Kuşak-Yol'a Demokratik' Rakip - Ekonomi Haberleri

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 1

BUGÜNKÜ İkindiye EURO 


YENİ ASIR Adana    23:55:00 4,4760 VİTRİN 

Haberler > Ekonomi > ‘Kuşak-Yol’a ‘demokratik’ rakip

‘Kuşak-Yol’a ‘demokratik’ rakip


Dünya, Çin'in kuşak-yol projelerini konuşuyor. Prof. Dr. Kerem Alkin, Türkiye bağlamında
son gelişmeleri Yeni Asır için kaleme aldı.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak veABONE
sitemizde
OL ilgili mevzuata
2.4.2021
uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız. 

10 yıl öncesinden başlayarak, bilhassa son 5 yıldır, Çin'in 'kuşak-yol' inisiyatifini hararetle
konuşuyoruz, tartışıyoruz. Dünya ekonomisinde artan hakimiyetini, kıtalar arası bir lojistik, ulaşım ve
yatırım ağıyla daha da perçinlemek isteyen Çin, 'Kuzey Kuşağı', 'Orta Kuşak' ve 'Güney Kuşağı' olarak
üç ayrı güzergahtan gerçekleştirdiği bu küresel strateji için, şu ana kadar 138 ülkeyle 200'ün üzerinde
anlaşma imzalamış durumda. Çin'in dünya ekonomisi ve küresel ticarette genişlemesini sürdüren etki
alanı, doğal olarak, siyasi sonuçlara da sebep olmakta ve Atlantik İttifakı'nın lideri olarak ABD'yi de
hayli rahatsız etmekte. Birbirlerinden nefret etmelerine rağmen, Trump Yönetimi ile Biden Yönetimi'nin
neredeyse yegane uyuştukları başlık 'Çin'. Bu nedenle, geçtiğimiz hafta gerçekleşen NATO Dışişleri
Bakanları Toplantısı'nda önemli mesajlar paylaşan ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın Çin ve Rusya'yla
ilgili değerlendirmeleri sonrasında, takip eden geçtiğimiz hafta sonu Başkan Biden'ın
değerlendirmeleri de hiç şüphesiz not alındı. İngiltere Başbakanı Johnson ile yaptığı telefon
görüşmesinde, iklim değişikliği ve NATO müttefikliğinin güçlendirilmesi konularını ele aldıklarını ifade
eden Biden, Çin konusunu da görüştüklerini vurgulayarak, 'Kuşak-Yol' konusunda giriştikleri
rekabetten hareketle, yardıma ihtiyacı olan toplumlara gereken desteğin verilmesi adına, benzer bir
girişimin demokratik devletler tarafından başlatılmasını önerdiğini de belirtti. ABD'nin 'alternatif' bir
proje veya inisiyatiften bahsetmesi önemli, hiç şüphesiz.

DAHA GÜÇLÜ BİR 'İTTİFAK RUHU'


Bununla birlikte, Bakan Blinken'ın NATO dışişleri bakanları zirvesinde, İttifak içinde güvenin sarsıldığı,
demokrasi ve insan hakları gibi ortak değerlerin hem içerden hem de dışarıdan tehdit edildiğine işaret
ettiği tespitleri doğru olduğu ölçüde; aynı zamanda gerekçeleri noktasında da, 20 yılın tercihlerine
yönelik bir 'yüzleşme'yi gerektiriyor. Bu nedenle, Blinken'ın NATO içerisinde daha güçlü bir 'ittifak
ruhu'na ihtiyaç duyulduğu noktasındaki tespiti son derece isabetli olsa da, bunun tesisi adına karşılıklı
güven müessesesinin yeniden güçlendirilmesi de bir o kadar önemli. NATO'nun en kritik önemdeki
ortaklarından birisi olan Türkiye'nin, omuzlarında taşıdığı yük ölçüsünde, kararlarda da güçlü bir
şekilde söz sahibi olması ve AB üyesi ülkelerin 'AB üyesi olmayan' diye zorlama tanımlamalar
gündeme getirerek, 'İttifak Ruhu'nu dinamitlememeleri NATO ve Atlantik İttifakı'nın geleceği açısından
hayati önem taşıyor olacak. '20 yıllık tercihlerle yüzleşmek', ABD'nin şu konuyu da sorgulamasını
gerektiriyor: 'Demokrasi ile kalkınma', 'Demokrasisiz kalkınma' ikilemi.

TÜRKİYE KALİTE ÇITASINI YÜKSELTTİ


Atlantik İttifakı'nın pek çok ülkesi, son 20-25 sene 'Asya Mucizesi' başlığı altında gözlenen ekonomik
gelişmeyi, Asya ve Çin'in dünya mal ve hizmet üretiminde artan rolünü, küresel maliyetlere ve karlılığa
katkısı boyutunda hayli dar bir kalıptan bakmayı 'tercih' ettiler. Bu ülkeleri, 'demokrasi' ve 'insan
hakları'na, 'çalışan hakları'na hassasiyet göstererek üretme veya kalkınma konusunda uzunca bir
yeterince zorlamadılar. Bu nedenle, Türkiye gibi 'demokrasi kültürü' ve 'kalitesi' gelişmekte olan ülkeler
arasında alkışlanacak bir çıtaya yükselmiş olan ülkelerin başarısı yeterince önceliklendirilmedi.

Bu nedenle, bugün, demokratik ülkelerin desteğe muhtaç ülkelere 'Kuşak-Yol' benzeri bir inisiyatifle
'destek' olmaları gerektiği yönündeki çağrı, kıymetli olduğu kadar, zamanlama açısından 'geç kalmış'
olma riski de içeriyor. Çünkü, Dışişleri Bakanı Blinken'ın dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde
gerçekleştirdiği konuşmasında 'farklılıklarımıza rağmen, Suriye'deki insanlara yardım etmek için bir yol
bulmalıyız; bu bizim sorumluluğumuz ve yerine getirmezsek bize yazıklar olsun" yönündeki anlamlı
çağrısı da, bölgesel ve küresel 'akıllı güç' imkan ve kabiliyetleri tartışılmaz olan Türkiye'nin her
noktada, her başlıkta vazgeçilmezliğini ve çözüm üretme kapasitesini bir kez daha gündeme getiriyor.
Bu nedenle, Türkiye küresel meselelerin çözümüne yönelik 'öncü rolü'nü bugün de, gelecekte de
üstlenmeyi sürdürecek.

    

 YORUMLARI GÖSTER 

Köpek canlı yayında mikrofonu çaldı

Sivasspor-Trabzonspor | Canlı anlatım

Aydın'da çocuk parkını ateşe verdiler!

Bodrum'da inşaat kazısında bulunan 2 Bodrum'da sahillerinde kısıtlama


bin 400 yıllık lahidin kapağı açıldı sessizliği

You might also like