Professional Documents
Culture Documents
Namik Kemal Vatan
Namik Kemal Vatan
Namik Kemal Vatan
Ya�am�
Tanzimat D�nemi ozanlar�ndan olan Nam�k Kemal 21 Aral�k 1840�ta Tekirda�da
do�du.
Nam�k Kemal�in babas� Mustafa As�m Beydi.
I. Abd�lhamit�in M�neccimba��l��� g�revinde bulunan Mustafa As�m Bey, g�rev
gere�i Tekirda�da bulundu�u s�ralarda Nam�k Kemal d�nyaya geldi.
Nam�k Kemal�in annesi, Abd�llatif Pa�an�n k�z� Fatma Zehra Han�md�r.
Ger�ek ad� Mehmet Kemal olan Nam�k Kemal�in �ocuklu�u, Tekirda�da Mutassarruf
olarak g�rev yapan dedesi Ad�llatif Pa�an�n yan�nda ge�ti.
Daha sonra Kars�a ve arkas�ndan da Sofya�ya giden Nam�k Kemal, ��renimini bu
kentlerde g�rd�. �lk kez 1887 y�l�nda �stanbul�a geldi.
Nam�k Kemal�in tam olarak bilinmeyen �ocukluk d�nemi ile ilgili �e�itli
s�ylentiler de vard�r. Nam�k Kemal do�duktan bir s�re sonra dedesi Abd�llatif Pa�a
�nce Edirne�ye, daha sonra da Afyon�a atanm�t�r. Dedesiyle birlikte d�rt-be�
ya�lar�nda Afyon�a gelen Nam�k Kemal, orada �� y�l kalm�t�r.
Dedesinin iste�i �zerine Afyon Mevlevi Dergah�nda bir s�re ��renim g�rd�. B�t�n
yak�nlar� gibi, Nam�k Kemal de Mevlev�li�e b�y�k bir ilgi duydu. Bu arada
Abd�lvahit Efendiden de ders ald��� s�ylenmektedir.
Annesi Fatma Zehra Han�m �ok k�lt�rl� bir kad�nd�. Onun k�lt�rl� olu�u, Nam�k
Kemal�i bir�ok bak�mdan etkilemi�tir. Fakat Nam�k Kemal annesini gen� ya�ta
yitirmi�ti. Fatma Zehra Han�m �ld��� zaman Nam�k Kemal sekiz ya��ndayd�.
Annesi �ld�kten sonra Nam�k Kemal �e�itli kentleri dola�mak zorunda kalm�t�r.
Okulla tan�mas� ilk kez dokuz ya��ndayken olmu�tur. Ama, okul hayat� bir y�l
s�rm�t�r. Buna ra�men Nam�k Kemal, kendi kendisini e�itmesini bilmi�tir.
�rne�in Kars�ta at�c�l�k ve binicilik ��rendi�i gibi, Hamit Efendiden de
edebiyatla ilgili dersler alm�t�r.
Babas� Mustafa As�m Bey, Nam�k Kemal�in Arap�a ile Fars�as�n�n ilerlemesi i�in
�zel ��retmenler, tutmu�, kendisi f�rsat bulduk�a, o�luna tarih dersi de vermi�tir.
Bir s�re sonra Sofya�ya gitmi�lerdir. Burada Arap�a ve Fars�as�n� daha da
ilerletti�i gibi Frans�zca da ��renmeye ba�lam�t�r.
Nam�k Kemal Kars�ta ba�lad��� �iire, Sofya�da da devam etti.
Sofya�da evlenen Nam�k Kemal�e, �Nam�k� ad�n� veren, zaman�n �nl� ozanlar�ndan
E�ref Pa�a olmu�tur.
Ni� Kad�s� Mustafa Rag�p Efendinin k�z� Nesime Han�mla yapt��� evlilik sonucu
Feride, Ulviye ve Ali Ekrem adlar�n� verdikleri �� �ocuklar� oldu.
Sofya�da g�rev yapan dedesi azledilince �stanbul�a geldiler.
1858�de b�y�k annesi, bir y�l sonra da dedesi �ld�.
1863 y�l�nda Terc�me Odas�na girdi. Frans�zcay� tam olarak burada ��renen Nam�k
Kemal, Terc�me Odas�nda be� y�la yak�n bir s�re g�rev yapt�.
Terc�me Odas�ndaki g�revinin Nam�k Kemal�e bir�ok yarar� oldu. Her �eyden �nce,
zaman�n �nl� ozanlar�yla tan�t�. Ozanlar�n i�ki meclislerinde bir arada oluyor,
onlardan �e�itli �eyler ��reniyordu.
Bu s�ralarda kendisini olduk�a �ok etkileyen ?inasi�yle tan�t�. ?inasi�nin
��kard��� �Tasvir-i Efk�r� gazetesinde de �al�maya ba�lad�.
1865�te ?inasi Paris�e gitti.
�Tasvir-i Efk�r� gazetesinin y�netimi Nam�k Kemal�e kald�. Nam�k Kemal gazeteyi
politik y�n� a��r basan bir organ durumuna getirdi. Olduk�a sert bir ifadeyle
yaz�yordu makalelerini.
Nam�k Kemal�in ilk �iiri bu s�rada yay�mland�. Ayr�ca Montesquieu�dan yapt���
�eviri de gene bu g�nlerde okuyucular�n �n�ne ��kt�.
O g�nlerde �lke �zerinde istibdad�n a��r bask�s� g�r�l�yordu. Nam�k Kemal
illegal olarak eylemlerde bulunan Yeni Osmanl�lar Derne�ine girdi.
Nam�k Kemal �Tasvir-i Efk�r�da, Ziya Pa�a da �Muhbir�de y�netimi ele�tiren a��r
yaz�lar yaz�yorlard�. Bu yaz�lar�n sonucu Yeni Osmanl�lar Derne�inin �yeleri
izlenmeye ba�land�.
Ve sonunda dernek kapat�ld�. Ziya Pa�a K�br�s�a bir g�rev verilerek s�r�l�rken,
Nam�k Kemal de, bir ba�ka g�revle Erzurum�a atand�.
Ama Nam�k Kemal de, Ziya Pa�a da bu g�revleri kabullenmediler. 1867 y�l�n�n
May�s ay�nda Avrupa�ya ka�t�lar.
Nam�k Kemal Avrupa�da �� y�l kald�.
Avrupa�ya ka�anlar, �Yeni Osmanl�c�l�k� d��ncesini yaymak i�in bir araya gelip
1867 y�l�n�n A�ustos ay�nda Paris�te �Muhbir� gazetesini ��kard�lar.
Bir s�re sonra, d��nce ayr�l��� do�unca Nam�k Kemal ve Ziya Pa�a gazeteden
ayr�ld�.
Londra�da yay�nmlanan �H�rriyet� gazetesine ge�tiler. Bu kez de Nam�k Kemal ile
Ziya Pa�a aras�nda d��nce ayr�l��� do�du. Ve Nam�k Kemal �H�rriyet� gazetesinden
ayr�ld�.
Nam�k Kemal �nce Br�ksel�e geldi. Bir s�re orada kald�ktan sonra Viyana�ya
ge�ti.
�stanbul y�netimi, Nam�k Kemal�in �lkeye d�nmesine izin vermi�ti ve Nam�k Kemal
1870�in son aylar�nda T�rkiye�ye d�nd�.
�stanbul�a gelince, �lkenin ilk mizah dergisinde mizah� yaz�lar yazmaya
ba�lad�. �Diyojen� o g�nlerde b�y�k bir ilgi uyand�r�yordu.
Daha sonra, arkada�lar�yla birlikte ��bret� gazetesini ��karmaya ba�lad�.
Art�k yeniden sava��ma ba�lam�t� Nam�k Kemal.
��bret� gazetesinin ilk say�s� 13 Haziran 1872�de yay�mland�. Haftan�n be� g�n�
��k�yordu bu gazete. �Devrimci� niteli�i a��r basan bu gazetede Nam�k Kemal ve
arkada�lar� en sert yaz�lar�n� yay�ml�yorlard�. �stanbul y�netimi ��bret�
gazetesinin yayd��� d��ncelere fazla dayanamad�. Ve gazete, daha bir ay�n�
doldurmadan kapat�ld�.
Bu arada, �Diyojen� dergisi de y�netim taraf�ndan kapat�lm�t�.
Nam�k Kemal, Gelibolu Mutasarrufl���na atand�. Gelibolu�da kald��� k�sa s�re
i�inde, �stanbul�da yay�mlanmaya ba�layan �Hadika� gazetesinde N.K. ve yeniden
yay�m�na izin verilen ��bret� gazetesinde B.M. imzas�yla yaz�lar yazmaya ba�lad�.
Gelibolu�da �� ay kalm�t� Nam�k Kemal. Bir sorun dolay�s�yla g�revinden
uzakla�t�r�ld�ktan sonra, yeniden �stanbul�a geldi.
��bret� gazetesinde �Nam�k� ve �Kemal� adlar�n� kullan�yordu. Edeb�
makalelerine �Nam�k�, politik yaz�lar�n� ise �Kemal� ad�yla yaz�yordu.
Yazd��� bir kitab�n yay�mlanmas� engellenince, iyice sertle�ti Nam�k Kemal.
Ve ��bret� gazetesi �stanbul y�netimi taraf�ndan bir kez daha kapat�ld�. Bu kez
ceza, bir ayl�k kapat�lmayd�.
Gelibolu�dayken yazmaya ba�lad��� �Vatan yahut Silistre� oyununu tamamlad�
Nam�k Kemal.
�Vatan yahut Silistre� oyunu ilk kez 1873 y�l�n�n Nisan ay�nda G�ll� Agop
Tiyatrosu taraf�ndan sahnelendi. �zleyiciler �ok be�enmi�ti bu oyunu.
O s�rada yeniden yay�mlanan ��bret� gazetesinde �Vatan yahut Silistre�
oyunundan �vg�yle s�z eden yaz�lar ��kt�. �stanbul y�netimi gene k�zm�t�. Ve bu kez
��bret� kesinlikle kapat�ld�. Ertesi g�n de, 6 Nisan 1873�te Nam�k Kemal ve
arkada�lar� tutukland�lar.
3 g�n sonra da K�br�s�ta, Magosa�ya s�rg�ne g�nderildiler.
Magosa... Tam 38 ay kald� Nam�k Kemal burada. K�br�s Mutasarr�f�, Nam�k
Kemal�e, �stanbul y�netiminin g�nderdi�i bir s�rg�n g�z�yle bakmad�. Ona dost�a
yard�m etti.
Nam�k Kemal en �nemli yap�tlar�n� Magosa�da kaleme ald�. Roman, tiyatro ve
di�erleri...
30 May�s 1876�da Abd�laziz tahttan indirilince, yerine ge�en V. Murat af
��kartt�. S�rg�ne g�nderilenler affolunmu�tu art�k.
Bir hafta sonra Nam�k Kemal �stanbul�a geldi. ?ura-y� Devlet�e �ye oldu.
Bir s�re sonra V. Murat tahttan indi, yerine II. Abd�lhamit ge�ti. Abd�lhamit,
yeni Anayasa�y� il�n edece�ini duyurmu�tu. Bunun �zerine Nam�k Kemal, Ziya Pa�ayla
birlikte bir taslak haz�rlad�lar.
Ama II. Abd�lhamit Anayasa konusunda i�ten de�ildi. Ziya Pa�ay� Suriye
Valili�i�ne g�nderdi. Nam�k Kemal�i de tutuklatt�. Yap�lan mahkemenin sonucu beraat
etti.
�stanbul y�netimi1877 y�l�nda onu Midilli Adas�na g�nderdi. �ki y�l sonra da
Midilli Adas� Mutasarr�fl���na atand�.
Uzunca bir s�re orada kald� Nam�k Kemal.
Midilli�de de birbirinden g�zel yap�tlar verdi.
1884 y�l�nda Rodos Adas� Mutasarr�fl���na atand�.
Bir s�re �nce tutuldu�u zat�rree Rodos�ta daha da �o�alm�t�. Ama Nam�k Kemal
�al�malar�na ara vermiyordu. Burada da �Osmanl� Tarihi�ni yazmaya ba�lad�.
Bu arada Rodos�ta, ba�ka konularda da �al�malar yap�yordu. Aday� geli�tirmek,
g�zelle�tirmek i�in �al��yordu.
Bir olay y�z�nden Rodos Mutasarr�fl���ndan al�narak Sak�z Mutasarr�fl���na
atand�.
Sak�z Adas�ndaki g�revi fazla s�rmedi. Adan�n havas� ci�erlerine iyi gelmedi,
bir y�l sonra, 2 Aral�k 1888�de vefat etti...
Eserleri
?iirleri:
Nam�k Kemal�in �iirleri �e�itli ki�iler taraf�ndan toplanm� ve bast�r�lm�t�r.
Romanlar�:
�ntibah (l876), Cezmi (1880).
Oyunlar�:
Vatan yahut Silistre (1873), Zavall� �ocuk (1873), Akif Bey (l874), G�lnihal
(1875), Celalettin Harzem�ah (1885), Kara Bela (1910).
Ele�tirileri:
Tahrib-i Harabat (1885), Takip (l885), Mukaddeme-i Celal (1888), Talim-i
Edebiyat (1950), Renan M�dafaanamesi (1962).
Di�er baz� eserleri:
R�ya (1898), C�mle-i M�ntahabe-i Kemal (1892), M�ntahabat-� Tasvir-i Efk�r
(l886).
�NT�BAH
(Serg�ze�t-i Ali Bey)
- Roman -
�Gel ey fasl-� bah�r�n, m�ye-i �r�m � h�b�ms�n
Enis-i h�t�r�m, k�m-� dil-i p�r �zd�rab�ms�n.�
B�R�NC� B�L�M
�stanbul�u �ok iyi tan�yanlar, �aml�ca K�k�n�n ki�inin ruhunu ok�ama a��s�ndan,
ilkbahar� pek aratmad���n� bilirler. �aml�ca K�k�n�n yap�s�n�n bi�imini bir yana
b�rakal�m, bulundu�u yer de �stanbul�un en g�zel yeridir.
***
Ozan Nedim�in:
�Bir gevher-i yekp�re iki bahar aras�nda� dedi�i �stanbul, bence �ylesine ho�
ve g�zel bir deniz k�z�d�r ki, hazin hazin k�y�lar�na y�z s�ren deniz, onun t�m
d�nyada e�sizli�ini tan�tlar.
G�zellikler toplulu�u olan �stanbul�un t�m g�zelliklerini g�rebilece�imiz tek
yer vard�r, oras� da �aml�ca�d�r. Bo�azi�i k�y�lar�na serpilmi� hangi b�y�k orman
ya da k�rfez olsun ki, �aml�ca tepesinden g�r�lmesin? �stanbul�un Beyo�lu gibi,
Galata gibi, Beyaz�t gibi, Bab��li gibi hangi bay�nd�r b�lgesi bu �aml�ca�dan
kendisini gizleyebilsin? Ve �stanbul�un eski yap�tlar�ndan, binalar�ndan hangisi
�aml�ca�n�n bak�lar�ndan kendisini ka��rabilsin?
�aml�ca, �ylesine bir yerdir ki, �e�mesinin yan�na gelip ��yle bir bakarsa
�evresine, binlerce �e�it g�zelliklerle kar��la�abilir. �nsan�n g�z bebekleri o
g�zellikler evrenini i�ine alan muhte�em bir haritaya d�ner.
Yak�nlar�na bak�nca insan, d�nyan�n en g�zel �i�ekleriyle kar��la�an bir bal
ar�s� gibi, �i�ekten �i�e�e konarak, deniz k�y�s�na gidinceye dek yorgunluktan
h�lsiz d�er.
�aml�ca�ya �Cennet-i �l�n�n yery�z�ndeki par�as� denilse yanl� olmaz. Tanr�,
�Ab-� hayat�� yery�z�nde herhangi bir yere vermeyi isteseydi, herh�lde bu yer
�aml�ca olurdu, �aml�ca�n�n suyuna verirdi.
***
Bundan hemen hemen sekiz y�l �nce, g�ne�in do�u�unu seyretmi�tim �aml�ca�da.
G�ky�z�nden d�nyaya nura benzeyen bir ruh ya��yor sanm�t�m.
Gezinti yerlerini pek sevmem ben.
Dinleme g�nlerinde, boyunlar�nda, boyanm� cell�t iplerine benzer kravatlar
tak�p, ayaklar�na da darac�k bir potin giyerek, sabahtan ak�ama dek gezinti
arabalar�n�n arkas�ndan kald�r�m m�hendisli�i yapan �apk�nlar, ne zevk al�rlar,
bilmem. ��nk�, sonra da ak�amdan sabaha dek bo�az a�r�s�yla, nas�r ac�s�yla
bo�u�urlar.
Hele cuma ve pazar g�nleri Unkapan� iskelesinden bir kay�k tutup, yolda bir
s�r� kay��a �arparak, y���nla tehlikeyle kar��la�arak o nazl� Ka��thane Deresi�ne
gitmek yok mu? �nsan, insanl���ndan ��kar bu gezi boyunca, tozdan ve dumandan
yap�lm� bir insan tasla��na d�ner.
�Hazer, hazer ki ecel n�resit medf�nem� m�sra�na uygun bir bi�imde, mezar�n�
omuzuna alm� olan bir sihirbaz k�l���na b�r�n�r. Sonra da t�m bunlara �E�lence�
derler. �te b�yle �eylere benim pek akl�m ermiyor.
Ama neye yalan s�yleyeyim, cuma ve pazar g�nlerinin d��nda, a��k ya da az
bulutlu, ama ya�mursuz g�nlerde, Bo�azi�i�nin t�m �evresini ve ilkbaharda da
�zellikle �aml�ca�y� �ok, ama pek �ok severim.
�nsan, uygarl�k evrenin t�m nimetlerinden ne denli yararlan�rsa yararlans�n, ne
denli rahatl��a ula��rsa ula�s�n, yine de ilkel insanlar gibi otlar�n �zerine
oturma zevkini bir t�rl� unutam�yor.
�rne�in, g�ne� batarken, �imenler �zerinde ya da bir su ba��nda oturmak, bir
a�ac�n alt�nda uzanmak ve do�an�n o b�y�k g�zelli�ini izlemek, kentlerdeki evlerin
hangi e�lencesiyle kar��la�t�r�labilir? Kalabal�k kentlerin koku�mu� havas�ndan,
�irkin g�r�nt�lerinden zaman zaman uzakla��p, �i�eklerin o tatl� kokular�n� getiren
esintileri kim i�ine �ekmek istemez? K�rlara yay�lan binlerce g�zel �i�e�in rengine
dal�p yitmeyi kim istemez?
***
�te, t�m insano�lunda var olan bu istekler, roman�m�z�n kahraman� Ali Beyde de
vard�.
�K�NC� B�L�M
Ali Bey, zengin bir ailenin tek �ocu�uydu. Yirmi bir, yirmi iki ya�lar�ndayd�.
Annesi de, babas� da �ok titrerlerdi �zerine. �zellikle babas�, �ocu�un de�erini
�ok iyi bilen insanlardand�.
Babas� ona �zel ��retmenler tutmu�tu. �lkemizin k�lt�r ba�kentinde ya�ad�klar�
h�lde, bu �zel ��retmenlerle o�lunun e�itimi ve ��retiminin �ok iyi olmas� i�in
elinden geleni yap�yordu. �yle ki, �ocuk on ya��na geldi�inde, birka� yabanc� dili
��renmi� durumdayd�.
�nl� yazarlar �ocu�u �ok be�eniyorlard�. K���k Ali�nin k�lt�r alan�nda olduk�a
yetenekli oldu�unu ileri s�r�yorlard�.
K���k Ali, babas�n�n, �lkemizde az g�r�len yumu�akl��� ve yak�n ilgisi
sayesinde �ok terbiyeli bir �ocuk g�r�n�m�ndeydi. Zaten yarad�l��nda da var olan
g�zel davran�lar�n� g�renler, kendisini bir melek san�rlard�.
Ama zavall� babas� hayat� boyunca �ocu�u i�in b�y�k bir endi�e duydu. ��nk� Ali
sar� benizli bir �ocuktu ve �stelik biraz fazlaca sinirliydi. Ayr�ca tam bir
delikanl�yd�. Sinirlili�ini, ald��� iyi terbiye sonucu yener gibi g�r�n�yorsa da,
baz� konulara a��r� bir bi�imde, tutkunluk �l��s�nde ba�l�yd�. Neye, hangi konuya
ilgi duysa, elindeki t�m i�lerini b�rak�r, d�nyay� unutur ve sadece onunla
ilgilenirdi. Bir �eyi istedi�i zaman, ona ula�mas�nda �n�ne bir engel ��karsa, bu
iste�i ne denli �nemsiz olursa olsun, her �e�it fedak�rl��� yaparak o iste�ini
ger�ekle�tirmek i�in elinden geleni yapard�. Bunu ba�aramad���nda da, �z�nt�s�nden
hastalan�r ve geceleri gizli gizli a�lard�.
Babas� o�lunun bu huyunu de�i�tirmek i�in �ok u�ra�t�. Ama de�i�tiremedi. Bunun
�zerine, �ocu�unun inat��l�k huyunu silmek i�in onu e�itim ve ��retim alanlar�na
sevkederek, yararl� bir sil�h�n sahibi olmas�n� istedi.
Ali, babas�n�n sa�l���nda, on d�rt, on be� ya�lar�na geldi�inde, k�lt�r d��nda
sevilecek, u�ra��lacak bir �ey bulamaz olmu�tu.
Ona, d�nyay� unutturacak kadar olan tek �ey de dersleriydi. E�er i�ine
yar�yorsa, b�y�k bir fedak�rl��� g�ze alarak, piyasada bulunmayan baz� kitaplar�
k�rk misli, elli misli para �deyerek sat�n al�rd�.
Hastalanmas�, bir �ey i�in bahse tutu�up yenildi�i zaman olurdu. A�lamas� da,
okudu�u kitaplarda ��zemedi�i bir sorunla kar��la�t���nda ��kard� ortaya.
Ama bu geli�im d�nemi, kendisi gibi her konuda direnmeyi sevmiyor, s�k s�k
�e�itli de�i�ikliklere u�ruyordu.
Yirmi ya��nda babas� �ld� Ali�nin. O baba kendisinin her �eyiydi, ��retmeni,
e�itmeni, arkada��...
Babas� �ld�kten sonra Ali Beyin ya�am�nda b�y�k de�i�imler ba�lad�. Art�k
bel�lar da geliyordu ba��na...
���NC� B�L�M
Ali, olduk�a mahzun yarat�l�l� bir �ocuktu. Kendi ya�am�ndan �ok daha �st�n
tuttu�u babas�n�, olanca g�c�yle seviyordu. Hi� ummad���, daha do�rusu akl�ndan
bile ge�irmedi�i bir s�rada babas�n�, o aziz varl��� sonsuza dek yitirdi�ini
g�r�nce, t�m ya�am arzusunu da yitirdi. Giderek daha da mahzunla�t�.
Art�k o �ok sevdi�i kitaplar�ndan bile bir zevk alm�yordu. Daha �nceleri
d��nceleriyle ba� ba�a kalmaya can att��� odas�na gitti�i zaman zindana d�m� gibi
san�yordu kendisini.
Babas� �ld�kten sonra, odas�n�n bir k�esine �ekilip ac� g�zya�lar� d�kmekten
ba�ka bir �ey yapm�yordu.
Annesi, kocas�n�n �l�m�nden duydu�u t�m ac�lar� unutmu�, o�lunun bu t�r
davran�lar�ndan endi�e duymaya ba�lam�t�. Fazla k�lt�rl� de�ildi annesi, ama �ok
zeki bir kad�nd�. K�lt�rl� bir erkekle ge�en yirmi be� y�ll�k ya�am arkada�l���
kad�n� e�itmi�ti. G�rd���, duydu�u t�m olaylardan bir�ok �ey ��renmi�, baz�
ger�eklere ula�m�t�.
�nce kocas�n�n �l�m� ve arkas�ndan da o�lunun bu durumu y�z�nden kendisini
b�rak�rsa, sevgili kocas�ndan uzak d�t��� gibi, �imdi de sevgili o�lunu
yitirece�ini biliyordu. Bu y�zden, duydu�u t�m ac�lar� i�ine ak�t�yor, kocas�n�n
yoklu�una bile, sanki bir su�mu� gibi, gizli gizli g�zya�� d�k�yordu.
K�sacas�, i�i kan a�larken, y�z� g�l�ms�yordu...
O�lunu d�t��� bu durumdan nas�l kurtaraca��n� d��n�rken, akl�na evlerine �ok
yak�n olan �aml�ca geldi.
May�s ay�n�n ba�lar�nda, bir �ar�amba g�n�yd�. Z�mr�tten yap�lm� bir aynaya
benzeyen g�ky�z�n�, bir �rt� gibi beyaz bir bulut kaplam�t�. G�ne�in ��nlar�, kibar
ve nazl� bir yosman�n g�zelli�inin par�lt�lar� gibi her yeri ayd�nlat�yor, ama
yakm�yordu. S�k yaprakl� a�a�lar�n g�lgeliklerine yaslan�p uzanan �imenlerin,
�evrelerini k���mser gibi bir duru�lar� vard�. R�zg�r s�t emme �a��ndaki yavrusunun
uykusunu izleyen bir annenin nefesinden bile daha hafif esmekteydi.
Annesi havan�n ve k�rlar�n bu g�zelli�ini g�r�nce, o�lunu �aml�ca�ya g�t�rmek
istedi. ?�yle bir gezinti i�in, �srarl� ricalar sonucu ancak kand�rabildi.
Bu ilk gezinti g�n�, �aml�ca, Ali�ye �ok yabanc� bir yer olarak g�z�km�t�.
Hatta ikinci, ���nc� kez gidi�leri de ayn� ricalarla, yar� tatl�l�kla, yar�
zorlukla olmu�tu. Ama bu geziler yinelendik�e, �ocuk �aml�ca�y� sevmeye ba�lad�. Ve
bu sevgi giderek bir al�kanl�k h�lini ald�. �yle ki, e�er birka� g�n �aml�ca�ya
gitmese, s�k�l�yordu evde.
Ki�i, do�an�n elinde garip bir oyuncak gibidir. Ali Bey, herkesten �ok sevdi�i
babas�n�n �l�m�yle ac� i�inde k�vran�rken, yine de her taraf�nda nice v�cutlar�n
g�m�l� bulundu�u bu k�rlarda gezmeye, e�lenmeye can at�yordu.
�ki g�nde bir �aml�ca�ya gitmeyi �det haline getirmi�ti. Ama, kalabal�kla
kar��la�mamak i�in, hafta aras� gidiyordu oraya. Bu y�zden biriken i�lerini de
tatil g�nleri yap�yordu. Cuma ve pazar g�nleri, onun i�in s�k�nt�l� �al�ma
g�nleriydi. Herkes dinlenirken o �al��yordu.
***
Bir g�n, i� yerinde arkada�lar�yla konu�urken, �aml�ca�dan �ok ho�land���ndan
s�z etti arkada�lar�na.
Arkada�lar� da, kendisinden bir ziyafet vermesini istediler orada.
Ali Bey:
� Memnuniyetle veririm, dedi. Yar�ndan tezi yok, hemen buyrun...
G�l�meye ba�lad� arkada�lar�.
Anlamad� Ali Bey bu g�l�lerin anlam�n�. Sordu. Arkada�lar� hemen yan�tlad�lar
onu: Yar�n sal�. Sal� g�nleri �aml�ca �ok tenha olur, e�lenmenin olana�� olmaz o
zaman. Oysa cuma ve pazar g�nleri �ok �enlikli olur. E�lenmenin amac�, kalabal���
izlemekse, sal� g�n� �aml�ca�ya gitmek yerine, �stanbul�un Beyo�lu�nun daha
kalabal�k oldu�unu anlatmak istediler Ali Beye ama anlatamad�lar.
Baz� arkada�lar� Ali Beyin sakin bir g�n �zerinde �srarla duru�unu, onun
ziyafetten ka���na yordular. ��neleyici bir bi�imde konu�maya ba�lad�lar.
Bu s�zlerle kar��la�an Ali Bey, istemeyerek de olsa, utand��� i�in, ziyafeti
cuma g�n�ne ertelemek zorunda kald�.
***
Ali Bey, arkada�lar�na verece�i ziyafeti annesine anlatt�. Kad�nca��z nereden
bilsin, b�yle bir g�nl�k e�lencenin ilerde birtak�m fel�ketlere neden olaca��n�...
O�lunun insanlar�n aras�na kar��p e�lenmek istedi�ini duyunca, d�nyaya yeniden
gelmi� gibi sevindi.
***
Arkada�lar�, �nceden kararla�t�rd�klar� gibi cuma g�n� sabahtan Ali Beyin
�sk�dar�daki evine geldiler.
Kahvalt�y� Ali Beyin evinde birlikte yapt�ktan sonra, iki arabaya binerek
�aml�ca�ya gittiler.
Bir s�re oradaki �e�menin ba��nda oturdular. Ali Bey k�rlar�n g�zelli�ini
izlerken, do�an�n g�zelli�iyle ilgilenmeyen arkada�lar� da gelip ge�en feraceli,
ya�makl� kad�nlar� seyrediyorlard�.
�aml�ca�n�n en civcivli saatleriydi bu s�ralar. Yollar, arkas� arkas�na gelen
ya�makl� kalabal���ndan dolay�, k�p�kl� co�kun bir seli and�r�yordu.
Sonunda yerlerinden kalk�p bu kalabal���n aras�na girdiler.
Ali Beyin arkada�lar� �evrelerindeki kad�nlara l�f at�yorlard�. Bug�ne dek,
kimbilir ka� kad�na s�yledikleri yalanlar� yineleyip duruyorlard�.
B�ylesi davran�lar Ali Beyin ald��� e�itime �ok tersti. Arkada�lar�n�n bu t�r
e�lenceleri onu incitiyor, �z�yordu.
Ama �lkemizin de, insanlar�m�z�n da durumu belli. Do�ru s�yleyeni dokuz k�yden
kovuyorlar. Arkada�lar, dostlar aras�nda da ger�ekleri dosdo�ru ve i�ten s�ylemek,
�o�unlukla ho� kar��lanm�yor. Buna kar��l�k, e�lence gibi yal�n konularda bile,
insan�n be�enmedi�i bir �eyi be�eniyormu� gibi ikiy�zl�l�k yapmas�, insanlar
taraf�ndan ho�nutlukla kar��lan�yor.
Ali Bey de, ak�ama dek arkada�lar�n�n yapt�klar�ndan dolay� �ok �z�nt� duydu.
Ama �o�unlu�a kat�larak i�indeki ac�y� belli etmedi.
O da arkada�lar�yla gezinirken, arkada�lar�ndan ��rendi�i gibi, oradan ge�en
bir arabaya, i�indekilere hi� dikkat etmeden sel�m verdi. Ama arabadaki han�mlar
hi� kar��l�k vermedi kendisine. Bu durum, namuslu ki�ilere sark�nt�l�k yapm� oldu�u
d��ncesiyle Ali Beyi �ok utand�rd�. K�pk�rm�z� oldu y�z�.
Bulunduklar� yer ve zaman, kendisinin �z�r dilemesine olanak vermiyordu.
H�z�nl� bir bi�imde bakarak �z�nt�lerini belli etmek istedi, tam h�z�nl� h�z�nl�
bakmaya ba�l�yordu ki, araban�n perdesi a��ld� ve anlam�n� bir t�rl� anlayamad���
bir i�aret yap�ld�. Arkas�ndan da perde hemen kapat�ld�.
Herkesin bildi�i gibi, cidd� konular�n hemen �o�u uysall�kla ba�lar. Zavall�
gen� adam, arkada�lar�n�n hat�r�n� k�rmamak i�in giri�ti�i bir hareketin ilerde
ba��n� ne gibi dertlere sokaca��n� daha o g�nden nas�l tahmin edebilirdi?
?imdi yava� yava� uzakla�an arabadaki kad�n�n o i�areti kendisine bir sevgi
i�areti gibi g�r�nm�t�. O andan itibaren kafas� ve y�re�i o kad�na ayr�lm�t�.
�areti yapan kad�n� g�rebilmek ve yapt��� i�aretin anlam�n� ��renebilmek i�in yan�p
tutu�uyordu. Kime s�ylemeliydi bu d��ncelerini? Arkada�lar�na tek bir s�zc�k bile
s�yleyemezdi, derdini a�amazd�.
***
O g�n, ak�ama dek �aml�ca�da dola�t�lar. Ali Bey, arkada�lar�yla birlikte
e�leniyormu� gibi g�r�n�yordu, ama ger�ekte hiyeroglif yaz�s�n� ��zmek i�in u�ra�an
bilginler gibi kad�n�n verdi�i i�aretten �e�itli sonu�lar ��karmaya �al��yordu. Bu
konuda kafas�n� ne denli yorarsa, anlamak istedi�i i�aret, yan�ts�z bir sorun
bi�imini al�yor, beyni a��r� bir bi�imde yoruluyor ve d��nceleri bu k�s�r d�ng�
i�inde dola��p duruyor ve yine de herhangi bir sonuca ula�am�yordu.
Neyse ki, ak�am �zeri d�nerlerken, bir ba�ka arabadan, kendisine verilen
i�aretin ayn�s� verildi. Bu i�lerin acemisi olan Ali Bey, az �nce verilen i�aretin
anlam�n� arkada�lar�na sordu.
�aretin anlam�:
��evrede ba�ka insanlar varken, mektupla�mak do�ru de�il�mi�.
Ali Bey, bunu ��rendikten sonra, kendisine i�aret veren kad�n�n ger�ekten
namuslu oldu�una daha fazla inand� (B�yle toy bir �ocuk, namuslu bir kad�n�n bu tip
i�aretler vermeyece�ini nas�l bilsin?).
***
Ak�am �zeri eve d�nerken kafas� olduk�a kar��kt�. O gece sabaha dek hep o
kad�n� d��nd�. D��nde ona �e�itli bi�imler, �e�itli g�zellikler verdi. Ama hi�biri
de kendi g�nl�n�n istedi�i kad�n tipine uymuyordu.
Sabahleyin kendini toplay�p, akl�na tak�lan endi�eleri yok etmeye karar verdi.
Bu d��nceyle de evden ��kt�.
Yolda giderken, �aml�ca�ya do�ru bile bakmamaya �al�t�.
Ama zavall� �ocu�un hi�bir g�nah� yoktu, ��nk� arkada�lar�yla birlikte
�aml�ca�ya gitti�i o g�n mezar� orada kaz�lm�t�.
�nsano�lu, ad�mlar�n� hep mezardan uzakla�mak i�in atar. Ama yine de att��� her
ad�mla mezara daha �ok yakla��r... Her solu�unu �mr�n� uzatmak i�in al�r, ama
al�nan her soluk, kendi �mr�nden bir solukluk zaman harcar.
�te Ali Bey, bu y�zden �aml�ca�dan uzakla�mak i�in yolunu de�i�tirmeye
ba�lam�t�. Ama her yol de�i�tirmede, �aml�ca�ya daha kestirme giden ba�ka bir yolda
buluyordu kendisini.
***
Sonunda b�rakt� kendisini Ali Bey. �Bo�ver, ne olursa olsun.� diye d��nerek,
u�urumun dibine d�mekten kendisini kurtaramad�. �aml�ca yosmas�n�n hayaliyle
u�ra�maktansa, oraya gidip kendisini bulmaya karar verdi.
Bir sabah i� yerine, �irketin dilenci vapuruyla Beylerbeyi yolu �zerinden
gitmeyi d��nerek yola ��kt�.
�ok dalg�nd�...
Nerelerden ve nas�l ge�ti�inin fark�nda de�ildi. Ve birden kendisini �aml�ca�da
buldu. Sanki aradaki uzakl�k yok olmu� ve ge�ti�i yollar� uykudayken y�r�m�t�.
D�RD�NC� B�L�M
Heyhat, her g�n i�imizde do�an emellerimizin y�zde ka��, hatta binde ka��
ger�ekle�me �ans�na sahiptir?
Daha �nce de s�z etti�imiz gibi, o g�n fark�nda bile olmadan kendisini
�aml�ca�da bulmu�tu Ali Bey. Ama orada, salt arabadan verilen i�aretin �z�nt� veren
an�s�ndan ba�ka bir �ey bulamad�.
O s�rada ve o ko�ul alt�nda, i� yerine gitmek kimsenin akl�na gelmez. Do�al
olarak Ali Bey de unutmu�tu i�ine gitmeyi. Ve �e�menin yan�ba��ndaki a�ac�n alt�na
bir iskemle �ekip oturmu�tu.
Zaman�n�n bir b�l�m�n�, sevgilisini ba�kas�n�n kolunda g�ren bir sevdal� gibi
�z�nt� i�inde ge�irdi. Uzaktan bakan, zavall�n�n y�z�n�n solgunlu�unu ve v�cudunun
hareketsizli�ini g�r�nce onu ta� kesilmi� sanabilirdi.
Bir s�re sonra y�z� renklenmeye, g�vdesi de titremeye ba�lad�. Birden yerinden
kalkt�. Sevgilisiyle bulu�ma saatini ge�iren bir sevdal� gibi h�zl� h�zl� o �evrede
dola�maya ba�lad�. Y�re�i t�m g�c�yle �arparken, y�z� ate�ler i�indeymi��esine
yan�yordu. Bu durumuyla, insan bi�iminde yery�z�ne d�m� bir y�ld�r�ma benziyordu.
***
Saatler ge�iyordu.
Ali Bey, h�l� arad��� kad�n� bulup, ondan sonra i�ine gitmeyi d��n�yordu.
Bu d�ler i�inde y�zerken, �aml�ca Tepesi�ne a��r a��r ��kmeye ba�lad� karanl�k.
Bu �ylesine bir karanl�kt� ki, �mr�n eksildi�ini g�steren bir ku�ku perdesi gibi
a��r a��r yakla��yordu.
Ali Bey, bu karanl��a bakt�k�a, yorgunluktan g�zlerinin karard���n� sand�.
Sonunda, her renginden ba�ka ba�ka renklerin t�redi�i gurubun belirtileri ortaya
��kmaya ba�lad�.
***
Ali Bey, o ya�a gelinceye dek hi�bir ak�am evine gitmekte gecikmemi�ti. Do�al
olarak ba�ka bir yerde de gecelememi�ti... Sevgili annesi b�yle �eylere al��k
de�ildi hi�. Ve yine o ya�a gelinceye dek, nedeni olmadan i� yerine gitmemezlik
etmemi�ti.
K�sacas�, yirmi y�ll�k ya�am� boyunca, ba��na b�yle bir �ey hi� gelmemi�ti.
Birdenbire heyecanland�, sanki hastal��� �l�m derecesine ula�m� bir ki�ininki
gibiydi durumu.
Tuhaf bir yarat�kt�r insano�lu, zaman ge�tik�e her �eye al��r, buna kar��l�k
al�mad��� her �eyden korkar. Hatta bazen �ylesine korkar ki, �l�m� bile kabullenir
(Herh�lde �l�m, insana ya�am boyunca bir kez geldi�i i�in al��lmas� m�mk�n olmayan
bir �eydir ve bu y�zden t�m insanlarda vard�r �l�m korkusu.).
***
Ali Bey, g�ne� batarken, tel� i�inde evine d�nd�. Y�z� batan g�ne� gibiydi, hem
ate�ler i�inde ve hem de sararm�...
Kap�dan ge�er ge�mez, annesiyle kar��la�t�. Zavall� kad�n, meraktan bitkin bir
durumdayd�. Yavrusunu arayan ceylan gibi �nce bir ad�m at�yor, sonra durup arkas�na
d�n�yor ve �evresine bak�n�yordu. O�lunu kar��s�nda g�r�nce k�zaca�� yerde,
�ylesine �ok sevindi ki, y�llarca �nce kuca��ndaki yavrusunun ilk g�l�mseyi�ini
g�rd��� zaman bile bu denli �ok mutlu olmam�t�.
�ok sevin�liydi. Ama gene de sitemden geri kalmad�:
� Ali�ci�im! Beni b�ylesi durumlara neden d��rd�n? Nerelerdeydin bu saatlere
dek? Meraktan �ld�m �ld�m, dirildim...
Bunlar� s�yleyen annesi Ali Beyin boynuna sar�larak onun y�z�n�, g�z�n� �pt�,
koklad�.
Ali Bey yaln�zca:
� Tel�lanma anneci�im. �nce yukar� ��kal�m da... Sonra nedenini anlat�r�m sana
gecikmemin, diye yan�tlad�.
Ali Bey annesine neler s�yleyece�ini bilmiyordu. �n�ndeki merdiven bir dara�ac�
merdiveni gibi g�r�n�yordu.
��ini dolduran s�k�nt� ise, kendisini o g�nlere gelinceye dek �ekti�i ac�lar�n
t�m�nden daha �ok �z�yordu. ��nk� o g�ne dek, hi� kimseye tek bir s�zle de olsa,
yalan s�ylememi�ti. T�m ya�am� boyunca ilk kez yalan s�ylemek ve �zellikle de bu
yalan�yla, d�nyada en �ok sevdi�i ki�i olan annesini aldatmaya kalk�mak, onun i�in
�l�mden de beter bir �z�nt�yd�.
***
Ama ne yapacakt� ki zavall�? Do�du�u g�nden bu yana, ba�l� oldu�u utanma
duygusunu bir yana atarak, bu sayg�n kad�na ger�e�i nas�l s�yleyebilirdi?
��ine d�t��� bu korkun� durumu s�yleyecek olursa, annesi �ok �z�lecek ve belki
de hastalanacakt�.
�D�r�g-i maslahat-�miz bih ez r�st-i fitne-engiz.� s�zlerine uyarak ve utanmay�
da unutarak, annesine yalan s�ylemeye karar verdi. ��nk� annesini �zmenin, yalan
s�ylemekten �ok daha k�t� oldu�una inan�yordu.
Ya�am� boyunca ilk kez s�yledi�i bu yalanlar dudaklar�n�n aras�ndan ��karken
sanki a�z�n� yak�yordu:
� Sevgili anneci�im, bug�nlerde i�imiz �oktu, i� yerinde. Vapuru ka��rd�m.
Belki yar�n ak�am da ge� kalabilirim. Onun i�in beni merak etmeyin, dedi.
Ama bu s�zleri s�yledikten sonra pi�man oldu. ��nk� tam o anda, rahmetli
babas�n�n bir s�z�n� an�msam�t�. S�rekli kendisine ��yle derdi babas�:
�Halka s�ylemekten bile utanaca��n bir i�i yapmaktan nas�l utanmazs�n? Sen
herkesten daha al�ak bir ki�i misin ki, yapt���n herhangi bir i�i ba�kalar�n�n
bilmesinden utan�yorsun?
Bir kez de ��yle demi�ti:
�Sevdi�ini �zmek istemiyorsan, sak�n do�ruyu s�ylemekten sak�nma. Ger�e�i
gizleme! ��nk� o gizledi�in ger�e�i, sevdi�in ki�i ilerde ��renecek olursa, senin
�u anda korktu�undan �ok daha fazla �z�l�r...�
Ama �lkemizde herkes, ba�ta da kad�nlar, b�y�k adam olman�n, ancak devlet
kap�s�nda �al�makla olas� oldu�una inan�rlar. Annesi de o�lunun a�z�ndan, ��lerin
�oklu�u� s�zlerini duyunca, bunu y�kselmenin ilk ad�mlar� sayd�. Yerinde
duram�yordu.
Sevin� i�inde ��rp�narak ��yle diyordu:
� Tanr�m, ikbalini artt�rs�n! Ben merak etmem. Dilerim b�y�k bir adam olursun.
Yolun a��ls�n da, ben geceleri seni beklemeye raz�y�m...
Yeni bir d��nceydi bu, Ali Bey i�in. ��nk� o i�ini bir g�rev alarak ve �stelik
seve seve yapard�. B�y�k adam olmay�, ikbale kavu�may� akl�ndan bile ge�irmemi�ti.
Ali Bey, o g�ne dek verilen her �devi ba�ar�yla yapm� ve titizlikle �al�t���
i�in �evresi i�inde, ger�ekten insan gibi yeti�mi� bir ki�iydi.
Karmakar��k olmu�tu kafas�, bu �� sorunla kar��la��nca. Neydi bu sorunlar?
Kad�n pe�inde ko�mak, yalan s�ylemek ve annesinde ikbal h�rs� g�rmek...
Bu sorunlar kar��s�nda, r�zg�r �n�ne d�m� gemi gibi sa�a, sola yalpalamaya
ba�lam� ve ger�ekten ula�mak istedi�i y�ne do�ru gidememeye ba�lam�t�.
Annesine ger�e�i s�ylemek, en do�rusu olacakt�.
G�nler b�ylece ge�ti. Ate� bacay� sarm�t� art�k.
Sonunda sevda r�zg�rlar� etkisini g�stermeye ba�lad�. Ali Bey, art�k ak�amlar�
eve ge� saatlerde geliyor, hatta baz� geceler ise annesinden izin alarak hi�
gelmiyordu.
BE?�NC� B�L�M
�Ve beyne ihtil�fil leyli vessubhi ma�rek�n
Yek�rr� aleyn� cey��hu bil-acayip.�
Kad�n�n ad� Mahpeyker�di. Ahl�k bak�m�ndan Ali Beyin tamamen tersiydi. ��inde
yeti�ti�i ailesi y�z�nden daha on, on be� ya��ndayken rezaletin her t�rl�s�n�
��renmi�ti. Kendisini yeti�tirenleri �oktan geride b�rakm�t�.
On be� ya��n� bitirdi�i zaman profesyonel bir sokak kad�n�yd�. Biraz okuma
yazma biliyordu. Zaman�n �o�unu �stanbul�un �nl� sokak kad�nlar�yla birlikte
ge�iriyordu. Zek�s� �ok geli�mi�ti. Periler gibi g�zel, zalimlerin zalimi bir
�eytan yarat�lm� olsayd�, belki o bile bu kad�n gibi istedi�i adam� ele ge�irip,
onu istedi�ince elinde oynatmay� beceremezdi.
�ok �ehvetli bir kad�nd�. Bu y�zden, ho�land��� erkekleri �e�itli cilvelerle
eline ge�irir ve onu s�rekli elinde tutard�.
G�zel erkekleri �ok severdi, t�pk� bir y�lan�n �i�e�i sevi�i gibi. Y�lan adama
nas�l sar�l�rsa, bu kad�n da �yle sar�l�rd�. Ve bir mezar i�ine al�rsa bir v�cudu,
bu kad�n da ayn� �ekilde kucaklard� onu. Zavall� erke�in salt kendisinin olmas�n�
ister ve ona d�nya y�z� g�stermezdi.
Ali Bey de, t�m zevk sahibi kad�nlar� ate�li sevdalara d��recek denli yak��kl�
bir gen�ti.
Mahpeyker de, Ali Beyden ilk i�areti ald��� g�n, tutku derecesinde kap�lm�t�
ona. Hem �ylesine kap�lm�t� ki, ili�ki kuraca�� erkeklerin, en �nce ekonomik
durumunu inceledi�i, ��rendi�i h�lde, Ali Beyin bu y�n�yle hi� ilgilenmemi�ti. Ne
olursa olsun, yoksul da olsa, onunla ili�ki kurabilmek i�in oraya gitmi�ti.
***
Ali Beyin yan�na gelince, ��yle bir s�zd� onu. Delikanl�n�n b�y�k bir heyecan
i�inde oldu�undan dolay� s�z s�ylemeyecek bir durumda oldu�unu hemen g�rm�t�.
��inde �ehvet ate�ini, o g�ne dek ya�ad��� deneyimlerin verdi�i ustal�kla
gizlemesini bilerek, sanki utan�yormu� gibi, masum bir tav�rla s�ze ba�lad�:
� Beyefendi, iyi e�itim g�rm� birine benziyorsunuz. Cuma g�n� buradayd�n�z.
Arabama, b�yle kalabal�k yerlerde verilmemesi gereken bir i�aret vermi�tiniz. Ben
de kar��l�k olarak, �Kalabal�ktan sak�n�n, dikkatli olun.� anlam�nda bir i�aret
vermi�tim. O g�ne dek �aml�ca�da hi� g�r�nmedi�iniz h�lde, bug�n yine geldiniz.
Ayn� yere oturdunuz. Ve arabam g�r�n�nce de tel�land�n�z. �evredekiler t�m
dikkatlerini bize verdiler. Ben de, herhangi �irkin bir olay olmamas� i�in, �Beni
izleyin.� diye i�aret verdim. Oysa siz, kendinizi yitirip hemen arabaya as�ld�n�z.
�ok peri�an bir durumdayd�n�z. Bana ni�in b�ylesine as�l�yorsunuz? Gelip ge�ici bir
heves u�runa benim gibi namuslu bir kad�n� (Maa�allah, anas�n�n kuzusu...)
lekelemekten ne kazanacaks�n�z?
Bu uzun s�ylevden sonra duraklad� kad�n. Kar��s�nda duran acemi gencin
heyecandan dilinin tutuldu�unu anlam�t�.
�nl� artistler gibi rol yaparak y�z�ne mahzun bir ifade verdi.
Konu�mas�n� s�rd�rd�:
� Ben, biraz olsun y�z�ne bak�labilir bir kad�nsam da, siz Allah�a emanet, ay
par�as� gibi bir gen�siniz. Bana kar�� biraz ilgi duyuyorsan�z, ben bunu
g�remeyecek denli duygusuz biri de�ilim. Ama dile d�ersek, sonumuz ne olur?
Zavall� Ali Bey, t�m�yle t�kenmi�ti. Yere d�memek i�in yan�ndaki a�aca dayand�.
Bir heykel gibi donakalm�t�. Sapsar� olmu�tu y�z�.
YED�NC� B�L�M
SEK�Z�NC� B�L�M
DOKUZUNCU B�L�M
�nsan ne denli gen� olursa olsun, bir kad�n� sevmeye ba�lay�nca t�m
�ocuklu�undan s�yr�l�r birden. Erkeklik �a��na girer. Enerjisi artar. Her �eyi
yapaca��na inan�r. D�nyada ba�aramayaca�� bir �ey yoktur.
Bu de�i�mez kural, bizim o�landa da g�z�kt�.
Mahpeyker�e ��k oldu�u g�nlerden bu yana, evde olsun, i� yerinde olsun, her
yerde kendisini g�steriyordu. Yap�lanlara kar��yor, �e�itli konularda s�rekli
d��ncelerini ileri s�r�yordu.
G�revine de daha �ok sar�ld� bu g�nlerde.
***
Mahpeykerle kar��la�aca�� g�nleri, anlar� heyecan i�inde beklerdi Ali Bey.
Sonunda o mutlu g�n gelir, bulu�urlard�.
�te o zaman Ali Bey d�nyan�n t�m �z�nt�lerinden s�yr�l�r, de�i�ik bir ki�i
olurdu. Kad�nla sevi�irlerken, kad�n�n i�veleriyle kendinden ge�erdi.
Sonra ayr�l�k saati gelirdi.
Ali Bey kad�n� yollar, kendisi de evinin yolunu tutard�.
O gece sabaha kadar g�z�ne bir damla uygu girmezdi Ali Beyin. Sevgilisinin
d�leriyle ya�ard�.
***
Bu sevdayla birlikte �ans� da a��ld� gen� adam�n.
Mevki ve y�kselme d��nmezken, i�inde y�kseldi�i gibi, maa�� da artm� ve �e�itli
itibar kazand�ran durumlar olmu�tu.
O�lunu ne�eli g�rmek isteyen, d�nyadaki tek emeli bu olan annesi, Ali Beyi
b�yle �en, �akrak g�rd�k�e ve onun memuriyet alan�nda ba�ar�dan ba�ar�ya ula�t���n�
��rendik�e, sanki kocas�n�n ruhunun aralar�na d�nd���n� san�yordu.
***
Ali Beyle Mahpeyker�in a�klar� g�n ge�tik�e derinle�iyordu. Her bulu�malar�nda
gittik�e alevleniyordu.
Bulu�ma g�nlerinde bazen kendilerinden ge�ip, ak�am�n ge� saatlerine dek
birbirlerinden ayr�lmazlard�. D�nyay� unuturlard� o zaman.
T�m bu bulu�malarda Mahpeyker�in tek bir amac� vard�: Saf bir hafiflik i�inde
Ali Beyi tahrik ederek ger�ek emeline bir an �nce kavu�mak.
O g�nlere dek kendi h�linde ya�ayan, arkada�lar�yla pek i�ten ili�kilere
girmeyen Ali Bey, b�yle sevdalan�nca, dertle�ecek, sorunlar�n� d�kebilecek bir
arkada� aramak gereksinimini duydu.
�al�t��� yerde At�f Bey adl� bir gen� vard�. Hemen hemen ayn� ya�tayd�lar.
Onunla arkada�l��� ilerletti Ali Bey. Birlikte geziyor, yiyor, i�iyor ve
e�leniyorlard�. Hemen hemen g�n a��r� birbirlerine gece yat�s�na gidiyorlard�.
Ali Bey, t�m s�rlar�n� daha arkada�l�klar�n�n ilk g�nlerinde At�f Beye anlatt�.
At�f Beyi saatlerce uykusuz b�rak�p sevda ser�venlerini en ince noktalar�na dek
anlat�rken, sevgilisinin ad�n� bir kez bile olsun a��klamad�.
Bir pazar g�n� iki arkada� bulu�tular.
At�f Bey:
� Bug�n �aml�ca�ya gidece�im. �stersen sen de gel, dedi.
Ali Bey yan�tlad� onu:
� �ok sevinirdim. Ama bug�n sevgilimle bulu�aca��m �aml�ca�da. Ama erken
ayr�laca��m. Sonra seninle bulu�uruz.
At�f Bey kabullendi bu �neriyi.
Bir arabaya atlay�p �aml�ca�ya do�ru gitti Ali Bey de...
***
Mahpeyker gelmi�ti.
Her zaman sevi�tikleri ��nar�n g�lgesinde kendisini bekliyordu.
Y�llard�r birbirlerini g�rmeyen iki sevgili gibi oturdular yan yana... �ok
zaman ge�mi�ti aradan, tam otuz alt� saat kar��la�mam�lard�. Birbirlerine anlatacak
o denli �ok �eyleri vard� ki...
�nce birbirlerine �u son otuz alt� saatte neler yapt�klar�n� anlatt�lar.
Arkas�ndan a�k�n felsefesine giri�tiler...
Mahpeyker d�n�p dola��p, a�a��l�k arzusuna getiriyordu l�f�. Buna kar��l�k Ali
Bey de a�k�n g�zel y�nlerini �ne s�r�yordu.
***
Saatler ge�ti.
Ali Bey, arkada��yla bulu�aca��n� s�yleyerek Mahpeyker�den izin istedi.
Mahpeyker, yapmac�k bir tav�rla, Ali Beyin a�k�n�n azald���n� ima etti. Ali Bey
yemin �st�ne yemin edince, inanm� gibi g�z�kt�.
Ali Bey, kad�nla iki g�n g�r�emeyece�i i�in, ondan hemen gitmemesini,
arabas�nda beklemesini ve kendisinin de uzaktan onu seyretmesine izin vermesini
istedi, arkada��yla konu�urken.
Kad�n bu hazin yalvar�� kabul etti. Ama baz� s�ylentilere neden olmamak i�in
�e�me ba��na ancak yirmi be� dakika kadar sonra gelebilece�ini s�yledi.
***
Ali Bey, Mahpeyker�den ayr�l�p �e�me ba��ndaki kahveye gitti.
At�f Bey daha gelmemi�ti.
��-be� masa �tede, k�rk-k�rkbe� ya�lar�nda ve olduk�a zeki oldu�u belli olan
bir adam, �evresindeki birka� ki�iye, n�kteli s�zler anlatarak onlar� g�lmekten
k�r�p ge�iriyordu.
Gen� adam�n i�inde bu toplulu�a kat�lmak iste�i uyand�. Ama hi�birini
tan�m�yordu. Bir yol arad�. Birka� kez uzaktan konu�malar�na kat�ld�.
Tam kalk�p onlar�n yan�na gitmeye niyetlenirken, yanlar�nda birka� araba durdu.
�aml�ca sefas�na gelen kad�nlar�n arabalar�yd�. Masadaki adamlar konu�malar�n�
keserek, kad�nlara l�f atmaya ba�lad�lar.
Ali Bey a�ka taraftard�, ama b�yle terbiyesizlikleri kabullenemiyordu bir
t�rl�. Kad�nlar� b�yle rahats�z etmek edepsizlikten ba�ka bir �ey de�ildi.
Yanlar�ndan uzakla�mak istedi.
�?uradan uzakla�ay�m da, hi� olmazsa y�zlerini g�rmemi� olay�m.� diye d��nd�.
Ama arkada�� gelecekti ve burada bulu�acaklard�. Ayr�ca sevgilisi de oraya
gelecekti.
Ve tam o s�rada sevgilisinin arabas� g�z�kt�.
Bizim ��k d�nyay� unutmu�tu art�k. G�zleri araban�n �zerine m�hland�.
Bir-iki dakika sonra, araba �e�menin �n�ne gelmi�ti ve kararla�t�rd�klar� yerde
durmu�tu.
Ali Bey tam kad�na bakmaya ba�larken, masadaki adam yerinden kalk�p arabaya
yakla�t�, kap�y� a��p kad�na l�ubali bir bi�imde bir �eyler s�ylemeye ba�lad�.
Mahpeyker, araban�n perdelerini kapat�p, uzakla�t� oradan.
Ali Bey sinirden yerinde duram�yordu. Bu ne terbiyesizlik, bu ne k�stahl�kt�.
Sevgilisinin namusuna inan�yordu. Ama doya doya y�z�ne bakamad��� sevgilisine bu
yap�lanlara dayanamazd�. �stelik, ilerde de kar�s� olacakt�, bu y�zden araya bir de
namus sorunu giriyordu.
Sinirli bir bi�imde yerinden f�rlad�. Kollar�n� kavu�turdu g��s�nde, ellerini
koltuklar�n�n alt�na soktu. Hakaret dolu bak�larla adama bakt�.
Adam hi�bir �eyin fark�nda de�ildi. Araba gittikten sonra, d�n�p arkada�lar�n�n
yan�na gelmi� ve yerine oturmu�tu.
K���mser bir bi�imde arkada�lar�na anlat�yordu kad�n�:
� Yosman�n teki... Oltas�na yeni bir mirasyedi tak�lm� ki, bize y�z vermiyor.
Sonra giden arabaya do�ru bakarak:
� Biz hanc� ve sen yolcuyken daha �ok g�r�ece�iz, dedi.
Adam l�f�n�n sonunu getiremedi. ��nk� Ali Bey g�rler gibi konu�tu:
� �ok ay�p do�rusu... Efendi ge�inen baz� ki�iler, eski �stanbul
k�lhanbeylerinin a�z�n� kullan�yorlar. B�ylesi davran�lar�ndan kad�nlar �aml�ca�ya
gelmek ��yle dursun, nerdeyse evlerinden bile d�ar� ��kamayacaklar.
Masadakiler Ali Beye do�ru bakt�lar.
Kendisine sata��ld���n� anlayan adam yan�tlad� Ali Beyi:
� Bunda �a��lacak bir �ey yok... As�l �a��lmas� gereken, toy bir delikanl�n�n
burnunu her �eye sokmas�... Sen mesire yerinin k�hyas� m�s�n be adam?
Ali Bey ayn� sertlikle sordu:
� Arabadaki kad�n bir akraban�z olsayd�, ayn� bi�imde tak�l�nmas�na ses
��karmaz m�yd�n�z?
� Demek sizin akraban�z bu kad�n?
� �yle olsa ne gerekir?
� Asil bir gence benziyorsunuz. Bu kad�n ger�ekten akraban�z ise, size ac�mak
en iyisi olur.
Ali Bey:
� Ne demek istiyorsunuz, diye sordu. Yoksa bu kad�n namussuz bir ki�i mi?
Adam yan�tlad�:
� �yle emir verir gibi olan sorular� sevmem ben. Efendi, efendi sorarsan�z
yan�tlar�m belki.
Tart�ma yava� yava� alevleniyordu. A��z kavgas�na d�n��yordu. B�yle s�rerse
kavga ��kabilirdi. Bu karga�an�n aras�nda At�f Bey gelmi�, durumu anlay�nca Mesut
Beye yakla�arak:
� Ne yapmak istiyorsun, day�, diye sordu.
� Ne bileyim, git kendisine sor. Arabadaki kad�na l�f att�k diye dilimizi
kesecek sanki...
� Ali Bey �ok kibar bir arkada�t�r. Size anlatm�t�m onu. Birbirimizi �ok
severiz, karde� gibiyiz neredeyse...
� Ma�allah, �ok iyi bir arkada� se�mi�sin. E�er senin de her i�ine burnunu
sokarsa �ekece�in var.
At�f Bey bu kez arkada��na d�nd�:
� Alici�im, gel karde�im, konu�al�m. Day�m �ok sinirli, l�f anlam�yor. Sorununu
bana s�yle...
Bir yandan da Ali Beyin koluna girmi�, uzakla�t�rmaya �al��yordu oradan.
Mesut Bey ve arkada�lar�n�n g�l�meleri aras�nda uzakla�t�lar oradan.
***
Az ilerde bir a�ac�n alt�na oturdular. At�f Bey:
� Arkada�, dedi. Biri bir kad�na tak�l�yor, neden kavga ��kar�yoruz? Ahl�k
polisi miyiz biz?
Sordu�una, soraca��na pi�man oldu. Ali Bey, tepeden t�rna�a ate� kesilerek
alevlendi birden:
� Nemize gerek ne demek? Kimin arabas�na sata�t���n� biliyor musun? O arabada o
vard�... �te ona l�f att�. Hem de k�rk y�ll�k metresiyle konu�ur gibi l�flar
ederek... Zavall� k�zca��z oradan ka�mak zorunda kald�...
Ali Bey ba��r�yordu bu s�zleri s�ylerken. At�f Bey ise sessizlikle
kar��l�yordu.
Sonunda �zg�n bir tav�rla:
� Day�m sizin bu meseleyi bilseydi, de�il b�yle l�flar s�ylemek, araban�n
yan�na bile gitmezdi.
Bu s�zler Ali Beyi ��lg�na �evirdi:
� Nas�l yapmaz?... Daniskas�n� yapt�... Soruma bile yan�t vermedi.
Ali Beyin g�zlerinden birka� damla ya� s�z�ld�. At�f Bey de bu durum y�z�nden
�z�lm�t�.
� Ne olur bu denli �z�lme. Ben gider sorar�m day�ma ve yan�t�n� al�r�m.
Ve ayr�ld� Ali Beyin yan�ndan. Hemen Mesut Beyin yan�na gitti:
� Day�c���m, ne yapt�n�z siz? Arkada��m ��ld�ras�ya ��k l�f att���n�z k�za.
� Seviyorsa ne yapay�m? D�nyada ondan ba�ka erkek mi yok?
At�f Bey:
� Bu �yle yal�n bir sevda de�il... O�lan evlenecek o k�zla... �yle d��n�yor...
� Ne dedin sen? Onunla evlenecek mi? Bu o�lan delirmi� mi? Hi� �ylesi bir
kad�nla evlenilir mi?
� Arkada��m namusuna �ok d�k�nd�r. Namusu i�in can�n� verir, diye yan�tlad�
At�f Bey.
� �yleyse deli, bu �ocuk...
� Neden?
� Nedeni var m� hi�? O kad�n� hi� ara�t�rmam� m�? ��renmeden nas�l evlenilir?
� Ni�in karar vermesin? A��k s�yleyin bildiklerinizi... Ara�t�rsayd�, ne
��renirdi ki?
� Neler mi ��renmezdi? O kad�n�n �stanbul�un yar�s�ndan artakalm� bir fahi�e
oldu�unu ��renirdi...
Konu�ma uzad�k�a At�f Beyin �a�k�nl��� art�yordu. Day�s�n�n s�zleri �zerine:
�Eyvah, �imdi ne yapaca��z?� diye d��nmeye ba�lad�.
Mesut Bey, �stanbul�un her taraf�n� bilen, deneyimli biriydi. K�t�lerin d�man�,
iyilerin dostuydu. Ali Beyin deneyimsiz biri oldu�unu ��renince ��yle dedi:
� Ne yapaca��m� ben bilirim. Haydi gel benimle. Ali Beye do�ru y�r�meye
ba�lad�lar.
Ali Bey, o adam�n arkada��yla birlikte gelmesine bozuldu.
Mesut Bey babacan bir adamd�. H�lden anlard�. Ali Bey a�z�n� a�madan konu�maya
ba�lad�:
� Affedersin o�lum. Durumu bilmeden sizi k�rd�m. �z�r dilerim.
Ali Beyin yumu�ad���n� g�r�p s�rd�rd� konu�mas�n�:
� Ama �imdi daha b�y�k bir kusur i�leyece�im. Pe�in olarak �z�r dileyece�im.
Ali Bey, adam�n s�z�n� kesti. Heyecanla:
� Ne gibi, diye sordu.
� ?imdi At�f Beyden duydum. Demin l�f att���m kad�n� seviyormu�sunuz... Do�ru
mu bu?
� Seviyorsam, seviyorum... Bu sizi ilgilendirmez...
� Sinirlenme o�lum. Ay�p de�il. Gen�likte olur b�yle �eyler. �ok, ama pek �ok
seviyormu�sunuz, hatta evlenecek kadar.
Ali Bey s�rr�n� a��klad��� i�in, arkada��na ters ters bakt�. Sonra Mesut Beye
d�nd�:
� Sizin g�reviniz de�il. K�hyas� m�s�n�z herkesin? Yeniden tart�ma
ba�layacakt�. Ama Mesut Bey buna yol a�mad�. Sakin bir sesle ��yle dedi:
� L�tfen sinirlenmeyin... O kad�nla istedi�iniz kadar vakit ge�irebilirsiniz.
Kimse bir �ey diyemez buna... Benden size bir b�y�k ���d�: Sak�n evlenmeyin o
kad�nla. Namusunuza yaz�k olur... Tel�lanmay�n, �nce s�z�m� bitireyim. Sonra
istedi�inizi diyebilirsiniz... O kad�n�n ad� Mahpeyker�dir. De�il mi? Bo�azi�i�nde,
ufak k�rfezdeki pembe yal�da oturur. �stanbul hovardalar�ndan istedi�inize sorun.
�rne�in en yak�n arkada��n�z At�f Bey yan�n�zda. Bana inanmazsan�z, o size anlats�n
bu kad�n�. Mahpeyker, �ylesine �nl� bir fahi�edir ki, �stanbul�da sizden ba�ka
kimse kalmam�t�r, koynuna girmeyen.
Ali Bey konu�amadan, At�f Bey konu�tu:
� Day�m do�ru s�yl�yor. Zavall� karde�im, bug�ne dek bu kad�n i�in mi �z�nt�ler
�ektiniz? De�er miydi hi�? Ne zaman isteseniz, iki alt�n kar��l���nda elde
edebilirsiniz o kad�n�. �sterseniz daha bu gece...
Ali Bey, arkada��n�n do�rucu oldu�unu biliyordu. Mesut Beyin s�ylediklerinin
yalan olmas�n� istiyordu, ama At�f Beyin kesin konu�mas� y�z�nden bunu
ba�aram�yordu. Hem sonra ni�in kendisine yalan s�ylesinlerdi?
Mahpeyker�in namussuz bir kad�n oldu�una sonunda o da inand�.
Duydu�u ac� kar��s�nda y�re�i s�k��yordu.
Korkudan renk vermemeye �al�arak kay�ts�zca:
� Ben onu namuslu biri sanm�t�m. Bug�nden sonra y�z�ne bile bakmayaca��m, dedi.
Konuyu de�i�tirdiler. Ba�ka �eylerden s�z ettiler.
Bir s�re sonra Mesut Bey izin isteyip ayr�ld� yanlar�ndan. Ali Beyle At�f Bey
ba� ba�a kald�lar.
Ali Bey durumu kurtarmak i�in yalan s�ylemi�ti. Ama i�indeki a�k alevi bir
t�rl� s�nmek bilmiyordu.
At�f Bey, ak�ama dek arkada��n�n k�r�lan y�re�ini onarmak i�in ona �e�itli
�eyler s�yledi.
Ali Bey de inanm� gibi g�z�kt� ve Mahpeyker�den iyice so�udu�unu s�k s�k
yineledi.
Bu yalana kendisi de inanmak istiyordu...
ON B�R�NC� B�L�M
ON �K�NC� B�L�M
Ali Beyin �n�nde bir sorun vard�: Annesine ne yalanlar uyduracakt�? Geceyi
d�arda ge�iri�i ile ilgili uygun bir neden bulmal�yd�.
Tatil g�n� oldu�u i�in, dairede �al�t���na da inand�ramazd� annesini.
Akl�na ba�ka yalanlar geliyordu. Bu sevdaya tutuldu�undan beri �e�it �e�it
yalanla kar��la�m�t�. Acemice uydurulmu� bir yalana kimseyi inand�ramazd�.
En sonunda annesini inand�racak bir yalan buldu: �ler �oktu, daire amirinin
yal�s�nda �al�arak geceyi ge�irmek zorunda kald��� i�in annesinden izin istedi.
Resm� i�lere �ok de�er veren annesi bu yalana hemen inanm�t�.
Gece ge� saatlerde evden ��kt�.
Sevgilisine kavu�mak i�in daha iki, iki bu�uk saati vard�.
Bo�azi�i vapurlar�ndan birisine atlay�p Kuzguncuk�a gitti. K�y�daki gazinoya
do�ru y�r�d�.
At�f Beyle Mesut Bey de, rastlant� olarak oradayd�.
Ali Beyi uzaktan g�rd� At�f Bey. Arkada�� oralara hi� gelmezdi. Bir �eyler
s�ylemek isterken, day�s� engel oldu:
� Kesinlikle Mahpeyker�e gidecek... Onun i�in buralarda dola��yor... Dememi�
miydim sana, a�k �yle �abuk ge�i�tirilemez? �te bak, dedi�im ��kt�. ?imdi kafas�nda
kavak yelleri esiyor. ?u anda ona bir �ey s�ylenemez... Sonra gere�ine bakar�z...
Haydi �imdi gidelim buradan...
Ali Bey gelmeden, ikisi de ayr�ld� gazinodan.
Ali Bey, gazinonun sakin bir k�esine ge�ip oturdu. Sevgilisiyle ge�irece�i bu
mutlu gecenin d�leriyle ya�arken, zaman zaman denizdeki ufac�k dalgalara g�zleri
tak�l�yor, zaman zaman da gelip ge�en gemilere...
Bu bekleyi� dakikalar�, Bo�azi�i�nin durgun sular� gibi a��r a��r ge�ti.
Vakit gelmi�ti.
Gazinonun �n�ndeki bir sandala atlad�.
O g�n ay�n ond�rd�yd�. Her taraf p�r�l p�r�l ayd�nl�k i�ersindeydi. Dikkatli
bak�l�nca, �ok g�zel bir k�z� and�r�yordu. Denizdeki dalgalara yans�yan ���� da,
nurdan yarat�lm� bir g�zelli�e benziyordu. Da�lardaki s�k a�a�lar ise sanki onun
����yla beslenip b�y�yordu.
Ali Bey, mum alevine tutulmu� bir pervane gibiydi.
Sandal biraz sonra iskeleye yana�m�t�.
***
B�t�n bir geceyi i�inde ge�irece�i a�k yuvas� kar��s�nda duruyordu.
Mahpeyker�in tarif etti�i gibi, ay ����n�n da yard�m�yla yal�n�n bah�e kap�s�n�
kolayca buldu Ali Bey.
Kap� aral�kt�...
Kap�ya yakla�t�. Aral�ktan i�eriye bakt�. Sevgilisi bir melek gibiydi, bir
a�aca dayanm� duruyordu. Y�z� kap�ya do�ru d�n�k olmad��� i�in, salt yandan
g�r�yordu onu Ali Bey.
Gen� adam�n heyecan� son noktas�na varm�t� art�k. V�cudunun her taraf�
titriyor, damarlar�n� yakan alevin etkisiyle y�z� renkten renge giriyordu.
Soka�� g�zden ge�irdi gen� adam. G�r�n�rde kimsecikler yoktu. Kap�n�n
aral���ndan i�eri ge�ti, h�zla.
Kad�n, g�ya geldi�ini g�rmemi� gibi yaparak heyecanla Ali Beyin kollar�na
at�ld�. Ba��n� omuzlar�na dayad�. Sa�lar�, gen� adam�n g��s�ne yay�lm�t�.
Ali Beyin g�zlerinin i�ine bakarak elini s�kt�. S�k a�a�l�kl� ve �i�ekli yoldan
gen� adam� konuk k�k�ne g�t�rd�.
Gen� kad�n�n teninin rengi gibi pembeye boyanm�t� bu k�k.
Binan�n ortas�na rastlayan b�y�k pencere ��kl� bir kad�n g��s�ne, yan�ndaki iki
k���k pencere de iki tomurcuk memeye benzetilse, pek a��r� abart�l� say�lmazd�.
Hele k�k� kucaklar gibi saran salk�m s���t ile yapraklar�n�n aras�ndan s�z�len
mehtab�n ��klar� i�in:
�Hasretin a��rl���ndan beli b�k�len bir sevdal�, aya�a kalk�p sevgilisinin
y�z�n� ve sa�lar�n� yabanc�lardan saklamaya �al��yor, mehtap da sa�lar�n� elmas
tarakla tar�yor.� denilse, hi� de yersiz olmazd�.
***
Oda tak�m� beyaz �zerine pembe �i�ekli bir kuma�tan yap�lm�t�. Yerdeki hal� da
oda tak�m�yla ayn� renkteydi. Pembe �i�ekler yerine koyu pembe dallar i�lenmi�ti.
Duvar k���tlar� ise, zemini pembe, �i�ekleri ise yald�zla kar��k beyazd�. Tavan,
g�l demetler ve papa�anlarla s�sl�yd�.
Kap�n�n sa��ndaki duvar penceresizdi. Bu duvar�n bah�e taraf�ndaki k�esinde,
ince t�lle �rt�l� zarif bir karyola vard�. Karyola ile pencerenin aras�nda birka�
sandalye, b�y�k pencerenin �n�nde bir boy aynas�, �alar saat ve bir vazo
bulunuyordu. Bah�eye bakan ve iki penceresi bulunan duvar�n bir k�esinde kanepe ile
birka� sandalye, kap� taraf�ndaki k�esinde de dolap vard�. Kap�n�n iki yan�nda da
iki pencere vard�.
Kanepenin �n�nde nefis bir i�ki masas� haz�rlanm�t�. Masaya, g�lleri daha yeni
a�m� bir g�l dal� konulmu�tu.
***
Mahpeyker, odaya girer girmez, dolaptan bir boh�a ��kard�. �skemlenin �zerinde
boh�ay� a�t�.
Daha sonra Ali Beyi soydu. Boh�adan ��kard��� geceli�i giydirdi ona. Sonra da
�zerine bir k�rk ge�irdi. Daha sonra da ayakkab�lar�n� ��kard�.
Mahpeyker:
� Elimin eme�idir. Size l�y�k de�ilse de, l�tfen izin veriniz diyerek, y�n
i�lemeli bir terli�i �n�ne koydu.
Ali Bey terli�i giydi. Geceli�in ku�a��n� takt� beline.
Bu arada Mahpeyker de, yava��a gen� adama sar�larak onu i�ki masas�na do�ru
g�t�rd�.
Gen� kad�n daha �nce soyunup geceli�ini giymi�ti. Sa�lar�n� da a�m�t�. Beline
kadar geliyordu sa�lar�. S�cakl�ktan �ik�yet eder gibi belindeki ku�a�� ��kard�,
g��s�ndeki birka� d��meyi ��zd�.
Daha sonra kalkt�. Deniz taraf�ndaki pencerenin perdelerini indirdi. Geldi Ali
Beyin yan�na, ba��n� onun omuzuna dayad�.
Bir s�re �e�itli konulardan s�z ettiler. Sonra birbirlerine sar�ld�lar. Uzun
uzun �p�t�ler.
Ali Bey bu �ehvetli �p�melerin lezzetini ya�am� boyunca ilk kez tad�yordu.
Kollar�n� sevgilisinin belinden, dudaklar�n� dudaklar�ndan, g��s�n� g��s�nden
ay�ram�yordu bir t�rl�.
Yar�m saat kadar b�yle kald�lar.
Kad�n bu i�lerin uzman�yd�. En sonunda dudaklar�n�, Ali Beyin dudaklar�na
b�rakt�.
Zavall�y� bay�ltacak bir duruma getirdikten sonra birden kalk�p i�ki masas�n�n
ba��na ge�ti. �st�ne su bile koymaya gerek bulmad��� ve a�z�na kadar dolu olan rak�
kadehini eline ald�. A�z�na do�ru g�t�r�rken:
�Siz buyurmaz m�s�n�z?� der gibilerden bakt�.
Ali Bey bir�ok i�ki meclisinde bulunmu�tu o g�ne dek. Ama a�z�na tek bir damla
bile i�ki koymam�t�. ?imdi kad�na ne �Evet� diyebiliyor, ne de �Hay�r...�
Gen� kad�n Ali Beyin teredd�d�n� g�r�nce:
� Beyefendici�im, siz i�mezsiniz, de�il mi, diye sordu. Gene de al�may�n...
Sizi al�t�rm� olmayay�m... Ben kendi kendime... Yok, yok olmaz... ��meyene kokusu
da k�t� gelir... Sonra benden tiksinirsiniz...
Kesik kesik konu�uyordu gen� kad�n.
Mahpeyker�in i�ki i�mesi de Ali Beyin can�n� s�km�t�.
Ama kibarl�k gere�i yan�tlad� kad�n�:
� Bug�ne dek hi� i�medim, ama �e�itli i�kili toplant�larda bulundum... Merak
etmeyin, kokusundan rahats�z olmam. Beni seviyorsan�z i�in. ��mezseniz �z�l�r�m...
Ali Beyin �srar� �zerine ilk kadehi yuvarlad� gen� kad�n. Kadehler birbirini
izledik�e kad�n�n dili peltekle�iyor, y�z�ne bir mahmurluk ��k�yordu. ��tik�e daha
�uh oluyor, gen� adamla �akala��yor ona �e�itli �eyler s�yl�yor, her taraf�n�
�p�c�klere bo�uyordu.
Arada bir, �e�itli beyitler de okuyordu:
Kad�n�n sesi de, y�z� gibi g�zeldi. Arada s�rada �ark� da s�yl�yordu.
Ali Bey kad�n�n b�ylesine ne�elenmesini g�r�nce, can� i�mek istedi. Birka�
kadehle bir �ey olmazd� ya...
Mahpeyker ne�elendik�e, onun da i�ki i�me iste�i art�yordu.
Daha fazla dayanamad�:
� Acaba insana dokunur mu, diye sordu.
� Hi� dokunmaz olur mu? �ok i�ilirse hasta eder.
Ali Bey: � Ben v�cuda de�il, zihne dokunmas�ndan s�z ettim, dedi.
� �ok g�rd�m, dedi kad�n. �yi huylu insanlar, i�ki i�ince g�l�yor, e�leniyor,
kederli insanlar a�l�yor, k�t� huylu olanlar da t�m k�t�l�klerini ortaya
��kar�yorlar... ?airin biri ��yle der:
ON BE?�NC� B�L�M
Mahpeyker�in yal�s� ba�tan ba�a l�ks e�yalarla doluydu. Kad�n �ok zengin bir
ya�am s�rd�r�yordu.
Gen� kad�n, Ali Beyden ilk g�r�t��� g�nden bu yana tek bir kuru� bile almam�t�.
Hatta bir g�n Ali Beyin getirdi�i bir okka turfanda meyve bile aralar�nda ufak bir
tart�man�n ge�mesine neden olmu�tu. Gen� kad�n�n amac�, Ali Beye bir ��kar
kar��l��� ba�l� olmad���n� g�stermekti.
Koskoca yal�n�n, a���s�yla, hizmet�ileriyle b�yle bolluk i�inde zengin bir
ya�am s�rmesi nas�l a��klanabilirdi? Mahpeyker varl�kl� bir ailenin k�z� olmad���
gibi, kendisine y�kl� bir miras da kalmam�t�. Bir s�reden beri Ali Beyin elinde
oldu�u i�in, a�k satarak para kazanmas�na da olanak yoktu.
Mahpeyker�in t�m geliri, bu yollara ilk d�t��� s�ralarda tan�t��� Abdullah
Efendinin yapt��� para yard�mlar�ndan ibaretti.
Mahpeyker�e ��k olan bu adam Suriye�nin belki de en ahl�ks�z, en a�a��l�k
adam�yd�. Ortak oldu�u baz� t�ccarlar� hile ile bat�rarak �ok para kazanm� ve
�zellikle M�s�r�la yap�lan ticaret sayesinde servetini kat be kat artt�rm�t�.
Ya�� yetmi�i ge�ti�i h�lde ve y�z�ne bak�lmayacak derecede �irkin ve surats�z
bir adam olmas�na kar��n, h�l� kad�nlar�n, k�zlar�n pe�inde ko�maktan kendisini
alam�yordu.
Y�z� �i�ek bozuklu�undan delik de�ik, rengi koyu esmer, g�zleri hem �ipil, hem
de perdeli, g�z kapaklar�nda kirpik diye bir �ey yok, bir b�l�m� frengiden d�k�lm�
yar�m bir burun, kirli, ��r�k di�leri, hep a��k duran yayvan ve salyal� a�z�, uyuz
hayvana benzer bir bi�imde sakal� ve b�y��� olan bu adam�n karakterinde de
ahl�ks�zl���n her t�r� bulunmaktayd�.
Bu ad� ve i�ren� adama, en baya�� kad�nlar bile para kar��l���nda
katlanam�yordu. Bunun da yolunu bulmu�tu adam, onlara bol miktarda alt�n veriyor ve
istedikleri zaman istedikleri erkeklerle bulu�malar�na g�z yumuyordu. Tek bir
iste�i vard� onlardan, ara s�rada, bir iki saatli�ine de olsa, kendisiyle
konu�malar�yd�. �Deyyus� s�zc���yle bile adland�r�lamayacak kadar pis bir adamd�.
Mahpeyker�e ba�l�l��� bir tutku olmu�tu onda. Son �� y�l i�inde iki kez gelmi�
�stanbul�a ve ancak d�rt ya da be� kez g�rebilmi�ti kad�n�. B�yle oldu�u h�lde, her
ay birka� y�z alt�n g�nderiyor ona ve han�mefendi gibi ya�amas�n� sa�l�yordu.
Gen� kad�n�n Ali Beyle birlikte oldu�u hafta i�inde Abdullah Efendi �stanbul�a
gelmi� ve haber g�ndererek kad�n� evine �a��rm�t�. Ama kad�n, Ali Bey duyar diye
reddetmi�ti. Hatta bu adamla ili�kisini kesmek istiyordu. Ama Abdullah Efendi
bel�l�, pis bir adamd�, ondan her t�rl� k�t�l�k beklenebilirdi. Belki de parayla
kiral�k katil tutarak hem kendisini ve hem de Ali Beyi �ld�rtebilirdi.
Mahpeyker t�m bunlar� d��nerek Abdullah Efendiden usturuplu bir bi�imde
ayr�lmay� d��nd�. O zaman belki para yard�m� da kesilirdi...
Bu nedenle, bu adam� yumu�atabilmek i�in, kar�� kar��ya konu�mas� gerekliydi.
Onun ta� gibi olan y�re�ini yumu�atmak i�in epeyce dil d�kmesi gerekiyordu.
Ali Beyle son bulu�malar�nda, kendisini �� g�n g�rmemesini istedi gen� adamdan.
Amac�, bu arada Abdullah Efendi ile g�r�mekti.
***
Ali Bey, o g�n yal�dan ayr�ld�ktan sonra �stanbul�a inmeyi d��nd�. Ama �ok ge�
olmu�tu eve d�nemezdi Mahpeyker. Geceyi de bu mendebur adamla ge�irmek istemiyordu.
Sabah� bekledi gen� kad�n. Ve do�ruca Abdullah Efendinin evine gitti.
Ama adam evde yoktu.
Ertesi g�n yeniden gelmeye karar verdi. Ama iki g�n �st �ste �stanbul�a inmek
�ok tehlikeli olabilirdi. Ali Beyle kar��la�abilirdi. Ya da Mesut Bey, At�f Bey
kendisini g�rebilir ve Ali Beye haber verebilirlerdi.
Onun i�in ak�am ezan�na dek oturup adam� bekledi.
Abdullah Efendi ge� saatlerde eve d�nd�. Mahpeyker o saatten sonra kendi evine
d�nemeyece�i i�in, zorunlu olarak orada kald�.
�te yandan Ali Bey, annesinin kalbini k�r�p evden ��k�p gittikten sonra
sokaklarda dola�m�t�. Sinirleri yat�t�ktan sonra, Mahpeyker�in kuca��na ko�mu�tu.
Yal�ya geldi.
Kad�n yoktu. �ok can� s�k�ld�. Annesine hemen k�zan gen� adam kad�n�n evde
bulunmay�� �zerine �e�itli �eyler d��n�yor, onu hakl� g�rebilmek i�in �e�itli
nedenler yarat�yordu.
O g�ne dek, ne zaman geldiyse evde kendisini bekler bulmu�tu, gen� kad�n�. ?
imdi bir kez bulunmad� diye onu su�lamak yanl� olmaz m�yd�? Belki de bir i�i
��km�t�... Erke�i olmayan bir kad�n�n �e�itli i�leri olabilirdi, eviyle ilgili.
Ama son ayr�l��nda, �� g�n yal�ya gelmemesini istemi�ti kendisinden. Neden
acaba? Yoksa bir bit yeni�i mi vard� bu i�te?
Bir s�re bah�ede gezindi. Sevgilisiyle ge�irdikleri saatleri d�ledi.
Arada s�rada, Mahpeyker�in birka� g�n �nce �srarlar�n� an�ms�yordu. �te bu
s�rada y�re�i �arp�yor, so�uk terler d�k�yordu. Ama biraz ge�tikten sonra,
sevgilisiyle ba� ba�a ge�irecekleri bu geceyi d��nerek rahatl�yordu.
***
Karanl�k bast�rm�t�.
�skeleye indi. Her gelen vapurdan sevgilisinin ��kmas�n� bekliyordu. ��kmay�nca
da merak i�inde kal�yordu.
Mahpeyker h�l� gelmemi�ti.
Ali Beyin umudu iyice kesilmi�ti. Demek kad�n bu gece yal�ya d�nmeyecekti.
Eve girdi.
Hizmet�iler, ona m�kellef bir i�ki sofras� kurdular. Nas�l olmu� da bu kad�na
b�yle inanm�t�?
�ok ac� �ekiyordu. �l�m, ya�amaktan daha kolay geliyordu �imdi.
Yar�m saattir i�iyordu. Her ge�en dakika ona bir cehennem azab� gibi geliyordu.
�evresine bakm�yordu. Eskiden kendisine �Cennet� gibi g�r�nen bu k�k, �imdi bir
�Cehennem� gibi g�r�n�yordu.
Mahpeyker�in v�cudu ise, etleri d�k�lm� bir durumda, iskelet h�linde, kar��s�na
ge�mi�, kendisiyle alay ediyordu. �ki g�n �ncesine dek ruhunun g�das� olan ses,
�imdi kulaklar�n� t�rmal�yor gibiydi...
?ifal� hayat suyu sayd��� rak�, �imdi en �iddetli zehirlere benziyordu.
Bir ara annesine kar�� yapt�klar� geldi akl�na. Ac� duydu. Annesini iki paral�k
bir fahi�e i�in mi k�rm�t�?
Daha birka� saat �ncesine dek tapt��� kad�ndan �imdi nefret ediyordu.
Bu arada, annesine kendisini affettirmenin yollar�n� d��n�yordu.
Biraz daha i�ti. Yata�a uzand�. Uyumaya �al�t�. Ama bir t�rl� g�z�ne uyku
girmiyordu.
***
Sabaha kadar k�vrand� durdu gen� adam. Tan�t�klar� ilk g�nden bu yana olanlar,
bir sinema filmi gibi g�zlerinin �n�nden ge�ti. Hepi yalan, hepsi yapmac�kt�.
Annesini d��nd�. Kendisini ona affettirebilmeyi �ok istiyordu...
Ali Bey, geceyi k�h Mahpeyker�den intikam almak i�in, k�h annesinden �z�r
dilemek i�in neler yapmas� gerekti�ini d��nd�.
***
�te yandan Mahpeyker, Abdullah Efendiyi g�ne� batt�ktan saatler sonra g�rm�t�.
��nk� adam, pis i�lerini bitirip ancak o zaman evine d�nm�t�.
Odaya girince, hi� ummad��� bir zamanda kad�n� kar��s�nda g�rd��� i�in �ok
sevindi. O korkun� a�z� ile i�ren� bir bi�imde g�l�msemeye �al�t�. Salyalar�n�
ak�ta ak�ta kendisini bekletti�i i�in, sitemlerde bulundu.
Gen� kad�n, rahatl�k i�inde, istedi�i zaman gelece�ini s�yledi adama. Sonra
aralar�ndaki anla�maya g�re, Ali Beyle olan ili�kisini anlatt�. Sevdas� sona
erinceye dek kendisiyle g�r�meyece�ini, isterse paray� kesebilece�ini s�yledi.
Adam anlaml� anlaml� s�r�t�yordu.
Mahpeyker bu canavar� ikna etmek i�in t�m kad�nl�k maharetini g�sterdi. Ama
ikna edemedi. Herif sanki ta� bir duvard�.
Kad�n ��k�ne tav�rlar da tak�nd�, ama ba�ar�ya ula�amad�. Bu m�cadele iki, ��
saat kadar s�rm�t�.
Mahpeyker umudunu kesmi�ti art�k. Bu a�a��l�k adama tutsak olarak ya�amaktan
bin kez daha iyiydi �lmek...
Sonunda Abdullah Efendi konu�tu:
� ?ekerim, bo�una �z�l�yorsun. Aram�zdaki anla�maya g�re iki taraf da
istedi�ini yapmakta serbesttir. �stediklerinizi yap�n, kabul ediyorum... Bo� yere
�enenizi yormay�n. Ne s�yleseniz beni inand�ramazs�n�z...
Mahpeyker birden yerinden f�rlad�. Ba��rarak yan�tlad� adam�:
� �yle mi? Peki, keyfin bilir... Bundan sonra senin i�in ben yokum.
O saatten sonra yal�ya d�nemezdi.
Geceyi �stanbul�da bir yak�n�n�n evinde ge�irmek �zere kap�ya do�ru gitti.
Adam, gen� kad�n�n amac�n� anlad�. Bir daha onun y�z�n� g�remeyecekti...
Zorunlu olarak davran��n� de�i�tirdi.
�i �akaya bo�du. Ve bir s�re yalvard�ktan sonra, kad�n� fikrinden cayd�rd�.
Bu kez, art�k �neriler hep Abdullah Efendiden geliyordu Ama kad�n yana�m�yordu
onun s�ylediklerine.
Bir saat kadar s�rd� pazarl�k.
Sonunda adam son �nerisini bildirdi:
� Size alt� ay s�re veriyorum... Bu s�re i�inde, istedi�iniz kadar sevi�in
sevgilinizle... Hi� aramay�n beni... Bu arada para yard�m�n� da kesmeyece�im gibi,
�stelik artt�raca��m da... Ama s�re sonunda ben de pay�m� isterim. Bunu
kabullenirseniz hi�bir �eyinize kar�mam. Diledi�iniz gibi ya�ay�n... Ama kar��
��karsan�z, bilin ki rahat b�rakmam sizleri. �ntikam�m �ok korkun� olur... Son
�nerim budur... �inize geliyorsa, ne yaparsan�z yap�n...
Bu �neri, kad�n�n can�na minnetti. Hemen kabul etti.
Alt� ay i�inde neler olmazd� ki... Bu geceki i�veler, alt� ay i�inde etkisini
yitirecek de�ildi ya...
Pazarl�k bitmi� ve anla�maya varm�lard�.
Adam hi� olmazsa bu gece yatmalar�n� �nerdi. Kabul etmedi kad�n. �ne ine bir
�p�c��e kadar indi, ama onda da ba�ar�ya ula�amad�.
***
Mahpeyker, Ali Beyi ger�ekte pek sevmiyordu, tek d��nd��� �ehvetti. �te
Abdullah Efendi ile g�r��rken onun hayali geldi g�zlerinin �n�ne. Sanki kendilerini
g�r�yordu o...
K�sacas� iki dost, iki t�ccar gibi i�leri biter bitmez, elleri bile
birbirlerine de�meden ayr�ld�lar birbirlerinden.
Ayr� ayr� odalara �ekilerek uyudular.
***
Sabah ezan� okunurken uyand� gen� kad�n. Adama �Allaha�smarlad�k� bile demeden
soka�a ��kt�. Ve ilk vapurla yal�s�na d�nd�.
***
Sokak kap�s�ndan girer girmez sevgilisinin ak�amdan beri yal�da oldu�unu
��rendi.
Tel�land� birden.
Ama g�zelli�ine g�venerek Ali Beye ba��ndan ge�enleri biraz de�i�tirerek
anlatacak ve onu inand�racakt�.
Bu umutla Ali Beyin yatt��� odaya girdi.
Ali Bey bir pencerenin �n�ndeydi. Bo�az��n sular�n� seyrediyor, d�ler
kuruyordu.
Mahpeyker�in i�eri girdi�ini bile duymad�. Ayak sesleriyle toparland�. D�nd�,
bakt�. Mahpeyker�di gelen.
Kan� tepesine s��rad�. Ba��rarak:
� Neredeydin? �abuk s�yle bana, neredeydin, dedi. Mahpeyker, yapmac�k bir
korkuyla yan�tlad� adam�:
� Dur ayol, nefes alay�m biraz... Birden �yle k�zma da, akl�m ba��ma gelsin...
� Ba��na gelen bel�y� m� anlatacaks�n? Yalanlar�na h�l� kanaca��m� m�
san�yorsun? Beni aptal yerine mi koyuyorsun? Art�k usand�m... Al �u paran� da, git
yeni zamparalar�n� e�lendir...
Sonra cebinden ��kard��� bir deste paray� kad�na f�rlat�p kap�ya do�ru y�r�d�.
?ehvetinin k�lesi olan Mahpeyker, bu hareket kar��s�nda ne yapaca��n� �a��rd�.
Gururunu falan unutarak Ali Beyin ayaklar�n�n dibine y���ld�.
H��k�r�r gibi:
� Tanr� a�k�na, be� dakikac�k beni dinle... Ba��ma gelenleri anlatay�m... Sonra
istersen beni �ld�r, diyerek yalvarmaya ba�lad�.
Ali Beyin ayaklar�na sar�lmak istedi. Ama adam itti onu ve bah�eye ��kt�.
�evresine bak�p bu pis sefahat yuvas�na veda edip soka�a f�rlad�...
ON ALTINCI B�L�M
O�lundan hakaret g�ren Fatma Han�m birka� g�n i�inde ��km�t�. ��nk� o�lundan
ba�ka bir dayana�� yoktu. Aralar�nda ge�en bu �z�c� olaydan sonra art�k onun eve
d�nece�ini sanm�yordu. D�nse bile, aralar�na bir so�ukluk girmi�ti. Eski ana-o�ul
i�tenli�ini canland�rma umudu yoktu. Her �eyin tad�, tuzu ka�m�t�.
Sevgili o�lu Ali �lmemi�, ama bilinmeyen bir �leme g�� etmi�ti.
D�nyada bir anne i�in, o�lunu canl� canl� yitirmekten daha k�t� bir �ey olur
muydu?
Zavall� kad�nca��z, o�lu evi b�rak�p gitti�inin gecesi, sabaha kadar n�betler
i�inde yatt�. Bir dakika olsun, g�z�n� k�rpmad�. Kalbi k�r�ld��� h�lde, o�luna
beddua etmeye dili varm�yordu.
Bir ara, kocas�n� an�msad�. O sa� olsayd�, ne b�y�k bir dayanak olurdu
kendisine. G�nl�ndeki ac�y� onun d��yle yat�t�rd�. Ellerini a��p, Allah�a, o�lunu
do�ru yola �evirmesi i�in dua etti.
***
Dil��b�a gelince... Bu �anss�z k�z, Ali Bey i�in al�nd���n� biliyordu.
Kendisini ger�ek evl�d� gibi ba�r�na basm� olan eski han�m�:
� Ali Beyefendinin ne denli terbiyeli, yak��kl� oldu�unu bilmemi� olsayd�m,
Dil��b�u vermeye k�yamazd�m, demi�ti.
Bu evden ad�m�n� atarken y�re�i umutla doluydu.
Ali Bey o gece eve geldi�i zaman, bir haftal�k i�ret �lemi y�z�nden yorgundu.
�ylesine solgun ve mahmur oldu�u h�lde, zavall� k�z iki kez y�z�n� g�rd��� h�lde
gene de kendisini kapt�rm�t�.
Ali Bey, d��nde ya�att��� erkek g�zelinin ta kendisiydi. Onunla mutlu olaca��na
inan�yordu.
Ali Bey, arada s�rada kendisine bakt�k�a, sevincinden yerinde duram�yordu.
Delikanl�n�n o geceki so�uk davran��n� utanga�l���na ve yorgunlu�una ba�lam�t�.
�Sabreden dervi�, murad�na erermi�...� O da sabredecek ve murad�na erecekti.
Ama bu umudu �ok s�rmemi�, Ali Bey annesiyle tart�m� ve evi terk edip gitmi�ti.
K�zca��z, kendisinin bu olaya neden oldu�unu ��renince �ok �z�ld�. Hemen
han�m�n�n yan�na ko�tu... Kad�n ac� i�indeydi...
Bu eve ne umutlar, ne d�lerle gelmi�ti ve sonu� ne olmu�tu? Daha kap�dan
ad�m�n� atar atmaz olaylar ba�lam�t�. Ana-o�ul birbirlerine girmi�lerdi...
D��nd�k�e y�re�i duracak gibi oluyordu.
Zavall� k�z, birka� saat i�inde peri�an olmu�, erimi�ti. Goncay� and�ran
yanaklar� solgun bir g�le d�nm�t�.
***
�te yanda Han�mefendi, uykusuz gecenin sabah�nda, kendini teselli edecek
birisini ar�yordu. En uygunu yeni cariye idi.
K�z� yan�na �a��rtt�.
Dizinin dibine oturtup konu�maya ba�lad�:
� Bak k�z�m, felek beni evl�d�mdan ay�rd�... Onun yerine bana y�r olacak bir
sen kald�n... Ben sa� kald�k�a, benimle birlikte ya�ar m�s�n, diye sordu.
Gen� cariye g�zya�lar� i�inde yan�tlad� Fatma Han�m�:
� Han�mefendici�im, ke�ke Allah can�m� alayd� da, bu yal�dan i�eri
girmeseydim... Beyefendiye g�cenmenize ben neden oldu�um h�lde gene de bana iltifat
ediyorsunuz... Ben aran�zdan �ekilirsem, ana-o�ul yeniden bar��rs�n�z... Bunun i�in
�lmem gerekiyorsa, inan olun kendimi �ld�r�r�m... Ne olur, yalvar�r�m beni bu evden
uzakla�t�r�n.
Tam bu s�rada bir cariye h�zla i�eri girdi. Ali Beyin eve geldi�ini, �u s�rada
merdivenleri ��kmakta oldu�unu s�yledi.
Ali Bey, odan�n kap�s�nda g�r�nd�. Y�z�, bir �l�n�nki kadar so�uktu... Birka�
saniye sonra ko�arak geldi, annesinin ayaklar�na kapand�. Tek s�zc�k s�ylemiyor,
s�rekli a�l�yordu...
Zavall� kad�n, t�m k�rg�nl���n� unutmu�tu. Sevincinden neredeyse delirecekti.
O da evl�d�na sar�ld�. Y�z�n�, g�z�n� �p�yor, kokluyordu.
S�ze ilk, annesi ba�lad�:
� Alici�im, ne olur sus! Hem kendini hasta edeceksin, hem de beni peri�an...
Bir s�z i�in, hi� annen sana dar�l�r m�? Sus yavrum, ba��m hakk� i�in sus!...
Vallahi dayanamayaca��m, bay�l�verece�im �imdi...
Annesi de a�l�yordu art�k.
Daha yar�m saat �nce, o�lunun y�z�ne bakmamaya kararl�yken, �imdi h�ng�r h�ng�r
a�layan bu nank�r evl�d� susturmaya �al��yordu.
***
O s�rada odada bulunan Dil��b sevin� ve heyecan i�inde, yere y���l�p
kal�vermi�ti.
***
Ali Bey, aralar�nda sanki bir �ey olmam� gibi annesi taraf�ndan kar��lan�nca
biraz teselli buldu. Han�mefendi de o�lunun bu davran�� kar��s�nda kendisine geldi.
�kisinin bak�lar� Dil��b�a �evrildi.
Fatma Han�m k�z� o durumda g�r�nce, hemen ko�up yan�na gitti. Kolonya
koklat�yor, y�z�ne sular serpiyor, k�z� ay�ltmaya �al��yordu. Bir yandan da:
� Bak zavall� k�z senin y�z�nden neler �ekiyor, diye sitem ediyordu o�luna.
Bir s�re sonra k�z g�zlerini a�t�. ?a�k�n �a�k�n �evresine bak�nd�. Kendi
durumunu ve Han�mefendinin �evresinde dolanmas�n� g�r�nce �ok utand�, y�z�
pembele�ti.
�zellikle Ali Beyin de kendisini ay�ltmak i�in �al�mas�, �ok ho�una gitmi�ti.
Demek Ali Bey kendisini seviyordu...
K�z tel�la do�ruldu yerinden. Bir anda, d�n geceyi an�msad�. Bo� d�lere
kap�lmamal�yd�... Birka� saniye i�inde d�nk� cariye olup ��km�t�.
***
U�ursuz bir sevdadan yeni kurtulmu� olan Ali Bey, g�rd��� bu ilk k�za hemen
tutuluvermi�ti. �kisini kar��la�t�rd�: Birinin t�m davran�lar� yapmac�k, t�m
s�yledikleri yaland�. Bu cariye ise, her h�liyle sevilmeye l�y�k bir melekti sanki.
�teki yalanc� bir ta�, bu k�z ise bir p�rlantayd�... �kisini kar��la�t�rmak bile
do�ru de�ildi...
***
Ali Bey k�za al�c� g�zle bakt��� i�in �a��yordu kendisine. Bu melek d�n
�evresinde dola��rken, nas�l olup da g�rmemi�ti? Ve annesinin kalbini k�r�p evi
terk etmi�ti?
?imdi annesiyle konu�urken, s�z� d�nd�r�p dola�t�r�p, annesinin Dil��b�la
ilgili d�nk� �nerisine getirmek istiyordu. Ama y�z� olmad��� i�in d��ncelerini a��k
a��k s�yleyemiyordu.
Fatma Han�m ise, o�lunu yeniden k�zd�rmamak i�in, bu konuyu a�mamaya
�al��yordu.
Han�mefendinin akl�n� kurcalayan iki sorun vard�: Acaba Ali Bey, o kad�n� terk
edip mi eve d�nm�t�? Yoksa annesinden �z�r dilemek i�in mi? �te bu teredd�tlerden
kurtulamad��� i�in birka� saat yeni cariyenin ad�n� bile etmedi.
Bununla birlikte, o�lunu yeniden eve ba�lamak i�in Dil��b�a ��k olmas�n�n
sa�lanmas�n�n gerekti�ine inan�yordu.
K�zdan s�z etmek i�in f�rsat kolluyordu. Ama bir t�rl� yerini ve zaman�n�
bulam�yordu.
Sonunda, daha fazla dayanamayaca��n� anlad�. O�lunun yan�na sokuldu. Kollar�n�
boynuna dolad�. Kesik kesik konu�maya ba�lad�:
� Alici�im, bak bir �ey s�yleyece�im sana... Ama k�zma, sinirlenme sak�n olur
mu? Sana g�cendi�imi sand�n, ama ben sana g�cenmedim. Bir anne yavrusuna g�cenir mi
hi�?... Akl�n ba��nda de�ildi... Deli gibiydin... Gen�likte b�yle �eyler olur...
Ay�plamam... Yaln�z s�yle bana, h�l� o kad�n� seviyor musun?... �tekini... �tekini
�ok seviyor musun, diyecek oldu.
Ali Bey tokat yemi� gibi oldu. Yan�tlad� annesini:
� Anneci�im, ayaklar�n� �peyim, ne olur o fahi�eden s�z etme bana... Allah y�z
bin kez bel�s�n� versin...
Bu s�zleri s�yleyen, d�n kendisine hakaret eden o�lu muydu? Kad�nca��z
kulaklar�na inanam�yordu... G�rd�klerinin, duyduklar�n�n bir d�, bir yalan
olmas�ndan korkuyordu...
� Ya... Sevgili o�lum... D�n... D�nk� h�lin, diye kesik kesik konu�tu
kad�nca��z.
Ali Bey, hemen s�z�n� keserek yan�tlad� kad�n�:
� Ne olur anneci�im, bana d�nden s�z etme... D�n bir deli gibiydim... D�n
al�a��n tekiydim... Ke�ke �lseydim de, d�nk� u�ursuz saatleri g�rmeseydim...
Daha fazla teredd�te gerek yoktu. Bu konu�mas�n�n �zerine, o�lunun o kad�ndan
yakas�n� s�y�rd���na iyice inanm�t�. Rahatlad�...
G�zya�lar�n� tutamayarak:
� Yarabbim, ��k�rler olsun sana, diyerek secdeye kapand�.
Ali Bey de kendisini tutamad�, annesinin boynuna sar�larak dakikalarca
a�lad�...
A�lad�...
Art�k sakinle�mi�ti...
Bu arada annesi, o�lunu evine ba�lamak i�in neler yapmas� gerekti�ini
d��n�yordu. Bunu ancak o yeni cariye ile yapabilirdi.
K�z� bir ara d�ar�ya ��kartt�. F�rsattan istifade ederek, onun
g�zelliklerinden, yeteneklerinden s�z etti o�luna.
?�yle dedi:
Seni ��ld�ras�ya seviyor k�zca��z... Sen evden gittikten sonra, bir g�n i�inde
bak �z�nt�den ne duruma geldi? Biraz �nce seni �yle peri�an g�r�nce d��p
bay�ld���n� sen de g�rd�n... Ama ho�una gitmediyse s�yle, ba�kas�n� bulal�m...
Ancak zavall�ya yaz�k olmaz m�?...
Bunlar� s�ylerken, bir yandan da o�lunu izliyordu. S�zlerinin nas�l bir etki
uyand�rd���n� g�rmek istiyordu.
Ali Bey, utan� i�inde �n�ne bakarak yan�tlad� annesini:
� Anneci�im, siz be�endikten sonra, ben neden be�enmeyecekmi�im ki... Allah
i�in g�zel bir k�z... Hem sizden ne saklayay�m, ben de y�z�n� be�endim, huyunu
da... Ama �imdilik evlenmeyi pek d��nm�yorum...
Bu s�zler, �st� kapal� bir kabullenmeydi... Fatma Han�m, konu�mas�n� s�rd�rd�:
� Sevgili o�lum, d�n de s�yledim sana, m�r�vvetini g�rmek istiyorum. Seni nas�l
b�y�tt�mse, �ocuklar�n� da �yle kendi ellerimle b�y�tmek istiyorum... Anneci�ini bu
mutluluktan mahrum eder misin?
Annesi belki fikrinden cayar diye, daha fazla itiraz etmeyi gereksiz buldu Ali
Bey:
� Siz bilirsiniz anneci�im, dedi.
Kabullenmi�ti Ali Bey...
Fatma Han�m, Dil��b�u daha o gece, o�lunun koynuna vermeyi kararla�t�rd�...
***
Ali Bey, annesinin belki o k�zla yaln�z konu�may� isteyece�ini d��nerek, hava
almak bahanesiyle bah�eye ��kt�.
Han�mefendi k�z� yan�na �a��rd�.
Zavall� k�z�n g�nl�nde o eski umutlar�ndan tek bir damla bile kalmam�t�. Ama
sevdi�i gencin, Mahpeyker�den kurtulmas�na �ok sevinmi�ti.
Kendisini tutamayarak Fatma Han�m�n ayaklar�na sar�ld�. Sevinci, mutlulu�u her
durumundan belli oluyordu.
Birden akl� ba��na geldi. Utanarak ba��n� �n�ne e�di.
Han�mefendi k�z�n s�rt�n� ok�ayarak:
� Evl�d�m, dedi. Bunda utan�lacak bir �ey yok. Allah��n emriyle, beyin
senindir. Seviyorsan iftihar et! D�manlar�n utans�n...
Sonra k�z� yan�na oturttu. Y�z�n�, sa�lar�n� ok�ayarak heyecan�n� yat�t�rd�.
Ama gene de k�z durgun duruyordu.
Fatma Han�m, bunu k�z�n utanga�l���na ba�lad�.
Oysa ger�ek neden �ok ba�kayd�. Zavall� k�z, iki g�n �nce, Ali Beyin tak�nd���
tavr� ve ertesi g�nk� �z�c� olay� an�msam�t�. Gen� adam�n sevgisine bir t�rl�
inanam�yordu. �z�nt�s�n�n ger�ek nedeni buydu. Ama gene elinden geldi�ince
�z�nt�s�n� sezdirmemeye �al��yordu.
Ak�am ezan� okunmu�tu. Yemek saatiydi...
Han�mefendi, sa� yan�na o�lunu, �teki yan�na da gelecekteki gelinini
oturtmu�tu.
Yemeklerini b�y�k bir ne�e i�inde yediler.
Arkas�ndan da bah�eye ��k�p dola�t�lar.
K�ke d�nd�klerinde saat olduk�a ilerlemi�ti. Ali Bey yatak odas�na �ekildi.
Fatma Han�m da k�z� kendi elleriyle o�lan�n yan�na soktuktan sonra g�n�l huzuru
i�inde odas�na �ekilip yatt�.
ON YED�NC� B�L�M
Ali�
ON SEK�Z�NC� B�L�M
Ali Bey k�ke gelir gelmez, t�m emellerini zevklerini d��nmeye ba�lad�. Ama
bunlar emel ve zevk olmaktan ��km�, bir azap h�lini alm�t� art�k.
Ya�amla aras�nda tek bir ba� kalm�t�: �ntikam h�rs�...
Dil��b fahi�esini nas�l cezaland�raca��n� d��n�yordu. �l�m bile onun i�in hafif
kal�rd�.
K�ke geldi�inde, annesiyle Dil��b evde de�illerdi. Nerede olduklar�n� sordu.
Gezmeye gitmi�lerdi.
Ac�lar i�indeydi. H�rs�ndan odas�nda dola��yordu, k�h dudaklar�n� �s�rarak, k�h
di�lerini g�c�rdatarak... Her an y�re�i duracakm� gibi oluyor, sonra arkas�ndan
titremeler i�inde t�m v�cudu sars�l�yordu. Zaman zaman ac�lar i�inde g�l�yor, zaman
zaman da garipler gibi a�l�yordu...
Saatler s�rm�t� bu ac�lar i�inde dola�mas�...
Hi�bir �eyden haberi bulunmayan annesi ile hi�bir g�nah� olmayan k�z o s�rada
gezmeden d�nd�ler.
Ali Bey, bir kaplan gibi annesinin arkas�ndan odaya giren k�z�n �zerine at�ld�.
Daha d�ne dek, koklamaya k�yamad��� ipek gibi sa�lar�ndan yakalad�.
Bo�uk ve ayn� anda korkun� bir sesle sordu:
� Fahi�e kar�, g�be�inin �zerindeki benleri kimlere g�sterdin, bakal�m? Ge�en
g�n benden saklay�p, daha sonra da y�rt�p att���n mektubu hangi sevdal�na
yaz�yordun, al�ak? Aptal gibi kanaca��m� sand�n de�il mi? Yat�p kalkt���n herifin
bari insana benzer taraf� olsayd�. Bula bula o pis, maymun suratl� fellah� m�
buldun, zevksiz kar�?
Annenin de, k�z�n da hi�bir �eyden haberleri yoktu. S�ylenenleri
anlayam�yorlard�.
Ali Bey, zavall� k�zca��z�n ba��n�, duvara �ylesine b�y�k bir h�zla �arpt� ki,
k�z�n a�z�ndan burnundan k�p�kl� kara kanlar bo�and�. �l� gibi y���ld� kald�
yere...
Annesi �a�k�nl�k i�indeydi. T�m ya�am� boyunca ilk kez kar��la��yordu b�yle bir
f�rt�nayla.
Akl� ba��ndan giden kad�n:
� Ali, o�lum, ne yap�yorsun, dedi. Dur... Dur biraz ne olursun... Dur da beni
dinle...
Kad�nca��z, tel�l� bir bi�imde aralar�na girmek istedi. Ama Ali Bey l�f
anlayacak durumda de�ildi.
Olduk�a k�stah ve terbiyesiz bir tav�rla annesine:
� �ekil dedi, sen de ba��m� bel�ya sokma!
B�yle derken, bir yandan da kad�nca��z� elinin tersiyle itiyordu.
Bir t�rl� h�rs�n� alam�yordu Ali Bey. Av�n� ele ge�iren vah�� bir hayvan gibi,
di�leriyle t�rnaklar�yla k�z�n her taraf�n� par�al�yordu.
Ortal�k kan i�inde kalm�t�...
Zavall� k�z, ba��ndaki darbenin etkisiyle u�rad��� bayg�nl�ktan, v�cudundaki
di� ve t�rnak yaralar�n�n yaratt��� ac� sayesinde arada s�rada ay�l�yor ve o
h�liyle bile g�l�msemeye �al�arak Ali Beyin ayaklar�na sar�l�yor, y�z�n�, g�z�n�
s�rmeye �al��yordu...
Bu korkun� olay yar�m saat kadar s�rd�...
Zavall� k�z art�k bay�lm�t�... Ona daha fazla i�kence edemeyecek bir duruma
gelen Ali Bey de bir kenara y���ld� kald�...
O ana dek �a�k�nl�ktan dolay� bir �ey yapamayan Fatma Han�m, o�lunu bu ne
oldu�u bilinmez bir h�lde oldu�unu g�r�nce, sa��n� ba��n� yolmaya, a�lamaya ve
feryat etmeye ba�lad�.
Onu duyan cariyeler ko�u�tular odaya. Beyefendiyi yata�a yat�rd�lar, zavall�
Dil��b�u da ba�ka bir odaya g�t�rd�ler...
Oraya buraya ko�u�turan u�aklar, olaydan iki saat sonra bir doktor bulup
getirdiler k�ke.
Doktor, Ali Bey i�in gereken sa�l�k tedbirlerini ald�. Bu arada zavall�
k�zca��za da gerekli il��lar� yazd�.
Fatma Han�m�n en b�y�k korkusu, o�lunun akl�n� yitirmesiydi. Olanlar� doktora
anlatt�, korkular�n� s�yledi, a�laya a�laya.
Yeminlerle sorguya �ekti doktoru. O�lunun bir y�rek heyecan� sonucunda bir
hummaya tutuldu�unu ve bu humma sonucu olaylar�n oldu�unu ��rendi doktordan. Biraz
rahatlad�...
� �te yandan zavall� k�z, ald��� il��larla biraz iyile�ince, yaralar�n�n
verdi�i ac�lar� d��nmeden, beyefendinin hizmetine ko�tu. Sevdi�i adam�n bir an �nce
iyile�mesi i�in Allah�a yakar�yordu durmaks�z�n.
Fatma Han�m ve zavall� k�z, iki koruyucu melek gibi Ali Beyin ba��nda sabah�
ettiler. K�h a�la�t�lar, k�h dua ettiler.
***
Sabahleyin, Ali Beyin n�betleri biraz hafifler gibi olmu�tu.
Bir s�re sonra doktor hastalar�n� kontrol etmeye geldi. Ali Bey art�k daha
sakindi �imdi.
Doktor odaya girdi�i zaman g�zlerini a�t�. �evresine bak�nmaya ba�lad� �a�k�n
�a�k�n.
Ne olmu�tu? Ak�amdan beri olanlar� bir t�rl� an�msayam�yordu... Birka� dakika,
�evresindekilere bo� g�zlerle bakt�, tan�yamad� hi� kimseyi...
Sonra, ba��rt�s�yle hizmet etmekte olan Dil��b�a ili�ti g�zleri. Birden y�re�i
�arpmaya ba�lad�. �z�nt� i�indeydi. Bu �z�nt� o k�zla ilgiliydi. D��n�yor,
d��n�yor, ama bir t�rl� bulam�yordu nedenini. Birden an�msad� olaylar�. Zavall�
k�z�, t�m mutlulu�unun katili gibi g�r�yordu. F�rlay�p, sald�rmak istedi k�za
yeniden. Ama doktor engelledi kendisini. B�ylesi hareketlerin onun hayat�na bile
malolaca��n� s�yledi.
Bu arada annesi de k�z� yan odaya ka��rd�.
Hasta yeniden yata��na yat�r�ld�. B�ylece bir gece �nceki korkun� olay�n
yinelenmesine engel olunmu� oldu.
Doktor hem Ali Beye, hem Fatma Han�ma bakarak konu�tu:
� Beyefendi bir sinir rahats�zl��� ge�iriyor... Gerekli tedaviyi yapabilmek
i�in olaylar� derinli�ine ��renmek gerekli... �rne�in, az �nce sakin sakin yatarken
yata��nda, g�zlerini a��p o k�zca��z� g�r�nce �ylesine hiddetlendi ki... Sonra da
par�alayacakm� gibi k�z�n �zerine at�lmaya kalkt�... Doktorlardan bir �eyin
gizlenmemesi gerekli... Biz, meslek gere�i, bir�ok s�rlar� biliriz... Hastan�z�n
ger�ekten iyile�mesini istiyorsan�z, olay�n tamam�n� bana anlatman�z gerekli. Merak
etmeyin, bu odada konu�ulan her �ey, bu odada kalacak... Bana anlatmad���n�z
takdirde hastal���n tedavisi �ok g��le�ecek ve belki de iyile�mesi olanaks�z bir
duruma gelecektir...
Ali Bey, doktorun bu inand�r�c� konu�mas� kar��s�nda, hastal���n�n ne denli
k�t� oldu�unu anlam�t�.
Zaten i�ini d�kecek, dertlerini anlatacak birisini ar�yordu.
Kesik kesik konu�maya ba�lad�:
� Doktor bey, dedi. Az �nce �ld�rmeyi d��nd���m cariyenin namusundan
ku�kulan�yorum. Hatta ku�kulanm�yorum, eminim bundan... Bu fahi�enin, d�arda baz�
adamlarla �apk�nlarla ili�kisi var... Ailemizin bunca y�ll�k namusunu ayaklar
alt�na ald�... Onun i�in buradan, bu evden en k�sa zamanda kovulmas�n� istiyorum...
��nk� y�z�n� g�rd�k�e dayanam�yorum... Hemen �zerine at�l�p, onu �ld�resim
geliyor... B�yle bir k�zg�nl�k an�nda, elimden bir cinayet ��kabilir...
Annesi, k�z�n namusundan kendi namusu kadar emindi. Ama o�lunun bu hasta
durumunda, k�zca��z� savunamad�. Savunsa bile, etkisi olmayaca��n� gayet iyi
biliyordu. Dil��b�un lehinde bir �ey s�yleyecek oldu�u s�rada, doktor susturdu
kad�n�:
� Han�mefendi, madem ki i� bu dereceye geldi, art�k k�z�n namusunu d��nmenin
zaman� de�ildir... Beyefendinin iyile�mesinin tek yolu, s�z� edilen cariyenin bu
evden hemen uzakla�t�r�lmas�d�r. Bana g�re, bu k�z k�kte kal�rsa, bir cellat
bulundurmu� gibi olursunuz... Nereye g�nderecekseniz, hemen �u anda g�nderin onu...
Yoksa beyefendinin tedavisinin sorumlulu�unu �zerime alamayaca��m...
Kesin bir tav�rla s�ylemi�ti bu son s�zlerini.
Fatma Han�m, k�z�, sanki evl�d� gibiymi��esine seviyordu. Bu k�zca��z� bo� bir
ku�ku u�runa feda etmek hem �ok g�� ve hem de �ok g�naht�. Ama o�lunun ya�am� s�z
konusuydu ve bu karar� veren de doktordu.
�aresiz, k�zca��z�n konaktan g�nderilmesine karar verdi. Zavall� kad�n,
Dil��b�un gidi�iyle bunca y�ll�k mutluluklar�n�n yok olaca��n� nereden bilsindi?
Hemen bir esirci �a��rtmak i�in adam�n� yollad�. Bu arada doktor da re�etesini
yaz�p bitirmi�ti. Doktor ba�ka bir hastas�na giderken esirci de i�eri giriyordu...
***
�te yanda Mahpeyker, Ali Beye oynad�klar� oyundan sonra, Dil��b�un nas�l olsa
sat�laca��n� biliyordu. Bunun i�in o g�n evine d�nd�kten sonra ve ertesi g�n,
�stanbul�un t�m belli ba�l� esircilerini dola�t�. Onlara bir cariye almak
istedi�ini s�yledi. Sat�l��a ��kar�lacak cariyelerin �nce kendisine g�sterilmesini
ve be�enirse e�er, ka� para istenilirse hi� pazarl�k yapmadan kar��l���n�
�deyece�ini ve ayr�ca bol bah�i� verece�ini s�yledi her birine.
Amac� tekti Mahpeyker�in: K�z� kuca��na d��rmek ve hakaretleri alt�nda ezip,
namusunu berbat ederek bir daha Ali Beyin sevgisine ula�amayacak bir duruma
getirmekti...
Esirci k�ke geldikten sonra, Ali Beyin odas�na girdi. Sat�l�k bir cariye
oldu�unu ��renince, Fatma Han�ma:
� Vallahi Han�mefendi, istekli bir m�teri var, dedi. �stedi�iniz fiyata da
sat�n almaya raz�. Ama kendisi �yle pek sa�lam bir ayakkab� olmad��� i�in
�rk�yorum. Kona��n�zdan ��kacak olan bir cariyenin b�yle bir yere d�mesine g�nl�m
el vermiyor.
Bu s�zleri duyan Ali Bey yerinde do�ruldu:
� Sa�lam ayakkab� de�il mi, diye sordu. Nas�l yani?
� Nas�l� var m� efendim, anlay�verin i�te... G�nah� boynuna, a�k yapt���
s�yleniyor ba�ka ba�ka erkeklerle... Kad�n sat�yormu�...
Ali Bey:
� Daha iyi ya, dedi. Benim istedi�im de buydu zaten. A�ifte gitsin, randevu
evlerinde sarho� daya�� yesin, sarho� kusmu�u temizlesin. Hemen �imdi g�t�r bu
k�pe�i... Ucuz, pahal� deme, ne verirlerse sat, gitsin... Ak�ama da paras�n�
getirirsin..
Esirci �ok sevinmi�ti. ��nk� m�teriyle yap�lacak pazarl�k ve fiyat takdiri
kendisine b�rak�lm�t�. Hem sat� bedelinin bir b�l�m�n� cebine indirecek ve hem de
bol bol bah�i� alacakt�.
� Allah �mr�n�ze bereket versin, dedi esirci. Madem i�i bendenize buyurdunuz,
merak etmeyin, hizmetinden memnun olacaklar efendilerimiz...
Esirci kad�n, cariyeyi al�p giderken, Han�mefendi onun yolunu kesti. K�za,
sat�lmak �zere g�t�r�ld���n� belli etmemesini istedi.
Arkas�ndan Dil��b�un yan�na gitti. ��i s�zlaya s�zlaya yalan s�ylemek zorunda
kald�:
� Bak k�z�m, dedi. Alici�imin t�m hiddeti, sertli�i, ba��na dadanan sinir
rahats�zl���ndan ileri geliyormu�. Doktor Beyin s�yledi�ine g�re, sen k�kte
bulundu�un s�rece ve onun g�z�ne g�r�nd�k�e bu hastal���n tedavisi olanaks�zm�...
Bunun i�in birka� g�n bu evden uzakla�mal�s�n... Seni g�t�ren han�m eski
ahbaplar�mdand�r... Bir s�re, Ali Bey iyile�inceye dek onlarda kalacaks�n... Sonra
seni gene ald�raca��z, hi� merak etme olur mu k�z�m?
K�zca��z, kendisine oynanan oyunlar�n fark�nda bile de�ildi. Ali Beyin sa�l���
i�in de�il misafirli�e, �l�me bile giderdi. Sevgilisinden g�rd��� kaba
davran�lar�n, yedi�i dayaklar�n, hep o sinir hastal���ndan geldi�ini ��renince
rahatlam�t�.
Hemen giyindi.
Beyefendinin sa�l�k durumundan s�k s�k kendisini haberdar etmelerini
Han�mefendiden rica etti.
Kad�nla birlikte gitmeye haz�rd� art�k.
***
Fatma Han�ma �ok dokunmu�tu k�z�n evden ayr�l��. Az daha, o�lunun ya�am�n� bile
g�zard� ederek, k�z�n gitmesine engel olacakt�.
K�z gidince, h��k�ra h��k�ra a�layarak bir kanepeye ��kt�...
Ali Bey, yatmakta oldu�u odan�n penceresine ba��n� dayam�, d�ar�s�n�
seyrediyordu. Bu pencere sokak kap�s�na bak�yordu.
Dil��b�un kap�dan ��kmas�n� bekledi.
Biraz sonra k�z, esirci ile birlikte kap�dan ��kt�. ��i s�zlad� Ali Beyin...
Dil��b bir daha gelmemek �zere gidiyordu konaktan...
Oysa bu k�zla ne g�zel g�nler ge�irmi�ti burada. T�m� g�zlerinin �n�nden bir
film gibi ge�ti.
Vicdan�n�n derinliklerinde bir an i�in, bir pi�manl�k duyar gibi oldu. Ama bir
kez ok yaydan ��km�t�. Geri d�nmek olanaks�zd�.
Y�re�i yeniden h�zl� h�zl� �arpmaya ba�lam�t�. ?iddetli heyecan y�z�nden t�m
v�cudu sars�l�yordu. Eskisinden daha b�y�k bir kriz i�ine girmi�ti. Sonunda, buna
dayanamay�p bay�ld�. Korkun� seslerle say�klamaya ba�lad�.
Annesiyle cariyeler ko�a ko�a geldiler odaya.
Hep birlikte Ali Beyi ay�ltmaya u�ra��yorlar, ama bir t�rl� ba�aram�yorlard�.
***
Hastal�k, zaman zaman �iddetini artt�rarak tam on be� g�n s�rd�. Bu s�re i�inde
annesi bir damla olsun uyumad�. Zavall� Fatma Han�m tam bir canl� cenazeye d�nm�t�.
T�m �al�malar�na kar��n, Ali Beyin hastal���n�n �iddeti �o�al�yordu.
Art�k onun ya�am�ndan umudu kesmi�lerdi...
Ama bir mucize oldu ve on alt�nc� g�n Ali Bey g�zlerini a�t�. Fele�in bu
zavall� aile i�in d��nd�kleri daha sona ermemi�ti... Ali Bey gene kefeni y�rtm�t�.
Yava� yava� iyile�iyordu...
On be�, yirmi g�nl�k bir dinlenme devresinden sonra, art�k tamam�yla
iyile�mi�ti...
ON DOKUZUNCU B�L�M
�te yandan, esirci kad�n, zavall� k�z� pe�ine takarak, konaktan ��kard��� gibi,
do�ruca Mahpeyker�in yal�s�na g�t�rd�.
Kurban�n� bekleyen canavar kad�n�n odas�na girdiler.
Kap�dan girer girmez, esirci kad�n ha�in bir tav�rla:
� K�z, k�z, dedi, �yle aptal aptal duraca��na, yeni han�m�n�n eteklerini
�psene.
Zavall� k�z azarlan�nca, neye u�rad���n� �a��rd�. �in i� y�z�n� bilmiyordu
do�al olarak.
Kay�nvalidesinin, �ahbab�m� diye tan�tt��� kad�n�n y�z�ne bakarak:
� O nas�l s�z �yle? Ben buraya konuk olarak gelmedim mi, diye sordu.
� Esirci kad�n�n yan�tlamas�na f�rsat vermeden Mahpeyker at�ld� birden. Kin
dolu bir sesle ve alay dolu olarak:
� Hay�r han�mefendi, dedi. Buraya konuk olarak gelmediniz. Sat�ld�n�z siz,
bana. Hani Ali Beyin k�k�ne nas�l sat�ld�n�zsa, buraya da �yle sat�ld�n�z.
Beyinizin b�yle davranmas�n� beklemiyordunuz de�il mi? G�zelli�inize
g�veniyordunuz, ama g�rd���n�z gibi sizi sat�l��a ��kard�. Ama �z�lmeyin. Onun
e�lendikten sonra bir kenara f�rlatt��� k�zlardan ne ilkisiniz, ne de sonuncusu
olacaks�n�z. �stelik insan ne denli namuslu olursa olsun, bazen namussuzlardan daha
da namussuz olur. Bunlar ola�an �eylerdir...
K�z�, ba�tan sona iyice inceledi. Sonra ba��rarak:
� Ne bak�yorsun �yle aptal aptal, dedi. Haydi, �zerindekileri ��kar ve hizmet�i
giysilerini giy... �nl���n� de tak... Haydi, ondan sonra do�ru mutfa�a...
Ak�amleyin konuklar�m var yeme�e...
Zavall� k�zca��z ne maksatla ve nas�l bir yere g�nderildi�ini en sonunda
anlam�t�.
O ana dek b�yle bir davran�la kar��la�mad��� i�in, birka� saniye oldu�u yerde
hareketsiz kald�, sonra y���ld� yere.
Esirci kad�n ve Mahpeyker, k�z�n yere d�mesi kar��s�nda bir an �a��rd�lar. Biri
alaca�� para ve bah�i�ten, �teki de intikamdan mahrum kalmaktan korkuyordu.
Y�z�ne su serptiler k�z�n. K�z yava� yava� g�zlerini a�t�.
Mahpeyker, zavall� k�zla o h�ldeyken bile alay etmekten geri kalmad�.
Esirci kad�na:
� Bir �ey olmam�, merak etme, dedi. Kibar han�mefendi, erke�inden ayr�ld� diye
biraz h�z�nlendi galiba. Neyse, hasta ya da sa�lam, ne olursa olsun, benim
kabul�m...
Dil��b, yatt��� yerde ac�dan k�vran�yordu.
Mahpeyker�le esirci kad�n bu arada pazarl��a giri�ip anla�t�lar.
Esirci kad�n, paras�n� alarak, Ali Beyin kona��na gitmek �zere oradan ayr�ld�.
***
Zavall� k�z�n g�nl�ndeki �z�nt�, i�ini par�al�yordu. S�k s�k d��p bay�l�yordu.
Bu arada, Mahpeyker de k�zla durmaks�z�n alay ediyor ve f�rsat bulduk�a onu
d�v�yordu. Bir t�rl� �l�p, bu cehennem ya�am�ndan kurtulam�yordu...
Mahpeyker gerek y�z g�zelli�i ve gerekse ruh g�zelli�i bak�m�ndan k�zdan �ok
geriydi. Ama en �ok k�z�n namusunu �ekemiyordu.
Al�ak kad�n, Dil��b�u da kendi d�zeyine getirmek i�in aylarca u�ra�t�. Ak�l
almayacak i�kenceler yaratt�... Ama ne denli u�ra��rsa u�ra�s�n, bu k�za bir
erke�in elini de�dirmesine bile olanak bulamad�.
Her �e�it k�t�l��e kucak a�m� olan bu g�nah yuvas�nda, k�z namusunu korumak
i�in direndik�e direndi. Bu da Mahpeyker�i h�rs�ndan kudurtmaya yetti.
Mahpeyker�in gittik�e artan i�kenceleri y�z�nden k�z, kendisini bir kez kuyuya
atmak istedi, bir kez de damdan a�a��... Ama her defas�nda engel oldular ona.
En sonunda Mahpeyker, k�z�n namusunu lekeleyemeyece�ini anlad�. U�ra�maktan
cayd�. Ama k�za ak�l almaz hakaretlerde bulunmaya ve i�kence yapmaya devam etti.
Y�RM�NC� B�L�M
�te yandan Ali Beyin ya�am�ndan umut kesilmi�ken, mucize kabilinden iyile�mesi
annesini �ok sevindirmi�ti. Zavall� kad�nca��z, o�lu yeniden do�mu� gibi sevin�ten,
mutluluktan u�uyordu. Kurbanlar kestiriyor, yoksullara sadaka da��t�yordu.
Ali Beyin v�cudu iyile�mi�ti ama ruhu sonsuza dek hasta, sakat kalacakt�.
Krizleri �ylesine �iddetli oluyordu ki, ke�ke �l�p kurtulsayd�...
Dil��b olay�ndan sonra ��lg�n bir sevdal� gibi ne yapaca��n� bilmiyor, biraz
ne�elenmek, e�lenmek i�in akl�na gelen her yolu deniyordu.
K�sa bir s�re sonra, i�kiye de, kumara da, zamparal��a da, zihnini uyu�turacak
k�t� al�kanl�klara da kendisini kapt�rm�t�... G�nler ge�tik�e kumarhanelerde,
meyhanelerde, genelevlerde daha �ok kal�yordu. Ne arkada�lar�, ne i�i, hatta ne de
annesi geliyordu akl�na...
Bu harcamalara paras� yetmedi�i i�in, babadan kalan e�yalar�n�, mallar�n�
satmaya ba�lad� yava� yava�.
D�nyada kendisine sad�k sadece iki dostu vard�. Biri At�f Bey, di�eri de Mesut
Beydi. At�f Bey bir i� gere�i Rumeli�ye gitmi�ti.
Mesut Beyle de bir kez sokakta kar��la�m�t�. Adam kendisine ���t vermek
istemi�ti, ama Ali Bey ald�r� etmedi�i gibi, paylam�t� onu. ��nk� bu olaylar�n t�m
nedeni olarak Mesut Beyi g�r�yordu. Mesut Beyin ���d�yle Dil��b�un sat�n al�n�p
kona�a getirildi�ini annesinden bir�ok kereler duymu�tu. Mesut Bey onun nazar�nda
bir dost de�il, bir d�mand�.
Mesut Bey de, delikanl�n�n bu davran�lar� kar��s�nda onunla daha fazla
ilgilenmeye gerek g�rmemi�ti.
D�nyada kendisini ger�ekten seven bir annesi, bir de Dil��b kalm�t�.
Zavall� k�z, ac�lar i�inde inliyor, ama bir yandan da dualar ediyordu Ali Beyin
iyile�mesi i�in. Annesi ise, o�lunu bu u�urumdan kurtarmak i�in her �e�it yola
ba�vuruyordu.
Fatma Han�m, umutsuz bir a�k�n etkilerini bilemedi�i i�in, o�luna b�y�
yap�ld���n� san�yordu. Bu arada �e�itli b�y� bozuculara ba�vurup, b�y�y� bozdurmak
i�in oluk gibi para harc�yordu.
Bir yandan Ali Beyin sefahatine, �te yandan b�y� bozuculara para yeti�tirmek
i�in elde kalan ne varsa sat�l��a ��kar�l�yordu.
Zavall� kad�n hemen hemen ayda bir kar��la��yordu o�luyla. Ona ���t vermeye
kalk�t�k�a da, Mesut Bey y�z�nden bu k�z� eve ald��� i�in annesine a��r s�zler
s�yl�yordu.
Ali Bey, annesinin ���tlerini dinlememek i�in, kona�a daha seyrek gelmeye
ba�lad�. Zavall� kad�n, o�lunu b�t�n b�t�ne yitirmemek i�in ona hi�bir �ey
s�ylememeye karar verdi...
***
Ali Beyin sefahatine para dayanm�yordu... Annesinin m�cevherleri k�sa zamanda
t�kendi... Ayda y�z elli liradan fazla gelir getiren gayrimenkulleri bir y�l i�inde
eriyip t�keniverdi. Sonunda, i�inde oturduklar� konak da nadide e�yalar� ve hatta
cariyeleriyle birlikte hara� mezat sat�ld�.
Do�du�u g�nden beri bolluk i�inde ya�ayan Fatma Han�m�n elinde bir zenci
kad�nla birka� eski p�sk� e�ya kalm�t�.
�mr�n�n bu son g�nlerinde, kira k�elerinde ya��yor, karn�n� diki� dikerek,
bek�rlar�n �ama��rlar�n� y�kayarak elde etti�i birka� kuru�la doyuruyordu.
Ali Bey de zor durumdayd�. Birka� kadeh rak� ve bir par�a ekmek u�runa, Yeni
Cami� arkas�nda k�rkar, altm�ar paraya arzuhalcilik yap�yordu.
***
�ifter �ifter dad�larla b�y�yen, elini s�cak sudan so�uk suya sokmayan Fatma
Han�m bu korkun� sefalete dayanam�yordu... Sonunda hastalan�p yata�a d�t�..
Y�re�inden ve midesinden hastalanm�t�...
Bu arada Ali Beyin terbiyesi de �ok bozulmu�tu, i�inde bulundu�u �evre
y�z�nden.
Hasta anneci�ine doktor ya da il�� g�t�rmek ��yle dursun, onu g�rmeye bile
gitmiyordu.
Yirmi g�nden �ok s�ren hastal��� s�ras�nda, salt bir kez gitmi�ti yan�na.
O gidi�inde de:
� Ne yapal�m yani, herkes etti�inin kar��l���n� al�r... Eve ald���n fahi�e
bizleri bu duruma getirdi, demi�ti.
Bu s�zler kad�n�n ac�s�na tuz biber ekmi�ti �l�m d�e�inde...
***
Fatma Han�m, hastalan��n�n yirmi ���nc� g�n� �ld�. �ekti�i ac�lardan kurtulmu�
oldu, b�ylece...
Hain evl�t, i�ki ve kumar masas�ndan ayr�l�p, annesinin cenazesine bile
gitmemi�ti. Talihsiz kad�n�n cenazesi, bir iki kom�usunun yard�m�yla, belediye
taraf�ndan kald�r�ld�...
Fatma Han�m �l�rken bile, t�m olanlar�n su�unu kendi �zerine alm� ve o�luna
hay�r dualar� etmi�ti...
Y�RM� B�R�NC� B�L�M
Ali Beyden g�rd��� kaba davran� Mesut Beyi �ok k�rm�t�. Bir daha onun ad�n�
a�z�na almamaya karar verdi. Ama ba��na gelen bu son fel�keti duyunca, unuttu gitti
bu k�rg�nl���n�... Zavall�ya ac�maktan kendisini alamad�. Do�rudan do�ruya Ali
Beyin yan�na gitse, ters davran�la kar��la�aca��ndan emindi. Bunun i�in At�f Beye
geni� bir mektup yazd�. Durumu anlatt� ve bu o�lana nas�l yard�m edebileceklerini
sordu...
At�f Bey durumu ��renince �ok �z�ld�. Hemen Ali Beye uzun bir mektup yazarak
ba� sa�l��� diledi. S�k�nt�da oldu�unu ��rendi�i i�in, �stanbul�daki bir sarraf
kanal�yla, her ay kendisine bin kuru� para g�nderece�ini de ekledi mektubuna...
Arkada��n�n gururunu bildi�i i�in, bu paran�n yard�m olarak de�il, bor� olarak
kabul edilmesini istedi... Ayr�ca biraz da ���tlerde bulundu mektubunda...
Ali bey ise �ylesine bozulmu�tu ki, art�k meyhanecileri doland�r�yor, kumar
masalar�ndan para �al�yordu.
Arkada��n�n para �nerisini hemen kabullendi, gereksinimi oldu�u i�in. Ama
te�ekk�r edece�i yerde, kendisine ���t verdi�inden dolay� hakaret etti At�f Beye...
***
Ali Beyin �n�nde bir al�akl�k daha kalm�t�: O da Mahpeyker�le yeniden ili�ki
kurmakt�... Ama gururu, ne denli al�alsa da buna engel oluyordu...
�te yanda Mahpeyker, zavall� k�z� kuca��n� d��rm�t�. Ona yapt��� i�kenceler ve
hakaretler sayesinde intikam duygusu biraz hafiflemi�ti.
Kad�n�n as�l hedefi, Ali Beydi.
Ali Bey, sefahat u�urumunda dola�adursun, Mahpeyker onun kollar� aras�nda
ya�ad��� a�k saatlerini bir t�rl� unutam�yordu. Ama bu arada da, i�indeki intikam
duygular�n�n k�relmesini sa�layam�yordu. �ntikam ile a�k b�y�k bir sava��m
h�lindeydi. Bu m�cadele �ok uzun s�rm�t�. Ve sonunda a�k ve �ehvet �st�n geldi. Ali
Beyi yeniden koynuna almak i�in �e�itli yollar aramaya ba�lad�...
***
Ali Bey de k�t�l���n son noktas�na gelmi�ti art�k. Zaman zaman Mahpeyker�le
yeniden ili�kiye ge�meyi istiyordu, ama gururu buna engel oluyordu.
Bir yanda kad�n, �te yanda Ali Bey, hem bulu�mak istiyorlar, hem de
birbirlerinden �neri bekliyorlard�...
Ali Bey direndik�e, Mahpeyker�in �ehveti art�yordu. Ali Beyden umudu kesince,
kendisi ba�vurmaya karar verdi kad�n. Ama bu karar� verinceye kadar �ok teredd�t
etmi�, hakaretlerle kar��la�aca�� korkusu i�inde huysuz bir insan olmu�tu. D��p
kalkt��� erkekleri e�lenceden mahrum ediyor, �zellikle Abdullah Efendiye d�nyay�
zindan ediyordu...
Abdullah Efendi olsun, di�er sevgilileri olsun, kad�n� Ali Beyle yeniden
bulu�ma iste�inden uzakla�t�rmak istediler. ���t verdiler, tehdit ettiler, ama
ba�aramad�lar.
Bunun �zerine Abdullah Efendi arac�l�k yapmaya karar verdi. Zaten bu i�leri iyi
bilirdi o...
Delikanl�y� inand�rmak i�in, araya baz� arac�lar� koydu. Ama kad�n�n yeni
maceralar�n� duyan Ali Bey, buna yana�m�yordu...
Bu umut kaybolunca, Abdullah Efendi, Ali Beyi bir i�ki masas� yard�m�yla
kand�rmay� d��nd�. �nceden d�zenlenecek bir toplant�ya Ali Bey de �a�r�lacak,
kafalar bulununca da, rastlant� sonucu Mahpeyker�le kar��la�acakt�. Nas�l olsa,
b�yle bir durumda Ali Bey �Hay�r� diyemeyecekti Mahpeyker�e...
Abdullah Efendi, bir�ok kez s�yledi�i bu d��ncesini kad�na kabul ettirdi en
sonunda. ��nk� Mahpeyker, h�l� g�zelli�ine g�veniyordu.
D�zenleyecekleri i�ki meclisinin planlar� haz�rland�. Daha sonra da Abdullah
Efendinin k�peklerinden biri Ali Beyi aramaya ba�lad�.
Birka� g�n s�rd� ara�t�rma. Ve adam sonunda bir meyhanede buldu Ali Beyi.
Ahbapl�k kurmaya �al�t� bu adam. Bu konuda da olduk�a yetenekliydi, a�z� l�f
yap�yordu. Sonunda Ali Beye kendisini sevdirdi.
Meyhaneden ��karlarken, k�rk y�ll�k ahbap gibi olmu�lard�.
Adam Ali Beye sevgisini, dostlu�unu belirtmek i�in nerdeyse s�zc�k bulam�yordu:
� Ah beyefendi, ger�ekten �ok ho� sohbet bir ki�isiniz... ?u meyhanede sizinle
tan�mak ger�ekten beni �ok mutlu etti.. �stiyorum ki dostlu�umuz burada bitmesin,
s�rs�n...
Ertesi ak�am, bir ba�ka meyhanede bulu�mak i�in s�zle�tiler. Sonra
ayr�ld�lar...
***
Art�k her ak�am ba�ka bir meyhanede bulu�uyorlard� ve gecenin ge� saatlerine
kadar i�iyorlard�...
Meyhane arkada�l�klar� bir, iki hafta s�rd�...
Bir ak�am, gene i�erlerken, adam kendisinden kad�nl� ve sazl� bir i�ki ziyafeti
istedi.
Ali Bey, At�f Beyin ba�lad��� bin kuru�luk ayl��� o g�n alm�t� sarraftan.
B�ylece cebinde bol para olmu�tu. Adam�n istedi�ini hemen kabul etti.
Daha o gece, �ukurbostan taraflar�nda, Ali Beyin bildi�i �yle bir eve gittiler.
Orada kad�nlarla birlikte i�erek, ge� saatlere dek rezil bir bi�imde e�lendiler.
Sonraki iki, �� g�n i�inde gene birbirlerinden ayr�lmad�lar. Art�k �det
edinmi�lerdi, ak�am �zeri bulu�uyorlar ve de�i�ik evlerde, kad�nlarla birlikte,
sabahlara dek i�ip e�leniyorlard�.
Sonunda bir g�n, Abdullah Efendinin adam�, olduk�a l�ks bir randevu evi
sahibiyle arkada� oldu�unu, y�ksek sosyeteye dahil kad�nlar�n burada istedikleri
gibi e�lendiklerini ve onlar�n aras�na kendilerinin de kat�labilece�ini s�yledi.
Evin adresini verdi. Daha sonra orada bulu�malar�n� �nerdi.
B�ylesi e�lenceler Ali Beyin de ho�una gidiyordu. Hemen kabul etti...
Adam Ali Beyin yan�ndan ayr�l�p hemen Abdullah Efendiye haber vermeye ko�tu.
Mahpeyker de adam�n yan�ndayd�.
Hemen Edirnekap� yak�nlar�nda bir ev buldular. A�ifte tak�m�n�n pek aya�a
d�memi�lerinden birka� yosma da temin ettiler. Gerekli her �ey tamamland�ktan
sonra, Ali Beyin bulundu�u yere d�nd� adam.
Birlikte Edirnekap�n�n yolunu tuttular. Hava yava� yava� karar�yordu.
***
��ki meclisi �ylesine m�kemmeldi ki, Ali Bey en iyi d�nemlerinde bile b�yle
g�zel bir masa g�rmemi�ti. Konukseverlikte arkada�lar�ndan �ok daha a�a��larda
kald��� h�lde, bir damla utan� bile duymad�. Oysa, yeni arkada��n�n g�sterdi�i
konukseverlik kar��s�nda, �Me�er ben neymi�im?� gibilerden �v�n� bile duyuyordu.
K�zlar bir yandan �ark� s�yl�yor, �te yandan da konuklara i�ki ve �p�c�k
da��t�yorlard�.
Aradan bir saat kadar bir zaman ge�ti. Ali Bey, iyice sarho� oldu. Art�k
kendisini dizginleyemeyecek bir durumdayd�. Naralar at�yordu durmaks�z�n.
Tam o s�rada Mahpeyker, t�m i�vesiyle kap�da g�r�nd�. S�slenmek ve g�zel
g�z�kmek i�in neredeyse haftalarca u�ra�m�t�. En b�y�k �z�nt�s�, yorgunluk ve
uykusuzluk nedeniyle y�z�nde meydana gelen soluklu�un tam anlam�yla
giderilmemesiydi.
T�m k�rg�nl���n� saklayarak gelip Ali Beyin yan�na oturdu.
Yapmac�k bir sitemle:
� Vefas�z adam, dedi. Bana reva g�rd���n eziyet h�l� sona ermedi mi? Mahpeyker
sana ne yapt� ki, b�ylesine feda ettin onu? Her �eyimi affediyordun... Bak, sensiz
ne durumlara d�t�m! Bak y�z�me de, merhamet et biraz...
Yalvar�yordu kad�n..
Ama Ali Bey, eski Ali Bey de�ildi. O acemi delikanl�l�k d�nemleri geride
kalm�t�. ?imdi art�k bir hovardayd�. Bu eve gelmi�ti ve e�lenecekti. Mahpeyker�in
yalvarmalar� onu etkilemiyordu bile. Hakaret dolu bak�larla kad�n� so�uk bir
bi�imde s�z�p duruyordu.
Bir s�re sonra ��yle dedi:
� Han�m, biz buraya e�lenmek i�in davetli olarak geldik. G�rd���n gibi
yan�m�zda k�z da �ok... Ben i�lerinden birini be�endim... ?imdi onu b�rak�p sana
yakla�ay�m da, sabahlara dek ac� m� �ekeyim? Bizi buraya �a��ran beyefendinin
a�a��da u�aklar� var. T�m� de g��l� adamlar... Can�n erkek �ekiyorsa, se� birini,
keyfine bak...
Sonra Mahpeyker�e arkas�n� �evirdi. O s�rada i�ki da��tan kad�nlardan birisini
�ekti yan�na, onunla konu�maya ba�lad�...
Bir zamanlar, ete�inin dibinden ayr�lmayan eski ����n�n bu davran��, kad�n i�in
�ok b�y�k bir hakaret olmu�tu. Bir an dondu, kald� yerinde. Neye u�rad���n�
�a��rm�t�.
D�memek i�in duvarlara tutuna tutuna ��kt� d�ar�ya. �st giysisini giymeye
ba�lad�.
Ali Bey, Mahpeyker�le kar��la�aca��n� hi� ummuyordu.
Arkada��na sordu ku�ku i�inde:
� Yahu birader, bu kar� mantar gibi nas�l ��kt�, birdenbire ortaya?
Arkada�� hi� bilmiyormu��as�na, �nemsemeden yan�tlad� Ali Beyi:
� Ne bileyim karde�im, kar�m� i�te k�zlar�n aras�na... Eskiden iyi idi... ?imdi
biraz bozulmu�... Ama kad�n yoklu�unda i�e yarar...
Daha sonra ba�ka bir konuya ge�ti...
Ali Bey korkulu bir r�yadan uyanm� gibiydi. Bir s�re ge�ti aradan, gene
zevkiyle oynamaya ba�lad�.
***
Mahpeyker, u�rad��� hakaretin ilk etkilerinden kurtulur kurtulmaz Abdullah
Efendinin yan�na ko�tu. Kafas�nda, daha ba�ka korkun� d��nceler vard�. Bundan b�yle
Ali Bey, onun sevgilisi de�il, kanl� bir d�man�yd�.
Abdullah Efendi, kad�n Ali Beyle g�r�t�kten sonra ne�esinin yerine gelece�ini
san�yordu. Ama yan�lm�t�. Kad�n, bir mezar ka�k�n� gibi sapsar� bir y�zle �n�ne
geliverdi.
Abdullah Efendi �a��rm�t�:
� Eyvahlar olsun, bak�n ba��m�za gelenlere... Bu gene hastaland�, diyerek
ah�lan�yor, vah�lan�yordu.
Mahpeyker ka�lar�n� �at�p, adam� azarlad�:
� Sus be adam! Sen bunak m�s�n, nesin? Bu hastal��� da nereden ��kard�n?
Ve sonra, ba��ndan ge�enleri tek tek anlatt� adama.
Abdullah Efendi, Mahpeyker�in anlatt�klar�n� dinledik�e, av�n� bekleyen bir
hayvan gibi y�z� bi�imden bi�ime giriyordu.
Kad�n, olaylar� anlat�p bitirmi�ti. Odada bir mezar sessizli�i h�k�m s�r�yordu.
Bir s�re �yle kald�lar...
Abdullah Efendinin, bir bayku�unkine benzeyen sesi, bu sessizli�i da��tt�:
� Olmayacak bu b�yle... O herif ya�ad�k�a, sen rahat y�z� falan
g�rmeyeceksin... Onu ortadan kald�r�vermeli, olup bitsin...
Mahpeyker yan�tlad�, bo�uk bir sesle:
� Ah, �l�nce rahatlayaca��m� bir bilsem...
Bir s�re tart�t�lar bu konu �zerinde. En sonunda Ali Beyi ortadan kald�rmaya
karar verdiler.
Abdullah Efendinin adamlar�ndan birisini delikanl�n�n bulundu�u eve g�nderip,
k�zlar�n patronunu �a��rd�lar.
Kad�n, ertesi gece, gene b�yle bir e�lencenin tertip edilmesi i�in Ali Beyle
konu�uyordu. Bir bahane uydurarak yan�ndan ayr�ld�. Gelen adamla birlikte Abdullah
Efendinin evine gittiler.
Abdullah Efendi, kad�na Ali Beyin bir kez daha b�yle bir toplant�ya davet
edilmesini istedi kad�ndan.
Kad�n:
� Tamam, merak etme, dedi. Abdullah Efendi de:
� �yleyse, yar�n gece toplant�ya davet et onu. Sonra da gel bana bildir,
bah�i�ini de al, dedi. �sk�dar�daki bizim ba� evinde olacak bu toplant�, unutma...
***
Kad�n, Edirnekap�daki eve gitti yeniden. Ali Bey daha yatmam�t�. Ertesi g�nk�
toplant�y� d��n�yordu.
Kad�n hemen yan�na ��kt� gen� adam�n ve ertesi geceki toplant�y� s�yledi.
***
�tekiler ise, korkun� cinayetlerini planlamakla ge�irdiler gecelerini.
Abdullah Efendinin bu d�nyada, her k�t�l�k gelirdi elinden. Zengin olmak i�in
ev y�kmak, ocak s�nd�rmek onun i�in s�t sa�mak kadar yal�n bir i�ti. Sefahati
u�runa adam �ld�rmek de, ava ��kmak kadar e�lenceli bir �eydi. Dolay�s�yla,
planlad��� cinayet, bu canavar�n g�z�nde, tavuk kesmek kadar kolay bir i�ti.
Ama Mahpeyker i�in hi� de �yle de�ildi. ��nk� o, o g�ne dek, k�t�l�k olarak
cariye d�vmekten, rakipleriyle alay etmekten, ��klar�n� �zmekten ba�ka bir �ey
yapmam�t�, i�leyecekleri cinayeti d��nd�k�e korkudan titriyordu. Cinayete karar
verdikleri h�lde, kesin karar�n� bir t�rl� veremiyordu.
Vefas�z sevgilisinden ba�ka yollarla intikam almay� d��nd�, ama akl�na hi�bir
�ey gelmeyince, gene ilk fikrine d�nd�.
Mahpeyker, art�k Abdullah Efendiyle birlikte vard�klar� bu karar� benimsemi�ti.
Bu i�i nas�l becerecekleri konusunda Abdullah Efendiyi sorguya �ekiyordu
durmaks�z�n:
� Acaba ba�arabilecek miyiz?
Art�k i�inde korku de�il, ba�aramamak ku�kusu vard�. Abdullah Efendi, kay�ts�z
bir tav�rla onu inand�rmaya �al��yordu:
� E�er otuz be� bin keselik bir servet, bir adam� �ld�rmeye yetmezse, s�yler
misin ne i�e yarar? O herif, yar�n ba� evine gider, kad�n da �n�ne rak�y� koyar...
Sonra k�z bulmak bahanesiyle ayr�l�r oradan. Benim H�rvat da orada bulunacak o
zaman. Talimat� ald��� i�in, herifin bin tane can� olsa, birini bile sa�
b�rakmayacak... �ok denedim, benim H�rvat bu i�te �ok ustad�r... K�kte ba�ka odalar
da var. Siz de isterseniz, onlardan birine ge�in, olanlar� izleyin...
Cinayet pl�n� haz�rland�.
Arkas�ndan odalar�na ge�ip yatt�lar...
Y�RM� �K�NC� B�L�M
VATAN
YAHUT
S�L�STRE
K�?�LER
ZEK�YE HANIM
HAN�FE HANIM
�SL�M BEY
AHMET SITKI BEY
R�STEM BEY
ABDULLAH �AVU?
B�R YARBAY
B�R B�NBA?I
B�R�NC� SUBAY
�K�NC� SUBAY
���NC� SUBAY
NEFERLER
ALBAY
YARBAY
ALBAYIN �AVU?U
KAYMAKAM
K�YL�LER
B�R�NC� PERDE
(Perde a��l�nca, kenar� soka�� g�ren bir oda g�r�n�r, Zekiye, Arnavutluk�a
�zg�, muntazam kad�n elbisesi ile, mindere uzanm�. Elinde bir kitap, �n�nde bir
mum. �sl�m Bey de sokakta geziniyor.)
B�R�NC� MECL�S
�K�NC� MECL�S
���NC� MECL�S
ZEK�YE: � (Bir iki dakika o h�lde kald�ktan sonra, her taraf�na g�z gezdirerek)
Nihayet, gitti! Yoksa, r�ya m�yd�? Ah, sevinecek bir �ey olayd�, belki r�ya
��kard�! Beni de, kendi gibi, dayanakl� san�yor de�il mi? G�sterdi�im �abaya
inan�yor, �yle mi?
Ah, g�nl�mde ne ate�ler yan�yor! Ci�erime ne han�erler vuruluyor? G�z�mden ne
zehirler ak�yor! Bileydi, belki, beni b�yle b�rakaca��na, ac�r da �ld�r�r, �yle
giderdi!
Beyim, sen beni vatan�n i�in terk ettin, ben seni kimin i�in terk edeyim? Benim
vatan�m da sendin, can�m da sendin! Topu iki kerecik g�rmek nasip oldu. G�rd���m
zamanlar�n bir dakikas� geri d�nebilse, yerine olanca �mr�m� feda ederdim! ?imdi
yan�mda idi, tutamad�m. H�l� ba��rsam sesimi i�itecek. Sanki g�nl�m�n eli var,
pen�esini at�yor da bo�az�m� s�k�yor, nefesime yol vermiyor! H�l�, ko�sam
arkas�ndan yeti�ece�im. Sanki g�nl�m�n zinciri var, v�cudumu sar�yor da g�c�m�
kesiyor. Ayaklar�m� birbirine dola�t�r�yor!
Ayr�l�k... ayr�l�k... yine ayr�l�k... yine ayr�l�k... yine ayr�l�k... Ah, sanki
nefes mi al�yorum? Can�m�n bir par�as� kopuyor da, a�z�mdan yere d�k�l�yor.
(Biraz d��nd�kten sonra) Ni�in, �l�m� bekleyeyim duray�m? Ger�i her nefeste
b�t�n �mr�m gidiyor? Ger�i ben bu h�l ile �� g�n ya�amam!
Bug�n �l�versem ne olur? G�nl�m�n paralanmad�k neresi kald�? Vars�n, �zerinde
bir de b��ak yaras� bulunsun! (Biraz d��nd�kten sonra) Ya o? O, ya�ayacak! E�er,
duyar da benden sonra kendini �ld�r�rse... Ni�in, ni�in �ld�rs�n? Onun vatan� var,
vatan�na hizmet edecek! Vatan�n� benden fazala sevmeseydi, gitmezdi... Sanki,
�ld�kten sonra, daima hayalinde mi kalaca��m? Annemi g�z�m�n �n�ne getirmek
istiyorum da, m�mk�n olmuyor. B��are kad�n�n mezarda g�zlerine baksalar, h�l�,
bebe�inde Zekiye�si bulunur!
O, ni�in, daima beni d��ns�n?
Kara toprak neleri �rtmez! Yokluk i�inde neler kaybolmaz! (Biraz d��nd�kten
sonra) Ya benden sonra... Ya, benden sonra bir... bir ba�kas�n� severse? D�nya bu!
Ya... kim bilir? Yemin de etmedi... ben ettirmedim. (Hayal g�rm� gibi korkarak ve
minderin �st�ne y���larak) Yok... Yok... O, d�nyada ba�ka kimseyi sevmez... Kimseyi
sevmez! Severse mezar�m� par�alar, kanl� kanl� kefenimle �n�ne ��kar�m!
(Hiddetle, ac� ac� g�lerek) Ben, onun yoluna �leyim de, o ba�kas�n� sevsin! Ah,
kendimi �ld�r�p de, d�man�m� d�mans�z m� b�rakay�m?
(Yine mindere kapanarak) Ya Rabbi! Ya Rabbi! Ben mezar�n y�lanlar�na,
��yanlar�na raz�y�m... G�z�m�n �n�nde korkun� korkun� hayaller geziyor...
Anneci�im, anneci�im! Kara topraklarda yataca��na, k�z�n�n yan�nda bulunsan ne
olurdu! A�, kollar�n� a�, kuca��n� a�! Ah... ��yorum... korkuyorum... kendi
hayalimden, kendi d��ncemden... kendi kendimden korkuyorum! Kuca��n� a�amazsan,
bari mezar�n� a� da ben de bir taraf�na sokulay�m!
D�RD�NC� MECL�S
ZEK�YE
(Odada)
�SL�M BEY �LE G�N�LL�LER
(D�ar�da)
ALTINCI MECL�S
ZEK�YE, HAN�FE
YED�NC� MECL�S
HAN�FE
(Yaln�z)
HAN�FE: � (Kendini toplayarak) Ah, nereye? Kap�y� aralam�! H�l� gidiyor! K�z�m!
K�z�m! Zekiye! Ger�ekten gidiyor, ger�ekten gitti. Ah! (Mindere y���l�r.)
(Perde kapan�r.)
�K�NC� PERDE
B�R�NC� MECL�S
G�N�LL�LER, NEFERLER,
ABDULLAH �AVU?, ZEK�YE
�K�NC� MECL�S
���NC� MECL�S
�SL�M BEY: � (G��s�nde birka� yara oldu�u h�lde ko�arak) Bey! Bey!
ZEK�YE: � Ah!
�SL�M BEY: � Sudan ge�tiler!
ZEK�YE: � Kanl� ni�anlar� g��s�nde duruyor!
�SL�M BEY: � On bin kadar vard�lar. �� y�z ki�i ile kar��lad�k. �� saat
u�ra�t�k... �� saatte... Ah, �� saatte... arkada�lar�n hepsi toprak oldu, hepsi
ahirete gitti. Ancak, en az�ndan, iki d�man olsun beraber g�t�rd�. Cenazeleri yerde
yat�yor. H�l� d�man, uyur aslan g�rm� kartal gibi, birbirine yakla�am�yor da
yanlar�ndan dola��yor. Bey! �� y�z ki�i idik. On bin s�ng�ye kar�� durduk. G�lle
aras�ndan sektik. Ba��m�za dolu gibi kur�un ya�d�. Ak�bet, s�ng� s�ng�ye geldik.
Osmanl�n�n ne demek oldu�unu g�sterdik. Hepimiz �ld�k... ah, hepsi �ld�! Yedi ki�i
kald�k... Sa�l�kla kalmayayd�k. Allah da bilir ki ben, onlara kavu�mak istedim...
Allah da bilir ki ben, herkesin �n�nde idim... Cephanem t�kendi, k�l�c�m k�r�ld�,
kollar�mdan tuttular, kollar�m� bir t�rl� kurtaramad�m. Beni zorla kaleye �ektiler.
Ne yapay�m? Ben �l�m� kovalad�m, tutamad�m. Beni, kovalayanlar tuttular. Esir
oldum, tutamad�m. Beni, kovalayanlar tuttular. Esir oldum, bari vatanda�lar�ma esir
olmamal�yd�m. Ah, vatan! Vatan! Senin hayat�n tehlikede, ben h�l� sa� duruyorum!
(Zekiye, bu s�zler aras�nda, yava� yava� �sl�m Beye yakla��r. �sl�m Bey
bay�l�r, Zekiye�nin kuca��na d�er. Herkes etraf�na toplan�r.)
SITKI BEY: � Abdullah, buraya gel! ?imdi beyi al�rs�n, do�ru benim odama
g�t�r�rs�n, her hizmetine bakars�n. Cerrah �a��r�rs�n, hekim getirirsin. Ben
gelinceye kadar, bir dakika yan�ndan ayr�lmazs�n, anlad�n m�?
ABDULLAH �AVU?: � �yi ama, ya d�man kavgaya ba�larsa, ben bulunmayacak m�y�m?
SITKI BEY: � Bulunmad���n zaman, k�yamet mi kopar?
ABDULLAH �AVU?: � Evet, �yle ya... K�yamet mi kopar? K�yamet kopmaz ama... Her
ne ise...
(Kendini toplayarak) Ben de, bir kaleyi kurtarmaya �al�aca��ma, b�yle kaleler
de�er bir yi�idi kurtarmaya �al��rsam k�yamet mi kopar? (�sl�m Beyi kucaklay�p
kald�rmak ister.)
ZEK�YE: � �ekil! �te, can�m kuca��mda... �te, �l�m h�linde... Onu da sen mi
alacaks�n? Biliyor musun? Anl�yor musun? Seviyorum!
SITKI BEY: � Ne oldun, �ocu�um?
ZEK�YE: � (Kendini �a��rarak ve toplamaya �al�arak, �sl�m�� Abdullah Cavu��a
b�rak�r ve yava� yava� do�rulur.) Kim? Ben mi? Demek ki, bilmiyorsunuz... Demek...
ki... (B�t�n b�t�n kendini toplayarak, yalanc� bir dayan�kl�l�kla) anlamam�s�n�z!
Ben, Manast�rl�y�m. ?imdiye kadar, bu adam�n sayesinde ya�ad�m. �te, �l�yor...
G�r�yorsunuz ya... �l�yor! Can�m� al�p da onu verebilir misiniz? Veremezsiniz,
de�il mi? Bari, b�rak�n da, ben onun kona��nda do�dum, o da �lecekse benim
kuca��mda �ls�n. Vatan nedir, biliyorsunuz. G�n�l nedir, bilmez misiniz?
SITKI BEY: � Git� Git, yavrum! Sen de beraber git! (G�zlerini silerek) Ne kadar
senedir ki, insan�n g�z� nas�l ya�ar�r, unutmu�tum.
(Zekiye, �sl�m Beyin arkas�ndan gider. �teki, beriki yava� yava� da��lmaya
ba�lar.)
D�RD�NC� MECL�S
SITKI BEY: � Kaybolmu�! Hi�, adam kaybolur mu? Hele k�z... Ben, onun nerede
oldu�unu bilirim: Anas�n�n yan�nda, karde�inin yan�nda... Mezarlar�n� g�z�m�n �n�ne
getiremiyorum. -g�rmedim ki getireyim!- Fakat zihnimde buluyorum.
(Mektuba bir daha g�z gezdirerek ve ac� ac� g�lerek) B��are adam, kayboldu
diye, beni avutmak istiyor. Zekiye de gitti, �yle mi? D�nyaya yapayaln�z geldim,
geldi�im gibi yapayaln�z kald�m. Ger�i, kavgaday�m. Kavgada, vatan�n s�n�r� ile
ahiretin s�n�r� aras�nda ne fark olur? Azrail, ba� ucumuzda dola��p duruyor. Bug�n
olmazsa, yar�n gider, hepsini g�r�r�m!
R�STEM BEY: � (Albaya yana�arak) Beyefendi, izin verir misiniz? Size bir �ey
soraca��m. Benim bir okul arkada��m vard�, ad� Ahmet�ti. T�pk� size benzerdi.
Te�menlikle Manast�r�a gitmi�ti. Sonra kayboldu. On alt�, on yedi senedir bir
haberini alam�yorum. E�er, ge�en g�n, �Ben, Harbiye�den ��kmad�m!� dememi�
olsayd�n�z, �Mutlaka odur, sonradan S�tk� ad�n� alm�!� diye h�kmedecektim. Acaba,
sizin �yle bir karde�iniz var m�d�r? Varsa, bana h�linden haber verebilir misiniz?
SITKI BEY: � Hay�r, beyim! Benim �yle karde�im yoktur. Ancak, sordu�unuz adam�
bilirim, kendim gibi bilirim. Manast�r�da y�zba�� olmu�tu. Ali Bey derler, bir
arkada�� vard�. Siz Ahmet Beyi nas�l seversiniz, Ahmet Bey de Ali Beyi �yle
severdi. Belki, Ali Beyi de bilirsiniz.
R�STEM BEY: � Nas�l bilmem? Zavall� �ocuk, o da bir karde�imdi. �yle karde� ki,
belki anam�z, babam�z bir olsa fikrimiz, huyumuz o kadar bir olmazd�. B��areyi
kur�una dizmi�ler!
SITKI BEY: � Ni�in dizdiklerini biliyor musunuz?
R�STEM BEY: � Hay�r, ben o zaman Ba�dat�ta idim. Bir haber �u evden �teki eve
gidinceye kadar, yar�s� etrafa d�k�l�yor, i�ine yar�s�ndan �ok yalan kar��yor.
Manast�r�dan Ba�dat�a gelen haberden ne ��renilebilir?
SITKI BEY: � S�yleyeyim de dinleyiniz. Ali Bey, Manast�r�da evlenmi�ti. Alay�n
Yarbay� olacak edepsiz, bir gece beyin evine misafir gider. Ne misafir: Kahrolacak
mel�un, vatan�n namusunu korumak i�in beline tak�lan k�l�c� eline al�r da zorla
�ocu�un kar�s�na tecav�z etmek ister. Bir asker, bir insan �yle bir k�pe�e ne
yapar? Beynine bir tabanca vurur, can�n� cehenneme g�nderir. Askerlik gayretini,
insanl�k namusunu bilenlerin hepsi �ocu�u alk�larlar.
R�STEM BEY: � Kim olur da alk�lamaz?
SITKI BEY: � Divan�harp... O, hi� sizin d��ncenizden ��kmad�. O zamanki
divan�harplerin �yesini bilirsiniz ya... hani, bir r�tbe �st taraf�ndaki subay
�ubuk doldurarak ve vekilhar�l�k ederek, ayak �perek, dayak yiyerek yeti�en a�alar!
�ocu�un -bir oturumda- asker ka�a�� gibi, vatan haini gibi kur�una dizilmesini
h�kmettiler.
R�STEM BEY: � Allah, Allah!
SITKI BEY: � ?imdi, bir de, kendinizi Ahmet Beyin yerine koyun, Ali�yi kur�una
dizecek b�l��e kumanda i�in emir alayd�n�z, ne yapard�n�z?
R�STEM BEY: � Allah g�stermesin! Ben kur�una dizilirdim, yine o al�akl���
yapamazd�m!
SITKI BEY: � O da, t�pk�, sizin gibi d��nd�. Anla��l�yor ki, bir okulda, bir
meslekte yeti�mi�siniz. Ahmet Bey, emri al�r almaz, do�ru divan�harbe gitti. Ben
yan�nda idim, h�li tamam�yla bilirim! �Ben, askere, bu yolda can vermek i�in
girdim. �sterseniz, beni de, Ali Beyle beraber kur�una dizin, haz�r�m! Ancak,
cellat olmak elimden gelmez. Hatta emretti�iniz i� cellatl�k da de�il, �deta
katillik! O hizmeti bir ba�ka bendenize g�rd�r�n!� dedi.
R�STEM BEY: � Benim aslan karde�im! �nsan Ahmedim! Adam b�yle olur!
SITKI BEY: � Divan�harp, bunda da, sizin gibi d��nmedi. Ali Bey katildi, Ahmet
Bey as� oldu! Ahmet�i de... Ahmet�i de... �ke�e k�l�h� ettiler. Ke�e k�l�h olmak
bir askere nas�l etki eder bilirsiniz!
R�STEM BEY: � Allah �yle h�kimlerin y�z bin t�rl� bel�s�n� versin! Anla��lan,
insan, �rz�n� da korumamal� imi�! Anla��lan, asker olan cell�t olmal� imi�, �yle
mi?
SITKI BEY: � B��are Ahmet! O da Manast�r�da evlenmi�ti. �� ya��nda bir o�lu
ile, on d�rt ayl�k bir de k�z� vard�. G�rd��� rezaletin, hakaretin �zerine evine
gidemedi. �ki masum, iki g�nahs�z �ocu�un y�z�ne bakmaktan utand�. O g�lle, kur�un
ya�d��� zamanlar siper alt�na girmeyen adam, biri y�z�ne baksa da, a�a�
ko�uklar�nda saklan�rd�. Her g�n, bin kere, kendini �ld�rmeye kalk��rd�. Sonra, bu
d�nyaya kendi iste�i ile gitmekte hak g�rmezdi. Allah��n hikmetine, insan�n
talihine, d�nyan�n h�line dair ne okumu�, ne i�itmi� ise hepsi her dakika g�z�n�n
�n�nde dola��rd�. �nan��na g�re Allah��, yaratt�klar�n� kendi adaletinin
anlay��ndan yaratm�, bir kahredici g�� olarak g�rm�t�. Allah��n� severdi, ona
kulluk ederdi; fakat, o kadar g�z� korkmu�tu ki, ondan merhamet dilemeye cesaret
edemezdi. Ancak, insan... insan, g�z�nde o derece al�akt� ki, kendinin de insan
oldu�unu d��nd�k�e kendi kendini aldatmaya �al��r, karn�n� doyurmak i�in da�
ba�lar�nda d�rt ayakla y�r�r, a�z� ile otlard�. Ah, kendini ta��y�p da bu d�nyaya
getiren ana, o zaman, ��phesiz, karn�n� y�z bin par�a ederdi. D�nyaya... hele
d�nyaya bir kere onun g�z� ile bak: Sanki, felek bir �ocuk... d�nya, onun elinde
bir top... Felek oynar, d�nya yuvarlan�r. �ocuk oynar, top a��n�r. ?imdi k�rm�z�
g�r�nen �ey, g�z�n� yumup a��ncaya kadar, sar� olur. ?imdi do�ru g�r�nen �ey,
g�z�n� yumup a��ncaya kadar e�rilir.
(Kendini kaybederek) Ah, ka� bin kere, kuyruklu y�ld�z kadar bir y�ld�r�m olup
da bu �ocuk oyunca��n�, bu al�ak topra��, bu o zul�m d�nyas�n� bu insana mezar
olmaktan ba�ka bir �eye yaramayan fel�ket �lemini bir vuru�ta y�z bir par�a etmek
h�lyalar� ile ��ld�racak derecelere geldim... Ka� bin kere...
R�STEM BEY: � (S�z�n� keserek) Biz, Ahmet Beyden bahsediyorduk. ?imdi,
kendinizi s�ylemeye ba�lad�n�z.
SITKI BEY: � (Kendini toplayarak) Yok... Ben, baz� defa, konu�urken �yle
dalar�m. B��arenin �ekti�i fel�ketleri g�z�m�n �n�ne getirdim de...
R�STEM BEY: � Zarar� yok. Sonra ne oldu? (Kendi kendine) Bu, mutlaka, Ahmet�tir
ya... Kendini bildirmek istemiyor.
SITKI BEY: � Sonra ne olacak? �hirete gidemeyince, d�nyada �hiret i�in
ya�ayanlar�n d�nyas� olan, Hicaz�a gitmi�ti. O zamanlar, g�nl� �deta ta�
kesilmi�ti. Belki, �zerine h�zla �arp�lsa ate� ��kard�, ancak kendine bir �ey
olmazd�.
R�STEM BEY: � Hicaz�da da yan�nda m�yd�n�z? S�z� kendi vicdan�n�z� anlat�r gibi
s�yl�yorsunuz!
�SL�M BEY: � Size dedim ya, her h�lini bilirim, kendimi bilir gibi bilirim.
R�STEM BEY: � (Kendi kendine) Hi� ��phe kalmad�.
SITKI BEY: � Garip h�ldir, Hicaz�da bulundu�u zaman, hi� d�nyay� d��nmek
istemezdi. Evl�d�n�, ailesini unutmu�tu. Bir t�rl�, vatan�n� unutmad�. Bir t�rl�,
devletin kendini yeti�tirmek i�in harcad��� paralar� g�nl�nden ��karamad�. Nihayet
g�rev vicdan�na �st�n geldi. Yine askere girdi ama, ne asker! Er!
R�STEM BEY: � Er mi?
SITKI BEY � Er... Hem, erlik tam be� y�l s�rd�. Tezkeresini b�rakmad�k�a,
onba�� olamad�.
R�STEM BEY: � Onba�� m� olamad�n? Sen mi?
SITKI BEY: � (Tehdit eder gibi bakarak) Hay�r, ben de�il... O... Ahmet Bey!
(Yine kendini toplayarak) � o derecede kalsa... Eski r�tbesini tekrar al�ncaya
kadar, hi� kimseye kendini bildirmemi�ti. Bir daha ke�e k�l�h olmay� kim ister?
Yaln�z, o r�tbeye geldikten sonra, Manast�r�da bir dostuna mektup g�nderebildi.
Manast�r�da topu bir dostu vard�. Mektup g�nderi�i de �olu�undan, �ocu�undan bir
haber almak i�indi. Sa�l�kla haber almaya kalk�mayayd�! �lk ald��� mektupta, e�inin
kendi i�in be� sene verem d�eklerinde yatt�ktan sonra hasretle �hirete gitti�i
yaz�lm�t�. Aras� iki y�l ge�medi, dostundan bir mektup daha ald�. �kinci mektuptan
ne haber beklersiniz? O�lu da vefat etmi�. Son nefesinde, iki s�z s�ylemi�: �nce
�Babac���m� demi� sonra �Vatan!� Babac���m dedi�i zaman g�zlerini g�ky�z�ne dikmi�,
sanki babas�n� ararm�. Vatan dedi�i zaman etraf�na bak�nm�, sanki her bak��:
�Yataca��m topra�� d�mana �i�netmeyiniz!� dermi�. Fel�ket bununla bitti mi,
san�rs�n�z! Hay�r! Dostundan bir yeni mektup daha geldi. ��inde �K�z�n kayboldu!�
diyor, k�z�n�n da �ld���n� s�ylemek istiyor. Anla��lan, o b��are de art�k
ihtiyarlam�, o b��arenin de y�re�i zay�flam�! �ekti�i bel�lardan o kadar y�k�lm�
ki, Ahmet�e kendi derdinden bir pay vermeye k�yamam�. �te, Ahmet Beyin h�lini
anlad�n�z. ?imdi onun da, senin gibi, belki senden b�y�k bir r�tbesi var. Allah
r�zas� i�in, bir yerde rast gelirsen tan�ma! �stersen, sel�m bile verme. Ad�n�
i�itirlerse, belki yine ke�e k�l�h ederler. Kar�s�n�n, o�lunun, k�z�n�n mezar�n�
g�remedi; belki kendi mezar�n� da vatanda b�rakmazlar. B��areyi vatan� i�inde
ya�amaktan al�koydular, belki vatan� i�in �lmekten de al�koyarlar.
R�STEM BEY: � Beyim! Ahmet Bey benim arkada��md�, karde�imdi. �ld�, o kadar
�ld� ki, hatta g�nl�mde, zihnimde arasan hayalini bulamazs�n. Fakat, bana yine bir
karde� gerek, sen yerini tutar m�s�n? Yerine seni koysam, kabul eder misin?
Edersin, de�il mi? Ben, Ahmet Beyi �ld� biliyorum. Ben, S�tk� Beyin sevgisini
istiyorum. A�z�mdan Ahmet Beyin ad�n� kim i�itirse, S�tk� Beyi getirsin y�z�me
�arps�n, ba��m�, beynimi paralas�n!
BE?�NC� MECL�S
G�N�LL�: � (Tel�la yanlar�na gelerek) Bey! Bey! H�cum var... D�man geliyor!
ABDULLAH �AVU?: � Sanki, biz onu bilmiyor muyuz? D�man gelirse, k�yamet mi
kopar?
SITKI BEY: � (Kendi kendine) ?u �ocuk da, bir t�rl� zihnimden ��km�yor. Ne
acayip hayal! O�lum �leli �� y�l� ge�ti.
(Kavga havas� �alar. Trompet �al�n�r, herkes sil�h ba��na ko�ar.)
(Perde kapan�r.)
���NC� PERDE
B�R�NC� MECL�S
ZEK�YE: � (Kendi kendine) Uyuyor, h�l� uyuyor. S�z�n� ne de g�zel tutmu�! Bak,
g��s�nde kanl� yaralardan ka� �v�n� ni�an� var! Doktor ne diyordu? Bu geceyi de
ge�irirse, yar�na tehlike yokmu�, �yle de�il mi? Ah, �mit doktor s�z�n�n
do�rulu�una kal�rsa... Ben deli miyim? Hi�, -Allah g�stermesin!- bir tehlike olsa,
g�nl�m bu kadar rahatta m� olur? Ne kadar da tatl� uyuyor! Tek, uykusu bir dakika
uzas�n, �mr�mden bir y�l azalsa raz�y�m.
(G�l�mseyerek) �nsan�n akl�ndan, ne deli deli hayaller ge�iyor! Acaba... bir
kerecik olsun... Ah, ayr�ld��� vakit, hayalimi k�skan�yordum... Deli! ?imdi, bir
gece r�yas�nda seni g�rd���n� s�yleseler, m�jdesine can�n� vermez misin? Uyuyor. Ne
g�zel uyuyor! Melek de uyusa, b�yle uyur. Sa�lar� yast��a ne tuhaf da��lm�! Ke�ke,
yast��� g��s�m olayd�... Ke�ke, yorgan� sa�lar�m olayd�... B�yle �eyleri insan
s�yl�yor da, sonra dayanam�yor. Kuca��ma ald�m; akl�m, g�nl�m, ci�erlerim hep
g��s�me, kollar�ma geldi sand�m.
(Uzaktan uza�a top sesi i�itilmeye ba�lar.) Hay, Allah kahretsin! Ne hasta
bilir, ne yaral� d��n�rler... Topun a�z�ndan herkese can da��lsa, belki, bu kadar
vakti vaktine atmaya ba�lamazlar! Vatan�n�z i�in �lmeye mi geldiniz? Ya, ni�in,
vatan�n�zdan, ��kt�n�z? Pek�l�, ��kt�n�z, �lsenize! �l�m kar��n�za gelince, �ahin
g�rm� �rdek kadar ka�ars�n�z. �ld�recek adam bulduk�a, bulutla yar�an kaplan gibi,
kovalars�n�z. �yle de�il mi? Sanki, ald���n�z canlar v�cudunuza girecek. Sanki,
�ld�rd���n�z adamlar�n �mr� sizin olacak! (Gittik�e top sesi s�kla��r. �sl�m Bey
uyan�r. Zekiye, odan�n bir k�esine saklan�r.)
�SL�M BEY: � At�n! At�n! Uyur aslanlar� uyand�r�n! ?imdi y�zlerini kar��n�zda,
pen�elerini g��s�n�zde bulursunuz... V�cudumda ne var? Ha, yaralanm��m... Yaz�k ki,
kazand���m kavgalar, k�rd���m k�l��lar, da��tt���m kalabal�klar hep r�ya imi�! Ey
�lemlerin yarat�c�s�, ben acaba ne b�y�k g�nah i�ledim? S�k�nt� i�inde bile
g�zlerim kapand�k�a Zekiye�nin, a��ld�k�a yine Zekiye�nin y�z� g�r�n�yordu...
�nsan�, cehennemde iken, kendini cennette gibi g�stermek senin adaletine yak��r m�?
Cihan bu ya! Elbette, yaralanal� �ok zamand�r... O kadar r�yalar�, hayalleri
ge�irmeye aylar ister.
(Top sesi s�kla��r, hiddetle) Ah, d�man -kar��s�nda adam bulamam� da- g�llesini
kara topraklara, yal��n kayalara at�yor! Bizi kale i�inde g�rmekle, kendinde daha
�ok yi�itlik d��nemez ya? Hele, bire iki, ��; bire be� gelsin... daima, kur�ununu
g��s�m�zle, s�ng�s�n� g�nl�m�zle kar��lamaya haz�r�z! Ancak o b�yle gayreti
kalabal�kla bast�rmak isteyince biz de, elbette, demire ta�� kar�� tutar�z.
(Top sesi artar.) Patla! Patla! Bu kalede senin sesinden de�il, i�indeki ate�
d�nyay� patlatsa onun g�r�lt�s�nden bile korkacak bir kad�n, bir �ocuk bulamazs�n.
Ne yanl� inan�ta imi�im: Vatan yolunda �lecek k�rk ki�i yoktur, san�rd�m! Galiba,
d�man da, Osmanl�lar� benim gibi g�rm�. Evet, Osmanl�lar s�z aras�nda vatan�
umursamaz gibi g�r�n�rler. O kadar umursamaz gibi g�r�n�rler ki, konu�tu�un adam�,
ta�tan yap�lm� resim san�rs�n. Hele, kar��lar�nda bir d�man g�rseler, hele, vatan�n
kutsal topraklar�n� bir yabanc�n�n pis aya�� ile �i�neyece�ini anlas�nlar i�te o
zaman, halka ba�ka bir h�l geliyor! �te o zaman insan, en miskin k�yl� ile benim
aramda hi� fark bulam�yor! �te o zaman, o abal� kebeli T�rkler, o tatl� s�zl�,
yumu�ak y�zl� k�yl�ler, o �ifte ko�ulur �k�zden fark etmek istemedi�imiz b��areler
aradan b�t�n b�t�n kayboluyor da yerlerine Osmanl�l���n kahramanl���, ruhu meydana
��k�yor. En acizi, di�iyle k�l�ca, eliyle kur�una sald�r�yor! Kimse s�n�r boyunun
bir ta��n� -en ufak bir ta��n�- korumada, yavrusunu koruyan di�i aslandan, anas�n�
sak�nan erkek insandan geri kalm�yor. Baksan�za, askeri d�man�n �n�ne getirinceye
kadar k�rba�, de�nek kullanmaya mecbur oldular. ?imdi, bir kere d�man g�r�nd� ya, o
k�rba�la, s�ng� ile getirdi�imiz askeri ileri gitmekten k�l��la, s�ng� ile,
de�nekle al�koyam�yoruz!
(?iddetle yerinden kalkarak) Esta�furullah! Bu kale, senin att���n g�llelerle
al�nmaz! Elinden gelirse, git Azrail�le arkada� ol; o �nce hepimizin can�n� als�n,
ondan sonra belki... D�man da g�rm�yor mu ki, kendinden be� ki�i kanlar, topraklar
i�inde yuvarlanmad�k�a, bizden bir ki�inin ruhunu g�klere g�ndermek m�mk�n
olam�yor!
ZEK�YE: � Y� Rabbi! Ben, �imdi nereye ka�ay�m? On iki g�nd�r, akl� ba��nda
de�ildi. Ben de, kendimi ne g�zel sakl�yordum. Bug�n, ona da meydan kalmad�.
�SL�M BEY: � (Gittik�e �iddetini artt�rarak) At! At! Tek ba��ma b�t�n kuvvetine
kar�� gelmekten �ekinirsem, Osmanl� ad� bana haram olsun! Bir k�r�k k�l��la
sekizini yar�m saat kovalad���m askerlerinden de namert olay�m! (Yine yata�a
y���l�r).
ZEK�YE: � (Bu s�zleri i�itti�i s�rada, yerinden kalkar. Git gide, tel�a
ba�lar.) Yine, kendini hasta edecek.
�SL�M BEY: � (Yata��nda toplanarak) Kimdir o?
ZEK�YE: � (Y�z�n� g�stermemeye �al�arak) Kimse yok, efendim... Bendenizim.
Abdullah A�a ile beraber hizmetinize tayin etmi�lerdi...
�SL�M BEY: � Bu ses? Baksan�za... ben ka� g�nd�r yat�yorum?
ZEK�YE: � (Gayet �z�nt�l� bir tarzda) Ben bilir miyim? Her gece, yan�n�zda
idim... Bir�ok zaman oldu...
�SL�M BEY: � Buraya gelsenize... buraya... daha yak�n... Siz kimsiniz?
ZEK�YE: � (Daima kendini gizlemeye �al�arak) Kim? Ben... Bendeniz mi? Albay,
sizin hizmetinize...
�SL�M BEY: � Ah, m�mk�n de�il... Allah, iki Zekiye yaratmaz. G�zlerimde aksi
nas�l ikile�ir, ben h�l� ona hasretteyim! (Elerini tutarak) S�yle... S�yle, Allah
a�k�na s�yle... Yaralar�mdan bay�ld���m zaman, senin kuca��nda m� yatt�m? S�k�nt�
i�inde iken, g�z�m�n �n�nde daima dola�an sen mi idin? Sen, Zekiye�sin de�il mi?
Allah a�k�na, kendini saklama! Sen, vallahi, Zekiye�sin! E�er Zekiye de�ilsen, ben
mutlaka �ehit olmu�um da Allah bana Zekiye k�yafetinde bir melek g�ndermi�! S�yle,
e�er bir sevdi�in varsa, onun ba�� i�in s�yle. D�nyada m�y�m, cennette miyim?
ZEK�YE: � D�nyada bir sevdi�im var: O da sensin! Senin ba��n i�in, Zekiye�yim,
senin Zekiye�nim! Manast�r�dan ��karken: �Beni seven, ard�mdan ayr�lmaz!� dedi�ini
unuttun mu? Sesinin yank�s� h�l� kula��mda, etkisi h�l� y�re�imde duruyor!
�SL�M BEY: � ?imdi, seni b�rak�p da buralara geldi�im i�in beni ay�pl�yor
musun? Sen rahat�n�, de�erce b�y�kl���n�, kad�nl���n�, han�ml���n� benim i�in terk
edersin; g�nde birka� fakir besler dururken, benim i�in, bug�n bir lokma ekme�e
muhta� olursun; kap�nda birka� u�ak bulunurken, benim i�in, bug�n bir yaral�ya
hizmet edersin, ya ben, nas�l edeyim de, kendimi yoktan var eden Allah��n i�in seni
b�rakmayay�m? Bilir misin, bence, vatan iman ile beraberdir. Vatan�n� sevmeyen,
Allah��n� da sevmez!
ZEK�YE: � Ah, sen vatan�n� d��nd�k�e ne kadar b�y�yorsan ben de seni d��nd�k�e
g�nl�mde o kadar b�y�kl�k g�r�yorum... S�yle, bana b�yle s�zler s�yle! Sanki
i�ittik�e hayat�m art�yor, art�yor da v�cudumdan ta�acak gibi oluyor... G�nl�mde
g�ller a��l�yor, fikrimde g�ne�ler do�uyor. Bu s�zlerinin sayesinde, ben de erkek
oldum. Hem g�nl�m, elbisemden erkektir. Yar�n kavgaya ��k. Sen, elbette, herkesin
�n�nde bulunacaks�n ya... Ben de elbette, sana herkesten yak�n olurum, her
fedak�rl��� g�ze al�r�m. Belki, seninle �l�m� payla�amay�z. Yine b�y�kl�k sende...
yine kahramanl�k sende: Sen vatan i�in �al��yorsun, ben senin i�in! Sen kendi
sayende yeti�mi�sin, ben senin sayende yeti�iyorum. (D�ar�da bir g�r�lt� olur.)
�SL�M BEY: � O ne?
ZEK�YE: � Bilmem...
�K�NC� MECL�S
���NC� MECL�S
D�/ER SUBAY: � (D�ar�dan gelerek) D�man, sa� tarafa y���lm�, geliyor... Sil�h
ba��na, sil�h ba��na! (Cenk trompeti �al�nmaya ba�lar, herkes s�r�atle d�ar�ya
u�rar.)
D�RD�NC� MECL�S
SITKI BEY, �SL�M BEY, ZEK�YE
SITKI BEY: � (�sl�m Beyin �n�n� keserek) Sen, biraz dursana! B�yle h�cumlara
onlar da yeterlidir. Biliyor musun ki, kale, ger�ekten tehlikededir. Ne yard�m
geliyor, ne yiyecek var, ne para var, ne subay kald�! Allah bilir ama, devlet
kaleyi g�zden ��karm�.
�SL�M BEY: � Bey, o nas�l s�z? Hi�, devlet kalesini g�zden ��kar�r m�?
Ba�kumandan ne yaps�n? D�man �ok, asker az. Onlar, bizim gayretimize g�veniyorlar
da tutumlar�n� bozmuyorlar. Ke�ke g��s�me ilk dokunan kur�un can�m� alayd� da,
sizden bu s�zleri i�itmeyeydim.
SITKI BEY: � O�lum, ben kalenin teslimini d��nm�yorum, kurtarmaya bir �are
ar�yorum. Kaleyi teslim etmek isteyen, seninle tart�maz ya!
�SL�M BEY: � Kurtarmaya �are?.. Kavga ederiz, �l�r�z, teslim olmay�z, olur
biter?
SITKI BEY: � Kaleyi kurtarmak i�in daha g�zel bir �are var ama, ger�ekten
�lecek adam ister.
�SL�M BEY: � Ben, daha �lmedim!
SITKI BEY: � �lmedin ama, hastas�n.
�SL�M BEY � Subh�nallah! Hasta olan �lemez mi? Beyim, siz fikrinizi s�ylemeye
bak�n�z. Ben, vatan�m i�in hasta iken de �l�r�m, sa� iken de �l�r�m... Bin kere
�lsem, dirilsem, yine �l�r�m!
SITKI BEY: � Bu gece d�man�n ordusuna girer, cephaneli�ini ate�leyebilir misin?
�SL�M BEY: � Ate�leyebilirim! Hatta, gerekirse �zerine oturur, �yle ate�lerim.
Fakat, orduya girmek m�mk�n olur mu, oras�n� bilemem...
SITKI BEY: � �te, mesele burada ya... D��nd���m �ey, �deta, delilik gibi
g�r�n�yor. Y�zde bir �mit ya var, ya yok... Sak�ncas�, bo� yere tutulup kur�una
dizilmekten ibaret. Elinden tutup da cephaneli�in ba��na g�t�rmek m�mk�n olsa, bir
tehlikeyi g�z�ne alacak, kalede bin ki�i bulurum. Bu kadar tehlikeli zamanlarda,
imk�ns�z g�r�nen �arelere de imk�n bulmaya �al�mak gerekir. Bu, bence bir inan�!
Hatta karar verdim: Ak�am, gece orduya girece�im. Yaln�z, yan�ma bir arkada�
ar�yordum.
�SL�M BEY: � Bu giri�im i�in, ben yeterli de�il mi idim?
SITKI BEY: � E�er bir ki�iyi yeterli g�reydim, yapaca��m �eye �imdiye kadar
kendim te�ebb�s etmez miydim san�yorsun?
�SL�M BEY: � Bey, bu nas�l d��n�? Bu tabya, senin varl���nla duruyor. Yi�it�e
bir hareket i�in, amac� m� mahvedeceksin?
SITKI BEY: � A, bey! Sen, deminki edepsizin s�zlerine mi bak�yorsun? Burada bu
kadar okul g�rm�, bu kadar her r�tbeyi bir kavgada kazanm� subaylar�m�z, bu kadar
ecelle pen�ele�mekten �ekinmez askerlerimiz var... Ah, sen hasta idin, g�rmedin ki
ne mertlikler ettik! D�man, her g�n, k�rkar, elli�er bin ki�i h�cum ederdi.
Bizimkilerin iki�er ��er bin ki�isi bir yere toplan�nca, tabyalar� korumakla kanaat
etmezlerdi de, meydan sava�lar�na ��karlard�. Bir k�l�� on, on be� s�ng� ile
�arp��rd�. Di�ler, t�rnaklar baya�� sil�h kuvvetini bulmu�tu. Ate�li g�lleleri
kucaklay�p da d�man�n kafas�na atanlar m� arars�n? Kesilmi� kolunu yerinden kopar�p
da, elinde sil�h olarak kullananlar m� eksikti? Allah bilir, kavgalar�m�z�
g�reydin, �?eh-name� hik�yelerinin ger�ek oldu�una h�kmederdin. Emin ol, bu askerin
her biri, bin can� olsa verir de kalenin bir ta��n� vermez.
�SL�M BEY: � (G�zlerini silerek) Ben de �ocuklar gibi sevincimden a�l�yorum.
Bilirim, asker kaleyi vermez! Fakat, d�man zorla al�r. Pa�a �ehit oldu. Sen de
kendini telef edersen, sava�� kim idare edecek? Herkesin kalbinde g�rd���n kuvveti,
fikrinde de g�r�yor musun? Senden fikir almay�nca, kimin ne i� g�rebildi�i var? Hem
kendini yok edeceksin, ordunun ba��n�, beynini paralayacaks�n; hem de sonra kollar,
ayaklar �al��r, diyorsun. Allah a�k�na, etme! Vatan�na merhamet et!
SITKI BEY: � Ne yapay�m evl�t? En son �areyi bir tek adama nas�l teslim
edebilirim? Ya, giri�im s�ras�nda, yard�ma muhta� bir i� ��karsa? Orduya, k�l�k
de�i�tirilerek girilecek... Kim bilir, ne olur, ne olmaz!
ZEK�YE: � (Bulundu�u k�eden ��kar.) Madem ki, iki ki�i gerek, biri de ben
olurum.
SITKI BEY: � O kim? Ah, b��are �ocuk, sen yerinde otur!
�SL�M BEY: � (Zekiye�ye) Ne s�yl�yorsun?
ZEK�YE: � (�sl�m Beye) Merhametsiz, mezar�n�n bir par�a yerini de mi benden
esirgeyeceksin? (S�tk� Beye) �zin verin. Siz, �lmek i�in bir adam ar�yordunuz.
�ld�rmeye yeterli de�ilsem, �lmeye pek�l� yeterliyim. �nce de s�ylemi�tim: Sizden
kolay �l�r�m! Orduya k�yafet de�i�tirilerek girilecek, buyurdunuz. Rumeliliyim,
biraz lisan bilirim. Ger�ek ki�ili�imizi gizlemek de, bana sizden kolayd�r.
B�ylece, girdi�im yerde kendimi pek �abuk tan�tmam. �nanmazsan�z, �sl�m Beye sorun!
�SL�M BEY: � (Teredd�tle) �ocuk hakl� gibi g�r�n�yor.
BE?�NC� MECL�S
ABDULLAH �AVU?: � Yine, kar��da asker toplan�yor. Galiba, h�cum var. Sizi
tabyaya �a��r�yorlar.
SITKI BEY: � Abdullah!
ABDULLAH �AVU?: � Efendim!
SITKI BEY: � Buraya gel! ?u kale u�runda �lmek elinden gelir mi?
ABDULLAH �AVU?: � �l�r�m, k�yamet mi kopar?
SITKI BEY � �sl�m Bey, bu gece, bir yere gidecek. Beraber gidebilir misin?
Fakat, y�zde doksan dokuz, kur�una dizilmek var.
ABDULLAH �AVU?: � Kur�una dizilirsem, k�yamet mi kopar.
SITKI BEY: � Aferin, Abdullah! Haydi tabyaya gidelim. Bakal�m, bug�nk�
d���n�m�z nas�l ge�ecek? �imizi de orada konu�uruz.
ZEK�YE :� (S�tk� Beye) Beyefendi, kulunuzu neden o kadar k���k g�rd�n�z?
SITKI BEY: � Hay�r �ocu�um, sen de gideceksin. �� olursan�z, i� daha sa�lam
olacak. Abdullah da lisan bilir. (S�tk� Bey, �sl�m Bey, Abdullah odadan ��karlar.)
ALTINCI MECL�S
ZEK�YE: � (Odada kendi kendine) Nihayet, kara toprak ba�r�n� a��yor. Nihayet,
�l�m kendini g�steriyor. Me�er, Allah gelinlik duva��m� kendi kan�mdan nasip etmi�?
Me�er, �ehit olmadan birbirimize sar�lmak yokmu�! (Biraz d��nd�kten sonra) M�mk�n
olsayd�, ya�amak da fena bir �ey de�ildi... D�n gece g�rd���m r�yalar ne idi?
Sevgilim ve ben oturmu�tuk. O, kuca��ma yatm�t�. Mehtap, yapraklar�n aras�ndan, her
taraf�m�za elmas par�alar� sa��yordu. Ben, elimle kalbini dinliyordum. O, sa��mla
y�z�n� �rt�yordu. Ben, �z�nt�l� �z�nt�l� a�l�yordum. O, hafif hafif g�l�yordu.
Sanki, benim g�z�mden bir damla ya� d�t�k�e, onun y�z�nden bir taze g�l
a��l�yordu... Etraf�m�zda �t�en b�lb�ller, �a�layan sular hep h�limizi k�skan�r
gibi g�r�n�yordu... Y�z�ne bakt�k�a, can�m v�cudundan ayr�lm� da kuca��mda
yat�yordu. Vatanc���mda idik. Bah�ede, b�y�k ��nar�n alt�nda san�yorum. Ah, r�ya
idi!.. Ancak, r�yan�n ayn� da imk�ns�z de�ildi ya! Ke�ke, b�t�n �mr�m �yle
r�yalarla ge�eydi�
(Pencereden bir top alevi g�r�n�r. Titreyerek) Bu alevden de, sanki insan�n
i�ine karlar ya��yor! G�ne�, ne de �ahane do�mu�! Bulutlar� bin renge boyad�. Sanki
cennet bah�elerinin resmini yap�yor. Toplar�n duman� da, �mr�m�n son g�n�nde olsun,
sabah� seyretmeye meydan b�rakmaz ki...
(Biraz d��nd�kten sonra) Me�er, can�ndan iyice vazge�enlere �lmek de pek
korkun� bir �ey de�ilmi�! Baya��, �l�m canlansa da kar��ma ��ksa, �zerine
y�r�mekten �ekinmeyece�im!
YED�NC� MECL�S
SEK�Z�NC� MECL�S
DOKUZUNCU MECL�S
B�R�NC� MECL�S
(Tabyan�n bir ba�ka taraf�)
SITKI BEY: � (Kendi kendine) Hi� gereksiz yere, �� adam�n kan�na girdim. ?�phe
yok ki, �ehit olmu�lard�r. Me�er d�man, zaten gidiyormu�... Me�er, d��nd���m
tedbire hi� de gerek yokmu�... Ben, �imdiye kadar, g�nl�m� ta� olmu� bilirdim.
E�imin benim i�in �ld���n� duydum. O�lumun vefat�n� haber ald�m. K�z�n kayboldu,
dediler. D�nyada R�stem�den ba�ka, kimsem kalmam�t�. D�n, o da �ehit oldu, kuca��ma
d�t�... �sl�m -�u kalede herkesten kutsal, herkesten gerekli, herkesten b�y�k
bildi�im �sl�m��- elimle g�zlerini ba�lad�m, kurban olmaya g�nderdim. On y�ld�r her
t�rl� kahr�m� �eken b��are Abdulah da beraber gitti, hi�birine �z�lmedim. G�nl�m,
ger�ekten ta�la�t�. �zerine k�l��la vursalar, belki bir par�as� kopard�, ben yine
duymazd�m. O �ocuk! O �ocuk! G�z�m�n �n�ne geldik�e, y�z�n�n parlakl��� ate� gibi
ci�erime yap��yor! Sanki i� yapt�m! Hi�, a�z�nda anas�n�n s�t� kokan bir zavall�
�lmeye g�nderilir mi?
(Biraz d��nd�kten sonra) B�rak a efendim! H�l� g�nl�m insan g�nl�ne benzememi�!
Y�re�im ta� m� kesildi? H�l� i�inden kan s�z�yor... �ocuk biraz, rahmetli e�ime
benziyordu. Y�z�ne bakt�k�a k�h o�lum akl�ma geliyordu, k�h k�z�m. Bu kadar keder
de, hep ondan de�il mi? �nsan zay�f, insan aciz... bir t�rl�, kendini yenemiyor...
bir t�rl�, yarad�l��n� yenemiyor... Ben de, kendimi g�nl�me h�kim san�rd�m...
Heyhat!...
�K�NC� MECL�S
D�RD�NC� MECL�S
BE?�NC� MECL�S
SITKI BEY: � Gel, o�lum! Gel, beyim! Gel, aslan�m! D�nyada, ahirette y�z�n ak
olsun! Vatan�n� sevenlere ne b�y�k �rnek g�sterdin, vatan� i�in �lmek isteyenlere
ne g�zel �rnek oldun! Vatan sevgisi bir v�cut h�line gelse, elbet, sen olurdun.
Kahramanl�klar�n� Abdullah�tan i�ittim. �itmeye de gerek yoktu ya... Seni bir kere
g�ren, iki s�z�n� i�iten, ne oldu�unu anlar! Beyim, hele Allah seni bize ba��lad�,
hele Allah seni vatana ba��lad�... Me�er, benim tasarlad�klar�m hep bo� imi�...
Me�er, d�man zaten gidiyormu�... Fakat, kim bilirdi? Casus kullanmay�, milletimizin
�an�na yak�t�ramad�m ki, b�yle �eyleri ara�t�rmak m�mk�n olsun. �ekti�in emekleri
hel�l et, umar�m ki bana dar�lmazs�n.
�SL�M BEY: � Bey, ne s�yl�yorsun? �mr�mde beni bu i�e memur etmenizden b�y�k
iltifat g�rmedim. Siz, vatan�m�n en b�y�k ��karlar�ndan birinin elde edilmesi i�in
bana g�vendiniz. Siz, bu kalenin kurtulmas�n� benim gayretimden beklediniz. Siz
sil�h alt�nda, d�man kar��s�nda duran bir aslan� esaretten kurtarmak i�in
d��nd���m�z en b�y�k �areyi benim elime b�rakt�n�z. Ben, �� ay hasta yatm�t�m, bu
kaleye hi�bir hizmet etmemi�tim. Beni gayrette, vatan yolunda �al�makta, vatan
sevgisinde, on bin kahramana tercih ettiniz, kendinizle beraber tuttunuz. Bir kere
d��nsenize, buradan gitti�im zaman, ben devlet kadar b�y�kt�m, ��nk�, devletin en
b�y�k ��kar� bana ba�l� idi. Vatan kadar kutsald�m; ��nk�, bana hainlik vatana
hainlikti... On iki bin Osmanl� kadar deh�etli idim; ��nk�, on iki bin Osmanl�n�n
g�rece�i hizmeti yaln�z ba��ma yapmaya memurdum. Bir devlet gibi bat�p da d�nyay�
deh�et i�inde b�rakmak, milyonlarca n�fusu -anas�ndan ayr�lm� yetimler gibi-
arkas�ndan a�latmak, on iki bin mert gibi d���e d���e �ehit olup da tarihlerde tek
ba��na bir ordu say�lmak bir insana ne b�y�k �ereftir, bir kere g�z�n�z�n �n�ne
getirsenize! Sen gayret ne demek oldu�unu, b�y�kl�k ne demek oldu�unu benden �l�
bilirsin! Vatan�m� ben kurtarayd�m, -vatan nerede kal�r!- �u kaleci�in kurtulmas�na
ben sebep olayd�m, kendi g�z�mde ne kadar b�y�rd�m! Bir hayat... k�rk elli y�ll�k
bir hayat... k�rk, elli y�ll�k de�il, bitmez t�kenmez olsun! ?u bildi�imiz hayat...
�u g�rd���m�z d�nyada ya�amak, �yle bir b�y�kl���n acaba bir dakikas�na, bir
saniyesine de�er mi? Ben ne �ld�m, ne vatan�m�, ne bu kaleyi kurtarmaya sebep
oldum... Yine, zarar� yok... Vicdan�m pek�l� biliyor ki, vatan�m i�in �lecektim.
Hatta, vatan�m�n birka� ta�tan yap�lm� birka� duvar� i�in �lecektim. Beyim siz,
bana demin �O�lum� demediniz mi? Ben de, size �Baba� diyece�im. �Baba� s�z�nden
daha b�y�k, daha kutsal bir �ey bulam�yorum ki, onunla hitap edeyim! D�nyaya
babam�n sayesinde geldim. Ger�ekten adam oldu�umu da, senin sayende ��rendim. Ver
beyim, babac���m, elini �peyim!
SITKI BEY: � (�sl�m Beye sar�l�r, aln�n� �per. �sl�m Bey de zorla Albay�n elini
�per. Biraz teredd�tten sonra) O�lum, aslan�m! Yan�n�zda bir �ocuk vard�, onu
g�remiyorum.
�SL�M BEY: � (Yapma bir tel�la) �ocuk mu? Hangi �ocuk... anlad�m. (Etraf�na
bak�narak, biraz d��nd�kten sonra Albaya yakla��p) Siz bana �o�lum� dediniz, de�il
mi? Siz beni evl�tl��a kabul ettiniz, de�il mi? G�nl�mde bir s�r var. Dar�lmazsan,
s�ylerim. Herkesin yan�nda sormay�n. Yaln�z size s�yleyebilirim.
SITKI BEY: � Burada kim var ya? Ha, bizim Abdullah... Sen, biraz i�ine gitsene!
ABDULLAH �AVU?: � (��karken) Ne i�im var ki gideyim? Sanki, ben burada
bulunursam k�yamet mi kopar? (Abdullah ��kar.)
ALTINCI MECL�S
YED�NC� MECL�S
ZEK�YE: � (�sl�m Beye) �nsan hangi ad� ile �a�r�l�r? (Albay� g�stererek)
Baksana! Baksana! �kimizi de rezil mi edeceksin?
SITKI BEY: � (S�r�atle Zekiye�nin yan�na ko�arak, tam bir tav�rla) Sen
Manast�rl�s�n, de�il mi?
ZEK�YE: � Evet.
SITKI BEY: � Baban�n ad� nedir?
ZEK�YE: � Babam� g�rmedim ki bileyim.
SITKI BEY: � (Kendi kendine) Zavall� �ocuk!.. (Zekiye�ye) Annenin?
ZEK�YE: � Annem �ld��� zaman, ben �ocuktum. Evde, herkes �Han�m� derdi. Ad�n�
i�itmedim...
SITKI BEY: � B��are kad�n!...
ZEK�YE: � Daha bir emriniz var m�?.
SITKI BEY: � (Kendini toplayarak) Karde�in var m�yd�?
ZEK�YE: � Evet vard�.
SITKI BEY: � Ad� ne idi.
ZEK�YE: � (Dikkatle Albay��n y�z�ne bakarak) Acayip acayip �eyler soruyorsunuz!
SITKI BEY: � Sad�k de�il miydi?
ZEK�YE: � (�sl�m Beye) Ah, buldum, babam� buldum!... �te babam!... �te, d�nyaya
geldim geleli, hasretini �ekti�im babam!... ?imdi, sen inanmazs�n... senin i�in
�lece�ime de inanmam�t�n... Bak, bir kere g�zlerine bak! Annem de, benim i�in
g�nl�nde bir kederi oldu�u zaman, y�z�me t�pk� b�yle bakard�. Bak, y�r�y��ne dikkat
et! Karde�im de, bir tel�� oldu�u zaman, t�pk� b�yle gezinirdi... ?imdi, benim i�in
a�l�yor de�il mi? Ben de, birisi i�in a�lad���m zaman -bilirsin ya- t�pk� ellerimle
g�zlerimi b�yle kapar�m... Vallahi babamd�r, billahi babamd�r!... G�nl�m beni,
b�yle sevgi i�lerinde, hi�bir zaman aldatmaz!...
�SL�M BEY: � Zekiyeci�im, ni�in, bu kadar tel� ediyorsun? H�line bakanlar,
vatan� tehlikede san�rlar. Beyefendi i�in, babamd�r diyorsun, yemin ediyorsun �yle
mi? Ben de yemin ederim ki, baband�r! O, beni o�ullu�a da kabul etti. Zaten baban
olmasa bile, baban olacak... Sen, benim de�il misin?
ZEK�YE: � Seninim... Yine seninim!.. Ne istersen emret!... Sak�n dar�lma! Sak�n
k�skanma! Babam� k�skanmazs�n, de�il mi? Vatan�n i�in beni b�rakt���n gibi, bana da
kendin i�in babam� b�rakt�rmazs�n, de�il mi?
�SL�M BEY: � Sana kim babam�z� b�rakal�m, diyor?
SITKI BEY: � Buraya gel. Annen benim i�in verem d�eklerinde telef oldu, �yle
mi? Karde�in can verirken ne dedi? Beni anar, beni arar, etraf�na m� bakard�?
ZEK�YE: � Babac���m, bana merhamet et! Bana merhamet et de, mezarlar�, rahat
d�eklerini g�z�m�n �n�ne getirtme! O kadar benzin atm� ki, �imdi seni mezardan
��km� sanaca��m da yan�ndan ka�aca��m!
SITKI BEY: � Benim �dil Yaradan��m. Benim merhametli Allah��m! Nihayet, kulunu
d�nyada yaln�z b�rakmad�n! Nihayet, bu b���renin her �eyden �midini kesmedin!
�hsan�na, y�z bin kere ��k�rler olsun! Ne yapt�m ki, beni bu kadar l�tfuna l�y�k
g�rd�n? Bak, kendi kendime, gereksiz �eyler s�yl�yorum! Cenab�hak da m� b�y�kl���n�
g�stermeye ihtiya� duyacak...
�SL�M BEY: � Evet, beyim! Benim inanc�ma g�re, Allah��n bu t�rl� ba��lar� bir
sebeple, ona l�y�k olmakla olur... Ne yapt�m m� diyorsun? Her yapt���n� bilmem, �u
kadar bilirim ki, kendini ger�ekten insan etmi�sin! Beyim, �u tabyada, hepimiz
birer organd�k, alet idik... ruh sendin! �l�mden korkmad�n! Hi�, ruh �l�mden korkar
m�? Senin korkmad���n� g�rd��� i�in, kimse de korkmad�. Herkese �rnek oldun! �vg�
i�in, iftihar i�in s�ylemem. Benden, k�z�ndan, Abdullah�tan ba�ka kimde gayret
g�rd�nse, o gayretin biraz� da senin sayendedir! �te bak, Allah, sen y�rekte olan
insanlar�n d�nyada da �zg�n b�rakmaz, ahirette de!...
SITKI BEY: � O�lum, zihnin b�y�k hayallere ka��yor! Ben, aciz bir kulum.
Burada, g�revimi yerine getirmekten ba�ka, bir �ey yapmad�m.
�SL�M BEY: � Her g�revi yerine getirmek, o kadar kolay bir �ey midir? Herkes
seni �n�nde g�rmemi� olayd�, acaba, ka� ki�i g�revini yerine getirmeye �al��rd�?
SITKI BEY: � Sen de mi halk�m�z� bilmiyorsun? O gayret, milletin kan�nda var!
Herkes, anas�ndan o gayretle do�uyor!
�SL�M BEY: � Ben, o s�yledi�ine belki senden �ok inan�rd�m. Ancak siz de, bu
milletin, daima bir �rnek g�rmeye, daima �n�nde bir b�y�k adam bulmaya muhta�
oldu�unu ink�r edemezsiniz ya?
SITKI BEY: � Muhta�t�r. Fakat, kendini muhta� sand��� i�in muhta�t�r.
(Birdenbire tavr�n� de�i�tirerek) Acayip �ey! Herkes zevkinde, sefas�nda... biz
ise, burada, a��r a��r meselelerden bahsediyoruz! Size ay�p de�il... �ocu�unuz yok
ki, evl�d�n ne oldu�unu bilesiniz. Ya ben? Benim iki ci�er-p�rem vard�. On be�
senedir, ikisini de g�rmemi�tim. �kisi de, b�t�n b�t�n mahvolmu� san�yordum. ?imdi
g�z�m�n �n�nde, birinin v�cudu duruyor... Birinin, Hak taraf�ndan gelme, kar��l���
geziyor... Ah, g�nl�m�n ne h�lde oldu�unu bilmezsiniz!... Ben onu, ta� olmu� da
�tesine berisine damla damla kan oturmu�, san�yordum. ?imdi hissediyorum ki o ta�,
elmas gibi parlamaya ba�lad�. O kanlardan, sanki, deste deste g�ller a��l�yor... On
be� y�ll�k �mr�m� g�z�m�n �n�nden ge�iriyorum da, ne gibi geliyor, biliyor musunuz?
Sanki bir mezara girmi�im de on be� y�l uyumu�um, daha �imdi uyan�yorum, d�nyay�
daha �imdi g�r�yorum!...
(Zekiye�ye) K�z�m, ben yine dirildim; bak, yine genceldim! Bak, o kadar zaman
hasretini �ekti�in, baban�n y�z�ne bak! Art�k, mezardan ��km� sanmazs�n...
Babac���n� sever misin? (�sl�m Beyi g�sterir.) Bunun kadar sev, demem. Ancak, biraz
sevsen, fena etmezsin. B���reye bir bak��n, iki s�z�n on be� y�ll�k �mr�n�, on be�
y�ll�k �detini unutturdu!
�SL�M BEY: � Zekiye sizi sevmeyece�ini s�ylerse, beni sevdi�ine de inanmam!
ZEK�YE: � Onun sevgiye inanmamak eski �detidir. Kendisi sever de, ba�kas�n�n
sevdi�ine inanmaz. Babac���m, ben onun i�in hayat�m� feda ettim. Ancak, iradem
elimde de�ildi. Sizin i�in... e�er... e�er onu d��nmesem, isteye isteye can
veririm!
SITKI BEY: � K�z�m, ben o kadar�n� istemiyorum! Beni de, g�nl�nden b�t�n
��karma!
�SL�M BEY: � Acaba, d�nyada, senin gibi babay� sevmemek hangi evl�d�n elinden
gelir?
SITKI BEY: � Beni sen de biraz seversin, de�il mi?
�SL�M BEY: � Hem de ne kadar severim, bilir misiniz? Vatan�m kadar, diyemem,
yalan olur. Zekiye kadar, desem ona da siz inanmazs�n�z. Can�m kadar... de�il,
��nk� can g�z�mde pek k�ymetsiz g�r�n�yor... Buldum, beyim: Babam kadar...
ger�ekten, babam kadar severim!
SITKI BEY: � Soraca��m �eye do�ru bir cevap verirseniz, beni sevdi�inize o
zaman inan�r�m.
�SL�M BEY ve ZEK�YE: � (Ayn� anda) Buyurun! Sor, babac���m!
SITKI BEY: � (Hafif bir g�l�mseyi�le aralar�na sokularak) D���n�m�z, -hani
d���n�n�z- ne zaman olacak? (Zekiye, utanarak �n�ne bakar?)
�SL�M BEY: � (Teredd�tl�) D���n m�?... Bendeniz bilmem... siz... nas�l
d���n?... Yine, emir sizin!...
SITKI BEY: � E�er karar benimse, en uza��, bu geceye kadar bekleriz... (Saate
bakarak) O... daha d�rt bu�uk saat var.... D�rt bu�uk saat!... Bir insan �mr�
kadar. Ne, �are? Allah, sab�rlar versin!...
ZEK�YE: � Bey babac���m! K�zca��z�n�zla m� e�leniyorsunuz? (Uzaktan uza�a, mar�
ba�lar. G�n�ll�lerin sesi de i�itilir.)
SITKI BEY: � Bak, yaln�z ben e�lenmiyorum ya, herkes de bir t�rl� e�leniyor!
Onlar da bizim kadar memnun...
Yemin ederim ki, bu memnuniyet, kalenin kurtuldu�undand�r, kendi
kurtulduklar�ndan de�il! (�sl�m Beye) Ne dersin? Bu kadar s�k�nt� ge�irdik; �u
m�lum edepsizden ba�ka kimse, hi�bir �eyden, bir kere olsun �ik�yet etmedi!
�SL�M BEY: � Halkta, ger�ekten, gayret var!
SITKI BEY: � Ona ��phe yok. Aman, dinleyin! Bana, bu hava pek dokunur! Bestesi
de, s�zleri de vatan gayretinin yakt��� y�reklerden ��km� olsa gerek...
(Asker, g�n�ll�ler, Abdullah �avu� gelirler. Bir b�l�k ge�meye ba�lar.)
SITKI BEY: � Aslanlar�m, nereye gidiyorsunuz? D�man def oldu, acele bir i�imiz
kalmad�. Durun da, biraz albay�n�z� dinleyin. Yeme�i be� dakika sonra yeseniz olmaz
m�?
ABDULLAH �AVU?: � Emredersen, be� saat sonra yeriz! K�yamet mi kopar?
SITKI BEY: � Siz, bu tabyay� can�n�zdan k�ymetli g�rd�n�z. Her biriniz, on
ki�iye kar�� durdunuz. Doksan g�nd�r �ekmedi�iniz bel�, g�rmedi�iniz zahmet
kalmad�. Osmanl�lar�n namusunu g�klere ��kard�n�z. O �anl� babalar�n�z�n evl�d�
oldu�unuzu g�sterdiniz. Bundan sonra, nereye giderseniz gidin, korkmay�n. Nereye
gitseniz de: �Ben, Silistre Kalesi�ni koruyanlardan�m!� deseniz, ummad���n�z
sayg�y� g�r�rs�n�z. Kald� ki d�man memleketinden olsun, mert olan k�l�c�n�za, insan
olan namusunuza yemin eder. Cenab�haakk�n huzurunda, alan�n�z a��kt�r. Vatan�n�
sevenleri Allah�da sever. Vatan, sizden ho�nuttur. ?u ta�lar, topraklar
g�sterdi�iniz gayreti bilseydi -araya araya evl�d�n� bulmu� anneler gibi-
v�cudunuza dokunduk�a duydu�u sevin�ten ferahl�ktan parpar titrerdi. �nsanl�k,
sizden ho�nuttur. Elbette ad�n�z, y�zy�l�m�zda tutulan tarihlerin en �anl�
yapraklar�na yaz�l�r. Cenab�hak, sizden ho�nuttur. Yapt���n�z hizmetleri ��phe yok
ki melekler �imdiden rahmetle, h�rmetle an�yorlar. Yapt���n�z fedak�rl���n
k�ymetini ben bilirim. Ancak acaba, hizmetinizin k�ymetini siz bilir misiniz?
Vatan�n en b�y�k, aziz maksatlar�ndan birini kurtard�n�z. Vatan� kurtard�n�z,
demem; ��nk�, onun sel�meti, d�nyan�n sorumlulu�u alt�ndad�r. Baksan�za, �� devlet
gelmi� bizimle beraber u�ra��yor.
ABDULLAH �AVU?: � Sanki gelmemi� olsalar, k�yamet mi kopar?
SITKI BEY: � K�yamet kopmazd�, ancak s�k�nt� �ekilirdi.
�SL�M BEY: � Ben, o s�k�nt�ya, raz� idim. Biz yard�mc�s�z, bu topraklar�
koruyabilirdik, �l�rd�k, mahvolurduk, yine ma�lup olmazd�k.
�SL�M BEY: � �yledir. Fakat, ni�in, yard�mdan �ik�yet edelim? �nsaniyet,
medeniyet bizi hakl� g�r�p de imdad�m�za ko�unca neden memnun olmayal�m? Bize
yak�an vatan sevgisidir, gurur de�il. Askerler! Padi�ah�m�z�n bir kalesini
kurtard�k. Bir�ok �ehit de verdik. Haydi bakay�m, bana bir �Padi�ah�m �ok ya�a!�
�a��r�n.
ASKER: � (Trompet �al�narak) P�di��h�m �ok ya�a!
SITKI BEY: � (Herkese) Karde�ler! Can�m�z� tehlikeye koyduk, vatan�m�z�
koruduk. Yine de koruruz, her zaman da koruruz! Biz, Osmanl� de�il miyiz?
Osmanl�lar�n �an�, her zaman, vatan�n en k���k yarar� i�in �lmektir. Biz de, her
zaman, bu yolda �lmeye haz�r�z! Ya�as�n vatan! Ya�as�n Osmanl�lar!
�SL�M BEY: � Haydi bakay�m, sesiniz yok mu? Ya�as�n vatan! Ya�as�n Osmanl�lar!
HEPS�: � (Bir a��zdan) Ya�as�n vatan! Ya�as�n Osmanl�lar!
(Perde kapan�r.)
SON