Professional Documents
Culture Documents
Davranış Bozuklukları Ve Psikoloji Testler Rapor
Davranış Bozuklukları Ve Psikoloji Testler Rapor
Davranış Bozuklukları Ve Psikoloji Testler Rapor
Venera ŞIHKAMALOVA
DERS ÖDEVİ
Eskişehir
Anadolu Üniversitesi
05/2019
İçindekiler
Giriş............................................................................................................................................2
1. Çocuklarda davranış bozuklukları..................................................................................2
1.1. Çocukların davranış bozuklukların ölçütleri..........................................................2
1.2. En sık görülen davranış bozuklukları.........................................................................3
1.2.1. Parmak Emme............................................................................................................3
1.2.2. Saç Koparma (Trikotillomani)...................................................................................3
1.2.3. Tırnak Yeme..............................................................................................................4
1.2.4. Altını ıslatma.............................................................................................................4
1.2.5. İçe Kapanıklık............................................................................................................4
1.2.6. Küfür..........................................................................................................................4
1.2.7. Çalma.........................................................................................................................5
1.2.8. Saldırganlık................................................................................................................5
1.2.9. Yalan..........................................................................................................................6
1.2.10. Mastürbasyon...........................................................................................................7
1.3. Davranış bozuklukların çözümü...............................................................................7
1.4. Sonuç...........................................................................................................................8
2. Psikolojik testler................................................................................................................8
2.1. Testlerin kullanım amaçları ve işlevleri...........................................................................8
2.2. Psikolojik testlere ilişkin yaklaşımlar..............................................................................9
2.3. Psikolojide kullanılan testlerin özellikleri....................................................................9
2.4. Psikolojik testlerin sınıflandırılması.............................................................................9
2.4.1. Başarı Testleri.......................................................................................................9
2.4.2. Yetenek testleri........................................................................................................10
2.4.3. Kişilik Testleri.........................................................................................................10
2.5. Projektif Teknikler...................................................................................................11
2.5.1. Tematik Algı Testi: (TAT)..................................................................................11
2.5.2. Rorschach Testi...................................................................................................11
2.5.3. Beier Cümle Tamamlama Testi..........................................................................12
2.6. Sonuç.........................................................................................................................12
Kaynakça:................................................................................................................................12
2
3
Giriş
Ailede ve toplumda meydana gelen olumlu ve olumsuz bütün olaylardan her insan gibi
çocuk da etkilenir. Ancak çocuklar yetişkinler gibi yeterli tecrübe birikimine, gelişmiş
mantığa ve güçlenmiş bir iradeye sahip olmadıkları için karşılaştıkları olumsuz şartları, âni
değişiklikleri ve zorlukları anne baba desteği olmadan kolay aşamazlar. Aile büyüklerinden
birinin ölümü, babanın işini kaybetmesi, yeni bir eve taşınılması, okulunun değiştirilmesi,
yeni bir kardeşin dünyaya gelmesi gibi beklenmedik olayları ve değişiklikleri çocuklar kolay
kabullenemez, uyum sağlamakta zorluk çekerler. (Scott, 2001, s: 194).
Anne ve babadan destek gören, sevilen, özgüven duygusu gelişmiş bir çocuk kısa sürede
yeni duruma uyum sağlayabilir. Uyum sağlayıncaya kadar geçen süre içinde gösterilen
davranış bozuklukları ruh sağlığına zarar vermeyen geçici uyum bozukluklarıdır. Bunlar
aslında çocuğun sosyal gelişimi için faydalı tecrübelerdir. (Scott, 2001, s: 197).
1.1.1. Yaşına uygun olmaması: Davranış belli bir gelişim döneminde görülen geçici bir
durum olabilir Çocuklarda davranış problemlerinden bahsetmek için önce çocuğun içinde
bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini iyi bilmek gerekir. Çocukta ortaya çıkan yaşına
bağlı yer yeni gelişme çocuğa değişik şartlar sunar ve zorluklar, güçlükler doğurur. Yeni
şartlara uyum sağlayana kadar çocuklarda geçici uyum sorunları yaşanabilir. Gelişim
döneminin kendine özgü davranışlarının dışında olmalı.. Örneğin, 4-5 yaşına kadar olan gece
4
alt ıslatmaları, 2-3 yaşlarında ortaya çıkan uyku bozuklukları ve kısa süren konuşma
düzensizlikleri kaygı duyulmasını gerektirmez.( Makarenko, 1934, s: 219).
1.1.3. Sürekli ortaya çıkması: Davranışın uzun zamandan beri ısrarlı bir şekilde devam
ettirilmesi gerekir. Çocuğun belirli bir davranış türünü ısrarlı bir biçimde ve uzun zaman
devam ettirmesidir. Süreklilik gösteren davranışlarla, bir müddet olup kaybolan davranışlar
aynı düzeyde tutulamaz. Örneğin; kardeş kıskançlığı nedeniyle hırçın ve huysuz olan çocuğun
davranışı normal olarak nitelendirilebilir. Ancak çeşitli nedenlerle sorunların sürmesi
uyumsuzluk olarak nitelendirilir. ( Makarenko, 1934, s: 225).
1.1.4. Cinsel rol beklentilerine uymaması: Erkek ve kız çocukların cinsel rollerine göre
davranmadığı durumlar olmalı. Erkeklerde kızlara oranla daha saldırgan olmaları beklenirken,
davranışları ile erkeklere benzer saldırgan davranan kızların davranışları normalden sapan
davranış kategorisine girer.( Vygotsky, 1991, s:81).
5
tavır alınmalıdır. Özellikle anneyle kurulamayan sağlıklı iletişim eksikliği giderildiğinde
davranış bozukluğu da bir süre sonra ortadan kalkacaktır. (Kizmaz, 2006, s: 51).
1.2.3. Tırnak Yeme
Kızgınlığını, sıkıntısını, korkusunu rahatça dile getirmesine izin verilmeyen ve kızgınlığı
ceza ile bastırılan çocuklar, saç koparmada olduğu gibi, tırnak yiyerek saldırganlık
duygularını kendilerine yöneltirler.
Tırnak yeme nedenleri:
• Güvensizlik
• Anne-baba yaşantısı
• Çocuklar arasında ayırım
1.2.4. Altını ıslatma
Altını ıslatmayı, tekrarlayıcı nitelik taşıyan istem dışı idrar kaçırma olarak
tanımlayabilir. Bir uyum ve davranış bozukluğu olarak bakıldığında bu sorun da tıpkı diğer
bozukluklar gibi aile içi iletişim eksikliği, baskıcı ya da aşırı kontrolcü tutumlar sonucu
ortaya çıkmaktadır. O nedenle bozukluğa yol açan etken saptanarak erken tedavi yoluna
gidilmesi büyük önem taşımaktadır. (Yakobson, 1984, s:7).
Altını ıslatma nedenleri:
• Genellikle %75 kalıtımsal olduğu bilinmektedir.
• Organik bozukluklar;
• Mesane kapasitesinin yeterli olmaması, ağır uyku, böbrek ve bağırsak bozuklukları.
• Psikolojik faktörler: kaygının bilinçdışı ifade edilmesidir.
• Yanlış ve baskıcı tuvalet eğitimi verilmesi.
• Travmatik yaşantılar etkiler.
• Çocuğun sık sık üşütmesi
1.2.5. İçe Kapanıklık
Aşırı kontrolcü, otoriter ailelerin çocuklarında çok sık rastlanan bir davranış
bozukluğudur. Çocuğun baskı altında olduğu, aşırı ilgi gösterildiği ya da eleştirildiği
ortamlarda çocuk kendine olan güvenini kaybeder. Hatta hiç kazanamaz bile. Sürekli kontrol
edildiğinden ve her hareketinde bir yanlış bulunacağından korkan çocuk çevresiyle olan
ilişkilerini olabilecek en az düzeye indirger. Yanlış yapmamak için sessiz kalmayı tercih
eder. (Yakobson, 1984, s:19).
Demokratik, çocuğa söz hakkı tanıyan ailelerde yetişen çocukların son derece güvenli,
hakkını arayabilen, saygı gören ve başkalarına da saygı gösteren çocuklar olduğu
bilinmelidir. O nedenle yaşı kaç olursa olsun çocuğun duygularını ve düşündüklerini ifade
etmesine fırsat verilmeli, çocuk ciddiye alınmalıdır. Onun ebeveynlerinden bağımsız bir
kişilik geliştirdiği ve farklı bir birey olduğu göz ardı edilmemelidir. (Yakobson, 1966, s:27).
1.2.6. Küfür
İnsanların genellikle kızgınlık, öfke veya engellenmelerle karşılaştıklarında kendilerini
ifade etmek için kullandıkları kötü kelimelere denir. (http-4).
Küfürün nedenleri:
• Anne-baba veya etrafındaki yetişkinleri model alması.
6
• Yetişkinlerin ilgisini çekme isteği.
• Büyüdüğünü ispat etme çabası.
• Kızgınlık ve öfke durumlarında.
• Küfür eden akranları arasında kabul görme isteği.
1.2.7. Çalma
Erken çocukluk çağından itibaren bir şeyi izinsiz olarak almak sık görülen bir durumdur.
6-7 yaşına kadar çocuğun bu çeşit eylemleri, çalmak olarak kabul edilmemelidir. Mülkiyet
hissi gerçek anlamda ancak 7-8 yaştan sonra gelişecektir. Oyun çağındaki çocuk bir
oyuncağın kendisine ait olup olmadığını bilmekle beraber, değeri hakkında bir fikri yoktur.
Çoğu zaman kendi oyuncaklarını bırakır, başkalarının oyuncaklarını alır. İstendiğinde
vermez. (Özdemir, 2013, s: 371).
6-8 yaşlarında ve hatta daha da büyük çocuklar da ebeveynlerine ait değerli ya da
değersiz şeyleri saklamak sık görülen bir davranıştır. Kendi odası, eşyaları, kendine ait bir
dolabı olması çocukta kendisinin ve başkasının kavramlarını öğrenmesinde çok etkilidir.
Ayrıca, bir başkasını eşyasını sormadan ya da izin almadan kullanmaya kalkan çocuğa bu
eşyaları niçin kullanmaması gerektiği bunların kime ait oldukları net olarak açıklanmalıdır.
Bu eşyaların başkalarının olduğu ve sadece izin verildiği zaman ödünç olarak alabileceği
anlatılmalıdır. (Özdemir, 2013, s: 401).
Küçük yaşlarda konunun üzerine ciddi olarak eğilmek gelecekte ortaya çıkacak pek çok
sorunun önüne geçer. Çalma bir uyum ve davranış bozukluğu olarak kabul edilmeli ancak yaş
aralığı doğru saptanmalıdır. 7 – 8 yaşlarında itibaren çocuğa düzenli olarak harçlık verilmesi,
ihtiyaçlarını ve isteklerini kendi başına giderme yönünde desteklenmesi çocuğun odasına,
eşyalarına, özel alanına ve öncelikle çocuğun kendisine saygı gösterilmesi temel faktördür.
Çalma nedenleri (http-5):
• Zorunlu temeli ihtiyaçların karşılanmaması.
• Çocukta mülkiyet fikrinin geliştirilememesi.
• Diğer insanların sahip olduğu şeylerden mahrum bırakmak.
• Kleptomani: Sadece çalmanın verdiği haz, kişiyi çalmaya iter.
1.2.8. Saldırganlık
Saldırganlık, küçük çocuklarda normal bir tepki biçimidir. Çocuğun güvenlik, mutluluk
ya da başka bir gereksiniminin şekil değiştirerek başka bir biçimde ortaya çıkmasıdır.
Saldırganlığı kişisel bir yaralanmanın, bir başka şekilde sonuçlanması olarak tanımlayabiliriz.
Bu yaralanma sonucunda çocuğun akranlarına vurması, ısırması, eşyaları fırlatması,
tekmelemesi, tükürmesi ve zarar vermeyi amaçlayan tehditler şeklinde sözel saldırılarda
bulunmasıdır. (Rutter, 1987, s: 287).
Saldırganlığın nedenleri (Rutter, 1987, s: 312):
• Saldırgan davranışların yetişkinler tarafından ödüllendirilmesi ve pekiştirilmesi. Bu
durum genellikle geleneksel kültürde çok görülür. Geleneksel kültürde erkek çocuğun
saldırganlığı onaylanır.
• Örneğin; kavga eden çocuğa ailesi tarafından “aferin” veya ”seni döveni sen de
döveceksin” denmesi.
• Çocuğun yetişkinlerden gerekli anlayışı, sevgiyi ve kabulü görmemesi.
• Televizyon ve bilgisayar oyunları, kitle iletişim araçlarının olumsuz etkisi
7
Öncelikle ailenin kendi içinde tutarlı, saygılı ve güven verici bir yapı oluşturması gerekir.
Bu tip bir davranış bozukluğunda mutlaka uzman yardımı alınmalı ve çocuk bedensel
faaliyetlerin ağırlıkta olduğu bazı spor çalışmalarına yönlendirilmelidir. Çocuğun zarar
verdiği ya da incittiği insanların neler hissedebileceklerine yönelik anlatımlar ve örnekler
yararlı olur. Her şeyden önce de bu davranışın yerleşmesini önlemek amacıyla çocuk şiddet
içeren filmlerden, oyunlardan uzak tutulmalıdır. (http-7).
1.2.9. Yalan
Yalan herkesçe ayıplanan bir davranıştır. Başkalarını bilerek aldatmak amacıyla söylenen
yalanlar, gerçek yalanlardır. Çocukların yalanları, aldatma amacı gütmez. Çocuk gerçeği iyi
değerlendiremediği için, gördüklerini çarpıtarak anlatır ve uydurur. Kimi ana-baba, çocuğun
olmamış şeyleri olmuş gibi anlatmasını yalan saymaktadır. Bunları dinlemek ve olduğu gibi
kabul etmek yerine çocuğu suçlar. Üç-beş yaş çocuğunun hayal dünyası çok geniş olduğu için
inanılmaz öyküler anlatırlar ve bu dönemde yalan ile yalan olmayanı ayırt edemezler. (Rutter,
1987, s: 419).
Taklit Yalanlar: Çocuklar ana-babayı örnek alır. Ana-babanın yalanına tanık olan çocuk,
yalan söylemeyi öğrenir. Örneğin:” Doktora gidiyoruz.” diye gezmeye giden anne-baba,
çocuğun yalan söylemesine zemin hazırlar.
Sosyal Yalanlar: Bunlar en yaygın olan yalanlardır. Bir yere gideceğimiz zaman, gitmek
istemiyorsak, "Hastayım." diyebiliriz.
Savunma Yalanları: Çocuk kendini korumak için yalan söyler. Çocuk sık sık eleştiriliyor,
çocuğa sert tepki gösteriliyor ve mükemmelliğe zorlanıyorsa çocuk, yalana başvurabilir.
Çocuk doğru söylediğinde "Yalan söylüyorsun." diye suçlanıyorsa çocukta, bu yalanların
alışkanlık haline gelmesine neden olabilmektedir.
8
davranışları yapmamaları önemlidir. Aşırı tepki göstermek, kızmak, cezalandırmak çocuğu
yalandan uzaklaştırmak yerine, daha çok yalana iter. Çocuğun yalan söylemesinin altında
yatan nedenler saptanarak bir uzman yardımıyla ve yakın aile bireylerinin işbirliğiyle çözüme
gidilebilir.(Earls, 2002, s: 419).
1.2.10. Mastürbasyon
Çocuklar 3-6 yaşları arasında kendi cinselliğini keşfetmeye başlar. Bu dönemde çocuk
kendi vücudunu incelemeye başladığından cinsel organına dokunduğunda zevk aldığını fark
etmesiyle bu davranışı sık sık yapmaya başlar. Cinsel organına dokunarak kendi kendini
tatmin etme yoluna başvurur. Bir yere sürtünerek ya da oyuncaklarını kendi bedenine sürterek
rahatlamaya çalışır. Bu davranışı yalnız kaldığı zamanlarda yapmakla birlikte bazen toplum
içinde de yapabilir. Davranışın sıklığı arttıkça çocuğun cinsel bölgesinde tahrişe yol açabilir.
(Friedman, Volkov, 1985, s:71).
Çocuğun kendi bedeniyle ilgilenmesi, kendini keşfetmeye çalışması anormal bir durum
değildir. Çocuk kendini kontrol etmekte zorlanıyor ve davranışı çok sık yapıyor ve her
ortamda yapıyorsa normal değildir. Bazen bu davranışın çıkma nedeni çocuğun dar bir kıyafet
giymesi ya da onu kaşındıran naylon kıyafet giydirilmesi nedeniyle de olabilir ya da bazen
çocuğun geçirmiş olduğu bir enfeksiyon da buna neden olabilir. (Friedman, Volkov, 1985,
s:94).
Böyle bir olaya tanık olan ebeveynler, kızmak ve bağırmak yerine önce görmezden
gelmeye çalışmalılar. Eğer herkesin içinde yapmaya başlamışsa bunu yalnızken ve odasında
yapabileceği söylenmelidir. Ayrıca bu davranıştan ötürü çocuk ayıplanmamalı, alay
edilmemelidir. Çocuğun ilgisini çekecek farklı uğraşlar yaratılmalı ve etkinlikler konusunda
çocuk teşvik edilmelidir.(Makarenko, 1937, s: 235).
Çocuğa yaşına uygun sorumluluk vererek başarma duygusu yaşatılmalı, anne baba
çocuğa olumlu rol model olmalı. Olumsuz davranışlar gösterildiğinde değil, bu davranışlar
gösterilmediğinde ilgilenilmelidir aksi takdirde bu davranışların pekişmesine sebep olur.
(Ruvinsky, 1981, s: 56).
9
1.4. Sonuç
Burada açıklanan davranış bozuklukları genellikle ebeveynleri değil, aynı zamanda
deneyimli öğretmenleri de şaşırtıyor çünkü eğitim önlemleri ergenleri düzeltmek için
yetersizdi. Bu gibi durumlarda, rahatsız edici davranışların gerçek nedenlerini ortaya
çıkarabilen ve gerekli önerilerde bulunabilen psikologların yardımıyla gözle görülür bir başarı
elde etmek mümkündür.
2. Psikolojik testler
Psikolojik testler bireyler arasında gözlenen çeşitli nitelik "farklarını" ölçme
gereksiniminden ortaya çıkmıştır. Testlerin gelişimi 19. asrın sonları ile 20. asırda
gerçekleşmiştir. Eğitim ve psikolojide karşılaşılan sorunlara çözümler bulma
ihtiyacı psikolojik testlerin gelişmesini en çok etkileyen nedenler olmuştur. (Antip, 1998, s:
67).
Psikolojik testler, aynı kişinin farklı durumlar karşısındaki tepkilerini ya da diğer kişilerle
arasındaki farkları ölçmektedir. Psikolojik testlerin ilk olarak kullanım alanı okullar ve
çocuklar olmuştur. Uygulama alanında ilk yararlı olan testler zekâ geriliği alanında
geliştirilmiştir. Bunu duygusal yönden bozukluğu olanlar, çocuk suçlular ve başka türden
davranış bozukluğu alanları takip etmiştir. (Savaşır, 1981, s: 27).
Psikolojik testlerin en genel işlevi, çok çeşitli durumlarda ortaya çıkan bireylere ve
gruplara ilişkin karar verme süreci için gerekli bilgileri toplamaya olanak sağlamasıdır.
Cronbach testlerin kullanım amaçlarını ve işlevini dört grupta toplamıştır. (Cronbach, 1990).
Bunlar:
10
2.2. Psikolojik testlere ilişkin yaklaşımlar
Bireyleri psikolojik testlere ve test sonuçlarına göre değerlendirirken, klinik ve
psikometrik olmak üzere iki farklı bakış açısı vardır. Psikometrik yaklaşımın amacı
değerlendirmeyi objektif yapabilmektir. Bireyin tepkilerini objektif biçimde ölçmesi ve
değerlendirilen kişinin de objektif kalabilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Psikometrik
yaklaşım, faktör analizi, madde analizi, ve test analizi gibi istatistiksel yöntemlerle
geliştirilmiştir. (Andreeva, 2000, s: 62).
Doğruluk: Aynı bireyde ardı ardına iki kez uygulanan aynı deneyin eş sonuçlar
vermesini bu özelliği sağlar.
Hassaslık: Bir test, bireylerin sınıflandırılması ve ayrıştırılması için az ya da çok
basamak içeriyorsa, az ya da çok hassas olarak nitelendirilir. Testin ölçebileceği
davranış düzenleri ne kadar genişse, testte bu düzenler içinde o kadar hassastır.
Geçerlik: İyi bir testin geçerli olması gerekir. Testin neyi ölçmesi amaçlandıysa, onu
ölçmesi demektir. Geçerlik korelasyon yöntemiyle saptanır.
11
2.4.2. Yetenek testleri
a) Akademik Yetenek Testleri: Belirli bir okulda başarıyı ölçmek amacı ile kullanılan tüm
testler yetenek testleridir. Genellikle okullar öğrenci alınmasına ilişkin kararlar verirken,
akademik yetenek testlerinden de faydalanmaktadır. Amerika’da mezuniyet sonrası çalışma
yapmayı planlayan öğrencilere uygulanabilecek birçok test geliştirilmiştir. Bunlardan bir
tanesi de “Mezuniyet Sonrası Eğitimine Giriş” sınavıdır. Akademik yetenek testi okul
başarısını, meslek yetenek testi ise bir mesleğe ilişkin eğilimleri ölçer. (Pugachev, 2003, s:
285).
b) Meslek Yetenek Testleri: Günümüzde yüzlerce meslek yetenek testi vardır. Bu testler
meslek öğreniminde veya bir işte başarı olasılığını ölçer. Bireyin, yetiştirilirken en çok
başarılı olduğu ve olabileceği alana yöneltilmesi o konuda bilgi ile donatılması
gerekmektedir. Bunun için de özel yetenek testlerine başvurulur. Özel yetenekleri incelikle
ortaya çıkaracak bir yetenek testi yoktur. Ancak bu testi özel bir alanda başarıyı tahmine
yarayan herhangi bir ölçü olarak düşünebiliriz. Bir bireyin yeteneği ondaki potansiyeldir. Bu
testlerle, el becerileri, görme keskinliği, mekanik yetenek, müzik yeteneği gibi yetenekler
belirlenir ve birey buna göre yönlendirilir. (Pugachev, 2003, s: 287).
Bu ölçekler, bireyler arasındaki nitelik farklılıklarını belirleme amacı ile eğitim ve sanayi
alanlarında yaygın olarak kullanılır. Derecelendirme ölçekleri çeşitlidir. Bunlar sayısal
derecelendirme ölçekleri, grafiksel derecelendirme ölçekleri, yatay grafiksel, dikey grafiksel
ve betimsel-grafiksel derecelendirme ölçekleridir. Bu ölçekler bize kaba bilgiler verdiğinden
dolayı, çok fazla güvenilir olduğu söylenemez. Bazı ölçme hataları da olabilir. Bunlar (Özge,
1981):
Genelleme Hatası ( Halo Effect): Gözlem yapan kişinin birey hakkındaki genel görüş,
inanış ve kanısını kişinin gözlenen özel ve farklı niteliklerine de genellemesidir.
Kişilik Yanlılık Hataları: Görüşmecinin değerlendirilen kişilerin hepsini aynı veya çok
yakın derecelere koyması derecelendirme ölçeğinin bütün derecelerini
kullanmamasından kaynaklanmaktadır.
Mantık Hatası: Kişiye ait benzer nitelikleri birbirinden ayırmama ve onları aynı
derecelere koyma eğilimidir. Örneğin zekâ ile başarıyı aynı kefeye koyup, bireyleri
zekâlarına göre derecelendirirken başarılarına göre aynı derecelere koyarlar.
12
Gözlem Yetersizliği Hatası: Yeterli gözleme dayanmayan derecelerin doğruluğundan
emin olunmaz. Gerçek gözlemlere dayanmayan bir derecelendirmenin birey hakkında
bir veri olma değeri tartışılır.
1943 yılında S.R. Hathaway ve J.C.Mckinley tarafından Minnesota Çok Yönlü Kişilik
Envanteri (MMPT) hazırlanmıştır. Bu test kliniklerde kişilik bozukluklarını tespit etmek için
kullanılır. Bu bozuklular şunlardır (Batarshev, 2001, s: 15):
Hipokondriya: Bir kimsenin kendi sağlığına ilişkin bir kaygı duyması ve küçük
belirtileri kötümser biçimde abartması,
Depresyon: Kötümserlik, değersizlik, umutsuzluk duygusu,
Histeri: Bedensel nedene dayanmayan baş ağrıları ve felçler gibi hastalıklar,
Psikopat: Topluma karşı, ahlâk dışı davranışlar yapan kişi,
Erkeklik-Dişilik: Erkeksi ve kadınsı ilgilerin tümü,
Psikasteni: Tekrarlayan mantık dışı düşünceler,
Paranoid: Aşırı şüphecilik,
Şizofreni: Bir kimsenin kendi özel dünyasına çekilme durumu,
Hyponania: Herhangi bir açık neden olmaksizin, hafif taşkınlık ve heyacan hali,
Sosyal İçe Dönüklük: Diğer kimselerden kaçınma ve bir kimsenin kendini sosyal
ilişkilerden uzak tutması.
Bu testler dışında İlgi Testleri, Tutum Ölçekleri, Zeka testleri gibi birçok psikoloji
ölçekler var olmaktadır.
2.6. Sonuç
Bireylerin tanınması için, ilgi ve yetenekleri, başarı ve başarısızlıklar, bireysel ve
sosyal uyum düzeyleri, değer yargıları yetiştiği ortam ve pek çok özellikleri bilmemede yarar
vardır. Psikolojik testler bireyler arasında gözlenen çeşitli nitelik farklarını ölçmek için ortaya
çıkmıştır. Testlerin işlevleri, bireylerin seçimi, sınıflaması, uygulanan yöntemlerin
değerlendirilmesi ve araştırmalarda bilimsel denencelerin kontrol edilmesi gibi çalışmaları
kapsar. Zekâ ve yetenek testleri kendi içinde sınıflandırılabilir. Bunlar psikolojik testler,
yetenek testleri, kişilik testleri, ilgi ve tutum testleridir. Bireysel zekâ testlerinden en çok
kullanılanlar Stanford Binet Zekâ Testi ve Wechsler Yetişkinler Testidir. Zekâyı etkileyen
etmenler arasında kalıtımın, çevrenin, beslenme ve bakımın önemli rolü vardır.
Kaynakça:
Antip A.Ş. Kitapları Bilimsel Yay. No: 29, Ankara, 1998.
Andreeva G.M. Sosyal Psikoloji: Ders Kitabı. M., 2000. s.62, 384
Batarshev A.V. Test: Pratik bir psikoloğun temel araçları: Ders kitabı. ödenek.- M: Delo,
2001.- 15s.
Bloomquist M.L., Schell S.V. (2002) Helping Children with Aggression and Conduct
Problems. Guilford Press, New York.
Cronbach, L. J. (1990). Essentials of psychological testing (5th Edition). New York: Harper
Collins
14
Feldman, S.R. Understanding Psychology. McGraw, Hill inc Massachusetts, 1996.Earls F.,
Mezzacappa E. (2002) Oppositional-defiant and conduct disorders. In: Rutter M., Taylor E.
(eds) Child and Adolescent Psychiatry, 4th edition. Blackwell Science, Oxford. pp. 419-436.
Gülgöz, S. (1994). Test kullanımında temel konular. Türk Psikoloji Dergisi, 9(33), 1-8
Hill J., Maughan B. (2001) Conduct Disorders in Childhood and Adolescence. Cambridge
University Press, Cambridge
Karaoğlu, M. (2011). Başarıya ilk Adım erken müdahale programının 5-6 yaş grubu
çocuklarının problem davranışlarına, sosyal becerilerine ve akademik etkinliklerle ilgilenme
sürelerine etkisi. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Marmara Üniversitesi. İstanbul.
Kizmaz, Z. (2006). Okullarda şiddet davranışının kaynakları üzerine kuramsal bir yaklaşım.
Sosyal Bilimler Dergisi, 30 (1), 47-70
Nemov R.S. Psikoloji. Kitap 3. Baskı 4. / R.S. Nemov. - M: Vlados, 2003. - 640 s
Özdemir, S. (2013). Özel Eğitim. Ġ. H. Diken. (Ed.), Duygu Davranış Bozukluğu Olan
Öğrenciler (371- 406), Ankara: Pegem Akademi Yayınları
Özgüven, E. Psikolojik Testler. Yeni Doğuş Matbaası Yay., Ankara, 1994Rutter M. “Zor
çocuklar için yardım”, M. İlerleme, 1987
Ruvinsky L.I. “Çocukların ahlaki psikolojik ve pedagojik sorunların incelenmesi”, M., 1981
Savaşır, I. (1981). Psikolojik testler (Rapor No. 7). Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Türkiye Sinir
ve Ruh Sağlığı Derneği Yayınları, Ankara.
Scott S. et al (2001) Financial cost of social exclusion: follow up study of antisocial children
into adulthood. BMJ, 323, 191-194.
Scott S. et al (2001) Multicentre controlled trail of parenting groups for child antisocial
behaviour in clinical practice. BMJ, 323, 194-197.
Vygotsky, L. S. Pedagojik psikoloji. —M., 1991. (Psikolojik yönleri ve eğitim sorunları: 81-
93.
15
Yavuzer Haluk, Okul Çağı Çocuğu, Remzi Kitap Evi, 2000, İstanbul
Yakobson, S.G., Çocukların Etik Gelişiminin Psikolojik Sorunları, Moskova, 1984. S:27-35.
http1:http://cardakmehmetakifersoyio.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/20/08/740302/dosyal
ar/2018_01/25151507_29000741_Yocuklarda_Uyum_ve_DavranYY_BozukluklarY-.pdf
http-2: http://www.youthinmind.info/Russia/Ch6.pdf
http-3: https://iacapap.org/wp-content/uploads/F.1-Anxiety-Russian-UKR.pdf
http-4: http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/21/70/660.pdf
http-5: http://www.atacan.k12.tr/anaokulubultenler/uyum.pdf
http-6:https://madalyonklinik.com/bolumlerimiz/cocuk-ergen-ve-aile-bolumu/davranis-
bozukluklari
htpp-7:https://www.sabah.com.tr/bebegimvebiz/cocuk/2017/08/14/uyum-ve-davranis-
bozukluklari
http-8: file:///C:/Users/mvata/psikolojik_testler_ve_zeka.pdf
htpp-9: https://works.doklad.ru/view/fx7LAmx77X4/all.html
16