Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 24

Tarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS)

Nisan 2020 April 2020


Yıl 13, Sayı XLV, ss.1185-1208. Year 13, Issue XLV, pp.1185-1208.

DOI No: http://dx.doi.org/10.29228/Joh41710

Makale Türü: Araştırma makalesi Article Type: Research article


Geliş Tarihi: 10.02.2020 Submitted: 10.02.2020
Kabul Tarihi: 24.04.2020 Accepted: 24.04.2020
On-line Yayın: 30.04.2020 Published Online: 30.04.2020

Atıf Bilgisi / Reference Information


Baş, K. (2020). Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Saltanat Cumhuriyet ve Laiklik
Kavramlarına Yönelik Metforik Algıları. Journal of History School, 45, 1185-
1208.

ORTAOKUL 8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN SALTANAT CUMHURİYET


VE LAİKLİK KAVRAMLARINA YÖNELİK METAFORİK ALGILARI
Kenan BAŞ1
Öz
Bu çalışmanın amacı, ortaokul 8.sınıf öğrencilerinin “Saltanat, Cumhuriyet ve Laiklik”
kavramlarına ilişkin düşüncelerini geliştirdikleri metaforlar aracılığıyla incelemektir.
Araştırmada nitel araştırma desenlerinden “Olgubilim” (fenomenoloji) deseni
kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2019-2020 eğitim-öğretim yılının güz
döneminde Elazığ merkez sınırları içerisinde yer alan farklı iki devlet okulunun 8 sınıf
düzeyinde öğrenim gören toplam 85 öğrenci oluşturmaktadır. Öğrencilerin çalışmaya
katılmalarında gönüllülük esası dikkate alınmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak,
araştırmacı tarafından geliştirilen “kavramlara yönelik öğrenci metaforları formu”
kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen veriler uzman görüşü doğrultusunda araştırmacı
tarafından içerik analizi yoluyla tasnif edilerek kategoriler oluşturulmuştur. Elde edilen
bulgular sonucunda öğrencilerin Saltanat, Cumhuriyet ve Laiklik kavramlarına yönelik
farklı metafor ürettikleri tespit edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda öğrencilerin genel
olarak “saltanat” kavramına yönelik olumsuz; “cumhuriyet” kavramına yönelik olumlu
bir algı içerisinde oldukları görülmüştür. Bununla birlikte “laiklik” kavramına yönelik ise
öğrencilerin zihinlerinde zıt bir algının oluştuğu ve bazı öğrencilerin kavrama yönelik
düşüncelerini ifade etmekten kaçındıkları tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Saltanat, Cumhuriyet, Laiklik, Metafor, Algı

1Dr., kenanbas2301@gmail.com, Orcid: 0000-0003-4253-2323


[1185]
Kenan BAŞ

Perceptions of 8th Grade Secondary School Students for the Concepts of


the Sultanate Republic and Secularism
Abstract
The aim of this study is to examine the thoughts of 8 th grade secondary school students
on the concepts of “Sultanate, Republic and Secularism” through the metaphors they have
developed. The “Phenomenology” pattern, one of the qualitative research patterns, has
been used in the study. The study group of the study has consisted of 85 students studying
at the 8th grade level of two different public schools in the center of Elazig in the autumn
period of academic year 2019-2020. It was ensured that the students’ participation in the
study was voluntary-based. As the data collection tool in the study, “the student
metaphors questionnaire for concepts” developed by the researcher was used. The data
obtained from the study were classified through content analysis by the researcher in line
with the expert opinion, and categories were created. Based on the findings, it was found
that the students produced diverse metaphors for the concepts of Sultanate, Republic and
Secularism. As a result of the analyses performed, it was revealed that the students had a
negative perception for the concept of “sultanates and a positive perception for the
concept of "republic". Nevertheless, it was found that the concept of “secularism” had an
antagonistic perception in the students’ minds and some students refrained from
expressing their thoughts on the concept.
Keywords: Sultanate, Republic, Secularism, Metaphor, Perception.

GİRİŞ
Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik bir devlet olma yolunda
gerçekleştirmiş olduğu önemli faaliyetlerden biri Saltanatın kaldırılmasıdır.
Arapça kökenli bir kelime olan “saltanat” kelimesine yönelik ilgili literatür
incelendiğinde kavrama yönelik farklı tanımların yapıldığı görülmektedir. Türk
dil kurumu saltanat kavramını, bir ülkede hükümdarın, padişahın, sultanın
egemen olması (http://www.tdk.gov.tr) şeklinde tanımlamıştır. Bir diğer adı
“monarşi” olan saltanat kavramı devlet otoritesinin herhangi bir kısıtlamaya
maruz kalmadan ve yönetilenlerin rızası dikkate alınmadan devlet yönetiminin
tüm yetki ve gücünün tek bir kişiye bırakılmasıdır (Dinç, 2019). Saltanat bir
yönetim şeklidir. Bu yönetim şeklinde iktidarda olan kişi yönetim hakkı
kendisinde olduğu sürece tüm yetkileri elinde bulundurur. Bu yetkiler babadan
oğula geçmekle birlikte bazen kardeşlere bazen de akrabalardan birine geçebilir.
Özünü İran (Sasani) ve Bizans devlet anlayışından alan saltanat sisteminin İslam
dünyasına Emeviler devletinde Muaviye dönemi (Muaviyeden sonra oğlu
Yezid’in yönetime geçmesi) ile girdiği söylenebilir (Canikli, 2006). Osmanlı
devletinde uzun yıllar uygulanan saltanat sistemi, milli mücadelenin yıllarının
sonlarına kadar varlığını sürdürmüştür. Osmanlı devletini şekil olarak klasik bir
[1186]
Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Saltanat Cumhuriyet ve Laiklik Kavramlarına Yönelik
Metaforik Algıları

mutlak monarşi olarak tanımlamak mümkündür. Devletin başı olan Padişah, bir
monarktır ve tüm gücü elinde tutmaktadır. Ancak Osmanlı devlet teşkilatı, hukuki
yapı ve yargı teşkilatındaki mükemmel kurumsallaşma ve sistemleşmenin bir
sonucu olarak Osmanlı siyasi iktidarı, belki de kendinden önceki tüm Türk-İslam
devletleri içinde en merkeziyetçi yapıya sahip olandır. Çünkü Padişah yasama,
yürütme ve yargı gücünü kullanırken her zaman belli kurallara bağlı kalmıştır
(Yurtseven, Şahin, 2016). Osmanlı devletinin kurumsal yapısındaki bu işleyiş
hem padişahı hem de merkezi otoriteyi güçlü kılmıştır. Milli mücadele yıllarının
sona ermesinden sonra yeni bir devletin kurulmasıyla birlikte yeni bir yönetim
anlayışına (cumhuriyet) geçilmesiyle birlikte saltanat yönetimi son bulmuş ve
yeni yönetim anlayışının hedefleri doğrultusunda 1 Kasım 1922 tarihinde
saltanatın kaldırılmasıyla siyasi alanda önemli bir inkılap yapılmıştır. Saltanatın
kaldırılmasından sonra ülkenin yönetim şekline yönelik tartışmalar başlamış,
Türkiye’nin uluslararası alanda önemli bir başarı elde ettiği 24 Temmuz 1923
tarihli Lozan anlaşmasından sonra, sıra yeni devletin yönetim rejiminin adının
konulmasına gelmişti (Özkaya, 1993). Lozan anlaşmasından üç ay sonra 24
Ekim’de başlayan ve adeta bir senaryonun hayata geçirilmesi biçiminde cereyan
eden gelişmeler sonucunda 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet’in ilan edilmesi ile
yeni Türkiye’nin rejimi belirlenmiş oldu (Ünal, 2017).
Cumhuriyet kavramı dilimize, Arapça’dan “cumhur” (halk, topluluk) kökü
ile girmiştir (Güner, 2006; Bingöl, 2007). Cumhur toplu halde bulunan millet
demektir (Güner, 2006). Cumhuriyet, halkın, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve
bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı bir yönetim
biçimidir (http://www.tdk.gov.tr). Batı Avrupa dillerinde “cumhuriyet”
kelimesinin karşılığı olarak İngilizcede “republic”, Fransızcada “republique”,
İtalyancada “republica”, Almancada “der republik” kavramları kullanılır (Gözler,
1999; Güner, 2006; Bingöl, 2007; Turan, 2011). Cumhuriyet yönetiminde temel
kural seçimdir. Cumhuriyet veraset usulünü reddeder bunun yerine seçim usulünü
ortaya koyar. Geniş anlamıyla cumhuriyet rejiminde, egemenlik bir topluluğa
aittir; dar anlamda ise devlet başkanının, doğrudan veya dolaylı olarak halk
tarafından belirli bir süre için seçilmesi kuralına dayanır (Güner, 2006). Mustafa
Kemal Atatürk’e göre ise “cumhuriyet” bir toplumun insanca yaşayabilme
bilincine erişebilmesi demektir. Atatürk için “cumhuriyet” yeni bir devlet biçimi
olduğu gibi çağdaş bir toplum ya da insan olmak da demektir (Çeçen, 2003).
Atatürk’e göre demokrasi prensibinin en asri ve mantıki tatbikini temin eden
devlet yönetim şekli cumhuriyettir (Kocatürk, 1984; İnan, 2000). Devlet yönetim
şekillerini ilk olarak monarşi ve cumhuriyet şeklinde ikili bir ayrıma tabi tutan
ünlü Alman kamu hukukçusu Jellinek’e göre, bir devletin en yüksek organı
birden fazla kişiden oluşuyorsa o ülkede cumhuriyet, bu organ tek kişiden
[1187]
Kenan BAŞ

oluşuyorsa o ülkede monarşi vardır (Jellinek, 1913’ten Aktrn. Gözler, 1999).


Kısacası “cumhuriyet” en gelişmiş bir devlet şekli olarak halkın devlet
yönetimine kendi seçmiş olduğu temsilciler aracılığıyla katılmasını öngören bir
yönetim şekli olmanın yanı sıra aynı zamanda siyasi alanda gerçekleştirilen
önemli inkılaplarından birini de ifade etmektedir.
Kurtuluş savaşının kazanılması ile birlikte, ulusal egemenliğin elde
edilebilmesi için gerekli adımların atılması sürecine girilmişti. Saltanatın
kaldırılmasından sonra Cumhuriyet’in ilan edilmesi ile birlikte sıra devletin ve
toplumun laikleşme sürecine gelmişti. Laiklik kavramı Fransızca “laic”
kelimesinden türetilerek Türkçeye girmiştir (Gözler, 2010) Fransızcadaki bu
kelimenin kökenin Eski Yunan ve Latin dillerinden türediği görülmektedir. Eski
Yunancada “laos” kavramına bakıldığında bu terimin “halk, kitle” anlamlarına
geldiği görülmektedir (Ozankaya, 1993; Sertel, 2009). Ülkemizde bu kavrama
karşılık olarak, Ziya Gökalp “ladini”, Ahmet İzzet Paşa “laruhbani”, Ubeydullah
Efendi ise “iş hükümeti, ortamalı hükümet” kavramlarının kullanılmasını teklif
etmişlerdir (Ozankaya, 1993). Ortaçağ’ın feodal ve skolastik düzenine karşı bir
tepki olarak doğan ve günümüz demokrasi anlayışı içerisinde anlamına kavuşan
laiklik, hem din sosyolojisi hem de siyaset bilimi açısından oldukça önemli bir
kavramdır (Sertel, 2009). Laiklik, dini, siyasi, hukuki, tarihi, sosyolojik, kültürel,
ekonomik boyutlarıyla girift bir kelime olduğundan, herkes tarafından kabul
görecek bir tanımlama yapmak mümkün olmamıştır. Yer, zaman ve kişilere göre
teorik ve pratik alanda görülen çeşitlilik ve dönüşüm, nesnel bir laiklik
tanımlamasının oluşmasını engellemiştir (Şimşir, 2012). En basit ve yaygın
kullanımı ile “laiklik” din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması şeklinde
tanımlanmaktadır (Altındal, 2007). Çeçen’e (1994) göre ise laiklik; özgürlüğün,
hoşgörünün ve toplumsal barışın ön koşulu olup, demokrasinin vazgeçilmez bir
öğesidir. Laiklik, din hürriyetinin devlet tarafından güvence altına alındığı,
devletin dini müesseseleri tanzim etmediği ve dini faaliyetlere müdahalesinin
olmadığı, buna karşılık ulema ve din adamlarının da siyasete ve gündelik kamu
hizmetlerine müdahale etmedikleri bir sistemdir (Şimşir, 2012). Laiklik, dini
özgürlüğü ve eşitliği sağlar. Akıl ve vicdanı ön planda tutar. Siyasi örgütlenmeyi
öngörür. Böylece dinin siyasi ve hukuki bir güç olmasının önüne geçer. Çünkü
dinler dünya işlerine müdahale ederek siyasi yönden güç kazandıkça asıl ruhani
erklerini göz ardı ederek “güç için güç” prensibi doğrultusunda hareket etmeye
başlarlar (Batuhan, 1954).
Laiklik kavramının Anglo- Sakson ülkelerindeki karşılığı “Secularism”
(Sekülerizm) dir. Türkçede bu iki kavram her ne kadar birbirinin yerine kullanılsa
da aralarında bazı farklar vardır. Laiklikte siyaset ve hukukun dinin etkisinden
kurtarılarak, dünyevileştirme gayesi varken; “sekülerizm”de bireyin
[1188]
Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Saltanat Cumhuriyet ve Laiklik Kavramlarına Yönelik
Metaforik Algıları

sosyokültürel ve ekonomik alanlarda dinin etkisinden kurtarılması amacı vardır


(Ünlü, 2018). Laikliğin beşiği olarak bilinen Fransa’da, Fransız Devriminden
sonra, toplumda dine karşı şiddetli bir muhalefet oluşmuş, yönetimi ele geçiren
Jakobenler, (Fransız Devriminden sonra Fransa'ya yaklaşık bir yıl süreyle
egemen olan Fransız siyasi partisidir) devrimi, toplumsal alanı dinden ve dini
hegemonyanın etkisinden kurtarmanın bir aracı olarak görmüşlerdir. Ülkede
siyasi ve dini kurumlar ciddi yapısal bir restorasyondan geçirilmiş, eski rejimden
kalan her cadde ve sokak ismi, kullanılan ay, gün ve bayramlar yeniden
isimlendirilerek, kamusal alan adeta yeniden oluşturulmuştur. Tüm bu eylemlerin
temelinde eski rejimin yani aristokrasi ve ruhban sınıfının egemenliğine son
vermek düşüncesi vardır. Bu yüzden Fransız Devriminden sonra ülkedeki tüm
yönetici elitler, laikliği en sert biçimiyle uygulamak ve bu konuda taviz
vermemek için ciddi bir mücadele vermişlerdir (Duman, 2010).
Osmanlı toplumunda ise din ve devlet ilişkileri, Hıristiyanlıktaki, “Sezar’ın
hakkı Sezar’a, Tanrı’nın hakkı Tanrı’ya” ilkesi gibi temel bir ayrıma
dayanmamış. Ruhani (Kilise) ve dünyevi (Kral) ayrımı İslam toplumlarında ve
Osmanlı’da hiçbir şekilde görülmez. Çünkü İslam’ın hüküm sürdüğü topraklarda
din ve devlet ayrımı görülmez. Hz. Muhammed döneminden, Emevilere,
Abbasilerden, Selçuklulara ve oradan da Osmanlılara kadar din ve devlet
işlerinin, organik bir bütünlük içinde geliştiği görülmüştür. İslam toplumlarında
din ile siyasal otorite arasında Hıristiyanlıkta olduğu gibi çıkar çatışmasına ya da
yetki paylaşımına dayalı bir mücadele olduğu görülmez. Çünkü İslam
devletlerinde din devlet ilişkileri, Batı Avrupa’dan farklı bir tarihsel-kültürel
süreç izlemiştir. Cumhuriyet döneminde ise devletin yeni kurucu kadroları hem
Osmanlıdan kopan yeni devletin dinsel alanını düzenlemek hem de dinin toplum
üzerindeki tehlikeli etkisini gördükleri için dini alanı denetim altında tutabilmek
için bazı anayasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu fark etmişlerdir. Çünkü dini
kitlelerin yeri geldiği zaman siyasi düzenleri alaşağı edebilme gücü devletin yeni
kurucularını bazı kontrol mekanizmalarının oluşturulması noktasında bir araya
getirmiştir. Ancak Osmanlıdan, erken cumhuriyete ve oradan da günümüze kadar
geçen sürede laiklik; sosyal barışı sağlayan, toplumun bütün kesimlerince
benimsenen ve devlet ile din işlerini birbirinden ayıran bir ilke ve değer olmaktan
çok, siyasal alanda çatışma ve gerginliklere zemin hazırlayan bir ideoloji olarak
görülmüştür (Duman, 2010).
Günümüzde bilgiye ulaşarak onu analiz edebilen ve elde ettiği verileri
değerlendirerek sonuçlar çıkarabilen bireyler yetiştirmek için kaliteli bir öğretim
gerekmektedir. İyi bir öğretim programının temel yapı taşlarından biri de kavram
öğretimidir (Bal ve Gök, 2011). Sosyal Bilgiler ile İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

[1189]
Kenan BAŞ

ders kitaplarında çok sayıda önemli kavramların yer aldığı ve bu kavramların


genelde tanımlama şeklinde yer aldığı görülmektedir. Öte yandan bu derslerde
kavram sayılarının fazla olmasına bağlı olarak öğrencilerin çoğu zaman bu
kavramların içeriğini tam olarak anlamadan ezberledikleri ve belirli bir süre sonra
da unuttukları varsayılmaktadır. Bu yüzden hem Sosyal Bilgiler hem de 8. Sınıf
inkılap tarihi derslerinde kavramların doğru ve kalıcı bir şekilde öğretilmesine
önem verilmesi faydalı olacaktır. Ayrıca kavramların öğrenci zihninde nasıl
şekillendiğinin görülmesi, varsa yanlış algılamalar ve bu algılamaların
nedenlerinin anlaşılması, bu ders programlarının, planlamalarına ciddi katkı
sağlayacaktır. Dolayısıyla yapılan bu çalışmanın alana katkı sunacağı
düşünülmektedir.
Araştırmanın Amacı
Bu çalışmanın amacı doğrultusunda aşağıda verilen sorulara cevap aranmıştır.
1. Ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin “Saltanat” kavramına ilişkin üretmiş
oldukları metaforlar nelerdir ve bu metaforlar hangi kavramsal
kategoriler altında toplanmıştır?
2. Ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin “Cumhuriyet” kavramına ilişkin üretmiş
oldukları metaforlar nelerdir ve bu metaforlar hangi kavramsal
kategoriler altında toplanmıştır?
3. Ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin “Laiklik” kavramına ilişkin üretmiş
oldukları metaforlar nelerdir ve bu metaforlar hangi kavramsal
kategoriler altında toplanmıştır?

YÖNTEM
Nitel araştırma yaklaşımı ile tasarlanan bu çalışmada “olgubilim” deseni
kullanılmıştır. Bu desen (olgubilim deseni), farkında olduğumuz fakat derin ve
ayrıntılı bir anlayış düzeyine sahip olmadığımız olgulara odaklanmaktadır
(Yıldırım ve Şimşek, 2013). Bu çalışmada üzerine odaklanılan kavramların
metaforlar yoluyla nasıl kavramsallaştırıldığı ortaya çıkarılmıştır. Bununla
birlikte metaforların nitel veri toplama aracı olarak kullanılabileceği ve kavramlar
yoluyla zengin bulgular elde edilebileceği bilinmektedir (Patton, 2002; Yıldırım
ve Şimşek, 2013). Öte yandan metaforlar karmaşık değişkenlerin özelliklerini
tanımlamanın yanı sıra bir hikâye veya öyküyü bir tema ya da kavrama
indirgeyebilirler (Dickmeyer,1989).

[1190]
Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Saltanat Cumhuriyet ve Laiklik Kavramlarına Yönelik
Metaforik Algıları

Çalışma Grubu
Araştırmanın çalışma grubunu, 2019-2020 eğitim-öğretim yılı güz
döneminde Elazığ merkez sınırları içerisinde yer alan farklı iki devlet okulunun
8. sınıfında öğrenim gören toplam 85 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmaya 50
kız, 35 erkek olmak üzere toplam 85 öğrenci katılmıştır. Öğrencilerin araştırmaya
katılmalarında gönüllülük esası dikkate alınmıştır. Okullarda çalışmanın
yapılabilmesi gerekli olan izinler görüşmeler yoluyla sağlanarak hem okul idaresi
hem de öğretmenler bilgilendirilmiştir. Sınıf seçiminde amaçlı örneklem
yöntemlerinden hem kolay ulaşılabilir durum örneklemi hem de ölçüt örneklem
deseni kullanılmıştır. Ölçüt olarak sekizinci sınıf öğrencilerinin belirlenmesinin
nedeni ise İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinde “Atatürkçülük ve Çağdaşlaşan
Türkiye” ünitesinde Saltanatın kaldırılması ve Cumhuriyet’in ilanı konu
başlıkları altında bu kavramların yer almasıdır.
Veri Toplama Aracı
Çalışmada veriler araştırmacı tarafından oluşturulan ve öğrencilere ait
kişisel bilgileri (cinsiyet, şube vs.) kapsayan yarı yapılandırılmış bir form
aracılığıyla toplanmıştır. Öğrencilere, “Saltanat”………ya / ye benzer.
Çünkü………../ ; “Cumhuriyet”……….ya / ye benzer.
Çünkü…………./şeklinde ifadelerin içinde yer aldığı yarım bırakılmış bir form
verilmiş ve öğrencilerin bu formu 15-20 dakika gibi bir süre içerisinde
doldurmaları istenmiştir. Öğretmen, öğrenciler formu doldurmadan önce onlara
metaforlar hakkında bilgi vermiştir. Metaforlar ile ilgili yapılan çalışmalarda
“gibi” kavramı ile genelde “metaforun konusu” ile “metaforun kaynağı” arasında
bir bağ oluşturulur. “Çünkü” kavramı ile de katılımcıların oluşturdukları
metaforlara bir “gerekçe” sunmaları sağlanır (Saban, 2009).
Verilerin Analizi
Bu çalışmada, elde edilen verilerin değerlendirilmesinde içerik analizi
tekniği kullanılmıştır. İçerik analizinde temel amaç, toplanan verileri
açıklayabilecek kavramalara ve ilişkilere ulaşmaktır (Yıldırım, Şimşek, 2013,
s.259). İçerik analizi, yazılan ve söylenen kavramların, hazırlanmış olan
açıklayıcı yönergeye göre hangi sıklıkla söylendiğinin tespit edilmesidir. İçerik
analizi, sayılamayanların nicelleştirilmesi şeklinde de tanımlanabilir (Aziz,
2011).
Çalışmanın başlangıcında toplam 85 öğrenciye ulaşılmıştır. Elde edilen
bulguların çözümlenme işi araştırmacı tarafından yapılmıştır. İlk etapta her bir
öğrencinin kâğıdı dikkatle okunmuş ve her kâğıda sırayla birer numara

[1191]
Kenan BAŞ

verilmiştir. Bu işlem sonucunda bazı öğrencilerin cevap formları dikkate


alınmamıştır. Bu durumun nedenleri şöyle sıralanabilir:
1) Kavramla ilgisi olmayan metaforların yazılması
2) Bazı öğrencelerin açıklama kısmına, benzetme yönüne yönelik, özgün bir
anlam katacak açıklamalar yazmamış olması
3) Bir grup öğrencinin ise sorulan kavramla ilgili açıklama kısmına hiçbir
şey yazmaması
Yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı 16 öğrencinin kâğıdı
değerlendirmeye alınmamıştır. En son aşamada öğrenciler tarafından üretilen
farklı metaforlar, ortak (benzetme) yönlerinden hareket edilerek, içerik analizi
yoluyla tasnif edilmiştir. Birbirine benzeyen metaforlar aynı başlıklar altında
birleştirilerek kategoriler oluşturulmuş ve frekans değerleriyle birlikte tablolara
dönüştürülmüştür. Araştırmanın güvenirliğini sağlamak için, oluşturulan
kategorilerin ve içerisinde yer alan metaforların bulundukları grupları temsil edip
etmediğini öğrenmek için uzman görüşüne başvurulmuştur. Analiz sonucunda
açıklaması bulunduğu grup ile örtüşmeyen metaforlar kategori dışı bırakılarak
analiz aşaması tamamlanmıştır. Ayrıca çalışmanın inandırıcılığını arttırmak için
doğrudan alıntılara yer verilmiştir.

BULGULAR
Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular
Öğrencilerin “Saltanat” kavramına ilişkin üretmiş oldukları metaforlar
nelerdir ve hangi kavramsal kategoriler altında toplanmıştır? Oluşturulan
metaforlar ve metaforların ortak özellikleri bakımından bir araya gelmiş olduğu
kategoriler aşağıda verilmiştir.
Tablo 1’de belirtildiği gibi, yapılan analizler sonucunda öğrencilerin
“Saltanat” kavramına ilişkin “Hakimiyet (Güç)” kategorisi altında toplam 17
geçerli metafor oluşturduğu görülmüştür. Bu metaforlar en çok tekrar edilme
sırasına göre Baba, Padişah, Cumhurbaşkanı, Sınıf Başkanı…biçiminde
sıralanmaktadır. Araştırmaya katılanların kodlanmasında ilk harf (Ö) öğrenciyi
bunların arkasından gelen harf ise (E-K) katılımcının cinsiyetini, rakam (-3) ise
kaçıncı öğrenci olduğunu ifade etmektedir. Saltanat kavramına yönelik
öğrencilerin üretmiş oldukları metaforlar ve gerekçelerine yönelik örnek cümleler
aşağıda verilmiştir.

[1192]
Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Saltanat Cumhuriyet ve Laiklik Kavramlarına Yönelik
Metaforik Algıları

Tablo 1
Hâkimiyet (Güç) Kategorisinde Öğrencilerin “Saltanat” Kavramına ilişkin
Metaforik Algıları
Kategori No Metafor Adı f No Metafor Adı f
1 Baba 13 10 Anne 2
2 Padişah 13 11 Son Söz 2
HÂKİMİYET (GÜÇ)

3 Cumhurbaşkanı 10 12 Hâkim 2
4 Sınıf Başkanı 5 13 Ağaç 1
5 Adaletsizlik 3 14 Beyin 1
6 Siyasi Parti 3 15 Oturduğum Sıra 1
7 Emperyalizm 2 16 Öğretmen 1
8 Aşiret 2 17 Müdür 1
9 Aslan 2 Toplam 64

Öğrencilerden biri algısını (Ö-K-1) “Babama benzer. Çünkü bizim evde


hep babamın dediği olur. Saltanat da böyledir. Hep kralın, padişahın istediği
olur. Kimse karşı gelmez.” şeklinde ifade ederek saltanatın otorite yönüne dikkat
çekerken bir diğer öğrenci görüşünü
(Ö-E-29) “Padişaha benzer. Zaten Saltanat Yönetiminin başında da ya
kral ya padişah vardır. Çünkü keyfine göre devlet yönetir. Etrafında korumalar,
cariyeler, hizmet edenler. Bir eli yağda bir eli balda; hayat onlara güzel….. keşke
ben de padişah olsaydım” cümleleriyle ifade ederek, aslında saltanat kavramının
olması gerektiği anlamından çok uzaklaştırılarak yanlış bir tanımlama yaptığı
görülmüştür. Yine bir öğrenci algısını
(Ö-K-28) “Saltanat, Cumhurbaşkanına benzer. Çünkü Saltanatta devleti
Padişah yönetir ve o ne derse o olur. Cumhurbaşkanı da öyledir. Son sözü hep o
söyler. Bütün kararları o imzalar. O ne derse o olur” şeklinde ortaya koymuştur.
Bir diğer öğrenci fikrini (Ö-E-13) “Saltanat, sınıf başkanına benzer. Çünkü
sınıfta korktuğu öğrencileri tahtaya yazamaz, öğretmene şikâyet edemez. Ama
güçsüzlere saldırır, onları tahtaya yazar, öğretmene şikâyet eder. Her şey onun
elinde istediğini yapar. O ne derse öğretmenler ona inanır. Çünkü o sınıf
başkanı” şeklinde ifade ederek kavramla ile ilgili algısını çaresizlik ve sitem dolu
bir duygu içerisinde anlatmıştır. Farklı bir öğrenci

[1193]
Kenan BAŞ

(Ö-K-10) Saltanat adaletsizliğe benzer. Çünkü saltanat ta bildiğim


kadarıyla babadan oğula geçilirdi. Peki ya diğer insanların… Onların padişah
veya kral olmaya hakkı yok mu? cümlesiyle saltanatın eşitsizlik yönüne vurgu
yaparken bir diğeri
(Ö-E-36) “Siyasi Partilere benzer. Çünkü her seçim döneminde, yeni
kişiler yeni partiler ülkenin başına gelmek isterler. Geldiklerinde de yönetimi ele
geçiren her grup gücü elinde bulundurarak kendi düşüncelerini topluma
aktarmaya çalışırlar. Bunu devam ettirebilmek için de sürekli kendi
akrabalarıyla kendi yönetimleriyle sürekli devletin başında kalmak ve istedikleri
her şeyi bizlere yapmak ve yaptırmak istiyorlar” cümlesiyle saltanatın nepotizm
(akraba-arkadaş kayırmacılığı) yönüne ilişkin bir algısı olduğuna dikkat çekmeye
çalışmıştır. Öğrencilerden bir diğeri düşüncesini
(Ö-K-2) “Emperyalizme benzer. Çünkü kim güçlü ise onun (…..) ötüyor.
Bakın mesela Amerika neden bize yaptırım uyguluyor, neden biz onlara savaş
açamıyoruz? Saltanat da böyle bir şeydir. Herkese fikri sorulmaz. Güçlü olanlar
gücü elinde bulundurdukları sürece dededen toruna bu hep böyle devam edecek.
İşine gelirse…” cümleleriyle açıklamıştır. Diğer on öğrenci de saltanat kavramı
ile ilgili algılarını
(Ö-K-6) “Aşirete benzer. Çünkü saltanatta nasıl padişahın sözü geçiyorsa,
aşirette de ağanın sözü geçer. Bu böyle devam eder gider.”
(Ö-K-66) “Aslana benzer. Çünkü nasıl ki aslan ormanların kralı ise
saltanat sahibi olan kişi de halkın kralıdır. Kimse ona karşı koyamaz”
(Ö-E-63) “Anneme benzer. Çünkü bizim evde hep annemin dediği olur.
Babam bazen karşı çıkar ama yine de en sonunda annemin dediği olur. O yüzden
Saltanat benim annemin iktidarına benzer.”
(Ö-E-18) “Saltanat, son söze benzer. Çünkü nasıl ki bir okuma metnini
son cümle veya son söz belirliyorsa, ülke ile ilgili alınan kararlarla ilgili son sözü
de devleti yöneten kişi belirler.”
(Ö-K-46) “Hâkime benzer. Çünkü hâkimlerde tıpkı padişahlar gibi istediği
şekilde karar verebilirler. Toplumların ve insanların kaderi onlara bağlıdır. Eğer
saltanat merhametsizlerin yönetimine geçerse hayatımız kararabilir.”
(Ö-K-53) “Ağaca benzer. Çünkü Ağaçta Saltanat gibi gün geçtikçe ve
büyüdükçe kök salıp daha fazla büyür ve güçlenir.”
(Ö-K-57) “Saltanat insan beynine benzer. Çünkü başta kim varsa tüm
durumları o yönetir. Kararları o alır. Ülke tek bir elden yönetilir. İnsan vücudu
ile ilgili tüm kararlar da beyinde alınır. Vücudumuzu beyin yönetir.”
[1194]
Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Saltanat Cumhuriyet ve Laiklik Kavramlarına Yönelik
Metaforik Algıları

(Ö-K-41) “Oturduğum sıraya benzer. Çünkü bu sırada herkes oturmak


istiyor, ama ben yerimden çok memnunum. Kimse sırama göz dikmesin, saltanatı
mı yıkmaya çalışmasın !!!. Pişman olurlar.”
(Ö-K-54) “Öğretmene benzer. Çünkü sınıfın hâkim gücü öğretmenimizdir.
Her şey onun istediği şekilde gerçekleşiyor.”
(Ö-E-50) “Müdüre benzer. Çünkü müdür de okulu istediği gibi yönetiyor.
Öğretmenlere ve öğrencilere istediği gibi davranıyor.” şeklinde ifade ederek
saltanatın genelde baskın ve otorite yönlerine vurgu yaptıkları görülmüştür.
Tablo 2
Süreklilik Kategorisinde Öğrencilerin “Saltanat” Kavramına ilişkin Metaforik
Algıları
Kategori No Metafor Adı f
1 Soyadı 1
SÜREKLİLİK

2 Yaprak 1
3 Merdiven 1
4 Tohum 1
5 Miras 1
Toplam 5

Tablo 2’de belirtildiği gibi, yapılan analizler sonucunda öğrencilerin


“Saltanat” kavramına ilişkin “Süreklilik” kategorisi altında toplam 5 geçerli
metafor oluşturduğu görülmüştür. Bu metaforlar, Soyadı, Yaprak, Merdiven,
Tohum, Miras… biçiminde sıralanmaktadır.. Öğrencilerin üretmiş oldukları
metaforlar ve gerekçelerine yönelik örnek cümleler aşağıda verilmiştir. Örneğin
öğrencilerden biri kavram ile ilgili algısını
(Ö-E-74) “Soyadına benzer. Çünkü hiç değişmez. Sürekli babadan
çocuklara, onlardan da kendi çocuklarına geçer.” cümlesiyle ifade ederek
saltanatın aynı çizgide devam eden tekrar boyutuna dikkat çekerken; diğer dört
öğrenci de algılarını
(Ö-E-73) “Saltanat, yaprağa benzer. Çünkü ilkbaharda ağacın yaprakları
yeşerir ve sonbaharda sararıp dökülür. Bunun yerini yeni yapraklar alır.”
(Ö-K-48) “Merdivene benzer. Çünkü aynı malzeme üzerinde, sıra ebat ve
dizilim yönünden birbirini tekrar eden basamaklar gibidir saltanat.”

[1195]
Kenan BAŞ

(Ö-E-38) “Her sene yeşeren bir tohuma benzer. Çünkü her tohum
genlerinin özelliklerini bir önceki tohumdan almıştır. Saltanat da böyledir.
Babadan oğula, çocuklarına, akrabalarına geçer.”
(Ö-K-42). “Mirasa benzer. Çünkü bir baba olduğu zaman onun tüm mal
varlığı çocuklarına kalır. Saltanat sisteminde buna benzer bir durum vardır.
Padişah ya da kral ölünce onun koltuğu ya da gücü çocuklarına kalır. Çok
kabiliyetli ve zeki olsa bile aile dışından birinin Padişah olmaya hakkı yoktur.
Bence çok saçma..” ifadeleriyle belirterek benzer bir duruma vurgu yapmışlardır.

İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular


Öğrencilerin “Cumhuriyet” kavramına ilişkin üretmiş oldukları metaforlar
nelerdir ve hangi kavramsal kategoriler altında toplanmıştır? Oluşturulan
metaforlar ve metaforların ortak özellikleri bakımından bir araya gelmiş olduğu
kategoriler aşağıda verilmiştir.
Tablo 3
Özgürlük Kategorisinde Öğrencilerin “Cumhuriyet” Kavramına ilişkin Metaforik
Algıları
Kategori No Metafor Adı f
1 Aile (Anne ve Baba) 15
2 Adalet 10
ÖZGÜRLÜK

3 Özgür Kız 2
4 Ağaç 2
5 Kuş 2
6 Yolcu 2
7 Yağmur Damlaları 2
8 Ördek 1
Toplam 36
Tablo 3’de belirtildiği gibi, yapılan analizler sonucunda öğrencilerin
“Cumhuriyet” kavramına ilişkin “Özgürlük” kategorisi altında toplam 8 geçerli
metafor oluşturduğu görülmüştür. Bu metaforlar en çok tekrar edilme sırasına
göre Aile, Adalet…biçiminde sıralanmaktadır. Cumhuriyet kavramına yönelik
öğrencilerin üretmiş oldukları metaforlar ve gerekçelerine yönelik örnek cümleler
aşağıda verilmiştir. Örneğin öğrencilerden biri kavram ile ilgili algısını
(Ö-K-2) “Özgür kıza benzer. Çünkü Cumhuriyet bireye rahatça hareket
edebilme fırsatı sunar. İstediği yere gider.” cümlesiyle belirtirken bir diğer
öğrenci algısını,

[1196]
Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Saltanat Cumhuriyet ve Laiklik Kavramlarına Yönelik
Metaforik Algıları

(Ö-E-14) “Ağaca benzer. Çünkü bir ağaç yetiştiği çevrede insanlara fayda
sağlar. Onların oksijen ihtiyacını giderir, meyvesiyle besler, yaz mevsiminde
insanlara gölge alan oluşturur. Kısacası pek çok faydası vardır. Cumhuriyette
böyledir. Cumhuriyet sayesinde biz yaşadığımız toplumda pek çok hak elde etmiş
bulunuyoruz. Cumhuriyetin olduğu toplumda huzur, barış, güven, eşitlik vardır,
hak hukuk vardır. Kısacası pek çok faydasını görür. Mustafa Kemal Atatürk’e
sonsuz teşekkür ederim. Allah rahmet eylesin.” şeklinde belirterek M. Kemal
Atatürk’e olan minnettarlığını ortaya koyan bir algıyı dile getirmiştir. Yine diğer
beş öğrenci de “Cumhuriyet” kavramına yönelik algılarını
(Ö-K-60) “Kuşa benzer. Çünkü kuşlar özgürdürler ve istedikleri yerlere
uçabilirler. Cumhuriyet de böyledir. Cumhuriyet demek özgürlük demektir.”
(Ö-E-34) “Yolcuya benzer. Çünkü kim nereye gitmek isterse oraya gider.
Cumhuriyetin olduğu ülkede de herkes istediği şekilde davranabilir.”
(Ö-K-48) “Aileye benzer. Çünkü ben en çok ailemin yanında kendimi rahat
ve özgür hissediyorum. Cumhuriyet benim ailem gibidir. Bana özgürlüğümü
veriyor benim haklarımı yasal olarak güvence altına alıyor. Eğer Cumhuriyet
olmasaydı ben şuan bu okulda olmayabilirdim. Cumhuriyet sayesinde ben
kendimi özgür bir birey olarak görüyorum.”
(Ö-K-44) “Yağmur damlalarına benzer. Çünkü hepsi istediği yere düşer,
istediği yeri seçer.”
(Ö-E-5) “Ördeğe benzer. Çünkü istedikleri her yere yüzerler” cümleleriyle
ifade etmiş ve Cumhuriyet’in vatandaşlara özgür bir yaşam sunma noktasına
vurgu yaptıkları görülmektedir. Son olarak bir diğer öğrenci de aynı kategori
içerisinde Cumhuriyet kavramı ile ilgili algısını,
(Ö-E-36) “Adalete benzer. Çünkü Cumhuriyet olan ülkelerde hak hukuk
eşitlik vardır. Ama Cumhuriyet olmayan ülkelerde eşitlik yoktur. Özellikle kadın
erkek eşitsizliği çok fazla.” şeklinde ortaya koymuş ve Cumhuriyet’in eşitlik ve
adalet yönüne vurgu yapmıştır.

[1197]
Kenan BAŞ

Tablo 4
Çeşitlilik Kategorisinde Öğrencilerin “Cumhuriyet” Kavramına ilişkin Metaforik
Algıları
Kategori No Metafor Adı f
1 Çatı 2
2 Gül 2
ÇEŞİTLİLİK

3 Gökyüzü 2
4 Mevsim 1
5 Okul 1
6 Kelebeğin Kanatları 1
7 Aile 1
Toplam 10

Tablo 4’de belirtildiği gibi, yapılan analizler sonucunda öğrencilerin


“Cumhuriyet” kavramına ilişkin “Çeşitlilik” kategorisi altında toplam 7 geçerli
metafor oluşturduğu görülmüştür. Bu metaforlar en çok tekrar edilme sırasına
göre Çatı, Gül, Gökyüzü…biçiminde sıralanmaktadır. Cumhuriyet kavramına
yönelik öğrencilerin üretmiş oldukları metaforlar ve gerekçelerine yönelik örnek
cümleler aşağıda verilmiştir. Örneğin öğrencilerden biri kavram ile ilgili algısını
(Ö-E-36) “Güle benzer. Çünkü pek çok renkte gül çeşidi vardır. Hatta
bazılarının kokusu bile farklı olabiliyor. Cumhuriyet böyledir. Pek çok farklı fikir,
ırk ve renkteki insanı bağrına basar.” cümleleriyle belirtirken bir diğer öğrenci
algısını,
(Ö-K-7) “Cumhuriyet mevsimlere benzer. Çünkü nasıl ki bir yılda, yaz-kış-
ilkbahar-sonbahar gibi mevsimler varsa Cumhuriyetin de türleri vardır. Dar
anlamda Cumhuriyet, Geniş anlamda Cumhuriyet …” şeklinde ifade ederek
Cumhuriyet’in türleri olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Başka bir öğrenci fikrini
(Ö-K-35) “Çatıya benzer. Çünkü bir aileyi bir araya bir araya getiren aynı
duygu ve düşünce altında toplayan aile çatısıdır. Cumhuriyette aynı vatan
üzerinde farklı din, dil ve ırktaki insanları eşit hak hukuk, saygı eşitlik ve düzen
altında toplayan bir çatıdır.” şeklinde ortaya koyarak Cumhuriyet’in
bütünleştirici yönüne dikkat çekerken bir diğeri
(Ö-E-37) “Okula benzer. Çünkü her kesimden öğrenci gelir okula. Ama
belirli kurallar etrafında sorun çok fazla çıkmadan işler yürür. Cumhuriyet
sisteminde de durum böyledir. Herkes farklıdır ama insanları bir arada tutmayı
başarabiliyor.” cümleleriyle anlatmaya çalışmıştır. Aynı şekilde diğer iki öğrenci
de fikrini,

[1198]
Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Saltanat Cumhuriyet ve Laiklik Kavramlarına Yönelik
Metaforik Algıları

(Ö-K-41) “Gökyüzüne benzer. Çünkü her ne kadar hepimiz farklı


özelliklere sahip olsak da farklı duygu ve düşünceler sahip olsak da gökyüzüne
baktığımızda hepimiz benzer duygulara kapılırız. Benzer şeyler hissederiz.
Cumhuriyet mavisi bizleri tüm farklılığımızla aynı gökyüzünün altında aynı
hislerle bir arada tutabilme gücüne sahip bir yönetim şeklidir.”
(Ö-K-12) “Kelebeğin kanatlarına benzer. Çünkü kelebeğin kanatları
üzerinde farklı şekiller ve renkler vardır. Cumhuriyet sisteminde de farklı
düşünceler, fikirler, renkler vardır.” cümleleriyle ortaya koyarak Cumhuriyet’in
sarmalayan yönü ön plana çıkarılmıştır.

Tablo 5
Koruma Kategorisinde Öğrencilerin “Cumhuriyet” Kavramına ilişkin Metaforik
Algıları
Kategori No Metafor Adı f
KORUMA

1 Kalp 3
2 Asker 2
3 Babaanne 1
Toplam 6
Tablo 5’te belirtildiği gibi, yapılan analizler sonucunda öğrencilerin
“Cumhuriyet” kavramına ilişkin “Koruma” kategorisi altında toplam 3 geçerli
metafor oluşturduğu görülmüştür. Bu metaforlar en çok tekrar edilme sırasına
göre Kalp, Asker, Babaanne…biçiminde sıralanmaktadır. Cumhuriyet kavramına
yönelik öğrencilerin üretmiş oldukları metaforlar ve gerekçelerine yönelik örnek
cümleler aşağıda verilmiştir. Örneğin öğrencilerden biri kavram ile ilgili algısını
(Ö-E-58) “Cumhuriyet Kalbe benzer. Çünkü kalp vücudun elektriği
gibidir. Kalp olmazsa vücudumuz yaşayamaz. Cumhuriyet bizi yönetir,
yönlendirir. O olmazsa toplum yaşayamaz. Çok büyük sıkıntılar yaşarız.
Düzensizlik, karışıklık ve uyumsuzluk olur. Yönetim olmaz kavga ve kargaşa
çıkar. Her şey iflas eder. Kalbimizin vücudumuzda yaptığı gibi Cumhuriyet
toplumda düzen ve organizasyonu sağlar. Toplumu bölünmekten kurtarır.”
cümleleriyle açıklamaya çalışmıştır. Başka bir öğrenci düşüncesini,
(Ö-E-38) “Askere benzer. Çünkü ülkemizi korur. Aynı çatı altında
yaşamamızı sağlar. Türk-Kürt-Alevi-Laz demeden hepimizi aynı toprak üzerinde
korur. Yaşasın Cumhuriyet rejimi..” şeklinde belirtirken bir diğeri düşüncesini

[1199]
Kenan BAŞ

(Ö-E-19) “Babaanneme benzer. Çünkü benim altı tane amcam ve yengem


var. Yengelerimin hiç biri birbirini sevmez ve pek anlaşamazlar. Ama babaannem
bayramlarda ve düğünlerimizde onları bir araya getirmeyi başarıyor ve böylece
ailede küslük olmuyor. Kısacası aile dağılmaktan kurtuluyor. Bana göre
Cumhuriyette böyledir. Ülkemizin parçalanmasını önler.” cümleleriyle ifade
etmiş ve her iki öğrenci de Cumhuriyet’in yine koruyucu ve bütünleştirici
özelliğine dikkat çekmişlerdir.

Üçüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular


Öğrencilerin “Laiklik” kavramına ilişkin üretmiş oldukları metaforlar
nelerdir ve hangi kavramsal kategoriler altında toplanmıştır? Oluşturulan
metaforlar ve metaforların ortak özellikleri bakımından bir araya gelmiş olduğu
kategoriler aşağıda verilmiştir.
Tablo 6
Zıtlık Kategorisinde Öğrencilerin “Laiklik” Kavramına ilişkin Metaforik Algıları
Kategori No Metafor Adı f No Metafor Adı f
1 Su ve Ateş 5 7 M. Kemal Atatürk 2
2 Terazi 5 8 Dolunay 2
ZITLIK

3 Zeytinyağı ve Su 5 9 Kur’an-ı Kerim 2


4 Siyah ve Beyaz 4 10 Baba 1
5 Hoca ile Papaz 3 11 Dinsiz İnsan 1
6 Mutsuz Evli Çift 2 Toplam 32

Tablo 6’da belirtildiği gibi, yapılan analizler sonucunda öğrencilerin


“Laiklik” kavramına ilişkin “Zıtlık” kategorisi altında toplam 11 geçerli metafor
oluşturduğu görülmüştür. Bu metaforlar en çok tekrar edilme sırasına göre Su ve
Ateş, Terazi, Zeytinyağı ve Su, Siyah ve Beyaz…biçiminde sıralanmaktadır.
“Laiklik” kavramına yönelik öğrencilerin üretmiş oldukları metaforlar ve
gerekçelerine yönelik örnek cümleler aşağıda verilmiştir. Örneğin öğrencilerden
biri kavram ile ilgili algısını
(Ö-K-6) “Laiklik. su ve ateşe benzer. Çünkü su ve ateş birbirinden farklı
şeylerdir. Birbirinin panzehri gibidirler. Birinin varlığı diğerinin yok oluşu
demektir. Ama aslında ikisi de şart ve ikisi de gerekli.” cümleleriyle belirtirken
bir diğer öğrenci algısını,
(Ö-K-7) “Teraziye benzer. Çünkü terazinin denge durabilmesi için iki
tarafında aynı ağırlıkta olması gerekir. Bir tarafı ağır basınca dengesizlik oluşur.

[1200]
Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Saltanat Cumhuriyet ve Laiklik Kavramlarına Yönelik
Metaforik Algıları

Laiklik de böyledir. Yani hem dünya hem de ahiret için çalışmalıyız.” şeklinde
belirterek Laiklik kavramının temel iki bileşenini oluşturan din ve devlet
kavramlarının varlığının belirli ölçülerde gerekliliğine dikkat çekmeye
çalışmıştır. Başka bir öğrenci algısını
(Ö-E-18) “Zeytinyağı ile suya benzer. Çünkü ikisinin de özellikleri
ağırlıkları, yoğunlukları farklıdır. Bu yüzden ikisi birbirine karışmaz. Laiklik, din
ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması demektir. Laiklikte de aynı mantık var.
Devletin işlerine zorla imanı karıştırmaya çalışırlarsa kaos olur. Zaten yapmaya
çalışsalar da başarılı olamazlar.” biçiminde ifade ederken bir diğer öğrenci
(Ö-K-12) “Siyah ve Beyaza benzer. Çünkü ikisi de renk olmasına rağmen
insanlarda uyandırmış olduğu his, zevk, algı farklıdır. Laiklik, siyah ve beyazın
birbirine hiç benzemediği renkler gibi din ve devletin birbirine karışmaması
gereken bir olgudur. Eğer devletler, insanlar onları birbirine karıştırırsa ne
olacağını da bilir.” ifadeleriyle kavramların farklılığı üzerinden konuya dikkat
çekmeye çalışmıştır. Yine diğer dört öğrenci de benzer minval (doğrultu, tarz)
açıklamalarda bulunarak konu ile ilgili algılarını,
(Ö-E-19) “Hoca ile Papazın arkadaşlığına benzer. Çünkü ikisi de farklı
argümanlara sahiptir. İkisinin de inandığı değer, algı, kullandığı malzeme
farklıdır. Birinin diğeri üzerinde üstünlük kurmaya çalışması bu arkadaşlığın
sona ermesine yol açar. Oysaki ikisi de bu arkadaşlığın gerekliliğinin
farkındadır.”
(Ö-E-77) “Mutsuz evli bir çifte benzer. Çünkü ayrılsan tek başına
yapamazsın, evliliğini sürdürsen anlaşamazsın. Kısacası iki durumunda
avantajları ve dezavantajları var. Laiklik de böyle hem dünya işleri hem de dini
meseleler yaşamımız için gerekli.”
(Ö-K-57) “Mustafa Kemal Atatürk’e benzer. Çünkü Mustafa Kemal
Atatürk hem büyük bir asker, hem iyi bir devlet başkanı hem de dindar bir
insandı. İyi bir askerdi. Çünkü vatanımızı kurtardı. Dindar bir insandı. Çünkü
Kuran-ı Kerim tefsiri yaptırdı.”
(Ö-E-74) “Laiklik, Dolunay’a benzer. Çünkü bir tarafı karanlık bir tarafı
aydınlıktır. Laik bir insanın da aydınlık tarafı dünyayı karanlık tarafı ise bir
bilinmezlik olan ahireti temsil eder.” cümleleriyle açıklamaya çalışmışlardır. Öte
taraftan yine bir öğrenci düşüncesini
(Ö-E-49) “Kur’an-ı Kerim’e benzer. Çünkü Kur’an-ı Kerim bir insanın
kullanma kılavuzudur. İnsan kendi iradesiyle istediği her şeyi elde
edebilmektedir. Kur’an-ı Kerim ise insanlara doğru yolu gösterir. Laiklikte işte
[1201]
Kenan BAŞ

bu şekilde işler. Akıllı insanlara kılavuzluk eder. Doğru ve yanlışı görmesini ayırt
etmesini sağlar.” şeklinde açıklayarak Laiklik kavramının mantık ve doğruluk
yönüne vurgu yaparken bir diğer öğrenci algısını
(Ö-E-55) “Laiklik babama benzer. Çünkü kış mevsiminde babamla birlikte
okula gideriz. Yaz mevsiminde ise babam beni camiye hem Kur’an kursuna hem
de namaza götürür. Babamla vakit geçirmeyi seviyorum. Laiklik babam gibidir.
Dünyanın işi ile ahiret işini birbirine karıştırmaz.” biçiminde açıklayarak Laiklik
kavramının denge, eşitlik yönünü ön plana çıkarmaya çalışmıştır. Son olarak bir
diğer öğrenci de Laiklik algısını dinsiz insan metaforu üzerinden somutlaştırmaya
çalışarak gerekçesini,
(Ö-E-38) “Laiklik dinsiz bir insana benzer. Çünkü bir insan hem dindar
olacak hem de devleti din kurallarına göre yönetmeyecek. Bence saçma burada
bir çelişki var. Bence devletimiz Müslüman bir devlet olduğunu kesin olarak
belirtmeli ve bunu anayasaya eklemelidir.” cümleleriyle açıklayarak, Laiklik
kavramının tek yönünün ön plana çıkarılması gerektiğini, aksi taktirde kendi
içerisinde bir çelişki oluşturacağını belirtmeye çalışmıştır.
Tablo 7
Bilinmezlik Kategorisinde Öğrencilerin “Laiklik” Kavramına ilişkin Metaforik
Algıları
Kategori No Metafor Adı f
1 Bilmiyorum 15
BİLİNMEZLİK 2 Korkuyorum 12
Toplam 27

Tablo 7’de belirtildiği gibi, yapılan analizler sonucunda öğrencilerin


“Laiklik” kavramına ilişkin “Bilinmezlik” kategorisi altında hiçbir metafor
üretmedikleri görülmüştür. Bunun gerekçelerine bakıldığında ise 15. Öğrencinin
aklına hiçbir şey gelmediğini ve Laiklik kavramını tam olarak bilmedikleri, 12
öğrencinin de korktukları için görüş belirtmek istemedikleri yönde görüş
belirttikleri görülmüştür.

TARTIŞMA SONUÇ VE ÖNERİLER


Ortaokul 8. Sınıf öğrencilerinin Saltanat, Cumhuriyet ve Laiklik
kavramlarına ilişkin düşüncelerini metaforlar yoluyla ortaya koymayı amaçlayan
bu araştırmada, aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.

[1202]
Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Saltanat Cumhuriyet ve Laiklik Kavramlarına Yönelik
Metaforik Algıları

1. Öğrenciler “Saltanat” kavramına yönelik “Hakimiyet (Güç)” kategorisi


altında 17 geçerli metafor üretmişlerdir. Bunlar içerisinde en çok Baba (f:13),
Padişah (f:13) ve Cumhurbaşkanı (f:10) metaforlarının tekrar edildiği
görülmüştür. Üretilen bu metaforlardan bazılarına bakıldığında öğrencilerin
saltanat kavramına yönelik olumsuz bir algı içerisinde oldukları görülmüştür.
Örneğin (Ö-K-1) numaralı öğrencinin “Babama benzer. Çünkü bizim evde hep
babamın dediği olur. Saltanat da böyledir. Hep kralın, padişahın istediği olur.
Kimse karşı gelmez.” şeklinde açıklamaları bu durumu destekler niteliktedir.
Yine bazı öğrencilerin de saltanat kavramını tam olarak bilmedikleri ya da yanlış
öğrendiği veya bildikleri söylenebilir. Çünkü (Ö-E-29) numaralı öğrencinin
“Padişaha benzer. Zaten Saltanat Yönetiminin başında da ya kral ya padişah
vardır. Çünkü keyfine göre devlet yönetir. Etrafında korumalar, cariyeler, hizmet
edenler. Bir eli yağda bir eli balda; hayat onlara güzel….. keşke ben de padişah
olsaydım” şeklinde açıklamaları bu durumu teyit eder mahiyettedir. Oysa ki
saltanat kavramıyla ilgili üretilen padişah metaforun da belirtildiği gibi yönetimle
ilgili son sözü her ne kadar padişah söylese de, kararların alınma sürecinde
istişare edilen devlet adamlarının (vezirler vs.) var olduğu ve alınan ortak
kararların kurumsallaşmış bir teşkilat eliyle (yasama, yürütme, yargı)
yürütüldüğü bilinmektedir. Yurtseven ve Şahin (2016) tarafından yapılan çalışma
bu bilgiyi doğrular niteliktedir. Bununla birlikte saltanat kavramı ile ilgili
öğrencilerin üretmiş olduğu Cumhurbaşkanı metaforunun gerekçelerine
bakıldığında da öğrencilerin yine olumsuz, ve yanlış bir algı içerisinde olduğu
söylenebilir. Çünkü (Ö-K-28) numaralı öğrencinin “Saltanat, Cumhurbaşkanına
benzer. Çünkü Saltanatta devleti Padişah yönetir ve o ne derse o olur.
Cumhurbaşkanı da öyledir. Son sözü hep o söyler. Bütün kararları o imzalar. O
ne derse o olur” biçiminde yapmış olduğu açıklamaları bu durumu kanıtlar
mahiyettedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ülkemizde 24 Haziran 2018
tarih itibariyle yürürlüğe girmiş bir yönetim şeklidir. Bu yönetim şeklinde son
aşamada her ne kadar tüm kararları kabul etme veya veto etme yetkisi
Cumhurbaşkanında olsa da nihayetinde bu yönetim sisteminde kararların
Cumhurbaşkanı tarafından karara bağlanması sürecinden önce TBMM’de
görüşüldüğü, tartışıldığı ve çoğunluğun görüşleri doğrultusunda ortak bir akıl ve
kurumsal bir hiyerarşi doğrultusunda kanunlaşarak ete, kemiğe bürünmektedir.
Turan (2018) tarafından yapılan çalışma bu bilgiyi doğrular ve destekler
niteliktedir.
 Süreklilik kategorisinde öğrencilerin saltanat kavramına ilişkin 5 farklı
metafor ürettikleri görülmüştür. Bu kategoride yapılan açıklamalar
incelendiğinde ise öğrencilerin saltanat sisteminin genelde değişmeyen

[1203]
Kenan BAŞ

dar çerçevedeki döngüsüne vurgu yaptıkları ve verilen mesajlarda bu


durumun rahatsızlık yaratan bir sistem olduğu algısı oluşturulmuştur.
 Genel olarak değerlendirildiğinde ise ortaokul 8. Sınıf öğrencilerinin
saltanat kavramına yönelik olumsuz bir algı içerisinde olduğu ifade
edilebilir. Bu durumun pek çok nedeni olabilir. Bireyler bu kavrama
ilişkin aileden, okuldan, medyadan, toplumdan vb. pek çok ortamdan
bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde saltanat kavramına ilişkin bazı
öğrenmelere maruz kalabilirler. Bu öğrenme ortamlarında öğrenciler
yanlış kaynaklardan öğrenmeler sağlamış olabileceği gibi okul
ortamlarında öğretmenlerden eksik, yanlış veya taraflı bilgi edinme
durumlarına da maruz kalmış olabilirler. Öte taraftan öğrenciler saltanat
kavramını çeşitli kaynaklardan doğru bir şekilde öğrenmiş olabilirler;
ancak saltanat sistemini sevmemiş, beğenmemiş veya içinde yaşamış
oldukları çağın ihtiyaçlarına ve toplumların yapısına uygun bir sistem
olarak görmedikleri için böyle bir olumsuz tablo ortaya koymuş
olabilirler. Çalışoğlu (2019); Bal ve Gök (2011); Ulusoy ve Yelken
(2009) tarafından yapılan benzer araştırmaların sonucu bu çalışmanın
sonucuyla örtüşmektedir. Yine Gözler (1999) tarafından yapılan
çalışmada kavrama ilişkin ortaya konan tanımlamaların bu çalışmada
öğrenciler tarafından oluşturulan metaforların gerekçelerinde ortaya
konan anlamlarla benzer bir yapıya sahip olduğu görülmüştür.
2. Öğrenciler “Cumhuriyet” kavramına yönelik “Özgürlük” kategorisi altında
8 farklı metafor üretmişlerdir. Bunlar içerisinde en çok Aile (f:15), Adalet (f:10)
metaforlarının tekrar edildiği görülmüştür. “Çeşitlilik” kategorisi altında 7 farklı
metafor üretmişlerdir. Bu kategoride en çok Çatı (f: 2), Gül (f: 2), Gökyüzü (f: 2)
metaforlarının tekrar edildiği görülmüştür. “Koruma” kategorisinde ise
öğrencilerin 3 farklı metafor ürettikleri görülmüştür. Bu kategoride ise en fazla
Kalp (f: 3), Asker (f: 2) metaforlarının tekrar edildiği görülmektedir. Genel olarak
değerlendirildiğinde 8. sınıf ortaokul öğrencilerinin Cumhuriyet kavramı
hakkında olumlu ve memnun edici bir algıya sahip olduğu görülmüştür.
Öğrencilerin üretmiş oldukları metaforların açıklamalarına bakıldığında ise
genelde Cumhuriyetin Özgürlükçü, Bütünleştirici ve Koruyucu yönlerine vurgu
yapıldığı görülmüştür. Çalışoğlu (2019); Çiftçi ve Tangülü (2012); Bal ve Gök
(2011); Ulusoy ve Yelken (2009); Gözler (1999) tarafından yapılan çalışmaların
sonuçları bu çalışmanın sonuçlarını destekler niteliktedir.
3. Öğrencilerin Laiklik kavramına yönelik “Zıtlık” kategorisi altında
toplam 11 geçerli metafor oluşturduğu görülmüştür. Bu metaforlar en çok tekrar
edilme sırasına göre Su ve Ateş (f: 5), Terazi (f: 5), Zeytinyağı ve Su (f: 5), Siyah

[1204]
Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Saltanat Cumhuriyet ve Laiklik Kavramlarına Yönelik
Metaforik Algıları

ve Beyaz (f: 4) biçiminde sıralanmıştır. Bilinmezlik kategorisi içerisinde ise (f:


15) öğrencinin Laiklik kavramının tanımını tam olarak bilmediği ve bundan ötürü
herhangi bir metafor üretemediği şeklinde görüş belirttikleri görülmüştür. Aynı
kategori içerisinde (f: 12) öğrenci ise Laiklik kavramına yönelik herhangi bir
açıklama yapmaktan çekindiklerini ifade etmişlerdir. Örneğin (Ö-E-70) numaralı
öğrenci “Benzetmek istediğim şeyler var ama yazmak istemiyorum. Zaten bu din
ile ilgili konular hep sıkıntılı mevzular. Hapis yatmak istemiyorum. O yüzden
konuşmak da yazmak ta istemiyorum. Bir daha bize böyle sorular sormayın.”
şeklinde düşündürücü bir cevap yazarak, Laiklik kavramına ilişkin algısını
belirtmek istemediğini ifade etmiştir. Genel olarak değerlendirildiğinde ise
öğrencilerin Laiklik kavramına ilişkin zihinlerinde bir zıtlık algısı oluşturdukları
görülmüştür. Kavrama ilişkin olumlu bir algıya sahip olan öğrenciler olduğu gibi
kavrama ilişkin suçlayıcı, ayrıştırıcı ve olumsuz bir anlam yükleyen öğrencilerin
de var olduğu görülmüştür. Çiftçi ve Tangülü (2012) tarafından yapılan
çalışmanın sonucu bu çalışmanın sonucu ile örtüşmektedir.
Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda araştırmacılara aşağıdaki
önerilerde bulunulmuştur.
 Bu çalışma farklı sınıf düzeylerinde tekrarlanabilir
 Çalışma farklı bölgelerde ve il düzeylerinde tekrarlanabilir
 Saltanat, Cumhuriyet, Laiklik kavramlarının çeşitli yönlerden
sorgulanacağı ve görüşme yönteminin kullanılacağı yeni nitel
çalışmalarla yapılacak araştırmaların sayısı arttırılabilir.
 Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin özellikle İnkılap Tarihi dersinde
“Atatürkçülük ve Çağdaşlaşan Türkiye” ünitesi içerisinde yer alan
kavramların doğru bir şekilde öğretilmesine önem vermeleri ve bu ünite
içerisinde yer alan “Saltanat, Cumhuriyet ve Laiklik” kavramlarını
kronolojik bir mantık çerçevesinde ve bu kavramları birbiriyle
ilişkilendirecek şekilde öğrencilere anlatmaları daha faydalı olabilir.

[1205]
Kenan BAŞ

KAYNAKÇA / REFERENCES
Altındal, A. (2007). Laiklik: Enigma’ya Dönüşen Paradigma. Alfa yayınları.
Aziz, A. (2011). Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri ve Teknikleri. Nobel
yayıncılık.
Bal, M. & Gök, S. (2011). İlköğretim 5. sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler
dersindeki cumhuriyet, saltanat ve liderlik kavramlarını algılayışları.
Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 10(3), 1183-1198.
Batuhan, H. (1954). Lâiklik ve Dini Taassup. Laiklik I. Milli Tesanüt Birliği
yayını: 4.
Bingöl, B. (2007). Türkiye’de Cumhuriyet Rejiminin Kurulmasında Eğitimin
Rolü. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü.
Canikli, İ. (2006). Siyasî kültürde saltanata dayanak kabul edilen rivayet üzerine
bir değerlendirme. Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 6(1), 265-
295.
Çalışoğlu, M. (2019). İslami ilimler fakültesi öğrencilerinin “saltanat ve
cumhuriyet” kavramlarına ilişkin metaforları. Eğitimde Nitel Araştırmalar
Dergisi, 7(2), 542-558.
Çeçen, A. (1994). Atatürk ve Cumhuriyet. İmge kitabevi.
Çeçen, A. (2003). Atatürk ve Cumhuriyet. İmge kitabevi.
Çiftçi, B. & Tangülü, Z. (2012). Sınıf öğretmeni adaylarının Atatürk ilkeleri
hakkındaki metaforik algıları. The Journal of Academic Social Science
Studies, 5(8), 381-395.
Dickmeyer, N. (1989). Metaphor, model and theory in education research.
Teachers College Record, 91(2), 151-160.
Dinç, A. C. (2019). Hilafetin Saltanata Dönüşmesinde Hulefa-i Raşidin
Dönemindeki Vilayet Sisteminin Etkisi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi,
Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Duman, M. Z. (2010). Türkiye’de laiklik sorununun siyasal temelleri.
Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 7(2), 284-303.
Gözler, K. (1999). Hukuk açısından monarşi ve cumhuriyet kavramlarının tanımı
sorunu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 54(1), 51-
62.

[1206]
Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Saltanat Cumhuriyet ve Laiklik Kavramlarına Yönelik
Metaforik Algıları

Gözler, K. (2010). Türk Anayasa Hukuku Dersleri. Ekin basım yayın dağıtım.
Güner, Z. (2006). Atatürk, cumhuriyet ve demokrasi. ZKÜ Sosyal Bilimler
Dergisi, 2(3), 41-51.
http:// www.tdk.gov.tr
İnan, A. (2000). Medeni bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk’ün elyazıları. Atatürk
Araştırma Merkezi yayınları.
Kocatürk, U. (1984). Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri. Olgaç basımevi.
Ozankaya, Ö. (1993). Türkiye’de Laiklik: Atatürk Devrimlerinin Temeli. Cem
yayınevi.
Özkaya, Y. (1993). Türk basınında cumhuriyetin ilanının öncesi ve sonrası.
Atatürk Yolu Dergisi, 3(11), 279-310.
Patton, M. Q. (2002). Qualitative Research and Evaluation Methods. Sage
publication.
Saban, A. (2009). Öğretmen adaylarının öğrenci kavramına ilişkin sahip oldukları
zihinsel imgeler. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 7(2), 281-326.
Sertel, E. (2009). Laiklik ve Türkiye’de Laiklik Sorunu. Yayınlanmamış yüksek
lisans tezi, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Şimşir, E. (2012). Laiklik Teorileri Açısından 1938 – 1950 Dönemi Türkiyesi'nde
Laiklik Anlayışı. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Akdeniz Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Turan, A. M. (2018). Türkiye’nin yeni yönetim düzeni: cumhurbaşkanlığı
hükümet sistemi. Social Sciences Research Journal, 7(3), 42-91.
Turan, S. (2011). Plato’nun ‘Cumhuriyet’ ve Aristo’nun ‘Politika‘ Adlı
eserlerinde eğitim kavramı. Eğitim ve Bilim Dergisi, 36(162), 31-38.
Ulusoy, K. & Yelken, T. (2009). İlköğretim 4. ve 5.sınıf öğrencilerinin
Atatürkçülük ile ilgili kavramları algılamaları. Kırgızistan Manas
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 22, 213-223.
Ünal, S. (2017). Mustafa Kemal Paşa’nın yol arkadaşlarının cumhuriyet’in
ilanı’na tepkileri. Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi,
7(3), 665-675.

[1207]
Kenan BAŞ

Ünlü, Ş. (2018). Türkiye’de Laiklik Anlayışı Üzerine Eleştirel bir İnceleme:


Anayasa Mahkemesi Kararlarında Laiklik. Yayınlanmamış yüksek Lisans
tezi, Ardahan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Yıldırım, A. & Şimşek, H. (2013). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri.
Seçkin yayıncılık.
Yurtseven, Y. & Şahin, G. N. (2016). Klasik dönem Osmanlı hukukunda
padişahın yargı yetkisi. Yıldırım Beyazıt Hukuk Dergisi, 1, 159-206.

[1208]

You might also like