Professional Documents
Culture Documents
Ataturk Mac Arthur Gorusmesinin Icyuzu
Ataturk Mac Arthur Gorusmesinin Icyuzu
Atatürk ile ABD Kara Kuvvetleri Komutanı orgeneral Douglas Mac Arthur arasında
27 Eylül 1932’de Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleşen görüşmede tarafların savundu-
ğu savları yansıttığı varsayılan metnin, kuşkuları çekecek pek çok tutarsızlıkla dolu
olduğu uzmanların dikkatini çekmişti. ABD eski başkanı William Clinton’un görev
süresi sona erdikten sonra 2001’de geldiği İstanbul’da, Dolmabahçe Sarayı’nda
“yemeğe 1000 $ ödeyen seçkin bir davetli topluluğu önünde „ yaptığı konuşmada adı
geçen görüşmeye göndermede bulunması, dahası o görüşmede savunulduğu öne
sürülen düşünceleri analizinin temeline oturtması beni hızla harekete geçmeye zorladı.
Ve tespitlerimi önce Cumhuriyet okurları ile sonra Mülkiye Dergisi’nde yurttaşlarımla
paylaştım. (Aslına bakılırsa adı geçen yazı yayımlanmasından iki yıl önce yazılmış an-
cak Ankara Üniversitesi İnkılapTarihi Enstitüsü’nün çekmecesinde hapsolup kalmış-
tı.) Bu metnin varlığını/ doğruluğunu irdeleme çabamın nedeni, bilimsel merakın
ötesinde, ülkeme duydum sorumluluktur. Çünkü bu metin varoluş sorununu gizliyor.
Türk Dış Politikasının II. Dünya Savaşı sonrası dönemde itildiği/sürüklendiği
macerada birçok politikacı, tıpkı Clinton gibi, kendi Amerikancı düşüncelerini
Atatürk’ün o görüşmesine dayandırmaya çalışıyor.
Oysa, böyle bir metin mevcut değil. Ortalıkta dolaşan ne idüğü belirsiz
metin 1951’de Münih’te kimin tarafından yayımlandığı dahi belli olmayan Kafkasya
adındaki bir dergiden alınmış. Türkiye’nin dış politikadaki Amerikancı tercihleri o
günden beri Atatürk-Mac Arthur görüşmesinden yola çıkarak temellendiriliyor.
Okur bu yazıyı hem bir gerçeği arama çabası olarak okumalı hem de bir isyan çığlığı
olarak almalı; Soğuk Savaş yalanlarından birine karşı bir isyan çığlığı.
Kafkasya Dergisi’ni eline alan, bir « Soğuk Savaş malzemesi » ile karşı
karşıya olduğunu anında kavrıyor. Ama bu kimileri için yeterli olmayabilir. Ben
de öteki olasılıkları elemek için çalışmayı derinleştirdim.
Öncelikle, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne bir yazı yazarak, gö-
rüşmenin belgesinin fotokopisini istedim. Cumhurbaşkanlığı genel sekreterliğin-
den H.Bülent Serim’in imzasını taşıyan 17.10.2001 tarihli yazıda « adı geçen
tutanağın Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde bulunmadığı » belirtiliyordu.
Şansımı, bir kez de 2002 baharında Washington’da bulunan « American
National Archives » (Amerikan Ulusal Arşivi) de denedim. Görüşme tutanağı
burada da mevcut değildir.
Son olarak ABD’nin Virginia Eyaleti Norfolk kentindeki Mac Arthur
Memorial’in ( Mac Arthur Vakfı) kapısını çaldım. Burada çalışan arşiv görevlisi
James Zobel görüşmenin tutanağının kendilerinde mevcut olmadığını, çünkü
Mac Arthur‘un « kişisel yazışmalarının ve belgelerinin büyük bölümünün »
Filipinlerde savaş sırasında tahrip olduğunu bildirdi. General Mac Arthur
Filipinler’de 1935- 1941 arasında bulunmuştu.
Bu bilgi üzerine tereddüd kalmadı.
Kesin kanım şudur: Atatürk-Mac Arhur görüşmeninin ortalıkta dolaşan
metni sahtedir; Soğuk Savaş propagandasından başka birşey değildir.
Atatürk-Mac Arthur görüşmesinin analizine, daha doğrusu bu metni
piyasaya sürenlerin olası hesaplarına geçmeden tarafları biraz daha yakından
tanımak zorunludur. Kimdir bu Mac Arthur?
Ankara’da Garda bir kez daha askeri törenle karşılanan Mac Arthur,
Genelkurmay başkanı Fevzi Paşa’yı ve Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakan
vekilini ziyaret eder. Başbakan İsmet İnönü bir yurtiçi gezisi için Gaziantep’de
ve Meclis başkanı Kazım Paşa Ankara dışında oldukları için onlarla şahsen
görüşemez. Zaten Mac Arthur’un resmi muhatabı Mareşal Fevzi Çakmak’tır.
Öğleyin Fevzi Paşa’nın Halkevinde onuruna verdiği yemekte bir konuşma
yapan Mac Arthur özetle şunları söyler:
Mustafa Kemal Atatürk ölümünden çok kısa bir süre önce yakın arkadaşı
Ali Fuat Cebesoy Paşaya Savaş konusunda şunları söyler:
“Fuat Paşa, pek yakında dünya vaziyeti mütareke senelerinden çok daha
ciddi olacak ve karışacaktır.İkinci bir büyük harp karşısında kalacağız...
Birkaç maceraperest Almanya ile İtalya’nın başında cebren bulunuyor-
lar. Karşı karşıya geldikleri zayıf adamların aczinden cüret alıyorlar.
unlar bugün dünyayı kana bulamaktan çekinmeyecektir. Eski dostumuz
Sovyetler Birliği hükümeti acizlerle maceraperestlerin yanlış hareketle-
rinden istifade etmesini bilecektir. Bunun neticesinde dnyanın vaziyeti ve
muvazenesi (dengesi) kâmilen değişecektir. “ (A.F. Cebesoy,
Siyasi Hatıralar, II. Kısım, 1960, s.252)
- -------
Attila İlhan’ın yönetiminde hazırlanan “Bir Millet Uyanıyor” dizisinin 1.
Kitabının içinde yayımlandı. Bilgi Yayınevi, Ankara, 2004