Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 98

T.C.

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

GİRİŞİMCİLİK
DERS NOTLARI

Prof. Dr. Serkan BAYRAKTAROĞLU


ÖNSÖZ

“Karşıdakinin gördüğü ile sizin aynaya baktığınızda gördüğünüz aynı şey değildir.”

Son yıllarda önem kazanan giriĢimcilik olgusu, hem akademik anlamda hem de uygulamada
giderek daha fazla yer almaktadır. Bu eğilimin sebeplerine bakıldığında sürekli geliĢen iĢ çevresinin
cazibesi ve sabit ücretli iĢlerin olumsuz yönlerinin ön plana çıkması akla gelebilir. Bu ders
notlarında, giriĢimcilik konusu teorik çerçeve içerisinde tanımlandıktan sonra gerçek hayattaki
örnekleriyle pekiĢtirilmeye çalıĢılacaktır.

Bu çalıĢmanın hazırlanması sırasında öncelikle aileme, çalıĢma arkadaĢlarıma ve bunlar arasında


özellikle iki tanesine Ģükran borçluyum: Değerli fikirleriyle her zaman yanımda olan Rana ÖZEN
KUTANĠS‟e ve yine her zaman yanımda olan en büyük yardımcım Yasemin ÖZDEMĠR‟e çok
teĢekkür ederim.

Bu çalıĢmanın herkese faydalı olması dileğiyle…

Serkan BAYRAKTAROĞLU

2
BÖLÜM 1: GĠRĠġĠMCĠLĠK
1.1 GiriĢimcilik
GiriĢimcilik konusunu iĢletme bilimindeki konular arasında çok uzun yıllardır bilinmesine
rağmen, son yıllarda bu konunun daha da önem kazandığını görüyoruz. Dünya çapında ve
ülkemizde kendi alanlarında zirveye çıkmıĢ giriĢimcilerin varlığı ve özellikle de bu giriĢimcilerin
kariyer ve baĢarı basamaklarını hayal dahi edilemeyecek bir hızla çıkmıĢ olmaları bu konuyu daha
da ilginç kılmaktadır. Bu baĢarı hikâyeleri hem akademisyenleri hem de uygulayıcıları giriĢimciliğin
ne olduğu ve ne olmadığı konusunda daha derinli araĢtırmalar yapmaya sevk etmektedir.

Genel ĠĢletme derslerinde anlatıldığı üzere, üretim fonksiyonunu oluĢturan yani üretim
yapabilmek için gerekli olan faktörler; emek, sermaye, hammadde ve müteĢebbis (giriĢimci) dir.
Buna son yıllarda enerji ve teknoloji de eklenmiĢtir. Bu derste bu faktörlerden özellikle “giriĢimci”
kavramı üzerinde durulacak ve bu konuyla ilgili teorik ve pratik bilgiler verilecektir. GiriĢimci
denildiği zaman aklımıza hemen gelen kavramlar; risk, tahmin, fırsatçılık ve farklı düĢünmektir.

1.2 GiriĢimciliğin Tarihi


Ġlk kez 18. yüzyılın baĢlarında Ġrlandalı ekonomist Richard Cantillon tarafından; “henüz
belirginleĢmemiĢ bir bedelle satmak üzere üretimin girdilerini ve hizmetlerini bugünden satın alan
ve üreten kiĢi” olarak tanımlanan giriĢimciliğin günümüzde çok çeĢitli tanımları yapılmaktadır.
Genel anlamda giriĢimcilik, çevresel faktörlerden doğan fırsatlardan yararlanma ya da yeni fırsatlar
yaratabilme amacıyla ekonomik mal ya da hizmet üretmek için üretim faktörlerine sahip olma,
örgütleme yeteneği ve risk alma faktörleri ile bağdaĢtırılmaktadır. Zamanla ekonomik geliĢme
sürecine bağlı olarak, giriĢimci kavramı da bir takım değiĢmelere maruz kalmıĢtır.

GiriĢimci, toplumun gereksinim duyduğu, dolayısıyla talep edilebilir bir malı veya hizmeti
bulup onu üretmeye giriĢen ve yaratıcılığı ile buna ön ayak olan kiĢi olarak tanımlanabilir.
GiriĢimci, üretim faktörlerini ele geçirip birleĢtirir, kar amacı güder ve risklere katlanır. Kurduğu
iĢletmenin, dolayısıyla da kendi amacına ulaĢabilmesi için giriĢimcinin, pazarın fırsatlarını
görebilen, insanların isteklerinde ortaya çıkan değiĢiklikleri sezebilen ve bunu değerlendirebilen
kiĢi olması gerekir. GiriĢimci, karlı gördüğü bir iĢ için sermayesini ve emeğini riske ederek pazara
katılma cesaretini gösteren kiĢi olarak da tanımlanabilir. Riskleri üstlenmek ise giriĢimciliğin doğal
sonucudur.

3
GiriĢimcilik, a) fırsat girişimciliği b) yaratıcı girişimcilik, olarak ikiye ayrılabilir. Fırsat girişimciliği,
temelde, pazardaki mevcut fırsatları görerek ya da potansiyel fırsatları sezinleyerek mevcut olan
bir mal veya hizmeti pazara sunmaktır. Yaratıcı girişimcilik ise, yeni bir fikir veya buluĢun ya da
mevcut olan bir mal veya hizmetin tasarım, fiyat, kalite gibi yönlerden iyileĢtirilerek pazara
sunulmasıdır. Gelecekteki giriĢimciliğin ağırlıklı olarak yaratıcı giriĢimcilik olacağı gerçeği açıktır.

Halk arasında yalnız parası (sermayesi) olanların giriĢimci olabildikleri konusunda oldukça
yaygın, ancak yanlıĢ olan bir kanı bulunmaktadır. GiriĢimci, kendi emeğini ve sermayesini
kullanabileceği gibi, yapacağı anlaĢmalarla üretim faktörlerini sahiplerinden kiralayabilir.
GiriĢimciler, dinamik, atılgan yapıları, yaratıcı güçleri ve iĢ bitirici nitelikleriyle, toplumun
kaynaklarını üretime yönlendirebilirler.

Ġnsanları giriĢimci olmaya yönlendiren ve bu konuda baĢarılı kılan en önemli etken kiĢinin
“girişimcilik kapasitesi”dir. Bu kapasite bizzat kiĢiyle ilgilidir ve baĢka bir iĢletme için hiçbir değeri
yoktur. Ġnsanlar sahip oldukları bu giriĢim kapasitesinden yararlanarak bağımsız çalıĢma hayallerini
gerçekleĢtirmek veya yeteneklerini kanıtlamak ya da yaratıcılıklarını ortaya koymak amacıyla iĢ
hayatına atılmaya karar verirler. GiriĢimci olmak ve baĢarıyla bir iĢletmeyi yönetebilmek için
giriĢimcinin belli karakteristiklerinin olması gerekir. Bu konuda yapılan araĢtırmalar da, baĢarılı
kabul edilen giriĢimcilerin belli ortak karakteristiklerinin olduğunu ortaya koymuĢtur. Bu
özelliklere ileride değinilecektir.

Genel anlamda giriĢimcilik, çevresel faktörlerden doğan fırsatlardan yararlanma ya da yeni


fırsatlar yaratabilme amacıyla ekonomik mal ya da hizmet üretmek için üretim faktörlerine sahip
olma, örgütleme yeteneği ve risk alma faktörleri ile bağdaĢtırılmaktadır.

Diğer bir tanıma göre ise giriĢimcilik; yaĢadığımız çevrenin yarattığı fırsatları sezme, o
sezgilerden düĢler üretme, düĢleri projelere dönüĢtürme, projeleri yaĢama taĢıma ve zenginlik
üreterek insan yaĢamını kolaylaĢtırma becerisine sahip olmaktır. GiriĢimcinin zenginlik üretirken
üç temel kaynağı vardır. Kendi enerjisi, eriĢebildiği sermaye ve iliĢki kurduğu insanlar (sosyal
ağlar).

Uluslar ekonomik, toplumsal ve bilimsel bakımlardan geliĢtikçe sermaye bollaĢmıĢ, nitelikli


iĢgücü ile teknik ve yönetsel bilgi ve yetenekleri yüksek olan emek öğesi çoğalmıĢ, sermaye
alıĢveriĢi geliĢmiĢtir. Sermaye sahipliği ile giriĢim ve yönetimi birbirinden ayırma olanağını

4
sağlayan hukuksal biçimler ortaya çıkmıĢ ve mülkiyet hakkının kapsamında değiĢmeler olmuĢtur.
Bunların sonucunda sermayedarlık yanında giriĢimcilik ve yöneticilik gibi iki iĢlev ortaya çıkmıĢtır.
Böylece toplumun gereksinme duyduğu ve dolayısıyla talep olunabilir bir mal veya hizmet
keĢfedip onu üretmeye giriĢtikleri ve yaratıcılıklarıyla buna önayak olanlar giriĢimci, yerine
getirdikleri iĢlev ise giriĢim adını almıĢtır.

1.3. GiriĢimci Kimdir?


Günümüz dünyasında gözlenen bilimsel ve teknolojik ilerlemeler, üretim sistemini köklü
bir biçimde değiĢtirmiĢ bulunmaktadır. Niteliksel bu değiĢim toplumsal iliĢkileri belirleyen
kurumları da değiĢtirmekte ve dolayısıyla giriĢimcilik kavramı da bu anlamda değiĢmektedir. Buna
dayanarak bilinenleri en iyi yapan ve hünerlerine aklını da katan, olağan ve olağan dıĢı koĢullarda
iĢgücü ve sermaye kaynaklarını verimli bir biçimde kullanacak önlemleri düĢünen, analiz eden,
planlayan, yürürlüğe koyan, uygulayan ve sonuçlarını denetleyebilen kiĢi yaratıcı giriĢimcidir.

Literatürde baĢarılı giriĢimciler için farklı özellikler tanımlanmıĢtır. Ancak genel anlamda
baĢarılı giriĢimcileri incelediğimizde; kendini iyi tanıması, cesaret, özgüven, baĢarılı olma hırsı,
azim gibi özelliklerin ortak olduğunu görürüz.

GiriĢimci adaylarının da giriĢimde bulunmadan önce bu özelliklerin kendilerinde bulunduklarına


emin olmalıdırlar. Aksi takdirde baĢarısızlığa zemin hazırlarlar.

Girişimci kişinin 10 önemli özelliği aşağıdaki gibidir


 Kendini tanıma
 Kendini motive etme
 Cesaret
 Özgüven
 Sabır
 Hızlı karar verme
 Tecrübe
 Bilgi
 Azim
 Ġstek

5
1.4. Yöneticilik Kavramı
Yönetici karı ve riski baĢkalarına ait olmak üzere mal veya hizmet üretmek için üretim
öğelerinin alımını yapan veya yaptıran, bunları belli gereksinmeleri doyurmak amacına yönelten,
iĢletmeyi giriĢimci adına çalıĢtırma sorumluluğu olan kimsedir.

Yöneticiyi, baĢkaları vasıtasıyla iĢ gören kiĢi olarak tanımlayabiliriz. Yöneticiler, yönetim


iĢini kendilerine meslek edinerek iĢletmenin sahibi haline gelmeden giriĢimcinin yaptığı iĢi yapan
ve bu hizmetleri karĢılığında ücret alan kimselerdir.

1.5. GiriĢimci ile Yönetici arasındaki Farklar

Yönetici, yönetim işini kendine meslek edinerek işletmenin


sahibi haline gelmeden girişimcinin yaptığı her işi yapan ve bu
hizmetleri karşılığında ücret alan kişidir. Girişimci ise emek,
sermaye, hammadde ve diğer üretim faktörlerini bir araya
getiren; risk alan ve bu riskin karşılığında kar elde eden kişidir.
amaç, insan ve kaynak eşgüdümünü sağlar. Yönetim performans
anlamına gelir. Örgütün varlık nedenleriyle performansının
örtüşmesini sağlar.
GiriĢimcilik kavramını farklı yazarlar farklı Ģekilde tanımlamakla birlikte GiriĢimci denilince akla
Ģu 3 anlayıĢ gelmektedir:
 ĠĢ yapan kiĢi...
 ġeyleri veya hizmeti yapan, üreten, satan veya alıp satan kiĢi...
 Bağımsız bir iĢ sahibi...

Farklı tanımlara bakıldığında 3 tanım türü görülmektedir:

 Değere-Dayalı Tanım: „GiriĢimi sayesinde değer yaratan kiĢi‟

 Özelliklere Dayalı Tanım: GiriĢimci kendine özgü bireysel beceri, özellik istidat ve
tecrübeler sayesinde baĢarılı, yaratıcı ve buluĢçu iĢ lideri olabilen kiĢidir.
 DavranıĢa-Dayalı Tanım: GiriĢimci bir giriĢimi harekete geçiren, bunun için gerekli
kaynakları biraraya getiren ve risk alabilen kiĢidir.

GiriĢimciler ayrıca Ģu kavramlarla oldukça ilgilidirler:


 BaĢarı
 Kar
 Refah yaratma
 Toplumda iz bırakma

6
Dersin Amacı
GiriĢimcilik dersi, giriĢim, giriĢimci kavramlarıyla ilgili konuların öğrenilmesi,
giriĢimcilikteki anahtar kavramların açıklanması ve teorik çerçeveyle günlük hayattaki uygulamalar
arasında bir köprü kurmayı amaçlamaktadır. Buradaki varsayım, tabii ki, bu dersi alan her
öğrencinin hemen kendi iĢini baĢarıyla kurabileceği değildir. Amacımız öğrencilerin de aktif
katılımı ve sıkça karĢımıza çıkan baĢarılı ve baĢarısız giriĢimcilik örneklerinin daha sağlıklı bir
Ģekilde analiz edilebilmesidir. Bu noktada öğrencilerimizden anlatılan konuları sadece ezberleme
ya da öğrenme yerine tartıĢma ve mantık süzgecinden geçirerek gerçek hayatla ilgi kurma
çabalarını sürekli kullanmalarını bekliyoruz.

Bu dersin baĢlıca amaçları arasında aĢağıdaki konularda öğrencilerin belli bir yetkinliğe
ulaĢması gelmektedir:
a- GiriĢimcinin kim olduğu ve kim olmadığının anlaĢılması;
b- GiriĢimcilik konusunun temel kavramlarının öğrenilmesi;
c- Gerçek hayattan örneklerle giriĢimcilik çerçevesinin çizilmesi;
d- GiriĢimcilik konusunun farklı yönlerinin ve boyutlarının gözden geçirilmesi.

7
Tartışma Konuları
1. Girişimci ile yönetici arasındaki farklar nelerdir?
2. Fırsat girişimciliği ile yaratıcı girişimcilik kavramlarını karşılaştırınız.
3. Daha önce herhangi bir girişimci faaliyette bulundunuz mu?
4. Girişimci olmayı düşünüyor musunuz?
5. Yukarıda anlatılanla ışığında aklınıza gelen ilk üç girişimci kimdir? Neden?
Yardımcı Kaynaklar
Ders notlarını desteklemek amacıyla aĢağıda belirtilen kaynaklardan da faydalanılabilir.

ARIKAN, S. Girişimcilik, Ankara: Siyasal Kitabevi, 2002.


ÇELĠK, A. ve AKGEMCĠ, T. Girişimcilik Kültürü ve KOBİ’ler. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
1998.
TEKĠN, M. Girişimcilik, Konya, 1999.

Haftalık Ders Çizelgesi


Hafta ĠĢlenecek Konu
1 GiriĢ ve Temel Kavramlar
2 GiriĢimci Özellikleri
3 GiriĢimcilik Kültürü
4 GiriĢimcilik Türleri
5 GiriĢimcilikte Cinsiyet Faktörü
6 GiriĢimcilik Ahlakı
7 Türkiye‟de GiriĢimciliğin Özendirilmesi
8 GiriĢimcilik ve Liderlik
9 BaĢarılı GiriĢimcilik Öyküleri
10 GiriĢimcilik Ağı
11 Ġmtiyaz Hakkı (Franchising)
12 Yerel GiriĢimcilik
13 Herkes GiriĢimci Olabilir mi?
14 Genel Değerlendirme

8
BÖLÜM 2: GĠRĠġĠMCĠ ÖZELLĠKLERĠ
BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aĢağıdaki soruları cevaplamanız amaçlanmaktadır:
 GiriĢimcilerin ortak özellikleri var mıdır?
 Ġnsanlar neden giriĢimci olurlar?
 GiriĢimci olmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir?
 Temel giriĢimci fonksiyonları nelerdir?
 GiriĢimcilik neden gereklidir?

2.1. GiriĢimci Olma Nedenleri Ve GiriĢimciliğin Fonksiyonları


Ġnsanları giriĢimci olmaya yönelten birçok faktör bulunmaktadır: Bu faktörler üç ana grupta
toplanabilir:

 Kar elde etme isteği,


 Bağımsız olma isteği,
 KiĢisel tatmin sağlama isteğidir.

Bu üç grup faktör daha ayrıntılı incelendiğinde insanları giriĢimciliğe yönelten diğer faktörlere
ulaĢılır. Bu faktörler Ģunlardır:

 Kendi iĢinin patronu olmak, baĢkalarından emir almamak, yeteneklerini kullanabilmek,


 Bir fikri ya da düĢünceyi kendi iĢini kurarak gerçekleĢtirmek,
 Ġstediği bir iĢte çalıĢabilmek,
 Tanınma ve prestij kazanma,
 Para kazanma ve refah içinde yaĢama isteği,
 BaĢka insanların göremedikleri ya da uğraĢmadıkları iĢleri keĢfedip bu fırsattan
yararlanabilmek için iĢyeri kurmak.

GiriĢimci kiĢiler bazı durumlarda baĢkasının yanında çalıĢırken ayrılıp kendi iĢini kuran kiĢilerdir.
KiĢinin baĢkasının yanında ücretli çalıĢmasının bazı avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır.

9
2.1.1 Ücretle ÇalıĢmanın Avantajları;
 Belli ve düzenli çalıĢma saatleri vardır.
 Ücretli izinler ve sağlık hizmetleri gibi imkanlardan yararlanmak mümkündür.
 Belli bir ücret ve maaĢ garantisi vardır.
 Katlanılan bir risk yoktur veya çok azdır.
 Yıllara göre kıdem ve maaĢ artıĢı sağlanır.
 Özel ikramiye ve kazanç paylaĢımı imkanları vardır.
 Yapılan iĢin karaktere uyması veya motivasyonun yüksek olması durumunda iĢten kiĢisel
tatmin sağlanabilir.

2.1.2. Ücretle ÇalıĢmanın Dezavantajları;


 Ġktisadi bir problem olduğunda iĢten atılma riski vardır.
 Tayinle baĢka bir yer atanmak söz konusu olabilir.
 BaĢkalarının emrinde çalıĢıldığı için mantıksız, adaletsiz davranıĢlarla karĢılaĢılabilir.
 ÇalıĢanın yerine patronun bir tanıdığının getirilmesi söz konusu olabilir.
 Ekonomik açıdan alınan ücret birikimi sağlamakta yetersiz kalabilir.
 Hiçbir zaman gerçek iĢ güvencesi diye bir Ģey yoktur.

GiriĢimcilerin bir iĢ fikrine sahip olarak üretim faktörlerini bir araya getirerek bir giriĢim
kurmasıyla birlikte bir takım fonksiyonları da üstlendikleri görülmektedir. Günümüz
giriĢimcilerinin de yerine getirdikleri bir takım temel giriĢimcilik fonksiyonlarına aĢağıda
değinilecektir.

10
2.2. Temel GiriĢimcilik Fonksiyonları

Günümüz giriĢimcilerinin yerine getirmek durumunda oldukları bazı fonksiyonları vardır. Bunlara
aĢağıda kısaca değinilecektir:

2.2.1. Bir iĢ fikrini ve düĢünceyi iĢletme-giriĢim haline getirerek üretim veya pazarlama
yapmak.
Günümüz küreselleĢen iĢ dünyasında milyonlarca iĢ fikrinin iĢletme haline gelmesi ancak
giriĢimcilikle mümkündür. GiriĢimciler iĢ fikirlerinin geliĢmesinde ve yeni iĢ fikirleri oluĢmasında
öncülük etmektedir.

2.2.2 BaĢkalarının görmediği fırsatlardan yararlanma.


GiriĢimciler iĢ hayatında ve piyasadaki boĢluğu, ihtiyaçları, fırsatları ve iĢ potansiyellerini en iyi
Ģekilde değerlendirerek ekonomik geliĢmeye önemli katkı sağlamak.

2.2.3 Yeni ve potansiyel pazar oluĢturmak


GiriĢimciler üretecekleri mal ve hizmetlerle potansiyel pazarların kullanımıyla birlikte yeni
pazarların oluĢmasını da sağlamaktadır.

2.2.4 Yeni teknoloji geliĢtirerek mal ve hizmet üretme.


GiriĢimciler yeni teknolojiler geliĢtirerek ve kullanarak mevcut üretim teknolojilerinin geliĢmesine
katkıda bulunurlar. Böylece giriĢimciler ileri teknoloji kullanarak daha kaliteli mal ve hizmeti daha
uygun fiyatla sağlayabilirler.

2.2.5 Yeni ve potansiyel kaynakların üretiminde kullanılarak insanlığın hizmetine


sunulmasını sağlamak.
GiriĢimciler, güneĢ, su, rüzgar, deniz gibi enerji kaynaklarını kullanarak daha ekonomik ve sağlıklı
enerji kullanımını sağlayabilirler.

2.2.6 ĠĢ hayatında değiĢimi sağlamak


GiriĢimciler yeni geliĢen teknolojilere uygun olarak iĢ hayatının kalitesinin iyileĢtirilmesine
sağlayacak organizasyon çalıĢmalarıyla değiĢime olumlu katkıda bulunurlar.

11
2.2.7 ĠĢsizliğin azaltılmasını ve istihdamın artmasını sağlamak.
Girişimciler kuracakları işyeri ile ekonomide işsizliğin azalmasını ve istihdamın artmasını
sağlamaktadır.

2.2.8 Ekonomik geliĢme ve kalkınmayı sağlamak.


GiriĢimciler yeni kuracakları ve kurdukları iĢ yerleriyle bölgenin ve ülkenin geliĢmesini
sağlamaktadırlar. GiriĢimciler ekonominin lokomotifi durumundadırlar. Bir ülkedeki ekonomik
geliĢme ve kalkınmayla giriĢimciliğin geliĢmesi arasında yakın bir iliĢki bulunmaktadır.

2.3. GiriĢimcilerde Bulunması Gereken Özellikler

ĠĢ hayatına yeni baĢlayan bazı giriĢimcilerin büyük baĢarılar elde ederken bazılarının baĢarısız
olmalarının nedenlerini açıklamaya çalıĢan çeĢitli yazarlar mevcuttur. Örneğin; Baron, baĢarılı
giriĢimciliği biliĢsel ve sosyal faktörlere bağlar ve baĢarılı giriĢimcilerin, çeĢitli özellikleri itibarıyla
farklı olduklarını ifade eder. Baron‟a göre baĢarılı giriĢimciler kendi yargılarına fazlasıyla güvenen,
diğer insanlarla baĢarılı bir biçimde etkileĢimde bulunan, sosyal algıları yüksek ve yeni durumlara
hızlı uyum sağlayan insanlardır.

Meredith‟e göre giriĢimcide bulunması gereken özellikler ise Ģöyle sıralanabilir:


a) ĠĢ fırsatlarını görüp değerlendirebilme
b) Kaynakları bir fayda yaratmak üzere bir araya getirmek
c) BaĢarıyı sağlayacak uygun eylemleri baĢlatabilme

Lambing ve Kuehl ise, giriĢimcilerde bulunması gereken özellikleri aĢağıdaki gibi sıralamıĢtır:
a) ĠĢ kurmaya hevesli olmak
b) BaĢarısızlığa rağmen vazgeçmeme
c) Güven
d) Kararlılık
e) Risk yönetimi
f) Yaratıcılık
g) DeğiĢimi fırsat olarak görme
h) Belirsizliğe karĢı tolerans
i) Önayak olma ve baĢarı ihtiyacı
j) Detaylara önem verme ve mükemmeliyetçilik
k) Hırslı olma
l) Büyümeye dönüklük

12
2.4 GiriĢimcilerde Bulunması Gereken Beceriler
GiriĢimcilerde bazı özelliklerin bulunmasının yanında bazı becerilerinde bulunması
gerekiyor. Hisrich bu becerileri teknik beceriler, yönetim becerileri ve kiĢisel beceriler olarak üçe
ayırmaktadır:

2.4.1. Teknik Beceriler


1. Yazma
2. Sözlü iletiĢim
3. Çevreyi izleme
4. Teknik yönetim
5. Teknoloji
6. Dinleme
7. Organize etme becerisi
8. ġebeke oluĢturma becerisi
9. Yönetsel tarzlar
10. Antrenör türü liderlik
11. Ekip oyuncusu olma

2.4.2. Yönetim Becerileri


1. Planlama ve amaç oluĢturma
2. Karar verme
3. Ġnsan iliĢkileri
4. Pazarlama
5. Finansman
6. Muhasebe
7. Yönetim
8. Kontrol
9. Müzakere
10. Büyümeyi yönetmek

2.4.3. KiĢisel GeliĢimsel Beceriler


1. Ġçsel kontrol / disiplinli olmak
2. Risk almak
3. Yenilikçi olmak

13
4. DeğiĢime dönük olmak
5. Sabırlı olmak
6. Vizyon sahibi bir lider olmak
7. DeğiĢimi yönetme yeteneği

2.5. GiriĢimciliğin Gerekliliği


GiriĢimcilik ve yöneticilik niteliklerine sahip olan kiĢiler sadece kendi iĢletmeleri için değil
aynı zamanda ülke ekonomisinin baĢarısı içinde gereklidir Dolayısıyla ülkemizde küçük ve orta
büyüklükteki iĢletmelerin yapısının güçlendirilmesi içinde giriĢimcilik ruhuna ve yöneticilik
becericine sahip kiĢiler büyük önem taĢımaktadır.

Diğer yandan ülkemizde giriĢimcilik ruhu ve yöneticilik niteliklerini kiĢiliğinde


bütünleĢtirmiĢ kiĢi sayısı oldukça azdır. Bunun bir nedeni de yeni bir yatırım için mali kaynak
bulma sıkıntısıdır ancak Ģunu unutmamak gerekir ki giriĢimcilik ruhuna sahip olmanın gereği de
zor koĢulların üstesinden gelip yeni fırsatlar yaratmaktır. GiriĢimcilik baĢkalarının yarattığı
ekonomik değerleri kendi bünyemizde toplamak değil kendi çabalarımızla yeni ekonomik değerler
yaratmaktır. KöĢe dönmek için para kazanmak ve bu yolda her Ģeyi mübah saymak giriĢimcilik
kültürüne uymayan bir davranıĢ sergilemektir. GiriĢimcilik ahlakı konusuna ileride değinilecektir.

14
TARTIġMA SORULARI
1- GiriĢimcilerin ortak kiĢisel özellikleri nelerdir?
2- Teknik, kiĢisel ve yönetim giriĢimcilik özelliklerinden hangisi daha önemli olabilir?
TartıĢınız.
3- Temel giriĢimcilik fonksiyonlarının ortak özellikleri nelerdir?
4- Sahip olduğunuz özelliklere becerilere bakarak iyi bir giriĢimci olacağınızı düĢünüyor
musunuz? Hangi becerilerinizin iyi, hangilerinin yetersiz olduğunu düĢünüyorsunuz,
niçin?

BÖLÜM 3: GĠRĠġĠMCĠLĠK KÜLTÜRÜ


BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aĢağıdaki konularda bilgi sahibi olmanız
amaçlanmaktadır:
 GiriĢimcilerin ortaya çıkmasında etkili olan kültürel faktörler
 GiriĢimciliğe farklı kültürlerin bakıĢı
 GiriĢimcilik kültürünü oluĢturan özellikler
 Aile Ģirketleri ve kurumsallaĢma konusu

3. GĠRĠġĠMCĠLĠK KÜLTÜRÜ
3.1. GiriĢimcilik kültürünün tanımı ve özellikleri
Günümüz giriĢimcisi çabalarını sürdürdüğü ortamda çalıĢma koĢullarını etkileyen faktörleri
bilmek, personelin davranıĢlarını önceden tahmin etmek istemektedir. Personel davranıĢlarının
bilinmesi ise toplumun kültürünün bilinmesini gerektirmektedir. Bu sebeple giriĢimci çalıĢma
Ģeklini toplumun kültürüne göre ayarlamak gerektiğini duymaktadır. Aynı zamanda toplum içinde

15
çalıĢmayı sürdüren iĢletmeyi o toplumun teknolojik seviyesi ve kanunları da etkileyecektir. Bundan
anlaĢılıyor ki bir giriĢimci için kültür, iĢletmenin kuruluĢ amacını, faaliyetlerini etkileyen, inançlar,
değerler ve bireyler arası iliĢkilerin tamamıdır.

Mc Clelland‟a göre, baĢarı güdüsü yüksek insanların davranıĢları aĢağıdaki gibi olabilmektedir:
 Yeteneklerini zorlayan iĢlerde daha hızlı çalıĢırlar.
 Daha hızlı öğrenirler.
 Para, unvan gibi dıĢsal motivasyon faktörlerine fazla itibar etmezler.
 ĠĢ hayatında, arkadaĢlarından çok konunun uzmanları ile çalıĢmak isterler.

Mc Clelland, yüksek baĢarı güdüsü ile giriĢimcilik kültürü arasında yakın iliĢki olduğunu
belirtmektedir.

GiriĢimcilik kültürünü kısaca “bir Ģeyi gerçekleĢtirme tutkusu” olarak ifade edebiliriz. Daha önce
bulunmayan bir Ģeyi ortaya koymak giriĢimcinin en büyük amacıdır. Çoğu zaman görülmüĢtür ki,
kurduğu iĢte baĢarılı olan giriĢimci yeni ve değiĢik atılımlar ve yatırımlar peĢindedir.

Bütün bunlardan anlaĢıldığı gibi giriĢimcilik kültürü, giriĢimciye yeni statü veren , baĢkalarının
kendisine iĢ imkanı yaratmasını beklemek yerine kendisinin baĢkaları için iĢ imkanı yaratmasını
sağlayacak bir kültürdür.

3.2. GiriĢimcilik kültürünün oluĢmasında motivasyonun yeri


GiriĢimcilerin, giriĢimcilik ruhunun oluĢmasında güdülerin önemli rol oynadığı gerçeği, yönetimde
motivasyonun önemini açıkça ortaya koymaktadır. GiriĢimcilik kültüründe motivasyon,
“giriĢimcilerin birtakım amaçları gerçekleĢtirmeleri için çeĢitli güdülerle teĢvik edilmesi” olarak
tanımlanır.

Yönetsel anlamdaki güdüleme, örgütün ve giriĢimcinin ihtiyaçlarını tatmin edecek bir ortam
oluĢturmak, giriĢimcinin harekete geçmesini sağlamak ve onu isteklendirme süreci olmaktadır.
Bireyin giriĢimcilik ruhunun oluĢmasında ekonomik ve psikolojik etkenlerin önemli bir güdüleme
aracı olduğu söylenebilir. Birey, mevcut yaĢam standardını yükseğe çıkartmak isteyebilir. Örgüt
içinde giriĢimci kendine düĢen görevi yerine getirmeye istekli olmadıkça hiçbir Ģekilde baĢarıya
ulaĢılamaz. Birey giriĢimcilik ruhunu geliĢtirmek için istekli olmalıdır. Motivasyonun rolü ise bu
isteği yaratmak, geliĢtirmek ve sürdürmek olmalıdır.

16
3.2.1. Motivasyonun yararları
Rasyonel bir motivasyon sistemi giriĢimci ve iĢletme için Ģu yararları sağlar:
 GiriĢimcinin ekonomik beklentilerini olanaklı kılabilecektir.
 GiriĢimcinin “ego”larını tatmine yönelecektir.
 GiriĢimcinin yaratıcılık ve önderlik niteliklerini ortaya çıkarmasına zemin hazırlayacaktır.
 KiĢiler arası olumlu rekabeti geliĢtirecektir.

Motivasyon uygulamaları, giriĢimcilerle örgütsel amaçların uyumlaĢtırılabilmesine yönelik olarak


uygulanan özendirici yöntemlerin tümünü içerir. Motivasyon, bir yandan iĢletme verimliliğinin
yükselmesi, öte yandan da giriĢimcilerin iĢletmeden bekledikleri doyumun artırılmasını amaçlar.

3.2.2. Yüksek GiriĢimci Niteliğe Sahip ÇalıĢanlarla DüĢük GiriĢimci Niteliğe Sahip
ÇalıĢanlar Arasında Güdüleme Araçlarına Verilen Değerlerin KarĢılaĢtırılması
Bir araĢtırmada, yüksek giriĢimci niteliğe sahip çalıĢanlarla, düĢük giriĢimci niteliğe sahip
çalıĢanların en az tercih edilenle en çok tercih edilen güdüleme aracı arasında hiyerarĢik bir yapı
oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır. Böylece yüksek giriĢimci düzeyine sahip çalıĢanlarla, düĢük giriĢimci
niteliğe sahip çalıĢanların bir güdüleme aracına diğer on araca oranla verilen tercih yüzdeleri
toplanarak tüm güdüleme araçlarının birbirine kıyasla tercih yüzdeleri elde edilmiĢ ve tabloda
görüldüğü gibi güdüleme araçlarının hiyerarĢisi çıkarılmıĢtır.

Tablo 1:
Güdüleme Araçlarının HiyerarĢisi
Yüksek giriĢimci niteliğe sahip çalıĢanlar: DüĢük giriĢimci niteliğe sahip çalıĢanlar:
1. Yetenek ve kabiliyetleri geliĢtirme fırsatları 1. Yetenek ve kabiliyetleri geliĢtirme fırsatları
2. Sorumluluk alma 2. Ġyi iĢ arkadaĢlığı, samimi ortam
3. Değerli Ģeyler baĢarmak için fırsatlar 3. Sorumluluk alma
4. Ġyi iĢ arkadaĢlığı, samimi ortam 4. Değerli Ģeyler baĢarmak için fırsatlar
5. Daha fazla bağımsız çalıĢma 5. Üstler tarafından önemsenme, takdir edilme
6. Yükselme imkanları 6. Daha fazla bağımsız çalıĢma
7. Yüksek maaĢ ve ücret 7. ġirkete hissedar olma
8. ġirkete hissedar olma 8. Yüksek maaĢ ve ücret
9. ÇalıĢma saatlerini seçme özgürlüğü 9. ÇalıĢma saatlerini seçme özgürlüğü
10. Üstler tarafından önemsenme, takdir edilme 10. Yükselme imkanları
11. ĠĢ güvencesi 11. ĠĢ güvencesi

Ortaya çıkan sonuçlardan, yüksek giriĢimcilik eğilimine sahip çalıĢanların kendilerini geliĢtirme,
daha fazla sorumluluk alma ile değerli Ģeyleri baĢarma fırsatlarının kendilerine sunulmasını
öncelikli bir Ģekilde istedikleri anlaĢılmaktadır. DüĢük giriĢimci niteliğe sahip çalıĢanlar, yetenek ve
kabiliyetlerini geliĢtirme fırsatları ile sorumluluk almayı istemekle birlikte, iyi iĢ arkadaĢlığı ve
samimi bir ortamı tercih etmektedirler. Bu Ģu açıdan önemlidir, yüksek giriĢimci niteliğe sahip

17
çalıĢanların, düĢük giriĢimci niteliğe sahip çalıĢanlardan daha mücadeleci ve rekabetçi yapıları
olduğu ortaya çıkmaktadır.

3.3. GiriĢimcilik Kültürü


GiriĢimcilerin kiĢisel özelliklerinin dikkate alınmaya baĢlanması, doğal olarak onların değer
sistemlerinin incelenmesini zorunlu kılmıĢtır. Değer yönelimleri, insanların doğayla ilgili
genelleĢmiĢ ve oluĢmuĢ anlayıĢları olarak tanımlanmaktadır. Bu ise insanın dünyadaki yerini ve
olaylar karĢısındaki duruĢunun anlaĢılmasını sağlamaktadır. GiriĢimciler tartıĢma konusu
olduğunda, zorunlu olarak onların diğer insanlara ve eĢyaya bakıĢ açıları ve onlar hakkındaki
düĢünceleri önemli bir referans noktası olarak kabul edilmektedir. Bu doğrultuda bilim adamları
tarafından çeĢitli araĢtırmalar yapılmıĢtır.

GiriĢimcilik davranıĢlarının ilk çocukluk evrelerindeki deneyimlerin sonucu Ģekillendiği yaygın bir
görüĢtür. Aynı zamanda, giriĢimcilerin büyük çoğunluğunun hikayesinin genellikle bir kriz dönemi
ya da dramatik olay ile iliĢkilendirildiği gözlemlenmiĢtir. Böyle tehlikeli ve güç dönemlerde
giriĢimcilerin sadece kendi kabiliyetleri ve maharetleri sonucu ayakta kalmayı baĢardıkları ifade
edilmektedir. GiriĢimcilerin, doğruluk, çok çalıĢma, güven, rekabetçi ruh, kazanç, yalnız çalıĢma ve
belirleyici olma isteği gibi değerlere sahip oldukları kabul edilmektedir.

GiriĢimcilerin temel özelliklerini ise, otorite ile güç çatıĢması yaĢaması, baĢkalarının emrinde
çalıĢtığında verimli olmaması, emir veren konumunda olduğu zaman rahat olması, ortaklıktan
rahatsız olması ve baĢarı veya baĢarısızlığı kabul etme kabiliyetini taĢıması Ģeklinde
sıralamaktadırlar. Aynı Ģekilde giriĢimcileri motive eden en önemli değerlerin de özerklik ve para
olduğunu ifade etmektedirler. Paranın insanların bağımsızlık ile otoritelerini güvence altına aldığı
ve onları asabiyet ile mülkiyet bağımlılığından da kurtardığı ileri sürülmektedir. Böyle olmakla
birlikte birincil bir motivasyon aracı olarak da kabul edilmemiĢtir.

Kültürün giriĢim ve giriĢimcilik üzerindeki etkisi ile ilgili birçok araĢtırma yapılmıĢtır. Bunlardan
en tanınmıĢ olanı Hofstede tarafından yapılan çalıĢmalardır. Kültür, ekonomi ve politikanın
birbiriyle karĢılıklı iliĢki içinde olduklarını kabul etmesine rağmen, ekonomik baĢarı için belirli
hakim değerlerden oluĢan kültürün gerekli fakat yeterli bir koĢul olmadığını söylemektedir.
Hofstede kültürü bir toplumu tanımlayan paylaĢılan değerler olarak tanımlamaktadır. Bir bireyin
davranıĢlarının “zihni program”ı tarafından kısmen önceden belirlenmiĢ olduğunu ifade

18
etmektedir. Birey bu programdan sapma gibi temel bir kabiliyete sahiptir ve yeni, yaratıcı, yıkıcı ya
da beklenmeyen biçimlerde tepkiler göstermektedir.

Bir bireyin zihni programının kaynağının, bireyin içinde yaĢadığı ve büyüdüğü sosyal çevresi
olduğunu belirtmektedir. Bu programlama aile içinde baĢlar, yakın çevrede, okulda, arkadaĢ
grubunda, iĢ yerinde ve içinde yaĢanılan toplumda devam eder. Aynı sosyal çevre içinde yaĢamıĢ
ya da yaĢayan insanlar ile en azından kısmen paylaĢıldığı için kültür her zaman kolektif bir olgu
olmuĢtur. Aynı zamanda bir insan grubu ya da kategorisinin üyelerinin bir diğerinden ayıran
kolektif bir zihin programlamasıdır.

Hofstede kültürü değiĢik düzeyler halinde kategorize etmektedir. Bu kategoriler;


 Bireyin yaĢadığı ülkeye göre ulusal düzey,
 Bölgesel, etnik, dini ya da dilsel iliĢki düzeyi: Çoğu ülkeler kültürel olarak farklı
bölgesel, etnik, dinsel ve dilsel grupların bileĢiminden oluĢmaktadır.
 KuĢak düzeyi; Büyük ebeveynleri, ebeveynlerden ve onları da çocuklarından
ayırmaktadır.
 Cinsiyet düzeyi; bir kiĢinin kadın ya da erkek olarak doğduğuna bağlı olarak
oluĢmaktadır.
 Sosyal sınıf düzeyi, bireylerin eğitim düzeyine, iĢine ve uzmanlığına dayanan bir
sınıflandırmadır.
 Bütün bu düzeylerin icra edildiği örgütsel düzey ya da Ģirket düzeyi.

Bu değiĢik düzeylerden kaynaklanan zihni programlar, toplumsal uyum için zorunlu değildir.
Modern toplumlarda bu düzeyler kısmen çatıĢma halinde olurlar. Örneğin; dini değerler
jenerasyon değerleriyle, cinsiyet değerleri örgütsel uygulamalarla çatıĢabilir. Ġnsanlar arasında
çatıĢan zihni programlar, yeni bir durumda insanların kendi davranıĢlarını belirlemesini
zorlaĢtırmaktadır.

GiriĢimcilik literatüründe yeni iĢletme kurmak için çok farklı motive edici faktörler tanımlanmıĢtır.
GiriĢimcilik konusuyla ilgili çalıĢmalara bakıldığında, söz konusu motive edici değerlerin her bir
toplum veya kültüre göre farklılaĢtığı görülmektedir. Örneğin yeni bir iĢletme kurmada Japonları
göç hareketlerinden ziyade arkadaĢlık yükümlülüğünün daha çok etkili olduğu saptanmıĢtır. Bu

19
arada sosyal statü elde etmenin önemli bir değer olduğu ve buna karĢılık aile geleneğini
sürdürmenin ise daha az önemli olduğu da ortaya çıkmıĢtır. Amerika dıĢındaki birçok ülkede
yapılan araĢtırmalarda iĢ tatminsizliğinin yeni bir iĢletme kurmayı motive etmediği sonucuna
varılmasına rağmen, Amerika‟da aksine etkili olduğu görülmüĢtü.

Türk giriĢimcileri motive eden faktörlerin belirlenebilmesine yardımcı olacak araĢtırma sayısı
oldukça yetersizdir. Bunlardan bir tanesi Orta ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaĢayan
giriĢimcilerin mevcut iĢletmelerini hangi giriĢimcilik değerlerinin etkisinde kalarak kurduklarını ve
onları motive eden yaĢam değerlerinin neler olduğunu tespit etmeyi amaçlayan bir araĢtırmadır.

AraĢtırmada yapılan veri analizi sonucunda, giriĢimcilerin baba meslekleri 31 tane farklı meslek
ismi altında toplanmıĢtır. Ancak bu isimler ilgili oldukları daha üst isimler altında toplanmıĢ ve 7
meslek grubu ortaya çıkmıĢtır. Bu gruplar içinde en fazla oranı % 21.67 ile esnaf kesimi
oluĢturmaktadır. Bunu % 20.91 ile tüccar, % 19.39 ile sanayici, % 13.30 ile memur ve memur
emeklisi, % 9.88 ile çiftçi ve % 9.12 ile de diğer meslekler (turizmci, mühendis, müteahhit vb.)
izlemektedir. AraĢtırmada baba mesleğiyle giriĢimci bireyler arasında olumlu bir iliĢki
gözlenmektedir. GiriĢimcilerin % 43‟e yakın bir kısmının baba meslekleri giriĢimcilikle yakın
iliĢkisi olan tüccarlık ve esnaflıktan oluĢmaktadır.

AraĢtırmaya dahil edilen giriĢimciler, kendilerinin merkezi yönetimler tarafından sürekli


dıĢlandıklarını ifade etmektedirler. Merkezi yönetimler tarafından tarihsel süreç içerisinde devlet
destekli ve sürekli olarak devletten beslenen bir azınlık Ġstanbul sanayicileri karĢısında hep ikinci
sınıf muamelesi gördüklerine inanmaktadırlar. Dolayısıyla toplumsal yapı içerisinde hak ettikleri
konumda ve mevkide olmadıklarını ifade etmektedirler. Hakları olduğuna inandıkları mevkiye
ulaĢmanın yolunun ekonomik olarak güçlü olmaktan geçtiğini söylemektedirler. Bu noktada
iĢletmeleri ekonomik gücü elde etmenin en etkili araçları olarak görmektedirler. Kendilerine
prestij sağlayacak özelliklerinin, devlet desteği almadan veya faizle iĢlem yapan bankalardan kredi
kullanmadan iĢletmeler kurmak ve dünya pazarında satılabilecek kalitede mal ve hizmet üretmek
olduğunu ifade etmektedirler. Ancak bu özellikleri vasıtasıyla toplumsal yapıda olmaları gereken
mevkiye ulaĢacaklarına ve orijinal ürünleri üretmedeki baĢarılarının prestijlerini arttıracağına
inanmaktadırlar.

20
GiriĢimciler, kendilerini geliĢtirmek ve sahip oldukları potansiyellerinin ortaya çıkmasını
sağlamanın en iyi yolunun, toplumsal yapı içinde önemli bir iĢlev gören iĢletmeler kurmaktan
geçtiğine inanmaktadırlar. ĠĢletmeler vasıtasıyla sahip oldukları fikirleri gerçekleĢtirme imkanı
bulduklarını ve diğer bireylerle, diğer iĢletmelerle, toplumla ve dünya ile kurdukları iliĢkiler
vasıtasıyla yeni Ģeyler öğrendiklerini ifade etmektedirler. Aynı Ģekilde teknolojik yeniliklerin
gerçekleĢebilmesinin de ancak iĢletme gibi sosyo-ekonomik yapılar içinde mümkün olabileceğini
söylemektedirler. Bütün bunlarla birlikte kurdukları iĢletmeler vasıtasıyla demokrasi, hoĢgörü,
ilerleme, değiĢim, bilgi, sürekli öğrenme, iletiĢim ve etkileĢim, baĢarı, kendi farkına varma gibi
evrensel değerleri tanıma fırsatı bulduklarını açıklamaktadırlar.

Anadolu giriĢimcileri kendi geliĢimlerini sağlamak ve ortamın belirsizliklerinden kaynaklanacak


olumsuzluklardan sakınmak için sosyal sermayesini kullanmıĢtır. Bu sermayenin temel özelliği,
aynı dünya görüĢü ve değerleri paylaĢmadır. PaylaĢılan değer ve inançlar doğrultusunda
oluĢturulan gruplarla kendilerini özdeĢleĢtirmeleri ve benlik kategorileĢtirmelerine gittikleri
görülmektedir. Edinilen bu sosyal kimlik ve kategorileĢtirme, toplumun diğer kesimleri tarafından
da atfedilince, kimliğe olan bağlılık ve sosyal kategorileĢme daha kesin ve sınırları belirgin bir hal
almaktadır. Toplumun diğer kesimleri tarafından kendilerine yönelik olan üsten bakan tavrını
kırmanın yolunun da, dahil oldukları grubun kendilerine yüklemiĢ olduğu sosyal kimliği
geliĢtirmekten geçtiğine inanmaktadırlar. Sosyal kimliğin geliĢtirilmesinin aynı zamanda ekonomik
anlamda güçlü olmayı gerektirdiğine de inanmaktadırlar. Bu noktada iĢletmeleri sosyal kimliğin
geliĢtirilmesinin en önemli ekonomik ve sosyal aracı olarak görmektedirler.

Güçlenen sosyal kimliğin kendilerine olduğu gibi kendilerinden sonra gelen çocuklarına da
özgüven kazandıracağına inanmaktadırlar. Ancak bu özgüven sayesinde, toplumda kendi
kiĢiliğiyle, kimliğiyle ve değerleriyle birlikte ayakta durabileceklerini ifade etmektedirler.
Literatürde olduğu gibi bu araĢtırmada da „aile geleneğini sürdürme‟ değeri, giriĢimcileri
iĢletmelerini kurmada en az motive edici olarak görülmüĢtür

3.4. KurumsallaĢma mı Aile iĢletmeciliği mi?


KurumsallaĢma ihtiyacının ortaya çıktığı büyüme süreci aĢaması kritik büyüme aĢaması kavramıyla
ifade edilmektedir. Bir iĢletmeyi büyük güçlüklerle ve fedakârlıklarla kuran ve onu küçük ölçekten
büyük ölçeğe ulaĢtıran iĢletme sahibi için kurumsallaĢma kolay kabul edilebilecek bir Ģey değildir.
Bu nedenle iĢletme sahibi kurumsallaĢtırma kararını geciktirme eğilimindedir.

21
ĠĢletme sahibi için kurumsallaĢma kararının verilmesi güç, fakat yaratılan eserin devamlılığı için
gerekli bir durumdur. ĠĢletmenin kurucusu konumunda olan iĢletme sahibi ikinci nesle kiĢiye bağlı
olarak değil kurumsallaĢtırılmıĢ bir iĢletme olarak bırakmalıdır. Eğer iĢletmesini
kurumsallaĢtırmayıp kiĢiye bağlı olarak bırakırsa kiĢinin ölümüyle iĢletme ya el değiĢtirmekte ya da
faaliyetine son vermektedir.

Türkiye‟nin çeĢitli yörelerinde yapılan saha araĢtırmasında tespit edilen ilginç hususlardan biri de
Ģudur: Yurdumuzda kurulan iĢletmelerin büyük çoğunluğunun yaĢam süresi kurucusunun yaĢam
süresiyle sınırlı kalmaktadır. ĠĢletmeyi kurup büyüten kiĢi öldüğünde firmanın yaĢam süresi
genellikle son bulmaktadır. Hâlbuki aynı baĢarı süreci ikinci nesilde devam ettirilebilse, iĢletmenin
rekabet gücü iki nesil içinde dünya piyasalarında rekabet edilebilir düzeye ulaĢabilir.

TARTIġMA SORULARI
1. GiriĢimciliğin kültürel boyutu denildiğinde ne anlaĢılır?
2. GiriĢimciliği destekleyen ya da kolaylaĢtıran hangi kültürel özellikler olabilir? Örnekler
veriniz.
3. Bizim kültürümüz aile Ģirketlerini mi yoksa kurumsallaĢmayı mı teĢvik etmektedir?
TartıĢınız.

BÖLÜM 4: GĠRĠġĠMCĠLĠK TÜRLERĠ


BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aĢağıdaki konularda bilgi sahibi olmanız
amaçlanmaktadır:
 GiriĢimcilerin çeĢitli açılardan sınıflandırılması
 Piyasalara giriĢ stratejileri
 Ġç ve dıĢ giriĢimcilik ayrımı
 GiriĢimciliğin avantaj ve dezavantajları

4. GiriĢimcilik Türleri

4.1. Genel bir sınıflama


GiriĢimciler her Ģeyden önce iki kategoriye ayrılabilir; kamu giriĢimcileri ve özel giriĢimciler
(piyasa ekonomisi içinde yer alan giriĢimciler). Kamu giriĢimcileri genellikle kısıtlamalar altında
dıĢarıdan gelen dürtülerle karar verir. Piyasa ekonomisi içinde yer alan giriĢimci ise, dinamik ve

22
olağan giriĢimci olarak ikiye ayrılabilir. Dinamik giriĢimciler, sadece ürünlerdeki veya süreçlerdeki
değiĢimle ilgilenmemekte aynı zamanda yeni pazarlar, hammadde kaynakları ve örgütlenme
biçimleri aramaktadır. Bu tür giriĢimciler olanla yetinmeyip her zaman yenilikler meydana
getirerek ekonomik geliĢmenin öncülüğünü üstlenirler. Olağan giriĢimci ise; yeni bir Ģeyler ortaya
koymak yerine olanla yetinen ve dinamik giriĢimcinin açtığı yolda ilerleyen giriĢimcidir.

GiriĢimciler yapılan iĢin niteliğine göre de iki guruba ayrılabilir. Birincisi mevcut kaynakları iyi
kullanarak iĢlerini yürüten, tam kapasite çalıĢma olanakları yaratan giriĢimcilerdir. Ġkinci kategori
yaratıcı giriĢimcilerdir. Bunlar olağan ve olağan dıĢı koĢullarda iĢgücü ve sermaye kaynağını verimli
kullanarak, detaylı düĢünebilen, planlayan, yürüten ve sonuç alan kiĢidir.

Ġç giriĢimcilik ise; en basit tanımıyla Ģirket içerisindeki giriĢimcilik faaliyetidir. Ġç giriĢimciler


eyleme dönük olan ve iĢlerini çok hızlı yapan kiĢilerdir. GiriĢimcilikle iç giriĢimcilik arasındaki
fark, giriĢimci faaliyetin meydana geldiği yerle ilgilidir. GiriĢimciler kendileri için yenilik çabası
içerisindeyken iç giriĢimciler, mevcut bir örgüt adına yenilik çabasını sürdürürler. Ġç giriĢimci hem
düĢünen hem planlayan hem de iĢ gören gibi çalıĢan kiĢidir.

GiriĢimci niteliklerin yanında giriĢimci tiplerinin de tanımlanması gerekir bunları üç grupta


toplayabiliriz.

4.2. GiriĢimcilik Tipleri


GiriĢimcilik ekonomik geliĢme sürecinde son derece önemli bir unsurdur. Bu sebeple süreç
içerisinde giriĢimcinin son derece önemli bir rolü vardır. GiriĢimcilik çeĢitleri baĢlıca iki gruba
ayrılmaktadır:
 Fırsat GiriĢimciliği: Mevcut ve potansiyel pazardaki değiĢimin getirdiği fırsatları görerek
veya potansiyel fırsatları sezinleyerek mevcut veya hedef pazara mal satmak amacıyla yapılan
giriĢimciliktir.

Fırsat giriĢimciliği, pazarda meydana gelen geniĢleme veya kriz ile birlikte pazara yeterince mal
sunulamaması veya pazarın isteğine uygun fiyat ve kalitede mal sunulamaması nedeniyle ortaya
çıkan fırsatları değerlendirmeyi öngörmektedir. Fırsat giriĢimciliğinden gerektiği Ģekilde
yararlanabilmek için giriĢimcinin pazardaki fırsatları değerlendirebilecek ve kar elde edebilecek bir
bilgi birikimi ve yeteneğine sahip olması gerekir.

23
 Yaratıcı GiriĢimcilik: Yeni fikir ve buluĢu ya da mevcut bir mal veya hizmeti dizayn ederek
ve fiyat, kalite gibi özellikleri iyileĢtirerek kar edebilecek Ģekilde pazara sunulmasıdır. Bir baĢka
ifadeyle yaratıcı giriĢimcilik, olağan ve olağandıĢı koĢullarda, iĢgücü ve sermaye kaynağını verimli
kullanarak, detayları düĢünebilen, planlayan, yürüten ve sonuç alan kiĢidir.

Her iki giriĢimcilik çeĢidinin en önemli özelliği, giriĢimcinin mal ve hizmetleri pazara sunması ve
risk üstlenme, cesaret ve gücüne sahip bir irade olmasıdır. Küresel iĢletmecilikle birlikte
giriĢimciliğin de küresel boyutta yapıldığı görülmektedir. Bu durumda iĢletme sermayesi ve mal
varlığı önemli olup, buna göre giriĢimcilik 3 gruba ayrılmaktadır:
a) Yerel GiriĢimcilik: Henüz yeni bir iĢe baĢlayan ve giriĢimciliğin baĢlangıcında olan
giriĢimcilik türüdür. Bu giriĢimcilikte iĢletme sermayesi ve iĢ hacmi sınırlıdır.
b) Bölgesel GiriĢimcilik: GiriĢimciliğin yerel giriĢimciliğe göre daha ileri aĢamasıdır. Bu tür
giriĢimcilikte iĢletme sermayesi ve iĢ hacmi daha fazladır.
c) Uluslar arası GiriĢimcilik: Bu tür giriĢimcilikte bir veya daha fazla giriĢimci bir araya gelerek
küresel giriĢimcilik yapmaktadır. ĠĢletme sermayesi, çalıĢan sayısı ve iĢ hacmi çok büyüktür.

GiriĢimcilik sermayenin sahipliğine göre 3 gruba ayrılmaktadır.


 Özel GiriĢimcilik: Sermayesinin tamamı Ģahıslara ait giriĢimcilerdir.
 Kamu GiriĢimciliği: Sermayesinin tamamı kamuya ait olan giriĢimcilerdir.
 Karma GiriĢimcilik: Sermayesinin bir kısmı özel Ģahıslara , bir kısmı da kamuya ait olan
giriĢimcilerdir.

Dünyada değiĢimin hızla yaĢandığı geliĢen yeni pazarlarda ekonomik canlanma dinamizmin
sembolü giriĢimciler olmuĢtur. BaĢka bir ifadeyle, bir ülkenin veya bölgenin giriĢim gücü o ülkenin
veya bölgenin ekonomik gücünün göstergesi olmuĢtur. GiriĢimcilik gücünün yüksek olduğu
bölgelerin ve ülkelerin ekonomik gücünün de yüksek olduğu görülmektedir. Bu bağlamda üretim
faktörleri olan sermaye, doğal kaynak ve emek faktörüne dördüncü olarak giriĢimcilik temel
fonksiyonu olan fikri yetenek ve vizyon da ilave edilmektedir. GiriĢimciler piyasa da geliĢme ve
değiĢime önderlik etme veya izleme durumuna göre 2‟ye ayrılır.

a) Yenilikçi GiriĢimciler: Piyasadaki değiĢimi izleyen yeni fikir ve yeni Pazar arayıĢında olan
yeni mal ve hizmet tasarlayan giriĢimcilerdir. Bu tür giriĢimciler mevcut mal ve hizmetlerle
yetinmeyip sürekli farklı ve farklılaĢtırılmıĢ mal ve hizmetleri piyasaya sunmak üzere giriĢim
faaliyetinde bulunurlar.

24
b) Takipçi GiriĢimciler: Piyasadaki geliĢmeleri izlemekle yetinen bu geliĢmelere göre davranan,
yenilik yapan giriĢimcilerin yolunda giden giriĢimcilerdir.

Takipçi giriĢimcilerin, yenilikçi giriĢimcileri izlemek yerine mevcut olanla yetinip, komĢuda
görülen baĢarılı örneği taklit Ģeklinde bir uygulama içerisinde bulundukları görülmektedir.
GiriĢimciliğin türü ne olursa olsun, giriĢimcilik 4 ana faktörün ürünüdür.
 Talep
 Hükümetin etkisi
 Özel sektörün etkisi
 Siyasi etkiler
Bu faktörlerin oranı, giriĢimciliğin türüne göre değiĢiklik gösterir.

TALEP HÜKÜMETİN
ETKİSİ

ÖZEL SİYASAL
SEKTÖRÜN ETKİLER
ETKİSİ

Yukarıdaki Ģekil bu faktörlerin belirli bir vakada birbirleriyle nasıl etkileĢim halinde olduğunu
göstermektedir. ġekle bakıldığında arz faktörünün eksik olduğu görülecektir. Bunun nedeni,
giriĢimcinin talebe, bu talebi karĢılayacak kadar arz sağlayarak tepki verdiğinin düĢünülmesidir. Bu
durumun önemli bir varyasyonu Ģudur: GiriĢimci yeni bir ürün belirler ve yeni ürünün arzını
artırmak için bir pazar geliĢtirir. Bu yaklaĢımın örnekleri kiĢisel bilgisayarlar ve cep telefonlarıdır.

25
Siyasi etkilerin baskın olduğu yerde, maliyetlerin en azından bir bölümünün hükümet tarafından
karĢılanması gerektiği unutulmamalıdır. Bu vergi mükelleflerinden gerekli fonların toplanması
anlamına gelir.

Bir baĢka ayrıma göre ise giriĢimciler 3 gruba ayrılır:


 Elit bağımsız giriĢimciler: Büyük bir holding altında kendi iĢletmelerine sahip olan ve
onları büyük ortaklıklara çevirebilen kiĢilerdir. Bunların elinde iĢletmeyi kontrol altında tutabilecek
kadar payları vardır.
 Elit model giriĢimciler: Bu giriĢimciler genelde iĢletme içi giriĢimciler olarak bilinirler.
Büyük ve baĢarılı iĢletmelerin genel müdürleridir. ĠĢletmenin kuruluĢunda herhangi bir katkıları
yoktur. Organizasyonun çalıĢanı konumundadırlar ve baĢarısı için uğraĢırlar.
 Model giriĢimciler ya da iĢletme içi giriĢimciler: Bu gruptaki giriĢimciler hiçbir aile
avantajı olmadan kendi çabalarıyla en alt kademeden yukarıya doğru kariyer yapan ve bu sırada bir
çok iĢveren değiĢtiren kiĢilerdir. Bu kiĢiler baĢarılı iĢletmelerin genel müdürleridir.

4.3. GiriĢimciler Ġçin Piyasaya GiriĢ Stratejileri


4.3.1. Var olan Bir ĠĢin Satın Alınması
Küçük bir iĢletmeye sahip olmanın sağlayacağı özgürlük duygusunu yaĢayabilmeyi arzulayan,
ancak yeni bir iĢletme kurmanın getireceği güçlüklere katlanmak istemeyen bir kiĢi için en iyi
alternatiftir. En büyük avantajı; faaliyetlerin maddi bir varlığının bulunmasıdır.

Mevcut olan bir iĢin satın alınması bu konuda duyarlı davranılmadığı takdirde oldukça risklidir.
Bunun için; beceri ve kabiliyetlere uygun bizi en mutlu edecek iĢ seçilmelidir. Bize uygun olacak iĢ
seçerken de alternatifler değerlendirilerek en uygunu seçilmelidir. Aksi takdirde para kaybettiren,
kötü imaja sahip, faaliyet alanının uygun konumda olmadığı, ekipman ve tesisin ekonomik ömrü
dolmuĢ bir giriĢimi almıĢ oluruz.

4.3.2. Temelden BaĢlayarak Yeni Bir GiriĢim Kurulması


GiriĢimcinin bütün detayları göz önüne alarak giriĢimin kurulması ve faaliyete geçirilmesidir. Bu
Ģekilde bir iĢletme kurulmasının riski de yüksek olacaktır. Aslında giriĢimcinin özünde de yenilik

26
yaratmak vardır. Bir iĢe en baĢından baĢlanılması durumunda kiĢiler beyinlerinde yeni yarattıkları
fikri kendi istedikleri kalıba sokabilirler. En büyük avantajı baĢka birinin yapmıĢ olduğu
yanlıĢlıkları (konum, çalıĢan, ürün, v.b) üstlenmemiĢ olur. Bunun yanında; doğru satıcıların seçimi,
personel tedariki, pazarın gereksinimini tanımlama gibi zorluklar ve dezavantajlarla
karĢılaĢılabilmektedir.

4.3.3 Evde YerleĢik GiriĢimler


Yapılan araĢtırmalar evde yerleĢik giriĢimlerin ekonomide önemli bir yeri olduğunu ortaya
koymaktadır. Evde çalıĢılmasını kolaylaĢtıran bazı geliĢmeler vardır bunlar; bilgisayar ve faks
makinelerinin geliĢimi, iĢten çıkarmaların insanları kendi iĢini kurmaya itmesi, kiĢilerin bağımsız
çalıĢmayı arzulaması ve bir diğeri de hizmet iĢletmelerine daha fazla gereksinim duyulmasıdır.

Evde yerleĢik giriĢimler engelliler içinde uygun nitelikteki faaliyetlerdir ve bu giriĢimlerin


diğerlerine oranla baĢarı Ģansıda yüksektir. Kadınların zamanlarını ve iĢlerini ev yaĢamına ve
çocuklarına göre ayarlamaları mümkün olmaktadır. Evde yerleĢik giriĢimlerin kabusa dönmemesi
için bunu yaĢam tarzına uygun ve aile desteği alan kiĢilerin istemesi en uygundur. KiĢinin kendi
kendini disipline etmesi gerekmektedir çünkü onu kontrol eden bir üstü yoktur. Aksi takdirde
maliyeti düĢük olan bu giriĢim yaĢam tarzına uymaması nedeniyle baĢarısızlıkla sonuçlanacaktır.

4.3.4 ÇalıĢanların GiriĢimciliği ve ĠĢlerini Satın Almaları


Faaliyetlerini durdurmak zorunda kalan iĢletmelerin sermaye paylarını çalıĢanlarına kısmen veya
tamamen devretmesi Ģeklinde bir yaklaĢımdır. ĠĢgücünün sermaye ortaklığı Ģeklinde gerçekleĢen
bu iĢlem sonucunda çalıĢanlar kendi iĢlerini satın almaktadırlar. Bunun sonucunda, çalıĢanların
katılımının sağlandığı bir ortam, iĢletmeyi yabancı bir bölgeye taĢıyacak bir giriĢimcinin iĢletmeyi
satın almasının önlenmesi ile bölgede iĢsizliğe neden olacak bir durumun önlenmesi gibi yararlar
sağlanacaktır.

4.4. GiriĢimciliğin Avantaj ve Dezavantajları


GiriĢimciliğin çeĢitli avantaj ve dezavantajları vardır, giriĢimci iĢe baĢlamadan önce ve baĢladıktan
sonra bu avantaj ve dezavantajların farkında olmalıdır. Lambing ve Kuehl‟e göre giriĢimcinin
avantaj ve dezavantajları (Arıkan, 2002:46-49):

ġekil 1:
GiriĢimciliğin Avantaj ve Dezavantajları

27
Avantajlar Dezavantajlar

KiĢisel
Özerklik
Özveriler
BaĢarma
GĠRĠġĠMCĠLĠK Sorumluluk
Hissi
ZararaYükü Fazla
Finansal Tolerans
Kontrol Gösterememek

4.4.1. GiriĢimciliğin Avantajları

 Özerklik: Bağımsızlık ihtiyacı ve karar verme özgürlüğü giriĢimcilerin en temel


amaçlarıdır. KiĢinin kendi kendisinin patronu olması pek çok giriĢimci için tatmin edici bir
duygudur.

 BaĢarma Hissi: GiriĢimcilerin pek çoğu için yeni bir baĢlangıç oldukça önemlidir. Bir Ģey
oluĢturma fikrini karlılığa dönüĢtürmek baĢarı hissi verir ve giriĢimciler fikrin baĢarıya
dönüĢmesinin kendi sorumluğunun bir sonucu olduğunu bilirler.

 Finansal Kontrol: GiriĢimcilerin finansal anlamda bağımsızlıklarının olması genelde çok


varlıklı oldukları hissini doğursa da giriĢimcilerin çoğu büyük servetin peĢinde koĢmaktansa
finansal karları üzerinde kontrol sahibi olmak isterler.

GiriĢimcilerin yeni bir iĢ kurarak elde edeceği bir diğer avantaj ise toplumda saygı görmek ve aile,
arkadaĢ ve sosyal çevre tarafından takdir edilmek Ģeklinde ifade edilebilir.

4.4.2. GiriĢimciliğin Dezavantajları

 KiĢisel Özveriler: Özellikle iĢin ilk kurulduğu zamanlarda giriĢimciler zamanlarının


hemen hemen tamamını iĢle ilgilenerek geçirirler. Bu nedenle ailelerine, kiĢisel uğraĢlarına ve
hobilerine fazla zaman ayıramazlar. Bunun sonucu olarak da aile iliĢkilerinde gerileme ve stres
ortaya çıkabilir. GiriĢimci iĢletmesini kurarken ne ölçüde fedakârlıkta bulunabileceğini iyi
belirlemelidir.

28
 Sorumluluk Yükü: ĠĢletmede çalıĢanların aksine giriĢimcilerin büyük sorumlulukları
vardır. ĠĢletmede giriĢimciden baĢka birikimlerini harcayan, evini Ģirketin borçlarına karĢılık
teminat olarak gösteren ve aybaĢında ödenecek paraları bulmak zorunda olan baĢka birisi yoktur.
GiriĢimciler iĢletmedeki tüm fonksiyonların yönetiminden de sorumludurlar.

 Zarara Fazla Tolerans Gösterememek: GiriĢimcilerin bazı kararları, karlarını olumsuz


yönde etkiler. Uzun yıllar baĢarılı bir Ģekilde yaĢayan iĢletmeler yanlıĢ bir karar ya da yönetimdeki
bir zafiyet nedeniyle kapanmak zorunda kalabilmektedir. Örneğin; fazla kabul görmeyen ürünler
üretir ya da kar marjı çok düĢük olacak yerleĢim alanlarında iĢyeri açarlar. Bununla birlikte küçük
iĢletmelerde finansal kaynağa sahip tek kiĢi giriĢimci olduğundan her an finansal sorunlarla karĢı
karĢıya kalınabilir. Ayrıca küçük iĢletmeler, büyük rakiplerinin yaptığı gibi yüksek reklam
harcaması yapıp ürünlerini tanıtamamalarının sonucu olarak talep yaratamama sorunu ile de
karĢılaĢabilirler.
TARTIġMA SORULARI
1. Ġç giriĢimcilik ve fırsat giriĢimciliği ne demektir?
2. Yerel giriĢimcilik ne demektir?
3. Ulusal ve uluslar arası giriĢimci nasıl olunur? Örnekler veriniz.
4. GiriĢimciliğin avantaj ve dezavantajlarını kısaca özetleyiniz.

BÖLÜM 5: GĠRĠġĠMCĠLĠKTE CĠNSĠYET


FAKTÖRÜ
BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aĢağıdaki konularda bilgi sahibi olmanız
amaçlanmaktadır:
 GiriĢimcikte cinsiyet faktörünün önemi
 Kadın giriĢimcilerin karĢılaĢtıkları güçlükler
 Kadın giriĢimciliğinin nasıl geliĢtirilebileceği

5.1 Kadın GiriĢimciler

Türkiye‟de, kadınların iĢ kurmada ve giriĢimcilik konularında erkeklerden daha farklı roller


üstlendiği bilinmektedir. Erkeklerin kadınlardan daha fazla iĢ kurdukları da bir gerçektir. Yapılan
gözlemler, kadın giriĢimcilerin kurdukları iĢletmelerin görece daha küçük iĢletmeler olduğu ve
büyüme eğilimlerinin düĢük olduğunu göstermektedir. Ayrıca, kadın giriĢimcilerin sınırlı sayıda

29
sektörde yoğunlaĢtığı da yapılan araĢtırmalarda görülmektedir. Buna karĢılık erkek giriĢimcilerin
dağılımının daha farklı sektörlerde olduğu ortaya çıkmıĢtır. Türk halkının kadın giriĢimcilere bakıĢ
açısı ve onları algılamaları, kadınların Türk toplumundaki yerinden kaynaklanmaktadır. Bu
algılama biçiminden de dolaylı olarak bayan giriĢimciler etkilenmekte ve kendilerini ifade
edebilmeleri, belli engellere takılarak güçleĢebilmektedir.

GiriĢimcilik kültürü 1980‟li yıllarda Batı‟da ve Türkiye‟de görülmeye baĢlanmıĢtır. Son yıllarda
gözlenen teknolojik geliĢmeler ve kültürel beklentilerdeki ilerlemeler bu giriĢimci kültürü
desteklemiĢtir. Bu geliĢmelerin etkisiyle giriĢimcilerin toplumdaki statüleri de yükselmiĢtir. Birçok
toplumda giriĢimcilere bazı pozitif ve değerli özellikler atfedilmektedir. Bu arada kadın
giriĢimcilerin sayısının hızlı bir Ģekilde arttığı da gözlenmektedir. Bu değiĢim özellikle Batı
ülkelerindeki akademisyenlerin ilgisini çekmiĢtir. Kadın giriĢimciliğin özellikle 1980‟li yıllardan
baĢlayarak ülkemizde de hız kazandığını görüyoruz. Aslında Türkiye‟deki bayan giriĢimciliğinin
köklerini 19. yüzyıla kadar götürmek mümkündür.

Kadın giriĢimcilik kavramına farklı yazarlarca farklı anlamlar yüklenmektedir. Bazı yazarlar giriĢimi
baĢlatmak için yeterince ekonomik güce sahip olanları giriĢimci olarak değerlendirirken, bazı
yazarlar buna „bağımlı‟ giriĢimcileri de dahil etmektedir. Bu açıdan bakıldığında, iki farklı giriĢimci
ayrımı yapılabilir: Birincisi „bağımsız giriĢimciler‟ ki bunlar, giriĢimi kurma ve devamını sağlamada
finansal açıdan tam yetki sahibidirler. Ġkincisi ise „bağımlı‟ giriĢimcilerdir ve bunlar kurulmuĢ olan
giriĢimi devam ettirerek ikincil konumda kalırlar. Bu ikinci tür giriĢimcilik bazı yazarlarca „gizli
giriĢimcilik‟ olarak adlandırılmaktadır. Bu araĢtırmada giriĢimci olarak her iki tanımdaki
giriĢimciler de kabul edilmiĢtir. Bazı kadın giriĢimcilerin, eĢleriyle ortak giriĢimlerde bulunduğu aile
Ģirketlerinde çalıĢtıkları görülmektedir.

Türkiye‟deki kadınların büyük çoğunluğu ücretsiz çalıĢmaktadırlar ve „ücretsiz aile çalıĢanları‟


olarak adlandırılmaktadırlar. Özellikle tarım sektöründe, kadınların hem ev iĢi hem de tarımsal
iĢletmelerde çalıĢtıkları ve bunlara karĢılık bir ücret alamadıkları görülmektedir.

GiriĢimcilerin öncelikle firmalarının performansının yüksekliğini sağlayabilmek için müĢterileri ve


çalıĢanları ile iyi bir etkileĢim içinde olmaları gerekmektedir. GiriĢimcilerin iĢ tatminleri ile ilgili
olarak yapılan araĢtırmalarda giriĢimcilikte maddi kazanç yanında kiĢinin yapmak istediği iĢle
meĢgul olma fırsatını bulabilmesi, esnek çalıĢma saatlerinde ve istediği koĢullarda çalıĢabilmesi gibi
avantajlar üzerinde durulmaktadır. Bunların yanında eğer kuruluĢ aĢamasındaki beklentiler sınırlı
tutulursa, iĢin sonunda elde edilen düĢük bir performansla bile tatmin duygusuna ulaĢılabileceği

30
gibi farklı bir yaklaĢımla da karĢılaĢılmaktadır. Özellikle kadın giriĢimcilerin firmaların kuruluĢ
aĢamalarında veya kendilerinin iĢe baĢladıkları dönemlerde iĢ ile ilgili beklentilerini düĢük seviyede
tuttukları ve bu yolla da hayal kırıklığına uğramadıkları gibi tatmin hissine bile ulaĢabildikleri
belirlenmiĢtir. Bunun yanında kadın giriĢimcilerin özellikle firma sahipliği ile tatmin düzeylerinin
arttığı saptanmıĢtır.

Yapılan araĢtırmalarda kadın giriĢimcilerin finansal güvenliklerini sağlamakla birlikte, hem ev hem
de iĢ dünyasındaki iĢlerini dengeleyemeyecekleri, belirli sektörlerde faaliyet gösterebilecekleri,
bankalardan kredi bulmakta zorlanabilecekleri, müĢteriler tarafından doğru algılanamayacakları ve
benzeri konularda sorunlarla karĢılaĢabilecekleri belirlenmiĢtir.

5.2 Kadın GiriĢimcilerin Ekonomideki Yeri


GiriĢimcilik; insanın doğuĢtan sahip olduğu bir takım kiĢisel özelliklerine ve aldığı eğitime (aile
içinde, okulda aldığı eğitim vb.) bağlı olarak Ģekillenen bir kavramdır. Ancak bu iki unsurun tek
baĢına yeterli olmadığı, giriĢimciliğin niteliğini ve boyutunu daha çok toplumsal ortamın belirlediği
de bir gerçektir. Olaya bu açıdan baktığımızda geleneksel değer yargılarının hayatın her alanında
belirleyici faktör olduğu ve ülkemizde giriĢimcilerin pek çok sorunla karĢı karĢıya oldukları
görülmektedir. Konumuz açısından genel olarak giriĢimcilerin yaĢadıkları bu sorunların yanı sıra;
kadın giriĢimcilerin sırf kadın olmaları nedeniyle yaĢadıkları bir takım zorlukları olduğu
bilinmektedir. Dolayısıyla, her ne kadar giriĢimcilerin kadın-erkek diye ikili bir ayrıma tabi tutmak
yanlıĢsa da; sorunları açık bir Ģekilde ortaya koyabilmek ve yararlı çözüm önerileri geliĢtirebilmek
amacıyla böyle bir ayrıma gitmek gerekmektedir.

Kadın giriĢimci ne demektir?


Piyasa ekonomisi içinde; hesaplanmıĢ riskleri göze alarak, doğrudan doğruya pazara yönelik,
nakde dönüĢebilen, mal ve hizmet üretip satan, kendi iĢinin sahibi olup, vergi kaydı, TESK'e
Esnaf ve Sanatkârlar Odalarına veya TOBB-Odalarına üye olan ve sosyal güvenlik kurumlarından
birinin Ģemsiyesi altında çalıĢan ya da yanında baĢka kiĢileri istihdam eden kadın, kadın giriĢimci
olarak tanımlanmaktadır.

Kendi hesabına çalıĢan kadınların bir kısmının kiradan, vergiden kaçınma vb. sebeplerle bu
durumlarını belirtmekten kaçındıkları; bazılarının da giriĢimci olmalarına rağmen bir esnaf-
sanatkâr odasına kayıtlı olmadıkları görülmüĢtür. Dolayısıyla bu kiĢileri "giriĢimci" kavramının
dıĢında bırakmak doğru bir yaklaĢım olmayacaktır. Aslında giriĢimci sınıfına kimlerin dahil

31
edileceği konusunda tam bir uzlaĢma sağlanamamasının bir nedeni de Türkiye'de 1992 yılına kadar
bu konuda bir araĢtırma yapılmamıĢ olmasıdır.

Bu konuya açıklık getirmek amacıyla kadın giriĢimci:


 Ev dıĢında bir mekânda, kendi adına kurduğu bir (veya birkaç) iĢyeri olan,
 Bu iĢyerinde tek baĢına veya istihdam ettiği diğer kiĢilerle birlikte çalıĢan ve/veya iĢin
sahibi sıfatıyla ortaklık kuran,
 Herhangi bir mal veya hizmetin üretilmesi ile ilgili faaliyetleri yürüten bu mal veya
hizmetin dağıtım, pazarlama ve satıĢını yapan, yaptıran,
 ĠĢ ile ilgili olarak iliĢkiye girilmesi gereken kiĢi, örgüt, kurum ve kuruluĢlarla kendi adına
iliĢki kuran,
 ĠĢ sürecinin örgütlenmesi, mal ve hizmet üretiminin planlaması, iĢ yerinin iĢletilmesi,
kapatılması veya iĢin geliĢtirilmesi konusunda kendisi karar veren,
 ĠĢinden elde ettiği kazancın kullanım ve yatırım alanları üzerinde söz sahibi olan kiĢi olarak
tanımlanabilir. .

Görüldüğü gibi ev dıĢında da olsa; baĢkası hesabına çalıĢan kadınları ve bir nafaka temin ünitesi
veya ailenin erkek fertleri için bir paravan olmaktan ileriye gidemeyen ve bu amaçla kendi adına
bir iĢyeri olan kadınları giriĢimci sınıfına sokmak doğru değildir. Sadece ekonomik geliĢmeye
katkıda bulunan; diğer bir deyiĢle pastayı büyüten kadınlar giriĢimci olarak kabul edilmektedir.

Genelde emeklerinin tam olarak karĢılığını alamamaları, iĢ kurarken ve bunu devam ettirirken
karĢılaĢtıkları zorluklar, iĢ dünyasında erkeklerin çoğunlukta olması, faaliyet gösterebilecekleri
sektörlerin sınırlı olması, toplum tarafından kendilerine yüklenen görevler ve baskılar kadın
giriĢimcilerin karĢı karĢıya oldukları engellerin baĢında gelmektedir.

Türkiye'de mevcut durum ise ana hatlarıyla aĢağıdaki tabloyu içermektedir:


Türkiye'de 1955'lerde % 70 oranında olan kadınların iĢgücüne katılım oranı 1990'larda % 33'lere
düĢmüĢtür. Bunun nedeni sanayileĢmeyle birlikte kentlere göçün artması ve tarım kesiminde
çalıĢan nüfusun azalmasıdır, Ancak yine de 1993 yılı verilerine göre Türkiye'de çalıĢan kadınların
% 76.2'si tarım kesiminde çalıĢmaktadırlar.

Kentlere göçle birlikte tarım alanında faaliyet gösteren kadınlar; iktisaden faal nüfus dıĢına
çıkmaktadırlar. Bu kadınların bir kısmı ev kadını konumuna geçerken; bazıları da özellikle
gecekondu bölgelerinde kent iĢsizliklerini oluĢturmakta ya da marjinal iĢlerde çalıĢmaktadırlar.

32
Eğitim düzeyinin düĢüklüğü sebebiyle kentlerde kadınların formal sektör içindeki istihdamı son
derece sınırlıdır. Kadınlar ailenin temel geçim kaynağı olan ev içi iĢçilik, evde parça iĢleri gibi iĢlere
yönelmektedirler.

5.3. Kadın GiriĢimciliğin Sorunları ve Çözüm Önerileri


Kadın giriĢimciliğin Türkiye'deki sorunları ve bu sorunlara iliĢkin çözüm önerilerine iliĢkin
görüĢlerimizi aĢağıdaki kısaca özetlemeye çalıĢacağız;

Kadınları giriĢimci olmak konusunda güdüleyen unsurlar nelerdir?


Kadınlara onları kendi iĢlerini kurmak, giriĢimci olmak konusunda güdüleyen hususların neler
olduğu sorulduğunda Ģu cevaplar alınmıĢtır:
 Kendi kendimin patronu olmak için,
 Kocam iĢten çıkarılmıĢtı -veya ölmüĢtü- ailemi ayakta tutabilmek için,
 Zamanımı kontrol altına alıp iyi bildiğim iĢi yapmak için,

Bu cevaplar itici ve çekici faktörler olarak ikiye ayırabiliriz. Ġtici faktörler kadınları iĢ kurmaya
mecbur eden sebeplerdir. Örneğin; kocanın ölmesi, boĢanma gibi olaylar bu grup içinde yer alır.
Konuya duyulan ilgi ve istek, mücadele ruhu gibi faktörler ise çekici faktörlerdir.

Kadınların genel olarak iĢgücü piyasasına katılmama nedenlerinden bazılarını ise Ģöyle
sıralayabiliriz:
 Toplumda halen devam eden geleneksel değer yargıları sonucu kadının ev dıĢında
çalıĢmasına olumlu bakılmaması,
 ĠĢverenin eleman seçiminde erkeklere öncelik vermesi ve kadınları verimsiz görmesi,
 Kadınların iĢ yaĢamı ile aile yaĢamını dengede tutabilecek destek hizmetlerinin eksik
olması,
 Aile reisi olan erkeğin öncelikle iĢ sahibi olmasının gerektiği düĢüncesinin hala geçerliliğini
koruması.

Görüldüğü gibi toplumsal ortamın müsaade etmediği bir durumda giriĢimcilik niteliklerinin gün
ıĢığına çıkarılabilmesi hiç de kolay değildir. Kadınlarımızdaki giriĢimcilik özellikleri sosyal ve
kültürel bir takım nedenlerle çocukluktan itibaren köreltilmekte ve dolayısıyla ortaya çıkmadan
yok edilmektedir. Oysa kadın giriĢimciliğin gerek alternatif bir istihdam biçimi olarak, gerekse
nüfusumuzu % 50'sini oluĢturan kesimin ekonomik hayata katılımının sağlanması suretiyle

33
ülkenin kalkınma ve geliĢme sürecinin hızlandırılması bakımından engellenmesi değil; ciddi bir
Ģekilde özendirilmesi ve desteklenmesi gerekmektedir.

Kadın giriĢimciliğin özendirilmesi ve desteklenmesi için öncelikle ne yapılması gerekir?


Bu konuda yapılması gereken ilk iĢ toplumun eğitilmesidir. Bunun için de öncelikle güncel ve
geçerli değer yargıları oluĢturulmaya çalıĢılmalıdır. Erkeklerdeki "Ben karısını çalıĢtıracak adam
değilim" düĢüncesinin önüne geçilmeli; erkekler eĢlerini ve kızlarını çalıĢmaya teĢvik eder hale
getirilmelidir.

Toplumun eğitilmesinde kullanılacak en önemli araç kitle iletiĢim araçlarıdır. Örneğin; kadınları
giriĢimciliğe özendirecek, cesaretlendirecek ve toplumdaki ön yargıları ortadan kaldıracak mesajlar
veren ve kadın giriĢimcilerin tanıtıldığı televizyon programları hazırlanabilir.

Kadın giriĢimcilerin karĢılaĢtıkları en önemli sorunlardan birisi de çocuk meselesidir. Özellikle


okul öncesi çocuklar için kreĢ ve benzeri yerlerin yetersiz oluĢu kadınların iĢ hayatı ile aile hayatı
arasında denge kurmalarını zorlaĢtırmaktadır. Bu açıdan gereken en önemli iĢ, çocukların teslim
edilebileceği bir takım kuruluĢların hayata geçirilmesidir. Bu kuruluĢları sadece devletten beklemek
meseleyi çözmek için yeterli değildir. Ġlk aĢama olarak yakın komĢulardan evde oturan birinin
çocuklara bakması ve daha sonra bu iĢi büyüterek bu konuda iĢ hayatına atılması mümkündür.
Böylece nüfusumuzun büyük çoğunluğunu oluĢturan orta sınıftaki hatta gecekonduda yaĢayan
daha alt seviyedeki kadınlarımızın en iyi bildikleri iĢi yaparak giriĢimciliğe soyunmaları da
sağlanabilir.

Bunların dıĢında çalıĢma hayatında kadının kendisi dıĢındaki nedenlerden kaynaklanan bazı
sorunlar da mevcuttur. Ülkemizde meslekler hala kadınlar için, erkekler için diye
sınıflandırılmakta; bu çerçevede kadınlar için hastabakıcılık, hemĢirelik, sekreterlik gibi meslek
dalları uygun görülmektedir. Ülkemizde kadınlar tüm bu engelleri aĢĢalar da; üç ana baĢlık altında
toplayabileceğimiz sorunlarla karĢı karĢıya kalmaktadırlar. Bunlar; eğitim, sermaye ve
örgütlenmedir. AĢağıda bu üç konu kısaca ele alınmaktadır;

Eğitim
Kadının iĢ hayatına atılmasına engel olan çağdıĢı değer yargılarının değiĢtirilmesi için toplumun
eğitilmesinin ne kadar önemli olduğuna yukarıda değinmiĢtik. Burada üzerinde durmak istediğimiz

34
konu ise kadınları giriĢimciliğe teĢvik edecek bilgi ve becerileri kazandıracak olan genel ve mesleki
eğitimdir.

Kadınların eğitim düzeyleri yükseldikçe iĢ piyasasına katılma oranları artmaktadır. Dolayısıyla ilk
önce kadınlarımıza erkeklerle eĢit Ģartlarda temel eğitim alma imkânı tanınmalıdır. Kadınların
geleneksel sayılan meslek alanlarının dıĢında da faaliyette bulunabilmelerini sağlayacak bir mesleki
eğitim verilmelidir. Eğitim konusunda önemle üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da;
kadını kendi ayakları üzerinde durabileceğine inandıracak yani kendine olan güvenini artıracak;
bağımsızlık, inisiyatif kullanma gibi niteliklerini ortaya çıkaracak programların uygulamaya
sokulmasıdır.

Eğitim sadece kadın giriĢimcilerin sahaya çıkmasını sağlama aĢamasıyla kalmamalıdır. Kendi
hesabına çalıĢan pek çok kadının aldıkları eğitim, sahip olduğu bilgi ve beceri piyasa Ģartlarına
uyum sağlamada yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla bu ve benzeri konulardaki eksiklikleri gidermek
amacıyla iĢletmecilik alanında verilecek kurslar çok yararlı olabilecektir.

Sermaye
Ġkinci konu olan sermaye sorununa gelince; giriĢimcilerin karĢılaĢtıkları sorunların en
önemlilerinden birinin de sermaye yetersizliği olduğunu biliyoruz. Sermaye yetersizliği; giriĢimcilik
niteliğine sahip kiĢilerin sahaya çıkmalarına engel olmakta ve bu engeli aĢarak kendi iĢlerini
kurabilmiĢ kiĢiler için de sınırlayıcı bir faktör olmaktadır. Devletten iĢ istemeyen; istihdam
sorununa kendi çözümlerini üreten, vergi ödeyen giriĢimci kadınların en büyük sorunlarından biri
olan sermaye temini konusunda desteklenmeleri gerekmektedir.

Sermaye temini sorunu neyi ifade etmektedir?


Sermaye temini dendiğinde de ilk aklımıza gelen kredi alabilmektir. Türkiye'de kredi veren
bankaların hangi koĢullar altında kredi verdiklerine iliĢkin kesin bir bilgi mevcut değildir. Ancak
Dünya Bankasının yaptırmıĢ olduğu üç özel (ĠĢ Bankası, Sanayi Kalkınma Bankası ve Sanayi
Yatırım Kredi Bankası) ve üç devlet (Ziraat-Halk-Vakıflar Bankası) bankasını kapsayan bir

35
araĢtırmaya göre kadınların kredi alıĢları son derece sınırlıdır ve kadınlar borç para alanların çok
küçük bir oranını oluĢturmaktadırlar (Ziraat B. % 3; Vakıflar B. % 3; Halk Bankası % 4).

Kadın giriĢimci kredisinden yararlanmak isteyenlerin, herhangi bir iĢte çalıĢmaması, iĢini evinin bir
veya birkaç odasında gerçekleĢtiriyor ya da gerçekleĢtirecek olması gerekmektedir. Bu kredinin
amacı; yeni bir iĢyeri açarak mal ve hizmet üretiminde ya da ticari faaliyette bulunacak gençlere
finansman imkânı sağlayarak onları teĢvik etmektir.

Kadınların banka kredilerinden yararlanmamalarının en önemli sebebi nedir?


Kadınların banka kredilerinden yararlanmamalarının en önemli sebebi; krediye teminat olarak
gösterecek varlıklarının olmamasıdır. Ayrıca kadın giriĢimcilerin kredi kaynakları hakkında
bilgilendirilmesinin eksik oluĢu da önemli bir engeldir.

Bu kredilerin etkililiğinin sağlanması için kredi miktarlarının yükseltilmesi, teminat koĢullarının


hafifletilmesi ve kredi verilen alanların geniĢletilmesi gerekmektedir. Bankalar, kendilerinden kredi
alarak iĢ kuran, geliĢtiren, baĢarılı kadınları kamuoyuna tanıtmalıdırlar. Bu durum yeni iĢ ku-
racaklar için güdüleyici bir yaklaĢım olacaktır.

Örgütlenme
GiriĢimci kadınların birbirlerine destek verebilecekleri bir örgüt modelinin Türkiye'de
geliĢtirilmemiĢ olduğunu söyleyebiliriz. Kadın giriĢimciliğin istenilen düzeye gelebilmesinde
dayanıĢma ve örgütlenmenin rolü büyüktür. Örgütlenme hem mevcut hem de potansiyel kadın
giriĢimciler için vazgeçilmez bir faaliyettir. Örgütsüz çalıĢma harcanan emeğin karĢılıksız kal-
masına, gelir kaybına ve piyasaya uyum sağlamada zorluk çekilmesine neden olur.

Örgütlenme nasıl gerçekleĢtirilir ve sağlayacağı yararlar nelerdir?


Dünya'daki örnekler kendi hesabına çalıĢan kadınlar arasında örgütlenmenin kooperatifler veya
birlikler kurarak gerçekleĢtiğini göstermektedir. BaĢlangıç aĢaması "kooperatifleĢme" en zor aĢama
olarak görülmektedir. Çünkü kadın giriĢimciler birbirinden çok kopuk bir gruptur. Bu yüzden
örgütlenmede ilk adım, aynı alanda faaliyet gösteren kadınları birbirlerinden haberdar etmektir.

GiriĢimci kadınlar arasında gerçekleĢtirilecek bir örgütlenmede amaç ve hedefler Ģunlar olabilir;

36
 GiriĢimci kadınların karĢılaĢtıkları sorunları belirlemek, çözüm önerileri geliĢtirmek,
 Kredi sağlama konusunda yardımcı olmak,
 SatıĢ ve pazarlama ile ilgili sorunların çözümüne yardımcı olmak.
 KuruluĢ yeri seçiminde yardımcı olmak,
 Yeni iĢ kurmak isteyen kadınlara yol göstermek, bilgi vermek,
 Diğer kadın örgüt ve gruplarıyla bağlantıyı sağlamak,
 Uluslararası platformda Türk giriĢimci kadınını temsil etmek, bu amaçla kurulmuĢ
uluslararası kuruluĢlarla iĢbirliği yapmak ve görüĢ alıĢveriĢinde bulunmaktır.

TARTIġMA SORULARI
1. GiriĢimcilikte cinsiyet faktörü önemli midir? Örneklerle açıklayınız.
2. Ülkemizde bayan giriĢimci olmanın zorlukları nelerdir?
3. Bayan giriĢimciler için var olan engeller nasıl aĢılabilir? TartıĢınız.

BÖLÜM 6: GĠRĠġĠMCĠLĠK AHLAKI


BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aĢağıdaki konularda bilgi sahibi olmanız
amaçlanmaktadır:
 GiriĢimcikte ahlaki konular ve sorunlar
 GiriĢimcilikte meslek ahlakı ve sosyal sorumluluk
 GiriĢimcilik ahlakını engelleyen koĢullar
 Neler yapılması gerektiği

6.1.ĠĢ Ahlakının Tanımı ve Önemi


“Ahlâk, doğru ve iyi şeyin ne olduğunu veya yanlış ve kötü şeyin ne olduğunu açıklayan bir
davranış kodunu oluşturan kural koyucu bir ilkeler seti” olarak genelde tanımlanmaktadır.

37
Ancak, bugün işletmenin dinamik bir ortamda faaliyet gösterdiği dikkate alınırsa, bu
geleneksel tanım, kullanışlı olma açısından son derece statiktir. Bu düşünürlere göre esas
itibarıyla ahlâk, “insan refahını oluşturan şeylerin ne olduğunu inceleyen ve bunları teşvik
etmek için gerekli davranış ve karar türlerini açıklayan bir süreçtir”.

ĠĢ ahlâkı ise, iĢ dünyasında davranıĢlarımıza yol gösteren ahlâki ilkeler ve standartları kapsar. BaĢka
bir ifadeyle, iĢ ahlâkı, “doğru ve haklı olmayı esas alan, kanun ve düzenlemelere itaatin daha
ötesine giden bir davranıĢ kuralları bütünüdür”. “ĠĢ ahlâkı, ekonomi ve iĢ dünyasının sağladığı
olanaklar doğrultusunda sağduyulu seçimler yapmamızda bize yol gösteren ilke ve değerleri
inceleyen bir disiplindir.”

6.2. ĠĢ Ahlakının kurumsallaĢması


ĠĢ ahlâkının kurumsallaĢması giderek önem arz etmektedir. KurumsallaĢma bir anda gerçekleĢecek
bir olgu değildir. ĠĢletme bazında iĢ ahlâkı olgusunun kurumsallaĢması belli bir süreç içerisinde
gerçekleĢmektedir. KurumsallaĢma iĢletmenin kendi kamuoyuna mal olmasıdır. Bir iĢletmenin;
toplumsal değerleri organizasyon yapısına uyarlamasıdır. KurumsallaĢma, insanlara yapmak
zorunda olduğu Ģeyleri belirlemede ve nasıl davranmaları gerektiği konusunda yardımcı olur ve
sosyal sistemin dengesini güçlendirir.

ĠĢ ahlâkının kurumsallaĢtırılması, ne tür bir hareket kodunun uygulanması gerektiği ile ilgili ilkeleri,
değerleri ve düĢünceleri açıklamayı kapsar. Ekonominin iĢleyiĢini ve kamu yararını gözeten bir
tarzda, kanun ve düzenlemelerin iĢleyiĢini kolaylaĢtırmaya olanak tanır. ĠĢ ahlâkı kuralları
çalıĢanlara iĢletmenin amaçlarını, ilkelerini tanımlamaya yönelik resmileĢtirilmiĢ kurallar
bütünüdür. Genellikle iki ana yapıyı esas alarak hazırlanırlar. Bunlar, a) iĢletme ilkeleri ve b)
iĢletme politikalarıdır. ĠĢ ahlâkı kuralları bir iĢletmede doğabilecek sorunları ve bu sorunlar
karĢısında tutumları belirleyici nitelikte kurallar bütünüdür.

KurumsallaĢan iĢ ahlakının öğeleri; psikolojik anlaĢma, örgütsel bağlılık ve ahlakı esas alan kültür
olarak ifade edilebilir. ĠĢ ahlâkı kurallarının yazılı olarak belirlenmesi taraflar arasında psikolojik
baskı yaratması açısından kaçınılmazdır. Belirlenen kurallara uyum sağlayamama durumunda yasal
yaptırımların olmasıyla, birey ve iĢletme üzerinde anlaĢtığı kurallara bağlı kalma zorunluluğunu
duyacaklardır.

6.3. ĠĢ Ahlâkının KurumsallaĢmasında Örgüt Kültürünün Rolü ve Önemi

38
ĠĢ ahlâkının kurumsallaĢmasında örgüt kültürü önemli rol oynar. Bazı düĢünürlere göre, kültürel
farklılıkların yönetimi ve örgüt kültürü gelecekte Ģirketlerin baĢarı veya baĢarısızlığını saptamada
çok daha önemli bir faktör haline gelecektir. Bu nedenle, iĢletmelerin ekonomik ve sosyal
performansı üzerinde önemli bir etkiye sahip olan örgüt kültürünün, ahlâki davranıĢı destekleyici
etkisi üzerinde durmakta fayda vardır.

Örgüt kültürü ise; bir organizasyonun üyeleri tarafından paylaĢılan ve onların davranıĢlarını
yönlendiren, çoğu kez bilinçsizce türetilen, bir organizasyonun kendisi ve çevresinde bir temel
olarak “kabul görülen” tarzda tanımlanan temel değerler, normlar, varsayım ve inançlar
bütünüdür. Her organizasyonun kendisine özgü kültür ve değerler seti vardır. Kültür
organizasyon üyelerinin anlayıĢını ele verir ve organizasyon içerisinde nasıl davranacakları
konusunda kendilerine kurallar sağlar.

Günümüzde birçok organizasyonun gereksinim duyduğu ve üzerinde önemle durduğu Ģey, daha
olumlu ve ahlâki bir kültürle faaliyet göstermektir. Örgüt kültürü ile iĢ ahlâkının kurumsallaĢması
temelde aynı değerleri içermektedir. Çünkü tanımlayıcı bir rolü bulunmaktadır; bir iĢletmeyi
diğerlerinden ayırıcı özelliklerini ortaya koymaktadır. ÇalıĢanlarda iĢletme ile bütünleĢme duygusu
yaratır. ĠĢletme yararına verilen güvencenin, bireysel yarardan daha önemli olduğunu öğretir.
ĠĢletmenin sosyal yapısına süreklilik kazandırır. Benimsenen ahlâk olgularına uygun
kurumsallaĢmayı amaçlayan iĢletmeler örgüt kültürünün önemini kavramak zorundadırlar. Ahlâki
bir örgütsel kültür, toplumsal amaçlar ile toplumsal sorumlulukların her zaman bir kiĢinin kiĢisel
kazancından daha çok ağırlık taĢıdığı inancını yansıtır. Böylesi bir kültür, güçlü ve ilkeli liderlik,
saygınlık ve uzak görüĢlülükle baĢlar.

6.4. ĠĢ Ahlakı
ĠĢ ahlakı, iĢ dünyasındaki mal ve hizmet üretim ve tüketim sürecindeki doğruları ve yanlıĢları ifade
eder. Neyin doğru, neyin yanlıĢ olduğu konusu ahlaki bir konudur. ĠĢ dünyasında doğru
davranıĢlar ve eylemler olacağı gibi, yanlıĢ davranıĢlar ve eylemler de bulunmaktadır. Bu
açıklamalardan anlaĢıldığı üzere iĢ ahlakı, iĢ dünyasındaki doğru ve yanlıĢları ifade eder.

ĠĢ ahlakı genellikle özel teĢebbüslerin mal ve hizmet üretiminde ve satıĢında ahlaki


davranmalarının önemi üzerinde durmaktadır. ĠĢ ahlakı aynı zamanda “şirket ahlakı”, “firma ahlakı”
“işletme ahlakı”, “ticaret ahlakı” ve saire adlar ile de tanımlanmaktadır. ġüphesiz, “esnaf ahlakı”,

39
“üretici ahlakı”, “işveren ahlakı” ve benzeri tanımlamaları da iĢ ahlakı içerisinde değerlendirmek
mümkündür.

ĠĢ ahlakı kavramı ile “sosyal sorumluluk” kavramı arasında da yakın iliĢki bulunmaktadır. ġüphesiz
tüm birey ve kurumların içinde yaĢadığı çevreye karĢı ödev ve sorumlulukları bulunmaktadır.
Örneğin; bir iĢletmenin kendi çalıĢanlarına, pay sahiplerine, ortaklarına olduğu kadar, dıĢ çevreye
(devlete, doğaya ve çevreye, topluma vs.) karĢı da sorumlulukları bulunmaktadır. Sosyal
sorumluluk, esasen iĢ ahlakının gereğidir. Bir baĢka ifadeyle, iĢ ahlakı, sosyal sorumluluğu da
içeren bir anlam taĢır. Bir iĢletme sahibinin doğru ve dürüst olması, sözünde durması, üretimde ve
satıĢ aĢamalarında hileli yollara baĢvurmaması çok takdir edilmesi gereken ahlaki davranıĢlardır.
Ancak iĢletmenin üretim yaparken gerek iç gerekse dıĢ çevreye karĢı ödev ve sorumluluklarının da
bilincinde olması gerekir.

Bu açıklamalarımız çerçevesinde bir iĢletmenin baĢlıca sorumluluk alanlarını Ģu Ģekilde


sıralayabiliriz:

 ÇalıĢanlara karĢı sorumluluk,


 MüĢterilere (tüketicilere) yönelik sorumluluk,
 Hissedarlara yönelik sorumluluk,
 Doğaya ve çevreye karĢı sorumluluk,
 Devlete karĢı sorumluluk,
 Tedarikçilere karĢı sorumluluk,
 Rakiplere yönelik sorumluluk,
 Topluma karĢı sorumluluk vs.

Önemle belirtelim ki, iĢ ahlakı ile özellikle dıĢ çevreye karĢı sosyal sorumluluk kavramı bazen
çatıĢır ve birbirleri ile uyuĢmayabilir. Bir özel iĢletmenin asıl amacı kar sağlamaktır. Bu bakımdan,
iĢletmenin karını maksimize edecek kararlarda bulunması rasyonel bir tercihtir. Örneğin;
iĢletmenin karını maksimize etmek için çalıĢanlara daha az ücret ödemek istemesi rasyonellik
açısından doğru bir karar ve tercih olmakla birlikte, “ahlaki” açıdan ve aynı zamanda “iĢletmenin
uzun dönem karlılığı ve verimliliği” açısından doğru olmayabilir. Bir iĢletmenin karını maksimize
etmek için sigortasız iĢçi çalıĢtırması ya da asgari ücretin altında iĢçi çalıĢtırması hiç Ģüphe yok ki iĢ
ahlakı ile bağdaĢmayan davranıĢlardır. Öte yandan çalıĢanlarına daha fazla ücret ve sosyal imkanlar
sağlayan Ģirketlerde ilk bakıĢta bunun iĢletme için bir maliyet olduğu söylenebilir. Oysa,

40
madalyonun bir de öteki yüzü vardır. ĠĢletmenin çalıĢanlarına daha fazla değer vermesi halinde
çalıĢanların iĢletmeye daha fazla katkıda bulunmak için gayret edecekleri söylenebilir.

Özetle, organizasyon içi sosyal sorumluluk ile iĢletmenin karlılığı ve verimliliği arasında iki yönlü
bir iliĢki mevcuttur. Organizasyon dıĢı sorumluluk (topluma , devlete ve doğaya karĢı sorumluluk)
ise organizasyon amacı ile daha fazla çatıĢır. Daha açık söylemek gerekirse, doğaya ve çevreye
verilen zararların tazmin edilmesi, toplumda gelir düzeyi düĢük olan kesimlere sosyal yardımlarda
bulunulması vs. organizasyonun maliyetlerini artırır ya da net karının azalması sonucunu doğurur.
Ancak önemle belirtelim ki, organizasyonun asıl amacı ile çatıĢsa da sosyal sorumluluk, iĢ
ahlakının önemli ve ayrılmaz bir parçasıdır.

6.5 GiriĢimcilik Ahlakı


GiriĢimcilik çalıĢmaları, özellikle son on yılda hem akademik hem de ekonomik çevrelerde büyük
ilgi görmüĢtür. Bunun arka planın bakıldığında, dünyada meydana gelen çeĢitli siyasi, ekonomik,
sosyal ve kültürel olayların büyük rol oynadığı görülmektedir. Tüm dünyada giriĢimcilik eğitimine
verilen önemin artması ve müfredatlarda yer alması, büyük geliĢim gösteren bu akıma iyi bir örnek
teĢkil eder. GiriĢimci, risk ve belirsizlik ortamındaki yeni fırsatları tanımlayıp gerekli kaynakları bir
araya getirerek kar elde etme ve büyüme amacı ile yeni bir iĢ kuran kiĢidir.

GiriĢimcilik sahasında yapılan ilk çalıĢmalar, giriĢimcilerle giriĢimci olmayanları ayırt eden
giriĢimcilik özellikleri üzerine odaklanmıĢtır. Sayısız çalıĢma; baĢarı ihtiyacı, risk alma, motivasyon
gibi bireysel faktörlerle giriĢimcilik arasında tutarlı iliĢkiler ortaya çıkarmıĢtır. Yapılan
araĢtırmalarda, baĢarılı giriĢimcilere atfedilen birtakım anahtar özellikler ortaya çıkarılmıĢtır.

GiriĢimciliğin arka planında yatan faktörler üzerinde kapsamlı bir Ģekilde çalıĢılmıĢtır. Bu
araĢtırmaların çoğunda ortak olan baĢlıca iddia; baĢarılı giriĢimcilerin önceden edindikleri iĢ
tecrübeleri, sektör bilgileri, bir giriĢimci iĢletmenin üst düzey yönetim kadrosunda yer almıĢ olma,
yaĢ ve eğitim gibi Ģeylerin onların arka planlarını oluĢturabileceği idi. Bunların haricinde yaĢ,
eğitim ve çevrenin iyi analiz edilmesi gibi konuların da iĢletme baĢarısında pozitif rol oynadığı
belirlenmiĢtir.

Literatürde, giriĢimci profilini oluĢturan niteliklerin tam olarak ne olduğu konusunda anlaĢmazlık
bulunmaktadır. Literatüre göz attığımız zaman birçok farklı özellikten oluĢan uzun bir liste ile
karĢılaĢırız. Bu listelerdeki özellikler genel olarak üç bölüme ayrılabilir: birincisi giriĢimcinin kiĢiliği

41
ile ilgili, ikincisi giriĢimcinin becerileri ile ilgili ve üçüncüsü giriĢimcinin tecrübeleri ve alt yapısı ile
ilgili nitelikler. Fakat genelde araĢtırmacılar kendilerini giriĢimcinin kiĢiliği ile ilgili nitelikler ile
sınırlamakta ve bu konu üzerinde çalıĢmalar yapmaktadırlar.

GiriĢimsel özellikler ile ilgili literatür gözden geçirildiği zaman birçok faktör göze çarpmaktadır.
Bunları kısaca özetlemek gerekirse, baĢarılı bir giriĢimcinin tipik özellikleri arasında; risk alabilme
yeteneği, yenilikçilik, pazar fonksiyonları bilgisi, üretim kullanım bilgisi, pazarlama becerileri, iĢ
yönetim becerileri ve iĢbirliği yapma yeteneği sayılabilir.

GiriĢimcilik ruhunun toplumdaki bireylerde bir potansiyel olarak bulunduğu ve sosyal yapı ile
toplum kültürünün o bölgedeki giriĢimsel faaliyetleri etkilediği bir gerçektir. GiriĢimciliği baĢlatma
sürecinin temellerinin kiĢisel sezgi ile toplum ve kültürde var olduğu iddia edilmiĢtir.
Bununla birlikte, doğruluk ve güvenilirlik yani iĢin etik boyutu ihmal edilmiĢ görülmektedir.
Bilindiği gibi iĢ hayatında yatırımcılar, ortaklar, müĢteriler ve kredi açanlar bu niteliklere son
derece değer verirler. Doğruluk ve güvenilirlik güvenin oluĢup güçlendirilmesine yardım ederler.

6.6.Türkiye’de GiriĢimcilik Ahlakı


Türkiye‟de iĢ ahlakı üzerine, özellikle son zamanlarda, yapılan çalıĢmaların daha çok rüĢvet, vergi
kaçırma, casusluk ve aldatmaya yönelik iĢ uygulamaları ağırlıklı olarak ve toplumsal boyutta ele
alındığı görülmektedir. Örneğin; etik standartlarının oluĢumunda ve uygulanmasında kültürel
farklılıkların ele alındığı bir çalıĢmada, bayan giriĢimcilerin daha etik davrandıklarını bulunmuĢtur.
Türk pazarlama yöneticilerinin iĢ ve meslek ahlakı konusundaki tutumlarını inceleyen baĢka bir
araĢtırmada içinde bulunulan iĢ koĢulları kadar kiĢinin içinde yetiĢtiği çevrenin önemine dikkat
çekilirken, Ģirketlere ahlaki konularda denetleme ve yol gösterme fonksiyonuna sahip güçlü bir
yapılanma önerisi getirilmektedir. GiriĢimcilerin bankacıları kredi limitlerini ya da ödeme sürelerini
arttırmaları için zorlamaları, gerçekten zor durumdaki çalıĢanını sömürmesi veya daha fazla iĢ
yapabilmek için kanuni olmayan yolları seçebilmeleri belli denetlemeler ve kanunlar ile kontrol
altına alınmalıdır.

GiriĢimcilik ahlakının belli sektörlerde ve giriĢimlerde yeterince uygulanamaması ve hatta


giriĢimcinin iĢ ahlakı anlayıĢının sektöre ve faaliyet konusuna göre değiĢmesi, evrensel kabul edilen
bazı yargıların da duruma göre ciddi farklılıklar göstermesine yol açabilir. Aslında, bir iĢe baĢlarken
ya da iĢin baĢarılı olabilmesi için uyulması gereken ve toplumda genel kabul görmüĢ etik kuralları
konusunda iĢletmelerde yazılı standartlar (kodlar) oluĢturulmalıdır. Bu noktada giriĢimci ve üst

42
yönetimin tüm çalıĢanlara ve topluma örnek olacak Ģekilde ahlaki davranıĢ ve eylemlerde
bulunması gerekmektedir. Bu bağlamda, iĢletme içerisinde meslek ahlakı ve etiği ile ilgili
uygulamaları denetlemek üzere bir “etik kurulu” düĢünülebilir. Bu Ģekilde iĢ ahlakı ve meslek
etiğinin, kurum içerisinde bir “ahlak kültürü” oluĢturarak kurumsallaĢma çabalarına hizmet etmesi
sağlanabilir. Bunun yolu eğitimden geçtiği kadar iĢ ahlakına yönelik hukuksal düzenlemelerin
(örneğin; vergi kaçakçılığı ile mücadele programı, kaçak iĢçi çalıĢtırma ile mücadele, haksız rekabet
ile mücadele, tüketici koruma, vs.) uygulamaları da önem kazanmaktadır. Bu durumda özellikle
meslek odalarına standartları belirleme, denetleme ve belli yaptırımlar getirme konularında önemli
görevler düĢmektedir.

TARTIġMA SORULARI
1. ĠĢ ahlakı ve sosyal sorumluluk alanları nelerdir?
2. GiriĢimciliğin ahlaki boyutu denildiğinde ne anlaĢılabilir?
3. GiriĢimcilikte etik olan ve olmayan davranıĢlara örnekler veriniz.
4. GiriĢimcilikte etik standartlarının yerleĢebilmesi için neler yapılmalıdır? TartıĢınız.

BÖLÜM 7: TÜRKĠYE’DE GĠRĠġĠMCĠLĠĞĠN


ÖZENDĠRĠLMESĠ
BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aĢağıdaki konularda bilgi sahibi olmanız
amaçlanmaktadır:
 GiriĢimcilerin karĢılaĢtıkları engeller
 Bu engellerin aĢılmasında devletin rolü
 GiriĢimciliğin desteklenmesi ile geliĢimi arasındaki iliĢki
 GiriĢimciliğin desteklenmesiyle ilgili kuruluĢların ve prosedürlerin
yeterince bilinmeme nedenleri

7.1. GĠRĠġĠMCĠLĠK ENGELLERĠ VE GĠRĠġĠMCĠLERE SAĞLANAN DESTEKLER


7.1.1 GiriĢimcilik Konusunda KarĢılaĢılan Engeller Ve Kısıtlar

43
Bir iĢ kurma niyetindeki giriĢimcinin önündeki en büyük engellerden biri aĢması gereken
bürokratik zorluklardır. GiriĢimcilerin iĢlerini kolaylaĢtırması için mevzuatın anlaĢılabilir hale
getirilmesi ve bürokrasinin azaltılması gerekir

Finansal sorunlar ve sermaye yetersizliği giriĢimcilerin çözmek zorunda oldukları sorunlar


arasında ilk sırada yer almaktadır. Tüm dünyada uzun yıllardır kullanılan ülkemizde ismi son
yıllarda duyulmaya baĢlayan „Risk Sermeyesi Yönetimi‟ ile giriĢimci özelliklere sahip kiĢilere
yatırım sermayesi sağlanması amaçlanmaktadır. GiriĢimcilerin finansal açıdan desteklenmesi
günümüzde Halk Bank aracılığı ile sağlanmaktadır. Ancak bu desteğin de yeterli olmadığı
gözlenmektedir.

Ülkemizde özellikle son yıllarda gençler arasında giriĢimcilik önem kazanmıĢtır. Bu noktada
giriĢimcinin yönetici özelliklere sahip olması baĢarı için önem taĢımaktadır. GiriĢimcilikte baĢarı,
teĢebbüs ruhu ve liderlik yeteneklerinin yanı sıra iyi bir yönetimle mümkün olabilir.

Türkiye‟de dinamik ve sağlam bir ekonomik ortamın oluĢturulması, serbest rekabet Ģartlarının
sağlanması giriĢimciliğin desteklenmesine ve giriĢimcilik ikliminin oluĢturulmasına bağlıdır.
Özellikle giriĢimcilerin baĢarılı projeleri finansal açıdan desteklenmeli, Ar–Ge çalıĢmaları
teknoparklar ve üniversiteler aracılığıyla gerçekleĢtirilmelidir. Liderlik, yönetim, finansman,
pazarlama vb. konularda giriĢimcilere yönelik sürekli olarak giriĢimcilik eğitimi verilmelidir.
Üniversitelerde öğrenciler giriĢimciliğe özendirilmeli, bu yönde ders ve konferanslarla öğrencilerin
giriĢimcilik eğilimi ve yeteneği geliĢtirilmelidir. Böylece ülkemizde uyandırılacak giriĢimci ruhu
ekonominin büyümesine ve geliĢmesine yol açacaktır. Bu sebeple giriĢimciliğin önemi üzerinde
durulmalı, giriĢimcilik ve giriĢimciler teĢvik edilmeli, giriĢimcilik ödülleri verilmeli ve bu konuda
gereken diğer yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

GiriĢimcilik konusunda giriĢim öncesi veya giriĢim sonrası önemli engeller ve kısıtlarla
karĢılaĢılmaktadır. BaĢlıca giriĢimcilik engel ve kısıtları aĢağıda sıralanmıĢtır:

 GiriĢimcilerin eğitimlerinin düĢük olması,


 GiriĢimcilerin giriĢimcilik eğiliminin düĢük olması,
 GiriĢimcilerin giriĢimcilik dıĢında baĢka seçeneklerinin olmaması,
 GiriĢimcilerin deneyimlerinin olmaması,
 GiriĢimcilerin yeterli sermayeye sahip olmaması,

44
 GiriĢimcinin baĢarılı bir örneği taklit etmek amacıyla hiçbir araĢtırma yapmadan iĢe
baĢlaması,
 GiriĢimcinin iĢini sevmemesi,
 GiriĢimcinin amacının ve hedefinin olmaması,
 GiriĢimcinin danıĢmanlık hizmetlerinden yararlanmaması.

7.1.2. GiriĢimcilik Engellerinin Kaldırılması


GiriĢimciliği olumsuz etkileyen çok sayıda faktör bulunmaktadır. Bu faktörler arasında özellikle
ülkemizde bürokratik iĢlemlerin fazlalığı ve karmaĢıklığı ilk sırada gelmektedir. ġu an yeni iĢ kuran
birisi vergi dairelerinde, belediyede, bakanlıklarda ve noterlikte tam 121 iĢlem yapmalıdır.
Öncelikle bu bürokratik engellerin azaltılması ve basitleĢtirilmesi gerekmektedir.

GiriĢimcilikte vergi iĢlemlerinin mutlaka sadeleĢtirilmesi gerekmektedir. GiriĢimcilerin vergi


yükünün azaltılması giriĢimciliğin teĢviki ve geliĢimi için son derece önemlidir. GiriĢimcilerin
giriĢimle ilgili mevzuatı bilmemeleri ve mevzuatı uygulamadaki yanlıĢlıklar önemli sorunlara neden
olmaktadır. GiriĢimci genellikle iĢin teknik boyutuyla ilgilendiği için mevzuatla ilgili bilgileri ihmal
edebilir. Bu nedenle giriĢimcilerin yürürlükteki mevzuat hakkında bilgilendirilmeleri gerekir. Bu
bilgilendirme; GiriĢimci Kılavuzlarının hazırlanması ve Özel DanıĢma Bürolarının kurulması ile
sağlanabilir.

ĠĢ kapatma iĢlemlerinin sadeleĢtirilmesi giriĢimciliğin önündeki önemli engellerin kaldırılmasını


sağlar. GiriĢimcilikte iĢ kurmak kadar mevcut bir iĢ kapatmakta önemlidir. Tasfiye iĢlemlerinin
kolaylaĢtırılması yeni bir iĢletme kurulmasını olumlu etkileyecektir.

GiriĢimcilikte önemli engellerden biriside sigorta iĢlemlerinin karmaĢık ve uzun olmasıdır. Sigorta
iĢlemlerinin sadeleĢtirilmesi gerekir. Ayrıca ihracat ve ithalat iĢlemlerinin sadeleĢtirilmesi, haksız
rekabetin önlenmesi giriĢimcinin önündeki engellerin kaldırılmasını sağlayacaktır.

GiriĢimciliği geliĢtirmede kullanılacak diğer araçlar arasında Ģunlar sayılabilir:

 AraĢtırma ve geliĢtirmenin özendirilmesi ve giriĢim alanı olarak uygulanması,


 AraĢtırma ve geliĢtirme sonucu elde edilen buluĢların değerlendirilmesi ve ödüllendirilmesi
 GiriĢimcilere destek sağlayacak dernek ve kulüplerin kurulması,
 GiriĢimcilik eğitiminin yaygınlaĢtırılması ve bu eğitimi veren kurumların desteklenmesi,

45
 Kitle iletiĢim araçlarıyla giriĢimciliği özendirici yayınların yapılması,
 GiriĢimcilere yeni iĢ fikirleri verilmesi,
 GiriĢimcilerin sosyal güvencesinin artırılması ve desteklenmesi giriĢimciliği teĢvik
edecektir.

7.1.3. GiriĢimcilere destek veren kuruluĢlar


Ülkemizde giriĢimcilerin finansman ihtiyaçlarını çoğunlukla öz kaynaklarla sağladıkları ve dıĢ
kaynak kullanımına gitmedikleri görülmektedir. Ülkemizin yedi ilinde 705 giriĢimci üzerinde
yapılan araĢtırmaya göre; giriĢimcilerin iĢ açma sermayelerinin en önemli kaynağının kiĢisel
tasarrufları olduğu tespit edilmiĢtir. Bu kiĢisel tasarruflarında %25 akrabalardan, %51‟ i eĢlerden
sağlandığı ve giriĢimcilerin banka kredisi kullanma oranının da %4.5 olduğu belirlenmiĢtir.

GiriĢimcilere Türkiye‟ de en büyük kredi desteği sağlayan kuruluĢ Türkiye Halk Bankası’dır.
Ancak bankaların krediye karĢılık istedikleri teminatlar çok yüksek olduğundan bu kredilerden
yaralanma oranı %4 gibi düĢük bir seviyede kalmaktadır. Halk Bankasının; kadın giriĢimcilere,
genç giriĢimcilere ve bir iĢte verimli çalıĢabilecek olanların üretime kazandırılması için özürlülere,
Ģehit ailelerine, esnaf ve sanatkârlara iĢ açmaları için verilen kredileri mevcuttur.

Halk Bankası ayrıca; teknik danıĢmanlık, bilgilendirme, yurtdıĢı hizmetleri, buluĢların


özendirilmesi ve yurt dıĢı giriĢimci destek büroları ve fuar çalıĢmalarıyla giriĢimcilere destek
sağlamaktadır. GiriĢimcilere finansal destek ve kolaylık sağlayan bir diğer kuruluĢta KOSGEB‟dir.
Yurt dıĢı KOBĠ gezilerine katılan firmadan bir yetkilinin masraflarının ve gümrükleme giderlerinin
yarısı KOSGEB tarafından karĢılanmaktadır. Ayrıca 6 ay süre ile iĢletmeci veya mühendisi 1-50
kiĢinin çalıĢtığı bir imalat sanayindeki bir firmanın istihdam etmesi halinde asgari ücretin 5 katının
%70‟i kadarı kendisine ödenmektedir.

KOSGEB‟in diğer destekleri ise; giriĢimcilere bilgi temini, danıĢmanlık, pazar araĢtırması
hizmetleri, kalite geliĢtirme eğitim desteği, istihdam desteği, Ar-Ge desteği v.b. dir.

7.1.4. KOBĠ’ lere sağlanan destekler


KOSGEB, KOBĠ‟ lerin ticari dünya ile ilgili her türlü bilgi ihtiyacını karĢılamak, yurt dıĢındaki
KOBĠ‟ lerin ülkemizdeki KOBĠ‟ ler hakkındaki bilgi ihtiyacını karĢılamak, teknolojik giriĢimciliğin
desteklenmesi amacıyla teknolojik yenilik yapmayı amaçlayan yaratıcı giriĢimcilere Ar-ge ve
üretimde kaliteyi artırmak için destek hizmetleri, kullanılacak kredilere teminat sağlamak, uluslar

46
arası pazarlara açılması için KOBĠ‟ lere her türlü desteği sağlamak, bölgeler arası farklılıkları
kaldırarak dengeli kalkınmayı sağlamak, iĢletmelerin hammadde seçimi ve ürünü pazarlamasına
kadar her safhada danıĢmanlık ederek kaliteyi artırarak değiĢen Ģartlara uyumu kolaylaĢtırmak için
eğitim hizmetleri vermek gibi hizmetleri sayabiliriz.

Milli Prodüktivite Merkezi (MPM), iĢletmelere danıĢmanlık, eğitim, teknik ve bilgi hizmeti
sunmaktadır. MPM üretim, insan kaynakları ve hizmet içi eğitim alanlarında eğitim çalıĢmaları
yapmak, yeniden örgütlenme ve ücret sistemleri alanında danıĢmanlık yapmak ve iĢletmecilikteki
son geliĢmeleri yayınlamak gibi hizmetleri sunmaktadır.

Ticaret ve Sanayi Odaları, üyelerinin mesleki sorunlarını çözümlemek amacıyla araĢtırmalar


yapmak ve bunları yayınlamak, eğitim seminerleri ve paneller düzenlemek, üyelerinin sorunlarını
ilgili mercilere iletmek gibi hizmetleri vermektedir.

KOBĠ‟ lere destek sağlayan diğer kuruluĢlar:

 Türkiye Vakıflar Bankası Kredileri,


 KOBĠ AĢ,
 Kredi Garanti Fonu,
 Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Küçük Sanayi ve El Sanatları Genel Müdürlüğü,
 Küçük Sanayi, Sanayi Bölgesi ve Siteleri Genel Müdürlüğü,
 GAP Bölgesi GiriĢim Destekleme ve Yönlendirme Merkezi,
 Sanayi Kooperatifleri,
 Esnaf ve Sanatkarlar Kefelet Kooperatifleri,
 BirleĢmiĢ Milletlerin Sınai Kalkınma Örgütü Ankara Ofisi (vb).

7.1.5.1 Kredi Yardımı


GiriĢimci, bazen kredisini uluslararası pazardan kendisi bulabildiği gibi bazen de uluslararası
finans kuruluĢlarının dıĢ kredilerini tercih etmektedir. Çoğunlukla bu olanaklardan haberi olmayan
küçük ve orta boy iĢletmeler, finansal sorunlarını çözmede zorluklarla karĢılaĢmaktadır. Gümrük
Birliği‟nde bundan önemli ölçüde etkilenecek olmaları nedeniyle, küçük ve orta boy iĢletmelerin
rekabete hazır hale getirilmeleri için çalıĢmalar yapılmıĢtır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı‟na bağlı
Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi GeliĢtirme ve Destekleme Ġdaresi BaĢkanlığı‟nın uygulamaya aldığı
Avrupa Birliği Uyum Projesi ile Türkiye‟de bulunan küçük ve orta boy iĢletmelerin Gümrük

47
Birliği sürecine hazırlanmaları, varlıklarını sürdürebilmeleri ve rekabet güçlerini arttırmaları
amaçlanmaktadır.

7.1.6 Dünya Bankası Kredileri


Dünya Bankası, özel sektör yatırımlarını teĢvik amacıyla her yıl çok sayıda ülkeye belirli limitlerde
kredi tahsis etmektedir. Toplam miktarı, yıllara göre değiĢmekte olan kredilerden, 1995 yılı için
Türkiye‟ye 400 milyon Dolar kredi ayrılmıĢtır. Sınai Kalkınma Bankası‟nca idare edilen Dünya
Bankası kredileri; Sınai Yatırım ve Kredi Bankası, Türkiye Vakıflar Bankası, Yapı ve Kredi
Bankası, Osmanlı Bankası, Ġnterbank ve Körfezbank arasında dağılmıĢ durumdadır. Dünya
Bankası‟ndan alınan kredilere garantörlük eden bu bankalar, kredinin dönmemesi durumunda geri
ödemekle sorumludurlar. Bu banka kredilerinden yararlanabilmek için yatırım teĢvik belgesi almak
gerekmektedir. Fakat iĢletme kredisi verilirken teĢvik belgesi istenmemektedir. Sınai Kalkınma
Bankası ise yalnızca sanayi iĢletmelerine kredi verirken diğer bankalar için esas alınan, sanayi
koludur. Diğer konularda karar; proje verimliliğine göre bankalara bırakılmaktadır.

7.1.7 Türkiye Halk Bankası Kredileri


Türkiye Halk Bankası, Dünya Bankası‟ndan küçük ve orta boy iĢletmelere yönelik olarak sağlanan
kredilerin kullanımına aracılık etmektedir. Diğer yandan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı‟nın küçük ve
orta boy iĢletmelere ayırdığı fonlara da aracılık etmektedir. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı‟nın verdiği
kredilerin faizleri, piyasa faizlerinin altındadır. Öte yandan bu kredilere bölgelere göre
farklılaĢtırılmıĢ oranlar uygulanmaktadır.

7.1.8.Türkiye Vakıflar Bankası Kredileri


Türkiye Vakıflar Bankası‟nın kullandırdığı krediler, T.C. Merkez Bankası reeskont, Dünya Bankası
ve diğer kaynaklardan oluĢmaktadır. Dünya Bankası‟nın Vakıflar Bankası kanalından
kullandıracağı kredi ise yatırım, ihracat ve iĢletme kredisi adı altında küçük ve orta boy iĢletmelerin
kullanımına sunulmuĢtur. TL olarak kullandırılan krediler, 3 ay - 2 yıl arasında değiĢen vadelerde
ve değiĢen faiz oranlarında kullandırılmaktadır. Döviz cinsinden kullandırılan krediler, 3 ay - 5 yıl
arasında değiĢen vadelerde ve 6 aylık döviz tevdiat hesabına verilen faizlerin ortalaması üzerinden
verilmektedir.

7.1.9.Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Kredileri


Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, proje bazında yatırım kredileri vermektedir. Bu kredilerin
vadeleri 2 yılı ödemesiz, 10 yıla uzayan orta ve uzun vadeli kredilerden oluĢmaktadır. Kredilerin

48
kaynakları, Dünya Bankası ve Japonya‟da Sınai Kalkınma Bankası‟nın ihraç ettiği tahvillerin
gelirleri, Japon Yeni kredisi, swap operasyonu ile istenilen yabancı para cinsine çevrilerek, yatırım
kredisi olarak verilmektedir. SözleĢme koĢullarındaki faizler esas alınır.

7.2 Yatırım Ġndirimi


Toplam yatırım tutarında meydana gelecek %30‟a kadar olan değiĢiklikler, özkaynak-kredi
dağılımına bakılmaksızın ve belge Ģartı aranmaksızın yatırım indirimine tabidir.

7.3Teknik Yardım ve DanıĢmanlık Hizmetleri


Türkiye‟de faaliyette bulunan küçük ve orta boy iĢletmelere ayrıca birtakım teknik yardım ve
danıĢmanlık hizmetleri verilmektedir.

7.4 TeĢvik ve Özendirmelerin Tanıtımı


DeğiĢimin yaĢandığı günümüzde iĢletmeler, ayakta kalabilmek için bir yandan sürekli yenilik
yapmaya zorlanırken diğer yandan da yoğun rekabetle karĢı karĢıya kalmaktadırlar. Türkiye‟de
KOBĠ‟lerin TeĢvik ve Özendirilmesini konu alan çalıĢmada; Avrupa Birliği üyesi ülkelerde ve
diğer bazı ülkelerde küçük ve orta boy iĢletmeciliğini geliĢtirmek için devlet tarafından yapılan
yardımlar ile Türkiye‟de çeĢitli kamu kuruluĢları ile sivil toplum kuruluĢları tarafından sağlanan
teĢvik ve özendirme programlarına değinilmiĢtir.

Avrupa Birliği üyesi ülkeler de serbest piyasa ekonomisi kurallarına dayalı bir ekonomik yapı ve
demokratik bir siyasi ortam mevcuttur. Ayrıca ülkeler, ekonomik ve siyasal yapılarıyla ilgili
politikalarının yanında küçük ve orta boy iĢletme politikalarına da sahiplerdir. Avrupa Birliği
üyelerinin birçoğunda küçük ve orta boy iĢletmelerin geliĢtirme programlarına iliĢkin politika,
Birlik genel ekonomi politikası hedef alınarak yürütülmektedir. Öte yandan sağlıklı bir sanayi
yapısının oluĢturulmasında büyük boy iĢletmelerin yanında küçük ve orta boy iĢletmelerin de
güçlendirilmeleri büyük önem taĢımaktadır. Birlik üyesi ülkelerde bölgesel ekonomik
dengesizlikleri azaltmak maksadıyla uygulanan politikaların Roma AnlaĢması‟nın haksız rekabeti
önleyen kurallarını ihlal etmemesi gerekmektedir. Ekonomik yapı farklılıklarının giderilebilmesi
için kalkınmada önemi kabul edilen küçük ve orta ölçekli iĢletmelere Avrupa Birliği ve üye
ülkelerde hem mali hem de teknik yardımları içeren çeĢitli teĢvik ve özendirmeler birlik üyesi
ülkeler tarafından sağlanmaktadır. Bu teĢvik ve özendirmelerin Roma AnlaĢması‟nın rekabet
kuralları ve devlet yardımlarına iliĢkin kurallara uygunluğunun denetimi Avrupa Komisyonu
tarafından sağlanmaktadır.

49
KOBĠ‟lerin teĢvik/özendirme araçlarından faydalanmama veya faydalanamama nedenleri arasında
bürokrasi ve mevzuat engeli, ilgili kurumların tanıtım ve bilgilendirme eksikliği, KOBĠ‟ lere
yönelik teĢviklerin az olması ve teĢvik mevzuatını bilen kalifiye eleman eksikliği gelmektedir.
TeĢvik/özendirme araçlarından faydalanmama veya faydalanamama önündeki engellerin
kaldırılmasına yönelik politikaların ilgili kurumlarca gerçekleĢtirilmesi gerekir.

TARTIġMA SORULARI
1. GiriĢimciliğin desteklenmesi denilince ne anlaĢılır?
2. Türkiye‟de giriĢimciliği destekleyen hangi kuruluĢlar vardır?
3. GiriĢimciliğin önündeki engeller nelerdir?
4. GiriĢimciliği teĢvik araçlarının yeterince bilinmeme sebepleri neler olabilir?

BÖLÜM 8: GĠRĠġĠMCĠLĠK VE LĠDERLĠK


BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aĢağıdaki konularda bilgi sahibi olmanız
amaçlanmaktadır:
 GiriĢimcilerin ortaya çıkmasında etkili olan kiĢilik faktörlerden liderlik faktörü
 GiriĢimci olmak için lider olmanın önemi
 Liderlik gücünün giriĢimciliğe bakan yönleri

8.1. ÖRGÜT VE ÖRGÜTSEL KÜLTÜR

Çağımızda insanlar yaĢantılarının önemli bir bölümünü çeĢitli örgütlerde geçirmektedirler.


Örgütlerin, kiĢilerin yalnız çalıĢma saatleri ile sınırlı yaĢantılarını değil, tüm yaĢamlarını etkilediği
söylenebilir. Ġnsanın her etkinliği bir örgüt içindedir veya örgütle iliĢkilidir. Örgütlerin sayısı
günden güne artarken bireysel yaĢantıyı etkilemesi de artmaktadır

50
Örgütlerde her yerde bulunmaları onların dikkat çeken tek ya da baĢlıca özellikleri değildir.
Ġnsanların birçoğu için biçimsel örgütler çevrenin önemli bir kısmını oluĢturur. YetiĢkin nüfusun
çoğunluğunun, zamanının üçte birinden fazlası çalıĢtığı örgütlerde geçmektedir. Çocuklar da
hemen hemen aynı ölçüde yaĢamlarını okul örgütünde geçirir. Bunun dıĢında, çeĢitli örgütler hem
çocukların hem de yetiĢkinlerin boĢ zamanlarının büyük bir kısmını doldurur

Toplumsal ve bireysel ihtiyaçlar yeni örgütlerin oluĢmasına yol açmaktadır. Toplumların geliĢme
düzeyi, örgütlenmenin boyutları ile yakından iliĢkilidir. Modern toplumlar rasyonelliğe, verime ve
etkinliğe önem vermektedir. Bu nedenle söz konusu toplumlar örgüte ve örgütlenmeye
dayanmaktadır. Ġnsan iliĢkilerinin düzenlenmesinde örgütler kuvvetli birer toplumsal araçtırlar.
Bireylerin çok yönlü ve çok nedenli davranıĢları örgütlerde ortaya çıktığı gibi bu davranıĢlar diğer
bireylerin davranıĢıyla iliĢkilidir. Her birinin davranıĢı çevrede bazı değiĢiklikler yaparak ötekinin
amacını gerçekleĢtirmesine yardım eder.

Günümüzde örgütle uygarlık eĢ anlama gelmiĢtir. Ġnsanlar bireysel güçlerini aĢan amaçlarını
gerçekleĢtirebilmek için iĢbirliği yaparlar. ĠĢbirliği olmaksızın toplumsal yaĢamın olamayacağı artık
anlaĢılmıĢtır. Ortak bir çabayı gerektiren bir amacın gerçekleĢtirilmesinde, birden fazla bireyin güç
ve eylemlerini birleĢtirmesi zorunludur.

Örgütler amaçlarına, insanlar tarafından gerçekleĢtirilen eylemlerle ulaĢır. Örgütsel etkinliğin ön


koĢulu insan gücüdür. Bu nedenle örgütler insanların varlığı ile anlamlıdır. Örgütler bireylerin
sınırlı fakat farklı yeteneklerinden yararlanır. Yine bireysel yetenekleri artıran bir araçtır. Bireysel
amaçların gerçekleĢtirme aracıdır. Öte yandan örgüt, yalnız içindeki süreçlerle sınırlı kapalı bir
sistem değildir. Çevre ile sürekli etkileĢimde bulunan açık bir sistemdir.

8. 2. ÖRGÜTSEL KÜLTÜR VE ĠLETĠġĠM

Örgütsel iletiĢimin iki kültürel iĢlevinden biri, örgüt üyelerine örgütsel kültür hakkında bilgi
sağlaması, diğeri ise örgüt üyelerine örgütsel kültür hakkında bilgi sağlaması, diğeri ise örgüt
üyelerinin örgütsel kültür ile bütünleĢmelerine yardımcı olmasıdır. Örgütsel kültür, örgüt üyeleri
arasında iletiĢim sağlar, diğer informal mesajlar, iĢgörenler arasında anlatılan hikâyeler,
dedikodular, formal iletiĢim yoluyla iĢleyen mesajlar, sloganlar, örgütsel dokümanlar, grup
toplantıları ve halka yönelik toplantılar, iletiĢim sürecinin iĢletilmesiyle anlam kazanır. Bir örgüt
kimliğinin ortaya çıkması, örgüt üyelerinin geçmiĢi, bugünkü ve geleceği yorumlamasına ve
örgütsel yaĢam hakkındaki gerçekleri bu hikâyeleri algılamasına paralel olarak gerçekleĢir.
Gerçekler ve hikayeler tema olarak örgütün geleceğe yönelik geliĢimine, grup çabasının

51
güçlenmesine yardım eder. Örgütsel kimlik, örgütsel kültürün benimsenmesi ve yaĢanmasıyla
kazanılır.

Örgütsel iletiĢim, örgüte yeni katılan üyelerin örgüt kültürüyle bütünleĢmelerinde önemli bir
kanaldır. Örgütsel kültür, yeni üyelerin formal ve informal iletiĢimini sağlar. Formal iletiĢim, iĢ
tanımları ve iĢe yöneltme toplantıları, informal iletiĢim ise hikâye ve dedikoduları kapsar. Örgütsel
kültür yeni üyelerin örgütsel sosyalizasyonu için son derece önemlidir. Örgütsel kültür üyelerin
kültürel tarih, değerler, normlar ve beklentileri öğrenmesine yardım eder.

Örgütsel kültürün anlamlı kılınması ile iletiĢim arasında çok yakın bir iliĢki vardır. ĠletiĢim yoluyla
örgütsel kültürün temel öğeleri olan değerler, normlar, hikâyeler, tarih, gelenekler diğer bir deyiĢle
örgütün sembolik dünyası yorumlanabilir.

8. 3. ÖRGÜTSEL KÜLTÜR VE ĠKLĠM

Yakın zamana kadar birçok yönetim bilimci örgüt iklimini örgüt kültürüyle birlikte ele almıĢtır.
Örgütler kendi kültür ve iklimini geliĢtirirken de bazı yasaklardan, geleneklerden ve ahlak
kurallarından yararlanırlar. Bir örgütün iklimi ve kültürü hem formel örgütün değerlerini ve
davranıĢ kalıplarını hem de bunların doğal örgütteki yorumlarını yansıtır. Nasıl ki toplumun bir
kültür mirası varsa, sosyal örgütlerde de yeni örgüt üyelerine bırakılan örgütsel norm ve değer
kalıpları vardır.

Örgütsel iklim ile örgütsel kültür arasında bazı farklılıklar vardır. Ġklim iĢgörenlerin davranıĢsal ve
tutumsal özelliklerini sergilemektedir ve daha çok deneysel ve dıĢ gözlemlere dayanmaktadır.
Kültür ise, daha çok örgütün görünen öğelerini ortaya koymaktadır. Örgütsel kültür, temel grupsal
değerleri ve mesajları kapsar; grup üyelerine mecazi ve paylaĢılmıĢ örgütsel düĢüncede ve
duyguları sunar. Bu durum örgütün dıĢındakiler tarafından kolayca anlaĢılmaz. Kavram olarak
örgütsel kültür ve iklim arasında farklılık olmakla birlikte yakın bir iliĢki de vardır. Kültür ve
iklimin örgütün temel değerleri ve normları üzerinde büyük etkisi vardır. Örgütsel kültür,
eylemlerde süreklilik, örgütsel davranıĢlarda uyum sağlar, böylece örgütsel iklimin ortaya
çıkmasında önemli rol oynar.

8. 4. ÖRGÜTSEL KÜLTÜR VE LĠDERLĠK

Örgüt kültürünün oluĢturulması, yönetimi ve değiĢtirilmesi, örgütün üst düzey yöneticilerinin


liderlik davranıĢlarıyla yakından ilgilidir. Örgütsel kültür, liderlik sürecine sembolik ya da kültürel
liderlik olarak yeni bir boyut katmıĢtır.

52
Örgütsel kültürün bilinmesi, liderlik davranıĢları göstermesi gereken yöneticilere Ģu yararları
sağlar:

1. Örgütsel yaĢamın geniĢ bir çadırı olan örgütsel kültür, çatıĢma ve gerçekleri görmesini sağlar.

2. Yapısal ve örgütsel geriliminde kaynaklanan uygulamaya yönelik çeliĢkileri tanımasına yardımcı


olur.

3. Günlük kararları değerlendirmeye ve örgütsel kültürün iĢgörenlerin rolleri üzerindeki etkisini


tanımaya yardım eder.

4. Örgütsel eylemlerin ve karar verme yöntemlerinin sembolik boyutlarının anlaĢılmasını sağlar.

5. Farklı grupların örgütsel verimliğe iliĢkin algılarını değerlendirmeye yardımcı olur.

Liderler, örgütsel kültürü biçimlendirebilmeli, iletilen değerlerin ve inançların bir güç biçimi
olduğuna dikkat etmelidirler. Bununla birlikte liderlerin olayları eleĢtirirken, gösterdikleri tepkiler
ve kriz durumlarındaki algıları örgütsel kültürün oluĢumunda önem taĢır. Kriz durumlarında
coĢkusal bağlılık ve örgütsel değerlerle bütünleĢme görülür. Lider böyle olağanüstü durumlarda
sergileyeceği davranıĢlarla örgütsel kültürün güçlenmesini sağlayabilir. Schein iĢe alma, seçme ve
geliĢtirmeyle birlikte değerleri gizli veya açık olarak eleĢtirmeyi de bir liderlik ölçütü olarak kabul
etmiĢtir.

Okul liderliği karmaĢık bir durum göstermektedir. Anne babalar, öğretmenler, öğrenciler, örgütsel
bütünlük ve davranıĢlarda temel ilkeler seti oluĢturmak zorundadırlar. BaĢarılı liderler, okulun
ortak değerler, idealler, ilkeler ve inançlar setini okul personeline aĢılarlar. Okul kültürünü
yerleĢtirmek, okul yöneticisinin görevidir. Okul yöneticisi örgütsel kültürü daha iyi temsil ederek
sembolik liderliğini güçlendirebilir. Sembolik liderlik davranıĢları göstermeyen yönetici, örgütsel
davranıĢın odak noktasını oluĢturan örgütsel kültürle bütünleĢmediği için, liderliğin özünde
bulunan etkileme gücünü kullanamaz.

Liderler, iletiĢime anlam kazandırmak için olduğu kadar, sembolik görevi yerine getirebilmek için
daha çok sezgisel anlamlar taĢıyan törenler düzenlemeye ihtiyaç duyarlar. Efsaneler (myte),
anlaĢılmayan inançları ve görünmeyen gerçekleri gün yüzüne çıkarırlar. Ayinler ve törenler
örgütsel etkinlikleri süsleyen önemli öğelerdir. Liderler, sadece semboller, törenler ve efsanelerden
yararlanmazlar. Efsaneler, ayinler ve törenler, örgütün kurumsallaĢmasında rol oynayan temel
öğelerdir.; bunlar sosyal sistemi bütünleĢtirmeye yardım ederler.

53
Liderlik gücünün dört önemli dayanağı vardır:
1. Liderliğin kültürel-sembolik gücü: Liderin kurumun amaçlarını, temel değerlerini ve
anlamını açıklayabilme yeterliğine dayanır. Sembolik bakıĢ açısı adet, sembol, tören ve Ģifrelerin,
tasarlanmasını, düzenlenmesini, kutlanmasını ve modelleĢtirilmesini içerir.

2. Liderliğin eğitsel gücü: Liderin geliĢim, öğrenme kuramları, sosyalleĢme, vatandaĢlık ve


öğretim programının çerçevesi belirleme konularındaki yetiĢme düzeyine dayanır.

3. Liderliğin insan boyutuna iliĢkin gücü: Ġlgilenme, güven, yetki verme, uzlaĢma, ideallere
ulaĢma, insan potansiyelini anlama kavramlarıyla açıklanabilir.

4. Liderliğin teknik gücü: Örgütsel yapı, politikalar ve programlar konusundaki gerçekçi


yaklaĢımlar olarak ifade edilebilir.

TARTIġMA SORULARI
1. GiriĢimcilikte liderlik özellikleri önemli midir? Açıklayınız.
2. GiriĢimciliği destekleyen ya da kolaylaĢtıran hangi kiĢilik özellikleri olabilir? Liderliğin payı
ne kadardır?.
BÖLÜM 9: BAġARILI GĠRĠġĠMCĠLĠK ÖYKÜLERĠ
BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aĢağıdaki konularda bilgi sahibi olmanız
amaçlanmaktadır:
 BaĢarılı giriĢimcilerin kritik baĢarı faktörleri
 GiriĢimcilikte baĢarılı olan iĢadamlarının hayat hikâyelerinde yola çıkarak ortak
yönlerin ortaya çıkarılması.

9.1. GĠRĠġĠMCĠ VE GĠRĠġĠMCĠLĠK


GiriĢimcilik; yaĢadığımız çevrenin yarattığı fırsatları sezme, o sezgilerden düĢler üretme, düĢleri
projelere dönüĢtürme, projeleri yaĢama taĢıma ve zenginlik üreterek insan yaĢamını kolaylaĢtırma
becerisine sahip olmaktır. GiriĢimcinin zenginlik üretirken üç temel kaynağı vardır: Kendi enerjisi
ve gücü, eriĢebildiği sermaye ve iliĢki kurduğu insanlar.
GiriĢimciliği etkileyen faktörleri, giriĢimciye bağlı faktörler ve çevresel faktörler olarak ikiye
ayırabiliriz. GiriĢimciye bağlı faktörler, giriĢimci adayının eksikliklerin olduğu yerlerdeki potansiyel
iĢ fikirleri algılaması, bunu iĢe çevirecek beceriye sahip olması, riskleri alarak giriĢimde

54
bulunabilmesidir. Çevresel faktörler ise, engellerin az olması, kaynakların var olması ve var olan
kaynaklara eriĢimin kolay olması olarak belirtebiliriz.

TÜSĠAD giriĢimciyi, bilinenleri en iyi yapan ve hünerlerine aklını da katan, olağan ve olağan dıĢı
koĢullarda iĢgücü ve sermaye kaynaklarını verimli bir biçimde kullanacak önlemleri düĢünen,
analiz eden, planlayan, yürürlüğe koyan, uygulayan ve sonuçlarını denetleyebilen kiĢi yaratıcı
giriĢimcidir diye tanımlamaktadır.
Literatürlerde baĢarılı giriĢimciler için birçok özellik tanımlanmaktadır. Genel anlamda baĢarılı
giriĢimciler, kendini iyi tanıyan, risk almayı seven, yeniliklerin peĢinde koĢan, yaratıcı, özgüvenleri
tam, sabırlı, bilgi sahibi, baĢarma arzusuna sahip, insanları motive etme kabiliyetine sahip olmaları
gibi özellikleri taĢırlar.

GiriĢimci kiĢi, giriĢimde bulunmadan önce insan kaynakları, halkla iliĢkiler, muhasebe ve
finansman, yönetim, kurumsallaĢma, pazarlama, know-how ve patent, dıĢ iliĢkiler konularında
bilgi sahibi olmalıdır.

9.2. GĠRĠġĠMCĠLĠK RUHU

KiĢide giriĢimcilik ruhu genetik olarak var olabileceği gibi, ailenin, çevrenin ve eğitimin de
giriĢimcilik ruhunun geliĢmesi için çok önemli etkenler olduğunu belirtmek gerekir.

55
ġekil 1.1: GiriĢimciliğin GeliĢmesinde Hayat Tarihi Modeli (ErdoğmuĢ, 2000)

GiriĢimci bir kiĢilik için; kiĢi kafasındaki projelerini gerçekleĢtirmek için baĢlama cesaretine sahip
olmalı ve baĢarılı olma arzusunu her zaman koruyup pes etmemelidir. GiriĢimci kiĢiliğin
oluĢumunda ailenin kültürü, ailedeki bireylerin birbirlerine davranıĢları, ailede giriĢimci olup
olmaması bireydeki giriĢimcilik ruhunun geliĢmesine kısıtlayıcı ve teĢvik edici etki yapabilmektedir.

9.3. GĠRĠġĠMCĠNĠN KARĠYER PLANLAMASI


GiriĢimci adayı kariyer planını yaparken; yönünü geleceğe çevirmeli, dıĢarıdaki değiĢim ve
geliĢmelere duyarlı olmalıdır. Ayrıca bulunacağı giriĢimlerdeki baĢarısızlıkları da gözönüne
almalıdır. Yönetim DanıĢmanı Melih Arat baĢarılı birçok giriĢimcinin ilk yaptıkları iĢlerden
baĢarısız olduklarını, giriĢimci adaylarının da baĢarısızlığı göz önüne alarak ama pes etmeden
çalıĢmaları gerektiğini belirtmektedir.

Üniversite öğrencilerine yönelik olarak yaptığım giriĢimcilik araĢtırmasında, öğrencilerin %


57‟sinin giriĢimci olmak istedikleri, % 30‟unun iyi bir Ģirkete üst düzey yönetici olmak istediklerini
belirtmiĢlerdir.

9.4. GĠRĠġĠMCĠNĠN TOPLUM ĠÇĠN ÖNEMĠ VE TOPLUMSAL MĠSYONU

GiriĢimcilerin bulundukları topluma karĢı çok önemli misyonları vardır. Bunları kısaca Ģöyle
sıralayabiliriz :

1. Az geliĢmiĢ ülkelerde en önemli sorunlardan biri iĢsizliktir. ĠĢsizlik ürün/hizmet


üretimi için yeni yatırımların yapılmaması sonucunda doğar. ĠĢsizlikten kurtulmanın en

56
etkin yolu, kiĢilerin kendi iĢlerini kurmalarıdır. GiriĢimci sayısı ne kadar artarsa, istihdam
oranı da artar.

2. GiriĢimci sayısının artması ile toplumsal refah düzeyi, insanların hayat standartları da
yükselecektir. GiriĢimcilikte asıl amacın, daha çok para kazanmak olarak düĢünülse de,
para sadece bütünün bir parçasıdır. Asıl amaç toplumsal yaĢam kalitesini artırmaktır.

3. GiriĢimciler hem bilim ve teknolojiyi kullanarak, hem de bu alanlara kaynak aktararak


bilim ve teknolojinin geliĢmesine ön ayak olurlar.

4. GiriĢimciler yurtdıĢında, kendi ülkelerinin reklamını yaparlar.

5. GiriĢimciler kullanılmayan potansiyelleri kullanarak, bunların atıl olmalarını önlerler.


Örneğin; turistik bölgelerde insanların evlerini pansiyon olarak kullanmaları

9.5. ÜLKEMĠZDEN BAġARILI GĠRĠġĠMCĠ ÖRNEKLERĠ

Yapılan çalıĢmalarda, ülkemizde baĢarılı olmuĢ iĢadamlarının hayat hikayelerinin incelenmesi de


bize önemli ip uçları vermektedir. Bu iĢadamlarının bir kısmı hayat hikayelerini
kitaplaĢtırmıĢlardır.

Çizelge 1. GiriĢimci ĠĢadamları ve Otobiyografileri

GiriĢimci ĠĢadamı Kitabın Adı

Vehbi Koç Hayat Hikayem

Sakıp Sabancı ĠĢte Hayatım

Nejat EczacıbaĢı KuĢaktan KuĢağa

Fevzi Akkaya Ömrümüzün Kilometre TaĢları

Selçuk YaĢar Hayatım

ĠĢadamlarının otobiyografileri incelendiği zaman, çocukluk ve yetiĢme dönemleri ve iĢ hayatındaki


deneyimleri üzerinde durulduğu görülmektedir. Hemen hemen tüm otobiyografilerin baĢlangıç
kısımlarında aile ortamı, çocukluk ve gençlik yılları, eğitim hayatı gibi demografik sayılabilecek
bilgi ve anılar yer almaktadır. Otobiyografilerde geniĢ bir bölüm de iĢ hayatına ayrılmaktadır.
Kitapların son bölümleri de yazarların sosyal sorumluluk bağlamındaki iĢlerini içermektedir.

BaĢarılı GiriĢimcilerin Hayatlarından Örnekler

YetiĢme Ortamı

57
Kariyer geliĢiminde ailenin önemli bir etkisi vardır. Bu etki birkaç alanda oldukça belirgindir.
Ailenin çocuklarının kariyerlerinin seçiminde etkili olduğu en önemli alanlardan birisi, ailenin
sosyal yapı içindeki yeridir. Sosyal yapı içindeki yer, ailenin çocuklarını yetiĢtirmeleri ve onları
geleceğe hazırlamaları için gerekli finansal kaynaklara ulaĢma derecelerini belirler. Çocukların
sosyalleĢme sürecinin ailede baĢlaması ve çocuğun yetiĢtiği aile ortamının sonraki hayatındaki
etkisi dolayısıyla; giriĢimci iĢadamlarının yetiĢme ortamını kısaca tartıĢmakta yarar görülmektedir.

Otobiyografilerde, Sabancı ve YaĢar çocukluk dönemlerini ve ailelerini oldukça uzun


anlatmaktadır. Ġki iĢadamı da kendileri ve aileleri merkezde olmak üzere, yetiĢme dönemlerinde
içinde bulundukları çevre hakkında da bilgiler sunmaktadırlar. EczacıbaĢı da çocukluk yılları ve
ailesi hakkında detaylı bilgiler vermektedir; fakat önceki iki iĢadamına göre, içinde bulunduğu
çevreyi daha fazla tanıtmaktadır. Ayrıca, EczacıbaĢı, Almanya‟daki lisans ve lisansüstü eğitimi
çevresinde o dönemi de uzun uzun anlatmaktadır. Koç, çocukluk dönemini ve o dönemde içinde
bulunduğu ortamı kısaca tanıtmaktadır. Akkaya ise ailesi ve çocukluk döneminden hemen hemen
hiç bahsetmemekte; üniversite yıllarını ve okulunu daha detaylı olarak anlatmaktadır.
Otobiyografilerdeki bu bilgilerden hareketle iĢadamlarının yetiĢme ortamlarıyla ilgili bazı sonuçlara
ulaĢmak mümkün gözükmektedir.

ĠĢadamları, eğitim düzeyleri açısından incelendiği zaman; Koç ve Sabancı lise terk iken; Akkaya ve
YaĢar üniversite mezunu, EczacıbaĢı ise doktora derecesine sahiptir. Akkaya mühendis, YaĢar
iktisat mezunu, EczacıbaĢı ise kimya alanında lisans ve lisansüstü eğitimini tamamlamıĢtır. Devam
edilen yüksek öğretim programının türü, iĢadamlarının iĢ hayatlarını etkilediği, her birinin aldığı
eğitimle ilgili bir alanda iĢ hayatına devam ettiği görülmektedir. Kimya eğitimi alan EczacıbaĢı ilaç
ve temizlik malzemeleri; Mühendislik eğitimi alan Akkaya inĢaat iĢleri; ekonomi eğitimi alan YaĢar
ise boya ve gıda alanında geliĢmiĢtir. Akkaya dıĢında, diğer iki iĢ adamının faaliyet alanını eğitim
yanında, ailenin daha önce yaptığı iĢ de etkilemiĢ olabilir. Çünkü, EczacıbaĢı‟nın babası eczacı,
YaĢar‟ın babası da boya ticaretiyle uğraĢmaktaydı. Her ne kadar Koç ve Sabancı lise terk olsalar da
eğitim çağlarında içinde bulundukları ortam dikkate alındığında aldıkları okul eğitimi o döneme
göre yüksek sayılabilir.

Çocukluk dönemi ailenin çocuklara etkisi açısından incelendiği zaman, iĢadamlarından Sakıp
Sabancı ile Selçuk YaĢar‟ın çocukluk dönemleri arasında bir benzerlik görülmektedir. Ġkisinin
babası da, çalıĢma tempoları farklı olmak kaydıyla, ticaretle uğraĢmakta, çocuklarını da iĢyerlerinde
yavaĢ yavaĢ çalıĢtırmaktadır. EczacıbaĢı, eğitim öğretim yıllarını ailesinden uzak geçirdiği için,
babası ticaretle uğraĢmasına rağmen, o yıllarda babasının yanında olmamıĢtır. Koç‟un babası, çok
kısa süreli ortaklığı dıĢında, ticaretle uğraĢmamıĢtır. Fakat Koç, diğer iĢadamlarından farklı olarak
baĢkalarının yanında değiĢik iĢlerde çalıĢmıĢtır. Ayrıca, Koç, dedesinin ticaret yaptığını, bazı

58
taahhüt iĢlerine girdiğini belirtmektedir. Akkaya‟nın otobiyografisinde bu konuda bilgi
bulunmamaktadır.

Çocukluk ve yetiĢme dönemlerinde, babaların çocuklarına karĢı tutumları bakımından


iĢadamlarının anlattıkları da ilginçtir. Vehbi Koç, babasının ticarete yatkın olmadığını bilmektedir.
15 yaĢında babasını ikna ederek ilk ticari faaliyetlerine baĢlamıĢ, daha sonra iĢi babasından
devralmıĢtır. Sabancı ve YaĢar ise babalarını hayranlıkla takip eden, babalarının kurup büyütmeye
çalıĢtıkları kendi iĢyerlerinde iĢi öğrenmeye çalıĢmıĢtır. EczacıbaĢı, uzak görüĢlü, fakat otoriter bir
babanın çocuğu olarak disiplinli bir aile ve eğitim hayatına sahiptir, ancak, babasının iĢine devam
etmeyi düĢünmemiĢtir. Bu konuda da Akkaya‟nın otobiyografisinde bilgiye rastlanmamıĢtır.

Kariyer Seçimi

Kariyer seçimi sürecinde Koç için hangi iĢi yapacağı önemli bir sorundu ve Koç bu sorunu aĢmak
için kendisine uygun bir iĢ arayıĢına girmiĢtir. Ġlgi, değer ve kabiliyetlerine uygun bir iĢe baĢlamak
arzusunda olan Koç, deneme yanılma ve gözlemleri yoluyla kendisine uygun bir iĢ aramıĢtır.
Ankara‟da beĢ katlı bir mağaza açarak esnaf olmak istemiĢ ve bu konuda çok ısrar etmiĢtir.
Okuldan ayrıldıktan sonra, babasının arkadaĢlarıyla bir süre yaptığı buğday ticaretine baĢlamıĢtır.
Bu ticareti görüp basit bulduğu için hoĢuna gitmemiĢtir. Babasının bacanağının manifatura
dükkanında staj yapmıĢ, iĢi beğenmiĢ, fakat çok para gerektirdiği için onu da yapamamıĢtır.
Sonunda, o yıllarda her dükkan açan Türk gibi bakkallık ile iĢe baĢlamıĢtır.

Sakıp Sabancı, pamuk alımında babasına yardım ederek iĢe yavaĢ yavaĢ baĢlamıĢtır. Bir
müsamerede aldığı rolün etkisiyle olacak, küçükken doktor olmak istemiĢtir. Sinema sevgisi
kabarınca 15-16 yaĢlarında artist olmayı düĢünmüĢ; 18 yaĢlarında pilot olmayı istemiĢ fakat
babasını razı edememiĢtir. Okul yıllarında Çırçır fabrikası ve Akbank‟ta çalıĢmaya baĢlayan
Sabancı‟nın iĢ konusunda bilinçli bir tercih yaptığını söylemek zordur. Sabancı, ilk gençlik
yıllarında iĢ kaygısı olmadığı için hoĢlandığı alanlarda iĢler yapmıĢtır. Zamanla, babasının
büyütmeye baĢladığı iĢlerde görev almak ve daha sonra onların baĢına geçmek Sabancı‟nın
kariyerinde ana çizgi olmuĢtur.

Nejat EczacıbaĢı, kariyer seçim süreci en ilginç iĢadamlarından birisidir. Gerek çocukluk yılları,
gerekse eğitim yılları oldukça düzenli ve planlı bir biçimde geliĢmiĢtir.. Meslek seçiminde ilk
tercihi tıp olmasına rağmen; soyadına giden bir geleneğin etkisiyle yüksek öğrenim için
kimyagerliği, kimyada da tıbba en yakın alan olan biyokimya dalında uzmanlaĢmayı seçmiĢtir. Tıp
alanını tüm uğraĢı dallarının hemen hemen tüm çekici yanlarını kendisinde toplayan bir meslek
olarak görmüĢtür: eğitimcilik, yöneticilik, araĢtırmacılık, insanlara yardım, toplumdaki saygınlığı bu
meslekte gördüğü olumlu özellikler. Tıbba olan ilgisi çocukluk yıllarında komĢularının

59
çoğunluğunun tanınmıĢ doktor olmasından da kaynaklanabilir. Kimya öğrenimine karar veren
EczacıbaĢı, liseden sonra üniversiteye devam etmiĢtir. Üniversite öğrenimini Dünyaca ünlü
Heidelberg Üniversitesinde yapmıĢ, daha sonra Chicago üniversitesine bir yıllığına gitmiĢ ve son
olarak Berlin Üniversitesinde Kimya doktorasını tamamlamıĢtır.

Fevzi Akkaya, ortaokuldan sonra arkadaĢları Ticaret Mektebine kaydolduğu zaman açıkta kaldığını
farketmiĢ, bir arkadaĢından mühendislik mektebi olduğunu öğrenince düĢünmeden buraya kaydını
yaptırmıĢtır. Akkaya için mühendislik tesadüfi bir seçim gibi görünmesine rağmen; iĢ hayatı
incelendiği zaman baĢarılı bir mühendis portresiyle karĢılaĢılmaktadır.

Selçuk YaĢar, yüksek makine mühendisi olmak istemiĢ; fakat ekonomi profesörü olan dayısı
mühendisliğe girmesine engel olarak, ekonomi öğrenimine yönlendirmiĢtir. Yükseköğretime
Ġzmir‟de devam ederken babasına iĢinde yardımcı olmuĢtur. Okulda teori, dükkanda pratik yaptığı
için, bu durumun çok hoĢuna gittiğini belirtmektedir. Ailenin iĢini devam ettirmek ve büyütmek
YaĢar‟ın kariyer seçiminde ana kalkıĢ noktası olmuĢtur.

GiriĢimci ĠĢadamının YetiĢkinlik Deneyimleri

GiriĢimci iĢ adamlarının iĢ hayatına baĢladıkları dönemden sonraki hayat hikayelerini dört baĢlıkta
ele almak mümkündür. Bu baĢlıkları; iĢ hayatında ilk yıllar, geliĢme, kurumsallaĢma ve sosyal
sorumluluk olarak sıralayabiliriz.

ĠĢ hayatında Ġlk Yıllar

GiriĢimci olarak kariyere baĢlama yaĢı, geniĢ bir yaĢ dilimine dağılmıĢtır. Bu dilim ortalama 22 ile
55 arasında değiĢmektedir. GiriĢimciliğe baĢlamadaki yaĢ farkı Türk giriĢimciler için de geçerlidir.
Türk giriĢimciler arasında sorumlu olarak en erken iĢ hayatına baĢlayan Vehbi Koç‟tur. Daha
sonra Sabancı ve YaĢar gelmektedir. EczacıbaĢı ve Akkaya yüksek öğrenim gördükleri için daha
geç iĢ hayatına atılmıĢlardır.

Vehbi Koç‟un iĢ hayatında ilk yıllarda yaptığı iĢler oldukça çeĢitlidir: Bakkaliye, hırdavat,
köselecilik, yapı malzemesi, mağazacılık, boru fabrikası, gaz ve benzin acenteliği, inĢaat
müteahhitliği, otomobil acenteliği, oksijen fabrikası. Bu giriĢimlerin tamamında iĢletmenin
kurucusu Vehbi Koç‟tur.

Sakıp Sabancı iĢ hayatına kendi iĢletmelerinde alt kademelerden baĢlayarak kısa sürede önemli
görevlere gelmiĢtir. Alt kademelerde baĢlamasının nedeni, iĢleri öğrenmek olduğu görülmektedir.
Sabancı‟nın yaptığı iĢler ise un fabrikasında veznedarlık ve muhasebe, un fabrikasında ticaret
müdürlüğü, Bossa‟ da umum müdür muavinliği, Bossa‟ da umum müdürlük olarak sayılabilir.
Selçuk YaĢar da Sabancı gibi kendi iĢletmelerinde, babasının dükkanında iĢe baĢlamıĢtır.

60
Dükkanlarının yanmasından sonra babasıyla sünger ihracatı iĢine giriĢmiĢler, askerlikten sonra da
boya fabrikasını kurarak ticaretten sanayiciliğe geçmiĢlerdir.

Nejat EczacıbaĢı doktorasını tamamladıktan sonra babasının iĢine devam etmek yerine aldığı
eğitimi kullanabileceği alanlarda küçük yatırımlarla iĢ hayatına atılmıĢtır. Yaptığı baĢlangıç iĢleri;
balık yağı üretimi, çocuk maması imalatı, askerlik sırasında elektrolit bakır imalatı ve mobilyacılık
olarak sıralanabilir. Aldığı eğitime uygun bir alanda iĢ hayatına atılan Feyzi Akkaya ise kamuda,
Yollar Umum Müdürlüğü Köprüler dairesinde devlet memurluğu ile baĢladığı iĢ hayatına,
Macaristan‟da staj ve özel sektörde Seferha ĠnĢaat Kolektif ġirketinde devam etmiĢtir.

GeliĢme

Büyük sanayi devleri birikimlerini ticaretten kazanmıĢlardı. Bu durumun bazı farklılıklar olmasına
rağmen Türk iĢadamları için de büyük ölçüde geçerli olduğu söylenebilir. EczacıbaĢı doğrudan
sanayiye geçerken, Koç, Sabancı ve YaĢar ticaretten sanayiye geçmiĢtir. Akkaya ise farklı bir
alanda, inĢaat alanında iĢ hayatına baĢlayarak, yine bu alanda devam etmiĢtir. Sanayiciliğe geçiĢ iĢ
adamları için önemli bir rol değiĢimi olmuĢtur. ĠĢadamlarının sanayiciliğe baĢlama zamanları ve
nedenleri farklılık göstermektedir.

Vehbi Koç 1946‟da ilk Amerika seyahati sonrasında tüccarlıktan sanayiciliğe geçiĢ yapmıĢtır.
Sabancı, babası hayatta iken aile zaten sanayiciliğe baĢlamıĢtır. Sabancı için asıl rol değiĢikliği ve
geliĢme grubun yönetimini üstlenmiĢ olmasıdır. Sakıp Sabancı, babasının vefatıyla birlikte grup
içinde öne çıkmıĢ, sorumluluğu artmıĢtır. Sabancı var olan sanayi tesislerini büyütmek ve
yabancılarla ortaklığa girmek suretiyle sanayicilikte önemli mesafeler almıĢtır.

Nejat EczacıbaĢı ticaret geçmiĢi olmadan sanayiciliğe baĢlamıĢtır. EczacıbaĢı Türkiye‟nin ilk ilaç
fabrikasını kurarak sanayicilikte önemli bir aĢamaya gelmiĢ ve diğer iĢadamlarına göre, daha dar
bir alanda büyümeye devam etmiĢtir. Feyzi Akkaya‟nın Sezai TürkeĢ‟le baĢlayan iĢ arkadaĢlığı,
kurumsal bir çatı altında olmadan uzun yıllar devam etmiĢtir. Akkaya‟nın TürkeĢ‟le birlikte devlete
iĢ yapmaya baĢlaması kariyerinde geliĢme döneminin baĢlaması olarak nitelendirilebilir. Selçuk
YaĢar ise, bir müddet ticaretin içinde bulunmuĢ, daha sonra da yabancı olmadıkları boya alanında
sanayiciliğe baĢlamıĢtır.

Sabancı ve YaĢar, yöneticilikten giriĢimciliğe; EczacıbaĢı ve Akkaya uzmanlıktan giriĢimciliğe; Koç


ise diğer iĢadamlarından farklı olarak giriĢimcilikten yöneticiliğe doğru bir rol geçiĢi yaĢamıĢtır.
Yeni rollerine Sabancı ve YaĢar daha kolay uyum sağlarken, EczacıbaĢı ve Akkaya yeni rolü çok
isteyerek değil, uzmanlıklarını kullanabildikleri ölçüde benimsemiĢtir. GeliĢme döneminde
iĢadamlarının giriĢimcilik özellikleri iyice belirgin bir hale gelmiĢtir.

61
ĠĢ adamları, geliĢmelerinde ve baĢarılarında etkili olan faktörler konusunda Ģu görüĢleri ileri
sürmektedir. Vehbi Koç‟a göre, yeni bir iĢe girmeden önce konuyu iyice incelemek ve o iĢten
anlayan bir veya birkaç kiĢiyi yanına alarak birlikte çalıĢmaktır. BaĢkalarının tecrübelerinden
yararlanmayı önemseyen Koç, yurtdıĢı seyahatinin ticari gözün değiĢmesine, akla yeni fikirlerin
gelmesine neden olduğunu belirtmektedir. Sakıp Sabancı herkesin iyi bildiği iĢi yapması gerektiğini
ve baĢarıda ailenin payını vurgulamıĢtır. Nejat EczacıbaĢı, giriĢimcilik ve iĢ yöneticiliğinin ayrı ayrı
Ģeyler olduğunu belirterek, bir iĢin temeli ne kadar sağlam kurulursa kurulsun yakından takip
edilmediğinde iĢten hayır gelmediğini ifade etmektedir. Bir mühendis olarak Fevzi Akkaya,
baĢarıda, iĢleri termin tarihinden önce bitirmek ve Ģartnamede öngörülen kalitede yapmanın
öneminden bahsetmektedir. Selçuk YaĢar ise, aile Ģirketlerinin baĢarısı ve devamında aile
üyelerinin önemli sorumlulukları olduğunu vurgulamaktadır.

Kurumsallaşma

Ayrıca, Ģirketlerin büyümesi aĢamasında getirisinin daha fazla olması nedeniyle, verimliliğin
artırılması yerine yeni alanlara girmek tercih edilmiĢtir. Rekabetin artması ve kanunların zorlaması
ile verimliliğe önem vermek zorunluluğu ortaya çıkmıĢtır.

Sabancı‟ya göre sanayileĢmenin ilk döneminde sermayedar-müteĢebbis- yönetici aynı kiĢi iken;
daha sonra sermaye-müteĢebbis aynı, yönetici ayrı kiĢi olmaya baĢlamıĢtır. ġirketlerin daha da
geliĢebilmeleri için devamlılığın temel Ģartı olarak bunları kurumsallaĢtırmak gerektiğine
inanmıĢtır. Babasının ölümünden sonra, Koç Holding örneğinden de yararlanarak, Sabancı
Holding 1967‟de kurulmuĢtur. EczacıbaĢı da güçlü olduğu alanlarda yeni giriĢimlere baĢlamadan
önce bütün kuruluĢları bir holding çatısı altında toplamaya karar vererek, 1970 yılında EczacıbaĢı
Holding‟i kurmuĢtur. STFA bünyesindeki Ģirket sayısı artması ve kurucuların da iyice yaĢlanması
nedeniyle, bütün Ģirketleri bir çatı altında toplamak amacıyla, 1975‟te STFA Holding kurulmuĢtur.
Tüsiad kurulduğunda YaĢar Holding‟in varolduğu düĢünülürse, YaĢar Holding‟in 1971 veya daha
önce kurulmuĢ olması gerekir.

TARTIġMA SORULARI

5- GiriĢimcilikte baĢarılı olmuĢ iĢadamlarının hayat öykülerinden birini okuyarak hangi


faktörlerin önemli olduğunu tartıĢınız.

6- GiriĢimcilikte baĢarı için gerekli faktörleri belirlemek mümkün müdür?

62
BÖLÜM 10: GĠRĠġĠMCĠLĠK AĞI
BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aşağıdaki konularda bilgi sahibi olmanız
amaçlanmaktadır:
 Girişimcilerin ortaya çıkmasında etkili olan sosyal faktörler,
 Girişimciliğin gelişmesi için uygun ortamın oluşması,
 Girişimciliğin sosyal boyutları

63
10. 1. GĠRĠġĠMCĠLĠK AĞI

GiriĢimci kavramı literatüre, kapitalist üretim sürecine girilmesiyle birlikte girmiĢ ve bugünkü
anlamını bulmuĢtur. GiriĢimci feodal yapıdan, endüstri toplumuna geçiĢte, toplumun dinamiğini
oluĢturan itici güç olmuĢtur. Kısaca giriĢimciyi üretim faktörlerini bir araya getirerek iktisadi mal ve
hizmet üretimi için gerekli giriĢimi baĢlatan; ayrıca üretim için gerekli finansman kaynaklarını ve
üretimin değerlendirileceği pazarları bulan kiĢiler olarak tanımlayabiliriz.

GiriĢimci, risklere atılmaz. Zira o bir kumarbaz değildir. Cesaretli, fakat aynı zamanda dikkatli
hareket eder. Bağımsız olması, kendini güven altında hissedebileceği baĢka bir iĢte olmasından, emir
altında çalıĢmaktan daha önemlidir. BaĢarılı olabilmek için olağanüstü bir çaba harcar. Finansal
çıkarlar, yalnız kâr güdüsü ile davranmak (moda deyimiyle köĢe dönmek) amacıyla risk almaz.
Kendine özgü bir Ģeyler gerçekleĢtirmek ve gerçekleĢtirdiğiyle anılmak isteğinde olan kiĢidir. O
ekonomik değerler yaratan bir sanatçıdır. Kâr, yarattığı ekonomik değerlere iliĢkin bir baĢarı
göstergesi olarak önemlidir.

BaĢarılı bir giriĢimci kararlıdır. Sorunları olduğu gibi kabullenmek yerine çözüm yolları arar ve karar
vermekten çekinmez. Karar verdikten sonra sonuca ulaĢmak için gayret eder ve hedefe ulaĢmaya
çalıĢır. Bunun için gerekli çabayı gösterir, bilenleri dinlemesini, bilmediğini öğrenmesini bilir.

BaĢarılı bir giriĢimci çok yönlüdür. ĠĢletme fonksiyonlarının yerine getirilmesinde belirli sınırlar
içinde kalmaktansa o iĢletme yönetiminde otorite olmayı ve her konuda kendini geliĢtirmeyi baĢarılı
bir giriĢimciliğin temel Ģartları olarak kabul eder ve buna ulaĢmak için çalıĢır.

Görüldüğü gibi giriĢimci bazı nitelikleri, davranıĢları ve olaylara bakıĢ açısıyla diğer insanlardan
ayrılıyor. Bu nitelikleri sıralayacak olursak;

• GiriĢkenlik,

• Güçlü ikna yeteneği,

• Üstüne risk alabilme,,

• Esneklik,

• Yaratıcılık,

• Bağımsızlık,

• Sorunları ivedilikle çözebilme,

• BaĢarma gereksinimi,

• Hayal gücü,

64
• BaĢkalarının kaderlerini yönetebileceğine dair güçlü bir inanç,

• Liderlik yeteneği,

• Çok çalıĢma.

BaĢarılı bir giriĢimciyi diğer insanlardan ayıran özellikler nelerdir?

Hatırlayacağımız gibi Maslow'un "ihtiyaçlar hiyerarĢisi" kuramında insan gereksinimleri;

• Fizyolojik gereksinimler,

• Güvenlik gereksinimleri,

• Sosyal gereksinimler,

• Saygı görme gereksinimi,

• Kendini gerçekleĢtirme gereksinimi,

olmak üzere beĢ grupta toplanmıĢtı. Sırasıyla bir gereksinim karĢılanmadan, tatmin edilmeden bir
üst basamağın tatmin edilmesi kiĢi için çok anlamlı olmuyordu. Ġnsanlar için fizyolojik
gereksinimlerin (yemek, içmek, uyumak...) karĢılanması önceliklidir. Bunu kabul etmekle birlikte di-
ğer gereksinimler için aynı Ģeyi söylemek daha zordur. Bazı insanlar için kendini güvende hissetmek
öncelik taĢımakla birlikte, bazıları için saygı görme daha öncelikli olabilir. Kimileri toplum içinde
kendisine yüklenen rolden memnun olup, hatta memnunken, olmadığını düĢünmeden yaĢayıp
giderken; kimileri de bazı toplumsal değer ve kalıpları değiĢtirmeye çalıĢır.

KiĢisel bazda ele alırsak, bazıları risk almaktan çekinir, sorumluluk almak, ön plana çıkmaktansa
baĢkalarının emri altında çalıĢmayı yeğler. Bazıları da tam tersine bağımsız olmayı, hayal güçlerini
gerçeklerle bir noktada çakıĢtırıp yeni bir yol aramayı seçebilirler. Aslında toplumları
değiĢtirenlerde böyle insanlardır. Ġnsanın yaratıcı kapasitesi kendini en çok bilim ve sanat alanlarında
gösterir. GiriĢimci dediğimiz kiĢi bir bakıma bunları ekonomik yaĢama taĢıyan, artı değer yaratıp,
pastayı büyülten kiĢidir.

GiriĢimci nitelikleri doğuĢtan gelen birtakım özellikler midir? Yoksa aile ve çevrenin
etkisi var mı, özellikle eğitimle geliĢtirilip kazandırılabilir mi?

Bu sorunun yanıtı aslında her iki faktörün de etkili olacağı yönünde olacaktır. Yüzyılımızın baĢında
"yönetici" kavramı için de aynı soruların sorulduğu ve günümüzde bu konuda eğitim veren pek çok
okulun varlığı göz önüne alınırsa giriĢimci içinde yakın bir gelecekte eğitim verilebileceğini söylemek
çok da yanlıĢ olmayacaktır.

65
GiriĢimci faaliyetlerini bir Ģekil yardımıyla açıklarsak;

Ancak, bir giriĢimci tüm kiĢisel özelliklere sahip olsa da sosyo-ekonomik yapı, politik ve kültürel
çevre onun nitelik ve boyutlarını belirleyecektir. Örneğin; Leonardo Da Vinci bir sanatçı olmanın
yanı sıra matematikçi, mühendis ve bilim adamı olarak çağının çok ötesinde olmasına karĢın
teknolojinin o dönemde yeterince geliĢmemesi nedeniyle taslak düzeyinde kalan giriĢimlerde
bulunmuĢtur.

Benzer Ģekilde Hezarfen Ahmet Çelebi kanat takıp uçan ilk insan olmasına karĢın, içinde bulunduğu
sosyo-politik ortam bunu yeterince değerlendirememiĢ, onu önce sürgüne sonra da ölüme mahkum
ettirmiĢtir. Oysa bu tür bir giriĢimin teĢvik edilmesi birçok geliĢmeyi beraberinde getirecekti, ne
yazık ki bu görülememiĢtir.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Buradan bir giriĢimcinin doğru zamanda, doğru yerde olmasının da çok
önemli bir faktör olduğunu görüyoruz.

10. 2. SOSYAL BĠR OLGU OLARAK GĠRĠġĠMCĠLĠĞĠ ETKĠLEYEN FAKTÖRLER

Bazı insanlara baktığımızda diğerlerine göre çok daha fazla giriĢimci özelliğini taĢıdığını
görürüz. GiriĢimcilik olgusunu etkileyen önemli faktörler vardır. Bu faktörler aile, çevre ve
devletin değer yargılarından oluĢur. Ġnsanlar yaĢamlarının farklı safhalarında, farklı güdülerin
etkisiyle hareket ederler, çocukluktan baĢlayan bu süreç içinde dıĢ etkenlerin etkisiyle de giriĢimcilik
nitelikleri daha fazla ön plana çıkabilir.

GiriĢimciliği etkileyen faktörler çocukluktan baĢlayarak yetiĢkinlik döneminin sonuna kadar


kiĢinin geliĢimi üzerinde etkili olmaktadır.

66
Aile, çocuğun geleceğini sağlamaya, yaĢamına yön vermeye çalıĢır. Çocuğun aile içinde almıĢ olduğu
eğitim, görgü, ailesinin içinde bulunduğu ekonomik ve toplumsal sınıf, değerler onu yaĢamı
boyunca doğrudan etkiler. Çocuğun üretken alanlarda faaliyet göstermesi için teĢvik edilmesi
giriĢimci olabilmesi açısından olumlu bir etki yaratacaktır.

Az geliĢmiĢ toplumlarda, ata erkil aile yapısının görüldüğü tarımla uğraĢan kırsal kesimde; ailenin
etkisi, ana-babanın sıkı denetimi ve itaatin belirginleĢtiği bir ortamda gerçekleĢir. Yiyecek, giyecek
gibi temel maddeler evde üretilir, tarımsal faaliyet yapılır, kapalı ekonomik yaĢam sözkonusudur.
Bu tür aile yapısında yeniliklere açık, bireysel baĢarıyı hedefleyen, dinamik, üretken, risk alabilen
giriĢimci tipinin oluĢması daha zordur. Ancak aile yaĢadığı toplumun bir parçası olarak,
değiĢimlerden etkilenir.

Bu değiĢimde en önemli etkenlerden birisi teknolojik geliĢmelerdir. Teknolojik geliĢim temelde


insan gereksinimlerini gidermek, yaĢam Ģartlarını kolaylaĢtırmak gibi iĢlevleri yerine getiren
yöntemler olmakla birlikte, aile yapısındaki değiĢime ivme kazandıran bir etkisi de vardır.
Teknolojik geliĢme çalıĢma koĢullarını değiĢtirirken beraberinde bireylerin içinde çalıĢtıkları
fiziksel ve ekonomik koĢulları etkiler, iĢ süreçleri yaratır ve bu kaynakları bir araya getirir. Bireyleri
doğrudan etkileyen bu süreç değer yargıları ve düĢüncelerde de değiĢime neden olur. Doğal olarak
bu etki kısmen ya da aynen çocuğa yansır. Aile, çevre, teknolojik ortam çocuğun giriĢimcilik fikrine,
kavramına karĢı anlayıĢ ve değerlendirmesinde önemli rol oynar. Eğer aile içinde giriĢim ve
giriĢimcilik destekleniyorsa yeterli eğitim ve maddi olanaklarla birleĢtiğinde "giriĢimci" kültürü
daha da yerleĢecektir.

Toplumsal çevre giriĢimciliğin geliĢmesinde önemli bir etkendir. Ancak, giriĢimciyi soyut bir
kavram olarak algılamamak gerekir. Genellikle giriĢimciliğin yaygın olduğu batı toplumlarında
görülen; aile içinde ve eğitim aĢamasında bireyciliğin ön plana çıktığı bir "insan modeli"ni öbür
toplumlara yaygınlaĢtırmak yoluyla ekonomik ve teknolojik geliĢmenin gerçekleĢtirebileceği
düĢüncesi çok da doğru değildir.

GiriĢimciliğin geliĢmesinde etkili olan sosyal faktörler nelerdir?

Sosyal ve Politik Çevre

• GiriĢimcilik kültürü, siyasal ortamın elveriĢli olmadığı durumlarda da geliĢmeye devam


etmektedir. Gerçekte, bu eksiklikler giriĢimcilik kültürünü zenginleĢtiren unsurlar da olmuĢtur.
GiriĢimcilik, küçük ve orta boy iĢletmelerle ilgili pek çok etmen, toplumsal çevrenin giriĢimciliğe
ve KOBĠ'lere sağladığı destek tarafından belirlenmektedir.

Sosyal ve politik çevre giriĢimcilik kültürünü ne yönde etkiler?

67
Genellikle giriĢimcilik kapitalist etiğin bir uygulaması olarak görülür. Tarihsel geliĢim sürecine
baktığımızda ikisinin paralel ve destekler nitelikte olduğu gerçektir. Ancak Karl Marx Kapital' de
"iĢçinin bizatihi özgür bireyselliğinin ve aynı zamanda toplumsal üretimdeki geliĢmenin gerekli
bir koĢulu olarak kendi iĢini yapması"ndan söz etmesi, bugün ulaĢtığımız "bilgi toplumu";
giriĢimcinin ve giriĢimciliğin desteklenmesinin tek bir ideoloji ya da partinin tekelinde
olamayacağının birer göstergesidir.

GiriĢimci davranıĢlarını etkileyen ya da değiĢtiren bir diğer etmen piyasanın içinde bulunduğu
durumdur. Bir çok giriĢimci baĢlangıçta içinde bulunduğu Ģartlara uyum gösterebilmek, ayakta
kalabilmek için yoğun bir mücadele verirken, her piyasada çok da giriĢimci niteliklerine ihtiyaç
olmayabilir.

TARTIġMA SORULARI

1. GiriĢimciliğin sosyal boyutu denildiğinde ne anlaĢılabilir?

2. GiriĢimciliği destekleyen ya da kolaylaĢtıran hangi toplumsal özellikler olabilir? Örnekler


veriniz.

3. Bizim toplumumuz genel olarak giriĢimciliği nasıl karĢılamaktadır? TartıĢınız.

4. BaĢarılı giriĢimcilik için sosyal iliĢkilerin (tanıdıklar vs.) önemini ve sağlayabileceği avantajları
kısaca özetleyiniz.

BÖLÜM 11: ĠMTĠYAZ HAKKI (FRANCHISING)

68
BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aĢağıdaki konularda bilgi sahibi olmanız
amaçlanmaktadır:
 Ġmtiyaz hakkı kavramının anlamı
 Ġmtiyaz hakkının Türkiye ve Dünyada GeliĢimi
 Ġmtiyaz hakkının Hukuki yönü ve;
 Uygulamadan örnekler

11. FRANCHISING ĠġLEMLERĠ


11.1. TANIM ve AÇIKLAMALAR
Dilimizde tam karĢılığı olmamakla birlikte “münhasır satıĢ ve servis imtiyazı”, “isim ve iĢletme
hakkını kullanma” Ģeklinde kullanılmaktadır ancak bu da yetersiz kalmaktadır. Belli bir ürün,
hizmet veya yöntem üzerinde hak sahibi bulunan ana firma bunu bir sözleĢme ile franchise alana
satmakta ve bu kiĢi veya kuruluĢ ana firmanın tanınmıĢlığından yararlanarak geniĢ kitlelere
yayılmakta ve rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Franchise veren ana kuruluĢ ise, ürünlerini daha az
masrafla geniĢ tüketici kitlesine ulaĢtırmaktadır. Günümüzde hemen her endüstride uygulama
alanı bulmuĢtur. Türkiye‟ de baĢta fast-food olmak üzere birçok sektörde uygulanmaktadır.
Franchise alan için en büyük sorun, ücret ve karın paylaĢımıyla serbestliğin kısıtlanmasıdır.
Franchise veren açısından ise, anlaĢmazlık olasılığı ve yine karın paylaĢımıdır. Avantajları ise;
Franchise alan hazır mal ve hizmet elde ediyor, büyüme fırsatları yakalıyor, piyasaya giriĢ kolaylığı
elde ediyor ve iĢi öğrenme fırsatına sahip oluyor. Franchise veren açısından sağladığı avantajlar ise,
birden fazla sermaye kaynağına sahip olma ve kontrol altında büyüme fırsatı elde etmesi
sayılabilir.

Sanayi devrimiyle birlikte teknolojinin ilerlemesi, ulaĢım imkânlarının geliĢmesi, aynı türden mal
ve hizmet üreten iĢletmelerin sayılarının artmasıyla tüketicilerin tercih edebilecekleri seçenekler
artmıĢtır. ĠĢletmeler önceleri dağıtımı kendileri yaparlarken, mamül ve hizmetlere farklı
bölgelerden talebin olmasıyla birlikte, mal oluĢ fayda analizleri yaparak en ekonomik dağıtım
yönteminin nasıl olabileceğini bulmaya baĢlamıĢlardır. Uzaktaki bölgelere dağıtım maliyetlerinin
fazla olması, bölgeyi iyi bilmemeleri nedenleriyle bölgesel aracılardan yararlanmıĢlardır. Kitlesel
üretim sonucu ortaya çıkan bayiler, distribütörler, acentalar aracılığıyla mamüllerinin dağıtımını
yapan iĢletmeler 1960‟ lara gelindiğinde, bir iĢletmenin baĢarılı olmasını sağlayan iĢletme
yöntemlerini kullanma hakkını karĢı tarafa vermesi anlamında kullanılan franchising
yönteminden yararlanmaya baĢlamıĢlardır.

69
Ekonomi Sözlüğü‟nde, yapılan tanıma göre franchising “bir ürün ya da hizmet üzerinde imtiyaz
hakkı olan özel ya da tüzel kiĢinin, bir baĢka üretici ya da tacire bu ürün veya hizmeti belirli bir
bölge ve süre ile sınırlı olmak üzere üretmek ya da satmak hakkını, bir bedel karĢılığında
vermesidir.”

Franchising bir iĢletme türü olmadığı gibi, hukuksal anlamda bir örgütlenme biçimi de değildir.
Belirli bir faaliyette kullanmak için hakların franchise edilerek bir iĢin yapılmasıdır. Ortak veya
franchisor, diğer bir müteĢebbis ile sözleĢme yapar, sonra sözleĢme hayatta kaldığı sürece, belli
bir iĢte, sözleĢmeden kaynaklanan haklar kullanılmaya devam edilir. Yalnız bu anlaĢmada
imtiyazı alan firma (franchisee);
1- Elde ettiği imtiyaz için bir bedel ödemeli
2- SözleĢme geçerli olduğu sürece franchiseenin hakları korunmalıdır.
Yapılan diğer bir tanıma göre ise “Franchising, bir ana iĢletmenin (franchisor) belirlediği süre ve
koĢullarda, pazarda denenmiĢ ve kabul görmüĢ bir ürünün, veya bir hizmetin bağımsız bir
firmaya (franchise) isim hakkı ile birlikte bilgi, teknoloji ve iĢletmenin yönetsel faaliyetlerinde
tanıdığı imtiyazlardır”. Franchisingde franchisor ve franchise olarak anılan iki taraf
bulunmaktadır. Franchisor, kendi alanında baĢarılı olmuĢ, belirli bir kalite standardına sahip,
tanınmıĢ bir markadaki mamul ya da hizmetin, iĢletme hizmetinin sahibidir. Taraflar arasında
iliĢki, franchisorun, mallarını ülke çapında ve ülkelerarası bir pazarda üretme ve satma isteği
baĢlatmaktadır. Bu yolla yabancı pazarlara girmek isteyen ana iĢletmeler hiçbir maddi yatırım
yapmadan, kendi isimlerini kullandırarak iĢyerlerini oluĢturmaktadırlar. Ġsim kullandırma yoluyla,
çeĢitli ülkelerde faaliyette bulunmak, uluslararasılaĢma ve küreselleĢme sürecinin getirdiği
“sembol ekonomisinin” bir sonucudur.

Özellikle 1950‟lerde franchising‟de büyük bir patlama yaĢanmıĢtır. Bu patlama, “ĠĢletme Sistemi
Franchising”i olarak bilinen ikinci kuĢak franchise‟a bağlanmaktadır. Bu sistem, “franchise”
hakkı kullandıran firmanın sınırlı riskle hızla büyüme avantajını yakaladığı, hakkı kullanan
firmanın ise daha baĢından kendini ispatlamıĢ bir iĢletme sistemini satın aldığı bir yöntem olarak
tanımlanmıĢtır.

Franchising‟in üç unsuru bulunmaktadır :


 Franchising en az iki iĢletme tarafından sürekli bir iliĢki için oluĢturulur,

70
 Ayrıcalığı veren ile alan arasında, yüküm ve sorumlulukların açıkça belirlendiği bir
sözleĢme bulunmaktadır AnlaĢmada franchisor, franchisee‟ye göre daha güçlü görülmektedir. Ve
yaptırım gücü bulunmaktadır,

 AnlaĢmada franchisor‟un ismi ile faaliyet gösterir.

Franchising en hızlı büyüyen Pazar stratejisidir. Doğu Avrupa, Rusya‟da kurulan yeni
Cumhuriyetler ve Çin‟de ortaya çıkan yeni pazarlar franchisingler için çok cazip pazarlardır. Mc
Donalds‟ın Moskova‟da açtığı ilk fast food restorantı bütün dünyada konuĢulmuĢtur. Kanada
ABD‟li franchisorlar için en önemli pazardır. Japonya ve Ġngiltere ikinci ve üçüncü sırada
gelmektedirler.

Franchising küçük ticaretler için ideal bir strateji olabilir. Çünkü, ürünler az yatırım veya insan
kaynağı gerektirmektedir. Gerçekten franchising sayesinde, giriĢimci büyümek için franchisee
kaynakları kullanılabilir. GiriĢ ödemeleri ve iĢletme paylarındaki yüksek ücretler, franchisorların
deneyim ve tekniklerinin yararı kadar tanınmıĢ ürün, ticari marka ve müĢteri alt yapısı ile de
dengelenmektedir.

11. 2. FRANCHISING ĠġLEMLERĠNĠN DÜNYADA VE TÜRKĠYE’DEKĠ


TARĠHSEL GELĠġĠMĠ
Terim ya da faaliyet olarak bir Amerikan terimi olarak düĢünülmüĢse de, ortaçağdan beri
Ġngiltere‟de kullanılmıĢtır. Örneğin Ġngiltere‟de, 1700‟lerde bira üreticileri ile bar sahiplerinin
arasında yapılan sözleĢmelerde franchising iliĢkisi oluĢturulmuĢtur. Bu tarihte çıkarılan yasa ile
alkollü içki satıĢlarının lisans ile sınırlandırılması yoluna gidilmiĢtir. Lisans sayısının kısıtlı
tutulması ile, lisans fiyatlarının alkollü içki satıĢı yapan küçük bar sahiplerinin ekonomik güçlerini
aĢan seviyelere yükselmesine neden olmuĢtur. Bu sorunlara çözüm olarak, yeterli ekonomik güce
sahip alkollü içki üreticileri lisanslarını kendi adlarına satın alma ve bölgesel olarak alkollü içki
satıĢı yapan yerlere içki satıĢ lisansları kiralama yoluna gitmiĢlerdir.

Franchising‟in tarihi geliĢimi konusunda çeĢitli kaynaklar farklı görüĢler belirtmektedir.


1850‟lerde, Singer DikiĢ Makinaları ġirketi Amerika‟da farklı bölglerden gelen talebi karĢılamak
için bayilik sistemini oluĢturarak bağımsız firmalara belirli bölgelerde satıĢ hakkını vermiĢtir.
Franchising, 18. ve 19. yüzyılda uzun bir süreyle genel ya da özel satıĢ hakkının belirli bir
bölgede distribütöre verildiği, ticaretin bir Ģekli olan monopol olarak kabul edilmiĢtir. 1898-

71
1930‟lu yıllar arasında ise bir dağıtım yöntemi olarak otomobil, alkolsüz içecekler ve petrol
endüstrisinde geliĢmiĢ; acentelik, bayilik ve tek satıcılık sözleĢmesi ile aynı anlamlarda
kullanılmıĢtır. Bu dönemlerde franchising dağıtım yönteminin kullanılmasının amacı franchise
alanlardan sermaye temin etmek, dağıtım maliyetlerini azaltmak, merkezi denetim güçlülüğü
nedeniyle bölgesel iĢletmelere bazı hakların verilmesiyle yöntemin yükünü azaltmaktır. Benzin
istasyonlarının, otobüs firmalarının buzdolabı imalatçılarının belirli Ģartlar ve sınırlamalarla
bayilikler vermeleri geleneksel franchisingin diğer adıyla mamül ve marka franchise‟in
örneklerindendir ve günümüzde bayilik sistemleri, adıyla kullanılmaktadır. Franchising sistemi
Ġkinci Dünya SavaĢı‟ndan sonra geliĢerek, baĢarılı bir iĢletme sisteminin kullanım hakkının karĢı
tarafa verilmesi anlamını kazanmıĢtır. Ġmalatçı ile satıcı arasındaki sadece satıĢın yapılmasına
yönelik iliĢki, 1960‟larda yerine bağımsız iki firma arasına sürekli bir iliĢkinin kurulduğu
franchising‟e bırakmıĢtır. Franchisingin günümüzde kullanım Ģekli daha çok geleneksel
franchisingin geliĢmesiyle ortaya çıkan “ĠĢletme Sistemi Franchising”dir.

Budget Rent-a-Car Limited, Dyno-Rod plc, Holiday Inns Inc, Kentucky Fried Chicken,
Protaprint, ServiceMaster, Wimpy International, Ziebart Mobile Transport Service Limited
Gerek kurucuların boyutu gerekse BFA'nın yapısı franchising'in Ġngiltere'deki saygınlığını garanti
altına alıyordu. BFA, parlamentodaki tüm partilerin desteğini sağlamakla kalmamıĢ, aynı
zamanda varlığıyla franchising'in hızlı geliĢim dönemine de liderlik etmiĢtir.

Ayrıca, 19.yüzyılda General Motors ve Coca-Cola franchising sistemini benimsemeye


baĢlamıĢlardır. ABD‟de 1995 yılı itibariyle, toplam 65 endüstride 5000 Franchisor (franchise
veren) ve bunların franchising hakkı vermiĢ olduğu yaklaĢık 600.000 Franchisee (franchise alan)
vardır. 1997 yılı itibariyle franchising; 1.5 milyon çıkıĢ yeri ve 700 milyon US Dolar yıllık satıĢı ile
ABD ekonomisinin büyük bir parçasıdır.

Ülkemizde ise, 24 Ocak 1980 Kararları ile birlikte bürokratik engellerin ortadan kalkması ve
yabancı yatırımcılara eĢit haklar verilmesi; uluslararası ayrıcalıklı franchising sistemleri tarafından
ilgi ile karĢılanmıĢtır. Türkiye‟de franchising sistemi ilk olarak 1986 yılında dünyanın en büyük
fast food restorant zincirlerine sahip olan McDonalds‟ın Ġstanbul Taksim‟de ilk restoranını
açması ile fiilen baĢlamıĢtır. Bu giriĢimi, diğer çokuluslu Ģirketler de izlemiĢ ve ülkemizde halen
franchising sistemiyle faaliyet gösteren birçok iĢletme bulunmaktadır.
11.3. HUKUKĠ YÖNÜYLE FRANCHISING

72
Franchising sözleĢmeleri çoğunlukla uzun bir zaman dilimini kapsamaktadır. Genellikle ulusal
sınırlar içerisinde yapılan sözleĢmeler 15-20 yıllık bir süreyi kapsarken, uluslararası sözleĢmelerde
bu süre 10 ila 20 yıl arasında değiĢmektedir.

Her sözleĢmede faaliyet bölgesi açık ve kesin bir Ģekilde belirtilir. Coğrafi bölge tayini taraflar
arasında önemli müzakere ve pazarlık konularından birini teĢkil eder. Bir taraftan franchise alan
geniĢ bir bölgede tekel hakkı isterken, franchise veren ise faaliyet bölgesini dar tutmak ya da aynı
bölgede birden fazla franchise alıcısı tayin etmek hakkına sahip olmayı isteyecektir.
Franchising sözleĢmesi, franchise alıcısı ile franchise vericisi arasındaki sürekli bir borç iliĢkisini
göstermektedir. Franchising sözleĢmesi, sadece bir hizmet ya da mamül iliĢkisi üzerinde
kurulabileceği gibi, her ikisinin birlikte olması Ģeklinde de olabilmektedir.

11.4. FRANCHISING SÖZLEġMESĠNDE BULUNMASI GEREKEN HÜKÜMLER


Bir franchising sözlelĢmesinde bulunmasında hükümler Ģu Ģekildedir:
1) Franchisor‟a Tanınan Haklar: Franchisor‟a Franchisee‟nin icraatını denetleme, muhasebe
kayıtlarını inceleme, iĢyerlerini kontrol etme ile sözleĢme süresince ve sözleĢmenin sona ermesi
hallerinde belirli bir süre rekabet yasağı koyma vb. haklar verilebilmektedir.
2) Franchisee‟ye Tanınan Haklar: Franchisor‟un sahip olduğu marka, isim ya da ticaret ünvanı
kullanma hakkı verilmektedir. Ancak bu haklar tanınırken, bir yandan da örneğin, marka ve
ismin sadece belirli bir bölgede kullanılabileceği gibi çeĢitli kısıtlamalar da getirilebilmektedir.
3) Franchisee‟ye Verilen Destek: Yönetici ve çalıĢanların eğitimi, makine ve teçhisatın verilmesi,
pazarlama desteği, iĢyeri dekorasyonu, reklam kampanyası vb.destek hizmetleri, sözleĢmenin
akdi ile baĢlamakta ve sözleĢme süresince devam etmektedir.
4) SözleĢme Süresi: Uluslararası farnchising sözleĢmelerinde genellikle 5 ile 10 yıl arasında bir
süre saptandığı görülmektedir. Bununla beraber 20 yıla kadar varan sürelere de rastlanmaktadır.
5) Faaliyet Bölgesi: Her sözleĢmede, coğrafi bölge tayini açık bir kesin bir biçimde
belirtilmektedir.
6) Franchise Bedeli: Franchisee‟nin kullanma hakkını aldığı marka ve sistem için franchisor‟a
yapacağı ödemeler çeĢitli Ģekillerde olabilmektedir. Bunlar:
a) Sisteme giriĢ ve teknolojiyi transfer bedeli olarak yapılan ödemeler,
b) Devamlı ve belirli dönemler halinde yapılan ödemeler (Royalty); Royalty ödemeleri genellikle
cironun belirli bir yüzdesi olarak hesaplanmaktadır. Bu yüzde genellikle %5 ile %10 arasında
değiĢmektedir.

73
c) Franchisor‟a verdiği destek için yapılan ek ödemeler; Bu ödemeler, franchisorun verdiği
hizmetler dolayısıyla yaptığı masrafların karĢılanmasına yöneliktir.
Tüm bu özellikler dıĢında, rekabet yasağına iliĢkin hükümler, sözleĢmenin feshi ve sona ermesi,
sır saklama yükümlülüğü vb. daha birçok özellik franchising sözleĢmesinde yer alabilmektedir.

11.5. TÜRLERĠ ĠTĠBARĠYLE FRANCHISING ĠġLEMLERĠ

Yaygın olarak görülen bazı franchising türleri aĢağıdaki gibidir:

ĠĢletme Franchisingi:

Bu tür franchisingdei geliĢmiĢ bir üretim, iĢletme ve pazarlama sistemine sahip olan herhangi bir
tacir (franchise veren), bir baĢkasına (franchise alan) bu sistemin tümünden ve böylelikle de
sisteme dahil sınai unsurlardan yararlanma olanağı sunmaktadır. Bu olanaktan yararlanan kiĢi ise,
sözkonusu sistem dahilinde üretilen veya satılan mal ve hizmetlerin dağıtımını, bağımsız bir tacir
sıfatıyla (fakat hem kullandığı sistemin içerdiği ve franchise veren tarafından belirlenen ilkelere
uyarak, hem de franchise verenin denetimlerine katlanarak) yapmakta ve bunun yanısıra bir de
ücret ödemektedir.

Oteller, restorantlar, kuru temizleme, muhasebe hizmetleri ve oto kiralama yerleri bu türe
örnektir.

Ülkemizde, ev ve ofis hizmetleri, bankacılık sektörünün yan hizmetleri, postalama, reklam


hizmetleri, paketleme ve taĢımacılık, insan kaynakları ve personel seçimi, otomobil bakımı ve
tamir hizmetleri, sağlık hizmetleri, iletiĢim ve bilgisayar hizmetleri iĢletme franchisinginde sürekli
geliĢim gösteren sektörlerdir.

Master Franchising:

Bu türde, ana franchisor yerli ülkede kendi adına kendine ait hak ve yükümlülüklerini yerine
getirebilecek bir iĢletme seçer. Uzun bir eğitim döneminden sonra yerli ülkede seçmiĢ olduğu bu
iĢletme ana iĢletme gibi faaliyette bulunur. Ana ülkedeki iĢletme adına çeĢitli sorumluluklar
yüklenir ve çeĢitli haklara sahiptir.

McDonald‟s, Burger King ve Pizza Hut bu türe örnektirler.

74
Ġkili Franchising:

Ġki farklı iĢin aynı yerde ve aynı zamanda bulumasından oluĢan franchising türüdür. Bir benzin
istasyonunda bir restorantın bulunması (Shell Benzin Ġstasyonunda Burger King restorantlarının
bulunması gibi) ve iki farklı mamulün tüketiciye ulaĢtırılmasıdır.

Mamül Temelli Franchising:

Franchisorun franchisee‟ye kendi mamüllerini satma hakkı verdiği ve franchiseenin iĢletmesinde


franchisorun kendi mamüllerinden baĢka bir mamülün bulunmasını, satılmasını ya da
dağıtımının yapılmasını yasaklayan franchising türüdür. Bu tür sözleĢmeler önceden belirlenmiĢ
coğrafi bölge ile sınırlandırılmıĢlardır.

Marka Temelli Franchising:

Franchisee‟nin sadece franchisor‟un ticari markasından faydalandığı franchising türüdür.


Franchisee, franchisor‟un geliĢtirmiĢ olduğu ve genel kabul görmüĢ olan markanın müĢteri
çekiciliğinden yararlanırken, bu markaya herhangi bir zarar gelmemesi için gerekli tüm önlemleri
almakla yükümlüdür.

TARTIġMA SORULARI

1. Franchising sisteminin ülkemizdeki örneklerinden birini anlatınız.

2. Ġmtiyaz hakkının hukuki yönünü kısaca açıklayınız.

3. Ülkemizde imtiyaz hakkı giriĢimciliği destekleyen bir oluĢum olarak görülebilir mi?

4. Ġmtiyaz hakkı türlerini kısaca özetleyiniz.

75
BÖLÜM 12: YEREL GĠRĠġĠMCĠLĠK
BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aĢağıdaki konularda bilgi sahibi olmanız
amaçlanmaktadır:
 GiriĢimcilerin ortaya çıkmasında etkili olan kültürel faktörler
 GiriĢimciliğin yerel boyutları
 Yerel giriĢimciliği etkileyen faktörler

12. YEREL GĠRĠġĠMCĠLĠK DĠNAMĠKLERĠ

Bugün gerek iĢ dünyasının gerekse sosyal yaĢamın sürekli değiĢtiği ve giderek değiĢme hızının da
arttığı bir dünyada yaĢanmaktadır. Bu değiĢim bir yandan iĢletmeleri ayakta kalabilmek için sürekli
yenilik yapmaya zorlarken bir yandan da yoğun bir rekabetle karĢı karĢıya bırakmaktadır. Petrol
krizi sonrası iĢletmeler içine düĢtükleri bunalımdan kurtulabilmek için yeni teknolojiler, yeni
organizasyon Ģekilleri ve yeni rekabet politikalarıyla bir yandan üretkenliği arttırmaya, diğer
yandan da maliyetleri kısmaya çabaladılar. Yine aynı sürecin bir parçası olarak yeni ürünler üretip
talebi canlandırmaya çalıĢtılar. Özellikle ABD, Japonya, Pasifik KuĢağı ve Avrupa Topluluğu
ülkeleri bu yönde araĢtırma geliĢtirmeye büyük yatırımlar yapmaları sonucunda yeni ürünler, yeni
hedef pazarlar ve yeni teknolojiler oluĢturdular. 1980 yılından itibaren bu yeni teknolojilerin ve
yeni ürünlerin günlük hayata girmesiyle yeni bir yaĢam tarzı ortaya çıkmaya baĢlamıĢtır. Yeni
teknolojilerin günlük hayatı değiĢtirmeye baĢlaması kiĢinin kendisi ve dünya ile ilgili algılamalarını
da etkilemeye ve değiĢtirmeye baĢlamıĢtır. Birey çevreye, ekonomiye ve politikaya daha duyarlı
hale gelmiĢtir. Ayrıca bu yeni teknolojiler, önceki dönemlerden oldukça farklı tüketici tercihlerinin
geliĢimine zemin hazırlamıĢtır. Bir baĢka ifade ile, tüketici talebi önceki dönemlerden farklı olarak,
bu kez standart ürünlerden ziyade kiĢisel zevk ve tercihleri yansıtan mal ve hizmetlere yönelmiĢtir.

GiriĢimcilik konusu etrafında Ģu ana kadar ortaya konan konular aslında birinci dereceden birer
“giriĢimci fidanlığı” olarak adlandırılan KOBĠ‟ler düzeyinde ele alınmayı gerektirmektedir.
Gerçektende artan küresel rekabete, çok uluslu Ģirket hâkimiyetine, büyük birleĢme ve
tekelleĢmeye rağmen KOBĠ‟ler ekonomideki etkinliklerini korumuĢtur.

KüreselleĢme süreciyle giderek yoğunlaĢan ve bilgi ekonomisine dayalı bir kavram haline gelen
rekabet, ekonomide ağırlıklı bir yere sahip olan KOBĠ‟lerin yapısal özelliklerinin daha iyi

76
algılanmasını sağlayarak, rekabet edebilme niteliklerinin güçlendirilmesine yönelik politikaların
izlenmesi ihtiyacını ortaya çıkarmıĢtır. Özellikle 1990-2000 yılları arasında dünyada yaygın bir
Ģekilde gözlenen ekonomik krizlerde, ülke ekonomilerinin kendiliğinden iyileĢmelerinde “büyük
miktarlarda borçlanmayan, dolayısıyla mali çöküĢün en kötü etkilerinden uzak kalan küçük
iĢletmelerin önemli rol oynadığının gözlenmesi; dünya ekonomisinde büyük Ģirketlerden küçük
Ģirketlere yönelimi de arttırmıĢtır.

Kriz ortamında mali yapısındaki avantajlar nedeniyle en az hasarla atlatabilme esnekliği,


KOBĠ‟lerin yapısal avantajı olarak dikkati çekmektedir. KOBĠ‟lerin yapısal özelliklerini ekonomiye
azami fayda sağlayacak Ģekilde kullanmaları, idari, yasal ve mali düzenlemeler açısından iĢ ortamını
basitleĢtirici çeĢitli önlemlerin uygulanmaya konulmasını gerektirmekte aynı zamanda iĢletmelerin
rekabet gücünün artırılması kapsamında araĢtırma-geliĢtirme, mesleki eğitim ve diğer alanlarda da
destek sağlayacak önlemleri zorunlu kılmaktadır. KOBĠ‟lerin faaliyetlerini kolaylaĢtırarak ülke
ekonomisiyle gerçek anlamda bütünleĢmelerini sağlayan bu tür önlemlerin yanı sıra, söz konusu
iĢletmelerin teknolojik geliĢmelerden haberdar olarak, bu geliĢmeleri kendileri uyarlamalarını ve
yenilikçi faaliyetlere yönelmelerini teĢvik edici bir ortamın yaratılması ve sürdürülmesi de
kaçınılmaz olmaktadır.

Tüm dünyada KOBĠ‟ler ekonomi içinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Ülkeler arasında görece
farklar olmasına rağmen hemen hemen tüm ülkelerde KOBĠ‟lerin toplam iĢletmelere oranı
bakımından çok yüksek bir seviyededir. KOBĠ‟ler istihdama, katma değere “AR-GE” yoluyla
teknoloji kapasitesine, verimliliğe, dıĢ ticarete olan katkılarıyla çağımızda yaygın tehdit haline gelen
dıĢ kaynaklı ekonomik Ģoklara karĢıda esneklik ve dayanıklılık özelliğine sahiptirler. KOBĠ‟lerin
istihdamdaki payı belli baĢlı hiçbir ülkede %50 den aĢağı düĢmemektedir Bu da KOBĠ‟lerin
geçmiĢte bir takım devresel nedenlerden ötürü önem kazanıp, artık bu fonksiyonlarını kaybederek
piyasadan çekilme eğiliminde olmadıklarını göstermektedir. Tersine KOBĠ‟ler ekonomik sistemin
ve büyük ölçekli iĢletmelerin artan oranda tamamlayıcı parçası olmaya devam etmektedirler.

12.1. Yerel GiriĢimcilik ve GeliĢimi

1970‟li yıllarda baĢlayan biliĢim ve iletiĢim alanındaki teknolojik geliĢmelerin de etkisiyle;


ekonomik, siyasal, toplumsal ve kültürel değerler, ulusal ve yerel sınırları engel olarak tanımaksızın
akıĢkan hale geldiler. Finans da anılan akıĢkan değerlere eĢlik etti. KüreselleĢme adı verilen bu
olgu ile üretim ve ekonomik pazar, mekansal kısıtlarından kurtularak yeni bir kapsama
kavuĢmuĢtur. Serbest pazar ekonomisi, serbest ticaret anlayıĢı korumacı yaklaĢımların yerini

77
almıĢtır. Kısıtlayıcı dıĢ ticaret politikası araçları daha az tercih edilir oldu. Böylece ülkeler ve
bölgeler arasındaki mal ve hizmet akıĢının önündeki engeller önemli ölçüde ortadan kalkmıĢ oldu.

Bilgisayar ve iletiĢim teknolojilerindeki hızlı geliĢmeler, bilginin çok düĢük maliyetlerle uzun
mesafeler boyunca kolay ve hızlı biçimde iletilebilmesine olanak vermektedir. Bilgiye dayalı
üretim, verimliliğin sürekli ve yüksek bir hızda artmasına yol açmaktadır. Bir taraftan, üretim hızla
uluslararası nitelik kazanırken diğer taraftan üretim süreçleri bölünmekte ve büyük kısmı ulusüstü
Ģirketlerin denetiminde olan üretimin çeĢitli aĢamaları farklı coğrafyalarda gerçekleĢebilmektedir.
ġirketler arasındaki rekabet, üretimin merkez dıĢında alanlara dağılmasına yol açmaktadır. Eski
sanayi bölgeleri hızla gerilemekte, durgunluk içine girmektedir. Buna karĢın küçük ölçekli
iĢletmeler Ģeklinde örgütlenmiĢ, yerel giriĢimcilik özellikleri olan "yeni sanayi bölgeleri" ortaya
çıkmaktadır. Bu nedenle bölgelerin ve kentlerin önemi artmıĢtır.

Doğada olduğu gibi, toplumsal alanlarda da karĢıt eğilimlerin birlikte var olduğu sıklıkla
gözlemlenmektedir. Genel anlamda küreselleĢme yönündeki eğilim ivmeyle geliĢirken, buna karĢıt
olarak yerelleĢme ve bölgeselleĢme akımlarının bu eğilime cevaben güç kazandığı görülmektedir.
KüreselleĢmenin olumsuz etkilerine karĢı savaĢ alternatifi olarak ilgi gören bölgeselleĢme, genelde
komĢu ulus, bölge, il veya yörelerin birlikte davranma ve birlikte iĢ görme eğilimlerini
geliĢtirmiĢtir. Ġller ve yöreler açısından bakıldığında; bu eğilim ile havza / bölge projelerinin ilgi
çekici olmaya baĢladığı söylenebilir. KüreselleĢme ve bölgeselleĢme (yerelleĢme) olarak kendini
açığa vuran bu iki eğilim, bir diğer hibrid (karma) olgu ile geliĢmiĢtir. Bu yeni olgu, kürelleĢme
(globalizasyon) olarak isimlendirilmektedir. Bu yeni kavram yerel / bölgesel ekonomilerin
yerelden küresele dönüĢen vizyonları ile uluslar arası alanlara açılmasını, dıĢa açılma seçiminin
yapılmasını, dünya ekonomisi ile bütünleĢme yaklaĢım ve araçlarının geliĢtirilmesini, ülke ve bölge
temelinde merkezi yönetim tercihleri yerine yerel ve yerinden yönetim yaklaĢımlarının egemen
olmasını vurgulamaktadır.

Yukarıda bahsedildiği gibi küresel çağın belirleyicilerinden bilgi ve iletiĢim teknolojileri


sektöründeki bu hızlı geliĢmeler sonunda genellikle günümüzde coğrafi anlamda “yer” in
öneminin kalmadığı yönünde bir kanaat oluĢmaktadır. Teoride daha açık pazarlar, daha hızlı
ulaĢım ve iletiĢimin rekabette coğrafi konumun rolünü azaltacağı söylenegelmiĢtir. Öte yandan,
“cluster” odak/küme kavramının popüler olmasını sağlayan M. Porter (1998) bu düĢünceye
itirazla, niçin dünya çapında bir Ģirket kurmak Boston‟da diğer yerlere göre daha cazipken yüksek
performanslı otomobiller için Güney Almanya ya da ayakkabı için Kuzey Ġtalya akla gelen
yerlerdir sorularını yöneltir. Buna göre, dünya ekonomik haritası, belirli alanlarda alıĢılmıĢın
dıĢında rekabetçi baĢarı gösteren ve sanayi odakları olarak adlandırılan oluĢumlar tarafından

78
çizilmektedir. Söz konusu “odak” ya da “kümeler” kısaca aynı bölgede yerleĢik iliĢkili endüstriler
olarak tanımlanabilir. Tipik özelliklere sahip bu topluluklarda ilginç bir zıtlık görürüz. Küresel
ekonomideki mevcut rekabet üstünlükleri artan ölçülerde yerel faktörlere dayanmaktadır. Yerel
bilgi, iliĢkiler ağı, motivasyon gibi faktörlere uzaktaki rakiplerin ayak uydurması zordur.

Piyasaların artan küreselleĢmesi, kentsel ekonomilerin küresel ekonomide birer aktör olarak yer
almasını sağlamıĢtır. KüreselleĢme sürecinde yerel ekonomiler arasında rekabet artmıĢtır. Yerel
rekabet, yerel ekonomilerin geliĢme performansını da belirlemektedir. Yerel ekonomilerin küresel
rekabet içerisinde geliĢtirdiği strateji ve politikalar, yerel geliĢme sürecinde önemli bir değiĢken
olarak yer almaktadır. Bu kapsamda, yerel düzeyde fiziki, sosyal ve kurumsal altyapısı geliĢmiĢ
yöreler ve iller, diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye‟de de küresel rekabetin getirdiği
fırsatlardan daha fazla pay alabilmektedirler.

Belirli endüstriyel odaklar arasında Ģu örnekleri saymak mümkündür: Avrupa‟da Sheffield Çelik
Endüstrisi, Ġtalya Prato civarında tekstil, Ren boyunca kimya, Güneybatı Almanya, Baden-
Wurttemberg‟de otomotiv, Londra‟da finansal hizmetler, Paris ve Milano‟da moda tasarımı.
ABD‟de Boston 128 alanında elektronik endüstrisi, California Silikon Vadisi‟nde Bilgisayar
sektörü. Bunun yanında Minneapolis‟te tıbbi cihazlar, San Diego, Worcester, Massachusetts‟de
biyoteknoloji, Auistin‟de yarı iletkenler ve Seattle/Portland‟da yazılım alanında geliĢen sanayi
odakları gözlenmektedir.

Tüm bu geliĢmeler; giriĢimcilik ve daha da önemlisi yerel düzeyde ortak giriĢimcilik (partnership)
olgularının, ortaya çıkan küresel rekabet ortamında belirleyici bir değiĢken olarak ekonomik
analizde yerini almasını getirmiĢtir. Yerel giriĢimcilik kabiliyeti yüksek yöreler, daha da önemlisi
kamu, özel ve gönüllü sektör kuruluĢlarından oluĢan yerel kurumların organize olabildiği ve belirli
stratejiler ve politikalar doğrultusunda ortak hareket ettiği kentler, diğerleri ile olan rekabette öne
çıkmaktadırlar.

12.2. GiriĢimci Olma Nedenleri

Ġnsanları giriĢimci olmaya yönelten birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörler 3 ana grupta
toplanabilir:

(1) Bağımsız olma isteği, (2) KiĢisel tatmin sağlama isteği, (3) Kar elde etme isteği

Bu üç grup faktör biraz daha ayrıntılı incelendiğinde bazı insanları giriĢimciliğe yönelten diğer
faktörler de vardır:

79
 Kendi iĢinin patronu olmak, baĢkalarından emir almamak, yeteneklerini kullanabilmek,

 Bir fikri ya da düĢünceyi kendi iĢini kurarak gerçekleĢtirmek,

 Ġstediği bir iĢte çalıĢabilmek. Bazen insanlar istemedikleri yada ikinci, üçüncü sırada
istedikleri iĢlerde çalıĢmak zorunda kalmaktadırlar.

 Tanınma ve prestij kazanma isteği,

 Para kazanma ve refah içinde yaĢama isteği. Bir kiĢi baĢkaları adına çalıĢırken
kazandığından daha fazlasını kendi iĢinde kazanabilir.

 BaĢka insanların göremedikleri ya da uğraĢamadıkları iĢleri keĢfedip bu fırsattan


yararlanabilmek için giriĢim, iĢyeri kurmak.

Kimimiz kendi kendisinin patronu olmak, baĢkalarından emir alarak çalıĢmamak için, kimimiz ise
mevcut iĢ seçeneklerinin verdiği maddi-manevi kazanımlardan daha fazlasına ulaĢmak için
giriĢimciliği seçeriz. Bunlara; kendi geleceğini kendi karar ve çabaları ile Ģekillendirmek, bağımsız
ya da esnek bir iĢ ortamına sahip olmak, iĢ fırsatlarını değerlendirmek isteyenleri de ekleyebiliriz.
Bazı durumlarda ise yaĢam koĢulları bizi giriĢimciliğe iter. Kendi iĢini kurmak dıĢında hayatını
kazanma seçenekleri sınırlı olanlar ile emekli vb. gruplarda olduğu gibi iĢ kurarak daha çok maddi-
manevi tatmin sağlama çabası içerisinde olanlar bu gruba dahil edilebilir.

GiriĢimci olma nedenlerinin içeriğine aĢağıda ayrıntısıyla değinilmiĢtir;

Ekonomik Düzeyi Yükseltmek

GiriĢimciliğin ortaya çıkmasına neden olan temel güdülerin neler olabileceği, önemli tartıĢma
konularından birisidir. Klasik iktisat anlayıĢına göre bireysel çıkarların en üst seviyeye çıkarılmasını
giriĢimciliği ateĢleyen en önemli güdüdür. Yani ekonomik fayda ve kar elde etme isteği
giriĢimciliğin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Genel olarak insanlar daha iyi Ģartlarda yaĢamak,
kendilerinden daha çok kazananlar gibi hayat standartlarını yükseltmek için iĢletme kurmaya
yönelmektedirler.

Miras Yoluyla ĠĢletme Sahibi Olma

Bireyler iĢletmeye yalnızca kendileri kurarak değil, miras yoluyla da sahip olabilirler. Yıllar yılı bir
aileye bağlı olarak iĢletilmiĢ bulunan iĢletme, baĢında bulunan sahibi hayatını kaybettiğinde
mirasçıları tarafından bir prestij konusu olarak değerlendirilmektedir. ĠĢletmeyi kuran, güçlüklerle
mücadele eden, onu büyüten ve belki de piyasada iyi bir yere getiren insanlar da emeklerinin boĢa

80
gitmesine hoĢ bakmamakta, kendilerinden sonra gelecek yakınlarından iĢletmenin faaliyetine
devam etmesini istemektedirler.

BaĢka Fırsatların Yokluğu

Sermaye sahibi insanlar, sermayelerini değerlendirebilecek daha uygun alanlar bulamazlarsa da


kendi iĢletmelerini kurabilirler. ĠĢletmelerin kuruluĢu bazen, karlı olan sermaye değerleme
yöntemlerinin inançlarla çeliĢmesiyle de iliĢkili olabilir.

Bağımsız Olma Arzusu

ÇalıĢmak sadece para kazanmanın bir yolu değildir. Ġnsanların meslek ve iĢ seçimlerinde güvenlik,
bağımsızlık, yapılan iĢlerin çeĢitliliği ve iĢe ilgi gibi baĢka kriterler de rol oynar. Daha yüksek gelir
düzeyleri, insanların giriĢimcilik yoluyla, kendilerini gerçekleĢtirme ve bağımsızlık gibi “daha
yüksek” ihtiyaçlarını karĢılamalarını sağlayabilir. Bağımsızlık arzusu belki de giriĢimcinin baĢka
gelir elde etme yolları varken neden bir giriĢimde bulunarak risk aldığını açıklayan en önemli
özelliktir.

BaĢarı Ġhtiyacı ile Yeni Ürün ve Fikirleri Uygulama

GiriĢimci olma nedenlerinden biride yeni ürün ve fikirleri uygulamaktır. GiriĢimcilik ruhuna sahip
kiĢilerin en belirgin özelliklerinden birisi baĢarı arzularının yüksek olmasıdır. Bu kiĢiler rutin
iĢlerden pek hoĢlanmazlar ve yeni ürün ve fikirler üretmeyi tercih ederler. Ürettikleri yeni fikirler
yeni giriĢimler olarak karĢımıza çıkar. KiĢiler kendilerine özgü üretken düĢüncelerini uygulamak
için de giriĢimciliğe yönelirler. Çünkü; bir kiĢi bir iĢletmede yönetici olarak bile çalıĢsa, her zaman
kendi özgün düĢüncesini uygulama fırsatı bulamayabilir.

Sosyal Statü Kazanma ve Toplumsal Ġtibar Sağlama

Bazı kiĢiler açısından, kendini güvende hissetmek, öncelik taĢımakla birlikte, bazıları için, saygı
görmek daha öncelikli olabilir. Kimileri toplum içinde kendine yüklenen rolden memnunken,
kimileri de bazı toplumsal değer ve kalıpları değiĢtirmeye çalıĢırlar. Bazı insanlar risk almaktansa,
baĢkalarının emri altında çalıĢmayı yeğlerler.

12.3. Yerel GiriĢimci Dinamikleri

Birçok ülkede küçük iĢletmelerin nasıl kurulduğu ve büyüdüğü son yıllarda artan oranda ilgi çeken
konuların baĢında gelmektedir. Bu konudaki literatüre bakıldığında, küçük iĢletmelerin
giriĢimcilikle eĢdeğer görüldüğü ve özellikle imalat sektöründeki örnekler üzerinde durulduğu
görülmektedir. GiriĢimcilikle ilgili ders kitaplarında ise giriĢimleri neredeyse leyleklerin getirdiği

81
Ģeklinde bir inanıĢın hakim olduğu görülebilir. Bu inanıĢın doğal uzantısı ise baĢarılı giriĢimcilerin
mitolojik kahramanlar olarak görülme eğilimleridir. GiriĢimcilerin kuruluĢ süreci incelendiğinde,
giriĢimcilikte “itici” ve “çekici” faktörler ayırt edilebilir: Mevcut kariyerin bilinçli bir tercihle terk
edilerek yeni giriĢimde bulunulması, iĢ tatminsizliği sebebiyle iĢin bırakılması ya da iĢten atılma
itici faktörlere; piyasada görülen fırsatların değerlendirilmesi ise çekici faktörlere örnek olarak
verilebilir. Bunların dıĢında, çekici ve itici yerel giriĢimci dinamikleri aĢağıda gösterilmektedir:

Tetikleyici
Olay

İtici Faktörler
Arkaplan Yeni
Eğitim Potansiyel Girişimin
Yaş Girişimci Doğması
Tecrübe
Kişilik

Çekici aktörler
İklim
Bir GiriĢimcilik Modeli Ekonomi
Endüstri
Pazar Fırsatları

Ġtici Faktörler

Aile

Kariyer geliĢiminde ailenin önemli bir etkisi vardır. Çocukluk dönemi tecrübeleri insanların kariyer
seçiminde oldukça etkilidir. Bu etki birkaç alanda oldukça belirgindir. Ailenin çocuklarının
kariyerlerinin seçiminde etkili olduğu en önemli alanlardan birisi, ailenin sosyal yapı içindeki
yeridir. Sosyal yapı içindeki yer, ailenin çocuklarını yetiĢtirmeleri ve onları geleceğe hazırlamaları
ile ilgili finansal kaynaklara ulaĢma derecelerini belirler..

Çevre

Ġnsanların ihtiyaçlarını etkin bir biçimde giderebilmeleri için bir arada çalıĢmaları gerekmektedir.
Böylece insanlar, birbirlerinin düĢünce ve değer yargılarından etkilenmektedir. Bu etki ailenin
diğer bireylerine de yansımaktadır. Çevre, aile-çocuk üzerinde iki yönlü bir etki yaratmaktadır.
Eğer çevre ve ailenin çalıĢtığı veya yakın iliĢki kurduğu ortam, giriĢimciliğin temel özelliklerini
içeriyorsa çocuk, bu özellikleri daha çabuk kavramaktadır.

82
YAŞANAN ÇEVRE
GİRİŞİMCİ YAPI

YÖRENİN ÖZELLİKLERİ

KiĢilik yerine çevrenin giriĢimciliğe etkisi üzerinde duran model ise TÜSĠAD‟ ın yaptırdığı
Türkiye‟de GiriĢimcilik adlı çalıĢmada ortaya konulan ve genel çevre faktörlerini vurgulayan
modeldir:

Genel Ülke Alt Yapısı Ekonomik Büyüme


 Ekonomik alt yapı
 Teknolojik alt yapı

Girişimci Alt Yapısı


 İnsan kaynakları
 Finans
 Yasal düzenlemeler
 Sosyal, kültürel ve politik alt yapı Yeni kurulan şirketler
 Girişimci teşvikleri ve destek
mekanizmaları

GiriĢimciliği Etkileyen Genel Çevre Faktörleri

Kültür

GiriĢimcinin içinde yaĢadığı toplumun değer yargıları, yaĢam felsefesi, dini, kültürü gibi olgular da
giriĢimcilik üstünde etkilidir. Bu nedenle bir Avrupalı, Asyalı ve Amerikalı giriĢimci tipinde;
hristiyan, Müslüman, Musevi giriĢimci tipinden de bahsedilebilir. Bu nedenle etkin bir giriĢimcilik
ortamının oluĢturulmasında ve giriĢimciliğin desteklenmesinde içinde bulunulan topluma özgü
giriĢimci tipinin ve giriĢimci özelliklerinin belirlenmesi oldukça önemlidir. GiriĢimci kiĢiliğin güçlü
ve zayıf yönlerinin ortaya konması, zayıf yönlerinin giderilmeye çalıĢılması, güçlü yönleri
destekleme yollarının aranması giriĢimciliği geliĢtirmede önemlidir.

TARTIġMA SORULARI
1. GiriĢimcilikte yerel faktörler ne kadar önemlidir? Örnekler vererek tartıĢınız.
2. GiriĢimciliği destekleyen toplumların özellikleri nelerdir? TartıĢınız.

83
BÖLÜM 13: HERKES GĠRĠġĠMCĠ OLABĠLĠR MĠ?

BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aĢağıdaki konularda bilgi sahibi olmanız


amaçlanmaktadır:
 GiriĢimcilerin ortaya çıkmasında etkili olan faktörlerin hatırlanması
 GiriĢimcilik eğitiminin amaçları
 Hangi tür becerilerin eğitimle kazandırılabileceği
 GiriĢimcilik eğitiminin tartıĢılması

13.1. GiriĢimci Olma Nedenleri?

KiĢileri giriĢimciliğe sevk eden faktörler:


 Ekonomik düzeyi yükseltmek.
 Yeni ürün ve fikirleri uygulamak.
 Kendine güven kazanma.
 Saygı statü kazanma olmak üzere dört baĢlık altında toplanabilir:

Ekonomik düzeyi yükseltmek: Ġnsanlar daha iyi Ģartlarda yaĢamak ve hayat standartlarını yükseltmek
için kendi iĢletmelerini kurmaya yönelirler. GiriĢimci iĢletmeden elde edeceği gelirin tamamının
kendisine ait olacağını bildiği için iĢ kurmayı kendisine ve ailesine daha iyi bir gelecek ve yaĢam
standardı sağlamanın aracı olarak görür.

Yeni ürün ve fikirleri uygulamak: KiĢiler kendilerine özgü üretken düĢüncelerini uygulamak için
giriĢimciliğe yönelirler. Çünkü bir kiĢi bir iĢletmede yönetici olarak dahi çalıĢsa, her zaman kendi
özgün düĢüncesini uygulama fırsatı bulamayabilir.

Kendine güven kazanma: GiriĢimci kiĢilerin bir kısmı, kendi iĢlerine sahip olduklarında daha iyi gelir
elde edecekleri ve bu yolla maddi güç kazanacakları düĢüncesine sahiptirler. Bu kiĢiler için maddi
güç kiĢinin kendine olan güvenini artırmaktadır.

Sosyal statü kazanma: Ġyi bir iĢ ve ünvana sahip olmak, toplum gözünde giriĢimcilere verilen değer
olarak yorumlandığından kiĢilerin sosyal statülerinde olumlu etkiler yapar.

84
13.2. GiriĢimci Özellikleri

GiriĢimcilik kiĢisel yapı ile parasal olanakların ve kaynakların belirli bir çevre dahilinde
birleĢtirilmesi anlamına gelmektedir. Her bir giriĢimci belirgin bir yapıya sahiptir ve bütün
giriĢimciler kendilerine göre iĢlerine sahip çıkarlar ve yönetirler. Fakat iĢlerinde baĢarılı olabilmek
için geliĢtirmek isteyebilecekleri birçok kiĢisel karakteristik de bulunmaktadır.

Çoğu kiĢi giriĢimci kiĢilik yapılarını sergileyebilme yeteneğine sahiptir. Ancak sadece giriĢimci tipi
kiĢiler iĢ baĢarısına ulaĢabilmek için bu karakteristiklerini fiilen kullanabilirler. GiriĢimciler iĢ
fırsatlarını görüp değerlendirme, gerekli kaynakları derleyerek onlardan yaralanma ve baĢarıya
ulaĢmak için etkinlikte bulunabilme becerisine sahip kiĢilerdir.

GiriĢimcilerin temel veya diğer fonksiyonları ile ilgili rollerini etkin bir biçimde yerine
getirebilmeleri için, toplumda belli bir değerler sistemi hakim olmalı ya da bu karĢıt değerler
sistemi (geleneksel değerler) çok zayıf kalmalıdır. Ne var ki, Türkiye ve benzer ülkelerde, giriĢimci
değerlerine karĢıt mevcut (geleneksel) değer sisteminin güçlü konumu, günümüzde de devam
etmektedir.

Gelenekçi bir yapı içinde yetiĢmiĢ eğitim düzeyi düĢük bir giriĢimcinin, geleneksel değer
kalıplarına uygun davranıĢlar göstermesi olağandır. Aslında bu durum, kalkınma çabası içindeki
tüm ülkelerin baĢta gelen sorunudur. Bu sorunun çözümü ise, kalkınmanın teknik boyutunun yanı
sıra sosyal boyutuna da gerekli önemin verilmesi ile mümkün olacaktır.

13.3. GiriĢimcilik Öğrenilebilir mi?


GiriĢimci pazardaki fırsatları belirleyen, fırsatları veya ihtiyaçları iĢ fikrine dönüĢtüren, üretim
faktörlerini uyumlu bir Ģekilde bir araya getiren, kar amacı güden ve giriĢimlerinin sonucu
doğabilecek tüm risklere katlanan ve tüm faaliyetleri sürdürürken, üründe, yönetimde, teknolojide,
pazarlamada sürekli yeniye doğru değiĢme çabası gösteren kiĢidir.
GiriĢimci iĢletme kurarken, öncelikle bir iĢ fikrine sahiptir. Bunun yanı sıra baĢarılı olmak için
yeteneklerini, bilgilerini, deneyimini, her tür sermayeyi, varsa ünvanını, zamanını, enerjisini,
mevcut iliĢkilerini ortaya koyarak çalıĢmalarını sürdürür.
GiriĢimcilerin üstlendiği görevler vardır. Bu görevlerin gerçekleĢtirilmesi bazı özellik ve beceriler
gerektirir.
Bir giriĢimcinin görevlerini Ģu Ģekilde ifade etmek mümkündür:

85
ĠĢletmenin Sahipliğini Yapmak: Günümüzde modern piyasa ekonomileri iĢletme sahipliği ile
yöneticilik arasında ayırım yapmaktadır. ĠĢletme sahibi, bir iĢe yatırım yapar ve Ģirketin hisselerine
sahip olur. GiriĢimci iĢini kurup yönettiği zaman yatırımcı ve yönetici Ģeklindeki iki rolü birlikte
üstlenmiĢ olur (Arıkan, 2002: 51).
Yeni Örgütler Kurmak: GiriĢimciler üretim faktörlerini bir araya getirip onlara hukuki bir kimlik
kazandırır. Bazı giriĢimciler halihazırda kurulmuĢ bulunan bir iletmeyi satın alıp iĢi daha da
geniĢletirken bazı giriĢimciler, mevcut bir iĢletmeyi daha fazla geliĢtirecek faaliyetlerde bulunurlar.
Yeni bir örgüt oluĢturmanın son türü ise mevcut iĢletmeyi baĢka bir iĢletmeyle birleĢtirmektir
(a.g.e., s: 52).
Pazara Yenilik Getirmek: Yenilik, giriĢimcilik sürecinin en önemli bölümüdür. Yenilik
yapmayan giriĢimcilerin pazarda baĢarılı olmaları pek mümkün değildir. Ancak unutulmamalıdır ki
yenilik sadece yeni bir ürün veya teknoloji geliĢtirmek değildir. Yenilik kavramı içerisinde değer
yaratabilecek her Ģey yeni sayılır. Yenilik bir ürün veya hizmette olabileceği gibi, mal ve hizmetin
sunumunda ortaya konan yeni bir yolda olabilir. Örneğin kullanıcı için daha ucuz ya da daha
kullanıĢlı bir sunum Ģekli yenilik sayılabilir. MüĢteriyi bir ürün konusunda bilgilendirmek ya da
tanıtımını yapmakta izlenecek yol bir yenilik kapsamı içerisinde düĢünülebilir (a.g.e., s: 52).
Pazardaki Fırsatları Belirlemek: Mevcut pazarda pek çok Pazar vardır. Bu tür fırsatlar her
zaman kolaylıkla anlaĢılmayabilir. Yeni fırsatların belirlenmesi giriĢimcinin temel görevleri
arasındadır. ĠĢletmeler yeni fırsatlar bulmak konusunda, az ya da çok aktif olmalıdır. Bunun için
uzman yöneticiler bulabilecekleri gibi, organizasyon içerisindeki herkesi, yeni fırsatlar aramak
konusunda teĢvik etmekte mümkündür (a.g.e., s: 52).
Uzmanlık: GiriĢimciler iĢlerini yaparken yenilikler yapmak ya da yeni fırsatlar bulmak konusunda
uzmanlıklarını kullanmalıdırlar. Özellikle de bilginin sınırlı olduğu durumda, kıt kaynakların nasıl
kullanılacağını dikkatle belirlemelidirler (a.g.e., s: 52).
Liderlik Yapma: GiriĢimcinin yerine getirmek durumunda olduğu görevlerden bir diğeri ise
liderliktir. Liderlik aynı zamanda, yönetsel baĢarının da en önemli unsurlarından birisidir. Ġnsanları
aynı amaca doğru yönlendirmek, amaç baĢarımı konusunda motive etmek ve desteklemek
yöneticinin görevidir. Bu nedenle giriĢimci liderlik davranıĢları sergilemelidir. Liderlik giriĢimsel
baĢarı için önemli bir faktördür ve birebir giriĢimciye özgü olmayan, genel bir yönetim becerisidir.
GiriĢimcilik, yöneticilere, liderlik becerilerini geliĢtirme ve ifade etme fırsatı sunan bir süreçtir
(a.g.e., s: 53).

Yukarıda özetlenen bu görevlerin baĢarılması için giriĢimcide olması gereken çeĢitli özellikler ve
beceri türlerinden söz edilmiĢti. Bu özelliklerden bazılarını Ģu Ģekilde hatırlamak mümkündür:

86
 Orta düzeyde risk almayı tercih etme,
 BaĢarma konusunda kendi yeteneklerine güvenme,
 Geribildirim isteği,
 Yüksek düzeyde enerji,
 Geleceğe dönük olma,
 Örgütleme yeteneği,
 BaĢarıya paradan daha çok değer verme.

Bu özellik ve becerilere ek olarak mücadelecilik, azim, yaratıcılık ve fırsatları sezebilme


yeteneği, planlı çalıĢma ve araĢtırma yeteneği gibi daha pek çok özellik ve yetenekten söz
edilebilir. Buraya kadar yapılan bu genel hatırlatmanın ardından Ģu soruyu sormak
mümkündür: GiriĢimcilik bir kiĢilik özelliği midir yoksa öğrenilebilen bir süreç midir?

Her Ģeyden önce baĢarılı bir giriĢimci olabilmek için doğru bir zamanlama, yeterli maddi
imkanlar ve yeterli bir iĢ tecrübesi gerekir. Bunun yanı sıra, buraya kadar açıklanmaya çalıĢılan
bazı özellik ve becerilerin de varlığı önemlidir. Ancak kabul edilmesi gereken bir gerçek,
sadece doğuĢtan gelen bazı özelliklerle baĢarılı bir giriĢimci olunmayacağıdır.
Eğitim her alanda olduğu gibi, giriĢimcilikte de sihirli bir anahtardır. KiĢiler aldıkları
eğitimlerle iyi bir giriĢimci olma konusunda bilgi ve becerilerini artıracak ve o ana kadar fark
etmemiĢ oldukları konulara duyarlılık kazanacaklardır. Ġnsanoğlu pek çok Ģeyi eğitim yolu ile
öğrenir. Bazı tutumlar, önyargılar, davranıĢlar yaĢamın ilk yıllarında özellikle aile içerisinde ve
daha sonraki yıllarda ise okullarda ve yaĢam boyunca toplum içerisinde öğrenilir.

Söz konusu olan giriĢimcilik ise kısmen kiĢilik özellikleri, kısmen de eğitim yolu ile elde edilen
bir süreçtir. KiĢiler sahip oldukları özelliklere okullardan, eğitim programlarından ve
üniversitelerden edindikleri bilgileri ekleyince, baĢarılı bir giriĢimci olma Ģanslarını arttırırlar.
Biçimsel (formal) bir eğitim ile verilmeye çalıĢılan yaratıcı, eleĢtirel ve analitik düĢünme
yeteneklerinin geliĢtirilmesi ve giriĢimciliğin özendirilmesidir. Bu eğitim programları sayesinde;

1) ĠĢ fırsatlarını görmeyi öğrenmek,

2) ĠĢ fırsatlarını değerlendirmeyi öğrenmek,

3) Planlama, örgütleme, yürütme, eĢgüdüm ve kontrol Ģeklinde ifade edilebilecek olan


yönetsel ilkeleri öğrenmek,

87
4) Ülkedeki hukuki mevzuat konusunda bilgi sahibi olmak,

5) Yönetim, finansman, üretim, pazarlama, insan kaynakları yönetimi ve halkla iliĢkiler


Ģeklinde sıralanabilecek olan iĢletme fonksiyonlarını analiz etmek,

6) Kredi bulunabilecek kuruluĢları öğrenmek mümkün olacaktır (a.g.e., s: 54).

Üniversitelerde verilen derslerin yanı sıra, giriĢimcilik eğitimi konusunda yurtiçi ve yurtdıĢı
eğitimler sunan çeĢitli ulusal ve uluslar arası kamusal ve özel eğitim kuruluĢları mevcuttur.
Örneğin; Türkiye‟ de KOSGEB bünyesinde 20 Mayıs 1998 tarihinde kurulan GiriĢimciliği
GeliĢtirme Enstitüsü, çok sayıda iĢlevinin yanı sıra, giriĢimci adaylarının eğitimi ile ilgilenen bir
enstitüdür.
Alınacak eğitimler ile giriĢimci adaylarına öğretilebilecek yetenekleri Ģu Ģekilde sıralamak
mümkündür:
 Kararlılık
 BaĢarma arzusu
 Hedeflere ve fırsatlara odaklanma
 Ġlk adımı atabilme ve sorumluluk bilinci
 Problem çözmede ısrarcılık
 Geri besleme
 Ġç kontrol odaklılık
 Stres ve belirsizlik karĢısında toleranslı olmak
 Makul derecede risk almak
 Doğruluk ve güvenilirlik
 BaĢarısızlıktan ders almak
 Ekip çalıĢması yapabilmek

Bununla birlikte aĢağıdaki özellikler, giriĢimcide bulunması gereken ancak öğretilemeyen özellik
ve becerilerdir:
 Sağlıklı olmak
 Enerjik olmak
 Yüksek zeka
 Kavrama yeteneği
 Yaratıcılık yeteneği (a.g.e., s: 55).

88
Sonuç olarak; giriĢimcilik doğuĢtan bazı özellik ve beceriler gerektirir. Alınan eğitimler ise,
giriĢimcilik becerilerini geliĢtirip pekiĢtirir. GiriĢimcilik sürecinde öğrenilebilecek bazı modeller,
yaklaĢımlar ve yöntemler vardır. Eğitim kuruluĢları teorik ve uygulamasal yaklaĢımlarla giriĢimciliği
öğretebilirler.

13.4. GiriĢimcilik Eğitimiyle Ġlgili Olarak Yapılanlar


GiriĢimciliğin teĢvik edilmesi, küçük ve orta ölçekli iĢletmelere hizmet veren kuruluĢ ve enstitüler
tarafından örgün eğitim sonrası verilen eğitimlerle giriĢimcilik bilinci oluĢturularak sağlanmaktadır.
Az geliĢmiĢ bölgelerde, henüz mezun olmamıĢ kiĢileri giriĢimcilik konusunda eğitmek ve iĢ
projelerini bu üretim sürecinde oluĢturmak amacıyla bazı öncü projeler uygulanmaktadır. Bu
konuda “giriĢimci öğrenciler” projesi iyi bir örnektir. Bu proje, GAP bölgesinde GAP-GĠDEM,
ülke çapında da KOSGEB tarafından gerçekleĢtirilmektedir. Projenin amacı: genç üniversite
mezunlarını, iĢ arayan yeni mezunlar olmak yerine giriĢimciliğe (iĢverenliğe) özendirmektir.

Türkiye‟ de üniversitelerde giriĢimcilik derslerinin verilmesine son dönemlerde baĢlanmıĢtır.


Yüksek Öğrenim Kurumu‟na sunulan yüksek lisans ve doktora tezleri arasında 40‟ a yakın
giriĢimcilik konulu çalıĢma vardır. Bunun yanında giriĢimcilik, araĢtırma merkezlerinin konusu da
olmaya baĢlanmıĢtır. Örneğin, Anadolu Üniversitesi‟nde 2002 yılında “GiriĢimcilik Eğitim ve
AraĢtırma Merkezi” kurulmuĢtur.

Üniversiteler dıĢında ise iki vakfın baĢarılı giriĢimleri sonucunda giriĢimcilik eğitimi verilmektedir.
Bunlardan biri TEGEV (Teknolojik Eğitimi GeliĢtirme Vakfı), diğeri ise Genç BaĢarı Eğitim
Vakfı‟ dır. Kar amacı gütmeyen bu sivil toplum giriĢimlerinin katkısı ile eğitimde önemli
değiĢiklikler yapılmaktadır.

Türkiye‟ de giriĢimci eğitimiyle ilgili çalıĢan bir baĢka kuruluĢ 1998 yılında KOSGEB tarafından
kurulan GiriĢimcilik Enstitüsü‟ dür. Bu enstitü direkt olarak giriĢimcilere iĢ planı yazılması
konusunda eğitimler vermektedir.

13.5.. Türk Yüksek Öğrenim Sisteminde GiriĢimcilik


GiriĢimcilik ülkemizde ekonomik geliĢmenin ve yeni iĢ yaratmanın motoru olarak görülmektedir.
Türkiye‟ de 1980‟ lerden sonra yaĢanan ekonomik değiĢimler sonucunda serbest piyasa
ekonomisine geçilmiĢ, bu bağlamda devletin ekonomi içindeki rolü küçülerek özel sektörün

89
ağırlığı artmıĢ, küçük ve orta boyutlu iĢletmelerde giderek daha fazla önem kazanmıĢ ve çeĢitli
teĢviklerle güçlendirilmeye çalıĢılmıĢtır.

GiriĢimcilik kavramı günümüzde bu kadar önem kazanırken, giriĢimcilik eğitiminin de aynı


derecede hız kazandığını söylemek çok mümkün değildir. Buna karĢılık aynı hızla olmasa da son
dönemlerde Türkiye‟ de üniversitelerde giriĢimcilik derslerinin verilmesine baĢlanmıĢtır.
Türkiye‟ deki 69 üniversitenin web siteleri üzerinden Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakülteleri‟ nin,
ĠĢletme Bölümü ders programları incelenmiĢtir. Bu inceleme sonucunda 20 üniversitede
“giriĢimcilik” ile ilgili ders bulunmuĢtur. 20 üniversitenin 4‟ ü özel, 16‟ sı devlet üniversitesidir. Bu
üniversitelerin 17‟ sinin ders içeriğine ulaĢılmıĢtır ve hepsinde bulunan giriĢimcilikle ilgili derslerin
seçmeli ders olduğu görülmüĢtür.

GiriĢimci bireyin özellikleri incelenirken giriĢimciliğin, insanın kiĢiliği ve okulda verilen eğitimle de
iliĢkin olduğu üzerinde durulmuĢtu. GiriĢimcilik belli kiĢilik özellikleri gerektirir. Bu tür özellikleri
geliĢtirici ve destekleyici bir eğitim sisteminin kiĢideki yaratıcılık potansiyelini de geliĢtireceği
kuĢkusuzdur. Bu noktada eğitimin içeriği ve yöntemi de çok önemlidir.

Üniversiteler verdikleri bu giriĢimcilik eğitimleriyle giriĢimcilik kültürüne, giriĢimcilerin


bilinçlendirilmelerine, geliĢmelerine ve giriĢimciliğin özendirilmesine katkıda bulunmaktadırlar.

TARTIġMA SORULARI
1. GiriĢimciliğin eğitim boyutu denildiğinde ne anlaĢılabilir?
2. Herkes giriĢimci olabilir mi? Bu konuda en alt düzey gerekli Ģartlar nelerdir?

90
BÖLÜM 14: GENEL DEĞERLENDĠRME
BÖLÜMÜN AMACI: Bölüm sonunda aĢağıdaki konularda bilgi sahibi olmanız
amaçlanmaktadır:
 GiriĢimcilik dersinin genel bir değerlendirmesinin yapılması
 Bu konuyla ilgili bilgilerimiz toparlamak ve
 Gelecekle ilgili yorumlarda bulunmak

Türkiye’de GiriĢimciliğin Geleceği

Türkiye eğitime, birçok geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkede olduğundan çok daha az kaynak
ayırmaktadır. Bilgiye ve yaratıcılığa dayalı yeni ekonominin/bilgi ekonomisinin kurulabilmesi için
sadece temel bilimlerde eğitim değil, yönetim, giriĢimcilik ve yenilik alanlarında bilgi ve yenilikler
kazandıran eğitime de gerek vardır. Oysa Türkiye en temel eğitim aĢamasında dahi oldukça geri
konumdadır ve Ģu anda bütçeden eğitime ayrılan sınırlı kaynaklarla bir geliĢme kaydetme oldukça
güçtür.

Dünyadaki değiĢimin hızına ayak uydurabilmek ve toplumun refah düzeyini arttırabilmek için,
giriĢimcilik konusuna daha fazla ilgi göstermek ve giriĢimciliği desteklemek gerekmektedir.
GiriĢimciliğin desteklenmesi potansiyel giriĢimcilere fırsat yaratılması ve kaynak sağlanması kadar,
giriĢimcilik ruhunun geliĢtirilmeye çalıĢılması olarak da algılanmalıdır. GiriĢimcilerin kiĢilik
özelliklerini bilmek, bu özelliklerin hangi değiĢkenlerden etkilendiğini ortaya çıkarmak ve
giriĢimciliğin geliĢebilmesi için uygun ortamları yaratmaya çalıĢmak, giriĢimciliği desteklemek
adına atılacak önemli bir adımdır.

GiriĢimciliğe yönelik değerler açısından Türkiye‟ de son dönemde ciddi geliĢmeler vardır.
Ülkemizde son yıllarda giriĢimcilik konusunun, özellikle KOBĠ‟ lerin önem kazanmasına paralel
olarak, ön plana çıkmaya baĢladığına Ģahit oluyoruz. Üniversitelerde giriĢimcilik eğitimi verilmeye
baĢlanmıĢtır.

Risk almaktan çekinen Türk toplumunun, eğitim yoluyla, iĢ kurmada karĢılaĢacağı riskler ve
sorunları çözme konusunda bilgilendirilmesi gerekmektedir. Genel eğitim sayesinde bilgili ve
kendine güvenen bireyler yaratmanın ötesinde, özellikle iĢletme ve giriĢimcilik alanında bilgi ve
yeteneklerin öğretilmesi de gerekmektedir. Bu anlamda giriĢimciliğin yaygınlaĢtırılması amacıyla;

91
 Türkiye de eğitim sistemine yatırım yapılmalıdır.

 GiriĢimci kapasitesinin artırılmasına ve iyileĢtirilmesine yönelik eğitimler organize


edilmelidir.

 Ġnisiyatif olarak harekete geçen birkaç özel vakıf örneğinin yaygınlaĢtırılması


sağlanmalıdır.

 Devletten beklemek yerine Türkiye‟nin eğitim sisteminin iyileĢtirilmesi konusunda


sivil toplum kuruluĢları aktif rol oynamalıdır.

 Üniversiteler ve bilim kuruluĢları ileri düzeyde bilimsel çalıĢmalar yaparak


üniversitelerin araĢtırma potansiyelini arttırmalı, sanayinin ve toplumun
ihtiyaçlarından kaynaklanan projeler üzerinde çalıĢmalı, böylece endüstriyel ve
sosyal araĢtırmalar konusunda deneyimli mezunlar yetiĢtirmelidir.

TARTIġMA SORULARI

1. Ülkemizde giriĢimciğin geliĢtirilebilmesi için sizce neler yapılmalıdır?


2. GiriĢimci olabileceğinize inanıyor musunuz? Neden?

92
KAYNAKLAR

KĠTAPLAR

ARIKAN, Semra, GiriĢimcilik, Siyasal Kitabevi, Ankara-2000.

CARVER, Charles S, Michael F. SCHEIER, Perspectives On Personality, Allyn & Bacon,


USA-1996.

ÇELĠK, Adnan, Tahir AKGEMCĠ, GiriĢimcilik Kültürü ve KOBĠ‟ler, Nobel Yayın Dağıtım,
Konya-1998.

ÇETĠN, Canan, Yeniden Yapılanma, GiriĢimcilik, Küçük ve Orta Boy ĠĢletmeler ve Bunların
Özendirilmesi, Der Yayınları, Ġstanbul-1996.

DĠNÇER, Ömer, Stratejik Yönetim ve ĠĢletme Politikası, Beta Basım Yayım Dağıtım A.ġ.,
Ġstanbul-1998.

EREN, Erol, Örgütsel DavranıĢ ve Yönetim Psikolojisi, Beta Basım Yayım Dağıtım A.ġ.,
Ġstanbul-2002.

EROĞLU, Feyzullah, DavranıĢ Bilimleri, Beta Basım Yayım Dağıtım A.ġ., Ġstanbul-1996.

FRITZ, Robert, BaĢkasına ÇalıĢarak Zengin Olunmaz, Alkım Kitapçılık Yayımcılık, Çev.,
Özlem Nudralı, Ankara-1998.

HISRICH, Robert D, Michael P. PETERS, Entrepreneurship, McGraw-Hill Irwin, Fifth


Edition, USA-2002.

KOÇEL, Tamer, ĠĢletme Yöneticiliği, Beta Yayınevi, Ġstanbul-1999.

KÖKNEL, Özcan, Kaygıdan Mutluluğa KiĢilik, Altın Kitaplar Yayınevi, Ġstanbul- 1982.

93
KURATKO, Donald, Richard M. HODGETTS, Entrepreneurship, Third Edition, The
Dryden Press, Orlanda, 1995.

LONGENECKER, Justin G, Carlos W. MOORE, J. William PETTY, Small Business


Management, Tenth Edition, South-Western College Publishing, Ohio, 1997.

MÜFTÜOĞLU, M. Tamer, ĠĢletme Ġktisadı, Turhan Kitabevi, Ankara-1994.

SCARBOROUGH, Norman M, Thomas W. ZIMMERER, Effective Small Business


Management, Fifth Edition, Prentice Hall, New Jersey, 1996.

TÜRKEL, Asuman, Uluçınar, ĠĢletme Yöneticilerinin DavranıĢlarına Yön Veren Hakim KiĢilik
Faktörleri Ġle Yönetsel DavranıĢ Arasındaki ĠliĢkiler Ve Uygulama, Marmara Üniversitesi Teknik
Eğitim Fakültesi Döner Sermaye ĠĢl. Matbaası, Ġstanbul-1992.

MAKALELER

ANTONCIC, Bostjan, Robert D. HISRICH, “Clarifying the Intrapreneurship Concept”,


Journal of Small Business and Enterprise Development, Volume 10, Number 1, 2003, pp. 7-24.

BATSTONE, Stephen, John, PHEBY, “Entrepreneurship and decision making: the


contribution of G.L.S. Shackle”, International Journal of Entrepreneurial Behaviour & Research,
Volume 2, No 2, 1996, pp. 34-51.

BAYRAKTAROĞLU, Serkan, Erhan BĠRGĠLĠ, Mehmet APAN, “GiriĢimciliğin


Özendirilmesi ve KOBĠ TeĢvikleri”, II. Ulusal Orta Anadolu Kongresi 17-19 Ekim-Niğde, Milli
Prodüktivite Merkezi Yayınları, Ankara:2002, ss. 258-279.

BAYRAKTAROĞLU, Serkan, Rana Ozen KUTANĠġ, “Testing Htpotheses Of


Entrepreneurial Characteristics: A Across Cultural Perspective, Global Conference of Business
and Economics, 5 July, 2003 (yayınlanacak).

BROCKHAUS, Robert H., “Entrepreneurial Folklore”, Journal of Small Business


Management, Volume 25, No 3, 1987, pp. 1-6.

94
BROCKHAUS, Robert H., “Risk-Taking Propensity of Entrepreneurs”, Academy of
Management Proceedings, 1976, pp. 457-460.

BROCKHAUS, Robert H., “Psychological and Environmental Factors Which Distinguish the
Successful from the Unsuccessful Entrepreneur: A Longitudinal Study”, Academy of
Management Proceedings, 1980, s.s. 368-372.

BOX, M. Thomas, John L. BEISEL, Larry R. WATTS, Stephen F. AUSTIN; “Thai


Intrepreneurs: An Empirical Investigation Of Individual Differences, Background And Scanning
Behavior”, Academy of Entrepreneurship Journal, Volume 1, No 1,1995, pp.18-25.

CARLAND, W. James, Frank HOY, William R. BOULTON, JoAnn C. CARLAND,


“Differentiating Entrepreneurs from Small Business Owners: A Conceptualization” Academy of
Management Review, Volume 9, No 2, 1984, pp. 354-359.

CARLAND, W. James, JoAnn C. CARLAND, Matti KOIRANEN, “The Exportation of the


American Model of Entrepreneurship: Reality or Illusion? A Comparative Trait Study of
American And Finnish Entrepreneurs”, International Academy of Small Business, San Francisco,
June-1997, pp. 1-15.

CARLAND, W. James, Frank HOY, Jo Ann C. CARLAND, “Who is an Entrepreneur? Is a


Question Worth Asking”, American Journal of Small Business, Volume 12, No 4, Spring-1988,
pp. 33-39.

CEYLAN, Adnan, Nigar DEMĠRCAN, “GiriĢimciliği Etkileyen Faktörler Ġle GiriĢimci KiĢilik
Özellikleri Arasındaki ĠliĢkilere Yönelik Bir AraĢtırma”, 9.Ulusal Yönetim ve Organizasyon
Kongresi Bildirileri, 24-26 Mayıs, 2001, ss. 827-840.

COġKUN, Recai, Remzi ALTUNIġIK, “Management‟s concerns about the issues faced by
Turkish SMEs”, International Journal of Entrepreneural Behaviour and Research, Vol. 8, No 6,
2002, pp. 272-291.

95
COX, Charles, Reg JENNINGS, The Foundations Of Success: The Development And
Characteristics Of British Entrepreneurs And Intrapreneurs, Leadership & Organization
Development Journal, Vol. 16, No. 7, 1995, pp. 4-9.

ERDEM, Ferda, Nuray ATSAN, Beykan ÇĠZEL, Kadriye KARAKAġ, “The Role Of
Gender on Risk Taking Propensity and Tolerance for Ambiguity as Entrepreneurial Attributes”,
Eleventh World Business Congress Proceedings, July 10-14, 2002, ss. 627-632.

ERDOĞMUġ, Nihat, “Otobiyografilerin Analizi Yoluyla GiriĢimci ĠĢadamlarının Kariyer


GeliĢimi Hakkında Bir Ġnceleme”, Erciyes Üniversitesi 8. Ulusal Yönetim ve Organizasyon
Kongresi Bildirileri, 2002, ss. 95-108.

GARTNER, William B., “Some Suggestions for Research on Entrepreneurial Traits and
Characteristics”, Entrepreneurship: Theory and Practice, Vol.14, 1989, pp. 27-37.

GARTNER, William B., “Who Is an Entrepreneur? Is the Wrong Question”, American Journal
of Small Business, Vol. 12, Issue 4, Spring-1988, pp. 11-32.

GRAY, Judy, “Small Business Strategy In Australia”, Academy of Entrepreneurship Journal,


Volume 2, No. 2, 1997, pp. 44-58.

GREEN, R., J. DAVID, M. DENT, “The Russian entrepreneur: a study of psychological


characteristics”, International Journal of Entrepreneurial Behaviour & Research, Vol. 2, No. 1,
1996, pp. 49-58.

HISRICH, Robert D., Mikhail V. GRACHEV, “The Russian entrepreneur: characteristics


and prescriptions for success”, Journal of Managerial Psychology, Volume 10, Number 2, 1995,
pp. 3-9.

HORNADAY, John A., John ABOUD, “Characteristics Of Succesful Entrepreneurs”,


Personnel Psychology, Vol 24, Issue 2, 1971, pp. 141-153.

JOHNSON, David, “What is innovation and entrepreneurship? Lessons for larger


organisations”, Industrial and Commercial Training, Volume 33, Number 4, 2001 pp. 135-140.

96
KAYA, Nihat, “ĠĢletmelerde GiriĢimcilik Özelliği Yüksek ÇalıĢanların Güdülenmesi, 9. Ulusal
Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildirileri, 24-26 Mayıs, ss. 541-551.

KOH, Hian Chye, “Testing hypoteses of entrepreneurial characteristics; A sudy of Hong Kong
MBA students”, Journal of Managerial Psychology, Vol. 11, No.3, 1996,
pp.12-25.

KOIRANEN, Matti, Kimmo HYRSKY, Mika TUNNANEN, “Risk Taking Propensity Of


U.S. And Finnish SME‟s: Findings On Similarities And Differences”, Academy of
Entrepreneurship Journal, Volume 2, No. 2, 1997, pp. 59-69.

KRUEGER, Norris F., Deborah V. BRAZEAL, “Entrepreneuiral Potential and Potential


Entrepreneurs”, Entrepreneurship Theory and Practice, Vol 18, Issue 3, Spring-1994, pp. 91-
104.

LITTUNEN, Hannu, “Entrepreneurship and the characteristics of the entrepreneurial


personality”, International Journal of Entrepreneurial Behaviour & Research, Vol. 6, No 6, 2000,
pp. 295-309.

LUTHANS, Fred, Brooke R. ENVICK, Robin D. ANDERSON, “A Proposed Idiographic


Approach To The Study Of Entrepreneurs”, Academy of Entrepreneurship Journal, Volume 1,
No. 1,1995. pp. 1-17.

MAZUR, Allan, Eugene, ROSA, “An empirical Test of McClelland‟s Achieving Society
Theory”, Social Forces, Vol. 55, No:3, 1977, pp. 769-774.

MESCON, Timothy S., John R. MONTANARI, “The Personalties of Independent and


Franchise Entrepreneurs, An Empirical Analysis of Concepts”, Academy of Management
Proceedings, 1981, pp. 413-417.

MORRISON, Alison, “Entrepreneurship: what triggers it?”, International Journal of


Entrepreneurial Behaviour & Research, Volume 6, Number 2, 2000, pp. 59-71.

PARNELL, John A., William “Rick” CRANDALL, Michael MENEFEE, “Examining


The Impact Of Culture On Entrepreneurial Propensity: An Empirical Study Of Prospective

97
American And Egyptian Entrepreneurs”, Academy of Entrepreneurship Journal, Volume 1,
Number 1,1999, pp. 39-52..

SAGIE, Abraham, Dov ELIZUR, “Achievement motive and entrepreneurial orientation: a


structural analysis”, Journal of Organizational Behavior, 1999, Vol 20, pp. 375-387.

SCHUMPETER, Joseph A., “The economy as a whole: Seventh chapter of The Theory of
Economic Development”, Industry and Innovation, Vol. 9, No. 1/2, Sydney; Apr/Aug 2002, pp.
93-145.

TEKĠNAY, N. Aslı, “Dünyadan Kadına TeĢvik”, Capital, Yıl 11, Sayı: ġubat 2003, ss. 106-110.

THOMPSON, John L., “The world of the entrepreneur - a new perspective”, Journal of
Workplace Learning: Employee Counselling Today, Volume 11, Number 6, 1999, pp. 209-224.

TIMMONS, Jeffrey A., “Characteristics And Role Demands Of Entrepreneurship”, American


Journal Of Small Business, Vol 3, No 1, July, 1978, pp. 5-17.

TREVISAN, Italo, Johan W de JAGER, Jan GRUNDLING, “The Perception of the


Importance of Entrreneurial Qualities across Different Cultures: A first Report”, Eleventh World
Business Congress Proceedings, July 10-14, 2002, pp. 143-150.

VERHEUL, Ingrid, Niels BOSMA, Marieke van GINKEL, Danielle LONGERBONE,


Reinder PRINS, “Determinants of entrepreneurship in the Netherlands”, Entrepreneurship:
Determinants and Policy in a European - US Comparison', Chapter 4, Kluwer Academic
Publishers, 2002.

WELSH, John A., Jerry F. WHITE, “Recognizing And Dealing With The Entrepreneur”,
S.A.M. Advanced Management Journal, Vol 43, Issue 3, Summer-1978, pp. 21-31.

98

You might also like