Professional Documents
Culture Documents
Mehmet Ali Bulut - Fardipli Sinha - Fardipli Sinha (PDFDrive)
Mehmet Ali Bulut - Fardipli Sinha - Fardipli Sinha (PDFDrive)
araĢtırmaları yayınlandı.
eserleri bulunmaktadır.
İthaf ______________________
BULUġMA
içindeler?"
kapıldı, ürperdi...
Yorgunluktan gözleri kapanıyordu.
BaĢı omuzlarının üstünde
düĢecekmiĢ gibi
yayılıyordu.
-----------1
I----------
sesle irkildi:
yıldızsızdır."
ki?"
"Çünkü bu yaklaĢımınızla
Yaratıcı’nın kudretini itham etmiĢ
oluyorsunuz."
"Anlayamadım. Nasıl?"
durumda
değiller.
Yani
sizin
deyimınızle
ölü
yıldızlar.
Evrenin
yeniden
yapılandırılacağı dönemini
bekliyorlar. Onlara Ģimdilik uzayın
hapishaneleri dersek
10 1--------
SinHa:
hale gelir."
"Onlar yani negatif olanlar kimler?
Onlar da uzayda mı yaĢıyor?"
------------------------1 11 I-----------
------------
"Kaçıncı uzaydalar?"
durumdadır."
geliyorsunuz?"
gelebiliriz..."
------------1 13 I------------
resmediyorsun. Bu da benim
bakıĢlarımla açık seçik görünüyor."
"Nasıl yani?"
"Nasıl yani?"
14
--------------1
15 I-------------
"Dinliyorum..."
kavuĢacaksın'.
Bilge:
Ģu cevabı verdi:
asıl sanmaktır"
Bu nasıl oluyor?"
adı taktılar..."
"Yani kötülük?"
mu?"
"Nasıl yani?"
"Niçin?"
özelliklerınızle adlandırdınız...
Örneğin ġeytan dedığınız varlığı
düĢünün. Yaratıcı onu
katından kovdu. Siz onu Tanrı'ya
kafa tutan bir varlık olarak
algıladınız. O da
kullanabilenler bu bilmeceyi
çözebilir..."
----------1 21
1----------
yardımlaĢmanız ve iyiliklerde
yarıĢasınız diye yaratıyor. Ama siz
bunu savaĢ gerekçesi
yazılıyor..."
sınıflandırmalara sokmaya
zorluyorlar?"
----------1 23 I----------
"Neden?"
mu
7"
H 24
göstermek ve bu nakıĢlarda
ölümsüzlüğü sergileyip yaĢatmak
isterler. Ve keza, an be an
-----------1 25 I-----------
elementi görünmediği ve
dokunulmadığı ve hatta test
edilemediği için yok sayılıyor.
-----------! 27 I----------
oturdu..."
mı?"
"Diyemem."
28
sin.'
versindi ki..."
betimlediğimde karĢı
çıkıyorsunuz."
enerjinin ta kendisidir."
"Bilmiyorum."
-----------i 29 i-----------
görünmüĢtür."
"Kimdir onlar?"
yüklenmiĢtir."
peki?"
edilebilir."
-------------1 31 I-------------
diye."
anlayabilmelisin?"
mısın;
?"
"Evet."
"Nedir tren?"
"Lokomotif"
----------1 33 i----------
için,
onu
Yaratıcı'ya
isnat
etmekte
diyebiliyorsun.
Evreni
kavrayamadığın
13 3
1
14
4 1
5 10 10 5
6 15 20 15 6
1
7 21 35 35 21 7 1
8 28 56 70 56 28 8 1
9 36 84 126 126 84 36 9 1
Forma: 3
----------1 34 I----------
2 1
13 3
14 6
4 1
5 10 10
5 1
1
6 15 20 15 6
----------1 35
I----------
ortadan kayboldu.
dönmüĢtü.
onunla tamamlayabileceğini
düĢündüğü için sevmiĢti. Hep
dürüst ve inançlı birisiyle
evlenmeyi düĢünmüĢtü ve
kendince bunu gerçekleĢtirdığıne
inanıyordu. Antropoloji
----------1 37 I----------
bir oldu:
"Niye kendine bir Ģeyler
yapmadın? Dolapta yemek vardı,
dokunmamıĢsın bile. Niye
seziyordu.
geçiĢtiriyordu.
yiyelim." dedi.
----------1 39 I----------
sarmıĢtı. TelaĢla:
ürpermiĢti. Ne yapacaklarını, ne
diyeceklerini bilmeden kendilerini
koltuğa bıraktılar.
n sakıncası yoktur."
"Evet"
-----------1 41
I-----------
Onun duymayacağını,
anlamayacağını sanma. Artık o
senin duyumsayacağın her Ģeyi
"Efendim ne diyeceğimi
bilemiyorum, ĢaĢırdım! Hiçbir
Ģey aklıma gelmiyor!"
"Biliyorum." sandığı
---------1 42 1---------
"Allah'ı, düĢüncelerimden ve
aklıma gelen vasıflarından tenzih
ediyorum. YanlıĢlardan
yaratmaz."
"Niye yakıĢtıramıyorsun?"
"ġer olan, kötü olan Ģeyi nasıl
Allah'a yakıĢtırabiliriz?"
yorsun
7"
"Hayırdır!"
----------1 43 I----------
"Doğrudur, bundan büyük Ģer
olmaz. Ġnsanın ebedî azap veya
cehennem dedığınız
"Bilmiyorum."
I----------
iĢleyebilir?"
çalıĢılıyor."
-----------1 45 I-----------
değiĢecek."
"ġimdi ne görüyor?"
arkasında duruyordum. O
keĢmekeĢ içinde dönme dolaptan
fırlayan bir sepet benim
----------1 47 I----------
kendınıze evlendığınızi,
çocuklarınıza isim taktığınızı
düĢünürsünüz."
mi?"
"Sayılır."
"Peki hocam Gönül'ün sorusunu ben
de sorabilir miyim?"
"Hangi soru?"
mı?"
olmayacak mıydin?"
"Doğru."
-----------1 49 I-----------
geçmiyor...
Siz kültürünüzü atalarınızdan nasıl
devralmıĢsamz, imanınızı ve
dinınızi de öyle
alamıyorsunuz."
Forma: 4
---------1 50 1--------
kıldı."
"Neden?"
niteliğindeydi...."
"Hangi itirazlara?"
"Diğer dört olayda muhataplar
gayba aĢina peygamberlerdi. Ama
Bilal, gayba aĢina
-------------1 51 I-------------
I----------
zannederler, ibadetlerinde
samimidirler ama bunu,
yüreklerindeki imanın bir gereği
olursunuz."
yor;
7»
MUHSĠN
"Yani?"
"Dört dakika."
çıkmasından ibarettir."
"Elbette."
"Evet."
"Peki bu seninle ilgileniyor olmaya
yeter mi?"
isterim."
----------1 55 I----------
sevgin de dahil."
çağrıdır."
"Altı."
kesti:
"Nasıl yani?"
"Allah'a iman her Ģeyin ilkidir.
Önce O'na inanmak gerekir. O
yoksa, ahiretin ne anlamı
"Altıncı sırada."
baĢka..."
----------1 57 I----------
"Muhsin, gözleriyle
görüyormuĢçasına Allah'a
inanandır Yani O'na yöneldığınde,
hissetmendir." Gönül:
"ġartlanma ile!"
"Nasıl yani?"
olduğunun bilincindedir."
gördü:
yapılan eleĢtirilere en az
arkasından yapılan övgüler kadar
sevinmedikçe, inancı
----------1 59 I----------
dini olgunlaĢtırmalısın.
Yüreğindeki inancı pozitif değerler
üreterek güçlendirebiliyor
ve:
"Peki hocam iman eksilir çoğalır
mı?" diye sordu.
"Az çok."
denilemez."
bu."
saymamıĢlardır."
-----------1 60 I-----------
temizlenmesidir.
ĠRADE VE NEFĠS
"Neden?"
kabiliyetleri cinlerle
kıyaslanmayacak kadar yüksektir.
Cinleri dua ve ted-
---------1 62 1--------
kurtulabilirsınız...
yoğunlaĢtıramıyordu. SinHa,
sözünü keserek, Gönül'e döndü ve
ona hitaben:
yararlanmanızı önler.
zorundasınız." dedi.
-----------1 63 I----------
milletlerin birbirinden
farklılaĢmasını sağlar. Sizin
tabiatınız ise bilginin sizde nasıl
"Hayır."
ameliyeden geçirilirsınız. Bu
kokuyu giderecek tek Ģey de
maalesef ateĢtir...
----------1 65 I----------
olurlar."
bilmediklerınızi de bilirim.'
demiĢti. Çünkü melekler
Yaratıcı’nın bütün bilgelerine
yaptıklarından hayrete
düĢmezsınız."
"Nedir o?"
"Son elçinin uzay yolculuğu..."
Bilge:
------------1 67 I------------
zaman biter?"
"Fena bulmak."
"Fenafillah mı yani?"
okuyorsunuz?"
"Peki ya ne?"
"Selam!"
---------1 69 !---------
"Ne düĢünüyorsun?"
etkisinden de kendimi
kurtaramıyorum."
diyordu.
70
göğüsleyebilecek miydi?
Örtünmeden olabilir miydi?
Kafasına hücum eden sayısız
sorulara yanıt vermeye çalıĢmaktan
bitkin düĢtü. "Öfff bu
LABĠRENT
düĢünmeye baĢlamıĢtı.
Kendileriyle konuĢan yaratığın
gerçekte olup olmadığı
veremiyorlardı. YaĢananlardan
geriye kalan bir tek geliĢme vardı.
Bilge namazlarını
incelemeye baĢladı.
atlayıĢlar gerçekleĢtiriyordu.
Havuzun kenarına sıralanan
Ģezlonglara uzanan insanların
bir kısmı kitap okuyor bir kısmı
uyuyordu. SarıĢın bir genç kız
kendilerine kur yapan
derinliklerinden geliyormuĢçasina
kulağında çınlayan bir sesle irkildi:
"Sen ondan çok
Havuzun sularındaki
dalgalanmalara dalmıĢtı. Suyun
üstünde o güne dek hiç dikkatini
----------1 73
!----------
"Kimsınız?"
"Ne istiyorsunuz?"
arkasından seslendi:
"Bekle geliyorum."
------------1 75
I------------
ayırıyorsun."
Gönül, doğal bir tavırla; "Hocam siz
mısınız?" diye sordu. A-ma sesine
karĢılık
dedi.
76 1----------
sevinmiĢti...
Bilge:
----------i 77 I---------
gidiĢatı, yöneticilerin
yeteneksizliği ve benzeri konular
konuĢuldu. Bilge kayınpederiyle
edelim." Gönül:
Ģekilde:
koridora yayılıyordu.
Bilge de, bir koltuğa yığılmıĢ
uyuyakalmıĢtı: Kör karanlıkta ne
olduğunu bilmediği
yakalamaya çalıĢıyorlardı.
Koridorun iki tarafı demir
parmaklıklarla kaplıydı. A-deta bir
"Atla!"
görebilirsınız." dedi.
Bilge, gördüğü rüyanın tesiriyle
bitkindi. Bu nasıl Ģey böyle diye
düĢünürken, ezan sesi
serdi...
koĢtu.
Gönül, kendine gelmiĢti...
Gülüyordu. Bir taraftan da o gece
gördüğü korkunç rüyayı
söylüyordu.
---------1 83 !---------
döndü:
"Yahu eniĢte, burada sizi
savunuyorum, senin sesin bile
çıkmıyor!" dedi.
demokratsın. Ne babanın
söyledikleri tümden yabana atılır
Ģeylerdir, ne senin
teknolojik geliĢmeler
Hıristiyanların ve Yahudilerin
eseridir. Üstelik de dinlerinin
Ģart...
Din savaĢ demektir, gerilik
demektir. Aç herhangi bir
ansiklopediyi, bir tek teknolojik
-----------1 85 I-----------
nedenlerini açıklamaya
yetmeyeceğini biliyordu. Susmayı
tercih etti. Doğrusu ikisi
Bilge'ye:
olmaktan uzaktı.
Bilgisizliğini bağıĢlayamıyordu
Bilge. Onlara susturucu yanıtlar
veremediği için, onları
ikna edecek yeterli birikime sahip
olamadığı için kendi kendisine
kızdı. Ama yapacak
ALAN TANIMI
görüntüsüne kavuĢunca:
"Evet bendim."
varlıkların hizmetçisi
oluyorsunuz?"
heyecanla sordu:
-----------1 89 I----------
"Ne yani, kıyametin kopmasına biz
mi neden olacağız?" "Evet oldunuz
bile." "Nasıl
olduk bile?"
diye düĢünüyordum."
kendimizi?"
-------------1 91 I------------
dedir. Bu emir verildi mi biz artık
asla onun dıĢında bir Ģey
yapamayız. Ama siz, 'yap'
muhayyersınız." Bilge:
"Bu ne büyük bir iltifat insan için,
değerini bilemiyoruz..."
anlatabilmektir. Peygamber
dedığınız elçilerin görevi de bu
değil mi? Bütün istenen de
YaradılıĢınızın zorunluluğudur.
Yapılan iyi iĢlere karĢılık takdir
edilen sevap ise
"Hocam anlayamıyorum!"
-----------1 93 I-----------
mümkün olmaz."
bir ameliyedir."
yaran yok...
oldu mu?"
biriydi..."
"Sonra ne oldu?"
"O bir hak, saf bilgi aĢığıydı ama
hep aykırı yerlerde Hakk'ı arıyordu.
Onu Hakk'ı
görünmedınız? "
-----------1 95 I-----------
"Onun tabiatı bu kadar yüksek bir
katkıyı gerektirmiyordu. Zaten
inanmıĢ ve inancının
gereklerini yapmayı arzu eden
birisiydi. Sorumluluğu yüksek
olmasın diye bu yapıldı."
"Evet."
bütünüyle kaybedecektınız... Bu
size ilahî bir rahmettir. Kıymetini
bilmek veya
-----------1 96 I-----------
rahat yaĢarlar."
sevindirir ki..."
yerlerde arıyordu."
I
-----------1 97 I-----------
ne kapıldı. Allah'a, yani mutlak
güzelliğe giden yol, sayısız
tuzaklarla doludur. Önce
"Ya Ģans?"
oluverdi."
gelmesi gerekir."
nasip etmedi."
edindi."
"Yani Ġslam dünyasının geri
kalmıĢlığı bir kader değil, öyle
mi?"
taĢıyamayacağı garipliklere ve
hikmetlere tanık oldukları için
sorumlulukları da
artıyordu.
----------1 99 I----------
dedi.
baĢlamıĢtı.
DERVĠġ NURĠ
istemedığıni söylememiĢti.
meraklandırmıĢtı. Kıraathane
sakinlerine sorduğu sorulara
doyurucu yanıtlar alamayınca
DerviĢ:
"Evet.
Abdülkadir
Geylani'nin
'Futuhu'1-Gayb'
yani
'Bilinmezlik
Aleminin
düĢünmemiĢtim." dedi.
etmez."
hazırız."
kahvelerine saldırdılar.
104
ağzından kaçırıverdi:
meftunuz..." dedi.
olmadığını biliyorum."
Bilge biraz rahatlamıĢtı. Geriye
yaslandı ve konuyu baĢka bir alana
kaydırdı:
---------1 106 1--------
yoktur. Ne yiyebilirsin, ne
içebilirsin, ne ihtiyacını
görebilirsin. Allah gafleti yarattı ki
insanlar huzur içinde yaĢasınlar. O
huzur hali hep devam etse ve insan
buna dayanabilse
bulundu.
"Bu ifadeyi kullanimak zorunda
mıydı?"
veya Ģeytandandır."
"Alırım."
nasıl anlarız?"
"Bilemiyorum."
mudur?"
nasiplerini keser..."
Ģaki ölür."
düĢünürü tarafından."
"Kim?"
Gönül:
"Estağfirullah efendim. Büyük bir
zevkle ve merakla dinledim. Hatta
aklıma gelen bazı
yanlıĢ anımsamıyorsam, o
cümlenin devamında 'Ruh mesabe-
sindeki insanlar
yandan da konuĢmasını
sürdürüyordu:
ve:
"Hakikaten yahu, adam bir süredir
ortalıkta görülmüyor. Oysa her
akĢam takılırdı."
memnunum."
edemedim."
etmedi:
tanıyamayacağı kadar
baĢkalaĢmıĢtı.
dünya..."
Aca-
--------1 uy I--------
buralarda?"
hatırladı:
Sigaralarını, ekmek ve
yumurtalarını hep o verirdi. Paraları
olmadığında, "Olunca
oğlum!" dedi.
Bilge'nin yüzü kızardı. Bir anda
tarihin çok uzak bir döneminde
kalmıĢ gibi görünen bir
vermemiĢti.
Halbuki Bilge, Sevde'yi, babasının
yanında gördüğü zaman büyük bir
heyecana
"ġevde nasıl?"
"Ġstanbul'da mı oturuyorlar?"
talibim.' dedi.
istemedim.
'Olur
-----------1 124 I-----------
anda konuĢtu:
"Derdi neymiĢ?"
"BaĢka bir kadın!"
baĢından kovuyor."
insanlık."
"Peki ne yaptınız?"
sürdürdü:
kalakalmıĢtı. ġaĢkındı, ne
diyeceğini, ne yapacağını
bilemiyordu: 'Git karına! Onun
gönlünü nasıl yaparsın bilemem.
Artık ayağını mı öpersin, yalvarır
yakarır mısın o senin
elden ne gelir.
konuĢuyormuĢ."
basıyorum, sinirlendirmeye
çalıĢıyorum, o her seferinde
inanılması güç bir sabırla ve
döndü:
genç geldi.
bulacaktı.
Bilge yorgundu.
"Bildığın herhangi bir kanalda iyi
bir film varsa izleyelim." dedi
eĢine. Gönül de bu
kapalıyız."
idi.
üĢüĢmüĢtü. O an bayıldığını ve
insanların onu ayıltmaya çalıĢtığını
anladı. Bu arada
Bilge:
vermiĢti.
Kapı çalındığında Bilge akĢam
namazını henüz kılmıĢtı. Gönül'den
konukları
kocalarınızı eleĢtirmekten
vazgeçmezsınız. Donattığınız
evlerınızin ihtiĢamı ve lüksü
gizlenebilmektir. Üzerimizdeki
giysi bizi bakıĢlardan uzak tutmalı.
Ben bakıĢlardan
algılama da ya korumacılık, ya
sahiplenmek, ya da itmek Ģeklinde
size yansır. O zaman
vurgulanmıĢ..."
açık etti:
birbirinden ayrıĢsın.
Bazıları, dinin 'furuat'tından olan bu
meseleyi imanın erkanı gibi sundu
ve onu siyasi bir
mücadelesi sürmüĢtür ve
sürmektedir. Bu mücadele çifte
standartlar, insafsızlıklar ve
ya çağdaĢlık, ya da laikliği
sahiplenme kisvesi altında
sunulmuĢtur. Oysa herkes biliyor
siyasallaĢtırılmasını
Mahir:
hakkıdır." Bilge:
konuĢmaya baĢlayınca,
cumhuriyetin de demokrasinin de
canı cehenneme diyor adeta.
"Demokrasiyi ve laikliği
hazmedememelerinin nedeni Ģu:
ÇağdaĢ demokrasilerdeki tabi
ne ala.
nasıl savunabilirsin?
sorusunu da unuttu.
dağıtıyor." Mahir:
kurtulmuyor.
itham edilir.
giydirerek:
uyunuz.' demiĢtir.
''ortna: 10
-----------1 146 I-----------
meselesi değil."
konuĢuldu. Mahir:
"Bütün bu konularda
anneannelerınızin,
babaannelerınızin yaptığını yapın.
Size mantıklı
istedi:
muyum?" Bilge:
tartıĢmaktır."
sorsaydık."
"O olmasaydı ortaya çıkardım."
dedi bir ses.
etrafını kolluyor-du...
gülümsedi:
tebessümle bakarak.
Bilge bunun üzerine gayrîihtiyarî
pencereye yöneldi. Camdan
baktıktan sonra, Gönül'e:
anlaĢılıyor." Gönül:
alamadı:
Bundan..."
duydunuz o duymadı."
"Ama Mahir Bey duydu." dedi
Gönül.
'
"Nasıl yani?"
çekiyor."
ba-
bahsediyorsunuz?"
"Babamın yediklerinden ve
içtiklerinden!"
vasıtası iman ve
-----------1 154 I-----------
"Nasıl yani?"
"Mesela siz uzun süren bir eğitim
ve öğretim döneminden sonra bir
sınava tabi
Ģey söylüyorsunuz?"
değiĢmelere, kırılmalara,
eksilmelere maruz kalmayacak.
Sizin farkınız, baĢlangıç
varlıklari..."
"Bilinenlerden bilinmeyenleri
çıkarmak için çaba göstermektir."
"Peki Ģu anda farklı bir §ey mi
yapıyoruz?"
yorarak."
"Tabi ki Kuran."
"Elbette Kuran'ı yani 'Yaratıcı'nın
Mesajı'm kavramak insanın en
büyük gayelerinden
verseniz..."
etseydınız,
konumda mı
olurdunuz? Bugün,
bu
kinadıklarmızın evreni ve
Yaratıcı’nın sanatını anlama
yolunda yaptıkları çalıĢmaların
değilsınız." Gönül:
"Nedir o hocam?"
belirtilmiyor mu?"
yaĢayabilir miyiz?"
üretmelerini arttıracak."
vaktimiz yetmez.
geçerler mi?"
----------1 160 I----------
kimler?"
ederler."
DUANIN ĠġLEVĠ
yöneltti:
adıdır dua."
"Elbette." Gönül:
"Bunu anladım hocam. Ama 'Allah
her yakaranı duyar, her duaya cevap
verir' deniliyor.
"Nasıl yani?"
Gönül;
"Ama hocam, ay ve güneĢ
tutulması gibi, ne zaman baĢlayıp
ne zaman biteceği belli
yorumlamamanız gerekir..."
"Daha önceki sohbetimizde, duanın
baĢka anlamları da olduğunu
söylemiĢtınız." dedi
Gönül. SinHa:
olursunuz."
etmek değildir.
yakınlaĢmaktır. Bu yakınlaĢma
onun için bir zorunluluktur. Çünkü
insan, âlemin
karılmaya gelmiĢtir.
varlıklarla evreni
zenginleĢtirdığıne inanmaktır.
gücüdür."
ĠBADET
mi?"
"Tabi. Size gelen mesajda bunlar
açık açık zikrediliyor." Gönül:
Gönül:
en harikulade manzaralann
seyredilebildiği, en nefis kokuların
yayıldığı bir bahçeye
kavuĢtuğunuzda, sizde de
evrendeki Rahmanî kurallar hüküm
sürmeye baĢlar. O'nun
ve ĢartlanmıĢlıklarla daralmıĢsa,
hiçbir hakikati tam olarak kuĢa-
tamaz. Örneğin
nimetlerden
mahrum
bırakacağını
bilim
sayesinde
bu
gün
artık
öğrenmiĢ
"Bu kim?"
"Gönül!"
"Hayır onu sormuyorum. Senin
açından kim?"
"Benim karım!"
"Benim elim."
"Onları da say."
egom, benim..."
--
değerleri bulandırmadan,
kirlendirmeden gerçek sahibine iade
edebilmenizdir.
mümkün olmuyor?"
"Görülmeyi istemediğimiz
zamanlarda da bizi görüyor
öyleyse!" dedi. Büyük bir utanç
bozuldu ve utandı.
cehennem olurdu."
daldılar.
SEÇĠM
Usulca yaklaĢıp:
etti. Genç:
Sevde'yi çağırdı.
----------1 176 I----------
pasta ısmarladı.
anlamaktır." diyordu.
Editör Ġrfan ondaki değiĢikliğe
hayret etmiĢti. Masa baĢında
oturanların hemen hemen
düĢüncelerimizin komikliğini
anladım, hepsi o kadar." Ama
Bilge'nin bu cevabından
Forma: 12
-----------1 178 I----------
toplumsal problemlerimizi
kastediyorsan o zaman diyebilirim
ki 'Bizim temel
Hasan atıldı:
ĢaĢırdı ve kızardı:
etmek olurdu.'
dilimini göstererek:
tükettin."
Refet:
-----------1 182 I-----------
verirsin."
ilgilenemedığıni anımsadı.
Çıkarken "Üç beĢ kuruĢçuk
bırakırım." diye geçirdi içinden.
istiyordu:
"Bilge abi!"
da rahat uyusun."
"Geç oldu gitmem lazım, ama bir
iki Ģey söyleyeyim, dilimin
döndüğü kadar. Bence kiĢi
da 'marifetullah'tan
'muhabbetullah'a geçmek ve o
sevgiyi insanlara ve eĢyaya
yürekle döndü.
SEVGĠNĠN SINIRI
karĢılaĢmıyordu.
yer"
araĢtırıyordu
kafasında...
Dedesinden
kalma
yazlıkta
birkaç
hafta
söyleyiverdim."
doğar."
kemâlinden mi kaynaklanıyordu
yoksa psikolojik bir bıkkınlık, bir
hayattan bezmiĢlik
villaların yapıldığını,
memleketlerinin artık tadının
kalmadığını, yaz ayları gelince
vuruyorsun."
DindarlaĢmak, Allah'a
yakınlaĢmak, size yaramadı
galiba." diyordu içinden bir ses
Bilge'ye. Ona karĢılık baĢka birisi
konuĢuyordu Bilge'nin yüreğinde:
"Allah sevdiği
kullarına
"Hayır."
"Ben sana söyleyeyim. O
mütedeyyin zatlar, dindarlık
anlayıĢları gereği, kadın
özgürlüklerinin olabildığınce
istismar edildiği bu zamanda, öyle
serbest kadınlar
"Hangi yargının?"
beliriverdi.
sarhoĢluğundaydı. Kısık
sayılabilecek bir tonla içeriye
seslendi:
ile:
"Ama ben onu hiç aldatmadım ki."
dedi. SinHa:
sordu.
esmeyecek..."
"Ona ne yaptın?"
varlıklar mıyız?"
"Kimdir bunlar?"
olageldi.
"Utanırım."
Sürekli izlendığınızi
düĢündüğünüzde hayatınız zehir
olur. Yaptık-
Gönül:
yerdesınız?"
bulunabiliyorsunuz?"
faydası ne?"
engel oluruz.
"Biz mi fomatladık?"
"Neyi anladın?"
YahudileĢtirir, HıristiyanlaĢtırır
veya MecusileĢtirir...' Doğru
anlamıĢım değil mi
Bilge:
SinHa:
Bilge:
algılıyorsunuz?"
DOĞALLIK VE YAPAYLIK
getirmiĢti hayatını.
dedi.
memnun
eder."
hazırım."
gözünde.
Tanımadığı, hiç Ģahit olmadığı bir
iç coĢkuyla Allah'ın adını
zikretmeye baĢladı. CoĢku
"Hiçbir Ģey"
bulundu:
Yapılan öneriler ve
değerlendirmeler sonrası birlikte
gitmeyi kararlaĢtırdılar. Tabi ki bu
kaldı."
"Bilemiyorum, özel bir Ģey
yaptığım yok."
neriyle ilgilenmedi.
kaynaklanan
sorunlardan
söz
edildi.
Gazeteciler
Cemiyeti'nin
fonksiyonunun
"Hangi Rahmi?"
----------1 205 I----------
vurulmuĢa döndü:
tanımadığını zannetmiĢti.
gömülmesi..."
kız bırakıyorum.
yapamadığım çocuklarımdan,
kendilerine sadece acı çektirdiğim
dostlarımdan özür
hazırlıyorlardı.
nemlenmiĢti.
soruyordu.
sorusunu hatırlattı:
"Nedeh?"
yavan yani..."
parmaklarıyla göstererek:
"Evet"
"Nasıl görebiliyor?"
ilgilenecek."
"Hangi yasaları?"
sarsıldı.
"Hayır!"
sun.
ki Gönül:
sürdürdü:
"Gerektiğinde o, size ulaĢmanın
yolunu bulur." Ġkisi arasında
gerçekleĢtirilen iç
"Sabır ve insafla."
Gönül:
"Nasıl insafla?"
Gönül:
gelmiĢsınız... Bu durumunuzdan da
karĢınızdakiler yararlanarak sizi
kullanıyorlar"
ayrılıkları hakikatsizliklerinden...
Onlar toplumsal yapılarını ve
yaĢam Ģekillerini iyi
ister ve destekler
Bilge:
gereksiz buluyor."
Bilge atıldı:
de bu yaklaĢımı onaylamayan
bütün dinî cemaat ve grupları
'düzenle barıĢık, düzenin
SinHa sordu:
"Evet."
Gönül atıldı:
Bilge:
"Öyle ama ben bunun doğru
olmadığını anladım." dedi. SinHa
yeniden söze girdi:
diyor."
"Peki sence bunların yanlıĢı ne?"
---------1 220 1---------
yok sayıyorlar."
Bilge tereddütsüz:
Bilge:
var?"
göreceksınız."
odur."
"Nasıl yani?"
taraftarlarınca sokuĢturulmuĢ
evrensel gerçeklere aykırı
söylemleri ayıklamak ve tek bir
getirdi."
de."
"Ama hocam yıllar boyunca Ġslam
topluluklarını yönetenler aynı
zamanda halife yani
Gönül:
"Hocam peygamberlerin
yorumlarının doğru olmama
ihtimali var mı?"
"Hayır ama söylemediği halde ona
dayandırılan sayısız yorum var."
Bilge:
diyorlar."
olur." Bilge:
"Öyleyse, dini bizden daha iyi
bildiklerini var saydığımız geçmiĢ
bilginler niçin böyle
mm kontrollerinde tutmak ve
saltanatlarını güçlendirmek
isteyenlerin emirleri
doğrultusunda bu anlayıĢı
kazandı."
tutuyorlar."
talepte bulunmamalıdırlar,
insanlardan bir Ģey talep edip sonra
da onlara hizmet
sohbetimizde bu kadar
yorulmamıĢtım." dedi Bilge...
duruyorlar."
düĢmedığıni düĢünüyorum."
geliyor?"
geliyor."
"Neden?"
kanıtlayacaksın?"
enerjilerınızle düzenleniyor.
Negatif alandaki bir insan samimi
çalıĢmalar yapsa Allah
ediyor." "Elbette!"
ediyor?"
"Nasıl yani?"
girdi:
içinde..."
"Kızım senin bu çocuğa ana olarak
seçilmiĢ olmanın hikmetini Ģimdi
daha iyi
anlıyorum."
Bilge:
çalıĢanları rahatlıkla
bağıĢlayabiliyorsunuz." Bilge:
"Ġnananların bu fevkalade
safderunluğu, dehĢetli canileri bile
alicenap Ģekilde affetmesi,
"Kıyamet mi?"
Hatırlamıyor musunuz?"
muydu?"
mukadderatınız..."
"Nasıl yani?"
"Bilgisayar programlarındaki
virüsler gibi mi?" "Evet ona benzer.
Hani bazı programlar
dayanabilecek Ģekilde
yapılandırılmıĢ bedenınızi ancak
yüz yıl kadar ayakta
tutabildığınız gibi..."
hızlandırıyorsunuz. Normal
zamanını tamamlamadan programın
kendisini kilitlemesine
duraksama idi."
"Hangi öncekiler?"
----------1 234 I----------
"
dokunduğunu sanmıĢtım.
Gerçekten öyle miydi, yoksa bir
kasıt var mıydı?"
"Güzellik, akıllılık ve
yumuĢaklığın seçim nedeni
olmasını n sence izahı var mı?
Belki
mümkün."
"Öyleyse senin bu özellikleri tercih
etmene neden olan asıl etken ne?"
programdır."
olacaktır."
"insanlar Matrix'in bozulmaya
baĢladığını algılayabilecekler mi?"
bozmamaktır."
bozulma iç dünyanızda da
yaĢanıyor. Belli baĢlı iĢaretler
arasında insanlardan 'yetinme
"Korkarım bu gerçekleĢti.
Etrafımızdaki insanların çoğunluğu
bu ruh hali içinde."
gerçekleĢti.
---------1 238 !---------
Dördüncü
aĢamada
'güven
Ģifreleri'nin
zedelenmesi
yer
almaktadır.
Ġnsanı
tanrıtanımazlığa yönlendirmekle
görevlendirilmiĢ 'karanlık settiler',
zedelenmiĢ
onarmaya çalıĢıyoruz.
gittikçe azalıyor."
yor?"
yanıtladı: "20.30"
yapmıĢtı." Gönül:
bulamayabileceğınızi söylersek
abartı olmaz."
mu?"
"Öyle de denilebilir. Çünkü bir
Ģeyin varlık sahasına çıktığı an,
onun için sonun
"Evet."
"Öyleyse, Allah'ın kaderimizi
bilmesi ve 'Bu senin kaderindir.'
demesi bizim onu
"Örneğin?"
birtakım kısıtlamalar ve
engellemelerle karĢılaĢırsınız ki
bu da kader çerçevesine girer.
"Dokunursa ne olur?"
"Kuralı çiğnemiĢ olur ve ceza alır."
sordu.
"Rol seçimi Yaratıcı'ya aittir. Size
düĢen rolünüzü iyi oynamaktır.
Ancak bu takdir o
batıyormuĢ zannediyordu...
yiyorlardı...
mırıldandı. Gördüklerine
inanamamıĢtı. Bu ne anlama
geliyordu?..
korkusundan ne uyuyabiliyor, ne de
yataktan çıkabiliyordu.
bir Ģey
Bilge sakinleĢmiĢti.
"Çok acayip bir rüya gördüm." dedi.
O anda sabah ezanı okundu...
Televizyonun kumandasına
dokundu, rasgele bir kanal açtı.
Reklamlar vardı, insanlar
"Ben de ne?"
yöneltti:
yararlanmaya bakıyorlar.
Ceplerinden çıkardıkları ekmek
parçaları kazandıkları helal
"Peki ne yapabiliriz?"
dedi Bilge...
da meraklandırdı:
dokunurdu o kadar..."
nesin, kimsin?"
yanaĢmadı:
olmuĢtu...
KADIN VE MUMIN
babası bu düĢünceye
yanaĢmıyordu. "Tek baĢınıza
orada ne yapacaksınız? Gelin
buraya.
gelmiĢ olmasın?"
veren olmadı...
Gönül yetiĢti:
Mahir:
"Evet"
sordu:
para olurdu."
"Ne olmuĢ?"
"Neden?"
eyliyor bizleri."
bulaĢmaz..."
geldi...
Bilge, hâlâ olayın Ģokunu
üzerinden atabilmiĢ değildi:
reddedilebilirlik özelliklerini
beraberinde getirir... Yaratıcı’nın
hiçbir emrinde, hiçbir
olacağını da kavrarsınız...
"Niçin?..."
mısınız?"
"Muvahhid ne demek?"
SinHa:
ediyorsunuz?"
inandık diyorsunuz...
"Sayılır..." Gönül:
"Çağımızda da bazı Müslüman
alimler evlenmek istemediler. Ama
peygamberimiz
"Nasıl yani?"
"Neden?"
de evlenmemesi gerekenlerden
miydi ki
H 264
etsin?"
Gönül...
"Onu sevdim."
çıkarlarının yönlendirmesiyle o
eĢleri seçiyorlar... Kendilerinde
açığa çıkan sevgiyi de
yeter bir gerekçe kabul edip
evleniyorlar. Sonra da o dünyadar
eĢleri aracılığıyla kaderin
tokatlarını yiyorlar."
bırakmıyorsunuz, idare
ediyorsunuz. Demek ki orada da
yanlıĢlarınız var. Temel olan,
"Ne gibi?"
Nesli yaratmak ve
----------1 266 I----------
oluyorsunuz... Neden?"
"Neden?"
inanıyoruz." SinHa:
tüketebilirsınız. O zaman da
yaĢama kudretınızi kaybedersınız.
Ġktidarınız uçup gider,
ne medeniyet üretebilirsınız ne yeni
bir dünya kurabilirsınız, ne de
hayatınızı
geliĢtirebilirsınız.
mutluluk getirmiyor.
Birlikteliklerınız bir hazzin
paylaĢımı haline dönüĢüyor ki
hiçbir
Lezzet vermez.
doğurduğu mıknatıslanmayı
kaldırsa bir dakika bile birbirınıze
tahammül edemez,
hayatı kendınız için cehenneme
çevirirsınız."
yapmıĢ olursunuz."
"Nasıl yani?"
AcıkmıĢtı.
TAHMĠN VE YORUM
geliyordu, ya da Gönüller
gidiyordu. O gece de beraberdiler...
Hatta Aysun erkenden
kaçırmıĢ, sonra da
toparlayamamıĢtı. Sonunda da
yalan söylemektense gerçeği olduğu
okuyabiliyorsun, ne
konuĢabiliyorsun." Tam bu sırada
Gönül içeri girdi. Harun'un bu
Ģey..." Harun:
ki Harun atıldı:
okuduğunu anımsadı:
atmıĢtım." Harun:
söyledi. Bilge:
"Eğer istersen ben size borç
verebilirim." dedi. Harun bu kere
de:
Gönül:
Gönül toparlandı.
"Bismillahirrahmanirrahim." dedi.
Üç kere salat ve selam getirdi.
Bilge:
Gönül:
Harun:
yaklaĢtırılır."
Harun:
"Yenge, Allah'ını seversen anlaĢılır
konuĢ! Muhkemat, müteĢabihat,
tevil, tefsir ben
toparlandı:
"Dilimin döndüğü kadar anlatayım."
dedi ve anlattı: "MüteĢabihat, 'akıl
yoluyla
Harun:
anlatmıĢlar."
Bilge:
Gönül:
Aysun:
kalmazdı!
kalacaklardı... Bu da gerçekçi
olmazdı... Mademki hayat bir
sınavdır, Hakk'ı onaya razı
olanlar kabul, etmeyenler red
seçeneğini kullanır."
Harun:
kavrayasınız!"
Harun:
dönmüĢtü. Bilge:
Gönül:
Bilge:
Aysun:
"Niye olmasın?"
Gönül:
dedi Harun.
anlatılmamıĢ. TeĢbih ve
temsillerle anlatılmıĢ... Ġsteyene
istediği gibi yorumlama imkanı
verilmiĢ...
anlamıĢlar.
Gönül:
kusuru var?"
kabul eder...
Bu nasıl oluyor?"
düĢünmemiĢler... Hükümlerini de
ona göre vermiĢler."
"Ne gibi?"
"Örneğin rivayetlerde 'Bir zaman
gelecek Allah diyen kalmayacak.'
denmiĢ... Harun:
"Doğru mu?"
"Anıyorlar."
doğrulmayan
---------1 284 h-------
"Nedir o?"
"ġudur, içinde Allah'ın bolca
zikredildiği tekke ve zaviyeler,
medreseler doğal
"Kapatıldı."
dedi...
hissettirirler." Aysun,
hazırlık yapardı"
anlatacağımı unuturum."
"Doğru..."
"Öyle."
ahiret
korkusunun
insan
hayatında
ortaya
getirdiği
yapıcı
fonksiyonlardan
etkilenmeyecek, hayatlarını gaflet
ve sefaletle geçireceklerdi. Son
ümmetler ise feryat
ve figanla ömürlerini
geçireceklerdi. Bu zaten sınav
sırrına da aykırı olurdu...
den ve inançlarından
vazgeçiyorlar... ĠĢte Deccal'in
tehlikesi de burada ortaya çıkıyor.
düĢündüğünüzde kendiliğinden iĢ
anlaĢılır. Demek ki onun
zamanında iletiĢim çok
iĢitilecek...
da:
birtakım haksızlıklara ve
adaletsizliklere dur demek için o
yöne yönelirler. Onlara, bu
etkilenecek...
var."
----------1 290 1----------
mı?"
"Evet!"
gerekiyor..." Gönül:
"Ya nedir?"
"Kanaatsizlik ve aç gözlülük
yüzünden insanların gelirleri,
giderlerine yetmeyecek. O
veremedi...
bağlan koparacak...
DOĞU BATI
geçiriyorlardı...
"Farkında mısın?" dedi Gönül,
"Küçük kasabalarda dostluklar ne
de çabuk geliĢiyor?"
bile yok."
294
ki..."
bulunmuyorlar."
anlamıyoruz."
"Neden?"
"Ya ne?"
sürdürmemiz gibi.
mataralarımıza, Ģarap
doldurdular... Ayılmak için
mataralarımıza sarıldıkça daha bir
benliğimizden uzaklaĢıyoruz.
Medeniyeti temsil etme sırası bize.
geldığınde, gafil
yedirmiyor."
Gönül gülerek:
-
"Yok canım, Ģöyle böyle bir saattir
Bilge, Doğu toplumlarını nasıl
kurtarabileceğimiz
"Nedir o?"
durumda..."
"Aslında bunun cevabını
bilmiyorum desem yalan olmaz. A-
ma bana göre mağlup olan
Hıris-tiyanlaĢan insanlar,
konumuzun dıĢındadır. Çünkü
onlar kendi dinlerini
dinsizleĢmek baĢka."
"Nedir kanıtları?"
Müslümanlardır."
yüklüyorsun Hakk'a."
bilelim artık."
"Bil tabi ama neye göre biliyorsun?
ĠĢte ben tam da bunu
kastediyordum. Yani sende
isimlerinden biridir...
"Söyleyemeyiz."
konuĢurduk.
Forma: 20
306
"Tabi ki onlara."
gerçeğidir."
"Ġkincisi ne?"
"Nedir o?"
izah etmiĢtir...
öne geçer."
"Neyin var?"
olmaktır" Harun:
hesaba çekileceğiz.'
"Elbette! Çünkü Son Mesaj'da
Yaratıcı sizin için, 'Biz sizi örnek
bir topluluk olarak
lazım?" Harun:
eleĢtiriyor" Bilge:
----------1 312 I----------
"Neden?"
musun.'
Aysun atıldı:
"Söylediğimden bu mu
anlaĢılıyor?"
olur?..
Halbuki önce cevizin en dıĢ kabuğu
soyulur, ikinci sert kabuğu kırılır ve
ancak o zaman
Gönül:
----------1 314 I---------
TUHAFLIKLAR
vardır."
-----------1 316 I----------
aĢağıdan bağırıyordu:
"Ne dedin?"
"Hatırlasana Ġstanbul'dan
ayrıldığımız zaman bizi, böyle bir
kumru takip etmiĢti de yine
dedi...
Bu esnada karayolundan çıkarak
dağ yoluna girmiĢlerdi. Kıvrilan
yolu takip ederek,
yapıyordu.
----------1 318 I----------
olmuĢtu...
görmediler...
ĢiĢirdiler.
süzüyordu.
Tekrar tekrar:
de istemiyordu... ġehre
döndüklerinde güneĢ batıyordu.
Nerede ise akĢam olacaktı ama,
geçti.
bakmaya çalıĢıyordu...
Forma: 21
322
düĢündü:
çin:
dedi. Harun:
^ 323 h
na
tarafindan öldürülmesinden
etkilenmiĢti. Harun ise, gemiyi
batırmasından etkilenmiĢti.
Bilge ise:
Aysun alındı:
düĢünceye daldı.
de söylediklerinden ürpermiĢti...
Gönül:
yan döndü.
Bilge, uzun süre sırt üstü öylece
kaldı. Olup bitenleri çözümlemeye
çalıĢıyordu...
çalıĢıyordu...
ona...
birileriyle konuĢuyordu.
KonuĢulan lisan Arapça'ya
benziyordu ama değildi. Bilge
olduğunu hissedebilirdi?
sendeki benim!"
sın
bilmediğimdir."
"Neyi bırakayım?"
"Senliği!"
"Öyle sanıyorum."
"Zaten hep sanıyorsun. Daha kim
olduğunu bile bilmiyorsun."
"Ben Müslümanim!"
kudretini."
----------1 328 I----------
"Derk etmektir?"
"Bilmeyeceğini bilmektir!"
yapacaksın?"
"Nasıl?"
"Ne gibi?"
"Niçin?"
mu?"
"Olmuyor."
"ĠĢte nedeni bu. Bu anlayıĢ bu
asrın özelliği, bir hastalığı, bir
modasıdır. Yani bu asrın
ili
---------1 330, 1---------
göremiyorum."
"Benden ne istiyorsun?"
"Adi sensin?"
insafsızsın?"
"Ben insafsız değilim. Görevimi
yapıyorum. Senin foyanı açığa
çıkarmakla görevliyim.
yaĢamanın zorluklarını
anlatıyorum."
görüyorsun?"
"Öyle de denilebilir?"
tanrıyım!"
"Nasıl tanrısın?"
"Bayağı. Taptığın Ilah'ta hangi
özellikler varsa bende de var."
misin?"
"Hayır."
"Neden?"
"Sonsuzluğun kendisi."
zorundayım."
tam bilemez."
"Ġnsaf ne?"
"Yani acıma!"
acıyayım!"
girerim."
"Bunu baĢarabilmiĢ insan var mı?"
"Az
ama var.
"Evet."
"Yani?"
"Neden?"
"Hayır."
"Sayılır."
"Sayılır ne demek?"
"ĠlahîleĢmek için."
"Biliyorum."
rız.
"Mercedes?"
"Neden?"
"Motoru çok güçlü ve sağlam?"
"Sayılır."
BEKLENMEYEN MĠSAFĠR
ağlamaya baĢladı.
çalıĢtı... Gönül:
Bilge:
ingiltere'ye gitmemiĢim de
Anadolu'nun herhangi bir
kasabasında bir akrabama
bile yok...
Bilge:
aklını yersin."
yaĢıyorlardı ki hayatlarında bu
kadar radikal değiĢiklikler
yapabiliyorlardı...
ediyordu...
öldürülmüĢtü...
---------1 348 I--------
labileceğinden kuĢkulanmıĢ' ve
'Eğer bütün insanlar cennete
gidecek, yalnız bir insan
toparlandı:
sordu:
doldurur."
"Bu güzel?"
"Nasıl güzel?"
kalır mı?"
ilgilendirir?"
mı
buna ne dersin?"
eĢyanın değiĢmesinden
edindiğimiz bir inti-badan ibaret
değil mi?"
reorganizasyon gerçekleĢtikten ve
sizin türünüz varmak istediği yere
vardıktan sonra
gideceğini aklıma
sığdıramıyorum...Yani bu evren
nasıl yok edilecek, yok edilmesine
edilecek mi?"
soramazdım."
kendilerinden geçtiklerini de
anlamıĢ olmalısın!"
"Hissedebiliyorum, diyebilirim."
zamanda yeniden
sağladı...
olmuĢtu...
"Sen kimsin?"
"Burada ne yapıyorsun?"
günü."
"Neden?"
"Nasıl yani?"
diyor.
"Yani Georgi de Müslümanlarla
birlikte mi bekliyor?" "Evet!"
"Peki nasıl?"
gibidir."
"Yaptım."
"Verdiler."
Neden, orada?"
gördüler."
"Farkh mı?"
ederlerdi."
göreceklerini söylüyorlar."
"Hangi nenem?"
"Neden?"
"Ne gibi?"
"Nasıl?"
ve buna inanıyorlar."
bekleyemezsin."
"Peki neden herkese bu program
yüklenmemiĢ?"
var..."
sunar."
inanmıyorsun. Bilemiyorum
dedığın zaman inanmıyorsun
demektir."
"Ölümsüzün gölgeleri de
ölümsüzdür derim. KarĢıdaki suya
kadar sürerdi."
"Yani?"
Yaratıcı’nın bu kudret ve
ikramlarının, bu güzellik ve
sanatlarınin en iyi okuyucusu ve
zorunlu neticesidir.
olacaktır ve ebediyen
yaĢayacaktır..
"Elbette."
mu;
"Var.
"Yirmi sekiz"
aktarabilir,
tamamen
boĢaltabilir
ve
yeniden
yükleyebilirsınız
ama
ciplerini
değiĢtiremezsınız. O zaman
tamamen yok olur. Bu da sizin
ölümünüz demektir..."
kuĢatamıyor..."
"Hayır gitti."
"Ne konuĢtunuz?"
sohbetti."
memnundu:
da yiyelim."
Bilge:
Haluk bilinçsizce:
"Nasıl?" dedi.
"Annemi severim."
"Onu benim için feda edebilir
misin?"
kendini toparladı:
"Nasıl?"
"Bu ne demek?"
"Ġstedığın Ģeyi."
lur."
dönüĢü olmaz..."
gravürü çizilmiĢti.
oynamıĢtı?
beyazlar vardı.
öylece duruyordu.
Gönül'ün sayısız kere "Ne oldu?"
sorularına yanıt vermek için ellerini
çekti:
yoktu...
372
"Anlatsam da anlayamazsınız!"
dedi. Sonra birdenbire Be-tül'ü
hatırladı;
Sonra da ekledi:
"Gece çok fazla abur cubur Ģey
yedik. O seni rahatsız etmiĢ
olabilir."
oturttu.
tablodan etkilenmiĢti:
Haluk:
"Evrenin kitabı nedir?" diye sordu.
Gönül:
gerçekleĢir."
yapacaksın diyor..."
kalmıĢtı.
"Efendim?"
"Orası da neresi?"
fısıltıyla...
...
Anı Defterim
"Karalamalar^^
Ayse Bulut
gelene açık...
Ģekerli leblebilerimizdi.
mensubu:
hissediyorsunuz, dedi.
ĢaĢkınlığın, afallamanın
ifadesiydi. "Bize neler
söyleyeceksınız, neler
hissediyorsunuz.'"
— BlGE —
AĢk Günlüğü
Özcan Ûnîû
m
içimizdeki Mevlana
Cihan Okuyucu
Burası Dünya
kere...
Beni Affeder misin Sevgili ?..