Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 8

ANLATIM VE ÖZELLİKLERİ

İnsanlar doğası gereği yeteneklerini ortaya çıkarmak ister. Bu istek kişilerin bilgi ve becerilerine göre farklı
biçimlerde ortaya çıkabilir (Aktaş, 2011:163).

Anlatım, zihinde tasarlanan bir konuyu söz ya da yazıyla bildirmektir (Karaalioğlu,1972: 140)

Kompozisyon, bir konu ile ilgili farklı ve dağınık malzemeyi belli bir amaca uygun olarak düzenleyip
bir araya getirmektir (Özkan,2008 212) . Kompozisyon, bir konu ile ilgili farklı ve dağınık malzemeyi
belli bir amaca uygun olarak düzenleyip bir araya getirmektir (Özkan,2008: 212) .

Duygu, düşünce ve isteklerin sözle anlatılması “sözlü anlatım “ adını alır. Yazıyla ifade edilmesi ise
“yazılı anlatım” olarak adlandırılır.

Güzel bir anlatım, düşüncelerin, duyguların, bilinen, öğrenilen bir şeyin sözle ya da yazıyla
beğenilecek, hayranlık duyulacak biçimde anlatılmasıdır. Anlatım, çok kısa ya da çok uzun olmamalıdır
(Çeviksoy ve Baran, 1993:21).

Kısa cümlelerin tercih edilmesi yazmayı kolaylaştırır. Söylemek istenenler kısa cümlelerle anlatılırsa
yanlışlar daha çabuk görülür ve kolay düzeltilebilir (Karaalioğlu, 1972:140).

Anlatım, mümkün olduğu kadar az sözle çok şey söyleyerek ya da yazarak dinleyenlerde ya da
okuyucuda geniş çağrışımlar uyandıracak biçimde olmalıdır.

Kısa cümlelerin tercih edilmesi yazmayı kolaylaştırır. Söylemek istenenler kısa cümlelerle anlatılırsa
yanlışlar daha çabuk görülür ve kolay düzeltilebilir (Karaalioğlu, 1972:140).

Anlatımda dilin güzel kullanılması önem taşır. Güzel anlatıma sahip insanlar, zengin bir kelime
dağarcığına sahiptir. Bu nedenle anlatıma güzellik kazandıracak kelimeleri kolaylıkla seçebilirler.

Anlatım, doğru ve anlaşılır olmalıdır. Anlaşılmamak için sanatsal bir kaygıyla edebi sanatlarla ve
gereksiz ayrıntılarla dolu anlatımlar güzel olmaz. Ayrıca içten olmalıdır (Çeviksoy ve Baran, 1993).

Sözlü anlatım, insanların günlük hayatta çevreleriyle olan iletişimlerinde kullandığı anlatımdır. Günlük
hayat, büyük oranda konuşmaya dayalıdır. Sözlü anlatımda sesin kullanımı, vurgu ve tonlama önem
kazanır.

Cümle başında virgülle ayrılan özneler de vurguyu kendi üzerlerine çekerler ( Aktaş, 2011:115).

Başlamak, bir işi yarıya yapmak demektir.

Yazılı anlatımın malzemesi yazı dildir. Yazı dili, bilim de edebiyatta kullanılan dildir. Kalıcılığı sağlar.
Yazılı metinlerin önemli bir kısmı edebiyatın kapsamı içerisine girer. Kutadgu Bilig vb.

Her sanat alanın kendine özgü malzemesi vardır. Edebiyatın malzemesi ise dildir.

Yazılı anlatımın temel olarak iki türü vardır: nazım ve nesir.

Nazım, duyguları; nesir ise düşünceleri anlatmaya daha elverişlidir.


İlk dil eserlerinin nazımla yazıldığı bilinmektedir. Nesir, daha sonra ortaya çıkmış bir türdür. Bu,
insanın doğuştan duygulu olduğunu ve düşüncelere uzun bir yetişmeden sonra ulaştığını gösterir
(Karaalioğlu, 1972:140).

Yazı yazmanın amacı, okuyucuya duygu ve düşünceleri güzel, doğru ve etkili bir biçimde
yansıtabilmektir (Aktaş, 2011:165). Bu nedenle iyi bir yazı yazabilmek için her şeyden önce kelimelerin
doğru ve yerinde kullanılması önemlidir.

Düşünceleri şekillendiren şey kelimelerdir. Kısa cümlelerin tercih edilmesi yazmayı kolaylaştırır.
Söylemek istenenler kısa cümlelerle anlatılırsa yanlışlar daha çabuk görülür ve kolay düzeltilebilir
(Karaalioğlu, 1972:140).

İyi bir yazı yazabilmek için güzel ve başarılı yazı örnekleri hareket noktası olarak seçilebilir (Aktaş,
2011:165).

Okumak, bilgi edinmek demektir. Okuduğumuz kitaplar, gözlem yoluyla elde ettiklerimiz pekiştirir.

Gözlem

Düşünme

Konunun belirlenmesi

Konunun sınırlanması

Buluş : Bu konuyu nasıl farklı anlatabilirim?

Konuyla ilgili malzemenin hazırlanması

Plan

Hangi anlatım türü

Anlatım Biçimleri (Düşünceyi Geliştirme Yolları)

Ana düşünce ve yardımcı düşünceleri belirlemek

Güzel ifade, düşüncelerin, duyguların, bilinen, öğrenilen bir şeyin sözle ya da yazıyla beğenilecek, hayranlık
duyulacak biçimde anlatılmasıdır (Çeviksoy ve Baran, 1993).

Yazı yazmanın amacı, okuyucuya duygu ve düşünceleri güzel, doğru ve etkili bir biçimde
yansıtabilmektir(Aktaş, 2011:165).

Yazılı anlatımda sadece kuralların öğrenilmesi yeterli değildir. Bunları yazıya uygulayabilmek yazılı anlatımın
önemli bir bölümü oluşturur (Aktaş, 2011:164).

Yazılı anlatım, düşünmeyi gerektirir titizlik ister. Zihinsel bir süreç olan yazılı anlatım, uygulama gerektirir
(Kardaş, 2019:78-79).

Memduh Şevket Esendal, insanın dünya hayatında yaşadığı inkisarlar, üzüntüler karşısında kendini avutmak
isteğinin onu yazmaya ittiğini ifade eder (Kardaş, 2019:19).
Kelimelerin doğru ve yerinde kullanılması önemlidir. Kelime dağarcığının zengin olması önemlidir. Düşünceler
kelimelerle şekillenir. Kısa cümlelerin tercih edilmesi yazmayı kolaylaştırır. Söylemek istenenler kısa cümlelerle
anlatılırsa yanlışlar daha çabuk görülür ve kolay düzeltilebilir (Karaalioğlu, 1972:140).

KONU

İyi bir konu, ilgi çekici ve açık olmalıdır. Konu, yazarın yaratma gücünü, yöneldiği ilgi alanlarını etkiler.
Konunun sınırlandırılması önemlidir. Konunun sınırlandırılması, verilen konu üzerinde durulacak noktalar
belirlenmesi daha kolay yazabilmeyi sağlar ve düşünce dağınıklığını önler.

PLAN

Plan, konu ele alınırken buluşun sıraya konulmasıdır. Plan, buluşun gerçekleştirilebilmesi için izlenmesi gereken
yoldur. Olayların, fikirlerin mantıklı bir düzen içerisinde olmasını sağlar.

PLAN TÜRLERİ

Duygusal Plan: Duygu ve heyecan içeren yazılarda uygulanır.

Düşünsel Plan : Düşünce yazılarında uygulanır.

Devinsel Plan : Olaya dayanan yazılarda uygulanan plan türüdür.

Planın Bölümleri

Giriş Bölümü: Konunun sunumu sayılır. Yazıda neler anlatılacağının ip uçları bu bölümde verilir. Giriş
cümlelerinde paragrafın konusu ortaya konulur. Giriş cümlesi bir ya da iki cümleden oluşur . Bu cümlelerde
hangi konunun anlatılacağı ya açıklanacağı belirtilir. (Aktaş,2011:197)

Gelişme Bölümü: Konunun gövdesidir. Giriş bölümü, kendinden önce ya da sonra açıklama ister (Karaalioğlu,
1972: 124-125).

Sonuç Bölümü: Yazının son bölümdür. Diğer bölümlerinde anlatılan duygu ya da düşünceler toparlanarak yazı
özetlenir.

Evet, hayatta olup da romana girmeyen şey yoktur. Romana sınır çizilemez. Yeter ki gerçekten alınan unsurlar,
bütün bir iç zenginliğin beslediği hayal gücü ile yeni varlıklar olsun, hayattaki varlıkları bile sürükleyecek, onları
gölgede bırakacak birer gerçek olsun! (Yetkin,1972: 66)

Giriş bölümünde konu ortaya konur, gelişmede geliştirilir ve sonuçta yargı ortaya konur. Kendinden önceki
gelişmeye bağlıdır. Duyguların, düşüncelerin ya da olayların toparlandığı bölümdür (Karaalioğlu,1972: 135).

Yazılı Anlatımda Planın Faydaları

Konuda birlik ve bütünlüğü sağlar. Gereksiz ayrıntılardan, tekrarlardan, çelişkilerden kurtarır. Konuya hâkim
olmamızı sağlar. Zaman kaybını önler. Anlaşılmayı ve etkilemeyi kolaylaştırır. Zihnimizi düzenli çalışmaya
alıştırır, anlatım disiplini kazandırır. Kendimize olan güvenimizi kazandırır.
Başlık: Başlık yazının adıdır. Başlıksız bir yazı olmaz. Başlık üst kısımda bırakılan boşluğun hemen bitiminde
ve metnin tam ortasına gelecek şekilde yazılır. İlgi çekici olmalıdır. Kısa olmalıdır. Anlamlı ve özgün olmalıdır.
Başlık, konuyu kapsamalı ve ana düşünce ile uyum içerisinde olmalıdır.

PARAGRAF

Paragraf, bir düşünceyi, bir duyguyu, isteği, öneriyi tam olarak ve bir yönüyle açıklayan ya da betimleyen
cümleler bütünü olarak tanımlanabilir. Yazılı anlatımın temel ögelerinden biri de paragraftır. Yazı yazarken ana
düşünce farklı düşüncelerle desteklenir (Aktaş,2011:197).

Her paragrafta üzerinde durulan bir ana düşünce vardır. Düşüncelerin etrafında bir araya geldiği temel
düşünceye ana fikir ya da ana düşünce denir.

Paragraf Türleri

Olay Paragrafı: Bir olayın genellikle kronolojik sıraya bağlı kalınarak anlatıldığı paragraf türüdür.
Duygu, düşünce ve konular, gerçek ya da tasarlanmış bir olay içinde verilir.

Daha çok kurmaca metinlerde kimi zaman öyküyle anlatımlarda kullanılır.

Betimleme Paragrafı: Olay yazılarında olayın geçtiği yer ve durumun olayda yer alan varlık ve
nesnelerin tanıtıldığı paragraflardır.

Düşünce Paragrafı :Bir düşüncenin delillerle, örneklerle desteklenerek inandırıcı, etkili ve mantıklı bir
biçimle anlatıldığı paragraftır.

Tahlil, çözümleme (analiz) demektir. Tasvirde bir insanın fiziki özellikleri, şekli, davranışları
verilirken tahlilde o insanın neler düşündüğü, duyguları iç dünyasında onu mutlu eden ya da üzen, acı
çektiren bütün unsurlar ayrıntılarıyla ele alınır (Çeviksoy ve Baran: 91). Bir konunun, bir olayın ve olay
kişilerinin davranış özelliklerini belirten paragraflardır (Aktaş,2011:200).

ANLATIM BİÇİMLERİ

Öykü, başlı başına bir olayın anlatılmasıdır. Bu anlatım tarzında amaç, okuru düşündürmekten çok
heyecanlandırmaktır. Bu anlatım tarzında okuyucu serüvene ortak edilir(Aktaş, 2011:210).

Benzetme : Anlatıma güç katmak, anlatılmak isteneni daha anlamlı kılmak ya da düşünceyi doğrulamak
amacıyla varlıkların ve olayların arasındaki herhangi bir ilgiden dolayı zayıf olanın güçlüye
benzetilmesidir.

Tasviri (Betimleyici) Anlatım: Varlık, nesne ve mekânların çeşitli özellikleriyle göz önünde
canlandırılmasıdır. En kısa ifadesiyle tasviri anlatım kelimelerle resim çizme sanatıdır. ( Yaman ve
Köstekçi, 1998: 145).

Sanatlı (İzlenimsel) Tasvir: İzlenimlere dayanır. Özneldir. Özel ayrıntılara yer verilir.
Bu dar arka sokak bulunduğu semtin adını almıştır: Sinekli Bakkal.

Evler hep ahşap ve iki katlı. Köhne çatılar; karşıdan karşıya birbirinin üstüne abanır gibi uzanmış eski
zaman saçakları… Ortada baştan başa uzanan bir aralık kalmış olmasa, sokak üstü kemerli karanlık bir
geçit olacak…

Sinekli Bakkal, Halide Edip Adıvar

Bilimsel (Öğretici) Tasvir: Nesneldir. Öğretici nitelik taşır. Bilgi verir.

Bu bölge, özelliğini kendine komşu olan ılık denizden alır. Fakat denizin etkisi yüzey şekillerine ve
yükseltiye göre değişir.

Dağlık yamaçlar kıyıdan başlayarak 5-6 yüz metre yükseltiye kadar olan kısımlarda bütün mevsimlerde
yeşil kalan, sert ve parlak yapraklı bitkilerden meydana gelmiş olan Akdeniz makisiyle kaplıdır.

Tanımlama

Bir kavram, kişi, durum, olay ya da bir varlığın belirgin özelliklerini veya temel nitelikleri ile
tanıtılması olarak ifade edilebilir (Kardaş, 2019:108). Tanımlama öznel ya da nesnel nitelik taşıyabilir.

Şiir, kelimelerle güzel şekiller kurmak sanatıdır, başka bir şey değildir. Ama kelime nedir?

Cahit Sıtkı Tarancı

(Özdemir ve Binyazar,1975: 79-80)

Açıklayıcı Anlatım

Anlatılacak durum, varlık, konu, nesne tanımlama ve açıklama yoluyla anlatılır.

Fıkra, eleştiri, makale vb. türlerde kullanılan bir anlatım biçimidir.

Hecelerin fonetik değerleri esas alınarak meydana getirilmiş bir vezin sistemidir. Nazımda uzun ve kısa
hecelerin ahenkli bir şekilde gruplaşması ve sıralanmasıyla meydana getirilmiş bir vezinler sistemi olan
aruz, Arap edebiyatında doğmuş dil yapılarına edebî gelenek ve millî zevklere göre değişikliklere
uğrayarak, diğer Müslüman toplulukların edebiyatlarına da girmiştir. Aruz kelimesinin lügat manaları
çoktur. Örneğin bir beytin ilk yarısının son tef’ilesi ; çadırın orta direği; yön, taraf; bölge; ölçü ve örnek
gibi.

Deneme kelimesini yeni bir edebiyat türüne ilk defa ad olarak koyan Montaigne olmuştur. Bu ad
koymaya tarih olarak 1571 yılının Mart ayını gösterenler bile vardır. Burada «deneme» yeni bir
edebiyat türünü deneme anlamına gelmektedir.

Yetkin, Denemeler
Örneklendirme

Konunun daha ayrıntılarının verilmesini ve konunun anlaşılır olmasını sağlar. Anlatılanların


somutlaştırılmasıdır. Anlatımı ilgi çekici hâle getirir.

“Toplum hâlinde yaşayan insan, mutlaka çok eskiden beri dil adını verdiğimiz kurum üzerine de
düşünmüş, zihin yormuş olmalıdır. Nitekim, dünyada konuşulan dillerin en eskisinin hangisi olduğu
konusunda daha İÖ VII. yüzyılda Mısır hükümdarı Psammetik tarafından bir deney yapıldığı
nakledilmektedir.”

(Doğan Aksan, Ana Çizgileriyle Dilbilim 1)

Karşılaştırma

Bir konuda ileri sürülen fikirlerin çeşitli görüşlerle desteklenerek kanıtlanmaya çalışıldığı anlatım
tekniğidir. Karşılaştırmalı anlatım, daha çok düşünce yazılarında kullanılan bir anlatım biçimidir. Bu tür
metinlerde farklı görüşler vardır.

Bu teknik, roman ve hikâye gibi kurgusal eserlerde de karşılaştırma yöntemine rastlanır.

“Tiyatro, eserinin ruhunu aydınlatacak olan maddi vasıtaların başında dekor gelir. Romanda çevre
tasviri ne ise sahne üzerinde de dekor odur. Romandaki şahısların, içinde yaşadıkları çevre ile
tamamladıkları, bu çevrenin tasviriyle anlaşıldıkları bugün artık söz götürmeyen bir hakikattir (Suut
Kemal Yetkin)

(Özdemir ve Binyazar,1975: 134-135)

Tartışmacı Anlatım

Herhangi bir konudaki bir düşünceyi savunmak ya da inandırmak için kullanılan bir anlatım biçimidir.
Ele alınan konuyla ilgili okuyucunun düşünceleri kanıtlarla savunulmasıdır. Devrik cümleler, soru ve
cevaplardan yararlanılır.

Tanık Gösterme

Anlatılmak istenen düşüncenin ele alınan konuda tanınmış kişilerin sözlerini yararlanılarak tanık
gösterilmesidir. Tanık olarak seçilen kişinin söylediklerinden alıntılar yapılarak (“…” ) içerisinde
kaynağıyla birlikte gösterilmesi şeklinde ya da önce kendi görüşü belirtildikten sonra bunu tanık
gösterilen kişinin düşünceleriyle pekiştirilmesi şeklinde olabilir (Özdemir ve Binyazar,1975: 135-136).

KURGUSAL (KURMACA) YAZILAR


Edebi metinler bir tema (izlek) çerçevesinde dille gerçekleşen güzel sanat etkinliğidir. Bilimsel dilde
kesinlik aranır. Her okunduğu zaman aynı anlamı verir. Oysa edebi metinler yeniden yaratılma
özelliğine sahiptir. Sanatsal işlev kullanılır.

Her okunduğu veya seyredildiği zaman yeniden yaratılma imkânına sahip edebî metinler, onları
meydana getiren birim ve kategorilerin oluşturduğu bir sistem olarak karşımıza çıkar. Bu sistemin kuralı
metnin dışında değildir, metnin içindedir. Her metin kendi kuralıyla birlikte ortaya çıkar. Zaten metnin
göndergesi , az önce de söylendiği gibi kendi içindedir. (Aktaş, 2011: 231-232).

Kurmaca(Anlatısal) Metinlerin Yapısı

Tema (İzlek): Sanatçıyı yazmaya yönelten ana duygudur.


Olay Örgüsü: Çeşitli olayları birbirine bağlayan ve ilgi kuran neden ve koşullar zinciridir .

Olay(Vaka) Zamanı : Öykülemede bir durumdan bir duruma geçiş belirli bir zaman dilimi içerisinde
olur. Zaman dilimin bir bütünlüğü vardır. Bir olayın belli bir zamanda gerçekleşmesi anlatma zamanı:
olay belli bir süre sonra romancı tarafından öğrenilebilir, duyulur, yine aynı olay belli bir zaman sonra
kaleme alınır.

Geleneksel anlayışa göre öykülemede A’dan Z’ye doğru bağlantılı bir gelişim vardır. Kimi zaman
öykü kişilerinin içinde bulundukları dramatik noktayı başlangıç olarak seçer; zamanın akış
düzenini değiştirir. Sözgelimi dramatik noktayı gösteren K’dan başlar(Özdemir ve Binyazar,
1975:111).

Öyküde zaman, okura yazarın istediği gibi verilir. Bazen kronolojik zaman denilen olay ya da
durumun başladığı, geliştiği, sonuçlandığı zamana bağlı kalır. Bazen de okur, kendini olayın en
çözülmez düğümlü bölümü içinde buluverir.

Mekân: Olayın geçtiği, yaşandığı çevre, yerdir. Yer olaya göre değişebilir.

Diyalog : Konuşturma, öykülemenin önemli bir unsurudur. Konuşturma yalnız


roman ve öykülerde yer almaz. Tarih, biyografi, tiyatro gibi yazılarda da bu
unsurdan yararlanılır. Konuşturma, öykülemenin anlamsal bütünlüğü kurar.
Kişilerin konuşmaları aldığı kültüre, yetiştiği bölgeye göre verilmesi
inandırıcılığı sağlar. Konuşturma, tek kişinin kendisiyle de olabilir. Buna
monolog (iç konuşma) denir. Diyaloglar öyküyü tekdüzelikten kurtarır ve
okuyanların ilgisini çeker.

Kurmaca metinde anlatma işini yerine getiren, hikâyeyi okuyucuya sunan kişiye anlatıcı, anlatıcının
konumlandığı yere de bakış açısı denir.
Hâkim Bakış Açısı : Bu bakış açısı ile kaleme alınmış eserler, gerçekçi oldukları iddia edilse bile, masal ve
destaniara has özelikleri bünyelerinde taşırlar (Aktaş, 1991: 95).

1.Tekil Bakış Açısı: Otobiyografik yöntemin hâkim olduğu romanlarda görülen bakış açısıdır. Kahraman-
anlatıcı adı da verilmektedir (Aktaş, 2011:100). Anlatıcı kahramanlardan birisiyle aynılaşır
(Aktaş,1991:100).
Karşılaştığım zamanlar ekseri ilk konuşan ben olurdum. Telaşımı, heyecanımı örtmek istercesine
alelacele bir şeyler bulur, pek de düşünmeden kelimeleri art arda sıralayıverirdim. Farkında
olduğum en belirli duygu, o zamanlar sanırım. Sadece onu incitmek arzusuydu.

- Halinde ne varmış, be?


(Emine Işınsu, Çiçekler Büyük)

3.Kişi Anlatım: Anlatıcı kişisellikten uzaktır. Olayın dışında bir tanık, bir gözlemci gibidir. Bunun da
iki biçimi vardır: Birincisinde yazar, ortadan silinir,(olayları bir gözlemci gibi verir) olayları olduğu gibi
verir. İkincisinde ise kişilerin iç dünyasından bahseder.

Üslup: Üslup, yazarın kendine özgü anlatışıdır. Yazarın yeteneği, edebî zevki, kültürü ile yakından ilgilidir.
Yazarla okuyucuyu kaynaştıran önemli bir unsurdur.
Üslubu kuvvetli olan yazarlar, kalıcı olmayı başarırlar. Herkesin kendine göre anlatım tarzı olduğu için üslup da
çeşitlidir.

KAYNAKÇA

Aktaş, Şerif ve Osman Gündüz, Yazılı ve Sözlü Anlatım, Kompozisyon sanatı, Akçağ Yayınları,
Ankara, 2005.

Aktaş, Şerif. Roman Sanatı Ve Roman İncelemesine Giriş, Birlik, 19991.

Çeviksoy, Osman ve Baran, Ethem, Türk Dili ve Kompozisyon-3 Ders Kitabı, Serhat Yayınları,1993.

Kardaş, M. N. ve Koç, R. Türk Dili 1 Yazma Eğitimi, Pegem Akademi, Ankara, 2019.

Karaalioğlu, Seyit Kemal, Sözlü-Yazılı Kompozisyon Konuşmak ve Yazmak Sanatı, İnkılâp ve Aka
Kitabevleri, İstanbul, 1972.

Mustafa Balcı vd. Türk Dili II, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Yayınları,
İstanbul, 2010.

Özdemir, Emin ve Binyazar, Adnan,Yazmak Sanatı Kompozisyon, Varlık Yayınevi, 1975.

Özkan, Fahri, Türk Dili Ve Kompozisyon Bilgileri, Murathan Yayınları,2008.

Türk Dili II, Anadolu Üniversitesi, Akalın, Şükrü Halûk vd. 2019.

Türk Dili II, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınları, Erzurum, 2013.

Yetkin, S. Kemal, Denemeler, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 1972.

You might also like