ve kemale ermişler Arasafda hazır bulunacak
lar. Orada önce gelmiş olanların ve sonra gelecek
lerin özü, zübdesi ve efendisi o olacaktır. O ma
kam, cennetteki en yüksek derece ve en üstün rüt
be olup, ondan daha yüksek bir rütbe bulunmak-
90 _____________Prof.Dr. Mikail BAYRAM
Şi:r
Gece olmadıkça varlığın günü doğmuştur ve
mevcut güneşten başka güneş düşünülemez.
Onun eşiğinde toprak gibi olmayan, melek dahi
olsa toprak onun başına.
Onu hak ve hakikat ile bütün beşeriyyete müj
deleyici ve ikaz edici olarak gönderen, Allah'ın iz
ni ile insanları Allah'a çağıran bir nurlu kandil kı
lan yüceler yücesi Allah'ı tesbit ederiz. Onunla
peygamberlik sona erdi, risalet son buldu. Ondan
sonra peygamberlik vehmetmek cahillik ve taşkın
lıktır. Çünkü mükemmelle bir şeyler eklemek,
noksanlıktır.
ÜÇÜNCÜ DOĞUŞ
Ahiret gününe iman olun üçüncü asıl gerçek
hakkında olup iki kevkebi ihtiva eder.
İmanın Boyutları _______________ 91
I. KEVKEB
Beşeri kalıbın yok olmasından sonra insan ru
hunun kalıcılığına iman hakkındadır.
Allah seni beşeri karanlıklardan arındırsın ve
gerçekleri gören kılsın. Bil ki, insan ruhu, ebedi
olarak kalıcı ve sonsuz hayat için yaratılmıştır. Al
lah'ın vahyi, peygamberlerin şahadeti ve evliyanın
tasdiki, bilge kişilerin, ilim ve fikir adamlarının is
tidlal ve vardıkları sonuçlarla böyle olduğu isbat
edilmiştir. Ruhlar için zeval ve yok olma söz konu
su değildir. "Allah yolunda öldürülenleri ölü sayma
yın. Bilakis Rableri katında diridirler." (Al-i İmran Su
resi, 1 69)
Nazın
Dünyada ölümün hükmü bedene işlemektedir.
Ruh dünyasına ölüm nüfuz edemez.
"Sizler ebediyyet için yaratılmışsınız. Ölümle bir
yerden başka bir yere nakledilmektesiniz. Kabir ya cen
net bahçelerinden bir bahçenin kapısı, yahut cehennem
çukurlarından bir çukurdur. "
Şi'r
O ülkede sadece ruhlar var, orada ölüm ölmüş,
artık ölecek yok.
"Kayemet günü ölüm güzel bir koç kılığında getirilir
11
ve cennet ile cehennem arasında kesilir. denmiştir. Bu
meselenin anlaşılması ve örneklendirilmesi, bilim
adamlarının terimlerini tesbit ettikleri ve kitapla
rında k�ydettikleri aklın ölçüleri ve akıl yürütme
yolu ile mümkün değildir. "Evlere kapılarından giri-
92 _____________Prof.Dr. Mikail BAYRA.M
Rubai
Marifet şarabı içinler safa sürdüler. Cahiller ni
çin zorlukların tortusunu çekip duruyorlar. Onlar
kalbur ile kuyudan su çekiyorlar. Oysa belge ile
her can sana aydınlanacaktır.
Allah'ım kereminle ve bol merhametinle bizi
Muhammed'in (s.a.v.) ümmetinden kıl.
H. KEVKEB
Berzah, haşr, kıyametin ve ahiretin genel ahvali
hakkmdadır.
Allah, gözünden beşeri perdeyi kaldırsın. Bil ki,
insan tabiı ölümle maddeden ibaret olan şu beden
le ilgisi kesilince uğrayacağı ilk durağı, ilahı alem
lerden çok özellikleri bulunan bir alemdir ki, ona
İmanın Boyutlan ______________ 93
Beyt
Kıyamet günü senin Hindu olduğun belli olsun
diye güneş siyaha bürünür.
94 _____________ Prof.Dt. Mikail BAYRAM
Şi'r
Senin cemalini sonsuzluklardan seyredenler
senin yüzünde kendilerini görürler. Bu görüşle
rindeki farklılık kendi inançlarındaki farklılıktan
kaynaklanmaktadır.
Orada kullar arasında büyük farklar bulunur.
"Kıyamet günü şaşmaz teraziler kurarız. Hiçbir haksız
lığa u,�ratılmaz. Hardal tanesi kadar o lsa bile yapılanı
ortaya koyarız. Hesap görenler olarak biz yeteriz. " (En
biya Suresi, 47)
O gün bu işe uygun, o şartlara göre insan idra
kinin kavrayacağı bir terazi kurulur. Cehennem
üzerine kıldan ince ve kılıçtan keskin bir köprü ku
rulur ki, buna "Sırat" denir. İnsanların ilman dere
celeri o köprüden geçişte belli olur. Kimisi bu köp
rüden kuş gibi uçarak geçer, kimi yürüyerek, kimi
düşe kalka, kimi de cehennemin derinliklerindeki
ateşlerin içine düşer.
Her kim bu dünyada sıratü'l-mustakimde ( dos
doğru yol) sabit kadem olsa ve şeriata bağlılıktan
ileri seviyede bulunsa, orada uçarak, yürüyerek ve
dosdoğru olarak "Kevser" denilen esas varılacak
yere v arır. Orası şehitlere, gönül gözü olanlara tah
sis edilmiştir. O kevser'den kana kana içerler. İlk-
İmanın Boyutlan _______________ 95
Şi'r
Cehennemden hiçbir korkumuz yok bizim. Ca
nımızın belası, hicabdan (Allah'ı görmekten) uzak
düşmektir.
Onu görmeme belasından Allah' a sığırurım.
''Hayır doğrusu o gün Rablerini görmekten mahrum
olacaklardır. " (Mutaffifin Suresi, 15)
Cennetin bölümlerinde muhtelif tarz ve cins
lerde ruhani ve cismani lezzetler bulunmaktadır.
Fakat bu lezzetlerin en şereflisi ve en muhteşemi,
mahiyeti ve tarifi yapılmayan Alemlerin Rabbi,
sonsuz şefkat ve merhamet sahibi yüce Allah ile
yüz yüze gelme olayıdır. Allah'a karşı gelmekten sa-
11
96 _____________ Prof.Dr. MikRil BAYRAM
Ş i"r
Sen görününce putlara duyulan aşk boşa çıktı.
Bu gönül çalanlardan uzaklaş. Sen bize yetersin.
"Allah'a kavuşmayı dileyen kimse yararlı işler yap
sın ve Rabbine kullukta O'na hiç ortak koşmasın. "
(Kehf Suresi, 1 10)
Rubai
Ey dünyaya talip kişi: Sen bir ücret karşılığı da
çalışmaktasın. Ey cennete aşık: Sen bu gerçekten
çok uzaksın. Ey iki alemden bihaber olduğu için
sevinc;li insan: Dünya lezzetinden kendini mahrum
bırakmanın neşesini daha görmedin. Bu halin çok
görülmez.
Böyle küçük hacimli bir esere bu konuda daha
fazla söz sığdırılmaz. Bununla beraber, keşif sahi
bi, evliya ve ilimde derinleşmiş bilginler bilirler ki,
kutsal ülkedeki gezginlerin duygu ve hislerinin kı
sa bir özeti, derli toplu olarak bu sahifellere yazılıp
tesbit edildi. Bunun geniş ve detaylı anlam ve açık
laması sadece "Katımızdan kendisine bir ıilim öğretti
ğimiz''' (Kehf Suresi, 65) ayetinin irfan mektebinde
öğrenilebilir. Bu mektebin başlangıç bilgilerini ih
tiva eden sahifesinin sırrına ulaşmak, iki dünyanın
süs ve nakışlarından, iman ve tf1kva silgisi· ile gö
nül levhasını temizlemek mümkün olur.
İınanın Boyutlan --------------- 97
Şi'r
Gönül levhasını iki cihan hırsı ve tamamından
tertemiz yusan Cebrail senin güzelliğini temaşaya
gelir.
Senin vücudunun sırlarını bir bir yazarlar ve
sendeki kemalatı hiç kimse idrak edemez artık.
Bu açıklamalardan sonra Hatime bölümünde
bazı şeyleri hatırlatalım ve öğüt olsun amacıyla
birkaç söz yazalım. Allah bizi ve sizi işitsin, sevdi
ği ve rızası olan şeyleri yapmaya bizleri muvaffak
kılsın.
HATİME
Ruba1t
Gönül sırlarının kaynağı, aşkın mahzenidir. Var
lık bahçesinde gönül tamamıyla dikensizdir. Şüphe
siz esas gaye gönüldür, fakat o gönül elde edilince
dertler ve belalar azalır, yok olur.
100 ______________Prof.Dr. Mikail BAYRAM
Beyt
Ay yanaklı bir yol göstericisi olmayan tehlike
ile karşı karşıyadır ve halk ondan bihaberdir.
Nitekim şanı yüce Allah, kemal-ı lutfu ve mer
hametli ile şeyhlerin nefeslerini ve onların sohbet
ve himmetlerini bir nur ve sır ile bezmiştir ki, bunu
sözlerle açıklamak mümkün değildir.
Beyt
Şeyhin emrinin dışında bir işe koyulma. Bu
şeyh irfan ve bilgi şeyhidir, yaş bakımından şeyh
(yaşlı) değildir.
Bulunduğu toplumdaki şeyh1 ümmeti içindeki
peygamber gibidir. "Ey inananlar! A llah'dan sakının,
Rubai
Allah yolunda eğer kılavuz kişiye ulaşırsan ba
şını onun yoluna koy ki menzile ulaşasın. Dertsiz
olanlara göre bu kadehin bir rengi yoktur. Sen
gönlündeki derde bir ilaç bulursun.
Böyle bir kılavuz kişiyi (kamil şeyh) bulunca
gerçek bütün çıplaklığıyla ortaya çıkıncaya ve kul
luğun zirvesine ulaşıncaya kadar onun hizmetinde
bulunmalı, onun öğüt ve direktiflerini büyük bir
saadet bilmeli, emir ve yasaklarını can ve gönül
den kabul etmelidir ki, onun değerli varlığı saye
sinde föıhi lutfun havasını teneffüs ederek celal ve
cemalin otoritesinin disiplini ile eğitilmiş olsun ve
her türlü yanlışlıklardan vehim ve hayal kuruntu
larından tamamıyla kurtulabilsin. Bununla beraber
kesin olarak bilinmelidir ki göklerin dosdoğru bir
istikamette hareketi iki kutuba bağlıdır. Havanın
uygunluğu ve muhalefeti ve Allah11 zikrin deva
mının sağlanması bu iki kutbun temel kaidelerine
ve neticelerine ulaşılması, ancak zamanın gönlü
zinde ulu kişisinin sohbeti ile mümkündür. Bunun
başka da bir imkanı ve yolu yoktur. Özellikle de
bu işin şaşmaz ölçüsü, şan ve şöhretten feragat et
mek, dünya ile ilgiyi kesmektir. Gönülde Allah
sevgisinden başka hiç bir şeye yer vermemeye ve
İmıı11111 Boyııtlıın ______________ 103
B eyt
Sende yerme (iğneleme) havası bulundukça
Meryem oğlu İsa olsan senden meyve olmaz ..
Fakat engellerin en zoru ve şiddetlisi perdelerin
en kesifi insanın başka şahıslara bağlılığı ve muhab
betidir. Bir kısım insan ve büyükler itiraf etmişlerdir
ki, bu dar geçit, geçitlerin en zor olanıdır. O yoldan
olmak ise tam şaşkınlıkla neticelenir. "Dünya haya
tında A llah' ı bırakıp aranızda putlan muhabbet vesilesi
kıldınız. Sonra kıyamet günü birbirinize küfreder ve kar
şılıklı lanet okursunuz." (Ankebut Suresi, 25)
Başka insanlara bağlılığın çok çeşitleri ve fakat
onları bir bir açıklama sözü uzatmak olacaktır. Bu
nun da çoğu zararlı bir mecraya gider. Büyükler:
"İflasın belirtisi insanlarla uğraşmaktır" demişlerdir.
Kur'an-ı Kerim bunu defetmek için şu öğüdü ver
mektedir: "Rab binin adını an. Her şeyi bırakıp yalnız
ona yönel. O doğu nu n ve batının Rabbidir. O'ndan baş
ka ilah yoktur. O halde onu vekil edin. " (Müzzemmil
Suresi, 8-9)
Gaybdan bir tercüman, muhabbeti şöyle ifade
eder.
104 _____________Prof.Dı-. Mikail BAYRAM
Rubai
Dertli isen devan benim ben. Kimseyle oturma
seni bilen benim ben.
Eğer bizim yam başımızdaki toprakta ölürsen,
şükret ki senin kanının bedeli., benim ben.
Hülasa dar geçitler ve yol kesenler pek çoktur.
Bundan kurtulmak ancak şeriata tabi olmak ve
şeyhlere itaat etmekle mümkün olabilir.
Beyt
Bu binlerce tehlikesi olan bir yoldur. Gah önde
bir yokuş, gah bir iniş v ar. Kesret (çokluk) olduğu
sürece o yoldaki ağır şartlar devam eder. Kesret
yok olunca yolculuk da ortadan kalkar. "Hak geldi,
batıl yok oldu. " (İsra Suresi, 81)
Beyt
Bütün bu tılsımlı renkler Vahdet sırrını bir ren-
ge indirger. Gönülde mahlukat ile olan ilgi, bir zer
re dahi mevcut ise Cenab-ı Hakk'ın azametinin
perdesi, mutlak birliğinin cemalinden kalkmaz.
Beyt
Bizde benlikten bir zerre dahi kalkmışsa Cenab-ı
Allah'm azameti sana görünmez.
Şunu kesin olarak bil ki, Allah yolunda ilerle
mek ancak Allah'ın inayet ve merhameti ile müm
kündür. Her kim Allah'ın inayeti olmadan kendi
gayreti ile Allah'a vasıl olduğunu zannederse sa
dece kendini alay konusu etmiş olur.
İmtıtıın Boyııtlım -------------- 105
Beyt
Bu kulun üzerinden açıkça bir ömür geçti. Gör
dü ki elbette sana sensiz ulaşmak imkansızdır.
Hakka vuslat amel çokluğu ile de değildir. Fakat
vuslabn amelsiz olduğu da Adetullah'da yoktur.
Beyt
Amelle vuslat verilmez kaidedir. Fakat amel ol
madan vuslat gerçekleşmez de adettendir.
Sonuç önceki söylenenlerle ilgilidir. Öncesi var
sa sonuç da olacaktır. Alemde cari olan kaide ha
yırdır. Rahmet ve merhamet ön plandadır. "Rahme
tim gazabımı bastırmıştır" buyurmuştur. Cenab-ı Al
lah'a karşı iyi niyet beslemek kulluğun güzel yön
lerindendir. "Allah barışa ve iyiliğe çağırır. Dilediğini
doğruya yönlendirir" (Yunus Suresi, 2-5). "Allah'ı
çokça anın onu sabah akşam tesbih edin" (Azhab Sure
si, 41-42), "Hepiniz A llah'ın ipine sıkıca yapı;?ın asla
tefrikaya düşmeyin" (Al-i İmran Suresi, 103). "Allah
şüphesiz adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara bakmayı em
reder. Hayasızlığı, inkarcılığı ve taşkınlığı yasak eder ve
tutasınız diye size öğüt verir. " (Nahl Suresi, 90)
Allah'a hamd ve güzel yardımı ile kutsal Receb
ayının ortasında 660 yılı Çarşamba günü Matii.li'ül
İman tamamlandı. Yaratıkların en hayırlısı Hz. Mu
hamıned'e ailesi fertlerine selam olsun.
BİBLİYOGRAFYA