Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 15

185

TÜRK
TÜRK RADYOLOJİ
RADYOLOJİ
DERNEĞİ SEMİNERLERİ
Trd Sem 2020; 8: 185-199

MRG’de Kontrast Artırma Yöntemleri


ve MR Kontrast Maddeler
Ebru Düşünceli Atman

ÖĞRENME HEDEFLERİ

 MR kontrastını etkileyen parametreler  MRG’de kullanılan kontrast maddeler ve


 Inversion recovery, manyetizasyon trans- özellikleri
fer, yağ baskılama teknikleri  MR kontrast maddelerinin yan etkileri ve
güvenlik profili

Düşünceli Atman E. MRG’de Kontrast Artırma Yöntemleri ve MR Kontrast Maddeler. Trd Sem 2020; 8: 185-199.

longitudinal manyetizasyonun yeniden kaza-


GİRİŞ
nıldığı süre), T2 (oluşan transvers manyetizas-
Kontrast, kelime anlamı olarak zıtlık, karşıt- yonun kaybolması için geçen süre) süreleri,
lık demektir. Radyolojik anlamı ise, birbirine proton yoğunluğu, dokunun akım karakteris-
komşu iki bölgenin yoğunlukları arasındaki tiği, komşu dokuların karakteristik özellikleri
farktır. Anatomik olarak dokuların ve organ- ve birbirleri ile olan etkileşimleri gibi iç fak-
ların birbirinden ayrımı, normal bir yapı ile törlerdir. Bu değerler dokulara spesifiktir. Dış
patolojik dokunun ayırt edilmesi, aralarındaki faktörlerden TR (radyofrekans puls tekrarlama
kontrast farklılığı ile sağlanmaktadır. Bu fark zamanı) ve TE (radyofrekans pulsu verildikten
ne kadar fazla olursa ayrım da o kadar kolay- sonra elde edilen sinyale kadar geçen süre, eko
laşmaktadır. zamanı) değerleri değiştirilerek incelemenin
Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) çok T1 ve T2 ağırlığı, dolayısıyla kontrastı değiş-
amaçlı bir görüntüleme yöntemidir ve sadece tirilebilir. Bunun dışında manyetik alan gücü,
anatomik bilgi değil, dokudaki fizyolojik ve sapma açısı, inversiyon zamanı gibi dış fak-
kimyasal değişikliklerin de bilgisini vermek- törler ve difüzyon, perfüzyon, BOLD gibi ileri
tedir. Bu bilgi çok sayıda MR parametresi ile teknikler de kontrast artırılması için kullanılan
oluşturulmaktadır. MRG’de kontrast, dokula- yöntemlerdir. Diğer bir yöntem de intravenöz,
rın birbirinden ayırt edilmesini sağlayan sinyal oral, vb yollarla kontrast madde vererek do-
intensite farklılığıdır. Kontrastı etkileyen temel ku-organlar arasındaki sinyal farklılığının be-
EĞİTİCİ
NOKTA

parametreler dokuların T1 (verilen puls sonrası lirginleştirilmesidir [1].

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye


 Ebru Düşünceli Atman • ebrumd2001@gmail.com

© 2020 Türk Radyoloji Derneği. doi: 10.5152/trs.2020.909


Tüm hakları saklıdır. turkradyolojiseminerleri.org
186 Düşünceli Atman E.

olan patolojik dokuya ait ters manyetizas-


INVERSION RECOVERY (IR)
yonunun olması ve magnitüd rekonstrük-
180° çevirici bir pulsu takip eden konvansi- siyon IR görüntülerinde yüksek sinyal
yonel spin eko sekansıdır. Sekans öncesi gön- oluşturmasıdır [2].
derilen 180° puls ile görüntülenecek bölgedeki IR sekansının bazı dezavantajları mevcuttur.
tüm dokuların net manyetizasyon vektörü ana Bunlar; uzun inceleme süresi, akıma bağlı ar-
manyetik alanın (B0) 180° tersine çevrilir, puls tefaktların artması, doku supresyonu nedeniyle
kesildikten sonra protonlar T1 relaksasyona sinyal/gürültü oranının azalması ve 180° puls
geçer. Belli bir doku için net manyetizasyon kullanımına bağlı SAR (specific absorption
vektörü sıfır noktasından (null point) geçerken rate) değerinin yükselmesidir [2].
90° radyofrekans (RF) pulsu uygulanır, böyle-
ce bu dokunun transvers manyetizasyonu sıfır
MANYETİZASYON TRANSFER
olacağından o dokudan sinyal alınmaz. Diğer
KONTRAST
dokularda ise net manyetizasyon vektörünün
büyüklüğüne göre sinyal elde edilir. 180° çe- Manyetizasyon transfer (MT), beyin doku-
virici puls ile sonrasında gönderilen 90° RF sunun gelişim, yaşlanma gibi fizyolojik süreç-
pulsu arasında geçen süre inversiyon zamanı lerindeki ve patolojilerindeki mikroyapısını
(TI süresi) olarak adlandırılır. TI parametresi araştırmak için yaygın bir şekilde kullanılmak-
değiştirilerek farklı dokulardan gelen sinyaller ta olan bir MR kontrast mekanizmasıdır. Mi-
baskılanabilir. Yağın (STIR) ve serbest sıvının yeline duyarlılığından dolayı MT beyaz cevher
(FLAIR) sinyalinin baskılandığı iki önemli kli- hastalıklarında daha çok kullanılmakla birlikte
nik uygulaması mevcuttur [1, 2]. son yıllarda gri cevheri etkileyen hastalıklarda
IR tekniği 3 farklı şekilde MR kontrastını ar- da kullanımı mevcuttur. Anjiyografi dışında
tırır: MT kontrast, rutin nöroMR görüntülemede,
• Herhangi bir dokunun T1 değerini temel standart T1 ve T2 ağırlıklı görüntülere göre in-
alarak selektif olarak sinyalinin baskı- celeme süresinin uzun olmasından dolayı çok
lanması: TI değeri değiştirilerek farklı tercih edilmemektedir [3].
dokuların sinyalinin efektif bir şekilde MT, sudaki 1H protonu ile semi-solid makro-
baskılanmasıdır. Birçok dokuda null po- moleküllere bağlı olan 1H protonları arasındaki
int yaklaşık olarak TI≈0,69xT1 süresinde manyetizasyon değişimini ifade eder. Biyolo-
ortaya çıkar [2]. jik dokularda makromoleküllere veya hücre
• T1 relaksasyon değerlerine göre dokula- membranlarına bağlı olan daha az hareketli
rın daha iyi ayırt edilmesi: Diğer spin eko protonların T2 relaksasyon zamanları MRG’de
sekanslarına göre dokulardaki küçük T1 direkt olarak saptanabilmek için çok kısadır,
relaksasyon farklılarını belirginleştirerek yani görüntülemeye bir katkıları yoktur [3, 4].
kontrastı artırır [2]. Çünkü proton MR yeterince uzun T2 relaksas-
• İlave T1 ve T2 etkisi: Patolojik dokula- yon zamanı olan serbest protonlardan gelen
rın birçoğunda serbest su moleküllerinin sinyali saptamaktadır. MT ise bu moleküllere
fazla olmasından dolayı T1 ve T2 değer- bağlı gizli 1H havuzunun saptanmasını ve do-
leri yüksektir. Dolayısıyla rutin spin eko layısıyla doku kontrastının artırılmasını sağlar.
sekanslarda uzun T1 düşük sinyalle, uzun Normalde termal denge durumunda serbest
T2 ise yüksek sinyalle sonuçlanır. IR se- sudaki protonlar ile bağlı protonlar arasında
kansta ise özellikle kısa-orta TI değerle- net bir manyetizasyon transferi yoktur. Ancak,
ri kullanıldığında uzun T1 yüksek sinyal serbest veya bağlı protonların manyetizasyon-
oluşturur ve uzun T2’nin pozitif sinyaline larının bir RF pulsu ile değiştirilmesi ile net
eklenir. Bunun sebebi, null point değerin- bir manyetizasyon transferi oluşur ve yeni bir
den daha küçük bir TI süresi seçildiğinde denge durumu sağlanır [3]. Bağlı olan (makro-
(<0,69xT1), ortamda hala uzun T1 süresi moleküler) protonların serbest protonlara göre
MRG’de Kontrast Artırma Yöntemleri ve MR Kontrast Maddeler 187

daha geniş bir bant aralığı mevcut olup görün- veya kontrast tutulumunu daha iyi ortaya koy-
tüleme sekansı öncesi özel bir RF satürasyon mak için yağ dokusundan gelen yüksek sin-
pulsu kullanarak satüre etmek mümkündür. Gri yalin baskılanması gerekir. Bunun için birkaç
cevher, beyaz cevher, kartilaj, kas dokusu gibi yöntem bulunmaktadır. Seçilecek yöntem, MR
dokular serbest proton yanı sıra bağlı protonlar cihazının manyetik alan gücüne, görüntülen-
da içerir ve biyolojik dokularda bağlı olan pro- mesi istenen bölgeye, klinik duruma, gadolin-
tonların sayısı serbest olanlara göre daha az- yum kullanımına, incelenecek bölgede metalik
dır. Bu tip dokularda, bağlı protonlarla serbest materyal bulunup bulunmamasına göre deği-
veya “sıvı” protonlar (su, BOS gibi) arasındaki şiklik gösterir.
dipol-dipol çapraz relaksasyonu ile veya kim- Yağ baskılama metodları; kimyasal şifte (re-

EĞİTİCİ
yasal değişim ile manyetizasyonlar arasında zonans frekansı farklılığı), yağın kısa T1 süre-

NOKTA
karşılıklı değişim olur ve manyetizasyonları sine veya her iki tekniğe (hibrid teknikler) da-
eşitlenir. Kas, kartilaj, beyin gibi dokular bu yanmaktadır [1, 2].
değişime daha hassastır. Bu dokulardaki bağlı
protonların bu şekilde satürasyonu (makromo-
Kimyasal Şift Teknikleri
leküler satürasyon), iki spin havuzu arasındaki
etkileşim hızına bağlı olarak, serbest proton- Su ve yağın presesyon frekanslarının farkın-
lara aktarılabilir ve böylece görüntüleme için dan faydalanılır. In-phase/out-of-phase görün-
gerekli olan longitudinal manyetizasyon azalır. tüleme, Dixon, CHESS, su eksitasyonu kimya-
Sonuçta, bu doku daha düşük sinyal ve daha sal şift teknikleridir.
düşük intensiteye sahip olur ve diğer dokular-
la arasındaki kontrast farkı artar [4]. Kimyasal In-phase (aynı faz)/Out-of-phase (karşıt
değişim manyetizasyon transfer ise, komşu su faz) görüntüleme: Gerçek bir yağ baskılama
molekülleri ile hızla etkileşen hidroksil (OH), tekniği değildir. Dokuları su ve yağ rezonans
amid (NH) ve amin (NH2) gruplarının varlığın- frekanslarındaki farklılıklara göre karakterize
da gerçekleşir. Burada hız sınırlayıcı mekaniz- eder. Yağda (CH2) ve suda (H2O) farklı kim-
ma, manyetizasyonun makromoleküllerdeki 1H yasal ortamlarda bulunmasından dolayı 1H
atomlarından bu değişici gruplara transferidir. protonlarının presesyon frekansı aynı değildir.
Bu mekanizma, manyetizasyonun su ile küçük Aynı voksel içindeki su ve yağ protonlarından
hareketli biyomoleküller arasında gerçekleştiği gelen sinyaller, TE değiştirilerek görüntülenir
CEST (chemical exchange saturation transfer) (1,5T’de TE=4,2 ms’de aynı fazda, TE=2,1
görüntülemenin temelini oluşturur. CEST tek- ms’de karşıt fazda). Rutin olarak mikroskopik
niği ile milimol konsantrasyon düzeyindeki yağı ortaya koymak için kullanılır (ör, adrenal
moleküller saptanabilmektedir [3, 5]. adenomun adrenal karsinomdan ayrımı, hepa-
MT’nin en sık kullanıldığı alanlar multipl tik steatoz saptanması, vb). Mikroskopik yağ
skleroz gibi beyaz cevher hastalıklarında mi- var ise karşıt faz görüntülerde yağın sinyali
yelin bütünlüğünün değerlendirilmesi, serebral baskılanacaktır [1, 2].
infarktın saptanması, intrakranyal lezyonların
(tümör, metastaz) saptanması ve TOF-MR an- Dixon tekniği: Yukarıda açıklanan kalita-
jiyografide beyin parankiminden gelen sinyalin tif in-phase/out-of-phase tekniği ile ilişkili bir
baskılanması ve küçük damarların görüntülen- grup tekniktir. Farklı TE’ler kullanılarak kar-
mesidir. maşık matematiksel işlemlerle aynı anda 4
farklı doku kontrastı (“in-phase”, “out-of-pha-
se”, “sadece su” ve “sadece yağ”) elde edilir.
YAĞ BASKILAMA TEKNİKLERİ
Abdominal, kas-iskelet ve spinal görüntüleme-
Yağın T1 süresinin kısa olmasından dolayı de çok kullanılır. Avantajları B0/B1 heterojeni-
T1 ağırlıklı görüntülerde sinyali yüksektir. Bu tesine duyarlılığının az olması ve aynı anda 4
nedenle, diğer dokuların sinyalini, patolojiyi farklı doku kontrastının elde edilmesidir [2].
188 Düşünceli Atman E.

Dezavantajı ise TR süresinin uzamasından do- yağdan sinyal alınmayacaktır. Teknik, manye-
layı inceleme sürenin artması ve kesit sayısının tik alan inhomojenitelerine (B0/B1) rölatif ola-
sınırlı olmasıdır. rak duyarsızdır ve metalik materyal varlığında
ve geniş FOV’larda kullanılabilir. Görüntüler
CHESS (fat sat): CHESS (chemical-shift T2 ağırlıklıdır. Sinyal baskılama yağa spesifik
selective), yağ baskılama için en sık kullanılan değildir; melanin, methemoglobin, mukus gibi
tekniktir. Yağın rezonans frekansına göre ayar- T1 süresi kısa maddeler de baskılanabilir. Bu
lanan bir RF pulsu ile birlikte uygulanan spoiler nedenle de STIR sekansın en önemli sınırlama-
gradient yağ protonlarını satüre ve defaze eder, sı gadolinyum ile birlikte kullanılamamasıdır
böylece yağın longitudinal manyetizasyonu ve [1, 2]. Diğer dezavantajları TR süresinin uzun
dolayısıyla transvers manyetizasyonu kalmaz, olması ve dolayısıyla sürenin artması ve kesit
sadece su protonlarından gelen sinyal toplanır. sayısının sınırlı olması, doku kontrastının sınırlı
Doku kontrastının etkilenmemesi ve herhangi olması, sinyal/gürültü oranının düşük olmasıdır.
bir puls sekansına eklenebilmesi avantajlarıdır.
En iyi sonuç 1,0T ve üzerindeki manyetik alan-
Hibrid Teknikler
larda elde edilir. Dezavantajları 0,3T’nin altında
kullanılamaması, homojen manyetik alan gerek- SPIR (Spectral Presaturation with Inver-
tirmesi (bu nedenle metalik materyal çevresinde, sion Recovery) ve SPAIR (Spectral Attenu-
izomerkezden uzak lokalizasyonda ve sinüsler, ated Inversion Recovery): CHESS ve STIR
baş-boyun bölgesi gibi suseptibilite distorsiyon- tekniklerinin kombinasyonudur. Selektif bir
ları olan anatomik bölgelerde baskılaması yeter- RF pulsu sadece yağın sinyalini ters döndü-
siz olabilir) ve TR’nin uzamasıdır (inceleme sü- rür, TI gecikmesi sonrası sinyal oluşturulur.
resi uzar ve maksimum kesit sayısı azalır) [1, 2]. Görüntüler T1 ağırlıklıdır, gadolinyum sonrası
kullanılabilir. SPIR ile SPAIR arasındaki esas
Su eksitasyonu: Bu teknikte yağ baskılaması fark, SPAIR tekniğinde B1 inhomojenitesine
yerine, su protonlarını selektif olarak eksite et- duyarlılığı azaltan 180° ters döndürücü puls
mek için kısa RF puls serileri kullanılır. Spoiler kullanılmasıdır. Avantajları; doku kontrastının
kullanılmaz. Ağırlıklı olarak kas-iskelet sistemi etkilenmemesi ve SPAIR sekansın B1 inhomo-
görüntülemesinde, özellikle kartilaj değerlen- jenitesine dirençli olmasıdır. Dezavantajları;
dirmesinde kullanılır. Avantajları B1 inhomoje- her iki tekniğin de B0 inhomojenitesine duyarlı
nitesine dirençli olması ve orta manyetik alan olması, düşük manyetik alan gücünde kullanı-
gücünde (0,3-1T) kullanılabilmesidir. Deza- lamaması, SPIR sekansın B1 inhomojenitesine
vantajları B0 inhomojenitesine duyarlı olması, duyarlı olması, minimum TR ve sürenin artma-
minimum TR, TE ve toplam sürenin artması, sı, maksimum kesit sayısının düşmesidir [2].
maksimum kesit sayısının azalmasıdır [2].
MR KONTRAST MADDELER
Yağın Kısa T1 Süresi
Yumuşak doku çözünürlüğü en yüksek olan,
Short TI inversion recovery (STIR): Çok dolayısıyla dokular arası kontrast farkını en iyi
kullanılan bir sekanstır. Yağın T1 zamanı vü- ortaya koyan radyolojik görüntüleme yöntemi
cuttaki hemen diğer tüm dokulardan daha kısa MRG’dir. Çeşitli kontrast maddeler kullanıla-
olduğu için, kısa TI değerlerinin kullanıldığı rak MRG’nin bu özelliği artırılabilmekte, nor-
inversion recovery sekansı ile sinyali selektif mal ve patolojik dokular arasındaki kontrast
olarak baskılanabilir (1,5 T’de 150-180 ms). Ya- farkı detaylı bir şekilde ortaya konabilmektedir.
ğın net manyetizasyon vektörü sıfır noktasından MRG’nin klinik kullanıma girmesinden kısa
geçtiği anda longitudinal manyetizasyonu sıfır- bir süre sonra kontrast maddeler de uygulama-
dır, dolayısıyla 90° RF pulsu gönderildiğinde ya girmiştir. T1 relaksasyon sürecini hızlandı-
transvers manyetizasyonu da oluşmayacak ve ran paramanyetik katalizörler ilk kez Paul La-
MRG’de Kontrast Artırma Yöntemleri ve MR Kontrast Maddeler 189

Tablo 1: Gadolinyum Bazlı Kontrast Maddeler

Termodinamik Osmolalite
Etken Ticari stabilitesi (mOsm/kg) Atılım
madde adı Firma Yapısı (log Ktherm) (37°’de) yolu
Gadobutrol Gadovist® Bayer Makrosiklik 21,8 1603 Renal
(Gd-DO3A-butrol) Pharmaceuticals noniyonik
Gadoterat Dotarem® Guerbet Makrosiklik 25,4 1350 Renal
meglumin Group iyonik
(Gd-DOTA)
Gadobenat Multihance® Bracco Lineer 22,6 1970 %93
dimeglumin Pharmaceuticals iyonik renal,
(Gd-BOPTA) %3 biliyer
Gadoksetik asit Primovist® Bayer Lineer 23,5 688 %50
disodyum Pharmaceuticals iyonik renal,
%50
biliyer
Gadodiamid Omniscan® GE Lineer 16,8 789 Renal
(Gd-DTPA-BMA) Healthcare noniyonik
Gadopentat Magnevist® Bayer Lineer 22,1 1960 Renal
dimeglumin Pharmaceuticals iyonik
(Gd-DTPA)
Gadoversetamid Optimark® Guerbet Lineer 16,6 1110 Renal
(Gd-DTPA-BMEA) Group noniyonik
Kaynak: Xiao et al. [10]; Pommersheim et al. [11]; Schieda et al. [14]; Rasschaert et al. [22].

uterbur tarafından fark edilmiştir [6]. İnsanda sel içi-dışı difüzyon ve perfüzyonu gibi birçok
ilk kez ferrik klorid gastrointestinal sistemin parametreye bağlıdır. Gd+3 ve dysprosium gibi
görüntülenmesi için kullanılmıştır [7]. Gado- lantanid elementleri ile Fe+2, Fe+3, Mn+2 gibi pa-
linyum (Gd) ise 1984 yılında yapılan bir çalış- ramanyetik iyonlar sıvı içerisinde güçlü mikros-
mada beyin tümörlerinin görüntülenmesinde kopik lokal manyetik alan oluşturur. Su proton-
ilk defa kullanılmıştır [8]. Klinik kullanımına ları bu alana yeterince yakınlaşınca relaksasyona
1988 yılında onay verilen ilk MR kontrast aja- başlarlar ve yerlerini hızla henüz relaksasyona
EĞİTİCİ
NOKTA

nı gadopentetat dimeglumindir (Magnevist; girmemiş diğer su molekülleri alır. Yani MR


Bayer Pharmaceuticals, Almanya) [9]. Tüm kontrast maddeleri direkt olarak görülmezler,
Gd bazlı kontrast maddeler, bir ağır metal olan çevre dokudaki atomların T1 (longitudinal) ve
Gd ve Gd’a sıkıca bağlanan ve stabilite, çözü- T2 (transvers) relaksasyon sürelerini kısaltarak
nürlük ve güvenlik profili ile ilişkili organik T1 ağırlıklı görüntülerde sinyal artışı, T2 ağır-
bir liganddan oluşur (Tablo 1). Bu bileşiklerin lıklı görüntülerde ise sinyal azalması şeklinde
kullanımı giderek artmakta olup günümüzde indirekt etki mekanizmaları mevcuttur [9-12].
de halen yeni kontrast ajanların geliştirilmesi MR kontrast maddeleri aşağıda detayları verilen
çalışmaları devam etmektedir. çeşitli özelliklerine göre sınıflandırılabilir.
Biyolojik dokulardaki MR sinyali dokudaki
proton yoğunluğu, protonların doku spesifik T1,
Manyetik Özellikler
T2 ve T2* relaksasyon değerleri, doğal para-
manyetik iyonların varlığı, manyetik suseptibi- Çoğu paramanyetik (gadolinyum ve man-
lite, su moleküllerinin inceleme sırasındaki vok- ganez) veya süperparamanyetik (demir oksit)
190 Düşünceli Atman E.

özellik gösterir. Paramanyetik özellik bu mad- ne göre, çok büyük kalıcı manyetik momenti
delerde bulunan bir veya birden fazla çiftlen- mevcuttur [13]. Partikül çapına göre 3 çeşit
EĞİTİCİ
NOKTA

memiş elektrondan kaynaklanmaktadır ve süperparamanyetik demir partikülü mevcut-


kalıcı manyetik momentleri vardır [13]. Ga- tur: ultra-small süperparamanyetik demir oksit
dolinyumun (Gd+3) 7, manganezin (Mn+2) ise (USPIO) (çapı <50 nm), small süperparaman-
5 çiftlenmemiş elektronu mevcuttur. Organik yetik demir oksit (SPIO) (çap 1µm-50 nm) ve
serbest radikaller de çiftlenmemiş valens elekt- mikron çapındaki büyük partiküller (MPIO).
ronlarından dolayı paramanyetik özellik göste- MPIO gastrointestinal sistemi görüntülemek
rirler. Paramanyetik atomun manyetik momenti için oral olarak kullanıma uygundur [13]. Ne-
ile komşuluğundaki su moleküllerinin daha kü- gatif kontrast madde olan süperparamanyetik
çük olan manyetik momentleri arasında dipolar demir oksit (Fe+3) T2* ve T2 relaksasyon süre-
manyetik etkileşim mevcuttur. Moleküler hare- lerini kısaltarak sinyali düşürür. Bu etki en iyi
ketler bu dipolar etkileşimde rastgele dalgalan- gradient eko sekanslarda gözlenir ve “susepti-
malara yol açar ve su protonlarının hem longi- bilite etkisi” olarak bilinir [9, 10]. Ancak yeni
tudinal hem de transvers relaksasyon sürelerini geliştirilen ve partikül çapı <10 nm olan US-
kısaltır [13]. PIO’nun T1 etkisi çok daha fazladır [13].
Bir lantanid metal olan Gd yüksek manyetik MR kontrast maddelerinin etkinliğini belir-
momenti ve stabilitesi nedeniyle en çok tercih leyen R1 ve R2 relaksivite değerleri, kontrast
edilen kontrast maddedir. Protonlardan 1000 maddenin her bir birimi başına (mM cinsinden)
kat daha güçlü manyetik momente sahiptir [9, su protonlarının sırasıyla T1 ve T2 relaksasyon
10]. Gd+3’ün 9 koordinasyon bölgesi mevcut- sürelerini azaltma yeteneğini gösterir. Kısaca-
tur. Bunlardan sekizi, Gd+3 iyonu ile şelasyon sı relaksivite kontrast maddelerin relaksasyon
yapan ligand arasında olup, dokuzuncu ise oranlarını artırma kapasitesidir. Relaksivite
Gd+3 ile sudaki oksijen atomu arasındaki bağdır kontrast maddenin molekül yapısı, Larmor fre-
[12]. Dokularda T1 sinyali T2’den daha yük- kansı, sıcaklık gibi faktörlerden etkilenir. Yük-
sek olduğu için paramanyetik ajanların baskın sek relaksiviteye sahip olan kontrast madde,
etkisi düşük dozlarda T1 süresini kısaltmasıdır aynı miktarda ancak relaksivitesi daha düşük
EĞİTİCİ
NOKTA

[9-11]. T1 sekansta parlak görünüm nedeniyle olan kontrast maddeye göre T1 ve T2 sürelerini
bu maddeler pozitif kontrast madde olarak ad- daha fazla kısaltır [13].
landırılır (T1 ajan). T2 sekansta ise T2 kısalma- Bir dokunun kontrast madde ile boyanması, ya
sı nedeniyle negatif kontrast oluştururlar (T2 o dokunun diğer dokulara göre kontrast madde
ajan) [9, 10]. Bir kontrast maddenin T1 veya afinitesinin daha fazla olması veya vaskülaritesi-
T2 ajan olması manyetik alan gücüne, kullanı- nin daha yüksek olması ile sağlanır [13].
lan görüntüleme sekansına, kontrast maddenin
boyutuna ve kontrast madenin dokuda nasıl da-
Kimyasal Yapı
ğıldığına bağlıdır [13].
Süperparamanyetik ajanlar (demir oksit gibi), Gd+3’un serbest iyonik formu son derece tok-
kolloid formunda olup 5-200 nm çapındaki sik olup fizyolojik pH’da hızla hidrolize uğrar
partiküllerden oluşurlar. Bu partiküllerin içinde ve çözünmeyen GdOH3’e dönüşür. Bu nedenle
EĞİTİCİ
NOKTA

binlerce manyetik iyon içeren çok küçük çaplı Gd+3’un hücre içine alınımını engellemek ve
(1-10 nm) kristaller mevcuttur. Paramanyetik toksisitesini en aza indirmek için organik bir
ajanlar gibi davranırlar, ancak paramanyetik ligand ile şelasyon yapılması gereklidir. En
ajanlardaki her bir atomun bağımsız olarak dış sık kullanılan ligandlar lineer veya makrosik-
manyetik alandan etkilenmesinin tersine süper- lik poliaminokarboksilat/fosfonat deriveleridir.
paramanyetik ajanlarda kristalin manyetik mo- Böylece ekstrasellüler mesafede kalan Gd’un
menti bütün olarak manyetik alandan etkilenir. renal ekskresyonu da artar [10, 11, 13]. Termo-
Dolayısıyla süperparamanyetik ajanların man- dinamik stabilite, Gd+3 ile şelasyon ligandı ara-
yetik bir alan varlığında tek bir Gd molekülü- sındaki bağı kırmak için gereken enerjidir. Ki-
MRG’de Kontrast Artırma Yöntemleri ve MR Kontrast Maddeler 191

netik stabilite ise disosiasyonun ortaya çıkma


Nonspesifik ajanlar
hızı olup Gd şelatlarının yapısı yanı sıra pH,
sıcaklık, ortamda Gd ile yarışmaya giren kat- Ekstrasellüler ajanlar: İntravenöz uygula-
yonların (Cu+2, Zn+2, Ca+2) varlığı gibi çevresel ma sonrası Gd kısa sürede ekstrasellüler kom-
faktörlere bağlıdır. Her Gd bileşiğinin kendine partmanlarda (intravasküler ve interstisyel)
özgü termodinamik ve kinetik stabilitesi mev- denge durumuna ulaşır. Gd iyonunun hücre
cuttur [12]. içine alınımı, özellikle düşük moleküler sta-
Gd+3 ayrıca dendrimer veya protein gibi po- bilitesi olanlarda yüksek toksisite nedeniyle
limerik taşıyıcılara, paramanyetik misellerin istenmeyen bir durumdur. Esas atılım yolu re-
içindeki amfifilik şelatlara, lipozomlara, zeolit nal ekskresyon (glomerüler filtrasyon ve/veya
gibi poröz materyallere ve nanopartiküllere aktif sekresyon) olup böbrek fonksiyonları nor-
bağlanarak da kullanılabilir [13]. mal olanlarda plazma yarılanma ömrü ortalama
Moleküler yapısına göre Gd şelatları makro- 1,5-2 saattir, 24 saat içinde de hemen hemen
siklik-lineer geometri ve iyonik-noniyonik tamamı atılmaktadır [9-11].
olarak sınıflandırılır. Makrosiklik bileşiklerde
kafes benzeri bir yapı mevcut olup Gd, mole- Kan havuzu ajanları: İntravasküler kont-
kül içinde sıkıca hapsedilmiştir; Gd iyonunun rast maddeler olarak da bilinirler. Ekstrasel-
ayrışması son derece düşüktür, bu nedenle bu lüler ajanlara göre boyutlarının ve molekül
bileşiklerin termodinamik stabilitesi lineer bi- ağırlıklarının fazla olmasından dolayı inters-
leşiklere yüksektir. Lineer bileşiklerin ise Gd’u tisyuma geçemez ve damar içinde daha uzun
çevreleyen elonge bir yapısı mevcuttur. Ter- süre kalırlar, daha yavaş atılırlar. Böylelikle,
modinamik stabilitesi en düşük olanlar lineer vasküler yapılar 1 dakika-1 saat gibi geniş bir
EĞİTİCİ
NOKTA

noniyonik bileşikler olup nefrojenik sistemik zaman diliminde görüntülenebilir [9-11, 13].
fibrozis (NSF) ile ilişkilidirler [9, 11, 12]. No- Ayrıca R1 relaksivite değerleri de daha yük-
niyonik olan kontrast maddelerin osmolalitesi sektir [13]. Bolus zamanlamasından bağımsız
iyoniklerden daha düşük olup daha yüksek doz- olarak hem arteryel hem de venöz faz görüntü-
larda kullanılabilir. MR kontrast ajanları için lemesini sağlayarak anatomik olarak daha ge-
klinik uygulamalarda önerilen doz 0,1 mmol/ niş alanların, reenjeksiyona gerek kalmadan,
kg (0,2 mL/kg) olup MR anjiyografi gibi in- tekrar tekrar görüntülenmesine izin verirler
celemelerde daha yüksek dozlar uygulanabilir [9]. Kan havuzu ajanları; USPIO partikülleri,
[9]. İyotlu kontrast maddelere göre bu ajanların plazma proteinlerine (albümin) geri dönüşlü
daha düşük dozlarda kullanılabilmesinin sebe- olarak bağlananlar ve makromoleküller (po-
bi, tek bir Gd molekülünün bile oldukça fazla limerler ve lipozomlar) olmak üzere üç kate-
sayıda su protonunu etkileyebilmesidir [11]. goriye ayrılırlar [10, 13]. Albümine sıkıca ve
Şu anda kullanımda olan kontrast maddeler- geçici olarak bağlanan Gd+3 kompleksleri ga-
den Gadobutrol dışındaki tüm Gd bileşikleri- dofosveset trisodyum (MS-325, Vasovist) ve
nin konsantrasyonu 0,5 M iken, Gadobutrol’ün gadokoletik asittir (B-22956) [13]. Bu komp-
konsantrasyonu ise 1 M’dir. leksler MR anjiyografinin yanı sıra meme ve
perfüzyon MR incelemelerinde kullanılabilir.
Malign tümörlerde başta albümin olmak üzere
Biyodağılım
plazma proteinlerinin uptake ve metaboliz-
Biyodağılımına göre kontrast maddeler masının artması ve neovaskülarizasyon nede-
nonspesifik (ekstrasellüler ajanlar ve kan ha- niyle bu ajanlar tedavi takibinde de kullanı-
vuzu ajanları) ve spesifik (organ-spesifik yani labilmektedir [13]. Ferumokstran (Sinerem,
pasif olarak bir hücre tipine yönlendirilmiş Combidex gibi) USPIO partikülleri, albümine
olan ajanlar ve hedefe yönelik yani aktif olarak bağlananlar ve polimerize Gd şelatlarının ak-
moleküler spesifik bir bölgeyi hedefleyenler) sine karaciğer, dalak ve lenf nodlarında tutula-
ajanlar olarak ikiye ayrılır [13]. rak vücuttan elimine edilirler [13].
192 Düşünceli Atman E.

Hedefe yönelik ajanlar (aktif olarak hedef


Spesifik ajanlar
belirleyen ajanlar): Hücre membranındaki
Organ-spesifik ajanlar: Hedef doku/organa spesifik moleküler bölgeleri tanıyan ajanlardır.
yönelik geliştirilen kontrast maddelerdir. Bir Çoğu intrasellüler boşlukta hapsedilir. İnfla-
ajanın bazı doku ve organlarda daha yüksek masyon, ateroskleroz, anjiyogenez, apoptozis,
konsantrasyonda dağılımı hem kullanılan ajanın tümör gibi spesifik patolojik süreçlerin görün-
dozunu azaltır hem de lezyon saptama duyarlı- tülenmesinde kullanılır (moleküler görüntüle-
lığını artırır [12]. Karaciğer-spesifik olanlar he- me) [13].
patobiliyer ajanları (paramanyetik kompleksler)
ve retiküloendotelyal sistem (RES) ajanlarını
Uygulama yolu
(paramanyetik partiküller ve lipozomlar) içerir.
Hepatobiliyer ajanlar hepatositler tarafından İntravenöz ajanlar: En sık kullanılanı para-
aktif transport ile alınır, normal parankimin di- manyetik Gd şelatlarıdır. İntravenöz verilmesin-
ğer dokulara göre intensitesi artar. Safra yoluyla den sonra intravasküler ve ekstrasellüler kom-
atılım sayesinde biliyer anatomi de görüntülen- partmanda dağılır ve idrarla hızla atılır [10].
miş olur (kolanjiyografi). Fonksiyone hepatosit
içeren lezyonlar postkontrast T1 görüntülerde Oral ajanlar: Manyetik özelliklerine göre
parlak görünürler ve böylece hepatosellüler değişik mekanizmalarla gastrointestinal siste-
kökenli olan ve olmayan lezyonların ayrımı min görüntülenmesi için kullanılır. Diamanye-
sağlanmış olur. Mangofodipir trisodyum (Tes- tik, paramanyetik, süperparamanyetik özellikte
lascan) bu amaçla kullanılan ilk Mn+2 içeren olabilirler. Pozitif kontrast oluşturan diamanye-
kontrast maddedir. Gd-EOB-DTPA (Primovist) tik ajanlar (süt, dondurma, sıvı yağ gibi yağlı
karaciğere spesifik olup %50’si biliyer yolla emülsiyonlar, sükroz poliesterleri gibi) T1 sü-
atılırken, Gd-BOPTA (Multihance) çok amaç- resini kısaltırlar. Negatif kontrast oluşturan
lı olup %2-3’ü biliyer yolla atılmaktadır [9-11, diamanyetik ajanlar ise proton yoğunluğunu
13]. Demir oksit partikülleri ise RES ajanları azaltanlar (perfluorooctylbromide (PFOB) içe-
olup hedefi Kupffer ve diğer RES hücreleridir; ren Perflubron®, Imagent®) ve lümen içi su pro-
karaciğer, dalak, lenf nodları ve kemik iliğinde tonlarının T2 süresini kısaltan (Ba+2, Al+3, Si+4)
fagositozla tutulurlar [9]. Kupffer hücreleri ka- süspansiyonlardır. Paramanyetik ajanlar Mn+2,
raciğerin çok küçük bir volümünü teşkil etmesi- Gd+3, Fe+3 içeren ve T1 süresini kısaltarak po-
ne rağmen, süperparamanyetik demir oksit par- zitif kontrast oluşturan bileşiklerdir (Magnevist
tikülleri suseptibilite etkisi ile çok düşük dozda enteral®, Lumenhance®, Ferriseltz®, Gadolite®
bile T2 ağırlıklı görüntülerde tüm karaciğerin gibi). Süperparamanyetik ajanlar ise (Lumi-
sinyalini düşürebilir (negatif kontrast). Demir rem®, Gastromark®, Abdoscan®) T2/T2* süresi-
oksit partikülleri metabolize edilerek çözüne- ni azaltarak negatif (Fe+2/Fe+3) kontrast oluştu-
bilir ve nonsüperparamanyetik demir formuna rur [9-11, 13]. Yeşil çay ve yabanmersini suyu
dönüştürülerek birkaç gün içinde normal demir da yüksek Mn içeriğinden dolayı doğal kontrast
havuzuna dahil olur [13]. Paramanyetik lipo- madde olarak kullanılabilmektedir [9, 10].
zomlar T1 kısalmasına yol açan pozitif kont-
rast maddeler olup esas olarak karaciğer olmak
YAN ETKİLER-GÜVENLİK PROFİLİ
üzere RES hücreleri tarafından tutulur [13]. MR
anjiyografi için geliştirilen ultrasmall demir ok- İdeal bir MR kontrast maddesi, stabil kim-
sit partikülleri (USPIO) de vasküler sistemden yasal yapıya ve yüksek relaksiviteye sahip
temizlendikten sonra normal lenf nodlarında olmalı, mümkün olan en düşük dozda optimal
birikir, T2 kısaltma etkisiyle sinyal intensitesini kontrast sağlamalı, akut veya uzun dönem yan
düşürür ve böylece normal-metastatik lenf nodu etkileri olmamalı, vücuttan hızla temizlenmeli
ayrımı yaparak tümörlerde lenf nodu evreleme- ve atılmalıdır [14]. Gd’lu ajanlar genel olarak
sinin yapılmasını sağlar [9, 13]. güvenli ve iyi tolere edilebilir olsa da, tama-
MRG’de Kontrast Artırma Yöntemleri ve MR Kontrast Maddeler 193

men risksiz değildirler. Yan etki oranı klinik m2) kronik böbrek yetmezliği olup diyalize
dozlarda %0,07-2,4 olup minör fizyolojik (bu- girmeyen hastalar ve akut böbrek hasarı olan
lantı, kusma, enjeksiyon yerinde ağrı, baş ağrı- hastalardır [9, 14, 15]. Diğer olası risk fak-
sı, parestezi, sıcaklık hissi, vb) ve hafif alerjik törleri arasında metabolik asidoz, yüksek Fe,
reaksiyonlar şeklindedir [9, 15, 16]. Allerjik re- Ca, P düzeyi, immünsupresyon, vaskülopa-
aksiyonların sıklığı ise %0,004-0,7 olup hayatı ti, enfeksiyon sayılabilir. Karaciğer hastalığı
tehdit eden anaflaktik reaksiyon son derece na- ayrı bir risk faktörü olarak değerlendirilme-
dirdir (%0,001-0,01) [9, 16]. Bu nedenle daha mektedir [14-16]. Renal immatürite nedeniy-
önce Gd’a bağlı anaflaksi gelişmiş olan hasta- le fetüs, yenidoğan ve gebeler de potansiyel
larda kullanılmamalıdır. Astımı olan hastalarda olarak risklidir [14]. İkinci faktör, kullanılan
ise dikkatle kullanılmalıdır [9, 16]. Gd bileşiğinin özellikleri ile ilgilidir. Makro-

EĞİTİCİ
siklik bileşiklerin, lineer bileşiklere göre daha

NOKTA
stabil olmaları nedeniyle NSF’ye neden olma
Nefrojenik Sistemik Fibrozis
riski çok düşüktür [11, 14, 15]. Bugüne kadar
Kronik veya akut böbrek yetmezliği olan- NSF olgularının hemen tümü lineer noniyo-
larda, Gd ile ilişkili, potansiyel olarak fatal nik kontrast maddeler olan gadodiamid (Om-
bir hastalıktır [9, 11, 14, 15, 17]. Esas olarak niscan), gadoversetamid (Optimark) ve lineer
cilt etkilenmekle birlikte akciğerler, plevra, iyonik bileşik olan gadopentat dimeglumin
eklemler, kaslar, kalp, perikard, böbrekler ve (Magnevist) ile bildirilmiştir [14, 15]. Ayrıca
karaciğer tutulumu da görülebilir [9, 15, 17]. Gd tipinden bağımsız olarak standart doz olan
Patogenezi tam bilinmemekle birlikte böbrek 0,1 mmol/kg’dan daha yüksek dozların kulla-
disfonksiyonu olan hastalarda vücuttan atıla- nılması ve özellikle de kısa bir zaman periyo-
madığı için uzun süre dolaşımda kalan Gd’un dunda tekrarlanan uygulamalar da yüksek NSF
şelatından ayrılarak serbest kalma riskinin art- riski ile ilişkidir [14, 15]. European Medicines
tığı, serbest Gd iyonunun anyonlara bağlanarak Agency (EMA), NSF gelişme riskine göre Gd
çözünmeyen presipitat oluşturduğu ve dokular- bileşiklerini 3 gruba ayırmıştır: grup I yüksek
da birikerek fibrotik reaksiyona neden olduğu riskli olanlar, grup II orta derecede riskli olan-
öne sürülmektedir [11, 14, 15]. Gadoksetik asit lar ve grup III düşük riskli olanlar (Tablo 2)
dışındaki tüm Gd bileşiklerinin esas atılım yolu [11, 15, 18, 19]. EMA, grup I’de yer alan yük-
üriner yolla olup böbrek fonksiyonları nefroje- sek riskli ajanların şiddetli böbrek yetmezliği
nik sistemik fibrozis (NSF) riskini değerlendir- olanlarda kullanımının kontrendike olduğunu
mede kritik öneme sahiptir [14]. Böbrek yet- bildirmiştir. Ayrıca bu hasta grubunda orta ve
mezliği olan hastalarda Gd yarı ömrü sağlıklı düşük riskli olan ajanların ise en düşük dozu-
insanlara göre çok yüksektir. Periton diyaliz nun kullanımını ve tekrarlanan uygulamalar
hastalarında da, hemodiyaliz hastalarına göre arasında en az 7 gün olmasını önermektedir.
NSF gelişme riski daha yüksektir [11]. NSF, US Food and Drug Administration (FDA) da,
Gd enjeksiyonundan günler-aylar sonra ortaya 2010 yılında gadopentat dimeglumin, gado-
çıkabilmektedir [11, 15, 17]. Ciltte, özellikle diamid ve gadoversetamid’in şiddetli kronik
ekstremitelerde progresif kalınlaşma, kontrak- böbrek yetmezliği ve akut böbrek hasarı olan
tür ve hiperpigmentasyon tipiktir [15]. hastalarda kullanımının kontrendike olduğunu
NSF gelişimi için risk faktörleri hasta ile bildirmiştir [9, 11, 20]. Ayrıca diyaliz hastala-
ilgili olanlar ve kullanılan Gd’un moleküler rında alternatif bir inceleme yöntemi yok ise
yapısı ve stabilitesi ile ilgili olanlar olarak stabil ajanların mümkün olan en düşük dozu-
ikiye ayrılabilir. Hastaya bağlı faktörlerden nun kullanılmasını ve hemen sonrasında has-
en önemlisi böbrek fonksiyonu olup NSF ge- tanın diyalize alınmasını önermektedir [16,
lişimi için en riskli olanlar, diyaliz hastaları, 17, 20]. Hemodiyalize girmeyen hastalarda ise
EĞİTİCİ
NOKTA

şiddetli (evre 4; eGFR<30-40 mL/dk/1,73 m2) NSF gelişimini önlemek için hemodiyaliz kul-
veya son evre (evre 5; eGFR<30 mL/dk/1,73 lanımı ile ilgili yeterli kanıt yoktur [18].
194 Düşünceli Atman E.

Tablo 2: NSF Riskine Göre Gd-bazlı Kontrast


24 saatte süte geçmektedir ve bunun büyük bir
Maddelerin Sınıflaması kısmı şelat halindedir. Bunun da %1’den daha
azı fetüsün gastrointestinal sisteminden absorbe
Grup I: Yüksek riskli olanlar
edilmekte olup yan etki olasılığı son derece dü-
Lineer non-iyonik şelatlar: şüktür, ancak sütün tadını değiştirebilir. Bu ne-
Gadodiamid (Omniscan) denle kontrast madde verildikten sonraki 12-24
saat içinde emzirmeye ara verilebilir [16].
Gadoversetamid (Optimark)

Lineer iyonik şelat:


Gadolinyumun Dokularda Birikimi
Gadopentat dimeglumin (Magnevist)
Gd’un ilk kez 2014 yılında, böbrek fonksi-
Grup II: Orta derecede riskli olanlar yonları normal olan hastalarda, tekrarlayan
Lineer iyonik şelatlar: kümülatif dozlarda, dentat nükleus ve globus
pallidus’ta birikerek T1 görüntülerde sinyal
Gadobenat dimeglumin (Multihance)
artışına yol açtığı bildirildi [21]. Santral sinir
Gadoksetat disodyum (Primovist) sistemindeki bu sinyal artışının daha sonraki
çalışmalarda hemen hemen sadece lineer Gd
Grup III: Düşük riskli olanlar
bileşikleri ile ilişkili olduğu bildirildi [22].
Makrosiklik şelatlar: Yapılan çalışmalarda, standart tek doz line-
Gadoterik asit (Dotarem) er Gd’lu ajanın bile serebellumda makrosiklik
Gadobutrol (Gadovist) ajanlara göre belirgin şekilde yüksek rezidü Gd
konsantrasyonlarına neden olduğu gösterilmiş-
Gadoteridol (Prohance)
tir. Bu rezidü Gd, lineer ajanlarda intakt Gd
Kaynak: European Medicines Agency. Gadolinium-con- şelatı, makromoleküllere bağlanan çözünebilir
taining contrast agents [18].
Gd ve çözünmeyen Gd tuzları şeklinde iken
makrosiklik ajanlarda intakt şelat formundadır.
NSF açısından riskli olan hastaların belirlen- Bu nedenle, termodinamik olarak stabilitesi
mesinde Gd kullanımından önce renal fonksi- düşük olan lineer bileşiklerin dokularda tedrici
yonların kontrolü önerilebilir. Bunun için kre- olarak disosiye olduğu, makrosiklik bileşikle-
atinin düzeyinden ziyade glomerüler filtrasyon rin ise intakt bir şekilde idrarla atıldığı en olası
hızının hesaplanması daha iyi bir yöntemdir. varsayımdır. Klasik olarak ventrikülden suba-
Ancak ek maliyet yükü getireceğinden NSF raknoid boşluğa geçen çözünür Gd bileşikleri
riski düşük olan ajanların seçilmesi daha iyi araknoid granülasyonlardan reabsorbe edilip
bir yöntemdir. İlk kez bildirildiği 2006 yılından venöz kompartmana geçerek atılır. Diğer bir
beri son birkaç yıldır klinisyen farkındalığı, atılım yolu da, beyin parankiminde lenfatik
riskli hastalarda NSF gelişimi ile ilişkili ajan- damar olmamakla birlikte, beyinde depolan-
ların kullanımından kaçınılması, daha düşük mayan Gd bileşiklerinin interstisyel sıvı ile
doz kullanımı ve tekrarlanan enjeksiyonlardan birlikte arter duvarındaki kas tabakasını çevre-
kaçınılması ile yeni NSF olguları ile karşılaşıl- leyen bazal membrandaki intramural periarter-
mamaktadır. yel drenaj yoluyla boyun lenf nodlarına drene
Gd şelatları plasental geçiş nedeniyle amni- olmasıdır [22].
yon sıvısında birikebileceğinden toksik serbest Gd’un beyin parankimine 3 ulaşım yolu bu-
Gd iyonunun disosiye olma riski mevcuttur. Bu lunmaktadır: (1) Kan-BOS bariyeri yolağı:
da fetüste veya annede potansiyel olarak NSF Gd’lu kontrast madde vasküler kompartman-
gelişme riski olabileceğini gösterir [9, 16]. Bu dan, önce fenestralı ve geçirgenliği fazla olan
nedenle kullanımı gerekli ise güvenli ajanlar en koroid pleksus kapillerlerinden, daha sonra da
düşük tanısal dozda kullanılmalıdır. Emziren ka- koroid pleksus epitelinden (kan-BOS bariyeri)
dınlarda da Gd bileşiklerinin %0,04’ten azı ilk pasif difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon gibi
MRG’de Kontrast Artırma Yöntemleri ve MR Kontrast Maddeler 195

transport mekanizmalarıyla geçerek ventrikü- gadodiamid, gadopentat dimeglumin ve gado-


ler BOS’a ulaşır. Normalde BOS ile taşınan versetamid’in kullanım ruhsatını askıya almış-
bileşikler araknoid granülasyonlardan emilerek tır [18, 19]. Makrosiklik ajanların ise optimal
venöz sisteme taşınır. Ancak bir bölümü epan- kontrastı sağlayacak ve tanısal doğruluğu dü-
dimi geçerek beyin interstisyumuna girer. (2) şürmeyecek en düşük dozda kullanımına devam
Kan-beyin bariyeri (KBB) yolağı: Yakın zama- edilebileceğini bildirmiştir [18, 19]. FDA ayrıca
na kadar Gd bileşiklerinin KBB’ini geçemediği yüksek riskli hastalarda (hayat boyu kontrastlı
sanılmaktaydı, ancak kapiller bazal membranda MR takibi gerektiren hastalar, gebeler, çocuklar
Gd depozitlerinin saptanması bu hipotezi geçer- ve inflamatuar hastalığı olanlar) kontrast madde
siz kılmıştır. (3) Perivasküler (pial-glial) yolak: seçerken tüm Gd bileşiklerinin beyinde birikim
Subaraknoid boşluktaki Gd bileşiği, periarter- özelliklerinin göz önüne alınmasını ve mükerrer
yel pial-glial bazal membran boyunca beyin dozların mümkün olduğunca en aza indirilmesi-
yüzeyine ulaşır ve beyin parankimine girer [22]. ni önermiştir [19, 20]. Ayrıca kontrastlı yapılan
Beyinde birikimin Gd bileşiklerinin deşelas- her MR incelemesinde kullanılan Gd bileşiği ve
yonundan kaynaklandığı, dolayısıyla da mole- dozunun not edilmesi önerilmektedir [16].
külün kinetik stabilitesi ile ilişkili olduğu ileri Beyin dışında Gd’un kemikte (kortikal ve ke-

EĞİTİCİ
mik iliği), ciltte, böbrekte, karaciğerde, kornea-

NOKTA
sürülmektedir. Birikimin sadece dentat nükleus
ve globus pallidus’ta değil, posterior talamus, da, akciğer, miyokardda da depolandığı bilin-
substantia nigra, red nükleus, serebellar pe- mektedir. Ayrıca lineer noniyonik bileşiklerdeki
dinkül ve kollikülüs’te olduğu da gösterilmiş- Gd’un total serum Ca düzeylerini değiştirebildi-
tir [22]. Bu anatomik yapıların ortak özelliği ği de bilinmektedir. Ancak serum Ca düzeyinde
yüksek konsantrasyonda Fe içermeleridir. Bu gerçek bir azalma olmamaktadır [12, 16]. Gd+3
da Gd’un Fe ile aynı bölgelerde birikimi ile il- ayrıca voltaj-bağımlı Ca kanallarını bloke edebi-
gili şu hipotezleri ortaya çıkarmıştır: 1. Gd’un lir ve Ca+2 ve Mg+2 ile aktive olan bazı enzimlerin
endojen Fe ile yer değiştirmesi (transmetal- aktivitesini engelleyebilir [9].
lasyon), 2. Gd’un beyne Fe ile aynı yolakları
kullanarak ulaşması, 3. Gd bileşiklerinin den- Kaynaklar
tat nükleusa girmeden önce disosiye olmaları
[1]. Bitar R, Leung G, Perng R, Tadros S, Moody AR,
ve Gd’un endojen metallerle benzer yolakları
Sarrazin J, et al. MR pulse sequences: What every
kullanarak dokuya geçişi, 4. Stabilitesi düşük radiologist wants to know but is afraid to ask. Radi-
olan Gd bileşiklerindeki Gd’un iyonize Ca ile ographics 2006; 26: 513-7. [Crossref]
yer değiştirmesi. Gd ayrıca Cu, Zn ve P ile de [2]. Elster AD. Questions and answers in MRI. Available
yer değiştirebilmektedir. Beyin interstisyumu- from: http://mriquestions.com.
[3]. Sled JG. Modelling and interpretation of magneti-
na giren lineer (düşük stabiliteli) Gd bileşikleri
zation transfer imaging in the brain. NeuroImage
endojen metallerle transmetallasyona girer ve 2018; 182: 128-35. [Crossref]
disosiye olan Gd dikensi depozitler şeklinde [4]. Henkelman RM, Stanisz GJ, Graham SJ. Magne-
veya endojen makromoleküllere bağlanarak tization transfer in MRI: A review. NMR Biomed
parankim içinde hapsolur. Bu birikimin henüz 2001;14: 57-64. [Crossref]
herhangi bir klinik bir öneminin olup olmadığı [5]. Knutsson L, Xu J, Ahlgren A, van Zijl PCM. Cont-
rast, and arterial spin labeling: How similar pulse
ve uzun dönem etkileri bilinmemektedir [22].
sequences detect different phenomena. Magn Reson
Ancak, EMA bazı lineer bileşiklerin ruhsatını Med 2018; 80: 1320-40. [Crossref]
askıya almış veya kullanımını kısıtlamış, daha [6]. Lauterbur P, Mendonca-Dias MH, Rudin AM. Aug-
sonra FDA lineer ajanların makrosiklik ajan- mentation of tissue water proton spin-lattice relaxta-
lara göre beyinde birikiminin daha fazla oldu- tion rates by in vivo addition of paramagnetic ions.
Front Biol Energ 1978; 1: 752-9. [Crossref]
ğunu açıklamıştır [19, 20]. EMA, 2017 yılında
[7]. Young IR, Clarke GJ, Bailes DR, Pennock JM, Doy-
lineer ajanlardan gadoksetik asit ve gadobenat le FH, Bydder GM. Enhancement of relaxation rate
dimeglumin’in kısıtlı endikasyonlarda (karaci- with paramagnetic contrast agents in NMR imaging.
ğer görüntülemesi) kullanılmasına izin verirken J Comput Tomogr 1981; 5: 543-7. [Crossref]
196 Düşünceli Atman E.

[8]. Carr DH, Brown J, Bydder GM, Weinmann HJ, Spe- [17]. Leisman S. Radiocontrast toxicity. Adv Chronic
ck U, Thomas DJ, et al. Intravenous chelated as a Kidney Dis 2020; 27: 50-5. [Crossref]
contrast agent in NMR imaging of cerebral tumours. [18]. European Medicines Agency. Gadolinium-contai-
Lancet 1984; 1: 484-6. [Crossref] ning contrast agents. Available from: https://www.
[9]. Chandra T, Mohan S. Role of contrast in MR imaging. ema.europa.eu/en/documents/referral/gadolini-
Top Magn Reson Imaging 2016; 25: 151-6. [Crossref] um-article-31-referral-annex-i-ii-iii-iv_en.pdf.
[10]. Xiao YD, Paudel R, Liu J, Ma C, Zhang ZS, Zhou [19]. European Medicines Agency. EMA's final opinion
SK. MRI contrast agents: Classification and applica- confirms restrictions on use of linear gadolinium
tion. Int J Mol Med 2016; 38: 1319-26. [Crossref] agents in body scans. November 11, 2017. Availab-
[11]. Pommersheim F, Martin DR, Costello JR, Kalb B. le from: http://www.ema.europa.eu/docs/en_GB/
Contrast agents for MR imaging. Magn Reson Ima- document_library/Referrals_document/gadolini-
ging Clin N Am 2017; 25: 705-11. [Crossref] um_contrast_agents_31/European_Commission_fi-
[12]. Hao D, Ai T, Goerner F, Hu X, Runge VM, Twe-
nal_decision/WC500240575.pdf.
edle M. MRI contrast agents: Basic chemistry and
[20]. Food and Drug Administration. Drug Safety Com-
safety. J Magn Reson Imaging 2012; 36: 1060-71.
munication: FDA warns that gadolinium-based
[Crossref]
contrast agents (GBCAs) are retained in the body;
[13]. Geraldes CFGC, Laurent S. Classification and basic
requires new class warnings. December 19, 2017.
properties of contrast agents for magnetic resonan-
Available from: http://www.fda.gov/media/109825/
ce imaging. Contrast Media Mol Imaging 2009; 4:
download.
1-23. [Crossref]
[14]. Schieda N, Blaichman JI, Costa AF, Glikstein R, [21]. Kanda T, Ishii K, Kawaguchi H, Kitajima K, Take-
Hurrell C, James M, et al. Gadolinium-based cont- naka D. High signal intensity in the dentate nucleus
rast agents in kidney disease: Comprehensive re- and globus pallidus on unenhanced T1-weighted
view and clinical practice guideline issued by the MR images: Relationship with increasing cumula-
Canadian association of radiologists. Can Assoc Ra- tive dose of a gadolinum-based contrast material.
diol J 2018; 69: 136-50. [Crossref] Radiology 2014; 270: 834-41. [Crossref]
[15]. Beckett KR, Moriarity AK, Langer JM. Safe use of [22]. Rasschaert M, Weller RO, Schroeder JA, Brochha-
contrast media: What the radiologist needs to know. usen C, Idee JM. Retention of gadolinium in brain
Radiographics 2015; 35: 1738-50. [Crossref] parenchyma: Pathways for speciation, access, and
[16]. ACR Committee on Drugs and Contrast Media. distribution. A critical review. J Magn Reson Ima-
American College of Radiology ACR Manual on ging 2020 Apr 4. doi: 10.1002/jmri.27124. [Epub
Contrast Media. 2020. ahead of print]. [Crossref]
Eğitici Nokta 197

MRG’de Kontrast Artırma Yöntemleri ve MR Kontrast


Maddeler
Ebru Düşünceli Atman

Sayfa 185
Kontrastı etkileyen temel parametreler dokuların T1 (verilen puls sonrası longitudinal manyeti-
zasyonun yeniden kazanıldığı süre), T2 (oluşan transvers manyetizasyonun kaybolması için ge-
çen süre) süreleri, proton yoğunluğu, dokunun akım karakteristiği, komşu dokuların karakteristik
özellikleri ve birbirleri ile olan etkileşimleri gibi iç faktörlerdir. Bu değerler dokulara spesifiktir.
Dış faktörlerden TR (radyofrekans puls tekrarlama zamanı) ve TE (radyofrekans pulsu verildikten
sonra elde edilen sinyale kadar geçen süre, eko zamanı) değerleri değiştirilerek incelemenin T1 ve
T2 ağırlığı, dolayısıyla kontrastı değiştirilebilir. Bunun dışında manyetik alan gücü, sapma açısı,
inversiyon zamanı gibi dış faktörler ve difüzyon, perfüzyon, BOLD gibi ileri teknikler de kontrast
artırılması için kullanılan yöntemlerdir.
Sayfa 187
Yağ baskılama metodları; kimyasal şifte (rezonans frekansı farklılığı), yağın kısa T1 süresine veya
her iki tekniğe (hibrid teknikler) dayanmaktadır.
Sayfa 189
Gd+3 ve dysprosium gibi lantanid elementleri ile Fe+2, Fe+3, Mn+2 gibi paramanyetik iyonlar sıvı içeri-
sinde güçlü mikroskopik lokal manyetik alan oluşturur. Su protonları bu alana yeterince yakınlaşınca
relaksasyona başlarlar ve yerlerini hızla henüz relaksasyona girmemiş diğer su molekülleri alır. Yani
MR kontrast maddeleri direkt olarak görülmezler, çevre dokudaki atomların T1 (longitudinal) ve T2
(transvers) relaksasyon sürelerini kısaltarak T1 ağırlıklı görüntülerde sinyal artışı, T2 ağırlıklı görün-
tülerde ise sinyal azalması şeklinde indirekt etki mekanizmaları mevcuttur.
Sayfa 190
Paramanyetik özellik bu maddelerde bulunan bir veya birden fazla çiftlenmemiş elektrondan kaynak-
lanmaktadır ve kalıcı manyetik momentleri vardır.
Sayfa 190
Dokularda T1 sinyali T2’den daha yüksek olduğu için paramanyetik ajanların baskın etkisi düşük
dozlarda T1 süresini kısaltmasıdır. T1 sekansta parlak görünüm nedeniyle bu maddeler pozitif kont-
rast madde olarak adlandırılır (T1 ajan). T2 sekansta ise T2 kısalması nedeniyle negatif kontrast
oluştururlar (T2 ajan).
198 Eğitici Nokta

MRG’de Kontrast Artırma Yöntemleri ve MR Kontrast


Maddeler
Ebru Düşünceli Atman

Sayfa 190
Gd+3’un hücre içine alınımını engellemek ve toksisitesini en aza indirmek için organik bir ligand ile
şelasyon yapılması gereklidir.
Sayfa 191
Termodinamik stabilitesi en düşük olanlar lineer noniyonik bileşikler olup nefrojenik sistemik fibro-
zis (NSF) ile ilişkilidirler.
Sayfa 193
Hastaya bağlı faktörlerden en önemlisi böbrek fonksiyonu olup NSF gelişimi için en riskli olanlar,
diyaliz hastaları, şiddetli (evre 4; eGFR<30-40 mL/dk/1,73 m2) veya son evre (evre 5; eGFR<30 mL/
dk/1,73 m2) kronik böbrek yetmezliği olup diyalize girmeyen hastalar ve akut böbrek hasarı olan
hastalardır.
Sayfa 193
Makrosiklik bileşiklerin, lineer bileşiklere göre daha stabil olmaları nedeniyle NSF’ye neden olma
riski çok düşüktür.
Sayfa 195
Beyin dışında Gd’un kemikte (kortikal ve kemik iliği), ciltte, böbrekte, karaciğerde, korneada, akci-
ğer, miyokardda da depolandığı bilinmektedir.
Çalışma Soruları 199

MRG’de Kontrast Artırma Yöntemleri ve MR Kontrast


Maddeler
Ebru Düşünceli Atman

1. Aşağıdakilerden hangisi MR kontrastını etkileyen dış faktörlerden biridir?


a. Dokudaki proton yoğunluğu
b. T1 değeri
c. T2 değeri
d. Sapma açısı
e. Dokular arası etkileşim

2. Aşağıdakilerden hangisi kontrast maddelerin relaksivite özellikleri ile ilgili olarak yanlıştır?
a. Kontrast maddelerin etkinliğini gösteren bir parametredir.
b. Yüksek relaksiviteye sahip kontrast madde relaksivitesi düşük olan kontrast maddeye göre
T1 ve T2 değerlerini daha çok uzatır.
c. Kontrast maddenin relaksivitesinin yükselmesi ile T1 sinyali artar.
d. Kontrast maddenin relaksivitesi artırılarak dozu azaltılabilir.
e. Larmor frekansı, ısı, moleküler yapıdan etkilenir.

3. Aşağıdakilerden hangisi bir yağ baskılama sekansı olarak STIR sekansın dezavantajları arasın-
da sayılabilir?
a. Sinyal baskılamanın yağa spesifik olmaması
b. Uzun inceleme süresi
c. Sinyal/gürültü oranının düşük olması
d. Gadolinyum ile birlikte kullanılamaması
e. Hepsi

4. Gadolinyum içerikli MR kontrast maddeleri için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?


a. Termodinamik stabilitesi en yüksek olan şelatlar makrosiklik iyonik yapıya sahip olanlardır.
b. Klinik kullanım dozu 0,1 mmol/kg’dır.
c. İntravenöz uygulama sonrası böbrek fonksiyonları normal olanlarda plazma yarılanma
ömrü 24 saattir.
d. Böbrek fonksiyonları ileri derecede bozuk olan hastalarda Gadodiamid kullanımı kontren-
dikedir.
e. Demir oksit içerikli kontrast maddelerin, gadolinyumlu bileşiklere göre manyetik momenti
çok daha büyüktür.

5. Aşağıdakilerden hangisi nefrojenik sistemik fibrozis gelişimi için bir risk faktörü değildir?
a. Metabolik asidoz
b. Son evre böbrek yetmezliği
c. Hepatosteatoz
d. Vaskülopati
e. Yüksek Fe, Ca düzeyi

5c 4c, 3e, 2b, Cevaplar: 1d,

You might also like