Professional Documents
Culture Documents
Dussel Atlaslar Constant in Yeni Babil I
Dussel Atlaslar Constant in Yeni Babil I
Arzu Mimarlığı
MİMARLIĞI DÜŞÜNMEK
VE DÜŞLEMEK
İletişim Yayınları ???? • sanathayat dizisi ??
ISBN-13: 978-975-05-????
© 2012 İletişim Yayıncılık A. Ş.
1. BASKI 2012, İstanbul
•
İletişim Yayınları
SERTİFİKA NO. 10721
Binbirdirek Meydanı Sokak, İletişim Han No. 7 Cağaloğlu 34122 İstanbul
Tel: 212.516 22 60-61-62 • Faks: 212.516 12 58
e-mail: iletisim@iletisim.com.tr • web: www.iletisim.com.tr
İÇİNDEKİLER
Yazarlar.................................................................................................................................................... 313
Dizin............................................................................................................................................................ 315
Düşsel Atlaslar:
Constant’ın Yeni Babil’i ve
Calvino’nun Görünmez Kentler’i ile
Zaman Ötesi Yolculuklar
BİLGE BAL
Babil Dünya Haritası, MÖ. 6000 civarı. Bu harita çepeçevre bir okyanus içinde
yaşanan dünyayı göstermektedir.
215
Certeau’ya göre, haritacılığın bir bilim dalı olarak ka-
bulünden önce üretilmiş haritaların çoğunluğu yapılan
yolculukların ve yaşanan deneyimlerin görsel ve yazın-
sal günlüklerini, anlatılarını, yani mekânsal hikâyeleri-
ni ifade eder. Fakat 15. yüzyıldan 17. yüzyıla kadarki sü-
reçte, modern bilimin doğuşu, Öklid geometrisi ve son-
rasında tanımsal geometri etkisiyle haritacılığın artık bi-
limsel bir konum almasıyla, haritalar kendilerini müm-
kün kılan hikâyelerden, pratiklerden uzaklaşır.14 Soyut
216
Dünya Haritası, Kitab-ı Bahriyye, Piri Reis.
218
Ptolemy Coğrafyası’ndan.
Ptolemy Coğrafyası’ndan.
219
İstanbul, Giovanni Francesco Camocio, 1566-1574.
220
İstanbul, Vavassore’den, 1477.
221
rıdan bakan panoramik algısıdır.17 Tıpkı İstanbul’un 15., 16.
ve 17. yüzyılın seyyahlarına ait tasvirleri18 gibi. Bu yaklaşı-
mın zıttı olarak, bireyin kent içindeki deneyimi ele alınabi-
lir, çünkü kentsel mekân aslında gündelik hayatın, tüm ya-
şamın geçtiği yerdir; kişisel yolculukların, yaşanmışlıkların
mekânıdır ve bu deneyim Ortaçağ’ın yolculuklarına ve rota-
larına benzetilebilir.
Ortaçağ’ın ilk haritaları, düz çizgiler halinde rotalarının
belirlendiği; duraklanacak, içinden geçilip gidilecek, konak-
lanacak şehirlerin ya da ibadet edilecek yerlerin; bu şehirler-
de referans noktaları olacak önemli yapıların işaretlendiği;
uzaklıkların ise yürüyerek alınan mesafeler –ayak ölçüsü–
ve zaman birimlerine –saat, gün gibi– göre hesaplandığı, ile-
ride hatırlamak üzere önceden tanımlanmış eylem planları,
kısa notlardır.19 Gezilere, yerlerin önceliklerine, deneyim-
lenme sırasına ve dolayısıyla mekânlar arası ilişkilerin be-
timlenmesine dayalı coğrafî bir imge, böylelikle zaman bo-
yutu da kazanır ve haritalarda imlenen yerler artık mekân-
ların yaşanmışlıklarını temsil etmeye başlar: yerkürenin bi-
limsel dökümü ve evrenselin grafik bilgisinden çok, mekân
kurucu pratikleri ve mekânlaştırıcı hikâyeleri. Doğal olarak
da bu yolculuklar, kişisel bir deneyime, gezginlerin kendi
rotalarına bağlıdır.
13. yüzyıl Ebstorf ve Hereford dünya atlaslarında görülen
resimler ve tuhaf yaratıklar, Haçlı Seferleri’ne katılanların
dile getirdikleri söylencelerden yola çıkılarak haritaya akta-
rılmıştır.20 1430 tarihli Borgia veya Tavola di Velletri21 dün-
ya haritası da, yer kürenin fiziksel katmanlarından çok, yer-
lerin öyküsel örüntülerini anlatır. Benzer şekilde Evliya Çe-
lebi’nin 17. yüzyıla ait Nil Haritası ve Dicle-Fırat Nehirleri
Haritaları22 da gerçek imgeleri resmetmekten çok; gezi not-
ları, odaklar ve ilkel mekân betimlemeleriyle, şiirsel dene-
yimleri anlatır.
222
Ebstorf Haritası, 13. yüzyıl.
Ebstorf detay.
223
Hereford Haritası, 13. yüzyıl.
Hereford detay.
224
Borgia veya Tavola di Velletri dünya haritası, 1430.
226
Heredotos dünya haritası, M.Ö. 5. yüzyıl.
229
Yeni Babil/ Den Haag (Lahey), Kâğıt üzerine suluboya.
Yeni Babil
Yeni Babil projesi (1956-1974), sanatçı ve belki de bir “ha-
yalperest”, vizyoner mimar olarak nitelendirilebilecek Cons-
tant Nieuwenhuys’un yeni bir kenti ve o kentin sakinlerini
anlattığı resimler, çizimler, kolajlar, ölçekli modeller, yazılar
ve litografiler bütünüdür.31
232
Yeni Babil Sektörleri Görünüş, Fotomontaj üzerine suluboya ve kurşun kalem.
Görünmez Kentler
Italo Calvino’nun 1972’de yazdığı Görünmez Kentler ise, “ta-
nıyamadığı için imparatorluğuna bir türlü sahip olamayan
ve dünya yıkıma uğradığı için uçsuz bucaksız gücünün de-
ğerini kaybetmekte olduğunu anlayan Kubilay Han ile ken-
disine imkânsız kentlere dair “görünmez bir rota” çizen
ütopyacı gezgin Marco Polo’nun zaman ötesi yolculuğuna
ait bir dizi gezi notudur.36 Düşsel atlaslarda yapılan yolcu-
luklarda, satranç partilerinde sınanan, bir kimlik, bir özgür-
lük arayışıdır.37 Belki de üzgün ve mutlu kentlerden yola çı-
karak yazılmış sadece “düşünceyle gidip görülen”, var olma-
yan kentlerin öyküsüdür. Kubilay Han’ın atlasında, ütopya-
cı gezgin elli beş kente uğrar. Bu yolculukların amacı, “mut-
suz kentlerin içine gizlenmiş, sürekli biçim alıp, yitip giden
mutlu kent imgeleri”38 üzerinden “insanları kentlerde yaşa-
tan gizli nedenleri, [...] değerleri keşfetmektir.”39 Yolculuk-
lar, anılar, kalıntılar ve imgelerle; mekânsızlık, yersizlik ve
sınırsızlıkla; biçimsizlik, belirsizlik, süreklilikle ve arzular-
la sonsuzlukta, çoğullukta ve tarihsiz ama birbirine dönü-
şen bir zamanda parça parça kurulan kentleredir. Bir anlam-
da Görünmez Kentler, kentler ile insanoğlu arasındaki geri-
limli ilişkinin düşsel kurgusudur.
235
Arzulanan Coğrafyalar ve Hayal Kurucular
1950’lerden beri sorgulanıyor ama bugün de güncelliğini
koruyan bir soru bu: Kent, kentli terimleri ya da kent mekâ-
nı, kentsel deneyim kavramları bizim için ne anlama geli-
yor? Bu bağlamda Görünmez Kentler ve Yeni Babil geçmiş-
te olduğu gibi bugün de gündelik yaşam pratikleri ile top-
lumsal mekânın üretimi arasındaki ilişkinin tekrar tekrar ele
alınmasında, kentsel yaşama ve mekâna dair önemli ipuç-
ları sunuyor. Her iki düşsel coğrafyada çıkılan zaman-öte-
si yolculuklarda, kentsel yaşamın kuralsız, elle tutulmaz,
dile dökülemez düşsel pratikleri, kurmaca hikâyeleri, kış-
kırtıcı önermeleri, alternatif mekân ve zaman kurguları ha-
yalî rotalarıyla birlikte bilindik kent mekânını işgal ediyor.
Calvino’nun da dile getirdiği gibi “anılardan, [geçmişten]
akıp gelen[leri] [...] bir sünger gibi emer kent”40 ve “kolek-
tif hafıza”sına kaydedip genişler. Böylelikle imler ve hatıra-
lar ile rotalar üzerinde tekil, öyküsel örüntüler yazılıyor ve
mekân, yerin geçmiş hikâyeleri ve kazandığı şiirsel içerikle
bir harita-yazı olarak bir kez daha biçimleniyor.
236
basının yerden yüksekliği ve orada idam edilen zorbanın sal-
lanan ayakları ile yer arasında kalan uzaklıktır; o lambadan
karşı parmaklığa gerilen ip ve kraliçenin geçeceği güzergâ-
hı donatan süslemelerdir; parmaklığın yüksekliği ve şafakta
onun üzerinden atlayıp kaçan gizli sevgilinin sıçrayışıdır; bir
saçağın eğimi ve aynı pencereye süzülen bir kedinin o saçak
üzerinde kayarcasına yürüyüşüdür; burnun arkasından bir-
den çıkıveren harp gemisinin toplarıyla çizdiği siluet ve sa-
çağı yok eden bombadır; balık ağlarındaki yırtıklar ve ağla-
rı yamamak üzere iskeleye oturmuş, kraliçenin gayrimeşru
oğlu olduğu ve kundağıyla, orada iskeleye bırakıldığı rivayet
edilen zorbanın harp gemisinin hikâyesini yüzüncü kez bir-
birlerine anlatan o üç yaşlı adamdır.41
237
rın, yaylanın göğe değdiği çizgiden fırlayışını gören deveci
bir gemiyi düşünür; bir kenttir bu, bilir, ama kendisini çöl-
den alıp götürecek bir yelkenli gibi görür onu; [...] Deniz-
ci ise, kıyının pusunda, bir deve hörgücünün biçimini, sağa
sola sallanarak ilerleyen iki benekli hörgüç arasında parlak
püsküllü bir eyerin biçimini seçer, bir kenttir bu, bilir, ama
hamudundan şarap tulumları, meyve şekerlemeleri, hurma
şarapları, tütün yaprakları dolu torbalar sarkan bir deve gi-
bi görür onu [...][Çünkü] “her kent biçimini, karşısında
durduğu çölden alır; [...]44
238
Yeni Babil, Labirent’e Giriş, Tuval üzerine yağlıboya.
240
Yeni Babil, Mobil Bir Labirentin Eskizi, suluboya, pastel boya ve kurşun kalem.
241
örnek olarak gösterilebilecek bir çevre yoktur, çünkü kitle-
ler hiç özgür –özgürce yaratıcı– olmamıştır.50
242
raları, gaz lambaları, kebap şişleri, sicimlere bağlı sepetler,
yük asansörleri, duşlar, trapezler, oyun çemberleri, telefe-
rikler, avizeler, sarkan yapraklarıyla çiçek saksıları. Ottovia
sakinlerinin boşluğa asılı yaşamları [...].52
243
Yeni Babil, Merdiven Labirent, Ahşap, pleksiglas ve pirinç.
244
lotilerle yükseltilmiş teraslarda, hareketli nesnelerle kuru-
lur. Bu, herkesin yaratıcılığını özgürce kullanacağı, göçebe-
nin dinamik zevklerini gerçekleştirmesine olanak sunan bir
ortamdır. Açık ve geçici ortak kullanımı olan bütüncül bir
mekân, sürekli değişen ve devingen bir strüktürdür. Her de-
fasından yeniden oluşturulan sonsuz bir şehirdir. Mekân-
lar ise geçici yerleşimlerdir. Teknolojiden yararlanmak ön
plandadır.
245
Maurilia’da yolcu kenti gezmeye, aynı zamanda da onu eski
haliyle gösteren bazı kartpostalları incelemeye davet edilir:
otobüs durağının yerinde, ortasında bir tavukla aynı mey-
dan; üstgeçidin yerinde bandonun konser köşkü; patlayıcı
fabrikasının yerinde beyaz şemsiyeli iki genç kız. Kent sa-
kinlerini düş kırıklığına uğratmamak için yolcu, kartpostal-
lardaki kenti övmeli ve onu yeni Maurilia’ya yeğlemeli, an-
cak bunu yaparken bu değişimden duyduğu üzüntüyü bel-
li kurallar içinde belirtmeye özen göstermelidir: metropol-
leşmiş Maurilia’nın ihtişam ve zenginliğinin, eski taşra kenti
Maurilia ile karşılaştırıldığında, artık sadece eski kartpostal-
larda tadına varılabilecek bir güzelliğin yerini tutamayacağı-
nı, oysa taşra Maurilia’ya eskiden bakan birinin güzel hiçbir
şey görmediğini, ve de Maurilia olduğu gibi kalsaydı bunun,
bugün daha da olanaksız olacağını, gene de metropolün artı
bir çekicilik kazandığını ve kentin bugününe bakanların, es-
ki kenti özlemle düşünebildiğini kabul etmelidir.56
246
Yeni Babil, Labirentin İç Mekânı, Kâğıt üzerine mürekkep.
248
adanmış, sayısız alternatif ve çeşitliliğe sahip bir mekâna
dönüşür. Sonsuz konfigürasyonlu, tercihe göre sonsuz ke-
re üretilebilen devingen bir labirent. Bu sürekli labirentten
oyuncu istediği zaman çıkabilir. Öngörülen yaşam, zaman
ve mekândan kopmuş, arzulanan bir varoluştur.
Yeni Babil, hiçbir yerde bitmez (çünkü dünya yuvarlaktır);
hiçbir sınır bilmez (çünkü artık ulusal ekonomiler yoktur);
hiçbir bütünlük bilmez (çünkü insanlık dalgalanmakta-
dır). Her yer, herkese açıktır. Artık dünyanın sahipleri için,
onun tamamı evdir. Hayat, hep başka görünecek kadar hız-
lı değişen bir dünyada yapılan sonsuz bir yolculuktur.60
249
larında ancak düşlerindeki rotaları izleyerek ararlar. Kenti
bulamazlar ama birbirlerini bulurlar. Düşlerinden arta ka-
lanlardan, anımsadıkları patikalardan yola çıkarak, düşte-
kine benzer bir kent kurmaya karar verirler. Bu hepsinin
işe gidip geldikleri kentsel yollarla ilgisi olmayan rotaların
oluşturduğu düşsel izler, merdivenler, kadının kayboldu-
ğu noktalarda örülmüş kemerler ve surlar ile kurulan kent-
sel ağ da işte düşlerindeki kadını sıkıştırmak üzere bir ara-
ya gelerek kurdukları kent olur.61
250
ları kadının izlediği yola iyice benzesin, kaybolduğu nokta-
da kadına hiçbir kaçış noktası kalmasın diye kemerlerin ve
merdivenlerin yerini değiştiriyorlardı.62
251
mek, düşletebilmek üzere vardırlar. İmgeler, bilinenin için-
deki potansiyeli göstermek üzere mevcut anlamlardan tü-
retilmişlerdir ama yine de yenidirler. Birey için düşlenen
yaşam biçimi, zamanın mevcut akışına, rutinlere, var olan
kentle ilişki kurma biçimimize karşı olduğundan, bu kent-
le ilişki de bir bakıma rüyalarda olduğu gibidir. Kentli, bili-
nen nesnelerin karşıladığı bu alternatif imgeler olduğu için
özgürdür. Zamanını, yapacaklarını, yaratıcılığını, düşleri-
ni kendi yönetir. Certeau, kent mekânındaki bu türetilmiş
anlamları üçlü sembolik bir kavram bütünüyle açıklar: ilkel
olan, hatırlanabilir olan ve inanılabilir olan ya da efsane, bel-
lek/hafıza ve düş.”64
Nitekim Calvino da düş gücü üzerinden yeniden kodla-
nan özgür bir imgelemin önemine vurgu yapar:
Özgür aklın ürünü bir düş makinesinin gerekliliğine inanı-
yorum... Kendimizi tanımlayabileceğimiz şeyleri çoğalttığı,
başka değerler ve başka ilişkilere göre bütün ayrıntıları ile
düşünülmüş bir rüyanın mutlak farklılığını, kısaca “kent”
olarak “ütopya”yı kısır seçimlerimiz arasına kattığı ölçüde
(tabii katıyorsa). Bizim kuramayacağımız, ama onu düşle-
me, her şeyiyle düşünme yetimizde kendisini parça parça
kuracak, kendisinde yaşamamızı değil, bizde yaşamayı ta-
lep ederek bizi ütopyadan farklı, iyi ya da kötü, bugün yaşa-
nabilir bütün kentlerin ötesinde yeni içsel ve dışsal koşul-
lanmaların karşılaşmasından doğan üçüncü bir kentin ola-
sı sakinleri yapacak bir kent bu.65
Notlar
1 Italo Calvino, Görünmez Kentler, çev. Işıl Saatçıoğlu, (İstanbul: Yapı Kredi
Yayınları, 2009), s. 87.
254
2 Kimi noktalarda değinilen “toplayıcı”, “hatırlayan” veya “düşleyen bellek”
aslında aynı kentsel belleğin açılımlarıdır. Bu metinde kastedilen, düşleri, arzu-
ları ve deneyimleri bir sünger gibi içine çekip emen, sürekli arayış halindeki bel-
lek, çağdaşına göre belki de çok daha “ilkel” bir bellektir. Bu bağlamda, Simmel’in
“Metropol ve Tinsel Yaşam” (Modern Kültürde Çatışma içinde, çev. Nazile Kalaycı
[İstanbul: İletişim Yayınları, 2006], s. 85-102) yazısında ele aldığı, kentteki yoğun
uyarılmalar karşısında kayıtsız kalan ve seçici bir zihinsel farkındalık, bilinç ve
tepkisellik geliştiren “metropol tipi kişiliğin” belleğinden çok uzaktır. Simmel’e
göre, metropol; para ekonomisine eşlik eden “kesinlik, dakiklik ve hesaplanabi-
lirlik” mekanizmalarıyla yarattığı kişiliği; gerçek bireyselliğin –duygusal ilişkile-
rin buna dayandığı düşünülürse– her çeşidine karşı kayıtsız; hesaplanabilir olan
şeylere, nesnel olarak ölçülebilen işlere ise kayıtlı olmaya zorlar. Akıldışı ve içgü-
düsel olanı engeller, kenti duyumsamaya kendini kapar. “Her şey aynı seviyede
durur ve yalnızca kapladıkları alanın hacmiyle birbirinden ayrılır”, kategorizedir.
Bu açıdan “metropol, tüm çelişkileriyle kişisel olan her şeyi yut(may)arak büyü-
yen kültürün bütün çıplaklığıyla sergilendiği bir sahnedir adeta”. Bir tezat olarak
burada kastedilen ise tüm düşleri, yaşanmışlıkları ve deneyimleri toplayıp zihnin-
deki soy kütüğüne kaydeden; bir arada saklayan, hatırlayan, arzulayan çok geniş
bir bellektir. Kolektif olana dair çağrışımlar da içerir.
3 Michel de Certeau, “Walking in the City”, Part III Spatial Practices, The Pra-
ctice of Everyday Life, çev. S. Rendall (Berkeley & Los Angeles: University of
California Press, 1984), s. 93.
M. de Certeau, kent, kentin deneyimlenmesi ve mekânsal pratikler, mekân-
sal örüntülerle ilişkili olarak ikili bir ayrıma gider. Bunlardan ilki, daha ope-
rasyonel, opaklığa, berraklığa ve kör hareketliliğe, teoriye dayanan kentin;
geometrik ve düzenli, görsel ve panoptik, coğrafî ve aynı zamanda da fiziksel
mekânında, koşuşturma ya da telaş halindeki kentin sıradan deneyimcisi olan
bireyin mekânsal deneyimidir. Görme önceliklidir. İkincisi ise “başka mekân-
sallık” olarak nitelendirdiği daha antropolojik, insan-biçimsel karakterli, mitik
ve şiirsel mekân deneyimidir. Okumaya dayalı ve beden önceliklidir. Birey bu
deneyimiyle kentin geometrik, bütüncül, açık haritası üzerine hiçbir zaman
net olarak okunamayacak gündelik, muğlâk, anlık, düzensiz, kopuk, sonu
olmayan; bir bütünlük, bir üst çerçeve amaçlamayan kişisel metinler ekler.
İşte bu harekete dayalı kişisel metinler de kesişerek, biraraya gelerek çok yönlü
mekânsal örüntüleri, hikâyeleri oluşturur.
Bu noktada, bireyin kent içindeki “başka mekânsallıklar” deneyimi; kenti
dilediğince gezen, aykırı, düzensiz, kendine göre kentsel kolajlar oluşturan flâ-
neur’ün gezginciliğine benzetilebilir. Örneğin, Guy Debord ve Asher Jorn’un
Paris haritalarından keserek oluşturdukları kolaj olan Çıplak Kent (Naked
City), arzularımızı özgürce kışkırtacak bir aşk macerasına ilişkin kentsel bir
metin ya da mekânsal bir öykü olarak okunabilir.
4 de Certeau, “Walking in the City”, Part III Spatial Practices, s. 98-99.
5 Aslıhan Şenel, “Bir Topografik Pratik olarak Mimarlık: Rehber Kitabı Oku-
mak”, Mimarlık dergisi, No. 359, 05/2011, Mimarlar Odası, http://www.
mo.org.tr/mimarlikdergisi/index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=373&RecI
(Erişim Tarihi: Ekim, 2012).
255
6 Michel de Certeau, pasif tüketim olarak değerlendirilen kentle ilgili okumak,
yazmak veya kent sokaklarında gezmek gibi gündelik pratikleri mekânsal
deneyim sağlayan, üretici birer “taktik” olarak yorumlar.
Michel de Certeau, “General Introduction”, s. xi-xxiv.
7 Vakanüvis, Arapça vak’a + Farsça nuvis kökünden gelen, zamanın olaylarını
tespit etmek ve yazmakla görevli devlet tarihçisi anlamına gelmektedir.
8 Hayali Yerler Sözlüğü’nde yer alan hayal evrenindeki fantastik yerlerden bazıla-
rıdır. Tüm karakterler, olaylar ve yerler hayalidir. Buradaki kentler ziyaret edi-
lebilir, gerçek dünyada rastlanabilir değildir, kurmacadır.
Alberto Magnuel ve Gianni Guadalupi, Hayali Yerler Sözlüğü, Cilt I-II, çev.
Sevin Okyay ve Kutlukhan Kutlu (İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2005).
9 Mitoloji Sözlüğü, Cilt I, Haz. Tanju Günseren, s. 22 (Geo Dergisi Eki, 2009)
Atlas, Yunan mitolojisinde Titan Iapetos ile Okeanos’un kızı Klymene ile
evliliğinden olan 13 çocuktan en güçlü olanıdır. Tanrılarla titanların savaşında
titanların tarafını tutması nedeniyle Zeus tarafından gök kubbeyi sırtında taşı-
makla cezalandırılmıştır.
10 Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü (İstanbul: Remzi Kitabevi, 1972, 1978).
11 Homer, Odyssey, l. kitap, 50-55 arası satırlar.
http://www.perseus.tufts.edu/hopper/text?doc=Perseus%3Atext%3A1999.
01.0136%3Abook%3D1%3Acard%3D44 (Erişim Tarihi: Şubat 2012).
12 Alberto Magnuel ve Gianni Guadalupi, Hayali Yerler Sözlüğü.
13 de Certeau, Part III Spatial Practices, s. 91-130.
14 A.g.e., “Spatial Stories”, s. 120.
15 A.g.e., “Spatial Stories”, s. 121.
16 A.g.e., “Spatial Stories”, s. 121.
17 A.g.e., “Walking in the City”, s. 92-93.
18 Örneğin; Giovanni Francesco Camocio (1566-1574), Thomas Artus (1662),
Vavassore (1477) ve Thesaurus Exoticorum’un (1688) İstanbul çizimleri gibi.
Petrus Gyllius, “Saray ve Costantinus Forumu arasındaki porticus’lar;
Lampteron Konağı”, XII. Bölüm, İstanbul’un Tarihi Eserleri, çev. Erendiz
Özbayoğlu (İstanbul: Eren Yayıncılık, 1997), s.102, 107-109.
19 de Certeau, “Spatial Stories”, s. 120.
20 Serdar Bilgi, “8000 Yıllık Geçmişi ile Harita ve Haritacılık”, Popüler Bilim der-
gisi, No. 144, 02/2006, s. 38-43.
21 Borgia veya Tavola di Velletri Dünya Haritası (1430), http://www.turkavenue.
com/index.php?option=com_content&view=article&id=3157:evliya-celebi-
nin-yeni-haritasi-bulundu&catid=140:kultur-ve-sanat&Itemid=686(Erişim
tarihi: Şubat 2012).
22 Dicle ve Fırat haritası, Evliya Çelebi (17. yy), http://www.turkavenue.com/
index.php?option=com_content&view=article&id=3157:evliya-celebi-
nin-yeni-haritasi-bulundu&catid=140:kultur-ve-sanat&Itemid=686(Erişim
tarihi: Şubat 2012).
256
Nil haritası, Evliya Çelebi (17. yy), http://tarihtenbirsayfa.wordpress.
com/2011/02/07/evliya-celebi-nil-nehrinin-haritasini-cikarmis/(Erişim tarihi:
Şubat 2012).
23 M.Christine Boyer, “Topographical Travelogues and City Views”, The City
of Collective Memory: Its Historical Imagery and Architectural Entertainments
(Cambridge, Ma. & Londra: MIT Press, 1994), s. 207.
24 Guy Debord ve Asger Jorn, 1957’de “Paris’in Psikocoğrafik Rehberi” adını ver-
dikleri bu haritaları, kesilmiş Paris kolajları ile oluştururlar. Bu rehber, kent
içindeki bireysel hareketler, mekânda sürüklenme ve deneyimlerle biçimlenen
öznel bir harita fikrine dayanır. Fragmanlardan oluşan harita, kentin işlevsel
özelliklerini yansıtan akılcı bir biçimde biraya getirilmemiştir. Aksine kenti,
yaşayan ve içinde yaşanan varoluşsal bir eylemin parçası olarak okutmayı
amaçlar. Kentsel mekâna eleştirel bir gözle bakmayı ve kentin farklı şekillerde
tecrübe edilmesini önerir.
Bu bağlamda, kente hâkim olabilirlik, bütünsellik, fiziksel düzen, okuna-
bilirlik, işlevsellik ve dolayısıyla da kentin bütününe ulaşılabilirlik ve yönlen-
dirme bu rehberde ortadan kalkar. Çünkü bu rehber, kişisel hareket üzerinden
üretilen bir harita olduğu için sadece bireyin deneyimlerine ve o bireyin içinde
bulunduğu an’a aittir. Kentin bütünü yerine parçalar deneyimlenir. Özne, bu
kent fragmanlarının atmosferleri içinde gezinir ve kendi algısını oluşturur. Her
yer işlevselliğinden kurtulur. Gezinti ise bu özgür havayı solumak için yapılan
bir yolculuktur. Coğrafya da insan hareketlerine göre yeniden yapılanır; ilişki
kurulan ve kişiselleşen bir mekâna dönüşür.
Kısaca bu haritalar, Ali Artun’un betimlediği gibi “[...] akılcı, işlevsel, yön-
lendirici bir düzene sahip olan kentin, arzulara, deneyci-özgür davranışlara,
toplumsal hareketlere, oyunsu yaratıcılığa, [...] sanata ve şiire, teslim edilme-
sini ifade eder.” [Ali Artun, “Sanat ve 1968 Baharı Bir Kronoloji”, http://www.
aliartun.com/content/detail/13 (Erişim Tarihi: Şubat 2012).]
25 “Abaton”, Hayali Yerler Sözlüğü, Cilt I içinde, s.19.
26 James S. Romm, “Roads Around the Earth”, Chapter One-Boundaries of the
Earth, The Edges of the Earth in Ancient Thought: Geography, Exploration and
Fiction (Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1992), s. 26-27.
27 Bilgi, “8000 Yıllık Geçmişi ile Harita ve Haritacılık”.
28 Bilgi, “8000 Yıllık Geçmişi ile Harita ve Haritacılık”.
29 Italo Calvino, “Sunuş”, Görünmez Kentler, çev. Işıl Saatçıoğlu, (İstanbul: Yapı
Kredi Yayınları, 2009), s. 42.
Çeviren, yazının bu kısmında her ne kadar sadece Görünmez Kentler’i kas-
tetmiş olsa da, aynı tanımı Constant’ın Yeni Babil projesi için de düşünmek
yanlış olmamalıdır.
30 Aslıhan Şenel, “Bir Topografik Pratik olarak Mimarlık: Rehber Kitabı Oku-
mak”, Mimarlık dergisi, No. 359, 05/2011, Mimarlar Odası, http://www.
mo.org.tr/mimarlikdergisi/index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=373&RecI
(Erişim Tarihi: Ekim, 2012).
Aslıhan Şenel “Bir Topografik Pratik olarak Mimarlık: Rehber Kitabı Oku-
257
mak” yazısında, kent rehberi yazımını bir mekânsal ve topografik pratik olarak
değerlendirir. Bachmann’ın Roma’da Gördüklerim ve Duyduklarım denemesi
üzerinden bir kent hakkında okumanın o kenti gezmek gibi mekânsal dene-
yim sunan bir eylem olarak yorumlar. Şenel’e göre okuma ve yazma, gezmek
gibi bir çeşit yer değiştirme olarak tanımlanabilir ve bu, mekânsal ilişkilerin
yeniden değerlendirilmesini sağlar. Kent rehberleri bu bağlamda yalnızca mev-
cut bilgiyi bir araya getiren belgelemeler değildir. Çünkü kent rehberleri aynı
zamanda metinsel-görsel malzemelerin bir araya getirilişi, yazma yöntemleri,
önerilen okuma sırası ve şekli, mevcut mekânlar arasında kurduğu ilişkiler ile
yeni bir kent topografyası, bir rota sunar. Okuma eylemi de, okuyucunun say-
falar arasındaki gezintisi ile doğrusal-bütüncül bir anlatı içermeyen kent reh-
berine yeni bir mekânsallık ekler. Böylece okuyucu da kendi kent topografya-
sını, gezi rotasını yaratır.
31 Bartomeu Mari, “Preface”, ed. Mark Wigley, Constant’s New Babylon: The
Hyper-Architecture of Desire (Rotterdam: 010 Uitgeverij, 1998), s. 5.
32 Ali Artun, “Sanat ve 1968 Baharı Bir Kronoloji”, http://www.aliartun.com/con-
tent/detail/13 (Erişim Tarihi: Şubat 2012).
33 Mark Wigley, “New Babylon: Outline of a Culture”, Constant’s New Babylon:
The Hyper-Architecture of Desire (Rotterdam: 010 Uitgeverij, 1998), s. 160-165.
34 Bartomeu Mari, “Preface”, ed. Mark Wigley, Constant’s New Babylon: The
Hyper-Architecture of Desire (Rotterdam: 010 Uitgeverij, 1998), s. 6.
35 Mark Wigley, “The Great Urbanism Game”, Constant’s New Babylon: The
Hyper-Architecture of Desire (Rotterdam: 010 Uitgeverij, 1998), s. 9.
36 Italo Calvino, “Görünmez Kentler Üzerine”, Görünmez Kentler. s. 11., “Sunuş”,
s. 42.
37 A.g.e.,“Sunuş”, s. 42.
38 A.g.e., “Görünmez Kentler Üzerine”, s. 13.
39 A.g.e., “Görünmez Kentler Üzerine”, s. 13.
40 A.g.e., “Kentler ve Anı 3”, s. 62.
41 A.g.e., “Kentler ve Anı 3”, s. 62.
42 A.g.e., “Kentler ve Anı 2”, s. 60.
43 A.g.e., “Kentler ve Anı 2”, s. 60.
44 A.g.e., “Kentler ve Arzu 3”, s. 68.
45 N. Costant, New Babylon: A Nomadic Town (The Hague: Haags Gemeetenmu-
seum. 1970),
http://www.notbored.org/new-babylon.html. (Erişim tarihi: Şubat 2012).
46 Calvino, “Kentler ve Anı 1”, s. 59.
47 A.g.e., “Kentler ve Arzu 3”, s. 63.
48 A.g.e., “Kentler ve Takas 1”, s. 82.
49 A.g.e., “Kentler ve Arzu 5”, s. 89.
50 Roysi Ojalvo, “Yeni Babil: Bir Kültürün Ana Hatları”, http://www.e-skop.com/
258
skopbulten/pasajlar-yeni-babil-bir-kulturun-ana-hatlari/896 (Erişim tarihi:
Ekim 2012).
Constant, “New Babylon: Outline of a Culture”, Mark Wigley, Constant’s New
Babylon: The Hyper-Architecture of Desire içinde, (Rotterdam: 010 Publishers,
1998), pp. 160-165.
51 Calvino, “Kentler ve Göstergeler 2”, s. 69.
52 A.g.e., “İnce Kentler 5”, s. 119.
53 A.g.e., “İnce Kentler 3”, s. 92.
54 A.g.e., “Kentler ve Takas 3”, s. 108.
55 A.g.e., “Kentler ve Gözler 3”, s. 121.
56 A.g.e., “Kentler ve Anı 5”, s. 77.
57 1967 yılında Yunanlı şehir planlamacısı Constantinos Doxiadis tarafından ilk
defa ortaya atılan bu kavram; dünya genelinde nüfusun artması, kentleşme,
megapollerin büyümesi sonucu dünyanın tek bir birleşik, bütünleşik kent
haline geleceğini ileri sürer.
58 Calvino, “Sürekli Kentler 4”, s. 192-193.
59 A.g.e., “Sürekli Kentler 5”, s. 197.
60 Roysi Ojalvo, “Yeni Babil: Bir Kültürün Ana Hatları”, http://www.e-skop.com/
skopbulten/pasajlar-yeni-babil-bir-kulturun-ana-hatlari/896 (Erişim tarihi:
Ekim 2012).
Constant, “New Babylon: Outline of a Culture”, Mark Wigley, Constant’s
New Babylon: The Hyper-Architecture of Desire içinde, (Rotterdam: 010 Publis-
hers, 1998), pp. 160-165.
61 Calvino, “Kentler ve Arzu 5”, s. 89.
62 A.g.e., “Kentler ve Arzu 5”, s. 89.
63 A.g.e., “Sunuş”, s. 34-35.
64 de Certeau, “Walking in the City”, Part III Spatial Practices, s. 105.
65 Calvino, “Sunuş”, s. 34-35.
66 Italo Calvino, Cybernetics and Ghosts, Literature Machine: Essays, (Londra: Vin-
tage Books, 1997), s. 23.
67 Calvino, Görünmez Kentler, s. 204.
68 A.g.e., “Sunuş”, s. 39.
69 A.g.e., s. 203.
259
DİZİN
315
Chareau, Pierre Eagleton, Terry
Chelsea Eames, Charles
chiaroscuro Eco, Umberto
CIAM/Uluslararası Modern Mimarlık Açık Yapıt
Kongresi ekümenopolis
cold dark matter eleştirel kuram
Coleridge, Samuel Taylor El-Lissitzki
Colombo, Joe Éluard, Paul
Colomina, Beatriz Emerson, Ralph Waldo
Columbus Circle enazdavaroluş
Copley Meydanı Entenza, John
Cornell, Joseph Enzensberger, Hans Magnus
Correa, Charles Çağdaş Edebiyatta Topolojik Yapılar
correspondance Epimetheus
Erfahrung
çift kaçışlı perspektif Erlebnis
çoğul okuma eros
erotik insan
Dada erotizm
Dali, Salvador e-skop
Dante Etrüsk
Debord, Guy ev bilimi
Dejenere Sanat (Entartete Kunst) evcilleşme
Deleuze, Gilles Evliya Çelebi
organsız beden Existenzminimum
kaçış çizgileri
köksap (rizom) falanster (Fourier)
Derrida, Jacques Fantasmagoria
Des Tours de Babel fantezi
Descartes, René faydacı
détournement fenomenoloji
Dewey, John fetişizm
Deneyim Olarak Sanat flânerie
Dilthey, Wilhelm fluxus
Divan-i Lügat it Türk Fordizm
doğaçlama Foucault, Michel
Douglas, Mary disiplin toplumu
Dreier, Katherine Kelimeler ve Şeyler
Duchamp, Marcel Fourier, Charles
Büyük Cam Frank, Josef
Rrose Sélavy Frankfurt Mutfağı
durée Frederick, Christine
duyusallık fütürizm, Rus
dünya fuarları
düş ayrıca bkz. rüya Gadamer, Hans-Georg
düşünüm Gautier, Théophile
Gehry, Frank
316
Gemeinde-Wien Tip Hitler, Adolf
geometri Holl, Steven
Gesamskunstwerk Homeros
gezgin Homo faber
Giedion, Sigfried Homo ludens
Gilbreth, Frank B. Homo sapiens
Gilbreth, Lillian M. homojenleşme
Godard, Jean-Luc Höch, Hannah
Le Mépris Hugo, Victor
Goethe, Johann Wolfgang von Huxley, Aldous
Gotik katedral; mimarlığı; romancılar; Cesur Yeni Dünya
salonlar; tarihçisi
göçebe(lik) Isou, Isidore
Graham, Dan ışık-gölge oyunu
Grey, Ellen
Gropius, Walter ikamet(çi)
Grosz, Elizabeth İkinci Dünya Savaşı
Guadalupi, Gianni ilkel; topluluklar; yerleşik topluluklar
Guattari, Félix imago
Guévrékian, Gabriel İskenderiye Müzesi
Gutman, Karl işbölümü
işlevsel(lik)
Haçlı Seferleri işlevselci
hafıza; sanatı (mnemonics); sarayı
Hakim Bey Jacobs, Jane
otonom bölgeler Jay, Martin
harabe Deneyim Şarkıları
harita John Hancock Tower
Hartmann, Nicolai Jorn, Asger
Harvey, David
Umut Mekânları Kafka, Franz
hayalci avangard bkz. avangard Kant, Immanuel
Hays, K. Michael Saf Aklın Eleştirisi
Architecture’s Desire kapitalizm
Hegel, Georg Wilhelm Friedrich kapitalist metropol;
Hegelci Karatani, Kojin
Heidegger, Martin karşı-modernlik
Building, Dwelling and Thinking Kartezyen düşünce
Varlık ve Zaman Kaşgarlı Mahmut
Heideggerci Keaton, Buster
hermetizm kentleşme
hermetik Keşifler Çağı
Herodotos Khan, Louis
Hesiodos Kierkegaard, Søren
Heythum, Antonin kitlesel tüketim
High Line kıyametçi düşünce; metafizik
hijyen(ik) kolaj
317
konstrüktivizm Splitting
Koolhaas, Rem Bingo
Delirious New York May, Ernst
jenerik kent mekanizasyon
Kramer, Ferdinand mekân-oluş
Krauss, Karl Menoitios
Kristeva, Julia Merleau-Ponty, Maurice
Kubilay Han mesken tutma
küreselleşme metalaşma
metropol; kapitalist
labirent Meyer, Adolf
Lacan, Jacques Meyer, Hannes
objet petit a Michelangelo
Laugier, Marc-Antoine mikrokozmos
Le Corbusier mikrokozmik
mathématique raisonable mimesis
Modulor Minotaure
molar kafes Mısır
Villa Savoye mit
Vers une Architecture Mnemosyne
Le Roy, Julien-David modern; dünya; insan; mimarlık;
Lebenswelt söylemler; varoluş
Lee, Pamela M. modernite
Lefebvre, Henri modernlik
Leibniz, Gottfried Wilhelm modernizasyon
Letrist Enternasyonal modernizm
letrizm modernleşme
Libera, Adalbero montaj hattı
Lichtblau, Ernst Morris, William
Lihotzky, Grete Schütte Moses, Robert
Little Italy muhalif söylemler; yaklaşımlar
Locke, John Musset, Alfred de
Loos, Adolf
Lyotard, Jean François nadire kabinesi
neo-Platonizm
makineleşme neo-Platonik
Mallarmé, Stéphane nesnelleşme
Mallet-Stevens, Robert Nietzsche, Friedrich
Manguel, Alberto NoHo
Marco Polo Norberg-Schulz, Christian
Margaretengürtel Novalis
markalaştırma
Marx, Karl objektivasyon
matbaa objets trouvés
matematik Ortaçağ
Matta, Roberto oryantasyon
Matta-Clark, Gordon otomasyon
318
otomatizm Roma mimarlığı
otorite romantizm
oyunsu romantikler
Rönesans
Öklid geometrisi Ruskin, John
özcülük Rüegg, Arthur
özgürleşme rüya ayrıca bkz. düş
Rykwert, Joseph
paçavracı (chiffonier)
Panigarola, Francesco Saarinen, Eero
Panofsky, Erwin Sallust
paralaks sanatın özerkliği
Parker, Cornelia Sanayi Devrimi
Cold Dark Matter: An Exploded View sanayi toplumu
Periodos gês sanayileşme
Pevsner, Nikolaus Schacherl, Franz
Picasso, Pablo Scharoun, Hans
Piranesi, Giovanni Battista Scherpe, Klaus R.
Carceri Schlandt, Joachim
Rüyalar (Dreams) Schmidt, Hans
Capriccio Schuster, Franz
Parere su l’Architetture Schwitters, Kurt
Vasi, Candelabri, Cippi, Sarcofagi, Anna Blume
Tripodi, Lucerne ed Ornamenti Caniler İni
Antichi De Stijl Odası
Diverse Maniere Değersizleşmiş Kahramanlar İni
postmodern çağ; düşünce; kıyametçi Erotik Katedral
düşünce Istırap
postmodernite Kahramanlara Tapanlar İni
post-yapısalcı(lık) Luther Köşesi
pragmatizm Merz
Prometheus Merzbau
Proust, Marcel Merz-bilder
psikocoğrafî arzu haritaları Merz-sanatı
pürizm (pürist) Merz-sütunu
Ruhr Bölgesi
Quincey, Thomas de Seks Cinayetleri İni
İngiliz Afyonkeşin İtirafları Ur Sonata
seçkinci(lik)
Rabelais, François sembolizm
rastlantı(sal) ayrıca bkz. tesadüf(î) Semper, Gottfried
rasyonalist ayrıca bkz. akılcı seri üretim
rasyonellik Simmel, Georg
Ray, Man simülakra
Les Mystères du Château du Dé simülasyon
Read, Herbert simya
Richter, Hans sitüasyonist
319
sitüasyonizm
Smithson, Alison Walpole, Horace
Smithson, Peter Washington Square
Sobotka, Walter Whiteread, Rachel House/Ev
SoHo Wigley, Mark
Sokratik felsefe Winckelmann, Johann Joachim
Stackpole, Peter Wittgenstein, Ludwig
Stam, Mart Witzman, Carl
standartlaşma Wood, Christopher
Stankiewicz, Richard
sürrealist yabancılaşma
sürrealizm yapısalcılık
Švankmajer, Jan yapısöküm
Do pivnice Yates, Frances A.
Swift, Jonathan Yeni Babil
şizofrenik yıkım
şizoid Yunan
Ungers, O. Matthias
ussal(lık)
ütopya(cı)
320